8 - Türk Metal Sendikası
Transkript
8 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI TÜRK EYLÜL 2012 | SAYI: 158 METAL ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ ASGARİ ÜCRETİN VERGİSİ TÜRKMETAL EYLÜL 2012 - SAYI: 158 ASGARi ÜCRETLiNiN HAKKIDIR EDİTÖRDEN GELECEĞE YÜRÜYEN SENDİKA: TÜRK METAL Eylül ayı, yaşadığımız son yıllar itibariyle milletçe acıyı en fazla hissettiğimiz aylardan biri oldu. Üst üste pek çok gün şehit haberleri ile uyandık. Türkiye’nin yasa boğulduğu, ama başını dik tuttuğu bu dönemde söyleyeceğimiz her sözde, aklımızda şehitlerimiz vardı. Şehitlerimize bir kez de Türk Metal Dergisi olarak Allah’tan rahmet diliyoruz. Her birinin isimleri kalbimizde sonsuza kadar yaşayacak. Ve, sonsuza kadar, bu milletin torunları, şehitlerimizle gurur duyacak. Bu ay, çalışanların geleceğini ilgilendiren gelişmelere sahne oldu. Ayrıca, Türk Metal için de çok yoğun bir ayı geride bıraktık. Toplu İş İlişkileri Kanunu’nun bir an önce çıkması için, Türk-İş bir eylem yaptı. Eylemin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşüldü. Görüşme sonrasına dair açıklamalar dergimizde mevcut. Türk-İş ve Türk Metal, yıllardır, asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve asgari ücretten kesilen verginin, asgari ücretlinin ücretine eklenmesi gerektiğini savunuyordu. Türk-İş’in yıllardır gerçekleşmesi için mücadele verdiği ve anayasa hazırlıklarında sunduğu bu öneri sonunda yanıt buldu. Konu, yeni Anayasa çalışmalarını sürdüren TBMM Komisyonu’nun da gündemine geldi ve siyasi partiler, asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusunda uzlaştı. Ve, çalışma yaşamıyla ilgili maddeye, “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulur, asgari ücretten vergi alınamaz” ibaresi de konuldu. Biz de bu sayımızın kapağını, asgari ücretten kesilen verginin, asgari ücrete eklenmesi gerekliliğine ayırdık… Sendikamızı doğrudan ilgilendiren gelişmeler arasında, işyerlerinin işçilere karşı tutumları vardı. Türk Metal olarak bu gelişmelerde tavrımızı koyduk. Teknorot işçileri için, BMC işçileri için eylem yaptık. Sadece kendi işçilerimiz için değil, dayanışmanın gücüne inanarak, IKEA işçileri için düzenlenen eyleme de destek verdik. Ayrıntıları dergimizden takip edebilirsiniz. Türk Metal olarak, 2 yeni Şubemizin ilk genel kurullarını yaptık. Biri Balıkesir, diğeri Bursa 1 Nolu Şubelerimiz. Son derece olumlu bir havada geçen genel kurullar ile ilgili detayları sunduk sizlere… Dayanışmanın gücünün farkındayız. Ayrıca, dünyanın sadece Türkiye’den ibaret olmadığının da bilincindeyiz. Bu yüzden, uluslararası ilişkilere önem veriyoruz. Eylül ayında bu konuda pek çok çalışma ve ziyaret oldu. En önemlisi, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk-İş Genel Sekreteri olarak ITUC’un İstanbul’daki toplantısına katılarak, Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulundu. Diğer gelişmeleri de, dergimizin Uluslararası İlişkiler bölümünden okuyabilirsiniz. Yine birbirinden dolu içerikte akademik yazılarımız var. Ankara Üniversitesi’nden Doç.Dr. Şenay Gökbayrak, ve Naci Önsal gibi yazarlarımız, bizlerle engin bilgi ve fikirlerini paylaştı. Daha pek çok konuyla ilgili bölümlerimizi sizler için hazırladık. Türk Metal, Türkiye’de sendikalar içinde en aktif sendikalardan biri. Sizlerle birlikte en güzel işlere imza atan bir sendika. Sendikacılığı iri ve diri tutan, varoluş ve kuruluş amacından zerre sapmadan ilerleyen bir sendika. Türk Metal’in faaliyetleri yalnız günü birlik siyasetlerle ve salt açıklamalardan ibaret değil. Türk Metal’i diğer kuruluşlardan ayıran en büyük özelliği, bugünün ve yarının çok ötesinde, geleceğe yürüyen bir sendika oluşudur. Plan ve projeleri ile gelecek yılları şimdiden öngören ve her türlü gelişmeye karşı duruşunu sağlamlaştıran bir sendikadır. Her şey emekçiler ve onların sahip olduğu değerler için. Siz bu dergiyi okurken, kendinizi daha güvende hissedeceksiniz. Çünkü içinde emek var, gayret var, gelecek var, güç var… Pek çok toplantımızda siz üyelerimizin dillendirdiği gibi. Ne Mutlu Türküm diyene, Ne Mutlu Türk Metalliyim diyene… Herkese iyi okumalar… çtürk Ertan Gtuen .tr rkmetal.org urk@ ertangenct İÇİNDEKİLER 4 10 TÜRK METAL SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI Eylül 2012 | Sayı: 158 YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bekir EROĞLU HABER MÜDÜRÜ Ertan GENÇTÜRK ARAŞTIRMA M. KEMAL ŞEN YÖNETİM MERKEZİ Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü/ANKARA Telefon: 0312 292 64 00 Faks: 0312 284 40 18 14 17 18 33 basin@turkmetal.org.tr www.turkmetal.org.tr www.turkmetaldergi.com PRODÜKSİYON CTCP REPROTEK BASKI Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: 30 / 09 / 2012 YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE Dergimiz basın ahlak yasasına uyar. Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize ücretsiz dağıtılır. Bu ayın öne çıkanları Genel Başkanımız Kavlak’tan Birleşmiş Milletler’e çağrı SAYFA 22 Devrim Duman / Küresel Sendika Federasyonları ve Küresel Çerçeve Anlaşmaları SAYFA 26 Dr. Naci Önsal / Bireysel Emeklilik Sistemi, Yabancılaşma, Kıdem Tazminatı SAYFA 30 6 Çalışanların sadece %7.6’sı işinden çok memnun 8 Dünyadan haberler 13 Sektörden haberler 19 Türk Metal’den IKEA işçisine destek 20 Kardökmak’ta yetki Türk Metal’de 24 Dünya sendikaları Türk Metal’i ziyaret ediyor 25 UAMİF’ten genç Kırgız işçilerine eğitim 48 Genel Sekreterimiz Yücel Yücel: 50 53 58 61 62 65 Güvendiğimiz dağ dayanışmamızdır Ekonomi / Merve Özkan Emekçinin Not Defteri Türk Metal-MESS eğitimleri sürüyor Matay’da 25. yıl kutlaması Kitap-Sinema Bizden Haberler Doç. Dr. Şenay Gökbayrak / Sendikacılığın Geleceği SAYFA 38 Kitap/Dr. Naci Önsal SAYFA 62 İŞÇİNİN ÇÖZÜM ORTAĞI TÜRK METAL SAYFA 34 ÇEVRE DOSTU SİNCAP: BAYMAK SAYFA 54 ELEŞTİRMEK YETMEZ, ÖZELEŞTİRİ DE LAZIM... METAL Kabul edelim ki, bu parçalanmış görüntü, özellikle işveren ve patron kesimini cesaretlendiriyor. Büyük ve güçlü sendikaların olmasını istemiyorlar. Ne acıdır ki, sendikaların, sendikacıların büyük bölümü de, tutumlarıyla işverenlerin ekmeğine yağ sürüyor. Oysa, birlikte hareket ettiğimiz, bir noktada buluştuğumuzda, hem sendikalar yeniden doğacak, hem de çalışanlar ekonomik ve demokratik bakımdan daha ileri haklara kavuşacaktır… TÜRK 4 Pevrul KavlaK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı pkavlak@turkmetal.org.tr twitter.com/KavlakPevrul İ nsanlara, kurumlara ve olaylara sürekli şekilde ‘kuşkucu’ gözle bakmak, doğru bir şey olmasa gerek. Birilerini, art niyetli olmadan söyledikleri, yaptıkları ya da yazdıkları nedeniyle, yapıcı eleştirilerle desteklemek yerine, ‘yanlış yapmakla’ suçlayıp, küçük düşürmeye çalışmak, insanların/kurumların, birtakım sorunlara çare bulma, çözüm sunma arayışlarını da baltalıyor. Sanki o kişileri, kurumları bir ‘düşman gibi’ gören bu yaklaşımlar, ‘egoları’ da yanına alarak, nihai olarak toplumsal güven duygusunun oluşmasına da engel oluyor. Kuşkucu insanların yoğunlaştığı bir toplumsal yapı, yeniliğe açık olamaz, ilerleyemez. Böyle bir toplumsal yapıda, insanlar birbirlerine güven duyamaz… Son zamanlarda, kamuoyu araştırma gurupları üzerinde, böyle bir ‘algının’ oluşturulmak istendiğine şahit olmaktayız. Biz, sendikalar ve sendikacılar olarak, bu araştırmaların sonuçlarına ‘kuşkucu’ gözle bakmak yerine, içindeki doğrulardan hareket ederek, kendi doğrularımızın/yanlışlarımızın gözden geçirilmesinden yanayız… Bunu en azından, birbirine güvenen insanların toplumu olmaya vereceği destek nedeniyle, gerekli görüyoruz. Bundan yaklaşık 1 yıl önce GENAR Araştırma Şirketi tarafından 17 ilde, 2243 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada en güvenilir kurumun %71’lik bir oranla Cumhurbaşkanlığı olduğu açıklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri ikinci, TBMM üçüncü sırada yer aldı.Daha sonraki üç sırayı da, hükümet, yargı, muhalefet ve medya takip etti… oynatacak türden…Ama oynamalı; taşları yerinden oynatmalıyız… Sendikal hareket olarak, kaybolan itibarı yeniden kazanmalıyız... Aksi takdirde, hızla yok olan sendikalar olacak…Bir süs olarak toplumsal yaşam içinde kalmak, sendikaların, sendikacıların vicdanlarının kabul edeceği bir durum olamaz, olmamalı… Türk Metal Sendikası’nın 14. Olağan Genel Kurulu’nun ikinci gününde misafirimiz olan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay, “Son yıllarda siyasi kurumlara güven arttı. Biz de parti ve hükümet olarak buna katkı verdik” demişti. Öyleyse biz niye duruyoruz? Sendikalara karşı istemediğimiz bir düzeyde olan güven duygusunu yeniden elde etmek ve buna katkıda bulunmak için neyi bekliyoruz? Türkiye’de işçileri temsil eden 3 tane konfederasyon var… Ama işverenleri sadece 1 tek kuruluş temsil ediyor… Barolar Birliği bir tane. Tabipler Birliği de bir tane… Dolayısıyla bizlerin, böyle parçalanmış ve dağınık bir görüntüyle bir yere varmamız mümkün değil… Oysa bizleri buluşturacak, birleştirecek o kadar çok asgari müşterek var ki… Üstelik bu gerekçeler, aynı zamanda bizim varoluş gerekçemiz… Kabul edelim ki, bu parçalanmış görüntü, özellikle işveren ve patron kesimini cesaretlendiriyor. Büyük ve güçlü sendikaların olmasını istemiyorlar. Ne acıdır ki, sendikaların, sendikacıların büyük bölümü de, tutumlarıyla işverenlerin ekmeğine yağ sürüyor…Oysa, birlikte hareket ettiğimiz, bir noktada buluştuğumuzda, hem sendikalar yeniden doğacak, hem de çalışanlar ekonomik ve demokratik bakımdan daha ileri haklara kavuşacaktır… Bu durum, toplumda sendikalara karşı erozyona uğrayan güven duygusunu da yeniden kazanmamızı sağlayacaktır. Unutmayalım ki sendikaları ayakta tutan, emekçilerin güvenidir… METAL emekçi bulamayacağız…Bu durumu, sadece çalışanlara, sendikalara yapılan saldırılara bağlamak, sadece çalışma hayatı ile ilgili emekten, ekmekten yana olmayan düzenlemelere bağlamak ne derece doğru? Bizim hiç mi hatamız yok? Sendikaların, sendikacıların böyle bir tablonun oluşmasında hiç mi sorumluluğu yok? Var olan güven bunalımını aşmanın da tek yolu var…Önce, -sendikal hareket içinde yer alan tüm unsurlar olarakacımasızca kendimizi eleştireceğiz... Sonra da bu eleştiriler ışığında özeleştirimizi yaparak, yeni bir yol haritası belirleyeceğiz… Her konfederasyon, her sendika kendi içindeki demokratik mekanizmalarda bir özeleştiri sürecini başlatmak zorunda…Biz, eğer bugün büyük ve güçlü bir sendikaysak, bunda işlettiğimiz özeleştiri mekanizmasının büyük rolü olmuştur. Ancak, biz, ‘her koyun kendi bacağından asılır’ mantığında olmadığımız, bu konunun milyonlarca insanın geleceğini ilgilendirdiğine inandığımız için, sendikal hareketi bir özeleştiriye davet ediyoruz… Aksi takdirde, sendikaların, emekçilerin hak ve çıkarları konusunda başlatacağı mücadelelerde ciddi sıkıntılarla karşılaşacağız. İşverenler ve patronlar kadar birbirimize yakın olamıyoruz, birbirimizi anlatamıyoruz, anlamak istemiyoruz… TÜSİAD, bundan 20-21 yıl öncesi bir araştırma yaptırmış ve sonucu, “Türkiye’de her 100 kişiden 58’i sendikalara güvenmiyor” diye duyurmuştu… Ama bu sonucun ortaya çıkmasında, demokrasiden yana olduğunu sık sık açıklayan TÜSİAD’ın o dönemlerde, örgütlenmeyi engelleyen antidemokratik yaklaşımlarının da büyük rolü oldu… Bu doğrultudaki birçok olay ve gelişme, hafızalarımızdaki yerini koruyor… 1993 yılında Yavuz Donat da köşesinde, Türkiye’de insanların tapu kadastro müdürlüğüne güvendiği kadar sendikalara güvenmediğine değinmiş ve haklı olarak, “Bu durum sadece üye kaybına değil, itibar kaybına da yol açıyor” diye uyarmıştı… Yaklaşık 20 yıldan fazla bir zaman, güven kaybından şikâyet ediyoruz… Ama sadece şikâyet ediyoruz…“Neden?” sorusunu kendimize sormaktan çekiniyor, hatta korkuyoruz… Çünkü karşılığında alacağımız, vereceğimiz cevaplar birçok taşı yerinden 5 TÜRK Bu araştırmanın yapıldığı tarihten birkaç ay sonra, İKSARA isimli bir araştırma gurubu da 74 ilde 1709 kişiyle bir araştırma yaptı. Bu araştırmaya göre de, en güvenilir kurumlar arasında birinci sırayı %28 ile ordu aldı. Sosyal Güvenlik Kurumları, sağlık ve emniyet kurumları %13 ile ikinci sırada yer aldı. Adalet ve yargı sistemi %5 ile üçüncü oldu. Yine GENAR Araştırma Şirketi’nin Temmuz 2012 başında yayınladığı ve 16 ilde 2210 kişiye yapılan araştırma sonucunda katılımcıların %73,4’lük oy oranıyla en çok “Emniyet Teşkilatı”na güvendiği açıklandı. Emniyet’i %72,2 ile “ordu” ve %71,4 ile “Cumhurbaşkanlığı” izledi. Yakın zamanda METROPOLL isimli araştırma kuruluşunun, 27 ilde 1275 kişi ile gerçekleştirdiği araştırmada, en fazla güvenilen liderin %41 ile Başbakan Erdoğan olduğu, O’nu sırasıyla Kılıçdaroğlu (%8), Bahçeli (%5.6) ve Mustafa Sarıgül’ün (%1.7) takip ettiği duyuruldu… Yine Metropol isimli araştırma Gurubu tarafından yapılan araştırmada Ordu’ya güven birinci, adalete güven ise ikinci sırada yer aldı... Bu araştırmalar devam ediyor… Kamuoyu araştırmalarında güven sıralamaları ordu, cumhurbaşkanlığı, adalet ve hükümet arasında gidip geliyor… Bu araştırmaların başlıklarına bakarak, içinde bulunduğumuz ortamlarda, ‘en güvenilir’ tartışmalarına zaman zaman bizler de katılıyor, kendi görüşlerimizi sunuyoruz… Ama bir esası unutuyoruz, yani kendimizi, kendi kurumlarımızı unutuyoruz…İnsanlar, orduya, hükümete, cumhurbaşkanına, meclise güvenebilirler... Buna bir diyeceğimiz yok. Ama demokrasinin en temel unsurları olan sendikalar nerede? Sivil toplum örgütleri nerede? Biz neredeyiz? 1988 yılının Mart ayında Türkİş, hükümeti, pahalılığı protesto anlamında tüm illerde yemek boykotu yapmıştı...Boykota katılan işçi sayısı 1 milyonu geçmişti… Ama şimdi, böyle geniş katılımlı eylemler, protestolar yapmak zor… Çünkü ortada bir güven bunalımı var…Katılımın, dayanışmanın, örgütlenmenin önünde soğuk bir şekilde duran bu güven bunalımını eğer yok edemezsek, yakın bir gelecekte meydanlarda, bizlerle birlikte protestolara, eylemlere katılacak A S I K A KIS Çalışanların sadece %7.6’sı işinden çok memnun METAL türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, 2011 yılı itibariyle Türkiye’de çalışanların %7,6’sı mevcut işlerinden “çok memnun”, %62,7’si “memnun” olduğunu belirtirken, %15,5’lik bir oran ise işinden “orta düzeyde memnuniyet” duyduğunu belirtti. Yapılan araştırmada, çalışanların %12,3’lük bir kesimi mevcut işinden “memnun olmadığını”, %2’si ise “hiç memnun olmadığını” ifade etti. Araştırmaya göre çalışanların en büyük sorunu ise ücretler. Çalışanların %50,3’ü işleri ile ilgili ücret miktarını sorun olarak gördüğünü ifade ederken, %40,1’i ücretler arası farklılığı, %35,2’si çalışma koşullarını, %14,6’sı idari konuları sorun olarak değerlendirdi. Kamu kesiminde ücret miktarını sorun olarak gören çalışanların oranı %48,7, özel sektörde ise %51 oldu. 100 bin işçi bulunamıyor TÜRK 6 2 yılda 32 binden fazla mobbing şikayeti Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, psikolojik şiddet mesaiye doymuyor. Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün’ün açıklamalarına yer verilen haberde, 2 yılda 32 binden fazla mobbing (psikolojik şiddet) şikâyeti alındığı ve birçok şikâyetin mobbingi aşıp, cinsel taciz boyutuna ulaştığı dile getiriliyor. Haberde ayrıca, günde ortalama 40-110 arasında mobbing şikâyeti gerçekleştiği ve bu şikâyetlerin %60’ının kadınlardan, %40’ının ise erkeklerden geldiği de belirtildi. İşsizlik oranının %8,2, işsiz sayısının ise yaklaşık 2,3 milyon olduğu ülkemizde, 100 bin işçi bulunamadığı açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İş Kurumu’nun özel sektörde çalıştırmak üzere 100 bin işçi aradığını, fakat bulamadığını söyledi. Bakan Çelik, sanayicilerin, aranan nitelik ve vasıfta eleman bulamadıkları için yakındıklarını da ifade etti. İş-Kur, meslek danışmanları ile iş adamlarının talep ettiği iş gücünü belirleyerek, işsizlerle buluşturuyor ve iş başı eğitimlerinin mevcut olduğu yerlere yerleşmesini sağlıyor. Bakan Çelik tarafından gündeme getirilen durum, ülkemizde ara meslek gruplarına yönlendirmede yaşanan eksikliği ortaya koyuyor. Bu eksiklik nedeniyle, rekor sayıdaki işsiz sayısına rağmen, birçok meslek grubunda yeteri kadar eleman bulunamaması gibi trajik durumlar gözleniyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tunç Alkın, intihar girişiminin ülkemizde önemli bir sorun haline geldiğini ve son 10 yılda 27 bin kişinin hayatına son verdiğini, 500 bin kişinin ise buna teşebbüs ettiğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 Eylül’ün “Dünya İntiharı Önleme Günü” ilan edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Alkın, “Başta depresyon olmak üzere, ruhsal hastalıklar, intihar riskinde 10 kat artışa sebep olur. Yapılan araştırmalarda, intiharların %90’ında bir psikiyatrik tanı varlığı gösterilmiş olmasına rağmen, beklenenin aksine, bu kişilerin yalnız dörtte biri, ölümleri öncesinde bir sağlık kuruluşuna başvurmuşlardır. Ölümcül sağlık problemi olan bu kişilerden %75’i fark edilmemiş ve sağlık hizmetlerinden yararlanamamıştır. Psikiyatrik tedaviye ihtiyaç duyan kişilerin, erken fark edilmesi ve etkin tedavilerinin sağlanması yönünde toplumsal duyarlılığın artırılmasına ihtiyaç vardır” dedi. Akaryakıt zammı can yakıyor ÖTV’nin 22 Eylül’de 30 kuruş artırılmasıyla otomatik olarak gelen 36 kuruşluk zammın üstüne, aynı hafta yapılan 9 kuruşluk yeni zam, Türkiye’yi benzin fiyatında dünya liderliğine taşıdı. Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan ve kişi başına ortalama milli geliri 100 bin dolar seviyesinde bulunan Norveç’te bir litre benzin 2.06 euro’ya (4.77 TL) satılıyor. Kişi başına ortalama milli geliri 10 bin dolar seviyesinde olan Türkiye’de ise benzinin litresi 2.08 euro’ya (4.83 TL) satılmaya başlandı. Türkiye ve Norveç, benzin fiyatı 2 euro’nun üstünde olan iki ülke olarak dikkat çekiyor. Diğer ülkelerde, hatta krizi ile meşhur Yunanistan, İtalya ve İspanya’da bile benzin Türkiye’den daha ucuz fiyatlarla satılıyor. Bir litre benzin Yunanistan’da 1.75 euro (4.07 TL), İtalya’da 1.86 euro (4.32 TL) ve İspanya’da 1.45 euro’ya (3.36 TL) satılıyor. METAL DünyaDa en önemli sektörlerden biri olan ilaçta, pazar büyüklüğü açısından Türkiye, Avrupa’da 7. dünya genelinde ise 16. sırada bulunuyor. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanı Güldem Berkman, yaptığı açıklamada, dünya genelinde ortalama yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak, nüfusun artarken bir yandan da yaşlandığını, bunun da sağlık hizmetlerine talebi arttırdığını söyledi. Günde 8 kişi intihar ediyor, 137 kişi deniyor 7 TÜRK İlaç sek töründe Avrupa 7, dünya’da 16’ncıyıda z 5 2 METAL DÜNYADAN HABERLER 4 Güney Afrika 15 bin madenci daha grevde TÜRK 8 Rusya, DTÖ’ye katıldı 1 Rusya Federasyonu, Dünya Ticaret Örgütü’ne, örgütün kuruluşundan 18 yıl sonra üye oldu. Rusya lideri Vladimir Putin, Dünya Ticaret Örgütü’ne giriş için son evrak- ları imzalamasının ardından, üye ülkelerin Rusya’ya ihtiyaç duyduğunun altını çizdi. Rusya’nın katılımıyla 156 üyeye ulaşan örgüte, gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamı üye bulunuyor. Hisse değeri 620 milyar doları geçti En değerli şirket Apple 2 applE, dünyanın piyasa değeri en yüksek şirketi oldu. ABD’nin teknoloji devi firmasının, New York Borsası’ndaki toplam hisse değeri 620 milyar doları geçti. Gözlemciler, iPhone ve iPad ürünlerinin tüketiciler üzerindeki popülaritesinin, Apple hisselerine değer kazandırmaya devam ettiğine dikkat çekiyor. Piyasa değeri konusundaki bu rekor, 1990’ların sonunda, internet şirketlerinin hızla yükseliş gösterdiği dönemde Microsoft’a aitti. 3 GünEy Afrika’da Gold Fields adlı şirketin maden işletmesinde çalışan 15 bin maden işçisi daha greve gitti. Ülkede, dünyanın üçüncü büyük platin üreticisi olan Lonmin Plc. şirketine ait madenlerde başlayan greve polisin saldırısı sonucu 34 işçi ölmüş, 78 işçi de yaralanmıştı. Dört hafta süren kanlı grev, işçi ücretlerine %22 oranında zam yapılmasının ardından sona ermişti. Dünyanın ikinci büyük platin üreticisi olan Implats işçileri de, madenlerde çalışmaya devam etmek için maaşlarında %10 zam talep ediyor. 1 başlanan kemer sıkma politikaları, 1 milyon kişiyi sokaklara döktü. Portekiz’de göstericiler, uygulanan ekonomik politikaların adaletsiz olduğu gerekçesiyle hükümetin istifasını istedi. İspanya’da ise göstericiler, uygulanan kemer sıkma politikalarının devamı konusunda halk oylamasına gidilmesi gerektiğini savunuyor. İspanya Ekonomi Bakanı Louis de Guindos ise yaptığı açıklamada, tasarruf konusunda yapılan fedakarlıkların kaçınılmaz olduğunu belirterek, kamu açıklarını kapatabilmek için, yakın gelecekte yeni önlemlerin de gündeme geleceğini söyledi. 3 Birleşmiş Milletler raporu açıklandı Latin Amerika’da gelir dengesizliği artıyor Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı Habitat raporuna göre, nüfusun en zengin %20’lik kesiminin geliri, en yoksul %20’nin gelirinden 20 kat daha fazla. Araştırma, gelir dengesizliği- 4 nin en yüksek olduğu ülke olarak Guatemala’yı gösterirken, Venezuela, göreceli olarak eşitliğin en gelişkin olduğu ülke. Türkiye’de ise, en zengin kesimin gelir düzeyi, en yoksul kesimin gelir düzeyinin 8 katı. Çin’le Japonya arasında ada gerginliği ile Japonya arasında6 Çin ki ada gerginliği tırmanıyor. Çin, Japonya ve Tayvan arasında bulunan ve çevresinde doğalgaz yatakları olduğu belirtilen adacıkların mülkiyeti konusunda Pekin ve Tokyo ilişkilerinde soğuk rüzgarlar esiyor. Japonya’nın, adaların özel sahibi olan Japon aileden adaları satın alacağını açıklamasının ardından, Çin de, adaların çevresine savaş gemisi gönderdi. Bu arada, Çin’in başkenti Pekin’deki Japonya elçiliğinin önünde gerçekleştirilen gösteride, Japonya’nın adalardan ellerini çekmesi istendi. METAL İspanya ve Portekiz’de gösteriler ve 5 ispanya Portekiz’de uygulanmaya 9 TÜRK 6 | KONFEDERASYON’DAN Türk-iş: Türkiye bu ayıptan kurtarılmalıdır! Türk –iş toplu sözleşme yetkilerinin verilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem yaptı Kumlu, şöyle devam etti: “Biz, sorunun çözümünün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bulunmasını isterdik. Ancak bu gerçekleşmedi ve çözüm yolu olarak Başbakan ile görüşme yapmamız gösterildi. Başbakan’dan randevu talebimizin üzerinden ise neredeyse 1 ay geçti. Bilinmelidir ki, bu durumdan sadece buradaki işçilerimiz değil, temsil ettiğimiz Türk-İş topluluğu da çok rahatsızdır. Bizler bu güne kadar, ülkemizin yaşadığı sorunların ağırlığını gözeterek, hepimizin yüreğini yakan acı ve gözyaşı selinin hassasiyeti içinde sorunun çözümünü sabırla bekledik. Ama, artık sabrımızda da son noktaya geldik. Sabrımız, sağduyumuz daha fazla istismar edilmemeli, bu sorun ivedilikle çözülmelidir. Bu durum Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye bu ayıptan kurtarılmalıdır. Mesele ciddidir. Bu ciddiyet fark edilmeli ve gereği yapılmalıdır.” METAL bu ayıptan kurtarılmalıdır. Mesele ciddidir. Bu ciddiyet fark edilmeli ve gereği yapılmalıdır” dedi. Sendikamız üyelerinin de kalabalık bir şekilde katıldığı eylemde üyelerimiz, kapağında, “350 bin emekçi toplu sözleşme için yetki bekliyor” yazılı Türk Metal Dergisini ellerinde tuttular. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın da üyelerimizle bir arada olduğu eylemde, yetkilerin verilmesi için sloganlar atıldı, bez afişlere yazılı sloganlarla da hükümete mesaj verildi. Türk-İş Genel Başkanı Kumlu, yaptığı konuşmada şöyle dedi: “TÜRK-İŞ’ in kuruluşunun 60’ıncı yıldönümünün içindeyiz. 60 yılda, 30’a yakın toplu iş sözleşmesi dönemi geçirdik. Kimisini uzlaşmayla, kimisini yaptığımız yaygın eylemlerle ya da grevlerle sonuçlandırdık. Ama, bu 60 yıl boyunca, toplu iş sözleşmesi sürecinde, darbe dönemleri hariç hiçbir tıkanma yaşamadık.” 11 TÜRK T ürk-İş yönetimi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, Türk-İş’e bağlı sendikaların katılımıyla bir basın açıklaması yaparak, yetkilerin bir an önce verilmesini istedi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Türk-İş Yönetim Kurulu ile birlikte, 14 Eylül Cuma günü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında, bir an önce yetkilerin verilmesi gerektiğini kaydeden Kumlu, “Sabrımız, sağduyumuz daha fazla istismar edilmemeli, bu sorun ivedilikle çözülmelidir. Bu durum Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye METAL | KONFEDERASYON’DAN TÜRK 12 Eylem sonrası Başbakan Erdoğan ile görüşüldü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, görüşme sonrası şu açıklamayı yaptı “Bugün yaptığımız görüşmede, Toplu İş İlişkileri Yasası ile ilgili değerlendirmeler bir kez daha yapıldı ve taraflarla mutabakat tekrar sağlandı. Bu çerçevede, TBMM açılır açılmaz gündeme alınması konusunda görüşlerimizi, taleplerimizi Sayın Başbakana ilettik, kendileri de bunları not ettiler. Ve Başbakan, mutabakattan memnuniyetini iletti. Bu görüşme, ilgili konfederasyonların talebi üzerine gerçekleşti. Bildiğiniz gibi, şu an itibariyle 1600 civarında yetki talebi var, bakanlığımıza toplu sözleşme yapabilmek için. Fakat bu yasa çıkmadığı ve Toplu İş İlişkileri Yasası yürürlüğe giremediği için, yetkiyi veremez durumdayız. Bu çerçevede bir an önce bu yasanın çıkması gerekiyor, yaklaşık 340 bin işçiyi bugün itibariyle ilgilendiren son derece önemli bir görüşmeyi Başbakanımızla görüşme fırsatı bulduk. Meclisin açılması yaklaştı ve bu konuda da, sayıları az önce ifade ettim, 350 binlere yaklaşmış bulunuyor, toplu sözleşme yapamayan işçi sayısı, bu çerçevede yasa çıkmadan karmaşık durumu çözmek mümkün değil. Bildiğiniz gibi, 3 kez bu düzenleme, yani yetki ile ilgili istatistiklerin yayınlanması ertelendi. Son kez 31.12 2011 tarihli idi. O günden bugüne, toplu sözleşme yapma imkânı bulamıyor sendikalarımız. Bundan dolayı rakamların gerçek rakamları yansıtması gerekiyor. SGK verileri çerçevesinde 11 milyon işçi varken, bakanlık kayıtlarında 5 milyon 400 işçi görünüyor. Örgütlenme %60 görünürken, aslında örgütlü sendikalı işçi oranı %9 görünüyor. Tüm bu izahında zorlandığımız hususların, bu yasal düzenlemelerin gerçekleşmesine bağlı olduğu bilinciyle bu çalışmalarını sürdürüyorduk bu güne kadar. Ne yazık ki, taraflar arasında nihai bir mutabakat sağlanamadığı için, Sayın Başbakanın da sosyal taraflarla mutabakat şartını çok önemsiyor. Bu gün de sosyal taraflarla mutabakat sağlandı. Ve son derece de olumlu geçti.” N E RD Ö KT E Arçelik’e bir ödül de Berlin’den S ArÇelik, Berlin’de düzenlenen ve Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği ve ev aletleri fuarı olan IFA’da, Çin Elektrikli Ev Aletleri Araştırma Enstitüsü’nce verilen “İnovasyon Ödülü” aldı. Arçelik’in üstün özelliklerle tasarlanan 3 kapılı No-Frost buzdolaplarındaki pirinç saklama bölmesi, “Yenilikçi Ürün (Innovative Product)” ödülüne layık görüldü. Ödülü, Arçelik A.Ş. adına, Ürün Yönetimi Direktörü Nihat Bayız ve Buzdolabı Ürün Direktörü Cemil İnan aldı. “amBalaj Ay Yıldızları 2012” yarışmasının sonuçları, 3 Eylül’de İstanbul’da açıklandı. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen yarışmada, ERDEMİR, “Soğuk Haddelenmiş ve Tavlanmış İhraç Bobin (CCR) Ambalajı” ile Endüstriyel ve Taşıma Ambalajları kategorisinde ‘Gümüş’ ödülün sahibi oldu. Erdemir’in ödülünü, Soğuk Haddehaneler Başmüdürü Mehmet Gürses aldı. Şirket bu ödülün ardından, dilerse, Dünya Ambalaj Örgütü’nün (WPO) düzenlediği Worldstar ve diğer uluslararası yarışmalara da katılabilecek. METAL Erdemir, ambalajda “Gümüş Ödül” sahibi oldu TÜRK 13 Kale Ki 5 milyolit TL’lik y n at yapacaıkrım kale Kilit ve Kale Çelik Eşya Genel Müdürü Nadir Erze, şimdiye kadar yatırım planlarının yarısından fazlasını gerçekleştirdiklerini, bu sene de, kapı pencere için 5 milyon TL yatırım bütçesiyle yola çıktıklarını bildirdi. Erze, bu yatırımların sonucunda, kapasitede %20, verimlilikte %10 dolayında artış sağlandığını da ifade etti. | KONGRE METAL Genel Başkanımız PEvRuL KAvLAK: TÜRK 14 Allah, hiçbir metal işçisine böyle bir sözleşme acısını yaşatmasın... B ursa 1 Nolu Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu 22 Eylül’de yapıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, daima sıfırı bulunan sözleşmelere imza atan malum sendikanın Mahle’de imzaladığı sözleşmeye değinerek, “Onlar, kendilerini siyasi propagandaya hapsetmişler, durmadan demogoji yapıyorlar, zaten, sözleşme imzaladıklarında da sorumluluk almıyorlar. ‘İşçiye sorduk, imzaladık’ diyorlar. Yangından sözleşme kaçırır gibi bir halleri var. Bu durum, bir tiyatro, bir film gibi devam ediyor” diye konuştu. Genel Başkanımız Kavlak şöyle dedi: “Filmi geriye sardığınızda, Asil Çelik’te, Ditaş’ta bu felaketten geriye kalan enkazı görürsünüz. Son olay ise, İzmir’de Mahle’de meydana geldi. 7 Eylül’de sözleşme imzalandı. Aslında sözleşme değil, bir felaket. Sıfırcı Bursa 1 Nolu Şubemizin ilk olağan Genel kurulunda konuşan Genel Başkanımız Kavlak, sıfırcı ve fotokopici sendikanın imzaladığı son sözleşme için “Allah, hiçbir metal işçisine, böyle bir sözleşme acısını yaşatmasın” ifadesini kullandı Genel Kurulda iki listeyle seçime gidildi. Seçimler sonucu Şube Başkanlığına Recep Tan, Şube Sekreterliğine Recai Karabulut, Şube Mali Sekreterliğine Ali Tüfekçi seçildi 15 TÜRK sendikanın yetkilileri, işyerine gidip sözleşmeyi açıklayamadılar. kanımız Kavlak, yaklaşan MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi süAma burada size açıklayalım. Sözleşme 7 Eylül’de imzalandı. 7 reci ile ilgili olarak da, “Bir slogan var. ‘Hak verilmez, alınır’ Eylül’de imzalanan sözleşme, normal olarak aynı gün işçilere du- diye. Evet arkadaşlar, hak verilmez alınır. Ama hak almak, bir yurulur. Ama bakıyoruz ki, duyuru 5 gün sonra yapılıyor. Yani mücadele işidir. Kararlılık işidir. İnanç işidir. Güç işidir. Bu ka12 Eylül’de. Neden? Sözleşmeyi boyadılar, makyaj yaptılar; an- rarlılık, bu inanç, bu güç sizde var, bizde de var. Bunları korucak öyle açıklayabildiler. Yoksa 5 gün niye beklesinler? Demek ki duğumuz sürece alamayacağımız hak yoktur. Kıdem tazminatı bunlar boyalı sendikacılar derken, doğru söylüyoruz. Yaptıkları konusunda nasıl direndiysek, diğer haklarımız için de direneceaçıklamaya göre, ‘ İşçilerin görüşü alındıktan sonra’ sözleşme im- ğiz. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz. Bu ülke zalanmış. Yani eleştiren olursa, sıfırcılar, ‘Bize ne?.. İşçiler istedi, bizimdir, hepimizindir. Biz bu ülkeye sahip çıkacağız. Vatanıbiz de imzaladık’ diyecekler. Daha şimdiden topu taca atıyor- mıza, bayrağımıza, hakkımıza, hukukumuza sahip çıkacağız. lar. Mahle’deki sözleşmeye göre, sözleşeme gereği herkes zam Demokratik bir Türkiye için mücadele edeceğiz.” dedi. Genel Kurulda sözalan Toleyis Genel Başkanı Cemail Baalamıyor. Üstelik ücreti yüksek olan sendikalı işçiler, yani 1400 TL’nin üzerinde ücret alanlar uygulanan ücret zammının dışın- kındı da, Türk Metal’e sahip çıkılması gerektiğini ifade etti. Geda tutuldu. Konya Mahle’den gelen 60 işçiden 20’si işten atıl- nel Kurulda Divan Başkanlığını Genel Başkanımız Pevrul Kavdı, 40’ı ise sıfır zamma mahkum edildi. Sözleşmenin yürürlüğü lak, Divan Başkanvekilliğini ise Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Sab1 Ocak 2012 tarihinde başlıyor. Ama Mahle işçileri, açıklanan ri Özdemir yaparken, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel de Divan zam oranlarına ancak 1 Ocak 2013 tarihinde ulaşacak. Ayrıca, kurulunda yeraldı. Genel Kurula Genel Başkan Yardımcımız işyerinde verilen 4 ikramiye de, sıfırcılar tarafından fazla bulun- Mesut Gezer, işçi ve işveren kuruluşları temsilcileriyle, sendikadu ve 2 ye indirildi. Açıklamaya göre, sıfırcıların bir marifeti mız şube başkanları da katıldı. daha olmuş ve ücretlerin net ödenmesini sağlamışlar. Ama buna kargalar bile gülüyor. Çünkü, işyeri serbest bölgede olduğu için, ücretler zaten net olarak ödeniyor. Terörden duyduğumuz acıyı izah ederken, ‘Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın’ demiştim. Şimdi şu sözleşemeye bakıyorum da, söyleyecek söz bulamıyorum…Ve diyorum ki; Allah, hiçbir metal işçisine, böyle bir sözleşme acısını yaşatmasın…” Genel Başkanımız Kavlak, sık sık Bosch emekçileri tarafından alkışlar ve sloganlarla kesilen konuşmasında, son günlerde yoğunlaşan terörist saldırılara da değinerek, teröristlerin, emperyalistlerin kucağına oturduğunu vurguladı. Kavlak, “Onların artıklarıyla besleniyorlar. İnsanlık yok, din yok, iman yok. Bunlar insan değil, bunlar yaratık. Bunlar bebek katili. Masum insanlara roketle saldıracak kadar alçak bunlar…” dedi. Genel BaşRecep Tan METAL KONGRE | | KONGRE Balıkesir şubemiz ilk kongresini yaptı METAL Türk Metal Sendikasının en son şubesi olarak faaliyetlerini sürdüren Balıkesir Şubesi, 1. Olağan Genel Kurulunu yaptı. Genel Kurulun açılışında konuşan, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce, “Balıkesirli üyelerimize şube olarak hizmet vermekten büyük mutluluk duyacağız” dedi TÜRK 16 S endikamız Balıkesir Temsilciliği, bundan böyle şube olarak hizmet vermeye devam edecek. Bu çerçevede, Balıkesir Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu 2 Eylül’de yapıldı. Genel Kurula, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel, sendikamızın şube başkanları ve yöneticileri, Türk-İş’e bağlı sendikaların Balıkesir Şube başkanları, işveren temsilcileri ile çok sayıda davetli ve basın mensubu katıldı. Genel Kurulun açılışında bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce, Türk Metal teşkilatının koca bir çınara benzediğini ve bu çınarın altında metal işçilerinin huzuru ve mutluluğu bulduğunu ifade etti. Aslıyüce, sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilen konuşmasında şöyle dedi: “Bugün Türkiye’de sendikalar, bir yol ayrımındadır. Sendikacılığı, sadece toplu sözleşme imzalamak gibi bir dar alana hapsedenler için yolun sonu karanlıktır. O yol çıkmazdır. Biz bunu çok önceden gördük. Çıkmaz yola sapmadık… En iyi ve en güzel sözleşmeleri imzaladık. Ama buna sığınıp, frene basmadık. Frene basanların kaderi ise, önce küçülmek, sonra da yok olmak oldu. Biz ise, yeni bir şeyler söylemek, yeni bir şeyler yapmak lazım dedik. Üyelerimiz bizim dava arkadaşımız, eşleri kardeşimiz, çocukları da bizim evlatlarımız dedik. Biz bir aileyiz dedik…” Genel Kurulda Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Aslıyüce yaparken, Divan Başkan Vekilliklerini Genel Sekreterimiz Yücel Yücel ve Bozüyük Şube Başkanımız Cemal Güney yürüttü. Genel Kurulda, Nedim Veske Şube Başkanlığına, Fatih Uzan Şube Sekreterliğine, Serkan Uzun da Şube Mali Sekreterliğine seçildi. Balıkesir Şube Başkanımız Nedim Veske de, Türk Metal çınarının Balıkesir kolu olarak, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da hizmet vermeye devam edeceklerini ifade etti. HABER| Teknorot işçisi değildir! Yücel: İşveren ve temsilcileri antidemokratik bir tutum içine girdi TeknoRoT işyeri önündeki eylemde basın açıklamasını Sendikamız Genel Sekreteri Yücel Yücel yaptı. Yücel, sendika olarak toplu sözleşme süreci için gereken yetkiyi aldıktan sonra, işveren ve temsilcilerinin antidemokratik bir tutum içine girdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Teknorot işyerinde, Türk Metal’in yetki için başvurduğu tarihten bugüne kadar işyeri ve temsilcileri, burada çalışan ve sendikamız üyesi olan metal işçileri üzerinde ‘bölüm değişikliğini’ bir tehdit ve baskı unsuru olarak kullanmaktadır. Burada işverenin esas amacı, yasalardan kaynaklanan boşlukları da kullanmak suretiyle, Türk Metal’in yetkili sendika olmasına esas olacak süreci, yani yetkiyi olabildiği kadar geciktirmektir. Türk Metal sendikası olarak, bizler bu hastalıklı anlayış içindeki çevrelerle mücadele ederek bugünlere geldik. Bundan sonra da bu yolda mücadeleye devam edeceğiz. İş yerinin baskısı ve tehditleri sonucu istifa eden arkadaşlarımıza, bunun bir çare olmadığını, aksine bundan sonraki baskılara ve tehditlere bir zemin oluşturacağını da hatırlatmak zorundayız. Türk Metal sendikası olarak, Teknorot işyerinde işten çıkartılan arkadaşlarımızın işe iadesi ve sendikallaşma ve toplu sözleşme sürecinin özgür bir şekilde işlemesi için, demokrasinin bize verdiği tüm haklarımızı kullanacağız. kimsenin kuşkusu olmasın.” Türk Metal üyelerinin katıldığı eylem, basın açıklamasının ardından sona erdi. METAL YALNIZ B olu’nun Düzce ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Teknorot fabrikasında çalışan 150 işçinin iş akitleri, Türk Metal sendikasına üye oldukları gerekçesiyle, işveren tarafından feshedildi. Bu gelişme üzerine, işverenin bu tutumunu protesto etmek ve işten çıkartılan işçilere destek olmak amacıyla, fabrika önünde eylem gerçekleştirildi ve bir basın açıklaması yapıldı. Bolu, Düzce, Akçakoca, Ereğli, Sakarya ve Gölcük’teki çeşitli işyerlerinde çalışan sendikamız üyesi işçilerin katıldığı eylemde, “İşte patron, işte sendika!, Sendika hakkımız söke söke alırız!, Birleşe birleşe kazanacağız!, Türk Metal işçinin yanında!” sloganları atıldı. 17 TÜRK Sendikamıza üye oldukları için işten çıkartılan 150 Teknorot işçisine destek amacıyla, Düzce’de bir eylem gerçekleştirildi | HABER BurSA’dA Teröre METAL lAneT yAğdı TÜRK 18 Bursa Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen Teröre Tepki Mitingine katılan binlerce üyemiz, ellerinde bayraklarla teröre karşı birlik ve beraberlik duruşu sergiledi S on dönemde artan terörist saldırıları lanetlemek amacıyla, Türk-İş ve Hepimiz Mehmediz Güç Birliği Platformu’nun çağrısı üzerine, 3 eylül’de Bursa’da büyük bir miting gerçekleştirildi. Miting öncesi kent Meydanı’ndan başlayıp Atatürk Anıtına kadar devam eden yürüyüşe, çok sayıda sivil toplum örgütü ile vatandaşlar katıldı. Türk Metal sendikası da, Bursa’daki 5 şubesi ve binlerce üyesi ile, teröre karşı birlik ve beraberlik duruşu sergiledi. Yürüyüş boyunca, terör örgütüne lanet yağdıran ve teröristlerin aleyhine slogan atan vatandaşlara, araç sürücüleri ve esnaf da destek verdi. Mitingde bir açıklama yapan Türk-İş 8.Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir, şunları söyledi: “Türkiye İşçi Sendikaları konfederasyonu, Beytüşşebap’ta yaşanan gelişmelerin, Türkiye’yi ve Türk Milletini tuzağa düşürmek isteyen çevrelerin oyunu olduğundan şüphe duymamaktadır. Dolayısıyla, hem devlet, hem millet, hem de demokratik kişi ve kuruluşlar olarak, seslerimizin çatlamasına izin vermeden, teröre karşı milli mücadele için birlik olmanın zamanı gelmiştir. Bu konuda kaybedilen bir saniye bile, terörün ve onlara destek verenlerin ekmeğine yağ sürecektir.’’ Miting, yapılan konuşmalarından ardından sonra erdi. IKEA işçisine destek IKEA Türkiye mağazalarında çalışanların sendikalaşmasının engellenmesi, İstanbul Ümraniye’deki IKEA mağazası önünde düzenlenen gösteriyle protesto edildi. Türk Metal üyesi işçiler, protesto eyleminde yine en ön safta yer aldı. Ü lkenin dört bir yanından gelen Türk-İş’e bağlı sendikalara üye yüzlerce işçi, IKEA Ümraniye mağazası önünde toplanarak, IKEA işçisine destek verdi. Türk Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, IKEA Türkiye çalışanları sendikaya üye olma hakkını elde edinceye kadar var güçleri ile mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Amerika’dan Malezya’ya kadar, dünyada IKEA’nın bulunduğu tüm ülkelerdeki sendikalarla ortak hareket ettiklerini vurgulayan Alemdar, “Dünyadaki IKEA sendikaları bugün tek ses, tek yürek oldu. Bugün burada bizim eylemimize İsveç, Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Rusya, İspanya, İtalya, İsviçre, Danimarka, Finlandiya, Norveç, İrlanda, Çek Cumhuriyeti ve Romanya’dan dayanışma mesajları geldi” diye konuştu. Tüm dünyadaki sendikalı IKEA çalışanlarının çatısı altında birleştiği UNI IKEA Küresel Sendikalar Birliği adına, UNI Küresel Sendikası Ticaret Bölümü başkanı Alke Boessiger de eylemde, “Tüm dünya sendikaları Türk Koop-İş Sendikası’nın yanındadır” diye konuştu. Türk Metal Sendikası olarak bizler de, IKEA eyleminde yer alarak, IKEA işçilerine yoğun bir destek verdik. Ellerinde bayraklarla ve sloganların yeraldığı dövizlerle eyleme katılan Türk Metal üyesi işçiler, IKEA işçisinin yanında olduklarını, sendikal hakların engellenemeyeceğini ifade ettiler. 19 TÜRK Türk Metal’den METAL HABER | | HABER Kardemir’de başlattığımız yetki mücadelesinde ilk raundu kazandık… METAL Kardökmak’ta yetki, Türk MeTAl’de! TÜRK 20 Türk Metal’in Kardemir için başlattığı hukuk mücadelesinde mahkemenin aldığı karara ilişkin olarak, Genel Yönetim Kurulumuz bir açıklama yaptı: “’Metal işçilerinin tercihinin Türk Metal’ olduğu artık yargı kararıyla da tescil edildi... kardökmak’ta Türk Metal yetkili: Yıllardan bu yana, uyguladıkları baskı ve tehditler ile, Kardemir emekçilerinin iradesine ipotek koyan Çelik-İş Sendikasının Kardökmak’taki yetkisi, Türk adaletinden çıkan tokat gibi bir kararla iptal edildi. kardemir’de Çelik-iş yetkili değil: Mahkeme ayrıca, Çalışma Bakanlığı’nın, Kardemir’de Çelik İş Sendikasının yetkili olduğuna dair kararını iptal ederek, Çelik-İş’in yetkisini düşürdü. Türk Metal’in Karabük’te başlattığı örgütlenme mücadelesi sonrasında, Çelik-iş’in yetki gaspına karşı,’İtiraz etmeyin. Kardemir’de yetkili sendika Çelik-İş’tir’ diyenlerin ne kadar yanıldığı da bu kararla ortaya çıktı... METAL HABER | TÜRK 21 ‘Kardökmak’ta Türk Metal’in Yetkili Olduğu’ kararı aynı zamanda, Türk adaletinin, emekçileri sömüren sendikal anlayışların her zaman karşısında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Türk Metal Sendikası’nın Kardemir emekçilerinin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için başlattığı yetki mücadelesi, hukuki çerçevede devam etmektedir. Türk Metal Sendikası, Türk adaletine ve yargıya olan inancını ve güvenini kaybetmeden, hukuk mücadelesine devam edecek ve bu mücadeleyi Allah’ın izni ve Kardemir emekçilerinin desteğiyle başarıyla noktalayacaktır…Türk işçi hareketine, sendikamıza, metal işçilerine ve Kardemir Çalışanlarına hayırlı, uğurlu olsun…” | HABER METAL BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’E ÇAğRI TÜRK 22 Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk-İş Genel Sekreteri olarak Birleşmiş Milletler’e, “yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun bitirilmesi” çağrısında bulundu “Yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önemli ölçüde azaltılması için, istihdam ve daha iyi çalışma koşullarının yaratılması, güvenceli iş ve adil ücret ilkesinin hayata geçirilmesi, evrensel ve sosyal korumanın sağlanması, çevreye de duyarlı istihdamın oluşturulması, işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, uluslararası işçi haklarından tüm işçilerin faydalanması gerekmektedir” işsizlik, açlık ve yoksulluk oranlarının gözle görülür bir biçimde azaltılmasını talep etmiştir. Dolayısıyla, 2015 yılına kadar sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri ve eğitime erişim ile çevre konularına duyarlılık gösterilmesini istemektedir.” Genel Başkanımız Kavlak, Birleşmiş Milletler’in 2015 sonrası Kalkınma Çerçevesi oluşturulurken, sendikal önceliklerin dâhil edilmesinin de büyük önem taşıdığını vurguladı. Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Değerli katılımcılar, iş ve istihdam, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın en önemli araçlarından biridir. Yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önemli ölçüde azaltılması için, istihdam ve daha iyi çalışma koşullarının yaratılması, güvenceli iş ve adil ücret ilkesinin hayata geçirilmesi, evrensel ve sosyal korumanın sağlanması, çevreye de duyarlı istihdamın oluşturulması, işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, uluslararası işçi haklarından tüm işçilerin faydalanması gerekmektedir. Sağlık, eğitim, barınma ve sağlıklı çevre koşulları, yoksul kesimler başta olmak üzere herkes için sağlanmalıdır. Bu yaklaşım, uygulanacak eylem planının önemli ayaklarından birisi olmalıdır.” YOğuN KATILIM Toplantıya, ITUC Genel Sekreter Yardımcısı Wellington Chibebe, Sendikamız Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Aslıyüce, uluslararası sendikal kuruluşların ve Türkiye’deki işçi sendikaları konfederasyonlarının temsilcileri de katıldı. METAL “Milenyum Deklarasyonu”nun kabul edildiğini hatırlattı. Genel Başkanımız Kavlak şöyle dedi: “Deklarasyon, birbiri ile ilişkili bir dizi kalkınma hedefini küresel gündeme taşımış, bu hedefler ‘Binyıl Kalkınma Hedefleri’ olarak tanımlanmıştır. Bu hedefler, insani kalkınmaya yönelik olarak, yoksulluğun ve açlığın azaltılması, tüm bireyler için temel eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadının güçlendirilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, AIDS, sıtma ve diğer salgın hastalıklarla mücadele, çevresel sürdürülebilirlik ve kalkınma için küresel ortaklık konularını içermektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, imzacı devletlere ‘Sözünü tut’ çağrısını yapmıştır. Küresel Sendikalar bu çağrıyı yineleyerek hükümetlerden 23 TÜRK K ısa adı ITUC olan, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nca düzenlenen, “Birleşmiş Milletler Üçüncü Milenyum Kalkınma Hedefleri 2015 yılı Sonrası Kalkınma Çerçevesi Konferansı” İstanbul’da yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını, Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak yaptı. Konuşmasında, çalışanların ve yoksulların durumlarının iyileştirilmesi konusuna değinen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, üçüncü bin yılın başlarında, 189 ulusun devlet veya hükümet başkanlarının, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir araya gelerek, “Milenyum Zirvesi”ni gerçekleştirdiğini ve bu zirvenin sonunda, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunların çözümü için tüm ülkelerin ortak çalışmasını öngören, METAL | HABER TÜRK 24 Dünya sendikaları Türk Metal’i ziyaret ediyor Türk Metal, dünya sendikalarının da ilgi odağı haline geldi E ylül ayında ABD, Mısır, Polonya ve Almanya’dan sendikacılar Türk Metal’i ziyaret ederek, sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Konuk sendikacılar, Türk Metal ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini belirttiler… Amerika Emek Federasyonu ve Sanayi Örgütleri Kongresi’nden ziyaret ABD’nin en büyük işçi konfederasyonu Amerika Emek Federasyonu ve Sanayi Örgütleri Kongresi (AFLCIO)’nun yan kuruluşu olan Dayanışma Merkezi’nden, Avrupa ve Orta Asya Bölge Program Direktörü Rudy Porter ve Hükümet İşleri Direktörü Mark Hanken sendikamızı ziyaret etti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak ile makamında görüşen Dayanışma Merkezi temsilcileri, sendikamız ve faaliyetleri hakkında bilgi aldılar. Kavlak, yakında Meclis gündeminde olacak Toplu İş İlişkileri yasası ile ilgili olarak da Amerikalı sendikacılara bilgi verdi. Küreselleşme çağında, emek güçleri olarak birlikte çalışmanın önemine vurgu yapan Genel Başkanımız Kavlak, uluslararası dayanışma için, ortak işyerleri konusunda birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacaklarını da dile getirdi. Görüşmede ayrıca, ABD otomobil ve çelik işçileri sendikaları ile ortak çalışma konularında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. AFL- CIO 2008 yılı verilerine göre, on bir milyondan fazla işçiyi temsil ediyor ve elli altı üye sendikası bulunuyor. 2005 yılında konfederasyondan ayrılan, özellikle hizmet sektöründen sendikalar “Kazanmak İçin Değiştir” şemsiyesi adı altında toplandılar. Mısırlı Sendikacılardan işbirliği ziyareti Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Mısır Metal Sendikası Genel Merkez yöneticileri ile de, 22 Eylül’de İstanbul’da görüştü. Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce ve İstanbul Şube Başkanımız Murat Salar’ın da bulunduğu görüşmede, her iki ülke için sendikal harekete ilişkin genel değerlendirmeler yapıldı, ayrıca, iki sendika arasındaki ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek için, karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Polonyalı ve Alman Sendikacıların ziyareti Bu arada, 19-20-21 Eylül tarihlerinde, Sendikamızın ev sahipliğinde, Ankara Büyük Anadolu Otel’de, Polonya ve Almanya’daki FZZ Metalowcy, IG METAL ile SOLİDARNOSC sendikalarından gelen 29 yöneticinin katılımı ile, sendikalar arası diyalog ve bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Genel Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce ile Süleyman Yıldırım ile Ankara 3 No’lu Şube Başkanımız Nihat Zengin katıldı. Misafir sendikacılar MAN Türkiye A.Ş. işyerini de gezerek, bilgi aldılar. uAMIF | uAMİF’ten genç Kırgız işçilere eğitim Programa katılan ve açılış konuşmasını yapan, UAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, dünyada sendikaları bekleyen büyük tehlikeler olduğunu belirterek, bu tehlikelere karşı tedbirler alınması gerektiğini ifade etti. Soyupek, “Avrasya bölgesindeki sendikalar bir an önce merkezi tip sendikacılığa geçerek, öncelikle ülke çapında güçlü sendikacılığı yaratmaları gerekir” dedi. Soyupek, sendikaların dünya çapında güçlü bir dayanışma sağlamalarının da büyük önem taşıdığını vurguladı. Eğitim programının ikinci bölümünde, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Küreselleşme ve Sendikacılığın Geleceği” konulu tebliği sundu. Tebliğin ardından da, soru-cevap bölümüne geçildi. Eğitim programı, sertifika töreniyle sona erdi. Kırgızistan Dağ-Maden Metalürji Sanayisi İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eldar Tadjibayev, gerçekleştirilen eğitim programının çok yararlı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini belirterek, Federasyon Genel Sekreteri Soyupek’e teşekkür etti. uAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, dünyada sendikaları bekleyen büyük tehlikeler olduğunu belirterek, bu tehlikelere karşı tedbirler alınması gerektiğini ifade etti 25 TÜRK G enel Başkanlığını, sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın yürüttüğü, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun eğitim programı çerçevesinde, Kırgızistanlı genç işçilere eğitim verildi. Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te 10-14 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programına, Kırgızistan’dan federasyonumuza üye sendikaların genç işçilerinden temsilci düzeyinde 50 kişi katıldı. Program çerçevesinde, “Merkezi Tip Sendikacılık ve Küresel Dünyada Sendikacılığın Geleceği” konulu bir seminer düzenlendi. METAL Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu eğitim programları kapsamında, Kırgızistanlı işçilere eğitim verildi MAKALE DEvRİM DuMAN Türk Metal Sendikası Dış İlişkiler Uzmanı METAL KÜRESEL SENDİKA FEDERASYONLARI vE KÜRESEL ÇERÇEvE ANLAŞMALARI TÜRK 26 Küresel Çerçeve Anlaşmaları, 1990’larda geliştirilen ve uluslararası sendikal örgütler ile çokuluslu şirketlerin faaliyetlerini ulus ötesi toplu iş ilişkileri çerçevesinde özel alanda düzenleyen bir ilk adım olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın, sökonusu anlaşmaların, ulusal ya da yerel toplu sözleşmelerin yerini alma, küresel toplu sözleşme düzeni getirme niteliği yoktur KÜRESEL SENDİKA FEDERASYONLARININ İŞLEVLERİ Küresel sendikalar, çoğu ulusal sendika merkezini temsil eden, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) çatısı altında toplanmış, belirli bir sektör ya da meslek grubunda örgütlenen işçi federasyonlarıdır. Temel işlevi, üyesi bulunan ulusal sendikalara bilgi, liderlik eğitimi sunmak, dayanışma içinde olmak için eşgüdüm ve destek sağlamaktır. Kaynağını, üyelerinden topladığı aidatlar oluşturmaktadır. Bazı federasyonlar kamu kuruluşlarından ve özel vakıflardan bağışlar ve üyelerinin projelere özel katkıları aracılığıyla ilave gelir de elde edebilmektedir. Küresel Sendika Federasyonları aşağıdaki gibidir: n BWI: İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali n EI: Eğitim Emekçileri Enternasyonali n ICEM: Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçiler Federasyonu n IFj: Uluslararası Gazeteciler Federasyonu n ImF: Uluslararası Metal Federasyonu n ItF: Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu n IuF: Uluslararası Gıda, Tarım, Otel, Restoran, Tütün ve İlgili İşçi Sendikaları Federasyonu n psI: Kamu Görevlileri Federasyonu n tUaC: OECD Sendika Danışma Komitesi n unI: Sendika Ağı Enternasyonali n ItGlWF: Uluslararası Tekstil, Giyim ve Deri İşçileri Federasyonu Küresel sendikaların bir diğer önemli işlevi de, çokuluslu şirketlerin üretim zincirlerinde en temel emek haklarını koruyabilmek ve Dünya Çalışma Örgütü (ILO)’nün temel sosyal hükümlerini 27 TÜRK S ermayenin küreselleşerek ulusal sınırları aşması, çokuluslu şirketlerin yükselişini ve buna bağlı olarak beraberinde sendikasızlaşmayı getirirken, emek dünyası 1990’larda küresel ekonomi politikte meydana gelen değişimlerle birlikte kendini yeniden üreterek, yeni mücadele araçları aramaya yönelmiştir. Sendikalar, bu yıllarda emek ile ilgili hükümleri Dünya Ticaret Örgütü’nün gündemine almaya uğraşmış, ancak başarılı olamamıştır. Kamusal alandaki çabaların başarısız olması üzerine, sivil toplum girişimleri sonucu bu arayışın ilk tezahürü, “Şirket Davranış Kuralları”nın oluşturularak, “Şirket Sosyal Sorumluluğunu” geliştirmek olmuştur. Daha sonra çokuluslu şirketler içinde ağlar ve konseyler içeren yapılar oluşturularak, ulus ötesi sendika işbirliğinin devamı için kurumlar tesis edilmiştir. Küresel Çerçeve Anlaşmaları’nın ortaya çıkışı ise, bu gelişmelerle bağlantılı olarak emek dünyasındaki arayışın bir sonraki adımı olmuştur ve bu anlaşmalar, Küresel Sendika Federasyonları’nı kurumsallaştırarak, şirket düzeyindeki anlaşmaları küresel üretim zincirine taşımıştır. Çerçeve anlaşmalar, Küresel Sendika Federasyonları ile çokuluslu şirketler arasında yapılmaktadır. Çerçeve anlaşmalar müzakere edilen karşılıklı hakları ve görevleri belirlemekte ve işçilerin, şirketin küresel düzeydeki icraatını etkileme ve denetleme hakkını, anlaşmanın çiğnendiğine ilişkin herhangi bir iddiayı şirket merkez yönetimine karşı öne sürebilmesini koruma altına almaktadır. Anlaşmalar, emeğe ilişkin hakları yalnızca söz konusu çok uluslu şirkette değil, onun taşeron (alt yüklenici) ve tedarikçileri için de koruyabilmeyi amaçlamaktadır. METAL MAKALE | METAL | MAKALE TÜRK 28 geçerli kılabilmek amacıyla çerçeve anlaşmalar adı altında sözleşmeler bağıtlamaktır. İlk küresel çerçeve anlaşması- 1980’lerin sonlarında IUF’nin Danone ve Accor ile yaptığı bir dizi görüşmenin sonucu gerçekleşmiştir. Çerçeve anlaşmalar, çokuluslu şirketlerin en üst yönetimi ile ilgili küresel sendika arasında imzalanan belgelerdir. Birçok sözleşme, Avrupa İş Konseyi aracılığıyla, Avrupa’daki çokuluslu şirketlerin merkezlerinde oluşturulmuş ve müzakere edilmiştir. Aralarındaki bazı farklılıklara rağmen, genelde ILO’nun temel emek standartlarını içermektedir. 2010 sonu itibari ile, toplam küresel çerçeve anlaşması sayısı 76’ya ulaşmıştır ve büyük çoğunluğu IUF, BWI, UNI, IMF, ICEM ve Avrupa merkezli çok uluslular ile imzalanmıştır. ILO’nun temel standartları: n 29 Sayılı Zorla Çalıştırma Yasağı n 87 Sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması n 98 Sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkının Korunması n 100 Sayılı Eşit Ücret n 105 Sayılı Çocuk İşçiliğin Kaldırılması n 111 Sayılı Cinsiyet Ayrımcılığı Yasağı n 138 Sayılı Asgari Yaş Sınırı n 182 Sayılı Kötü Şartlarda Çocuk İşçiliğin Kaldırılması ve Yasaklanması Küresel Çerçeve Anlaşmaları, 1990’larda geliştirilen ve uluslararası sendikal örgütler ile çokuluslu şirketlerin faaliyetlerini ulus ötesi toplu iş ilişkileri çerçevesinde özel alanda düzenleyen bir ilk adım olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın, sökonusu anlaşmaların, ulusal ya da yerel toplu sözleşmelerin yerini alma, küresel toplu sözleşme düzeni getirme niteliği yoktur. Ulusal ya da yerel düzeyde sendikaların tanınması ve toplu sözleşmeler yapabilmesi için bir çerçeve sunmaktadır. Çokulusluların gelişmekte olan ülkelerdeki faaliyetlerini temel almakta, uluslararası rekabetin yol açtığı emeğin sömürüsünü sınırlama amacı gütmektedir. Sadece çokuluslu firmalar değil, alt firma konumunda olan taşeron şirket, mal ve hizmet temin edilen firma ve lisansör şirketleri de kapsamaktadır. Hukuken zorlayıcı nitelikte olmamalarına rağmen, sadece tek taraflı deklarasyon niteliğinde de değildirler; yükümlülükler içermektedirler. Gönüllülük temelinde olmamaları nedeniyle şirket davra- KÜRESEL SANAYİ İŞÇİLERİ SENDİKASI (IndustriALL) küresel sendika federasyonu ile ulusal sendikanın ilişki düzeyi, yakın dayanışma ve işbirliği çerçeve anlaşmalarının işlevselliği bakımından önem taşımaktadır Metal, tekstil, kimya, enerji ve maden sendikalarını bir araya getiren IndustriALL, 18-20 Haziran 2012 tarihlerinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen bir kongre ile kuruluşunu ilan etti. Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF), Uluslararası Maden, Kimya ve Enerji İşçileri Federasyonu (ICEM) ve Uluslararası Tekstil, Giyim ve Deri İşçileri Federasyonu (ITGLWF), IndustriALL çatısı altında birleşerek, yeni bir küresel sendika federasyonu oluşturdular. IndustriALL’a Türkiye’den Tes-İş, Belediye-İş, Petrol-İş, Türkiye Madenİş, Birleşik Metal-İş, Lastik-İş, Selülözİş, Kristal-İş, Genel Maden-İş, Çimseİş, Tümka-İş, Teksif, Öz İplik-İş, Çelik-İş, Tekstil, Deri-İş, Dok Gemi-İş, Türk Enerji-Sen, Türk Tarım Orman Sen sendikaları üyedir. 140 ülkeden 50 milyon üyeyi temsil eden IndustriALL’un Genel Başkanı IG Metall ve IMF Genel Başkanı Berthold Huber, Genel Sekreteri ise IMF Genel Sekreteri Jyrke Raina’dır. IndustriALL’un aşağıdaki çok uluslu şirketler ile küresel çerçeve anlaşmaları bulunmaktadır. n VOLSWAGEN GROUP- ALMANYA ( Volkswagen, Audi, Seat, Skoda, Rolls-Royce Bently, Lamborghhini) n UMİCORE (Değerli metal ürünleri, katalizör, metal hizmetleri ve alaşım odaklı küresel şirker. GFZ imza ortağı Belçıka İşçi Federasyonu) n DAIMLER CHRYSLER (Otomotiv sektörü) n RÖCHLİNG- ALMANYA (Otomotiv parçaları ve elektronik parça üretimi) n RHEİNMETALL- ALMANYA (Otomotiv parçaları, silahlı teçhizat ve elektronik parça üretimi) n RENAULT- FRANSA (Otomotiv sektörü) n MAN GROUP-ALMANYA (Kamyon, tır, otobüs üretimi) n PRYM-ALMANYA n INDESİT-ITALYA (Beyaz eşya, elektrikli ev aletleri) n LEONİ-ALMANYA (Tel ve kab- lo üretimi) n BMW (Otomotiv sektörü) n SKF-İSVEÇ (Rulman ve conra üretimi) n PSA PEUGEOT CİTROENFRANSA (Otomotiv) n BOSCH (Beyaz eşya, elektrikli ev aletleri, dayanaklı tüketim malları ve yapı teknolojileri, otomotiv ve sanayi teknolojileri) n FORD (Otomotiv) n SIEMENS Türk Metal Sendikası, küresel çerçeve anlaşmaları olan çokuluslu şirketlerin bazılarının üretim birimlerinde örgütlü bulunmaktadır. Ancak, anlaşmaların işlevselliği tartışmaya açıktır. Örneğin, Türk Metal, küresel çerçeve anlaşmalarını bir araç olarak kullanmadan, çok uluslu şirketlerin üretim birimlerinde örgütlenmeyi başarmış bir sendikadır. Bu bağlamda, belki toplu iş sözleşmelerinin geliştirilmesi ve genişletilmesi ve hak ihlallerinin denetimi açısından anlaşmalar önem taşıyabilir. Küresel sendika federasyonu ile ulusal sendikanın ilişki düzeyi, yakın dayanışma ve işbirliği çerçeve anlaşmalarının işlevselliği bakımından önem taşımaktadır. KAYNAKÇA n Berber Ağtaş, Özge-Sayım, Kadire Zeynep (2012), Implementing International Framework Agreements At the Local Level: Cases From Turkey-16. ILERA World Congress 2012, Philadelphia, USA.) n Erdoğdu, Seyhan (2006), Küreselleşme Sürecinde Uluslararası Sendikacılık n (Ankara:İmge Kitabevi Yayınları, 1. Baskı) n Gibb, Euan (2005), Transnational Companies International Framework Agreements: n Increasing The Effectiveness of Core Labor Standards. n http://www.globallabour.info/ en/2006/12/international_framework_ agreem.html n Stevis, Dimitris (2010), International Framework Agreements and Social Dialogue: n Parameters and Prospects- Geneva: ILO, 2010 (Employment Working Paper: No. 47) n The Global Unions websitesi: www. global-unions.org n The IndustriALL websitesi: HYPERLINK “http://www.industriallunion.org/” www.industriall-union.org 29 TÜRK nış kurallarının ötesine geçmektedirler. Ayrıca, küresel minimum standartlar koymaları ve çokuluslu şirketlere üretim zinciri boyunca sorumluluk almayı kabul ettirmeleri sebebiyle, hükümetlerin düzenlemede yetersiz olduğu konularda boşluk doldurmaktadırlar. METAL MAKALE | MAKALE DR. NAcİ ÖNSAL Türk-İş Genel Sekreter Yardımcısı METAL BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ, YABANcILAŞMA, KIDEM TAZMİNATI TÜRK 30 Yabancı sermaye, kıdem tazminatı yok edilirken yaratılacak fonun peşinde. Üç milyona yakın katılımcının ( işçinin ) yarattığı on yedi milyar liralık fon, katılımcı kırk milyona varınca 266 milyar lirayı aşacak. Kıdem tazminatı primleştirilir ve fona devredilirse o da cabası olacak Sigorta Sosyal Sigortalar; iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, analık, malullük, yaşlılık, ölüm, sağlık, işsizlik ve aile sigortaları olmak üzere dokuz dalda toplanır. Halen ülkemizde de bu sigorta dallarının ilk sekizi uygulanmaktadır. Dileğimiz, aile sigortasının da uygulamaya girmesi ve sigortalıların aile yardımlarından bir sigorta hakkı olarak yararlandırılmasıdır. Bugün ülkemizde, aile sigortasına karşılık gelecek yardımlar yetersizdir ve dağınık ellerdedir. Kamu eliyle yapılan bu yardımlar, ihtiyaç sahiplerine bir hak olarak değil, bir atıfet olarak ulaşmaktadır. Yaşlılık Sigortası Yaşlılık Sigortası, sigortalıya Yaşlılık Aylığı bağlanması ya da Toptan Ödeme yapılması şeklinde iki hak sağlamaktadır. Ülkemizde 2001 yılına kadar emekli olanlara sadece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından emekli aylığı bağlanabiliyordu. 2001 yılında çıkarılan Bireysel Emeklilik ve Yatırım Sistemi Kanunu ile bireysel emeklilik şirketlerine prim ödeyen katılımcılar için ikinci bir emeklilik aylığı alma olanağı yaratıldı. Genel olarak dünya ülkelerinde emekli aylığı uygulaması, 2001 yılına kadar, ülkemizde de olduğu gibi, sadece kamu sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenmekte; bir kısmında ise dileyen sigortalılar aynı sosyal güvenlik kurumuna ödemesi gereken primden daha yüksek prim ödemek koşuluyla, ilave bir emeklilik aylığına hak kazanabilmektedirler. Bir kısmında ise, özel METAL TÜRK 31 kesime ait bireysel emeklilik şirketlerine katılma olanağı bulunmaktadır. Böylece, üç emekli aylığı alma olanağı olabilmektedir. Ülkemizde birinci ve üçüncü uygulama birlikte yürütülmektedir. Bireysel emeklilik sistemi Bireysel emeklilik sisteminin amacı kanunda, “kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak, refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak, istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı esasına göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi” olarak ifade edilmiştir. Kanun, emeklilik şirketlerinin kurulmasını, çalışma esaslarını, yönetim ve denetimini, kişilerin sisteme katılmaları ve ayrılmalarını, emeklilik koşullarını, yatırım fonlarının kuruluşunu, aracı- lık hizmetlerini, kamuya açıklanacak bilgilerin kapsamını düzenlemiştir. Kanun koyucunun, emeklilik fonlarının önemini gördüğü, hemen bütün ekonomilerde yatırımı destekleyen ilk iki kaynaktan birisinin emeklilik fonları olduğunu anladığı ve benzer ortamı ülkemizde de yaratmak istediği anlaşılmaktadır. Katılımcı işçilere emeklilik dönemlerinde refah düzeylerini yükseltecek bir olanak sağlanırken, diğer yandan işverenlere yatırım yapabilmeleri için kaynak yaratılmaktadır. Oluşturulan | MAKALE Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu ile de, kamunun sistemi denetlemesi sağlanmaya çalışılmıştır. Sisteme girmek için işçi, bireysel emeklilik şirketlerinden birisine baş vuracak, koşulları öğrenecek, yatıracağı prim miktarı belirlenecek, yatıracağı primlerin değerlendirileceği portföy oluşturulacaktır. Katılımcı ( işçi ), sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak koşuluyla elli altı yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanacaktır. İşçi emekliliğe hak kazandığında, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerin bir kısmının veya tamamının defaten ödenmesini isteyebileceği gibi, yapacağı yıllık gelir sözleşmesi çerçevesinde kendisine maaş bağlanmasını da talep edebilecektir. METAL Bireysel emeklilik sisteminde gelişmeler TÜRK 32 4632 sayılı kanunun yürürlüğe girmesini takiben, bireysel emeklilik şirketleri oluşturuldu. 2004 yılında bu şirketlerin hedefi 400 bin katılımcıydı. Hedef, özel sektörün yüksek ücretli işçileriydi. Kanun 2007, 2008 ve 2012 yıllarında değişikliklere uğradı. Yapılan değişiklikleri bireysel emeklilik şirketleri genelde olumlu karşıladılar. Günümüzde on üç bireysel emeklilik şirketi var. Katılımcı sayısı üç milyona yaklaşıyor. Katılımcılar şehirli, üç büyük şehirden sisteme katılanların oranı %50’yi geçiyor. Katılımcıların çoğunluğu yüksek tahsilli. Sistemden çıkış yapanların sayısı da bir buçuk milyonu geçti. 25 – 44 yaş grubunda olan katılımcılar, toplam katılımcıların %70’ini aştı. Biriken fon on yedi milyar. Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen teşviklerle kırk milyon kişinin sistemin kapsamına girmesi bekleniyor. Bankacılık, sigortacılık sisteminde gelişmeler Bankacılık sistemimizde yabancılar sermayenin %40’ını aştı. Özel bankalarda bu oran %68. Sigorta şirketlerinin %65’i yabancıların elinde. Ve nihayet, yabancı sermayenin, bireysel emeklilik şirketlerinin sermayesinin %67’sine ulaştığı eylül ayında basında yer aldı. Kıdem tazminatında yaşanan gelişmeler Derginizin geçen sayısında işverenlerin kıdem tazminatını sorun haline getirmek, olabilirse ortadan kaldırmak, olmuyorsa anlamsız hale getirmek yolundaki çalışmalarının yeni olmadığını, akademiden ve medyadan edindikleri yandaşları ile aynı iddiaları tekrarladıklarını hatırlatmış ve şimdi başımıza bir de bireysel emeklilik lobisi çıktı demiştim. SONuÇ... Lobinin boşa olmadığı anlaşıldı. Yabancı sermaye, kıdem tazminatı yok edilirken yaratılacak fonun peşinde. Üç milyona yakın katılımcının ( işçinin ) yarattığı on yedi milyar liralık fon, katılımcı kırk milyona varınca 266 milyar lirayı aşacak. Kıdem tazminatı primleştirilir ve fona devredilirse o da cabası olacak. SIFIRcILARIN MAHLE’DEKİ SÖZLEŞME FİYASKOSu… Sıfırcı Sendikanın sözleşmesi, tek kelimeyle bir “şaheser”(!)… Sıfırcılar öyle marifetliler ki, 7 Eylül’de imzalanan sözleşme, allanıp pullanması ve makyajı uzun sürdüğü için, ancak ve ancak 12 Eylül’de duyuruluyor… SıFırCı SendikA, nASıl kAÇıyOr?.. Sıfırcı Sendika, “İşçilerle yapılan toplantıda, üyelerimizin, sözleşmenin imzalanması konusunda görüş bildirmesi” diye bir açıklama yaparak, İzmir Mahle Mopisan sözleşmesi konusunda sorumluluğu, tıpkı Asil Çelik’te olduğu gibi emekçilere yükledi. Bir SATış SöZleşMeSi de MAHle eMekÇilerine… Metal işkolunda, sendikacılığı, “işçiye hayatı zindan eden sözleşmeler imzalamak” olarak görenler, Sıfırcı Sendika, Mahle Mopisan işyerinde çalışan işçileri, uyguladığı sözleşme anlayışıyla ikiye böldü… Sıfırcı Sendika sözleşme masasında, “Yüksek ücretliye zam yok” görüşünü benimsedi ve ücreti yüksek olanları zamdan mahrum etti… İşte Size Sıfırcı Sendikanın Mahle’deki Sözleşme Marifetleri: Mahle Mopisan’da,1 Ocak 2012 tarihinde başlaması gereken sözleşmede açıkladıkları zam rakamlarına, ancak 1 Ocak 2013 tarihinde ulaşıyorlar. Ve bunla da övünüyorlar… İşyerinde çeşitli ücret seviyelerinde çalışanlar var. Bunların bir kısmı da asgari ücret seviyesinde; 769 TL aylık ücret alıyor. İşte, sadece bunlara aldıkları toplam zamla, ikramiye dahil ulaştıkları seviye, 997 TL… 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girecek sözleşmeye göre, 997 TL’ye işçi ancak 1 Ocak 2013 tarihinde geliyor... “Peki, bu 997 TL ile işçi daha ne kadar çalışacak?” derseniz, 1 yıl daha çalışacak... “Bir grup düşük ücretlinin dışındaki işçiler, ne oranda zam, ne kadar ikramiye aldı?” sorusuna cevabı sıfırcı sendikadan alamazsınız; Biz, söyleyelim: “Sizin ücretiniz zaten yüksek” diyerek, YÜKSEK ÜCRETLİYE ‘SIFIR’ ZAM… “Dört ikramiye de size çok” diyerek, ÜCRETE GÖRE 2 AYA KADAR İNEN İKRAMİYE… “Ödemeleri nete çevirdik” diyorlar.. Mahle Mopisan, İzmir’de Serbest Bölge’de faaliyette olan bir işyeri. Buradaki tüm işyerlerinde çalışanlara -yasa gereği- zaten net ödeme yapılıyor. Dolayısıyla, sıfırcı sendikanın bu konuda bir şey yapması mümkün değil… işTe Türk MeTAl FArkı Türk Metal’in, yeni örgütlendiği bir işyerinde dahi, hiçbir üyesi 1090 TL’nin altında bir ücretle işe başlamaz… Onlar, eski işçide 997 TL’ye geldik diye övünüyorlar… Türk Metal, aldığı zammı, yürürlük başından itibaren alır. Türk Metal, aldığı zam oranını üst üste koyup da, ulaştığı rakamı değil, her dönemi ayrı ayrı açıklar. Türk Metal, zam alınca tüm üyelerine alır. “Yüksek ücretliye zamma gerek yok” demez… 33 TÜRK SıFırCı SendikA, MAHle eMekÇilerini ikiye Böldü METAL Ditaş ve Asil Çelik’teki ‘satış’ sözleşmesine bir yenisini daha eklediler. İŞTE HAYATIMIZ RÖPORTAJ: uğuR POLAT ugur.polat@turkmetal.org.tr Dergimizin bu ayki metal kahramanları Balıkesir’den… Balıkesir Şubemizin yetkili olduğu Balıkesir Elektro Mekanik Trafo Fabrikası (BEST) işyeri çalışanı Celal Ür ve ailesi bu ayki konuklarımız… METAL İşçinin çözüm ortağı TÜRK 34 Türk MeTAl Balıkesir Elektro Mekanik Trafo Fabrikası’nda (BEST) 1996 yılında işbaşı yaptım. O günden itibaren de çalışmaktayım. BEST işyerinde iş başı yapalı 17 yıl oldu. Şu an en büyük hayalim, BEST işyerinde görevimi tamamlayıp buradan emekli olarak ayrılmak METAL İŞTE HAYATIMIZ | BEST İŞYERİNDE ÇALIŞMANIN VE SENDİKALI OLMANIN AYRICALIĞINI YAŞIYORUM B alıkesir doğumlu olan Celal Ür, askerlik dönemi ve dört yıllık yurtdışı deneyimi dışında Balıkesir’de yaşadığını belirtiyor. “Ben Balıkesir doğumluyum. Ailem Balıkesir’in Kepsut ilçesinden, ben de çocukluk dönemimi orada geçirdim. Askerlik ve dört yıllık Suudi Arabistan iş deneyimim haricinde hep Balıkesir’de yaşadım. İlimizi, birlikteliğimizi çok seviyorum.” Yirmi iki yıldır çalışma hayatının içinde yer aldığını anlatan Ür, “son durağının BEST olduğunu ve buradan emekli olarak ayrılmak istediğini” sözlerine ekliyor: “Balıkesir Elektro Mekanik Trafo Fabrikasında (BEST) 1996 yılında işbaşı yaptım. O günden itibaren de burada çalışmaktayım. BEST işyerinde çalışmanın ayrıcalığını ve sendikalı olmanın farklılığını burada yaşadım. Daha önce yine Balıkesir’de faaliyet gösteren bir jeneratör fabrikasında 1,5 yıl çalıştım. Sendikasız bir işyeriydi… Daha sonra dört buçuk yıl Suudi Arabistan’da demirdoğrama işinde çalıştım. Bugün ise BEST işyerindeyim. BEST işyerinde iş başı yapalı 17 yıl oldu. Şu an en büyük hayalim, BEST işyerinde görevimi tamamlayıp, buradan emekli olarak ayrılmak.” ilk çalıştığım işyerinde sendika yoktu. BeST işyerine girdiğim günden itibaren sendikalıyım. Sendikalı olmanın farkını burada görüp öğrendim. Sendikamız her türlü desteğini ve yardımını bizlerden esirgemiyor ve destekçimiz oluyor… doğru bir yaklaşım mı bilmiyorum ama, sendikamız bizim, yani işçilerin çözüm ortağı diyebilirim TÜRK 35 | İŞTE HAYATIMIZ ‘Türk Metal bizim çözüm ortağımız’ ye gidecek. Türk Metal ailesinin bir üyesi olmaktan çok mutluyuz.” İşyerinde birlik ve beraberliğin en üst düzeyde olduğunu dile getiren Ür, bu birlik ve beraberlikte sendikanın önemli bir faktör olduğunu vurguluyor. “BEST işyerinde uzun bir dönemdir çalıştığım için, burada iyi kötü birçok anım oldu. Birçok arkadaşımızın iyi ve kötü gününde bir arada olduk. Fakat benim için en unutulmaz olay, işyerimizden emekli olalı belki yedi-sekiz yıl olan bir abimizin zor durumda kalması sonucunda, eski yeni tüm arkadaşların bir araya gelip onun yanında olmasıydı. Bu, aramızdaki birlik ve beraberliğin ne kadar üst noktalarda olduğunun bir göstergesiydi. En önemlisi de, bir gün buradan emekli olarak ayrıldığımda arkadaşlarımın beni de unutmayacağını düşünmemi sağlaması oldu.” METAL Celal Ür, çalışma hayatının ilk yıllarında sendikasız işyerlerinde çalıştığını ve sendikasız çalışma ortamı ile sendikalı çalışma ortamları arasındaki farkı çok iyi bildiğinin altını çiziyor ve sendikamız ile ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor: “İlk çalıştığım işyerinde sendika yoktu. Benim için en önemlisi sorunlarımı, sıkıntılarımı anlatacak, benim haklarımı savunacak birisinin olmamasıydı. Kısacası, muhatap olacak birini bulamıyordum. BEST işyerine girdiğim günden itibaren sendikalıyım. Sendikalı olmanın farkını burada görüp öğrendim. Sendikamız her türlü desteğini ve yardımını bizlerden esirgemiyor ve destekçimiz oluyor. Sendikamız bizim, yani işçilerin sanki çözüm ortağı diyebilirim. Metal işçileri, birlik ve beraberliklerini bozmadıkları sürece hep daha iyi- TÜRK 36 celal Ür, eşinin üç vardiya, kendisinin ise iki vardiyada çalıştığını, bu nedenle işe gidiş ve geliş saatlerinin birbirlerinden farklı olduğunu ifade ediyor. Bu durumun zorluklarını yaşadıklarını ve yaşamaya devam ettiklerini söyleyen Ür, evde akşam yemeğini yeri geldiğinde kendisinin, yeri geldiğinde ise eşinin yaptığını anlatıyor evli iki çocuk sahibi Celal Ür’ün eşi Ulviye Hanım da, süt ürünleri üreten bir fabrikada işçi olarak çalışıyor. Kızı Şule lise üçüncü sınıfa giderken, oğlu Mustafa, ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi… Celal Ür, eşinin, abisinin baldızı olduğunu ve onunla evlendikten sonra Suudi Arabistan’daki işini bırakarak Balıkesir’e tekrar yerleştiğini anlatıyor. Ulviye Hanım ise, eşiyle yakın akraba olduğu için ilk başta evlenmek istemediğini, fakat dünyaya bir daha gelse, yine Celal Ür ile evlenmek istediğini belirtiyor. Eşi ile 19 yıldır evli olduğunu kaydeden Ulviye Ür, eşine en büyük eleştirisinin, kendisine 19 yıldır bir çiçek dahi almaması olduğunu söylüyor. Ancak Ulviye Hanım, iyi ve kötü günlerinde sürekli bir arada olduklarını, bunun da, birbirlerine olan bağı sürekli olarak güçlendirdiğini belirtmeyi de ihmal etmiyor. Celal Ür, eşinin üç vardiya, kendisinin ise iki vardiyada çalıştığını, bu nedenle işe gidiş ve geliş saatlerinin birbirinden farklı olduğunu söylüyor. Bu durumun çeşitli zorluklarını yaşadıklarını ve yaşamaya devam ettiklerini ifade eden Ür, evde yeri geldiğinde akşam yemeğini kendisinin, yeri geldiğinde ise eşinin yaptığını belirtiyor. Ür çifti, evde birlikte olabilme fırsatı buldukları zamanlarda, balkonda çay ve kahve muhabbetlerinden çok keyif aldıklarını anlatıyor. Ailece, televizyonda “Ben Bilmem Eşim Bilir” isimli yarışma programını seyretmekten büyük keyif aldıklarını söyleyen Celal Ür, bu programa gösterdikleri ilgide, sunucu İlker Ayrık’ın Balıkesirli olmasının payı bulunduğunu ifade ediyor. Biz de Ür ailesi ile röportajımızı tamamlarken, bizleri evlerinde konuk ettikleri için kendilerine teşekkürlerimizi bir kez de dergimiz vasıtası ile iletmek istiyoruz. Ür ailesi ile birlikteliğimiz sırasında bizleri yalnız bırakmayan Balıkesir Şube Sekreterimiz Fatih Uzan’a da tekrar teşekkür ederiz. METAL 37 TÜRK ulviye Ür: Dünyaya bir daha gelsem yine eşimle evlenmek isterim MAKALE DOÇ. DR. ŞENAY GÖKBAYRAK Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcısı Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi SENDİKACILIĞIN GELECEĞİ METAL Tehditler ve Fırsatlar TÜRK 38 Kamu sektöründe ise artan düzensiz ve eğreti istihdam ilişkileri (4-C gibi) kamu sektöründe de sendikaların gücünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmaktadır müz sendikal dönüşümünün temel özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.(Visser, 2012: 130-131). Kurumsal endüstri ilişkilerinin tarihsel olarak güçlü olmadığı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller önemli ölçüde sürmektedir. Bu ülkelerin kapitalist dünya ekonomisine eklemlenme sürecinde yaşadığı sıkıntılar öncelikle sendikalar üzerinde etkisini göstermekte ve sendika yoğunluğu bu ülkeler için oldukça düşük düzeylerde (%2-3) seyretmektedir (ILO, 2010). Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı sendikalaşma oranlarının, gerçek sendikalaşma oranlarından oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Söz konusu durum, toplu sözleşme kapsamında yer alan işçi sayısı ve ilgili bazı değişkenler ele alındığında açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Çelik ve Lordoğlu (2006)’nun geliştirdiği hesaplama yöntemi çerçevesinde, 1998-2004 yıllarını kapsayan dönemde, sendikalaşma oranının %10-15 arasında değiştiği görülmektedir. Ancak, son yıllarda bu oran da önemli ölçüde azalmakta ve Türkiye’de sendikacılık esas olarak kamu sektörü ile sınırlı bir yapıya sıkışmaktadır. Kamu sektöründe ise artan düzensiz ve eğreti istihdam ilişkileri (4-C gibi) kamu sektöründe de sendikaların gücünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmaktadır. Ortaya çıkan tablo, dünyada ve Türkiye’de sendikacılığın önemli tehditler ile karşı karşıya kalarak, geçtiğimiz son otuz yıl içerisinde güç kaybettiğini göstermektedir. Ancak, yaşanan dönüşüm, sendikalar açısından tehditler kadar, dönüşüm yönetilebildiği ölçüde fırsatlar da ya- ratabilecek niteliktedir. Özellikle son küresel kriz, tüm dünyada, sendikacılığın geleneksel olarak temsil ettiği eşitlik ve adalet ilkelerinin önemini ve değerini artırmış, bu bağlamda sendikaların kapitalist sisteminin düzenlenmesindeki rolünün ön plana çıkmasına ortam sağlamıştır. Bu çalışmada, bu noktadan hareketle, sendikacılığın krizine neden olan dışsal ve içsel faktörler kapsamında, sendikacılığın bugünü ve geleceğine yönelik tehdit ve fırsatlar değerlendirilmeye çalışılacaktır. Sendikal Krize Neden Olan Dışsal ve İçsel Faktörler Tüm dünyada sendikalaşma oranlarının düşmesine neden olan ortak bir takım dışsal ve içsel faktörler bulunmaktadır (Selamoğlu, 2004; Bryson,vd, 2011: 98; Visser,2012). Sendikal yapıdaki değişim sürecini belirleyen dışsal faktörler, n Küreselleşme süreci (sermeyenin emeğin ucuz olduğu ülkelere kayışı karşısında sendikaların ulusal refah devletleri içerisinde pazarlık güçlerini önemli ölçüde yitirmeleri) n Finans piyasaların rolünün artışı karşısında emek yoğun reel sektör üretimindeki azalışın, sendika üyesi sanayi sektöründe çalışan işçi sayısını azaltması, n Teknolojik değişimlerin üretim ve istihdam yapısını değiştirmesi, hizmetler sektöründe istihdam artışı n Bir yandan teknolojilik değişimlerin etkisiyle sendikalaşma eğilimi düşük nitelikli işgücüne talep yükselirken, diğer yandan, sendikal örgütlenmeye yabancı olan kadın, genç ve göçmen işgücünün işgücü piyasalarında tabakalaşma sonucu önem kazanması METAL Sendikaların sürekli gelişen teknoloji karşısında yeni internet tabanlı teknolojiler ile sosyal medyayı kullanabilme yetisi üye tabanını genişletmede önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır (Bryson, vd, 2011). Bu bağlamda sendikaların gerek kendi aralarında, gerekse de diğer toplumsal hareketlerle (kadın, çevre ve insan hakları hareketi) hem ulusal hem uluslararası işbirliği kapasitesini geliştirmede, web tabanlı teknolojik yapılanma büyük önem taşımaktadır 39 TÜRK 21. yüzyıl kapitalist bölüşüm ilişkilerinin şekillenmesinde finans sektörünün belirleyici yapısı ve bu kapsamda ortaya çıkan dönüşümler, kapitalizmin Altın Çağ Dönemi’nin bölüşüm ilişkilerinde belirleyici olan sendikaların rolünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmuştur. Kapitalizmin Altın Çağ dönemindeki Taylorist-Fordist kitlesel üretim modeli, sendikaların başarılı bir şekilde örgütlenme ve hak kazanımlarına ortam sağlamıştır. Bu dönemde, siyasal alanda egemen demokratik korporatizm modeli, güçlü sosyal demokrat partiler, merkezi yapıdaki işçi sendikaları ve işveren örgütleri, üçlü yapıdaki mekanizmaların ekonomi ve sosyal politikaları belirlemesi, genişlemekte olan sosyal refah devleti uygulamaları, sendikaların ekonomik ve toplumsal yaşamda güçlenmesini sağlamıştır. Ancak, üretim biçimlerinde ortaya çıkan dönüşüm, istihdamın değişen yapısı ve sendikaların rolüne ilişkin başat ideolojinin etkisiyle, 1980’li yıllardan itibaren tüm dünyada, sendikalı işçi sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Tarihsel olarak sendikalaşma oranlarının görece yüksek olduğu Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde bile sendika üyesi işçi sayısında azalma dikkat çekici bir düzeydedir. AB üyesi ülkelerde 2000-2008 yılları arasında emekli olan işçiler hariç tutulduğunda, bağımlı çalışanlar arasında sendika üyesi işçi sayısı 46 milyondan 43 milyona düşmüştür. Aynı dönemde bağımlı çalışanların sayısının 120 milyondan 140 milyona yükseldiği dikkate alındığında, sendika yoğunluğunun %27,8’den %23,4’e düşmesi, kurumsal endüstri ilişkileri geleneği ile ön plana çıkan Avrupa ülkeleri açısından oldukça düşündürücüdür (Visser,2010). Sanayi sektöründe istihdamın azalması, özellikle sanayi sektöründe örgütlü ve geleneksel olarak güçlü bir sendikacılık kimliğine sahip olan endüstri sendikacılığının gücünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmuştur. Birçok Avrupa ülkesi açısından 30-40 yıl öncesi için metal sanayi, kimya, tekstil, inşaat ya da taşımacılık sektörleri için geçerli olan bir sektör=bir sendika yapısı, günümüzde istisnai bir durum teşkil etmektedir. Sanayi sektörünün refahın yaratılmasındaki payının azalması; birçok sektörde meslek profilinin bulanıklaşması; sektörel sınırların belirsizleşmesi, sendikalaşma oranlarının azalması, sendika birleşmeleri ve çok sektörlü sendikacılığın artması, sektörel toplu iş sözleşmelerinin azalışı ve sendikalar ile siyasal partiler arasındaki ilişkinin geçmişe göre önemli ölçüde zayıflaması, Avrupa’da günü- METAL | MAKALE TÜRK 40 n Değişen işgücü piyasaları ( Sendikal örgütlenmenin oldukça zor olduğu esnek ve düzensiz istihdam biçimlerinde artış sonucu sendikalaşma oranlarının azalması, üretim ölçeklerinin dezantralizasyonu ve küçülmesi sonucu toplu pazarlığın ölçeğinin işletme/işyeri düzeyine indirgenmesi ya da ortadan kalkması) n Yönetim ve organizasyon yapılarında değişimler (Sendikalara olan gereksinimi azaltıcı yönde çalışanlara yönelik ödüllendirme ve kontrol sistemlerini içeren yeni yönetim teknikleri) n Sendikaların geleneksel olarak güçlü olduğu kamu sektöründeki istihdamın özelleştirmeler sonucunda önemli ölçüde azalması n Küresel krizler sonucu artan işsizlik ve güvencesizliğin, sendikaların pazarlık gücünü önemli ölçüde azaltması n Politikalardaki değişimler (Sağ partilerin iktidara gelişi ve sendikaların politik gücünü kaybetmeleri) Son otuz yıllık dönemde yukarıda sıraladığımız faktörler kapsamında ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve siyasal dönüşümler sonucu sendikalar önemli ölçüde güç kaybına uğramışlardır. Sendikal hareketin krizinde, değişen yapısal koşullar kadar, bu koşullara yanıt vermede sendikaların da yetersiz kalmasına yol açan bir takım içsel faktörler de etkili olmuştur. Bu içsel faktörleri şu şekilde sıralamak olanaklıdır (Selamoğlu, 2004; Bryson,vd, 2011): n Değişen koşullara yanıt verme konusunda eylemsizlik ve geç kalınması (Yeni kuşaklar, kadın işgücü ve yeni toplumsal hareketler ile bağlantı kurulma noktasında yaşanan sorunlar) n Geleneksel örgütlenme metotlarına ( öncelikle kamu sektörünü ya da imalat sanayinde büyük ölçekli firmaları hedef alan) bağlı kalınması ve yeni örgütlenme modellerinin geliştirilememesi) n Özellikle Türkiye açısından değerlendirildiğinde, sendika içi demokrasi kanallarının yeterince iyi işletilememesi. Tüm bu faktörlerin etkisiyle, dünyada sendikalaşma oranlarının azalmasının yanı sıra, sendikaların etkinliğinin temel göstergelerinden olan toplu pazarlığın kapsamının daraldığı ya da en iyi olasılıkla sabit kaldığı ve sendikal eylemlilikte (grev) önemli bir azalmanın ortaya çıktığı görülmektedir (Hayter, 2011; Visser,2011). Yukarıda genel hatları ile ortaya koymaya çalıştığımız tablo, Türkiye açısından da geçerlidir. Yapılan saha çalışma- ları Türkiye’de çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamda artan kırılganlıkların sendikalara olan ihtiyacı artırmasına rağmen, çalışanların sendikalara olan tutumun genel olarak olumsuz olduğunu göstermektedir (Özşuca, vd, 2011/ KAMAG Projesi; Urhan ve Selamoğlu, 2008). Bu olumsuz tabloda sendikal örgütlenmenin önündeki engeller ve artan güvencesizlik kadar, sendikal yapıdan kaynaklı bir takım sorunların da olduğu ortaya çıkmaktadır. Urhan ve Selamoğlu (2008:182-184)’nun Kocaeli’nde 2004 ve 2008 yıllarında gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları, süreç içerisinde sendikalara olan güvenin azaldığını ve sendikaların işçilerin haklarını koruyup geliştirme konusunda araştırmaya katılan işçilerin %82’lik gibi önemli bir kısmının olumsuz görüşe sahip olduğunu göstermektedir. Sendikalara karşı olumsuz tutum içerisinde olan işçilerin büyük bir kısmının daha önce sendika üyesi işçiler olması ise, çalışmanın en dikkat çekici bulgularından birini oluşturmaktadır. Sendikalara üye olmama nedenleri arasında sendikalara güven duymama % 28,6’lık bir oranla ilk sırada yer almaktadır. Sendikaların işçilerin hak ve çıkarlarını koruma konusunda yetersiz kalmasının nedenleri ise sırasıyla, işverenlerin işçiler üzerindeki baskıları (%28,1), yasaların anti-demokratik olması (%26,3) ve sendikacıların yetersizliği (%25,3) olarak sıralanmaktadır (Urhan ve Selamoğlu, 2008: 184). Ortaya çıkan bu tablo, sendikaları krize sokan yapısal koşullar karşısında sendikaların örgütlenme konusunda başa- rı sağlayabilmeleri için, sendikal yapı ve anlayışta değişimin bir tercihten çok bir zorunluluk olduğunu göstermektedir. Sendikal Yapıda Değişim Süreci: Arayışlar ve Öneriler Son otuz yıllık dönemde sendikalar bir yandan güç kaybederken, diğer yandan değişen koşullar karşısında sendikal hareketin nasıl bir değişim süreci içerisinde olması gerektiğine yönelik tartışmalar da yoğunluk kazanmıştır. Örgütlenme sorunları karşısında literatürde herkesin üzerinde uzlaştığı nokta, özellikle ABD ve İngiltere deneyimleri ışığında “örgütsüzlerin örgütlenmesi” olarak nitelendirilen, potansiyel üyelerin örgütlenmesine yönelik stratejilerin geliştirilmesidir. Bu noktada sendikal hareket, bir yandan mevcut üyelerine daha korumalı (iş güvencesi ve sosyal güvence) şartlarda istihdam arayışı yönünde eylemlilik gösterirken, diğer yandan, geleneksel olarak uzak durduğu a-tipik ve esnek istihdam biçimlerinde yoğunlaşan özellikle genç, kadın ve göçmen işgücüne yönelik örgütlenme stratejileri geliştirmek durumundadır. Bu noktada, genç, kadın ve göçmen işgücü ile ailelerinin ihtiyaçları ve beklentilerine yönelik hizmet çeşitlendirmelerine gitmek önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır (Selamoğlu,2008; Bryson vd, 2011). Bu grupların sendikaları tanıması ve sendikal örgütlenme yönünde olumlu tutum geliştirebilmesi, sendikaların bu gruplara yönelik taban örgütlenmelerini geliştirebilmelerine ve bu gruplara yönelik özel hizmetlerle bu grupları kapsayabilmesine bağlıdır. Sendikala- Değişen koşullar karşısında sendikaların gündeminde giderek daha fazla yer edinmeye başlayan bir diğer grup ise, işgücü piyasasına katılım oranları hızla artan kadınlardır. Sendikalarda erkek egemen kültürün sürmesine rağmen, bu durumun değişmeye başladığını ve giderek kadın sorunlarının sendika gündemlerinde daha fazla içerildiğini gösteren örneklerin olması (İspanya, Fransa, Danimarka’da kadınlar sendikası gibi), sendikal hareketin üzerinde dikkatle düşünmesi gerekli bir diğer olgudur (Ledwith,2012). Artan işgücü mobilitesi ve göçmen işçiliği karşısında sendikal hareketin yüzünü daha fazla çevirmeye başladığı bir diğer grup ise göçmen işçilerdir. Bu konudaki deneyimler henüz olgunluğa ulaşmamış olmakla birlikte, geleneksel olarak göçmen işçiliğe karşı olan Avrupa ve Amerika sendikalarının göçmenlere yönelik örgütlenme, hizmet sunma ve kamuoyu oluşturmaya yönelik girişimlerinin dikkatle analiz edilmesi gerekmektedir. Bu noktada İngiliz sendikalarının Polonyalı göçmen işçileri örgütleme, sendikalar içinde göçmen işçilerin istihdamına ilişkin birimler kurma ve bu işçilere yönelik dil kursları düzenlenmesi (James ve Karmowska,2012); ABD’de Service Employees International Union (SEUI)’nun önderliğinde yürütülen örgütlenme ve özellikle göçmen işçilerin seslerinin duyurulmasında etkili olan 1990’daki Justice for Janitors (Jf J) kampanyası ve daha sonraki gelişmeler (Milkman,2000) göçmen işçilerin sendika gün- demlerinde yer alabileceğini göstermesi açısından anlamlıdır. Sendikaların yeni vizyon arayışları sürecinde öncelikle tehdit olarak algılanılan, ancak iyi yönetildiğinde fırsat olabilecek bir diğer kanal ise, refah devletinin kısılma sürecinde sendikal dayanışmanın, kısılan refah devleti işlevlerinin bir bölümünü üstlenebileceğidir. Tarihsel olarak sendikalar kurumsal refah devleti uygulamalarının olgunlaşmadığı dönemlerde, üyelerine hastalık, işsizlik ve yaşlılık dönemlerinde çeşitli sosyal risklere karşı koruma sağlayan temel aktörler olmuşlardır. Günümüzde değişen yapısal koşullar karşısında refah devletinin yeniden yapılanma süreci – refah sunumunda azalan kamunun rolünün, piyasa, aile gibi diğer refah aktörleri tarafından artan oranda üstlenilmesi- korporatist refah devleti anlayışının temel aktörü olan sendikaların gücünü bir yandan azaltırken, diğer yandan sosyal risklere karşı üyelerini korumada sendikalara önemli bir rol de yüklemektedir. Özellikle sosyal diyalog ve ortaklık anlayışının tarihsel olarak gelişmiş olduğu ülkelerde, sendikaların mesleki eğitim (Almanya), istihdam ve işsizliğe karşı koruma (Ghent sistemi – Belçika (Flaman) ve İskandinav ülkeleri-) ile emeklilik ya da ikinci basamak mesleki emeklilik sistemlerinin yönetiminde (İskandinav ülkeleri ve İtalya) önemli fonksiyonlarının olduğu bilinmektedir (Gökbayrak,2010). Son kriz döneminde artan sosyal risklere karşı kolektif mekanizmaların geliştirilmesi konusunda 41 TÜRK rın sadece çalışanların ve üyelerinin değil, farklı toplumsal gruplara ve hareketlere duyarlı olması (örneğin işsizler, çevre sorunları, kadın hareketi, cinsel kimlik hareketleri gibi) da sendikaların değişen toplumsal koşullar karşısında sahiplenilmesinde önem taşımaktadır (Bryson vd, 2011). Özellikle sendikal örgütleme açısından güçlük yaratan a-tipik istihdam biçimlerinde çalışanlara yönelik özgün örgütlenme girişimleri çok az olmakla birlikte, önemli deneyimleri içerisinde barındırmaktadır. Bu bağlamda, İtalya’da CGIL ve CISL konfederasyonları içerisinde bu tip çalışanların temsili için özel birimler oluşturulmuştur. Yine ABD’de, ileri teknoloji işlerinde çalışan uzmanlara yönelik CWA içerisinde oluşturulmuş bir birim bulunmaktadır. Deneyimler işgücü piyasalarında artan esnekliğin ülkeler arasında sendikal stratejileri yakınsattığını göstermektedir (Pernicka, 2006; Cella, 2012). Günümüzün çalışma koşullarının özellikleriyle 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başındaki çalışma koşullarının benzerliğine dikkat çeken Cella (2012), tarihsel deneyimin ışığında, söz konusu çalışan grupları için meslek sendikacılığının ve bu gruplara özgü toplu pazarlığın günümüzde a-tipik istihdam biçimlerinde çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesinde de önemli bir araç olabileceğini belirtmektedir. Burada önemli olan nokta, farklı alternatiflerin olabileceği gerçeği ile farklı deneyimlerin çok iyi şekilde analiz edilmesinin sendikal arayışta taşıdığı önemdir. METAL MAKALE | METAL | MAKALE TÜRK 42 işverenlerin desteği olsun ya da olmasın, sendikaların öneminin arttığına ilişkin görüşlerin ağırlık kazanmaya başladığı görülmektedir (Johson, vd, 2012). Sendikalara yönelik toplumsal kabulü artırmada ortaya çıkan bu ortamın sendikalar açısından etkinlik kazanabilmesinin ön koşulu ise söz konusu ülkelerde sosyal diyalog ve ortaklık kültürünün gelişmiş olmasıdır. Bu kültürün görece gelişmemiş olduğu ülkelerde bile,(Türkiye) söz konusu kanal, sendikaların geleceğini şekillendiren politikalar belirlenirken üzerinde dikkatle düşünülmesi gerekli bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Kriz dönemleri sendikalar tarafından oluşturulan dayanışma fonlarının sürdürebilirliğinin test edildiği dönemler olacaktır. Yunanistan’da işçi ve işverenlerin katkı sağladığı mesleki eğitim fonuna, artan borçlar karşısında hükümetin bir anlamda el koyması, sosyal risklerin sendikalar aracılığıyla kollektif olarak bölüşülmesi uygulaması için bir tehlike oluşturduğunu göstermiştir. Yine de bu alternatif, gerekli önlemlerin alınması durumunda dikkate değerdir. Ebbinghaus vd (2011)’nin 19 Avrupa ülkesini kapsayıcı şekilde sendika üyeliğinin çoklu analizini yaptıkları çalışmalarında sendika üyeliğini etkileyen cinsiyet, yaş, eğitim, politik tutum, sosyal sınıf, a-tipik istihdam gibi bireysel özelliklerinin etkisi göz ardı edildiğinde, sendika üyeliğini belirleyen mezo ve makro düzeyde üç temel değişken saptamışlardır. Bunlardan ilki, Ghent sistem olarak adlandırılan (Danimarka, İsveç, Finlandiya, Belçika) sendikaların yönettiği işsizlik sigortalarının varlığı1, ikincisi işyeri örgütlenmesi ve son olarak sosyal sermayenin varlığı, sendikaya üyelik kararlarının verilmesinde olumlu etkide bulunan değişkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik sistemine karşı sendikaların koruma sağlaması özellikle işsizliğin yüksek olduğu dönemler ve işsizlik riskinin yüksek olduğu gruplar açısından ( genç işçiler, düşük eğitim ve nitelik düzeyine sahip çalışanlar gibi) sendika üyeliğini olumlu yönde etkilerken, işyeri düzeyinde sendikanın varlığı, sendikalara daha düşük maliyetle örgütlenme imkânı sunmaktadır. Sendikanın özellikle diğer toplumsal hareketler ile işbirliği çerçevesinde sağladığı sosyal sermaye olanakları, sendikasızlaştırma yönündeki baskıların arttığı dönemde sendika üyeliğini güçlendirme yönünde etkide bulunmaktadır. Sendikal kriz karşısında geliştirilen stratejilerden bir diğeri de sendikal birleş- Değişen toplumsal koşullar ve yaşanan ortak sorunlar karşısında sendikacılık hareketi, yerel olduğu kadar, küresel düşünmek ve hareket etmek durumundadır. Bu zorunluluk, sadece kendi ulusal ve yerel gündemlerini anlayan değil, küresel değişimi öngörebilen ve bu noktada stratejiler geliştirebilen sendikal yapı ve anlayışı gerekli kılmaktadır melerdir. 1990’lı ve 2000’li yıllarda yaşanan sendika birleşmeleri çok-sektörlü sendikal yapıları ortaya çıkarmıştır. Sendika birleşmelerinden beklentiler, ölçek ekonomileri yaratarak daha düşük maliyetlerin ortaya çıkması, üyelere daha iyi hizmet sunumu, kaynakların artışı, yüksek nitelikli uzmanlar, daha etkin politik lobi süreçleridir (Visser,2011). Ancak, birleşmelerden beklentiler, sendikaların farklı yapısal kültürlerinin olması, farklı endüstri ilişkileri gelenekleri ve bu farklılıkların elimine edilememesi nedeniyle, ne ulusal düzeyde ne de ulusüstü (örneğin Avrupa) düzeyde tam anlamıyla ortaya çıkamamıştır (Selamoğlu,2006). Yaşanan deneyimler ışığında, yeni örgütlenme ve hizmet stratejilerinin geliştirilebilmesi, öncelikle sendikal yapı ve liderlikte değişimi takip eden değil, yönetebilen bir vizyon değişimini gerekli kılmaktadır. Sendika tabanı ile sürekli iletişim halinde olan ve sendika içi demokrasi mekanizmalarını sürekli işleten ve geliştiren bir yönetim anlayışı, sendikal tabanın sendikaları sahiplenmesine olanak sağlayacaktır. Sendikaların sürekli gelişen teknoloji karşısında yeni internet tabanlı teknolojiler ile sosyal medyayı kullanabilme yetisi, üye tabanını genişletmede önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır (Bryson, vd, 2011). Bu bağlamda, sendikaların gerek kendi aralarında, gerekse de diğer toplumsal hareketlerle (kadın, çevre, ve insan hak- ları hareketi) hem ulusal hem uluslararası işbirliği kapasitesini geliştirmede web tabanlı teknolojik yapılanma büyük önem taşımaktadır. Değişen toplumsal koşullar ve yaşanan ortak sorunlar karşısında, sendikacılık hareketi yerel olduğu kadar, küresel düşünmek ve hareket etmek durumundadır. Bu zorunluluk sadece kendi ulusal ve yerel gündemlerini anlayan değil, küresel değişimi öngörebilen ve bu noktada stratejiler geliştirebilen sendikal yapı ve anlayışı gerekli kılmaktadır. Bu yapıyı sağlayacak temel itici güç ise uzmanlaşmadır. Uzmanlaşma, sendikal yapı içerisinde sendika uzmanlarının rolünün önemine işaret etmektedir. Sendika uzmanlarının kapasitesini geliştirici yönde sürekli eğitim olanakları, değişimi yönetebilmede öncelikli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Sendikaların işverenler tarafından kabul edilebilirliğini artırmada göz önüne alınması gerekli bir diğer unsur da, sendikalı çalışma ilişkilerinin sağlayacağı yararların ortaya konulmasıdır. Sendikalı ve dolayısıyla korunaklı işgücünün işverenler açısından en önemli yararı, işgücü verimliliğinin artmasına bağlı olarak ortaya çıkan üretim artışıdır. Ancak Byrson, Forth ve Laroche’ (2011)in Fransa ve İngiltere’ye yönelik yaptıkları çalışmaları, sendikaların işletmeler üzerinde verimlilik artışı yönünde bir etki yaratmadığını göstermektedir. Dolayısıyla, sendikaların geleceğe ilişkin değişim arayışlarında üyelerinin verimliliğini artırıcı yönde, başta eğitim çalışmaları olmak üzere, çeşitli hizmet ve uygulamalar konusunda işletmelerle birlikte işbirliği kanallarını artırıcı yenilikçi uygulamaların potansiyelini göz ardı etmemeleri önem taşımaktadır. Sendikaların yeni arayışlarında, özellikle örgütsüz kesimlerin örgütlenmesindeki strateji seçimlerinde ülke içinde ve ülkeler arasındaki farklılıkları belirleyen temel etken, sendikaların bağlı bulunduğu kurumsal yapıların özellikleridir. Bu gerçeklik dikkate alındığında, hangi stratejinin seçileceği ve ne şekilde uygulanacağı her ülkenin endüstri ilişkileri sisteminin kurumsal özelliklerine bağlı olarak şekillenecektir. Bu noktada, ülkelerin refahın yaratımı ve dağılımda benimsedikleri refah rejimleri bağlamında sosyal koruma sistemlerinin özellikleri ve tarihsel olarak sendikaların refah devletinin gelişimindeki belirleyici rolleri, sendikal yapının güçlenmesinde göz önüne alınması gerekli önemli bir etkendir. MAKALE | 1 - Ancak, Ghent sistemine yönelik liberal hükümetler tarafından yönlendirilen sınırlayıcı düzenlemeler, sendikalar ve işsizlik sigortası arasındaki ilişkinin zayıflamasına neden olmaktadır. Bryson, A.; Ebbinghaus, B.; Visser, J. (2011), “Introduction: Causes, consequences and cures of union decline”, European Journal of Industrial Relations, 17(2): 97-105. Bryson, A; Forth,J.; Laroche, P. (2011), “Evolution or revolution? The impact of unions on workplace performance in Britain and France” European Journal of Industrial Relations, 17(2):171-178. Cella, C. P. (2012), The representation of non-standard workers. Theory and culture of collective bargaining”, Transfer: European Review of Labour and Reseach, 18(2):171-184. Çelik, A. ve Lordoğlu, K. (2006), “Türkiye’de Resmi Sendikalaşma İstatistiklerinin Sorunları Üstüne” Çalışma ve Toplum, 9(2): 11-29. ebbinghaus, B; Göbel, C.; Koos, S. (2011), “Social capital, ‘Ghent’ and workplace contexts matter: Comparing union membership in Europe” European Journal of Industrial Relations, 17(2):107-124. Gökbayrak, Ş. (2010), Refah Devletinin Dönüşümü ve Özel Emeklilik Programları, Siyasal Kitabevi Yayınları, Ankara. Hayter, S. (2011), The role of collective bargaining in the global economy: Negotiating for social justice, ILO. ılO (2010), Extracted from Trade union density and collective bargaining coverage: International Statistical Inquiry 2008-09. James, P., Karmowska, j (2012), “Unions and migrant workers: strategic challenges in Britain”, Transfer: European Review of Labour and Research,18(2) 201-212 Johnston, A; Kornelakis, A; Rodriguez d’Acri, C. (2012), “Swords of justice in an age of retrenchment? The role of trade unions in welfare provision”Transfer: European Review of Labour and Research, 18(2): 213-224. ledwith, S. (2012), “Gender politics in trade unions. The representation of women between exclusion and inclusion”,Transfer: European Review of Labour and Research 18(2): 185-199. Milkman, R. (2000), “Immigrant Organizing and The New Labor Movement in Los Angeles”, Critical Sociology, 26 (1-2): 59- 81. özşuca, Ş. vd, (2011), “Kayıtlı İstihdama Geçişte Etkin Denetim Modellerinin Araştırılması TÜBİTAK-KAMAG Projesi”, Yayınlanmamış Sonuç Raporu, Ankara. Pernicka S (2006)” Organizing the Self Employed: Theoretical Considerations and Empirical Findings”.European Journal of Industrial Relations 12(2): 125–142. Selamoğlu, A. (2004), “Örgütlenme Sorunu ve Sendikal Yapıda Değişim Arayışı”, Çalışma ve Toplum, 2(2): 39-54. Selamoğlu, A. (2006), “Avrupa Birliği İşçi Sendikaları”, İktisat Fakültesi Mecmuası, (Prof. Dr. Toker Dereliye Armağan Özel Sayısı), 55(1): 61-86. urhan, B. Ve Selamoğlu, A. (2008), “İşçilerin Sendikalara Yönelik Tutum ve Davranışları: Kocaeli Örneği”, Çalışma ve Toplum, 18(3): 171-197. visser, J. (2010), Data base on institutional characteristics of trade unions, wage setting, state intervention and social pacts in 34 countries between1960 and 2008 HYPERLINK “http://www.uva-aias.net/” http://www.uva-aias.net/. visser, J. (2012), “The rise and fall of industrial unionism”, Transfer: European Review of Labour and Reseach, 18(2): 171-184. METAL sonuç olarak, sendikal yapının geleceği sendikaların içerisinde yer aldığı yapısal koşulların (işgücü piyasalarının özellikleri, endüstri ilişki sistemlerinin özellikleri, refah rejimleri ve sosyal diyalog mekanizmalarının özellikleri gibi) özelliklerine uygun makro düzeyde bir baskı grubu olarak ekonomik ve toplumsal yaşamda belirleyicilik taşımalarına bağlı olarak değişecektir. Sendikacılığın geleceği, mikro düzeyde örgütlenme stratejilerinden, makro düzeyde ekonomik ve sosyal kararların alınma süreçlerine katılımı artırmada yenilikçi stratejiler geliştirmelerine bağlıdır. Günümüz sendikal hareketinin geleceği, sendikaların geleneksel faaliyet alanı olan ücret ve çalışma süreleri gibi çalışma koşullarının korunması ve düzenlenmesi kadar, işgücünün eğitimi, mobilitesi, aktif işgücü piyasaları ve uyuşmazlık yönetimi gibi örgütlü/ örgütsüz tüm işgücü gruplarını ilgilendiren konuları da kapsayıcı şekilde bir sendikal anlayışı geliştirebilmesine bağlıdır. Söz konusu koşulların oluşması çok kolay olmamakla birlikte, tarihsel deneyimler ışığında günümüzde ortaya çıkan konjonktür, sendikaların sermaye karşısındaki dengeleyici gücünün öneminin arttığı bir dönemin başlayacağının sinyallerini vermektedir. Sendikalar açısından şimdiye kadar tehdit unsuru olan koşulların belki de yeni bir dönem için fırsata dönüştürülebilmesi, bu konjonktürün gerek küresel gerekse ulusal ölçekte çok iyi değerlendirilerek ve farklı deneyimlerin zayıf ve güçlü yanlarını iyi analiz ederek, sürece hazırlıklı girilmesine bağlı olarak değişecektir. KAYNAKÇA 43 TÜRK SONuÇ DİPNOT VE MAKALE cELAL TOZAN METAL Türk-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı TÜRK 44 YARGILAMA SONucu İŞE İADESİNE KARAR vERİLEN SİGORTALI İŞÇİDEN İŞSİZLİK ÖDENEğİNİN GERİ ALINMASI Genellikle sendikal faaliyetleri nedeniyle, işverenleri tarafından iş sözleşmesi feshedilen ve mahkemeye başvurarak fesih işlemini iptal ettirip, işe iadesine karar verdiren işçilerden, yargılama süresince İŞKUR tarafından ödenen işsizlik ödeneği geri istenmektedir. Ancak, uygulamada, işsizlik ödeneğinin İŞKUR’a, işçi tarafından mı, yoksa, haksız yere işçiyi işten çıkartıp, ödenek almasına neden olan işveren tarafından mı geri ödeneceği konusunda tereddütler olduğu görülmektedir. Çoğu zaman bu tereddütlerin uzaması nedeniyle, işçilerin temerrüde düşerek, faiz ödemek zorunda kaldıkları görülmektedir. Oysa, yapılan yargılama sonucunda işe iadesine karar verilen işçilere, yargılama süresince ödenen işsizlik ödeneğinin geri alınmasında, uygulamada ve yargıda yerleşmiş görüş oluşmuştur. METAL İşçinin, işsizlik ödeneği almasında herhangi bir hatası ya da kusuru bulunmadığından, işsizlik ödeneğinin geri istenmesinde, işçiden temerrüde düşmediği takdirde faiz istenmesi de olanaksızdır TÜRK 45 | MAKALE METAL İşsizlik Sigortasının amacı, ödenek verilme süresi ve ödeneğin kesilmesi TÜRK 46 İŞSİZLİK Sigortası Kanununda, işsizlik sigortasının amacının, “işsizlik riski ile karşılaşan sigortalı işsize gelir güvencesi sağlamak, böylece işçinin ve ailesinin yaşam standardını yeni bir iş buluncaya veya eski işine dönene kadar korumak olduğu” belirtilmiştir. Sigortalı işsizin tembelliğe itilmemesi, sürekli çalışma istek ve arzusunda olması hususları da dikkate alınarak, ödenecek işsizlik ödeneğinin miktarı ile süresi ülkemizin koşullarına uygun düşmese de Kanunda belirlenmiştir. Günlük işsizlik ödeneğinin miktarı, sigortalı işsizin, son dört aylık prime esas kazançlarının ortalamasına göre hesaplanan günlük kazancının %40’ıdır. Ancak, bu şekilde hesaplanan günlük ödenek miktarı, onaltı yaşından büyük işçilere uygulanan günlük asgari ücretin %80’ini aşmamaktadır. Ödenek süresi ise, son üç yıllık süredeki toplam prim ödeme gün sayısına göre tespit edilmiştir. Son üç yıllık süre içinde toplam; n 600 gün prim ödemiş olana 180 gün, n 900 gün prim ödemiş olana 240 gün, n 1080 gün prim ödemiş olana 300 gün Süre ile ödenek verilmektedir.1 Kanunda, sigortalı işsizin gelir getirici bir işte çalışması veya mesleğine, eski işinin koşullarına, ücretine uygun bir işi kabul etmemesi halinde işsizlik ödeneği kesilmesi de öngörülmüştür.2 İşsizlik ödeneğinin verilmemesini gerektiren yukarıdaki durumlardan birinin oluşmasına rağmen, İŞKUR tarafından işsizlik ödeneğinin verilmesine devam edildiği tespit edilirse, Kurum bu süre için verdiği işsizlik ödeneğini geri almaktadır. Mahkeme tarafından, sigortalı işsizin, iş sözleşmesinin feshine ilişkin işlemin iptal edilerek, tekrar işine iade edilmesi, iş sözleşmesinin feshinden itibaren dört aylık süredeki tüm ücret ve haklarını geri alması, işsizlik ödeneğinin kesilmesini gerektirmektedir. İşe iadesine karar verilen işçiden işsizlik ödeneğinin tahsil edilmesi İŞ sözleşmesinin sebepsiz yere feshedildiği savı ile mahkemeye başvuran işçinin, yargılama sonunda haklı bulunarak işe iadesine karar verilmişse, işvereni tarafından işe başlatılsın ya da başlatılmasın, İş Kanunu uyarınca dört aya kadar doğmuş bulunan tüm ücret ve hakları kendisine ödenmektedir.3 Bu süreye ilişkin sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primleri de Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırılmaktadır. Görülüyor ki, işe iadesine karar verilen işçi, boşta geçen en çok dört aylık sürede gelir elde etmekte ve işsizliğin oluşturduğu risk de ortadan kalkmaktadır. Her ne kadar işçinin işsizlik ödeneği almasında kendi kastı ya da kusurlu bir hareketi bulunmasa da, dört aylık süre için gelir elde etmiş olduğundan, işsizlik ödeneği alma hakkı ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle İŞKUR’un işçiden, ödemiş olduğu işsizlik ödeneğini geri isteme hakkı doğmaktadır. Bu nedenle İŞKUR, işe iadesine karar verilen işçiye ödediği işsizlik ödeneğini, işçinin sebepsiz yere iş sözleşmesini feshedip işsizlik ödeneği almasına neden olan işverenden değil, ödemeyi yaptığı işçiden geri tahsil etmektedir. Ancak işçinin, işsizlik ödeneği almasında herhangi bir hatası ya da kusuru bulunmadığından, işsizlik ödeneğinin geri istenmesinde, işçiden temerrüde düşmediği takdirde faiz istenmesi de olanaksızdır. Nitekim, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında, “İşsizlik öde- neği, işsiz kalan işçiye verilir ve bu ödeneği almakta olan kimsenin gelir getirici bir işte çalışmaması gerekir. Gelir getirici işte çalışma hali; işsizlik ödeneği yönünden hak düşürücü niteliktedir. Feshin geçersizliğine dair mahkeme kararının kesinleşmesine kadar işe başlatılsın veya başlatılmasın, işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklardan, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası dahil olmak üzere, tüm sigorta kollarına ait primlerin kesilmesi, primlerin işverence ödenmesi ve bu sürelerin hizmetten sayılarak işçinin prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereklidir. İşçinin boşta geçen ve çalışılmış gibi kabul edilen en çok dört aylık süre içinde gelir elde ettiği, işsiz kalmanın sonuçlarının bu şekilde telafi edildiği gözetildiğinde, dört aylık süre için ödenmiş olan işsizlik ödeneğinin İş Kurumuna iadesi gerekir. Aksinin kabulü çifte ödemeye neden olacağı gibi, 4447 sayılı Kanunun işsizlerin gelir kayıplarını bir ölçüde de olsa giderme” amacına da aykırılık teşkil eder. “Sigortalı tarafından açılan işe iade davası sonucunda, işe iadeye karar verilip işe başlatılması halinde, çalışılmış olarak kabul edilen dört aylık süreye ilişkin kusurunun bulunmadığı gözetilerek, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olması gerektiği ve icra inkar tazminatına da hükmolunamayacağı gözetilmelidir”4 hükmüne yer vermiştir. MAKALE | İşe iadesine karar verilen işçinin işsizlik ödeneğini geri ödeyeceği süre etmemiştir. İradesi dışında işsiz kalma hali devam etmiştir. İŞKUR, işe iadesine karar verilen işçi, n dört aylık süre içende işe başlatılmış ise işe başlama tarihi kadar süre için, n dört aylık sürenin dışında işe başlatılmış ise dört aylık süre ile işe başlatıldığı tarihten sonraki süre için, n işe başlatılmamış ise dört aylık süre için, n ödediği işsizlik ödeneklerini geri isteme hakkına sahiptir. n İşçinin temerrüde düşmediği taktirde, başka bir söyleyişle, geri istenilen işsizlik ödeneğini işçinin, süresi içinde ödediği taktirde, İŞKUR’un işçiden faiz isteme hakkı da bulunmamaktadır. Bu durumdaki işçilerin bilmesi gereken diğer önemli bir husus da, işsizlik ödeneği almaları gerekirken, işverenin kusuru yüzünden ödenek alamamışlar ise, işverenin aleyhine tazminat davası açarak, maddi kayıplarının giderilmesini isteme hakkına sahip olduklarıdır. METAL İŞ Kanununda, işe iadesine karar verilen işçiye boşta geçen süre için en çok dört aya kadar doğmuş olan ücret ve haklarının ödeneceği hükme bağlanmıştır. Ancak, İş mahkemelerindeki yoğunluk nedeni ile yargılama süresi dört ayı geçmekte, bazen bir yıldan daha uzun sürmektedir. Yargılama süresinin uzadığı bu gibi durumlarda, işe iadesine karar verilen işçiden İŞKUR’un, işsizlik ödeneğini geri isterken yargılama süresini ve işçinin yeniden işe başlatılıp başlatılmadığını dikkate alması gerekir. İşe iadesine karar verilen işçinin yargılama süresi dört aydan uzun sürmüş ise, İŞKUR, işçinin boşta geçen süre için doğmuş ücret ve haklarının ödendiği dört aylık sürenin dışındaki ödenekleri geri isterken, işçinin işvereni tarafından işe başlatılıp başlatılmadığı, işe başlatılmışsa işe başlama tarihini dikkate almak zorundadır. Dört aylık sürenin dışında, işçinin çalışmadığı sürelerdeki işsizlik ödeneğinin geri istenmesi, işsizlik sigortasının ilkelerine de ters düşecektir. Çünkü, sigortalı işsiz bu sürede gelir elde TÜRK 47 Dipnot 1 4447 sayılı İSK. md. 50 4447 sayılı İSK. Md. 52 3 4857 sayılı İK. md.21 4 Y 10HD.05.04.2010 t., E.2009/10508, K.2010/4814 2 | HABER Genel Sekreterimiz Yücel Yücel 2. Aile Kurultayı’nda konuştu Güvendiğimiz dağ, dayanışmamızdır! METAL Bu yılın Mayıs ayında, Didim Büyük Anadolu Otel’de başlayan Türk Metal Sendikası 2. Aile Kurultayı, Ramazan nedeniyle verilen aranın ardından, Eylül’de, 6. Grupla devam etti TÜRK 48 A ile Kurultayı’nın ikinci bölümünün açılış konuşmasını, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel yaptı. Konuşmasında Türk Metal Sendikasının büyük bir aile olduğunu vurgulayan Yücel, “Bizim güvendiğimiz dağ, dayanışmamızdır. Üyelerimizdir, eşleridir, çocuklarıdır. Bunun için büyüğüz. Bunun için güçlüyüz. Birlikte olduğumuz sürece de, büyük ve güçlü olarak kalacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Genel Sekreterimiz Yücel, dayanışmanın ve birliğin önemini de vurguladığı konuşmasında, Türk Metal Sendikasınca başlatılan sosyal sendikacılık uygulamalarının, dünya sendikacılığında yeni bir çağın başlangıcı olduğunu ifade etti. Yücel, “Sosyal Sendikacılık anlayışı, har vurup harman savrulmadığı takdirde, sendikacılığı duraklama devrinden çıkacak ve yükselme devrine taşıyacaktır. Ne mutlu bize ki, bu çağı başlatan Türklerdir; Türk Metaldir” dedi. Genel Sekreterimiz Yücel, sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilen konuşmasında şöyle dedi: “Metal işçilerinden almış olduğumuz 2 emanet var. Bunlardan birisi, bize verilmiş yetkilerdir… Bu yetkilerin geri dönüşü, metal işçilerine, onları insanca yaşama koşullarından uzaklaştırmayacak sözleşmeler imzalamakla olur. İkinci emanet ise, aidatlardır. Aidatların geri dönüşü de, metal işçilerine, eş ve çocuklarına sunduğumuz sosyal, kültürel hizmet ve yatırımlarla olur. Biz, emanetçiyiz. Emanete de asla ihanet etmeyiz. Kadınlar bir toplumun güzelliği- MAKALE | 5000 kişiye Aile Kurultayı ile eğitim ve tatil imkanı sunan Türk Metal Sendikası, hizmetlerine devam edecek. Katılım sertifikasını Genel sekreterimiz Yücel Yücel’den alan üyelerimiz, hayatlarında ilk defa böyle bir organizasyonda bulunduklarını ifade ederken, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a da bu düşünce ve proje için sonsuz teşekkürlerini ilettiler. METAL Aile Kurultayının eğitim programlarında, Yeniyüzyıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Prof. Dr. Yaşar Hacı Salihoğlu, Eğitim Uzmanımız Bahri Topçu ve Aile İçi İlişkiler Uzmanı Sultan Erkoç’un verdiği dersler, ilgiyle izlendi. 49 TÜRK dir, çağdaşlık kriteridir diyoruz. Çağdaş toplum için temel şart, çağdaş kadın diyoruz. Bizim hedefimiz çağdaş ve demokratik Bir Türkiye’dir. Bizim çabamız, çağdaşlığın ve demokrasinin hakim olduğu bir yapıda, çalışanların refah ve huzur içinde yaşamasıdır. Konuşmasında, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın selamlarını ve mesajlarını da ileten Genel Sekreterimiz Yücel Yücel, “üyelerimizle birlikte onlarla aynı hedef, duygu ve inançla birlikte böylesine güzel Bir Türk Metal Tesisi’nde bulunmaktan büyük huzur ve mutluluk duyduğunu” sözlerine ekledi. Türk Metal 2. Aile Kurultayı’nın 6. Grubuna, Kayseri, Ankara, Kırıkkale ve Çankırı şubelerinden gelen üyelerimiz katıldı. Kurultaya katılan üyelerimiz, verilen eğitimlerden ve boş zamanlarında otelin imkânlarını kullanmaktan çok memnun olduklarını ifade ederken, Türk Metal’e de teşekkür etmeyi unutmadılar. Sosyal sendikacılık anlayışının gereği olarak bu zamana kadar üyelerimiz ve ailelerinden oluşan yaklaşık EKONOMİ MERvE ÖZKAN merveozkan@turkmetal.org.tr Türkiye ve dünyaya ait METAL YOKSuLLuK GERÇEKLERİ TÜRK 50 TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %16,9’dur. En yüksek gelire sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %46,7 iken, en düşük gelire sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %5,8’dir. İlk %20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, son grubun aldığı payın 8 katıdır METAL bir sosyal bilim dalıdır. (İktisat) Kıt kaynakların etkin bir biçimde kullanılmasını amaçlar. Gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler, bu ekonomik sorun için çözüm yolları aramaktadır. Gelir dağılımı, bir ülkede üretilen toplam mal ve hizmet gelirlerinin, o ülkedeki bütün nüfusa pay edilmesidir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde, yoksulluk ile zengin - fakir arasındaki uçurum gün geçtikçe artmaktadır. Gelir dağılımındaki bu adaletsizlik, ekonomik boyuttan çıkıp sosyal bir boyuta geçmiştir. Bu sosyo-kültürel farklılıklar toplumlarda uyuşmazlıklara yol açmakta, eğitimden sağlığa, her konuda eşitsizliğe sebep olmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yapmış olduğu gelir ve yaşam koşulları araştırması, gelir dağılımını, yoksulluk sınırının altında yaşayan kişi sayısını, nüfusun yaşam koşulları göstergesini, hane halkının ortalama yıllık gelirini göstermeyi amaçlıyor. Araştırma, 2011 yılı nüfusu itibariyle, nüfusu %20’lik kesimler halinde 5 gruba ayırıyor. Gelir dağılımı hesaplanırken, en üstteki %20’lik kesim en zengin, en alttaki %20’lik kesim en fakir kısmı oluşturuyor. Aşağıya indikçe gelir seviyesi düşüyor. Buna göre, en yüksek gelire sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %46,7 iken, en düşük gelire 51 TÜRK G eçtiğimiz ay ülkemizin en önemli sanatçılarından biri olan Neşet Ertaş’ı kaybettik. Vefatından sonra birçok gazete, haber ve köşe yazısında onunla ilgili mülakatlar yayınlandı. Mülakatlarından birisinde şöyle diyordu Neşet Ertaş: “Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk. Varlığını görmedik ki yoksulluktan şikayet edelim” (Hürriyet–Doğan Hızlan-30.09.2012) Bundan 60-70 yıl önce, sanatçının yoksulluğu yaşadığı dönemde, yoksullarla zenginler genelde aynı ortamı paylaşmıyorlardı. Günümüz dünyası yoksullar ile varlıklıların aynı caddeyi, şehri, denizi, havayı paylaştığı bir dünya. Yoksullar ve varlıklılar her gün her an karşı karşıyalar. Yüz yüze görerek, ya da medya yoluyla izleyerek. Bu dünyada, yoksullar artık çok daha fazla zenginlerin hayatlarına şahit oluyor ve bu durum yoksulluğun getirdiği olumsuzlukları katlayarak artırıyor. O yüzden, gelir dağılımı meselesini ciddiye almamız gerekiyor. Eşitsizlik tüm dünyayı kapsayan önemli bir sorun. Etkin olmayan gelir dağılımı, adaletsizlik, gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde farklı derecelerde gözlemleniyor. Gelir dağılımının adil hale gelmesi, iktisat politikalarının en temel amaçlarının başında gelir. İktisat, mal ve hizmetlerin üretimini, bölüşümünü ve tüketimini inceleyen, ne üretmeli, nasıl üretmeli ve kimler için üretmeli sorularına yanıt arayan METAL | EKONOMİ TÜRK 52 sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %5,8’dir. İlk %20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, son grubun aldığı payın 8 katıdır. Gelir dağılımı adaletsizliğinin yanı sıra, ülkemizde yoksulluk da önemli bir boyuttadır. Türkiye’de satın alma gücü paritesine göre, kişi başı 2,15 dolar ve 4,3 dolar sınırına göre yoksulluk oranları hesaplanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’nun son olarak yayınlamış olduğu 2010 Yoksulluk Çalışması sonuçlarına göre, nüfusumuzun %3,66’sı, yaklaşık 2.6 milyon kişi, günlük 4,3 dolar sınırının altında bulunmaktadır. Yapılan araştırmaya göre, kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı kentsel yerlerde yaşayanlara oranla daha fazladır. Kırsal kesim yoksulluk oranı %9,61 iken, kentsel kesimde bu oran %8,4’tür. TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %16,9’dur. Bu oran, eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelire göre hesaplanmaktadır. Kişi başı ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri 9.735’dir.1 Ülke genelinde en düşük kişi başı gelirden, en yüksek gelire sıralamada en ortada yer alan (%50’lik kısım) gelir rakamı ‘medyan’ gelir olarak kabul ediliyor. Avrupa Birliği medyan geliri %60’lık baz alıyor ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre 16,9 milyon yoksulumuz bulunmaktadır. Nüfusun yaşam koşulları Kurumsal olmayan nüfusun, n %59,6’sı kendilerine ait konutta oturmaktadır. n %41,6’sının konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb.” sorunlar söz konusudur. n %41,7’sinin oturduğu konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşanmaktadır. n %61,8’inin hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu borç ödemeleri, %26,2’sinin hanesine çok yük getirmektedir. n %86,5’i “evden uzakta bir haftalık tatili”, %67,6’sı “beklenmedik harcamalarını” ve %80,3’ü “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamamaktadır. Mülakatlarından birisinde şöyle diyordu Neşet Ertaş: “Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk. Varlığını görmedik ki yoksulluktan şikâyet edelim” (Hürriyet– Doğan Hızlan-30.09.2012) Bundan 60-70 yıl önce, sanatçının yoksulluğu yaşadığı dönemde, yoksullarla zenginler genelde aynı ortamı paylaşmıyorlardı Günümüz dünyası, yoksullar ile varlıklıların aynı caddeyi, şehri, denizi, havayı paylaştığı bir dünya Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumu olarak tanımlanan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında %63, 2010 yılında %66,6 iken 2011 yılında %60,4 olarak hesaplanmıştır. Ülkemiz için durum böyleyken, dünyada da durum farklı değildir. Gün geçtikçe zorlaşan yaşam koşulları, insanları gerek fiziksel (yoksulluk, açlık, sağlık sorunu vb.) gerekse ruhsal yönden olumsuz etkilemektedir. Dünya genelinde değerlendirecek olursak, n Dünyanın en zengin %1’lik nüfusunun elde ettiği toplam gelir, en alttaki %57’lik nüfusun gelirine eşittir. n 1960 yılında dünya nüfusunun en zengin %20’lik bölümü, en fakir %20’lik bölümünden 30 kat fazla gelir elde ederken, günümüzde bu fark yaklaşık 90 kata yükselmiştir. n Dünya nüfusunun yarısından fazlası, günde 2-3 dolarlık gelirin altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. n Birleşmiş Milletler Raportörü’nün raporuna göre, bir dakikada beş yaşın altında 12 çocuk açlık ya da kötü beslenme yüzünden ölüyor. n Dünyadaki aç insan sayısı her yıl ortalama 2 milyon kişi artıyor. n Temel besinlerin, vitamin ve minerallerin yeterli alınamaması biçimindeki yetersiz beslenme (buna gizli açlık da denebilir) 3 milyara yakın insanı etkiliyor. n Güvenli su tüketim olanağı bulamayan insan sayısı 1,2 milyar. n Sağlık hizmetinden yararlanamayan insan sayısı 1 milyardan fazla. n Beklenen ortalama yaşam süresi dünyada Japonya, Avustralya, Norveç gibi gelişmiş ülkelerde 80‘in üzerindeyken, Somali, Afganistan gibi gelişmemiş ülkelerde 48’dir. n Her yıl 300.000 kadın sağlıksız hamilelik ve doğum nedeniyle yaşamını yitiriyor. n Dünyada yaklaşık 400 milyon çocuk çalıştırılırken, bunun yaklaşık yarısı ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır. Her ne kadar tablo bu kadar net, çarpıcı ve acı olsa da, ülkemizin ve dünyamızın bu tabloya ilgilerini çekmek durumundayız. Belirli bir kesimin refah içinde yaşadığı, diğerlerinin ise sahip oldukları yaşamın standartlarını yükseltebilmek için büyük bir mücadele verdiği ortada… Eğer bizler duyarsız kalırsak, bu olumsuz tablonun iyileştirilmesi adına gelecek nesiller için durumu zorlaştırmış oluruz. Örneğin, dünyanın karşı karşıya bulunduğu açlık sorunuyla baş edebilmek için 13 milyar dolarlık bir bütçenin yeterli olacağı araştırmalarla belirlenmiştir. Bu para ABD ve AB gibi gelişmiş ülkelerde her yıl insanların parfüme harcadıkları paranın altındadır. DİPNOT VE KAYNAKÇA 1- URAS,G.(2012).Yoksulluğun Farklı Tanımları Var n İKTİSAT:http://www.deu.edu.tr/ DEUWeb/Icerik/Icerik.php?KOD=12525 METAL EMEKÇİNİN NOT DEFTERİ | n Dayanışma Grevi: Bir işletmede greve çıkan işçileri des- tü’nün (ILO) Genel Direktörü Juan Somavia’nın 1999 yılında gündeme getirdiği, üretken istihdamın sağlanması ve yoksulluğun azaltılmasını hedefleyen, işçilerin doğal haklarının teslim edilmesi anlayışı ile gelişen kavram. n endüstri ilişkileri: Üretimin yapıldığı her yerde oluşan, ekonomik ve sosyal koşullara bağlı olarak değişen nitelikte olmakla birlikte, işçiler ile işverenler arasında yürütülen ve odağında ücret pazarlığı olan kurumsallaşmış ilişkiler bütünü. n toplu iş sözleşmesi: İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesi ile ilgili hususları düzenlemek üzere, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan, yazılı ve en çok üç yıl süreli sözleşme. Toplu iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümler de içerebilir. n toplu iş sözleşmesi Başlama süresi: Toplu görüşme çağrısının karşı tarafa tebliğ tarihinden itibaren başlayan otuz günlük süre. n toplu iş sözleşmesi Hakkı: İşçilerin ve işverenlerin, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olmaları durumu. n Barışçı yol: Toplu iş uyuşmazlıklarında grev-lokavt aşamasına gelinceye kadar, uzlaşmak için tarafların denedikleri bütün yol ve usuller. n açlık Grevi: Çalışanların barışçı çözüm yollarının tükendiğine inandıkları durumlarda, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla, işyerinde veya seçilen başka bir yerde aç kalarak oturmaları. Açlık grevi süresiz olursa, ölüm orucu olarak tanımlanmaktadır. teklemek için, başka işletmelerdeki işçiler tarafından başlatılan grev. n Geçici Grev-lokavt yasakları: Savaş halinde, genel veya kısmi seferberlik süresince grev ve lokavt yapılamaması durumu. Yangın, su baskını, toprak kayması, çığ veya depremlerin sebebiyet verdiği ve genel hayatı felce uğratan felaket hallerinde Bakanlar Kurulu, bu hallerin vuku bulduğu yerlere inhisar etmek ve bu hallerin devamı süresince yürürlükte kalmak üzere, gerekli gördüğü işyerleri veya işkollarında grev ve lokavtın yasak edildiğine dair karar alabilir. Başladığı yolculuğu yurt içindeki varış mahallerinde bitirmemiş deniz, hava ve kara ulaştırma araçlarında grev ve lokavt yapılamaz. n kanun Dışı Grev ve lokavtın sonuçları: Kanun dışı grev yapılması halinde, işverenin, böyle bir grevin yapılması kararına katılan, böyle bir grevin yapılmasını teşvik eden, böyle bir greve katılan veya böyle greve katılmaya veyahut devama teşvik eden işçilerin hizmet akitlerini, feshin ihbarına lüzum olmadan ve herhangi bir tazminat ödemeye mecbur bulunmaksızın feshedilebilmesi. Kanun dışı bir grev yapılması halinde, bu grev veya bu grevin yönetimi ve yürütümü yüzünden işverenin uğradığı zararlar, greve karar veren işçi sendikası veya kanun dışı grev herhangi bir işçi kuruluşunca kararlaştırılmaksızın yapımlaşsa, bu greve katılan işçiler tarafından karşılanır. Kanun dışı lokavt yapılması halinde işçiler, böyle bir lokavtı yapan işverenle olan hizmet akitlerini, feshin ihbarına lüzum olmaksızın haklı sebeple feshedebilir ve her türlü haklarını talep edebilirler. İşveren, bu işçilerin lokavt süresine ait hizmet akdinden doğan bütün haklarını bir iş karşılığı olmaksızın ödemeye ve uğradıkları zararları tazmine mecburdur. Terimlerin tanımları, www.alomaliye.com sitesi ve naci Önsal’ın Türk-İş yayınlarından çıkan “endüstriyel İlişkiler Sözlüğü” adlı kitabından alınmıştır. 53 TÜRK n insan Onuruna yakışır iş: Uluslararası Çalışma Örgü- METAL | BİZİM FABRİKALARIMIZ TÜRK 54 Baymak, logosundaki sincap figürüyle çevre dostu üretim süreçlerinde Türkiye’de lider, dünya pazarında ise en güçlü şirketler arasında sektöründe ilk sıralarda yer almaktadır BİZİM FABRİKALARIMIZ | 1 990 yılı Ocak ayında Baymak işyerinde fabrika müdürü olarak göreve başlayan Dr. Murat Akdoğan, Mayıs ayı sonunda üst yönetime bir rapor sunar. Raporda, Baymak için yaklaşan tehlikeye dikkat çekilmektedir. Ancak şirket yöneticileri, Baymak’ın zirvede görünüyor olması nedeniyle, 26 yaşındaki genç çalışan Akdoğan’ın durum tespitini içeren raporunu dikkate almaz. Bunun sonucu, şirket için konkordato sürecinin başlamasıdır. Murat Akdoğan, bu noktada, tüm üst düzey yöneticiler gibi, gitmekle kalmak arasında bir yol ayrımına gelmiştir. Bırakıp gitmek veya gençliğin, kendine güvenin, inancın, azmin getirdiği gözüpeklikle, Baymak’ı, bir Anka Kuşu gibi küllerinden doğurarak, eskisinden de güçlü bir şekilde yeniden yaratmak. Akdoğan ikinci yolu seçmiştir… Baymak’In yeniden yaratılması sürecinde, Sistem Pazarlama adıyla yeni bir şirket kurulur ve Baymak’ın yaklaşık 20 milyon dolar hacmindeki borçlarının tamamı böylelikle ödenir. Murat Akdoğan, Baymak’ın %20 hissesini devralır. Birçoklarına göre mucizevî görünen bu süreç, Türkiye pazarına girmek isteyen çok uluslu kuruluşların da dikkatini çeker ve ilk olarak, 1998 yılında bir Alman şirketi Baymak’ın hisselerine talip olur. Dr. Murat Akdoğan’ın Genel Müdürlük görevinde kalması şart koşularak Baymak’ın %85 hissesini alan Wolf Grup, Türk ısı sektörüne kendi organizasyonu ile girmiş olur. Baymak, bu süreçte, yabancı kuruluşlar için cazibesini artırarak sürdürür. Wolf’un bağlı bulunduğu holding de, dünya pazarlarındaki stratejilerini ilgilendiren bir değişim kararı ile satılmış ve bu durum Baymak için teklif veren kuruluşlardan İngiliz Baxi grubunu harekete geçirmiştir. Baxi, yıllardır çalışılan, Baymak’ı yakından tanıyan bir kuruluş olarak, Baymak’ın Alman şirketi bünyesindeki %85 hissesini Baymak ile birlikte satın alır. Bugün, Dr. Murat Akdoğan’ın %50 hisseyle ortağı olduğu ve Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Baymak, logosundaki sincap figürüyle, çevre dostu üretim süreçlerinde Türkiye’de lider, dünya pazarında ise sektöründe en güçlü şirketler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 55 TÜRK Baymak, kurum yapısı gereği takım çalışması ilkesini, başarının önemli parçası olarak benimsiyor. Baymak’ın insan kaynakları ilkeleri, çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri yönünde fırsatlar sunuyor. Bu doğrultuda diğer ilkelerini ise girişimciliğin ve verimliliğin desteklenmesi, çalışanlara eşit imkânlar sağlanması, bireysel değerlere saygı gösterilmesi, düzenli bir çalışma ortamında memnuniyet içinde çalışılması olarak sıralıyorlar METAL ÇEvRE DOSTu SİNcAP | BİZİM FABRİKALARIMIZ Büyümede süreklilik METAL Baymak A.ş, 2004 yılından bu yana, ihracatta çok hızlı bir büyüme göstermektedir. özellikle 2007-2012 yılları arasında yaptığı yatırımlarla bu büyüme süreklilik kazanmıştır. TÜRK 56 n 2007 - Baxi Fransa ve Baxi Danimarka kazan üretim hatlarının Baymak’a taşınması (Üretim kapasitesi ( 30.000 adet /yıl ) n 2008 - Kombi üretim hattının kurulması (Üretim kapasitesi 150.000 adet/yıl) n 2009 - Dünyanın en modern ve son teknolojisine sahip lazer kaynaklı güneş kolektörü üretim hattının kurulması (Üretim kapasitesi 375.000 m2/yıl) n 2010 - Avrupa’nın en modern ve son teknolojisine sahip emayeli sıcak su tankları üretim hattının kurulması (Üretim kapasitesi 175.000 adet/ yıl ) n 2011-2012 - Kombi üretim hattının büyütülerek, üretim kapasitesinin 400.000 adedin üzerine çıkarılması… Tüm bu yatırımlar, dünyadaki büyük ölçekli şirketlerin de dikkatini çekmiş, Almanya, Fransa, Danimarka, Avustralya, Yeni Zelanda, Kore gibi birçok ülkenin önde gelen firmaları, üretimlerini Baymak’a kaydırarak, Baymak’ın uzman Ar&Ge mühendisleri önderliğinde yeni ürün tasarımları geliştirmeye başlamıştır. Baymak A.Ş. bahsedilen tüm bu yatırımlar sonucu, ihracatını %50, toplam cirosunu ise %25 arttırmayı hedeflemiştir. Baymak Avrupa’nın en büyük çelik kazan ve kat kaloriferi üreticisi konumunda bulunmaktadır. Baymak’ın bu konumu temel olarak iki faktöre bağlıdır. İlki, pazara sunulan, oldukça geniş yelpazedeki ürün çeşitliliği, diğeri ise, pazardaki müşterilerine sayısız noktada ulaşılmasını sağlayan güçlü dağıtım ağı. Güncel yatırımlardan birisi de duvar tipi yoğuşmalı kazan ürün grubunda Lectus serisi kazanlar. Bu ürün Baymak tesislerinde üretilmeye başlamıştır. En son gelişmelerden biri de, kazan üretiminde kullanılan kaynak proseslerinin mükemmeliyetini azami seviyeye getirmek için, kaynak hatlarına yönelik ilave yatırım. Baymak 2014 yılı ile birlikte, enerji verimliliğini ve tasarrufunu ön planda tutan lider bir marka olarak, sadece yoğuşmalı kombi üreticisi olmayı hedefliyor. Baymak, sektöründe en geniş ürün gamına sahip şirket. Temel olarak dört ana ürün gamı sıralanırsa, ısıtma sistemleri, su ve su basınçlandırma sistemleri, yenilenebilir enerji kaynakları ve beyaz eşya ürünleri şeklinde gruplandırılabilir. Isıtma sistemlerinde bireysel tüketicilere yönelik kombilerden, en geniş çaplı alanlara kurulan merkezi sistem kazanlara kadar çok geniş bir platformda üretim gerçekleştiriliyor. Kazan üretiminde ise, Avrupa’nın ikinci en büyük çelik kazan fabrikası durumunda. Duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, iki geçişli kazanlar, üç geçişli kazanlar, üç geçişli düşük sıcaklık kazanlarıyla, kazanlarla birlikte kullanılan brülörler, sirkülasyon pompaları, otomasyon cihazları, genleşme tankları ve sıcak su boylerleriyle birlikte, bir kazan dairesi için gerekli tüm ekipmanları tüketicilere sunuyor. Baymak, 2012 yılı ile birlikte, tüm bu ürün gamına ilaveten, ısı pay ölçer sistemleri, bina giriş ısı istasyonlarında da ısıtma sektörüne yenilik katmayı sürdürülüyor. BAYMAK’TAN MESLEKİ EĞİTİM meslek edindirme konusunda Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Baymak, Baymak A.Ş Kaynak Okulu ile mesleki eğitim kurslarına öncelik veriyor. Bu kurslarla geleceğin teminatı olarak görülen gençleri, bilgi, beceri, davranış bakımından geliştirerek hayata hazırlamayı hedefliyor. İşkur’la birlikte 2006 yılından bu yana yapılan mesleki eğitimlerle, 11 dönemde toplam 129 mezun vermiş, kaynak, montaj ve elektro statik tozboya kurslarında eğitim görerek başarılı olan 129 kişi Baymak tarafından istihdam edilmiştir. Mesleki eğitimlerine hız kesmeden devam eden ve mesleki eğitim süreçlerini sosyal sorumluluk bilinciyle yürüten Baymak A.Ş, İşkur’la birlikte Isıtma & Soğutma Bakım & Onarım Teknisyenliği, Gaz altı Kaynakçılığı ve Makine Montaj alanlarında 70 kişilik yeni eğitim kurslarını faaliyete geçirmiştir. BİZİM FABRİKALARIMIZ | ENDER ÇOLAK / BAYMAK A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ PAHALI ENERJİYE KARŞI BAYMAK “Enerji verimliliğini ön planda tutarak gerçekleştirdiğimiz ürünlerimizi iç ve dış pazarda kaliteden ödün vermeksizin tüketicilere sunuyoruz. Yoğuşmalı Kombi’nin Lideri olarak ‘Pahalı Enerjiye Karşı Baymak’ sloganımızla Türkiye’de enerji tasarrufu bilincinin yerleşmesi için çalışıyoruz” METAL “enerji verimliliğini ön planda tutarak gerçekleştirdiğimiz üretimlerimizi iç ve dış pazarda kaliteden ödün vermeksizin tüketicilere sunuyoruz. Yoğuşmalı Kombi’nin lideri olarak ‘Pahalı Enerjiye Karşı Baymak’ sloganımızla, Türkiye’de enerji tasarrufu bilincinin yerleşmesi için çalışıyoruz. Tüm üretim süreçlerimiz dahilinde de, bu iddiamızı kanıtlamış oluyoruz. Temmuz ayında İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan “2011 Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” veri sıralamasında Baymak, 2010 yılından bu yana 72 basamak yükselerek, 243. sıraya çıktı. Ekonomideki yükselişini hız kesmeden sürdüren Baymak A.Ş, Haziran ayında 2011yılının ihracat artış rekorunu da kırarak, ödüle layık görüldü. Ayrıca, tüketici anketlerinden çıkan sonuçlara göre Baymak markası akıllara ilk olarak ‘güven’ olgusunu yerleştirmiş durumda. Baymak, 70 ülkeye uzanan geniş ihracat alanıyla dünya üretiminde önemli başarılara imza atmaya devam edecek. İleri teknoloji ve kaliteden ödün vermeyen marka anlayışıyla, yenilenebilir enerji alanında güneş pili ve güneş panelleri üretimini de sürdüren Baymak, sektörde Avrupa’nın en modern tesislerine sahip kuruluşu olarak lider konumunu koruyor.” TÜRK 57 Başarının en önemli parçası, takım çalışması Baymak, kurum yapısı gereği, takım çalışması ilkesini, başarının önemli parçası olarak benimsiyor. Baymak’ın insan kaynakları ilkeleri, çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri yönünde fırsatlar sunuyor. Bu doğrultuda diğer ilkeler ise, girişimciliğin ve verimliliğin desteklenmesi, çalışanlara eşit imkânlar sağlanması, bireysel değerlere saygı gösterilmesi, düzenli bir çalışma ortamında memnuniyet içinde çalışılması olarak sıralanıyor. Bu çizgide hızlı ilerleyen Baymak, yürüttüğü çalışmalarla misyonunu taze tutuyor. Baymak’ın, üniversite öğrencilerine yönelik uygulamasıyla öğrenciler, okurken iş hayatına atılma imkânı buluyor. Uygulamaya dahil olan öğrenciler, büyük yapı marketlerde Baymak ürünleri hakkında bilgi sahibi olarak çalışıyorlar. Ders saatlerinin gerektirdiği şekilde part-time çalışarak, maaş, prim, sigorta, yol ve yemek imkanları kazanan öğrenciler, bu sayede kariyerlerine okurken yön verip, kendilerini ölçebiliyor ve ileride Baymak bünyesinde çalışma imkânı bulabiliyorlar. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ 2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız: 6 4 3 0 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi devam ediyor 23 Ağustos-22 Eylül tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de yapılan eşli eğitimlere 1109 kişi katıldı. METAL Gebze 1-Dilovası-Çayırova Şubeleri TÜRK 58 Gebze 1, Dilovası, Çayırova şubelerinden 156 üyemiz ve eşi, 23-25 Ağustos tarihlerinde Eşli Eğitim Programına katıldı. Eğitim Programının açılışı Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. Bursa 3-Osmangazi-Gemlik Şubeleri Bursa 3, Osmangazi, Gemlik şubelerinden 138 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı, 27-29 Ağustos’ta yapıldı. MKE Grubu MKE çalışanı 40 üyemizin eşi ile birlikte katıldığı eğitim programı 31 Ağustos-2 Eylül tarihlerinde yapıldı. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ Çerkezköy şubemizden 168 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı, 3 - 5 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Eşli eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından gerçekleştirildi. Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım da Gala Gecesine katılarak üyelerimizle birlikte oldu ve plaketlerini sundu. 59 TÜRK İzmir 1 - İzmir 2 - Manisa 1 Şubeleri METAL Çerkezköy Şubesi İzmir 1, İzmir 2, Manisa 1 şubelerinden 134 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı 6 - 8 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Programın açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım da Gala Gecesine katılarak, üyelerimize katılımlarından dolayı plaketlerini sundu. Ereğli Şubesi Ereğli Şubemizden 180 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı 10-12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eşli Eğitim Programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ İstanbul 1 - İstanbul Anadolu Yakası Şubeleri İstanbul, İstanbul 1, İstanbul Anadolu Yakası Şubelerinden 148 üyemize, 13-15 Eylül tarihleri arasında Eşli Eğitim Programı verildi. Programının açılışı Genel Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce ve Süleyman Yıldırım tarafından yapıldı. METAL Bursa Nilüfer - Biga 1 şubeleri TÜRK 60 Bursa Nilüfer Biga 1 şubelerinden 72 üyemiz eşleri ile birlikte, 20-22 Eylül tarihlerinde Eşli Eğitim Programına katıldı. Eğitim programının açılışı Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. Ankara, Aksaray, Kayseri, İskenderun şubeleri Ankara, Aksaray, Kayseri, İskenderun şubelerinden 73 üyemiz eşleriyle birlikte 17-19 Eylül tarihlerinde Eşli Eğitim Programına katıldı. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı müzeleri gezildi Açılış programlarının tümünde, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın üyelerimize yönelik anlamlı mesajlarını içeren film, büyük bir dikkat ve ilgi ile izlendi. Ayrıca, ülkemizde ve dünyada işçi hakları ve sendikal mücadele konularına ilişkin hususların da değerlendirildiği açılış programları, üyelerimiz tarafından ilgiyle takip edilerek, soru ve yorumlarla aktif katkı sağlandı. Sosyal etkinlikler açısından da verimli geçen programların ardından Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi gezileri de yapıldı. HABER | Matay’da 25. yıl kutlaması METAL oRhan Holding bünyesinde bulunan Matay Otomotiv’in 25. yılı, 8 Eylül’de düzenlenen bir yemekle kutlandı. Yemeğe, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer, Şube Başkanımız Zafer Öztürk ile şube yöneticilerimiz de katıldı. Etkinlikte ilk olarak, Matay’ın tarihçesini ve gelişimini anlatan bir slayt gösterisi gerçekleştirildi. Genel Başkan Yardımcımız Gezer kutlama yemeğinde yaptığı konuşmada, işkolundaki fabrikaların başarılı olmasının kendilerini sevindirdiğini belirterek, “Bu nedenle, biz nasıl işyerlerimizin başarıları ile övünüyorsak, aynı şekilde, işverenlerimiz de çalışanların sahip oldukları yaşam standartları ile övünmeli, gurur duymalıdır” dedi. Yemekte, Orhan Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı İbrahim Orhan ve Fabrika Müdürü Bekir Girgin de birer konuşma yaptı. TÜRK 61 Şube Başkanlarımıza Geçmiş Olsun Manisa 1 Nolu Şube Başkanımız Hüseyin Özben ile İzmir 2 Nolu Şube Başkanımız Hayrettin Çakmak, Bursa 1 Nolu Şubemizin Birinci Olağan Genel Kuruluna katılmak üzere İzmir’den Bursa’ya giderken, Balıkesir yakınlarında trafik kazası geçirdi. Hayrettin Çakmak kazayı küçük sıyrıklarla atlatırken, Hüseyin Özben’in ameliyata alınması ve sonrasında günlerce yoğun bakımda kalması, teşkilatımızı ve sevenlerini çok üzdü. Şube Başkanlarımıza bir kez daha geçmiş olsun diyor, Hüseyin Özben’i en kısa sürede tekrar aramızda görmek istediğimizi belirtiyoruz. Türk MeTAl AileSi KİTAP ediTör: ASLI BAŞARAN ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ SÖZLÜĞÜ-2 Yazar: Dr. Naci Önsal Yayınevi: Türk-İş Yayınları METAL ÇalIşma yaşamında duyulan bir ihtiyacın karşılanmasına yönelik önemli adım yine Türkİş tarafından atıldı. Türk-İş Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci Önsal tarafından kaleme alınan Endüstri İlişkileri Sözlüğü’nün ikinci kitabı da yayımlandı. Kitabın ikinci cildinde, Borçlar, Ticaret ve Medeni Kanunların ilgili bölümleri ile Deniz İş Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu, ilgili tüzük ve yönetmelikler, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, ayrıca iktisat, maliye, işletme, sosyoloji, çalışma sosyolojisi, sosyal psikoloji, insan kaynakları literatürü taranmış. TÜRK 62 ERKEN KAYBEDENLER Yazar: Emrah Serbes Yayınevi: İletişim Yayınları Sayfa Sayısı: 143 ankara polisiyeleriyle tanınan, Behzat Ç dizisinin senaristi Emrah Serbes, bu kez, edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka konuya el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, karmaşık dünyasına taşıyor bizi. Baba çalışıyor, anne ev hanımı. İşçiler, yoksullar, teyzeler, ağabeyler... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar... Taşrada ve kâinatta yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi... Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu... KANUNSUZLAR Hangimiz kovboy filmleri izlemedik ki? Özellikle pazar sabahları televizyonda yayınlananları… Kanunsuzlar filmi, kadrosuyla, gerçek yaşanmış hikayesiyle, size unutulmayacak bir western keyfi yaşatacak. Film, kaçakçılıkla nam salmış, kötü şöhretli Bondurant kardeşlerin gerçek hikayesini anlatıyor. Filmin odağında, ‘Büyük Buhran’ döneminde Virginia eyaletinde yasa dışı yollarla zengin olan bir gangster çetesi bulunuyor. Bondurant ailesine mensup 3 kardeşin birbirine olan sadakati, kaçakçılıkla kazandıkları servetten kendilerine pay isteyen devlet görevlileri karşısında da sınanıyor. FİLMİN KÜNYESİ Vizyon Tarihi: 26 Ekim 2012 Yönetmen: John Hillcoat Oyuncular: Shia LaBeouf, Tom Hady, Jason Clarke, Jessica Chastain, Mia Wasikowska, Guy Pearce, Gary Oldman, Dane DeHaan Tür: Dram, Aksiyon, Western Vizyon Tarihi: 2 Kasım 2012 Yönetmen: Sam Mendes Oyuncular: Daniel Craig, Ralph Fiennes, Javier Bardem, Helen McCrory, Ben Whishaw, Judi Dench Tür: Aksiyon, Casusluk METAL 007 James Bond serisinin 23. filmi olan Skyfall karşınızda… James Bond tutkunlarının sabırsızlıkla beklediği film, aksiyon sahneleriyle nefes kesiyor. Sinema tarihinin en uzun soluklu aksiyon film serisi olan gizli ajan 007 James Bond’un inanılmaz macerası bu sefer İngiltere, Rusya ve Türkiye ekseninde Avrupa’yı merkezine alıyor. MI6 ciddi bir saldırıya uğrar ve kurumun değerleri temelden sarsılır. M’e karşı sadakat testinden geçen ajan James Bond, kişisel bedelleri ağır olsa da, tehdidi bulup her ne pahasına olursa olsun yok etmelidir. Zira MI6’yı ciddi riske sürükleyen isim, Silva adında gözü kara, gizemli bir adamdır... Yönetmen koltuğunda Sam Mendes’in oturduğu filmin Türkiye dışındaki diğer çekim mekanları arasındaysa Şangay, Londra ve İskoçya’nın kuzey bölgeleri yer alıyor. Ekim ayında İngiltere’de vizyona girecek olan film, 2012 sonbaharının en güçlü gişe filmlerinden. 63 TÜRK FİLMİN KÜNYESİ SKYFALL E Ğ L E N C E METAL ÇENGEL BULMAC A TÜRK 64 1 9 8 1 7 2 7 1 2 6 1 9 4 5 7 8 1 5 3 9 6 2 8 2 SUDOKU BULMACA 3 İSTANBUL 1 NOLU ŞUBE Sözleşme süreci ile ilgili bilgi verdi Şubemiz Temsilciler Meclisi toplantısı 31 Ağustos’ta yapıldı. Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım’ın da katıldığı kahvaltılı toplantıda, yaklaşan sözleşme süreci görüşüldü, değerlendirmeler yapıldı. METAL Kale Çelik Sanayi çalışanları şubemizde TÜRK 66 Şubemizin yetkisindeki işyerlerinden Kale Çelik Sanayi çalışanı üyelerimiz, 8 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Murat Salar, üyelerimizle güncel konulara ilişkin sohbet etti ve yaklaşan sözleşme ile ilgili bilgi verdi. Yeni dönem kursları için hazırlık Aydın Üniversitesi yetkilileri, Şube Başkanımız Murat Salar’ı 12 Eylül’de ziyaret etti. Görüşmede, şubemiz bünyesinde, üyelerimizin çocuklarına yönelik olarak düzenlenmesi planlanan yeni dönem İngilizce ve bilgisayar kursları konusu ele alındı. İşyeri ziyaretleri devam ediyor Şube Başkanımız Murat Salar, şubemiz yetkisindeki Takosan Otomobil Göstergeleri Sanayi işyerini 28 Ağustos’ta, Özköseoğlu Isı Sanayi ve Buga Otis Asansör Sanayi işyerlerini de 13 Eylül’de ziyaret etti. Başkan Salar ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle sohbet etti, sorularını yanıtladı ve yaklaşan sözleşme ile ilgili bilgiler verdi. BURSA OSMANGAZİ ŞUBESİ Gemlik Şubesi ziyaret edildi VAleo Otomotiv sistemleri işyerinde çalışan üyelerimiz, 12 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Üyelerimizle yaklaşan toplu sözleşme süreci ve yetkiler hakkında bilgi alış verişinde bulunuldu. Ömür boyu mutluluklar dileriz Şube Başkanımız İsmail Cirit ve Şube Sekreterimiz Ali Kömürlü, 3 Eylül’de Valeo Otomotiv Sistemleri, 13 Eylül’de de Çemtaş Çelik Makina Sanayi işyerlerini ziyaret etti. Başkan Cirit ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle tezgahları başında bir araya gelerek sohbet etti, yaklaşan toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin bilgi verdi. ÇANKIRI ŞUBESİ Milletvekili Hüseyin Filiz şubemizi ziyaret etti ÇAnkırı Milletvekili Hüseyin Filiz ve beraberindeki heyet şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Aydın Akbaş, icra kurulu ve yönetim kurulu üyelerimiz tarafından ağırlanan Filiz’le yapılan görüşmede, ülke gündemi ve Çankırı’ya ilişkin çeşitli konular ele alındı. 67 TÜRK İşyeri ziyaretleri devam ediyor METAL Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer ve Şube Başkanımız İsmail Cirit, Grammer Koltuk Sistemleri çalışanlarından üyemiz Barış Kaynakçı’nın 5 Eylül’deki nikâhında şahitlik yaptı. Genç çiftimize ömür boyu mutluluklar diliyoruz. GEMLİK ŞUBESİ Çimtaş çalışanlarıyla toplantı Şube olarak yeni sözleşme dönemine ilişkin üyelerimizin görüşlerini ve beklentilerini almak için gerçekleştirilen toplantılara 7 Eylül’de Çimtaş Borulama’da çalışan üyelerimizle devam edildi. Toplantıda üyelerimizin görüş ve önerilerini dinleyen Şube Başkanımız Kemal Durmaz, toplu sözleşme taslağının, kesinlikle üyelerin istekleri doğrultusunda şekillendirileceğini söyledi ve katılanlara teşekkür etti. İşyeri ziyaretleri devam ediyor METAL Şube Başkanımız Kemal Durmaz, 11 Eylül’de Kerim Çelik, 13 Eylül’de Bamesa Çelik, 18 Eylül’de de Kırpart işyerlerini ziyaret etti. Başkan Durmaz ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle bir araya geldi, sorunlarını ve yeni sözleşmeden beklentilerini dinledi ve sözleşme hazırlıklarıyla ilgili bilgi verdi. TÜRK 68 CHP heyetinden şubemize ziyaret CHP Gemlik İlçe Başkanı Uğur Sertaslan ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, 18 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Kemal Durmaz tarafından ağırlanan Sertaslan’la yapılan görüşmede, güncel gelişmeler ve yerel sorunlar ele alındı. GEBZE 1 NOLU ŞUBE Sözleşme süreciyle ilgili bilgi aldılar Şubemizin yetkili olduğu Autoliv Cankor ve Aygaz işyerlerinde çalışan üyelerimiz, 12 Eylül’de vardiya çıkışı Şube Başkanımız Şeref Özcan’ı ziyaret ettiler. Başkan Özcan, üyelerimizin sorunlarını dinleyerek sendikamızın faaliyetleri ve sözleşme süreci hakkında bilgi verdi. KAYSERİ ŞUBESİ Ali Gökkaya ve şube yöneticilerinden MHP’ye ziyaret Şube Başkanımız Ali Gökkaya ve Şube yöneticileri, 5 Eylül’de MHP Kayseri İl Başkanı Mete Eke’yi ziyaret etti. Ziyarette, ülkenin güncel konuları ile çalışma hayatına ilişkin gelişmeler ele alındı. Üyelerimizin çocukları Kapadokya’da METAL Şubemizin organizasyonu ile, üyelerimizin çocukları için okullar açılmadan önce, Kapadokya’ya bir moral gezisi gerçekleştirildi. 9 Eylül’deki geziye, Şube Başkanımız Ali Gökkaya da katıldı. Maurer’de sözleşme sevinci Şubemiz ile Maurer Söhne Genleşme Derzleri Sanayi işyeri arasında, 1 Kasım 2011–31 Aralık 2013 tarihlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi, 6 Eylül’de imzalandı. Şube Başkanımız Halil İbrahim Tosun, imzalanan sözleşme hakkında üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi ve alınan yeni hak ve artışları açıkladı. Tecfly Metal’de aile pikniği düzenlendi Şubemizin örgütlü olduğu Tecfyl Metal Ürünleri Sanayi işvereni tarafından, 30 Ağustos’ta işyeri bahçesinde tüm çalışanların eş ve çocuklarının da katıldığı aile günü pikniği düzenlendi. Piknikte çocuklara çeşitli hediyeler verildi, büyükler için de çeşitli yarışmalar düzenlendi. 69 TÜRK İZMİR 1 NOLU ŞUBE ANKARA 3 NOLU ŞUBE Kabel Kablo’da doğum günü kutlaması yapıldı kAbel Kablo işvereni tarafından her ay, o ay içinde doğanlar için düzenlenen doğum günü kutlaması 28 Ağustos’ta gerçekleştirildi. Kutlamaya, Şube Başkanımız Nihat Zengin de katıldı. Şube Başkanı ve yöneticilerden ziyaret METAL Şube Başkanımız Nihat Zengin ve şube yöneticileri, 10–11 Eylül tarihlerinde Arçelik, Ortadoğu Rulman ve Türk Traktör, 18 Eylül’de de Erkunt Sanayi işyerlerini ziyaret etti. Başkan Zengin, işyerlerinin yönetimleri ile yaptığı görüşmelerin ardından üyelerimizle tezgahları başında bir araya geldi, toplu iş sözleşmesi yetki durumu hakkında bilgi verdi. TÜRK 70 Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı Şubemiz genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı 4 Eylül’de yapıldı. Toplantıya, Genel Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce ve Süleyman Yıldırım da katıldı. Başkan Aslıyüce toplantıda, temsilcilerimize toplu iş sözleşmesi süreci ve yetki durumu hakkında bilgi verdi. BOLU ŞUBESİ Mücadelemizde kararlıyız SendikAmız Türk Metal’e üye oldukları gerekçesi ile Teknorot Otomotiv işverenince işten çıkartılan üyelerimize destek sürüyor. Genel Sekreterimiz Yücel Yücel, Teknorot’ta işten çıkartılan üyelerimizle, 1 Eylül’de bir araya geldi. Yücel, Düzce Türk-İş ve Türk Metal Sendikası İl Temsilciliği binasında yapılan toplantıda üyelerimizi tek tek dinledi ve sorularını yanıtladı. Yaşanan mağduriyetin giderilmesi için gerekli bütün çabanın gösterileceğini vurgulayan Genel Sekreterimiz Yücel, “Bu süreçte bizler haklı mücadelenizde sonuna kadar yer alacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu konunun takipçisi olacağız” dedi. Bu arada, Teknorot çalışanları için hazırlanan erzak yardımının dağıtımı da gerçekleştirildi. MANİSA 1 NOLU ŞUBE Olgun Çelik çalışanlarından şubeye ziyaret Şubemiz yetkisindeki Olgun Çelik Sanayi işyerinde çalışan üyelerimiz, 28 Ağustos’ta şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Hüseyin Özben, üyelerimize, yaklaşan toplu sözleşme sürecine ilişkin bilgi verdi. Kan bağışı kampanyası Şube Başkanımız Hüseyin Özben, 12 Eylül’de Magma Mekatronik Sanayi işyerini ziyaret etti. Öğlen yemeğini çalışan üyelerimizle yiyen Başkan Özben, daha sonra onlarla sohbet etti ve yaklaşan toplu iş sözleşmesi ile ilgili bilgi verdi. CHP’den şubemize ziyaret CHP Manisa Merkez İlçe başkanı Engin Uzun, 13 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Hüseyin Özben’le Uzun’un görüşmesinde, ülkenin güncel sorunları ele alındı. GÖLCÜK ŞUBESİ Şaşkın Koca oyununa izleyicilerden büyük alkış Ford Otomotiv Sanayi bünyesinde bulunan VKV Kültür Merkezi’nde 28 Ağustos’ta “Şaşkın Koca” isimli bir oyun sahnelendi. Püren Grup tarafından sahneye konulan oyun, izleyenlerden büyük alkış aldı. 71 TÜRK Magma ziyaret edildi METAL Şubemiz tarafından, Kızılay’a destek olmak amacıyla kan bağışı kampanyası gerçekleştirildi. Manisa Manolya meydanında kurulan geçici standda, üyelerimiz ve vatandaşlardan kan bağışı kabul edildi. Şube Başkanımız Hüseyin Özben, kan bağışının her zaman için büyük önem taşıdığını belirtti. İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE Temsilciler Meclisi toplandı Şubemiz Temsilciler Meclisi toplantısı, 5 Eylül’de şube binamızda yapıldı. Şube Başkanımız Çakır Varan toplantıda, yaklaşan toplu sözleşme süreci ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda ayrıca, işyerlerinde karşılaşılan sorunlar da ele alındı. METAL Genel Başkanımız Kavlak, Adana’da TÜRK 72 Türk İş Genel Sekreteri ve sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar’ın oğlunun 8 Eylül’de Adana’da yapılan nikah törenine katıldı. Şube Başkanımız Çakır Varan da, nikah töreninde Genel Başkanımıza eşlik etti. Toplu İş İlişkileri Yasası toplantısı yapıldı Türk-İş Adana 4. Bölge’de, 8 Eylül’de düzenlenen toplantıda, Toplu iş ilişkileri yasası ele alındı. Toplantıya, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay, Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar’ın yanı sıra, Şube Başkanımız Çakır Varan ve bölgedeki Türk-İş’e bağlı sendikaların şube başkanları katıldı. GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ İşyeri ziyaretleri sürüyor Şube Başkanımız Uysal Altundağ, 5 Eylül’de ZF Sachs, 11 Eylül’de de Halla Otomotiv işyerlerini ziyaret etti. Başkan Altundağ ziyaretlerde, üyelerimize, yetkilerde son durum ve toplu sözleşme ile ilgili ayrıntılı bilgi verdi. ÇAYIROVA ŞUBESİ İşyeri ziyaretleri devam ediyor ŞUBE Başkanımız Bilal Uça, Ferro Döküm Sanayi, Altınyaldız Uzay Sistemleri, Kale Oto Radyötörleri ve Şesan Yedek Parça Sanayi işyerlerini 6 Eylül’de, Zatel Pres Döküm Sanayi ve CPS Pres Form Sanayi işyerlerini de 13 Eylül’de ziyaret etti. Başkan Uça ziyaretlerde, üyelerimizle sohbet etti, sorunlarını dinledi ve yaklaşan sözleşme süreci hakkında ayrıntılı bilgi verdi. BOZÜYÜK ŞUBESİ Şubemize ziyaretler sürüyor Şubemizin yetkili olduğu işyerlerinden Türk DemirDöküm çalışanları 23 Ağustos’ta, Panel çalışanları 28 Ağustos’ta, DemirDöküm Kombi Atron vardiyası çalışanları da 11 Eylül’de şube binamızı ziyaret ederek, Şube Başkanımız Cemal Güney ile görüştü. Başkan Güney ziyaretlerde, üyelerimize toplu iş sözleşmesi süreci hakkında bilgi verdi. Atatürkçü Düşünce Derneği Bozüyük Şubesi Başkanı Mustafa Aksu ve yönetim kurulu üyeleri de, 7 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. İZMİR 2 NOLU ŞUBE İşyeri ziyaretleri Şube Başkanımız Hayrettin Çakmak, Şube Sekreterimiz Ali Akyüz ve Şube Mali Sekreterimiz Hacı Kılıç, 28 Ağustos’ta İzmir Demir Çelik, 4 Eylül’de de Sider işyerlerini ziyaret etti. Başkan Çakmak ve beraberindekiler ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle tezgâhları başında sohbet etti ve sorunları dinledi. 73 TÜRK Şubemiz yetkisindeki Akım Metal Sanayi işyerinde gece vardiyasında çalışan üyelerimiz, sabah iş çıkışında şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Bilal Uça ile sohbet ettiler. METAL Akım Metal çalışanlarından şubemize ziyaret SAKARYA ŞUBESİ İşyeri ziyaretleri Şube Başkanımız Şahin Kaya 16 Haziran’da Arma Filtre, 23 Temmuz’da da Otokar Otomotiv ve Noksel Çelik Boru işyerlerini ziyaret etti. Başkan Kaya ziyaretlerde, üyelerimizle sohbet etti, sorunları dinledi Otokar’da Aile Günü etkinliği GelenekSel Otokar Aile günü, 9 Haziran’da Poyrazlar Gölü piknik alanında, yaklaşık 2500 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Çalışan arkadaşlarımızın aileleriyle yaptığı doğa yürüyüşüyle başlayan aile günü, yemek ve eğlence ile tamamlandı. METAL Temsilciler Meclisimiz toplandı TÜRK 74 Şubemiz Temsilciler Meclisi, 2 Ağustos’ta toplandı. Toplantıya Genel Sekreterimiz Yücel Yücel de katıldı ve temsilcilerimizle bir araya gelerek sohbet etti. KDZ.EREĞLİ ŞUBESİ Kan bağışına destek kArAdeniz Ereğli Beşiktaşlı Taraftarlar Derneği’nce, 8 Eylül’de üçüncü kez düzenlenen kan bağışı kampanyasına şubemiz de aktif olarak destek verdi. Başta Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş olmak üzere, şube yöneticilerimiz, iş yeri temsilcilerimiz ve işçi arkadaşlarımız, kampanya kapsamında kan bağışında bulundu. Sağlıkta indirim protokolü Şubemiz ile özel Echomar Hastanesi arasında, sendikamız üyeleriyle Erdemir çalışanları ve birinci derece yakınlarının indirimli sağlık hizmeti almasını öngören protokol, Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş ile hastane Başhekimi ve Mesul Müdürü Dr. Ahmet Bayram tarafından imzalandı. Protokol, çeşitli sağlık hizmetlerinde %20-50 oranında indirim öngörüyor. BURSA 3 NOLU ŞUBE Matay ziyareti Şube Başkanımız Zafer Öztürk, Şube Sekreterimiz Adem Yılmaz ve Şube Mali Sekreterimiz İsmail Türk, 10 Ağustos’ta Matay işyerini ziyaret etti. Başkan Öztürk ve şube yöneticileri, tüm atölyeleri gezerek üyelerimizle sohbet etti. Şahince Otomotiv çalışanları şubemizi ziyaret etti ÖrGüTlenmeSi tamamlanan ve yetkisini beklediğimiz Şahince Otomotiv çalışanları, süreçteki son durum ile ilgili bilgi almak için 22 Ağustos’ta şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Zafer Öztürk üyelerimize, süreçle ilgili ayrıntılı bilgi verdi ve değerlendirmelerde bulundu. 4 milyonuncu araç banttan indi Şubemizin yetkili olduğu, yıllık 400 bin üretim kapasitesi ve 8 bine yakın çalışanı ile Türkiye’nin hem otomobil, hem de hafif ticari araç üreten tek firması olan Tofaş, ürettiği 4 milyonuncu aracını 12 Eylül’de düzenlenen törenle banttan indirdi. Törene, Şube Başkanımız Zafer Öztürk de katıldı. Bu arada, tören nedeniyle gerçekleştirilen hediye araba çekilişinde, Tofaş işyerinde çalışan 4 şanslı üyemize anahtarlarını Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç takdim etti. ÇERKEZKÖY ŞUBESİ Tekirdağ Valisi ve Belediye Başkanına ziyaret Türk-iŞ Tekirdağ İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız Murat Koçak başkanlığında, Türk – İş’e bağlı sendikaların şube başkanlarından oluşan bir heyet, 19 Eylül’de Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya ile Tekirdağ Belediye Başkanı Op. Dr. Adem Dalgıç’ı ayrı ayrı ziyaret etti. Ziyaretlerde, sendikal faaliyetlerle, yerel sorunlar ele alındı. 75 TÜRK Şube Başkanımız Zafer Öztürk ve Mali Sekreterimiz İsmail Türk, Türk Metal Sendikası tarafından Bursa’da oluşturulan Eğitim Merkezini 9 Ağustos’ta ziyaret etti. Başkan Öztürk ziyarette, merkezde yabancı dil ve enstrüman kursu gören üyelerimizin çocukları ve öğretmenlerle bir araya geldi. METAL Eğitim merkezine ziyaret ÇERKEZKÖY ŞUBESİ Yıldırım’dan şubemize ziyaret Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım, 29 Ağustos’ta şubemizi ziyaret etti. Tanışma ve bilgilendirme toplantısı şeklinde gerçekleşen ziyarette, Şube Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu üyelerimiz, işyeri baştemsilcilerimiz ve temsilcilerimiz bulundu. Bu arada, Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım, emekli olan Evar Kesici Takım Sanayi işyeri Baştemsilcimiz Necmi Kanun’a da bir hediye verdi. Çerkezköy Kaymakamı şubemizi ziyaret etti ÇerkezkÖy Kaymakamı Ayhan Bayhan, 5 Eylül’de şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Murat Koçak ile görüştü. Görüşmede Çerkezköy’ün yerel sorunları ve güncel konular ele alındı. Futbol heyecanı METAL Şubemiz yetkisindeki Arçelik işyerinde geleneksel olarak düzenlenen, bölümlerarası futbol turnuvası 11 Eylül’de başladı. Turnuvaya katılan 24 takıma başarılar diliyoruz. TÜRK 76 İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu toplantısı yapıldı il İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu’nun 2012 yılı 2. Olağanüstü Toplantısı, 14 Eylül’de Valilik toplantı salonunda, Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya başkanlığında yapıldı. Türk – İş Tekirdağ İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız Murat Koçak ve kurulun diğer üyelerinin katıldığı toplantıda, il ve İlçelerdeki genel durumlar, fabrikalar ve mesleki eğitim merkezlerinin çalışmaları ele alındı. İşyeri ziyaretleri devam ediyor Şube Başkanımız Murat Koçak, 14 Eylül’de Evar Kesici Takım Sanayi, 18 Eylül’de de BSH Ev Aletleri Sanayi işyerlerini ziyaret etti. Başkan Koçak ziyaretlerde, üyelerimizle tezgâhları başında sohbet etti ve toplu iş sözleşmesi süreci hakkında bilgi verdi. Hema ziyaret edildi Şube Başkanımız Murat Koçak, 17 Eylül’de Hema Endüstri işyeri Genel Müdürü Tunç Doğan ile İnsan Kaynakları ve İdari İşler Müdürü Semih Bayman’ı, ziyaret etti. Ziyarette, fabrikanın genel durumu, toplu iş sözleşmesi çalışmaları ele alındı. BURSA NİLÜFER ŞUBESİ Şubemize ziyaretler Şubemiz yetkisindeki Coşkunöz Makine çalışanı üyelerimiz, 27 Ağustos’ta şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Ruhi Biçer’le sohbet etti. Başkan Biçer ziyarette, üyelerimize sendika faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Oyak Renault çalışanı üyelerimiz de, 4 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Sekreterimiz Yılmaz Özlütürk ziyarette üyelerimize, toplu sözleşme sürecine ilişkin bilgi verdi. Garnizon Komutanlığı ziyaret edildi Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer ile Bursa Şube Başkanlarımız, 31 Ağustos’ta, Garnizon Komutanlığını ziyaret etti. Gezer ve beraberindekiler, Albay Efraim Şiş ile görüştü. Gezer’den şubemize ziyaret Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer 13 Eylül günü şubemizi ziyaret etti. Gezer, Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şube yöneticilerinden, gerek bölgesel, gerekse şube bazında yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Şehidimizin ruhu şadolsun Afyon’daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamada, Oyak Renault çalışanlarından, üyemiz Ali Taştan’ın oğlu, Piyade Onbaşı Tolga Taştan da şehit oldu. Şehit Tolga Taştan için 16 Eylül’de Bursa Ulucamii’de düzenlenen törene, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Başkan Yar- dımcımız Mesut Gezer, Bursa Şube Başkanları üyelerimiz ve çok sayıda Bursalı katıldı. Cenaze töreninde şehidin ailesi, yakınları ve bazı vatandaşlar gözyaşlarına boğulurken, “Şehitler ölmez vatan bölünmez, Ne mutlu Türküm diyene, Kahrolsun PKK” sloganları ile terör lanetlendi. 77 TÜRK Şube Başkanımız Ruhi Biçer, 31 Ağustos’ta Karsan Otomotiv, 4 ve 5 Eylül’de Coşkunöz Metal’in çeşitli birimleri, 7 Eylül’de de, Beltan Vıbracoustıc ile Coşkunöz Radyatör işyerlerini ziyaret etti. Başkan Biçer ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle bir araya gelerek sohbet etti, sorunlarını dinledi ve toplu sözleşme süreci hakkında bilgi verdi. METAL İşyeri ziyaretleri devam ediyor AKSARAY 1 NOLU ŞUBE Şeker-İş Genel Başkanı Gök, şubemizi ziyaret etti Türk-İş’e bağlı Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, 8 Ağustos’ta şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir ile görüştü. Görüşmede çalışma hayatına ilişkin gelişmeler ele alındı. Genel Merkez ziyareti METAL Turnuvada şampiyon Boyahane TÜRK 78 Şube Başkanı Muhterem Taşdemir ve Mercedes-Benz Türk işyeri Baştemsilciliğine atanan Bayram Kılıç ile yardımcısı Ayhan Özkaraca, Ankara’da Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel, Genel Mali Sekreterimiz İsmail Dursun, Genel Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce, Mesut Gezer ve Süleyman Yıldırım’ı 28 Ağustos’ta makamlarında ziyaret etti. merCedeS BenzTürk Metal Sendikası halı saha futbol turnuvası, 27 Ağustos’ta oynanan final karşılaşması ile sona erdi. Finalde LMT-2 takımını yenen Boyahane takımı şampiyon oldu. Birim yöneticisi oldular Ülkücü işçiler şubemizi ziyaret etti merCedeS Benz Türk’te çalışan Salih Gümüş ve Turgay Yasin Kartal, çalışmakta oldukları alanlarda Birim Yöneticisi olmaya hak kazandı. Şubemizi ziyaret eden üyelerimize Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir birer ödül verdi ve yeni görevlerinde başarılar diledi. Bu arada, yine Mercedes-Benz Türk işyerinde çalışan bir grup kadın üyemiz, şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Taşdemir ile görüştü. Yangın Güvenlik Bölümü ziyaret edildi kırıkkAle Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Abdullah Ateş, ve dernek yöneticileri, 30 Ağustos’ta şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir’le görüştü. Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir ve Baştemsilcimiz Bayram Kılıç, Mercedes-Benz Türk yangın güvenlik bölümü çalışanı üyelerimizi 14 Eylül’de ziyaret etti. Başkan Taşdemir ziyarette çalışan üyelerimizle sohbet etti ve sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Derece yapan üyelerimiz ödüllendirildi merCedeS-Benz Türk’te çalışan 1350 mavi yakalı personel arasında, çalıştıkları bölümlerde gösterdikleri performansla derece yapan üyelerimiz, 14 Eylül’de düzenlenen törenle ödüllendirildi. Törene Firma Direktörü Gerald Jank ve Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir de katıldı. İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ Delphi, Nexans ve Arçelik çalışanları piknikte delPHi’de çalışan üyelerimizden bir grup, vardiya çıkışı Pendik sahilinde piknik düzenledi. Şubemiz yetkisindeki Nexans işyeri tarafından da, 9 Eylül’de, Polonezköy’de çalışanlara piknik düzenlendi. Arçelik Çayırova İşletmesinin düzenlediği geleneksel aile pikniği de 16 Eylül’de yapıldı. Çalışan üyelerimiz ve ailelerinin keyifli bir gün geçirmesini sağlayan her üç pikniğe, Şube Başkanımız Halil Faki Erdal da katılarak üyelerimizle birlikte oldu. Şubemize ziyaretler Şubemiz yetkisindeki Elmek çalışanları 5 Eylül’de, Delphi çalışanları 10 ve 12 Eylül’de, Arçelik ve Siemens çalışanları da 14 Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, üyelerimize yaklaşan toplu sözleşme sürecine ilişkin ayrıntılı bilgi verdi. Birinci Otomotiv futbol turnuvası Şubemiz yetkisindeki Birinci Otomotiv fabrikasında düzenlenen bölümlerarası futbol turnuvası 16 Eylül’de başladı. Açılışa Şube Başkanımız Halil Faki Erdal ile Fabrika Genel Müdürü Ali Kemal Demirbaş da katılarak, üyelerimizin heyecanına ortak oldu. 79 TÜRK Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, 6 Eylül’de Delphi, 7 ve 12 Eylül günlerinde Siemens’i, 10 Eylül’de de Arçelik Y–19 bandı ile Y–25 bandı Butik ve Bakımhane bölümlerini ziyaret etti. Başkan Erdal ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle biraraya gelerek sohbet etti ve toplu sözleşme süreci hakkında bilgi verdi. METAL İşyeri ziyaretleri devam ediyor ANKARA 2 NOLU ŞUBE Temsilciler Meclisimiz toplandı Şubemiz Genişletilmiş Temsilciler Meclisi, şubemizin konferans salonunda toplandı. Şube Başkanımız Halil İbrahim Alpoğlu toplantıda, gündemdeki konulara ilişkin katılımcılara bilgi verdi. DAYM ziyaret edildi METAL Şube Başkanımız Halil İbrahim Alpoğlu, Şube Sekreterimiz Sinan Kılınç ve Şube Mali Sekreterimiz Tamer Karabey, 23 Ağustos’ta Ders Aletleri Yapım Merkezi’ni ziyaret etti. Başkan Alpoğlu ziyarette, çalışan üyelerimizle sohbet etti. Yemekhanede servise yeni düzen Şube Başkanı Halil İbrahim Alpoğlu’nun, MKE Maksam Makine ve Gaz Maske Fabrikası yöneticileri ile yaptığı görüşmede, işçi yemekhanesindeki sorunlar ele alındı. Görüşmenin ardından, yemekhanede servisin artık tabildot yerine porselen tabaklarda yapılması uygulamasına geçildi. TÜRK 80 VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI SITKI ÖZDEMİR Çerkezköy Şubemizde Yönetim Kurulu üyeliği ve BSH Ev Aletleri Sanayi işyerinde sendika temsilciliği görevlerinin ardından emekli olan Sıtkı Özdemir, 6 Eylül’de hayatını kaybetti. Merhum Sıtkı Özdemir’e, Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. ( MEVLÜT TURAN İzmir 1 Nolu şubemiz yetkisindeki Cevher Jant Sanayi işyerinde 6 yıldır çalışan üyemiz Mevlüt Turan, geçirdiği trafik kazası sonucu 29 Ağustos’ta hayatını kaybetti. Merhum Turan’a Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır. TÜRKMETAL EYLÜL 2012 - SAYI: 158