metal çocuk - Türk Metal Sendikası
Transkript
metal çocuk - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL DERGiSi’NiN EKiDiR METAL EKİM-KASIM-ARALIK 2013 | SAYI: 37 Tatil bitti... Okul zili çaldı içindekiler 14 4 10 16 28 METAL Ekim-Kasım-Aralık 2013 Sayı: 37 / Türk Metal dergisinin ekidir. YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Kemal ŞEN Yayına Hazırlayan: Aslı BAŞARAN Adres: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği, Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü / ANKARA Tel: 0312 292 64 00 Fax: 0312 284 40 18 e-posta: metalcocuk@turkmetal.org.tr facebook: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü Prodüksiyon: eaieaeiaieaiaeiaeiaiea CTCP: REPROTEK BASKI Ziraat Grup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: 30 EYLÜL 2013 YAYININ TÜRÜ: Süreli yayın YAYIN ARALIĞI: ÜÇ (3) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE EDiTÖRDEN Merhaba arkadaşlar, Güzel bir yaz tatilini daha geride bıraktık ve sonbahara girdik. Sonbaharla beraber okullarımız da açıldı. Yeni öğretim yılında hepinize başarılar diliyoruz ve biliyoruz ki, sizler, harika yarı yıl karneleri getireceksiniz… Hepimiz harika bir yaz tatili geçirdik, dinlendik, eğlendik, arkadaşlarımızla bolca vakit geçirdik. Peki tatil fotoğraflarınızı bizlerle paylaşmaya ne dersiniz? Heyecanla fotoğraflarınızı bekliyoruz. Yaz tatilinde bir de Metal Çocuk Kurultayı’mız yapıldı. Kurultayımıza ilişkin haber ve fotoğrafları bu sayımızda bulabilirsiniz. Bu kurultayımıza katılamayan arkadaşlarımızı, gelecek yıl yapılacak Metal Çocuk Kurultayımıza bekliyoruz. Önümüzdeki aylarda büyük ve önemli iki resmi gün var. Ülkemiz için en önemli günlerden biri olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve milletce, ülkece yas günümüz olan 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası. Bu değerli günlerimizi gururla ve bayraklarımızla karşılayalım… Hepinize güzel bir sonbahar ve başarılı bir eğitim dönemi diliyoruz ve sizleri sevgiyle kucaklıyoruz... n Aslı Başara PEVRUL KAVLAK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Başkanımızdan pkavlak@turkmetal.org.tr / twitter.com/KavlakPevrul PROGRAM YAPMAK VE PROGRAMA UYMAK Sevgili Çocuklar, Zaman, bir su gibi akıp geçiyor… O hepinizin gözünde büyüttüğü ve çok uzun olarak gördüğü yaz tatili de bitti. Şimdi yeni bir ders yılına başladınız. İnanıyorum ki, bu ders yılında başarılı bir öğrenci olmak, anne ve babalarınızın yüzünü güldürmek için elinizden ne geliyorsa yapacaksınız. Peki, acaba ‘başarılı olmak’ için ne yapmalı?.. Öncelikle, zaman geçmeden bir program hazırlamalı ya da eğer bir programınız var ise, bunu tekrar gözden geçirmelisiniz. Çünkü program, başarıya giden yolda atılan ilk adımdır. İkinci adım ise doğru bir programa sahip olmak ya da doğru bir program yapmaktır. Son ve en önemli adım ise program disiplinidir. Yani programa uymaktır. Başarı, zamanı verimli kullanmakla mümkündür. Zamanı verimli kullanmak ise, ancak programla mümkündür. Dolayısıyla, programlı insan, zamanın değerini bilendir, zamanı iyi değerlendirendir. Güne başlarken, mutlaka kendinize o güne ait bir program yapın… O günü, o programa uyarak tamamlayın. Programlı öğrencilerin, kesinlikle programda yer verdikleri bir etkinliği ertelememeleri gerekir. Örneğin, programınızda ders çalışmak var ise ve eğer bunu erteliyorsanız, o zaman öğreneceğiniz konular, çalışacağınız dersler yığılmaya başlar. Bu yığılma, çalışmayı zorlaştırır ve sonuçta başarısızlığa yol açar. Bugün dünyadaki o büyük ülkeleri yönetenler, bir programla çalışıyor. Televizyonlar, bir programa bağlı olarak yayın yapıyor. En yakınınıza bakın… Anne ve babalarınız, ailenizin ayakta durması için, gelirleri ve giderlerine göre bir program yapıyor. O programa uyulduğu takdirde, aile huzurlu oluyor, başarılı oluyor, mutlu oluyor… Ben, sizlerin başaracağına inanıyorum. Ama başarıya giden yolda işinizi biraz daha kolaylaştırmak istiyorsanız, lütfen programlı olun, disiplinli olun… Hepinize iyi dersler diliyor, gözlerinizden öpüyorum… 3 4 5 “Biz, sizlerin olmadığı bir gelecek düşünemiyoruz. Hem Türkiye’yi hem de Avrasya’yı aydınlatacak olan sizlersiniz. Sizler, bir umutsunuz. Sizler, başaracaksınız. Biz, sizlere inanıyoruz ve güveniyoruz” ul Kavlak r v e P ız ım n a Genel Başk M etal Çocuk Arkadaş Kulübü 14. Çocuk Meclisi, her yıl olduğu gibi Ankara’da Büyük Anadolu Termal Otel’de toplandı. 17 Temmuz’da yapılan açılış programına, Türkiye’nin dört bir yanından 500 metal çocuğun yanısıra, 11 ülkeden 150 konuk arkadaşımız katıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Kurultayımızın açılış konuşmasında, bir hafta sürecek olan Çocuk Meclisi’nin, Türk Metal’in, üyelerinin çocuklarına bir armağanı olduğunu belirtti. Konuşmasında özellikle barışa vurgu yapan Kavlak, şöyle devam etti: “Bugün burada sadece Türkiye’den değil, Rusya’dan, Kırgızistan, Tacikistan, Başkurdistan ve Kuzey Kıbrıs’tan çocuklar ‘Dostluk, Barış ve Kardeşlik’ duygularıyla el ele verdi ve bir araya geldi. Keşke dünyayı yönetenler de böyle çocuklar gibi el ele vermeyi başarabilse. Keşke şu savaşlar bitse. Belki, o zaman bu güzel gezegen daha yaşanılır bir halde olurdu. İnsanlığın huzurlu olmasına giden yol, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi, yurtta barış ve dünyada barıştan geçiyor.” Ardından bir konuşma yapan, Bursa 3 Nolu Şubemize bağlı Kıvanç İlhan, kendilerine, ailelerine ve ülkelerine karşı iyi bir insan olmak için bütün metal çocuklar adına söz verdi. 6 14. Metal Çocuk Kurultayına katılan arkadaşlarımız, 14 Temmuz’da, kurultayın yapıldığı Büyük Anadolu Termal Otel’e giriş yaptılar. Katılımcılar, bir hafta boyunca, spor eğitimleri, yarışmalar, kişisel gelişim kursları, kültürel ve sanatsal aktivitelere katıldılar. Genel Merkezimizden Halime Aydın, Ertan Gençtürk, Aslı Başaran ve Serghei Manastırlı’nın da önderlik ettiği kurultayımıza katılan çocuklar, eğlenceli, eğitici ve keyifli bir haftayı tamamladılar. Bu arada, toplam 150 üyemiz de, yine sendikamızın organizasyonuyla, bir hafta boyunca kamp yapacakları ve yeni dostluklar kuracakları bazı Avrasya ülkelerine gittiler. Bir Çocuk Kurultayımızı daha neşe içinde tamamladık. Gelecek yıl yapılacak kurultayımızda buluşmayı diliyoruz… 7 R E L L Ö G İ İB G T Ü S İ L ÇİLEK TUZ GÖLÜrkiye Bozcaada/ Tü Bozcaada’da bulunan biricik pembe gölümüz, yüksek oranda tuz içerdiği için yöre halkı tarafından tuz gölü olarak anılıyor. Rengi bazen kırmızıya da çalan gölün etrafı antik sütunlar ve kalıntılarla dolu. HILLIER GÖLÜ Batı Avustralya’da yer alan bu göl parlak gül pembesi rengi nedeniyle en şöhretli pembe göllerden biri. Üstelik rengi kalıcı, yani şişelendiğinde de pembe kalıyor. Avustralya RETBA GÖLÜ Senegal 8 Dakar’ın kuzey doğusunda bulunan Retba Gölü, pembe rengini Dunaliella salina alglerinden alıyor. %40’a ulaşan tuz oranı sayesinde gölde batmak mümkün değil. Avustralya HUTT GÖLÜ Batı Avustralya’da yer alan gölün rengi, içindeki alg oranına göre kırmızıya da dönüşüyor. İspanya SALINA DE TORREVIEJA İspanya’nın güney doğusunda bulunan gölün yarattığı mikroklima sayesinde, bölge, Avrupa’nın en sağlıklı yaşam alanı seçilmiş. Üstelik gölden elde edilen tuz da çok kaliteli. DUSTY ROSE GÖLÜ Kanada Avustralya PINK GÖLÜ göle Batı Avustralya’da bulunan bu rengini sadece algler vermiyor. de Pembe renkli Brine karidesleri ı ayn büyük katkıda bulunuyor. Göl zamanda bir kuş cenneti. MASAZIR GÖLÜ Azerbaycan Dusty Rose gölü ne tuz gölü ne de alg içeriyor. Onun gül pembesi renginin sebebi, dağları, buzulları aşarak gelen akarsular. Resimde de görüleceği gibi, bu akarsular pembe renklerini bölgeye özgü kayalardan alıyorlar. Avustralya PEMBE GÖLLER Bakü yakınlarında bulunan bu pembe göl, yüksek oranda tuz içerdiği için bölgede tuz fabrikaları kurulmuş. Bu göllerin her biri farklı tonda pembe. Bu da, göllerdeki alg oranlarındaki farklılıktan kaynaklanıyor. 9 EN KALABALIK HAC ZİYARETİ KAMBOÇYA Bilgidiniz gibi hac, islam dininde ibadet amacıyla Kabe’nin müslümanlarca ziyaret edilmesidir. Suudi Arabistan’ın, Mekke kentindeki Kabe’yi yılda yaklaşık 3 milyon kişi ziyaret etmektedir. SUUDİ ARABİSTAN En dik hız treni En büyük di ni yapı Kamboçya’daki Angkor Wat (Şe hir Tapınağı) 1,62 milyon mettre karelik bir alanı kaplamaktadır. Dış duv arı 1.280 metre yüksekliğe sahipti r. Hint tanrısı Vishnu için, 1113-50 yıll arı arasında Khmer King Survayarm an II tarafından yaptırılan tapınak, 1432’de terk edilene kadar 80.000 kişi ye ev sahipliği yapmıştır. Tapınağı çev releyen 50 kulenin dört tarafında gül ümseyen insan figürü vardır. Kent bugün UNESCO koruması altındadır ve Kamboç ya ekonomisine büyük desteği var dır. 10 3 Japonya, Fujiyoshida City’deki Fuji-Q Highland parkında yer alan Takabisha treni, 121 derecelik ‘dikeyden de öte’ bir açıyla 3,4 metrelik bir inişe sahip. Vagonlar 43 metrelik bir kuleden inerek 29.metrede en dik bölüme geliyor ve yolcuların midelerinin altını üstüne getiren 0.38 saniye boyunca hem aşağıya hem de içe doğru hareket ediyor. Bu trenin maliyeti ise 3 milyar yen. Yani yaklaşık 38 milyon dolar. Hız treni turu 7 dönüşten, bu güzel yolculuğun süresi de 121 saniyeden oluşuyor ve saatteki hızı zaman zaman 100 km kadar ulaşabiliyor. JAPONYA En uzun duvar Çin Seddi’nin ana bölümü, 3460 kilometre uzunluğundadır. Yani, İngiltere’nin neredeyse üç katı uzunluğa sahiptir. Duvar, 3530 kilometre uzunluğundadır, ek bölümlere ve desteklerle de sahiptir. Çin İmparatorluğu’nun kuzey sınırını korumak için inşa edilen duvar, Bohai Körfezi üzerinde Shanhaiguan’dan, Yumenguan ve Yangguan’a kadar uzanmaktadır. 1986 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine eklenen Çin Seddi, 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilmiştir. ÇİN En büyük orangutan barınağı MALEZYA Borneo’nun kuzeyinde, Malezya’nın Sabah eyaletindeki Sepilok Orangutan Rehabilitasyon Merkezi, 1964 yılından bu yana 100’den fazla öksüz orangutanı doğal hayata kazandırdı. Bebek orangutanlar genellikle ilk altı yılını anneyle geçirir. Ancak, çoğunlukla ağaç kesme, orman tasfiyesi ve kaçak avcılardan kurtarılmaları gerekmektedir. Sepilok’ta annesiz bebek orangutan, öğrenmesi gereken doğal yaşam bilgilerini, eğitimini bir eşleştirme sistemi ile kazanır. Ayrıca, Sepilok Orangutan Rehabilitasyon Merkezi ziyaretçiler için de gezme, gözlemleme olanağı sağlamaktadır. En büyük saray Çin’in başkenti Pekin’in merkezinde bulunan İmparatorluk Sarayı 720.000 metrekarelik bir alana yayılmıştır. 8.707 ÇİN odalı 980 yapıdan oluşmaktadır. Ana hatları Ming Hanedanı İmparatoru Yongle (1402 – 24) zamanındaki inşadan kalmayken, binaların bir çoğu 18.yüzyıla dayanmaktadır. Saray, yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine evsahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükümetinin törensel ve politik merkezi olmuştur. MİNİK NOTLAR tropolü, sanayileşme öncesi me n Dünyanın en büyük leşimi yer r gko An ğu du lun bu Angkor Wat’ın da içinde . rdu nı kaplıyo 1.000 kilometrelik bir ala esine, u sonunda, Everest’in zirv . on sez a n 2010 tırmanm ıldı yap ş anı tırm 04 5.1 re üze %80’i 2000 yılında olmak ı anan 219 dağcı hayatın Toplamda Everest’e tırm kaybetti. duvar g Hanedanı’ndan önce, n 1368’de başlayan Min g Min r. ıştı ağaçtan yapılm sıkıştırılmış toprak, taş ve r. ıştı ılm lan kul t mi ında kire döneminde duvar inşaat 11 E L M E N N A FAKTAYIZ MUT slerin ne Hepimiz cipslere bayılırız. Ama, hazır cip tur. Peki, kadar zararlı olduğunu da bilmeyen yok şekilde neden kendi cipslerimizi evde sağlıklı bir yapmayalım? Bakın ne kadar kolay. MALZEMELER n 3 adet iri patates n Kızartma yağı n Tuz 12 Patateslerin kabuklarını soyalım ve mümkün olduğu kadar ince çapraz bir şekilde dilimleyelim. Buz ve su dolu bir kap hazırlayalım ve dilimlediğimiz ince patatesleri bu buzlu suya koyarak yarım saat bekletelim. Yarım saatin sonunda iyice süzdükten sonra peçetelerle kurulayalım. Çelik bir tencerenin içine bir parmak yağ koyup, neredeyse duman çıkacak kadar ısıtalım. Birkaç ince patates dilimini (sıkışık olmayacak şekilde) tencereye atalım ve üzeri hafif pembeleşinceye kadar her iki yüzünü de kızartalım. Kızaran cipslerimizi kağıt havlu üzerine koyalım ki, yağı biraz süzülsün. Henüz sıcakken üzerine az miktarda tuz dökelim. Işte sağlıklı ve tertemiz patates cipslerimiz hazır. Afiyet olsun... Büyük Önder Atatürk çocukları çok severdi. Dünyada ilk kez, çocuklara ve gençlere bir bayram armağan eden Atatürk, gittiği her yerde, ülkenin geleceği olarak gördüğü çocuklara büyük ilgi gösterir, onlarla uzun uzun sohbet ederdi. Fatma Memili de Atatürk’ü görmüş, onunla tanışmış olan şanslı çocuklardan birisi idi… Tarih 15 Şubat 1931. Atatürk Hatay’ın Dörtyol ilçesini ziyaret ediyor. Ziyaret sırasında, Belediye Parkı’nda, biri kız, diğeri erkek iki çocukla karşılaşıyor. Yanında bulunan ünlü tarihçi ve sosyolog Afet İnan’la çocukları seviyor ve onlarla bir süre sohbet ediyor. Araştırmacı-Yazar Kadir Aslan, yıllar sonra Atatürk’ün sohbet ettiği çocukları buluyor. Çocukların, Kurtuluş Savaşı’nda işgalcilere karşı direnişte önemli yararlılıklar gösteren ve 1926 yılında ölen Kuvayı Milliyeci Mustafa Deliağa’nın kızı Fatma ile Hasan olduğu belirleniyor. “O anın belgesi” olan fotoğraflar da 4 yıl önce Fatma Memili’ye armağan ediliyor. Atatürk’le karşılaşmasını dün gibi hatırlayan Fatma Hanım, fotoğraflara geç de olsa kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor uzun süre… İşte 9 yaşında Atatürk’le karşılaşan, O’nunla sohbet eden Fatma Memili, 24 Eylül 2013’te 91 yaşında hayatını kaybetti. Başucundan ayırmadığı o ünlü fotoğraflar, artık sayıları 10’u geçen torunlarına emanet… GÖRME VE DUYMA Hayvanlar farklı şekillerde duyar ve görür. Mesela bir denizatı iki gözünü birbirinden bağımsız hareket ettirebilir. Cırcır böceklerinin kulakları nerede tahmin bile edemezsiniz, cırcır böcekleri dizlerinden duyar. Yarasalar ve yunuslar ise sesleri kullanarak görürler. Tüm yusufçuklar gibi bu yusufçuğunda kafasının nerdeyse yarısını kaplayan bileşik gözleri var. bakın işte bu yusufçuk bir çiçeği böyle görüyor. İ R E L Z Ö G K E C Ö B rilen ileşik göz’ adı ve Çoğu böceğin ‘b şmemerceklerin birle yüzlerce minik r bir zleri vardır. He sinden oluşan gö görüntü algımercek ayrı bir i tüm merlar. Böceğin beyn bir araya geticek görüntüleri sim ortaya rerek tam bir re ceklerin çıkarır. Bazı bö rilen, basit göz adı ve ranka ve adınlığı biya la gı lığı al i er zl gö n le de vardır. GECE GÖRÜ ŞÜ Gececi yani ge ce yaşayan, gü ndüz uyuyan hayv anların gözler i ge ne llikle vücutlarına or anla büyük ol ur. Böylece karanlıkta gö zlerinin ortası ndaki gözbebeği ad ı verilen bölü m ço k geniş bir şekilde bü yüyerek göze m üm olduğunca ço kün k ışık girmes ini sağlar. Bu da gececil ha yvanların ka ranlıkta raha t görmelerine yardımcı olur . 14 Bunlar ince lori; gececil hayvanlar. Gündüz çekilen bu fotoğrafta annenin gözbebeklerinin aydınlıkta nasıl küçüldüğü görülebiliyor. ETRAFA BAKMAK İ TİTREŞİMLER DİNLEMEK Tüm hayvanlar, ses dalgaları adı verilen hava hareketlerini algılayarak duyar. Çoğu hayvanın, ses dalgalarını vücuda ileten dış kulakları vardır. Memeli hayvanların kulakları kafalarındadır. Böceklerinkilerse gövdelerinde ya da bacaklarındadır. Yılanların kulakları yoktur, onlar sağırdır; fakat zeminde diğer hayvanların oluşturduğu titreşimleri algılarlar. Bu baykuş keskin gözleriyle karanlıkta bir fare bulmayı başarmış ve onu yakalamak için pençelerini iyice açmış. Farelerin, iyi duymalarını sağlayan büyük kulakları vardır. Fakat bu fare, baykuşun sessiz kanat çırpışlarını duyamadığı için yaklaştığını farkedemiyor. Her hayvanın gözü diğer hayvanlarla aynı şekilde başının belli bir yerinde bulunmaz. Otçul hayvanların gözleri genellikle kafalarının yan taraflarında olur, bu sayede otlanırken vahşi hayvanlara ve diğer tehlikelere karşı hazırlıklı olabilirler. Çoğu yırtıcıe görebilirler. Buna ‘iki gözle görme’ (binoküler görüş) denir; biz insanlar da bu şekilde görürüz. SESİ GÖRMEK Yarasa yüksek frekanslı sesler çıkarıyor. Yankı, yarasaya avının yakında olduğunu söylüyor. Yarasalar ve yunuslar yollarını bulmak ve avlanmak için sesleri kullanır. Çıkardıkları yüksek frekanslı sesler, etraftaki nesnelere çarpıp yankılanarak onlara geri döner. Hayvan bu yankı sayesinde nesnelerin aklansam tam S olarak nerede iyi olacak olduğunu . . ! a anlar. galib 15 SİZİN SAYFANIZ METAL ÇOCUK Eminiz ki hepiniz biliyorsunuz, uzun zamandır kapak toplama kampanyası var. 250 kg kapağa (su şişesi, çamaşır suyu şişesi, diş macunu, yoğurt yani her türlü kapak) tekerlekli sandalye veriliyor. Bunun yanısıra, her 35 kg kapağa 5 tl gibi bir ücret ödeniyor. Ayrıca, artık şehirlerde, büyük caddelerde ağaçlara bağlanmış büyük pet şişelerde de toplanıyor bu kapaklar. Yolda yürürken içtiğiniz suyun kapağını bile çöpe değil (yere asla çöp atmayacağınızı biliyoruz) o petlere atmanız bile bir damla. Biliyorsunuz ki, damlaya damlaya göl olur… 16 Her yıl Çocuk Kurultayımızda yüzlerce arkadaşımızla biraraya geliyoruz, eğleniyoruz, öğreniyoruz ve yaz tatilimize güzel bir anı daha eklemiş oluyoruz. Tabii sürekli eğlenmek, havuz, aktiviteler bizi oldukça susatıyor. Belki de binlerce su şişesi açıyoruz. Bu yıl Genel Merkezden katılan Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımız bu fırsatı değerlendirdiler ve otelde mavi kapak topladılar. Alp Semih Akkoç, Hakan Akyol, Batuhan Karakoç, Hüseyin Uçuk, Sümeyye Zemzem Daşpınar, Ömer Faruk Yeşilyurt, Emre Kavlak, Arzu Tuğba Karadeniz, Ata Can Erdoğan, Emir Selim Altın, Ömer Yeşilyurt, Deniz Güler, Fatma Kavlaklı, Ömer Yiğit Yıldırım, Asya Ertürk, Hazal Ülker, Seval Süer, Ezgi Pehlivanlı, Hazal Oker, Mohlaroyim Raupova, Berkay Kasap, Utku Karataş, Ali Mert Kayar, Jasmina Raupova arkadaşlarımıza bu güzel ve duyarlı davranışları için tek tek teşekkür ediyoruz ve herkese örnek olmalarını diliyoruz… Dünya üzerinde irili ufaklı kaç tane ülke varsa, bir o kadar da bayrak var. Çeşit çeşit, renk renk… Her ülkenin bir bayrağı var ve bu bayrakların şeklinin ve renklerinin de bir anlamı var. HiÇ merak ettiniz mi, acaba bu bayrakların anlamı ne? Neden bu şekilde veya renklerde seçilmiş? Bu sayımızdan itibaren ülkelerin bayraklarını tanıtmaya çalışacağız sizlere. Elbette, kendi şanlı bayrağımızla başlıyoruz… Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal ve resmi bayrağıdır. Kırmızı zemin üzerine beyaz hilal ve yıldız konarak oluşan bayrak, ilk kez Osmanlı devleti tarafından 1844”te kabul edilmiştir. Bayrak 29 Mayıs 1936’de çıkartılan kanun ile şekillendirilmiş ve Türkiye’nin ulusal bayrağı olarak kabul edilmiştir. 22 Eylül 1983’te çıkartılan kanun ile de bayrağın ölçütleri belirlenmiş ve bayrak son halini almıştır. Efsaneye göre bayraktaki kırmızı kan kırmızısıdır ve şehitlerin dökülen kanlarını temsil eder. Gece yarısı bu kanın üzerine Türk bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. yansıyan hilal biçimindeki ay ve bir yıldızla beraber Türk bayrağının görüntüsü oluşmuştur. Kanuna göre, Türk bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında, her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde, esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. 17 LABİRENT BULMACA 18 BAKALIM ÇIKIŞA ULAŞABİLECEK MİSİNİZ? 19 Uçmaya ne dersiniz? ‘Harikaaa’ dediğinizi duyar gibiyiz:) Peki uçarken para kazanmaya ne dersiniz? Evet diyenler için, bakın nasıl pilot olabilirsiniz? TANIM: Yolcu veya yük taşıyan hava taşıtını (helikopter ve uçağı) kullanan kişidir. GÖREVLER n Uçuş programında belirtilen görevin özelliğine göre gerekli hazırlıkları yapar, harita ve raporları inceleyerek uçuş planı hazırlar. n Yakıt ve zaman hesaplamaları yapar, iniş meydanı ve yedek meydanların özelliklerini raporlardan inceler. n Uçuştan belli bir süre önce hava meydanında bulunarak hava durumunu inceler, kısıtlayıcı faktörlere göre uçuş planını gözden geçirir ve uçuş planını ilgili birime verir. n Kalkış saatinden önce uçağın yanına gelerek uçuş ekibini kontrol eder, teknik donanımların uçuşa hazır olup olmadığını inceler. n Uçağın yüklenmesini kontrol eder. n Kalkış zamanına uygun olarak uçuş kulesinden telsizle izin alıp motoru çalıştırır ve bütün teknik kontrolleri yapar. n Kalkış, rota, alçalış ve inişleri planladığı şekliyle ve zorunluluk halinde gerekli değişiklikleri yaparak uygular. n İniş sonu uçağı park edip, emniyete aldıktan sonra görevini tamamlamış olur. KULLANILAN ALET VE MALZEMELER Uçak pilotu ise uçaklar (jet, yolcu vb.), helikopter pilotu ise helikopterler, uçak veya helikopterin içindeki donanımlar (uçuş cihazları, lövye, telsiz, iniş takımları vb.), teknik yayınlar, hava durumu ve havaalanına ilişkin raporlar. MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER Pilot olmak isteyenlerin; n Normalin üstünde genel akademik yeteneğe sahip, n Mekaniğe karşı ilgi duyan ve bu alanda başarılı, n Uyarıcıları çabuk algılayıp hemen tepki verebilen, n El ve gözü eşgüdümle kullanabilen, n Bedence çok sağlam ve dayanıklı, n Soğukkanlı ve dikkatli, n Sabırlı, sorumluluk sahibi ve kurallara aynen uyan, n Yükseklik korkusu olmayan kimseler olmaları gerekir. 20 M İ L E D E F Ş E K İ R E L K MESLE ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI n Anadolu Üniversitesi Pilotaj Eğitimi programını bitirenler Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda veya özel havacılık şirketlerinde görev alabilirler. Pilotlar, yük ve yolcu taşıyan uçaklar yanında, ilaçlama veya keşif gibi amaçlarla kullanılan uçakları ve helikopterleri de idare ederler. n Özel havacılık şirketlerinde ve yabancı hava yolu şirketlerinde görev alabilirler. n Türk Kuşu pilotları ise pilot öğretmenliği yapar ve zirai ilaçlama işinde çalışırlar. MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER Ülkemizde pilotluk eğitimi, Hava Harp Okulu, Kara Harp Okulu, Türk Hava Yolları, Türk Hava Kurumu, Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu ve özel ha- BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU vacılık şirketlerinde verilmektedir. EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ n Kara ve Hava Harp Okullarında lisans eğitiminin süresi 4 yıldır. Pilot adayı öğrenciler bu süre içerisinde uçuş eğitimine de tabi tutulmaktadırlar. n Türk Hava Yolları’nda ve Türk Hava Kurumu’nda 4 yıllık üniversite mezunu öğrencilere yaklaşık 1,5 yıl süren uçuş eğitimi verilmektedir. n Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulundaki eğitim süresi 4 yıldır. n Pilot yetiştirilmesine yönelik programlarda, Havacılık Tıbbı, Trafik Kontrolörlüğü Kuralları, Hava Alanı Koşulları-Yapısı, Motorlar, Uçak Elektriği, Hava İngilizcesi, Meteoroloji, Uçak Teorisi, Uçak Tesisat ve Teçhizatı konularında eğitim verilmektedir. n Askeri okullar yatılı ve parasız eğitim yapmaktadır. Okula girişten mezun oluncaya kadar öğrencilerin yeme, yatma, giyim ve her türlü eğitim-öğretim masrafları devlet tarafından karşılanır. Öğrencilere ayrıca sınıflarına göre harçlık verilir. n Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulunda ise öğrenciler burs alabilir, Kredi Yurtlar Kurumu’nun vermiş olduğu öğrenci kredisinden yararlanabilirler. n Türk Hava Yolları’nda öğrencilere harçlık verilmektedir. n Türk Hava Kurumu’nda ise Amatör, Ticari, Kıdemli Ticari, Hava Yolları Nakliye Pilot Lisansları alabilmek için öğrenciler her uçuş eğitiminin saatine dolar kuru üzerinden ücret ödemek zorundadırlar. 21 FAYDALI BİLGİLER Büyüyen ve malesef betonlaşan yaşam alanlarımızda en çok ziyaret ettiğimiz ve en çok zaman geçirdiğimiz yerdir alışveriş merkezleri. Alışveriş, yemek ve eğlence... Ancak, bu alanlarda dikkat etmezsek, başımıza kötü şeyler gelebilir. Bakın nelere dikkat etmeliyiz? 1 2 3 4 Alışveriş torbalarınıza, çanta ve cüzdanınıza, şemsiye ve gözlüğünüze sahip çıkın ve bulunduğunuz yerden ayrılırken tüm eşyalarınızı yanınıza aldığınızdan emin olun. Kime ait olduğu belli olmayan, terk edilmiş paket ve çantalar konusunda alışveriş merkezindeki güvenliği ya da en yakın mağazadaki ilgilileri uyarın. Taşıyabileceğinizden fazla eşya satın almayın, tanımadığınız hiç kimseden yardım kabul etmeyin, eğer mutlaka yardıma ihtiyacınız varsa, mağazadaki çalışanlardan yardım isteyin. Alışveriş merkezinde kaybolursanız, bulunduğunuz noktadan ayrılmayın. Aileniz sizi bulmak için en son bulunduğunuz noktaya geri dönecektir. Eğer yakında bir güvenlik görevlisi ya da danışma varsa onlardan yardım isteyin. Tanımadığınız hiç kimseye kaybolduğunuzu söylemeyin ve onlarla bir yere gitmeyin. Anne ve babanızın cep telefonu numaralarını, ev telefonunu, iş telefonların ve ev adresinizi bir karta yazın ve mutlaka her zaman yanınızda taşıyın. Kalabalık alanlarda asla ailenizden uzaklaşmayın. Alışveriş merkezi ve benzeri kalabalık alanlarda umumi tuvaleti mümkün olduğunca kullanmayın. Kullandığınızda da temizliğe dikkat edin. Bu tuvaletler, temizliğinize dikkat etmediğinizde bir çok mikrop kapmanıza sebep olabilir. Asansörlerde ve yürüyen merdivenlerde dikkatli olun. Özellikle yürüyen merdivenlerde ve kenarlıklarda asla aşağı sarkmayın bu çok tehlikeli kazalara yol açabilir. Size yaklaşan yabancılara karşı her zaman dikkatli olun. Size yaklaşan, konuşmaya çalışan yabancı olursa mutlaka ailenize haber verin. 5 6 8 9 22 7 Alışveriş merkezinde kaybolduysanız bulunduğunuz yerden asla ayrılmayın ve en yakındaki güvenlik görevlisinden yardım isteyin. SAĞLIK n Okul dışında, açıkta, tezgahlarda satılan yiyeceklerden kesinlikle satın almamalısınız. n Marketten, büfeden, kantinden bir çikolata ve bisküvi benzeri yiyecek satın aldığınızda, üzerinde bulunan son kullanma tarihini kontol edin. n Yırtılmış, aşınmış paketli ürünleri asla satın almayın. n Okul tuvaletlerinden su içmeyin. n Yanınızda meyve getirdiyseniz, yemeden önce mutlaka tekrar yıkayın. Mümkünse kabuğu soyulmuş meyve yiyin. n Okulda aldığınız tost ya da sandviçleri açıkta bekletip yemeyin. n Özellikle okul içinde bir çok yere dokunursunuz ve temas ettiğiniz yerden elinize bakteriler geçer. Bu yüzden asla elinizi yıkamadan yiyeceklerinize dokunmayın. Besin zehirlenmesinde belirtiler kusma, karın ağrısı, ishal ve karında kramplar şeklindedir. Bu tarz rahatsızlıklar hissettiğinizde kesinlikle öğretmeninizi bilgilendirmelisiniz. 23 Bazen toprakta saf altın ya da bakır parçaları bulunabilir. Metal işletmeciliği en erken M.Ö. 8000’de doğu Akdeniz’de taş aletlerle şekillendirerek başladı. Ilk bakır silahlar ve altın eşya bu dönemde yapıldı. HAVA ÜFLEMEK ALEVİN ŞİDDETİNİ ARTIRIR Eritilmiş tunç taş ya da kil kalıplara dökülür ve aletler üretilir. 24 Hava üflemek alevin şiddetini arttırır. Yaklaşık 8500 yıl önce insanlar metallerin taştan (cevherden) eritilerek çıkartılabileceğini keşfettiler. Hayvan derisinden körükler yaparak bunların içini hava ile doldurdular ve alevi kuvvetlendirmek için bu körükleri kullandılar. Güçlenen ateş, metali cevherden çıkarttı ve buna metal işletmeciliği dendi. Altın oldukça yumuşaktır ve ilk altın işlemecileri altını değişik şekillere sokup, bunu üstünde farklı desenler olan zeminlerde dövmüşlerdir. Yaklaşık 5500 yıl önce metal işlemecileri bakır ile kalayı karıştırarak tunç yapmayı başardılar. Tunç oldukça sert, keskin kılıçlar, mızrak uçları ve balta başları yapmak için kullanıldı. Tunç baltalar, taş olanlara kıyasla, daha keskindir ve daha zor yıpranır. Eritildikten sonra demir, şekil ve sağlamlık verilmek üzere dövülür ve keskinleştirilirdi. Romalılar mükemmel tesisatçılardı Ahşap ya da seramik yerine kurşundan su boruları yaptılar. Kurşun, yumuşak ve kolayca şekil verilebilen aynı zamanda sudan etkilenmeyen bir metaldir. Demir, tunçtan daha serttir fakat erimesi için yüksek güçte bir ateş gerekir. Yaklaşık M.Ö. 1500’de metal işleyicileri, ateş için kömür kullanmaya başladırlar. Kömür ateşi, odun ateşine göre çok daha kuvvetli olduğu için demiri eritmek kolaylaştı. Günümüzde bazı çelik atölyeleri kasabalar kadar büyüktür Çelik, demirden yapılır ve ilk defa, erimiş demire küçük miktarlarda karbon karıştırılması ile icat edilmiştir. Çelik çok serttir ve gemi, gökdelen gibi birçok yapının inşasında da kullanılır. Erimiş çelik, dev kazanladan dökülür ve uzun plakalarhaline getirilir. 25 K I L Ç I G L A D Masmavi bir deniz, harika bir kumsal, tepede güneş… Hepimiz için denizin karşılığı budur. Peki ya denizin içi? O masmavi derinliğin barındırdığı dünya? Hiç merak ettiniz mi? O dünyayı keşfedebileceğiniz bir spor dalı olduğunu biliyor musunuz? Spor branşlarını, o spor ile uğraşan bir isimden öğrendiğimiz yazı dizimizde konuğumuz, Yusuf Agah Yazıcıoğlu… 26 Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? n Yusuf Agah Yazıcıoğlu, Adana’da doğdum büyüdüm. Gemi Kaptanlığı mezunuyum ve ikinci üniversite olarak Genetik okuyorum. Aynı zamanda bambaşka bir sektörde çalışıyorum :) Gemi Kaptanlığı belki, ama Genetik dalgıçlıkla pek alakalı değil. Dalgıçlığa ne zaman başladınız? Kaç yıldır profesyonel olarak dalgıçsınız? n Evet çok alakası yok ama küçüklüğümden beri denize hep bir ilgim vardı. O aşağıdaki renkli ve ilginç dünyayı her zaman merak etmiştim. 7 yıldır dalış yapıyorum ve 3 yıl önce de lisanımı aldım. Sizce dalgıçlık Türkiye’de yeterince tanınıyor, biliniyor mu? n Su Altı Federasyonu 1980 yılında kuruldu. Ancak, ülkemizde su altı sporlarına ve dalgıçlığa ilgi son 10 yılda daha da arttı. Türkiye’de ve dünyada özellikle dalmak istediğiniz bir yer var mı? n Güney Avusturalya Great Barrier Reef, SS Yongala Batığı, Bahama Adaları ve daha sayılabilecek bir çok yer var. Dünyamız ve ülkemiz bu konuda çok zengin. Ben bu konuda çok şanslıyım, ülkemizde her yerde daldım. Ancak, ilk hedefim Endonezya’daki Raja Ampat adalarında dalış yapabilmek. Ülkemiz denizleri açısından da mükemmel bir konuma sahip. Denizlerimiz, sahillerimiz ve kumsallarımız harika ve hatta bazıları da mavi bayraklı. Peki Türkiye’de dalış yapılabilecek en güzel ce uygun yer neresi sizce? n Türkiye bu konuda cennet gibi, çok güzel koylarımız, dalış ortamlarımız var. Ancak, en güzel ilk üç hangisi diye sorarsanız, önerim, Kaş Flying Fish Antalya, Bodrum Büyük Reis Muğla, Fethiye Afkule Muğla olacaktır. Başarılı bir dalgıç olmak için neler yaptınız? Dalgıç olmak isteyen Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi arkadaşlarımıza önerileriniz neler? n Başarılı bir dalgıç olmak için ilk ve en önemli şey denizi sevmek. Doğaya, denize, tabiata saygı duymak. Bundan sonra ise beslenme ve spor geliyor. Düzenli uyku uyumalı, sık sık spor yapmalısınız. Sağlıklı beslenme de çok önemli. Vücut sağlığınız yerinde olmazsa, bir dalgıç olamazsınız. Sağlıksız bir vücutla dalmak çok tehlikeli sonuçlara sebep olabilir. Okul, iş, spor hayatı ve sosyal hayatınızın karmaşası arasında bize ayırdığınız zaman için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak arkadaşlarımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? n Öncelikle yeni başlayan okul döneminde tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Ve onlar için en büyük önerim spor olacaktır. Dalış olmasa bile, mutlaka bir spor dalıyla ilgilenmeliler. Spor tüm yaşam kalitelerini yükseltecektir. Her zaman daha sağlıklı olacaklar. Bu arada, profesyonel eğitim almadan asla su altında kalmamalılar. Profesyonel ekipmanlarınız olmadan su altında kalmak büyük tehlikelere yol açar. Son olarak, tüm arkadaşları sevgiyle kucaklıyorum, başarılar diliyorum. Ve ben de teşekkür ediyorum. 27 Tiyatromuz isminden de kolayca anlaşılacağı gibi, bir kukla tiyatrosu. Mor Işık (Black Light) adlı özel bir teknik ile can verdiğimiz kuklaların başrolde olduğu çocuk oyunları ve yetişkinler için hazırladığımız performanslarla seyircimizin karşısına çıkıyoruz. 28 RÖPORTAJ Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Tiyatrocu olmaya nasıl karar verdiniz? Tiyatro size ne ifade ediyor ve kaç yıldır tiyatrocusunuz? n Adım Burhan Gün. Çizgi Kukla Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeniyim. 1 Nisan 1981’de doğdum. Çocukluğum Antalya’da geçti. Büyük bir aileydik biz; gerçi hala öyleyiz. Tiyatro konusunda belki de en büyük şansım, böyle bir aileye sahip olmak. Çünkü, çok insan çok hikâye demek. Hatırlıyorum da, o zamanlar ne yapsak, ne anlatsalar bana oyun gibi gelirdi… Sonra ilkokula başladım. Daha 3. sınıfta tiyatro sahnesinde buldum kendimi. Büyülü bir şeydi. O günden sonra tiyatro, benim için bir tutku haline geldi. Eğitim hayatım boyunca tiyatro hep benimle oldu. Üniversite için İstanbul’a gittiğimde, aklımdaki ilk şey yine tiyatroydu. Hukuk okumaya gitmiştim oysa… Üniversite kulüplerinde, kendi oluşturduğum tiyatro topluluklarında ve hatta okulu bitirip avukat olduğumda; İstanbul Barosu’nda bile hep tiyatro peşinde koştum. Hala koşuyorum; tiyatro oyuncusu, yönetmeni ve hukukçusu olarak… Şimdilerde ise kardeşlerimle birlikte kurduğumuz Gün Görsel Sanatlar Film Yapım şirketindeyiz. Umarım bu koşu yani sanat koşusu hiç bitmez. Çizgi Kukla Tiyatrosu fikri nasıl ortaya çıktı? Çocuklarla çalışmaya nasıl başladınız? Bize yaptığınız bu farklı ve pek rastlamadığımız oyun hakkında biraz bilgi verir misiniz? n Çizgi Kukla Tiyatrosu’nu 2007 yılında tiyatromuzun Gepetto’su (Pinokyo’yu okuyan, izleyen çocuklar bilir.) yani kuklacısı, kardeşim Abdullah Gün ile birlikte kurduk. Tiyatromuz isminden de kolayca anlaşılacağı gibi, bir kukla tiyatrosu. Mor Işık (Black Light) adlı özel bir teknik ile can verdiğimiz kuklaların başrolde olduğu çocuk oyunları ve yetişkinler için hazırladığımız performanslarla seyircimizin karşısına çıkıyoruz. Repertuarımızda her yaştan seyirci için animasyon (canlandırma) çalışmaları bulunmakta. Çocukları dünyaca ünlü masal- larla ( Bremen Mızıkacıları, Çizmeli Kedi, Ezop Masalları) buluşturmaktan ve onların heyecanını paylaşmaktan büyük keyif alıyoruz. Çocuklarla olmak, onlarla aynı masallarda buluşmak bizleri de çocukluğumuza götürüyor. Kurulduğumuzdan bu yana 300’den fazla okul, belediye ve özel kurumla çalıştık. Oyunlarımızla, ulusal ve uluslararası birçok festivalde sahne aldık. Yaklaşık 1200 kez seyirciyle buluştuk. Bu buluşmalardan sonra hep aynı duyguyu hissettik: İyi ki sahnedeyiz ve iyi ki çocuklarlayız! Tiyatrocu olmak isteyen arkadaşlarımıza önerileriniz var mı? Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi arkadaşlarımıza bir mesajınız var mı? n Bir kere çocukların tiyatro oyuncusu olmak istemesi başlı başına çok güzel ve önemli bir şey… Çünkü tiyatro, hayal etmek demek, aklını ve kalbini açık tutmak demek… Sanatın her dalı için aynı şekilde düşünülebilir. Çocukların tiyatroyla ilgilenmesi, onlar için çok eğlenceli olacaktır. Kendilerini geliştirmelerine, yaşadıkları şehre, ülkeye hatta dünyaya daha renkli gözlerle bakmalarına olanak sağlayacaktır. Eğer tiyatro oyuncusu olmak istiyorlarsa, öncelikle hayal etmeliler. Tabii tiyatro oyuncusu olmak için çalışmaları, eğitim almaları da gerekmekte. Ama bence ilk basamak hayal etmektir. Hayal kurabilmenin de en güzel yolu farklı hayatlar, kültürler tanımaktan geçer. Hayal etmelerine yardımcı olacak en önemli şey ise kitaplardır. Bol bol kitap okusunlar bence. Ben öyle yapıyorum. Bizimle tanışmak, sohbet etmek isteyen arkadaşlarımız, www.cizgikukla.com adresinden bize ulaşabilirler. Görüşmek dileğiyle! 29 Vİzyon taRİhİ: 4 Ekim 2013 yönEtmEn: Chris Renaud, Pie rre Coffin SEnaRyo: Cinco Paul, Ken Dau rio yapımcı: Jchiristopher Meledand ri oyunculaR: Steve Carell, Kri sten Wiig, Russell Brand, Benjamin Bratt tüR: Animasyon, Komedi, Aile Tüm dünyada büyük başarı elde eden animasyon Çılgın Hırsız, 2010 yılında toplamda 540 milyon dolardan fazla hasılat yaparak ABD tarihindeki 10. en büyük animasyon filmi oldu. 2013 sonbaharında, Çılgın Hırsız 2 ile daha fazla Minyon çılgınlığı yaşanacak. 30 i lkini heyecanla ve keyifle izlediğimiz, yenisini merakla beklediğimiz animasyon devam filmi Çılgın Hırsız 2, nihayet vizyonda. ABD’de Çılgın Hırsız 2 ile aynı gün vizyona giren Maskeli Süvari, animasyonumuzun hızına yetişemedi. Çılgın Hırsız 2, açılış gününden sonraki beş gün içinde toplam 142 milyon dolar hasılat yaparken muhteşem oyuncu Johnny Depp ve filmi Maskeli Süvari 49 milyon dolar ile yetinmek zorunda kaldı. Peki bizi yeni filmde neler bekliyor? Eski süper kötü Gru, suç dolu geçmişini bir kenara bırakır ve evlatlık edindiği kızları Margo, Edith ve Agnes ile birlikte sakin bir hayata adım atar. Gru, kurduğu işiyle ve ailesiyle vaktini geçirirken, bazı gizemli olaylar yaşanmaya başlar. Anti-Villain League isimli son derece gizli bir örgüt, Gru’yu tehlikeli bir olayı araştırması için göreve çağırır ve ona bu görevde, Minyonlar’ın yanısıra, bu organizasyonun en iyi ajanı olan Lucy de yardım edecektir. Gru artık iyi adamlarla anlaşma imzalamış ve dünyanın kurtuluşu için mücadele eden birine dönüşmüştür. Lucy ile birlikte kötücül bir süper kötünün peşine düştükleri bu avda, çeşitli suçlularla da mücadele etmek zorunda kalacaklardır. 2010 yılında gösterime girdikten sonra 7’den 70’e tüm sinemaseverleri sinema salonlarına çeken animasyon Çılgın Hırsız’ın devamı olan film, yine bol kahkaha vaat ediyor. Biz kaçırmayacağız, umuyoruz ki siz de kaçırmazsınız. İ G İl B Ç a K İR B a D ın K Fİlm haK sız, büyük beğeniyle n Bir önceki film Çılgın Hır yon dolardan fazla hasılat mil 540 da karşılanmış ve toplam i 10. en büyük animasyon film yaparak, ABD tarihindeki olmuştur. ı me kadrosunda yer alacağ n Filmin orijinal seslendir o ard Edu , ino rak uyandıran Al Pac duyurulan ve bir hayli me nin esi ilm ded kay in ti. Repliklerin karakterini seslendirecek en yaşanınca, Al Pacino projed r mle ble pro i ardından kim i. irild get tt Bra ayrıldı ve yerine Benjamin mı seslendirecek kişi ünlü n Başta filmdeki kötü ada a iptal rak planlansa da sonrasınd oyuncu Javier Bardem ola oldu. ılan karakterlerin en n Devam filmine yeni kat gizli Gözüpek ve yetenekli ajan, önemlilerinden biri Lucy. itli ajanlarından biri. Lucy çeş bir örgütün dikkat çeken dine ustalıkla uygulamış ve ken bir ük savaş sanatlarını büy n ola cak ışa çal ikte Gru ile birl özgü bir tarz geliştirmiştir. ! tte der da larıyla havalı Lucy’nin başı hayran 31 KİTAP KURDU Kelimeleriyle dünyalar yaratan bir kadın Oya Tatlıbal. Birçok kitabı olan Oya Hanımın siz Metal Çocuk arkadaşlarımız için de güzel kitapları var. Öncelikle Oya Tatlıbal’ı tanıyalım. Merhabalar Oya Hanım, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? n Öncelikle tüm arkadaşlara merhaba. Ankara doğumluyum. Ağırlıklı olarak çocuk romanları yazıyorum. Sanıyorum bunda çocuklarımın da çok etkisi oldu. Bu arada iki çocuk annesiyim. Bizimle birlikte yaşayan bir de köpeğimiz var. Yazmaya nasıl başladınız? n Yazma konusundaki yeteneğimi ortaokul sırasında öğretmenlerim keşfetti diyebilirim. Kompozisyon yazmak derslerde en sevdiğim saatlerdi. Öğretmenimin beni bu konuda cesaretlendirmesiyle daha ağırlıklı olarak yazmaya başladım. ilk kitabınız ne zaman yayımlandı ve ismi neydi? n 1992 yıllarında gözlemlediğim bir ailenin hayatını yazmaya başladım. 2007 yılında Hüzün Tohumları adlı eserim yayımlandı. Sizi en çok destekleyen kim oldu? n 2010 yılında bir yayınevi ile tanıştım. Sahibi Aliyar Karaca Beyefendi sayesinde de çalışmaya başladım. Aliyar Beyefendi, bu konuda gelişmem için elinden gelen gayreti gösterdi. Yani 32 ona büyük bir teşekkür borçluyum. Sizce iyi bir yazar olmanın sırrı nedir? n İyi bir yazar olmak için çok okumak gerektiğini düşünüyorum. Okumak ve yazmak... Tabii gözlem yapmayı da unutmamak gerekir. Her insan bir dünyadır. Gerçek dünyanın kapılarını açmak için; insanı tanımalı, gözlemelisiniz... Yazar olmak isteyen arkadaşlarımıza önerileriniz var mı? n Öncelikle günlük tutmanın bu konuda büyük yardımı olacaktır. Size yakın gelen konular hakkında mutlaka yazmalısınız. Yaşanan ilginç şeyleri not almak da yararlı olacaktır. Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımıza bir mesajınız var mı? n Kitaplarla olan dostluklarınızı hiç eksiltmeyin arkadaşlar. Güzel ülkemin güzel çocukları, yani geleceğimiz olan körpe fidanlarımız; araştırma öğrenme ve keşfetme ruhlarınızı her daim kamçılamanızı diliyorum. Metal Çocuk Kulübü’ne, bu keyifli sohbet için teşekkür ediyorum. Oya Hanıma bu kısa ama güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz. Şimdi de sizin için seçtiğimiz kitaplara bir göz atalım. HAYATınızın sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? O hâlde, hemen yatılı bir okulu ziyaret etmelisiniz. Eminim fikriniz bir anda değişecektir. Tıpkı kitaptaki kahramanımız gibi... Yağmurlu bir öğleden sonra tanıştı kahramanımız kankalarıyla. Daha ilk dakikadan itibaren, kocaman yürekli bu küçük insanlara hayran kaldı. Belki en büyük hayali, akşam olduğunda gidebilecekleri küçücük bir evdi. Daha önemlisi, ayakkabısını çıkartıp üzerine basacağı bir halıydı. Korktuğunda veya ihtiyaç duyduğunda birinin yanında olduğunu bilmekti. Hangi yaşta olursa olsun, bir insan için en önemli şey değil midir güven? Peki ama onlar güven köprüsünü kurmak için ne yapmışlardı? Umut Sefa, Efe ve diğerleri, neye güvenmişti? Siz bu çocukların yerinde olsaydınız, ne yapardınız? Yatılı bir okulda aileniz olmadan veya onlardan çok uzakta okusaydınız, en çok neye ihtiyaç duyardınız? İnsan bu soru karşısında, önce ne yanıt vereceğini bilemiyor değil mi? Şimdi, yazarımız Oya Tatlıbal soruyor size bu soruyu. Peki ya siz, siz onların yerinde olsaydınız ne yapardınız? HER zaman duyarız hayvanlar en iyi dosttur. Hemen hemen hepimiz evimizde bir kedi ya da köpek dostumuz olsun isteriz. Peki, sizin hiç hayvan dostunuz oldu mu? Onun bakışından, hareketlerinden ne demek istediğini anlayabildiniz mi? Ya da sizin en üzgün hatta yalnız olduğunuz bir anda, yanınıza gelip size dokundu mu? O an, onun sizi anladığını hissettiniz mi? Umuyoruz ki olmuştur. Ancak evinizde bir hayvan dostunuz olsa da olmasa da, severek ve ilgiyle okuyacaksınız öykümüzü... Muhtemelen de hayvan dostlarımıza bakış açınız ve davranışlarınız değişecek… 33 UZAY YOLCULUĞU Bir önceki sayıda Ay tutulmasını öğrenmiştik. Güneş tutulması hakkında da bazı fikirler edinmiştik. Bu sayıda güneş tutulmasını daha ayrıntılı olarak incelemeye çalışacağız. Güneş tutulması hakkında biraz daha ayrıntı n Güneşin tamamen tutulması, dünyanın ancak çok küçük bir bölgesinden izlenebilir. Yüz kilometre uzaklıktaki insanlar kısmen izleyebilirken binlerce kilometre uzakta insanlar tutulmayı hiç göremeyebilirler. n Bir yıl içinde yaklaşık iki ya da beş güneş tutulması gerçekleşir. n Her dörtyüz yılda bir kez, güneş tutulmasını kendi evinizde tam anlamıyla izleyebilirsiniz. Ancak sadece bir iki dakika sürdüğü için, çok dikkatli izlemeniz gerekir. n Eski zamanlarda insanlar güneş tutulmasından çok korkarlardı. Bir düşünsenize, güneş tutulması hakkında hiç bir fikriniz yoksa, günün ortasında 34 güneşin bir anda ortadan kaybolması, havanın bir anda biraz soğuması ve rüzgarın aniden kesilmesi ürkütücü olmaz mı? :) n Güneşin tamamen tutulması nadir rastlanan bir durumdur. Bilim adamları için de bir fırsattır tam güneş tutulmaları. Işığın neden kırıldığı, güneş tutulmasının zamanlarının neden değişken olduğu gibi soruları cevaplayabilme fırsatı bulurlar. n Ay, son kalan güneş ışıklarını da kapatırken, çevresinde parlak pembe renkli ışıklar oluşur. Bu, güneş ışığının Ay’ın üzerindeki vadilerde kırılması nedeniyle ortaya çıkar. Tamamen tutulma sırasında ise Ay’ın karanlık yüzeyinin ardından çok parlak ve güçlü bir ışık belirir. Bu parlak ışık kaynağına ise Güneş’in KORONA akımı denir. Güneş tutulmasını da her yönüyle öğrendiğimize göre, sıra yıldızlara ve uzay boşluğunda bulunan diğer cisimlere geldi. O halde, bir sonraki sayımızda görüşmek üzere… 8 1881-193 SEVGİYLE, GURURLA, ÖZLEMLE ANIYORUZ... METAL