Perspektif Sayı 42
Transkript
Perspektif Sayı 42
EDİTÖRDEN Ramazan ayının gelişiyle birlikte yaşanan sevinç ve heyecana; DOSAB’da, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği’nin 25.Yıl hazırlıklarının tatlı telaşı eklendi. Geleneksel iftar organizasyonunda 25.Yıl Ödülleri verilmesi kararının ardından, yoğun bir tempoda çalıştık. Bir yandan Perspektif’i hazırlarken, diğer yandan 25.yıl anısına dergimizle birlikte ek bir kitap ve organizasyon çalışmalarını yaptık. DOSABSİAD 25.Yıl Kitabı; derneğin ve DOSAB’ın nasıl doğduğunu, bugünlere nasıl gelindiğini tarihe not düşmek, gelecek nesillere aktarmak anlamında önemli bir işlev üstlenecek. Emeği geçen, katkı koyan herkese teşekkür ediyoruz. DOSABSİAD çeyrek asrı geride bırakırken, o günün sanayicileri, fabrikalarının temellerini bizzat atan kişiler, bugün şirketlerinde yönetimleri yavaş yavaş devretmeye hazırlanıyor. Artık genç nesil şirketlerde daha etkili ve yetkili olmaya başladı. Bu sebeple dergimizin kapak konusunu ‘İş dünyasının genç patronları’ olarak Yıl: 7 Sayı: 42 Ağustos 2012 DOSABSİAD adına sahibi Selim Yedikardeş Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Öztürk DOSAB Yönetim Kurulu Başkan Ferudun Kahraman Başkan Yardımcısı İlhan Sarı Üyeler Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Selim Yedikardeş Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar Başkan Yardımcıları Vedat Kantar, İbrahim Öztürk Genel Sekreter Ayhan Yılmaz Genel Sayman Recep Solakoğulları Üyeler Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan, Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar, Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener Dergi iletişim Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43 www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr Yayına Hazırlayan Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti. Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330 FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3 Nilüfer / BURSA info@divityayincilik.com Genel Müdür Celil İnce Kurumsal İletişim ve Pazarlama Ersoy Tuna Görsel Yönetmen Ümit İnce Muhabir Sevcan Özgür Reklam Eda Evirgen İÇİNDEKİLER Baskı Furkan Ofset / Bursa (Ağustos 2012) 0.224.245 35 15 Dağıtım Seç Kurye - 0.224.225 61 42 Yayın Türü Yerel Süreli ISSN 1307-2005 Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara aittir. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici İşadamları Derneği yayın organıdır. İki ayda bir yayımlanır. belirledik. Alsında manidar da oldu; bir yandan gençlerle Perspektif için söyleşi yaparken, diğer yandan 25.Yıl Kitabı için dernek ve bölgenin kurucuları ile geçmişi, eski günleri konuştuk. DOSAB’daki genç nesil yöneticileri ve onların vizyonunu sizlere bu sayımızdan itibaren aktarmaya devam edeceğiz. Genç patronlar dizimiz devam edecek. 41. sayıda gerçekleştirdiğimiz ve genel olarak beğeni alan dergimizin teknik ve içerik yenilenmesi ile daha zenginleştiğini düşünüyoruz. Keyifli okumalar dileğiyle, Ramazan Bayramınızı kutluyorum. Düzeltme: Dergimizin 41.sayısında yayımlanan Uludağ Tekstil ve Hazır Giyim Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri ‘İhracatın Yıldızları 2011” Ödül töreni haberinde; DOSAB firmalarından olan Öz Tekstil’in hazır giyim konfeksiyon kategorisinde ikinci olduğu, metinde belirtilmiş ancak DOSAB Firma Listesi Tablosunda unutulmuştur. 16 MEVZUAT Organize sanayi bölgeleri mevzuatında önemli değişikler yapıldı. Yenilikler neler? 68 MAKALE Muzaffer Koyuncu Yeni TTK’da yönetim kurulu ve yöneticilerin sorumluluğunu yazdı. 18 OSBÜK DOSAB’DA Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Yönetimi, DOSAB’ı ziyaret etti. 74 RÖPORTAJ Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, sorularımızı yanıtladı. 28 BÜYÜK FİRMALAR Bursa’nın en büyük 250 firması içinde 39 DOSAB’lı bulunuyor. 78 İNCELEME Türkiye’nin mevye haritası ve yeni gözde organik tarım... 40 KAPAK KONUSU Yeni yazı dizisi, genç patronlar... DOSAB’da yeni nesil artık yönetimde aktif rol üstleniyor. 86 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ İlk konuk Kaplanlar Soğutma YK Başkanvekili Faik Kaplan ve fotoğrafları... DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ DOSAB Bölge Müdürlüğü DOSAB Gül Sokak No: 11 Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat) Faks: 0224 261 00 43 DOSABSİAD Mustafa Karaer Cad. No: 18 Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 20 10 Faks: 0224 261 20 09 DOSAB Sosyal Tesisleri Çiğdem Sokak No: 5 DOSAB Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 29 57 Atık Su Arıtma Tesisi Yeni Yalova Yolu Terminal arkası Bursa Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat) Faks: 0224 261 28 97 Bursa Tasarım Teknoloji Geliştirme Merkezi - BUTGEM Mustafa Karaer Cad. Çiğdem 2 Sk. Bursa Tel: 0224 261 12 11 1 DOSAB’DAN Ferudun Kahraman DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı yonetim@dosab.org.tr Dört Yeni Projeye Başlıyoruz Değerli Sanayici Dostlarım; lediyemiz ihaleyi yaptı, biz daha önce teslim ettiğimiz iki Demirtaş Organize Sanayi Bölgemizi, birlik ve beraadet itfaiye aracına ek olarak bir adet daha itfaiye aracı alıp, berlik içinde yaptığımız çalışmalar ve yatırımlar ile ülke merkezde toplam 6 araçlık bir yapı sağlamış olacağız. çapında örnek bir bölge yapmanın kıvancını her zaman Haziran ayındaki yasal düzenleme ile OSB’lere verilen yaşıyoruz. Bunun son örneğini OSBÜK Başkanı Nurettin Ortak sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) kurma yetkisi Özdebir ve Yönetimini Temmuz ayında bölgemizde konuk çerçevesinde, bölgemizde gerekli çalışmayı yaptık. Bayram ettiğimizde bir kez daha yaşadık. sonrası uygun firmayı belirleyip, aynı zamanda 24 saat amBiliyorsunuz, OSB’ler işleyen bir yapı; sürekli gelişen bulans, kısmi poliklinik, işe giriş muayenesi gibi hizmetleri ve değişen şartlara uyum sağlamak gerekiyor. Yeni ihtiyaçücretsiz olarak (OSGB ücreti içinde) verecek birimimizi ları belirleyip hızlı şekilde çağa uygun adımlar atmak bizde oluşturuyoruz. lerin görevi. Bu konuda tüm yönetici ve Eski idari binamız ve camimizle ilgili profesyonel arkadaşlarımızla birlikte çayaptırdığımız deprem analizlerinde maalışıyoruz; DOSAB’ın fark yaratan öncü lesef olumlu sonuçlar çıkmadı. Aynı duDOSAB’ın farkını yapısına uygun hareket ediyoruz. rum Devlet Hastanesi Polikliniğimizde ve öncü yapısını Bu kapsamda; yönetime gelirken söz de var. Bu sebeple, yeni projeler hazırladık. verdiğimiz yatırımlardan birisi olan sıcak Bölgemiz Demirtaş çıkışında Osortaya koyan yeni su, buhar ve kısmen elektrik ihtiyacımı- yatırımlarımızı hayata mangazi Belediyemizin kamulaştırma ile zın karşılanması için santral yatırımımızkazandıracağı arazi üzerine DOSAB olageçiriyoruz. da son aşamaya geldik. Bir yıl süren çalışrak semt polikliniği inşaatını yapacağız. mamızın ardından tesisimizin kurulma Mevcut poliklinik yerini hazineden rayiç noktasına geldiğini belirtmek istiyorum. bedeli karşılığında alıp, bu adada plan çaBursa organize sanayi bölgeleri ile ortak kurduğumuz lışması yapıp proje üreteceğiz. BOSBİR Enerji AŞ dışında, DOSAB olarak yürüttüğüHerkes tarafından kabul göreceğine inandığımız bir müz bu yatırımımızla ilgili ayrıntıları yine sanayicilerimizyarışma projesi sonunda, yeni camimizi iş adamlarımızın le paylaşıp, en kısa sürede işletmeye almak için çalışacağız. katkılarıyla yapacağız. Ayrıca DOSAB’a gelir sağlayacak Bu dönemde hayata geçireceğimiz üç proje hakkında alanlar yaratacağız. Mevcut bankaların dışında beş yeni daha kısa bilgiler aktarmak istiyorum. banka alanı oluşturacağız. Bölgemize bu yıl itfaiye merkezi kazandırıyoruz. BaşDerneğimiz DOSABSİAD’ın bu yıl 25.kuruluş yılı. ta bölgemizdeki endüstriyel nitelikli yangınlara müdahaDerneğimiz ve Bölgemizin bugünlere gelmesinde emeği le edecek itfaiye alanı için plan tadilatımızı yaptık. Bursa geçen herkesi, kurucularımızı, tüm eski başkan ve yönetiBüyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı 6 araçlık cilerimizi saygıyla anıyor, mübarek Ramazan Bayramınızı bir itfaiye işletmesini bölgemizde kuracak. Büyükşehir Bekutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. 4 DOSABSİAD’DAN Selim Yedikardeş DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı dosabsiad@dosabsiad.org.tr Çeyrek Asırlık Bir Derneğiz 25. Yılımızda, büyüklerimizin emanet ettiği hizmet bayrağını daha yukarıya taşımak ve gelecek nesillere teslim etmek için çalışıyoruz . 6 Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneğimizin 13.Dönem Yönetim Kurulu olarak, kuruluşumuzun 25.yılında görev yapmak bizlere nasip oldu. DOSABSİAD 25.yılında; kuruluş amaçlarını yerine getirmiş; en büyük amaç olan bölgemizi ‘organize sanayi bölgesi’ statüsüne taşımış, ardından etkin ve öncü bir sanayici-işadamları örgütlenmesi olarak, başta üyeleri olmak üzere sorumluluklarını yerine getiren bir sivil toplum kuruluşu olmanın gururu içindedir. Bugün bizler, büyüklerimizin bize emanet ettiği bayrağı daha yukarıya taşımak ve gelecek nesillere teslim etmek için çaba gösteriyoruz. Bunun için 25.yılın anlamına istinaden, bazı çalışmalar yaptık. Derneğimizi ve bölgemizi bugünlere getiren kişi ve kurumları hatırlamak, geçmişimizi daha kurumsal bir yapıda geleceğe taşıma gayreti içerisindeyiz. Biliyorsunuz; insan; geçmiş, gelecek ve ‘şimdi’ ile iç içe yaşar. Geçmişini hatırlayarak ‘şimdi’yi ve geleceğini kurgular. Geçmişin hatıra ve tecrübeleri, geleceğin hayalleri ile ‘şimdi’ buluşur. Sonuçta, dün, bugün ve yarın, hepsi birlikte insanın düşünce ve eylemlerinin temelini oluşturur. Bizler de buradan yola çıkarak, 25.yıl anısına çalışmalar yaptık. 25. Yılımızda özel ödüller vereceğiz. Geleneksel iftarımızda vereceğimiz bu ödüllerle birlikte, bir kitap ve film hazırladık. Arşivlerde yerini alacak bu kitabı ve filmimizi, dergimizle birlikte herkese dağıtacağız. Kitapta, derneğimizin nasıl kurulduğunu, kurucuların ve eski başkanlarımızın görüşlerini, yaşadıklarını; kurucular ve ilk genel kurulla ilgili resmi evrakları ilk kez yayımlıyoruz. Dolayısıyla, geçmişimizin iyi anlaşılması, doğru şekilde bilinip algılanması ve geleceğe taşınması için bize yakışır bir adım attığımızı düşünüyoruz. Dile kolay, çeyrek asır geride kalmış. Bugün bir parçası olmakla övündüğümüz Demirtaş Organize Sanayi Bölgemizin, baraka binalarda yönetildiği, yolların yağışlı dönemlerde göleti andırdığı, elektriğin, suyun olmadığı zor günler yaşanmış. Ancak büyüklerimizin dayanışması, birlik ve beraberliği bugün ülkemizin en güçlü ve en modern sanayi bölgelerinden birisini ortaya çıkartmış. Onun için kurucularımızı, eski başkan ve yöneticilerimizi, emeği geçen herkesi saygıyla anıyor ve dünün unutmuyor, hatırlıyoruz. Onlara çok şey borçluyuz. Vereceğimiz 25.Yıl ödüllerini de üç kategoride topladık. Kurucularımız, DOSAB ve DOSABSİAD başkanlarımız ilk kategori. 25 yıldır bölgemizde faaliyet gösteren firmalar ve 2011 ciro esasına göre en büyük 25 firma diğer kategorileri oluşturdu. Bu vesileyle; bir kez daha kuruluş yılımızı kutlarken, Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. BİLGİ DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TÜKETİMLER VE FİYATLAR SON 4 YIL ELEKTRİK TÜKETİMLERİ kWh 95 ELEKTRİK Milyon kWh 90 929.946.936 852.653.153 2011 2008 736.202.480 2009 70 2010 842.800.609 SON 4 YIL DOĞALGAZ TÜKETİMLERİ 299.496.604 353.272.733 2011 2008 301.150.221 45 292.825.578 m3 13.158.985 2011 2008 AĞUS. 35 SON 4 YIL PROSES SU TÜKETİMLERİ m3 4.514.897 2011 10 1.500 OCAK 26.9 25.9 AĞUS. EYLÜL EKİM HİZMET TÜRÜ Doğalgaz Taşıma Bedeli ÖTV Toplam Doğalgaz FİYAT BİRİM 0,06113346TL/kWh 0,00272366 TL/kWh 0,00216165 TL/kWh 0,06601877 TL/kWh Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi güncel tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını www.dosab.org.tr resmi internet sitemizden takip edebilirsiniz. 8 NİSAN MAYIS HAZ. TEM. 28.3 27.6 27.8 KASIM ARALIK OCAK ŞUBAT 900 800 550 MART 13.4 13.1 NİSAN MAYIS HAZ. TEM. ATIK SU 1.184 1.074 1.222 1.088 1.004 AĞUS. 1.348 1.236 1.230 1.203 970 EYLÜL EKİM KASIM ARALIK OCAK ŞUBAT MART NİSAN 503.3 436.4 450 527.1 HAZ. TEM. 486.3 519.1 465.6 383.4 370.3 361.7 461.1 MAYIS PROSES SU Bin m3 500 371.0 304.5 250 200 20.4 19.6 1.394 1.373 AĞUS. EYLÜL EKİM Elektrik (Gündüz) Elektrik (Puant) Elektrik (Gece) Elektrik İletim Bedeli Elektrik Dağıtım Bedeli Y.G. Elektrik Dağıtım Bedeli A.G. DOĞALGAZ MART Bin m3 HİZMET TÜRÜ KDV dahil değildir. ŞUBAT 29.5 KASIM ARALIK OCAK ŞUBAT TL/kWh ELEKTRİK TEMMUZ 2012 HİZMET FİYATLARI 85.5 29.7 28.3 300 3.903.788 83.7 DOĞALGAZ 1.300 400 2010 ARALIK 1.400 350 2009 KASIM 15 1.000 11.763.422 2008 EYLÜL 1.200 2010 3.853.375 EKİM 80.3 79.5 Milyon sm3 1.100 2009 72,9 40 20 2010 12.115.539 2.839.386 60 25 2009 80.7 65 30 SON 4 YIL ATIK SU TÜKETİMLERİ 10.953.723 sm3 66.3 83.9 80.0 76.2 80 75 85.1 84.9 85 FİYAT (Yüksek Gerilim) 0,181060 0,317015 0,083021 0,007100 0,004900 - FİYAT (Alçak Gerilim) 0,182660 0,318615 0,084621 0,007100 0,006500 SU HİZMET TÜRÜ FİYAT BİRİM Proses Suyu 0,35 TL/m³ Proses Suyu Sistem Bedeli 0,15 TL/m³ İçme Suyu 1. Kademe (0 - 1000m3) 1,25TL/m³ İçme Suyu 2. Kademe (1001m3 - 3000m3)1,00 TL/m³ İçme Suyu 3. Kademe (3001m3 ve üstü)0,75 TL/m³ Arıtma Tesisi İşletme Masrafı 0,20 TL/m³ MART NİSAN MAYIS HAZ. TEM. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki firmaların, 2012 yılı ilk 6 ayındaki elektrik, doğalgaz ve su tüketimlerine bakıldığında; - Elektrik tüketimi bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 oranında artış göstermiştir. Bu yılın Haziran ayında ise Mayıs ayına tüketim yüzde 0,28 oranında bir geriledi. - Doğalgaz tüketimi aynı dönemde bir önceki yıla göre yüzde 5,2 oranında düşüş göstermiştir. Entek Enerji Üretim AŞ’nin de faaliyet gösterdiği bölgede aylık bazda bakıldığında ise Haziran ayında bir Mayıs ayına göre doğalgaz tüketiminde yüzde 55,51 oranında bir artış gözlendi. - Firmaların Atıksu Arıtma Tesisi’ne deşarjları bu yılın ilk 6 ayında 2011’e göre yüzde 15,18 oranında artış gsötermiştir. - Proses su kullanımları ise yılın ilk 6 ayında yüzde 23,99 oranında artış göstermiştir. MAKRO EKONOMİDE NE OLDU / TÜRKİYE EKONOMİ İLK ÇEYREKTE YÜZDE 3,2 BÜYÜDÜ G eçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren yavaşlama eğiliminde olan Türkiye ekonomisi, 2012 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3,2 oranında büyüme kaydetti. Bu dönemde, ekonomik aktivite kriz sonrası dönemin en zayıf performansını sergilemesine rağmen, yurtiçinde büyüme yüzde 2,8’lik piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşti. İlk çeyrek verilerine göre en önemli büyüme kalemleri arasında yüzde 8.4 ile enerji, yüzde 7 ile gayrimenkul kiralama, yüzde 6.1 ile ev içi personel çalıştırma, yüzde 4.8 ile balıkçılık, mali hizmetler, yüzde 4.7 ile ulaştırma haberleşme ve yüzde 4.5 ile tarım yer alıyor. Büyümemizin önemli kalemlerinden imalat sanayi 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2.7 ile genel büyümenin altında kaldı. İnşaat sektörü de yüzde 2.8 ile genel büyümenin altında kalan diğer önemli sektör oldu. Avrupa’da yaşanan olumsuzluğa, dünyada esen belirsizliğe karşın üst üste 10. çeyrektir ekonomi büyüyor. Bu yıl Orta Vadeli Programda yüzde 4 büyüme öngörülüyordu. İŞSİZLİK ORANI TEK HANELİ SEVİYEYE GELDİ T ÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü İstatistikleri’ne göre, Mart ayında işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,9 puan düşerek %9,9 seviyesinde gerçekleşti.Mevsimsellikten arındırılmış 10 işsizlik oranı Mart ayında bir önceki aya göre değişmeyerek %9,1 düzeyinde oluştu. Mart 2011’de %13,4 olan tarım dışı işsizlik oranı ise Mart 2012’de %12,1’e geriledi. Mart 2012 döneminde istihdam edilenlerin %23,6’sı tarım, %19,8’i sanayi, %5,9’u inşaat, %50,7’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Verilere göre ülkemizde 2012 Mart itibariyle işsiz sayısı 2 milyon 615 bin kişiye geriledi. OECD’nin açıkladığı işsizlik raporunda ise üye ülkelerdeki ekonomik büyümenin önümüzdeki dönemde işsizlik oranını düşürecek kadar iyi olmadığına dikkati çekildi. 2012 yılı Mayıs ayı itibariyle üye ülkelerdeki ortalama işsizlik oranın yüzde 7,9, Avro Bölgesi’ndeki işsizlik oranın yüzde 11,1’e tırmandı. CARİ İŞLEMLER AÇIĞINDAKİ İYİLEŞME DEVAM EDİYOR C ari açık; ekonomideki yavaşlama, dış ticaret açığındaki düşüş ve ithalatta petrol fiyatlarında gerilemenin etkisiyle düşüşünü sürdürüyor. Cari açık Mayıs’ta 5.8 milyar dolarla beklentilerin altında kaldı. 5 aylık cari açık 9 milyar dolar azalarak, 27 milyar dolara düştü. 12 aylık kümülatif cari açık 66.9 milyar dolarla Mayıs 2011’den bu yana en düşük düzeyine indi. Enerji dışı cari açık 16.2 milyar dolara geriledi. Bu, Ocak 2011’den bu yana en düşük seviye anlamına geliyor. SANAYİ ÜRETİMİ MAYIS’TA ARTTI T İHRACAT ARTIYOR AB’NİN PAYI GERİLİYOR T ürkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan 2012 Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret verilerine göre, Türkiye’nin bu yılın ilk 5 ayındaki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,7 artarak, 61 milyar 145 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 1,4 oranında geriledi ve 96 milyar 722 milyon dolar oldu. Buna göre, bu yılın ilk 5 aylık döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,7 arttı ve 54 milyar 238 milyon dolardan 61 milyar 145 milyon dolara yükseldi. Bu dönemde ithalat ise yüzde 1,4 azaldı ve 98 milyar 129 milyon dolardan 96 milyar 722 milyon dolara geriledi. Başta İran ve Irak olmak üzere, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ihracat artarken, AB ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı düşmeye devam ediyor.Mayıs ayında Türkiye’de toplam ihracatın yalnızca %36’sı AB ülkelerine gerçekleştirildi. Söz konusu oran 2011 yılı genelinde %46 seviyesindeydi. ürkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Mayıs ayında sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,9 arttı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2012 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 4,2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 5,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks 2012 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,9, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1,1 artış gösterdi. SEGER SES ve ELEKTRİKLİ GEREÇLER SAN. A.Ş. DOSAB M. Karaer Cd. No:22 P.K.9 16369 Bursa Türkiye Tel: +90 (224) 261 03 11 Fax: +90 (224) 261 03 17 DONGGUAN SEGER AUTO PARTS CO. LTD. Dongxing Industrial Zone, Wangniudun Town, Dongguan City, Guangdong Province, China, 523200 ISO/TS 16949 SEGER GmbH Kolumbusstraße 31, 71063 Sindelfingen, DEUTSCHLAND BUREAU VERITAS Certificetion MAKRO REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ GERİLEDİ R eel kesim temsilcilerinin yakın geçmiş ve geleceğe yönelik değerlendirmelerinin temel alındığı Reel Kesim Güven Endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre 5,7 puan azalarak 108,1 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık bazda son 9 aydır gerileyen reel kesim güven endeksinde süregelen düşüş, küresel piyasalarda gözlenen risk algısındaki artışın yurtiçi piyasalar üzerindeki etkisini yansıtıyor. Endeksin alt kalemlerinden sabit sermaye yatırım harcamalarına, üretim hacmine ve ekonominin genel gidişatına yönelik beklentilerdeki bozulma, reel kesim güven endeksindeki gerilemenin en önemli nedeni olarak dikkat çekiyor. MERKEZ BANKASI FAİZ ORANLARINI DEĞİŞTİRMEDİ TCMB, 21 Haziran’daki toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (%5,75), gecelik borçlanma faiz oranının (%5) ve gecelik borç verme faiz oranının (%11,5) beklentiler paralelinde sabit tutulmasına karar verdi. Yapılan açıklamada, iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin sürdüğü ve yılın ilk çeyreğinde gözlenen belirgin yavaşlamaya karşılık öncü verilerin yılın ikinci yarısı için ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiği vurgulandı. Ayrıca, küresel ekonomideki sorunlara rağmen ihracat artışının korunduğunun altı çizildi. Bu çerçevede, TCMB enflasyondaki düşüşün süreceğini ve cari açığın azalmaya devam edeceğini tahmin ediyor. TCMB, Haziran ayındaki toplantısında TL yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların döviz ve altın cinsinden tesis edilebilmesine ilişkin getirilen esnekliği bir miktar daha arttırdı. TCMB bu uygulamalar ile döviz ve altın rezervlerini güçlendirmeyi ve bankacılık sistemini likidite yönetimi açısından rahatlatmayı hedefliyor. 12 TÜRKİYE EKONOMİK GÖSTERGELERİ BÜYÜME 20102011 2012 Büyüme Oranı % 9,2 8,5 3,2/1.Çeyrek GSYH (milyar $) 732 772 REEL EKONOMİ 2010 2011 2012 Sanayi Üretimi yıllık ortalama % 13,1 8,9 3,2 / Mayıs Kapasite Kullanımı % 74,4 / Temmmuz 75,4 / Temmuz 74,8 / Temmuz İşsizlik Oranı % 11,9 9,8 9,9 / Mart Tüketici Güven Endeksi % 88,1 / Haziran 96,4 / Haziran 91,8 / Haziran ENFLASYON 20102011 2012 ÜFE (Yıllık) 8,87 13,33 6,44 / Haziran TÜFE (Yıllık) 6,4 10,45 8,87 / Haziran DÖVİZ KURLARI 2010 2011 2012 $/TL 1,54 1,91 1,81 / Haziran Euro/TL 2,05 2,46 2,26 / Haziran Euro/$ 1,33 1,29 1,26 / Haziran ÖDEMELER DENGESİ (KÜMÜLATİF) 2010 2011 2012 Toplam Mal İhracatı (milyar $) 121 143 51 / Nisan Toplam Mal İthalatı (milyar $) 177 233 73 / Nisan Dış Ticaret Dengesi (milyar $) -56 -89 -22 / Nisan Cari İşlemler Dengesi (milyar $) -47 -77 -21 / Nisan İhracat (TİM verileri-milyar $) 114 135 73 / İlk 6 ay BÜTÇE (KÜMÜLATİF MERKEZİ YÖNETİM) 2010 2011 2012 Harcamalar (milyar TL) 294 313 138 / Mayıs Faiz Harcamaları (milyar TL) 48 42 24 / Mayıs Faiz Dışı Harcamalar (milyar TL) 246 271 114 / Mayıs Gelirler (milyar TL) 254 296 137 / Mayıs Vergi Gelirleri (milyar TL) 210 254 111 / Mayıs Diğer Gelirler (milyar TL) 44 42 26 / Mayıs MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU 2010 2011 2012 İç Borç (milyar $) 228 195 205 / Mayıs Dış Borç (milyar $) 78 79 79 / Mayıs BANKACILIK SEKTÖRÜ 2010 2011 2012 Toplam Mevduat (milyar TL) 645 731 757 / Haziran Kredi Hacmi (milyar TL) 535 693 738 / Haziran YABANCI SERMAYE 2010 2011 2012 Doğrudan Yatırım (milyar $) 9 15,9 4,6/1.Çeyrek TÜRKİYE KREDİ NOTU Moody’s BA1/Pozitif Fitch BB+/Durağan S&PBB/Durağan İLK 5 AYDA MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ DENGELİ M aliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, merkezi yönetim bütçesi Mayıs ayında 4,6 lira milyar fazla verdi. Yılın ilk beş ayında ise, bütçe açığı oldukça düşük bir düzeyde gerçekleşti. Faiz dışı fazla aynı dönemde %16 arttı ve 23,9 milyar lira ile yılsonu hedefinin %82’sine ulaştı. Ocak – Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre bütçe harcamaları ile bütçe gelirleri %15 civarında artış kaydetti. Yılın ilk beş ayında vergi gelirleri %10,9, vergi dışı gelirler ise %36,7 arttı. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin bir önceki yıla kıyasla yıllık bazda artış oranlarında kaydedilen gerileme, ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın bütçe dengesi üzerindeki yansımalarının sürdüğüne işaret ediyor. MAKRO EKONOMİDE NE OLDU / DÜNYA tahvillerinin faizi %7’nin üzerine çıkarak sorun yaşayan diğer Euro Alanı ülkelerinin finansal yardım talebinde bulundukları “tehlikeli” düzeylere yaklaştı. YUNANİSTAN’DA YENİ HÜKÜMET KURULDU Y KÜRESEL EKONOMİDE DALGALI SEYİR BİTMİYOR K üresel iktisadi faaliyet 2012 yılının ilk yarısında büyük ölçüde Avrupa kaynaklı risklere bağlı olarak dalgalı bir görünüm sergiledi. Euro alanındaki borç krizinin çözümü amacıyla alınan kararlar ilk etapta piyasaları olumlu etkilese de, bölge ekonomilerinin makroekonomik görünümlerinde somut bir iyileşme kaydedilememesi global risk algılamasının yüksek seyretmesine neden oldu. Bunun yanı sıra ABD’de konut ve işgücü piyasalarındaki toparlanmanın sınırlı düzeyde kalması, bu ülkeye yönelik beklentilerin de yeniden olumsuza dönmesine yol açtı. Gelişmiş ülkelerdeki mevcut sorunlara bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin de önceki yıllarda kaydetmiş oldukları yüksek büyüme performanslarına ulaşamayacakları görülüyor. unanistan’da 17 Haziran’da gerçekleştirilen genel seçimlerden kurtarma paketini destekleyen Yeni Demokrasi Partisi (ND) birinci parti olarak çıktı. ND, PASOK ve Demokratik Sol Parti (DİMAR) ile birlikte yeni hükümeti oluşturuldu. Görüşmeler sonrasında açıklama yapan PASOK partisi lideri Evangelos Venizelos yeni hükümetin kurulmasının ardından ülkenin borç krizine çözüm olarak sunulan yardım paketlerinin yeniden müzakere edilmesi için bir komisyonun kurulacağını belirtti. Yunanistan’ın en azından kısa vadede Euro Alanı’nda kalmaya devam edeceğini gösteren bu gelişme piyasalar tarafından olumlu olarak algılandı. A 9 Haziran’daki Euro maliye bakanları toplantısında İspanya’nın bankacılık sektörünün taşıdığı sistemik riskler değerlendirildi ve bankaların ek sermaye ihtiyacını karşılamak amacıyla ülkeye 100 milyar euro tutarında fon sağlanması kararlaştırıldı. İspanya’nın bozulan ekonomik görünümü ve Moody’s’in not indiriminin ardından, ülkenin 10 yıllık M ayıs ayında Dolar karşısında hızlı bir şekilde değer kaybeden Euro, Haziran ayında kayıplarının bir kısmını telafi etti. Bu gelişmede, Euro Alanı’ndaki sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlara ilişkin iyimser beklentiler ve Yunanistan’daki genel seçim sonuçları etkili oldu. Mayıs sonunda 1,2356 seviyesinde olan €/$ paritesi 29 Haziran itibarıyla 1,2658 seviyesinde gerçekleşti. ABD’DE TOPARLANMA İVME KAYBETTİ A LİDERLER ZİRVESİNDEN ÜÇ ÖNEMLİ KARAR ÇIKTI İSPANYA’YA YENİ YARDIM PAKETİ EURO HAZİRANDA DEĞER KAZANDI vrupa’da sorunlu ekonomilere ilişkin endişeler bölge genelinde parasal birliği tehdit eder hale geldi. Bu çerçevede, 28-29 Haziran 2012 tarihlerinde yapılan Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nde söz konusu sorunların çözümüne yönelik önemli kararlar alındı. Öncelikle, bölgedeki büyümeyi desteklemek adına 120 milyar euroluk bir dizi önlem paketi onaylandı. Bu çerçevede, uzun vadeli yatırım projelerine ve Avrupa Kalkınma Bankası’na ek sermaye aktarılacak. Yılsonuna kadar bölgede faaliyet gösteren bankalara yönelik ortak bir denetim mekanizması kurulması kararı alınırken, kurtarma fonları ve ESM’nin serbest piyasadan tahvil alabilmesi ve bankalara doğrudan sermaye desteği sağlayabilmesinin önü açıldı. BD’de Haziran ayında açıklanan veriler ekonomideki toparlanmanın bir miktar ivme kaybettiğine işaret etti. İlk çeyreğe ilişkin büyüme verisi %2,2’den %1,9’a revize edildi. Öncü göstergelerin de ABD ekonomisindeki yavaşlamayı teyit ettiği, konut piyasasının baskı altında kalmaya devam ettiği görüldü. ABD Merkez Bankası (Fed) 20 Haziran’da sona eren toplantısı sonrasında geçen yıl uygulamaya konulan ve kısa vadeli tahvillerin aynı büyüklükteki uzun vadeli tahvillerle değiştirilmesi suretiyle finansal koşulların desteklenmesini öngören “Twist Operasyonu”nu 267 milyar dolar daha genişleterek 2012 yılsonuna kadar uzattığını açıkladı. ÇİN’DE YAVAŞLAMA SİNYALLERİ Ç in’de İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) Haziran ayında 48,2 ile eşik değerinin (50) altında seyretmeye devam etmesi ülke ekonomisinde yavaşlamanın hız kazandığına, iç ve dış talep daralmasının tahmin edilenden daha sert olabileceğine işaret ediyor. Çin Merkez Bankası son toplantısında ekonomiyi desteklemek adına politika faizlerini 25 baz puan düşürdü. 13 DOSAB DUYURULAR 25.Yaşını Kutlayan DOSABSİAD’dan 25.Yıl Ödülleri 1987 yılında kurulan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği, 16 Ağustos’taki Geleneksel İftarda aynı zamanda 25.Yıl Ödülleri verecek. 1 987 yılında, bölgeyi organize sanayi bölgesi yapmak, ekonomik ve sosyal kalkınma sağlamak, üyeleri arasında dayanışma ve işbirliği yaratmak hedefleriyle Demirtaş Sanayiciler Derneği kuruldu. 2007 yılında DOSABSİAD adını alan ve bu yıl 25.yılını kutlayan dernek, 16 Ağustos Perşembe günü Altın Ceylan Bursa’da geleneksel iftar ve 25.Yıl Ödülleri Töreni yapacak. Törende, bölgede 25 yıldır faaliyet gösteren firmalara, 2011 yılı ciro esaslı verilere göre bölgenin en büyük 25 firmasına, dernek ve DOSAB’da başkanlık yapmış isimler ve kuruculara ödül verilecek. DEMİRTAŞ SANAYİCİLER DERNEĞİ O zamanki adıyla Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin kuruluş dilekçesi, 29 Ocak 1987 tarihinde Bursa Valilik Makamına verildi. O yazıda 9 dernek kurucusunun imzası bulunuyordu; Mustafa Taşdelen, Atilla Parlamış, Mustafa Barutçuoğlu, Macit Merter, V.Celal Beysel, İsmail Salur, Y.Adil Gökçadır, Sabri Öztürk ve Fahrettin Gülener. ÇALIŞAN BİLDİRİMİNDE ONLİNE DÖNEM Ç alışanlara Ait Online Kimlik Bildirme Projesi 07.05.2012 tarihinden itibaren zorunluluk oldu. 1774 Sayılı Kimlik Bildirme Kanununa istinaden, iş yerlerinde çalışanların, o yerin sorumluları tarafından Çalışanlara Ait Kimlik Bildirme Belgesi’ni doldurup üç gün içinde genel kolluk örgütüne vermesi gerekiyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü, bu konuda yaptığı bir çalışma ile kimlik bildirimini online ortama taşıdı. Asayiş Şube Müdürlüğü Kimlik Büro Amirliği ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü, Demirtaş ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi ile Gemlik Serbest Bölgede faaliyet gösteren fabrika ve iş yerlerinde toplantılar düzenledi. Yetkililer, düzenlemenin 7 Mayıs 2012 tarihi itibariyle uygulamaya geçtiğini, bundan böyle bildirimde bulunmayanların idari para cezası ile karşı karşıya kalabileckelirini vurguladı. Buna göre işletmeler, bağlı bulundukları polis merkezlerinden bir defaya mahsus aldıkları şifre ile Bursa Emniyet Müdürlüğünün internet sitesi www.bursa.pol.tr/kimlik adresinden ulaşabilecekleri sayfadan bildirim işlemlerini yapabilecekler. 14 İLK YÖNETİM KURULU Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin ilk genel kurulu ise 5 Eylül 1987 tarihinde yapılmış. Söz konusu tarihli genel kurul sonuç bildiriminde Kurucu Yönetim Kurulu Asil Üyeleri 7 kişiden oluşuyor. Mustafa Karaer, Mustafa Barutçuoğlu, V.Celal Beysel, Macit Merter, Aydın Topbaş, Mustafa Taşdelen ve Atilla Parlamış. Kurucu Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri ise Süleyman Beltan, Ö.Faruk Aslanoba, Fikret Üstenci, Timur Noyan, Hilmi Kuzaltı, Tarık Çevikel ve Yalçın Buruk. DOSAB’IN SESİ Bölgeyi organize yapma hedefine 1990 yılında ulaşan dernek, 2009 yılına kadar genel kurullarında seçilen müteşebbis heyet içinden oluşan yönetimle DOSAB yönetiminde aktif rol üstlendi. Günümüzde de DOSAB ve DOSABSİAD iki ayrı tüzel kişilik olmasına rağmen birlik içinde, aynı çatı altında, aynı hedefler doğrultusunda çalışıyor. Dernek, günümüzde DOSAB’ın sosyo-kültürel yüzü ve sesi rolünü üstlenmiş durumda. YILLIK İSTATİSTİK ÇALIŞMASI T .C. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK), kalkınma planları ve yıllık programların hazırlanması, milli gelir tahminlerinin yapılması, ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısında meydana gelen değişmelerin izlenilmesi ve çeşitli araştırmalara kaynak teşkil etmesi amacıyla Yıllık Sanayi Ürün ve Yıllık İş İstatistikleri Sanayi ve Hizmet Anket çalışmaları başlatmıştır. Anket kapsamında işyerleri veya muhasebe büroları ziyaret edilecek. OSB’LERE OSGB KURMA YETKİSİ R esmi Gazete’nin 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu” ile Organize Sanayi Bölgelerine ortak sağlık ve güvenlik birimi kurma ve işletme yetkisi verildi. Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile TTK’ya göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi, ifadesi ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi kurma ve işletme yetkisi verildi. TEB KOBİ BANKACILIĞI DÜNYAYA ÖRNEK OLDU TEB, TÜRKİYE’DE BİR İLKİ DAHA GERÇEKLEŞTİRDİ. KOBİ BANKACILIĞI FİNANSAL OLMAYAN HİZMETLERDE IFC TARAFINDAN DÜNYANIN EN İYİ 3 BANKASINDAN BİRİ SEÇİLDİ. KOBİ Akademi, KOBİ TV, KOBİ Destek Hattı ve KOBİ Danışmanları gibi projelerimizle Türk KOBİ bankacılığının çıtasını yükseltmekten ve tüm dünyaya örnek gösterilmekten gurur duyuyoruz. KOBİ’LERİMİZE, TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNE VE ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE HAYIRLI OLSUN. teb.com.tr 444 0 832 OSB OSB Mevzuatında Önemli Değişiklikler Yapıldı 28 Haziran’da TBMM’de kabul edilen torba yasa ile 4562 sayılı OSB Kanunu’nun geçici 2. maddesi değiştirildi. Yeni düzenlemeler içinde mesleki-teknik eğitime destek de var. O rganize Sanayi Bölgeleri için önemli değişiklikler getiren ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ da 12 Temmuz 2012 tarih ve 28351 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. KAMULAŞTIRMA YETKİSİ Bu kanuna göre 4562 sayılı OSB Kanununun 5.maddesi aşağıdaki gibi değiştirildi: - OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yapabilen veya yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir. Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir. OSB’LER VE TİCARET SANAYİ ODALARI 4562 sayılı kanunun geçici 2.maddesi de yeni haliyle aşağıdaki gibi oldu: - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun 5 inci maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt bendine göre kurulup yönetilmekte olan OSB’ler, bu Kanunda adı geçen OSB’lerden sayılır. Bu OSB’lerden sanayi odaları tarafından kurulup yönetilmekte olan OSB’lerde, genel kurul ve müteşebbis heyet görevlerini, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununa göre faaliyette bulunan sanayi oda meclisleri yürütür. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri sanayi oda meclisi üyeleri tarafından ve yönetim kurulu üyelerinin en az üçü OSB katılımcıları arasından seçilir. BAKAN ERGÜN NE DEDİ? Bu madde ile Bursa’da BTSO OSB’nin BTSO’dan ayrılacağı tartışmaları yaşandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de TBMM’de madde ile ilgili açıklamasında şunları söyledi; Organize sanayi bölgelerinden bir kısmı odalar tarafından, sanayi odaları tarafından kurulan organize sanayi bölgeleri, altı veya yedi tane organize sanayi bölgesi… Sanayi bölgelerinin bugünkü genel statüsü şudur: Sanayi ve ticaret odalarının da içinde bulunduğu bir müteşebbis heyetle -işte vali, il özel idaresi, vesaire- bir organize sanayi bölgesi kurulur. Bakanlığımız bunun kuruluşunu tescil eder. Sanayiciler organize sanayi bölgesinde belli bir çoğunluğa ulaşana kadar müteşebbis heyet tarafından yönetilir orga- 16 nize sanayi bölgeleri. Belirli bir çoğunluğa ulaştı mı -yüzde 50’yi aştı mı doluluk oranları- daha sonra yönetim sanayicilere devredilir, mevcut sistem bu şekildedir. Ancak, sanayi odalarının kurmuş olduğu organize sanayi bölgelerinde, organize sanayi bölgeleri oda meclisi tarafından yönetilir, yönetim kurulu oda meclisi tarafından seçilir. Yalnız, seçilenler, bazen, organize sanayi bölgesinde girişimci olmayan, yatırımı olmayan kişiler arasından oluyor. Dolayısıyla, organize sanayi bölgesini, o sanayi bölgesinde fabrikası olmayan başka kişiler çoğunlukla yönetince, sanayiciler arasında bir rahatsızlık meydana geliyor, onu burada düzeltiyoruz, 5 kişilik yönetim kurulunun en az 3 tanesini oda meclisi sanayiciler arasından, o organize sanayi bölgesindeki sanayiciler arasından seçsin istiyoruz. Mesele budur. OSB’LERDE MESLEKİ-TEKNİK EĞİTİME MADDİ DESTEK Kanunla, OSB’lerde açılacak mesleki teknik eğitim okullarına destek getirildi. Yeni düzenleme şöyle: - Bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören her bir öğrenci için, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılından başlamak üzere, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, her eğitim öğretim yılı itibarıyla Maliye Bakanlığı ile Bakanlık tarafından müştereken belirlenen tutarda, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten eğitim ve öğretim desteği yapılabilir. Bakanlar Kurulu kararıyla, bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgeleri dışında açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrenciler için de altıncı fıkradaki usul ve esaslar çerçevesinde eğitim ve öğretim desteği yapılabilir. Kanunla ayrıca, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede bazı değişiklikler yapıldı. Bakanlık yetkileri düzenlendi. OSB OSBÜK Yönetimi DOSAB’da SCADA Merkezi’ni inceledi Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu, 27-28 Temmuz’daki Bursa Programı kapsamında DOSAB’ı ziyaret etti, bölge ile ilgili bilgiler alıp SCADA Merkezi’ni inceledi. O rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK) OSB yöneticileri istişare toplantılarının bu yıl yapılan ilki 27-28 Temmuz tarihlerinde Bursa’da yapıldı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi’nin ev sahipliğindeki toplantı çerçevesinde, Bursa’ya gelen OSBÜK Yönetimi İnegöl OSB ve Demirta Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret etti. Nurettin Özdebir başkanlığındaki 30 kişilik OSBÜK Heyeti, DOSAB’da ilk olarak Bursa Tasarım ve Teknoloji Merkezi’nde (BUTGEM) BTSO Meclis Başkanı ve OSBÜK Başkanvekili İlhan Parseker tarafından ağırlandı. Heyete BUTGEM’de verilen mesleki ve teknik eğitimler hakkında bilgiler verildi. ÖZDEBİR: ÖRNEK BİR BÖLGE GÖRDÜK Ardından DOSAB Bölge Müdürlüğü’ne OSBÜK Başkanı Nurettin Özdebir ve Heyeti, Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman ve Yönetim Kurulu üyeleri karşıladı. Bölge Müdürü Serhat Şengül’ün bölgeyle ilgili sunumunun ardından ziyaret anısına Özdebir’e Kahraman bir plaket sundu. Özdebir, “DOSAB’ın geldiği nokta itibariyle öncü işlere imza atan örnek bir bölge olduğunu gördük. Sonradan OSB olmuş bir bölge için büyük başarı kaydeden DOSAB yöneticilerini kutluyorum. Aslında OSB’lerde yönetici olmanın ne kadar meşakkatli bir iş olduğu açık… Üretim, istihdam ve ihracatla uğraşan sanayicilerimize rahatsızlık vermeden, memnuniyet düzeyini artırmak ve bölgenin yatırımlarını devam ettirmek hiç de kolay olmuyor” dedi. 18 KAHRAMAN: BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman da, sonradan organize olan sanayi bölgesinde, iş adamlarının birlikteliği ile yatırım yaptıklarını ve bugün OSB olarak katılımcılarına çağdaş hizmeti, uygun fiyatla, istikrarlı olarak sunduklarını belirtti. Kahraman, ayrıca ülkemizin sanayi olarak bugün geldiği noktada OSB’lerin çok önemli bir yeri olduğunu vurguladı. SCADA SİSTEMİNİN EN’LERİ Heyet ardından DOSAB SCADA Merkezi’ni gezdi, burada da Bölge Müdürü Serhat Şengül merkezin işlevi ve teknik detayları hakkında bilgiler aktardı. Şengül, SCADA Merkezi ve alt yapısının 5 yılı bulan bir inceleme, araştırma süreci sonunda adım adım yapıldığını söyledi. “Daha 2003 yılında alt yapımızı yarken, boş kablo kanalları bıraktık. Tekrar bölgeyi kazmadık. Daha sonra tüm parselleri kapsayan fiber optik alt yapı ağımızı bu kanallar üzerinden kurduk. Son olarak da ülkemizde ve dünyada örneğini görmediğimiz bir sistem ve yazılımla, elektrik, doğalgaz, su, atık su şebekelerinin merkezden izlenmesi ve kumanda edilmesi, sayaçların uzaktan okunması, mosebe ve iletişim sistemini de içeren kombine bir SCADA sistemi için çalıştık. Şu an projemizde sona geldik, son testleri yapıp devreye alacağız” dedi. Şengül, sistem yazılımı ihalesini bir Ankara merkezli Türk Firması olan SYS Sistem Yazılım’ın aldığını da belirtti. Bunun üzerine SYS Genel Müdürü Haluk Etkin de aynı zamanda ASO üyesi olduğunu söyledi. ASO ve OSBÜK Başkanı Özdebir de OSB önemli bir projeyi hayata geçirdikleri için Etkin ve DOSAB’ı tebrik etti. OSB Başkan ve yöneticileri de sistemin hayranlık verici olduğunu ve OSB’lerin bu noktaya gelmesinden memnuniyet duyduklarını belirttiler. BTSO OSB PROGRAMI OSBÜK Heyeti DOSAB ziyaretinin ardından, 27 Temmuz Cuma günü akşamı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası OSB Yönetim Kurulu’nun Hilton Bursa’daki iftarına katıldı. İftara, Bursa Valisi Şahabettin Harput ve Bursa’daki 13 OSB’nin yöneticileri, bürokratlar, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve çok sayıda sanayicinin katıldı. Heyet 28 Temmuz Cumartesi günü programı kapsamında Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret edip, ‘OSBÜK Bursa İli OSB Yöneticileri’ toplantısını BTSO Meclis Salonu’nda yaptı. Toplantının oturum başkanlığını Bursa TSO Meclis Başkanı İlhan Parseker yaptı. Programda Organize Sanayi Bölgelerinin sorunları ve çözüm önerileri görüşüldü. Ayrıca toplantıya OSBÜK’ün daveti üzerine katılan Enerji Uzmanı Mehmet Doğan, enerji piyasalarında serbest piyasa sürecinin değerlendirilmesi ve geleceğe bakış konulu sunum yaptı. Toplantı sonunda heyet topluca BOSEN Enerji A.Ş. tesislerini inceleyerek çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Sönmez: Gerekirse OSB, BTSO’dan ayrılır B ursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın 31 Temmuz’da yapılan Olağan Meclis Toplantısı’nda BTSO Organize Sanayi Bölgesi’nin, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndan ayrılması da konuşuldu. TBMM’den Haziran sonunda geçen Torba Yasa ile Ticaret ve Sanayi Odaları tarafından yönetilen OSB’lerle ilgili bir gelmişti. Bunun üzerine gözler Türkiye’nin ilk sanayi bölgesi BTSO OSB’ye çevrilmişti. BTSO Meclisi’nde, gündem maddelerinin ardından görüşler kısmında söz alan 17. Komite’den Meclis Üyesi Ertan Atan, daha önce basında yer alan BTSO ve BTSO OSB’nin ikiye ayrılması konusuna değindi. Atan, ayrılma fikrinin yanlış olduğunu söyledi. Ertan, BTSO ve OSB’nin ayrılmaz yapılar olduğunu vurgulayarak OSB kurulması ve büyümesinde BTSO’nun katkıların büyük olduğunu belirtti. Ardından söz alan Giyim Eşyaları Üretimi Komite Üyesi Mesut Okyay ise ayrılmanın olumlu olduğunu düşündüğünü söyledi. Okyay, “Bir süre sonra bazı yapılarda hantallaşma olabiliyor. Sanayicinin kendi kendini yönetmesi bence doğru” dedi. Okyay “Hatta odamız ticaret ve sanayi olarak ikiye bile ayrılabilir” şeklinde konuştu. Bunun üzerine söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ise “OSB’nin BTSO’dan ayrılması talebini meclise gelir. Ben bu noktada konuyla ilgil çok konuşmak istemiyorum. Konuyla ilgili fikirlerimi mecliste, ileriki toplantılarımızda ayrıntılı olarak sizlere anlatacağım. Meclis karar verirse olabilir. Ayrılabilir. Değişiklik yönetimsel bir değişikliktir. Şu ana kadar kurulmuş ve kendi kendini idare eden pek çok OSB var. Bizimki ise özel bir durumdu. Bu da değişebilir. Eğer meclis kendi içinde bir oylama yapar ve BTSO’dan ayrılmak isterse ayrılabilir” dedi. BTSO Temmuz ayı Meclis Toplantısında Ali Hazır ve Halil Güleç arasında şeffaf yönetim ve hesap verilebilirlik konusunda tartışma yaşandı. 19 OSB OSBDER Genel Kurulu’na BOSBİR Enerji Damgası 4 yıl önce kurulan ve halen 33 üyesi bulunan Organize Sanayi Bölgeleri Derneği’nin İzmir’deki Genel Kurulu’nda Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Birliği Enerji Üretim AŞ konuşuldu. B ursa’da başta Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve BTSO Organize Sanayi Bölgesi yönetimlerinin öncülüğünde tüm OSB’lerin bir araya gelerek kurdukları ve sadece OSB’lerin ortak olabileceği, Bursa sanayisinin elektriğini yerli kaynaklı üretimle daha uygun maliyetle karşılama hedefinde olan BOSBİR Enerji AŞ örneği ülke genelinde ses getirdi. İzmir Çeşme Shareton Otel’de yapılan OSBDER Olağan Genel Kurulunda Bursa’nın bu birlikteliğinden övgüyle söz edilirken, genel kurula DOSAB temsilcisi olarak katılan Mustafa Tezyaparlar da konuyla ilgili bilgiler verdi. Tezyaparlar kongre sonrası değerlendirmesinde, DOSAB’ın çalışmalarının ülke genelinde yakından takip edildiğini, örnek gösterilen bir bölge olduklarını bir kez daha Mustafa Tezyaparlar gördüğünü söyledi. Uğurtaş, enerji konusunda maliyetleri düşürecek yollar aradıklarını, enerjinin yerli hammadde ile üretilmesini ve maliyetleri bu yöntemle düşürmeyi hedeflediklerini dile getirdi ve emlak, aydınlatma, temizlik vergilerinin OSB’lere bırakılarak düzenli gelire kavuşturulması gerektiğini anlattı. ETKİLİ BİR DERNEK OLDUK OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, OSB’lerin planlı sanayileşmenin en güzel örneği olduğunu, sağladığı istihdamla, katma değerle, çarpık sanayileşmeyi önlemesiyle önemli bir işlev üstlendiğini belirtti. Tuncay, “Türkiye’nin yeni Ergene havzalarına ve Dilovalarına tahammülü yok” dedi. Dernek olarak önemli görev üstlendiklerini, gündeme getirilen konuların toplumsal talepler içerdiğini ve onun çözümüne yönelik önerileri de ilgili karar mercilerine ilettiklerini belirten Tuncay, “OSBDER’in OSB’leri, reel sektörü, üreticiyi, KOBİ’leri ilgilendiren; teşvik uygulamaları, enerji (elektrik ve doğal gaz), yeni TTK, işgücü maliyetleri, OSB’lerin imar planı yapma yetkisi, OSB’lerin kurumlar vergisi mükellefi sayılması, çevre mevzuatıyla TÜM OSB’LER BİR ARAYA GELELİM ilgili belediye uygulamaları ve İzmir Atatürk OSB Başkanı OSBDER YÖNETİM KURULU benzeri birçok konuyu, kamuoyuve OSBDER Başkan Yardımcısı nun gündemine taşımış ve ilgili Hilmi Uğurtaş, “Bursa çok önemli Hüseyin Kutsi TUNCAY Başkan (Anadolu OSB) Hilmi Uğurtaş Başkan Yard. (İzmir Atatürk OSB) kamu kuruluşlarına bu konulara bir adım attı. Biz hepimiz biraya Uğur Ateş Yazman (İskenderun OSB) yönelik görüş, yaklaşım ve çözüm gelerek -Türkiye’deki tüm OSB’ler Sait C.Türek Sayman (Manisa OSB) önerilerini sunmuştur. olarak- önümüzdeki dönem köÖmer SARIOĞLU Üye (Çerkezköy OSB) OSBDER, yaptığı etkileme mür sahalarının ihalelerine teklif çalışmaları nedeniyle kamu kuruverebiliriz, kömür sahalarına luşları tarafından kabul görmüş, görüş ve önerileri değerlentalip olabiliriz. Yerli kaynaklarla enerji üretip sanayicimizin dirilmiş, yazılı ve görsel medyanın ilgisini çekmiş, reel sektör maliyetlerini düşürebiliriz. Bunu yapacak güce ulaştık” dedi. OSBDER’in Genel Kuruluna 33 üye bölgenin temsilcileri katıldı. Genel Kurulda DOSAB’ı Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Mustafa Tezyaparlar temsil etti. 20 OSB ve OSB’ler konusunda açıklama yapması istenen sivil toplum kuruluşu olmayı başarmıştır” dedi. DAHA BÜYÜK ATILIMLAR OLABİLİR Artvin hariç Türkiye’nin 80 ilinde bütün OSB bulunduğunu, buralarda 1 milyonu aşkın kişinin çalıştığını, Türkiye’nin toplam tüketilen elektrik enerjisinin %25’inin OSB’lerde tüketildiğini, toplam ihracatın %60’ının OSB’lerde gerçekleştirdiğini ifade eden Tuncay, “Alınacak ek önemlerle OSB’ler çok daha büyük atılımlar yapabilir. OSB’lerin 1/3’ü boş ve kayıt-kontrol dışı örgütlenmeler nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşıyor” dedi. AR-GE VE ENERJİDE DESTEK İSTİYOR Genel kurulda, önemli bir başka başlık ise OSB’lerin Ar-Ge ve alternatif enerji kaynakları konusunda hiçbir destekten yararlandırılmadığı, Ar-Ge çalışmaları ve teşviklerinde OSB’ler içindeki işletmelerin tek tek büyüklüklerini yetersiz görüp dışarda bırakan anlayış yerine kümelenme yaklaşımıyla teşviklerin verilebileceğiydi. Teknopark uygulamalarının OSB’ler içinde geliştirilmesinin öncelikli konular arasında alınması gerektiği, enerji maliyetlerini düşürmek ve çevre dostu kaynaklara yönelmek açısından projelendirmeden başlayarak her aşamada OSB’ler için güneş ve rüzgar enerjilerinin kullanımını destekleyecek teşviklerin yürürlüğe konulmasının, gerekli olduğu görüşüldü. OSB’LERE DEMİRYOLU İŞLETME HAKKI GETİRİLİYOR Y eni teşvik sisteminde bir alt bölgedeki teşvik unsurlarından yararlanma hakkı getirilen OSB’lere demiryollarının yeniden yapılandırılması çalışmaları çerçevesinde demiryolu işletmeciliği yapma hakkı da getiriliyor. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, demiryolu ulaştırmasının yeniden yapılandırılması hakkında kanun ile demiryolu ile ihracat ve ithalat yapmak isteyen organize sanayi bölgeleri (OSB) yönetimlerinin Türk Ticaret Sicili’ne kayıtlı anonim şirketler kurmak suretiyle özel işletmecilik yapabileceğini söyledi. Karaman, TCDD’nin mevcut personelinden tren işletmeciliği ile ilgili olanlarının TÜRKTREN AŞ’ye devredileceğini, emekliliği teşvik etmek için emekliliğini hak etmiş personelin emeklilik ikramiyesinin belli oranda artırılacağını ifade etti.”Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Taslağı” üzerinde çalışmalar devam ediyor. TÜRK TİCARET KANUNU’NUN DEĞİŞİKLİĞİ OLUMLUDUR O rganize Sanayi Bölgeleri Derneği (OBDER) Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, “30 Haziran tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile bilim komisyonu başkanının ‘dokundurmayız, AB de böyle istedi’ dediği, Yeni Türk Ticaret Kanununa dokunuldu, bütün dünya KOBİ’leri korurken çıkartılacak kanun KOBİ’leri çok zor duruma düşürecekti. Kanunun değiştirilmesi yerinde bir uygulamadır böylece yeni TTK’nın dokunulmazlığı sona erdi” dedi. Tuncay, bu konuda gayret gösteren gerçeklerin anlaşılmasını sağlayan duyarlı bilim adamlarına, değişiklik için çaba sarf eden meslek odalarına, ilgili bakanlıkların yetkililerine ve TBMM’ye teşekkür etti. OSBÜK 10. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI O rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK) X. Olağan Genel Kurul Toplantısı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TOBB Başkan Yardımcısı Faik Yavuz ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım’ın katılımıyla 28 Haziran’da ASO I. OSB Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Seçimsiz genel kurulda yönetim kurulu 2011 yılı Faaliyet Raporu görüşüldü. EN ÇEVRECİ OSB’LER YARIŞMASI DEVAM EDİYOR Ç evre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Dünya Çevre Günü dolayısıyla ‘Temiz Türkiyem’ sloganı ile başlattığı; En Temiz Köy, En Temiz Şehir, En Temiz OSB ve En Temiz Sanayi Tesisi yarışması sonuçlandı. Buna göre, Bakanlık ve OSBÜK’ün işbirliği sonucu 2008 yılında başlatılan “En Çevreci OSB” yarışmalarının devamı olarak bu yıl yapılan “En Temiz OSB” yarışmasında ilk sırada Kocaeli Gebze OSB ile Ankara Sanayi Odası 1. OSB, ikinci Kocaeli TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas OSB ve üçüncü Mersin Tarsus OSB oldu. Daha önce yapılan yarışmalarda DOSAB dahil, Manisa, Bursa TSO, Adana Hacı Sabancı, Denizli, ASO 1.OSB, Kocaeli Gebze Plastikçiler OSB, Eskişehir Sanayi Odası OSB, Kocaeli TAYSAD OSB ödül almışlardı. 21 529 7 . 3 - 495 hektar alan - 348 sanayi parseli - 414 faal firma (Şubat 2012) - 37 bin 529 istihdam (Şubat 2012) - 3,5 milyar dolar/yıl ihracat (2011) - 930 milyon kWh/yıl elektrik tüketimi (2011) - 299,5 milyon sm3/yıl doğalgaz tüketimi (2011) - 13,2 milyon m3/yıl atıksu arıtma (2011) - 150.000 m2 yeşil alan ve sosyal tesisleri ile çağdaş sanayi bölgesi... DOSAB’da n i ç i e y i k Tür üretiyor... Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar, sağlık, mutluluk ve başarılar dileriz. OSB BOTAŞ’tan OSB’lere İkinci Fatura Sürprizi Bursa ve Eskişehirli sanayiciler 2010’da ödedikleri 80 milyon liraya yakın taşıma bedeli fark faturasının ardından, 22 milyon liralık yeni bir bedel ile karşı karşıya kaldı. DOSAB ve BOSBİR Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman: “Hiç bir etkimiz olmayan 8 yıl önceki hatalı kararların faturasını ödüyoruz.” B ursa ve Eskişehir illerindeki sanayi bölgeleri ve serbest tüketiciler, 2004-2007 dönemine ait doğalgaz fark bedeli faturası kabusunu ikinci kez yaşıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), 2004 yılında aldığı taşıma bedeli kararları, aradan geçen 8 yılın ardından sanayiciye milyonlarca liralık yük oldu. Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), 2009 yılında Bursa ve Eskişehir illerindeki organize sanayi bölgelerinden 80 milyon liraya yakın fark bedeli talebinde bulunmuş ve bu bedeller ödenmişti. Konu yargıya taşındı ve süreç halen devam ediyor. Ekim 2004-Aralık 2006 dönemine ait ilk fark bedeli şokunun ardından, BOTAŞ bu ay bölgelere gönderdiği yazı ile 2007 Ocak-Eylül dönemine ait ikinci bir fark bedeli faturası çıkarttı. HANGİ BÖLGEYE NE KADAR FATURA ÇIKACAK? Buna göre BOTAŞ, Bursa ve Eskişehir illerinde 22 milyon liraya yakın bir bedeli sanayiciden talep ediyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi 9 milyon, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 6,2 milyon, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi 6 milyon, Gürsu Organize Sanayi Bölgesi 822 bin ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi 175 bin lira doğalgaz taşıma bedeli fark faturası ödemekle karşı karşıya… 24 FERUDUN KAHRAMAN’IN AÇIKLAMASI Konuyla ilgili olarak DOSAB ve BOSBİR Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman şu açıklamayı yaptı: “Halen temyiz süreci devam eden taşıma bedeli fark faturası davası sonuçlanmadan, BOTAŞ, 5 Haziran 2012 tarihli yazısı ile 2.dönem (Ocak 2007 – Eylül 2007) taşıma bedeli farkı adı altında yeni bedeller talep ediyor. OSB’ler henüz ilk dava sonuçlanmadığından dolayı bu bedelleri Ferudun Kahraman bölge sanayicilerinden tahsil edemedi. Şimdi ikinci bir fatura ile mağduriyet oluştu. Kaldı ki, oluşan bu durumda biz sanayicilerin hiçbir etkisi ve hatası yoktur. Konu tamamen EPDK’nın aldığı kararlarla ilgilidir. Ama 8 yıl önceki yanlış kararların faturasını bugün biz sanayiciler ödüyor. Bu yanlıştır ve bu yanlıştan dönülmelidir. BOTAŞ OSB’lerden tek faturada alacağını alacak. İlk bedelleri ödedik. Ama OSB’ler katılımcılarına bunu nasıl rücu OSB edecekler? Aradan geçen 8 yılın ardından kapanan, taşınan fabrikalar var. Bu fabrikalar o dönemdeki maliyet hesaplarını o zamanki faturalara göre yaptı. Şimdi hesaplar değişti demek doğru değil. Görüldüğü gibi geçmişin hataları bugün karşımıza bir sorun yumağı olarak çıkıyor. Bizler işimizi gücümüzü bırakıp, bizim olmayan hatalardan dolayı hukuksal sorunlarla boğuşuyoruz. Sanayici, asıl işine konsantre olup daha çok üretim, ihracat, istihdam düşünecekken enerjisini başkalarının bu tür hatalarını düzeltmeye harcıyor. Böyle olmamalı. Kamu kurumları sanayiciyi sıkıntıya sokan değil, önünü açan kurumlardır. Organize Sanayi Bölgeleri, yeni faturalar nedeniyle birçok yatırımlarını belki askıya almak veya iptal etmek zorunda kalacaklar. Bütçelerinde olmayan bu bedelleri ödeyerek, sanayicilerine daha iyi hizmet üretmeleri söz konusu olmayacak.” ALİ UĞUR YATIRIMLAR DURACAK Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur da bugünkü sonucu ortaya çıkartan sebepte sanayicinin hiçbir etkisi olmadığını belirterek, “Kamu kurumlarının hatasını biz kapatıyoruz. Ama bu bedeller sanayici için çok ağır sonuçlar doğuracaktır. OSB’ler bu bedelleri katılımcılarından almak zorunda. BOTAŞ, amme alacağı olarak alacağını nispeten kolay tahsil etme Ali Uğur imkanında. Ancak bölgeler geriye dönük fark bedelini ödemeyen veya bölgeden taşınmış, işyerini kapatmış olan sanayiciden bunu alırken aynı imkana sahip değil. Hukuki yola gittiğimizde yıllarca devam edecek bir süreçten bahsediyoruz. Bu bir yana, yıllarca öncesinin yanlış hesabı işletmelere ciddi yükler getirecektir. Biz BTSO OSB olarak bu yıl planladığımız elektrik dağıtım şebekesinin yenilenmesi gibi bazı alt yapı yatırımlarımızı yapamayacağız” dedi. ALİ İHSAN KARAMANLI: SAHİPSİZ BIRAKILIYORUZ Bu arada Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Müdürü ve OSBÜK Bölge Müdürleri Komisyonu Başkanı Ali İhsan Karamanlı da konuyla ilgili değerlendirmesinde, organize sanayi bölgelerinin bu konuda sahipsiz bırakıldığını savundu. Karamanlı, “Yıllar sonra ortaya çıkan faturalar konusunda tek suçlu EPDK’dır. Fakat onlara hiçbir yaptırım yok. Biz aynı hataAli İhsan Karamanlı ları yapsak yerimizde saniye kalamazdık. Esasen, BOTAŞ’a değil bizlerin EPDK’ya dava açması lazım ki, hatanın bedeli ortaya çıksın” şeklinde konuştu. SORUNUN KAYNAĞI NE? Doğalgazda taşıma bedellerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) belirliyor. EPDK, 2004 yılında 0,22 kuruş olan bedeli 0,8 kuruşa indiren bir karar aldı. Bu kararı Bursagaz ve Esgaz yargıya taşıdı. Yargı EPDK’yı haksız buldu yeni bir bedel belirlemesini istedi. EPDK da eski rakama geri döndü. Bunun üzerine Bursagaz ve Esgaz, aradaki farkı BOTAŞ’tan aldığı doğalgazın bedelinden düştü. BOTAŞ, EPDK’yı dava etti ve sonucunu beklemeden OSB’lerden bu parayı tahsil yoluna gitti. Sanayici, kendi hatası ve etkisi olmadığı gelişmeler karşısında faturayı ödeyen olmaktan dolayı isyan ediyor. İKİ YIL ÖNCE NE OLDU? 30 Haziran 2009 tarihinde BOTAŞ, Bursa ve Eskişehir’de serbest tüketici konumundaki kuruluşlara doğalgaz taşıma bedeli farkı faturası gönderdi. Yazıda fark bedelinin kamu alacağı niteliğinde olduğu ve ödenmesi ihtaren bildirildi. OSB’ler bu faturaları geri gönderip dava açtı. BOTAŞ, aradan geçen bir yılın ardından 2010 yılı Haziran ayında, söz konusu farkları ödemedikleri gerekçesiyle bölgelerin banka hesaplarını 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine dayanarak bloke ettirdi. Görüşmeler sonrası BOTAŞ 36 ay taksit imkanı getirdi. Ancak OSB’ler bir süre sonra paraların tamamını ödeyip konuyu yargıya taşıdılar. Yargı süreci halen devam ediyor. 2009’DA KİME NE FATURA ÇIKMIŞTI? BOTAŞ 2009 yılında BTSO OSB’ye 24,1 milyon, DOSAB’dan 16,2 milyon, Eskişehir OSB’den 12 milyon, Gürsu OSB’den 1,2 milyon lira ve NOSAB’dan 295 bin lira fark bedeli faturası çıkartmıştı. Bu rakamlar ana para rakamları. Bölgeler, bu ana para ve yasal faizleri BOTAŞ’a ödemişti. 25 OSB 999 Parsel Tahsisi İptal Edildi Bakan Ergün: Temmuz ayı itibariyle 256 Organize Sanayi Bölgesi’nde 999 parsel tahsisini iptal ettik. Kimse OSB’lerdeki arsalara, ileride değerlenecek gayrimenkul muamelesi yapmasın. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. B akan Ergün, bugün itibarıyla gelinen noktada, toplam 27 bin 542 hektar büyüklüğünde, 147 adet OSB’nin altyapı inşaatı tamamlanarak sanayicilerin hizmetine sunulduğunu ve bu bölgelerde 41 bin 608 adet firmanın üretime geçtiğini anlatan Ergün, üretime geçen bu tesislerde yaklaşık 1 milyon 200 bin kişiye iş imkanı sağlandığını, tüm işletmeler üretime geçtiğinde bu rakamın yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşacağının öngörüldüğünü söyledi. Türkiye’de 261 adet OSB’nin tüzel kişilik kazandığını belirten Ergün, “2002 yılına kadar sadece 70 OSB projesi tamamlanırken, son 9,5 yıl içinde 77 OSB daha tamamlanarak bu sayı 147’ye ulaşmıştır. 2012 yılı Yatırım Programı’nda 65 adet OSB projemizin alt yapı ve arıtma tesisini kredilendirme konusunda çalışmalarımız ise devam ediyor. Ayrıca bu yılsonu itibariyle de 15 OSB projesinin tamamlanmasını hedefliyoruz” diye konuştu. 12 BİN PARSEL YATIRIMCI BEKLİYOR Nihat Ergün, 2002 yılına kadar OSB’lerde üretime geçilen parsel sayısı 11 bin 395 iken, son 9,5 yılda 30 bin 168 parselde üretime geçildiğini belirterek, 11 binden fazla parselin inşaat, 6 bine yakınının ise proje aşamasında olduğunu ifade etti. Ayrıca 12 bine yakın parselin de yatırımcı beklediğini dile getiren Ergün, şunları kaydetti: “Geçen yıl OSB’leri daha nitelikli alanlara dönüştürmek amacıyla önemli adımlar attık. OSB’lerdeki doluluk oranını artırmak için bedelsiz ve indirimli arsa tahsisi dönemi başlattık’’ dedi. Bugüne kadar tahsis edilen 471 parselin 14’ünde üretime geçildiğini, 48’inin inşaat aşamasında ve 409’unun ise proje aşamasında olduğunu aktaran Ergün, şöyle devam etti: “Aynı şekilde uzun zaman önce tahsis edilmiş ancak üzerinde herhangi bir işlem yapılmamış arsaların tahsisini iptal etmeye de başladık. Kimse OSB’lerdeki arsalara, ileride değerlenecek gayrimenkul muamelesi yapmasın. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Temmuz ayı itibariyle 256 OSB’de 999 adet parsel tahsisini iptal ettik. Bakanlık olarak başlattığımız diğer bir önemli adım ise OSB’lerde kurulacak meslek liseleri için, her öğrenci başına nakit destek uygulamasını başlatıyor olmamızdır. Bu uygulamayla birlikte OSB’lerin belki de en fazla ihtiyaç duydukları nitelikli işgücü arzı sağlanmış olacaktır.” TEŞVİKLE DAHA NİTELİKLİ YATIRIM Son teşvik programıyla sanayi yatırımlarını OSB’lere kaydırmak için adım attıklarını belirten Ergün, bu karara göre artık OSB’lerdeki yatırımların, bir alt bölgede yapılmış gibi destekleneceğini söyledi ve yatırımcılar açısından OSB’lerin yeni ve nitelikli yatırımlara ev sahipliği yapacağını belirtti. BTSO ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SOSYAL TESİS YAPIYOR B ursa Ticaret Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılacak sosyal tesislerin temeli düzenlenen törenle atıldı. Organize Sanayi Bölgesi Ormanlar Cadde üzerinde gerçekleştirilen temel atma törenine Vali Yardımcısı Adnan Çakıroğlu’nun yanı sıra çok sayıda iş adamı katıldı. Törende konuşan BTSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur, ilk organize sanayi bölgesi olan BTSO OSB’de faaliyette bulunan fabrikaların Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladığını söyledi. Uğur, “Geçmişten günümüze kadar devam eden yatırımlar ve bir gün bile aksamadan devam eden bu hizmetlere bugün bir yenisini daha eklemek üzere yeni bir adım atıyoruz. Bölgemizdeki sanayicilerin ve işadamlarının, fabrika yöneticilerinin, odamız meclis üyelerinin sosyal anlamda faydalanabilecekleri bu tesis tamamlandığında daha çok kaynaşmanın yaşan- 26 masına, birlik ve beraberliğin daha üst noktalara çıkmasına imkân sağlayacaktır. Tesisimizde ayrıca bölgemizdeki firmalarımızın faydalanacakları hizmet birimleri de bulunacaktır’’ dedi. 41 bin metrekare kapalı alan üzerine inşa edilecek sosyal tesisler restoran bölümü, teras ve oturma alanları, fitness, SPA merkezi, sauna, masaj salonu, Fin Hamamı ve 500 metrekare kapalı havuz yer alacak. Ayrıca banka ve kargo şubeleri ile eczane ve noter için faaliyet mekanları bulunacak.” kalitemizi anlatamayız!... Anlatamayız çünkü bu sayfaya sığmaz... Dokumadan boyaya; üretimin her aşamasında kalite için çalışır ve uygularız. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 1. Çiğdem Sk. No:5 Demirtaş / BURSA Tel: +90 224 261 15 25 Faks: +90 224 261 18 50 www.sykteks.com info@sykteks.com / www.yekpa.com info@yekpa.com ARAŞTIRMA BTSO’nun açıkladığı Bursa’nın En Büyük 250 Firması-2011 sonuçlarına göre listeye giren 39 Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi firması, 22 bin çalışanıyla 11,8 milyar lira ciro, 3,1 milyar dolar ihracat yaptı. B ursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Temmuz ayında, 2011 net ciroları esas alınarak açıklanan Bursa’nın En Büyük 250 Firması-2011 Araştırması sonuçlarına göre, 250 firma içine, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 39 firma girdi. İlk 250 içindeki 27 firma adının açıklanmasını istemedi. 5 YENİ FİRMA LİSTEDE Sonuçları değerlendiren DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman, 2011 yılında bölge olarak başarılı bir performans sergilediklerini, bunun sonuçlarının da alındığını söyledi. Kahraman şunları söyledi: “Bölgemizden İlk 250’ye giren firma sayımız bir önceki yıla göre artış gösterdi ve 39 oldu. 2011 listesine DOSAB’dan Berteks Tekstil, Epsan Plastik, Kaplanlar Soğutma, Parlamış Tekstil ve Yılmar Dış Ticaret olmak üzere 5 yeni firmamız girdi, 4 firmamız ise liste dışı kaldı. HER ŞEY İYİ KARLAR DÜŞÜK 250 büyük içinde olan 39 DOSAB katılımcısının ekonomik verileri de bizleri mutlu etti. Buna göre firmalarımız 2011 yılında KDV hariç iç ve dış satış cirolarını yüzde 25 artışla, 11,8 milyar liraya çıkarttılar. İhracatımız ise yüzde 7,1 artışla 3,1 milyar dolar oldu. 39 firmamızın ücretle çalışanlar ortalaması yüzde 22,5 artış göstererek 22 bin 195 kişi olarak gerçekleşti. Üretim satışlar da yüzde 21,3 oranında arttı ve 9,5 milyar lira 28 oldu. Tüm verilerdeki bu iyileşmeye karşın, karlılık oranları düşüş gösterdi. 2011 yılında 39 firmamızın vergi öncesi dönem karı yüzde 1,17 oranında düşüşle 396,3 milyon lira oldu.” TOFAŞ LİSTENİN BAŞINDA DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman, 250 Büyük Firma Listesi’nde ilk sıraya yükselen Tofaş’ın DOSAB katılımcısı olduğunu hatırlatarak, “Avrupa ekonomilerindeki sıkıntılar en fazla otomotivi etkilemiş gözüküyor. Buna karşın otomotiv sektörü ilimiz ve bölgemiz için önemli bir ağırlığa sahip. Verilerden şu sonuçları da görüyoruz; 2011 yılını en iyi geçiren sektörlerin başında tekstil konfeksiyon ve makine metal geliyor. Tekstilin yeniden revaçta olması, yüzde 68’i tekstil sektörü firmalarından oluşan bölgemiz için de olumlu bir gelişme. KAHRAMAN: SANAYİCİ VE ÇALIŞANLARI KUTLUYORUM DOSAB Yönetimi olarak bizler, her şeye rağmen Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans sergileyen sanayicilerimizi ve çalışanlarımızı kutluyoruz. Biz DOSAB olarak Cumhuriyetimizin 100.yılı olan 2023’te 10 milyar dolarlık ihracat hedefimizi açıklamıştık. Bölgemizdeki 39 firmanın 2011 yılı ihracatı 3,1 milyar dolar. 414 firmanın faaliyet gösterdiği bölgemizde bu hedefimize adım adım ilerliyoruz” şeklinde konuştu. ARAŞTIRMA BURSA’NIN EN BÜYÜK 10 FİRMASI - 2011 250 BÜYÜK FİRMA SIRA NO FİRMA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 TOFAŞ OYAK RENAULT BORÇELİK BOSCH SÜTAŞ KORTEKS KARSAN COMPONENTA TÜRK PRYSMİAN ASİL ÇELİK İÇ VE DIŞ SATIŞ (CİRO) TL (KDV HARİÇ) DÖNEM KARI [V.Ö.] TL İHRACATI $ ÜCRETLE ÇALIŞANLAR ORTALAMASI (KİŞİ) 7.713.958.721 277.443.633 2.410.866.138 7.602.337.606 333.551.473 3.213.577.377 2.143.881.311 28.820.998 180.795.239 1.808.068.123 - 828.989.416 1.063.420.383 60.234.893 8.789.354 783.546.735 138.006.456 44.065.797 746.969.913 -21.729.625 166.877.399 657.973.576 43.525.202 252.041.044 652.943.730 3.175.606 141.559.830 627.368.129 87.634.358 146.680.033 7.758 6.043 715 5.545 3.133 2.158 979 2.542 402 742 BURSA 250 BÜYÜK FİRMA SIRALAMASINDA DOSAB'LI FİRMALAR - 2011 İÇ VE DIŞ SATIŞ (CİRO) TL (KDV HARİÇ) ÜCRETLE ÇALIŞANLAR ORTALAMASI (KİŞİ) 250 BÜYÜK FİRMA SIRA NO FİRMA 1 28 29 32 42 44 45 51 59 60 61 64 69 74 80 81 85 101 118 122 124 141 144 147 155 157 167 174 181 191 205 207 208 210 217 218 222 240 244 TOFAŞ 7.713.958.721 277.443.6332.410.866.138 7.758 B-PLAS BURSA AŞ 314.652.060 - 5.368.797 1.316 BEYÇELİK GESTAMP KALIP AŞ 308.297.180 - 32.595.205 1.038 AUNDE TEKNİK TEKSTİL AŞ 264.709.270 - 139.961.475 1.587 HARPUT TEKSTİL LTD. ŞTİ. 206.832.856 - 18.679.977 539 TEKNİK MALZEME AŞ 199.031.914 3.444.477 62.810.687 369 ERMETAL OTOMOTİV AŞ 191.411.927 - 6.717.150 686 BOSCH FREN AŞ 168.839.768 -2.155.455 18.292.560 258 BPO-B.PLAS AŞ 157.115.793 - 685.591 254 P.M.S. METAL AŞ 154.219.023 57.969 51.513.125 266 GRAMMER KOLTUK AŞ 148.843.747 - 63.648.546 611 POLYTEKS TEKSTİL AŞ 139.166.528 - 8.468.596 356 SUNTEKS AŞ 128.554.027 20.931.103 21.653.819 651 TAŞDELEN TEKSTİL AŞ 121.966.279 - 2.070.661 122 SÜLEYMAN BURSALI TEKS.AŞ 112.694.113 5.617.207 33.989.076 375 ACARSOY TEKSTİL AŞ 110.129.242 4.479.191 5.536.622 420 OBASAN GIDA AŞ 104.224.550 10.271.218 690.924 1.396 E.N.A. TEKSTİL AŞ 95.565.038 10.277.743 0 255 IŞIKSOY TEKSTİL LTD. ŞTİ. 84.725.710 4.364.549 4.362.679 375 D.E.B.Y TEKSTİL AŞ 82.930.690 14.732.082 0 8 ÖZ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 81.482.829 -4.085.822 45.823.922 340 FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK AŞ 71.757.234 398.857 0 745 YILMAZ SÜNGER LTD. ŞTİ. 70.556.524 1.354.096 0 69 ÖZ ÜÇ-EL TEKSTİL LTD. ŞTİ. 68.924.407 5.117.120 0 215 FİSTAŞ DIŞ TİCARET AŞ 66.285.403 181.939 37.681.344 5 AKTAŞ HAVA SÜSPAN.AŞ 65.149.730 68.467 13.228.730 156 BERTEKS TEKSTİL AŞ 62.816.198 17.253.021 8.253.361 573 LOW PROFİLE AŞ 59.834.604 958.356 30.970.517 423 FİBER İPLİK MENSUCAT AŞ 58.040.397 7.451.019 0 9 BEZTAŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 54.711.250 2.810.115 0 235 ŞAHİNKUL MAKİNA AŞ 46.844.567 1.417.591 2.567.022 339 EPSAN PLASTİK LTD. ŞTİ. 46.678.411 3.397.005 5.634.352 50 YILMAR ÇELİK TEL LTD. ŞTİ. 46.657.577 - - ACAR İHRACAT İTHALAT AŞ 46.575.236 981.127 17.819.760 37 KAPLANLAR SOĞUTMA AŞ 45.000.451 4.567.451 0 240 BAYKAR DÖVİZ TİCARET A.Ş. 44.871.804 39.699 0 4 IŞIKSER TEKSTİL LTD. ŞTİ. 43.231.261 - 623.624 45 PARLAMIŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 38.626.884 4.834.914 0 43 YILMAR DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. 37.973.091 88.126 21.863.575 31 TOPLAMLAR 11.863.886.294 396.296.7983.072.377.835 22.199 DÖNEM KARI [V.Ö.] TL İHRACATI $ 2011’DE SATIŞ VE İSTİHDAM ARTTI KARLILIK DÜŞTÜ B ursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, ‘Bursa’daki 250 Büyük Firma Araştırması’ 2011 sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye’nin ekonomide 2008’deki küresel kriz etkilerini tamamen üzerinden atıp kriz öncesi rakamların üstüne çıktığı bir yılı geride bıraktığını söyledi. Sönmez, 2010’daki yüzde 9,2 ve 2011’deki yüzde 8,5 büyümenin, Türkiye’yi dünyanın en hızlı gelişen ülkeleri arasında ilk sıralara taşıdığını anımsattı. KAR EDEN ŞİRKET AZALDI AB’deki büyüme sorunuyla ortaya çıkan ihracat sıkıntısını Türkiye’nin canlı iç pazar sayesinde rahat atlattığını belirten Sönmez, ancak zorlaşan koşullar, artan rekabet ve kurdaki oynaklık nedeniyle ciroda yakalanan performansın karlılığa aynı ölçüde yansımadığına dikkati çekti. BTSO Başkanı Sönmez, satış ve istihdamın artmasına karşın kar eden şirket sayısının da 222’den 203’e gerilediğini vurguladı. OTOMOTİV AÇIKARA LİDER 250 büyük firma içinde otomotiv ana ve yan sanayinin bütün göstergelerde liderliğini koruduğunu anlatan Sönmez, “İlk 250 şirketin yüzde 26’sı otomotiv ve yan sanayiinde faaliyet gösteriyor. Cironun yüzde 48,2’sini de bu şirketler gerçekleştiriyor” dedi. 2011’İ İYİ GEÇİREN SEKTÖRLER Celal Sönmez, ilk 250’nin içindeki seçilmiş 5 sektörün 2011 performansının, gidişat konusunda bir ufuk çizeceğini ifade etti. 2011 yılını en iyi geçiren sektörlerin ise makine-metal ve tekstil-konfeksiyon olduğunu dile getire Sönmez, özellikle makinemetal cirosunun yüzde 42,3 artarken dönem karının yüzde 85,8 yükselmesini övgüye değer buldu. 29 ARAŞTIRMA EN BÜYÜK 500 LİSTESİNE BURSA’DAN 35 FİRMA GİRDİ İ stanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2011 yılı sonuçlarını açıkladı. Tüpraş’ın yine açık ara lider olduğu listede Bursa’dan 35 firma yer aldı. İSO 500 Listesine Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden ise Tofaş, B Plas, Beyçelik Gestamp, Aunde Teknik, Ermetal Otomotiv ve Teknik Malzeme girdi. DEVLER LİGİNDE BURSA FİRMALARI - 2011 İLK 500 2011 2010 3 5 23 40 65 67 88 91 100 107 110 112 130 177 188 232 237 268 273 275 276 300 305 327 343 354 356 365 418 421 430 450 466 468 482 4 5 23 40 68 59 87 109 71 122 178 145 108 169 - 304 216 185 - 296 301 441 260 308 399 363 493 378 340 419 372 406 457 - 381 KURULUŞ ÜRETİMDEN NET SATIŞ (TL) OYAK-RENAULT TOFAŞ BORÇELİK AŞ BOSCH AŞ DELPHİ AUTOMOTİVE SÜTAŞ KORTEKS MENSUCAT KARSAN OTOMOTİV TAT KONSERVE TÜRK PRYSMİAN KABLO ASİL ÇELİK COMPONENTA STARWOOD BİS ENERJİ ADI AÇIKLANMADI GEMLİK GÜBRE YEŞİM TEKSTİL ZORLU ENERJİ B-PLAS BEYÇELİK GESTAMP MATLI YEM AUNDE TEKNİK MAJOR SKT KÜÇÜKÇALIK TEKSTİL DURMAZLAR MAKİNA ÇEMTAŞ ÇELİK BOSCH REXROTH AKBAŞLAR TEKSTİL MARMARABİRLİK BURSA ÇİMENTO ERMETAL OTOMOTİV BURSA BETON BOSCH FREN ÖZDİLEK EV TEKSTİL TEKNİK MALZEME 7.357.961.625 6.366.477.476 2.141.214.680 1.397.955.705 985.907.610 969.129.044 746.257.262 725.691.789 664.903.993 643.567.405 627.368.129 622.516.164 548.887.008 418.432.958 336.899.164 329.130.904 289.254.399 284.480.575 283.762.048 283.563.556 264.160.739 257.622.704 241.432.684 231.191.745 224.164.449 223.795.578 216.997.834 187.613.106 186.707.260 183.542.314 174.180.937 168.839.768 168.680.969 165.753.070 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU İLK 10 - 2011 İLK 500 2011 2010 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 30 1 3 4 2 5 6 8 10 9 7 KURULUŞ TÜPRAŞ FORD OYAK-RENAULT EÜAŞ TOFAŞ ARÇELİK EREĞLİ DEMİR ÇELİK İSKENDERUN DEMİR ÇELİK İÇDAŞ ÇELİK AYGAZ ÜRETİMDEN NET SATIŞ (TL) 27.409.868.901 8.533.757.811 7.357.961.625 7.027.130.941 6.366.477.476 6.231.566.091 5.274.727.229 5.099.690.583 4.882.363.871 4.577.117.597 Bursa Teşvikten Hakkını Alacak B ursa Valiliği, 19 Haziran 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile yayınlanan teşviklerden en üst seviyede yararlanmak için harekete geçti. Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa’nın birinci teşvik bölgesinde yer aldığını söyledi. Turizm konusunda Bursa’nın istediğini alamadığına işaret eden Harput, Bursa’daki turizm merkezlerini bölge kimliğine kavuşturarak, 5. bölgenin teşviklerinden yararlanmak istediklerini vurguladı. Türkiye’de turizm merkezi ve turizm bölgesi uygulamalarının olduğunu ifade eden Harput, turizm merkezi uygulamalarının sadece tabiat ve deniz gibi doğal bölgeleri içerdiğine işaret etti. Turizm bölgesinin ise tarihi alanlarını içine aldğını kaydeden Harput, “Teşvik kararnamesinde turizm bölgeleri yardımları 5. bölge içinde yer alıyor. Bursa’da 3 turizm merkezi var. Bunlardan bir tanesi Dağyenice’dir. Turizm merkezlerinin üst teşvikten yararlanmaması üzerine, bu yeri turizm bölgesi yapmaya karar verdik” dedi. Turizm bölgesi girişimleri çerçevesinde Dağyenice’yi Misi ile entegre etmek istediklerini dile getiren Vali Harput, “Misi bölgesini Dağyenice’ye entegre ederek turizm bölgesi haline getirmek için müracaatımızı yaptık. Bunun takibini yapıyoruz. Bursa’da turizm bölgesi yok. Turizm merkezi var. Bu kapsamdan istifade etemek için bölgeleri yapmamız lazım. 19 Haziran 2012 tarihinde uzun bir süredir gündemde olan ülkemizdeki teşvik uygulamaları ile ilgili geniş kapsamlı bir karar yayınlandı” dedi. Harput, yeni teşvik uygulamalarından hangi sektörlerin hangi oranlarda yararlanacağı konusunda Ekonomi Bakanlığı yetkilileri ile Bursalı sanayici ve yatırımcıların katılacağı bir toplantı yapacaklarını söyledi. Ayrıca Harput, teşvik almak için uygunluk belgesinin artık Bursa’dan da alınabileceğini dile getirdi. DOSABSİAD KOBİ’lere İhracat ve Yatırımda Sağlanan Devlet Destekleri İş Bankası’nın, Bursalı KOBİ’ler için ihracat ve yatırımlarda devlet destekleri konulu semineri Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu’nda ’nda düzenledi. T ürkiye İş Bankası’nın KOBİ'lere Yeni Türk Ticaret Kanunu, dış ticaret, yatırım teşvikleri, Basel II-III ve Ar-Ge konularında rekabet avantajı sağlayacak bilgiler aktardığı "İş`te Seminer" eğitim toplantılarının ikincisi “İhracat, Döviz Kazandırıcı Faaliyetler ile Yatırımlarda Devlet Destekleri” konusuyla Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirildi. Yaklaşık 250 firma yöneticisinin katıldığı eğitim Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamları Derneği (DOSABSİAD)’nin katkılarıyla 29 Mayıs 2012 tarihinde DOSAB Konferans Salonu’nda düzenlendi. BURSA’NIN YERİ AYRI İş Bankası olarak KOBİ’lerin sağlıklı rekabet etmesi için gerekli donanıma sahip olmasını hedeflediklerini belirten İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, Bursa’da 43 şube ile en fazla şubesi olan özel banka olduklarını belirtti. İnce, İş Bankası’nın ilk Genel Müdürü merhum Celal Bayar’ın Bursalı olduğunu ve bankanın kurulduktan sonra 3. şubesini açtığı Bursa’da 87 yıldır hizmet verdiklerini anımsattı. İnce, İş Bankası’nın Bursa’da tüm bankalar arasında nakdi kredilerde yüzde 12,5’lik, ticari nakdi kredilerde de yüzde 13,5 pazar payı ile lider olduğunu ifade etti. Suat İnce, 162 milyar 584 milyon TL aktif büyüklük ile Türkiye’nin sektördeki en büyük bankası olmasının yanı sıra, öz kaynak ve kredi büyüklüklerinde de sektör lideri olduğunu belirtti. ŞUBE MÜDÜRÜ DE KREDİ VERİR Suat İnce, KOBİ kredilerinde de 2012 ilk çeyrek verilerine göre 2011 yılsonuna kıyasla yüzde 7,7 artışla çok hızlı bir gelişme kaydettiklerini ifade etti. İnce, İş Bankası’nın 65 milyar 706 milyon nakdi ticari kredi tutarıyla da en yakın rakibine 12 milyar TL fark attığını söyledi. İş Bankası’nın diğer bankalardan en önemli farkının şube müdürlerinin kredi verme yetkisine sahip olması olduğunu belirten İnce, “Biz sahada 32 işi çözeriz” dedi. 64 ilde en fazla nakdi ticari kredi veren bankanın İş Bankası olduğunu ifade eden İnce, “1,5 milyondan fazla KOBİ müşterimiz var, Türkiye’nin Bankası olmak böyle bir şey” dedi. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölüm Müdürü İzlem Erdem FİNANS VE REEL SEKTÖRÜ BİR ARADA DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman ise DOSAB’dan 3,5 milyar dolarlık ihracat yapıldığını, 37 bin kişi istihdam edildiğini belirterek “Ekonomik gelişmede ve kalkınmada reel sektör önemli, son dönemde hem üreten kesim hem finans kesiminin sağlıklı bir işbirliği içinde olduğunu gözlemliyorum; İş Bankası’nın bu semineri de buna güzel bir örnektir” dedi. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de “azim ve kararlılığımız devam ettiği sürece, 2023 yılında 2 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasıla, kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi olma hedeflerinin hayal değil” dedi. İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölüm Müdürü İzlem Erdem de firmalara Türkiye ekonomisi, 2012 beklentileri ve orta vade makroekonomik göstergeler konulu bir sunum yaptı. Tanju Tuna destekleri anlatırken, seminerde gelişen işletmeler piyasasında KOBİ’lerin halka arz süreçleri de konuşuldu. DOSABSİAD EVTEKS’DE BURSA AĞIRLIĞI İşadamlarından Kazakistan Çıkarması B ursa Valisi Şahabettin Harput; Vali yardımcısı A.Hamdi Usta ve DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er, tekstil, inşaat, mobilya, tarım ve enerji sektörü temsilcisi sanayici ve işadamlarından oluşan bir heyet ile birlikte 18-21 Haziran 2012 tarihleri arasında Kazakistan Cumhuriyeti Doğu Kazakistan Eyaleti Başkenti Öskemen ile Astana Valiliğine resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayında Astana'ya geldiğini, Ekim ayında da Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Türkiye'ye geleceğini belirten Harput, ''İki ülke arasındaki ilişkiler şu anda en üst seviyeye ulaşmış durumda. Böyle bir durumda bize de Valiler olarak büyük görev düşüyor. İki ülkenin en üst düzeyde yürüttüğü ilişkileri biz de ekonomik ve ticari işbirlikleri ile güçlendirmeliyiz'' diye konuştu. Vali Harput, Bursalı işadamlarının 34 Kazakistan'a gelerek yatırım yapmak istediklerini ifade edip destek olunmasını istedi. YATIRIM DAVETİ Astana Valisi Tasmagambetov da Ekim ayında Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Türkiye'yi ziyaret edeceğini ifade ederek Bursalı işadamlarını Astana'ya davet eden Tasmagambetov, sanayi bölgelerini gezdirme ve buradaki yatırım imkanlarını gösterme sözü verdi. Tasmagambetov, ''Sizler de hazırlık yapın. Burada Eylül ayının 15'ine kadar bir araya gelip, karşılıklı yatırım anlaşmaları imzalayalım. Bunu da Cumhurbaşkanımız Türkiye'ye ziyarete giderken kendilerine de bildirelim'' dedi. İşadamlarına arsa başta olmak üzere pek çok alanda kolaylıklar sağlayabileceklerini anlatan Tasmagamtebov, ''Biz de arsa çok. Nereden isterseniz size yer vermeye hazırız. Yeter ki gelin, burada yatırım yapın. Burası 16 milyon nüfusu olan bir ülke olabilir ama biz Belarus ve Rusya ile gümrük birliği oluşturduk. Burada üretilen ürünler 200 milyonluk bir pazara hitap edecektir'' diye konuştu. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) Başkanı Selim Yedikardeş ve yönetim kurulu üyeleri, 2013 ev tekstili trendlerinin sergilendiği 18. İstanbul Ev Tekstili Fuarı-EVTEKS’i gezerek Bursalı üreticileri ve DOSABSİAD üyesi katılımcıları ziyaret ettiler. CNR EXPO’da düzenlenen fuarda, Bursalı katılımcıların stantlarını ziyaret eden DOSABSİAD yönetimi fuardan iyi izlenimlerle ayrıldılar. Bu yıl 56 DOSAB firmasının 18. İstanbul Ev Tekstili Fuarına katıldığını belirten Yedikardeş, “Fuara genel olarak baktığımızda tüm firmalarımızın dünyanın en üst seviyesinde kalite anlayışına sahip olduğunu görüyoruz. Katılımcıların çizgisi, rengi, dokusu, maliyeti ve en hızlı teslim süresiyle sunuma hazır olmalarıyla ilgili izlenimlerimiz bizi memnun etti. Bu fuarda global krizin Avrupa’daki ekonomik yüzünü ve Ortadoğu’da ise taşların daha yeni yeni oturmaya başladığını belirgin bir şekilde gerek siparişlerden gerekse katılımcı profilinden daha net görme şansına sahip olduk” dedi. Selim Yedikardeş, dünyanın dört bir yanından katılımcı ve alıcıların iştirak ettiği fuarda büyük ilgi gören Bursalı üreticilerin, rekabetçi koşula her yönüyle hazır olduklarını bir kez daha görme şansı yakaladıklarını sözlerine ekledi. BABALAR GÜNÜ KUTLANDI D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici İşadamları Derneği düzenlediği brunchla Babalar Günü’nü kutladı. Sanayicilerin aileleriyle katıldığı brunch, DOSAB Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Her yıl Haziran ayının 2. Haftası kutlanan “Babalar Günü” nedeniyle böyle bir organizasyon yaptıklarını belirten DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Babalar Günü’nü kutladı. Günün anısına yapılan çekilişte ise Süleyman Keser, gömlek, kravat ve kol düğmelerinden oluşan bir hediye paketi kazandı. Kalitesi ödülle tescilli başarısı sürekli... - KALIP TASARIM - KALIP İMALAT - HASSAS KESME - SERİ ÜRETİM ŞAÇ PARÇA - KAYNAK ve MONTAJ - YÜZEY İŞLEM (Çinko Kaplama) - TEST ve ÖLÇÜM Lab. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Ali Osman Sönmez Cd. No:9 BURSA Tel: 0 224 261 15 30 Faks: 0 224 261 15 34 www.sahinkulmakina.com.tr STK BUSAT TÜGİAD Bursa, Sağlık Serbest Bölgesi Olmaya Aday Coşkunkan Görevi Yücelen’e Devretti Türkiye’nin ilk ulusal ve tek uluslararası derneği TÜGİAD, 14. Olağan Genel Kurulu ile yeni başkanını seçti. 240 üyenin oy kullandığı kurulda TÜGİAD’lılar, Ali Yücelen ‘dedi. T Bursa Sağlık Turizm Derneği (BUSAT) ve Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO) 26. Komite tarafından Sağlık Serbest Bölgeleri Paneli düzenlendi. B USAT önderliğinde Divan Otel’de yapılan Sağlık Serbest Bölgeleri Paneli’ne Ak Parti Milletvekili Bedrettin Yıldırım, Bursa Vali Yardımcısı Samet Coşkuner, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Sağlık İl Müdürü Özcan Akan, Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Gedik de katıldı. Konuşmacı olarak Sağlık ve Turizm Eski Bakanı Bülent Akarcalı, Ekonomi Bakanlığı Sağlık Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Emel Emirlioğlu, Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Daire Başkanı Dr.Dursun Aydın, Sağlık Turizmi Derneği Başkanı/E.Turizm Bakanlığı Müsteşarı Kamil Yüceoral yer aldı. BUSAT Başkanı Mustafa Esgin, Bursa’da sağlık serbest bölgesi yapılmasının büyük anlam taşıdığına dikkat çekti. Bölgelerin Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceğini söyleyen Esgin, “Bizim alt yapımız var, lobi yapmalıyız” dedi. Esgin ayrıca, “2023 Türkiye vizyonunda 1 milyon sağlık turisti ve 20 milyar dolar hedefi hayal değildir. Ancak yeni yatırımlar gerektirir. Yapılan kanuni düzenlemelerle Türkiye’nin gündemine girmiş bulunan sağlık serbest bölgeleri, ülkemizin gelecek vizyonunda sağlık turizmine önemli ölçüde ivme kazandıracaktır” dedi. Bir turistin günlük 5 dolar harcarken, sağlık turizminde bu rakamın 100 dolara çıktığını anlatan Başkan Esgin, dünyada sağlık harcamalarının 5,5 trilyonu geçtiğini ve Avrupa ülkelerinin yaşlı nüfusunun 2050 yılında 200 milyona çıkacağına dikkat çekti. Esgin, Türkiye’nin bu pazardaki hedefinin en az yüzde 10 olması gerektiğini belirtti. Bülent Akarcalı da “Şu anda emekleme dönemindeyiz. Türkiye yaşlı turizminden 300 milyar dolar kazanabilir diyenlerde haklılar. 20 milyar doları belki sadece Bursa tek başına kazanabilir. Bursa’nın bunu gerçekleştirmesi için bir sürü gerekçesi var” dedi. 36 ürkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD), 14. Olağan Genel Kurulu’nu yaptı. 240 üyenin oy kullanımı ile gerçekleşen kurulda, Ali Yücelen, Ferda Kertmelioğlu ve Begüm Özdoğrularlı’nın başkanlıklarındaki üç liste yarıştı. Divan Başkanığını TÜGİAD Bursa Şubesi’nin Kurucusu ve eski Genel Başkanı Muharrem Yılmaz’ın yaptığı seçimde 170 oy ile Ali Yücelen Genel Başkanlığa seçildi. Kurulun açılış konuşmasını yapan 2010-2012 Dönemi Genel Başkanı Murat Çoşkunkan, yaptıkları çalışmaları anlattı. Yeni başkan Ali Yücelen de, dönemi boyunca gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri ve hedeflerini aktardı. Ali Yücelen başkanlığındaki listede Bursa’dan Ersin Yazıcı, Ferahi Arpaç gibi isimler de bulunuyor. MÜSİAD Enerjide Yeni Umut Kayagazı Olabilir M ÜSİAD Kimya Metal ve Maden Sektör Kurulu Başkanı Cevat Kır, “Enerjide Türkiye’nin yeni umudu ‘kayagazı’dır. ‘Kayagazı’ kayaçların gözeneklerinde yer alan küçük miktardaki doğalgazlardır. Dünyada petrol ve doğalgazın alternatifi olarak gündeme gelen kayagazının Cevat Kır ülkemizde rezervinin yaklaşık 9,64 milyar tona ulaştığı belirlenmiştir” açıklamasını yaptı. Kır “Cumhuriyetimizin 100 yılı 2023 hedeflerine ulaşmakta en önemli potansiyelimiz yeraltı kaynaklarımızdır. Bunları dinamiğe çevirmek başta devletimiz olmak üzere hepimizin görevi olmalıdır. Konya-Ereğli ve Niğde-Bor havzasında, 8 milyar ton petrol şeyl rezervi belirlenmiştir” şeklinde konuştu. STK MODSİAD Mobilya İhracatı Sevindiriyor M BUGİAD B Ekonominin Yeni Adı E-Ticaret Anlatıldı UGİAD üyelerine ekonomide büyük önem arz eden e-ticaret konusunda seminer verildi. BUGİAD üyesi ve Litera Grup Yönetim Kurulu Başkanı Osman Akın’ın verdiği seminerde e-ticaretin ortaya çıkışı, Türkiye’de ve dünyada e-ticaret, başarı hikâyeleri ve e-ticaret detayları hakkında sunum gerçekleştirildi. Dünyadaki insanlar ve mesafeler nedeniyle ağ ekonomisinin ortaya çıktığını söyleyen Akın, “Bugüne kadar ekonominin merkezinde ürün varken artık ağ ekonomisinin merkezinde müşteri var. Şu anda müşterisi olan firmalar kazanıyor. Müşteriler sunulan her ürünü diğer çeşitleriyle internet üzerinden karşılaştırıp karar veriyor. Sonra da hızlıca eline geçmesini istiyor. Fiyata duyarlı müşteriler var ve tek tıkla rakibe kaçma ihtimalleri mevcut” dedi. Ağ ekonomisinde hızlı olanın kazandığını belirten Akın, “Talepler e-ticaretle hemen karşılanıyor. Ağ ekonomisi sayesinde şirket sahibinin nerede olduğu veya işin nerede yapıldığının önemi yok. Dünyanın her yerinden internet üzerinden ticaret yapılabiliyor. Ancak büyük düşünen firmalar için ürün değeri artık somut değil, soyut. Para kazanma modeli ve karlılık, önemli ölçüde değişti. Buna e-dönüşüm diyebiliriz. Müşteri beklentileri firmaların bu dönüşümünü zorunlu kılıyor. Firmalar bu dönüşüme de ilk olarak bir web sitesi edinmekle başlıyor. obilya Dekorasyon Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MODSİAD) Başkanı Mustafa Yedikardeş, Bursa mobilya sektörünün son 10 yılda adeta şaha kalktığını ifade ederek, “2002 yılında 27 milyon liralık ihracat yapan sektör 2012’de 240 milyon lirayı hedefliyor. Bursa markası dünyada aranan marka oldu” dedi. Sektörün 10 yılda devrim yaşadığını söyleyen Yedikardeş, yeni teşviklerle birlikte ivmenin daha da artmasını beklediklerini söyledi. Bursa’da 2012 yılı Ocak-Mayıs ayı ihracatının 99 milyon 760 bin dolar olduğuna dikkat çeken Yedikardeş, “Mobilya sektörüne birebir teşvik gelmese de inşaat sektörüne gelen teşvikler ile hem ev hem de ofis mobilyası anlamında satışlarımız artıyor” diye konuştu. Sektör temsilcilerinin ana hedefinin Türk markasını dünyaya tanıtmak olduğuna işaret eden Yedikardeş, “Türk mobilyasını kalitesini biz biliyoruz. Bunu da dünyaya anlatıyoruz. Tasarımlarımızla öne çıkmak istiyoruz. Dünyada söz sahibi olmak istiyoruz. ‘Made in Turkey her yere yayılacak. Avrupa pazarında özellikle İtalya’ya da mobilya satıyoruz. Mobilyanın anavatanı İtalya. Buraya mobilya satmak çok önemli. Artık Türk mobilyası tasarımlarıyla öne çıkacak” ifadelerini kullandı. GESİAD Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv’i Ağırladı B ursa Genç Sanayici İş Adamları ve Yöneticileri Derneği ‘ nin (GESİAD) düzenlediği sinerji toplantısına, Turkcell’in CEO’su Süreyya Ciliv’i konuk etti. GESİAD Başkanı Emre Varlık beraberinde çok sayıda üyenin katıldığı toplantıda Ciliv, önümüzdeki 5 yılda aynı cep telefonunda olduğu gibi, inanılmaz bir biçimde internet kullanımının artacağını söyledi. Ciliv, “Mobil Şirket Vizyonu” konulu yaptığı konuşmada, iş hayatında stratejinin önemine değindi. Her bir şirketin, müşteri kitlesi için rekabete karşı fark yaratması gerektiğine işaret eden Ciliv, “Farklılaşmada en büyük kaynak inovasyon. Bilhassa teknoloji konusundaki yenilikçilik. İnovasyon yeni bir fikir ortaya atmak değil, o fikrin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüşmesi olmalı” dedi. 38 KAPAK KONUSU İş Dünyasında Genç Jenerasyon Dönemi 1960’larda başlayan Türkiye’nin sanayileşme hamlesinin neticesinde, babaların-dedelerin kurup bugünlere getirdiği şirketlerinde büyük bir değişimin eşiğindeyiz. Genç kuşak patronlar, artık görevi devralıyor. Perspektif, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni kuşak yöneticilerle görüşüp, vizyonlarını ortaya koymaya çalıştı. T ürkiye, Cumhuriyetin ilk yıllarında devletçi sanayileşme hamlesi yaşadı. 1960’lardaki sanayileşme hamlesinde ise özel sektör de vardı. Dolayısıyla 50 yıllık bir süreyi göz önüne alırsak, ülkemizdeki aile şirketlerinde kurucuların ardından gelen genç kuşak, şimdilerde 30-50’li yaş aralığında… Özetlemeye çalıştığımız durum aslında bize şunu söylüyor; iş dünyasında değişime doğru oldukça yaklaştık. Önümüzdeki 10 belki 20 yıl içinde, şirketlerin büyük çoğunluğunun yönetiminde babaları değil çocuklarını göreceğiz. TECRÜBE VE DEĞİŞİM Bugün değişim başlamadı mı? Elbette başladı. Bazı ailelerin genç patronları şirketlerinde ipleri eline aldı. Hatta bazı şirketlerde ikinci değil üçüncü kuşak göreve hazırlanıyor. 40 RAKAMLARLA % 98,8 Türkiye’de KOBİ’lerin toplam işletmelere oranı. % 95 Türkiye’de kayıtlı şirketlerin sadece yüzde 5’i aile şirketi değil. 3,4 ABD’de birinci kuşağın kurduğu 100 şirketten 3,4’ü üçüncü kuşağa dek yaşamını sürdürüyor. 24 Tipik bir aile şirketinin ömrü 24 yıl sürüyor. Büyük patronlar, yıllar öncesinde kendi çabaları ile kurup bugünlere getirdikleri şirketlerinde artık tek başlarına değiller. Tecrübelerini yeni kuşağa aktarıyor, yönetimde tek hakim olmaktan ayrılmaya hazırlanıyorlar. Genç kuşak ise babalarına göre aldıkları daha iyi eğitim, hızla gelişen, globalleşen, iletişim teknolojilerinin tavan yaptığı dünyaya daha iyi adapte olma konusundaki hızları, eski kuşağın tecrübelerinden faydalanmaları gibi etkenlerle görevi devralıyor. Şüphesiz, onların işleri de kolay değil. AVANTAJLAR-DEZAVANTAJLAR Makro ölçekte baktığımızda, artılar kadar eksiler de var. Önce avantajlara bakalım. Genç kuşak, dünya ile daha entegre, teknolojiyi takip ediyor, eğitimli, kurumsallaşma ve iş bölümü yapma KAPAK KONUSU becerileri yüksek, kararları masa etrafında toplanıp tartışarak verme eğilimi baskın, daha esnek ve demokratik. Dezavantajlar neler? Ekonomide babaların döneminde olduğu gibi fırsatlar çok değil. Babalar döneminde kapalı ekonomiden liberal bir yapıya geçen ülkemizde her alan bakirdi. Şimdi, ne yaparsan yap başarılı olamıyor, ne üretirsen üret satamıyorsun. Eskiye göre daha yoğun ve keskin bir rekabet var. İŞ DÜNYASININ GENÇ YÜZLERİ RÖPORTAJ DİZİSİ DEVAM EDECEK DOSAB Perspektif Dergisi, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde genç kuşak yöneticiler dizisi başlatıyor. Bu sayıdan itibaren DOSAB’daki firmalarda, ‘işinin başında’ veya buna hazırlanan yeni nesille yapılmış röportajları Perspektif’te okuyabileceksiniz. Dizinin ilk bölümünde görüştüğümüz isimlerin röportajlarını alfabetik isim sırasına göre sizlere sunuyoruz. Aile Şirketi Nedir? Ailenin geçimini sağlamak ve/veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, geçimi sağlayan kişice yönetilen, yönetim kademelerinin önemli bir bölümü aile üyelerince doldurulan, kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ve aileden en az iki jenerasyonun kurumda istihdam edildiği şirket. Avantajları Finansal Avantajlar: Sermaye sorununu çoğunlukla kendi içlerinde çözümlerler. Öz kaynakların, sermayenin önemli bir kısmını oluşturması, dışarıda şirketi güçlü konuma getirir. Ayrıca, şirket finansman açısından zor bir döneme girdiğinde ortaklar gelirlerini diğer şirketlerdeki ortaklardan çok daha kolay feda edebilirler. Yönetim Avantajları: Teknik ve idari konularda yeni yöntemler uygulamak ve yeni yatırım alanlarına yönelmek ile ilgili kararları daha kısa zamanda alabilirler. Kapanma Nedenleri Yeni ürün ve yeni iş modelleri geliştirmede karşılaşılan güçlükler, sermaye yetersizliği, stratejik düşünememe, kötü yönetim alışkanlıkları ve kurumsallaşamama, iyi bir belge ve bilgi akışı sağlayamama, maliyetleri kontrol edememe, şirketi iyi bir fiyata satıp rahat etme isteği, aile içi sorunların işe yansıması, işin ve ailenin ihtiyaçları arasındaki çelişkiler, bir sonraki kuşağa devir planlamasının yapılmaması, yetenekli profesyonelleri aile şirketine çekmede karşılaşılan zorluklar, kardeşler arasındaki rekabet… Aile Şirketini Yıkan 7 Hata 1. Yine Aynı Şarkı 5. Babalar İyisini Bilir Aile işini, ölümsüz ve kalıcı bir iş haline dönüştürmek sorundur. Aile üyelerinin davranış, tutum ve işi yönetme şekilleri buna engeldir. Çocuklar kuralları kabul etmez, büyükler harcamalara çeki düzen vermeye çalışır. Kadın üyeler, her şeye boyun eğen insan konumundan çıkmaya başlar. Sorun yaşayan ailelerdeki en önemli sıkıntılardan biri en iyisini kurucu bilir yaklaşımıdır. Kurucu baba, şirkette egemendir yatırım, borçlanma ve yönetici atamalarında onun sözü geçer. Kurucu ölürse, her şey ona bağlı olduğu için aile çöküşe gidebilir. Baba yönetimine ve egemenliğine alışan kuşak, bu ihtiyacı hep hissedebilir. 2. Çocuklar da Yetişkin Olur Aile büyükleri, genelde çocuklarının büyüdüklerini kabul etmezler. Böylece, kendilerinin de ölümcül olduğu düşüncesinden uzak durmak isterler. Çocuklarının düşüncelerini tamamen reddeder ve onlara yetki vermezler. 3. Aileye Bağlılık Yerine Bencillik Çocukları aile işine katılmaya zorlamak ve hangi çocukların aile işi dışında kalacağı, yönetime katılmayacağına karar vermek zordur. Bu, aileye bağlılık ve bencililik sorununu ortaya çıkarır. 6. Görmezden Gelirsek Belki Yürür 4. Biz Mutlu ve Büyük Bir Aileyiz İşin ve iş dünyasının farklı dinamikleri ve işleyişi var. Bu gerçek pek fark edilmez. Şirkette, rol ve yönetim gücü, yaşa ve cinsiyete göre belirlenir. Büyük erkek güçlü, kızlar ise etkin olmayan görevlere atanır. Bireylerin başarı ve hatalarını göz ardı edilir, aile uyumunu bozmamak adına tartışmaktan kaçınılır. Aile, bir takım sorunları önemsemez ve çözümünü göz ardı eder. Örneğin çatışma içinde olan kardeşler, aile işinde çalıştığında ortaya sorunlar çıkar. 7. Bana Çocukluğunu Anlat Bu, bir çocuğun, çocukluğundan itibaren kritik başlıkların çözümüne gerekli mesafeyi koymayı öğrenmeden, aile işine girmesiyle yaşanan bir sendromu anlatıyor. Araştırma: Quentin J. Fleming 41 KAPAK KONUSU ADNAN KAR Başarının Devamlılığı İçin Genç Kuşakları İyi Yetiştirmek Zorundayız Medikal tekstil ürünleri üretiminde Türkiye’de bir numara olan Nurel Medikal’in genç Genel Müdürü Adnan Kar, şirketi kendi alanında dünya devleri arasına sokmak için çalıştığını söylüyor. ABD’de eğitim alan Kar, Nurel Group’ta kurumsallık ve yönetim paylaşımını oturttuklarını belirtti. - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Nurel Medikal, Nurel Group bünyesinde ve Nurel Medikal’in Başkanı büyük ağabeyim Mehmet Şefik Kar. Ailem, özellikle büyük ağabeyim Mehmet Şefik Kar, modern, ileri görüşlü ve genç olduğu için pek kuşak farkı olmuyor. Zaten şu anda genel müdür olduğum Nurel Medikal firması kurulduğu andan itibaren de bu görevi yürütüyorum. Zorlandığımız tek şey, yurt dışında okuduğumuz için düzenli ve doğru sisteme alıştık. Özellikle A.B.D.’de insanlar birbirine güvendiği ve sistemli çalıştıkları için, maalesef aynı sistemi ve düzeni Türkiye’de göremedik. Bu yüzden herhangi bir iş takibinde NUREL GROUP Üretim alanı: Tekstil, teknik tekstil, medikal tekstil, otomotiv ve savunma sanayi. Grup şirketleri: Nurel Tekstil, Nurel Medikal, Aksar Makine, Pırıl Dış Ticaret, Sunway Ürünler: Tek kullanımlık steril ve nonsteril cerrahi örtü, önlük ve setler (Nurel Medikal), eşarp, şal, fular, pareo (Nurel Tekstil). Ayrıca Nurel Tekstil bünyesinde bayan iç çamaşırı ve dış giyimi için dantel. Otomotiv ve uçak sanayisine yönelik kontrol, kaynak fikstürleri, sac ve plastik kalıplarının üretim ve montajı (Aksar Makine) 108 kişi Nurel Medikal İstihdam 42 devamlı insanları takip etmemiz gerektiğini ve fazla güvenmememiz gerektiğini hep ailemden nasihatlar alarak, az zararla tecrübe edindik. Kısacası biz daha duygusal bakıyorduk işlere, bize söylenen her şeye inanıyorduk. Fakat büyük ağabeyim ve babam, daha tecrübeli oldukları için daha profesyonel bakıyorlardı. Bu yüzden yönetime ve iş sürecine biz de daha profesyonel bakmaya başladık. En azından ilk zamanki gibi değil. Daha büyüklerimizden öğreneceğimiz çok şey var. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - İnsanların kendilerini kanıtlaması gerekliliğine katılmıyorum çünkü yapılan güzel her şey zaman içersinde fark edilir. Önemli olan sabır göstermek ve pes etmemek. Ama en önemlisi başından sonuna kadar yaptığınız doğruyu sahiplenmek. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Babam ve büyük ağabeyim Nurel Group Şirketleri için kurumsal sistem oluşturdular. Böylece Nurel Group bünyesindeki bütün şirketlerin yönetimini sorumlu olan kişiler yönetiyor ve her çeyrekte Nurel Group’un Yönetim Kurulu Başkanı olan Mehmet Şefik Kar’a şirketin genel durumu hakkında rapor veriyor. Ben de Nurel Medikal’den sorumlu olduğum için yönetiminden tamamen ben sorumluyum ve her sorumlu yönetici gibi rapor veriyorum. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? ADNAN KAR Doğum Tarihi: 01.01.1978 Şirket ve görevi: Nurel Medikal AŞ - Genel Müdür Kuruluş yılı ve kurucular: 2004, Mehmet Şefik Kar, Adnan Kar Aldığı eğitim: Lisans, ABD, Philadelphia Üniversitesi Tekstil Teknolojisi. Yüksek Lisans, Philadelphia Üniversitesi, MBA (İşletme Masteri) Çocuklukta mesleki hayali: F16 Pilotu. Fakat gözlerim miyop olduğu için olamadım. İş hayatına giriş yılı-ilk görevi: 2002- Nurel Tekstil’de konfeksiyon bölümü, yurt dışı satın alma ve ihracat bölümleri. Yabancı dil: İngilizce, Arapça (Sadece konuşma), az derecede İtalyanca Hobiler: Fotoğraf, serbest dalış, motosiklet, gezmek, kitap, yüzmek Yaptığı sporlar: Serbest dalış, yüzme, koşu ve yürüyüş Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: DOSABSİAD KAPAK KONUSU - Benim uysal ve uyumlu yönetici olduğum söyleniyor. Ayrıca ben herkesi, güvenlik görevlisinden çaycısına, idari kadroya kadar herkesi dinlerim ve doğru fikir veya doğru öneriyi de kimden geliyorsa gelsin hemen uygularım. Ayrıca beyin fırtınası her zaman yaparım. Şükürler olsun Nurel Medikal’in idari kadrosu çok iyi. Bu yüzden idari kadrom, ailemin tecrübe ve desteği ile şirketimizi iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Zaten başarı grafiğimiz de bunun en güzel kanıtı. - Babanız (veya büyüğünüzle) aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Çok ortak yanlarımız var. En önemlisi çok çalışkan ve disiplinli olmak… Ayrıca babam ve ağabeyim gibi hep mükemmelliği, daha iyiyi arzuluyoruz. Farklı olarak yapılan hatalara bakış açımızı söyleyebilirim. Onlar asla hatayı kabul etmez ve tepkileri farklı olur. Ben ise her zaman hata olabileceğini savunuyorum. Aksine hata insana tecrübe kazandırır. Önemli olan hatadan ders almak ve bir daha yapmamak… - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Böyle bir kuşak çatışması yaşamıyoruz. Çünkü daha önce de belirttiğim gibi Nurel Group bünyesindeki her şirketten sorumlu yönetici var ve herhangi bir yönetici diğer şirketin yöneticisine ve işine müdahale etmiyor. Her yönetici kendi şirketinden sorumlu ve her 3 ayda bir şirket durumunu rapor ediyor - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketlerinde aile birliğinden dolayı sağlam kuvvet doğuyor ve “biz” bilinci kısa zamanda gelişip yerleşiyor. Ayrıca tepe yönetimine de saygı daha rahat yerleşiyor. Bu kolaylıkların yanında, en büyük zorluk ise aile şirketinde kurumsal yapının ve profesyonelliğin kolay oluşmaması. Bence aile şirketlerinde kurumsallık ve profesyonellik şart. Aksi taktirde, neticeleri kötü. Kar Ailesi olarak çok şükür kurumsal yapıyı ve profesyonelliği Nurel Group bünyesindeki her şirkette oluşturduk ve çok rahat ettik. 43 KAPAK KONUSU - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Şirketimizi bir dünya markası olarak görmek istiyorum. Allah’a şükürler olsun Türkiye’de alanımızda bir numara olduk ve yurt dışında da kendimizi kanıtlayan projelere ve işlere imza attık. En büyük hayalim ve hedefim Nurel Medikal’i kendi alanında dünya devleri arasında görmek. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - İhracata yöneliyoruz. Daha çok ihracat yapmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bugün 14 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu bizim için çok önemli çünkü sağlık sektöründe, ameliyathanelerde kullanılan steril malzeme ürettiğimiz için ve direk insan sağlığını ilgilendiren ürünler olduğu için ihracat yapmak özellikle Avrupa ülkelerine 44 pek kolay değil. Standartlardan asla taviz vermeden, doğru, düzenli ve çok çalışmak gerekiyor. - Uzun vadede planlarınız neler? - Uzun vadede ürün yelpazemizi genişletmek istiyoruz ve bunun için de geçen seneden itibaren yeni ürünler üretmeye başladık. Biz şu anda tek kullanımlık steril ve non-steril tekstil ürünleri üretiyoruz. Bu ürünlere ilave olarak diğer sarf malzemeleri üretmek istiyoruz. Örneğin tek kullanımlık plastik malzemeleri… Bunun için de çalışmaları başlattık hatta bazı ürünleri su anda üretiyoruz. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Her yönetici gibi sorumlu olduğum şirketi idari kadrom ile en iyi şekilde yö- netmek, daha ileriye taşımak ve dünya markası yapmak. Fakat en önemlisi bu başarının devamlılığı için benden sonra yönetecek kişileri yetiştirmek ve oluşturmak için sistemi kurmak. Sonuçta bu bir bayrak yarışı. Eğer benden sonra benim sorumluğumu devralacak yönetici olmazsa, elde ettiğimiz başarının anlamı kesinlikle yok ve bir balon gibi söner. Bilgi paylaştıkça bilgi oluyor ve sorumluluk verildikçe başka yönetici adayları ortaya çıkıyor. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Genç bir şirket olduğumuz için henüz girmediğimiz yeni pazarlar bizim için büyük fırsat demek. Bu yüzden ihracatımızı arttırmak için çok ama çok çalışıyoruz. Bunun yanında en büyük riskler ise yurtiçi ve uluslar arası politik ve ekonomik krizler. KAPAK KONUSU ALPER GÜLENER Global Rekabette Finans Üretimden Daha Önemli Oldu Ermetal Grubu, otomotiv yan sanayinin önemli aktörlerinden birisi… Ermetal Otomotiv’in Genel Müdür Yardımcısı Alper Gülener, kendilerinden önceki kuşağın üretim odaklı olduğunu söylüyor. Gülener, “Ama bizim dönemimizde globalleşme, yoğun rekabet, fazla üretici, düşük karlılık gibi faktörler finansı üretimden daha öne çıkarttı, oyunun kuralları değişti” diyor. - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Birçok farklılıklar olması kaçınılmaz. Ama bence globalleşme ve finansın yönetimdeki önemi… Bizden önceki kuşağın ne üretirse üretsin yüksek karlılığı bir şekilde sağlayabildiği yıllar geride kaldı. Onlar, bizler gibi dünya firmaları ile yarışmaktan ziyade iç pazardaki boşlukları bir şekilde doldurdular. Artık herkesin üretici olduğu bu küresel ortam, doğal olarak kapasite fazlalığını ve beraberinde yüksek rekabet ile buna bağlı olarak düşük kar marjları, eski ile yeni kuşak arasındaki yönetim farklılığını belirgin şekilde özetlemektedir. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? ERMETAL ŞİRKETLER GRUBU Üretim alanı: Otomotiv yan sanayi, sac şekillendirme ve kalıpçılığı, plastik kalıpçılığı ve üretimi, ofis koltukları üretimi, Gıda (dondurulmuş unlu mamül üretimi ve sebze meyve ticareti) Grup şirketleri: Ermetal Otomotiv, Erkalıp, Bürosit, Mobsit, Ergıda, Plasmot 1.100 kişi İstihdam 110 Milyon Euro 2010 Cirosu 113 Milyon Euro 2011 Cirosu 46 - Şimdiye kadar hiç hissetmedim. Yönetimin tepesinde tek babam ve kardeşlerim olduğundan kendimi kanıtlamak yerine tecrübeden faydalanarak babamdan ve profesyonellerden öğrenmem gerekenlerin daha önemli olduğunu düşünmüşümdür. Zira dünya üzerindeki tek gerçek saygının sadece bilgiye ve tecrübeye dayalı olduğunu öğrendim. Kendini ispat, bunlardan sonra zaten ister istemez gerçekleşir. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Bilginin yenilenme sürecinin çok kısa olduğu zamanımızda mutlaka farklılıklar var. Ancak en belirgin olanı parayı yönetmedeki farklılıklar bence. Eski dönemde şirketler yatırım konularında seçici davranmadan her işe girebiliyorlardı. Yeni dönemde, eskiye nazaran rekabet çok daha fazla hissedilir olduğundan, önüne çıkan her işe girmekten ziyade bu iş nasıl daha karlı yapılır mantığı hakim olmak zorunda. Yani içinde bulunduğunuz kendi ger- çeklerinizi göz önünde bulundurarak ve ince hesaplar yaparak o işe girmek gerekiyor. Aksi takdirde çalışarak batmak kaçınılmaz oluyor. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Hırs ve kendini kanıtlama gibi kişisel duygulardan arınmış, karşısındaki kim olursa olsun değer veren, dinleyen, sabırlı, biraz tedbirli, empati duygusu güçlü, işin kendisinden ziyade sonuca odaklı, “günün sonunda ne elde ettim” sorusunu sürekli kendime sorarak cevap ararım. - Babanızla aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - İlk aklıma gelen benzerlik, işi yapmak isteyen profesyonellere vermemiz, sorumlulukların sadece kendisinde toplanmasından ziyade kontrollü delege eden işveren olmamız. Zaten kurumsal şirket olmanın en temel özelliği de sanırım bu kural. Farklılıkların başında ise Fahrettin Bey’in üretim odaklı olması, elde edilen sonuçtan ALPER GÜLENER Doğum Tarihi: 23.02.1975 Şirket ve görevi: Ermetal Şirketler Grubu. Ermetal Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Kuruluş yılı ve kurucular: 1978. Fahrettin Gülener (Baba) Aldığı eğitim: İşletme Çocuklukta mesleki hayali: Lise yıllarında, dünya çapında profesyonel sporcu yetiştiren çok kapsamlı bir spor kompleksi kurmak. Yabancı dil: İngilizce Hobiler: Model araçların yapımı ve yarışları. Atv ve motosiklet. Spor: Fitness, yüzme, koşu gibi bireysel sporlar. KAPAK KONUSU ziyade çalışan makinaların gürültüsü, görüntüsü, sürekli yatırım isteğinin hiç dinmemesi. Ancak bana göre zaman, sürekli büyümekten ziyade elindekileri en iyi şekilde kullanarak maksimum faydanın çalışan, müşteri ve işveren üçgeninde en verimli şekilde ilerlemesi, yani üçünün de mutlu olması… Diğer bir farklı yönümüz ise onun isteklerinin hemen olmasını istemesi, ben ise bekleyerek görmekten yanayım. ‘80’lerde tek patron olmanın ve anında karar verip uygulamanın başarıyı getirdiği dönemlerde geçerli olan bu kural şu an yerini finansal açıdan sağlam pozisyon almanın gerekliliğine bırakıyor. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Organizasyonumuzda eskilerden pek kimse kalmadı diyebilirim O yüzden çok fazla çatışacak eski fikirler de kalmadı. Zaten ana işimiz olan otomotivde pek eskiyen fikir göremezsiniz, oradaki mantık sürekli değişir, kendini yeniler ve ayak uyduramadığın anda öğütür. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Zorluğu ilk işe başladığımda yaşadım. Benim tanıdığım Fahrettin Gülener’in iş hayatında farklı yönlerini görmek kafamdaki baba olgusunu bir kenara bırakıp onu yeniden tanımlamamı gerektirdi. Bu süreçte bir takım zorluklar yaşandı elbet. Onun iş ku- rallarına uyum sağlamak zaman aldı. Tabii bir de kardeşlerin şirkette göreve gelmesi ile şirket kültürünün aynı oranda sahiplenilmesi ve sorumlulukları paylaşma görevi babadan sonra o işi yapmak isteyenlere düşüyor. Kardeşlerin, babanın şirkette oluşturduğu 40 yıllık kültür mirasını iyi anlayıp paylaştığı ve çözüm odaklı olabildiği sürece aile şirketlerinin bir çok pozitif yanını yaşayabilirsiniz. Aksi takdirde hızlı çöküş kaçınılmaz olur. Yani aile şirketlerinde zorluk da kolaylık da kurucu aile bireylerinin elinde... Kurucudan devralınan, bir ömür boyunca sabırla çalışılarak yaşatılmış bir şirketin aynı zamanda dünyaya miras olduğunu ve bu mirasın sağlam ellere teslim edilerek sürekli ge- 47 KAPAK KONUSU lişmesinin bir aile şirketi için en önemli sermaye olduğunu düşünüyorum. - Kardeşler arasında ne tür bir görev dağılımınız var, işle ilgili uyumunuz, çatışmalarınız neler? - Ben otomotiv, kardeşim Türker ise ofis mobilyaları konusunda kendisini yetiştirdi. Diğer kardeşim Aslı ise daha çok babamın işlerinde, projelerinde kendisine destek veriyor. Bazı konularda her ne kadar farklı düşünceler olsa da, sonuçta “işimizin geleceği için neler yapabiliriz” duygusuyla ortaya çıkan alternatif bakış açıları yakalayabiliyoruz. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Şirketlerimi görmek istediğim yer ve gittiği yön farklı değil. Ancak gerçekleri göz ardı etmemek gerekir. Fazla hayalci olmanın ve aşırı hırsın, yanlışları beraberinde getirdiğini düşünürsek, ayakları yere basan hedefler koymak daha doğru olacaktır. Hırs mutlaka olacak ancak tüm değerlerin önüne geçmemeli diye düşünüyorum. Önceliğim, şirketlerimizin finansal değişimini en iyi şekilde kullanarak yerinde yatırım ve doğru proje seçimleriyle daha sağlam bir yapıya ulaştırabilmek. Ardından geçen yıl resmi onayını aldığımız Ar-Ge Merkezimizi aynı mantıkla geliştirip bir co-design merkezi oluşturmak diğer bir hedefim. Zira otomotivdeki yerli parça oranını arttırmadaki en önemli başlangıç Ar-Ge’den geçiyor. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - Ermetal, haziran ayında seri üretime geçecek olan Renault Clio 4 projesinin kalıplarının tamamlanmasıyla seri üretime geçişi ve sonrasında bu yıl sonu ve gelecek yılın sonunda Ford Otosan’ın iki yeni projelerinin tamamlanmasına yoğunlaşıyor. Ayrıca otomotive plastik sektöründe hizmet veren Plasmot A.Ş. yine aynı projelerde Faurecia aracılığıyla kalıplarını tamamlayıp seri üretime geçiş için çalışıyor. Bu projeler için yatırımını yaptığımız pres ve robotların kurulumları son aşamasına geldi. Bunlarla birlikte 2014 ciromuz %25 oranında artacak. - Uzun vadede planlarınız neler? - Otomotivin sac şekillendirme alanında bize kazandırdığı 40 yıllık tecrübe ve birikimimizi aynı mantıkla, yine otomotiv sektörüne plastik üretiminde de hizmet etmek istiyoruz. Bu amaçla Plasmot yatırımımızla küçük 48 ve orta ölçekli parçalara hitap eden ve bu sınıfta en rekabetçi fiyatları vererek sac parçadaki iddiamızı bu sektörde de devam ettirmek için çalışacağız. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? -Biz şirketlerin sürekli değişimini sağlayarak gelecek kuşakları yeni kültüre hazırlamak için çabalıyoruz. Ayrıca ikinci kuşak olarak finansın artık üretimden daha önemli olduğunu görebiliyoruz. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Karlı büyüyememe sektörün içinde bulunduğu risklerin başında geliyor. Ayrıca, yüksek ÖTV’ye bağlı olarak dar bir iç pazarın oluşması ve hammadde de dışa bağımlılığımızı önümüzdeki riskler olarak sıralayabiliriz. Ancak şirketlerini karlılıkla büyütenler karşılarında yeni yatırım ve iş fırsatları bulacaklar. Aksi takdirde finans gücü yaratamayanlar yok olmayla karşı karşıya kalacaklar. Bu süreçte şirketlerin daha çok alınıp satılacağını, tekelleşmelerin olacağını göreceğiz. Zira artık yatırımın kendisinden ziyade finansı güçlü şirketler, hazır cirolu şirketleri bünyelerine katarak büyümenin daha avantajlı olduğunu biliyorlar. Bununla beraber kaliteye önem veren, zamanında teslimat yapan ve rekabetçi yan sanayiye sahip oluşumuz bizim en büyük şansımız. Yine yan sanayilerimizin girişimci ruhu ile iyi yetişmiş insan gücümüz ve Ar-Ge’ye istikrarlı şekilde önem vermeye başlaması sektörün avantajları olarak sıralanabilir. KAPAK KONUSU DUYGU KAPLAN Kurumsal Yapıya Geçip, Dünyaya Açılmak İçin Büyük Adımlar Attık “Aile şirketi yapısından kurumsal yapıya geçiş çok fazla zorluklarla dolu bir süreç oldu. Uzun dönemli planlamalar ve dönüşüm süreci yönetimi ile eski alışkanlıklarımızı yok etmemiz zaman alsa da gerçekleşti.’ Böyle diyen Kaplanlar Soğutma AŞ’nin genç Genel Müdürü Duygu Kaplan Şenipek bunun olumlu sonuçlarını da aldıklarını belirtiyor; “Benim en büyük hedefim dünyaya açılımı sağlamaktı. Bu sayede ihracat ve Ar-Ge konusunda önemli bir gelişim ivmesi yakaladık.” - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Şirket kurucuları tüm aile şirketlerinde olduğu gibi “girişimci” misyonuna sahip kişilerdir. Bu misyonla hareket ettikleri için girişimin belirli KAPLANLAR SOĞUTMA AŞ Üretim alanı: Perakende sektörüne yönelik soğutma üniteleri Grup şirketleri: GSS Dış Ticaret Ltd. Şti, Kapso Dış Ticaret Ltd. Şti Ürünler: Expres mağazalardan hipermarketlere kadar; şarküteri, et, balık, pasta, şişe soğutucuları ve derin dondurucu ihtiyacı olan ürünleri hijyenik şartlarda, doğru sıcaklıkta saklamak ve sergilemek amaçlı soğutma ürünleri üretimi. Geleneksel açık reyonlara göre enerjinin etkin kullanımını sağlanarak uzun ömürlü, düşük çalıştırma ve bakım maliyetli ürünler üretiliyor. Böylece, uzun vadede daha ekonomik ve etkin kaynak kullanımı sayesinde çevrenin korunmasına da katkı sağlanıyor. 340 kişi İstihdam 50 Milyon TL 2011 Cirosu 21 Milyon USD 2011 İhracatı 30 Milyon USD 2012 İhracat Hedefi 50 bir noktaya gelmesi sonrasında yeni girişim fırsatları aramaya başlarlar. Zaten inancıma göre doğrusu da budur. Girişimciler bu misyonunu kaybetmemelidir. Çünkü herkes girişimci olamaz. Belirli bir noktadan sonra da profesyonellere iş devri ile şirketlerin kalıcılığı sağlanabilir. Bizlerde de süreç aynı şekilde gelişti. Şirketi belirli bir noktaya kurucular taşıdılar. Sonrasında ise ikinci kuşak olarak benim ve profesyonellerin karışımı bir yönetim modeli ile ilerledik. Şirketin kurulduğu dönemlerde birincil öncelik şirketin devamlılığını ve finansal altyapısını kurmaktı. Sonraki dönemde ise ben yeni pazarlara açılma, yurt içi ve yurtdışında çeşitli atılımlar, yeni ürün geliştirme gibi birçok sorumluluk alarak bu süreci devam ettirdim. Yönetim tarafında daha içe kapanık bir modelden, uluslararası kriterlere uygun bir yönetim modeline döndük. Tabi tüm bu süreçler kuşaklar arası değişim ile birlikte 1990 sonrası Türkiye’nin dünyaya açılma sürecindeki politikasının etkisi de var. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - Kendini kanıtlama gibi bir süreçten ziyade aldığınız sorumluluk olarak bakmak gerekiyor. Farklı bir şirkette sorumluluklarınız sınırlarla net olarak çizilmişken aile şirketinizde sorumluluklarınız sınırsız. Olumlu ya da olumsuz tüm süreçler soyadınızı da etkileyeceği için bu konuda daha dikkatli hareket etme ihtiyacı hissediyorsunuz. Sürekli kendinizi DUYGU KAPLAN ŞENİPEK Doğum Tarihi: 25.07.1981 Şirket ve görevi: Kaplanlar Soğutma AŞ Genel Müdürü Kuruluş yılı ve kurucular: 1978, R. Ertuğrul Kaplan (Baba) Aldığı eğitim: California State Üniversitesi Endüstri Mühendisi / MBA Yüksek Lisans Çocuklukta mesleki hayali: Endüstri ve ekonomi üzerine kariyer yapıp, yurtdışında uzman olarak faaliyet göstermek. İş hayatına giriş-ilk görevi: 2005. İhracat Departmanı, Finans Departmanı, Üretim Planlama Yabancı dil: İngilizce Hobiler: Seyahat etmek. Oğlumla yaptığım tüm aktiviteler. Spor: Fitness, Yüzme ve Kayak. Üye olduğu/görev aldığı STK’lar:ÇYDD, Soğutma Sektör Dernekleri, Avrupa Soğutucular Sektör Birliği, Birleşik Krallık Soğutma Topluluğu, Birleşik Krallık Teşhir Reyonları Üreticiler Birliği KAPAK KONUSU geliştirmek zorundasınız. Bu sizin için önemli bir motivasyon kaynağı oluyor. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Geçmiş dönemdeki yönetim modelleri ile günümüz yönetim modelleri arasında büyük değişiklikler var. Özellikle son dönemde insana dayalı yönetim modelleri daha fazla ön plana çıktı. İnsan tüm süreçlerin önünde yer almaya başladı. Bu anlayışın önemli bir farklılık olduğuna inanıyorum. Ayrıca uluslararası rekabetin boyutu arttığı için eski dönemlerdeki gibi sadece iç piyasa değil dünyadaki gelişmeleri de takip etmeniz gerekiyor. Pazarınızı ve rakiplerinizi ne kadar iyi tanırsanız o kadar başarılı olursunuz. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Dünya ölçeğindeki yönetim standartlarına inanan, agresif, paylaşımcı, danışan, dinleyen ve birlikte karar almaya inanan bir yapım var. Çözümsüzlüğe katlanamıyorum. Çözüm odaklıyım. Planlı ve sistemli bir çalışma şeklim var. Bir çözüm için her zaman alternatif üretebilen bir anlayış ile çalışıyorum. - Babanızla aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Her ikimiz de iş konusunda oldukça iddialı ve hırslıyız. Bu özelliklerimiz çok benziyor. Kurucularımız iş konu- sunda biraz daha duyguları ile hareket ediyordu. Ancak ben iş konusunda duygudan ziyade genel kabul görmüş iş kurallarını tercih ediyorum. Bu sayede dünya çapında bir yapılanmayı yönetebiliyorum. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Şirket yönetimini devralırken gerekli tüm profesyonel süreçleri paylaştığımız için şu an itibari ile çatışma yaşamıyorum. Tüm süreçleri en başında net olarak tanımladık. Sorumluluk alanlarını ve çizgilerimizi belirledik. Bu nedenle karar alma süreçlerinde sorumluluk da yetki de benim belirlediğim şekilde alınıyor. 51 KAPAK KONUSU - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketleri hızlı ve dinamik yapıda olmaları nedeni ile birçok konuda avantaja sahipler. Ancak devamlılığı sağlamadığınız sürece şirketler yok olmaya mahkûm. Bu boyutu ile Kaplanlar Soğutma artık aile şirketi yapısından kurumsal bir yapıya geçmiş durumda. Bu geçiş süreci çok fazla zorluklarla dolu bir süreç oldu. Uzun dönemli planlamalar ve dönüşüm süreci yönetimi ile eski alışkanlıklarımızı yok etmemiz zaman alsa da gerçekleşti. Her şirketin bir karakteri olduğuna inanıyorum. Bu da orayı yöneten kişiden besleniyor. Dolayısı ile bu değişim zihinsel bir dönüşüm süreci sonrasında gerçekleştir. Neredeyse tüm kadroyu dönüşüme ayak uyduracak hale getirdim. Şu anda da çok genç ve dinamik bir takıma sahibim. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Şirketimizi önümüzdeki 4 yıl içerisinde soğutma sektöründe dünyanın en iyi ilk 3 şirketi arasında görme hedefindeyiz. Bu doğrultuda tüm altyapı yatırımlarımızı tamamladık. 2013 yılı bizim için önemli bir atılım yılı olacak. 52 - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - Bu dönemde verimlilik ve çevreye duyarlı projeler üzerinde çalışıyoruz. Gerek enerjinin daha verimli tüketimi gerekse ürettiğimiz ürünlerin çevreye etkileri konusunda AR-GE çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Birçok alanda rakipsiz olmamıza rağmen kendimizi durmadan geliştirmeye devam ediyoruz. - Uzun vadede planlarınız neler? - Uzun vadede kendi alanında dünyanın önemli markalarından bir tanesi olma hedefimiz var. Ürünlerimiz ve çalışma azmimiz ile bu konuda hızlı bir gelişim sürecinden geçiyoruz. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? - Şirketin dış dünyaya açılımı konusunda kurucularımızın desteği ile birlikte büyük adımlar attık. Benim en büyük hedefim dünyaya açılımı sağlamaktı. Bu hedef sayesinde ihracat ve Ar-Ge konusunda önemli bir gelişim ivmesi yakaladık. Ürün gamında değişikliklere gittik. Bu alanda iki farklı strateji güttük. Yüksek adetli ürünlerde en iyi kaliteyi en uygun maliyetle sunduk. Bunun yanında sektörlere özel ürünler geliştirerek butik projelerle başarı kazandık ve fark yarattık. Devasa bütçeler ile dünyanın en büyük perakende devleri ile çalışmaya başladık. Tesco ve Walmart gibi dünya devlerinin marketlerinde ürünlerimiz var. Her geçen gün bu dev firmaların yeni açıldıkları farklı ülkelerdeki lokasyonlarına ürün vermeye devam ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de ulusal ve yerel zincirlerde de yer alan ürünlerimiz ile perakende sektöründe iyi bir iş ortağı olduk. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Sektörümüz dünyada her geçen gün daha da hızlı bir gelişim ivmesi yakalamış durumda. Bu gelişim ivmesini gören rekabetçilerin sayısı da artıyor. Ancak ürünlerimize ve çalışma arkadaşlarımıza olan güvenim ile birlikte sektörümüzde güçlenmeye devam ediyoruz. Perakende sektöründe yaşanan her türlü olumlu gelişme bizim sektörümüzü de olumlu etkilemeye devam edecek gibi gözüküyor. Bu yüzden dünyadaki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Bundan sonra yapraklarınız dökülmesin... Yeni cilt teknolojimiz sayesinde bugüne kadar sorun olan yapraklar, bundan sonra yıllara meydan okuyacak. www.furkanofset.com.tr ”Bursa’dan Bir Marka” KAPAK KONUSU EMRE ORAN Yeni Kuşak Kaliteyi Standart Haline Getirdi Orven Kauçuk Fabrika Müdürü Emre Oran, kalite odaklı sürdürülebilir bir üretimin, Ar-Ge’nin öneminin genç kuşak tarafından daha iyi anlaşıldığını ve günümüzün yüksek kalite standartlarına yaklaşıldığını düşünüyor. Oran’a göre otomotivde Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değer yaratan alanlarda yoğunlaşma olacak ve firmasını da o yönde geliştiriyor. - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - En büyük farklılık üretim alanında ortaya çıkıyor. Şu an tamamen kalite odaklı üretim yapıyoruz. Eski döneme göre kalite standartları oldukça yüksek. Kaliteyi belli bir standart dahilinde tutabilmek için sisteminizin çok iyi kurulmuş ve işliyor olması gerekiyor. Biz yeni kuşak olarak bunu başardık. Günümüzde Ar-Ge yatırımları çok büyük önem taşıyor. Çağın gerisinde kalmamak için biz de firma olarak Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız bir Ar-Ge çalışması neticesinde PAGEV’den ödül de aldık. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - Hayır, öyle bir kaygım olmadı. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ORVEN KAUÇUK LTD.ŞTİ. Üretim alanı: Otomotiv yan sanayi kauçuk parça üretimi Ürünler: Kalıplı kauçuk parçalar (körük, tapa, sızdırmazlık elemanları, gromet vs.) ve ısıyla genleşen macunlar 170 kişi İstihdam 6,5 Milyon Euro 2011 Cirosu 1,3 Milyon Euro 2011 İhracatı 54 ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Hiç şüphe yok ki, bir firmayı yoktan var etmek hiç kolay bir iş değildir. Babamlar bu zorlu yolda maddi imkansızlıklara karşın oldukça başarılı olmuşlardır. Biz yeni kuşak olarak onlardan devraldığımız bu zorluklarla kurulmuş firmamızı önce korumak, sonra daha ileriye taşımak ile yükümlüyüz, tabi bu da bizler için oldukça büyük bir sorumluluk. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - İşime çok bağlıyım. Tatil günlerinde bile mutlaka firmaya uğrarım. Sorumluluklarımı asla unutmam. Üretim alanında çok fazla vakit geçiririm. Çalışanlarımız ile arkadaş gibiyimdir. - Babanızla aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Kararlarımızı kısa sürede veririz, inisiyatif kullanmaktan kaçınmayız. Çalışanlarımız ile olan ilişkilerimiz oldukça iyi. Aslında iş bakımından birçok huyumuz birbirine benzer. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Şirketimizin yönetim kadrosu oldukça genç ve dinamik kişilerden oluşuyor. Bu sebeple herhangi bir çatışma yaşamıyoruz. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketi çok kıymetli bir kurum, çok ince dengelere sahip ve gerçekten çok narin. Çünkü babanız, kardeşiniz ya da diğer akrabalarınız hem sizin iş arkadaşınız hem de aileniz. Dengeleri iyi korumak gerekiyor. Profesyonelliği bir kenara bıraktığınız an sorunlar baş gösterebilir. Ayrıca bizler için mesai bitince iş bitti diye bir şey asla olamıyor. Kahvaltı, akşam yemeği sohbetleri, tatiller bizim için her zaman potansiyel toplantı alanları oluyor. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Orven Kauçuk olarak otomobil ana sanayine ürün temin eden bir firmayız. İlk hedefimiz mevcut işbirliği yaptığımız ana sanayi portföyümüze EMRE ORAN Doğum Tarihi: 28.04.1977 Şirket ve görevi: Orven Kauçuk Ltd. Şti. Fabrika Müdürü Kuruluş yılı ve kurucular: 1978 - Mustafa Oran (Baba) Aldığı eğitim: Lise İş hayatına giriş -ilk görev: 2000-Üretimin her alanında ilkokul döneminden bu yana çalıştığım için üretim proseslerinin tümüne hakimim. Hobiler: Eşimle sinemaya gitmek, spor yapmak Yaptığı sporlar: Kayak, fitness, futbol, yelken KAPAK KONUSU yenilerini ekleyebilmek ve daha ileriki zamanlarda başka sektörlerde de faaliyet gösterebilmek. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - Genelde sakin geçen yaz sezonu bu sene bizim için oldukça hareketli geçiyor. Müşterilerimiz ile beraber birçok yeni projeye başladık, tabi bu da bizleri çok heyecanlandırıyor. - Uzun vadede planlarınız neler? - Şu anda üretim ve Ar-Ge alanına yatırımlar yapıyoruz. Tabi ilk hedefimiz yaptığımız yatırımların karşılığını belirlemiş olduğumuz optimum sürede alabilmek. Açıkçası karakter yapısı olarak çok fazla uzun vadeli plan yapmayı sevmem. Günümüz koşullarına göre yapılan planları esnek tutarım. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? Yaptığımız işimize karşı hevesimiz çok fazla. Bu sebeple yeni projelere dahil olmak bizleri korkutmuyor. Yeni projeler ile beraber firmalarımızın büyümesine büyük katkılar sağlıyoruz. - Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Orven Kauçuk 34 yıldır bu sektörde faaliyet gösteriyor ve alanında markalaşma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. Benim hedefim firmamızı dünya çapında markalaştırabilmek. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Otomotiv sektöründe yaşanan yoğun rekabet nedeni ile taşıt aracı üreticileri arasındaki birleşmelerin artarak devam edeceği ve 2023 yılına kadar en çok 5 üretici şirketin olacağı öngörülmekte. Bu durumdan hiç şüphe yok ki, Türkiye de etkilenecek ve üretim belli şirketlerde kalacak. Üreticiler üretim alanlarını Çin gibi ucuz istihdam sağlayan ülkelere daha çok kaydıracak, Türkiye gibi ülkelerde Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değer yaratan alanlarda yoğunlaşacaklar. Bizler gibi yan sanayi firmalarında da benzer oluşumlarla firma sayısı azalacak ve pazarlarda etkinlik daha çok Ar-Ge ile sağlanacaktır. Yeni ürün geliştirmek amacı ile Türkiye’deki şirketlere daha fazla görev düşecek ve Türkiye’de otomotiv alanındaki inovasyon yetkinliği artacaktır. 55 KAPAK KONUSU HALUK SAMİ TOPBAŞ Her Şeyi Bilen ve Yöneten Şirket Yönetimi Devri Bitti Topbaş Group’un ikinci kuşak yöneticisi Haluk Sami Topbaş: “Rekabetin son derece fazlalaştığı günümüzde, artık sadece bir malı üretmek yeterli değil, satış odaklı ve kaliteli olarak ve sürdürebilir bir iş disiplini çerçevesinde organizasyonu yönetmek gerekiyor. Günümüzde ana süreçleri yöneterek, diğer uygulamalarda profesyonel yöneticilere işleri devretmek durumundayız. Biz de grupta kurumsallaşma için uzun vadeli projemizi başlattık.” - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Önceki yönetim değerlendirirken, kurulma dönemindeki dünyayı da irdelemek gerekir. Zimaş Zincir firmamızın kuruluşu aşamasında, babamızın TOPBAŞ GROUP Üretim alanı: Çelik dövme, ısıl işlem ve talaşlı imalat otomotiv parça üretimi, otomotiv yan sanayi Grup şirketleri: Topçesan Topbaş Çelik sanayi AŞ, Zimaş Zincir Makine Sanayi AŞ, Çizaş Çelik Zincir AŞ, ZT Çelik Dövme ve Otomotiv AŞ Ürünler: Topçesan: Aynı çatı altında dövmehane, kalıphane, ısıl işlem, özel talaşlı imalat tesislerini de kapsayan entegre bir çelik dövme ve işleme firması. Otomotiv emniyet parçaları (dövme ve işlenmiş), süspansiyon parçaları, transmisyon parçaları. Zimaş ve Çizaş: Türkiye’nin ilk ve tek en geniş kapsamlı standart ve özel zincir üretimi yapan fabrikası. Standart tip endüstriyel zincirler, özel tip endüstriyel zincirler (Çelik, Çimento, Ağaç, Gıda, Tarım vb.. endüstriler için) ZT: Otomotiv yedek parça üretimi. Ağır ticari araç süspansiyon sistemleri (V-kolları, Bugi kolları, rot başı vb.) 364 kişi İstihdam Cironun %70’i dış satım İhracat 56 1960’lı yılların sonunda Almanya’ya öğrenci olarak gitmesiyle başlayan bir macera, 1970’li yılların başında, o gün için Türkiye’de olmayan bir üretim dalının kurulmasıyla sonlanmıştır. Sermaye birikimi olmadan, tamamen teknik bilgi birikimi ve girişimci cesareti ile başlanmıştır. Türkiye ise o dönemde, her türlü sanayi yatırımına aç, yeni kurulan her türlü büyük sanayi kuruluşu (Tofaş, Renault, Arçelik vb.) kendi yan sanayisini oluşturacak teknik girişimci bulamamakta ve destek vermektedir. Talebin ve rekabetin söz konusu olmadığı böyle bir Türkiye’de, teknik konuda bilgi ve tecrübe ile yükselen bir birinci kuşak temsilcilerinden bahsedebiliriz. Sıfırdan başlayan bir süreçte, hiçbir makine ve eleman desteğinin olmadığı bir ortamda, şirketin hem teknik yanında hem de ticari konularda tek başına hem icra hem de karar alma mekanizmasının başında olmak duru- mundaydılar. Günümüze geldiğimizde, ikinci kuşak temsilcilerini bekleyen ortam, 1970’lerin Türkiye’sinden çok farklı... Dışarıya muhtaç bir Türkiye yerine her türlü malı üreten ve ihraç eden bir yapı var artık. Ayrıca, ülke içinde rekabete ilave olarak Çin ve Uzakdoğu ülkeleri, tüm dünyada ağırlığını hissettirmeye başlamış ve rekabet anlamında büyük bir baskı oluşturmaya başlamıştır. Bu nedenle, rekabetin son derece fazlalaştığı bu ortamda, artık sadece bir malı üretmek yeterli değil, satış odaklı ve kaliteli olarak ve sürdürebilir bir iş disiplini çerçevesinde, organizasyonu yönetmek gerekiyor. Belki makine ve teçhizat anlamında, artık çok kolay dünyaya ulaşabiliyoruz ancak, nitelikli eleman yoksunluğu bir önceki dönemde ne ise halen devam ediyor. Bunun yanı sıra, işinizi iyi yaptığınız sürece büyüme sağlıyorsunuz. Dolayısıyla, HALUK SAMİ TOPBAŞ Doğum Tarihi: 1974 Şirket ve görevi: Topçesan Topbaş Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ – Genel Md, Yön. Kr. Bşk. Yard. Şirket kuruluş yılı: 1987- 2.kuşak Aldığı eğitim: D.A.Ü-İngilizce İktisat Çocuklukta mesleki hayali: Pilot Olmak İş hayatına giriş-ilk görevi: 1997-Muhtelif departmanlarda icra Yabancı dil: İngilizce-Almanca Hobiler: Seyehat Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: TÜGİAD Bursa Şb. Bşk. Yardımcısı, DOSAB Yönetim Kurulu Y.Üye, TOBB Genç Girişimciler Kurulu/Bursa Başkan Yardımcısı, BUSİAD Üye, TÜRKONFED Üye KAPAK KONUSU genişleyen bu organizasyonu yürütmek için de aynı önceki kuşak gibi özverili bir çalışma gerekiyor. Önceden her şeyi bilen ve yöneten bir şirket yönetimi söz konusu iken, bugün genişleyen bir yapı içersinde, değişik grup şirketlerinde sadece ana süreçleri yöneterek, diğer uygulamalarda profesyonel yöneticilere işleri devretmek durumundayız. Bu amaçla da Topbaş Group şirketleri içersinde kurumsallaşma konusunda, uzun vadeli bir projemizi uygulamaya başadık. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - Belki gençliğin ilk yıllarında böyle düşünülebilir. Ancak, aile şirketi de olsa, kurumların geleceği, alınan kararların doğruluğuna ve uygulama kararlılığına bağlı. Bu nedenle doğal olarak, her önemli kararın içersinde ve uygulama noktasında yer alıyorsunuz. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları neler? - Eski dönemin avantajlarını şöyle sıralayabiliriz: Kararlar tek elden alındığı için tüm etki ve sonuçlarını, hızlı bir şekilde değerlendirme imkanına sahipsiniz. Kararlar, aile içinde alındığından, biz bilinci daha çok ön planda yer alıyor ve büyüme konusunda daha hızlı adımlar atabiliyorsunuz. Yüksek başarı ve sahiplenme güdüsü, tepe yönetimde oldukça üst düzeyde. Yeni dönemde, kurumsallaşma ile birlikte, karar mekanizmasının daha alt birimlere dağıtılmasında biraz gecikme yaşansa da daha geniş bir organizasyona odaklanma şansına sahipsiniz. Her ne kadar şartlar zorlaşsa da, doğru kararları aldığınızda fırsatlar her zaman var. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Daima işletme ve organizasyonel yapıyı gözden geçiren, dinamik bir süreçte sürekli gelişmeyi sağlayacak bir yapıyı oluşturmaya çalışan bir yönetici olarak görüyorum. - Babanız (veya büyüğünüzle) aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Gerek teknik, gerek ticari anlamda, hızlı ve pratik düşünmeyi, daima ilerlemeyi ve başarı odaklı çalışmayı babamızdan aldığımı söyleyebilirim. Bir girişimci için en önemli şey gözü kara olması, risk almasıdır. Bu eski yönetim tarzında da yeni yönetim tarzında da gerekli olan yönetim özelliklerinden biridir. Bu nedenle, aile şirketinde, bu konuda daha fazla oranda pratik yapma şansına sahipsiniz. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - En belirgin anlayış farklarından biri, satış-pazarlama alanında kendini gösteriyor. Eskiden, bir ürünü satmak için, müşteri aramak zorunda olmayan şirketlerin, şimdi Türkiye dışında, dünyanın her yerinde hem müşterileri var, hem de yeni müşteri peşindeler. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? 57 KAPAK KONUSU - Şirketlerin gelişiminde, aile içinde alınan kararların oldukça olumlu etkisi oluyor. Hızlı karar alma, riski anında değerlendirip alabilme, olmazsa olmazı diretip aile bireylerinden gelen gücü kullanma ve karşılıklı saygı çerçevesinde alınan kararları en büyük kolaylıklar arasında sayabilirim. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Topçesan olarak, uzun bir süredir BMW, FIAT, ZF gibi otomotiv sektörünün önde gelen şirketleri ile çalışıyoruz. Onlarla edindiğimiz deneyimi, yine başta Avrupa olmak üzere diğer firmalar ile çalışarak genişletmek istiyoruz. Topçesan, bütün iş süreçlerini bünyesinde barındıran, Avrupa’da dahi örnek gösterilebilecek bir kuruluştur. Gelecekte, başta OEM Otomotiv Ana Sanayi firmaları olmak üzere, her otomotiv firmasının, çalışmayı öncelikle tercih edeceği Avrupa’daki ilk 5 firma olma hedefimizi tüm çalışanlarımızla, müşterilerimizle ve tedarikçilerimizle gerçekleştireceğimize inanıyorum. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - OEM ile ilişkilerimiz gelişiyor. Renault ve Mercedes ile başlangıç projelerimiz olacak. Yine Avrupa’nın önde gelen firmalarının denetlemelerinden olumlu sonuçlar elde ettik. Bunların bazıları ile numune çalışmalarımız başlamış durumda. Ayrıca, yeni kurduğumuz ZT Otomotiv’de yedek parça alanında yapılanmamızı sürdürüyoruz. - Uzun vadede planlarınız neler? - Uzun vadeli otomotivde gelişmek ana hedefimiz. Bunun için hem Ana Sanayi (OEM) hem yedek parça (After Market) sektöründe, değişik müşteri grupları ile büyümek, uzun vadeli planlarımız arasında yer almaktadır. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? - Genç kuşak olarak, büyüklerimizin kurduğu işletmede onların yetişemediği noktalarda, eli-kolu-gözleri kısaca 5 duyu organı oluyor, karar mekanizmasında en büyük destekçisi konumundayız. Yaş ilerledikçe, ilk kuşağın dinamizmi, biz gençlere geçmek zorunda. Bizlerin de onlarla, deneyimleri altında uzun süre çalışmakla, önce çıraklık-kalfalık ve ustalık dönemimizi yaşadığımız bir süreç var. Bu bir bayrak yarışı gibi... Hedefimiz, bizden sonraki 3. nesle bu 58 bayrağı teslim etmek. Tabi kendi seçimleri de önemli. Bugün, 50.yılı geride bırakan grubumuzun ikinci nesil temsilcileri olarak, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeyi bir görev bildiysek, yarın da bu vizyon doğrultusunda, üçüncü kuşak ile aynı güç ve istekle ilerleyeceğine inanıyorum. - Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Grubumuzun, önümüzdeki orta vadede gelmek istediğimiz süreçte, stratejik hedeflerin, tüm alt çalışanlarla, daha küçük hedefler olarak paylaşılması ve benimsenmesi, yönetim anlamındaki temel prensibimizdir. Topbaş Group içinde bulunduğu tüm sektörlerde, dinamik ve yenilikçi atılımlarını sürdürmektedir. Hedefimiz, son zamanlarda, toplumun tüm kesimlerince de benimsenen, 2023 Türkiye vizyonuna uygun doğrultuda, Türkiye’nin, gelişmiş 10 Dünya ekonomisi içersinde yer almak için en küçük katkıyı sağlayacak şekilde yaptığımızın en iyisini yapmak ve Türk Sanayisinin hizmetine sunmaktır. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Artık Türkiye, otomotiv sektöründe, herkesten daha çabuk dizayn yapma kabiliyetine ulaştı, seri üretimde diğer ülkelere göre -ki buna Uzakdoğu ve Doğu Avrupa da dahil- fark edilir bir üstünlüğümüz var. İletişim konusunda da hızlıyız. Bunun yanı sıra, iç pazarda da gelişmeye açık büyük bir potansiyel var. Yurt dışında önemli bir kriter olan 1000 kişiye düşen araç sayısında, Türkiye 111 adetler seviyesi ile Avrupa’nın Slovakya dahil en sonuncusu. Avrupa ortalaması 515 adet araç seviyelerinde. Dolayısıyla, önümüzdeki 10 yıl-15 yıllık trende baktığımızda, Türkiye’de Avrupa ile aynı ortalamaya gelmemiz için neredeyse 1000 kişiye düşen araç sayısını 400 adet daha artırmamız gerekir. Bu da kaba bir tahminle, nüfusun % 40’ı oranında bir ekstra araç satılmasıdır ki bu da ciddi oranda iç talebi artıracaktır. Bizim gibi olan diğer firma ve sektör temsilcilerinin de izlenimleri, otomotiv sektöründe önümüzdeki uzun vadede fırsatların olduğunu teyit etmektedir. Sizinle aynı ofisteyiz KAPAK KONUSU RAFET KAHRAMAN Bize Düşen Görev, Geçmişin Tecrübesini Geleceğin Teknolojisi İle Birleştirmek Sunteks Grubu’nun üçüncü kuşak yöneticisi Rafet Kahraman, gençlere düşen en önemli görevin, geçmişin tecrübesini geleceğin teknolojileri ile birleştirmek olduğunu düşünüyor. Kahraman, “Ailemin tecrübesi ile günümüz koşullarında dış dünyaya açılmayı, pazarda iyi bir oyuncu olmayı hedefliyorum” diyor. - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Sunteks üç kuşaktır tekstilci olan bir şirketler gurubu. Ben üçüncü kuşağım, bu nedenle önceki veya sonra yönetim olarak bir ayrım yapamazsınız. Babam Ferudun Kahraman günlük ticari işleri takip etmesine rağmen Büyükbabam Rafet Kahraman Yönetim Kurulu Başkanı olarak her zaman tecrübesiyle bizim başımızdadır. Geçmiş altmışa yakın yıla bakarsak, bugünkü güçlü yapımızı, geçmişten gelen sağlam ve tutarlı şirket politikalarına borçlu olduğumuzu görürüz. Ben gurubumuzdaki iplik ve ham kumaş ihracatı/ ithalatı yapan şirketlerin sorumlusu olarak görev yapıyorum. Aile büyükle- SUNTEKS DOKUMA BOYA APRE AŞ Üretim alanı: Kumaş dokuma, boya, baskı ve apre. İplik bobin boyama ve aktarma. Grup şirketleri: Sunteks İç ve Dış Ticaret Ltd.Şti., D.E.B.Y Tekstil AŞ, Fiber İplik Mensucat AŞ. Ürünler: Fantazi bayan kumaş imalatı. 739 kişi İstihdam 281 Milyon TL 2011 Cirosu 21 Milyon USD 2011 İhracat 60 rimle aramdaki fark, belki fark demek de yanlış, tüm Türkiye’nin de yaşadığı bilişim/iletişim çağı farkı olabilir. Şirketlerimizde bizlere düşen en önemli görevin, geçmişin tecrübesini geleceğin teknolojileri ile birleştirmek olduğunu düşünüyorum. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - Sunteks Grubunu, Kahraman ailesi ve profesyonel yöneticileri ile büyük bir aile gibi düşünün. Ben 5 yılı aşkındır bu büyük ailenin bir parçasıyım. İlk başladığım günden beri bu büyük ailenin her bir bireyinin tecrübelerinden faydalandım; onlar da benim gençlik dinamizmimden faydalandılar sanıyorum. Bu işbirliğinden ya da paylaşımdan olsa gerek kendimi özel bir yere koyup kedimi kanıtlama isteği hiç duymadım. Ayrıca buna gerek olduğunu da düşünmüyorum. - Önceki ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Yukarıda bahsettiğim gibi biz eski/ yeni dönem diye bir ayrım yapmıyoruz. Altmış yılı geçen bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreç bizim şirket politikalarının yoğurulduğu, gelişen koşullara göre uyarlandığı bir dönem. Otuz yıl önceye baktığınızda, ne internet ne de mobil telefonlar vardı. Geçmiş dönemde tüm şirketlerde olduğu gibi bir bilgiye ulaşmak saatler hatta günler alıyordu. Bunu bir dezavantaj olarak görüyorum, doğru değerlendirmenin hızlı ve tam noktasal yapılmasının, doğru bilgi akış hızına bağlı olduğunu düşünürsek geçmiş yıllarda karar vermenin ne kadar zor olduğunu görebiliyorum. Bu nedenledir ki, geçmiş dönemin doğru kararlarının bizi bugünlere taşıdığını düşünüyorum ve bu tecrübeden en fazlasını almak istiyorum. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Şu anda kendimi her yönden yetişmiş bir yönetici olarak görmüyorum RAFET KAHRAMAN Doğum Tarihi: 24.08.1984 Şirket ve görevi: Sunteks AŞ – Hammadde Tedarik ve Pazarlama Kuruluş yılı ve kurucular: 1977, Rafet Kahraman (Büyükbaba), Fikret Kahraman (Büyükamca) Aldığı eğitim: George Washington Üniversitesi, ABD,2007 Çocuklukta mesleki hayali: Pilot olmak. İş hayatına giriş-ilk görevi: 2007. Sunteks üretim stajı. D.E.B.Y Tekstil. Yabancı dil: İngilizce Spor: Snowboard, Tenis, Wakeboard KAPAK KONUSU hala öğrenme aşamasında olduğumu düşünüyorum. Bir yönetici olarak, dinleyen, araştıran, bilimsel veriler ile sorumluluğumdaki işleri yönetme çabasındayım. - Önceki kuşakla aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Ben iş hayatıma, fabrikada tüm bölümlerde çalışarak, tanıyarak başladım. Yani şu an ticaretini yaptığım işlerin mutfağında çalıştım. Bu zaman süreci içinde işin tekniğini öğrendim. Bir anlamda, aldığım eğitimi saha uygulamasında nasıl daha verimli kılabilirim onu gördüm. Bizim ailemiz yıllardır tekstil- de var olmuş, başka bir sektöre yatırım yapmamıştır. Bir anlamda en iyi bildiği işi yapmıştır. Ben ailemin tecrübesi ile günümüz koşullarında dış dünyaya açılmayı, pazarda iyi bir oyuncu olmayı hedefliyorum. Tabii ki bunda en büyük rolü iletişim/bilişim teknolojilerindeki gelişim oynuyor, sanırım aile büyüklerimiz ile en büyük fark bu. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Tüm şirketlerimizde çoğu kararlarımızı, sayısal verilere göre aldığımızdan hiçbir problem yaşanmıyor diyebilirim. Hepimiz iki kere ikinin doğru cevabının dört olduğunu biliyoruz. Ayrıca bizim şirket kararlarımız her hafta yaptığımız, profesyonel yöneticilerin de katıldığı toplantılarda alınır. Bu açıdan baktığımızda, dış görünümümüz aile şirketi olarak algılansa da, tüm yöneticilerin yetki ve sorumlukları ciddi olarak tanımlanmıştır. Bir anlamda kurumsal yapımız vardır. Bizim için önemli olan şirket menfaatleridir. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Benim açımdan hiçbir zorluğu yok. Şirketlerimiz sağlam temelli bir yapıya sahip olduğundan kendimi şanslı olarak görüyorum. Ayrıca şirket yönetimleri sadece ailerinden değil de profesyonel çalışma arkadaşlarından karma olması, bizi klasik aile şirketi olmaktan çıkarıyor. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Her şirket yöneticisi gibi ticari hacmi daha artmış, dünya pazar payını daha iyi yerlere taşımak hedefimiz. Tabi bunu başarmak için modanın nabzını iyi tutmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de çalışmalara başladık. Türk Tekstiline yeni soluk getirmek hedefimiz. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - Birinci adım olarak, ITMA Barselona fuarında teknolojimizi yeniledik. Tesisimizi teknik anlamda dünyanın yeni teknolojileri seviyesine getirdik. İkinci adımda Üretim Geliştirme çalışmalarına daha fazla bütçe ayırarak pazardaki yerimizi daha üst seviyelere çekmeyi amaçlıyoruz. Üçüncü adımda ise üretim yönetim ve maliyet takip sistemlerimizi MRP tabanlı bir program altında toplayarak, maliyetlerimizi minimize ederek üretim katma değerlerini yükseltmeyi planlıyoruz. Bu çalışma aslında yeni TTK içinde gerekli bir unsur. Sanırım yıl sonunda tüm sistem devreye girecek. - Uzun vadede planlarınız neler? - Kısaca özetlersem dünya pazarlarında kalitesi, moda yakından takibi, maliyetlerini minimize etmiş fiyatları ile rakiplerimizin bir adım önde olmayı hedefliyoruz. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? - Genç kuşaklar elbette, şirketlerine bir dinamizm getiriyor. Aldığımız 61 KAPAK KONUSU eğitimler ile iletişimde gelişen koşulları kullanarak, çok hızlı ilişkiler kurabildiğimizi düşünüyorum. Bence en fazla katkımızda bu yol ile oluyor. Müşterilerimize, tedarikçilerimize dünyanın neresinde olur ise bir bilgisayar klavyesi kadar yakınız. - Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Bizlerin ailemizden aldığı öğretiler var. Dürüstlük, çalışkan olmak, tüm çalışma arkadaşlarımıza iş ortağımız gözü ile bakmak. İşte bu ilkeleri taviz verme- 62 den sürdürmek ve bu alanlarda yapılabileceklerin en fazlasını yapmak... Tabii ki, bunları yanı sıra, sektörde olabilecek tüm yeniliklere şirketlerimize taşımak. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Ülkemizde süren siyasi istikrarın getirdiği ekonomik büyüme, canlılık büyük bir şans... Ayrıca Avrupa ülkelerindeki ekonomik krizin ve iklimlerdeki değişkenliğin, dolaylı da olsa tekstil sektörüne yaradığını düşünüyorum. Bu iki nedenin Avrupalı alıcıları Uzakdoğu’ya yüksek sipariş vermelerini engellediğini düşünüyorum. Ülkemizin lojistik avantajı siparişlerin Türkiye gelmesini sağlamakta. Risklere gelince, antidamping yasası ile Uzakdoğu tehdidi azalsa da, bu tehdidin her zaman var olacağını düşünüyorum. Özellik ile Çin’in batı pazarlarına ulaşmak için Avrupa’da serbest bölgelerde pazarda var olabilmek için çeşitli girişimler yaptığını duyuyoruz. KAPAK KONUSU SERHAN MENEMEN Aile Genişledikçe Yeni Yatırım Alanları Gerekiyor Yeni Form Metal AŞ yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Serhan Menemen, aile şirketlerinde yeni kuşakların devreye girmesiyle birlikte iş kolları veya kapasitelerin artması gerektiğini söylüyor. Menemen, “Bu doğrultuda biz tekstilde daha çok yatırım yapacağız. 8 yıldır bodur elma üretiyoruz, ileride organik tarıma sıcak bakıyoruz. Farklı sektörler için analiz yapıyoruz” diyor. - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Önceki yönetimimiz çok başarılı bir yönetim ortaya koymuş, ekonomik krizlere ve tüm olumsuzluklara rağmen herhangi bir zarar görmeden şirketin bugünlere gelmesini sağlamıştır. Yönetim açısından aynı çizgiyi bugünlere taşıyarak daha da profesyonelleştik. Ürün çeşitliliğimizi artırarak yeni müşteri taleplerine daha hızlı cevap verebilir hale geldik. Eski zamanlarda bir plaka sacı 6 pres 12 eleman ile işlerken, şimdi çok daha hassas şekilde tek makine ve ek elemanla işleyebiliyoruz. Biz yeni beyinler olarak şirketimizi her yeniliğe açık şekilde tutmaya çalışıyoruz. Fakat önemli olan; gelişen teknoloji ile birlikte her geçen gün artan üretimi doldura- YENİ FORM METAL AŞ. Üretim alanı: Ahşap ve Metal ofis donanımları Grup şirketleri: Yeni Form Tekstil Ürünler: Ranza, soyunma ve dosya dolapları, masa, sandalye, ofis mobilyaları, arşiv ve raf sistemleri. 50 kişi İstihdam 10 Milyon TL 2011 Cirosu 600 Bin USD 2011 İhracatı 64 bilmektir ve yeni pazar arayışına hiç durmadan devam etmektir. - Kendi şirketinizde başkalarına göre kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı hissediyor musunuz? - Öyle bir gereksinimim hiç olmadı. Yaptığımız işi bilerek ve paylaşarak, diğer görüşlere saygı duyup değerlendirerek yapmaya çalışıyoruz. Bunun yanında gerek şirket olarak gerek kişisel olarak her gün kendimize farklı şeyler katmaya çalışıyoruz. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Eski dönemin yönetimsel bir dezavantajını görmedik. Gelişen teknoloji ile birlikte artan hızlı iş gücü ve taleplere kolay cevap verebilme açısından yeni dönemin daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Eskiden bu yana geldikçe yönetimi elimizden geldiğince kurumsallaştırdık. Eskiden babalarımız işin alımından lojistik aşamasına gelene kadar üzerinde dururlardı. Fakat şu an her şey daha kolay ve profesyonel. Değişen farklı bir nokta ise; günümüz koşullarında üreticilerin olması gereken yerde olmadığı kanaatindeyim. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Özeleştiri yaptığımda olumsuz yönlerimi ortaya koymaktan kaçınmam fakat başarılı yönlerimin dışarıdan fark edilmesini tercih ederim. Kısaca bir şeyler söylemek gerekirse; aldığımız bayrağı elimizden düşürmeden, günümüz şartlarında en eski müşterilerimizle hala çalışmaktan ve ülkemizi birçok coğrafyada temsil etmekten gurur duyuyoruz. - Babanız (veya büyüğünüzle) aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Koşulların değişmesiyle birlikte eski sistemle bugünkü yönetim şekli kesin- SERHAN MENEMEN Doğum Tarihi: 05-09-1976 Şirket ve görevi: Yeni Form Metal A.Ş.-Yönetim Kurulu Bşk.Yrd. Kuruluş yılı ve kurucular: 1985- Sedat Menemen (Baba) Aldığı eğitim: İşletme Çocuklukta mesleki hayali: Avukat olmak İş hayatına giriş yılı-ilk görevi: 1996-İşletme içerisindeki her türlü sorunu analiz edip çözerek yöneticiliğin inceliklerini kendime kattım. Yabancı dil: İngilizce Hobiler: Av Yaptığı sporlar: Atıcılık, su sporları Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: OMSİAD KAPAK KONUSU likle aynı olamaz. Her zaman büyük bir karar veya bağlantı yapmadan önce babamla toplantı yapıp ortak bir görüş birliği oluşturup hareket ediyorum. Sistemler ne kadar değişirse değişsin babamın tecrübesinden faydalanıyoruz. - Şirket yönetiminde, üretim, pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Hayır, inovasyon ve kurumsallaşmanın aile şirketlerindeki önemini kavradığımız için böyle bir çatışma hiç yaşamadık. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketi olabilmek, düzeni eskisi gibi sağlamak gerçekten zor fakat bir o kadar da keyifli. Eskiden tüm fabrika tek aileye gelir sağlarken, şimdi üç, ileride dört aileye gelir sağlayacak. Bu artış doğrultusunda iş kollarının da artması ve kapasitenin yükselmesi gerekiyor. Bazı önlemlerin erken alınması ve geleceğe yönelik yatırımların şimdiden belirlenmesi gerekli konulardan... - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Her kişi şirketini elbette en iyi yerlerde ve sektörünün en iyisi olmasını ister. Fakat bizim şirket politikamızca; olduğumuz yeri korumak, istikrarlı ve emin adımlarla büyümek önceliklerimizdendir. Ürün kalitemizi arttırarak, tasarıma önem vererek, yurtdışında ülkemizi kendi markamız ile temsil ederek şirketimizin bilinirliğini arttırmak istiyoruz. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - Artık yeni ve modern binaların iç tefrişatının, alımlarının proje kapsamında ve toplu halde olması ile birlikte, anahtar teslim projelere yoğunlaşmış durumdayım. Örneğin: üniversite, hastane, devlet binaları, okullar, oteller başta olmak üzere projelerin her kalemine hitap etmeye gayret gösteriyoruz. Bununla birlikte daha özel ve tasarımsal ürünler üretiyoruz. Sektörün ve taleplerin bu doğrultuda olması ve bizim üretici olarak bunlara cevap verebilmemiz bizi daha aranılır bir marka haline getiriyor. Talepler bu doğrultuda devam ederse tasarım ve AR-GE departmanlarımıza daha çok önem vererek, bu konuda daha kaliteli hizmet vermeyi planlıyoruz. - Uzun vadede planlarınız neler? - Yatırım olarak Yeni Form Metal için fazla bir bütçe ayırmayarak, yatırımlarımızı Yeni Form Tekstil’e kaydırmayı planlıyoruz. Tekstil sektörüne yatırım yaparak, kendimizi bu konuda geliştirmek istiyoruz. Daha ilerisi için planlarımızı tüm yönetim kurulu üyeleri ile değerlendirip farklı sektörler için analiz yapmaktayız. Örneğin 8 seneden beri bodur elma üreticiliği yapmaktayız. İlerisi için organik tarıma sıcak bakıyoruz. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? - Büyüklerimizden edindiğimiz tecrübe ve bilgiyi günümüz koşullarında hayata geçirebilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Gelişen dünyamız ile birlikte şirketimizin de doğru orantıda ilerlemesini biz gençlerin sağlaması gerekli. Kısacası; şirketin günümüz şartlarına göre strateji belirlemesinde ve teknolojik, teorik her bilgiyi şirketimize katmaya çalıştığımızı düşünüyorum. - Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Hedeflerimiz doğrultusunda her gün kendimize yeni şeyler katıp dünya pazarında kendi markamız ile ülkemizi en iyi koşullarda temsil edebilmektir. Gelişmekte olan farklı ülkelerin pazarlarına sıçramak şirket hedeflerimizdendir. - Sektörünüzde önümüzdeki 10 yılda fırsat ve riskler neler? - Türkiyede mobilya ihracatı ithalatından fazla olan ender sektörlerden biridir. Dolayısı ile üretici firmaların artması, aşırı tezgah girişi, Türkiye ormanlarının yetersizliği, haksız rekabetin artması önümüzdeki risklerdir. Avrupa’daki kriz ve İtalya’daki büyük mobilya üreticilerinin kapanması ile birlikte, bunun Türkiye mobilya sektörüne katkı sağlayıp güzel fırsatlar sağlayacağına inanıyorum. 65 HABER TTK’da Eleştiri Alan Maddeler Değişti Hapis Bombardımanı Durdu Yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmeden bazı maddeleri değişti. Kabul edilen yasa ile daha önce kamuoyunda büyük tepki gören, bazı uygulamalar değiştirildi, bir kısmı da bütünüyle kaldırıldı, hapis bombardımanı durduruldu. İ ş dünyasından da büyük eleştiri alan Yeni TTK’da önemli değişiklikler yapıldı. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’da değişlik yapan yasa tasarı, TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Bu değişikliklerden bazıları şöyle: var” diyerek, borç para alamayacaklar. Bu uygulama limited şirket müdürlerinin yakınları hakkında da geçerli olacak. ŞİRKET YATAK ODASINA GİRİLMEYECEK Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun en çok tepki gören internet sayfasında yayınlanacak bilgiler maddesi de değiştirildi. Şirket yetkilileri, ticari sır niteliği bilgilerin,bakandaki para, ORTAKLARIN BORÇLANMA YASAĞI KALKTI alacaklar, borçlar, mal mevcudu, yıllık gelir ve gider, yönetim Ortakların şirkete borçlanma yasağı kalktı: Yeni TTK’nın kurlu yıllık raporu, denetçi raporları vs.’nin yayınlanmasına en çok tepki gösterilen “ortaklara şirkete borçlanma yasağı” büyük tepki gösteriyorlardı. Yeni düzenlemede, internet getiren maddesi değiştirildi. Değişen önceki şekilde, ortak sitesi ile ilgili iki önemli değişiklik var. Birincisi; ilan edilecek şirketten 1 lira daha borç para alsa, 73 bin TL’ye kadar “adli bilgilerin kapsamı daraltılıyor. Örneğin, para cezası” vardı. Bu ceza ödenmezse, yukarıda 4 bent halinde sıralanan bilgi“iki yıla kadar hapse” girecekti. Hapis cezası da ertelenmeyecekti. ler (bankalarda paralar vs.) yayınlanmaMaddenin yeni şekline göre; “Pay yacak. Yayınlanacak bilgileri, Gümrük YENİ TÜRK TİCARET sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan ve Ticaret Bakanlığı bir yönetmelikle KANUNU’NUN EN ÇOK TEPKİ vadesi gelmiş borçlarını ödemedikçe ve belirleyecek. GÖREN İNTERNET SAYFASINDA şirketin serbest yedek akçelerle birlikte İkincisi; şirketlerin tamamı değil, YAYINLANACAK BİLGİLER karı, geçmiş yıl zararlarını karışılacak Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek olan, MADDESİ DE DEĞİŞTİRİLDİ. düzeyde olmadıkça, şirkete borçlanadenetime tabi limited ve anonim şirketmayacaklar”. Buna göre şirkete vadesi ler internet sitesi açmak ve kanunen gelmiş “sermaye taahhüdü borcu” buyapılaması gereken ilanları, yayınlamak zorundalar. lunmayanlar, şirketin karlılık durumuna göre şirketten borç para çekebilecekler. İNTERNET SİTESİNE PARA CEZASI Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, internet sitesi oluşturmaHAPİS CEZASI BORÇ VERENE Ortakların, yukarıdaki koşullara uymadan şirkete borçlanyanlara, altı aya kadar hapis, 100 günden 300 güne kadar adli para cezası uygulanması öngörüldü. Yapılan değişiklikle; maları halinde, borç verenlere 73 bin liraya kadar “adli para hapis cezası kaldırılıyor ve sadece 100 günden 300 güne kadar cezası”, ödemezlerse “İki yıla kadar hapis cezası” uygulana“adli para cezası” uygulanacak. Ancak, adli para cezası ödencak. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu önceki şekilde, borçlananlar hapse giriyordu. Değişen şekle göre borç verenler hapse mediği taktirde, 100-300 gün hapis cezasına dönüşecek. girecek. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 395/2’inci maddesine göre; BAĞIMSIZLIK DENETÇİ KİM OLABİLECEK şirket yönetim kurlu üyesi, eşi ve her birinin üçüncü derece Yeni TTK’da değişiklik yapan yasa ile bağımsız denetçinin dahil kan ve sıhri hısımları, yönetim kurulu üyesinin şirketinkimler olacağı yeniden düzenlendi. Verilen önerge ile yapılan değişiklikle; kanunun yayın tarihi itibariyle YMM ünvanına den vadeli veya taksitli mal (buzdolabı, TV, otomobil, elbise, sahip kişiler ile 10 yıllık deneyim sahip Sanayi ve Ticaret apartman dairesi vs.)alırlarsa; Bakanlığı denetim elemanları ile 6762 saygılı TTK hüküm-73 bin liraya kadar “adli para cezası” ödeyecek. -Para cezası ödeyemeyen akraba da iki yıla kadar hapse lerine göre ticaret şirketleri nezdinde denetim yetkisine girecekti. sahip olanlar sınavsız olarak bağımsız denetçi olma hakkı Bu madde yürürlüğe girmeden değiştirildi. Maddenin kazandı. Bu kişilerin, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim yeni şeklinde mal karşılığında borçlanma” yasak olmaktan Standartları Kurumu’nca öngörülen eğitimi tamamlamaları, çıkartıldı. sınavsız bağımsız denetçi olmaları içim yeterli sayıldı. Serbest Yapılan bir başka değişikliğe göre de; pay sahibi olmayan Muhasebeci ve Mali Müşavirler (SMMM) ise sınava girmek yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan yönetim ve başarılı olmak koşuluyla, bağımsız denetçi olabilecekler. üyelerinin pay sahibi olmayan üçüncü derece dahil yakınları, Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyesi sayısı en az üç şirkete nakit borçlanmayacaklar. Anne, baba, eş, çocuk, dayı kişi olabiliyordu. Teni TTK yürürlüğe girince, tek kişilik yöneve diğer akrabalar, şirkete gidip “ Şu kadar paraya ihtiyacım tim kurulu olabilecek. Hapis bombardımanı durduruldu 66 MAKALE MUZAFFER KOYUNCU / GÜÇBİR BAĞIMSIZ DENETİM AŞ. / SORUMLU ORTAK BAŞ DENETÇİ Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Yönetim Kurulu ve Yöneticilerin Sorumluluğu I- GİRİŞ 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı yeni TTK, anonim şirket yönetim kuruluna devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkiler tanımıştır. Bu yönüyle, yeni TTK, organlar arasında işlevlerin ayrılığı ilkesini kabul etmiş ve genel kurulun bir üst organ olarak her konuda karar alabileceğine dair yaklaşımı terk edilmiştir. Yeni TTK, yönetim kurulunu, hem yapısal hem de işlevsel yönden kurumsal yönetim kurallarını da gözeterek, yeni hükümlerle düzenlemiş; bunu yaparken profesyonel yönetimi ve tam şeffaflığı özenle dikkate almıştır. Ayrıca, özellikle yabancı sermayeli şirketlerde, yönetim kurulu toplantılarının yapılabilmesini kolaylaştırmak amacıyla, toplantıların online yapılabilmesi imkanı getirilmiştir. Yeni TTK’nun yenilikçi yönlerinden en belirgin özelliklerinden biri hiç şüphesiz yönetim ve yöneticilerin sorumluluğu alanında yapılan düzenlemelerdir. Öyle ki; anonim şirketlerde yönetim kurulunun görevi ve sorumlulukları mevcut TTK’ndakine nazaran daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Anonim şirketlerin yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarına ilişkin hükümleri limited şirketlerin yönetim organı hakkında da geçerlidir. II- YENİ TTK’DA YÖNETİM KURULU 1) Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi ve Nitelikleri Yeni sistemde, yönetim kurulunun tek bir kişiden oluşmasına imkan sağlandığı gibi, yönetim kurulu düzeyinde profesyonel yönetimi sağlamak amacıyla yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu da kaldırılmıştır. Bu yenilik, özellikle pay devrinin sınırlanabildiği anonim ortaklıklarda, yönetim kurulunun seçimine ilişkin olarak genel kurulun karar almasını kolaylaştıran bir olgudur. Buna karşılık, yönetim kurulunda mutlaka pay sıfatını taşıyan üyelere yer vermek isteyen şirketler, bu hususu esas sözleşmeye konulacak bir hükümde sağlayabilir. Keza, bir anonim ortaklıkta yönetim kurulunun kaç yöneticiden oluşacağı, esas sözleşmeye göre belirlenecektir. Yönetim organının tek üyeden oluşması, anonim ortaklıklarda, özellikle şirketler topluluğuna geniş bir hareket alanı yaratacaktır. 68 Diğer yandan, tüzel kişinin de yönetim kurulu üyesi olabilmesi de çok önemli bir yenilik olarak görülebilir. Mevcut TTK’da, bir tüzel kişi, kendisini bir temsilci marifetiyle yönetim kurulunda temsil ettirilebilirken (TTK, Md. 312) ve bu temsilci bizzat yönetim kurulu üyesi sıfatını taşırken, yeni sistemde bizzat tüzel kişinin kendisi yönetim kurulu üyesi sıfatını kazanabilecektir. Bu takdirde, yönetim kurulu üyeliğini ismini tescil ve ilan ettireceği bir temsilci marifetiyle kullanacaktır. Bu tescil ve ilan şirketin internet sitesinden hemen açıklanacaktır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilecektir (YTTK, Md. 359/2). 6102 sayılı YTTK ile yönetim kurulunun birden fazla kişiden oluşması halinde üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması zorunlu kılınmış; tek üyeli yönetim kurulunda bu zorunluluğun aranmayacağı belirtilmiş idi. (YTTK, Md. 359/3). Ancak, 6335 sayılı Kanunla YTTK’da yapılan değişiklikle yüksek öğrenim görme zorunluluğu kaldırılmış bulunmaktadır. Öte yandan, üyeliği sona erdiren sebepler (YTTK, Md. 363/2) seçilmeye de engeldir (YTTK, Md. 359/4). 2) Üyeliğin Kazanılması ve Kaybedilmesi Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa, aynı kişi yeniden seçilebilir (YTTK, Md. 362). Yönetim kurulu, kuruluşta şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla (YTTK, Md. 355), sonrasında ise genel kurul (YTTK, Md. 408) veya istisnaen yönetim kurulu (YTTK, md. 363/1) tarafından seçimle kazanılır. Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir, ehliyeti kısıtlanır ya da üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse, bu kişinin üyeliği herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer (YTTK, Md. 363/2). Bir diğer sona erme sebebi, genel kurul tarafından alınan “azil kararı”dır (YTTK, Md. 408) 3) Yönetim Kurulunun Toplantı ve Karar Yetersayıları Mevcut Kanun’da toplantı yeter sayısı için öngörülen “yarıdan bir fazla kuralı” terk edilerek, üye tam sayısının çoğun- MAKALE luğu (=nisbi çoğunluk) kuralı getirilmiştir. Keza, kararların da toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alınacağı; bu kuralın yönetim kurulunun on-line yapılması halinde de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır (YTTK, Md. 390/1). Buna göre, yeni sistemde, esas sözleşmede daha ağır yeter sayılar getirilmedikçe, 5 kişilik yönetim kurulunda toplantı yeter sayısı 3, karar yeter sayısı 2 olacaktır. Diğer taraftan, kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır (YTTK, Md. 390/5). Yönetim kurulu üyeleri birbirini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar. 4) Yönetim Kurulunun Geçersiz Kararları Esas sermaye sisteminde yönetim kurulu kararlarının iptali, istisnai bir yöntemdir. Hukuka aykırı kararlara karşı genel kabul gören hukuki yol, kararların kesin hükümsüzlüğünün tespiti davası açılmasıdır. Yeni TTK’ya göre yönetim kurulunun hangi kararlarının kesin hükümsüz olacağı, 391’inci maddede ta’daden sayılmıştır: • Eşit işlem ilkesine aykırı kararlar, • Sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen kararlar, • Pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren kararlar, • Diğer organların devredilmez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar. 5) Yönetim Kurulunun Temsili Yönetim kurulu şirketi temsil ve idare eder (YTTK, Md. 365). Yönetim kurulu, şirketin temsiline ilişkin yetkilerini tamamen devredemez. 6102 sayılı YTTK’da en son yapılan değişiklik öncesinde en az bir yönetim kurulu üyesinin T.C. vatandaşı olması ve Türkiye’de ikamet etmesi ve temsil yetkisiyle donatılması gerekmekteydi. (YTTK, Md. 370/2, 359/1). Ancak, 6335 sayılı Kanun’la YTTK’da yapılan değişiklikle, temsile yetkili en az bir üyenin yerleşme yerinin Türkiye’de bulunması ve Türk vatandaşı olması şartı kaldırılmıştır. Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşamıyorsa temsil yetkisi “çift imza” ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini mevcut sistemde olduğu gibi bir veya birden fazla murahhas üyeye ve onların yanı sıra yönetim kurulu üyesi olmayan yöneticilere (murahhas müdürler) devredilebileceği gibi, sadece yönetim kurulu üyesi olmayan yöneticilere de devredilebilir (YTTK, Md. 367). Mevcut TTK’dan farklı olarak yeni TTK’da yetki aşındırma (=ultra vires) yasağı kaldırılmıştır. Diğer bir ifadeyle, temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilmedikçe şirketi bağlar. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir (YTTK, Md. 371/2). Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyi niyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken husus, yönetimin devri ile kastedilen, yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin devri değil, şirketin sevk ve idaresine ilişkin görevlerinin yani icra (yürütme) fonksiyonunun devridir. Mesela, şirketin sevk ve idaresinin bir genel müdüre veya CEO’ya (Chief Executive Officer) devri bunun açık bir örneğidir. Bu durumda da CEO’nun, emri altında çalışanların karar ve işlemlerinden yönetim kuruluna ve dolayısıyla pay sahiplerine karşı sorumlu olacağı tabiidir. 6) Yönetim Kurulunun Vazgeçilmez ve Devredilmez Görev ve Yetkileri Yeni TTK’da genel kurul ile yönetim kurulu arasındaki yetki ayırımı keskin çizgilerle belirlenmiş; kanunda ve esas sözleşmede açıkça genel kurulun yetkilendirilmediği durumlarda yönetim kurulunun yetkili olduğu esası benimsenmiştir. Bunun dışında Yönetim Kurulunun münhasır yetkileri de kanunda aşağıdaki gibi ta’dad edilmiştir. (YTTK, Md.375) • Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bununla ilgili talimatların verilmesi, • Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi, • Muhasebe, finans denetimi ve finansal planlama için gerekli düzenin kurulması, • Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları, • Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim ilkesinin düzenlenmesi, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi, • Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması, III- YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HAK VE BORÇLARI 1) Yöneticinin Hakları Yeni TTK, yöneticinin iki temel hakkı üzerinde önemle durmaktadır. İlk olarak, yöneticinin mali hakları, kanunla güvence altına alınmıştır. (YTTK, Md.394) Kurumsal yönetim ilkesi, yöneticilerin kazancının şirketin malvarlığıyla veya kazancıyla orantılı olarak belirlenmesini gerekli kılar. Ayrıca YTTK, yöneticilere ödenen ücretlerin ve yapılan masrafların web sitesinde duyurulmasını zorunlu kılmıştı. (YTTK, Md.1524/1-i) Ne var ki, YTTK henüz yürürlüğe girmeden 6335 sayılı Kanun’la 1524 üncü maddede yapılan değişiklikle bu zorunlulukta kaldırılmıştır. İkinci olarak, yöneticinin bilgi alma hakkı kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir (YTTK. Md. 392). Yeni TTK, yöneticinin bilgi alma hakkı açısından yönetim kurulu başkanına ve yönetim kuruluna görevler yüklemiş; bu görevlerin ihlali halinde yöneticiye mahkemeye başvurarak gereken bilgiyi edinme hakkını tanımıştır. 2) Yöneticinin Yükümlülükleri Yeni TTK’da yöneticinin özen ve sadakat yükümlülüğü, açık bir biçimde düzenlenmektedir. Yeni TTK Md.369 uyarınca, yöneticinin “tedbirli bir yönetici” gibi gibi hareket etmesi ve ortaklık menfaatini gözetmesi gerekmektedir. Kanun, mevcut sistemde olduğu gibi yönetim kurulu üyesini rekabet yasağına tabi kılmaktadır (YTTK, Md. 396). 3) Müzakerelere Katılma Yasağı Mevcut TTK’da olduğu gibi, yöneticinin kendi kişisel menfaatlerini ilgilendiren kararların alındığı yönetim kurulu toplantılarına ve bu toplantıda yapılan oylamaya katılması yasaktır (YTTK, Md.393/1). Bu hükümlere aykırı hareket eden yönetim kurulu üyesi ve menfaat çatışması nesnel olarak varken ve biliniyorken ilgili üyenin toplantıya katılmasına itiraz etmeyen üyeler ile söz konusu üyenin toplantıya katılması yönünde karar alan yönetim kurulu üyeleri, bu sebeple şirketin uğradığı zararı tazminle yükümlüdür (YTTK, Md. 393/2). 4) Yöneticilerin İşlem Yapma ve Borçlanma Yasağı 69 MAKALE Yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan şirketle kendisi adına ve hesabına veya başkasını temsilen işlem yapması yasaklanmakta; bu yasağın ihlali halinde şirkete işlemin geçersizliğini ileri sürme hakkı tanınmaktadır (YTTK, Md. 395/1) YTTK’nın 395/2 madde fıkrasıyla, yönetim kurulu üyesi ile onun (3. derece dahil) kan ve kayın hısımlarının şirkete ayni ve nakdi olarak borçlanma yasağı getirilmişti. Ancak, 6335 sayılı Kanun ile YTTK’da yapılan değişiklikle, yönetim kurulu üyelerine getirilen bu yasak kaldırılmış; kan ve kayın hısımlarına getirilen yasak ise, ayni borçlanmayı değil, nakdi borçlanmayı önleyecek şekilde devam ettirilmiştir. Buna göre, yönetim kurulu üyesinin YTTK’nın 393 üncü maddesinde sayılan yakınları (kan ve kayın hısımları) şirkete nakit olarak borçlanamaz. Hatta bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi halde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilecektir. Yönetici yakınlarına getirilen yasağın özelliği, bu tür borçlanmalar karşısında, adli para cezasının uygulanacak olması (YTTK, Md. 562) ve bağımsız denetçinin olumsuz görüş verecek olmasıdır (YTTK, Md. 403/5). Limited ortaklıklarda ise bu tür yönetici müdürlere bir yasaklama getirilmemiş, sadece ortaklara borçlanma yasağı getirilmiş idi (YTTK, Md. 644). Ancak, YTTK yürürlüğe girmeden önce 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, A.Ş.’lerde yönetim kururlu üyelerinin kan ve kayın hısımları için 395/2 madde hükmüyle getirilen yasak Limited şirket müdürlerinin – kendileri için değil ama – kan ve kayın hısımları için de (nakdi borçlanma konusunda) yasak getirilmiştir. 5) Yönetim Kurulunun Borca Batıklık Halinde Görevleri Yeni TTK’nın 376 ncı maddesi, mali durumun bozulması ve borca batıklık hallerini, mevcut TTK’nın 324 üncü madde hükmüne paralel olarak düzenlenmiştir. Buna göre; - Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemler sunar. - Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne bildirir ve şirketin iflasını ister. Fakat iflas kararının verilmesinden önce şirketin alacağını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilir kişilerce doğrulanmış olması halinde mahkemeye başvurma zorunluluğu yoktur. Aksi halde mahkemeye bilir kişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur. (6102 sayılı kanunda en son yapılan değişiklikle) Yeni TTK’nun 376 ncı madde hükmünün mevcut TTK’nun 324 üncü madde hükmünden farkı, mali durumun bozulmasında ve borca batıklıkta sermaye yerine sermaye ve kanuni 70 yedek akçe toplamının esas alınmasıdır. IV- YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞU Yeni TTK’da, mevcut TTK’nın madde 336 vd. hükümlerindeki temel anlayış korunmakla birlikte, oldukça dikkate değer bir yeniliğe yer verilmiştir. Yeni TTK’nın 553/3 üncü madde hükmü uyarınca, hiç kimse kontrolü dışında meydana gelen zararlarından sorumlu tutulmayacağı için hakime meydana gelen zararda kimin kusurlu olduğunu tespit görevi yüklenmiştir. Böylelikle yönetim kurulu, olduğu gibi istisnasız ve mutlak olarak zincirleme sorumluluk altında olmayacak; yetki devirleri (YTTK, Md. 367) ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak hakim gerçek sorumluları ve bunların kusur oranlarını (farklılaştırılmış müteselsil sorumluluk) tayin edecektir (YTTK, Md. 557). Bunun dışında, yöneticilerin kusursuzluklarını kanıtlama yükümlülüğü (YTTK, Md. 553/1) hususunda bir değişiklik yoktur. İbra ise, hükümleri itibariyle düzenlenmiş (YTTK, Md. 558/2, 559); ibra kararının genel kurul kararıyla kaldırılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve nedensellik bağı unsurları söz konusudur. Yeni TTK, bazı özel sorumluluk halleri ile genel sorumluluk arasında ayrım yapmaktadır. Buna göre; • Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması (YTTK, Md. 549), • Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi (YTTK, Md. 550), • Değer biçilmesinde yolsuzluk (YTTK, Md. 551), • Halktan para toplama (YTTK, Md. 552), özel sorumluluk sebepleridir. Bunun dışında, yöneticinin kanuna veya esas sözleşmeye aykırı hareket etmek suretiyle şirkete verdiği zararlar, yukarıda belirtilen genel sorumluluk kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Sorumluluk davasının, zararın ve sorumluluğun öğrenilmesinden, itibaren 2 yıl, herhalde zararın doğmasından itibaren 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı açıkça düzenlenmiştir (YTTK, Md. 560). Alacaklılar ancak doğrudan uğradıkları zararları dava edilebilirler. Şirketin uğradığı zararı, şirket veya ortaklar dava edebilir. Alacaklılar dolaylı sorumluluk davasını ancak iflas halinde açabilir (YTTK, Md. 555 – 556). V- SONUÇ Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket yönetim kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisi dışında bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Aynı zamanda, YTTK’nun 375’inci maddesinde, yönetim kurulunun devredemeyeceği ve vazgeçemeyeceği görev ve yetkileri de sayılmıştır. Yeni TTK’nun getirdiği bu yeni düzenleme ile organlar arasında işlev ayrımı net bir şekilde ortaya konulmuş, genel kurulun en üst organ olarak her konuda karar alabileceğine dair yerleşik teori reddedilmiştir. Dolayısıyla, yönetim kurulu, bu görev ve yetkilerini esas sözleşmeyle veya bir kararla genel kurula veya kurulacak kurullara veya komitelere devredemez. MAKALE MAHMUT İNAN / ÇEVRE VE İŞGÜVENLİĞİ UZMANI Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası B ilindiği gibi işverenleri yakından ilgilendiren yeni bir kanun daha 30 Haziran’da Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası. Bu yasa İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmayan işverenlere çok büyük sorumluluklar getirmektedir. Aslında yeni kanunda yer alan hususların büyük çoğunluğu 4857 sayılı İş Kanunu’nda da vardı. İş Kanunundan ayrı, bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası; gerek Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün uzun süredir ülkemizde de böyle bir yasal düzenlemenin yapılmasını istemesi, gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hassasiyeti ve gerekse ülkemizdeki birçok NGO’nun (Non-Goverment Organization) yani STK’ların baskısı ve daha da önemlisi son yıllarda toplum vicdanını kanatan birçok elim iş kazalarının ardı ardına meydana gelmesi son yasanın çıkmasını sağlamış oldu. Çalışma hayatımıza hayırlı olsun. YASANIN EN ÖNEMLİ YANI Uzun yıllar bürokrat olarak görev yaptığım için klasik bürokratlar gibi kanun maddeleriyle başınızı ağrıtacak değilim. Zaten bu maddeler, sosyal paylaşım sitelerinde, görsel ve yazılı basınımızda yeterince yer aldı ve siz Perspektif okuyucusu işadamlarımız işyerlerinizde bu yasa hükümleriyle her gün bir şekilde karşılaşıyorsunuz. Bu yasanın en önemli yanı eski yasada olduğu gibi sadece 50 ve üzerinde işçi çalıştıran ve SANAYİDEN SAYILAN işyerlerini değil, çalışan sayısına bakmaksızın TÜM İŞYERLER’ni kapsamına almasıdır. Yani HİZMET SEKTÖRÜ de yasa kapsamındadır artık. Çalışan sayısı fark etmeksizin kısaca tüm işyerlerinin İş Yeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı görevlendirmesi yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca kamu sektörü de yasaya dahil edilmiştir.(Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretenler ve ev hizmetleri hariç.) KAPSAMA ALINAN YENİ İŞ KOLLARI Sanayiden sayılmayan ve hizmet sektöründe yer alan işletmelere kabaca bakacak olursak; muhasebe ofisleri, seyahat acentaları, marketler, araç servis istasyonları, akaryakıt istasyonları, radyo-televizyon kuruluşları, işhanları, siteler, gazete- kitap dağıtımı yapan firmalar, balık çiftlikleri, oteller, lokantalar, gazinolar, hastaneler, muayenehaneler, depolama tesisleri, lojistik firmaları vs. gibi aklınıza gelebilecek tüm işyerleri yasa kapsamına alınmıştır. Ancak hizmet sektöründe faaliyet gösteren bazı iş kolları bu yasa kapsamına girmenin anlamsızlığından bahsetmektedirler. Bana kalırsa yasa işçi çalıştıran tüm işyerlerini kapsamına almakla çağdaş bir yaklaşım ortaya koymuştur. Şöyle ki: Bir muhasebe ofisinde çalışanları ele alalım. Bu meslek grubunda çalışan insanların karşılaşabileceği risklere bir göz atalım. Bu 72 MAKALE işyerleri genelde bir iş merkezinde yer almakta ve asansör bulunmakta. Asansörün 3 ayda bir yıllık bakım onarımının yapılması şart. Bu iş merkezinde yangın merdiveni, yangın alarm sistemleri, acil çıkış yollarının işaretlenmesi, kapıların dışarıya açılması, acil durum planı, yangın dolabı vs. gibi iş güvenliği açısından sağlanması gereken şartlar var ve bunların tümü o iş hanındaki insanların ve işyerlerinin can ve mal güvenliği açısından çok gerekli unsurlar. Bunun yanı sıra bu muhasebe ofisinde çalışan insanlar için sağlanması gereken termal konfor şartları (sıcaklık, nem, havalandırma, ısıtma, soğutma vs.) iş verimliliği ve çalışanların sağlığı için hayati öneme sahiptir. Yine bu ofislerde elektrik tesisatı, doğalgaz hatları zaman zaman yangınlara neden olabilmekte, bu tesisatların belirli aralıklarla yetkili teknik elemanlarca periyodik bakımları az mı öneme sahip? Bu ofislerin kaçında zorunlu olan yangın söndürme tüpleri var veya bu tüplerin kaçının 6 ayda bir periyodik bakımları yapılıyor? Kaçında gaz kaçağı sensörleri bulunmaktadır? Daha da önemlisi bu muhasebe ofisinin sahibi ve çalışanları sürekli bilgisayar başında çalışmakta, bilgisayarların elektrik kabloları gelişi güzel, döşeme altına alınmadan geçmekte, ayaklara temas ederek elektrik çarpma risklerini ortaya çıkarmaktadır. Bu büro elemanları yanlış oturma biçimi, yanlış büro mefruşatı, yanlış aydınlatma seçimi vs. nedeniyle boyun ağrısı, sırt-omuz ağrısı, baş ağrısı, stres, gözlerde sulanma, gözlerde kaşıntı, el ve bileklerde ağrı (Karpal Tünel Sendromu), aşırı sinirlilik, görme güçlüğü ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu çalışanların çalışma masaları ve koltuklarının ergonomik esaslara göre dizaynı, oturma biçimleri, ekranlı araçla aralarında bulunması gereken mesafeler, göz rahatsızlıklarını önlemek için alınması gereken önlemler, ara dinlenmelerinde egzersizlerin önemi, büronun düzeni, hijyenik yeterliliği vb. başlı başına iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlık alanı içerisine giren, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenme- si için mutlaka eğitim verilmesi ve buna göre uygulamaların yapılması lüzumlu olan konulardır. Aynı açıdan diğer hizmet sektörlerine de baktığımızda bu yasayla insanımıza, hiç de yabana atılamayacak sağlık ve güvenlik faydalarının sağlanmış olduğu anlaşılacaktır. İŞ YERLERİNİN YÜZDE 98’İ DIŞARIDAYDI Görüldüğü gibi yukarıda basit bir örneğini verdiğim hizmet sektöründe, birçoğumuzun dikkatinden kaçan veya önemsenmeyen iş sağlığı ve güvenliği ne kadar önemli hususlar içermektedir. Dolayısıyla bu perspektiften baktığımızda bu yasanın hizmet sektörü de dahil çalışma hayatını yasa kapsamına alması çağdaş ve insana değer veren, onun ruh ve beden sağlığını düşünen unsurlar içermektedir. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği çıkmadan önceki mevzuatımıza göre 50 ve daha fazla işçi çalıştıran iş yerleri; iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmak ya da hizmet almak zorundaydı. Bu da 1 milyon 436 bin iş yerinin sadece yüzde 2’sine tekabül etmektedir. Yani mevzuatımıza göre, iş yerlerimizin yüzde 98’i, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğünün dışındaydı. Oysa ki, bu iş yerlerinde; 11 milyon işçimizin yaklaşık 7 milyonu, yani yüzde 62’si istihdam edilmektedir. Bütün bunlar yeni çıkan yasanın önemini ortaya koymaktadır. Önemle üzerinde durulması gereken diğer bir konu da KOBİ’lerdir. Türkiye’deki işyerlerinin yüzde 99.7’si 1-249 kişi istihdam eden KOBİ’lerden oluşmakta olup, çalışanların yüzde 83,8’i bu işyerlerinde istihdam edilmektedir. İstatistiklere göre iş kazalarının yüzde 83’ü KOBİ’lerde meydana gelmektedir. Tüm çalışma alanlarında iş güvenliği kültürünün bir yaşam tarzı haline gelerek uygulanması, can ve mal güvenliğimizin teminatı açısından çok önemlidir. Yasanın diğer yönlerini de başka bir yazıda ele almak dileğiyle hepinize saygılar sunarım. 73 RÖPORTAJ MUSTAFA DÜNDAR DOSAB Osmangazi’ye ve Bursa’ya Hayat Veriyor Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, belediye yatırımları ve Demirtaş’la ilgili projelerini anlattı. Dündar, “2012 yılı bütçemiz 238 milyon lira. Bu bütçenin yüzde 75’ini yatırıma yönlendirdik” dedi. - Bursa’da Osmangazi Belediye sınırları içinde kalan tek OSB olan DOSAB’ın önemi ve bölgeye katkısı sizce nedir? - Her dönem medeniyetlerin çekim noktası olan ve bereketli toprakları ile sanayi ve ticaretin merkezi olmayı başaran Bursa, günümüzde de ülke üretim ve ticaretinin ana merkezlerinin başında yer alıyor. Bursa’nın merkezi durumundaki Osmangazi, tarımdan turizme, sanayiden ticarete kadar kentin kalbidir. Bu kapsamda Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 400 üzerindeki sanayi tesisi gerek üretim gerekse ihracatı ile Bursa’ya ve Türkiye’ye güç katıyor. Türkiye’nin ilk otomobil fabrikası olan TOFAŞ bu bölgemizde üretimini gerçekleştiriyor. Yüzlerce tekstil fabrikası burada hem istihdam ve üretim hem de ihracatla Bursa’nın ekonomisine can veriyor. Tıpkı diğer sanayi bölgeleri gibi DOSAB’da üreten ve satan Türkiye’nin aynası konumunda. Bursa’da binlerce aile bu bölgedeki fabrikalarda çalışarak kazandığı parayla yaşamını sürdürüyor. Bir anlamda ticaretin yoğunlaştığı çarşı bölgesiyle birlikte DOSAB, Osmangazi’ye ve Bursa’ya hayat veriyor. - Osmangazi Belediyesi’nin Demirtaş ve çevresine yaptığı yatırımlar ve gelecek planları nelerdir? - Osmangazi Belediyesi olarak modern, yaşanabilir, sağlıklı bir Osmangazi’yi oluşturmak ve bunu geleceğe taşımak için elimizden gelen gayreti içindeyiz. Bu hedef çerçevesinde özellikle kentsel dönüşüm çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Mahallerimizin meydan, park ve benzeri donatı ihtiyaçlarını önemli kamulaştırma bedelleri ödeyerek sağlıyoruz. Yeni Osmangazi’nin vücut 74 RÖPORTAJ bulduğu merkezlerden biri de Demirtaş bölgemiz. Demirtaş kaçak yapılaşmanın olmadığı, sağlıklı bir yapılaşmanın devam ettiği örnek bir mahallemiz. Burada yıllardır sağlanamayan hizmetleri göreve geldiğimiz 2009 yılından itibaren hızla vatandaşımızla buluşturduk. Vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda önemli yatırımları bu bölgemize aktarmaya başladık. Osmangazi’nin 5’inci yüzme havuzunu Demirtaş’ta yapıyoruz. Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç’ın katılımıyla temelini attığımız Demirtaş Kapalı Yüzme Havuzu 7’den 70’e tüm Demirtaş ve bölgesindeki vatandaşlarımıza hizmet verecek. Yine Demirtaş Meydanı’nda bir dönüşüm projesi başlattık. Meydanı yeniden düzenliyoruz. Mevcut camiyi yıkarak yerini değiştirip modern çizgide bir cami inşa edeceğiz. Yine altında otoparkı üstünde sosyal donatı alanları ve hizmet birimlerinin yer aldığı yeni bir hizmet binasını aynı meydanda Demirtaş’a kazandırıyoruz. Bölgede kamulaştırmayla elde edilen binalarla belediyeye ait binaların yıkımına başladık. Projeleri tamamlanan meydanı en kısa zamanda inşa edeceğiz. Meydanın tamamlanması ile Demirtaş var olan cazibesini daha da artıracak. Demirtaş’ta projelendirdiğimiz diğer bir yatırım ise Atıcılık ve Trap Tesisleri. Proje çalışmaları devam eden tesisleri, kısa sürede tamamlayarak vatandaşlarımızın kullanımına sunacağız. Yukarıda bir kısmını saydığımız yatırımlarla Demirtaş’ın çehresini değitirirken, modern bir şehircilik uygulamasını da burada kamuoyunun gündemine taşıyoruz. - DOSAB içindeki Çekirge Devlet Hastanesi Polikliniği’ne Demirtaş’ta yer tahsisi konusunda gelinen durum nedir? Bundan sonraki takviminiz nasıl işleyecek? - Bu konuyla ilgili Bursa Valiliği koordinasyonunda çalışmalar devam ediyor. Temmuz ayının ilk haftası Vali Yardımcısı başkanlığında yapılan toplantıya katılan başkan yardımcımız aracılığı ile kamulaştırma ve plan değişikliği noktasında üzerimize düşeni yaşacağımızı aktardık. Bu çerçevede önümüzdeki süreçte çalışmanın olumlu yönde sonuçlanmasını bekliyoruz. - DOSAB-Osmangazi Belediyesi işbirliği ile bugüne kadar yapılan çalışmalar ve bundan sonrası için varsa Osmangazi Belediyesi, DOSAB’daki BUTGEM ile işbirliğine giderek mesleki ve teknik eğitim kursları düzenliyor. planlarınız nelerdir? Sanayicilerden sizin beklentileriniz nelerdir? - Osmangazi Belediyesi olarak ilçemize ve halkımıza hizmet noktasında toplumun her kesimiyle işbirliklerini artırarak sürdürüyoruz. DOSAB’da ilçemiz sınırları içerisinde olan ve kente büyük katkı sağlayan bir bölgemiz. Bu çerçevede sanayici ve işadamlarımızla ilişkilerimizi her zaman sıcak tutuyoruz. DOSAB ile de zaman zaman işbirliğine gidiyoruz. Osmangazi Belediyesi-BUTGEM işbirliği ile başlattığımız mesleki eğitim kurslarıyla yüzlerce kişinin iş kurmasına ve meslek edinmesine yardımcı olduk. Yine sokak hayvanlarına yönelik ortak yürüttüğümüz projelerimiz var. Önümüzdeki dönemde de işbirliğimizi arttırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. DOSAB İLÇEMİZ SINIRLARI İÇERİSİNDE OLAN VE KENTE BÜYÜK KATKI SAĞLAYAN BİR BÖLGE. BİZ SANAYİCİ VE İŞADAMLARIMIZLA İLİŞKİLERİMİZİ HER ZAMAN SICAK TUTUYORUZ. - 37 bin dolayında istihdamın olduğu DOSAB’a ulaşım konusunda değerlendirmeniz ve bu konudaki çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? - Biz Osmangazi Belediyesi olarak halkımızla iç içe halkımızın içinde hizmet üretiyoruz. Vatandaşlarımızda her türlü sorununu belediyeye gelerek çözmek istiyor. Mahalleleri geziyoruz mesela her hafta iki gün mahallelerimizde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Vatandaşlarımızın bize ilettiği sorunların büyük bir çoğunluğu bizim dışımızdaki kurumların hizmet alanında ancak vatandaş bize geliyor ve çözmemiz istiyor. Mümkün olduğunca vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. O kurumla bağlantıya geçerek soruna çözüm bulunmasının takipçisi oluyoruz. Toplu ulaşımda biliyorsunuz Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanan bir hizmet. Bize gelen talepleri Büyükşehir Belediyesi ile görüşerek halkın ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında iletişim kuruyoruz. DOSAB ve Demirtaş’ın bu ihtiyacını da Büyükşehir Belediyesi’ne iletiyoruz ve takipçisiyiz. - Osmangazi Belediyesi’nin 2012 yılı bütçe büyüklüğü nedir? Yatırım bütçesi ne kadardır ve yatırımların en çok yapı hangi alanlar alıyor? - Osmangazi Belediye Meclisi 2012 yılı bütçesini 238 milyon TL olarak kabul etti. Bu bütçenin yüzde 75’ini yatırıma yönlendirmiş durumdayız. Devam eden yatırımlarımıza her geçen gün yenileri ekleniyor. Biz de tüm imkânlarımızı halkımızın ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlar için kullanıyoruz. Yatırımlarımız özellikle Bursa’nın en büyük sorunu olarak gösterilen ulaşımı rahatlatacak otopark projeleri, cadde ve çıkmaz sokakların açılması, mahalleleri rahatlatacak park ve dinlence alanları ile meydanların açılması, kentsel dönüşüm, çevre, tarihi kültürel mirasın korunması, eğitim, spor alanlarının kentimize kazandırılması noktasında yoğunlaşıyor. 75 HABER Bursa Büyükşehir Belediyesi 3 Yılda 700 milyon Lira Ek Kaynak Üretti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, proje üretmenin yanında son 3 yılda yaklaşık 700 milyon TL’lik ek kaynağın yatırıma dönüştüğünü söyledi. B 700 milyon TL’lik ek kaynak sağladık. Bu kaynak Bursa’da yatırıma dönüştü” diye konuştu. Başkan Altepe, raylı sistem yatırımlarında Heykel-Garaj tramvay hattının da tamamlanmasıyla bu dönem 26 kilometrelik raylı sistemi Bursa’ya kazandırmış olacaklarını da hatırlattı. Bugüne kadar 320 kilometrelik yeni yol açma ve genişletme çalışması yaptıklarını kaydeden Başkan Altepe, spor tesisi proje sayısının 99’a ulaştığını, 3 yılda yol, spor tesisi ve park yapılması Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, için kamulaştırılan bina sayısının 2 MİLYAR TL YATIRIM BUSİAD iftarında işadamlarıyla bir araya geldi. 700’ü aştığını ve 155 milyon TL ile 15 Yerel yönetimler için 5 yıllık sürenin yıllık kamulaştırmanın 3 yılda hayata geçirildiğini de sözlekısa olduğunu, büyük bir projenin hazırlanması, kaynak rine ekledi. bulunması ve ön hazırlıklarının yapılmasının 3 yılı bulacağını dile getiren Altepe, “Proje sayımız 1100’ü, tamamlayıp hizmete açtığımız projelerimiz de 550’yi aştı. Görevdeki beşinci yılımızı tamamladığımızda bu projelerin tamamı halkımızın kullanımına açılmış olacak. Şu ana kadar yaptığımız yatırım 2 milyar TL’yi aştı. Bu da Bursa’nın geçmiş 10 yıllık yatırımına tekabül ediyor. Tüm bunların yanında devam eden işler ve krediler dışında resmi bir borcumuz da bulunmuyor” dedi. ursa Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Geleneksel Çekirge İftar Toplantısına katılan Altepe, son 1 yıl içinde hayata geçirdikleri çalışmalar hakkında işadamlarına bilgi verdi. Ulaşımdan çevreye, spordan tarihi ve kültürel mirasa kadar her alanda yoğun bir çalışma sergilediklerini dile getiren Altepe, proje üretimi korusunda sorun yaşamadıklarını, göreve geldikleri ilk gün başlattıkları projelerin önemli bir kısmının hizmete açıldığına dikkat çekti. TÜBİTAK’TAN BİLİM MERKEZİNE 40 MİLYON LİRA SANAYİ BİRİKİMİNİ KULLANIYORUZ Bursa’nın sanayi birikimini en iyi şekilde kullandıklarını vurgulayan Recep Altepe, “İşadamlarımız huzurevi yapıyor, aşevi, sağlık ocağı, Bilim ve Teknoloji Merkezi gibi yatırımlarımıza sponsor oluyor. Yine stadyum meydanımızı Ticaret ve Sanayi Odamız yapıyor. Teleferik projemiz yap-işlet-devret istemiyle Büyükşehir’in kasasından para çıkmadan hayata geçiriliyor. Katı atık depolama sahasından metan gazından elektrik üretimini yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirdik. Hem 45 bin konuta elektrik üretiliyor hem de belediyemiz cirodan önemli bir pay alıyor. Arsa satışları, sponsor destekleri, yap-işlet-devret metodu gibi yöntemlerle bugüne kadar B ursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kuruluş çalışmaları süren Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin (BBTM) ana binasının yılsonuna kadar tamamlanmasına ve 40 milyon TL’lik maddi kaynağın TÜBİTAK üzerinden BBTM’ye aktarılmasına ilişkin ön protokol, Ankara’da imzalandı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Yücel Altınbaşak arasında imzalanan protokole göre; Büyükşehir Belediyesi, kuruluş çalışmaları halen devam eden BBTM için bu yılın sonuna kadar ana bina yapacak. Yalova Yolu TÜYAP karşısında hazırlanan 12 dönüm araziye yapılması planlanan binanın tamamlanmasının ardından; Bilim, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından Bursa için ayrılan 40 milyon TL’lik kaynak, TÜBİTAK kanalıyla Büyükşehir Belediyesi üzerinden BBTM’ye aktarılacak. Aktarılan finansman, BBTM’nin içerik yapısında kullanılacak. STADYUM KABA İNŞAATINDA SONA DOĞRU B ursa’nın en önemli anıtsal yapılarından biri olacak yeni stadyumda devam eden çalışmaları yakından takip eden Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kaba inşaat gerçekleşme oranının yüzde 84’lere ulaştığını, kısa zamanda stadyumun heybetli görüntüsünün ortaya çıkacağını söyledi. Kaba inşaatın ardından ince işçilik ve çatı imalatının başlayacağını dile getiren 76 Başkan Altepe, ince işçilik, elektrik ve mekanik çalışmalarını kapsayan 2. etap ihalesiyle ilgili yargı kararlarının inşaatın durmasına neden olmadığını kaydetti. Çatısı Bursaspor’un simgesi ‘timsah’ görümünde olacak stadyum alanında 180 bin metrekare inşaat alanı bulunuyor. Yeni statta, 84 kapı, 72 loca, 409 tuvalet, 250’si otobüs olmak üzere yaklaşık 2 bin araçlık otoparkı bulunuyor. İNCELEME Meyve Cenneti Türkiye Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, doğal güzelliklerinin yanı sıra meyve çeşitliliğiyle de adından söz ettiriyor. Hemen hemen her yöre bir meyvesiyle öne çıkarken, bazıları bu ürünleri ihraç ederek, dış piyasada da söz sahibi oluyor. B irbirinden farklı coğrafi özellikleri ve iklim çeşitliliğiyle verimli Anadolu toprakları, aynı anda birden fazla meyve türünün yetişmesine olanak sağlar. Ülke topraklarında sofralar aynı anda birçok meyveyi ağırlarken, ülkenin meyve varlığı, günlük konuşma diline kadar yansır. Türk insanı, “Bir elmanın iki yarısı” dendiğinde, çiftin birbiriyle ne kadar uyumlu olduğunu anlar. “Karpuz kabuğu denize düşmeden” denize girilmez, sorunun ne kadar küçük olduğunu anlatmak için, “İncir çekirdeğini doldurmaz” der. Çocuklar oyun oynarlar, “Elma dersem çık, armut dersem çıkma”... “Şair” aşkını anlatırken sevdiğine seslenir, “Karadutum, çatalkaram”... Ve masallar hep “Gökten düşen üç elmayla” biter. YAZIN ANADOLU’DA HASAT HEYECANI Yaz aylarıyla birlikte Anadolu’nun 78 RAKAMLARLA TÜRKİYE’DE MEYVECİLİK 2 Milyar Dolar Türkiye’nin 2011’de yaş sebze meyve ihracat geliri. 1,1 Milyar Dolar Türkiye’nin 2012 ilk 6 ayında yaş sebze meyve ihracatı. 800 Milyon Dolar İlk 6 ayda fındık ve mamulleri ihracatı. 32 Bin Ton 2012 yılı ilk 6 ayında en fazla ihracatı yapılan kiraz ve vişne miktarı. Gelir 93 milyon dolar. 153,7 Milyon Dolar 2012 yılı ilk 6 ayında en fazla ihracatı yapılan portakaldan elde edilen gelir. verimli topraklarında hasat heyecanı başladı. Ülkenin dört bir köşesinde dallarından toplanan taze meyveler gerek yurt içi, gerekse yurt dışına pazarlanıyor. Verimli toprakları ve ılıman iklime sahip olması sayesinde Antalya’nın Gazipaşa ilçesi çok sayıda meyvenin yetiştiği bir yerleşim birimi... Küçük ve kokulu muzuyla tanınan Gazipaşa’da, tropikal ülkelerde yetişen avokado, papaya, pepino ve Şili kirazını da bulmak mümkün. Son yıllarda çilek üretimine de başlanan Gazipaşa’da, kiraza yönelen üreticinin yüzü ise 600 rakımlı köylerde Mayıs ayı başında, 1600 rakımlı yaylalarda ise Ağustos sonuna kadar devam eden hasatla gülüyor. Alternatif ürün arayışları süren ilçede bodur elmacılık da hızla gelişiyor. ULUBORLU’DA İHRACAT SEVİNCİ Bir dönem Mordiaum (Ayvalar İNCELEME Ülkesi) olarak anılan Isparta’nın Uluborlu ilçesi, artık kirazıyla tanınıyor. Uluborlu’da yetiştirilen ürünler Avrupa ve Rusya’ya ihraç ediyor. Haziran ayının ortalarından Temmuz ayının ortalarına kadar toplanan kirazlar, ilçede oluşturulan kiraz borsasında fiyatlandırılarak, İngiltere, Almanya ve Rusya’ya gönderiliyor. İlçede 22 bin dönümlük toprağın 13-14 bin dönümlük bölümünde kiraz üretiliyor. ADANA’DA KARPUZ KEYFİ Türkiye karpuz üretiminin önemli bir bölümünü karşılamasının yanı sıra erkenci turfanda karpuzun yetiştiği Adana’da, hasadı devam eden ürünler sıcak yaz günlerini serinletiyor. Önceki yıllarda “kabak aşısı” nedeniyle pazarlama sorunları yaşanan karpuzda, bu yöntemin terk edilmesi, hem üreticiyi, hem de tüketiciyi sevindiriyor. Adana’da yaklaşık 150 bin dekar alanda üretim yapılıyor. HATAY’DA KAVUN VE KİRAZ Akdeniz Bölgesinin en uç noktasında yer alan Hatay’da iklim özellikleri ve verimli toprakları sayesinde birçok ürünün yetiştiriciliği yapılıyor. Sanayi ürünlerinin yanı sıra portakal, kayısı, mandalina, üzüm, erik, kavun gibi meyve çeşitleri de Hatay’da yoğun olarak yetiştirilen ürünler arasında bulunuyor. Bölgede 178 bin 698 dekarlık yetiştirme alanı ve 13 milyon 594 bin 390 ağaç sayısıyla portakal, limon, mandalina, turunç gibi narenciye ürünleri ilk sırada yer alıyor. ANAMUR’DA MUZ, MUT’TA KAYISI Mersin, tarımsal üretimiyle de meyve tabaklarını süslemeyi başaran nadir illerden. 321 kilometrelik kesintisiz sahil bandı ve tarihi dokusuyla her geçen gün gündemde daha fazla yer almaya başlayan Mersin’e 223 kilometre uzaklıktaki Anamur ilçesi de, üretim merkezlerinden sadece biri. Toros Dağları’ndaki Mut ilçesinde yetiştirilen ve iri, dolgun kayısı ise, meyve tabaklarının erkenci misafiri. Türkiye’nin sofralık kayısı ihracatının yüzde 90’ını karşılayan Mut’ta kilogramı 2-3 TL’den kayısı bulunabilir. 53 bin 520 dekarlık alanda yetiştirilen kayısının rekoltesi ise yıllık ortalama 40 bin ton. EGE’DE BOLLUK İklim açısından Türkiye’nin “şanslı” bölgelerinin başında gelen, verimli topraklara sahip Ege Bölgesi’nde geniş yelpazede, hemen her çeşit meyve yetişiyor. İçlerinde en çok öne çıkanlar ise dünyaca ünlü sultaniye üzümü, Kırkağaç kavunu, zeytin, incir, kiraz, karadut, şeftali, satsuma mandalina, erik, çilek, fıstık ve her ne kadar reklamı iyi yapılamasa da kestane. Birçok hastalığa neden olan ve hücrelere zarar veren radikallere karşı savaşan antioksidanlar en çok meyvelerde bulunuyor. Meyveler, A, C ve E vitaminleri başta olmak üzere çok sayıda vitaminin yanı sıra provitamin-A ve selenyum gibi antioksidanlar da içeriyor. ÜZÜMÜN ÖNEMİ İşte Ege’nin uçsuz bucaksız bahçelerinden sofralarımıza uzanan meyvelerin belli başlıları: Üzüm, antik çağlarda Hitit ve Frigya tanrıçası Kybele’nin göğüsleriyle özdeşleşerek, Anadolu topraklarında bereketi simgelemiş. Önemli ihraç kalemlerinden birini oluşturan üzüm, “Ege Sultani Üzümü” adıyla coğrafi işaret almış nadir meyvelerden. Dünya bağcılığında önemli bir yeri olan Türkiye, sultani kuru üzüm üretiminde dünyada ikinci sırada yer alıyor ve dünya piyasalarında da çekirdeksiz kuru üzüm ticaretiyle tanınıyor. Ege Bölgesinde üzüm, kurutmalık, sofralık ve şaraplık olarak üretiliyor. AFRODİZYAK MEYVE: İNCİR “Tanrıların kutsadığı mucize meyve” olarak tanıtılan incir, Türkiye’de en çok Aydın ve çevresinde yetişiyor. Ege Bölgesi’nin simgesi haline gelen incir, 1 kilogramında 2 bin 900 kalori içeriyor. Yüksek kalorisi sayesinde E ve B vitamini üreterek kana çok hızlı geçen, bunun sonucunda da vücut ısısını kısa sürede yükselten incir, “afrodizyak” özelliğiyle de biliniyor. Ege Bölgesinin en meşhur inciri için İzmir-Aydın arasında rekabet yaşansa da, Tire, Akyurt, Başköy inciri coğrafi işareti almış. KIRKAĞAÇ KAVUNU Orta Asya’dan 1300’lerin sonu, 1400’lerin başında tohumu getirtilerek, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde toprakla buluşturulan Kırkağaç kavunu, coğrafi işaret alarak tescillenen ürünlerden biri daha. Yani artık Kırkağaç kavunu, bu marka altında satılacak. Kırkağaç’ta 10 bin dekara yakın alanda 2025 bin ton arasında depolanacak kavun üretiliyor. KEMALPAŞA’NIN KİRAZI Türkiye’nin önde gelen kiraz ihracat merkezlerinden biri İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde büyük çaptaki üreticilerin hemen hepsi “İyi Tarım Uygulamaları” ve “Eurepgap” sertifikasına sahip. Kalan çiftçiler de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeni uygulamaya koyduğu “Üretici Kayıt Defteri” esasıyla üretim yapıyor. Bu sayede ilaç kalıntısı sorunu Kemalpaşa’da üretilen kirazlarda yaşanmıyor. SULTANHİSAR’IN ÇİLEĞİ Havaların ısınmasıyla tezgahlardaki yerini alan “baharın müjdecisi” çileğin dünyada 600 farklı çeşidi biliniyor. Türkiye’nin en kaliteli çileklerinin yetiştiği Aydın’ın Sul- 79 İNCELEME EDİNRE’DEN ÇANAKKALE’YE Çanakkale’de Bozcaada’ya özgü çavuş üzümünün, Bayramiç’te tüysüz şeftalinin, Bursa’nın şeftalisinin, Uludağ’ın çileğinin, Edirne’nin armudunun tadına bakmanın zamanıdır yaz ayları. Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde yetişen kiraz, “0900 Ziraat Kirazı” adıyla Balkan ülkeleri, Avrupa ülkeleri ve Rusya’ya ihraç ediliyor. Bozcaada’da yetiştirilen “çavuş üzümü” ise Türkiye’nin en kaliteli, ince kabuklu ve çekirdeksiz üzümleri arasında gösteriliyor. Tekirdağ’da yaygın olarak yetiştirilen kiraz, sofralık kayısı, şeftali, armut, sofralık ve şaraplık üzüm de kent ve ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. tanhisar ilçesi, ürünü iç pazarın yanı sıra Rusya, Moldova, Romanya, Irak ve İran’a ihraç ediyor. KESTANE DEYİNCE AKLA BURSA GELİYOR, AMA... Her ne kadar Bursa kestane şekeriyle ünlü olsa da, Aydınlılar bu meyvenin ana vatanının kendi illeri olduğunu söylüyorlar. Aydın’ın yılda yaklaşık 15-20 bin ton ile kestane üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer aldığı ve bölge ekonomisine büyük katkı sağladığı belirtiliyor. KÜTAHYA’NIN VİŞNE VE KİRAZI Kütahya merkezi ve ilçelerinin bu yıl ilkbahar aylarında fazla yağış almasıyla özellikle kiraz ve vişne rekoltesinde artış kaydedildi. Simav, Şaphane ve Pazarlar ilçelerinde yaygın olarak üretilen kirazın verim, rekolte ve fiyatı, bu yıl üreticileri memnun etti. HUBUBAT AMBARI KONYA Türkiye’nin “hububat ambarı” Konya, ürettiği meyvelerle Türkiye’nin ağzını tatlandırırken, İç Anadolu’nun verimli toprakları, sofralara birbirinden lezzetli meyveler sunuyor. İç Anadolu Bölgesi’nde beyaz kiraz, çilek ve kavunun hasadı yapılıyor. Elma ağacı sayısında Türkiye lideri olan Karaman’da her yıl dikilen fidanlarla elma bahçeleri daha da genişliyor. Her yıl 400-500 bin tam bodur elma fidanının toprakla buluşturulduğu kentte, 8-10 yıl sonunda 10 milyon elma ağacına ulaşılarak, yıllık 1,5 milyon ton üretim hedefleniyor. FINDIK DİYARI KARADENİZ Orta Karadeniz’de kiraz üretiminde Amasya, Samsun, Sinop ve Ordu’da gözde. Bafra ve Çarşamba ovalarına sahip Samsun’da karpuzdan çileğe, erikten elmaya pek çok meyve yetiştiriliyor. Temmuz ayında Ordu’da kiraz hasadı yapılsa da, Ordu-Giresun her zaman fındıkla anılıyor. BURSA ŞEFTALİSİ Otomotiv ve tekstil sektörlerinin merkezi Bursa, tarımsal üretimdeki kalitesiyle de adından söz ettiriyor. İl genelinde hasadı süren “Bursa şeftalisi”, kiraz ve kokulu Uludağ çileği, yaz sezonunun aranan meyveleri arasında. Bursa’nın komşusu Yalova ise Türkiye kivi üretiminin yüzde 40’ını yapıyor. Sakarya’nın meyve bahçesi Pamukova’dır. Pamukova’da haziran ayında başlayan şeftali hasadı, ekim ayı başına kadar devam eder. KAYISI YA DA MİŞMİŞ Malatya’da kent halkının “mişmiş” dediği kayısı, Tunceli ve Erzurum’da dut, Erzincan’da kiraz, Elazığ’da üzüm hasadı zamanıdır yaz. Malatya kayısısının, şeker oranının yüksek olması ve meyve sertliği, ayırt edici özelliği. Kayısı, başta ABD, Rusya, Almanya olmak üzere 93 ülkeye ihraç edilir. Çağlayan hedef gösterdi: 500 MİLYAR DOLAR İHRACATIN 15’İNİ YAŞ SEBZE VE MEYVEDEN BEKLİYORUZ D evlet Bakanı Zafer Çağlayan, ‘2023 yılında ihracatı 500 milyar dolar hedefliyoruz. Bunun 15 milyarı yaş meyve ve sebzeden olmalı’ dedi. Tarımda, dünyada Çin, Hindistan ve ABD’den sonra Türkiye’nin 4. büyük üretici olduğunu ifade eden Çağlayan, Akdeniz sineği nedeniyle 40 yıl önce Türkiye’ye ambargo koyan Japonya’ya geçen ay Mersin limanından ilk kez greyfurt gönderildiğini, Rusya, Almanya, Bulgaristan, Ukrayna ve yeni pazar Irak’ın dışında yeni pazarlara girmek gerektiğini kaydetti. Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Kavak, geçen yıl yaş meyve ve sebzede en çok ihraç edilen sebzenin, 483 milyon dolarla domates olduğunu, bu ürünü sırasıyla limon, mandalin, üzüm, kiraz, vişne, portakal, greyfurt, biber ve narın izlediğini, geçen yıl 1 milyar 955 milyon dolar yaş meyve ve sebze ihracatı gerçekleştiğini bildirdi. 80 İNCELEME Şimdi gözde Organik Tarım Türkiye’de toplam büyüklüğü 250 milyon TL’yi bulan organik gıda pazarı, kuru üzüm ve kuru kayısı arayışında olan Avrupalı şirketlerin desteği ile yaklaşık 12 yıl önce başladı. Son dönemde alevlenen sağlıklı/güvenli gıda ürünleri tartışmaları, organik ürün pazarında fırsatlar sunuyor. Ü lkemizde bugün yaş sebze ve meyveden, tavuğa, yumurtadan baklagillere kadar pek çok üründe organik tarım uygulamaları görmek mümkün. Organik üretimin en büyük avantajı, ölçek ekonomisi istememesi nedeniyle, küçük ya da orta büyüklükteki tüm arazilerde uygulanabiliyor olması. Sektörün emekleme devresinde olması ve barındırdığı potansiyel ise yatırım yapmak isteyen herkes için ciddi fırsatlar sunuyor. TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİM Türkiye’de organik tarım, 1980’li yıllarda ihracat talebi doğrultusunda gelişti. Üzüm ve incir gibi geleneksel ürünler ile başlayan bu talep, daha sonra kuru kaysı ve fındık başta olmak üzere birçok üründe devam etti. Bu ürünlerin üretimi öncelikle ithalatçı ülkelerin mevzuatlarına uygun olarak yapılmaya başlandı, 1991 yılından itibaren ise 2092/91 sayılı Avrupa Birliği Konsey Tüzüğü esas alınarak gerçekleştirildi. 1990’lı yıllarda organik ürünlerin ticari olarak tüm dünyada önem kazanması ile birlikte, üretimden pazarlamaya kadar organik tarım faaliyetlerinin tüm aşamalarını düzenleyen ulusal bir mevzuatın oluşturulması zorunluluk haline geldi. 82 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” 2004 yılında yayımlandı, yönetmelik 2005 yılında yürürlüğe girdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 81 İl Müdürlüğü bünyesinde, organik tarım ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere Organik Tarım Birimleri kurdu. YILDA YÜZDE 40 BÜYÜYOR Yıllık ortalama yüzde 40 büyüyen Türk organik tarım sektöründe ürün çeşidi 200’ü geçti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesindeki Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nce derlenen bilgilere göre; 2011 yılı itibariyle Türkiye’de toplam 614 bin hektar alanda 2 milyon 906 bin ton organik üretim yapılıyor. Yine 2011 yılı verilerine göre ülkemizde organik ve geçiş sürecinde olmak üzere toplam 12 bin 162 adet büyük baş hayvan, 33 bin 818 adet küçükbaş hayvan, 431 bin 754 adet kanatlı hayvan ile 72 bin 659 adet arı kovan bulunuyor. Türkiye’de iller bazında organik tarım yapılan alan büyüklükleri göz önüne alındığında ise 2011 yılında 81 bin 239 hektar ile Van birinci sırada yer alırken, onu 79 bin 655 hektar ile Kastamonu, 57 bin 207 hektar ile Ağrı, 52 bin 604 ha ile Erzurum ve 38 bin 452 hektar ile Muş izliyor. İNCELEME Öte yandan organik tarım faaliyetlerinin her türlü kontrol ve sertifikalandırma işlemleri ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca yapılıyor. Türkiye’de halen 18 kontrol ve sertifikasyon kuruluşu bulunuyor. Son yıllarda organik ürün pazarlarında ciddi artış yakalanmış ve başta İstanbul, İzmir olmak üzere ülke genelinde 15 noktada organik ürün pazarı kuruldu. Bugün 13 ülkeye ihracat yapan sektörün en önemli pazarını Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Rusya Federasyonu diğer önemli ihraç pazarları. DEVLET DESTEKLERİ Son yıllarda alevlenen sağlıklı/güvenli gıda ürünleri tartışmaları, organik ürün pazarındaki fırsatları arttırıyor. Organik gıda pazarı, gıda ürünleri ile ilgili spekülasyonların olduğu dönemlerde satışlarını hızla arttırıyor. Ancak, pazar her ne kadar spekülasyon dönemlerinde sıçrama yapıyor olsa da, aslında asıl büyüme, satış kanallarındaki değişimden kaynaklanıyor. Organik tarımı özendirmek amacıyla sağlanan devlet desteği de her geçen yıl artıyor. Organik tarımsal ürün ve girdi üreten müteşebbislere sağlanan destekleme, 2011 yılında %50 cari faiz indirimli yatırım (7 yıl vadeli) ve işletme kredisi (1.5 yıl vadeli) şeklinde uygulandı. TZB verilerine göre; 2011 yılında organik tarım yapan 1274 üreticiye ise toplam 27 milyon 370 bin TL kredi sağlandı. Çiftçilere, meyve sebze üretim alanları için organik tarıma başlangıçta geçiş sürecinin ikinci, üçüncü yılında olan ve organik statüde yer alan ürünlere dekar başına 35 TL destekleme ödemesi yapılacak. GÜÇLÜ YÖNLER - Ulusal mevzuatın varlığı, - Kurumsal yapının varlığı, - Pazara arz süresinin uzunluğu, - Zengin biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklar, - Zengin tarımsal eko sistemler, - Temiz toprak ve su kaynaklarının varlığı, - Organik hayvancılığa uygun çayır ve meralar, - Geleneksel bilgi ve tecrübenin varlığı, - Organik tarım döngüsü. ZAYIF YÖNLER - Güncel olmayan organik tarım kanunu, - Denetim alt yapısının etkinsizliği, - Kayıt dışılık, - Pazar sıkıntısı, iç ve dış pazarın dengeli gelişmemesi, - Uzmanlık ve hizmet içi eğitimlerin yeterli düzeyde olmaması, - Eğitim ve yayım çalışmalarının yeterince etkili olmaması, - Ar-Ge çalışmalarının yetersiz olması, sonuçların uygulamaya konulmaması, - Fonksiyonel olmayan Organik Tarım Birimleri, - İl Müdürlüklerinin organik tarımı benimsemedeki yaklaşım farklılıkları, - Kütüphane ve dokümantasyon yetersizliği. FIRSATLAR - Dünyada ve Türkiye’de organik ürünlere olan talebin artması, - İç pazarın gelişiyor olması, - Üretici örgütlenmesine ilişkin yasal düzenleme, - Agro-ekoturizm ve sağlık turizmine talebin artması, - Paydaşlar arası işbirliği, - Entegre tesislerin varlığı, - Etkin lojistik hizmet ağı, - Konu bazında akredite analiz kapasitesinde gelişme. TEHDİTLER - Organik ürünlere güvensizlik, - Sanayileşme, - İthal girdiye bağımlılık, - Girdi fiyatlarının görece yüksek olması, - İç pazarın yeterince gelişmemesi, - İhracatta karşılaşılan teknik engeller. TÜBİTAK DA DESTEK VERİYOR T STRATEJİK PLAN HAZIRLANDI Öte yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 20122016 dönemini kapsayan “Türkiye Organik Tarım Stratejik Planı”nı kamuoyu ile paylaştı. Buna göre, organik tarım açısından avantajlı konumunun değerlendirilmesi ve tarım arazilerinin kirlenmeden gelecek kuşaklara aktarılması, ayrıca, tüketicilere güvenilir gıdaları temin etme ve tüketme olanağı vermek için, organik tarımın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğu, bu amaçla hazırlanan organik tarım strateji planı ile aynı zamanda da kurumlararası koordinasyonun sağlanması, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılması hedefleniyor. ürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarım ve gıdada projesi olan girişimcilere 2 ile 4 milyon lira hibe desteği verecek. 1 Nisan 2012 tarihinde yürürlüğe giren “1511 - Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı” kapsamında; belirlenen öncelikli alanlarda hedef ve ihtiyaç odaklı, izlenebilir sonuçları olan projelerin desteklenmesi amaçlanıyor. Proje başvuruları; proje ön başvurusu ve proje öneri başvurusu şeklinde 2 aşamada alınacak. Kabul edilen bütçenin yüzde 10’u kadar tutar genel gider ödemesi olarak destek kapsamına ilave edilecek. Destek oranı her dönem için sabit olacak. Büyük ölçekli kuruluşlar için yüzde 60, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için yüzde 75 olarak uygulanacak. 83 FİRMALAR ANADOLU MARKALARI YARIŞMASI BAŞLIYOR E EKOL LOJİSTİK’TEN ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NE DESTEK E kol Lojistik, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’na bir konferans salonu yaptırdı. Haziran ayındaki açılış törenine Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, Sosyal Bilimler Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sevüktekin ve Ekol Lojistik Yönetim Kurulu üyeleri Nedret Koray ve Galip Musul ile birlikte Ekol Lojistik CEO’su Tayfum Öktem ve Güney Marmara Bölge Yöneticisi Tülay Gül katıldı. YENİ PARTNER TEPEE NİLKAR’DA M arkanın yeni tasarım kodlarını benimseyen Yeni Peugeot Partner Tepee’nin tasarımı yenilendi ve aracın ticari başarısını pekiştirmek için motor seçenekleri ve donanımlarında en son teknolojiler benimsendi. Yeni Peugeot Partner Tepee, 5 donanım seviyesi ve yeni 115 hp motor seçeneği ile Haziran ayında Türkiye pazarına sunuldu. AKARYAKITTA KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ B P Türkiye tarafından başlatılan ve Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bir uygulama olan “Rafineriden Aracın Deposuna Kadar BP Akaryakıt Kalite Güvence Sistemi” Eğitimleri Türkiye’yi dolaşmaya devam ediyor. 23 Temmuz Pazartesi gününden bir hafta boyunca eğitim için Bursa’da olan ekipler, 5 yıl boyunca Türkiye çapında 1500’ün üzerinde markaya ve 13 binin üzerinde servis görevlisine ulaştı. 84 nerji tasarrufu ve verimliliği çalışmalarına destek olmak amacıyla, kat malikleri veya apartman/site yönetimlerinin yalıtım ve mantolama ihtiyaçları doğrultusunda yapacakları harcamalara yönelik “Enerji Verimliliği Finansmanı” ürününü geliştiren Türkiye Finans Katılım Bankası, Anadolu Markaları 2012 Yarışması başladı. Markalaşma stratejisini başarılı yöneterek rekabette farklılaşan firmaların ödüllendirileceği yarışma, Türkiye çapında markalaşma bilincini yerleştirmeyi hedefliyor. YAPI KREDİ’DEN BURSA’YA BİR ŞUBE DAHA D ünyanın en saygın finans yayınlarından World Finance tarafından gerçekleştirilen ‘2012 Bankacılık Ödülleri’ değerlendirmesinde, “Türkiye’nin En İyi Bankacılık Grubu” seçilen Yapı Kredi, Bursa’daki şube sayısını arttırıyor. Bankanın Bursa Özlüce Şubesi 16 Temmuz 2012 Pazartesi günü açıldı. Şubede kredi kartları, yatırım ürünleri, tüketici kredileri, mortgage, bireysel ve ticari bankacılık hizmetleri ile her türlü finansal talebi karşılanacak. AKYAPAK SAVUNMAYA YÖNELECEK 5 0. yılını kutlayan Bursa merkezli Akyapak Makine önümüzdeki dönemde Savunma Sanayisi projelerine ağırlık verecek. Genel Müdür İbrahim Harman, Bursa’dan 5 kıtada 82 ülkeye ihracat yapan firmanın yılda 500 bin Euro’luk AR-GE harcaması yaptığını söyledi. 36 milyon euro ihracat hacmine ulaştıklarını söyleyen Harman, “Türkiye kendi uçağını, helikopterini ve tankını yapabilecek noktaya geldi. Akyapak olarak bu sürece katkı yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu. İŞADAMLARI VE HOBİLERİ FAİK KAPLAN / FOTOĞRAF Kaplanlar Soğutma Yönetim Kurulu Başkanvekili Faik Kaplan: Vizörden Bakmak, Güzellikleri Görmek, Çirkinlikleri Azaltmak, Hayatı Sadeleştirmektir - Fotoğraf çekmeye ne zaman ve nasıl başladınız? Daha sonra bu süreç nasıl gelişti? - Amatörce fotoğraf çekmeye çok uzun seneler önce başladım. İlk zamanlar iş yerimde yaptığımız imalatlardaki üretim hatalarını çekip, fotoğrafları personelle paylaşıp, hataları gidermek amacıyla fotoğraf çekerdim. Sonra iş amaçlı fotoğraflarıma ilaveten gittiğim yerlerde anı fotoğrafları çekmeye başladım. Ve bir müddet sonra fotoğraf çekmek bende tutku halini aldı. Sonuç olarak 7 senedir de fotoğraf çekmeyi büyük bir zevkle hobi olarak yapmaktayım. - Ne tür makine ve ekipman kullanıyorsunuz? Teknik donanım seçiminizdeki etkenler neler? - İlk zamanlarda compact fotoğraf makinesi kullanıyordum. Fakat zaman geçtikçe bir fotoğraf makinesinden daha fazla şeyler istemeye başladım. Compact makineler yetersiz gelmeye 86 Mümkün mü suda ayak izlerini bırakmak? Ya da ışıkta gölgeleri saklamak? Yorgunluktan eğilmiş sırtları... Kimse tutamaz yolcuları... İŞADAMLARI VE HOBİLERİ başlamıştı. Ben de DSLR fotoğraf makinesine geçiş yaptım. Teknik donanım olarak da f değeri “1.4 ile 2.8’’ olan lensleri seçmeye özen gösteriyorum. Şu an D90 ve D700 Nikon fotoğraf makinalarını kullanıyorum. -Ne tür fotoğrafa ilginiz var, hangi konuda yoğunlaşıyorsunuz? - İşim gereği insanlarla sürekli iç içeyim. Üretimlerimizde bile insan odaklı çalışıyoruz. Bu durum doğal olarak fotoğraf çekimlerime de ilham kaynağı oldu. Ve insan fotoğrafları çekmeye başladım. Ne çekersem çekeyim, karenin içinde insan varsa daha anlamlı geliyor bana daima. İnsanlar ve yüzlerindeki ifadeleri, bakışları, duyguları beni daima cezbetmiştir fotoğraflarda. Bazen insansız fotoğraflar da çekiyorum ama onlara baktığımda, ne kadar güzel olursa olsun sanki hep bir eksik var gibi hissediyorum. - Kitap, sergi vb. gibi gerçekleştirdiğiniz veya ileriye dönük projeleriniz var mı? Varsa neler? - Şu an kitap basmak, sergi açmak gibi projeler düşünmüyorum. Ama İtalya’da yaşayan ve orada fotoğraf konusunda çalışmalar yapan çok sevgili arkadaşım Erhan Uçar; artık fotoğraf yarışmalarında boy göstermem gerektiği konusunda beni ikna etti. Ben de yurt dışı fotoğraf yarışmalarına katılmak için hazırlıklar yapıyorum. Kısmet olur da bunu gerçekleştirebilirsem, bu Kızıl bir ateş gibi düşmüştür renkler dünyanın üstüne... Yalnızlık mıydı beslendiği damarı yoksa huzur muydu... Kendisi biliyor susuyordu yüreğinde... 87 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ İşte Fotoğraf çekmek böyle bir tutku... Normal bir zamanda, yanına asla yaklaşmayacağınız şeylere Vizörün arkasında geçtiğinizde hiç tereddüt etmeden yaklaşıyorsunuz. Günbatımı saatlerinde bir dalgakıranda yürümek sadece sevgililerin hakkı değildi elbette... Onlar da yürüyüp giden iki insandı ellerinde araç gereçleriyle...Tek bir fark vardı; onlar ne bulutların ne de kızılın farkında değildi sadece... fırsatla fotoğrafta kendimin nerelerde olduğumu göreceğimi düşünüyorum. - Bu hobi aile, iş vb. yaşamınızı nasıl etkiliyor? Çevrenizden ne tür tepkiler alıyorsunuz? - Bazen kendime “keşke fotoğrafla 20 sene önce tanışsaymışım” dediğim oluyor. Çünkü vizörün arkasında olmak, dünyaya o dar alandan bakarak güzellikleri görmek müthiş bir şey. İnsanın önce hayata bakışını değiştiriyor ve dolayısıyla sonra da tüm hayatını. Ben bu değişimi ve gelişimi geç de olsa yakaladım. Vizörden hayata bakmak demek, güzellikleri görmek ve çirkinlikleri azaltmak, hayatı sadeleştirmek demek… - Ne kadar zamanınızı, hangi dönemlerde bu hobinize ayırıyorsunuz? - Haftada en az 2-3 günümü fotoğrafa ayırmaya çalışıyorum. Bu da bana gerçekten zevk veriyor. Bazen geceleri bile fotoğraf çekmeye gittiğim oluyor. Gece fotoğraflarını da çok seviyorum. Gün batımına en çok yakışan şeyler kayıklardır... Sahilde ise bir genç kızın ve gitarının silueti bambaşka bir güzelliktir... Sararmış kızarmış yapraklar dökülmüş, yeşilleri ağaçta... Sanki yol hiç bitmeyecek gibi hayat yarışında... Gel elele yürüyelim yol arkadaşım sonu görünmeyen bu yolda... 88 Makro çekimlerin güzelliği de burada işte... Yoksa şu kısacık tüylerde nasıl hissedebilirdik güneşi böylesine canlı bir şekilde... İŞADAMLARI VE HOBİLERİ Olmasaydı fotoğraf.. kaç kişi görebilirdi ki böyle güzel renklerin bir canlıda birleşişini.. olmasaydı fotoğraf... - Başka hobileriniz var mı? - Fırsat bulursam bilardo oynarım ve bisiklete binerim. Ama en çok hoşuma giden, hafta sonları fotoğraf etkinliklerine katılıp kamp yapmak... - Fotoğraf çekmekle fotoğrafçılık hobisi arasındaki fark nedir? Günümüz teknolojisinde herkes fotoğraf çekebiliyor? - Fotoğraf çekmek, günümüzde artık telefonlarla bile yapılan bir şey. Her an her yerde anı fotoğrafları çekiyor herkes. Ama hobi dediğiniz zaman, bu işe özel zaman ayırmanız gerekir. Emek vermeniz gerekir. Hatalarınızı eksiklerinizi görüp sürekli ilerlemeye çalışmanız gerekir. Yaşamınızın bir parçası yapmanız gerekir. - Fotoğrafçılık kolay/zor, ucuz/pahalı nasıl bir hobi? - Aslında Fotoğrafçılık hem kolay hem de zor bir bir hobi. Günümüzün hayat koşullarında yeterli zamanı ayırmak konusunda insanı zorlayabiliyor. Kimi zaman huzurun dinginliği, renklerin yumuşaklığında saklıdır.. Balıkçı sukunetin içinde neyi arıyor dersiniz? Maviyi mi, yeşili mi? Ayçiçekleri geceye hazırlanıyordu boyunlarını bükerek.. Ağaçlar ince uzun silüetlere dönüyordu.. Bulutlar kendi halinde oynaşırken, Gün usulca kayboluyordu.. İşte fotoğraf çekmenin insanı büyüleyen yanlarından biri.. oyunlar oynamak.. bazen odak noktasını hiç beklenmeyen bir nesneye kaydırmak.. Uzun Pozlama.. Görüneni görünmeyen şekliyle göstermek demek bence.. Hareketli herşeyin yitip gitmesi.. Su nasıl da sisleşiyor hareket ettikçe.. 89 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ Fotoğrafın ve odağın güzelliği bir yana... Bakın yüzlerindeki güzelliğe şu veletlerin... Kankalık onlara çok yakışmıyor mu? Işık, gölge, karanlık, aydınlık hepsi gizli sakallarının içinde, ellerinin arasında... Bir emekti şekillenen ellerinde ustanın... Hayatı döndürür gibi döndürüyordu hamuru... Nasıl bir şekil vereceğine yüreği karar veriyordu... Bizimse evlerimize konuk oluyordu.. O gerçek bir kitapkurdu...12 yaşında olmasına rağmen 700’e yakın kitap sığdırmış beynine... Kitap armağan etmekten en çok zevk aldığım kişiydi benim de... Bir yandan kitapları okurken, bir yandan da kendi Öyküsünü büyütüyor içinde... 90 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ Maddi yönden de iyi bir ekipmana sahip olmak için hatırı sayılır bir para ayırmanız gerekli. Yine de az ekipmanla çok güzel işler başaran fotoğrafçı arkadaşlarımız da var. Yani sadece ekipman her şey demek değil. Göz hepsinden önemli… - Sizce iyi bir fotoğrafçının taşıması gereken özellikler neler olmalı? Sizin çalışmalarını beğendiğiniz yerli/yabancı isimler kimlerdir? - İyi bir fotoğrafçının; hayata farklı bakabilen bir yüreği ve bunu kurgulayabilen bir beyni ve tüm bunları vizörden sanata dönüştüren bir gözü olmalıdır. Beğendiğim ve beni etkileyen Türk fotoğraf sanatçıları: Dr. Erdal Kınacı, Hamit Yalçın, İzzet Keribar, Ali Alışır, Ufuk Kıray, ‘7.Oda’ Fatoş Avcıoğlu, Nuri Bilge Ceylan, Tayfur Çoşkunüzer, Faruk Akbaş, Erden Cantürk... Yabancı fotoğraf sanatçıları: Eric Vondy, Brooke Shaden, Brad Wagner, Helmut Newton. Ayrıca, fotoğrafaltı yazıları için sevgili arkadaşım Fatoş Avcıoğlu’na çok teşekkür ederim. Bazen de ışık ve gölgeler bütün renkleri bastıracak kadar güzeldir... O zaman fotoğrafa siyah beyaz yakışır... Gözleri kapatıp müziğin ritmini duymak gerekir... Sanki yaşadığı her zorluk yerleşmişti yüzünün dersine.. derinleşmişti her iz yüzünde... Ama o bütün çocuksu ruhunu şapkasından çıkan uzun saçlarına işlemişti... Gökyüzünün mat mavisine inat kahverenginin en canlı hali vardı yüzünde... Gökyüzünün soğukluğuna inat neşenin en sıcak hali vardı gözlerinde. Bir çocuğun gözlerinde saklıydı hayatın gizi... Zocuk umarsızlığını yitirmemiş bir alaycılık... İçinden geçen düşünceleri gizleyen bir oyun... Her daim enerji, coşku, canlılık... 91 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ Günün geceye döndüğü saatlerde... Yine uzun pozlama yakışır renklere... Evlerin ışıkları bir bir sönerken... Sular da dönüşür buz pistine... Gün usulca inerdi denizin olduğu yerlere... Sanki renkler birbirinden ayrılıp giderdi sessizce... Uzak adalar bir sisin gerisinde... Deniz fenerleri dönüşmüş siyah bir silüete... Yağlıboya bir resmin ortasına düşmüş gibi sanki... Gerçekliğini tamamen yitirmiş güzel bir düş gibi... İnsanın hep orada kalmak isteyeceği, sanki tüm dertlerinden sıyrılacağı, renklerin yumuşaklığında kaybolacağı bir cennet gibi... Su akar yolunu bulur... Pozlama uzun olunca su bile ipek gibi olur... Gel kaybolalım seninle bu ışık huzmesinin içinde... Gel yok ihtiyacımız sandalyelere... Koy masaya suyunu ben de ekmeğimi... Uzanalım çimenlere... 92 İŞADAMLARI VE HOBİLERİ HDR tekniği fotoğrafa bambaşka bir derinlik katar. Renkler bildiğiniz halinden daha kontrasttır. Özellikle bulutlu bir gökyüzünü HDR ile görüntülerseniz gözlerinizi fotoğraftan alamazsınız.. Canlıların birbirini sevmesi için aynı türden olması gerekmiyor işte... Sanki yükünü sırtlanmış arkadaşına sevgisiyle destek olmaya çalışıyor... Yorgun arkadaşına “ben de yanındayım korkma dayan” diyor... Çünkü dostluk yanında olmayı gerektiriyor... Şalvarı domatese uyum sağlamış... Yemenisinin üstüne bir de şapka takmış... Elinde bıçağı domateslerin arasına dalmış... Kaderini doğrar gibi domatesleri doğramış... Hangisi gerçek, hangisi yansıma... Karışır birbirine hayat gibi çoğunlukla... Bize düşen bırakmak kendimizi bu büyüye yalnızca... Kadın her zaman çalışıyordu aslında... Belki emeklerinin karşılığı bir maaş olamıyordu ama... Onlar, daima, her yerde, her zaman çalışıyorlardı... Yoktu köyün şehirden farkı... 93 SPOR DOSAB 7.Futbol Turnuvası’nda Şampiyon Şahinkul Makine Bu yıl Nejat Biyediç anısına yapılan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Geleneksel Futbol Turnuvası’nın 7.’sinde mutlu sona Şahinkul Makine ulaştı. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren firmalar arasındaki sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla 6 yıldır düzenlenen Futbol Turnuvası’nın 7.’si Bursaspor’un unutulmaz futbolcu ve teknik adamlarından Nejat Biyediç anısına yapıldı. Biyediç, sağlığında DOSAB işbirliği ile DOSAB Sosyal Tesisleri bünyesindeki halı sahada futbol akademisi açmış, her yıl 100’e yakın çocuğa futbol eğitimi veriyordu. DOSAB ve DOSABSİAD işbirliğinde yürütülen Futbol Akademi çalışmaları halen devam ediyor. 34 TAKIM KATILDI Bu yıl 8 Mayıs’ta başlayan futbol turnuvasına 7 grupta 34 takım katıldı. Takımlar grupta oynadıkları maçlardan sonra aldıkları puana göre sıralandı ve ilk iki takım final grubuna yükseldi. Tek maç eleme usulü yapılan final grubu maçlarının ardından, finalde Şahinkul Makine ve Ermetal Otomotiv karşılaştı. 27 Haziran’da DOSAB Sosyal Tesisleri Halı Sahası’nda yapılan final maçında, ilk yarı oldukça çekişmeli geçti. Ancak ikinci yarıda, turnuvanın iddialı ekibi Şahinkul Makine daha etkili bir oyunla sahadan 4-1 galip ayrıldı ve şampiyonluğu kucakladı. ÜÇÜNCÜ AKARCA TEKSTİL Aynı gün oynanan turnuvanın üçüncülük maçında ise Yücel Mensucat’ı 5-2 yenen Akarca Tekstil üçüncülük kürsüsüne çıktı. Turnuvada ayrıca çeşitli kategorilerde ödüller verildi. En centilmen takım Fistaş Fantezi İplik oldu. Acarer ve Güleser Tekstil’le birlikte hiç kart görmeyen Fistaş, bu iki takımdan daha fazla maç oynadığı için centilmenlik ödülü aldı. Turnuvanın en iyi kalecisi de Gramer Koltuk Sistemleri’nin kalecisi Mesut Aksu oldu. Aksu 6 maçta kalesinde sadece 4 gol gördü. Gol kralı 36 kez rakip fileleri havalandıran Ermetal Otomotiv’den Gürcan Tekeş oldu. DOSTLUK KAZANDI Turnuva sonrası düzenlenen ödül törenine merhum Nejat Biyediç’in eşi Mirna Biyediç de katıldı. Törende konuşan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş, turnuvaya katılan 34 takımı tebrik ederken, bu tarz güzel organizasyonların sürekli olması için çalıştıklarını belirtti. Yedikardeş, “Önemli olan kupalar almak değil, önemli olan aramızdaki dayanışma ve dostluğu geliştirmek. Bu amacımıza da ulaşıyoruz” dedi. BİR BAKIŞTA ŞEREF KÜRSÜSÜ Şampiyon: ŞAHİNKUL MAKİNE En Centilmen Takım: FİSTAŞ FANTEZİ İPLİK En İyi Kaleci: MESUT AKSU-GRAMMER Gol Kralı: GÜRCAN TEKEŞ TURNUVAYA KATILAN TAKIMLAR 1.GRUP Mepar Nakliyat, DOSAB Bölge Müdürlüğü, Küçükerler Tekstil, Yücel Mensucat, Floteks 2.GRUP Akarca Tekstil, Acarer Tekstil, Öz Üçel Tekstil, Yılsay Tekstil. 3.GRUP Valeo, Evimteks, Yılmar Çelik, Emko Elektronik, FSS Fren Sistemleri. 4.GRUP Fistaş İplik, İpeks Tekstil, Taşdelen Tekstil, Güleser Tekstil, Metkon. 5.GRUP SKY Tekstil, Hüner Kriko, Seger, Laspar, Gramer Koltuk Sistemeleri. 6.GRUP Ermetal, Emniyet Md., Seray Tekstil, Parlamış Tekstil, Kaplanalr Soğutma. 7.GRUP Şampiyon Şahinkul Makine’ye şampiyonluk kupasını DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş verdi. 94 PMS Metal, Kırayteks, Şahinkul Makine, BPO. SPOR Turnuvanın en centilmen takımı seçilen Fistaş’a ödülünü Fahrettin Gülener verdi. Geçmiş yıllarda şampiyonlukları bulunan Ermetal Otomotiv’e ikincilik kupasını DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Tezyaparlar verdi. 6 maçta kalesinde 4 gol gören Grammer’den Mesut Aksu’nun kupasını Yücel Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı Alim Yücel verdi. Bol gollü geçen üçüncülük maçında rakibi yücel Mensucat’ı 5-2 yenen Akarca Tekstil, kupasını DOSAB Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Mustafa Tezyaparlar’dan aldı. Turnuvada ayrıca merhum Nejat Biyediç’in eşi Mirna Biyediç’e, organizasyon komitesi üyeleri Sinan Yedikardeş ve Nedim Durgutlu, TFFHGD adına Ümit Akkuş ve sağlık sponsoru Osmangazi Belediyesi’ne de teşekkür plaketi verildi. Turnuvanın değişmez gol kralı Gürcan Tekeş, kupa ve Bursaspor kombine bileti ödülünü Akarca Tekstil Genel Müdürü Birol Bahadır’dan aldı. BAHRAM MUZAFFER’E DESTEK Y ıldırım Belediyesi sporcularından ve ülkemize olimpiyatlarda temsil eden Bahram Muzaffer’in Avrupa Kıtası Olimpiyat Kota müsabakalarında Belaruslu rakibini yenmesinin ardından DOSAB eski başkanı ve Türkiye Boks Federasyonu Boks İl Temsilcisi Ertuğrul Kaplan yemek verdib. DOSAB Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen yemeğe DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç’in yanı sıra çok sanayici katıldı. Geçmişte Türkiye’nin çok önemli boksçular yetiştirdiğini hatırlatan Kaplan, Bursa’dan Bahram Muzaffer gibi yetenekli sporcuların çıkmasından gurur duyduklarını kaydederek boks sporuna destek verilmesi gerektiğini ifade etti. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak kalması için spora yönlendirilmeleri gerektiğimin altını çizdi. Yedikardeş, başarılı sporcuların her zaman desteklediklerini söyledi. Yedikardeş Bahram Muzaffer gibi başarılı sporcuların gençlere örnek olduğunu belirtti. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, DOSAB ve DOSABSİAD adına Bahram Muzaffer’e 15 bin liralık hediye çeki verdi. 95