hakem kurulu - uluslararası katılımlı spor bilimleri öğrenci kongresi
Transkript
hakem kurulu - uluslararası katılımlı spor bilimleri öğrenci kongresi
Sevgili Dostlarım ve Sevgili Spor Bilimi Öğrencileri, Türkiye’nin en genç Mütevelli Heyeti Başkanı olarak, 12 - 14 Mayıs 2016 tarihinde yapılacak olan dokuzuncu kongreye ev sahipliği yapmak, Haliç Üniversitesi olarak bize, ayrı bir sevinç ve gurur vermektedir. Kongremizin bilimsel yönden faydalı olacağını umar, hepinize başarılar dilerim. Av. Mansur Topçuoğlu T.C. Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı 3 GENÇLİĞİN GELECEĞİ SPORDADIR 9. Uluslararası Katılımlı Spor Bilimleri Öğrenci Kongresi 12-14 Mayıs 2016 tarihinde, Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Türkiye Spor Bilimleri Derneği tarafından organize edilecektir. Günümüzde, spor, bir yaşam felsefesi olarak ele alınmaktadır. Özellikle genç jenerasyonun spora yönlendirilmesi oldukça önemlidir. Hem bedeni hem de ruhi gelişim bakımından sporun yeri her türlü değerlendirmenin ötesindedir. Günümüz dünyasında madde bağımlılığı başta olmak üzere çok çeşitli kötü gençlik alışkanlıkları mevcuttur. Spor, gençliği bütün bu kötü alışkanlıklardan kurtarmanın tek ilacıdır. Ayrıca; gençliğin arkadaşlık, dostluk, paylaşım... gibi daha bir çok müsbet itiyatlar kazanmalarına sebep olacaktır. Bu organizasyonun Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nun ev sahipliğinde ve uluslararası düzeyde yapılmasını oldukça önemsiyorum. Üniversitemizin dünya gençliğinin birbiriyle kaynaşmasına vesile olacak bir spor faaliyetine öncülük etmesi bizler için de oldukça gurur vericidir. Bu gençler, en çok özlemini duyduğumuz dünya barışı ve dostluğunun gerçekleşmesinde aracılık edecektir. Çünkü sporun kendilerine kazandırdığı ruh temizliği ve sağlam irade ile bu misyonu ifa edeceklerdir. Haliç Üniversitesi olarak vasıflı, eğitimli ve katılımcı gençler yetiştirerek geleceğin dünyasının insanı temeller üzerine inşa edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Haliç Üniversitesi, gençlik ve spor ilişkisine her zaman önem vermiştir. Üniversitemizde tam donanımlı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nun varlığı bunun delilidir. Bu organizasyonun verimli ve başarılı geçmesi dileğiyle; emeği geçen herkese teşekkür ederim. Katılımcılara üstün başarılar dilerim. Herkese en kalbi selam ve saygılarımı sunarım. Prof. Dr. Remzi ÇETİN Haliç Üniversitesi Rektörü 4 Sevgili Dostlarım, Sevgili Öğrencilerim, Sporun gelişmesinin temel kaynağı sporun bilim olarak kabul edilmesidir. 1900’lü yılların başından beri bu konuda yapılan çalışmalar sonsuz gayretlere rağmen istenilen sonuca ulaşamamıştır. 9.cusu yapılan Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi alan öğrencilere yönelik bu kongreyi ilk defa bir vakıf üniversitesi üstlenmektedir. Spor öğretisinin çok temelden başladığına inanan Beden Eğitimi ve Spor Anabilim dalı öğretim üyeleri ve şahsım adına hepinizi sevgi ile kucaklarım. Kongremizin bütün yönleri ile bilimsel ve sosyal etkinliklerle unutulmaz ve hep hatırlanır olması adına üniversitemizin tüm imkânlarını maksimum düzeyde kullandığımızın bilinmesini isterim. Bu kongrenin meslek yaşamınızın ilk günlerinde anlamlı bir başlangıç olmasını temenni eder hepinize sevgilerimi sunarım. Prof. Dr. Kut Sarpyener USBK 2016 Kongre Başkanı 5 KOMİTELER Kongre Onur Kurulu Vasip ŞAHİN (İstanbul Valisi) Dr. Kadir TOPBAŞ (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) Av. Mansur TOPÇUOĞLU (Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı) Prof. Dr. Remzi ÇETİN (Haliç Üniversitesi Rektörü) Prof. Dr. Uğur ERDENER (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı) İbrahim KOÇ (İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü) İsmail BAYRAKTAR (Spor A.Ş. Genel Müdürü) Oğuz TONGSİR (Türkiye Spor Yazarları Derneği) Düzenleme Kurulu Spor Bilimleri Derneği (SBD) (Kongre Sahibi) Prof. Dr. Kut SARPYENER (Kongre Başkanı) Prof. Dr. Sami MENGÜTAY (Kongre Başkan Yardımcısı) Dr. H. İlhan ODABAŞ (Kongre Genel Sekreteri) Dr. Turgay TURAN (Kongre Genel Sekreter Yardımcısı) Dr. Çiğdem BULGAN (Kongre Genel Sekreter Yardımcısı) 6 KOORDİNATÖRLÜKLER Bilim Dalı Koordinatörlükleri • Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. Aysel PEHLİVAN Öğr. Gör. Çağla KARADAĞIOĞLU Öğr. Gör. Cemal KARTAL • Sporda Psiko-Sosyal Alanlar Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU Dr. Pervin Sevda BIKMAZ Öğr. Gör. Fatih KESEPARA • Hareket ve Antrenman Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. Mustafa ASLAN Dr. Alper AŞÇI Dr. Çiğdem BULGAN • Spor Sağlık Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. İlhan ODABAŞ Dr. Nalan SUNA Dr. Ümit ZEYBEK • Spor Yönetimi ve Organizasyonu Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. Cengiz GÜLER Dr. Murat BEKEN Öğr.Gör. Kıvanç EGEAKA Okt. Suzan YILDIZ • Rekreasyon Eğitimi Bilim Dalı Koordinatörlüğü Dr. Fikri ERALP Dr. Turgay TURAN Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR Öğr. Gör. Yavuz DURMUŞ Diğer Koordinatörlükler • Ödül Koordinatörlüğü Dr. Aysel PEHLİVAN Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER (SBD) Öğr. Gör. Çağla KARADAĞOĞLU Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR Öğr. Gör. Fatih KESEPARA • Sponsor Koordinatörlüğü Öğr. Gör. İlker ŞENTÜRK Öğr. Gör. İlhami TEK Öğr. Gör. Oğuz AKBATUR • Ulaşım ve Konaklama Koordinatörlüğü Öğr. Gör. Hüseyin TEPE Öğr. Gör. Kıvanç EGEAKA • Sosyal İlişkiler Koordinatörlüğü Dr. Nalan SUNA Dr. Cengiz GÜLER Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR Öğr. Gör. Şenol GÜNEŞ • Bilgi-İşlem Koordinatörlüğü Öğr. Gör. Fatih KESEPARA Ayşe ERKARTAL Melis ÖZCAN 7 AKADEMIK DANIŞMA KURULU Dr. A.Ahmet DOĞAN Dr. A.Haydar DEMİREL Dr. ARSLAN KALKAVAN Dr. Aysel PEHLİVAN Dr. Azmi YETİM Dr. Bahtiyar ÖZÇALDIRAN Dr. Birol ÇOTUK Dr. Birol DOĞAN Dr. Bülent BAYRAKTAR Dr. Caner AÇIKADA Dr. Cengiz ARSLAN Dr. Emin ERGEN Dr. Erdal ZORBA Dr. Fehmi TUNCEL Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER Dr. Gazanfer DOĞU Dr. Gıyasettin DEMİRHAN Dr. Gülfem ERSÖZ Dr. Güner EKENCİ Dr. Hakan GÜR Dr. Hasan KASAP Dr. Hatice ÇAMLIYER Dr. Hülya AŞÇI Dr. Kamil ÖZER Dr. M.Zahit SERARSLAN Dr. Mehmet Akif ZİYAGİL Dr. Mehmet GÜNAY Dr. Mehmet YAZICI Dr. Mitat KOZ Dr. Kamil ÖZER Dr. Ömer ŞENER Dr. Recep GÜRSOY Dr. S.Rana VAROL Dr. S.Sadi KURDAK Dr. Salih PINAR Dr. Sami MENGÜTAY Dr. Sedat MURATLI Dr. Serap İNAL Dr. Suat KARAKÜÇÜK Dr. Şefik TİRYAKİ Dr. Ümit KESİM Dr. Yavuz TAŞKIRAN 8 (Kırıkkale Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Karadeniz Teknik Üniversitesi) (Haliç Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Girne Amerikan Üniversitesi) (İstanbul Üniversitesi) (Indiana Üniversitesi) (Fırat Üniversitesi) (Katar Fizik Tedavi Rehb. ve Spor Merkezi) (Gazi Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Uludağ Üniversitesi - Emekli) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Gelişim Üniversitesi) (Uludağ Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (Gelişim Üniversitesi) (Mersin Üniversitesin) (Gazi Üniversitesi) (Erzincan Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Çukurova Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Haliç Üniversitesi) (Gelişim Üniversitesi) (Yeditepe Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (Mersin Üniversitesi) (Bilgi Üniversitesi) (Kocaeli Üniversitesi) HAKEM KURULU Dr. Ali KIZILET Dr. Ali Dursun AYDIN Dr. Alper KARADAĞ Dr. Alper ASLAN Dr. Ani AGOPYAN Dr. Adnan TURGUT Dr. Alparslan ERMAN Dr. Ayşe TÜRKSOY Dr. Ali TEKİN Dr. Ayşe Kin İŞLER Dr. Bilgehan BAYDİL Dr. Bilal KESKİN Dr. Bekir YÜKTAŞIR Dr. Bergün MERİÇ BİNGÜL Dr. Bengü Güven KARAHAN Dr. Bilge DONUK Dr. Bülent AĞBUĞA Dr. Bülent GÜRBÜZ Dr. Canan Koca ARITAN Dr. Cem TINAZ Dr. Cengiz AKALAN Dr. Cenk AYDIN Dr. Çetin YAMAN Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU Dr. Davut ÖZBAĞ Dr. Dilara ÖZER Dr. Dilşat ÇOKNAZ Dr. Dilşad MİRZEOĞLU Dr Ebru ÇETİN Dr. Emine ÇAĞLAR Dr. Elçin YUSUFOĞLU Dr. Ercüment ERDOĞAN Dr. Ertuğrul GELEN Dr. Fatih BEKTAŞ Dr. Fatih KILINÇ Dr. Faruk YAMANER Dr. Ferda GÜRSEL Dr. Figen ÇİLOĞLU Dr. Filiz ÇAMLIGÜNEY Dr.Gazanfer Kemal GÜL Dr. Günay ÖZBAY Dr. Hakan KOLAYİŞ Dr. Hakan SUNAY Dr. H.Murat ŞAHİN (Marmara Üniversitesi) (Kafkas Üniversitesi) (Ardahan Üniversitesi) (Mustafa Kemal Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Akdeniz Üniversitesi) (Akdeniz Üniversitesi) (İstanbul Üniversitesi) (Bitlis Eren Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Kastamonu Üniversitesi) (Iğdır Üniversitesi) (Sinop Üniversitesi) (Kocaeli Üniversitesi) (Başkent Üniversitesi) (İstanbul Üniversitesi) (Pamukkale Üniversitesi) (Kırıkkale Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Bilgi Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Uludağ Üniversitesi) (Sakarya Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (İnönü Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (Kırıkkale Üniversitesi) (Uşak Üniversitesi) (Ordu Üniversitesi) (Sakarya Üniversitesi) (Karadeniz Teknik Üniversitesi) (Isparta SDÜniversitesi) (Hitit Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Kocaeli Üniversitesi) (Karabük Üniversitesi) (Sakarya Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Batman Üniversitesi) 9 HAKEM KURULU Dr. Hasan ŞAHAN Dr. Hakkı ÇOKNAZ Dr. Hamdi Alper GÜNGÖRMÜŞ Dr. Hayri ERTAN Dr. Hayrettin GÜMÜŞDAĞ Dr. Hüsrev TURNAGÖL Dr. İbrahim YILDIRAN Dr. İlhan TOKSÖZ Dr. İlker ÖZMUTLU Dr. İlker YILMAZ Dr. İrfan GÜLMEZ Dr. İlknur HACISOFTAOĞLU Dr. İlker YÜCESİR Dr. Kadir PEPE Dr. Kenan SİVRİKAYA Dr. Kenan AYCAN Dr. Kürşat KARACABEY Dr. Lale GÜLER Dr. Lale ORTA Dr. Leyla TAVACIOĞLU Dr. M. Levent İNCE Dr. Mahmut ERBEY Dr. Mehmet DALKILIÇ Dr. Menşure AYDIN Dr. Mehmet İNEL Dr. Metin YAMAN Dr. Mehmet ÖZTÜRK Dr. Menderes KABADAYI Dr. Mehmet GÖRAL Dr. Murat KANGALGİL Dr. Murat KUL Dr. Murat ÇİLLİ Dr. Murat BEKEN Dr. Murat KALDIRIMCI Dr. Muzaffer ÇOLAKOĞLU Dr. Muzaffer SELÇUK Dr. Müfide ÇOTUK Dr. Mehmet İNAL Dr. Muzaffer ÇOLAKOĞLU Dr. Mürsel BİÇER Dr. Müslüm BAKIR Dr. Necati CERRAHOĞLU Dr. Nevzat MİRZEOĞLU Dr. Neşe ŞAHİN 10 (Akdeniz Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi) (Eskişehir Anadolu Üniversitesi) (Bozok Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (Trakya Üniversitesi) (Namık Kemal Üniversitesi) (Eskişehir Anadolu Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Gedik Üniversitesi) (İstanbul Üniversitesi) (Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi) (Aydın Üniversitesi) (Erciyes Üniversitesi) (Düzce Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Okan Üniversitesi) (İTÜ) (ODTÜ) (Ahiİ Evran Üniversitesi) (Kilis 7 Aralık Üniversitesi) (Kocaeli Üniversitesi) (Pamukkale Üniversitesi) (Gazi Üniversitesi) (İstanbul Üniversitesi) (19 Mayıs Üniversitesi) (Celal Bayar Üniversitesi) (Cumhuriyet Üniversitesi) (Bartın Üniversitesi) (Sakarya Üniversitesi) (Halic Üniversitesi) (Atatürk Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Yüzüncü Yıl Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Gaziantep Üniversitesi) (Okan Üniversitesi) (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) HAKEM KURULU Dr.Nevin GÜNDÜZ Dr. Nurcan DEMİREL Dr. Nurper ÖZBAY Dr. Nuri TOPSAKAL Dr. Nusret RAMAZANOĞLU Dr. N.Fazıl KİSHALI Dr.Oğuz ÖZBEK Dr. Oya ERKUT Dr. Önder SEMSEK Dr. Ökkeş Alparslan GENÇAY Dr. Özgür BOSTANCI Dr. Özcan SAYGIN Dr. Perican BAYAR Dr. Rıdvan EKMEKÇİ Dr. Selda BEREKET YÜCEL Dr. Selami YÜKSEK Dr. Selda UZUN Dr. Selçuk GENÇAY Dr. Semiyha TUNCEL Dr. Semih YILMAZ Dr. Serdar TOK Dr. Serdar ARITAN Dr. Serkan HAZAR Dr. Sürhat MÜNİROĞLU Dr. Tahir HAZIR Dr. Tennur YERLİSU Dr. Timuçin GENÇER Dr. Turgay BİÇER Dr. Ufuk ALPKAYA Dr. Utku ALEMDAROĞLU Dr. Ümid KARLI Dr. Vedat AYAN Dr. Velittin BALCI Dr. Veysel OKÇU Dr. Yaşar TATAR Dr. Yalçın BEŞİKTAŞ Dr. Yusuf KÖKLÜ Dr. Yusuf ARIKAN Dr. Yüksel SAVUCU Dr. Yücel OCAK Dr. Zafer AKTÜRK Dr. Zekai PEHLİVAN Dr. Zekeriya GÖKTAŞ Dr. Ziya KORUÇ (Ankara Üniversitesi) (Atatürk Üniversitesi) (Düzce Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Atatürk Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Kahramanmaraş Üniversitesi) (19 Mayıs Üniversitesi) (Muğla Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Pamukkale Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Karadeniz Teknik Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Sütçü İmam Üniversitesi ) (Ankara Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Celal Bayar Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Niğde Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Hacettepe Üniversitesi) (Akdeniz Üniversitesi) (Ege Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Marmara Üniversitesi) (Pamukkale Üniversitesi) (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) (Karadeniz Teknik Üniversitesi) (Ankara Üniversitesi) (Siirt Üniversitesi ) (Marmara Üniversitesi) (Okan Üniversitesi) (Pamukkale Üniversitesi) (Bayburt Üniversitesi) (Fırat Üniversitesi) (Afyonkocatepe Üniversitesi) (Dicle Üniversitesi ) (Mersin Üniversitesi) (Balıkesir Üniversitesi ) (Hacettepe Üniversitesi) 11 ÇALIŞMA ALANLARI Beden Eği̇ti̇mi̇ ve Spor Öğretimi • Öğretmen Eğitimi • Program Geliştirme • Ölçme ve Değerlendirme • Öğretim Modelleri, Strateji, Yöntem ve Teknikleri • Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor • Okul Öncesinde Hareket Eğitimi ve Oyun • Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme • Okul Sporları / Beceri Öğrenimi • Diğer Sporda Psiko-Sosyal Alanlar • Kaygı / Stres / Motivasyon • Zihinsel Antrenman • Tarih / Felsefe / Sosyoloji • Toplumsal Cinsiyet / Kimlik / Sınıf • Sporda Şiddet • Diğer Hareket ve Antrenman Bilimi • Spor Biyomekaniği • Modelleme ve Simülasyon • Veri İşleme / Analiz / Değerlendirme • Özel Gruplarda Antrenman • Sporda Performans Bileşenleri • Antrenman Periyotlaması • Motor Kontrol • Performans / Beceri Testleri • Kinantropometri • Psikomotor Gelişim • Diğer Spor Sağlık Bilim Dalı Koordinatörlüğü • Egzersiz ve Spor Fizyolojisi • Egzersiz ve Spor Biyokimyası • Egzersiz Metabolizması ve Beslenme • Doping / Ergojenik Yardım • Özel Gruplarda Spor ve Sağlık • Obezite • Spor Travmatolojisi • Spor Sakatlıkları ve Rehabilitasyon • Sporcu Sağlığı • Spor ve Biyogenetik • Fiziksel Aktivite ve Fiziksel Uygunluk • Kronik Hastalıklar ve Egzersiz • Diğer 12 Spor Yönetimi Ve Organizasyonu • Olimpizm / Fair Play • Liderlik Yönetimi • Spor Medyası • Sporda Sponsorluk • Sporda İnsan Kaynakları • Sporda Toplam Kalite Yönetimi • Spor Yönetimi ve Organizasyonu • Sporda İletişim • Sporda Bilişim Teknolojileri • Diğer Rekreasyon Eğitimi • Okul / Ergonomi • Yerel Yönetimler • Doğa / Su Sporları • Indoor Aktiviteler / İşyeri Rekreasyonu • Turizm / Spor Animasyonu • Rekreasyon Yönetimi • Liderlik Becerileri • Çocuk - Erişkin Oyun • Diğer BİLİMSEL PROGRAM 12 MAYIS 2016, Perşembe AÇILIŞ SEROMONİSİ Mütevelli Heyet Başkanı Av. Mansur Topçuoğlu 09:30-10:00 Rektör Prof.Dr. Remzi Çetin Kongre Başkanı Prof. Dr. Kut Sarpyener Spor Bilimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Gıyasettin Demirhan KAHVE ARASI 10:00-10:40 10:40-11:00 11:00-11:20 11:20-11:55 11:55-12:30 12:30-13:30 SALON A Oturum Başkanı: Dr. Bülent Bayraktar Spor Sağlık Bilimleri Davetli Konuşmacı: Dr. İlker Yücesir Güncel Vakalar Üzerinden Sporda Doping ve Dopingle Mücadele Davetli Konuşmacı: Dr. Figen Akalın Sporcularda Ani Ölüm SALON B Oturum Başkanı: Dr. Hülya Aşcı Sporda Psiko-Sosyal Alanlar Davetli Konuşmacı: Dr. Cengiz Karagözoğlu Sporda Duygu Yönetimi Davetli Konuşmacı: Dr. Cem Tınaz, Dr. Arda Coşkun Şiddete Yatkınlık ve Şiddeti Önlemede Sosyal Sorumluluk Projeleri ÖĞLE YEMEĞİ KONFERANS 1 SALON A Oturum Başkanı: Dr. Selda Bereket Davetli Konuşmacı: Dr. Hızır Kurtel EGZERSİZDE EPİGENETİK 14:15-14:30 KAHVE ARASI Oturum Başkanı: Oturum Başkanı: Dr. İlhan Toksöz Dr. Nusret Ramazanoğlu Sporda Psiko-Sosyal Alanlar Hareket Antrenman Bilimleri SÖZEL SUNUMLAR OP-033 SÖZEL SUNUMLAR OP-009 Namık Kemal Üniversitesinde Öğrenim Gören Voleybolcularda 8 Haftalık Öğrencilerin Egzersiz Nedenleri, Engelleri, Yaşam Pliometrik Egzersizin Dikey Sıçrama Performansı Üzerine Doyumları ve Egzersiz Alışkanlıklarının İncelenmesi Etkisinin İncelenmesi Enes Kurtca Demirci Aslıcan Arzuman OP-034 OP-010 Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Temel Psikolojik 14:30-15:15 Alt Ekstremiteye Ait Kas İhtiyaçlarının, Öznel Zindelik ve Mutluluk ile İlişkisi Gruplarını Geliştirmeye Yönelik Yapılan Kuvvet Mehmet Mert Yiğit Antrenmanlarının Dikey Sıçrama Performansı OP-035 Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi Futbolcuların Sosyal Beceri Özlem Türk Düzeylerinin İncelenmesi OP-020 Cihan Kopmuş Gümüşhane İl Aday Futbol Hakemlerinin Bazı Performans Parametrelerinin İncelenmesi İbrahim Can 13:30-14:15 13 BİLİMSEL PROGRAM 15:15-15:50 15:50-16:30 16:30-16:45 16:45-17:30 Oturum Başkanı: Dr. Sami Mengütay Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Davetli Konuşmacı: Dr. Oya Erkut Okul Çocuklarında Psikomotor Gelişim Oturum Başkanı: Dr. Yaşar Tatar Hareket Antrenman Bilimleri Davetli Konuşmacı: Dr. Murat Çilli Giyilebilir Teknoloji ve Spor Bilimlerinde Bilgisayar Uygulamaları Davetli Konuşmacı: Davetli Konuşmacı: Dr. Di̇lşad Mi̇rzaoğlu Dr. Bergün Meriç İlkokul ve Ortaokulda Yenilenen Beden Eğitimi ve Spor Spor Bilimlerinde Biomekanik Uygulamalar Dersi Programları KAHVE ARASI Oturum Başkanı: Oturum Başkanı: Dr. Mehmet Öztürk Dr. Ayşe Türksoy Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Rekreasyon Yönetimi SÖZEL SUNUMLAR SÖZEL SUNUMLAR OP-001 OP-023 Ortaokul Altıncı Sınıfların Beden Eğitimi ve Spor Dersinde, Hafif Zihinsel Engelli Ergenlerde Rekreasyonel Sportif Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlere İlişkin Fiziksel Aktivitelerin Benlik Saygısına Etkisi Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması Emine Koçak Nahsen Avcı OP-024 OP-002 Coğrafi Bilgi Sistemleri (Cbs) İle 3d (3 Boyutlu) Zirve İlkokul Üçüncü SınıfÖğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler Parkur Haritalarının Üretilmesi: Kaçkar Dağı Örneği Dersindeki Dengeleme Gerektiren Hareketlere İlişkin Burak Kural Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması OP-025 Zeynep Gürel The Empowerment’s Model of Human Resource in the OP-003 Event: A Case Study of University Sport Volunteers Dokuzuncu Sınıfta Öğrenim Gören Öğrencilerin Spora Vahid Saatchian İlişkin Atılganlık Düzeylerinin Karşılaştırılması Beril Bayraktaroğlu 4-6 YAŞ ÇOCUKLARDA TEMEL HAREKET ÖĞRETİMİ Fikri Erlap Öğrenci sayısı: 25 kişi ile sınırlıdır. (SPOR SALONU) 17:30-18:30 UYGULAMALI HAREKET ANALİZİ Çiğdem Bulgan, Bergün Meriç Bingül Öğrenci sayısı: 20 kişi ile sınırlıdır. (LABORATUVAR) FITNESS DÜNYASINDAKİ DEĞİŞİMLER VE YEPYENİ BİR TEKNOLOJİ-EMS Miha Muhittin Kocatepe Öğrenci sayısı : 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF) SCOUTING VE MAÇ ANALİZİ Tarkan Batgün Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (303 NOLU SINIF) 18:30-19:30 14 POSTER SUNUMLAR BİLİMSEL PROGRAM 13 MAYIS 2016, CUMA 09:00-09:45 KONFERANS 2 Oturum Başkanı: Dr. Sami Mengütay Davetli konuşmacı: Dr. Birol Çotuk “ANTARTİKA” Oturum Başkanı: Oturum Başkanı: Dr. Aysel Pehlivan Dr. Turgay Turan Hareket Antrenman Bilimleri Rekreasyon Eğitimi SÖZEL SUNUMLAR SÖZEL SUNUMLAR OP-013 OP-026 Tekrarlı sprint performansı ve fibril tipi yüzdesi 12 - 14 Yaş Arası Çocukların Günümüzdeki Maks VO2 arasındaki ilişkiler Değerleri İle 8 Yıl Önceki Maks VO2 Değerlerinin Ünal Tavukçu Karşılaştırılması OP-018 Hakan Akbaba Antrenmanlı Sporcularda Bir Tekrarlı Maksimal Kuvvet OP-027 ve Bazı Performans Parametreleri Arasındaki İlişkinin Yetişkinlerde yaşam kalitesinin bazı antropometrik 09:45-10:45 Araştırılması ölçüler, yaş cinsiyet, çalışma durumu ve eğitim düzeyi İbrahim Can bakımından,incelenmesi OP-021 Seray Elif Eldivan Tekrarlı sprint testinin performans bileşenleri ve OP-028 yorgunluğun değerlendirilmesinde kullanılan formüllerin Merdiven ve Yürüme Egzersizlerinin Alt Ekstremite Kas güvenirliği Aktivitesi Bakımından İncelenmesi Mehmet Kadiıoğlu Hazar Gürsoy OP-017 OP-012 Statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint Türkiye Rafting Milli Takımı Sporcularının Somatotip performansına etkisi Yapılarının İncelenmesi Erdi Yıldırım Fatih Gür 10:45-11:00 KAHVE ARASI KONFERANS 3: Dr. Birol Çotuk 11:00-11:45 Davetli Konuşmacı: Dr. Ümit Zeybek SPOR-GENETİK-BESLENME ÜÇLÜSÜ Davetli Konuşmacı: Dr. Aydın Duygu 11:45-12:30 AMİNO ASİT ANALİZİ VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ AMİNO ASİT DESKLERİ 12:30-13:30 ÖĞLE YEMEĞİ Oturum Başkanı: Oturum Başkanı: Dr. Müslüm Bakır Dr. Çiğdem Bulgan Spor Yönetim ve Organizasyon Hareket ve Antrenman Bilimleri 13:30-14:15 Davetli Konuşmacı: Dr. Yalçın Uyar Oyun ve Kültürden Hegamonik Spora 14:15-15:00 Davetli Konuşmacı: Dr. Ayşegül Baklacı Amatör Kulüplerde Kurumsal Yapı ve Yönetimsel Süreçler ENKA Spor Kulübü Örneği 15:00-15:15 Sözel Sunumlar OP-15 Kadın Futbolcularda Kalça ve Ayak Bileği Eklem Hareket Açıklığının Topa Vuruş Hızına Akut Etkisi Müge İnan OP-16 Antagonistik Kas Aktivitesi ve Çeviklik Performansının Farklı Çeviklik Testleri İçin İncelenmesi Bedrettin Bulguru OP-19 Yön değiştirmeli tekrarlı sprint ile patlayıcı ve elastik kuvvet arasındaki ilişkinin incelenmesi Tuna Doğan Kılınç OP-022 İzokinetik kuvvet ölçümünden kestirilen fibril tipi yüzdesine sirkadiyen ritmin etkisi Osman Algın KAHVE ARASI 15 BİLİMSEL PROGRAM Oturum Başkanı: Dr. Ani Agopyan Hareket ve Antrenman Bilimleri SÖZEL SUNUMLAR OP-011 Futbolda Farklı Hızlarda Uygulanan Kuvvet Egzersizlerinin Bazı Kuvvet Parametrelerine Ve Sürat Değerlerine Etkisinin İncelenmesi Taner Aksoy OP-014 Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Reaktif Kuvvet İndeksi İle İlişkisi 15:15-16:00 Sercan Polat OP-032 Dünya Okullar Futbol Şampiyonası Analizi: Türkiye Almanya Örneği Fatih Samet Atasoy Oturum Başkanı: Dr. Bilge Donuk Psiko Sosyal SÖZEL SUNUMLAR OP-036 Spor Yapan Ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin Sporda Sosyalleşme Düzeylerinin İncelenmesi Hacı Mehmet Günel OP-037 Spora Özgü Sakatlık Dönemi Beden Algısı Ölçeğinin Geliştirilmesi Alen Geçer OP-038 Voleybolcuların problem çözme becerilerinin bazı değişkenler açısından belirlenmesi Rukiye Kavurgacı OP-039 Judo Yapan Çocukların Öğrenme Biçimlerinin İncelenmesi Ayşegül Funda Alp OP-040 Güreş Yapan Çocukların Karar Verme Düzeylerinin İncelenmesi Ayşenur Ünver Oturum Başkanı: Dr. Fatih Bektaş Oturum Başkanı: Beden Eğitimi ve Spor Dr. Vedat Ayan SÖZEL SUNUMLAR Psiko-Sosyal Alanlar OP-004 SÖZEL SUNUMLAR Altıncı Sınıf Öğrencilerinin OP-029 Tahmini Kalp Atım Hızı ve Fiziksel Etkinliklere BESYO ve Diğer Fakültelerde Öğrenim Gören Bayan Yönelik Gerçek Kalp Atım Hızına İlişkin Tahminlerinin Öğrencilerin Biyoelektriksel Impedans Analiz (BIA) Yöntemi Karşılaştırılması ile Vücut Kompozisyonlarının Karşılaştırılması Ali Kozan Mustafa Boyacı OP-005 OP-030 Alıştırma ve Katılım Tedavisi Tamamlanmış Meme Kanseri Hastalarında Tedavi Yönteminin Basketbol Şut Tekniği Öğrenimine Etkisi Öncesi ve Sonrası Fiziksel Aktivite Alışkanlığı 16:15-17:30 Merve Seçme Gülşen Mertyüz OP-031 OP-006 Yaşlılarda Fonksiyonel Bağımlılık, Mental Algı ve Farklı Bölümlerde Okuyan Öğretmen Adaylarının İletişim Depresyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Becerisi Algılarının Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi Nur Muhammet Yeşilyurt Cem Türkmen OP-007 Ortaöğretimde Bulunan Öğrencilerin Öğrenme Stillerinin Araştırılması Erhan Susaçan OP-008 Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri Merve Güçlü 16 BİLİMSEL PROGRAM GOLF’TE ÖĞRETİM TEKNİKLERİ İdris Topar GENCAY ASAN Öğrenci sayısı : 25 kişi ile sınırlıdır. SPOR SALONU SPORDA SAHA TESTLERİ UYGULAMALARI Mustafa Aslan, Alper Aşçı, Turgay Turan Öğrenci sayısı: 40 kişi ile sınırlıdır. (SPOR SALONU) 17:30-18:30 KARDİO-VASKÜLER TESTLER İlhan Odabaş, Turgay Turan, Murat Beyaz Öğrenci sayısı: 20 kişi ile sınırlıdır. (LABORATUVAR) FONKSİYONEL ÇALIŞMALAR TRX SUSPENSION TRAINING WORKSHOP Can Bayık Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF) ANTRENMAN ÖNCESİ HAREKETE HAZIRLIK MODELLEMELERİ M. Aslan Başar Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF) 18:30-19:30 POSTER SUNUMLAR 17 BİLİMSEL PROGRAM 14 MAYIS 2016, CUMARTESİ Oturum Başkanı: Dr. İlhan Odabaş Spor Sağlık Bilimleri 18 09:00-09:30 Davetli Konuşmacı: Bünyami̇n Aysoy 2016 Fitness Trendleri 09:30-10:00 Davetli Konuşmacı: Sevcan Sak Eko Sistemler ve Fitness’ta Kullanımı 10:00-10:30 Davetli Konuşmacı: Serhan Musluoğlu Evrensel Arenada Antrenör Olmak 10:30-11:00 Davetli Konuşmacı: Barlas Pehlivan Sudan Çıkmış Balık 11:00-11:30 Oturum Başkanı: Dr. Fikri Eralp Davetli konuşmacı: Yavuz Durmuş Öğrenen Organizasyon 09:00-10:00 Oturum Başkanı: Dr. Turgay Biçer Spor Yönetim ve Organizasyon SÖZEL SUNUMLAR OP-041 Pedagojik Formasyon Eğitimi Öğrencilerinin Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi Seda Dileç OP-042 Karateci Çocukların Spora Katılım Güdülerinin Belirlenmesi Melikenur Çakmakçı OP-043 Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Annelerin Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi (Malatya İli Örneği) Özden Demir OP-044 Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Problem Çözme Beceri Düzeylerinin İncelenmesi Dilek Yavuz Oturum Başkanı: Dr. Serap İnal 11:00-11:30 Davetli konuşmacı: Dilara Özer Beden Eğitimi Dersinde Kaynaştırma 11:30-12:00 Davetli konuşmacı: Menşure Aydın Spor için Engel Yok 12:00-12:30 ÖĞLE YEMEĞİ 12:30-13:45 BESYO MEZUNLARININ İSTİHDAM SORUNLARI Moderatör: Dr. Sami Mengütay Konuşmacılar Spor A.Ş. Genel Müdürü: İsmai̇l Özbayra İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü: İlhami̇ İbrahi̇m Koç GSGM Spor Faaliyetleri Daire Başkanı: Ömer Kalkan TechnoGym Türkiye Genel Müdürü: Vİttori̇o Zagai ̇ 13:45-14:00 KAHVE ARASI 14:00-14:45 Kapanış ve Ödül Töreni SÖZEL BİLDİRİLER 19 OP-01 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] OP-02 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Ortaokul Altıncı Sınıfların Beden Eğitimi ve Spor Dersinde, Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlere İlişkin Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması İlkokul Üçüncü SınıfÖğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler Dersindeki Dengeleme Gerektiren Hareketlere İlişkin Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması Figen Altay, Nahsen Avcı Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Figen Altay, Zeynep Gürel Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ortaokul altıncı sınıflarda beden eğitimi ve spor dersinde, nesne kontrolü gerektiren hareketlere ilişkin fiziksel aktivite seviyeleri öğrenci davranışı, ders içeriği ve öğretmen davranışı bakımından nasıl olduğunu incelemektir. Araştırmaya Ankara ili Çankaya ilçesinde bir ortaokulun altıncı sınıf öğrencileri dahil edilmiş olup 39 deney ve 36 kontrol grubu olmak üzere toplam gönüllü 75 öğrenci katılmıştır. GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersindeki dengeleme hareketlerine ilişkin fiziksel aktivite seviyelerini araştırmaktır. Araştırmaya İlkokul üçüncü sınıf 24 deney, 25 kontrol grubu olmak üzere toplam 49 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Araştırma, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının güz ve bahar dönemini kapsamıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 2015-2016 eğitim-öğretim yılının güz döneminin 4 haftasını kapsamıştır. Verilerin toplanmasında McKenzie, Sallis&Nader (1991) tarafından fiziksel öğrenme ortamı için geliştirilmiş sağlık tabanlı fiziksel aktiviteyi desteklediğine inanılan faktörleri saptamak ve beden eğitimi sınıflarının kalitesini denetlemek için düzenlenmiş anlık zaman örnekleme ve aralıklı kayıt yapma sistemi olan SOFIT Protokolü uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında Fiziksel Etkinlik Kartları kullanarak, nesne kontrolü gerektiren beceriler, Vücut Farkındalığı, Alan Farkındalığı, Birleştirilmiş Hareketler ve Efor kavramlarını temele alarak hazırlanan ders planlarını 4 hafta boyunca beden eğitimi ve spor dersinde işlemiştir. İşlenen her ders videoya alınmış ve Sofit Protokolü gereğince öğrenci davranışı, ders içeriği ve öğretmen davranışı alt kategorilerine uygun olarak kodlanmış ve sayısal veriye dönüştürülmüştür. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans-yüzde kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrenci davranışında; %39.5 “ayakta duruyor” ve %31.25 “çok aktif ” intervallerinde artış gözlemlenmiştir. Ders içeriğinde %12.5 “fitness bilgisi”, %52.08 “beceri aktivitesi” ve %16.6 “oyun oynama” intervalleri artış göstermiştir. Öğretmen davranışında %29.1 “fitness destekleme”, %41.6 “fitness gösterme” ve %25 “genel yönlendirme ve bilgi” intervali artış göstermiştir. Araştırmaya katılan deney grubu ön test ve son test sonuçları arasında fiziksel aktivite seviyelerinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrenci davranışı bakımından; öğrencilerin ders boyunca sürekli aktif hareket halinde olduklarını göstermektedir. Ders içeriği bakımından; işlenen dersin, altıncı sınıf öğrencilerin gelişim özelliklerine paralel olarak hazırlandığını ve ortaokullarda beden eğitimi ve spor dersleri için nitelikli bir ders işlendiğini ve öğretmen davranışı bakımından; öğretmenin ders boyunca beceriler üzerinde yoğunlaştığını ve doğru öğrenmenin gerçekleşmesi için yaparakyaşayarak beceri aktarımı yaptığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Fiziksel Aktivite, Beden Eğitimi ve Spor, SOFİT, Nesne Kontrolü Gerektiren Beceriler, 20 GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında sağlık tabanlı fiziksel aktiviteyi destekleyen ve beden eğitimi sınıflarının kalitesini denetlemek için düzenlenmiş anlık zaman örnekleme ve aralıklı kayıt yapma sistematik gözlem aracı olan SOFIT kullanılmıştır(McKenzie,1991). Araştırma ilkokul üçüncü sınıf öğrencileriyle haftada bir gün, 40 dakika temel hareket kavramları alt boyutları olan alan farkındalığı, vücut farkındalığı, efor farkındalığı vehareket ilişkileriyle temel hareket becerilerinden dengeleme hareketleri birleştirilerek ders işlenip, video kamera ile kayıt altına alınmıştır. Dört hafta boyunca işlenen ders programı sonrasında videoların analizi SOFIT aracılığıyla yapılmış, 3 ana ve 18 alt kategori altında veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans yüzde kullanılmıştır. Deney ve kontrol grubuna ön test-son test uygulanmış,SOFIT’e ait kodlama sembolleri, sayısal verilere dönüştürülmüştür. BULGULAR: Öğrenci davranışının %4,16’sında yatıyor ve oturuyor, %33,3’ünde ayakta duruyor, %29,16’sında yürüyor ve aktif olduğu ortaya çıkmıştır. Ders içeriğinin, %8,33’ün genel içerik, %4,16’nın genel bilgi, %2,08’in fitness bilgisi, %45,8’in fitness aktivitesi, %39,5’in beceri aktivitesini içerdiği belirlenmiştir. Öğretmen davranışında, %33,3’ü fitness destekleme, %52.08’i fitness gösterme, %10.41’i genel yönlendirme ve bilgi, %4,16’sıdiğerişlerolarakbelirlenmiştir. Bulgular doğrultusunda, öğrencilerin Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersinde deney grubunun ön test ve son test sonuçlarına göre fiziksel aktivite seviyelerinde artış görülmüştür. Ders içeriğinde en çok fitness aktivitesi ve beceri aktivitesi işlendiği gözlemlenmiştir. Öğretmen davranışında fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinde büyük oranda artış görülmüştür. Deney grubunun aksine kontrol grubunun fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinin oldukça düşük çıktığı görülmüştür. SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin dengeleme hareketlerinin beceri düzeyinde ders içeriğine göre fiziksel aktivite seviyelerinin, öğrenci davranışında çok aktif intervalinin, öğretmen davranışlarında ise fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinde artış olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Fiziksel Aktivite, SOFIT OP-03 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] OP-04 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Dokuzuncu Sınıfta Öğrenim Gören Öğrencilerin Spora İlişkin Atılganlık Düzeylerinin Karşılaştırılması Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Tahmini Kalp Atım Hızı ve Fiziksel Etkinliklere Yönelik Gerçek Kalp Atım Hızına İlişkin Tahminlerinin Karşılaştırılması Figen Altay, Beril Bayraktaroğlu Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, dokuzuncu sınıfta öğrenim gören öğrencilerin spora ilişkin atılganlık düzeylerini karşılaştırmaktır. Araştırma, 2015-2016 öğretim yılında Ankara İli Merkez Etimesgut İlçesinde MEB’e bağlı resmi liselerde dokuzuncu sınıfta öğrenim gören 283 kadın, 212 erkek toplam gönüllü 495 öğrenciyi kapsamıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Veri toplama aracı olarak, ‘’Rathus Atılganlık Envanteri’ kullanılmıştır. Bu anket kişiler arası ilişkilerde atılganlığın ölçülmesi amacıyla RathusAssertivenessSchedüle (Rathus, 1973) kullanılmıştır. Bu envanter farklı kültürlere uygulanması, kısa oluşu, değerlendirmesinin kolay oluşu gibi avantajlar taşımaktadır. Voltan (1980) tarafından Türkçe’ye uyarlanmıştır. Araştırmanın yapılacağı liseler için MEB’den gerekli izinler alındıktan sonra araştırmacı tarafından bizzat liselere gidilerek öğrencilerden anketi doldurulmaları istenmiştir. Verilerin analizinde çalışmada MEB’den izin almak üzere gönderilen ölçekten 3 sorununçıkartılması istenmiştir. Soru sayısının azaltılmasından dolayı türdeş bir yapıyı açıklamak ya da sorgulamak için kullanılan Cronbach alfa katsayısı 100 öğrenciye uygulanmış, anketin Cronbach alfa katsayısı 0,839 olarak bulunmuştur. Ankete katılan öğrencilerin spora ilişkin atılganlık düzeylerinin elde edilen verileri ile frekans ve yüzde dağılımları verilmiştir. Figen Altay, Ali Kozan Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, altıncı sınıf öğrencilerinin etkinlik öncesi tahmini kalp atım hızı ve etkinlik sırasında gerçek kalp atım hızı ile ilgili tahminlerinin belirlenmesidir. Araştırmaya 2015-2016 eğitim -öğretim yılında Ortaokul 6.sınıfında öğrenim görmekte olan 29 deney, 35 kontrol grubu olmak üzere toplam 64 gönüllü öğrenci katılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında, tahmini ve gerçek kalp atım hızlarının kaydedildiği ve fiziksel etkinlik düzeyini çeşitli yöntemlerle ölçer kazanımına karşılık gelen. “Kalp Atım Hızı Tahmini” formu kullanılmıştır (MEB,2013). Kalp atım hızı polar marka kalp atım hızı monitörü kullanılarak alınmıştır. Çocukların fiziksel etkinlik düzeyinin ve şiddetinin kalp atım hızı üzerine etkisine ilişkin tahminlerin ve gerçek kalp atım hızı arasındaki farklarını belirleyebilmek için her hafta iki farklı fiziksel aktivite olmak üzere üç hafta boyunca toplamda altı farklı fiziksel aktivite uygulanmıştır. Öğrencilerin yürüme hızlarını sabitlemek için metronom (92 vuruş/dakika) kullanılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapmaları hesaplanıp,deney vekontrol grubuöğrencilerinin bilişsel alan, tahmini kalp atım hızı ve gerçek kalp atım hızı arasındaki farkın ön test son test verilerinde, deney ve kontrol grubu son testlerinin farklarının hesaplanmasında t -testi kullanılmıştır. BULGULAR: Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören öğrencilerin spora ilişkin atılganlık düzeyleri arasında fark olup olmadığına bakmak amacıyla çok gözlü ki kare testi kullanılmıştır. Bulgulara göre, araştırmaya katılanların %24’ü lisanslı sporcu iken, %76’sının lisansı olmadığı gözlemlenmiştir. Lisanslı sporcularda atılgan olanların %16,2 iken, lisanslı sporcu olmayanların içinde atılganlık %9,2 olarak bulunmuştur. Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören lisanslı sporcu olan öğrencilerle lisansı olmayan öğrenciler arasında atılganlık düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<.05). Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören öğrencilerden kızların içerisinde %12,4 ü atılgan iken, erkeklerin % 9,0 u atılgandır. Öğrencilerin cinsiyetleri arasında atılganlık düzeyinde anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>.05). BULGULAR: Veriler normal dağılım göstermiştir(p>0.05). Bilgi testi sonuçlarına göre deney grubunun ön test-son test değerleri arasında fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda fark bulunmamıştır (p>0.05). Uygulanan etkinliklerde deney grubunun kendi içerisinde uzanma, yürüme, koşu, hızlı koşu, ip atlama, merdiven çıkma, açma-germe etkinliklerinde fark bulunmuştur (p<0.05). Kontrol grubunda ise uzanma, yürüme, koşu, hızlı koşu, ip atlama, merdiven çıkma, açmagerme etkinliklerinde fark bulunamamıştır (p>0.05). Deney ve kontrol grubunun son testlerinde uzanma, ip atlama, hızlı koşu etkinliklerinde fark bulunurken (p<0.05); yürüme, koşu, merdiven inip-çıkma, duvar pası, açma germe etkinliklerinde fark bulunmamıştır (p>0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören öğrencilerden lisanslı sporcu olan öğrencilerin lisanslı olmayan öğrencilere göre atılganlık düzeyi farklılık gösterirken, atılganlık düzeyinin cinsiyete göre farklılık göstermediği söylenebilir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin kalp atım hızı ve fiziksel etkinlikler arasındaki doğrusal ilişkiyi yani etkinlikler sırasında kalp atımlarının etkinliğin şiddetine bağlı olarak artış gösterdiğini anlamalarını ve bu bağlamda öğrencinin öğrenme düzeyine katkı sağladığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Atılganlık,Beden Eğitimi,Spor Anahtar Kelimeler: Oyun,Fiziki Etkinlikler,kalp atım hızı 21 OP-05 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] Alıştırma ve Katılım Yönteminin Basketbol Şut Tekniği Öğrenimine Etkisi Figen Altay, Merve Seçme Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı alıştırma yöntemi ve katılım yönteminin basketbol da şut tekniği üzerine etkisini incelemektir. Araştırmaya Ankara ile Çankaya ilçesi Fevzi Özbey ortaokulunda2015- 2016 güz döneminde sekizinci sınıfta okuyan 33 kız ve 23 erkek toplamgönüllü 56 öğrenci katılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında McGee ve Farow,(1987)tarafından geliştirilen altı soruluk bilgi testi, AAHPERD,(1984),tarafından geliştirilen şut beceri testi kullanılmıştır.Grupların denkliğinin sınanmasında bilgi ve beceri testleri kullanılmıştır.Grupların denklik çalışması sonrasında birinci gruba katılım yöntemi ile ikincigruba alıştırma yöntemi ile dört hafta boyunca basketbol şut dersi işlenmiştir. Verilerinanalizindegrupların homojenliği için bilgi ve beceri testleri için “t” testi kullanılmış ve anlamlı bir fark bulunmamıştır(p˃0.05). Alıştırma yöntemi ve katılım yöntemi ile ders işlenen öğrencilerin bilgi testi ön test son test puanlarının değerlendirilmesinde Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi kullanılmıştır. Alıştırma yöntemi ve katılım yöntemi ile ders işlenen öğrencilerin bilgi ve beceri son test puanlarının değerlendirilmesinde Mann Whitney U testi kullanılmıştır. BULGULAR: Katılım yöntemi ile ders işlenen grubun puanlarında anlamlı bir fark bulunurken (p˂0.05), alıştırma yöntemi ile ders işlenen grubun puanlarında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p˃0.05).Alıştırma yöntemi ve katılım yöntemi ile ders işlenen grupların beceri testi ön test- son test puanlarının değerlendirilmesinde Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi kullanılmış ve iki grubunön test- son test puanlarının arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p˃0.05). Katılım yöntemi ile ders işlenen grubun lehine bilgi ve beceri testlerinde anlamlı bir fark bulunmuştur(p˂0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Katılım yöntemiyle işlenen beden eğitimi derslerinde basketbolda şut ve bilgiyönünden gelişim gösterdiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Alıştırma Yöntemi, Katılım Yöntemi,Basketbolda şut. OP-06 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] Farklı Bölümlerde Okuyan Öğretmen Adaylarının İletişim Becerisi Algılarının Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi Cem Türkmen, Nagihan Aydemir, A. Dilşad Mirzeoğlu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO, Beden eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü, Bolu GİRİŞ-AMAÇ: İletişim, bireyin birtakım semboller kullanarak karşısındakini etkileme süreci olarak tanımlanabilir (Dökmen, 1989). Bu yönü ile eğitim de başlı başına bir iletişim etkinliğidir. Bu etkinliğin en verimli şekilde gerçekleşmesi büyük ölçüde öğreticiler ile öğrenciler arasındaki iletişimin niteliğine bağlıdır (Bolat, 1996). Bu bağlamda görevi insan yetiştirme olan öğretmenler için iletişim becerileri önemli hale gelmektedir. Bu nedenle bu araştırmanın amacı, farklı bölümlerde okuyan öğretmen adaylarının iletişim becerisi algılarının farklı değişkenlere göre incelenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma betimsel bir çalışma olup, tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmaya AİBÜ’de 2015-2016 yılı güz döneminde Beden Eğitimi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümlerinde 1. ve 4. sınıfta okuyan toplam 260 (Beden Eğitimi Öğretmenliği = 20 kız, 40 erkek, Sınıf Öğretmenliği = 75 kız, 25 erkek, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği = 62 kız, 38 erkek) gönüllü öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplamak amacıyla Korkut (1996) tarafından geliştirilen “İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği” ve araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Verileri değerlendirmek amacıyla ANOVA ve t testi istatistiksel analiz yöntemleri uygulanmıştır. Araştırmada anlamlılık düzeyi 0.05 olarak belirlenmiştir. BULGULAR: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre üniversite öğrencilerinin cinsiyet, problem çözme teknikleri ve karşı cinsle duygusal nitelikte bir arkadaşlığı olup olmaması durumuna göre iletişim becerileri arasında anlamlı fark bulunmuştur. Cinsiyet değişkenine göre iletişim becerisi algılarında kızların lehine, problem çözme durumlarına göre problemlerini konuşarak çözen öğrencilerin lehine ve duygusal nitelikte doyurucu arkadaşlığı olan öğrenciler lehine anlamlı farklılıklar bulunurken; sınıf düzeyleri, bölüm, spor yapma durumu ve anne-baba eğitim durumu ile iletişim becerileri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğretmen adaylarında sorunların paylaşılmasının, problemlerin konuşularak çözülmesinin ve arkadaşlık ilişkilerinin iletişim becerilerini geliştirmede önemli olduğu söylenebilir. Benzer çalışmaların, farklı üniversitelerde, farklı bölüm ve sınıf düzeylerinde tekrarlanması daha güvenilir sonuçların elde edilmesinde önemli görülmektedir. Anahtar Kelimeler: İletişim Becerisi, Beden Eğitimi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, Öğretmen Adayı 22 OP-07 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] OP-08 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] Ortaöğretimde Bulunan Öğrencilerin Öğrenme Stillerinin Araştırılması Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri Erhan Susaçan, Ahmet Erdoğan, Hakkı Çoknaz Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu, Bolu Merve Güçlü1, Fatih Özgül1, Erhan Buyrukoğlu2, Yeliz Ateş2 Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı, Sivas GİRİŞ: Bireylerin hayatta verdikleri mücadelede başarılı olabilmeleri için okullarda aldıkları eğitim büyük önem taşımaktadır. Ancak yapılan istatistiklere bakıldığında her yıl çok sayıda öğrencinin okuldan ayrıldığı ya da bir üst kademeye geçemediği görülmektedir. Bu duruma pek çok neden sıralanmakla birlikte bu nedenlerden en önemlisi okullardaki eğitim öğretim sürecinin öğrencilerin öğrenme süreçlerine göre yapılandırılmamasıdır. Bu nedenle, öğrencilerin başarılı olabilecekleri öğrenme sitillerine göre yönlendirilmesi, onlarının başarılarını arttıracaktır. AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, ortaöğretimde eğitim gören öğrencilerin öğrenim stillerini bazı değişkenler açısından belirlemektir. YÖNTEM: Bu çalışmanın evrenini Bolu merkez ilçede bulunan, kura yöntemiyle belirlenen, İzzet Baysal Mesleki ve Teknik Anadolu lisesi ve Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, yine kura yöntemiyle belirlenen, birer 9., 10., 11. ve 12. sınıflarında eğitim gören toplam 255 öğrenci; örneklemini bu sınıflarda bulunan 242 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerine ilişkin veriler, Gökdağ (2004) tarafından geliştirilen, Öğrenme Stilleri Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmada ölçek yoluyla toplanan öğrenme stilli puanları aritmetik ortalamalar (X) ve standart sapmalar (ss) kullanılarak betimlenmiştir. Verilerin dağılımı normal dağılım gösterdiğinden parametrik testlerden simple t-testi iki grubun karşılaştırılmasında, grupların ikiden fazla olması durumunda One Way Anowa kullanılmıştır. Çalışma öncesi anlamlılık düzeyi p< 0.05 olarak kabul edilmiştir. BULGULAR: Öğrenciler öğrenme stilleri puanları cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde öğrenme stilleri toplam puanlarında(p>0.05) ve kinstetik öğrenme stilleri puanlarında istatistiksel bir farka rastlanmadığı tespit edilirken(p>0.05); kadınlar lehine işitsel(p<0.05) ve görsel öğrenme stillerinde(p<0.05) istatistiksel bir farka rastlanmıştır. Öğrencilerin spor faaliyetlerine katılıp katılmama durumuna göre öğrenme stilleri puanları incelendiğinde, spor yapanların lehine toplam öğrenme stili puanlarında(p<0.05), görsel(p<0.05) ve kinestetik öğrenme stili puanlarında(p<0.05), istatistiksel bir farka rastlanırken; işitsel öğrenme stili puanlarında istatistiksel bir fraka rastlanmamıştır(p>0.05). Öğrencilerin sınıflara göre öğrenim stili puanları incelendiğinde, öğrenim stil puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farka rastlanmamıştır(p>0.05). 1 Beden eğitimi; eğitim sürecinde insanların beden sağlığını ve becerilerini geliştirmeye yönelik olarak tasarlanan dalına verilen isimdir. Aynı zamanda, insanın zihinsel eğitim kadar bedensel eğitime gereksinmesi olduğu düşüncesine dayanır. Yeterlilik ise, bireyin belli bir görevi yapma kapasitesine duyduğu inançtır. Öğretmen bir bilim dalını, bir sanatı, bir tekniği veya belirli bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimsedir. Bu araştırmanın amacı; Sivas il merkezindeki tesadüfi olarak seçilen okullarda görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin kişisel ve mesleki gelişim yeterliliklerini değerlendirmeleridir. Araştırma grubunu; yaşları 22-30 arası değişen 7, 31-40 arası değişen 46 ve 41 yaş ve üzeri 27 kişi olmak üzere toplam 80 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada Ünlü ve ark. (2007) tarafından geliştirilen “Beden Eğitimi Öğretmenleri Yeterlilik Ölçeği” öğretmenlere yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS ver.18.00 paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre; “öğretim programındaki değişimleri izlerim” ifadesi hakkında % 42.5 oranında kendilerini yeterli buldukları, “mesleki gereksinimlerim hakkında bilgi sahibiyimdir” ifadesi hakkında % 46.3 oranında kendilerini yeterli buldukları ve “bir beden eğitimi öğretmeninin sahip olması gereken iyi bir görüntüye sahibimdir” ifadesi hakkında % 51.3 oranında kendilerini çok yeterli bulduklarını belirtmişlerdir. Sonuç olarak araştırmaya dahil olan beden eğitimi öğretmenlerinin kişisel ve mesleki gelişim açısından kendilerini genel olarak yeterli gördükleri belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Beden Eğitimi Öğretmenleri, Kişisel Gelişim, Mesleki Yeterlik SONUÇ: Öğrencilerin cinsiyetleri ve spor yapıp yapmadıkları onların öğrenme stili puanlarını etkilediği söylenebilir. Öğretmenler, öğrencilerin öğrenme stilleri hakkında bilgilendirilmelidir. Anahtar Kelimeler: Orta Öğretim, Öğrenme Stilleri, Spor 23 OP-09 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer] OP-10 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer] Voleybolcularda 8 Haftalık Pliometrik Egzersizin Dikey Sıçrama Performansı Üzerine Etkisinin İncelenmesi Alt Ekstremiteye Ait Kas Gruplarını Geliştirmeye Yönelik Yapılan Kuvvet Antrenmanlarının Dikey Sıçrama Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi Aslıcan Arzuman, Ezgi Tulay, Ayça Şeyma Aslan, Tolga Ateş Kırıkkale Üniversitesi,Spor Bilimleri Fakültesi, Kırıkkale Çalışmanın amacını 8 haftalık pliometrik antrenmanın 1618 yaş grubu DHMİ Spor Kulübündeki kadın voleybolcuların dikey sıçrama üzerine etkisinin araştırılması oluşturmaktadır. Araştırma grubunu deney (n=5; Xyaş=16.60±0,548 yıl; Xva=66.40±9.290kg; Xbu=175.40±5.367cm) ve kontrol grubu(n=5; Xyaş=16.40±0.548 yıl; Xva= 65.000±3.921 kg; Xbu=178.20±4.266 cm)olarak toplam 10 kişi oluşturdu. Deney grubuna teknik antrenmanlarından önce 8 hafta süre ile haftada 3 gün pliometrik egzersizler uygulandı. Kontrol grubu ise bu dönemde yalnızca teknik çalışmalara katıldı. Pliometrik antrenmanlar öncesi ve sonrasında opto jump cihazı ile dikey sıçramaya özgü parametreler test edildi. Araştırma grubundan elde edilen sıçrama parametrelerine ait ön ve son test verileri arasındaki fark için SPSS 17.0 paket programında Wilcoxon istatistiksel analizi yapıldı. Anlamlılık düzeyi için p<0.05 kabul edildi. Farklı yönlerde yükseklikte sıçramaların kullanıldığı pliometrik egzersizler uygulandı. Kontrol ile Deney grubunun Pliometrik antrenmanlar öncesi ve sonrasında uygulanan sıçrama parametrelerindeki farka bakıldığında yerde kalış süres ihavada kalış süresi,yükseklik ve güç değerlerinde anlamlı bir farklılık görüldü. Ancak sıçrama hızı ve ayağın yerle teması sırasında kullanım alanında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmedi(P<0.05).Sıçramalar çok kısa bir zaman birimi içinde patlayıcı olarak yapıldığı için hem patlayıcı gücü hemde patlayıcı özelliği geliştirir. Yapılan çalışmada da deneklerin bu özelliklerinin gelişmesi dikey sıçrama bakımından anlamlı gelişmeler göstermiştir.Sonuç olarak araştırma grubuna uygulanan çalışmada deney grubunun ön ve son testlerine ait yerde kalış süresi, havada kalış süresi, yükseklik ve güç arasında anlamlı bir farklılık görülürken,kontrol grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemektedir.Her iki grubun hız ve kullanılan alan arasında anlamlı bir farklılık görülmemektedir. Bir başka değişle uygulanan pliometrik antrenmanın yerde kalış süresi havada kalış süresi, yükseklik ve güç değerlerini olumlu olarak etkilemektedir.Sonuç olarak pliometrik egzersizlerin patlayıcı kuvvet gerektiren yetileri önemli derecede arttırdığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Dikey sıçrama, Pliometrik Egzersiz, Voleybol Özlem Türk1, Yeşim Tiftikci1, Seda Körçoban1, Kutlu Aydın2 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri, Bolu 2 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Bolu GİRİŞ-AMAÇ: Dikey sıçrama birçok spor branşında performansı etkileyen önemli bir biyomotor yetidir. Sıçrama, kas kasılmasının sürati ve kuvvetin gelişimine bağlıdır. Zirve anaerobik güç gerektiren branşlarda daha yükseğe sıçramak sporcuya avantaj sağlar. Bu çalışmada 6 hafta boyunca alt ekstremiteye ait kas gruplarını geliştirmeye yönelik yapılan kuvvet antrenmanlarının dikey sıçrama performansı üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmanın evrenini yaş ortalaması 21,42 ± 1,39 yıl, boy ortalaması 170,77 ± 8,53 cm, vücut ağırlıkları 66,75 ± 8,34 kg olan 40 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Katılımcılar; quadriceps grubu (n=10), gastrocnemius grubu (n=10), kombine grup (n=10) ve kontrol grubu (n=10) olmak üzere rastgele dört gruba ayrılmıştır. Katılımcılara Bosco Test Protokolü uygulanarak, katılımcıların dikey sıçrama mesafeleri belirlenmiş, daha sonra maximal anaerobik güçleri hesaplanmıştır. Elde edilen veriler watt cinsinden kaydedilmiştir. Deney guruplarına alt ekstremiteye ait kas gruplarını geliştirmeye yönelik; 6 hafta boyunca, haftada 3 gün olmak şartı ile günde 90 dakikalık kuvvet çalışması yaptırılmıştır. Elde edilen verilere göre grupların son test ile ön test değerleri arasındaki farkların farkına tek yönlü varyans analizi ile bakılmış, gruplar arasındaki farkları belirlemek için de çoklu karşılaştırmalar kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmanın sonucunda zirve anaerobik güç değerleri incelendiğinde; quadriceps grubu ve kontrol grubuna ait ön-test son-test değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farka rastlanmamıştır (p>0,05). Gastrocnemius grubu ve kombine antrenman grubununda ise ön-test son-test değerleri arasında anlamlı bir fark görülmüştür (p<0,05). Yapılan karşılaştırmalar sonucunda kombine antrenman grubu ile diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmekle birlikte (p<0,05), quadriceps grubu ile kontrol grubu ve gastrocnemius grupları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Gastrocnemius grubunun verileri incelendiğinde kontrol grubu ve kombine grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmüştür (p<0,05). SONUÇ: Bu araştırmanın sonucunda iki kas grubu kombine olarak çalıştırıldığında gözlemlenen performans artışını, özel kuvvet antrenmanı ile tek başına çalıştırılan gastrocnemius kasının da verebileceği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Alt Ekstremite, Dikey Sıçrama, Zirve Anaerobik Güç 24 Grupların son test ve ön-test farklarının karşılaştırılması OP-11 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer] Değişkenler Grup Kareler Toplamı Serbestlik Derecesi (SD) Kareler Toplamının Ortalaması F P ZAG (Watt) Gruplararası 1010566,035 3 336855,345 13,772 0,000 Gruplariçi 880550,285 36 24459,730 Toplam 1891116,321 39 Tablo incelendiğinde dört grubun son test ile ön test değerlerinin arasındaki farklara bakmak için yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi sonucuna göre dört gruba ait zirve anaerobik güç değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark görülmüştür (zirve anaerobik güç; F(3, 36)= 13,772, p= 0,000). Futbolda Farklı Hızlarda Uygulanan Kuvvet Egzersizlerinin Bazı Kuvvet Parametrelerine Ve Sürat Değerlerine Etkisinin İncelenmesi Taner Aksoy, Ali Metin Uğurlu, Hasan Basri Kara, Müslüm Üstün Kırıkkale Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Kırıkkale Çalışmanın amacını farklı uygulama hızlarındaki kuvvet egzersizlerinin20-30 yaş grubu Erbaa Spor Kulübündeki erkek futbolcuların bazı kuvvet parametreleri ve sürat değerleri üzerine etkisinin araştırılması oluşturmaktadır. Araştırma grubu Xyaş= 25,22±4,373 yıl; Xva= 73,74±8,982 kg; Xbu= 177,94±9,409 cm)toplam 18 kişiyle oluşturdu. Araştırma grubuna teknik antrenmanlarından önce 6 hafta süre ile haftada 2 gün kuvvet egzersizleri uygulandı. Uygulanan kuvvet egzersizlerinin ilk haftası anatomik adaptasyon, sonraki 2 hafta ise düşük hızda kuvvet egzersizleri içerirken son 2 hafta ise yüksek hızda kuvvet egzersizleri içermektedir. Egzersizlerden önce ön test, ilk 4 hafta adaptasyon ve düşük hızda kuvvet egzersizleri sonrası ara test, son 2 hafta ise yüksek hızda kuvvet egzersizleri sonrası son test alınmıştır. Kuvvet egzersizleri öncesi ve sonrasında tanita ile vücut ağırlığı ve vücut yağ yüzdesi, el dinamometresi ile el pençe kuvvetleri, ayak dinamometresi ile bacak kuvveti ve fotosel cihazı ile sürate özgü parametreler test edildi. Araştırma grubundan elde edilen bazı kuvvet parametreleri ve sürat değerlerine ait ön, ara, son test verileri arasındaki fark için SPSS 17.0 paket programında İlişkili Örneklemler İçin T testi uygulanarak istatistiksel analizi yapıldı. Anlamlılık düzeyi için p<0.05 kabul edildi. Kuvvet, futbolda müsabaka içinde her futbolcu birçok dinamik harekete hazırdır bunlar için kas kuvveti gerekir. Araştırma grubuna%50 şiddetinde 40 saniyeden 2 set ve setler arası 40 saniye dinlenme verilerek squat, biceps, triceps, adduktor, abduktor, butterfly, legpress, latpull, legcurl, bench press, mekik, ters mekik çalışmaları uygulandı. Sonuç olarak, düşük hızda uygulanan 4 haftalık kuvvet egzersizleri, sağ ve sol el pençe kuvveti, bacak kuvvetini, 10 m ve 30 m sürat parametrelerini geliştirmede daha etkili olduğu görülmektedir. Yüksek hızda uygulanan 2 haftalık kuvvet egzersizleri, sol el pençe kuvvetini ve 10 m sürat parametrelerini geliştirmede daha etkili olduğu görülmektedir. Uygulanan 6 haftalık kuvvet egzersizleri vücut ağırlığını düşürmede etkili görülürken vücut yağ yüzdesinde etkili olmadığı görülmektedir. Anahtar Kelimeler: futbol, kuvvet, sürat 25 OP-12 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Kinantropometri] Türkiye Rafting Milli Takımı Sporcularının Somatotip Yapılarının İncelenmesi Vedat Ayan, Selami Yüksek, Fatih Bektaş, Fatih Gür, Burak Kural Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Trabzon. Bu çalışmada, Türkiye Rafting Milli Takım Sporcularının somatotip yapılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmaya 2015 yılında Endonezya’da yapılacak olan Rafting Dünya Şampiyonası öncesinde Rize ilinde milli takım kampına katılan 8 rafting sporcusu gönüllü olarak katıldı. Çalışmaya katılan rafting milli takım sporcularının yaş, boy, vücut ağırlığı, deri kıvrım kalınlıkları, çevre ölçümleri ve çap ölçümleri alındı. Ölçümler Karadeniz Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Performans Laboratuarı’nda yapıldı. Somatotip özelliklerini belirlemek amacıyla Heath-Carter yöntemi kullanıldı. Ölçümlerin istatistiksel analizleri SPSS 13 programında yapıldı. Bu çalışmaya katılan rafting milli takım sporcularının (n=8) yaş ortalamaları 21 yıl, boy uzunluk ortalamaları 175,68±3,32 cm, vücut ağırlık ortalamaları 76,00±7,96 kg olarak bulundu. Çalışmamıza katılan rafting milli takım sporcularının somatotip bileşenlerinin ortalama değerleri ise endomorfi 2,23±0,88, mezomorfi 5,04±0,91, ektomorfi 1,92±0,94 olarak bulundu. Spor Bilimleri alanında farklı branşlarda somatotip özellikleri tanımlayan çalışmalar olmasına rağmen rafting branşında sporcuların somatotip özellilerini tanımlayan çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışma rafting milli takım sporcularının somatotip yapılarını belirlemekle birlikte bu alanda gerçekleştirilen çalışmalara katkı sağlayacağını düşünmekteyiz Anahtar Kelimeler: Antropometri, Rafting, Somatotip. OP-13 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] Tekrarlı sprint performansı ve fibril tipi yüzdesi arasındaki ilişkiler Ünal Tavukçu, Tahir Hazır Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Beytepe, Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Birçok çalışmada iskelet kası fibril tipi ve kasın mekanik kasılma performansı arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Dayanıklılık sporcularında Tip I, güç/ kuvvet sporcularında Tip II fibril yüzdesinin yüksek olması, spesifik egzersiz performansı ile fibril tipi dağılımı arasında bağlantı olduğunun bir göstergesidir. Bu çalışmanın amacı, tekarlı sprint içeren takım ve raket sporlarında performansın değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan tekrarlı sprint testinde (TST) ölçülen performans bileşenleri ile alt ekstremite fibril tipi arasındaki ilişkileri incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 18 aktif spor okulu öğrencisi (Yaş: 23.3 ± 3.0 yıl, Boy: 178.9 ± 7.1 cm, Vücut ağırlığı: 76.6 ± 12.4 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara en az 3 gün ara ile TST ve hızlı kasılan fibril yüzdesini(FT%) tahmin etmek için izokinetik dinamometrede 180°/sn hızda izokinetik test uygulanmıştır. TST kapalı atletizm salonunda yapılmış ve 30 sn pasif toparlanmalı 10 x 20 m protokolü kullanılmıştır. FT% izokinetik dinamometrede ölçülen 50 maksimal tork kuvvetin ilk üç ve son üç değerleri kullanılarak Thorstensson ve Karlsson’un (1976) formülünden kestirilmiştir. BULGULAR: FT% ile TST’de ölçülen performans bileşenleri arasındaki ilişkiler Pearson’un r katsayısı ile belirlenmiştir. FT% ile en iyi sprint zamanı arasında anlamlı negatif ilişki saptanmıştır (-0.524; p<0.05). Buna karşılık FT% ile toplam sprint zamanı (-0.311;p>0.05) ve sprintte düşüş yüzdesi (0.335;p>0.05) arasındaki ilişkiler anlamlı bulunmamıştır. 10 x 20 m TST’deki her bir sprint zamanı ile FT% ilişkilendirildiğinde sprint zamanları ile FT% arasındaki ilişkiler negatif olmakla beraber, birinci sprint hariç (-0.567;p<0.05) anlamlı bulunmamıştır. Benzer şekilde 10 x 20 m TST’nin ilk 5 ve son 5 sprintleri dikkate alındığında da FT% ile toplam sprint zamanı ve sprintte düşüş yüzdesi arasında anlamlı ilişkiler saptanmamıştır. SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, tekrarlı sprint performansının FT% dağılımından bağımsız olduğunu göstermektedir. Bu bulgulara bağlı olarak tekrarlı sprint performansı fizyolojik (kreatin fosfat, aerobik dayanıklılık), biyomekanik (adım uzunluğu ve frekansı) ve kuvvet (çabuk kuvvet) gibi faktörler açısından değerlendirilmelidir. Anahtar Kelimeler: Kas Fibril Tipi, Tekrarlı sprint, Yorgunluk 26 OP-14 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] OP-15 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Reaktif Kuvvet İndeksi İle İlişkisi Kadın Futbolcularda Kalça ve Ayak Bileği Eklem Hareket Açıklığının Topa Vuruş Hızına Akut Etkisi Sercan Polat, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan Cinemre Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD Müge İnan, Ani Agopyan Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Hareket ve Antrenman Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul GİRİŞ-AMAÇ: Yön değiştirme becerisi futbol oyununda önemli bir yere sahip ve performansı etkileyen bir etkendir. Bu çalışmanın amacı genç futbolcularda yön değiştirme becerisi ile reaktif kuvvet indeksi arasındaki ilişki düzeyinin incelenmesidir. Günümüzde kuvvet ve esneklik arasındaki ilişki birçok araştırmanın konusu olmasına rağmen, kadın futbolcuların mevcut eklem hareket açıklıkları ile topa vuruş hızları arasındaki ilişki incelenmemiştir. Bu çalışmada; hamstring uzayabilirliliği farklı olan kadın futbolcuların, kalça ve ayak bileği eklem hareket açıklıklarını tespit etmek ve bu özelliklerinin topa vuruş hızı üzerine olan akut etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya, Türkiye Kadınlar 2. Ligindeki Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde lisanslı 14-26 yaşları (XYAŞ=18.73±3.24yıl) arasındaki 26 kadın futbolcu katılmıştır. Gruplar, kalça aktif fleksiyon (KAF) eklem hareket açıklığına göre, yüksek (70 derecenin üstü, n=12) ve düşük (70 derecenin altı, n=14) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Araştırmada katılımcılara antropometrik ölçümler, otur&eriş testi, eklem hareket açıklıklığı [, KAF ve kalça aktif ekstansiyonu (KAE), ayak bileği plantar ve dorsal fleksiyonu] ve topa vuruş hızı (Standart Sports Radar-Gun) testleri uygulanmıştır. Gruplar arasındaki tüm parametrelere ilişkin farklılıklar, non-parametrik Mann Whitney U testi ile incelenmiştir. Ayrıca eklem hareket açıklığı ile topa vuruş hızları arasındaki ilişki non-parametrik Spearman korelasyon testi ile belirlenmiştir. Sonuçlar, %95 güven aralığında ve anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak değerlendirilmiştir. Eklem hareket açıklığı yüksek (XKAF=83.7±8.19°) ve düşük (XKAF=60.9±6.87°) olan gruplar arasında sadece KAF testinde istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu (p<0.001) ve diğer tüm parametrelerde ise fark olmadığı (p>0.05) belirlenmiştir. Spearman korelasyon analizi sonucuna göre sporcuların eklem hareket açıklığı parametreleri ile topa vuruş hızları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı (p>0.05); buna karşılık otur-eriş testi ile KAF’u (p=0.027) ve KAE (p=0.034) arasında ve KAE ile ayak bileği dorsal fleksiyonu (p=0.033) arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak; hamstring uzayabilirliliği farklı olan kadın futbolcuların mevcut gövde, kalça ve ayak bileği eklem hareket açıklıklarının topa vuruş hızına akut etkisi olmadığı ortaya konmuştur. Bu çalışmanın, gelecekte eklem hareket açıklığı değerleri birbirinden çok daha büyük fark gösteren gruplar arasında yapılması önerilebilir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 70 genç futbolcu (yaş: 13.13±1.37 yıl; boy: 163,7±10.94 cm; vücut ağırlığı: 53.91±10.44 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların boy uzunluğu ve vücut ağırlığından oluşan antropometrik ölçümler, CODAT ve 505 yön değiştirme testleri ve 20 ve 40 cm yükseklikten derinlik sıçrama testleri uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21 istatistiksel analiz yazılımında analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki ilişki düzeyleri Pearson Korelasyon katsayısı (r) kullanılarak gerçekleştirilmiştir (p<0.05). BULGULAR: İstatistiksel analiz sonucunda, 505 ve CODAT yön değiştirme testleri ile 20 cm ve 40 cm derinlik sıçramalarının Reaktif Kuvvet İndeksi (RSI) değerleri arasında negatif yönlü istatistiksel olarak anlamlı ilişki düzeyi bulunmuştur (p < 0.01). SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışmanın sonucunda yön değiştirme becerisinin gelişiminde yerde kalış süresini ve dikey sıçrama yüksekliğini geliştirici egzersizlerin uygulanmasının önemli olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Reaktif Kuvvet İndeksi, CODAT, 505 testi, Yön değiştirme Anahtar Kelimeler: Kadın futbolu, topa vuruş performansı, esneklik. 27 OP-16 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] OP-17 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] Antagonistik Kas Aktivitesi ve Çeviklik Performansının Farklı Çeviklik Testleri İçin İncelenmesi Statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint performansına etkisi Bedrettin Bulguru, Pınar Arpınar Avşar Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Ankara Erdi Yıldırım, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü Ankara Kuvvet, sürat ve koordinasyon çeviklik performansının belirleyicileri arasında yer almaktadır. Koşu mesafesinin kısa olduğu ve beklenmedik yön değiştirmeler içeren testlerin aksine düz koşular içeren testlerde çeviklik performansı ile kuvvet arasında ilişki gözlendiği bildirilmektedir. Test süresi kısa olan testlerde ise kuvvetten ziyade kaslar arası koordinasyonun performansta belirleyici olabileceği düşünülmektedir. Sporcunun koşu hızını kaybetmeden yön değiştirmesi için negatif ivmelenme ve yeniden pozitif ivmelenme safhalarında eksantrik, izometrik ve konsantrik kas kasılması gerçekleşmektedir. Bu nedenle araştırmada ayak bileği (Tibialis Anterior/Gastrocnemius) ve diz ekleminde (Vastus Lateralis/Biceps Femoris) etkili olan Antagonistik Kas Aktivitelesi Oranı (AKAO) hesaplanmış ve 3 farklı çeviklik testi (İlinois,T505 ve Hexagon) için test süresi ile ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca, dominant-dominant olmayan bacak ve negatif-pozitif ivmelenme safhaları arasındaki fark araştırılmıştır. Araştırmaya 13 erkek öğrenci (yaş:22.08±1.9, vücut uzunluğu: 181.15±5.67, vücut ağırlığı: 75.54±9.43) gönüllü olarak katılmıştır. İlinois testi sırasında dönüşe yaklaşma safhası sağ ayak bileği AKAO’ı ile performans orta düzeyde ilişkiliyken (rs =-0.474 p<0.02), bu oran slalom safhasında hem sağ diz (rs=0.498,p<0.01) hem ayak bileği (rs=-0.406, p<0.05) için test süresi ile ilişkili bulunmuştur. T505 testi yeniden ivmelenme safhasında dominant bacak AKAO’nın diz için performans ile ilişkili olduğu gözlenmiştir (rs =0.68 p<0.05). Hexagon test süresi ise sağ ve sol AKAO’ları toplamı ile ilişkili bulunmuştur (rs = 0.569, p<0.05). Test süreleri arasındaki ilişki yalnızca İlinois ve T505 testleri için (rs=0.594,p<0.001) anlamlıdır. Bu benzerliğe rağmen, ivmelenmenin farklı safhaları için dominant bacak AKAO’ı ile performans arasında ilişkili bulunması, iki testin yön değiştirmenin tahmin edilebilirliği bakımından farklı olmasından kaynaklanmış olabilir. Çift bacak ile yapılan hexagon testi ile diğer çeviklik testleri arasında ilişki gözlenmezken, test sırasında her iki bacak AKAO’ı ile performansın ilişkili bulunması kaslar arası koordinasyonun önemi bakımından çeviklik testleri arasında farklılığa işaret etmektedir. Çeviklik performansının değerlendirilmesinde kuvvet ve süratin belirleyici olduğu testlerin yanı sıra, kaslar arası koordinasyonun performansta belirleyici olduğu testlerin kullanılması çeviklik bileşenlerinin değerlendirilmesi bakımından yararlı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Çeviklik, koordinasyon, ilinois, T505, hexagon, Emg GİRİŞ-AMAÇ: Son yıllarda yapılan çalışmalar statik germe yönteminin bazı performans parametrelerini olumsuz etkilediğini gösterirken, aktivite öncesi yapılan dinamik germe egzersizlerinin özellikle patlayıcı kuvvet gerektiren performanslarda artışa neden olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Bu araştırma genç futbolcularda statik ve dinamik egzersizlerin tekrarlı sprint performansına etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ili Amatör Ligin’de bulunan bir futbol takımının alt yapısındaki 17 genç futbolcu (yaş: 16.47 ± 0.62 yıl, boy: 174.91 ± 6.54 cm, vücut ağırlığı: 63.08 ±9.74 kg, yağ: 6.41 ± 4.59%) katılmıştır. Genç futbolculara iki ayrı günde rastgele sırayla statik veya dinamik germe egzersizleri yaptırıldıktan sonra 5 dakika pasif dinlenmenin ardından 30 saniye dinlenme aralığıyla 6 x 30m tekrarlı sprint testi uygulanmıştır. Tekrarlı sprint testinde en iyi sprint zamanı, toplam sprint zamanı ve performans düşüş yüzdeleri belirlenmiştir. Alt ekstremite kaslarına 4 egzersizden oluşan 12 saniye dinlenme aralıklarıyla 2x15sn statik germe ve 11 egzersizden oluşan 10 saniye dinlenme aralıklarıyla 2x15sn dinamik germe egzersizi yaptırılmıştır. Isınma sırasındaki ve tekrarlı sprint testindeki kalp atım hızları telemetrik monitörle (Polar 810i, Finlandiya) kaydedilmiştir. Statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint performansına etkisi Bağımlı Gruplarda t-Testi ile belirlenmiştir. BULGULAR: Bağımlı gruplarda t-testi sonuçları, statik ve dinamik germe egzersizleri sonrasında uygulanan 6x30m tekrarlı sprint testinde belirlenen en iyi sprint zamanı, toplam sprint zamanı ve performans düşüş yüzdesi değerleri arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir (p>0.05). Isınma sırasındaki kalp atım hızları incelendiğinde dinamik ısınma ve statik ısınma sırasındaki kalp atım hızları arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (t(16)=4.308; p<0.05). Tekrarlı sprint testi sırasında elde edilen ortalama kalp atım hızı değerlerinde ise anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint performansında farklılaşmaya neden olmadığını göstermiştir. Bu bulgular yüksek şiddette aktiviteler öncesindeki ısınma sırasında her iki germe egzersizinin de kullanılabileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Statik germe, Dinamik germe, Yön değiştirmeli tekrarlı sprint 28 OP-18 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] OP-19 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] Antrenmanlı Sporcularda Bir Tekrarlı Maksimal Kuvvet ve Bazı Performans Parametreleri Arasındaki İlişkinin Araştırılması Yön Değiştirmeli Tekrarlı Sprint ile Patlayıcı ve Elastik Kuvvet Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Yeşim Songün, Harun Duran, İbrahim Can Gümüşhane Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Gümüşhane GİRİŞ-AMAÇ: Kassal uygunluğun önemli bileşenlerinden biri olan kuvvet; bir kas ya da kas grubunun bir dış dirence karşı tek bir istemli kasılmada üretebildiği maksimal kuvvet miktarıdır ve büyük dirençlere karşı yüksek bir kuvvet yaratma yeteneği gerektiren sporlarda çok önemlidir. Çoğu spordaki başarı, sporcunun patlayıcı bacak kuvvetine ve maksimal kuvvetine bağlıdır. Bu nedenle, antrenmanlı sporcularda bir tekrarlı maksimal kuvvet ve bazı performans parametreleri arasındaki ilişkinin araştırılması, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. YÖNTEM: Bu amaç doğrultusunda, lisanslı olarak spor yapan ve temel bir kuvvet düzeyine sahip olan 34 sporcu (yaş: 22,0 ± 3,03 yıl; boy: 179,2 ± 0,06 cm; kilo: 75,2 ± 8,9 kg; antrenman yılı: 9,0 ± 2,82 yıl) çalışmaya gönüllü olarak katıldı. Deneklere tekrarlı sprint testi, çeviklik testi, durarak uzun atlama testi, dikey sıçrama testi ve bir tekrarlı maksimal (1TM) kuvvet testi uygulandı.Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik ve tam squat hareketindeki 1TM kuvvet ile bazı performans parametreleri arasında ilişki olup olmadığının belirlenmesi için Pearson korelasyon analiz yöntemi kullanıldı. BULGULAR: Analiz sonuçlarına göre; araştırma grubunun tam squat hareketindeki 1TM kuvvet değeri ile çeviklik (r = -,207) ve durarak uzun atlama (r =,157) performansları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı elde edilmiştir (p > 0,05). Buna karşılık tam squat hareketindeki 1TM kuvvet değeri ve dikey sıçrama performansı (r =,415) arasında ise pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilmiştir (p < 0,05). Buna göre 1TM kuvvet değeri arttıkça, sporcuların dikey sıçrama testindeki sıçrama mesafeleri de artmaktadır. Ayrıca tam squat hareketindeki 1TM değeri ile tekrarlı sprint testindeki toplam koşu zamanı (r =,038) ve yorgunluk indeksi (r =,142) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı elde edilmiştir (p > 0,05). TARTIŞMA VE SONUÇ: Literatüre bakıldığında, bazı çalışmalarda 1TM kuvvet değeri ve dikey sıçrama performansı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilirken, bazı çalışmalarda herhangi bir ilişkinin olmadığı elde edilmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar dikkate alındığında, sıçrama yeteneğinin sportif başarı için önemli olduğu futbol, basketbol, voleybol ve hentbol gibi spor branşlarında mücadele eden sporcuların sıçrama yetilerini geliştirmek için alt vücuda yönelik kuvvet antrenmanları yapmaları gerektiği ileri sürülebilir. Tuna Doğan Kilinç, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Çalışmalar bir futbol maçı sırasında futbolcuların her 3-4 saniyede bir toplamda ise 1200-1400 kez yön değiştirme gerçekleştirdiğini göstermektedir. Maç sırasında kat edilen toplam mesafenin %11’ini ise daha fazla topa sahip olmayı sağlayan yön değiştirmeli koşular oluşturmaktadır. Yazılı kaynaklar yön değiştirme becerisinin elastik kuvvetten etkilendiğini belirtmektedir. Bu doğrultudan bu çalışma yön değiştirmeli tekrarlı sprint performansı ile elastik kuvvet arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya üniversite futbol takımında yer alan 14 futbolcu (yaş: 25.00 ± 2.00 yıl, boy uzunluğu: 178.62 ± 5.50 cm, vücut ağırlığı: 79.27 ± 8.28 kg, yağ: 13.33 ± 6.16 %) gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmaya katılan futbolculara iki ayrı günde patlayıcı ve elastik kuvvet ile yön değiştirmeli tekrarlı sprint testleri uygulanmıştır. Bisiklet ergometresinde standart bir ısınmanın ardından patlayıcı kuvvet skuat sıçrama yüksekliğinden, elastik kuvvet ise aktif sıçrama yüksekliği ve 30 cm derinlik sıçramasından hesaplanan reaktif kuvvet indeksinden (RKI) belirlenmiştir. Katılımcılara yine standart bir ısınmanın ardından 25 sn dinlenme aralıklarıyla 6x20 metre tekrarlı sprint testi uygulanmış ve en iyi sprint zamanı, ortalama sprint zamanı, toplam sprint zamanı ile performans düşüş yüzdesi değerleri belirlenmiştir. Yön değiştirmeli tekrarlı sprint performans bileşenleri ile patlayıcı ve elastik kuvvet bileşenleri arasındaki ilişki Pearson Çarpım Momentler Korelasyon analizi ile belirlenmiştir. BULGULAR: Yapılan Pearson Çarpım Momentler Korelasyon analizi sonuçları aktif sıçrama ile en iyi sprint zamanı (r:.637;p<0.05) ve performans düşüş yüzdesi (r=.652;p<0.05) arasında istatistiksel yönden anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Buna karşılık patlayıcı kuvvet ve RKI ile yön değiştirmeli tekrarlı sprint performans değişkenleri arasında bir ilişkiye rastlanmamıştır (p>0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın bulguları yön değiştirmeli sprint performansında alt ekstremite kuvvet özelliklerinin birincil faktör olmadığını göstermiştir. Bu bulgular yön değiştirmeli sprit performansında çeviklikle ilgili karar verme süreçlerinin ve koordinatif yetilerin de dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Elastik Kuvvet, Patlayıcı Kuvvet, Yön Değiştirmeli Tekrarlı Sprint Anahtar Kelimeler: Kuvvet, Sıçrama, Tekrarlı Sprint, Çeviklik, Performans 29 OP-20 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] OP-21 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Veri İşleme /Analiz/ Değerlendirme] Gümüşhane İl Aday Futbol Hakemlerinin Bazı Performans Parametrelerinin İncelenmesi Tekrarlı Sprint Testinin Performans Bileşenleri ve Yorgunluğun Değerlendirilmesinde Kullanılan Formüllerin Güvenirliği Kevser Ersoy, İbrahim Can, Serdar Bayrakdaroğlu Gümüşhane Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Gümüşhane GİRİŞ-AMAÇ: Oyun kurallarını yorumlamak için sorumlu olan ve futbolda önemli bir rol oynayan hakemler, iyi bir pozisyonda görüş açısını sağlamak için oyun temposuna ayak uydurmak zorundadır. Günümüzde futbol daha yüksek tempoda oynandığı için hakemler üzerindeki fiziksel ve fizyolojik istekler de son zamanlarda artmıştır. Performans özellikleri hakemlerin bir üst kategoriye çıkmalarında veya alt kategoriye düşmelerindeki önemli kriterlerden biridir. Bu yüzden, Gümüşhane il aday futbol hakemlerinin bazı performans parametrelerinin incelenmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. YÖNTEM: Bu amaç doğrultusunda, Gümüşhane ilindeki 36 aday hakem (yaş: 23,2 ± 3,4 yıl; boy: 175,8 ± 0,4 cm; kilo: 68,4 ± 8,3 kg) çalışmaya gönüllü olarak katıldı. Deneklere tekrarlı sprint testi, çeviklik testi, Yo-Yo aralıklı toparlanma testi (seviye 1), durarak uzun atlama ve dikey sıçrama testi uygulandı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik yöntemi kullanıldı. BULGULAR: Analiz sonuçlarına göre; araştırma grubunun performans testlerindeki ortalama değerleri çeviklik testi için 16,7 (±,56 sn), durarak uzun atlama testi için 207,7 (± 18,1 cm), dikey sıçrama testi için 47,3 (± 4,2 cm) ve Yo-Yo aralıklı toparlanma seviye 1 koşu mesafesi için 951,1 (± 459,8 m) olarak elde edilmiştir. Ayrıca tekrarlı sprint testindeki toplam zaman ve yorgunluk indeksi değerleri ise söylenen sıraya göre 54,1 (± 2,94 sn) ve 6,68 (± 3,72 %) olarak elde edilmiştir. TARTIŞMA VE SONUÇ: Literatüre bakıldığında, il aday futbol hakemlerinin performans düzeyleri ile ilgili bir çalışmanın olmadığı; buna karşılık çalışmaların çoğunda ulusal veya bölgesel hakemler üzerinde yapıldığı görülmektedir. Diğer klasmanlardaki hakemlerle karşılaştırıldığında, il aday futbol hakemlerinin daha düşük performans değerlerine sahip oldukları elde edilmiştir. Sonuç olarak, il aday futbol hakemlerinin üst kategorilerde yer alabilmek için performans özelliklerini artırmaları ve eksik yönlerini tamamlamak için antrenmanlarını planlamaları gerekir. Anahtar Kelimeler: Futbol, Aday Hakem, Performans Mehmet Kadiıoğlu, Evrim Ünver, Tahir Hazır Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Beytepe-Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Tekrarlı sprint testi(TST), takım ve raket sporları gibi tekrarlı sprint aktiviteleri içeren spor dallarında performansı değerlendirmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Birçok çalışmada toplam/ortalam sprint zamanı, en iyi sprint zamanı gibi TST’de ölçülen performans bileşenlerinin test-tekrar test güvenirliği çalışılmıştır. Bununla beraber TST performansın değerlendirilmesinde önemli bir değişken olan yorgunluk çok sayıda formül kullanılarak değerlendirilmektedir ve bu formüllerin güvenirliği ile ilgi çalışma çok azdır. Bu çalışmanın amacı TST’de yorgunluğun değerlendirilmesinde kullanılan 7 ayrı formülün test-tekrar test güvenirlik katsayılarını belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya 15 erkek Spor Bilimleri öğrencisi (Yaş 22.9 ± 2.7 yıl; Boy: 178.0 ± 7.9 cm; Vucut Ağırlığı 77.9 ± 11.5 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara en az 48 saat ara ile öğleden sonra standar bir ısınmanın ardından sprintler arası 30 sn pasif toparlanmalı 10 x 20 m TST uygulanmıştır. Her iki testte toplam sprint zamanı(TSZ), en iyi sprint zamanı(EİSZ), en uzun sprint zamanı(EUSZ) ve 7 ayrı formülle % olarak yorgunluk değerlendirilmiştir. Tekrarlı ölçümler arasındaki farklar Bağımlı Gruplarda t Testi, Test-Tekrar test güvenirlik için, sınıfiçi korelasyon katsayısı (SKK), tipik hata (TH) ve varyasyon katsayısı olarak tipik hata(VK%TH) hesaplanmıştır. BULGULAR: Tekrarlı ölçümlerden elde edilen TZS, EİSZ, EUSZ ve 7 formülden hesaplanan yorgunluk skor ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). TZS, EİSZ ve EUSZ için hesaplanan Test-Tekrar test SKK orta düzeydedir (Sırasıyla 0.763, 0.541 ve 0.544). Yedi formül için hesaplanan Test-Tekrar test SKK da orta düzeyde (0.429-0.767) bulunmuştur. Formüllerden elde edilen yorgunluk skorlarının TH’sı % 0.97- 3.98 gibi geniş bir aralıkta değişmektedir. Tüm formüller için VK%TH çok büyük bir aralıkta (% 52.3 - 273.8) değiştiği gözlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, TST elde edilen performans ile ilgili değişkenlerin test tekrar test güvenirlik katsayıları sonuçların dikkatli değerlendirilmesini gerektirecek kadar düşük olduğunu göstermiştir. Antrenman periyodu içerisinde antrenman etkisini gözlemek için yapılacak TST’den önce alışma/öğrenme için ön test yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Güvenirlik, Sınıfiçi Korelasyon, Tekrarlı Sprint Testi, Yorgunluk 30 OP-22 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Veri İşleme /Analiz/ Değerlendirme] İzokinetik Kuvvet Ölçümünden Kestirilen Fibril Tipi Yüzdesine Sirkadiyen Ritmin Etkisi Osman Algın, Evrim Ünver, Ayşe Kin İşler, Tahir Hazır Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Beytepe-Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Birçok çalışmada güç/kuvvet, aerobik dayanıklılık performansı ile iskelet kası fibril tipi dağılımı arasında kuvvetli ilişki olduğu saptanmıştır. Fibril tipi kas biyopsisinden biyokimyasal, fizyolojik, histokimyasal ve moleküler biyoloji teknikleri ile belirlenmekle beraber, özellikle etik sorunlar bu tekniklerin kullanımını sınırlamaktadır. Bu nedenle patlayıcı kuvvet veya güç ölçümü testlerini temel alan kestirim yöntemleri geliştirilmiştir. Sirkadiyen ritmin özellikle kuvvet/güç ölçümleri üzerinde önemli etkiye sahip olduğu da bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı, izokinetik kuvvet ölçümünden kestirilen fibril tipi yüzdesine sirkadiyen ritmin etkisinin incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya 18 spor okulu öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır (Yaş 24.3 ± 1.6 yıl; Boy: 175.4 ± 5.5 cm; Vücut Ağırlığı 76.5 ± 10.2 kg). Hızlı kasılan fibril yüzdesini (%FT) tahmin etmek için en az 3 gün ara ile ratgele sırada sabah 10.00’dan önce akşam 16.00’dan sonra standart bir ısınmayı takiben izokinetik dinamometrede 180°/sn hızda izokinetik test uygulanmıştır. İzokinetik testlerden önce dinlenik kalp atım hızı(KAH), oral(VSO) ve timpanik vücut sıcaklığı(VST) ölçülmüştür. FT% ve yorgunluk indeksi(YI) izokinetik dinamometrede ölçülen 50 maksimal tork kuvvetin ilk üç ve son üç değerleri kullanılarak Thorstensson ve Karlsson’un (1976) formülünden kestirilmiştir. Sirkadien ritmin fibril tipi kestirimi üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t Testi ile belirlenmiştir. BULGULAR: Akşam ölçülen dinlenik KAH, VSO ve VST sabah ölçülenden anlamlı derecede yüksektir (p<0.05). Benzer şekilde akşam ölçülen ilk üç zirve tork ortalaması da sabah ölçülenden anlamlı derecede yüksektir(p<0.05). Buna karşılık sabah ve akşam ölçülen son üç tork kuvvetin ortalamaları ve YI benzer bulunmuştur (p>0.05). Zirve tork kuvvetleri arasında anlamlı fark olmakla beraber, bu fark %FT’nin kestirimine yansımamıştır. Sabah ve akşam ölçülen tork değerlerinden kestirilen %FT değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, izokinetik tork kuvvetinden kestirilen %FT’nin sirkadiyen ritmden etkilenmediğini göstermiştir. Aynı zamanda tekrarlı aktivitelerde ortaya çıkan yorgunluk da sirkadiyen ritmden bağımsızdır. Buna karşılık maksimal izokinetik kuvvet ölçümünde sirkadiyen ritm dikkate alınmalıdır. OP-23 [Rekreasyon Eğitimi » Diğer] Hafif Zihinsel Engelli Ergenlerde Rekreasyonel Sportif Aktivitelerin Benlik Saygısına Etkisi Emine Koçak1, Ezgi Ertüzün2 1 Genclik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Konya,Turkiye 2 Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Konya, Turkiye Bu araştırmanın amacı, yapılandırılmış Rekreasyonel Sportif Aktivitelerin, Hafif Düzey Zihinsel Engelli Ergenlerin Benlik Saygısına etkisini değerlendirmektir. Araştırmanın örneklemi, Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde, Adolesan Çağda Hafif Düzeydeki 39 Zihinsel Ergen Uygulama grubu, 41 Zihinsel Ergen de Kontrol grubu olmak üzere 80 katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışma katılımcıların ailelerinin ve Konya Valiliğinin İzni ile ve hafif zihinsel engelli bireylerin gönüllü katılımı ile gerçekleşmiştir. Araştırma yarı deneysel, “ön test–son test ve kontrol gruplu desende yapılmıştır. Çalışma öncesinde deneklere çalışma hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Uygulama grubuna haftada 2 gün, ikişer saatlik rekreasyonel sportif aktiviteler, Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı daha önce zihinsel engellilerle çalışmış antrenörler eşliğinde 8 hafta boyunca yaptırılmıştır. Kontrol grubuna ise herhangi bir rekreasyonel sportif aktivite yaptırılmamıştır. Uygulama programının bitiminden sonra ergenlere aynı ölçekteki sorular tekrar uygulanarak daha sonra ön test ve son test verileri karşılaştırılmıştır. Bu araştırmada Veri toplama aracı olarak Sosyo- demografik form ve Coopersmith Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. İki grup (Kontrol ve Deney grubu) arasındaki Benlik Saygısı farklılığı için ön testte bağımsız iki grup t-testi, son ölçümlerdeki bağımsız karşılaştırmada ise Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Grupların kendi içinde ön ve son karşılaştırmalarında bağımlı iki grup Wilcoxon testi uygulanmıştır. Tanımlayıcı istatistik olarak sürekli değişkenlerde ortalama, en küçük, en büyük, ortanca ve standart sapma değerleri kullanılmıştır. Kategorik değişkenlerde ise yüzdelik dağılımlar için frekans analizi kullanılmıştır. Analizler SPSS 15.0 for Windows paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Benlik Saygısı ön ölçümlerinin geçerliliği 0,892 ve son test için ise 0,907 olarak belirlenmiştir. Cevaplar sadece iki şıklı olduğundan Kuder-Richardson-20 (KR-20) formülü ile hesaplanmıştır. Benlik saygısı ön ölçümleri normal dağılıma uygun iken (KS-Z=0,949, p=0,329 >0,05) son ölçümler normal dağılıma uygun değildir (KS-Z=1,410, p=0,037). Araştırma sonucunda deney ve kontrol grupları arasında anlamlı bir fark gözlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre Rekreasyonel Sportif Aktivitelerin Hafif Düzey Zihinsel Engelli Ergenlerin Benlik Saygısına olumlu bir etkisi vardır denebilir. Anahtar Kelimeler: Rekreasyonel Sportif Aktiviteler; Hafif Zihinsel Engelliler, Boş\Serbest Zaman, Rekreasyon Anahtar Kelimeler: Fibril tipi, İzokinetik kas kuvveti, Sirkadiyen ritm 31 OP-24 [Rekreasyon Eğitimi » Doğa /Su Sporları] OP-25 [Rekreasyon Eğitimi » Turizm/Spor Animasyonu] Coğrafi Bilgi Sistemleri (Cbs) İle 3d (3 Boyutlu) Zirve Parkur Haritalarının Üretilmesi: Kaçkar Dağı Örneği The Empowerment’s Model of Human Resource in the Event: A Case Study of University Sport Volunteers Fatih Bektaş1, Burak Kural1, Recep Nişancı2, Selçuk Erbaş2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu,Trabzon 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü, Trabzon Vahid Saatchian Department of phusical education, Imam Reza International University, Mashhad, Iran Bu çalışmanın amacı, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yazılımlarından en yaygını olan ArcGIS 10 programı kullanılarak zirve tırmanış parkur 3D (3 Boyutlu) haritalarının üretilmesidir. Çalışma, zirve tırmanışlarının en çok yapıldığı Kaçkar Dağları sınırları içerisinde yürütülmüştür. Çalışma, “Yusufeli Köylere Hizmet Götürme Birliği” ve “Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı” tarafından desteklenen projeden elde edilmiştir.Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmış, veri analizinde ise içerik analizi uygulanmıştır. Proje çalışmasında, belirlenen Kaçkar Dağı kuzey ve güney zirve rotalarının tüm konumsal verileri GPS yardımıyla toplanmış ve CBS araçları kullanılarak sayısal veri tabanına aktarılmıştır. Daha sonra alanın uydu görüntüleri satın alınarak rektifikasyon işlemi yapılmıştır. Rektifiye edilen görüntü ile uydu görüntüsü üst üste çakıştırılarak alan üstünde zirve rotalarının haritaları yapılmıştır. Ayrıca bölgenin 1/25.000’lik eş yükselti verileri elde edilmiştir. Elde edilen bu veriler ile ArcGIS 10 programının 3D analiz modülü kullanılarak çalışma alanının sayısal yükseklik modeli üretilmiştir. Araştırma sonucunda, zirve rotalarının CBS’ ye atılması ve veri tabanına isim, konum ve zorluk dereceleri bilgilerinin işlenmesi ile Kaçkar Dağının Zirve Tırmanışı Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Bu zirve rotaların CBS ile üretilmesi, kml, kmz formatında Google Earth programına veya GPS de kullanılması sağlanmıştır. Ayrıca parkur güzergahlarının, 3 boyutlu görüntülenmesi elde edilmiştir. Sayısal ve konuma dayalı olan bu çalışma ilerde yapılacak bir bilgi sistemi ile zirve rotalarını sınıflandırma, sorgulama ve analiz etme gibi işlemleri kolaylaştıracaktır. Anahtar Kelimeler: Zirve, Coğrafi Bilgi Sistemi, 3D Harita 32 OBJECTIVE: The aim of this study was to explain the empowerment’s model of male volunteers in 12th Olympiad of Iranian University. METHODOLOGY: So according to the propose of study, the kind of this research is descriptive –survey and factor analysis for determining the principal components analysis were used. The study population consisted of all male volunteers (n = 86) in this Olympiad, that selected the sample as a whole number. For data gathering, the tools of empowerment of human resources by Spreitzer (1995) were used. Also, for evaluate the construct validity, confirmatory factor analysis (varimax rotation), the software LISREL 8.54, was used. RESULTS: Results showed that the Cronbach’s alpha reliability coefficients for the five factors extracted, was satisfactory. Also based on the indicators of explained model, the data were coincident with the model, and provided indicators showed that provided model totally is a good model. CONCLUSION: While the focus of an event organized to empower human resources to increase job satisfaction as a matter of principle, it seems to have efficient and dynamic human resources, it is necessary to maintain a sense of empowerment strategies volunteer event focusing on study results be provided to the subsequent event managers, efficiency can be taken to capitalize on this topic. So According to the findings we can say that managers of event with identifying effective factors on empowerment of volunteers, could take effective steps toward reaching organizational goals, and prevent from organizational vulnerability. Keywords: Human Resources, Sports Event, Sports Volunteers, Confirmatory Factor Analysis (CFA). factors influencing empowerment OP-26 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel Uygunluk] OP-27 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel Uygunluk] 12 - 14 Yaş Arası Çocukların Günümüzdeki Maks VO2 Değerleri İle 8 Yıl Önceki Maks VO2 Değerlerinin Karşılaştırılması Yetişkinlerde Yaşam Kalitesinin Bazı Antropometrik Ölçüler, Yaş Cinsiyet, Çalışma Durumu ve Eğitim Düzeyi Bakımından,İncelenmesi Hakan Akbaba1, Sami Merdan Özüdoğru2, Rıdvan Çolak3 1 Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Ankara 2 Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara 3 Ardahan Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Ardahan Seray Elif Eldivan Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Son 10 yıllık dönemde teknoloji, eğitim sistemi, beslenme alışkanlığı, gibi pek çok faktörün hızlı değişimi, özellikle çocukların büyüme, gelişmesi ve fiziksel uygunluk parametreleri üzerinde değişiminde etkisi olabilir. Bu çalışmada, çocuklar içinde önemli bir parametre olan ve kalp solunum/dolaşım sistemi uygunluğunun göstergesi olarak ta kabul edilen maksimal oksijen tüketiminin (maksVO2 ), son 8 yıllık dönemde erkek çocuklar üzerindeki değişiminin tespit edilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM: Çalışma 8 yıl arayla aynı bölgede yaşayan, 12, 13 ve 14 yaş aralığında toplam 98 denek gönüllü olarak katılmıştır. Deneklerin boy, vücut ağırlığı tespit edilerek vücut kitle indeksi (VKİ) hesaplamış, maksVO2 değeri başlangıç hızlının 8 km/ saat olduğu 20m mekik koşu testi kullanılarak belirlenmiştir (Barnet ve ark 1993). Günümüz (2016) ve sekiz yıl önceki incelenen parametreler arasındaki farklar, bağımsız gruplarda t testi ( Independent Samples Test) kullanılarak tespit edilmiştir. Verilerin analizinde 0.05 anlamlılık düzeyi kullanılmıştır. BULGULAR: On iki yaş grubundaki 8 yıl önceki (42,04±5.7 mm/kg/dk) ve günümüz (39,41±3.5 mm/kg/dk) maksVO2 ve mekik koşu değerleri( 41,3±16,25; 34,2±9,5 mekik) arasındaki fark anlamlıdır (p=0.020; p=0.026). Buna karşın maksVO2 ve mekik koşu değerleri arasındaki on üç ve on dört yaşları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir (p=0.494; p=0.086). Benzer şekilde sadece 12 yaş grubundaki VKİ değerleri (önce=20,70±3,46; sonra=20,27±0,3 kg/m2) arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (p=,004). Sekiz yıl önceki on iki yaşındaki erkek çocukların daha kilolu (önce=46.10±10,2; sonra=39.3±2,45 kg) ve daha uzun boylu (önce=148±7.74; sonra=139±2,30 cm) oldu gözlenmiştir (p=0,003; p=0,003). SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışma sonuçlarına göre, günümüzün çocuklarında kalp dolaşım/solunum sistemi uygunluğunda azalma tehlikesi söz konusudur. Özellikle 12 yaşındaki erkek çocuklarda gözlenen maksVO2 ve vücut ağırlığı ve boy uzunluğundaki düşüş, daha az hareketli bir yaşam ve beslenme alışkanlığındaki değişimden kaynaklanabilir. Çocukların ebeveynlerinin, öğretmenlerinin ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin bu konudan haberdar edilerek çocukların daha hareketli bir yaşam tarzına yönelmesi konusunda tedbirlerin alınması ve beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi yarar sağlayabilir. AMAÇ: Araştırma 30 yaş ve üzeri bireylerin Yaşam Kaliteleri ve alt boyutlarının, cinsiyet, beden kütle indeksi, bel kalça oranı, bireylerin çalışma durumları ve eğitim düzeyleri ile ilişkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya katılanlar İstanbul Anadolu yakasında rast gele yöntem ile gönüllü olarak seçilmişlerdir (73 kadın, 57 erkek). Çalışmada ‘’ yaşam kalitesi SF36 ölçeği ‘’ kullanılmıştır. Ölçek formunu dolduran bireylerin boyları ve ağırlıkları taşınabilir boy ve ağırlık ölçerle, bel ve kalça çevreleri antropometrik mezura ile ölçülmüştür. Alınan veriler SPSS 23 paketi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Kadın ve erkeklerin sırasıyla yaş ortalamaları (48,74±7,1; 49,12±7,1), boyları (163,78±6,9; 175,97±7,2), beden kütle indeksleri (25,79±3,9; 2634±3,7), bel çevreleri (81,62±10,9; 94,65±18,1), kalça çevreleri (102,81±11,2; 102,14±8,23), bel kalça oranları (79,64±9,47; 92,86±17,41) olarak hesaplanmıştır. Kadınların %57,5, erkeklerin %61,4 kadarı bir işte çalışmakta, çalışan kadınların %37’si, erkeklerin %22.8’i ayakta çalışmaktadır. Eğitim durumlarına göre kadınların %46,6 kadarı lise ve üstü, erkeklerin ise %45,7 kadarı lise ve üstü eğitim almış bulunmaktadır. Yaşam kalitesi alt boyutları yaşa, cinsiyete, beden kütle indeksine, bel çevresi, bel kalça oranı ve ayakta çalışma durumlarına göre incelendiğinde anlamlı bir fark (p>0,05) gözlenmemiştir. Eğitim düzeyi arttıkça tüm alt boyutlarda puanların yükselme eğilim gösterdiği gözlenmektedir, ancak fiziksel işlev ve enerji alt boyutu istatistiksel açıdan anlamlı biçimde farklılaşmaktadır (p<0,05). Yaşam kalitesi alt boyutlarının çalışan ve çalışmayanlar arasında çalışanlar lehine farklılık gösterdiği gözlenmiştir (p<0,05). Bu farklılaşma kadınlarda 7 alt boyutta erkeklerde ise 4 alt boyutta gözlenmiştir. SONUÇ: Çalışmamıza katılan bireylerin yaşam kalitesinin yaş ile ters yönde, eğitim düzeyi ve çalışma durumu ile pozitif yönde etkilendiği buna karşılık bedensel özellikleri yönünden etkilenmediği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yaşam kalitesi, Beden Kütle İndeksi, bel kalça oranı, eğitim düzeyi, yetişkin Anahtar Kelimeler: Maks Vo2, BKI, Çocuk, Vücut ağırlığı, Boy 33 OP-28 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel Uygunluk] OP-29 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel Uygunluk] Merdiven ve Yürüme Egzersizlerinin Alt Ekstremite Kas Aktivitesi Bakımından İncelenmesi BESYO ve Diğer Fakültelerde Öğrenim Gören Bayan Öğrencilerin Biyoelektriksel Impedans Analiz (BIA) Yöntemi ile Vücut Kompozisyonlarının Karşılaştırılması Hazar Gürsoy, Enes Müslüm Erdoğan, Pınar Arpınar Avşar Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Ankara Düz yolda yürümeye göre aynı tempoda merdiven çıkma gibi vücut ağırlığının dikey taşınım mesafesinin artmasına neden olan aktiviteler sonucu metabolik yükün arttığı bilinmektedir. Yürüyüş ve merdiven çıkma/inme gibi hareketler sırasında metabolik yük büyük oranda iskelet kasları aktivitesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada aynı adım temposunda yürüyüş(YY) ile merdiven çıkma(MÇ) ve inme (Mİ) sırasında alt ekstremitede kas aktiviteleri arasındaki fark incelenmiştir. Araştırmaya 12 erkek öğrenci (yaş:21.67±1.43,vücut uzunluğu:181.83±5.34,vücut ağırlığı:75.83±9.79) gönüllü olarak katılmıştır.Katılımcılar tüm testleri 2.5 Hz olan sabit adım temposunda metronom eşliğinde gerçekleştirmiştir.Testler sırasında alt ekstremitede Tibialis Anterior(TA), Gastrocnemius(GC), Vastus Lateralis(VL) ve Biceps Femoris(BF) kas aktiviteleri yüzeyel Emg yöntemiyle bilateral olarak kaydedilmiş ve her iki ayak yere temas zamanları ivme ölçerler ile belirlenmiştir. Her bir kasa ait Emg verileri seçilen maksimal dinamik eforlar sırasında kaydedilen maksimal kas aktivitelerine göre normalize edilmiştir. Buna göre adım başına kas aktivitesi değerleri her iki bacakta YY ve MÇ için TA>GC>BF>VL sıralamasını izlemiştir. Mi esnasında ise kas aktivitesi büyüklükleri sağ bacakta BF>GC>TA>VL, sol bacakta ise GC>TA>BF>VL olarak gözlenmiştir. Üç efor arasındaki karşılaştırma sonucunda; YY ve MÇ arasındaki fark Dominant bacak (Sağ) TA,GC ve VL kasları için (p<0.01) ve Sol VL kası için (p<0.001) istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. YY ve Mi arasındaki fark hem Sağ Sol TA ve VL için (p<0.001) anlamlı olarak farklıdır.MÇ ile Mİ arasında ise Sağ TA ve VL ile Sol TA kasları için (p<0.001) farklılık gözlenmiştir.Her iki taraf arasında YY testi için VL, MÇ için GC ve VL, Mİ için BF aktiviteleri arasında fark saptanmıştır(p<0.05). YY ile karşılaştırıldığında MÇ sırasında kassal aktivite %25 ile %190 aralığında artış göstermiştir. Hem Mİ hem MÇ sırasında kas aktivitesindeki en büyük artış sol VL kası için gözlenmiştir. Mİ sırasında TA aktivitesi her iki bacakta düşüş göstermiştir. Hedeflenen günlük fiziksel aktivite düzeyine ulaşmada toplam adım sayısına dair öneri sunulurken sağlıklı bireylerde merdiven egzersizleri uygulamaları sağlığın korunması yönüyle öne çıkarılabilir. Anahtar Kelimeler: fiziksel aktivite, yürüyüş, merdiven egzersizleri, kas aktivitesi 34 Mehmet Ümit Yurul, Merve Yılmaz, Kerim Sözbir, Tuğba Kocaağa, Mustafa Boyacı Abant İzzet Baysal Üniversitesi AMAÇ: Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokuluna (BESYO) girebilmek için öğrenciler çeşitli motorik özelliklere yönelik yetenek sınavına tabii tutulmaktadırlar. Bu yüzden bireyler yetenek sınavı öncesi fiziksel ve fizyolojik özelliklerini geliştirmek için belirli bir hazırlık dönemi geçirmektedirler. Dolayısıyla BESYO okuyan öğrencilerin diğer fakültelerde okuyan öğrenciler ile fiziksel farklılıkların olabileceği düşüncesinden yola çıkarak bu çalışmada BESYO ve diğer fakültelerde öğrenim gören bayan öğrencilerin fiziksel özellikleri ile biyoelektriksel impedans analiz (BİA) yöntemiyle belirlenen vücut yağ yüzdelerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM: Bu çalışmaya Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi BESYO’da okuyan, yaşları 18-29 arasında olan 60 bayan öğrenci ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO harici herhangi bir fakültede okuyan, yaşları 18-30 olan 60 bayan öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların yaş, boy uzunlukları, vücut ağırlıkları ve vücut yağ yüzdelerinin karşılaştırılması (VYY) yapılmıştır. Verilerin analizi için Bağımsız Örneklemlerde t-testi kullanılmıştır. BULGULAR: Yapılan istatistiksel analizlere göre; iki grup arasında yaş (t= -,316), vücut ağırlığı (t= 1,788) ve vücut yağ yüzdesi t(=1,845) değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken (p>0,05), boy uzunlukları (t= 2,097) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). SONUÇ: İki grup arasında yaş, vücut ağırlığı ve VYY değerleri açısından farkın olmaması kadınların günümüzde çeşitli spor aktivitelerine daha fazla katılmaya başlamalarından kaynaklanmış olabileceği yönünde açıklanabilir. Boy uzunlukları arasında görülen fark için ise BESYO okuyan öğrencilerin, kısa boylu ve ağırlık merkezi yere daha yakın olan katılımcılara, yetenek sınavının koordinasyon aşamasında avantaj sağladığı ve bundan dolayı daha kısa boylu olan bayan öğrencilerin BESYO sınavını kazanmış olduğundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: BESYO,üniversite öğrencileri, vücut kompozisyonu OP-30 [Spor Sağlık Bilimleri » Kronik Hastalıklar Ve Egzersiz] OP-31 [Spor Sağlık Bilimleri » Özel Gruplarda Spor Ve Sağlık] Tedavisi Tamamlanmış Meme Kanseri Hastalarında Tedavi Öncesi ve Sonrası Fiziksel Aktivite Alışkanlığı Yaşlılarda Fonksiyonel Bağımlılık, Mental Algı ve Depresyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Gülşen Mertyüz1, Fatma İlker Kerkez2, Özgür Tanrıverdi3, Esin Oktay4 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü 2 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi 3 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, İç Hastalıkları Anabilim Dalı 4 Aydın Atatürk Devlet Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Polikliniği Nur Muhammet Yeşilyurt, Uğur Yelis, İlhan Odabaş Haliç Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, İstanbul Düzenli fiziksel aktivite kanser de dâhil olmak üzere pek çok kronik hastalığın önlenmesi ve tedavisinde olumlu etkiye sahiptir. Yapılan araştırmalar fiziksel aktiviteye katılımın meme kanseri riskini azalttığını, tedavisi tamamlanan hastalarda yeniden kanser oluşumu ve ölüm riskine karşı koruyucu etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Ancak sedanter kanser hastaları tedavi sürecindeki zorluklar ve sonrasında çeşitli korkularla hareketsiz yaşam sürdürmektedir. Bu aşamada hekim tavsiyeleri büyük önem kazanmaktadır. Bu çalışmada tedavisi tamamlanmış meme kanseri hastalarında tanı öncesi ve tedavi sonrası fiziksel aktivite alışkanlıkları araştırılmıştır. Araştırma için gerekli Etik Kurul onayı ve izinler alınmıştır. Katılımcılarla hastaneye geldiklerinde yüz yüze görüşme yapılmıştır. Gönüllü olanlara araştırmacı tarafından fiziksel aktiviteye katılımla ilgili anket uygulanmıştır. Anket uygulanan katılımcıların hastalıklarına ilişkin bilgileri takip eden hekim tarafından sağlanmıştır. Çalışmaya toplam 124 kişi katılmıştır (123 kadın, 1 erkek). Katılımcıların yaş ortalaması 50,64±8,8 yıl, boy ortalaması 162,33±6,9 cm, kilo ortalaması 73,25±12,8 kg ve BKİ ortalaması 27,9±5,3’tür. Katılımcıların BKİ grupları; % 2,4’ü zayıf, % 24,2’si normal, %43,5’i fazla kilolu, % 29,8’i obezdir. Tanı öncesinde hiç fiziksel aktivite/spor yapmıyordum diyenlerin oranı % 71 iken tedavi sonrası hiç fiziksel aktivite/spor yapmıyorum diyenler % 32,3’e gerilemiştir. Tanı öncesi ve tedavi sonrası en çok tercih edilen fiziksel aktivite yürüyüştür. Tanı öncesinde fiziksel aktivite süresi 30 dk iken, tedavi sonrasında 1 saate kadar çıkmıştır. Fiziksel aktivite şiddeti tanı öncesinde hafif şiddette iken tedavi sonrasında orta şiddette ve şiddetli egzersiz yapanların sayısı artmıştır. Fiziksel aktivite/spor yapmama nedeni tanı öncesinde vakit olmaması ve sevmiyor olmaları iken, tedavi sonrasında ağrılarının olması şeklinde beyan edilmiştir. Fiziksel aktivite/ spor hakkında bilgiyi tanı öncesinde daha çok medya yoluyla aldıklarını ifade eden katılımcılar tedavi sonrasında büyük çoğunlukla hekimlerinden bilgi aldıklarını beyan etmişlerdir. Kanser hastalarının fiziksel aktivite hakkında hastaların bilgilendirilmesi zaten çok yoğun çalışan hekimlere bırakılmaktadır. Meme kanseri ile mücadelede düzenli fiziksel aktivitenin önemi konusunda küçük yaştan itibaren bilinç düzeyinin artırılması ve bu alanda çalışan spor bilimcilerin artması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: meme kanseri, fiziksel aktivite, alışkanlık Araştırmanın amacı İstanbul Darülacezede yaşayan kadın ve erkeklerin öz ihtiyaçları karşılama,mental algılamaları ve depresyon düzeyleri arasında ilişkiye bakmaktır. Araştırmaya İstanbul’da darülacezede yaşayan yaş ortalamaları 66.68±6,90(minumum 54 maksimum 81)olan 8 kadın,8 erkek toplam 16 kişi gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara günlük işlerinde bağımsız öz bakımını(beslenme,yüz yıkama,saç bakımı,tıraş,giyinme,tuvalet kullanma,mobilite, basamak çıkma ve banyo yapma vb)yapabilmesini ölçen Barthel›in GYA ölçeği,bu populasyonda demans taraması için en sık kullanılan testlerden biri olan Standardize Mini Mental test(SMMT)(1975 Folstein ve arkadaşları)ve Geriatrik depresyon ölçekleri(GDÖ) ayrı zaman dilimlerinde,yüz yüze yaptırılmıştır.Elde edilen verilerin tanımlayıcı istatistik,frekans analizi,korelasyon için SPSS 20 SPSS(Statistical package for social sciences)programı kullanılmıştır(p<0,05). Barthel indexe göre katılımcıların %83’ü öz bakımlarını kendileri yapmakta,%81 i merdiven inip çıkma ve düzgün düzeyde yürüyebilmekte oldukları gözlenmiştir.Standardize mini mental test sonuçlarına göre ise gün,ay,mevsim,yıl yaşadıkları şehrin farkındalar %56.3,kayıt hafızalarının gayet iyi olduğu,dikkat ve hesap yapma %31.3’ünün iyi,tekrar edilen kelimeyi hatırlama yetileri %43.8 i çok iyi olduğu halde 20- 30sn lik bir eylemi gerçekleştirmede %68.8 orta düzeyde oldukları gözlenmiştir.Geriatrik depresyon ölçeğine göre katılımcıların %25 i dikkatini toplamakta güçlük çektiği,%63 ü zihinlerinin eskisi kadar berrak olmadığını bildirmişlerdir. %43.8’i kendilerini kederli hissettikleri,%81.3 nün kendilerini değersiz hissettiği,%56.3 ü yaşamı zevk ve heyecan verici bulmadıklarını bildirmişlerdir.%68.8’i kafalarından atamadıkları düşünceler nedeniyle rahatsız olduğunu yine de%43.8 i gelecekten umutlu olduklarını bildirmişlerdir.Kendinizi enerjik hissediyor musunuz ve SMMT yönelim;hangi ay, şehir,mevsim,ülkeyi bilme arasında negatif korelasyon( -654),SMMT hesap yapma,dikkat ile GDÖ gelecekten umutsuz olmak arasında.599 SMMT istenilen bir şeyi yapabilme ile GDÖ sıklıkla gelecekten endişe duyma arasında negatif ilişki (-640).SMMT anlamlı bir cümle yazmak ve verilen şekli çizmek ile GDÖ Kendinizi enerjik hissetme arasında diyor musunuz negatif ilişki(-832) ilişki bulunmuştur. Darülacezede yaşayan bireylerin mental hafıza ve fonksiyonel yapıları iyi durumda olduğu halde depresif bir yapıda oldukları gözlenmiştir.Bu durumda olan bireylerin hem sosyal yaşamını renklendirmek hem de mental ve fiziksel sağlıklarını korumaları için eğlenceli aktivite programları uygulatılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Yaşlılar,Barthel İndex,Standardize Mini Mental Test,Geriatrik depresyon ölçeği 35 OP-32 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] Dünya Okullar Futbol Şampiyonası Analizi: Türkiye – Almanya Örneği Namık Kemal Üniversitesinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Egzersiz Nedenleri, Engelleri, Yaşam Doyumları ve Egzersiz Alışkanlıklarının İncelenmesi Fatih Samet Atasoy, Fatih Bektaş Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Trabzon Enes Kurtca Demirci, Gözde Ersöz, Ilker Özmutlu, Mustafa Işık Namık Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Tekirdağ AMAÇ: Dünya Okullar Futbol Şampiyonasında Türkiye ve Almanya’yı temsil eden okulların, 2003-2015 yılları arasında elde etmiş olduğu başarılarının analizi ve şampiyona ile ilgili genel bir değerlendirme yapmaktır. GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, Namık Kemal Üniversitesinde lisans düzeyinde okuyan öğrencilerin egzersiz yapma ve yapmama nedenleri ortaya koymak, katılımcıların düzenli egzersiz yapıp yapmam durumuna göre yaşam doyumu düzeylerini incelemek ve gelir düzeyi ile yaşanılan bölgenin egzersiz alışkanlığına etkisini araştırmaktır. MATERYAL-METOD: Nitel araştırma yöntemi benimsenerek gerçekleştirilen araştırmanın verileri doküman incelemesi yoluyla elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak, ilgili kurum ve kuruluşların web siteleri, yerli ve yabancı gazeteler kullanılmış, ilgili kişilerle mail ve telefon yoluyla görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen araştırma verileri içerik analizi ile çözümlenmiş ve ölçülebilen veriler sayısallaştırılmıştır. Araştırmada 1972 yılında başlayan turnuvanın 2003 yılı öncesi verilerine ulaşılamadığı için 2015’e kadar olan şampiyonalarla sınırlandırılmıştır. Turnuvanın en başarılı iki ülkesi olan Türkiye ve Almanya’nın takım kadrolarındaki oyuncuların futbol geçmişleri analiz edilerek başarılara etkisindeki rolüne bakılmış, mevcut futbol durumları incelenmiş ve Dünya Okullar Futbol Şampiyonası hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. BULGULAR: 2003-2015 yılları arası Şampiyona ’da Türkiye’nin 3 şampiyonluk, elde ettiği, Almanya’nın ise 2 şampiyonluk elde ettiği tespit edildi. 2003 – 2015 yılları arasında Şampiyonaya katılan 96 Türk futbolcudan %81,6’sı (85 futbolcu) ülkenin en üst profesyonel lig alt yapısında oynayan futbolculardan oluştuğu bu oranın, 69 Alman futbolcusunda ise %5,52 (8 futbolcu) olduğu belirlendi. Bununla birlikte şampiyonaya katılan Türk futbolcuların %66.24’ü Trabzonspor (%48) ve Fenerbahçe (%18,24) altyapısında oynadıkları görüldü. Bunun dışında Okullar Futbol şampiyonasında ciddi başarı sağlayan Türkiye’nin, genç milli takımlar bazında yapılan şampiyonalar ile karşılaştırıldığında ciddi farklılıklar olduğu görüldü. SONUÇ VE ÖNERİLER: Başarı sağlayan Türk oyuncuların, turnuvaya katıldığı dönemde, ülkelerinde oynadıkları futbol takım alt yapıları, lig statüsü konumu bakımından değerlendirildiğinde, Alman futbolcularınkinden daha elit seviyede olmaları başarılı olmalarında önemli bir etkendir. Dünya Okullar Futbol Şampiyonası’nda Türk liselerinin kazandığı başarılar her ne kadar ülkemizde takdir edilse de diğer katılan ülkelerin bu turnuvaya yarışma içeriğinin yanı sıra bir festival anlayışı içerisinde bulundukları tespit edilmiştir. Önemli kulüplerimizin alt yapısında oynayan futbolcuların Dünya futbolu içerisinde önemli bir yarışma formatı içerisinde bulunmayan şampiyonalara gönderilme durumları tekrar gözden geçirilmelidir. Anahtar Kelimeler: Dünya Futbolu, Okul Sporları, Okul Futbolu 36 OP-33 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Namık Kemal Üniversitesi’ nde okuyan, yaşları 17-30 arasında değişen 298 öğrenci (nerkek= 167; Xyaş= 21.36±2.43 ve nkadın= 131; Xyaş=20.92±2.33) gönüllü olarak katılmıştır. Nicel ve nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılan bu çalışmada, bireylerin egzersiz yapma veya yapmama nedenlerinin belirlenmesi amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen kapalı uçlu anket ve bağımsız değişkenlerle ilgili bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Katılımcıların yaşam doyumu düzeyi Yaşam Doyumu Ölçeği ile belirlenmiştir. Bireylerin egzersiz yapma veya yapmama nedenlerini incelemek için frekans analizi yöntemi kullanılmıştır. Örneklem grubunu oluşturan öğrencilerin yaşam doyumu ölçeğinden aldıkları puanların egzersiz yapıp yapmama değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için Bağımsız Gruplar İçin t Testi analizi yapılmıştır. Gelir düzeyi ve yaşanılan bölgenin egzersiz alışkanlığına etkisini araştırmak için ise Ki-kare analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmanın bulgularına göre, üniversite öğrencilerinin en çok frekans alan egzersize katılma nedenleri ve egzersiz engelleri ortaya konulmuştur. Ayrıca, öğrencilerin yaşam doyumlarında egzersiz yapıp yapmama değişkenine göre farklılık görülmüştür. Buna ek olarak, egzersiz alışkanlığının gelir düzeyine göre farklılık gösterdiği gözlenirken (χ2(2) = 26.58; p < 0.001), yaşanılan bölgeye göre herhangi bir farklılık göstermediği belirtilmiştir (p>0.05). Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak, egzersiz yapan bireylerin neden egzersiz yaptıkları sorulduğunda ağırlıklı olarak eğlenceli olduğu için, yeni insanlarla tanışmak, sağlık için gibi yanıtlar alınmıştır. Egzersiz yapmayan öğrencilere neden egzersiz yapmadıkları sorulduğunda ise; katılımcıların zamanı olmadığı, yorucu olduğu, kilo fazlalığı olmadığı için ve sakatlanmaktan korktukları için egzersiz yapmadıkları doğrultusunda cevaplar verdikleri görülmüştür. Ayrıca egzersiz yapanların daha mutlu olduğu ve gelir düzeyi düşük olanların daha çok egzersiz yaptığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Egzersiz nedenleri, egzersiz engelleri, yaşam doyumu, egzersiz alışkanlığı Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar. 1 Egzersiz eğlenceli olduğu için 133 2 Yeni insanlarala tanışmak için 127 3 Sağlığım için 119 4 Psikolojik olarak kendimi iyi hissettiğim için 89 5 Arkadaşlarımla biraraya gelmek için 76 6 Egzersizde yarışmak hoşuma gittiği için 74 7 Yeni şeyler öğrenmek için 66 8 Kilo vermek için 39 9 Daha çekici olmak için 20 10 Neden egzersiz yaptığımı bilmiyorum 9 11 Doktor zorladığı için 6 12 Ailem zorladığı için 4 Katılımcıların egzersiz alışkanlığı ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiye yönelik ki-kare analiz sonuçları Egzersiz Alışkanlığı 5001000 TL. % 10012000 TL. % 2001 TL. ve üstü % Toplam % Evet 94 63 39 42 14 25 147 49 Hayır 55 37 54 58 42 75 151 51 Toplam 149 100 93 100 56 100 298 100 Katılımcıların egzersiz alışkanlığı ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiye yönelik ki-kare analiz sonuçları 13 Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar. Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar. 1 Zamanım yok 124 2 Egzersiz yorucu 123 3 Kilo fazlam olmadığı için egzersiz yapmaya gerek yok 110 4 Sakatlanmaktan korkuyorum 109 5 Egzersiz sıkıcı 95 6 Egzersiz yapmak için bir neden göremiyorum 83 7 Egzersiz ağrıya neden oluyor 71 8 Egzersiz yapacak yer yok 24 9 Egzersiz yapmak için kendimi yaşlı hissediyorum 13 10 Ailem egzersiz yapmamı uygun görmüyor 13 11 Egzersiz yapmak için çok şişmanım 8 12 Fiziksel görünümümden rahatsızlık duyduğum için 8 Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar. Yaşam Doyumu Puanlarının Egzersiz yapıp yapmama Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları Egzersiz alışkanlığı Yaşam Doyumu N X SS Egzersiz yapan 147 19.44 3.33 Egzersiz yapmayan 151 17.19 3.55 T TESTİ t sd p 5.66 2.96 >0.001 Yaşam Doyumu Puanlarının Egzersiz yapıp yapmama Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları 37 OP-34 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] OP-35 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Temel Psikolojik İhtiyaçlarının, Öznel Zindelik ve Mutluluk ile İlişkisi Futbolcuların Sosyal Beceri Düzeylerinin İncelenmesi Mehmet Mert Yiğit, İhsan Sarı, Hakan Kolayiş Sakarya Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Sakarya Öz Belirleme Kuramı’na (Self-Determination Theory) göre tüm bireylerde özerklik, yeterlik ve ilişkili olma olarak isimlendirilen üç temel psikolojik ihtiyaç bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bu üç ihtiyacın tatmin olmasının olumlu davranışlar, öznel iyi oluş ve güdülenme ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, bu araştırmanın amacı spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlarının, öznel zindelik ve mutluluk ile ilişkisini belirlemektir. Araştırmaya 102 erkek (%60) ve 68 kadın (%40) olmak üzere toplam 170 öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği (Deci ve Ryan; 2000, Kesici ve ark., 2003), Öznel Zindelik Ölçeği (Ryan ve Frederick, 1997;Uysal ve ark., 2014) ve Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu (Hills ve Argyle, 2002; Doğan and Çötok, 2011) kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 17 programında analiz edilmiş ve tüm analizlerde anlamlılık düzeyi.05 olarak belirlenmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Pearson korelasyon analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Pearson korelasyon analizi sonuçlarına göre öznel zindelik ile özerklik (r=.-305), yeterlik (r=.-355) ve ilişkili olma (r=.-315) arasında anlamlı bir ilişki vardır (p<.05). Ayrıca, mutluluk ile özerklik (r=.-438), yeterlik (r=.-417) ve ilişkili olma (r=.-488,) arasında da anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (p<.05). Regresyon analizi sonuçlarına göre ise özerklik (β=-.206, p<.05) yeterlik (β=-.161, p<.05) ve ilişkili olma (β=-.297, p<.05) ihtiyaçlarının mutluluk puanını anlamlı olarak açıkladığı belirlenmiştir, R2=.30, F(3,166) = 23.937, p<.05). Hangi temel psikolojik ihtiyacın öznel zindelik puanını açıkladığına yönelik yapılan regresyon analizi sonucuna göre ise özerklik (β=-.127, p>.05), yeterlik (β=-.224, p<.05) ve ilişkili olma (β=-.132, p>.05) ihtiyaçlarının regresyon modeline anlamlı katkı sağladığı bulunmuştur R2=.16, F(3,166) = 10.528, p<.05). Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde temel psikolojik ihtiyaçların tatminin öznel zindelik ve mutluluk ile ilişkili olduğu ve öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yapılacak her uygulamanın onların öznel zindelik ve mutluluklarına da katkı sağlayabileceği ifade edilebilir. Anahtar Kelimeler: Temel psikolojik ihtiyaçlar, mutluluk, öznel zindelik Cihan Kopmuş, Yusuf Şahin, Erdi Çakmak Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman GİRİŞ VE AMAÇ: Sosyal beceri; kişiler arası ilişkilerde, kişinin kendisi dahil insanların duygu, düşünce ve davranışlarını anlama ve bu anlayışa uygun davranma yeteneğidir (Yüksel,2004) Sosyal beceri düzeyi yüksek olan bireylerin kişiler arası iletişim kurma, kendilerini ifade edip davranışlarıyla ön planda olma, yeteneklerini gösterme ve başkalarına ifade edebilme konusunda diğer bireylerden farklı yapıdadır. Bu farklılık spor yapan bireyler arasında değişebilmektedir. Bu çalışmanın amacıda futbolcuların sosyal beceri düzeylerinin incelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; 2014-2015 futbol sezonu U-17 liginde yer alan Karaman Belediye Spor, Orta Oba Spor, Başak Spor,1453 Karaman Spor,70 Karaman Spor kulüpleri içerisinde yer alan 70 erkek ( yaş=16,9286 + 0.5976) sporcu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Riggo,(1986) tarafından geliştirilen Yüksel(1998) tarafından Türkçeye uyarlanan sosyal beceri envanteri uygulanmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır.Güvenirlik katsayısı(cronbach alpha) 0.9355 bulunmuştur. BULGULAR: Futbol branşıyla uğraşan bireylerin anne eğitim, baba eğitim ve mevki değişkenine göre duyuşsal anlatımcılık, duyuşsal duyarlılık, duyuşsal kontrol, sosyal anlatımcılık, sosyal duyarlılık, sosyal kontrol alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. (p>0.05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre futbol branşıyla uğraşan bireylerin anne eğitim, baba eğitim ve mevki değişkenine göre duyuşsal anlatımcılık, duyuşsal duyarlılık,duyuşsal kontrol,sosyal anlatımcılık,sosyal duyarlılık,sosyal kontrol alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.Farklığın bulunmamasının sebebi sahip oldukları halde becerileri uygun ortam ya da durumlarda kullanamadıklarını şeklinde yorumlanabilir. Spor, sosyal çevrelere katılımını sağlayan sosyal bir etkinlik olmasından dolayı kişinin sosyalleşmesinde ve bu sosyal becerilerini kullanabilmesinde önemli bir role sahiptir. Sporcular ise sosysal becerilerini kullanabilmek ve yeteneklerini gösterebilmek için uygun ortam ve durumlara sahiptirler. Bu sonuçlar ışığında;bireyin sosyal beceri düzeylerini arttırmak, bireylerin toplumla bütünleşmesi, sosyal beceriyi geliştirmek ve davranışların öğretilmesi için erken yaşta okullarda ve Özel eğitim kurslarında sosyal beceri üzerine dersler ve çalışmalar yapılmalı Anahtar Kelimeler: Futbolcu, Sosyal Beceri, Davranış 38 OP-36 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] OP-37 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Spor Yapan ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin Sporda Sosyalleşme Düzeylerinin İncelenmesi Spora Özgü Sakatlık Dönemi Beden Algısı Ölçeğinin Geliştirilmesi Hacı Mehmet Günel, Ayşenur Ünver, Burcu Taşdügen, Fuat Sert Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman Alen Geçer, Ünsal Geçer İstanbul Gelişim Üniversitesi GİRİŞ VE AMAÇ: Spor bireylerin toplumu tanımasına, kurallara uymasına, gelenek ve görenekleri, iyiyi doğruyu kötüyü ayırt edebilmesine, başkalarına saygı göstermesine, başarı ve başarısızlığı kabullenmesine ve kendine güven duygusunun gelişmesine katkı sağlar. Bu bağlamda sosyalleşme toplumun bir üyesi olma, diğer insanlarla birlikte yaşamayı öğrenme sürecidir. Sporda sosyalleşme ise spora katılmanın sonuçları üzerine yoğunlaşır.Bu çalışmanın amacıda kadın üniversite öğrencilerinin sporda sosyalleşme düzeylerini belirleyebilmektir. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu, Meslek Yüksekokulları, Mühendislik Fakültesi ve İslami İlimler Fakültesinde Lisans ve ön lisans eğitimi gören yurtta kalan 450 kadın ( yaş=19.7327 + 3.6851) öğrenci oluşturmaktadır.Araştırmanın amacına ulaşmak için Şahan (2007) tarafından geliştirilen Spor ve Sosyalleşme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik katsayısı (cronbach alpha) 0,9454 bulunmuştur. BULGULAR: Fakülte, Anne eğitim durumu ve kadın üniversite öğrencilerinin Spor yapıp ve yapmama durumlarına göre; sporda sosyalleşme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık vardır.(p<0,05) Baba eğitim durumu değişkenine göre ise kadın üniversite öğrencilerinin sporda sosyalleşme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık yoktur.(p>0,05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre spor yapan ve yapmayan kadın üniversite öğrencilerine, anne eğitim durumu ve fakülte değişkenine göre sporda sosyalleşme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuş iken; baba eğitim durumu değişkenine göre sporda sosyalleşme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu sonuçlara göre Bireylerin sosyalleşmesinde; öğrenme kapasitesi, algılayabilme yeteneği ve sporun önemli bir unsur olduğu bu unsurlara bağlı olarak Toplumsal yapı içerisinde spor bireylerin bilişsel, duyuşsal ve sosyal yönden gelişmelerini etkili oluğu sonucuna ulaşılmaktadır. Sportif aktiviteler Kurumlarda yaygın hale getirilerek öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Beden algısı, en genel anlamı ile bireyin kendi vücuduna ve vücudun bölümlerine karşı olan olumlu ve olumsuz tutumlar şeklinde tanımlanmaktadır. Yapılan bu çalışmanın amacı, sporcuların sakatlık dönemi içerisindeki beden algısı düzeyini ölçebilen güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı geliştirmektir. Yapılan bu çalışmanın örneklemini, Türkiye’de farklı branşlarda ilk üç dereceye girmiş olan elit düzeydeki 114 sporcu oluşturmaktadır. Konu ile ilgili yeterli bilgi elde etmek ve var olan beden algısı ölçeklerine ulaşmak için yerli ve yabancı literatür taraması yapılmıştır. Literatür taramasından sonra, elde edilen ölçekler incelenmiş ve uzman görüşlerine başvurularak soru havuzu oluşturulmuştur. Soru havuzunun oluşturulmasından sonra ölçeğin amacı doğrultusunda uygun sorular seçilmiştir. Ölçek, 15 maddeden oluşan, 3’lü likert şeklindedir. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi için Kaiser-Meyer-Olkin Testi, doğrulayıcı faktör analizi ve Direct Oblimin testleri kullanılmıştır. Yapılan istatistik analizler sonucunda, Kaiser-Meyer-Olkin değeri (,805) olarak belirlenmiştir. Bartlett Sphericity testi ise, istatistiksel olarak anlamlı düzeyde çıkmıştır (p<.000). Faktör analizi sonucunda ölçeğin dört faktörden oluştuğu anlaşılmıştır. Yapılan güvenirlik analizi sonucunda, Kol ve Göğüs Bölgesi Faktörünün Cronbach α değeri,749, Omuz, Sırt ve Kalça Bölgesi Faktörünün Cronbach α değeri,749, Ten rengi ve Genel Fiziki Yapı Faktörünün Cronbach α değeri,702, Karın ve Bacak Bölgesi Faktörünün Cronbach α değeri,704 ve Toplam Beden Algısı Cronbach α değeri,859 olarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sakatlık Dönemi, Beden Algısı, Sporcu. Anahtar Kelimeler: Sosyalleşme, Kadın, Spor Yapan ve Yapmayan 39 OP-38 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] OP-39 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Voleybolcuların Problem Çözme Becerilerinin Bazı Değişkenler Açısından Belirlenmesi Judo Yapan Çocukların Öğrenme Biçimlerinin İncelenmesi Rukiye Kavurgacı, Sercan Sezen, Veysel Temel Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman AMAÇ: Bu araştırma; voleybolcuların problem çözme becerilerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu Konya İl merkezinde gençler voleybol liginde oynayan 50 erkek ve 59 kadın oyuncular oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Problem Çözme Envanteri” ve voleybolcuların kişisel özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmıştır. Problem çözme alt boyutlarından “Aceleci Yaklaşım” normal dağılım gösterdiği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında parametrik testlerden t-testi ve Anova testleri, fakat “ Problem Çözme Toplam Boyutu” ve alt boyutlarından “Düşünen, Kaçıngan, Değerlendirici, Kendine Güvenli ve Planlı Yaklaşım” normal dağılım göstermediği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kruskal Wallis-H testi ve Mann Whitney-U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS 21 (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların Problem çözme toplam puan ortalamaları (Ort.=95,1651), problem çözme becerisi alt boyutlarından aceleci yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=31,0183), düşünen yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=13,6514), kaçıngan yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=11,6697), değerlendirici yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=9,0000), kendine güvenli yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=19,4128) ve planlı yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=10,4128) düşük seviyelerde olduğu söylenebilir. SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise problem çözme toplam ve alt boyutlarına ilişkin voleybolcuların oynadıkları takım, cinsiyet, eğitim durumu, spora başlama yaşı ve aile birey sayısı değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık bulunurken, anne ve baba eğitim, anne ve baba mesleği, aile gelir durumu ve yaşamının çoğunu geçirdiği yer değişkenlerine göre ise anlamlı bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Problem çözme, Sporcu, Voleybol, Üniversite Ayşegül Funda Alp, Ahmet Ömre Töre Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, Karaman GİRİŞ VE AMAÇ: Öğrenme stilleri,genel olarak bir öğrencinin,öğrenme çevresini psikolojik olarak nasıl algıladığını,çevresi ile nasıl etkileşimde bulunduğunu ve nasıl tepki verdiğini ortaya koyan bireysel özellikler ve tercihler grubu olarak tanımlanır(Çubukçu,2004,Akt;Çağlayan,2007).Öğrenme ile amaçlanan,bireylere bilgi,beceri,tutum kazandırmak ise bu niteliklerin değeri ve nasıl öğretileceği kadar,onları bireylerin nasıl algılayacağı da önemlidir.Bu çalışmanın amacı da,judo yapan öğrencilerin öğrenme biçimlerini belirleyebilmektir. YÖNTEM: Araştırma grubunu,Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde bulunan Judo branşında yer alan 15’i kadın, 25’i erkek, toplam 40 sporcu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için Şimşek (2002) tarafından geliştirilen ve güvenirliği sınanmış’’ BIG 16 Öğrenme Biçemleri Envanteri”kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kay-Kare testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS(Statistical package for social sciences)paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Kategori değişkenine göre,işitsel alt boyutta,“Bazı şeyleri unutmamak için, kendi kendime yüksek sesle tekrarlamaya ihtiyaç duyarım”sorusunda anlamlı farklılık bulunmuştur. (p<0.05) Yıl değişkenine göre,işitsel alt boyutta,“Sözlü açıklamaları, yazılı olanlara göre daha iyi anlarım”ve bedensel alt boyutta,“Bir şeyler tamir etmekten hoşlanırım” “Çalışırken kalkıp dolaşmaya ihtiyaç duyarım ve sık sık ara veririm”sorularında anlamlı farklılık bulunmuştur. (p<0.05) Anne değişkenine göre,görsel alt boyutta“Bir bütüne ait parçaları bir araya getirirken,yardımcı resim ya da çizimlere ihtiyaç duyarım”“Gördüğüm bir şekli,doğru şekilde kağıda çizebilirim”bedensel alt boyutta,“Fiziksel sporlar ya da egzersizlerden hoşlanırım” “Resim ya da heykel yapmayı severim”işitsel alt boyutta, “Arkadaşlarımı dinlemekten ve onlara bir şeyler anlatmaktan hoşlanırım”“Bazı şeyleri unutmamak için,kendi kendime yüksek sesle tekrarlamaya ihtiyaç duyarım”“Küçük grup tartışmalarını severim”sorularında anlamlı farklılık bulunmuştur.(p<0.05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre Judo yapan öğrencilerin yıl değişkenine göre bedensel ve işitsel,kategori değişkenine göre de işitsel alt boyutlarında anlamlı farklılık bulunmuştur. Judo yapan çocukların bedensel öğrenim biçimlerini benimsemesi,aktif olarak sporun içinde bulunmalarına bağlanabilir.İşitsel öğrenme biçimi,komutların fazla olduğu bir dal olan Judo’da avantaj olabilir ve yıllar ilerledikçe sporcu algıları bu yönde gelişim gösterebilir. Anne değişkeninde bütün alt boyutlarda farklılık bulunması,annenin eğitim düzeyinin öğrenme biçimlerinde etkili olduğunu göstermektedir. Öğrenme biçimleri hakkında judo antrenörlerinin bilgilendirilmesi ve antrenmanın öğrenme biçimlerine göre düzenlenmesi sporcuların verimlerini arttırabilir. Anahtar Kelimeler: Judo, çocuk, öğrenme biçimleri 40 OP-40 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Güreş Yapan Çocukların Karar Verme Düzeylerinin İncelenmesi Ayşenur Ünver, Hacı Mehmet Günel, Burcu Taşdügen, Halil Gün Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman Giriş ve Amaç: Karar verme,seçenekler arasından bilinçli bir seçim yapma süreci olarak düşünülse de, bu süreci kişisel düzenlemelerin dışında bir takım faktörler etkilemektedir.Bu faktörlerden biriside sportif becerilerdir. Bu becerilere bağlı olarak bireyin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarmak ve başarıya ulaşmasını sağlamak önemlidir. Bireysel spor alanında yapılan branşlarda bireyin kendi becerisini kullanışı önemlidir. Bu çalışmanın amacı güreş yapan çocukların karar verme düzeylerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma grubunu; Karaman Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde bulunan Güreş Branşında yer alan 50 Erkek (yaş=13,9200 + 2,7689) Sporcu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Mann ve Diğ.(1998),tarafından geliştirilen Deniz(2004),tarafından Türkçeye uyarlanan Melbourne Karar verme ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik katsayısı (cronbach alpha)0,6308 bulunmuştur. OP-41 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Pedagojik Formasyon Eğitimi Öğrencilerinin Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi Seda Dileç İnönü Üniversitesi-Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Malatya Bu araştırmanın amacı formasyon eğitimi almakta olan İnönü Üniversitesi öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ölçek tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmada Beck (1975) tarafından geliştirilmiş ve Türkçe’ye Seber (1991) tarafından uyarlanmış olan Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verileri 2015-2016 eğitim-öğretim bahar döneminde İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesince yürütülmekte olan formasyon eğitimi alan Besyo, Fen-Edebiyat ve Güzel Sanatlar Fakültesinde halen eğitim-öğretim gören ve mezun olan öğrencilerden elde edilmiştir. Araştırmada toplam 150 öğrenciden veri toplanmış ve analiz edilmiştir. Analizlerde SPSS paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında elde edilen bulgulara göre formasyon eğitimi alan öğrencilerin umutsuzluk düzeylerinin 7,73 olduğu, umutsuzluk düzeylerinin 18-21 yaş, fen edebiyat öğrencisi, kadın ve halen lisans eğitimi almakta olanların yüksek olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: umutsuzluk, formasyon eğitimi, pedagoji BULGULAR: Baba eğitim,anne eğitim ve yıl değişkenine göre,güreş branşıyla uğraşan çocukların karar vermede öz saygı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur ( p<0.05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre güreş branşıyla uğraşan çocukların anne eğitim, baba eğitim ve yıl değişkenine göre karar vermede öz saygı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuş iken; dikkatli karar verme, kaçıngan karar verme, erteleyici karar verme ve panik karar verme alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu sonuçlar bize güreş branşıyla uğraşan çocukların karar verme hızının yüksek olduğunu göstermektedir. Bu sebepten dolayı karar vermede özsaygı düzeyleri farklıdır. Karar verme düzeyleri hem duyuşsal hem de bilişsel yönden eşdeğer durumdadır. Bu durum karar verme de öz saygı düzeylerinin, bireylerin karar verme hızlarını ve karar verme stratejilerini etkilediğini göstermektedir. Bu sonuçlar ışığında; güreş yapan çocukların karar verme ve öz saygı düzeylerinin pozitif değer kazanımları dikkate alındığında olumlu destek ve yapıcı yaklaşımla gelişebileceği göz önünde bulundurulduğunda,öğrenciler üzerinde grupla danışma ve rehberlik etkinliklikleri ve oturumlarının düzenlenmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Güreş, Çocuk, Karar Verme 41 OP-42 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] OP-43 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Karateci Çocukların Spora Katılım Güdülerinin Belirlenmesi Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Annelerin Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi (Malatya İli Örneği) Melikenur Çakmakçı, İhsan Sarı, Hakan Kolayiş Sakarya Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi Bu çalışmanın amacı Sakarya ilinde karate sporu yapan çocukların spora katılım güdülerinin belirlenmesidir. Bu amaçla yaş ortalamaları 13.85±1.28 olan, 59 kız (%48) 64 erkek (%52) olmak üzere toplam 123 karateci çocuk araştırmaya katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve Spora Katılım Güdüsü Ölçeği kullanılmıştır (Gill ve ark., 1983; Oyar ve ark., 2001). Elde edilen veriler SPSS 17 programında analiz edilmiş ve tüm analizlerde anlamlılık düzeyi.05 olarak belirlenmiştir. Veriler parametrik testlerin şartlarını sağlamadığı için cinsiyete göre karşılaştırmalarda Mann-Whitney U testi, korelasyon analizinde ise Spearman korelasyonu kullanılmıştır. Cinsiyete göre takım üyeliği/ruhu (U=1494, p<.05) ve yarışma (U=1583, p<.05) alt boyutlarında anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir. Spearman korelasyon analizi sonucuna göre ise haftalık antrenman saati ile başarı statü (rs=-,328, p<.05), yarışma (rs=-,225, p<.05) ve hareket aktif olma (rs=-,181, p<.05) alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde kızların erkeklere göre daha çok takım üyeliği/ruhu nedeniyle, erkeklerin ise kızlara göre daha çok yarışma nedeniyle spor yaptığı söylenebilir. Ayrıca, haftalık antrenman saati yükseldikçe sporcuların daha çok başarı statü, yarışma ve hareket aktif olma nedenleri ile spor yaptıkları belirlenmiştir. Bu bulgular, spora katılım güdülerinin analiz edilmesini sağlayarak, sporcuların daha kolay güdülenmeleri amacı ile kullanılabilir. Ayrıca, güdülenme açısından etkili yaklaşımlar belirlenerek sporcuların sporu bırakmalarının da önüne geçilebilir. Anahtar Kelimeler: Spora katılım, güdülenme, karate 42 Özden Demir İnönü Üniversitesi-Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümü Bu araştırmanın amacı zihinsel engelli çocuğa sahip annelerin umutsuzluk düzeyinin belirlenmesidir. Araştırma verileri 201 Şubat-Nisan aylarında Malatya ilinde yaşamakta olan ve araştırmaya katılmayı kabul eden ve zihinsel engelli çocuğu bulunan 86 anneden elde edilmiştir. Araştırmada Beck (1974) tarafından geliştirilen ve Seber (1993) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Umutsuzluk Ölçeği” kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama ve değişkenler arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Analizler sonucunda zihinsel engelli çocuğa sahip annelerin yaşları düştükçe umutsuzluk düzeyinin artığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Zihinsel engel, anne, umutsuzluk OP-44 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Problem Çözme Beceri Düzeylerinin İncelenmesi Dilek Yavuz, Elçin Kaba, Lale Yildiz, Olcay Kiremitci Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Günümüz koşullarında, problemlerin üstesinden gelebilen, gerekli bilgi ve donanıma sahip, kendi farkındalıklarını geliştiren ve çok yönlü düşünebilen bireylerin, spor ortamında daha başarılı işler gerçekleştirme olasılıkları fazladır. Bu çalışmada, spor alanında yükseköğrenim gören öğrencilerin problem çözme beceri düzeylerinin belirlenmesi; cinsiyet, branş ve öğrenim görülen bölüm değişkenlerine göre incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya 75(%32,3) kadın, 157(%67,7) erkek olmak üzere toplam 232 Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi katılmıştır. Kadın katılımcıların yaş ortalaması 21,70±2,28, erkek katılımcıların yaş ortalaması 22,52±3,00 olmak üzere genel örneklemin yaş ortalaması 22,26±2,81 olarak hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin bölümleri dikkate alındığında; 79(%34,1) Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, 71(%30,6) Spor Yöneticiliği, 82(%35,3) Antrenörlük Eğitimi bölümü öğrencileri olduğu saptanmıştır. Çalışmada Heppner ve Petersen (1982:6675) tarafından geliştirilen ve Şahin ve ark. (1993) tarafından Türkçe’ye uyarlaması yapılan “Problem Çözme Envanteri – PÇE” (Problem Solving İnventory – PSI ) kullanılmıştır. İç tutarlılık kat sayısı.88, güvenilirlik kat sayısı ise r=.81 olarak bulunmuştur (Şahin,Şahin ve Heppner,1993). Elde edilen veri seti SPSS 13.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde Problem çözme beceri düzeylerinin belirlenmesinde açımlayıcı istatistik, cinsiyet ve branş değişkenleri için t-testi ve öğrenim görülen bölüm değişkeni için ise ANOVA kullanılmıştır. Anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır. Araştırmada Problem çözme beceri düzeylerini oluşturan alt boyutların tümünde cinsiyet ve branş değişkenlerine göre t-testi sonuçları dikkate alındığında, istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (P>.05). Diğer bir bulgu olarak, bölüm değişkenine göre ANOVA sonuçları incelendiğinde; düşünen yaklaşım ve kendine güvenli yaklaşım alt boyutlarında istatistiksel olarak grup içi anlamlı bir fark bulunmuştur. Elde edilen bu sonuç ışığında, düşünen yaklaşım ve kendine güvenli yaklaşım alt boyutlarında, yöneticilik ve öğretmenlik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin antrenörlük bölümü öğrencilerine göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde düşük ortalamaya sahip oldukları görülmüştür (p≤.05). Bu sonucun, antrenörlük bölümü öğrencilerinin yaşamlarında daha fazla müsabaka ve maç ortamına girmeleri, buna bağlı olarak daha fazla problemle karşılaşmaları ve hızlı çözümler aramalarından kaynaklandığı düşünülebilir. Anahtar Kelimeler: problem çözme, yüksek öğrenim, spor 43 44 POSTER BİLDİRİLER 45 PP-001 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] PP-002 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Sekiz Haftalık İnterval Çalışmaların Sedanter Bayanlarda Depresyon Üzerine Etkileri Core Antrenmanlarının Denge Performansına Etkisi Saniye Çevik, Turgay Turan, İlhan Odabaş, Aysel Pehlivan Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Çalışmanın amacı, yapılan düzenli egzersizin depresyona etkilerini araştırmaktır. Çalışmaya yaşları 25-35 arasında, 10 kontrol ( 30,4 ±3,34 yıl ), 10 denek ( 29,9 ± 2,80 yıl ) katılmıştır. Çalışma fitness merkezine ilk defa gelen 40 kişiye Beck Depresyon Envanteri uygulanarak başlanmıştır. 5-16 puan arasında minimal ve hafif depresyon belirtisi gösteren 10 kişi denek gurubu, 10 kişi kontrol gurubu olarak seçilmiştir. 8 hafta düzenli olarak denek grubuna haftada 3 gün aerobik interval karakterli 40 dakika yürüme yaptırılmıştır. Yüklenme kontrolü için Borg Skalası kullanılmıştır. İstatistikler SPSS 20 programında yapılmıştır. Grupların başlangıç puanları arasında anlamlı fark olup olmadığını Mann Witney-U testi ile belirlenmiştir. Uygulama öncesi ve sonrası değerlendirmeler için Wilcoxon testi kullanılmıştır. Araştırma öncesi deney grubu Beck Depresyon Envanteri puanı 9.2 ± 6.64, kontrol grubu 7.3 ±5.27 olarak tespit edilmiştir. Egzersizden sonra deney grubu 3,2 ±1.68 puan, kontrol grubu 9,3 ±4.85 puan olarak belirlenmiştir. Deney grubunda egzersizle görülen negatif yönlü değişim anlamlı bulunmuştur. (Z=-2,673; p=0,008<0,05). Kontrol grubunda görülün pozitif yönlü değişim de (Z=-2,198; p=0,028<0,05) anlamlıdır. Sonuç olarak kontrol grubunda anlamlı bir depresyon puanı artışı görülürken, egzersiz yapan grupta ise depresyon puanı anlamlı bir şekilde azalmıştır. Düzenli egzersizlerin depresyon belirtilerini olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: depresyon,egzersiz,interval Beck Depresyon Envanteri 46 Binnur Güven, Çiğdem Bulgan, İlhan Odabaş, Aysel Pehlivan Haliç Üniversite Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Çalışmanın amacı, düzenli olarak yapılan Core antrenmanlarının denge performansına etkilerini araştırılmıştır. Çalışmaya yaş ortalaması 23.90± 2.05 yıl olan 10 kişi core antrenmanı yapmayan grup olarak, yaş ortalaması 26.50± 2.63 yıl olan 10 kişi core antrenmanı yapan grup olmak üzere toplam 20 sedanter bayan gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada dengenin değerlendirilmesi için Flamingo Denge Testi kullanılmıştır. Deney grubu haftada üç gün 30 dakika, sekiz hafta boyunca Core antrenmanlar yaparken, kontrol grubu herhangi bir antrenman yapmamıştır. Core antrenman programında, bosu, gymball, mini pilates topu, pilates çemberi ve egzersiz minderi kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde SPSS 20 programı kullanılmış olup nonparametrik test olan Kruskal-Wallis Test ve tanımlayıcı istatistik yapılmıştır. Araştırma öncesi denge puanı kontrol grubunda 1,3 puan iken, denek grubunda 3,8 puandır. Sekiz haftalık süre sonunda denge puanları kontrol grubunda 2,9 puan iken denek grubunda 8,2 puan olarak tespit edilmiştir. Denek grubunda core antrenman öncesi ve sonrası denge süresi ve dengeden düşme sayısı arasında anlamlı bir farklılığa rastlanırken kontrol grubunda rastlanmamıştır(p<0,05). Sonuç olarak sekiz haftalık core antrenmanlarının dengeyi olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: core,performans,denge PP-003 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] PP-004 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Basketbol Antrenörlerinin Yaşam Doyum Düzeylerinin Kademe Değişkenine Göre Karşılaştırılması Spor Lisesinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Profillerinin İncelenmesi ve Tercih Sebepleri Ünsal Tazegül, Ece Açıkgöz, Alen Geçer İstanbul Gelişim Üniversitesi Güven Şenyurt1, Oğuzhan Çalı2, Murat Kangalgil3 1 Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sivas 2 Sivas Ahmet Ayık Spor Lisesi, Sivas 3 Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Sivas Yapılan bu çalışmanın amacı, Basketbol antrenörlerinin yaşam doyum düzeylerini antrenörlükteki kademelerine göre karşılaştırmaktır. Çalışmanın evrenini, a, b, c, d, ve e kademelerinde görev yapan antrenörler oluştururken, örneklemini ise çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 176 antrenör oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Yaşam Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ise ‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Bu ilk incelemeden sonra verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistik ve tekyönlü varyans analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, D kademesinde olan antrenörlerin yaşam doyum düzeyinin a, b, c ve e kademesindeki hakemlerin yaşam doyum düzeylerinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Basketbol, Antrenör, Yaşam Doyumu, Kademe. GİRİŞ-AMAÇ: Spor liseleri, öğrencilere beden eğitimi ve spor alanında temel bilgi ve beceriler kazandırmayı, beden eğitimi ve spor alanında nitelikli insan yetiştirilmesine kaynaklık etmeyi amaçlayan bir orta öğretim kurumudur (MEB, 2013a). Bu liseler özel yetenek sınavı ile öğrenci almakta ve temel derslerine ilave olarak spor eğitimi ile ilgili derslerde verilmektedir (MEB, 2013b). Bu araştırmada spor liselerinde öğrenim gören öğrencilerin bu okulları tercih etme nedenlerinin bilinmesi amacıyla çalışma planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma betimsel olarak yapılmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve demografik bilgi içeren 18 ve 5’li likert tipi 25 sorudan oluşan ölçek ile toplanmıştır. Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik sayısı 0.85 bulunmuştur. Araştırmaya, Sivas Ahmet Ayık Spor Lisesinde öğrenim gören ve evrenin tamamını oluşturan 242 öğrenci katılmıştır (178 erkek, 64 kız). Öğrencilerin yaşları 16-19 arasında değişmektedir. Öğrencilerin % 76’sı şehir merkezinde yaşamaktadır ve genelde anne mesleği ev hanımı (%89,3), baba mesleği işçidir (%34,7). Anne (%78,3) ve babanın (%66,5) eğitim durumları ilk ve ortaokul mezunudur. Araştırmaya katılan lise son sınıf öğrencilerinin (49 kişi) YGS puanları 139 ile 272 arasında değişmektedir. BULGULAR: Öğrencilerin spor lisesini tercih sebepleri olarak 107 kişi (%44,2) en çok başarılı olacağı okul olduğunu düşündüğü, 110 kişi (%45,5) branşında kendini daha iyi geliştireceğini düşündüğü, 101 kişi (%41,7) iyi bir spor eğitimi alabilmek, 90 kişi (%41,7) spor etkinliklerine daha çok katılabilmek, 92 kişi (%38) faaliyet yapmak istediği alanlarla ilgili hazır programlar olduğunu düşündüğü, 87 kişi (%36) sporu meslek haline getirmek, 79 kişi (%32,6) faaliyet yapmak istediği alanda tesis, araç-gereç gibi imkanların yeterli olduğunu düşündüğü, 127 kişi (%52,5) yükseköğrenimde spor alanı okumak istediği için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. SONUÇ ve ÖNERİLER: Spor liselerini tercih etmelerinin başlıca sebebi olarak akademik başarıdan çok sportif süreklilik ve başarı olduğu söylenebilir. Spor lisesi öğrencilerin genelde sportif hedeflerini gerçekleştirmek için spor lisesini tercih ettikleri görülmektedir. Bu hedeflerin yanı sıra akademik olarak da başarılı olabilmeleri için düzenleme yapılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Öğrenci Profili, Spor Lisesi, Tercih Nedenleri 47 PP-005 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] PP-006 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Basketbol Antrenörlerinin Yaşam Doyum Düzeylerinin Gelir Düzeylerine Göre Karşılaştırılması Spor Yapan ve Yapmayan Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin Akademik Başarılarının Karşılaştırılması Aliye Menevşe, Ünsal Tazegül, Ece Açıkgöz İstanbul Gelişim Üniversitesi Öznur Kara Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Ana Bilim Dalı, Ankara. Yapılan bu çalışmanın amacı, Basketbol antrenörlerinin yaşam doyum düzeylerini aylık gelir düzeylerine göre karşılaştırmaktır. Çalışmanın evrenini, a, b, c, d, ve e kademelerinde görev yapan antrenörler oluştururken, örneklemini ise çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 176 antrenör oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Yaşam Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ise ‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Bu ilk incelemeden sonra verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistik ve tekyönlü varyans analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, aylık gelir düzeyi 2600 tl üzerinde olan antrenörlerin yaşam doyum skorunun aylık gelir skorun 1600- 2500 tl arasında olan antrenörlerden ve aylık gelir düzeyi 500-1500 arasında olan antrenörlerin yaşam doyum skorundan daha yüksek oldu 5001500 arasında olan antrenörlerin yaşam doyum skorundan daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Basketbol, Antrenör, Yaşam Doyumu, Aylık Gelir. Günümüzde çocukların istendik yönde gelişimini sağlamak aile, öğretmen, okul vb. diğer paydaşların önceliği halini almıştır. Akademik başarı ise bu öncelik içerisindeki önemli noktalardan biridir. Dolayısıyla akademik başarıyı etkileyen faktörlerin neler olduğunun bilinmesi bir gereklilik halini almıştır. Yapılan çalışmalar ise akademik başarıyı etkileyen faktörlerden biri olarak spor ve fiziksel aktiviteyi de işaret etmektedir. Ancak akademik başarı ve fiziksel uygunluk arasındaki özellikle lisanslı spor yapan öğrencilerin akademik başarıları ile spora katılımları arasındaki ilişkiyi araştıran çok fazla çalışma olmaması nedeniyle spor yapan ve yapmayan sekizinci sınıf öğrencilerinin akademik başarı düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırma grubunu 2014-2015 öğretim yılında Karabük ilinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı altı ortaokulda eğitim öğretimlerine devam eden 80 kız, 80 erkek toplam 160 sekizinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen demografik özellikleri ve spor yapma alışkanlıklarını sorgulayan anket formu kullanılmıştır. Akademik başarının tespit edilmesi için ise katılımcıların 2014-2015 eğitim öğretim yılı birinci dönemine ait derslerden (Türkçe, Fen Bilgisi, Matematik, Yabancı Dil, T.C İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük) aldıkları yazılı notları ve TEOG sınav sonuçları alınıp ortalamaları bulunmuştur. Verilerin analizinde nicelsel veriler aritmetik ortalama (X) ve standart sapma (SS) ile sunulmuştur. Ayrıca gruplar arasında okul ders başarıları bakımından farklılığın olup olmadığı bağımsız gruplar için t-testi ile p<0,05 düzeyinde sınanmıştır. Sonuç olarak spor yapan öğrenciler ile spor yapmayan öğrencilerin akademik başarıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu durum lisanslı spor yapmanın öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen bir faktör olmadığı göstermekte, çalışmanın daha büyük örneklem gruplarına uygulanmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Akademik başarı, spor, beden eğitimi Akademik Başarı ve Spor Dengesi Farklı Spor Branşları 48 PP-007 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] PP-008 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] Egzersiz Yapan ve Egzersiz Yapmayan Bireylerin Wellness Durumlarının İncelenmesi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının Kökeni Okan Yılmaz Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Bu çalışmanın amacı egzersiz yapan bireylerin wellness durumlarının egzersiz yapmayan bireylere göre ne olduğunu öğrenmeye yöneliktir. Bu çalışmanın önemi egzersiz yapan bireyler üzerinde wellness ve alt boyutlarını ne derece ve nasıl olduğunu öğrenmektir. Çalışmanın örneklemini bir özel spor işletmesine üye ve düzenli egzersiz yapan yaş ortalaması 24.79± 3.9 olan 31 erkek 13 kadın toplam 44 birey ve düzenli egzersiz yapmayan yaş ortalaması 24.79±3.03 olan, 20 erkek, 25 kadın toplam 45 birey olmak üzere toplam 90 kişi gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmamızda Corbin ve arkadaşlarının Fundamental Concepts Of Fıtness And Wellness kitabından alınmış ve 5 alt boyutu olan ve 15 sorudan oluşan wellness değerlendirme ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin toplam wellness değerlendirme cetveline göre 50-60 çok iyi wellness, 40-49 iyi wellness, 30-39 ortalama wellness, 30 ve altı düşük wellness’ı ifade etmektedir. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS paket programı kullanılmış olup tanımlayıcı istatistik ve gruplar arası karşılaştırmalar p<0.05 e göre yapılmıştır. Egzersiz yapan bireyleri ve yapmayan bireyler arasında fiziksel wellness (0.14), duygusal wellness (0.14), ruhani wellness (0,37), sosyal wellnessleri (0,23) arasında anlamlı farklılıklara rastlanmıştır(p<0.05). Egzersiz yapan ve yapmayan bireylerin wellness durumlarının incelenmesi amacıyla yaptığımız çalışmada egzersiz yapan bireylerin toplam wellness durumlarının daha yüksek olması çıkan sonuçlar arasındadır. Anahtar kelimeler: wellness, sedanter bireyler Alen Geçer, Hüseyin Özkan Üstün, Ünsal Tazegül İstanbul Gelişim Üniversitesi Yapılan bu çalışmanın amacı, Osmanlıdan günümüze spor bayramlarının gelişimini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda literatür taraması yapılmış ve konu ile ilgili tez, makaleler ve gazete arşivleri incelenmiştir. yapılan okumalar sonucunda, Osmanlı döneminde yapılan ilk spor bayramının 1916 yılında Selim Sırrı TARCAN’IN katkıları ile İdman Bayramı adı altında kutlandığı belirlenmiştir. Osmanlı döneminde çıkan savaşlar nedeni ile idman bayramının 2 yıl kutlandığı ve ardından 1928 yılına kadar kutlanmamıştır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasının ardından İdman bayramları 1928 yılında jimnastik şenlikleri olarak kutlanmaya başlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Jimnastik Şenliği, İdman Bayramı, 19 Mayıs Spor Bayramı Anahtar Kelimeler: wellness, sedanter birey, yaşam 49 PP-009 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] PP-010 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer] İstanbul Halkalı Bölgesi Ortaokul Öğrencilerinin Spordan Beklentileri ve Spora Yönelmelerindeki Unsurlar Capoeira Sporunun Kökeni Sergen Çetin Haliç Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, İstanbul Bu çalışma ilköğretim öğrencilerinin beden eğitimi derslerinden beklentileri, fiziksel, ruhsal ve sosyal faydaları spor yapmaya teşvik edip etmediği hakkındaki görüşlerinin tespit edilmesi amacı ile yapılmıştır. Araştırmadaki örneklem grubu yaşları 12-14 yaş aralığında, 5 ayrı ilköğretim okulunda okuyan kız ve erkek öğrencilerden oluşturulmuştur. Araştırmada öğrencilerin Beden Eğitimi Derslerinden beklenti ve farkındalıklarını değerlendirmek amacıyla geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış “İlköğretim Öğrencileri İçin Beden Eğitimi Ve Spor Dersi Tutum Ölçeği” isimli, 35 sorudan oluşan beş’li Likert tipi ölçek kullanılmıştır( Turgut Ahmet, 2014 ). Ölçek araştırmaya gönüllü katılan öğrencilere araştırmacı ve sınıf öğretmeni tarafından bir ders saati içerisinde uygulatılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ortaokul, spordan beklenti, spora yönelten unsurlar, öğrenciler, spor Betül Aleyna Karakaya, Ünsal Tazegül İstanbul Gelişim Üniversitesi Capoeira, (ka-pu-e-ra şeklinde okunur) Brezilya asıllı bir savunma sanatıdır. Brezilya Portekizcesi’nde kelime anlamı büyük ormanlarda küçük ağaçsız alandır. Dövüş sanatının adı da buradan gelmektedir.Brezilya’ da yaşayan Afrika asıllı kölelerin kendilerini savunmak için geliştirdikleri bu saldırı kökenli spor bugün Brezilya başta olmak üzere Dünyanın 48 ülkesinde resmi olarak yapılmaktadır. Estetik görünümü ve katı formlara sahip olmayışı Capoeira’ yı diğer savunma sanatlarından ayırır. Bir çok insana göre Capoeira bir savaş sanatı, savunma sanatı ya da sadece bir dans olabilir. Brezilya’daki Capoeira’nın kökenlerini yaratan köleler için Capoeira ‘Özgürlüğe giden yol’ olarak kabul görmüş. Eğer siz Capoeira ile ilgileniyorsanız ya da yapıyorsanız, cevabını çok rahatlıkla verebilirsiniz. Capoeira, RODA adı verilen insanlardan oluşan bir çember ya da yuvarlak daire ya da yarım daire içerisinde 2 kişi ile belli stillerde ve ritimlerde oynanan bir oyundur. Bu oyunun adı JOGO’ dur. RODA çemberinin ve JOGO ( jogu ) oyununun belli töresel kuralları vardır. RODA, orkestra’yı da içinde barındırır.Oyun müzik eşliğinde,saldırı ve savunma kavramları temel alınarak oynanır.Bu oyunda rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır. Fakat saldırılar ve üstünlük kurma,yıkma anlamında değil aksine birliği ve uyumu sağlamak içindir.Capoeira 2 temel stil halinde oynanan bir oyundur.ANGOLA ve REGIONAL.Her iki stilde de kurallar,oyunun anlamı ve amacının bilinmesi,uygulamaktan çok daha önemlidir. Capoeira’yı özel yapan şey budur. Capoeira ile ilgilenen bir kişi, öncelikle bu kültürün gerçek felsefesini ve kurallarını öğrenebilmek için kesinlikle bir hocadan eğitim almalıdır.Capoeira, amacı,felsefesi,geleneksel kuralları,orkestrası,enstrüman, ritim ve şarkıları,oyunu ile bir bütündür.Capoeira’da kurallar gelenekseldir ve çok önemlidir. Anahtar Kelimeler: Capoeira, Kökeni, Köle 50 PP-011 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor] PP-012 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] Down Sendromlu Bir Bireyde Fiziksel Aktivitelerin Temel Jimnastik Beceleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi Beden Eğitimi ve Spor Dersinde Basketbolda Pas Çalışmalarının Atma-Yakalama Becerisi Gelişimine Etkisi Mustafa Sağnak1, Semra Batur2 Figen Altay, Taha Ayhan Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Bu araştırmanın amacı down sendromlu bir bireyin yapılacak düzenli fiziksel aktivitelerle bazı temel jimnastik becerilerindeki gelişimlerini gözlemlemektir. Araştırma modeli deneysel bir yöntem olup tek vaka çalışmasıdır. Araştırma daha önce hiç düzenli fiziksel aktivite yapmamış, down sendromlu, sağlıklı, üç yaşında, erkek bir birey üzerinde Malatya ilinde yapılmıştır. Araştırma bireyin gönüllü katılımı ve ebeveyninin rızası ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilecek verileri kaydetmek için araştırmacılar tarafından oluşturulan temel jimnastik becerilerinden beşini ölçen ‘Beceri Gözlem Formu’ kullanılmıştır. Bu formda bir beceri yapılış seviyesine göre 0, 1, 2, 3, 4 değerlerinde beş farklı puan ile derecelendirilmiştir. Formdan alınabilecek toplam puan sıfır ile yirmi puan arasındadır. Temel jimnastik becerileri gözlem formu çalışmalar öncesinde ön-test olarak ve sonrasında son-test olarak uygulanmıştır. Fiziksel aktiviteler toplam beş hafta sürmüş olup haftada iki gün, kırk beş dakikalık çalışma süreleriyle gerçekleşmiştir. Yapılan fiziksel aktiviteler kapsamında Sıçrama, Takla Atma, Solucan Yürüyüşü, Kurbağa Sıçrayışı ve Tavşan Sıçrayışı olmak üzere temel jimnastik becerilerinden beşinin gelişimi ile ilgili fiziksel çalışmalar yapılmıştır. Uygulanan programın sonunda elde edilen ön-test ve son-test sonuçlarının puan ve yüzde değerleri hesaplanmış, ön-test ve son-test arasındaki farklılık karşılaştırılmış ve incelenmiştir. Sonuç olarak down sendromlu bir bireye uygulanan düzenli fiziksel aktivite programı ile temel jimnastik becerilerinden beşinin belirli oranlarda geliştiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Down Sendromu, Düzenli Fiziksel Aktivite, Temel Jimnastik Beceriler GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, beden eğitimi ve spor dersinde basketbolda pas çalışmalarının atma-yakalama becerisi gelişimine etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya, Ortaokul 8. Sınıf düzeyinde öğrenim gören 26 deney grubu, 26 kontrol grubu toplam 52 gönüllü öğrenci katılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında grupların denkliği için basketbolla ilgili bilişsel alana ilişkin özelliklerin saptanmasında bilişsel alan testi (McGee ve Farrow,1987) ve devinişsel alan için AAHPERD basketbol beceri testleri kullanılmıştır. Araştırmada beş hafta boyunca deney grubuna basketbolda pas çalışmalarını içeren ders işlenirken, kontrol grubuna eğitim verilmemiştir. Beş haftalık dönemin başında ve sonunda her iki gruba nesne kontrolü gerektiren beceri testi ve bilişsel alan testi (McGee ve Farrow,1987) ile veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde nesne kontrolü gerektiren beceriler testi için ölçüm yapan kişiler arası güvenirlik tekrarlı ölçümlerde tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sınıf içi korelasyon tekniği ile hesaplanmıştır (R:0,79, R:0,97). AHHPERD Pas Testi için Mann Whitney U testi ve Kolmogorov Smirnov testi, Ön testson test deney deseni kapsamında bilgi ve beceri testlerinin gruplar karşılaştırması için Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi, bilgi ve beceri testlerinden elde edilen son test verilerine göre gruplar arasındaki farkın hesaplanmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. BULGULAR: Deney ve kontrol gruplarının denkliğinin sınanmasında AHHPERD Pas test puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Ön test-son test deney deseni kapsamında bilgi ve beceri testlerinin gruplar karşılaştırmasında deney grubunun bilişsel ve devinşsel alan ön test-son test puanları arasında anlamlı fark bulunurken (p<0,05), kontrol grubunun bilişsel ve devinşsel alan ön testson test puanları arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Bilgi ve beceri testlerinden elde edilen son test verilerine göre gruplar arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). Sonuç ve Öneriler: Deney grubunun beş haftalık beden eğitimi ve spor dersinde uyguladığı basketbolda pas çalışmalarıyla kontrol grubuna göre atma-yakalama becerisi yönünden devinişsel alanda gelişim gösterdiği ve basketbolda pas çalışmalarının atma-yakalama becerisi gelişiminde etkili olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Beden eğitimi ve spor dersi, atmayakalama becerisi, basketbol 51 PP-013 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] PP-014 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] Futbol Oyunu Köşe Vuruşu Organizasyonu Öğretiminde Problem Çözümüyle İlgili Alıştırma Yöntemiyle Oyuncuların Düzeylerinin İncelenmesi Sınıf Öğretmenleriyle İşlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının Yer Değiştirme Gerektiren Hareketlerin Gelişimine Etkisi Figen Altay, Ekrem Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Figen Altay, Kağan Özkan Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Bu araştırma, Futbol Okulu Öğrencisi olan, zorunlu Beden Eğitimi dersi alan, problem çözümüyle ilgili alıştırma yöntemi temelli eğitimin futbol oyununun öğrenimi üzerine etkisini öğrenmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının bahar dönemi içinde, futbol eğitimi alan 12 araştırma grubu ve 12 kontrol grubu olmak üzere toplam 24 gönüllü erkek öğrenci katılmıştır. GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenleri ile işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programı’nın üçüncü, dördüncü sınıföğrencilerinyer değiştirme gerektiren becerilerin gelişimine etkisini incelemektir. Araştırmayıdeney grubu118 ve kontrol grubu83toplam gönüllü 201 öğrenci oluşturmaktadır. GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanması aşamasında çalışmaya katılan iki gruba hareketli pas ve köşe vuruşu öğretime ait olan 13 soruluk bilgi testi, TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) tarafından geliştirilen her iki ayak ile hareketli pas ve top kontrolü beceri testleri, Mitchell, A.S., Oslin, L., Griffin, L. 2005 tarafından geliştirilen köşe vuruşu senaryosu uyarlanmış ve Griffin, Mitchell ve Oslin, (1997) tarafından geliştirilen değerlendirme ölçeği uyarlanarak veriler toplanmıştır. Araştırma grubuna dört hafta problem çözümüyle ilgili alıştırmalar yaptırılırken kontrol grubuna hiçbir eğitim verilmemiştir. Verilerin analizinde, grupların denkliğinin sınanmasında bilgi ve beceri testi sonuçlarının aritmetik ortalama ve standart sapmaları, grupların denkliği için, Mann Whitney U testi, köşe vuruşu oyun senaryosu ve beceri testlerinde ön test son test sonuçlarında Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi, araştırma grubu ile kontrol grubunun son testlerinin karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. BULGULAR: Grupların denkliği için, bilgi ( Z= -1,70-0,08; p>.05) ve beceri testleri (Z= - 1.60, - 0,100; p>.05) istatiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Kağıt üzerindeki köşe vuruşu oyun senaryolarının araştırma ve kontrol grubunun ön test ve son test puanlarında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). Araştırma grubunun beceri puanları ön test son test sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuş (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Araştırma grubu ile kontrol grubunun köşe vuruşu oyun senaryosu ve beceri son testleri arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (p<0.05). Sonuç ve Öneriler: Problem çözümüyle ilgili alıştırma yöntemi temelli işlenen futbol eğitiminde futbol oyununun öğrenimi konusunda; kağıt üzerinde uygulanan köşe vuruşu oyun senaryosu, beceri gelişimi araştırma grubu lehine farklılık gösterdiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Futbol Eğitimi, Beden Eğitimi ve spor, Problem Çözme Yöntemi, Alıştırma Yöntemi. 52 GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında çalışmaya katılan iki gruba Ulrich’in (2000) yer değiştirme için iç tutarlılığı.88 olanTGMD-2 testti,Boz (2011) tarafından Türk çocukları için geçerliliği ve güvenirliği (RMSEA 0.088) olan şekli (BKMGT-2) uygulanmıştır. BKMGT-2’nin alt testi olan yer değiştirme becerileri puanlanmıştır.Çalışma grubuna ön test uygulamaları sonunda haftada 1 gün, 40 dakika olmak üzere 10 hafta süreyle eğitim programının etkisinin sınanması için sınıf öğretmenleri tarafından yer değiştirme gerektiren hareketleri içeren derslerişlenmiştir. Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir. Verilerin toplanmasında ölçümler video kamera ile kayıt altına alınmıştır. Verilerin analizinde Bağımsız İki Örnek t-Testi uygulanarak grupların denkliği sınanmış ve gruplararasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p> 0.05). Araştırma ve kontrol gruplarının yer değiştirme gerektiren becerilere ilişkin ön test son test puanlarının değerlendirilmesinde Bağımlı İki Örnek t-Testi, son test karşılaştırılmasında Bağımsız İki Örnek t-Test kullanılmıştır.Ölçüm yapan uzmanlar arası güvenirlik tekrarlı ölçümlerde tek yönlü Varyans ve sınıf içi korelasyon tekniği ile hesaplanmıştır (R:0.71). BULGULAR: Araştırma grubunun yer değiştirme gerektiren becerilere ilişkin ön test son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Üçüncü ve dördüncü sınıfların deney ön test son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Oyun ve Fiziki Etkinlikler Derslerine katılan ve katılmayan çocukların BKMGT-2 yer değiştirmebeceri puanları arasında araştırma grubu lehine anlamlı bir farkın olduğu bulunmuştur (t:12,27- 0,00; p<0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Sınıf öğretmenleri tarafından işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerin yer değiştirme gerektiren becerilerinin gelişiminde etkili olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Yer Değiştirme Hareketleri, BKMGT-2. PP-015 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] PP-016 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/ Beceri Öğrenimi] İlkokul 3. Sınıf Öğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler Dersindeki Yer Değiştirme Hareketlerine İlişkin Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması Sınıf Öğretmenleriyle İşlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlerin Gelişimine Etkisi Figen Altay, Emine Dereli Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Figen Altay, Aslışah Ateşoğlu Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ilkokul üçüncüsınıf öğrencilerinin oyun ve fiziki etkinlikler dersindeki yer değiştirme hareketlerine ilişkin fiziksel aktivite seviyelerinin incelenmesidir. Araştırmaya, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında ilkokul üçüncü sınıf düzeyinde öğrenim gören araştırma grubu 25, kontrol grubu 25 toplam gönüllü 50 öğrenci katılmıştır. GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenleri ile işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programı’nın 9-10 yaş grubu öğrencilerin nesne kontrolü gerektiren becerilerin gelişimine etkisini incelemektir. Araştırmayı çalışma grubu116 ve kontrol grubu72toplam gönüllü 188 öğrenci oluşturmaktadır. GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında,McKenzie,Sallis ve Nader(1991) tarafından beden eğitimi derslerinde fitnes zamanını ölçmek için tasarladıkları Fiziksel Öğrenme Ortamı İçin Gözlem Sistemi(SOFİT) kullanılmıştır. Bu araç ile bir ders süreci öğrenci aktivite düzeyi, ders içeriği ve öğretmen davranışı ders sırasında aynı anda gözlemlenebilmektedir. Araştırma grubunadört hafta yerdeğiştirme hareketlerini içeren dersler işlenmiştir.Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir. Araştırmaöncesi vesonrasındaSOFİT protokolünce kayıt altına alınıp,3 ana ve 18 alt kategori altında kodlanıp, sayısal veri haline dönüştürülmüştür. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans-yüzde kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin fiziksel aktivite seviyelerindearaştırma grubunda ön testte %54,1 ile ayakta durma yüksek oranda gözlemlenirken, son testte %45.83 ile çok aktif ilk sırayı almaktadır. Kontrol grubunda ön testte %52,8 ile ayakta durma en sık gözlemlenirken son testte ayakta durma oranı %87,5’e çıkmıştır. Çalışmanın ders içeriği boyutunda, beceri aktivitesinde deney grubunun ön testte %47,9 oranında en çok zaman ayrılan alan olarak gözlemlenirken son testte %31,2oranında intervallerde azalarak belirgin bir düşüş gözlemlenmiştir. Kontrol grubunda ön testte, %43,7 ile genel içerik en sık gözlemlenen davranışken, son testte bu oran artmıştır. Çalışmanın öğretmen davranışı kodlamalarında, araştırma grubundaki öğrencilerin fitness’i destekleme ön testte %37,5,son testte %35,4 ile ilk sırayı almıştır. Kontrol grubunda ön testte %43,7 ve son testte de %33,3 ile genel yönlendirme ve bilgi en çok zaman ayrılan alan olarak gözlemlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin kontrol grubuna göre fiziksel aktivite katılımlarının yüksek olduğu ve ders içeriğinin; beceri aktivitesi ve genel bilgi ağırlıklı olduğu, öğretmen davranışlarının ise fitness destekleme ve genel yönlendirme ve bilgi(ders anlatımı, işleyiş) ağırlıklı olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Aktivite, Oyun ve Fiziki Etkinlikler Dersi, Sistematik Gözlem GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında çalışmaya katılan iki gruba Ulrich’in (2000)Nesne Kontrol için iç tutarlılığı.88 olan TGMD-2 testti, Boz (2011) tarafından Türk çocukları için geçerliliği ve güvenirliği (RMSEA 0.088) olan şekli (BKMGT-2) uygulanmıştır. BKMGT-2’nin alt testi olan Nesne Kontrolü becerileri puanlanmıştır. Çalışma grubuna ön test uygulamaları sonunda haftada 1 gün, 40 dakika olmak üzere 10 hafta süreyle eğitim programının etkisinin sınanması için sınıf öğretmenleri tarafından nesne kontrolü gerektiren hareketleri içeren ders işlenmiştir. Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir. Ölçümler video kamera ile kayıt altına alınmıştır. Verilerin analizinde Bağımsız İki Örnek t-Testi uygulanarak grupların denkliği sınanmış, araştırma ve kontrol gruplarının nesne kontrolü gerektiren becerilere ilişkin ön test son test puanlarının değerlendirilmesinde Bağımlı İki Örnek t-Testi, son test karşılaştırılmasında Bağımsız İki Örnek t-Test kullanılmıştır. Ölçüm yapan uzmanlar arası güvenirlik tekrarlı ölçümlerde tek yönlü Varyans ve sınıf içi korelasyon tekniği ile hesaplanmıştır (R:0.71). BULGULAR: Grupların denkliği sınanmış ve gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p> 0.05).Çalışma grubunun nesne kontrolü gerektiren becerilere ilişkin ön test son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Üçüncü ve dördüncü sınıfların araştırma grubunun ön test son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Oyun ve Fiziki Etkinlikler Derslerine katılan ve katılmayan çocukların BKMGT-2 son test ortalama puanları arasında araştırma grubu lehine anlamlı bir farkın olduğu bulunmuştur (p<0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Sınıf öğretmenleri tarafından işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinin nesne kontrolü gerektiren becerilerinin gelişiminde etkili olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, NesneKontrolü Hareketleri, BKMGT-2. 53 PP-017 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme] Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Eğitim Teknolojileri Hakkındaki Görüşleri Erhan Buyrukoğlu1, Fatih Özgül2, Merve Güçlü2, Yeliz Ateş1 1 Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Sivas Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak ve istendik yönde davranış değişikliği meydana getirme sürecidir. Teknoloji ise; insanlara kendi işlerini yapmasında bir takım kolaylıklar sağlayan, etkili, kaliteli ve kompleks ürünler ortaya çıkarılmasında rol oynayan sistemler bütünü olarak tanımlanabilir. Eğitim teknolojisi öğrenmenin tüm yönlerini içeren sorunları sistemli bir biçimde inceleyen, bu sorunlara çözümler geliştirmek amacıyla insan gücü, bilgi, yöntem, teknik, araç-gereç ve düzenleme gibi öğeleri işe koşarak uygun tasarımlar geliştiren, uygulayan, değerlendiren ve yöneten karmaşık bir süreçtir. Bu araştırmanın amacı, Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği, Antrenörlük ve Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerin de öğrenim gören öğrencilerin eğitim teknolojileri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesidir. Araştırma grubunu, yaşları 18 - 22 arası değişen 65 kişi, 23-28 yaş arası değişen 34 kişi ve 29 yaş ve üstü 1 kişi olmak üzere toplam 100 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada Soner (1996), tarafından hazırlanmış olan “Eğitim Teknolojisi Tutum Ölçeği” öğrencilere yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS ver.18.00 paket programında değerlendirilmiştir. Öğrencilerin “Eğitim teknolojileri hakkında uzmanlardan bilgi alırım” ifadesine % 38 oranında katıldıkları, “Eğitim teknolojileri bireyin gelişim özelliklerine uygun olmalıdır” ifadesine % 42 oranında kesinlikle katıldıkları ve “Ülkemizde eğitim teknolojilerine yeteri kadar önem verilmemektedir” ifadesine % 1 oranında kesinlikle katılmadıkları belirlenmiştir. Sonuç olarak, Beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin eğitim teknolojileri kullanımı ilgi ve dikkatlerini derse yönlendirmelerine, çevreyle olan iyi etkileşimlerine ve pozitif düşünmelerine katkıda bulunabilir. Anahtar Kelimeler: Besyo, Eğitim Teknolojileri, Öğrenci PP-018 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] Lise Öğrencilerinin Bilgisayar Bağımlılık Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi Davut Irmak, Ünal Atıcı, Fatma Göksun, Dilek Aksoy, Hakkı Çoknaz Abant İzzet Baysal Üniversitesi BESYO, Bolu Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin bilgisayar ve internet bağımlılık düzeylerinin cinsiyete, spor müsabakalarına katılıp katılmama durumuna ve sınıf düzeylerine göre farklılıkların gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bu araştırmanın evrenini 2015-2016 eğitim öğretim yılında Bolu merkez ilçedeki liselerden kura çekilerek belirlenen bir lisede ve 1’er şubede yer alan 110 öğrenci, örneklemini bu şubelerde yer alan 97 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada Ayas, Balta ve Horzum(2011)’un geliştirdiği, geçerliliği ve güvenirliliği kanıtlanmış “Ergenler İçin Bilgisayar Bağımlılığı” ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Ölçekte Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı olmak üzere iki alt boyut bulunmaktadır. Ölçekte her iki alt boyuttan toplam alına bilecek en düşük puan 54( Bilgisayar Bağımlılığı: 26, İnternet bağımlılığı:28) iken en yüksek puan 270(Bilgisayar Bağımlılığı:130, İnternet Bağımlılığı:140)’tir. Araştırmada ölçek yoluyla toplanan verilerin analizi ve yorumu bilgisayar ortamında yapılmıştır. Öğrencilerin ölçekten elde ettikleri puanlar aritmetik ortalama (X) ve standart sapmalar (ss) kullanılarak betimlenmiştir. Elde edilen veriler üzerinde yapılacak olan istatistiksel analizlere karar vermek için Kolmogorov-smirnov ve Levene Testi yapılmıştır. Verilerin normal dağılım gösterdiğinde iki grubun karşılaştırılmasında Independent Samples Ttestinden, verilerin normal dağılım göstermediğinde ise Kruskal Wallis ve Mann Whitney U testleri grupların karşılaştırılmasında kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi (p<0.05) olarak kabul edilmiştir. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ergenler İçin Bilgisayar Bağımlılık Ölçeği’nden elde ettikleri Toplam puanda(p<0.01) ve Bilgisayar Oyun Bağımlılığı alt boyutunda(p<0.01), kadınlar lehine istatistiksel bir farka rastlanırken İnternet Bağımlılığı alt boyutunda(p>0.05). istatistiksel bir farka rastlanılmamıştır. Spor faaliyetlerine katılan ve katılmayan öğrencilerin Ergenler İçin Bilgisayar Bağımlılık Ölçeği’nden elde ettikleri Toplam puanlarında, Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı alt boyutunda istatistiksel bir farka rastlanılmamıştır(p>0.05). Sınıflara göre öğrencilerin Ergenler İçin Bilgisayar Bağımlılık Ölçeği’nden elde ettikleri Toplam puanlarında, Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı alt boyutunda istatistiksel bir farka rastlanılmamıştır(p>0.05). Bu sonuçlara dayanarak, cinsiyetin Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığını etkilediği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Bilgisayar, İnternet, Bağımlılık, Oyun 54 PP-019 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] PP-020 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] Lisede Öğrenim Gören Öğrencilerin Bazı Değişkenler Açısından Empatik Eğilim Puanlarının Karşılaştırılması Formasyonu Alan Öğrencilerin Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumları İle Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Pelin Bakir1, Hakkı Çoknaz2 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu, Bolu 2 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu, Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü, Bolu Bu araştırmada lisede öğrenim gören öğrencilerin empatik eğilimlerinin cinsiyete, spor yapıp yapmama ve sınıflar arasında karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu araştırmanın evrenini 2015-2016 eğitim öğretim yılında Bolu merkez ilçedeki bir kız lisesi ve bir erkek lisesinde 1’er şubede yer alan 165 öğrenci, örneklemini bu şubelerde yer alan 157 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sırasında öğrencilerin empatik eğilimlerini ölçmek için Dökmen (1988) tarafından geliştirilen ‘’Empatik Eğilim Ölçeği’’ kullanılmıştır. Ölçekte negatif yazılmış maddeler tersten puanlanmıştır. Araştırmada ölçekten alınabilecek en düşük puan 20 iken en yüksek puan 100’dür. Öğrencilerin empatik eğilimleri aritmetik ortalamaları ( ) ve standart sapmaları (ss) kullanılarak betimlenmiştir. İki grubun karşılaştırılmasında Inde pendentSamplest t test, grupların ikiden fazla olması durumunda Anova testi ve Post Hoc testlerinden Tukey testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi çalışma öncesi p<0.05 olarak belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede, öğrencilerin empatik eğilim puanları okulların özelliğinden dolayı cinsiyet-okul olarak değerlendirilmiştir. Buna göre öğrencilerin empatik eğilim puanları cinsiyet-okul değişkenine göre karşılaştırma sonucunda istatistiksel bir farka rastlanmıştır(p<0,05). Spor yapıp yapmama değişkenine göre empati puanları karşılaştırıldığında istatistiksel bir farka rastlanmamıştır (p>0,05). Sınıflar arasındaki karşılaştırma sonucunda istatistiksel bir farka rastlanmıştır (p<0,01). Bu bulgular sonucunda cinsiyet ve okulun, sınıfların öğrencilerin empati puanını etkilediği; spor yapıp yapmamalarının öğrencilerin empati puanını etkilemediği söylenebilir. Bu sonuçların eğitimciler tarafından değerlendirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Lise, Cinsiyet, Empati Büşra Önder, Figen Altay Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü, Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, Hacettepe Üniversitesinde, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği formasyonu alan öğrencilerin, öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının ve kaygı düzeylerinin arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırma, 2015-2016 öğretim yılında Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Formasyonu alan, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin 78 gönüllü öğrenciyi kapsamıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Veri toplama aracı olarak, ‘’Beck Kaygı Envanteri(BKE)’’ ve ‘’ Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği (ÖMTÖ)’’ kullanılmıştır. Beck Kaygı Envanteri; Öğretmen adaylarının kaygı düzeylerini belirlemek amacı ile kullanılmıştır. Orijinal formu Beck, Epstein, Brown ve Steer (1988) tarafından geliştirilen ölçek Ulusoy, Şahin ve Erkmen (1996) tarafından Türk kültürüne uyarlanmıştır. Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği; Çetin (2006) tarafından geliştirilmiş ve Öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını belirlemektedir. Bu araştırma için yapılan ön uygulamada 78 öğretmen adayı ile Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği yapı geçerliliğini belirlemek için faktör analizi yapılmış, birinci faktöre düşen 20 sorunun “Sevgi” düzeyini belirlemeye, ikinci faktöre düşen 9 sorunun “Değer” düzeyini belirlemeye, üçüncü faktöre düşen 6 sorunun “Uyum” düzeyini belirlemeye yönelik olduğu saptanmıştır. Beck Kaygı Envanteri ve Mesleki Tutum, ölçeğin güvenirlik çalışması için 78 kişiye uygulanmış ve hesaplanan Cronbach alfa katsayısı Beck Kaygı Envanteri için 0,893 ve Mesleki Tutum için 0,449 bulunmuştur. Ölçeğin ve anketin yüksek derecede güvenilir olduğu saptanmıştır. Anketler araştırmacı tarafından öğrencilere doldurulması istenmiştir. Verilerin analizinde araştırmaya katılan öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine yönelik tutum ve kaygı düzeylerinin elde edilen verileriyle frekans ve yüzde dağılımları bulunmuştur. BULGULAR: Elde edilen bulgulara göre iki ölçek arasındaki korelasyon sorulara göre r=0,01 ve r=0,05 olarak değişkenlik göstermiştir ve pozitif yönde bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Öğrencilerin kaygı ve tutum davranışları düzeyinde anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>.05). Sonuç ve Öneriler: Formasyon grubunda öğrenim gören öğrencilerin kaygı ve tutum davranışları incelendiğinde, kaygı düzeyinin tutum düzeyine göre daha baskın olduğu ve bu iki değişken arasındaki ilişkinin birbirlerinin tetiklediği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Tutum, kaygı, Beden Eğitimi ve Spor 55 PP-021 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi] Kız ve Erkek Ergenlerin Özerklik Desteği Algısının Farklı Tahmin Edicileri Hüseyin Aykan Kurucan, Ayşe Gökçe Erturan İlker Pamukkale Üniversitesi, Spor Bilimleri Faküktesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenli Bölümü, Denizli GİRİŞ VE AMAÇ: Vallerand (2007) bir öğrenme ortamında sosyal etkenlerin örneğin öğretmenin sağladığı özerklik desteğinin, psikolojik aracı değişkenlerin yani temel psikolojik ihtiyaçların tatmininin, motivasyonel düzenlemelerin ve farklı duyuşsal, bilişsel ve psikomotor çıktıların sırası ile birbirini etkilediğini ve bu durumun motivasyonelbir dizilim oluşturduğunu savunmuştur. Beden eğitimi derslerine katılımı ve bireylerin psikolojik iyi oluş halini olumlu etkilediği bilindiğinden, sınıf ortamında algılan özerklik desteğini en yüksek oranda açıklayan değişkenlerin cinsiyete göre nasıl farklılaştığının bilinmesi önemlidir. GEREÇ VE YÖNTEM: İlgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Etik Kurul izinleri alındıktan sonra araştırmanın verileri Denizli’de iki farklı liseden toplanmıştır. Örneklem grubu 431 (223 kız, 208 erkek) 9. ve 11. sınıf düzeyinde öğrenim gören öğrenciden oluşmaktadır. Ölçek paketi, İhtiyaç Doyumu Ölçeği (Deci ve Ryan, 1985), Durumsal Güdülenme Ölçeği (Guay, Vallerand ve Blanchard, 2000) ve Özerklik Desteği Ölçeğinden (Williams ve diğ., 1996) oluşmaktadır. Lise öğrencilerinin ölçeklere verdikleri yanıtlardan her bir ölçek için elde edilen ortalama puanlar regresyon analizi ile incelenmiştir. BULGULAR: Beden eğitimi öğretmeni tarafından yaratılan özerklik desteğinin, kızlar ve erkeklerde temel psikolojik ihtiyaç tatmin düzeyi ve derse ilişkin farklı motivasyonel düzenlemeler tarafından ne düzeyde yordandığını belirlemek için adım adım (stepwise) regresyon analizi yapılmıştır.Kızlarda sırasıyla özdeşimle düzenleme ve özerklik ihtiyacı tatmini değişkenlerinin[F (1, 219) = 5.414, ΔR2 = 0.084, p = 0.02]; erkeklerde iseözdeşimle düzenleme, yeterlik ihtiyacı tatmini ve güdülenmeme değişkenlerinin özerklik desteğinin anlamlı düzeyde[F (1, 204) = 5.224, ΔR2 = 0.154, p = 0.02] yordayıcıları olduğu belirlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Beden eğitimi öğretmeleri tarafından oluşturulan öğrenme ortamında ergenlik dönemindekiöğrencilerin algıladıkları özerklik desteğinin cinsiyete göre farklı yordayıcıları bulunmaktadır. Öğretmenlerin ders ortamınıkız öğrenciler için, fikirlerinin dikkate alındığı, tercih seçenekleri bulunan, insiyatif alabildikleri ve dersin kişisel gelişimlerindeki önemini anlayacakları biçimde planlamaları önerilmektedir.Öğretmenlerin, erkek öğrencilerin dersin önem ve gerekliliğini anlamalarını sağlayarak kendilerini yetenekli hissedecekleri ve başarıyı tadacakları biçimde ders ortamı oluşturmaları önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: özerklik desteği, cinsiyet, temel psikolojik ihtiyaçlar, motivasyonel düzenlemeler, ergenlik 56 PP-022 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Ölçme ve Değerlendirme] Sedanter Bireylerde Risk Faktörleri Ve Vücut Kompozisyonu Arasındaki İlişkinin Değerlendirmesi Fatih Murcak, Aysel Pehlivan, İlhan Odabaş, Ayça Karaorman, Mustafa Aslan Başar, Hazım Çolak Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Bu çalışmanın amacı 35 45 yaş arası egzersize yeni başlayan bireylerin risk faktörleri ve vücut kompozisyonları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. Çalışmada, bir fitness merkezine ilk defa gelen 60 kişiye ACSM risk sınıflama rehberi kullanılarak risk değerlendirmesi yapılmıştır. Hiç riski olmayan 30 kişi kontrol grubu, iki veya daha fazla riski olanlar deney grubu olarak ayrılmıştır. Deneklerin boyları mezura ile, vücut kompozisyonları Tanita Marka Biyoelektrik Empedans Yöntemi ile belirlenmiştir. İstatistik değerlendirme SPSS 20 programı ile yapılmıştır. Verilerin tanımlayıcı istatistikleri korelasyon ve karşılaştırmalarda Man Witney testi kullanılmıştır. Deney grubu ve kontrol grubunda sırasıyla, yaş, vücut ağırlığı, boy, BKİ, yüzde yağ oranı (39,9±3,32 yıl; 88,6±18,82 kg, 173,9± 6,37 cm; 28,7 ± 4,37 kg/m²; 30,3± 3,86 % ); kontrol grubunda ise (37,9 ± 2,6 yıl; 64,9 ± 12,28 kg; 169,5 ± 8,6 cm; 22,1 ± 2,9 kg/m²; 22,1 ± 3,96 %) dır. Deney grubunda BKİ ile vücut ağırlığı arasında.970 (p≤0.01), BKİ boy ile.798 (p≤0.01) korelasyon vardır. Kontrol grubunda ise, BKİ ve vücut ağırlığı arasında.848 (p≤0.01), boyla yağ oranı arasında negatif yönlü -.524 (p≤0.01) korelasyon belirlenmiştir. Sonuç olarak risk faktörü taşıyan ve taşımayan grup arasında vücut ağırlığı, BKİ ve % yağ oranı arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p≤0.01). Anahtar Kelimeler: Risk Faktörü, Sedanter, Yağ oranı PP-023 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer] PP-024 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Kinantropometri] Orta Öğretim Öğrencilerin Yüzme Sporu Hakkındaki Metafor Algıları (Malatya İli Örneği) Kadın Voleybolcuların Antropometrik ve Somatotip Özelliklerinin İncelenmesi Mecbure Bulut İnönü Üniversitesi Serkan Başgül, Halit Şar, Fatih Gür, Cengiz Ölmez, Selami Yüksek, Vedat Ayan Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Trabzon. Bu araştırma yüzme sporunu profesyonel olarak yapan ve yapmayan orta öğretim öğrencilerinin yüzmeye ilişkin algılarının tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırma kullanılan teknikler bakımından nitel bir araştırmadır. Araştırmada verilerin elde edilmesinde “yüzmek………………….gibidir, çünkü…………………………….” cümlesi yer alan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Malatya ilinde öğrenimlerine devam eden 28 erkek 22 kız toplam 50 lise öğrencisinden elde edilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin yüzme sporuna ilişkin algılarının “aktivite sağlayıcı, sevgi-mutluluk verici, canlandırıcı etki, bakış açısı geliştirici” başlıklarında ve beş grupta toplandığı görülmüştür. Araştırma neticesinde, öğrencilerin yüzme sporuna yönelik ürettikleri metaforlarda yüzme sporuna karşı olumlu düşüncelerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yüzme sporu, metafor, lise öğrencileri Bütün spor dallarında hedef başarıya ulaşmaktır. Antropometri ve somatotip konuları ile ilgili literatür incelendiğinde farklı spor dalları ve aynı spor dalının farklı kategorileri arasında vücudun yapısal özelliklerinin değişiklik gösterdiği ortaya konulmuştur. Dolayısı ile branşlara yönelik elde edilecek veriler yetenek seçiminde, yönlendirilmesinde ve antrenman içeriklerinin belirlenmesinde önemli olacaktır. Bu çalışmanın amacı, Arhavi Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü kadın voleybol takımının antropometrik ve somatotip özelliklerini belirlemektir. Bu çalışmaya 2015 yılında bölgesel ligde şampiyon olan ve voleybol üçüncü ligine yükselen Arhavi Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü kadın voleybol takımı sporcularından 13 voleybolcu gönüllü olarak katıldı. Ölçümler Karadeniz Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Performans Laboratuarında yapıldı. Somatotip özelliklerini belirlemek amacıyla HeathCarter yöntemi kullanıldı. Alınan bütün ölçümlerin aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları hesaplandı. Ölçümlerin istatistiksel analizi için SPSS 22,0 programı kullanıldı. Bu çalışmaya katılan kadın voleybolcuların (n=13) yaş ortalamaları 14,38±0,98 yıl, boy uzunlukları 163,72±5,42 cm, vücut ağırlıkları 57,43±8,10 kg ve kadın voleybolcuların somatotip ortalama değerleri ise endomorfi 3,56±0,98 mezomorfi 3,70±1,00 ektomorfi 2,59±1,09 olarak bulundu. Bu çalışmanın, kadın voleybol sporcularının antropometrik ve somatotip özelliklerini belirlemekle birlikte elde edilen verilerin kadın voleybol oyuncularının belirli oyuncu pozisyonlarına yönelik antrenman programlarının ve planlarının oluşturulmasında antrenörlere, beden eğitimi öğretmenlerine ve spor adamlarına faydalı olacağı kanaatindeyiz. Anahtar Kelimeler: Antropometri, Somatotip, Voleybol. 57 PP-025 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Özel Gruplarda Antrenman] PP-026 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Özel Gruplarda Antrenman] Altı Haftalık PNF Esneklik Çalışmalarının 5-10 Yaş Çocuklar Üzerindeki Etkisi İnönü Üniversitesi Spor Kulübünde 6 Haftalık Dinamik Esneklik Antrenmanı İle Artistik Jimnastik 4-7 Yaş Yeni Başlayanlar Üzerindeki Etkisi Duygu Çiftçi İnönü Üniversitesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Malatya Bu çalışma; Proprioseptif Nöromasküler Fasilitasyon (P.N.F.) esneklik tekniklerinin 5-10 yaş arası cimnastik sporuna yeni başlayan çocuklar üzerindeki etkisinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Malatya Jimnastik Spor Kulübünde bulunan 5-10 yaş grubunda bulunan 10 çocuk sporcuya 6 haftalık egzersiz programına P.N.F denek grubu ile çalışma uygulanmıştır. Araştırma verilerinin elde edilmesi için çalışma grubu kontrol ve deney grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Deney grubunda bulunan sporcu çocuklara P.N.F. teknikleri uygulanmış diğer gruba ise uygulanmamıştır. Çalışma haftada iki gün 1 buçuk saatlik çalışmalar 6 hafta boyunca düzenli olarak uygulanmıştır. Her hareket 10’ sn dinlenme aralığı ile 3’er kez yapılmıştır. 6 haftalık çalışma da deneklere uygulanan; vücut ağırlığı, boy uzunluğu, otur uzan testi, kalça fleksiyon, kalça ekstansiyon, Spagat, diz fleksiyon, kol esnekliği, omuz fleksiyon, omuz ekstansiyon, gövde öne fleksiyon, gövde geriye ekstansiyon, köprü ölçümleri ön-son test olarak alınmıştır. Ayrıca kalça ekstansiyon, omuz fleksiyon, diz fleksiyon (sağ), diz fleksiyon (sol), gövde geriye ekstansiyon ön test değerlerine göre anlamlı artışlar göstermiştir. Kontrol grubuna göre önemli farklılıklar dikkat çekmektedir. Uygulanan çalışma sonunda deney grubunda yer alan 5-10 yaş sporcularında P.N.F esnetme tekniğinin esneklik geliştirmede oldukça etkili bir metot olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: PNF, esneklik, çocuk 58 Tuba Dulkadir İnönü Üniversitesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü Bu çalışmada yeni başlayan artistik jimnastik sporuna yeni başlayan çocuklarda esneklik gelişmelerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma İnönü Üniversitesi Spor Kulübündeki artistik jimnastik sporuna katılan 4-7 yaş aralığında 10 tane çocuk üzerinde yapılmıştır. Çalışmada verilerin elde edilmesi için, söz konusu çalışma grubuna, kontrol gurubu (n=5) denek gurubu (n=5) şeklinde homojen bir dağılımla 6 haftalık dinamik esneklik antrenmanı uygulanmıştır. Antrenmanlar haftada 2 gün ve ikişer saatlik dilimlerle uygulanmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda alınan ölçümlerde denek gurubunun esneklik ölçüm sonuçları kontrol gurubunun sonuçlarına göre daha yüksek değerlerde olduğu görülmüştür. Sonuç olarak dinamik esneklik antrenmanının yeni başlayan küçük çocuklar üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Anahtar Kelimeler: çocuk, esneklik, artistik jimnastik PP-027 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] PP-028 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] Futbol Sporu Yapan Erkek Üniversite Öğrencilerinde Farklı Maksimum Oksijen Kullanım Kapasitesi Hesaplama Yöntemlerinin İncelenmesi The Effect of Respiratory Muscle Fatigue on 8x50 Meter Series Front Crawl Swimming Pelin Bakır1, Kutlu Aydın2 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hareket ve Antrenman Bilimi, Bolu 2 Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Bolu Bu çalışmanın amacı, üç farklı metotla belirlenen Maksimal Oksijen Kullanım (Max VO²) değerleri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve ortaya koymaktır. Bu çalışmaya Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğrenim gören (2015 – 2016 öğretim yılı ) toplam 14 sağlıklı futbolcu katılmıştır. Araştırmaya katılan futbolcuların Yaşları(Y) yıl olarak, Boy Uzunlukları(BU) cm olarak, Vücut Ağırlıkları(VA) kg olarak, Vücut Kitle İndeksleri(VKİ) puan olarak, Kilo(kg)/ Boy(m)2 formülüyle belirlenmiştir. Futbolcuların Max VO² değerleri VKİ, Vücut Yağ (VY)% ve Bruce Koşu Protokolü (BKP) formülüyle ml/kg/dk. olarak belirlenmiştir. Elde edilen bulgular bilgisayar ortamında aritmetik ortalama(X), Standart Sapma (SS) olarak analiz edilmiştir. Araştırmada üç farklı yöntemle belirlenen Max VO² değerleri arasındaki ilişki pearson korelasyon istatistik tekniğiyle belirlenmiş, araştırmada anlamlılık düzeyi p <0.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırmaya katılan futbolcuların Y’leri = 21,21±1,84 yıl, BU = 172,57±5,38 cm, VA = 73,23±7,51 kg, VKİ = 24,57±2,04 puan, VY %’leri = 8,55±2,06 olarak bulunmuştur. Futbolcuları Max VO² değerleri VKİ formülüyle = 50,47±3,93 ml/kg/dk, VY % formülüyle = 53,58±3,25 ml/kg/dk, BKP formülüyle = 47,28±4,97 ml/kg/dk bulunmuştur. VKİ ve VY % ile hesaplanan MaxVO² değerleri arasında pozitif korelasyona rastlanmıştır (r=0,895; p=0,001). Bununla birlikte BKP ile VY % formülüyle hesaplanan MaxVO² değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon görülmemiştir(r=0,443; p=0,113). Benzer olarak BKP ile VKİ ile hesaplanan MaxVO² değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon görülmemiştir(r=0,420; p=0,135). Yapılan literatür taramasında farklı yöntemlerle elde edilen MaxVO² değerlerinin korelasyonuna rastlanılmamıştır. Ancak, yapılan bu çalışmayla katılımcıların performanslarını gösterdiği BKP ile elde edilen MaxVO² değerleri ile VY % ve VKİ formülleri ile elde edilen MaxVO²değerleri arasında korelasyon çıkmamıştır. Bunun nedeni katılımcıların gerçek performanslarını sergilememiş olmaları olabilir. Bu nedenle MaxVO² değerlerinin elde edilmesinde katılımcıların MaxVO² değerlerini etkilemeyeceği yöntemler seçilmesi önerilmektedir. Ajda Pristavec, Jernej Kapus, Anton Ušaj Faculty of Sport, University of Ljubljana, Ljubljana, Slovenia The purpose of this research project was to identify the effect of respiratory muscle fatigue on swimming time, stroke rate, and breathing frequency in 8x50 meter series front crawl. We hypothesized that respiratory muscle fatigue prolongs swimming time during 8x50m series, and that respiratory muscle fatigue increases both breathing frequency and stroke rate. We tested 13 University of Ljubljana students enrolled in an undergraduate program at the Faculty of Sports. Eight were female, aged 20 to 24 years, weighting 56 to 71 kilograms, and between 155 and 176 centimetres tall. Five were male, aged 18 to 25 years, weighting 58 to 82 kilograms, and between 166 and 195 centimetres tall. All students performed under both the experimental and the control condition. We first measured all three factors during 8x50m series after fatiguing respiratory muscles, followed by measurements during a series repetition without first fatiguing the muscle. During the experimental condition, we fatigued the respiratory muscle using the Powerbreathe, with the procedure lasting up to one hour. The results show that respiratory muscle fatigue is statistically significantly associated with a prolongation in the time needed to perform the last two repetitions of 50 meter swims, and that stroke rate is increased for each repetition. In addition, breathing frequency is statistically significantly increased in six out of eight repetitions. Both the observed increase in breathing frequency and stroke rate under the fatigued respiratory muscle condition are in line with results obtained by previous research. Keywords: swimming, breathing muscle, inspiratory muscle, fatigue, swimming technique, front crawl Anahtar Kelimeler: Brucce Koşu Protokolü, Vücut Kitle İndeksi, Yağ Yüzdesi 59 PP-029 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] PP-030 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Wingate Anaerobik Güç Testi İle İlişkisi Genç Kadın Voleybolcularda İzokinetik Bacak Kuvvetinin Sıçrama Yüksekliği İle İlişkisi Güven Kılıç, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan Cinemre Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD Emel Yağmur Bayar, Evrim Ünver, Şefik Barbaros Çelenk, Şükrü Alpan Cinemre Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı gelişimi devam eden ve düzenli antrenman yapan 16 yaş altı genç futbolcularda anaerobik güç ile bazı yön değiştirme testleri arasındaki ilişki düzeyinin incelenmesidir. GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, genç kadın voleybolcuların izokinetik bacak kuvveti ile sıçrama yükseklikleri arasındaki ilişki düzeyinin incelenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 16 yaş altı 71 futbolcu gönüllü olarak katılmıştır (yaş: 10.98 ± 1.47 yıl; VA: 35.50 ± 10.65 kg; Boy uzunluğu: 143.40 ± 10.81 cm). Katılımcıların antropometrik ölçümlerini takiben 5 dk ısınma koşusu ve dinamik germe egzersizlerinden oluşan bir ısınma protokolü uygulanmıştır. 505 ve CODAT testlerine rasgele olarak katılmışlardır. Yön değiştirme test süreleri Fusion Marka Smart Speed (Australia) fotosel ile ölçülmüştür. Testler arasında 1 saat dinlenme verilmiştir. Her bir test iki kez tekrar edilmiş ve en iyi dereceleri kaydedilmiştir. Katılımcılar, 1.5 saatlik bir dinlenme sürecini ve ısınma sürecini takiben 30 sn süreli Wingate anaerobik güç testine alınmışlardır. Test sırasındaki ek yük vücut ağırlığının %7.5’ine denk gelecek şekilde ayarlanmıştır. Test sonunda 30 sn içindeki anlık zirve güç değeri (w) ve ortalama güç değerleri (w) değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen verilerin analizi SPSS 21 istatistiksel analiz yazılımında gerçekleştirilmiştir. 505 testi ile wingate anaerobik güç testi arasındaki ilişki düzeyi pearson korelasyon katsayısı (r) kullanılarak değerlendirilmiştir. CODAT testi ile Wingate Anaerobik güç testi arasındaski ilişki düzeyi Spearman testi değerlendirilmiştir. BULGULAR: Elde edilen bulgulara göre, 505 testi ile 30sn ortalama güç değeri (w) arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönlü bir ilişki düzeyi elde edilmiştir (r= -0.42; p < 0.01). Bununla birlikte CODAT testinin zirve güç değeri (w) ve ortalama güç değeri (w) ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki düzeyi olduğu belirlenmiştir (sırasıyla rho= -0.40; rho= -0.53; p < 0.01). SONUÇ: Bu çalışmada elde edilen bulgulara göre bu yaş grubunda 505 ve CODAT yön değiştirme testlerinin wingate anaerobik güç testi ile ilişkili olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Wingate Anaerobik Güç Testi, CODAT, 505 testi GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ilinde bulunan bir lisenin voleybol takımında 2 yıldır haftada en az 2 gün/saat düzenli antrenman yapan 13 kadın voleybolcu (15.77±0.83 yaş; 166±8.52 cm; 59.43±9.28 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların Beden Kitle İndeksi (BKİ) değerleri 21.53±2.74’dür. İzokinetik bacak kuvvetlerinin ölçümleri Humac Norm Cybex Dinamometre cihazında 60⁰/sn açısal hızda 5 tekrar, 180⁰/sn’de 15 tekrar uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Sıçrama testleri Skuat Sıçrama (SS), Aktif Sıçrama (AS) ve 40 cm yükseklikten Derinlik Sıçraması testlerinden oluşmuştur. Bu testlerin sonucunda ASSS farkı (elastik kuvvet) hesaplanmıştır. Bu testler için Fusion marka Smart Jump fotocell sistemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21 istatistiksel analiz programında analiz edilmiştir. Veriler arasındaki ilişki düzeyleri pearson korelasyon katsayısı (r) ile değerlendirilmiştir (p<0.05). BULGULAR: Çalışmanın bulguları olarak, AS ile 60⁰/sn açısal hızda elde edilen zirve tork değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (sağ bacak r=0.66; sol bacak r=0.59). 40 cm yükseklikten gerçekleştirilen derinlik sıçraması sonucunda elde edilen sıçrama yüksekliği değeri ile 60⁰/sn açısal hızda elde edilen zirve tork değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (sağ bacak r=0.75; sol bacak r=0.95). AS-SS farkı ile 60⁰/sn açısal hızda sağ ve sol bacakta (sağ bacak için r=0.68; sol bacak için r=0.59), 180⁰/sn açısal hızda ise yalnızca sol bacakta anlamlı korelasyon elde edilmiştir (r=0.58). Bunun yanında derinlik sıçraması sonucunda elde edilen sıçrama yüksekliği değeri ile 180⁰/sn hızda elde edilen zirve tork değeri arasında yalnızca sol bacak için istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (r=0.78). SONUÇ: Çalışmanın sonucunda genç kadın voleybolcularda sıçrama yüksekliğinin izokinetik bacak kuvveti ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Sıçrama yüksekliğinin ve elastik kuvvetin geliştirilmesi için maksimal kuvvete yakın şiddetlerde antrenman yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: İzokinetik bacak kuvveti, Elastik Kuvvet, Voleybol 60 PP-031[Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] PP-032 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] Üst Ekstremite Maksimal Kuvvet ve Güç Değerlerinin Atış Performansına Etkisi Genç Kadın Voleybolcuların Çeviklik, Sıçrama ve Sürat Değerlerinin Oynadıkları Mevkilere Göre Karşılaştırılması Salih Mahmutoğlu, Zeki Çakto, Sibel Mendeğ, Eda Turanlı, Nurgül Yeşildağ, Rıdvan Çolak Ardahan Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Gülten Türk, Evrim Ünver, Şefik Barbaros Çelenk, Şükrü Alpan Cinemre Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük Anabilim Dalı GİRİŞ-AMAÇ: Spor dalı ya da branşa özgü kuvvet ve güç ilişkisinin belirlenmesi, uygulanacak antrenman yükleri açısından değerli olmaktadır. Bu çalışma omuz ve Bench press maksimal kuvvet ve gücünün sağlık ve basketbol topu atış mesafesi ile arasındaki ilişkinin tespit edilmesini amaçlamaktadır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya, ondört (14), beden eğitimi ve spor bölümü kadın öğrenci ( yaş=21,1±4,60; boy=163±6cm; vücut ağırlığı=55.5±5,37 kg, vücut kitle indeksi=20,77±2,18 kg/ m2) gönüllü olarak katılmıştır. Üst ekstremite maksimal kuvvet değeri (1TM), çoklu tekrar yöntemiyle, güç değerleri (1TM’nun %40-50-60-70-80-90-100) kaldırılan ağırlığın süresi ve kat ettiği yol dikkate alınarak hesaplanmıştır. Ağırlığın ne kadar sürede kaldırıldığı fotosel yardımıyla tespit edilmiştir (Sport Expert, Tümer Mühendislik, Ankara/Turkiye). Sağlık ve basketbol topu atış mesafesi performans değerleri olarak belirlenmiştir. Veriler, Pearson korelasyon analizi ile 0.05 anlamlılık düzeyi dikkate alınarak incelenmiştir. BULGULAR: Bench press 1TM ile basketbol ve sağlık topu göğüs atışı arasındaki pozitif ilişki bulunmaktadır (r=0,627 p<0,05; r=0,715 p<0,01). Ayrıca omuz press 1TM sağlık topu baş üstü atış ile basketbol topu göğüs atışı arasındaki ilişkilerde anlamlıdır (r= 0, 586p<0.05; r=0,586 p<0.05). Kısaca Bench press maksimal kuvvet değeri artıkça göğüsten atışlar arasındaki performans daha belirgin artmaktadır. Bununla birlikte Bench press %100-90 ve en yüksek güç çıktıları artıkça sağlık topu göğüsten atış performansı da artmakla birlikte en yüksek ilişki %90’lık güç çıktısında elde edilmiştir ( r=0,693 p<0,05; r=0,888 p<0,01; r=0,547 p<0,05).Benzer şekilde %90 güç çıktısı basketbol topu göğüsten atış arasındaki ilişkide anlamlıdır ( r=0,571 p<0,05). Sadece %100 omuz pres güç değerleri ile basketbol göğüs ile sağlık topu bas üstü ve göğüs atışları arasında pozitif ilişki bulunmaktadır ( r=0,917 p<0,01; r=0,801 p<0,05); r=0,865 p<0,05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Atış performansı üzerinde güç maksimal kuvvetten daha etkili görülmektedir. Bench press %90 şiddetindeki güç çıktısı omuz presse göre tüm atış performanslarında daha etkilidir. Üst ekstremite atış performansını geliştirmek için maksimal kuvveti geliştirmekle birlikte, 1TM’un % 90 aralığında çalışmak daha fazla yarar sağlayabilir. GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; genç kadın voleybolcuların bazı performans parametrelerinin oyun mevkilerine göre karşılaştırmaktır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ilindeki profesyonel voleybol takımlarının altyapısında düzenli olarak 5 yıldır haftada 5 gün 2 saat antrenman yapan ve resmi maçlara katılan, profesyonel voleybol takımlarının alt yapılarında oynayan 3 farklı takım ve farklı oyun mevkilerindeki 30 [pasör (n=7), smaçör (n=8), libero (n=7) ve orta oyuncu (n=8) ] genç kadın voleybolcu (yaş:15.97±0.89; boy:170.16±8.98 cm; vücut ağırlığı: 63.50±9.11 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Voleybolcuların antropometrik ölçümleri (boy uzunluğu, vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi (Tanita TBF-401A USA), belirlendikten sonra, esnekliğin belirlenmesi için otur eriş testi uygulanmıştır. Çevikliğinin belirlenmesinde voleybolculara özgü T-testi; süratin belirlenmesinde 20 metre sürat testi ve sıçrama yüksekliklerinin belirlenmesinde skuat ve aktif sıçrama testleri uygulanmıştır. Sürat ve sıçrama testlerinin belirlenmesinde Fusion Sport (Australia) marka smart speed fotosel ve smart jump sıçrama matı kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21 istatiksel analiz yazılımında analiz edilmiştir. Oyun mevkilerine göre farkların belirlenmesi için parametrik olmayan Kruskal-Wallis testi kullanılmıştır (p<0.05). BULGULAR: Mevkiler açısından yalnızca boy ve vücut ağırlığı değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<.0.05). Diğer performans parametreleri açısından mevkiler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı gözlenmiştir. SONUÇ: Sonuç olarak günümüz voleybol oyun konsepti gereği voleybolcuların maç içinde kat ettiği mesafeler, sıçrama sayıları ve plonjon sayıları birbirlerine yaklaştığı için performans parametrelerinin oyun mevkilerine göre farklarının ortadan kalktığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Voleybol, Mevki, Çeviklik, Dikey Sıçrama, Sürat Anahtar Kelimeler: Maksimal Kuvvet, Güç, Bench press, Omuz pres, Atış mesafesi 61 PP-033 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] PP-034 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] Dikey ve Yatay Eksende Öne Doğru Yapılan Fleksiyon Hareketi ile Elde Edilen Esneklik Ölçüm Değerlerinin Karşılaştırılması 4 Haftalık Hazırlık Dönemi Antrenmanının Kayaklı Koşucularda Fiziksel ve Fizyolojik Parametrelere Olan Etkilerinin İncelenmesi Fatih Gür1, Vedat Ayan1, Selami Yüksek1, Miraç Ayvaz2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Trabzon 2 Avrasya Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Trabzon Mustafa Boyacı, Aysel Kayıkçı, Uğur Akman, Kerim Sözbir, Tuğba Kocaağa Abant İzzet Baysal Üniversitesi Esneklik özelliği hem bireyin sağlığı açısından hem de sportif performansı açısından dikkate alınan önemli bir motorik özelliktir. Spor bilimleri alanında esneklik özelliğinin ölçülüp değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılan testlerden biri OturUzan testidir (Sit and Reach Test). Otur-uzan testinin bir kaç farklı test protokolü olmakla birlikte bu testlerin tamamının ortak yönü, deneğin yerde oturur pozisyonda öne fleksiyon hareketi ile otur-uzan sehpasına doğru esnemesi ve sehpa üzerindeki skorun kaydedilmesidir. Bu araştırmanın amacı; bireylerin öne fleksiyon hareketini yatay eksende ve dikey eksende uygulamalarının esneklik skorlarında bir farklılık oluşturup oluşturmayacağının incelenmesidir. Araştırmaya Trabzon Belediyesi Tenis Kulübü’nde tenis oynamakta olan 13 performans sporcusu ( yaş;14±2,23 yıl, vücut ağırlığı;55,86±16,53 kg, boy uzunluğu;160±18,11 cm) gönüllülük esasına göre katılmıştır. Araştırmada yatay ve dikey eksendeki esneklik ölçümleri Takei Trunk Flexion Meter cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Sporcular 15 dk süre ile ısınma ve 10 dk süre ile germe-esnetme hareketlerinden sonra yatay ve dikey pozisyonda 2 şer kez esneklik ölçümüne alınmış ve en iyi skorları araştırma verisi olarak kullanılmıştır. Elde edilen veriler ile gerçekleştirilen Pearson Korelasyon Testi’ne göre, yatay fleksiyon ve dikey fleksiyon esneklik ölçümleri arasında pozitif önde güçlü bir ilişki vardır (r=0.977). Wilcoxon İşaretli Sıralar testine göre ise, sporcuların yatay fleksiyon ve dikey fleksiyon esneklik ölçüm puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (Z=-2.748, p=0.006). Sporcuların dikey fleksiyon (10.82±4.91 cm) puan ortalamasının, yatay fleksiyon (9.53±4.47 cm) puan ortalamasına göre yüksek olduğu ve dikey fleksiyon esneklik ölçümlerinde yatay fleksiyon esneklik ölçümlerine göre 1.3 cm fark olduğu görülmektedir. Spor bilimleri alanında yapılan esneklik ölçümlerinde sıklıkla uygulanan otur-uzan testi yatay eksende gerçekleştirilen bir testtir. Fleksiyon hareketinin dikey eksende ölçüldüğünde daha yüksek bir değer elde edilmesi ölçülmek istenilen gerçek değere ulaşılabilirlik açısından önemli bir fark olmakla birlikte bu farkın tam olarak neden kaynakladığının araştırılması farklı bir bilimsel çalışmanın konusu olabilir. Anahtar Kelimeler: Esneklik, Fleksiyon, Otur-Uzan Testi, Tenis. 62 AMAÇ: Kayaklı koşu branşı alt ve üst ekstremite kaslarının uyumu ile çalışarak yüksek oranda dayanıklılık ve kassal efor gerektiren bir spor dalıdır. Pistin eğimi, karın durumu ve tekniğe bağlı olarak farklı motorik özellikleri kapsar ve tüm vücudun çok yönlü antrene edilmesini sağlar. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı 15 yaş altı kayaklı koşucularda 4 hafta süreyle yapılan kayaklı koşu antrenmanlarının 2000 m koşu süresine, şınav, barfiks ve bacak kuvveti değerlerine olan kronik etkilerinin incelenmesidir. YÖNTEM: Araştırmanın deney grubunu, yaşları 12-14 arasında değişen 10 (6 erkek, 4 bayan) kayaklı koşu sporcusu oluştururken kontrol grubu ise 10 (6 erkek, 4 bayan) ilköğretim öğrencisinden oluşmuştur. Deney grubu 4 hafta boyunca haftada 5 gün antrenman ve 1 gün dinlenme şeklinde kayaklı koşu antrenmanlarını uygulamışlardır. Kontrol grubu ise herhangi bir fiziksel aktiviteye katılmamıştır. Çalışma öntest-son test kontrol gruplu araştırma modeline göre dizayn edilmiştir. Araştırmada, 2000 m koşu, barfikste asılı kalma, şınav ve leg press testleri antrenmanlar başlamadan önce ve 4 haftalık antrenman periyodu bitiminde her iki gruba da uygulanmıştır. Verilerin analizinde grupların ön test ve son test değerleri arasındaki farklarda Eşleştirilmiş Örneklem T-Testi, gruplar arası karşılaştırmalarda ise Bağımsız Örneklemlerde T-Testi kullanılmıştır. BULGULAR: Yapılan istatistiksel analizler sonucunda deney grubunun 2000m koşu (t= 5,036, p≤0,05), şınav süreleri (t= 5,036, p≤0,05), barfikste asılı kalma (t= -9,000, p≤0,05) ve leg press skorlarının (t= -5,757, p≤0,05) öntest-sontest değerleri arasında anlamlı fark bulunurken kontrol grubunda anlamlı farka rastlanmamıştır. Gruplar arası ölçüm değerleri arasında ise tüm parametrelerde kayaklı koşu grubunun lehine istatiksel olarak anlamlı farklar tespit edilmiştir (p<0,05). SONUÇ: 4 hafta uygulanan kayaklı koşu antrenman programının 15 yaş altı kayaklı koşucularda alt ve üst ekstremite kuvvet ve dayanıklılıklarında gelişme gösterdiği tespit edilmiştir. Elde edilen bilgiler ışığında farklı spor branşlarının da antrenman programlarında kayaklı koşu antrenmanlarından yararlanabileceği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Dayanıklılık, kayaklı koşu, kuvvet, performans testleri, PP-035 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri Testleri] PP-036 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] CODAT Ve 505 Yön Değiştirme Testlerinin Tekrarlı Sprint Testi İle İlişkisi 2016-Olimpiyat Oyunları Seçmesine Katılan Ritmik Cimnastikçilerin Kompozisyonlarındaki Alet Kullanım Çeşitliliğinin Video Analizi Ve Performans İlişkisi Yalçın Aydın, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan Cinemre Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD GİRİŞ-AMAÇ: Ani yön değiştirmeler, futbol oyunu içinde sıkça karşılaşılan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Futbolda, ani yön değiştirmeler gibi kısa sprintler de çok sık karşılaşılan bir durumdur. Oyun analistleri 30 sn’den kısa aralıklar ile çok sayıda sprintin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın amacı genç futbolcularda yön değiştirme ile tekrarlı sprint performansı arasındaki ilişkiyi incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya profosyonel bir futbol takımında yaş grubuna göre haftada 4 gün günde ortalama 1,5 saat düzenli antrenman yapan 69 genç erkek futbolcu ( yaş: 13.95±1.42; boy: 165.05±10.75 cm; vücut ağırlığı: 55.5±10.55 kg; BMI:20.17±1.93 ) gönüllü olarak katılmıştır. Futbolculara çeviklik performansının belirlenmesi için CODAT ve 505 testi ve 6*30 metre tekrarlı sprint testleri uygulanmıştır. Futbolcuların yön değiştirme ve tekrarlı sprint testlerinin değerlendirilmesinde Fusion sport Smart Speed fotosel sistemi kullanılmıştır. Tekrarlı sprint testinde performans düşüş yüzdesi hesaplanmış ve yön değiştirme test sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Verilerin analizi sırasında ANOVA testi uygulanmıştır (p <0.05). Verilerin analizi SPSS 21 istatistiksel analiz yazılımında gerçekleştirilmiştir. BULGULAR: 505 yön değiştirme testi ile tekrarlı sprint performansı azalma yüzdesi arasında (r= 0.034, p>0.780) ve CODAT yön değiştirme ve tekrarlı sprint performans azalma yüzdesi arasında (r= 0.059, p>0.632) anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. SONUÇ: Bu yaş grubunda farklı yön değiştirme testleri ile tekrarlı sprint azalma yüzdesi arasında ilişki olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: CODAT, 505 testi, Tekrarlı Sprint, Pelin Akılveren, Ani Agopyan Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü Hareket ve Antrenman Bilimleri Ana Bilim Dalı, İstanbul Bu araştırmada, 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılan ritmik cimnastikçilerin çember ve top kompozisyonlarındaki alet kullanım çeşitlilikleri video analiz yöntemiyle incelenerek, sonuçlarının performansla olan ilişkisi ortaya konmuştur. Araştırma grubunu, 34. Ritmik Cimnastik Dünya Şampiyonasında, 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılma hakkı kazanan, büyükler bireysel kategorisindeki 24 ritmik cimnastikçi oluşturmuştur. Dört aletin toplam puanına göre ilk 15’te yer alanlar, 2016-Olimpiyat Oyunlarına gitmeye hak kazanmışlardır. Bu doğrultuda araştırma grubu; sıralamada ilk 15’te (İ15, n=15) ve 16-24 arasında yer alan diğer cimnastikçiler (D16-24, n=9) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Araştırma kapsamında finalde yarışan 24 cimnastikçinin yarıştıkları çember ve top aletlerinde olmak üzere toplamda 48 kompozisyonun videoları analiz edilmiştir. Araştırmada, tüm ritmik cimnastikçilerin çember ve top kompozisyonlarındaki temel ve diğer alet kullanım çeşitlilikleri üç uzman eşliğinde video analizi yöntemiyle nicelik açısından incelenmiştir. Kompozisyonların analizi; 2013-2016 Uluslararası Ritmik Cimnastik değerlendirme kurallarına göre yapılmıştır. Sonuçlar %95 güven aralığında değerlendirilmiş ve anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Gruplar arasındaki tüm parametrelere ilişkin farklılıklarının karşılaştırılması için nonparametrik Mann Whitney-U testi kullanılmıştır. Performans kriteri olarak belirlenen teknik, uygulama ve toplamda elde edilen puanlarla, alet kullanım çeşitliliği arasındaki ilişki Spearman korelasyon testi ile belirlenmiştir. İ15 ve D16-24 gruplarında yer alan cimnastikçilerin kompozisyonlarında çemberde içinden geçiş ve topta ise fırlatma elementlerini en çok kullandıkları tespit edilmiştir. Gruplar arasında teknik, uygulama ve toplam puanlar açısından istatistiksel bir fark olmasına karşılık (p<0.05), toplamdaki temel ve diğer alet kullanım oranlarının, çember ve top koreografilerinde benzer olduğu ve fark bulunmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Sadece çemberde vücutta serbest rotasyonunun İ15 grubunda; çemberde yerde yuvarlamayla, topta küçük zıplatma serisinin kullanımlarının ise D16-24’de daha fazla ve istatistiksel açıdan fark olduğu saptanmıştır (p<0.05). Olimpiyat düzeyindeki cimnastikçilerin koregrafilerinde alet kullanımlarının çok çeşitli, birbirine yakın özelliklerde ve hatasız uyguladıklarında, performansı öncelikli olarak etkileyen tek bir kriter olmayacağı sonucuna varılmıştır. Olimpiyat seçmelerine katılan sporcuların kompozisyonlarının çok yönlü incelenerek performansla olan ilişkisi yeni araştırmalara konu olabilir. Anahtar Kelimeler: Çember,olimpiyat oyunları,ritmik cimnastik, performans,top,video analizi 63 PP-037 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] P-038 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] Statik Ve Dinamik Germe Egzersizlerinin Çeviklik Performansı Üzerine Etkisi Statik ve Dinamik Germe Egzersizleri İçeren Isınma Protokollerinin İzokinetik Kas Kuvvetine Etkisi Yunus Karabacak, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Ankara Burhan Sedef, Tahir Hazır Hacettepe Üniversitesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Beytepe-Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Çeviklik birçok spor dalı için oldukça önemli bir kondisyonel bileşendir ve bir hareket serisi boyunca çok hızlı yön değiştirmeler esnasında vücudun ve eklemlerin uzayda doğru pozisyonda olmasını sağlayan bir kontrol ve koordinasyon becerisi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda ısınma sırasında uygulanan germe egzersizlerinin bazı performans bileşenlerini akut olarak olumsuz yönde etkilediğiyle ilgili çalışmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Bu doğrultuda hangi germe egzersizi türünün olumsuz etkiye neden olduğunu belirleyebilmek için bu çalışma statik ve dinamik germe egzersizlerinin çeviklik performansına etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. GİRİŞ-AMAÇ: Statik ve dinamik germe egzersizleri sporcular tarafından müsabaka yada antrenman öncesinde ısınmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Statik germe egzersizlerinin esnekliği artırarak sakatlanma riskini düşürdüğüne dair bulgular vardır. Bunun yanında tüm çalışmalarda gösterilmemiş olmakla beraber, egzersiz öncesinde dinamik ısınmanın aksine statik germe içeren ısınmanın güç, kuvvet ve sprint performansını olumsuz etkilediği saptanmıştır. Bu çalışmanın amacı, statik ve dinamik germe egzersizleri içeren ısınma protokollerinin izokinetik kas kuvveti üzerine etkisini belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde okuyan 15 (yaş:23.47±1.85yıl, boy:176.48±4.11cm, kilo:75.25±5.36kg, yağ:16.58±5.77%) gönüllü öğrenci katılmıştır. Katılımcılar iki ayrı günde rastgele sırayla statik ve dinamik germe egzersizlerine katılmış ve 5 dakikalık pasif dinlenmenin ardından 505 çeviklik testine katılmışlardır. Çeviklik testi 2 dakika arayla iki kez yapılmış, her denemede katılımcılardan sağ veya sol ayakla dönüşlerini gerçekleştirmeleri istenmiş ve en iyi değer çeviklik değeri olarak kabul edilmiştir. Çeviklik testlerinden önce katılımcılara 5 dakikalık ısınma koşusunun ardından alt ekstremite kaslarına yönelik 4 egzersiz 12 saniyelik dinlenme aralıklarıyla 2x15sn statik germe ve 11 egzersizden oluşan 10 saniye dinlenme aralıklarıyla 2x15sn dinamik germe egzersizleri yaptırılmıştır. Her iki ısınma süreci sırasında katılımcıların kalp atım hızları telemetrik monitörlerle (Polar 810i, Finlandiya) takip edilmiştir. Statik ve dinamik germe egzersizlerinin çeviklik üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t-Testi ile belirlenmiştir. BULGULAR: Bağımlı gruplarda t-testi sonuçları statik ve dinamik germe egzersizleri sonrasında uygulanan 505 çeviklik testi değerleri arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir (p>0.05). Isınma ve germe egzersizleri süresince elde edilen kalp atım hızları arasında ise istatistiksel yönden anlamlı bir fark bulunmuştur (t(14)=5.354; p<0.05). Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak ısınma sırasında dinamik germe egzersizinin statik germe egzersizine göre daha fazla fizyolojik uyarana neden olduğu belirlense de, her iki germe egzersizinin çeviklik performansında bir farklılaşmaya neden olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Statik Germe, Dinamik Germe, Çeviklik, 505 Testi 64 GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 14 spor okulu öğrencisi (Yaş: 24.9 ± 1.68, Boy: 177.4 ± 5.8 cm, Vücut ağırlığı: 75.3 ± 5.1 kg, Vücut Yağ Yüzdesi: 14.5 ± 5.4) gönüllü olarak katılmıştır. En az 3 gün ara ve rastgele sıra ile bisiklet ergometresinde 5 dk 60-90 Watt’a genel ısınmayı takiben alt ekstremite kaslarına 4 farklı 2 x 20 sn statik germe ve 11 farklı hareketten oluşan dinamik ısınma uygulanmıştır. Isınma egzersizleri öncesinde ve esnasında kalp atım hızı(KAH) ölçülmüştür. Isınma protokolleri uygulandıktan 5 dk sonra izokinetik dinamometrede 60°/sn ve 180°/sn hızda dominant bacakta ekstansör ve fleksör kasların zirve tork, iş, güç ve H/Q(Hamistring/Quadriceps) değerleri kayıt edilmiştir. Isınma protokollerinin izokinetik değişkenler üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t Testi ile belirlenmiştir. BULGULAR: Her iki ısınma protokü öncesinde ölçülen dinlenik KAH benzerdir(p>0.05). Her iki ısınma esnasında ölçülen KAH, dinlenik KAH’dan(p<0.05) ve dinamik ısınma esnasında ölçülen KAH da statik ısınma esnasında ölçülenden yüksektir(p<0.05). Her iki ısınma protokolü sonrasında hem 60°/sn hem de 180°/ sn hızda ekstansör ve fleksör kaslarda ölçülen zirve tork, iş ve güç değerleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır(p>0.05). Sonuç ve Öneriler: Bu çalışmanın sonuçları dinamik germe içeren ısınma protokolü ile karşılaştırıldığında statik germe egzersizleri içeren ısınma esnasında metabolik süreçlerin daha az aktifleştiğini ancak izokinetik kas kuvveti değişkenleri üzerinde önemli bir değişime neden olmadığını göstermiştir. Bu bulgular antrenman veya müsabakadan önce yapılan ısınma esnasında 2 x 20 sn süreli statik germe egzersizlerine yer verilebileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Dinamik germe, Isınma, İzokinetik kas kuvveti, Statik germe PP-039 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] PP-040 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] 2016-Olimpiyat Oyunları Seçmesine Katılan Ritmik Cimnastikçilerin Kompozisyonlarındaki Rotasyonlu Dinamik Elementlerinin Video Analizi Ve Performans İlişkisinin İncelenmesi Farklı Şiddetlerde Yapılan Dinamik Isınmanın Anaerobik Performansa Etkisi Tuğçe Oylumlu, Ani Agopyan Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü Hareket ve Antrenman Bilimleri Ana Bilim Dalı, İstanbul Bu çalışmada 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılan ritmik cimnastikçilerin kompozisyonlarındaki dinamik rotasyonel elementlerin (DER) video analizleri yapılarak performansla olan ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu, 2015 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde yapılan 34. Ritmik Cimnastik Dünya Şampiyonasında büyükler kategorisinde yarışarak 2016-Olimpiyat seçmesine katılmaya hak kazanan 24 ritmik cimnastikçi (Xyaş= 20.25 ± 2.69 yıl) oluşturmuştur. Dört aletin toplam puanına göre ilk 15’te yer alan cimnastikçiler, 2016-Olimpiyat Oyunları’na direkt gitmeye hak kazanmışlardır. Araştırma grubu; final yarışmalarında sıralamada ilk 15’te (G11-15) ve 16-24’te (G21624) yer alan ritmik cimnastikçiler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada sporcuların kompozisyonlarının resmi föyleri olmadığı için, analizler video yöntemi ile uzman üç kişi eşliğinde yapılmıştır. Tüm cimnastikçilerin çember, top, labut ve kurdele aletlerindeki toplam 96 kompozisyondaki DER’ler, nitelik ve nicelik açısından analiz edilmiştir. Kompozisyonların analizi 2013-2016 Uluslararası Ritmik Cimnastik Değerlendirme kurallarına göre yapılmıştır. Her bir aletteki ve toplamdaki DER puanları ve sayıları belirlenmiştir. Cimnastikçilerin tüm koreografilerdeki teknik, uygulama ve toplam puanları performans kriteri olarak kabul edilmiştir. Gruplar arasındaki farklılıklarda Mann-Whitney-U testi, her bir aletteki DER toplam puanları ile performans ilişkisi Spearman R korelasyon testi kullanılmıştır. Sonuçlar % 95 güven aralığında belirlenmiş ve anlamlılık derecesi için p≤0.05 düzeyi kabul edilmiştir. Her iki grubun tüm aletlerdeki DER toplam puanlarının 1.402.40 arasında olduğu saptanmıştır. Gruplar arasında teknik, uygulama ve toplam puanlar açısından istatistiksel bir fark olmasına karşılık (p≤0.05), G11-15 ve G216-24 cimnastikçilerinin çember, top, labut, kurdele aletlerindeki toplam DER değerleri karşılaştırıldığında ise istatistiksel bir fark bulunmamıştır (p≥0,05). Olimpiyat seçmesine katılmaya hak kazanan her iki gruptaki sporcuların kompozisyonlarındaki DER’lerini hatasız uyguladıkları ve puanlarının yüksek olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, DER puanlarının yüksek, birbirine yakın özellikler içermesi ve hatasız uygulanması durumunda, performansı öncelikli olarak etkileyen bir kriter olmayacağı sonucuna varılmıştır. Olimpiyat seçmelerine katılan sporcuların kompozisyonlarının çok yönlü incelenerek performansa olan ilişkisi yeni çalışmalara konu olabilir. Bilal Faruk Rengül, Evrim Ünver, Tahir Hazir, Ayşe Kin İşler Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Ankara GİRİŞ-AMAÇ: Yüksek şiddetli anaerobik egzersizler öncesindeki ısınmanın performansı olumlu yönde etkilediği çalışmalarda ortaya konmuştur. Bununla beraber ısınma şiddetinin anaerobik performans üzerine etkisi net değildir. Bu çalışmanın amacı, farklı şiddette uygulanan dinamik ısınmanın anaerobik performans üzerine etkisini belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubu 12 gönüllü spor bilimleri öğrencisinden (yaş: 24.33± 1.56 yıl, boy:178.25± 4.33 cm, vücut ağırlığı: 77.23± 5.07 kg) oluşturulmuştur. Katılımcılara en az 3 gün ara ile rezerv KAH’nın %40 ve 70’ine denk gelen hedef KAH’da bisiklet ergometresinde 5 dakika ısındıktan sonra 3 dakika germe egzersizlerini takiben 2 dk pasif dinlenme sonrasında vücut ağırlığının %7.5’ine denk gelen yükte Wingate Testi (WanT) yapılmıştır. WanT Testi sonrasında Borg skalasından algılanan zorluk derecesi (AZD) belirlenmiştir. Her katılımcı için Rezerv KAH’ın %40 ve 70’ine denk gelen hedef KAH’na ait iş yükü, ayrı bir günde yapılan KAH-iş yükü testinden elde edilen bireysel regresyon denklemi ile kestirilmiştir. Katılımcıların ısınma öncesi dinlenik ve ısınma sırasında kalp atım hızları telemetrik monitörlerle takip edilmiştir (810i, Polar, Finlandiya). Farklı şiddette ısınmanın relatif zirve güç, relatif ortalama güç ve yorgunluk indeksi üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t-Testi ile analiz edilmiştir. BULGULAR: İki farklı şiddette yapılan aktif ısınma öncesindeki dinlenik KAH’ları arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05). Her iki ısınmada ölçülen KAH’ları dinlenik KAH’larından (p<0.05), %80’deki KAH’da % 40’dan yüksektir. İki farklı ısınma şiddeti sonrasında yapılan WanT testi sonucunda relatif zirve güç, relatif ortalama güç ve yorgunluk indeksi değerleri arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). Benzer şekilde iki farklı şiddette yapılan ısınma sonrası yapılan WanT testi sırasındaki AZD skorları arasında da anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak KAH rezervinin iki farklı şiddetinde yapılan aktif ısınmanın anaerobik performansta bir farklılığa neden olmadığı belirlenmiştir. Bu durum rezerv KAH’ın %40-80’ine karşılık gelen şiddetlerin yüksek şiddetli anaerobik aktiviteler öncesinde ısınmak için kullanılabileceğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Dinamik ısınma, Anaerobik performans, Wingate Anahtar Kelimeler: Olimpiyat Oyunları, Performans, Ritmik Cimnastik, Video Analizi 65 PP-041 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans Bileşenleri] Tekrarlı Sprint Performansında Sirkadiyen Ritim Etkisinin İncelenmesi PP-042 [Rekreasyon Eğitimi » Diğer] Üniversitede Öğrenim Gören Öğrencilerin Kişilikleri Açısından Serbest Zaman Motivasyonlarının İncelenmesi Cenk Yolcu, Evrim Ünver, Ayşe Kin İşler Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü, Ankara Emrah SERDAR1, Burcu Güvendi2 1 Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bİlimleri, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi Sporda Psiko-Sosyal Anabilim Dalı, İstanbul GİRİŞ-AMAÇ: Sirkadiyen ritim 24-saatlik zaman diliminde oluşan döngüsel fizyolojik değişimler olarak tanımlanmaktadır. Sirkadiyen ritmin sportif performanstaki birçok bileşenle olan ilişkisi oldukça ilgi çekmiştir ve sirkadiyen ritmin özellikle kısa süreli yüksek şiddetli egzersizlere olan etkisi üzerinde çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmanın amacı tekrarlı sprint performansında sirkadiyen ritim etkisini incelemektir. GİRİŞ VE AMAÇ: Kişilik bireyin düşüncelerinin ve hareketlerinin yansımasıdır ve her insanın kendine özgü yönlerini tanımlar. Bireylerin serbest zaman etkinliklerine katılımları ise motivasyon düzeylerine bağlıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin, kişilikleri açısından serbest zaman motivasyon düzeylerini farklı değişkenlere göre incelemektir. YÖNTEM: Çalışmaya 14 erkek spor bilimleri öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır (Yaş: 24.29±1.54 yıl; Boy: 177.93±6.52 cm; Vücut ağırlığı: 74.52±3.65 kg; Yağ: 16.90±5.14 %). Tekrarlı sprint performansında sirkadiyen ritim etkisini belirlemek için katılımcılar en az 3 gün ara ile sabah 10:00’dan önce ve akşam16:00’dan sonra olmak üzere rastgele sırayla standart bir ısınmanın ardından 30 saniye dinlenme aralığıyla bisiklette 5x6 saniye tekrarlı sprint testine katılmışlardır. Tekrarlı sprint testi sonucunda katılımcıların en iyi zirve güç, ortalama güç, toplam güç ve performans düşüş yüzdesi değerleri belirlenmiştir. Tekrarlı sprint testinden önce katılımcıların uyku süresi, dinlenik kalp atım hızı (KAH) ile oral vücut ısısı belirlenirken, ısınma, tekrarlı sprint testi süresince ve 3 dakikalık toparlama süresince de KAH belirlenmiştir. Ayrıca tekrarlı sprint testi sonrasında katılımcıların algılanan zorluk derecesi (AZD) değerleri de belirlenmiştir. Tekrarlı sprint testinde sirkadiyen ritim etkisini belirlemek için Bağımlı Gruplarda t Testi kullanılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 22,02 ± 3,29 olan 94 “Kadın” ve 106 “Erkek” toplam 200 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmada, spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin Kişilik özelliklerini belirlemek için Francis ve ark. (1992) tarafından kısaltılmış ve Karancı ve ark (2007) tarafından Türkçeye uyarlanan “Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu” ve öğrencilerin rekreatif faaliyetlere katılmalarında etkili olan motivasyon türünü belirlemek için ise Pellettier ve ark (1996) tarafından geliştirilen ve Güngörmüş (2012) tarafından Türkçeye uyarlanan “Serbest Zaman Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro Wilks normallik testi uygulanmış ve verilerin non-parametrik test koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı farklılıkların belirlenmesi için Mann-Whitney U ve Kruskall Wallis testleri uygulanmıştır. BULGULAR: Sabah ve akşam ölçülen dinlenik KAH ve oral vücut ısısı değerleri ile sabah ve akşam testleri öncesindeki uyku süreleri arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05). Benzer şekilde sabah ve akşam ölçülen ısınma, egzersiz ve toparlanma KAH değerleri ile AZD değerleri arasında da anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Tekrarlı sprint testi performans değişkenlerine bakıldığında ise en iyi zirve güç, ortalama güç, toplam güç ve performans düşüş yüzdesi değerlerinin benzer olduğu görülmüştür (p>0.05). SONUÇ VE ÖNERİLER: Sonuç olarak 5x6 saniye tekrarlı sprint testi performans bileşenlerinde sirkadiyen ritim etkisi olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar 5x6 saniye tekrarlı sprint testinin sirkadiyen ritimden bağımsız olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Bisiklet Ergometresi, Sirkadiyen Ritim, Tekrarlı Sprint BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre kişilik envanterinin alt boyutlarında ve toplam puanlarında anlamlı farklılık rastlanmazken (p>0,05); serbest zaman motivasyon ölçeğinin Motivasyonsuzluk ve Özdeşim alt boyutlarında kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla anlamlı derecede daha yüksek skorlar elde etmişlerdir (z=-2,217;p<0,05).Katılımcıların yaşlarına göre kişilik envanterinin alt boyutlarında anlamlı farklılık rastlanmazken (p>0.05); serbest zaman motivasyon ölçeğinin Bilmek ve İçe atım alt boyutlarında 20-22 yaş aralığındaki katılımcılar diğer yaş aralığındaki katılımcılara oranla daha yüksek skorlar elde etmişlerdir (X2 =8.106; p<0.05; X2 =7.619; p<0.05). Katılımcıların bölüm ve sınıflarına göre kişilik envanterinin alt boyutlarında ve serbest zaman motivasyon ölçeğinin alt boyutlarında anlamlı farklılık rastlanmamıştır (p>0.05). SONUÇ: Katılımcıların kişiliklerinin serbest zaman motivasyon düzeylerinde etkin yapıya sahip olmadığı, cinsiyet ve yaşın serbest zaman motivasyon düzeylerinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Kişilik Özellikleri, Motivasyonu, Üniversite Öğrencisi 66 Serbest Zaman PP-043 [Rekreasyon Eğitimi » Doğa /Su Sporları] PP-044 [Rekreasyon Eğitimi » Yerel Yönetimler] Fırtına Vadisinde Suya Dayalı Tesislerin Rekreasyonel Kullanım Potansiyelinin Belirlenmesi Açık Alan Egzersiz Parklarının Güncel Durumu ve Öneriler: Muğla İli Örneği Fatih Bektaş, Burak Kural, Sabiha Kaya, Semiha Kaya, İsmail Demirci Karadeniz Teknik Üniversitesi, Rekreasyon Ana Bilim Dalı, Trabzon Atahan Doyran1, Fatma İlker Kerkez2 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü 2 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi AMAÇ: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Fırtına Dereside suya dayalı tesislerin rekreasyonel kullanım potansiyelini belirlemektir. MATERYAL ve YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Rize il sınırları içerisinde olan Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi üzerindeki Fırtına Deresi’nde faaliyet gösteren 9 tesis oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni benimsenmiş olup betimsel analiz yöntemiyle yorumlanmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış 18 sorudan oluşan bir görüşme formu oluşturularak kişisel görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Betimsel analiz yoluyla elde edilen rakamsal verilerin sayı ve yüzde değerleri bilgisayar ortamına aktarılarak hesaplanmıştır. BULGULAR: Görüşmelerden elde edilen açıklamalar betimsel analiz yöntemiyle yorumlanmış ve bu işlemin sonucunda tablolar elde edilmiştir. İşletmelerin tümünün rafting uygulamasını ana faaliyet olarak seçtiği, raftingin yanı sıra zipline, kano ve yüksek ip aktiviteleri de yaptıkları görülmektedir. İşletmelerin %22.2’si 1-5 arası, %44.4’ü 6-9 arası, %33.3’ü 10 ve üzeri eleman çalıştırmaktadır. İşletmelerin sezonluk ortalama müşteri sayısı %22.2’sinin 2000 kişinin altında, %33.3’ünün 2001-3000 arasında, %22.2’sinin 3001-5000 arasında, %22.2’sininde 5001 ve üzerinde olduğu, günlük müşteri kapasitelerinin %33.3’ünün 200 ve altı, %44.4’ünün 201-300 arası, %22.2’sininde 301 üzeri olduğu belirlenmiştir. İşletmelerde müşteri potansiyelinin çoğunu yerel halkın oluşturduğu ve bazı bölgelerden de turistlerin geldiği ve %55.5’inin belgeli rehber çalıştırdığı rehberlerinin Türk uyruklu oldukları, faaliyete katılmak üzere gelen turistlere % 88.8’i tarafından sigorta yapıldığı belirlenmiştir. Müşterilere emniyet ve teknik malzemelerin tesisler tarafından verildiği belirlenmiştir. Malzeme bakımını %44.4’ü günlük, %33.3’ü yıllık olarak yapmaktadır. Kullanılan malzemelerin %66.6’sının Avrupa Güvenlik Standartları’na uygun olduğu belirlenmiştir. İşletmelerin %66.6’sı Nisan ayında hizmet vermeye başladığı ve %44.4’ünün Ekim ayı sonunda sezonu kapattığı belirlenmiştir. SONUÇ ve ÖNERİLER: Fırtına Vadisinde suya dayalı rekreatif faaliyet yapan şirketlerde çalışan rehberlerinin belge sahibi olması, işletmelerin işlerinde profesyonel davranması ve müşteri ilişkilerine dikkat etmesini sağlamak amacıyla ilgili kurum ve kuruluşların gerekli eğitimleri planlamaları sağlanmalıdır. Suya dayalı rekreasyonel çeşitlilikler rafting ve kanoyla sınırlı kalmayıp Fırtına Vadisinde faaliyet seçenekleri arttırılmalıdır. İnsan kaynağı yetiştirmenin gerekliliği konusunda kurumlar bilinçlendirilmelidir. Tesisler üzerinde ise gelişimi kontrol edebilmek amacıyla ciddi denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Sağlıklı toplum hedefine ulaşmanın en önemli yollarından biri bireylerin düzenli fiziksel aktivite yapması ve hareket etmesidir. Çeşitli nedenlerle spor salonlarına gidemeyen bireyler için Belediyeler tarafından açık alan egzersiz parkları yapılmaktadır. Açık alan egzersiz parklarını kullanan bireyler kardiyovasküler ve tekrara dayalı hareketleri ücretsiz uygulama fırsatı bulmaktadır. Peki, açık alan egzersiz parkları hangi kriterlere göre yapılmaktadır? Uluslararası uygulamalara bakıldığında Avrupa’da BS EN 16630:2015 standardının Nisan 2015’de yayınlandığı ve bu standardın sabit açık alan egzersiz parklarındaki ekipmanların güvenlik kriterlerini ve test yöntemlerini içerdiği görülmektedir. Ülkemizde aynı standartlar TSE tarafından 23.10.2015 tarihinde TS EN 16630 numarası ile yürürlüğe girmiştir. Bu çalışmada Muğla il merkezinde TSE standardı yürürlüğe girmeden yapılan açık alan egzersiz parklarının durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma için Muğla Büyükşehir Belediyesinden onay alınmıştır. Belediye tarafından verilen listede yer alan toplam 29 parka gidilerek tüm ekipmanlar kaydedilmiş ve fotoğraflanmış ve belli kriterlere göre tasnif edilmiştir. Parklarda yer alan egzersiz aleti sayısı en az 3 en fazla 10’dur. Ekipmanlar arasındaki uzaklık 1 m ile 3m arasında değişmektedir. Parkların zemini büyük çoğunlukta toprak (17 park), kalanında ise tartandır. Parklarda yer alan aletler sırasıyla; toplam 28 parkta çiftli salınım ve twist, 27 parkta kol ve omuz, bisiklet ve step, mekik, 24 parkta ikili uzay yürüyüşü ve yanlara bacak açma, 12 parkta bacak itme, 4 parkta barfiks ve vücut geliştirme, 3 parkta tekli yürüyüş, 2 parkta oturarak adımlama aletleri bulunmaktadır. Parkların büyük çoğunluğunda bütün aletlerin üzerindeki açıklamalar silinmiş haldedir (19 park). Parklar büyük çoğunlukla yerleşim yerlerine ve sitelere yakın konumdadır (25 park, yürüme mesafesi 5 dk). Açık alan egzersiz parklarının hedeflenen sağlık amaçlarına ulaşması için standartlara uygun olarak yapılması ve korunması önem taşımaktadır. Aletler amacına uygun kullanılmadığında yarardan çok zarar verebileceği düşünülerek kullanım kılavuzlarının yenilenmesi ve kullanıcılara bilgi verilmesi faydalı olabilir. Bazı cihazların gerçekten gerekli olup olmadığı ya da zararlı olabilecek aletler hakkında spor bilimciler ve fizyoterapistlerin görüşlerine başvurulabilir Anahtar Kelimeler: açık alan, egzersiz, park, standart Anahtar Kelimeler: Fırtına deresi, rekreasyon, rekreasyonel potansiyel, doğa sporları 67 PP-045 [Spor Sağlık Bilimleri » Diğer] PP-046 [Spor Sağlık Bilimleri » Diğer] Genç Erkek Basketbol Oyuncularının Maç Sırasında Yer Aldıkları Sürelere Göre Performansla İlgili Fiziksel Uygunluklarının Karşılaştırılması Genç Erkek Hentbol Oyuncularının Oynadıkları Mevkilere Göre Biyomotor Özelliklerinin Karşılaştırılması Selin Baikoğlu , Adem Cemaloğulları 1 İstanbul Üniversitesi,Spor Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi,Antrenörlük Bölümü, İstanbul 1 2 AMAÇ: Yaptığımız çalışmamızın amacı, İTÜ Genç erkek basketbol takımı kadrosunda bulunan oyuncuların lig boyunca oynadıkları maçlarda yer aldıkları sürelere göre performansla ilgili fiziksel uygunluklarının karşılaştırılmasıdır. YÖNTEM: Çalışmaya İTÜ Genç Erkek Basketbol takımında oynayan 23 sağlıklı sporcu katılmıştır. Çalışma grubunun yaş ortalamaları 14,93 ± 1,5 yıl, ağırlık ortalaması 73,68 ± 8,24 kg ve boy ortalaması 176, 13 ± 6,13 cm olarak tespit edilmiştir. Basketbolcuların fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde; dikey sıçrama, durarak uzun atlama, uzan-eriş ve 20 metre mekik koşusu testleri uygulanmıştır. Ayrıca sporcuların maç sırasında yer aldıkları sürelerin tespiti için lig boyunca oynadıkları 24 maç baz alınarak toplam maç sürelerinin %70’ ı üzerinde yer alan ve alamayan sporcular belirlenmiştir. BULGULAR: Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır. %70 üstü oynama süresine sahip sporcular ile %70 altı oynama süresine sahip sporcuların ortalama farklılıklarını belirlemek için bağımsız t testi uygulanmıştır. 68 Selin Baikoğlu1, Sinan Azak2 1 İstanbul Üniversitesi,Spor Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi,Antrenörlük Bölümü, İstanbul AMAÇ: Yaptığımız çalışmamızın amacı genç erkek hentbol oyuncularının oynadıkları mevkilere göre temel motorik özelliklerinin (biyomotor özellikler) karşılaştırılmasıdır. YÖNTEM: Çalışmamıza İ.Ü. Genç Erkek Hentbol takımında oynayan 8 oyun kurucu ve 7 kanat oyuncu olmak üzere toplamda 15 sağlıklı sporcu katılmıştır. Çalışmaya katılan sporcuların yaş ortalamaları 23,67, boy uzunluk ortalamaları 181,60 cm, vücut ağırlığı ortalamaları 79,81 kg ve vücut yağ yüzdesi ortalamaları 23,80 olarak tespit edilmiştir. Sporcuların fiziksel özelliklerini tespit etmek için 20 metre mekik koşusu testi, durarak uzun atlama ve dikey sıçrama testleri uygulanmıştır. BULGULAR: Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için SPSS 20.0 Paket programı kullanılmıştır. Sporcuların oynadıkları mevkiler ile aerobik performans, dikey sıçrama. Yatay sıçrama ve diğer fiziksel parametreler arasında bağımsız t testi analizleri uygulanmıştır. Sporcuların oynadıkları mevkiler ile dikey sıçrama özellikleri arasındaki korelasyon ilişkisine bakılmış olup istatistiksel açıdan anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0.05). SONUÇ: Çalışmamızın sonucu olarak lig boyunca yapılan maçların toplam sürelerinde %70 üstü oynama süresine sahip sporcuların dikey sıçramaları ve aerobik performansları %70 altı oynama süresine sahip oyunculara göre daha anlamlı sonuçlar vermiştir (P<0,05). SONUÇ: Sonuç olarak, genç erkek hentbol oyuncularının oynadıkları mevkiler ile dikey sıçramaları arasında anlamlı bir farklılık olmasının nedeni oyun kurucuların maç içerisinde hem sayı atması hem de savunmaya katkı sağlaması beklendiği için sıçrama hareketini kanat oyunculara oranla maç içerisinde daha fazla tekrarlamaktadırlar ve bu nedenden dolayı sıçrama özelliklerinin daha gelişmiş olduğu düşünülmektedir Anahtar Kelimeler: Basketbol, maç süresi, fiziksel özellikler Anahtar Kelimeler: Hentbol, Biyomotor özellikler, Mevki PP-047 [Spor Sağlık Bilimleri » Egzersiz Ve Spor Fizyolojisi] Step Test Performansı Sirkadiyen Boyutunun Değerlendirilmesi Şahin Ahmedov, Barış Filiz, Ragıp Öz, Fatih Kerem Özkan Yakın Doğu Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Lefkoşa GİRİŞ: İnsan vücudunun işleyişi sempatik ve parasempatik otonom sinir sistemleri tarafından yürütülmekte ve bu sebepten dolayı birçok vücut parametrelerin gece ve gündüz değerleri doğal olarak fark göstermektedir. Sirkadiyen ismi altında tanımlanan bu ritmik değişimlerin sportif performansa olan etkisi konusunda farklı bakış açıları mevcuttur. Çalışmaların bir kısmı performans değerlerinin gün içinde değişebileceğini savunurken,diğerleri parametrelerin sabit kaldığına inanmaktadır (1,2). Konuyu araştırmak amacıyla sportif performans için önem arz eden aerobik kapasitenin (vO2max) gündüz ve gece değerleri arasındaki olası farkı tespit etmek çalışmamızın hedefi seçilmiştir Anahtar Kelimeler: Aerobik Kapasite,Sirkadiyen Ritim,Step Test. PP-049 [Spor Sağlık Bilimleri » Spor Sakatlıkları Ve Rehabilitasyon] Taekwondo sporcularının atılganlık düzeyleri ve sakatlanmayı etkileyen faktörlerinin incelenmesi Vedat Erim, Seyyid Ahmet Töre Ondokuz Mayıs üniversitesi Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Bu çalışmanın amacı; Taekwondo sporcuların sakatlanmalarını etkileyebilecek faktörler ile atılganlık puanları arasında ilişkinin incelenmesidir. Çalışmaya Samsun ilinde yaşları 10-46 arasında olan ve en az 1 yıllık spor yaşına sahip toplam 97 lisanslı sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Sporculara demografik özelliklerini ve yaralanma geçmişlerini belirleyici kişisel anket formu ile beraber atılganlık düzeylerini belirlemek için Rathus (1973) tarafından geliştirilen “Rathus Atılganlık Envanteri(RAE)” uygulanmıştır. Ankete puanlamasına göre 30-80 puan, çekingenliği; 80-130 puan, orta düzeyi, 130-180 puan ise atılganlığı ifade etmektedir. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22 istatistik programı ile ortalama standart sapma frekans ve yüzde (%) değerler tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; Sporcuların atılganlık puanları ortalaması (ort-ss) 96,64±12,1 olarak belirlenmiştir. Sporcuların %51,9’unun daha önce yaralanma geçirmediği, yaralanma sebebinin çoğunlukla (%25,7) rakip oyuncunun müdahalesi sonucu gerçekleştiği ve %24 de kendi dikkatsizliğinden yaralanma geçirdiği belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizinde sporcuların toplam atılganlık puanları ile yaş, boy kilo, spor yaşı, sakatlık geçmişi ve nedenine göre yapılan karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). Çalışmada Taekwondo sporcularının aldıkları puanlara göre ortalama düzeyde atılgan kişiliğe sahip oldukları belirlenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere dayanarak; sporcuların yaralanma durumlarının atılganlık puanları ile ilişkisi olmadığı görülmüştür. Mücadele ve temasa dayalı bir spor olan Taekwondo sporunda yaralanma düzeyinin orta seviyede olduğu (%51,9) belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Atılganlık, Sakatlık, Taekwondo 69 PP-050 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] PP-051 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] Özel Fitness Merkezlerine Devam Eden Bireylerin Gelir Değişkenlerine Göre Spor Ekonomisine Katkısının İncelenmesi İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Örgüt Kültürü Algılarının İncelenmesi Recep Mehmet Görünü , Serap Mungan Ay 1 Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul (Yüksek Lisans Öğr.) 2 Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul (Öğretim Üyesi) 1 2 GİRİŞ-AMAÇ: Bu araştırmada, İstanbul ilinde faaliyet gösteren özel fitness merkezlerine üye olan bireylerin kişisel yıllık spor harcamalarının ampirik olarak analizinin yapılması amaçlanmaktadır. Araştırmanın bir diğer amacı ise katılımcıların gelir değişkenlerine göre, kişisel yıllık spor harcamalarının farklılık gösterip göstermediğini saptamaktır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırmada, olasılığa dayanan örneklem seçme tekniklerinden tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma 385 kişi üzerinde uygulanmıştır. Bilgi formunun birinci bölümündeki sorular, anket katılımcılarının demografik özelliklerini belirlemeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bilgi formunda yer alan sorulara Kolmogorov Smirnov testi uygulanamaması nedeniyle veriler normal dağılıma uygun değil olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle değişkenlerin karşılaştırılabilmesi için parametrik olmayan testlerden KruskalWallis H ve Mann-Whitney U testi uygulanmıştır. KruskalWallis H testi sonucunda belirlenen farklılıkların hangi alt gruplardan kaynaklandığını belirleyebilmek için değişkenlerin ikili karşılaştırıldığı Mann-Whitney U testi yapılmıştır. BULGULAR: İstanbul’daki özel fitness merkezlerine üye olan bireylerin kişisel yıllık spor harcamalarının bireysel aile gelir durumu değişkenine göre anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Özel fitness merkezlerine üye olan bireylerin kişisel yıllık spor harcamalarıyla ilgili geri bildirim sağlanarak, kişisel yıllık spor harcamalarına etki eden aile gelir durumu değişkenine göre farklılık gösterme nedenleri araştırılarak bu değişkenlerle ilgili çözüm yolları üretilmesi konusunda önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Spor Ekonomisi, Fitness, Yıllık Spor Harcaması, Gelir Suzan Dal1, Hanife Banu Ataman Yancı2, Abdullah Şener3 Suzan DAL, İstanbul Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul 2 Hanife Banu Ataman Yancı, İstanbul Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı, İstanbul 3 Abdullah Şener, İstanbul 1 Bu araştırmanın amacı İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde Okuyan öğrencilerin örgüt kültürü algısını incelemektir. Çalışma, üniversiteden üniversiteye değişiklik gösteren örgüt kültürünün, farklı kültürel yapılardan gelen İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri nezdinde nasıl algılandığını ölçmek ve önem verilen norm ve değerlerin neler olduğunu saptamaya yöneliktir. Araştırma kapsamında, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinden yaş ortalamaları 23,3 olan 54 kız – 46 erkekten oluşan 100 kişi üzerinde anket çalışması yapılmıştır. Çalışmada daha önce geçerliliği ve güvenilirliği yapılıp Harika Güneş tarafından kullanılan, eğitim örgütlerinde örgüt kültürünü konu edinen anketten yararlanılmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm katılımcıların demografik özellikleri ile ilgili olup, ikinci bölüm ise örgüt kültürü alt boyutlarına yöneliktir. Anket verilerine, SPSS 20 paket programı ile frekans, t-testi ve anova analizleri yapılarak p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirme yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri örgüt kültürü alt boyutlarından olan iletişim kültürünü, 18-22 yaş grubu aralığı olumlu düzeyde algılarken, 23 ve üstü yaş grubu iletişim kültürünü orta düzeyde algılamaktadır. Diğer yandan öğrencilerin güç mesafesi algıları yaş grubu fark etmeksizin olumlu düzeyde çıkmıştır. Bununla birlikte cinsiyete göre bakıldığında hem kız öğrencilerin hem de erkek öğrencilerin güç mesafesi algısı olumlu düzeyde çıkan bir diğer sonuç olmuştur. Ayrıca çalışmamızda genellikle iletişim ve güç mesafesi dışındaki alt boyutların orta düzeyde algılandığı gözlemlenmiştir. Araştırmadan çıkan sonuçlar arasında İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrencilerde bazı değişkenlere göre örgüt kültürü algıları genellikle orta düzeyde çıkmıştır. (p<0.05). Örgüt kültürü alt boyutlarından olan açıklık, güven, üst yönetim desteği, ödül sistemi, temel değer ve normlar, semboller, işbirliği, değişime uyum ve bağlılık çalışmamızda orta düzeyde algılanan alt boyutlardandır. Anahtar Kelimeler: Örgüt Kültürü, Üniversite Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi 70 PP-052 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] PP-053 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler ile Türkiye’nin Spor Yönetim Politikalarının Karşılaştırılması Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Girişimcilik Düzeylerinin İncelenmesi Recep Nur Uzun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi, Samsun Ayfer Saçu, Olcay Kiremitci Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, İzmir GİRİŞ-AMAÇ: Organize spor insanlık tarihinin ilk devletlerinde görülen bir olgudur. Dolayısıyla sporun devletlerle beraberliği tarih boyunca izlenmektedir. Devletin spora ilgisi birey ve toplum üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır. Sportif başarı ve spor etkinlikleri sınıf farklılıklarını unutturur ve insanların birlik duygusunu arttırır. Bu kazanımların elde edilmesi için organizasyon ve tesis gereklidir. Bütün bu ihtiyaçlar devlet gibi kurumsal ve güçlü yapıların bir şekilde sporun içinde yer almasını mecburi kılmaktadır. Birey ve toplumu kuşatan devlet sporu kurumsallaştırmak amacıyla geleceğe yönelik işlevsel politikalar geliştirmek ve uygulamak zorundadır. Öyleyse politika devletin fiilen işleyen mekanizması, sporda toplumsal bir kurum olarak bu ana gövdenin bir parçasıdır. Bu bağlamda çalışma; Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye’nin spor yönetimi politikalarının ana hatlarıyla ortaya koymak ve aralarındaki temel yönetimsel farkları belirlemek amacı taşımaktadır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma literatür taramasına dayanmaktadır. Konuyla ilgili olarak çevrim içi ve basılı kaynaklardan yararlanılmıştır. Araştırmada Avrupa Birliği üyesi olan ve rastgele seçilen Fransa, Danimarka, Hollanda, İsveç, Finlandiya, İtalya, Yunanistan ve Almanya ile Türkiye’nin spor yönetim politikaları incelemeye alınmıştır. Bu kapsamda söz konusu sekiz AB üyesi ülkesi ile Türkiye’nin spora bakış açıları ve spor yönetim yapıları araştırılmıştır. BULGULAR: AB ülkelerinin çoğu amatör sporu kamu dışı bir “şemsiye örgüt” altında örgütlerken, Türkiye’de spor kulüpleri halen bir devlet kurumunun çatısı altında varlık göstermektedir. Araştırmada yer alan birkaç AB üyesi ülkenin spor teşkilatlanmasında (hakem, idareci ve benzeri) görev alabilmek için spor kulüplerine üye olmak zorunludur. Türkiye’de ise böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER: Türkiye’de uygulanan merkezi spor yönetim yapısının AB ülkeleri spor yönetim politikasına kıyasla yetersiz kaldığı görülmektedir. Sporun kitlelere yaygınlaşmasını amaçlayan AB ülkelerinde verimli çalışmaların sonucunda öncelikle yaygın spor gelişmekte ve arkasından elit sporlarda başarı elde edilmektedir. Türkiye’de de spor politikası benzer hedefler üzerine kurgulanmasına karşın uygulamada yetersizlikler görülmektedir. Bu nedenle; devlet kamu hizmeti olarak yürüttüğü sporu anayasal hükme uygun olarak tüm bireylere ulaştırmak hususunda etkin rol oynamalıdır. Risklerin üstlenilmesi, planlama yapabilme yetisi ve yönetebilme kapasitesi olarak tanımlanabilen girişimcilik, aynı zamanda eylemsel olarak fırsatların en üst düzeyde kullanılabilmesi ve organizasyon kurma kabiliyeti olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmanın amacı, spor alanında öğrenim gören lisans öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin belirlenmesi ve mevcut durumun cinsiyet ile öğrenim görülen bölüm değişkenlerine göre incelenmesidir. Çalışmaya 134(%34) Kadın, 260(%66) erkek olmak üzere toplam 394 spor bilimleri fakültesi lisans öğrencisi katılım göstermiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 21.88±2.29 olarak hesaplanmıştır. Öğrenim görülen bölüm dikkate alındığında katılımcıların 73(%18.5)’ü beden eğitimi öğretmenliği, 151(%38.3)’i spor yöneticiliği, 170(%43.1)’i antrenörlük bölümü öğrencileridir. Çalışmada, Yılmaz ve Sünbül (2009) tarafından Türkçe konuşan üniversite öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin belirlenmesine yönelik olarak oluşturulan “Girişimcilik Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek, 5’li likert tipi 36 madde ve tek boyuttan oluşmaktadır. Geliştirme aşamasında ölçeğin iç tutarlık katsayısı.90 olarak hesaplanmış (Yılmaz ve Sünbül,2009), çalışmamızda ise bu katsayı.93 olarak belirlenmiştir. Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından sınıf ortamında yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veri seti SPSS13.0 paket programı kullanılarak depolanmış ve analiz edilmiştir. Verilerin analizinde girişimcilik düzeylerinin belirlenmesinde açımlayıcı istatistik, cinsiyet değişkeni için t-testi ve öğrenim görülen bölüm değişkeni için ise ANOVA kullanılmıştır. Anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır. Bulgular, katılım gösteren öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin 142.25±17.78 ortalama puan ile yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir. Sonuçlar cinsiyet değişkenine göre değerlendirildiğinde, kadın öğrencilerin almış oldukları ortalamaların (145.67±17.51), erkek öğrencilerin almış oldukları ortalama puanlardan (140.48±17.69) anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görülmüştür (t=2.78;p<.05). Öğrenim görülen bölüm değişkenine göre ise, spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin antrenörlük bölümü öğrencilerinden anlamlı düzeyde daha yüksek ortalamaya sahip oldukları belirlenmiştir(p<.05). Sonuç olarak, girişimcilik açısından kadın öğrencilerinin anlamlı düzeyde yüksek ortalamalar almaları, kadınların üniversite mezunu olarak toplum içinde daha güçlü yer alabilme ve mesleki statü sahibi olabilme çabalarından kaynaklanmış olabilir. Öğrenim görülen bölüm dikkate alındığında, yöneticilik öğrencilerinin organizasyonlar içerisinde sorun çözmeye odaklı eğitim almaları anlamlı düzeyde daha yüksek ortalamalara sahip olmalarının kaynağı şeklinde yorumlanabilir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, spor, cinsiyet, bölüm Anahtar Kelimeler: Spor, Spor yönetimi, Uluslararası politika 71 PP-054 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve Organizasyonu] PP-055 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda Bilişim Teknolojileri] Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde Çalışan Personelin Çalıştıkları Kurumun Örgüt Kültürüne İlişkin Algıları Spor Kulüplerinde Sportif Verilerin Digital Ortama Aktarımı ve Kulüp Strateji Planlanması Mustafa Işık, Gözde Ersöz, Ilker Özmutlu Namık Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Tekirdağ Bu araştırma, Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde çalışan personelin çalıştıkları kurumun örgüt kültürüne ilişkin algılarını ortaya koyabilmek ve kurumlarındaki örgüt kültürünü geliştirebilmeleri için öneriler sunabilmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın evrenini Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde, Tekirdağ ili merkezinde ve Çorlu İlçe teşkilatında çalışan 61 personel oluştururken; çalışmanın örnekleminde bu evrenden gönüllülük esasıyla araştırmamıza dahil olan, 23-59 yaş aralığında 24 personel (nerkek= 15; Xyaş= 43.40±10.27 ve nkadın= 9; Xyaş=35.89±12.55) yer almaktadır. Katılımcılara sosyo-demografik bilgilerini içeren kişisel bilgi formu ve personelin bağlı bulunduğu kuruma ait örgüt kültürü algılarını ortaya koymak için “Kurumsal Kültür Testi” uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi tanımlayıcı istatistik yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırmada Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü kurumunun Goffee ve Jones Modeli’nde belirtilen toplumcu örgütsel kültür yapısında olduğu tespit edilmiş olup, orta-yüksek dayanışma ve ortayüksek sosyallik bulgularına ulaşılmıştır. Sonuç olarak, Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde çalışan personelin yüksek sosyallik ve yüksek dayanışma söz konusu olduğu toplumcu kültürel yapıda yer aldığı ortaya konulmuştur. Bu yapıdaki bir örgütte çalışanların kendilerini işleri ve kurumlarıyla tamamen özdeşleştirmekle beraber, kimliklerini örgütleriyle eş tutmakta olduğu söylenebilir. Gelecekte bu konuda yapılacak çalışmalarda Ülkemizde spor yönetiminde söz sahibi olan bu kuruluşların taşra ve merkez örgütlerindeki kurumsal kültür algıları ortaya konulmalı ve örgüt kültürünün farklı boyutları da bu çalışmalarda ele alınıp bu konu ayrıntılı olarak incelenmelidir. Seçkin Renklibay Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans,İstanbul Bu çalışmanın amacı şu anda kulübümüzde mevcut 22 branşın ve toplamda izcilik branşı dahil 40000 e yakın sporcuya sahip spor kulübünün branşların başarı planlamaları ve koordinasyonunun yapılabilmesi, antrenman ve müsabaka programlarının gün,hafta ve aylık olarak detaylı şekilde görülebilmesi,branş sporcularının,branş antrenörlerinin kulübe katılım, antrenörlük belge ve başarıları ile özlük, sportif bilgilerinin görülebilmesi ayrıca branşlarda bulunan antrenör ve sporcular hakkında detaylı sportif bilgilere ulaşarak sporcular ve antrenörler hakkında objektif gelecek planlaması yapılabilmesi,Olimpik ve diğer tüm branşların performans,müsabaka ve başarı kayıtlarının oluşturulabilmesi amaçlanarak spor kulüplerinin sportif kurumsallık anlayışı ile teknolojiden yararlanmanın önemini kulüp planlamaları içinde yer almasını sağlamak.Bu programda branşların bireysel ve takım sporları olmak üzere ayrı ayrı tüm müsabaka ayrıntılarına göre kriterler oluşturularak ayrıntılı biçimde branşların kayıt,analiz ve planlamaları yapılmaktadır. Geliştirilebilir ve şu anda mevcut 22 branşın alt kategorileri dahil tüm bilgilerine ulaşılabilmektedir.Ayrıca bu çalışmada kulüp bünyesinde çalışan idari departman çalışanlarının faydalanması ve departmanı ile ilgili gerekli bilgilere ulaşabilmesi sağlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: sportif veri, organizasyon, planlama, performans takip, bilişim BRANŞ SPORCU DAĞILIMLARI Anahtar Kelimeler: Kurum kültürü, Sosyalleşme, Dayanışma Kurumdaki Baskın Kültürün Şematik Görünümü Kurumdaki Baskın Kültürün Şematik Görünümü 72 SPOR KULÜBÜ BÜNYESİNDEKİ TÜM BRANŞLARIN İÇİNDEKİ YERLİ VE YABANCI SAYISAL DETAYLARI GÜNLÜK-HAFTALIK-AYLIK VE MÜSABAKA DETAY PROGRAMI 22 SPOR BRANŞINDAN SEÇTİĞİMİZ BRANŞIN TÜM KATEGORİLERİNİN AYRI AYRI OLMAK ÜZERE ANTRENMAN-MÜSABAKA DETAYLARINA ULAŞMAK. Sportif Veri Sistemi Ana sportif veri sayfasından seçilen branşların içeriklerinin görüntülenmesi. TÜM BRANŞLARIN SAYISAL VERİLERİ OLİMPİK BRANŞLARIN SPORTİF DETAY BİLGİLERİ KULÜP BÜNYESİNDEKİ OLİMPİK BRANŞLARIN KATILDIKLARI OLİMPİYAT ORGANİZASYON BİLGİLERİNE DETAYLI ŞEKİLDE GÖRÜLEBİLMESİ VE ARŞİVLENMESİ. SPOR KULÜBÜ BÜNYESİNDEKİ TÜM BRANŞLARIN SAYISAL VERİLERİ VE YÜZDELİK SAHİP OLDUKLARI DİLİMLER. 73 PP-056 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim] PP-057 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim] Takım Sporu ve Bireysel Spor ile İlgilenen Sporcuların İletişim Becerilerinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi Görme Engelli Sporcuların İletişim Becerilerinin Analizi Sevim Güllü, Hande Üresin İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri ABD, İstanbul GİRİŞ ve AMAÇ: Günümüzde bireylerin fiziksel, duygusal ve toplumsal bakımdan gelişimlerinin sağlanabilmesi, grup çalışmalarını kolaylaştırması ve karşılıklı dayanışmanın oluşturulabilmesi ve toplum üyeliğinin kazanabilmesinin en kolay yollarından birisi spor olgusudur. Sporun, gençlerin iletişim beceri düzeylerinin gelişmesine katkı sağladığı söylenebilir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı, bireysel sporlar ve takım sporları ile ilgilenen sporcuların iletişim becerilerinin karşılaştırılmasıdır. GEREÇ ve YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 24,09 ± 3,14 olan 65 “Kadın” ve 71 “Erkek” olmak üzere toplam 136 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu 64 takım sporcusu ve 72 bireysel sporla uğraşan sporculardan oluşmaktadır. Sporcuların İletişim becerilerini ölçmek için, Korkut (1996) tarafından geçerlik ve güvenirliliği yapılan “İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği” kullanılmıştır. Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro Wilks normallik testi uygulanmış ve verilerin non-parametrik test koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı farklılıkların belirlenmesi için Mann-Whitney U testi uygulanmıştır. BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre iletişim beceri düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanmamıştır (z=-,275; p>0.05). Erkek sporcular kadın sporculara oranla daha yüksek skor elde etmelerine rağmen bu skor manidar değildir (p>0.05). Katılımcıların yaşlarına göre iletişim beceri düzeyleri karşılaştırıldığında ise 18-23 yaş grubundaki katılımcılar ile 25-29 yaş grubundaki katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (z=-,140; p>0.05). Katılımcıların branşlarına göre takım sporuyla ilgilenen sporcular ile bireysel sporla ilgilenen sporcuların iletişim beceri düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (z=,450; p>0.05). Katılımcıların eğitim durumları ile iletişim beceri düzeyleri arasındaki fark incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (z=-,682; p<0.05). SONUÇ: Araştırmaya katılan üniversite mezunu sporcuların iletişim becerilerinin, lise mezunu sporculara oranla daha iyi olduğu, diğer değişkenlerin ise sporcuların iletişim becerilerinde önemli bir rol oynamadığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Takım sporu, bireysel spor, iletişim becerileri. 74 Ömer Erşek1, Mehmet Gül2 1 Lisans Öğrencisi, Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Sivas 2 Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Spor Yöneticiliği Bölümü, Sivas Spor sosyal bir ortamdır. İletişim, sözlü veya sözsüz olarak gerçekleşebilen ve insanların birbirini anlamasına ve ortak davranışlar sergilemesine olanak sağlayan bir araçtır. Gelişime açık olan bir sporcunun en fazla geliştirmesi gereken özelliklerden birisi iletişimdir. Özellikle engelli bireylerin spor aracılığıyla topluma entegrasyon sağlaması büyük bir kazanımdır. Bu bağlamda araştırmada çeşitli branşlarda aktif olarak spor yapan görme engelli sporcuların iletişim becerilerinin analizi edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada tarama yöntemi kullanılarak sporcuların iletişim becerileri betimlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada gereç olarak lisanslı olarak aktif spor yapan 101 görme engelli sporcunun (Erkek= 51, %50,5- Bayan =50, %49,5) demografik özelliklerini belirlemek amacıyla “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Diğer taraftan sporcuların iletişim becerilerini belirlemek için Korkut (1996) tarafından geliştirilen “İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)” kullanılmıştır. Verilerin analizinde yüzde (%), Frekans, Ortalama ve Standart Sapma değerleri sunulmuştur. Diğer taraftan Farklı değişkenler arasındaki farkları belirlemek amacıyla fark testlerinden (Bağımsız gruplar t testi, Tek yönlü varyans analizi) yararlanılmıştır. Elde edilen bulgulara bakıldığında görme engelli sporcuların yarısından fazlasının (54 birey %53,5’inin) 4,1 yıl ve üzeri lisanslı olarak aktif spor yaptıkları, tamamına yakınının (93 birey, %92,1) lise ve üzeri eğitim durumuna sahip oldukları belirlenmiştir. İletişim becerilerine bakıldığında üst seviyede iletişim becerisine sahip oldukları tespit edilmiştir. Sporun insanların iletişim becerilerine sağlıdığı olumlu katkılar birçok araştırmada ortaya konmuştur. Benzer şekilde yapılan bu çalışmada da sporun engelli bireyler üzerinde iletişim becerisi açısından üst düzeyde katkı sağladığı ortaya konmuştur. Bu doğrultuda özellikle engelli bireyleri sosyalleşmeleri açısından sporu bir araç olarak seçmeleri önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: İletişim Becerisi, Spor, Görme Engelli Sporcular PP-058 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim] Spor Bilimleri Fakültesi’nde Öğrenim Gören Öğrencilerin Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıklarının İncelenmesi Selçuk Bora Çavuşoğlu1, Ataman Tükenmez2, Erdoğan Türe1 1 İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul 2 Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri, İstanbul GİRİŞ VE AMAÇ: Kitle iletişim araçlarının özelliklerini bünyesinde toplayan internet, kullanıcılarının sosyal hayata bakış açılarında ve sosyalleşme tercihlerinde de değişiklikler meydana getirmiştir. Bu değişimde önemli bir yeri olan sosyal medya ortam ve araçlarının kullanımı da her geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını ve hangi amaçlarla sosyal medyayı kullandıklarını ortaya koymaktır. Aynı zamanda öğrencilerin sosyal medyayı algılamalarına bağlı olarak ortaya çıkan algısal farklılıkların demografik özellikler itibariyle belirlenmesi de araştırmanın alt amaçları arasında yer almaktadır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 21,16 ± 3,14 olan 90“Kadın” ve 90 “Erkek” toplam 180 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmada, spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını belirlemek içinBostancı (2010) tarafından geçerlilik ve güvenirliği yapılan “Sosyal Medya Kullanım” ölçeği kullanılmıştır. Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmışolup katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için ShapiroWilks normallik testi uygulanmış ve verilerin parametrik test koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı farklılıkların belirlenmesi için bağımsız t testi ve ANOVA testleri uygulanmıştır. BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre sosyal medya kullanım düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmazken(p>0.05). Erkek katılımcılar kadın katılımcılara oranla yüksek skor elde etmelerine rağmen bu fark manidar değildi. Katılımcıların yaşlarına göre sosyal medya kullanım düzeyleri arasında 18-20 yaş grubundaki katılımcılar ile 24 yaş ve üstü katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0.05).Katılımcıların bölüm ve sınıflarına göre sosyal medya kullanım düzeyleri arasında anlamlı farklılık rastlanmamıştır (p>0.05). SONUÇ: Katılımcıların sosyal medya kullanım düzeylerinde cinsiyet faktörü önemli bir rol oynamadığı, ancak yaş değişkeninin önemli bir rol oynadığı saptanmıştır. Yaş faktörünün önem arz etmesinin ana sebep olarak genç neslin teknolojik değişikliklere yaşlı bireylere göre daha kolay uyum sağlaması gösterilebilir. Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, Üniversite, Öğrenci PP-059 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan Kaynakları] Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi Mürsel Akdenk 1.1-Uluslarüstü Kültürel Liderlik ve Turizm Eğitimi Yüksek Lisans Tez Yazma Öğrencisi:Avrupa ve Akdeniz Üniversitesi: Portorose-Slovenya. 1.2-Eğitimde Program Geliştirme ve Öğretim Yöntemleri Bölümü Yüksek Lisans Tez Yazma Öğrencisi:Ankara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü:Ankara-Türkiye.1.3-Ondokuz Mayıs Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi;Eski Öğretim Elemanı:Samsun-Türkiye. GİRİŞ: Türkiye de ve Dünyada Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi her zaman çok büyük sorunlar oluşturmuştur. AMAÇ: Bu alan çalışmasında; Hükümet;Vakıf ve Özel Sektörde Çok Amaçlı Mekanlarda Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor Kliniği;Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi; Türkiye;Avustralya ve Avrupa Birliği Perspektifi bakımlarından farklı çözümlerin açıklanması amaçlanmaktadır. GEREÇ:İlgili kaynaklar; Türkiye;Avustralya Birliğinden elde edilmektedir. ve Avrupa YÖNTEM: Bir yandan; Türkiye de ve Dünyada Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimindeki ilgili sorunlar çok amaçlı olarak irdelenmektedir. Diğer yandan; adı geçen sorunlara; ülkesel; bölgesel ve küresel çözümlerin yolları verilmektedir. GENEL BULGULAR: Avrupa’da ve Dünyada Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitiminde yeni ve farklı ders ve kurs programlarının ortak sorunları bu güne kadar tam irdelenmemiştir. ÖZEL BULGULAR: İlgili eleman yetiştirme probleminin Türkiye de de devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.ve Dünyada Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitiminde yeni ve farklı ders ve kurs programlarının ortak sorunları bu güne kadar tam irdelenmemiştir. SONUÇLAR: Avrupa Birliği ve Küreselde Gençlik ve Spor Kliniği; Gençlik ve Spor Rehabilitasyonu; Spor Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi; Gençlik ve Sporda Lider Elemanların Eğitimi;Avustralya da Gençlik ve Sporda Karşılaştırmalı Lider Elemanların Eğitimi;Türkiye de Gençlik ve Sporda Lider Elemanların Eğitiminin kriterleri verilmektedir. ÖNERILER: Gerek yukarıda verilen genel konularda; gerekse Türkiye’nin de ihtiyacı olan aynı alanlarda gençlik ve sporda eleman eğitiminin küresel Liderlik kriterleri ortaya konulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Gençlik ve Spor Kliniği, Gençlik ve Spor Rehabilitasyonu, Spor Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi, Gençlik ve Sporda Lider Elemanların Eğitimi, Gençlik ve Sporda Karşılaştırmalı Lider Elemanların Eğitimi, Türkiye de Gençlik ve Sporda Lider Elem 75 PP-060 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan Kaynakları] PP-061 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan Kaynakları] Spor İşletmeleri Stratejik İnsan Kaynakları Yönetiminde Entelektüel Sermayenin İnsan Sermayesinin Önemi: Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları Ve Pratik Çözüm Yolları: Suzan Dal1, Hacı Şükrü Taştan1 1 İstanbul Üniversitesi, Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul Çalışmamızda, spor işletmelerinde İnsan Kaynakları yönetimi, Entelektüel Sermaye kavramının parçası olan insan sermayesinin önemi araştırılmıştır. Spor işletmeleri sürekli rekabet içerisinde, kar ve hizmet kalitelerinin arttırma çabası içerisindedir. Bu amaçla spor işletmelerin entelektüel sermayelerinin önemli unsuru olan insan kaynağının elde edilmesi, elde tutulması ve geliştirilmesi spor işletmeleri için önemli hale gelmektedir. Araştırma, nitel araştırma metodolojisi içinde yer alan genel tarama modellerinden betimsel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada literatür taraması modeli kullanılmıştır. Literatür taraması, araştırma probleminin belirlenerek anlaşılmasına ve araştırmanın tarihsel bir perspektife oturtulmasına yardımcı olur (Karasar, 2006). Veri toplama aracı olarak işletmelerin insan kaynakları yönetiminde entelektüel sermayenin önemi alanında ulusal ve uluslarası dergi, makale, kitap gibi yazılı kaynaklar taranmıştır. Entelektüel sermaye bir işletmenin sahip olduğu insani yapısal ve ilişkisel varlıkları içermektedir. İnsan sermayesi bir işletmede görev yapan çalışanların sahip olduğu bilgi, deneyim, yetenek gibi beşeri davranışlarından oluşmaktadır. İnsan sermayesi, işletme çalışanlarının sahip olduğu bilgi, sorun çözme becerisi, yaşam kültürü, girişimcilik ve liderlik yetenekleri olarak tanımlanmaktadır (Görmüş, 2009). Bir spor işletmesinde fiziki ortamın iyi, çalışma aletlerin kaliteli olduğu bir salonda fitness eğitmeninin salona gelen müşterileri iyi bir şekilde yönlendirmeyip, yanlış ve eksik çalışmalar yaptırması müşterilerin beklentilerine cevap vermemesi işletmenin karlılığını etkileyerek zarara hatta işletmenin kapanmasına yol açabilir. Kısaca işletmenin sahip olduğu maddi kaynakların yanı sıra entelektüel sermaye olarak nitelendirdiğimiz insan kaynağının önemi ortaya çıkmaktadır. Spor kulüplerinin isimleri, tesisleri, sahip olduğu duran varlıkları ne kadar büyük olursa olsun, her durumda transferler yaparak yetenekli oyuncu ve teknik adam elde etmeye çalışmaktadır. Buda göstermektedir ki spor kulüplerinin en değerli varlıkları, oyuncuları insan unsurudur. Spor yönetiminde insan kaynağının elde edilmesi, daha sonra elde tutulması ve eğitilip geliştirilmesinin önemli olduğu, spor yönetiminde başarıyı getireceği, verimliliği arttıracağı değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: İnsan Kaynakları Yönetimi, Entelektüel Sermaye, İnsan sermayesi Mürsel Akdenk1, İbrahim Kurt2, Mehmet Çebi3, Nurullah Öğreten4, Cumali Yavuz5 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi;Eski Öğretim Elemanı:Samsun-Türkiye. 2 Hareket ve Antrenman Bilim Uzmanı Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni: Samsun-Türkiye 3 Ondokuz Mayıs Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi;Öğretim El emanı:Samsun-Türkiye 4 Spor Bilimleri Doktora Öğrencisi: Ondokuz Mayıs Üniversitesi:Samsun-Türkiye 5 Spor Bilimleri Doktora Eğitimi Tez Yazma Öğrencisi: ElazığTürkiye GİRİŞ: Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Sağlam; Engelli ve Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları ve Pratik Çözüm Yolları; bugüne kadar pekte üzerinde yeterince çalışılmış alanlar arasında bulunmamaktadır.Gelecekte de farklı sorunların devam etme endişeleri bulunmaktadır. AMAÇ: Hükümet;Vakıf ve Özel Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Sağlam; Engelli ve Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları ve Pratik Çözüm Yolları;Türkiye;Avustralya Avrupa Birliği Modelleri Perspektifi; adlı alan araştırmasının açıklanması amaçlanmaktadır. GEREÇ: İlgili dokumanlar Birliğinden elde edildi. Türkiye;Avustralya Avrupa YÖNTEM: Adı geçen konular; Türkiye;Avustralya Avrupa Birliği Modelleri açısından değerlendirilmektedir.Sonunda Türkiye için farklı Program perspektifi açıklanmaktadır. Genel Bulgular: Küresel Dünyada; Hükümet;Vakıf ve Özel Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Sağlam;Engelli ve Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları ve Pratik Çözüm Yolları;Avustralya;Avrupa Birliği Modelleri ile ortaya konulmaktadır. ÖZEL BULGULAR: Bu konularda; Genel Bulgulardan yararlanılmakta ve Türkiye ye özgü yapılanmaya yer verilmektedir. SONUÇLAR: Genel ve özel sonuçlar bakımlarından; adı geçen alanlarda;Uygulamada; Avustralya;Avrupa Birliği Modellerinin çok olumlu yönlerinin bulunduğu görülmektedir. ÖNERİLER: Genel ve özel İlgili konularda; Bir yanda Küresel Dünya, Avustralya ve Avrupa Birliği gibi ülke ve bölgelerin konumları; diğer yandan;Türkiye gibi ülkelerin yeni program geliştirme çalışmaların da ihtiyaçlarının bulunduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sporda Hükümet;Vakıf ve Özel Yüksek Öğretim, Karşılaştırmalı Sağlam Engelli ve Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Programı,Sporda Program Geliştirme Sorunları ve Pratik Çözüm Yolları, Sporda Türkiye,Avustralya Avrupa Birliği Modelleri Perspektifi 76 PP-062 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda Sponsorluk] Üniversite Öğrencilerinin Spor Sponsorluğu Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi Sevim Güllü, Ezgi Şahin İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri ABD, İstanbul GİRİŞ VE AMAÇ: Günümüzde sporun gelişmesi ile birlikte; tesislerin, spor malzemeleri üreten firmaların, profesyonel kulüplerin büyük bir endüstri haline geldiği söylenebilir. Bundan dolayı, sponsorluk kavramının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı; beden eğitimi ve spor yüksekokulunda öğrenim gören öğrencilerin spor sponsporluğu bilgi düzeylerinin incelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 21,03 ± 1,79 olan 61 “Kadın” ve 75 “Erkek” olmak üzere toplam 136 üniversite öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Esenyurt Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğrenim gören öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrencilerin spor sponsorluğu bilgi düzeyini ölçmek için, GÜL (2011) tarafından geçerlik ve güvenirliliği yapılan “Spor Sponsorluğu Ölçeği” kullanılmıştır. Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro Wilks normallik testi uygulanmış ve verilerin parametrik test koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı farklılıkların belirlenmesi için bağımsız t testi ve ANOVA testleri uygulanmıştır. BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre spor sponsorluğu bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanmazken (p>0.05); erkek katılımcılar kadın katılımcılara oranla daha yüksek skor elde etmişlerdir (t=1,188; p>0.05). Katılımcıların yaşlarına göre spor sponsorluğu bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında 19-21 yaş grubundaki katılımcılar ile 25 ve üstü yaş grubundaki katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (f=-1,58; p<0.05). Katılımcıların üniversitelerine göre spor sponsorluğu bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında ise Esenyurt Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler ile İstanbul Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (t=-1,21; p<0.05). Katılımcıların bölüm ve sınıflarına göre spor sponsorluğu bilgi düzeyleri arasında anlamlı farklılık rastlanmamıştır (p>0.05). PP-063 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Hentbolcuların Problem Çözme Becerilerinin Bazı Değişkenler Açısından Belirlenmesi Tolga Ceylan, Seniha Fistik, Sefa Şahan Birol Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman AMAÇ: Bu araştırma; hentbolcuların problem çözme becerilerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu ÜNİKOP 3. Spor Oyunları Hentbol müsabakalarına katılan 64 erkek oyuncu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Problem Çözme Envanteri” ve voleybolcuların kişisel özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmıştır. Normal dağılım gösterdiği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Normal dağılım gösteren veriler için parametrik testlerden t-testi ve Anova testleri kullanılarak anlamlılık P>0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların Problem çözme toplam puan ortalamaları (Ort.=110,1719), problem çözme becerisi alt boyutlarından düşünen yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=14,7656), değerlendirici yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=9,5469), kendine güvenli yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=22,9219) ve planlı yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=12,63) düşük seviyelerde olduğu, fakat aceleci yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=33,9219) ve kaçıngan yaklaşım puan ortalamaları (Ort.=16,3594) yüksek seviyede olduğu söylenebilir. SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise problem çözme toplam ve alt boyutlarına ilişkin hentbolcuların öğrenim gördükleri sınıf, okul, bölüm, baba mesleği ve anne eğitim değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık bulunurken, yaş, yaşamının çoğunu geçirdiği yer, anne mesleği, baba eğitim ve mevki değişkenlerine göre ise anlamlı bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Problem Çözme, Sporcu, Hentbol, Üniversite SONUÇ: Araştırmaya katılan bireylerin spor sponsorluğu bilgi düzeylerinde yaş faktörünün önemli bir rol oynadığı, erkek katılımcıların kadın katılımcılara oranla spor sponsorluğu bilgi düzeylerinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Spor, Sponsorluk, Spor Sponsorluğu, Üniversite Öğrencisi 77 PP-064 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-065 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Elit Düzeydeki Sporcuların Kişilik Özellikleri İle Motivasyon Yönelimleri Arasındaki Ilişkinin Belirlenmesi İşitme Engelli Öğrencilerde Sporun Sosyalleşme Düzeylerine Etkisi Ebrar Gümrük, Aliye Menevşe, Ünsal Tazegül, Alen Geçer İstanbul Gelişim Üniversitesi Haniffe Banu Ataman Yanci1, Suzan Dal2, Gülden Kök3 1 Hanife Banu Ataman Yancı,İstanbul Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı,İstanbul 2 Suzan dal,İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı,İstanbul 3 Gülden Kök,İstanbul Bu çalışmanın amacı, elit düzeydeki sporcuların kişilik tipleri ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Çalışmada veri toplama aracı olarak, Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBTO) ve Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu (EKA-GGK) kullanılmıştır. Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği, Folkman ve Lazarus tarafından geliştirilmiş olup, ülkemiz için geçerlik ve güvenirlik çalışması Şahin ve Durak tarafından yapılmıştır. Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu, Francis ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Ülkemiz için geçerlilik ve güvenirlik çalışması, Karancı ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Çalışmanın, örneklemini çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 50 güreşçi, 45 halterci ve 37 boksör oluşturmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmış olup verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik ve kişilik tipleri ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemek için pearson korelasyon analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, kendine güvenli yaklaşım ile psikotizm kişilik tipi arasında, iyimser yaklaşım boyutu ile nörotizim ve psikotizim kişilik tipleri arasında, çaresiz yaklaşım boyutu ile nörotizim kişilik tipi arasında bir korelasyon belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kişilik Tipi, Stres, Sporcu. Araştırmanın amacı sporun, işitme engelli öğrencilerin sosyalleşmesi üzerinde etkisini ölçmektir. Türkiye’ de TUİK verilerine göre 3,5 milyon işitme engelli bulunmasından ve bu alanda çok fazla çalışma yapılmamasından dolayı çalışmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Araştırma kapsamında, İstanbul’da özel eğitim veren devlet lisesinde (n=50) okuyan, yaşları 16-20 arasında değişen, 25 kız, 25 erkek olmak üzere toplam 50 öğrenci üzerinde anket yapılmıştır. Anket daha önce Rauf BERBER tarafından geçerlilik, güvenilirliği yapılmış ve yüksek lisans tezinde kullanılmıştır. Anketler çalışma yapılacak kişilerle birebir işaret dili ile anlatılarak uygulanmıştır. Anket verilerine, SPSS 20 paket programı ile frekans, crosstabulation ve Ki-kare analizi yapılarak p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirme yapılmıştır. Spor yapan işitme engelli çocuklar kendilerini spor yapmayan işitme engelli çocuklara göre daha iyi ifade etmekte, daha çok toplumsal özgüvene sahip, liderlik vasfı daha gelişmiş, yeni insanlarla tanışmaya daha yakın, sosyal etkinliklere katılmayı, insanlara yardım etmeyi, sosyal topluluk içindeki görevini daha iyi yerine getirebildiğini ifade etmişlerdir. Araştırmadan çıkan sonuçlara göre işitme engelli öğrencilerin sosyalleşme düzeylerinde spor yapanlar ve yapmayanlar arasında anlamlı farklılık çıkmıştır (p<0.05). bu sonuçlara göre işitme engelli öğrencilerinin sosyalleşme düzeylerini arttırmak için spor bir vasıta olarak kullanılabilir ve bu alanda daha fazla çalışma yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Spor ve sosyalleşme, işitme engelli, rehabilitasyon 78 PP-066 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-067 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Spor Yapan ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin Yaratıcılık ve Otomatik Düşünce Düzeylerinin İncelenmesi Sporun Medyaya Yansıyış Biçimi: İnönü Üniversitesi BESYO Öğrencilerine Yönelik Bir Çalışma Burcu Taşdügen, Murat Tekin, Hacı Mehmet Günel, Ayşenur Ünver, Deniz Koca Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman İbrahim Halil Sığırcı İnönü Üniversitesi-Antrenörlük Eğitimi Bölümü GİRİŞ VE AMAÇ: Otomatik düşünceler,kişinin hayatındaki öznel ifadeleri ve olumsuz sosyo-ekonomik koşullar sonucunda kendi kendine konuşmaları biçiminde tanımlanmakta ve sorun çözme sürecinde otomatik düşünce sıklığı artması halinde şiddetli bir ters etkiye sahip olmaktır. Bu ters etkiden hareketle, kişinin yaratıcılık düzeyinde ve öğrenilmiş bir sorunun üstesinden gelmesi sürecinde önemli bir problem arz etmektedir. Spor bireylerin bilişsel,duyuşsal,sosyal yönden gelişmelerine katkı sağlamaktadır.Bu çalışmanın amacıda spor yapan ve yapmayan kadın üniversite öğrencilerinin yaratıcılık ve otomatik düşünce düzeylerinin incelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Meslek Yüksekokulu, Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültelerinde öğrenim gören 399 kadın (yaş=21,0351 + 2,2880) üniversite öğrencilerinden oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için olumsuz otomatik düşünceleri ölçmek amacıyla Hollon ve Kendall(1980) tarafından geliştirilen Şahin ve Şahin (1992) tarafından Türkçeye uyarlanan “Otomatik Düşünceler Ölçeği”. Kirthon (1999) tarafından geliştirilen Adaptation-Innovation Inventory (KAI), yaratıcılık ölçeği araştırmaya katılan öğrencilere uygulanmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis testi,Mann Whitney U testi ve korelasyon testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır.Güvenirlik katsayısı (cronbach alpha) 0,8754 bulunmuştur. Bu araştırmanın amacı İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin sporun medyaya yansıyış biçimi hakkındaki görüşlerinin incelenmesidir. Araştırmada Özsoy (2007) tarafından geliştirilmiş olan anketten yararlanılmıştır. Söz konusu anketin hali iki bölümden oluşmaktadır. Anketin birinci bölümünde katılımcıların kişisel bilgileri ve spor medyasına ilişkin görüşlerinin bulunduğu 19 madde, ikinci bölümde ise spor medyasından beklentilere ilişkin 25 madde yer almaktadır. Araştırma verileri 2015-2016 eğitim öğretim bahar döneminde İnönü BESYO’da okumakta olan 1-4 sınıf toplam 160 öğrenciden elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS paket programına aktarılarak analiz edilmiştir. Analizlerde verilere ilişkin olarak yüzde ve frekans değerleri incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, katılımcıların spor haberlerini televizyondan takip ettikleri (%77,5), spor haberlerini bilgi edinmek (%63,1) için, genel olarak spor medyasından kısmen (%59,4) memnun oldukları sonuçları elde edilmiştir. Spor medyasından beklentiler ise öncelikle barış, dostluk vb. sporun değerlerinin vurgulanması (%73,8), haberlerin gerçeği yansıtması (%65,6), haberlerin tarafsız olması (%63,8) şeklindedir. Bu bulgulara göre, katılımcıların sporun medyaya yansıyış biçimlerinden genel olarak rahatsız oldukları, spor haberlerinde tarafsızlık ve gerçeklik bekledikleri söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Spor, Medya, Beden Eğitimi Öğrencisi BULGULAR: Anne eğitim ve baba eğitim durumu değişkenine göre,kişinin kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceleri alt boyutlarında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0.05). Baba eğitim durumu değişkenine göre,yaratıcılık ve otomatik düşünce toplam puanları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.05). yaratıcılık düzeyleri ve otomatik düşünce alt boyutlarından olan yalnızlık ve izolasyon düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur(p<0.05) SONUÇLAR VE ÖNERİLER: Bu sonuçlar bize üniversitede öğrenim gören kadın öğrencilerin yaratıcılık düzeyleri ve otomatik düşünce düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir.Karşılaştıkları her yaşam olayında farklı değerlendirmeler yaptıklarını,kendini farklı hissettiğini,problemlerle farklı şekilde başa çıktığını göstermekte ve buna bağlı olarak bireylerin yaratıcılık seviyesini daha farklı boyutlara taşıdığını göstermektedir. Bu sonuçlar ışığında;bireylerin yaratıcılıklarını,problem çözme ve düşünme süreçlerini artırmada farklı yöntemler,farklı değişkenler ve farklı öğretim stratejileri uygulanarak bireyin içinde bulunduğu durumdan farklı yeteneklerle çıkmasına neden olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yaratıcılık, Otomatik Düşünme, Spor Yapan Ve Yapmayan 79 PP-068 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-069 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Bireysel ve Takım Sporcularının Bazı Değişkenlere Göre Kişilik Özelliklerinin İncelenmesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin İletişim Becerileri Düzeylerinin İncelenmesi Ecem Akgül, Sinan Çetinkaya gelişim üniversitesi İlayda Çınarlı, Lale Yıldız, Olcay Kiremitci Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Bu çalışmanın amacı bireysel ve takım sporcularının kişilik özelliklerinin bazı değişkenlere göre incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda Galatasaray erkek, Trabzonspor erkek, Abdullah Gül Üniversitesi bayan ve Edirnespor bayan basketbol takımlarından 43 katılımcı ile ITF tenis sporcusu 48 katılımcı gönüllü olarak katılmıştır. Gönüllülerden Sosyo-demografik bilgi formu ve Kişilik ölçeğini uygulamaları istenmiştir. Elde edilen veriler IBM Spss 22 adlı paket program ile kayıt edilmiştir. İstatistik işlem olarak Mann Whitney U, Kruskal Wallis analizi uygulanmıştır. Sonuç olarak kişilik özelliğinin; yaş, cinsiyet spor geçmişi ve branşla ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun sporcuların gerek alt yapı gerekse yaşamlarında sonuç odaklı yetiştirilmeleri ayrıca sporunda yadsınamaz katkısıyla sosyal olmaları, hızlı iletişim kurabilmeleri, gerekli özgüven ve öz yeterliliğe sahip olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kaynak ve alıcı arasında bilgi geçişi olarak tanımlanabilen iletişim, teknolojinin gelişimi ve buna bağlı olarak rekabetin artması ile bireylerin toplum içerisinde kendilerini ifade etme yolu ile daha güçlü bir yer edinebilmeleri için kazanılması gereken bir tutum olarak önemini giderek arttırmaktadır. Bu çalışmanın amacı spor alanında yükseköğrenim gören lisans öğrencilerinin iletişim beceri düzeylerinin belirlenmesi ve cinsiyet ile öğrenim görülen bölüm açısından farklı değişkenlere göre incelenmesidir. Çalışmaya 50 (%34,7) kadın, 94 (%65.3) erkek olmak üzere toplam 144 spor bilimleri fakültesi lisans öğrencisi katılım göstermiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 21.43±2.57 olarak hesaplanmıştır. Öğrenim görülen bölüm dikkate alındığında katılımcıların 46’sı(%31,9) beden eğitimi ve spor öğretmenliği, 53’ü(%36.8) spor yöneticiliği, 45’i(%31.3) ise antrenörlük eğitimi bölümlerinde öğrenim görmektedir. Çalışmada, Korkut(1996) tarafından geliştirilen “İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)” kullanılmıştır. Kullanılan ölçüm aracı, 25 madde ve tek boyuttan oluşan ve 5’li likert tip değerlendirme skalasına sahip bir ölçektir. Geliştirme aşamasında ölçeğin iç tutarlık katsayısı.80 olarak hesaplanmış (Korkut,1996), çalışmamızda ise bu katsayı.86 olarak belirlenmiştir. Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından sınıf ortamında yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veri seti SPSS13.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde açımlayıcı istatistik, t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar için anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır. Analiz sonuçları değerlendirildiğinde, katılım gösteren spor bilimleri fakültesi lisans öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin 74.89±10.55 ortalama puan ile iyi düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar cinsiyet değişkenine göre değerlendirildiğinde kadın ve erkek katılımcıların almış oldukları puanlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olmadığı görülmüştür (t=.770;p>.05). Öğrenim görülen bölüm değişkeni dikkate alındığında ise yine farkın istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (F=.113;p>.05). Sonuç olarak, spor fakültesi öğrencilerinin iletişim beceri düzeyleri açısından yüksek puana sahip olmaları ve cinsiyet ile öğrenim görülen bölüm değişkenleri açısından farkın anlamlı olmaması, katılımcıların spor ortamında kazandıkları olumlu etkileşim ile birlikte, yüksek öğrenimlerini sürdürdükleri sosyal çevre içerisindeki aktif yaşamın etkisinden kaynaklanmış olduğu düşünülebilir. Anahtar Kelimeler: Kişilik, Tenis, Basketbol Anahtar Kelimeler: İletişim, Spor, Yükseköğrenim, Cinsiyet, Bölüm 80 PP-070 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-071 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Voleybolcuların Karar Vermede Özsaygı ve Karar Verme Stillerinin Bazı Değişkenler Açısından Belirlenmesi Spor Yapan ve Yapmayan Bireylerin Duygusal Zeka Düzeylerinin Karşılaştırılması Gizem Nur Doğru, Erdem Pusmaz, Selahattin Akpinar Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman Ünsal Tazegül, Alen Geçer, Yunus Emre Büyükbasmacı, Muhammed Yılmaz İstanbul Gelişim Üniversitesi AMAÇ: Bu araştırma; voleybolcuların karar verme düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu Konya İl merkezinde gençler voleybol liginde oynayan 50 erkek ve 59 kadın oyuncular oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Melbourne Karar Verme Ölçeği” ve sporcuların kişisel özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmıştır. Normal dağılım göstermediği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kruskal Wallis-H testi ve Mann Whitney-U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS 21 (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan voleybolcuların karar vermede özsaygı puan ortalamaları (Ort.=9,0000) ve karar verme stillerinden dikkatli karar verme puan ortalamaları (Ort.=8,4587) yüksek seviyede olduğu, fakat kaçıngan karar verme puan ortalamaları (Ort.=4,8716), erteleyici karar verme puan ortalamaları (Ort.=4,5505) ve panik karar verme puan ortalamaları ise (Ort.=4,3670) düşük seviyelerde olduğu söylenebilir. Yapılan bu çalışmanın amacı, spor yapan ve yapmayan bireylerin duygusal zeka düzeylerini belirleyerek karşılaştırmaktır. Çalışmanın evrenini, İstanbul gelişim üniversitesinde okuyan ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 157 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak, Duygusal Zeka Özellik Ölçeği-Kısa Formu (DZÖÖKF), Formu kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ise ‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Bu ilk incelemeden sonra verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir. Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistik ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, spor yapan bireylerin duygusal zeka skorunun spor yapmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, Spor Yapan, Spor Yapmayan. SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise karar vermede öz saygı, karar verme stillerinden dikkatli karar verme, erteleyici karar verme ve panik karar verme stillerinin oynadıkları takım, cinsiyet, eğitim ve spora başlama yaşı değişkenlerine göre anlamlı bir fark bulunurken, karar verme stillerinden kaçıngan karar verme stilinde sadece spora başlama yaşı değişkenine göre anlamlı bir fark bulunmuştur. Fakat karar vermede özsaygı, karar verme stillerinden dikkatli, kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme stillerinin anne ve baba eğitim durumu, anne ve baba mesleği, aile gelir durumu ve yaşamının çoğunu geçirdiği yer değişkenlerine göre anlamlı bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Karar verme, Özsaygı, Karar Verme Stilleri, Sporcu, Voleybol 81 PP-072 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-073 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Elit Düzeydeki Vücut Geliştirme Sporcularının Beden Algılarını Yarıştıkları Kategorilere Göre Karşılaştırılması Sporda Öfke: Hentbolcuların Öfke Tarzlarının Belirlenmesi Alen Geçer, Ünsal Tazegül İstanbul Gelişim Üniversitesi Yapılan bu çalışmanın amacı, elit düzeyde vücut geliştirme sporu yapan sporcuların beden hoşnutluk düzeylerini karşılaştırmaktır. Çalışmanın örneklemini çalışmaya kendi istekleri ile katılmayı kabul eden elit düzeydeki 207 vücut geliştirme sporcusu oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Hovardaoğlu tarafından 1986 yılında Türkçeye çevrilerek geçerlilik ve güvenirliği yapılan beden algısı ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmış olup verilerin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ‘’Anova-Homogenety of variance” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik, 2’den fazla değişkenler arasındaki farkı belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve değişkenler arasındaki farkı belirlemek için de tukey testi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, 90 ve altı kategoride yarışan vücut geliştirme sporcularının beden algısı düzeyinin, diğer kategorideki sporculardan daha iyi düzeyde olduğunu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Beden Algısı, Vücut Geliştirme, Elit Sporcu. Vahit Küçükatçeken, Kübra Yağan, Elif Üstün Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman AMAÇ: Bu araştırma; hentbolcuların öfke tarzlarının çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma modeli olarak nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. Araştırma grubunu ÜNİKOP 3. Spor Oyunları Hentbol müsabakalarına katılan 64 erkek oyuncu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği” ve sporcuların kişisel özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmıştır. Normal dağılım gösterdiği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Normal dağılım gösteren veriler için parametrik testlerden t-testi ve Anova testleri kullanılarak anlamlılık P>0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların sürekli öfke puan ortalamaları (Ort.=21,6406), öfke ifade tarzı alt boyutlarından içe vurulan öfke puan ortalamaları (Ort.=18,7656), dışa vurulan öfke puan ortalamaları (Ort.=18,4531) ve kontrol altına alınmış öfke puan ortalamaları (Ort.=19,2969) düşük seviyede olduğu söylenebilir. SONUÇ: Kişisel özelliklere göre ise sürekli öfke ve öfke ifade tarzı sporcuların öğrenim gördükleri okul, yaşamının çoğunu geçirdiği yerleşim yeri ve baba mesleği değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık bulunurken, yaş, öğrenim gördüğü bölüm, öğrenim gördüğü sınıf, anne mesleği, baba ve anne eğitim ve oynadığı mevki değişkenlerine göre ise anlamlı bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Öfke, Öfke İfade Tarzları, Sporcu, Hentbol, Üniversite 82 PP-074 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Gençlik ve Spor İl Müdürlügünde Çalışanların Eleştirel Düşünme Becerilerinin İncelenmesi Yusuf Şahin, Cihan Kopmuş, Fatih Nazlı Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman GİRİŞ VE AMAÇ: Eleştirel düşünme sadece bir düşünme faaliyeti değildir, Eleştirel düşünen bir kişi uygun sorular sorabilir, konuyla ilişkili bilgi toplayabilir, bu bilgiyi etkili ve yaratıcı biçimde dönüştürebilir yeni bilgiler keşfedebilir, otoriteleri geleneksel inançları, dogmaları ve doktrinleri sorgulayabilir (Schafersman,1991, Akt: Özdemir,2005) Bireylerin çalışmakta olduğu ortam ve çalışma koşulları eleştirel düşünme becerileri üzerinde etkili olmaktadır. Bu çalışmanın amacı da gençlik ve spor il müdürlüğünde çalışanların eleştirel düşünme becerilerinin incelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; Karaman’da Gençlik Spor İl Müdürlüğün de çalışan 18’i erkek,5’i kadın toplam 23 kişi oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Facione ve Giancarlo (1992) tarafından geliştirilen, Kökdemir (2003) tarafından Türkçeye uyarlanmış California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (The California Critical Thinking Disposition Inventory); ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik katsayısı(cronbach alpha) 0,6410 bulunmuştur. BULGULAR: Cinsiyet, öğrenim durumu, statü, kıdem yılı, kadro türü değişkenine göre, eleştirel düşünme becerileri açık fikirlilik, analitiklik, sistematiklik, kendine güven, meraklılık, olgunluk altboyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre Gençlik ve spor il müdürlüğünde çalışanların eleştirel düşünce becerilerin incelenmesi konusunda cinsiyet,öğrenim durumu,hangi statüde çalıştığı kadro türü değişkenine göre açık fikirlilik, analitiklik, sistematiklik, kendine güven, meraklılık, olgunluk alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Gençlik ve spor il müdürlüğünde eleştirel düşünen bireylerin yaşamları boyunca her durum veya olayın nedenini anlamaya çalışmaları, bunun altında yatan gerçeklerin neler olabileceğini sorgulamaları, okudukları ve duyduklarının gerçekliği hakkında bilgi edinmeleri karşılaştıkları problemin üstesinden gelmek için çözümler üretmeye gayret etmelerinden dolayı eleştirel düşünme düzeyinde farklılık olmadığı düşünülmektedir Bu sonuçlar ışığında; Gençlik ve spor il müdürlüğündeki çalışanların sorgulayıcı ve eleştirel düşünme becerilerini arttırabilmesi için belli bir eğitim sürecinden geçmeleri ve bu eğitim sürecinin ise staj şeklinde olması çalışanların düşünme becerilerinin gelişmesini sağlayabilir. PP-075 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Bireysel ve Takım Sporcuların Psikolojik Dayanıklılıklarının Karşılaştırılması Enes Çevik Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Samsun Bu çalışmanın amacı bireysel ve takım sporcuların psikolojik dayanıklılıklarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmaya 69 bireysel, 66 da takım sporcusu katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Friborg ve arkadaşları tarafından 2005 yılında geliştirilen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin Türkçe güvenirlilik ve geçerlilik çalışması Basım ve Çetin (2011) tarafından yapılmıştır. Ölçekte Yapısal stil, gelecek algısı, aile uyumu, kendilik algısı, sosyal yeterlilik ve sosyal kaynaklar olmak üzere altı alt boyut bulunmaktadır. Yapılan analiz sonucunda bireysel ve takım sporcuların psikolojik dayanıklılık alt boyutlarında gruplar arasında fark yoktur (p>0,05). Gruplar arasında fark olmamasının nedeni çalışma grubunun benzer sosyal faktörlerden etkilenmesi olabilir. Ayrıca grupların sporcu olmasına bağlı olarak da spor yapmanın psikolojik dayanıklılığa benzer seviyede etki ettiği düşünülebilinir. The aim of this study is to investigate on the psychological strength of the people who is doing sport. In this study there are 69 individuals and 66 team players were involved. Physiologic strength measurement tool which was developed by Friborg at al. in 2005 for gathering information. Validation and Turkish translation was done by Basim ve Cetin (2011). In this study 6 main level was studies including Psychological Style, Future Perspective, Family Consistency, Self Consciousness, Social Sufficiency, Social Sources. As a results of the analysis, there was no difference between individuals and team players in terms of psychological strength(p>0,05). The reason for that might be because of having the same social factors affect. Also, being a sportsmen could also effect on the psychological strength. Anahtar Kelimeler: Bireysel sporcular, Psikolojik dayanıklılık, Takım sporcuları Tablo. Bireysel ve takım sporcuların dayanıklılıklarının karşılaştırılması psikolojik Anahtar Kelimeler: Gençlik ve Spor, Eleştirel Düşüme, Çalışan Bireyler 83 PP-076 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-077 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Sportif Aktivitelere Katılan ve Katılmayan Otizm Tanısı Almış Ebeveynlerin Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi (Malatya İli Örneği) Zihinsel Engelli Çocuğu Olan ve Olmayan Annelerin Psikolojik Dayanıklılıklarının Ölçülmesi Derya Tuncal İnönü Üniversitesi-Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümü Bu araştırmanın amacı otizmli bireylere sahip ailelerin kaygı düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırma verileri Şubat 2016 nisan 2016 aylarında Malatya ilinde yaşamakta olan araştırmaya katılmayı kabul eden ve çocuğu otizm tanısı almış 37 anne ve 19 baba olmak üzere toplam 56 ebeveynden elde edilmiştir. Araştırmada Spielberger ve arkadaşları(1970) tarafından geliştirilen ve Öner ve Le comte (1974-1977) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan ‘Süreklilik Kaygı Ölçeği’ kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama ve değişkenler arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Analizler sonucunda otizmli çocuğa sahip ebeveynlerde ortanın üzerinde(43.82) sürekli kaygının bulunduğu, eğitim seviyesinin düşmesi, yaşın yükselmesi, emekli olmak, delir seviyesinin düşmesi ve çocuğunun sportif etkinliklere katılmaması değişkenlerinin sürekli kaygıyı arttırdığı sonuçları elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: süreklilik kaygı, otistik, ebeveyn Çağla Çatal1, Hamza Küçük2 1 Amasya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bu çalışmanın amacı zihinsel engelli çocuğu olan ve olmayan annelerin psikolojik dayanıklılıklarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmaya engelli çocuğa sahip 60 ve engelli çocuğu olmayan 52 anne katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Friborg ve arkadaşları tarafından 2005 yılında geliştirilen, Türkçe geçerlilik ve güvenirlilik çalışması Basım ve Çetin (2011) tarafından yapılan “Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçeğin “gelecek algısı”, “aile uyumu” ve “kendilik algısı” alt boyutlarında zihinsel engelli çocuklara sahip annelerin daha yüksek psikolojik dayanıklılık puanlarına sahip oldukları bulunmuştur (p<0,05). Bu durumun ortaya çıkmasında, engelli çocukların hayata adaptasyonu için uğraşan annelerin içinde oldukları durumun etkisi olabilir. Annelerin engelli çocuklarının gelişimi için çabalamasının olumlu etkileri de söz konusu olabilir. Ayrıca engelli çocukları oluşturan araştırma grubunun, sportif etkinliklere katılan gruptan oluşması ve sporun çocuklar ve buna bağlı olarak da annelerin psikolojik durumlarına olumlu etki ettiği söylenebilir. Bu çalışma sonucuna göre engelli bireye sahip annelerin yaşadıkları durumun psikolojik dayanıklılıklarına olumlu etkisi olduğu iddia edilebilir. Anahtar Kelimeler: anneler, engelli çocuklar, psikolojik dayanıklılık Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Olan ve Olmayan Annelerin Psikolojik Dayanıklılıklarının Karşılaştırılması Yapısal Stil Gelecek Algısı Aile Uyumu Kendilik Algısı Sosyal Yeterlilik Sosyal Kaynaklar 84 n. Ort. S.S p Engelli Çocuğu Olan Anne 60 3,28 1,67 ,204 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,62 0,91 Engelli Çocuğu Olan Anne 60 3,28 1,71 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,97 0,85 Engelli Çocuğu Olan Anne 60 3,41 1,31 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,95 0,76 Engelli Çocuğu Olan Anne 60 3,21 1,38 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,87 0,85 Engelli Çocuğu Olan Anne 60 4,08 1,06 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,81 0,89 Engelli Çocuğu Olan Anne 60 4,10 1,20 Engelli Çocuğu Olmayan Anne 52 3,94 0,87 ,008 ,008 ,003 ,015 ,395 PP-078 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-079 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Sürekli Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi Spor Yapan Ve Yapmayan Öğrencilerin Sosyal Kaygı Ve İletişim Becerileri Düzeylerinin Karşılaştırılması Yeliz Ateş1, Fatih Özgül2, Merve Güçlü2, Erhan Buyrukoğlu1 1 Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Sivas Kubilay Çimen, Yunus Emre Büyükbasmacı, Ünsal Tazegül İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar Anabilim Dalı, İstanbul Kaygı, bireylerin sebebini bilmediği ama tehlikeli ve tehdit edici olarak kabul ettiği olaylar karşısında duyduğu huzursuzluk, bir çeşit korku hissidir. Kaygı yaşayan insan, bir şeylerden korkmuş gibidir ve kendini aşırı rahatsız hisseder. Kaygı, Durumluk ve Sürekli Kaygı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sürekli kaygı; stres yaratan durumların tehlikeli ya da tehdit edici olarak algılanması ve bu tür tehditlere karşı duygusal reaksiyonların yoğunluğunun artması ve süreklilik kazanmasıdır. Bu araştırmanın amacı, Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği, Antrenörlük ve Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerinde öğrenim gören ve rastgele belirlenen öğrencilerin sürekli kaygı düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırma grubunu, yaşları 19-20 arası değişen 8 kişi, 21 yaş üzeri 83 kişi olmak üzere toplam 91 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada Spielberger ve arkadaşları (1970) tarafından geliştirilen ve Öner ve Le Compte (1983) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “sürekli kaygı ölçeği” öğrencilere yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS ver.18.00 paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre; araştırmaya dahil olan öğrencilerin “genellikle keyfim yerindedir” ifadesine, “genellikle sakin, kendime hakim, soğukkanlıyım” ifadesine ve “genellikle mutluyum” ifadesine verdikleri yanıtların ortalamaları diğer ifadelere göre yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak; araştırmaya dahil olan bireylerden 21 yaş ve üzeri olanların, 19-20 yaş arasındakilere oranla sürekli kaygı ortalamaları yüksek olarak tespit edilmiştir. Yapılan bu çalışmanın amacı, 7 ve 8 yaşındaki ilk okul öğrencilerinin sosyal kaygı ve iletişim becerilerinin karşılaştırılmasıdır. Çalışmada veri toplama aracı olarak korkut tarafından geliştirilen iletişim becerisi ölçeği ve Çocuklar için Sosyal Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini, İstanbul Ümraniye ilçesindeki Bilge Soyak Orta Okulu, Büyük Çekmece Kıraç ve Şanlı Urfa Siverek Vakıf orta okulu oluşturmaktadır.Ankete toplam 677 kişi katılmıştır. Anketler sınıf ortamında uygulanmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin Homojen ve normal dağılıma sahip oldukları belirlendikten sonra, verilerin İstatistik analizinde parametrik test yöntemi kullanılmaya karar verilmiştir. Verilerin analizinde Tanımlayıcı istatistik ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, Spor yapmayan öğrencilerin sosyal kaygı ve iletişim becerisi skorunun daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bunun sonuçunda bazı sonuç ve öneriler geliştirilmştir. Anahtar Kelimeler: Spor Yapan, Spor Yapmayan, sosyal Kaygı, İletişim Becerisi Anahtar Kelimeler: Besyo, Öğrenci, Sürekli Kaygı 85 PP-080 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-081 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Altyapı Futbol Oyuncularında Durumluk Kaygı, Yarışma Kaygısı ve Başarı Algısı Arasındaki İlişki Gelişim Üniversitesi Besyo Öğrencilerinin İş Bulma Endişeleri Açısından Umutsuzluk Düzeylerinin Belirlenmesi Ayça Sever1, Nurgül Keskin2, Ayşe Türksoy3, Süleyman Şahin4 1 İstanbul Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Bölümü, İstanbul 2 Marmara Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, İstanbul 3 İstanbul Üniversitesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana Bilim Dalı, İstanbul 4 Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Bursa Yunus Emre Büyükbasmacı İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar Anabilim Dalı, İstanbul GİRİŞ-AMAÇ: Yaşadığı kaygı belirtilerinin yoğun ve kaygı seviyelerinin yüksek olduğu ergenlik döneminde sporcularda sporda başarı algısının görev ya da ego yönelimli olarak algılanmasının kaygı düzeyleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Buradan hareketle araştırmanın amacı altyapıda futbol oynayan çocukların durumluk kaygı, yarışma kaygısı ve başarı algısını belirleyerek, bazı bağımsız değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak ve aralarındaki ilişkiyi tespit etmektir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın çalışma grubunu İstanbul ilinde lisanslı olarak futbol oynayan, yaş ortalamaları 13,14 ± 1,34 olan 98 erkek sporcu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Martens, Vealey ve Burton (1990)’ın geliştirdiği ‘Sporda Yarışma Kaygısı Testi Çocuk Formu (SCAT-C)’, Stadulis, Edison ve McCracken (1995)’ın geliştirdiği ‘Yarışma Durumluk Kaygı Ölçeği-2 Çocuk Formu (CSAI-2C)’, Roberts, Traesure ve Balague (1998)’ın geliştirdiği ‘Başarı Algısı Envanteri Çocuk Formu’ kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde betimsel istatistikler, t-testi, ANOVA, Tukey çoklu karşılaştırma ve Pearson korelasyon testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Elde edilen bulgular, araştırma grubunda yer alan sporcuların yarışma kaygılarının ve durumluk kaygılarının orta düzeyin üzerinde olduğunu göstermektedir. Katılımcıların durumluk kaygının altboyutlarından bilişsel ve bedensel kaygılarının orta düzeyde olduğu, özgüven altboyutunda ise orta düzeyin üzerinde olduğu belirlenirken, görev ve ego yönelimleri toplam puanlarında farklılık bulunmamıştır. Sporcuların durumluk kaygıları ile yarışma kaygısı orta düzeyde, pozitif yönde; durumluk kaygı ve yarışma kaygıları, görev yönelimi ve ego yönelimi ile orta düzeyde, negatif yönde ilişkilidir. Müsabakalara katıldıkları kategoriye ve mevkiye göre sporcuların başarı algılarında, yarışma kaygısında, durumluk kaygının toplam puan ve altboyutlarında farklılık bulunmazken; futbol oynamaya başladıkları yaşa göre durumluk kaygı ve altboyutlarında, başarı algısında farklılık bulunmazken; yarışma kaygısında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Sonuç ve Öneriler: Futbol oynayan ergen sporcuların yarışma ve durumluk kaygılarının ortalamanın üzerinde olması ve başarı algısıyla negatif ilişkili bulunması nedeniyle bu yaş grubunda kaygı düzenleme çalışmaları yapılarak sportif performansın arttırılması hedeflenebilir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarla literatürdeki sonuçların bazı değişkenler açısından farklılık göstermesi bu konular üzerine güncel çalışmaların yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Durumluk Kaygı, Başarı Algısı, Ergenler 86 Ülkemizde ve dünyada özellikle genç nüfusun önemli sorunlardan biride iş bulma endişesidir. Bu araştırmanın amacı İstanbul Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin iş bulma endişesi açısından umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesidir. Bu araştırma nicel araştırma yönteminde olup 8 soruluk anket düzenlenmiş ve beck umutsuzluk ölçeği uygulanmıştır. Ankete toplam 242 kişi katılmıştır. Ankete katılanların doğru cevap verdiği varsayılmıştır. Anket sınıf ortamında uygulanmıştır. Anketin değerlendirmesinde SPSS programından yararlanılmıştır. Anket sonuçlarına göre Mezun olduğunuzda rahatlıkla kendi alanınızda iş bulabileceğinizi düşünüyor musunuz? sorusuna katılımcıların %19,6 Kesinlikle düşünüyorum %19,1 Düşünüyorum %18,9 Kararsızım %28,3 Düşünmüyorum %14,1 Kesinlikle Düşünmüyorum dediği anlaşılmaktadır.. Aynı zamanda Öğrencilerin ortalama umutsuzluk puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Artan ekonomik sorunlar, üniversite mezunu sayısına oranla kadroların yetersizliği, askerlik, istihdam, lisansüstü eğitim sorunlarının öğrencilerde umutsuzluk yarattığı düşünülmektedir. Yaş ile öğrencilerin umutsuzluk puanı arasında anlamlı ilişki olmadığı tespit edildi. Çalışmada cinsiyet faktörü ile umutsuzluk puanı arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olmadığı erkek öğrencilerin umutsuzluk puanlarının kızların puanlarından yüksek olduğu belirlendi. Çalışmada cinsiyet faktörü ile umutsuzluk puanı arasında anlamlı ilişki saptanamaştır. Çalışmada öğrencilerin cinsiyet durumlarının, umutsuzluk üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark oluşturmadığı saptanmıştır. Çalışmada erkeklerin, kadınlara oranla umutsuzluk puanlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Her iki cinste de işsizlik artmasına karşın erkeklerin işsizlik konusunda umutsuzluk puanlarının yüksek olmasının, diğer çalışmalarda da belirtildiği gibi toplumda ve iş hayatında erkeklerin rolünden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çalışmada okunulan bölüm ile umutsuzluk puanı arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olmadığı belirlendi. Egzersiz ve spor bilimleri bölümünde okuyan öğrencilerin umutsuzluk oranı diğer bölümlere oranla daha fazla olduğu Spor yöneticiliği bölümüde umutsuzluk sıralamasında 2. sırada yer aldığı belirlenmiştir. Antrenörlük bölümü 3. Rekreasyon bölümü 4. sıradadır. Sonucun, Egzersiz ve spor bölümü öğrencilerinin iş sahalarının, kurum kadrolarının daha az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Öğrencilerin iş bulma konusunda %61.3’ü endişe duymaktadır. Bunun sonucunda bazı sonuç ve öneriler geliştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: İş, Öğrenci, Endişe, Umutsuzluk, İstihdam PP-082 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-083 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Bazı Bireysel Mücadele Sporcularının Sürekli Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması Elit Güreşçilerin Tartı Öncesi ve Sonrası Durumluluk Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması Alen Geçer, Ünsal Tazegül, Muhammed Yılmaz İstanbul Gelişim Üniversitesi Alen Geçer, Ünsal Tazegül, Hüseyin Özkan Üstün İstanbul Gelişim Üniversitesi Bu çalışmanın amacı, boks, halter, kick boks ve güreş spor dallarıyla ilgilenen sporcuların sürekli kaygı düzeylerini belirleyip karşılaştırmaktadır. Sporcuların performansını olumsuz yönde etkileyen birçok etken vardır. Bunlardan biride yüksek kaygıdır. Sporcuların kaygı düzeyleri arttıkça, sporcular istedikleri performansı sergili yemektedirler. Sporcularda sürekli kaygı durumlarını tespit etmek için Spielberger ve arkadaşları tarafından (1970) geliştirilen sürekli kaygı envanteri kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2012 yılında Türkiye şampiyonasına katılan ve tesadüfi örneklem metoduyla seçilen 55 erkek boksör, 72 erkek güreşçi, 56 erkek halterci ve 61 erkek kick boksör oluşturmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 15 paket programı kullanılmış olup verilerin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ‘’Anova-Homogenety of variance” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik, 2’den fazla değişkenler arasındaki farkı belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek için de tukey testi uygulanmıştır. Araştırma sonunda, halter branşındaki sporcuları sürekli akygı düzeyi ( =48,866±3,997), boks branşındaki sporcuları sürekli kaygı düzeyi ( =47,466±4,454), kick boks branşındaki sporcuları sürekli akygı düzeyi ( =47,433±3,829), güreş branşındaki sporcuları sürekli kaygı düzeyi ( =40,433±5,587) olarak belirlenmiştir. Kaygı; sporcuların performansını olumsuz yönde etkileyen etkenlerden biridir. Stres ve kaygı, sporcuların davranışlarında doğru karar alma yeteneklerini olumsuz olarak etkileyebilir. Stres ve kaygı altındaki sporcu, doğru karar almada ve yeteneklerini istediği gibi sergileyebilmekten uzaklaşır. Aşırı baskı altında bulunan sporcular bazı yanlış hareketler yapabilmektedir. Yapılan bu çalışmanın amacı, erkek güreşçilerin tartı öncesi ve sonrası durumluk kaygı düzeylerini karşılaştırmaktır. Güreşçilerin tartı öncesi ve sonrası durumluk kaygı düzeylerini belirlemek için Spielberg tarafından geliştirilen ve Türkçe’ye Öner ve Le Compte tarafından uyarlanan durumluk kaygı envanteri kullanılmıştır. Çalışmanın örnekleminin 2012 yılında Gençler Türkiye Şampiyonasına katılan 40 elit güreşçi oluşturmaktadır. Çalışma için 95 güreşçi ile görüşülmüş bunlardan 40 tanesi çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul etmiştir. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığını öğrenmek için tek örneklem “Kolmogorov-Smirnov” testi kullanılmıştır ve verilerin normal bir dağılıma sahip olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra verilerin homojen olup olmadığını değerlendirmek için “Anova-Homogenety of variance” testi uygulanmıştır ve verilerin homojen olduğu tespit edilmiştir. Bu ilk incelemeden sonra verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir. Tanımlayıcı istatistik ve eş örneklem t testi uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, güreşçilerin tartı öncesi kaygı düzeyinin; tartı sonrası kaygı düzeyinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Güreşçilerin tartı öncesi ve tartı sonrası durumluk kaygı puanlarının karşılaştırılması sonucunda, istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmuştur (p<0,05). Anahtar Kelimeler: Sürekli Kaygı, Halter, Güreş. Anahtar Kelimeler: Durumluk Kaygı, Güreşçi, Tartı, Türkiye Şampiyonası. 87 PP-084 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-085 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Malatya İli Merkezinde Yaşayan Ailelerin Zihinsel Engele Karşı Tutumlarının İncelenmnesi Özel Spor Merkezlerinde Algılanan Hizmet Kalitesinin Tüketicilerin Güdülenme Düzeyleri ile İlişkisi Hülya Korkmaz İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Malatya Burcu Güvendi1, Nurgül Keskin2, Ayşe Türksoy1, Mahir Çelik3 1 İstanbul Üniveristesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana Bilimdali, İstanbulAra Üniversitesi, Beden Eğitimi Ve Spor Ana Bilimdalı, İstanbul 3 İstanbul Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Bölümü, İstanbul Malatya ili merkezinde yaşayan ailelerin zihinsel engele karşı tutumlarının incelenmesi. Bu araştırmanın amacı; Malatya ili merkezinde yaşayan ailelerin zihinsel engele karşı tutumlarının incelenmesidir. Araştırma verileri; 20 Şubat-20 Nisan tarihleri arasında Malatya ilinde yaşamakta olan, araştırmaya katılmayı kabul eden ve rastgele seçilmiş 70 aileye uygulanmıştır. Araştırmada Dökmen (2000) tarafından geliştirilen ‘Engellilere Yönelik Tutum Ölçeği’ (Attitude Scala For The Dısabled) kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama ve değişkenler arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Analizler sonucunda; Malatya ili merkezinde yaşayan ailelerde; yaşın yükselmesi, eğitim seviyesi ve gelir seviyesinin yüksek olması ayrıca ailesinde zihinsel engel bulunan bireylerde zihinsel engele karşı olumlu tutum izlenmiştir. Anahtar Kelimeler: malatya ili, zihinsel engelliler, tutum GİRİŞ-AMAÇ: İnsanların sağlığını etkileyen fiziksel gayretlerin, doğru bir şekilde planlanması ve uygun fiziksel şartların sağlanması çok önemlidir. Tüketici güdülenmesinin hizmet kalitesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı özel spor merkezlerinde algılanan hizmet kalitesinin tüketicilerin güdülenme düzeyleri ile ilişkisinin incelenmesidir. YÖNTEM: Çalışmaya İstanbul ilindeki özel spor merkezlerine devam eden yaş ortalamaları 23,88±4,88 olan 40 kadın, 35 erkek olmak üzere 75 kişi katılmıştır. Araştırmada, spor-fitness merkezlerinin algılanan hizmet kalitesini değerlendirmek amacıyla Uçan (2007) tarafından geliştirilen “Spor-fitness Merkezlerinde Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği” ve öğrencilerin güdülenme düzeylerinin belirlenmesinde, Pelletier vd. (1995) tarafından geliştirilen “Sporda Güdülenme Ölçeği“ kullanılmıştır. BULGULAR: Katılımcıların ortalama puanlarına bakıldığında güdülenme alt boyutlarından içsel güdülenme ve algılanan hizmet kalitesi alt boyutlarında ise çıktı (sonuç) kalitesi ortalamalarının en yüksek olduğu görülmüştür. Yapılan korelasyon analizi sonucunda güdülenme alt boyutları ile algılanan hizmet kalitesi alt boyutları arasında içsel güdülenme ile çıktı (sonuç) kalitesi arasında pozitif yönde düşük derecede anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Katılımcıların yaş, cinsiyet, eğitim durumu, spor merkezlerine ulaşım süresi ve aylık gelir değişkenlerine göre algılanan hizmet kalitesi ve güdülenme alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Ancak, erkeklerin program kalitesi, ortam kalitesi, ekipman kalitesi ve çevre kalitesi ortalamalarının daha yüksek olduğu, kadınların ise çıktı (sonuç) ve etkileşim kalitesi ortalamalarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Kadınların içsel güdülenme, erkeklerin ise dışsal güdülenme ortalamaları daha yüksektir. Yaşı büyük olan tüketicilerin etkileşim alt boyutunda en yüksek puana sahip olduğu görülürken yaşı küçük olan tüketicilerin çıktı, egzersiz alet ekipmanları, program kalitesi ve güdülenmeme ortalamalarının en yüksek olduğu bulunmuştur. Eğitim durumuna göre lise mezunu olanların güdülenme ve hizmet kalitesi alt boyutları ortalama puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. SONUÇ: Katılımcıların içsel güdülenme düzeylerinin yüksek olduğu aynı zamanda çıktı (sonuç) kalitesini daha çok önemsedikleri görülmüştür. Hizmet kalitesi algısının daha yüksek olması için spor merkezlerinin tüketicilerin hoşlanacağı, zevk duyacağı ve içsel olgular yoluyla katılım sağlayacağı hizmetler sunması gerektiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: hizmet kalitesi, güdülenme, spor merkezleri 88 PP-086 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] PP-087 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] Farklı İlk Öğretim Okulundaki Öğrencilerin Sosyal Kaygı ve İletişim Becerilerinin Karşılaştırılması Spor Yapan ve Yapmayan Bireylerin Stresle Başa Çıkma Tarzlarının Karşılaştırılması Kubilay Çimen, Yunus Emre Büyükbasmaci, Ünsal Tazegül, Ecem Akgül İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar Anabilim Dalı, İstanbul Ebrar Gümrük, Muhammed Yılmaz, Ünsal Tazegül, Alen Geçer İstanbul Gelişim Üniversitesi Yapılan bu çalışmanın amacı, farklı ilk öğretim okullarında eğitim gören öğrencilerin sosyal kaygı ve iletişim becerilerinin karşılaştırmaktır. Çalışmada veri toplama aracı olarak korkut tarafından geliştirilen iletişim becerisi ölçeği ve Çocuklar için Sosyal Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini, İstanbul Ümraniye ilçesindeki Bilge soyak Orta Okulu, Büyük Çekmece Kıraç ve Şanlı Urfa Siverek Vakıf orta okulu oluşturmaktadır. Ankete toplam 677 kişi katılmıştır. Anketler sınıf ortamında uygulanmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin Homojen ve normal dağılıma sahip oldukları belirlendikten sonra, verilerin İstatistik analizinde parametrik test yöntemi kullanılmaya karar verilmiştir. Verilerin analizinde Tanımlayıcı istatistik ve tek yönlü varyans analizi uygulanmıştır. Yapılan tanımlayıcı istatistik analizi sonucunda, Kıraç ilk öğretim ilk okulundaki çocukların sosyal kaygı skorunun, 44,6255, Siverek Vakıf 43,0132 ve Bilge Soyak Ortaokulundaki öğrencilerinı sosyal kaygı skoru 36,5528 olarak belirlenmiştir. Kıraç ilk öğretim ilk okulundaki çocukların iletişim becerisi skorunun, 50,5418, Siverek Vakıf 55,8943 ve Bilge Soyak Ortaokulundaki öğrencilerin iletişim becerisi skoru 47,4925olarak belirlenmiştir. Yapılan bu çalışmanın amacı, spor yapan ve yapmayan bireylerin stresle başa çıkma tarzlarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmanın evrenini, İstanbul Gelişim Üniversitesinde okuyan öğrenciler oluştururken, örneklemini ise çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 60 devamlı olarak spor yapan ve 61 spor yapmayan öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için Şahin ve Durak tarafından Türkçeye çevrilerek geçerliliği ve güvenilirliği yapılan ‘Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği’ kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek için Kolmogorov-Smirnov testi, varyansların homojenliğini belirlemek için Levene testi uygulanmış olup, verilerin homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik, ikiden fazla değişkenler arasındaki farkı belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve ortalamalar arasındaki farklılığı belirlemek için de Tukey testi uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Stres, Spor Yapan, Spor Yapmayan, Anahtar Kelimeler: Sosyal Kaygı, İletişim Becerisi, İlk Öğretim, Öğrenci. 89 PP-088 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Zihinsel Antrenman] PP-089 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Zihinsel Antrenman] Farklı Yaş Gruplarındaki Futbolcuların İmgeleme Biçimlerinin İncelenmesi Takım Sporcularının İmgeleme Kullanımları ve Başarı Motivasyonları Arasındaki İlişki Enes Becer1, Yıldırım Eren Buyruk2, Faik Öz3 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi,Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği,Samsun 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü,Spor Yöneticiliği Anabilim Dalı,Samsun 3 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi,Spor Yöneticiliği, Samsun Ayşe Türksoy1, Burcu Güvendi1, Zeynep Kartal2 1 İstanbul Üniveristesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana Bilimdalı, İstanbul 2 İstanbul üniversitesi spor yöneticiliği bölümü, istanbul Bu çalışmanın amacı farklı yaş gruplarındaki futbolcuların imgeleme biçimlerinin araştırılmasıdır. Çalışmaya 17-20 yaş arasında 25, 21-24 yaş arasında 28, 24 ve üzeri yaş arasında 30 futbolcu katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Hall ve arkadaşları (1998) tarafından geliştirilen Sporda İmgeleme Envanteri-SİE (Sport Imagery Questionnaire- SIQ) kullanılmıştır. Sporda İmgeleme Envanteri yedili likert tipinde 30 maddeden oluşan bir ölçüm aracıdır (1= tamamen katılmıyorum ve 7= Tamamen Katılıyorum). Envanterin beş alt boyutu bulunmaktadır. Bu boyutlar; Bilişsel Özel İmgeleme, Bilişsel Genel İmgeleme, Motivasyonel Özel İmgeleme, Motivasyonel Genel Uyarılmışlık ve Motivasyonel Genel Ustalık’tır. Orjinal envanterde tüm alt boyutlar 6 maddeden oluşmaktadır. Envanterin Türk sporculara uyarlanması Kızıldağ ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (Kızıldağ, 2012). Yapılan analiz sonucunda Motivasyonel Özel İmgeleme Boyutunda 17-20 yaş arasında futbolcuların puanları yüksek bulunmuştur. Motivasyonel Genel Ustalık alt boyutunda da 24 yaş ve üzeri futbolcular daha yüksek puanlara sahiptir.17-20 yaş arası futbolcuların motivasyonel özel imgeleme puanlarının yüksek olması, bulundukları kategori itibariyle futbol oynarken kendilerinin takdir edilmesini düşünmeleri ile ilişkili olabilir. 24 yaş ve üzeri futbolcularda Motivasyonel genel ustalık puanlarının yüksek olması, bu yaştaki futbolcuların futbol oynama yılına bağlı olarak gelişmiş olabilir. Diğer yaş kategorisindeki futbolculardan daha fazla tecrübeye sahip olmaları da bu alt boyutun gelişmesine etki etmiş olabilir. Anahtar Kelimeler: İmgeleme,Takım Sporcuları,Yaş grupları Yaş değişkenine göre imgeleme puanlarının karşılaştırılması Tablo’da sporda imgeleme envanteri puanları yaş değişkenine göre karşılaştırılmış ve yalnızca motivasyonel özel imgeleme ve motivasyonel genel ustalık alt boyutlarında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0,05). 90 GİRİŞ-AMAÇ: Sporcunun performansı ve başarısı üzerinde etkili olan önemli unsurlardan bir tanesi de imgeleme becerisidir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı takım sporlarıyla uğraşan sporcuların imgeleme kullanım düzeylerinin başarı motivasyonları üzerine etkisini incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya 2015-2016 yılı İstanbul ilindeki 5 takımdan, voleybol, hentbol ve basketbol branşlarından 152 sporcu katılmıştır. Ölçekler, sporculara antrenman öncesi ve sonrası ya da müsabaka öncesi ve sonrası uygulanmıştır. Çalışmada, Tiryaki ve Gödelek (1997) tarafından türkçeye uyarlanan sporda başarı motivasyonu ölçeği ve Kızıldağ ve Tiryaki (2000) tarafından türkçeye uyarlanmış olan sporda imgeleme ölçeği kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya 108’ i basketbol, 14’ü hentbol, 30’ u voleybol oynayan, yaş ortalamaları 16,552±,743 olan 71’ i bayan 81’ i erkek toplam 152 sporcu katılmıştır. Bu sporcuların 121’ i imgeleme kullanmıştır. 63 sporcuda bir sezon öncesinde sakatlık geçirdiğini belirtmiştir. Korelasyon analizi sonucunda başarı motivasyonu alt boyutları ile imgeleme alt boyutları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki görülmüştür (p<0,05). Katılımcıların yaş, cinsiyet, sakatlık durumları ve imgelemeyi maçta kullanım durumlarına göre imgeleme alt boyutlarında ve başarı motivasyonu alt boyutlarında anlamlı bir değişikliğe rastlanmamıştır. Ancak yaşı küçük sporcuların başarısızlıktan kaçınma güdüsü ortalamalarının daha yüksek olduğu ve motivasyonel genel uyarılmışlık alt boyutunu daha fazla kullandıkları belirlenmiştir. Yaşı yüksek olanların başarıya yaklaşma ve güç gösterme güdüsü, bilişsel imgeleme, moivasyonel özel imgeleme ve genel ustalık alt boyutu ortalamaları daha yüksek bulunmuştur. Kadın sporcuların başarısızlıktan kaçınma ve başarıya yaklaşma güdüsü, motivasyonel genel ustalık ve genel uyarılmışlık alt boyutlarının erkeklerden yüksek olduğu belirlenmiştir. Erkeklerin ise güç gösterme güdüsü, bilişsel imgeleme ve motivasyonel özel imgeleme alt boyutları bayanlarınkinden yüksektir. Sakatlık geçirmemiş sporcuların başarısızlıktan kaçınma ve başarıya yaklaşma güdüleri ortalamaları daha fazlayken sakatlık geçirmiş sporcuların güç gösterme güdüleri daha yüksektir. SONUÇ: Takım sporcularının imgeleme kullanımları ile sporda başarı motivasyonları arasında ilişki olduğu ayrıca imgeleme alt boyutlarını kullanım düzeyleri yüksek olan sporcuların başarı motivasyonu alt boyutlarını kullanma düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: motivasyon, imgeleme, takım sporları PP-090 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel Uygunluk] PP-091 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/ Motivasyon] 8-10 Yaş Arası Futbol ve Basketbol Okuluna Devam Eden Çocukların Proporsiyon Ve Somatotiplerindeki Farklılıklar Düzenli Fiziksel Aktivite Yapan Bireylerde Depresyon ve Yeme Tutum Davranışları İlişkisi Bergün Meriç Bingül, Hülya Adalı, Cihan Özdemir, Menşure Aydın Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Kocaeli Melek Büyükkök1, İrfan Yıldırım1, Gözde Ersöz2, Özkan Işık1, Özge Özel1, Güler Zengin1 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu 2 Namık Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Bu çalışmanın amacı, futbol ve basketbol okuluna giden çocukların antropometrik ölçümleri alınarak çıkartılan somatotip ve proporsiyonları arasında farklılık olup olmadığının incelenmesidir. Çalışma grubuna, Kocaeli’ de bulunan futbol okullarından 32 öğrenci (boyları 1,26±0,7 m, kütleleri 28,3±5,5 kg, yaşları ise 8,5±0,7 yıl, antrenman yaşları 6,3±6,2 ay) ve basketbol okullarından 30 öğrenci ( boyları 1,38±0,07 m, kütleleri 35,3±9,6 kg yaşları ise 9,1±0,9 yıl, antrenman yaşları 7,6±6,0 ay) denek olarak alınmıştır. Öğrencilerin farklı bölgelerinin çap, çevre, uzunluk ve deri kıvrım kalınlıklarından oluşan antropometrik ölçümleri alınarak, Heat Carter formülüne göre somatotip hesaplamaları ve Proporsiyonları bulmak için ise BMI, CI, Kalça, Acromio-Iliacus, Martine, Göğüs Çevre indeksleri hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçların fark analizleri SPSS 21 paket programında parametrik testlerden bağımsız örneklem T testi kullanılarak yapılmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilerin somatotipleri incelendiğinde futbolcuların somatotipleri; endomorfik mezomorf (3.4.2), baskebolcuların ise somatotipleri; dengeli somatotip yapı (4.4.3) olarak belirlenmiştir. İstatistiksel olarak da endormorf ve mezomorf değerlerinde anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0,05) yalnızca ektomorf değerlerinde anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0,05). Vücut indekslerine bakıldığında ise Beden Kütle İndeksi(BMI)’nde anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0,05). Acromi-İliacus, Martine, Cormique(CI), Kalça, Göğüs Çevre indekslerinde anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Anahtar Kelimeler: Antropometri, Somatotip, Spor okulları, Proporsiyon Bu çalışmanın amacı; Düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerin Yeme Tutum davranışları ile Depresyon Düzeyleri arasındaki ilişkisel durumu tespit etmektir. Çalışama; Betimsel bir araştırma modeli olup, ilişkisel tarama yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu Afyonkarahisar ilinde haftada en az 3 gün düzenli fiziksel aktivite yapan 294 birey oluşturmaktadır. Araştırmada veriler kişisel bilgi formu, Beck depresyon envanteri ve Yeme Tutum Davranışları ölçeğinden oluşan anket formu ile elde edilmiştir. Elde Edilen verilerin SPSS paket programında analizleri yapılmıştır. Verilerin Dağılımı KolmogorovSmirnov testi ile incelenmiştir. Test sonucunda verilerin normal dağılım göstermediği saptanmış olup, parametrik olmayan testler ile verilerin analizi yapılmıştır. Analizlerde Tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U-Testi, Kruskal Wallis H- Testi ve Spearman korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Analizlerden elde edilen bulgular doğrultusunda; Düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerin depresyon durumlarının olmadığı ve bireylerin “%72,45 ‘inde normal yeme davranışı, %27,55’inde ise anormal yeme davranışları olduğu saptandı. Ayrıca cinsiyet değişkenine göre yeme tutum davranışlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu, ancak depresyon düzeylerinde cinsiyete göre bir farklılık olmadığı; spor geçmişlerine göre ise yeme tutum davranışlarında anlamlı bir farklılık olmaz iken, depresyon düzeylerinde istatistiksel olarak farklılık olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerin, depresyon düzeyleri ile yeme tutum davranışları arasında pozitif bir ilişki olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kolmogorov-Smirnov, Depresyon, Yeme 91 PP-092 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] PP-093 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer] Takım Sporları ve Bireysel Sporlar Yapan Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Liderlik Düzeylerinin İncelenmesi Birinci Sınıf Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencileri ile Tıp Fakültesi Öğrencilerinin İletişim Düzeylerinin İncelenmesi Ece Şimşek, Nazik Nur Ayhan, Muammer Esteoğulları Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Aydın Selin Yıldız, Alper Yüksel Akçadağ, Gül Kaya Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Aydın AMAÇ: Bu çalışmanın amacı takım sporları ve bireysel sporlar yapan beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin liderlik düzeylerinin incelenmesidir. AMAÇ: Bu çalışmanın amacı birinci sınıf beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencileri ile tıp fakültesi öğrencilerinin iletişim düzeylerinin belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda futbol, basketbol, voleybol sporu yapan (n=50) ve atletizm, güreş, boks sporu yapan (n=50) toplam (n=100) öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Öğrencilerin liderlik düzeylerini belirlemek için Toros ve Tiryaki tarafından (2006) yılında geliştirilen Sporda Liderlik Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin anketleri yapmaları için ders önlerinde süre verilmiş ve anketler doldurtulmuştur. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 20.0 paket programında İndependent Sample T test kullanılmıştır. Verilerin normallik dağılımları Kolmogrov-Smirnov testi ile yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda (n=60) ve Tıp Fakültesinde okuyan (n=60) toplam (n=120) öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Öğrencilerin iletişim düzeylerini belirlemek için Korkut ve Bugay tarafından geliştirilen, İletişim Becerileri Ölçeği (İBÖ) kullanılmıştır. Öğrencilerin anketleri yapmaları ders önlerinde süre verilmiş ve anketler doldurtulmuştur. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 20.0 paket programında İndependent Sample T test kullanılmıştır. Verilerin normallik dağılımları Kolmogrov-Smirnov testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Yapılan araştırma sonucunda çalışmaya katılan Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinden takım sporu yapanların liderlik düzeylerinde bireysel spor yapanların liderlik düzeylerine göre anlamlı bir farklılık görülmüştür (p<0.05). SONUÇ: Sporcuların liderlik davranışı müsabakalarda, duygularını geniş bir düzende ifade etmeleri acısından cesaretlendirme, model olma, zor durumlarda nasıl esnek olunacağını, genelde kaybetme ile nasıl başa çıkılacağını öğretilerek, sonucu değiştirilebileceği birçok yönünün olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak takım sporlarında bu tarz özelliklerin ve sorumlulukların daha fazla ve birden çok kişiye yönelik olması, takım sporlarındaki liderlik düzeyinin bireysel sporlardan daha fazla olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: liderlik, futbol, bireysel sporlar. 92 BULGULAR: Yapılan araştırma sonucunda çalışmaya katılan Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Tıp fakültesi öğrencilerinin iletişim becerilerinde Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencileri lehine anlamlı olarak farklılık görülmüştür (p<0.05). SONUÇ: Öğrencilerin iletişim becerilerindeki farklılıklara bakıldığında seçtikleri bölüm, aldıkları dersler, çevre ve kişisel özelliklerden dolayı bu sonucun çıktığını söyleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: iletişim, beden eğitimi, tıp İNDEKS 93 AÇIKGÖZ, E. PP-005 ADALI, H. PP-090 AGOPYAN, A. OP-15, PP-036, PP-039 AHMEDOV, Ş. PP-047 AKBABA, H. OP-26 AKÇADAĞ, A. Y. PP-093 AKDENK, M. PP-059, PP-061 AKGÜL, E. PP-068, PP-086 AKILVEREN, P. PP-036 AKMAN, U. PP-034 AKPİNAR, S. PP-070 AKSOY, D. PP-018 AKSOY, T. OP-11 ALGIN, O. OP-22 ALP, A. F. OP-39 ALTAY, F. OP-01, OP-02, OP-03, OP-04, OP-05, PP-012, PP-013, PP-014, PP-015, PP-016, PP-020 ARPINAR AVŞAR, P. OP-16, OP-28 ARZUMAN, A. OP-09 ASLAN, A. Ş. OP-09 ATAMAN YANCI, H. B. PP-051, PP-065 ATASOY, F. S. OP-32 ATEŞ, T. OP-09 ATEŞ, Y. OP-08, PP-017, PP-078 ATEŞOĞLU, A. PP-016 ATICI, Ü. PP-018 AVCI, N. OP-01 AYAN, V. OP-12, PP-033, PP-024 AYDEMİR, N. OP-06 AYDIN, K. OP-10, PP-027 AYDIN, M. PP-090 AYDIN, Y. PP-035 AYHAN, N. N. PP-092 AYHAN, T. PP-012 AYVAZ, M. PP-033 AZAK, S. PP-046 BAİKOĞLU, S. PP-045, PP-046 BAKIR, P. PP-027, PP-019 BAŞGÜL, S. PP-024 BATUR, S. PP-011 BAYAR, E. Y. PP-030 BAYRAKDAROĞLU, S. OP-20 BAYRAKTAROĞLU, B. OP-03 BECER, E. PP-088 BEKTAŞ, F. OP-12, OP-24, OP-32, PP-043 BİNGÜL, B. M. PP-090 BİROL, S. Ş. PP-063 BOYACI, M. OP-29, PP-034 BULGAN, Ç. PP-002 BULGURU, B. OP-16 BULUT, M. PP-023 BUYRUK, Y. E. PP-088 BUYRUKOĞLU, E. OP-08, PP-017, PP-078 BÜYÜKBASMACI, Y. E. PP-071, PP-079, PP-081, PP-086 BÜYÜKKÖK, M. PP-091 CAN, İ. OP-18, OP-20 94 CEMALOĞULLARI, A. PP-045 CEYLAN, T. PP-063 CİNEMRE, Ş. A. OP-14, PP-029, PP-030, PP-032, PP-035 ÇAKMAK, E. OP-35 ÇAKMAKÇI, M. OP-42 ÇAKTO, Z. PP-031 ÇALI, O. PP-004 ÇATAL, Ç. PP-077 ÇAVUŞOĞLU, S. B. PP-058 ÇEBİ, M. PP-061 ÇELENK, Ş. B. PP-030, PP-032 ÇELİK, M. PP-085 ÇETİN, S. PP-009 ÇETİNKAYA, S. PP-068 ÇEVİK, E. PP-075 ÇEVİK, S. PP-001 ÇINARLI, İ. PP-069 ÇİFTÇİ, D. PP-025 ÇİMEN, K. PP-079, PP-086 ÇOKNAZ, H. PP-019, OP-07, PP-018 ÇOLAK, R. OP-26, PP-031 DAL, S. PP-051, PP-060, PP-065 DEMİR, Ö. OP-43 DEMİRCİ, E. K. OP-33 DEMİRCİ, İ. PP-043 DEMİRCİ, N. OP-14, PP-029, PP-035 DERELİ, E. PP-015 DİLEÇ, S. OP-41 DOĞRU, G. N. PP-070 DOYRAN, A. PP-044 DULKADİR, T. PP-026 DURAN, H. OP-18 ELDİVAN, S. E. OP-27 ERBAŞ, S. OP-24 ERDOĞAN, A. OP-07 ERDOĞAN, E. M. OP-28 ERİM, V. PP-049 ERSOY, K. OP-20 ERSÖZ, G. OP-33, PP-054, PP-091 ERŞEK, Ö. PP-057 ERTURAN İLKER, A. G. PP-021 ERTÜZÜN, E. OP-23 ESTEOĞULLARI, M. PP-092 FİLİZ, B. PP-047 FİSTİK, S. PP-063 GEÇER, A. OP-37, PP-003, PP-008, PP-064, PP-071, PP-072 PP-082, PP-083, PP-087 GEÇER, Ü. OP-37 GÖKSUN, F. PP-018 GÖRÜNÜ, R. M. PP-050 GÜÇLÜ, M. OP-08, PP-017, PP-078 GÜL, M. PP-057 GÜLLÜ, S. PP-056, PP-062 GÜMRÜK, E. PP-064, PP-087 GÜN, H. OP-40 GÜNEL, H. M. OP-36, OP-40, PP-066 GÜR, F. OP-12, PP-033, PP-024 GÜREL, Z. OP-02 GÜRSOY, H. OP-28 GÜVEN, B. PP-002 GÜVENDİ, B. PP-042, PP-089, PP-085 HAZIR, T. OP-13, OP-21, OP-22, PP-038, PP-040 IRMAK, D. PP-018 IŞIK, M. OP-33, PP-054 IŞIK, Ö. PP-091 İNAN, M. OP-15 KABA, E. OP-44 KADİIOĞLU, M. OP-21 KANGALGİL, M. PP-004 KAPUS, J. PP-028 KARA, H. B. OP-11 KARA, Ö. PP-006 KARABACAK, Y. PP-037 KARAKAYA, B. A. PP-010 KARTAL, Z. PP-089 KAVURGACI, R. OP-38 KAYA, G. PP-093 KAYA, S. PP-043 KAYIKÇI, A. PP-034 KERKEZ, F. İ. OP-30, PP-044 KESKİN, N. PP-080, PP-085 KILIÇ, G. PP-029 KİLİNÇ, T. D. OP-19 KİN İŞLER, A. OP-17, OP-19, OP-22, PP-037, PP-040, PP-041 KİREMİTCİ, O. OP-44, PP-053, PP-069 KOCA, D. PP-066 KOCAAĞA, T. OP-29, PP-034 KOÇAK, E. OP-23 KOLAYİŞ, H. OP-34, OP-42 KOPMUŞ, C. OP-35, PP-074 KORKMAZ, H. PP-084 KOZAN, A. OP-04 KÖK, G. PP-065 KÖRÇOBAN, S. OP-10 KÖSE, M. G. OP-17 KÖSE, M. G. OP-19 , PP-037 KURAL, B. OP-12, OP-24, PP-043 KURT, İ. PP-061 KURUCAN, H. A. PP-021 KÜÇÜK, H. PP-077 KÜÇÜKATÇEKEN, V. PP-073 MAHMUTOĞLU, S. PP-031 MENDEĞ, S. PP-031 MENEVŞE, A. PP-005, PP-064 MERTYÜZ, G. OP-30 MİRZEOĞLU, A. D. OP-06 MUNGAN AY, S. PP-050 MURCAK, F. PP-022 NAZLI, F. PP-074 NİŞANCI, R. OP-24 ODABAŞ, İ. OP-31, PP-001, PP-002 OKTAY, E. OP-30 OYLUMLU, T. ÖĞRETEN, N. ÖLMEZ, C. ÖNDER, B. ÖZ, F. ÖZ, R. ÖZDEMİR, C. ÖZEL, Ö. ÖZGÜL, F. ÖZKAN, F. K. ÖZKAN, K. ÖZMUTLU, I. ÖZÜDOĞRU, S. M. PEHLİVAN, A. POLAT, S. PRİSTAVEC, A. PUSMAZ, E. RENGÜL, B. F. RENKLİBAY, S. SAATCHİAN, V. SAÇU, A. SAĞNAK, M. SARI, İ. SEÇME, M. SEDEF, B. SERDAR, E. SERT, F. SEVER, A. SEZEN, S. SIĞIRCI, İ. H. SONGÜN, Y. SÖZBİR, K. SUSAÇAN, E. ŞAHİN, E. ŞAHİN, S. ŞAHİN, Y. ŞAR, H. ŞENER, A. ŞENYURT, G. ŞİMŞEK, E. TANRIVERDİ, Ö. TAŞDÜGEN, B. TAŞTAN, H. Ş. TAVUKÇU, Ü. TEKİN, M. TEMEL, V. TİFTİKCİ, Y. TÖRE, A. Ö. TÖRE, S. A. TULAY, E. TUNCAL, D. TURAN, T. TURANLI, E. TÜKENMEZ, A. PP-039 PP-061 PP-024 PP-020 PP-088 PP-047 PP-090 PP-091 OP-08, PP-017, PP-078 PP-047 PP-014 OP-33, PP-054 OP-26 PP-001, PP-002 OP-14 PP-028 PP-070 PP-040 PP-055 OP-25 PP-053 PP-011 OP-34, OP-42 OP-05 PP-038 PP-042 OP-36 PP-080 OP-38 PP-067 OP-18 OP-29, PP-034 OP-07 PP-062 PP-080 OP-35, PP-074 PP-024 PP-051 PP-004 PP-092 OP-30 OP-36, OP-40, PP-066 PP-060 OP-13, PP-003, PP-005, PP-008, PP-010 PP-064, PP-071, PP-072, PP-082, PP-083 PP-087, PP-079, PP-086 PP-066 OP-38 OP-10 OP-39 PP-049 OP-09 PP-076 PP-001 PP-031 PP-058 95 TÜRE, E. PP-058 TÜRK, G. PP-032 TÜRK, Ö. OP-10 TÜRKMEN, C. OP-06 TÜRKSOY, A. PP-080, PP-085, PP-089 UĞURLU, A. M. OP-11 UŠAJ, A. PP-028 UZUN, R. N. PP-052 ÜNVER, A. OP-36, OP-40, PP-066 ÜNVER, E. OP-14, OP-21, OP-22, PP-029, PP-030, PP-032, PP-035 ,PP-040, PP-041 ÜRESİN, H. PP-056 ÜSTÜN, E. PP-073 ÜSTÜN, H. Ö. PP-008, PP-083 ÜSTÜN, M. OP-11 YAĞAN, K. PP-073 YAVUZ, C. PP-061 YAVUZ, D. OP-44 YELİS, U. OP-31 YEŞİLDAĞ, N. PP-031 YEŞİLYURT, N. M. OP-31 YILDIRIM, E. OP-17 YILDIRIM, İ. PP-091 YILDIZ, L. PP-069 YILDIZ, S. PP-093 YILMAZ, E. PP-013 YILMAZ, M. OP-29, PP-071, PP-082, PP-087 YILMAZ, O. PP-007 YİĞİT, M. M. OP-34 YİLDİZ, L. OP-44 YOLCU, C. PP-041 YURUL, M. Ü. OP-29 YÜKSEK, S. OP-12, PP-024, PP-033 ZENGİN, G. PP-091 96 SPONSORLAR 97 NOTLAR ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................. 98