Otomotiv yol haritasını arıyor
Transkript
Otomotiv yol haritasını arıyor
KOCAELİ SANAYİ ODASI ODAVİZYON KOCAELİ SANAYİ ODASI aylık resmi yayın organıdır Hibrit mi, elektrikli mi, ara çözümler mi? KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: Ciddi bir sanayi reformu gerekli SAYI 102 MART 2015 Otomotiv yol haritasını arıyor Duayeni Lütfü Canıgeniş’ten pişmaniyede ‘en iyi’nin formülü: KARAR, DENGE, UYUM... Solmaz Gümrük Müşavirliği Genel Müdürü Semih SÜTÇÜ: Karayolları 1. Bölge Müdür Yardımcısı Asım ÖZTÜRK: GÜBRETAŞ Genel Müdürü Şükrü KUTLU: YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ STATÜSÜ AB AYRICALIKLARDAN YARARLANMAYI DA SAĞLIYOR KOCAELİ’DE 13MİLYAR LİRALIK 131 YATIRIM PROJESİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ GÜBRETAŞ GLOBAL BİR MARKA OLMA YOLUNDA HER GÜN İLERLİYOR ARAŞTIRMA FON SEKTÖRÜNDE YENİ VE BÜYÜK ADIM... TÜRKİYE ELEKTRONİK FON TRANSFERİ PLATFORMU FAALİYETTE FORUM SANAYİCİLERE GÖRE ‘YERLİ MALI’ KULLANIM ZORUNLULUĞU OLUMLU SONUÇLAR DOĞURACAK ÖDÜL ŞAHABETTİN BİLGİSU ÇEVRE ÖDÜLLERİ İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI Türkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı Turkey’s Leading International Trade Fair for the Automotive Industry TÜYAP Büyükçekmece - İstanbul / Turkey 9 – 12.4.2015 Destekleyenler / Supporters /automechanikatr /automechanikaistanbul /automechanikatr Automechanika Istanbul Automechanika Istanbul BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE INSPECTION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY IN ACCORDANCE WITH THE LAW NUMBER 5174. 39 52 55 içindekiler KOCAELİ SANAYİ ODASI Adına İmtiyaz Sahibi Memet Barış Turabi 2 Başkandan: Ciddi bir sanayi reformu gerekli Yayın Kurulu Ayhan Zeytinoğlu, Memet Barış Turabi 4 Etkinlik: Çanakkale Savaşları’nın 100.Yılı 6 Teşvik - Haydar Yenigün: Elektrikli araçlara geçiş kolay olmayacak 8 Etkinlik: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Reklam ve Haber Koordinasyonu: Elif Bilgisu 10 Sosyal sorumluluk: KSO ve MEB’den anlamlı proje 11 Sağlık: 14 Mart Tıp Bayramı 17 Araştırma: TEFAS Fotoğraf: Murat Özer 28 Forum: Yerli malı 32 Meslek Komitesi: Tıbbi ve Zirai, Kimyasal Ürünler Kocaeli Sanayi Odası Adres Fuar içi 41040 Kocaeli Tel: 0262 315 80 00 36 Çevre: Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri için başvurular başladı 38 Etkinlik: Seminer / Toplantı 40 Meclis Toplantısı 44 Rapor: Kocaeli’de şubat ayı kapasite kullanımı yüzde 70.6’ya geriledi 45 Şirketlerden 48 Duayen sanayici: Lütfü Canıgeniş 52 Ziyaretler: Meslek komitesi ziyaretleri 56 Gümrük: ‘Yetkilendirilmiş Yükümlüler’ gümrük işlemlerine hız, ihracata ivme kazandırıyor 62 Ar-Ge Merkezleri: Kocaeli Ar-Ge sıralamasında 3. oldu 64 ABİGEM nadolu Basın Merkezi Yayına hazırlık: Genel Yönetmen Levent Akbay Editörler Yayın Koordinatörü Görsel Yönetmen Belma Özgen Umutcan Akbay Melis Çinçinoğlu reklamlar Yayın Şefleri: Didem Özen, Esra Özgen Görsel Destek Anadolu Basın Merkezi İletişim: Adres: Birlik Mahallesi 414. Sokak 10/B Çankaya/ANKARA Tel: 0312 496 01 37 - 09 www.anadolubasinmerkezi.com Baskı Arkadaş Basım Sanayi Ltd. Şti. Kazım Karabekir Cad. Sütçüoğlu İşhanı No: 37/4 Ulus-ANKARA Tel: 0312 341 57 07 Bodycote AŞ. 11 Anadolu Sağlık Merkezi 11 Dünya Göz İzmit Ön Kapak içi 12 Emniyet OSGB Arka Kapak İçi 13 Ovam Sağlık Grup 17 Alkhair Portföy Yönetimi AŞ. 19 HSBC Bank AŞ. 21 Bizim Menkul Değerler AŞ. 23 Yapı Kredi Portföy 25 Ünlü & Co 26-27 31 Yayın Tarihi: 11.03.2015 38 07 09 Akbank Hannover Messe / Automechanika 2015 Arka Kapak Solmaz Gümrük Müşavirliği AŞ. Ford Gübretaş 10 [Başkan’dan mektup ► ‘İhracatçı bir ülke olmak’ ile ‘kur riski alarak iç piyasaya çalışmak’ paradoksunu aşmak gerektiğine dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu; Ciddi bir sanayi reformu gerekli K ocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu kısa dönemde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanının ekonomide yeni risklere yol açmaması gerektiğine işaret ederek, bunun sağlanmasına yönelik olarak ‘Ciddi bir sanayi reformuna ihtiyaç olduğu’nu söyledi. İhracatın desteklenmesi için TL’nin değer kaybının gerekli olduğunu, buna karşın reel sektör dahil Türkiye ekonomisinin döviz borçlanması yoluyla kur riski alarak büyüdüğünü belirten Ayhan Zeytinoğlu “Bu tam bir paradokstur. Bu yönüyle ihracatı da önlemektedir.” şeklinde konuştu. Ağırlıklı olarak küresel piyasalardan kaynaklanan ve gelişmekte olan ülkelerde daha fazla dalgalanmalara yol açan bu hareketin ekonomide yeni belirsizliklere yol açmayacak şekilde, uyum içinde yönetilmesi gerektiğini söyleyen, ihracatçıların döviz kurlarının yükselmesine karşı olmadığını, buna karşın kısa dönemde yaşanan sıçramaların dengeleri bozduğunu ifade eden Ayhan Zeytinoğlu, TL’nin değer kaybının henüz tolere edilebilir olduğunu belirterek, reel efektif döviz kuru endeksine ilişkin rakamların TL’nin değer kaybında endişe verecek bir duruma işaret etmediğini söyledi. Buna karşın dolar kurundaki artışın reel sektör açısından yeni borç yükü anlamına geleceğine dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, kontrol edilemeyen artışın maliyetleri artıracağını, bilançoları da bozacağına dikkat çekerek, “Kurlardaki sıçrama bir yandan da moralleri bozuyor. Bu yönüyle dolarizasyona da yol açabilir. Bu nedenle ekonomi yönetiminin vereceği mesajlar da önem taşıyor.” şeklinde konuştu. TL’nin gelişmekte olan ülkeler içerisinde en fazla değer kaybeden para birimleri arasında olduğuna dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, “Avrupa Merkez Bankası ‘para basacağım’ diyor. ABD ise ‘faizleri arttıracağım’ diyor. Zaten bu ikisini üst üste koyduğumuz zaman doların değerinin artacağını görüyorsunuz. Burada önemli olan bizim faizleri nerede tutacağımız. Eğer faizleri çok yüksek tutarsak dolar o kadar yükselemez. Ama biz de faizlerin çok yüksek olmasını istemiyoruz. Bence önümüzdeki dönemde dolar euroya karşı yüzde 10’dan fazla değer kazanacak. Dolayısıyla TL bazında da yükselme devam edecek. Dövizin artması, TL’nin değer kaybetmesi ihracat yapanlar için iyi bir şey. Olumsuz yönü ise dolar-euro paritesinin euro aleyhine oluşması. Çünkü biz birçok ürünümüzü dolar bazında alıyor, euro olarak satıyoruz. ” şeklinde konuştu. rine gerilemesi, Brent tipi petrolün 60 doların üstünü test etmesi, Türkiye’de Merkez Bankası faiz indirirken, referans faizde yükselme yaşanması, gerek piyasaların, gerek Merkez Bankası’nın beklentisi üzerinde enflasyonun açıklanması ve İMKB’deki kayda değer düşüş öne çıktı. Faiz cephesi açısından baktığımızda, faizdeki yükselmenin temelde enflasyondaki yükselme ile ilintili olduğunu düşünmekteyiz. Ancak bunun yanı sıra konjonktürel olarak sadece Türkiye’de değil, global olarak da algılamada stresin daha çok arttığı bir ay yaşadık. Genelde “Ekonomide sıkıntı havası mı var?” anlamında bir dönüş oldu. Bir tarafta ABD 4. çeyrek büyümesinin görece düşük kalması, Avrupa’da Yunanistan’a ilişkin 3. paketin onaylanmamasına yönelik açıklamaların yapılması, petrol fiyatının hala düşük görülmesi, petrol fiyatının halen düşük seyretmesinin özellikle Rusya ve Brezilya olmak üzere ilgili ülkelerde sorunlu süreci devam ettirmesi, Orta Doğu’da klasik gerilim sürecinin yeniden üst limitleri zorlaması son dönemin olumsuz algılamaya dönüşümünde etkili oldu. Türkiye’de de iklim etkilerinin gıda fiyatlarını daha sert etkilemesi enflasyonda etkili olurken, petroldeki düşüşün durması, aksine yüzde 10’un üzerinde artış yapması, ikincil etkilerdeki iyileşmeyi pozitiften negatife döndürdü. Euro/dolar paritesindeki gelişmenin de ABD’deki reel faiz beklentisinin AB’ye göre halen cazip kalmış olması, dolar yönündeki arbitraj alımlarını tetiklemeye devam etti. Parite de 1,11 in altını gördü. Artık parite konusunda ciddi bir eşik noktasına gelindiğini düşünüyoruz. Bundan sonra bu noktada Amerika’nın doğal olarak artık ihracat politikasının rahatsız olacağını düşünüyoruz. Ama Avrupa’da işler hala iyi gitmemeye devam ederse, Avrupa’da sadece piyasada fiyat değişikliklerini değil, yapısal değişimleri hatta çöküşleri dahi görmemiz söz konusu olur. Paritede böyle bir dönemde Euro’nun aleyhine devam da edebilir. Ancak Avrupa’da bireyselliğin hakim olmaya başlaması, ABD’de ise arzulanan ekonomik büyümede yeniden duraksama yaşanması halinde paritenin yönü euro lehine olabilir. Dolayısıyla şu anda iddialı konuşmak çok da yerinde olmayacaktır. Yani her iki tarafa da gidebilir.” Başkan Zeytinoğlu ekonomik göstergelerdeki gelişmeleri de şöyle yorumladı: SON 1 AYDA GLOBAL STRES ARTTI Ayhan Zeytinoğlu son 1 aylık süreçte yaşananların dünyada stresin artmasına yol açtığını dikkat çekerek şunları söyledi: “Son bir aydaki dikkat çeken verilere baktığımızda; doların tırmanışı, euro/dolar paritesinin daha da inerek 1,1035 seviyele- İŞSİZLİK Ekim ayı işsizlik oranı yüzde 10,5’den 10,4’e geriledi. İşgücüne katılımdaki gerilemenin etkisini görüyoruz. Oranın düşmesinin nedeni iş arayanlarda binde 2 kadar azalma olmasından kaynaklanıyor. Kocaeli Odavizyon Türkiye’nin ciddi bir sanayi reformuna ihtiyacı var Doların 2,60’a doğru gelmesi aslında bizler açısında makul bile saymadığımız hala düşük seviyelerdir. Türkiye ekonomisinin gerçeği ise dış sermayeye bağımlı dolayısıyla döviz borçlanması ile yatırım yapıp, ağırlıklı iç piyasaya çalışan ciddi kur riski taşıyan bir anlayış taşımasıdır. Böyle olunca bu anlayışa bağımlı firmalarımız dövizin yükselmesinden dolayı endişe duyabilmektedir. Bu tam bir paradokstur. Böyle olunca da Türkiye ihracatçı ülke konumuna geçmeyi de başaramamaktadır. Bu nedenle biz sanayicilere daha fazla rol düştüğüne inanıyoruz. Türkiye sermaye malı ithalatçısı konumuna daha fazla dönmeyi başarıp, gerekli yerlerde teknoloji transferini gerçekleştiren ülke konumuna dönerse, dünyaya daha fazla katma değerli ürün satabilir. O yüzden ciddi bir sanayi reformuna ihtiyaç duyduğumuzu bir kez daha vurgulamak isteriz. BÜTÇE Ocak ayında bütçe 3,8 milyar TL fazla verdi. 2015 yılı Ocak ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 oranında artarak 40,1 milyar TL oldu. Bütçe giderleri ise binde 9 oranında artarak 36,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Ocak ayında vergi gelirleri ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 oranında artarak 34,9 milyar TL oldu. Yılın ilk ayında bütçemizin 3,8 milyar TL fazla vermesini olumlu değerlendiriyoruz. Özellikle giderlerin sadece binde 9 artması sevindiricidir. Bütçenin gelecek dönemlerde de istikrarlı sonuçlar vermesini bekliyoruz. KAPASİTE KULLANIMI Sanayinin kapasite kullanımı Türkiye’de yüzde 73,7’den yüzde 72,8’e geriledi. Kocaeli’de ise yüzde 70,9’den yüzde 70,6’a düştü. Gerek ilimiz, gerek Türkiye genelinde kapasitelerde beklediğimiz canlanma hala gerçekleşmedi. Tersine Türkiye genelinde şubat ayında belirgin bir düşüş gözlemliyoruz. Sanayi Türkiye ekonomisinin lokomotifini oluşturuyor. İmalat sanayine yönelik yeni desteklere ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. FAİZ ORANLARI Merkez Bankası 25 Şubat tarihinde gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu toplantısında, politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 7,50’ye çekti ve ayrıca koridorun üst bandını yarım puan, alt bandını çeyrek puan indirdi. Merkez Bankası’nın nispeten tartışmalı bir ortam neticesinde çok da sürpriz karşılanmayan optimal bir karar verdiğini düşünüyorum. Enflasyondaki en az yüzde 1 puan düşüşüne dayalı faiz indireceğini açıkladıktan sonra enflasyonu yıllık yüzde 8,17 yerine, son veride yüzde 7,24 olması nedeniyle ara toplantıyı da yapmamış ve böylece faiz indirimine gerek görmemiş idi. Ancak mevcut açıklamada enflasyona ilişkin yeni bir veri henüz açıklanmadan 24 Şubat itibariyle piyasa tarafından faiz indiriminin gerekli olmadığı kanaati hakim olduğu bir ortamda, politika faizini 25 baz puan indirmiştir. Gecelik borç almayı da dolayısıyla 7,25’e indirerek bir ölçüde yoğun taleplere karşılık verebilmiştir. Diğer taraftan ise son dönemdeki kaygılarından olan döviz değerlerinin aşırı yükselmesine maruz kalmamak için çok da yüksek bir indirimi tercih etmemiştir. MB’nın yaptığı faiz indirimini verdiği sinyal açısından önemli buluyoruz. Amerika Merkez Bankası’nın yaz aylarının başında faiz artırımına geçeceğini bekliyoruz. FED’in faiz artırım kararı alana kadar faizlerin düşmesi yönündeki bu olumlu sinyalin yatırımlar açısından çok önemli görüyoruz. DIŞ TİCARET Şubat ayı ihracatı 12,2 milyar dolar yüzde 4,4 geriledi. İthalat ise yüzde 7.6 gerileyerek 16,9 milyar dolar oldu. Yılın ilk iki ayında ihracatımızdaki gerilemeyi ocak ayında 1,5 milyar dolar ve şubat ayında 1,7 milyar dolarlık altın ihracatı nispeten dengeledi. Ocak ve şubat aylarında son dört yılın en düşük ithalatı gerçekleşti. Dolayısı ile dış ticaret açığı da yüzde 15,1 azalarak 4,6 milyar dolar oldu. Yıllık ihracatımız geçen yıl Ağustos ayından bu yana gerileyerek 156,8 milyar dolar oldu. İhracatımızdaki son aylardaki bu gerilemenin; döviz kurundan ve gümrük mevzuatındaki değişikliklerden kaynaklandığını düşünüyoruz. Döviz kurunda görülen oynamalar ithalatı olumsuz bir şekilde etkilerken, ihracatı hem pozitif hem de negatif etkiliyor. Ayrıca hammadde ithalatında alınan tedbirlerin olumsuz yansımalarını da görüyoruz. Biliyorsunuz Bakanlar Kurulu, inşaat malzemelerinden, hırdavata, manikür-pedikür malzemeleri ve törpülerden, küçük mutfak aletleri ve kırtasiyeye kadar birçok ürünün ithalatına yüzde 25 ek vergi getirdi. Kocaeli Odavizyon [etkinlik ► KSO, Çanakkale savaşının 100’üncü yılı kapsamında ‘Çanakkale Tanıtım Projesi’nin ilk konuğu oldu Ç anakkale Savaşlarının 100’üncü yıldönümü nedeniyle Çanakkale Ticaret Ve Sanayi Odası’nın daveti üzerine Kocaeli Sanayi Odası’nın Meclis Üyeleri ve Meslek Komitesi Başkanları ile Oda çalışanlarından oluşan toplam 65 kişilik grup bölgeyi kapsayan ziyaret gerçekleştirdiler. 10-11 Şubat 2015 tarihlerinden yapılması programlanan ancak, hava koşullarının olumsuzluğu nedeniyle iki hafta sonrasına ertelenen KSO’nun Çanakkale gezisi, 2425 Şubat tarihlerinde gerçekleştirildi. Programın ilk gününde Anadolu Sağlık Vakfı Direktörü Necmettin Özçelik ve bölgenin en deneyimli rehberi Kenan Çelik’in ayrıntılı anlatımlarıyla, Çanakkale Savaşlarının yönetim alanı olan Bigalı Köyü ve Şehitlikler ziyaret edildi. Çanakkale Şehitliği’nde düzenlenen törende Avustralya Başkonsolosu Nicholas Sergi ve KSO Başkanı Zeytinoğlu, Çanakkale savaşlarının öneminden söz ederek birlikte anıta çelenk koydular. Çanakkale gezisinin ikinci gününde, Kocaeli Sanayi Odası kafilesi Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin ve Meclis Başkanı Osman Okyay tarafından karşılandılar. ÇTSO’da yapılan toplantıda, KSO Başkanı Zeytinoğlu Kocaeli sanayi hakkında bilgi aktarımında bulunarak Çanakkale Savaşlarının öneminden bahsetti. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Okyay, bölgelerinin kültürel ve ekonomik durumları hakkında bilgi verdi. Ve Çanakkale tanıtım filmi izlendi. Toplantı sonrası Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası binası altında buluna Piri Reis Müzesi gezildi. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası KSO Başkanı ve kafilesini Kolin Otel’de çiçekle karşıladılar Kocaeli Odavizyon KSO Başkanı Zeytinoğlu, Avustralya Başkonsolosu Nicholas Sergi’ye günün anısına plaket sundu Avustralya Başkonsolosu Nicholas Sergi ve KSO Başkanı Zeytinoğlu Çanakkale Şehitleri anıtına birlikte çelenk koydular Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülend Engin ve Meclis Başkanı Osman Okyay KSO Başkanı Zeytinoğlu’na günün anısına plaket verdiler Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapılan toplantı sonrası Kocaeli Sanayi Odası üyeleriyle birlikte günün anısına bu toplu fotoğraf çekildi Çanakkale savaşları hakkında bilgi veren Necmettin Özçelik ve Kenan Çelik’e plaket verildi Rehber Kenan çelik Atatürk’in Bigali köyündeki evinin önünde bilgi veriyor Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Zeytinoğlu ve kafile tabyada bir top etrafında hatıra fotoğrafı çektirdiler KSO ve Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri Meclis salonunda birlikte oturdular Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Zeytinoğlu ve kafile Atatürk’ün karargahının bulunduğu Bigalı Köyü’nde Kocaeli Sanayi Odası çalışanları Çanakkale gezisinde Şehitler Anıtı önünde toplu olarak görülüyor [teşvik ► Elektrikli araçlara geçiş kolay olmayacak Hibrit mi, elektrikli mi, ara çözümler mi? Dünyada elektrikli araçlar heyecan uyandırdı. Ama otomotiv sektörü klasik üretim yöntemini mevcut teknolojisi ile değiştirmekte zorlanıyor. Dünyada elektrikli araçların kullanım sıklığı da bu durumu doğruluyor. Elektrikli araçların en yoğun kullanıldığı Norveç’te bile oran yüzde 6.1.Hollanda da ise yüzde 5.6. Bu oran Fransa, Japonya, İsveç, Danimarka, Avusturya, Almanya, ingiltere ve Çin’de binde 8 ile binde 1 arasında değişiyor. Elektrikli araç kullanımı küresel ısınma ve çevre kirliliği ile mücadelede umut bağlanan bir eğilim. Bunun için çeşitli firmaların elektrikli araç üretimine yönelik ciddi araştırma ve hazırlıkları var. İlk örnekler de piyasalarda kendilerini gösteriyor. Ancak her türlü çabaya rağmen elektrikli araçlar henüz yaygınlık kazanmaktan uzak. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’e göre bunun en büyük nedeni batarya teknolojilerinin elektrikli araçlardan beklenen performansın yerine getirmekten henüz uzak olması. “Batarya teknolojilerinde önemli bir yenilik yaşanmadıkça menzil ve maliyet problemlerini çözmek oldukça güç görünmektedir.” diyen Haydar Yenigün’e göre sadece bu kadar da değil. Bugünkü koşullarda “Yetersiz altyapı yatırımları nedeniyle elektrikli araçlar tercih edilmiyor. Üstelik mevcut teknolojiler ile orta ve ağır ticari araçlarda elektrifikasyon güç. Bu nedenle bu problemler çözülene kadar elektrifikasyon çalışmaları içten yanmalı motorlar’larla desteklenmek zorunda. Bu nedenle Hibrit ve Menzili Uzatılmış-Hibrit Elektrikli Araçlar daha küçük boyutlarda içten yanmalı motor gerektiriyor. Boyut küçültme yakıt ekonomisi ve performansta artışlar sağlarken, karbondioksit emisyonunu da düşürüyor. Sonuç olarak halen içinde yaşanılan geçiş sürecinde ara çözümler üretmek daha mantıklı görünüyor. Aynı görüşte olan Haydar Yenigün’e göre; “İçten Yanmalı Motorlar’da yapılacak geliştirmelerin artarak devam etmesi bekleniyor. Downsizing (Turbo şarjlı besleme ve direkt enjeksiyon kullanımı ile boyut küçültme) yeni bir trend. Bunu destekleyici teknolojilere yatırım yapılması gerekiyor. Elektrifiye edilmiş komponentlerin (elektrikli su pompası, elektrikli yağpompası, vs.) kullanımının artması da bu araçlar açısından önemli bir ara çözüm sunuyor.” ARA ÇÖZÜMLER Hibrit-Elektrikli Araçlar Menzili Uzatılmı Elektrikli Araçlar Elektrikli Araçlar Sıfır Orta / Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Düük Araç CO2 Salınımı Orta Düük Sıfır ebeke arj Süresi Sıfır Orta / Uzun Uzun Batarya Maliyeti Orta Orta / Yüksek Yüksek Elektrikli Menzil Toplam Menzil Elektrifikasyon Kocaeli Odavizyon Page 9 of 14 ,0$"&-ĉ%JMPWBTĉ.&404#EF:FOJ'SOMBSN[MB5àN4BOBZJNJ[JO)J[NFUJOEFZJ[ %JMPWBTĉ.&404#EF:FOJ'SOMBSN[MB5àN4BOBZJNJ[JO)J[NFUJOEFZJ[ 0VS/FX1MBOUBU,PDBFMJ%JMPWBTĉ.&404#BSFOPXTFSWJOHUPPVSDVTUPNFST ,¿>1)80)6¿1¿> 0VS)FBU5SFBUNFOU4FSWJDFJO5VSLFZ 7",6."-5*/%"4&35-&)ĉ.-&.&#SB[JOH 7BDVVN#SB[JOH 7",6."-5*/%"4&35-&ć5ĉ3.& 7BDVVN)BSEFOJOH 7",6."-5*/%":"ć-"/%*3." 7BDVVN"HJOH $033*%63¥ $033*%63 $033*%63¥ "3$03¥ "3$03¥ /ĉ53"4:0//ĉ530,"3#Ã3ĉ;"4:0/ /JUSJEJOH/JUSPDBSCVSJ[JOH ,"3#0/ĉ53"4:0/ $BSCPOJUSJEJOH 4&.&/5"4:0/ $BSCVSJTJOH *4-") )BSEFOJOH5FNQFSJOH /03."-ĉ;"4:0/ /PSNBMJTJOH ĉ;05&3."-5"7-"." *TPUIFSNBM"OOFBMJOH (&3ĉ-ĉ.(ĉ%&3.& 4USFTT3FMJFWJOH 4*'*3"-5*ĉć-&.ĉ 4VC[FSP5SFBUNFOU ĉ/%Ã,4ĉ:0/ *OEVDUJPO)BSEFOJOH ".4.*-)514 45"4UBOEBSUMBSOEB*TMĉĈMFN:BQZPSV[ #PEZDPUF*TUBĈ*TMĉĈMFN4BOBZJWF5JDBSFU"ć .FSLF[,FNBMQBĆB04#ć[NJS,FNBMQBĆB"TGBMU/P,FNBMQBĆBć;.ć3 5FM'BLT XXXCPEZDPUFDPNFNBJMJOGPUS!CPEZDPUFDPN '"#3ĉ,"-"3*.*; (&#;& "4&/$ ĉ;.ĉ3 *4054 #634" *4054 www.gokturkmedya.com 5àSLJZFOJO"4&/$)BWBDML ,BMJUF#FMHFTJOF4BIJQ5FL*TMĉĈMFNDJTJZJ[ [etkinlik: 8 mart ► 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katıldı. 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. - Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor. Kadın yoksa ekonomi yok... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle, KAGİDER zihinsel dönüşüm için açık çağrıda bulundu: Kadının yeri yalnızca evi değildir! Hem kadın hem erkek tüm bireyler, cinsiyetlerinden bağımsız olarak duracağı, çalışacağı, kazanacağı ve yaşayacağı yeri seçmekte özgürdür. Nüfusun yarısının kadın olduğu bir ülkede, kadının evinde oturmaya zorlanmasının tek sonucu, ekonomik zarardır. Daha iyi bir ekonomi için, sadece 8 Martlarda değil, her gün çalışan kadını desteklemek ve yüceltmek zorundayız. Dr. Gülden Türktan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kadının Türkiye ekonomisindeki yerinin sadece bir cinsiyet meselesi değil, ekonomi meselesi olduğunu savunan Türkiye Kadın Girişimciler derneği olarak, 8 Mart 2015 günü ve her gün, ülkemizin, çocuk sahibi olma kararının kariyere engel olmayacağı şekilde, düzenlemelere sahip olabilmesini diliyoruz. Mevcut kadın potansiyelinin “kadının yeri evidir” anlayışı yüzünden değerlendirilememesi, kadının istihdam ya da girişimcilik yoluyla ekonomiye katılımının önünde duran en büyük duvardır. Nüfusunun yarısı kadın olan bir ülkede, yalnızca erkeklerin üretmesi yetersizdir. Çalışma hayatında kadın yoksa ekonomi de yoktur. Kadın çalıştığında ülke ekonomisi büyür, kalkınma ve refah düzeyi artar. Çalışan kadın kazandığı parayı çocuklarının, kendisinin ve eşinin eğitimine yatırır. Ailenin geliri artar, sosyal statüsü yükselir, tasarruf eden aile zenginleşir. Kadının işgücüne, ekonomiye ve girişimcilik dünyasına Kocaeli Odavizyon katılımının bir dilek değil bir mecburiyet olduğunu savunuyor, bu yoldaki engellerin kaldırılması için cinsiyetten bağımsız olarak herkesi göreve davet ediyoruz. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) olarak, gelişmiş dünya ekonomilerini yakalayabilmek için kadın istihdamının ve kadın girişimciliğinin potansiyeline inanıyor, hükümet, kurumlar, toplum ve kadınlar olmak üzere dört koldan yürüttüğümüz çalışmalarımızı bu inancımıza dayanarak sürdürüyoruz. 2023 hedefleri doğrultusunda dünyanın 10. büyük ekonomisi olmayı hedefleyen Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmak için en büyük kaynağının kadın olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Kadın, istihdama ve girişimciliğe katılımı yolunda yaşadığı aile ve benzeri çevrelerden gelen sosyal baskıları kaldırarak, fırsatlara dönüştürecek güce sahiptir. Engelleri ortadan kaldırmak ve kadının ekonomiye katılımının güçlü toplum ve büyüyen ekonomi için şart olduğunu toplumda herkese ulaştırmak hepimizin görevidir. Çalışan kadınların 8 Mart’ını anıyor; kadına dair istatistiklerin daha olumlu tablolar sunacağı yarınlar diliyoruz. Kocaeli Sanayi Odası’nda ‘Dünya Kadınlar Günü’ etkinliği düzenlendi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında 20 ilde 20 ayrı toplantı düzenleyen AB Türkiye Delegasyonu, eğitim ve istihdam gibi alanlarda kadınların eşit fırsatlara sahip olmasının önemini vurgulayarak, eşitlik mücadelesinde kadınları yalnız bırakmadı. Toplumun her kesimi üzerinde farkındalık yaratmayı hedefleyen AB Türkiye Delegasyonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında panel, seminer ve film gösterimleriyle kadınlara karşı uygulanan psikolojik ve fiziki şiddeti irdeleyip, kadın hakları konusunda bilgi verilmesini sağladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteğiyle AB Bilgi Merkezleri tarafından 5–9 Mart tarihlerinde “Kadın Hakları ve Avrupa Birliği” temasıyla düzenlenen etkinliklere Ankara, Antalya, Bursa, Denizli Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon ve Van ev sahipliği yaptı. Bu çerçevede; Kocaeli Sanayi Odası Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından 8 Mart 2015 tarihinde, Gölcük İşitme Engelliler Derneği ve Kocaeli Sessizler Derneği işbirliği ile işitme engelli bireylere yönelik kahvaltı ve film gösterimi organize edildi. Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak ve kadın hakları ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen organizasyona Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Nermin Tol, Kocaeli Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Yasemin Nur Yüce, Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Kadın Girişimciler Kurulu üyeleri Meryem Ustaoğlu, Nuriye Köksal, Gölcük İşitme Engelliler Derneği Genel Sekreteri Nurettin Helvacı, Kocaeli Sessizler Derneği Başkanı Tuncay Kaya, Gölcük İşitme Engelliler Derneği ile Kocaeli Sessizler Derneği’nin bayan üyeleri ve Kocaeli Sanayi Odası’nın sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi’nin işitme engeli olan bayan çalışanları çocuklarıyla katıldı. Etkinlik KSO’nun sosyal tesisi olan Club Bithynia’da pazar kahvaltısı ile başladı. Ardından KSO Konferans Salonu’nda Belçim Bilgin, Demet Akbağ, Asuman Dabak ve Yavuz Bingöl gibi Türkiye’nin önde gelen oyuncularının rol aldığı “Kurtuluş Son Durak” filminin işaret dili eklentisi olan versiyonu gösterildi. Film şiddettin ister psikolojik, ister fiziksel her türlüsüne karşı olan sıradan bir mahallenin sıradan kadınlarını konu alıyor. Filmin kahramanlarının tek sarsılmaz ilkesi ise; “Biz her türlü şiddete karşıyız.” Kocaeli Odavizyon [sosyal sorumluluk ► KSO ve MEB’den anlamlı proje Lise öğrencileri oyunu dikkatlice izledi Oyunda madde bağımlısı lise öğrencilerinin hayatları anlatıldı Vali Yardımcısı Derviş Ahmet Set, İl Milli Eğitim Müdürü Fehmi Rasim Çelik, KSO Genel Sekreteri Memet Turabi programda hazır bulundu Kocaeli Sanayi Odası ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ortaklaşa düzenledikleri proje kapsamında lise öğrencilerini madde bağımlılığına karşı uyarmak amacıyla; ‘Aile mi İter Çocuk mu Düşer’ adlı tiyatro oyunu organize etti. Kocaeli Sanayi Odası ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü, lise öğrencilerine yönelik madde bağımlılığına karşı önemli bir proje gerçekleştirdi. Bu proje kapsamında gençlere uyuşturucu kullanıma karşı uzak tutmak amacıyla ‘Aile mi İter Çocuk mu Düşer’ tiyatro oyunu gösterimi yapıldı. Sabancı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen tiyatro oyununa Vali Yardımcısı Derviş Ahmet Set, İl Milli Eğitim Müdürü Fehmi Rasim Çelik, KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu yurt dışında olduğu için KSO Genel Sekreteri Memet Turabi, İzmit Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Adım Anadolu Sağlık Meslek Lisesi, Başöğretmen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri katılım gösterdi. 24 Mart tarihine kadar proje kapsamında Karamürsel, Gölcük, Başiskele, Kartepe, Kandıra, İzmit, Derince, Körfez olmak üzere 8 ilçede sadece lise bir öğrencilerinin dahil olduğu 11 bin öğrenciye ulaşılacak. Öğrenciler son yıllarda artan uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı bilinçlendirilecek. [sağlık ► Modern tıp eğitimi 88 yıl önce başladı “Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okulunun açılış tarihi olan 14 Mart 1827, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Tıbbın ilk insanla birlikte başladığı söylense de, genelde kabul görmüş olan ilk tıp büyüğü Aesculapius’dur. Mitolojiden öte, yaşadığı kesin olarak bilinen ve hizmetleri sonucu tıbbın babası olarak kabul gören ise Hippocrates olmuştur. M.Ö. 460–450 yılları arasında Kos adasında doğan ve babası da doktor olan Hipokrat’ın tıbba katkıları ve getirdiği felsefe dünya tıp çevrelerince hâlâ kabul görür ve bu sebeple birçok ülkede hekimler mezun olurken “Hipokrat Andı” adı altında meslek yemini ederler. Osmanlı’da Sultan II. Mahmut’un girişimleri ile, hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827 Çarşamba günü Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı’nda kuruldu. Bu şekilde ‘14 Mart’ da tıp tarihimizde yerini almış oldu. 44 44 276 www.anadolusaglik.org Anadolu Sağlık Merkezi Altın ambulans’a rekor başvuru... Bu yıl 2’ncisi düzenlenen Altın Ambulans Sağlık Ödülleri Yarışmasına çok kısa bir sürede rekor başvuru gerçekleşti. 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde görev yapan sağlık çalışanları ve yöneticilerin katıldığı yarışmada, 100 bine yakın oylama yapıldı.İller arası büyük bir rekabet yaşanırken yarışmaya katılan adayların birçoğunun Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneğine (ATTDER) oy oranını sorduğu öğrenildi. Ancak Dernek Yetkilileri, sonuçların açıklanacağı 24 Mart tarihine kadar kimseye bilgi veremeyeceklerini ifade ediyor. Geçen yılın 1’incisinin çıktığı Muğla İli ise favoriler arasında yer alıyor. Muğla’da görev yapan 112 çalışanları bu yıl da aynı başarıyı yakalamak için örgütlü bir şekilde çalışıyorlar. Yarışmayla ilgili ATTDER’in açıklaması şöyle: ”Sağlık sektöründe yılın En’lerini belirlemek, Acil sağlık hizmetleri alanında başarılı ve özverili çalışmaları ödüllendirmek ve teşvik etmek, acil sağlık sisteminin gelişmesine öncülük etmek, ulusal ve uluslararası düzeyde acil sağlık hizmetleri konusunda halkın bilinçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla organizasyonu gerçekleştirilen “Altın Ambulans Sağlık Ödülleri” 23 Mart tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan törenle sahiplerini bulacak. Kocaeli Odavizyon 11 [sağlık ► Özel Kocaeli Tıp Merkezi 20 ayrı branşta 30 hekimi ile sağlık hizmeti veriyor Cennet Caylan Halkla İlişkiler Sorumlusu ve İnsan Kaynakları Yöneticisi 20 ayrı branşta, 30 hekim ile hizmet veren Özel Kocaeli Tıp Merkezi; 24 saat acil servis, ağız ve diş sağlığı, beslenme ve diyet, dahiliye, cildiye, çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğum, enfeksiyon hastalıkları, kulak - burun - boğaz, nöroloji, göz hastalıkları, genel cerrahi, ortopedi ve travmatoloji, üroloji ve radyoloji alanlarında ve akupunktur, ozon tedavi, proloterapi, PUVA, lenf ödem tedavisi, refleksoloji ve bantlama tedavi ünitelerinde, EMG çekimi, yeni doğan işitme tarama, saç ekimi, endoskopi ve gastroenteroloji, röntgen ve laboratuvar hizmetleri sunuyor. Ayrıca Kocaeli Tıp Merkezi’nde cerrahi operasyonlar için bir ameliyathane bulunuyor ve merkezde normal ya da sezaryen doğumlar yapılabiliyor. Gündüz mevcut tüm branşlar tarafından desteklenen acil servisi, gece de merkez içinde kendi birimlerinde nöbet tutan uzmanlar tarafından destekleniyor. Lokasyonu, tüm ana yollarla bağlantılı olacak şekilde kurgulanan Özel Kocaeli Tıp Merkezi, 24 saat kesintisiz ambulans hizmeti ile hastalarını hızlı ve güvenli bir şekilde transfer edebiliyor. - 5 ayrı diş polikliniğimiz mevcut Kocaeli Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı bölümünde 5 ayrı diş polikliniği ile hizmet veriyor. Genel anestezi ile ağrısız diş tedavisi ve engelli çocuklar için genel anestezi ile diş tedavileri yapılıyor. Yapılan işlemler sırasında hastalar 12 Kocaeli Odavizyon Özel Kocaeli Merkez Polikliniği adı ile 18 Ekim 2002 yılında hizmete başlayan Özel Kocaeli Tıp Merkezi, o tarihten bu yana 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vermeye devam ediyor. 15 Temmuz 2011’den itibaren yeni adresinde 2 bin 500 metrekare kapalı alanda hizmet verdiği branş sayısını, muayene kapasitesini arttırarak hastaların tercih ettiği bir marka haline gelen kurum, devlet memurları, emekli sandığı çalışanları, Bağ-Kur ve SSK ile anlaşmalarını tamamladı ve tüm sosyal güvenlik kuruluşları mensuplarına hizmet verir hale geldi. 20 ayrı branşta, 30 hekim ve 120’yi aşkın personeli ile hizmet veren kurum, gündüz mevcut tüm branşlar tarafından desteklenen acil servisi ile de hastaların tercihi oldu. Kurum lokasyonu sayesinde, 24 saat kesintisiz ambulans hizmeti de verebiliyor. hiçbir şekilde ağrı hissetmezken, implant uygulaması, laminate (yaprak porselen) uygulamaları, diş beyazlatma, ortodontik tedavi, dişeti hastalıkları ve tedavisi, estetik porselen kaplamalar, dolgu ve kanal tedavisi, diş taşı temizliği uzman hekimlerce yapılıyor. - Fizik tedavi bölümü son teknoloji ile donatıldı Kocaeli Tıp Merkezi Fizik Tedavi Bölümümüz, ayaktan gelen veya yatarak tedavi gören, fizik tedavi ve / veya rehabilitasyon endikasyonu olan hastalara, güncel, etik ve uluslararası standartlara uygun hizmet vermeyi hedefliyor. Muayene odaları, fizyoterapi odaları ve egzersiz salonlarından oluşan, son sistem cihazlarla donatılmış olan fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümündee, deneyimli uzman doktorlar ve fizyoterapistlerden oluşan ekip ile poliklinik ve servis hizmet veriyor. Ayrıca hastalar fizik tedavi bölümümüzde lenf ödem tedavisi, kinezyolojik bantlama, ozon tedavisi, proloterapi hizmetlerinden faydalanıyorlar. - Nöroloji polikliniğinde EMG hizmeti veriliyor Kocaeli Tıp Merkezi Nörolojik Bilimler Merkezi, sinir sistemini etkileyen hastalıkların tanı ve tedavisi için yapılandırıldı. Baş ağrısı, baş dönmesi, sinir sistemi hastalıkları, Parkinson, inme gibi sinir sistemi kaynaklı hastalıklar tedavi ediliyor. Nöroloji polikliniğine gelen hastalara Elektronöromyografi (EMG) hizmeti de sağlanıyor. Ayrıca dermatoloji kliniğinin yanı sıra; özel bir klinik olarak sadece merkezde bulunan ve ‘sedef hastalığı’ tedavisinde kullanılan bir yöntem olan ‘Puva Tedavisi’ ile de hastalar tedavi ediliyor. Saç ekimi isteyen hastalara da Cildiye bölümünde hizmet veriliyor. Dünya Sağlık Örgütü: Günde 50 gramdan fazla basit şeker tüketmeyin Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); günde 50 gramdan (12 çay kaşığı dolusu) fazla basit şeker tüketilmemesini tavsiye etti Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çocuk ve yetişkinlerinin aldığı enerjinin yüzde 10’dan azını basit şekerlerin oluşturmasını tavsiye etti. Bunu yüzde 5’e, yani günde 6 çay kaşığına, düşürmenin ise sağlık açısından daha faydalı olduğu vurgulandı. Glikoz ve früktoz gibi basit şekerler daha çok gıda üreticileri tarafından ürünlere katılıyor. Tüketiciler de çay şekerini evde çeşitli amaçlar için kullanıyor. Bal ile meyve suyu ve konsantrelerinde de basit şekerler bulunuyor. Sebze-meyve ve sütte bulunan şekerlerin ise şu ana kadar tespit edilmiş bir yan etkisi yok. Araştırmalara göre çocukluk devresinde fazla şeker tüketimi, ileride fazla kilo ya da obeziteye ve diş çürüklerine yol açıyor. DSÖ yetkilisi Dr Francesco Branca, günde 50 gramdan (12 çay kaşığı dolusu) fazla basit şeker tüketilmemesini tavsiye etti. Branca, hükümetlerin şeker, tuz ve yağ oranlarının azaltılması için sektörle diyalog kurmalarını ve bu maddelerin yoğun olarak bulunduğu ürünlere ekstra vergiler koymalarını istedi. Kocaeli’nin kronik hastalıkları araştırılıyor Metabolik Sendrom Derneği Başkanı ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Oğuz; Kocaeli’de 6 yıldır devam eden İleriye Dönük Kentsel ve Kırsal Epidemiyolojik Sağlık Araştırması (PURE) kapsamında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’yla işbirliği içinde. Projenin Türkiye’de Kocaeli’nin içerisinde yer aldığı 8 ilde yürütülen bir çalışma olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz, “Bu çalışmada halkımızın kronik hastalıklarını araştırıyoruz. Kocaeli’de projeye 2 bin kişi katılıyor. 6 yıldır devam eden proje ile Kocaeli’nin sağlık haritasını çıkarıyoruz.” dedi. Kocaeli PURE çalışması kapsamında 2110 kişiye check-up ve anket uygulaması yapıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi PURE proje grubu, ulusal ve uluslar arası sağlık politikalarının şekillenmesinde önemli bir veri kaynağı ve temeli oluşturuyor. Türkiye’nin kentsel ve kırsal kesimlerinde değişen yaşam tarzı ve risk faktörleri ile ilişkili kronik hastalıkların tespit ve takip edildiği bir çalışma olan projeye, tüm Türkiye genelinde 4 bin, Kocaeli’nden 2 binin üzerinde kişi katılıyor. Kocaeli, Aydın, Antalya, Gaziantep, İstanbul, Malatya, Nevşehir ve Samsun illerinde 35-70 yaş aralığındaki kişilerin sağlık durumlarının ele alındığı proje 6. yılında. Proje kapsamında elde edilen veriler kapsamında; Kocaeli’de 2009 yılında 35-70 yaş grubunda yüzde 51,8 olan obezite oranı, 2012 yılında yüzde 55’e yükseldi. Projenin sonuçları doğrultusunda Kocaeli halkının hayat tarzlarında değişiklikler yapması, fiziksel hareketliliği arttırmasının öncelikli bir gereklilik olduğu tespit edildi. Kocaeli Odavizyon 13 [sağlık ► Dünyagöz Hastaneler Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ioannis Pallikaris: Göz sağlığınızı korumak için düzenli göz muayenenizi ihmal etmeyin Yapılan araştırmalara göre, her beş saniyede bir, bir kişi; her bir dakikada bir de, bir çocuk kör olmaktadır. İhmal ya da imkânsızlıklar sebebiyle yaşanan bu kayıpları önleme çalışmaları yoğunlaştırılmazsa her yıl tahmini 7 milyon kişinin kör olduğu günümüze kıyasla 2020 yılına kadar bu sayının 2 katına çıkacağı ön görülmektedir. Doğumdan ölüme; yaş, genetik, sistematik hastalıklar ve dış faktörler sebebiyle, gözlerimizi tehdit edebilecek pek çok hastalık vardır. Gözlerimizi düzenli ve kapsamlı şekilde muayene ettirmek, görme duyumuzu tehdit edebilecek pek çok hastalığın önlenmesinde hayati önem taşır. Dünyagöz Hastaneler Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ioannis Pallikaris, öğrenme ve algı sürecimizin büyük bir kısmını yöneten gözlerimizin düzenli ve doğru muayene edilmesi hakkında bilgiler verdi. Göz muayenesinde doğru teşhisin konulabilmesi için en az 30 dakikalık kapsamlı bir muayene sürecine ihtiyaç vardır. Muayene sırasında damla damlatılarak mutlaka göz dibine bakılmalıdır. Böylece rutin olarak yapılan göz muayenesi sonucu pek çok göz hastalığı erken teşhis ve tedavi edilebileceği gibi kişilerin genel sağlığını etkileyen birçok hastalık da erken tespit edilebilir. Çocuklarda 1, 3 ve 5 yaş ardından, erişkinlerde yılda bir göz muayenesi önerilmektedir. - Görme probleminizin olmaması, gözlerinizin sağlıklı olduğu anlamına gelmez Hasta görme şikâyetiyle göz doktoruna başvurduğunda doktor problemin sebebini incelerken muayene esnasında görme problemi yaşayan kişilerin, genel sağlığını etkileyen hastalıklarını, çalışma koşullarını, fiziksel aktivite, psikolojik durum, kullanılmakta olan ya da önceden kullanılmış olan ilaçlar, geçirilen ameliyatlar, ailevi hastalıkları gibi konularda da bilgi edinmek isteyebilir. Göz hastalıkları uzmanı öncelikle doktor, sonra göz doktorudur. Bu sayede gözünde hissettiği şikâyet ile kendisine müracaat eden bir hastanın göz kapaklarındaki şişlik ya da yüzündeki kızarıklığın aslında nadir bir romatolojik (romatizmal hastalıklar) ya da endokrinolojik hastalığın bulgusu olduğunu değerlendirip gerekli branşa yönlendirerek kişilerin genel sağlığına çok büyük fayda 14 Kocaeli Odavizyon sağlayabilir. Kalp kapağı hastalıkları ve bazı ritim problemlerinin bilinen şikâyetlerden önce gözde ışıklanma hissi yaparak göz muayenesi neticesinde tanı alabilmesi başka bir örnektir. Göz muayenesinin aşamaları şu şekildedir: • Görme keskinliğinin değerlendirilmesi: Göz muayenesi görme keskinliğinin değerlendirilmesi ile başlar. Gözlük kullanma ihtiyacı belirlenir, takipli hastaların eski muayene kayıtlarında oluşan değişiklikler, örneğin yetişkin bir kişide gözlük camlarındaki ani farklılık yükselen kan şekerinin ilk bulgusu olabilir. • Göz kapakları ve göz hareketlerinin değerlendirilmesi: Göz kapaklarının, göz hareketlerinin ve göz bebeğinin muayenesi bazı tiroid hastalıkları, diyabet, beynin damarsal hastalıkları konusunda ipuçları sunabilir. • Ön segment muayenesi: Gelişmiş cihazlar ile gözün içini ve dışını oluşturan yapılar muayene edilir. Ön segment muayenesinde gözyaşı kalitesi, konjonktiva, episklera, sklera, kornea, iris, ön kamara, lens ve ön kamara açısı değerlendirilir. • Göz tansiyonunun değerlendirilmesi: Göz tansiyonu ölçümünde teknik doğru kullanılmalı, elde edilen rakam tek başına değil; kornea kalınlığı ve görme sinirinin durumu ile birlikte yorumlanmalıdır. Görme alanı testi yapılırken kişinin kullandığı gözlüklerin doğru olarak değerlendirilmesi sağlıklı test sonucu için gereklidir. Ön kamara açısı darlığı, prospektüslerinde uyarılar bulunan bazı ilaçların kullanımı ya da uzun süre karanlıkta kalma, ağır kaldırma, korkma gibi göz bebeğini büyüten durumlarda göz tansiyonu krizi oluşma riski için değerlendirilmekte, gerekli görülen durumlarda önleyici tedavi önerilmektedir. • Damlalı muayene: Gözlük numarası tespitinde, damlalı muayene ardından alınacak ölçüm ile özellikle çocuk ve gençlerde gözün uyum sağlama gücünün oluşturabileceği sapmalar ortadan kaldırılır. Özellikle katarakt ameliyatından önce, korneanın en iç tabakasının yapısal zayıflığını gösteren kornea guttata, göz bebeğini büyüten damla damlatılması ile detaylı değerlendirilmektedir. • Göz dibi muayenesi: Göz odasının içini dolduran vitreus isimli jelin yapısı, sarı nokta ve uzak retina yapıları ile ilişkisi yine damlalı muayene ile değerlendirilmektedir. İlerleyen yaşlarda jelin yapısındaki değişikliklerinden kaynaklanan uçuşmalar, retina yırtığı ya da yırtık öncüsü lezyonlar göz dibi muayenesi sayesinde ayırt edilebilmektedir. İlk durumda takip yeterli iken, retina yırtığı ya da yırtık riski taşıyan lezyonlarda koruyucu tedavi uygulanmaktadır. Göz dibi muayenesi, damla damlatılması ardından fonksiyonu nedeni ile fotoğraf makinesinin filmine benzetilen retina tabakasının merkezi-sarı nokta, çevresi, damar yapıları ve görme sinirinin muayenesini ifade etmektedir. Göz muayenesi olan kişinin genel sağlığı ile ilgili çok önemli bilgiler sağlamanın yanı sıra pek çok retina hastalığı sarı noktayı etkilemediği sürece çoğunlukla hissedilmediği için iyi görüyor olunsa bile göz sağlığının teyit edilmesi yönünden gerekli ve değerlidir. Katarakt ameliyatı olacak kişilerin göz dibi muayenesi ile retina sağlığının ameliyat öncesi değerlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekir. Aynı anda retina hastalığı ve kataraktı olan hastalarda, katarakt ameliyatı ardından retina takip ve tedavisi çok önemlidir. Görme yolları göz ile başlayıp görme sinirleri ile devam edip, beyindeki görme merkezinde sonlanmakta, gözün oluşturduğu görüntüyü beyin görmektedir. Gerekli durumlarda göz muayenesi, ileri görüntüleme tetkikleri ve nöroloji konsültasyonu ile devam edebilir. Kafa travmalarında hastanın hayati durumu stabil olduğunda, kontrole göz muayenesi ile devam edilmesi gereklidir. Retinanın damar hastalıklarında dahiliye, endokrinoloji, kardiyoloji, hematoloji; üveitlerde romatoloji, dermatoloji, göğüs hastalıkları konsültasyonları ile hastayı bütün olarak değerlendirmek gereklidir. Göz sağlığı için merak edilen 10 pratik bilgi Bebeğinizi hiçbir şikâyeti olmasa bile 1 yaşında muayene ettirin. Çünkü bu muayene bebeği göz tembelliğinden korur. Çok uzun saatler oynanan bilgisayar oyunları gözde kirpik dibi iltihabı, alerji ve kuruluk yapabilir. Ayrıca uzak görme kusuru oluşmasını tetikleyebilir. Gözde sulanma, kaşıntı, ağrı, okurken zorlanma, yazıların birbirine karışması, göz ve baş ağrısı, başı eğik tutarak okuma, gözleri kısarak bakma ve odaklanma problemleri göz hastalıkları belirtisidir. Çalışma ortamınızda yumuşak ton sarı aydınlatma kullanın. Şeker hastasıysanız ve sporcuysanız göz dibi muayenesini ihmal etmeyin. Makyaj malzemelerini ortak kullanmayın. Göz nezlesi olarak bilinen konjonktivit; göz farı, göz kalemi ve rimel gibi başkasının makyaj malzemeleriyle geçebilir. Özellikle renkli gözlü kişiler güneş ışığına karşı daha hassas olurlar. Renkli gözlü kişilerde kızarıklık görülme oranı koyu renkli gözlülere göre daha fazladır. Bu nedenle renkli gözlü kişilerde güneş gözlüğü kullanımı daha önemlidir. Güneş ışınlarına çok maruz kalmak zamanla lensimizde koyulaşmaya, katarakta ve görme noktasında hassasiyete sebep olur. Güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde güneş gözlüğü kullanmalıyız. Bilgisayar başında çalışanlarda alerji, kuruluk, kirpik dibi iltihabı görülme sıklığı artar. Aralıklı dinlenmeler ve göz kırpmak gereklidir. Gözünüze aldığınız ani bir darbe ya da gözünüze bir cisim kaçması durumunda gözünüzü ovalamayınız. Var ise serum fizyoloji ile, yok ise bol su ile yıkayarak göz hekimine başvurunuz. Başka birinin gözyaşını silmeyiniz. Eğer bu kişide gözde kızarıklık, aşırı sulanma ve kapak şişliği varsa bulaşıcı olabilir. Temas ettiyseniz elinizi sabun ile yıkayınız. Kocaeli Odavizyon 15 [sağlık ► Kadın kalbi farklı çalışıyor Kadınların farklı bir şekilde kalp krizi geçirdiklerini biliyor muydunuz? Erkekler göğüs ağrısı şikayetiyle hekime başvururken, kadınlarda göğüs ağrısı olmadan nefes darlığı, bulantı, terleme, yorgunluk, hazımsızlık, bayılma, hatta çene ağrısı gibi şikayetler bile görülebiliyor... Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş; “kadınlarda kalp krizi” konusunda soruları yanıtladı... Kalp krizi, kalbi besleyen damarların kan akımının çeşitli nedenlerle ani azalmasına veya kesilmesine bağlı olarak gelişir. Büyük çoğunluğu kalp damarının pıhtı ile tıkanması ile gelişir. Daha düşük oranlarda ise kalp damarlarında gelişen plakların damarı tam tıkaması veya damar tabakalarında ayrılma sonrası kalp damarının tıkanması ile gelişir. Kalp krizi belirtileri neler? Kalp krizinin en belirgin belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısı göğsün ortasında baskı tarzında olabilse de, sırtta, omuzda, boyunda ve karında da hissedilebilir. Başta diyabet hastalarında olmak üzere bazı nörolojik problemleri olan kişilerde ağrı hissedilemeyebilmektedir. Ağrıdan sonra başlıca belirtiler ise nefes darlığı, çarpıntı, sıkıntı, soğuk terleme, baş dönmesi, bulantı, kusma, sersemlik ve bayılmadır. Bir kişi kalp krizi geçirdiğini düşündüğünde ilk olarak ne yapmalı? Hastaneye gidene kadar dikkate alması gereken öneriler var mı? Kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız ilk olarak kendizini güvenli bir konuma alın. Araba kullanıyorsanız hemen arabanızı kenara çekin. Kontrolünüzü kaybederek kendinize ve etrafınızdakilere zarar vermemenizi sağlamalısınız. Ayakta iseniz, oturabileceğiniz bir pozisyona geçiniz. Sonra da size yardım edebilecek etrafınızdaki kişilere durumunuzu bildiriniz. Eğer yakınınızda size yardım edebilecek veya yardım isteyebilecek kişiler yoksa 112 acil hattını arayınız. Kalp atışlarınızda düzensizlik, hızlanma veya aşırı yavaşlama hissederseniz öksürerek kalp atışlarınızı düzene sokmaya ya da normalleşmesini sağlamaya çalışın. Eğer aspirin alma şansınız var ise 1 adet aspirini çiğneyebilirsiniz. Unutmayın ki kalp krizi sırasında aspirin çiğnenmesi ile kalp krizinden ölümler yüzde 23 oranında azalmıştır. Kalp krizinde dil altı almak kalp krizini önlemese de kan akışının artmasına neden olmaktadır. Kalp krizi geçiren bir hastaya, hasta yakınları o an ilk müdahale yapmalı mı? Ne yapmalı? Hastanızın kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsanız ilk olarak 112 arayın ve oradaki doktor veya sağlık görevlisine hastanızın durumunu hızlı şekilde özetleyerek, onların vereceği talimatlara göre hareket edin. Hastanızı sağlık görevlileri tarafından hastaneye naklini sağlamalısınız. Her kalp krizi şüphesi duyduğunuzda muhakak hastanızı hastaneye götürmelisiniz; kalp krizi belirtilerinin çok hafif olması krizin ciddiyetini değiştirmez. Kalp krizine nasıl hazırlıklı olunur? Her kolumuz ağrıdığında şüphelenmeli miyiz? Kalp krizi riskinizi öğrenerek alacağınız tedbirler ile 16 Kocaeli Odavizyon kalp krizini önleyebilirsiniz. Damar sertliği dediğimiz ateroskleroz gelişimini ve ilerleyişinin birçok yöntem ile ölçülebileceğini unutmayınız. Sol kol ve ön kol ağrı ve uyuşmalarında aksi ispatlanana kadar kalp damar hastalığı belirtisi olarak değerlendirilmesi gereklidir. Fakat sol kol ağrısının koroner arter hastalığı tanısı koydurmada diğer belirtilere göre çok düşüktür. Günümüzde kadınların kalp krizi geçirme oranları ne kadar yüksek? Artış var mı? Rakam verebilir miyiz? Kalp krizine bağlı ölümler ne kadar yaygın? (Türkiye’de ve dünyada) Günümüzde kadınlarda kalp krizi geçirme oranları hala erkeklerle karşılaştırıldığında yarı yarıya düşük olarak seyretmektedir; fakat erkeklerde ölüm oranlarında son yıllarda ciddi bir azalma trendi söz konusudur. Kadınlarda azalma görülmeyip artan sigara kullanımı ve diyabet oranları nedeni ile artış görülmektedir. Türkiye’de kalp krizinden ölen kadın oranı yüzbinde 384 iken gelişmiş ülkelerde bu sayı 200’ün altında seyretmektedir. Kadınların kalp krizi belirtileri erkeklerden biraz daha farklı mı? Kadınlar için kalp krizi belirtileri daha hafif ve ağrı daha az esas yakınma olarak görülmektedir. Hastalarda göğüs ağrısı olmadan sırtta, kolda, boyunda ve çenede ağrı hissedilebilir. Hastalarda ağrı olmaksızın sıkıntı ve nefes darlığı yakınmaları olabilir. Kalp krizi sırasında kalpte neler oluyor? Kriz sırasında kalp kası yeterli oksijen alamaması nedeni ile gerekli olan fonksiyonlarını yapamaz hale gelir. Süre uzadıkça kalp kası geri dönüşümsüz olarak fonksiyon kaybına uğramaya başlar. Hastanın kalp krizi sırasında hayatını kaybetmesinin en büyük nedeni, yeterli enerji alamayan kalbin ritminin bozulmasıdır. Bu ritm bozukluğu kalbin yeterli kan devranı yapmasını engelemeye başlaması ile önce hasta aşırı yorgunluk ve halsizlik hisseder. Durum düzelmez ise hastanın şuuru kapanır. Kalp fonksiyonlarında bozulma çok ilerlerse bu defa kalbin pompa yetersizliği veya enfarktüs komplikasyonları ile hasta karşımıza gelebilir. Bir kalp en fazla kaç krize dayanır? Bir insanın kalp krizi geçirme sayısında bir sınır yoktur. Bu hastanın toplam kaybettiği kalp fonksiyonları ile ilgilidir. Eğer ilk saat içerisinde tıkalı damar açılabilir ise hastanın kalbinde hiçbir hasar kalmayabilir. Kan akımının tekrar sağlanması ne kadar geçikir ise kalp o kadar hasar alacaktır. Hasar oranı arttıkça hastanın kalp yetersizliği nedeni ile ölüm oranları artmaktadır. Kalp krizinde esas ölüm nedeni ise kalbin ritim problemleridir. ALKHAIR PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. GELİN, YATIRIMLARINIZA BİRLİKTE YÖN VERELİM... Alkhair Portföy Yönetimi, uzman kadrosuyla kurumsal ve bireysel yatırımcılara, risk tercihleri doğrultusunda fon ve portföy yönetiminde hizmet veren bir portföy yönetim şirketidir. Şirketimiz, yatırım Fonlarının yanı sıra bireysel ve kurumsal yatırımcıların risk ve getiri beklentilerine uygun olarak çözümler sunmaktadır. Alkhair Portföy Yönetimi İslami yatırım kriterlerine uyan ve faiz getirisi içermeyen yatırım ürünlerinden oluşan 2 adet yatırım fonu yönetmektedir. 1) İstanbul Fon: Borsa Istanbul’daki İslami yatırım kriterlerine uyan hisselerle beraber İslami borçlanma araçlarından (kira sertifikalarından) oluşan ve aktif bir şekilde yönetilen hisse senedi yoğun bir yatırım fonudur. 2) Katılım Endeks Fonu: Katılım Endeksi’ni takip eden hisse senedi yoğun bir yatırım fonudur. Alkhair Portföy Yönetimi, Bahreyn merkezli İslami Yatırım Bankası Bank Alkhair’in iştiraki olarak ana ortağının bilgi birikiminden faydalanmakta; şirket ve bankaların kira sertifikası yapılandırılması başta olmak üzere, yatırım danışmanlığı alanında da faaliyetini sürdürmektedir. Alkhair Portföy Yönetimi Adresimiz : Köybaşı Cad. İskele Çıkmazı No: 8 Hancıoğlu Yalısı - Yeniköy / İstanbul Telefon : 0212 359 85 00 Faks : 90 212 323 66 56 İnfo@alkhairportfoy.com.tr www.alkhairportfoy.com.tr [araştırma: tefas ► Fon sektöründe ‘yeni’ ve ‘büyük’ bir adım Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) faaliyete geçti “TEFAS” Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu 9 Ocak 2015 tarihinde faaliyete başladı. Türkiye’deki tüm yatırım fonu dağıtım platformunu tek bir terminalde birleştiren bu sistem sayesinde yatırımcının parası hangi bankada olursa olsun Türkiye’deki tüm yatırım fonlarını alıp satmak, yatırım fonu alırken, diğer yatırım fonlarının performansı ile karşılaştırıp en iyisini seçmek, günün 24 saatinde, Türkiye’nin herhangi bir yerinden, bu platformdan fon alım satımı yapmak mümkün olabilecek. TEFAS ile yatırım fonu piyasasına hareket gelirken, yatırım fonları arasındaki rekabet de artacak Takasbank fon sektörünün gelişimini sağlamak ve dağıtım kanallarının geliştirilerek sektörün büyümesinin önünü açmak amacıyla Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu’nu (Platform) 9 Ocak 2015 tarihinde işletime aldı. Platform işleyişinin mevcut fon sektörüne uyumunun sağlanabilmesi için sektörle birlikte çalışılarak, tüm aşamalarda sektörle görüş alışverişinde bulunuldu ve sektörün ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasına çalışıldı. Sermaye Piyasası Kurulu da sektörün büyümesi amacıyla Platformun gelişmesine destek verdi. Takasbank’ın açıklamasına göre Sermaye Piyasası Kurulunun almış olduğu ilke kararı çerçevesinde; • Tüm yatırım kuruluşu ve portföy yönetim şirketleri Platforma üye durumdadır. • İstisna getirilen garantili ve anapara koruma amaçlı fonlar, özel fonlar, serbest fonlar, gayrimenkul yatırım fonları ile girişim sermayesi yatırım fonları ile kurucunun isteği doğrultusunda platforma dahil edilebilecek para piyasası fonları (Likit Fonlar) ile kısa vadeli tahvil ve bono fonları dışındaki tüm fonların katılma paylarının alım satım işlemlerinin kurucunun kendi müşterileri ile yapmış olduğu işlemler hariç olmak üzere sadece platform üzerinden gerçekleştirilmesi ve • Yatırım Kuruluşları ile portföy yönetim şirketlerinin merkez ve şubeleri ile internet şubeleri üzerinden yatırımcı emirlerinin Platforma iletilmesi zorunlu hale gelmiştir. Platformun işletime alınması ile birlikte ülkemiz fon sektörü; emir gönderme aşamasından başlayarak eşleşme, takas ve saklama işlemlerini entegre yapıda, etkin ve hızlı bir şekilde ve tam elektronik bir yapıda gerçekleştirebilecekleri ulusal bazda merkezi bir platforma kavuşmuştur. Platform, getirileri yüksek olduğu halde yeterli ve yaygın dağıtım kanallarına sahip bulunmayan başarılı fon yöneticilerine daha geniş kitlelere ulaşma olanağı sunarak, yönettikleri fon büyüklüklerini artırmalarına ve yeni fonların kurulmasına artarak katkı sağlayacaktır. Diğer yandan fon sektöründe rekabetin yanısıra işbirliklerinin de artması ve dağıtım kanalında hizmet sunacak olan kurumlar için ise yeni bir gelir imkanı doğması beklenmektedir. Yatırımcılar ise, hesapları hangi kurumda olursa ol- 18 Kocaeli Odavizyon sun, yeni bir hesap açmaya gerek duymaksızın ve herhangi bir transfer maliyetine katlanmaksızın mevcut hesaplarını kullanarak Platform dâhilindeki tüm fonların getirilerini karşılaştırarak, performansa dayalı seçim yaparak, işlem yapabilme imkânına kavuşmuştur. Diğer yandan, yatırımcıların fonlara ilişkin bilgilere tek bir noktadan ulaşabileceği web tabanlı Fon Bilgi Portalı oluşturulmuştur. Portalda, herhangi bir maliyete katlanılmaksızın tüm fonlara ilişkin getiri analizleri, yapılabilmekte ve fonlara ilişkin detaylı bilgilere erişilebilmektedir. Web portalına http://www.fonturkey.com.tr adresinden ulaşılabilmektedir. Ülkemiz fon sektörü büyüklüğünün,Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ile kıyaslandığında yetersiz kaldığı açıkça görülmektedir. Bu nedenle, Platformun temel amacı olan ülkemiz fon sektörünün büyümesine katkı sağlayabilmek amacıyla, sektör ve yatırımcıların ihtiyaçları gözetilerek, Platformu geliştirici yöndeki çalışmalara hızla devam edilecektir. 29 Mart 2013 tarihli Genel Kurul toplantısında kabul edilen Takasbank-İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş ana sözleşmesi uyarınca, Bankanın başlıca amacı ve konusu; sermaye piyasası ve borsa mevzuatı çerçevesinde takas ve saklama hizmetleri vermek ve Bankacılık Kanunu ve diğer bankacılık düzenlemeleri çerçevesinde yatırım bankacılığı işlemleri ile iştigal etmektir. Takasbank, Borsa Istanbul bünyesinde mevcut piyasalarda gerçekleşen; pay, borçlanma araçları, yurt dışı sermaye piyasası araçları, türev araçlar ve kıymetli madenler ile ilgili işlemlerin nakit ve menkul kıymet takasını sonuçlandırmak üzere yetkilendirilmiş merkezi takas kuruluşudur. Borsa İstanbul üyelerinin alım satım işlemlerinden doğan menkul kıymet teslim etme ve teslim alma taahhütleri ile alım satıma konu olan menkul kıymet karşılığındaki ödeme taahhütleri Takasbank aracılığıyla hesaben sonuçlandırılmaktadır. Ayrıca Takasbank’ın varoluş amaçlarından biri de, etkin bir merkezi teminat ve risk yönetim sistemi geliştirerek sermaye piyasalarının risk yönetim altyapısının güçlendirilmesine ve piyasada aracılık maliyetlerinin azaltılmasına katkı sağlamaktır. [araştırma: tefas ► Finansal okur-yazarlığın gelişmesi TEFAS sonrası dönemde oldukça önemli bir ihtiyaç TEFAS’ın hayata geçmesiyle, tüm yatırımcılar hangi kurumun müşterisi olursa olsun TEFAS üzerinde işlem gören tüm yatırım fonlarına yatırım yapabilecek konuma geldi. Ortaya çıkan “yeni piyasa” ile kurumlar diğer tüm kurumların müşterilerine ulaşabilecekleri geniş bir dağıtım ağına sahip oldu. Yapı Kredi Portföy’ün öncelikli amacı yönetmekte olduğumuz fonlarımız ve beraberinde alanımızda sahip olduğumuz uluslararası standartları tüm yatırımcılara ulaştırabilmek. Bu doğrultuda, yatırımcılar açısından gerek performans, gerek yatırım karar alma süreci yönetiminde fark yarattığımız noktaları daha ön plana çıkararak yatırımcılar açısından farkındalık yaratıyor olacağız. TEFAS’ın hayata geçmesiyle, tüm yatırımcılar hangi kurumun müşterisi olursa olsun TEFAS üzerinde işlem gören tüm yatırım fonlarına yatırım yapabilecek konuma geldi. Ortaya çıkan “yeni piyasa” ile kurumlar diğer tüm kurumların müşterilerine ulaşabilecekleri geniş bir dağıtım ağına sahip oldu. Bu nokta da bizler de geniş dağıtım kanallarımız dışında kalan yatırımcılara ulaşabilme imkanına sahip olduk. Bu yeni ortamda yatırımcılar, farklı kurumların yönettiği benzer fonlar arasında tercih yapmak durumundalar. Bu nedenle, finansal okur-yazarlığın gelişmesi TEFAS sonrası dönemde oldukça önemli bir ihtiyaç haline gelecek. Yapı Kredi Portföy olarak biz de müşterilerimiz için düzenlediğimiz etkinlik ve konferanslarımızda, yaygın kullandığımız iletişim mecralarımızdaki çalışmalarımızla finansal okur-yazarlığın gelişmesine katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. - 2015’te ‘Amiral Gemisi’ fonlarımız ön plana çıkacak Yapı Kredi Portföy olarak 2015 yılında ‘amiral gemisi’ dediğimiz fonlarımızı ön plana çıkartmaya çalışacağız. Bizim için önemli olan ve müşteriler için de iyi değerlendirilmesi gereken noktalar; fonun ulaştığı büyüklük ve yatırımcı sayısı bir fonun ne kadar uzun bir geçmişe sahip olduğu ve bu süre içinde fonun almış olduğu riske göre sağladığı getiridir. Bu değerlendirmenin yatırımcılar tarafından anlamlı hale gelmesi finansal okur-yazarlık seviyesinin artmasıyla mümkün olacak. Yatırımcılar karar verirken öncelikli olarak fon performansını değerlendiriyor. Burada önemli olan nokta en yüksek getirili fonun değil, risk ve getiri beklentisine en uygun fonun seçilmesi. Fonların portföylerine dahil olan varlıkların türüne göre riskleri, dolayısıyla getirileri de farklılık gösteriyor. Aynı tür iki fonu karşılaştırırken dünya uygulamalarında olduğu gibi fonun büyüklüğü, içerisindeki yatırımcı sayısı ve fonun performansının ne kadarlık bir geçmişi olduğu en önemli kriterler. Performans yalnızca getiri rakamı ile değil o getirinin elde edildiği şartlar altında değerlendirilmeli. Örneğin, aynı türde 2 fonun getiri anlamında birbirinden farklılaştığını düşünürsek ilk bakışta bu iki fondan getirisi düşük olanın performansının daha kötü 20 Kocaeli Odavizyon olduğunu söylemek doğru değil. Bu fonların büyüklükleri ve almış oldukları riske göre elde ettikleri getiriyi de değerlendirmek gerekir. Sharpe rasyosu olarak adlandırılan değerlendirme ölçütü buna güzel bir örnek. Bu değer fon portföyünde alınan bir birim riske karşılık elde edilen getiriyi gösterir. Bir fonun getirisi yüksek ancak almış olduğu riske göre elde ettiği getiri aynı türden farklı bir fona göre daha düşükse yatırım kararı verilirken bu nokta göz önünde bulundurulmalı. Bunun gibi göstergelerin de fon getirileriyle birlikte yatırımcılara sunulması daha kapsamlı performans değerlendirmesi yapılması ve yatırımcıların daha sağlıklı yatırım kararlarının alınmasına yardımcı olacak. - Geriye dönüp baktığımızda Koç İştirak Fonu’muzun başarısı dikkat çekici Yapı Kredi Portföy olarak bu noktada 15 seneyi aşkın bir geçmişi olan Koç İştirak Fonu’muzun öne çıktığını söyleyebiliriz. Geriye dönüp bu fonun sağladığı getiriye baktığımız zaman dikkat çeken başarılı performansını görebiliyoruz. Fon yatırımcılarının uzun vadeli yatırım bakış açısında olması gerekiyor. Bu da beraberinde iyi bir varlık dağılımının yapılmasını gerektiriyor. Varlık dağılımını yaparken her riske karşı kendinizi korumaya çalışmalı, sadece hisse senedi fonu almamalı, sabit getirili menkul kıymetler fonu, yabancı paraya yatırım yapan eurobond fonları ile bir sepet oluşturmalı. Bu sayede piyasa dalgalanmalarından uzun vadede en az şekilde etkilenmeye çalışacaksınız. - TEFAS ile sektörde rekabet ve fon performansları ayrıştırıcı olarak artacaktır TEFAS’ın sektöre etkilerini erişebilirliğin, rekabetin ve şeffaflığın artması olarak 3 ana başlıkta özetleyebiliriz. Platformda işlem gören tüm fonların tek bir ortamdan sunulmasının yatırımcılar açısından ulaşılabilirliği artıracağını ve yapacakları işlemleri de oldukça kolaylaştıracağını düşünüyoruz. TEFAS sayesinde yaygın dağıtım ağı olmayan küçük ve orta ölçekli kurumlar ürünlerini çok daha geniş kitlelere kolayca sunabilecek. Göreceli olarak daha geniş dağıtım kanallarına sahip büyük ölçekli kurumlar ise ürünleri kendi dağıtım kanalları dışında kalan diğer müşterilere de sağlayabilecek. Böylece sektörde rekabetin ve fon performanslarının ayrıştırıcı olabilmek adına artmasını bekliyoruz. TEFAS ile birlikte sunulan Fon Bilgilendirme Platformu da sektördeki şeffaflığın artması yönünde oldukça önemli bir gelişme. Yatırımcılara fonlar arasında karşılaştırma yapma ve kendi tercihlerine uygun yatırım fonlarını alıp satabilme imkanı sağlayacak. Yatırımcılar yatırım kararlarını verirken yatırım ürünlerine ilişkin getiri bilgilerine Fon Bilgilendirme Platformundan ulaşabilecek. Bu bilgiler yatırımcıların fonlar arasında ve alternatif yatırım araçları arasında karşılaştırma yapabilmesine ve sağlıklı yatırım kararları verebilmelerine yardımcı olacak. - Valörlü fonlardaki ivmemiz ile sektördeki en büyük hacmi yönetmeye başladık Yapı Kredi Portföy olarak 2014 senesinde, yönettiğimiz toplam büyüklükte bugüne kadarki en yüksek seviyeye, 12,50 milyar TL’ye ulaştık. Valörlü fonlarda yakaladığımız ivme ile hızla büyüyerek sektördeki en büyük hacmi, 2,24 milyar TL’yi yönetmeye başladık. Yatırım fonları pazarında ise yüzde 17,97 pazar payı ile ikincilik konumumuzu koruduk. En hızlı büyüme kaydettiğimiz fonlarımız yüzde 253 büyüme ile 644 milyon TL’ye ulaştığımız Özel Sektör Tahvil ve Bono fonumuz ile 5,77 milyon TL’den 281,7 milyon TL’ye yükselen Eurobond fonumuz oldu. Ayrıca 2014 yılında 2 yeni anapara garantili fon ile, Sukuk fonumuz dahil 2 yeni yatırım fonu kurduk. Türkiye’de uluslararası derecelendirmeye sahip tek portföy yönetimi şirketi olarak, uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Yapı Kredi Portföy’ün en yüksek not olan Highest Standards (tur) derecesini bir kez daha onayladı. Port- föy yönetimi alanında global standartlarda en yüksek derecelendirmeyi ifade eden Highest Standards’ın 2014 yılında bir kez daha teyit edilmesi, Yapı Kredi Portföy’ün sektördeki iyi yapılandırılmış ve genişleyen satış ağının, artarak çeşitlenen hizmet ve müşteri yapısının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Fitch’in, söz konusu not için temel aldığı kriterlerin başında şirketin güçlü yatırım ve risk yönetim alt yapısı, operasyonel ve teknolojik donanımı ile kaliteli insan kaynağı geliyor. Fitch’in verilerine göre dünyada bu nota sahip yalnızca 17 portföy yönetimi şirketi olduğunu belirtmek isteriz. Ayrıca, yine Türkiye’de bir ilke imza attığımız ilk yatırım fonu ve emeklilik fonu uluslararası derecelendirmesinde bu yılda başarılı performansımızı koruduk. Türkiye’de ilk kez yatırım ve emeklilik fonlarında uluslararası derecelendirmeye sahip olan Yapı Kredi Portföy’ün, yöneticisi olduğu üç bireysel emeklilik ve dört yatırım fonunun almış olduğu ”Güçlü” ve “İyi” notları, Fitch Ratings tarafından tekrar tescil edildi. 2014 yılında dünyanın önde gelen 4 farklı prestijli ve bağımsız yayın kuruluşları Global Banking and Finance Review, EMEA Finance Magazine, World Finance Magazine ve International Finance tarafından “Türkiye’nin en iyi Portföy Yönetimi Şirketi”ödülüne layık görüldük. 2015 yılında da hedefimiz pazardaki konumumuzu ve elde ettiğimiz başarıları daha ileriye taşımak. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayarak en uygun ürün ve çözümler ile cevap verebilmek. [araştırma: tefas ► TEFAS sayesinde iyi yönetilen yatırım fonları yüksek getirileri nedeniyle tercih edilecek TEFAS sayesinde artık iyi yönetilen yatırım fonları yüksek getirileri nedeniyle tercih edilecek ve bu da piyasanın daha sağlıklı gelişmesine ve büyümesine yol açacaktır. yönde daha hızlı hareket etmeye yöneltti. TEFAS sayesinde ürünlerimizin özellikle faiz istemeyen (İslami hassasiyeti olan) yatırımcı kitlesine daha hızlı ulaşabileceğini düşünmekteyiz. - Düzenli bir getiri sağlayan portföy yönetim şirketleri ön plana çıkacaktır Ali İlhan Alkhair Portföy Genel Müdürü “TEFAS” Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu 9 Ocak 2015 tarihinde faaliyete başladı. Türkiye’deki tüm yatırım fonu dağıtım platformunu tek bir terminalde birleştiren bu sistem sayesinde yatırımcının parası hangi bankada olursa olsun Türkiye’deki tüm yatırım fonlarını alıp satmak, yatırım fonu alırken, diğer yatırım fonlarının performansı ile karşılaştırıp en iyisini seçmek, günün 24 saatinde, Türkiye’nin herhangi bir yerinden, bu platformdan fon alım satımı yapmak mümkün olabilecek. TEFAS’tan faydalanabilmek için SPK yetki belgesi bulunan herhangi bir aracı kurum veya banka nezdinde hesabı bulunan bir yatırımcı olmak gerekecek. Yatırımcıların sadece yatırım hesaplarının bulunduğu bankanın ya da aracı kurumun fonlarını alıp satmasına imkan veren ve bu nedenle yatırımcıları sınırlayarak diğer alternatifleri devre dışı bırakan eski sisteme göre, TEFAS sonrasında yatırım fonları pazar payları değişebileceği gibi yatırım fonları arasındaki rekabetin artması da mümkün olabilecek. Yeni uygulamayla varlık ve performans karşılaştırılmasının anında yapılabilecek olması da yatırımcıların tercihini etkileyecek. Yatırımcılar TEFAS işlemleri için bir ilave komisyon ödemesi yapmayacak. Şirketimiz TEFAS’ın devreye girene kadar ki süreçte aktif olarak yeraldı ve altyapısını tamamen değiştirerek sisteme dahil oldu. Ayrıca TEFAS işlemlerini yürütecek personelimiz eğitimlerini tamamlayarak şirketimiz fonlarının TEFAS’ta satılabilir konuma gelmesini ve yatırımcılarımızın sistemdeki tüm fonlara erişimini sağlamış,kurumsal adaptasyon tamamlanmıştır. Alkhair Portföy, Bahreyn merkezli İslami yatırım bankası olan Bank Alkhair’in bir iştiraki olup portföy yönetiminde geleneksel yönetim tarzından farklı çözümleri müşterileri için üretmeyi amaç edinmiştir. TEFAS sayesinde kısıtlı olan dağıtım ağımızı genişleterek önümüzdeki dönemde ürünlerimizde de çeşitliliğe gideceğiz. Son iki senede İslami bono olarak adlandırabilieceğimiz sukuk alanında yaşanan gelişmeler bizi bu 22 Kocaeli Odavizyon TEFAS sayesinde A kurumunda hesabı olan bir yatırımcı B veya C kurumunun yatırım fonlarına o kurumlarda hesap açmadan ulaşabilme ve onları satın alabilme kolaylığına erişmiştir. Bu da sektördeki rekabeti daha üst seviyeye çıkaracak ve verimliliği artttıracaktır. Artık iyi yönetilen yatırım fonları yüksek getirileri nedeniyle tercih edilecek ve bu da piyasanın daha sağlıklı gelişmesine ve büyümesine yol açacaktır. Yine bu platform sayesinde farklı yatırımcı kitlelerine farklı ürünler sunan ve düzenli bir getiri sağlayan portföy yönetim şirketleri ön plana çıkacaktır. TEFAS’ın hem yatırımcılara istedikleri yatırım ürünlerine kolayca erişim imkanı sunması hem de portföy yönetim şirketlerine daha fazla yatırımcı kitlesine ulaşım kolaylığı sağlaması sonucunda önümüzdeki dönemde kurumlar arasındaki rekabeti daha da artıracağını ve bu bağlamda fon getirilerinde yaşanacak göreceli bir yükselmenin sisteme çok önemli katkı sağlayacağını düşünmekteyiz. Artan rekabet ve erişebilirlik yeni yatırımcıları sisteme çekerek yönetilen fon miktarının da büyümesine yardımcı olacaktır. - Alkhair islami kriterlere göre faaliyet gösteren az sayıdaki portföy yönetim şirketlerinden birisidir Şirketimiz 1999 yılında eski Inter Yatırım Menkul Değerler AŞ.’nin iştiraki olarak kurulmuş ve 2007 yılında Bahreyn merkezli İslami Yatırım Bankası olan Bank Alkhair B.S.C.(Eski ünvanı Unicorn) tarafından satın alınmıştır. Halen Türkiye’de faaliyet gösteren İslami Yatırım Araçları konusunda hassasiyeti olan müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayan ve İslami Kriterlere göre faaliyet gösteren az sayıdaki Portföy Yönetim şirketlerinden birisidir. Kurumsal Portföy yönetiminin yanında bireysel portföy yönetimi faaliyetleri de yürürütlmektedir. Türkiye’de tek İslami Yatırım Fonlarından ikisinin yöneticisidir. Portföy yönetimi ve Yatırım Danışmanlığı Lisanslarımız mevcuttur. Sermayedarımız olan Bank Alkhair’in GCC bölgesindeki tanınırlığı ve tecrübeleri ile özellikle kira sertifikası (SUKUK )konusunda bankanın bilgi birikimini de arkamıza alarak Türkiye ile GCC deki potansiyel sermaye için köprü görevi üstlenmeyi planlıyoruz ve bununla ilgili olarak altyapı çalışmalarımızı tamamladık 2015 yılında hem yatırım fonları hem de Yatırım Danışmanları faaliyetlerimiz ile piyasada aktif rol almayı planlıyoruz. Kocaeli Sanayi Odası aylık yayın organı Odavizyon aracılığıyla seçkin kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Kolaylıklar dileriz. [araştırma: tefas ► TEFAS, uygun fon seçme özgürlüğü sundu TEFAS’ın devreye girmesi ile birlikte, yatırımcının sadece yatırım hesabının olduğu kurumun fonlarına değil, yüzlerce diğer fonlara da erişimi mümkün olmuştur. Böylelikle, yatırım fonu alma kararını verirken, diğer yatırım fonları ve diğer yatırım alternatiflerini de varlık dağılımı ve performans açısından karşılaştırıp, kendisi için uygun olan fonu seçme özgürlüğüne sahip olmuştur Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS), SPK’nın izniyle Türkiye’de kurulmuş olan ve sermaye piyasasında faaliyette olan tüm yatırım fonlarına tek bir terminal üzerinden erişim imkânı sağlayan elektronik bir platformdur. TEFAS’ın hedef kitlesi içinde yerli ve yabancı bireysel ve kurumsal yatırımcılar yer almaktadır. SPK yetki belgesi bulunan herhangi bir banka veya aracı kurum nezdinde hesabı bulunan yatırımcılar TEFAS’tan faydalanabilmektedirler. Yatırımcı, TEFAS devreye girmeden önce, yatırım hesabından sadece hesabının bulunduğu bankanın ya da aracı kurumun fonlarını alıp satabiliyordu. Dolayısıyla, diğer alternatiflere erişim imkânı sınırlıydı. Örneğin, İstanbul dışında ikamet eden bir yatırımcının bizim kurumumuza ait olan bir fona ilgi duyması durumunda, İstanbul’a gelip, kurumumuz nezdinde bir hesap açtırması gerekiyordu. TEFAS’ın devreye girmesi ile birlikte, yatırımcının sadece yatırım hesabının olduğu kurumun fonlarına değil, yüzlerce diğer fonlara da erişimi mümkün olmuştur. Böylelikle, yatırım fonu alma kararını verirken, diğer yatırım fonları ve diğer yatırım alternatiflerini de varlık dağılımı ve performans açısından karşılaştırıp, kendisi için uygun olan fonu seçme özgürlüğüne sahip olmuştur. Yatırımcı Türkiye’nin ya da dünyanın neresinde olursa olsun bu platformdan fon alım satımı yapabilecektir. - Fon alımı satımı oldukça kolay TEFAS’ın resmi internet sitesi olan www.fonturkey. com.tr veya www.fundturkey.com.tr adresinden tüm fonların tarihsel getiri ve portföy dağılımı verilerine ulaşmak mümkün. Yatırımcıların sağlıklı yatırım kararı alabilmeleri için sadece dönemsel getiriye değil riske göre düzeltilmiş getiriye (örneğin sharpe oranı, enformasyon oranı gibi) de bakmaları önerilir. Yatırımcı hesabının bulunduğu banka ya da aracı kurumun şubesi aracılığıyla ya da internet şubesi aracılığıyla istediği fonu rahatlıkla alabilir. Şube aracılığıyla işlem yapıyorsanız müşteri temsilcinize talebinizi iletmeniz yeterlidir. Internet şubesi üzerinden işlem yapıyorsanız ‘Yatırım Fonları’ butonunun altında ‘TEFAS fonları’ veya ‘Diğer Kurum Fonları’ adı altında tüm fonlara erişiminiz mümkündür. TEFAS işlemleri için herhangi bir ilave komisyon ödemenize gerek yoktur. 24 Kocaeli Odavizyon - Volatilite sevmeyen yatırımcı için; SUB Ünlü & Co’nun TEFAS’ta işlem gören ‘Ünlü B Tipi Değişken Fonu (SUB); TL mevduata alternatif yatırım ürünü arayan, muhafazakar, volatilite sevmeyen yatırımcı profili için uygundur. SUB, mevduata benzer bir risk ve volatilite ile mevduatın üzerinde getiri sağlamayı hedeflemektedir. Mevduat ve diğer endekslerle karşılaştırmalı getiri grafiği aşağıda yer almaktadır. 1996 yılında bağımsız bir finansal danışmanlık firması olarak kurulan ÜNLÜ & Co, günümüzde Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu olmuştur. Profesyonel kadrosu ve üstün hizmet kapasitesiyle ÜNLÜ & Co, müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun olarak, dünya standartlarında, yenilikçi kurumsal finansman, küresel piyasalar, borç finansmanı ve danışmanlığı, hisse senedi piyasaları ve varlık yönetimi çözümleri sunmaktadır. İstanbul merkezli ÜNLÜ & Co, sayısı 300’e yakın çalışanı ile yerli ve yabancı yatırımcılar, sektörünün önde gelen şirketleri ve nitelikli bireysel yatırımcılardan oluşan geniş bir müşteri tabanına hizmet sunmaktadır. Bizim Menkul Değerler, asgari standartlar yerine rekabet gücünü artırmaya yönelik çalışmalar sürdürüyor Bizim Menkul Değerler, TEFAS platformunun önemine inanmakta ve bu platformun önümüzdeki dönemde önemli bir rekabet ve gelişim alanı olacağını düşünmektedir. Bu kapsamda, sadece mevzuatın öngördüğü asgari standartlarda işlem yapmak yerine, internet şubesindeki TEFAS işlem ekranlarını geliştirmek ve rekabet gücünü artırmak üzere bir çalışma sürdürmektedir. Bizim Menkul Değerler, TEFAS platformu için gerekli yazılım çalışmalarını kendi bünyesindeki bilgi İşlem ekibi ile 3 aydan kısa bir süre içerisinde tamamlamıştır. Gerek kendi müşterileri gerekse acentesi olan 4 katılım bankası müşterileri platformun işleme başladığı tarih olan 9 Ocak’ta sorunsuz bir şekilde ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun istediği standartlarda fon işlemlerine başlamışlardır. Bizim Menkul Değerler, TEFAS platformunun önemine inanmakta ve bu platformun önümüzdeki dönemde önemli bir rekabet ve gelişim alanı olacağını düşünmektedir. Bu kapsamda, sadece mevzuatın öngördüğü asgari standartlarda işlem yapmak yerine, internet şubesindeki TEFAS işlem ekranlarını geliştirmek ve rekabet gücünü artırmak üzere bir çalışma sürdürmektedir. Bu çalışmada hedeflenen, yatırımcının daha kolaylıkla yatırım fonlarını bulabileceği, izleyebileceği ve değerlendirebileceği bir online platform oluşturmaktır. Yatırım fonlarının TEFAS’ta işlem görmeye başlaması ile artık yatırımcılar sadece işlem yaptıkları kurumun değil, tüm diğer kurumların yatırım fonlarını alabilmektedirler. Bu elbette yeni bir rekabet ortamı oluşturacak ve fon yöneticilerini daha iyi getiri sağlayan, daha verimli fonlar için teşvik edecektir. Yatırımcı tarafında ise bu bir farkındalık meselesidir ve bu konuda bilgilendirildikçe yatırım fonlarını seçerken daha bilinçli davranacaklardır. Ancak henüz bu konudaki ilerleme yavaştır. Burada, ilgili süreci hızlandırmak adına, biz yatırım kuruluşlarına da önemli bir görev düşmektedir. - Boydak Holding sahipliğinde güçlü sermaye yapımız ile sektörün ilklerine öncülük ediyoruz Bizim Menkul Değerler, sermaye piyasalarında danışmanlık ve aracılık hizmetleri vermek ve etkin varlık yönetimi amacıyla, 2003 yılından itibaren aktif olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Boydak Holding sahipliğinde güçlü sermaye yapısı ile sektörün ilklerine öncülük etmektedir. Sürdürülebilir müşteri memnuniyeti ile sermayenin tabana yayılmasına ve etkin bir sermaye piyasasının oluşmasına katkıda bulunmayı hedefleyen kurumumuz, yurt içi ve yurt dışı piyasalarda aracılık, fon ve portföy yönetimi ve kurumsal finansman alanlarında hizmet vermektedir. Türkiye’de sermaye piyasalarına katkı sağlayan, müşterilerine ve paydaşlarına katma değer üreten ve sürekli büyüyen bir şirket olmak en büyük hedefimizdir. Sürdürülebilir müşteri memnuniyeti, çözüm odaklı hizmet ve sermaye piyasalarına katma değer anlayışı ile hizmet verilmeye devam edilmektedir. Bizim Menkul Değerler, yurt içi piyasalarda yatırımcılara hızlı, güvenli ve etkin işlem olanağı sunarak hisse senedi, vadeli işlem, sabit getirili menkul kıymet ve para piyasalarındaki gelişmeleri doğru, tarafsız ve hızlı biçimde müşterilerine iletirken, aracılık hizmetlerini de gerçekleştirmektedir. Uzman kadromuzun oluşturduğu fonlar, Portföy Yönetimi kadrosunun belirlediği stratejiler çerçevesinde, genel ekonomi ve piyasa şartları günlük bazda değerlendirilerek yönetilmektedir. Altın ve Enerji Fonu ve İnşaat Sektör Fonu ile Türkiye’nin ilklerine imza atan Bizim Menkul Değerler, DJIM Türkiye Borsa Yatırım Fonu ile de hem Türkiye’de hem de Dünya’da ilk ve tek olmuştur. Ayrıca birincil ve ikincil halka arz, şirket evlilikleri-alımları, proje finansmanı ve şirket yapılandırma hizmetlerini de sunmaktayız. TTG.Range.48x33cm.indd 1 09/03/15 16:21 [forum: yerli malı ► Işık: Yerli teknolojik ürünlere yüzde 15 fiyat avantajı artık zorunlu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, kamu alımlarında yerli malı için uygulanan fiyat avantajının yüzde 15 olduğuna işaret ederek, “Bunu maalesef kamu alımı yapan kurumlar yüzde 93 oranında uygulamamış.” dedi. bunu 239 kalem olarak ilan etti. Şu an her şey belli. Şu an kamu alımlarında yerli malı avantajı yüzde 15. Bunu maalesef yüzde 93 oranında uygulamamış, kamu alımı yapan kurumlar. Ama artık teknolojik ürünlerde yüzde 15 oranını uygulamak ihtiyari olmaktan çıktı, zorunlu oldu. Artık yüzde 15 pahalı dahi olsa yerli ürün belgesi olan bir ürünü kamu satın almak zorunda. Artık mecbur. Yani ‘Alırsam soruşturma açılır mı, başıma bir şey gelir mi?’ gibi bir şey yok kanun bunu emrediyor.” - Tekstilde tasarım ofisleri Ar-Ge merkezleri gibi teşvik edilecek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, kamu alımlarında yerli malı için uygulanan fiyat avantajının yüzde 15 olduğuna işaret ederek, “Bunu maalesef yüzde 93 oranında uygulamamış, kamu alımı yapan kurumlar uygulamamış. Ama artık teknolojik ürünlerde yüzde 15 oranını uygulamak ihtiyari olmaktan çıktı, zorunlu oldu. Bu ürünler yüzde 15 pahalı dahi olsa kamu satın almak zorunda. Artık mecbur. Yani ‘Alırsam soruşturma açılır mı’ gibi bir şey yok. Kanun bunu emrediyor.” dedi. Işık, ilaveten tekstil tasarım ofislerinin Ar-Ge merkezi gibi teşviklerden yararlanacağını; otomotiv yan sanayi tarafından üretilen eş değer parçanın arabalarda kullanılabileceğini bildirdi. Fikri Işık, yerli ileri teknolojili ürünlerin hem üretim hem ihracat adına önemli olduğunu vurguladı. Işık, şu an yüzde 4 olan ileri teknolojili üretimi ve ihracatı yüzde 15’e çıkarmayı hedeflediklerini belirterek; “2014’ün 11 ayında dış ticaret açığımız 76 milyar dolar. Bunun 48 milyar doları orta ve ileri teknolojili ürünlerde. Onun için sanayiyi orta ve ileri teknolojili ürün üreten bir yapıya getirmek hedefimiz.” dedi. Kamunun orta ve ileri teknolojili üretimi arttırmada önemli bir rolünün olduğunu anlatan Işık, şöyle devam etti: “Bunun için imalat sanayiinde Ar-Ge harcamalarına daha çok odaklanma durumundayız. Şu an Ar-Ge harcamalarının payı yüzde 60’larda. Bu oran yüzde 80’i aşmalı. Ar-Ge harcamalarında sanayi payı ile ilgili örnekler var. Yani Almanya’da bu oran yüzde 89, Güney Kore’de yüzde 89, Japonya ve Çin’de yüzde 87, İngiltere’de yüzde 74, Meksika’da yüzde 69, ABD’de 67. Yani almamız gereken ciddi yol var. Biz, kamu alımlarını ve bütün teşvik mekanizmalarını bu amaç için ele alıyoruz. 2014’te Devlet Malzeme Ofisi’nin (DMO) doğrudan yaptığı alım 2 milyar lirayı geçti. Yine kamunun toplam ihale rakamı 16 milyar lirayı aştı. Biz bu hedefi yakalamak için kamu alımlarını kaldıraç olarak belirledik. Yerli Malı Tebliği’nden sonra belge sayısı 330’u buldu. Önemli bir rakam. Biz, bu arada orta ve ileri teknolojili ürünleri belirledik. Kamu İhale Kurumu 28 Kocaeli Odavizyon Kamu tedarikinin önemli bölümünün yerli olacağını dile getiren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, ayrıca şu açıklamalarda bulundu: “Şu an kamu ihalelerine girmek için gerek duyulan iş bitirme belgesini de engel olmaktan çıkardık. Bir ürün teknolojik ürün ise, Ar-Ge faaliyetinin ardından üretildi ise ona teknolojik ürün deneyim belgesi veriyoruz. Yani bu söz ettiğim ürünler iş bitirme belgesi verilmeden ihaleye girebiliyor. Şu an bu da yürürlükte. Şu an 13 teknolojik ürün deneyim belgesi alındı. Arzumuz bu sayının artması. Hedefleri yakalamak için ithal etme durumunda kaldığımız ürünlerde savunma sanayinde uyguladığımız ofset dediğimiz güç birliği programını uyguluyoruz. Burada ‘İthalat yapacaksak asgari yüzde 50’sinde yerli kaynaklardan yararlanacaksınız’ diyoruz. İnşaallah bu sene önemli aşama alacak ülkemiz. Bu, ekonomi ve sanayiye olumlu katkı sunacak. Yine mobilyada yüzde 56, giyimde yüzde 82, tekstilde yüzde 63 yerlilik oranımız var. Ama tekstil ileri teknolojili ürün gamına girmiyor. Ama güçlü bir alan. Burada da hedef katma değerli ürün gamına geçmek. Bu anlamda tasarıma önem veriyoruz. Onun için tasarım ofisinin Ar-Ge merkezi gibi teşvik edilmesini öngören kanun ele alınıyor. Taslağı Bakanlar Kurulu’na göndereceğiz. Artık kendi tasarımlarımızı ortaya koyacağız, belki sattığımızın 2-3 katı fiyata satacağız.” - Otomotivde yerli üretimi artacak Fikri Işık, otomotiv sektörünün de öneminin giderek arttığına temas etti. Yerli otomobil için yan sanayiyi teşvik ettiklerini belirten Işık, “Bu çerçevede 1 Haziran 2015’te eşdeğer parça uygulaması devreye girecek. Artık illa orijinal parça değil artık yan sanayinin ürettiği eşdeğer parça arabalarda kullanılacak. 2 sene Türk Standartları Enstitüsü (TSE) olmak sureti ile akredite kurumlarca onaylanan muadil ürünler eşdeğer parça yerine kullanılabilecek. Böylece yerli üretimi otomotivde arttıracağız. Orijinal yedek parçada uygulama ile maliyet baskısının bir miktar önüne geçilecek tüketici adına.” dedi. ‘Yerli malı’ teşviği sanayiciler için çok yararlı olacaktır Yerli malları daha da çeşitlenecektir Anıl ÜNAN Kalibre Boru San. ve Tic. AŞ. Genel Müdürü Mehmet Ali KARTAL Kartal Bombe San. ve Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Kamu ihalelerine firma olarak bizler de katılıyoruz ki birçok konuda olduğu gibi bu ihalelerde de yurt dışı firmaları ile özellikle Çin ve Hindistan gibi düşük maliyetli ülkelerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu ülkelerde devletin yardımları var bu ülkelere vergi iadesi yapılıyor. Dolayısı ile devletin ‘yerli malı’ kullanımı konusunda sanayiciyi desteklemesini ben oldukça yararlı buluyorum. Özellikle kamu ihalelerinde yerli hammadde kullanımı ve yerli üreticilerin teşvik edilmesi oldukça yerinde bir karar. Bizler de böyle bir çalışma için başvuru yapmayı düşünüyoruz. Kamu ihalelerinde yerli malı kullanımı yüzde 15 fiyat avantajı sağlayacak. Bu çok yerinde ve çok güzel bir uygulama. Bu güzel gelişme hem Türk sanayisinin gelişmesi açısından hem de üretimin ve bizim ülkemizdeki yerli malların çeşitliliği açısından oldukça yarar sağlayan bir durum. Bizim firma olarak ürettiğimiz ürünler yarı mamul olduğu için yani mamul olmadığından konu her ne kadar bizi çok ilgilendirmiyorsa da bizim ürün sattığımız firmaları ilgilendiriyor; dolayısyla bize de bu yönü ile faydası olacaktır. Yerli malı yurdun malı, her Türk bunu kullanmalı Melih KARAKAŞ Teknocoat Boya Kimya San. ve Tic. AŞ. Ben bunu senelerdir söylüyorum; ‘Yerli malı yurdun malı her Türk bunu kullanmalı.’ Devlet herhangi bir teşvik verse de vermese de, eğer ülkemizi seviyor isek her zaman için bu ilke doğrultusunda hareket etmeliyiz. Ayrıca devlet ‘yerli malı’ kullanımı konusunda bir teşvik verecek olduğunda bundan bizlerde yararlanıyor olacağız. Bizim yaptığımız üretim Avrupa ve yurtdışından gelen ürünlerle rekabet halinde. Dolayısı ile özellikle bizim bu konuda hassasiyetimiz son derece yüksek. alımı için de odaya başvurmayı düşünüyoruz. Kocaeli Odavizyon 29 [forum: yerli malı ► Yerli malını kullanarak cari açığı düşürmek mümkün Hamit EROĞLU Kandıra Gıda OSB Bölge Müdürü Cari açığın düşürülmesi noktasında yerli malının kullanımı önem arzediyor. Türkiye’de cari açık son yıllarda düşük gösteriyor ancak halâ dünya standartlarının üzerinde. Dolayısıyla bu açıdan baktığımız zaman yerli malını kullanarak cari açığı düşürmek mümkün. - Geleceğin sektörü, gıda... Son yıllarda Türkiye, gıda alanında daha önce kendisine yeterlilik anlamında yüksek bir orana sahipti. Ancak son yıllarda maalesef hem iklim şartlarının buna müsaade etmemesi hem de nüfus artışının yüksek olması nedeni ile yetemez duruma geldik. Burada ithalatın da cari açığa etkisinin büyük olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla burada gıda zaten geleceğin sektörü. Birleşmiş Milletler verilerine göre; 2050 yılında dünya nüfusunu besleyebilmemiz için var olan dünyamız gibi bir dünyaya daha ihtiyacımız var. Çünkü 2050’de şu anda 7 milyar küsür olan nüfus yaklaşık 10 milyar civarında olacak. 10 milyar nüfusu beslemek şu andaki gıda üretimi ile veya dünyanın kaynakları ile mümkün değil. Bunun da tek çaresi var. O da hayvancılık ve tarımdan gelen gıda ürünlerinin üzerine katma değer katarak uzun vadede insanlığın faydasına sunmak. Bunun da yapılabileceği nokta sanayi ile tarım ve hayvancılığın entegrasyonu. Yani tarım ve hayvancılıktan üretilen ürünlerin işlenerek, üzerine katma değer katılarak uzun vadede korunabileceği ve insanların istifadesine sunulabileceği tüketim malzemesi haline getirmekten teşekkül. - Türkiye’nin lk gıda OSB’siyiz ama kamulaştırmayı bitiremedik Dünya kaynaklarını artıramadığımıza göre var olanı en iyi şekilde kullanabilmenin tek çaresi bu. Bunun da gıda ihtisas organize sanayi bölgelerinden geçtiğine inanıyorum. Biz Türkiye’de ilk gıda ihtisas OSB’yiz. Tek sıkıntımız kamulaştırmayı bitirememiz. Türkiye’deki kamulaşma süreçlerinin çok uzun olması ne- deni ile biz üretime başlayamıyoruz. Bunda da işin sonuna yaklaştık ancak henüz neticelendiremedik. Eksik kalan kısım binde 1’lik bir kısım. Biz bugüne kadar 11 bin 280 tane hisseyi rızaen aldık. Kalan yüzde 5’lik kısmı maalesef alamadık. Onları da mahkeme üzerinden alıyoruz. İnşallah neticelendirirsek Türkiye’nin ilk gıda ihtisas OSB’sini faal hale getirmiş olacağız. Burada yaklaşık 7 bin ila 8 bin kişi çalışacak ama en önemli kısmı da stratejik olarak gelecek nesillerin gıda ihtiyacını uzun vadede buradan sağlamış olacağız. Yerli malı kullanımı olmazsa olmazlarımızdan Metin AKTÜRK Form Makina San. ve Tic. Ltd. Şti. Şirket Sahibi Yerli malı kullanımının zaten bizim olmazsa olmalarımızdan olmalı. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu ülkede yaşayan, hizmet veren, iş yapan birisi olarak yerli malını biz ne kadar kullanırsak ekonominin kalkınması noktasında o kadar fazla katkı olur. Dolayısı ile bunu bir vatandaşlık bilinci içerisinde, azami derecede dikkat ile uygulamalıyız. 30 Kocaeli Odavizyon [meslek komitesi: tıbbi ve zirai kimyasal ürünler ► Bakan Eroğlu: Tıbbi ve ıtri bitkiler sektörü gelişmeli, potansiyel var, yeter ki hedef koyalım Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Tıbbi ve ıtri bitkiler sektörünün gelişmesi gerekir. İhracatını en azından 2017-2018 yılında 2 milyar dolar, 2023 yılında 5 milyar dolar yapma potansiyelimiz var, yeter ki hedef koyalım” dedi. Tıbbi ve ıtri bitkilerin dünyada 100 milyar dolarlık çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Bakan Eroğlu, Türkiye’nin bundan çok az miktarda nasiplendiğini ifade etti. Türkiye’deki biyolojik çeşitliliğe dikkati çeken Eroğlu, bunun da farkında olunması gerektiğinin altını çizdi. Eroğlu, tıbbi ve ıtri bitkiler sektöründe gecikildiği için rahatsız olduğunu ve taşın altına elini koymaya karar verdiğini belirtti. Üniversiteler de işe soyunduğu zaman sektörde başarmamak için bir nedenin olmayacağını belirten Eroğlu; “Sektörün gelişmesi gerekir. İhracatını en azından 2017-2018 yılında 2 milyar dolar, 2023 yılında 5 milyar dolar yapma potansiyelimiz var, yeter ki hedef koyalım” ifadelerini kullandı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker: Zenginliğimizi dünya tanıyacak Bir ülkede biyoçeşitlilik zengin ise o ülkede insanların gıdası için, kullandıkları kozmetik ürünler veya ilaçlar için, yani hem tıbbi bitkiler bakımından hem de gıda olarak kullanılabilecek bitki türleri açısından bir zenginliğe işaret ediyor. Biyoçeşitlilikle bunu dünyaya tanıtmak istiyoruz. Bu zenginliği dünyaya tanıtırken aynı zamanda tarımsal faaliyetlerimizi de olumlu anlamda etkileyecek. Antalya’da 2016’da yapılacak ‘Dünya Botanik EXPO’nun gıda, kozmetik, ilaç sanayideki bitki türlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını vurgulayan Eker, insanlarda da tabiat ile ilgili bilinç uyandıracağını söyledi. - Antalya’yı dünya bahçesi haline getirelim EXPO’larda ülkelerin kendi değerlerini getirip sergilediğini anlatan Eker, şunları söyledi: “Biz de teması ‘Çiçek ve Çocuk’ olan, kendi tabi zenginliğimizi, doğal zenginliğimizi, biyoçeşitliliğimizi, bu alanda geliştirdiğimiz kültürü ve bunun unsurlarını, bunları sergilediğimiz bahçe kültürünü ortaya koyuyoruz. 189 ülkeye de diyoruz ki ‘Gelin bir dünya bahçesi oluşturalım, hepimiz bu kürenin bir parçasıyız. Her ülke aslında dünyanın ayrı bir bahçesidir, tüm bu bahçelerin numunelerini Antalya’da bir araya getirelim ve Antalya’yı bir dünya bahçesi haline getirelim’.” Ekonomik gelişmelere paralel olarak yatırımlar artıyor Türkiye’nin bitkisel çeşitliliği gerçekten tartışılmaz. Türkiye bu zenginliğinin farkına 1950’li yıllarda vardı. O zamanki trend biyolojik çeşitliliğin muhafaza altına alınmasıydı, fakat daha sonra kullanım ve sürdürülebilir kullanım gündeme gelmeye başladı. Bu konuda Türkiye’nin farkı her geçen gün daha fazla artıyor. Dolayısıyla ekonomik gelişmelere paralel yapılan yatırımlar artıyor. 2010 yılında Ankara’da dünyadaki en modern gen bankalarından olan 2. Tohum Gen Bankası açıldı. 2010 yılında Antalya’da Tıbbi Bitkiler Araştırma Mer- 32 Kocaeli Odavizyon kezi kuruldu. Böylece analiz sorununu ortadan kaldırıldı. Beykoz’da Biyoçeşitlilik ve Geofit Araştırma Merkezi kuruldu. Bir bitkinin tıbbi çeşitliliği olduğu gibi süs bitkisi veya bir başka özelliği olabiliyor. Buradaki merkez de geofitler yoğunlukta olmak üzere çalışıyor. Ankara’da 2 bin 500 dekar arazi üzerinde Türkiye Milli Botanik Bahçesi kuruluyor. Bahçenin 2015 yılı içerisinde açılışı planlanıyor. Burası Rusya’daki 3 bin dekarlık bahçeden sonra en büyük botanik bahçesi olacak. Türkiye, tıbbi ve aromatik bitkilerden 100 milyar dolar gelir sağlayabilir Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çelik, Türkiye’nin sahip olduğu 12 bin bitki çeşidinden yeterince faydalanamadığını belirterek, yapılacak çalışmalarla tıbbi ve aromatik bitkilerden yıllık 100 milyar dolar yıllık gelir sağlanabileceğini söyledi. Yeraltı zenginliklerinin yanı sıra yer üstündeki bitki örtüsünün de ülkelerin önemli doğal zenginliği olduğunun altını çizen Çelik, ılıman iklim kuşağında yer alan Türkiye’nin coğrafi konumu, jeolojik yapısı ve ekolojik özellikleri ile bitki çeşitliliği açısından da önemli zenginliğe sahip olduğunu; yapılan araştırmalarda yaklaşık 4 bin 200’ü yalnızca Türkiye’de yetişen 12 binin üzerinde bitki çeşidinin tespit edildiğini ve bu sayının Avrupa kıtasındaki bitki çeşidine yakın olduğunu vurguladı. Bu bitkilerin yurt dışına ham ithal edildiğine, başka ülkelerde işlenerek dünyaya dağıtıldığına işaret eden Prof. Dr. Çelik şöyle devam etti: “Ülkemizde bu tıbbi ve aromatik bitkilerin ticari potansiyeli ancak ham droglar şeklinde. Defneyi yaprak, kekiği ham olarak ihraç ediyoruz. Bunların işlenip ihracatının yapılması gerekir. Ülkemizde birçok doğal bitki türünden maalesef yeterince istifade edilemiyor. Mesela çöğen bitkisi. Şu anda Berlin’deki Eczacılık Fakültesi ile birlikte üzerinde çalışmalar yaptığımız çöğen, ileride kanser ilaçlarının üretiminde önemli potansiyele sahip olan bitkilerden bir tanesidir. Doğu Karadeniz bölgesi de oldukça yüksek potansiyele sahip. Trabzon, Aydın’ın Kuşadası ilçesi ve çevrelerinde salep konusunda oldukça ümit verici ürünler var. Yaban mersini, keçi boynuzu, key eriği elması, yaban erikleri gibi birçok türün ülke ekonomimize önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz.” Bitki florasının çok daha düşük olmasına rağmen bu ürünlerden İspanya’nın 35, İtalya’nın 12, İran’ın ise 8 milyar dolar gelir sağladığına, Türkiye’nin gelirinin ise milyon dolarlar seviyelerinde kaldığına dikkati çeken Ali Çelik, tıbbi ve aromatik bitkilerin ülke ekonomisine gelir sağlayıcı hale getirilmesi gerektiğine değindi. Çelik, Denizli’de kurdukları Anadolu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Derneği (ANATAB) bünyesinde doğal bitkilerin tarıma kazandırılması konusunda maddi beklenti olmadan bilimsel destek sağladıklarını sözlerine ekledi. Kocaeli Sanayi Odası 11. Meslek Komitesi (Tıbbi ve Zirai Kimyasal Ürünler Sanayi Grubu) Yönetim Kurulu Görevi Yetkili Firma Ünvanı Firma Faaliyeti Komite Başkanı Necdet Barlas Gübre Fabrikaları TAŞ. Yarımca Tesisleri Müdürlüğü Kimyasal gübre imalatı Komite Başkan Yardımcısı Ertan Çıplaklıgil Özel Ovam Sağlık İşyeri hekimi ve işgüvenliği uzmanlığı, sağlık, ambulans Hizm. ve Ürünleri San. ilkyardım eğitimi Tic. Ltd. Şti. Komite Üyesi M.Volkan Eronat Chryso-Kat Katkı Malz. San. ve Tic. AŞ. Komite Üyesi Kubilay Kırman Özel Kocaeli Akademi Sağlık Hizm. Tic. AŞ. Eczacılığa ilişkin tıbbi ilaç imalatı Komite Üyesi Hakkı Yıldız Orman Ürünleri Yıldız Entegre Ağaç San. ve Tic. AŞ. Beton ve çimento üreticileri için kimyasal ürün imalatı [meslek komitesi: tıbbi ve zirai kimyasal ürünler ► Türkiye’nin en büyük 50 şirketi arasına yükselen global marka olma yolunda ilerliyor... Şükrü KUTLU GÜBRETAŞ Genel Müdürü tankı inşa projesiyle 2015 yılında üretim gücümüzü yükselteceğiz. Ayrıca satış hacmimizin yönetilmesinde önemli bir parametre olan lojistik altyapımızın güçlenmesine yönelik Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaptığımız yatırımlarla GÜBRETAŞ’ı gelecek yıllara hazırlıyoruz” dedi. G ÜBRETAŞ (Gübre Fabrikaları Türk A.Ş.), ‘tarım sektörüne kimyevi gübre girdisi tedarik ederek ülke tarımındaki kalite ve verimliliği artırmak’ amacıyla 6 Kasım 1952 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kuruldu. Türkiye’nin ilk kimyevi gübre fabrikası olan İskenderun’daki tesisleriyle 1954 yılında üretime başladı. O tarihten bugüne sektöründe öncü rolünü üstlenen GÜBRETAŞ, Türkiye’nin ilk fosfatlı ve kompoze gübresini üretti, borsada halka arz edilen ilk şirketlerden biri oldu ve sektör açısından çok önemli yurtiçi - yurtdışı yatırımlara imza attı ve pek çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi. Halihazırda Türkiye genelinde kendine ait 2 liman, 5 lojistik merkez ve 7 bölge satış müdürlüğü sayesinde çiftçiler başta Tarım Kredi Kooperatifi olmak üzere Türkiye genelindeki yaklaşık 2 bin 700 satış noktasından GÜBRETAŞ markalı ürünlere ulaşabiliyor. Türkiye tarafında Yarımca, İskenderun ve İzmir’deki analiz laboratuvarları ile ürün ve toprak analiz hizmeti veriliyor. TÜRKAK tarafından uluslararası akreditasyon belgesi verilen Yarımca Laboratuvarı, aynı zamanda Tarım Bakanlığı’nın ‘referans laboratuvar’ kabul ettiği 2 laboratuvardan biri olma özelliği taşıyor. 63 yıla ulaşan köklü tecrübesi ve son yıllarda oluşan uluslararası vizyonu sayesinde Türkiye’nin en büyük 50 şirketi arasına yükselen GÜBRETAŞ; sadece tarım sektörünün öncü bir kuruluşu olmakla kalmadı, aynı zamanda ülke ekonomisinin ve uluslararası gübre sektörünün oyuncularından biri haline dönüştü. - 2015 yılında üretim gücümüzü yükselteceğiz Şükrü Kutlu 2015 yılına ilişkin beklentilerinden bahsederek; “GÜBRETAŞ olarak, ülkemize ve siyasi istikrara olan güvenimize binaen yeni yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Yurtiçinde özellikle üretim ve lojistik altyapımıza yatırım yaparken, satışlarımızda ürün çeşitliliğini artırmayı, maliyet kontrolüyle ve alternatif maliyetler oluşturarak karlılığımızı arttırmayı hedefliyoruz. 2015 yılında, mevcut başarıların daha da geliştirilerek sürdürülmesi hedeflenen bir yıl olacak. GÜBRETAŞ olarak 2015 yılında yaklaşık yüzde 4’lük büyüme hedefiyle 1 milyon 800 bin ton katı gübre satışı ve 1,7 milyar TL ciro bütçeledik. Bunların neticesinde konsolide ciromuzun 3 milyar TL bandına yükselmesini bekliyoruz. Satış ve finansal alanda yakaladığımız başarıları, yeni yatırımlarımızla taçlandırmak istiyoruz. Özellikle tamamlanmak üzere olan Kocaeli Yarımca’daki yeni NPK fabrikası ve yılsonuna doğru tamamlamayı hedeflediğimiz amonyak 34 Kocaeli Odavizyon - İthalata dayalı bir sektörde ihracat 2’nci planda kalıyor Türkiye tarafında ihracat odaklı olmadıklarını aktaran Şükrü Kutlu; “Öncelikle pazardaki GÜBRETAŞ markasına olan güven sonucu gelen yoğun talebi karşılamaya çalışıyoruz. Özellikle ana hissedarımız Tarım Kredi Kooperatifleri ve diğer bayilerimizin taleplerini uygun zamanda en hızlı şekilde sağlamayı amaçlıyoruz. Diğer yandan sektördeki hammadde yoksunluğu nedeniyle bu konuda ithalata dayalı bir sektörde ihracat 2’nci planda kalıyor bizim için. İhracat miktarımız, 1,7 milyon tona ulaşan toplam satışımızın içinde oldukça az sayılır. Fakat hedeflediğimiz tesis yatırımlarımız tamamlandıktan sonra üretim kabiliyetimizin artmasıyla ihracat imkanımız da gelecek yıllarda artış gösterebilir. İran’daki bağlı ortaklığımız Razi Petrokimya’da ise ihracat ağırlıklı bir pozisyonumuz var. Razi’deki ürünlerin yaklaşık yüzde 7580’i ithal edilirken, oradaki konumumuzla uluslararası sektörde masanın diğer tarafında yer almış oluyoruz” açıklamasında bulundu. - Sektördeki marka bilinirliğimiz yüzde 97 Yurtiçi stratejileri ve yurtiçinde markanın gelişimi hakkında bilgi veren Şükrü Kutlu; “GÜBRETAŞ, özellikle son 10 yıldaki yaptığı Ar-Ge çalışmaları sonrasında ürün sayısı ve çeşitliliği açısından da sektör liderliğini güçlendirdi. Türkiye’de üretimi yapılan her türlü bitkinin beslenmesi için kullanılan 177 çeşit ürünümüzün tescili bulunuyor. Hedefimiz, ürün portföyümüzü tüketicilerimizin ihtiyaçları ve gelişen teknolojiye göre sürekli güncelleyerek sektördeki öncü ve yenilikçi misyonumuzu sürdürmek. Bunun yanı sıra son dönemde ağırlık verdiğimiz üretim tesisi yatırımıyla da GÜBRETAŞ’ı geleceğe hazırlıyoruz. Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yer alan tesislerimizde 2012 yılında başlattığımız şirket tarihinin en büyük yurtiçi tesis yatırımıyla çevreci ve modern bir yapıya kavuşturduğumuz NPK fabrikası tamamlandı. Yakında hizmete girecek bu tesis sayesinde Türkiye’nin en modern gübre üretim tesisini hayata geçirmiş olacağız. Önümüzdeki birkaç yılda yapacağımız yeni üretim tesisi yatırımlarıyla bu alandaki ürün ve hizmet kalitesi ile üretim kabiliyetimiz çok daha güçlü hale gelecek. Yurtiçi stratejimiz, toplam satış hacmindeki üretim kabiliyetimizi arttırmak. Bu strateji doğrultusunda tesis yatırımlarımıza hız verdik. Ülkemizdeki gübre sektörünün ilk şirketi olan GÜBRETAŞ, yıllardır sürdürdüğü öncülükle paydaşları nezdinde güven ve kalite anılan bir marka olmayı başardı. Yaptırdığımız saha araştırmalarına göre sektördeki marka bilinirliğimiz yüzde 97. Bu doğru strateji sonucunda tüketiciye sunabildiğimiz ürün kalitesinin bir göstergesidir diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. - GÜBRETAŞ’ın global marka olması yolunda ilerlemek istiyoruz Yurtdışı yatırımlarına da değinen Şükrü Kutlu; “Türkiye, gübre hammaddesi açısından oldukça yetersiz olduğundan GÜBRETAŞ 2006’da hammadde kaynaklarına yakın olmak ve bu amaçla uluslararası yatırımlar yapma stratejisini geliştirdi. Buna bağlı olarak 2008 yılında gerçekleştirdiğimiz İran’daki Razi Petrokimya tesisi yatırımının çok olumlu neticeler vermesi sayesinde, bize uluslararası tecrübe ve özgüven kazandırdı. Razi yatırımımızın tamamlayıcısı olarak özellikle fosfat bazlı ürünler için bir yatırım arayışımız ve çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda böyle bir adımı da gerçekleştirerek GÜBRETAŞ’ın global marka olması yolunda ilerlemek istiyoruz” açıklamasında bulundu. Sektörün gübre tüketicileri tarafındaki en önemli sorunu, tarımın geleneksel bilgilerle yapılmaya çalışılması. Tarımdaki bilinçlenme sorununu aşmak amacıyla bu alanda eğitime ağırlık veriyoruz. Her yıl yüzlerce noktada gerçekleştirdiğimiz eğitim toplantılarının yanı sıra ‘Bilinçli üretici kazanır’ sloganıyla üniversitelerimizle işbirliğine girerek seminerler veriyoruz. Eğitimin bir parçası olarak farklı tarımsal ürünlere özel broşürler ve föyler yayınlayarak, bunları çiftçilere dağıtıyoruz. Toprakları doğru ve verimli kullanıp, olumsuz faktörlerden korumalıyız. Bunun da en önemli yolu ‘toprak analizi’nden geçiyor. GÜBRETAŞ olarak 2006 yılından bu yana sürdürdüğümüz ve sektör açısından da büyük önem taşıyan ‘Türkiye Toprak Verimliliği Haritası’ Projesi ile bu analizlerin kayda girilerek, ortak bir veriye dönüşmesini sağlıyoruz. İlk etabını 2016’da tamamlamayı hedeflediğimiz bu projeyle, tarımsal arazilerden alınan toprak numunelerini laboratuvarlarımızda analiz ettikten sonra çiftçilerimize o arazi için en uygun ‘reçete’yi hazırlayıp veriyoruz. Bu konudaki bilinçlenme arttıkça, tarım sektöründe verim ve kalite algısı da yükselmeye devam edecek. Bu sayede çiftçinin kazancı, huzur ve refahı da yükselecek” değerlendirmesinde bulundu. - 11. Meslek Komitesi hakkında... Şükrü Kutlu; “Kocaeli Sanayi Odası’nın 11. Meslek Komitesi’ üyesiyiz. Aynı zamanda Yarımca Tesisleri Müdürümüz Necdet Barlas, bu komitenin başkanlığı görevini yürütüyor. Komitenin üye firmaları daha yakından tanımak ve sorunlara derinlemesine çözümler üretmek için yaptığı ziyaretler ve aylık rutin toplantılarda alınan kararların uygulanması ve amacına ulaşmasından memnunuz” dedi. Yarımca Tesisleri Tarım Kredi Kooperatifleri’nin bir iştiraki olan Gübre Fabrikaları T.A.Ş. Yarımca Tesisleri, yarım asırdan bu yana bölgede faaliyetlerine aralıksız devam ediyor olup, Türkiye genelindeki çiftçilerimiz için ürettiği ürünlerle tarım sektöründe önemli bir yere sahiptir. Bu üretim gücü, bölgemize önemli birçok alanda katma değerler sağlıyor. Yıllardır bölgede istihdama ve işgücünün değerlenmesine çok büyük ölçüde katkıda bulunan GÜBRETAŞ Yarımca Tesisleri; mevcut fabrikaları, limanı ve diğer yardımcı birimleriyle bölge ve ülke ekonomisine büyük katkılar sağlamayı sürdürüyor. Sosyal sorumluluk anlayışını da her zaman ön planda tutan GÜBRETAŞ açısından, çiftçilerimize ve ülke ekonomisine katkı vermek ne kadar önemliyse, çevre sağlığını koruyup gözetmek de aynı derecede önemlidir. Bu konudaki gerekli tüm uluslararası kalite ve emniyet standartları alındığı için Kocaeli’nin endişe edeceği değil görünce gurur duyacağı bir yatırım gerçekleştiriyoruz. Razi Petrokimya Tesisleri 1952 yılında ‘Türk çiftçisinin tarımsal verimliliğini artırmak’ amacıyla kurulan GÜBRETAŞ’ın, 63 seneden beri bu kuruluş misyonunu koruyarak daima toplumsal faydayı gözeten bir şirket olduğunu söyleyen Şükrü Kutlu; “Diğer yandan GÜBRETAŞ’ın sermaye yapısına bakıldığında yüzde 25’inin Borsa İstanbul’da halka açık işlem görmesi ve kalan yüzde 75’inin de 1,1 milyon ortağıyla Türkiye’nin en büyük çiftçi örgütü olan Tarım Kredi Kooperatifleri’ne ait olması dolayısıyla bir sermaye grubuna ait değiliz, tamamen halka ait bir şirketiz. GÜBRETAŞ, yarım yüzyılı aşkın süredir de Kocaeli-Yarımca bölgesindeki tesisleriyle Türkiye’nin tarım ve sanayi sektörlerine önemli katkılarda bulunurken, bölge halkı için ekonomik yönden istihdam ve sosyal katma değerler üretiyor. Şirket olarak pazardaki temel önceliğimiz, iştiraki olduğumuz Tarım Kredi Kooperatifleri başta olmak üzere ülkemizdeki çiftçilerin tarımsal üretimde verimlilik için ihtiyaç duyduğu gübre ürünlerini temin etmek ve üretmek. Hem pazardaki talebi karşılama ihtiyaçları, hem de toplumsal fayda duyarlılığımızın getirdiği bir zorunlulukla son yıllarda şirketimizin yurtiçindeki üretim tesislerini modernize ederek üretim kalitesini de güçlendirmeye yönelik adımlar attık. 2012 yılında GÜBRETAŞ’ın 60’ıncı yılında Kocaeli-Yarımca’da şirket tarihinin yurtiçindeki en büyük tesis yenileme yatırımını yapma kararını aldık. Bu kapsamda öncelikle, 1980’lerin başında inşa edilmiş NPK fabrikalarımızı çevreci bir teknolojiyle modernize ederek iyileştirmek ve geliştirmek için yaklaşık 170 milyon TL (59 milyon Euro) değerindeki bütçeye sahip tesis yenileme yatırımımız başladı. Yeni NPK fabrikamızda DAP gübresi ile birlikte sıvı hammaddeli gübreler üretmek mümkün olacak. Bu durum bize hem hammadde girdilerini, hem gübre kalitesini hem de prosesin atıksız olmasından dolayı oluşacak verimlilik avantajı sağlayacak. Çiftçilerimiz açısından da daha geniş ürün çeşidini, daha ekonomik fiyat optimizasyonuyla temin etme imkanı sağlanarak tarım sektörü için fayda sağlanacak. Bu arada ülkemizdeki gübre hammadde kısıtı nedeniyle yurtdışından karşılanan ürünlerin bir kısmı burada üretilerek, döviz çıkışının önlenmesiyle milli ekonomiye de katkı sağlanmış olacak. Bu fabrikalarımızın revizyon ve modernizasyonuna ilaveten, tesislerimizdeki entegre verimliliği artırmak için proje kapsamında 25 bin tonluk bir Amonyak Depolama Tankı da inşa ediliyor. Bu tesisleri, alanında dünyanın en iyi firmalarıyla birlikte inşa ediyoruz. Kendi alanlarında dünyaca tanınan İspanyol Incro firması NPK fabrikamızı ve Alman TGE firması ise amonyak tankının inşasını uluslararası standartlarda gerçekleştirmektedir. Burası tamamlandığında Türkiye’nin en yeni, en çevreci ve en modern kompoze gübre üretim tesisi olacak. Aynı zamanda bu yatırımlar; hem inşa aşamasında, hem de faaliyete başladıktan sonra ortaya çıkan yeni işgücü ihtiyacı yönüyle bölge halkı için yeni istihdam imkanları da oluşturmaktadır. Yarımca’daki bu yatırımlarımızın yanı sıra Samsun’da hem Granül Amonyum Sülfat hem de NPK üretimi yapabileceğimiz tesisle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tüm yatırım faaliyetlerimizle, ülkemizde talep gören ürünleri üretir hale gelerek, çiftçilerin de faydasına rekabetçi bir ortam oluşturma arzusundayız” dedi. Kocaeli Odavizyon 35 [çevre ► Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri için başvurular başladı Hızla artan dünya nüfusu ve buna paralel olarak artan beşeri ihtiyaçlar karşısında, bilinçsizce tüketilen doğal kaynaklar geleceğin karanlık resmini gözler önüne seriyor. Yarını düşünmeden yapılan her hata, yaşamın maliyetini bir kat daha arttırıyor ve sürdürülebilir kalkınma ve refah hedeflerine ulaşmayı tehdit ediyor. Günümüz sanayicileri doğanın korunması ve kullanılabilirliğin sürekli olması için “çevre stratejileri” geliştiriyorlar. Çünkü biliyorlar ki, artık kaynaklara sahip olmak tek başına yeterli değil. Günümüzde rekabet gücünü yaratan asıl önemli etken, kaynakları üretken biçimde kullanabilmek, üretirken yok etmemek ve sürdürülebilirliğini sağlamak. Kocaeli Sanayi Odası, bu bilinçle hareket eden sanayicilerimizin teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi amacıyla 1995 yılından bu yana ‘Kocaeli Sanayi Odası Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri’ organizasyonunu düzenliyor. Türkiye’de ilk kez Kocaeli Sanayi Odası tarafından düzenlenen ödül organizasyonunda amaç; çevrenin korunmasına ve gelişimine katkıda bulunmak, çevresel açıdan sürekli gelişimi teşvik etmek, değişen çevre kavramlarına uyumu cesaretlendirmek, ölçülebilir çevre yatırımlarının yanı sıra çevreye ve topluma 36 Kocaeli Odavizyon katkıları olan kuruluşları desteklemek ve teşvik etmektir. 1995 ve 1996 yıllarında 4 ayrı dalda ‘Yeşil Baca, Atık Su Arıtma Tesisi, Çevreci Ürün ve Çevreci Proje’ başlıklarında verilen Çevre Ödülleri; 1997 yılından itibaren tek dalda verilmeye başlandı ve ‘Çevreci Başkan’ olarak bilinen Şahabettin Bilgisu’nun adı verildi. Çevre Ödülleri organizasyonu; 1998 yılından itibaren civar iller ve 1999 yılından bu yana da Marmara Bölgesinde yer alan illeri kapsayan Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının faaliyet gösterdiği bir bölgede düzenleniyor. 2003 yılından itibaren ‘Büyük Ölçekli Kuruluşlar’ ve ‘Küçük ve Orta Büyüklükteki Kuruluşlar (KOBİ)’ olmak üzere iki kategoride ödül veriliyor. 2014 yılında ilk defa sektörel bazlı ayrım da yapılmaya başlandı. Büyük ölçekli firma ve KOBİ kategorisinde Çevre Ödüllerinin yanı sıra alınan başvuruların yeterli olması durumunda Otomotiv ve Yan Sanayi, Kimya, Gıda, Metal, Makine, Enerji ve Atık Geri Kazanım-Bertaraf vb. ana sektörler başlığı altında da ödüller dağıtılıyor. 2014 yılında ödül organizasyonumuza 22 firma başvuruda bulundu. Bunların 5 tanesi Bursa, Bilecik, Balıkesir ve Çanakkale gibi Kocaeli dışındaki illerden katılım yaptı. 2014 yılında düzenlenen Şahabettin Bilgisu Çevre Ödül Töreni’nde ödül alanlar; Büyük işletmeler kategorisinde sektör ödülleri 1. Taş-Toprak Sektörü: Eczacıbaşı Yapı Ger. San. ve Tic. AŞ. - Vitra - Bozüyük 2. Enerji Sektörü: İçdaş Elektrik Enerjisi Ürt. ve Yat. AŞ. - Çanakkale 3. Otomotiv ve Yan Sanayi Sektörü: Türk Pirelli Lastikleri AŞ. 4. Karma Sektör: Kordsa Global Endüstriyel İplik ve Kord Bezi San. ve Tic. AŞ. Jüri Özel Ödülü: Nuh Çimento Sanayi AŞ. KOBİ Kategorisinde Çevre Ödülü: Çiftel Elektromekanik San. ve Tic. Ltd. Şti. Nasıl Başvuru Yapılabilir ? Ödül yönetmeliğine ve başvuru formlarına http://kosano.org.tr/cevre-odulleri/ adresinden ulaşabilirsiniz. Çevre Ödülleri organizasyonuna katılım şartları ve organizasyon ile ilgili bilgiler yönetmelikte ayrıntılı olarak yer alıyor. Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri Organizasyonundaki jüri üyelerimiz; • Kocaeli Sanayi Odası • Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü • Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı • İZAYDAŞ • TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü • Kocaeli Üniversitesi Çevre Müh. Bölümü • Uludağ Üniversitesi Çevre Müh. Bölümü • Sakarya Üniversitesi Çevre Müh. Bölümü • Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Müh. Bölümü • Gebze Organize Sanayi Bölgesi • TOSB Organize Sanayi Bölgesi • TSE • Tema Vakfı’nı temsilen kendi alanlarındaki uzman kişilerden oluşuyor. Jüri tarafından oluşturulan teknik alt komite değerlendirme sonuçlarına göre saha ziyaretleri yapılır ve iki değerlendirme sonucuna göre de çevre ödülü ve sektör ödülü kazanan katılımcılar belirlenir. Saha ekibinde; Kocaeli Sanayi Odası, Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, Kocaeli Üniversitesi, OSB Çevre Birimleri ve İzaydaş’tan uzman kişiler yer alıyor. Çevre Ödülü ve Sektör Ödülü almaya hak kazanan firmalara İZAYDAŞ tarafından özel indirimler yapılıyor. Ayrıca; başvuran ve ilk elemeyi geçerek saha ziyaretine kalmaya hak kazanan firmalara da bir yıl boyunca özel indirimler uygulanıyor. Bu yıl 21’incisi düzenlenecek olan Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri başvuruları başladı. Son başvuru ‘01 Mayıs 2015’ tarihidir. Çevre Ödül Töreni organizasyonu ise Haziran ayı içerisinde gerçekleştirilecektir. Kocaeli Odavizyon 37 [etkinlik ► KSO’da ABD’ye yatırım, vergi ve hukuki konular ile ilgili bilgilendirme yapıldı Kocaeli Sanayi Odası ve ABD İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliği işbirliğinde, 9 Şubat 2015 Pazartesi günü, ABD’ye yatırım, vergi, hukuki konular ve is/yatırım vizeleriyle ilgili olarak potansiyel yatırımcıları ve işadamlarını bilgi vermeye yönelik bir seminer gerçekleştirildi. Seminere konuşmacı olarak; ABD İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Jeff Justice, Metro Atlanta Ticaret Oda- sı Yabancı Dış Yatırımlar Dairesi Kıdemli Direktörü John Woodward, Kuzey Amerika Vergilendirme Bölüm Müdürü Mike Whitacre ve Arnall Golden Gregory Hukuk Bürosu kurucu ortağı Tycho Stahl katıldılar. Yoğun katılımla gerçekleşen seminerde, katılımcılar, ABD’ye yatırım, vergi, hukuki konular ve ABD is / yatırım vizeleriyle ilgili bilgi aldılar. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gayri Sıhhi Müesseseler İnceleme Kurulu toplantısı yapıldı KSO, 26 Şubat Perşembe günü gerçekleştirilen Gayri Sıhhi Müesseseler İnceleme Kurulu Toplantısına ev sahipliği yaptı. KSO; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Gayri Sıhhi Müesseseler İnceleme Kurulu Toplantıları’na kurul üyesi olarak iştirak etmektedir. Her hafta Perşembe günü toplanan İnceleme kurulu; birinci sınıf gayrisıhhî müesseseler için yer seçimi ve tesis kurma, deneme veya açılma izni amacıyla inceleme yapmaktadır. Kurul; KocaeliBüyükşehir Belelediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, Hukuk Müşaviri, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı, İtfaiye Daire Başkanı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı, İSU Arıtma Tesisi Dairesi Başkanı, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı, Ruhsat ve Denetim Şube Müdürü, UKOME Şube Müdürü ve KSO Genel Sekreter Yardımcısından oluşmaktadır. 38 Kocaeli Odavizyon Kimya sektöründe kaynak verimliliği eğitimi düzenlendi KSO ve TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü işbirliği ile “Kimya Sektöründe Kaynak Verimliliği Eğitimi” 06 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirildi. Kocaeli Sanayi Odası Konferans Salonunda düzenlenen bir günlük eğitime Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kocaeli Üniversitesi, çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri ile firmaların yetkilileri iştirak etti. Seminerin açılış konuşmasında KSO Kalite ve Çevre Uzmanı Aynur Hacıfettahoğlu: “Demir çelik sektörü ile başladığımız kaynak verimliliği eğitimlerine bugün kimya sektörü ile devam ediyoruz. Eğitime katkıları nedeniyle başta TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü’ne ve değerli hocalarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi. TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Kitiş de açılış konuşması yaparak enstitünün yapısı, çalışmaları ve faaliyetleri konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Konuşmasında enstitü olarak kamu ve özel sektör ile ortak projeler yapabileceklerini, işbirliği için hazır olduklarını vurguladı. Açılış konuşmalarının ardından; ODTÜ Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Göksel Niyazi Demirer; sürdürülebilirlik ve kaynak verimliliğine yönelik güncel gelişme ve yaklaşımlar, temiz üretim kavramsal çerçeve, temiz üretim uygulama yöntemleri ve yaklaşımları, temiz üretim denetimi, türkiye’de kimya sektörü, örnek temiz üretim projesi: UNIDO eko-verimlilik programı, kimya sektöründe gerçekleştirilen kaynak verimliliği ve sürdürülebilirlik çalışmaları, kimya sektöründe temiz üretim uygulama örnekleri konularında katılımcılara bilgi aktardı. Öğleden sonraki oturumda temiz üretim konusunda uygulamalı eğitim verildi. ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Niyazi Demirer TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Kitiş TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Selma AYAZ, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Niyazi Demirer’e teşekkür sertifikasını verirken Kocaeli Odavizyon 39 [meclis toplantısı ► Oda Meclisi’nde konuşan Başkan Zeytinoğlu Sembolik faiz indirimi reel sektöre yaramıyor KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu; faiz tartışmalarının aslında faiz artışını gündeme getirebileceğine işaret ederek “Tartışma ortamında yapılan sembolik indirimler reel sektöre yaramıyor.” dedi. Merkez Bankası’nın, 20 Ocak’ta gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ile politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden yüzde 7.75 seviyesine çekerek, yarım puanlık faiz indirimi yaptığını hatırlatan Ayhan Zeytinoğlu: “Ancak bu indirimler piyasaya yeteri kadar yansımadığı için reel sektör bu faizleri kullanamıyor ve yatırım yapamıyor. Sanayiciler olarak kredi faizlerini etkileyecek olan gecelik borç verme faiz oranının düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz.Faizlerin çok tartışılır olması faizlerin ciddi bir şekilde artmasına neden olduğu için; önümüzdeki dönemde ancak sembolik düşmeler olabilir.” şeklinde konuştu. Faiz kaynaklı maliyetlerin yüksekliğinin yatırımların önüne bir engel olduğnu söyleyen Ayhan Zeytinoğlu; 2 Ocak 2014 tarihinde 1 milyon dolar getiren bir yatırımcının TL üzerinden bir yıllık yüzde 10 faizde parasını değerlendirmesi durumunda yıllık 18.800 dolar kazanç elde ettiğini, aynı şekilde 1 milyon eurodan 155 bin 760 euro kazanıldığını söyledi. Başkan Zeytinoğlu makro ekonomik göstergelere ilişkin değerlendirmelerde de bulundu: İŞSİZLİK Ekim ayı işsizlik oranı yüzde 10,4 oldu. Ekim ayında işsizlik oranı bir evvelki aya göre 0,1 puan azaldı. Mevsim etkilerine bağlı olarak işgücüne katılımdaki gerilemenin etkisini görüyoruz. BÜTÇE Aralık’ta 11,3 milyar TL açık verdik. 2014 yılında bütçe 22,7 milyar TL açık verdi. Bütçe giderleri 448,4 milyar TL, Bütçe gelirleri 425,8 milyar TL oldu. Bütçeyi Orta Vadeli Programla uyumlu olarak kapattık. Maastricht kriterlerinin oldukça altında olduğu için çok başarılı buluyoruz. Bu bütçe, mali disiplinden vazgeçmediğimizin bir göstergesidir. Ancak sık sık hedefimizin denk bütçeyi yakalamak olması gerektiğini vurguluyoruz. Reel sektör olarak bizlerin faizleri düşük seviyeden kullanması bakımından Hükümetimizin açık vermemesini istiyoruz. Bütçe gider kalemlerimiz enflasyon kadar artsaydı 10 milyar TL daha eksik açık verirdik. Açık vereceksek de altyapı yatırımlarına ve Ar-Ge’ye harcayarak verelim düşüncesindeyiz. 40 Kocaeli Odavizyon KAPASİTE KULLANIMI Kapasite kullanımı Türkiye ölçeğinde yüzde 73,7, Kocaeli’de yüzde 70,9 oldu. Kocaeli’nde kapasiteler geçen aya göre 0,1 puan ve geçen yılın aynı ayına göre ise 0,4 puan artış gösterdi. Türkiye genelinde ise kapasite kullanım oranları Ocak ayında 73,7 olarak belirlendi. Türkiye’de geçen aya göre 0,9 puan azalış, bir önceki yılın aynı ayına göre 0,2 puan azalış gösterdi.Türkiye’de kapasite kullanım oranları azalırken, Kocaeli’nde az da olsa bir artış gerçekleşti. FAİZ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 20 Ocak’ta gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden yüzde 7.75 seviyesine çekerek, yarım puanlık faiz indirimi yaptı. Ancak bu indirimler piyasaya yeteri kadar yansımadığı için reel sektör bu faizleri kullanamıyor ve yatırım yapamıyor. Sanayiciler olarak kredi faizlerini etkileyecek olan gecelik borç verme faiz oranının düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Faiz kaynaklı maliyetlerin yüksekliği yatırımların önüne bir engel olarak çıkıyor DIŞ TİCARET Aralık ayı ihracatı 13,3 milyar dolar oldu. Aralık ayında; ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,2 arttı, ithalat yüzde 5,6 azalış gösterdi. Yıl geneline baktığımızda Orta Vadeli Planda (OVP) öngörülen 160,5 milyar dolar ihracat hedefinin gerisinde kalsak da 157,7 milyar dolar ihracata ulaştık. 2014 yılında ihracatımız2 013 yılına göre yüzde 3,9 artış gösterirken, ithalatımız binde 4 azalış gösterdi. Dış ticaret açığı ise yüzde 15,4 düştü. Bu nedenle, 2014 yılı cari açığının 45 milyar doların altında olabileceğini öngörüyoruz. ENFLASYON Yıllık enflasyon Ocak ayında; TÜFE’de yüzde 7,24, ÜFE’de yüzde 3,28 oldu. Aylık değişim TÜFE’de yüzde 1,10, ÜFE’de binde 33 artış şeklinde gerçeklişti. Sanayi üretimindeki yavaşlamanın etkisini ÜFE’de bir derece gördüğümüzü düşünüyoruz. ÜFE’nin içinde özellikle petrole dayalı ciddi gerilemenin belirgin etkisi dikkati çekmektedir. TÜFE tarafında ise özellikle çekirdek enflasyon ile ilgili H ve I endeksinde beklenen düzeyde bir iyileşmenin oluşmadığı anlaşılıyor. Gıda tarafında da olumsuz seyrin sürdüğünü görüyoruz. Yüzde 8,17 olan 2014 yılının yıllık enflasyonuna göre yüzde 7,24’e gerilemiş olması 2015 yılı beklentimizin yüzde 7’nin altı olacağına, hatta yüzde 5’lik enflasyon hedefini yakalayabileceğimize işaret ediyor. Ancak; petrol fiyatları ve döviz artışından kaynaklı nedenlerle yüzde 5’lik hedefe ulaşmamız zorlaşabilir. ÜFE bu kadar düşükken TÜFE’nin yüksek seyretmesi makasın oldukça yüksek kaldığı anlamına geliyor. Bu durum Merkez Bankasının özellikle tüketim yönlü sıkı para politikasını zorunlu kılabiliyor. Tüketim tarafında görece daraltıcı bir uygulama var iken üretim tarafında ise canlandırma politikasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Kocaeli’nin çevresi otoyollarla örülecek Karayolları 1. Bölge Müdür Yardımcısı Asım Öztürk, KSO Meclis Toplantısı’nda Kocaeli’deki karayolları yatırım projeleriyle ilgili açıklamalarda bulunarak 13 milyar liralık 131 proje üzerinde çalıştıklarını söyledi KSO Oda Meclisi’nin konuk konuşmacısı Karayolları 1. Bölge Müdürü Asım Öztürk, 2014 itibariyla Kocaeli’de 131 proje üzerinde çalıştıklarını belirterek “Bu projelerin yaklaşık bedeli 13 milyar lira civarındadır. Geçmiş yıllar harcamamız 3.6 milyar TL, sene başında verilen 165 TL milyon liralık ödeneğe rağmen sene sonu itibariyle yaptığımız iş 1 milyar 100 milyon TL civarındadır. Ayrıca yine bölgemizin sorumluluğunda olan Kuzey Marmara Otoyolu üçüncü köprü içerisinde olan, bu da 4.5 milyar civarında proje bedeli olan çalışmadır. Yoğun bir şekilde buradaki çalışmalarımız da devam etmektedir.” dedi. D-100 üzerinde ve il sınırları içerisindeki TEM üzerinde çeşitli çalışmalar yaptıklarını, D-100’ün 2x2 haline getirilmesi, TEM üzerindeki viyadüklerin ve asfalt çalışmalarının iyileştirilmesi, trafik konforunun arttırılmasına yönelik çalışmaların büyük ölçüde bitirildiğini söyleyen Asım Öztürk; “Ancak trafik yoğunluğu nedeniyle Körfez-İzmit Doğu arasındaki TEM’in kuzey kesimindeki asfalt çalışmalarını yapamadık. Çünkü orada viyadüklerin de yenilenmesine yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyordu. Bu trafik yoğunluğu nedeniyle tabi o trafiği kesip, D-100’e ve çift yönlü çalışacak şekilde güneye aktarmak gerekiyordu. Maalesef onu yapamadık ama ilk fırsatta müsait zamanda bu çalışmaları da bitirmeye çalışacağız.”şeklinde konuştu. -YENİ OTOYOL PROJELERİ Yeni otoyol projeleri hakkında da bilgi veren Asım Öztürk şöyle konuştu: “Ayrıca Marmara Bölgesi dahilindeki yeni otoyol projelerimiz var. Gebze-İzmir otoyolu. Bunun büyük bir kısmı köprü dahil Kocaeli sınırları içerisinde. Kuzey Marmara Otoyolu, Kınalı-Çanakkale- Balıkesir Otoyolu, Yalova-İzmit Otoyolu. Bu projeler içerisinde Kuzey Marmara Otoyolu ve Gebzeİzmir Otoyolu çalışmaları devam etmektedir. Bir de buna ilaveten yine kuzeyden çalışma yaptığımız devlet yolu niteliğindeki yollarımız ayrıca var. Şimdi bu projeler de GebzeOrhangazi-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu kilometreleriyle, Kuzey Marmara Otoyolu ikinci etap projesi. Kuzey Marmara, Kınalı’dan başlamak suretiyle bu bi- raz daha ilerde mevcut TEM’e bağlanacak şekilde büyük bir projeydi. Ancak ihale hazırlığına girdiğimizde bu proje ihalede talep görmedi. Yap, işlet, devret sistemiyle devreye sokulmuştu. Bunun orta kısmı yani İstanbul’a hitap eden 95 kilometrelik Mahmutbey’den başlayıp Odayeri ve Viaport’un oraya kadar bağlanan 95 kilometrelik kesimi üzerindeki üçüncü köprüyle beraber ihale edildi. İki kısma ayırdık. Bir mevcut otoyolun batısından Kınalı’ya kadar olan kesim, bir de yine doğu kesiminden devam olan tamamı 335 kilometre olan 6 Mart’ta Ankara’da ihalesi yapılacak. (6 Mayıs’a ertelendi) İtirazları olmayan, süreleri uzatmayacak şekilde bir ihale yapılabilirse o projeye de başlanmış olacak. Dolayısıyla Kınalı’dan itibaren Kuzey de tamamlanmış olacak. Ayrıca yine Kınalı’dan itibaren, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe de, bu Gebze-İzmir otoyoluyla birleşerek İzmir’e kadar devam edecek. Onun da üzerinde yine Çanakkale köprüsü var. Önümüzdeki yıllarda bu projeler belirli bir noktaya getirildikten sonra onun da ihalesi yapılacak. Tabi bu sistem tamamlandığında hem batıdan, hem güneyden Marmara Bölgesi’ne ve oradan Ege Bölgesi’ne uzanan, trafik güvenliği arttırılmış standardı yükseltilmiş yollarla ulaşma imkanı sağlayacak. Tabi bu sadece ulaşımı değil, ulaşımın rahat yapılabildiği kesimlerde sanayi, ticaretin, turizm ve taşımacılığın da gelişmesi ve hızlanmasını beraberinde getirmiş olacak. -YALOVA OTOYOLU Bir de Yalova otoyol projemiz var, 100 kilometre. Şimdi bizim bu İzmit-Yalova yolu malumlarınız son derece sıkıntılı. Yani o yol üzerinde bir sürü iyileştirmeler yapmamıza rağmen geçmişte bölünmemişti, sathi kaplamaydı onları beton asfalta çevirdik. Yer yer kavşaklar falan yaptık ama tabi yol çok dar olduğu için ve yerleşimler de mevcut yolun hemen kenarında olduğu için kamulaştırmayla ilgili büyük sıkıntılar olması hem mali yönden, hem zaman kaybı açısından maalesef o koridorun dışına taşarak istediğimiz şekilde proje standartlarının gelişme imkanından yoksun kaldık. Kocaeli Odavizyon 41 [meclis toplantısı ► O kavşaklarda bir takım düzenlemeler yapıyoruz. Çok da kazalar oluyor. Eğer geometriyi düzeltemiyorsanız ki bahsettiğim sebeplerden düzeltme imkanı olmuyor. Bu sefer de kazalar olabiliyor. Onun için bu Güney Yalova-İzmit Otoyolu çok önemli. Bu bittiğinde belki bütün taşımacılık efendim transit trafik, ağır vasıtalar burayı kullanacaklar. Tabi bağlantılarla yine bu yollara bağlantılar, ihtiyaca göre belli yerleşim bölgelerine yapılması lazım. Burada sadece hafif araçların seyri seferiyle ve çok müdahale edilmesi gereken bazı kesimler var. Talepler var. Belediyelerle görüşüyoruz. Oralara da imkan nispetinde müdahale edilmek suretiyle belki bu problem biraz daha çözülmüş olabilecek. Buna ilave Hüseyinli-Kömürlük bağlantı yolu projesi var. 11 kilometre. İstanbul-Şile -Ağva-Kandıra-Kaynarca projesi çok önemli bir proje. Ancak bu projenin tamamını parça parça ele aldık. Büyük bir kısmı bitirildi. Belirli kesimlerin yer yer ihaleleri devam ediyor. Bu projeleri de devam ettiriyoruz. -İSTANBUL İZMİT KARAYOLU PROJESİ İstanbul-İzmit karayolu projesi bu Kurtköy’den başlayıp Eski İstanbul yolu. Bunun da hazırlığını yapıyoruz. Projeyi belirli bir safhaya getirdik. O işi de realize ettiğimizde gerçekten şu andaki İstanbul-İzmit-Ankara’da iki aksımız var. Devlet yolu ve otoyol. Ancak malum her ikisi de kapasitelerini arttırmamıza rağmen son derece sıkıntılı yollar. Tabi öyle kesitler var ki şimdi gelirken tekrar o gözle de baktım Hereke’den geçiyorsunuz. Bölünmüş otoyol, yanında bölünmüş devlet yolu, yanında demir yolu işte yanında hızlı tren taşıma tren hemen kenarında deniz. Yolların kapasitesini genişletme geliştirme imkanımız yok. Dolayısıyla başka alternatifler aramamız lazım. Bu konuda da çalışmalarımız bu şekilde devam ediyor. -KARAYOLLARI’NDAN TALEPLER Kuzey Marmara otoyolundan bahsettim. Bu 79 kilometresi ana gövde ve 55 kilometre de bağlantı yolları Kocaeli sınırları içerisinde kalmaktadır. 42 Kocaeli Odavizyon Yani bu mevcut projelerimiz var. Bir de belediyenin, yerel yönetimlerin, sanayicinin, yerel kaymakamlıkların talep ettikleri mevcut problemleri bize aktaran ve görüşmelerin devam ettiği, bir takım çözümlerin getirilmeye çalışıldığı projeler var. Bunlar işte tabi neticelenmiş değil ama ihtiyaç olduğu için o talepler yapılıyor. Biz de tabi bunları belirli bir noktaya getirince verilen ödenekler, trafik sayısı ve güvenliği açısından öncelikli olanları belirli bir sıra dahilinde gündeme getirmeye çalışacağız. Şimdi bunları şöyle bir sıralamak istiyorum. Mesela otoyol ile ilgili talepler var. Bir de devlet yoluyla ilgili talepler var. Bir kere TOSB ve GOSB’un talepleri var. Bu proje uzun zamandan beri ilgililerle görüşülmek suretiyle bu konuda çalışıyorduk. Belirli bir projede anlaştık. Projeyi genel müdürlüğümüz de onayladı. Yazısı geldi. İlgili kuruma da gönderdik bunları. Oradaki çalışmalara biz de teknik destek vereceğiz. Kendileri kavşaklarıyla beraber yapacaklar. Gebze ara bağlantı yolu talebi var. Dilovası liman bağlantı yolu var. Bu da çok önemli bir proje. Biz buna önce Kuzey Marmara Otoyolu’nun, bir bağlantı yolu şeklinde olabilir mi diye tabi ihale kapsamında yok.Liman bağlantısı da çok önemli. Yine bu yol üzerinde OSB’ler var. Sürekli gelişiyor. Dolayısıyla bu çok önemli bir yol. Ancak tabi hem maliyetli hem de tabi Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin içinden geçiyor olması nedeniyle tabi oralarda imar planlarına işlenmesi orada bir sıkıntı var sanıyorum. Ve bu kamulaştırma bedelleri çok büyük rakamlar tutuyor. Sadece yaptığımız ön çalışmalarla 200250 milyon civarında işin yapım maliyeti var. O nedenle de yani bize göre bu proje Ankara’ya gitti geldi görüştük falan şu anda şeyden çıkartıldı. Çünkü onun fizibilitesini de zorluyordu. Yani Kuzey Marmara projesinin içerisinde yapılabilir mi diye bu görüşmeler üst seviyede yapıldı. Ancak o kapsamda yapılamadığı için çıkarıldı. Bunun ayrıca bir şekilde ihale edilmesi, yapılması lazım. Elzem bir proje. Belki bu D-100 üzerinde yapacağımız çalışmalarla ilgili ya da ayriyeten ihale edilmek suretiyle bu bağlantının yapılmasında da fayda var. Yine bu talepler arasında Kuzey Marmara Toylar-KAV kavşağı, Derince bağlantı talebi, Derince Liman bağlantı talebi, Gültepe park alanı civarının bağlantı talepleri gibi talepler var. Bunların bir kısmı büyük çapta Belediyelerden geliyor. Bunlarla ilgili, ilgili projelerdeki arkadaşlarımız görüşmeler yapıyorlar. Anlaşabildiklerimizi de projelendirip devreye sokmaya çalışacağız. Devlet yoluyla ilgili talepler. Şimdi bizim devlet yoluyla ilgili biliyorsunuz D-100’de büyük çapta çalışmalarımızı İstanbul’dan itibaren özellikle Kocaeli sınırları içerisindeki çalışmaları da geçen sene bitirdik. 2x2 haline getirdik. Bu çalışmaları en son Kandıra kavşağına kadar yaptık. Bu yol üzerindeki kavşakları da yaptık. Fakat belirli bir kesimde sıkıntılar var. Çayırova kavşağından itibaren birkaç tane kavşak var bu yol üzerinde. Bunların bölünmüş hale getirilmesi lazım. Gebze şehir içi geçişiyle ilgili sıkıntılar var. Onları proje kapsamında çözmemiz gerekiyor. Bu kapsamda ihalesini yaptık. En kısa zamanda başlayıp bu çalışmayı da bitirince D-100 üzerindeki eksik kalan çalışmaları da tamamlamış olacağız. Bu proje üzerinde neler var? Onlar hakkında bilgilendirme yapayım. Bir kere Çayırova kavşağından başlıyor. Bir tane orada kavşak var. Onu tabi bizim otoyolla irtibatlı D-100 üzerindeki bu kavşakta bir takım eksiklikler var. Tam uyum sağlamıyor. Altyapıyla ilgili problemler var. Yani o kavşağa müdahale etmek suretiyle hem trafik güvenliği açısından daha kullanılabilir hale getireceğiz. Yağmurda, selde de sıkıntı yaratan kesimleri de bu manada çözmeye çalışacağız. Anibal kavşağı var. Gebze Doğu kavşağında bir ilave var. Onu bu kapsamda yapacağız. Ayrıca Dilovası kavşağını daha önce yapmıştık. Ancak şimdi bu düzenlemeyle o kavşağın yetersiz olduğunu gördük. Ona da bir ilave düzenleme yapmamız gerekiyor. Bir de Eynerce Kavşağı var. O Eynerce Kavşağı’yla kamulaştırmayla ilgili belediye ve OSB’yle protokollerimiz vardı. Sanıyorum o noktada belirli bir yere de gelindi. Bildiğim kadarıyla ilgili OSB kamulaştırmaları büyük çapta tamamladı. Onları da bitirdikten sonra işte bu ihale kapsamında bunlar da sırasıyla yapılacak. Çayırova-Gebze geçişi, Dilovası kavşağı revizyonu, Körfez koridoru var. Bir de MİA koridoru, Başiskele, Kullar biraz evvel bahsettiğim şu saydıklarımın hepsi gündemimizde. Goodyear kavşağı var. Otogar kavşağı. Gölkay kavşağı projesi. Gölkent kavşağı. Kandıra geçişi projesi ve Kerpe kavşağı. Şimdi bunlarla ilgili burada aşağı yukarı on iki tane otoyolda altı tane de ciddi manada mevcut yollarla irtibatı sağlayan ve büyük bir kısmı da liman bağlantısını teşkil edebilecek olan projelerle ilgili çalışıyorlar. Bunların önce en uygun yerde projelendirilmesi, sonra ödeneğinin bulunması, bunlar büyük çapta sıkıntı olmuyor ama maalesef bunların imar planlarına işlenerek kamulaştırmalarının çözülmesi çok büyük sıkıntı oluyor. Yani maddi tarafını halledebilseniz bile hukuki yönüyle ilgili çok uzun zamana yayılıyor. Maalesef bunları çözemiyoruz. -EN BÜYÜK SIKINTI KAMULAŞTIRMA Yani yatırımlardaki en büyük sıkıntımız, bütün sorunlarımızı zaman zaman sorulduğunda teftişte üst makamlar birinci maddemiz kamulaştırma. Neden? Şimdi geçmişte biliyorsunuz bu yasa değişti. Biz kamu yararı kararı aldık. Kıymet takdirlerini yapıyorduk. Kamulaştırmayı yapıyorduk. Vatandaş itiraz ediyor. Bedel davası açıyor. Hakkı kaybolmuyordu aslında. Ancak bir avantajı vardı idari ve ülkemiz açısından. Siz projeyi gerçekleştiriyorsunuz, mahkeme devam ediyor. Vatandaş davayı kazandığı taktirde, faiziyle birikmiş parasıyla hak ettiği bedeli alıyor. Ama ne oluyor. Zaman kaybetmeden siz yatırımı gerçekleştiriyorsunuz. Şimdi öyle bir şansınız yok. Belki de doğrusu da bu. Gelişmişliğin şartlarından bir tanesi de bu. Vatandaş bir kere ikna olacak. Memnun olacak. Tokalaşacaksınız. Karşılıklı uygun görüşünü alacaksınız. Ondan sonra ancak girebiliyorsunuz. Aksi taktirde itiraz ederse, bu projelerle ilgili çalışma yapma şansınız maalesef olamıyor. Yine İzmit’i ilgilendiren güney-kuzey aksı olabilecek dediğimiz İzmit-Kandıra yolu var. Bu İzmit-Kandıra yolunun da projesini hazırladık. Üzerinde birkaç kavşak projeleri var. Onlarla ilgili de belediyenin talepleri var. Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Ayrıca ihale edilebilecek. O zaman Kuzey tarafa bağlantısı da İzmit’in o yönüyle sağlanmış olacak. Ayrıca çeşitli kazaların olduğu Kandıra geçişi bu projeden önce gündemdeydi. Kaza kara noktası şeklinde düşünüyoruz. Bu projenin realize edilmesi belki zaman alacak. Öncelikli onun projesi hazır. Bu önümüzdeki günlerde ihale edebilirsek, çünkü onu trafiğin güvenliği kapsamında ihale etmeyi düşünüyoruz, trafik güvenliğinin ön planda olması nedeniyle. Onu ayrıca ihale etmeye çalışacağız. Ama akabinde de asıl önemli proje bizim şubenin önündeki kavşağı içine alacak şekilde uzattık biraz. Hemzemin bir kavşak var biliyorsunuz otoyoldan biraz çıktıktan sonra son derece sıkıntılı, çalışmıyor. Bu İzmit-Kandıra otoyolu kuzeyinden itibaren başlıyordu. 4 kilometre daha bu tarafa uzatmak suretiyle aşağı yukarı 42 kilometre falan civarında oluyor. Onu da içine alacak şekilde bunu düşündük. Dolayısıyla o da gündemimizde. İhale etmeye çalışıyoruz. Projesi hazır. Keşfi aşağı yukarı hazır. Şimdi efendim bu projeler böyle. İsterseniz Kuzey Marmara otoyoluyla ilgili de kısaca bilgi vereyim. Malum olduğu üzere bu proje belirli kesimleri 2x4 şeritli. Üç ana bölümde ihale edilmiştir. İstanbul 3. Çevreyolu ve 3. Boğaz geçişi dahil kesimi bağlantı yolları 95 kilometre. İhalesi yapıldı. Yapım çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. 2015 yılı sonuna doğru inşallah köprü de bitirilmiş olacak. Hala ihale ilanında olan biraz evvel bahsetmiştim. Kuzey Marmara Otoyolu’nun Avrupa ve Asya yakası olmak üzere iki kesim halinde ihale edilmiş olup, 6 Mart’ta ihalesi var Ankara’da. Bir doğu bir batı kesimi ihale edilecek. Bu otoyolumuzun Kınalı-Odayeri arası Avrupa kesimi bağlantı yolları dahil 150 kilometre. Gövde uzunluğu 97 kilometre. Kurtköy-Akyazı kesimi bağlantı yolları dahil 182 kilometre. Ana gövde 126 kilometre. Ama köprünün son durumundan bahsedeyim. Bu 95 kilometrelik İstanbul’un içine hitab eden kesiminde köprü büyük bir hızla devam ediyor belki basından da takip ediyorsunuz. Kuleler aşağı yukarı bitti. İlk yaklaşım viyadüklerini büyük çapta bitirdik. İlk tabliye kondu. En yakın zamanda halat germe işlemleri başlayacak. Bir taraftan da tabliyeler getirilecek. O hazırlanan program gereği bu çalışma devam ediyor. Bir aksama gözükmüyor. Ama bunun dışındaki yol kesimlerinde tabi İstanbul’da ve İstanbul sınırları içerisinde, Kocaeli’de öyle. Yol yapmak son derece zor. Büyük çapta orman arazisi kullanıyor. İmarsız kesimler var. İmarlı kesimler var. Bunların olurları, efendim maden ruhsatları alınmış kesimler var. Oraları kullanmamanız gerekiyor. Yolun dışında çok büyük çapta kazı dolgu hareketleri var. Bunların depolanması ya da dolguda kullanacağın malzemelerin temini konusu. Bunlar hiç işin aslını etkilemeyen lojistik destek olarak fevkalade zaman alıyor. Bunları büyük çapta hallettik. Taşocakları meselesi. Tabi çok büyük rakamlar. 80-100 milyon metreküp toprak hareketlerini belirli bir sürede yapmanız lazım. Bu sene kış ta çok zorlu geçti. Yağmur çok fazla yağdı. Zemin şartları bizi 1 aydır zorluyor. Fakat büyük sanat yapılarında, toprak işlerinde bir taraftan üst yapı dediğimiz asfalt kesiminde, kaplama kesiminde de ayrı organizasyonları yapmak suretiyle buradaki çalışmayı da hızlı bir şekilde götürüyoruz. İzmit, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir otoyolu. Bu yol tabi bizim bölgenin sorumluluğunda değil gerçi ama siz yakından belki takip ediyorsunuzdur. Bu projede Körfez köprüsü ve devamı olan projemizde özellikle Gebze köprü geçişi ve İznik’e kadar olan kesim o Samanlı Tüneli falan da asfalt çalışması bile başlandı. Büyük sanat yapıları, viyadükler, köprünün yaklaşım viyadükleri çalışmaları devam ediyor. Kablo germe işi orada da başladı. Kocaeli Odavizyon 43 [rapor ► Kocaeli’de şubat ayı kapasite kullanımı yüzde 70.6’ya geriledi Aylara göre kapasite kullanım oranlarının seyri Yıl / Ay (%) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık 2013 (Türkiye) 72,4 72,2 72,7 73,6 74,8 75,3 75,5 75,5 75,4 76,4 75,6 76,0 74,6 2013 (Kocaeli) 69,4 68,2 70,0 70,9 71,3 71,8 71,8 70,8 72,0 71,9 71,5 72,4 71,0 2014 (Türkiye) 73,9 73,3 73,1 74,4 74,4 75,3 74,9 74,7 74,4 74,9 74,5 74,6 74,4 2014 (Kocaeli) 70,5 71,9 70,7 70,6 71,4 71,5 72,6 70,6 70,7 71,7 71,9 70,8 71,2 2015 (Türkiye) 73,7 72,8 2015 (Kocaeli) 70,9 70,6 Odamız tarafından yapılan tespitlerde Kocaeli sanayi kuruluşlarının şubat ayı kapasite kullanım oranı yüzde 70,6 olarak belirlendi. Kapasite kullanımı bir önceki aya göre 0,3 puan ve geçen yılın aynı ayına göre ise 1,3 puan azaldı. Merkez Bankası tarafından açıklanan kapasite kullanım oranı da yüzde 72,8 ile bir önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puan ve bir önceki aya göre 0,9 puan düşüş gösterdi. Gerek Kocaeli, gerek Türkiye genelinde kapasite kullamında beklenen canlanmanın hala gerçekleşmediği gözlendi. Kocaeli için kapasite kullanım oranlarındaki yatay seyir devam etti. Ancak Türkiye genelinde ise, şubat ayında belirgin bir düşüş gözlemlendi. İstihdam Şubat ayı anketine yanıt veren firmaların yüzde 18,8’inin istihdamlarının arttığı, yüzde 69,32’inin ise istihdamlarında bir önceki aya göre değişim yaşanmadığı belirlendi. Firma Bildirimleri Şubat (%) Arttı 18,8 Değişmedi 69,32 Azaldı 12,50 İç Siparişler Firmaların yüzde 25,30’unun mart ayında iç siparişlerinin arttığı belirtilirken yüzde 15,66’sının siparişlerinin azaldığı belirtildi. Genel olarak, siparişlerdeki azalışların nedeni, sezona bağlı gerekçelerle açıklandı. Firma Bildirimleri Mart Arttı / Artacak 25,30 Değişmedi / Değişmeyecek 59,04 Azaldı / Azalacak 15,66 Dış Siparişler Ankete katılan firmaların yüzde 23,61’i dış siparişlerinin mart ayında arttığını belirtirken, yüzde 11,11’i ihracatlarında azalış bildirdiler. Firmaların yüzde 65,28’inin ise alınan dış sipariş miktarlarında bir değişim yaşanmadı. 44 Kocaeli Odavizyon Firma Bildirimleri Mart Arttı / Artacak 23,61 Değişmedi / Değişmeyecek 65,28 Azaldı / Azalacak 11,11 [şirketlerden ► sektör yatırımlarını yönetim sistemleri yatırımları ile destekliyor Türkiye’nin lider vasıflı çelik üreticilerinden Hasçelik, vasıflı çelik sektöründe yapmış olduğu yatırımlarını, yönetim sistemlerine yaptığı yatırımlarla taçlandırıyor… 2014 yılını yönetim sistemlerine adayan ve 2014 yılını bu sistemlerin en prestijlisi olan Otomotiv sektörüne yönelik kalite yönetim sisteminin adıyla ISO/TS 16949 yılı ilan eden HASÇELİK, bu özverili çalışmanın karşılığını aldı. 3 Şubat 2015 tarihinde başlayıp 4 gün süren ve Almanya’nın en prestijli sertifikalandırma şirketi DQS tarafından gerçekleştirilen ISO/TS 16949 Otomotiv Sektörü Kalite Yönetim Sistemi denetimlerinden başarıyla geçen Hasçelik, after market pazarının vasıflı çelik tedariğinde sahip olduğu pazar liderliğini OEM pazarında da sağlamayı hedefledi. ISO 9001 Kalite yönetim sistemine ve ISO 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim sistemine sahip olan Hasçelik, 2014 yılında yapmış olduğu belgelendirme çalışmalarıyla ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemini, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemini ve ISO/TS 16949 Kalite Yönetim Sistemini hayata geçirdi. Bugün dünyanın 65 ülkesine ihracat gerçekleştiren ve ISO 500 2013 verilerine göre üretimden satışlarda Türkiye’nin 266’ncı sanayi kuruluşu olan Hasçelik, yıllık mevcut 250 bin ton sıcak haddeleme kapasiteli ‘Hasmil’ Vasıflı Çelik Haddehanesi, yine yıllık 250 bin ton parlak çelik işleme kapasiteli ‘Hasparlak’ Soğuk İşlem Merkezi ve yıllık 100 nin ton sıcaklama üretebilen ‘Haslama’ Haddehanesi ve 10 dağıtım deposuyla 7 ilde faaliyet gösteriyor. 1968 yılında kurulan Hasçelik, bugün 508 çalışanı ile yaklaşık 8 bin müşteriye hizmet veriyor. Firmanın Kocaeli’deki vasıflı çelik sıcak hadde tesisinin üretim kapasitesi yıllık 250 bin ton olup yine Kocaeli’deki parlak çelik üretim merkezinin yıllık üretim kapasitesi de yıllık 250 bin tondur. Firmanın Konya’daki parlak çelik üretim merkezinin yıllık üretim kapasitesi ise 100 bin tondur. Etkinliğini sürekli iyileştiriilen ve gözden geçirilen Hasçelik Yönetim Sisteminde; • Müşteri ihtiyaçlarını karşılayan, çalışanların bilgi ve kabiliyetlerini eğitimlerle sürekli destekleyen, • Çalışanlarına ve ziyaretçilere güvenli bir çalışma ortamı yaratan, • Çevreye ve doğal kaynaklara azami önemi gösteren, bir anlayış hakim... Kocaeli Odavizyon 45 2012 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kasım Aralık 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 [şirketlerden ► ► [şirketlerden Konu 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 Federal Mogul’dan 49 milyon liralık yatırım Federal Mogul Piston Segman ve Gömlek Üretim Tesisleri Kocaeli’nde 49 milyon liralık bir yatırıma imza atacak. “İçten Yanmalı Motorlar İçin Piston taslağı Ve Piston İmalatı Kapasite Artışı ve Alüminyum Talaş Geri Kazanım Projesi” kapsamında başlatılacak yatırım tamamlandığında şirket tesislerinde çalışan sayısı 800’den bin kişiye çıkacak. Federal Mogul’un İzmit Fabrikası’nda yapılacak yatırım ile bir yandan mevcut üretim kapasitesinde artış sağlanırken, bir yandan da çelik piston üretimine geçilecek. Yatırım sonrasında tesisin yıllık 19.1 bin tonluk ergitme kapasitesinde bir değişiklik olmayacak. Döküm kapasitesi 10.2 bin tondan 12.7 bin tona, alüminyum piston işleme kapasitesi yılda 12.1 milyon adetten 15 milyon adete çıkacak. Bu arada yıllık 4 milyon adet çelik piston işleme ve kaplama kapasitesi yaratılacak. Proje Hakkında FEDERAL MOGUL alüminyum üreticilerinden temin ettiği alüminyum külçeleri İzmit fabrikasındaki dökümhanesinde ergitip gerekli kalite analizlerini ve modifikasyonları yaptıktan sonra modern teknolojiye uygun kalıplama ve dökme yöntemlerini kullanarak taslak piston haline getiriyor. Döküm aşaması tamamlanan alüminyum pistonlar bilgisayar kontrollü makinelerde teknolojinin son imkanları kullanılarak talaşlı imalat CNC tezgahlarında işlenerek tornalama, delik delme vs. işlemlerle istenilen ebatlara getirilerek şekil verilecek. Bu işlemler neticesinde İzmit tesisinde alüminyum pistonların CNC işleme tezgâhlarında işlenmesi sonucu oluşan alü- 46 Kocaeli Odavizyon minyum talaşlar “coreco döner tambur” adı verilen ünitede yağından ayrıştırılarak kurutulacak. Bu alüminyum talaşlar kurutma işleminden sonra indüksiyon ocaklarında ergitilerek hammadde olarak yeniden kullanılacak. FEDERAL MOGUL’ a ait Sapanca, Başiskele, Arslanbey ve İzmit fabrikalarında alüminyum pistonların işlenmesi sırasında oluşabilecek olan alüminyum talaşların da İzmit tesisine kabulü yapılarak “coreco döner tambur” ünitesinde yağından arındırma ve kurutma işlemleri yapılacak. Sonrasında bu alüminyum talaşlar indüksiyon ergitme ocaklarında ergitilerek hammadde olarak yeniden üretimde kullanılacak. Bu işlem sonucunda doğal kaynakların korunmasına katkı sağlanırken, büyük bir katma değer sağlanacaktır. Proje alanındaki bazı makine ve ekipmanın ve işleme tezgahlarının Kocaeli Kartepe bölgesinde kurulması planlanan Arslanbey fabrikasına taşınması sonrasında boşalan alanlara çelik piston imalatında kullanılacak işleme tezgahları getirilecek. Buna karşın çelik pistonların döküm işlemi İzmit fabrikasında yapılmayacaktır. Piyasadan döküm halindeki taslak çelik pistonlar tesise getirilerek talaşlı imalat tezgahlarında işlenecek, kaplama işlemi sonrasında kalite kontrolleri yapıldıktan sonra piyasaya sürülecek. Böylelikle mevcut proje alanında alüminyum pistona ek olarak çelik piston imalatı da yapılacak. Alüminyum pistonların daha dirençli ve dayanıklı olması için üzerine 3-5 mikronluk fosfat, kalay, anot ve grafit kaplama işlemleri de yapılacak. FEDERAL-MOGUL TÜRKİYE Federal-Mogul 1998 yılında Türkiye’ye geldi. O yıllarda Federal-Mogul’un İngiliz T&N’yi satın almasıyla, Dereli Holding adı altında yüzde 50 Dereli Grubu yüzde 50 FederalMogul’un sahip olduğu yeni bir ortaklık gerçekleşti. Federal-Mogul Türkiye, piston üretiminde Alman Nüral, segman ve silindir gömleği üretiminde yine dünya lideri Alman Goetze’nin en teknolojisini İzmit ve Sapanca’daki tesislerinde uyguluyor. Federal-Mogul Türkiye, 2002 yılında başlayan yatırım projesiyle 2012 yılı sonunda toplam 176 milyon Euro yatırım gerçekleştirdi. Bu yatırımlar ile motor parçaları üretiminde en son teknolojiyi Türkiye’ye kazandıran Federal-Mogul; piston, gömlek ve segman kapasitesini her yıl artırıyor. Dünyanın en büyük sanayilerinden biri olan otomotivin doğduğu yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri Detroit’te Federal-Mogul’ un kökleri 1899 yılında kurulan Muzzy-Lyon şirketine kadar uzanıyor. Muzzy-Lyon, motor yataklarında ana ulaşım olarak kullanılan Babbit metalini daha da geliştirerek Mogul Motor yataklarının üretimine başladı. 1923’te bronz motor yatakları konusunda uzman olan Federal Bearing ile birleşerek adını 1924’te Federal-Mogul olarak değiştiren firma, 1946’da Formetal Company, 1953’te Bearing Company of America, 1955’te Bower Roller Company, 1955’te National Motor Bearing Co. Şirketlerini bünyesine katarak 1956 yılında Fortune dergisinin en büyük 500 şirketler sıralamasında 350. sırayı aldı. Federal-Mogul bu dönemden sonra da üretim hacmini büyüterek stratejik birleşmeler ve şirket alımlarıyla hızla güçlenmiştir. 1999 yılında kuruluşunun 100. yılını kutlayan FederalMogul, 2000’li yıllara gelindiğinde, 13 yeni şirketi bünyesine dahil ederek büyümeye devam etti. Yüzyılı aşan birikim ve deneyimiyle, teknolojiyi ve yüksek mühendislik bilgisini harmanlayan Federal-Mogul, otomotiv sektörünün liderleri arasında yer aldı. İZMİT FABRİKASI Federal-Mogul’ un Avrupa’daki ikinci büyük üretim tesisi olan İzmit fabrikasında Piston üretim faaliyeti gerçekleştirilmektedir. Çoğunluğunu deneyimli mühendislerin oluşturduğu yaklaşık 800 çalışanıyla İzmit tesisleri Bentley gibi dünyanın en prestijli otomobillerine ve diğer önemli markalara piston üretmektedir. Federal-Mogul Türkiye İzmit tesislerinde piston üretiminin büyük bölümü robot sistemler tarafından yapılırken, özel işçilik gerektiren üretim bölümlerinde deneyimli elemanlar çalışmaktadır.1969 yılında 16 tip pistonla üretime başlayan fabrika bugün üst ölçülerle birlikte 1800 adet referans ve 11 milyon adet piston üretim kapasitesiyle dünyanın en önemli piston fabrikaları arasında yer alıyor. Avrupa’daki BMW, Renault, Ford, Peugeot-Citroen, Mercedes, Volvo-Scania, FİAT-GM gibi markaların yanısıra Caterpillar, Perkins, JCB gibi iş makinelerinden Bentley gibi prestij markalarına kadar orginal ekipman piston üreten İzmit fabrikasının ürettiği pistonların yüzde 80’i orijinal ekipman olarak Avrupa ve Amerika’ya ihraç ediliyor. İzmit fabrikasının ürettiği pistonlar aynı zamanda yedek parça olarak Avrupa ve Türkiye’de en çok tercih edilen pistonların başında gelmektedir. FEDERAL MOGUL İzmit fabrikasında mevcut durumda 800 kişi çalışıyor. Ancak gerçekleştirilmesi planlanan söz konusu faaliyet kapsamında ilave edilecek personel ile tesiste toplam 1000 kişinin istihdam edilmesi planlanmaktadır. Federal-Mogul’un Avrupa’daki ikinci büyük üretim tesisi olan İzmit fabrikası 60 dönüm arazi üzerinde 30 bin metrekarelik kapalı alana sahip. Bu alanın 16 bin metrekarelik kısmı Federal Mogul İzmit Piston ve Pim Üretim Tesislerinden kiralanmış olup bu alanda üretim faaliyeti gerçekleştiriliyor. 2002 yılında 2,4 milyon adet piston üreten İzmit Tesisleri 2010 yılında bu sayıyı 12 milyona çıkarmıştır. Federal-Mogul, piston üretimi ile otomotiv sektörünün geleceğine damgasını vurmuştur. SAPANCA FABRİKASI Doğayla iç içe, 100 dönüm arazi üzerinde 24 bin metrekare kapalı alanda kurulu olan Federal-Mogul Türkiye’nin Sapanca tesisleri yaklaşık 550 kişilik uzman kadrosuyla dünyanın ünlü otomobilleri için segman ve silindir gömleği üretiyor. Yıllık 33 milyon adet segman ve 8 milyon adet gömlek üretim kapasitesine ulaşan Federal-Mogul Sapanca başta BMW, Mercedes-Benz, Honda, Volkswagen,Audi, Renault, Peugeot, MAN,MTU ve Volvo olmak üzere birçok tanınmış otomobil markasına orijinal ekipman silindir gömleği ve segman üretiyor. Dünyada segman konusunda bir numara olan Alman markası Goetze teknolojisini kullanan Federal-Mogul Türkiye Sapanca tesislerinde üretilen segmanlara uygulanan patentli özel uygulama ve kaplama teknolojileri, otomobil ve büyük hacimli motorların yüksek performansını sağlamaktadır. Kocaeli Odavizyon 47 [duayen ► Yasaklı yazlardan, küresel pazarlara çıkma başarısını gösteren ‘pişmaniye’nin kalite formülünü açıkladı: Duayen Lütfü Canıgeniş Karar, denge, uyum... Levent AKBAY 1940’lara kadar gayri müslüm ustalarca tek tük üretilen, 1940’larin Kocaeli’sinde yol boylarında rekabeti filizlenmeye başlayan pişmaniye ile genç yaşta tanışan, çıraklık, ustalıktan sonra kendi iş yerini kuran bir girişimci. Bir ömür boyu çalışmış. O yıllarda yaz aylarında yasaklanan pişmaniyeyi bugün aylarca yaşatabilen bir temel kurmuş. Bu temelin üzerine bina edilen ‘ilk’ler, ve ‘ar-ge’ ile pişmaniyeyi çeşitli ülkelere ihraç etme başarısını göstermiş. Şimdi 86 yaşında ve bir süredir oğulları ile birlikte üçüncü kuşağın yönettiği işlerini uzaktan izliyor. “Ben imalathanede havayı koklarım.”diyor ve ekliyor: “Oradan geçerken hamurun kokusundan kalitesini anlarım. Aynısını oğullarım da yapar. Benim aldığım kokuyu onlar da alıp, benim düşündüğüm gibi yaptıklarında için için çok sevinirim. Çünkü onları daha çok küçük yaşlarda iken yanıma aldım, ben yetiştirdim.” 1928 doğumlu Lütfü Canıgeniş aslında pişmaniyeciliğe çok da isteyerek başlamış değil. O Yugoslav muhaciri bir ailenin oğlu olarak koyünde hep doktor olmayı düşlemiş. Ama hayat onu farklı yerlere savurmuş. Bir kere 3 yaşında yetim kalmış. Baba malları ellerinden çıkmış. Bu nedenle ilkokuldan sonra İzmit’e çalışmaya gitmiş. Olmadık işler yapmış. “12-13 yaşındaydım, bir Amerikan şirketinin yaptığı inşaatta 2 çimento çuvalını sırtıma alır taşırdım.” diyor. Sonraları şekerleme firmalarında kazanılan deneyim, sonra kendi işyerini açması... Ama hemen ardından geçirilen bir yangın ile tekrar başa dönüş. “İnsan kazanmayı öğrendim. Dostlarım bana çok yardım ettiler. Bankadan kredi kullanmadım.”diyerek insan ilişkilerindeki başarısı ile tekrar ayağa kalktığını söylüyor. Ama düşlerini süsleyen doktorluktan elini ayağını çekmiyor. Hatta yıllarca İstanbul’da tıp fakültelerinde ders dinliyor, uygulamalara katılıyor. Kendi kanserini bu şekilde tedavi ettiğini düşünüyor. Yetenekleri ile yanında kim varsa “sağaltıcı” öneri ve uygulamalarını onlara yansıtıyor. İnsanlara bu şekilde yardımcı oluyor. Şiirleri de var, hatta şarkı sözleri de... Nitekim sohbetimizde; “Gittiğin yolları yakın sanarak, Hasretin zehriyle her an yanarak, Gözlerim enginde seni anarak, Günlerce yolunu bekleyeceğim, Ölünceye dek seni unutmayacağım..” diye terennümü eksik etmiyor... İpek Pişmaniye’nin kurucusu Lütfü Canıgeniş Tasarrruf para kazanmaktan da önemli Yugoslavya göçmeni bir aileyiz. Akmeşe’ye yerleşmişiz. Ben birbuçuk yaşındayken 1930’da babamlar gelmiş. Hayvancılıkile uğraşan bir aileymiş. Babamın büyük sürüleri, gerek köyde, gerek İzmit’te toprakları varmış. Bir gün İzmit’e gelmiş. 17 gün sonra köye öldüğü haberi gelmiş. Bu arada malları da yok olmuş. 3 yaşındaydım. Bize annem baktı. 5 kardeştik. Ben ilkokulu bitirene kadar köyde kaldım. Sonra İzmit’e para kazanmaya gittim. 12 yaşındaydım ama 70 kilo filan vardım. Yani iriyarı bir çocuktum. Ne iş varsa yaptım. O günlerde bir Amerikan şirketinin İzmit’te yaptığı inşaatta 2 çimento torbasını aynı anda taşıdığını hatırlarım. O kadar gayretliydim. O zamanlar Patır Şekerleme vardı. Beyaz helva, pişmaniye, lokum, badem şekeri yaparlardı. Orada çalıştım mesleği öğrendim. Bana pişmaniyeyi Konyalı Mahmut Usta öğretti. Askere gidene kadar orada çalıştım. Erzurum’a askerliğe gittim. Orada bile lokum ve pişmaniye yaptım. Askerden sonra İzmit’e döndüm aynı yerde göreve başladım. Emin Patır, Salim Patır’ın yanında. Artık usta olmuştum. Allah’ın hikmeti pişmaniye ustalığında çok başarılıydım. Oradan ayrılıp Prof. Yaşar Tanrıkut’un yanında çalıştım. Üniversite Pişmaniye isimli bir kuruluştu. Ustabaşı oldum. Helva, lokum, akide şekeri, pişmaniye yapılırdı. 1953’te Zevk Pişmaniyesi açıldı. 1954’te ben açtım. Yeni yeni otobüsler geçiyordu. Bir de Şenay Pişmaniye vardı. Aramızda ister istemez rekabet oluyordu. Pişmaniye yol boyunca satılırdı. Tren istasyonunda, Düzce’de,Köseköy’de satılırdı. Yolu kimin tutacağı da önemliydi. Yani herkes her istediği yerde satış yapamaz, zaman zaman şirketler arasında sıkıntılar yaşanırdı. 1954 yılında Otel Asya’nın yanında 50 metrekarelik bir dükkanda imalata başladım. Ama ne olduysa dükkanım yandı. Kimin, kimlerin yaktığı da belli olmadı. Bir ceketle kaldım. Oradan çıktım, Çarşıbaşı’da bir dükkan açtım. İyi dostlarım vardı. İstanbul’dan mal aldığım şekerci Vasil Bey vardı. Bana yardım etti,işlerim düzeldiğinde ödemek kaydıyla çok büyük miktarda mal gönderdi. Ne gerekliyse bana verdi. Yeniden bu şekilde başladım. Çalıştım, yeniden ayağa kalktım, borçlarımı ödedim. Oğlumu okuldan aldım, bana yardımcı oldu. 15 kadar işçim vardı. Küçüğü okuyordu, o da liseyi bitirdikten sonra geldi. Kalkınmam bu şekilde başladı. Aslında ailecek çalıştık, işimize sahip çıktık. İşe sahiplenmek kadar neyi, nasıl ürettiğiniz de önemli. Kaliteden hiç taviz vermemek hepsinden önemli. PİŞMANİYE NASIL YAPILIR Yıllar önce elle yapılan pişmaniyelere göre günümüzde pişmaniye çok daha hijyenik koşullarda üretiliyor.Fabrikada tüm üretim alanı gıda mühendisleri tarafından denetleniyor. Şeker ve sudan oluşan karışım bir kazanda 165 dereceye kadar kaynatılıyor. Kaynamış şeker soğutma tezgahlarına dökülüyor. Soğutma tezgahlarında soğuyup yavaş yavaş macun halini alıyor. Macun halini almış şeker daha sonra beyazlatma işlemine tabi tutuluyor. Eski zamanlarda ustanın şekeri demir bir çubuğa asarak uzata uzata yaptığı beyazlatma işini, günümüzde özel beyazlatma makineleri yapıyor. Bu işlem bittiğinde şeker büyük bir sakıza benziyor. Diğer yandan un ve yağdan oluşan ve bir kazanda 7-8 saat pişen özel hamur, pişmaniye´nin çekileceği büyük tepsiye belli bir miktar yayılıyor. Halka haline getirilmiş ve hamur ile karıştırılmış şeker çekilerek açılmaya başlanıyor. Şeker, esnedikçe ve tepsi genişliğinde açıldıkça katlanıp tekrar açılıyor. Bu işlem, hamur kaybolana (hamurun şekere yedirilmesi) ve şeker tel tel ayrılana kadar (yaklaşık 15-20 dakika) sürüyor. Şeker tel tel ayrılıp hamur kaybolduktan sonra artık “pişmaniye” dir. 2 usta tarafından karşılıklı çekilerek koparılan pişmaniye halkası, soğutma tezgahlarına serilerek soğutuluyor. Çekilen pişmaniye´nin bir kısmı tel tel yemekten hoşlananlar için o şekilde paketlenirken, büyük bir kısmı sade, kakaolu ve şamfıstıklı olarak özel fincanlar ile top haline getiriliyor. YENİLİK, YENİLİK Her zaman alanında yeniliklere imza atan ipek Pişmaniye, 1993 yılında ilk defa çikolata kaplı küçük pişmaniye topçukları ´Candy´yi ardından Tropik Bomb´s ve Çikolatalı Saray Helvası ürünlerini piyasaya sürmüş. İpek, bugün 1200 m2 kapalı alana sahip en güçlü ve en büyük pişmaniye üreticisi. Firmada kalite anlayışını paylaşan çok sayıda tecrübeli personel çalışıyor. İpek Pişmaniye, İzmit dahilinde ve Türkiye çapında bir çok satış noktasının haricinde, yurtdışında başta Almanya olmak üzere, Amerika Hollanda, Romanya ve Fransa´ya ihracat yapıyor. İpek Pişmaniye, yenilikçi vizyonu sayesinde sektörün fark yaratan firması olmayı sürdürüyor. Helva, çikolata, kestane şekeri, saray helvası, lokum ve kurabiye çeşitleriyle, onlarca çeşit ürünü bünyesinde barındırarak tüketiciyle buluşturan İpek Pişmaniye, ürün gamına bir yenisini daha ekledi. Tecrübeli firma İpek Pişmaniye, klasik pişmaniye sunumunun ötesine geçerek, ürettiği yeni ürün sayesinde pazarı da hareketlendirdi. PRATİK PAKETLEME İpek Pişmaniye, yeni ürünü “folyo paketli pişmaniye”yi de piyasaya sürdü. İpek Pişmaniye tarafından geliştirilen yeni ürünün çeşitleri arasında, klasik pişmaniyenin yanı sıra çilekli, muzlu ve kakolu seçenekleri de bulunuyor. Son derece pratik tüketim şekliyle göz dolduran yeni ürün sayesinde çağ atlayan pişmaniye böylelikle imajını da yeni nesile göre düzenlemiş oluyor. Kocaeli Odavizyon 49 [duayen ► Bugün oğullarımın ikisi işin başında. Onlar da benden sonra işi çok geliştirdiler. Yeni ürünler, kaliteli ürünler ürettiler. Yeni pazarlara girdiler. İhracat yaptılar. Her ikisi de taş tutsun altın olsun. Son derece mutluyum. Her ikisi de benim babalarım. Aynı benim gibi ilgileniyorlar. Öncelikle böyle bir işi başarabilmek için iyi bir aile düzeni lazım. Ben fiilen 70 yaşına kadar çalıştım. Bunun formülü, tılsımı nedir. Pişmaniye yapmak için çok iyi usta olacaksın. Hamuru, yağı dengeli, kararlı olacak. Zamanında yapılacak. Anlamak lazım. Şeker ile hamur ve yağın pekişecek. -YASAKLI YAZLAR VARDI 1960’ların başında hiç kimsenin malı dayanmazdı. Belediye herkesin malını toplardı. Belediye yazın pişmaniye satılmasını yasaklamıştı. Tabi iş de olmuyordu. Dağ taş bozulmuş pişmaniye dolar,bir yandan da yasağın kaldırılmasını isterdik. Sağlık Müdürlüğü’nde, herkesten 15 kutu pişmaniye toplamalarını istedim. 15 gün sonra kimin malı bozulmayacak, test etmelerini istedim. Yaptılar. İpek ayakta kaldı. Sonra birbirimize yardım edeceğimize söz verdik. Yani kimsenin kimin malı bozulmuyorsa, diğerlerine yardımcı olsun, kimsenin malı bozulmasın. Bu nasıl yapılabilir? Ben yardımcı oldum. Gösterdim ve yasak kalktı. Köseköy’e, Düzce’ye elbise koyduğumuz naylon torbalarda pişmaniye gönderirdim. Birbuçuk metre boyunda torbaya ip gibi asarlardı. Görüntü, reklam için yapılırdı. Aylarca dururdu. Şimdi teknoloji değişmedi. Sadece makinalar devreye girdi. Eskiden ambalaj olmadığı için şeker esaslı ürünler bozulurdu. Şimdi ambalajlama tekniği gelişti. merayı almış. Hayvancılık yapmış. Erkenden ölmüş. Annem yapağı eğirerek bize bakmış. Genç yaşta dul kalmış, melaike gibi bir kadındı anneciğim. Hepimiz çok çalıştık. İşte benim çıkışım 12 yaşından sonra. 13 yaşındayken 65-70 kiloydum. Abim vardı. Ben askerlik öncesinde evlendim, eşimle pazarlık ettim. “Ayda iki gün eve gelirim, sen çift süreceksin, iki kız kardeşim var onları da alıp tarlaya götüreceksin” diye. Devlet göçmenlere borçla yer vermiş. Geri gitmesin. Onları da ben ödedim. İzmit’ten Akmeşe’ye 35 kilometre yürür giderdim. Yorgunluk nedir bilmezdim.Muhacirlerden evlen korkma, çalışkan insanlar olurlar. Erken evlendim, çalışmak için, birlikte çalışmak için. Biraz diktatör bir insandım. Zor kullananlara karşı mücadele ederdim. Dögüşürdüm de. Bugün akciğerlerimden hastayım. Kötülük yaptım diye bu hastalığa yakalandığımı düşünüyorum. Ama kimseye haksız yere bir şey yapmadım. Bugün evle işyeri arası 5 kilometre. 81 yaşına kadar her gün yayan gelirdim. Torunum “Dede seni ben getireyim.” derdi. Kabul etmezdim. -İKİ BÜYÜK HASTALIK GEÇİRDİM 1951-52’de basit bir tüberkuloz geçirmiştim. O zaman nitrasit çıkmıştı. İstanbul’a gittim ilaç aradım. İlaç yoktu. Sağlık Müdürü Niyazi Bey’in oğlu Ankara’da okuyordu. Ondan yardım istedik. Buldular ama 50 kutudan aşağı gönderemezlermiş. 100 kutu istedim. Dozunu tekrar tekrar ayarladım. İlaçları kullandım. Tekrar film çektirdim. Akciğerimdeki gölgeler kayboldu. O yıllarda herkes veremden ölürdü. Ben kurtuldum. Bu kanserde de aynısı oldu. 4.5 santimlik bir kitle buldular. Tedavi gördüm. Yine dostlarım yardımcı olHayrettin Canıgeniş, Lütfü Canıgeniş, Hüseyin Canıgeniş dular. Hiç konuşamıyordum. -YENİLİKLER ÖNEMLİ Tedaviden sonra bitkisel ilaç Biz enflasyonlu yıllardan da kullandım. Bugün hastageçtik, yeri geldi zarar ettik. Ama kaliteden asla taviz vermedik. Hijyenden taviz verme- lığı yendiğimi,bu işi bitirdiğimi düşünüyorum. dik. Sürekli kendimizi yeniledik. Yenileme araştırmalarımız -DOKTORLUĞA MERAKLIYDIM her zaman sürüyor. Bu araştırmalar da bitmez. Doktorluğa çok meraklıydım. İstanbul’da doktor dostPirinç alırsınız her evde farklı yapılır. Hem pirincin kalitesi farklıdır, hem yapan farklıdır. Hamurun vakti biraz larım vardı. 2 seneden fazla Çapa’da çok derslere girdim. geçse dengeler bozulur. Kullanmayız, çöpe atılır. Bu yasak Kadavralarla haşır neşir oldum. Çocukken doktor olmak isterdim. okulda başarılı bir talebeydim. Tabi imkanlar yoktu. 1946’da kondu. 1963 senesinde kalktı. O günleri hiç unutmam. Kim kime ne yapmıştı hatırlarım. İkokulda okuduğumuz tüm şiirler ezberimdedir. Şiir de yaz-PİŞMANİYECİLİK TESADÜF Benim pişmaniyeci şekerci olmam tesadüftü. Sülalemde dım, şarkı sözü de... Necdet Tokatlıoğlu’nun bestesini yaptığı bu işi bilen yoktu. Babamı Ali Kahya çağırmış. Manastır “Bekleyeceğim” de böyle... “Gittiğin yolları yakın sanarak, Hasretin zehriyle her an vilayeti,Kocacık nahiyesinde doğmuşum. İzmit’in etrafı su, çamur. Mehmet Ali Paşa’dan Devlet Hastanesi’ne kadar olan yanarak, Gözlerim enginde seni anarak, Günlerce yolunu bek- 50 Kocaeli Odavizyon leyeceğim, Ölünceye dek seni unutmayacağım.” Daha çok var. Bazıları kızımda, torunlarımda. Bir ömür pişmaniyecilikle geçti. Memnun muyum derseniz, çok memnunum. Ben onlara 30 verdim, onlar 100’ü çoktan geçtiler. Oğullarım çok geliştirdiler. Bursa’da kestane fabrikası kurdular. -KAZANDIĞINI UCUNDAN YE Kalkınmak için evvela güç sarfedeceksin. Sonra oturup masalarda yiyeceksin. Ama fazla yemek olmaz. Fazla yersen düşersin. Kazandığını ancak ucundan yiyebilirsin. Bugünkü nesil farklı düşünüyor olabilir. Önce ekonomi gelir. Böyle olanlar kalkındı, kazandığını harcayanlar gitti, kayboldu. Tabii çok iyi bir aile düzeni olması lazım. Hanımların da destek olması lazım. Hanımların da kalkınmaya destek vermesi lazım. Bu işi marka olmayı başardım. Kaliteyi ön planda tuttuk. Çalışan insanların ve ortamın hijyenine çok önem verdik. Kendimizi yeniledik. Pişmaniyeden farklı ürünlere geçtik. Kutusundan ambalajı da geliştirdik. Yenilediğimizden ve işe sahip çıktığımızdan dolayı başarılı olduk. Eskiden mi zordu, şimdi mi zor derseniz. Başlangıç daha zordu. Koşullar çok ilkeldi, piyasa gelişmemişti. Bir firmayı kurmak ayakta tutmak daha zor. Bugün geçmişte yapılanları korumaya ve geliştirmeye çalışıyoruz. İmalat sektörünün bir işleyişi vardır. Bu işleyişte bir kaçak oldu mu, bir yanlışlık oldu mu, yarım saatte pişecek olan 25 ya da 35 dakika pişmişse durum değişir. Bu insan hatasından doğabilir. Böyle bir durumda kendin yemiyeceksen, dışarıdaki insana da yedirmeyeceksin. Bunun başka bir çözümü yok. Bizi taşıyan en önemli parçalardan biri budur. ‘İdare edelim’ olmaz. Bu işin idaresi olmaz. Türkiye çok değişti, o yıllara göre. Çok büyüdü. Ben kurduğum zaman Türkiye 18-20 milyondu. Bugün 77 milyonluk bir ülke oldu. Çok işler yapıldı. KURABİYE ÜRETİMİ İpek Pişmaniye, kurabiye üretimine başladı. Başta Almanya olmak üzere ABD, Hollanda, İtalya, Fransa, Rusya ve Ortadoğu ülkelerine pişmaniye ihraç eden firma, 500 bin liralık yatırımla ev tadında kurabiye imalatına geçti. Bursa”da kestane şekeri fabrikamız da var. Şimdi de kurabiye fabrikası kurarak ev kurabiyeleri üretmeye başladık. Yeni lezzetimiz özellikle bayanlar tarafından çok beğeniliyor” dedi. Kurabiye fabrikası için ilk etapta yaklaşık 500 bin liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Canıgeniş, “300 metrekare alanda kurabiye imalatı yapıyoruz. Ayda 60 bin kutu üretim kapasitemiz var. Talepler fazla olunca, 1 dönümlük yere geçerek kapasiteyi artırmayı planladık. Önümüzdeki aylarda yapılacak yeni yatırımla ayda 200 bin kutu üretim yaparak kapasiteyi artıracağız. Pişmaniye ve kestane sektöründe olduğu gibi kurabiyelerimizde de kaliteyi ön planda tutuyoruz. Kocaeli”de kurabiye üretimine geçen ilk firmayız. Bir yıllık çalışmanın ürünü olarak 26 çeşit kurabiyemiz piyasada. Ürünlerimizi Türkiye`ye hatta dünyaya yaymayı planlıyoruz. Kurabiye`de günlük kapasitemiz 2 ton, personel sayımız ise 40. Piyasadan gelen talepler doğrultusunda yatırım ve istihdamı arttıracağız” dedi. İmalatını yaptıkları Kahke kurabiyesinin Gaziantep yöresine ait olduğunu hatırlatan Yücehan Canıgeniş, “Biz şu anda unlu, tatlı, tuzlu, pekmezli, limonlu ve portakallısını yapıyoruz. İzmir, Bursa, Ankara ve İstanbul”da raflarda yerimizi aldık. Amacımız Türkiye”nin her bölgesinde ürünlerimizi göndermek ve satışını yapmak. İpek Pişmaniye ile 72 ilde varız. Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Amerika, İspanya’ya pişmaniye, yine Almanya’ya kestane şekeri ihracatımız var. Bundan sonraki hedefimiz kurabiye ihracatı yapmak” dedi. . 26 çeşit kurabiye üreterek sektörde farklılık yaratan İpek Pişmaniye, bir de ayrıcalık katarak geleneksel Yunan kurabiyesi olan kavalayı da listesine ekledi. -YILLIK ÜRETİM 624 TON İpek Pişmaniye aylık 52 ton pişmaniye üretiyor. Yıllık ortalama üretim ise 624 ton. Bu üretimin yüzde 80’i iç pazara, yüzde 20’si ise dış pazara sunuluyor. Pişmaniyeye olan ilgi ve talebin artması nedeniyle üretim alanının bin 200 metrekare üretim alanımızı 4 bin metrekareye çıkarılması da gündemde. Kocaeli Odavizyon 51 [ziyaretler: meslek komitesi ► KSO Ağaç Ürünleri ve Mobilya İmalatı meslek komitelerine, KOÜ Teknopark’ın hizmetleri tanıtıldı Kocaeli Sanayi Odası’nın 6. Meslek Komitesi (Ağaç ve Ağaç Ürünleri Sanayi Grubu) ve 26. Meslek Komitesi (Mobilya İmalatı Sanayi Grubu) 6 Mart 2015 tarihinde, Kocaeli Üniversitesi Teknoparkı’nı ziyaret etti. Komite Üyeleri; Apel Orman Ürünleri yetkilisi Oktay Kabasakal, Koçsan Ahşap yetkilisi Mesut Sancaklı, Yavuzlar Ağaç yetkilisi Ömer Yavuz, Alternatif Orman Ürünleri yetkilisi Recai Barış, Beşerler Çelik Eşya San. Yetkilisi Mehmet Mustafa Karaman, Modem Mobilya San. Yetkilisi Yaşar Ateş’in katıldıkları program öğlen yemeği ile başladı ve KOÜ Teknopark Genel Müdürü Sadık Semizoğlu, Kocaeli Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ticaret Odası Temsilcisi Yusuf Koçak, Kocaeli Teknopark Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Kadir Decdeli, Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Yetkilisi Araş. Gör. Mehlika Kocabaş, A ve H Elektronik Firması Sahibi Alpay Onbaşı’nın konuşma ve sunumlarıyla sürdü. KOÜ Teknopark Genel Müdürü Sadık Semizoğlu ve Kocaeli Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ticaret Odası Temsilcisi Yusuf Koçak ve Kocaeli Teknopark Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Kadir Decdeli konuşmalarında, Teknopark’ın hizmetleri, önemi ve Teknopark ile yapılabilecek işbirliklerinden bahsederlerken, Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Yetkilisi Araş. Gör. Mehlika Kocabaş, Teknoloji Transfer Ofisi ile ilgili bir tanıtım yaptı ve ilgili kurumun, firmalara sunduğu proje hizmetlerinden bahsetti. Programda üyeler, Kocaeli Üniversitesi Teknoparkı ve Teknoloji Transfer Ofisi’nden alabilecekleri hizmetler konusunda bilgi aldı, karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. 6. Meslek Komitesi üyeleri ahşap sektöründeki kanserojen risklerle ilgili toplantıya katıldı KSO 6. Meslek Komitesi üyeleri (Ağaç ve Ağaç Ürünleri Grubu), 19 Ocak 2015 tarihinde, TSE Gebze Kampüsü’nde, ahşap sektörüyle ilgili E0-E1 Belgelendirme ve MDF sunta ve mobilyalardaki kanserojen risklerle ilgili düzenlenen bir toplantıya katılarak bilgi aldılar. 52 Kocaeli Odavizyon ATY Çevre ve Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş.’ne ziyaret KSO Makine Kurulum, Hurda ve Atık Bertarafı Meslek Komitesi başkan ve üyeleri ATY Çevre ve Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş. firmasını ziyaret etti. Üye ziyaretine Komite Başkanı Nurten Canayakın, Komite Başkan Yardımcısı Osman Zeki Erdoğan ve Komite Üyesi/Meclis Üyesi Muhammet Saraç ve KSO Kalite ve Çevre Uzmanı Aynur Hacıfettahoğlu iştirak etti. ATY Çevre firmasının Yönetim Kurulu Başkanı A. Tuna Ozaner ve Genel Müdür Yrd. Piraye Gök tarafından karşılanan Meslek Komitesi temsilcileri KSO ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Komite Üyeleri firmanın faaliyetleri hakkında bilgi alarak, atık sektörü konusundaki problemlerle ilgili bilgi paylaşımında bulundu. Meslek Komitesi temsilcileri ziyaret sırasında sahada atıktan türetilmiş yakıt üretim bölümü, çamur kurutma bölümü ve laboratuarı gezerek, konuyla ilgili firma yetkililerinden bilgi aldı. 2014 yılında faaliyete geçen ATY Çevre ve Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş. Türkiye’de geri dönüşüm sektöründe, kurulu alan ve kapasite kullanım anlamında en büyük entegre tesisler arasında. ATY Çevre’nin faaliyet konuları arasında sanayi kuruluşları için entegre atık yönetim hizmeti sunmak, arıtma çamuru geri kazanımı ve atıktan türetilen yakıt hazırlama yer alıyor. Şirket sanayi kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu geniş yelpazede atık yönetim hizmeti de veriyor. ESO Endüstriyel Elektronik Sistemleri Otomasyon San. Tic. Ltd. Şti. ziyareti KSO Makine Kurulum, Hurda ve Atık Bertarafı Meslek Komitesi başkan ve üyeleri ESO Endüstriyel Elekrtonik Sistemleri Otomasyon San. Tic. Ltd. Ştd. firmasını ziyaret etti. Üye ziyaretine Komite Başkanı Nurten Canayakın, Komite Başkan Yardımcısı Osman Zeki Erdoğan ve Komite Üyesi/Meclis Üyesi Muhammet Saraç ve KSO Kalite ve Çevre Uzmanı Aynur Hacıfettahoğlu iştirak etti. ESO Endüstriyel firmasından firma sahibi ve Genel Müdür Bülent Erdem tarafından karşılanan KSO temsilcileri şirket yetkililerine KSO ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. KSO’nun düzenlediği eğitim organizasyonlarına katılıan ESO Endüstriyel firması aynı zamanda Abigem Pirelli Tedarikçi Geliştirme Projesi kapsamındaki projede de yer alıyor. 2005 yılında kurulan firma Endüstriyel Otomasyon, Taahhüt, Satış ve Proje alanlarında faaliyet gösteriyor. Firma lastik fabrikalarına yönelik projeler gerçekleştirirken, Romanya, Rusya da da projeler yürütüyor. Kocaeli Odavizyon 53 [etkinlik ► İşçi - İşveren İlişkisinin Davalar Yönünden Analizi ve Davalarda Neticeye Etkili Pratik Bilgiler Semineri 17 Şubat 2015 tarihinde, Kocaeli Sanayi odası (KSO) ve Akay Hukuk Bürosu işbirliği ile, “İşçi - İşveren İlişkisinin Davalar Yönünden Analizi ve Davalarda Neticeye Etkili Pratik Bilgiler” konulu seminer organize edildi. Seminer, KSO Çayırova Temsilciliğinin de yer aldığı Taşıt Araçları Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda İstanbul Barosu’na kayıtlı Av. Neslihan Akay ve Av. Hüsnü Özkarayel tarafından sunuldu. İşveren yöneticilerine yönelik olarak gerçekleştirilen seminerde, ağırlıklı olarak uygulamaya yönelik pratik bilgi ve tecrübeler aktarılırken, dava konusu olan birçok sebebin alınacak basit tedbirlerle nasıl bertaraf edilebileceği hakkında detayı bilgiler verildi. -TÜBİTAK, KOSGEB ve MARKA Tarafından Firmalara Verilen Hibe Ve Destekler Semineri Yoğun İlgi Sebebiyle 2 Kez Düzenlendi 20 Şubat 2015 tarihinde TÜBİTAK, KOSGEB ve MARKA (Doğu Marmara Kalkınma Ajansı) tarafından firmalara verilen hibe ve destekler hakkında Kocaeli Sanayi Odası (KSO) üyelerini bilgilendirmek üzere, KSO Konferans Salonu’nda bir toplantı organize edildi. Toplantının ilk oturumunda Doğu Marmara ABİGEM A.Ş. Genel Müdürü Şenay Yıldız Zeytinoğlu moderatörlüğünde; MARKA Proje Uygulama Birimi Uzmanı Ertuğrul Ayrancı, TUBİTAK MAKİTEG Bilimsel Programlar Başuzmanı Ümran Elmas ve KOSGEB KOBİ Uzmanı Hakan Demirci temsil ettikleri kurumlar tarafından verilen destekler ile ilgili 54 Kocaeli Odavizyon sunumlarını gerçekleştirdi. İkinci oturumunda ise; TUBİTAK Masası, KOSGEB Masası ve MARKA Masası kurularak, firmalara bire bir danışmanlık sağlandı. Bu masalarda bulunan uzmanlar Doğu Marmara ABİGEM A.Ş. uzmanlarının da desteğiyle, katılımcıların sorularını cevapladı. KSO üyeleri tarafından yoğun ilgi gören toplantı, 5 Mart 2015 Perşembe günü KSO Çayırova Temsilciliğinin de yer aldığı Taşıt Araçları Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda tekrarlandı. Toplantıda Doğu Marmara ABİGEM Eğitim İş Geliştirme Program Müdürü Dilek Hazar moderatörlüğünde, MARKA Proje Uygulama Birimi Uzmanı Eren Düşgün, TUBİTAK Eski Uzmanı ve Sabancı Üniversitesi Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul Proje Yöneticisi Abdurrahman TÜRK ve KOSGEB KOBİ Uzman Yardımcısı Ali Yavuz tarafından sunumlar yapıldı. Genç Girişimciler Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler’i ziyaret etti Kocaeli Genç Girişimciler İcra Kurulu Üyeleri Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler’i makamında ziyaret etti. Söz konusu ziyarete Kocaeli Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Birol Bozkurt ve Başkan Yardımcısı Tufan Şahinkesen’in yanısıra, Genç Girişimciler İcra Kurulu Üyeleri Ahmet Hakan Hocaoğlu, Bahadır Yusuf Azizoğlu, Erdem Kodal, Fikret Yıldırım, Tolga Aysel, Atalay Kaya ve Kocaeli Sanayi Odası Meslek Komite Sorumlusu Seçkin Ökte ile Gebze Ticaret Odası Meslek Komite Şefi Seçil Gelişmen katıldı. Kocaeli Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Birol Bozkurt, kurulun geçmiş dönem faaliyetleri ve 2015 yılında yapmayı planladıkları faaliyetler hakkında bilgilendirme yaptı. Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler, genç girişimcilerin faaliyetlerini desteklerken, genç iş adamlarının fikir ve önerilerinin bölgemizin ihtiyaç duyduğu yeniliklere ilişkin önemli olduğunu belirtti. Çiler, Oda olarak genç girişimcilerin çalışmalarına destek vermeye hazır olduklarını belirtti. Bölge odalarının birliği ile bölgemiz genç girişimcilerine her zaman katkı sağlanabileceğini de sözlerine ekledi. Toplantı hediye takdimi ile son buldu. EDOK Komutanı’ndan KSO’ya iade-i ziyaret K.K. EDOK Eğitim Tümen Komutanı iken EDOK Muharebe Hizmet Destek Eğitim ve Garnizon Komutanlığına atanan Tümgeneral İsmail Metin Temel Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na iadei ziyarette bulundu. Daha önce yeni göreve başlaması dolayısıyla Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Tümgeneral Temel’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunan Zeytinoğlu’na, 26 Şubat Perşembe günü iadei ziyarette bulunan EDOK Komutanı Tümgeneral İsmail Metin Temel 1920 yılında çekilen anlamlı bir fotoğraf tablosunu da hediye etti. Kocaeli Odavizyon 55 [gümrük ► ‘Yetkilendirilmiş Yükümlüler’ gümrük işlemlerine hız, ihracata ivme kazandırıyor Dış ticaret işlemlerine dinamizm kazandırmayı hedefleyen “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği”nin Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte gümrük işlemlerini hızlandıran ve kolaylaştıran bir uygulama olarak “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü” de devreye girdi. Bu statüye sahip firmaların yararlanacağı kolaylıklardan en önemli ikisi olan “izinli gönderici” ve “ihracatta yerinde gümrükleme” uygulamaları hayata geçirilmeye başlandı. Yönetmelikle, ticari hayatta yeni bir dönem başladı ve ihracatçı ve taşıyıcı firmaların gümrük işlemlerini kendi tesislerinden yapabilmelerine imkân tanındı. Böylece hem firmaları zaman ve maliyet tasarrufu sağlarken diğer yandan da gümrüklerdeki iş yoğunluğu azaltıldı. 2023 yılı ihracat hedefleri doğrultusunda geliştirilen bu uygulama sayesinde, Türkiye’de üretilen ürünlerin uluslararası piyasalarda daha çok tercih edilmesi ile rekabet gücünün artırılması ve ihracatın desteklenmesine katkı sağlanmış oldu. İlk aşamada ihracatçı ve taşıyıcılara rahat bir nefes aldıracak olan bu uygulamanın, önümüzdeki dönemde ithalatçıları da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasını ve imzalanacak karşılıklı tanıma anlaşmaları ile firmalarımızın diğer ülkelerde de imtiyazlı muamele görmelerinin yolunun açılmasını hedeflendi. YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ STATÜSÜ NEDİR? Yetkilendirilmiş yükümlü, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statüdür. KİMLER YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ OLABİLİR? Serbest Bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik, en az üç yıldır faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları yetkilendirilmiş yükümlü olabilir. Üç yıldan az süredir faaliyette bulunan kişilerin durumu ise Bakanlıkça ayrıca değerlendirilir. 56 Kocaeli Odavizyon YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ STATÜSÜNÜN SAĞLADIĞI KOLAYLIKLAR NELERDİR? a) Basitleştirilmiş Usullere İlişkin Kolaylıklar: • İhracatta yerinde gümrükleme (ihracat eşyasını ihracat gümrük idaresine sunmadan işlemlerini kendi tesislerinden yapabilme), • İzinli gönderici (transit eşyasını hareket gümrük idaresine sunmadan kendi tesislerinden sevk edebilme), • Teminatlı işlemlerinde her bir işlem için ayrı teminat yerine götürü teminat uygulaması kapsamında tutarı önceden belirlenmiş süresiz ve düşümsüz teminat verebilme, • Teminatlı işlemlerinde kısmi oranda teminat verebilme, • Odalarca onay ve gümrük müdürlüklerince vize işlemlerine gerek kalmaksızın A.TR dolaşım belgesi düzenleyebilme, • Eşyanın kıymetine bakılmaksızın Fatura Beyanı ve EUR.MED Fatura Beyanı düzenleyebilme,T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı-111 Soruda Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü • Eksik belgeyle beyanda bulunabilme, • Eşya türüne göre sınırlama olmaksızın tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulden (gümrük işlemlerinin, eşya taşıttan indirilmeden tamamlanması) yararlanabilme, • Gümrük Yönetmeliğiyle belirlenmiş eşyanın ithalinde 6 ay öncesine kadar alınmış tahlil raporu ibraz edebilme, • Gümrük Yönetmeliğiyle belirlenmiş eşyayı tahlil sonuçları alınmadan teslim alabilme, • Konşimentosu ibraz edilemeyen petrol ve türevlerini konşimento ibrazından önce teslim alabilme, • Ayniyat tespitine ilişkin Bakanlıkça yapılacak farklı düzenlemelerden faydalanabilme. b) Emniyet ve Güvenliğe İlişkin Kolaylıklar: • Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, • İthalatta ve ihracatta gümrük işlemlerinin eşyanın tesliminden önce fiziki muayene ve belge kontrolünün olmadığı hat olan mavi hatta işlem görebilme, • Taşıt üstü işlemlerde de mavi hattan yararlanabilme, • Daha az belge kontrolü veya muayeneye tabi tutulabilme, • Belge kontrolü veya muayenenin yapılacak olması halinde, bu işlemleri öncelikle gerçekleştirebilme. YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ SERTİFİKASI VERİLİRKEN HANGİ KOŞULLARA BAKILIR? Yetkilendirilmiş yükümlü olmak isteyen başvuru sahiplerinde aranan 4 temel koşul bulunmaktadır: • Güvenilirlik Koşulu • Ticari Kayıtların Güvenilir ve İzlenebilir Olması Koşulu • Mali Yeterlilik Koşulu • Emniyet ve Güvenlik Koşulu TALEBE BAĞLI OLAN VE OLMAYAN KOLAYLIKLAR NELERDİR? Yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün sağladığı kolaylıkların bazılarından yararlanabilmek için ayrıca bir başvuruda bulunmaya gerek yokken ve bunlar için herhangi bir ek koşul aranmazken, bazıları için başvuruda bulunmak ve ilave koşulları karşılamak gerekir. Talebe ve ek şartlara bağlı olmaksızın bütün YY’lerin yararlanabildiği kolaylıklar • Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verebilme • Daha az ve öncelikli olarak belge kontrolü veya muayeneye tabi tutulma • Eksik belgeyle beyanda bulunabilme • Kısmi teminat uygulamasından faydalanabilme • Mavi hattan (taşıt üstü dahil) yararlanabilme • Eşya türüne göre sınırlama olmaksızın tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulden yararlanabilme hütlerini karşılamaya yeterli bir mali durumda bulunması ve hakkında iflas işlemleri başlatılmamış olması gerekir. EMNİYET VE GÜVENLİK KOŞULU NASIL SAĞLANIR? Bu koşulun sağlanabilmesi için başvuru sahibinin aşağıdaki özellikleri taşıyor olması gerekir; • Binalarının, sevkiyat sahalarının ve kargo bölümlerinin izinsiz giriş ve sızmaları önleyecek nitelikte olması, • Eşyaya ve taşıma araçlarına izinsiz müdahaleleri önleyecek tedbirleri almış olması, • Kendi otokontrolünü sağlıyor olması, • Birlikte çalıştığı kişi ve kuruluşların nasıl iş yaptıklarını kontrol ediyor olması, • Hassas pozisyonlardaki çalışanları hakkında periyodik olarak güvenlik araştırması yapıyor olması. Talebe ve ek şartlara bağlı olarak YY’lerin yararlanabildiği kolaylıklar • İhracatta yerinde gümrükleme uygulaması kapsamında ihracat yapabilme • İzinli gönderici yetkisi kapsamında taşımacılık yapabilme • Götürü teminat uygulamasından faydalanabilme • ATR Dolaşım Belgesi düzenleyebilme • Fatura Beyanı ve EURMED Fatura Beyanı düzenleyebilme GÜVENİLİRLİK KOŞULU NASIL SAĞLANIR? Bu koşulun sağlanabilmesi için başvuru sahibi tarafından ciddi veya mükerrer olarak gümrük mevzuatı ihlali yapılmamış olması gerekir. Ayrıca, yönetim kurulu üyeleri, sermayesinin %10’undan fazlasına sahip gerçek kişiler ile gümrük ve dış ticaret işlemlerinde temsil yetkisini haiz çalışanlarının, kamu güvenliğini tehdit edici ciddi suç veya ciddi boyutta mali suçtan dolayı ceza veya mahkûmiyet kararının bulunmaması gerekir. TİCARİ KAYITLARIN GÜVENİLİR VE İZLENEBİLİR OLMASI KOŞULU NASIL SAĞLANIR? Bu koşulun sağlanabilmesi için başvuru sahibinin ticari ve varsa taşımaya ilişkin kayıtlarının gümrük kontrollerinin doğru ve etkin bir şekilde yapılabilmesine elverişli ve eşya hareketlerini gösterecek şekilde izlenebilir olması gerekir. Ayrıca, ticari faaliyetlerine ilişkin belgelerinin düzgün bir şekilde arşivlenmesi ve korunması ile başvuru sahibinin bilgisayar sistemini yetkisiz girişlerden korumaya ve verilerini güvenceye almaya yönelik uygun bilişim teknolojisi güvenlik önlemlerine sahip olması gerekir. MALİ YETERLİLİK KOŞULU NASIL SAĞLANIR? Bu koşulun sağlanabilmesi için başvuru sahibinin, taah- İHRACATTA YERİNDE GÜMRÜKLEME NEDİR? İhracatta yerinde gümrükleme eşyanın ihracata yönelik gümrük işlemlerinin; firmanın kendi tesislerinden yapılarak, ihracat eşyasının ihracat (iç) gümrük müdürlüğüne getirilmeden, aracın firmanın tesislerinde mühürlenerek doğrudan çıkış (sınır) gümrük idaresine sevk edilmesi esasına dayanır. KİMLER İHRACATTA YERİNDE GÜMRÜKLEME İZNİNE SAHİP OLABİLİR? Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü almaya hak kazanmış ve başvuru yılından bir önceki yıl ve bizzat kendisi asgari 5 Milyon Dolar tutarında fiili ihracat yapmış olan ihracatçı firmalar ihracatta yerinde gümrükleme iznine sahip olabilir. Başvuru sahibi şirketin dış ticaret sermaye şirketleri, grup ihracatçıları gibi aracıkuruluşlar üzerinden yaptığı ihracat tutarları bu koşulun sağlanmasında dikkate alınmaz. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü almaya hak kazanamayan kişilerin bu kolaylıktan yararlanması mümkün değildir. Kocaeli Odavizyon 57 [gümrük ► EMNİYET VE GÜVENLİK KONTROLLERİ DAHA AZ VE ÖNCELİKLİ OLARAK KONTROL VE MUAYENEYE TABİ TUTULMA KOLAYLIĞI NEDİR? • Yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası sahipleri diğer yükümlülere göre daha az belge kontrolüne ve muayeneye tabi tutulur. • Yetkilendirilmiş yükümlü tarafından verilen gümrük beyannamesi kapsamındaki sevkiyat risk analizi sonucunda belge kontrolü veya fiziki muayene için seçildiğinde, gümrük idaresi söz konusu kontrol ve muayeneyi öncelikli olarak yapar. İZİNLİ GÖNDERİCİ KİMDİR? İzinli gönderici, eşyanın transitine yönelik gümrük işlemlerini kendi tesislerinde yapan, transit eşyasını hareket (iç) gümrük müdürlüğüne sunmaksızın, aracı kendi tesislerinde mühürleyerek doğrudan çıkış (sınır) gümrük idaresine sevk eden taşıyıcıdır. KİMLER İZİNLİ GÖNDERİCİ OLABİLİR? Aşağıdaki koşulları karşılayan taşımacılar izinli gönderici olabilirler: • Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü almaya hak kazanmış olan, • Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından alınmış uluslararası taşımacı yetki belgesine sahip olan, • Başvuru yılından bir önceki takvim yılı içerisinde en az 500 transit beyannamesi (TIR Karnesi dâhil) kapsamında eşya transit eden, • Kapsamlı teminat veya teminattan vazgeçme iznine sahip olan. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü almaya hak kazanmış olmayan kişilerin bu kolaylıktan yararlanması mümkün değildir. HANGİ EŞYA İZİNLİ GÖNDERİCİ YETKİSİ KAPSAMINDA TAŞINAMAZ? • Kanun, kararname ve uluslararası anlaşmalarla ihracatı veya transiti yasaklanmış veya belli kamu kurum ve kuruluşlarınca ön izne ya da kayda bağlanmış olan eşya, • Yerinde gümrükleme izni kapsamında ihracı yapılacak eşyaya ilişkin kap, ambalaj, palet ve benzeri eşya haricinde ihracatta ayniyet tespiti yapılması gereken eşya, • Bakanlıkça belirlenerek duyurulacak diğer eşya. Bu yetki kapsamında ihraç edilemez. İZİNLİ GÖNDERİCİ YETKİSİ KAPSAMINDA “RİSKLİ EŞYA” TAŞINABİLİR Mİ? İzinli gönderici yetkisi kapsamında işlem gören transit eşyasının “riskli eşya” olması halinde, bu eşya yalnızca kapsamlı teminatı, yüksek kaçakçılık riski içeren eşyayı kapsayan izinli göndericiler tarafından taşınabilir. YETKİ KAPSAMI TESİSLER NASIL BELİRLENİR? Yetki kapsamında işlem yapılacak tesisler aşağıdaki şekilde belirlenir; • İzinli gönderici yetkisi kapsamında kullanılmak istenen tesisler başvuru sırasında belirtilir. • Belirtilen tesislerin emniyet ve güvenlik koşullarına uygun olup olmadığı gümrük idaresince incelenir. • İnceleme sonucunda uygun bulunan tesislerden yetki kapsamında işlem yapılmasına izin verilir. 58 Kocaeli Odavizyon AZALTILMIŞ ZORUNLU BİLGİLERDEN OLUŞAN ÖZET BEYAN VERME KOLAYLIĞI NASIL KULLANILIR? • Yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası sahibi ithalatçı ve ihracatçılar tarafından Gümrük Yönetmeliği’nin 10 no.lu ekinde belirtilen azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verilebilir. • Örneğin, taşıtın kimliği, yükleme/boşaltma yeri, brüt ağırlık, nakliye ücreti, ödeme şekli, eşyanın bulunduğu yer vb. hususlara ilişkin kutuların doldurulması zorunlu değildir. EMNİYET VE GÜVENLİK KONTROLLERİNE İLİŞKİN DİĞER KOLAYLIKLAR NELERDİR? Gümrük mevzuatı uyarınca halihazırda uygulanmakta olan mavi hat kolaylığından yetkilendirilmiş yükümlü sertifikasına sahip kişiler de faydalanacaklardır. Mavi hat eşyanın belge kontrolüne veya muayeneye tabi tutulmadan teslim edildiği bir uygulamadır. Mevcut mavi hat uygulamasında, eşyaya ilişkin gümrü işlemlerinin eşyanın taşıttan indirilmeksizin yapılmak istenilmesi halinde, bu eşyanın mavi hatta işlem görmesi mümkün değildir. Bu durumda eşyanın belge kontrolünün veya eşyanın fiziki kontrolünün mutlaka yapılması gerekir. Ancak yetkilendirilmiş yükümlüler böyle bir sınırlamaya tabi tutulmayacaklardır ve taşıt üstü işlemlerinin mavi hatta işlem görmesi mümkün olabilecektir. Böylece taşıtın gümrük sahasında bekleme süresi azaltılacaktır. YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ UYGULAMASININ FAYDALARI NELERDİR? I. Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü Sahiplerine Doğrudan ve DolaylıFaydaları • Gümrük idaresiyle daha iyi ilişkiler ve işbirliği artışı. • Piyasada güvenilir kişi olarak tanınma ve daha çok tercih edilme. • İş ilişkileri içinde olunan kişileri daha iyi tanıyabilme. • Sevkiyatlardaki gecikmelerde azalma. • Daha ileri düzeyde planlama. • Daha fazla müşteri sadakati. • Emniyet ve güvenlik açıklarından kaynaklı vakalarda azalış. • Hırsızlık vakalarında ve kayıplarda azalma. • Mala zarar veriliş vakalarında azalış. • Çalışanları daha iyi tanıyabilme. • Tedarik zinciri ortakları arasında güvenilirlik ve iletişim artışı. • Tedarik masraflarının azalması ve tedarikçilerle işbirliğinin artması. • Sigorta masraflarının azalması. • Boşaltma, Yetkilendirilmiş Yükümlüler ve Yetki alanları • Yükleme, • Eşya ve aracın beklemesi gibi masrafların ortadan kalkması II. Yetkilendirilmiş Yükümlü Olmayan Kişilere ve Gümrük İdaresine Faydaları • Gümrük idaresinin iş yükünün hafifletilmesi. • Gümrük idaresi tarafından riskli sevkiyatlara daha çok odaklanabilmesi ve kaçakçılık faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilebilmesi. • Gümrüklerdeki yığılmanın önlenmesi. • Gümrüklerdeki eşya hareketlerinin ve araç sevkiyatlarının hızlandırılması. III. Uygulamanın Makro-Ekonomik Faydaları • Yasal ticaretin kolaylaştırılması ve yasadışı ticaretle mücadelede etkinliğin arttırılması. • Ülkenin uluslararası rekabet gücünün artması. • Ülkenin yabancı yatırımlar için daha cazip hale gelmesi. • Dış ticaretin hızlı ve kolay yapıldığı bir ülke olarak tanınma. • Uluslararası piyasalarda ticaret ortağı olarak daha çok tercih edilme. • Uluslararası ticaretteki emniyet ve güvenlik açıklarının azaltılması yoluyla güvenli ticaretin teşvik edilmesi. • İşlemlerin daha az maliyetli ve daha hızlı gerçekleştirilmesi yoluyla ihracatın desteklenmesi. • Uluslararası standartlarda daha etkin ve verimli çalışan, daha yüksek rekabet gücüne ve daha iyi iç kontrol süreçlerine sahip firma sayısında artış sağlanması. IV. Uygulamanın Uluslararası Faydaları • Maliyet azalışından ve süre kazanımından kaynaklı rekabet gücü artışı. • Yurtdışı alıcılarına eşyayı zamanında teslim edebilme. • Uluslararası pazarlarda tedarikçi olarak daha çok tercih edilme. • Uluslararası piyasalarda güvenilir olarak tanınma. • Yabancı yatırımcılar tarafından iş ortaklığında tercih edilme. • Karşılıklı tanıma anlaşması yapılan ülkelerde yetkilendirilmiş yükümlü olarak kabul edilme ve o ülkede etkilendirilmiş yükümlüler için sağlananayrıcalıkl ardan mütekabiliyet esasına dayanılarak faydalanabilme. AFS Flexible Kanal Ticareti Ltd. Şti. İhracatta Yerinde Gümrükleme Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme Alara Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. İhracatta Yerinde Gümrükleme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme Arçelik A.Ş. İhracatta Yerinde Gümrükleme Götürü Teminat Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme Barsan Global Loj. ve Gümrük Müş. A.Ş. İzinli Gönderici (Kapsam: Lojistik Hizmetler) Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme BSH Ev Aletleri San. ve Tic. A.Ş. İhracatta Yerinde Gümrükleme Götürü Teminat Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme Ekol Lojistik A.Ş. İzinli Gönderici Elmas Grup Loj. Taş. Depo. Dağ. ve Tic. AŞ İzinli Gönderici Foxconn TR Teknoloji Sanayi Ltd. Şti. Gürmen Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş. İhracatta Yerinde Gümrükleme Götürü Teminat Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme İthalatta Yerinde Gümrükleme* Kuralkan Mot. Araç. Ür.San. ve Dış Tic. AŞ Götürü Teminat MTS Uluslararası Taşımacılık ve Tic. A.Ş. Omsan Lojistik A.Ş. İzinli Gönderici Ortadoğu Rulman Sanayi ve Ticaret A.Ş. İhracatta Yerinde Gümrükleme Götürü Teminat Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Solmaz Gümrük Müşavirliği A.Ş. (Kapsam: Lojistik Hizmetler) TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. Götürü Teminat Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Eşyanın Kıymetine Bakılmaksızın Fatura Beyanı veya EUR.MED Fatura Beyanı Düzenleme TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ İhracatta Yerinde Gümrükleme Basitleştirilmiş İşlem Kapsamında A.TR Dolaşım Belgesi Düzenleme ve Vize Etme Kocaeli Odavizyon 59 [gümrük ► Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü Semih Sütçü Genel Müdür Solmaz Gümrük Müşavirliği A.Ş. 11 Eylül 2001 terör saldırısı sonrası, dış ticaret ve gümrük alanında, ulusal ve uluslararası güvenlik boyutu çok büyük önem kazanmış ve arz zincirinin güvenliği kavramı ön plana çıkmıştır. lararası kuruluşları, uluslararası arz zinciri güvenliğinden herhangi bir şekilde taviz vermeksizin daha etkili ve sonuç odaklı gümrük kontrollerinin yapılabilir olmasının yollarını aramaya sevk etmiştir. Öyle ki, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayıp tüm dünyayı kuşatan güvenlik öncelikli yaklaşımlar sonucunda, daha önce hararetle savunulmakta olan “ticaret serbestisi” uygulamasından, sınır kontrollerini ve gümrük denetimlerini artırma uygulamasına ciddi bir dirençle karşılaşmaksızın süratle geçilebilmiştir. Güvenlik kaygısı o kadar dikkat çekici boyutta artmıştır ki, ülkeye giriş yapacak kişi ve eşyanın belirli süreler öncesinden gümrük idarelerine bildirilmesi, alınan bilgilerin ivedilikle risk analizine tabi tutulması ve henüz eşya veya kişi ülkeye gelmeden risk düzeylerinin belirlenerek gerekli kontrollerin yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması genel bir uygulama haline gelmiştir. Bu aramalar sonucunda, güvenilirlikleri hususunda devlet yetkililerinin ikna olduğu, yürütmüş olduğu işlemlerde basitleştirilmiş gümrük prosedürleri ve azaltılmış gümrük kontrollerinin uygulandığı, diğer bir ifade ile ticaretin kolaylaştırılması uygulamasından yararlanabilecek, dış ticaretin ayrıcalıklı operatörleri olarak Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü uygulama alanına konulmuştur. Söz konusu uygulama, güvenlik kaygısının giderilmesinde ciddi mesafelerin alınmasına zemin hazırlamış olmakla birlikte, bu amaçla yapılmak durumunda kalınan gümrük kontrollerinden kaynaklanan ciddi orandaki gecikmeler de azımsanmayacak maliyet artışlarını beraberinde getirmiştir. Uygulamada karşılaşılan bu çelişkili durum, artan maliyetlere muhatap olan özel sektör temsilcileri ve kontrolleri yapmak durumunda kalan kamu otoriteleri yanında ilgili ulus- 60 Kocaeli Odavizyon Gelişmelerden de rahatlıkla anlaşılacağı üzere, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, bahse konu gereksinimler sonucu ortaya çıkan güvenlik ve emniyet kaygılarını giderebilecek yapıya sahip olduğuna devlet yetkililerince kanaat getirilen yükümlülere tanınan bir ayrıcalık olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda Yetkilendirilmiş Yükümlü, ithalatçı, ihracatçı, nakliyeci, gümrük müşaviri gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren yükümlüleri kapsamaktadır. Güvenli ve serbest global ticaretin sağlanmasına yönelik çabaların sonucu ortaya çıkan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü yapısının oluşturulmasında Dünya Gümrük Örgütü’nün (DGÖ) çok önemli katkıları olmuştur. DGÖ, bu yapının hayata geçirilebilmesi için gerekli olan alt yapı, standartlar ve uygulama yöntemlerini belirleyerek tüm üye ülkelerin bu çalışmalardan yararlanmasını tavsiye etmiştir. Bu yolla, global düzeyde birbirleriyle uyumlu, aynı standartlara sahip Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü oluşturulması hedeflenmiştir. Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’nün dünya uygulamaları incelendiğinde, ana nitelikte İki farklı konsept dikkati çekmektedir. Gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi ile emniyet ve güvenlik için gümrük kontrollerinin basitleştirilmesi. Bunlara ilave olarak her ikisinden de aynı anda yararlanılabilen üçüncü bir konseptten de bahsetmek mümkündür. - Basitleştirilmiş Gümrük İşlemleri Statüsü; yetkilendirilmiş yükümlüler basitleştirilmiş gümrük uygulanmasından yararlanırlar. Bu uygulamalar, beyanların sadeleştirilmesi, belgelerin sunumunda ve arşivlenmesinde kolaylıklar, fiziki ve belge kontrollerinden muafiyet ya da azaltılmış kontroller ve işlem öncelikleri olarak karşımıza çıkmaktadır. - Emniyet ve Güvenlik Statüsü; uygun güvenlik ve emniyet standartlarına sahip bulunan yetkilendirilmiş yükümlüler, giriş öncesi özet beyan verme süreleri konusunda sağlanan kolaylıklar, daha az bilgi sunma ve gerek fiziki gerekse belge olarak azaltılmış kontroller ile işlem önceliği gibi ayrıcalıklardan yararlanabilmektedirler. - Basitleştirilmiş Gümrük İşlemleri ve Emniyet/Güvenlik Statüsü; Her iki statünün de gerektirdiği normlara uygunluklarını gümrük idarelerine ispatlamış bulunan yetkilendirilmiş yükümlüler ilk iki statünün sağladığı kolaylıklardan yararlanabilir durumdadır. Konuyla ilgili Türkiye uygulamasının yasal çerçevesi, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 5’inci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre; Gümrük Müsteşarlığı, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini de almak suretiyle Türkiye Gümrük Bölgesi’nde ekonomik faaliyette bulunan yerleşik kişilere, kanunda sayılmış bulunan şartları taşımaları halinde Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü tanıyabilmektedir. Yetkilendirilmiş yükümlüler, kolaylaştırılmış emniyet ve güvenlikle ilgili gümrük kontrollerinden veya gümrük mevzuatının öngördüğü basitleştirilmiş uygulamalardan faydalanabilirler. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün tanınması için gereken şartlar ise aynı maddede aşağıdaki şekilde sıralanmıştır; a-Bu Kanun ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan tüzük, kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak; gümrük idarelerinin gerek bu Kanun’da gerek diğer kanun, tüzük ve kararnamelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kontrollere tabi olmak; bu idarelerin kendi adına veya başka idareler nam veya hesabına tahsil edeceği her tür vergi, resim, harç ve ücretleri ödemek veya bunları teminata bağlamak; kanun, tüzük, kararname ve yönetmelik hükümlerinin uymayı zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmek gibi sorumlulukların yerine getirilmesinde ciddi ihlallerde bulunmamak, b-Gümrük kontrollerinin doğru biçimde yapılabilmesine imkân veren ticari kayıtları düzenli bir şekilde tutma yeterliliğine sahip bulunmak, c-Müsteşarlıkça gerek görülen hallerde, mali yeterliliğe sahip olduğunu kanıtlamak, d-Uygun emniyet ve güvenlik standartlarına sahip bulunmak. Sıralanan şartları yerine getirerek, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne sahip olan operatörler, özellikle emniyet ve güvenlik kriterlerine uygunluklarını ispatlamış olduklarından, güvenilirlikleri onaylanmış şirketler haline gelmiş oluyorlar. Solmaz da, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne sahip tüm şirketlerin olduğu gibi, emniyet ve güvenlik standartlarına uygun hizmet vermekte olduğunu bir kere daha tescil ettirmiş bulunmaktadır. Sonuç olarak; Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü uygulamasının Türkiye tarafından uygulanıyor olması, Türkiye’de faaliyette bulunan tüm operatörlerin hukuki platformdan ayrılmadan, kamu otoritesi ile işbirliği içerisinde ve onun denetiminde çok daha sistematik ve güvenli hizmet sunmalarına ciddi katkıda bulunacaktır. Yetkilendirilmiş yükümlü olarak belirlenmiş olan operatörlere AB genelinde sunulmakta olan tüm ayrıcalıklarından yararlanabilme olanağı da sağlayabileceğinden, AB üyesi ülkeler tarafından verilmiş olan yetkilendirilmiş yükümlü statülerinin Türkiye tarafından da tanınacak olması, ülkemizin, jeopolitik konumunun da avantajı ile güvenli arz zincirinin bir parçası haline gelmesini sağlayacaktır. Böylece Türkiye’nin, global ölçekte serbest ve güvenli bir dış ticaret organizasyonu içerisinde yer alarak, bu yolla yaratılacak güven ve sinerji ile dünya ticareti içerisindeki payını daha üst basamaklara çıkartılabilmesi mümkün hale gelebilecektir. Kocaeli Odavizyon 61 [ar-ge merkezleri► Kocaeli Ar-Ge sıralamasında 3. oldu Türkiye’de 165 A-Ge Merkezi faaliyet gösteriyor. Bunların 47’si İstanbul, 23’ü Bursa, 22’si ise Kocaeli’de... Kocaeli’deki Ar-Ge Merkezleri ağırlıklı olarak otomotiv sanayine yönelik olarak çalışıyor. Otomotivden sonra kimya sektörü ikinci çalışma alanı olarak kendini gösteriyor. Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret A.Ş. İklimlendirme Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Otomotiv Arçelik-LG Klima San. ve Tic. A.Ş. İklimlendirme Aromsa Besin Aroma ve Katkı Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. Gıda Sanayi Assan Hanıl Oto San. ve Tic. A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Betek Boya ve Kimya A.Ş. Kimya Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. İlaç CVS Makina İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Makine ve Teçhizat İmalatı Farplas Oto Yedek Parçaları İmalatı, İthalatı A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Ford Otomotiv Sanayi (Gölcük) A.Ş. Otomotiv Hayat Kimya Sanayi A.Ş. Kimya Heksagon Mühendislik ve Tasarım A.Ş. Otomotiv Tasarımı ve Müh. Kale Oto Radyatör Sanayi ve Ticaret A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Kanca El Aletleri Dövme Çelik ve Makine Sanayi A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Kordsa Global Endüstriyel İplik ve Kord Bezi San ve Tic. A.Ş.Tekstil Mecaplast Otomotiv Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Polisan Boya Sanayi Ticaret A.Ş. Kimya Pulver Kimya San. ve Tic. A.Ş. Kimya Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Elektronik Teklas Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi TOYOTETSU Otomotiv Parçaları San. ve Tic. A.Ş. Otomotiv Yan Sanayi Tüpraş-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. Petrol ve Petrol Ürünleri Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli Kocaeli 21.04.2012 03.06.2009 15.07.2011 25.03.2013 21.12.2010 23.12.2013 17.02.2009 15.03.2013 27.04.2009 14.01.2009 13.01.2013 26.04.2011 15.12.2011 09.08.2010 24.04.2009 24.02.2012 04.06.2014 28.02.2014 20.10.2011 27.01.2009 28.12.2012 02.08.2010 Kocaeli Araştırma Geliştirme faaliyetlerinde de iddialı konumunu sürdürüyor. Halen faaliyet gösteren 165 Ar-Ge Merkezi’nden 22’si Kocaeli’de. Kocaeli bu performansı ile 47 Ar-Ge Merkezi’nin faaliyet gösterdiği İstanbul’dan sonra 23 Ar-Ge Merkezi’ne sahip Bursa’nın hemen arkasından geliyor. Kocaeli’den sonra 18 ArGe Merkezi ile Ankara, 11 Ar-Ge Merkezi ile İzmir, 9 Ar-Ge Merkezi ile Manisa, 8 Ar-Ge Merkezi ile Tekirdağ, 5 Ar-Ge Merkezi ile Eskişehir, 3 Ar-Ge Merkezi ile Sakarya ve 2’şer Ar-Ge Merkezi ile Bilecik, Düzce ve Adana sıralanıyor. Bunların dışında; Aydın, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Kırklareli, Kayseri, Konya, Kütahya, Malatya, Samsun, Sivas, Yalova, Zonguldak’ta da birer Ar-Ge Merkezi faaliyet gösteriyor. Bugüne kadar Ar-Ge Merkezi kurmak üzere yapılan başvuru sayısı 209 olarak belirlendi. Bunlardan 186’sına Ar-Ge Merkezi Belgesi veridi. Bu arada 21 Ar-Ge Merkezi’nin faaliyet belgesi iptal edilirken, 16 işletmeye de belge verilmedi. Halen 7 Ar-Ge Merkezi başvurusuna ilişkin olarak değerlendirmeler sürüyor. Kocaeli’de faaliyet gösteren Ar-Ge Merkezleri ağırlıklı olarak Otomotiv ve yan sanayi sektörlerine yönelik olarak faaliyet gösteriyor. Otomotivin ardından kimya sanayi de Ar-Ge Merkezlerinin yöneldiği sektörler arasında. Ge ve yenilik harcamalarının tamamı, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre kurum kazancının ve 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılıyor. Gelir Vergisi Stopajı Teşviki : Ar-Ge merkezlerinde, yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, çalışan Ar-Ge ve destek personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı olanlar için %90, diğerleri için %80’i gelir vergisinden istisna tutuluyor. Ar-Ge merkezinde çalışan mühendis ve teknikerlerin yanında teknik bölüm yöneticileri destek personeli olarak Ar-Ge çalışanlarının yüzde 10’unu geçmemek kaydıyla bu sayı içerisinde yer alabiliyor. Sigorta Primi Desteği: Ar-Ge merkezlerinde, çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun geçici 2 nci maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor. Damga Vergisi İstisnası: Bu Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmıyor. DESTEKLER Ar-Ge İndirimi: Ar-Ge merkezlerinde, gerçekleştirilen Ar- AR-GE MERKEZİ KURMAK İÇİN ARANAN ŞARTLAR a) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre kurulan 62 Kocaeli Odavizyon teknoloji geliştirme bölgelerinde fiilen çalışan personel sayısı dikkate alınmaksızın, Ar-Ge merkezlerinde en az 30 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam edilmesi, b) Ar-Ge merkezlerinin Kanun kapsamındaki Ar-Ge faaliyetlerinin yurt içinde gerçekleştirilmesi, c) Başvuru yapan işletmenin; yeterli Ar-Ge yönetimi ile teknolojik varlıklar, Ar-Ge insan kaynakları, fikrî haklar, proje ve bilgi kaynakları yönetim yeteneği ve kapasitesinin bulunması, ç) Ar-Ge merkezlerinin, Ar-Ge ve destek personelinin Ar-Ge merkezinde çalıştığının fiziki kontrolünü yapacak mekanizmalara sahip olması, d) Ar-Ge merkezlerinin konusu, süresi, bütçesi ve personel ihtiyacı tanımlanmış Ar-Ge ve yenilik program ve projelerinin bulunması, e) Ar-Ge merkezlerinin ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş ve tek bir yerleşke veya fiziki mekân içinde yer alması, f) Ar-Ge merkezlerinin, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre kurulan teknoloji geliştirme bölgeleri dışında yer alması, (2) İşletmelerin, organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş birden fazla Ar-Ge merkezinin bulunması durumunda, her Ar-Ge merkezi için ayrı başvuru yapılır. (3) Münhasıran Ar-Ge faaliyetinde bulunmak üzere Ar-Ge merkezi kuracak işletmeler için Türkiye’de ayrıca üretim ya da ticaretle iştigal eden bir işyerinin olması şartı aranmaz. (4) Destek ve teşviklerden yararlanmak isteyen işletmeler, başvuru dosyasını Sanayi ve Ticaret Bakanlığına elden ya da posta yoluyla teslim eder. (5) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığının uygun görüşünü alarak başvuruda aranılacak belgeler, bunların şekil ve içeriği ile başvuruda izlenecek yöntemler ve diğer hususlarla ilgili olarak düzenleme yapmaya yetkilidir. (6) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, başvuru dosyasının şekil ve içeriği açısından ön incelemesini yapar, eksik bilgi ve evrak bulunması hâlinde, tespit edilen eksiklikleri en geç 15 gün içinde tamamlatır ve başvuru dosyasının bir örneğini Değerlendirme ve Denetim Komisyonu üyelerine iletir. (7) Başvuru, Değerlendirme ve Denetim Komisyonu tarafından en geç 2 ay içinde değerlendirilip karara bağlanır. Kararın olumlu olması hâlinde sonuç, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve başvuru sahibi işletmeye 7 gün içinde bildirilir. (8) Değerlendirme ve Denetim Komisyonu kararının olumsuz olması hâlinde ise sonuç Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından işletmeye yazılı olarak bildirilir. (9) Değerlendirme ve Denetim Komisyonu tarafından ArGe merkezi başvurusu olumlu olarak değerlendirilen işletmenin Ar-Ge Merkezi Belgesi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilir. (10) Başvurusu uygun bulunarak Ar-Ge Merkezi Belgesi alan işletme, belgenin düzenlendiği tarihten itibaren Kanunda belirtilen şartlarla Kanunla sağlanan destek ve teşviklerden yararlanır. Türkiye son yıllarda Ar-Ge harcamalarına hız verdi. Her ne kadar harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı hedeflenen yüzde 3’e ulaşamasa da artış belirgin. Türkiye’nin milli gelirinin 2023 yılında 2 trilyon dolar olması hedeflenirken, ArGe harcamalarının 60 milyar USD’ye ve milli gelire oranının yüzde 3‘e çıkarılması amaçlandı. Son olarak TÜİK tarafından açıklanan 2013 yılı Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre göre Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde 13,4 artarak 14 milyar 807 milyon TL olarak hesaplandı. Ar-Ge harcamaları 2000 yılında 798 milyon lira, 2005’te 3.8 milyar lira, 2009’da 8 milyar lira olarak gerçekleşmişti. -GSYH’ye oranı yüzde 0.95 Bir önceki yıl yüzde 0,92 olan Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı 2013 yılında yüzde 0,95’e yükseldi. Türkiye’de de Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı 1996’da yüzde 0,45, 2010’da yüzde 0,80 olarak gerçekleşmişti. -Toplam Ar-Ge harcamasında ticari kesimin payı arttı Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamalarında ticari kesim yüzde 47,5 ile en büyük paya sahipken bunu yüzde 42,1 ile yükseköğretim kesimi ve yüzde 10,4 ile kamu kesimi takip etti. Bir önceki yıl ticari kesim yüzde 45,1 ile yine ilk sırada yer alırken, bunu yüzde 43,9 ile yükseköğretim, yüzde 11 ile kamu kesimi takip etti. -Finansmanda ticari kesim yüzde 48,9 ile ilk sırada Ar-Ge harcamalarının 2013 yılında yüzde 48,9’u ticari kesim tarafından finanse edilirken bunu yüzde 26,6 ile kamu kesimi, yüzde 20,4 ile yükseköğretim kesimi, yüzde 3,3 ile yurtiçi diğer kaynaklar ve yüzde 0,8 ile yurtdışı kaynaklar takip etti. -Ar-Ge personeli sayısı yüzde 7,5 arttı Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden 2013 yılında toplam 112 969 kişi Ar-Ge personeli olarak çalıştı. Bir önceki yıla göre TZE cinsinden Ar-Ge personeli sayısındaki artış yüzde 7,5 oldu. Ar-Ge personelinin sektörler itibarı ile dağılımına bakıldığında ise, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2013 yılında yüzde 51,7’si ticari kesimde, yüzde 37,7’si yükseköğretim kesiminde ve yüzde 10,6’sı kamu kesiminde yer aldı. -Kadın Ar-Ge personelinin oranı yüzde 30,3 oldu Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden kadın Ar-Ge personel sayısı, 34 246 ile toplam Ar-Ge personel sayısının yüzde 30,3’ünü oluşturdu. TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel oranı ticari kesimde yüzde 23,1, kamu kesiminde yüzde 25,2, yükseköğretim kesiminde ise yüzde 41,7 oldu. Türkiye’nin Tam Zaman Eşdeğeri cinsinden toplam personel sayısı 2000’de 27 bin, 2005’te 49.2 bin, 2009’da 73.5 bin kişi olmuştı. Kocaeli Odavizyon 63 [abigem ► AVRUPA İŞLETMELER AĞI DOĞU MARMARA ABİGEM TİCARİ ve TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ PLATFORMU Ticari ve Teknolojik İşbirliği Teklif ve Talepleri Referans no: BRDE20141014001 Otomotive parçaları geliştirme, üretim ve dağıtımı alanında uzmanlaşmış bir Alman firması elastomer tedariki gerçekleştirmek için elastometrik ürün imalatçıları aramaktadır. Tedarikçilerin ISO 9001 sertifikası sahibi olması gerekmektedir. TS 16949 sertifikası tercih sebebidir. Avrupa İşletmeler Ağı, Avrupa Birliği ile ilgili konularda, özellikle KOBİ ölçeğindeki kurumlar için önemli başvuru noktalarından biridir. Bu ağ, belirgin sorulara ana dilde ve pratik yanıtlar sunmak üzere organize olmuştur. Yapı içinde yaklaşık 600 adet yerel organizasyon bulunmakta, bu organizasyonlar yaklaşık 4 bin çalışanı ile girişimcilere rekabetçi güçlerini desteklemek amacıyla hizmet vermektedir. Yaklaşık 4 bin çalışanın birbiri arasında iletişim kurmak için yapılandırılan ağ üzerinde iletişime geçtiğimiz KOBİ’lerin bilgileri potansiyel işbirliği fırsatları için yayınlanmaktadır. Projenin amacı projeye dahil olan tüm ülkeler arasındaki ekonomik faaliyetleri geliştirmek ve genişletmektir. Bu bağlamda, Avrupa İşletmeler Ağı Doğu Marmara Konsorsiyumu’nun bir parçası olan Doğu Marmara ABİGEM yayınlanan yabancı KOBİ profillerini Türk firmalar ile paylaşmakta ve Türk firmaların bilgilerini ticari işbirliği profil formu oluşturarak sistemde yayınlamaktadır. Ticari yada teknolojik işbirliği fırsatı arayan, dışa açılmak ve pazar payını genişletmek isteyen firmalar ücretsiz olarak bu hizmetimizden faydalanabilirler. Referans no: BRSI20140611001 Çelik inşat malzemesi üretim ve montajı alanında faaliyet gösteren bir Sloven firma, aylık ortalama 50/100 ton arası çelik materyal ( U, HEA, HEB, IPE, L. profiller, çelik boru ve sac) sağlayabilecek işletmeler ile üretim anlaşması yapmayı talep etmektedir. Referans no: BOSI20140711001 0.1’den 25 mm.ye kadar ölçülerde yay ve yay elemanları üreten Slovenya firması müşteri talepleri doğrultusunda ısıl işlem, yüzey işleme, kaplama, plastik, tel ya da metal levhadan parça üretimi ve sahip olduğu üretim tesisi ve AR-GE departmanı ile üretici firmalara tedarikçi olmak istemektedir. Referans no: BO20110819016 Temiz enerji alanında faaliyet gösteren firma yenilenebilir kaynaklardan elektrik ve ısı enerjisi üretimi için hayata geçirmek istediği bir tesis projesine ortaklar aramaktadır. Bu proje kapsamında kurulacak tesis yılda 60.000 ton ahşap, hurda işleyecek ve 10 elektrik MW ve 19 MW ısıl enerji üretim kapasitesine sahip olacaktır. Referans no: TOLV20141125002 Letonyalı bir şirket, ana teknik araçların kullanım parametreleri ve yakıt tüketim verilerini kaydeden bir özel araçları izleme sistemi geliştirmiştir. Önerilen sistemin en önemli avantajları arasında otomatik olarak oluşturulan SMS uyarı bildirilerinin yanı sıra, yakıt tüketimi kontrolünün ekstra yüksek doğruluğu, gerçek zamanlı olarak araç dinamik kontrolü vardır. Şirket, farklı araçlar için ileri sistem geliştirme ve entegrasyonuna ilgi duyan ortaklar aramaktadır. Referans no: BRPL20131210001 Gıda ticaretinde faaliyet gösteren Polonyalı şirket kolza yağı tedarikçileri arıyor. Şirketin Polonya’da geniş bir satış kanalı bulunmaktadır. Restoran ve gıda marketlerine her türlü gıda ürünleri sağlamaktadır. Şirket yemeklik kolza yağı için uzun süreli tedarikçi aramaktadır. Yayınlanan profiller hakkında bilgi almak yada firmanıza uygun profili aramak için Doğu Marmara ABİGEM ile iletişime geçebilirsiniz. Doğu Marmara ABİGEM Kocaeli Merkez Ofisi 0 262 323 08 56 Yelda Kanpara ve Burak Çakır ykanpara@abigemdm.com.tr; bcakir@abigemdm.com.tr 64 Kocaeli Odavizyon Referans no: BOIT20140730001 İtalyan şirket ağaç yongaları ve pelet gibi kaynaklardan alternatif yakıt üretimi ve ile bu kaynakların kullanılacağı soba/termo-sobalar üretmektedir. Şirket, biokütle ile ısıtma çözümleri konusunda uzmanlaşmış, acenteler ve distribütörler aramaktadır. Referans no: TOPL20131121001 Bir Polonya üniversite araştırma ekibi titreşim, deplasman ve ivme ölçümü için geliştirdikleri yeni temassız lazer sistemi için lisanslama ve üretim alanlarında işbirliği aramaktadır. Ekip aynı zamanda teknolojinin geliştirilmesi hususunda da çalışmaktadır. Türkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı Turkey’s Leading International Trade Fair for the Automotive Industry TÜYAP Büyükçekmece - İstanbul / Turkey 9 – 12.4.2015 Destekleyenler / Supporters /automechanikatr /automechanikaistanbul /automechanikatr Automechanika Istanbul Automechanika Istanbul BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE INSPECTION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY IN ACCORDANCE WITH THE LAW NUMBER 5174. KOCAELİ SANAYİ ODASI ODAVİZYON KOCAELİ SANAYİ ODASI aylık resmi yayın organıdır Hibrit mi, elektrikli mi, ara çözümler mi? KSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: Ciddi bir sanayi reformu gerekli SAYI 102 MART 2015 Otomotiv yol haritasını arıyor Duayeni Lütfü Canıgeniş’ten pişmaniyede ‘en iyi’nin formülü: KARAR, DENGE, UYUM... Solmaz Gümrük Müşavirliği Genel Müdürü Semih SÜTÇÜ: Karayolları 1. Bölge Müdür Yardımcısı Asım ÖZTÜRK: GÜBRETAŞ Genel Müdürü Şükrü KUTLU: YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ STATÜSÜ AB AYRICALIKLARDAN YARARLANMAYI DA SAĞLIYOR KOCAELİ’DE 13MİLYAR LİRALIK 131 YATIRIM PROJESİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ GÜBRETAŞ GLOBAL BİR MARKA OLMA YOLUNDA HER GÜN İLERLİYOR ARAŞTIRMA FON SEKTÖRÜNDE YENİ VE BÜYÜK ADIM... TÜRKİYE ELEKTRONİK FON TRANSFERİ PLATFORMU FAALİYETTE FORUM SANAYİCİLERE GÖRE ‘YERLİ MALI’ KULLANIM ZORUNLULUĞU OLUMLU SONUÇLAR DOĞURACAK ÖDÜL ŞAHABETTİN BİLGİSU ÇEVRE ÖDÜLLERİ İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI