Number:1 - TINI-SOS
Transkript
Number:1 - TINI-SOS
T he I nternational N ew I SO S ssues in cial ciences Year 2015 Summer Volume: 1 Number:1 ISSN:2149-4266. 1 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Year 2015 Summer Volume: 1 Number:1 Editör: Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Öğr. Gör. Av. Nurten KÜÇÜK Hakem Kurulu Assoc. Prof. Binali MAMOEV (Yabancı Diller ve Mesleki Kariyer Üniversitesi/ Kırgızistan) Prof. Dr. Birdoğan BAKİ (Karadeniz Teknik Üniversitesi/TÜRKİYE) Prof. Dr. Dilaver DÜZGÜN (Atatürk Üniversitesi/TÜRKİYE) Assoc. Prof. Ercan EKMEKÇİOĞLU (Kırgızistan İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi/Kırgızistan) Prof. Dr. Hilmi YÜKSEL (Dokuz Eylül Üniversitesi/TÜRKİYE) Prof. Dr. Mahmut TEKİN (Selçuk Üniversitesi/TÜRKİYE) Prof. Dr. Mehmetgali SARIBEKOV (Dulati Taraz Devlet Üniversitesi/Kazakistan) Assoc. Prof. Metin BAYRAK (Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi/Kırgızistan) Prof. Dr. Muhsin HALİS (Kastamonu Üniversitesi/TÜRKİYE) Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN (Atatürk Üniversitesi/TÜRKİYE) Doç. Dr. Selami ŞİMŞEK (Gümüşhane Üniversitesi/TÜRKİYE) Assoc. Prof. Zafer AĞDELEN (Girne Amerikan Üniversitesi/Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) İletişim: Editor: kucuktr@hotmail.com Journal: tinissues@hotmail.com Matbaa: Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd.Şti. İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara Tlf: 0312 341 36 67 E-Posta: uzun@uzundijital.com 2 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 TINI Yazı Yayın Koşulları 1. The International New Issues in Social Sciences (TINI) dergisi, uluslararası hakemli bir dergi olup yıllık olarak yayınlanmaktadır. Makaleler Türkçe, İngilizce veya Rusça dillerinde gönderilebilir. 2. TINI dergisine gönderilen yazılar, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış ve yayımlanmak üzere başka bir basılı/elektronik mecraya sunulmamış olmalıdır. Böyle bir durumun tespiti halinde süreç iptal edilir. Makale sunum ücreti iade edilmez. 3. Makaleler mail adresine (tinissues@hotmail.com veya kucuktr@hotmail.com) gönderilmeli, dergi editörlüğü ile makale sunum ve değerlendirme süreçlerine ilişkin tüm iletişim mail üzerinden gerçekleştirilmelidir. Telefonla bilgi verilmez. 4. TINI dergisine sunulan makaleler öncelikle şekil ve içerik yönünden ön incelemeye tabi tutulmakta, uygun bulunan makaleler en az 2 hakeme sunulmaktadır. 5. TINI'ya gönderilen makalelerin hakemlik sürecine girip girmeyeceği iki hafta içinde sonuçlandırılır. Ön İnceleme sonucunda iade edilmesine karar verilen makalelere ait makale sunum bedeli iade edilir 6. Yayın Kurulu tarafından incelenen makalelere uygun bulunduğu takdirde hakem/ler tayin edilmektedir. Hakem/ler'den gelen raporlar doğrultusunda, makalenin yayınlanmasına, rapor çerçevesinde yazar/lar'dan düzeltme, ek bilgi ve kısaltma istenmesine veya yayınlanmamasına karar verilmekte ve bu karar yazar/lar'a bildirilmektedir. 7. Gönderilen yazılar 1 satır aralıklı, paragraf aralığı önce 0 nk sonra 6 nk, tablo ve şekillerle birlikte en çok 25 sayfa, A4 veya A5 olmayıp Özel Boyut 16x24 cm sayfası boyutunda, üst ve soldan 2 cm., alt ve sağdan 1,5 cm. boşluk olmalıdır. Yazı 11 puntoda, Calibri, sola yaslı, Türkçe font kullanılarak hazırlanmalıdır. Şekil şartlarına veya dergi içeriğine uymayan yazılar ön inceleme sonrasında TINI Dergisince hakemlere gönderilmeden yazar/lar'a iade edilir. 8. TINI'ya gönderilen makalelerin şekil, grafik ve tabloların derginin belirttiği formata uygun olması gereklidir. Dipnotlar, grafikler ve tablolar olabildiğince atıf yapılan sayfada veya hemen devamında yer almalıdır. Metne konan tablolar yazılım programı çıktısı olarak konmamalı, sonuçları yazar/lar kendileri tablo haline getirmelidir. Grafik, şekil ve tablolar dergi yazım boyutunda olmalıdır. 9. Tablo ve makale isimleri üstte, şekil ve grafik isimleri altta yer almalıdır. Yazı büyüklüğü ve girintiler yazım kuralları ile aynıdır. 10. Gönderilen bütün makalelerin başında, Türkçe başlık, Türkçe özet, İngilizce başlık, İngilizce özet yer almalıdır. Özet kısımları 120-150 kelime arasında olmalıdır. Özetlerde; amaç, yöntem, bulgular ve sonuç bilgilerinin yer almasına özen gösterilmelidir. Özet kısımlarının altında anahtar kelimeler (keywords) İngilizce ve Türkçe olarak yazılmalıdır. Özetlerde kısaltma kullanılmamalıdır. 11. TINI’ya gönderilecek makaleler, yazar isimli ve isimsiz olmak üzere iki Word dosyası ile gönderilmelidir. 3 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 12. Yazar isimleri makale başlığının hemen altında yer almalı, kariyer, kurum, adres ve mail bilgileri dipnotta bu sırayla verilmelidir. 13. Gönderilen makalelerde mutlaka, iki rakamlı düzeyde (örneğin; Q11) en az bir, en fazla üç adet jel (journal of economic literature) sınıflaması yapılmalıdır. Makalenin konu başlığına göre seçilmesi gereken jel sınıflamaları için http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html adresinden yararlanılabilir. 14. Tüm yazılar; Amerikan Psikologlar Birliği (American Psychological Association, APA) tarafından yayınlanan "The publication manual of the American Psychological Association (5th edition), 2001" isimli kaynakta belirtilen yazım ilkelerine uygun olarak yazılmalıdır. Bu kaynak genelde üniversite kütüphanelerinde kolaylıkla bulunabilen bir materyaldir ve yazım kuralları ile ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır. 15. Makalelerde Türk Dil Kurumu'nun (TDK yazım kılavuzu ve yazım kuralları örnek alınmalıdır. Detaylı bilgi için TDK'nın web sayfasına bakınız: www.tdk.gov.tr . Yabancı sözcükler yerine olabildiğince Türkçe sözlükler kullanılmalıdır. Türkçe'de alışılmamış sözcükler kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki karşılığı parantez içinde verilebilir. 16. Metinde kaynaklara atıfta bulunurken isim (tarih) biçimine, kaynak gösterirken (isim, tarih: sayfa no) (Küçük, 2015: 327) biçimine uyulmalıdır. Birden fazla esere atıfta bulunuluyorsa aynı parantez içinde virgülle ayırmak suretiyle bütün kaynaklar peş peşe yazılmalıdır. Ayna yazarın aynı yıldaki ikinci ve üçüncü eseri için (2010a) ve (2010b) biçiminde harfler konmalıdır. 17. Ayrıca makalenin sonunda Soy isim, isim, tarih, çalışma adı, yayınlandığı eser ve yer bilgilerinin bu sırayla yer aldığı bir KAYNAKÇA hazırlanmalıdır. Küçük, Orhan (2014) Lojistik İlkeleri ve Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, Ankara. Demirdöğen, Osman ve Küçük, Orhan (2011), Üretim Yönetimi, 2. Baskı, Ankara: Detay Yayınevi. Fidan, Yılmaz ve diğerleri (2009), Sorulu Cevaplı Temel Dini Bilgiler, İstanbul: Mart Matbaacılık Yayınları. Bayram, Güngör ve Şentürk, Suat Hayri (2003), “Hazar Enerji Kaynakları ve Bölge Ekonomileri Açısından Önemi”, Yakın Dönem Güç Mücadeleleri Işığında Orta Asya Gerçeği, (67-90), Ankara: Gündoğan Yayınları. (Kitapta bölüm) Karancı, Ahmet (Ed.) (1997), Farklılıkla Yaşamak Aile ve Toplumun Farklı Gereksinimleri Olan Bireylerle Birlikteliği, Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları. Müellif: Saîd b. Ali el-Kahtânî (2009), Kitap ve Sünnet’ten Şifa Duaları (Çev.: M. Rahmi Telkenaroğlu), Tercüme ve Tahric Çalışması, Konya: Hüner Yayınları. Türkiye İstatistik Kurumu (1996), Küçük Ölçekli İmalat Sanayi İstatistikleri, Ankara: TÜİK Matbaası. 4 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Dumlu, Emrullah, (2010), “İslam’ın İlk Dönemlerindeki Uygulamalar Ekseninde Kamusal Bir Gelir Olarak Zekât”, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 33, 91116. Cengiz, Ekrem ve diğerleri (2006), “Bütünleşik Kalite-Çevre Yönetim Sistemi”, Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi, 20(1), 247-265. Şimşek, Selami (2005), “Keşanlı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlik”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Güllüpunar, Hasan (2010), “Halkla İlişkiler Sosyal Sorumluluk İlkesi: Kamu Kuruluşları Yaklaşımı Bakımından Konya Büyükşehir Belediyesi Örnekleri”, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 1(1), http://sbedergi.gumushane.edu.tr/sayi1ocakk.html, (12.12.2011). Yayla, Yıldızhan (1991), “Anayasa” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi içinde, 3, (164-194), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2011), T.C. Resmi Gazete, 6111, 25 Şubat 2011. Kılıç, Adem - Şafak, Burhan Asaf (Yapımcı), Kılıç, Adem (Yönetmen) (2011), Sümela’nın Şifresi Temel, Türkiye: Üçgen Yapım Evi. 18. Makale sunum bedeli 2015 yılı için 100 TL olup makalenin dergiye gönderildiği anda hesaba aktarılması gerekmektedir. TINI’ya gönderilen ve hakemlik sürecine giren makalelerin sunum ücreti, makale yayımlansın-yayımlanmasın iade edilmez. 19. Makalelerde dile getirilen düşüncelerden yazarları sorumludur. 20. Dergide yayımlanması kabul edilen ve yayımlanan yazıların yazılı ve elektronik ortamda tüm yayın hakları TINI’ya aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. 5 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 CONTENTS Year 2015 Summer Volume: 1 Number:1 Prof. Dr. Orhan Küçük Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma Öğr. Gör. Murat Kurnuç, Öğr. Gör. Selçuk Korucuk ve Prof. Dr. Orhan Küçük Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi Yrd. Doç. Dr. Dilşad Güzel ve Prof. Dr. Osman Demirdöğen Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Öğr. Gör. Selçuk Korucuk, Öğr. Gör. Murat Kurnuç ve Prof. Dr. Orhan Küçük Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Keleş, Öğr. Gör. Murat Dilmaç ve Arş. Gör. Arzu Tural Dikmen Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma Fatma Zanco ve Akif Kaya Üniversite Öğrencilerinin Gsm Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama Öğr. Gör. Murat Dilmaç, Arş. Gör. Arzu Tural Dikmen ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Keleş Bankaların Finansal Yapılarının Kârlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (1998-2015) 6 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 ….. 7 ….. 21 ….. 45 ….. 71 ….. 91 ….. 117 ..… 143 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK , The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 7-20 Summer 2015 HALK KÜLTÜRÜNDE GİRİŞİMCİLİK: ATASÖZLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Orhan KÜÇÜK* ÖZET Bireylerin davranışları yaşadıkları toplum içinde şekillenmekte, değer yargılarının oluşmasında toplumun referansları esas alınmaktadır. Bu nedenle toplumu oluşturan bireylerin kabulleri, bakış açıları ve uygulama biçimleri, toplumsal uzlaşının çerçevesini çizdiği alanda belirlenmektedir. Dolayısıyla bireyin davranışlarında, düşüncelerini harekete geçirmesinde ve dış çevre ile ilişkilerinde toplumsal dinamikler etkili olmaktadır. Edebiyat, sanat ve hukuk kurallarında olduğu gibi, ekonomide de toplumsal yargılar bireyin davranışlarını etkilemektedir. Bu durum tasarruf veya satın alma davranışları için geçerli olduğu gibi, yatırım ve üretim kararları için de geçerlidir. Atasözleri ve deyimler, toplumun değer yargılarını ortaya koyan metinlerdir. Geçmişten günümüze halk kültürünü yansıtan atasözleri, girişimcilik konusunda da toplumun tarihsel bakışını ortaya koyma bakımından esas alınabilecek temel referanslardır. Girişimcilik kültürünün yerleşmesi, geleceğin toplumunda daha fazla girişimci yetişmesi toplumun sosyo-ekonomik açıdan gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu yüzden bir toplumda girişimciliğin yapısı ile ilgili fikir yürütebilmek ve öneriler getirebilmek için topumun tarihsel köklerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı halk kültürümüzde girişimcilik anlayışının yerini ve önemini, kültürün girişimcilik üzerine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla atasözü ve deyimlerimiz incelenmiş, girişimcilikle ilgili atasözleri genel olarak * Prof. Dr., Kastamonu Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü, kucuktr@hotmail.com. 7 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı faktörleri başlıkları altında değerlendirilmiştir. Bunun sonucunda, halk kültürünü yansıtan temel metinler olarak atasözü ve deyimlerimizde girişimcilik ve genel olarak ticaret konusuna önemli ölçüde yer verildiği, atasözü ve deyimlerimizin çalışma, iş yapma ve genel olarak ticareti tedbiri elden bırakmadan özendirdiği, bunun yanında, literatürde tanımlanan temel girişimci özellikleri ve girişimcilikte başarı faktörlerine vurgu yaparak günümüze ışık tuttuğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Atasözü, Deyim, Halk Kültürü Entrepreneurship in Folk Culture: A Research on Proverbs ABSTRACT Behaviour of individuals is shaped in the society in which they live and, the formation of value judgements is based on the references of the society. Therefore, the assumptions, perspectives and application forms of the individuals that make up the society are determined in the field that outlines the social consensus. Thus, social dynamics are effective in an individual's behaviour, in the actuation of his/her thoughts and in the relations with the external environment. As in rules of literature, art and the law; in economy, too, social judgments affect an individual’s behaviour. This situation applies to savings or purchasing behaviour, as is also true for investment and production decisions. Proverbs and idioms are texts that reveal society's values. Proverbs, which reflect the folk culture from past to present, are the basic references that can be taken as basis in terms of revealing the society's historical overview of entrepreneurship. The establishment of entrepreneurial culture and more entrepreneurs getting raised in the society of the future will remarkably contribute to the development of the society in terms of socio-economics. So, the examination of the historical roots of the society is important in order to state opinions and make suggestions about the nature of entrepreneurship in a society. The aim of this study is to set forth the place and importance of the understanding of entrepreneurship in our folk culture and the impact of culture on entrepreneurship. For this purpose, our proverbs and idioms were analyzed, and the proverbs regarding entrepreneurship were generally evaluated under the titles of entrepreneurship, the qualities an entrepreneur should have, and the success / accomplishment factors in entrepreneurship. 8 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK As the result of this, entrepreneurship and trade issues generally has been found to be significantly in our proverbs and idioms as basic texts that reflect the folk culture, it has been determined that our proverbs and idioms encourage studying / working, transacting business and trade, generally by being on the safe side, and besides this, they provide an insight into the modern- day by laying emphasis on the fundamental qualities of an entrepreneur and accomplishment factors in entrepreneurship defined in the literature. Key Words: Entrepreneurship, Proverb, Idium, Folk culture JELL: M19 Giriş Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Anadolu topraklarında asli unsur olan nüfusun ticaretle fazla iştigal etmediği, bu alanı azınlık tebaaya bıraktığı, hatta meslek alanlarına göre uzmanlaşmanın olduğu yönünde bir kabul sözkonusudur. Bu durum da sebepleriyle birlikte ayrıca ortaya konabilir fakat bu çalışma bakımından değerlendirildiğinde, sosyo kültürel faktörlerin iş veya meslek üzerinde etkili olabildiği veya bireylerin bakış açısını etkilediği yönünde bir fikir verebilir. Birtakım uygulamaların veya yeniliklerin toplumda yer bulabilmesi, sosyal doku ile yakından ilişkilidir. Bireylerin özellikleri, konuları ele alış biçimleri, belli durumlara bakışları ile düşünme ve eylem biçimleri içinde yaşadıkları toplumun değer yargılarının bir uzantısıdır. Girişimcilik de, sanat, edebiyat ve spor gibi toplumun referansları ile şekillenen bir olgudur. Bu bakımdan pek çok alanda olduğu gibi bireylerin girişimciliğe yönlendirilebilmesinde, girişimci özelliklerle donatılmasında ve bu girişimci karakterini günü geldiğinde dışa vurmasında toplum yapısı ve bakışı önemlidir. Bir yerde toplum, toplumsal değer yargıları ve kültür, insanın düşünce ve hareket kabiliyetinin sınırlarını, hareket alanının çizgilerini belirleyebilmektedir. O bakımdan bir toplumun girişimcilik nitelikleri, bakış açısı ve hatta yeteneklerin geliştirilmesi veya eksik yönlerinin iyileştirilmesi araştırılırken kültürel alt yapının bilinmesi gerekmektedir. Kültürel değerlerin bir kısmı söze ve yazıya dönüşerek tarih boyunca yeni kuşaklara taşınmaktadır. Sözcüklerin ve terimlerin yanı sıra atasözlerimiz ve deyimlerimiz, Türkçenin söz varlığını oluşturan önemli ögelerdendir. Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikteki sözlerdir. Deyimler ise genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam 9 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK taşıyan kalıplaşmış söz öbekleridir. Atasözlerimiz ve deyimlerimiz hayata bakışımızın, değerlerimizin, geleneklerimizin, inançlarımızın söze dönüşmüş biçimleridir. Her atasözü her deyim aslında bir kültür. Binlerce yıllık tarihimiz içerisinde atalarımızın dilimizin söz varlığına kazandırdığı değerimizdir (www.tdk.gov.tr). Atasözleri ve deyimler, toplumun değer yargılarını ortaya koyan metinlerdir. Geçmişten günümüze halk kültürünü yansıtan atasözleri, girişimcilik konusunda da toplumun tarihsel bakışını ortaya koyma bakımından esas alınabilecek temel referanslardır. Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenip ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözler olan atasözleri; bir kültürün düşünme tarzını ve olaylar karşısındaki algı ve davranış biçimlerini açıklaması bakımından önemli bir göstergedir. Toplum içindeki bireyin, davranışları, düşünceleri ve duyguları; içinde doğup yetiştiği kültürün bu öğesinden etkilenecektir (Tanrıkulu, 2011, s. 86). Bu çalışmada Türk atasözleri incelenerek, girişimciliğin atasözlerinde ne ölçüde işlendiği, girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı faktörleri bakımından toplumun bakış açısı değerlendirilecektir. Literatür Taraması Literatürde halk kültürü ile iktisadi konular arasındaki ilişkileri inceleyen ve halk kültüründe atasözleri konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan birinde (Başfırıncı, 2011), Türk tüketicilerin tüketim kültürünün değerlerini ne derecede benimsedikleri, benimseme sürecinde hangi psikolojik ve davranışsal meşrulaştırma süreçlerine başvurdukları ve tüketim kültürünü kendi kültürel altyapımızla nasıl uyumlaştırdıkları incelenmiştir. Çalışma sonucunda tüketim kültürü ve tüketim kalıpları büyük ölçüde benimsenmiş olsa da paylaşmak gibi geleneksel değerlerin ve pazarlık etmek gibi satın alma alışkanlıklarının da terk edilmediği ve sisteme uygun biçimde dönüştürüldüğü belirlenmiştir. Özdemir (2011), edebiyat-ekonomi ilişkisini kültürel ekonomik yaklaşımlar ve özellikle içerik endüstrileri temelinde incelemiştir. Bu çalışmada edebiyatekonomi ilişkisinin veya edebiyatın ekonomik boyutunun varlığı, içeriği ve işleyişi kültür destekçiliği, kayıt teknolojileri, basılı medya ve yayıncılık, kent kültürü ekonomisi, kültür endüstrileri/ sektörleri, reklam, moda, kitap fuarları, fikri mülkiyet ve telif hakları, kitap ticareti, ikinci el kitap piyasası alt başlıkları altında sunulan veri ve yorumlarla incelenmiş ve kanıtlanmıştır. 10 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Özdemir (2010), Türkiye’deki reklâmlarda toplumsal cinsiyet ve sunumu incelediği çalışmasında, toplumsal cinsiyetin tanımı, toplumsal cinsiyet ve medya ilişkisi göz önünde bulundurarak toplumsal cinsiyetin Türkiye’de, 2005– 2009 yılları arasında yayınlanan seçilmiş reklâm örneklerinden hareketle reklâmlarda işlenişini değerlendirmiştir. Atasözlerini farklı yönlerden ele alan çok sayıda çalışma yapılmış, Tanrıkulu (2011) Türk atasözlerinde gerçeklik terapisi üzerinde çalışmış, Aranyosi (2010), 20. ve 21. yüzyılın enformatik araçlarıyla, sözlü kültürün muhafaza edildiği kollektif birikime erişme şeklinin değiştiği, dolayısıyla atasözünün bir form değişimi geçirmekte olduğunu öne sürmüştür. Erdem (2010), “seçme” ve “yer değiştirme” işlemi olarak tanımlanan ve anlamı örten metaforların, iletinin karşıdakine hemen ve etkili bir şekilde aktarılmasını amaçlayan atasözlerinde kullanım nedenlerini, onların bu söz formlarında nasıl işlediklerini ortaya koymuştur. Dik (2010) ise; Türkiye Türkçesinde kullanılan atasözleri ve dinî inanç temaları üzerinde yoğunlaşan çalışmasında, atasözlerinin anlamsal karşılıkları ile dinî inanç arasındaki ilişkiyi, sosyal psikolojinin önemli kavramlarından biri olan adil dünya inancı açısından değerlendirmiştir. Atasözlerinde girişimciliğin incelendiği çalışma ise ulaşılabildiği kadarıyla sadece bir tanedir. Esen ve Ensar’ın (2011) yaptıkları bu çalışmada atasözlerinde girişimcilikle ilgili, olumlu, olumsuz veya yansız (tarafsız) kavramlar taranmıştır. Çalışma sonucunda, girişimciliğe olumlu vurgu yapan atasözlerinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Girişimcilik ve Girişimcilikte Başarı Faktörleri Girişimci veya müteşebbis, mal veya hizmet üretmek/pazarlamak üzere kâr/zarar riskini göze alarak, sahip olduğu sermayeyi yatırıma dönüştüren kişidir (Küçük, 2013, s. 26). Girişimcilik ise; bir işletmenin kurulması, yönetsel süreçlerin işletilmesi, üretim ve pazarlamaya yönelik tüm risklerin üstlenilmesi gibi, bir işin kurulması ve yürütülmesine ilişkin faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır (Küçük, 2013, s. 27). Girişimciyi başarılı kılan ve rekabette öne geçiren bir takım girişimcilik özellikleri literatürde verilmektedir. Bu özellikler (Tekin, 2005, s. 3 ve 47, www.kosgeb.gov.tr, Öz-Alp, 1971, s. 47): * İşletmeyi başarıyla yönetme, * İşin gerektirdiği teknik ve sosyal beceriye sahip olma, * Kaynakları bir araya getirerek etkin kullanma, 11 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK * Hesaplı riskler almak konusunda istekli olma, * Sorumluluk üstlenebilme, * Yenilikçilik ve azim, * Öğrenmeye açık olma ve kendini geliştirme, * Dinamik bir kişilik, * Uzun süre yorulmadan çalışabilme, * Zorluklara kolaylıkla karşı koyabilme, * Zihinsel Fiziksel dayanıklılık, * Mali gücünü kuvvetlendirinceye kadar az kârla yetinme, * Özgüven, * Kararlı olma, * Güvenilirlik ve * Sebat biçiminde sıralanabilir. Bunun yanında bir işe başlarken dikkat edilmesi gereken hususlar anlamında girişimcilikte başarı faktörleri de tanımlanmıştır. Bu faktörlerin başlıcaları da aşağıda sıralanmıştır (Öz-Alp, 1971, s. 3 ve Küçük, 2013, ss. 76-78). * Uygun işin bulunması, * Uygun zamanın seçilmesi * Yönetim yeteneği * Sermaye olanakları ve * Risklere karşı güvence Bir girişimcinin temel özelliklere sahip olması ve işe başlarken başarı faktörlerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi halinde başarılı olması beklenmektedir. Araştırmanın Amacı ve Beklenen Yararlar Bu çalışmanın amacı halk kültürümüzde girişimcilik anlayışının yerini ve önemini, kültürün girişimcilik üzerine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla atasözü ve deyimlerimiz incelenmiş, girişimcilikle ilgili atasözleri genel olarak girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı faktörleri başlıkları altında değerlendirilmiştir. Atasözlerinin, toplumun genel girişimcilik karakteri ile ilgili olarak fikir vereceği beklentisiyle, içinde 12 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK yaşadığımız toplumunun girişimcilik özellikleri ve bakış açısı, atasözleri üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda, atasözlerimizin girişimciliği özendiren, değerli olduğunu ifade eden, çalışmayı ve sebat etmeyi teşvik eden fakat bunun yanı sıra sıklıkla ihtiyatlı olmayı, fazla güvenmemeyi öneren yönlendirmeleri doğrultusunda, toplumun girişimcilik vizyonunun geliştirilebilmesi veya var olanın güçlendirilebilmesi adına bilimsel bir değerlendirme sunulmuş olması, ilgili kesimlerin bu doğrultuda birtakım girişimlerde bulunmasına ve ülkemizin sosyo ekonomik gelişimine belli ölçüde katkı sağlanmış olması beklenmektedir. Araştırmanın Kapsamı ve Yöntemi Bu çalışmada Türk Dil Kurumu (TDK) web sayfasında yer alan Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü esas alınmıştır. Veri tabanında 2.396 atasözü, 11.209 deyimin bulunduğu yazılımda atasözü ve deyimler yazım veya anlam bakımından taranabilmektedir (www.tdk.gov.tr). Dolayısıyla araştırmanın kapsamını bu atasözü ve deyimler oluşturmaktadır. Yine sözlükte bazı atasözleri gerçek anlamlarıyla bazıları da mecazi anlamlarıyla yer almaktadır. Çalışma kapsamında TDK web sayfasındaki Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde yer alan toplam 13.605 atasözü ve deyim içerisinde girişimcilikle ilgili ve temel girişimci özellikleri olarak literatürde yer alan kavramlar ile girişimcilikte başarı faktörlerine ilişkin ifadeler yazım ve anlam bakımından taranmıştır. Atasözü/deyimlerin bu üç konu başlığına göre dağılımı ortaya konmuş, ilgili konulardaki atasözlerinden bazı örnekler paylaşılmıştır. Çalışma sonucunda atasözlerinin girişimciliğe bakışı tespit edilmiş ve son olarak bu doğrultuda öneriler paylaşılmıştır. Sınırlı olmakla birlikte, baş tarafta paylaşılan benzer konularda yapılmış olan çalışma sonuçları ve bilinen atasözü/deyimler doğrultusunda araştırmanın hipotezleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir. H1: Girişimcilik veya genel olarak ticaret konusu Türk atasözlerinde önemli yer tutmaktadır. H2: Girişimcilik Türk atasözlerinde özendirilmektedir. Bulgular Girişimcilikte temel kavramları içinde bulunduran atasözü ve deyimlerin sayısı Tablo 1.’de verilmiştir. 13 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 1. Girişimcilikle İlgili Kavramlar Bakımından Atasözlerinin Dağılımı Girişimcilikle İlgili Kavramlar İş İşletme(k) Hesap Dükkân Almak Satmak Para Sermaye Toplam Kavramla İlgili Atasözü/Deyim Sayısı 324 1 43 5 440 30 107 6 956 Tablo 1.’den görüleceği üzere girişimcilikte temel kavramlar olarak iş, işletme, hesap, dükkân, almak, satmak ve para kelimelerini içinde bulunduran atasözü ve deyimlerde en fazla (440 adet) almak, iş (324 adet) ve para (107) ifadeleri yer almaktadır. Girişimcilik ile ilgili genel atasözlerinden bazı örnekler aşağıda paylaşılmıştır. * İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol * paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak * Al malın iyisini, çekme kaygısını * Almadığın hayvanın kuyruğunu tutma * Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır * Dostluk kantarla, alışveriş (hesap) miskalle * Evdeki pazar (hesap) çarşıya uymaz Bir girişimcinin sahip olması gereken özellikleri ifade eden atasözlerinin dağılımına ilişkin bulgular Tablo 2.’de paylaşılmıştır. Tablo 2. Girişimci Özellikleri İle İlgili Kavramlar Bakımından Atasözlerinin Dağılımı Girişimci Özellikleri İle İlgili Kavramlar Azim Dayanıklılık Öğrenme Kanaat Çalışmak Marifet Sabır Birlik veya ortaklık Cesaret/Korku Akıl(lı olma veya akılcı davranma) Başarı (Anlam bakımından ve mükerrer olanlar çıkarıldıktan sonra) Toplam Kavramla İlgili Atasözü/Deyim Sayısı 2 1 22 3 8 3 7 10 14 14 112 196 14 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Buna göre temel girişimcilik özellikleri arasında sayılan azim, dayanıklılık, öğrenme, kanaat, çalışmak, marifet, sabır, birlik veya ortaklık, cesaret, korku ve akıl(lı olma veya akılcı davranma) kelimelerini içinde bulunduran atasözü ve deyim sayısı 196’dır. İş kurma becerisini ve rekabete karşı koyabilmeyi ifade edebileceği düşünülerek, “başarı” kelimesi anlam bakımından taratılmış ve diğer kavramlarda da çıkan mükerrer iki atasözü dışlandığında 112 atasözü/deyim belirlenmiştir. Bu kavramlardan atasözü ve deyimlerde en çok geçenler sırasıyla öğrenme (22 adet), akıl (14 adet), cesaret (14 adet) ve birliktir (10 adet). Girişimcilik özellikleri ile ilgili bazı atasözü örnekleri şunlardır: * Adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur * Az el aş kotarır, çok el iş kotarır * Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz * Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir * Erkek koyun kasap dükkânına yakışır * Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas * Sabrın sonu selamettir * Marifet iltifata tabidir * Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat * Sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez * Birlikten kuvvet doğar * Nerede birlik, orda dirlik * Ortaklık öküzden, başlı başına buzağı yeğdir * Yalnız taş, duvar olmaz * Akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (oğlunu) everir * Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer * Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını * Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur * Araba ile tavşan avlanmaz * Bir koltuğa iki karpuz sığmaz 15 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK * Meyve veren ağaç taşlanır * Sen işten korkma, iş senden korksun * Ya devlet başa ya kuzgun leşe * Yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir) * Yuvarlanan taş yosun tutmaz * Er olan ekmeğini taştan çıkarır Burada akılcı davranma ve ortaklık konusunda hem olumlu hem olumsuz ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. Bakıldığında, bir takım olumsuz tecrübeler ışığında ortaklık konusunda tedbirli davranılmasının tavsiye edildiği anlaşılabilir. Akıl konusunda olumsuz anlam içeren atasözünde ise belli ölçüde risk alınmasına vurgu yapılmaktadır. Bu da temel girişimci özelliklerindendir. Bu atasözü/deyimlerin toplam içindeki payı da Tablo 3.’de gösterilmiştir. Tablo 3. Girişimcilik Konusundaki Atasözü/Deyimlerin Toplam İçindeki Payı Atasözü/Deyim Sayı Girişimcilik İle İlgili Atasözü/Deyim Girişimci Özellikleri İle İlgili Atasözü/Deyim Girişimcilik Konusunda Toplam Atasözü/Deyim 956 196 Toplam Atasözü/ Deyim Sayısı Oran (%) 7 13.605 1152 1 8 Tablo 3.’den görüleceği üzere toplam atasözü/deyimlerin yaklaşık %10’u girişimcilik konuları ile veya genel olarak ticaretle ilgilidir. Çalışma kapsamında ayrıca, girişimcilikte başarılı olunabilmesi için dikkate alınması gereken başarı faktörlerine ilişkin atasözleri de değerlendirilmiştir. * Uygun işin bulunması, Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır * Uygun zamanın seçilmesi Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma Acele işe şeytan karışır * Yönetim yeteneği Kuru gayret çarık eskitir Eşek (eşkin) eve gelmiş, yorga yolda kalmış * Sermaye olanakları Mayasız yoğurt tutmaz Sermayen bir yumurtaysa taşa çal * Risklere karşı güvence 16 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Ak akçe kara gün içindir Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, girişimcilik konusunun Türk atasözlerinde işlendiği, bireyin çalışmaya teşvik edildiği, risk almadan başarılı olunamayacağı fakat tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğinin temel öğreti olduğu anlaşılmaktadır. Bu bulgular doğrultusunda; H1: Girişimcilik veya genel olarak ticaret konusu Türk atasözlerinde önemli yer tutmaktadır. H2: Girişimcilik Türk atasözlerinde özendirilmektedir. biçiminde kurulan araştırma hipotezleri kabul edilmiştir. Sonuç ve Öneriler Halk kültüründe Türkçenin temel ögelerinden olan atasözleri incelendiğinde, Türk atasözü ve deyimlerinde girişimciliğin, yukarıda yüzdelik değerleriyle de ifade edildiği üzere belli bir yer tuttuğu ve girişimciliğin özendirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın alt başlıkları olarak; genel girişimcilik konuları, girişimcinin sahip olması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı faktörleri bakımından ulaşılan sonuçlar, başlıklar itibariyle paylaşılmıştır. Atasözlerinde girişimcilik genel konuları bakımından; çalışmanın değerli, paranın önemli olduğu, o yüzden kazancın kıymetinin iyi bilinmesi, aynı zamanda paranın yüzünün sıcak yani çekici olduğu ve dikkatli olunması gerektiği, enerji ve diğer kaynaklara sahipken harekete geçilmesi, borç ve alacakların iyi planlanarak vadeye dikkat edilmesi, müşteri istekleri doğrultusunda ve bilinen işin yapılması, elde olmayan şeyler hakkında da müşterilerde beklenti oluşturulmaması gerektiğine vurgu yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Girişimci özellikleri açısından; insanları ve diğer kaynakları bir araya getirerek koordine etme, hedefe giderken doğru yöntem ve araçları kullanma, kazandığının ve sahip olduğu değerlerin kıymetini bilme, yetenekler doğrultusunda ve uzmanı olunan işlere yönelme, çalışkan olma ve tembelliği bırakma, yaptığı işte sebat etme, zorluklara karşı sabırlı olma, özgüven sahibi olma ve girişimciliğe yönlendirirken taltif etme, iş yaparken belli riskleri alma, beceremeyeceği işlerden uzak durma, eleştirilerden yılmama ve işin üzerine cesaretle gitme gibi hususlarda, atasözlerinin yönlendirici ifadeler içerdiği tespit edilmiştir. Girişimcilikte başarı faktörleri itibariyle de; acele etmeden, tam zamanında yatırım kararı alıp, adımların sırasıyla, dikkatli ve düşünerek atılması, iş için 17 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK gerekli sermayeye sahip olunması, sadece başka kaynaklara güvenerek hareket edilmemesi, yapılacak iş konusunda gerekli beceri ve yeteneklere sahip olunması, birlik veya ortaklığın değerli olduğu fakat ihtiyatlı yaklaşılması gerektiği, olabilecek her türlü olumsuzluğa karşı bir B planının olması ya da zor günler için kaynak ayrılması konusunda atasözlerinde yönlendirmelere yer verildiği belirlenmiştir. Atasözlerinin tarihsel birikiminden ayrıca; çalışmak ve kazanmak önemli olmakla birlikte, “kiminin parası kiminin duası” gibi atasözlerinden hareketle paranın her şey demek olmadığı, toplumun beklentilerinin de dikkate alınarak çalışılması, sosyal yarar projelerinin de hatırdan çıkarılmaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ifade edilebilecek bir diğer husus da; “çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz” atasözünden hareketle, fazla paranın bir takım olumsuzlukların göstergesi olabileceğine dikkat çekiliyor olmasıdır. Belirtilmesi gereken son bir bulgu da şudur: Atasözlerinde, ortaklık, akılcı hareket etme, risk alma gibi hususlarda, hem olumlu hem de olumsuz ifadelere rastlanmıştır. Bazı atasözlerinin riski övdüğü gibi bazılarının da riskten kaçınılması gerektiğine vurgu yaptığı, yine bazı atasözlerinde ortaklığa bazılarında ise kendi başına hareket etmenin daha doğru olacağına parmak basıldığı belirlenmiştir. Buradan anlaşılan duruma göre (işletme terminolojisinde durumsallık yaklaşımı) hareket edilmesi, belli risklerin alınıp bazı risklerden kaçınılması, uygun kişilerle birlikte çalışılabileceği fakat öbür türlü kendi işini kurmanın daha yararlı sonuçlar doğuracağıdır. Bu bulgular doğrultusunda, eğitim çalışmalarında, girişimcilere yönelik devlet desteklerinde toplumun temel dinamiklerinin ve kültürel değerlerinin dikkate alınmasının yararlı olacağı paylaşılabilir. İncelenen atasözleri ışığında girişimcilere yönelik olarak şu öneriler paylaşılabilir: * Uzmanı olunan iş yapılmalı * Sermaye yapılacak iş için yeterli olmalı, * Dikkat ve enerji farklı iş kollarına fazla dağıtılmamalı, * Azimli olunmalı, * Yapılan işte sebat edilmeli * Atılan adımlarda kararlı olunmalı, * Eleştirilere kapılıp doğru bildiğinden çabuk vazgeçilmemeli, * Bir işe girişilmeden önce en ince ayrıntısına kadar hesap yapılmalı, 18 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK * İşi yürütürken hesaplar iyi izlenmeli ve denetim elden bırakılmamalı, * Duruma göre risk alınmalı, * İhtiyatlı bir iyimserlik kaydıyla birlik olmanın sinerjisine başvurulmalı ve * Öngörülemeyen risklere karşı farklı planlar oluşturulmalı ve kaynak ayrılmalıdır. Bu çalışmada atasözü ve deyimler girişimcilik bakımından incelenmiş, halk kültüründe girişimciliğin yeri ve bu atasözü/deyimlerin toplam atasözü/deyimler içindeki payı ortaya konmuştur. Başka çalışmalarda atasözleri farklı konulara göre tasnif edilebilir, farklı konulardaki atasözü ve deyimlerin toplam içindeki oransal dağılımı ortaya konabilir. Böyle bir çalışma ile toplumun yönünü veya hangi konulara daha fazla değer verdiği ya da hangi konuların toplumun zihninde daha fazla yer tuttuğu ortaya konabilir. 19 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20) Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK KAYNAKLAR Aranyosi, Ulusoy. E. (2010). Atasözü Neydi, Ne Oldu?, Millî Folklor, 88, 5-15. Başfırıncı, Ç. (2011). Modern Türk Tüketim Kültürüne Yönelik Bir Araştırma, Millî Folklor 91, 115129. Dik, T. (2010) Atasözlerinde Adil Dünya İnancı, Millî Folklor, 88, 28-32. Erdem, S. (2010). “Atasözlerinde Metaforların İşleyişi, Millî Folklor, 88, 33-37. Esen, Ş. Ve E. Yılmaz. (2011). Türk Atasözleri Ve Deyimlerinde Girişimcilik Olgusu: SosyoEkonomik Açıdan Bir Bakış, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 30. Küçük, O. (2008).Türk Eğitim Sisteminde Girişimcilik Ve Girişimcilik Eğitiminde Avrupa Birliği (AB) Hibe Projelerinden Yararlanma Düzeyi: Bir Uygulama”, 2. Uluslararası Girişimcilik Kongresi, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Bişkek-Kırgızistan, 7-10 Mayıs. Küçük, O. Ve E. Ekmekcioğlu. (2008). “Türkiye’de Girişimcilik Eğilimi Ve Gelişmişlik Düzeyi Farklı Yörelere İlişkin Bir Alan Araştırması: Kırgızistan İçin SWOT Analizi Ve Girişimcilik Önerileri”, 2. Uluslar Arası Ekonomi Konferansı, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, 256-264, Bişkek-Kırgızistan, 9-11 Eylül. Küçük, O. (2013). Girişimcilik Ve Küçük İşletme Yönetimi. Geliştirilmiş Ve Gözden Geçirilmiş 6. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık. Öz-Alp, Ş. (1971). Küçük İşletmeler, Eskişehir: İTİA Yayıncılık. Özdemir, M. (2010). Türkiye’deki Reklamlarda Toplumsal Cinsiyet Ve Sunumu. Millî Folklor, 88, 101-111. Özdemir, N. (2011). Edebiyat Ve Ekonomi Kültürel Ekonomik Bir Alan Olarak Edebiyat, Millî Folklor, 91, 101-114. Tanrıkulu, T. (2011). Türk Atasözlerinde Gerçeklik Terapisi, Millî Folklor 90, 86-92. Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı, Konya: Günay Ofset. www.Tdk.Gov.Tr, (Erişim Tarihi: Kasım-Aralık 2013). 20 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 21-44 Summer 2015 KALİTE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARININ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE MÜŞTERİ SADAKATİNE ETKİSİ Öğr. Gör. Murat KURNUÇ* Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK** Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK*** ÖZET Günümüz işletmeleri, artan rekabet nedeniyle kalite iyileştirme çalışmalarına daha fazla önem vermek durumundadır. Kalite iyileştirme çalışmaları müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyeti de müşteri sadakatini sağlayarak mevcut pazar paylarının korunması ve zamanla geliştirilmesi üzerinde belirleyici olmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı kalite iyileştirme çalışmalarının müşteri memnuniyeti üzerinde, oluşan memnuniyet düzeyinin ise müşteri sadakati üzerinde ne derece belirleyici olduğunu ortaya koymaktır. Çalışmamızda bu temel amacın yanı sıra müşterilerin demografik özellikleri ile kalite algısı, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati arasındaki ilişki, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati faktörleri ile bunların önem düzeyleri incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, müşteri sadakati. ABSTRACT Today’s companies must give more importance in quality improvement activities due to increasing competition. Quality improvement studies are the decisive factor on the development and protection of existing market share by providing customer loyalty with customer satisfaction, customer satisfaction. The main purpose of this study is to prove that determining what degree on customer loyalty of the satisfaction level on customer satisfaction of quality * Atatürk Üniversitesi, Pasinler M.Y.O., murat.kurnuc@atauni.edu.tr Gümüşhane Üniversitesi, Köse İrfan Can M.Y.O., skorucuk@hotmail.com *** Kastamonu Üniversitesi, İ.İ.B.F., kucuktr@hotmail.com ** 21 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK improvement activities. In our studies, besides this basic purpose will be examined customer satisfaction and customer loyalty factors with their importance levels, relationship between customer satisfaction and customer loyalty, demographic characteristics of customer with the perception of quality. Key words: Quality of service, customer satisfaction, customer loyalty JELL: M10 I. GİRİŞ Günümüz işletmeleri, artan rekabet nedeniyle kalite iyileştirme çalışmalarına daha fazla önem vermek durumundadır. Günümüz ekonomilerinde işletmelerin, taleplerin sürekli değiştiği zorlu rekabet ortamına adapte olup ömürlerini devam ettirebilmeleri için kalite kaçınılmaz bir etkendir. Kalite iyileştirme çalışmaları müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyeti de müşteri sadakatini sağlayarak mevcut pazar paylarının korunması ve zamanla geliştirilmesi üzerinde belirleyici olmaktadır. Kalite iyileştirme çalışmalarını önemseyen bazı işletmeler ise müşteri beklentilerini net olarak belirleyemedikleri için müşterinin beklentilerini karşılamayan çalışmalar yapmakta ve bu nedenle müşteri memnuniyetini sağlayamamaktadır. Bu zorlu rekabet ortamında işletmeleri güçlü kılacak bir unsur da müşteri sadakatidir. Müşteri sadakati piyasada birçok güçlü rakip olmasına rağmen satışlara katkı yaparak rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Müşteri sadakati sağlayamayan işletmelerin pazar payları daralacak, talep esnekliği artacaktır. Bu da işletmeler için istenmeyen bir durumdur. Bunun sonucunda kâr ve rekabet gücü azalacaktır. Birbirleri ile zincir ilişki içerisinde olan kalite iyileştirme çalışmaları, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakatinin incelenmesi bu yüzden önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada bu üç husus birlikte incelenmiştir ve birbirleri arasındaki etkileşimden doğan sonuçlar paylaşılmıştır. Hizmet Kavramı ve Hizmet Kalitesi Kotler (1997), hizmeti bir tarafın diğer tarafa sunduğu, temel olarak dokunulamayan ve herhangi bir şeyin sahipliğiyle sonuçlanmayan bir faaliyet ya da fayda olarak tanımlamıştır (Kotler, 1997: 467). Grönroos’a (1990) göre hizmet, mutlaka olmasa da doğal olarak az ya da çok dokunulmaz bir yapıya sahip olan, müşteri ve hizmet personelinin fiziksel kaynakları veya malları arasındaki etkileşim anında oluşan ve müşteri problemlerine çözüm olarak sağlanan bir faaliyet veya faaliyet dizisidir (Grönroos, 1990: 27). Berry (1980) 22 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK ise hizmeti, fiziksel olarak sahip olunamayan bir iş, bir hareket veya bir çabayı içeren soyut mamüller olarak tanımlamaktadır (Berry ,1980: 24). Demirdöğen (1994), kalite, özellikle tüketicinin ihtiyaç ve beklentilerinin bilinmesi, bunlara uygun tasarım yapılması, bunların hatasız bir şekilde teşkil edilmesi, satış işlemleri ile ilgili bileşenlerin ve alt bileşenlerin güvenilir bir şekilde sağlanması, performansın ve güvenliğin belgelendirilmesi, kullanımla ilgili bir takım özelliklerin açık bir şekilde ortaya konulması, ambalajlamanın uygun bir şekilde ve teslimatın dakik olarak yapılması, satış sonrası hizmetlerin verimli olması ve bu konuyla ilgili deneyimlerin hepsi şeklinde sıralamıştır (Demirdöğen, 1994: 40). İçinde bulunduğumuz yüzyılda ortaya çıkmış olan değişik kalite tanımları, kalitenin çok boyutlu olmasından kaynaklanmaktadır. Zira kalite, mutlak anlamda ‘‘en iyi’’ demek değildir ve çok boyutluluğu kaliteyi bir bileşim olarak karşımıza çıkarmaktadır. 1984 yılında D. Garvin kalitenin sekiz boyutunu aşağıdaki gibi sıralanmıştır (Şimşek, 2000: 35). *Performans: Üründe bulunan birincil özellikler. *Uygunluk: Spesifikasyonlara, belgelere ve standartlara uygunluk. *Güvenilirlik: Ürünün kullanım ömrü içinde performans özelliklerinin sürekliliği. *Dayanıklılık: Ürünün kullanılabilirlik özelliği. *Hizmet görürlük: Ürüne ilişkin sorun ve şikayetlerin kolay çözülebilirliği. *Estetik: Ürünün albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneği. *İtibar: Ürünün ya da diğer üretim kalemlerinin geçmiş performansı. *Diğer unsurlar: Ürünün çekiciliğini sağlayan diğer karakteristikler. Başta çok gelişmiş, sanayileşmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada hizmet sektöründe görülen hızlı büyüme ve gelişmeler göz önünde tutulduğunda son yıllarda hizmet pazarlamasına yönelik ilginin gitgide artması doğal karşılanmalıdır. Geleneksel olarak fiziksel mal esasına dayanarak geliştirilmiş olan pazarlamanın, hizmetlerin pazarlanmasında ortaya çıkan bazı problemler ve bunların çözümünde yetersiz kalınması, ‘hizmet pazarlaması’ olarak anılan pazarlamanın özel şeklini veya alt disiplininin gelişmesine yol açmıştır (Mucuk, 2010). Dolayısıyla ‘kalite’ kavramı da hizmetler açısından farklılık arz etmektedir. Hizmetlerin kalitesi ile ilgili olarak belli bir tanımın ve ölçümün yapılması oldukça güç bir iştir. Ürünler için yapılan bir kalite tanımını, hizmetler için düşünmenin doğru bir yaklaşım olmayacağı da bir gerçektir. Hizmet kalitesi bir hizmet hakkındaki uzun dönemi kapsayan tümden bir değerlemeyi temsil eden bir tutumdur (Eser,Korkmaz ve Öztürk 2011: 590). Hizmet işletmelerinde üretilen hizmetlerin kalitesinin nasıl olduğu, üreticilerden çok o hizmeti alan tüketiciler tarafından belirlenir ve üretilen hizmet, tüketicilerin beklentilerine cevap verdiği ölçüde beğeni kazanır. Beğeni kazandığı sürece de tüketicisi olur. 23 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK O halde burada önemli olan şey, hizmet kalitesinin tüketiciler tarafından tanımlanmasıdır. Bu tanımın, tatmin edici olan mükemmel hizmet ve tatmin edici olmayan kötü hizmet şeklinde iki boyutu vardır (Karahan,2006). Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Sadakati Memnuniyet, müşterilerin bir mal veya hizmeti kendi ihtiyaç ve beklentilerini karşılayıp karşılayamamasına göre değerlendirmesidir (Kotler, 1997: 467). Müşteri memnuniyeti ise, bir işletmenin sunduğu ürün ya da hizmetleri kullanması sonucunda müşterinin, mal ya da hizmetin değeri hakkındaki olumlu ya da olumsuz duygularıdır (Acuner, 2001). Müşteri memnuniyeti bir diğer tanımla; müşterinin talep ve isteklerinin karşılanması, uygun koşullar sunulması, ürüne ilişkin kalite algısının beklentilerine eşit veya beklentilerinin üzerinde olması halinde yaşayacağı mutluluk veya haz durumudur, şeklinde ifade edilmektedir (Küçük,2012: 238). Müşteri memnuniyeti ile hizmet kalitesi farklı şeyler olmakla birlikte birçok çalışma, müşteri tatmininin birincil belirleyicisi olarak hizmet kalitesi üzerinde odaklanmıştır (McDougall ve Levesque 2000: 392). Müşteri memnuniyeti hizmet kalitesinden farklı olarak beklenen ve algılanan hizmet arasındaki kıyaslamadan ortaya çıkan düşüncedir. Oysa hizmet kalitesi arzulanan ve alınan hizmet arasındaki kıyaslamayı ortaya koyar. Diğer fark ise, memnuniyet işlemlerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılan pozitif duyguları, alınan hizmet kalitesi ise hizmet işletmelerinin ortaya koydukları ürünün güvenilirlik, sorumluluk ve nezaket gibi özelliklerini ifade eder. Bununla birlikte arzu ve alınan hizmet müşteri memnuniyetinin doğrudan ve güçlü bir belirleyicisi olarak görülebilir (Halsted, Bromley ve Cochran, 2000: 82). Kotler’e (2013) göre çoğu şirket, pazar paylarına, müşterilerinin memnuniyetinden daha fazla önem vermektedir. Bu bir hatadır. Pazar payı geriye dönük bir ölçüdür; müşteri memnuniyeti ise ileriye dönük bir ölçüdür. Eğer müşteri memnuniyeti azalmaya başlarsa, ardından pazar payı erozyonu gelecek demektir. Şirketler, müşteri memnuniyeti seviyesini izlemeli ve geliştirmelidir. Müşteri memnuniyeti ne kadar çok olursa, müşteriyi elde tutma oranı o kadar yüksek olur (Kotler, 2013: 90). Müşteri sadakati, müşterilerin tercihlerinde herhangi bir değişikliğe sebep olabilecek durumlarda ve pazarlama çabalarına rağmen, sürekli olarak tercihte bulundukları mal ve hizmetleri tekrar satın alması, tekrar tekrar o işletmenin hizmetinin müşterisi olma konusunda kendisini adamasıdır (Oliver, 1999: 34). Müşteri sadakatinin oluşturulmasında etkili olan bazı temel değişkenler vardır. Bunlar (Öztürk,2007:128); 24 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK * İmaj * Müşteri alışkanlığı * Karar verme kolaylığı * Pazar ve rekabet koşulları * Müşterilerin risk almaktan kaçınma isteği * Uyma eğilimi ve * Müşteri tatminidir. Müşteri memnuniyeti, müşteriyi elde tutmanın ve müşteri sadakatinin önemli bir belirleyicisidir (Hee-Su ve Choong-Han, 2004: 765). Shoemaker ve Lewis (1999)’e göre, müşteri memnuniyetinde, işletme-müşteri ilişkisi kapsamında müşteri beklentilerinin ne oranda karşılandığı ölçülürken, müşteri sadakatinde müşterinin tekrar satın almaya ve işletme ile işbirliği yapmaya ne kadar istekli olduğu belirlenmektedir. Bu yazarların görüşleri, memnuniyetin, müşterinin bir ürün ya da hizmet ile ilgili deneyimlerine, sadakatin ise alternatifler arasından ürün yada hizmet seçimi ile ilgili müşterilerin eğilimlerine odaklandığını belirten Auh ve Johnson (2005)’un görüsleri ile benzerdir (Ercan, 2006: 43). Tatmin olmuş müşteriler şirkete güvenmektedirler ve şirketin ürünlerinden/hizmetlerinden memnun kalmışlardır. Tatmin olmuş müşteri dış faktörlerden etkilenmediği ve şirket ürün/hizmet kalitesini bozmadığı sürece, şirketin sattığı ürünlerden/hizmetlerden tekrar satın alacaktır. Şirketin yapması gereken çalışma müşteri ilişkileri yönetimi uygulamaları ile tatmin olmuş müşterileri elinde tutmak için gerekli faaliyetleri yaparak rakiplerin müşteri üzerinde yaptığı baskıyı azaltmak ve müşterinin sürekli kendi ürünlerini kullanmasını sağlamaktır (Odabaşı, 2000: 17). Bu açıklamalardan, işletmelerin yaptığı kalite iyileştirme çalışmaları müşteri memnuniyetini, artan müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini, oluşan müşteri sadakatinin de satışları artıracağı anlaşılmaktadır. Hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakatini inceleyen çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan; Alkoç (2004), cevaplayıcıların gelir düzeyi, eğitim düzeyi, uçuş sıklığı ile yolcuların algıladıkları hizmet kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemiş ve negatif yönde bir ilişki bulmuştur. Genel olarak da bu çalışmada yolcuların algıladıkları hizmet kalitesi ile memnuniyet düzeyleri arasında doğru yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir (Alkoç, 2004). Gürses (2006) ise, yaptığı çalışmada havayolu işletmeciliğinde müşterilerin tercihlerini etkileyen faktörleri önem sırasına göre güvenlik, fiyat ve dakiklik olarak bulmuştur. Bunları sırası ile yer hizmetleri, firma imajı, firma büyüklüğü ve konfor gibi faktörler izlemiştir. Müşteri istek ve beklentilerine yönelik yaptığı araştırmada ise müşterilerin talepleri şu şekilde sıralanmıştır; havaalanına ulaşımda kolaylık, refakatsiz çocuk yolcu güvenliği, acil durumlar için kabin 25 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK içerisinde kadrolu doktor, hasta ve özürlü yolcular için refakatçi, olarak sıralanmıştır (Gürses, 2006). Aslan (2007) , Müşteri memnuniyeti sağlanmasında en önemli etkenin bilet fiyatları olduğu ve bunu takiben dakiklik, uçuş hattının uygunluğu, uçak tipi, uçak konfor ve dizaynı, ikram hizmetleri ve personelin tutumu olduğu sonucuna ulaşmıştır (Aslan, 2007). Karaahmetoğlu (2008) yaptığı çalışmada, sosyo-demografik özellikler ile algılanan hizmet kalitesi arasında negatif yönlü bir ilişki bulmuştur. THY ve diğer havayolu yolcularının algıladıkları hizmet kalitesi ile genel memnuniyet düzeyleri arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu da tespit edilmiştir ayrıca hizmetlere yönelik beklentiler ve algılamalar arasında da anlamlı fark olduğu sonucu ortaya çıkmıştır (Karaahmetoğlu, 2008). IV. ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLERİ Araştırmanın temel amacı hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati üzerindeki etkisini belirlemek ayrıca oluşan memnuniyet düzeyinin müşteri sadakati üzerinde ne derece belirleyici olduğunu ortaya koymaktır. Araştırmanın hipotezleri aşağıda sıralanmıştır; H1 : Hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti arasında ilişki vardır. H2 : Hizmet kalitesi ve müşteri sadakati arasında ilişki vardır. H3 : Müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında doğrusal bir ilişki vardır. V. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ Erzurum ilinde bulunan havayolu kullanıcıları araştırmaya evren olarak belirlenmiştir. Araştırmanın ana kütlesini Erzurum Havalimanından seyahat eden kişiler oluşturmaktadır. Kişi sayısına DHMİ resmi internet sitesinden erişilmiştir (http://www.dhmi.gov.tr/istatistik.aspx, Erişim tarihi: 10.10.2014). Ana kütlenin tamamına ulaşmanın zorluğu, zaman faktörü gibi kısıtlar göz önünde bulundurularak oluşturulan bu ana kütleyi temsil eden bir örnek kütle belirlenmiştir. Anket uygulanan örnek büyüklüğü ise; formülünden faydalanılarak hesaplanmıştır (İdil, 1989: 242). Bu formülde; 26 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK n : Örnek kütle büyüklüğü N : Anakütle büyüklüğü P : Havayolu ile seyahat etme olasılığı 1-P : Havayolu ile seyahat etmeme olasılığı a : Önem düzeyi Z : Test değeri d : Hata payıdır. %5 önem düzeyinde ve %5 hata payı ile ana kütleyi temsil eden örnek büyüklüğü, n = [(809.818)(0.5)0.5) (1.96)2] / [(809.818-1) (0.05)2 + (0.5) (0.5) (1.96)2] = 384 olarak hesaplanmıştır. Bu doğrultuda 384 kişi ile anket çalışması yapılmış ve sonuçlar ana kütlenin tamamına genellenmiştir (Yaylalı ve Dilek, 2011:6). Araştırmada veri toplama aracı olarak anket uygulaması yapılmıştır. Daha önce yapılmış çalışmalardan (Geçen, 2011) yararlanılarak dört bölüm, toplam 52 sorudan oluşan bir veri toplama aracı geliştirilmiştir. Veri toplama aracının birinci bölümü hizmet alıcıların hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati faktörleri üzerinde demografik özelliklerin ne derece belirleyici olduğunu ölçmek amacıyla demografik bilgilerin ortaya konulmasına yönelik 4 sorudan oluşmaktadır. Bu bölümdeki sorular nominal ölçekle düzenlenmiştir. Veri toplama aracındaki sorular 5’li Likert ölçeğine göre kesinlikle katılıyorum 5, katılıyorum 4, kararsızım 3, katılmıyorum 2 ve kesinlikle katılmıyorum 1 olacak şekilde hazırlanmıştır. İkinci bölüm Parasuraman, Zeithaml ve Berry’ nin geliştirdikleri hizmet kalitesi boyutlarına göre hazırlanan ondokuz sorudan oluşmuştur (Zeynep, 2011:39). Üçüncü bölümde hizmet pazarlamasında müşteri memnuniyetini etkileyen faktörler dikkate alınarak geliştirilmişondört soru ve dördüncü bölümde ise müşteri sadakatinin sağlanmasında etkili olan temel değişkenlere göre oluşturulan oniki soru yer almaktadır (Öztürk, 2002:2). Araştırma kapsamında öncelikle kalite iyileştirme, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati faktörlerinin önem düzeyleri belirlenmiştir. Yapılan araştırma için uygulanan anket sorularının ilk bölümünde yer alan 4 soruluk demografik bilgilerin yüzde olarak dağılımı ortaya konulmuştur. 27 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Cevaplayıcıların hangi yaş grubu aralığında olduğunun, cinsiyet bilgilerinin, eğitim düzeylerinin ve meslek bilgilerinin, toplam cevaplayıcılar arasındaki yüzdelik oranları analiz edilmiştir. Anket çalışmasının ikinci bölümünde yer alan hizmet kalitesine ilişkin ifadelere, üçüncü bölümde yer alan müşteri memnuniyetine ilişkin ifadelere ve dördüncü bölümde yer alan müşteri sadakatine ilişkin ifadelere verilen yanıtların yüzdelik oranları analiz edilerek yorumlanmıştır. Cevapların verdiği yanıtlarda ‘‘Kesinlikle Katılıyorum’’ yanıtına 5, ‘‘Kesinlikle Katılmıyorum’’ yanıtına ise 1 puan verilmiş, buna göre anket çalışmasında yer alan 3 ölçeğin ortalamaları ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Tutum ölçeği alt boyutları güvenirlik dereceleri analiz edilmiştir. Bu bölümde 1951 yılında Cronbach tarafından geliştirilen, ölçekte yer alan maddelerin varyansları toplamının genel varyansa oranlanması ile bulunan, Cronbach Alfa güvenilirlik katsayısından faydalanılmıştır. Ölçekler bakımından demografik değişkenlere göre farklılık olup olmadığı incelenmiştir. Bu farklılıkların derecelerinin anlamlı olup olmadığı yorumlanmıştır. Son olarak ölçekler arasındaki ilişki incelenerek hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti arasında, hizmet kalitesi ile müşteri sadakati arasında ve müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında ne derece bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Demografik faktörler ile bu üç değişkene ilişkin faktörler arasında ilişkiyi belirlemek üzere korelasyon analizi yapılmıştır. Veriler SPSS 20.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. VI. BULGULAR A.Demografik Bulgular Tablo 1. Yolcuların yaşlarına göre dağılımını vermektedir. Tablo 1. Yolcuların Yaşlarına Göre Dağılımı Yaş 16-25 26-35 36-45 46-55 55 ve Üstü Toplam Kişi Sayısı 160 126 49 36 13 Yüzde 41,8 32,8 12,7 9,3 3,4 384 100 Tablo 1’de görüldüğü üzere yolcuların %41,8’i 15-25 yaşında iken, %32,8’i 2635, %12,7’si 36-45, %9,3’ü 46-55 ve %3,4’ü ise 55 yaş ve üstündedir. 28 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 2’de yolcuların cinsiyetine göre dağılımını göstermektedir. Tablo 2. Yolcuların Cinsiyetine Göre Dağılımı Cinsiyet Erkek Kadın Toplam Kişi Sayısı 230 154 384 Yüzde 60,0 40,0 100 Tablo 2’den görüleceği üzere yolcuların %60’ını erkek, %40 oranındaki kısmını ise kadınlar oluşturmuştur. Tablo 3. Yolcuların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı Eğitim Düzeyi İlkokul Ortaöğretim Ön Lisans Lisans Lisans Üstü Toplam Kişi Sayısı 7 45 78 220 34 384 Yüzde 1,7 11,8 20,3 57,4 8,8 100 Yolcuların eğitim düzeyleri Tablo 3’de gösterilmiş olup, yolcuların %1,7’si ilkokul, %11,8’i ortaöğretim, %20,3’ü ön lisans, %57,4’ü lisans ve %8,8’i ise lisans üstü mezunudur. Tablo 4’de ise yolcuların mesleklerine göre dağılımı sunulmuştur. Tablo 4. Yolcuların Mesleklerine Göre Dağılım Meslek Emekli Kamu Personeli Özel Sektör Esnaf Öğrenci Toplam Kişi Sayısı 15 144 118 13 94 384 Yüzde 4,0 37,6 30,6 3,3 24,6 100 Tablo 4’de görüldüğü gibi yolcuların %4’ü emekli iken, %37,6’sı kamu personeli, %30,6’sı özel sektör çalışanı, %3,3’ü esnaf ve %24,6’sı ise öğrencidir. B.Hizmet Kalitesi, Müşteri Memnuniyeti ve Sadakati (KMS) Bulguları Sunulan hizmetlerin yolcular tarafından algılanan kalitesini ölçmeye yönelik sorulara verilen yanıtların dağılımı ise Tablo 5’de paylaşılmıştır. 29 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Ulaşılabilirlik Karşılık Verme Bilet satın alma, rezervasyon, erteleme vb. işlemlerin yapılabileceği kanallara kolay ve hızlı bir şekilde ulaşılabilmektedir. İşletme havaalanına ulaşım için servis imkanı sunmaktadır Uçuş öncesi gerçekleştirilen check-in, bagaj alma gibi işlemler ilgili personel tarafından hızlı ve istekli bir şekilde yerine getirilmektedir. N 195 145 25 Kesinlikle Katılmıyorum Ortalama Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum Tablo 5. Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği 17 2 4,34 % 50,9 37,7 6,6 4,4 0,5 N 131 157 43 38 15 3,91 % 34,1 40,7 11,2 10,0 3,9 N 124 156 66 30 8 3,94 % 32,4 40,5 17,2 7,9 2,0 101 143 74 45 21 % 26,2 37,2 19,3 1,7 5,6 N 157 168 36 17 6 İletişim Gerekli duyurular müşterilerin anlayabileceği, mesleki terimlerden arındırılmış bir dil ile yapılır. Nezaket Güvenilirlik 3,67 Uçuş tam saatinde gerçekleşmektedir. Personel güler yüzlü ve nazik davranmaktadır. N 4,18 % 41,0 43,7 9,3 4,4 1,5 N 145 160 53 23 3 4,10 % 37,7 41,8 13,9 5,9 0,7 N 161 163 36 21 3 % 41,8 42,5 9,3 5,4 1,0 N 173 163 30 14 4 Hizmet Tasarımı 4,19 Personelin kıyafeti günün koşullarına uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Personelin saç, sakal, makyaj gibi görsel unsurları çağdaş bir imaj yansıtmaktadır. 4,27 % 45,1 42,4 7,7 30 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 3,7 1,0 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Hizmetler planlı bir iş bölümü doğrultusunda ekip çalışması ile sunulmaktadır. Müşterilerin özel ihtiyaçları önceden tahmin edilip bu doğrultuda hizmet sunulmaktadır. Dürüstlük Hizmet taahhüt edildiği şekilde yerine getirilmektedir. Dinlemek Güvenlik Telafi Etme Rötar, uçuş iptali v.b. durumlarda müşterinin mağduriyetinin giderilmesi için tüm imkanları kullanmaktadır. Hizmetler müşterilerden gelen talepler doğrultusunda revize edilmektedir. Müşteriyi Şaşırtmak Uçaklar fiziksel olarak modern bir görüntüye sahiptir. Sunulan hizmetin kalitesi beklentileri fazlasıyla karşılamaktadır. Fiziksel Kanıt Uçak filosu belirli aralıklarla yenilenmektedir. Belge ve formlar açık ve anlaşılır niteliktedir. N 142 164 61 13 4 % 37,0 42,7 15,8 3,5 1,0 N 121 188 58 14 3 % 31,4 48,9 15,2 3,7 0,7 N 86 115 125 43 15 % 22,3 30,0 32,7 11,1 4,0 N 79 118 121 47 19 % 20,6 30,7 31,4 12,3 4,9 N 73 119 146 34 12 4,11 4,07 3,55 Müşteri menfaatleri konusunda titizlik gösterilmektedir. Fiziksel Varlıklar İtibar Ekip Çalışması Uçuş esnasında hizmetleri gerçekleştiren personel yeterli beceri ve bilgiye sahiptir. Müşteriyi Anlamak Yetkinlik Tablo 5 (Devam). Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği 3,50 3,54 % 18,9 31,0 38,1 8,8 3,2 N 89 175 76 37 7 % 23,1 45,7 19,7 9,6 2,0 N 70 107 109 60 38 3,78 3,29 % 18,2 28,0 28,5 15,5 9,8 N 83 173 83 33 12 % 21,6 45,0 21,6 8,6 3,2 N 70 141 97 58 18 % 18,1 36,8 25,2 15,2 4,7 N 75 114 115 62 18 % 19,6 29,7 29,9 16,2 4,7 N 108 159 74 30 13 % 28,0 41,5 19,2 7,9 3,4 3,73 3,49 3,43 3,83 Faktörlerin önem düzeyleri incelendiğinde 4,34 ortalama ile ulaşılabilirlik ve 4,27 ve 4,19 ortalama ile hizmet tasarımı faktörlerinin önem düzeyleri göreli olarak yüksek çıkmıştır. 31 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Ekip çalışması (4,07), yetkinlik (4,11) ve nezaket (4,10) faktörlerinin önem düzeyleri orta, 3,29 ortalama ile telafi etme ve 3,43 ortalama ile müşteriyi şaşırtma faktörlerinin önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır. Tablo 6’da müşteri memnuniyetini ölçmek üzere geliştirilen ölçek verilmiştir. Tutundurma olgusu İşletmenin kişiye özel mil/puan biriktirme programı vardır. Servis Olgusu İşletmeye ulaşım kolaydır.(Satış acentası, internet, çağrı merkezi v.b.) Havaalanına ulaşım imkanları memnuniyet vericidir. Hız Olgusu Uçuş öncesi işlemler kolay ve hızlı gerçekleşir. Bagaj alım işlemleri kolay ve hızlı gerçekleşir. Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum 132 172 48 20 12 Ortalama Kararsızım N Katılıyorum İşletme yaptığı promosyonları reklam v.b. çalışmalar ile duyurur. Kesinlikle Katılıyorum Tablo 6. Müşteri Memnuniyeti Ölçeği 4,02 % 34,3 44,9 12,5 5,1 3,2 N 114 169 59 30 12 3,89 % 29,7 43,9 15,4 7,8 3,2 N 155 157 45 13 14 4,11 % 40,3 40,8 11,7 3,4 3,7 N 101 140 63 48 32 % 26,4 36,4 16,5 12,5 8,2 N 109 170 70 23 12 % 28,3 44,3 18,2 5,9 3,2 N 86 171 72 40 15 % 22,5 44,6 18,6 10,4 4,0 3,60 3,89 3,71 32 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 6 (Devam). Müşteri Memnuniyeti Ölçeği Ücretsiz bagaj limiti yeterlidir. N 58 93 79 70 84 Fiyat Olgusu 2,93 Bilet fiyatları uygundur. % 15,3 24,3 20,5 18,3 21,8 N 40 109 98 73 64 2,97 Koltuklar rahat ve temizdir. % 10,4 28,4 25,4 19,0 16,8 N 76 142 86 51 29 % 19,8 37,3 22,3 13,3 7,5 N 74 139 97 51 23 Ürün Olgusu 3,49 Sunulan hizmetler ihtiyaçları karşılamaktadır. İletişim Olgusu Personelin yaklaşımı iyidir. Güven Olgusu İşletme yasal prosedürleri yerine getirir. Kalite Olgusu İkramlar ve sunum tatmin edicidir. Genel olarak sunulan hizmet kalitelidir. 3,50 % 19,4 36,2 25,3 13,2 6,0 N 62 104 104 72 42 3,19 % 16,1 27,0 27,0 18,9 10,9 N 114 170 61 28 11 % 29,6 44,2 16,0 7,2 3,0 N 124 179 55 13 13 % 32,0 46,7 14,4 3,5 3,5 N 84 155 89 34 22 3,90 4,00 3,63 % 21,9 40,3 23,1 33 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 8,8 5,9 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Servis olgusu ölçeğinde yer alan işletmeye ulaşım kolaydır faktörü (4,11) ve tutundurma olgusu ölçeğinde yer alan işletme yaptığı promosyonları reklam vb. çalışmalar ile duyurur faktörünün (4,02) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır. Fiyat olgusu ölçeğinde yer alan ücretsiz bagaj limiti yeterlidir (2,93) ve bilet fiyatları uygundur (2,97) faktörlerinin önem düzeyleri düşük çıkmıştır. Tablo 7 ise müşteri sadakati ölçeğini göstermektedir. 78 28 Ortalama Kesinlikle Katılmıyorum 159 Katılmıyorum 110 Kararsızım Katılıyorum N 9 3,87 % 28,7 41,3 20,3 7,4 2,2 N 91 165 86 29 13 İmaj Tercih ettiğim işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür. Kesinlikle Katılıyorum Tablo 7. Müşteri Sadakati Ölçeği Müşteri Alışkanlığı Bilet araştırırken ilk önce sürekli uçuş yaptığım işletmenin uçuşlarını kontrol ederim. Karar Verme Kolaylığı Uçuş için alternatif işletmeler sunulursa tercihim sürekli uçuş yaptığım işletmeden yana olur. Pazar ve Rekabet Koşulları Tercih ettiğim işletmenin imajı benim sosyal statüm ile uyumludur. Uçuş yapacağım şehre başka işletmeler hizmet verse de sürekli aynı işletmeyi tercih ederim. Sürekli uçuş yaptığım işletme, rekabet koşullarına göre kendini iyileştirir. 3,76 % 23,6 42,9 22,4 7,6 3,4 N 124 174 52 22 12 3,98 % 32,4 45,3 13,4 5,7 3,2 N 117 156 66 28 17 3,85 % 30,5 40,5 17,2 7,4 4,4 N 90 126 90 65 13 % 23,5 32,8 23,5 16,8 3,5 N 89 149 109 21 15 3,56 3,72 % 23,3 38,9 28,5 34 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 5,4 4,0 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Risk Faktörü Olumsuz durumlarla karşılaşmamak için sürekli aynı işletmeyi tercih ederim. Uyma Eğilimi Tablo 7 (Devam). Müşteri Sadakati Ölçeği Çevremdeki kişilerin uçuş yaptığı işletmeyi tercih ederim. Sürekli uçuş yaptığım işletmenin sunduğu hizmetten memnunum. Müşteri Tatmini Sürekli uçuş yaptığım işletmenin fiyatları uygundur. Sürekli uçuş yaptığım işletmenin uçuş saatleri uygundur. Sürekli uçuş yaptığım işletmenin varış noktaları uygundur. N 90 153 74 51 16 3,65 % 23,5 40,0 19,0 13,3 4,2 N 62 109 83 98 31 3,19 % 16,2 28,5 21,6 25,6 8,1 N 96 168 80 30 10 % 25,0 43,8 21,0 7,7 2,5 N 75 137 86 57 29 % 19,5 35,8 22,5 14,8 7,4 N 79 161 79 48 17 % 20,6 42,0 20,4 12,5 4,4 N 93 174 61 39 17 % 24,3 45,2 16,0 10,1 4,4 3,81 3,45 3,62 3,75 Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır. Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır. Tablo 8. Ölçeklerin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri Ölçek Hizmet Kalitesi Müşteri Memnuniyeti Müşteri Sadakati Ortalama 3,84 3,64 3,68 Standart Sapma 0,644 0,741 0,796 35 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Hizmet Kalitesi ölçeğinin ortalaması 3,84, Müşteri Memnuniyeti ölçeğinin ortalaması 3,64 ve müşteri Sadakati ölçeğinin ortalaması 3,68 olarak hesaplanmıştır. Ortalamalar, “Kesinlikle Katılıyorum” yanıtına 5, “Kesinlikle Katılmıyorum” yanıtına 1 puan verilerek hesaplanmıştır. Tablo 9. Tutum Ölçeği Alt Boyutları Güvenilirlik Analizi Ölçekler Madde Sayısı Cronbach Alfa Hizmet Kalitesi Müşteri Memnuniyeti Müşteri Sadakati 19 0,921 14 0,902 12 0,927 Güvenilirlik Düzeyi Yüksek Derecede Güvenilir Yüksek Derecede Güvenilir Yüksek Derecede Güvenilir C.KMS Ölçeği ve Demografik Bulgular Müşteri Sadakati Müşteri Memnuniyeti Hizmet Kalitesi Tablo 10. Yolcuların Yaş Grupları ve KMS Ölçeği Yaş Grupları 16-25 Kişi Sayısı 160 Ortalama 3,86 Standart Sapma 0,628 26-35 126 3,78 36-45 49 46-55 F p Fark - - - 0,669 - - - 3,80 0,560 1,244 0,292 - 36 4,04 0,692 - - - 55 ve Üstü 13 3,78 0,733 - - - 16-25 160 3,67 0,669 - - - 26-35 126 3,56 0,809 - - - 36-45 49 3,57 0,686 2,188 0,070 - 46-55 36 3,93 0,767 - - - 55 ve Üstü 13 3,52 0,808 - - - 16-25 160 3,81 0,713 - - - 26-35 126 3,52 0,829 - - - 36-45 49 3,58 0,759 5,386 0,000* 1-5 4-2,35 46-55 36 3,99 0,828 - - - 55 ve Üstü 13 3,24 1,028 - - - 36 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Hizmet Kalitesi ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,86 iken, 26-35 yaşındakilerin düzeyi 3,78, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,8, 46-55 yaşındakilerin düzeyi 4,04 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,78'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,244, p>0,05). Müşteri Memnuniyeti ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,67 iken, 26-35 yaşındakilerin düzeyi 3,56, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,57, 46-55 yaşındakilerin düzeyi 3,93 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,52'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:2,188, p>0,05). Müşteri Sadakati ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,81 iken, 26-35 yaşındakilerin düzeyi 3,52, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,58, 46-55 yaşındakilerin düzeyi 3,99 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,24'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır (F:5,386, p<0,05). Buna göre, 46-55 yaşındakilerin Müşteri Sadakati düzeyi, 2635, 36-45 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyinden anlamlı derecede daha yüksektir. Ayrıca 16-25 yaşındaki kişilerin Müşteri Sadakati düzeyi anlamlı derecede daha yüksektir Tablo 11. Yolcuların Cinsiyetleri ve KMS Ölçeği Cinsiyet Hizmet Kalitesi Erkek Kadın Kişi Sayısı 230 154 Müşteri Memnuniyeti Müşteri Sadakati Erkek Kadın Erkek Kadın 230 154 230 154 Ortalama 3,84 3,84 Standart Sapma 0,636 0,657 3,60 3,68 3,71 3,63 0,723 0,757 0,795 0,798 t p 0,036 0,972 -1,075 0,283 1,018 0,310 Hizmet Kalitesi ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,84 iken, kadınların düzeyi 3,84'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (t:0,036, p>0,05). Müşteri Memnuniyeti ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,6 iken, kadınların düzeyi 3,68'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (t:-1,075, p>0,05). Müşteri Sadakati ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,71 iken, kadınların düzeyi 3,63'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar 37 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (t:1,018, p>0,05). Tablo 12. Yolcuların Eğitim Düzeyleri ve KMS Ölçeği Müşteri Sadakati Müşteri Memnuniyeti Hizmet Kalitesi Eğitim Düzeyi Kişi Sayısı Ortalama Standart Sapma Ortaöğretim Ön Lisans Lisans Lisans Üstü 52 78 220 34 3,83 3,91 3,84 3,65 0,560 0,614 0,674 0,626 Ortaöğretim Ön Lisans Lisans Lisans Üstü 52 78 220 34 3,67 3,73 3,63 3,40 0,750 0,743 0,723 0,784 Ortaöğretim Ön Lisans Lisans Lisans Üstü 52 78 220 34 3,55 3,74 3,74 3,39 0,838 0,721 0,791 0,886 F p Fark 1,426 0,235 - 1,776 0,151 - 2,788 0,040* 5 - 3,4 Hizmet Kalitesi alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,83 iken, ön lisans mezunlarının düzeyi 3,91, lisans mezunlarının düzeyi 3,84 ve yüksek lisans mezunlarının düzeyi ise 3,65'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Hizmet Kalitesi alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,426, p>0,05). Müşteri Memnuniyeti alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,67 iken, ön lisans mezunlarının düzeyi 3,73, lisans mezunlarının düzeyi 3,63 ve yüksek lisans mezunlarının düzeyi ise 3,4'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,776, p>0,05). Müşteri Sadakati alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,55 iken, ön lisans mezunlarının düzeyi 3,74, lisans mezunlarının düzeyi 3,74 ve yüksek lisans mezunlarının düzeyi ise 3,39'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Sadakati alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır (F:2,788, p<0,05). Buna göre, yüksek lisans mezunlarının Müşteri Sadakati düzeyi, ön lisans ve lisans mezunlarının düzeyinden anlamlı derecede daha düşüktür. 38 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 13. Yolcuların Meslek Grupları ve KMS Ölçeği Müşteri Sadakati Müşteri Memnuni yeti Hizmet Kalitesi Meslek Emekli Kamu Personeli Özel Sektör Esnaf Öğrenci Emekli Kamu Personeli Özel Sektör Esnaf Öğrenci Kişi Sayısı 14 144 118 13 94 14 144 118 13 94 Emekli Kamu Personeli Özel Sektör Esnaf Öğrenci 14 144 118 13 94 Ortalama 3,66 3,83 3,83 3,63 3,96 3,58 3,57 3,65 3,63 3,75 Standart Sapma 0,820 0,637 0,693 0,441 0,569 0,840 0,782 0,779 0,613 0,601 3,38 3,58 3,66 3,70 3,92 1,090 0,838 0,818 0,414 0,665 F p Fark 1,460 0,214 - 0,893 0,468 - 3,327 0,011* 5-1,2,3 Hizmet Kalitesi ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,66 iken, kamu personellilerini düzeyi 3,83, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,83, esnafların düzeyi 3,63 ve öğrencilerin düzeyi ise 3,96'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,46, p>0,05). Müşteri Memnuniyeti ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,58 iken, kamu personellilerini düzeyi 3,57, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,65, esnafların düzeyi 3,63 ve öğrencilerin düzeyi ise 3,75'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:0,893, p>0,05). Tablo 14. KMS Ölçeklerinin İçsel Analizi Hizmet Kalitesi Müşteri Memnuniyeti Müşteri Sadakati r P N r P N r P N Hizmet Kalitesi 1 384 0,769 0,000** 384 0,659 0,000** 384 Müşteri Memnuniyeti 0,769 0,000** 384 1 384 0,689 0,000** 384 Müşteri Sadakati 0,659 0,000** 384 0,689 0,000** 384 1 384 Müşteri Sadakati ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,38 iken, kamu personellilerini düzeyi 3,58, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,66, esnafların düzeyi 3,7 ve öğrencilerin düzeyi ise 3,92'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır (F:3,327, p<0,05). Buna göre, öğrencilerin 39 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Müşteri Sadakati düzeyi emeklilerin, kamu personelleri ve özel sektör çalışanlarının düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksektir. Ölçekler arası ilişki incelendiğinde; Hizmet Kalitesi ile Müşteri Memnuniyeti arasında r = 0,769 ve p<0,05 olup doğru yönlü güçlü bir ilişki tespit edilmiştir. Böylece H1 hipotezi kabul edilmiştir. Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakati arasında r=0,659 ve p<0,05 olup doğru yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda H2 Hipotezi kabul edilmiştir. Nihayet Müşteri Memnuniyeti ile Müşteri Sadakati arasında da doğru yönlü ve güçlü bir ilişki tespit edilmiş (r=0,689 ve p<0,05) ve bunun sonucunda da H3 hipotezi kabul edilmiştir. SONUÇ ve ÖNERİLER Faktörlerin önem düzeyleri incelendiğinde 4,34 ortalama ile ulaşılabilirlik ve 4,27 ve 4,19 ortalama ile hizmet tasarımı faktörlerinin önem düzeyleri göreli olarak yüksek çıkmıştır. Ekip çalışması (4,07), yetkinlik (4,11) ve nezaket (4,10) faktörlerinin önem düzeyleri orta, 3,29 ortalama ile telafi etme ve 3,43 ortalama ile müşteriyi şaşırtma faktörlerinin önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır. Servis olgusu ölçeğinde yer alan işletmeye ulaşım kolaydır faktörü (4,11) ve tutundurma olgusu ölçeğinde yer alan işletme yaptığı promosyonları reklam vb. çalışmalar ile duyurur faktörünün (4,02) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır. Fiyat olgusu ölçeğinde yer alan ücretsiz bagaj limiti yeterlidir (2,93) ve bilet fiyatları uygundur (2,97) faktörlerinin önem düzeyleri düşük çıkmıştır. Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır. Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır. Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır. Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır. 40 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Demografik faktörler incelendiğinde farklı yaş grubundaki kişiler arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,244, p>0,05), farklı yaş grubundaki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından da anlamlı farklılık bulunmadığı (F:2,188, p>0,05) fakat 46-55 yaşındakilerin Müşteri Sadakati düzeyi, 26-35, 36-45 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu ayrıca 16-25 yaşındaki kişilerin Müşteri Sadakati düzeyi anlamlı derecede daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Hizmet Kalitesi alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,426, p>0,05), farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti alt boyutu bakımından da anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,776, p>0,05) ve farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Sadakati alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunduğu (F:2,788, p<0,05) tespit edilmiştir. Buna göre, yüksek lisans mezunlarının Müşteri Sadakati düzeyi, ön lisans ve lisans mezunlarının düzeyinden anlamlı derecede daha düşüktür. Farklı meslek sahipleri arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,46, p>0,05), farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından da anlamlı farklılık bulunmadığı (F:0,893, p>0,05) ancak farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmuştur (F:3,327, p<0,05). Buna göre, öğrencilerin Müşteri Sadakati düzeyi emeklilerin, kamu personelleri ve özel sektör çalışanlarının düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksektir. Ölçekler arası ilişki incelendiğinde; Hizmet Kalitesi ile Müşteri Memnuniyeti arasında r = 0,769 ve p<0,05 olup doğru yönlü güçlü bir ilişki tespit edilmiştir. Böylece H1 hipotezi kabul edilmiştir. Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakati arasında r=0,659 ve p<0,05 olup doğru yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda H2 Hipotezi kabul edilmiştir. Nihayet Müşteri Memnuniyeti ile Müşteri Sadakati arasında da doğru yönlü ve güçlü bir ilişki tespit edilmiş (r=0,689 ve p<0,05) ve bunun sonucunda da H3 hipotezi kabul edilmiştir. Günümüz ekonomilerinde çok önemli bir yere sahip olan hizmet işletmeleri ülkelerin gelişmesinde, istihdamın arttırılmasında büyük bir paya sahiptir. İşletmecilerin yatırımlarının hizmet sektörüne olan yatırımlarının gün geçtikçe artmasının sebebi de hizmet sektörünün sürekli gelişmesi ve karlılığıdır. Hizmet sektöründe yer alan işletmeler sürekli gelişme sağlayarak rekabet koşullarına ayak uydurmak zorundadırlar. Bu gelişimi ise müşterilerinin hızla değişen 41 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK isteklerini karşılayabilme gücü ile sağlayabilmektedirler. Teknolojide yaşanan sürekli gelişme, işletmelerin globalleşmesi, rakip sayısının hızla artması müşteri istek ve beklentilerinin de hızla değişmesine neden olmaktadır. Bu koşullarda işletmelerin ömürlerini sürdürebilmesi için müşteri isteklerine kulak vermesi ve bu yöndeki hizmet kalitelerini artırması gerekmektedir. Artırılan kalite müşterilerde memnuniyete yol açarak işletme karlılığına katkı sağlayacaktır. Ayrıca oluşan müşteri memnuniyeti müşteri sadakatine dönüşerek işletmenin müşteri potansiyelini elinde tutmasına ve gün geçtikçe bu potansiyelin artmasına olumlu yönde katkı sağlayacaktır. 42 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK KAYNAKLAR Acuner, Şebnem A. (2001), Müşteri Memnuniyeti ve Ölçümü, 2. Basım, Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları. Alkoç, Hilal (2004), ‘‘Havayolu İşletmelerinin Hizmet Kalitesi Açısından Değerlendirilmesi Üzerine Bir Pilot Araştırma: Türk Hava Yolları Uygulaması’’,İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Aslan, Melike (2007), ‘‘Havayolu İşletmelerinde Müşteri Değeri ve İç Hatlarda Hizmet Sunan Havayolu İşletmelerinde Müşteri Değerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma’’, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Berry Leonard L.( 1980). Service Marketing Is Different, Business Vol:30, s.24. Demirdöğen, Osman (1994), ‘‘Kalite Yönetimi Açısından TS-ISO 9000 Serisi ile Deming Felsefesi Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi’’, Verimlilik Dergisi, Sayı: 1994/4, s.40. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, http://www.dhmi.gov.tr/istatistik.aspx Ercan, Fatih(2006), ‘‘Otel İşletmelerinde Müşteri Sadakati Oluşturma: İstanbul’daki Beş Yıldızlı Otel İşletmelerinde Bir Uygulama’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.43 Eser, Z., Korkmaz, S., Öztürk, S. A. (2011), Pazarlama, 2. Baskı, Ankara, Siyasal Kitapevi, s.590. Geçen, Emre (2011), Düşük Maliyetli Havayolu İşletmelerinde Hizmet Kalitesinin Marka Tercihi ve Müşteri Sadakati Üzerine Etkisi,İstanbul: Marmara Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Grönroos Christian (1990) Service Management and Marketing, Massachusetts, Lexington Books. Gürses, Fikrer (2006), ‘‘Havayolu İşletmeciliğinde Müşteri Tercihlerini Etkileyen Faktörler ve Yerli Yolculara Yönelik Bir Araştırma’’, Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Halsted, Amy J., Bromley, Max L. ve Cochran John K. (2000), ‘’The Effects of Work Orientations on Job Satisfactioan Among Sheriff’s Deputies Practicing Community-Oriented Policing’’, Policing: an International Journal of Police Strategies & Management, 23. (1), 82-104. İdil, Orhan (1989), İşletmeler İçin Genel İstatistik, İstanbul: İşletme Fakültesi Yayınları, s.242. Karaahmetoğlu, Hakan (2008), ‘‘Havayolu İşletmelerinin Hizmet Kalitesi Açısından Karşılaştırılması’’, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Karahan, Kasım (2006). Hizmet Pazarlaması, 2.Baskı, İstanbul: Beta Yayınları Kim Hee-Su ve Yoon Choong-Han(2004), “Determinant of Subscriber Churn and Customer Loyalty In The Korean Mobile Telephony Market’’, Telecommunications Policy, Vol.28, No:9-10, s.765. Kotler Philip (1997), Marketing Management: Analysis, Planning, Implementation and Control, New Jersey, Prentice Hall International,Inc. Kotler, Philip (2013), A’dan Z’ye Pazarlama, (Çeviri: Aslı K. Bakkal), 8. Baskı, İstanbul: Kapital Medya Hizmetleri. Küçük, Orhan (2012), Toplam Kalite Yönetimi, Ankara: Seçkin Yayıncılık 43 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44) Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK McDougall, Gordon H.G., Levesque, (2000) ‘’Terrence, Customer Satisfaction With Services: Putting Perceived Value Into the Equation’’, Journal Of Sevices Marketing, 14,(5), 392-410. Mucuk, İsmet (2010), Pazarlama İlkeleri, 18. Baskı, İstanbul, Türkmen Kitapevi, s. 303-304. Odabaşı, Yavuz (2000), Satışta ve Pazarlamada Müşteri İlişkileri Yönetimi, İstanbul: Sistem Yayıncılık Oliver, Richard L. (1999), ‘‘Whence Customer Loyalty?’’, Journal of Marketing, Vol.63, Special Issue, s.34. Öztürk, Gülçin (2007), ‘‘Sigorta Sektöründe Müşteri Sadakati ve Nedenleri’’, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.128. Öztürk, Sevgi A. (2002), Hizmet Pazarlaması, Eskişehir: Ekin Kitapevi Şimşek, Muhittin (2000), ‘‘Kalite Kavramının Tanımı ve Tarihsel Gelişimi’’, Sayı:465, s.35. Yaylalı, Muammer ve Dilek Önder (2009), Erzurum’da Yolcuların Havayolu Ulaşım Tercihlerini Etkileyen Faktörlerin Tespiti, İstanbul: Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi , Cilt xxvı sayı1, sayfa 6. Zeynep, Filiz (2011). Servqual Yöntemiyle Yurt İşletmesinde Hizmet Kalitesinin Ölçülmesi, International Journal of Research and Development, Vol.3, No.1, sayfa 39. 44 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 45- 70 Summer 2015 YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ* Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL** Prof. Dr. Osman DEMIRDÖĞEN*** ÖZET Son yıllarda çok popüler olan “çevreye duyarlılık” konusu birçok işletmenin aktivitelerini gerçekleştirirken dikkat ettikleri bir konu haline gelmiştir. Bu anlamda işletmeler tedarik zinciri faaliyetlerini gerçekleştirirken de çevreye en az zarar verecek ve yeni kazanımlar elde edecek şekilde davranmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, Türkiye için yeni bir yaklaşım olan Yeşil tedarik zinciri kavramını açıklamak ve işletmelere yol göstermektir. Anahtar kelimeler: Yeşil tedarik zinciri GREEN SUPPLY CHAIN MANAGEMENT ABSTRACT Very popular in recent years, the “environmental sensitivity”issue has become an issue that many business pay attention while they perform their functions.In this sense during the execution of supply chain activities.They behave in such a way that they damage the environment minimally obtain new gains.The purpose of this study is to explain a new approach to Turkey .The concept of green supply chain and guide businesses. Key words:Green supply chain Jel : M11 * Bu çalışma, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından kabul edilen “Tedarik zinciri bütünleşmesi, Yeşil tedarik zinciri uygulamaları ve işletme performansı arasında ki ilişki üzerine bir araştırma” isimli doktora tezinden faydalanılarak oluşturulmuştur. ** Atatürk Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme bölümü, dguzel@atauni.edu.tr *** Atatürk Üniversitesi, İ.İ.B.F., işletme bölümü, odemirdogen@hotmail.com 45 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN 1.Yeşil Tedarik Zinciri Yeşil tedarik zinciri yönetimi, işletmeler ve ortaklarının ekolojik etkinliğini geliştirirken çevresel riskleri ve etkileri azaltan, karlılığı ve pazar payında işbirliğini amaçlayan örgütsel bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır (Zhu, Sarkis ve Lai, 2007:181). Yeşil tedarik zinciri yönetimi, dünyada giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bunun sebebi gelecekte yeşil ya da çevrenin tedarik zinciri yönetim sistemlerinde önemli bir rekabet unsuru;(Shang, Lu ve Li,2010:1218) azalan hammadde kaynakları, atık sahaların dolması, artan kirlilik gibi çevresel bozulmalar yer almaktadır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi,(Srivastava,2007: 5354) işletmelerin ürün ve hizmetlerinin dağıtımı, kullanımı, yeniden kullanımı, üretim ile ilgili dizaynı (Mintcheva,2005: 718), atık azaltımı, yeniden çalıştırma, yenileştirme, geri dönüşüm, yeniden üretim, tersine lojistik gibi çeşitli konular ile bu konulardan daha proaktif uygulamaları (Srivastava,2007: 53-54) ve daha kapsamlı olarak tamir envanterlerini, yeniden üretim için üretim planlama ve kontrolü, yeşil üretim konularını ve lojistik ağ dizaynına kadar uzanan bir yapıyı içermektedir(Somogyi, Nagy ve Török, 2009:394). Yeşil tedarik zinciri, ürün geri dönüşümü ya da kullanımı zararlı maddelerin azaltımı, kaynak tasarrufu, yeşil dizayn gibi ürünün tüm yaşamı boyunca, çevresel etkisini minimize etmeyi amaçlayan hareketleri içeren geleneksel tedarik zincirinin genişletilmiş şeklidir. Yeşil tedarik zincirinin amacı, uzun dönemli alıcı-satıcı ilişkilerini oluşturarak (Zhu ve Cote,2004:1026) kullanılmış maddelerin kazanımı ve ürünlerin imhasından kaynaklanan (enerji, malzeme, ürün) atıkları ve olumsuz çevresel etkileri azaltarak ya da yok ederek (Eltayeb, Zailani ve Ramayah,2010:2) zincir boyunca kendiliğinden hem çevresel hem de ekonomik performansı geliştirmektir (Zhu ve Cote,2004:1026). Sürdürülebilir ekonomi ve ekolojik rekabet avantajı sağlamak için işletmeler tedarik zincirindeki ilişkilerini geliştirerek yukarıda sözü edilen amaçlara ulaşabilirler (Ebinger, Goldbach ve Schneidewind, 2006:257). Hervani, yeşil tedarik zinciri yönetiminin tanımının, tedarik zinciri yönetiminin tanımında mevcut olduğunu ifade eder (Hervani,Helms ve Sarkis, 2005: 334). Yeşil tedarik zinciri, zincir içinde herhangi bir süreçten kaynaklanan atıklar, enerji etkinliği, sera gazlarının emisyonu, resmi çevresel gereklilikler gibi faktörler düşünülerek geleneksel tedarik zinciri tanımından türetilmiştir(Paksoy, Bektaş ve Özceylan,2011: 1-2). Yeşil tedarik zinciri yönetimi, ifade edildiği gibi, tedarik zincirine çevresel konuların bütünleştirilmesidir. Yeşil tedarik zinciri yönetimi çevresel yönetim 46 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN sürecine bütünleştirilmiş tedarikçileri (Zhu, Sarkis, Lai ve Geng ,2008: 324), işletme planlarını ve faaliyetlerini ifade eder (Bowen, Cousins, Lamming ve Faruk, 2001: ?). Tedarik zinciri yönetimine yeşil bileşenleri eklemek çevre bilinçli bir zihniyetten ya da rekabetten kaynaklanır. Hervani’ye göre yeşil tedarik zinciri yönetimi aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi = Yeşil Satın alma + Yeşil Üretim / Malzeme Yönetimi + Yeşil Dağıtım / Yeşil Pazarlama + Tersine Lojistik (Hervani, Helms, Sarkis, 2005: 334). Belirtilen bu hatta tedarikçiler, üreticiler ve müşteriler ürünlerin ve üretim sürecinin çevresel etkisini azaltmak için birlikte çalışmalıdırlar (Olugu, Wong ve Shaharoun, 2010: ?). Nunes, Junior ve Ramos (2004) ; yeşil tedarik zinciri yönetiminde üç boyuttan söz eder. Yeşil tedarik zinciri yönetimi tedarik, malzeme temini, dağıtım, depolama, geri dönüştürme gibi yaklaşımları içerdiğinden dolayı lojistikle ilişkilendirilmiştir. Ayrıca yeşil tedarik zinciri uygulamalarının uzun dönemli asıl amacı çevreyi korumak olduğundan dolayı strateji, çevre ve lojistiğin arayüzü şeklinde ifade edilmiştir. Yeşil tedarik zinciri üç boyutludur, Tedarik Zinciri, içsel değişim materyalleri, veri vb. geliştirmek için tedarikçilerle müşterileri bağlayan bir dizayn ağıdır. Çevresel risk, çıktı atıkları, enerji ve çevreyle ilgili riskleri içerir. Yönetim, işletme hareketlerinin organizasyonudur (Naini, Aliahmadi ve Jafari-Eskandari, 2010: 3). Strateji i Lojistik YTZ Çevre Şekil 1.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Boyutları Yeşil tedarik zinciri yönetimi, satıcılar, üreticiler, tedarikçiler ve kullanıcıları içeren teknolojilerin yeşil üretimi ve tedarik zinciri yönetimine dayanır. Amaç, 47 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN çevresel etkiyi en aza indirmek ve kaynakları en etkili şekilde kullanmaktır (Mingqiang ve Yabo, 2009: 1006). Bowen’e göre yeşil tedariğin üç türü bulunmaktadır. 1-)Geri dönüşüm girişimleri; ambalajlamayı elimine etmek için tedarikçilerle işbirliğini içeren, tedarikçilerin yönetim aktivitelerine adaptasyonunu temsil eden yeşil tedarik sürecidir. 2-)Ambalajlama gibi tedarikçi girdilerinin, ürünlerinin yönetilmesidir. 3-)Tedarikçilerin temiz teknoloji programlarına katılımı ve alıcıların performans değerlemesi ve risk paylaşımında çevresel kriterleri kullanması gibi proaktif yaklaşımları içeren ileri yeşil tedariktir (Hsu ve Hu, 2008: 208). Yeşil tedarik zinciri, işletmenin dış işlem süreçlerini kontrol eder ve lojistik işlemler ile ambalajlama üzerine yoğunlaşır. Yeşil tedarik zincirinde üretim için gerekli malzemeler alınırken çevreye en az zarar veren malzemeler tercih edilmeli, alınan malzemelerin işletme içinde yer değiştirmeleri veya işletme dışından getirilip götürülmeleri belli bir plan dahilinde yapılmalı ve çevresel etkiler en aza indirilmelidir. Ürünler ambalajlanırken az miktarda ambalaj hammaddesi kullanılmalı ve ambalaj malzemelerinden doğada kalma süresi az olanı tercih edilmelidir (Kadyrova, 2009: 41) Yeşil tedarik zinciri yönetimi, sistemlerdeki atıkların maliyetlerini değerlendirmek ve ürünlerin çevresel kalitelerini sağlayan ölçümleri üstlenmek için gerekli tedarikçileri ve onların tedarikçilerinin çevresel performansını değerlendiren organizasyonları kapsamaktadır. Ancak yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamaları doğal çevreye etkiyi azaltmak için her bir işletmenin nihai ürününün çevresel etkisini doğrudan ya da dolaylı olarak azaltma potansiyeline sahiptir (Darnall, Jolley ve Handfield, 2008: 33). Şekil 1.2. de yeşil tedarik zinciri yönetimine bağlı olarak genişletilmiş tedarik zinciri yapısı verilmektedir (Beamon, 1999: 11). Görüldüğü gibi yeşil tedarik zinciri, hammaddenin yeryüzüne çıkarılmasıyla başlayıp, sırasıyla imalatçı, toptancı, perakendeci ve müşteri ile sona ermektedir. Zincir, ürünün yeniden kullanımı veya geri dönüşümünü de kapsamaktadır. Şekilde “A” süreçler sonunda ortaya çıkan atık maddeleri simgelemektedir (Büyüksaatçi, 2009: 1314). Yeşil tedarik zinciri, süreçteki hurdalar için kullanım, taşıma, depolama, ambalajlama malzeme kazanımında kaynak etkinliğini maksimize eden ve hurdanın çevreye negatif etkisini minimize etmeyi amaçlayan satıcı, üretici, tedarikçi ve kullanıcıları içerir. Temel olarak tedarik zinciri teorisini ve yeşil üretimi ele alan, tedarik zinciri boyunca kapsamlı bir şekilde kaynak etkinliğini artırıp, çevresel etkiyi düşüren modern bir yönetim modelidir (Xue, 2010: 1). 48 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Geri dönüşüm A A A dağıtım müşteri A A Satış üretim tedari k A Yeniden üretim A Toplama üretimK A Şekil 2. Genişletilmiş Tedarik Zinciri (Beamon, 1999: 11). Tedarik zinciri yönetiminin literatürde genel olarak yeşil dizayn ve yeşil işlemler başlığı altında ele alındığı söylenebilir (Şekil 3). Yeşil dizayn, ürün ya da sürecin yaşam döngüsü değerlendirmesini hesaba katarak, çevreye duyarlı dizaynı ifade ederken; yeşil işlemler de benzer şekilde tersine lojistik ve ağ dizaynı (toplama, muayene/ayıklama, ön işleme), yeşil üretim ve yeniden üretim (azaltma, geri dönüşüm, üretim planlama ve çizelgeleme, stok yönetimi, yeniden üretim, yeniden kullanım, ürün ve malzeme geri kazanımı) ve atık yönetimi (kaynak azaltma, kirlilik önleme, imha etme) ile ilgili tüm işlemsel durumları içermektedir (Srivastava, 2007: 56). Çevre bilinçli uygulamaların birçoğu, yeşil dizayn (pazarlama ve mühendislik), yeşil tedarik uygulamaları (örneğin: tedarikçilerin sertifikaları, ürün ve malzemeleri çevresel satın almaları gibi), toplam kalite çevresel yönetimi (içsel performans ölçümleri, kirliliği önleme), çevreye dost ambalaj ve taşıma, azaltım, yeniden kullanım, yeniden üretim, geri dönüşüm ile ifade edilir. Örgütsel ilişkilerin birçoğu bu şekil ile genişletilebilir. Tedarikçilerin ve zincirlerinin yanı sıra müşteriler ve onların zincirlerini de içeren bu modelin çeşitli aşamaları da bulunabilir (Hervani, Helms ve Sarkis,2005: 334). 49 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YEġĠL DİZAYN YEġĠL TEDARĠK ZĠNCĠRĠ YÖNETĠMĠNĠN ÖNEMĠ YAġAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDĠRMESĠ YEġĠL İŞLEMLER ÇEVREYE DUYARLI TASARIM TERSĠNE LOJĠSTĠK VE ġEBEKE TASARIMI YEġĠL ÜRETĠM VE YENĠDEN ÜRETĠM ATIK YÖNETĠMĠ Yeniden Üretim Tamir Parçalara Ayırma SÖKME DÜZENLEME SÖKME SÜREÇ PLANLAMA Şekil 3. Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Sınıflandırılması (Srivastava, 2007: 57). 50 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Dış taşımacılık seçim Tedarikçi İç Taşımacılık, Ham, İşlenmemis Malzeme Malzeme Hareketi Fabrikasyon Yeni Bileşenler ve Parçalar Depolam a Stok Yönetimi Geri Dönüştürülmüş Yeniden Kullanılan Malzeme ve Kapalı döngü imalat, Kaynak Azaltma Yeniden İmalat Satın Alma, Malzeme Yönetimi, Gelen Lojistik Yer Analizi, Stok Yönetimi, Depoculuk, Taşımacılık, Paketleme Dağıtım lojistiği Depola ma Kullanım Montaj üretim Giden lojistik Yeniden Kullanılabilir, Yeniden üretilebilir Geri Dönüştürülebilen Malzeme ve Bileşenler Parçalar Ürün/süreç tasarımı Mühendislik Ġmha etme Pazarlama Tersine lojistik Şekil 4. Yeşil Tedarik Zinciri İçsel Süreci (Hervani, Helms, Sarkis, 2005: 335). 51 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Şekil 4 tersine lojistik ve tedarik zinciri döngüsünün, tekrar kullanılan, yeniden üretilen ve/veya yeniden dönüştürülen malzemelerin yeni malzemelere ya da pazardaki değerler ile diğer ürünleri içeren yeşil tedarik zinciri yönetimi ağını grafiksel olarak göstermektedir. Burada ki amaç atıkları (enerji, emisyon, kimyasal/tehlikeli katı atıklar) azaltmak ya da yok etmektir. Bu şekil tek bir işletmenin içsel tedarik zincirini, onun önemli işlevsel elemanlarını ve dışsal kuruluşlarla bağlantısını temsil etmektedir. 1.2.Yeşil Tedarik Zincirinin Gelişimi 1900’lü yıllardan başlayarak 1960’lı yıllara kadar devam eden dönemde, lojistik, işletmeler için rekabet avantajı olarak değil, depolama ve taşıma gibi temel fiziksel dağıtım fonksiyonları olarak görülmektedir. Bu dönemde işletmeler lojistiğe, pazarlama, satış ve üretim fonksiyonlarına göre daha az önem vermekte ve temel olarak da; envanter, taşıma, depolama, sipariş işleme gibi faaliyetleri yürüten taktiksel bir faaliyet olarak görmektedirler(Ross,2000:79). Bilgisayarların gelişmemiş ve yaygınlaşmamış olması ve piyasalardaki iktisadi durgunluk da lojistiğin gelişmemesinin sebepleri olarak sayılabilmektedir. İşletmeler bu dönemde dikey örgüt yapılarına sahiptirler ve faaliyetlerin optimizasyonu tamamen fonksiyonlar üzerine odaklanmıştır. Üretim sistemleri de daha çok Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) üzerinde durmaktadır(Aydın,2005: 16). 1970’lerde Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) sisteminin tanıtılmasından sonra yöneticiler; süreç içi çalışmaların, üretim maliyeti, kalite, yeni ürün geliştirme ve dağıtım da tedarik zamanlarının öneminin farkına varmışlardır. Bu dönemde, işletmeler kendi içlerinde pazarlama, üretim ve finansman ile ilgili dağıtım faaliyetlerini yürütecek merkezi bir fiziksel dağıtım bölümü oluşturmuşlar ve her bir faaliyetin lojistiğini ayrı ayrı en iyi seviyeye getirmek yerine bütün sistemin lojistik yönetimini birleştirmek gerekliliğini anlamışlardır. Böylece, her bir sürecin maliyetini azaltmak yerine bütün sistemin maliyetini bir bütün olarak ele alan tüm lojistik hizmetler maliyeti yaklaşımı geliştirilmiştir. Bu yaklaşım sonucunda depolama, taşıma ve müşteri hizmet seviyeleri bütünleştirilmiş ve tedarik zinciri yönetimi gelişiminin ilk basamağı olarak adlandırılan fiziksel dağıtım yönetimi aşamasına geçilmiştir (Karasu, 2006: 9). 1980’li yıllarda iş dünyasında özellikle rekabet ve kalite geliştirme kavramları önem kazanmıştır. Bu dönemde işletmeler özellikle iki önemli yönetim felsefesi olan Tam Zamanında üretim (JIT) ve Toplam Kalite Yönetimi(TQM) uygulamalarına yönelmişlerdir (Aydın,2005:16). Tam zamanında üretim ve 52 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN tedarik zinciri yönetimi, atık azaltma ve işlemsel etkinliği artırmaya odaklanmaktadır (Sarkis, Zhu ve Lai,2010:3). Bu dönemde, işletmeler, yüksek kalite, düşük fiyat, ürün geliştirme ve pazara sunma zamanının kısalığı, daha esnek ve yalın üretim süreçleri geliştirebilmek, iş güçlerinin yaratıcı ve katılımcı olması gibi rekabet avantajı olarak kullanılabilecek yeni kavramlar peşinde koşmaktadırlar. Bu yeni küresel rekabet çevresinde işletmeler daha önce çok fazla önem vermedikleri ancak bu dönemde rekabet avantajı olarak kullanabileceklerini anladıkları lojistik fonksiyonlarının entegrasyonuna önem vermektedirler (Aydın,2005: 17-18). 1990’lı yılların başından itibaren ise işletmeler; pazarlarda meydana gelen değişikliklere, tedarik kanalında işbirliği kuran işletmelerin geliştirdikleri yeni üretim yeteneklerini kullanarak ve bütünleşik lojistik fonksiyonlarını genişleterek cevap vermektedir. Küreselleşmenin etkisi, hizmet kalitesinde beklentilerin artması, ortaklıklar, işletmelerin yeniden yapılanması ve bilgi iletişim teknolojilerinin gelişim göstermesi işletmeleri önemli değişiklikler yapmaya itmiştir. Lojistik yönetiminin üçüncü dönemi; müşteri hizmetlerini en düşük maliyet ile artırabilmek amacıyla iç lojistik faaliyetleri ve stratejileri ile kanaldaki iş ortaklarının stratejilerinin birleşmesine dayanmaktadır. Yeni bir rekabet avantajı olarak ifade edilebilecek olan dördüncü dönemde ise, kanal ortakları arasında sadece bir lojistik birleşmeden ziyade, ortaklar ile yakın ilişkilerin geliştirilmesi söz konusudur. 1960’lara kadar Depolama ve taşıma Yönetim odak noktası Operasyonlar ve performans Örgüt Dizaynı Merkezileşmemi ş fonksiyonlar 1970-1980 Toplam maliyet yönetimi Yönetim odak noktası Operasyon maliyetleri ve müşteri hizmetlerinin optimizasyonu Örgüt Dizaynı Merkezileştirilmiş fonksiyonlar 1980-1990 Entegre lojistik yönetimi Yönetim odak noktası Taktik ve stratejiler Lojistik planlama Örgüt dizaynı Lojistik Fonksiyonlarının entegrasyonu 1990-2000 Tedarik zinciri yönetimi Yönetim odak noktası Tedarik zinciri vizyonu,amaçla rı ve hedefleri Örgüt dizaynı Ortaklık,sanal örgütler ve pazarın ortak değerlendirilme si Şekil 5. Tedarik Zinciri Yönetiminin Gelişiminde Dört Yönetim Dönemi (Ross, 2000: 78). Tedarik zinciri yönetiminin gelişimindeki diğer dönemler lojistiği, pazarlama ve satış amaçlarına ulaşmak amacıyla ihtiyaç duyulan kaynakları sağlamak için başvurulacak en iyi işletme içi stratejik kaynak olarak görürken; tedarik zinciri yönetimi döneminde, lojistik birleşme faaliyetleri, rekabet avantajı 53 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN sağlayabilecek olan yetenekleri birbirlerine bağlamaktadır (Ross,2000:98). Metz bu dönemi, bütünleştirilmiş tedarik zinciri yönetimi dönemi olarak adlandırmıştır (Özdemir, 2004: 91). Yeşil tedarik zinciri başlangıçta daha yönetimsel, daha az teknik kapsama sahip, lojistik, satın alma gibi konularla başlamıştır. Daha sonra çevresel odaklılık içerisinde ki tersine lojistik, lojistik, pazarlama, işlemler ve satın alma ile bütünleşmiştir (Sarkis, Zhu ve Lai,2010: 3). 1.2.1.Yeşil Tedarik Zinciri İle İlgili Kavramlar 1.2.1.1.Yeşil Satın Alma Yeşil satın alma, satın alma sürecine çevresel konuların bütünleştirilmesidir (Handfield, Walton, Sroufe ve Melnyk,2002:7).Yeşil satın alma faaliyeti, yeşil tedarik zinciri yönetimindeki en önemli faaliyettir (Zu, Sarkis ve Lai,2007:181). Yeşil satın alma, satın alınan malzemenin geri dönüşümlü, yeniden kullanılabilir ve çevreye duyarlı malzemelerden seçilmesi olarak tanımlanmaktadır (Sarkis,2003: 399). 1.2.2.2.Yeşil Üretim Çevre bilinçli üretim olarak da bilinen yeşil üretim, atık ya da kirliliğin olmadığı ya da çok az olduğu, etkinliği fazla olan, düşük çevresel etki ile girdileri kullanan bir süreçtir (Ninlawan, Seksan, Tossapol ve Pilada,2010:1565 ).Yeşil üretim maliyeti azaltma, kalite, sürekli artan verimlilik, teknolojik yenilikler, karlılık, çevresel gelişme, gelişen üretim işlemleri (Lai,2008:15) yeniden yatırım için fırsatlar sağlamada ve işletme performansında olumlu etkiye sahiptir (Kim,2010: 22). 1.2.1.2.Geri Dönüşüm Kağıt-karton, metal, plastik, cam gibi değerlendirilebilir atıkların fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra ikincil hammadde olarak üretim sürecine sokulmasına geri dönüşüm denir (Dalyancı,2006:6).Geri dönüşüm uygulamasının temel amacı ise, atık alanı ihtiyacını ve kirliliği azaltmak, enerji maliyetinden tasarruf etmektir (Özesen, 2009:34). 1.2.1.3.Yeniden Üretim Yeniden üretim, geri toplanan ürünlerin satışı ya da iç kullanımı amacıyla parçaların veya cihazın onarımı, yeniden şekillendirilmesi ya da yeniden tamir 54 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN edilmesi anlamına gelmektedir. Yeniden üretim süreci temel olarak; bileşenlerin sökülmesini, yenileştirilebilir bileşenlerin denetimini ve test edilmesini, herhangi yeni bir gelişme ile kaynaşmayı, yeni sistemlerle bileşenlerin yeniden montajını içermektedir. Ürün montaj edildikten sonra test edilerek ambalajlanmakta ve yeni üründe olduğu gibi dağıtılmaktadır (Sarkis ve ve Rasheed,1995:18). Yeniden üretimin tek avantajı, yeniden kullanım ve geri dönüşümün aksine kullanılan malzemelerin genel değerinin azalmamasıdır (Beamon ,1999:12). 1.2.1.4.Yeniden Kullanım Yeniden kullanma, atıkların toplama ve temizleme dışında hiçbir işleme tabi tutulmadan aynı şekli ile ekonomik ömrü doluncaya kadar defalarca kullanılmasıdır (Şengül,2010:78). Yeniden kullanma; malzemelerin, ürünlerin ve bileşenlerin üretim alanından toplanarak kullanılmış olarak dağıtılması ve satılması sürecidir. Bu esnada ürünün asıl değerinde azalma meydana gelmekle birlikte ek bir işleme gerek duyulmamaktadır (Büyüközkan ve Vardaloğlu, 2008: 8). 1.2.1.5.Azaltma İşletmeler tarafından proaktif bir süreç olarak görülen azaltma (Sarkis, 2003:399), üretim ve işlemler boyunca ortaya çıkan veya sonrasında işlenen, biriktirilen ve bertaraf edilen tehlikeli atıkların miktarının azaltılması olarak açıklanmaktadır (Büyüksaatçi,2009: 17). 1.2.1.6.Sökme Sökme, elden çıkarılan atık miktarını minimize etmek ve ürünlerde ki bileşenleri ve değerli hammaddeleri tekrar kullanmak için sistemlerden zararlı maddeleri çıkarmaya hizmet eder (Tang, Zhou, Zussman ve Caudill,2002: 200).Sökmede temel amaç, daha etkili ve daha hızlı geri dönüşüm sürecine imkan veren ürün spesifikasyonlarının ayrılmasıdır (Duflou vd.,200: 585). 1.2.1.7.Eko-Dizayn Eko dizayn çevre bilinçli dizayn olarak da isimlendirilir. Maliyet ve performans gibi temel ürün kriterlerini karşılaştırmaksızın üretim için malzeme kullanımından son imha aşamasına kadar tüm yaşam döngüsü esnasında ürünün çevresel etkisini minimize etmeyi amaçlayan ürün geliştirme esnasında yapılan çalışmaları ifade eder. 55 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN 1.2.1.8.Yeşil Pazarlama Yeşil pazarlama, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini yerine getirirken işletmeninde hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğa ile dost ürünlerin üretilmesini, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve tutundurulmasını içeren ve ürünün kullanım sonrasını da kapsayan pazarlama faaliyetleri olarak ifade edilebilir (Çabuk, Nakiboğlu ve Keleş,2008: 87). 1.2.1.9.Yeşil Lojistik Yeşil lojistik, lojistik faaliyetlerin çevreye en az zarar verecek şekilde gerçekleştirerek, tüm faaliyetlerin çevre üzerindeki olumsuz etkisini ölçer ve en aza indirgemeye çalışır (http://www.lht.com.tr). 1.2.1.10.Tersine Lojistik Tersine lojistik, imha geri dönüşüm, yeniden üretim, yeniden satış, yeniden kullanım ya da imha için ürünleri ve atıkları işletmelerde geri kazanma süreci olarak da ifade edilir (Johnson, 1998:217). Tersine lojistik, geleneksel lojistiğin taşıma ve stok yönetim sürecini içerir. Ancak müşteriler için ürün hareketinden ziyade müşterilerden ürünün geri dönüşümüne odaklanır (Eltayeb, Zailani ve Ramayah,2010: 4). 1.2.1.11.Atık Yönetimi Atık yönetimi; tasarım, üretim veya kullanım amacına ulaşmış bir ürünün veya malzemenin elden çıkartılması (Bolat ve Gözlü,2003: 41) ve atıkların kontrolü ile atıkların çevreye verdiği zararın azaltılması yolunda alınan önlemlerden oluşmaktadır (Özgen, 2005: 31). 1.2.1.12.Eko-Etiketleme Eko etiket ya da yeşil etiket , bir ürünün çevreye karşı duyarlı ve çevre dostu olduğunu gösteren belgedir. Eko-etiketleme, üretim yöntemlerinin ve süreçlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirirken, çevre kalitesini artıran (Kaya ve Kozak,2008:360), çevreyi, tüketicileri ve aynı zamanda çalışanları da koruyan (Yemişçi,2009:30) ürün içeriğinin müşterilerce anlaşılması için çalışan bir araçtır (Karacan,2002:6). 1.2.1.13.Ambalajlama Ambalajlama; ürünleri koruyan, ürünlerin taşımasını, depolanmasını, satışını ve kullanılmasını kolaylaştıran, kısmen veya tamamen atılabilecek bir malzeme ile ürünlerin kaplanmasıdır. Yöneticilerin büyük bir çoğunluğu tedarik zinciri için 56 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN çevresel konuların ve paketlemenin endüstri koluna ve işletme büyüklüğüne bağlı olarak farklılık göstermesine rağmen önemli bir konu olduğunu ifade ederler (Preuss,2005: 132). 1.2.1.14.Çevresel Yönetim Sistemleri Yeşil tedarik zinciri yönetimi ve çevresel yönetim sistemleri arasında ki ilişki, işletmenin çevresel performansı için önemli uygulamalara sahiptir. Çünkü bunlar beraber uygulandığı zaman (sinerjik bir yolla) işletmeler arasında ki sürdürebilirliği oluştururken (Iraldo, Testa ve Frey, 2009:1446) uygulanan çevresel yönetimin türü çevresel performans ve ekonomik performansın arasında ki farklılığı yaratır (Schaltegger ve Synnestvedt, 2002:344). 1.2.2.Yeşil Tedarik Zincirinin Ortaya Çıkmasında Etkili Faktörler 1.2.2.1.Çevre Kirliliğinin Önlenmesi Yeşil tedarik zincirinin amacı da tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında, hem üretim esnasında hem de üretimden sonra meydana getirilen ürünlerin oluşturmuş olduğu çeşitli kirlilikleri önlemektir (New ve Westbrook,2004: 236). 1.2.2.2.Geri Kazanım İşletmeler geri kazanım yolu ile gelen ürünlerin içerisindeki malzemeleri tekrar kullanarak maliyetlerini azaltmaktadırlar. İkinci olarak çevre kirliliği ile gelebilecek gerek yasal gerekse sosyal yükümlülükleri üzerlerinden atmaktadırlar. Malzeme geri kazanımı yeşil tedarik zinciri yönetiminin temelini oluştururken kendi içerisinde atık yönetimini ve çevresel duyarlılığı barındırmaktadır (Özesen, 2009: 15). 1.2.2.3.Doğal Kaynakların Korunması Yeşil tedarik zinciri yönetiminin asıl amacı, çevreye en az zarar vermek ve doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmaktır. Buda işletmeler için iyi bir fırsat teşkil etmektedir. 1.2.2.4.Sürdürülebilir Kalkınma Sürdürülebilir kalkınma, çevre değerlerinin ve doğal kaynakların savurganlığa yol açmayacak biçimde akılcı yöntemlerle, bugünkü ve gelecek kuşakların hak ve çıkarları da göz önünde bulundurularak kullanılması ilkesinden özveride bulunulmaksızın ekonomik gelişmenin sağlanmasını amaçlayan çevreci dünya görüşüdür (Mengi ve Algan,2003:1). Sürdürülebilirlik, atıkları, enerji ve doğal kaynak kullanımını minimize etmektedir. Sürdürülebilir kalkınmayı kendilerine 57 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN amaç edinen işletmeler, dolaylı olarak yeşil tedarik zinciri yönetimini de kullanmaktadırlar. 1.2.2.5.Tüketici Tercihleri Günümüzde küreselleşme, artan rekabet ortamı, iş etiği, çevrecilik, kanunlar vb. faktörler işletmelerdeki mevcut pazarlama yöneticilerini, tüketicilerin, işletmelerin ve toplumun isteklerini birlikte karşılayabilecek çözümler bulmaya yöneltmiştir (Berkowitz, Kerin, Hartley ve Rudelius, 2000:21).Yeşil tedarik zinciri yönetimi de bu kapsam içinde düşünülebilir. 1.2.2.6.Eko-Verimlilik Avrupa Komisyonu tarafından “Çevre dostu üretim yapma” olarak belirtilen eko-verimlilik (Özen, 2008: 76), kaynak azaltımı, yeniden kullanım, geri kazanım gibi faaliyetleri ile çevre yönetimi konusunda önemli bir yer tutması bakımından (MPM,2009:8) yeşil tedarik zinciri yönetiminin amaçları ile paralellik göstermektedir. 1.2.2.7.Değişen Rekabet Koşulları Bazı işletmeler, ürün ve hizmetlerin çevresel etkilerini azaltmak ve müşterilerin çevresel endişelerini önlemek için çevresel düzenlemeler ile, çevresel performanslarını artırıp rekabet üstünlüğü sağlamaktadırlar (Kushwaha,2011: 8). 1.2.2.8.Eko Harcamaların Azaltılması, Çevresel Maliyetlerin ve Yasal Yükümlülüklerin Yükünün Hafifletilmesi İşletme yönetimlerinin atık imhası ve kirliliği kontrol etmek için harcadıkları paraların yanı sıra çevre ile ilgili konuların yanlış yönetilmesi durumunda ortaya çıkabilen para cezalarını ve yasal yükümlülüklerin koyduğu engelleri aşmaya çalışırken işlerin yavaşlamasını da hesaba katmaları gerekir. Yasal yükümlülüklerden sakınmak için bir işletmenin yapabileceği büyük küçük her şey maliyetlerin azalmasına sebep olacaktır. Çevre harcamaları dikkate alınırsa işletmeler iş yapmanın yeni, düşük maliyetli ve hızlı yollarını kolayca bulabilirler (Esty ve Winston,2007: 153-154). Yeşil tedarik zinciri kavramının ortaya çıkması ile birlikte atık ve kirliliğin oluşumunun azaltılabileceği işletmeler tarafından kabul görmüştür. 1.2.2.9. Çevre Merkezli Kurumsal Risk Yönetimi Yeşil tedarik zinciri yönetimi programları, tedarikçilerin artırılması ve azaltılması finansal ve çevresel riskin tedarik zincirinde geriye tedarikçilere atılacağı 58 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN anlamına gelmektedir. Yaratıcı yeşil tedarik zinciri programları tedarikçilerin kendi risklerini azaltmalarına yardımcı olacaktır (Uysal, Hepsağ, Güneş ve Karakaya,2004: 142). 1.2.2.10.Toplum İle İlişkiler Günümüzde tüketiciler giderek daha çok çevre koruma bilinci ile hareket etmektedirler. Tüketiciler çevre ile daha çok ilgili yeşil tüketiciler haline gelen işletme sahibi ve yöneticileri de toplumla olan ilişkilerini geliştirebilmek amacıyla artan oranlarda çevreci olmaktadırlar. 1.2.2.11.İşletme Dışı Baskılar Bir işletmeyi yeşil politikalar uygulamaya teşvik eden ya da zorlayan çeşitli güçler olabilir. Kurumları yeşil uygulamalara iten güçlerden en önemlisi devlet ve onunla paralel giden yasalardır (Büyüközkan ve Vardaloğlu, 2008:66). 1.2.2.12.Müşterilerin Çevresel İhtiyaçları Günümüzde müşteriler artan bir oranda ürünlerin ve ürünlerini piyasaya sunan işletmelerin çevresel sorumluluklarını yerine getirip getirmediğine bakarak satın alma kararı verirler (Miller ve Szekely, 1995: 324). Bundan dolayı işletmeler yeşil ürünlerle daha fazla müşteri çekmek için çevre dostu imajını güçlendirebilirler (Han, Hsu, Lee ve Sheu,2010: 2). 1.2.3.Yeşil Tedarik Zinciri Faktörleri Yeşil tedarik zinciri yönetiminin belirleyicileri, genel olarak, paydaşların baskısıyla bağlantılı olan dış faktörler ve stratejik süreçte işletmeye yol gösteren içsel faktörler olmak üzere iki grupta ele alınır (Testa ve Iraldo, 2010:2). 1.2.3.1.İçsel Faktörler Örgütsel Faktörler İşletmenin kurucuları ve sahipleri de dahil olmak üzere bireylerin kişisel görüşü orta yönetim, girişimci politikası ve yatırımcılarının görüşleri yeşil tedarik zinciri yönetimiyle pozitif ilişkili bulunmuştur. İçsel örgütsel faktörler çoğunlukla kalite geliştirme öncülüğünde, maliyet azaltmaya odaklanarak atık ve kirliliği azaltmayı hedefler (Walker, Sisto ve Bain, 2008:70). 1.2.3.2.Dışsal Faktörler Dışsal faktörler genel olarak; kuralcı, zorlayıcı ve taklitçi olmak üzere üç şekilde uygulanabilmektedir (Testa ve Iraldo,2010:2). Müşteri ihtiyaçları gibi kuralcı 59 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN baskılar, daha yasal algılanan kurallardır. Buna ek olarak, birkaç dış paydaş gücünün mevcut olduğu işletmelerde zorlayıcı baskılar yürürlüğe koyulabilir. Ör: Hükümet zorlayıcı çevresel düzenlemeler vasıtasıyla işletmelere çevresel uygulamalar yaptırtabilir (Testa,Iraldo,2010: 2). Hükümet Desteği Hükümet desteği, teknolojik yenilik için önemli bir çevresel karakteristiktir. Hükümet vasıtası ile düzenlemeler yenilik için hem cesaretlendirici hem de cesaret kırıcı olabilmektedir. Hükümet, hizmet tedarikçileri için teknolojik yenilikleri harekete geçiren, vergi indirimleri, finansal teşvikler ve pilot projeler sağlayabilmektedir. Bundan dolayı çevresel belirsizlik ve hükümet desteğinin yeşil tedarik zinciri uygulamalarını etkileyeceği umulmaktadır (Lin ,2007: 9293). Rakipler Rakipler, çevresel teknoloji liderleri olarak, endüstri kurallarını veya yasal talimatları oluşturabilir ve sonuçta çevre yeniliği yürütme özelliğine sahip olabilirler. Çevre stratejileri, tedarik zinciri yönetimi yeteneklerinin gelişmesi sayesinde, rekabete dayalı avantajlar kazanması için bir işletmeye yardımcı olabilmektedir (Walker, Sisto ve Bain, 2008: 72). Çevre dostu olmak işletmenin rakiplerinden farklılaşmasının bir yoludur. Rakipleri yeşil tedarik zincirini benimsemeyen işletme baskı altına girecektir. Bu nedenle, rakipleri benimsemiş olsun ya da olmasın yeşil tedarik zincirini benimsemek ve uygulamak iyi bir fikirdir (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009:17). Düzenlemeler (Yönetmelikler) Kanunlar yenilik sürecinde pazar baskılarını takip eden maliyet baskıları ve ürün yeniliği için hem ürün hem de çevresel yenilik sürecini etkilemede, (Hall, 2000:457) ürünün yaşamı sonunda geri dönüştürülmesinde güçlü bir rol oynamaktadır (Crotty,2006: 220). Toplum Toplum, satın alma kararı verirken, işletmenin itibarı ile çevreye duyduğu saygıdan artan şekilde etkilenmektedir. Daha fazla çevre dostu ürünler ve daha fazla sosyal bilinç talep edilmektedir (Walker, Sisto ve Bain,2008:73). Bir işletmenin toplumda algılanmasını etkileme yeteneğine sahip olan medya, çevresel gruplar (Hall,2006:236), toplum baskısı ve paydaşlar, sivil toplum örgütleri ya da yeşil baskı grupları işletmelerin yeşil tedarik uygulamalarını gözden geçirmelerine sebep olur (Walker, Sisto ve Bain,2008: 73). 60 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Tüketiciler ve Pazar Günümüzde işletmeler arasında şiddetli bir rekabet yaşanmaktadır. İşletmeler pazar payı ve müşteri sadakatini kazanmak için, rakiplerinin önüne geçmelidir. Yeşil tedarik zincirini uygulamaları ise bunun için bir araç olabilir (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 17). Tedarikçiler İşletmeler, tedarikçilerine bağlı olarak farklı çevresel uygulamalardan yararlanabilirler ve tedarikçi yönetimi için farklı stratejiler geliştirebilirler. Müşterilerin büyüklüğü tedarikçilerin çevresel uygulamaları benimsemesi için çok önemlidir (Kirkwood ve Walton, 2010:203). 1.2.4.Yeşil Tedarik Zincirinin Uygulanması Yeşil bir tedarik zincirinin gerçekleşmesi için Çevre Koruma Ajansı (EPA) dört temel sürecin olduğunu belirtmiştir. Bu aşamalar şöyle sıralanabilir (Diabat ve Govindan,2010: 1). 1-) Maliyet Belirleme: Bir tesis veya sürecin sistematik olarak incelenmesi, önemli çevresel maliyetlerin oluşup oluşmayacağını, oluşursa nerede oluşacağını belirlemek için yapılır (Nunes, Junior ve Ramos,2004: 6). 2-) Fırsat Belirleme: Bu aşamada belirlenmiş fonksiyonel bölgeler ve süreçlerin, çevresel etkileri azaltıcı ve önemli maliyet tasarrufu sağlayıcı değişimleri göz önünde bulundurulur. Potansiyel değişimler; çevresel engellerin türü, değişim için engeller ve oluşan potansiyel maliyetlerin miktarını içeren kriterlerle değerlendirilir. 3-) Faydaları Hesaplama: Seçilen proje gruplarının fayda ve maliyetlerinin, nitel ve nicel analizleri sonucunda faydalarının hesaplanmasıdır. 4-) Uygulama ve Kontrol Kararı: Takımların başlangıçtan uygulamaya kadar değerlendirilmesidir (EPA, 2000: 12). İdeal olan, işletmenin kendi ihtiyaç ve kültürüne en uygun olacak şekilde yeşil tedarik zincirini uyarlamak ve uygulamaktır (Nunes, Junior ve Ramos,2004: 6) 1.2.5.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarının Önündeki Engeller 61 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN 1.2.5.1.İçsel Engeller Uygulama Maliyetleri Tüketicinin düşük fiyat isteği, yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını engelleyebilir (Walker, Sisto ve Bain,2008:73). Yeşil tedarik zinciri uygulamalarının en önemli engelleri arasında, yeşil satın alma, maliyetler ve ekonomik sebepler yeralır (Zhu ve Sarkis, 2004: 269). Özellikle işlemsel maliyetlerde artış, işletmenin finansal performansında negatif etkiye dönüşebilir (Zhu ve Sarkis, 2004: 269-270). Mevcut Tesis, Yatırım ve Bilgi Sistemleri Mevcut yatırımların, bilgi sistemlerinin ve eski alışkanlıkların değiştirilmesi zor ve maliyetlidir (Wycherley,1999:123). Üretim yapan işletmeler için sürecin yeniden tasarımı gerekebilir. Mevcut tesis, makine ve sistemler yeni üretim ve süreç için uygun olmayabilir. Sadece yatırım açısından değil yeni sistemlerin kurulması, tesise uyarlanması, yeni ekipmanların kurulumu ya da ayarlanması ve yeni sistemin kurulumu uzun zaman almaktadır. Aynı zamanda işletmeler yeni bir çevreye uyum sağlayacak eleman da yetiştirmelidirler (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009: 19). Bilgilendirme ve İletişim Yeşil tedarik zinciri yönetimi, bir işletmede sadece bir departmanda gerçekleştirilen bir uygulama olmadığı için, diğer departmanlarla ve işletmelerle iletişim halinde olmayı gerektirmektedir (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19). Yönetimden Kaynaklanan Eksiklikler Yeşil tedarik zinciri yönetiminin benimsemesi için, üst yönetimin desteği şarttır. Belirlenmiş bir kurumsal amaç, işletmeler için önemlidir. Her seviyedeki yönetim, stratejilerini açıkça ortaya koymalıdır. Üst yöneticilerden alınan destek yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını kolaylaştırır (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009: 19). Hükümet Politikaları ve Kanunlardaki Eksiklikler Çevresel etkiler ülkedeki kanun rejimine bağlı olarak farklılık gösterebilir (Schaltegger ve Synnestvedt,2002: 340). Yeni hükümet politikaları ve düzenlemeler periyodik olarak yayımlanmaktadır. Uzun yıllar kuralları takip eden işletmeler yeşil tedarik zinciri yönetimini benimsemekte daha az sorun yaşamaktadırlar (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19). 62 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN 1.2.5.2.Dışsal Engeller Güven Eksikliği Tedarikçiler, fazla yatırım gerektirdiği için değişiklik yapmak istemeyebilirler. Dahası bilgi paylaşımı uygulamanın önemli bir parçası olduğu ve müşteri bilgilerini paylaşmak istemedikleri için işletmelerle işbirliği yapmayı terci etmeyebilirler. Tedarikçiler, rakiplerinin kendi müşterilerinin özel bilgilerini almasını istemezler (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009:19-20). Yine, ilk yatırım masrafı fazla olan faaliyetler, yatırımcıların karlarını kısa vadede düşüreceği için bir tehdit olarak algılanabilir. Bundan dolayı işletme yönetimi ve yatırım gruplarının iknası çok önemlidir (Türker, 2003:100). Düzenlemeler Yeşil tedarik zinciri yönetimi faktörlerinden biri olan düzenlemeler bazen engelde teşkil edebilir. Çevre kanunları ve düzenlemeler mantıksız oluşturulan zaman sınırlamalarını, ulaşılabilecek en iyi teknikleri ve yenilikleri engelleyebilir (Walker, Sisto ve Bain,2008: 74). Ürün ve Müşteri Perspektifi Çevre dostu ürünler, her zaman kullanılan hammaddelerle üretilemeyeceğinden müşteriler ürünlerin performansından şüphe edebilirler. Yeşil ürünlerde kullanılan yeni hammadde ya da kimyasal maddeler zararlı maddelerden daha az verimli olabilir. Ayrıca yeşil ürünlerle ilgilenmeyen müşteriler yeşil olmayan ürünleri tercih edebilirler (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009: 20). Tedarikçiler ile İlişkiler İşletmeler özellikle çevresel performanslarını geliştirmek için bazı hammadde girdilerinde kısıntı yapabilir veya bunların ikamesi olan yeşil üretime yönelik mamulleri tercih edebilir. Bu durum, işletmenin yıllarca çalışmış olduğu tedarikçileri ile anlaşmazlıkların doğmasına sebep olacaktır. Çünkü belli bir sistemde çalışan tedarikçiler, bazı durumlarda işletmenin talep ettiği ürünü bulmak ya da üretmek için yeniden bir strateji geliştirmek zorunda kalabilirler (Roberts,1995: 185). Bundan dolayı bir işletmenin ilişkide bulunduğu tedarikçiler hem yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını destekleyebilir hem de buna direnebilirler. Yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulanmasında yatırım ve insan kaynakları kullanımı gerekli olduğu için yakın ilişkide olmayan tedarikçileri de bir işletmenin yeşil tedarik zinciri isteğini geri çevirebilirler (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19). 63 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Endüstriye Özel Engeller Farklı endüstrideki işletmelerin farklı faktörleri, engelleri ve uygulamaları olduğu tespit edilmiştir. Bunlar belirli bir sektörde çevresel tedarikçi olan işletmelerin reaktif ve proaktif olduğunu etkiler (Walker, Sisto,Bain,2008: 74). Bilgi, Kaynak ve Deneyim Eksikliği Her tedarikçi, yeşil tedarik zincirini uygulama yeteneğine sahip değildir. Birçok tedarikçide, özellikle küçük olanlarda sermaye ve kaynak eksikliği bulunmaktadır. Bu tedarikçiler yeterli bilgi, kaynak ve deneyime sahip olmadıkları için yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulamasına isteksiz olabilmektedirler (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19). Bearing Point Yönetim ve Teknoloji Danışmanlığı şirketinin 2008 yılında yapmış olduğu yeşil tedarik zinciri ile alakalı anketin sonuçlarına göre, bilgi eksikliği yeşil tedarik zinciri uygulamalarının önündeki en büyük engeldir (Bearıngpoınt: 2008). 1.2.6.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Avantajları ve Dezavantajları Yeşil tedarik zinciri yönetimi’nin avantajları ve dezavantajları etkilerine göre tablo 1 de gösterilmektedir. Tablo 1. Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Avantajları ve Dezavantajları (Çapan,2008: 10-11). Avantajları İşlem maliyetlerinde azalma Malzeme maliyetlerinde azalma Pazarlara ulaşımın artması Ürün kalitesinde artış Çevre yasalarına daha kolay uyum Hizmet kalitesinde artış Çevresel performansta gelişme Atık üretiminde azalma Müşteri güven ve memnuniyetinde artış Emisyonda azalma İşletme imajında ve güvenirliğinde gelişme Enerji tüketiminde azalma Çevresel olayların risklerinde azalma Ses ve radyasyonda azalma Hammadde tüketiminde azalma Tehlikeli, zararlı madde kullanımında azalma Rekabette artış Teknoloji gelişiminde artış Çalışan ve toplum sağlığında iyileşme Depolama maliyetlerinde azalma İmha maliyetlerinde azalma İşlemsel performansta artış Pazar payında artış Dezavantajları Hammadde maliyetlerinde artış Deneme maliyetlerinde artış Yatırım miktarında artış 64 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN 1.2.7.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetim Stratejilerinin İşletmelerce Uygulanması İşletmelerin yeşil tedarik zinciri uygulamalarını nasıl karşıladıkları ve uyguladıkları konusunda literatürde henüz bir görüş birliği yoktur ve farklı düşünceler mevcuttur. Lee, Klassen (2008), yeşil tedarik zincirini kontrol tabanlı yeşil tedarik zinciri yönetimi ve destek ya da işbirliği tabanlı yeşil tedarik zinciri yönetimi olmak üzere iki farklı boyutta sınıflandırmıştır. Kontrol tabanlı yeşil tedarik zinciri yönetimi, tedarikçi ile ilgili bilgi toplama ve bu bilgiyi işleme, tedarikçi değerlendirme kriteri geliştirme ve gelen malların ve tedarikçilerin çevresel performanslarının değerlendirilmesini kapsamaktadır. Destek tabanlı yeşil tedarik zinciri yönetimi ise, tedarikçinin çevresel performansını artırmasını veya ortak çevresel çözümler geliştirmesini mümkün kılacak, alıcı firma ile tedarikçi firma arasındaki doğrudan etkileşimi içermektedir. Vachon (2003), yeşil tedarik zinciri uygulamalarını çevresel denetim ve çevresel işbirliği uygulamalarıyla bütünleştirmiş ve yeşil tedarik zinciri uygulamalarının kirlilik önleme, kirlilik kontrol ve yönetim sistemleriyle bağlantılı olduğunu ifade etmiştir. Srivastava (2007), Yeşil işlemlerin tersine lojistik yeşil üretim ve yeniden üretim (azaltma, geri dönüşüm, üretim planlama ve çizelgeleme, stok yönetimi, yeniden üretim, yeniden kullanım, ürün ve malzeme geri kazanımı) ve atık yönetimi (kaynak azaltma, kirlilik önleme, imha etme) ile ilgili tüm işlemsel durumları içerdiğini ifade etmiştir. Hervani, Helms ve Sarkis (2005), Çevre bilinçli uygulamaların birçoğunu, yeşil dizayn (pazarlama ve mühendislik), yeşil tedarik uygulamaları (örneğin: tedarikçilerin sertifikaları, ürün ve malzemeleri çevresel satın almaları gibi), toplam kalite çevresel yönetimi (içsel performans ölçümleri, kirliliği önleme), çevreye dost ambalajlama ve taşıma, azaltım, yeniden kullanım, yeniden üretim, geri dönüşüm şeklinde ifade etmiştir. Hart ve Ahuja (1996), emisyon azaltımının iki şekilde gerçekleşebileceğini ifade etmişlerdir. Birincisi kontrol; emisyonlar ve atık suların kirlilik kontol ekipmanları ile toplanıp, depolanıp, kimyasal işleme tabi tutularak imha edilmesidir. İkincisi ise, önleme; emisyonlar ve atık suların kullanılan malzemelerin değiştirilmesi, yeniden işlenip kullanılır hale getirilmesi veya süreç yeniliği ile azaltılarak önlenebilmesidir. 65 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Kirliliği önlemenin mantığı, hataları henüz oluşmadan önlemenin, daha üstün kabul edildiği kalite yönetimi anlayışıyla paraleldir. Bu mantık, kirliliğin üretim süreci içerisinde bir verimsizlik yarattığı ve atıkların geri dönüstürülemez maliyetler olduğu temeline dayanır (Hart ve Ahuja,1996:31). Kirliliğin ortaya çıkmadan önlenmesi ile kirlilik kontrol ekipmanlarının oluşturulması, yapılacak olan masraflardan tasarruf sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda etkinlik ve verimliliğin de artmasını sağlayacak ve daha az atık, daha az hammadde ve girdilerin etkili şekilde kullanılması ve atıkları elden çıkarma maliyetlerinin düşmesi anlamına gelecektir. Ayrıca kirlilik önleme stratejileri, yasalar tarafından belirlenen seviyenin altında bir emisyon önerir (Hart ve Ahuja, 1996). 1.3. SON DEĞERLENDİRME Globalleşme ve artan rekabet ortamı, bilinçli müşteriler ve yasalar gibi çeşitli sebeplerden dolayı “yeşil” yaklaşımlar işletmelerin faaliyetlerinde yer almaya başlamıştır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi ile işletmeler tedarik zinciri faaliyetlerinde çevresel yaklaşımları benimseyerek, verimliliklerini artırıp, maliyetlerini azaltabilirler. Yine çevreye duyarlı müşterileri çekerek, pazar paylarını artırabilirler. Bu amaçla, bu çalışmada yeşil tedarik zinciri yaklaşımı ve faaliyetleri ile işletmelerin yeşil tedarik zinciri oluşturabilmek için yapmaları gerekenler açıklanmaya çalışılmıştır. 66 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN KAYNAKLAR Aydın, S. Z. (2005), Tedarik Zinciri Yönetiminde Stratejik İttifak Olarak Üçüncü Parti Lojistik.(Yayımlanmamış Doktora Tezi). Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beamon, B.(1999), “Designing the Gren Supply Chain”. Logistics Information Management, 4(12), 332-342. Bearıngpoınt Management&Technology Consultants.(2008),Supply Chain Monitor, Berkowitz, E.N., Kerin, R.A Hartley, S.W., Rudelius, W.(2000), Marketing, Irwın McGrawHill Bolat, B ., Gözlü, S. (2003),“ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi Uygulamasında Etken Olan Faktörler”. İTÜ Dergisi/d Mühendislik, 2(2), 39-48 Bowen, F.E., Cousins, P.D., Lamming, R.C., Faruk, A.C. (2001),”The Role of Supply Management Capabilities in Green Supply”. Production and Operations Management, Summer 2,(10), 174 Büyüközkan,G., Vardaloğlu, Z.(2008), “Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi”. Lojistik Dergisi, 8, 66-73 Büyüksaatçi, S. (2009), Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Bir Uygulama, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çabuk,S., Nakiboğlu, B., Keleş,C. (2008), “Tüketicilerin Yeşil (Ürün) Satın Alma Davranışlarının SosyoDemografik Değişkenler Açısından İncelenmesi”. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(17), 85-102 Çapan, A. (2008),Analytic Model Proposal for Environmentally Conscious Supply Chain Management. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Galatasaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Dalyancı, H.(2006), Türkiye’de Kağıt-Karton Sektöründe Geri Dönüşüm ve Geri Dönüşüm Yapan İşletmelerin Ekonomik Yönden İncelenmesi.(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Darnall, N., Jolley, G. J., Handfield, R. (2008),”Environmental Management Systems And Green Supply Chain Management: Complements for Sustainability”. Business Strategy and the Environment, 18, 30-45 Diabat, A., Govindan, K. (2010),”An Analysis of The Drivers Affecting The İmplementation of Green Supply Chain Management”. Resources, Conservationand Recycling. Duflou,J., Seliger, G., Kara,S., Umeda, Y., Ometto, A., Willems, B.(2008), “Efficiency and Feasibility of Product Disassembly: A Case-Based Study”. CIRP Annals-Manufacturing Technology, 57, 583-600 Ebinger, F., Goldbach, M., Schneidewindz.(2006),”Greening Supply Chains: A Competence-Based Perspective”. Greening The Supply Chain Part3, 251-269 Eltayeb,T.K., Zailani,S., Ramayah,T.(2010),”Green Supply Chain İnitiatives Among Certified Companies in Malaysia and Environmental Sustainability:Investigating the Outcomes”. Resources, Conservation, Recycling EPA .(2000),”United States Environmental Protection Agency. The Lean and Green Supply Chain A practical guide for materials managers and supply chain managers to reduce costs and improve environmental performance”. Washington Esty, D.C., Winston, A. S. (2007), Yeşilden Altına Akıllı Şirketler Çevreci Stratejiler ile Nasıl Avantaj Yaratır?.(Çeviren: Göktem, L.). İstanbul: Media-Cat Yayınları Hall, J. (2000), “Environmental Supply Chain Dynamics”. Journal of Cleaner Production. 8, 455-471 Hall, J.(2006).”Environmental Supply Chain Innovation”. Greening the Supply Chain, part3, 233-249 Han, H., Hsu, L., Lee, J., Sheu,C.(2010),“Are Lodging Customers Ready to Go Green? An Examination of Attitudes, Demographics, and Eco-Friendly İntentions”. International Journal of Hospitality Management, 1-11 67 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Handfield, R., Walton, S., Sroufe, R., Melnyk,S.(2002),”Applying Environmental Criteria to Supplier Assessment: A Study in The Application of the Analytical Hierarchy Process”. European Journal of Operational Research, 141, 70-87 Hervani, A., A., Helms, M., M., Sarkis, J. (2005), “Performance Measurement for Green Supply Chain Management”. Bencmarking, 4(12), 330-352 Hsu, C.W., Hu, A.H. (2008),”Green Supply Chain Management in the Electronic Industry”. International Journal of Environmental Science and Technology, 2(5), 205-216 Iraldo, F., Testa,F., Frey, M.(2009), “Is an Environmental Management System able to Influence Environmental and Competitive Performance? The Case of the Eco-Management and Audit Scheme (EMAS) in the European Union”. Journal of Cleaner Production, 17, 1444–1452 Johnson, P.(1998), “Managing Value in Reverse Logistics Systems”. Logistics and Transpn Rewiev, 34(3), 217227 Kadyrova, J. (2009), Tedarik Zinciri Yönetimi Çerçevesinde İşletme Performansının Belirlenmesi ve Bir Uygulama. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Karacan, A. R. (2002),”İşletmelerde Çevre Koruma Bilinci ve Yükümlülükleri, Türkiye ve Avrupa Birliğinde İşletmeler Yönünden Çevre Koruma Politikaları”. Ege Akademik Bakış Dergisi, 1(2) 1-11 Karasu, I.F. (2006), Tedarik Zincirinin Yapısı ve İşleyişi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kaya, F., Kozak, M.( 2008), “Çevresel Pazarlama: Tüketicilerin Eğilim ve Tutumları Üzerine bir Araştırma”.*Bildiri+. 13.Ulusal Pazarlama Kongresi Pazarlamada Yeni Yaklaşımlar Bildirileri. (ss.358365). Nevşehir: Nevşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi. Khiewnavawongsa, S., Schmidt, E., K. (2009), “An Essay of Green Supply Chain Management in The Electronics Industry”. Review of The Electronic & Industrial Distribution Industries, 8(1), 13-30 Kim, S.(2010), Implementation of Green Supply Chain Management: Impact on Performance Outcomes in Small And Medium-Sized Electrical and Electronic Firm.The Graduate College at The University of Nebraska in Partial Fulfillment of Requirements For the Degree of Doctor of Philosophy, Nebraska Kirkwood, J., Walton,S. (2010),”How Ecopreneurs Green Values Affect Their İnternational Engagement in Supply Chain Management”. Journal of International Entrepreneurship, 8(2), 200-217 Kushwaha, G.S.(2004-2010),“Sustaınable Development Through Strategıc Green Supply Chain Management”. Internatıonal Journal of Engineering and Management Sciences,1(1),7-11 Lai, W. (2008), Effectiveness of Decision-Making in Green Justin Time Supply Chain in The Manufacturing Industry: An Investigation and Comparison of Multiple Cases in Taiwan, Golden Gate University Doctor of Business Administration Program Lin, C.(2007), “Adoption of Green Supply Chain Practices in Taiwan’s Logistics Industry”. Journal of International Management Studies, August, 90-98 Mengi, A., Algan, N.(2003), Küreselleşme ve Yerelleşme Çağında Bölgesel Sürdürülebilir Gelişme AB ve Türkiye Örneği. Ankara: Siyasal Kitabevi. Mıller, J., Szekely, F.(1995),“What is Green?”. European Management Journal. 13(3), 322-333. Milli Prodüktivite Merkezi. (2009),” Kobi’lerde Eko-Verimlilik Kılavuzu”. Ankara Mingqiang, Z., Yabo, H. (2009), “The Application Proposal of Green Supply Chain Management in Construction Industry”. *Bildiri+. 2. International Conferance on Intelligent Computation Technology and Automation, 1006-1009 Mintcheva, V. (2005), “Indicators for Environmental Policy İntegration in The Food Supply Chain the Case of The Tomato Ketchup Supply Chain and the İntegrated Product Policy”. Journal of Cleaner Production, 13, 717-731 68 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Naını , S. G. J.; Alıahmadı , A. R.; Jafarı-Eskandarı, M. (2011) Designing a mixed performance measurement system for environmental supply chain management using evolutionary game theory and balanced scorecard: A case study of an auto industry supply chain. Resources, Conservation and Recycling, v. 55, n. 6, p. 593-603. New, S., Westbrook, R. (2004),Understanding Supply Chains Concepts, Critiques and Futures. Oxford: Oxford University Pres. Ninlawan, C., Seksan, P., Tossapol, K., Pilada, W.(2010),”The Implementation of Green Supply Chain Management Practices in Electronics Industry”.*Bildiri]. Proceeding of the International Multi Conference of Engineers and Computer Scientist, 3, 1563-1568 Nunes, B.,T., S., Junior, M, S., Ramos, R., E.,B.(2004), “A Theoretical Approach for Green Supply Chain”. 2.World Conference on Production and Operation Management.(ss.1-17). Cancun – Mexico Olugu, E.,U.,Wong,K.,Y., Shaharoun, A., M.(2010), “Development of Key Performance Measures for the Automobile Green Supply Chain”. Resource, Conservation and Recycling. Özdemir, A.İ. (2004),” Tedarik Zinciri Yönetiminin Gelişimi, Süreçleri ve Yararları”. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 23, 87-96. Özen, G. (2008),Küresel Isınma Sürecinde Örgütsel Performansın Sürdürülebilir Kılınması Açısından İşletmelerde Eko-Verimlilik Çalışmaları: Örnek Uygulamalar. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Özesen, E. (2009), Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Ambalaj Sanayinde Bir Uygulama. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Özgen, I. (2005), Büyük Ölçekli Otel İşletmelerinde Atık Yönetimi ve İber Otel Sarıgerme Park Örneği. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Paksoy, T., Bektaş,T., Özceylan,E.(2011),” Operational and Environmental Performance Measures in A MultiProduct Closed-Loop Supply Chain”.Transportation Research. Preuss, L.(2005),“Rhetoric and Reality of Corporate Greening: A View From the Supply Chain Management Function”. Business Strategy and Environment, 14(2), 123-139. Roberts, P. (1995),”Environmentally Sustainable Business: A Local and Regional Perspective”. London: Paul Chapman Publishing. Ross, D. F. (2000),Competing Through Supply Chain Management; Creating Market – Winning Strategies Through Supply Chain Partnerships. Norwell, Massacuchusetts: Kluwer Academic Publishers. Sarkis, J.(2003),“ A Strategic Decision Framework for Green Supply Chain Management”. Journal of Cleaner Production, 11, 397-409 Sarkis, J., Rasheed, A. (1995),”Greening the Manufacturing Function”.Business Horizons, 38(5), 17-27 Sarkis, J., Zhu, Q., Lai,K. (2010). “An Organizational Theoretic Review of Green Supply Chain Management Literature”. Internatıonal Journal of Production Economic. Schaltegger, S., Synnestvedt, T. (2002),”The Link Between “Green”And Economic Success: Environmental Management as the Crucial Trigger Between Environmental and Economic Performance”. Journal of Environmental Management, 65, 339-346 Shang, K., Lu,C., Li,S. (2010),”A Taxonomy of Green Supply Chain Management Capability Among ElectronicsRelated Manufacturing Firms in Taiwan”. Journal of Environmental Management ,91,1218-1226 Somogyi, R. M., Nagy, Z., Török, A. (2009), “Change Management for The Greening of Supply Chains”. Acta Technica Jaurinensis Series Logistica, 2(3), 393-402 Srivastava, S. K. (2007), “Green Supply-Chain Management: A State-of-the-Art Literature Review”. International Journal of Management Reviews, 9(1), 53-80 69 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70) Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN Şengül,Ü. (2010),“Atıkların Geri Dönüşümü ve Tersine Lojistik”. Paradoks Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi, 6(1), 73-86 Tang, Y., Zhou, M., Zussman, E., Caudill,R. (2002), Journal of Manufacturing Systems, 21(3) “Disassembly Modeling, Planning and Application”. Testa, F, Iraldo, F.(2010). “Shadow and Lights of Green Supply Chain Management: Determinants and Effects of These Practices Based on A Multi-National Study”. Journal of Cleaner Production, 1-10 Türker, D. (2003), Çevre Yönetim Stratejilerinin Mikro ve Makro Boyutta Etkileri Türk Sanayisinde Çevresel Çalışmaların Değerlendirilmesi.(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Uysal, F., Hepsağ, E., Güneş, Y., Karakaya, N.(2004),“Çevresel Yönetim Araçları,Çevresel (Yeşil) Tedarik Zinciri Yönetimi”. *Bildiri+. I.Ulusal Çevre kongresi Bildirileri.(ss.137-143). Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü. Vachon,S. (2003), Green Supply Chain Practices:An Examination of their Antecedents and Performance Outcomes, London, Ontario, Canada: Doctor of Philosophy,the University of Western Ontario. Walker, H.,Sisto,L., Mc Bain, D.(2008),”Drivers and Barriers to Environmental Supply Chain Management Practices: Lessons from the Public and Private Sectors”. Journal of Purchasing&Supply Management, 14, 69-85 Wycherley, J.(1999),”Greening Supply Chains: The Case of the Body Shop International”. Business Strategy and Environmental, 8, 120-127 Xue, Y. (2010),”Performance Evaluation of Green Supply Chain, e-business and Information System Security (EBISS)”. *Bildiri+. 2. International Conferance.(ss.1-4). Yemişçi, D. A. (2009), “Sosyal Sorumluluğun Araçlarından Biri Olarak Sosyal Etiket”. Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(2), 13-41 Zhu, Q, Sarkis, J,. ,Lai, K.(2007).” Initiatives and Outcomes of Green Supply Chain Management İmplementation by Chinese Manufacturers”. Journal of Environmental Management, 85, 179189 Zhu, Q., Cote, R., P.(2004), “Integrating Green Supply Chain Management into An embryonic eco-industrial development: A case study of the Guitang Group”. Journal of Cleaner Production, 12, 1025-1035 Zhu, Q., Sarkis, J., Lai, K., Geng, Y. (2008), “The Role of Organizational Size in the Adoption of Green Supply Chain Management Practices in China”. Corporate Social Responsibility and Environmental Management, 15, 322-337 Zhu, Q.; Sarkis, J., (2004). Relationships between operational practices and performance among early adopters of green supply chain management practices in Chinese manufacturing enterprises, J. Oper. Manage., 22, 265-289 Zhu,Q., Sarkis,J.,Lai,K.(2007),”Green Supply Chain Management: Pressures, Practices and Performance Within the Chinese Automobile Industry”. Journal of Cleaner Production,15,1041-105 http://www.lht.com.tr/501 (Erişim: 12 Şubat 2011) 70 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 71- 90 Summer 2015 KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ UYGULAMALARININ İŞ SÜREÇLERİ VE ÖRGÜTSEL PERFORMANS İLİŞKİSİNİN ÖLÇÜLMESİ: BİR UYGULAMA Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK1 Öğr.Gör. Murat KURNUÇ2 Prof.Dr. Orhan KÜÇÜK3 Özet: Kalite güvence sistemini uygulayan hizmet işletmelerinde, hizmet kalitesinin artırılması, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve örgütsel performans düzeylerinin etkili ve verimli bir şekilde yükseltilmesi sistemin odak noktasını oluşturmaktadır. Hizmeti kullananların en önemli araçlarından biride kalite güvence sistemi uygulamalarıdır. Bu çalışmanın temel amacı, kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri üzerine olan ilişkinin belirlenmesi, iş süreçlerinin de günümüz örgüt ve işletmelerinin başarısının temel göstergesi olan, örgütsel performans üzerindeki bağlantının ortaya konmasıdır. Yapılan çalışma sonucunda kalite güvence sistemi uygulamalarının, iş süreçleri ve örgütsel performans ile ilişkili olduğu görülmüştür. Buna göre kalite güvence sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında ve iş süreçlerindeki iyileşme ile örgütsel performans arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Kalite, Kalite Güvence Sistemi, Süreç, İş Süreçleri, Örgütsel Performans . QUALITY ASSURANCE SYSTEM JOB APPLICATION PROCESS AND ORGANIZATIONAL PERFORMANCE MEASUREMENT OF RELATIONSHIP: AN APPLICATION The quality assurance system that implements the service businesses, to improve service quality, improve business processes and organizational 1 Gümüşhane Üniversitesi, Köse İrfan Can M.Y.O., skorucuk@hotmail.com Atatürk Üniversitesi, Pasinler M.Y.O., murat.kurnuc@atauni.edu.tr 3 Kastamonu Üniversitesi, İ.İ.B.F., kucuktr@hotmail.com 2 71 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK performance levels are the focal point of the system effectively and efficiently increase. One of the most important tools of service users is the quality assurance system applications. The main purpose of this study, the relevant on the determination of the quality assurance system, applications, business processes, business processes, which is the main indicator of the success of today's organizations and businesses, to demonstrate the relevant on organizational performance. As a result of the study quality assurance system, applications, business processes, and organizational performance is associated with. Accordingly, the quality assurance system, applications and business processes and business process improvement is a positive relation between organizational performance have been identified. Keywords: Quality, Quality Assurance System, Process, Business Process, Organizational Performance. JELL : L25, M54, M11 I. TEORİK ÇERÇEVE Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde fiyat, tek başına rekabet unsuru olmaktan çıkmış, önemini büyük ölçüde yitirmiştir. Günümüzde rekabet ortamının belirleyici unsuru kalite ön plana çıkmaya başlamıştır. Böylelikle fiyat ve kalite politikalarının belirlenmesinde temel koşul olan ilk seferde kalite, kalite güvence sistemleri, müşteri memnuniyeti, örgütsel performans gibi kavramlar ortaya çıkmış ve hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Kamu kurumlarında hizmet üretimi kapsamında kalite güvence sistemi uygulamaları özellikle son zamanlarda hız kazanmıştır. Kamu- vatandaş ilişkisinde sürekli gündemde olan “devlet mi vatandaş için vatandaş mı devlet için?” ikilemi, devletin, kaliteli hizmet anlayışına ulaşmasıyla ortadan kalkmıştır. Rekabetin neredeyse hiç yaşanmadığı kamu sektörleri, hizmet üretiminde kaliteyi ön plana alarak vatandaşa karşı görev ve sorumluluklarını, çok daha uygun koşullarda yerine getirmeye başlamıştır. Ticaret ve Sanayi Odaları da bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olarak kalite güvence sistemi uygulamalarından uzak kalmamış ve yasaların kendilerine verdiği görevleri yerine getirirken, kaliteli hizmet anlayışını benimsemiştir. Bu araştırmanın amacı; yönetim anlayışında ortaya çıkan gelişmelere paralel olarak Ticaret ve Sanayi Odası’nda kalite kavramının öne çıkması sürecinde, kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ve örgütsel performans üzerindeki ilişkilerini saptamaktır. 72 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ VE İŞ SÜREÇLERİ KAVRAMLARI Sözcük anlamıyla kalite “bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, niteliği” dir. Genel anlamda kalite bir ürün veya hizmetin belirlenen gereksinimleri karşılaması, müşteri beklentilerini yerine getirmesi, amaca, kullanıma ve ihtiyaçlara uygunluğu şeklinde tanımlamaktadır.Kalite güvencesi, bir ürün ya da hizmetin kalite konusunda belirlenen istekleri karşılamak amacıyla yeterli güveni sağlaması için, gereken planlı ve sistematik faaliyetlerin bütünüdür (Vural vd., 2006: 100). İş süreci ise, bir ya da birkaç çeşit girdinin alınıp, bunlardan müşteri için değer yaratacak bir çıktının oluşturulduğu faaliyetlerin bütünüdür. Örneğin ; bir sipariş alınırken girdi olarak sipariş alınır ve sipariş edilen malların müşteriye teslim edilmesi, sürecin yarattığı değerdir (Karapınar, 1998:31). Ayrıca iş süreci, pazarın beklentilerini karşılamak üzere ve fonksiyonlar boyunca çalışan birbiriyle alakalı etkinlikler serisidir (Varoğlu, 1998:31). Başka bir tanımda iş süreçleri; * Temel süreçler, * Dış müşteriyi memnun etmeye odaklanan süreçler, * Destek süreçler, * İç müşteriyi memnun etmeye yönelik süreçler, * Yönetim süreçleri, * Temel ve destek süreçleri yönetmeye ve iş planlarını yapmaya yönelik süreçler, olarak sınıflandırmıştır (Menadal,2008: 462). ÖRGÜTSEL PERFORMANS KAVRAMI VE KAPSAMI Örgütsel performans, örgütsel verimliliğin ölçülmesinde kullanılan ölçüm ve denetim sistemlerinden oluşan bir bütündür. Başka bir tanıma göre ise örgütsel performans, belirli bir dönem sonunda elde edilen çıktı / sonuca göre işletme amacının ya da görevinin yerine getirilme derecisidir. Yani kavram, işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için harcanan çabalar olarak anlaşılmaktadır. Örgütsel performans, farklı faktörlerin belirlediği bir başarı göstergesi olarak bir bütünü ifade eder. Örgütsel performans sadece organizasyonu değil, maddi ve beşeri faktörlerden oluşan bütündür. Bir organizasyonu oluşturan insan kaynakları hammadde, araç-gereç ve teçhizatlar, sermaye ile bunları amaçlar doğrultusunda en uygun şekilde kullanarak yönetimin amaçlarına ulaşmak örgütsel performansın temel göstergesidir. 73 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK KONUNUN ÖNEMİ Müşteri, tüm işletme faaliyetlerinin odak noktasında yer almaktadır. Müşteriyi memnun etmeyen bir işletme ayakta kalamaz. Bunun yanında iş süreçleri ve hizmet kalitesi, müşteri memnuniyetinin belirleyicisi olduğundan, kalite güvence sistemleri ile kalite iyileştirme çalışmaları ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Kalite güvence sistemi uygulamaları, iş süreçleri ve örgütsel performans arasındaki ilişkinin belirlenmesi, örgüt verimliliği ve kaynakların etkin kullanımı, iş süreçlerinin müşteri beklentilerine uygun olarak tasarlanması, hizmet kalitesinin artırılması ve bunun sonucunda müşteri memnuniyetinin sağlanması bakımından önemlidir. Araştırma kapsamına giren hizmetlerde kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ve örgütsel performans ilişkisinin belirlenmesinin hizmet sunumundaki zayıflıklara ışık tutması ve bu zayıflıkların giderilmesine yol gösterici olması beklenmektedir. Ayrıca söz konusu bulgular bu konuda yapılabilecek yeni araştırmalara ışık tutacaktır. Son olarak bu konuda yapılacak çalışmaların, iş piyasasına yol gösterici olması konunun önemini bir kat daha artırmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalardan birinde Dalbay ve Biçer (2002) kalite güvence sistemleri ile iş süreçleri ve müşteri memnuniyetini incelemişlerdir. Bu çalışmada kalite güvence yönetimi dokümantasyonunun yayınlanarak uygulamanın başlaması ile müşteri memnuniyet algılamalarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Bu artışta, müşteri odaklılık, sürekli iyileştirme gibi toplam kalite yönetimi ilkelerine göre yürütülen ISO–9000:2008 kalite güvence yönetimi uygulamasının etkisi olduğu belirtilmektedir. Özer ve diğerleri (2011), kalite güvencesinin, bir üniversitenin kendi sorumluluğunda olduğunu, kalite güvencesinin, yükseköğretim kurumlarının amaçları ve stratejilerine ulaşmak için ölçmeye dayalı bir iç denetim sistemi sağlamadığını ifade etmişlerdir. Aysolmaz ve diğerleri (2011), bir kamu kurumunda gerçekleştirilen iş süreci, modelleme çalışması, süreçlerin modellenmesiyle ulaşılan süreç iyileştirme ve performans yönetimi altyapısı oluşturma faaliyetlerini açıklamış, bu faaliyetlerden edinilen yararları sunmuşlardır. Bu yararların sağlanabilmesi için kamu kurumlarında iş süreçlerinin analiz edilerek iyileştirilmesi, tanımlı hale getirilmesi, iş süreçleriyle uyumlu altyapıların ve süreçlerin değişen ihtiyaçlara uyumunu sağlamak için kolay bakımının yapılabileceği bir yapının oluşturulması gerektiği belirlenmiştir. Başka bir araştırmada ise Rosemann (2001), iş süreçlerinin iyileştirme aşamasının, projenin en yaratıcı aşaması olduğunu ifade etmiştir. Erdil ve diğerleri (2004) ise; örgütsel performansa etki eden faktörler dikkate aldıkları çalışmada, iş zenginleştirme, personel seçim süreci, performans değerleme 74 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK süreci ve insan kaynakları yönetimi (İKY) performansının örgüt performansına olumlu etkiler yaptığı ortaya koymuşlardır. Bunun yanında, yenilikçilik ve kaliteli ürün üretme gibi niteliklerin de örgütsel performansı olumlu şekilde etkilediği belirlenmiştir. II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ Bu araştırmanın temel amacı, kalite güvence sistemlerinin ile iş süreçleri ve örgütsel performans arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bunun için kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ilişkisi incelenecek, örgütsel performans faktörlerinin önem düzeyi belirlenerek, iş süreçlerindeki iyileşmenin ve örgütsel performans ile ilişki ortaya konacaktır. Araştırma Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasında gerçekleşmiştir. Araştırma kapsamında kurumda görev yapan farklı kademelerdeki 48 çalışan ile yüzyüze anket çalışması yapılmıştır. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı işyerlerine yönelik hizmetler sunulmaktadır. Müşteri memnuniyeti açısından hizmet kalitesi ve iş süreçleri önem arz etmektedir. Bu araştırma kapsamında Ticaret ve Sanayi Odası çalışanları ile görüşülerek, kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ve örgütsel performans ilişkisi incelenmiştir. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak birinci elden veri toplama da en çok başvurulan yöntem olan anket tekniği kullanılmıştır. Araştırmada kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ilişkisini temsil eden olgusal veriler örgütün insan kaynaklarından görüşme yoluyla toplanmıştır. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasında üyelere sunulan 22 hizmetin Kalite Güvence Sitemine uygun olarak yürütülmesinin iş süreçleri üzerine sonuçları araştırılmıştır. Ayrıca, örgütsel performans konusunda literatürdeki veri toplama araçları araştırmacı tarafından geliştirilerek, kapsamlı bir anket formu oluşturulmuştur. Geliştirilen bu veri toplama aracı kullanılarak, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasında 48 kişi ile yüz yüze anket çalışması yapılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 20 “Statistical PacketforSocialScience” paket programı kullanılmış, araştırmadan elde edilen bilgilerin analizinde parametrik ve parametrik olmayan testlerden yararlanılmıştır. Ayrıca Kalite Güvence Sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon analizinden yararlanılmıştır. Ölçeğin güvenirlilik testleri Cronbach Alpha, (İç Güvenirlik) katsayısı hesaplanmış ve sonuçlar kalite güvence sistemi 0,984, örgütsel performans 0,888 olarak bulunmuştur. Sonucun sosyal bilimlerde kabul edilen 0,70 güvenilirlik oranından yüksek çıktığı, bu anlamda yapılan çalışmanın güvenilir 75 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK olduğu söylenebilir ve buna göre araştırmada kullanılan ölçeğin iç tutarlılık oranı istatistiksel olarak kabul gören bir düzeydir (Büyüköztürk, 2010). III. MODEL ve HİPOTEZLER Araştırmaya ait hipotezler aşağıda belirtilmiştir. H1: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. H2: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. H3: İş süreçleri ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. IV. BULGULAR Araştırmaya konu olan kurumda çalışanlara ait birtakım özellikleri tanımlayabilmek amacıyla çeşitli sorulara ilişkin frekans dağılımları incelenmiştir. Öncelikli olarak örnek karakteristiklerini tanımlayabilmek amacıyla demografik değişkenlere ilişkin frekans dağılımları incelenmiştir. Tablo 1. Katılımcıların Yaş Gruplarına İlişkin Frekans Analizi Yaş Dağılımı 16-25 26-35 F 8 17 % 16.7 35.4 36-45 17 35.4 46-55 6 12.5 Toplam 48 100 Tablo 1’den görüleceği araştırmada yer alan katılımcıların yaş gruplarına göre dağılımı şu şekilde gerçekleşmiştir: Katılımcıların %16,7 si 16-25, %35,4 ün 2635, %35,4 ün 36-45 ve %12,5 in 46 ve üzeri yaş aralığındadır. Tablo 2 ise katılımcıların cinsiyetleri bakımından dağılımını vermektedir. Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyet Gruplarına İlişkin Frekans Analizi Cinsiyet Dağılımı F % Erkek 34 70.8 Bayan Toplam 14 48 29.2 100 Tablo 2’de görüldüğü üzere araştırmada cevaplayanlar cinsiyetleri açısından incelendiğinde, erkeklerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Katılımcıların %70,8’ i erkek %29,2 si bayandır. 76 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Araştırma kapsamında katılımcıların eğitim düzeyleride incelenmiştir. Tablo 3 ise katılımcıların eğitim düzeyleri bakımından dağılımını vermektedir. Tablo 3. Katılımcıların Eğitim Düzeyine İlişkin Frekans Analizi Eğitim Düzeyi F % Ortaöğretim Önlisans 11 26 22.9 54.2 Lisans 11 22.9 Toplam 48 100 Anket katılımcılarının eğitim düzeylerinin incelenmesinin sebebi, eğitim düzeylerinin kalite güvence sistemleri ile iş süreçleri ve örgütsel performansa dair hizmetlerin değerlendirilmesindeki etkisinin araştırılmasıdır. Katılımcıların eğitim düzeylerini ölçmek amacıyla sorulmuş sorulara verdikleri cevaplara göre gerçekleştirilmiş frekans analizi sonuçları incelendiğinde çoğunluğunun ön lisans mezunu olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada yer alan katılımcıların %22,9’ u ortaöğretim, %54,2’ si ön lisans ve %22,9’ u ise lisans düzeyinde öğrenime sahiptir. Tablo 4 ise katılımcıların hizmet süresi bakımından dağılımını vermektedir. Tablo 4. Katılımcıların Hizmet Süresi Gruplarına İlişkin Frekans Analizi Hizmet Süresi Dağılımı F % 1-5 12 25 6-10 8 16.7 11-15 13 27.1 16-20 9 18.8 21 ve + 6 12.5 Toplam 48 100 Araştırmada katılımcıların toplam hizmet süresi dağılımı bakımından incelendiğinde %27,1 ile 11–15 yıl arası hizmet süresine sahip olanların ilk sırada yer aldıkları görülmektedir. %25 ile 1-5 yıl arası hizmet süresine sahip olanlar ise ikinci sırada yer almaktadır. Üçüncü sırada ise, % 18,7 ile 16–20 yıl hizmet süresine sahip olanlar izlemekte, dördüncü sırayı % 17,4 ile 6–10 yıl hizmet süresine sahip olanlar, son sırayı ise % 11,8 ile 21 ve üzeri hizmet süresine sahip olanlar oluşturmaktadır. 77 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 5. Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisi Kalite Güvence Sisteminin Amaçları Uygulamalar Hizmet Sunumu ve Dokümanları Standartlaştırdı OOrt. SS 1. Rayiç Tespit İşlemleri 4.145 1.091 2. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu İşlemleri 4.062 0.976 3. Sigorta Acenteliği İşlemleri 4.395 0.939 4. Ekspertiz Raporu İşlemleri 4.312 1.034 5. Dış Ticaret Servisi Belge Talebi Hizmetleri 4.437 0.822 6. Belge Hizmetleri 4.361 0.791 7. Tek Kayıt Kuruluş İşlemleri 4.354 0.933 8. Şirket Kuruluş İşlemleri 4.354 0.933 İşleri Basitleştirip, Maliyetleri Azalttı. Ort. 4.08 3 4.04 1 4.16 6 4.12 5 4.27 0 4.12 7 4.25 0 4.06 2 Hizmet Kalitesi Kalite Güvence Sistemlerinin Yararları İşlem Süresini Kısalttı. Erişebilirliği (Hizmete Ulaşmayı) Kolaylaştırdı Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırdı. İşgücü Verimliliğini Artırdı. SS Ort. Ort. SS Ort. Ort. SS 0.82 0 0.79 7 0.80 7 0.93 6 0.89 2 0.94 6 0.66 8 0.83 5 4.45 8 4.45 8 4.45 8 4.39 5 4.25 0 4.29 1 4.29 1 4.34 0 4.50 0 4.29 1 4.36 1 4.31 9 4.40 4 4.27 0 4.45 8 4.29 7 0.74 3 0.84 9 0.76 4 0.86 2 0.79 8 0.91 6 0.65 0 0.95 3 4.41 6 4.33 3 4.33 3 4.22 9 4.18 7 4.08 3 4.18 7 4.16 6 4.39 5 4.18 7 4.14 5 4.08 3 3.97 9 4.14 5 4.29 1 4.14 5 0.96 1 1.04 4 1.05 1 1.02 7 1.12 0 1.01 0 1.03 0 1.03 1 SS 0.824 0.770 0.824 0.818 0.910 0.824 0.898 0.866 78 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 SS 0.871 0.877 0.833 0.950 0.981 1.107 0.959 0.907 İşgören Memnuniyetini ve Çalışanların Motivasyonu Artırdı. Ort. SS 4.303 0.883 4.229 0.950 4.187 0.937 4.229 0.881 4.270 0.791 4.145 0.798 4.208 0.874 4.083 0.963 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 5 (Devam). Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisi 4.10 4 4.16 6 4.27 0 4.35 4 4.25 5 0.83 1 0.88 3 0.93 9 0.63 5 0.67 4 4.25 0 4.25 0 4.14 5 4.35 5 4.29 1 0.742 4.229 0.904 4.312 4.541 0.682 4.229 0.881 4.595 0.648 4.250 0.862 9. Şube Tescili İşlemleri 4.416 0.871 10. Kooperatif İşlemleri 4.541 0.770 11. Çıraklık Kayıt İle İlgili İşlemler 4.625 0.815 4.708 0.581 4.145 0.618 4.458 12. Anonim Şirket ve Limited Şirket Yetkili Değişikliği İşlemleri 13. Anonim Şirket ve Limited Şirket Şube Kapanış İşlemleri 14. Borçlanma İşlemlerinden Vazgeçme İşlemleri 15. Hisse Durum Belgesi 16. Gazete Mah. Belgesi 17. Faaliyet Belgesi ve İhale Durum Belgesi 18. Resmi Yazışmalar İle İlgili İşlemler 20. İş Makinesi Tescili İle İlgili İşlemler 21. Anonim Şirket ve Limited Şirket Adres Değişikliği Hizmetleri 22. Sicil Tasdiknamesi İle İlgili İşlemler 4.35 4 4.29 1 4.20 8 4.45 8 4.41 6 0.75 7 0.71 3 1.00 9 0.71 3 0.64 6 4.00 0 3.97 9 4.10 4 4.68 7 4.50 0 0.803 4.291 0.713 4.500 4.270 0.892 4.125 0.936 4.375 0.761 4.270 0.892 0.910 0.887 1.071 0.837 0.713 4.16 6 4.04 2 4.00 0 4.62 5 4.45 8 1.01 7 1.06 2 1.08 34 0.70 3 0.82 4 0.618 4.479 4.404 0.798 4.354 0.837 0.945 0.933 1.036 0.589 0.652 4.000 0.967 4.083 0.895 4.125 1.064 4.604 0.676 4.541 0.650 0.714 4.460 0.654 4.208 0.742 4.312 0.803 4.187 0.816 4.166 0.907 4.270 4.520 0.683 4.229 0.721 4.291 0.849 4.104 1.015 4.312 0.803 4.187 0.816 4.361 0.735 4.312 0.719 4.145 0.945 4.083 1.007 4.083 0.871 4.166 0.907 4.166 0.833 4.229 0.972 4.208 0.849 3.979 0.956 4.062 1.118 4.062 1.060 4.041 1.009 4.229 0.881 4.250 1.000 4.145 0.824 4.041 0.944 4.145 1.129 4.104 0.972 4.083 0.963 4.291 4.437 0.987 4.125 0.936 4.020 1.081 4.166 1.098 4.083 1.007 4.144 0.967 4.333 79 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 0.818 0.824 0.907 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Araştırma kapsamında kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçler ilişkisi anket soruları ile ölçülmüş aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Tablo 5.incelendiğinde, Hizmet Sunumu ve Dokümanların Standartlaşması, İşleri Basitleştirip Maliyetlerin Azalması, İşlem süresinin Kısalması, Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı) Kolaylaştırması, İşgören Memnuniyetini ve Çalışanların Motivasyonunu Artırması, İşgücü Verimliliğini Artırması, Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırması ile ilgili verilere incelendiğinde, yargılarda 4,21 in üzerinde yüksek düzey katılım göstererek “tamamen katılıyorum” seçeneğinde yoğunlaşan yanıtlar vermişlerdir. Kalite Güvence Sistemi uygulamaları yukarıda verilen iş ve işlemler de yüksek düzeyde etkili olmuştur. Tablo 6’ da ise iş süreçleri ile örgütsel performans arasındaki ilişkinin dağılımını vermektedir. Tablo 6. Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisini İçeren KMO and Bartlett's Test Tablosu Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy. Bartlett's Test Approx. Chiof Sphericity Square df Sig. ,691 884,267 231 ,000 Yapılan analiz sonucuna göre tabloda da gösterildiği gibi KMO 0,691 olarak bulunmuştur. KMO’nın 0,50’den büyük olması örneklem büyüklüğünün uygun veya yeterli olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü üzere BartlettSig. değeri 0,05’de küçük olduğu için yapılan çalışmaya faktör analizi uygulanabilir. Tablo 7. Kalite Güvence Sistemlerine Göre Yürütülen İş Süreçlerinin Faktör Yükleri I. Kalite Güvence Sisteminin Amaçları Rayiç Tespit İşlemleri Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme İşlemeleri Sigorta Acenteliği İşlemleri Ekspertiz Raporu İşlemleri Dış Ticaret Servisi Belge Talebi Hizmetleri Belge Hizmetleri Tek Kayıt Kuruluş İşlemleri Şirket Kuruluş İşlemleri Şube Tescil İşlemleri Kooperatif İşlemleri Çıraklık Kayıt İle İlgili İşlemler 1 0,689 0,711 0,756 0,842 0,791 0,713 0,689 0,697 0,755 0,796 0,763 2 80 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 3 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 7 (Devam). Kalite Güvence Sistemlerine Göre Yürütülen İş Süreçlerinin Faktör Yükleri II. Hizmet Kalitesi A.ş. ve Ltd. Şirket Şube Kapanış İşlemleri Borçlanma İşlemlerinden Vazgeçme İşlemleri Hisse Durum Belgesi Fatura Ödeme İle İlgili İşlemler İş Makinesi Tescili İle İlgili İşlemler A.ş. ve Ltd. Şirket Adres Değişikliği İşlemleri Sicil Tasdiknamesi İle İlgili İşlemler III. Kalite Güvence Sisteminin Yararları A.Ş. ve Ltd. Şirket Yetkili Değişikliği İşlemleri Gazete Mah. Belgesi Faaliyet Belgesi ve İhale Durum Belgesi Resmi Yazışmalar İle İlgili İşlemler 0,452 0,512 0,610 0,647 0,810 0,906 0,675 0,401 0,727 0,861 0,851 Analize tabi tutulan 22 maddenin her biri kendi aralarında ve ölçek toplam puanları ile tutarlı bir sonuç ortaya koyması nedeni ile tüm maddelere faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizinin uygunluğunun sınanması için Bartlett Sınaması ve Kaisler-Mayer-Olkin (KMO) ölçütüne bakılmıştır. Bartlett Sınama Değeri 884,264,p (Sig.) 0,000 olarak hesaplanmıştır. KMO değeri 0,691 olarak tespit edilmiştir. Bu değerin 0,60’ dan büyük olması örneklem büyüklüğünün yeterli olduğunu göstermektedir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda 3 faktör elde edilmiştir. Faktörler, içerdiği ifadelerin faktör yüklerinin büyüklüğü ve anlamları dikkate alınarak isimlendirilmiştir. Tablo 8. Kalite Güvence Sistemleri Ölçeği Kalite Güvence Sistemi Uygulamaları Ortalama Hizmet sunumu ve dokümanları standartlaştırmaktadır. İşleri basitleştirip, maliyetleri azaltmaktadır. İşlem süresini kısaltmaktadır. Erişebilirliği (hizmete ulaşmayı) kolaylaştırmaktadır. Hizmette esnekliği yaygınlaştırmaktadır. İşgücü verimliliğini artırmaktadır. İş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu artırmaktadır. 4.70 4.37 4.45 4.50 4.68 4.62 4.60 Standart Sapma 0.9133 0.7098 0.8785 0.8861 0.8910 0.9242 0.8528 İşlemlerin kalite güvence sistemine göre yürütülmesi “Hizmet Sunumu ve Dokümanları Standartlaştırdığı” ifadesinin önem düzeyi 4,70 ile yüksek çıkmıştır. “İşleri Basitleştirip, Maliyetleri Azalttığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması ( 4.37), “İşlem Süresini Kısalttığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.45), “Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı) ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.50 ), “Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.68), “İşgücü Verimliliğini Artırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.62 ), “İş Gören Memnuniyetini ve 81 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Çalışanların Motivasyonunu Artırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.60 ) yüksek çıkmıştır. Bu verilerden hareketle kalite güvence sistemi uygulamalarının hizmet sunumunu standartlaştırma, iş süreçlerini basitleştirme ve işlem süresini kısaltma gibi konularda iyileştirme sağladığı söylenebilir. Tablo 9. Örgütsel Performans Ölçeğine İlişkin İstatistikler Yargılar Min Maksi. Ort. SS. 1. Müşteri İlişkileri Sayısı Artmaktadır. 3.00 5.00 4.6875 0.55183 2. Hizmet Süresi Kısalmıştır. 2.00 5.00 4.3750 0.73296 3. Hizmet İyileştirilmiştir. 3.00 5.00 4.4583 0.71335 4.Müşteri Taleplerine Göre Alternatif Hizmetler Sunulmaktadır. 5. İçsel Süreçlerimizde Maliyetlerin Düşürülmesi Önemli Bir Hedeftir. 6. Müşteri Memnuniyet Oranı Artar. 7. Müşteri Sayısında Olumlu Bir Artış Görülmüştür. 8. Maliyetler Azalmıştır. 9. İş Gücü Etkinliğine Katkı Sağlamıştır. 10. Uygun Olmayan Hizmetin Düzeltilmesine Olanak Tanımıştır. 11. Öneri-Ödül Sistemi Geliştirilmiştir. 2.00 5.00 4.3404 0.75977 2.00 5.00 4.2917 0.87418 2.00 2.00 5.00 5.00 4.1458 4.3333 1.01036 0.83369 2.00 2.00 1.00 5.00 5.00 5.00 4.3333 4.2917 4.2917 0.90703 0.89819 1.03056 1.00 5.00 3.9167 1.30194 12.İşgören Performans Ölçme Sistemi Sağlanmıştır. 13. Örgütsel Yenilikler Artmıştır. 14. Hizmet Performans ve Güvenilirliğinde Artış Olmuştur. 15. Prosedürler ve Standartlar Bir arada Değerlendirilmiştir. 16. Etkin Hizmet Sunumuna Katkı Sağlamıştır. 17. Yeni Hizmet Geliştirme Sıklığı Artmıştır. 18. İhtiyaç Duyulan Malzemenin Maliyetleri Azalmıştır. 19. Kapasite Kullanım Oranı Artmıştır. 1.00 5.00 3.5625 1.38235 1.00 1.00 5.00 5.00 3.6458 3.9167 1.22890 0.98571 1.00 5.00 3.9792 0.91068 3.00 5.00 4.2500 0.83793 3.00 5.00 4.3333 0.80776 2.00 5.00 4.1250 0.98121 2.00 5.00 4.0625 0.93185 20. Hizmet Sunma Hızı Artmıştır. 2.00 5.00 4.1042 0.92804 Ölçeğe ilişkin betimleyici istatistikler tablosu incelendiğinde katılımcıların yargılar içerisinde en yüksek katılım gösterdikleri yargının 4,168 yanıt ortalaması ile “Müşteri İlişkileri Sayısı Artmaktadır.” olarak şekillendiği görülürken, en düşük katılım düzeyine sahip yargı ise 3,56 yanıt ortalaması ile “İş Gören Performans Ölçme Sistemi Sağlanmıştır.” biçiminde şekillenmiştir. Bunun yanında katılımcıların verdiği yanıtlar incelendiğinde: 82 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK * Hizmet süresi kısalmıştır. * Hizmet iyileşmiştir. * Müşteri taleplerine göre alternatif hizmetler sunar. * İçsel süreçlerimizde maliyetlerin düşürülmesi önemli bir hedeftir. * Müşteri sayısında olumlu bir artış görülmüştür. * Maliyetler azalmıştır. * İş gücü etkinliğine katkı sağlamıştır. * Uygun olmayan hizmetin düzeltilmesine olanak tanımıştır. * Etkin hizmet sunumuna katkı sağlanmıştır. * Yeni hizmet geliştirme sıklığı artmıştır. Yargılarına da 4,21 in üzerinde yüksek düzey katılım göstererek “tamamen katılıyorum” seçeneğinde yoğunlaşan yanıtlar vermişlerdir. Söz konusu yargılar hakkında yüksek düzey olumlu görüşe sahiptirler. Tablo 10. Ölçeklerle Genel Değerlendirme Tablosu Min. Örgütsel performans 2.95 Hizmet Sunumunu ve Dokümanları 3.00 Standartlaştırdı. İşleri Basitleştirip Maliyetleri Azalttı. 3.00 İşlem Süresini Kısalttı. 2.68 Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı Kolaylaştırdı.3.00 İş gören Memnuniyetini ve Çalışanların 3.00 Motivasyonunu Artırdı. İşgücü Verimliliğini Artırdı. 2.00 Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırdı. 3.09 Maks. 5.00 5.00 Ort. 4.1726 4.3923 SS. 53996 51896 5.00 5.00 5.00 5.00 4.1995 4.2632 4.2670 4.2513 54826 54628 56519 53776 5.00 5.00 4.1902 4.2298 64366 49345 Tablodaki bilgilere göre örgütsel performans düzeyinin 4,17 yanıt ortalaması ile yüksek sayılabilecek bir seviyede olduğu söylenebilir. Kalite güvence sistemi uygulamaları incelendiğinde ise “Hizmet Sunumunu ve Dokümanları Standartlaştırması” en etkili süreç olarak ortaya çıkmıştır. 4,19 yanıt ortalaması ile “işgücü verimliliğinin artması” ise en az etkili olan süreç olarak belirlenmiştir. 83 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Tablo 11.Çoklu Korelasyon Tablosu Hizmet Sunumunu ve Dokümanları Standartlaştırma İşleri Basitleştirip Maliyetleri Azaltma İşlem Süresini Kısaltma ve Zaman Kaybını Önleme Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı) Kolaylaştırma İş gören Memnuniyetini ve Çalışanların Motivasyonunu Artırma İşgücü Verimliliğini Artırma Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırma Örgütsel Performans 0.529** 0.000 48 0.333* 0.021 48 0.345* 0.016 48 0.390** 0.006 48 0.446** 0.001 48 0.352* 0.014 48 0.419** 0.003 48 Korelasyon P N Korelasyon P N Korelasyon p N Korelasyon p N Korelasyon p N Korelasyon p N Korelasyon p N Kalite güvence sistemlerinin alt boyutları ile iş süreçleri ve örgütsel performans arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek amacıyla geliştirilen alt hipotezlere ilişkin veriler korelasyon analiz tekniği yardımıyla test edilmiştir. Tablo 1.Ölçekler Arası İlişki Tablosu Kalite Güvence Sistemleri Örgütsel Performans İş Süreçleri Kalite Güvence Sistemleri r =1 p < 0,05 Örgütsel Performans r = 0,898 p < 0,05 r = 0,898 p < 0,05 r = 0,912 p < 0,05 r =1 p < 0,05 r = 0,743 p < 0,05 İş Süreçleri r = 0,912 p < 0,05 r = 0,743 p < 0,05 r =1 p < 0,05 Kalite güvence sistemi ve örgütsel performansa ilişkisi r = 0,898 ile 1’ e yakın çıkmıştır. Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Böylece; “H1: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir. 84 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Kalite güvence sistemi ve iş süreçleri arasındaki ilişki r = 0,912 ile 1’ e yakın çıkmıştır. Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Böylece; “H2: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir. Örgütsel performans ve iş süreçleri ilişkisi de r = 0,743 ile 1’ e yakın çıkmıştır. Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Böylece; “H3: İş süreçleri ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir. V. TARTIŞMA Tsekouras ve diğerleri (2010), araştırmalarında 143 şirket tespit etmiş ve ISO 9000 uygulamalarının Yunan imalat ve hizmet işletmeleri üzerine etkisini incelemiştir. ISO 9000 kalite güvence sistemi uygulayan bu işletmelerde, süreçlerde iyileşme sağlanmış, uzun vadede yararlı bir yönetim modeli olduğu ortaya konmuştur(Tsekouras ve diğerleri, 2010). Kalite güvence sistemi uygulamaları ile işletme performansı doğru yönlü olup, yapılan araştırma ile paraleldir. Semiz ve Bozdemir (2009), da araştırmalarında otomotiv yetkili servislerinde ISO 9001:2000 KGS uygulamaların etkilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. İş süreçlerini tanımlama, servislerde verimliliği artırma, personelin görev alanlarını belirleme ve müşteri memnuniyeti gibi temel hedeflerde iyileşmelerin gözlemlenmesi, belgenin geçerliliği açısından önemli bir sonuçtur(Semiz ve Bozdemir,2009). Söz konusu araştırmacıların, araştırma raporları ile yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz değerler paralellik arz etmektedir. Naktiyok ve Küçük (2003), yaptıkları araştırmada, toplam kalite yönetimi kritik faktörlerinin örgütsel performans üzerine etkilerini ölçmüştür(Naktiyok ve Küçük,2003). Çalışma sonucunda toplam kalite yönetimine ilişkin tüm kriterlerle işletmelerin performans göstergeleri arasında anlamlı bir ilişki gözlenmiştir. Özellikle liderlik ve insan kaynakları yönetimi kriterleri açısından bu etkinin gücü daha fazladır. Beutler (2011), de yaptığı çalışmasında klinikler de hizmet sunumunun kalitesi ve etkinliğini değerlendirmek için kalite güvence sistemi uygulamalarına başvurmuştur. Kalite güvence sistemi uygulamaları ile kliniklerdeki problem durumları tespit edilmiş, kurumlara sorunları çözmede kalite güvence sistemi 85 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK uygulamaları araştırılmıştır (Beutler,2011). Sonuç olarak hizmet sunumunun kalitesini ve etkinliğini artırdığı söylenmiştir. Yapılan çalışma ile bulgular paraleldir. Yine prosedürler azaltılmalı, etkin kaynak kullanımına önem verilmelidir. Araştırma sonucu yaptığımız araştırma ile uyumluluk göstermiştir. VI. SONUÇ VE ÖNERİLER Yukarıda belirtilen tablolarda ankete katılımcıların kalite güvence sistemleri, iş süreçleri ve örgütsel performans arasındaki ilişki incelenmiştir. Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde yapılan işlemlerin kalite güvence sistemi çerçevesinde yapılmasının, hizmet sunumu ve dokümanları standartlaştırdığı, işleri basitleştirip maliyeti azalttığı, işlem süresini kısaltıp, zaman kaybını önlediği, erişilebilirliği kolaylaştırdığı, hizmette esnekliği yaygınlaştırdığı, iş gücü verimliliğini artırdığı ve iş gören memnuniyeti ile çalışanların motivasyonunu artırdığı belirlenmiştir. Yani kalite güvence sistemi uygulamaları iş süreçlerinde iyileşme sağlamıştır. İş süreçlerindeki iyileşme ile örgütsel performans ilişkisi de incelenmiştir. İş süreçlerindeki iyileşmeler başlıklar halinde değerlendirilmiştir. Hizmet sunumunu ve dokümanları standartlaştırma ile örgütsel performans arasında r = 0,529 ve ( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ilişki pozitif yönlü ve orta şiddettedir. Hizmet sunumunu ve dokümanları standartlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde hizmet sunumunu ve dokümanları standartlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. İşleri basitleştirip maliyeti azaltma ile örgütsel performans arasında r= 0,333 ve ( p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. İşleri basitleştirip maliyeti azaltma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde işleri basitleştirip maliyeti azaltma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. İşlem süresini kısaltma ve zaman kaybını önleme ile örgütsel performans arasında r= 0,345 ve (p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. İşlem süresini kısaltma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde işlem süresini kısaltma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. Erişilebilirliği kolaylaştırma ile örgütsel performans arasında r= 0,390 ve ( p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Erişilebilirliği kolaylaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de 86 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK artmaktadır. Benzer biçimde erişilebilirliği kolaylaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. Hizmette esnekliği yaygınlaştırma ile örgütsel performans arasında r= 0,419 ve ( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ilişki pozitif yönlü ve orta şiddettedir. Hizmette esnekliği yaygınlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde hizmette esnekliği yaygınlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. İşgücü verimliliğini artırma ile örgütsel performans arasında r= 0,352 ve ( p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. İşgücü verimliliği arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde işgücü verimliliği arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. İş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu artırma ile örgütsel performans arasında r= 0,446 ve ( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ilişki pozitif yönlü ve orta şiddettedir.İş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde iş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu artırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir. Bu analiz sonucunda iş süreçlerindeki iyileşme ile örgüt performansı arasında ilişki vardır biçiminde kurulan hipotezimiz kabul edilmiştir. Araştırmanın esas konusu olan, kalite güvence sistemi uygulamalarının, iş süreçleri ve örgütsel performans üzerinde etkisi olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılan korelasyon analizi sonucunda tüm değişkenlerin anlamlı ve etkili oldukları belirlenmiş olmakla birlikte en fazla etkili olan değişkenin hizmet sunumu ve dokümanları standartlaştırması olduğu görülmüştür. Bu bulgular ışığında aşağıdaki öneriler paylaşılabilir. Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performansı artırmaya yönelik alınacak önlemler, uygulamalar, oluşturulacak standartlar ile işgören ve müşteri memnuniyeti yükseltilebilecek, sonuç olarak örgütsel performans ve verimlilik düzeyi artırılabilecektir. Yine kalite güvence sistemi uygulamaları ile süreçler ve hizmetler iyileştirilebilecek, kusur, hata, israf en aza indirilebilecek, zamanı iyi kullanma ve etkinlik sağlanabilecek, buda kurumdaki örgütsel performansın artırılmasını sağlayacaktır. Böylece kalite güvence sistemi uygulamaları ile gelecekte ortaya çıkabilecek olumsuz davranışların da önüne geçilerek, ihtiyaç duyulan rekabet 87 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK gücü elde edilmiş olacaktır. Tüm bunların sonucunda da müşteri memnuniyeti sağlanacaktır. Kalite güvence sistemi uygulamalarının işleri basitleştirip maliyetleri azaltması arasında olumlu etkileri saptanmıştır.Ancak bu noktada daha fazla verimlilik için kurumun gelişimine ve etkinliğine katkı sağlanması noktasında kurum yöneticilerine çok fazla görev düşmektedir. Ayrıca kalite güvence sistemi uygulamaları ile işlem süresinin kısalması ile ilişkili olduğu görülmüştür. Uygulamaların işlem süresinin kısalmasına olumlu katkılar yaptığı gözlemlenmiştir. İç denetim, düzeltici faaliyetler, çalışan şikâyet ve isteklerine daha fazla önem verilmelidir. Bu bağlamda erişebilirliğin kolaylaştırılması ile kalite güvence sistemi uygulamaları arasında ilişkinin olduğu görülmüştür. Erişilebilirliğe olumlu katkılar sağlamasında kalite güvence sistemi uygulamaları beklenen sonucu vermiştir. Ancak tüm çalışanlar standart süreçlerin kalite güvence sistemi uygulamaları ile uyumlaştırılmasında eğitilmelidir. Yönetimin etkili olabilmesi için şeffaflık ilkesi dâhilinde hareket etmesi gerekmektedir. Kalite güvence sistemi uygulamalarının, işgücü verimliliği ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu ilişki olumlu bir ilişki olup, daha etkili bir yönetim için sosyal ve psikolojik odaklı girişimlerde bulunulması gerekmektedir. Hizmette esnekliğin yaygınlaştırılması ile kalite güvence sistemi uygulamaları arasında ilişki vardır. Bu ilişki beklendiği gibi olumludur. Ancak kurum içerisinde yapılan değişikliklerin çalışanların tümüne statü ayrımı yapmaksızın bilgiler verilmesi ile daha yapıcı sonuçlar verecektir. 88 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK KAYNAKLAR Akal, Z. (2003), Performans Kavramları ve Performans Yönetimi, Ankara: MPM Yayınları. Baş, M. (1991), İşletmelerde Verimlilik Denetimi, Ölçümü ve Değerlendirme Modelleri, Ankara: MPM Yayınları. Bozkurt, R. (1995), Süreç İyileştirme, Ankara: MPM Yayınları. Büyüköztürk, Ş. (2010), Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi Kitabı, Ankara: Pegem Akademi Yayınları. Cordero, R.(1990), “TheMeasurement of İnnovationPerformance in Firm: An Overview”, Research Policy”, 19 (2), 185-192. Dizgah, R. M. vd. (2012), “TheRelationshipbetween TQM Practices and Organizational Performance in the İnsuarance of GuilanProvince”, Journal of Basic and Applied Scientific Research, 2(4), 3397-3402. Doğan, Ö, (2000),”Kalite Uygulamalarının İşletmelerin Rekabet Gücü Üzerine Etkisi” Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2(1),22.42. Elenkov, D. (2002), “Effects of Leadership on OrganizationalPerformance in Russian Companies” , Journal of Business Research, 55 (2), 467-480. Erdem , B. (2011), “Yenilik ve İşletme Performans İlişkisi : Antalya’ da Etkinlik Gösteren 5 Yıldızlı Otel İşletmeleri Örneği”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 26 (2), 77-112. Ho, L. (2008), “What effects organizationa lperformance?” thelinking of learning and knowledge management, Industrial Management and Data Systems, 108 (9), 1234-1254.İmamoğlu, Z.İ. (2013), “ Hatalardan Öğrenme ve Krize Hazırlıklı Olma Arasındaki İlişki : Örgütsel Değişimin Belirleyicileri”, Amme İdaresi Dergisi, 46 (3), 167-189. Kaya, Ü.E. (2003), “Süreç Yenileme Tekniğinin Kıyaslama ve TKY Yaklaşımlarıyla İlişkisi”, Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 3, 56-63. Karapınar,S,(2006),”İş Akışı Analizi Yoluyla Bir Hastane İşletmesinde Süreç İyileştirme Çalışması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi. Lary Beutler.(2001), “Quality Assurance Systems and Their Effects on Quality of Service “, Journal of Consulting and Clinical Psychology, Vol 69, s. 197-204. Menadal, J. (2008), “Process Performance Measuremen t in ManufacturingOrganizations” , International Journal of Productivty and Performance Management, 57 (6), 460-467. Naktiyok, A,ve Küçük,A,(2003), “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde Toplam Kalite Yönetimi Kritik Faktörlerinin Örgütsel Performans Üzerine Etkileri”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Temmuz-Aralık, s. 43-65. Rahman, S. ve Bullock, P. (2002), “Relationship Between Soft TQM, Hard TQM, and Organizational Performance”, Working Paper ITS-WP-2(10), 3-16. Süleyman Semiz ve Mustafa Bozdemir,(2009), “Otomotiv Yetkili Servislerinde ISO 9001:2000 Kalite Güvence Sistemlerinin Etkileri: Bir Alan Araştırması”, 5. Uluslar arası İler Teknolojileri Sempozyumu 13–15 Mayıs 2009, s. 4-5. 89 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90) Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK Toprak, K.D. (2013), “ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemlerinin Kamu Hastanelerinin Üzerine Etkisi”, Amme İdaresi Dergisi, 46 (3), 113-140. Tsekouras, George ve Diğerleri (2010), “Adoption of a Quality Assurance Scheme and its Effect on Firm Performance: A Study of Greek Firms Implementing ISO 9000”, Total Quality anagement,13(6), 421-435. Varoğlu, D,(1998),”Yöneticiler İçin İnsan Kaynakları Yönetimi Seminer Notları”, Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul. Vural, T. (2006), “ Tekstil Endüstrisinde TKY Oluşturma Sürecinde Kalite Güvencesi ve ISO 9001’e Örnek Uygulama” , I. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu Kitabı, (2006). (109-111). İstanbul. 90 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 91- 116 Summer 2015 SOSYAL SERMAYENİN KIRSAL ALANDA YAŞAMA İSTEĞİ ÜZERİNDE ETKİSİ: ERZURUM KIRSAL ALANINDA BİR ARAŞTIRMA Şerafettin KELEŞ1 Murat DİLMAÇ2 Arzu TURAL DİKMEN3 ÖZET Sosyal sermaye birçok çalışmada ifade edildiği gibi diğer sermaye türleri ile birlikte ekonomik ve sosyal kalkınmanın vazgeçilmez halkalarından biridir. Çalışmanın konusu, sosyal sermaye ve diğer etkenlerin kırsal alanda yaşama isteği üzerine etkisini tespit etmektir. Çalışmanın ana materyalini Erzurum kırsal alanında, tesadüfî örnekleme yöntemine göre yapılan anketlerden elde edilen 2014 yılı yatay kesit verileri oluşturmaktadır. Araştırma bölgesinde hane reisleri ile 324 adet anket çalışması yapılmıştır. Yapısal Eşitlik Modelinin kullanıldığı çalışmada yazılım materyali olarak LISREL 8.72 ve SPSS 13 programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, kırsal alanda yaşama isteği üzerine Yapısal Sosyal Sermayenin (0.22), İlişkisel Sosyal Sermayenin (0.46), Bilişsel Sosyal Sermayenin (0.74) pozitif yönde etkisi olduğunu göstermiştir. Kırsal yaşamı ifade eden Fiziksel Etken de (0.86) pozitif yönde etkiye sahiptir. Ekonomik ve demografik etkenler kırsal yaşamı tercihte bir etkiye sahip değildir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Sermaye, Kırsal alan, Yapısal Eşitlik Modeli, Erzurum 1 2 Erzincan Üniversitesi, serafettink@atauni.edu.tr Atatürk Üniversitesi, mdilmac@atauni.edu.tr 3 Atatürk Üniversitesi, atural@atauni.edu.tr 91 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN THE EFFECT ON THE DESİRE TO LİVE İN A RURAL AREA OF SOCİAL CAPİTAL: A STUDY İN ERZURUM RURAL AREAS ABSTRACT Social capital as expressed in many studies in conjunction with other types of capital the economic and social development is one of the in dispensable rings. The subject of this study is to determine the effect of social capital and other factors on the desire to live in rural areas. The main material of the study is composed of cross-sectional data obtained from surveys based on random sampling method in rural areas of Erzurum in 2014. It was made a survey of 324 units with household heads. In this study used Structural Equation Modeling was used LISREL8.72 and SPSS13 as software material. The research results showed a positive effect on the desire to live in rural areas Structural Social Capital (0.22), Relational Social Capital (0.46), Cognitive Social Capital (0.74) and Rural life in expressing Physical Factors (0.86) has a positive impact. Economic and demographic factors are not having an impact on the choice of rural life. Keywords: Social Capital, Rural Area, Structural Equation Modelling, Erzurum JELL: Z13, R0, O18 GİRİŞ Yerleşme birimleri nüfus, iktisadi etkinlik, kültür ve doğa ile olan ilişkiler açısından iki yaşayış biçimini ortaya koymaktadır. Söz konusu bu iki yaşayış biçimi yerleşim birimlerini “kırsal” ve “kentsel” şeklinde ayırmaktadır (Tütengil, 1983: 4). Kırsal alanların farklı kültürel, sosyal, demografik, ekonomik, çevresel ve mekânsal yapısı ve değişen koşullarla birlikte yeni anlamlar kazanmakta ve kent yaşamının sunduğu olanakların tümünü karşılamasa da yaşama yeri olarak tercih edilmektedir. Kentlerin dışında kalan alanlarla yerleşim yerlerini dile getiren kır sözcüğü, köyleri, mezraları ve nüfusu iki binden az olan yerleşim yerlerini kapsamaktadır (Tütengil 1983:4). Tolunay ve Akyol (2006) kırsal alanı; “piyasa mekanizmasının hemen hemen hiç çalışmadığı, üretim ve tüketim piyasalarını birleştiren mübadele mekanizmasının yeterince gelişmediği ve 92 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN yapılan üretimin büyük ölçüde kırsal toplulukların ya da ailelerin kendi iç tüketim ihtiyaçlarında kullanıldığı yapı” olarak ifade etmektedir. Sosyal ilişkilerin oluşturduğu üretim yapısı ve insan ilişkileri, topluluk (Gemeinschaft, communitiy, cemeat) ve toplumu (Gesellschaft, , cemiyet) birbirinden ayırmaktadır. Topluluk sıcak, samimi, sosyal münasebetlere dayanan “organik irade” ye sahipken, toplum “mekanik- rasyonel irade” göstermektedir. Topluluk üyeleri günün büyük kısmında bir arada bulunmakta, aynı örf, adet ve gelenekleri paylaşmakta, doğa ve sosyal çevrelerin baskısı veya tesiri altında birbirine daha çok kaynaşmış, aidiyet bilinci, “biz” bilinci ile dayanışma içinde bulunan fertlerden oluşmaktadır (Tönnies, 2012: 8). Topluluğun belli bir arazi parçası bulunmaktadır. Toplum ise “biz” bilincini yitirmiş, “ben” bilincine sahip soğuk ve menfaate dayanan ilişkilerin şekillendiği yerdir. Toplumlarda sanayileşme ve şehirleşme ile işbölümü artmış, doğal iradenin yerini mekanik irade almıştır. Kırsal alanda şehirleşme ve sanayileşme yoktur ve topluluk ilişkisi hüküm sürmektedir (Eröz 1982: 42). Kentsel alanla kırsal arasında birçok farklı özellik vardır. Yaşam koşullarını etkileyen bu özellikler fiziksel, ekonomik ve sosyal içerik taşımaktadır. Şehirleri kır sal yerleşmelerden ayıran özellikler içerinde sıkışık bina ve sokaklar, nüfus yoğunluklarının yüksekliği ve tarım dışı faaliyetlerin fazlalığıdır. Şehirlerin heterojen nüfus yapısı, bireysel ilişkileri zayıf ve çıkar üstüne oturturken kırsalda nispeten homojen olan nüfus yapısı bireysel ilişkileri ve bağları güçlü yapmaktadır. Bu güçlü ilişki ağları kırsal alanda sosyal sermayenin oluşmasını sağlamaktadır. Sosyal sermaye, insanlara ortak hareket alanı sağlayan normlar ve ağlar olarak ta ifade edilmektedir (Woolcock and Narayan, 2000: 226). Lin (2001) sosyal sermayeyi sosyal ilişkilerin oluşturduğu sosyal ağlarda yer alan aktörlerin, bu ağlara erişimi ve kullanımından doğan bir sermaye şekli olarak tanımlamaktadır. Whiteley (2000) sosyal sermayeyi ekonomik büyümeye katkısı açısından ele almakta ve insanların kendi aile üyelerine, akrabaları, komşuları ve genel olarak da diğer bireylere güvenme istekliliği olarak tanımlamaktadır. Son zamanlarda sosyal sermaye kavramı ile ilgili birçok teorik ve ampirik çalışma söz konusudur. Ortak kabul gören bir tanıma göre sosyal sermaye, ortak hedeflerin elde edilmesi için birlikte çalışabilme ve işbirliği yapabilme kapasitesi olarak ifade edilmektedir (Carroll, 2001: 5). Sosyal sermaye, insanlara ortak hareket alanı sağlayan normlar ve ağlar olarak ta ifade edilmektedir (Woolcock and Narayan, 2000: 227). Lin (2001) sosyal sermayeyi sosyal ilişkilerin oluşturduğu sosyal ağlarda yer alan aktörlerin, bu ağlara erişimi ve kullanımından doğan bir sermaye şekli olarak tanımlamaktadır. 93 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Whiteley (2000) sosyal sermayeyi ekonomik büyümeye katkısı açısından ele almakta ve insanların kendi aile üyelerine, akrabaları, komşuları ve genel olarak da diğer bireylere güvenme istekliliği olarak tanımlamaktadır. Putnam (1993), sosyal sermayenin sivil ve dini gruplar, gayri resmi topluluk ağları, akrabalık ve dostluk bağları, fedakârlık, güven ve değerler şeklinde toplumsal örgütlenme biçimlerinde somutlaşan bir değer olduğunu belirtmektedir. Putnam (1995), sivil katılım ve bir sivil erdem olarak ifade ettiği gönüllü kuruluşların önemini vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal sermaye taahhütleri yerine getirme ve dürüstlük gibi geleneksel erdemlerle de ilişkilendirilmektedir. I. TEORİK ÇERÇEVE Sosyal Sermaye Sosyal sermayenin kavramını ilk kullananın Hanifan (1916) olduğu bilinmektedir. Hanifan, kırsal okulların aile birliklerini konu alan çalışmasında; sosyal sermayeyi bireyler ve aileler arasındaki iyi niyet, arkadaşlık, sempati ve sosyal münasebetler olarak tanımlamaktadır. Hanifan’a göre, bireyler kendi aralarında ve diğer komşuları ile işbirliği içerisinde bulunurlarsa, sosyal sermaye oluşacaktır. Oluşacak olan sosyal sermaye, bireyin sosyal ihtiyaçlarını tatmin edebilecek ve tüm toplumun yaşam standartlarında önemli iyileşmeler için yeterli bir sosyal imkân sağlayabilecektir. Bourdieu (1986), sermaye türleri konulu çalışmasında, sermaye kavramını, ekonomik, kültürel ve sosyal sermaye şeklinde üçe ayırarak ele almaktadır. İlk olarak kültürel sermaye kavramını farklı sosyal sınıflardan ve sosyal sınıflar içindeki farklı gruplardan gelen çocukların eşit olmayan akademik başarılarını açıklamak için kullanmıştır. Bourdieu, kültürel sermayenin oluşumu ve iletiminin kalıtsal yolla etkili biçimde devam ettiğini belirtmiştir. Çünkü kültürel sermaye iletimi büyük ölçüde göz önünde sürmekte ve bu yüzden kontrole daha az tabi olmaktadır. Oysa ekonomik varlığın mirası vergiyle dizginlenebilmektedir. Coleman (1988), beşeri sermayenin yaratılmasında sosyal sermaye konulu çalışmasında, gençlerin okuldan ayrılma problemlerinin nedenleri üzerinde durmuştur. Okuldan ayrılma nedenlerini değerlendirirken aile geçmişi ile alakalı üç bileşen; finansal sermaye, beşeri sermaye ve sosyal sermaye arasında ayrım yapmıştır. Çocuğun eğitimi için gerekli finansal olanağı finansal sermaye gösterir. Beşeri sermaye ailenin eğitim düzeyinin etkisini, sosyal sermaye ise Coleman’ın tanımı ile aile arasındaki yakın ilişki yanında evin ve okulun ait olduğu toplumun sürekliliğini, bağların sağlamlığını gösterir. Coleman’ın deneysel araştırmasına göre finansal ve beşeri sermaye yanında sosyal sermaye de okuldan ayrılma eğilimi üzerinde etkilidir. Sosyal uyum, okuldan ayrılma oranının düşmesinde olumlu bir etkiye sahiptir. Coleman’a göre; sosyal 94 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN sermaye kavramı, insanların nasıl bir arada çalışmayı başarabildiğini açıklayan bir kavramdır. Sosyal sermaye karşılıklılık beklentileri de içermektedir. İlişkiler yüksek derecede güvenle ve ortak değerlerle yönetildiğinde, daha geniş iletişim ağlarını kapsamakta ve herhangi bir bireyin ötesine geçmektedir. Genellikle mülkiyeti ve kazancı bireylere ait olan insani ve fiziksel sermayeden faklı olarak, Coloman sosyal sermayeyi, yalnızca onu gerçekleştirmek için çaba gösterenlerin yarattığı ve onların faydalanabileceği bir kaynak değil, yapının bütün parçaları tarafından kullanılabilecek mükemmel bir kamusal mal olarak tanımlamaktadır. Putnam (1993), sosyal sermaye kavramının Kuzey ve Güney İtalya Bölgelerindeki mevcut sosyo-ekonomik farklılığın nedenlerini sorgulandığı “Making Democracy Work” adlı çalışmasında, Güney İtalya’ya karşı, Kuzey İtalya’nın başarısının daha fazla sosyal sermaye stokuna sahip olmasına bağlamaktadır. Sosyal sermayenin mikro seviyede analizi ile İtalya’daki sivil örgütlere yönelik çalışmasında Putnam, sosyal sermayeyi bireylerin ya da hane halkının ağları ve bir bütün halinde toplum için dışsallıklar sağlayan normlar ve değerler şeklinde sosyal örgütlenme özellikleri ile tanımlamakta ve bu dışsallıkların sadece pozitif bir doğaya sahip olduğunu öne sürmektedir. Tocqueville (1994), sosyal sermayeyi bir kavram olarak kullanılmasa da muhtevasına ilişkin temel referansları sunmaktadır. “Amerika’da Demokrasi” isimli çalınmasında, Amerikan toplumunu kendi kendini sivil düzeyde örgütleyebilme konusunda sergilediği üstün performansla anlatmaktadır. Amerika’da çeşitli boyutlarda gönüllü sivil örgütlenmelerin mevcudiyeti göze çarpmaktadır. Toplumsal dinamiklerin bir düzen yaratmada kullanılmasına vurgu yapan Tocqueville, demokrasinin işlerliğinin önkoşullarını da Avrupa ve Amerika örneklerinde karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktadır. Tocqueville; yüksek örgütlenebilme düzeyi ve paylaşılan ortak değerlerin oldukça fazla olması, Amerika’da gelişmiş bir demokrasi olmasa bile demokrasinin temel vasıflarına sahip olduğu vurgulamaktadır. Putnam (1995), Amerika’da sosyal sermayenin düşüşünün sebeplerini araştırdığı çalışmasına göre(tek başına bowling oynama), sosyal sermayenin azalmasında belli başlı dört faktör rol oynamaktadır. Birincisi, anne ve babanın yoğun meşguliyetidir. İkincisi, büyük metropollerin yoğun temposu beşeri ilişkileri zayıflatma eğilimindedir. Üçüncü temel suçlu, ev temelli elektronik eğlencelerdir. Dördüncüsü ise, 20. yüzyılın ortasındaki savaş ve yeniden yapılanmanın ortaya koyduğu büyük küresel yıkımların etkisinde yetişen politik neslin yerine daha az politik olan bir neslin yetişiyor olmasıdır. Özellikle oy kullanma oranlarındaki düşüş bunu göstermektedir. Putnam’a göre sosyal sermaye, iletişim ağları, normlar ve güven gibi katılımcıların paylaşılmış nesneleri sürdürebilmek için bir arada hareket etmelerini sağlayan sosyal 95 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN yaşamın özellikleridir. Yine güven ve sosyal ağlar geliştiği takdirde, bireyler, şirketler, komşuluklar ve hatta bütün millet başarılı olacak, kalkınacaktır Fukuyama (2001), ekonomik gelişme ve kültür: kültürel sorunlar konulu çalışmasında, aile bağları ve sosyal sermaye arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Aile bağlarının çok güçlü olması, birbiriyle bağlantısı olmayan kişiler arasındaki bağlar açısından olumsuz etkiler içerdiğini savunmuştur. Aşırı miktarda bağlayıcı sosyal sermaye, eğer birleştirici olan sosyal sermaye ile tamamlanmazsa, bağlayıcı sosyal sermaye sahibi grubun kendi içine kapanması, bir anlamda çok kısıtlı bir ekonomik alana “hapsolması” söz konusu olabilecektir. Böylesi bir ortamda ise grup içinde yeniliklerin önü kapanacak, etkin bir kaynak dağılımından söz etmek imkânsız hale gelecektir. Öte yandan, aşırı düzeyde bağlayıcı sosyal sermaye, herhangi bir gruba dâhil olmayan veya daha düşük etkiye sahip diğer grupları ‘ötekileri’ sosyal sermaye oluşumundan dışlayabilmektedir. Lin (2001), Sosyal sermaye: sosyal yapı ve aksiyon üzerine bir teori konulu çalışmasında, sosyal sermayenin ağ-düzenekleri yoluyla kişiye sunulan bir kaynak olduğunu ileri sürmektedir. Sosyal sermayeyi piyasada getiri elde etme beklentisi ile sosyal ilişkilere yapılan yatırım olarak tanımlamaktadır. Lin’e göre sosyal sermaye aktörlerin eylemleri için ulaşıp kullandığı, sosyal ağlar içinde yer alan kaynaklardır ve bireylerde değil sosyal ilişkiler içinde gizlidir; ancak bu kaynaklara ulaşım ve kullanım aktörlere/bireylere aittir. Bireyin, ilişkilerinde ve ağ düzeneklerinde yer alan bu kaynakların farkında olması ve kaynakları harekete geçirmek için seçim yapması gerekir. Birey sadece varlığından haberdar olduğu ve hangi kaynaklara ulaşmasını sağlayacağı bilgisine sahip olduğu sürece, bu bağlara sermaye özelliği kazandırabilir. Bu kaynakları harekete geçirmese bile bunlar kendisine sembolik fayda sağlayabilirler. Lin’e göre, kimi zaman, sadece önemli kişilerle önemli bağlantılara sahip olduğunun bilinmesi dahi kişinin sosyal çevresinde itibarını artırabilir. Sharp and Smith (2002), sosyal sermaye ve kır-kent arası ara bölge çiftçilik, çiftçi olmayanlarla çiftçilerin ilişkilerinin önemi konulu çalışmalarında, tarım alanlarında büyüme ve gelişmenin, kır ile kent arasında yeni bağların ve sorunların doğmasına neden olduğu tespit edilmektedir. Çiftçilerin kentsel pazarlara ulaşmadaki sorunları ve çiftçi olmayanların duydukları endişeler nedeniyle oluşturulan sosyal kısıtlamaları azaltmak için tarım dışı komşuları ile komşuluk ilişkileri geliştirme yolları araştırılmaktadır. Araştırmanın alanı büyük bir metropol alanı içinde bir tarım bölgesidir. Araştırmada, Ohio’da iç içe olan kırsal alan ve kent alanından elde edilen veriler test edilmektedir. Tarım dışı kesimlerle çiftçilerin hangi sıklıkta görüştüğü ve çiftlik ziyaretleri sıklığı ortaya konulmaktadır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre çiftçiler ve çiftçi olmayanlar arasında sosyal sermaye, iki şekilde yerel tarıma fayda 96 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN sağlamaktadır. Birincisi, sosyal sermaye tarım arazilerinin korunması için destek ile ilişkilidir. İkincisi ise çiftçi pazarları veya diğer yerel işletmeler, sosyal sermaye ile daha çok müşteri ve pazar payı elde edeceğidir. Çalışmada, sosyal sermayenin kırsal alanla kentin adaptasyonunu desteklediği göstermektedir. Bununla birlikte sosyal sermayenin “toplulukçu” ve “bireyci” ikili bir doğası olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmaktadır (Esser, 2007: 312). Sosyal sermayeyi bireyci bakış açısından ilk defa sistematik olarak ele alan Bourdieu (1986) olmuştur. Bourdieu, insan ilişkilerinin yapısında somutlaşan sosyal sermayenin soyut karakterini vurgulamakta ve sosyal sermayeyi karşılıklı tanışma ve tanımadan doğan kurumsallaşmış ilişkilerin, kalıcı bir ağa sahip olmaya bağlı gerçek ya da potansiyel kaynakların toplamı şeklinde tanımlamaktadır. Bu yaklaşım sosyal sermayenin kaynağının kolektif olduğunu ancak birikimi ve kullanımının doğal olarak bireylerin sınıfsal konumu, gücü ve sosyal ağlara erişime bağlı olarak değiştiğini savunmaktadır. Toplulukçu bakış açısıyla sosyal sermaye; özünde iletişim ağları olmak üzere, ortak değerler, normlar ve güven gibi toplumda herkesin sahip olduğu kolektif bir değer olarak görülmektedir (Coleman, 1988; Putnam, 1993; Portes, 1998; Fukuyama, 2001). Fukuyama (1997) işbirliği, değerlerler ve normların kurumsallaşmış bütünü olarak sosyal sermayeyi tanımlamakta ve sosyal sermayenin güven üzerine inşa edildiğini vurgulayarak; güvenin resmi kuruluşlar ve bireyler arasında bilgi alışverişini hızlandırarak verimliliği ve refahı artırdığını savunmaktadır. Putnam (1993), sosyal sermayenin sivil ve dini gruplar, gayri resmi topluluk ağları, akrabalık ve dostluk bağları, fedakârlık, güven ve değerler şeklinde toplumsal örgütlenme biçimlerinde somutlaşan bir değer olduğunu belirtmektedir. Putnam (1995), sivil katılım ve bir sivil erdem olarak ifade ettiği gönüllü kuruluşların önemini vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal sermaye taahhütleri yerine getirme ve dürüstlük gibi geleneksel erdemlerle de ilişkilendirilmektedir. Sosyal sermaye oluşturmak için işbirliğinin teşvik edilmesi ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesinin, işletmelerin ekonomik performansını ve hükümetin etkinliğini artacağı önemle vurgulanmaktadır. Yapısal Sosyal Sermaye Kırsal alanda ilişkiler çıkar üzerine kurulmasa da ortak eylemlerin karşılıklı olarak bireylere sağladığı fayda göz ardı edilemez. Yapısal Sosyal Sermaye, karşılıklı yarar sağlayan kolektif eylemlerin gerçekleştirilebilmesi için oluşturulmuş roller, kurallar, değerler bütünüdür (Hittet al., 2002: 354). Topluluktaki iyi ilişkiler, bilgiye ulaşmada, işlerin çabuk ve birlikte görülmesinde, karşılıklı dayanışma ve işbirliğinde önemli bir etkendir. Kırsal alanda hayat müşterek olmaktadır. Köylerde birçok iş, aile üyeleri, dostlar, akrabalar ve komşularla birlikte yapılmaktadır. 97 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Sosyal sermayenin yapısal türü, sosyal etkileşimlerden oluşmaktadır. Bu tür bireylerin etkileşimlerinin sosyal yapı içinde bireysel ilişkilerini kullanarak, bir takım avantajları nasıl elde edeceğini göstermektedir. Bireyler iş bulmak, bilgi almak, kaynaklara ulaşmak ve danışmak için bu sosyal ağlara ihtiyaç duymaktadırlar. İlişkilerin oluşturduğu bu düzlem ağ olarak ifade edilmektedir (Narayan-Parker, 1999: 6; Putnam,2001: 43) Bağlayıcı sosyal sermaye (bonding) daha çok aile ve yakın çevrede oluşan ilişkileri ve aile bağlarını ifade etmektedir. Köprü kuran (bridging) sosyal sermaye, komşular, köy halkı ve diğer bireylerle olan ilişkiyi göstermektedir (Eşki,2010:21). Birleştirici (linking) sosyal sermaye birey ve STK’lar arasındaki ilişki düzlemini oluşturmaktadır. Yine sosyal ilişkilerden doğan bağların, grupları bir siyasi veya ekonomik faaliyette etkili bir seviyeye ulaştırarak, mikro düzey sosyal sermaye oluşumunu ve örgütlenerek seslerini iktidar güçlerine duyurma olanağı sağladığını vurgulamaktadır (Evans, 1996: 1121). İlişkisel Sosyal Sermaye İlişkisel Sosyal Sermayenin en önemli özelliği kişilerarası güvene dayanmasıdır. Bu sosyal sermaye türü, işbirliğini kolaylaştırmakta, işlem maliyetlerini azaltmakta ve bir yönetişim mekanizması olarak işlemektedir(Williams et al.,2006: 2).Sosyal sermayenin ilişkisel türü; bireylerin karşılıklı etkileşimleri (Burt, 2000: 349), güven ve güvenilirlik (Putnam,1993: 68; Fukuyama, 2005: 75), normlar ve sosyal yaptırımlar (Coleman, 1990; Putnam, 1995) ve karşılıklılıktan (Coleman, 1990: 12; Granovetter, 2005: 37; Jones and Woolcock, 2007: 65) oluşmaktadır. Güven bir ilişkinin niteliği iken, güvenilirlik ilişkideki aktörün niteliğidir (Barney and Hansen, 1994: 182). Bireyler ortak çaba göstererek karşılıklı güveni geliştirebilir ve toplumsal kontrol mekanizmalarıyla güven eksikliğini giderebilirler (Uzzi, 1996: 673).Diğer aktörler tarafından güvenilir bir aktör güven eksikliği durumunda kişisel çabalarıyla diğer aktörlerin güvenini kazanıp, hedeflerine ulaşmak için diğer aktörlerin desteğini alabilir. Bilişsel Sosyal Sermaye Sosyal sermayenin bilişsel türü, toplumsal hedeflerin ve ortak gayelerin elde edilmesi için zihinsel süreçlerden oluşmakta, kültür ve inanışlardan beslenmekte, birlikteliği öne çıkaran normlar, değerler, tutumlar ve düşüncelerle varlık bulmaktadır. Bilişsel Sosyal Sermaye soyut içeriklidir ve davranış normları, ortak değerler, karşılıklılık ve güven gibi öğeleri ifade eder. Bilişsel Sosyal Sermaye toplumsal rolleri içselleştiren, topluluk üyeleri arasındaki bağları güçlendiren kural, inanç ve yöntemleri göstermektedir. Yurttaşlık, bireyin kamu hizmetlerinden faydalanması ve yurttaşlık görevlerini 98 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN yerine getirmesiyle gerçekleşmektedir. Coleman (1990) bilişsel sosyal sermayeyi, bireyler tarafından topluma yaralı işlerde bütünleşme ve birlikte gerçekleştirme işlemi olarak görmektedir. Kırsal Alan Genel olarak ekonomik hayatın daha çok tarıma dayandığı, nüfus yoğunluğu düşük olan, doğa koşulları ve geleneksel değerlerin hayatın şekillendirilmesinde etkin olduğu, eğitim, sağlık, haberleşme ve sosyal güvenlik gibi sosyal ve kültürel olanakların yeterince gelişmemiş olduğu yerleşimler kırsal alan tanımlaması içinde yer almaktadır (Çekiç, 2009: 3). Kırsal alanların farklı kültürel, sosyal, demografik, ekonomik, çevresel ve mekânsal yapısı ve değişen koşullarla birlikte yeni anlamlar kazanması, kırsal alan tanımlamasını güçleştirmektedir. Ülkeler kendi idari yapılarını da dikkate alarak kendilerine özgü kırsal alan tanımı yapmakta, hatta farklı amaçlarla gerçekleştirilen çalışmalarda farklı kırsal alan tanımları kullanabilmektedir. Kentlerin dışında kalan alanlarla yerleşim yerlerini dile getiren kır sözcüğü, köyleri, mezraları ve nüfusu iki binden az olan yerleşim yerlerini kapsamaktadır (Tütengil, 1983:2).Türk Dil Kurumu (1998) kırsal kavramını “az insanın barındığı, daha çok kır durumunda olan yer” olarak tanımlarken; Tolunay ve Akyol (2006) kırsal alanı; “piyasa mekanizmasının hemen hemen hiç çalışmadığı, üretim ve tüketim piyasalarını birleştiren mübadele mekanizmasının yeterince gelişmediği ve yapılan üretimin büyük ölçüde kırsal toplulukların ya da ailelerin kendi iç tüketim ihtiyaçlarında kullanıldığı yapı” olarak ifade etmektedir. Kırsal Alanda Yaşama İsteği ve Aidiyet Duygusu Topluluklar homojen bir bütün değil, çok çeşitli şekillerde bölünme ve çatışmayı içinde barındıran heterojen bir bütünlük olarak kabul edilmektedir. Bu kategoride yer alan anket soruları bu farklılıkların niteliğini ve kapsamını tespit etmeye yöneliktir. Komşuluk ilişkileri ve kaynaşma boyutu ile sosyal birliğin genel algıları sorgulanmakta ve toplumsal beraberlik veya ayrışma araştırılmaktadır. Cinsiyet, mezhepsel veya etnik nedenlerden dolayı, kamu hizmetlerinden alıkoyma olup olmadığı saptanmaya çalışılmaktadır. Bu bilgilerin, ayrıca toplumda sosyal stresin kaynaklarını tanımada teşhise yönelik bir değerde bulunmaktadır(Grootaertet al., 2002: 5). Kırsal alanda yaşayan aileler, köy ve mahallelerindeki diğer ailelerle hayatın bütün sıkıntılarını paylaşma yoluna gitmektedirler. Çocuklarını emanet etme, birlikte yemek yeme, borç ve ödünç alma ve verme, hastalık anında destek olma gibi birçok iyilik durumu komşuluk ilişkilerinin çatısını oluşturmaktadır. Hofstede (1980) belli başlı kültürel değerlerden hareket ederek toplumları bireyci ve toplulukçu kültür ekseninde değerlendirmektedir. Toplulukçu 99 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN kültürleri bireyci kültürlerden ayıran temel özellik toplulukçu kültürlerde kişinin kendisini bağımsız bir birey olarak değil bir grubun ( aile, kavim, ulus vb.) parçası olarak görmesi, bunun sonucunda da bireysel amaç ve davranışlarının grubunun norm ve beklentileri ile uyumlu olmasını sağlamak kaygısıdır (Triandis,1995: 24; Wasti ve Erdil, 2007: 3-4). Bireyci kültürlerde ise kişinin amaçları ait olduğu grupla ortak olmayabilir; kişinin amaçları çoğu kez önceliklidir. Toplulukçu kültürde birey kişilerarası bağlarla topluluğa duygusal bir bağlılık oluşturmaktadır. Topluluk duygusu olarak da ifade edilen bu bağlılık bireyi topluluk içinde rahat etme, emniyette olma ve kabul görme hissi vermektedir. Ortak bir amaç etrafında bir arada çalışan veya herkesin işbirliğine dayalı olarak gerçekleşen bir aktivitede ya da bir olayda yer alan her bir bireyin ortak bir topluluk duygusuna yaslandığı söylenebilir (Sarason, 1974: 12-13). Topluluğun ortak ilgiler, özellikler ve kimlikler etrafında bir araya gelen insanlardan oluşan bir yapı olduğu ifade edilmektedir (Crow, 2007: 618). Bir bölgeye atıfla ele alındığında kırsal alan, kent alanı gibi mekân temelli topluluklar, mekânın yanında zamanla ürettikleri ortak ilgiler, değerler, davranış, kültür ve ortak inandıkları din, ortak konuştukları dil gibi sosyal etkileşimle ilişkisel düzeyde toplulukları oluştururlar. Hemşerilik bağı mekân değişse de bu ilişkiler sayesinde devam eder. Mekânı aşan değer, duygu, inanç, kültür, birliktelik ruhu gibi sosyal bileşenler topluluğun kurulmasını sağlayabilir. Asıl olan karşılıklı ilişki düzeyinin topluluk üyelerince sürdürülmesidir. Topluluk sürekli etkileşim alanları olarak işlev görür ve üyelerini belirli eksenlerde bir araya getirir. Ortak bir var oluş alanı yaratır. Özel ilişki biçimleri üretir. Bazı ritüeller ve semboller aracılığıyla üyelerini ortak değerler alanına çeker ve aidiyet duygusu yaratır (Aydemir, 2011: 29). Bu kapsamda bireylerin aidiyet duygusu, birbirlerini ve ait oldukları topluluğu önemseme hissi ve ihtiyaçlarının birbirlerine bağlılık yoluyla karşılanabileceği inancını paylaşmalarıyla oluşmaktadır(Mc Millan, 1996: 316). II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ Kırsal alanda sosyal sermayenin varlığı ve kırsal sakinlerin hayatlarını kırsal alanda sürdürme isteklerinde sosyal sermayenin diğer etkenlerle birlikte etkisi araştırmanın genel amacını oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın özel amacı ise Grooteart (1998) tarafından kırsal alanda ekonomik ve sosyal kalkınmanın “kayıp halkası” olarak ifade edilen sosyal sermayenin kırsal yerleşmelerde yaşama isteği üzerindeki etkisinin tespitidir. Böylelikle araştırma bölgesi itibariyle kırsal göçün önlenmesinde kayıp halkanın önemi ve nispi değeri ölçülmüş olacaktır. Araştırma kapsamı olarak Erzurum ili kırsal alanı olarak belirlenmiştir. Araştırmada anket yapılacak hane reisi sayısının belirlenmesinde %5 hata payı 100 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN ve %95 güvenirlik sınırları içerisinde çalışılmıştır. Çalışmada karşılaştırma yapılabilmesi için kuzey ve güney ilçeler için örnek büyüklüğü ayrı ayrı hesaplanmış olup, hedef kitlenin benzer özellikler taşıyabileceği yani örnek hacminin homojen olduğu varsayılmıştır. Tesadüfî Örnekleme Yöntemine göre yapılan hesaplamalar sonucunda anket sayısı aşağıdaki formülle belirlenmiştir (Çiçek ve Erkan 1996: 68). n= ( ) n= Örnek hacmi N= Örnekleme çerçevesine ait toplam birim sayısı x = Ortalama (Geometrik) S= Standart sapma d= x * 0.10 t= Güven sınırı Güney ilçeler için örnek hacmi; N= 40955 x = 2457,51 S= 1582.96 d= ̅ * 0.10 = 245,75 t= 1.96 n= ( =( ) = ) Araştırma kapsamında yapılan anketlerin bir bölümünün gerçekleri yansıtmayacağı ve popülasyonu temsil etmeyeceği düşünülerek güney ilçeler için anket sayısı %10 artırılmış ve 175 adet (159*1.10) olarak belirlenmiştir. Kuzey ilçeler için örnek hacmi; N= 13272 x = 1656 S= 985,1 d= x * 0.10 = 165,6 t= 1.96 n=( ) = Aynı şekilde kuzey ilçeler için de anket sayısı %10 artırılmış ve 149 adet (135*1.10) olarak belirlenmiştir. Toplamda 324 adet anket ilçelerin hane sayısına göre oransal olarak dağıtılmış ve uygulanmıştır. Anket formunun hazırlanmasında Narayan and Cassidy’nin (2001) çalışmalarında kullandıkları anket formu dikkate alınmıştır. Yine Onyx and 101 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Bullen’nin (2000) beş farklı toplulukta sosyal sermayeyi ölçmek için yaptıkları çalışma referans alınmıştır. Araştırma modeli oluşturulurken sosyal sermayeyi İspanya’nın kırsal Endülüs bölgesinde tespite yönelik bir çalışma olan Gómez‐ Limón et al (2013) çalışmaları incelenmiş ve orijinal model ve anket soru formu oluşturulmuştur. Verilerin analizinde Yapısal Eşitlik Modellemesi kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik Modellemesinde en yaygın kullanılan bilgisayar programları, AMOS, EQS, LISREL ve MxGraph’dır. Bu çalışmada en yaygın kullanılan yazılım programı olan LISREL 8.72 Bilgisayar Programı kullanılmıştır. Veriler analiz edilirken öncelikle gözlenen değişkenler belirlenmiş ve Path analizi yapılmıştır. Daha sonra gizil değişkenlerin veya varsayımsal yapıların gözlenen değişkenler tarafından nasıl tanımlandığını ve gözlenen değişkenlerin ölçüm özelliklerini (güvenilirlik ve geçerlilik) gösteren ölçüm modeli tanımlanmıştır (Jöreskog and Sörbom 1996:348). Bu model gözlenen ve gizil değişkenler arasındaki bağlantıların bir kümesini oluşturmaktadır. Ölçüm modelinin tanımlanmasından sonra yapısal model oluşturulmuştur. Yapısal model gizil değişkenler arasında nedensel ilişkileri belirlemekte, nedensel etkileri tanımlamakta ve açıklanan ve açıklanmayan varyansı göstermektedir. Diğer bir ifade ile gizil değişkenler arasındaki bağlantılar yapısal model olarak tanımlanmaktadır ve bu modelde gizil değişkenler ve bir gizil değişkenin göstergesi olmayan değişkenler arasındaki ilişkilerin yönü tanımlanır ve bazı parametreler sabitlenir (Bayram, 2010:6). Daha sonra yapısal modelin uygunluk ölçütleri hesaplanmıştır. Son olarak model tahmini yapılmış ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda yorumlanmıştır. III. MODEL ve HİPOTEZLER Üç sosyal sermaye türünün yani yapısal sosyal sermaye, ilişkisel sosyal sermaye ve bilişsel sosyal sermayenin kırsal halkın yaşamlarının kırsal yerleşkede sürdürmelerin etkisinin pozitif yönlü olması beklenmektedir. Yine ekonomik, demografik ve fiziki koşulların kırsal alanda yaşama tercihinde pozitif etkiye sahip olduğu varsayılmaktadır. Çalışmada üç sermaye türünün ve fiziksel, ekonomik ve demografik etkenlerin kırsal alanda yaşama isteği üzerindeki etkisinin tespiti hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda değişkenleri ve bu değişkenleri tanımlayan boyutları gösteren araştırmanın modeli Şekil 1’de gösterilmiştir. 102 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN SOSYAL SERMAYE Fiziksel (Coğrafi) Etken(FE) F1 Köyümün fiziki koşulları iyidir F2 Köyüm güzeldir F3 Köyde yaşam koşulları iyidir Yapısal Sosyal Sermaye (YSS) Y1 Aile ile bir araya gelme sıklığı Y2 Akrabalarla olan ilişkimden memnuniyet Y3 Gönüllülük Y4 Köy halkıyla işbirliği Y5 Aile dışı yardımlaşma Ekonomik Etken(EE) E1 Gelir E2 Mülkiyet Demografik Etken (DE) YS Yaş EG Eğitim HB Hane büyüklüğü HT Hane tipi İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS) I1 Aileme güven I2 Köylüye güven I3 Hükümete güven I4 Polise ve jandarmaya güven I5 Adalet sistemine güven I6 Ulaşım hizmetlerinin yeterliliği ve güven I7 Haberleşme güvenlidir. Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) B1 Köyde sınıfsal sorun yoktur B2 Etnik farklılıklar sorun oluşturmuyor KIRSAL ALANDA YAŞAMA İSTEĞİ (KAYI) Kırsal Yaşamı Tercih (S) S1 Uzun yıllar bu köyde yaşamayı düşünüyorum. S2 Bana göre bu köy yaşamak için iyi bir yerdir. S3 Köyümden ayrılmayı düşünmüyorum Şekil 1. Araştırmanın Modeli IV. ARAŞTIRMA BULGULARI Demografik ve Sosyo-Ekonomik Bulgular Alan çalışmasının yürütüldüğü Erzurum, denizden 1895 metre yükseklikte, Doğu Anadolu bölgesinin en kalabalık ve büyük şehirlerinden biridir. Erzurum 25.066 km² alanıyla bölgenin en büyük, Türkiye’nin ise dördüncü büyük ilidir. 103 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Erzurum’un yükseltiye bağlı olarak oluşan sert iklim şartları ve bitki çeşitliliği, farklı turizm tipleri ve hayvancılık açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu kapsamda güney ve kuzey ilçelerde hane reisleriyle yapılan anket çalışmasından elde edilen bulgular sırasıyla verilmektedir. Hane reisi yaşı: Sosyal ilişkilerde ve sosyal ağlara katılımda hane reisinin yaşı önemli bir faktördür. Popülasyonda her yaş grubundan hane reisi bulunmaktadır. Çizelge 4.1’de hane reislerin yaş gruplarına göre yüzde dağılımı verilmiştir. Tablo 1. Hane reislerinin yaş dağılımı Yaş Aralığı 24 ve altı 25–34 35–44 45–54 55 ve üzeri Toplam Frekans 20 107 94 67 36 324 Onanı % 0.06 0.33 0.29 0.21 0.11 100 Erzurum kırsal alanında örneklem içinde yer alan hane reislerinin %33’ü 25–34 yaş grubunda yer almaktadır ve diğer yaş gruplarına göre daha yüksek bir orana sahiptir. 24 yaş altındaki hane reisi oranı %6 ile en düşük düzeydedir. Hane reisi eğitim durumu: Sosyal sermaye araştırmalarında eğitime atfedilen önem, eğitimin sosyal ilişkilerde gösterdiği pozitif etki dolayısıyladır. Eğitim sosyal ağlara katılım, çevrenin imkânlarından faydalanma, örgütlenme, birlik ruhu ve sosyal kaynaşmada önemli bir faktör durumundadır. Hane reislerinin eğitim düzeyleri Çizelge 4.2’de gösterilmektedir. Buna göre hane reislerinin %43’ü ilkokul, %29’u ortaokul, %15’i lise, %13’ü yüksekokul mezunudur. Tablo 2. Hane reislerinin eğitim düzeyi Mezun olunan okul İlkokul Ortaokul Lise Üniversite Toplam Frekans 140 94 49 41 324 Onanı % 0.43 0.29 0.15 0.13 100 Hane büyüklüğü ve tipi: Çizelge 3’de hane büyüklükleri verilmiştir. Hane büyüklüğü bulguları bölgesinin genel yapısına uygun olarak doğurganlık oranının yüksek olduğunu ve çok çocuklu ailelerin çoğunluğu oluşturduğu göstermektedir. Ortalama hane büyüklüğü 6.35 olarak tespit edilmiştir. Erzurum kırsal alanında 1–4 arası çocuk sahibi hane oranı %23’tür. 5–8 kişilik hane oranı %66 iken, 9–12 kişilik hane oranı %8, 12 kişiden daha fazla nüfusa sahip hane oranı ise %3’tür. Tablo 3. Hane büyüklüğü Hanedeki kişi sayısı Frekans Onanı % 1–4 75 0.23 5–8 211 0.66 9–12 28 0.08 12’den fazla 10 0.03 104 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Toplam 324 100 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Çizelge 4’de hane tipi verilmiştir. Çok çocuklu çekirdek aile oranı en çok görülen hane tipidir. Hanelerin %44’ü çok çocuklu çekirdek ailelerden oluşmaktadır. Erzurum kırsalında evlenen erkek çocuğun haneden ayrılmadan eşiyle birlikte baba evinde oturmaya devam etmesinin yaygın olması nedeniyle kırsal hanelerin %24’ü bu şekilde anne ve babalarıyla birlikte oturan ailelerden oluşmaktadır. Birkaç kuşağın birlikte yaşadığı soy tipide %25 oranla yaygın görülmüştür. Erzurum kırsalında bir aile büyüğü ile yaşayan veya iç güveysi olarak tanımlanan hane reislerinin bulunduğu hane tipi oranı ise %7 olarak belirlenmiştir. Tablo 4. Hane tipi Hane tipi Çekirdek aile Frekans Onanı % 142 0.44 Anne ve baba ile beraber 79 0.24 Soy aile İç güveysi Toplam 80 0.25 23 0.07 324 100 A. Analiz Bulguları Ölçüm modeli oluşturulmadan önce ölçeklerin güvenirlilik testleri yapılmıştır. En yaygın kullanılan yöntem olarak Cronbach’s Alpha1 katsayısı hesaplanmıştır (Kalaycı 2006). Çizelge 3.4’temodel ve ölçeklere ilişkin güvenirlilik sonuçları verilmiştir. Ölçeklerin güvenirlilik testinde ölçekler oldukça güvenilir bulunmuştur. Tablo 5.Ölçeklere İlişkin Güvenirlilik Bulguları Ölçek Cronbach’s Alpha Değeri Y1 Ailem ile sıksıkbir araya geliriz ,708 Y2 Akrabalarla olan ilişkimden memnunum Y3 Köy işlerinde gönüllü çalışırım ,690 Y4 Köy halkıyla işbirliği içindeyim Y5 Ailem dışında köy halkıyla yardımlaşırım I1 Aileme güvenirim Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir ,690 Oldukça Güvenilir ,691 Oldukça Güvenilir ,707 ,678 ,677 ,689 I2 Köylüye güvenirim I3 Hükümete güvenirim Sonuç Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir 1 Cronbach’s Alpha Katsayısının değerlendirilmesinde kullanılan kriterler; 0.00 ≤ α < 0.40 ölçek güvenilir değil, 0.40 ≤ α < 0.60 ölçek düşük güvenilir, 0.60 ≤ α < 0.80 oldukça güvenilir, 0.80 ≤ α < 1.00 yüksek derecede güvenilir olarak değerlendirilmektedir. 105 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Tablo 5 (Devam). Ölçeklere İlişkin Güvenirlilik Bulguları I4 Polise ve jandarmaya güvenirim ,692 Oldukça Güvenilir I5 Adalet sistemine güvenirim ,680 Oldukça Güvenilir I6 Ulaşım hizmetlerinin yeterliliği ve güvenlidir B1 Köyde sınıfsal sorun yoktur ,694 ,692 B2 Etnik farklılıklar sorun oluşturmuyor ,677 S1 Uzun yıllar bu köyde yaşamayı düşünüyorum. S2 Bana göre bu köy yaşamak için iyi bir yerdir. S3 Köyümden ayrılmayı düşünmüyorum a. ,682 ,705 ,707 Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir Oldukça Güvenilir F1 Köyümün fiziki koşulları iyidir ,688 Oldukça Güvenilir F2 Köyüm güzeldir ,678 Oldukça Güvenilir F3 Köyde yaşam koşulları iyidir ,676 Oldukça Güvenilir E1 Gelir ,717 Oldukça Güvenilir E2 Mülkiyet ,741 Oldukça Güvenilir YS Yaş ,711 Oldukça Güvenilir EG Eğitim ,715 Oldukça Güvenilir HB Hane büyüklüğü ,712 Oldukça Güvenilir HT Hane tipi ,719 Oldukça Güvenilir Ölçüm modeli bulguları Bu kısımda standardize edilmiş faktör yük değerleri ve ölçüm modeli t değerleri verilmektedir. Şekil 4.1’de standardize edilmiş faktör yük değerleri gösterilmektedir. Model gizil değişkenler; Yapısal Sosyal Sermaye (YSS), İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS), Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS), Fiziksel Etken (FE), Ekonomik Etken (EE) ve Demografik Etken (E) değişkenlerinden oluşmaktadır. 106 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN 0.77 Y1 0.43 Y2 0.39 Y3 0.48 Y4 0.71 Y5 0.57 I1 0.55 I2 0.53 I3 0.55 I4 0.55 I5 0.79 I6 0.59 B1 0.27 B2 0.99 S1 0.37 S2 0.47 S3 0.65 F1 0.32 F2 0.17 F3 0.48 0.75 0.78 0.72 0.54 0.65 0.67 0.69 YSS 1.00 0.46 ISS 1.000.10 0.64 BSS 0.15 1.000.04 0.67 0.67 0.06 0.41 -0.22 0.00 -0.22 0.36 0.85 KAYI -0.29 0.04 0.00 -0.08 -0.79 FE 1.00 -0.03 -0.00 EE 1.00 -0.04 DE 1.00 0.08 0.09 -0.73 0.94 0.59 0.83 0.05 -0.04 1.000.63 0.91 0.91 0.03 0.25 -0.18 0.17 E1 1.00 E2 0.94 YS 0.97 EG 0.38 HB 0.93 HT -0.79 0.27 Chi-Square=754.71, df=254, P-value=0.00000, RMSEA=0.079 Şekil 1. Kırsal alanda yaşama isteği modeli standardize edilmiş faktör yük değerleri Model için X2/DF değeri 2.97 olarak hesaplanmıştır (754.71/254). Bu değer kabul edilebilir değer olan beş ve beşten küçük değerler içerisinde yer almaktadır. Aynı şekilde RMSEA değeri yine kabul edilebilir değer olan 0.10’dan daha düşük değerdedir (0.079). Model p<0,0000 değerini aldığı için %5 önem seviyesinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Çizelge 4.6’da ölçüm modelinin gözlenen değişken parametreleri verilmektedir. 107 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Tablo 6. Gözlenen değişken parametreleri Gizil değişkenler Yapısal Sosyal Sermaye (YSS) İlişkisel Sosyal sermaye (ISS) Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) Kırsal Alanda Yaşama İsteği (KAYI) Gözlenen Değişkenler Y1 5.11 Standart edilmiş yük değerleri 0.45 Y2 14.12 0.75 Y3 14.82 0.75 Y4 13.35 0.72 Y5 I1 9.39 11.81 0.54 0.65 I2 12.16 0.67 I3 12.65 0.69 I4 12.25 0.67 I5 12.25 0.67 I6 7.80 0.46 B1 10.62 0.64 B2 13.55 0.85 S1 1.23 -0.05 9.10 -0.79 8.83 10.85 -0.73 0.59 16.58 0.83 18.21 1.10 0.91 0.91 0.50 4.14 0.03 0.25 -2.55 -0.15 -11.2 -0.79 4.41 0.27 S2 S3 Fiziksel Etken F1 F2 F3 Ekonomik Etken E1 E2 Demografik Etken YS EG HB HT t değeri Kırsal alanda yaşama isteği ölçeğinde “Uzun yıllar bu köyde yaşamak istiyorum (S1)” faktörü ve Ekonomik Etken ölçeği içindeki “Gelir (E1)” ve “Mülkiyet (E2)” anlamsız bulunmuş diğerbütün gözlenen bağımsız değişkenler anlamlı ve %5 önem seviyesinde istatistikî olarak önemli bulunmuştur. b. Yapısal model bulguları Yapısal modelin temel amacı içsel ve dışsal gizil değişkenler arasındaki ilişkiyi tanımlamak ve test etmektir. Ölçüm modeli ile tanımlanan yapısal modelin uyum istatistikleri ölçüm modeliyle aynıdır. Bu kısımda ölçüm modelinden farklı 108 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN olarak gizil değişkenler arasındaki yapısal katsayılar incelenmektedir (Sümer ve Bek 2012: 4). Şekil 4.2’de Kırsal Alanda Yaşama İsteği Yapısal Modeli ve standart değerleri verilmektedir. Buna göre Model’de sosyal sermayenin üç türü Yapısal Sosyal sermaye (YSS), İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS), Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) ve köy sevgisini ve kırsal yaşamı ifade eden Fiziksel Etken (FE) Kırsal Alanda Yaşama İsteği’ne olumlu ve anlamlı bir katkı Sağlarken Ekonomik Etken (EE) ve Demografik Etken (DE) anlamlı bir katkı oluşturmamaktadır. Y1 0.78 Y2 0.44 Y3 0.39 Y4 0.48 Y5 0.70 I1 0.58 0.54 I2 0.56 0.65 I3 0.52 I4 0.56 I5 0.54 I6 0.78 0.47 0.75 0.78 0.72 0.66 YSS 0.69 0.66 0.79 S1 0.22 0.46 0.94 S2 0.25 S3 KAYI 0.74 0.08 0.68 0.47 BSS 0.83 0.26 0.93 ISS 0.46 0.64 FE 0.86 B1 0.59 EE 0.60 B2 0.26 0.91 F1 0.64 0.79 F2 0.33 F3 0.17 E1 1.02 E2 1.04 YS 0.89 EG 0.89 HB 0.75 HT 0.85 -0.12 0.82 DE -1.17 0.34 -0.32 -0.50 0.38 Chi-Square=1030.77, df=269, P-value=0.00000, RMSEA=0.095 Şekil 2. Kırsal alanda yaşama isteği yapısal modeli 109 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Kırsal Alanda yaşama İsteği üzerinde etkili olan en önemli etkenler sırasıyla yaşadığı köyden memnuniyetini bildiren Fiziksel Etken (0.83), Bilişsel Sosyal Sermaye (0.74), İlişkisel Sosyal Sermaye (0.46) ve Yapısal Sosyal sermaye (0.22) olarak tespit edilmiştir. Fiziksel (coğrafik) Etken içinde en önemli iki faktör “köyde yaşam koşulları(F3)” ve “köyün güzelliği (F2)”, Bilişsel Sosyal Sermaye içinde “etnik farklılıklar sorun oluşturmuyor(B2)” ve “köyde sınıfsal sorun yoktur (B1)”, İlişkisel Sosyal Sermaye içinde “hükümete güven(I3)” ve “adalet sistemine güven(I5)”, Yapısal Sosyal Sermaye içinde ise “ailem dışında köy halkıyla yardımlaşırım (Y5)” ve “köy halkıyla işbirliği içindeyim (Y4)” olarak tespit edilmiştir. Şekil 3. Kırsal alanda yaşama isteği yapısal model t değerleri 110 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Şekil 4.3’de Kırsal Alanda Yaşama İsteği yapısal modeli t değerleri verilmiştir. Buna göre Ekonomik etken (0.92) ve Demografik Etken (-1.19) ile %5 önem seviyesinde istatistikî olarak önemsiz bulunmamıştır. Diğer etkenler %5 önem seviyesinde istatistikî olarak önemli bulunmuştur. Model için X2/DF değeri 3.83 olarak hesaplanmıştır (1030.77/269). Bu değer kabul edilebilir değer olan beş ve beşten küçük değerler içerisinde yer almaktadır. Aynı şekilde RMSEA değeri yine kabul edilebilir değer olan 0.10’dan daha düşük değerdedir (0.095). Model p<0,0000 değerini aldığı için %5 önem seviyesinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Model’in veri setine ne kadar uyduğunu değerlendirmede kullanılan kriterler Çizelge 4.7’de verilmiştir. Söz konusu değerlerin 1’e yakın olması veri ile model arasındaki uyumun mükemmel olduğunu göstermekte, sıfır ise uyumsuzluğu temsil etmektedir (Çelik ve Yılmaz, 2014: 78). Tablo 7. Model II’e ait uyum indeksleri Uyum indeksleri Uyum indeksleri sembolleri Uyum iyiliği indeksi GFI Düzeltilmiş uyum iyiliği indeksi AGFI Normlaştırılmış uyum indeksi NFI Model II değeri 0,90 0.86 0.87 Tucker-Lewis indeksi NNFI 0.87 0.84 Göreceli uyum indeksi RFI Karşılaştırmalı uyum indeksi CFI Artırmalı uyum indeksi IFI 0.90 0.90 IV. SONUÇ Kırsal alandan şehirlere göç olgusu son zamanların en önemli sorunlarından biri olarak görülmektedir. Bu sorunun çözümü için kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkili olan faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Bu araştırmayla kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkili olan faktörler analiz edilmeye çalışılmıştır. Sosyal sermayenin üç türü, fiziksel etken, ekonomik etken ve demografik etken çalışmanın bağımsız değişkenlerini oluşturmaktadır. Sosyal sermaye genel olarak bireyler ve gruplar arasındaki ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı sağlayan ilişkiler ve bu ilişkileri düzenleyen davranışlar, değerler ve kurumlar olarak algılanmış ve tanımlanmaktadır. Yine sosyal sermaye, karşılıklı güvenine dayalı olarak yerel ağlara katılımı, birlikte karar alma ve alınan kararların uygulamasını kolaylaştırırken karşılıklı güvenin işbirliği ortamı yaratacağı ve bu 111 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN işbirliğinin güçlü kurumsal harekete dönüşeceği ve böylelikle kırsal alanda yaşama tercihinde önemli bir etkiye sahip olacağı öngörülmüştür. Çalışmada sosyal sermayenin üç türü ve fiziksel, ekonomik ve demografik yapının kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkisi araştırılmıştır. Yapılan analiz neticesinde; Yapısal Sosyal Sermaye (YSS), İlişkisel Sosyal sermaye (ISS), Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) ve Fiziksel Etki’nin (FE) kırsal alnda yaşama isteği üzerinde pozitif bir katkıya sahip olduğu görülmüştür. Ekonomik Etki (EE) ve Demografik Etki (DE) kırsal alanda yaşama isteği üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. Kırsal alanda yaşama isteği üzerinde en etkin unsur köye karşı duyulan sevgi ve kırsal yaşam biçimi tercihini gösteren Fiziksel Etken değişkenidir. Fiziksel Etken (FE) kırsak alanda yaşama isteğini pozitif yönde ve yüksek düzeyde etkilemektedir (0.83). Kırsal alanda fiziksel koşullar yeterli olmasa da köye karşı duyulan sevgi bireyleri köylerinde tutmaya yetmektedir. İkinci önemli etken Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) değişkenidir. Bilişsel Sosyal Sermaye kırsal alanda yaşama isteği üzerinde (0.74) pozitif yönde önemli bir etkiye sahiptir. Bu bulgu kırsal alanda sınıfsal ve etnik bir ayrımın olmadığı ve kırsal halkın akrabalık ve din kardeşliğini her şeyin üstünde tuttuğunu göstermektedir. Yardımlaşma ve dayanışma, komşuluk ilişkileri ve bağlılık kırsal alanda güçlü ve yapıcı dostluklara dönüşmekte ve kırsal halkı birbirine kenetlemektedir. İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS) kırsal alanda yaşama isteği üzerinde pozitif ve önemli bir etkide bulunmaktadır (0.46). Güven sosyal sermayenin önemli bir belirleyicisidir. Bireylerin ailelerine, komşularına, devlete ve kurumlarına güveni sadakat ve işbirliğini geliştirmektedir. Yapısal sosyal sermaye kırsal alanda yaşama isteği üzerinde (0.22) pozitif yönde bir etkiye sahiptir. Aile içi ve köy halkıyla birlikte karar alma, hayatın yükünü bölüşme ve dayanışma duygusu kırsal hayatın gereğidir. Köylerde birçok iş imece usulü yapılmakta kararlar aile meclislerinde veya köy odalarında alınmaktadır. Bu durum hayatın yükünü bir nebze hafifletmektedir. Araştırma modelinde yer alan Ekonomik Etken (EE) ve Demografik Etken (DE) kırsal alanda yaşama isteği üzerinde bir etkiye sahip değildir. Kırsal yaşamı tercihte ekonomik nedenler etkili değildir. Yani kırsal alanda yaşamanın külfeti fakirliktir. Kırsal alan ekonomik açıdan cazip olmadığı gibi, kırsal halkın ekonomik bir beklentisi de bulunmamaktadır. Kırsal alanda yaşama isteği üzerinde demografik etkenlerin de etkisi bulunmamaktadır. Yaş, eğitim, hane büyüklüğü ve hane tipi kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkili değildir. 112 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Kırsal alanda yaşama isteğini gösteren gözlenen değişkenlerden (faktörlerden) “uzun yıllar bu köyde yaşamayı düşünüyorum (S1)” (046), “köyümden ayrılmayı düşünmüyorum (S3)” (0.26) ve “bana göre bu köy yaşamak için iyi bir yerdir (S3)” (0.25) standardize edilmiş faktör yüküne sahiptir. Kırsal halk köyünde yaşama eğiliminde ve kararındadır. Erzurum kırsal alanındaki çiftçilerin köyüne ve köy halkına karşı derin bir hissiyat duyduğu bir vakıadır. Erzurum kırsalında yaşayan köylü, köyüne derin duygularla bağlıdır. Köyünü bırakmamak ve köyünde yaşamak istemektedir. Ancak ekonomik ve sosyal koşullar köyden kopmasına ve göç etmesine neden olmaktadır. Tarımsal getirinin azlığı, kırsal alanda eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği, kentin sunduğu iş olanakları ve yoksulluk göç olgusunu tetiklemektedir. Kırsal alanda köye ve köy halkına olan bu bağlılık hissi bireyi dışa kapamakta, kente göç etse dahi hemşeri grupları içerisinde hareket etmesine neden olmaktadır. Yapılan çalışmada elde edilen bulgular genel olarak değerlendirildiğinde kırsal göçün önlenmesinde ve kırsal alanda yaşama isteği üzerinde köye duyulan sevginin yanında sosyal sermayenin önemli olduğu görülmektedir. Kırsal alanda yaşama isteği üzerinde ekonomik etken yetersizdir ve genelde göçlerin genel nedenlerinden biridir. Kırsal yaşamın tercih edilmesi ve göçlerin önlenmesi için kırsal alanda ekonomik koşulların iyileştirilmesi önemlidir. 113 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN KAYNAKLAR Aydemir, M. A.,& Tecim, E., 2012. Türk Toplumunda Aile ve Dinin Sosyal Sermaye Potansiyeli. Selçuk University Socia lSciences Institute Journal, (28). Barney, J. &Hansen, M. H., 1994. Trust worthiness as a source of competitive advantage. Strategic Management Journal, 15, 175–190. Bayram, N., 2010. Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Amos Uygulamaları, Ezgi Kitapevi, Bursa Bourdıeu, P., 1986. Theforms of capital/ Richardson, J. G. (Ed.), Handbook of Theory and Research for the Sociology of Education. Greenwood, New York. USA. 241-258. Burt, R. S., 2000. The network structure of social capital. Research in organizational behavior, 22, 345-423. Carroll, T.F., 2001. Social Capital, Local Capacity Building, and Poverty Reduction. Asian Development Bank. Manila. Coleman, J. S., 1990. Foundations of social theory. Cambridge: Harvard UniversityPress. Coleman, J., 1988. Social capital in the creation of human capital. The American Journal of Sociology. 94: 95-120. Crow, G., 2007. Community. The Blackwell Encyclopedia of Sociology (Ed: George Ritzer). Oxford: Blackwell Publishing, 617-620. Çekiç, T. İ. (2012). Türkiye’de Sosyal Sermaye ve Sivil Toplumun Bölgesel Yapısı. Çelik,H. E. ve Yılmaz, V., 2014. Lısrel 9.1 ile Yapısal Eşitlik Modellemesi. Arı Yayınları, İstanbul. Çiçek, A., ve Erkan, O., 1996. Tarım Ekonomisinde Araştırma ve Örnekleme Yöntemleri. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 12, Ders Notları Serisi No: 6, Tokat. Eröz, M.,1982. İktisat Sosyolojisine Başlangıç. Filiz Kitapevi, İstanbul Esser, H., 2007. Doesthe New Immigration Require a New Theory of Intergenerational Integration?. Rethinking Migration: New The oreticaland Empirical Perspectives. Oxford: Berghahn Books, 308-341. Eşki, H., 2010. Sosyal Sermaye, Kişisel ve Kurumsal Gelişmeye Farklı Bir Yaklaşım. Orion Kitapevi. İstanbul. Evans, P.,1996. Governmentaction, social capita landd evelopment: review ingtheevidence on synergy. World development, 24(6), 1119-1132. Fukuyama, F., 1997. Social capital and the modern capitalist economy: creating a high trust work place. Stern Business Magazine, 4 (1). 114 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Fukuyama, F., 2001. Social capital, civic society and development. Third Word Quarterly, 22 (1), 7-20. Fukuyama, F., 2005. Trust: social virtues and the creation of prosperity. Hamish Hamilton.London. Fukuyama, F., 2011 Büyük Çözülme: İnsan Doğası ve Toplumun Yeniden Oluşturulması. (Çeviren: Hasan Kaya). 1. Baskı, Profil Yayıncılık. İstanbul. Gómez‐Limón, J. A.,Vera‐Toscano, E., &Garrido‐Fernández, F. E., 2013. Farmers' Contribution to Agricultural Social Capital: Evidence from Southern Spain. Rural Sociology. Granovetter, M., 2005. Theimpact of social structure on economic outcomes. The Journal of Economic Perspectives, 19(1), 33-50. Grootaert, C., Oh, G. T., &Swamy, A., 2002. Socia lcapital, household welfare and poverty in Burkina Faso. Journal of African Economies, 11(1), 4-38. Grooteart, C., 1998. Social Capital: The Missing Link, Social Development Department Publications, Washington. Hanıfan, L. J., 1916. The Rural School Community Center. Annalsof the American Academy of Political and Social Science, Vol: 67. Hitt, M. A., Lee, H. U., &Yucel, E.,2002. The importance of social capital to the management of multinational enterprises: Relationa lnetworks among Asianand Western firms. Asia Pacific Journal of Management, 19(2-3), 353372. Hofstede, G.J., 1980. Culture’s consequences: international differences in work related values. Sage Publications, London. Jones, V. N.,&Woolcock, M., 2007. Using mixed methods to assess social capital in low income countries: A practical guide (No. 1207). BWPI, The University of Manchester. Jöreskog, K.G. &Sörbom, D., 1996. Factor analysis of ordinal variables: A Comparison of three approaches, Multivariate Behaviroal Research,36(3)347-387. Lin, N.(2001).Social capital: A theory of social structure and action. Cambridge University Press. Cambridge. UK. McMillan, D. W., 1996. Sense of community. Journal of community psychology, 24(4), 315-325. Narayan, D.,&Cassidy, M. F., 2001. A dimensional approach to measuring social capital: development and validation of a social capital inventory. Current sociology, 49(2), 59-102. Narayan-Parker, D. 1999. Bonds and bridges: social capital and poverty (Vol. 2167). World Bank Publications. 115 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116) Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN Onyx, J.,&Bullen, P. (2000). Measuring social capital in five communities. The Journal of Applied Behavioral Science, 36(1), 23-42. Putnam, R. D. 1993. Making democracy work: Civic traditions in modern Italy. Princeton University Press. New Jersey, USA. Putnam, R. D., 1995. Bowling alone: America’s declining social capital. Journal of Democracy, 6 (1): 65-78. Putnam, R. D., 2001. Social capital: Measurement and consequences. Canadian Journal of Policy Research, 2(1), 41-51. Sarason, S. B., 1974. The psychological sense of community: Prospects for a community psychology. Jossey-Bass. Sharp, J.S.& Smith, M.B., 2003. Social capital and farming at therural-urban interface: the importance of non-farmer and farmer relations. Agricultural Systems 76, 913-927. Sümer, N. & Bek, Y., 2012. Yapısal Eşitlik Modelleri ve LISREL Uygulamaları, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fen Edebiyat Fakültesi, Samsun. Tocqueville, A., 1994. Amerika’da Demokrasi. (Çeviren: İhsan Sezal, Fatoş Dilber). İstanbul Yetkin Yayınları. Tolunay, A. & A. Akyol, 2006, “Kalkınma ve Kırsal Kalkınma: Temel Kavramlar ve Tanımlar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı. 2: 116‐127. Tönnies, F. (2012). Gemeinschaft und gesellschaft (pp. 27-58). VS Verlagfür Sozial wissenschaften. Press Triandis, H.C., 1995. Individualism and collectivism. West view Press. Colorado USA Türk Dil Kurumu (TDK), 1998. Türkçe Sözlük. TDK Yayınları, Ankara. Tütengil, O.C., 1983, Kırsal Türkiye’nin Yapısı ve Sorunları, Gerçek Yayınları, İstanbul. Uzzi, B.,1996. The sources and consequences of embeddedness for the economic performance of organizations: The network effect. American sociological review, 674-698. Wasti, A.,& Erdil, S., 2007. Bireycilik ve toplulukçuluk değerlerinin ölçülmesi: benlik kurgusu ve INDCOL ölçeklerinin Türkçe Geçerlemesi. Yönetim Araştırmaları Dergisi, 7 (1-2), 5-38. Whiteley, P., 2000 “Economic Growth and Social Capital”, Political Studies, Vol. 48, 443-466. Williams, D.,Ducheneaut, N., Xiong, L., Zhang, Y., Yee, N., &Nickell, E., 2006. From Tree House to Barracks The Social Life of Guilds in World of Warcraft. Games and culture, 1(4), 338-361. 116 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 117- 142 Summer 2015 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GSM OPERATÖRÜ TERCİH NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI: BİR UYGULAMA Fatma ZANCO1 Akif KAYA2 Özet GSM operatörleri arasındaki rekabet günden güne artmakta, teknolojinin gelişmesi ile farklı boyutlar kazanmaktadır. Bu rekabette var olmak isteyen operatörlerin müşteriyi anlamaları, hizmet kalitesi, fiyat, reklam, kapsama alanı ile iş ve arkadaş çevresi gibi değişkenlerin müşteri tercihinde ne ölçüde etkili olduğu, demografik faktörler ile birlikte bu değişkenlerin operatör tercihinde ne ölçüde etkili olduğunun bilinmesi önem arzetmektedir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin operatör tercihleri incelenmiş, operatör tercih değişkenlerinin önem düzeyi ve bunun operatör türü, cinsiyet ve hattın faturalı olup olmaması bakımından istatistiki olarak farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Araştırma sonucunda; hizmet kalitesi, fiyat ve kapsama alanı bakımından GSM operatörü kullanıcı grupları arasında anlamlı bir farklılık olduğu, bununla birlikte reklam ve yakın çevre açısından GSM operatörü kullanıcıları arasında bir fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar kelimeler: GSM operatörü, tüketici tercihi, müşteri memnuniyeti, JELL : M30, L96 I. TEORİK ÇERÇEVE 1 2 Gümüşhane Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yükseklisans Öğrencisi Gümüşhane Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yükseklisans Öğrencisi 117 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Telekomünikasyon sektörünün hızla büyüyen ve en önemli sektörlerinden biri mobil iletişim sektörüdür. Günümüzün küresel dünyasında insanlar nerede olurlarsa olsunlar ailesi, arkadaşları ve iş arkadaşlarıyla iletişim kurmak istemektedirler. Bu ortak ihtiyaç içinde, insanların farklı iletişim gereksinimleri vardır. Bazıları e-maillerine sürekli ve hızlı bir şekilde erişebilmeyi isterlerken, bazıları müzik ve oyun yüklemek isteyebilirler, bazıları da sadece konuşmak isteyebilirler. Bu durum insanlar arasında mobil telekomünikasyon hizmeti kullanımını arttırır ve mobil iletişim operatörlerini gerekli kılar (Hemmati, Shapouri ve Keremati, 2012). İşletmeler ise hedeflerine ulaşabilmek amacıyla bilgi teknolojilerinden yaralanmaktadırlar. Özellikle, internet desteği ile kablosuz iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, mobil iletişim operatörlerinin şirketleri için önemli bir araç olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır (Özer, Tokay Argan ve Argan, 2013).Bu durum, rekabetçi bir piyasada ağ operatörlerinin sayısının artmasına ve teknolojinin ilerlemesine neden olmuştur (Shin, Kim ve Lee, 2011). Hizmet kalitesi ve hizmet pazarlaması, müşterilerin bir ağ operatöründe kalmayı tercih etmelerinin sebeplerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır (Liang, Ma ve Qi, 2013). GSM sektörü teknoloji ağırlıklı, yoğun rekabete sahip ve son derece dinamik bir sektördür. Sektörde rekabet edebilmek oldukça zordur ve yüksek riskler içermektedir. Dolayısıyla, bu sektörde tüketici tercihlerinin tespiti ve karşılanması, firmaların rekabet edebilmeleri açısından son derece önemlidir. Bu konuya önem vermeyen işletmeler teknolojik ve finansal gücü ne olursa olsun hızla rekabet dışında kalmaktadır (Maksüdünov, 2014). Küreselleşme ve liberalleşme konusunda hükümet politikası uygulamalarından sonra, tüketiciler operatör seçiminde çok daha hassas bir duruma gelmişlerdir. Tüketiciler artık mevcut alternatiflerin çok daha farkındadırlar. Tüketicilerin beklentileri artmıştır ve operatör şirketleri bu beklentilerin farkında olmalıdır(Gautam ve Kumar, 2011). Türkiye’de GSM sektörünün liberalleştirilmesi rekabetin yoğunlaşmasına neden olmuştur. 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle sektörün büyüme hızının düşmesi, yeni abone kazanmak için operatörler arasındaki rekabeti arttırmıştır. Özellikle, sektöre yeni giren operatörlerin abone sayılarını hızlı bir şekilde arttırabilmek amacıyla diğer operatörlerin abonelerini cazip kampanya seçenekleri ile çekmeye çalıştıkları da görülmektedir. Ayrıca, GSM sektöründe operatör firmalarının sahip oldukları abone sayıları, yeni abonelerin operatör tercihlerini etkileyen önemli bir faktördür. Bundan dolayı, GSM sektöründe operatör firmalarının rekabet edebilmesi ve uzun dönemde varlığını sürdürebilmesi için bir yandan pazarın büyümesine paralel olarak yeni aboneler kazanması, diğer yandan da mevcut abone portföyünü koruması gerekmektedir (Aydın, Özcan ve Yücel, 2007). Bunun için müşteriyi anlamak, 118 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA müşterinin kararında etkili olan faktörleri önem düzeyleri ile bilmek önem arzetmektedir. II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ İletişim ve telekomünikasyon sektörü gerek insanların günlük yaşamında gerekse ülke ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Günümüzde teknolojik gelişmelerin ivme kazanması iletişim ve telekomünikasyon sektörünün de gelişmesini ve önemini artırmıştır. Dolayısıyla, teknolojik gelişmelere paralel olarak hızla gelişen sektörde rekabet de artmıştır. Rekabetçi piyasalarda, GSM operatörleri tüketicilerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak şekilde fiyat ve hizmet kalitesiyle rekabet etmektedir. Bu bağlamda, şirketlerin böyle bir ortamda başarıya ulaşmaları için gerekli olan koşulların belirlenmesinde müşterilerin, GSM operatörlerini tercih etme sebeplerinin açıklanması önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, mevcut rekabet ortamında müşterilerin herhangi bir GSM operatörünü tercih etme nedenlerinin önem düzeyinin belirlenmesidir. Bu kapsamda ayrıca, GSM operatörü tercih nedenlerinin cinsiyet, GSM Operatörü ve hattın faturalı ya da faturasız olması bakımından istatistiki olarak farklılık gösterip göstermediği değerlendirilecektir. Araştırmanın, Türkiye’de faaliyet gösteren GSM operatörleri olan Turkcell, Vodafone ve AVEA şirketlerinin Bayburt ilinde bulunan aboneleri ile gerçekleştirilmesi düşünülmüştür. Bu amaçla, araştırma Bayburt ilinde bulunan Bayburt Üniversitesi’nin Dede Korkut Kampüsü’nde yer alan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 2014-2015 öğretim dönemi güz yarıyılında öğrenim görmekte olan öğrencilere uygulanmıştır. Fakültede iktisat ve işletme bölümleri mevcut olup, toplam 1457 öğrenciden 757’si iktisat bölümünde, 700’ü işletme bölümünde öğrenim görmektedirler. Örnekleme yöntemleri tesadüfi olmayan örnekleme ve tesadüfi örnekleme olarak iki kısımda incelenmektedir. Tesadüfi olmayan örnekleme, araştırmacının kişisel yargıları ve karar mekanizmaları ile örnek kütleyi belirlemesidir. Burada araştırmacının bilgi alt yapısı, konuya ve araştırma metodolojisine hakimiyeti, örneklemenin başarısında belirleyici olacaktır. Tesadüfi olmayan örnekleme başlıca dört başlıkta incelenmektedir. Bunlar; kolayda örnekleme, yargısal örnekleme, kota örnekleme ve kartopu örneklemesidir (Küçük, 2014: 85). Anket çalışması tesadüfi olmayan örnekleme yöntemi kullanılarak ve %5 güvenilirlik düzeyinde ana kütleyi temsil edeceği literatürde öngörülen 277 kişilik örnek kütle belirlenmiş ve anket yüz yüze uygulanmıştır (Küçük, 2014: 85). 119 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Araştırmada veri toplama yöntemi olarak birincil verileri toplamak amacıyla anket yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili literatürdeki çalışmalar değerlendirilerek, kapsamlı bir anket formu oluşturulmuştur. Çalışmada kullanılan anket soruları, Woo ve Fock (2006), Rahman, Haque ve Ahmad (2010), Haque, Rahman ve Rahman (2010), Gautam ve Kumar (2011), Hasan, Yeasmin ve Dey (2013), Okeke (2014) makalelerinden yararlanılarak geliştirilmiş ve Esma Canhasi (2010), Ayşe Berceste Meral (2013) yüksek lisans tezleri ile Anıl Değermen’in (2004) doktora tezi gözönünde bulundurulmuştur. Anket 5 bölümden oluşmaktadır. Her bir bölüm çalışmanın farklı bölümleriyle ilgili sorulardan oluşmaktadır. Birinci bölümde hizmet kalitesi, ikinci bölümde fiyat, üçüncü bölümde reklam, dördüncü bölümde kapsama alanı ve internet hizmeti ve beşinci bölümde yakın çevrenin GSM operatörü seçimi üzerindeki etkilerine yönelik sorulardan oluşmaktadır. Araştırmada, GSM operatörü seçiminde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 2014-2015 öğrenim yılı güz yarıyılında öğrenim görmekte olan öğrencilerden örnekleme yoluyla seçilen öğrencilerle gerçekleştirilen anket uygulamasından yararlanılmıştır. Anketler yüz yüze görüşme ile uygulanmıştır. Ankette Likert Ölçeğinden yararlanılarak 1’den 5’e kadar bir ölçeklendirme (1: Kesinlikle katılmıyorum, …, 5: Kesinlikle katılıyorum) kullanılmıştır. Araştırmadaki veriler%95 önem düzeyinde istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Ankette güvenilirlik analizi Alfa (α) Modeli (Cronbach Alpha Coefficient) ile gerçekleştirilmiştir. III. MODEL ve HİPOTEZLER Araştırma tarama modellidir. Anket çalışması ile müşterilerin GSM operatörlerini tercih etme sebepleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma modeli Şekil 1’de gösterilmiştir. 120 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA GSM Operatörü Tercih Nedenleri GSM Operatörü H1 Hizmet Kalitesi Fiyat H2 Reklamlar Faturalı/ Faturasız hat Kapsama Alanı H3 Aile, iş ve arkadaş çevresi Cinsiyet Şekil 1. Araştırmanın Modeli Lovelock (1996) müşteri odaklı kalitenin ürün ve süreçlere dayalı geleneksel pazarlama felsefelerinin yerini aldığını ifade etmiştir (Rahman, Haque ve Ahmad , 2010). Leisen ve Vance (2001)’e göre hizmet kalitesi rekabet avantajının sağlanmasında ayırt edici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Johnson ve Sirikit (2002: 696), günümüz rekabet ortamında hizmet kalitesinin önemli bir strateji olarak kabul edildiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca, onlara göre yüksek düzeydeki tüketici tatmini müşteri sadakatinin artmasını sağlamaktadır. Fiyat ve diğer maliyet unsurları sabitken, tüketiciler daha yüksek bir hizmet kalitesini tercih etmektedirler (Boyer ve Hult, 2005:570). H1: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi GSM operatörü türü bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir. Trebing (2001) giriş fiyatlandırmasının sınırlandırılması ve yeni girenler için yüksek erişim ücretleri olmak üzere iki fiyatlandırma davranışı stratejisinden bahsetmiş ve giriş fiyatlandırması sınırlamasının yüksek esnekliğe sahip piyasalarda monopolistik satın alma gücüne sahip çok sayıdaki tüketiciyi çekmek veya kaybetmemek için düşük fiyatların oluşmasına yol açtığını belirtmiştir. Munnukka (2005) tüketicilerin fiyat algılamaları ile satın alma 121 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA niyetleri arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğunu ve fiyat algılamaları oluşumunun önemli ölçüde fiyatlama ve hizmet memnuniyetinden etkilendiğini göstermiştir. Munnukka (2008) aynı zamanda mobil hizmet sektöründe firmaların fiyatlama kararı problemleriyle karşılaştıklarını belirtmiş, mobil servis müşterilerinin fiyat duyarlılık düzeylerinde önemli ölçüde farklılık gösterdiğini bulmuştur. H2: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi hattın Faturalı/Faturasız olması bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir. Bangladeşli tüketiciler üzerinde gerçekleştirdikleri anket sonuçlarına göre telekomünikasyon servis sağlayıcılarının seçiminde rol oynayan en önemli faktörler olarak demografik özellikler, fiyat, hizmet kalitesi, ürün kalitesi ve kullanılabilirliği ile reklam olarak belirlenmiştir. Benzer şekilde, Rahman, Haque ve Ahmad (2010) Malezyalı tüketiciler üzerine gerçekleştirdikleri diğer bir çalışmalarında da demografik özelliklerin, hizmet kalitesinin, hizmet kullanılabilirliğinin ve reklamın cep telefonu operatörü seçiminde etkili olan faktörler olarak tespit edilmiştir. Woo ve Fock (1999), Hong Kong’da gerçekleştirdikleri çalışmalarında cep telefonu kullanıcılarının GSM operatörü tercihinde etkili olan faktörleri belirlenmeye çalışmışlardır. Bu amaçla yapısal eşitlik modeli kullanılmış ve iletişim kalitesi ve ağ kapsamı, fiyat politikası, personel yeterliliği ve müşteri hizmetleri olmak üzere dört boyut tasarlanmıştır. Sonuç olarak, GSM operatörlerinin iletişim kalitesi ve ağ kapsaması ile uygun fiyat politikasının oluşturulmasına daha çok odaklandıkları bulunmuştur. H3: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi müşterilerin cinsiyeti bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir IV. BULGULAR Güvenirlik ve Geçerlik Geçerlik, ölçüm aracının ölçülen olguyu veya nesneyi ne ölçüde doğru ölçebileceğini ortaya koymaktadır. Alt boyutların geliştirilmesinde elde edilen verilerin faktör çözümlemesine uygun olup olmadığını test etmek için KaiserMeyer Olkin (KMO) ve Küresellik testi yapılabilir (Küçük, 2014: 191). Güvenilirlik analizinde en çok kullanılan modellerden biri Alfa modelidir (Cronbach Alpha katsayısı). Bu yöntem, ölçekte yer alan k sorunun homojen bir yapı gösteren bir bütünü ifade edip etmediğini araştırır. Ağırlıklı standart değişim ortalamasıdır ve bir ölçekteki k sorunun varyansları toplamının genel varyansa oranlanması ile elde edilir. Bu katsayı 0 ile 1 arasında değer almaktadır. Alfa katsayısı 0.00 ile 0.40 arasında ise ölçek güvenilir değildir. 0.40 ile 0.60 arasında ise ölçeğin güvenilirliği düşüktür. 0.60 ile 0.80 arasında ise 122 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA ölçek oldukça güvenilirdir. 0.80 ile 1.00 arasında ise ölçek yüksek derecede güvenilir bir ölçektir (Kalaycı,2010:403-405). Bartlett testi, korelasyon matrisinde değişkenlerin en azından bir kısmı arasında yüksek oranlı korelasyonlar olduğu olasılığını test etmektedir. Analize devam edilebilmesi için, “korelasyon matrisi birim matristir” sıfır hipotezinin reddedilmesi gerekir. Eğer sıfır hipotezi reddedilirse, değişkenler arasında yüksek korelasyonlar olduğunu, diğer bir deyişle veri setinin faktör analizi için uygun olduğunu gösterir (Kalaycı,2010: 322). Bartlett testi sonuçları incelendiğinde, tüm faktörler için Bartlett test değerinin anlamlı olduğu (0.000) görülmektedir. Değişkenler arasında yüksek korelasyon mevcuttur, diğer bir deyişle veri seti faktör analizi için uygundur. GSM operatörü tercih faktörlerinin güvenilirlik analizi çerçevesinde elde edilen Cronbach Alpha değerleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Tablo 1. Güvenilirlik Analizi Sonuçları Soru sayısı Hizmet kalitesi Fiyat Reklam Kapsama alanı Yakın çevre 17 8 7 7 3 Çıkarılan sayısı 1 1 0 1 0 soru Cronbach Alpha değeri 0.925 0.879 0.878 0.897 0.887 Cronbach Alpha değeri hizmet kalitesi için 0.925, fiyat için 0.879, reklam için 0.878, kapsama alanı için 0.897 ve yakın çevre için 0.887 olarak bulunmuştur. Hizmet kalitesine yönelik sorulardan 16. sorunun değeri alpha değerinden yüksek olduğu için analizden çıkarılmıştır. Benzer şekilde, fiyata yönelik oluşturulan sorulardan 1. sorunun değeri ve kapsama alanına yönelik sorulardan 3.sorunun değeri alpha değerinden yüksek olduğu için analizden çıkarılmıştır. GSM operatörünü etkileyen faktörler olan hizmet kalitesi (0.925), fiyat (0.879), reklam (0.878), kapsama alanı (0.897) ve yakın çevre (0.887) ölçekleri 0.80 ile 1.00 arasında yer aldıkları için yüksek derecede güvenilirdir. Yapılacak bir faktör analizi ile ifadelerin/önermelerin faktör yükleri bulunabilir, öz değeri hesaplanır ve böylece ifadelerin analizde kullanılacak şekilde güvenilir olup olmadığı belirlenebilir. Faktör Yük Değeri; maddelerin faktörlerle olan ilişkisini açıklayan bir katsayıdır. Maddelerin yer aldıkları faktördeki yük değerlerinin yüksek olması beklenir. Bir faktörle yüksek düzeyde ilişki veren maddelerin oluşturduğu bir küme var ise bu bulgu, o maddelerin birlikte bir kavramı-yapıyı-faktörü ölçtüğü anlamına gelir (Küçük, 2014: 193). 123 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Tablo 2’de GSM operatörü tercih faktörlerinin faktör yükleri verilmektedir. Tablo 2. Faktör Analizi Sonuçları FİYAT HİZMET KALİTESİ Anket Soruları Verilen hizmetler söz verildiği zamanda yerine getirilir. Verilen hizmetler ilk seferde doğru bir şekilde yerine getirilir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilere sundukları hizmetleri hızlı bir şekilde yerine getirir. Hizmet merkezinin çalışanları müşterilerinin sorunlarıyla yakından ve samimi bir şekilde ilgilenir. Hizmet merkezinin çalışanları müşterilerine güven duygusu verir. Hizmet merkezinin çalışanları ürün ve hizmetler konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahiptir. Hizmet merkezinin çalışanları müşterilerine yardımcı olmak için her zaman istekli ve gönüllüdür. Hizmet merkezinin çalışanları müşterileriyle tek tek ilgilenir. Hizmet merkezinin çalışanları verdikleri sözleri zamanında yerine getirir. Hizmet merkezinin çalışanları müşterilerine karşı her zaman saygı çerçevesinde hizmet verir. Sunulan tüm hizmet merkezleri modern donanıma sahiptir. Hizmet merkezleri müşterileri için uygun çalışma saatlerine sahiptir. Hizmetlerde meydana gelen değişiklikleri müşterilerine zamanında bildirir. Tüm hizmet merkezleri görsel açıdan çekicidir. Hizmet merkezinin çalışanları temiz ve iyi görünümlüdür. Müşterilerin çıkarları ön planda tutulur. İnternet servis paket fiyatları uygundur. Yurtdışında kullanım paket fiyatları uygundur. Yurtdışımı arama paket fiyatları uygundur. Çağrı/SMS/MMS fiyatları uygundur. Uygun tarife avantajlarına sahiptir. Hat fiyatları uygundur. Hizmet fiyatlarında meydana gelen değişiklikleri müşterilerine zamanında bildirir. Faktör Yükü 0,790 KMO Barttlet’t Test Sig. 0,940 2759,520 0,000 0,857 1304,323 0,000 0,772 0,756 0,720 0,719 0,718 0,714 0,703 0,686 0,675 0,646 0,643 0,624 0,608 0,603 0,601 0,836 0,812 0,794 0,782 0,770 0,755 0,574 124 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA YAKIN ÇEVRE KAPSAMA ALANI REKLAM Tablo 2 (Devam). Faktör Analizi Sonuçları Bilgi verici ve aydınlatıcıdır. Reklamlar tüm müşteri kitlesine hitap edecek kadar zengindir. Yaratıcı reklamlara sahiptir. Açık ve anlaşılırdır. Her kesime hitap etmektedir. Etkileyici reklam tekliflerine sahiptir. Reklam sayısı yeterlidir. İnternet hizmeti hızlıdır. Ses kalitesi iyidir. 3G hizmetinin ses ve görüntü kalitesi iyidir. Kesintisiz konuşma sağlamaktadır. Geniş bir kapsama alanına sahiptir. En son teknolojiyi takip eder ve bu teknolojik yenilikleri hizmetlerine yansıtır. Arkadaşlarım tarafından kullanılması önemlidir. Aile ve akrabalarım tarafından kullanılması önemlidir. İş arkadaşlarım tarafından kullanılması önemlidir. 0,808 0,799 0,799 0,787 0,756 0,698 0,673 0,852 0,832 0,813 0,868 1279,359 0,000 0,857 1301,998 0,000 0,725 670,685 0,000 0,807 0,793 0,777 0,932 0,896 0,885 Tablo 2’de tüm maddelerin faktör yüklerinin 0,50’nin üzerinde olduğu görülmüştür. Örneklemin büyüklüğü açısından faktör analizi için veri yapısının uygunluğunu değerlendirmek amacıyla KMO değerlerine bakılmıştır. Bu değer, hizmet kalitesi için 0.940, fiyat için 0.857, reklam için 0.868, kapsama alanı için 0.857 ve yakın çevre için 0.725 olarak bulunmuştur. Dolayısıyla, veri yapısının faktör analizi yapabilmek için yeterli olduğu söylenebilir. Önem Düzeyi Ortalamaları Tablo 3’de GSM operatörü tercihinde önem düzeyi ortalamaları gösterilmektedir. Hizmet Kalitesi Tablo 3: GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları Tercih Faktörleri N Min Maks Ortalama Boyut Ort Sunulan tüm hizmet merkezleri modern donanıma sahiptir. Tüm hizmet merkezleri görsel açıdan çekicidir. Hizmet merkezlerinin çalışanları temiz ve iyi görünümlüdür 381 1,00 5,00 3,2808 Standart Sapma 1,16184 382 1,00 5,00 3,3691 1,17605 380 1,00 5,00 3,3947 1,17896 3,1627 125 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Fiyat Tablo 3 (Devam): GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları Hizmet merkezlerinin çalışanları verdikleri sözleri zamanında yerine getirir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilerinin sorunlarıyla yakından ve samimi bir şekilde ilgilenir Verilen hizmetler ilk seferde doğru bir şekilde yerine getirilir Verilen hizmetler söz verdiği zamanda yerine getirilir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilere sundukları hizmetleri hızlı bir şekilde yerine getirir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilerine güven duygusu verir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilerine karşı her zaman saygı çerçevesinde hizmet verir. Hizmet merkezlerinin çalışanları ürün ve hizmetler konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahiptir. Hizmetlerde meydana gelen değişiklikleri müşterilerine zamanında bildirir. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterilerine yardımcı olmak için her zaman istekli ve gönüllüdür. Hizmet merkezlerinin çalışanları müşterileriyle tek tek ilgilenir. Hizmet merkezleri müşterileri için uygun çalışma saatlerine sahiptir. Müşterilerinin çıkarlarını ön planda tutulur. Hizmet fiyatlarında meydana gelen değişiklikleri müşterilerine zamanında bildirir. Çağrı/SMS/MMS fiyatları uygundur. Hat fiyatları uygundur. 381 1,00 5,00 2,9764 1,28840 382 1,00 5,00 3,1257 1,22739 381 1,00 5,00 3,1076 1,23180 380 1,00 5,00 3,1553 1,18682 380 1,00 5,00 3,2368 1,17660 374 1,00 5,00 3,0588 1,16553 381 1,00 5,00 3,5197 1,18666 380 1,00 5,00 3,2526 1,14830 381 1,00 5,00 2,9816 1,24485 378 1,00 5,00 3,0291 1,13385 375 1,00 5,00 3,1360 1,18825 381 1,00 5,00 3,3097 1,18705 382 1,00 5,00 2,6754 1,27745 381 1,00 5,00 3,0289 1,34231 381 1,00 5,00 2,7297 380 1,00 5,00 2,4316 126 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 2,7001 1,46283 1,38330 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Yakın Çevre Kapsama Alanı Reklam Tablo 3 (Devam): GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları Uygun tarife avantajlarına sahiptir. İnternet servis paket fiyatları uygundur Yurtdışında kullanım paket fiyatları uygundur Yurtdışını arama paket fiyatları uygundur Etkileyici reklam tekliflerine sahiptir Reklam sayısı yeterlidir. Yaratıcı reklamlara sahiptir. Bilgi verici ve aydınlatıcıdır. Açık ve anlaşılırdır. Her kesime hitap etmektedir. Reklamlar tüm müşteri kitlesine hitap edecek kadar zengindir. Geniş bir kapsama alanına sahiptir. En son teknolojiyi takip eder ve bu teknolojik yenilikleri hizmetlerine yansıtır. 378 1,00 5,00 2,9841 1,37417 382 1,00 5,00 2,7461 1,39023 363 1,00 5,00 2,4848 1,32826 364 1,00 5,00 2,4451 1,34216 382 1,00 5,00 3,4738 1,22446 382 379 382 382 381 382 1,00 1,00 1,00 1,00 1,00 1,00 5,00 5,00 5,00 5,00 5,00 5,00 3,4843 3,3984 3,2618 3,3717 3,3963 3,2513 382 1,00 5,00 3,1754 1,33718 382 1,00 5,00 3,2618 1,19911 Kesintisiz konuşma sağlamaktadır. Ses kalitesi iyidir. İnternet hizmeti hızlıdır. 3G Hizmetinin ses ve görüntü kalitesi iyidir. Aile ve akrabalarım tarafından kullanılması önemlidir. Arkadaşlarım tarafından kullanılması önemlidir. İş arkadaşlarım tarafından kullanılması önemlidir. 378 1,00 5,00 2,9868 381 380 382 1,00 1,00 1,00 5,00 5,00 5,00 3,2231 3,1026 3,0550 1,27531 1,35806 1,32990 382 1,00 5,00 3,4293 1,32965 382 1,00 5,00 3,4634 3,3758 3,1342 1,22892 1,20497 1,17924 1,24358 1,20869 1,25687 1,32406 1,23487 3,4049 382 1,00 5,00 3,3220 1,28732 Frekans Analizi Tablo 5.4’de ankete katılanların cinsiyete göre dağılımı verilmiştir. Ankete 223 kadın, 159 erkek olmak üzere toplam 382 kişi katılmıştır ve ankete katılanların %58.4’ü kadın, %41.6’sı erkektir. Tablo 4. Ankete Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı Kadın Erkek Toplam Frekans 223 159 382 Yüzde 58.4 41.6 100 127 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Tablo 5’de ankete katılanların GSM operatörü tercihleri yer almaktadır. Buna göre ankete katılanlar arasında en çok tercih edilen GSM operatörü Avea (144) olduğu görülmektedir. Vodafone (143) ise bu orana çok yakın olmak üzere ikinci sırada yer almaktadır. Turkcell (95) üçüncü olarak tercih edilen GSM operatörü olmuştur. Yüzde olarak bakıldığında ise, ankete katılanların %37.7’si Avea’yı, %37.4’ü Vodafone’u ve %24.9’u Turkcell’i tercih etmiştir. Tablo 5. Ankete Katılanların GSM Operatörü Tercihinin Dağılımı Turkcell Avea Vodadone Toplam Frekans 95 144 143 382 Yüzde 24.9 37.7 37.4 100 Tablo 6’da ise ankete katılanların hat türü tercihlerinin dağılımı yer almaktadır. Buna göre, ankete katılanların %25.7’si faturalı hat tercih ederken, %74.3’ü faturasız hat tercih ettiği görülmektedir. Tablo 6. Ankete Katılanların Hat Türü Tercihinin Dağılımı Faturalı Faturasız Toplam Frekans 98 284 382 Yüzde 25.7 74.3 100 Korelasyon Analizi Korelasyon analizi, iki değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi veya bir değişkenin iki veya daha çok değişken ile olan ilişkisini test etmek, varsa bu ilişkinin derecesini ölçmek için kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Korelasyon analizi sonucunda, doğrusal ilişki olup olmadığı, ve varsa bu ilişkinin derecesi korelasyon katsayısı ile hesaplanır. Korelasyon katsayısı -1 ile +1 arasında değer almaktadır (Kalaycı,2010:115). İki değişken arasında Pearson korelasyon katsayısı aşağıdaki gibi yorumlanabilir (Kalaycı, 2010: 116). R 0,00-0,25 0,26-0,49 0,50-0,69 0,70-0,89 0,90-1,00 İlişki Çok zayıf Zayıf Orta Yüksek Çok yüksek Tablo 7’de GSM operatörü tercihine etki eden faktörler ile kullanılan GSM operatörü, kullanılan hattın faturalı/faturasız olması ve cinsiyet arasındaki Pearson korelasyon katsayıları gösterilmektedir. 128 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Tablo 7. Korelasyon Analizi Sonuçları GSM OPERATÖRÜ TERCİHİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER R GSM OPERATÖRÜ -0,074 (0,148) FATURALI/ FATURASIZ HAT CİNSİYET -0,023 (0,649) -0,070 (0,174) Not: Parantez içindeki rakamlar olasılık değerini göstermektedir. Tablo 7’deki korelasyon analizi sonuçları incelendiğinde, GSM operatörü tercihine etki eden faktörler ile kullanılan GSM operatörü, hattın faturalı/faturasız olması ve cinsiyet arasında negatif ve çok zayıf bir ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca, bu ilişkinin anlamlı olmadığı da görülmektedir. Regresyon Analizi Tablo 8’de GSM operatörünü tercihine etki eden faktörlerin kullanılan GSM operatörü üzerindeki etkisini araştırmak için uygulanan regresyon analizi sonuçları yer almaktadır. Tablo 8. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörlerin GSM Operatörü Tercihine Etkisine Yönelik Regresyon Analizi Sonucu Model R R2 Düzeltilmiş R2 1 0,230a 0,053 0,040 Change Statistics Tahminin Standart R2 F Hatası Değişimi Change df1 df2 0,76445 0,053 4,190 5 376 Sig. F Change 0,001 Tablo 8’deki sonuca göre, bağımsız değişkenin bağımlı değişkene etkisi R=0,230’dur. Belirlilik katsayısı (0,053) oldukça düşük çıkmıştır. Katsayıların topluca anlamlılığını gösteren F testinin olasılık değeri 0,001 olarak bulunmuştur. Dolayısıyla, modelin tümüyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna ulaşılabilir. Tablo 9’da GSM operatörünü tercihine etki eden faktörlerin kullanılan hat türü (faturalı/faturasız) üzerindeki etkisini araştırmak için uygulanan regresyon analizi sonuçları yer almaktadır. Tablo 9. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörlerin Kullanılan Hat Türü (Faturalı/Faturasız) Tercihine İlişkin Regresyon Analizi Sonucu Model 1 R R2 ,096a ,009 Düzeltilmiş R2 Tahminin Standart Hatası -,004 ,43818 Change Statistics R2 F Değişimi Change df1 ,009 ,694 5 df2 Sig. F Change 376 ,628 Tablo 9’daki regresyon sonuçları incelendiğinde, F testi sonucunda katsayıların topluca anlamsız olduğu görülmüş ve dolayısıyla modelin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 129 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Tablo 10’da GSM operatörünü tercihine etki eden faktörler ile cinsiyet etkileşimine yönelik regresyon analizi sonuçları yer almaktadır. Tablo 10. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörler ile Cinsiyet Etkileşimine Yönelik Regresyon Analizi Sonucu Model 1 Düzeltilmiş R2 R2 R ,144a ,021 ,008 Change Statistics Tahminin Standart Hatası R2 Değişimi ,49167 ,021 F Change df1 1,592 df2 5 Sig. F Change 376 ,161 Tablo 10 incelendiğinde ise, F testinin istatistiksel olarak anlamsız olduğu (olasılık değeri 0,161) ve bu nedenle modelin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Operatör Türü İlişkisi Varyans analizi iki ya da daha fazla ortalama arasında fark olup olmadığı ile ilgili hipotezi test etmek için kullanılmaktadır. Varyans analizi 1. tip hata oranını yükseltmeden ikiden fazla ortalamanın karşılaştırılmasında kullanılan bir testtir (Kalaycı,2010:131). Post-hoc istatistiği gruplara arasındaki farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını belirlemektedir. Post-hoc’lara ait istatistik türlerinin seçiminde, gruplararası varyansın eşit olup olmama özelliği önem taşımaktadır. Varyansların eşit olması durumunda kullanılacak post-hoc istatistikleri “çoklu karşılaştırma testleri” ve “çoklu aralık testleri” olmak üzere iki yöntemle ele alınmaktadır. Varyansların eşit olması durumunda kullanılan çoklu karşılaştırma testleri ise LSD (Least Significant Difference), Sidak, Bonferroni, Tukey, Hochberg’s GT2, Gabriel ve Scheffe testleridir (Kayri,2009). Tablo 11’de GSM operatörü tercih nedenleri için varyansların homojenliği testi yer almaktadır. Tablo 4.9 incelendiğinde, Levene istatistiğinin olasılık değerinin hizmet kalitesi için 0,052; fiyat için 0,429; reklam için 0,235; kapsama alanı için 0,054 ve yakın çevre için 0,703 olduğu görülmektedir. Bu değerler 0.05 önem düzeyinden büyüktür. Bu nedenle varyansların homojen olduğu söylenebilir. Tablo 11. Varyansların Homojenliği Testi GSM Operatörü Tercih Nedenleri Hizmet Kalitesi Fiyat Reklam Kapsama Alanı Yakın Çevre Levene istatistiği Olasılık 2,984 0,848 1,453 2,972 0,353 0,052 0,429 0,235 0,054 0,703 H1: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi GSM operatörü türü bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir. 130 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Tablo 12’da varyans analizi (ANOVA) sonuçları gösterilmektedir. Burada F istatistiğinin olasılık değeri; hizmet kalitesi için 0,030, fiyat için 0,018 ve kapsama alanı için 0,000 olarak bulunmuştur. Bu değerler 0.05 önem seviyesinden küçük olduğundan dolayı hizmet kalitesi, fiyat ve kapsama alanı bakımından gruplar (GSM operatörü kullanıcıları-Turkcell, Avea ve Vodafone) arasında anlamlı bir farklılık vardır. Bununla birlikte, reklam ve yakın çevre için olasılık değerleri, sırasıyla, 0,982 ve 0,195 olarak bulunmuştur. Bu değerler 0.05 önem düzeyinden büyüktür. Dolayısıyla, reklam ve yakın çevre için Turkcell, Avea ve Vodafone operatör kullanıcıları arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Bu veriler ışığında H1 hipotezi kabul edilmiştir. Tablo 12. Varyans Analiz Tablosu (ANOVA) Hizmet Kalitesi Fiyat Reklam Kapsama Alanı Yakın Çevre Kareler toplamı 4,587 8,702 0,032 21,465 4,410 Ortalama Kare F Olasılık 2,293 4,351 0,016 10,733 2,205 3,535 4,052 0,018 10,047 1,642 0,030 0,018 0,982 0,000 0,195 Tablo 13’de yer alan hizmet kalitesi için çoklu karşılaştırma tablosundaki ortalama farkları (mean difference) sütununa bakıldığında, Turkcell ile Vodafone’un ortalamaları arasında 0.05 önem düzeyinde anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Turkcell operatörü kullanıcıları Vodafone operatörü kullanıcılarına göre hizmet kalitesi daha önemlidir. Aralarındaki fark 0,27686’dır ve anlamlılık düzeyi (0,026) 0.05 önem seviyesinin altındadır. Hizmet kalitesi bakımından Vodafone ve Avea ile Turkcell ve Avea arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Tablo 13. Hizmet Kalitesi İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu (I) Kullandığınız GSM operatörü Turkcell (J) Mean Kullandığınız Difference GSM (I-J) operatörü Tukey Avea 0,11780 HSD Vodafone 0,27686* Avea Turkcell -0,11780 Vodafone 0,15906 Vodafone Turkcell -0,27686* Avea -0,15906 *. The mean difference is significant at the 0.05 level. Std. Error Sig. 0,10647 0,10661 0,10647 0,09509 0,10661 0,09509 0,511 0,026 0,511 0,217 0,026 0,217 95% Confidence Interval Lower Upper Bound Bound -0,1327 0,3683 0,0260 0,5277 -0,3683 0,1327 -0,0647 0,3828 -0,5277 -0,0260 -0,3828 0,0647 Varyans analizi sonucunda gruplar arasında fark yoksa işlemler sona erer. Ancak gruplar arasında fark varsa faklılığın hangi grup yada gruplardan kaynaklandığı (ya da farklılığın hangi gruplar arasında olduğu) değişik yöntemlerle araştırılabilir. Bu yöntemlere post-hoc testleri denir. Bu yöntemler 131 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA arasında en çok kullanılanları en küçük fark yöntemi, Duncan yöntemi ve Tukey HSD yöntemi, Dunnett yöntemi, Student-Newman-Keuls yöntemidir (Alpar, 2010:183). Bu bilgiler ışığında Tablo 4.14’de yer alan fiyat için çoklu karşılaştırma tablosu incelendiğinde, Turkcell ile Avea’nın ortalamaları arasında 0.05 önem düzeyinde anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Avea operatörü kullanıcıları Turkcell operatörü kullanıcılarına göre fiyat bakımından daha önemlidir. Aralarındaki fark 0,37707’dir ve anlamlılık düzeyi (0,017) 0.05 önem seviyesinin altındadır. Fiyat bakımından Vodafone ve Avea ile Turkcell ve Vodafone arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Tablo 14. Fiyat İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu Tukey HSD (I) Kullandığınız GSM operatörü Turkcell (J) Kullandığınız GSM operatörü Mean Difference (I-J) Avea -0,37707* Vodafone -0,14779 Avea Turkcell 0,37707* Vodafone 0,22928 Vodafone Turkcell 0,14779 Avea -0,22928 *. The mean difference is significant at the 0.05 level. Std. Error Sig. 0,13697 0,13716 0,13697 0,12234 0,13716 0,12234 0,017 0,529 0,017 0,148 0,529 0,148 95% Confidence Interval Lower Upper Bound Bound -0,6994 -0,0548 -0,4705 0,1750 0,0548 0,6994 -0,0586 0,5171 -0,1750 0,4705 -0,5171 0,0586 Tablo 4.15’de yer alan kapsama alanı için çoklu karşılaştırma tablosuna göre, Turkcell ile Avea ve Vodafone’un ortalamaları arasında 0.05 önem düzeyinde anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Kapsama alanı bakımından Turkcell’in ortalaması Avea ve Vodafone’a göre daha yüksektir. Tablo 15. Kapsama Alanı İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu (I) Kullandığınız GSM operatörü Turkcell (J) Mean Kullandığınız Difference GSM (I-J) operatörü Tukey Avea 0,61212* HSD Vodafone 0,38313* Avea Turkcell -0,61212* Vodafone -0,22900 Vodafone Turkcell -0,38313* Avea 0,22900 Tamhane Turkcell Avea 0,61212* Vodafone 0,38313* Avea Turkcell -0,61212* Vodafone -0,22900 Vodafone Turkcell -0,38313* Avea 0,22900 *. The mean difference is significant at the 0.05 level. Std. Error Sig. 0,13661 0,13680 0,13661 0,12202 0,13680 0,12202 0,13765 0,13009 0,13765 0,12366 0,13009 0,12366 0,000 0,015 0,000 0,147 0,015 0,147 0,000 0,011 0,000 0,183 0,011 0,183 132 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 95% Confidence Interval Lower Upper Bound Bound 0,2907 0,9336 0,0612 0,7050 -0,9336 -0,2907 -0,5161 0,0581 -0,7050 -0,0612 -0,0581 0,5161 0,2809 0,9433 0,0699 0,6964 -0,9433 -0,2809 -0,5260 0,0680 -0,6964 -0,0699 -0,0680 0,5260 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Faturalı/Faturasız Hat İlişkisi Bu bölümde hipotez aşağıdaki gibi oluşturulmuştur. H2: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi hattın Faturalı/Faturasız olması bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir. Tablo 14’de GSM operatörü tercih nedenleri ile faturalı/faturasız hat tercihi ilişkisi için uygulanan bağımsız iki örnek t testi sonuçları yer almaktadır. Tablo 14’deki analiz sonuçlarına göre, hizmet kalitesi için faturalı hat kullanan 98 katılımcının ortalaması 3,2036 ve faturasız hat kullanan 284 katılımcının ortalaması 3,1485’dir. t testi için olasılık değeri 0,563’dür ve 0,05 anlamlılık düzeyinden büyüktür. Bu nedenle H0 hipotezi reddedilememektedir. Dolayısıyla, katılanların hizmet kalitesi algıları faturalı ve faturasız hatlara göre anlamlı bir farka sahip değildir. Fiyat için faturalı hat kullananların ortalaması 2,6633 ve faturasız hat kullananların ortalaması 2,7128’dir. t testi sonuçları incelendiğinde ise olasılık değerinin 0,686 olduğu ve bu değerin 0.05 anlamlılık düzeyinden yüksek olduğu görülmektedir. Dolayısıyla sıfır hipotezi reddedilememektedir. Katılanların fiyat düzeyi algıları hattın faturalı/faturasız olmasına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Benzer şekilde, katılımcıların reklam, kapsama alanı ve yakın çevre algıları hattın faturalı veya faturasız olmasına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Tüm bu veriler ışığında, H2 hipotezi reddedilmiştir. Tablo 16. GSM Operatörü Tercih Nedenleri ile Faturalı/Faturasız Hat Tercihi İçin Uygulanan Bağımsız Örnek t Testi Sonuçları Telefon hattı Hizmet Kalitesi Fiyat Reklam Kapsama Alanı Yakın Çevre Faturalı Faturasız Faturalı Faturasız Faturalı Faturasız Faturalı Faturasız Faturalı Faturasız N 98 284 98 284 98 284 98 284 98 284 Ortalama 3,2036 3,1485 2,6633 2,7128 3,4708 3,3431 3,1105 3,1424 3,4558 3,3873 Levene’s Test F Sig. 0,002 0,965 0,579 t testi Sig. 0,563 Ortl Fark 0,05504 t 3,534 0,061 -0,405 0,686 -0,04958 1,984 0,16 1,178 0,240 0,12779 0,032 0,857 -0,257 0,797 -0,03189 2,302 0,130 0,503 0,615 0,06846 GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Cinsiyet İlişkisi GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyinin ankete katılan müşterilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini analiz etmek 133 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA amacıyla bağımsız iki örnek t testi uygulanmıştır. Hipotez aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur. H3: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi müşterilerin cinsiyeti bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir. Tablo 17. GSM Operatörü Tercih Nedenleri ile Cinsiyet İçin Uygulanan Bağımsız Örnek t Testi Sonuçları Telefon hattı Hizmet Kalitesi Fiyat Reklam Kapsama Alanı Yakın Çevre Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek N 223 159 223 159 223 159 223 159 223 159 Ortalama 3,1711 3,1508 2,7459 2,6360 3,4646 3,2514 3,1877 3,0592 3,4215 3,3816 Levene’s Test F Sig. 0,059 0,808 T 0,242 t testi Sig. Ortalama Fark 0,809 0,02037 0,576 0,448 1,014 0,311 0,10990 2,203 0,139 2,228 0,026 0,21313 0,390 0,533 1,171 0,242 0,12852 0,340 0,560 0,331 0,740 0,03997 Tablo 17’de GSM operatörü tercih nedenleri ile cinsiyet arasındaki ilişki için uygulanan bağımsız iki örnek t testi sonuçları yer almaktadır. Tablo 4.15’deki analiz sonuçlarına göre, hizmet kalitesi için 223 kadın katılımcının ortalaması 3,1711 ve 159 erkek katılımcının ortalaması 3,1508’dir. t testi sonuçlarına göre olasılık değeri 0,809 olarak bulunmuştur. Bu değer 0,05 anlamlılık düzeyinden büyük olduğu için sıfır hipotezi reddedilememektedir. Dolayısıyla, hizmet kalitesi algıları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Fiyat için t test istatistiğinin olasılık değeri 0,311 olduğundan sıfır hipotezi reddedilememektedir. Bu nedenle katılanların fiyat ile ilgili algıları cinsiyetlerine göre bir farklılık göstermemektedir. Reklam için 223 kadın katılımcının ortalaması 3,4646 ve 159 erkek katılımcının ortalaması 3,2514’dür. Diğer bir deyişle, kadınlar reklamların GSM operatörü seçiminde erkeklere göre daha etkili olduğunu düşünmektedir. Grupların ortalamaları arasında önemli bir fark olduğu gözlenmektedir. t test istatistiğinin olasılık değeri 0,026<0.05 olduğundan sıfır hipotezi reddedilmektedir. Dolayısıyla katılımcıların reklam ile ilgili algıları cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Kapsama alanı için kadınların ortalaması 3,1977 ve erkeklerin ortalaması 3,0592’dir. t testi sonuçlarına göre ise olasılık değeri 0,242 olarak bulunmuştur. Bu değer 0,05 anlamlılık düzeyinden büyük olduğu için sıfır hipotezi reddedilememektedir. Dolayısıyla, müşterilerin kapsama alanı ile ilgili algıları cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. 134 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Son olarak, ankete katılan müşterilerin akraba ve yakın çevre algılarının cinsiyetleri bakımından anlamlı bir farklılığa sahip olup olmadığını araştırmak için gerçekleştirilen bağımsız iki örnek t testi sonucunda olasılık değeri (0,740) 0,05 anlamlılık düzeyinden yüksek olduğundan sıfır hipotezinin reddedilemediği ve bu nedenle iki grup ortalaması arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir. Bu veriler ışığında H3 hipotezi kabul edilmiştir. Ki-Kare Analizi Ki Kare testi, bir veri kümesinin alternatifler arasında dağılımının uygun olup olmadığı veya olaylar arasında bağımsızlığın olup olmadığının test edilmesinde kullanılan bir testtir (Küçük,2014:197). Ki Kare bağımsızlık testinin esası, olaylar veya değişkenler arasında hiçbir ilişkinin olmadığını varsayarak, bu varsayımın doğruluk derecesini araştırır. Bağımsızlık testinde gözlenen frekanslar r x c boyutlu bir tablo olarak düzenlenmektedir(Küçük,2014:199). Tablo 18’da cinsiyet ile kullanılan GSM operatörü arasındaki ilişkiyi araştırmaya yönelik olarak uygulanan çapraz tablo sonucu ve Tablo 17’de Ki-Kare analizi sonucu yer almaktadır. Tablo 18. Cinsiyet ile Kullanılan GSM Operatörü Arasındaki İlişkiye Yönelik Çapraz Tablo Sonucu Kullandığınız GSM operatörü Turkcell Cinsiyet Kadın Count Vodafone Total 95 % within cinsiyetiniz 21,1% 42,6% 36,3% 100,0% % within Kullandığınız GSM operatörü 49,5% 66,0% 56,6% 58,4% 48 49 % within cinsiyetiniz 30,2% 30,8% 39,0% 100,0% % within Kullandığınız GSM operatörü 50,5% 34,0% 43,4% 41,6% 95 144 24,9% 37,7% 37,4% 100,0% % within Kullandığınız GSM operatörü 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% Erkek Count Total Avea 47 Count % within cinsiyetiniz 81 62 143 223 159 382 Tablo 18 incelendiğinde, ankete katılan müşterilerden kadınların %21,1’i Turkcell’i, %42,6’sı Avea’yı ve %36,3’ü Vodafone’u tercih etmiştir. Erkeklerin %30,2’si Turkcell’i, %30,8’i Avea’yı ve %39’u Vodafone’u tercih etmiştir. Bu sonuçlara göre, kadınlar en çok Avea operatörünü tercih ederken, erkekler Vodafone operatörünü tercih etmiştir. 135 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Turkcell operatörünü kullananların %49,5’i kadın, %50,5’i erkek; Avea operatörünü kullananların %66’sı kadın, %34’ü erkek; Vodafone operatörünü kullananların %56,6’sı kadın ve %43,4’ü erkektir. Tablo 19. Cinsiyet ile Kullanılan GSM Operatörü Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Analizi Sonucu Value Df Asymp. Sig. (2-sided) 6,695a 2 ,035 6,724 2 ,035 Linear-by-Linear Association ,633 1 ,426 N of Valid Cases 382 Pearson Chi-Square Likelihood Ratio Tablo 19’a göre, Pearson Chi-Square değeri 6,695 olarak bulunmuştur. 0.05 anlamlılık düzeyinde 2 serbestlik dereceli χ2 tablo değeri 5,99’dur. 6,695>5,99 olduğu için H0 hipotezi reddedilir. Dolayısıyla, cinsiyet ile GSM operatörü tercihi arasında istatistiki olarak anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. V. TARTIŞMA Gülmez (2005), üniversite öğrencilerinin cep telefonu kullanımı ve satın alma davranışlarını etkileyen unsurların belirlendiği ve üniversite öğrencilerinin hangi GSM operatörünü ve bu GSM operatörlerini niçin seçtiklerini tespit etmeye yönelik çalışmasında, iletişimin rahat olması, çevrenin bu operatörü kullanması, ekonomik olması ve reklamlara ağırlık verilmesi unsurlarının GSM operatörü seçiminde etkili olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Kızgın (2008), Muğla Üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğrencilere yönelik yaptığı çalışmasında GSM operatörü tercihini etkileyen faktörleri ortaya koymuştur. Bunu gerçekleştirmek için, üniversite öğrencilerinin yaş, cinsiyet, gelir, kullanılan GSM operatörü sayısı, kullanılan GSM operatörü türü (faturalı/faturasız), günlük ve aylık ortalama konuşma süresi gibi demografik, sosyoekonomik ve GSM operatörlerinin kullanımına ilişkin sorulardan oluşan bir anket hazırlamıştır. 17408 öğrencinin bulunduğu fakültede, %1 haya payıyla 641 kişiden oluşan bir örneklemin yeterli olduğu bulunmuştur. Ancak güvenilirliği arttırmak için anket 800 kişiye uygulanmıştır. Ancak sorulara yanıltıcı cevap veren veya bazı soruları boş bırakan anketler değerlendirilmemiş ve sonuçta toplam 725 anket formu dikkate alınmıştır. Çalışmada GSM operatörü tercihlerinin konumlandırması için diskriminant analizinden, isimsel ölçekli değişkenlere ilişkin çarpraz tabloların yorumlanması için ise ki-kare analizinden yararlanılmıştır. Analiz sonucunda hizmet kalitesi, kapsama alanı, sunulan ek hizmetler açısından Turkcell’in Vodafone ve Avea’ya göre daha üstün olduğu görülmüştür. Tarife uygunluğu açısından ise Avea, Turkcell ve Vodafone’a göre daha üstündür. Yakın çevrenin ise GSM operatörü tercihinde etkili olmadığı bulunmuştur. 136 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Dündar ve Ecer (2008), Afyon Kocatepe Üniversite İİBF’de öğrenim görmekte olan üniversite öğrencilerinin GSM operatörü tercihlerini belirlemeye yönelik yaptıkları çalışmalarında analitik hiyerarşi süreci yönteminden yararlanmışlardır. Bu amaçla çalışmada fiyat, kapsama alanı, hizmet kalitesi, hat ücreti, yakın çevre GSM operatörü tercihini etkileyen faktörler olarak dikkate alınmıştır. Anket 2128 kişiye uygulanmıştır. Analiz sonucunda, karar kriterlerinin önem düzeyine göre sırasıyla fiyat, kapsama alanı, yakın çevre, hizmet kalitesi ve hat ücreti olduğu belirlenmiştir. Kapsama alanı, hizmet kalitesi ve yakın çevre bakımından Turkcell, Avea ve Vodafone göre daha çok tercih edilmektedir. Fiyat ve hat ücreti açısından ise Vodafone, Turkcell ve Avea’ya göre daha üstündür. Avea ise kapsama alanı bakımından oldukça düşük bir değere sahiptir. Beyaz (2013), Tokat ilinde 386 GSM operatörü kullanıcısı üzerinde gerçekleştirdiği anket ile kullanıcıların GSM operatöründen bekledikleri hizmet kalitesini araştırmıştır. Çalışmada ilk olarak frekans analizi ve güvenilirlik analizi yapılmıştır. Daha sonra algılanan değer ve hizmet kalitesinin demografik özeliklere göre analizi için ANOVA e T testlerinden yararlanılmıştır. Yaş, meslek, cinsiyet, gelir, eğitim seviyesi, kapsama alanı, fiyat, hizmet kalitesi, yakın çevre, sunulan hizmetin çeşitliliği, reklam, çevrenin tavsiyesi kullanılan GSM operatörü tercihini etkileyen faktörler olarak ele alınmıştır. Analiz sonucunda tüm GSM operatörleri için tüketicilerin algıladıkları hizmet kalitesi negatif çıkmıştır. Diğer bir ifadeyle tüketiciler kullandıkları GSM operatöründen bekledikleri hizmeti alamamaktadırlar. Cinsiyet, meslek, eğitim, gelir GSM operatörü tercihi üzerinde etkili değildir. Haque, Rahman ve Rahman (2010) Bangladeş’te tüketicilerin GSM operatörü tercihini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla gerçekleştirdikleri çalışmalarında cinsiyet, yaş gibi demografik özellikler ve fiyat, hizmet kalitesi, ürün kalitesi, reklam gibi faktörleri dikkate almışlardır. Ele alınan faktörlerin GSM operatörü tercihinde anlamlı bir etkiye sahip olduklarını ortaya koymuşlardır. Rahman, Haque ve Ahmad (2010), Malezya’da tüketiciler üzerine gerçekleştirdikleri çalışmalarında yaş, gelir, eğitim, cinsiyet gibi demografik özelliklerin, hizmet kalitesinin, hizmet kullanılabilirliğinin ve reklamın cep telefonu operatörü seçiminde etkili olan faktörler olarak tespit edilmiştir. Hasan, Yeasmin ve Dey (2013), tüketicilerin cep telefonu operatörü seçimini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla Bangladeşli tüketiciler üzerinde gerçekleştirdikleri anket sonucunda, fiyat, kapsama alanının, daha hızlı internet hizmetinin ve kampanya paketlerinin tüketicilerin cep telefonu operatörü seçimini etkileyen temel özellikler olduğunu bulmuşlardır. 137 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Okeke (2014) Nijerya’da tüketicilerin GSM operatörü seçiminde etkili olan faktörleri belirlediği çalışmasında en önemli faktörlerin kapsamsa alanı, ağ kalitesi, fiyat ve hizmet kalitesi olarak belirlemiştir. Bununla birlikte, reklamın GSM operatörü seçimi üzerinde büyük bir etkiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuçlar çalışmamızla doğru orantılıdır. VI. SONUÇ VE ÖNERİLER Telekomünikasyon sektörü içinde en büyük paya sahip olan GSM sektörü, yaşanan teknolojik gelişmeler ile birlikte büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. Gelişen teknoloji sayesinde, bu sektörde mevcut olan ürün çeşitliliği de artmıştır. Bu durum, aynı zamanda sektörde rekabetin de yoğunlaşmasına neden olmuştur. Artan rekabet ortamında GSM operatörü şirketleri müşterilerine daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmek, müşterileri kendilerine çekebilmek ve böylece sektördeki paylarını arttırabilmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenlemektedir. Tüketiciler ise, bu ürün çeşitliliğinin ve rekabetin yaşandığı ortamda, kendilerine en yüksek faydayı sağlayacak GSM operatörünü tercih etmeye çalışmaktadır. Yapılan analizler incelendiğinde, en fazla AVEA GSM operatörünün tercih edildiği, bunu VODAFONE ve TURKCELL’in izlediği görülmektedir. Bu sonuç yüzdelik olarak ifade edildiğinde, ankete katılanların %37.7’si Avea’yı, %37.4’ü Vodafone’u ve %24.9’u Turkcell’i tercih ettiği söylenebilir. Ankete katılanların %25.7’si faturalı hat kullanmayı, %74.3’ü faturasız hat kullanmayı tercih etmiştir. Gerçekleştirilen çapraz tablo ve ki-kare analizleri sonucunda, cinsiyet ile GSM operatörü tercihi arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, kadınların en çok Avea operatörünü ve erkeklerin ise Vodafone operatörünü tercih ettiği söylenebilir. Benzer şekilde, cinsiyet ile telefon hattı seçimi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Faturalı hat kullananların %49’u kadın ve %51’i erkek; faturasız hat kullananların %61,6’sı kadın ve %38,4’ü erkektir. Faturalı hat kullanan müşteriler en çok Avea operatörünü tercih ederken, faturasız hat kullanan müşteriler Vodafone operatörünü tercih ettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, kullanılan GSM operatörü ile bu operatöre ait telefon hattı arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına bakıldığında, hizmet kalitesi, fiyat ve kapsama alanı bakımından GSM operatörü kullanıcı grupları arasında anlamlı bir farklılık olduğu, bununla birlikte reklam ve yakın çevre açısından GSM operatörü kullanıcıları arasında bir fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Analiz sonuçlarına göre hizmet kalitesi, fiyat, reklam, kapsama alanı ve yakın çevre faktörlerinin 138 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA faturalı/faturasız hat bakımından anlamlı bir farklılık göstermediği; bu faktörlerden sadece müşterilerin reklam algılarının cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. GSM operatörü firmalar müşterilerine sağladıkları hizmet kalitesini arttırarak daha fazla müşteri tatmini sağlayabilir. Aynı zamanda, kişinin yakın çevresi ile daha fazla ve daha ucuza konuşmasını sağlayacak kampanyalar düzenleyebilirler. Daha etkin bir reklam kampanyası uygulayarak tüketicilerin algılarını değiştirebilirler. Böylece, GSM operatörü firmaları pazardaki paylarını arttırabilirler. Tüketiciler kendilerine en yüksek faydayı sağlayacak GSM operatörünü tercih etmeye çalışmaktadırlar. Bu kapsamda GSM operatörü firmalarının uyguladıkları kampanyaları en etkin şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir. Bu kapsamda tüketiciler GSM operatörü tercihinde bulunurlarken kapsama alanı, fiyat gibi faktörleri göz önünde bulundurmalıdırlar. Ayrıca, firmalar tarafından sağlanan hizmet kalitesinin de kapsamlı bir şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir. Araştırmacılara yapılan öneriler ise şu şekildedir: Araştırma üniversite öğrencileri üzerine yapılmıştır. Ancak, bu çalışma farklı tüketici gruplarına da uygulanarak karşılaştırmalı bir analiz yapılabilir. Çalışmada gsm operatörü tercihi, faturalı/faturasız hat, cinsiyet gibi faktörler ele alınmaktadır. Başka faktörler de dikkate alınarak çalışma farklı açılardan ele alınabilir. 139 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA KAYNAKLAR Haque, Ahasanul; Sabbir Rahman and Mahbubur Rahman; Factors Determinants the Choice of Mobile Service Providers: Structural Equation Modelling Approach on Bangledeshi Consumers, İşletme ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2010, C.1, S. 3, s.17-34. Anıl Değermen (2004); Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakatinin Sağlanması ve GSM Sektöründe Bir Uygulama, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi. Aydın, S.; Özcan, M. ve Yücel, R.; “Türk GSM Sektöründe Abonelerin Sadakat Tutumu ve Değiştirme Maliyetinin Rolü”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2007, C.12, S.2 , s. 219-234. Berceste, Meral, Ayşe; Baş, Mehmet (2013). Türkiye’de Faaliyet Gösteren GSM Operatörlerinin Hizmet Kalitesi Bakımından Karşılaştırılması ve Uygulanan Rekabet Stratejileri. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, sayı: 15, Cilt: 2, 41-70. Beyaz, Rafet (2013).. GSM Operatörlerinin Hizmet Kalitesi Açısından Servqual Yöntemi Kullanılarak Değerlendirilmesi: Tokat İlinde Uygulama. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı, yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Cenhasi, Esma (2010); Analitik Hiyerarşi Süreci, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimler Enstitüsü Matematik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi; Dapeng Liang; Zhenzhong Ma; Liyun Qi; “Service Quality and Customer Switching Behavior in China’s Mobile Phone Service Sector”, Journal of Business Research , 2013, 66, s. 1161-1167. Decker, Christopher (2014). Modern Economic Regulation: An Introduction to Theory and Practice. Cambridge University Press. Değermen, Anıl (2004); Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakatinin Sağlanması ve GSM Sektöründe Bir Uygulama; İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı İşletme Bilim Dalı Doktora Tezi. Dündar, Süleyman ve Ecer, Fatih. Öğrencilerin GSM Operatörü Tercihinin Analitik Hiyerarşi Süreci Yöntemiyle Belirlenmesi. Yönetim ve Ekonomi dergisi, 15(1), 2008, s. 195-205. Gautam, V. And Kumar, M. (2011); “An Empirical Investigation of Factors Determining the Consumers” Choice of Mobile Service Providers”, İşletme Araştırmaları Dergisi ¾ (2011) 3-17; Gautam, V. And Kumar, M. ; “An Empirical Investigation of Factors Determining the Consumers” Choice of Mobile Service Providers”, İşletme Araştırmaları Dergisi ¾ , 2011, 3-17. Grove, Stephen J.; Fisk, Raymond P.; Kangun, Norman (1996); “Going Green in the Service Sector”, European Journal of Marketing, Vol 30, S.5. Haque, Ahasanul; Rahman, Sabbir and Rahman, Mahbubur (2010); “Factors Determinants the Choice of Mobile Service Providers: Structural Equation Modelling Approach on Bangledeshi Consumers”, İşletme ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 3, s.17-34; 140 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Hemmati, S; Shapouri, F and Keremati, A , “Evaluating The Iran Mobile Communication Operators by Analytiical Network Process (ANP)”, Telecommunications System &Management 2012, 2:1 Johnson William C.; Annuchit Sirikit ; “Service Quality in the Thai Telecommunication Industry: A Tool For Achieving a Sustainable Competitive Advantage”, Management Decision, 2002, Vol.40, Iss: 7, pp. 693-701. Kalaycı, Şeref (2010). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 5. Baskı, Asil Yayın Dağıtım Kayri Murat (2009). Araştırmalarda Gruplar Arası Farkın Belirlenmesine Yönelik Çoklu Karşılaştırma (Post-Hoc) Teknikleri. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:19, Sayı:1, Sayfa: 51-64. Kızgın, Yıldıray (2008). Genç GSM Abonelerinin Operatör Seçimlerini Etkileyen Değişkenlerin Konumlandırılması Üzerine Bir Alan Araştırması: Muğla Üniversitesi Öğrencileri Örneği, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları dergisi, 10(1), s. 142-161. Kulalı, ihsan ve Bilir, Hakan (2012). Yatırım ve Düzenleme İkilemi: Yeni Nesil Telekomünikasyon Şebekelerine Erişim Fiyatının Belirlenmesinde Reel Opsiyon Yaklaşımı. Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF dergisi 14(2): 275-294. Küçük, Orhan; (2014) Bilimsel Araştırma Yöntemleri Araştırmacı El Kitabı, SAGE Matbaacılık, Ankara. Leisen, B; Vance, C.; “Cross-National Assessment of Service Quality in the Telecommunication Industry: Evidence fom the USA and Germany”, Managing Serviice Quality, 2001,c.11, s.5, p. 307-317. Lovelock, Christopher H. (1983); “Classifying Services to Gain Strategic Marketing Insights”, Journal of Marketing, Vol: 47 (Summer 1983), 9-20. Maksüdünov Azamat; “Kırgızistan GSM Sektöründe Operatör Tercihini Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi”, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2014, C.3, S.10, s. 59-78. Meral, Ayşe Berceste (2013); “Türkiye’de Faaliyet Gösteren GSM Operatörlerinin Hizmet Kalitesi Bakımından Karşılaştırılması ve Uygulanan Rekabet Stratejileri.” Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Munnukka, Juha; “Customers’ Purchase Intentions As a Reflection of Price Perception”, Journal of Product&Brand Management, 2008, Vol.17, Iss.3, pp. 188-196. Munnukka, Juha; “Dynamics of Price Sensitivity Among Mobile Service Customers”, Journal of Product&Brand Management, 2005,Vol.14, Iss.1, pp. 65-73. Okeke, Clement Ikenna (2014); “Major Factors Influencing The Choice of GSM Network Among Oil and Gas Workers n Port Harcourt, Nigeria”, International Journal of Emerging Knowledge, 2(1), p.8-22; Özer, Alper; Mehpare Tokay Argan; Metin Argan; “The Effect of Mobile Service Quality Dimensions on Customer Satisfaction”, Procedia-Social and Behavioral Sciences, 2013, c.99, s. 428-438. Parasuraman, A.; Zeithaml, V. ve Berry, L. (1985). A Conceptual Model of Service Quality and Its Implications For Future. Journal of Marketing 49(4): 41-50 141 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142) Fatma ZANCO ve Akif KAYA Rahman, M., Khan, A. H. ve Haque, M. (2012). A Conceptual Study on the Relationship Between Service Quality Towards Customer Satisfaction: Servqual and Gronroos’s Service Quality Model Perspective. Asian Social Science 8(13): 201211 Rahman, Sabbir; Haque, Ahasanul and Ahmad, Mohd Ismail Sayyed (2010); “Exploring Influencing Factors for the Selection of Mobile Phone Service Providers: A Structural Equational Modelling (SEM) Approach on Malaysian Consumers”, African Journal of Business Management, Vol. 4 (13), s. 2885-2898; Shin, Ho Kyun; Kim, Andrey; Lee, Chang Won (2011); “Reletionship Between Consumer’s Preference and Service Attributes in Mobile Telecommunication Service”, Experts Systems With Applications, 2011, C.38, s.3522-3527. Sözer, Nazım ve diğerleri (2002); “Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Lisansüstü Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik Bir Alan Araştırması”; Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, 2002. Trebing, H.M.; Emerging market Structures and Options for Regulatory Reform in Public Utility Industries, Telecom Reform: Principles, Policies and Regulatory Practices, Editor William H. Melody, repirnt, 2001, Schultz DocuCenter, Denmark. Woo, Ka-Sing; Fock, Henry K.Y. (1999); “Customer Satisfaction in the Hong Kong Mobile Phone Industry”, The Service Industries Journal, Volume 19, Issue 3, pp. 162174. 142 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ The International New Issues In SOcial Sciences Number: 1 pp: 143-165 Summer 2015 BANKALARIN FİNANSAL YAPILARININ KÂRLILIKLARI ÜZERİNE ETKİLERİ: TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR UYGULAMA (1998-2015) Murat DİLMAÇ Öğ. Gör. Atatürk Üni. mdilmac@atauni.edu.tr Özet Murat DİLMAÇ 1 Arzu TURAL DİKMEN Arş. Gör. Atatürk Üni. atural@atauni.edu.tr Şerafettin KELEŞ Yrd. Doç. Dr. Erzincan Üni serafettink@atauni.edu.tr Arzu TURAL DİKMEN2 Şerafettin KELEŞ 3 Özet Bu çalışmada Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların finansal performansları ile mali yapıları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 22 ticari bankanın 1998-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik mali tablolardan yararlanılarak, bankaların finansal performans ölçütleri ile mali yapı bileşenleri arasındaki ilişki panel veri analizi ile incelenmiştir. Çalışmada aktif kârlılığı, özkaynak kârlılığı ve net faiz marjı, bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Mevduat oranı, mevduat dışı kaynaklar, öz kaynak oranı, diğer pasifler, aktif büyüklüğü, Zskoru ve kriz ise bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre özkaynakların banka karlılığını diğer bileşenlere göre daha fazla olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Finansal yapı, ticari bankalar, panel veri analizi. JEL Sınıflaması: G21, G32 1 Atatürk Üniversitesi, mdilmac@atauni.edu.tr Atatürk Üniversitesi, atural@atauni.edu.tr 3 Erzincan Üniversitesi, serafettink@atauni.edu.tr 2 143 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Abstract The objective of the study is to investigate relationship between financial performance and financial structure of commercial banks operating in Turkey. In this context, using 1998-2015 period of trimester financial statement of 22 commercial banks, relationship between financial performance criteria of banks and financial structure components is studied with panel data analysis. In this study, return on assets, return on equity and net interest margin are dependent variables. Deposits, non-deposit liabilities, equity, other liabilities, size of assets, Z-Score and Crisis are independent variables. According to the results, equity affects bank profitability more than others in a negative way. Key Words: Capital structure, commercial banks, panel data analysis. JEL Classification: G21, G32 I. TEORİK ÇERÇEVE Ekonomilerinin gelişim sürecinde finansal sektör önemli bir role sahiptir. Finansal kurumlar bir ülkede tasarruflar ve yatırımlar arasında ana aracı kanallardır (Kablan, 2007). Gelişmekte olan bir ekonomiye sahip Türkiye’de finansal aracılıkta en önemli aktör bankalardır. Hazar ve Babuşçu (2013) bankaları; mevcut öz kaynaklarını, halktan topladıkları mevduatı ve diğer kaynaklardan elde ettiği olanakları kullanarak fon talep eden ve topladığı fonları kredi plasmanı ve diğer yollarla arz eden ticari işletmeler olarak tanımlamaktadır (Hazar & Babuşçu, 2013). Bankalar, kullandıkları fonların kaynağı olan mevduat gibi yükümlülükleri ihraç ederken fon toplarlar. Yükümlülük ihraç edilerek elde edilen fonlar, gelir elde eden varlıkları satın almada kullanılır (Mishkin, 2011). Bankaların elde edebileceği bu fonlar diğer işletmelerden farklı olarak hem vade yönünden hem de çeşitlilik yönünden maliyeti ve elde edilme kolaylığı da göz önüne alınırsa daha geniş bir yelpazeye sahiptirler. Bankalar mevcut şartlar ve faaliyet konusuna göre kaynak yapısını oluşturmaya çalışırlar. Ancak sahip oldukları riskli yapıları, sermaye ile ilgili olarak yasal düzenlemeye maruz kalmaları, yerel veya uluslararası alanda ki rekabet koşulları ve yurtiçi ve yurtdışı ekonomik durum bankaların finansal yapı kararlarını veya oluşumunu etkileyebilmektedir. Finansal varlıklarının fonlamasında kullanılan bu varlıkların maliyetleri bankaların karlılığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olmakla beraber aynı zamanda yapısal oluşum bakımından bankaların finansal anlamda güçlü bir 144 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ yapıya sahip olmasında, risk almada ve rekabet edebilirlik üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Akgüç, ticaret bankalarının kaynaklarının pasif tablosunda çok çeşitli kalemler altında gösterilseler de üç ana alt grupta toplanabileceğini belirterek, bunları mevduat, mevduat dışı kaynaklar ve öz kaynaklar olarak sınıflandırmıştır (Akgüç, 2012). Bu gruba girmeyen pasif kalemleri ise diğer pasifler altında toplayabiliriz. Bankaların ana fon kaynağı olan mevduat, 2015 Haziran Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre toplam kaynak yapısı içindeki payı %55,76’dır. Alınan krediler, para piyasasına borçlar, ihraç edilen menkul kıymetler ve sermaye benzeri kredilerden oluşan mevduat dışı kaynaklar TBB 2015 Haziran verilerine göre bankaların kaynaklarının yaklaşık %26,53’ünü oluşturmaktadır. Yine TBB Haziran 2015 verilerine göre bankaların özkaynaklarının toplam kaynaklar içindeki oranı %11,07 iken diğer pasiflerin oranı ise %5,37 dir. 2001 krizi sonrası uygulamaya konulan yeniden yapılanma çalışmaları ve 2002 seçimleri sonrası siyasal istikrar bankacılık sektöründe de önemli gelişmelere zemin sağlamıştır. Bankacılık sektörünün sıkı bir şekilde denetlenmesi ve kontrolü, sisteme yeni girişlerin kısıtlanması ve etkili ekonomi yönetimi bu gelişmelerin temellerinden olduğu söylenebilir. 2002 sonrası bankaların kaynak yapısında iki önemli gelişim dikkat çekicidir. Bunlar mevduat dışı kaynaklardaki artış ve mevduatlardaki azalıştır. Grafik 1.’de görüleceği üzere, siyasi ve ekonomik istikrar sağlanması ile hızlı bir toparlanma ve büyüme sürecine giren ekonomiye paralel olarak Türk bankacılık sektöründe de kredi / mevduat oranında bir artış eğilimi ortaya çıkmıştır. Bankalar mevcut kaynaklarının yanında gerek banka bazında gerekse ülke bazında kredi derecelendirme kuruluşlarınca kredi notlarının arttırılması, ülke kredi risk primi (CDS -Credit Default Swap)puanlarında yaşanan düşüş ve kurlardaki dalgalanmaların azalışı ile kaynak maliyetleri makul seviyelere inen dış yükümlülüklere yönelmiştir. 145 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Grafik 1. Dışvarlıklar, dış yükümlülükler ve kredi mevduat oranı 0,3 1,4 0,25 1,2 1 0,2 0,8 0,15 0,6 0,1 0,4 0,05 0,2 Oca.15 Oca.14 Oca.13 Oca.12 Oca.11 Oca.10 Oca.09 Oca.08 Oca.07 Oca.06 Oca.05 Oca.04 Oca.03 Oca.02 Oca.01 Oca.00 Oca.99 0 Oca.98 0 Dış Varlıklar / Toplam Aktifler Dış Yükümlülükler / Toplam Yükümlülükler Kredi / Mevduat Oranı ‐ Sağ Eksen Kaynak: evds.tcmb.gov.tr Bu duruma bağlı olarak bankalar daha çok kredi kullandırma imkânı sağlamış aynı zamanda mevduat gibi diğer kaynakların maliyetini de düşürebilmişlerdir. Grafik 2.’de görüleceği üzere kredi faiz oranları ile mevduat faiz oranları arasındaki makas 2003 sonrası bankaların lehine olacak şekilde açılmıştır. Bu durum küresel ekonomik krizin dünya ekonomisini ve Türkiye ekonomisini etkilediği dönemler haricinde varlığını sürdürmüştür. 146 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Grafik 2. Kredi ve mevduat faiz oranları 80 70 60 50 40 30 20 10 0 kredi mevduat Kaynak: evds.tcmb.gov.tr Mevduat faizlerinin düşüşü bankaların kaynak maliyetini azaltmasına karşılık mevduatlarda azalışa neden olmuştur. Bankalar 2003’ten itibaren %68’den %58’e kadar gerileyen mevduat oranı artan kredi talebini karşılayabilmek için yeni kaynak arayışına yönelmişlerdir. Bu durum bankaların kaynak yapısında dikkate değer bir değişime sebep olmuştur. Grafik 3’de bankaların 1998 – 2015 yılları arasında mevduat oranlarındaki bu değişim açık bir şekilde görülmektedir. 147 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Grafik 3. Toplam Mevduat / Toplam Pasif oranı .72 .68 .64 .60 .56 .52 1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 Kaynak: tbb.org.tr II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ Bu çalışmada Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların finansal performansları ile mali yapıları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 22 ticari bankanın 1998-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik mali tablolardan yararlanılarak, bankaların finansal performans ölçütleri ile mali yapı bileşenleri arasındaki ilişki panel veri analizi ile incelenmiştir. Çalışmada Türk bankacılık sektörü kapsamında yer alan 22 ticari bankanın mali tablolarından elde edilen 1998:2-2015:1 dönemine ait üçer aylık veriler kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan değişkenlerTablo 1.’de gösterilmiştir. Veriler Türkiye Bankalar Birliği resmi internet sayfasından elde edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen bankalar ise Tablo 2.’de sunulmuştur. Çalışmada bağımlı değişkenler olarak Aktif Karlılığı (ROA), Özkaynak Karlılığı (ROE) ve Net Faiz Marjı (NIM) belirlenmiştir. ROA ile bir şirketin toplam aktiflere bağlı olarak ne kadar karlı olduğunu ölçülmekte iken, ROE ile işletme sermayesine yatırılan her bir birim kaynağın getirisini yüzde olarak 148 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ hesaplanabilmektedir. NIM ise bankaların faaliyetlerinin etkinliğinin ölçülmesinde kullanılan önemli bir ölçüttür. Bağımsız değişkenler olarak banka bilançosunun kaynak yapısını oluşturan unsurlar dört ana kısıma ayırılmıştır. Bunlar mevduat (MVD), mevduat dışı kaynaklar (MDK), Özkaynaklar (OZK) ve Diğer Pasifler (DGR). Kontrol değişkenleri olarak banka aktif büyüklüğünün enflasyon etkisinden arındırılmış tutarlarının doğal logaritması (LNA) ve ZSkoru kullanılmıştır. Z skoru (Z-score) bankaların finansal sağlamlığının bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Turgutlu (2014), Z skorunu bankanın borcunu ödeyememe riskine olan uzaklığı olarak ifade etmektedir. Yüksek bir oran gelişmiş bir riske uyarlanmış performansı, düşük oran ise iflas riskini işaret etmektedir (Turgutlu, 2014). Son olarak çalışmayı kapsayan dönem içinde ülke ekonomisinde yaşanan bankacılık sektörünü de etkileyen krizler dikkate alınmıştır. Krizler ve dönemleri 1998:3-1999:1 dönemleri arası etkin olan Uzakdoğu ve Rusya Krizi, 2000:4-2001:4 dönemleri arası yaşanan 2000 ve 2001 krizlerini ve 2008:3 – 2009:3 dönemleri arasını kapsayan Küresel Ekonomik Krizinden oluşmaktadır. Tablo 1. Çalışmada kullanılan bağımlı ve bağımsız değişkenler Bağımlı Açıklama Değişkenler ROA Aktif Karlılığı (Dönem Net Karı / Toplam Aktifler) ROE Özkaynak Karlılığı (Dönem Net Karı / Özkaynaklar) NIM Net Faiz Marjı (Net Faiz Geliri / Toplam Aktifler) Bağımsız Değişkenler OZK Öz Kaynaklar / Toplam Pasif MVD Toplam Mevduat / Toplam Pasif MDK Toplam Mevduat Dışı Kaynaklar / Toplam Pasif DGR Diğer Pasifler ZSKORU Lna KRIZ Aktif büyüklüğünün doğal logaritması Kriz kukla değişkeni 149 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Tablo 2. Çalışmaya dahil edilen ticari bankalar Sıra Banka Adı Sıra Banka Adı No No 1 Adabank A.Ş. 12 Hsbc Bank A.Ş. 2 Akbank T.A.Ş. 13 Ing Bank A.Ş. 3 Alternatifbank A.Ş. 14 Türkiye İşbankası A.Ş. 4 Anadolubank A.Ş. 15 Şekerbank T.A.Ş. 5 Arap Türk Bankası A.Ş. 16 Türk Ekonomi Bankası A.Ş. 6 Citibank A.Ş. 17 Icbc Turkey Bank A.Ş. 7 Denizbank A.Ş. 18 Turkish Bank A.Ş. 8 Deutsche Bank A.Ş. 19 Turkland Bank A.Ş. 9 Finans Bank A.Ş. 20 Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Türkiye Garanti Bankası 10 A.Ş. 21 Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. 11 Türkiye Halk Bankası A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti 22 Bankası A.Ş. Ziraat Çalışmada üç model üzerinde durulmuştur. Modeller bankaların finansal yapılarının performans kriterleri üzerinde etkilerini incelemek için aşağıdaki gibi düzenlenmiştir. Model 1: Model 2: Model 3: 150 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ III. MODEL ve HİPOTEZLER Çalışmada kullanılan değişkenlere ait serilerin tamınlayıcı istatistikleri Tablo 3’te sunulmuştur. Tablo 3 Jarque-Bera olasılık değerlerine bakıldığında serilere ait hata terimlerinin normal dağılım varsayımının sağlandığı söylenebilir. Tablo 3. ROA ROE Ortalama 0.013628 0.162983 Medyan 0.010455 0.084760 Maksimum 0.414770 17.27400 Minimum -0.632390 -1.786370 Std. Sapma 0.035767 0.554187 Jarque-Bera 944994.9 24226923 Olasılık 0.000000 0.000000 Gözlem sayısı 1496 1496 NIM 0.043929 0.032170 0.731920 -0.216990 0.051963 69411.33 0.000000 MVD 0.583760 0.617175 0.922430 0.000000 0.180247 668.1011 0.000000 MDK 0.208041 0.193865 0.882020 0.000000 0.146489 690.9725 0.000000 DGR 0.049115 0.041950 0.324330 0.003460 0.035040 6001.490 0.000000 1496 1496 1496 1496 OZK ZSKORU 0.131838 7.580114 0.113050 7.233825 0.852200 44.29320 0.000100 -3.361010 0.143838 5.136119 16240.54 1729.016 0.000000 0.000000 1496 1496 Panel analizlerinin yapılabilmesi için kullanılan serilerin, durağan olması oldukça önemlidir. Çünkü eğer bir seri durağan değilse, değişkenler arasında sahte ilişkiler ortaya çıkmaktadır (Korkmaz & Karaca, 2013). Çınar birim kökün varlığının test edilmesi için panel verileri kullanıldığında yatay kesit bağımlılığının sınanması gerektiğini belirtmiştir. Panel veri setinde yatay kesit bağımlılığı varlığının reddedilmesi durumunda 1. nesil birim kök testlerinin, kabul edilmesi durumunda 2. nesil birim kök testlerinin kullanılmasının daha tutarlı BİR tahminleme yapılmasına imkan vereceğini öne sürmüştür (Çınar, 2010). IV. BULGULAR Tablo 4’te sunulan Model 1, Model2 ve Model 3 e ait yatay kesit bağımlılıkları test sonuçlarına göre, her üç modele ait değişkenlerde yatay kesit bağımlılığı olduğu sonucuna varılmıştır. Tablo 4. Pesaran Yatay Kesit Bağımlılığı (Cross-section Dependence) Testi Model Pesaran CD Test İstatistiği Olasılık MODEL1 28.209 0.000 *** MODEL2 28.585 0.000 *** MODEL3 53.274 0.000 *** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. 151 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Yatay kesit bağımlılığının araştırılmasından sonraki aşamada çalışmada kullanılan değişkenlerin durağanlığı ikinci nesil birim kök testi olan Pesaran(2007) araştırılmıştır. Test sonuçları Tablo 5’te sunulmuştur. Tablo 5.Pesaran Panel Veri Birim Kök Testi İle Durağanlığın Düzeyde I(0) Araştırılması Sabit I(0) Trend ve Sabit Z istatistiği Olasılık ROA -13.274 0.0000 ROE -10.478 0.0000 NIM -11.884 0.0000 MVD -4.063 0.0000 MDK -5.499 0.0000 DGR -9.868 0.0000 OZK -6.610 0.0000 Zskoru -6.955 0.0000 lna -3.098 0.0000 I(0) Z istatistiği Olasılık *** -12.584 0.0000 *** -10.219 0.0000 *** -10.204 0.0000 *** -4.823 0.0000 *** -7.195 0.0000 *** -9.396 0.0000 *** -4.824 0.0000 *** -6.509 0.0000 *** -4.320 0.0000 *** *** *** *** *** *** *** *** *** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Tablo 5’te görüleceği üzere çalışmada ele alınan tüm seriler düzeyde sabit olduğu görülmektedir. Durağanlık testlerinin ardından analizlerde hangi yöntemin seçileceği araştırılmaktadır. Testler klasik, sabit etkiler ve tesadüfi etkiler modellerinin geçerliliğini incelemektedir. Panel veri modellerinde klasik modelin geçerliliğini sabit ekiler modeline karşı test etmek için F testi kullanılmaktadır (Tatoğlu, 2012). Tablo 6’da çalışmada kullanılan her üç model için yapılan F testi sonuçları görülmektedir. Tablo 6’daki verilere göre her üç model için H0 hipotezi reddedildiğinden sabit etkilere karşı klasik modelin geçerli olmadığı belirlenmiştir. 152 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Tablo 6. F Testi Model Olasılık MODEL1 8.32 0.0000*** MODEL2 2.30 0.0007*** MODEL3 5.22 0.0000*** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Havuzlanmış en küçük kareler modelinin (Klasik modelin) uygun olup olmadığını tesadüf etkiler modeline karşı sınamak için, havuzlanmış en küçük kareler modelinin kalıntılarına dayanan, Lagrange Çarpanı (LM) kullanılmaktadır (Tatoğlu, 2012). Tablo 7’de her üç modele ait LM testi sonuçları sunulmuştur. Tablo 7.Breusch and Pagan Lagrangian multiplier (LM) testi Model Olasılık MODEL1 159.75 0.0000*** MODEL2 4.57 0.0163** MODEL3 58.59 0.0000*** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Tablo 7’deki verilere göre her üç model için H0 hipotezi reddedildiğinden tesadüfi etkilere karşı klasik modelin geçerli olmadığı belirlenmiştir. Yapılan testler sonucunda birim ve /veya zaman etkilerinin olduğu anlaşılmışsa, bu etkilerin sabit mi tesadüfi mi olduğuna karar verilmelidir. Bu bağlamda tanımlama hatasını sınamak için geliştirilen Hausman(1978) spesifikasyon testi, panel veri modellerinde tahminciler arasında seçim yapmak için kullanılmaktadır (Uluyol & Türk, 2013). Hausman testinde, tesadüfi etkiler modelinden elde edilen katsayılar ile sabit etkiler modelinden elde edilen katsayıların aynı olduğunu gösteren boş hipotezin reddedilmesi, sabit etkiler modelinin reddedilememesi ise tesadüfi etkiler modelinin daha etkin sonuçlar verdiğini göstermektedir (BayrakTutan & Demirtaş, 2011).Hausman Testi ile analizde kullanılacak modelin, Tesadüfi Etkiler veya Sabit Etkili modellerinden hangisinin panel veri analizinde 153 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ kullanılacağı belirlenmektedir. Panel veri analizine konu olan üç panel regresyon modeli için yapılan Hausman Testi sonuçları Tablo 9’da sunulmuştur. Tablo 9. Hausman testi Model Olasılık MODEL1 111.84 0.0000*** MODEL2 15.15 0.0341** MODEL3 43.08 0.0000*** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Çalışmada kullanılacak olan üç model için yapılan Hausman Testi sonucun¬da hesaplanan Hausman Test İstatistiklerini gösteren Tablo 9’a göre, MODEL1, MODEL2 ve MODEL3 için H0 hipotezi reddedildiğinden sabit etkiler tahmincisinin tutarlı olduğu belirlenmiştir. Panel veri analizlinde yatay kesit birimler içinde hata süreci homoskedastik iken varyansının birimlere göre değişebildiği durumla karşılaşılabildiği için, her üç model için değişen varyans test edilmiştir. Değişen varyans testi için Birimlere Göre Heteroskedasitenin Değiştirilmiş Wald Testi kullanılmış ve sonuçlar Tablo 10’da sunulmuştur. Tablo 9.Heteroskedasite Testi (değiştirilmiş wald testi) Model Olasılık MODEL1 22620.66 0.0000*** MODEL2 56107.06 0.0000*** MODEL3 1205.21 0.0000*** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Tablo 11’de sunulan Wald Testi sonuçlarına göre sonuçlara göre H0 hipotezi reddedilmekte, varyansın birimlere göre değiştiği anlaşılmakta ve dolayısıyla birimlere göre heteroskedasite olduğu yani her üç modelde de değişen varyans olduğu sonucuna varılmıştır. Panel veri analizinin önemli varsayımlarından olan, bağımsız değişkenler arasında ilişkinin olmaması varsayımını test etmek amacıyla, modeller için 154 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ belirlenen sabit etkiler modellerinde otokorelasyonun varlığını sınamak amacıyla, Bhargava, Franzini ve Narendranathan tarafından önerilen DurbinWatson testi gerçekleştirilmiştir. Her üç model için tespit edilen Durbin-Watson Testi sonuçları Tablo 11’de verilmiştir. Tablo 10.Otokorelasyon testleri Model Durbin-Watson Baltagi-Wu LBI MODEL1 1.0219436 1.0263153 MODEL2 1.6296454 1.6339665 MODEL3 1.2800984 1.2900111 *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Durbin Watson testi sonuçları incelendiğinde,MODEL1, MODEL2 ve MODEL3’e ait Durbin-Watson istatistiklerinin, 2 katsayısından uzak değerler aldığından, bu modellerde otokorelasyonun var olduğu söylenebilir. Değişen varyans ve otokorelasyonun dışında analiz sonuçlarının sapmalı ve tutarsız olmasına neden olan bir başka problem de birimler arası korelasyondur. Bu problemin varlığının sınanabilmesi için Pesaran’ın CD Testi, Friedman Testi ve Frees Testi kullanılmıştır. Test sonuçları Tablo 12’de yer almaktadır. Tablo 11. Modellerin Birimler Arası Korelasyon testleri ROA ROE NIM Pesaran 23.993*** 27.533*** 54.488*** Friedman 448.510*** 603.405*** 837.418*** 3.051*** 4.530*** 7.462*** Frees *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Panel Veri Analizi Tahmin Sonuçları Çalışmada, MODEL 1, MODEL 2 ve MODEL 3 bağımlı değişkenlerini tahmin etmekte kullanılacak her üç modelde de; yatay kesit bağımlılığı, otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının bulunmaktadır. Panel veri analizinde, farklı varyans, otokorelasyon veya birimler arası korelasyon sorunlarından en az birinin varlığı modelin tutarsız olacağı anlamına gelir. Bu durumda dirençli 155 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ standart hatalar elde edilmeli ya da uygun yöntemlerle model tahmini yapılmalıdır. (Korkmaz, 2013). Söz konusu problemlerin varlığından dolayı her üç modelde de White cross-section düzeltmesi uygulanmıştır. Bu bağlamda yapılan model tahminleri Tablo 12’de sunulmuştur. Tablo 12. Değişken MVD MDK DGR OZK LNA ZSKORU KRIZ C R-Kare F İstatistiği Olasılık Model 1 Model 2 Model 3 ROA ROE NIM -0.10238 -0.33846*** (-5.33) (-0.38) (-4.54) -0.20014*** -0.043012 -0.362926*** (-5.02) (-0.16) (-4.63) -0.17985*** 0.235094 -0.102802 (-4.29) (0.61) (-1.01) -0.21465*** -0.617578* -0.26472*** (-6.21) (-1.85) (-3.22) -0.00096 -0.09204*** -0.00681* (-0.49) (-4.19) (-1.76) 0.00153*** 0.00837 0.00063 (3.99) (1.60) (1.02) 0.00212* 0.04340*** 0.01387*** (1.78) (3.00) (6.08) 0.20135*** 0.84244*** 0.39481*** (7.21) 0.34643 27.7710 (3.71) 0.25062 17.5224 (6.91) 0.39570 34.3077 0.0000 0.0000 0.0000 -0.19633 *** *,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Parantez içindeki değerler t istatistiklerini göstermektedir. 156 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Tablo 12’de görüleceği üzere MODEL 1’deki bağımsız değişkenlerin, bağımlı değişkeni tespit etmedeki gücü %34.64, MODEL 2’de %25.06 ve MODEL 3’te ise %39.57 dir. Her üç model de ortak olarak anlamlı bulunan değişkenler ise OZK ve KRIZ değişkenleridir. Elde edilen bulgulara göre Mevduatlar (MVD), mevduat dışı kaynaklar (MDK), özkaynaklar (OZK) ve diğer pasifler (DGR) ile aktif karlılığı (ROA)negatif ve anlamlı bir ilişki, Zskoru ve Kriz ile ROA arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki mevcut olduğu söylenebilir. Aktif büyüklüğü (LNA) ile ROA arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı söylenebilir. ROA ile MVD ve OZK arasındaki ilişki ile ilgili bulgular İskenderoğlu vd. (2012)’nin bulguları ile uyumludur. ROA ile MVD arasındaki negatif ilişki Demirhan (2010)’ın pozitif ilişkisine dair bulgudan farklılık göstermiştir. ROA ile Zskoru arasındaki pozitif ilişki Turgutlu (2014)’nun bulguları ile uyumludur. ROA ile OZK arasındaki negatif ilişki Turgutlu (2014)’nun bulguları ile uyumludur. Elde edilen bulgulara göre OZK ve LNA ile aktif karlılığı (ROE) arasında negatif ve anlamlı, Kriz ile ROE arasında ise pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilmektedir. MVD, MDK, DGR ve Zskoru ile ROE arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. OZK ile ROE arasındaki negatif ilişki Turgutlu (2014), Ayaydın ve Karakaya(2014), Hoffman (2011)’nın bulguları ile uyumlu olmakla beraber Demirhan (2010), Kaya(2002) ve Turgutlu (2014)’nun pozitif ilişkisine dair bulgularından farklılık göstermiştir. ROE ile OZK arasındaki negatif ilişki Turgutlu (2014)’nun bulguları ile uyumludur. Çalışmadan elde edilen bir diğer bulguya göre MVD, MDK, OZK ve LNA ile net faiz marjı (NIM) arasında negatif ve anlamlı, Kriz ile NIM arasında pozitif ve anlamlı bir ilişkinin mevcut olduğu söylenebilir. MVD ile NIM arasındaki negatif ilişki Kaya(2002) ve Atasoy (2007)’un bulguları ile uyumlu olmakla beraber Demirhan (2010)’nın pozitif ilişkisine dair bulgudan farklılık göstermiştir. OZK ile NIM arasındaki negatif ilişki Ayaydın ve Karakaya(2014)’nun bulguları ile uyumlu olmakla beraber Demirhan (2010), Kaya(2002) ve Atasoy (2007)’un bulgularından farklılık göstermiştir. Bir diğer bulguya göre KRIZ ile ROA, ROE ve NIM arasında pozitif bir ilişkinin mevcut olduğu söylenebilir. Elde edilen bu bulgu Kaya(2001) ve Taşkın (2011)’in NIM ve KRIZ ilişkisi ile uyumlu iken, Ayaydın ve Karakaya(2014)’nın KRIZ ve ROA, ROE ve NIM ile negatif ilişkisine ait bulgudan farklılık göstermektedir. 157 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Bir diğer bulguya göre Aktif büyüklüğü (LNA) ile ROE ve NIM arasında negatif yönlü bir ilişkinin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Elde edilen bu bulguTaşkın (2011)’in NIM ve LNA arasındaki negatif ilişki uyumludur. V. TARTIŞMA Kaya (2002), Türk bankacılık sektöründe karlılığın belirleyicilerini incelemek amacıyla yaptığı çalışmasında, 1997-2000 dönemi için panel data kullanılarak karlılık göstergelerinin (net faiz marjı, aktife göre getiri, özkaynağa göre getiri) mikro ve makro belirleyicileri, Ho ve Saunders (1981) tarafından geliştirilen iki aşamalı yaklaşım kullanılarak tespit etmeye çalışmıştır. Elde edilen bulgular arasında karlılık göstergelerinin Özkaynak/Toplam Aktif oranı ile pozitif, Toplam mevduatlar/toplam varlıklar oranı ile negatif yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmiştir (Kaya, 2002). İskenderoğlu vd. , ticari bankalarda büyüklük, büyüme ve sermaye yapısı kararlarının karlılığa etkisini analiz etmek için yaptıkları çalışmada, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) kote 13 bankanın 2004 – 2009 yılları arasındaki çeyrek dönemlik finansal verileri üzerinde Arellano Bover / BlundellBond sistem Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) analizi gerçekleştirmişlerdir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar banka karlılığının kalıcı olduğunu, sermaye yapısı kararlarına ilişkin oranların bankaların karlılığı üzerinde negatif etkisi olduğunu ancak büyüklük ve büyümenin karlılık üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca kurumlar vergisi oranının karlılık üzerinde anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir (İskenderoğlu, Karadeniz, & Atioğlu, 2012) Atasoy çalışmasında, panel veri regresyon tekniği kullanarak, 1990-2005 yılları arasında, bankalara özgü, endüstriye ilişkin ve makroekonomik değişkenlerin ticaret bankalarının Net Faiz Marjı ile Aktif Karlılıkları üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Elde edilen bulgular arasında Özkaynak/Toplam Aktif oranı ile ve Aktif Karlılığı arasında pozitif, Toplam mevduatlar/toplam varlıklar oranı ile Net Faiz Marjı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmiştir (Atasoy, 2007). Ayaydın ve Karakaya, 23 banka üzerinde 2003 -2011 dönemini kapsayan karlılık (aktiflerin karlılığı, sermayenin karlılığını ve net faiz marjı) ve risk başlığı altında toplanan bağımlı değişkenler, bankaya özgü değişkenler (özkaynaklar/toplam aktifler, kredi kayıpları rezervi oranı, borç oranı, likidite oranı ve yabancı sahipliği) ve çevresel değişkenlerden oluşan bağımsız değişkenlerin iki aşamalı 158 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ GMM modeli ile panel veri analizi yapılmıştır. Ayaydın ve Karakaya, bulguları arasında net faiz marjının aktif karlılığı ve özkaynak karlılıkları arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu, aktif karlılığı ve özkaynak karlılıkları arasında ise pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bunun yanında araştırma kapsamındaki tüm bankaların özkaynak karlılığı ile sermayesi arasında negatif yönde bir ilişki olduğu ve yabancı sahipliği ile performans oranları arasında negatif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (Ayaydın & Karakaya, 2014). Demirhan çalışmasında, finansal yapı kararlarının bankaların karlılıkları üzerindeki etkilerini saptamayı amaçlamıştır. 32 bankanın 2003:1-2008:2 arasındaki 3’er aylık 22 dönemi kapsayan, dört farklı regresyon modelini panel veri analizi kullanarak Türkiye’deki ticari bankaların üzerinde test etmiştir. Analizler için ticari bankaların sermaye yapılarına göre yerli ve yabancı olmak üzere iki ayrı gruba ayrılmıştır. Bağımlı değişken olarak Net Kar/Toplam Aktifler, Net Kar/Öz Kaynaklar, Net Faiz Geliri / Toplam Aktifler ve Faiz dışı gelirler / Toplam Aktifler alınmış, bağımsız değişkenler olarak Toplam Mevduat / Toplam Pasifler, Alınan Krediler/ Toplam Pasifler, Öz Kaynaklar/ Toplam Pasifler gibi finansal yapı değişkenleri ve bankaya özgü değişkenler kullanılmıştır (Demirhan, 2010).Demirhan’ın elde ettiği bulgulara göre yerli ve yabancı bankaların finansal yapı oranları arasında önemli ölçüde farklılık olduğu saptanmış olup, finansal yapı değişkenlerinin bankaların aktif ve özsermaye karlılığı ile net faiz gelirleri ve faiz dışı gelirleri üzerindeki etkilerinin de yerli ve yabancı bankalar için farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ancak, hem yerli hem de yabancı bankalarda özsermayenin pasiflere oranının gerek aktif gerekse özsermaye karlılığı ile pozitif ilişkili olduğu saptanmıştır (Demirhan, 2010). Hofmann, 1995-2007 yılları arasında ABD bankalarının bankaya özgü değişkenler ve makroekonomik değişkenler kullanarak karlılığının belirleyicilerini GMM (genelleştirilmiş momentler metodu ) modeli ile analizi yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre bankaların sermaye oranı ile öz sermaye karlılığı arasında negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Hofmann bu durumun yüksek sermaye rasyosunun sebep olduğunu veya düşük karlılıktan ortaya çıkabileceğini öne sürmektedir. Hofmann bunun bir nedeni olarak bankaların likiditasyon, temerrüt riski, finansal sıkıntılara karşı bankaların kısmen korunmak için karlılığı gözardı ederek daha düşük sermaye oranlarını seçtiklerini öne sürmüştür (Hoffmann, 2011) Kök ve Ay, 2007-2009 döneminde ülkemiz bankacılık sektörü ile ilgili olarak sektörün krizden korunmakta başarılı olduğu yönünde olumlu algının sektör 159 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ etkinlik değerlerine hangi düzeyde yansıdığını belirlemek amacıyla, parametrik olmayan yöntemlerden “Veri Zarflama Analizi” ile yaptıkları çalışmada, kamu, özel ve yabancı sermayeli bankaları incelemişlerdir. Çalışma sonucunda 20072009 döneminde kamu sermayeli bankaların özel ve yabancı sermayeli bankalara oranla daha etkin olduğu, yabancı sermayeli bankaların 2008 krizinden görece daha fazla etkilenmesi nedeniyle etkinlik düzeylerinin önemli oranda düştüğü ve bu tespitin yabancı bankaların Toplam Faktör Verimliliği Endeksi’ndeki değişim değerlerinden de aynı şekilde izlenebildiği belirlenmiştir. Çalışma sonucunda, 2007-2009 döneminde, reel sektördeki kriz kaynaklı olumsuz tablonun Türk bankacılık sektörüne görece daha az oranda olsa da yansıdığı, banka grupları bağlamında bu yansımanın daha çok yabancı sermayeli bankalarda gözlendiği belirlenmiştir. Kamu bankalarının, özel sermayeli ve yabancı sermayeli bankalara oranla daha etkin olduğu, özellikle yabancı sermayeli bankaların 2008 krizinden görece daha fazla etkilenerek, etkinlik skorlarının önemli düzeyde düştüğü tespit edilmiştir (Kök & Ay, 2013). VI. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu çalışmada Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların finansal yapılarının finansal performansları üzerine olan etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda 22ticaret bankasının 1998-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik mali tablolarından elde edilen veriler üzerinde analizleri gerçekleştirmek için üç ayrı model oluşturulmuş ve White cross-section düzeltmesi ile panel veri analizi tahminleri yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre kaynak yapısın önemli bir unsuru olan özkaynakların aktif karlılığı ve öz kaynak karlılığı üzerindeki etkisi diğer unsurlara göre daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun temelinde bankaların 2008 krizi sonrasında sermaye yeterlilik oranlarında ki azalışla ilişkisi olabilir. Bunun temelinde bankaların sermayeyi güçlendirme adına dönem karlarını dağıtmayıp öz kaynaklara dahil etmesine rağmen riskli varlıklardaki artış eğilimi bu duruma sebep olmuş olabilir. Bununla beraber mevduat dışı kaynakların aktif karlılığı ve net faiz marjı üzerinde diğer mali yapı unsurlarına göre daha fazla etkisi olduğu görülmektedir. Bankaların kaynak yapısının önemli bir kısmını oluşturan mevduatlar ise öz kaynak ve mevduat dışı kaynaklara göre daha az bir etkiye sahiptir. Yani mevduatlardaki bir birimlik artış aktif karlılığında -0.19 birimlik bir azalışa neden olurken, mevduat dışı kaynaklardaki bir birimlik artış aktif karlılığında -0.20 ve öz kaynaklarda 1 birimlik artışın aktif karlılığında -0.21 birimlik bir azalışa veya tersi duruma neden olduğunu söyleyebiliriz. 160 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Mevduatın kaynak maliyetinin düşük olması ve bankaların yoğun bir şekilde bu kaynakları tercih etmesi bu durumun altında yatan bir sebep olabilir. Yani banka karlılığı ve finansal performansı üzerinde öz kaynaklar ve mevduat dışı kaynaklar, mevduata göre daha fazla olumsuz etkiye sahiptir denilebilir. Öte yandan kriz dönemleri ile banka karlılık ve performansı arasındaki ilişkiye bakıldığında ise kriz dönemlerinde banka karlılıklarının olumlu etkilendiğini söyleyebiliriz. 161 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Kaynakça Akgüç, Ö. (2012). Banka Finansal Tablolarının Analizi. İstanbul: Arayış Basım ve Yayımcılık. Atasoy, H. (2007). Türk Bankacılık Sektöründe Gelir-Gider Analizi Ve Karlılık Performansının Belirleyiciler. Uzmanlık Yeterlilik Tezi . Ankara: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü . Ayaydın, H., & Karakaya, A. (2014). The Effect of Bank Capital on Profitability and Risk in Turkish Banking. International Journal of Business and Social Science, 5(1), 252-271. BayrakTutan, Y., & Demirtaş, I. (2011). Gelişmekte Olan Ülkelerde Cari Açığın Belirleyicileri: Panel Veri Analizi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1-28. Çınar, S. (2010). OECD Ülkelerinde Kişi Başına GSYİH Durağan Mı? Panel Veri Analizi. Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, 24(2), 591-601. Demirhan, D. (2010). Türkiye’deki Mevduat Bankalarının Finansal Yapıya İlişkin Kararlarının Karlılık Üzerine Etkileri. Muhasebe ve Finansman Dergisi, 157-168. Hazar, A., & Babuşçu, Ş. (2013). Banka Aktif Pasif Yönetimi. Ankara: Asil Yayınevi. Hoffmann, P. S. (2011). Determinants of the Profitability of the US Banking Industry. nternational Journal of Business and Social Science, 2(22), 255-269. İskenderoğlu, Ö., Karadeniz, E., & Atioğlu, E. (2012). Türk Bankacılık Sektöründe Büyüme, Büyüklük Ve Sermaye Yapısı Kararlarının Karlılığa Etkisinin Analizi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 7(1), 291-311. Kablan, S. (2007). Measuring Bank Efficiency in Developing Countries: The Case Of Waemu (West African Economic Monetary Union). African Economic Research Consortium May. Kaya, Y. T. (2002). Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri 1997-2000. BDDK, MSPD Çalışma Raporları No:2002/1. Korkmaz, Ö., & Karaca, S. S. (2013). Firma Performansını Etkileyen Faktörler ve Türkiye. Ege Akademik Bakış, 13(2), 169-179. Kök, D., & Ay, O. E. (2013). 2008 Küresel Finansal Krizinin Türk Bankacılık Sektörü Etkinlik Düzeylerine Yansıması Üzerine Bir Araştırma: 2007-2009. Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 5(10), 155-170. Mishkin, F. S. (2011). Para, Bankacılık ve Finansal Piyasalar İktisadı, 8. Baskıdan Çeviri. Ankara: Akademi Yayıncılık. Tatoğlu, F. Y. (2012). Panel Veri Ekonometrisi. İstanbul: Beta. 162 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161) Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ Turgutlu, E. (2014). Dynamics of Profitability in the Turkish Banking Industry/Türk Bankacilik Sektöründe Karliligin Dinamikleri. Ege Akademik Bakis, 14(1), 43. Uluyol, O., & Türk, V. E. (2013). Finansal Rasyoların Firma Değerine Etkisi: BORSA İstanbul (Bist)’DA Bir Uygulama. Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, 365384. 163 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 EKLER Dependent Variable: ROA Method: Panel EGLS (Cross-section weights) Date: 12/15/15 Time: 16:50 Sample: 1998Q2 2015Q1 Periods included: 68 Cross-sections included: 22 Total panel (balanced) observations: 1496 Linear estimation after one-step weighting matrix White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected) Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. MVD MDK DGR OZK LNA ZSKORU KRIZ C -0.196276 -0.200140 -0.179847 -0.214653 -0.000961 0.001533 0.002124 0.201347 0.041093 0.036703 0.037044 0.029242 0.001818 0.000314 0.003497 0.031945 -4.776413 -5.452915 -4.855001 -7.340575 -0.528988 4.879917 0.607243 6.302951 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.5969 0.0000 0.5438 0.0000 Effects Specification Cross-section fixed (dummy variables) Weighted Statistics R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression F-statistic Prob(F-statistic) 0.346428 0.333953 0.030078 27.77099 0.000000 Mean dependent var S.D. dependent var Sum squared resid Durbin-Watson stat 0.029785 0.039309 1.327178 1.353690 Unweighted Statistics R-squared Sum squared resid 0.240368 1.452778 Mean dependent var Durbin-Watson stat 164 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 0.013628 1.048196 Dependent Variable: ROE Method: Panel EGLS (Cross-section weights) Date: 12/15/15 Time: 16:50 Sample: 1998Q2 2015Q1 Periods included: 68 Cross-sections included: 22 Total panel (balanced) observations: 1496 Linear estimation after one-step weighting matrix White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected) Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. MVD MDK DGR OZK LNA ZSKORU KRIZ C -0.102376 -0.043012 0.235094 -0.617578 -0.092042 0.008373 0.043401 0.842436 0.248703 0.212401 0.336721 0.155967 0.024122 0.003909 0.043522 0.173734 -0.411638 -0.202505 0.698185 -3.959677 -3.815639 2.141880 0.997206 4.848989 0.6807 0.8396 0.4852 0.0001 0.0001 0.0324 0.3188 0.0000 Effects Specification Cross-section fixed (dummy variables) Weighted Statistics R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression F-statistic Prob(F-statistic) 0.250623 0.236320 0.506951 17.52238 0.000000 Mean dependent var S.D. dependent var Sum squared resid Durbin-Watson stat 0.372317 0.596516 377.0179 1.328572 Unweighted Statistics R-squared Sum squared resid 0.077507 423.5627 Mean dependent var Durbin-Watson stat 165 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 0.162983 1.664612 Dependent Variable: NIM Method: Panel EGLS (Cross-section weights) Date: 12/15/15 Time: 16:51 Sample: 1998Q2 2015Q1 Periods included: 68 Cross-sections included: 22 Total panel (balanced) observations: 1496 Linear estimation after one-step weighting matrix White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected) Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. MVD MDK DGR OZK LNA ZSKORU KRIZ C -0.338455 -0.362926 -0.102802 -0.264720 -0.006805 0.000632 0.013869 0.394810 0.061087 0.053667 0.089051 0.059183 0.004513 0.000468 0.008808 0.053778 -5.540502 -6.762605 -1.154425 -4.472896 -1.507887 1.351652 1.574695 7.341421 0.0000 0.0000 0.2485 0.0000 0.1318 0.1767 0.1155 0.0000 Effects Specification Cross-section fixed (dummy variables) Weighted Statistics R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression F-statistic Prob(F-statistic) 0.395703 0.384169 0.041074 34.30767 0.000000 Mean dependent var S.D. dependent var Sum squared resid Durbin-Watson stat 0.055937 0.052546 2.474948 1.444428 Unweighted Statistics R-squared Sum squared resid 0.347576 2.633684 Mean dependent var Durbin-Watson stat 166 The International New Issues In SOcial Sciences Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1 0.043929 1.232053