Makaleyi Yazdır - Edebiyat Fakültesi Dergisi
Transkript
Makaleyi Yazdır - Edebiyat Fakültesi Dergisi
EFD / JFL Edebiyat Fakültesi Dergisi / Journal of Faculty of Letters Cilt/Volume 25 Say›/Number 1 (Haziran /June 2008) Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› The Critique of “The Death Cult” and the Problematic Notion of the Male Figure Destruction in Oya Baydar’s Novels Onur Bilge KULA* Öz Oya Baydar’›n, yo¤un yaflanm›fll›k yans›tan Hiçbiryer’e Dönüfl adl› ilk roman›nda u¤rad›klar› a¤›r siyasal yenilgi nedeniyle, öz-güvenlerini, elefltirel düflünme yeteneklerini ve gelecek umutlar›n› büyük ölçüde yitirmifl olarak kurgulanan figürlerde “düflünsel ölüm” motifi söylemlefltirilmifltir. S›cak Külleri Kald› ve Erguvan Kap›s›’nda “ölüm” bafll›ca sorunsallardan biri olarak ço¤unlukla erkek figürlerde yaz›nsallaflt›r›lm›flt›r. Bu yaz›nsal söylemin bir türevi olarak erkeklerin ezici ço¤unlu¤unun sonu, gerçek anlamda bedensel ölümdür. Baz› erkek kahramanlar ise, düflünsel ölüme yazg›land›r›lm›flt›r. Oya Baydar, derin tarihsel-kültürel kökleri olan “ölüm tap›nc›” motifini öncelikle Erguvan Kap›s›’nda yaz›nsal söyleme içkinlefltirmifltir. “Ölüm tap›nc›” ba¤lam›nda ortaya ç›kan “ölüm oruçlar›” ile ilgili olarak, Ayd›nlanma’dan bu yana özerk bireyin öz-yap›sal niteli¤i olan “özgür istenç” sorunsal›n› güncellefltirmifltir. Kültürel bir görüngü olan “ölüm tap›nc›” gelene¤ini içsellefltirmifl figürlerin ak›l-d›fl› davran›fllar›n› felsefi aç›dan irdeleyen yazar, elefltirel bir bilincin geliflmesini özendirmeyi amaçlar. Yazar›n çok baflar›l› ve kapsay›c› bir anlat›mla biçemsellefltirdi¤i bu söylem, önemli bir estetik ve düflünsel de¤erdir. Oya Baydar’›n yaz›nsal söylemi, önemli erkek kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme yazg›land›rmas› nedeniyle elefltirilebilir. Genellikle erkek figürleri ölüme yazg›l› olarak kurgulamas› nedeniyle, yazar, irdeleflti¤i “ölüm tap›nc›” sorunsal›n›n afl›lmas›na katk› yapmakla birlikte, an›lan romanlarda ölümün yeniden üretilmesi olas›l›¤› varl›¤›n› korur. An›lan yap›tlarda “ölümü kutsama” tavr› elefltirel ak›l birikimiyle afl›lmak istenir; ancak, siyasal erki simgeledikleri varsay›lan erkekler öldürülerek, yazar›n anlat›m›yla, “en iyi erkek, ölü erkektir” ilkesi sonucu bir “ölü erkekler mezarl›¤›” oluflturulmak suretiyle, “ölümün alan›” daralt›l›r. Kay›p Söz, Oya Baydar’›n erkek ve ölüm konusunda farkl› bir yaklafl›m gelifltirdi¤i son roman›d›r. Bu yap›tta bafl erkek kahraman, egemen erk ve bunu meflrulaflt›ran yap›larla belli ölçülerde bütünleflmifl olmas›na karfl›n, zamanla içinde boy veren insanc›l –––––––––––––––––––––––––––––– * Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Alman Dili ve Edebiyat› Bölümü, obkula@hacettepe. edu.tr © 2008, Hacettepe University Faculty of Letters. All Rights Reserved 103 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› kayg›lar›n pefline düflerek, egemen erkin d›fl›na ç›kmaya u¤rafl›r. Ömer Eren, iç sorgulamas›nda “kendi rahat›n› sürdürme” ile “umars›z insanlar› düflünme” e¤ilimlerinin çat›flmas› sürecinde çeflitli yönlere savrulma e¤ilimine karfl›n, “yitirdi¤i sözü” arama u¤rafl›n› sürdürdü¤ü ölçüde insanlafl›r ve ölümden uzaklafl›r. Bu roman›n önemli figürleri köklü bir kiflilik geliflimi geçirirler. Kay›p Söz bu yönden de¤erlendirildi¤inde, rahatl›kla bir “geliflim” roman› olarak da nitelendirilebilir. Erkek figürlerin tümü, söz konusu kiflilik geliflim sürecinde “özgür ak›l” ve “insanc›l›k” idesini yeniden bulgular ve anlamland›r›rlar. Bu anlamland›rma u¤rafl›, onlarda “daha insanc›l, daha özgür bir yaflam” için savafl›m kararl›l›¤›na ve bilincine dönüflür. Yazar, Kay›p Sözde insan onuruna yak›fl›r bir yaflam savafl›m› veren erkek kahramanlar›n› öldürmez. Anahtar sözcükler: Oya Baydar, siyasal yenilgi, ölüm motifi, yaflam-ölüm çeliflkisi, . Abstract As a reflection of painful lives, Oya Baydar’s first novel Hiçbiryer’e Dönüfl (Return to Nowhere), discursively constructs the notion of “ideational death” through the characterisations of those who, due to the unbearable ideological let-downs, have substantially lost their self-confidence, critical thinking skills and hopes for future. In her books S›cak Külleri Kald› (Hot Ashes Left) and Erguvan Kap›s› (The Redbud Door), “death”, taken as one of the basic problematic issues, is vividly delineated mainly in connection with the male figures. While this literary genre eventually combines the vast majority of male figures with actual death, some other male figures are assigned the fate of ideational death. Oya Baydar’s early integration of the historically and culturally deep-rooted “death cult” into the literary genre is found in Erguvan Kap›s› (The Redbud Door) . Through the “death fasts” that appear in the context of “death cult”, the problematic notion of “willpower”, which has been described as the inherent characteristic of an autonomous individual since the Enlightenment, is thus revised. Oya Baydar’s literary genre may receive criticism simply because she assigns almost all the male characters the fate of death. Although the writer contributes to the understanding and solution of the problematic notion of “death cult” as she generally assigns the male figures the fate of death, the aforementioned novels still present cases for the repeated creations of death. In the mentioned novels, it is meant that the “adoration of death” can be overcome by the acts of critical reasoning; however, the men who are supposed to be the symbols of the political power are killed, and following the motto, as the writer says, “the best man is the dead man”, there appears a “dead men’s cemetary”, which, actually, narrows down “the space of death.” Kay›p Söz (The Lost Word) is her latest novel in which she brings a rather different interpretation to the subject of man and death. In this novel, although the main male character seems to have internalized the values of the dominant power and legitimized its structure in his mind, he, gradually developing some humane feelings, tries to break the boundaries of that dominant power. In between his unbalanced inner tendencies for “his own comfort” on the one hand, and for “those hopeless people” on the other, Ömer Eren gets more human as he continues to search for his “lost 104 Onur Bilge KULA word”, and eventually moves away from death. The basic characters in the novel undergo a series of radical personality changes. When Kay›p Söz is analyzed from this perspective, it can as well be described as a novel of “progress”. All the male figures in the novel re-discover the value of “independent reasoning” and the idea of “human being” to attribute them new meanings. These efforts turn into a determination and consciousness of fighting for a “more humane and more independent” life style. In Kay›p Söz, the writer does not let the male characters to die if they have struggled for a life suiting to the honour of man. Keywords: Oya Baydar, ideological defeat, death motive, life and death dilemma Hiçbiryer’e Dönüfl’te Bedensel ve Düflünsel Ölüm Oya Baydar’›n Hiçbiryer’e Dönüfl adl› roman› büyük ölçüde “düflünsel” ölümün öyküsüdür. “Düflünsel ölüm”, an›lan yap›tta betimlendi¤i kadar›yla, iki düzlemde gerçekleflir. Birinci düzlem; sol siyasal parti, onun belirledi¤i kiflileri kifliliksizlefltiren anonim “örgütlülük”, elefltirel sorgulamay› ve özel yaflam› olanaks›zlaflt›ran yap›lar ve anlay›flt›r. Oya Baydar, varl›klar›n› büyük ölçüde gizlilik ile koruyan bu tür yap›lar› ve anlay›fl›, “devrimci sorumluluk mezarl›¤›” olarak tan›mlar ve elefltirel irdeler. ‹kinci düzlem, kifliliksizlefltirici bu yap›lar›n ve anlay›fl›n insanlarda yol açt›¤› düflünemezlik durumudur. Parti ve örgütün etki alan›n›n d›fl›na ç›kamayanlar›n elefltirel düflünme yetenekleri büyük ölçüde körelmektedir. Bu durumda olan insanlar›n ço¤unda kendilerini her türlü yaflam belirtisinden yoksun sayma e¤ilimi bafl göstermektedir. Bu tür insanlar, yaflam ere¤i olarak gördükleri sosyalizmin ve sosyalist düzenin çöküflünden sonra “öz- yüzleflme” ve yaflamla “ödeflme cesareti” gösterememektedir. Bunlar›n bafl›nda da sürgünden ülkelerine dönmelerine karfl›n, “hiçbir yere” döndüklerini düflünen, dönülen yerde yeniden umut türetme gücünü kendinde göremeyen siyasal sürgünler gelmektedir. Bu türden siyasal sürgünlerin baz›lar›n›n, yazar›n an›lan yap›ttaki deyifliyle, “gitmek istedikleri tek yer, kendi geçmiflleridir” (s. 21). “Y›k›lm›fll›k”, “tükenmifllik” ve her anlamda “erksizlik” (s. 26) duygusu bu insanlar›n düflüncelerine ve davran›fl›na yön vermektedir. Siyasal yap›lanmalar› ve anlay›fllar› belirleyenler, genellikle erkeklerdir. Oya Baydar’›n yaz›nsal yarat›m›nda belirginleflti¤ine göre, içerdikleri ve süreklilefltirdikleri erk nedeniyle, insan› insans›zlaflt›ran yap›lar ve anlay›fllar afl›l›rken, onlar› yaratan ve yönlendiren erkeklerin de etkisizlefltirilmesi gerekir. Yazar›n bir anlat› unsuru olarak yaz›nsal söylemine katt›¤› “ölü erkekler” (s. 146) duyumsatmas›, ancak bu ba¤lamda anlam kazanmaktad›r. Hiçbiryer’e Dönüfl’te elefltirel düflünme yetene¤inin körelmesi sonucu “içe çekilme”, d›fla karfl› korunmak amac›yla etraf›na bir duvar örerek, “öz-soyutlama” e¤ilimi, giderek “düflünsel ölüm”e dönüflmektedir. 105 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› Bunun yan› s›ra, genifl bir yan-anlam yelpazesi olan ve “bedensel ölümü” simgeleyen “faili meçhul” (s. 30) e¤retilemesi de yaz›nsal söylemin bir parças› olarak anlat›laflt›r›lm›flt›r. “Faili meçhul” e¤retilemesi, yazar›n hemen bütün yaz›nsal yap›tlar›nda bir anlat›laflt›rma unsuru olarak kullan›lm›flt›r. Bir Kültürel Görüngü Olarak Ölüm ve “Faili Meçhul” An›flt›r›s› Hiçbiryer’e Dönüfl’te özellikle “düflünsel ölüm” motifi öne ç›karken, S›cak Külleri Kald›’n›n2 arka-alan›n› oluflturan temel izleklerden biri hem düflünsel, hem de bedensel “ölüm”dür. Oya Baydar an›lan yap›tta, sanki Sigmund Freud’u ça¤r›flt›rmak istercesine, kahramanlar›n büyük ço¤unlu¤unda bir birine karfl›t iki güdüyü, “ölüm” ve “cinsellik” güdülerini betimler.3 Ölüm ve yazarca “temel iç-güdü” olarak nitelenen cinsellik güdülerinin karfl›tl›¤›, Türkiye’nin siyasal-toplumsal geliflme sürecinde “k›r›lma” ya da “dönüm noktas›” olan 12 Mart ve özellikle de 12 Eylül 1980’den sonraki dönemde geliflen toplumsal siyasal olaylar kapsam›nda öykülenir. Bedensel ölüm motifi 12 Eylül askeri yönetimi taraf›ndan öncelikle sosyalist ve sol hareketlere kat›lanlardan baz›lar›n› “faili meçhul” yöntemiyle ya da baflka yöntemlerle öldürülmesi olaylar›na dayan›larak yaz›nsallaflt›r›l›r. Türkiye’nin yak›n dönem siyasal tarihinde önemli yer tutan bir siyasal an›flt›r› olarak “faili meçhul”, roman›n yaz›nsal söyleminin tafl›y›c› ö¤elerinden biri olarak ortaya ç›kar. Roman›n bafl erkek kahraman› Ar›n Murat’› hem düflünsel, hem de sonunda bedensel ölüme götüren fley, derin devletin hukuk ve insanl›k-d›fl› uygulamalar›, sorgusuz öldürümleridir. Romandaki anlat›mla, “faili meçhul” o dönemde devlet politikas› gere¤i, “afl›r› ak›mlar›n, terörist örgütlerin liderlerini, Almanya’daki BaaderMeinhof örne¤i, ince eleyip s›k dokumadan k›sa süre içinde bir defada bitirmek”tir (s. 304). –––––––––––––––––––––––––––––– 2 Oya BAYDAR: S›cak Külleri Kald›; Can Yay›nlar›, 4. Bas›m, ‹stanbul, 2000. 3 Sigmund Freud’un “Cinsel ‹stek ‹lkesinin Ötesinde” adl› yap›t›na dayanan psiko-analitik yaklafl›m uyar›nca, her canl›da birbirine karfl›t olan ve karfl›t etki yapan iki güdü, “cinsellik güdüsü ve ölüm güdüsü” etkendir. Bu iki güdü de yaflan›larak tüketilemez. Dolay›s›yla az ya da çok bast›r›lmas› gerekir. Bu bast›rma ifli, söz konusu güdülerin çok güçlü olmas› nedeniyle, salt bilinçle de¤il, bilinç-d›fl› olarak de gerçekleflir. Ölüm, günlük yaflam› bazen etkileyebilmesi için ço¤unlukla geri plana itilir. Ne ölçüde güdülerin bast›r›lmas›n›n gerekli görüldü¤ü, kültüre göre de¤iflir. Bu ölümü onaylama, örne¤in, kahramanl›k ölümünden, ölümü yads›maya, örne¤in, cehennem korkusuna de¤in uzan›r. Yaz›nda ölüm ço¤unlukla kiflilefltirilir. Baz› Alman yaz›nc›larda, örne¤in, Wolfgang Borchert (D›flar›da Kap›n›n Önünde) ve Thomas Mann’da, (Venedig’te Ölüm ve Büyülü Da¤) ölüm, merkezi bir motiftir. Ölüm tabu konulardan biri oldu¤undan, bütün dillerde ölümü anlatan güzellemeler ya da örtmeceler vard›r. Dolays›yla, ölüm hemen bütün dillerde simgesel anlat›mlarla karfl›lan›r. Ayr›nt› için: http://de.wikipedia.org/wiki/Tod. 106 Onur Bilge KULA Bu tümceleri izleyen bölümde yazar, “Türkiye’ye 1991’deki Özal aff›ndan veya düzenlemesinden bir y›l sonra ve… ve bir hücre evinde polisle çat›flmada öldürülen o¤lunun cesedini almak için gelmifl bir kad›n” sözlerinde somutlaflan Türk siyasal tarihi aç›s›ndan önemli olan bir baflka an›flt›r›ya yer verir. Bu an›flt›r›, Ar›n Murat’›n “Cinayet 1992 sonbahar›nda ifllenmiflti. Bir hücre evi bask›n›yd›. Sol örgütlerin, bir k›s›m bas›n›n, devlet düflmanlar›n›n, insan haklar› derneklerinin, demokrat çevrelerin “yarg›s›z infaz” ad›n› verdikleri olaylardan biri” (s. 49) sözlerinde yer alan “yarg›s›z infaz” anlat›m›d›r. Nitekim roman›n ilk bölümüne verilen “Paris’te Faili Meçhul Bir Cinayet…” ad› da bu önemli an›flt›r›n›n roman›n genel yap›s› içinde belirleyici motiflerden biri oldu¤unu göstermektedir. Yazar›n bir an›flt›r› olarak yaz›nsal söyleme katt›¤› “yarg›s›z infaz” e¤retilemesi, asl›nda gerçek bir olay› an›msatmaktad›r. Söz konusu olay, 12 Temmuz 1991’de ‹stanbul’da gerçeklefltirilmifltir. O gün ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› ekipler, dört ayr› apartmanda oturan ve Dev-Sol üyesi olduklar› öne sürülen kiflilere karfl› operasyon düzenlemifller ve hiçbir karfl› atefl ya da direniflle karfl›laflmamalar›na karfl›n, evlerde bulunan 10 kifliyi öldürmüfllerdir. Dönemin ‹stanbul emniyet müdürünün operasyona kat›lan polisleri tek tek kutlad›¤› günlük gazetelerde yer alm›flt›r. Bu olay, aradan 16 y›l geçtikten sonra Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’nce çat›flma de¤il, devletin güvenlik güçlerince gerçeklefltirilen tek yanl› bask›n ve öldürme olarak de¤erlendirilmifl ve Türkiye tazminat ödemeye mahkum edilmifltir (Milliyet, 05 A¤ustos 2007). Böylece, insanlar›n sorgusuz-sualsiz öldürülmesi olan “yarg›s›z infaz” sav›, yarg› karar›yla do¤rulanm›flt›r. Ayr›ca, yazar bu kapsamda “yarg›s›z infazlar›n” salt sol örgüt üyeleriyle s›n›rl› kalmad›¤›n›, örne¤in, Kürt hareketine lojistik destek sa¤layanlara da uyguland›¤›n›, bu eylemin resmi söylemde “etkisizlefltirmek” olarak adland›r›ld›¤›n› da belirtir (s. 50). “Faili meçhul” ve Kürtler ile iliflkisi ba¤lam›nda yazar, roman›n olumlu kahramanlar›ndan biri olan Mehmet ‹liç’in Türk solunu “milliyetçilik ve devlet tap›nc›” ile suçlayan o¤lunu flöyle konuflturur: “Bu ülke sanki ikiye bölünmüfl… Sivas’›n do¤usunda… insanlar› öldürüyorlar, Kürt köyleri yak›p y›k›yorlar. Ensene bir kurflun s›k›p b›rak›yorlar… Kimler kaç›rd›, kimler öldürdü, herkes biliyor. Yine de cinayetlerin ad› ‘faili meçhul’” (s. 307). Oya Baydar, bu an›flt›r›y› yap›ta içkinlefltirmek suretiyle, okuyucuya Türkiye’nin yak›n dönem siyasal tarihinde karanl›kta kalm›fl ve unutulmaya b›rak›lm›fl yönlerinden biri hakk›nda düflünce gelifltirme olana¤› sa¤lamakta; böylece, toplumun kültürel belle¤inin canl› tutulmas›na katk› yapmay› amaçlamaktad›r. Do¤ald›r ki, devlet ad›na ince eleyip s›k dokumadan insanlar›n öldürülmesi için buyruk verenler, bu öldürme ç›lg›nl›¤› içinde, Ar›n Murat örne¤inde oldu¤u gibi, 107 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› bilmeden “öz o¤lunun” da öldürülmesi için buyruk verebilirler. Söz konusu buyruk sonucu öz-o¤ul, Erguvan Kap›s›ndaki 4 anlat›mla “örgüt evinde güvenlik güçleriyle girdi¤i çat›flmada ölü olarak ele geçirilir” (s. 35). Dirim- Ölüm Diyalekti¤i S›cak Külleri Kald›’da elefltirel düflünme anlam›nda “canl›l›¤›” simgeleyen Falin’in sonu da ölümdür. Kanserden dolay› kafas› ç›plaklaflan, derisi elmac›k kemiklerine yap›flan Falin, romandaki anlat›mla “ölümü, içinde kanserli hücreler olarak” tafl›maktad›r. Yazar, hem erkek kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme yazg›l› olarak kurgular; hem de Ülkü’nün a¤z›ndan “’Ne kadar çok ölüm gördüm! Bir yaflama bu kadar ölü fazla. Ölümlerle zenginleflilmiyor” (s. 370) diye yak›n›r. Ülkesi Rusya’dan Fransa’ya gelmifl olan Falin, roman›n ilerleyen bölümünde “Gitmek zaman› geldi. Herkes, ölmek için kendi topra¤›na dönmek ister” (s. 408) diyerek, bir anlamda ölüm ile kültür aras›ndaki dolays›z ba¤›, kültürlerin ölüm sorunsal›na bak›fl›n› dile getirir. Yazar, Falin’e söyletti¤i sözlerin benzerlerini, “Nerede ölmek isterdin, flair? Önce ‹stanbul’da, sonra Moskova’da, sonra Paris’te” dizeleriyle Naz›m Hikmet’i de yaz›nsal söyleme katar. Falin ve Naz›m örne¤i gösteriyor ki, ölüm söz konusu olunca, insan›n Rus ya da Türk olmas›; Moskova’da ya da Paris’te bulunmas› fark etmiyor. Herkes, son aflamada yurduna dönmek istiyor. Tarihin bütün yengilerinin, yenilgilerin, ac›lar›n›n, tatl›lar›n›n, mutluluklar›n›n ve mutsuzluklar›n›n, varl›klar›n›n, yoksulluklar›n›n, hakl›l›klar›n›n ve haks›zl›klar›n›n renklendirdi¤i yurt, ölümü duyumsamaya bafllayan insan› çekiyor. Tek mutlak gerçeklik olan “ölüm”, öncesinde insan›n var-oluflunu yap›land›rd›¤› kültürü biçimlendiren ve özgünlefltiren yurda dönüfl baflatlafl›yor ve karfl› konulamaz bir iste¤e dönüflüyor. Roman›n kad›n kahraman› Ülkü de “herkes ölmek için kendi topra¤›na dönmek ister” ilkesine uyarak ve “yitirdi¤ini” düflündü¤ü “kendi geçmiflinin izlerini” aramak için Türkiye’ye döner ve bu aray›fl›n bir parças› olan “Iss›z Adalar Aran›yor” bölümünde adaya, Bozcaada’ya gider. Bu gidifl asl›nda bir s›¤›nmad›r. Ölümlerin, savafllar›n, didiflmelerin baflat oldu¤u d›fl-dünyadan kaçarak; ›ss›zl›k, dinginlik, yaln›zl›k, erinç, güvenlik ve do¤all›¤›n baflat oldu¤u bir yaflam ortam›na s›¤›nmad›r. Bu yaflam ortam› bir adad›r. Dolay›s›yla, ada, Oya Baydar roman›nda s›¤›nmay› anlamland›ran önemli bir simgedir. Yazar, roman›n “O¤ullar ve Kardefller” bölümünde kalp hastas› olmas› nedeniyle ölüme yazg›l› olan Mehmet ‹liç’i tutukevinde “ölüm orucuna” yatan o¤lu konusunda –––––––––––––––––––––––––––––– 4 Oya BAYDAR: “Erguvan Kap›s›”; Can Yay›nlar›, 12. Bas›m, ‹stanbul, 2005. 108 Onur Bilge KULA flöyle konuflturur: “O¤lumu bile kurtaram›yorum, çaresizim. Orada, o karanl›k, pis kalabal›k ko¤uflta ölmeye yatm›fl; tek silah ölüm, ölüm silah›yla direniyor” (s. 378). Tutukevinde ölmeye yatarak direnmek, yazar›n anlat›m›yla, “anlams›z ve umutsuz bir direnifl”tir (s. 379); çünkü, bu direnifl hiçbir biçimde yaflam yaratmamaktad›r. S›cak Külleri Kald› da betimlendi¤i kadar›yla, ülkede “suikastlar, siyasal cinayetler” olmakta; her gün onlarca kifli “flehit olmakta”, “ölü ele geçirilmekte” ya da “faili meçhule kurban gitmektedir” (s. 415). Ancak, bu sözlerle betimlenen Türkiye’de yaflayan ve romanda ölmeyen iki erkek kahraman Ar›n Murat’›n kardefli Erim ve arkadafl› eski solcu yeni ifl-adam› Cem’dir. Ölüm Tap›nc› ya da Ölümden Yaflam Do¤ar m›? Erguvan Kap›s› kapsam›nda da “erguvan”›n yan› s›ra, “ölüm” temel izlek olarak yap›t›n yaz›nsal söylemini biçimlendirmektedir. Bu yap›tta yazar, ölümü irdelemeye Bat› kültürlerindeki “mart›r” gelene¤iyle bafllar. Bu kapsamda Türk kültüründeki “flehit” ile Bat› kültüründeki “mart›r” kavram›n›n yan-anlamlar›n› aç›mlayan yazar, bu iki kavram›n ayn› anlama gelmedi¤ini belirtir (s.35). Yazara göre, “mart›r”, kiflinin toplum için, insanl›k için özgür seçimiyle kendisini feda etmesi demektir. Buna karfl›l›k olarak Türkçe’de kullan›lan “flehit” için özgür seçimden söz edilemez; o, “özgürlü¤ünü Tanr›’ya ve inanca devretmifltir.” Yazar›n anlat›m›yla, “Öldürmek için yola ç›kan›n ölümüdür, flehitlik. Oysa kurban, öldürmemek için ölendir, kendini feda etmeyi göze aland›r. Kurban›n oldu¤u yerde cellat vard›r” (s. 69). Düflünsel ve kültürel bak›mdan önemli olan bu belirleyimler, “mart›r” kavram›n›n anlam alan›n›n tümünü yans›tmamaktad›r. “Mart›r” Bat› kültüründe de, dinsel bir anlam boyutu içerir. Örne¤in, Alman kültüründe “mart›r”›n anlam›n› oluflturan belirleyici yönlerden biri de din, diyesi, H›ristiyanl›k’t›r. Bu kültürde “mart›r”, Oya Baydar’›n Erguvan Kap›s›’nda dile getirdi¤i anlam boyutlar›n›n d›fl›nda, “inanc› için ölüme giden H›ristiyan” anlam›n› da kapsar. Dolay›s›yla, H›ristiyan Bat› kültüründeki “mart›r” kavram›n›n anlam yelpazesi ile ‹slam Do¤u kültüründeki “flehit” kavram›n›n anlam yelpazesi, dinsel aç›dan san›ld›¤› gibi köklü bir fark içermemektedir. Bu kapsamda farkl›l›k, temel ya da yan-anlamlarda de¤ildir; farkl›l›k, bu anlamlar›n gerçek yaflamda davran›fllara yans›mas›ndad›r. Oya Baydar tam da bu noktada hakl›d›r. Bat› kültürlerinde art›k insanlar, Ayd›nlanma ile bafllayan ak›lc›laflma ve bireyleflme bilincinin büyük ölçüde yayg›nlaflmas›ndan ötürü, her hangi bir amaç ya da ülkü u¤runa “öz-verim”, bir baflka anlat›mla, kendi kendini feda etme davran›fl› içine pek girmezler. Buna karfl›n, Do¤u kültürlerinde böyle bir davran›fl e¤ilimi, giderek zay›flamakla birlikte, hala varl›¤›n› sürdürmektedir. Oya Baydar’›n “feda kültürü” diye kavramlaflt›rd›¤› ve sorunlaflt›rd›¤› da bu kültürel görüngüdür. 109 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› Roman›n “Ölü Çocuklar” bölümü “bu ülke çocuklar›n› yiyor” söyleminin yaz›nsallaflt›r›ld›¤› bölümdür. Bu söylem yap›t›n önemli düflünsel-siyasal savlar›ndan biridir. Yazar, bu sav› yaz›nsallaflt›rmak için, Türk toplumunun hala tüm boyutlar›yla yüzleflmedi¤i simgesel de¤eri ve ça¤r›fl›m gücü yüksek baz› olaylar› an›msat›r. Bir Ülke Kendi Çocuklar›n› Niçin Yer? Bu olaylar›n bafl›nda yazar›n Erguvan Kap›s›’nda “korkunç bir vandalizm” diye nitelendirdi¤i “6- 7 Eylül Olaylar›” gelir (s. 127). Ülke, yazar›n sav› uyar›nca, bu olaylarda etnik-dinsel nedenlerle kendi çocuklar›n› öldürmüfltür. 6- 7 Eylül türü olaylarla yüzleflilemedi¤i ve bu olaylarda sergilenen insan düflman› tutum ve davran›fllar afl›lamad›¤› için, bu ülkede baflka etnik köken ve dinden olan ve görece güçsüz bir konumda bulunan az›nl›k kümelerine karfl› zor kullanma, sindirme ve yok-sayma gibi tutumlar gündemdeki yerini korumaktad›r. Son dönemlerde yarat›lan milliyetçi-ayr›mc› toplumsal-siyasal iklimin de etkisiyle, sald›rganl›¤›n hedefi durumuna getirilen gayri-Müslim yurttafllara karfl› ifllenen cinayet ve sergilenen bask›lama olaylar›, an›lan davran›fl biçimlerinin somut kan›tlar›d›r. Yazar›n belki de yaz›nsallaflt›rman›n bir gere¤i olarak biraz da abart›l› deyifliyle, “Bizans’tan beri çocuklar›n›n kan›yla beslenen” (s. 153) bu topraklarda baflat olan bu tutumun afl›labilmesi için, bu tutumu ve davran›fl› besleyen kültürel gelenek, aç›k ve elefltirel bir yaklafl›mla sorunlaflt›r›lmal› ve sorgulanmal›d›r. Söylencenin tarihselleflti¤i, dolay›s›yla da süreklileflti¤i kent olarak betimlenen ve yap›tta önemli bir anlat› ortam› oluflturan ‹stanbul, “‹nançlar ve Kurbanlar” bölümünde anlat›laflt›r›lan olaylar›n gerçekleflti¤i mekand›r. ‹stanbul ayn› zamanda sürekli olarak insanlar› kendine çeken, dolay›s›yla sürekli olarak nüfus yap›s›n› de¤ifltiren kenttir. Kentin bu nüfus ve kültür yap›s›ndan dolay›, insanlar birbiri için sürekli olarak “yabanc›” ya da “öteki” olarak kalmaktad›r. Yazar›n betimlemesiyle, bu “yabanc›laflt›rma” ve “ötekilefltirme” nedeniyle, insanlar süreklileflememekte ve kimlikler yerleflememekte; buna ba¤l› olarak da toplumsalkültürel yaflamda özgüven ve hoflgörü egemenleflememektedir. An›lan nedenlerle, yazar›n betimlemesiyle, birbirine yabanc› ya da “öteki” olarak yaflayan çeflitli inançlardan insanlar, zaman içinde çat›flm›fl, güçlü güçsüzü sindirmifl, hatta yok etmifltir. Egemenler ise kendi inançlar›n› zorla dayatm›fllard›r (s. 254). Ötekilefltirici siyasal söylemlerin ve flovenist ayr›mc›l›¤›n e¤itim kurumlar›nda, bas›nda, siyasal partilerde ve sivil toplum kurulufllar›nda kapsaml› bir elefltirel tav›rla önüne geçilmesi, demokratikleflme sürecini kesintisiz olarak yürüterek, hak ve özgürlüklerin tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttafllar› için geçerli oldu¤u uygulamada da kan›tlanarak, az›nl›klara yönelen fliddetin önüne geçilmesi güncel bir görevdir. 110 Onur Bilge KULA “Feda Kültürü” ile Özgür ‹stenç Ba¤daflabilir mi? Oya baydar’›n ölüm ba¤lam›nda “feda kültürü”nü de sorgular. “Feda kültürü”nün kökleri, ‹slam’dan kaynaklanan Tanr›n›n her-yerdeli¤i ve her fleye gücü-yeterli¤i inanc›nda ve imparatorlu¤un tüm topraklar›n›n tek sahibi olan Osmanl› padiflah anlay›fl›nda aranabilir. Ayn› zamanda bir toplum-bilimci olan yazar, Türkiye kültürüne içkin olan “feda kültürü”nü yap›tta sorunsallaflt›rmakla, söz konusu kültürel miras›n da elefltirel de¤erlendirilmesini özendirmek istemifl olabilir. “Feda kültürü”, Frankfurt Okulu taraf›ndan gelifltirilen “Elefltirel Kuram” uyar›nca, bir yanda “ba¤›ml›laflt›r›c›” etkisi büyük olan mutlak egemen otoritenin, öbür yanda da ba¤›ml›laflmaya haz›r edilgin otoriter kiflilik anlay›fl›n›n kültürel al›flkanl›¤a dönüflerek süreklileflmesi ba¤lam›nda ele al›nabilir. Frankfurt Okulu’nun otoriteye ve erke bak›fl› ile Oya Baydar’›n bu iki kavrama bak›fl› aras›nda büyük benzerlik oldu¤u aç›kt›r. Nitekim yazar, kültürel geçmiflin flimdiye yans›d›¤›n› düflünerek, geçmiflten gelen kültür de¤erlerinin olumlu ve olumsuz yönlerinin ayr›mlaflt›r›lmas›n›n gereklili¤ine iflaret ederek, “feda kültürü” çerçevesinde somut ve yaflanm›fl olaylar olan “açl›k grevleri” ve “ölüm oruçlar›” gibi olaylar› öyküler. Bu ba¤lamda Erguvan Kap›s›’nda “devrim fedaisi bantlar›” türünden simgeler, gerçek yaflamda gözlemlenen “tutsak aileleri”; “ölüm oruçlar›n›” durdurmak için “sayg›n siyasetçilerden, yazarlardan ve hukukçulardan” oluflturulan heyetlerin betimlenmesi genifl yer tutar. “Kurban Kültürü” Afl›labilir mi? Oya Baydar, yap›t›n yaz›nsal söylemini, “ölüm orucuna yatanlar, ölüm orucuna yatma karar›n›, özgür istenç ve seçimleriyle mi, yoksa örgüt ba¤› nedeniyle mi vermektedirler?” sorusu etraf›nda yap›land›r›r. Bu ba¤lamda “ölüm mü, yaflam m›?” ya da “ölümden yaflam do¤ar m›?” sorular›n› ortaya atar. Bu sorulara iliflkin yan›t aray›fl›nda dü¤ümlenen felsefi tart›flma, düflünsel ve estetik aç›dan yaz›nsal söylemin tafl›y›c› ö¤esini oluflturur. Oya Baydar, Erguvan Kap›s›’nda yaz›nsallaflt›rd›¤› söz konusu felsefi tart›flmada okuyucuyu “flehitlik”, “kurbanl›k” ya da “feda kültürü” gibi kavramlar› elefltirel irdelemeye özendirmek ister. Bu kavramlar›n Türk kültüründe “bireysel ve toplumsal anlam›n› ve kimli¤ini arayan insan tipinin” baflatlaflmas›nda etkin oldu¤unu duyumsat›r. Yazar, bu bölümde gelifltirdi¤i yaz›nsal söylemde flu sav› öne ç›kar›r: “Feda kültürü”, bireysel ve toplumsal düzlemde konumunu ve yeteneklerini sorgulayarak gelifltiren insan tipi yerine, buyruk, itikat ya da inanç gibi güdümleyici d›fl-etkilere aç›k insan tipini öne ç›karmaktad›r. “Feda kültürü”nün insan kiflili¤ine nas›l yans›d›¤› konusunda bir gazete ile yapt›¤› söyleflide5 yazar, benzer düflünceleri bir kez daha dile getirmifltir. –––––––––––––––––––––––––––––– 5 Oya Baydar, burada sözü edilen söylefliyi, 06. 07. 2004 tarihli Dünya gazetesi ile yapm›flt›r. 111 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› Bu ba¤lamda yazar taraf›ndan sorunlaflt›r›lan “ölüm tap›nc›” (s. 302) hakk›ndaki elefltirel duyumsatma aç›kt›r: Elefltirel ve öz-elefltirel bir tutumla geçmiflini, kimli¤ini ve bireysel var-oluflunu sa¤lam temellere oturtmufl insanlar, daha aç›k söyleyiflle, elefltirel bilinçli, özgür ve özerk bireyler, bu tür edimlere gereksinme duymazlar. Ölümden yaflam türetme gibi ak›l d›fl› yollara yönelmezler. Türkiye kamuoyunu uzun süre u¤raflt›ran “F-tipi” tutukevlerindeki koflullar›n iyilefltirilmesini sa¤lamak amac›yla, Aral›k 2000’nde sol örgüt üyeleri ve yandafllar›nca gerçeklefltirilen eylemler, yazar taraf›ndan yukar›da sözü edilen gazete söyleflisinde “inanç, iman ve aidiyet üzerinden kimlik aray›fl›n›n bir insan› kendini feda etmeye götürmesi” olarak de¤erlendirilir. “Açl›k grevleri” ve “ölüm oruçlar›”, yazar›n kan›s›nca, “ölüm orucu”na yatanlar›n özgür istenci ve seçimi sonucu gerçekleflen eylemler de¤ildir. F-tipi tutukevi ve “tecrit”e karfl› yürütülen bu eylemleri gündeme getirenler, yazar›n ayn› yerde belirtti¤ine göre, “kendini feda eden o güzel insanlar” de¤il, onlar› eylemlere iten, “o çocuklar›n iradelerini teslim alan ve kendi iktidarlar›n› onlar›n ölümü üzerine kuran fleflerle borazanlar›d›r.” Dolay›s›yla, ölüm orucuna yatanlar, bu eyleme özgür istençleri ve seçimleriyle de¤il, ba¤l› bulunduklar› örgütün önderlerinin kendileri ad›na verdikleri karar sonucu giriflmifllerdir. Ölüm orucuna yatanlara “sevgi ve ilgi” ile yaklaflt›¤›n›, “onlar›n 盤l›klar›n› içinde duydu¤unu ve onlar ad›na bu 盤l›klar› att›¤›n›” belirten yazar, bu tözsel elefltirisi nedeniyle, ölüm orucuna yatan insanlar›n istencini güdümleyen örgüt fleflerinden ve onlar›n borazanlar›ndan “‘dizinden vururuz haa’ya varan, ne sürtüklü¤ünü, ne psikopatl›¤›n› b›rakan küfürler ve tehditler ald›¤›n›” da dile getirmektedir. Ölüm Oruçlar›, Feda Kültürünün Bir Türevi midir? Oya Baydar, “feda kültürü” ya da “ölüm tap›nc›” gibi edimler ba¤lam›ndaki ilkeselahlaksal sorgulamay›, “ölüm oruçlar›na yatanlar, bu eyleme özgür istenç ile mi, güdümlü istenç sonucu mu girifltiler?” sorusu ba¤lam›nda söylemlefltirir. Bu kapsamda “ölüm tap›nc›”n› sorunsallaflt›ran yazar, oluflturdu¤u yaz›nsal söylemde, kendi erklerini sürdürmek amac›yla insanlar›n bilinçlerini güdümleyerek, bu eylemlere sürükleyenleri ödünsüz bir tutumla elefltiri konusu yapar. Yazar›n dillendirdi¤i temel ahlaksal bir ilke, yap›tta yer alan “yanl›fl silahla do¤ru savafl›m verilemez; ölümden yaflam do¤maz; insan tahrip edilerek, insanl›k kurtar›lamaz” (s. 325) sözlerinde belirginleflmektedir. “Ölüm oruçlar›” ba¤lam›nda devletin yaklafl›m› da yazarca köklü biçimde elefltiri konusu yap›l›r. Devletin tavr›na iliflkin olarak yazarca yaz›nsallaflt›r›lan kesin ve yo¤un elefltiri, flöyle özetlenebilir: “Hayata Dönüfl” diye adland›r›lan ve çok say›da tutukevinde ayn› anda sabaha karfl› bafllat›lan operasyonda “içerdeki direnifli k›rmak için, ko¤ufllar›n 112 Onur Bilge KULA duvarlar› kepçelerle, dozerlerle” y›k›lm›fl, “yang›n bombalar›yla tutuflan ya da kendilerini yakan tutuklular›n yan›k et kokular›”, “katledilen insanlar›n ölüm görüntüleri” her yan› sarm›flt›r. Dolay›s›yla, devletin uygulamalar› sonucu tutuklular “yak›lm›fl”, “bo¤ulmufl”, “kurflunlanm›fl” (s. 303 vd); böylece, 19 Aral›k 2000’deki “Hayata Dönüfl” örtmecesiyle adland›r›lan operasyon, “ölüme götürüfl” operasyonuna dönüflmüfltür. D›flar›da, gerçi tutukevlerindeki gibi öldürümler yoktur; ancak, tutuklu yak›nlar›n›n ve demokratik-insanc›l duyarl›l›¤› yüksek kamuoyunun çekti¤i ac›n›n yo¤unlu¤u bak›m›ndan durum farkl› de¤ildir. Tutuklar›n anne-babalar›n›n, akraba ve yak›nlar›n›n “tepelerdeki, varofllardaki, gecekondulardaki” evlerinde “yüreklerde yang›nlar” yanm›flt›r. Bu yürek yang›nlar› ve ac›lar›n›, sadece “az say›da” insanc›l birey paylaflm›flt›r. Sonuç olarak flu saptama yap›labilir: Hiçbiryer’e Dönüfl adl› romanda anlat›laflt›r›lan düflünsel ölümdür. S›cak Külleri kald› ve Erguvan Kap›s›nda “ölüm” bafll›ca sorunsallardan biri olarak ço¤unlukla erkek figürlerde yaz›nsallaflt›r›lm›flt›r. Bu yaz›nsal söylemin bir türevi olarak erkeklerin ezici ço¤unlu¤unun sonu bedensel anlamda ölümdür. Baz› erkek karhamlar ise, düflünsel ölüme yazg›land›r›lm›flt›r. Oya Baydar, derin tarihsel-kültürel kökleri “ölüm tap›nc›” motifini öncelikle Erguvan Kap›s›’nda yaz›nsal söyleme içkinlefltirmifltir. “Ölüm tap›nc›” ba¤lam›nda ortaya ç›kan “ölüm oruçlar›” ile ilgili olarak, Ayd›nlanma’dan bu yana özerk bireyin vazgeçilmez önkoflulu olan “özgür istenç” sorunsal›n› kurgulad›¤› yaz›nsal söylem ile bir kez daha güncellefltirmifltir. Söz konusu kültürel gelene¤i ve bu gelene¤i içsellefltirmifl kiflilerin ak›ld›fl› davran›fllar›n› felsefi aç›dan irdeleyen yazar, bu soruna iliflkin elefltirel bir bilincin geliflmesini özendirmektedir. Yazar›n çok baflar›l› ve kapsay›c› bir anlat›mla biçemsellefltirdi¤i bu söylem, önemli bir estetik ve düflünsel de¤erdir. Oya Baydar’›n yaz›nsal söylemi, öncelikle yap›tlar›nda kurgulad›¤› önemli erkek kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme yazg›land›rmas› nedeniyle elefltirilebilir. Genellikle erkek figürleri ölüme yazg›l› olarak kurgulamas› nedeniyle, yazar›n irdeleflti¤i sorunsal olan “ölüm tap›nc›”n›n afl›lmas›na katk› yapamamakta; böylece, ölümün yeniden üretilmesi olas›l›¤› varl›¤›n› sürdürmektedir. Dolay›s›yla, elefltirel ak›l birikimiyle afl›lmak istenen “ölümü kutsama” tavr›n›n yerine, erki simgeledikleri varsay›lan erkekleri öldürerek, yazar›n anlat›m›yla, bir “ölü erkekler mezarl›¤›” (Erguvan Kap›s›; s. 212) oluflturarak, “ölümün alan›n› daraltma” tavr› konulmaktad›r. “En iyi erkek, ölü erkektir” anlay›fl›n›n bir sonucu olarak, yaz›nsal söylemde erkek figürlerin ço¤unlu¤unun yazg›s›n›n “ölüm” ile sonland›r›lmas›, do¤al olarak flu soruyu gündeme getirmektedir: Erkek türünün olmad›¤› bir dünyada, kad›n türü tümüyle özgürleflse ve özerkleflse bile, kendisini neyle ve nas›l tan›mlayacakt›r? 113 Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal› Romanda kurguland›¤› kadar›yla, bir yanda “özgürlük ve özerklik istemi”, öbür yanda “cinsel nesne olmaya haz›r olufl” ve “erkek öldürümüne yönelifl” üçlüsünün bileflimi olan Ülkü figürünü okurlar nas›l konumland›r›rlar? Kendisini bu figür ile özdefllefltiren kad›n okurlar, yazar›n içtenlikle afl›lmas›n› istedi¤i “erk”, “erkek egemen yap›” ve bütün bunlardan do¤an “ba¤›ml›l›k” gibi sorunlar› ve içsellefltirilen kültürden kaynaklanan “kurbanl›k” ve “kurtar›c›l›k” gibi geleneksel anlay›fllar› aflabilecek aç›l›mlar gelifltirebilirler mi? Böyle bir aç›l›m› salt kendi cinsteflleriyle gerçeklefltirebilirler mi? Temel niteli¤i kurgusall›k da olsa, edebiyat yap›tlar›, “olabiliri” anlatmaz m›? Elefltirel Ak›l ve ‹nsanc›l›k Baflatlaflabilirse Erkekler Ölmez mi? Kay›p Söz, Oya Baydar’›n erkek ve ölüm konusunda farkl› bir yaklafl›m gelifltirdi¤i son roman›d›r. Bu yap›tta erkekler, örne¤in, Ömer Eren figürü, egemen erk ve bunu meflrulaflt›ran yap›larla belli ölçülerde bütünleflmifl olmas›na karfl›n, zamanla içinde boy veren insanc›l kayg›lar›n pefline düflerek, egemen erkin d›fl›na ç›kmaya u¤rafl›r. Ömer Eren’in iç sorgulamas›nda “kendi rahat›n› sürdürme” ile “umars›z insanlar› düflünme” e¤ilimlerinin çat›flmas› sürecinde kah bu yan, kah öbür yan a¤›r basma belirtileri gösterse de, Ömer Eren, “yitirdi¤i sözü” arama u¤rafl›n› sürdürdü¤ü ölçüde insanlafl›r. Salt Ömer Eren de¤il, efli Profesör Elif Eren de, fliddetten kaçarken kaçacak “hiçbiryer” olmad›¤›n› kavramak zorunda kalan o¤ullar› Deniz de, üniversiteyi b›rak›p da¤a ç›kan, sonra da sevdi¤i k›zla kaç›p Ankara’ya gelen Kürt genç Mahmut figürü de romanda köklü bir kiflilik geliflimi geçirirler. Kay›p Söz bu yönden de¤erlendirildi¤inde, rahatl›kla bir “geliflim” roman› olarak da nitelendirilebilir. Erkek figürlerin tümü, söz konusu kiflilik geliflim sürecinde “özgür ak›l” ve “insanc›l›k” idesini kendi aç›lar›ndan bir bak›ma yeniden bulgular ve anlamland›r›rlar. Bu anlamland›rma u¤rafl›, onlarda “daha insanc›l, daha özgür bir yaflam” için savafl›m kararl›l›¤›na ve bilincine dönüflür. Yap›t boyunca erkek figürlerin geçirdi¤i bu olumlu de¤iflim sonucu olmal›, yazar, daha önceki yap›tlar›nda sergiledi¤i kurgunun tersine Kay›p Söz de erkek kahramanlar›n› öldürmez. Onlar›n önüne, insanlaflma istenç ve bilinçlerini korumak kofluluyla, insana yak›fl›r bir yaflam›n olabilirli¤i seçene¤ini koyar. Kaynakça BAYDAR, O. (2005). Hiçbiryer’e Dönüfl. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 7. Bas›m. BAYDAR, O. (2000). S›cak Külleri Kald›. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 4. Bas›m. BAYDAR, O. (2005). Erguvan Kap›s›. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 12. Bas›m. BAYDAR, O. (2007). Kay›p Söz. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 1. Bas›m. 114