Engelliler ve Yaşlılar Açısından Ergonomi

Transkript

Engelliler ve Yaşlılar Açısından Ergonomi
ENGELLĠLER VE YAġLILAR
AÇISINDAN ERGONOMĠ
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
251
HUZUREVLERĠNDE FĠZĠKSEL ÇEVRENĠN YAġLI VE
ENGELLĠLERE UYGUNLUĞU
Hamza ÇINAR1, Abdurrauf TUNCER2, Ali Rıza ARSLAN3
1
Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fak. Mobilya ve Dekorasyon Bölümü
Teknikokullar 06500 Ankara, e-posta: hamzacınar@gazi.edu.tr
2
3
Öğretmen AlaĢehir Sümer Oral Mesleki Eğt. Mrk. Ağaç ĠĢleri Bölümü 45600
AlaĢehir/Manisa, e-posta: rauf_tuncer@yahoo.com
ArĢ. Gör. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon M.Y.O. Malzeme ve Malz. ĠĢleme Tekn.
Bölümü Ġzmir yolu 7. km 02300 Afyonkarahisar, e-posta: ali_riza_arslan@yahoo.com
ÖZET
21. yüzyıl Türkiye‟sinde 8 milyondan fazla engelli, 65 yaĢ ve üzeri 5 milyon insan
yaĢamaktadır. Herhangi bir fiziksel engelleri olmasa da yaĢlı olarak nitelendirilen bireyler
ileri yaĢlarının getirdiği sağlık sorunları nedeniyle günlük yaĢamlarında engellerle
karĢılaĢmaktadırlar. Hem Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hem de T.C Anayasası‟nın
ilgili maddelerinde engellilerin korunmaları ve toplum hayatına intibaklarının sağlanmasına
yönelik tedbirlerin alınması ile ilgili maddeler vardır.
Bu çalıĢmada rehabilitasyon merkezlerinde yaĢayan fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin yaĢam
kalitesine yönelik karĢılaĢtıkları sorunların saptanması ve bu sorunların çözümüne yönelik
önerilerin getirilmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak anket ve gözlemler
yapılarak sorunlar tespit edilmiĢ ve analizleri değerlendirme kapsamına alınmıĢtır. Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde hizmet veren YaĢlı Bakım
Huzurevi ve Rehabilitasyon Merkezlerinde yaĢayan yaĢlı ve engelli bireyler ve burada çalıĢan
personelin, a) mobilya ve donatı elemanları b) yaĢam alanı özellikleri, c) sosyal etkinlik
alanları, d) personelin çalıĢma ortamları, e) merkezin mimarisi ve konumunda sorunlar
yaĢadıkları tespit edilmiĢtir.
Anahtar Kelimeler : Tekerlekli sandalye kullanıcıları, yaĢlı, yaĢam kalitesi,
Huzurevi, engelli bireyler
“Bu çalışma Gazi Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projesi tarafından desteklenmiştir”
1. GĠRĠġ
Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde yer alan YaĢam, özgürlük ve kiĢisel güvenlik
herkesin hakkıdır ifadesi ve T.C. anayasasının 61. maddesinde yer alan Devlet, sakatların
korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. YaĢlılar, Devletçe
korunur. YaĢlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla
düzenlenir ifadesine göre engelli bireyler ve yaĢlılar engelsiz bireyler ile aynı yaĢam haklarına
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
252
sahiptir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde geçen sosyal devlet olma
ilkesi ve 18 Aralık 2008 tarihinde kabul edilen 5825 sayılı kanun doğrultusunda engelli
bireylerin yaĢam haklarının verilmesi, yaĢam kalitesinin sağlanması ve korunması devletin
görevidir.
1991 yılında çıkarılan Engelli Ġnsanların Ġkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları
[TS 911], 1997 yılında BaĢbakanlık bünyesinde kurulan Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, 2005
yılında revize edilen Özürlüler Kanunu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
kapsamında faaliyet gösteren huzurevi bakım ve rehabilitasyon merkezleri devletin görevini
yerine getirmek amacıyla yaptığı uygulamalardır.
2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Türkiye nüfusu 73 722 988 kiĢidir.
Bu sayının yaklaĢık %12‟si engelli, %7,2‟si de 65 yaĢ ve üzeridir [1]. Bu oranlara göre
yaklaĢık 8 milyon engelli ve 5 milyon yaĢlı birey vardır.
Türkiye Özürlüler AraĢtırması 2002 Ġkincil Analizi sonuçlarına göre nüfusun yaĢ dağılımına
bakıldığında, Türkiye‟nin diğer geliĢmiĢ ülkelere göre daha genç bir nüfusa sahip olduğu
ifade edilmektedir. Engelli nüfusun yaĢ dağılımına göre, engellilik 20–35 yaĢ arası
yoğunlaĢırken diğer yaĢ gruplarında oranın düĢtüğü; ancak, engelli nüfusun genel nüfusa
oranına göre çocukluk ve gençlikte daha az olduğu, ileri yaĢlarda daha fazla olduğu
söylenebilir. ġekil 1.1‟de genel nüfusta (solda) ve engelli nüfusta (sağda) yaĢ grupları
dağılımı verilmiĢtir.
Yaşgrubu Dağılımı
Yaşgrubu Dağılımı
Toplumun N= 68622559
Engelliler N= 1772305
0-4
5-9
10-14
15-19
20-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
50-54
55-59
60-64
65-69
70-74
75-79
80-84
85+
999
0-4
5-9
10-14
15-19
20-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
50-54
55-59
60-64
65-69
70-74
75-79
80-84
85+
999
0
%
2
4
6
8
10
12
0
2
4
6
8
10
12
%
ġekil 1.1 Genel nüfusta (solda) ve engelli nüfusta (sağda) yaĢ grupları dağılımı [2]
ġekil 1.1‟de verilen, genel nüfus ve engelli nüfusu değerlendirildiğinde doğumla birlikte gelen
engellilik oranı azalırken, yaĢlılıkta engellilik artmaktadır.
Devletin ilgili kuruluĢlarının yaptığı politikalar ve atılan adımlar yaĢlılıkla birlikte engelliliğin
artmakta olduğu ve toplumun ileriki dönemlerde daha da yaĢlanacağı dikkate alınarak hareket
edilmelidir [2].
Ayrıca fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin sorunlarının belirlenmesi ve çözüm önerileri
getirilmesi amacıyla ulusal ve uluslararası bilimsel ve akademik çalıĢmalar da yapılmıĢ ve
bunlardan faydalanılmıĢtır. Bu çalıĢmalardan bazıları Ģu Ģekilde özetlenebilir;
Goldsmith (1985), engellilerin antropometrik ölçülerini konut, okul ve sosyal yaĢam alanlarını
inceleyerek konu ile ilgili çözüm önerileri getirmiĢtir [3].
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
253
Sürmen (1988), ise tekerlekli sandalye kullanıcılarının hareketlerini inceleyerek, tekerlekli
sandalye kullanıcılarının anatomik ve antropometrik ölçülerini vermiĢ, bu insanlara yönelik
yapılan çalıĢmalarda uyulması gereken mimari ölçüleri belirtmiĢtir [4].
Mutluer (1997), tekerlekli sandalye kullanan engellilere yönelik yaptığı çalıĢmasında;
tekerlekli sandalye kullanan engellilerin özelliklerini belirtmiĢ, engellerin tespit edilmesi ve
tasarımlarda herkes için ulaĢılabilir olan yaklaĢımları açıklamaya çalıĢmıĢtır [5].
Özkeskin (2000), bedensel özürlülerin ev ortamının değerlendirilmesine yönelik çalıĢmasında
özürlünün yaĢadığı evin mimari düzenlemesinin TSE standartlarına göre uygun olup
olmadığını değerlendirmiĢ ve gerekli olabilecek modifikasyonları önermiĢtir [6].
Bradtmiller (2000), ise 21.yy. ihtiyaçlarına göre engelli bireylerin antropometrisine yönelik
yaptığı çalıĢmasında; engelli bireyler için kullanıĢlı ürün ve çalıĢma alanlarının tasarımını
irdelemiĢtir [7].
Üresin (2005), ise „yaĢlı‟ ve „yaĢlılık‟ kavramlarının içeriğini irdelemiĢ, yaĢlı bakım ve
barınma ihtiyaçlarına yönelik mekânsal organizasyon alternatiflerini incelemiĢtir [8].
Sezen (2007), fiziksel engellilerin rehabilitasyonuna yönelik mobilya tasarımı üzerine
araĢtırmalar yapmıĢ ve özgün bir cihaz tasarlayarak üretimini yapmıĢtır [9].
Erdem (2007), ise konut içi ve dıĢı mekânlar da yaĢam özgürlüklerini tespit etmeye yönelik
çalıĢmasında tekerlekli sandalye kullanıcılarının yaĢam hakkı çerçevesinde yaĢam kalitesi, iç
ve dıĢ mekânlar da kullanım kolaylıkları ve/veya zorluklarını tespit ederek yaĢamlarını analiz
ederek çözüm önerileri sunmuĢtur [10].
Kars (2008), tekerlekli sandalye kullanan engellilere yönelik ıslak mekân düzenlemelerini
değerlendirmiĢ ve alternatifler sunmuĢtur [11].
Arpacı (2008), ise Ankara‟da bulunan huzurevlerinden kalan yaĢlıların ekonomik, sağlık,
sosyal ve psikolojik durumlarını temel alarak yaĢam kalitelerini araĢtırmıĢ konu ile ilgili
çözüm önerileri sunmuĢtur [12].
Ancak, huzurevi, yaĢlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin sunduğu olanakların fiziksel
engelli bireylerin (tekerlekli sandalye kullanıcıları) ve yaĢlı bireylerin yaĢam kalitesine yaptığı
etkiye yönelik herhangi bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Bu çalıĢmada huzurevi sakinlerinin ve
çalıĢanlarının karĢılaĢtıkları sorunları sosyal ve fiziksel boyutları ile tespit ederek çözüme
yönelik önerilerin getirilmesi amaçlanmıĢtır.
2. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ
AraĢtırmada huzurevlerinde yaĢayan ve çalıĢan fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin yaĢam hakkı
ve yaĢam kalitesi düĢüncesi çerçevesinde huzurevleri sınırları içersindeki iç ve dıĢ mekânların
yaĢamsal eylemleri gerçekleĢtirmeyi ne derecede sağladığı ve sosyal yaĢam üzerindeki
etkilerinin tespiti amaç edinilmiĢtir.
AraĢtırma bölgesi olarak mevkii, ulaĢılabilirlik düzeyi, merkezlerin mimari yapılarının farklı
olmasının karĢılaĢtırma imkânı tanıması, seçilen dört kurumun ana esasları ile diğer illerdeki
kurum özelliklerini yansıtması kriterleri dikkate alınarak Ankara Süleyman Demirel Huzurevi
YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Ankara Seyranbağları Huzurevi YaĢlı Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezi, Afyonkarahisar Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi,
UĢak Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi seçilmiĢtir. Öncelikle seçilen
kurumlarda araĢtırma ve gözlem yapabilmek için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu ile irtibata geçilerek yazılı izin alınmıĢtır. AraĢtırma izninin alınmasının ardından
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
254
seçilen kurumlar ayrı ayrı ziyaret edilerek yaĢlı ve tekerlekli sandalye kullanıcısı sakinlerle
sözlü mülakat ve gözlem yapılmıĢtır. Gözlem ve mülakat sonuçlarına göre ön anket çalıĢması
ve frekans değerlendirmesi yapılmıĢtır. Değerlendirme sonucunda sorulacak sorular ve anket
uygulama yöntemi tespit edilmiĢtir.
AraĢtırma verileri Ekim–Kasım 2010 tarihleri arasında toplanmıĢtır.
2.1 Örnekleme
Sakinlerden o kurum içerisinde en az 12 ayını doldurmuĢ, iletiĢim kurulabilen engeli
olmayan, tekerlekli sandalye kullanıcıların ise ellerini rahatlıkla kullanabilen ve 6 ayı aĢkın
süredir tekerlekli sandalye kullanan kiĢiler tercih edilmiĢtir. Bu kıstaslara uyan sakinler
rastgele seçim yöntemine göre seçilmiĢtir.
AraĢtırmaya katılan yaĢlı, tekerlekli sandalye kullanıcısının demografik özellikleri
Çizelge 2.1.‟de verilmiĢtir.
Çizelge 2.1. AraĢtırmaya katılanların demografik özellikleri
YaĢ
Grupları
KiĢi
Sayısı
31-40
51-60
61-70
71-80
81-90
91 ve üzeri
1
4
43
38
17
3
TOPLAM
106
Cinsiyet
Erkek
Kadın
1
4
35
8
26
12
13
4
2
1
80
26
Evli
11
9
2
22
Medeni Hali
Bekar
Dul
1
3
13
7
3
18
1
13
3
21
BoĢanmıĢ
1
12
8
1
-
41
22
AraĢtırmaya katılanların demografik özellikleri değerlendirildiğinde SHÇEK‟e bağlı
huzurevlerinde her yaĢ, cinsiyet, medeni hal aralığında bireylerin yaĢamakta olduğu
görülmüĢtür. Bu durumda bireylerin farklı ihtiyaçlara sahip olduğu ve tasarımlarda bu
farklılıkların göz önünde tutulması gerekliliği söylenebilir.
2.2. Gözlem
Gözlemlerde huzurevi sakinlerinin günlük faaliyetleri gözlenmiĢ, hizmet alanlarının fiziki
boyutların sosyal boyutlara etkisi tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Ayrıca kurumun bütün hizmet
alanları araĢtırmacı tarafından tek tek ziyaret edilerek huzurevi sakinlerinin karĢılaĢtıkları
engeller anlaĢılmaya çalıĢılmıĢtır.
2.3. Verilerin Değerlendirilmesi
Veriler toplandıktan sonra tekrar incelenmeye tabi tutulmuĢ, birbirinden bağımsız ve farklı
gibi görünen veriler, bir anlam bütünlüğü oluĢturacak Ģekilde düzenlenerek sıralanmaya
çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma sürecinde kaynaklardan konularla doğrudan ilgisi olmayanlar ayrı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
255
tutulmuĢ, önceden düĢünülmemiĢ fakat araĢtırmaya katkısı olacağı düĢünülen verilere göre
içerik yeniden düzenlenmiĢtir. Bu manada Spider Metodu verilerin değerlendirilmesinde
kullanılmıĢtır. Spider Metodu, konunun çok boyutlu olarak irdelenmesini sentez ve analizlerin
yapılmasına izin vermesi nedeni ile tercih edilmiĢtir [13].
3. BULGULAR
AraĢtırma konusu olan huzurevi sakinlerinin gözlemlendiği ulaĢım, yaĢam alanı özellikleri,
sosyal faaliyet alanları, çalıĢma odası özelliklerinde yaĢadıkları sorunların tespit edilmesi
amaçlanmıĢtır.
3.1. Huzurevlerinin sunduğu imkânlar
Huzurevi sakinleri ve personelin yeme içme barınma gibi temel ihtiyaçlarının dıĢında hem
sosyal hayatın içinde kalabilecekleri hem de geçmiĢ yaĢantılarındaki alıĢkanlıklarını devam
ettirebilecekleri, yaĢamsal faaliyetleri ve mental motivasyonlarını artırabilecek alan ve
hizmetlere ihtiyaç duyabilmektedirler. Ayrıca yaĢlılık döneminin psikolojik ve bedensel
sorunlarının tedavisi yapılırken huzurevi sakinlerinin ihtiyaç duyabilecekleri hizmet
alanlarında araĢtırma yapılan huzurevlerinde var olan hizmet alanları Çizelge 3.1‟de
verilmiĢtir.
Çizelge 3.1. Huzurevlerinde var olan hizmet alanları
Ġmkânlar
A
B
C
D
√
√
√
√
Fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesi
√
√
Terapi ve rekreasyon amaçlı yüzme havuzu
√
UğraĢı/hobi atölyeleri
√
Ziyaretçi çocukları için oyun parkları
Oyun ve faaliyet odaları
Tarımsal rehabilitasyon uygulaması
√
Sera ve botanik bahçesi
√
√
√
Gölet veya süs havuzu
√
Spor- egzersiz sahaları/salonu
√
Tiyatro / sinema/ sergi salonu
√
√
√
√
√
√
√
√
√
√
√
√
√
Market / Gıda-gazete – dergi satıĢı
Pastane / Kafeterya
Çay ocağı
Kütüphane / okuma salonu
Kapalı yürüyüĢ alanları
Ġbadethane
Personel lojmanı
√
√
A: Afyonkarahisar Huzurevi C: Ankara Süleyman Demirel Huzurevi
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
256
B: UĢak Huzurevi
D: Ankara Seyranbağları Huzurevi
Huzurevlerinin Ģehir merkezi dıĢında olması, konumlarından ötürü ulaĢım zorluğu yaĢanması,
yakın çevresinde hastane, kafeterya, market, banka Ģubesi-ATM vb. alanların olmamasına
rağmen bu alanların huzurevleri bünyesinde yer almaması ya da teknik sorunlardan ötürü
kullanılamaması nedeniyle hem huzurevi sakinleri ve ziyaretçileri hem de çalıĢanların
yaĢamsal faaliyetlerini sürdürürken zorluklarla karĢılaĢtıkları söylenebilir.
3.2. YaĢam alanı özellikleri
Oda geniĢlikleri
Oda geniĢliklerinin tek ve çift kiĢiliklerde yaklaĢık 10–25 m2, 4–6 kiĢilik (çok kiĢilik)
odalarda yaklaĢık 25–36 m2 arasındadır. Oda geniĢlikleri için belirli bir standardın takip
edilmediği gözlenmiĢ olup bunun nedeni olarak hem kapasite artırımına gidilmek zorunda
kalınması olduğu söylenebilir.
Resim 3.1. Tekerlekli sandalye kullanıcısının hareket engeli
Resim 3.1‟de tekerlekli sandalye kullanıcısı pencereyi açıp çevreyi gözlemlemek istediğinde,
duvar ile yatak arası mesafe, pencere kol yüksekliği, parapet yüksekliği huzurevi sakinin
manevra kabiliyetini ve görüĢ açısını kısıtlamaktadır.
Banyo-tuvalet
Huzurevlerinde oda içerisinde yer alan banyo ve tuvalete eriĢim kolay, havalandırmada ise
kısmen sorunlu olduğu, umumi banyolarda oda ile banyo arasındaki mesafenin özellikle kıĢ
aylarında yaĢlı sağlığını olumsuz etkilediği gözlenmiĢtir. Oda içi banyo ve tuvaletin bir arada
olmasına rağmen standart ölçülerin (4,5–6 m2) altında olduğu gözlenmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
257
Resim 3.2. Normal banyo ve huzurevi sakininin kendi imkanı ile düzenlenen banyotuvalet
Resim 3.2‟de belirtildiği gibi banyo ve tuvaletlerin genelinde yaĢlı ve tekerlekli sandalye
kullanıcısının hareketine yardımcı tutunma barlarının olmadığı ve banyo geniĢliklerinin
yetersiz olduğu; oda içindeki lavabo, fayans, tuvaletinde huzurevi yaĢlısının ekonomik
gelirine göre veya bağıĢ yoluyla farklı düzenlemeler yapıldığı gözlenmiĢtir. Banyo ve
tuvaletlerde kapı açılıĢ yönünün ise daima dıĢa doğru olmalıdır.
Mobilyalar
Huzurevi sakinlerinin kullandığı mobilyalar yaĢam alanı ve sosyal alan mobilyaları olmak
üzere iki farklı açıdan gözlenmiĢtir.
Huzurevi bloklarında yaĢam alanlarının mobilya düzenlemesi genel olarak yatak, elbise dolabı
ve bir adet komodinden; konutlarda ise salon mobilyası ve yatak odası mobilyalarından
oluĢmaktadır. Koltuk ve yemek masası her yaĢam alanında bulunmamaktadır. Mobilyaların
temininde bağıĢ ve piyasadan satın alma yolu izlenmekte, sakinlerden gelir düzeyi yeterli
olanlar isterlerse yaĢam alanlarında ihtiyaç duydukları mobilyaları kendileri temin
edebilmektedir.
Resim 3.3. Huzurevi sakininin kendi imkânı ile düzenlediği yaĢam alanı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
258
Mobilyalarını kendisi temin eden sakinlerin mobilya, beyaz eĢya, halı ve aksesuarlarla yaĢam
alanlarını düzenleyebilmektedirler. Bu nedenle yaĢam alanları ev ortamına benzediği için
memnuniyet düzeyleri de yüksek olduğu ifade edilebilir.
a
b
c
Resim 3.4. Metal karyola
Karyola metal ve ahĢap esaslı malzemelerden yapılmıĢtır. Metal karyolalara dokunulduğunda
soğukluk hissi vermekte, kenar ve köĢelerine çarpma, vurma, düĢme vb. kazalarda küçük
çaplı yaralanmalara neden olabilmektedir.
KumaĢ kaplı baza ve baĢlık kullanımı yaralanmaların önüne geçebilir. Karyolaların genel
görünümünün estetik ve görsellikten uzak, daha çok iĢlevi amaç edindiği ve çok kiĢili
odalarda karyola mesafelerinin dar tutulması yaĢam alanına otel odası veya öğrenci yurdu
izlenimi verdiği söylenebilir.
Elbise dolapları gömme dolap ve panel mobilya olarak iki çeĢittir. Tekerlekli sandalye
kullanıcılarının uzanma mesafelerinin daha az olması nedeniyle eriĢim sıkıntısı yaĢadıkları
söylenebilir. Bedensel sıkıntısı olmayan yaĢlılarda ise nadiren kullandıkları üst kısımlar
dıĢında eriĢim sorunu yaĢamamakta, ihtiyaç halinde hemĢire ve hizmetli personelin yardımını
istemektedirler.
Resim 3.5. Elbise dolabı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
259
Elbise dolaplarında yaĢanan temel sorun depolama alanlarının ve bölümlemelerin yetersiz ve
asgari ihtiyaçları gidermeye yönelik olmamasıdır. Tek kapaklı dolaplar 45x180 cm
ölçüsündedir. Dolaplar içinde elbise ve çamaĢırların ayrı ayrı yerleĢtirileceği, elbise dıĢındaki
eĢyaların konulacağı çekmece ya da raf düzeni bulunmamaktadır. Görsel olarak tüm dolaplar
sade çizgilere sahip, aynı renk ve malzemeden oluĢmaktadır.
Resim 3.6. Kameriye
Bahçe ve yürüyüĢ parkurunda bulunan ahĢap bank ve kameriyeler eski, yıpranmıĢ, sayı olarak
yetersiz haldedir. Huzurevlerinin kapasitesi 200 kiĢiden fazla olmasına rağmen kameriyelerin
sayısı 2-3 ile sınırlıdır. Kameriyelerin konumuna göre tekerlekli sandalye kullanıcılarının
kameriyelere ulaĢabilecekleri rampa düzeneği bulunmamaktadır. Özellikle yaz dönemlerinde
yürüyüĢ yapmak, bahçede oturup arkadaĢ sohbetleri düzenlemek ve misafirlerini bahçe de
ağırlamak isteyen yaĢlı ve tekerlekli sandalye kullanıcıları için zorluk olduğu söylenebilir.
Donatı elemanları
Huzurevlerinde kullanılan elektrik anahtar ve prizler, kapı ve pencere gibi donatı
elemanlarının sağlık sorunu olmayan yaĢlıların eriĢim mesafelerine uygun olduğu ancak
tekerlekli sandalye kullanıcılarının eriĢim mesafesinde olmadığı görülmüĢtür. Kapı ve
pencerelerin ölçü ve yerleĢiminin Ankara Seyranbağları Huzurevinin dıĢındaki diğer üç
huzurevinde yeterli olmadığı, kapı açılıĢ yönünün huzurevlerinin hiç birisinde standartlara
uygun olmadığı gözlenmiĢtir. Kapılar daima dıĢa doğru açılmalıdır.
Manzara
Huzurevlerinin konumundan dolayı yakın çevresinde yaĢam birimi olmaması nedeniyle
genellikle odalardan sadece kırsal alan ya da yol gözükmektedir. Huzurevi sakinlerinin
manzara değerlendirmesi ġekil 3.1‟de verilmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
260
ġekil 3.1. Huzurevi sakinlerinin manzara değerlendirmesi
Resim 3.7. UĢak huzurevi ön cephe manzarası
Huzurevi sakinleriyle yapılan ankette manzarayı iyi ve çok iyi olarak değerlendiren sakinlerin
odalarının yol, ön bahçe gibi insan ve taĢıt hareketliliğinin olduğu, manzarayı orta, kötü ve
çok kötü olarak değerlendiren sakinlerin odalarının insan veya taĢıt hareketliliği olmayan
alanlara baktığı tespit edilmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
261
3.3. Sosyal faaliyet alanları
UğraĢı odaları
ġekil 3.2. Huzurevi sakinlerinin uğraĢı odalarını tercihi
UğraĢı odalarının geniĢlik, ısıtma, aydınlatma gibi mekânsal sorunları bulunmamasına rağmen
tercih edilmemesinin nedeni olarak konumunun uygun olmaması, sakinlerin ve personelin ilgi
duymaması gösterilmiĢtir.
Resim 3.8. UğraĢı odası
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
262
Tarımsal rehabilitasyon uygulamaları
ġekil 3.3. Huzurevi sakinlerinin tarımsal rehabilitasyon uygulamasına katılımı
Resim 3.9. UĢak Huzurevi tarımsal rehabilitasyon uygulaması
Ġnceleme yapılan huzurevlerinden Ankara Süleyman Demirel Huzurevi ve UĢak Huzurevi‟nde
rehabilitasyon uygulaması yapılırken, Ankara Seyranbağları Huzurevi ve Afyon Huzurevi‟nde
tarımsal rehabilitasyon uygulaması yapılmamaktadır.
Tarımsal rehabilitasyon uygulamalarının tercih edilmemesinin nedeni olarak ileri yaĢın
getirdiği bedensel sıkıntılar, geçmiĢ yaĢam tarzı ve alıĢkanlıklar, diğer huzurevi sakinlerinin
zarar vermesi ve tarımsal rehabilitasyon uygulamasındaki tasarım hataları belirtilmektedir.
Tarla-bahçe uygulaması için kiĢi baĢı alan paylaĢımı ya da bölümleme bulunmamaktadır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
263
4. SONUÇ VE ÖNERĠLER
AraĢtırmada huzurevlerinde yaĢayan ve çalıĢan bireylerin yaĢam hakkı ve yaĢam kalitesi
düĢüncesi çerçevesinde huzurevleri sınırları içersindeki iç ve dıĢ mekânların yaĢamsal
eylemleri gerçekleĢtirmeyi ne derecede sağladığı ve sosyal yaĢam üzerindeki etkilerinin
tespiti amaçlanmıĢtır.
SHÇEK bünyesinde hizmet veren YaĢlı Bakım Huzurevi ve Rehabilitasyon Merkezlerinde
yaĢayan yaĢlı ve engelli bireyler ve burada çalıĢan personelin, a) mobilya ve donatı elemanları
b) yaĢam alanı özellikleri, c) sosyal etkinlik alanları, d) personelin çalıĢma ortamları, e)
merkezin mimarisi ve konumunda sorun yaĢadıkları söylenebilir.
Sorunların oluĢmasında, hizmet binalarında mimari tasarım hataları, yaĢlı ve engelli bireyler
için tasarlanmıĢ mobilya ve donatı elemanlarının olmaması, karĢılaĢılan sorunların
çözümünün idari personelin bilgi ve özverisine bırakılması, yaĢlı ve engelli nüfusun değiĢen
demografik yapısının takip edilmemesi, huzurevleri konumunun uygun olmaması etken faktör
olduğu söylenebilir. Bu açıdan ülke genelinde yaĢlı/engelli bireyler için tasarım ve üretimin
ihtiyaca cevap verecek seviyede yaygınlaĢmadığı / oluĢmadığı ifade edilebilir.
Huzurevi sakinleri ve personelin gündelik yaĢamı çeĢitli mekânlar içinde geçmektedir. Bu
mekânlar yapılıĢ amaçlarına uygun olmalı, kullanıcısına gerekli konfor düzeyini sağlamalıdır.
Mekân içindeki ısı, ıĢık, ses, renk, koku gibi fiziksel etmenler ve donatı öğeleri, kiĢi
gereksinim ve eylemlerine göre dengeli bir biçimde kurulmalıdır. Duvar, kolon, kapı, pencere
gibi yapısal bileĢenler kadar mobilya, donatı elemanları, aksesuar gibi mekânsal öğeler de
mekân oluĢturmada çok etkili rol oynamaktadır. Donatı elemanlarının renk ve dokusunun
seçimi ile birlikte, bunların mekân içindeki yoğunluk ve organizasyonu, o mekânın
yaĢanabilirliğini, olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Mekânın kullanıĢlı
olabilmesi için tüm yapısal konforların yanı sıra mobilya-mekân iliĢkisi iyi kurulmalıdır. Yapı
elemanları ile birlikte sabit ve hareketli mobilyalar da düĢünülmeli, mekân
organizasyonundan renk ve dokusuna kadar her Ģey tasarım aĢamasında belirtilmelidir.
Mobilyaların seçimi, yoğunluğu ve mekânsal organizasyonu, mekân kullanıĢlılığını
etkilemektedir. Mekân ne kadar iyi düzenlenirse o derecede kullanıĢlı olabilir ve kullanıcının
motivasyonunu artırabilir.
Yatak karyolalarında metal konstrüksiyon yerine kumaĢ/deri kaplı bazaların kullanılması
yaralanma riskinin azalmasına ve görselliğin artmasına yardımcı olabilir. Mevcut
huzurevlerinde kullanılacak elbise dolabı ölçülerinin artırılması ve hareketli askı elemanı,
hareketli raf ve çekmece ünitelerinin kullanılması depolama alanlarında eriĢim ve
bölümlendirme ihtiyacını karĢılayabilir. Dolapların kapaklarında ray sistemi kullanımı
tekerlekli sandalye kullanıcısına manevra kolaylığı sağlayabilir. Elbise dolabı önerisi
Resim 4.1‟de verilmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
264
Resim 4.1. Huzurevi sakinleri için elbise dolabı önerisi.
YaĢam alanlarında elbise ve çamaĢır yerleĢiminin haricinde diğer eĢya ve aksesuarların
konulacağı aynalı Ģifonyer bulundurulması huzurevi sakinine günlük bakımını yaparken
kolaylık ve konfor sunabilir.
Huzurevlerindeki tasarım hatalarına bakıldığında SHÇEK‟in örnek bir huzurevi projesine
sahip olmadığı söylenebilir. Binaların uzun koridorlu geniĢ alanlı olmasının ısıtma ve
havalandırmaya olumsuz etki etmesi, oda geniĢliklerinin yetersiz kalması veya kiĢi sayısının
fazla olması, oda içi ve genel banyo-tuvalet yerleĢimi, ısıtma, aydınlatma, binanın arazi
üzerinde yerleĢimi, aynı hizmet binasında hem huzurevi hem de rehabilitasyon merkezi olarak
hizmet vermesi, binanın kapasite artırımına gidilmek istendiğinde esnek olmayıĢı, proje
baĢlangıcında sosyal faaliyetler için ayrıca bir yer düzenlenmesinin yapılmaması, tarla-bahçe
uygulamalarında alt yapının eksik olması ve sakinlerin ilgisini çekmemesi hizmet binalarında
mimari olarak karĢılaĢılan sorunların baĢında gelmektedir. Ayrıca merdiven ve asansörler
yaĢlı ve engelliler için kullanım sorunu yaĢatmazken bina dıĢındaki rampalar ya hiç
bulunmamakta ya da eğim hatası nedeniyle engelli bireylerin yaĢamını sınırladığı söylenebilir.
YaĢam alanlarında karĢılan sorunlar bağlamında otel tipi oda geniĢliklerinin yetersiz olması,
özellikle 3 ve üzeri çok kiĢilik odalarda yaĢamanın bireyin özerklik ve mahremiyet
duygularını kısıtladığı söylenebilir. Yatak ve elbise dolabı gibi temel mobilyaların
yerleĢiminden sonra oda içerisinde yeterli dolaĢım ve kullanım alanı kalmamakta, oda
içerisindeki banyo-tuvaletler eriĢim kolaylığı sağlamasına rağmen geniĢliğinin ve
düzenlemenin yetersiz olması ve bazı odalarda havalandırmanın yetersiz kalması nedeniyle
kullanılamamaktadır. YaĢlı konutlarında oda düzenlemesi mutfak, banyo-tuvalet, iki yatak
odası ve bir salondan oluĢmaktadır. Öncelik evli çiftlere ve ekonomik durumu uygun yaĢlılara
verilmektedir. Genelde yaĢlı konutlarında kalanlar eĢiyle birlikte veya tek baĢına kalmayı
istediklerinden dolayı otel tipi odalara göre durumun tam tersi olduğu, bireyin ihtiyacından
fazla alana sahip olduğu, bu nedenle kaynağın verimli kullanılamadığı söylenebilir.
Otel tipi yaĢam alanları öncelikle tek kiĢilik en fazla iki kiĢilik olmalı, çok kiĢilik
yerleĢimlerden uzak durulmalıdır. Mobilya olarak yataklı baza, elbise dolabı, komodin, aynalı
Ģifonyer, sehpa, kiĢi sayısına göre tek-çift kiĢilik masa, sandalye ve koltuk asgari düzeyde
bulundurulmalıdır [14].
Tekerlekli sandalye kullanıcısı için en uygun yaĢam alanı geniĢliği ya da ikamet edecek
tekerlekli sandalye kullanıcısı sayısının belirlenmesi, tekerlekli sandalye kullanıcısının
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
265
yapacağı manevra ölçüleri, kullanılacak mobilya ve donatı elamanlarının kapladığı alan,
bunların oda içindeki yerleĢimi ve birbirleriyle olan mesafelerinin tespit edilmesiyle
sağlanabilir. KiĢi sayısı ve medeni duruma göre odalar (1) veya (1+1) Ģeklinde düzenlenebilir.
Tek odalı yaĢam alanı önerisi Resim 4.2‟de verilmiĢtir.
Resim 4.2. Tek odalı yaĢam alanı önerisi.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
266
Sağlıklı ve gezici yaĢlılar için oturma odası-mutfak, yatak odası ve banyo- tuvaletten oluĢan
yaĢlı apartmanları; otel tipi yaĢam alanlarında kalmak istemeyen ve engelli/yaĢlılar için ise
zemin seviyesinde bahçeli müstakil konutlar yaĢam kalitesini düĢürmeden yaĢam alanı
ihtiyacını giderebilir. YaĢlı apartmanları ve müstakil konutlar için yaĢam alanı önerisi Resim
4.3‟te verilmiĢtir.
Resim 4.3. Ġki odalı yaĢam alanı önerisi.
Umumi banyolarda oda ile banyo arasındaki mesafe özellikle kıĢ aylarında yaĢlı sağlığını
olumsuz etkilemektedir. Oda içerisinde banyo-tuvalet olması eriĢim kolaylığı sağlamasına
rağmen geniĢliğinin ve düzenlemenin yetersiz olması ve bazı odalarda havalandırmanın
yetersiz kalması nedeniyle kullanılamamaktadır. En az 4,5 m2 geniĢliğinde, duvarlarında
girinti-çıkıntı olmayan, dörtgen Ģekilli bir banyo-tuvalet tasarımı yaĢlı ve tekerlekli sandalye
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
267
kullanıcısına bağımsız manevra kabiliyeti sağlayabilir. Tekerlekli sandalye kullanıcısı için
banyo-tuvalet önerisi Resim 4.4‟te verilmiĢtir.
Resim 4.4. Tekerlekli sandalye kullanıcısı için banyo-tuvalet önerisi
Banyo içerisinde engelli klozeti, sıfır kot seviyesinde duĢ teknesi, hem engelli hem de
engelsiz yaĢlıların kullanabileceği hareketli lavabo ve tutunma barları sayesinde tekerlekli
sandalye kullanıcısı ihtiyaçlarını bağımsız olarak görebilir. Banyo-tuvalet düzenlemesi odanın
durumuna göre birbirinden ayrı Ģekilde de düzenlenebilir. Tuvaletin ayrı yapılması
durumunda en az 3 m2 ölçüsünde bir alan yeterli gelebilir. Ayrı tuvalet uygulaması önerisi
Resim 4.5‟te verilmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
268
Resim 4.5. Ayrı tuvalet uygulaması önerisi
YürüyüĢ parkurlarının eğimli olması, yürüyüĢe ara verildiğinde dinlenecek/oturacak bank
veya kameriyenin yeterli sayıda bulunmaması, kıĢ mevsiminde huzurevi sakinini rüzgâr ve
yağıĢtan koruyabilecek bir düzenlemenin olmaması yürüyüĢ parkurunun kullanımını
zorlaĢtırmaktadır. Fiziksel aktivitenin sağlıklı bir yaĢlanma için ne kadar önemli olduğu göz
önünde bulundurulduğunda sosyal faaliyet alanlarının yetersiz kalmasının yaĢlı ve engellinin
yaĢam kalitesini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir. Tam veya yarı kapalı galerilerden
oluĢturulan yürüyüĢ parkurları huzurevi sakinlerinin yaz-kıĢ yürüyüĢ etkinlikleri aksatmadan
sürdürmelerini sağlayabilir.
Donatı elemanlarını oluĢturan kapı, pencere, klozet, tutunma barları, elektrik anahtar ve
prizleri, rampalar vb. ölçü ve özellik bakımından sağlıklı bireylerin kullanabileceği nitelikte
olup özellikle tekerlekli sandalye kullanıcısının yardım almaksızın kullanabilmesi için engelli
bireylerin manevra kabiliyetlerine göre belirlenen standartlara göre yeniden düzenlenmesi
gerekmektedir.
Huzurevlerinin konumuna sosyal açıdan bakıldığında; huzurevi sakinin yaĢı ve sağlık durumu
nedeniyle fiziksel ve sosyal çevresi ile zayıflamıĢ olan bağının daha da zayıflamasına dolayısı
ile giderek yalnızlaĢmasına neden olmaktadır. GeçmiĢ yaĢantısında her yaĢtan insanlarla iç içe
olan bireyin yaĢlılık dönemini sadece kendisi gibi yaĢlı ve engelli bireylerle geçirmek
durumunda kalmasının bireyin psikolojisini bozmakta ve bireyi geçimsiz, huysuz, sabırsız,
anlayıĢsız hale getirdiği söylenebilir [14].
Huzurevleri tasarımlarında amaç yaĢlı ve engelli bireyleri yaĢamlarının son demlerini
yaĢarken sadece yeme, içme, sağlık ve barınma sorunlarını çözmek olmamalıdır. Esas amaç
hayattan ve toplumdan kopuk bir Ģekilde sınırlı bir alanda tutmak yerine küçük yardımlarla
kendi kendine bakabilen, toplumdaki yerini hayatın içinde kalarak, hayatı sosyal ve fiziksel
yönleriyle hissederek, yaĢamın son anına kadar sosyal bir birey olarak kalmalarını sağlamak
olmalıdır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
269
Sonuç olarak, devletin yaĢlı ve engelliler için belirlediği düzenlemelerin uygulanabilirliğinin
tespitinde, huzurevlerinde yaĢayan yaĢlı ve engelli bireylerin yaĢam alanı koĢullarına yönelik
çalıĢmalara ve bilime katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. ÇalıĢma bu boyutu ile ele alınıp
huzurevi tasarımında kapasite büyüklüğünün mekansal organizasyonların oluĢumuna ve
yaĢam kalitesine etkisi çalıĢma konusu olarak devam ettirilebilir.
KAYNAKLAR
1. Ġnternet: T.C. BaĢbakanlık Türkiye Ġstatistik Kurumu “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
Nüfus Sayımı Sonuçları”
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=39&ust_id=11 (2011).
2. Tufan, Ġ., Arun, Ö. T., “Türkiye Özürlüler AraĢtırması 2002 Ġkincil Analizi”, Türkiye
Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, 18-20,Ankara, (Ocak 2006).
3. Goldsmith, S., “Designing For The Disabled”, Royal Institue Of British Architects,
London, 250-260 (1985).
4. Sürmen, ġ, “Tekerlekli Koltuktaki Ġnsanların Hayatından Tablolar Ve Bir Mimarlık
Klavuzu”, İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı, Ġstanbul,90-98, 120-125 (1988).
5. Mutluer, S.Y., “Tekerlekli Sandalye Kullanan Bedensel Özürlüler Ġçin Uygun Konut
Tasarımı ve Çevre Düzenlemesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Konya,16-37,48-53,60-75,176-188 (1997).
6. Özkeskin, M., “Bedensel Özürlülerin Ev ortamının Değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans
Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ġzmir, 5-15 (2000).
7. Bradtmiller, B., “Anthropometry For Persons With Disabilities: Needs In The TwentyFirst Century”, Anthrotech Yellow Springs, 1 Ohio, (2000).
8. Üresin, ġ. “YaĢlıların Bakım ve Barınma Ġhtiyaçlarını KarĢılamaya Yönelik Mekânsal
Organizasyonlarda “Ev” Ortamının Sağlanması: 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi Örneği”,
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 3-4 (2005).
9. Sezen, M., “Fiziksel Engellilerin Rehabilitasyonuna Yönelik Mobilya Tasarım
AraĢtırmaları”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara,
3-5 (2007).
10. Erdem, H.,E., “Ankara‟da Ġç ve DıĢ Mekan Tasarımlarında Tekerlekli Sandalye
Kullanıcılarının YaĢam Analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara, 22-23 (2007).
11. Kars, M.M., “Tekerlekli Sandalye Kullanan Engellilere Yönelik Islak Mekân
Düzenlemelerinde Uyarılar”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara, 1-7 (2008).
12. Arpacı, F., “Ankara‟da Huzurevlerinde Yasayan Yaslıların Yasam Kalitesinin
Ġncelenmesi”, Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi, 1: 1-13 Ankara, (2008).
13. Rawlings, B., “Observation as a Method of Collecting Data”, The Institute of Advenced
Studies Manchester Polytechnic, Manchester, 21-25 (1991).
14. Tuncer, A.R., Huzurevlerinde YaĢlı Ve Engelli Bireylerin (Tekerlekli Sandalye
Kullanıcıları) YaĢamsal Kalitesinin Ġrdelenmesi, Sorunların Tespiti Ve Çözüm Önerileri,
Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, ANKARA, (2011).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
270
YAġLILIK VE YAġLILARIN HAYATINI KOLAYLAġTIRABĠLECEK
DIġ MEKAN TASARIMLARI
Suat KASAP
Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü
Beytepe 06800 Ankara, e-posta : skasap@hacettepe.edu.tr
ÖZET
Teknoloji, sağlık ve beslenme alanındaki geliĢmeler her ne kadar insan ömrünü uzatsa da bizi
baĢka sorunlarla baĢbaĢa bırakmaktadır: “Artan YaĢlı Nüfusu” ve “YaĢlılık Sorunları”.
YaĢlılık, beraberinde getirdiği çeĢitli fiziksel yetersizlikler dolayısıyla, insan etkinliklerini
kısıtlayan bir süreçtir. Ülkemizde ve dünyada yaĢlı nüfusun hızla artması ve yaĢam süresinin
uzaması, yaĢlı insanların iç ve dıĢ mekânlarındaki Ģartlarının incelenerek iyileĢtirilmesi
beklentisini de arttırmaktadır. YaĢlı insanların fizyolojisine uygun olmayan tasarımlar onları
sınırlandırıyorsa yapılması gereken yaĢlı insanların gereksinimlerine göre tasarımdır.
YaĢlılığa bir ergonomi uygulaması olarak yaklaĢtığımızda, çevreye uyum sağlamakta
zorlanan yaĢlılar yönelik, fiziksel kayıpları en aza indirmeyi amaçlayan tasarımlar yaĢlılar için
önemli bir çalıĢma olacaktır. ÇalıĢmamızda tasarımlarımıza dıĢ mekân tasarımları olarak
odaklandık ve dıĢ mekan tasarımları dahilinde ise bankacılık uygulamalarında, ulaĢımda,
teknoloji kullanımındaki (cep telefonu kullanımı) tasarımlarını örnekledik. Görüldüğü üzere
ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru uygulamalarla yaĢlılarımızın
hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en aza indirgenerek onlara ve
aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar yaratmıĢ olacağız.
Anahtar Kelimeler: 1. yaĢlılık, 2. yaĢlılar için tasarım, 3. ergonomi ve yaĢlılık, 4. ürün ve
hizmet tasarımı ve ergonomi 5. günlük yaĢamda ergonomi
ABSTRACT
Although improvements in technology, health and nutrition improves human life leaves us
alone with the other issues: "The increasing elderly population," and "problems of aging."
Due to brought by a variety of physical impairments, aging is a process that restrict human
activities. Rapidly increasing elderly population in our country and the world, and
prolongation of human life, also increase the expectation of improvement by examining the
conditions of older people‟s in terms of the internal and external venue. If designs are not
suitable for older people physiology restrict them, then the design needs to be done according
to the needs of elder people. When considered as an application of ergonomics for aging,
making designs to minimize physical loss for the older people who have difficulty in fitting in
the environment will be an important study for them. In our study, we focused our designs as
external designs and in external design concept, we sampled designs in banking applications,
transportation and technology (mobile phone) usage. As you can see that with the physical
environments that applied the correct ergonomics design principles, by minimizing older
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
271
people's problems that caused difficulties in all areas of their life to them, and indeed to our
future more healthy, comfortable, safe areas will be created.
Key words: 1. aging, 2. design for elderly people, 3. ergonomics and aging, 4. product and
service design and ergonomics, 5. Ergonomics in daily life.
1. GĠRĠġ
YaĢlılık; zamana bağlı olarak biyolojik, fizyolojik, duygusal ve fonksiyonel olarak
değiĢimlerin meydana geldiği bir dönemdir. YaĢlılık sözcük olarak yaĢam sürecinin geç
dönemindeki geliĢmenin devamını ve bireydeki değiĢmeleri anlatır. YaĢlılık yaĢam
konusunda kayıpların ve çöküĢün görüldüğü bir dönemdir. Aynı zamanda kültürel, çevresel
ve ekonomik etmenlerin hazırladığı bir sonuçtur. YaĢlanmanın içerdiği fiziksel, psikolojik ve
toplumsal değiĢimler, bir yandan da onlarla baĢa çıkabilmek için bir takım stratejilerin
geliĢtirilmesini, uygulanmasını, değiĢtirilmesini gerektirmektedir. YaĢlı kimselerin bireysel
yaĢamı için önemli olan değiĢimler aynı zamanda onların aile ve toplum yaĢamını da
etkilemektedir (Arpacı, 2005). Genel olarak 65 yaĢ ve üstü (65+) insanların oluĢturduğu bu
dönem; kronik hastalıklar, bozulan hayat kalitesi, sosyal ve etkin hayatın yön değiĢtirmesi
gibi sorunları içinde barındırır. Tüm bunlar yaĢlı bireylerin çevreye uyumunu güçleĢtirir. Bu
uyumun sağlanması için, onların kendilerine göre tasarlanmıĢ bir çevreye ihtiyaçları vardır
(Kroemer vd., 1997).
Teknoloji, sağlık ve beslenme alanındaki geliĢmeler her ne kadar insan ömrünü uzatsa da bizi
baĢka sorunlarla baĢbaĢa bırakmaktadır: “Artan YaĢlı Nüfusu ve YaĢlılık Sorunları”. Dünya
sağlık örgütü verilerine göre 650 milyon olan yaĢlı nüfusunun, 2025 te 800 milyona 2050 te
de 2 milyara ulaĢması beklenmektedir. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı Sağlık Ġstatistiklerine
göre 1990 yılında %4.2 olan yaĢlı nüfusu, 2000 yılında %5.5 ve 2008 yılında ise %6.8e
ulaĢmıĢtır. BirleĢmiĢ Milletler nüfus tahminlerine göre 1945 -2045 yılları arasındaTürkiyedeki
65+ yaĢ nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı Ģekil 1 de verilmiĢtir. Türkiye nüfusunun yaĢlı
nüfusuna doğru kaydığı gözlemlenmektedir.
ġekil 1. Türkiye’deki 65+ yaĢ nüfusun toplam nüfus içindeki oranı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
272
YaĢlılık sorunları geriatri ve gerontolojiyle birlikte mühendislik bakıĢ açısıyla ve
sistematiğiyle ele alınabilir. Bu çalıĢmada endüstri mühendisliği gözü ile yaĢlılık ve yaĢlılığa
nasıl yaklaĢılabilir ve yaĢlılıkla ortaya çıkan problemlerin bazılarına özellikle dıĢ mekanlar
olarak nitelendirilebilecek alanlarda tasarım bazında ne tür çözüm önerileri verilebileceği
incelendi. Endüstri mühendisleri, herhangi bir probleme sistematik bakıĢ açısıyla yaklaĢarak,
düzeltilebilir sorunlara kendi yöntemleriyle çözüm bulur. Endüstri mühendislerinin uğraĢtığı
dallardan biri olan ergonomi, fiziksel çevre ile insan arasındaki uyum üzerine de çalıĢır.
Ergonominin temel amaçlarından biri de, değiĢik sağlık problemlerinin ortadan
kaldırılabilmesi, verimin arttırılabilmesi için çalıĢma ortamının nasıl dizayn edileceğidir.
YaĢlılığa bir ergonomi uygulaması olarak yaklaĢtığımızda, çevreye uyum sağlamakta
zorlanan yaĢlılar yönelik, fiziksel kayıpları en aza indirmeyi amaçlayan tasarımlar yaĢlılar için
önemli bir çalıĢma olacaktır. Bu konuda ise yaĢlıların fiziksel kayıplarını göz önünde
bulundurup çevre iyileĢtirmesine yönelik tasarımlar önerildi. ÇalıĢmamızda tasarımlarımıza
dıĢ mekân tasarımları olarak odaklandık ve dıĢ mekan tasarımları dahilinde ise bankacılık
uygulamalarında, ulaĢımda, teknoloji kullanımındaki (cep telefonu kullanımı) tasarımlarını
örnekledik. Görüldüğü üzere ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru
uygulamalarla yaĢlılarımızın hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en
aza indirgenerek onlara ve aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar
yaratmıĢ olacağız.
2. DIġ MEKANLARDAKĠ YAġLILIKLA ĠLGĠLĠ TASARIMLAR
YaĢlılık, beraberinde getirdiği çeĢitli fiziksel yetersizlikler dolayısıyla, insan etkinliklerini
kısıtlayan bir süreçtir. YaĢlanma süreci boyunca kiĢilerde fiziksel, fizyolojik ve psikolojik
değiĢiklikler ortaya çıkmaktadır. YaĢlanma ile oluĢan fiziksel yeteneklerdeki azalma, günlük
yaĢam aktivitelerinin devam ettirilmesinde bir engel oluĢturmaktadır. YaĢın ilerlemesiyle
ortaya çıkan fiziksel değiĢiklikler ve kronik hastalıklar nedeniyle, özellikle evlerinde yalnız
yaĢayanlar sıklıkla kaza riski ile karĢı karĢıyadırlar. YaĢlanan kiĢinin giderek engelli
olacağından söz edilebilir ancak “Engelli KiĢiler” yerine “Engelli Fiziksel Çevreler”
kavramını kullanmayı tercih ettik. Ülkemizde ve dünyada yaĢlı nüfusun hızla artması ve
yaĢam süresinin uzaması, yaĢlı insanların kendi yaĢam mekânlarındaki Ģartlarının incelenerek
iyileĢtirilmesi beklentisini de arttırmaktadır. YaĢlı insanların fizyolojisi uygun olmayan
tasarımlara karĢı onları sınırlandıyorsa yapılması gereken yaĢlı insanların gereksimlerine göre
tasarımdır. Ġstatistiklere göre 65 yaĢ üstü kiĢilerde ölümcül düĢmelerin %60‟ı evde, %30‟u
toplu yerlerde, %10‟u hastane vb. yerlerde gerçekleĢmektedir (BaĢbakanlık Devlet Planlama
TeĢkilatı, 2007). Bunu göz önünde bulundurursak, yaĢlıların ev yaĢamında günlük
aktivitelerini sınırlandırmayan, güvenilir ve kaliteli ergonomik tasarımlara ihtiyaç vardır.
YaĢlıların ev yaĢamlarını göz önünde bulundurarak, iç mekanlarda ne gibi problemler ile
karĢılaĢılabileceği ve ne gibi iyileĢtirmeler yapabileceği önceki çalıĢmamızda sunulmuĢtu
(Kasap vd., 2010). ÇalıĢmamızın sonuçları doğrultusunda, ev güvenliğinin yaĢam kalitesi
açısından önemi bir kez daha vurgulanmıĢtır. Ergonomik ve mimari açıdan uygun yaĢam
alanlarının oluĢturulması ile birçok risk faktörünü ortadan kaldırılarak, yaralanma riskini
azaltılacağı vurgulanmıĢtı. Bu bağlamda sağlık elemanları ile mimarların ve mühendislerin
ortak projeler üreterek sağlıklı yaĢam için elveriĢli evlerin toplumda yaĢayan tüm bireylere,
özellikle yaĢlılara sunulması gerektiğini düĢünmekteyiz. Ayrıca bu konuda yerel yönetimlerin,
sivil toplum örgütlerinin ve devletin politika ve stratejik planlar geliĢtirmesi gereklidir. Ġç
mekan tasarımlarının yanı sıra dıĢ mekanlarda yapılabilecekler bu çalıĢmada sunuldu. DıĢ
mekanlar ile merdivenlerde, ulaĢımda, bankacılıkta, teknolojide, haberleĢmede, yapılacak olan
düzenlemelerle yaĢlılık sorunlarına çözümler getirilebileceği tartıĢıldı.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
273
Engelli çevresel faktörlerin baĢında da hayatımızın her alanında kullandığımız “merdivenler”
gelmektedir. YaĢlılarımızın baĢlıca sorunları arasında elbette eklem özellikle dizlerindeki
eklem sorunlarıdır. YaĢlılığın en yaygın sorunları nedeniyle yaĢlıların kullandığı merdiven
basamaklarının daha alçakta olması onlar için en uygunudur. Fakat bunu her eve, her
apartmana uygulamak mümkün değildir. Ama toplu yaĢam yerlerindeki merdivenlere Ģekil 2
de de görüldüğü gibi yaĢlılara uygun olarak ektra bir tutunma barı daha yapılabilir. 75-95 cm
arasında bir tutunma barı yüksekliği, yaĢlıların ve çocukların daha rahat merdiven çıkmalarını
sağlar.
ġekil 2. YaĢlılar ve Çocuklar için Uygun Merdiven ve Tutunma Barı
Toplu yaĢam alanlarımızın baĢında gelen apartmanlara giriĢ ve çıkıĢ için kullandığımız
merdivenlerde tekerlekli sandalye kullanımına uygun ve rahat merdiven inip çıkamayan yaĢlı
ve çocuklarımızında rahatlıkla kullanılabilecği bir Ģekilde Ģekil 3 de görüldüğü gibi
tasarlanabilir. Bu tasarımda merdivene alternatif olarak uygun açıdaki rampa yürümeye uygun
kaymaz nitelikte zemini olan ve iki yanıda çeĢtli yükseklikte tutunma barları ile çevrili bir
tasarım yaĢlı, çocuk ve engelli dostu bir nitelik kazanmıĢtır. Toplu ulaĢım araçlarına binerken
kullanılan merdivenlerde de bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.
ġekil 3. YaĢlılar ve Çocuk Dostu Merdiven ve Tutunma Barı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
274
YaĢlılar, yürüyerek, tekerlekli sandalye ile, toplu yada özel taĢıma olanakları ile ev dıĢındaki
sosyal yaĢama dahil olurlar. Bu süreç ulaĢım ve zorluklarını sorgulamayı gerektirir. UlaĢımda
yaĢanan güçlükler elbette evlere yaĢanan güçlükler kadar zordur. Taksilerde, Ģehiriçi ve
Ģehirlerarası otobüslerde, yaĢlılarımızın fiziki anlamda rahat etmeleri, sağlklı ve güvenli
yolculuk yapmaları zor görünmektedir. Bu sorunlara yine ergonomi esas alınarak çözüm
geliĢtirebilir. Tekerlekli sandalyedeki bir yaĢlı için taksi kullanmak oldukça zordur. Bu
durumu çözmek için Ģehir içindeki belirli uzaklıktaki belirli taksi duraklarında, yaĢlılar için ve
özellikle tekerlekli sandalyedekiler için özel araçlar hizmete girmelidir. Bu taksiler ile
yaĢlılarımızın fiziki açıdan daha rahat, sağlıklı ve güvenli yolculuk yapmaları sağlanacaktır.
ġehiriçi otobüslerde yaĢanan sorunlar; çok uğraĢ gerektirmeyen değiĢikliklerle giderilebilir.
Bunların en baĢında kapılar gelmektedir. Örneğin ülkemizde tekerlekli sandalyedeki bir
yaĢlının otobüse binmesi sadece vatandaĢların yardımıyla gerçekleĢen bir durumdur. Ancak
kapılardaki asansör görevi gören taĢıyıcılar yarımıyla tekerlekli sandalyedeki kiĢi rahatlıkla
otobüse binebilecektir. Bunun yanı sıra tekerlekli sandalyede olmayan yaĢlılarımız için ise
otobüse binerken kullandığımız basamakların daha alçakta, kapı giriĢlerinin daha geniĢ ve
tutunma aparatının ortada değil yanlarda olması gerekliliği tasarımda ve uygulamada göz
önünde bulundurulmalıdır.
ġehirlerarası otobüslerde ise; yolculuk süresi uzadığından, Ģehiriçin otobüslerde yapılacak
değiĢiklere ek olarak koltuklarda yapılacak değiĢiklikler gerekli olacaktır. Bunlar; belirli
kontenjan dahilinde 65 + yolcular için dizayn edilecek özel koltuklardırBu koltukların dizaynı
diğerlerinden daha farklı yaĢlıların fiziki sorunları göz önünde bulundurularak, sırt, bel,
ayakların rahatlığı dikkate alınarak, diğer koltukla arasındaki mesafe artırılarak, yapılmalıdır
Ülkemizde Ģehirlerarası otobüslerde yaĢlılara özel uygulamalar onlara özel ergonomik
koltuklar görülmemektedir. Oysa ki Ģehirlerarası otobüs yolculukları yaĢlılar için çok daha
zordur bu nedenle bu otobüslerde 65 + kiĢiler için belirli kontenjan dahilinde bir örneğide
ġekil 4 de görülen özel koltukların yapılması yaĢlıların rahat yolculuk yapmasında faydalı
olacaktır. Bu özel koltukların ayaklar sırt bel bölgesi için vereceği rahatlık çok önemlidir. Ve
bu rahatlığa katkı olarak da diğer koltukla arasındaki mesafenin daha geniĢ olması ayrıca
önem taĢıyan bir unsurdur.
ġekil 4. YaĢlılar için TasarlanmıĢ Otobus Koltuğu
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
275
YaĢlılarımızın bir diğer büyük sorunu günümüzde hızla ilerleyen bankacılık iĢlemleridir.
YaĢlılarımızın bankalardaki bekleme sürelerini azaltmak adına bankalardaki bekleme
numaratörlerinde 65+ yaĢ grubu için öncelikli sıra verilmesidir. Çok kolay bir Ģekilde
uygulanabilecek bu uygulamaya bankalarımızda maalesef rastlanmamaktadır. Bankacılık
iĢlemleri maalesef yaĢlılarımız için büyük sorun teĢkil etmekte özellikle emekli maaĢlarını
almaları konusundaki zorluk bazen çok ciddi boyutlara ulaĢmakta bu durum kendini kalp krizi
gibi ciddi vakalar olarak bile göstermektedir. Bu soruna çözüm olarak da maaĢ ödemelerinin
yapıldığı banka sayısını artırarak farklı günlerde ödeme yapılarak veya belli yaĢ üstündeki
kiĢilere de bu ödemenin daha farklı yollar denenerek elden ya da evden ödeme gibi daha rahat
etmeleri sağlanabilir. Banka sorununa çözüm olarak da “YaĢlılar için Mobil Bankacılık”
uygulamasını geliĢtirdik. Önerilen yaĢlılar için mobil bankacılık uygulamasında belli bir yaĢın
üstüne hitap ederek yaĢlının bankaya gelmesini değil bankanın yaĢlıya gitmesini
öngörmektedir. Bu uygulamada güvenlik önlemleri artırılmıĢ bir Ģekilde “yaĢlı kiĢinin
bankaya gitmesi değil bankanın yaĢlı kiĢiye gitmesi” söz konusudur. Bu Ģekilde bir banka
memurunun yaĢlı kiĢinin bankacılık iĢlemlerini yapmak için evine hizmet götürmesi
yaĢlılarımız için çok büyük kolaylık sağlayacaktır. Ancak bu uygulamanın mümkün
olduğunca güvenli olması sağlanmalıdır. Bir banka memurunun yaĢlı kiĢinin bankacılık
iĢlemlerini, kiĢinin izni dahilinde yapması büyük kolaylık sağlayacaktır.
YaĢlılarımızın teknolojiye hızlı ve kolay ayak uyduramadıkları bir gerçektir. Bunun sebepleri
olarak unutkanlık, iĢitme ve görme kaybı, aslında bütün fizyolojik değiĢiklikler gösterilebilir.
Örnek olarak telefon kullanımı günümüzde zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiĢken,
yaĢlılarımızın görme ve iĢitmede çektiği güçlükler ve teknolojiyi takip edememeleri onları
telefon kullanımında sıkıntıya düĢürmektedir. Bu sorun yine doğru tasarım ile çözülebilir.
YaĢlılar için özel tasarlanmıĢ güçlü hoparlöre sahip, sadece butonlarla kullanılabilen menüsüz
sistem, minimum telefon özellikleri gösteren, büyük tuĢlara sahip ve büyük ekranlı yazı
boyutlarının büyük olduğu telefon üretimi gerçekleĢtirilmeli eğer bu üretim yapılmıyorsa da
istenildiği takdirde getirtilebilmelidir. Bu Ģekilde yaĢlılarımızın haberleĢmede yaĢadığı
güçlükler büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. YaĢlılarımızın önemli bi sorunu da fiziki
problemlerden kaynaklanan görme iĢitme kaybının da etkisiyle cep telefonlarını rahatlıkla
kullanamamalarıdır. YaĢlılarımıza yönelik olarak tasarlanmıĢ ekstra güçlü hoparlör sadece
butonlarla idare edilen menüsüz sistem, büyük tuĢlar, minimum telefon özelliklerini içeren
cep telefonları ġekil 5 de gösterilmiĢtir.
ġekil 5. YaĢlılar Ġçin Örnek Bir Cep Telefonu Tasarımı
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
276
YaĢlılarımız alıĢveriĢ, banka gibi zorunlu nedenler, yürüyüĢ, temiz hava, gibi aktiviteler ile
sosyol ve kültürel faaliyetler amacıyla dıĢ mekanları kullanırlar.DıĢ mekanların iĢlevselliği,
yaĢlılarımız yaĢam kalitesini yükseltir, kentin yaĢanabilirlik kalitesini arttırır. YaĢlı
kullanımına uygun olmayan fiziksel çevre ve dıĢ mekanlar, yaĢlının özgüvenini azaltır, yaĢam
alanını daraltır, toplumla bütünleĢmesini engeller.
3. SONUÇ VE ÖNERĠLER
Görüldüğü üzere ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru uygulamalarla
yaĢlılarımızın hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en aza indirgenerek
onlara ve aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar yaratmıĢ olacağız.
Bu fiziki zorluklar sağlık ekiplerinin, mühendislerin ve mimarların birlikte yürütecekleri
çalıĢmalarla aĢılacaktır. Fakat bu tasarımların yapılması ve uygulanması için öncelikli olarak
Türkiye‟deki bu görünmeyen gerçeğin “görünür” kılınması gerekmektedir (Tezcan, 1987).
ÇalıĢmamızın sonuçları doğrultusunda, ev güvenliğinin yaĢam kalitesi açısından önemi
vurgulanmıĢtır. Ergonomik ve mimari açıdan uygun yaĢam alanlarının oluĢturulması birçok
risk faktörünü ortadan kaldırarak, yaralanma riskini azaltacaktır. Bu bağlamda ortak projeler
üreterek sağlıklı yaĢam için elveriĢli evlerin toplumda yaĢayan tüm bireylere, özellikle
yaĢlılara sunulması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve devletin
politika ve stratejik planlar geliĢtirmesi de beklenmelidir.
KAYNAKLAR
Arpacı, F. (2005). Farklı Boyutlarıyla YaĢlılık, Türkiye ĠĢçi Emeklileri Derneği Eğitim ve
Kültür Yayınları, Ankara
BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı (2007) Türkiye'de YaĢlıların Durumu ve YaĢlanma
Ulusal Eylem Planı, http://ekutup.dpt.gov.tr/nufus/yaslilik/eylempla.pdf
Büker, N., Altuğ, F., KitiĢ, A., ve Cavlak, U. (2008) ġehirde ve Kırsal Kesimdeki YaĢlıların
Ev Güvenliğinin Ġncelenmesi, TAF Preventive Medicine Bulletin, 7, 4, 297-300.
Kasap S., Batun B., ve Ġnce C. (2010) Endüstri Mühendisliği Gözü Ġle YaĢlılık Ve YaĢlıların
Hayatını KolaylaĢtırabilecek Tasarımlar, 16. Ulusal Ergonomi Kongresi, 3-5 Aralık
2010, Çorum, Türkiye.
Kroemer, K., Kroemer, H., ve Kroemer-Elbert K. (1997) Ergonomics-How to Design for Ease
& Efficiency, Prentice Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, ABD.
Midilli O. (2008) Bedensel Engelliler Standartları-Yapılar, Projeler ve Yönetmelikler,
http://osman.midilli.com/2008/07/14/bedensel-engelliler-standartlari/
Tezcan, M. (1987) Toplumsal DeğiĢme ve YaĢlılık, Ankara
Tezel, E. (2005) YaĢlılarda Banyo Kullanımındaki EriĢim Problemi, ÖZ-VERĠ Dergisi,
Mayıs, Cilt: 2, Sayı: 1
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
277
GÖRME ENGELLĠLERĠN GĠYSĠ SATIN ALIRKEN
KARġILAġTIKLARI SORUNLAR
Sevim AYDĠNÇ BÖLAT1, Hatice YÜKSEL2
1
Ġstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü
Ġstanbul, e-posta:sevimaydincbolat@aydin.edu.tr
2
Ġstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü
Ġstanbul, e-posta:yuksel.htc@hotmail.com
ÖZET
Görme engelli, gözde veya beyinde oluĢan bir bozukluğa veya hastalığa bağlı olarak görme
yetisi azalmıĢ veya görme yetisini tamamen kaybetmiĢ kiĢidir. Görme engelliler de herkes
kadar toplumun sunduğu tüm hizmet ve olanaklardan bağımsızca yararlanma hakkına sahiptir.
Ancak görme engelli birey, çoğu zaman kentsel mekan düzenlemelerinin uygun olmaması
nedeniyle eğitim, çalıĢma, sağlık vb. sosyal haklarından neredeyse mahrum kalarak sosyal
çevreden kopmakta ve çoğu zaman özel ihtiyaçlarını karĢılayamamaktadır. Bu durum dikkate
alındığında önem kazanan ve incelenmesi gereken konulardan biri de, görme engellilerin
günlük yaĢamın bir parçası olan satın alma sırasında karĢılaĢtıkları sorunlardır. Mağaza içi
düzenlemeler, kullanım kolaylığı gibi pek çok faktör özel durumları nedeniyle görme
engelliler için önem kazanmakta dolayısıyla diğer tüketici gruplarına nazaran daha fazla sorun
yaĢamaktadırlar. Bu araĢtırmada görme engelli tüketicilerin giysi satın alırken, mağaza içi
donanımından dolayı karĢılaĢtıkları sorunlar belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırmada betimsel
yöntem kullanılmıĢtır. Likert tipi dereceleme ölçeği kullanılarak hazırlanan anketler Ankara
ili sınırları içerisindeki 172 görme engelliye uygulanmıĢtır. AraĢtırma bulgularına göre,
mağazaların görme engelli tüketicilerin kolay ve güvenli bir Ģekilde alıĢveriĢ yapmalarına
uygun olmadığı dolayısıyla toplumsal yaĢama katılmalarını sağlamak için yapılması
gerekenlerin yasa ve yönetmeliklerde yer almasına rağmen, tanımlanan gerekliliklerin kente
ve mimariye yeterince yansımadığı sonucuna varılmıĢtır.
Anahtar Kelimeler: görme engelli, satın alma, giyim, ergonomi
THE PROBLEMS OF VISUALLY IMPAIRED DURING PURCHASING CLOTHES
ABSTRACT
Visually impaired is a person who has a disorder or disease of the eye or brain, depending on
the ability to see reduced or completely lost the ability to see people. However, these
individuals, most of the time disconnected from the social environment and they do not
achieve private needs by deprive of a rights of education, employment, health etc. because of
the lack of suitable arrangements of urban space. One of the important point of this situation
to be examined, there is a problems (or difficulties) encountered during the clothing shopping.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
278
The study, tried to determine the problems of the visually impaired consumers due to the
inappropriate of store hardware and producing improper clothes of ready wear products for
the visually impaired consumers when they intent to purchasing clothing. Descriptive method
was used in the study. The prepared questionnaires is applied to 172 visually impaired person
within the boundaries of the province of Ankara. According to research findings, visually
impaired consumers faced with difficulties choosing their clothes and agreed the clothing
stores are not suitable for the visually impaired consumers to make easy and safety shopping.
Despite to determined the requirements by the law and regulations to ensure their
participation in social life, it was concluded that defined requirements are not reflect itself to
the production, urban life and architecture.
Key Words: visually impaired, purchase, clothing, ergonomics
1.GĠRĠġ
Dünya Sağlık Örgütü, özürlülük kavramı hakkında aĢağıdaki gibi hastalık sonuçlarına
dayanan, sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıĢtır.
1.1. Noksanlık (Impairment)
Sağlık bakımından “noksanlık” psikolojik, anatomik veya fiziksel yapı ve fonksiyonlardaki
bir noksanlığı veya dengesizliği ifade eder.
1.2.Özürlülük (Disability)
Sağlık alanında „sakatlık‟ bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir
insana oranla bir iĢi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade
eder.
1.3.Maluliyet (Handicap)
“Sağlık alanında “maluliyet” bir noksanlık veya sakatlık sonucunda, belirli bir kiĢide
meydana gelen ve o kiĢinin yaĢ, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal
sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir durumu
ifade eder”. WHO (2011).
Engellilik, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların yarattığı
sosyal dezavantajlardır. Heiden (1996). Türkiye'de 2002'de gerçekleĢtirilen Özürlüler
AraĢtırması'na ait verilerin ikincil analizleri, engellilerin çok büyük sosyal dezavantajlara
maruz kaldıklarını ortaya koymuĢtur. Sosyal dezavantajların yol açtığı sosyal eĢitsizlikler,
engellileri toplumun marjinal gruplarından biri haline getirmiĢtir. Hradil (1999) .
Özürlülük bireysel ve kolektif bir Ģekilde, özürlü olmayan insanların görüĢleri sonucunda inĢa
edilmiĢtir ve düĢmanca sosyal tavırlarla ve özürlülerle olan karĢılaĢmalarda ya da temel
iliĢkilerde onların damgalanmasıyla ifade edilmektedir. Bununla beraber, “özürlülük aynı
zamanda, toplumun, devleti ve ekonomiyi karakterize eden ikincil iliĢkilerde özürlülerin
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
279
karĢılaĢtığı sınırlamalardan açıkça görülen yasalarının, politikalarının ve kurumsallaĢmıĢ
alıĢkanlıklarının sonucu olarak bir toplumun oluĢturduğu bir durumdur. Kısacası, birinci ön
kabul özürlülük durumunun eksikliğin doğrudan sonucu değil, sosyal kısıtlamaların sonucu
olduğudur”. Winter (2003).
Dünya nüfusu göz önünde bulundurulduğunda yaklaĢık 500 milyon kiĢinin özürlü olduğu ve
bunun üçte ikisinin geliĢmekte olan ülkelerde yaĢadığı düĢünülmektedir. Bu sayı dünyada
yaĢayan insan sayısı arttıkça artmaya devam edecektir. Dünya genelinde yaĢayan bunca
özürlü birey özür nedenleri ne olursa olsun ya da dünyanın neresinde bulunuyorsa bulunsunlar
yaĢadıkları toplum içerisinde çeĢitli sosyal ve fiziksel engellerden dolayı sınırlılıklarla
karĢılaĢmaktadır. Anonim 3 (2011).
BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, ülkemizde özürlülerle ilgili veri eksikliğinin hizmet
sunumunda yaĢanan sorunların baĢlıca nedeni olduğu görüĢünden hareketle 2002 yılında
Devlet Ġstatistik Enstitüsü ile iĢbirliği içerisinde Türkiye Özürlüler AraĢtırmasının
gerçekleĢtirilmesini sağlamıĢtır. Genel sonuçları 2003 yılı Aralık ayında açıklanan araĢtırma
sonuçlarına göre, ülkemizde nüfusun % 12.29'unu özürlüler oluĢturmaktadır. AraĢtırmaya
iliĢkin geçici sonuçlar aĢağıdaki tabloda verilmiĢtir.
Tablo 1. Türkiye’deki Özürlü Nüfusun Genel Nüfusa Oranı
GENEL NÜFUS
TOPLAM
ERKEK
KADIN
68 622 559
34 069 984
34 552 575
ÖZÜRLÜ NÜFUS
ÖZÜRLÜ NÜFUS (Oran)
8 431 937
3 783 197
4 648 740
12,29 %
11,10 %
13,45 %
AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında ülkemizdeki toplam nüfusun %12,29‟unun özürlü olduğu
görülmektedir. Anonim 3 (2011).
Halk arasındaki tanımı „âma‟ ya da „kör‟ olan görme engelli, görme gücünden yoksun olan
kiĢiler demektir. Körlüğün çok çeĢitli tanımları olmakla beraber, körlük tanımlarından en iyi
tanımın hangisi olduğuna dair tartıĢmalar vardır. Anonim 2 (2009).
Amerika‟da körlük tanımı Ģöyledir: “Gerekli ve mümkün olan bütün düzeltmeler yapıldıktan
sonra en iyi gören gözünde normal görme gücünün en fazla onda birine sahip olana kör
denilmektedir.” Ġngiltere, bu sınırı daha da daraltarak, iyi gören gözde normal görüĢün en
fazla yirmide birine sahip olanları kör olarak değerlendirmektedir. 1954 yılında Dünya Körler
Konseyi Ġngiltere tanımını benimsemiĢ ve ülkemizin de içinde bulunduğu üye devletlerine
göndermiĢtir. Lancioni vd. (1996).
Türkiye‟de 222 sayılı yasanın Özel Eğitim Yönetmeliği bu tanımı benimsemiĢtir. Ancak
askerlik hizmetinde çürüğe çıkma, gelir vergisi muafiyeti, iĢçi sigortası gibi uygulamalar
tanımı benimsenmekten çok teĢhis yetkisini tıp mercilerine bırakmıĢtır. Bunun sonucunda
ortak bir ölçü benimsenmeyip farklı teĢhis ölçüleri kullanılması sonucu az görenlerden tüm
körlüğe kadar herkese kör raporu verildiği görülmüĢtür. Anonim 2 (2009).
Eğitsel tanıma göre ise kör; görme duyusunu öğrenme için fonksiyonel olarak kullanamayan
ve görsel öğrenme materyallerinden yararlanamayandır. Bu bireyler, öğrenmede iĢitme ve
dokunma duyularına bağımlı olarak öğrenimlerini dokunarak okuduğu kabartma yazıyla
(Braille alfabesi) ve konuĢan kitaplardan dinleyerek sürdürme gereksinimi duyarlar. Lauren
vd. (2001).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
280
Ġnsanların dıĢ dünyadan aldıkları bilgilerin %85‟ini görme kanalıyla edindiği bilinmektedir.
Bu oran görme engellilerin %85 daha az bilgi alacağı değil, diğer duyu organlarını bilgi
edinme amacıyla daha çok kullanacağı anlamına gelmektedir. Cratty (1989).
Görme kaybı doğrudan motor ve fiziksel özellik kaybına neden olmaz. Fakat hareket etme
fırsatının yetersiz oluĢu geliĢimsel kayıplara neden olabilir. Motor geliĢim kaybını en aza
indirmek için çocukluktan itibaren güvenli bir çevrede hareket etme fırsatı verilmelidir.
Bunun güvenli olduğu da çocuğa sözel olarak anlatılmalı ve ona fiziksel olarak yardım
edilmelidir. Anonim 1 (2002).
Görme engelli, gözde veya beyinde oluĢan bir bozukluğa veya hastalığa bağlı olarak görme
yetisi azalmıĢ veya görme yetisini tamamen kaybetmiĢ kiĢidir. Görsel engellilik, tam
körlükten renk algılanması, mesafe algılanması, Ģekillerin tanınması ve görme sahasının
boyutlarında kısıtlamalar gibi çeĢitli derecelerdeki görme sınırlılıklarını kapsamaktadır.
Dünyada % 90‟ından fazlası geliĢmekte olan ülkelerde olmak üzere 161 milyondan fazla
insan görme bozukluğuna sahiptir (124 milyon: az gören kiĢiler, 37 milyon: tam kör kiĢiler).
Türkiye‟de ise nüfusun % 0,6‟sı görme engelli olup en sık görülen görme engelleri: bir gözün
hiç görmemesi (% 28), her iki gözün de az görmesi (% 21), bir gözün az, diğer gözün hiç
görmemesidir (%18). Anonim 3 (2011).
Bu verilere göre günlük yaĢantımızda cadde ve sokaklarda çok sayıda görme engelli kiĢi ile
karĢılaĢmamamızın nedeni görme engelli kiĢilerin mevcut olmaması değil, bu kiĢilerin dıĢ
mekan kullanımlarından yardım almadan faydalanabilmelerinin olanaksız olmasıdır. Oysa
görme engelliler de herkes kadar toplumun sunduğu tüm hizmet ve olanaklardan bağımsızca
yararlanma hakkına sahiptir. Ancak görme engelli birey için bu haklarını kullanabilmek
özellikle engelli duyarlılığı yeterince geliĢmemiĢ toplumlarda oldukça zordur. Bu durumda
görme engelli birey, çoğu zaman kentsel mekan düzenlemelerinin uygun olmaması nedeniyle
eğitim, çalıĢma, sağlık vb. sosyal haklarından neredeyse mahrum kalarak sosyal çevreden
kopmakta ve çoğu zaman özel gereksinimlerini karĢılayamamaktadır. Ufuk (2002).
Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ dikkate alındığında önem kazanan ve incelenmesi
gereken konulardan biri de, görme engellilerin günlük yaĢamın bir parçası olan satın alma
sırasında karĢılaĢtıkları sorunlardır. Mağaza içi düzenlemeler, mağaza personelinin tutum ve
davranıĢları gibi pek çok faktör özel durumları nedeniyle görme engelliler için daha fazla
önem kazanmakta olup, diğer tüketici gruplarına göre de daha fazla sorun yaĢamaktadırlar.
Boylu (2009).
Örneğin; mağaza giriĢlerinde zemin seviyesiyle kot farkı olması, zemin kaplamada kullanılan
malzemelerin düĢmeye neden olacak ve dolaĢmayı zorlaĢtıracak Ģekilde kaygan olması,
mağazanın çok büyük olması, merdivenlerin çok dik ve dar olması, trabzanların olmaması,
yürüyen merdiven ve asansörlerin bulunmaması, giysi stantlarının çevresinde yeterli alanın
bulunmaması, rafların üzerindeki neon aydınlatmaların ürünün asıl halini görmeye engel
olacak Ģekilde göz kamaĢmasına neden olması, mağazadaki fon müziğinin arkadaĢ veya
mağaza personelinin fikrini almaya engel olacak düzeyde olması, giysilerin isteneni bulmaya
ve fiyat etiketini okumaya engel olacak biçimde çok sıkıĢık dizilmiĢ olması satın almayı
güçleĢtiren faktörler arasında sayılabilir. Fiyat ve bedenin net bir biçimde ayırt edilememesi
görme engellilerin satın alma esnasında karĢılaĢtıkları en büyük engellerdendir. Fiyat ve giysi
bedenleri etiket üzerinde bulunmaktadır. Ancak küçük puntolarla yazılmıĢ olmaları bazen de
kullanılan renk nedeniyle okunması hemen hemen imkansızdır. Söz konusu durumlarda pek
çok insan gibi engelliler de yardım istemek için çekingen davranabilirler. Bu nedenle de
alıĢveriĢ baĢarısızlıkla sonuçlanabilir. Boylu (2009).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
281
Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ ve satın alma esnasında karĢılaĢtıkları engeller
göz önünde bulundurulduğunda bu grubun toplumsal yaĢama katılımının bir parçası olan,
satın alma ile ilgili istek ve ihtiyaçlarının karĢılanabilmesi için, fiziksel düzenlemelerle
engelsiz fiziksel çevreler oluĢturulmalı ve mevcut çevrelerin niteliği arttırılmalıdır. Anonim 3
(2011).
2. YÖNTEM
Bu araĢtırmada, görme engelli tüketicilerin giysi satın alırken karĢılaĢtıkları sorunları
belirlemek amacıyla betimsel araĢtırma tekniği kullanılmıĢtır. Verilerin elde edilmesi için
hazırlanan anketler, Ankara ili sınırları içerisinde bulunan görme engellilere ait dernek, lokal
ve eğitim merkezlerindeki 172 görme engelliye uygulanmıĢtır. Anketlerde Likert Tipi
Dereceleme Ölçeği kullanılmıĢtır.
3. BULGULAR VE YORUM
Bu bölümde, araĢtırmaya katılan 172 görme engelli tüketiciye uygulanan anketler sunulmuĢ,
ulaĢılan bulgulara ait yorumlara yer verilmiĢtir.
Tablo 2. Demografik Özellikler
Kadın
Sayı
47
%
27,3
Erkek
Evli
Bekâr
125
63
109
72,7
36,6
63,4
19-28
29-38
39-48
49-58
59 ve üstü
Ġlköğretim
Lise
Yüksek okul
Üniversite
Öğrenci
Kamu
Özel sektör
Serbest meslek
Emekli
ÇalıĢmıyor
650 TL ve altı
701 TL-1300 TL
1301 TL-1900 TL
1901 TL-2500 TL
2501 TL ve üstü
73
35
37
25
1
31
83
3
50
34
44
9
30
24
31
63
78
9
4
4
43,1
20,3
31,5
14,5
0,6
18,0
48,3
1,7
29,1
19,8
25,6
5,2
17,4
14,0
18,0
36,6
45,3
5,2
2,3
2,3
Sorular
Cinsiyet
Medeni Durum
YaĢ
Öğrenim Durumu
Meslekleri
Aylık Gelir Durumu
(TL)
Gruplar
n=172
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
282
AraĢtırmaya katılan görme engellilerin %72,7‟sini erkekler %27,3 „ünü ise kadınlar
oluĢturmaktadır. Katılımcıların tamamı okur-yazar olup %48,3‟ü lise mezunu %29,1‟i ise
üniversite mezunudur. %19,8‟i öğrenci ve %25,6‟sı kamu sektöründe çalıĢmaktadırlar.
%45,3‟ü 701-1300 TL, %36,6‟sı ise 700 TL ve altında aylık gelire sahip olduklarını
belirtmiĢlerdir.
Tablo 3. Görme Kaybı Nedenleri ve Özel Eğitim Alma Durumları
SEÇENEKLER
Sayı
%
DoğuĢtan engelli
86
50,0
Sonradan (kaza,hastalık vb.)
Özel eğitim aldım
84
95
48,8
55,2
Özel eğitim almadım
77
44,8
Katılımcıların %50,0‟ı doğuĢtan görme engelli olduklarını, %55,2‟si ise görme engelliler için
özel eğitim veren kurumlarda eğitim gördüklerini belirtmiĢlerdir.
Tablo 4: Öğrenim Durumlarına Göre Giysi Satın Almada Yardım Ġsteme Durumlarına
ĠliĢkin GörüĢler Kay-Kare (X²) Testi Sonuçları
SEÇENEKLER
Ġlköğretim
Lise
Yüksekokul
Üniversite
Toplam
N
%
N
%
N
%
N
%
N
%
Kendi
10
32,3
28
33,7
1
12,5
19
38,0
58
33,7
Aile
14
45,2
45
54,2
7
87,5
17
34,0
83
48,3
ArkadaĢ
1
3,2
5
6,0
0
,0
11
22,0
17
9,9
Diğer
6
19,4
5
6,0
0
,0
3
6,0
14
8,1
Toplam
31
100,0
83
100,0
8
100,0
50
100,0
172
100,0
X²=23.73 sd=9 p=.005
Giysi satın almada yardım isteme durumları öğrenim durumlarına göre Tablo 4
incelendiğinde, %38,0 ile üniversite mezunu olanların kendi baĢlarına alıĢveriĢ yaptığı, %87,5
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
283
ile yüksekokul mezunu olanların aile ile, %22,0 ile üniversite mezunu olanların
arkadaĢlarıyla, %19,4 ile ilköğretim mezunu olanların diğer (tezgahtar, müĢteri vb. gibi) ile
alıĢveriĢ yaptığı görülmektedir. Buna göre, ilköğretim, lise ve yüksekokul mezunlarının aile
ile, üniversite mezunlarının ise kendi baĢlarına alıĢveriĢ yaptıkları anlaĢılmaktadır. Öğrenim
durumlarına göre giysi satın almada yardım isteme durumlarına iliĢkin görüĢlerinde gözlenen
bu farkın anlamlı olduğu bulunmuĢtur [ X² (9) =23.73, p <.05]. BaĢka bir anlatımla, öğrenim
durumlarına ile giysi satın almada yardım isteme durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında
anlamlı bir iliĢki vardır.
Tablo 5: Medeni Durumlarına Göre Giysi Satın Almada Yardım Ġsteme Durumlarına
ĠliĢkin GörüĢler Kay-Kare (X²) Testi Sonuçları
X²=10,78 sd=3 p=.013
SEÇENEKLER
N
Evli
%
Kendi
13
20,6
Bekar
N
%
Toplam
N
%
ArkadaĢ
Aile
45
41,3
35
55,6
48
44,0
58
33,7
83
48,3
Diğer
6
9,5
Toplam
63
100,0
11
10,1
9
14,3
5
4,6
17
9,9
14
8,1
172
100,0
109
100,0
Tablo 5 incelendiğinde, kendi baĢına giysi satın alanların oranı bekarlarda % 41,3 iken
evlilerde % 20,6‟dır. Ailesiyle giysi satın alanların oranı evlilerde %55,6 iken bekarlarda
%44,0‟dır. ArkadaĢları ile satın alma eylemini gerçekleĢtirme oranı bekarlarda %10,1 iken
evlilerde %9,5‟dir. Diğer seçeneğinde ise evliler % 14,3 iken bekarlarda % 4,6‟dır. Buna göre,
evlilerin, aileleri ile (eĢ) giyim eĢyalarını satın aldığı, bekarların ise çoğunlukla ailelerin ve
kendilerinin satın aldığı sonucu ortaya çıkmıĢtır. Farklı medeni durumlarına sahip görme
engelli tüketicilerin giysi satın alma durumlarına iliĢkin görüĢlerinde gözlenen bu farkın
anlamlı olduğu bulunmuĢtur [X² (3)=10,78, p <.05]. Diğer bir ifadeyle, görme engelli
tüketicilerin medeni durumları ile giysi satın alma durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında
anlamlı bir iliĢki vardır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
284
Tablo 6. Giysi Satın Alırken Dikkat Ettikleri Özellikler
SEÇENEKLER
Önü ve arkası kolayca ayırt edilebilen
giysileri satın alırım.
Takım giysiler satın alırım.
Kabartmalı baskısı olan giysileri satın
alırım.
Leke tutmayan giysiler satın alırım.
Kolay ütülenen giysiler satın alırım.
Düğmeli giysiler satın alırım.
Fermuarlı giysiler satın alırım.
Tek parça giysiler satın alırım.
Aksesuarları belirgin olan giysiler satın
alırım.
Kesinlikle
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
24
14,0
40
23,3
59
34,3
49
28,5
12
7,0
28
16,3
68
39,5
64
37,2
64
37,2
50
29,1
41
23,8
17
9,9
11
6,4
18
10,5
58
33,7
85
49,4
7
5
6
12
4,1
2,9
3,5
7,0
15
45
33
39
8,7
26,2
19,2
22,7
40
81
105
88
23,3
47,1
61,0
51,2
110
41
28
33
64,0
23,8
16,3
19,2
40
23,3
46
26,7
56
32,6
30
17,4
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Tablo 6 incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun kolay ütülenen ve leke tutmayan
giysiler, %47,1‟inin düğmeli, %61,0‟nin fermuarlı, %51,2‟sinin tek parçadan oluĢan giysiler,
%32,6‟sının aksesuarları belirgin olan giysiler, %39‟5‟inin ise takım giysiler satın almayı
tercih ettikleri görülmüĢtür.
Tablodan elde edilen bulgular incelendiğinde, görme engelli tüketicilerin kullanımı ve bakımı
kolay olan giysileri satın almayı tercih ettikleri düĢünülmektedir.
Tablo 7. Giysi Satın Alırken KarĢılaĢtıkları Problemler
Hiç
Katılmıyorum
SEÇENEKLER
Kullanım talimatlarını okuyamamak
Fiyat etiketini okuyamamak
Beden etiketini okuyamamak
Yıkama talimatını okuyamamak
Giysi üzerindeki leke ve defoları
algılayamamak
Giysi modellerini algılayamamak
Renklerini ayırt edememek
Giysideki süslemeleri ve aksesuarları
algılayamamak
Katılmıyorum
Katılıyorum
Tamamen
Katılıyorum
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
3
1,7
-
-
7
4,1
162
94,2
5
4
4
2,9
2,3
2,3
9
7
4
5,2
4,1
2,3
10
7
8
5,8
4,1
4,7
148
154
156
86,0
89,5
90,7
20
11,6
50
29,1
23
13,4
79
45,9
20
27
11,6
15,7
50
25
29,1
14,5
23
35
13,4
20,3
79
85
45,9
49,4
78
45,3
48
27,9
12
7,0
34
19,8
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
285
Tablo 7 incelendiğinde; katılımcıların tamamına yakın kısmı kullanım ve yıkama talimatını,
fiyat ve beden etiketini okuyamadıklarını, %45,9‟u giysilerdeki leke ve defoları ve giysi
modellerini algılayamadıklarını, %49,4‟ü ise renkleri ayırt edemediklerini belirtmiĢlerdir.
Görme engellilerin giysilerdeki herhangi bir etiketi okuyabilmeleri için etiketin Braille
alfabesi ile yazılmıĢ olması gerekmektedir. Bugün piyasada bulunan ürünlerde böyle bir
uygulama olmadığı için giysi alıĢveriĢi sırasında sorun yaĢıyor olmaları olasıdır.
Tablo 8. Mağaza Zeminlerinde KarĢılaĢılan Problemler
Hiç
Katılmıyorum
SEÇENEKLER
Katılmıyorum
Katılıyorum
Sayı
Tamamen
Katılıyorum
Sayı
%
Sayı
%
Mağaza giriĢleri ile zemin
seviyesi arasında kot farkı
olması
3
1,7
19
11,0
87
50,5
63
36,6
Mağaza içi zemininde kot
farklılıklarının olması
8
4,6
16
9,3
93
54,0
55
31,9
Zemin kaplamada kaymayı
önleyici malzemenin
kullanılmaması
13
7,5
79
45,9
31
18,0
49
28,4
Rampa ve merdiven gibi
tehlike oluĢturan alanlarda
uyarıcı iĢaretlerin
bulunmaması ve ıĢığın
yetersiz olması
-
-
7
4,0
83
48,2
82
47,6
Mağazalarda yerleĢim
planının olmaması
-
-
16
9,3
56
32,5
100
58,1
Mağaza yerleĢim planının
görme engellilerin
kullanımına uygun olmaması
-
-
-
-
78
45,3
94
54,6
ĠĢaret ve levhaların
kabartmalı ya da büyük
harflerle yazılmaması
-
-
-
-
11
6,3
161
93,6
ĠĢaret, levha, çöp kutuları vb
engellilerin hareketini
kısıtlamayacak ve tehlike
oluĢturmayacak Ģekilde
yerleĢtirilmemesi
12
6,9
29
16,8
68
39,5
63
36,6
%
Sayı
%
Tablo 8 incelendiğinde; katılımcıların %50,5‟i mağaza giriĢleri ile zemin seviyesi arasındaki
kot farkından dolayı, % 54‟ü mağaza içi zemininde kot farklılıklarının olmasından, %45,9‟u
zemin kaplamada kaymayı önleyici malzemenin kullanılmamasından, %48,2‟si rampa ve
merdiven gibi tehlike oluĢturan alanlarda uyarıcı iĢaretlerin bulunmaması vebu alanlarda
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
286
ıĢığın yetersiz olmasından, %58,1‟i mağazalarda yerleĢim planının olmamasından, %54,6‟sı
mağaza yerleĢim planının görme engellilerin kullanımına uygun olmamasından, %93,6‟sı
kullanılan iĢaret ve levhaların kabartmalı ya da büyük harflerle yazılmamasından, %39,5‟i ise
iĢaret, levha, çöp kutuları vb gibi eĢyaların engellilerin hareketini kısıtlamayacak ve tehlike
oluĢturmayacak Ģekilde yerleĢtirilmemesinden dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir.
Bu sonuçlar dikkate alındığında, görme engelli tüketicilerin mağaza giriĢ çıkıĢlarında ve
mağaza içinde güvenli bir Ģekilde hareket edemedikleri sonucuna varılmıĢtır.
Tablo 9. Merdiven ve Asansörlerde KarĢılaĢılan Problemler
SEÇENEKLER
Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Sayı
%
Sayı %
Katılıyorum
Sayı
%
Tamamen
Katılıyorum
Sayı
%
Merdivenlerde trabzan
kullanılmaması
33
19,1
25
14,5
69
40,1
45
26,1
Merdivenlerin dar ve dik
olması
7
4,0
13
7,5
75
43,6
77
44,7
Basamaklar arasında kot
farkının bulunması
47
27,3
56
32,5
31
18,0
38
22,0
Merdiven basamaklarının
kenarlarında koruyucu
kaymaz Ģerit bulunmaması
13
7,5
22
12,7
67
38,9
70
40,6
Yürüyen merdiven
bulunmaması
-
-
21
12,2
95
55,2
56
32,5
Asansör bulunmaması
13
7,5
35
20,3
51
29,6
73
42,4
Asansörlerde sesli
yönlendirme sisteminin
olmaması
-
-
-
-
75
43,6
97
56,3
Asansör düğmelerinin
kabartma yazıyla
yazılmaması
-
-
-
-
27
15,6
145
84,3
Tablo 9 incelendiğinde; katılımcıların %40,1‟i merdivenlerde trabzan kullanılmamasından,
%44,7‟si merdivenlerin dar ve dik olmasından, %32,5‟i basamaklar arasında kot farkının
bulunmasından, %40,6‟sı merdiven basamaklarının kenarlarında koruyucu kaymaz Ģerit
bulunmamasından, %55,2‟si yürüyen merdiven bulunmamasından, %42,4‟ü asansör
bulunmamasından, %56,3‟ü asansörlerde sesli yönlendirme sisteminin olmaması, %84,3‟ü
ise asansör düğmelerinin kabartmalı yazıyla yazılmamasından dolayı sorun yaĢadıklarını
belirtmiĢlerdir.
Tablodaki veriler incelendiğinde, görme engellilerin mağazalardaki merdivenleri kendileri
için güvenli bulmadıkları, asansörleri ise rahatça kullanamadıkları sonucuna varılmıĢtır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
287
Tablo 10. Giysi Reyonlarında KarĢılaĢılan Problemler
SEÇENEKLER
Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Sayı
%
Sayı
%
Katılıyorum
Sayı
%
Tamamen
Katılıyorum
Sayı
%
Rafların üzerindeki
aydınlatmanın doğru
kullanılmaması
16
9,3
29
16,8
58
33,7
69
40,1
Giysi stantlarının rahat hareket
etmeyi engelleyecek Ģekilde
yerleĢtirilmesi
21
12,2
36
20,9
72
41,8
43
25,0
9,3
48
27,9
69
40,1
39
22,6
Giysilerin sıkıĢık ve düzensiz
yerleĢtirilmesi
16
Prova odalarının yeterince
aydınlık olmaması
9
5,2
11
6,3
92
53,4
60
34,8
Prova odalarının rahat hareket
etmeyi engellemesi
9
5,2
17
9,8
95
55,2
51
29,6
Tablo 10 incelendiğinde; katılımcıların % 40,1‟i rafların üzerindeki aydınlatmanın doğru
kullanılmamasından ve giysilerin sıkıĢık ve düzensiz yerleĢtirilmesinden, %41,8‟i giysi
stantlarının rahat hareket etmeyi engelleyecek Ģekilde yerleĢtirilmesinden, %53,4‟ü prova
odalarının yeterince aydınlık olmamasından, %55,2‟si prova odalarının rahat hareket etmeyi
engellemesinden dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir.
Bu verilere göre, katılımcıların büyük çoğunluğunun alıĢveriĢ sırasında stant ve raf
düzeninden kaynaklanan sorunlar yaĢadıkları ve prova odalarında rahat hareket edemedikleri
sonucuna varılmıĢtır.
4. SONUÇ VE ÖNERĠLER
Görme engellilerin giysi satın alırken karĢılaĢtıkları problemleri ve satın almalarını etkileyen
faktörleri belirlemek ve çözüm önerilerinde bulunabilmek amacıyla yapılan bu araĢtırmanın
sonuçları ve önerileri aĢağıda sunulmuĢtur.
4.1. Sonuç
Görsel özne olan giysi, görme engelliler için de kendini ifade etme, iyi hissetme ve toplumda
yerini belirlemenin bir yoludur. Artık insanlar sadece giyinmiĢ olmak için değil, giysi ile bir
kimlik duygusu yaratabilmek, kim olarak algılanmayı arzu ettiğini belirlemek amacıyla
tüketmektedirler. Ġnsanlar giysilerinin türlerini, modellerini ve renklerini, olmayı istedikleri
kimliğe uygun seçmektedirler.
-
Katılımcıların demografik özellikleri incelendiğinde; erkeklerin kadınlara oranla
çoğunlukta oldukları,
yaĢla ilgili değiĢkenlere bakıldığında ise genç görme
engellilerin ağırlıkta olmasından dolayı sosyal yaĢamda daha aktif rol aldıkları
görülmüĢtür.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
288
-
YaĢ ve cinsiyet durumları karĢılaĢılan sorunlar açısından belirleyici bir faktör değildir.
-
Katılımcıların öğrenim durumları ile giysi satın almada yardım isteme durumlarına
iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Buna göre,
ilköğretim, lise ve yüksekokul mezunlarının aile ile, üniversite mezunlarının ise
kendilerinin alıĢveriĢ yaptıkları belirlenmiĢtir.
-
Görme engelli tüketicilerin medeni durumları ile giysi satın alma durumlarına iliĢkin
görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Buna göre evlilerin
aileleriyle alıĢveriĢe çıkma oranları bekarlara kıyasla daha yüksektir.
-
Görme engelli tüketicilerin kolay ütülenme, leke tutmama vb. özellikleri olan, kolay
giyilip çıkarılabilme gibi kullanımı ve bakımı kolay olan giysileri satın almayı tercih
ettikleri görülmüĢtür.
-
Giysi satın alma sırasında karĢılaĢtıkları en önemli problemlerden birinin kullanım
talimatlarını, yaka, beden, ve fiyat etiketlerini okuyamamak olduğu belirlenmiĢtir.
-
Mağaza giriĢ çıkıĢlarında ve mağaza içinde, zemindeki kot farklılıklarından dolayı
rahat ve güvenli bir Ģekilde hareket edememektedirler.
-
Merdiven, rampa gibi tehlike oluĢturabilecek noktalarda uyarıcı iĢaret ve levhaların
bulunmadığı ve var olan levhalarında kabartmalı ya da büyük harflerle yazılmadığı
belirlenmiĢtir.
-
Mağazalarda alıĢveriĢ süresini kısaltmaya ve alıĢveriĢi kolaylaĢtırmaya yardımcı
olabilecek yerleĢim planları bulunmamaktadır.
-
Mağaza içlerinde bulunan merdivenlerin büyük çoğunluğunda trabzan bulunmamakta,
merdivenler dar ve dik olmaktadır. Bu durum katılımcıların rahat ve güvenli hareket
etmesini engellemektedir.
-
Çok katlı mağazalardaki asansörlerde sesli yönlendirme sistemi bulunmamakta, var
olan yönlendirme butonlarında da kabartmalı yazı kullanılmamaktadır. Bu durum
yardım olmaksızın asansör kullanımını zorlaĢtırmaktadır.
-
Giysi raflarının üzerindeki aydınlatmalar yetersiz ya da yanlıĢ yerleĢtirilmiĢtir. Bu
durum giysi özelliklerini ayırt etmeyi zorlaĢtırmaktadır.
-
Giysi stantlarının ve giysilerin düzensiz ve sıkıĢık yerleĢtirilmesi alıĢveriĢ yapmayı
zorlaĢtırmaktadır.
-
Prova odalarının dar olması ve yeterince aydınlık olmaması rahat hareket etmeyi
engellemektedir.
4.2. Öneriler
-
Mağaza içi düzenlemeler yapılırken engelli tüketici kitlesi de dikkate alınmalı ve
çağdaĢ mimari anlayıĢına uygun düzenlemeler yapılmalıdır.
-
Mağazalardaki mevcut Ģartların engelli tüketiciler açısından iyileĢtirilmesi için yasa ve
yönetmelikler olmalıdır.
-
Toplumdaki „engelli‟ anlayıĢını, engelli bireylere bakıĢ açısını düzeltmek ve sağlıklı
bireylerle eĢit haklara sahip olduklarını benimsetmek için eğitim kurumlarında
ilköğretimden itibaren konuyla ilgili eğitimler verilmelidir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
289
-
Toplumsal yaĢamda daha aktif bir Ģekilde rol alabilmeleri için, kurum ve kuruluĢların
mimarilerine ve çalıĢma prensiplerine engelliler açısından çağdaĢ ve insancıl
düzenlemeler getirmesi gerekmektedir.
-
Hazır giyim üreticileri, azımsanmayacak çoğunlukta olan görme engelli tüketiciler için
özellikle yaka, beden etiketleri, kullanım talimatları gibi kısımlarda kabartmalı yazı ya
da Braille alfabesiyle hazırlanmıĢ etiketler kullanmalıdırlar.
-
Mağaza personelleri engelli tüketicilere davranıĢları açısından eğitilmeli ve bu konuda
mağaza yetkilileri tarafından denetlenmelidirler.
-
Mağazalarda, departmanlar ve giysi türlerini rahatça ayırt edebilmek için sesli
tanımlama sistemleri olmalıdır.
-
Görme engellilere, eğitimleri sırasında estetik ve giyim kuĢamla ilgili dersler verilmesi
özgüvenlerini yükseltmek ve kendi baĢlarına alıĢveriĢ yapabilmelerini teĢvik etmek
açısından önemli görülmektedir.
Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ ve satın alma sırasında karĢılaĢtıkları engeller göz
önünde bulundurulduğunda bu grubun satın alma ile ilgili istek ve ihtiyaçlarının
belirlenmesine yönelik geniĢ kapsamlı araĢtırmalar yapılmasına öncelik verilmelidir.
KAYNAKLAR
Boylu A.A. (2009). Görme Engelli Tüketiciler, Satın Almada YaĢadıkları Sorunlar ve
Çözüm Önerileri, Hacettepe Üniversitesi Tüketici - Pazar - AraĢtırma – DanıĢma Test
ve Eğitim Merkezi.
Cratty, B. J. (1989).. Adapted Physical Education in the Mainstream. Love Publishing
Company. Denver, Colorado Secont Edition.
Heiden, H.G. (1996). Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt
Werden. Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek beiHamburg.
Hradil, S. (1999). Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich: Opladen.
Lambert, Z.V. (1979). An Investigation of Older Consumer‟s Unmet Needs and Wants
at the Retail Level, Journal of Retailing, 55,4, 3555.
Lancioni, G.E., Oliva, D., Bracalente, S. and Ten Hppenn, G. (1996). Use of an Acoustic
Orientation System For Ġndoor Travel With A Spatially Disabled Blind Man. Journal
of Visual Impairment & Blindness, 90, 36-41.
Lauren, J., Lieberman, J., Butcher, M., L. and Moak, S., A. (2001). Study Of Guide-Running
Techniques For Children Who Are Blind. Academic Research Library, Palaestra,
Summer 17(3), 20-27.
Anonim1. (2002). T.C. Kastamonu Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve AraĢtırma
Merkezi Müdürlüğü. Özel Eğitim Gerektiren Bireylerin Özellikleri, Eğitimlerinde
Aileye ve Öğretmene Öneriler Klavuzu, Kastamonu
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
290
Anonim 2. (2009). T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, I Özürlüler ġurası,
Komisyon Raporları Genel Kurul GörüĢmeleri, Ankara
Ufuk, H. (2002). Engellilerin Ġhtiyaç ve Sorunlarının Tüketim Ergonomisi Açısından
Ġncelenmesi, Verimlilik Dergisi, 4, 100113.
Winter, J. A. (2010). Disability Studies Quarterly Winter, www.dsq-sds.org , Son EriĢim
Tarihi:01 Mayıs 2010
WHO. (2011) http:/www.who.com. Son EriĢim Tarihi: 19 Haziran 2011
Anonim 3. (2011). T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, www.ozida.gov.tr Son
EriĢim Tarihi: 20 Haziran 2011.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
291
BĠR ÜNĠVERSĠTE YERLEġKESĠNĠN ENGELLĠ DOSTLUĞU
DÜZEYĠNĠN TESPĠTĠ
AĢkıner GÜNGÖR1, Ozan ÇAPRAZ2, M. UlaĢ KOYUNCUOĞLU3
1
Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü,
Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : askiner@pau.edu.tr (ĠletiĢim Yazarı)
2
YL öğrencisi, Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü,
Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : ozancapraz@windowslive.com
3
YL öğrencisi, Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik. Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü,
Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : ulas@pau.edu.tr
ÖZET
Bu çalıĢma, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan, yaĢam alanlarının ergonomik
ilkeler altında engelli bireyleri de kapsayacak Ģekilde geliĢtirilmesine katkı sağlamayı
amaçlamaktadır. ÇalıĢmada, bir üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanların,
engelli bireyler tarafından “eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği” analitik tekniklerle
irdelenmiĢtir. Değerlendirme görme ve bedensel engellilik durumlarını kapsamaktadır.
Engelli bireylere yönelik eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik kriterleri literatürden elde
edilmiĢtir. ÇalıĢma kapsamında çok kriterli karar verme yöntemlerinden Analitik HiyerarĢi
Prosesi (AHP), engelli bireylerin bakıĢ açısı ile bu kriterlerin önem derecelerinin
belirlenmesinde; Bulanık TOPSIS ve AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puanlandırma yöntemi ise
üniversite yerleĢkesindeki alanların engelli dostluğu yönünden toplam puanlarının elde
edilmesi için kullanılmıĢtır.
ÇalıĢmanın bulguları, üniversitenin yerleĢkesinin engelliler açısından geliĢtirilmesine
yardımcı olacaktır. ÇalıĢmanın diğer eğitim kurumlarında da benzer çalıĢmaları tetiklemesi
beklenebilir.
Anahtar Kelimeler: Engelli Ergonomisi, Engelli Dostluk Düzeyi, AHP, Bulanık TOPSIS
1. GĠRĠġ
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)‟nün tanımına göre engellilik, kiĢiden beklenen ya da bir bütün
olarak ifade edilen “normal” aktivitelerin yerine getirilmesindeki eksiklik ya da sınırlılıktır
(WHO, 1980). Dünya nüfusunun yaklaĢık % 10‟u, yani 650 milyon civarında insan engellidir;
bu oran geliĢmekte olan ülkelerde %12‟yi bulmaktadır (Disabled World, 2011). Devlet
Ġstatistik Enstitüsü (DĠE) tarafından 2002 yılında yapılan Türkiye Özürlüler AraĢtırması
verilerine göre Türkiye‟de engelli olan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %12,29‟dur (DĠE,
2002). Diğer bir ifadeyle, ülkemizde her sekiz insandan biri hayatını çeĢitli engellilik türleri
ile sürdürmektedir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
292
Yukarıda verilen istatistikî veriler incelendiğinde engellilerin toplumların ayrılmaz bir parçası
olduğu söylenebilir. Dolayısıyla engellilerin yaĢamın her alanında karĢılaĢtıkları veya
karĢılaĢabilecekleri problemler çözülmeli ve bu sayede topluma katılabilmeleri sağlanmalıdır.
Ancak, Türkiye genelinde engelli nüfusu oldukça yüksek olmasına rağmen, yaĢam alanlarının
kullanımında engellilerin problemlerine yönelik planlama ve uygulama örnekleri geliĢmiĢ
ülkelere göre oldukça yetersiz durumdadır (Bekci vd., 2008).
Bu çalıĢmada bir üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanların, çok kriterli karar
verme yöntemleri ile engelli bireyler tarafından “eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği”
irdelenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda elde edilen bulgular ile, ergonomik ilkeler altında üniversite
yerleĢkesinin açık ve kapalı alanlarının engelli bireyleri kapsayacak Ģekilde geliĢtirilmesine
katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
ÇalıĢma amacı doğrultusunda beĢ bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde, engellilik
kavramı hakkında bilgiler verilmiĢtir ve konuya giriĢ yapılmıĢtır. Problemin tanımı ve
çalıĢmanın amacı belirlenmiĢtir. Ġkinci bölümde, yaĢam alanlarına engellilerin eriĢilebilirliği
ve kullanılabilirliği üzerine bir literatür taraması verilmiĢtir. Üçüncü bölümde, kullanılan çok
kriterli karar verme yöntemleri (AHP, bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma
yöntemi) kısaca tanıtılmıĢtır. Dördüncü bölümde, üniversite yerleĢkesi, engelliler için
eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik açısından çok kriterli karar verme yöntemleri ile
değerlendirilmiĢtir. Son bölümde, çalıĢma sonunda elde edilen sonuçlar tartıĢılmıĢ ve
gelecekte yapılabilecek öneriler sunulmuĢtur.
2. LĠTERATÜR TARAMASI
21.yüzyılın eĢiğine geldiğimiz Ģu günlerde engellilerin yaĢama katılmalarının ve özgürce
hareket edebilmelerinin sağlanması gereklidir. YaĢam alanlarındaki fiziksel engellerin
kaldırılması ve yeni yapılacak alanların engelli bireyleri kapsayacak Ģekilde tasarlanması
büyük önem taĢımaktadır (ÖZĠDA, 1999). Bu amaçla gerek yurt içinde gerekse yurt dıĢında
olmak üzere standartlar düzenlenmiĢtir.
Literatürde, bu standartlar kullanılarak yaĢam alanlarının engelliler tarafından eriĢilebilirliği
ve kullanabilirliğini ölçmeye yönelik çalıĢmalara rastlamak mümkündür. Farklı ülkelerde
yayımlanmıĢ bu çalıĢmaların çoğu tekerlekli sandalye kullanıcısı engelli bireylerin eriĢimini
değerlendirmek için yapılmıĢtır (McClain ve Todd, 1990; Martin vd., 1993; McClain, 2000;
Nary vd., 2000; Useh vd., 2001; Rivano-Fischer, 2004; Hamzat ve Dada, 2005; Evcil, 2009).
Welage ve Liu (2011), kamu binalarında tekerlekli sandalye kullanıcısı engelli bireylerin
eriĢilebilirliğinin incelendiği güncel literatür araĢtırmasını sunmuĢlardır.
Yılmaz vd. (2006), Erzurum‟da mevcut açık yeĢil alanların fiziksel engelliler tarafından
kullanım yeterliliğini belirlemeye çalıĢmıĢtır. Bekci vd. (2008), Trabzon‟da bulunan açık yeĢil
alanların fiziksel engelliler tarafından kullanılabilirliğini ve yararlanma durumlarını
araĢtırmıĢtır. EkĢioğlu vd. (2009), bir üniversitede görme ve yürüme engelli öğrencilerin
yerleĢkede karĢılaĢtıkları sorunları belirlemiĢ ve ergonomik ilkelere göre çözüm önerileri
sunmuĢlardır. Son yıllarda, Evcil (2010) tarafından yapılan çalıĢmada, Ġstanbul‟un dört farklı
kamusal açık alanının fiziksel durumları uygunluğu engelli bireylerin eriĢilebilirliği için
değerlendirilmiĢtir.
Ancak söz konusu çalıĢmaların hiçbirinde, bu çalıĢmada önerilen yaklaĢım kullanılmamıĢtır.
Önerilen çalıĢmada, üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanlar bulanık ve bulanık
olmayan çok kriterli karar verme yaklaĢımları kullanılarak değerlendirilmiĢtir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
293
3. YÖNTEM
Bu bölümde, kısaca çalıĢmada kullanılan çok kriterli karar verme yöntemlerinden analitik
hiyerarĢi prosesi (AHP), bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma
yöntemlerinin temel adımları verilmiĢtir.
3.1. Analitik HiyerarĢi Prosesi
Analitik HiyerarĢi Prosesi 1970‟li yılların ortasında Thomas L. Saaty tarafından geliĢtirilen
ölçme ve karar verme için kullanılan bir matematiksel teoridir (Saaty ve Niemira, 2006). AHP
yönteminin uygulama adımları Ģu Ģekildedir (Saaty, 1990):
1.Adım: HiyerarĢik yapının oluĢturulması
2.Adım: Ġkili karĢılaĢtırma matrisleri (a) ve üstünlüklerin belirlenmesi
3.Adım: Özvektörün (göreli önem vektörünün) belirlenmesi
4.Adım: Özvektörün tutarsızlılığının hesaplanması
5.Adım: HiyerarĢik yapının genel sonucunun elde edilmesi
3.2. Bulanık TOPSIS
Chen (2000), her alternatifin değerlendirmesi ve her kriterin ağırlığı, üçgen bulanık sayılar ile
ifade edilen sözel değiĢkenler ile tanımlayan bulanık TOPSIS yöntemini önermiĢtir. Chen
(2000) tarafından önerilen bulanık TOPSIS yönteminin adımları Ģu Ģekildedir:
1.Adım: Karar vericilerden bir grup oluĢturulması ve değerlendirme kriterleri tanımlanması
2.Adım: Kriterlerin önem ağırlıklarının belirlenmesi için uygun sözel değiĢkenlerin
seçilmesi ve kriterlere iliĢkin alternatiflerin sözel olarak sıralanması
3.Adım: Kriterler ağırlıkları ve alternatiflerin değerlendirmeleri tek bir değere indirgenmesi
4.Adım: Bulanık karar matrisi ve normalize bulanık karar matrisinin oluĢturulması
5.Adım: AğırlıklandırılmıĢ normalize bulanık karar matrisinin oluĢturulması
6.Adım: Bulanık Pozitif Ġdeal Çözüm (FPIS) ve Bulanık Negatif Ġdeal Çözümün (FNIS)
belirlenmesi
7.Adım: Her bir alternatifin göreceli FPIS ve FNIS‟den uzaklıklarının hesaplanması
8.Adım: Her bir alternatifin yakınlık katsayısının hesaplanması
9.Adım: Yakınlık katsayısına göre alternatiflerinin sıralamasının belirlenmesi
3.3. AğırlıklandırılmıĢ 0-1Puanlandırma Yöntemi
AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi, alternatifleri belirlenmiĢ birçok kritere göre
sistematik olarak seçme imkânı sağlamaktadır. AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemin
adımları aĢağıdaki gibidir:
1.Adım: Alternatif seçimi için önem taĢıyan kriterlerin tanımlanması
2.Adım: Her bir kritere 0 ile 1 arasında bir ağırlık atanması
3.Adım: Her alternatife ilgili kriteri sağlama durumuna göre 0 veya 1 değerinin verilmesi
4.Adım: Her bir alternatifin toplam puanının hesaplanması
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
294
4. UYGULAMA: BĠR ÜNĠVERSĠTE ÖRNEĞĠ
Bu bölümde ele alınan üniversite yerleĢkesinin, engelliler tarafından eriĢilebilirliği ve
kullanılabilirliği çok kriterli karar verme yöntemleri ile değerlendirilmiĢtir. Değerlendirme,
görme ve bedensel engellilik durumlarını kapsamaktadır. Görme ve bedensel engelli
bireylerin gereksinimlerinin farklı olduğu düĢünülerek her iki engellilik türü için ayrı
değerlendirme yapılmıĢtır. Görme engelliler için yüzde yüz (%100) görme engellilik durumu
ve bedensel engelliler için tekerlekli sandalye kullanımı gerekliliği kabulü altında çalıĢma
yapılmıĢtır.
Üniversite yerleĢkesinde değerlendirmeye alınan kapalı alanlar; eğitim fakültesi (A.1), fenedebiyat fakültesi (A2.1-2-3-4), iktisadi ve idari bilimler fakültesi (A3.1-2-3), mühendislik ve
teknik eğitim fakültesi (A.4), inĢaat-jeoloji mühendisliği (A.5), merkez yemekhanesi (A.6),
rektörlük (A.7) ve tıp fakültesi (A.8), açık alanlar; otoparklar, spor alanları, yollar ve
kaldırımlar, yerleĢkeye giriĢ-çıkıĢ ve açık alan mobilyaları olarak belirlenmiĢtir.
4.1. Değerlendirme Kriterlerinin Belirlenmesi ve Tanımlanması
Uygulamada ilk olarak, mevcut durumun değerlendirilmesi için Türkiye‟de ve Dünya‟da
hazırlanan standartlar taranmıĢ ve TS 9111, TS 12576, engelliler için ulaĢılabilirlik rehberi ve
accessibilitiy for the disabled a design manual for barier free environment kaynakları
yardımıyla engelli bireylere yönelik eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik kriterleri belirlenmiĢtir
(TMMOB, 1990; TSE 1991a, 1991b; United Nations, 2011).
Kapalı alanlar için oluşturulan değerlendirme kriterleri:
K.1-Bina Girişlerinin Uygunluğu: Bina giriĢleri engellilerce eriĢilebilir ve kullanılabilir
olmalıdır. Binaya giremeyen engellilerin bina içerisinde hareket etmesi de beklenemez.
K.2-Bina İçi Yatay Hareket Uygunluğu: Engelliler bina içinde yatay konumlarını değiĢtirmek
isteyebilirler ve bu nedenle de yatay hareket yapmak zorundadırlar. Yatay hareketi sağlayan
koridor, merdiven gibi tüm alanlar standartlara uygun olmalıdır.
K.3-Derslik ve Salonların Uygunluğu: Derslik ve salonlarda engelliler için özel tasarlanmıĢ
sıraların bulunması gereklidir. Derslik ve salonlara giremeyen engellilerin öğrenimleri
aksamaktadır.
K.4-Tuvalet ve Lavaboların Uygunluğu: Engellilerin zorunlu ihtiyaçlarını karĢılamaları için
standartları sağlayan engelli tuvaletleri bulunmalıdır. Tuvalet ve lavabolara eriĢemeyen
engelliler bu alanları kullanamazlar.
K.5-Bina İçi Dikey Hareket Uygunluğu: Engelliler bina içinde dikey konumlarını değiĢtirmek
isteyebilirler. Bu nedenle dikey hareket yapmak zorundadırlar. Yatay hareketi sağlayan
asansör, merdiven gibi tüm ekipmanlar standartlara uygun olmalıdır.
K.6-Öğretim Üyeleri ve Destek Hizmetlere Erişim Kolaylığı: Engelliler öğretim üyelerini ve
öğrenci iĢleri gibi destek hizmetleri ziyaret etmek isteyebilirler. Dolayısıyla bu birimler
engellilerin eriĢimine uygun yapıda olmalıdır.
K.7-Bilgi Kaynağına Erişim Kolaylığı: Engelliler çeĢitli nedenlerden dolayı üniversitenin
kütüphane ve laboratuar gibi bilgi kaynaklarını kullanmak isteyebilirler. Dolayısıyla
üniversitenin bilgi kaynakları engellilerin eriĢimine uygun yapıda olmalıdır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
295
K.8-Yönlendirme ve Bilgilendirme Panolarının Varlığı: Yön levhaları engellilerin binada
doğru konumlara minimum hareketle gitmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, binalardaki yön
belirten levhalar engellilerin kullanımı için standartlara uygun olarak hazırlanmalıdır.
K.9-Bina Güvenlik Sisteminin Uygunluğu: Binalarda olası acil durumlarda engellileri
kapsayan tahliye planları bulunmalıdır.
Açık alanlar için oluşturulan değerlendirme kriterleri:
K.10-Erişilebilir Otoparkların Uygunluğu: Otopark alanlarında standartlara uygun,
engellilerce kullanılabilen ve uluslararası iĢaretlerle tanımlanmıĢ otopark yerleri bulunmalıdır.
K.11-Yerleşkeye Girişlerin Uygunluğu: YerleĢkeye giriĢler engellilerce eriĢilebilir ve
kullanılabilir olmalıdır. YerleĢkeye giremeyen engellilerin yerleĢke içerisinde hareket etmesi
de beklenemez.
K.12-Yerleşke İçi Hareket Uygunluğu: Engellilerin yerleĢke içinde hareket etmesini sağlayan
yollar, kaldırımlar ve servis otobüsü (ring) standartlara uygun olmalıdır.
K.13-Spor Alanlarında Hareket Kolaylığı: Engellilerin spor yapabilmesi için basketbol
sahası, koĢma alanları gibi spor alanları standartlara uygun olmalıdır.
K.14-Açık Alan Mobilyalarının Uygunluğu: Engellilerin açık alanda ihtiyaçlarını karĢılaması
için gerekli banklar, masalar gibi açık alan mobilyaları standartlara uygun olmalıdır.
4.2. Değerlendirme Kriterlerinin Önem Seviyelerinin Belirlenmesi
Kapalı ve açık alan kriterlerinin belirlenmesinden sonraki adım bu kriterlerin engellilerin
ihtiyaçları doğrultusunda önem seviyelerinin belirlenmesidir. ÇalıĢmada, kriter ağırlıklarının
belirlenmesi için AHP yöntemi kullanılmıĢtır. Görme ve bedensel engelli bireylerin ikili
karĢılaĢtırma matrisleri karĢılıklı görüĢme yoluyla elde edilmiĢtir. Bedensel engellilerin ikili
karĢılaĢtırma matrisleri iki bedensel engelli bireyin geometrik ortalaması ile, görme
engellilerin karĢılaĢtırma matrisleri ikili ise birden fazla görme engellinin bulunduğu bir
grubun grup kararı ile elde edilmiĢtir.
AHP yönteminde kriter ağırlıkları ve tutarsızlık oranları Super Decisions 2.0.8 programı ile
elde edilmiĢtir. Sonuçları incelenecek olursa; bedensel engelliler için en önemli kapalı alan
kriteri “bina içi dikey hareket uygunluğu” ve en önemli açık alan kriteri “yerleĢkeye giriĢlerin
uygunluğu”, görme engelliler için en önemli kapalı alan kriteri “bina giriĢlerinin uygunluğu”
ve en önemli açık alan kriterinin “yerleĢkeye giriĢlerin uygunluğu” olarak belirlenmiĢtir.
Tutarsızlık oranlarının (T.O.) hepsi 0,1‟den küçük olduğu için sonuçlar kabul edilebilir
(Bakınız Tablo 1 ve Tablo 2).
Tablo 1. Engelli BakıĢ Açısı Altında Kapalı Alan Kriterlerinin Ağırlıkları
Kapalı Alan Değerlendirme Kriterleri
Engellilik
Türü
K.1
Bedensel
0,207
0,047 0,135 0,155 0,231 0,053 0,063 0,046 0,062 0,029
Görme
0,234
0,114 0,085 0,075 0,126 0,029 0,024 0,295 0,015 0,064
K.2
K.3
K.4
K.5
K.6
K.7
K.8
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
K.9
T.O.
296
Tablo 2. Engelli BakıĢ Açısı Altında Açık Alan Kriterlerinin Ağırlıkları
Açık Alan Değerlendirme Kriterleri
Engellilik
Türü
K.10
K.11
K.12
Bedensel
0,160
0,357
0,303 0,087 0,093 0,058
Görme
0,090
0,408
0,264 0,046 0,192 0,027
K.13
K.14
T.O.
4.3. YerleĢkenin Engelli Dostluğu Açısından Değerlendirilmesi
Üniversite yerleĢkesindeki alanların engelli dostluğu yönünden toplam puanlarının elde
edilmesi için bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi kullanılmıĢtır.
AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi ile değerlendirme yapılırken temel düĢünce;
“engelli bir bireyin hiçbir yardım almadan yerleĢke içerisinde hareket edebilmesidir”.
YerleĢkede mevcut açık ve kapalı alanlar gözlemlenmiĢ ve fotoğrafları çekilmiĢtir. Alanlardan
gerekli ölçüler alınmıĢ ve uygunlukları belirlenen standartlarla karĢılaĢtırılmıĢtır. Yöntemlerin
uygulanması sonucunda alanların elde ettiği toplam puanlar Tablo 3, Tablo 4 ve Tablo 5‟de
verilmiĢtir.
Tablo 3. Bulanık TOPSIS Yöntemi ile Kapalı Alanların Değerlendirilmesi
Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının (CCi) Değeri
Engellili
k Türü
A.2
A.1
A.3
A.2. A.2. A.2. A.2. A.3. A.3. A.3.
1
2
3
4
1
2
3
A.4
A.5
A.6
A.7
A.8
Bedense 0,06 0,05 0,04 0,05 0,05 0,06 0,06 0,05 0,02 0,06 0,03 0,04 0,05
6
9
7
8
8
4
1
9
3
2
0
7
7
l
Görme
0,02 0,02 0,01 0,01 0,01 0,02 0,02 0,01 0,01 0,02 0,01 0,01 0,01
8
3
5
8
8
3
3
8
0
2
5
7
8
Tablo 4. AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puanlandırma Yöntemi ile Kapalı Alanların
Değerlendirilmesi
Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının Toplam Puanı
Engellili
k Türü
A.2
A.1
A.3
A.2. A.2. A.2. A.2. A.3. A.3. A.3.
1
2
3
4
1
2
3
A.4
A.5
A.6
A.7
A.8
Bedense 0,31 0,47 0,26 0,26 0,26 0,47 0,47 0,44 0,13 0,54 0,24 0,39 0,26
7
2
5
5
5
2
2
6
5
3
4
9
5
l
Görme
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
0
0
0
297
Tablo 5. Bulanık TOPSIS ve AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi ile Açık Alanların
Değerlendirilmesi
Engellilik
Türü
Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının (CCi) Değeri ve Toplam Puanı
Yöntem
Üniversite
Yöntem
Üniversite
Bedensel
Bulanık
TOPSIS
0,087
AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan.
Yöntemi
0
Görme
Bulanık
TOPSIS
0,077
AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan.
Yöntemi
0
Tablo 3‟de verilen bulanık TOPSIS yönteminin sonuçları incelendiğinde, hem bedensel hem
de görme engelliler için üniversite yerleĢkesi mevcut kapalı alanlar içerisinde en yüksek
yeterliliğe “eğitim fakültesi”, en düĢük yeterliliğe ise “merkez yemekhanesi” sahiptir. Ancak
bedensel ve görme engelliler için ihtiyaçlar farklılık göstermektedir. Görme engelliler için
hesaplanan sonuçların bedensel engelliler için hesaplanandan daha düĢük çıktığı
görülmektedir. Bu durumda görme engelliler için kapalı alanların sahip olduğu yeterliliğin
daha düĢük seviyede olduğunu söylemek doğru olacaktır. Sonuç olarak, Bulanık TOPSIS
yönteminde pozitif ideal çözümün 1‟e ve negatif ideal çözümün 0‟a olması ve bulunan
sonuçların 0‟a yakın olması nedeniyle her iki engellilik türü için mevcut kapalı alanların sahip
oldukları yeterliliğin çok düĢük bir seviyede olduğu söylenebilir.
Tablo 4‟de verilen ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yönteminin sonuçları incelendiğinde,
bedensel engelliler için üniversite yerleĢkesi mevcut kapalı alanlar içerisinde en yüksek
yeterliliğe “fen edebiyat fakültesi A blok”, “ĠĠBF A blok” ve “ĠĠBF B blok”, düĢük yeterliliğe
ise “merkez yemekhanesi” sahiptir. Yöntemin uygulanması sonucunda kapalı alanların elde
ettiği toplam puanlar ġekil 1‟de verilmiĢtir.
ġekil 1. Bedensel Engelliler için Kapalı Alanların AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi
ile Sıralanması
Görme engelli bireyler için ise mevcut kapalı alanların sahip oldukları donanımlar, istenen
standartlara uymadığı için tüm binalar yöntemde 0 değerini almıĢtır.
YerleĢke içerisinde kapalı alanlarda genellikle eksikliği hissedilen noktalar; bina giriĢlerinin
uygunluğu, tuvalet ve lavaboların uygunluğu, derslik ve salonların uygunluğu ve bina
güvenlik sisteminin uygunluğu ve açık alanlarda eksikliği hissedilen noktalar yerleĢkeye
giriĢlerin uygunluğu, yerleĢke içi hareket kolaylığı ve eriĢilebilir otoparkların uygunluğu
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
298
olarak tespit edilmiĢtir. Her birimin engelliler açısından faklı alan ve düzeylerde ihtiyaçları
bulunmaktadır. Bu ihtiyaçların giderilmesi engelli bireylerin yerleĢkede yaĢam kalitesini
artıracaktır.
Tablo 5‟deki veriler incelendiğinde, üniversite yerleĢkesindeki mevcut açık alanlar için
bulanık TOPSIS yöntemi ile problemin çözümü sonucunda (CCi) değeri bedensel engelliler
için 0,087 ve görme engelliler için ise 0,077 bulunmuĢtur. Bulunan sonuçların 0‟a yakın
olması nedeniyle hem görme engelliler hem de bedensel engelliler için açık alanların sahip
olduğu yeterlilik çok düĢüktür. Ayrıca görme engelliler açısından bu durumun bedensel
engellilere göre daha düĢük seviyede olduğu söylenebilir.
Açık alanlar için ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi ile problemin çözümü
sonucunda hem bedensel engelliler hem de görme engelliler için açık alanların yeterliliği
istenen Ģartları sağlamadığı için 0 değerini almıĢlardır.
5. SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME
Bu çalıĢmada, bir üniversite yerleĢkesinin engelli bireyler tarafından eriĢilebilen ve
kullanılabilen mevcut açık ve kapalı alanlarının irdelenmesi ve yerleĢkedeki bu alanların
engelli dostluğu seviyelerinin belirlenmesi için bir dizi iĢlem yapılmıĢtır. Sonuç olarak,
incelenen üniversite yerleĢkesindeki açık ve kapalı alanların bedensel ve görme engelliler
açısından yeterliliği düĢük seviyededir.
Elde edilen sonuçlar incelendiğinde üniversite için genel olarak yapılabilecek iyileĢtirmeler Ģu
Ģekilde önerilebilir:
1. Ana giriĢlerde binaların giriĢinin düzayak olması engelli bireyler için istenilen bir
durumudur. Merdiven bulunan giriĢlerde ise, düĢük eğimli rampalar ve korkuluklar
temin edilmelidir. Ayrıca tüm binalara görme engelliler için hangi binaya geldiklerini
belirten kabartmalı duvar yazıları hazırlanmalıdır.
2. Bina içi yatay hareket sağlanması sırasında en fazla dikkat çeken konu, bina zemin
döĢemesinin kaygan olmasıdır. Bu kapsamda sert dokulu, az pürüzlü, ıslak veya kuru
iken kaymayı önleyici yüzeyler tercih edilmelidir.
3. YerleĢke içerisinde yönlendirme tabelalarının eksikliği dikkat çekmektedir. Bunun
için, yerleĢke dıĢ alanı içerisinde binalara yönlendirmeler, tanımlanmıĢ engelli
otoparkları için tabelalar, otoparklardan ana giriĢlere ait yönlendirme tabelaları;
binaların içerisinde tuvalet ve asansöre ait yönlendirme tabelaları yerleĢtirilmelidir.
4. Tüm binalarda engelli bireylerin dikey hareketini sağlamak amacıyla en az bir tane
asansör bulunmalıdır. Mevcut asansörlerde görme engelliler için eksikliği görülen
ortak nokta ise, butonlarda görme engelliler için kabartmalı butonların bulunmaması
ve iĢitme engelliler için ise bulunulan katı söyleyen sesli ikazın bulunmamasıdır.
5. Üniversite kapalı alanları içerisindeki tüm binalardaki dersliklerde engelli bireylerin
antropometrik ölçülerine göre özel tasarlanmıĢ sıralar ve geçiĢ koridorları
bulundurulmalıdır. Ayrıca görme engelliler için hangi sınıfa geldiklerini belirten
kabartmalı duvar yazıları hazırlanmalıdır.
6. Engelli bireylerin günün bütün vakitleri bina içerisinde geçirdiği zamanlarda tuvalet
gereksinimleri karĢılayabilmeleri için tasarlanmıĢ tuvaletlerin bulunması gereklidir.
Mevcut tesislerde tuvalet giriĢ kapılarında bulunan eĢikler tekerlekli sandalye
kullanıcısı bireylerin geçiĢini zorlaĢtırmaktadır. Ayrıca tuvalet kabinlerinin dar olması,
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
299
kabinler içerisinde engelli bireyler için gerekli ekipmanları içermemesi, pisuarların
çevresinde korkulukların bulunmaması engelli bireylerin tuvaletleri kullanmasını
imkânsız hale getirmektedir. Bunun için, eriĢilebilir tuvaletlerde en az bir tane tuvalet
kabini, engelli bireyler için gerekli ekipmanları da içerecek Ģekilde ayrılmalıdır.
7. Öğretim üyeleri ve öğrenci iĢleri odalarına eriĢim için bazı binalarda bulunan eĢikler
tekerlekli sandalye geçiĢini engellemektedir. Bu durumu engellemek için eĢikler
kaldırılmalıdır.
8. YerleĢkeye giriĢ ve çıkıĢının sağlandığı turnikeler görme ve bedensel engelli bireylerin
geçiĢine zorlaĢtıracak ölçülere sahiptir. Engelli giriĢ-çıkıĢını kolaylaĢtırmak için,
sağlıklı bireylerin kullandığı turnikelerden ayrı olarak tanımlanmıĢ turnikeler
bulunmalıdır ve geçiĢ sistemleri kartı okutmadan sonra otomatik olarak açılan kollarla
hazırlanmalıdır.
9. Birçok ring servis otobüsleri içerisinde bedensel engelli bireylere ait gerekli
ekipmanları içeren ring servis otobüsünün bir adet olduğu görülmüĢtür. Engelli
bireylere ait ekipmanları sağlayan bu ring servis otobüsünün hafta sonları da dâhil
olmak üzere daha sık yolcu taĢıması sağlanmalıdır.
10. Bina çevresindeki otoparklarda tanımlanmıĢ engelli otoparkları bulunmamaktadır. Her
otoparkta en az iki engelli otoparkı sağlanmalı ve eriĢilebilir engelli otopark
sembolleri ile konumları belirlenmelidir. Sağlıklı bireylerin belirlenmiĢ otoparkları
kullanmamaları için gerekli prosedürler hazırlanmalıdır. Otoparklardan ana giriĢlere
eriĢim kolay bir biçimde sağlanmalıdır.
11. YerleĢkedeki kaldırımların iki tekerlekli sandalye geçiĢini sağlayacak geniĢliğe sahip
olmadığı görülmektedir. Ayrıca kaldırımların çıkıĢ ve iniĢlerde bazı yerler hariç
rampaların bulunmadığı görülmektedir. Rampaların bulundurulması tüm kaldırımlarda
sürekli hale getirilmelidir.
12. Kaldırımlarda görme engelliler için yürüme Ģeritleri bulunmamaktadır. Bu Ģeritler
farklı renkteki ve dokudaki malzemelerden hazırlanmalıdır. Böylece görme
engellilerin bastonları ve ayakkabıları ile yürüyüĢ istikametlerini hissetmeleri
sağlanmalıdır.
Yukarıdaki önerilerin hayata geçirilmesi ile üniversite yerleĢkesinin engelli dostluğu düzeyi
yükselecektir. Bu çalıĢmanın kapsamının diğer üniversiteleri de kapsayacak Ģekilde
kıyaslamalı olarak geniĢletilmesi ve sonuçlarının paylaĢılması, üniversitelerin bu alanda
yapacakları iyileĢtirmeleri teĢvik edici olacaktır.
TEġEKKÜR
Bu çalıĢmanın yapılmasında görüĢleriyle katkı sağlayan ilgili üniversitede engelli personellere
ve Altı Nokta Körler Derneği Denizli ġubesi‟ne teĢekkür ederiz.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
300
KAYNAKLAR
Bekci B., Sakıcı C. ve Var M. (2008) Trabzon kentindeki fiziksel engellilerin açık yeĢil
alanları kullanımının ergonomik açıdan incelenmesi, 14.Ulusal Ergonomi Kongresi,
Trabzon, 626-635.
Chen C.-T. (2000) Extensions of the topsıs for group decision-making under fuzzy
environment, Fuzzy Sets and Systems, 114, 1-9.
DĠE
(Devlet
Ġstatistik
Enstitüsü)
(2002)
Türkiye
Özürlüler
AraĢtırması,
www.ozida.gov.tr/?menu=arastirma&sayfa=tr_ozurluler_arastirması,
Son
erisim
tarihi: 20 Eylül 2011
Disabled World, Facts and Statistics, www.disabled-world.com/disability/statistics/, Son
erisim tarihi: 20 Eylül 2011
EkĢioğlu M., Dumlu P., Akın N.A., Aybar N., Mutlu S. (2009) Engelli öğrencilerin kampüs
yaĢamlarının ergonomi ilkeleri ile iyileĢtirilmesi: örnek çalıĢma, 15.Ulusal Ergonomi
Kongresi, Konya, 355-368.
Evcil N. (2009) Wheelchair accessibility to public buildings in Istanbul, Disability and
Rehabilitation: Assistive Technology, 4(2), 76-85.
Evcil N. (2010) Designers' attitudes towards disabled people and the compliance of public
open places: the case of ıstanbul, European Planning Studies, 18(11), 1863-1880.
Hamzat T.K. ve Dada O.O. (2005) Wheelchair accessibility of public buildings in Ibadab,
Nigeria, Asia Pacific Disability Rehabilitation Journal, 16(2), 115-124.
McClain L. ve Todd C. (1990) Food store accessibility, The American Journal of
Occupational Therapy, 44(6), 487-491.
McClain L., Bringer D., Kuhnert H., Priest J., Wilkers E., Wilkonson S. ve Wyrick, L. (1993)
Restaurant wheelchair accessibility, The American Journal of Occupational Therapy,
47(7), 619-623.
McClain L. (2000) Shopping center wheelchair accessibility: on going advocacy to ımplement
the americans with disabilities act of 1990, Public Health Nursing, 17(3), 178-186.
Nary D.E., Froehlich A.K. ve White G.W. (2000) Accessibility of fitness facilities for persons
with physical disabilities using wheelchairs, Topics in Spinal Cord Injury Rehabilition,
6(1), 87-98.
Rivano-Fisher D. (2004) Wheelchair accessibility of public buildings in Al Ain, United Arab
Emirates, Disability and Rehabilitation, 26(19), 1150-1157.
Saaty T.L. (1990) How to make a decision: the analytic hierarchy process, European Journal
of Operational Research, 48, 9-26.
Saaty T.L. ve Niemira M.P. (2006) A framework for making a better decision, Research
Review, 13(1).
ÖZĠDA (T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı) (1999) I.Özürlüler ġurası-komisyon
raporları ve genel kurul görüĢmeleri, 28 Kasım-2 Aralık, Ankara.
TSE (Türk Standartları Enstitüsü) (1991a) TS 9111: Özürlü insanların ikamet edeceği
binaların düzenlenmesi kuralları.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
301
TSE (Türk Standartları Enstitüsü) (1991b) TS 12576: ġehir içi yollar-özürlü ve yaĢlılar için
sokak, cadde, meydan ve yollarda yapısal önlemler ve iĢaretlemelerin tasarım
kuralları.
TMMOB Mimarlar Odası Ġstanbul Büyükkent ġubesi (1990) Engelliler için ulaĢılabilirlik
rehberi, Ġstanbul.
United Nations, Accessibilitiy for the disabled: a design manual for barier free environment,
http://www.un.org/esa/socdev/enable/designm/index.html, Son erisim tarihi: 20 Eylül
2011.
Useh U., Moyo A. M. ve Munyonga E. (2001) Wheelchair accessibility of public buildings in
the central business district of Harare Zimbabwe, Disability and Rehabilitation,
23(11), 490-496.
Welage N. ve Liu K.P. (2011) Wheelcahir accessibility of public buildings: a review of the
literature, Disability and Rehabilitation: Assistive Technology, 6(1), 1-9.
WHO (World Health Organization) (1980) International classification of impairments,
disabilities and handicaps, Geneva: World Health Organization.
Yılmaz H.Z., IĢık, Ö., Demircan N., Atabeyoğlu, Ö. ve Toy, S. (2006) Erzurum kenti açıkyeĢil alanlarının fiziksel engelliler kullanımı yönünde yeterliliğinin belirlenmesi, Kent
ve Sağlık Sempozyumu, Bursa.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
302
YAġLANMA, EV GÜVENLĠĞĠ VE ERGONOMĠ
Velittin KALINKARA
Prof.Dr., Pamukkale Üniversitesi, Denizli Meslek Yüksekokulu 20070 Çamlık-Denizli
e-posta: vkalinkara@gmail.com
ÖZET
Dünya nüfusu hızla yaĢlanmakta, ancak tüketici olarak yaĢlı nüfusun özellikleri ve
gereksinimleri konusunda çok az Ģey bilinmektedir. Fizyolojik, psikolojik ve algısal
fonksiyonlarında azalmaya karĢın pek çok yaĢlı insan sağlıklı, genç insanlara göre tasarlanmıĢ
ürünleri kullanmaya zorlanmakta, mevcut ürünleri yeteneklerine / limitlerine uydurmaya
çalıĢmaktadır. Hızlı teknolojik geliĢme piyasadaki ürün çeĢidini artırırken, yaĢlının yaĢamını
sürdürdüğü çevre ile olan iliĢkilerini çok az olumlulaĢtırdığı anlaĢılmaktadır. Günlük yaĢamı
her yönü ile farklılaĢtıran bu geliĢmelerin yaĢlıların yaĢamına ve yaĢama alanlarına
uygulanması karĢılaĢılan sorunların çözümünde önemli bir faktördür. YaĢlanan insanların bu
hızlı teknolojik değiĢime nasıl ayak uyduracağı ve bu konuda toplumun hazır oluĢ düzeyi
yaĢlının-yakın çevre ile iliĢkilerini etkileyecektir. Yeni teknolojilerin iĢle ilgili fiziksel güce
ihtiyacı azaltma, iletiĢimi kolaylaĢtırma, dıĢ dünya ile sağlıklı iliĢkiler kurma ve güvenliği
artırma gibi yaĢlılara pek çok olumlu katkısı vardır. Teknolojinin yaĢlının refahını ve yaĢam
kalitesini artırma yönünde kullanılması, yakın çevrenin güvenli olarak tasarımında, kazaların
minimuma indirilmesinde ve uygun olmayan çevrenin yarattığı olumsuzluklardan
kaynaklanan sağlık giderlerinin en aza indirilmesinde yararlı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: YaĢlanma, ev güvenliği, ergonomi
AGING, HOME SAFETY AND ERGONOMICS
ABSTRACT
World population is rapidly aging, but very little is known about the characteristics and
requirements of the elderly population as the consumer. Physiological, psychological, and
cognitive function decline, but many older people healthy, young people are forced to use
products designed for the existing product capabilities / limits is working to adapt. Rapid
technological development, while increasing the range of products on the market, the life of
the elderly's relationship with the environment continues to improve very little understood.
With every aspect of daily life and living areas that differentiate these developments in the life
of the elderly is an important factor in solving the problems encountered in implementation.
Rapid technological change and how it will fit right in aging people in the society-the elderly
close to the level of readiness will affect relations with the environment. New technologies
reduce the need for work-related physical strength, facilitate communication, to establish
healthy relations with the outside world and to increase safety, such as the elderly has many
positive effects. Well-being of the elderly and the use of technology to improve quality of life,
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
303
as close to the design of a secure environment, minimizing accidents and created the
environment from harm caused by inappropriate will be helpful in minimizing health care
costs.
Key Words: Aging, home safety, ergonomics
1.GĠRĠġ
YaĢlanma, insan yaĢamında doğumdan itibaren geliĢen fizyolojik bir süreçtir. Sosyal anlamda
ise, bireyin bağımsız konumdan baĢkalarına bağımlı konuma geçmesi demektir (Güner ve
Güler 2002). Bugün, tüm dünyada demografik yapısal değiĢiklikler nedeniyle özellikle
Japonya, Avrupa ülkeleri ve ABD'de yaĢlanma en önemli araĢtırma konularından biri haline
gelmiĢtir. YaĢlı sayısı ve oranı çarpıcı biçimde artmaya devam etmektedir. ÇağdaĢ dünyada,
nüfusun yaĢlanması, yeni bir fenomen ve insanların yaĢam biçimlerini etkileyen öncelikler
yaratmıĢtır (ġimĢekkan 2006:1). Yapılan çalıĢmalarda 2005 yılında dünyada 476 milyon olan
65 yaĢ üzerindeki yaĢlı sayısının 2050‟de 1.465 milyarı bulacağı belirtilmektedir.
Önümüzdeki 20 yıl içinde yaĢlı nüfusta, baĢta Amerika (Brezilya, Kanada) ve Asya (özellikle
Kore, Çin) olmak üzere, % 100-250'ye varan bir artıĢlar beklenmektedir. Ülkemizdeki 65 yaĢ
ve üzerindeki nüfus 2005‟de toplam nüfusun % 5.9‟unu oluĢtururken, 2050 yılında yaklaĢık
% 17.6 olacaktır. Doğurganlığın düĢmesi, kronik hastalıkların erken tanı ve tedavi
olanaklarının artması ve sonuç olarak doğumda beklenen yaĢam süresinin uzaması gibi
faktörlerin etkisi ile genel nüfusta yaĢlıların oranının gittikçe artacağı öngörülmektedir.
Dünyada doğumda beklenen yaĢam süresi 1950 yılında kadınlarda 47.8, erkeklerde 45.0 yıl
iken, 2005‟de sırasıyla 67.5-62.0 yıl olmuĢ, 2050‟de ise kadınlarda 77.0, erkeklerde 72.4 yıl
olması beklenmektedir (Kalınkara 2011b).
2.YAġLANMA ĠLE ORTAYA DEĞĠġĠKLĠKLER VE EV KAZALARI
Ortalama insan ömrünün uzamasının sonucu olarak, toplumda yaĢlı nüfusta görülen artıĢ,
yaĢlıların sorunlarına önem verilmesi gerektiğini göstermektedir. YaĢlıların karĢılaĢtığı
sorunların önemli bir kısmını yaĢanan ortamdan kaynaklı ev kazaları oluĢturmaktadır. YaĢlılar
ev kazalarında özellikle ciddi yaralanmalara karĢı savunmasızdırlar. YaĢlıların kemik
yoğunlukları düĢük ve genellikle daha kırılgandır. Basit bir düĢme bağımsızlığı sınırlayan ve
bireyi devre dıĢı bırakan yaralanmalara neden olabilir. YaĢla birlikte meydana gelen fizyolojik
değiĢiklikler, bazı kronik hastalıkların ve unutkanlığın sık görülmesi vb. nedenlerle ev
kazaları açısından riskli bir grup olmalarına neden olmaktadır. Bununla birlikte, beyin
yaĢlanması sonucunda ortaya çıkan nörooftalmolojik bulgular, progresif iĢitme kaybı, duyu
değiĢiklikleri, postür, denge ve yürüme bozuklukları, bellek bozuklukları ortaya çıkmaktadır
(Kirby 1992; Güner ve Güler 2002). Görme, dokunma, iĢitme ve koku alma duyuları düĢme
eğilimindedir. Fiziksel yetenekleri azaldığından eğilme, kaldırma ve germe hareketlerini daha
zor yapmaya baĢlarlar. Bu düĢüĢlere ek olarak, yargılama ve reaksiyon süresi de uzar (Kirby
1992); bireyin gerileyen yetileri de kaza riskini artırır. Özellikle ev kazaları, dünyada ve
Türkiye'de diğer kaza türlerine göre daha sık görülmektedir. Kazaların oluĢ nedenleri
incelendiğinde, büyük kısmına bilgisizlik, tedbirsizlik, ihmal gibi önlenebilir insan hatalarının
neden olduğu anlaĢılmaktadır (Güner ve Güler 2002). Ev kazaları, yaralanmaların ve
ölümlerin de en önemli kaynağıdır. Uygun olmayan konut koĢulları, tek baĢına yaĢama,
kronik hastalıklar, fiziksel rahatsızlıklar ve duyma engeli, gözlük kullanımı, aktivitesizlik,
yardımcı araç kullanımı ve fazla ilaç alımı ev kazalarının en önemli nedenleridir. Çevresel
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
304
tehlikeler ve faktörler kazalara ve incinmelere katkıda bulunan en önemli faktörlerdir.
Yalnızca AB ülkelerinde yılda ev ve serbest aktivitelerde medikal destek gerektiren 20 milyon
kaza olmaktadır. Konutlarda ortaya çıkan kazalar ise daha çok yaĢlıların sosyal izolasyonu ile
ilgilidir. Kazaların önemli bölümü insan karakteristiği ve davranıĢına ek olarak konutun
tasarımı ve bakımı ile ilintilidir; yaklaĢık 2/3‟si ev içinde ortaya çıkmaktadır Bu kazalar
konutun yetersiz ve basit yerleĢimi, fiziksel yetersizliği, gizlilik eksikliği, alan, güvenlik,
aydınlatma, ısıtma ve havalandırma; temiz su, sanitasyon ve kanalizasyon sistemlerinin
eksikliği ile yetersiz çevre kalitesinden kaynaklanmaktadır (Evci et al 2006). YaĢlıların konut
ve yakın çevresinde çok fazla zaman harcamaları, ev kazasına en fazla uğramalarında temel
etkendir. Çocuklardan sonra en fazla kazaya uğrayanlar yaĢlılardır; genellikle kaza medikal
bakım gerektirmekte ve bireyin yaĢam kalitesinin düĢmesine neden olmaktadır. Yine kaza
sonucu ölümlerin çok önemli kısmı yaĢlılarda olmaktadır. Örneğin; Ġrlanda‟da 1997-2001
yılları arasında kadınlarda ve erkeklerde düĢme sonucu ölümlerin çoğu 55 yaĢından sonra
meydana gelmiĢtir (Kadınlarda 43/52-% 82.7; erkeklerde 58/100-% 58.0‟dir). DüĢme sonucu
tıbbi destek görenlerin oranı 65+ yaĢtakilerde (1898), 16-64 yaĢa (711) göre yaklaĢık iki kat
daha yüksektir.
Kazalar incelendiğinde konut içinde en önemli kaza tipinin düĢme olduğu, bunun daha çok
yapı materyalleri, mobilya ve aksesuarlar ile temizlik malzemelerinden kaynaklandığı
görülmektedir. DüĢme özellikle kalça, el bileği, vertebra ve kalça kırıkları, yumuĢak doku
hasarı, beyin sarsıntısı gibi sık görülen medikal yaralanmalara neden olmaktadır (Tablo 1).
Bunun dıĢında düĢmeye neden olan psikolojik, sosyal ve fonksiyonel kaynaklı dolaylı kaza
nedenleri de söz konusudur (Pirkl 1994).
Tablo 1. DüĢme nedenleri ve sonuçları
Nedenler
Sonuçlar
Medikal
Kırıklar; özellikle kalça, el bileği, vertebra ve kalçada.
YumuĢak doku hasarı, hematom, laserasyon.
Subdural hematom, kontra darbe yaralanmaları, beyin sarsıntısı.
Artrit Ģiddetlenmesi.
Psikolojik
Güven kaybı, depresyon, korku-endiĢe.
Sosyal
Sosyal geri çekilme, bağımlılık
KurumsallaĢma.
Fonksiyonel
Hareketsizlik, Ģartlanma, eklem hareketliliğinin azalması, reflekslerde
azalma.
Hareketsizlik, hipotermia, tromboz, dehidrasyon, kontraktürler, bası
yaraları, idrar tutma / kaçırma, göğüs enfeksiyonu, osteoporoz.
Yatak odaları ve sosyal yaĢam alanları en fazla kazaya uğranılan alanlar olmasına karĢın;
yaĢlılarda en ciddi kazalar mutfakta ve merdivenlerde meydana gelmektedir. Toplumda yaĢlı
insanların sayısı ve oranı arttıkça ev kazalarında birincil ve ikincil bakım hizmetlerine olan
talep artacaktır. Ciddi sağlık sorunu ve sakatlık oluĢturan ev kazalarına uğrayanların önemli
bölümünü yaĢlılar oluĢturmaktadır. Ayrıca sınırlı aktivite ve sosyal etkileĢim azlığı, stres ve
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
305
anksiyeteyi artırabilmektedir. DüĢme korkusu, faaliyetleri kısıtlamaya neden olan önemli bir
risk faktörüdür ve bireyin yaĢam kalitesi üzerinde zararlı etkisi vardır. Güven azalabilir ve
bakıcılara bağımlılık büyük ölçüde artabilir. DüĢme korkusu bir dereceye kadar günlük
aktiviteleri ve günlük yaĢamın temel aktivitelerini (GYTA) yerine getirirken bireyleri daha
dikkatli olma konusunda uyarıcı olabilir (Gilhooly et al 2008).
3.GÜNLÜK YAġAM AKTĠVĠTELERĠ VE TASARIM
YaĢlanma genellikle fiziksel ve biliĢsel becerilerde azalma ile karakterize edilir. YaĢlılarda en
yaygın görülen durum sağlıkla ilgili değiĢiklikler, görme ve duyma yeteneklerinde azalma, bir
yerden bir yere hareket yeteneğinde değiĢikliklerdir. Buna karĢılık toplumdaki tüm yaĢlıların
bu olumsuzlukları aynı yoğunlukta yaĢaması söz konusu değildir. Tüm insanlar bir çevrede
yaĢar, bu çevrenin bireyin bağımsızlığını ve günlük yaĢam aktivitelerini sürdürebilmesine
yeterli olması beklenir. Bu nedenle de çevrenin yaĢlı ve engelli bireylerin gereksinimleri
dikkate alınarak tasarlanması (yeniden tasarlanması) gerekmektedir. Bu durumda yaĢlı ve
engellilerle çalıĢan meslek alanlarının onların çevreyle etkileĢimlerinde etkili faktörlerin neler
olduğunu, fiziksel ve biliĢsel becerilerdeki değiĢiklikleri bilme gereksinimi vardır. Bireyler
ergonomi disiplini konusunda daha fazla Ģey öğrenmekle, yaĢlı ve engellilerin çevreden nasıl
etkilendikleri anlayabilir ve yaĢam kalitesinin sürdürülmesine yardımcı olabilirler (Posada
2003). YaĢlıların alan gereksinimleri aktivite desenlerine ve azalan duyusal algılamalarına
bağlıdır. 1980‟lerde Lawton yaĢlıların ihtiyaçlarını daha fazla dikkate alan ve daha az fiziksel
engel oluĢturan tasarımlar önermiĢ; bireyin çevresine uyum sağlamasından çok, çevrenin
yaĢlının fonksiyonlarına uygun biçimde tasarımlanmasını sağlayan uzlaĢmacı tasarımı
önermiĢtir. Ġster yaĢlı ister özürlü olsun bireyin kapasite sınırlamalarına uygun bir çevrenin
daha etkili olacağından söz etmiĢtir. Böylece Lawton yaĢlının refahını ve kapasitesini /
yeteneklerini geliĢtirmek, bağımsızlık ve özgüven sağlamak için çevrenin uygun biçimde
tasarımlanmasının gerekliliğini öne sürmüĢtür. YaĢam ortamlarının yalnızca sağlıklı bireyler
için değil, tüm bireyler dikkate alınarak tasarımlanması / bireye uygun olması - refahı artırdığı
gibi fiziksel ve mental kapasiteyi de artırabilmektedir. Bu anlamda tasarımın evrensel olması
gerekmektedir (Crews and Zavotka 2006).
YaĢlı insanların yaĢam ortamları, fonksiyonel yeterlikleri dikkate alınarak tasarlanmıĢsa,
günlük yaĢam aktiviteleri bağımsız olarak veya çok düĢük bir destekle gerçekleĢtirilebilirler.
Ancak, çevresel değiĢiklikler, çoğu zaman, yaĢlılar üzerinde olumsuz sosyal etkilere de neden
olmaktadır. Bazı durumlarda, mevcut ev bağımsız yaĢama izni vermediğinden, yeni bir
ortama taĢınmak zorunda kalabilirler. Bu yeni ortamda iç mekandaki pek çok ürün onların
kullanımı için uygun değildir. Örneğin, kapı tokmakları, muslukların kullanımı ve
mutfaklarda raflara ulaĢmada zorlanırlar, banyoda küveti kolaylıkla kullanamazlar. YaĢlılar
için yapılan projeler de, günlük yaĢam aktivitelerinde memnuniyeti sınırlayıcı bir rol
oynuyormuĢ gibi düĢünülür. Bu nedenle yapılan son çalıĢmalar, yaĢlı insanların sağlık
durumları, limitleri dikkate alınarak tasarımlanmıĢ alanlardan yaĢam memnuniyetine
dönüktür. Çünkü bu ürünlerin yaĢlının yaĢam kalitesini artırma potansiyeli vardır (ġimĢekkan
2006). Özellikle yaĢam ortamları ve burada yer alan araç-gereç ve donanımın yaĢlının
limitlerine uygun olarak tasarımlanması yaĢam kalitesini artırmada önemli bir faktördür.
Evle ilgili aktiviteler (banyo yapma, giyinme, tuvalet, beslenme, yatıp-kalkma) evin banyo,
mutfak ve trafik alanlarında (holler, kapılar ve antreler) gerçekleĢtirilir. Bu alanların tasarım
ve yapımı daha çok geçmiĢ gelenekleri ve kültürel değerleri koruyan çıraklık kültüründen
yetiĢmiĢ bireyler tarafından gerçekleĢtirildiğinden çoğunluk iĢlevsel olmayan tasarımlardır.
Boschetti‟nin (2002) ifade ettiği gibi 1964 yılında “Small Home Council” tarafından belirtilen
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
306
mutfak ve banyo standartları teknoloji ve stil eğilimlerinde değiĢiklik olmasına karĢın temel
olarak değiĢmeden kalmıĢtır. Yapım ve tasarım kararları müteahhitler tarafından verilmekte
ve genellikle inĢaatçılar tarafından kontrol edilmektedir. Örneğin; standart mutfak tezgahı 90
cm yüksekliğinde ve 60 cm derinliğindedir; dıĢ kapılar 90 cm, iç kapılar 70-75 cm
geniĢliğindedir; masalar 70-75 cm yüksekliğinde, sandalye oturma yüksekliği 40-43 cm
yüksekliğindedir. Ancak, bu büyüklük standartları sağlıklı, seçilmiĢ Amerikan askerlerinin
antropometrik ölçüleri temel alınarak belirlenmiĢtir. Antropometrik özellikleri birbirinden çok
farklı ve fiziksel yetenekleri değiĢiklik gösteren bireylerin verilerinin kullanılması tasarımcılar
için hala bir sorundur. Evin ve yakın çevrenin tasarımında, donanımın belirlenmesinde çoğu
insanın ihtiyacını karĢılamayan bu standartlara dayalı olması ve açıkçası daha kısa, daha az
esnek, yağ kitlesi fazla, daha az kas kitlesine sahip ve genç kuĢaklar kadar güçlü olmayan
yaĢlıların gereksinimlerini karĢılamaktan uzaktır.
Fonksiyonel ev mobilyası tasarımında kullanılan kritik antropometrik ölçüler ayakta dirsek
yüksekliği, oturmada dirsek yüksekliği, dikey eriĢme, popliteal uzunluk, kalça popliteal
uzunluğu, ayakta ve oturmada göz yüksekliği ve el büyüklüğüdür. Tasarımcılar da bireylerin
güç ve esnekliğini dikkate almak zorundadır. Tasarımcı bireylerin fiziksel katkılarını dikkate
almazsa, günlük yaĢam aktivitelerinin (ADL) iĢleyiĢi / sürdürülebilmesi tehlikeye girebilir.
Örneğin bireyin kendisini kolaylıkla besleyebilmesi-karnını doyurabilmesi- için ergonomistler
yemek sandalyesinin popliteal yükseklikten 2.5 cm daha kısa olmasını ve masa yüksekliğinin
ise otururken dirsek yüksekliğinde olmasını önerirler. Bu kriterlere ve yaĢlı kadının
antropometrik ölçülerine dayanarak, sandalye oturma yüksekliğinin 31.5-41 cm
yüksekliklerde ve masa yüksekliğinin 50-68 cm yüksekliklerde olması önerilir. YaĢlı kadın
standart masa (75 cm) ve sandalye (43 cm) yüksekliğini kullandığında ayaklarını yere
değdirmek için sandalyenin önüne doğru kayarak oturması ve masayı kullanabilmesi için
dirseklerini yukarıya doğru kaldırmak ve omuzlarını yükseltmek zorundadır. Birçok yaĢlı
kadın için mevcut yemek ortamlarının beslenmek için uygun olmadığı ve günlük yaĢam
aktivitelerini desteklemediği sonucuna varabiliriz. Benzer örnekler, standart bir duĢ/küvette
banyo yaparken, tuvaleti kullanırken, giysi dolaplarına ulaĢırken veya yataktan sandalyeye
geçerken yaĢanabilir.
Konut çevresi konusundaki insan faktörleri araĢtırmaları daha çok çalıĢma yerine
odaklanmıĢtır. Son zamanlardaki tasarımlar bireylerin büyüklük ve yeteneklerinin farklı
olduğunu kabul ediyor ve bütünü daha fazla temsil edecek tasarımlar üzerine odaklanıyorlar.
Bu yaklaĢım dünya insanlarının özürlü ve özürsüz olarak ayrıĢtırılamaz olduğunu ortaya
koymaktadır. Uygun çevre tasarımı kullanıcıların farklı gereksinimlerini ve çeĢitli
varyasyonlarını yansıtır (Crews and Zavotka 2006). AnlaĢılacağı gibi yaĢam ortamlarında
sorunlar mekanın tasarım ve düzenlemesi ile ilgili olanlar, ekipman ve donanım kaynaklı
olanlar ve bireyden kaynaklananlar olarak sınıflandırılabilir (ġekil 1).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
307
ÇEVRE
BĠREY
ÇEVRE
EV
KAZALARI
MEKAN
DONANIM
ERGONOMĠ
ġekil 1. Kaza nedenleri – ergonomi iliĢkisi
4.YAKIN ÇEVRE, EV VE DONANIMDAN KAYNAKLANAN OLUMSUZLUKLAR
Genel güvenlik, konut dıĢında yaklaĢımı ve konut içinde dolaĢımı / hareketi kapsar. Ev
kazalarının çoğu çocuk ve yaĢlı insanlarda olur ve bu kazalar insan hatası ve kötü tasarımdan
kaynaklanır. Ġyi bir tasarım, konut içinde ve dıĢında meydana gelen birçok kazayı önlemeye
yardımcı olabilir (http://www.dsdni.gov.uk 2011). YaĢlı bireyin yaĢam konforunda yakın
çevre özellikleri etkili olduğu gibi konut özellikleri de etkili olmaktadır. Bu durum bir model
yaklaĢımı ile ele alındığında; ev kazaları üzerinde bireyin yaĢ, cinsiyet özellikleri, görme,
iĢitme, algı ve hareket gibi limitleri, kronik hastalıkları, gereksinimleri ve hobileri ile içinde
yaĢanan konutun yaĢı, büyüklüğü, teknoloji düzeyi, banyo, tuvalet ve mutfak gibi ıslak
mekanlarda sağlanan kolaylıklar ve geçitlerin geniĢlikleri, aydınlatma düzeyi, ergonomik
tasarım düzeyi ve dekorasyonu gibi faktörler etkili olmaktadır. YaĢlı ve konut özellikleri
birleĢerek ev kazaları ve tasarım kaynaklı fiziksel rahatsızlıkları artırdığı gibi konfor düzeyi
üzerinde de etkili olmakta, bireyin yaĢam kalitesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir
(ġekil 2).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
308
YAKIN ÇEVRE
YAġLININ
ÖZELLĠKLERĠ;
YaĢ,
Cinsiyet,
Limitler (görme,
iĢitme, algı,
hareket, vb.)
Kronik
hastalıklar,
Gereksinimler,
Hobiler,
YAKIN ÇEVRE
Ev kazaları
Fiziksel
rahatsızlıklar
(tasarım
kaynaklı)
KONFOR
DÜZEYĠ
KONUTUN
ÖZELLĠKLERĠ;
YaĢ (yıl),
Büyüklük (m2)
Teknoloji düzeyi
(telefon, duman
alarmı, yardım
sistemleri, vb.),
Banyo, tuvalet,
mutfak kolaylıkları
ve geçitlerin
geniĢlikleri,
Aydınlatma düzeyi,
Ergonomik tasarım
düzeyi,
Dekorasyon (yer
döĢemeleri, dolaplar
vb).
YAġAM KALĠTESĠ
ġekil 2. YaĢlı ve konut özellikleri ile yaĢam kalitesi iliĢkisi
Konut içindeki kazaların önemli bölümü merdivenlerde gerçekleĢmektedir. Bu kazaların üç
temel nedeni vardır; kullanıcı davranıĢı, bakım ve tasarım. Kullanıcı davranışı daha çok
yerleĢtirilen nesnelerin üzerinden atlama / geçme, koĢarak inme, eksik veya fazla adım atma
ile ilgilidir. Bir anlık kararsızlık ve dikkat eksikliği de kazanın en önemli nedenidir.
Merdivenlerin bakımı, kontrolü kolaylaĢtırmak, merdivenlerin durumunun kötüleĢmesini
engellemek için gereklidir. Çok az bakımla merdivenleri uygun ve sağlıklı tutmak olanaklıdır.
Açıktır ki herhangi bir Ģey kırık ise -korkuluk ve muhafazalar- değiĢtirilmeli veya tamir
edilmelidir. Benzer Ģekilde kırık basamaklar veya gevĢek yer döĢemelerinin tamir edilmesi
gerekmektedir. Aynı Ģekilde halı vb. merdiven kaplamaları da kazaya neden olabilir. Tasarım
hataları, aĢırı cilalı merdiven elemanları, basamakları da kazalarda etkilidir. Merdiven
basamaklarındaki düzensizlikler, yükseklik farklılıkları, dönen merdivenlerde geniĢlik
farklılıkları, korkuluk olmaması özellikle görme ve denge sorunu olan yaĢlılar için önemli bir
faktördür (Roys 2001).
5.EV GÜVENLĠĞĠNĠ ARTIRACAK ERGONOMĠK ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ
Dünya nüfusu hızla yaĢlanmasına karĢın tüketici olarak yaĢlı nüfusun özellikleri ve
gereksinimleri konusunda çok az Ģey bilinmektedir. Antropometrik özelliklerinde değiĢim,
fizyolojik, psikolojik ve algısal fonksiyonlarında azalmaya karĢın pek çok yaĢlı insan sağlıklı,
genç insanlara göre tasarlanmıĢ ürünleri kullanmaya zorlanmakta, mevcut ürünü yeteneklerine
/ limitlerine uydurmaya çalıĢmaktadır. Hızlı teknolojik geliĢme piyasadaki ürün çeĢidini
artırırken, yaĢlının yaĢamını sürdürdüğü çevre ile olan iliĢkilerini çok az olumlulaĢtırdığı
anlaĢılmaktadır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
309
Günlük yaĢamı her yönü ile farklılaĢtıran bu geliĢmelerin yaĢlıların yaĢamına ve yaĢama
alanlarına uygulanması karĢılaĢılan sorunların çözümünde önemli bir faktördür. YaĢlanan
insanların bu hızlı teknolojik değiĢime nasıl ayak uyduracağı ve bu konuda toplumun hazır
oluĢ düzeyi yaĢlının-yakın çevre ile iliĢkilerini etkileyecektir. Bu konuda yalnızca yaĢlıların
değil, bilim insanları, politikacılar, üretici ve tasarımcıların da yaĢanır çevrelerin, araçların ve
koĢulların sağlanması konusunda çaba göstermeleri gerekir. Yeni teknolojilerin iĢle ilgili
fiziksel güce ihtiyacı azaltma, iletiĢimi kolaylaĢtırma, dıĢ dünya ile sağlıklı iliĢkiler kurma ve
güvenliği artırma gibi yaĢlılara pek çok olumlu katkısı vardır. Teknolojinin yaĢlının refahını
ve yaĢam kalitesini artırma yönünde kullanılması, yakın çevrenin güvenli olarak tasarımında,
kazaların minimuma indirilmesinde ve uygun olmayan çevrenin yarattığı olumsuzluklardan
kaynaklanan sağlık giderlerinin ve sosyal hizmet harcamalarının en aza indirilmesinde yararlı
olacaktır (ġekil 3).
GÜVENLĠ YAġAM ORTAMLARI
(Çevreler: Yakın, sosyal, toplumsal)
BĠREY
Fiziksel aktivite
Düzenli sağlık
kontrolü
Ürün tercihi
Sosyal aktiviteler
Toplumsal iliĢkiler
Ekonomik durum
MEKAN
Tasarım
Mekan düzenlemeleri
Destek sistemleri
Ürün kalitesi
Mekan kalitesi,
iyileĢtirmeler
Esnek kullanım
(elastiki alan
planlaması)
Yapı kalitesi: enerji
korunumu
TEKNOLOJĠ
Yeni teknolojiler
ĠletiĢim
teknolojileri
Sağlık sistemleri
Destek
sistemleri
YEREL YÖNETĠM
Kent planlaması ve
tasarımı
Kent mobilyaları
Yönetmelikler
Rekreasyon
alanları: parklar ve
yeĢil alanlar
Sosyal destek
sistemleri
ERGONOMĠ
YAġAM KALĠTESĠ
Sağlık ve sosyal hizmet
harcamalarında azalma
ġekil 3. YaĢlılar için güvenli yaĢam ortamları sağlamada faktörler
Bu nedenle yakın çevre, teknolojik sistemler ve araç-gereçler tasarımlanırken potansiyel
kullanıcılarla, onların gereksinim ve limitlerinin bilinmesi, değiĢen demografik yapı ve bunun
doğurduğu sonuçların evrensel ergonomik tasarımlarla çözümlenmesi gerekmektedir
(Kalınkara 2011a). Özellikle iç ortamda en sık karĢılaĢılan kaza türünün düĢme olması
nedeniyle bu konuda bazı önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemler;
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
310
Bireyin kaslarını güçlü ve eklemlerini esnek tutmak için düzenli egzersiz yapması. Bu
durum bireyin daha az düĢmesine; düzenli fiziksel aktivite, tempolu yürüyüĢ, ev iĢleri
vb. dengeyi artırmada yararlı olur.
Merdivenlerin ve geçitlerin iyi aydınlatılmıĢ olması. Merdivenlerin her iki tarafında
tırmanmayı ve tutunmayı sağlayacak tutamaklar gereklidir.
Gözler düzenli olarak kontrol ettirilmelidir.
Zemin ve merdivenlerde engel oluĢturabilecek tüm yükseklik farkları, engeller ortadan
kaldırılmalı, geçiĢ alanları ve yürüme yolları boĢaltılmalıdır. Zemindeki yıpranmıĢ
malzemeler kaldırılmalı veya değiĢtirilmelidir.
Ayağa uygun olmayan ayakkabı ve terlik giyilmesi engellenmeli, yüksek topuklu
ayakkabılar hiç giyilmemelidir.
Banyo ve duĢlarda kaymayan kauçuk paspaslar kullanılmalıdır. Antre ve çıkıĢlarla,
tuvalet ve banyolarda tutamaklar bulunmalıdır.
Tırmanma veya eriĢme söz konusu ise mümkün olduğu kadar hareketler planlı,
programlı yapılmalı, acele ve hızlı davranıĢlardan kaçınılmalıdır (http://www.homesecurity-action.co.uk/home-safety-for-the-elderly.html 2011).
6.SONUÇ
Sonuç olarak, tasarım sürecinde genellikle çocuk, özürlü ve yaĢlı gruplar ihmal edilmektedir.
Ayrıca, tasarımcılar ürünleri ve çevreleri, 18-55 yaĢları arasında benzer antropometrik,
fizyolojik, tutum, davranıĢ ve yaĢam biçimlerine sahip sıradan insanlar için tasarımlama
eğilimindedir. Bu yaĢ grubundaki insanlar nadiren artrit, parkinson ya da yaĢlı insanlar
arasında yaygın olan diğer hastalıklara sahiptir. Ancak, toplumda özel tasarım ve bakım
gerektiren -yaşlı, engelli, hamile, çocuk- önemli bir nüfus kesimi vardır. Pek çok teknolojik
ürün pazarlama sektörü tarafından gençlere dönük olarak tasarımlanmakta, yaĢlılar ve diğer
gruplar göz ardı edilmektedir. YaĢlıların fiziksel ve ekonomik durumu iyileĢtirilirse, yaĢlılar
daha kabul gören büyük bir tüketici kitle haline gelecektir. Ayrıca, yaĢlı insanların sayısının
artması kolektif bir güç oluĢturacak, açıkçası isteksiz Ģirketleri yaĢlıların fiziksel ve duyusal
bozuklukları ile ilgili ürünler üretme konusunda teĢvik edecektir. Nüfusun önemli bölümü
endüstriyel yaklaĢımların dıĢında olmasına karĢın, yaĢlılar için tasarımlanan ürünlerin ve
çevrelerin genç insanlar tarafından kullanılmasını dıĢlamaz. Öte yandan, tasarımcılara
“evrensel tasarım” kavramını kullanarak, herkese ve özellikle de yaĢlıların yeteneklerine
uygun daha iyi bir dünya yaratmak için sorumluluk yükler. Evrensel tasarım yaklaĢımı,
demografik, ekonomik ve sosyal değiĢikliklerin bir sonucu olarak, en akılcı tasarım
yaklaĢımıyla temel ürün ihtiyaçlarını karĢılamak, bağımsız yaĢam ve tüm insanların yaĢam
kalitesini geliĢtirmeyi amaçlamaktadır (ġimĢekkan 2006:3). ÇeĢitli çalıĢmalarda yaĢlılarda
yaĢa bağlı fonksiyonel değiĢiklerin dijital teknolojinin tasarımında ele alınması gerektiğini
ortaya koymaktadır. YaĢlılar için teknolojiler tasarımlanırken yaĢlıların algısal, motor ve
biliĢsel yeteneklerinin dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim yaĢlıların kullanma
problemleri nedeniyle teknolojik ürünleri reddettikleri anlaĢılmaktadır. ÇeĢitli çalıĢmalarda da
okuma zorluğu, benzetmeler ve simgelerin yorumlanmasının zor olması, sistemin
çalıĢmasının hafıza ve motor problemler ortaya koyması önemli reddetme nedenleridir
(Leonardi et al 2008). YaĢlıların yukarıda açıklanan olanaklardan daha fazla
yararlanabilmeleri için konutun, yakın çevrenin, kentsel donanımların, ev ortamındaki
ekipman ve donanımların yaĢlıların özelliklerine göre tasarımlanması kazaları minimuma
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
311
indirdiği gibi yaĢam kalitesini artırarak, sağlık ve ev bakımı ile ilgili harcamaları da
minimuma indirecektir.
KAYNAKLAR
Crews, D.E. and Zavotka, S. (2006). Aging, disability, and frailty: Implications for universal
design. J Physiol Antropol, 25(1): 113-118.
Gilhooly, M., Banks, P., Barrett, W., Wales, A., Caldwell, S., MacDonald, C. and Dunleavy,
K. (2008). Home Accidents amongst Elderly People: A Locality Study in Scotland.
http://bura.brunel.ac.uk/bitstreamf
Güner, P. ve Güler, Ç. (2002). YaĢlıların ev güvenliği ve denetim listesi. Turkish Journal of
Geriatrics, 5(4):150-154.
Kalınkara, V. (2011a). YaĢlı bireyler için yaĢam çevresinin ergonomik tasarımı. VI.Ulusal
Yaşlık Kongresi, 12-14 Mayıs 2011, Yozgat.
Kalınkara, V. (2011b). Temel Gerontoloji: Yaşlılık Bilimi. Nobel Akademik Yayıncılık, Yayın
No:145. Ankara.
Kirby, S.D. (1992). Safe, comfortable housing for the elderly. NASD (National Ag Safety
Database). Colorado State University Cooperative Extension. No:9.913
Leonardi, C., Mennecozzi, C., Not, E., Pianesi, F. and Zancanaro, M. (2008). Designing a
familiar technology for elderly people. NETCARITY European project IST-2005045508.
Paivarinta, E. and Lehto, J. (1998). Living environment and autonomy in residential and
service homes. Gerontology, A Sustainable Investment in the Future. (Eds. J.A.M.
Graafmans et al). IOS Pres, Amsterdam. pp.347-352.
Pirkl J.J. (1994). Transgenerational Design: Products for an Aging Population. Van Nostrand
Reinhold, New York.
Posada, M.M. (2003). Ergonomics for the Aging Population: Implementing Methods to
Maintain
Quality
of
Life.
http://hfesnem.org/articles_files/Ergonomics_
for_the_aging_population.pdf
Roys, M.S. (2001). Serious stair injuries can be presented by improved stair design. Applied
Ergonomics, 32:135-139.
ġimĢekkan, G. (2006). Industrial Product Design for Elderly People in Interior Spaces.
Unpublished Master of Science. The Graduate School of Engineering and Sciences
of Ġzmir Institute of Technology, Ġzmir.
Virokannes, H., Pirinen, M., Kirvesoja, H., Vayrynen, S., Kemppainen, M.L. and Koski, K.
(1998). Safety and indoor mobility in the elderly. Gerontology, A Sustainable
Investment in the Future. (Eds. J.A.M. Graafmans et al). IOS Pres, Amsterdam.
pp.398-401.
http://www.dsdni.gov.uk, (2011). Specific Elderly Housing Design Standards. Dep.of Social
Development.
http://www.home-security-action.co.uk/home-safety-for-the-elderly.html, (2011).
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
312
AMPUTE FUTBOL OYUNCULARININ VÜCUT ÖZELLĠKLERĠNE
UYGUN SPOR GĠYSĠSĠ TASARIM UYGULAMALARI
Emine UTKUN1 , Ziynet ÖNDOĞAN2 , Serkan ÇINARLI3
1
Öğr. Gör., Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu 20400 Buldan Denizli, eposta: eutkun@pau.edu.tr
2
Prof. Dr., Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü 35100 Ġzmir, e-posta:
ziynet.ondogan@ege.edu.tr
3
Yrd. Doç. Dr., Ġzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi 35350 Ġzmir, e-posta:
serkan.cinarli@izmir.edu.tr
ÖZET
Bu çalıĢmanın konusunu bedensel engelli grubu içinde yer alan ampute futbol oyuncuları
oluĢturmaktadır. KiĢinin kol, bacak, ayak veya elinin tümünün veya bir kısmının olmaması
durumuna “amputasyon” denir. Ampute futbol bir bacağı olmayan sporcuların kanedyen
kullanarak oynadıkları bir futbol türüdür. Kanedyen koltuk altından değil dirsekten güç
alarak yürümeye yardım eden yardımcı bir aparattır.
Bu çalıĢmanın amacı bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol oyuncularının
vücut özellikleri dikkate alınarak spor giysisi tasarım uygulamaları sunmaktır. Giysi
tasarımları bu konuda daha önce yapılmıĢ olan “Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi
Sorunlarına Yönelik Pazar AraĢtırması” çalıĢmasının sonuçları dikkate alınarak
gerçekleĢtirilmiĢtir. Bir sonraki hedef ise tasarlanan bu giysilerin prototiplerinin üretilerek
oyuncular tarafından giyim konforu açısından değerlendirilmesinin sağlanmasıdır.
Anahtar Kelimler: Spor giysisi, engelli, ampute, ergonomi.
ABSTRACT
The subject of this study is the amputee football players who are in physically disabled group.
Amputation is the absence of all or part of the person's arm, leg, foot or hand. Amputee
football is a kind of play which played with people without a leg by using kanedyen.
Kanedyen is an apparatus which takes the power asist from elbow not armpit and it helps
walking.
The aim of this study is designing the sports garments for the amputee football players.
Clothing designs made considering with the results of the earlier study “Market Research by
Means of a Demand Analysis for Sports Garments Designed and Produced for the Amputated
Individuals”. The next aim is produce these garments and ensure the evaluation of prototypes
by the players in terms of clothing comfort.
Key words: Sports clothing, disabled, amputee, ergonomics.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
313
1.GĠRĠġ
Maddi kültür öğelerinden ve insanın sahip olduğu ilk nesnelerden olan giysi, günümüzde hem
estetik hem de iĢlevsellik açısından tasarım ile bir bütün olarak değerlendirilmektedir. YaĢam
kalitesinin arttırılmasına katkı sağlayacak her alanda etkin olan ergonomi bilimi giysi
tasarımlarında tasarımın insana uyumunda gerekli öğeleri vurgular. Bu konuda yapılan
araĢtırmalar; tasalanan giysilerin vücuda uyumlu olmasının moda çizgilerini taĢımasından
daha çok talep edildiğini belirtmektedirler. Hazır giyim ürünlerini de kapsayan endüstriyel
tasarımın temelini; hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentilerini karĢılayabilme özelliği
oluĢturmaktadır. Hedef kitlenin özel durum ve farklılıklara sahip olması yapılan tasarım ve
faaliyetlerinin beklentileri karĢılama gerekliliğini daha önemli hale getirmektedir (5).
Tasarımcı-üretici-tüketici iliĢkilerinin daha çok önem kazandığı son yıllarda, bir hazır giyim
ürünü olarak giysi, üretim biçimi, ürün tasarımı, ürünün kullanım alanı, ürünün yapımında
kullanılan malzemenin özelliği, teknoloji, pazarlama gibi çeĢitli konulardaki geliĢmeler
önemli etkiler yapmaktadır. Bu konular arasında giysi tasarımı, daha fazla önem kazanarak,
giysinin ergonomik açıdan insana uyumu bir zorunluluk haline gelmiĢtir (8).
Bireyin kendisini rahat hissetmesi ve rahat hareket edebilmesi, vücuduna uyan, hareket
serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Rahatlık ve emniyet için
olduğu kadar sosyal tatmin için de giysi tasarımı konusuna ergonomik yaklaĢım önemlidir.
Bireyin vücut ölçülerine uymayan bir giyecek güzel görünmeyeceği gibi rahat hareket
etmesini de engeller (4)
Giysi, estetik fonksiyonu, termal koruma sağlaması, tasarım ya da yapısı ile ilgili olarak bireyi
etkilemesi, hatta insan sağlığını riske sokması olasılığı açısından ele alındığında, ergonominin
kapsamı içinde yer aldığı görülmektedir (8).
Doğruluğu bilimsel olarak ispat edilmiĢ ergonomik ilkelere dayanmayan veya onları gereken
önemle göz önünde bulunduramayan hiç bir sistem tasarımının baĢarılı olamayacağını
vurgulamak gerekir (6).
Bir ürünün düĢünme safhasından baĢlayarak, tasarım aĢamasının sonuçlandırılmasına kadarki
her basamakta tasarımcı görme, kavrama, hissetme, analiz, sentez, düĢünme, karar verme
yeteneklerini, hayal gücünü ve yaratıcılığını ortaya koymak zorundadır. Tasarımcı her
aĢamada çok yönlü düĢünmek ve ürünün hammaddesinden baĢlayarak, parçaların
uyumluluğundan kullanacak kiĢilerin, biyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapasitelerine
kadar her etmeni değerlendirmek durumundadır. Bir tasarımdaki baĢarı ergonomik kriterlerin
göz önünde tutularak değerlendirilmesine bağlıdır (1).
Giysi tasarımcıları, giysi tasarlarken pek çok noktaya dikkat ederler. Bunun içinde moda
(renk, stil vb), ölçülere uygunluk, kumaĢ ve yardımcı malzeme özellikleri, kullanım amacı
gibi unsurlar sayılabilir. Ancak giysilerin tümünde aranan temel özellik, giysilerin bir uyum
ve hareket serbestliği sağlaması zorunluluğudur. Giysiye ergonomik açıdan uyum ve hareket
serbestliği kazandırmak için ise, insan vücudunu iyi tanımak, giysinin kullanım amacını
dikkate almak ve kullanılan malzemelerin özelliklerini bilmek ile mümkün olabilmektedir (8).
Ergonomiyle ilgili önemli bir ilke, ekipmanın, teknik sistemlerin ve iĢlerin her kullanıcıya
uyacak Ģekilde tasarlanması gerektiğidir. Nüfustaki değiĢkenlik o kadar fazladır ki,
tasarımların çoğu ilkin nüfusun sadece %95‟i için uygun olur. Bu durum geriye kalan %5
kullanıcı için tasarımın optimum seviyenin altında olduğu anlamına gelir ve bu kullanıcılar
daha sonra özel ve kiĢisel ergonomi önlemleri isterler. Ek ergonomik önlemlere gereksinim
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
314
duyan kullanıcı gruplarına örnek olarak kısa veya uzun boylular, aĢırı kilolu kiĢiler, engelliler,
yaĢlılar, gençler ve hamile kadınlar gösterilebilir (3).
2.MATERYAL – YÖNTEM
Bu çalıĢmada Ergonomi biliminin giysi tasarımı üzerindeki önemi göz önünde bulundurularak
bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol oyuncularının vücut özellikleri dikkate
alınmıĢ ve spor giysisi tasarım uygulamaları yapılmıĢtır. Giysi tasarımları bu konuda daha
önce yapılmıĢ olan “Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi Sorunlarına Yönelik Pazar
AraĢtırması” çalıĢmasının sonuçları dikkate alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir.
“Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi Sorunlarına Yönelik Pazar AraĢtırması”
çalıĢması ile ampute futbol oyuncularının spor giysi ihtiyaçları ve onlara yönelik tasarım,
pazarlama ve reklam konusunda çalıĢma yapmanın yararı ortaya konulmuĢtur (2).
Ampute futbol bir bacağı olmayan sporcuların kanedyen kullanarak oynadıkları bir futbol
türüdür. Kanedyen koltuk altından değil dirsekten güç alarak yürümeye yardım eden
yardımcı aparattır. Resim 1‟de bir ampute futbol oyuncusu görülmektedir (7). Ayrıca kural
olarak kalecilerin bir kol ya da el amputasyonlarının bulunması gerekmektedir (ġekil 1).
ġekil 1. Ampute Futbol Oyuncusu
3.BULGULAR
Ampute futbol oyuncularına yönelik yapılan üst spor giysisi tasarımlarının artistik çizimleri
ġekil 2, 3, 4, 5, 6 ve 7‟de görülmektedir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
315
ġekil 2. Model 1
ġekil 3. Model 2
ġekil 4. Model 3
ġekil 5. Model 4
ġekil 6. Model 5
ġekil 7. Model 6
Ampute futbol oyuncularına yönelik yapılan alt spor giysisi tasarımlarının artistik çizimleri
ġekil 8 ve 9‟da görülmektedir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
316
ġekil 8. Model 7
ġekil 9. Model 8
Model 1‟in teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta
olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak
düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda lastikli büzgülüdür. Model 1‟e ait teknik çizim
ġekil 10‟da görülmektedir. Model 4, model 1 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu
model kupsuzdur, ġekil 13‟te modelin teknik çizimi görülmektedir.
Model 2‟nin teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta
olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak
düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda dirsek altına kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik
dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 2‟ye ait teknik çizim ġekil 11‟de
görülmektedir. Model 5, model 2 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu model
kupsuzdur, ġekil 14‟te modelin teknik çizimi görülmektedir.
Model 3‟ün teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta
olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak
düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda dirsek üstüne kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik
dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 3‟ye ait teknik çizim ġekil 12‟de
görülmektedir. Model 6, model 3 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu model
kupsuzdur, ġekil 15‟te modelin teknik çizimi görülmektedir.
Model 7, belden lastikli kısa bir Ģorttur ve amputasyon olan bacak (burada sağ bacak olarak
düĢünülmüĢtür, sol bacak da olabilir) ucundan diz üstüne kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik
dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 7‟ye ait teknik çizim ġekil 16‟da
görülmektedir. Model 8, model 7 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu modelde gipe
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
317
lastik, bacak ucundan diz altına kadar uzanmaktadır. ġekil 17‟de modelin teknik çizimi
görülmektedir.
ġekil 10. Model 1
ġekil 12. Model 3
ġekil 14. Model 5
ġekil 11. Model 2
ġekil 13. Model 4
ġekil 15. Model 6
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
318
ġekil 16. Model 7
ġekil 17. Model 8
4.SONUÇ
Günümüzde, giysi tasarımında ergonomik yaklaĢım bir zorunluluktur. Tasarımcının
ergonomik yaklaĢım için kullanıcı grubun özelliklerini ve ihtiyaçlarını iyi bilmesi
gerekmektedir. Bu çalıĢmada bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol
oyuncularının vücut özellikleri dikkate alınarak spor giysisi tasarım uygulamaları yapılmıĢtır.
Tasarımlar yapılırken genellikle toplumun büyük bir kısmı göz önünde bulundurulur ancak
refah seviyesinin ve verimliliğin arttırılması açısından özel ve kiĢisel ergonomi önlemleri
isteyen kullanıcılara yönelik tasarımların da yapılması toplum açısından önemlidir.
KAYNAKLAR
Oktav ve Diğerleri, 1.Uluslararası Matbaa Teknolojileri Sempozyumu Bildiri kitabı
“Masaüstü Yayıncılık Operatörlerinin Ergonomik KoĢullarının Ġncelenmesi” Ankara
(2003)
Akın G., Özer B.K. (2004) Ergonomik Tasarım ve Tasarımda Ergonomik Kriterler, Standart
Dergisi, Sayı 510, 79-83.
Çınarlı S. (2011) Market Research by Means of a Demand Analysis For Sports Garments
Designed and Produced For the Amputated Individuals, Tekstil ve Konfeksiyon
Dergisi, yayınlanmak üzere kabul edilmiĢtir.
Dul J., Weerdmeester B. (2007) Ergonomi, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Gönen E., Bayraktar M., Özgen Ö. (1991) Hazır Giyim Tüketiminde Antropometri, 3. Ulusal
Ergonomi Kongresi, Ankara, 118-131.
KiĢoğlu S., Çileroğlu B., Çeğindir N.Y. (2005) YaĢlı Kadın Vücut Özelliklerine Uygun Giysi
Tasarım ve Üretiminde Kullanılabilecek Yöntem ve Uygulamalar, 11. Ulusal
Ergonomi Kongresi, Ġstanbul, 139-146.
ġimĢek M. (1994) Mühendislikte Ergonomik Faktörler, Marmara Üniversitesi Yayın No. 547,
Ġstanbul.
Türkiye
Bedensel
Engelliler
Spor
Federasyonu,
http://tbesf.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=51:tarihce&catid
=12:ampute-futbol&Itemid=19. Son eriĢim tarihi: 26 Eylül 2011.
Vural T., Çivitçi ġ., Ağaç S. (2001) Giysi Tasarımına Ergonomik YaklaĢım, 8. Ulusal
Ergonomi Kongresi, Ġzmir, 201-209.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
319
ENGELLĠ ÇALIġANLARA YÖNELĠK ALGILANAN TUTUMLARIN Ġġ
TATMĠNĠ ÜZERĠNE ETKĠSĠ
Nuran BAYRAM1, Metin TEKCAN2, Serpil AYTAÇ3
1
Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi, ĠĠBF, Ekonometri Bölümü, 16059 Görükle Bursa, e-posta:
nuranb@uludag.edu.tr
2
3
Dr., BOSCH, Bursa, e-posta: metin.tekcan@tr.bosch.com
Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi, ĠĠBF, ÇalıĢma Ekonomisi ve Endüstri ĠliĢkileri Bölümü,
16059 Görükle Bursa, e-posta: saytac@uludag.edu.tr
ÖZET
ÇalıĢmanın amacı, engelli çalıĢanların diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine
yönelik tutumları nasıl algıladıklarını ortaya çıkarmaktır. Ayrıca, engellilerin özsaygı
düzeyleri ölçülerek, ileride yapılacak yönetsel çalıĢmalar ve ergonomik iyileĢtirmelerde bir ön
bilgi sağlanması amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmaya katılanların yaĢları 23-42 arasında değiĢmekte
olup, katılanların %89‟u erkek çalıĢanlardan oluĢmuĢtur. Engelli çalıĢanların kendilerine
yönelik tutumları algılama ve benlik saygıları arasında aynı yönlü (r= 0,31; p<0,01)
istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. Engellilerin kendilerini yönelik tutumları
algılamada benlik saygısı düzeylerinin önem taĢıdığı bu çalıĢma ile ortaya konulmuĢtur.
Anahtar kelimeler: Engelli çalıĢan, tutumları algılama, iĢ tatmini, özsaygı
1.GĠRĠġ
Bugün dünyamızda savaĢlar, kazalar, doğal afetler, hastalıklar, yetersiz beslenmeler nedeniyle
her geçen gün sayıları artan zihinsel, bedensel ve duygusal engelli kiĢiler bulunmaktadır (Ġçli,
1999). Bu sayının, ülkelerin geliĢmiĢ ve geliĢmekte oluĢuna göre değiĢebilmesine karĢılık,
dünya nüfusunun %10‟u olabileceği ileri sürülmektedir (WHO, 1999). Uluslararası
istatistikler, her on çocuktan birinin engelli olarak dünyaya geldiğini göstermekte, doğal
afetler, trafik kazaları, savaĢlar vb. nedenlerle yüz binlerce kiĢinin sakat kaldığını
belirtmektedir (Ege, 1982). GeliĢmiĢ ülkelerde alınan özel eğitim önlemlerinin bile yetersiz
olduğunun tartıĢıldığı günümüzde durum, geliĢmekte olan ülkeler için daha kaygı verici
görülmektedir (Özürlülük ve Sos. Hizm., 1998).
13.08.1998 tarih ve 23432 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren yönetmelikte
„engelli‟ tanımı, „DoğuĢtan ya da kaza etkisi ile altı aydan fazla süren sağlık bozukluğu
sonucunda meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini %40 ve
üstünde bir oranda kaybeden birey‟ Ģeklinde yapılmaktadır.
Sosyal devletin nimetlerinden faydalanan, mutlu ve huzurlu bir toplum yapısına ulaĢılması;
engelli tüm yurttaĢların sağlık, eğitim, ulaĢım, istihdam hakları gibi sorunlarının çözülmesi ve
onlara daha iyi yaĢam koĢullarının sunulması ile olanaklıdır. Ayrıca, bedensel yetersizlikleri
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
320
nedeniyle insanların toplumdan dıĢlanmalarına yol açan çağdıĢı anlayıĢların terk edilmesi de
büyük önem taĢımaktadır (Aytaç, 1993).
Engellilerin de herkes gibi çalıĢma yaĢamında yer almaları, bir hak ve çağdaĢ, demokratik
toplumlar için önemli bir gerekliliktir. Ancak, çalıĢma hayatında karĢılaĢtıkları sorunlar
sadece fiziksel çevreye uyum sağlamanın dıĢında, psikolojik duyarlılıkları ve çevrenin
kendilerine karĢı tutumlarıyla da Ģekillenmektedir.
ÇalıĢmada engellilere yönelik toplumsal sorumluluğunu yerine getiren bir firmada istihdam
edilen engelli çalıĢanların, diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik
tutumları nasıl algıladıklarını ortaya çıkarmak amaçlanmıĢtır. Ayrıca, engellilerin özsaygı
düzeyleri ölçülerek, ileride yapılacak yönetsel çalıĢmalar ve ergonomik iyileĢtirmelerde bir ön
bilgi sağlanması amaçlanmıĢtır.
2.YÖNTEM
Katılımcılar
Bu çalıĢmada engellilere yönelik toplumsal sorumluluğunu yerine getiren bir firmada
istihdam edilen engelli çalıĢanlar dikkate alınmıĢtır. Toplam 142 engelli çalıĢanın bulunduğu
firmada, hazırlanan anket formu çalıĢmaya katılmak isteyen toplam 91 çalıĢan tarafından
doldurulmuĢtur.
Veri Toplama Araçları
Engellilerin Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılama Ölçeği (EKYTTAÖ):
ÇalıĢmada engelli çalıĢanların, diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik
tutumları nasıl algıladıklarını ölçek amacıyla YumuĢak (2004) tarafından geliĢtirilen
“Engellilerin Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılama” ölçeği kullanılmıĢtır.
Ölçek çalıĢan engelliler için tarafımızdan revize edilmiĢtir. Onsekiz maddeden oluĢan ölçek
“hiç katılmıyorum (1)” ve “tamamen katılıyorum (5)” arasında değiĢen 5‟li likert tipindedir.
Ölçekten 18-24 arasında puan alanlar kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumlu
algılamakta; 25-50 arasında puan alanlar nötr algılamakta ve 51-69 arası puan alanlar ise
kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumsuz algılamaktadırlar. Bunun yanı sıra, ölçekten
alınan yüksek puanlar engellilerin kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumsuz
algıladıklarını göstermektedir.
Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (BSÖ): Engelli çalıĢanların benlik saygılarını ölçmek
amacıyla Rosenberg (1965) tarafından geliĢtirilen, ülkemizde ilk kez güvenilirlik ve
geçerliliği Çuhadaroğlu (1986) tarafından yapılan “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği”
kullanılmıĢtır. Çoktan seçmeli 12 alt kategoriden oluĢan ölçekte 63 madde yer almaktadır. Bu
çalıĢmada 10 maddeden oluĢan Benlik Saygısı alt kategorisi kullanılmıĢtır. Ġlk 10 sorudan
alınan toplam puan 0-1 ise benlik saygısı yüksek, 2-4 ise orta, 5-6 ise benlik saygısının düĢük
olduğunu göstermektedir. Yüksek benlik saygısına sahip bireyler, kendilerini daha olumlu
tanımlar, kendilerine olan inanç ve güvenleri içsel olarak daha tutarlıdır, çevreye karĢı duyarlı
olmalarına karĢın daha özerk ve bağımsızdırlar ve zayıf olduğu yönlerini de keĢfederek
bunların üstesinden gelmeye çalıĢırlar. DüĢük benlik saygısına sahip bir bireyin kendine olan
güveni zayıftır. Bu kiĢiler diğerlerine bağımlıdır, sıkılgandır, araĢtırmacı ve yaratıcı
değillerdir (Sam vd., 2010; AvĢaroğlu ve Üre, 2007).
Verilerin analiz edilmesinde SPSS 16.0 paket programından yararlanılmıĢ ve frekans
dağılımları, güvenilirlik analizi, t-testi, korelasyon analizi ve regresyon analizi kullanılmıĢtır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
321
3.BULGULAR
ÇalıĢmaya katılanların yaĢları 23-42 arasında değiĢmekte olup, ortalama yaĢ 31,63±5,18
(ortalama±s.sapma) olarak elde edilmiĢtir. ÇalıĢmaya katılanların %89‟u erkek çalıĢanlardan
oluĢmuĢtur. ÇalıĢmaya katılanların %49,5‟inin ortapedik engelli olduğu, yaklaĢık %26‟sının
iĢitme engelli olduğu ve yaklaĢık %10‟unun konuĢma engelli olduğu tespit edilmiĢtir. Veri
grubuna ait betimsel istatistikler Tablo 1‟de sunulmuĢtur.
Tablo 1. Betimsel Ġstatistikler
DeğiĢkenler
N
%
Erkek
81
89,0
Kız
10
11,0
Toplam
91
100,0
Hiç evlenmedi
31
34,1
Evli
60
65,9
Toplam
91
100,0
Doğum öncesi
23
25,3
Doğum sonrası
68
74,7
Toplam
91
100,0
Dil ve KonuĢma
9
9,9
Görme
2
2,2
ĠĢitme
26
28,6
Ortapedik
45
49,5
Süregen Hastalık
3
3,3
Diğer
6
6,6
Toplam
91
100,0
Evet
34
37,4
Hayır
57
62,6
Toplam
91
100,0
Cinsiyet
Medeni Durum
Engel Nedeni
Engel Türü
Engelli olması nedeniyle iĢyerinde yaĢanan sorun var mı?
ÇalıĢmaya katılanların yaklaĢık %69‟u evli olduğunu, %75‟i engelinin doğum sonrası
olduğunu, %37‟si engelli olması nedeniyle iĢ hayatında çeĢitli sorunlar yaĢadığını
belirtmiĢlerdir.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
322
ÇalıĢmada kullanılan ölçeklere ait güvenilirlik analizi sonuçları ortalamalar ve standart
sapmalarla birlikte Tablo 2‟de sunulmuĢtur.
Tablo 2. Cronbach Alpha Değerleri
DeğiĢkenler
Madde
Ort.±SSapma C.Alpha
Engellilerin Kendilerine Yönelik
Toplumsal Tutumları Algılama
18
42,18±11,94
,81
Benlik Saygısı Ölçeği
10
21,06±4,48
,71
Her iki ölçek için de elde edilen C.Alpha değerleri kabul edilebilir sınırlarda bulunmuĢtur.
Tablo 3. t-testi sonuçları
DeğiĢkenler
EKYTTAÖ
BSÖ
Erkek
38,37±11,86
3,16±1,03
Kız
38,50±5,74
2,60±,71
t=0,034
t=1,658
H.Evlenmedi
39,26±11,44
2,98±1,07
Evli
37,93±11,34
3,17±,99
t=,547
t=,834
Doğum öncesi
39,78±11,10
3,09±,92
Doğum sonrası
37,91±11,45
3,11±1,05
t=,683
t=,072
Evet
41,72±13,33
3,08±1,06
Hayır
36,20±9,29
3,12±1,01
t=2,329*
t=,191
Cinsiyet
Medeni Durum
Engel Nedeni
ĠĢyerinde yaĢanan sorun
* p<0,05
Yapılan t-testi soncunda cinsiyet, medeni durum ve engel nedeni engelli çalıĢanların
kendilerine yönelik toplumsal tutumları algılama ve benlik saygılarını ölçemede istatistiksel
olarak anlamlı etki yaratmadıkları sonucu elde edilmiĢtir. Bununla birlikte, sadece engelli
çalıĢanların engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun olması durumda kendilerine yönelik
toplumsal tutumları algılamada istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olduğu ortaya
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
323
konulmuĢtur. Buna göre, eğer engelli çalıĢanların engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun
sözkonusu ise, kendilerine yönelik tutumları olumsuz algıladıkları elde edilmiĢtir.
Engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılama ve benlik saygıları arasında aynı
yönlü (r= 0,31; p<0,01) istatistiksel olarak %1 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir iliĢki
bulunmuĢtur. Buna göre, kendilerine yönelik tutumları olumsuz algılayan engelli çalıĢanların
benlik saygısılarının düĢük olduğu, kendilerine yönelik tutumları olumlu algılayan engelli
çalıĢanların ise benlik saygılarının yüksek olduğu söylenebilir.
ÇalıĢmanın bu aĢamasında engellilerin kendilerine yönelik toplumsal tutumları açıklamada
hangi değiĢkenlerin önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymak amacıyla regresyon
analizi yapılmıĢtır. Analiz sonuçları aĢağıdaki tabloda yeralmaktadır.
Tablo 5. Engellilerin kendilerine yönelik tutumları algılama için regresyon analizi
DeğiĢkenler
Beta
t
p
Cinsiyet
-,084
-,796
,428
Medeni Durum
-,013
-,131
,896
Engel Nedeni
-,124
-1,200
,233
Sorun
-,284
-2,360
,021
Memnuniyet
,115
,961
,339
Benlik Saygısı
,307
2,980
,004
2
(F=2,79; R =0,16; p=0,019)
Tahmin edilen regresyon analizinde F istatistik değerine bakıldığında (p<0,01) kurulan
regresyon modelinin genel olarak anlamlı olduğu görülmüĢtür. R2 değerine bakıldığında,
modele katılan kesin belirli açıklayıcı değiĢkenlerin engelli çalıĢanların kendilerine yönelik
tutumları algılama bağımlı değiĢkeninin %16‟sını açıkladığı görülmektedir.
Engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılamada engelinden dolayı iĢyerinde
yaĢadığı sorun ve benlik saygısı değiĢkenleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur. Bu iki
değiĢken içerisinde en önemli olanı ise benlik saygısı değiĢkenidir. Buna göre, engellilerin
kendilerini yönelik tutumları algılamada benlik saygısı düzeyleri önem taĢımaktadır.
4.TARTIġMA VE SONUÇ
Engelli çalıĢanların diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik tutumları
nasıl algıladıklarını ortaya çıkarılmaya çalıĢıldığı bu çalıĢmada, eğer engelli çalıĢanların
engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun sözkonusu ise, kendilerine yönelik tutumları
olumsuz algıladıkları elde edilmiĢtir.
Engelli birey kendisine önyargılı davranıldığını, ayrımcılık yapıldığını düĢünür, kendine olan
özsaygısı azalır (http://www.ozida.gov.tr/). Oysa bu sorunların pek çoğu onların dıĢındaki
etmenlerden kaynaklanmaktadır. Yapılan çalıĢmada da kendilerine yönelik tutumları olumsuz
algılayan engelli çalıĢanların benlik saygısılarının düĢük olduğu ortaya konulmuĢtur.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
324
Bir iĢe sahip olmak engelli birey için her ne kadar tatmin edici olsa da, engeli nedeniyle
toplum tarafından dıĢlandığını ve kendisine ayrıcalıklı davranıldığını düĢünen engelli bireyin
benlik saygısında, kendine olan güveninde bir azalma olması beklenmektedir. Bireyin kendi
özelliklerine, yeteneklerine, değer yargılarına, amaç ve ideallerine iliĢkin kanılarını içeren,
diğer bir ifade ile bireyin kendi kiĢiliğini algılayıĢ biçimi olan “ Benlik Saygısı”, kiĢinin
kendini yeterli, önemli, baĢarılı ve değerli bulup bulmadığı gibi inançlarını ve kendisini kabul
edip etmeme gibi tutumlarını ifade eder (Coopersmith, 1967 den aktaran. Türk, 2007).
Benlik saygısı bireyin yaĢadığı kiĢisel doyum ya da engellenme derecesine göre değiĢir
(Balat, 2004). Benlik saygısı yüksek olanlar kendilerinden hoĢnut ve doyumludurlar. Benlik
saygısının düĢük olması ise benliğin değerini düĢürücü yaĢantılara sahip olma, kendinden
hoĢnut olmama, benliği reddetme ya da değerini düĢürme, olumsuz ve zayıf olan yönlerini
daha çok ön plana çıkartma ile kendini gösterir. Engelli bireyler, kendileriyle ilgili olumsuz
değerlendirmelerinin, eksik yönlerinin farkında oldukları için olumsuz benlik saygısına
sahiptirler
Omolayo (2009) tarafından yapılan engelli bireylerin benlik saygılarıyla ilgili çalıĢma
sonuçları mevcut çalıĢmanın sonuçları ile paralellik göstermektedir. Yapılan araĢtırmalarda,
ortopedik engellilerin, sürekli hastalığı olanların ve öğrenme güçlüğü olanların benlik
saygılarının engelli olmayanlara göre düĢük olduğu saptanmıĢtır (Mayer vd. 1982, Ostring vd.
1982; Dilbaz vd, 1989; Kumar, vd., 1976; Küçükaksoy, 1993; Mc Andrevv, 1979; Saraçoğlu,
vd., 1989‟dan aktaran Kaner, 2000). ÇalıĢmamızda da, hertürlü ergonomik imkanı sağlamaya
çalıĢan uluslar arası ortaklı bir iĢletmede, engellilerin, sırf engelinden kaynaklanan benlik
saygısı azalması, bireylerde tatminsizliğe de yol açabilir. Bu nedenle bir iĢe sahip olan
engellilerin iĢ hayatında benlik saygılarını geliĢtirmeleri, tüm insanların sağlıklı bir benlik
değerine sahip olmaları için gerekli olan öğeler Ģunlardır:
 Emniyet
 Katılımcılık duygusu
 Kendini kontrol etme ve disiplin duygusu
 Cesaretlendirme, destekleme ve takdir duygusu, ödüllendirme.
 Hataları ve baĢarısızlıkları kabullenme duygusu
 Aileye mensup olmanın getirdiği benlik değeri
 Sorumluluk duygusu
 Ait olma duygusu
 Amaç duygusu
 KiĢisel yeterlilik ve gurur
 Güven duygusu. ve
 ÇalıĢanların benlik saygılarını arttırıcı çalıĢma koĢullarının yaratılması gerekir.
ĠĢ ortamlarının engellilerin ulaĢabileceği ve bağımsız hareket edebileceği Ģekilde
düzenlenmemiĢ olması, engelli istihdamında düzeltilmesi gereken bir husus olarak göze
çarpmaktadır. Engelli bireyin çalıĢma yaĢamına katılması sonucunda; kendine olan güven ve
saygısı artacak, kendine değer verildiğini hissederek yaĢama bakıĢı değiĢecek, böylece
toplumsal bağlılık oluĢacaktır.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
325
KAYNAKLAR
AvĢaroğlu, S., Üre, Ö., (2007), “Üniversite Öğrencilerinin Karar Vermede Özsaygı, Karar
Verme ve Stresle BaĢaçıkma Stillerinin Benlik Saygısı Ve Bazı DeğiĢkenler Açısından
Ġncelenmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (18), 85-100.
Aytaç Serpil (1993), “ Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu ve Ġstihdamı” Milli Prodüktivite
Merkezi, Verimlilik Dergisi, ss.33-70.
Balat, Gülden Uyanık, Akman Berrin (2004), Farklı Sosyo-Ekonomik Düzeydeki Lise
Öğrencilerinin Benlik Saygısı Düzeylerinin Ġncelenmesi, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi Cilt: 14, Sayı: 2, Sayfa: 175-183, ElazığÇuhadaroğlu Fatma (1986) Adölesanlarda Benlik Saygısı. Uzmanlık tezi. Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara.
Ege, Rıdvan (1982),”Uluslararası Sakatlar Yılı ve Bizim Sorunlarımız”, Dünyada ve
Türkiye‟de Sakatlar ve Sorunları Açık Oturumu, ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Enstitüsü, Yayın No:2, Ġstanbul.
Ġçli Turhan (1999), “Türkiye Körler Federasyonunun 17 Ağustos Depremi ile Ġlgili
Açıklaması” Ufkun Ötesi, Yıl 3. Eylül-Ekim.
Kaner Sema (2000) Ortopedik Engelli ve Engelli Olmayan Erkek Ergenlerde Benlik Saygısı
ve Beden Ġmajı,nÖzel EğitimDergisi , 2 (4), 1 3 – 22
Omolayo, Bunmi (2009) Self-Esteem and Self-Motivational Needs of Disabled and NonDisabled: A Comparative Analysis , Journal of Alternative Perspectives in the Social
Sciences Vol 1, No 2, 449-458 8 (http://www.japss.org)
Özgökçeler, Serhat (2006) Sosyal DıĢlanma Sorunsalı ve Engellilerin Sosyal Politikası
Bağlamında Değerlendirilmesi (BasılmamıĢ yüksek lisans tezi), Uludağ Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü ÇalıĢma Ekonomisi Ve Endüstri ĠliĢkileri Anabilim Dalı,
Bursa .
Özürlüler
Ġdaresi
BaĢkanlığı,
“Toplum
Özürlülüğü
http://www.ozida.gov.tr/, (EriĢim Tarihi: 18.09.2010.
Nasıl
Tanımlıyor”,
Sam N., Sam R., Öngen B. K., (2010), Üniversite Öğrencilerinin Çevresel Tutumlarının Yeni
Çevresel Paradigma ve Benlik Saygısı Ölçeği ile Ġncelenmesi, Ġktisat ve GiriĢimcilik
Üniversitesi- Türk Dünyası Kırgız- Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Akademik BakıĢ,
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, Sayı 21
Türk, Ebru (2007) Spor-Takımlarına-Katılan-ve-Katılmayan-Görme-Engelli-ÖgrencilerinBenlik-Saygılarının Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi. Adana- T.C.. Çukurova
Üniversitesi
YumuĢak ġirin, (2004), Görme ve Ortopedik Engelli Ergenlerin Özsaygı Düzeyleri ile
Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılamaları Arasındaki ĠliĢki, Ankara
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı,
BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi
-“Özürlülük ve Sosyal Hizmetler” 4. ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı (1998), Özürlülük
ve Sosyal Hizmetler ÇalıĢma Grubu Raporu, Sosyal Hizmetler Derneği Yayını, ss.139168.
17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR
326