Tanıtmalar 2\(3\) Eylül 2005 - Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Transkript
Tanıtmalar 2\(3\) Eylül 2005 - Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Tanıtma 131 Tanıtma Soltanşa ATANIYAZOV: Türkmen Diliniñ Sözköki Sözlügi. Miras: Aşgabat 2004, 496s. Türkmen Diliniñ Sözköki (Etimologik) Sözlügi, Türkmen etnonimi, Türkmen boyları, tire ve tayfaları hakkında çalışmalar yapmış olan; Türkmenistan’da yayınlanan Türkmenistanıñ Geografik Atlarınıñ Düşündürüşli Sözlügi (Aşgabat, 1980), Slovar Turkmenskih Etnonimov (Aşgabat, 1988), Etnonim v Turkmenskom Yazıke (Aşgabat, 1994), Şecere (Aşgabat, 1994); Sakar İli (Aşgabat, 1996) gibi eserlerinden ve Türkiye’de de “Türkmen Boylarının Geçmişi, Yayılışı, Bugünkü Durumu ve Geleceği” (Bilig, Sayı:10, Yaz 1999, s.1-32) adlı önemli makalesinden tanıdığımız Prof. Dr. Soltanşa Ataniyazov tarafından hazırlanmış bir etimolojik sözlük çalışmasıdır. Sözlük, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmırat Türkmenbaşı tarafından 2004 yılının Baydak ayının 13’ünde (13 Şubat 2004’te) Türkmen halkının medenî mirasına sahip çıkmak; eski elyazması eserlerin ve ilmî eserlerin derlenmesi, toplanması ile bunlar üzerinde yapılacak çalışmalarla Türkmen halkına tanıtılması amacıyla kurulan Millî Medeniyet “Miras” Merkezi tarafından yayınlanmış. 496 sayfalık sözlüğün redaktörü Dil ve Edebiyat İlimleri Kandidatı B. Veyisov; sorumlu redaktörler ise V. M. Hramov ve A. A. Aşırov’dur. Ataniyazov’un Sözlüğü Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmırat Türkmenbaşı’nın “Geçmişiñ Yanı-Geleceğin Danı” (Geçmişin Yanı-Geleceğin Bağı) başlıklı yazısıyla başlıyor. S. Türkmenbaşı yazısında tarihin en eski dönemlerinden beri önemli olaylara mekân olan Türkmenistan’ın medenî mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının önemi üzerinde durmuştur (s.5-7). Saparmırat Türkmenbaşı’nın bu açılış yazısını Soltanşa Ataniyazov tarafından kaleme alınan “Sözbaşı” (s.8-13) ve “Giriş” (s.14-19) bölümleri takip etmektedir. Sözlerine Saparmırat Türkmenbaşı’nın Ruhname kitabından yaptığı alıntılarla başlayan Ataniyazov, sözcüklerin tarihinin halkın tarihi ile yakından ilişkili olmasına ve bu sebeple de sözcüklerin kökenlerinin ortaya çıkarılmasının önemine değinmiştir. Ataniyazov, Cumhurbaşkanı Saparmırat Türkmenbaşı’nın herkesin Türkmen edebî dilinde konuşması hatta tıp terimlerine giren Latince kökenli sözcüklerin Türkmenceleriyle değiştirilmesi ve millîleştirilmesi hususundaki görüşlerini aktarmıştır (s.9). Bu görev için de Ataniyazov, “büyük Türkmen dilcisi” dediği Kâşgarlı Mahmut’un Divan’ı gibi eserlerde geçen yerli sözcükler üzerinde çalışılması gerektiğini belirtmiştir (s.10). Giriş bölümünde Ataniyazov, Türklerde sözlükçülük geleneğinin Kâşgarlı Mahmut’un Divan-ü Lûgati’t-Türk’ünden itibaren başladığını 132 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 2 . Sayı 3 . Eylül 2005 vurgulayarak; tarihî süreç içinde Türk dilinin etimolojik sözlüğü çalışmalarına değinmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalar arasında ilk olarak H. Vambéry’nin Etimologisches Wörterbuch der Turko-Tatarischen Sprachen (Leipzig 1878) adlı eserine değinen Ataniyazov daha sonra sırasıyla W. G. Yegorov’un Etimoloiçeskiy slovar çuvaşskogo yazıka (Çeboksarı 1964), Kazak Tiliniñ Kıskaça Etimologiyalık Sözdigi (Almatı 1966); M. Räsänen’in Versuch eines etimologischen Wörterbuchs der Türksprachen, (Helsinki 1969); Sir Gerard Clauson’un An Etimological Dictionary of Pre-thirteenthCentury Turkish (Oxford 1972); E. W. Sevortyan’ın Etimologiçeskiy slovar tyurskih yazıkov (Moskva 1974) adlı çalışmalarına ve Türkiye’de yapılan çalışmalar olarak da İsmet Zeki Eyüboğlu’nun Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (Ankara, Genişletilmiş 2.baskı, 1998) ile son olarak Hasan Eren’in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (Ankara 1999) adlı çalışmasına değinmiştir. Ataniyazov, Türkmen Diliniñ Sözköki Sözlügi’ni hazırlarken yukarıda adı geçen bu çalışmalardan yararlandığını da belirtmiştir (s.17). “Giriş” bölümünün sonunda “Sözlügiñ gurluşı hakında” başlığı altında kısaca sözlükte kullanılan metod açıklanmıştır (s.18-19). Bu bölümlerin ardından asıl sözlük kısmı gelmektedir (s.20-451). Sözlükte alfabetik olarak sıralanmış 2045 sözcük ve açıklamalarına yer verilmiştir. Sözlükte sözcükler genelde tek başlarına kök olarak verilmişler; ancak bazı durumlarda aynı kökten türeyen şekiller ya da onunla ilgili diğer sözcükler de ayrı madde başları olarak gösterilmiştir. Örneğin; Çile [çi:le] – Çaga 40 günlük bolyança tutulyan ırımlar. (Yakın garındaşı ya-da cuda kalbi pñk, arassa adam bolmasa, çagalı öye yat adamı goybermezlik, çaganı başga bir tñze çagalan gelne ya-da yas tutyana görkezmezlik, çagalı otaga et, yumurtga yalı nñrseleri getirmezlik ve ş.m. Çile bilen baglı dören ırımların ve edim-gılımlarıñ käbiri bilen tanşalıñ. Çileden çıkarmak – ..... Çile düşmek – ..... Çile suwı – ..... (s.95-96). Kök ile o kökten türeyen şeklin aynı madde başında art arda verildiği de olmuştur: “Agı [a:gı], agırı [a:gırı] – ...” şeklinde. Uzun ünlüye sahip sözcüklerin okunuşları [parantez] işareti içinde verilmiş ve uzunluk ( : ) işareti ile gösterilmiştir. Örnek; Dilbaş [dilba:ş] – Gırgız, gazak dillerinde, şeyle-de türkmen şivelerinde bir hili keseliñ adı bolan dilbaş sözi dil “insanın dili” ve baş “yara” sözlerinden duryar... (s.118) Madde başı bazı sözcüklerin Türkmen Türkçesi dışındaki Türk lehçelerindeki, hatta Türk diliyle akraba olduğu düşünülen bazı dillerdeki şekilleri de gösterilmeye çalışılmıştır: Tanıtma 133 Bugday – İymit üçin ulanılyan esası dänäniñ adını añladyan bu sözüñ türki (umuman altay) dillerindäki şekilleri şeyle: bugday (türkmen, türk, özbek, uygur), bugda (azer.), bogday (karayım), buday (tatar), biday (gazak), biydayn (nogay), buyzay (başgırt), pugday (altay), buda (tıva), bo:day (gagauz), buguday (mongol), mugi (yapon) we ş.m. (s.73). Sözlükte, sözcüklerin etimolojisi üzerinde durulmakla birlikte, sözcüklerin eşanlamlı ve zıt anlamlıları da gösterilmektedir diyebiliriz. Şöyle ki pek çok sözcüğün anlamı, eşanlamlısı veya zıt anlamlısı belirtilerek açıklanmıştır. Örneğin; Çig [çi:g] – “pişmedik”, “ham” manısında... (s.94). Añrı – “Bäri” sözüne garşılıklı manı anladyan añrı sözi gadımı türki dillerde “ol, hol” manıda ulanılan an görkezme çalışmasından we yöneliş düşümiñ – garu goşulmasından ıbaratdır: angaru<añaru<añru<añrı (şivelerde bu sözüñ na:rı görnüşi hem bar: angaru<anaru<naru<narı) (s.31). Yukarıda gösterdiğimiz örnekteki añrı sözcüğünün gelişimi -garu ekinin Eski Türkçe döneminden kalma bir yön gösterme eki olmasından dolayı şöyle olmalıdır: angaru> añaru>añru>añrı. Sözlükte herhalde “>” işareti yerine “<” işareti yanlışlıkla konulmuş olsa gerektir. Sözlükte sözcüklerin cümle içinde kullanılışlarını da göstermek amacıyla çoğunlukla masallardan, atasözlerinden ve bazı eski eserlerden örnekler verilmiştir. Örneğin bota “deve yavrusu” sözcüğünün mecazî olarak “çocuk” anlamında kullanımını göstermek için sözlükte, ünlü Türkmen şairi Mahtumkulu’nun babası Dövletmemet Azadi’nin Wagzı-Azat adlı kitabından alınmış şu dörtlüğe yer verilmiştir: Bolsa özüñden ulug, sangıl atañ. Bolsa kim senden kiçi, sangıl botañ Ger seniñ birle barabar bolsa yaş, Bil, dogan saygıl, gözün üstünde gaş.(s.67). Sözlüğün sonunda “Peydalanılan Çeşmeler” (Kaynakça) kısmı (s.452-456) ve “Görkeziç” başlığı altında sözlükte ele alınan sözcüklerin listesi yer almaktadır (s.457494). Son olarak da sözlüğün içindekiler kısmı “Mazmunı” başlığı altında verilmiştir (s.495). Soltanşa Atanıyazov’un hazırladığı Türkmen Diliniñ Sözköki (Etimologik) Sözlügi madde başları olarak ele aldığı Türkmen Türkçesinin temel söz varlığına ait (organ adları, bitki adları, hayvan adları vb.), Türk tarihine ait (Altın Orda maddesi gibi), Türkmen halk kültürüne ait sözcükleri ve yabancı dillerden Türkmen Türkçesine girmiş alıntı sözcükleri (apelsin, zirafa vb.) ile Türkoloji alanında, özellikle de Türkmen Türkçesi ve edebiyatı alanında çalışanlara faydalı olacak bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada üzülerek bildirmek isteriz ki, Türkmen Diliniñ Sözköki (Etimologik) 134 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 2 . Sayı 3 . Eylül 2005 Sözlügi gibi önemli bir çalışmayı bilim çevrelerine kazandıran değerli Türkmen bilim adamı Soltanşa Ataniyazov’un bundan yedi ay kadar önce vefat ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. 2002 yılında Türkmenistan’da bulunduğum sırada tanışma fırsatı bulduğum Ataniyazov Hoca’yı bu vesileyle rahmetle ve saygıyla anıyorum. G. Selcan Sağlık (Ankara) (Alındığı tarih 2 Eylül 2005) (E-Yayın tarihi 27 Eylül 2005)