5 - Türk Metal Sendikası
Transkript
5 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI TÜRK OCAK 2012 | SAYI: 150 METAL ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ 150. S AYI EDİTÖRDEN Yeni, ama yepyeni bir dergi Yeni ama yepyeni bir sayıda yine siz değerli üyelerimiz ve okurlarımızla birlikteyiz... 2012 yılının ilk sayısından itibaren yepyeni bir tasarımla hazırlanan dergimizi sizlerin beğenisine sunuyoruz. Dergimiz hakkındaki düşünce ve önerileriniz, sizlerin huzuruna, sizlerin istediği şekil ve içerikte gelme yolundaki çabalarımız için büyük önem taşıyor. Bu anlamda gereken katkıyı göstereceğinize yürekten inanıyoruz. Yeni bir tasarımla hazırlanan dergimizin ilk sayfalarında sizleri Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın ‘Başyazısı’ karşılıyor. Genel Başkanımız, hem sendikamızın hem de Türk İşçi Hareketi’nin büyümesi ve güçlenmesi yolunda örgütlenme gereğinin altını kalın çizgilerle çizen bir sendikacı. Bu konudaki samimiyeti de, sendikamızın son genel kurulundan, 2011 yılı sonuna kadar, çatısı altına aldığı 25 bin yeni metal işçisi ile ispatlanmış durumda. Genel Başkanımız, örgütlenme sürecinin devam edeceğini hatırlatarak, 2012 yılı için sendikamızın hedefinin, ‘En iyi sözleşmeleri imzalamak’ olduğunu vurguluyor. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın başyazısı, sendikamızın bu yıl için çizmiş olduğu yol haritasını merak edenler için okunmadan geçilmeyecek değerde… Geçtiğimiz yılın son günlerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu ile bu toplantı sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından Başkanlar Kurulumuzun kabulü ve K.K.T.C Meclis Başkanı Hasan Bozer’i ziyaretimize ilişkin, fotoğraflı olarak hazırladığımız haberi iç sayfalarımızda bulacaksınız. Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aşkın Keser’in, “Güncel Yaklaşımlarla İş Yaşamında Stres ve Kaynakları” başlıklı makalesi ile, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.Gökhan Ofluoğlu’nun ‘Düzgün İş’ başlıklı makalesi, sadece akademik görüşleri yansıtmıyor. Bu yazılar, aynı zamanda iş hayatında merak edilen sorulara da cevap veriyor. Bilgilerimizin güncellenmesi açısından, her iki makalenin de üzerine düşen görevi yerine getirecek nitelikte hazırlandığını söyleyebiliriz… Türk Metal Dergisi’nin diğer sayfalarında, gerek sendikamızdan, gerek Türkİş’ten haberlerin yanı sıra, İşte Hayatımız, Bizden Haberler, Sektörden Haberler gibi bölümleri de kapsayan zengin bir içerik sizleri bekliyor… Yeni bir dergide, yine sizlerle buluşmak dileğiyle… Güzel Günler… k r ü t ç n e G n Erta l.org.tr rk@turkmeta ertangenctu İÇİNDEKİLER 4 20 9 42 48 56 TÜRK METAL SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI Ocak 2012 | Sayı: 150 YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bekir EROĞLU HABER MÜDÜRÜ Ertan GENÇTÜRK ARAŞTIRMA M. KEMAL ŞEN YÖNETİM MERKEZİ Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü/ANKARA Telefon: 0312 292 64 00 Faks: 0312 284 40 18 basin@turkmetal.org.tr PRODÜKSİYON CTCP REPROTEK BASKI Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: 30 / 01 / 2012 YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE Dergimiz basın ahlak yasasına uyar. Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize ücretsiz dağıtılır. Bu ayın öne çıkanları Türk-İş Yönetimi Başbakanlık’ta SAYFA 15 6 Sektörden haberler 7 Sanayide iki yıldır kesintisiz büyüme 8 Türk Metal’den dört işçi için başsağlığı 19 Ortak Eğitim Projesi’nde iki bin engelli işçinin eğitimini tamamladık 2011 Teşkilatlanma yılı oldu SAYFA 12 26 Componenta Dökümcülük Ticaret ve Sanayi AŞ 37 PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri 38 Yayılan Ekonomik Krize, Aşı Bulunamıyor / Merve Özkan 55 Ukrayna heyeti UAMİF Genel Merkezi’nde 58 ECBOHS Projesi Balkan ülkelerindeki seminerlerle yoluna devam ediyor Türk-İş’ten Kılıçdaroğlu’na mektup SAYFA 10 60 2011 yılında, eğitimlere 8911 işçimiz katıldı 62 Kitap ve sinema köşesi 64 Bulmaca 65 Bizden Haberler 2012 endüstri ilişkilerinde uyumun sınandığı bir yıl olacaktır SAYFA 34 İstanbul’da MEMAS toplantıları SAYFA 40 EREĞLİ’DE COŞKULU KARŞILAMA SAYFA 16’DA ALTIN KADAR DEĞERLİ BİR HAYAT SAYFA 30’DA ı z a y ş a B 2011’de söz verdik, örgütlendik... 2012’de toplu sözleşmeye kenetlendik Hepimiz, akşam olup eve gittiğimizde, uykuya dalmadan önce günün muhasebesini yaparız. METAL Artılar, eksiler, doğrular, yanlışlar, çirkinlikler, güzellikler, iyilikler, kötülükler, vicdanımızla baş başa kaldığımızda birer birer gözlerimizin önünden geçer... 2011 yılını geride bırakmadan önce, bizler de Türk Metal Ailesi olarak, bu anlamda bir muhasebeyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Girne’de toplanan Başkanlar Kurulu’muzda yaptık… Yaklaşık 3 yıllık çalışma dönemimizde sendikal anlamda attığımız adımları, gerçekleştirdiğimiz hizmetleri masaya yatırdık ve değerlendirdik… TÜRK 4 Üzerinde en çok durduğumuz konulardan birisi de örgütlenme çalışmalarımız oldu. PEVRUL KAVLAK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı pkavlak@turkmetal.org.tr twitter.com/KavlakPevrul Genel Kurulumuzdan 2011 yılı sonuna kadar, Türk Metal olarak, önceliğimizi örgütlenmeye verdik. Bu anlamda, şubelerimizin gösterdiği performans sayesinde, 25 bin metal işçisi daha dayanışmamıza katıldı ve zincirin bir halkası olarak sendikamızın çatısını seçti… Örgütlenme konusunda, sendikamızın gösterdiği bu başarı, çalışanların sözlüğünde ‘muhteşem’ olarak karşılık bulmaktadır. Çünkü biliyoruz ki, özellikle alınteri ve göz nuru harcayan, bedeniyle çalışarak üretenlerin sendikalaşmaları, yani örgütlenmeleri gerçekten çok zor… Bu insanların, emeklerinin karşılığını almaları ve insanca yaşama standartları konusundaki taleplerinin karşılık bulması ise ancak sendikalara kanalıyla olabiliyor. Ama ne var ki, sendikalaşmak her ne kadar demokrasinin temel gerekliliklerinden biri de olsa, işverenlerin büyük bir bölümü sendikalaşmak isteyenlere ve bu yolda mücadele verenlere düşman kesiliyor… Hatta ve hatta, sadece demokratik bir hakkı kullanmak isteyenlere, sıkılmadan kapıyı gösterebiliyor… İşte Türk Metal, böyle şartlarda 25 bin metal işçisiyle kusursuz bir demokrasi mücadelesi vererek, sendikalaşma yönünde önemli bir adım attı. Aslında atılan bu adımın, diğer sendikalar için de örnek olması gerekir. Çünkü baskılara, zorluklara ve engellere bugüne kadar adeta ‘patron temsilcisi’ gibi hareket ederek, yolumuza engel koymak istedikleri unutulmamalıdır. Eğer, örgütlenme önündeki engellere rağmen, sendikalaşma konusunda bir şey yapmadan, olan bitene seyirci kalırsak, bu durum, başkalarına bizlerin sendikacılığını sorgulama hakkı da verir… Kısaca özetlemek gerekirse, Hacı Bektaş-ı Veli’nin söylediği gibi, 2012 yılında sözleşmeler konusundaki hedeflerimize ulaşmanın yolu, bir olmaktan, iri olmaktan ve diri olmaktan geçmektedir. Türk Metal Sendikası olarak, örgütlenme konusunda gerçekleştirdiğimiz bu başarı, elbette ki bizim için yeterli değildir. Daha birçok bölgede, gerek sendikasız, gerekse sendikasından memnun olmayan binlerce metal işçisi vardır. Bizim örgütlenme konusundaki adımlarımız, bu arkadaşlarımızın tamamını Türk Metal çatısı altına alana kadar devam edecektir. Biz, sendika olarak, 2012 yılında kendimize yeni bir hedef koyduk. Bu hedefin odağında ‘sözleşmeler’ olacaktır. Daha net bir ifadeyle söylemek gerekirse, 2012 yılı bizim için ‘Sözleşmeler Yılı’ olacaktır. Toplu Sözleşme Dönemleri, en az örgütlenme dönemleri kadar zor dönemlerdir. Bu dönemler, hem çalışanlar hem de sendika olarak, dayanışmamızın gücünün sınanacağı dönemlerdir. Dolayısıyla, ‘mensubiyet şuuru’ içinde atacağımız ortak adımlar, sözleşme konusundaki hedeflerimizi bizlere daha da yakınlaştıracaktır. Sözleşme dönemlerinde yapacağımız tek şey, sadece ve sadece sendikamızdan gelen sese kulak vermek olmalıdır. Özellikle, Türk Metal’in başarıları, gücü ve büyüklüğü altında ezilenlerin, Türk Metal Sendikası, bağlı işyerlerinin üretim, satış ve pazarlama durumlarını periyodik olarak takip etmekte ve işyerlerinin mali ve ekonomik yapısı içinde ücret ve diğer hakların ağırlığını değerlendirmektedir. Dolayısıyla, hem ülkemizin, hem çalışanların, hem de işyerlerinin ekonomik yapısına uygun taleplerden oluşan bir sözleşmeler demetini çalışanlarımıza sunmak, yenilenen hedeflerimizin başında gelmektedir. Bugüne kadar, sendikalaşma konusunda gerçekleştirdiği adımlarla, işçi hareketi içinde ‘Örgütlenmede birinci’ olarak gösterilen Türk Metal’in, metal işçilerini insanca yaşama şartlarından uzaklaştırmayacak sözleşmelerle de, yine işçi hareketi tarafından ‘Sözleşmede Bir İnci’ olarak gösterileceği günler çok yakındadır… 5 TÜRK rağmen sendikalaşmak, bir anlamda sendika ve sendikacılığın ne olması, nasıl olması gerektiği konusunda bir mesajdır. METAL TÜRK METAL SENDİKASI, BAĞLI İŞYERLERİNİN ÜRETİM, SATIŞ VE PAZARLAMA DURUMLARINI PERİYODİK OLARAK TAKİP ETMEKTE VE İŞYERLERİNİN MALİ VE EKONOMİK YAPISI İÇİNDE ÜCRET VE DİĞER HAKLARIN AĞIRLIĞINI DEĞERLENDİRMEKTEDİR. DOLAYISIYLA, HEM ÜLKEMİZİN, HEM ÇALIŞANLARIN, HEM DE İŞYERLERİNİN EKONOMİK YAPISINA UYGUN TALEPLERDEN OLUŞAN BİR SÖZLEŞMELER DEMETİNİ ÇALIŞANLARIMIZA SUNMAK, YENİLENEN HEDEFLERİMİZİN BAŞINDA GELMEKTEDİR N E D R Ö Otomotiv 2011’i T K SE rekorla kapattı METAL OTOMOTİV Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, 2011 yılında otomobil ve hafif ticari araç pazarının %13,61 oranında büyüyerek, 864 bin 439 satış rakamıyla, yeni bir rekora imza atıldığını bildirdi. Otomotiv pazarı, bundan önceki en yüksek satış rakamını, 760 bin 913 satışla 2010 yılında elde etmişti. Mustafa Bayraktar, bu satış rakamının 593 bin 519’unun otomobil, 270 bin 920’sinin ise hafif ticari araçtan oluştuğunu belirterek, henüz resmi olmamakla beraber, yaklaşık 45 bin ağır vasıta satışının da eklendiğinde, toplam pazarın 910 bine ulaştığını, bunun da 1 milyonluk pazara biraz daha yaklaşıldığı anlamına geldiğini ifade etti. TÜRK 6 175.000’inci Ford Cargo kamyon, Eskişehir’de törenle hattan indirildi Otokar 12,5 milyon dolarlık sipariş aldı OTOKAR, 4x4 Cobra tipi Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçla, bu araçların yedek parça ve kullanıcı eğitimlerini kapsayan yeni bir ihracat bağlantısı gerçekleştirildiğini bildirdi. Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. tarafından yapılan açıklamada, 12,5 milyon dolar tutarında yeni sipariş alındığı bildirildi. Açıklamada ayrıca, söz konusu sipariş ile ilgili teslimatların, 2012 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilmesinin planlandığı ifade edildi. Çinli bir firma ile ortak oldu TÜRKİYE’NİN ilk kamyon fabrikasını kuran Ford Otosan’ın, tamamen Türk mühendisleri ve işçileri tarafından üretilen 175.000’inci Ford Cargo kamyonu Eskişehir-İnönü Fabrikası’nda hattan indirildi. Törende bir konuşma yapan Ford Cargo İş Birimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay, yılı % 22 pazar payıyla kapatmayı hedeflediklerini belirtti. Ford Otosan İnönü Fabrikası Müdürü Mustafa Menkü de yaptığı konuşmada, Eskişehir’de, Türk mühendisinin ve işçisinin emekleriyle önemli sayıda üretim yapıldığını ve üretilen araçların yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da büyük ilgi görmesinden gurur duyduklarını ifade etti. Menkü, “1500 kişiye istihdam sağladığımız Ford Otosan İnönü Kamyon, Motor ve Aktarma Organları Fabrikası, Türk otomotiv sektöründe önemli bir yere sahiptir” diye konuştu. ORHAN Holding’in, Çin’in Fuzhou, Liuzhou, Chongqing ve Haikou bölgelerinde faaliyet gösteren Fuzhou Rocket Enterprises Co. Ltd. adlı firmanın % 51 hissesini satın aldığı bildirildi. Orhan Holding’den yapılan yazılı açıklamada, bu operasyonla firmanın % 100 sahip olduğu Nobel Automotive’in, Asya’da büyümeye devam ederken, bünyesindeki yeni 4 ayrı lokasyonda toplam 250 çalışanıyla faaliyet göstereceği belirtildi. Üretim ve satışı yapılacak ürün gamının binek ve hafif ticari araçlarda kullanılacak olan, akışkan transfer üniteleri, pedal sistemleri ve yakıt doldurma gibi parçalardan oluştuğu vurgulanan açıklamada, “Orhan Holding A.Ş., Çin’de yaptığı bu satın alımın ardından, faaliyette bulunduğu ülke sayısını 13’e çıkarıyor. 41 şirketi, 29 fabrikası, 7 bini aşkın çalışanı, 5 yabancı ortağı, 39 yıllık sanayi deneyimi ve toplam 587 milyon euroya ulaşan cirosu ile Türkiye’deki en büyük otomotiv yan sanayi gruplarından biri konumunda yer alıyor” denildi. Sanay ide 2 yıldı kesint r i büyümsiz e KIS AK ISA Yerli oto ‘doğru dürüst’ olmalı BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Biz yerli araç, yeni marka ve modeller konusunda duygusal nedenlerle, ‘milliyetçi hislerimizi tatmin edelim’ diye değil, rasyonel nedenlerle hareket ediyoruz” dedi. Ergün, “Üretim ve montaj alanında gösterdiğimiz başarıyı, araştırma geliştirme ve tasarım alanlarına yansıtmada, kendimize özgü markalar oluşturma konusunda sağlayamadık ama sağlayabilirdik” dedi. Gelir düzeyinin arttığını, finansman kaynaklarının oluştuğunu, insanların arabanın dikiz aynası ve sağ aynası opsiyonel olsun istediğini belirten Ergün, “Kliması olmayan, camları çevirilerek açılan araba istemiyor. Doğru dürüst araba istiyor. Biz de öyle bir şey olsun istiyoruz. İptidai sayılacak bir şeyi kimsenin istediği yok. Hem Türkiye’ye hem dünyaya bunu satacağız. Baktığımız zaman, hem seyrederken, hem binerken gurur duyacağımız bir araç olsun. Bunu yapacak kabiliyetimiz var” sözleriyle de, nasıl bir yerli otomobil beklentisinin olduğunu belirtti. Firmaların bu konuda çok ciddi çalışma içinde olduğunu bildiklerini ifade eden Bakan Ergün, “Hazırlıklar tamamlanmak üzere. Yeni teşvik paketi, özellikle cari açık sorununa yönelik bir paket olarak hazırlanacak. Şimdi detaylarını paylaşamıyoruz, ama şunu söyleyebilirim ki, teşvik paketi otomotiv sektörümüz için de yeni açılımlar getirecektir” dedi. TÜRKİYE, 2011 yılının 11 ayında enerji ithalatına 49 milyar dolar akıttı. Türkiye’nin 11 aylık dönemde 97 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının % 50.2’si enerji ithalatından kaynaklandı. İhracatın % 20 artışla 122 milyar 502.2 milyon dolara ulaştığı, ithalatın ise % 33.5 artarak 220 milyar 232.5 milyon dolara ulaştığı 2011 yılının 11 ayında, Türkiye, 97 milyar 730.3 milyon dolar düzeyinde dış ticaret açığı verdi. Türkiye’nin verdiği dış ticaret açığının % 50.2’sini enerji ithalatı oluşturdu. Yılın 11 ayında gizli veri adı altında toplanan Türkiye’nin petrol, doğalgaz ve bitümenli taşkömürü ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 47.8 artarak,31 milyar 45 milyon dolara ulaştı. Buna elektrik enerjisi, doğalgaz ve mamul gaz, petrol ve petrolden elde edilen ürün, taş kömürü, kok kömürü, briket kömürü kalemleri eklendiğinde, Türkiye’nin enerji ithalatı faturası,bir önceki yılın aynı dönemine göre % 42.6 artarak,34 milyar 432 milyon dolardan 49 milyar 89.5 milyon dolara yükseldi. 7 TÜRK Dış ticaret açığının sebebi enerji ithalatı METAL KASIM ayında imalat sanayi sektörü endeksi % 7.6 arttı. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, Kasım’da, bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış % 19.5 ile dayanıklı tüketim malı imalatında kaydedildi. Bunu, % 15.9 ile sermaye malı imalatı, % 10.9 ile enerji, % 5.3 ile ara malı imalatı ve % 5 ile dayanıksız tüketim malı imalatı izledi. İmalat sanayi alt sektörlerine bakıldığında, artışta ilk sırayı % 101.2 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı aldı. Bunu, % 54.8 ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı takip etti. Kasım’da diğer imalatlarda % 24.5, makine ve teçhizat hariç, fabrikasyon metal ürünleri imalatında % 17.7, elektrikli teçhizat imalatında % 16.2 artış kaydedildi. Türk Metal’den dört işçi için başsağlığı METAL Türk Metal Sendikası, Kırıkkale’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Mühimmat İmha ve Ayrıştırma Tesisi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçiler için başsağlığı diledi TÜRK 8 P atlamada hayatını kaybeden Salih Erkeç, Adnan Dağdelen, Cezayir Çalışkan ve Samet Aygar adlı işçiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce de şehit kabul edildi. Yahşihan ilçesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Mühimmat İmha ve Ayrıştırma Tesisi’nde 2 Ocak Pazartesi günü saat 00.40’da şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamada, gece vardiyasında çalışan 4 sivil işçi hayatını kaybetti. Gaz sıkışmasından kaynaklandığı sanılan patlamanın ardından çıkan yangın, askeri tesisteki itfaiye ile ilçe ve Kırıkkale Belediyesi İtfaiye ekibi müdahalesiyle söndürüldü. Depolarda kimyasal madde olduğundan, askeri tesise ambulans ve itfaiyenin dışında tüm giriş ve çıkışlar yasaklandı. Türk Metal Sendikası Yönetimi, patlamada hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diledi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da, patlamada hayatını kaybeden işçilerin Kırıkkale’deki cenaze törenine katıldı ve şehitlerin ailelerine başsağlığı diledi. Olay yerine giden Kırıkkale Şube Başkanımız Mürsel Öcal, patlamada hayatını kaybeden işçilerden Salih Erkeç’in, MKEK Silah Fabrikası’nda çalışan üyemiz Fatih Erkeç’in abisi olduğunu belirterek, duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ölen işçilere şehit statüsü verildi OLAYDA hayatını kaybeden 4 işçiye şehit statüsü verilmesi için Milli Savunma işyerlerinde örgütlü Türk Harb-İş Sendikası’nın Genelkurmay Başkanlığı ile yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlandı. Buna göre 4 işçi, bu tür işyeri kazalarında şehit statüsüne kavuşan ilk isimler oldu. Yine Türk Harb-İş Sendikası’nın üyelerine ferdi kaza sigortası yapması nedeniyle, ölen işçilerin ailelerine 20’şer bin lira tazminat ödeneceği belirtildi. Şehit yakınlarına ayrıca, Ankara Savunma Sanayii İşçi Aileleri Yardımlaşma Sandığı tarafından da aile başına 20 bin lira yardım sağlanacak. Olayın meydana ge ldiği bölge. Metal işçilerin sesi TÜRK METALL . 0 1s5 ı s ı ay ve yeni tasarımı ile sizlerle birlikte... İLK sayısı 1999 yılının Nisan ayında sizlerle buluşan Türk Metal dergisi, 150. sayısı ve yeni tasarımı ile hizmetinizde… Yayımlandığı ilk günden itibaren metal işçilerinin sesi olan, onların nabzını tutan ve onlara yön veren Türk Metal, her haberi ve her sayısı ile bütün metal işçilerinin yanında oldu. Metal işçilerinin birlikteliği ve beraberliğini savunan Türk Metal dergisi, haberleri, araştırmaları, makaleleri, yazarları ile birlik ve beraberliğin önemini her zaman ve her yerde vurguladı. Çalışma hayatına yön veren haberleri ile de devamlı gündem yaratan Türk Metal, metal işçisinin refahı ve mutluluğu için her zaman en doğru haberi, en doğru zamanda ülkenin gündemine taşıdı. Yeri geldiğinde sadece metal işçilerinin değil, Türk-İş’in sesi olan Türk Metal, dayanışmada da bir marka oldu. Birlikteliğin ve dayanışmanın öncüsü olan Türk Metal, metal işçilerinin sesi olmaya devam edecek… KONFEDERASYON’DAN Türk-İş’ten Kılıçdaroğlu’na Mektup... “Türk-İş, hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmadığı gibi, CHP’nin de arka bahçesi olmayacaktır” METAL T TÜRK 10 ürk-İş, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada yer alan, Türk-İş aleyhine söylemleri nedeniyle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bir mektup gönderdi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak imzasıyla gönderilen mektuptan başlıklar: Türk-İş hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir. “Uzunca bir süredir Türk-İş karşıtı tavrınızı ve Türkİş’e karşı öfkenizi dikkatle ve sabırla izliyoruz. Türk-İş’i “arka bahçeniz” olarak görmek istediğinizi biliyor, “arka bahçe olma” geleneği hiç bir zaman bulunmayan Türk-İş’in tüm siyasi partilere koyduğu mesafeyi size de koymasının sıkıntısını yaşadığınızı ve bu nedenle olur olmaz her konuda Türk-İş’i hedef aldığınızı görüyoruz…” Türk-İş ile ilgili kuru, yetersiz ve tek yanlı bilgilerle konuşmanız, her şeyden önce partinizi yıpratmaktadır. “Çok iyi biliyorsunuz ki, sendikalar bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de demokrasinin temel kurumlarından biridir ve demokratik işleyiş, sendikaların doğal yapısını oluşturmaktadır. Türk-İş’in ve üye sendikalarının yöneticileri, işçinin huzurunda tıpkı sizler gibi genel kurullarda seçilir. Onları seçen genel kurul, yasal zorunluluk gereği, alacakları ücretleri de belirler. Bu nedenle, sendika yöneticilerinin ücretleri de, bindikleri otomobiller de onları seçenler tarafından bilinir. Asgari ücretin nasıl belirlendiği, bu belirlemeyi yapan kurulun yapısı ve çalışma koşulları tarafınızca bilinmektedir. Türk-İş’in tercihi, bu dönemde muhalefet şerhi koyup, zam oranının düşük belirlenmesine neden olmak yerine, işçinin cebine girecek para miktarını artırmak yönünde olmuştur. Bu gerçeği kavramanız için, işverenin ve hükümetin önerdiği zam oranları ile, bu oranın, nasıl tarafımızdan iki katına çıkarıldığını araştırmanız yeterli olacaktır. Kaldı ki, Türk-İş, alınan zam oranının yetersiz olduğunu vurgulamış, ancak işçileri daha düşük bir zamma mahkûm etmemek için, söz konusu orana onay verdiğini de açıklamıştır. Türkİş ile ilgili her konuda olduğu gibi, asgari ücret konusunda da kuru, yetersiz ve tek yanlı bilgilerle konuşmanız, bilmelisiniz ki, her şeyden önce partinizi yıpratmaktadır…” İşçilerin ve emeklilerinin oylarını niçin alamadığınızı düşünmelisiniz ve sorgulamalısınız. “İşçi kuruluşlarını dışlayarak, üyemiz işçileri tahrik ederek varabileceğiniz bir yer yoktur. Türk-İş topluluğu, söylemlerinizde kullandığınız üsluptan son derece rahatsız olmaktadır ve bilmelisiniz ki, bu rahatsızlığın tepkiye dönüşmesi bizlerce güçlükle engellenmektedir. Yapmanız gereken, Türkiye’nin en geniş seçmen kesimini oluşturan işçilerin ve emeklilerinin oylarını niçin alamadığınızı düşünmek, onlarla ve temsilcileri ile niçin sürekli kavga ettiğinizi, niçin öfke dolu olduğunuzu sorgulamaktır. Sorgulamanız gereken bir diğer husus da, bizlerle yaptığınız baş başa görüşmelerde sergilediğiniz pozitif ve uyumlu tavrı niçin kürsülerde terk ettiğinizdir. ‘Özü sözü bir genel başkan’ olabilmenin bir yolu da, baş başa görüşmelerle, kürsü söylemlerinde aynı dili kullanabilmekten geçmektedir. Türk-İş, hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmadığı gibi, CHP’nin de arka bahçesi olmayacaktır ve bu durumu kabullenmeniz, bundan sonra atacağınız adımlar açısından yararlı olacaktır…” mesi ve gelirin yeniden dağılımı için düzenlemeler yapılmalı; asgarî ücretin tespitinde çekirdek ailenin geçim şartları gözönünde bulundurulmalıdır. • Vergi yükü dengelenmeli, vergi adaleti sağlanmalıdır. • İşçilerin kıdem tazminatı hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. • Grev yasakları ve hak grevinin önündeki anayasal engel kaldırılmalıdır. • Ekonomik ve Sosyal Konsey’in etkinliği artırılmalıdır. • Yüksek Hakem Kurulu özerk Anayasal kuruluş haline getirilmelidir. • İşçi memur ayrımı tartışmaları sonlanmalı, “memur” tanımı açık ve kesin ifadelerle hükme bağlanmalıdır. Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli devlet işlerini kamu erki kullanma yetkisinde dayanarak yürütenler “memur” olarak istihdam edilmeli, bunun dışında kalanlar kamu hizmeti görseler bile “işçi” sayılmalıdır. • Sivil toplum örgütü yöneticilerinin milletvekili seçilmeleri halinde görevlerini sürdürmeleri imkânı getirilmelidir. Demokratik kitle örgütleri, sivil toplumun bütün alanlarını özgürce temsil edebilmelidir. 5. Hak arama özgürlüklerinin önü açılmalı, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu yetkisi kullanan görevlilerin her türlü istisna ve imtiyazlarından arındırılarak hukuk önünde hesap verebilir olmaları anayasal teminat altına alınmalıdır. 6. Seçim sisteminde, parlamentoda daha geniş temsile imkân veren uygun bir baraj oranı tespit edilmeli, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır. 7. Ayrımcılığın her türü ile mücadele etmek ve eşitliği sağlamak için fiilen gerçekleştirilebilir önlemler alınmalıdır. Elverişsiz konumda bulunan; yaşlılar, özürlüler ve çocuklar için özel güvenceler sağlanmalı; sosyal güvenlik ve sağlık hakları piyasa koşullarına bırakılmamalıdır. Sosyal hakların sağlanabilmesinde kaynakların yetersizliği ölçü olmaktan çıkarılmalı, “Sosyal Devlet” ilkesinin içi doldurulmalı, tam olarak hayata geçirilmeli ve çalışanların aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir hayata kavuşmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. 11 TÜRK R aporda, 1982 Anayasa’sının günümüze kadar on yedi kere değiştirilmesine rağmen, 12 Eylül’ün yasaklayıcı yaklaşımlarından arınmadığına dikkat çekilerek, yeni anayasanın hazırlanmasında örgütlü kesimler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin anayasa hazırlık sürecine etkin katılımlarının sağlanması, şeffaf ve demokratik bir tartışma sürecinin işletilmesine azami ölçüde özen gösterilmesi gerektiği savunuldu. Raporda ayrıca yeni oluşturulacak Anayasa’da devletin sosyal yönü tekrar ortaya çıkartılarak, sosyal ve ekonomik koşulların geliştirilmesinde alacağı rolün yeniden kurgulanmasının önemine dikkat çekildi. Türkİş, yeni hazırlanacak Anayasa’da yer almasını istediği kanun maddelerine de hazırladığı raporda yer verdi. Raporda yer alan maddeler; 1. Anayasanın ilk dört maddesi aynen muhafaza edilmelidir. 2. Devletin üniter yapısı korunmalıdır. 3. Temel hak ve hürriyetlerin kullanımını zorlaştıran engeller kaldırılmalı; devlet ile vatandaş arasındaki ilişkilerde, ağırlık bireyden yana olmalı, bireyin hak ve ödevleri, bireyi önceleyen bir yaklaşımla düzenlenmelidir. Temel haklar içerisinde yer alan sağlık, sosyal güvenlik ve sendika hakları başta olmak üzere; insan hak ve özgürlükleri, devleti korumak adına sınırlanıp, zedelenmemelidir. 4. Çalışanların devlet ile mutabakatına ilişkin hususlar ayrı bir bölümde düzenlenerek anayasa teminatı altına alınmalıdır. Bu çerçevede: • Sendika kurma, üye olma-çekilme, sendikal faaliyetler, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarına getirilen kısıtlar, ILO’nun onaylanmayan sözleşmelerinin onaylanması, Avrupa Sosyal Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılması; Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerin iç hukukumuzda uygulanabilir hale getirilmesi yoluyla kaldırılmalıdır. • Çalışanlara insan onuruna yakışır iş ve yaşam sağlamak için başta iş güvencesi, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, iş sağlığı ve güvenliği hakları fırsat eşitliği içinde geliştirilmeli, işçilerin yönetime katılması sağlanmalıdır. • Tam istihdamı hedef alan insan odaklı politikalar öncelikle uygulanmalıdır. • Ücrette adaletin sağlanması gelir dağılımının düzeltil- METAL Türk-İş, hazırlıkları süren Anayasa çalışmaları ile ilgili görüş, tespit ve önerilerinin yer aldığı bir rapor yayınladı… 2011 teşkilatlanma yılı oldu Metal işçileri, 2011 yılında da Türk Metal’in çatısı altında toplanmayı tercih etti. Binlerce metal işçisi daha Türk Metal’li oldu. İlk defa sendikalı olan yüzlerce metal işçisi ile birlikte, Türk Metal, Türkiye’deki sendikalaşma oranına katkı sağlamış oldu. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, 2011 yılındaki örgütlenme çalışmaları sonucu Türk Metal ailesine katılan yeni üyelerimizi tebrik etti ve “Türk Metal olarak, teşkilatlanma çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek ve 2012 yılında da bu gayretle metal işçilerini tek çatı altında toplayacağız” dedi. İşte Türk Metal ailesinin yeni üyeleri: METAL 1 TÜRK 12 ÇİMTAŞ ÇELİK işçileri, Birleşik Metal’den, Türk Metal’e geçti Gemlik Şubemiz, ÇİMTAŞ işçilerini de bünyesinde topladı. Sendikal haklarını kullanan 359 ÇİMTAŞ çalışanı, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan ayrılarak sendikamız Türk Metal’e geçti. ÇİMTAŞ tek çatı altında toplandı ÇİMTAŞ bünyesindeki ÇİMTAŞ Borulama ve ÇİMTAŞ Boru’da yetkili olan sendikamız Türk Metal, son olarak ÇİMTAŞ Çelik A.Ş.’yi de bünyesine katarak, ÇİMTAŞ’ı tek bir çatı altında toplamayı başardı. 359 çalışan Türk Metal’e üye oldu NOTER huzurunda istifalarını veren ÇİMTAŞ’a bağlı 359 çalışan, üyelik formlarını doldurarak sendikamız Türk Metal’e üye oldular. Toplu üye kaydı, Gemlik Şube binamızda Noter huzurunda gerçekleşti. Gemlik Şube Başkanımız Kemal Durmaz öncülüğünde, mevcut Türk Metal üyeleri ile yeni üyeler, birlik ve beraberlik mesajları verdiler. Gemlik Şube Başkanımız Kemal Durmaz, “toplu geçişin, sosyal sendikacılığın en güzel örneği olduğunu ve çalışanların kendi özgür iradeleriyle sendikalarını seçtiklerini” söyleyerek, 3 gruptan oluşan ÇİMTAŞ’ı bir bütün hale getirdikleri için mutlu olduklarını ifade etti. 881 çalışan Beyçelik’ten, 79 çalışan Emar Çelik’ten, 107 çalışan ise Çelik Pen’den olmak üzere , yaklaşık 1000 metal işçisi Türk Metal’i tercih etti. Send ikalı olmanın ayrıcalıklarını ilk defa Türk Metal’le birlik te yaşayacak olan Beyçelik çalışanı Türk metal üyele ri ile, Türkiye’deki sendikalı işçi sayısının artışına da katkı sağlandı. ‘Geleceğimizi teminat altına almak amacımızdır’ BEYÇELİK Gestamp işyeri, üyelik ve geçiş döneminde üyelerimizin yeni yılını kutlayan ve birlik, beraberlik mesajları veren Bursa 3 Nolu Şube Başkanımız Mesut Gezer, sendikalı olmanın sosyal anlamda bir gereksinim, çalışma hayatında da bir mecburiyet olduğunu dile getirdi. Sendikamızın amacının üretmek, kazanmak, kazandırmak olduğunu, bunun Beyçelik bünyesindeki çalışanlarla da pekiştirileceğinin altını çizen Gezer, “sağlıklı ve kaliteli üretimler yapıp, rekabet düzeyimizi en üst noktaya çıkartarak, geleceğimizi teminat altına almak amacımızdır” dedi. METAL Türkiye’de kalıp ve otomotiv Sektörünün önde gelen markalarından birisi olan Beyçelik Gestamp Kalıp ve Oto Yan. San. Pazarlama ve Tic. A.Ş. işyeri, 29 – 30 Aralık 2011 tarihinde Çelikpan ve Emarçelik A.Ş. olarak Türk Metal Sendikası ailesine katıldılar. 13 TÜRK 2 Yaklaşık 1000 BEYÇELİK çalışanı Türk Metal’le sendikalı oldu bu işyerimizde, z ayında başlatıldığı alarımızın 2011 temmu şvurusunda ba ki Teşkilatlanma çalışm arak, bakanlığa yet de çoğunluğu saylay ür başlatıldı. sed 6 Ocak 2012 tarihin arasında resmi pro işyeri ile sendikamız bulunuldu ve Baymak METAL 3 TÜRK 14 BAYMAK işçileri de “Türk Metal” dedi Türkiye’de ısıtma ve soğutma sistemleri teknolojisinde ve bünyesinde bulundurduğu geniş ürün yelpazesi ile pazarında lider olan Baymak Makine ve San. Tic. A.Ş., Tepeören İstanbul’da 60.000 m2 toplam alana sahip olan iki üretim tesisi, 500’ün üzerinde çalışanı ve Türkiye genelinde 1200’ü münhasır bayii,2100’ü aşkın satış noktası ve 250’nin üzerinde yetkili servis ağıyla, ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor Büyük ve güçlü bir aileye katıldınız İstanbul Anadolu Yakası Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, Baymak çalışanlarının Türk Metal ailesine katılmaları için geçen süreçte, üyelerimizin her türlü sorun ve sıkıntılarında yanlarında olduklarını dile getirerek, “Türk metal Sendikası’nın ne kadar büyük ve güçlü bir aile olduğunu gören Baymak çalışanları, birlik ve beraberlik içinde verdikleri onurlu mücadelelerinde başarılı olmanın mutluluğunu yaşamaktadırlar” dedi. HABER METAL Türk-İş Heyeti, Toplu İş İlişkileri Kanunu için Başbakanlık’ta Çalışma hayatını düzenleyen “Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı”nın TBMM’ye gönderilmesi öncesi yapılan görüşmeye Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, sendikamız Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay ve Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar katıldı. İki saati aşan görüşmede, Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı’nın son hali değerlendirildi. Görüşmenin ardından kanun tasarısı TBMM’ye gönderildi. Grammer yöneticileri Genel Merkez’de Sendikamızın Bursa’da örgütlü olduğu Grammer işyeri Genel Müdürü Tuna Arınç ve İnsan Kaynakları Müdürü Oylum Öztürk, 18 Ocak tarihinde Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ı makamında ziyaret etti. Çalışma hayatı ile ilgili Türkiye’de ve dünyada yaşanan son gelişmelerin ele alındığı ziyarette, her iki taraf da gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Grammer yöneticilerinin Genel Başkanımızı ziyaretinde, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Bursa Osmangazi Şube Başkanı İsmail Cirit ve Grammer İşyeri Baştemsilcimiz Mesut Erdem de bulundu. 15 TÜRK Türk-İş Heyeti, Başbakanlık Resmi Konutu’nda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile bir araya geldi. METAL Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Erdemir işçileriyle Dayanışma Yemeği’nde bir araya gelmek ve Şubemizin yeni hizmet binasını açmak üzere gittiği Ereğli’de, yaklaşık bin Erdemir çalışanın oluşturduğu 300 araçlık bir konvoyla karşılandı. TÜRK 16 Ereğli’de a m a l ı ş r a k u l u coşk ‘TÜRK TOPLUMUNDA AİLE BÜYÜK BİR ÖNEME SAHİP’ Daha sonra Erdemir çalışanları ve eşleri için düzenlenen Dayanışma Yemeği’ne katılan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, burada yaptığı konuşmada, Türk toplumunda ailenin büyük öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Türk ailesi, toplumun dayanağıdır. Aile, toplumun hücresidir. Bu hücrede oluşabilecek küçük bir rahatsızlık, sonuçta toplumsal rahatsızlıklara yol açar. Aynı şekilde ailenin mutluluğu ve sağlığı, toplumu da mutlu eder, sağlıklı yapar... Biz, Türk Metal olarak bu düşünceye sahibiz. Sendika olarak sizlerin mutluluğuna katkıda bulunmak, bizim için şereftir” diye konuştu. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Erdemir çalışanlarının oluşturduğu 300 araçlık bir konvoyla ilk olarak yeni hizmet binasını ziyaret etti. Gösterilen ilgiye teşekkür eden Kavlak, daha sonra hizmet binasının açılışını, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun ve Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş ile birlikte gerçekleştirdi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, “Erdemir çalışanlarının her şeyin en güzeline layık, bu yapılan hizmetleri hak ediyor. Bundan sonra da Erdemir çalışanlarının her türlü hak ve taleplerini sonuna kadar savunacağız’’ dedi. ‘SOSYAL SENDİKACILIK ANLAYIŞIYLA BİR DEVRİM YAPTIK’ Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz, Türkiye’nin en büyük, en güçlü sendikalarından biriyiz. Bizim sendikal anlayışımızda rahat koltuklarda oturup, telefonlar ya da uzaktan kumanda cihazlarıyla sendikacılık yapmak yoktur. Biz, sendikacılığı sadece toplu sözleşme imzalamak olarak görmüyoruz. Dünyada sendikaların sürekli kan kaybettiği bir dönemde, biz Türk Metal olarak, uyguladığımız sosyal sendikacılık anlayışıyla bir devrim yaptık. Sosyal sendikacılık anlayışının gereği olarak, biz bir aileyiz dedik. Üyelerimizin eşlerini ve çocuklarını da sendikal faaliyetlerimizin öznesi yaptık. Bugün Türk Metal’in 31 şubesi var. 31 şubemize bağlı işyerlerinde çalışan üyelerimize, eşlerine ve çocuklarına 90’lı yıllardan bu yana hizmet veriyoruz. Durmadan, bıkmadan, usanmadan metal işçilerine, eşlerine, çocuklarına hizmet vermeye de devam edeceğiz. Bunlar analarınızın ak sütü gibi helal olsun.” METAL 17 TÜRK ‘HER ŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIKSINIZ’ i g v e s e v i g l i B l e z ü kça g METAL ı t ş a l y pa TÜRK 18 EREĞLİ Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş da, konuşmasında, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, “Bilgi ve Sevgi Paylaşınca Güzeldir” sözünden yola çıkarak, Erdemir’de çalışan üyeleri ve aileleri ile sosyal paylaşımlarda bulunduklarını ifade etti. Şube Başkanımız Odabaş, şunları söyledi: “Türk Metal Sendikası, üyeleri ile olduğu kadar, üye eşleri ve çocukları ile bütün bir ailedir. İşte bu aile kavramını daha dolu yaşamak ve aileler arası dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek, siz değerli hanımefendilere de ülkemizde sosyal sendikacılık anlayışının öncüsü olan Türk Metal Sendikası’nı eşlerimize tanıtmak amacıyla, bir süredir devam eden etkinliklerimizde eşler ile birlikte yaklaşık 3200 kişiyle bir araya gelerek, bir nebze de olsa yoğun iş ve günlük yaşam temposundan uzaklaşıp hoşça vakit geçirdik. 2012 yılının hedefinin metal işçilerinin, eşlerinin ve çocuklarının standartlarını daha üst noktalara taşımak olduğunu belirten Sayın Genel Başkanımıza, sizlerin huzurunda, tekrar buna benzer etkinlikleri devam ettireceğine olan inancımın tam olduğunu belirtmek istiyorum. Bize her konuda olduğu gibi, dayanışma gecelerimizin düzenlenmesinde ve bu gün gerçekleştirdiğimiz yeni şube binamızın açılmasında desteğini esirgemeyen, başta Genel Başkanımız Pevrul Kavlak olmak üzere, tüm Genel Merkez yöAŞ YUSUF ZİYA ODAB neticilerimize teşekkür ediyorum.” Odabaş, Kavlak’a, üzerinde resmi dokunmuş çerçeve ile kartal heykeli hediye etti. Erdemir Dayanışma Yemeği’ne Ereğli’nin önde gelen isimleri de katıldı. Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu, Gülüç Belediye Başkanı Aydın Güngör, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Ali Azar, Zonguldak Ticaret Odası Başkanı Salih Demir, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Genç, İlçe Emniyet Müdürü Niyazi Koçak ile Sendikamızın Genel Teşkilatlandırma Sekreteri İsmail Dursun, katılanlar arasındaydı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, yemeğin ardından, karşılandığı gibi yine büyük bir coşku ve sevgi içinde sloganlarla Ereğli’den uğurlandı. HABER Genel Başkanımız Pevrul Kavlak: “Ortak Eğitim Projesi’nde, iki bin engelli işçinin eğitimini tamamladık” İ şçi ve işveren sendikalarının işbirliği ile yürütülen bu eğitim modeli, dünyadaki en başarılı sendikal eğitim çalışması olarak kabul ediliyor. Eğitimlerin ardından işçi ve işveren sendikaları tarafından yapılan yıllık ortak değerlendirmeler sonrasında, işyerlerinde verimlilik ve kalitede % 10-15 civarında artışlar kaydedildi. Bu eğitim çalışmaları kapsamında, Türk Metal ve MESS sendikalarının örgütlü olduğu çeşitli işyerlerinde çalışan iki bin engelli işçi de, birer haftalık eğitimlerden geçirildi. Eğitime alınan metal işçilerine ‘Sendikal İlişkiler, İnsan İlişkileri ve İletişim, Toplam Kalite Yönetimi, Uzlaşma Teknikleri, Endüstri İlişkileri, İş Hukuku, Genel Ekonomi ve Tüketici Hakları’ konularında eğitimler veriliyor. Toplam 80 bin işçiye eğitim TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: METAL Türk Metal Sendikası ile kısa adı MESS olan, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası arasında 2000 yılından beri sürdürülen ortak eğitim projesi kapsamında, toplam 80 bin metal işçisi eğitimden geçirildi TÜRK 19 “Türk Metal ile MESS arasında 2000 yılından beri sürdürülen eğitim projesi kapsamında, toplamda 80 bin işçimizin eğitimleri tamamlandı. Fabrikalarımızda çalışan, başta işitme engelli üyelerimiz olmak üzere, fiziksel engelli işçilerimizden iki bin işçimizin de, bu süre içinde eğitimleri tamamlanmıştır. İşitme engelliler için işaret dili bilen çevirmenler aracılığı ile eğitimler görsel malzemelerle de desteklenerek sürdürülmektedir. Fiziksel engelli üyelerimiz için de, eğitim merkezine gelişleri ve seminerlere katılma konusunda bütün ön kolaylaştırıcı tedbirler alınmaktadır. Türk Metal ve MESS sendikaları tarafından yürütülen ortak eğitim projesi, dünyada engelli üyeleri için de eğitim veren tek sendikal eğitim projesidir. Bu yüzden dünyada en başarılı eğitim projesi olmaya devam etmektedir.” METAL GÜNDEM TÜRK 20 Başkanlar Kurulumuz KKTC’de toplandı Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu, 26 Aralık 2011 tarihinde, KKTC Büyük Anadolu Girne Otel’de toplandı. Toplantıda 2012 yol haritası belirlendi S endikamızın 2011 yılı son Başkanlar Kurulu toplantısı, 26-27 Aralık 2011 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Büyük Anadolu Girne Otel’de yapıldı. Sendikamızın 2011 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği ve 2012 hedeflerinin belirlendiği toplantının açılışına, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi, KKTC Milletvekili Ahmet Çaluda, Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup Ömer Latifoğlu, Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı Sami Dilek ve çok sayıda Kıbrıslı sendikacı da katıldı. Açılış konuş- malarının ardından, Başkanlar Kurulu toplantısı, Genel Yönetim Kurulumuz ve Şube Başkanlarımız ile devam etti. Toplantının ardından Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, “Çok samimi ve faydalı bir toplantı olduğuna inandığım 2011 yılının son Başkanlar Kurulu toplantısı, sendikamıza ve çalışma hayatına hayırlı olsun” sözleriyle toplantıyı bitirdi. İki gün süren Başkanlar Kurulu toplantısında ayrıca, Türk-İş Hukuk Müşaviri Ferhan Tuncel ve MESS Eğitim Müdürü Dr. Aykut Engin birer sunum gerçekleştirdi. Yakup Ömer Latifoğlu / Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı “Türk Metal Sendikası’nı KKTC’de görmekten mutluyuz” TOPLANTININ açılışında ilk sözü alan Hür–İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup Ömer Latifoğlu, Türk Metal Sendikası’nın çalışmalarını takdirle takip ettiklerini ve bu toplantının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılmasının kendileri için de büyük bir mutluluk ve güç anlamına geldiğini ifade etti. Konuşmasında yeni çalışma ve güvenlik yasasıyla ilgili düşüncelerini dile getiren Latifoğlu, yeni yasada işverenlerin korunup, çalışanlara daha fazla yük getirilerek, sistemin ayakta tutulmaya çalışıldığını belirtti. KAMU İş Genel Başkanı Sami Dilek ise, Küresel ekonomik krizin çalışanlara fatura edilmesinden duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Türk Metal Sendikası’nın kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını kaydeden Dilek, Başkanlar kurulu Toplantısı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılmasından dolayı onur ve mutluluk duyduklarını belirtti. Şerife Ünverdi / KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı “Anavatan dünyaya açılan penceremizdir” BAŞKANLAR Kurulu toplantısının açılışında bir konuşma yapan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi, KKTC’deki çalışma hayatında yapılan ve yapılacak olan yasal düzenlemeler hakkında genel bilgiler verdi. Ekonomik krizin etkilerine de değinen Ünverdi, çalışanların koşullarının iyi olması için her türlü çabanın gösterildiğini belirtti. Bakan Ünverdi şunları söyledi: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni seçip Başkanlar Kurulu toplantınızı burada gerçekleştirdiğiniz için ve bizlere de ev sahipliği yapma gururu ve fırsatını verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Bugün çok yoğun bir gün, ama buna rağmen, bu toplantıda bulunmak benim için çok önemli ve gurur kaynağı. Sayın Başkanın da, tekrar Türk İş Genel Sekreteri olmasından dolayı onu kutluyorum.” Bakan Ünverdi konuşmasında, Kıbrıslı Türkler’in adada varoluş ve özgürlük mücadelesi verdiği bir süreçte Türk Metal Sendikası’nın ‘KKTC’nin dünyaya açılan penceresi’ olduğunu ifade ederek, bu kapsamda en büyük desteği ‘Anavatan’ Türkiye’den aldıklarını vurguladı. 21 TÜRK “Türk Metal’i her zaman yanımızda görmekten onur ve mutluluk duyuyoruz” METAL Sami Dilek / Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı GÜNDEM Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak: Sendikacıların artık kolları sıvama zamanı geldi METAL G TÜRK 22 enel Başkanımız, KKTC’de yapılan Başkanlar Kurulu toplantısındaki konuşmasına, “Biz Türkler için en tepede olan üç değer vardır: Din, Vatan ve Namus… Her üçü de, bizim için uğrunda ölünecek değerlerdir. Bizim ana vatanımız, Türkiye’dir. Ama bizim için bir vatan daha vardır; O da yavru vatanımız Kuzey Kıbrıs’tır. Hem Türkiye, hem de Kuzey Kıbrıs bizlerin hem vatanıdır, hem de namusudur. İşte biz, Türk Metal ailesi olarak böyle düşündüğümüz için, Başkanlar Kurulumuzu Yavru Vatan’da topladık” sözleriyle başladı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından bazı başlıklar: Hep eleştirdik, hep eleştirdik… “Yeni Dünya Düzeni ifadesiyle prim yapan küresel düzen, tüm dünyada hayatı ve kuralları değiştirdi, değiştirmeye de devam ediyor. Çalışma hayatında kuralsızlık egemen oldu. İstihdamda dengeler, çalışanların aleyhinde bozuldu. Rekabet arttı. Uluslararası ilişkiler genişledi, ulus devlet yapısı güç kaybetti ve sosyal devlet unsuru yok olmaya başladı… Kısaca söylemek gerekirse, çok uluslu şirketler, yani sermaye kazanan taraf oldu. Sermayenin, insan ve adalet yerine, sömürü ve kâr zincirleriyle kuşatmaya çalıştığı ilişkiler, hem siyasi anlamda, hem de ekonomik anlamda ülkeleri dışa bağımlı yaptı, ama daha da önemlisi, ülkeleri ve halklarını yoksulluğa sürükledi. Küreselleşme kavramı bizim dilimizde 1990’lı yıllardan itibaren yer almaya başladı. Ondan önce iki kutuplu dünya vardı… Aradan neredeyse 20 yıl geçmiş… Dünyada olan biten yanlışlıklara ve haksızlıklara karşı, bir denge unsuru ve umut olarak görülen sendikalar bunca zaman ne yapmışlar? Burada bir özeleştiri yapmak gerekiyor. Ne yazık ki, hem dünyada, hem Türkiye’de sendikacılar olarak, ortaya çıkan gelişmelerin farkında olamadık. Hep eleştirdik, hep eleştirdik. Alternatif üretemedik. Bekleyelim ve görelim dedik. Sonunda da gördük… 2,5 milyonlardan 600-700 binlere düştük… Kolları sıvama vakti geldi… Bir işe girmek için iyi bir gerekçemiz yoksa, ona başlamamak için iyi bir nedenimiz var demektir. Sendikaların da sendikacıların da artık kolları sıvaması gerekiyor. Çünkü binlerce gerekçemiz var… İşsizlik var, işten çıkarmalar var. Taşeron işçiliği, özelleştirmeler, esnek çalışma var. Düşük ücretler, enflasyon, hayat pahalılığı var… Bunlar bizlerin gerekçesi, 25 bin metal işçisini örgütledik… Biz, bugün Türk Sendikal hareketi içindeki ‘ örnek’ sendikalardan biriyiz. Büyük ve güçlü oluşumuzla, uyguladığımız sendikal anlayışla örnek bir sendikayız. Bizim 90’lı yıllarda başlattığımız sosyal sendikacılık anlayışı, kısa bir zaman sonra, hem dünyada, hem de Türkiye’de sendikalara rehber olacak. Sendikal hareketin çıkış yolunun örgütlenmeden geçtiğini söyledik. Biz, bu düşünceden hareket ile, son genel kurulumuzu yaptığımız 2009 yılından bu yana 25 bin metal işçisini sendikamıza üye yaptık. Biz örgütlenmeye aileden başladık... Ama biz örgütlenmeye aileden başladık. Biz, sadece çalışanları değil, eşlerini ve çocuklarını da sendikamız üyesi olarak gördük. Koşullara göre yapılanmamızı ve stratejimizi zenginleştirdik. Yeri geldi 24 saat çalıştık... Biz, küçük hedefler yerine, büyük hedeflere yöneldik. 90’lı yıllardan bu yana, üyelerimizin sadece çalışma şartlarını değil, yaşam kalitesini de iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu anlayış ve yaklaşımlar sayesinde, sendikaların toplum tarafından dışlanmasını engelliyor, sendikalar ve toplum arasındaki kalın duvarları birer birer yıkıyoruz. Bugün her bakımdan örnek bir sendikayız… Örnek olmaya da devam edeceğiz... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.” 23 TÜRK bunları görmezden gelemeyiz. Eğer, bunları yok sayarsak, önce çalışanlar bazında, sonra da kamuoyu tarafından itibarımızı kaybeder, yavaş yavaş erir ve yok oluruz… Hedefimiz olduğuna göre, bu hedefe ulaşmak için ilk şart, ayakta durabilmektir. Ayakta durmak yetmez, ayakta kalmak da gerekir. Bunun için iki şey yapmalıyız. Öncelikle, örgütlenmek, yani sendikalarımızın üye sayısını arttırmak zorundayız. İkinci olarak da, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri iyi ve doğru okumalıyız… Dünyadaki gelişmeleri iyi okumak için, öncelikle dünya sendikal hareketi ile de güçlü bir dayanışma içinde olmak gerekir. Sermaye küreselleşerek güç kazanıyorsa, biz de dünya işçileri ile elele vererek, işbirliği yaparak ve işbirliği zeminini her geçen gün genişleterek güç dengesini oluşturmalıyız… METAL “Öncelikle, Örgütlenmek, yani sendikalarımızın üye sayısını arttırmak zorundayız. ikinci olarak da, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri iyi ve doğru okumalıyız” ZİYARETLER Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu’ndan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na ve Cumhuriyet Meclisi’ne ziyaret. TÜRK METAL Başkanlar kurulumuz, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu 24 tarafından kabul edildi K uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından kabul edildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak başkanlığında gerçekleştirilen ziyarete, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Genel Eğitim ve TİS Sekreterimiz Yavuz Gökçe ve Şube Başkanlarımız katıldı. Nezaket ziyaretinde, Türk-İş KKTC Temsilcisi ve Ulusal Birlik Partisi (UBP)Güzelyurt Milletvekili Ahmet Çaluda ile Hür-İş Genel Başkanı Yakup Latifoğlu da bulundu. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ziyarette, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın, bir süre önce yapılan Türk-İş Kongresi’nde yeniden Genel Sekreterliğe seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Dostlarımızı böyle kilit yerlerde görmek sevindirici” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ziyaretin anısına, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na, el yapımı çini bir sürahi takdim etti. Türkiye ile KKTC arasında her alanda ilişkilerin geliştirilmesinin önemli olduğuna işaret etti. Türk Metal Sendikası’na, ülkeye yaptığı yatırımlarla ve sürekli toplantılarını KKTC’de yapmaları nedeniyle aşina olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türk Metal’in, çalışanların haklarını koruma çabalarının yanında, çalışmalarını uluslararası alana taşıdığını ifade etti ve sendikamıza başarı dileğinde bulundu. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da kabuldeki konuşmasında, üye yapısı açısından Türkiye’nin en büyük ve güçlü sendikası olan Türk Metal Sendikası’nın Başkanlar Kurulu toplantısını gerçekleştirmek amacıyla 3 günlüğüne KKTC’de bulunduklarına işaret ederek, “Türk Metal Sendikası Kıbrıs sevdalısıdır. Bizim iki vatanımız var. Biri anavatan, diğeri yavru vatan” diye konuştu. Kavlak, 1990’dan beri KKTC’ye sadece ziyaret amacıyla gelip gitmediğini, sendika olarak yatırım da yapıldığını ifade etti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Fransız Meclisi’nin sözde soykırımı inkara ceza öngören yasa taslağını oyladığı bir zamanda, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Gaziantep’in Fransız işgalinden kurtuluş törenlerine katılmasının sevindirici olduğunu belirtti. Kavlak, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun 35 yıllık milletvekilliği süresince Kıbrıs sorunundaki duruşunu her zaman desteklediklerini anlatarak, Türk Metal Sendikası’nın, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu kaydetti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ziyaretin anısına, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na, el yapımı çini bir sürahi takdim etti. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, ziyaretin ardından Başkanlar Kurulu üyelerini tek tek uğurladı. TÜRK Metal Sendikası Başkanlar Kurulu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ikinci olarak, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer’i ziyaret etti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Meclis Başkanı Hasan Bozer’e, sabaha kadar süren Meclis çalışmalarına rağmen Türk Metal heyetini kabul etmelerinden duyduğu memnuniyeti ve teşekkürlerini ifade etti. Genel Başkanımız Kavlak, Türk Metal Sendikası’nın Türkiye’nin en büyük sendikası konumunda bulunduğunu ifade ederek, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Genel Başkanımız Kavlak ayrıca, Sendikamızın uluslararası ilişkilere verdiği önemi vurguladı ve Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun kurucusu üyesi olduğunu ve kendisinin de Federasyonun Genel Başkanlığı’nı yürüttüğünü anlattı. Sendika olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ikinci bir vatan olarak gördüklerini belirten Kavlak, 1992 yılından bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sevgi ve saygıya dayalı bir anlayış içinde yatırım yaptıklarını dile getirdi. Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer de, Türk Metal Sendikası’nı ve çalışmalarını yakından takip ettiğini METAL KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer’e ziyaret TÜRK 25 belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anavatan’daki tüm kurum ve kuruluşlarla iyi ve derin kardeşlik ilişkileri bulunduğuna dikkat çekti. Kıbrıs Türkü’nün en büyük gücünü Anavatan Türkiye ile olan kardeşlik bağından kazandığını vurgulayan Bozer, “Dünyada bizim bu bağlarımızı koparmak isteyenler olabilir. İşte bu gibi ilişkiler, olası kışkırtmaları ortadan kaldırır” dedi. Konuşmaların ardından, karşılıklı hediyeler takdim edildi ve KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, Türk Metal Başkanlar Kurulu üyelerini tek tek tokalaşarak uğurladı. BİZİM FABRİKALARIMIZ METAL COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİCARET VE SANAYİ A.Ş. TÜRK 26 Türkiye’nin en büyük döküm parça fabrikası… C omponenta Dökümcülük A.Ş. Türkiye’nin sadece otomotiv sanayine yönelik ilk döküm fabrikası olarak, 1973 yılında Döktaş ismi ile Bursa Orhangazi’de kurulmuş ve ilk üretimini 1977 tarihinde gerçekleştirmiştir. Otomotiv, çekici, traktör ve iş makinelerinin ihtiyacı olan gri ve sfero döküm fabrikasının know-how’ını, Türk mühendis ve işçilerinin başarısı sonucunda kendisi geliştirmiştir. Türkiye’nin en büyük döküm parça fabrikası konumundadır. Toplam 300.000 metrekarelik açık ve 85.000 metrekare kapalı alan üzerinde üretim faaliyetlerini gerçekleştiren fabrika, yapılan yatırımlar sonucu 60.000 ton/yıl olan kapasitesini, 1997 yılında 100.000 ton/yıl’a çıkartmıştır. 1999 yılında Manisa Alüminyum Döküm ve Jant Üretim Tesisi’nin şirkete katılmasıyla, alüminyum döküm alanında da Döktaş adıyla üretim yapılmaya başlanmıştır. Döktaş, yönetimi ve tüm personeli ile toplam kalite bilincine erişmiş bir kuruluştur. Benimsediği sanayi kültürü ile teknolojisi, kalitesi, fiyatı ve servisi ile dünya sınıfı bir döküm fabrikası olma kararlılığında olan şirket, zaman içinde büyürken, diğer taraftan da tüm çalışma sistemini ISO 9000, ISO TS 16949, ISO 14001, OHSAS 18001 ve FORD Q1 standartlarına uygun olarak geliştirmekte ve uygulamaktadır. Avrupa’nın 2. büyük döküm üreticisi ŞİRKET 2006 yılında uluslararası operasyonları olan ve metal sektöründe faaliyet gösteren Finlandiyalı Componenta Grup bünyesine katılarak, Componenta Dökümcülük A.Ş. adını almıştır. Grubun yönetim merkezi Helsinki’dedir ve Finlandiya, Hollanda, İsveç ve Türkiye’de dökümhaneler, işleme atölyeleri ve dövme tesisleri bulunmak- tadır. Componenta Grup Avrupa’nın 2. büyük döküm üreticisidir. Grup, yüzey işleme dâhil, montaja hazır parçalar üretmekte olup, ağır kamyon ve otomotiv, off-road, makine yapımı, güç ve aktarma organları endüstrilerinden müşterilerine toplam çözümler sunmaktadır. Componenta’nın tedarik ettiği parçalar genellikle, müşterilerinin ürünlerinde kullanılan stratejik parçalardır. Componenta Grup bünyesinde de devam eden yatırımlarla fabrikanın kapasitesi 2007, 2008 ve 2009’da sırasıyla 130.000, 160.000 ve 180.000 ton/yıl’a çıkartılmıştır. Ayrıca, mevcut İşleme tesisi 2008 yılında tamamlanan yatırımlarla büyütülerek kapasitesi arttırılmıştır. METAL Finlandiya, Hollanda, İsveç ve Türkiye’de dökümhaneler, işleme atölyeleri ve dövme tesisleri bulunan Componenta Grup, Avrupa’nın ikinci büyük döküm üreticisidir TÜRK 27 30’a yakın ülkeye üretim... ÜRÜNDEN mühendisliğe kadar, çözümler sağlayarak, müşterilerine tek bir Componenta olarak hizmet parolasıyla çalışan Componenta’nın misyonu “Geleceğin döküm çözümleri”dir. Müşterilerin iş yapış şekline dayanan ve yakın ortaklık yoluyla müşterilerin başarısına katkıda bulunmayı amaçlayan yaklaşımıyla Componenta, ABD, Almanya, İtalya başta olmak üzere, 30’a yakın ülkedeki müşterilerine ihtiyacı olan parçaları istenilen kalite, maliyet ve sürede üretmektedir. Üretiminin %60’ını ihraç eden Componenta’nın dış ve iç piyasadaki müşterileri arasında Caterpillar, JCB, Daimler,MAN, Iveco, Carraro, Volvo, Scania, Agco S.A., Valtra, Kone, Atlas Copco, New Holland, Linde, Emerson, ABB, Rexnord Stephan, Valeo, Bomag, Kessler, Ford Europe, Ford Otosan, Alçelik, TFF, Hasel, Woco Turkey yer almaktadır. Üretimi yapılan parçalar arasında motor blok ve kafaları, difransiyel kutu ve kovanları, şanzıman kutuları, dişli kutuları, volan muhafazaları, aks kovanları, yağ karterleri, planet taşıyıcıları, robot kolları ve alüminyum motor parçaları yer almaktadır. BİZİM FABRİKALARIMIZ Eğitim öncelikler arasında... okullarının tadilat ve bakımları konusunda yardımlar yapılmaktadır. Bu konudaki son örnek ise, Endüstri Meslek Lisesi atölyelerinin eksik aletlerinin tamamlanmasına yardımcı olunmasıdır. Componenta ilçede spor alanında da oldukça faaldir. Döktaş Spor olarak fabrikada kurulan futbol takımı 3. Lig’e çıkma başarısını göstermiştir ve halen Orhangazispor adıyla ilçenin adını duyurmaya devam etmektedir. Ayrıca, yine fabrika bünyesinde Componenta Spor adıyla kurulan futbol ve tekvando takımları, yerel ve ulusal turnuvalarda yer alarak gençler spora özendirilmektedir. METAL COMPONENTA bulunduğu ilçede özellikle eğitim alanında geçmişten buyana çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalardan en eskisi, 1984 yılından beri devam eden Sakarya Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Döküm Bölümü ile yapılan protokoldür. Bu protokol gereği her yıl, başarılı 30 döküm bölümü öğrencisine 4 ay süre ile ücretli pratik staj imkânı sağlanmaktadır. Bunun dışında, Componenta’da her yıl 70 lise, 150 meslek yüksek okulu ve üniversite öğrencisi staj yapmaktadır. İlçede bulunan Koç İlköğretim Okulu fabrika ve holding imkânlarıyla yaptırılmıştır. Ayrıca, yöredeki diğer ilköğretim TÜRK 28 Öncelik; açıklık, dürüstlük, saygı COMPONENTA’NIN, ihtiyacı olan personeli seçiminde, iş becerilerinin ve deneyimin yanısıra, Componenta değerleri (açıklık, dürüstlük, saygı) ve liderlik ilkelerine uyum, belirleyicidir. Çalışanların önüne, zorlayıcı, ancak ulaşılabilir hedefler koyularak, fikirlerine güvenilerek ve sorumluluk verilerek kendilerini geliştirmeleri teşvik edilmektedir. Kariyer rotasyonu aracılığı ile bizzat uygulayarak ve deneyim kazanarak öğrenmek, özel taleple iş yapan bir endüstriyel sektörde gerekli yetenekleri, iş anlayışını ve bilgi aktarımını geliştirmek için en kritik yöntemler olarak kabul edilir. Componenta’nın İnsan Kaynakları politikası, Componenta değerleri ile birlikte, insan kaynaklarının verimli ve etkili bir şekilde yönetimi için sağlıklı bir temel oluşturan ilkeleri kapsamaktadır. Componenta, çalışanları için sendika ve toplu sözleşme hakkına saygı duyar. Tüm mavi yaka çalışanlar, Türk Metal Sendikası üyesidir. Her iki yılda bir yapılan Toplu İş Sözleşmesi’ne bağlı olarak, çalışanların özlük hakları ve sosyal yardımlar zamanında ve eksiksiz olarak verilmektedir. Çalışanlar arasında sosyal kaynaşmayı pekiştirmek için ilkbahar aylarında bölümler arasında yapılan futbol turnuvası bir gelenek haline gelmiştir. Her yılsonu yapılan, yöneticilerin şirket, ülke ve dünya ekonomisi ile ilgili bilgileri paylaştığı yılsonu sunuşu kapsamında, geleneksel olarak Yılın Örnek Çalışanı, En Yüksek Getirili Öneri, Yılın Sloganı gibi alanlarda seçilen çalışanlara ödülleri verilmektedir. Ayrıca, Hizmet Ödül Töreni düzenlenerek şirkette 10, 20, 25, 30 yılını tamamlayan çalışanlara plaket verilmektedir. CEM BEYAZ İnsan Kaynakları, İdari İşler ve End. İlişkileri Müdürü düstrisi için lokomotif bir şirkettir. Componenta Grup olarak 2015 Vizyonumuz; Avrupa’nın lider döküm çözümleri üreticisi olmaktır. Çalışanlarımızın üstün çabaları ve disiplinli uygulamaları sonucu bugünlere gelen şirketimiz, bu hedefi de gerçekleştirecek potansiyele sahiptir”. METAL “Türkiye’nin en büyük döküm parça üreticisi Componenta Dökümcülük A.Ş, üretiminin %60’ını ihraç eden, sadece Avrupa’nın değil, tüm dünyanın büyük otomotiv ve iş makinesi üreticilerine tedarikçiliğin ötesinde bir hizmet vererek, yakın ortaklık yaklaşımıyla çalışan, Türk Döküm En- TÜRK 29 COMPONENTA’NIN, ihtiyacı olan personeli seçiminde, iş becerilerinin ve deneyimin yanısıra, componenta değerleri (açıklık, dürüstlük, saygı) ve liderlik ilkelerine uyum, belirleyicidir UĞUR POLAT ugur.polat@turkmetal.org.tr METAL Delphi, Bosch, Ford, Makine Kimya, Çoşkunöz, Renault, Tofaş, Ortadoğu Rulman, Arçelik, Mercedes, Nursan Kablo, Ders Aletleri Yapım Merkezi, BMC, İçdaş, Erdemir, Mitaş, Otokar, Federal Moğul ve Hes Kablo işçileri, acı tatlı anılarını bizlerle paylaştı. 2012 yılının ilk sayısındaki konuğumuz ise, Bursa Valeo işyerinden Vedat Altunel ve ailesi… TÜRK 30 Altın kadar değerli bir hayat METAL TÜRK 31 “Büyüklerimin tavsiyesi ve yardımları ile işe başladım. Bugün hepsine, sizlerin aracılığı ile tekrar tekrar şükranlarımı sunmak istiyorum” “Valeo benim ilk işyerim” 15 yıldır Valeo işyerinde çalıştığını belirten Vedat Altunel, fabrikada debriyaj ürettiklerini anlatıyor. “Burası benim ilk işyerim ve 15 yıldır burada çalışıyorum. Daha önce herhangi bir işyerinde çalışmadım. Çünkü amatör olarak futbol oynuyordum. 1997 yılının Haziran ayında vatani görevimi tamamladıktan bir ay sonra Valeo işyerine işe başladım. O gün bugündür Valeo’da çalışmaya devam ediyorum. Büyüklerimin tavsiyesi ve yardımları ile işe başladım. Bugün hepsine, sizlerin aracılığı ile tekrar tekrar şükranlarımı sunmak istiyorum.” Altunel, işe başladığı ilk sekiz ay üretim hattında görev aldığını ve daha sonra kalite kontrol bölümüne geçtiğini söylüyor. Altunel, halen kalite kontrol bölümde görevini sürdürüyor. Valeo: Hayatım, Türk Metal: Hayatımın Güvencesi… İşyerinde çalışma ortamının yoğun olduğunu, fakat işçiler arasındaki uyumun yüksek olmasından dolayı çalışma saatlerinin dolu dolu geçtiğini söyleyen Altunel, “Mesai arkadaşlarım ile aramızdaki uyum oldukça fazla, bu uyum çalışma ortamımızda daha rahat ve daha verimli olmamızı sağlıyor. Ayrıca, işe başladığım ilk günden itibaren sendikalıyım… Valeo işyerinin hayatımın büyük bir parçası olduğunu söyleyebilirim. Ama, sendikam Türk Metal, hayatımdaki bu büyük parçanın en büyük güvencesidir.” METAL Futboldaki başarısızlığımın nedeni, eşim Neriman’dır… Vedat Altunel eşi Neriman Hanım, oğulları Orhancan ve Umut’un yanısıra, Vedat Bey’in babası ve annesi ile aynı evi paylaşıyorlar. Neriman Altunel, eşini şöyle anlatıyor: “Vedat ile 15. yılımızı tamamladık. Ailesine düşkünlüğü, çocukları ile sürekli vakit geçirmesi, arkadaşlarının ona karşı saygısı ve tutumu beni hem mutlu ediyor, hem de gururlandırıyor.” Neriman Hanım, büyük oğulları Orhancan’ın babasının peşini hiç bırakmadığını, fakat bu yıl ilk defa Ankara’ya, Metal Çocuk toplantısına tek başına gittiğini söylüyor. Türk Metal’in Çocuk Kurultayı sayesinde, Orhancan’ın bir anlamda kendine güven kazandığına dikkat çekiyor. Artvin insanının tüm Türk halkında olduğu gibi misafirperverlik özelliğinin en üst seviyede olduğunu söyleyen Altunel ailesi, soysal hayatlarının temelini ailelerinin oluşturduğunu ve tüm hafta sonlarını akrabaları ve komşuları ile birlikte geçirdiklerini anlatıyorlar. Eski sendikacı olan Baba Orhan Altunel’in ise, ailesini ve komşularını bir arada tutan en büyük faktör olduğu konuşmalarından belli ediyor. Röportajımızı tamamlarken, bizler de Altunel ailesine bizleri kabul ettikleri için teşekkürlerimizi bir kez daha bildiriyoruz. Bizleri yalnız bırakmayan Bursa Osmangazi Şube Sekreterimiz Ali Kömürlü’ye de ayrıca teşekkür ederiz. TÜRK 32 İşe başladıktan bir ay sonra dünya evine girdiğini anlatan Altunel, eşini ilk gördüğü günü, halen gözleri parlayarak aktarıyor bize… “Ben Artvinliyim… Artvin’in Murgul ilçesinde halen ikamet ettiğimiz bir ev, birçok akrabamız var. Askerden önceki gençlik dönemimde amatör olarak futbol oynuyordum. Damarlı Belediyespor ve PTT Spor arasında oynanan bir maçta görev aldım. Top taca gitmişti. Topu almak için yere eğilirken birden Neriman’ı gördüm ve baka kaldım. Murgul küçük bir ilçe, daha sonra defalarca karşılaştık. Durumu aileme bildirdim. Ailem, Neriman’ın ailesi tanışarak bizi bir araya getirdi. Birbirimizi tanıdıktan sonra, bugünkü bu büyük ve mutlu ailenin temellerini attık. İlk buluşmalarımız Borçka’da oldu. Çünkü Murgul küçük bir ilçeydi ve herkes birbirini tanınıyordu. Biz de daha rahat konuşabilmek için Borçka ilçesine giderdik.” Bizim sosyal hayatımız; ailemiz… “Valeo işyerinin, hayatımın büyük bir parçası olduğunu söyleyebilirim. ama sendikam türk metal, hayatımdaki bu büyük parçanın en büyük güVencesidir” nesi ve ğu sahibi Altunel, an Evli ve iki erkek çocu ını söyledi. lar uk old labalık bir aile babası ile birlikte ka 33 TÜRK “Askerden önceki gençlik dönemimde AmAtör olArAk futbol oynuyordum. dAmArlı belediyespor ve ptt spor ArAsındA oynAnAn bir mAçtA görev Aldım. top tAcA gitmişti. topu AlmAk için yere eğilirken birden nerimAn’ı gördüm ve bAkA kAldım” METAL Kömürlü, evlerinde Şube Sekreteri Ali Bursa Osmangazi çiftine, Genel kabul eden Altunel Türk Metal ailesini takdim etti. n gönderilen hediyeyi Başkanımız tarafında METAL MAKALE TÜRK 34 endüstri ilişkilerinde uyumun sınandığı bir yıl olacaktır Anayasa, devlet ile milletin uzlaşma metni olduğuna göre, istihdamın yarısına yakınını oluşturan işçilerin görüş ve istekleri önemli olmalıdır Dr. Naci Önsal Bu kere Anayasa yazılmıyor, yapılıyor ise ve işçilerle mutabık kalınmak isteniyorsa, Anayasada işçilere bir bölüm ayrılmalıdır… Üreten, tüketen, seçen en büyük kesim olan işçilerin (ve emeklilerinin) istekleri işveren lobi faaliyetlerine kurban edilmemelidir METAL ve Sosyal Güvenlik Bakanı, taslağın sunumunu Bakanlar Kuruluna yapmıştır. Bir gazete haberine göre, bu sunum sonrası ekonomiden sorumlu bakanlar, “2012 yılının zor geçeceğini, bu nedenle de, işverenlere yük getirecek bu kanun taslağının kanunlaşmasının zamanı olmadığını” söylemişlerdir. Bu haber doğruysa, işveren lobisinin kendilerince nedenlerle bu kanunun çıkışını engelledikleri anlaşılmış olacaktır. Bir başka çalışma Anayasa üzerinde sürdürülmektedir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yıl sonuna kadar Anayasa değişikliğinin “ Yeni Anayasanın “ yapılmasını planlamıştır. Komisyonun ifadesine göre; Anayasa yazmamaktadırlar, Anayasa yapmak istemektedirler. Anayasa yapımında da, milletin katılımını beklemekte, her tür kurum ve kuruluşun görüşlerini alırken, bireylerin de görüşlerini ifade etmelerini talep etmektedirler. Anayasa, devlet ile milletin uzlaşma metni olduğuna göre, istihdamın yarısına yakınını oluşturan işçilerin görüş ve istekleri önemli olmalıdır. Emeklilerini de dikkate aldığımızda, nüfusun en büyük kesimi olan işçiler ile uzlaşma ( mutabakat ) arayan bir Anayasa yapılacak demektir. Son Anayasa değişikliğinde endüstri ilişkileri ile ilgili ( geniş anlamda çalışma yaşamı ile ilgili ) yapılan değişiklikler sadece “değişiklik yapıldı” izlenimini vermekle kalmıştır. 35 TÜRK İ ki sınıf arasındaki çatışmayı ortadan kaldırmayı amaçlayan sosyal politika, mevcut düzeni sürdürmek adına bu çatışmayı en aza indirmeyi de kabullenmiş ve başarmıştır. Kapitalist toplumun emek ve sermaye arasındaki çıkar çatışmasını ortadan kaldırmadığını, ancak çatışmayı kurumsallaştırma becerisini gösterdiğini söyleyenler de bunu anlatmaktadır. Bugün bütün dünyada endüstri ilişkileri, işçi, işveren ve hükümetler arasındaki kurumsallaştırılmış ilişkiler düzeni içinde yürütülmektedir. Kuşkusuz, her ülkenin sistemi kendisine özgüdür, ama özü, üç taraf arasındaki diyalog ve işbirliğine bağlıdır.Bizim ülkemizde de 1963 yılından itibaren bu ilişkiler iniş çıkışlar arasında sürdürüle gelmektedir. Başlangıçta çatışmalar, ülkenin siyasi ortamına da bağlı olarak ağırlık kazanmış, zaman içinde ise, dünyadaki gelişmelerin ülkemize yansımasıyla, uzlaşma kültürünün geliştiği ve çatışmacı tarafların birbirlerini sosyal taraflar olarak gördükleri bir zemin kazanılmıştır. Bu gelişmenin her iki tarafa ve ülke ekonomisine kazandırdığı söylenebilir. Doğrudur, ancak kapitalist sistemin kurguladığı bu gelişmenin, en çok kapitalistlere, yani işverenlere hizmet ettiği de açıktır. 2012 yılı, yukarıda ifade ettiğimiz uzlaşma ortamının sınanacağı bir yıl olmaya aday görülmektedir. Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı üzerinde görece bir birliktelik sağlanmış, Çalışma METAL TÜRK 36 Anayasanın 51. maddesindeki “İşçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamazlar” düzenlemesi madde metninden çıkarılmıştır. Farklı iş kollarında çalışan işverenlerin ve işçilerin, bu farklı işkollarında kurulu sendikalara üye olabilecekleri konusunda bir sıkıntı yok iken, yapılan bu düzenleme birçok kişide, bir işyerinde aynı işkolunda üye kaydeden iki veya daha fazla sendikaya işçilerin üye olabileceği şeklinde anlaşılmıştır. Böyle bir uygulamanın, yetki işlemlerinde yaratacağı kaostan endişe edilmiştir. Anayasanın 53. maddesindeki “ Aynı işyerinde aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.” Şeklindeki son bent metinden çıkarılmıştır. Ancak aynı düzenleme, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda yer aldığı için pratikte bir anlamı olmamıştır. Anayasanın 54. maddesindeki, “Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt,işyeri işgali,işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.“ düzenlemesi madde metninden çıkarılmıştır. Bu değişiklik, grev yasaklarının kaldırıldığı şeklinde ifade edilmiştir. Ancak, 54. maddenin “Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler.“ şeklindeki birinci bendi aynen muhafaza edildiği için, grev yasakları devam etmektedir. Bu kere Anayasa yazılmıyor, yapılıyor ise ve işçilerle mutabık kalınmak isteniyorsa, Anayasada işçilere bir bölüm ayrılmalıdır. n İşçilerin örgütlenmeleri ve ifade özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırılmalı, n Grev yasakları ( gerçekten ) kaldırılmalı, n Kıdem tazminatı Anayasal güvence altına alınmalı, n Anayasa tam istihdamı hedef kabul etmeli, n İşçilere, iş, iş güvencesi, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği insan onuruna yakışır düzeyde sağlanmalı, işçiler yönetime katılmalı, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerde fırsat eşitliği olmalı, n Sosyal devlet yeniden inşa edilmeli, n Devletin asli ve sürekli hizmetleri yeniden tanımlanarak, işçi-memur ayırımı yapılmalı, n Gelir dağılımı bozukluğu düzenlenmeli, ücrette adalet sağlanmalı, n Vergi yükü işçilerin omuzlarından alınmalı, n Ekonomik ve Sosyal Konsey’in etkinliği artırılmalı, n Yüksek Hakem Kurulu özerk Anayasal kuruluş haline getirilmeli, n Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri bu görevlerini bırakmadan milletvekili seçilebilmeli ve iki görevi birlikte sürdürebilmeli, n Hak arama özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı, n Seçim sistemi parlamentoda daha geniş temsile izin vermeli, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalı, n Toplumun olumsuz koşullarda olan kesimleri korunmalı, bunun dışında ayrımcılığa izin verilmemeli, n Üreten, tüketen, seçen en büyük kesim olan işçilerin ( ve emeklilerinin ) istekleri işveren lobi faaliyetlerine kurban edilmemelidir. HABER Mercedes Benz Türk A.Ş.’ye PERYÖN ödülü tegoride veriliyor. 2010 yılında “İşe Alım” ve “Performans Yönetimi” kategorilerinde ödüle layık görülen Mercedes Benz Türk A.Ş. 2011 yılında da “PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri”nden Fark Yaratan Uygulamalar Proje Kategorisi’nde gerçekleştirdiği “Oto Boya Konsepti” proje ve uygulamaları ile bu ödüle layık görüldü. “PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri”nde, proje ve uygulama sahiplerinin yanısıra, sponsorlar, paydaşlar, jüri üyeleri ve konuşmacılara sertifikaları sunuldu. PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri maratonu, verilen keyifli bir kokteyl ile sona erdi. TÜRK METAL SENDİKASI’NI SOSYAL MEDYADAN DA TAKİP EDEBİLİRSİNİZ... facebook.com/turkmetalsendikasi twitter.com/KavlakPevrul www.turkmetal.org.tr 37 TÜRK D ünya gündemini belirleyen konu ve konuşmacılarıyla 29-30 Eylül 2011’de, insan yönetimi sektörünün tüm aktörlerini bir araya getiren 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı, “PERYÖN” ödül dağıtım törenine de ev sahipliği yaptı. Kurumların insan yönetiminde çıktıkları yolculuğu desteklemek, onlara dünyaca kabul görmüş ölçütlerle yol göstermek ve ipi başarı ile göğüsleyenleri ödüllendirmek amacıyla verilen PERYÖN Insan Yönetimi Ödülleri, “İşe Alım, Eğitim ve Gelişim Yönetimi, Yetenek Yönetimi ve Fark Yaratan Uygulamalar” olmak üzere, toplam dört ka- METAL Türkiye’nin prestijli ve önemli ödüllerinden “PERYÖN (Türkiye Personel Yönetimi Derneği) İnsan Yönetimi Ödülleri”, gerçekleştirilen görkemli bir törenle, 4’üncü kez sahiplerini buldu. Türkiye’nin en fazla başvuru alan “PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri” için, bu yıl 29 firma 4 kategoride kıyasıya yarıştı. EKONOMİ Yayılan Ekonomik Krize, Aşı Bulunamıyor… METAL Devletin temel yapı taşlarından biri, o ülkenin ekonomisidir. Ekonomi sosyal bir bilimdir ve literatürde, “kıt kaynakların en etkin biçimde kullanılması” şeklinde tanımlanmaktadır. Bir ülke, refahını, kalkınmışlığını, gelişmişliğini ekonomisi ile ifade eder TÜRK 38 S on birkaç yıldır tüm dünyayı saran, bu arada Türkiye’yi de sarsan, şiddeti ve boyutu henüz tam olarak tespit edilemeyen, küresel bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Kriz, beklenmedik bir anda ortaya çıkan, ülkenin, toplumun, çalışanların geleceğini etkileyen olumsuz bir durumdur. Ekonomik kriz denildiği zaman, resesyon, durgunluk, enflasyon, deflasyon gibi ifadeler akıllara gelmektedir. Tanımında ve ifadesinde birçok görüş ayrılığı bulunmaktadır. Tüketici talebinde ve firmaların yatırımlarındaki büyük düşüşle, yüksek işsizlik oranı, bununla birlikte, yaşam standartlarının düşmesiyle ortaya çıkabilmektedir. Ekonomik kriz söz konusu olduğunda, durgunluk ve resesyon kaçınılmaz bir durumdur. Ekonomide, iki çeyrek üst üste eksi büyüme hali resesyon olarak tanımlanıyor. Durgunluk ise, ülkedeki büyüme hızının sıfıra düşmesi ya da sıfıra yaklaşması durumudur. Genel olarak, bu kavramları, ekonomide yükseliş hareketlerinin yerini iniş hareketlerine bırakması, üretim ve gelirdeki daralmalar şeklinde gözlemleyebiliriz. Son yıllarda sıkça duyduğumuz kavramlardan biri de küreselleşmedir. Küreselleşme, ekonomiden siyasete, sosyal yaşamdan kültüre hemen hemen her alandaki değişimi ifade etmektedir. Üretim arttıkça ve tüketim alışkanlıkları küreselleşme ile değiştikçe, sermayenin de küreselleştiğini söyleyebiliriz. Üretimi gerçekleştirmek üzere kullanılan faktörlerin, emek (iş gücü), sermaye, doğal kaynaklar ve girişimciliğin küreselleşme ile etkilendiğini gözlemleyebiliriz. Emeğin küreselleşmediği, ama sermayenin küreselleştiği, entegre olduğu bir kapitalist sistem söz konusudur. Tüketimdeki alışkanlıkların değiştiği ve tüketicilerin tüketim hızına yönelik artışı, kaynakların, üretimin, tüketimin pazarlanmasının, ülke ölçeğinden ulusal ölçeğe dönüştüğü Merve Özkan merveozkan@turkmetal.org.tr 39 TÜRK bir durum içindeyiz. Ülkeler zenginleştikçe yeni tüketim alışkanlıkları görülmektedir. Türkiye’den bir örnek verecek olursak; Türk kahvesi dünyaca ünlü bir kahve olduğu halde, Türkiye’de kahve çeşitleri olduğu halde, yabancı markalarda kahve evleri açılmış, özellikle Amerikan ve İtalyan markaları yoğun bir taleple karşılanmıştır. Bunun gibi, ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik açıdan, dünya çapında birçok bütünleşme ve entegre durumu günümüzde artmaktadır. Ekonomik krizler için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Örneklendirecek olursak, bir A ülkesi olsun ve A ülkesindeki bir girişimci, B ülkesine yatırım yapmak için, C ülkesinden kredi çekmiş olsun. Diyelim ki, B ülkesinde çıkan bir krizden dolayı bu yatırım zarara dönüşmüş ve girişimciyi iflasın eşiğine getirmiş olsun. Bu sebepten, C ülkesinden çekmiş olduğu krediyi ödeyemeyince, krizi B ülkesinden C ülkesine bulaştırmış olur. Sermaye hareketleri ve sermayenin küreselleşmesi, ekonomik krizleri bulaşıcı hale getirebilmektedir. Böyle bir kriz, hemen küresel bir boyuta ulaşabilmektedir. 2008 yılında Amerika’da başlayan ve sonra tüm dünyaya yayılan “mortgage krizi”, küresel bulaşıcı krize verebileceğimiz en iyi örneklerden biridir. Günümüzde ise, Avrupa’daki durgunluk önemli bir hal almaktadır. Euro bölgesindeki borç ve durgunluk, Türkiye açısından da ciddi sorunlar, sonuçlar yaratacak bir durumdadır. En büyük ticari partnerlerimiz olan Avrupa Birliği bölgesi ülkelerinde beklenen küçülme, Türkiye’nin ekonomisine olumsuz etkiyi de beraberinde getirebilir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) rakamlarına göre, Türkiye’nin büyüme hızının, 2012 yılında %3’e gerileyeceği tahmin edilmektedir. IMF ise, %2’lere kadar düşeceğini tahmin ediyor. METAL Üretim arttıkça ve tÜketim alışkanlıkları kÜreselleşme ile değiştikçe, sermayenin de kÜreselleştiğini söyleyebiliriz Küreselleşmeyle birlikte, farklı ideolojilerin, ekonomilerin birbirine yakınlaştığı, bir bütünleşme sürecine girdiği bir dönemde, yalnızca ülkemizde olan değil, tüm dünyada yaşanan olumlu ya da olumsuz durumların, ülkenin ekonomisini yakından etkilemesi kaçınılmaz bir durumdur. KAYNAKLAR n Ekonomist (2012) Finansal Krizden Uzak Resesyona ise Yakınız.22-28 Ocak.P.g.26 n Capital (2011) Ekonomide 2012’nin Görünümü. Aralık 2011.P.g.60 n Karaca,O.Ekonomist (2011).OECD’ye Göre Avrupa Resesyona Girdi Bile.4-10 Aralık.P.g.50 DİP NOTLAR n Baldwin,R,Wyplosz,C (2009).The Economics of European Integration.P.g.211 n Eğilmez,M (2008).Küresel Finans Krizi.P.g.52 2008 yılında amerika’da başlayan ve sonra tÜm dÜnyaya yayılan “mortgage krizi”, kÜresel bulaşıcı krize verebileceğimiz en iyi örneklerden biridir HABER İstanbul ve Sakarya’da MEMAS toplantıları METAL Türk Metal Sendikası ve MESS’in ortaklaşa kurduğu, kısa adı MEMAS olan Mesleki Eğitim Merkezi A.Ş.’nin ülke çapındaki tanıtım faaliyetleri devam ediyor TÜRK 40 T ürk Metal Sendikası Anadolu Yakası Şubesi ve Sakarya Şubesi’nin organize ettiği görüşmelerde Delphi, Baymak, Evas ve Arçelik, Noksel, Arma Filtre, KoçOtokar, Siemens, Alarko ve ThyssenKrupp işletmelerinde, eğitimlerle ilgili bilgilendirme toplantıları düzenlendi. Türk Metal Sendikası Anadolu Yakası Şube Başkanı Halil Faki Erdal, Sakarya Şube Başkanı Şahin Kaya, MEMAS Genel Müdürü ve MESS Eğitim Müdürü Aykut Engin ve Türk Metal Sendikası Dış İlişkiler, Proje ve Eğitim Koordinatörü Miray Vurmay, toplantılarda MEMAS’la ilgili detaylı bilgiler verdi, ayrıca, işletmelerle yapılacak olası işbirlikleri konusunda görüşmelerde bulunuldu. Verilen eğitimler sonrasında bireyler, mesleklerinde yeterliliklerini kanıtlamalarını sağlayacak sınavlara girebilecek ve nitelikli işgücü olarak işletmelerde işbaşı yapabilecek ve mesleki gelişimlerine yön verebileceklerdir 41 TÜRK MEMAS, yani Mesleki Eğitim Merkezi A.Ş., Türkiye’nin en büyük işçi ve işveren sendikaları olan, Türk Metal Sendikası ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ortaklığında kuruldu. MEMAS, Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemi çalışmaları kapsamında, otomotiv ve metal sektörlerinde gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar doğrultusunda, hazırlanan Ulusal Meslek Standartlarına göre bireylere mesleki eğitim vermektedir. İSG eğitimleri ile işletmelere özgü eğitim programları da, MEMAS tarafından Türk sanayinin hizmetine sunulmaktadır. Otomotiv ve Metal sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda, belirlenecek mesleklerde, bireylerin bilgi, beceri ve yetkinlik düzeylerini geliştirecek olan eğitimleri vererek, onları Türk sanayine kazandırmaktır. Verilen eğitimler sonrasında bireyler, mesleklerinde yeterliliklerini kanıtlamalarını sağlayacak sınavlara girebilecek ve nitelikli işgücü olarak işletmelerde işbaşı yapabilecek ve mesleki gelişimlerine yön verebileceklerdir. MEMAS verdiği eğitimlerle, çalışanların nitelikler, işverenlerin ise nitelikli işgücü ile buluşmasını sağlayarak, Türkiye’nin en önemli sorunu olan işsizliğin ve mesleksizliğin çözümü konusunda gerçekçi bir adım atmayı hedeflemektedir. METAL MEMAS nedir? MAKALE METAL Çalışma İlişkilerinde ‘Düzgün İş’ Kavramı ve Türkiye Açısından Görünümü TÜRK 42 Düzgün iş esas itibariyle, çalışma koşullarından istihdam edilebilirliğe, iş-yaşam dengesinden sosyal güvenliğe, temel çalışan haklarından iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine kadar pek çok konuyu kapsamına alan çok boyutlu bir kavramdır. Bu bağlamda, tanımlanması kadar ölçülmesi de çeşitli zorluklar içerir Yrd. Doç. Dr. Gökhan OFLUOĞLU Arş. Gör. Sadık KILIÇ ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü girişim ve istihdam etrafında bir büyüme. Böylece ILO, bu dört hedefi kombine eden ve tüm taraflarca kabul gören tek bir gündemi, üye ülkelere sunabilme imkanı bulmaktadır. 2 Düzgün iş esas itibariyle, çalışma koşullarından istihdam edilebilirliğe, iş-yaşam dengesinden sosyal güvenliğe, temel çalışan haklarından iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine kadar pek çok konuyu kapsamına alan çok boyutlu bir kavramdır. Bu bağlamda, tanımlanması kadar ölçülmesi de çeşitli zorluklar içerir. METAL ilk kez 1999 yılında kullanılmıştır ve ILO’daki tüm taraflarca -hükümet, işveren ve işçi temsilcileri- kabul görmüştür. ILO’ya göre, düzgün iş, öncelikle bir hedeftir. Bu neredeyse bütün insanların evrensel bir isteğidir. Bu durum; özgür, adil, güvenceli ve insan haysiyetine yaraşır koşullarda ve verimli bir şekilde çalışmayla ilişkilidir. İkinci olarak, düzgün iş bir politika çerçevesi sunar. ILO’nun geleneksel uğraşı alanı olan dört stratejik hedefi bünyesinde barındırır: Çalışma hakkı, sosyal diyalog, sosyal koruma ve 43 TÜRK 1 980 sonrası başlayan süreç, çok uluslu şirketlerin çoğalmasına ve ulusal iş piyasalarının deregulasyonuna yol açmıştır. Bu durum, sorunların çözümünde, uluslararası kuruluşları veya mekanizmaları gerekli kılmıştır. Bu kuruluşlardan birisi olarak ILO (International Labor Organization), küreselleşmenin tehdit ettiği rollerini gözden geçirmiş ve yeni arayışlar içine girmiştir. Düzgün iş (decent work) bu arayışların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 1 Düzgün iş kavramı, ILO tarafından METAL Ghai, düzgün işi tanımlarken ve ölçerken dört boyuttan bahsetmiştir: İstihdam, sosyal güvenlik, çalışan hakları ve sosyal diyalog. Bu boyutlarla ilgili bir araştırmada, Türkiye ile OECD ülkeleri mukayese edilmiştir. 3 İstihdam boyutu kendi içinde istihdam fırsatları, kazançlı istihdam ve çalışma koşulları olmak üzere üçe ayrılmıştır.4 İstihdam oranları, istihdam fırsatlarının en önemli göstergesidir. Grafik 1’de görüleceği üzere, Türkiye’deki istihdam oranları Avrupa ve ABD’ye göre oldukça düşüktür. Ayrıca, işgücüne katılım oranlarında, kadınlarla erkekler arasında, Avrupa’da ve ABD gibi iktisadi olarak ileri ülkelerde görülmeyecek düzeyde bir farklılık söz konusudur. Kadınların oranı %23 iken erkeklerin %70’in üzerindedir.5 İstihdam fırsatları kısmının ölçülmesinde bir başka önemli gösterge işsizlik oranlarıdır. İşsizlik oranları açısından, son yıllarda yaşanan sıkıntılar evrensel ölçektedir. İspanya, Yunanistan gibi pek çok Avrupa ülkesi, bu bağlamda ve menfi anlamda Türkiye’ye yaklaşmaktadır. AB üyesi ülkeler, bugün itibariyle ciddi bir işsizlik problemi ile karşı karşıyadır. İspanya’da %18’e çıkan işsizlik oranı, diğer üye ülkelere kıyasla oldukça yüksek olmakla birlikte, üye ülkelerin ortalaması %8,9’dur. Bu oran 2008’de %7’dir. ABD’de %5,8’den %9,3’e çıkmıştır.6 Türkiye’de %9,3’ten %12,5’e çıkmış, 2010’da %11,4’e inmiştir.7 ÇSGB’ye göre ise 2008’de %11 olan oran, 2009’da %14’çıkmıştır. Ayrıca Türkiye için tarım dışı işsizlik oranı daha da yüksektir (%17,4).8 Seçilmiş Ülkelerde İstihdam Oranları TÜRK 44 Kaynak: EUROSTAT, (Çevrimiçi) http://epp.eurostat.ec.europa.eu, 2010. İstihdamın ikinci kısmı olan kazançlı istihdam, çalışma karşılığı alınan ücretin ve ücret dışı kazançların belirli bir yaşam standardını, çalışanın kendisi yanında ailesi için de yakalayabilmesiyle ilgilidir. Palaz, bununla ilgili olarak Gini katsayısını kullanmıştır.9 Ghai ise belirli bir miktarın (14.4$) altında günlük kazanç sahibi nüfusun oranını kullanmıştır.10 İkisinin aynı amaca hizmet ettiği göz önüne alınırsa, iki ölçümün de geçerli olduğu kabul edilebilir. Aynı zamanda kişisel gelir dağılımıyla ilgili olan bu oranlarda, Türkiye Avrupa’ya yaklaşabilmiş değildir. İstihdamın üçüncü kısmı çalışma koşulları ile ilgilidir. Çalışma koşulları deyince, pek çok faktörü bu bağlamda değerlendirebiliriz. Çalışma saatleri, yıllık izin, dinlenme süreleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri bunlardan bazılarıdır. 11 Çalışma koşulları, düzgün işin en önemli parçalarından birisidir fakat ölçülmesi de bir o kadar zordur. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 31 ülke için, 29860 işçi üzerinde 2005’te gerçekleştirilen ve her beş yılda bir Avrupa Fonu tarafından uygulanan Avrupa Çalışma Koşulları Anketi’nin dördüncüsü, bu anlamda önemli veriler sunmaktadır. Ankette çalışma koşulları; işin fiziksel ve duygusal zorlukları, kariyer olanakları, gelişim ve yetkinlik olanakları, yaratıcılık, gelir, iletişim ve şeffaflık, yönetimin kalitesi, iş arkadaşlarıyla ilişkiler, işin anlamlılığı, zaman düzenlemesi, iş stresi, iş güvencesi, endüstriyel kültür ve otonomi şeklinde 15 öğeden oluşmaktadır. Bu bağlamda, çalışma koşulları neredeyse düzgün işe eşitlenmiştir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, 31 ülke arasında Türkiye, genel ortalama açısından maalesef sonuncu sıradadır. 15 öğe, iyi-kötü arasında 5 sınıfa ayrılmış ve gelişim olanakları, kariyer olanakları, iletişim ve şeffaflık, iş güvencesi ve gelir öğelerinde Türkiye “kötü” sınıfında yer almıştır. Gelişim olanakları öğesinde 31 ülkenin tamamının kötü sınıfında yer aldığı gözlenirken, iş güvencesi öğesinde sadece Türkiye’nin kötü sınıfında yer aldığı görülmektedir. 12 Sosyal güvenlik boyutu düzgün işin boyutlarından ikincisidir. Bu boyutun ölçümünde, genellikle yapılan harcamalar esas alınmaktadır. Oysa GSMH içindeki harcama oranına bakılarak Türkiye ile diğer ülkelerin mukayese edilmesi hatalı sonuçlar doğurabilir. Çünkü Türkiye, görece genç bir ülkedir. Mukayese yapılan Avrupa ülkeleri kadar sağlık ve sosyal güvenlik harcaması yapması doğal değildir. Dolayısıyla, sosyal güvenliğin kapsamına bakılması daha yararlı sonuçlar doğurabilir. Türkiye’de ILO’nun 9 temel sosyal sigorta kolundan sadece aile yardımları sigorta kolu uygulanmamaktadır. Ayrıca, işsizlik sigortasının uygulama alanı da görece dardır ve Türkiye’de işsizlik yardımı uygulanmamaktadır. Oysa bu, Avrupa’nın çoğu ülkesinde çeşitli adlar altında uygulanmaktadır. Kapsam konusu, her ne kadar belirleyici bir özellik olsa da, en az onun kadar belirleyici ve ülkelerarası mukayeseye daha çok elverişli olan sosyal güvenliğin “kapsama alanı”na -bir başka ifadeyle sosyal güvenlik şemsiyesinin çapına- da bakılması yararlı olacaktır. Son yıllarda yapılan reformlara rağmen, 2009 31 ülke arasında Türkiye, genel ortalama açısından maalesef sonuncu sıradadır. 15 öğe, iyi-kötü arasında 5 sınıfa ayrılmış ve gelişim olanakları, kariyer olanakları, iletişim ve şeffaflık, iş güvencesi ve gelir öğelerinde Türkiye “kötü” sınıfında yer almıştır. Gelişim olanakları öğesinde 31 ülkenin tamamının kötü sınıfında yer aldığı gözlenirken, iş güvencesi öğesinde sadece Türkiye’nin kötü sınıfında yer aldığı görülmektedir TÜRK 45 METAL METAL TÜRK 46 yılı itibariyle Türkiye’de, nüfusun %80’i sosyal güvenlik şemsiyesi altındadır. 13 Yine, %100’e çıkmış Avrupa ülkelerine göre bu oran oldukça düşük olarak kabul edilmelidir. Çalışan hakları boyutu, çocuk işçiliği, zorunlu çalıştırma ve örgütlenme özgürlüğü gibi konularla ilgilidir. Zorunlu çalıştırma, Türkiye’de olağanüstü durumlar hariç, tarihe karışmıştır. Örgütlenme özgürlüğü konusunda, bazı meslek grupları hariç sınırlama yoktur. Fakat örgütlenme özgürlüğünün tamamlayıcısı olan grev hakkı, başta kamu çalışanları olmak üzere, pek çok meslek grubu için yasaklanmış durumdadır. Gerek AB’den gerekse ILO’dan, hem bu konuda hem de çocuk işçiliği konusunda, Türkiye devamlı eleştiri almaktadır. Sosyal diyalog boyutu, çeşitli çıkar gruplarının çıkar çatışmalarını barışçı yollarla çözmesi ve devletin de mekanizmaya destek vermesi ile ilgilidir. İlk akla gelen uygulama alanı toplu pazarlık olsa da, bundan daha geniş bir anlam taşımaktadır. Türkiye’de toplu iş sözleşmesi hakkı, anayasal güvence altında olsa da, devlet memurları, toplu sözleşme adı altında, bundan 2011’de ilk kez yararlanacaklardır. Fakat bunun, zorunlu tahkim uygulamasıyla sınırlanması, yani toplu pazarlık sisteminin üçayağından birisinin (grev hakkı) olmaması nedeniyle, bu durum endüstriyel demokrasi yani sosyal diyalog açısından olumsuzdur. Düzgün iş konusunda, bir başka ölçme yöntemi Anker vd.’ye aittir. Anker vd’nin bu yöntemi, Ghai’ninkine oranla daha kapsamlıdır. Zira, Anker vd. sosyal ve ekonomik boyutu ölçeklerine eklemişlerdir. Enflasyon oranı, kayıtdışılık, ekonomik büyüme gibi göstergelerin de değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmişlerdir. 14 Kayıtdışılık burada çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇSGB verilerine göre 2004’te; kayıtdışı istihdam, kayıtlı istihdam miktarının yarısı, 2009’da ise %44’ü oranındadır. 15 Bu oranlar, Avrupa ülkeleri ile mukayese edilemeyecek düzeydedir. Gerek ölçme, gerekse ülkelerarası mukayese zorluklarına rağmen, düzgün iş, çalışma koşulları açısından olumlu ve geniş bir çerçeve sunmaktadır. Bu kavram çerçevesinde, geliştirilmesi gereken yönlerimiz daha iyi keşfedilebilir ve uygulamaya geçirilebilir. Türkiye’nin bu konuda alması gereken epeyce yol olduğu rahatlıkla söylenebilir. dipnotlar ve kaynakça 1 Leah F. Vosko, “Decent Work: The Shifting Role of The ILO and The Struffle for Global Social Justice”, Global Social Policy, Vol. 2, No. 1, 2002, s. 19. 2 ILO, Report of the Director-General: Reducing the Decent Work Deficit – A Global Challange, 89th Session, Geneva, 2001, ): http://www.ilo.org/public/english/standards/relm/ilc/ilc89/rep-i-a.htm 2011 3 Serap Palaz, “Düzgün İş (Decent Work) Kavramı ve Ölçümü: Türkiye ve OECD Ülkelerinin Bir Karşılaştırması”, Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 50, 2005. 4 Dharam Ghai, “Decent Work: Concepts, Models and Indicators”, International Institute for Labour Studies, Dicussion Paper DP/139/2002, Geneva, 2002, s. 10-16. 5 ÇSGB, Çalışma Hayatı İstatistikleri 2009, Yayın No. 162, Ağustos 2010, s. 10. 6 EUROSTAT, http://epp.eurostat.ec.erurope.eu 2010. 7 TÜİK, www.tuik.gov.tr 2010. 8 ÇSGB, a.g.e., s. 9. 9 Palaz, a.g.m., s. 495. 10 Ghai, a.g.m., s. 14. 11Ghai, a.g.m., s. 16-17. 12 Andranik Tangian, “Decent Work: Indexing European Working Conditions and Imposing Workplace Tax”, Transfer: European Review of Labour and Research, Vol. 15, 2009, s. 535. 13 ÇSGB, a.g.e., s. 23. 14 Richard Anker vd., “Measuring Decent Work with Statistical Indicators”, International Labour Review, Vol. 142, No. 2, 2003, s. 173-177. 15 ÇSGB, a.g.e., s. 9. FAYDALANILAN KAYNAKLAR n Anker, Richard vd.: “Measuring Decent Work with Statistical Indicators”, International Labour Review, Vol. 142, No. 2, 2003, pp. 147-177. n ÇSGB, Çalışma Hayatı İstatistikleri 2009, Yayın No. 162, Ağustos 2010. n EUROSTAT, (Çevrimiçi) http://epp.eurostat. ec.europa.eu, 2010. n Ghai, Dharam: “Decent Work: Concepts, Models and Indicators”, International Institute for Labour Studies, Dicussion Paper DP/139/2002, Geneva, 2002. n ILO, Report of the Director-General: Reducing the Decent Work Deficit – A Global Challange, 89th Session, Geneva, 2001, (Çevrimiçi): http://www.ilo.org/public/english/ standards/relm/ilc/ilc89/rep-i-a.htm, 2011. n Palaz, Serap: “Düzgün İş (Decent Work) Kavramı ve Ölçümü: Türkiye ve OECD Ülkelerinin Bir Karşılaştırması”, Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 50, 2005, ss. 479-505. n Tangian, Andranik: “Decent Work: Indexing European Working Conditions and Imposing Workplace Tax”, Transfer: European Review of Labour and Research, Vol. 15, 2009, pp. 527-556. n TÜİK, (Çevrimiçi) www.tuik.gov.tr, 2010. n Vosko, Leah F.: “Decent Work: The Shifting Role of The ILO and The Struffle for Global Social Justice”, Global Social Policy, Vol. 2, No. 1, 2002, pp. 19-46. MAKALE METAL Güncel Yaklaşımlarla İş Yaşamında Stres ve Kaynakları TÜRK 48 Stres, hemen her alanda olduğu gibi, iş yaşamı içerisinde de önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle son derece karmaşık olan modern yaşam ve modern işyeri koşulları, bünyesinde sayılamayacak kadar çok “stres” faktörü barındırmaktadır Doç. Dr. SER E K n ı k ş A iversitesi, Uludağ Ün ler İdari Bilim İktisadi ve Fakültesi ve konomisi Çalışma E lümü işkileri Bö Endüstri İl e Çalışma Yönetim v Dalı Anabilim Psikolojisi yesi Öğretim Ü du.tr @uludag.e in k s :a il a em 2. STRES Günümüzde bireyler üzerinde baskıya, biyolojik rahatsızlıklara ya da psikolojik gerginliklere yol açan stres, modern yaşamın bir parçası olarak değerlendirilmektedir (Gök, 2009:432). Yaşamımızda pek çok olay bizim strese maruz kalmamıza yol açabilir. Strese neden olan potansiyel çevresel tehditler ve koşullar, “stres kaynakları” (stresör) olarak ifade edilmektedir. Vücudumuz bu tür stresörlere karşı otomatik olarak tepkiler verir. Dolayısıyla “stres merkezi” de doğrudan harekete geçer (Yaylacı 2005:52). Genel olarak stres, “ekonomik bunalım ve durgunluk, siyasal istikrarsızlık, teknolojik değişim, çevre kirliliği gibi dış ortam olaylarından”; “ölüm, hastalık, boşanma, işsizlik, maddi sıkıntı, ailevi sorunlar gibi bireysel olaylardan” ve “iş yaşamından” kaynaklanır (Torun, 1996:45). Stres kavramı bugünkü anlamı ile ilk olarak, Fransız fizyoloğu Claude Bernard tarafından, 19.yüzyılın ikinci yarısında ele alınmıştır. Bernard stresi, “organizmanın dengesini bozan uyaranlar” olarak yorumlamıştır. (Köknel,8) Önceleri fizik ve mühendislik bilimlerinde yer verilen kavram, daha sonra tıp, biyoloji, psikoloji ve yönetim bilimlerine girmiştir. Stres, Selye’nin öncü niteliğindeki çalışmaları ile daha net algılanmaya başlanmış ve endüstri toplumlarındaki hızlı 3. İŞ STRESİ KAVRAMI Bireyin günlük yaşantısında iş, ekonomik, psiko-sosyal ve kültürel yönleriyle önemli bir aktivitedir. Bu aktivite bireyin günlük yaşam sürecinde önemli bir zaman dilimine karşılık gelmektedir. Birey yaşamının yaklaşık üçte birini çalışarak geçirir ve elde ettiği gelir ile yaşamını idame ettirir (Keser, 2011:56). Stres, hemen her alanda olduğu gibi, iş yaşamı içerisinde de önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle son derece karmaşık olan modern yaşam ve modern işyeri koşulları, bünyesinde sayılamayacak kadar çok “stres” faktörü barındırmaktadır (Bayat, 2008:226). İşverenin sürekli olarak çalışandan beklediği verimlilik artışı, buna karşılık çalışanların istihdamlarının devamlılığı için kendilerini bu artan talepleri karşılamak durumunda hissetmeleri, bireyler üzerinde baskı yaratmaktadır (Tennant, 2001’den aktaran: Yürür-Keser, 2011:169). Dolayısıyla, iş stresi; “işin insan üzerinde oluşturduğu baskı” olarak tanımlanabilir (Akça, 2008:116). Stresin iş yaşamında son yıllarda yaygınlaşması çalışma ve örgüt psikologlarının konuya daha yoğun bir şekilde eğilmelerine yol açmıştır. Kuşkusuz, stresle ilgili hastalıkların artması ve iş yaşamına olumsuz etkilerinin bu ilgide payı METAL değişimlerin, insanlar üzerinde yarattığı etkiler nedeniyle ilgi odağı haline gelmiştir (Torun, 1996:43). Stres, gerek psikolojik, gerekse fiziksel açıdan bireye rahatsızlık veren veya gerilim yaratan bir durum olarak tanımlanmaktadır (Ünsal, 2009:345). Bir başka tanımda stres, “kişinin içinde bulunduğu çevreden kendisine yönelen istemlerle, kendi değer, tutum, ihtiyaç, yetenek ve becerileri arasındaki dengesizlikten kaynaklanan bedensel ve psikososyal bir gerilimdir.” Bir diğer tanıma göre ise, “bir eyleme, duruma ya da kişinin üzerindeki psikolojik zorlanmaya karşı bir tepki sonucu ortaya çıkan bir ruh halidir” (Aytaç, 2009:3). Selye, stresin bireyler üzerindeki etkisini “genel uyum sendromu” kavramlaştırması ile ele almaktadır. Bu kavramlaştırmada, stresin birey üzerindeki etkisi üç aşamada gerçekleşir. Bunlar “alarm”, “direnme” ve “tükenmedir” (Aktaş, 2001:30). a-Alarm Aşaması: Stresin birey tarafından algılandığı ilk aşamadır. Bu aşamada bireyde fizyolojik bir takım değişiklikler olur. Kişi istenmeyen koşuldan ya kaçar ya da mücadele eder. Kişinin mücadeleden çekinerek bu durumu yok sayması da bir tepki biçimidir. Stresin devam etmesi durumunda direnme sürecine girilir. b-Direnme Aşaması: Strese yol açan koşullara uyum sağlamak üzere, direncin gelişmesi durumudur. Bu dönemde birey, stresi yenebilir. Stresi yenemeyen birey ise, yoğun ve sürekli gerilimiyle bünyesinin savunmasını zayıflatabilir ve tükenme aşamasına geçebilir. c-Tükenme Aşaması: Yaşamın çekilmez olarak görüldüğü bir aşamadır. Uykusuzluk, canlılığını yitirme, baş ve göğüs ağrıları, öfke patlamaları, kızgınlık, yalnızlık, çaresizlik, şüphecilik, engellenmişlik, cesaretsizlik ve can sıkıntısı görülür. Stresin uzun süreli olması, bedenin kapasitesini ve savunmasını tahrip edebilir. Selye, stresin aşırısının yaşam süresini kısalttığını da vurgular. 49 TÜRK 1 900’lerin son birkaç on yılında yaşanan küreselleşme, teknolojik gelişmeler, değişen ekonomik politikalar, iş yaşamının kimyasını değiştirmiştir. En önemli ve somut çıktı olarak, “rekabet” kavramı öne çıkmıştır. Bu kavram, günümüz çalışanına ciddi sorunlar yüklemiştir. Değişen çalışma şekilleri, iş yapıları ve hizmet sözleşmeleri çalışma ilişkilerinde alışıla gelen uygulamaları ters yüz etmiştir. Güvencesiz çalışma, çağrı üzerine çalışma gibi atipik çalışma şekilleri, tipik çalışma şekilleri gibi algılanmaya başlanmıştır. İşletmelerin aşırı derecede rekabet güdüsü ile hareket etmeleri, işçilerin taşeron firmada çalıştırılmaları, ödünç olarak başka işletmeye gönderilmeleri veya kiralanmaları (henüz yasal olarak mümkün olmasa da, yasallaşması konusunda çaba harcanmaktadır) gibi uygulamaların yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bu tür çalışma şekilleri, bireyde belirsizlik ve iş güvencesizliği hissini güçlendirmektedir. Günümüz işletmeleri, teknolojik gelişmelere paralel olarak, daha önceki yıllara göre daha düşük oranda işgücü talep etmektedir. İşgücünün yerini makineler, robotlar, bilgisayarlar, bankamatikler ve internet sistemleri almaktadır. Diğer yandan, 21. Yüzyılın iş yaşamının ethosu haline gelen “sürekli eğitim”, “gelişim” ve “yenilenme” kavramları, gerek “mavi yakalı”, gerekse “beyaz yakalı” işçileri rekabet çemberinin içine sıkıştırmaktadır. Rekabet olgusuna ilave olarak, bir yandan teknolojik gelişmelerle azalan işgücü talebinin baskısı altında olan bireyler, diğer yandan da sürekli vasıflarını yükseltme baskısı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Rekabet, teknolojiye dayalı işsizlik ve sürekli olarak kendini yenileme baskısı, bireyin iş yaşamında stres düzeyini artırmaktadır. Kimi zaman birey depresyona girerek, tükenme aşamasına gelebilmektedir. Bu çalışmada, bireyin yaşadığı depresif durumun tasvirini içeren “iş stresi” olgusuna değinilecek, bu olgunun kaynakları ele alınacaktır. METAL Bireyin günlük yaşamının önemli bölümü işte geçmektedir. Bireyin çalıştığı ortamda kendini rahat hissetmemesi stresi tetikleyen bir unsurdur. İş ortamından kaynaklanan iş stresi kaynakları olarak, rol çatışması ve rol belirsizliği, fiziki çevre koşulları, vardiyalı çalışma, tekdüze çalışma ve monotonluk ve aşırı iş yükü olarak sayılabilir TÜRK 50 küçümsenemez (Sabuncuoğlu-Tüz, 2008:298). Stres, gerçekten hızla yayılan bir salgın gibi ilerlemektedir. Bir işyerinde işin her yönü, bireyden pek çok şey ya da çok az şey istenmesi strese yol açabilir. Aşırı sıcak, gürültü, ışık, ya da çok az sorumluluk, çok fazla ya da az iş, aşırı veya az denetim insanlarda strese neden olabilir (Aytaç, 2009:8). İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılın zor, rekabetçi, aşırı çalışmaya dayalı endüstriyel yaşamı, iş yerinde stres faktörünün daha belirgin şekilde ortaya çıkmasına yol açmış ve insanları tehdit eden bir büyük tehlike olarak belirmiştir (Aytaç, 2002). Endüstriyel yaşamın farklı alanlarında, çalışanların karşı karşıya kaldıkları birçok tehlike söz konusu olmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı riski, kötü çalışma koşulları, işin yürütülüş biçimi gibi faktörler ilk etapta akla gelen iş yaşamı stresörleri olarak sıralanabilir (Özkalp-Kırel, 2010:379). İş stresi denildiğinde, stres kaynaklarının işle ilgili faktörler veya işle ilgili faktörlerin iş dışı faktörlerle etkileşimi tarafından ortaya çıkarıldığı (örneğin, iş dışı rollerle ve iş rollerinin çatışması durumunda olduğu gibi) düşünülür (Ünsal, 2009:346). 4. İŞ STRESİNİN KAYNAKLARI Günümüzde iş stresine yol açan birçok faktör bulunmaktadır. Özellikle yüksek rekabetli, değişken, belirsizlik ve muğlâklığın hâkim olduğu çalışma ortamı iş stresini arttırmaktadır (Eren, 2004:292) Bireylerin yaşadıkları iş stresi kaynakları, literatürde farklı yazarlar tarafından farklı başlıklar altında incelenmektedir. Bazı yazarlara göre; iş stresi, “örgütsel yapıdan, iş ortamındaki fiziksel şartlardan, işin yapısından ve örgütte kişiler arası ilişkilerden” kaynaklanmakta iken; bazıları iş stresinin kaynaklarını, “genel stres sebepleri, fiziki çevre şartları, ekonomik şartlar, sosyal hayat, çalışma hayatı ve kişilik yapısı” şeklinde sıralamaktadır (Soysal, 2009:20). Luthans ise, iş stresi kaynaklarını, “Örgütsel Politikalar ve Stratejiler, Örgütsel Yapı, Örgütsel Süreçler ve Çalışma Koşulları şeklinde sıralamıştır (Luthans, 1995:301). Bu makalede, çalışma yaşamında bireyleri ciddi düzeyde etkileyen iş stresi kaynaklarına yer verilmiştir. 4.1. İş Ortamından Kaynaklanan İş Stresi Faktörleri: Bireyin günlük yaşamının önemli bölümü işte geçmektedir. Bireyin çalıştığı ortamda kendini rahat hissetmemesi stresi tetikleyen bir unsurdur. İş ortamından kaynaklanan iş stresi kaynakları olarak, rol çatışması ve rol belirsizliği; fiziki çevre koşulları, vardiyalı çalışma, tekdüze çalışma ve monotonluk ve aşırı iş yükü olarak sayılabilir. Bu unsurlar sırasıyla açıklanacaktır. Rol Çatışması ve Rol Belirsizliği, bireyin iş stresini arttıran önemli faktörlerdir. Rol çatışması, bir bireyden, birbirleriyle uyumlu olmayan veya çatışan iki ya da daha fazla rolü yerine getirmesinin istenmesi ve kaynakların yetersiz olması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur (Tolay Sabuncuoğlu, 2008:35). Rol belirsizliği, çalışanın iş yerinde kendisine verilen görevde istenen performansı ortaya koyabilmesi için gerekli bilgiden yoksun olduğunda ortaya çıkar. Bireyin işinde nelere yetkisinin olup, nelere yetkisinin olmadığını bilmemesi; işiyle ilgili olarak açık, net ve planlı hedeflerinin ve ulaşması gereken standartların olmaması; işiyle ilgili sorumluluklarının neler olduğunu bilmemesi; işinde kendisinden beklenen şeylerin neler olduğunu tam ve kesin olarak bilmemesi rol belirsizliğini artıran unsurlardır (Ceylan- Ulutürk, 2006:48). Genellikle işe yeni başlayan bireyler, işteki rollerinin belirsizliğinden ya da ne yapmaları gerektiğini bilmemelerinden, iş arkadaşlarının olumsuz tavırları ile karşılaşırlarsa, strese maruz kalabilmektedir (Cam, 2004:4). Bu tür belirsizliğin hâkim olduğu durumlarda bireyin stres düzeyi yükselmektedir. METAL 51 TÜRK İş ortamındaki stres kaynaklarından bir diğeri, Fiziki Çevre Koşullarıdır. İşin fiziksel çevre şartlarını oluşturan hava koşulları, aydınlatma, gürültü gibi unsurların çalışanların sağlığı üzerindeki etkileri birçok araştırmaya konu olmuştur. Bireylerin içinde yaşadıkları ortam, onların fizyolojik ve psikolojik durumlarını etkileyebilecektir (Özkalp-Kırel, 2010:381). Fiziki çevre koşullarının kötü olması, bireylerin iş ortamından kaynaklanan stres düzeylerini artırabilmektedir (Keser, 2009:108). İş ortamından kaynaklanan diğer iş stresi kaynağı, Vardiyalı Çalışmadır. Vardiyalı çalışma ile bireyin çalışma saatlerinin değişmesi, insan biyolojisindeki düzeni alt üst etmekte, bireyin bu düzene alışması kolay olmamakta ve bu durum bireyde strese yol açmaktadır (Saldamlı, 2008:143). İş ortamından kaynaklanan bir diğer iş stresi kaynağı ise, Tekdüze Çalışma ve Monotonluktur. Sürekli aynı ve alışılmış biçimde çalışan birey monoton ve tekdüze bir çalışma içinde bulunacaktır. Monoton çalışma, bireyin yaptığı işten sıkılmasına, bıkkınlığa ve yılgınlığa neden olmakta, aynı işi tekrarlamak bireyin işe katkısını sınırlandırmaktadır (Yüksel, 2004:55). Bu durum bir süre sonra bireyin işinden sıkılmasına da yol açabilmektedir. Rutin ve monoton işin birey üzerinde yarattığı baskı da iş stresine dönüşmektedir. İş ortamından kaynaklanan diğer iş stresi faktörü de Aşırı İş Yükü ya da Düşük İş Yüküdür. İş yükü kavramı, bireyin işyerinde kendisine yüklenen işin normalin üzerinde olduğuna yönelik algısıdır (Keser, 2006a:105). Aşırı iş yükü, bireyin normal zaman dilimi ve yetenekleriyle yapabileceği işten daha fazla bir işle yükümlü olması şeklinde de tanımlanabilir (Yüksel, 2003:215). Aşırı iş yükü bireyde strese yol açar. Diğer yandan, bireyin yaptığı işin az olması da bireyde strese yol açmaktadır. Bireyin iş ortamında yapacak çok fazla işinin olmaması çalışanda yetersizlik duygusunun oluşmasına yol açabileceği gibi, boş zamanın fazla olması da sıkılmaya yol açabilecektir (Özkalp-Kırel, 2010:382-383). 4.2.Çalıştığı Kurumun Yapısından Kaynaklanan İş Stresi Kaynakları: Bireyin iş stresi yaşamasında, çalıştığı kurumun yapısı şüphesiz önemli bir değişkendir. Otokratik yönetim anlayışının hâkim olduğu kurum kültürlerinde bireyin kararlara katılma şansı olmadığı gibi, yaptıkları her işin denetlendiğini düşünmektedirler. Hiyerarşi kültüründe, örgütsel yapı içerisinde komuta-kontrol ilişkisi hâkimdir ve yakından bir denetim söz konusudur (Gümüştekin-Emet, 2003:97). Kurumun yapısından kaynaklanan iş stresi unsurları şunlardır: “otoriter yönetim”, “aşırı merkezilik”, “kararlara katılmada yetersizlik”, gelişme ve ilerleme imkânların kısıtlığı”, “aşırı biçimsellik”, “keyfi ve belirsiz politikalar”, “emeğin bölünmesi ve uzmanlaşma”, adaletsiz ücret politikaları”, “adil olmayan uygulamalar” ve “kurumun birimlerinin birbirine bağlılığı” (Luthans, 1995:301; Güçlü, 2001:99; Saldamlı, 2008:141). Bireyin fikirlerine başvurulmadığı, katılımcılıktan uzak, kararların tepen alınıp astlara uygulatıldığı/dayatıldığı, sürekli denetimin var olduğu, çalışana güvenin düşük olduğu, aşırı biçimsel ve keyfi uygulamaların sık sık görüldüğü iş ortamlarında, çalışanların stres düzeylerinin yüksek olması kaçınılmazdır. 4.3. Bireyin Kişisel Özelliklerinden Kaynaklanan İş Stresi Kaynakları: İş yaşamında stres, bireyin kişisel özelliklerinden de kaynaklanabilmektedir. Bireyin kişisel özelliklerinden kaynaklanan iş stresi kaynaklarından ilki, “Kişi-İş” uyumsuzluğudur. Kişi-iş uyumu, bireyin beceri, yetenek ve ilgilerinin işin talepleri ile ne derece uyumlu olduğuna karşılık gelir. Kişi tarafından algılanan uyumsuzluk, stres ya da gerilim olarak adlandırılabilecek negatif psikolojik, fizyolojik ve davranışsal sonuçlara yol açar. Bir çalışan tarafından algılanan uyumsuzluk ne derece fazlaysa, o kişinin yaşayacağı stresin de o denli yoğun olacağı düşünülmektedir (Ünsal, 2009:352-353). Bu uyumsuzluğun farklı nedenleri olabilir. Bireyin eğitim, bilgi ve tecrübesine uygun bir iş bulamaması durumunda herhangi bir işte çalışmaya başlaması kişi-iş uyumsuzluğuna yol açabileceği gibi, başladığı kurumda yanlış bir işte/görevde istihdam edilmesi de kişi-iş uyumsuzluğuna yol açabilir. Diğer bir stres kaynağı, bireyin Kişilik Özelliğidir. İş yaşamında bazı kişilik özelliklerinin strese daha yatkın olduğu saptanmıştır. Bu bölümde, farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin, stresten ne denli etkilendikleri açıklanacaktır. METAL Çalışanlar, iş yaşamında yeni teknolojilere ayak uydurma ve yeni iş yapma biçimlerine adapte olma gibi, daha önceden aşina olmadıkları gelişmelere uyum sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Uyum süreci, bir yandan bireyin iş yaşamındaki stres düzeyini arttırırken, diğer yandan iş yaşamına yabancılaşmasına neden olmaktadır. Bu gelişmeler, iş stresinin önümüzdeki yıllarda da öneminin giderek artacağını işaret eden gelişmeler olarak ifade edilebilir TÜRK 52 İlk özellik, “A Tipi Kişilik” ve “B Tipi Kişilik”tir. A tipi ve B tipi kişilik ilk olarak iki kardiyolog Meyer Friedman ve Rosenman tarafından gözlemlenmiştir. A Tipi davranış biçimine sahip birey agresif, sabırsız ve işe çok fazla yöneliktir, pek çok güdüye sahiptir ve mümkün olduğu kadar çok kısa sürede ve mümkün olduğu kadar çok fazla başarılı olmak istemektedir (Moorhead-Griffin, 1992’den aktaran: Durna, 2004:199). A Tipi davranışlar tipik olarak, sürekli zamanla yarışan, başarı yönelimli insanlarda görülür. Bu kişiler hızlı çalışırlar ve hızlı konuşurlar. Aynı anda birkaç işi birden yapmaya çalışırlar. Bu özellikler, A Tipi çalışanını strese açık hale getirmektedir. B Tipi Kişilikteki bireyler sakin, daha uysal, daha az rekabetçi ve daha az saldırgan olarak tanımlanmaktadırlar (Batıgün-Şahin, 2006:33). Bu tür kişilik özellikleri, bireyin strese maruz kalmasını önlemektedir. “İçedönüklük” ve “Dışadönüklük”, bireyin iş stresi yaşamasında önemli görülen diğer kişilik özelliği olarak görülmektedir. İçedönük bireyler, kendileri gizleyen, sakin, mesafeli, düşük iletişim becerisine sahip, yalnızlığı tercih eden yapıyı temsil ederken, dışadönükler, cana yakın, iletişim becerisi yüksek, enerjik, dinamik, heyecan arayan ve baskın karakterli bireylerdir (Yelboğa, 2006:199). İçedönük bireyler için fazla dışsal uyaranla karşılaşmak stres verici olabilir, ancak dışadönük birey için dışsal uyaranlar strese yol açmadığı gibi daha çok arzu ettikleri durumdur (TelmanÜnsal, 2004:62). 4.4. Güncel Gelişmelerin Ortaya Çıkardığı İş Stresi Kaynakları: Önceki bölümlerde değinilen iş stresi kaynakları, “geleneksel iş stresi kaynakları olarak” ifade edilebilir. “Teknolojik gelişmeler”, “işyerinde psikolojik şiddet” ve “iş güvencesizliği” konuları ise ilk akla gelen güncel (modern) iş stresi kaynakları olarak ifade edilebilir. Bu sorunların bireylerin yaşamlarında ciddi stresörler oldukları görülmektedir. Teknolojik Gelişmeler: Günümüzde teknolojik değişim bireylerde strese neden olabilmektedir. Sadece bireyin yaşamı değişmemekte, değişimi tanımlayan değişkenlerin de çoğu giderek artan hızla değişmekte ve farklılaşmaktadır (Silah, 2005:151). Bu değişim, bireylerin kontrol altına almakta zorlandıkları önemli bir sorun halini almaktadır. İş yaşamı, bireylerin kendi kontrolleri altında olmaktan çıkıp, dış koşulların zorlamasıyla bireylerde yoğun strese yol açmaktadır (Eren, 2004:292). Sürekli değişen yapı bireyleri sürekli yeniliklere uyum sağlamaya zorlamaktadır. Teknolojik gelişme ve yeniliklere ayak uyduramayan bireyler (özellikle ilerleyen yaşlardaki bireyler), işlerini kaybetme kaygısı taşımakta ve bu kaygı iş stresine dönüşmektedir. Bireyin teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması, ilerleme şansını zayıflatmaktadır. Bu durum iş stresini arttıran ek bir unsur olmaktadır. İşyerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing): Günümüz iş yaşamı son yıllarda “işyerinde psikolojik şiddet-mobbing” kavramıyla tanışmıştır. 1980’lerin başında Heinz Leymann, yıldırma kavramını işyerindeki psikolojik şiddeti tanımlamak için ilk kez kullanmıştır. İşyerinde şiddet, işyerinde görülen ve aşırı zarar verme amacı güden saldırgan davranışlardır (Çöl, 2009:379,381). İşyerinde mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeydeki çalışanlar veya astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar içermektedir (Tınaz, 2006:8). Mobbing, işyerinde bireyi olumsuz etkilemekte, bu durum, iş stresini arttırmaktadır. Belirtilen ilişkiyi doğrulayan birçok araştırma mevcuttur. Finlandiya’da yapılan bir araştırmada ise, mobbing mağdurlarının %40’ının yüksek ve çok yüksek düzeylerde stres yaşadıkları, 2004–2005 D İ P N O T L A R 1- İşten çıkarılanlara tanık olan çalışanlar, sıranın kendilerine de geleceği endişesini taşırlar. Bireylerin yaşadığı bu sendroma “geride kalanlar sendromu” adı verilir. 2- Ben Affleck, Kevin Costner, Tommy Lee Jones’in rol aldığı, 2010 yapımı Şirket Adamları (Company Men) filmi, küresel krizin yol açtığı küçülme ve buna bağlı olarak işten çıkarmaları konu almaktadır. Filmin başrol oyuncusu işten atılır ve uzun süre iş bulamaz. İşsizliğin ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan bireyi nasıl etkilediği ve şirkette kalanların işten atılma kaygısıyla çalışmaları filmde başarılı bir şekilde resmedilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bakınız: http://www.sinemalar.com/film/32930/the-company-men S O N U Ç İŞ stresi günümüzde iş yaşamının en önemli sorunlarından biridir. Önceleri fizik ve mühendislik bilimlerinde yer verilen stres kavramı, daha sonraları tıp, biyoloji, psikoloji ve yönetim bilimlerine girmiştir. Stres, Selye’nin öncü niteliğindeki çalışmaları ile daha net algılanmaya başlanmış, endüstri toplumlarındaki hızlı değişimlerin insanlar üzerinde yarattığı etkiler nedeniyle ilgi odağı haline gelen bir konu olmuştur. Makalede, “olumsuz çalışma koşulları”, “hiyerarşik yönetim politikaları”, “işin biçimi” geleneksel iş stresi kaynakları olarak ele alınmakta; bununla birlikte, “teknolojik gelişmeler, işyerinde psikolojik şiddet ve iş güvencesizliği” gibi güncel iş stresi kaynaklarına da yer vermiştir. İş yaşamı yoğun bir değişim yaşamakta ve bu değişimde “rekabet” anahtar kavram olarak ele alınmaktadır. Rekabetin sonuçları, kimileri için fırsat oluştururken, kimileri için de yıkım olabilmektedir. Özellikle iş yapma şekillerinin ve biçimlerinin değişime uğraması, çalışanların gelişmelerden olumsuz etkilenmelerine (iş güvencelerinde gerileme yaşanması, iş kaybetme riski ile karşı karşıya kalmaları örnek olarak verilebilir) yol açmaktadır. Çalışanlar, iş yaşamında yeni teknolojilere ayak uydurma ve yeni iş yapma biçimlerine adapte olma gibi, daha önceden aşina olmadıkları gelişmelere uyum sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Uyum süreci, bir yandan bireyin iş yaşamındaki stres düzeyini arttırırken, diğer yandan iş yaşamına yabancılaşmasına neden olmaktadır. Bu gelişmeler, iş stresinin önümüzdeki yıllarda da öneminin giderek artacağını işaret eden gelişmeler olarak ifade edilebilir. METAL Dolayısıyla, giderek esnekleşen çalışma yaşamı, kendini iş güvencesizliği şeklinde göstermeye başlamıştır (Türk-Çakır, 2006:37). İş Güvencesizliği, bireyde kaygı ve stresi artırmaktadır. Bu gelişmelere ek olarak, dünyada her 5-10 yılda bir yaşanmakta olan “ekonomik krizler” sonucu kapanan işyerlerinin sayısı ve işten çıkarmalar artmış, pek çok çalışan işsizlik tehlikesi ve iş güvencesizliği ile karşı karşıya kalmıştır. Belirsizliğin yüksek olduğu istihdam koşullarında, çalışanların tepkilerinin hem örgütsel hem bireysel açıdan sonuçlar doğurması, konunun çok boyutlu bir nitelik kazanmasına yol açmıştır (Çakır, 2007:117). İş güvencesizliği, bireyin işsiz kalacağına yönelik bir algı olarak da düşünülebilir. Dolayısıyla, işsizlik kaygısı ile iş güvencesizliği arasında bir ilişkiden bahsedilebilir. Aytaç ve Keser (2004), işsizlik kaygısını “bireyin her an işsiz kalabileceği korkusu” olarak ifade etmişlerdir. (Aytaç-Keser, 2002) Bireyin, işini kaybedeceğine yönelik endişesi, iş güvencesizliği algısını güçlendirmektedir. Kriz dönemlerinde görülen yoğun işten çıkarmalar, “geride kalanlar sendromu”nun görülmesine yol açmaktadır.1 Sıranın kendilerinde geleceği endişesi duyan bireyler, bu durumdan psikolojik olarak olumsuz etkilenmektedir. Geride kalanlar, psikolojik olarak olumsuz etkilenmenin yanı sıra, kendi işlerine ek olarak, gidenlerin işlerini de yapmak zorunda kaldıkları için iş yükleri artmakta ve bu nedenle fiziksel olarak da etkilenmektedirler (Şentutan, 2005:85).2 53 TÜRK yılları arasında Bosna Hersek’te mobbing ile stres arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmaya göre, mobbingin insan sağlığına ve çalışma kabiliyetine olumsuz etkileri olduğu bulunmuştur. Mobbingin strese yol açtığı ve stresin ise fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkardığı gözlemlenmiştir. Mobbing, kişiler üzerinde stresi ve strese bağlı psikolojik ve fiziksel şikâyetleri arttırmaktadır (Acar-Dündar, 2008:113-114). Mobbing davranışlarının, bireylerin ruhsal bütünlüklerini bozması, aktif durumdan alıp pasif durma getirmesi, kişisel güveni zedelemesi, stres ve depresyon yaratması gibi bireysel sonuçları dışında, önemli örgütsel sonuçları da bulunur. Mobbingin, bütün stres kaynaklarından daha yoğun ve yıkıcı etkiler yaratması (Einarsen, 1999) sürece duyarlılıkla yaklaşma gereğini artırmaktadır (Kök, 2006:434,446). İş Güvencesizliği: İş güvencesizliği kavramını ilk kez ayrıntılı olarak ele alan Greenhalgh ve Rosenblatt (1984), güçsüzlük olgusunu tanımlarında kullanmışlardır. Buna göre iş güvencesizliği, tehdit altındaki bir iş durumunda istenen devamlılığı sürdürmede algılanan güçsüzlük olarak açıklanmaktadır (Seçer, 2009:308). İş güvencesizliği, literatürde bir stres yaratıcı faktör olarak ele alınmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ortak raporunda, iş ile ilgili muhtemel stres nedenleri arasında kariyer geliştirme başlığı altında iş güvencesizliğine yer verilmektedir (Harnios ve Gabriel, 2000’den aktaran Seçer, 2009:316-317). Günümüzde küreleşme olgusu, iş yaşamı için beraberinde birçok olumsuz sonucu getirmiştir. Uluslararası rekabetin artışı, işletmeleri daha faz kar ve rekabet güdüsü ile hareket etmeye zorlamakta, bu güdü çalışanların haklarından geriye gidişlere yol açmaktadır. Taşeronlaşma, teknolojiyi işgücünün yerine ikame etme, daha az işçi ile daha fazla iş üretme ya da daha uzun saatler işçi çalıştırma gibi uygulamalar, anılan kar ve rekabet güdüsüne örnek olarak verilebilir. Rakipleri ile baş edebilmek amacıyla daha esnek iş yaşamı talep eden işverenler, çalışanların belirsizliklerle karşı karşıya geldikleri birçok uygulamaya da yeşil ışık yakmaktadırlar. Ödünç iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışma, kısa süreli çalışma gibi modeller iş yaşamında bireylerin “iş güvenceleri”ni her geçen gün zayıflatan uygulamalar olarak düşünülebilir. METAL KAYNAKLAR TÜRK 54 n Abdullah SOYSAL; “İş Yaşamında Stres”, Çimento İşveren, Cilt:23, Sayı:3, 2009, 17-40 n Adnan CEYLAN, Yıldırım Hüseyin ULUTÜRK; “Rol Belirsizliği, Rol Çatışması, İş Tatmini Ve Performans Arasındaki İlişkiler”, Doğuş Dergisi, Cilt:7, Sayı:1, 2006, 48-58 n Adrian FURNHAM; The Psychology of Behaviour At Work, Pyschology Press, Second Edition, 2005 n Alev TORUN; “Stres ve Tükenmişlik”, İçinde: Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Ed. Suna Tevruz, Türk Psikologlar Derneği Yayını, İstanbul, 1996, 43-53 n Asım SALDAMLI; “Mesleki Stres”, İçinde:Örgütsel Davranışta Seçme Konular, Ed. Mahmut Özdevecioğlu, Himmet Karadal, İlke Yayınevi, Ankara, 2008, 135-154 n Aslı Beyhan ACAR, Gönen DÜNDAR; “İşyerinde Psikolojik Yıldırmaya (Mobbing) Maruz Kalma Sıklığı İle Demografik Özellikler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt:37, Sayı:2, 2008, 111-120 n Aşkın KESER; Çalışma Psikolojisi, 2. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa, 2011 n Aşkın KESER; “Çağrı Merkezi Çalışanlarında İş Yükü Düzeyi ile İş Doyumu İlişkisinin Araştırılması”, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:11, 2006, 100-119 n Atilla YELBOĞA; “Kişilik Özellikleri ve İş Performansı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:8, Sayı:2, 2006, 196-211 n Ayşegül Durak BATIGÜN, Dr. Nesrin H. ŞAHİN; “İş Stresi ve Sağlık Psikolojisi Araştırmaları İçin İki Ölçek:A-Tipi Kişilik ve İş Doyumu”, Psikiyatri Dergisi, Cilt:17 Sayı:1, 2006, 32-45 n Barış SEÇER; “İş Güvencesizliği: Türleri, Başa Çıkma Süreci, Belirleyicileri ve Sonuçları”, İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış:Güncel Yaklaşımlar, Ed. Aşkın Keser, Gözde Yılmaz, Senay Yürür,Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 307-344 n Bülent BAYAT; Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Alter Yayıncılık, Ankara, 2008 n Ebru TOLAY SABUNCUOĞLU, “Rol Çatışmasının Ve Rol Belirsizliğinin Tükenmişlik ve İş Doyumu Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:23 Sayı:1, 2008, 35-49. n Enver ÖZKALP, Çiğdem KIREL; Örgütsel Davranış, Ekin Yayınevi, 4. Baskı, Bursa, 2010 n Erdem CAM; “Çalışma Yaşamında Stres ve Kamu Kesiminde Kadın Çalışanlar”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt:1 Sayı:1, 2004, 1-10 n Erol EREN; Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınevi, İstanbul, 2004 n Figen AKÇA; “Örgütsel Tükenmişlik ve Stres”, İçinde: Örgütsel Davranışta Seçme Konular, Ed. Mahmut Özdevecioğlu, Himmet Karadal, İlke Yayınevi, Ankara, 2008, 107-124 n Fred LUTHANS; Organizational Behaviour. 7th Edition, New York: McGrawHill Inc., n Literatür Yayıncılık, 1995 n Gaye ÖZDEMİR YAYLACI; “Örgütsel Stresi Yönetmede Etkili Kişilerarası İletişim Teknikleri”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt 38, Sayı 2, 2005, 51-59. n Gülten EREN GÜMÜŞTEKİN, Canan EMET, “Güçlendirme Algılarındaki Değişimin Örgütsel Kültür ve Bağlılık Üzerinde Etkileşimi”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:17, 2007, 90-116 n http://www.sinemalar.com/film/32930/the-company-men Erişim Tarihi: 09.01.2012 n İhsan YÜKSEL; “İş Stresi, İşe Bağlılık ve İş Doyumu Arasındaki İlişkinin Analizi (teknisyenlere Yönelik Bir Uygulama), Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:17 Sayı:1-2, 2003, 213-224 n İhsan YÜKSEL, “Çalışma Yaşamı Kalitesinin Tipik ve Atipik İstihdam Açısından İncelenmesi”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt:5 Sayı:1, 2004, 47-58. n Kemal POYRAZ, Bülent KAMA; “Algılanan İş Güvencesinin, İş Tatmini, Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, 2008, 143164. n Mavili Aliye AKTAŞ; “Bir Kamu Kuruluşunun Üst Düzey Yöneticilerinin İş Stresi ve Kişilik Özellikleri”, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt:56 Sayı:4, 2001, 25-42. n Mehmet SİLAH; Endüstride Çalışma Psikolojisi, 2. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2005 n Meral TÜRK, Özlem ÇAKIR; “Bir Kamu Bankasında Örgütsel Stres Düzeyi ve Etkileyen Faktörler”, Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran, 2006, 37-42 n Nezahat GÜÇLÜ; “Stres Yönetimi”, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, 2001, 91-109 n Nursel TELMAN, Pınar ÜNSAL; Çalışan Memnuniyeti, Epsilon Yayınları, İstanbul, 2004 n Özcan KÖKNEL; Stres, Radikal Gazetesi Eki n Özlem ÇAKIR; “İşini Kaybetme Kaygısı: İş Güvencesizliği”, Çalışma Toplum Dergisi, 2007/1, 117n 140 n Pınar TINAZ; İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Basım Yayım, İstanbul, 2006 n Pınar ÜNSAL; “İş Stresi Algısı ve Başa Çıkmada Bireysel Farklılıkların Rolü”, İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar”, Ed. Aşkın Keser, Gözde Yılmaz, Senay Yürür, Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 345-375 n Sabahat BAYRAK KÖK; “İş Yaşamında Psiko-Şiddet Sarmalı Olarak Yıldırma Olgusu ve Nedenleri”, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006, Sayı 13, 434-448 n Senay YÜRÜR, Aşkın KESER; “İşe Bağlı Gerginlik ile İş Tatmini İlişkisinde Duygusal Tükenmenin Aracı Rolü”, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt:65, Sayı:4, 2011, 165-194 n Serap ÖZEN ÇÖL; “Nedensel İlişkiler Bağlamında İşyerinde Psikolojik Şiddet”, İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar, Ed. Aşkın Keser, Gözde Yılmaz, Senay Yürür, Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 377-406 n Serpil AYTAÇ; “İş Stresi Yönetimi El Kitabı İş Stresi: Oluşumu, Nedenleri, Başa Çıkma Yolları, Yönetimi” Türk-İş-ÇASGEM, Çalışma Hayatında Stres Semineri, 15-17 Aralık 2009, http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/docs/file/ ec109.pdf Erişim Tarihi: 06.01.2012 n Serpil AYTAÇ; “İşyerindeki Kronik Stres Kaynakları”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, 2002 n Serpil AYTAÇ, Aşkın KESER; “İşsizliğin Çalışan Birey Üzerindeki Etkisi: İşsizlik Kaygısı”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:4, Sayı:2, 2002, n Sibel GÖK; “Çalışma Yaşamının Önemli Bir Sorunu: Örgütsel Stres”, Marmara Üniversitesi, İİBF Dergisi, Cilt:27, Sayı:2, 2009, 429-448 n Şermin ŞENTUTAN; “İşletmelerde Küçülme Politikalarının İnsan Kaynakları Uygulamaları Üzerindeki Etkileri”, Kamu-İş, İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt:8, Sayı: 3, 2005, 79-91. n Ufuk DURNA; “Stres, A ve B Tipi Kişilik Yapısı ve Bunlar Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma”, Yönetim ve Ekonomi, Cilt.11, Sayı:1, 2004, 191-206. n Ufuk DURNA; “Üniversite Öğrencilerinin Stres Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 20, Sayı:1, 2006, 319-343 n Zeyyat SABUNCUOĞLU, Melek TÜZ; Örgütsel Psikoloji, Furkan Ofset, Bursa, 2008. HABER UAMİF’ten Moldova’da eğitim ULUSLARARASI Avrasya Metal İşçileri Federasyonu bünyesinde düzenlenen eğitim, 21-24 Aralık 2011 tarihlerinde Moldova’da yapıldı. Eğitim programına Moldova Gıda İşçileri Sendikası ve Gagavuzya Gıda ve Tarım İşçileri Sendikası üyesi işçiler katıldı. UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek, UAMİF Genel Sekreter Yardımcısı Turajan Raupov’un da katıldığı, eğitim programının açılış konuşmasında, dünyada art arda yaşanan ekonomik krizlere dikkat çekti ve sendikaların sadece ulusal alanda değil, uluslararası alanda da birlik ve beraberlik içerisinde yer alması gerektiğini vurguladı. UAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, Moldova Gıda İşçileri Sendikası Genel Başkanı ve Gagavuz Gıda ve Tarım İşçileri Sendikası Genel Başkanı ile de biraraya geldi. 55 TÜRK Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Genel Merkezimizi ziyaret eden Ukrayna heyetini kabul etti. Ziyarette iki ülke arasında çalışma hayatı ile ilgili benzerlikler ve farklılıklar dile getirildi. İlişkilerin geliştirilmesi için atılması gereken adımlar da ele alındı. ULUSLARARASI Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun Ankara’da bulunan Genel Merkezi’nde düzenlenen eğitim programları tüm hızıyla devam ediyor. 21-31 Ocak tarihleri arasında Ukrayna Gaz İşçileri Sendikasına üye 14 işçinin katıldığı eğitim programı başarı ile tamamlandı. Eğitim programının açılış konuşmasını, UAMİF Genel Sekreteri ve sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek yaptı. Soyupek, konuşmasında, dünya sendikacılığın geldiği son noktayı değerlendirdi. Türk Metal Sendikası’nın sosyal faaliyetleri hakkında da bilgi veren Soyupek, bu faaliyetlerin tüm dünyaya örnek olduğunu da ifade etti.. METAL Ukrayna heyeti UAMİF Genel Merkezi’nde 4 METAL DÜNYADAN HABERLER TÜRK 56 Binlerce Macar sokaklara döküldü AB’den ayrılalım AVRUPA Birliği, Macaristan Parlamentosu’nda yeni kabul edilen Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesi, bu değişikliklerin yapılmaması durumunda, hukuki ve mali yaptırımlar uygulanacağı tehdidinde bulundu. Avrupa Birliği’nin bu tutumu, Macaristan’da büyük 1 tepki yarattı. Aşırı sağcı Jobbik Partisi tarafından düzenlenen ve Avrupa Birliği’nin protesto edildiği gösteriye binlerce Macar katıldı. Göstericiler, Macaristan’ın Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılması talebini dile getirdi ve Birlik karşıtı sloganlar attı. Bu arada gösteride, AB bayrağı da yakıldı. Güney Kore Hocalı Soykırımı’nı tanıyabilir Hi-Tae: Yaşananlar çok acı GÜNEY Kore, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermenilerce gerçekleştirilen soykırımı tanıyabileceğinin sinyalini verdi. Güney Kore Cumhuriyeti Halk Meclisi Başkanı Pak Hi-Tae, Bakü ziyaretinde yaptığı açıklamada, 1992 yılında 3 Hocalı’da yaşanan acıların çok büyük olduğunu ve mutlaka araştırılması gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili geniş bilgi sahibi olmayı çok istediğini belirten Güney Kore Meclis Başkanı, Hocalı faciasının mutlaka uluslararası platformda tanınması gerektiğini de ifade etti. AB ekonomisi sallanıyor Avrupa’ya not indirimi şoku 2 ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s tarafından, İtalya, İspanya, Portekiz ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin notu 2 kademe düşürüldü. Fransa, Avusturya, Malta, Slovakya ve Slovenya’nın notları ise birer kademe aşağı çekildi. Not indirimi haberleri, borsaları ve ortak para birimi euro’yu vurdu. Birlik üyelerinden Portekiz’in notu, ‘çöp’ olarak nitelenen Yunanistan’la aynı seviyeye geriledi. S&P’den yapılan açıklamada, not düşürmenin altında yatan sebebin, haftalardır devam eden krize yönelik, sözkonusu ülkelerde alınan önlemlerin yetersizliği gösterildi. Son not düşürme sonrası Euro Bölgesi’nde notu AAA olan 4 ülke kaldı. Bunlar Almanya, Finlandiya, Hollanda ve Lüksemburg. 1 5 Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev’den çağrı: 5 Washington’da göstericiler yollara düştü Guantanamo protesto edildi AmerikA Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da bir araya gelen yüzlerce insan hakları eylemcisi, guantanamo’daki cezaevinin kuruluşunun 10. yıl dönümünde protesto gösterisi düzenledi. Uluslararası af Örgütü ve anayasal Haklar Merkezi gibi kuruluşların organizasyonuyla bir araya gelen göstericiler, basın açıklaması yaptıktan sonra, 4 guantanamo’daki tutukluların giydiği turuncu üniformalardan giyip, başlarını tamamen kapatan siyah kukuletalar taktı. Bu şekilde “mahkum” zinciri oluşturan protestocular, Beyaz saray’ın önüne yürüdü. “guantanamo’yu kapat” pankartı açan protestocular, sloganlar da attı. Beyaz saray’ın önünde, guantanamo’yu temsilen, mahkûmların üniformasını giymiş bir eylemci de kendisini bir kafesin içine zincirledi. Kırgızistan Cumhurbaşkanı almazbek atambayev, “Ulu türk Kağanlığını kuramasak bile en azından kuvvetli bir türk birliğini yapmalıyız. ancak bunun için sadece türkiye’nin değil, diğer türk Cumhuriyetlerinin de sağlam ve ayakta durması lazım” dedi. türkiye’yi ziyaret eden atambayev, tBMM genel Kuruluna, türkiye türkçesi ile hitap etti. Bir kabristanda, birbirlerine sırtını dayayarak düşmanlarına ok atan iki türk askerinin taşın üzerine çizilmiş resimlerinin bulunduğunu ifade eden atambayev, “işte buna arkadaşların dayanışması denir. işte bu anlayış ile, ulu türk Kağanlığı kurulmuş ve 200 sene ayakta kalmayı başarmıştır. türk türkü sırtından vurmaya başladığında, o devlet yıkılmıştır. türk Kağanlığının sınırları, Çin seddi’nden Karadeniz’e kadar uzanıyordu. türkler Orta asya’yı fethedişlerinin ardından orada kaldılar ve orayı korudular” dedi. atambayev’in konuşması tBMM’den büyük alkış aldı METAL Türk birliğini sağlamalıyız 57 TÜRK 2 3 METAL HABER TÜRK 58 ECBOHS Projesi Balkan Ülkelerindeki Seminerlerle Yoluna Devam Ediyor ECBOHS Projesi ikinci yılına Balkan ülkelerindeki seminerlerle başladı Y edi ülkeden on sivil toplum kuruluşunun yer aldığı, “ECBOHS -İş Sağlığı ve Güvenliği için Avrupa İşbirliği Köprüleri Projesi” 25 Kasım2 Aralık 2011 tarihleri arasında, Kosova’nın Başkenti Piriştina, Makodanya’nın Başkenti Üsküp, Sırbistan’ın Başkenti Belgrad ve Arnavutluk’un Başkenti Tiran’da yapılan seminerler ve çalıştaylarla ikinci ve son yılına başarılı bir giriş yaptı. Etkinliklere, devlet kurumu temsilcileri, yerel uzmanlar, sivil toplum kuruluşları, işçi ve işveren temsilcileri gibi birçok sosyal paydaş, geniş katılımla büyük ilgi gösterdi. Avrupa Komisyonu Genişleme Direktörlüğü tarafından “IPA Sosyo-Ekonomik Ortaklık Programı” kapsamında finanse edilen projede amaç, işçi ve işveren kesimini temsil eden sivil toplum kuruluşlarının ülkelerinde, iş sağlığı ve güvenliği alanında etkin ve aktif bir rol üstlenmelerini sağlamak ve farkındalığı artırmaktı. Bu bağlamda, İSG alanında AB’den gelen uzmanların katılımıyla Balkan ülkelerindeki bilgi ve farkındalık düzeylerinin artırılması, AB mutabakatına uyumların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi üzerinde duruldu. ECBOHS Faaliyetlerine Geniş Katılım 4 farklı ülkede organize edilen seminer ve çalıştaylar, sırasıyla, 25 Kasım tarihinde İSG Semineri BSPK-Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği Piriştina, 28 Kasım tarihinde İSG Çalıştayı CCM-Makedonya Sendikalar Federasyonu Üsküp, 30 Kasım tarihinde TUC Nezavisnost - Sırbistan Sendikalar Federasyonu Belgrad ve 2 Aralık’ta da Arnavutluk Sendikalar Federasyonu Tiran’da gerçekleştirildi. Metal Sanayicileri Sendikası MESS Proje Koordinatörü Dr. Aykut Engin Priştina’da, İSG Müdürü Altan Çetinkal Tiran ve Belgrad’ta, Murat Batur Üsküp’te, AB müktesebatı doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuatta yaşanan değişmelerle ile ilgili Türkiye deneyimlerini paylaştı Ortak paydada buluştu Proje ortak kurumlarının yöneticileri ve etkinliklere katılanlar, proje sayesinde işçi ve işveren kurumlarının ortak bir paydada bir araya gelmesi ve sorunların yüz yüze konuşulup tartışılabilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Seminer ve çalıştaylar sayesinde yapılan bilgi alış verişinin önemini vurguladılar. ECBOHS Projesi İkinci Yılında ECBOHS projesi 2013 yılına kadar faaliyetlerine, Türkiye’de ve Balkanlarda devam edecek. Proje hakkında daha fazla bilgi almak için, www.ecbohs.eu adresi ziyaret edilebilir. METAL Ayrıca Metal Sanayicileri Sendikası MESS Proje Koordinatörü Dr. Aykut Engin Priştina, İSG Müdürü Altan Çetinkal Tiran ve Belgrad ve Murat Batur Üsküp’te AB müktesebatı doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuatta yaşanan değişmelerle ile ilgili Türkiye deneyimlerini paylaştı. 59 TÜRK Etkinliklerde, Türk Metal Sendikası ISG Uzmanı Cem Snaet, Türk Metal Sendikası ve İş Sağlığı ve Güvenliği İşçi-Sendikacı Eğitimi Projesi hakkında bilgi verdi. İşçi sendikası perspektifinde iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ve sendikalarının bu alandaki rolüne değindi. Faaliyetlere, Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) Eğitim Enstitüsü’nün bir önceki direktörü Dr. Jeff Bridgford ile Finlandiya Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığı önceki direktörü Dr. Erki Yrjänheikki konuşmacı olarak katıldı. Dr. Erkki Yrjänheikki sunumlarında, Finlandiya’dan da örneklerle, ulusal İSG eylem planı hazırlanması ve işyeri İSG kültürü hakkında bilgiler verdi. Ulusal İSG politikalarında genel yaklaşım ve iş yerinde İSG kültürünün nasıl oluşturulabileceğine dair bilgi ve birikimlerini paylaştı. Dr. Jeff Bridgford da, AB iş sağlığı ve güvenliği müktesebatının işçi sendikaları için önemini dile getirdi. İSG alanında AB müktesebatı, sosyal diyalog mekanizmaları ve eylem planları hakkında bilgi verdi. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ 2011 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirilen eğitimler katılan işçi sayımız: METAL 8 9 1 1 TÜRK 60 Bursa 1, Bursa 2, Bursa Nilüfer, Biga 1 ve İzmir 2 Nolu şubelerimizden 95 kişinin katıldığı 5- 7 Ocak tarihleri arasında gerçekleştiren eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Gökçe konuşmasında, dünyada yaşanan işçi hareketlerine ve sendikal mücadelelere değindi. Eğitim programının kapanışına ise, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce katıldı ve üyelerimize sertifikalarını takdim etti. Eskişehir, Bozuyük, Bolu, Biga 1, Sakarya ve Kocaeli şubelerimizden 72 kişinin katıldığı, 9-11 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Eğitim programının kapanışında da üyelerimizi yalnız bırakmayan Gökçe, katılımcılara sertifikalarını takdim etti. İSTANBUL ve İstanbul 1 Nolu şubelerimizden 78 kişinin katıldığı, 26-28 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Eğitim programının kapanışında da bulunan Gökçe, katılımcılara sertifikalarını takdim etti. İSKENDERUN 1, Ankara 1, Ankara 2 ve Aksaray 1 Nolu şubelerimizden 76 kişinin katıldığı, 2-4 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Gökçe konuşmasında, üyelerimize dünyada yaşanan son sendikal gelişmeleri değerlendirdi ve katılımcıların sorularına cevap verdi. Gökçe, kapanış programında da üyelerimizi yalnız bırakmadı. MKE (Teşkilatlanma Eğitimi) şubelerimizden 37 kişinin katıldığı 6-8 Ocak tarihleri arasında gerçekleştiren eğitim programında, katılımcılara teşkilatlanma eğitimleri verildi. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ 2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirilen eğitimler katılan işçi sayımız: METAL MKE (Teşkilatlanma Eğitimi) şubelerimizden 35 kişinin katıldığı 13-15 Ocak tarihleri arasında gerçekleştiren eğitim programında, katılımcılara teşkilatlanma eğitimleri verildi. 61 İSKENDERUN 1, Gebze 1, Çayırova ve Dilovası şubelerimizden 84 kişinin katıldığı 16-18 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Gökçe, kapanış programında da üyelerimizi yalnız bırakmadı. BURSA 3, Bursa Osmangazi ve Gemlik şubelerimizden 75 kişinin katıldığı 19-21 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Eğitim programının kapanışına da katılan Gökçe, üyelerimize sertifikalarını takdim etti. TÜRK 5 6 3 GÖLCÜK şubemizden 89 kişinin katıldığı 12-14 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılışını Genel Başkanımız Pevrul Kavlak yaptı. Genel Başkanımız konuşmasında, ülkemizde ve dünyada yaşanan işçi hareketleri konusunda değerlendirmelerde bulundu, ayrıca sendikamızın işçiye yönelik hizmetleri hakkında bilgi verdi. Eğitim programının kapanışına ise, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce katılarak, üyelerimize sertifikalarını takdim etti. KİTAP METAL Endüstri İlişkileri Sözlüğü Dr. Naci Önsal / Türk-İş Yayınları TÜRK 62 TÜRK –İş Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci ÖNSAL tarafından hazırlanan, “Endüstri İlişkileri Sözlüğü 1” adlı kitap, Türk-İş Yayınları tarafından yayımlandı. Kitapta, 4857 sayılı İş Kanunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile, bu konulara dayanılarak, sendikal yaşamdaki bazı örgüt ve olaylara yer veriliyor. Dr. Naci Önsal, alanında ilk olan kitabın önsözünde, şu ifadelere yer veriyor: “Amacımız, endüstri ilişkilerinin, ‘üretimin yapıldığı her yerde ve zamanda ekonomik ve sosyal koşullara göre değişmekle birlikte, işçi – işveren arasında odağında ücret pazarlığı olan kurumsallaşmış ilişkiler bütündür’ şeklindeki dar tanımından, ‘çalışma hayatı’ şeklindeki geniş tanımına giden bir çalışma yaparak, en kapsamlı sözlüğe ulaşmaktadır. Elinizdeki sözlük bu nedenle bir ‘ön çalışma ürünü’ sayılmalıdır.” Türk-İş Yönetim Kurulu’nun ‘Sunuş’ kısmında kitap için yaptığı değerlendirmede de, “Endüstri ilişkileri sözlüğü, çalışma yaşamında ihtiyaç duyulan bir talebin karşılanması doğrultusunda atılan bir adımdır.” deniliyor. Türk-İş Sendikacılık Koleji Özcan Karabulut / Gökhan Erol TÜRK-İş Eğitim Uzmanı Özcan Karabulut ve Eğitim Uzman Yardımcısı Gökhan Erol tarafından kaleme alınan kitap, 1966 yılında faaliyete geçen, Türk-İş Sendikacılık Koleji’ni tanıtmayı amaçlıyor. Türk-İş Yayınları arasında yerini alan ‘Türk-İş Sendikacılık Koleji’ adlı kitapta, konfederasyonun eğitim politikası, uygulanan eğitim, belgeler ve anılara yer veriliyor. Türk-İş’in temel hedeflerine hizmet eden bir sistemin uzantısı olan Kolejin kuruluşundan, okutulan derslere, görev yapan akademisyenlere, kolejin kapatılarak, Türkİş Eğitim Merkezi’nin açılışına, sendikacılık kolejinden fotoğraflar ve o dönemki gazete küpürlerine kadar birçok detayı bünyesinde barındıran kitap, Türk-İş için önemli bir dönemi gözler önüne seriyor. Kitabın ‘Sunuş’ bölümünde Türk-İş Yönetim Kurulu’nun, “Dileğimiz, o yıllardan bakarak, geleceğe ait plan ve programlarımızı bilinçli ve bilgili bir şekilde gerçekleştirmektir…” ifaledeleri yer alıyor. FETİH 1453 SAVAŞ ATI AVRUPA ve İngiltere kırsalında geçen film, I. Dünya Savaşı sırasında, Jeremy Irvine’ın canlandırdığı Albert’ın ve onun çok sevdiği atı Joey’in öyküsünü anlatıyor. Evcilleştirip eğittiği atının satılıp, savaşta sipere gönderilmesi iki dostu ayırsa da, yaşadıkları olaylar, pek çok hayatı değiştirecek epik bir maceraya dönüşecektir. Arka planda savaşın olduğu bu dostluk öyküsü, aslında serüven dolu uzun bir yol filmi... Dahi Yönetmen Spielberg’in Savaş Atı filmi, Michael Morpugo’nun romanı ve İngiltere Ulusal Tiyatro’nun yapımcılığını üstlendiği, Tom Morris ve Marianne Elliot’ın yönetmenliğini yaptığı Nick Stafford’ın tiyatro oyunundan uyarlandı. FİLMİN KÜNYESİ Yönetmen: Steven Spielberg Oyuncular: Jeremy Irvine, Emily Watson, David Thewlis, Niels Arestrup Senaryo Yazarı: Richard Curtis Tür: Savaş, Dram Süre:146 dakika METAL Yapım: 2010_2011 - Türkiye Tür: 3 Boyutlu, Dram, Savaş, Tarih Süre: 160 dakika Yönetmen: Faruk Aksoy Oyuncular: Ozan Çobanoğlu, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Şahika Koldemir, Recep Aktuğ Senaryo: İrfan Saruhan, Atilla Engin Yapımcı: Faruk Aksoy, Ayşe Germen 63 TÜRK FİLMİN KÜNYESİ BABASI II. Murat’ın ölümünün ardından ikinci kez tahta çıkan II. Mehmet’in kafasında, gerçekleştirmesi gereken ilk öncelik, Bizans İmparatorluğu’nun son toprağı olan Konstantinapolis’i Osmanlı Devleti’ne katmaktır. Genç padişah, bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa yapacak, bu hedefin gerçekleştirilmesi için, hiçbir şeyden feragat etmeyecektir... Fatih Sultan Mehmet’in yaşamına da yerverilen, yüksek bütçeli bu filmde, Fatih’in, Hocası Molla Gürani’den aldığı eğitim de anlatılıyor. Yapım süreci 2009 Eylül’ünde başlayan ve bu yıl çekimleri tamamlan film, Türkiye’nin yanısıra, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de gösterime girecek... E Ğ L E N C E SUDOKU BULMACA 5 7 2 6 5 3 1 8 3 9 4 METAL TÜRK 64 6 4 2 2 5 7 6 3 4 6 8 1 7 7 4 2 2 7 8 9 5 6 1 8 2 2 1 8 1 8 3 9 8 7 5 9 3 7 9 5 7 Basit ama yararlı bilgiler Bazı basit bilgiler vardır. Çoğu kişi tarafından gereksiz olarak görülebilir, ama günlük hayatımızda kapladıkları yerler o kadar küçük değildir. İşte, o basit, ama yararlı bilgilerden bir demet: n Gözlüğünüzün vidası çok çabuk çıkıyorsa, vidayı takmadan önce, vidanın gireceği deliğe renksiz oje damlatın. Vidayı öyle takın. n Satın aldığınız ayakkabılar ayağınızı sıkıyorsa, onları bir kaç dakika buhara tutun. n Makasınızı bilemek istiyorn Cevizle dost olun. sanız, zımpara kâğıdı kesin. n Halıdaki sigara yanıklarınİçindeki yağ, beyin dan, yanık yerler üzerinde zımhücreleri için çok para kâğıdı ile dairesel hareketyararlıdır. Kan sekerini ler yaparak kurtulabilirsiniz. düşürdüğü için, seker n Mobilyaların yerlerini dehastalarına da ğiştirdiğinizde halıların üzerinde uzmanlar tarafından iz kalır. Bu izleri yok etmek için, iztavsiye edilir. lerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra, üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. İzden eser kalmadığını göreceksiniz. n Satın aldığınız plastik ve cam eşyaların üzerine yapıştırılan etiketlerden kurtulmak için, etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayıp yıkayın. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme oluşmayacaktır. n Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve süreyi azaltmak için, ütü masasının kılıfının altına alüminyum folyo koyun. Sıcağı geri yansıtacağından ütü yapmak daha kolay olacaktır. n Buz kalıplarınızı su ile doldurmadan önce, bölmelere portakal, limon ve dilediğiniz meyve parçacıkları yerleştirirseniz dekoratif buzlar elde etmiş olursunuz. n Eğer ayaklarınız çok ısınıp şişiyorsa, onları saatlerce sıcak suda bekletmeyin, aksine kolonya ile ovalayın. Bilekleriniz ve ayaklarınız şişmeyecektir. n Eğer ayaklarınız çok hassas ise, sıcak havalarda şikâyetleriniz artıyorsa, her sabah bir kaç damla zeytinyağı ile ovalayın. n Dirsek ve topuklarınızın sertleşmesini istemiyorsanız, bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır. n Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. Çiviyi öyle çakın. Böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız. BURSA NİLÜFER ŞUBESİ Mais Motorlu Araçlar sözleşmesi tamam Şube Başkanımız Ruhi Biçer, Mais Motorlu Araçlar İmal Satış işyerini 23 Ocak günü ziyaret ederek, imzalanan 2012–2014 dönemi Toplu iş sözleşmesinin ayrıntılarına ilişkin çalışan üyelerimize bilgi verdi. METAL GSS hakkında bilgi verildi Şubemiz yetkisindeki Magneti Marelli Mako Elektirik Sanayi işyeri çalışanları, 20 Ocak günü şubemizi ziyaret etti. Ziyarette, üyelerimize, Genel Sağlık Sigortası hakkında bilgi verildi. TÜRK 66 AK Partili vekilden ziyaret AK Parti Milletvekili Bedrettin Yıldırım, Türk-iş 8. Bölge Temsilciliği’ni 23 Ocak günü ziyaret etti. Ziyarete Türk-iş’e bağlı sendikaların şube başkanları da katıldı. Yaşam sanatı semineri Şubemiz binasında 15 Ocak tarihinde, ağırlıklı olarak Yazaki Wring işyeri çalışanlarının katıldığı Yaşam Sanatı Semineri gerçekleştirildi. Seminerde, Yaşam Sanatçısı Saffet Dağdeviren’in yaptığı sunum büyük ilgi gördü. BURSA 3 NOLU ŞUBE Hem eğlendiler hem de ders aldılar Şubemizin örgütlü olduğu Matay işyerinde, bu yıl 5. kez düzenlenen Langırt Turnuvası’nda, Mehmet İslam Temizel ve Engin Cebeci şampiyon oldu. Kendilerini tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. GÖRSİAD şampiyonu Matay BU yıl ilk kez düzenlenen ve Görükle Sanayi Bölgesi’nden birçok işyerinden oluşturulan takımların katıldığı GÖRSİAD Futbol turnuvasında, Matay Futbol Takımı, Durmazlar Makine ile final oynadı. Normal süresi 4–4 biten karşılaşmayı penaltılarla kazanan Matay, turnuva şampiyonluğunu elde etti. Tunuvada mücadele eden bütün takımları ve Matay takımını kutluyoruz. 67 TÜRK Langırt şampiyonları belli oldu METAL Şubemiz yetkisindeki Matay’da çalışan üyelerimizin çocukları, 14. Uluslararası Bursa Karagöz Festivali kapsamında sergilenen, “Terazinin Kefesi” adlı oyunu izledi. Çocuklar, Karagöz sanatçısı Tayfun Özeren’in yazıp ve kızı Tuğçe ile birlikte oynadıkları oyuna büyük ilgi gösterdi. BURSA OSMANGAZİ ŞUBESİ METAL ‘Yalın yolculuk’ta ikinci büyük ödül de Grammer’in… TÜRK 68 GRAMMER A.Ş. Fabrikası, Grammer Grup bünyesindeki 24 fabrikanın katılımıyla GLMA (Grammer Lean Management Academy – Grammer Yalın Yönetim Akademisi) yarışmasında üst üste ikinci kez büyük ödülü almaya hak kazandı. Yıl boyunca gerçekleştirilen yalın üretim çalışmalarının değerlendirildiği yarışmada ödül kazananlar 30 Kasım’da Grammer Uluslararası Yönetim Toplantısı’nda belirlendi. 8 Aralık tarihinde de üst düzey Grammer yöneticilerinin ve Grammer A.Ş. çalışanlarının katılımıyla ödül töreni gerçekleştirildi. Grammer A.Ş.’nin Mart 2010 yılında başlayan yalın yolcuğunda ilk olarak Grammer A.Ş.’nin deneyimli çalışanlarına danışman firma tarafından eğitim verildi. Eğitimlerini tamamlayan çalışanlar Firmada yalın dönüşüm için çalışmalara başladı ve tüm çalışanlara eğitim verilerek, tüm kadronun yalın dönüşüme katılması sağlandı. Grammer A.Ş.’nin 2010 Mart’ında başlayan yalın yolculuk çalışmaları Grammer Grup bünyesinde kendisine önemli bir yer kazandırdı ve katıldığı GLMA yarışmalarında 2010 ve 2011 yıllarında büyük ödülü iki kez almaya hak kazandı. Aleyna rekorlara doymuyor Cansan Alüminyum çalışanlarımızdan Ferdi Güleç’in tenisçi kızı Aleyna Güleç rekorlara doymuyor. Cansan Fabrika Müdürü Şenol Akbaş ve İnsan Kaynakları Müdürü Ayhan Yazar, 20 Ocak günü genç sporcumuzu ödüllendirdi. BİGA 1 NOLU ŞUBE İçdaş A.Ş. ziyaret edildi Şube Başkanımız Osman Akkurt, 19 Ocak’ta, şubemiz yetkisindeki İçdaş A.Ş. işyerini ziyaret etti. Fabrikada yeni oluşturulan birimlerde incelemelerde bulunan Başkan Akkurt, çalışan üyelerimizle de tezgâhları başında bir araya gelerek sohbet etti. AKSARAY 1 NOLU ŞUBE Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mercedes Benz’i ziyaret etti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 19 Ocak günü Aksaray’da incelemelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül bu çerçevede, şubemizin yetkili olduğu Mercedes Benz Türk A.Ş. işyerini de ziyaret etti. Ziyarette Cumhurbaşkanı Gül’e, işyeri yetkilileri tarafından fabrikadaki üretim ile ilgili bilgiler verildi. 69 TÜRK şubemiz Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı, 2 Ocak’ta gerçekleştirildi. Kurul üyeleri ve ünite temsilcilerinin katılımı ile yapılan toplantıda, Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir, 2011 yılını değerlendirdi ve 2012 yılı hedeflerini anlattı. METAL Temsilciler Meclisi toplandı ÇERKEZKÖY ŞUBESİ ANKARA 1 NOLU ŞUBE A.C. Elektrik’te bilgilendirme toplantısı Arçelik’te yılbaşı eğlencesi şube Başkanımız Murat Koçak, yeni teşkilatlandığımız A.C. Elektrik Sanayi işyerindeki üyelerimizle bilgilendirme toplantısında bir araya geldi. Başkan Koçak yaptığı konuşmada, üyelerimize sendikalı olmanın sağlayacağı yararları anlattı. arçelik işyerinde her yıl geleneksel olarak düzenlenen yılbaşı gecesinde üyelerimiz gönüllerince eğlendi. Gece renkli görüntüler ve eğlenceli programlar eşliğinde geçti. Üyelerimiz geceden mutlu ayrıldı. İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ Arçelik’te yeni yıl coşkusu METAL Arçelik işyerinde çalışan üyelerimiz için düzenlenen yılbaşı etkinliğinde üyelerimiz gönüllerince eğlenerek, coşku içerisinde yeni yıla girdiler. Herkesin güzel dileklerle kucaklaştığı bu etkinlikte Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, yeni yılın tüm üyelerimize, ailelerine ve büyük Türk Metal ailesine hayırlı olması temennisinde bulundu. TÜRK 70 Siemens’te yeni yıl etkinliği SiemenS işyerinin temsilcilerimiz ile birlikte organize ettiği yılbaşı eğlencesinde üyelerimiz coşkuyla eğlendi. Etkinliğe Şube Başkanımız Halil Faki Erdal da katılarak, üyelerimizin coşkusuna ortak oldu. İşyerleri ziyaret edildi Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, 2011 yılı Aralık ayında, şubemiz yetkisindeki Arçelik, Alarko, Aypaz, Birinci Oto, Böhler, Delphi, Elmek, Evas, Ford Yedek Parça, Gedore, K.D.S, Kerim Çelik, Mahle, Nexsans, Siemens, Stoeger, Thyssenkrupp ve Ümran Boru işyerlerini ziyaret etti. Başkan Erdal ziyaretlerde üyelerimizle tezgâhları başında bir araya gelerek sohbet etti. BURSA 2 NOLU ŞUBE BOSCH Bursa Fabrikası, kalitede ulaştığı istikrarla, KalDer tarafından verilen ‘Mükemmellikte Süreklilik Ödülü’nü ikinci kez almaya hak kazandı. Türkiye’de bu ödülü ikinci defa almak için başvuran ilk ve tek şirket olan Bosch, böylece kalitede mükemmellik anlayışını bir kez daha kanıtladı. Ödül, bu yıl 20’ncisi gerçekleştirilen Kalite Kongresi çerçevesinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen bir törende, Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Teknik Genel Müdürü Dr. Andreas Wolf ve Ticari Genel Müdür Dieter Wohlfarth’a takdim edildi. Üst yönetim bilgilendirme günü METAL Türk iş dünyasının en saygın ödülü 2. kez Bosch’un TÜRK 71 BOSCH San. ve Tic. A.Ş. Bursa Fabrikası’nda gelenek haline gelen “ Yıl Sonu Üst Yönetim Bilgilendirme Günü ” 28 Aralık tarihinde Magazin Outlet’te (Suare) yapıldı. Çalışanların yoğun katılımıyla gerçekleşen organizasyonda, 2011’de ulaşılan istikrar ve başarılar Eda - Metin Özülkü şarkıları eşliğinde kutlandı. Şubemizi ziyaret ettiler BURSA 2 Nolu Şubemizin örgütlü olduğu Bosch A.Ş. firmasında İnsan Kaynakları Departmanı’ndan Mecit Taner ve yeni göreve başlayan Hakan Oktar ile birlikte işyeri baş temsilcimiz Server Elçin şubemize nezaket ziyaretinde bulundular. GEMLİK ŞUBESİ Kurban ve Aşure Günü kutlandı Şube Başkanımız Kemal Durmaz ve Şube Yönetim Kurulu üyeleri, 15 Aralık’ta gerçekleştirilen Kurban ve Aşure Günü’ne katıldı. Etkinliğe, Kaymakam Bilal Çelik, Belediye Başkanvekili Aslan Özaydın, Cumhuriyet Savcısı Yücel Yayla, İlçe Müftüsü Muammer Turan, Alevi Dedesi Kazım Asma, Gemlik Hacı Hünkâr Derneği Başkanı Kazım Bulut, CHP ve MHP ilçe yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar katıldı. METAL Borçelik ziyaret edildi Borusan Mannesman’da yılbaşı kokteyli TÜRK 72 Şube başkanımız Kemal Durmaz, şubemiz yetkisindeki Borçelik işyerini 9 Ocak tarihinde ziyaret etti. Başkan Durmaz ziyarette çalışanlarla tezgahları başında bir araya gelerek sohbet etti. borusan Mannesman’da 29 Aralık’ta yılbaşı kokteyli düzenlendi. İşyeri yemekhanesinde düzenlenen kokteylde tüm fabrika çalışanları ve fabrika yönetimi hazır bulundu. Şube başkanımız Kemal Durmaz ve şube yönetim kurulumuzun da katıldığı kokteyl sırasında hediye çekilişleri yapıldı. Yoğun geçen bir yılın ardından yapılan etkinlikle güzel bir gün geçirmenin keyfi yaşandı. Borusan çalışanları unutulmadı Şube Başkanımız Kemal Durmaz,13 Ocak’ta, Borusan Mühendislik işyerine de bir ziyaret gerçekleştirdi. Başkan Durmaz ziyarette, çalışanlarla tezgâhları başında bir araya geldi ve sohbet etti. GÖLCÜK ŞUBESİ ‘Komedi Komedi’ye büyük ilgi FORD Otomotiv Sanayi bünyesindeki VKV Ford Otosan Kültür Merkezi, 10 Ocak tarihinde Süheyl ve Behzat Uygur Tiyatrosu’nun sahnelediği ‘Komedi Komedi’ adlı oyunu izleyiciler ile buluşturdu. Oyunu, Şube Başkanımız Yücel Yücel, üyelerimiz ve ilçe halkı izledi. Büyük ilgi gören oyunun ardından, sanatçılar, kulis kapısında bekleyen hayranları ile hatıra fotoğrafı çektirdiler. isi Ford Otosan’da seramik serg METAL FORD Otomotiv Sanayi bünyesinde bulunan VKV Ford Otosan Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi 17 Ocak tarihinde Unesco Seal of Axcellence ödülüne sahip Şilili seramik sanatçısı Manuel Gonzalez Barbera Orlando’nun sergisine ev sahipliği yaptı. ‘Duygular’ adını taşıyan sergide 31 eser yer aldı. Sanatçının geleneksel Şili çömleklerinin günümüze uyarlanarak farklı formatlarda ortaya koyduğu eserler, izleyenlerin büyük beğenisini topladı. TÜRK 73 GEBZE 1 NOLU ŞUBE Teşekkür ziyaretinde bulundular ErdEmir Çelik Servis Merkezi San. A.Ş. işyerinde çalışan üyelerimiz, 23 Aralık’ta, toplu iş sözleşmesi bitiminde şubeyi ziyaret etti. Üyelerimiz ziyarette, Şube Başkanımız Şeref Özcan’a teşekkür etti. Toplantı Autoliv’de yapıldı ŞubE Yönetim Kurulu toplantısı, 20 Aralık tarihinde, şubemiz yetkisindeki Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri işyerinde yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan ve yönetim kurulu üyeleri, toplantı sonrası çalışan üyelerimizle bir araya gelerek sorunlarını dinledi ve sendikal faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. METAL KARADENİZ EREĞLİ ŞUBESİ TÜRK 74 Demir üretimcilerinin Büyük Anadolu Oteli’ndeki gecesi muhteşemdi Şubemizin, çalışanlarımız ve aileleri arasındaki dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla düzenlediği yemeklerinin yedincisi, Demir Üretim Baş Müdürlüğü’ne bağlı ünitelerde çalışan üyelerimiz ve eşleri için gerçekleştirildi. Büyük Anadolu Oteli’nde 16 Aralık’ta gerçekleştirilen yemeğe, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı. Gecenin açılış konuşmasını yapan Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş, Türk Metal Sendikası’nın sosyal sendikacılık anlayışından bahsederek, Genel Başkan ve Genel Merkez yöneticilerine teşekkür ettikten sonra sözü İsmail Dursun’a bıraktı. Genel Teşkilatlandırma Sek- reterimiz İsmail Dursun da, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın selam ve sevgilerini ileterek başladığı konuşmasında, Türk Metal Sendikası’nın kadına ve aileye verdiği önemi anlattı. 400 kişinin katıldığı muhteşem gecede konuşmaların ardından yemek ve müzik programlarıyla çalışanlarımız eşleri ile birlikte doyasıya eğlendiler. Erdemirspor’a layık bir gece... zonguldak Süper Amatör Ligi’nde mücadele eden ve ilk yarıyı ikinci olarak kapatarak şampiyonluk mücadelesini sürdüren Erdemirspor’a destek amacıyla, Büyük Anadolu Otel’de bir gece düzenlendi. Şube Başkanımız ve aynı zamanda Erde- mirspor As Başkanı olan Yusuf Ziya Odabaş gecede yaptığı konuşmada, 1965 yılında kurulan kulübün, bölgedeki gençlerin bedensel ve ruhsal gelişiminin desteklenmesi amacı ile faaliyetlerine 46 yıldır başarı ile devam ettiğini belirtti. Erdemirspor’un halen basketbol, futbol, bisiklet ve boks olmak üzere 4 ayrı branşta, 300 lisanslı sporcusu bulunduğunu anlatan Odabaş, Türk Metal Sendikası’nın kulübe desteğinin süreceğini ifade etti. Geceye katılanlar, geç saatlere kadar gönüllerince eğlendi. MANİSA 1 NOLU ŞUBE Eca Holding Raks’ı da bünyesine kattı Eca Holding, Manisa Organize Sanayi Bölgesinde daha önce Raks Sanayi A.Ş. olarak faaliyet gösteren firmayı satın alarak bünyesine kattı. Holding, Valf Sanayi A.Ş. ile Valf İşyeri Sanayi A.Ş. yi de, satın aldığı Raks Sanayi firmasına taşıma kararı aldı. Şirketin satışı ve birleşme, 20 Aralık günü, Eca Holding yönetimince fabrika önünde kurban kesilerek kutlandı. ANKARA 3 NOLU ŞUBE BOLU ŞUBESİ Arçelik Pişirici Cihazlar’da büyük mutluluk Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi çalışanları, 5 Aralık günü düzenlenen törenle, 20 milyonuncu fırını üretmenin mutluluğunu yaşadı. Fabrikada düzenlenen törene Şube Başkanımız Yusuf Uyman ve yönetim kurulu üyeleri de katılarak arkadaşlarımızın mutluluğuna ortak oldular. 75 TÜRK Şubemize bağlı Mais Motorlu Araçlar A.Ş. (Renault) işyerinde 1Ocak 2012-31Aralık 2013 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 19 Ocak’ta anlaşma ile tamamlandı. İmzalanan anlaşma, ücretlerde 1. yıla net 122 TL, sosyal haklarda ise % 11,5 oranında zam öngörüyor. Şube Başkanımız Nihat Zengin, 20 Ocak’ta gerçekleştirdiği işyeri ziyaretinde, çalışan üyelerimize anlaşma hakkında ayrıntılı bilgi verdi. METAL Mais Motorlu Araçlar’da mutlu son BASIN TEMSiLCiLERiNDEN BURSA 2 NOLU ŞUBE Coşkunöz Radyatör çalışanlarından kan bağışı Coşkunöz Radyatör İşyeri Basın Temsilcisi 77 ÇERKEZKÖY ŞUBESİ Hattat, 500 traktör ihraç etti HATTAT Tarım Makineleri, Polonyalı firma Pol–Mot Holding ile yaptığı anlaşma çerçevesinde, 500’üncü traktörü ihraç etti. İhraç edilen traktörler, Polonya’da yılın traktörü de seçildi. Sağlanan bu gelişme nedeniyle 12 Aralık’ta fabrikada gerçekleştirilen törene, Hema Fabrikası Genel Müdürü Abdullah Akkuş, Pol-Mot CEO’su Wojciech Zachorowski, Hema Fabrikası Yöneticileri, Çerkezköy Şube Sekreterimiz Melek Tarak, Hema Endüstri işyeri Baştemsilci, işyeri temsilcilerimiz ve çok sayıda çalışan katıldı. METAL İbrahim GÖÇMEN TÜRK KIZILAY tarafından yürütülen kan bağışı kampanyasına, Bursa 2 Nolu şubemizin örgütlü olduğu Coşkunöz Radyatör işyerinde de devam edildi. Şube Başkanımız Şevket Yılmaz, şube yöneticileri ve işyeri temsilcilerinin de desteklediği kan bağışı kampanyasına, çalışan üyelerimiz büyük ilgi gösterdi. Canel ÇOBAN Basın Temsilcisi METAL KIRIKKALE ŞUBESİ TÜRK 78 İmkansız yoktur, sadece biraz zaman alır Türk Metal Sendikası Kırıkkale Şubesi, MKEK işyerlerinde imzaladığı toplu iş sözleşmeleri ile yine fark yarattı. Sözleşmelerle, çalışan üyelerimize, geçmişe dönük ve yeni bazı sosyal haklar sağlandı. BU çerçevede, 10 yıldır alınamayan gece vardiyalı çalışmalardaki %20’lik vardiya zammı, yapılan eylemler ve hukuki mücadeleler sonucu elde edildi. Böylece, 2011 yılı başından itibaren çalışanların haketttiği birikmiş vardiya zammının, çalışanların hesabına yatırılması sağlandı. Bu arada, 2010 yılında iş başı yapan ve aile geçim indiriminden MKE genel müdürlüğümüzce yararlandırılmayan yeni işçi arkadaşlarımızın da bu haktan yararlanmaları sağlandı. Bayram arifelerindeki yarım gün tatillerde, vardiyalı çalışan arkadaşlarımıza da çalıştıkları saat kadarının fazla mesai olarak ödenmesi sağlandı. İşçi arkadaşlarımızın yıllardır kullandıkları çelik tabldotların değişmesi için gerekli görüşmeler olumlu sonuçlandı ve yılbaşı itibari ile tüm bağlı iş yerlerinde yemeklerin porselen tabaklarda servis edilmesi kararı alındı. Şube Başkanımız Mürsel Öcal, bu kazanımların, genel merkezin desteği ve Kırıkkale Şubesi’nin çabası sonucu elde edildiğini ifade etti. Bülent AKGÜL Kırıkkale Şubesi Basın Temsilcisi BURSA NİLÜFER ŞUBESİ Oyak Renault’ta rozet töreni OYAK Renault Otomobil Fabrikası’nın geleneksel rozet törenleri 3–5 Ocak tarihlerinde gerçekleştirildi. Bağlı bulundukları direktörlükler tarafından tespit edilen 20 ve 25 yılını tamamlayan her çalışanın rozetleri, direktörleri tarafından kendilerine takdim edildi. OYAK Renault çalışanlarının oluşturduğu Sanat Müziği Korosu, 28 Aralık’ta yılın son konserinde izleyicisiyle buluştu. Uğur Mumcu Sahnesi’nde düzenlenen konsere çok sayıda çalışanımız katılarak, güzel ve keyifli bir akşam geçirdi. 79 TÜRK ‘Keşanlı Ali Destanı’ oyunu beğeni topladı METAL Oyak Renault’ta sanat müziği konseri OYAK Renault Tiyatro Topluluğu, 11, 16 ve 25 Ocak tarihlerinde üç perde halinde gösterime sundukları Keşanlı Ali Destanı adlı oyunuyla, Bursa Merinos Kültür Merkezi, Orhangazi salonunda seyircisiyle buluştu. Oyak Renault çalışanları oyunlara büyük ilgi gösterdi. Renault THMT’dan nefis bir konser OYAK Renault Otomobil Fabrikası Türk Halk Müziği Topluluğu’nun, 18 Ocak akşamı, Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde verdiği konsere çalışan uyelerimiz büyük ilgi gösterdi. Geceye katılan üyelerimiz, son derece keyifli bir akşam geçirdi. Naim MİNTAŞ Oyak Renault Basın Temsilcisi VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI AYHAN SERTKAYA Türk Metal Sendikası Karabük Bölge Temsilciliğine üye olan ve 2010 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikaları (Kardemir) A.Ş’de verilen yetki mücadelesi sırasında aktif çaba gösteren ve sendikal faaliyetleri nedeniyle iş akdi fesih edilen üyelerimizden Ayhan Sertkaya, 22 Aralık’ta geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Kardemir A.Ş. çalışanlarına başsağlığı dileriz. AYHAN DİKMEN METAL Karabük Bölge Temsilciliğimize üye olan ve 2010 yılında Kardemir A.Ş’de verilen yetki mücadelesi sırasında aktif çaba gösteren ve bu nedenle iş akdi fesih edilen üyelerimizden Ayhan Dikmen de, geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu 30 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhum Ayhan Dikmen’e Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Kardemir A.Ş. çalışanlarına başsağlığı dileriz. TÜRK 80 RECEP KABADAYI İçdaş A.Ş. işyerinde 2006 – 2008 yılları arasında İşyeri Baştemsilcilği yapan Recep Kabadayı, geçirdiği trafik kazası sonucu, 30 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve tüm İçdaş A.Ş. camiasına başsağlığı dileriz. KERİM KURT İstanbul Şubemizin yetkisindeki Sarten A.Ş işyerinde çalışan Kerim Kurt, 26 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhum Kerim Kurt’a Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. ERDAL UYSAL Ankara 1 Nolu Şubemizin yetkili olduğu Erkunt Sanayi A.Ş. işyerinde 1997 yılından itibaren çalışmakta olan sendikamız üyesi Erdal Uysal, 27 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhum Erdal Uysal’a Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. www.turkmetal.org.tr TürkMetal, emeğin ve ekmeğin olduğu heryerde...