Perspektif Sayı 37
Transkript
Perspektif Sayı 37
DOSAB İLETİŞİM Sayı: 37 Ağustos 2011 DOSABSİAD adına sahibi Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni DOSAB Yönetim Kurulu Başkan Başkan Yardımcısı Üyeler DOSAB Bölge Müdürü DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Başkan Vekili Başkan Yardımcıları Genel Sekreter Genel Sayman Üyeler Dergi iletişim Selim Yedikardeş İbrahim Öztürk Yayına Hazırlayan Görsel Yönetmen Baskı Dağıtım Yayın Türü Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti. Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330 FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3 Nilüfer / BURSA info@divityayincilik.com Ümit İnce Mapa Ofset / Bursa (Ağustos 2011) 0.224.245 35 15 Seç Kurye - 0.224.225 61 42 Yerel Süreli ISSN 1307-2005 Ferudun Kahraman İlhan Sarı Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy Serhat Şengül Selim Yedikardeş Orhan Tezyaparlar Vedat Kantar, İbrahim Öztürk Ayhan Yılmaz Recep Solakoğulları Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan, Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar, Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43 www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara aittir. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici İşadamları Derneği yayın organıdır. İki ayda bir yayımlanır. DOSAB Bölge Müdürlüğü DOSAB Gül Sokak No: 11 Osmangazi / BURSA Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat) Faks: 0224 261 00 43 DOSABSİAD Mustafa Karaer Cad. No: 18 Osmangazi / BURSA Tel: 0224 261 20 10 Faks: 0224 261 20 09 DOSAB Sosyal Tesisleri Çiğdem Sokak No: 5 DOSAB Osmangazi / BURSA Tel: 0224 261 29 57 İÇİNDEKİLER 2 DOSAB’dan 2 DOSABSİAD’dan 6 Bilgi 10 Haber 14 Haber 18 Haber 22 Etkinlik 31 Haber 32 Haber 34 Röportaj 40 Röportaj 44 Konuk Yazar 46 Konuk Yazar 56 Haber 58 Gezi DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman yazısı DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş yazısı DOSAB tüketimler ve fiyatlar DOSAB’lı 37 firma Bursa’nın 250 büyüğü listesine girdi Daha Yeşil bir DOSAB Türkiye’de ilk olan DOSAB SCADA Sistemi’nde sona doğru DOSAB ve DOSABSİAD etkinlikleri OSB Uygulamağa Yönetmeliği değişti BTSO OSB 50. Yılını kutladı EÜAŞ Genel Müdürü Halil Alış: Bursa OSB’lerinin kendi elektriğini üretme girişimi olumlu DOSAB Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy: Enerji yatırımı büyük işi doğru adım atmak istiyoruz Bülent Ülkü: Elektrik Hiyasası ve OSB’ler Prof. Dr. Atila Bağrıaçık: Ar-Ge projeleri ile Türk Makine İmalatçılarını teşvik etmenin yol haritası DOSAB Futbol Turnuvası’nda şampiyon Valeo Otomotiv Zambiya: Victoria Şelaleleri sizi çağırıyor Atık Su Arıtma Tesisi Yeni Yalova Yolu Terminal arkası BURSA Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat) Faks: 0224 261 28 97 Bursa Tasarım Teknoloji Geliştirme Merkezi - BUTGEM Mustafa Karaer Cad. Çiğdem 2 Sk. BURSA Tel: 0224 261 12 11 Faks: 0224 261 22 11 www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr 1 fkahraman@dosab.org.tr DOSAB’DAN DOSAB’ın 2023 ihracat hedefi: 10 milyar dolar Ferudun Kahraman DOSAB Başkanı Değerli sanayicilerimiz, Bildiğiniz gibi AK Parti Hükümeti, Hedef 2023 vizyonu kapsamında; 2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefini ortaya koydu. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yılında bu anlamlı hedeflerin gerçekleşmesinde sanayinin rolü büyük olacaktır. Küresel rekabet gücü kazanmış bir sanayi yapısına ulaşmak için; yenilikçilik, kalite odaklı üretim ve yüksek katma değer oluşturma zorunluluğumuz vardır. Ancak bu niteliklere sahip bir sanayi politikası ile hedeflerimize ulaşabiliriz. Söz konusu sanayi politikasının en önemli bileşenlerinden birisi de şüphesiz organize sanayi bölgeleridir. Bugün uygun yatırım ortamı, katılımcılarına idari, teknik ve altyapı hizmetlerini ortak olarak sunan, yatırımların işbirliği anlayışıyla yapıldığı, enerji, çevre ve ulaşım gibi altyapı şartlarının tek bir elden yönetildiği, dolayısıyla üretim maliyetlerinin azaltıldığı yapılar organize sanayi bölgeleri yapılarıdır. Bizim DOSAB olarak Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu üzerinde ısrarla durmamız, enerji başta bu platform marifetiyle yatırımlarımızı işbirliği anlayışı ile yapma isteğimizin altında yatan sebeplerden birisi de bu hedefleri yakalamaktır. 2023 hedeflerine ulaşmak için günümüzde sadece üretmek yeterli değildir. Teknolojili yoğun, yüksek katma değerli üretim yapmak şarttır. Bu şartı yerine getirmek için bir yandan sanayicimiz olanca gücüyle çalışırken, diğer yandan OSB’ler gibi üst yapılar sanayiciye rekabetçi üretim için uygun ortamları sağlayacaktır. Gururla söyleyebilirim ki, DOSAB olarak kurduğumuz çağdaş alt yapı sistemleri ile verdiğimiz hizmetlerde bu ortamı sağlamış durumdayız. Sonuna geldiğimiz SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemleri ve Alt Yapısı Projemiz ile şimdi bir adım daha ileriye gidiyoruz. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının her ekonomik birimin de kendi hedeflerini bu paralelde ortaya koyarak çalışması ile mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle, DOSAB olarak 2023 yılında 10 milyar dolarlık bir ihracat hedefini benimsemiş durumdayız. 2010 yılı itibariyle bölgemizden yapılan ihracat 3 milyar doları aşmıştır. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın yaptığı Bursa’nın 250 Büyük Firması Araştırması’na bu geçen yıl bölgemizden 37 firma girdi. Bu 37 firmanın 2010 yılı ihracat tutarı 2,9 milyar dolar olmuştur. Bölgemizde faaliyet gösteren 400’e yakın firma olduğu düşünüldüğünde DOSAB’dan 2010 yılında 3,3 milyar dolar civarında bir ihracatın gerçekleştiğini öngörüyoruz. Biz önümüzdeki 12 yılda bu hedefi 3 kat arttırarak ‘2023’te DOSAB’dan yılda 10 milyar dolar ihracat’ diyoruz. Bölge sanayicilerimizin bunu başaracağına da yürekten inanıyoruz. Gerek Bursa’nın İlk 250 Firması arasına giren, gerekse İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2010 sonuçlarına göre devler liginde yer alan 37 Bursa ve 6 DOSAB firmamızı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Bu vesileyle, BTSO Organize Sanayi Bölgemizin 50.yılını bir kez daha kutluyor, Ramazan Bayramı’nın tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. 2 DOSAB’dan yapılan ihracat 2010 yılında 3,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Cumhuriyetimizin 100.yılında 500 milyar dolar ihracat ve dünyanın 10.büyük ekonomisi hedefi paralelinde biz de çıtamızı 10 milyar dolara koyduk. Bursa ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasına giren sanayicilerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. ekaplan@dosab.org.tr DOSABSİAD’DAN Sıcak geçen yaz kendisini ekonomide de hissettiriyor Selim Yedikardeş DOSABSİAD Başkanı Sıcak geçen yaz kendisini ekonomide de hissettiriyor. Seçimler sonrası piyasalardaki yüksek moral ve istikrar ortamının sağladığı güven, ülkemiz ekonomisinin can simidi konumunda. Avrupa ülkelerinin kaçınılmaz sonu bekler havası ciddi tedirginlikler yaratıyor. ABD’nin kredi notunun düşürülmesi ise tüm bunların üzerine adeta tusunami etkisi yarattı. Belki de krizlere alışkın olan Türk iş dünyası kendine özgü çıkış yolları üretmesi sayesinde dünya genelindeki bu tedirginliği bu dönemde çok da fazla hissetmiyor. Türk sanayisinin üretim üssü konumundaki Bursa’mızın üretim alanındaki sektörel çeşitliliği krizlerden daha az etkilenmesine yol açıyor. Ancak özellikle Avrupa’daki yeni kriz beklentisi ihracatımızı olumsuz yönde etkileyeceğe benziyor. Globalleşen dünyada, yukarıda örneklerini verdiğim olaylar yaşanırken biz asıl işimiz olan üretmeye, istihdama, vergilerimizle ekonomiye katkı sağlamaya devam çabasındayız. Diğer yandan göreve geldiğimiz günden bu yana DOSABSİAD’taki çalışmalarımıza da dur durak bilmeden devam ediyoruz. 6. geleneksel futbol turnuvamızı tamamladık. Başarılı olan takımlarımızı gönülden kutluyorum. Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından akredite edilen ve bu yönde Türkiye’nin ilk Akredite SİAD’ı olma özelliğimiz ile ilk öğrencilerimizi İtalya’ya gönderiyoruz. Bu konuda Bursa Valimiz Sayın Şahabettin Harput tarafından DOSABSİAD’a teşekkür belgesi verilmesi bizler için ayrı bir kıvanç vesilesi oldu. Bu mutluluğu da sizlerle paylaşıyorum. Üyelerimizin ve çalışanlarımızın bilgilendirilmesine yönelik düzenlediğimiz seminerler kapsamında yalın üretim ve Ar-Ge konferanslarını başarıyla yaptık. 13-15 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da CNR EXPO CENTER’da yapılacak olan Texbridge Fuarı ile ilgili söz konusu organizasyona iştirak edecek üyelerimize kolaylık sağlamak üzere görüşmeler gerçekleştirdik. Bursa’nın 250 büyük firmasından 37’si DOSAB’da faaliyet göstermektedir. Bursa’nın 250 büyük firmasının yarattığı toplam cironun yaklaşık dörtte biri bölgemizdeki firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu önemli başarıyı gösteren bölgemiz firmalarını bir kez daha tebrik ediyorum. Ayrıca, DOSAB Bölge Başkanlığımızın finanse ettiği bursiyer sayımızı bu dönem 210’dan 250’ye yükselttik. Bunun için de DOSAB Yönetim Kurulu Başkanımız sayın Ferudun Kahraman’a teşekkürü bir borç bilirim. Biz bunları yaparken ebetteki büyüklerimizi örnek alıyoruz. Onların tecrübeleri bizler için büyük önem taşıyor. Zaten bu düşünceden hareketle de DOSABSİAD bünyesinde Yüksek İstişare Kurulu’nu oluşturuldu. Değerli büyüklerimiz ilk toplantılarını 9 Eylül tarihinde gerçekleştirecekler. Yüksek İstişare Kurulumuzun, çalışmalarımıza önemli katkı sağlayacağı inancındayım. Zaman hızla akıp geçiyor 2011’in ikinci yarısında Ramazan Bayramı’na yaklaşıyoruz. Yılın kalan bölümünün ülkemiz ekonomisi açısından sıkıntısız ve sorunsuz geçmesi temennisiyle Ramazan Bayramınızı kutlar, işlerinizde başarılar diler, saygı ve sevgilerimi sunarım. 4 Türk sanayisinin üretim üssü konumundaki Bursa’mızın üretim alanındaki sektörel çeşitliliği krizlerden daha az etkilenmesine yol açıyor. Ancak özellikle Avrupa’daki yeni kriz beklentisi ihracatımızı olumsuz yönde etkileyeceğe benziyor. Elektrik tüketimi ilk 6 ayda yüzde 11,5 arttı DOSAB’da 2011 yılının ilk 6 ayında elektrik tüketimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,56 oranında artış gösterdi ve 2008’deki kriz öncesi seviyeyi yakalandı. B u yılın ilk ayındaki elektrik, doğalgaz, atık su tüketim verileri, sanayide 2008 global ekonomik krizi öncesi seviyelerine gelindiğini gösterdi. DOSAB Bölge Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre 2011 yılının ilk 6 ayında elektrik tüketimi 468.222.152 kWh oldu. 2010 yılının aynı dönemine göre elektrik tüketiminde yüzde 11,56’lık, 2009 yılına göre yüzde 35’lik artış yaşandı.w Son 37 ayın en yüksek değeri 2011 yılı ilk 6 aylık elektrik tüketim verilerine göre Bursa’daki tüm organize sanayi bölgeleri içinde en fazla elektrik tüketimi DOSAB’da gerçekleşti. Ayrıca bu yılın Mart ayında 82.164.546 kWh tüketim miktarı, son 37 yılın en yüksek rakamı oldu. Kriz öncesi 2008 Ocak ayında elektrik tüketimi 84,4 milyon kWh olmuştu. DOSAB 12 AYLIK TÜKETİM GRAFİKLERİ 90 ELEKTRİK Milyon kWh 82.8 85 80 76.6 76.1 70 65 60 13 67.2 62.7 67.9 Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11 11.2 11.7 11.0 10 9 7 12.8 11.3 9.0 7.1 Tem.11 DOĞALGAZ Milyon Sm3 12 11 8 81.9 80.2 73.0 75 81.4 79.3 79.7 10.9 9.5 7.5 8.2 6.9 Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11 Tem.11 - Grafikteki doğalgaz tüketim miktarına ENTEK MS/A tüketimi dahil değildir. 500 PROSES SU Bin m3 450 400 350 423 366 325 374 339 403 353 C 440 393 M 375 Y 300 298 250 200 237 CM Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11 Tem.11 CY CMY DOSAB ELEKTRİK, DOĞALGAZ, SU TÜKETİM ve FİYATLARI ELEKTRİK TÜKETİMİ (kWh) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam 2010 68.170.014 64.902.995 74.326.504 70.376.073 70.202.710 71.730.217 71.781.304 67.179.388 66.834.681 76.017.221 62.237.900 79.041.601 842.800.609 2011 75.511.820 72.188.595 82.164.546 78.726.948 79.501.001 80.129.242 80.725.565 - - - - - 548.947.717 DOĞALGAZ TÜKETİMİ (Sm3) Değişim 10,77 % 11,23 % 10,55 % 11,87 % 13,24 % 11,71 % 12,46 % - ATIK SU TÜKETİMİ (m3) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam 6 2010 937.343 1.014.656 1.122.387 1.072.382 979.334 996.228 1.018.484 911.815 862.493 1.034.815 795.949 1.017.536 11.763.422 2011 1.015.002 1.010.994 1.240.510 1.178.880 1.197.723 1.132.757 1.062.754 - - - - - 7.838.620 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam 2010 260.791 313.532 372.490 354.639 346.477 325.348 332.475 324.724 297.594 374.129 236.519 365.070 3.903.788 2011 338.879 352.988 422.963 402.171 439.170 392.752 375.137 - - - - - 2.724.060 K TEMMUZ 2011 HİZMET FİYATLARI 2010 2011 Değişim Ocak 26.537.086 28.345.271 6,81 % Şubat 22.059.153 23.073.340 4,60 % Mart 23.253.240 25.433.876 9,38 % Nisan 26.644.532 17.342.701 -34,91 % Mayıs 23.610.575 17.639.067 -25,29 % Haziran 21.934.568 19.999.502 -8,82 % Temmuz 28.120.105 29.515.278 4,96 % Ağustos 28.007.974 - Eylül 21.031.417 - Ekim 26.581.888 - Kasım 18.721.008 - Aralık 26.324.032 - Toplam 292.825.578 161.349.035 Elektrik üretim santrali doğalgaz tüketimleri dahil edilmiştir. PROSES SUYU TÜKETİMİ (m3) Değişim 8,29 % -0,36 % 10,52 % 9,93 % 22,30 % 13,70 % 4,34 % - MY Doğalgaz Proses suyu Arıtma tesisi işletme masrafı Proses suyu ziztem bedeli Elektrik (Gündüz) Elektrik (Puant) Elektrik (Gece) Elektrik iletim bedeli Elektrik dağıtım bedeli TL/kWh 0,04900055 TL/m3 0,35000000 TL/m30,18000000 TL/m30,10000000 TL/kWh 0,13082800 TL/kWh 0,22786300 TL/kWh 0,06104600 TL/kWh 0,00280000 TL/kWh 0,00600000 Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi güncel tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını www.dosab.org.tr resmi internet sitemizden takip edebilirsiniz. İÇME KULLANMA SUYU TÜKETİMİ (m3) Değişim 29,94 % 12,58 % 13,55 % 13,40 % 26,75 % 20,72 % 12,83 % - Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam 2010 - 106.047 - 118.090 - 136.844 - 140.027 - 135.168 - 135.870 772.046 2011 - 126.623 - 141.983 - 159.121 - - - - - - 427.727 Değişim 19,40 % 20,23 % 16,28 % - DOSAB DUYURULAR TÜBİTAK destek programları T ÜBİTAK “Özel Sektör Firmalarına verdiği araştırma, Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleri” ile ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme yeteneğinin, yenilikçilik kültürünün ve rekabet gücünün arttırılmasını hedeflemektedir. TUBİTAK-TEYDEP (Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı) yukarıdaki hedefler doğrultusunda aşağıda listelenen proje programlarını yürütmektedir. Verilen destekler hibe (geri ödemesiz) şeklindedir. - 1501-TUBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı - 1503- TUBİTAK Proje Pazarları Destekleme Programı - 1505- TUBİTAK KOBİ Yararına Teknoloji Transferi Destek Programı - 1507- TUBİTAK KOBİ-Ar-Ge Başlangıç Destek Programı - 1509- TUBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı T UBİTAK-TEYDEP bünyesinde yürütülen Destek Programlarına yapılacak proje başvuruları http:// eteydep.tubitak.gov.tr adresindeki PRODİS (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi) üzerinden alınmaktadır. Destek Programları hakkında detaylı bilgiye www.teydep.tubitak.gov.tr adresinden ulaşılabilir. 1955 Yılından bu yana verilen “Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge Destekleri” sektör (Gıda, tekstil, otomotiv, bilişim, seramik, savunma, kimya, iletişim, elektronik, tarım, sağlık, biyoteknoloji, makine, maden vb.) ve büyüklüğüne (Büyük veya KOBİ) bakılmaksızın ülkemizde yerleşik tüm özel sektör firmalarına yöneliktir. Bu nedenle sektör-büyüklük ayrımı yapılmaksızın Organize Sanayi Bölgemizde yer alan (veya yukarıda bahsedilen desteklerden yararlanabileğini düşündüğünüz) tüm firmaların bilgi edinmesi önem arz etmektedir. Atıksu analiz raporları internet sitemizde D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Atıksu Arıtma Tesisleri’nden alınan numunelerin ölçüm sonuçları www.dosab.org.tr internet sitemizden düzenli olarak her hafta yayınlanmaktadır. Güncel ve geçmiş tarihli raporlara hizmet bilgileri menüsü altında atıksu analiz başlığından ulaşabilirsiniz. Sitede ayrıca proses ve içme suyu raporları da düzenli olarak yayımlanıyor. 1 Temmuz’dan itibaren içme suyu fiyatları kademeli olarak değişti D OSAB Yönetim Kurulu tarafından, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde uygulanmakta olan tek kademeli içme suyu birim fiyatının, içme suyunun genelde üretimde kullanılması nedeni ile 01.07.2011 tarihinden itibaren kademelendirilerek uygulanmasına karar verildi. Buna göre fatura dönemine ait olmak üzere yeni içme suyu fiyatları şöyle oluştu; - 1000 m3 e kadar su tüketimleri için, birim fiyatı 1,25 TL/m3 - 3000 m3 e kadar su tüketimleri için, birim fiyatı 1,00 TL/m3 - 3000 m3 ve üstü su tüketimleri için, birim fiyatı 0,75 TL/m3 İnovasyon - Avrupa Birliği Çevre Ödülleri Türkiye Programı A vrupa Birliği’ne üye 27 ülke ve Türkiye ile Hırvatistan’da sürdürülebilirlik ve inovasyon konusunda başarılı çalışmalarıyla ön plana çıkan işletmelere verilen Sürdürülebilirlik için İnovasyon-Avrupa Birliği Çevre Ödülleri, çevresel sosyal ve ekonomik konular bütüncül bir şekilde yöneten işletmelerin yenilikçi uygulamalarını ödüllendirmeyi hedefliyor. Avrupa’da sürdürülebilirlik için inovasyonun yaygınlaştırılmasını amaçlayan bu girişim, çevre dostu yönetim anlayışı, uygulama ve ürünlere öncülük eden işletmelerin başarılarını takdir etmek ve 8 diğer kurumların bu anlayışı benimsemelerini desteklemek amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından iki yılda bir düzenleniyor. REC Türkiye ve TÜSİAD işbirliğinde düzenlenen programa Türkiye, 2006 yılından itibaren katılım sağlıyor. Ülkemizde dördüncü kez sahiplerini bulacak ödüller, yönetim, ürün ve süreç kategorileri olmak üzere üç kategoride veriliyor. Başvurular, 16 Ekim 2011 tarihine kadar devam ediyor. Detaylı bilgiye www.abcevreodulleri.org internet sitesi üzerinden ulaşılabilir. Atık analizi için kimler numune alabilir B ir atığın tehlikeli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla 05.07.2008 tarihli ve 26927 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin Ek-III/B’sinde yer alan eşik konsantrasyon değerlerine göre atığın analizinin yapılması gerekmektedir. Analizi yapılacak atıklar için numunelerin ilgili İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ya da Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan numune almaya yeterlilik almış olan laboratuarlarca alınması gerekmektedir. Bu kapsamda, Ek-III/B analizi için atığını gönderecek olan sanayicilerimizin mutlak suretle Bakanlıktan numune almaya yeterlilik almış laboratuarlarca veya İl Çevre ve Orman Müdürlüklerince numune alınarak gönderilmesi gerekmektedir. HABER HABER Bursa devlerinin 37’si DOSAB’da Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından gerçekleştirilen Bursa’daki 250 Büyük Firma Araştırmasının sonuçlarına göre, 250 firmanın 37’si Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB) faaliyet gösteriyor. L isteye 37 firma ile giren DOSAB firmalarının sektörel dağılımı ise şöyle oluştu; 17 firma tekstil ve konfeksiyon, 12 firma otomotiv ana ve yan sanayi, 2 firma plastik ve kauçuk, 2 firma makine-metal ve 4 firmada diğer sektör dallarında faaliyet gösteriyor. DOSAB’lı 37 firmanın iç ve dış satışlar toplamı ise 9 milyar 453 milyon Türk Lirası oldu. Bursa’nın 250 büyük firması arasında 37 adet firmayla yer alan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nin, 2010 değerleriyle 1 milyar 231 milyon 150 bin TL’lik brüt katma değer yarattığı görülüyor. DOSAB’lı firmaların öz sermaye toplamı ise 1 milyar 874 milyon TL. Net aktifleri 6 milyar 80 milyon TL’ye ulaşan 37 firmanın, vergi öncesi dönem karları ise 400 milyon 969 bin TL olarak gerçekleşti. Başarılı performans DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, önümüzdeki 2012 yılında bu başarının çok daha yukarı seviyelere çıkacağına inandığını belirtti. Açıklanan listedeki 37 firmanın 17’sinin tekstil ve konfeksiyon, 12 adedinin ise otomotiv ve yan sanayi dalında olmasının Demirtaş Organize’nin de sektörel bir Türkiye’nin ilk Hot stamping (sıcak sac işleme) tesisini DOSAB’da kuran Beyçelik Gestamp, BTSO araştırmasında Bursa’nın 31. büyük firması oldu. profilini çıkarmış olduğunu kaydeden Yedikardeş, “Bizleri en çok sevindiren durum, bu 37 firmanın 20 bine yakın kişiye sağladığı istihdam ve 3milyar dolara dolara ulaşan ihracatlarıdır. İnanıyorum ki, önümüzdeki yıldan itibaren hem istihdam hem de ihracat olarak önemli bir artış göstereceğiz. Bölgemizdeki bu firmaları kutluyor, yılmadan daha çok üretim, ihracat ve istihdam yaratma gayretleri içinde olmalarını diliyorum” dedi. DOSAB merkezli Obasan Gıda, 1.216 kişilik istihdamı ve 83,5 milyon TL cirosuyla listede yer aldı. Otomotiv liderliğini koruyor Bursa’daki 250 büyük firmanın 2010 yılı itibariyle net ciroları toplamı yüzde 20,2’lik artışla 40,5 milyar lira, brüt katma değerleri yüzde 27,2’lik artışla 5,6 milyar lira, öz sermayeleri yüzde 12’lik artışla 12,4 milyar lira, net aktifleri toplamı yüzde 17,6’lık artışla 30,4 milyar lira, vergi öncesi dönem karları yüzde 54,3’lük artışla 2,1 milyar lira, Otomotiv ana ve yan sanayi bütün göstergelerde liderliğini korudu. İlk 250 şirketin yüzde 26’sı otomotiv ve yan sanayi alanında faaliyet gösteriyor. DOSAB’da yeralan TOFAŞ Türk Otomotiv Fabrikası, 6,4 milyar liralık cirosuyla Bursa’nın 2. büyük firması oldu. TOFAŞ’da 2010 yılı ücret ve çalışanlar ortalaması ise 6 bin 824 kişi olarak gerçekleşti. 10 HABER toplam ihracatları yüzde 15,2’lik artışla 9,6 milyar dolar, ücretle çalışanlar ortalaması yüzde 7,3’lük artışla 103 bin 665 kişi, üretimden satışları da yüzde 18,2’lik artışla 29,9 milyar lira oldu. 250 firmanın 65’i otomotiv ana ve yan sanayi, 52’si tekstil ve konfeksiyon, 39’u gıda tarım ve hayvancılık, 26’sı makine ve metal, 12’si inşaat, 9’u enerji elektrik ve elektronik, 10’u plastik, kauçuk ve sünger, 6’sı ağaç-orman ürünleri ve mobilya, 5’i nakliye ulaştırma, 3’ü çimento-toprak ve madencilik, 3’ü kimya, 2’si deri kürk ve ayakkabı, 2’si turizm oldu. Otomotiv ana ve yan sanayinin bütün göstergelerde liderliğini korudu. İlk 250 şirketin yüzde 26’sı otomotiv ve yan sanayi alanında faaliyet gösteriyor ve cironun yüzde 49’unu da bu şirketler gerçekleştirdi. 2,8 milyar $ ihracat yapıyor 20 bin kişi çalıştırıyorlar B Otomotive dönük araçların iç giydirme ve montaj proseslerini tasarlayan Aunde Teknik, 2010’da 76,5 milyon dolar ihracat yaptı. ursa’nın En Büyük 250 Firması içinde yer alan 37 DOSAB firması, 2010 yılında 19.731 kişi ücretle çalışanlar ortalamasına sahip. İstihdamda ilk sırayı 6.824 kişi ortalamısıyla Tofaş alırken, bu firmayı 1.216 kişiyle Obasan Gıda, 1.275 kişiyle de B-Plas izledi. Bölgede 400 firma faaliyet gösteriyor ve 2011 yılı ilk yarısı itibariyle toplam istihdam 36 bin kişiyi geçmiş durumda. Yine 2010 yılı verilerine göre BTSO listesine giren 37 firmanın toplam ihracatı 2 milyar 868 milyon dolar oldu. Tofaş ihracatta da 2 milyar 346 milyon dolar ile ilk sırada yer aldı. İhracatta ikinci sırada 76,8 milyon dolarla Aunde Teknik Tekstil, 70,6 milyon dolarla Teknik Malzeme AŞ izledi. BURSA 250 BÜYÜK SIRALAMASINDA DOSAB’LI FİRMALAR - 2010 250 Büyük No Sıra İç-Dış Satış (Ciro) TL KDV Hariç Firma Adı 1 2 2 26 3 31 4 38 5 40 6 49 7 51 8 52 9 53 10 60 11 64 12 66 13 67 14 68 15 78 16 86 17 89 18 90 19 106 20 119 21 138 22 143 23 144 24 145 25 146 26 164 27 166 28 180 29 188 30 196 31 205 32 208 33 213 34 220 35 227 36 234 37 248 TOFAŞ TÜRK OTOMOBİL FABRİKASI A.Ş. 6.373.851.209 B-PLAS BURSA PLASTİK METAL A.Ş. 248.244.267 BEYÇELİK GESTAMP KALIP A.Ş. 218.808.418 ERMETAL OTOMOTİV VE EŞYA A.Ş. 172.113.126 TEKNİK MALZEME A.Ş. 168.527.037 AUNDE TEKNİK TEKSTİL A.Ş. 141.559.386 BPO-B.PLAS-PLASTİC OMNİUM A.Ş. 137.702.611 HARPUT TEKSTİL LTD. ŞTİ. 137.295.270 BOSCH FREN SİSTEMLERİ A.Ş. 136.551.924 P.M.S.METAL PROFİL ALÜMİNYUM A.Ş. 116.094.299 SUNTEKS DOKUMA BOYA APRE A.Ş. 106.817.055 GRAMMER KOLTUK SİSTEMLERİ A.Ş. 106.716.189 TAŞDELEN TEKSTİL VE TURİZM A.Ş. 104.962.085- POLYTEKS TEKSTİL EĞİTİM A.Ş. 103.906.597 E.N.A.TEKSTİL A.Ş. 89.108.662 OBASAN GIDA İNŞAAT A.Ş. 83.469.154 ACARSOY TEKSTİL A.Ş. 81.347.955 SÜLEYMAN BURSALI TEKSTİL A.Ş. 80.579.913 LOW PROFİLE TEKSTİL. A.Ş. 69.920.668 D.E.B.Y TEKSTİL A.Ş. 65.767.890 IŞIKSOY TEKSTİL İNŞAAT LTD. ŞTİ. 55.055.939 FİBER İPLİK MENSUCAT A.Ş. 53.964.847 FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK A.Ş. 53.801.557 ÖZ ÜÇ-EL TEKSTİL LTD. ŞTİ. 53.587.932 ÖZ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 53.229.334 FİSTAŞ DIŞ TİCARET PAZARLAMA A.Ş. 47.293.731 ACAR İHRACAT İTHALAT TEKSTİL A.Ş. 46.464.798 YILMAZ SÜNGER KUMAŞ LTD. ŞTİ. 41.521.976 AKTAŞ HAVA SÜSPANSİYON SİS.A.Ş. 39.692.133 ŞAHİNKUL MAKİNA VE YEDEK PARÇA A.Ş. 37.589.870 ANNAÇLAR GIDA VE TEM.LTD. ŞTİ. 36.623.713 BEZTAŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 35.087.521 YILMAR ÇELİK TEL YAY LTD. ŞTİ. 33.916.255 BAYKAR DÖVİZ TİCARET A.Ş. 32.139.907 IŞIKSER TEKSTİL LTD. ŞTİ. 31.355.457 TEKNİK 20 MAKİNA VE ELEKTRİK LTD. ŞTİ. 30.626.427 BÜROSİT BÜRO DONANIMLARI A.Ş. 27.800.753 TOPLAM 9.453.095.865 Dönem Karı (V.Ö.) TL 299.271.990 - - - 6.666.271 5.284.508 - 14.101.816 1.314.738 1.079.550 5.439.992 - - - 9.190.098 10.020.090 2.896.483 6.848.784 -3.551.054 10.035.253 3.262.618 7.281.238 6.489.209 4.795.247 374.114 53.606 246.860 434.532 -31.094 1.069.558 2.249.915 2.249.919 330.278 23.701 3.540.918 - - 400.969.138 İhracatı Dolar 2.346.818.422 4.628.132 21.523.239 4.829.728 70.691.232 76.848.501 311.159 16.246.814 15.360.075 48.268.845 24.249.280 50.665.860 3.196.309 3.537.884 - 780.521 1.760.588 26.669.890 45.562.763 - 1.990.087 - - - 33.254.875 31.020.497 21.418.307 - 9.996.230 2.270.310 418.781 - - - - 3.719.707 2.862.450 2.868.900.486 Çalışan Ort. Kişi 6.824 1.275 867 686 323 933 486 563 249 240 655 558 98 318 280 1.216 322 364 498 6 320 5 640 209 435 5 44 48 103 351 45 194 166 2 44 190 169 19.731 Üretimden Satışlar TL 5.448.847.625 233.264.428 200.883.792 161.816.864 159.014.504 141.258.155 128.525.516 73.610.585 136.551.924 115.912.842 102.200.976 106.716.189 15.463.307 102.160.333 86.390.972 81.789.784 80.690.718 49.574.099 67.642.407 50.272.732 301.813 53.630.683 53.587.932 33.459.066 34.837.478 37.589.870 0 34.726.091 33.664.734 2.484.582 27.625.151 26.383.027 7.880.878.179 11 HABER Türkiye’nin en büyük 500’ünde 37 Bursa, 6 DOSAB’lı firma var İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2010 sonuçlarına göre devler liginde 37 Bursalı firma var. Bu firmalardan 6’sı Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden… İ stanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’na göre, 2010 yılında en büyük 20,8 milyar lira üretimden satış rakamıyla yine Tüpraş oldu. Özelleştirildiği 2005’ten beri İSO 500’ün zirvesini kaptırmayan Tüpraş, 2010’da üretimden satışlarını % 30 arttırdı. Renault ihracat lideri Geçen yılki üçüncülük koltuğunu Ford’a kaptıran Oyak Renault 2010’da 4. sıraya otururken, Tofaş ise geçen yıl olduğu gibi beşinci sırada yer aldı. İSO 500 kapsamında en fazla ihracat yapan ilk 10 kuruluşun tümü özel sektör olurken, ihracat zirvesinde Oyak Renault yer aldı. 3,2 milyar dolarlık ihracatı olan Bursalı otomotiv devini Tüpraş, Ford ve Tofaş izliyor. En fazla ihracat yapan 10 kuruluşun 2010 yılı ülke ihracatı içindeki payı yüzde 16,6 oldu. 5 Koç şirketi ilk 10’da 78 firma ilk 500’e ilk kez giriş yaparken, 21 firma isminin açıklanmasını istemedi. Koç Holding, İlk 10’a Tüpraş, Ford, Tofaş, Arçelik ve Aygaz olmak üzere 5 şirketini soktu. 2010 yılında yabancı sermaye paylı kuruluş sayısı ise 153’ten 148’e geriledi. İSO 500 kapsamında 2010 yılında kamu kuruluşlarının sayısı 12’ye düştü. 2010’da ödenen faizler ve finansman giderlerindeki düşüş, İSO 500’ün kârlılığına 12 olumlu yansıdı. 2010’da en fazla kâr eden sanayi kuruluşu ise 4 milyar 850 milyon 920 bin 203 lira ile kârını geçen yıla göre 3,5 kat artıran EÜAŞ oldu. En fazla kâr eden ilk 10 kuruluş içinde 4 kamu kuruluşu yer aldı. Özelde istihdam %9,8 arttı İSO 500’de yer alan firmalar toplamda 550 bin 939 kişi çalıştırırken, Arçelik 14 bin 48 çalışanla istihdamda birinci sırada yer aldı. Arçelik’i 13 bin 543 çalışan ile Türkiye Şeker Fabrikaları, 12 bin 603 çalışan ile Türkiye Taşkömürü Kurumu izledi. 2010’da İSO 500 genelinde çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6,7 artış sağladı. Bu dönemde özel kuruluşlarda çalışan sayısı yüzde 9,8 artarken, kamu kuruluşlarında yüzde 10,7 azaldı. 2010’da Türkiye sanayi sektörü istihdamı ise yüzde 10,2 oranında büyüyerek 417 bin kişi arttı. Devler liginde 6 DOSAB’lı var İlk 500 listesine Bursa’dan 37, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden ise 6 firma girdi. Bursa firmalarının 2010 üretimden net satışları toplamı 22,9 milyar lira oldu. Listede DOSAB’dan ise 6 firma yer aldı. Tofaş, Beyçelik Gestamp, Ermetal Otomotiv, Aunde Teknik Tekstil, Bosch Fren Sistemleri ve BPO listede bulunan DOSAB’lılar oldu. 6 firmanın 2010 yılı üretimden net satışları toplamı 6,2 milyar lira olarak gerçekleşti. DEVLER LİGİNDEKİ BURSA FİRMALARI 2010 2009 Sıra Sıra Kuruluş 4 3 5 5 23 28 40 37 59 66 68 81 87 99 108 147 109 162 122 115 145 220 169 85 178 - 185 114 216 170 226 207 245 226 260 262 296 254 301 - 304 251 308 261 340 345 363 454 372 355 378 398 381 432 385 386 399 382 406 365 414 387 419 329 441 323 457 442 483 445 484 379 493 - Üretimden Satışlar Net (TL) Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. 5.871.042.516 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. 5.448.847.625 Borçelik Çelik San. Tic. A.Ş. 1.619.274.756 Bosch San. ve Tic. A.Ş. 1.023.734.995 SÜTAŞ Süt Ürünleri A.Ş 806.449.991 Delphi Automotive Systems Ltd. Şti. 731.720.691 Korteks Mensucat San. ve Tic. A.Ş. 590.073.815 Starwood Orman Ürünleri Sanayi A.Ş. 502.779.718 Karsan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. 501.475.571 Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. 457.171.667 Componenta Dökümcülük A.Ş. 386.945.817 Bis Enerji Elektrik Üretim A.Ş. 335.484.886 Asil Çelik San. ve Tic A.Ş. 328.058.164 Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. 318.624.295 Yeşim Tekstil San. ve Tic. A.Ş. 275.841.306 Cargill Tarım ve Gıda San. Tic. A.Ş. 260.425.439 Coşkunöz Metal Form Makina A.Ş. 246.589.784 Major SKT Oto Donanım A.Ş. 234.485.794 Beyçelik Gestamp A.Ş. 200.883.791 Matlı Yem San. ve Tic. A.Ş. 195.992.736 Gemlik Gübre Sanayii A.Ş. 194.944.744 Küçükçalık Tekstil San. ve Tic. A.Ş. 191.558.759 Marmarabirlik 173.564.557 ÇEMTAŞ Çelik Makina A.Ş. 165.760.484 Ermetal Otomotiv ve Eşya A.Ş. 161.816.864 Akbaşlar Tekstil Enerji A.Ş. 159.407.753 Teknik Malzeme Tic. ve San. A.Ş. 159.014.504 Özdilek AVM ve Tekstil A.Ş. 158.037.598 Durmazlar Makina San. ve Tic. A.Ş. 153.208.190 Bursa Beton San. ve Tic. A.Ş. 150.225.242 Aroma Bursa Meyve Suları ve Gıda A.Ş. 147.522.657 Bursa Çimento Fabrikası A.Ş. 146.715.421 Aunde Teknik Tekstil San. ve Tic. A.Ş. 141.258.155 Bosch Fren Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. 136.551.924 BPO B-Plas Plastic Omnium A.Ş. 128.525.515 Bıran İplik San. ve Tic. A.Ş. 128.373.771 Bosch Rexroth Otomasyon A.Ş. 125.814.499 TOPLAM 22.958.203.994 TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 10 KURULUŞU 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 2 6 3 5 4 8 7 11 12 TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri 20.819.067.010 EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş. 9.740.496.745 Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. 6.004.819.331 Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. 5.871.042.516 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. 5.448.847.625 Arçelik A.Ş. 5.108.831.127 Aygaz A.Ş. 3.969.130.023 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 3.715.823.817 İçdaş Çelik Enerji Tersane A.Ş. 3.523.477.229 İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. 3.239.662.761 DOSAB Daha yeşil DOSAB Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde daha yeşil bir çevre için 149.250 metrekare yeşil alan oluşturuldu. Bölgede 12 binin üzerinde ağaç dikildi. Yeşil alanların tümü tam otomasyonlu sistemle sulanıyor. A lt yapı yatırımlarının tümünü bitiren, sosyal tesisleri, sosyal projeleri ile de örnek projelere imza atan DOSAB, çevreci yönünü de geçen süreçte hızla geliştirdi. Tüm yolların asfalt olduğu, tretauar ve peyzaj çalışmalarının yapıldığı Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi son dönemde daha yeşil görünüyor. Yeşil alan oranı arttı DOSAB İnşaat Grup Şefi Burak Kargı, daha yeşil bir DOSAB için yapılan çalışmalar kapsamında bu yıl son yatırımları hayata geçirdiklerini söyledi. Kargı, “Bu yılın başından itibaren bölgemize 3.276 adet Leylandi ağacı dikilerek toplamda 10.000 adete yaklaşılmıştır. Yine bu yılın başından itibaren 128 adet Top Akasya ağacı dikilerek toplamda 1.500 adet Top Akasya ağacı olmuştur. Bitki deseni olarak muhtelif yerlerde Fıstık Çamı, Süs Eriği ve Çalı Grupları bulunmaktadır. 3.050 metrekarelik alan çimlendirilerek toplam çim alanımız 149.250 metrekare olmuştur” şeklinde konuştu. Otomasyonlu sulama sistemi Bu yeni dikilen ağaçların sulanması için 2011 yılı içinde 5.000 metre damlama borusu döşenerek otomasyonlu damlama sulama sistemi oluşturulduğunu belirten Kargı, şu bilgileri verdi: “Böylece geçmiş seneler dahil olmak üzere dikimi yapılan tüm ağaçların otomasyonlu damlama sulama sistemi tamamlanmıştır. Yeni yapılan yeşil alanlar da dahil olmak üzere tüm çim alanlarda peyzaj tipi otomasyonlu yağmurlama sulama sistemi mevcuttur. 14 - 149.250 metrekare çim alan 10.000 adet Leylandi 1.500 adet Top Akasya 5.528 metrekare alanda çalı grubu (Fıstık Çamı, Süs Eriği) 10.000 adet mevsimlik çiçek Tam otomasyonlu damlama ve sulama sistemi 15 DOSAB Burak Kargı DOSAB’ın Çevre Timi: DOSAB İnşaat Grup Şefi İnşaat Mühendisi Burak Kargı, 1 ziraat mühendisi, 2 inşaat teknikeri, 8 usta ve 1 operatör olmak üzere 13 kişilik bir ekip, daha yeşil bir Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi için yoğun bir çaba gösteriyor. Sürekli çalışma DOSAB’ı daha da güzelleştirmek için 2011 yılı yaz döneminde muhtelif yerlere toplam 10.000 adet mevsimlik çiçek dikilmiştir. 2011 yılı içersinde 6.338 adet Leylandi, 1.372 adet Top Akasya Ağacının, 5.528 metrekare Çalı grubunun periyodik budamaları yapılmıştır. Tretuar arkalarında kalan 14.000 metrekare yeşil bandın yabani ot temizliği yapılmıştır. Mustafa Karaer ve Ali Osman Sönmez Caddelerindeki tretuar arkasındaki yeşil bantlar ile yol ortasındaki yeşil alanlarda bulunan çalı bitkilerinin (7.500 m²) iki kez el çapası yapılmıştır. Ayda iki defa tüm çim alanlar çim biçme traktörleri ve makineleriyle biçilmektedir. Bölgemizdeki tüm ağaçlar zararlılara ve hastalıklara karşı ilaçlanmaktadır. Grubumuz daha yeşil bir DOSAB için sürekli ve yoğun bir çalışma içindedir.” 16 SCADA SİSTEMİ Türkiye’de ilk olan DOSAB’ın SCADA Sistemi’nde sona doğru Bir organize sanayi bölgesinin ihtiyaç duyduğu tüm altyapının bir merkezden izlenmesi ve kumandasını sağlayacak Türkiye’deki ilk örnek olan ‘DOSAB SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemleri ve Altyapısı’ Projesi’nde sona doğru geliniyor. Sistemin bu yıl sonunda devreye alınması planlanıyor. M Fethi Ahmet Özdemir SYS Proje Saha Mühendisi .Ö. 300’lü yıllarda İskenderiyeli Hero’nun Herkül’ün bir efsanesini anlatmakta kullandığı suyla çalışan “otomat”’ından günümüze, otomasyondaki gelişmeler hele ki endüstri devriminden sonra neredeyse akıl almaz boyutlara ulaştı. Günümüzde ise değişen ve artan ihtiyaçlar doğrultusunda, özellikle kaynak (elektrik, doğalgaz, su, buhar vb.) dağıtımında, dağıtıcıya, şebekesi üzerinde güçlü bir denetim kurabilme konusunda SCADA (Supervisory Control And Data Acquisition) sistemleri öne çıkmaktadır. DOSAB Projesi’nde neler var? Bu amaçla Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi de böl- 18 gesinde Elektrik, Doğal Gaz, Su ve Atık Su şebekelerinin uzaktan izlenmesi ve kumanda edilmesi, bölge içerisindeki elektrik, doğalgaz, su ve atık su sayaçlarının uzaktan okunması için kombine bir SCADA sistemi kurmaktadır. Bunun yanında güvenlik için gerekli MOBESE sisteminin kurulması ve haberleşme altyapısının kurulması da proje dahilindedir. Proje kapsamında müşteri parsellerine, orta gerilim dağıtım merkezlerine, doğalgaz bölge regülatörlerine, su depolarına ve kuyularına tesis edilecek SCADA ekipmanları ile bölgenin tamamında dağıtımı yapılan tüm kaynakların (elektrik, doğalgaz, su ve atık su) anlık izlenmesi ve kontrolü sağlanacaktır. Sistemin ana haberleşme medyası haberleşme teknolo- jisindeki en hızlı, güvenilir ve gelişmeye açık ortam olan fiber optiktir. Dağıtım merkezleri arasında oluşturulan 3 adet fiber optik ring, tüm DOSAB sahasından verileri toplayarak DOSAB İdari binasında tesis edilmiş SCADA merkezinde sonlanmaktadır. Bu ana omurga üzerinden SCADA sistemi ve MOBESE sistemi verileri toplanırken, Telekom hizmetleri de sunulabilecektir. Türkiye’deki ilk örnek Bir Organize Sanayi Bölgesi’nin ihtiyaç duyduğu tüm altyapının bir merkezden izlenmesi ve kumandasını sağlayacak Türkiye’deki ilk örnek olan sistem aşağıdaki bileşenlere sahip olacaktır; - Elektrik dağıtım şebekesi SCADA sistemi SCADA SİSTEMİ - Doğalgaz dağıtım şebekesi SCADA sistemi, - Su dağıtım şebekesi SCADA sistemi, - Atıksu dağıtım şebekesi SCADA sistemi, - Elektrik şebekesi için dağıtım yönetim sistemi, - Elektrik, doğalgaz, su ve atıksu şebekeleri için sayaç okuma sistemi, - MOBESE sistemi, - Haberleşme sistemi. Tüm kaynaklara ait şebekelerin aynı anda izleneceği SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemi ve Dağıtım Yönetim Sistemi ile MOBESE tek bir merkezde kurulacaktır. Merkezde Sayaç Otomasyonu, SCADA, Haberleşme, Dağıtım Yönetim Sistemleri ve sayaç otomasyon sistemleri için birer çift yedekli sunucu konulacaktır. Ayrıca MOBESE için gereken bilgisayar sistemi de kurulacaktır. Anlık izleme ve kontrol yeteneği Merkezde, tüm şebekelerin izlenmesi ve gerçek zamanlı şekilde kumandası için bir SCADA yazılımı bulunacaktır. Yazılım sahadaki RTU’lardan gelen verileri toplayacak, arşivleyecek, alarm oluşturacak, gerekli durumlarda ilgili alarmları üretecek, sisteme bağlanan kullanıcılara tüm bu değerleri sunacak ve sistem operatörlerinin verdikleri komutları iletişim altyapısı üzerinden ileterek uzaktan kumandayı sağlayacaktır. Bu sayede sistemin kontrol ettiği şebeke ile ilgili tüm bilgiler anında operatörlere ulaştırılarak şebekeye müdahale süreleri minimuma indirilecektir. Sistemin anlık izleme ve kontrol yeteneği yanında arşivleme özelliği sayesinde kontrol edilen şebekeye ait veriler geçmişe yönelik izlenebilecektir. Bu sayede, sistemin geçmişe ait dönemsel davranışları tüm bölgede veya belirli bölgeler bazında incelenip yorumlanarak, geleceğe ait öngörülerin oluşturulmasında kullanılabilecektir. Veriler nasıl toplanacak? Peki tüm bu veriler bir merkeze nasıl toplanmaktadır? Yukarıda da bahsi geçen fiber optik ringler üzerindeki dağıtım merkezlerinden tüm müşteri parsellerine, bölge regülatörlerine, su kuyularına, su depolarına ve MOBESE direklerine fiber optik kablolar çekilmektedir. Müşteri parsellerine, bölge regülatörlerine, kuyu ve depolara tesis edilecek olan ve SCADA sistemi içerisinde gerekli uzaktan izleme ve kumanda işlevlerini yerine getirecek, RTU (Remote Terminal Unit) adı verilen endüstriyel tipte elektronik cihazlar bulundukları noktadaki SCADA ile ilgili verileri işleyip merkeze ileteceklerdir. RTU’lar kurulu oldukları yerdeki ölçümleri yapan (akım, gerilim, basınç, sıcaklık v.b.), ölçüm sonuçlarını SCADA merkezine ileten ve merkezden gelen komutları yerine getirerek uzaktan Katılımcılar verilere ulaşabilecek Merkezde ise SCADA yazılımı ile entegre çalışan bir Dağıtım Yönetim Sistemi kurulacaktır. Sistem, endüstriyel güç sistemlerinin dağıtımı, iletimi ve üretiminin otomasyonu ile ilgili proseslerde kullanılacaktır. Tüm sistemin tasarım aşamasından sanal bir simülasyon ortamının oluşturulmasına, sistemle ilgili öngörülerin ve müdahalelerin yapılmasından sistemin analizi ve optimizasyonuna kadar her alanda çözüm üretmektedir. Bu sayede, küçük bir manevradan ileride yapılması öngörülen bir şebeke yatırımına kadar, sistemle ilgili analizler ivedilikle yapılabilecektir. Sayaç Otomasyonu Yazılımı, müşteri ve parsel RTU’larına bağlı sayaçların tüketimlerini ve yük profili v.b. kayıtları okuyup bir veritabanına kaydedecektir. Sayaçlardan alınan veriler veritabanına gerçek zamanlı izleme ve kumandayı sağlayan akıllı cihazlardır. Önceden de bahsedildiği gibi çok hızlı gelişen ve ilerleyen teknolojiyle birlikte sistem, ileride kurulacak yeni sistemlerle veri alışverişi yapılmasını sağlayacak şekilde açık bir mimaride tasarlanmıştır. Farklı sistemlerin bir arada çalışmasını sağlayacak endüstriyel standartları (OPC, ODBC v.b.) desteklemektedir. olarak kaydedilecektir. Yazılım bu verileri, kolay anlaşılır raporlar, grafikler ve tablolar şeklinde kullanıma sunacaktır. Ayrıca DOSAB bölgesindeki katılımcılar da tüketim verilerine yine bu sistemden ulaşabilecek ve tüketim değerlerini izleyebileceklerdir. Pano testleri yapıldı Kameralar, bilgisayarlar, harici depolama üniteleri, kamera DOSAB SCADA sisteminde kullanılacak dahili ve harici panoların üretimi sürüyor. Bu panoların testleri DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, Müdür Yardımcısı Mustafa Ateş ve Doğalgaz Grup Şefi Murat İspa ile SYS firması yetkilileri tarafından Ankara’da Temmuz ayında yapıldı. 19 SCADA SİSTEMİ SYS Sistem Yazılım AŞ’nin Ankara Tesislerinde üretilen panoların test ve kabulleri yapıldıktan sonra üretime devam kararı alındı. Panoların kısım kısım sevki yapılarak DOSAB’da montajı ve ilgili fiber, haberleşme ve elektrik bağlantıları yapılacak. yazılımları ve sahada gerekli direkler, kutular v.b. diğer bileşenlerden oluşan MOBESE sistemi her kameradan ayrı kablo çekilmesini gerektiren eski analog yapı yerine, fiber optik üzerinden sayısal mantıkta çalışan IP kameralar üzerine kurulacaktır. Kullanılacak hareketli ve sabit kameralar gece/gündüz çalışacak tiptedir. Kameralar üzerinden depolanan görüntüler belli bir süre geçmişe dönük izlenebilecek şekilde depolanacaktır. Hali hazırda SCADA sisteminde kullanılacak dahili ve harici panolar üretilmekte olup bu panoların testleri DOSAB ve SYS yetkilileri ile birlikte üre- tim yerinde yapılmış ve panoların üretimine devam edilmesine karar verilmiştir. Panoların, kısım kısım DOSAB sahasına sevki yapılarak, müşteri sahasında montajı ve ilgili fiber, haberleşme ve elektrik bağlantıları yapılacaktır. DOSAB sahasına yayılmış Orta Gerilim Dağıtım Merkezlerine tesis edilecek panolara takılacak haberleşme anahtarları ile sistemin haberleşme altyapısı devreye alınacak, SCADA kontrol merkezine konulacak ana omurga anahtarları ile de yine bu merkezde yer alacak sistem odasındaki server’lar sahadan gelecek verilerin işlenmesi için işler hale getirilecektir. DOSAB sürekli izlenecek Proje çerçevesinde yapılacak MOBESE sistemine ait CCTV kamerlarının direklerinin dikilmesi ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bu sistem sayesinde DOSAB sahası dahilinde bulunan elektrik, doğalgaz ve su şebekelerine ait önemli noktalar (dağıtım merkezleri, bölge regülatörleri depolar, kuyular vs.), kavşaklar, DOSAB sahasına giriş-çıkış noktaları ve cazibe merkezleri izlenebilecektir. Komple bir dağıtım yönetim sistemi olarak düşünülen ve bu şekilde tasarlanan SCADA sistemi OSB’ler içerisinde bir ilk olma özelliğini taşımaktadır. DOSAB SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemleri ve Alt Yapısı Projesi kapsamında üç tip pano üretimi yapılıyor. Panolar için bölgedeki dağıtım merkezlerinde yeni alanlar oluşturuldu. 20 HABER DOSAB Yönetimi medya yöneticileriyle buluşuyor Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu, medya temsilcileriyle bir araya gelerek bölgede yapılan çalışmalar ve Bursa organize sanayi bölgeleri güç birliği oluşumu konusunda görüş alışverişinde bulunuyor. D OSAB Başkanı Ferudun Kahraman, yönetim kurulu ve Bölge Müdürü Serhat Şengül, medyayla buluşmalar kapsamında Olay Medya ve Medya S yönetici ve yazarlarıyla bir araya geldi. DOSAB Sosyal Tesisleri’ndeki buluşmalarda hem Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili konular hem de Bursa OSB’lerinin güç birliği çatısı altındaki çalışmaları gündeme geldi. DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman’ın, gazetecilerin ekonomiye dair sorularını da cevaplandırdığı buluşmalar karşılıklı bilgi alış-verişi anlamında da oldukça verimli geçti. DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman medya temsilcileriyle bu tür buluşmaların devam edeceğini söyledi. Temel amaç ucuz girdi Kahraman, medya temsilcilerine DOSAB’ın Bursa ve ülkemizin örnek sanayi bölgelerinden birisi olduğunu, her türlü alt ve üst yapı yatırımlarını tamamladığını aktardı. Gelinen noktada sanayiciye ucuz ve kaliteli hizmet sunduklarını belirten Kahraman, “Bundan sonra, bölgemiz için iki önemli projemiz var. Bunlardan birisi bu yıl tamamlanacak SCADA Sayaç Otomasyonu ve Haberleşme Projemiz, bir diğeri de ileri arıtma sistemimiz. Biz hem bölge sanayimiz hem de Bursa ve ülke sanayimiz için daha yüksek katma değer üretecek büyük projelere de odaklandık. Burada temel amacımız sanayimizin girdi maliyetlerini daha ucuzlatmak ve rekabet gücünü arttırmak. Bu doğrultuda güç birliği platformu oluşturduk ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz” dedi. Enerjide yol alabiliriz Güç birliği çatısı altında Bursa’daki organize sanayi bölgelerinin enerji üretimine girme hedefi doğrultusunda çalışmalarını yoğunlaştırdığını hatırlatan Kahraman şu bilgileri verdi: “Bursa OSB’leri Mayıs ayında Mudanya’da tarihlerinde ilk kez bir araya gelerek OSB Güç Birliği Platformu’nu oluşturmuş, Haziran ayında Bursa’da yapılan ikinci toplantıda öncelikli olarak sanayinin enerji ihtiyacını karşılayacak elektrik üretim tesisi alma veya kurma fikri benimsenmişti. Bu doğrultuda kurulan enerji komisyonu çalışmalarını yürütürken, Bursa OSB Güç Birliği Platformu DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy, Bölge Müdürü Serhat Şengül ve bölge katılımcılarından Obasan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Aslanoba, DOSAB Sosyal Tesisleri’nde Olay Medya yönetici ve yazarları Erol Bilenser, Nuri Kolaylı, Gürsel Bayraktutan, Engin Özpınar ve Ahmet Emin Yılmaz’ı ağırladı. Buluşmada DOSAB ve Bursa OSB’lerinin ortak hareket etme kararı görüşüldü. 22 HABER Ağustos ayında Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB) üçüncü toplantısını yapacak. Bursa’da OSB’lerinde, 115 binden fazla kişi çalışıyor Türkiye’de OSB uygulamasının 50 yıl önce pilot olarak başladığı il olan Bursa’da halen 13 OSB bulunuyor. Bu bölgelerden 2’si yatırım aşamasında, 4’ü ihtisas 9’u da karma bölge statüsünde. Bu bölgelerde 2010 yılı sonu itibariyle 115 bine yakın istihdam sağlanıyor. Yine Bursa’da zorunlu sigortalı 427,692 kişinin (2009 SGK verisi) yüzde 26,45’i OSB’lerde istihdam ediliyor. 2010 yılı tahminlerine göre 115.129 kişi (zorunlu sigortalı her dört kişiden biri) OSB içerisindeki firmalarda çalışıyor. İhracatın yüzde 80’i yapılıyor 10,9 milyar dolar olan Bursa’nın ihracatının (TİM 2010 verisi) yüzde 81’i, yaklaşık 8,8 milyar doları OSB’lerdeki firmalar tarafından yapılıyor. Bir başka deyişle her 100 dolarlık ihracatın 81 doları OSB bünyesindeki firmalardan gerçekleştiriliyor. Bursa’daki OSB’ler toplam 3.201 hektar alana sahip. İlde bir kişiye 12,57 metrekare OSB alanı düşüyor. Faaliyetteki 1.250’nin üzerindeki firmanın sektörel dağılımına bakıldığında, tekstil sektörü yüzde 45 ile ilk sırada yer alıyor. Tekstili yüzde 17 ile otomotiv ve yan sanayi, yüzde 14 ile makine-metal sektörleri izliyor.” Yerli kaynaklara dayalı üretim DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, Bursa OSB Güç Birliği Platformuna büyük önem verdiklerini belirterek, tarihi birlikteliğin Bursa ve ülke sanayisi lehine örnek yatırımlara imza atacağını söyledi. Kahraman, sanayinin en önemli girdisinin enerji olduğunu belirterek şunları söyledi; “Ülkemizdeki elektrik enerjisi ihtiyacı yıllık ortalama yüzde 8 civarında büyüme gösteriyor. Mevcut kurulu gücümüzle artan talebi karşılamak, ekonomik hedeflerimize ulaşmak mümkün olmayacaktır. Hem bu açıdan hem de sanayimizin girdi maliyetlerini aşağıya çekebilmek için Bursa sanayisi olarak kendi elektriğimizi kendimiz üretebiliriz. Biz bunun için yola çıktık. Dışa bağımlılığı olmayan, yerli kaynaklara dayalı üretim de gündemimizde öncelikli olarak yer alıyor. Şahısların değil OSB tüzel kişiliklerinin malı olacak bir yapılanma ile başta özelleştirme kapsamındaki kömür santrallerinden almak istiyoruz. Bu konuda siyaset ve kamu yönetimi düzeyinde girişimlerimiz oldu. Bu fikrimizi açıkladık ve olumlu karşılandık. Arkadaşlarımızdan bir teknik heyet önce Manisa OSB Enerji Santralini ardından Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santrali’ni gezdi. Bu teknik inceleme gezilerinde Çan Santrali’nin gerek teknolojisi ve çevreci yönü, gerekse verimliliği ve gücü gibi konularda son derece uygun, Bursa sanayisinin ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğunu gördük. 2023 hedefi için çalışmalıyız Güç Birliği olarak böyle bir termik santrali özelleştirme kapsamından alamadığımızda ikincil olarak uygun kömür sahalarının bu güç birliğine tahsisini sağlamak ve elektrik üretim santrali kurmak konusunda yol almak istiyoruz. Bu konuda da Ankara’da ilk temaslarımızı gerçekleştirdik. Yerli kaynak kömürden elde edilecek elektrik ile sanayi olarak hem girdi maliyetlerimiz azalacak hem de hükümetimizin ortaya koyduğu 2023 hedeflerine ulaşma paralelinde; enerji arzı güvenli, sürdürülebilir ve kaliteli olarak sağlanmış olacaktır.” DOSAB Yönetiminin Medya S ile buluşmasında Başkan Ferudun Kahraman ve Ersan Özsoy, Medya S’ten Tayfun Çavuşoğlu, Murat Kuter, Kadir Güzel, Okan Tuna, Serkan İnceoğlu, Süha Gürsoy, Hasan Boztürk, Ersel Peker ile bir araya geldi. Başkan Kahraman, 2023 ekonomik hedefleri için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladığı toplantıda, ^DOSAB olarak biz de ihracatımızı 10 milyar dolara çıkartmak için gayret göstereceğiz” dedi. 23 ETKİNLİK Geleneksel İftarda, BTSO İlk 250 Firma-2010 Araştırması’nda listeye giren 37 bölge firmasına plaket verildi. DOSAB’ın gurur tabolsu Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve DOSAB Sanayici ve İşadamları Derneği Geleneksel İftarı, 10 Ağustos Çarşamba günü DOSAB Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Sadece bölge sanayicilerinin katıldığı iftarda, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Bursa’nın En Büyük 250 Firması-2010 Listesine giren 37 katılımcıya plaket verildi. D OSAB ve DOSABSİAD eski başkanlarının da katılıp firma temsilcilerine plaket verdiği tören tam bir gurur tablosu görünümünde geçti. 37 firmasının temsilcisine plaketlerini DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman ile eski başkanlar Ertuğ- rul Kaplan, Mustafa Taşdelen ve Ali Yedikardeş’in yanı sıra DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş verdi. İftar ve törene ayrıca DOSAB’ın eski yöneticileri ile DOSABSİAD eski başkanları Ceyhun Özüm, Fuat Bursalı, İsmail Yavaş ve 250 sanayici ve işadamı katıldı. Kahraman: Olası bir krizi az hasarla aşacağız DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman iftarda yaptığı konuşmada, ABD ve Avrupa merkezli olarak dünyada ekonomik iklimin bozulmaya başladığı şu günlerde, bölge firmalarının başarılarıyla gururlandıklarını söyledi. Kahraman, “Umuyor ve inanıyorum ki, Türkiye, olası bir ekonomik krizde güçlü sanayicisi ve ekonomisiyle mümkün olan en az hasarla şu kritik günleri aşacaktır” dedi. Sanayici ve çalışanların başarısı Kahraman, BTSO’nun 250 listesine giren 37 DOSAB firmasının 2010 yılında 2 milyar 900 milyon dolar ihracat yaptığını, 20 bin kişiye iş sağladığını hatırlatarak, “Bölgemizde faaliyet gösteren firma sayısının 410’u bulduğu düşünüldüğünde, 2010’da yaklaşık olarak 3 milyar 300 milyon doları bulan bir ihracatı DOSAB olarak biz yapmışız. Çalışan sayımız 36 bin kişiyi geçmiş durumda. Bu tablo bizi gerçekten gururlandırıyor. Emeği geçen tüm sanayici dostlarımı, çalışanlarımızı bir kez daha kutluyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu. 24 ETKİNLİK Plaket alan firma ve temsilcileri DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman, BTSO Bursa İlk 250’de 31., İSO Türkiye’nin 500 Sanayi Kuruluşu sıralaması-2010’da da 296. sırada olan Beyçelik Gestamp ‘ın plaketini Yönetim Kurulu Başkanı Faik Çelik’e verdi. Ermetal Şirketler Grubu, Ermetal Otomotiv ve Bürosit ile 2 ödül aldı. Ermetal Otomotiv Bursa sıralamasında 38., Bürosit Büro Donanımları ise 248. oldu. Ermetal Otomotiv aynı zamanda İSO 500 Listesinde 372.basamakta yer aldı. Plaketleri DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Gülener’e verdi. Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (Mustafa Oran), B-Plas Bursa Plastik Metal A.Ş. (Erdoğan Tan), Beyçelik Gestamp Kalıp A.Ş. (Faik Çelik), Ermetal Otomotiv ve Eşya A.Ş. (Fahrettin Gülener), Teknik Malzeme A.Ş. (Nazif Girgin), Aunde Teknik Tekstil A.Ş. (Dr. Filiz Yayla), BPO-B.Plas-Plastic Omnium A.Ş. (Nazmi Ceylan), Harput Tekstil Ltd. Şti. (Göksel Yıldırır), Bosch Fren Sistemleri A.Ş. (Arzu Özeyman), P.M.S.Metal Profil Alüminyum A.Ş. (Süleyman Önsever), Sunteks Dokuma Boya Apre A.Ş. (Rafet Kahraman), Grammer Koltuk Sistemleri A.Ş. (Tamer Kutku), Taşdelen Tekstil ve Turizm A.Ş. (Emre Engin), Polyteks Tekstil Eğitim A.Ş. (Ersan Özsoy), E.N.A.Tekstil A.Ş. (Nuri Acar), Obasan Gıda İnşaat A.Ş. (Ferruh Aslanoba), Acarsoy Tekstil A.Ş. (Emin Acar), Süleyman Bursalı Tekstil A.Ş. (Aykut Bursalı), Low Profile Tekstil. A.Ş., D.E.B.Y Tekstil A.Ş. (Ufuk Uygar Bekil), Işıksoy Tekstil İnşaat Ltd. Şti. (Ertuğrul Işık), Fiber İplik Mensucat A.Ş. (Orhan Bilici), Fistaş Fantazi İplik A.Ş. (İlhan Sarı), Öz Üç-El Tekstil Ltd. Şti. (Mahmut Kesici), Öz Tekstil Ltd. Şti. (Hamza Sarıbal), Fistaş Dış Ticaret Pazarlama A.Ş. (İlhan Sarı), Acar İhracat İthalat Tekstil A.Ş. (Nuri Acar), Yılmaz Sünger Kumaş Ltd. Şti. (Aydın Yılmaz), Aktaş Hava Süspansiyon Sis.A.Ş. (Şahap Aktaş), Şahinkul Makina ve Yedek Parça A.Ş. (Hüseyin Kul), Annaçlar Gıda ve Tem. Ltd. Şti. (Servet Anaç), Beztaş Tekstil Ltd. Şti., Yılmar Çelik Tel Yay Ltd. Şti. (Eyvaz Yılmaz), Baykar Döviz Ticaret A.Ş., Işıkser Tekstil Ltd. Şti. (Kemal Işık), Teknik 20 Makina ve Elektrik Ltd. Şti.( Nihat Sualp), Bürosit Büro Donanımları A.Ş. (Fahrettin Gülener). 25 ETKİNLİK 2003-2011 yıllarında DOSAB’ın başkanlığı yapan Ertuğrul Kaplan, BPO-B Plas-Plastic Omnium Oto.Plastik ve Metal Yan San. AŞ firmasının plaketini Nazmi Ceylan’a verdi. 2001-2003 yıllarında DOSAB Başkanı olan Mustafa Taşdelen, Polyteks Tekstil Eğitim AŞ’nin plaketeni Ersan Özsoy’a verdi. 1996-1997 yıllarında DOSAB Başkanı olan Ali Yedikardeş, BTSO İlk 250 Listesinde 145. olan Öz Üçel Tekstil’in plaketini Mahmut Kesici’ye verdi. 26 Somali’ye yardım kampanyası 15 bin TL ile başladı Gecede bir konuşma yapan DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de bölge sanayicileri ve üyelerine dönük derneğin çalışmalarını anlattı. Yedikardeş, Somali’de son 60 yılın en büyük kuraklığının yaşandığı ve başta çocuklar olmak üzere binlerce insanın yaşamını tehdit ettiği Afrika’ya yardım için DOSAB ve DOSABSİAD olarak bir kampanya başlattıklarını, bu kampanyaya bölge sanayicilerin büyük destek vereceklerine inandıklarını söyledi. Yedikardeş, “Afrika’ya Açlık Felaketine Yardım” kampanyasına destek vermenin ‘bir insanlık görevi’ olduğunu belirten Yedikardeş, kampanya kapsamında ilk bağışı DOSABSİAD Yönetimi olarak 15.000 TL ile yaptıklarını belirtti. Kişi ve kurumlar gücü oranında seferber olmalı DOSAB ve DOSABSİAD Yönetimleri, 40 milyonun üzerinde insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı felakete yardım konusunda tüm kurumların gücü oranında seferber olması gerektiğini açıkladı. Kuraklığın başta çocuklar olmak üzere binlerce insanın yaşamını tehdit ettiği, bir insanlık dramı ile karşı karşıya kalındığı vurgulandı ve “Açlık tehlikesi yaşayan Afrika ülkelerine her türlü yardım ve desteği sağlamalıyız. Konuya duyarlı bütün vatandaşlarımızı gücü yettiği oranda kampanyaya destekte bulunmaya davet ediyoruz” denildi. Konuşmaların ardından DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, eski başkanlar Ertuğrul Kaplan, Mustafa Taşdelen ve Ali Yedikardeş ile DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, 37 firma temsilcisine plaket verdi. DOSABSİAD Texbridge İstanbul tanıtıma DOSAB ev sahipliği yaptı Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek olan Texbridge Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı, UİB ve DOSABSİAD tarafından birlikte organize edilen toplantıda Bursalı tekstilcilere tanıtıldı. Yalın düşünce ile sıfır hata D OSABSİAD eğitim ve bilgilendirme seminerleri kapsamında “Yalın Üretim Sistemleri” konulu bir seminer yapıldı. DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş’in yanı sıra danışmanlık şirketi Duru Lean Yetkilileri Mahmut ve Beyza Özdemir seminere konuşmacı olarak katıldı. Yedikardeş açılış konuşmasında “Rekabet unsuru artık detaylarda. Kar marjları düştükçe nasıl personel giderlerinde farklılık yaratırız diye düşünüyoruz. Eğer işyerinizin verimliliğini arttırmayı, siz yokken de birisinin gözcü olmasını, bütün departmanların birbirini kontrol etmesini, siz olmadan da her şey yolunda olsun istiyorsanız, yalın üretim önemli çözümler sunacaktır” dedi. Yalın üretimi, yapısında hiçbir gereksiz unsur taşımayan ve hata, maliyet, stok, işçilik, geliştirme süreci, üretim alanı, fire, müşteri memnuniyetsizliği gibi unsurların en aza indirgendiği üretim sistemi olarak tanımlayan “Duru Lean” yetkilisi Mahmut Özdemir, özetle yalın üretimin kalite anlayışına yeni bir boyut kazandırdığını, yalın üretimin temel hedefinin ise üretimde sıfır hata sağlamak olduğunu ifade etti. Beyza Özdemir de öneri sisteminin firmalara ciddi kazançlar sağlayabileceğini anlattı. 28 F uar tanıtım toplantısında konuyan DOSABSİAD Başkanı Selim Yeşan Uludağ Tekstil İhracatçıları dikardeş de, “Bu da kendiliğinden olBirliği Yönetim Kurulu Başkamayacak. Burada herkesin kendine bir nı İbrahim Burkay, “Güzel bir tanıtım pay çıkarması lazım ki, başarılı bir fuar yapılırsa bu fuar tekstil sektörünün en organizasyonu olsun. Bir takım oyunu önemli fuarlarından biri olur” dedi. oynayacağız, el birliği ve gönül birliğiyDOSABSİAD Başkanı Selim Yedikarle en iyisini yapmaya çalışacağız. CNR deş de, “Texbridge İstanbul için el ve bunu gerçekleştirecek güçtedir” diye kogönül birliğiyle en iyisini yapmaya çanuştu. lışacağız” dedi. CNR Fuarcılık tarafından gerçekleştirilecek ve CNR Expo Fuar Alanı’nda 13-15 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan “Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı’nın” (Texbridge İstanbul) Bursa’daki tanıtım toplantısı DOSABSİAD seminer salonunda yapıldı. Toplantıya Uludağ Tekstil Şükran Çevik, Selim Yedikardeş, İbrahim Burkay İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbraAvrupalı heyecan duyacak him Burkay ve DOSABSİAD BaşkaAvrupa’daki firmaların Türk teksnı Selim Yedikardeş’in yanı sıra CNR til ürünlerine duyduğu gereksinimden Expo yetkilileri de katıldı. dolayı 10 yıl aradan sonra fuarı yeniden yapmaya karar verdiklerini ifade eden Bursa’dan altı firma CNR Expo Genel Müdür Yardımcısı Ziyaretçi portföyünün arttırılması Şükran Çevik, Avrupalı alıcının bu fuiçin tanıtım önemine değinen UTİB ardan heyecan duyacağına inandığını Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burbelirtti. kay, “Güzel bir tanıtım yapılırsa bu fuar Şükran Çevik, ”Fuarın düzenlensektörün en önemli fuarlarından biri mediği yıllar için nadasa bırakma diyeolur. Katılımcı firmaların da mutlaka biliriz. 10 yıldır hep bir şekilde bu fuar kendi müşteri portföylerini fuara dayapmayı planladık. Gerek konjonktür vet etmesi lazım. Çin bu anlamda çok gerek dünyadaki ve sektördeki gelişönemli işler yapıyor ve bütün Dünya’yı meler bunu engelledi. Artık sektörel fuarlarına çekiyor. Şu ana kadar fuara gelişmelerin Türkiye’ye verdiği destek46 firma kayıt yaptırmış ve bunların altı ten, fiyatlardan, Uzakdoğu’daki ve diğer tanesi Bursa firması. Bursa firmalarının gelişmeleri göz önünde bulundurarak sayısı inanıyorum ki daha da artacak ve iddialı bir hedef koyduk, bunu da başafuara güç katacaklardır” dedi. racağız” dedi. CNR Expo Departman Müdürü Takım oyunu oynayacağız Elif Kaya ise Dünya çapında çok önemFuarın çok başarılı olması gerekli tekstil firmalarının kayıt yaptırdığını tiğini, buna hem sektörün ihtiyacı olve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere duğunu, hem de gelecek fuarlar için Ortadoğu ülkelerinden de fuara yoğun motivasyon unsuru olacağını vurgulakatılım beklediklerini söyledi. DOSABSİAD DOSAB’lı sanayicilere TÜBİTAK ve Avrupa Birliği, AR-GE Hibe Programları anlatıldı. AB kaynaklarını iyi kullanalım Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık, “Türkiye, Avrupa Birliği hibelerinden faydalanamıyor. Bilmediğimiz için bize ayrılan kaynaklar kullanılmadan geri dönüyor” dedi. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamları Derneği (DOSABSİAD) bilgilendirme seminerlerine ara vermeden devam ediyor. Son olarak temmuz ayında Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık, “TÜBİTAK ve Avrupa Birliği, AR-GE Hibe Programları” konulu bir seminer düzenledi. Seminerin açılış konuşmasını yapan DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş, “ Hedefimiz AR-GE’nin bilinirliğini arttırmak. Birçok sanayicimiz AR-GE’nin tam olarak ne olduğunun farkında değil. AR-GE’nin işletmelerde tasarım farklılığı yaratmak olduğunun farkındalığına dikkat çekmek istiyoruz” diye konuştu. Bilinç eksikliği giderilmeli Selim Yedikardeş’in ardından söz alan Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık, Avrupa Birliği’nin hibe fonları için ciddi bir kaynak ayırdığını ve bu kaynakların Türk girişimciler tarafından kullanılamadığını söyledi. Avrupa ülkelerinin bu kaynakları çok iyi kullandığını ve büyük yatırımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Bağrıaçık, “Avrupa ülkeleri hibe fonlarından çok iyi şekilde yararlanmayı başarıyor. Özellikle Ar-Ge konusunda iyi işler ve yatırımlar ortaya konulmaya başlandı. 30 Ülkemizde ise böyle bir çalışma yok denecek kadar az. Türk girişimci, sanayici ya da yatırımcı hibeleri kullanmayı tercih etmiyor. Tercih etmemesinin temel nedeni ise bilinç eksikliğidir” dedi. Ar-Ge kesesi açık! Avrupa’da yatırımcıların ArGe projeleri ile yeni fabrikalar açtığını kaydeden Bağrıaçık, Türk sanayicisinin de bu desteği arkasına alarak hazırlayacağı projeler ile aynı başarıyı yakalayabileceğinin altını çizdi. Türk sanayicisinin herhangi bir eksiği bulunmadığını aktaran Prof. Dr. Bağrıaçık, “Avrupa Birliği Ar-Ge konusunda hazırlanacak yeni projeler için kesenin ağzını açtı. Yurtdışında Ar-Ge üzerine proje hazırlayacak çok sayıda firma var. Bizler neden almayalım? Bana Avrupa’dan arkadaşlarım her zaman neden bu kaynakların Türkiye tarafından kullanılmadığını soruyorlar. Verecek mantıklı bir cevap bulamıyorum. Bundan sonraki süreçte biraz destek biraz da bilgilendirme ile bu açığımızı kapatacağımızı umuyorum” diye konuştu. Büyük sorun proje yazmak “Yazılan her türlü projenin kabul görmesi için mutlaka önem derecesini vurgulamamız gereki- yor. İnsan hayatına katkısı, maddi kayıpları önleyeceği gibi hususlara dikkat çekersek, projenin kabul görmesi kolaylaşıyor” diyen Bağrıaçık, kendilerinin de proje hazırlarken bu hususların üzerinde ciddi şekilde durduklarının altını çizdi. Türkiye’nin en büyük ekonomilerinden birine sahip olduğunu hatırlatan Atilla Bağrıaçık, Ar-Ge konusunda ülkede ciddi yatırımlar olmasına rağmen bu yatırımların projelendirilmesi ve hibe desteği alması için gerekli girişimlerin yapılamadığını söyledi. OSB Güç Birliği 3.toplantısı Eylül ayında DOSAB’da yapılacak Bursa Organize Sanayi ve Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu 3.toplantısı Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılacak. Daha önce mayıs ayında BTSO OSB’nin ev sahipliğinde Mudanya’da, Haziran ayında da NOSAB ev sahipliğinde Holiday Inn’de iki toplantı yapılmıştı. 18 Ağustos Perşembe günü DOSAB Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirileceği açıklanan toplantı ve iftar eylül ayına ertelendi. DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül bu erteleme ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: ‘Biz 18 Ağustos için davetimizi yapmıştık. Ancak bu davetimizin ardından; ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil eden Bursaspor’un Belçika’nın Anderlecht takımıyla oynayacağı Playff-Off ilk maçının da aynı gün saat 21:00’de Bursa’da oynanacağı belli oldu. Katılımcılarla yaptığımız görüşmelerde, elimizde olmayan sebeplerle toplantı ve maç gün-saatinin çakışmasının, toplantıya katılım ve verimlilik konusunda olumlu olmayacağı kanaatine varıldı. Bundan dolayı, Platformumuzun 3. Toplantısı Eylül sayı içinde DOSAB tarafından organize edilecek ve tarihi duyurulacak.’ OSB MEVZUAT OSB Uygulama Yönetmeliği değişiklikleri yürürlüğe girdi Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 4 Ağustos tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. 19 maddelik değişiklikte en önemli başlık dağınık sanayi alanlarının Islah adı altında OSB olması… 4 Ağustos 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 19 Madde ile OSB Uygulama Yönetmeliğinde değişiklikler yapıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yaptıkları değişiklikle dağınık sanayi alanlarının “Islah OSB” kimliği kazanacağını belirterek, “Bu alanların yeni yatırım çekmesi ve daha fazla istihdam oluşturması da mümkün olabilecek” dedi. Valilikleri başvuru yapılacak Yapılan kanuni düzenlemeye göre, gerçek ve tüzel kişiler 12 Nisan 2012 tarihine kadar başvurularını valiliklere yapacaklar. Şehirlerde kurulacak komisyonlar, bu başvuruları değerlendirecek, talep edilen alan, altyapı ve yönetim beraberliği sağlanabilecek bir bütünlüğe ulaşılması halinde, Islah OSB kimliği kazanılacak. Islah OSB, 12 Nisan 2011 tarihinden önce mer’i plana göre yapılaşan sanayi tesislerinin bulunduğu alanların ıslah edilmesiyle oluşacak OSB’ler olacak. Önemli değişiklikler Yönetmelikte bazı önemli değişiklikler şöyle: - Azledilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda tekrar seçilemez. - OSB içinde küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık hizmet alanlarında katılımcı vasfına sahip ve müstakil bir parselde faaliyet yürüten gerçek ya da tüzel kişiler genel kurulda temsilci olarak yer alabilir. Bu parsellerde birden çok işletme bulunması halinde; bu işletmeler kendi aralarından seçecekleri bir temsilci ile genel kurulda temsil edilir. Müstakil parsel büyüklüğü 3000 m2’den küçük olamaz. - OSB’nin gerekçeli kararı ve Bakanlığın onayı ile ifraz yapılabilir. İfraz sonucu oluşacak parsel büyüklüklerinde, OSB’nin onaylı imar planı ile en az 3000 m2 parsel büyüklükleri dikkate alınır. - Önerilen ıslah OSB alanında bulunan sanayi parsellerinin ayrık nizamda ve mer’i plana göre yapılaşmış olması, bu alan içinde münferit olarak ruhsatsız ve izinsiz sanayi tesislerinin mevcut olması halinde ise bu tesislerin ıslah süresi içerisinde yasal yükümlüklerini yerine getireceğini taahhüt etmesi, - Önerilen ıslah OSB alanında bulunan toplam parsellerin en az 1/3’ünde üretim veya inşaata başlanmış olması ve en az 1/3’ünün mülkiyetinin de sanayi tesisi kurmak üzere sanayicide olması, - Alanın en az % 8’inin OSB ortak kullanım alanlarına ayrılabilecek nitelikte olması, - Önerilen alan içinde Kanunun geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulu bulunan tesisler hariç, OSB’de kurulamayacak tesislerin bulunmaması, - Önerilen alan içindeki tesis maliklerinin ıslah OSB içerisine dâhil edilmeye yönelik talep yazıları, alanın hali hazır durum bilgisi ve mülkiyet belgeleri, ilgili kurumca tasdikli mer’i imar planları, yapılara ilişkin ruhsat ve izinler, ÇED raporları, jeolojik ve jeoteknik etüt raporları, mevcut durumda karşılaşılan sorunlar ile alanın ıslah OSB talep gerekçeleri, ıslah için planlanacak tüm faaliyetlere ilişkin insan sağlığı, çevre ve ekonomik getirilerin de yer alacağı ön fizibilite ile finansman koşullarının etüdü gibi bilgi, belge ve raporların değerlendirmesi neticesinde oluşan gerekçe raporunun ve eklerinin eksiksiz olarak sunulmuş olması, şartları aranır. - Islah şartlarını yerine getiremeyen tesisler ıslah OSB sınırları dışında bırakılır. - Islah OSB, ıslah komisyonu tarafından belirlenen ıslah şartları ve süresinin kayıtlı olduğu kuruluş protokolünün Bakanlıkça onaylanması ve sicile kaydı ile tüzel kişilik kazanır. - Süresi içinde ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB niteliklerini kaybederek, sicilden terkin edilir. Anayasa Mahkemesi’nden iptal kararı 4562 Sayılı OSB Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 2.fıkrası 12 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildi. Anayasa Mahkemesi Kararı ile 18.02.2009 gün 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun 22 maddesi ile Geçici 7. Maddeye eklenen; “1/1/2005 tarihinden önce kesinleşen imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılan veya aynı tarihten önce, Bakanlık tarafından onaylanan ve yatırım programına alınan OSB’lerin bulunduğu alanlardaki mera vasıflı taşınmazlar hakkında; ilgili kamu idarelerince daha önce yapılan kamulaştırma ve diğer işlemler, tezyidi bedel dahil kamulaştırma, faiz ve diğer bedellerin ödenmesi kaydıyla geçerli kabul edilir, bu işlemlere dayanılarak ilgili gerçek ve tüzel kişiler adına tapuda yapılan tesciller korunur, mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir.” 2. fıkra iptal edildi. CHP, söz konusu hükümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme, fıkranın ”… mülkiyete yönelik Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir açılan davalar sonucunda bu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına dair verilen ve kesinleşen mahkeme kararları uygulanmaz ve bu kararlar uyarınca tapu kütüklerine konulan şerhler terkin edilir.” bölümünü Anayasa’ya aykırı bularak yürürlüğünü durdurdu ve iptal etti. 31 HABER BTSO Organize Sanayi Bölgesi’nin 50. gurur yılı Türkiye’nin organize sanayi bölgesi olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi, 50. yılını kutladı. OSB’de kurulan ilk fabrikalara, en çok istihdam yaratan, ihracat yapan firmalara ödül verdi. gemi sağlamdır ve yoluna hasar almadan devam edecektir. Cari açıkla ilgili bazı sıkıntılarımız olduğu bir gerçek, ancak bu konuda da gerekli önlemleri alacağımızdan herkes emin olsun” dedi. BTSO Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Uğur ve Başkanvekili Hüseyin Durmaz, 50. Yıl Gecesine katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nehat Ergün’e plaket verdi. B ursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi, 50. yılını 2 Ağustos tarihinde Altınceylan’da verilen ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün katılımıyla kutladı. Programda OSB’de kurulan ilk fabrikalar ile 2010 yılı verilerine göre istihdam ve ihracatta ilk 3 sırada yer alan firmalara plaket verildi. Ali Uğur: İlk ve örnek olduk BTSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur, 2 Ağustos 1961 tarihli karara göre Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesinin Bursa'da kurulmasının kabul edildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Nüfusu bakımından ülkemizin 4'üncü büyük keti olan Bursa'mız, aynı zamanda yine ülkemizin sanayi üretim ve ihracat üssü konumundadır. Aslına bakarsak, organize sanayi bölgemiz sa32 dece Bursa'mız ve bölgemiz için değil ülkemizin sanayileşmesinde, bilhassa planlı sanayileşmesinde de önü olmuş, bugün sayıları 140'a yaklaşan organize sanayi bölgeleri tarafından hep örnek alınmıştır. BTSO OSB ile başlayan organize sanayi bölgeleri yapılanması, o kadar başarılı olmuştur ki, Türkiye olarak artık yurt dışına OSB modeli ihraç eder duruma gelmiş bulunmaktayız.” Ergün: Fırtına olursa dalgalanma olur Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün de yaptığı konuşmada, güncel ekonomik konulara da değindi. Ergün, “Özellikle Avrupa ve ABD ekonomilerinde yaşanan borç ve bütçe açıklarıyla ilgili sıkıntılar, dünya ekonomisini tehdit etmeyi sürdürüyor. Şayet fırtına çıkarsa, dalgalanmalar olabilir, ancak bu Bursa öncüdür 50 yıl önce Bursa'nın ve ülkenin ilk organize sanayi bölgesinin kurulduğunu belirten Ergün, BTSO'nın o zamanki mensuplarının, büyük bir özveriyle, OSB'yi ülkeye kazandırdığını söyledi. Bu zaman içinde BTSO OSB'nin sadece üretime ve istihdama büyük katkı sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda, ülkenin diğer illerinde yeni organize sanayi bölgelerinin kurulmasına da öncülük ettiğini anlatan Bakan Ergün, şöyle konuştu: “Bugün ülkemizde tüzel kişilik kazanan 264 organize sanayi bölgesinin 13 tanesinin Bursa'da olması da Bursa'nın öncü kimliğinin bir neticesidir. Bugün Bursa, birçok değişik parametre açısından ülkemizin önde gelen şehirlerinden biriyse, bunda OSB'lerin, sanayicilerimizin ve girişimcilerimizin büyük payı vardır. Ben bu organize sanayi bölgesinin kuruluşundan bu yana emek gösteren tüm dostlarımıza ve sanayicilerimize teşekkür ediyor, ahirete intikal etmiş olanlara da Allah'tan bir kere daha rahmet diliyorum. Ali Uğur, BTSO Başkanı ve önceki dönem BTSO OSB Başkanı Celal Sönmez’e katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi. HABER OSB’lerde kalite artıyor Zaten çok az sayıda organize sanayi bölgesi kurabildik. Onların da bir kısmını yanlış yerlere, yanlış zamanlarda kurduk. 2002 yılından bu yana en çok üzerinde durduğumuz konuların başında organize sanayi bölgelerinin sayılarının olduğu kadar kalitelerini artırmak olmuştur. Bu niyet ve irademiz sayesinde, sadece 9 yıl içinde bizden önceki 40 yılda tamamlanan kadar OSB'yi yatırımcıların hizmetine sunduk. OSB'ler, artık sanayimizin dünya ile entegre olmasını ve rekabet gücümüzün artmasını sağlayacak bir vizyona kavuşmuşlardır. Bugün Moğolistan, Kazakistan, Ukrayna, Mısır ve Azerbaycan gibi ülkeler, ülkemizdeki OSB'lerle ilgili süreçleri yakından takip ediyor, bir model olarak bizim tecrübelerimizden yararlanıyorlar. Her zaman ve her yerde ifade ettiğim gibi, çok açık bir gerçek var; Türkiye'nin ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşması ancak ve ancak üretimle mümkün olacaktır. Ülke genelinde, daha fazla ve daha kaliteli, ileri teknolojiye dayanan, yenilikçi ve rekabetçi bir üretim kültürü oluşturmamız gerekiyor. Bu kültürü oluşturduğumuz takdirde, yerli ve yabancı girişimcilere, çok daha elverişli bir yatırım ortamı sunmuş olacağız.” 2023 hedefleri Ergün, yatırım ortamının iyileştirilmesinde, girişimcilere ortak idari, teknik ve altyapı hizmetleri sunan organize sanayi bölgelerinin önemli bir rolünün bulunduğunu vurgulayarak, ''Yatırımların işbirliği anlayışıyla yapılması, enerji, çevre ve ulaşım gibi asgari altyapı şartlarının tek bir elden yönetilmesine, üretim maliyetlerinin azalmasına ve kalite standardının yükselmesine zemin hazırlamaktadır'' dedi. Küresel rekabet gücü kazanılması için gereken yenilikçi iş kültürü, kalite odaklı üretim anlayışı ve yüksek katma değer oluşturma gibi niteliklere ancak planlı bir sanayi politikasıyla ulaşılabileceğini belirten Ergün, şunları söyledi: ''Türkiye, 2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yaparak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için sadece üretmek kafi gelmiyor, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretim yapmak gerekiyor. Üretim yapımız için de yüksek teknolojili ürünlerin payını en az yüzde 20 seviyesine çıkarmamız icap ediyor. Hükümet olarak, bu zaruretin farkındayız. Bu nedenle, yeni dö- BTSO Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan il fabrikalar ile 2010 verilerine göre en fazla ihracat ve istihdam yaratan ilk üç firma temsilcilerine plaketler verildi. nemdeki kamu yapılanmasında, bilim ve sanayi alanlarına hizmet edecek bir Bakanlık tesis ettik. Bakanlığımızın yeni yapısı, ülkemizde üniversite sanayi işbirliğinin tesis edilmesine, yenilik ve teknoloji üretme kapasitemizin artmasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu konuda, Bakanlık olarak üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, ticaret ve sanayi odalarımızla, OSB yönetimleriyle azami derecede işbirliği tesis etmeye kararlıyız.” OSB’lerde eğitim kurumları olacak Bakan Ergün, geride bırakılan 8-9 yıllık sürenin, ağırlıklı olarak makro reformları hayata geçirdikleri bir dönem olduğunu dile getirerek, önümüzdeki dönemde ise ağırlıklı olarak mikro reformların ve KOBİ'lerin rekabet gücü- nü artıracak politikaların hayata geçeceğini bildirdi. Bu noktada, Organize Sanayi Bölgelerinin üniversiteler ve mesleki eğitimle ilişkisini geliştirmeye büyük önem verdiklerini vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: ''OSB'lerde meslek liseleri kurmaya başladık, önümüzdeki dönemde bu uygulamayı hızla yaygınlaştıracağız. Ülkemizdeki OSB'lerde meslek liseleri kurarak, sanayiciyle mesleki eğitim arasında doğrudan bir temas da sağlamış olacağız. Hatta bunun da ötesine geçerek, bazı meslek yüksek okulların, mühendislik ve işletme fakültelerinin, Ar-Ge merkezlerinin OSB'ler içinde kurulması yönünde de adımlar atacağız. Yapacağımız bu tür çalışmalara vereceğiniz katkılardan dolayı sizlere şimdiden teşekkür ediyorum.” BTSO OSB’nin gecesi Bursa sanayiini bir araya getirdi. Gecede NOSAB ve DOSAB’ın eksi başkanları Yalçın Aras ve Ertuğrul Kaplan, DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ile birlikte aynı masayı paylaştı. 33 HALİL ALIŞ RÖPORTAJ 34 RÖPORTAJ Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü Halil Alış: Bursa OSB’lerinin kendi elektriğini üretme girişimini olumlu buluyorum EÜAŞ Genel Müdürü Halil Alış, DOSAB Perspektif Dergisi’nin sorularını yanıtladı. Ülkemizde enerji arz güvenliğinden, sektörün yapısına, üretim öngörülerinden özelleştirmeye kadar bir çok soruyu yanıtlayan Alış, Bursa’daki organize sanayi bölgelerinin güç birliği oluşturup kendi elektriğini üretmek konusundaki çabalarını da olumlu karşıladığını söyledi. Perspektif: Ülkemizde enerji arz güvenliği konusunda bir sıkıntı söz konusu mudur? Halil Alış: Önümüzdeki 5 yıllık dönem için arz güvenliği açısından bir sıkıntı söz konusu değildir. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) tarafından yapılan 2010-2019 çalışma döneminde, beklenen talebin yüksek oranda gerçekleşmesi durumunda güvenilir üretim kapasitesine göre 2016 yılında elektrik enerjisi açığı beklendiğinden ve üretim tesisinin inşaat süreleri, tesisin tipine göre 3-5 yıl arasında olabileceği dikkate alındığında ivedilikle yeni ilave kapasitenin 2016 yılından itibaren devrede olabilecek şekilde sisteme dahil edilmesi için bugünden önlemlerin alınması gerekmektedir. Elektrik sistem işletmeciliğinde; - Talebin tahmin edildiği gibi gerçekleşmemesi, - Hidrolik santrallere gelen su miktarının tahmin edildiği gibi gelmemesi, - Yakıt arzında ve kalitesinde kısıtlarla karşılaşılabileceği, - Santrallerde uzun süreli arızaların olabileceği, - İnşa halindeki kamu ve özel sektör santrallerinin öngörülen tarihlerde işletmeye giremeyeceği dikkate alındığında, Güvenilir elektrik enerjisi üretim sistemlerinin işletilmesinde birincil kaynak türlerine göre belirli oranlarda güç ve enerji yedeği bulundurulması bir zorunluluktur. Bu nedenle arz ve talep başa baş olmadan önce üretim sisteminin ye- dekli olarak işletilmesi için yatırım tesislerinin inşaat süreleri de göz önüne alınarak gerekli önlemler alınmalıdır. P.: Arz güvenliği açısından başka nelere dikkat etmek gerekiyor? H.A.: Üretim tesislerinin yakıt cinsi ve işletmeye giriş yılı itibariyle yatırım kararlarının yatırımcı tarafından verildiği bir piyasa yapısında; özellikle elektrik enerjisi talebinin ekonomik krizin etkisinin geçmesi sonrasında önemli bir artış oranı ile artması bekleniyor. Böyle bir elektrik sisteminde ülke talebinin güvenilir bir yedekle karşılanması için gerekli üretimin birincil kaynak dağılım politikaları açısından uygunluğunun takip edilmesi arz güvenliği açısından önemli bir husustur. Ayrıca talebin önemli bir artış oranı ile gelişmesinin beklendiği bir piyasada lisans alan, lisans almak için başvuruda bulunan üretim tesislerinin taahhüt ettikleri tarihte gerçekleşmelerini sağlamak için gerekli önlemlerin alınması yine arz güvenliği açısından önemlidir. P.: Elektrik piyasa verileri incelendiğinde, ülkemizde hali hazırda 7000 MW fazla olduğu görülüyor. Bu durum elektrik fiyatlarında bir ucuzlama gerektirmiyor mu? Gerektiriyorsa gerçekleşmemesinin sebebi neler olabilir? H.A.: Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; 7000 MW’lık fazlalık teoriktir. Santrallerin proje üretim değerleri ile Güvenilir Üretim değerleri farklılıklar gösterir. Bu nedenle 7000 MW.’lık teorik kapasitenin ne kadarının sürekli emre amade olup olmadığına bakmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Elbette Üretim kapasitesinde bir fazlalığın olması elektrik piyasasındaki rekabet dolayısıyla elektrik fiyatlarında bir ucuzlamayı getirecektir. Ancak ben ülkemizde elektrik fiyatlarının zaten yüksek olmadığı kanaatindeyim. Ne kadar fazla üretiminiz olursa olsun, bir malı maliyetinden daha ucuza satabilir misiniz? Eğer malın gerçek maliyeti ve kabul edilebilir bir kar marjının da üstüne konulması ile oluşan fiyatların çok üstünde satıyorsanız işte bu durumda arz fazlalığı ile fiyatları maliyet bazlarına düşürebilirsiniz. Yani şunu söylemek istiyorum. Ülkemizde arz problemi olduğu dönemlerde bile elektrik enerjisi fiyatları zaten çok yüksek olmuyordu. Ancak ikili anlaşmaların dışında olan ve PMUM’da 2016 yılında elektrik enerjisi açığı beklendiğinden ve üretim tesisinin inşaat süreleri, tesisin tipine göre 3-5 yıl arasında olabileceği dikkate alındığında; ivedilikle yeni ilave kapasitenin 2016 yılından itibaren devrede olabilecek şekilde sisteme dahil edilmesi için bugünden önlemlerin alınması gerekmektedir. 35 RÖPORTAJ satılan elektrik enerjisi fiyatları piyasa fiyatlarını belirlemekte temel gösterge olabilir. Arzın yeterli olmadığı dönemlerde piyasada satılan elektrik enerjisi fiyatları yüksek, aksi halde ise düşük gerçekleşir ki bu durum Ülkemiz elektrik piyasasında aynen gerçekleşmiştir. Ancak unutulmaması gereken şey şudur; Piyasada oluşan fiyatlar nihai tüketicilerin faydalanacağı veya zarar göreceği şekle gelmez. Çünkü nihai tüketiciler ihtiyaçları olan elektrik enerjisini aslında ikili anlaşmalarla temin ederler ve bu fiyatlarda maliyet bazlı olmak zorundadır. TETAŞ’ın Yİ ya da YİD santrallerinde üretilen enerji ve EÜAŞ santrallerinin yasal olarak Geçiş Dönemi Sözleşmeleri (GDS) kapsamında satış yapmakta olduğu bir ortam söz konusudur. Bu durum sadece kamu tarafının korunması için değil aynı zamanda liberal piyasaya geçiş sürecinde özel üretici ve tedarikçileri de daha öngörülebilir bir yapı sunması amaçlanırken, piyasanın spekülatif hareketlerden de etkilenmemesi amaçlanmaktadır. Diğer taraftan üretim kaynaklarının baz yük santrali, orta yük santrali ve puant yük santrali olarak çeşitlendirilmesi de önemlidir. Zira yüksek maliyetli bir üretim tesisinin günün her saatinde çalışması mümkün olamamaktadır ya da çalışabileceği saatlerde start / stop esnekliğinin yüksek olmaması nedeniyle teknik olarak üretim yapamayabilmektedir. P.: Ülkemizde üretilen elektriğin serbest piyasada ne kadarı işlem görüyor. Bu fiyat rekabeti yaratacak düzeyde midir? H.A.: Şöyle ki, ülkemizde üretilen elektriğin sadece % 15- 20’lik bölümü serbest piyasada işlem görmektedir. Bu oran fiyatları aşağı çekmeyi sağlayacak kadar piyasada rekabet yaratamamaktadır. Ayrıca elektriğin üretildiği kaynaklar da fiyatlar açısından büyük önem arz etmektedir. Örneğin doğalgazdan üretilen elektrik miktarı ile doğalgaz fiyatının düşürülmesi durumunda, ya da hidrolik kaynaklardan üretilen elektrik miktarında su gelirlerinin artmasına paralel olarak yükselme meydana gelmesi halinde elektrik fiyatlarında ucuzlama söz konusu olabilecektir. Burada önemli olan konu dediğim gibi elektrik üretim kaynaklarının fiyatlarıdır. Maliyet düşerse elektrik fiyatı da düşer. 36 Üretim özelleştirmeleri sonunda Rekabetçi serbest piyasa oluşacak E lektrik üretim özelleştirmeleri tamamlandığında, şu anda ülke kurulu gücünün yüzde 25’ine sahip olan EÜAŞ, kurulu gücün yaklaşık yüzde 15’ine sahip olacak. P.: Elektrik piyasasında dağıtımın ardından üretim özelleştirmeleri hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? H.A.: 18 Mayıs 2009’da sektörde serbestleşme ve arz güvenliğini sağlamak için gerekli yol haritasını içeren Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi (“2009 Strateji Belgesi”) açıklanmıştır. Bu belgeye göre, üretim tesislerinin özelleştirilmesindeki amaçlar; elektrik üretim kapasitesinin geliştirilmesi, mevcut üretim tesislerinin emre amadeliklerinin arttırılması ve sektördeki rekabetin arttırılması için özel sektör kaynaklarının harekete geçirilmesidir. EÜAŞ’a ait toplam kurulu gücü 141 MW olan Tercan, Kuzgun, Mercan, İkizdere, Çıldır, Beyköy ve Ataköy Hidroelektrik Santralleri ile Denizli Jeotermal Santralı ve Engil Gaz Türbinleri Santralı olmak üzere 9 santral Manisa Organize Sanayi Bölgesi Doğalgaz Çevrim Santrali 2000 yılından buyana bölgenin elektrik ve buhar ihtiyacını karşılıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminin %48’i doğalgaz kaynaklı üretiliyor. 2011/Haziran İtibariyle Türkiye Kurulu Gücünün Kuruluşlara Dağılımı MW EÜAŞ....................................... 24.164,0 Serbest Üretim Şti....... 14.096,5 Yap-İşlet................................... 6.101,8 Otoprodüktör....................... 3.014,1 Yap-İşlet-Devret.................. 2.429,8 İşl.Hak.Devri. ............................ 688,3 TOPLAM .............................. 50.494,5 EÜAŞ %47,85 Serbest Üretim Şti. %27,92 Yap-İşlet %12,08 İşl.Hak.Devri %1,36 Otoprodüktör %5,97 Yap-İşlet-Devret %4,81 RÖPORTAJ ÖİB’ye 7 firma ön yeterlilik başvurusu yapmıştır. Ön yeterlilik değerlendirmesi sonucunda yeterliliği tespit edilen firmalar 28 Temmuz 2011 tarihinde tekliflerini ÖİB’ye teslim edecektir. Üretim tesislerinin özelleştirilmesi sonucunda; • EÜAŞ’ın sahip olduğu tüm termik santraller özel sektöre devredilecektir. • EÜAŞ’ta (Kamuda) sadece toplam kurulu gücü 7826,5 MW olan (DSİ tarafından yapımı devam eden ve EÜAŞ’a devredilecek HES’ler hariç) hidrolik üretim tesisleri kalacaktır. • EÜAŞ, Türkiye kurulu gücünün yaklaşık %15’ine sahip olacaktır. • EÜAŞ Türkiye elektrik talebinin yaklaşık %14’ünü karşılayacaktır. • Dağıtım özelleştirmelerinden sonra üretim özelleştirmelerinin tamamlanması ile rekabetçi bir serbest piyasaya geçilmiş olacaktır. özelleştirilmiş ve 01.09.2008 tarihinde imzalanan sözleşme ile özel sektöre devredilmiştir. EÜAŞ’a ait toplam kurulu gücü 141 MW olan 50 adet küçük hidrolik santralın özelleştirme ihaleleri gerçekleştirilmiş olup, 18 gruptan 1, 5, 9, 10, 11, 13, 14, 16 ve 17. grupta bulunan toplam 26 küçük hidrolik santralın devri gerçekleştirilmiş olup diğer grupların devir işlemleri devam etmektedir. Yine EÜAŞ’a ait 27 adedi hidrolik ve 18 adedi termik olmak üzere 45 santralın (16.200 MW) özelleştirme çalışmaları 2009 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca başlatılmıştır. Öncelikli olarak 1156 MW kurulu gücündeki Hamitabat Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı (HEAŞ) 27 Ekim 2010 tarihinde Özelleştirme Programına alınmıştır. HEAŞ için ihale süreci başlatılmıştır. HEAŞ için 29 Nisan 2011 tarihinde 2011/Haziran İtibariyle Türkiye Kurulu Gücünün Kaynaklara Dağılımı Jeotermal %0,19 Biyogaz %0,19 Asfaltit %0,27 Taş Kömürü %0,66 Rüzgar %2,94 Sıvı Yakıtlar %2,43 Çok Yakıtlılar Kaynaklar MW Hidrolik................................. 16.791,9 Doğalgaz.............................. 16.277,2 Linyit.......................................... 8.139,7 İthal Kömür........................... 3.281,0 Çok Yakıtlılar........................ 2.633,3 Sıvı Yakıtlar........................... 1.225,4 Rüzgar...................................... 1.483,6 Taş Kömürü. .............................. 355,0 Afaltit.............................................. 135,0 Biyogaz............................................ 98,3 Jeotermal....................................... 94,2 TOPLAM............................... 50.494,5 %5,21 İthal Kömür %6,50 Linyit %16,12 Doğalgaz %32,24 Hidrolik %0 %33,25 %5 %10 %15 %20 %25 %30 %35 2010 Haziran - 2011 Haziran Türkiye Üretim ve Tüketimi (GWh) Kaynaklar Dogalgaz Kömür Jeotermal Sıvı Yakıtlar Rüzgar Hidrolik Diğer Türkiye Üretimi Dış Alım Toplam Üretim Dış Satım Türkiye Tüketimi 2010 Haziran 2011 Haziran Değişim % 44.420,3 24.787,3 314,6 1.022,1 1.124,0 29.050,5 227,3 100.946,5 437,4 101.383,9 970,0 100.413,9 47.225,8 30.400,0 333,9 1.874,3 1.875,0 27.640,1 225,4 109.575,4 1.382,2 110.957,6 1.382,2 109.575,4 6,32 22,64 6,13 83,37 66,81 -4,85 -0,87 8,55 216,04 9,44 42,50 9,12 Sektöre yılda 7-8 milyar dolar yatırım gerekiyor P.: Bir yandan üretim özelleştirmesi diğer yandan sektöre yatırım gereği… Özel sektör bu iki kulvarda birden ilerleyebilecek sermaye birikimine veya krediye sahip midir? H.A.: Herhalde benim, özellikle son birkaç konuşmalarımı dinlediniz. Sektörel konferanslarda benim özellikle değindiğim konulardan bir tanesi finans konusudur. Ülkemiz özel sektörü, hem üretim özelleştirmeleri hem de enerji sektörüne yatırımları uluslararası kuruluşlarla ortaklık kurarak yapabilir. Bu açıdan bakıldığında özel sektör, her iki kulvarda birden ilerleyebilecek sermaye birikimine veya krediye sahiptir diyebiliriz. Ancak 16.200 MW kurulu gücündeki termik ve hidrolik santrallerin özelleştirmesinin büyük miktarda finansman gerektireceği ile her yıl sektöre yapılacak yatırım miktarının 7-8 milyar dolar tutarında olacağı düşünüldüğünde özel sektörün finansman konusunu halletmek için oldukça fazla yorulacağını düşünmekteyim. 37 RÖPORTAJ P.: 5-10 veya 15 yıllık projeksiyonda enerji sektörüne yatırımda bir sıkıntı söz konusu olabilir mi? Bu anlamda sizin öneri, görüş ve tavsiyeleriniz neler olabilir? H.A.: Üretim Kapasite Projeksiyonuna göre, son elektrik talep tahmini rakamlarının (2010-2019), 2019 yılında Yüksek Talep Senaryolarına göre 389.98 milyar kWh, Düşük Talep Senaryolarına göre ise yaklaşık 367.35 milyar kWh düzeyine ulaşılacağını göstermektedir. Her iki senaryoya göre, ilk 5 yıllık dönemde üretimin talebi karşılamakta zorlanmayacağı, 2016 yılından itibaren başka bir ifadeyle 10 yıllık dönemde, üretimin tüketimi karşılamasında yeni üretim tesisleri devreye alınmadığı takdirde sıkıntı yaşanacağını göstermektedir. Öte yandan,18 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre 2023 yılına kadar elektrik üretimi için tüm yerli ve kömür ve hidrolik potansiyelimizin kullanılması, rüzgar kurulu gücünün 20,000 MW’a, jeotermal kurulu gücünün 600 MW’a ulaştırılması hedeflenmektedir. 2020 yılında ise elektrik üretimimizin %5’inin nükleer enerjiden sağlanması öngörülmektedir Tüketimdeki hızlı artışın paralelinde, her yıl yeni kurulacak yaklaşık 3-4 bin MW güç için 7-8 milyar $ tutarında yatırım yapılması gerekmektedir. Aksi halde 2016 yılından itibaren talebin karşılanmasında güçlükler yaşanması muhtemeldir. Bu bağlamda özel sektörün enerji yatırımlarına hız vermesi gereklidir. Özel sektör yatırımları yeterli düzeyde olmadığı takdirde 5784 sayılı kanun gereği, kamudaki tek üretim şirketi olan EÜAŞ’a görev düşecektir. P.: MTA tarafından yeni bulunan kömür sahaları enerji yatırımına dönüştürülmesi için EÜAŞ devrediliyor. Ne tür özelliklerde, hangi sahalar söz konusu? EÜAŞ’ın bu sahalarla ilgili bundan sonraki çalışma takvimi, programı ne olacak? MTA’dan devralınan kömür sahaları şöyle. 38 Bu sahalardaki kömürün kalorifik değerleri düşüktür. Bu nedenle sadece elektrik üretiminde kullanılacağını düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi yakın bir geçmişte Sayın Bakanımızın başkanlığında ve özel sektörün de katılımıyla bu sahaların elektrik enerjisi üretiminde kullanılması ile ilgili bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda kamu tarafı olarak bizler bu sahaların kullanımı ile ilgili olarak yatırım seçeneklerini ortaya koymaya çalıştık. Şimdi özel sektörden hareket bekliyoruz. P.: Bursa’daki 13 OSB yönetimleri bir güç birliği oluşturarak, başta enerji olmak üzere ortak sorunlarına ortak çözüm üretme konusunda çaba göstermeye başladı. Bu konuda orta ve uzun vadede bir üretim portföyü oluşturma konusu tartışılıyor. OSB’ler aynı zamanda özelleştirilecek EÜAŞ santrallerine de talip olmayı planlıyor. Sizin Bursa sanayisinin kendi elektriğini üretme konusundaki yaklaşımına bakışınız nasıldır? Görüş, öneri, tavsiyeleriniz Türkiye Elektrik Enerji Talep Tahminleri 450 400 367,3 389,9 350 300 250 210,2 210,2 194 200 150 100 50 0 2009 2010 Yüksek Senaryo (%7,4) Lokasyon Ruhsat Sayısı Orj.AID Toplam Rezerv (Kcal/Kg) (Milyon ton) K.MARAŞ/Elbistan 3 1028 515 TEKİRDAĞ/Merkez 4 2270 214 İSTANBUL/Çatalca 4 2037 280 KONYA/Karapınar 9 1314 1.830 TOPLAM 20 2.840 2019 Düşük Senaryo (%6,6) neler olabilir? H.A.: Bursa sanayisinin kendi elektriğini üretme konusundaki çabalarını, bu amaçla özelleştirilecek EÜAŞ santrallerine talip olmayı planlamalarını çok önemli buluyorum. Bu konuda OSB’lerin güç birliği oluşturmalarını da çok olumlu olarak karşılıyorum. Öncelikle ne kadar enerjiye ihtiyaç duyduklarını, dolayısıyla ne kadar bir kapasiteye talip olacaklarını belirlemelerinde yarar görüyorum. Bunu müteakiben ne kadar finansmana ihtiyaç duyulacağı ve finansmanın ne şekilde temin edileceği hususunda bir çalışmanın yapılmasının faydalı olacağına inanıyorum. P.: Bu güç birliği EÜAŞ santrallerine talip olduğunda, mevzuat açısından ya da tarafınızdan pozitif bir ayrımcılıkla karşılaşabilir mi? H.A.: Üretim özelleştirmeleri bilindiği üzere Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca (ÖİB) yürütülmektedir ve bir pozitif ya da negatif bir ayrımcılık yapılmamaktadır. ÖİB tarafından hazırlanan ihale dokümanlarında belirtilen koşulları sağlayan özel ve tüzel kişiler ihalelere katılabilmektedir. ERSAN ÖZSOY RÖPORTAJ 40 RÖPORTAJ Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy: Enerji yatırımı büyük iş, doğru adım atmak istiyoruz Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu’nun enerji santrali yatırımı çalışmalarını değerlendiren Özsoy, “Yanlış yapmamak ve attığımız adımların, doğru yerlerde, doğru sonuçlar vermesini istiyoruz” dedi. B ursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu, mayıs ayından bu yana Bursa’nın gündeminde. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Bursa Ticaret Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi yönetimlerinin başı çektiği platform, Bursa’daki 13 OSB’yi tek çatı altında topluyor. Bursa sanayisinin ortak sorunlarına ortak çözümler üretme amacıyla yola çıkıldı. İlk iki toplantıda da enerji üretimi konusunda çalışma yapılması kararı alındı. DOSAB’ın Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy, konuyla ilgili olarak Perspektif ’in sorularını yanıtladı. Perspektif: Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu’nun Bursa sanayisinin elektriğini üretme konusundaki görüş birliğine sizin bakışınız nasıl? Bu birlik enerji yatırımına gidebilir mi? Bunun için neler yapılıyor, neler yapılmalı? Ersan Özsoy: Bursa OSB Güç Birliği fikri ve oluşumu ilk olarak bizim sanayi bölgemizin yani DOSAB’ın önderliğinde oluştu. Bu fikre Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi yönetimi büyük destek ve katkı verdi. Bilindiği gibi iki toplantı yapıldı. Daha sonra biz DOSAB olarak Güç Birliği oluşumu ile ilgili Bursa’daki 13 organize sanayi bölgesinden, enerji ve doğalgaz tüketimi en büyük beş tane sanayi bölgesini ziyaret ettik. Yönetim olarak bu ziyaretleri gerçekleştirdik ve hepsinden, yani BTSO OSB, İnegöl OSB, Yenişehir OSB ve Nilüfer OSB’den niyet mektupları aldık. Bu niyet mektupları çerçevesinde bir protokol ile bu birlikteliğin devamını ön görüyoruz. Bu çalışma bizim için önemliydi. Güç Birliğinin sadece sözde değil yazı- da da olması için kardeş bölgelerimizden, bu işin altına elini koyacaklarını hissetmek gerekiyordu. Herkes şuanda büyük katkı veriyor. Bu birlik ve enerji başta düşünülen yatırımlar aslında uzun süreçli bir iş. Enerji üretimi yatırımı küçük bir yatırım değil. Bir yanlış yapma şansımız da yok. Yanlış yapmamak istiyoruz ve attığımız adımların, doğru yerlerde, doğru sonuçlar vermesini istiyoruz. Bunlardan dolayı işler biraz ağır gidiyor gibi gözükebilir. Ama ilk kademeleri aştığımızda eğer kamudan da biz ciddi bir destek alırsak, ondan sonra çok çabuk hızlanacağını düşünüyorum. P.: Şu ana kadar Güç Birliği’nin yerli kaynaklardan (kömür gibi) elektrik üretim tesisi sahibi olması gündeme geldi. Şu aşamada tek seçenek bu yatırım mı? E.Ö.: Kesinlikle önceliğimiz kömür. Bununla ilgili de devlete biz bir takım başvurularda bulunduk. Mümkünse çalışan bir kömür santralinin bize verilmesi, mümkün değilse de bir kömür havzasının kullanımımıza verilip oranının işletilmesi ve oradan çıkan kömürle yerinde bir kömür enerji santrali kurulması önceliğimiz. P.: Diyelim ki bu gerçekleşmedi. Bir B planı var mı? E.Ö.: Biz bu girişimlerden olumlu sonuç alamazsak, biz o takdirde DOSAB olarak bir yatırıma gidebiliriz. Bizim bölgemizdeki sanayicimizin elektrik ve buhar ihtiyacını karşılayacak bir doğalgaz çevrim santrali düşünüyoruz. Zaten bunun çalışmalarına başlamıştık. Bizim bölgemizde buhar tüketimi çok olduğu için doğalgaz kaynaklı bir yatırım verimli olabiliyor. Çünkü hem elektrik hem de buhar elde edeceğiz. Güç Birliği veya Bursa sanayisi DOSAB Yönetimi olarak organize sanayi bölgelerini ziyaret edip niyet mektupları aldık. Bir protokol yapma amacındayız. Önceliğimiz kömür. Bununla ilgili de devlete bir takım başvurularda bulunduk. Çalışan bir santral veya bir kömür havzası talebimiz. 41 RÖPORTAJ merkezli büyük bir doğalgaz çevrim santralinin bir cazibesinin olmadığını düşünüyorum. Çünkü burada olay, doğalgazdan elektrik ürettiğimizde çıkan enerjiden buharın üretilmesiyle maliyetin düşürülmesi… Eğer biz burada bütün Bursa’yı kapsayacak 600 MW’lık bir santrali doğalgazdan kurarsak oradan çıkan buharı bütün Bursa’daki 13 OSB’ye dağıtmamız mümkün değil. Onun için de doğalgaz işin içine girdiğinde bunu lokal bazda çözmemiz gerekiyor. P.: OSB’lerin ortak sorunlarına ortak çözümler üretme çabaları konusunda siz ne kadar iyimsersiniz? E.Ö.: Kesinlikle iyimserim ve bu Güç Birliğinin öteden beri olması gerekiyordu. Bursa sanayisinin bu birlikteliği birçok konuda avantaj yaratacak diye düşünüyoruz. Eğer bu birliktelik olmazsa bizim Ankara’daki enerji merkezli görüşmelerimizden sonuçlarımız çok iyi çıkmaz., Yani burada bir Bursa sanayi birliği olarak hareket etmemiz ve onu Anakara’da göstermemiz lazım. Bizim bir bütün halde olduğumuzu herkes gördüğünde işimiz daha kolaylaşacaktır. Sonuçta bu yapı, 115-120 bin kişilik bir istihdamı temsil ediyor. Sanayi şehri Bursa’nın tüm sanayisi burada… Bu açıdan bakıldığında iyimserim. Yeter ki, bizim birlikteliğimiz sürsün. P.: Güç Birliği oluşumunda, enerji yatırımı düşünülmesinde temel amaç daha uygun maliyetteki girdi temini. Enerjide de daha uygun fiyatlı elektrik… Bugünün fiyatlarıyla ne kadarlık bir avantajdan söz ediyoruz? E.Ö.: Benim tahminim şu anki rakamlarımızdan yüzde 30-35 gibi daha düşük rakamlarda bir elektrik maliyetinden bahsediyoruz. P.: Enerji yatırımının gerçekleşmemesi Güç Birliğinin önünü tıkar mı, dağıtır mı? E.Ö.: Dağıtmaz, dağıtmamalı. Çünkü o kadar çok şey var ki… Yani bu bir ilk aşama, ilk adım. Bursa’nın gücünü göstermek için olmazsa daha bir sürü proje var. Güç Birliği ortak hareketi ile bir takım kendi mali konularımızı düşünme, çözme imkanımız var. Bu sanayimiz için gerekli su için, doğalgaz için, toplu tedarik için geçerli. Sanayi lehine mevzuat oluşturmada etkin olmak için gerekli. P.: İlk etapta kömür kaynaklı üretime odaklanıldı. Bu olursa sonrası için üretim çeşitliliğine gidilebilir mi? E.Ö.: Gidebilir ve gitmeli de… 42 Ama öncelikle bu kömür konusunun oluşması, netleşmesi gerekiyor. Ondan sonra da çeşitlendirme yapılabilir. Nitekim BTSO OSB’deki yönetici arkadaşlarımız BOSEN’i ortaklığa açabileceklerini söylüyorlar. İkinci aşamada bu olabilir. Doğalgaz, hidroelektrik, jeotermal, rüzgar kaynaklı üretim olabilir. Ancak üzerinde önemle durduğumuz ilk çıkış noktamız yerli kaynak ve kömür. Kömür maliyet açısından da çok mantıklı. İlk adımımızı bu yolda atmak istiyoruz. P.: Birlik üçüncü toplantısını DOSAB’da yapacak… E.Ö.: Ramazan ayında birliğin üçüncü toplantısı bizim ev sahipliğimizde DOSAB’da olacak. İftar ve toplantı aynı anda gerçekleşecek. Buradaki görüşmelerin ışığında tekrar bir araya geldikten sonra bir adım daha ileri gideceğimizi düşünüyorum. Enerji yatırımı hedeflerini gerçekleştirdiğimizde, benim tahminim şu anki rakamlardan yüzde 30-35 daha düşük maliyet olur. KONUK YAZAR Bülent ÜLKÜ / Elektrik Mühendisi-Eski TEDAŞ Genel Müdürü MTB Enerji Mühendislik Danışmanlık Elektirik piyasası ve organize sanayi bölgeleri T ürkiye nin Elektrik Piyasasında 1980’li yıllarda başlayan özelleştirme çalışmaları Avrupa Birliği giriş sürecinin hızlanması ile birlikte farklı bir boyuta dönüşmüştür. Avrupa Birliği Giriş sürecinde diğer Piyasalarda olduğu gibi elektrik piyasasında da Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda kararlar alınmaya başlanmıştır. Bu süreçte: • 1993 yılında Türkiye Elektrik Kurumu ikiye bölünerek TEAŞ ve TEDAŞ şeklinde tekrar örgütlenmiştir. • 2001 yılında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çıkarılmıştır. 4628 sayılı yasa ve ikincil mevzuatının öngördüğü piyasa yapısında: • Çapraz sübvansiyonlar yapılmayacak, • Maliyet dayalı bölgesel tarifeler egemen olacak, • Taraflar arasında ayrıcalık yapılmayacak, • Devlet piyasadaki kontrol edici konumdan ve ticari faaliyetlerden çekilerek sadece politika belirleme pozisyonunda kalacak, Kontrol ve düzenleme yetkisi bağımsız bir kurula devredilecek ve böylece Şeffaf ve rekabete dayalı bir piyasa oluşturulacaktır. Şeklinde iken 4628 sayılı yasa ve ikincil mevzuatının (Yönetmelikler, tebliğler, kurul kararları) uygulanmaya başlanması ile aşağıdaki şekli alması hedeflenmiştir. • 3 Mart 2004 tarihinde “Elektrik Enerjisi Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi” yayınlanarak öncelik elektrik dağıtım özelleştirmelerine verilmiştir. Bu kurgu doğrultusunda: • 2001 yılında TEAŞ üçe bölünerek EÜAŞ, TEİAŞ, TETAŞ olarak yapılandırılmış ve böylece dikey ayrıştırma tamamlanmıştır. • 4628 sayılı yasanın ikincil mevzuatı uygulanmaya başlanmıştır. • TEDAŞ Özelleştirme idaresine devredilerek bölgesel şirketler şeklinde tekrar organize edilmiştir. • Elektrik Dağıtım ihaleleri yapılmıştır. • Elektrik Dağıtım ihalelerinde beklenenin çok üzerinde fiyatlara ulaşılmıştır. • Elektrik Dağıtım Şirketlerinin 12 si fiilen özel sektöre devredilmiştir. • 1 i için mahkeme kararı beklenmektedir. • 8 i için Rekabet Kurulunun verdiği karar doğrultusunda sonuç alınacaktır. • Elektrik Üretim Özelleştirmeleri başlatılmış ve 9 santrallik bir potföy ile küçük hidrolik santraller özel sektöre devredilmiştir. 2001 yılı öncesinde elektrik piyasasındaki işleyiş şeması: Mobil EÜAŞ Yap-İşlet Devret Yap-İşlet İşletme Hakkı Devri OTOP. TETAŞ TEİAŞ TEDAŞ MÜŞTERİLER 44 Otop. Otop. Grup KONUK YAZAR • Hamitabad Doğalgaz Kombine Çevrim santralinin özelleştirilmesi için ihaleye çıkılmıştır. 2012 yılı içerisinde üretim özelleştirmelerinin tamamlanması beklenmektedir. • 2008 yılı içerisinde Türkiye elektrik piyasası arz güvenliği sıkıntısına düşmüş ve olası bir elektrik krizi Global kriz nedeni ile atlatılabilmiştir. • 2008 yılı ortalarından itibaren elektrik talebinde %40 ları aşan oranlarda talep düşmesi yaşanmıştır. lerinin durumu 4628 sayılı yasa ile çelişen bir pozisyon olarak değerlendirilmiş ve bu aykırılığın önlenmesi için çareler aranmıştır. Organize sanayi bölgelerinin bu esnadaki birlikteliği ve siyasi otorite nezdindeki girişimleri sonucunda 29 Aralık 2006 tarih ve 26391 sayılı Resmi Gazete de “Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik” yayınlanarak “OSB Elektrik Dağıtım Lisansı” verilmeye başlanmıştır. Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası içerisindeki mevcut konumlarını koruyabilmeleri için birlikte hareket etmeleri güçlü birlikler oluşturmaları ve kendi elektriğini üretebilir konuma gelmeleri düşünülmelidir. Yapılabilecek elektrik üretim yatırımı olarak termik santraller (kömür ve doğalgaz), hidroelektrik santralleri, rüzgar santralleri ve gelecek için de güneş santralleri üzerinde çalışılmalıdır. • Bu sebeple 2009 yılında “Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi” yayınlanmıştır. Bu belge ile Piyasanın birinci önceliği arz güvenliğine verilmiştir. • Teğet geçen global kriz sonrası Türkiye elektrik talebinde hızlı bir tırmanış yaşanmaya başlanmış ve Türkiye elektrik talep artışı eski ivmesini geçmeye başlamıştır. • 2010 yılında 3500MW ilave kapasite sisteme girmiş ise de Türkiye enerji sisteminde kronikleşmeye başlayan arz güvenliği problemi; sistemin yavaş yavaş arz güvenliğini sağlayacak tarzda revize edileceğini göstermiştir. • Arz talep dengesine bakıldığında şu anda arz talep dengesinin yedeksiz olarak karşılandığı söylenebilir. Bu gelişmelerin başlangıcında daha özelleştirmeler yapılmadan Organize Sanayii Bölgelerine ait elektrik işletme- Daha sonra doğalgaz piyasası kurulmaya başlanmıştır. Bu piyasanın kuruluşunda özel dağıtım firmaları daha hızlı doğmuş ve Organize Sanayi Bölgelerine Doğalgaz Dağıtım Lisansı verilmemiştir. Bu gün birçok organize sanayi bölgesi doğalgaz dağıtımından dolayı mahkemelik konumunu sürdürmektedir. Türkiye deki gelişmeye ayak uyduramayan Türkiye Elektrik Piyasasında Arz edilen elektrik, talebin önüne geçememektedir. Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi Elektrik Piyasalarında özelleştirmeler hızla sürdürülmektedir. Dünya örneklerine bakıldığında özelleşen piyasalarda yatırımlar artmakta ve kalite yükselmektedir. Elektrik faturalarına yansıması kaçınılmaz olan özelleştirme bedellerine yatırımların ve kalite artışının faturalarını da eklemek gerekecektir. İleri aşamalarda elektrik arzının talebin önüne geçeceği ve ucuzluğu getireceği beklentisi var ise de bunun için kısa bir tarih vermek pek mümkün gözükmemektedir. Bu nedenlerden dolayı Türkiye Elektrik Piyasası Üretim ve Dağıtımın aynı grup çatısı altında olduğu büyük, güçlü ve birleşik yapılara doğru ilerlemektedir. Dağıtım özelleştirmelerinde ödenen yüksek fiyatlar dağıtım şirketlerini alan gurupları üretim portföylerini oluşturmaya ve etki alanlarını genişletmeye yöneltmektedir. 2011 yılında yayınlanan dağıtım tarifeleri bu alanın genişlemeye başladığının açık bir göstergesidir. 2011 tarifelerinde piyasa içerisindeki ticaret dengeleri dağıtım şirketleri lehine gelişmiştir. Elektrik Dağıtım şirketlerinin potansiyel gelişme bölgesi olarak görecekleri ilk ve en verimli en büyük alan Organize Sanayi Bölgeleridir. Varlık nedeni 4628 sayılı yasa olan düzenleyici kurum (ve uzmanlarının) kurdukları piyasa yapısı içerisinde ayrıcalık tanınmış adalar şeklinde duran Organize Sanayi Bölgelerine ne kadar sıcak bakabileceklerini objektif olarak değerlendirmek gerekecektir. Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası içerisindeki mevcut konumlarını koruyabilmeleri için birlikte hareket etmeleri güçlü birlikler oluşturmaları ve kendi elektriğini üretebilir konuma gelmeleri düşünülmelidir. Bu çerçevede yapılabilecek elektrik üretim yatırımı olarak termik santraller (kömür ve doğalgaz), hidroelektrik santralleri, rüzgar santralleri ve gelecek için de güneş santralleri üzerinde çalışılmalıdır. 45 KONUK YAZAR Prof.Dr.Atila Bağrıaçık / Ar-Ge Hibe Fonları Uygulayıcısı, YMM abdanmer@gmail.com Ar-Ge projeleri ile Türk Makine İmalatçılarını teşvik etmenin yol haritası T ürk makine üreticisi olarak, seri üretiminiz yanında Ar-Ge projeleri yaparak, yurt içi ve yurt dışı makine satışlarınızı önemli ölçüde arttırarak, büyük bir rekabet gücü elde edeceğinize inanmaktayım. Tecrübe ve deneyimlerimden hareket ederek tarafımdan oluşturulan birikimli başarı senaryoları aşağıda yer almaktadır. Bu senaryoların daha iyi anlaşılması için Ar-Ge’in ne olduğu ve 3 ayağından kısaca söz etmek gerekir. Ar-Ge’nin tanımı ve üç ayağı Araştırma ve deneysel geliştirme (Ar-Ge) insan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır (FRASCATİ KILAVUZU). Ar-Ge Özetle Bilginin artırılması ve yenilik için kullanılmasıdır. Bu açıdan yeni fikir ya da EUREKA ÜYESİ ÜLKELER Almanya Avusturya Belçika Çek Cum. Danimarka Estonya Fas Fransa Finlandiya Hırvatistan Hollanda G.Kıbrıs İngiltere 46 İrlanda İspanya İsrail İsveç İtalya Letonya Litvanya Lüksemburg Macaristana Malta Monako Norveç Polonya Portekiz Romanya Rusya San Marino Slovakya Slovenya Sırbistan Türkiye Ukrayna Yunanistan Avrupa Birliği Kaynak: TÜBİTAK icat Ar-Ge hibesi alamaz. Önemli olan Bu fikrin teknik (novelty) ve ticari hale gelmesi yani inovasyon ya da yeniliktir. Bu faaliyet hibeye konu olur. Ar-Ge’nin üç ayağı 1.Temel araştırma: Görünürde herhangi bir özel uygulaması veya kullanımı bulunmayan ve öncelikle olgu ve gözlemlenebilir gerçeklerin temellerine ait yeni bilgiler edinmek için yürütülen deneysel veya teorik çalışmalardır. 2.Uygulamalı araştırma: Uygulamalı araştırma da yeni bilgi elde etme amacıyla üstlenilen özgün bir araştırmadır. Bununla birlikte, öncelikle belirli bir pratik amaç veya hedefe yöneliktir. 3.Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden elde edilen mevcut bilgiden yararlanarak yeni malzemeler, yeni ürünler ya da cihazlar üretmeye; yeni süreçler, sistemler ve hizmetler tesis etmeye ya da halen üretilmiş veya kurulmuş olanları önemli ölçüde geliştirmeye yönelmiş sistemli çalışmadır. Ag-Ge’nin üç ayağına teknik bilimlerden örnek 1.Temel Araştırma: Malzeme içerisindeki alaşım elementlerinin, malzemenin şekillendirilebilirliği üzerindeki neden sonuç ilişkisinin incelenmesi. 2.Uygulamalı araştırma: Cıvata yapımındaki teller için farklı kalitede aynı tel kesitine sahip teller için malzeme içerisindeki alaşım oranı veya cinsinin telin çekilebilirliğine olan etkisinin incelenmesi. 3.Deneysel geliştirme: Cıvata imalatında kullanılan üç farklı kalitedeki (1006,1008,1010) teli çekebilen bir makinenin tasarımı, prototip üretimi ve test edilmesi. Başarı Senaryoları Aşağıdaki senaryolar için, cıvata üretimi yapan yerli bir X firmasının yeni ürün ve süreç için Türk makine imalatçısına, makine talebi olduğundan hareket edilmektedir. 1. X Cıvata firmasının yeni tip cıvata üretimi için bir makine veya prese ihtiyacı var, bu makineyi cıvata firması ile ortak ArGe projesi yaparsa, makine alım bedelini ortalama % 60’lara kadar düşürmek mümkün. 5746 sayılı Ar-Ge Kanununun sağladığı EK SGK, stopaj ve Ar-Ge indirimi yoluyla maliyeti daha da düşürmek mümkün. Bu yolla makine talebi olan yerli firma, yabancı makine alımı yerine yerli makine alımına yönelecektir. 2.Eğer X cıvata firması, ortak Ar-Ge projesi yerine teknik özelliklerini ve fonksiyonlarını belirlediği makineyi, satın aldığı sizin firmanın üzerinden Ar-Ge projesini verdirmeyi tercih ederse, alınan hibeden yararlanmak suretiyle yerli makine alım maliyetini düşmektedir. 3.Eğer X cıvata firması, yeni cıvata üretimi için Avrupa’dan makine alım ihtiyacı varsa, ya kendisi ya da sizin üzerinden ortak Ar-Ge projeleri yaptırarak, KONUK YAZAR makine maliyeti yine de Eureka hibe fonları ile düşürülmektedir. Eureka sözcüğü nereden geliyor Eureka (veya Heureka; Yunanca, Evreka şeklinde okunabilir) Arşimet’e atfedilen ünlü bir ünlemdir. Söylentiye göre şekilsiz bir cismin hacminin, suya battığı anda su hacmindeki değişikliği bularak bulunabileceğini keşfettiğinde banyodan çıplak bir şekilde sokağa fırlamış ve sokaklarda koşarken bu ünlem sözcüğünü haykırmıştır. Sözcük”(Onu) buldum!” benzeri bir anlama sahiptir. Bunun sonucu Eureka!” bir keşfi kutlarken kullanılan bir ünlem halini almıştır. Her yıl 200 proje toplam 500 milyon/avro yıl desteklenmektedir. EUREKA projelerinde olması gereken özellikler • En az iki farklı ülkeden katılımcılarla oluşturulmalı • Sivil amaçlı uygulamalara yönelik olmalı • Ortaklar arasındaki iş bölümü dengeli (küçük ortak %25 den fazla) olmalı • Kısa zamanda ticarileşebilecek (6 ay ile max2 yıl arası) bir ürün, süreç ya da hizmete yönelik bir proje olmalı • Sözleşme yaparken (mülkiyet hakları çözülmeli-örneğin küçük ortağın da proje sonrası mülkiyet haklarının olması, bedelsiz lisans kullanma hakkı) gibi konuların bulunması gereklidir. Ar-Ge ye önem veren KOBİ statüsündeki Türk ve Avrupalı makine imalatçıları arasındaki ortak Ar-Ge projeleri için de, Eurostars hibe fonları bulunmaktadır ve bu programda kullanılmaya hazır Eureka programı gibi kullanılmayan ve fark edilmeyen fon kaynağı bulunmaktadır. 4.Eğer X cıvata firması Çin’den bir makine alacaksa, bu kez Avrupalı bir ortağı yanımıza alarak, Çin’deki imalatçı firma ile Avrupa Birliğinin Ar-Ge fon programı olan 7.çerçeve programına sokarak, makine maliyetini yine de düşürürüz. • 2012 yılı için Temmuz 20’de 7 milyar Euro’Luk 7. Çerçeve Kapsamında Ar-Ge Hibe Programına Kaynak Ayrılmıştır. • işbirliği özel programı kapsamında oluşturulan konsorsiyumlarda en az 3 AB /Asosye ülkelerden firmaların katılımı gereklidir. Ancak uygulamaya baktığımızda işbirliği özel programları kapsamında büyük projeler için oluşturulan konsorsiyumlara, ortalama 15-20 firmanın partner olarak katılarak AB’den ortalama proje başına toplam 6 milyon Euro aldıkları tespit edilmiştir. Küçük projelerde ise partner sayısı ortalama 6-8,AB’nin projeye katkısı ortalama 3 milyon euro’dur. Kapasiteler özel programının alt destek programı olan Kobi yararına araştırma için oluş- turulan konsorsiyumlarda, olması gereken AB/Asosye üye ülkeden min 3 kobi ve 2 Ar-Ge sağlayıcı olarak 5 adet partnerdir. Uygulamada ise, ortalama partner sayısı 10, AB hibe tutarı 0,5-5 milyon euro’dur AB Projelerine katılmanın TÜBİTAK’la mukayesine göre avantajları • TÜBİTAK projelerinde hibe ödemesi, faturalar ödendikten sonra 6 aylık dönemler halinde yapılmaktadır. Oysa AB projelerinde 2 yıldan az süren projelerde proje tutarının %6080’i, daha uzun süreli projelerde projede öngörülen ilk 12 aylık döneme ait tutarın % 160 nispetinde peşin olarak Avrupa PROGRAMIN AMACI Avrupa Komisyonu ve EUROSTARS üye ülkelerinin, Avrupa’daki KOBİ’lerin rakebetçiliğinin arttırılması için başlattıkları; KOBİ’lere özel, hızlı ve etkin bir Ar-Ge destek programıdır. EUROSTARS herhangi bir teknoloji alanı ve sektör ayrımı yapmaksızın Ar-Ge odaklı faaliyetler yürüten KOBİ’lerin projelerinin desteklenmesini amaçlamaktadır. Kaynak: TÜBİTAK 47 KONUK YAZAR sadece proje meblağının % 5 ‘i kredi garanti fonu olarak kesilmekte, proje zamanında bitirilirse % 4’lük bölüm iade edilmekte, sadece %1’i komisyonda kalmaktadır. TÜBİTAK’ta da peşin ödeme transfer ödemesi olarak yapılsa da, hem oran %25 gibi düşük, hem de teminat mektubu istenmekte, süreç uzun olmaktadır. • TÜBİTAK projelerinde işçilik, malzeme, hizmet alımı gibi sadece direkt maliyetler hibeye konu iken, AB projelerinde direkt maliyetlere KOBİ projelerinde %60,büyük projelerde % 20 elektrik, su, yönetim, kira bedeli gibi endirekt maliyetler eklenerek hibeye konu matrah yükselmektedir. Yüksek proje bütçesinin önemli bir bölümünün de teminat mektubu alınmadan peşin alınması, firmalar için büyük bir finansman kaynağıdır. TÜBİTAK projelerinde peşin finansman için firmalar kredi almak üzere TTGV’ye başvurmaktadırlar. • AB projelerinde personel maliyetlerine cep telefonu, internet, benzin masrafı gibi maliyetler de eklenebilmektedir. Avrupa Birliğinin 7. Çerçeve programlarına katılarak sadece AB’ye tam üye 27 ülke firması ile ortak proje yürütmek yanında, AB’nin bütün dünya ülkeleri ile yaptığı uluslararası anlaşmalar ile bu ülkeleri de projemize katabiliriz. 48 Bu durumda örneğin iş birliği projelerinde minimum 3 AB ülkesi/Asosye ülkelerin firmaları ile konsorsiyum kurulması söz konusu iken 3. ülkelerin firmalarının Ar-Ge projesine katılması halinde, AB’den minimum 2 firma 3. ülkelerden de minimum 2 firmanın konsorsiyuma katılımı şarttır. 5. Ar-Ge projelerinin desteğiyle maliyetini düşürüp, kalitesini artıran yerli makine imalatçılarının ulaştıkları mukayeseli avantajlar nedeniyle, hem Türkiye’deki satışlarını kaybetmemek hem de çevre ülkelere beraber satış yapmak için Yabancı makine imalatçıları, Türk makine imalatçıları ile ortak doğrudan yatırım ve ihracat için işbirliğine yönlendirilmiş olacaktır. 6. Öte yandan X cıvata firması, yeni cıvata üretimi için gerekli olan makine alımı, bir yatırım malı olduğu için Sanayi odası yada Hazine Müsteşarlığından alınacak yatırım teşvik belgesi ile makine alımında KDV ödememiş olacaktır. Sonuç Ar-Ge projeleri gerçekleştirmek suretiyle Türk makine imalatçıları, maliyetlerini ve rekabet avantajlarını iyileştirmek suretiyle Türkiye ekonomisinde çok daha iyi bir konumda merkezi bir role sahip olabilecekleri, yukarıdaki açıklamalarla ortaya konulmaktadır. Bu farkındalıkla uygulamaya geçmek, bütüncül bir yaklaşımla hepimiz için milli bir görevdir. AB 7.Çerçeve Programları (2007-2013) 53,2 milyar Euro - Dünyanın en büyük sivil araştırma programı Uluslararası konsorsiyumlar (çok ortaklı projeler) Alanınızdaki en büyük oyuncularla ortak projelerde yer alma imkanı Geleceğin teknolojilerini belirleyen konsorsiyumların içinde olma fırsatı Hangi ülkeler katılabilir? Üye ülkeler Aday ülkeler: Türkiye, Hırvatistan, Makedonya Asosye Ülkeler İsrail, İsviçre, İzlanda, Licntenstein, Norveç Uluslararası işbirliği hedef ülkeleri Afrika, Karayipler, Asya, Pasifik, Doğu Avrupa ve Orta Asya, Latin Amerika, Akdeniz Ortaklığı, Batı Balkan Ülkeleri 7.Çevre Programı Yapısı - Özel Programlar İşbirliği özel programı 32,3 milyar Euro - 10 Tematik alan - Konu odaklı - Araştırma ve Koordinasyon Projeleri Fikirler Özel Programı 7,4 milyar Euro - Avrupa Araştırma Konseyi Konu Bağımsız Mükemmeliyet Odaklı Bireysel Araştırmacılar / Takımlar Marie Curie Burs ve Destek Programları 4,7 milyar Euro - Burs ve Destek Projeleri Konu Bağımsız Kariyer Gelişimi / Sürekliliği Bireysel Araştırmacılar / Kurumlar Kapasiteler Özel Programı 4,2 milyor Euro - 7 Konu Başlığı, Kapasite / Potansiyel Gelişimi - KOBİ Özel, Araştırma ve Koordinasyon Projeleri Kaynak: TÜBİTAK Komisyonu ile sözleşme imzalanmasını takiben 45 içinde yapılmaktadır. Peşin ödeme için teminat mektubu istenmemekte, KONUK YAZAR Tülay ALPMAN / MBA, Endüstri Mühendisi / İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş sağlığı ve güvenliği açısından gürültü konusu (I) Sesin fiziği Ses havanın sıkıştırılması (compressions) ve basıncın azalması (rarefactions) ile ortaya çıkan enerjinin havada alçak ve yüksek basınç alanları meydana getirmesi ürünüdür. Bakınız şekil 1 ve 2. ğında en iyi duyarız. Muhtemelen bu yüzden de, en çok bu aralıktaki seslerden rahatsız olur veya huzursuzluk duyarız. Bilinmektedir ki bu frekans aralığındaki yüksek ses düzeyleri ve uzun süreli maruziyetler işitme kayıplarına sebep olmaktadır. Hava parçacıkları odayı veya bir alanı boydan boya geçmek yerine komşu partiküllere enerji aktararak onları harekete geçirir. Hava mükemmel bir elastik ortamdır ve bu partiküllerin ses hızına yansıyan enerji aktarımı sırasında hiçbir enerji kaybı olmaz. İnsanın işitme aralığı yaklaşık 16 Hz den 20 000 Hz’e kadardır. Ayrıca pek çok ses sabit frekanslarda yayılmaz. Fırın yanınca düşük frekanslı ses yayarken hava kaçağı çoğunlukla yüksek frekanslı rahatsızlık verici sesler üretir. Bu ses tayfı veya frekans bölümlenmesi bir nevi sesin imzasıdır. Şekil 3 reşir ( bir milimetrenin yaklaşık onda biri kadar). Ses partikülleri titreştiğinde, atmosferik basınçta anlık küçük dalgalanmalar olur ki ses olarak işittiğimiz veya mikrofonun karşılık verdiği, kulağımızın ses olarak algıladığı işte bu basınç değişimleridir. Gürültü nedir? Gürültü kısaca istenmeyen ses olarak tanımlanabilir. Gürültü ve ses kontrolü ile uğraşan kişilerin edindikleri en temel bilgi insanların sese olan tepkilerinin frekansa bağlı olduğudur. Mesela bizler yaklaşık 500 ila 5000 Hz. aralı- Havanın sıkışması Şekil 1 Ses dalgalarının hareketi yay örneği ile de şöyle anlatılabilir. Gerilmiş bir yayın titreşim hareketleri nasıl kısa ise ses dalgasında ses partikülleri çok kısa mesafelerde öne arkaya aynı şekilde tit- 50 Basınç Havanın genleşmesi Ses bir basınç dalgasıdır Zaman G ürültü günlük hayatımızın bir konusudur ve gürültü kirliliği insan nüfusunun ve üretimin artmasına paralel olarak büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan gürültüye maruziyet de aslında sadece işyeri ile sınırlı kalan bir durum değildir. İşyerinde gürültü konusunun iş sağlığı ve güvenliği açısından bir değerlendirmesini yapabilmek için öncelikle sesin fiziğinden başlayarak, gürültü kavramı, gürültünün yol açtığı sağlık sorunları ve bunları önlemeye yönelik belirlenen standartlar ile bu konudaki zorunlulukları belirleyen kanun ve yönetmelikler, gürültü ölçümünde kullanılan cihazlar ve ölçümde dikkat edilmesi gerekenler, geçerli ölçüm metotları ve ölçümler sonucunda değerlendirmeye veri oluşturacak hesaplamalar, gürültünün azaltılmasında kullanılan ve de kullanılması söz konusu olabilecek yöntemler ile ilgili olarak bilgi sahibi olmaya ihtiyaç vardır. Bu sayıda İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Gürültü Konusu ( I ) ile gürültü konusuna bir giriş yaparak yukarıda sözünü ettiğimiz bu temel konulardan bazılarına değineceğiz. Şekil 2 Not: “C” sıkışma, “R” genleşmeyi temsil etmektedir. Gürültünün sağlık etkileri Gürültünün sağlık etkileri yüksek düzeydeki seslerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. İşyeri veya farklı kaynaklı yüksek seviyeli gürültü; işitme kaybına, hipertansiyona, iskemik kalp hastalığına, sıkıntıya, uyku bozukluğuna ve çalışma performansında düşüşe sebep olmaktadır. Hatta bağışıklık sistemindeki iniş çıkışlar ve doğum kusurları ile gürültü maruziyeti arasında da bağlantı bulunduğu tahmin edilmektedir. Yaşa bağlı olarak presbiyakuzi (inişli çıkışlı işitme) gelişmekte ise de, pek çok gelişmiş ülkede gürültünün kumulatif etkisi ile populasyonun büyük bölümünde işitme azalmaktadır. Kulak çınlaması, hipertansiyon, vazokonstriksiyon (damarlarda daralma) ve diğer kardiyovasküler etkiler de gürültünün sebep KONUK YAZAR olduğu sonuçlardandır. Bunların ötesinde, yüksek gürültü düzeyleri büyük oranda strese, iş kazalarında artmaya, saldırganlık ve anti-sosyal davranışlara yol açmaktadır. Sesin iletimi açısından kulağın bölümleri ve rolleri bknz Şekil 3; Dış kulak, sesi yönlendirir; orta kulak sesi mekanik enerjiye çevirir; iç kulak mekanik enerjiyi beyne iletilmek üzere elektrik enerjisine dönüştürür. Yüksek seviyedeki ses düzeyleri iç kulak koklear yapısında travmaya neden olarak, geri dönüşü olmayan işitme kayıplarına yol açmaktadır. Belirli bir frekanstaki çok yüksek bir ses bu aralığa duyarlı koklear kıl hücrelerine zarar vererek kulağın daha sonra bu frekanslardaki sesleri duyma kabiliyetini azaltmaktadır. Ancak, hangi frekansta olursa olsun yüksek gürültü tüm işitme aralıklarında duymayı kötü etkilemektedir. Dış kulak, orta kulakla beraber iç kulağa ses erişmesinde ses düzeylerini 20 faktör büyütmektedir. Dolayısıyla, atmosferik sesler orta düzeyde olsa bile bunlar zarar verici olabilmektedir. Gürültü ölçüm birimi ‘dB(A)’ mı ‘dB’ mi? Ses basıncı, hava sıkıştırılıp bırakıldıkça atmosferik basınca göre alternatif biçimde pozitif ve negatif olarak değişir. Bu basınç değişikliklerini rakamlarla ifade etmek gerekir ki ortalama basınç kullanılabilecek en uygun değerdir. Ancak belli bir noktada ve zaman aralığında ses basıncı değişikliklerinin ortalaması alınmak istenirse bulunacak değer her zaman için atmosferik basınca eşit olacaktır. Çünkü pozitif ve negatif basınç dalgalanmaları birbirini dengeler. Böyle basit bir ortalama yerine anlık basınçların önce karesi alınarak, sonra da karekökü alınarak ve bu kareköklerin ortalaması alınmak suretiyle ses basıncına karşılık pozitif bir değer elde edilir. Ses basıncının karekökü veya rms (root mean square) değeri işte budur. En iyi duyduğumuz frekans olan 1000 Hz de zar zor duyulan bir sesin rms ses basıncı, çok sessiz bir ortamda 2*10-10 atmosferdir. Çok yüksek bir sesin rms ses basıncı 1*10-3 atmosfer kadardır. Ancak görülmektedir ki bu rakamlar oldukça geniş bir aralıkta ve pek de pratik olmayan niceliktedir. Bu yüzden bunları anlamlı bir skalada rakamsal olarak daha basit ifade etmek için rms’ye karşılık “desibel” terimi kullanılır. Desibel logaritmik bir değerdir ve referans başlangıç noktası 0 desibel 2*10-10 atmosferdeki en zayıf rms ses basınç düzeyine karşılık gelir. Metrik sistemde desibel referans değeri 2*105 Newton/m2 veya 20 mikropaskal dır. Örneğin ses basıncı 70 dB nin anlamı, ses basıncı 20 mikropaskala göre 70 desibeldir ancak baz alınan bu değer evrensel olarak anlaşılan ve tanınan değer olduğu için ifadelerde genelde yer almaz. Gürültü ölçüm cihazının üç frekans ölçüm ağı bulunur ve bunlar A, B, C skala ağlarıdır. Kapsamlı çalışmalar sonucunda tespit edilen en çok A öl- çüm ağının insanın huzursuz olduğu ve işitsel hasar etkilerinin görüldüğü aralığı verdiğidir. Gürültüye maruziyet terimi hem ses düzeyini hem de bu ses seviyesine maruz kalınan süreleri kapsar. Bu nedenle de yönetmeliklerde geçen A ağırlıklı ses düzeyidir. Ancak unutulmaması gereken ağırlık faktörlerinin basınç düzeylerine uygulanması sebebiyle bu ortalamalardan bahsederken basınç terimi kaldırılarak artık ses düzeyinden bahsedilir. Literatürde L p dB olarak ses basınç düzeyini, L A ise dB(A) olarak A-ağırlıklı ses düzeyini göstermek için kullanılır. 19. DÜNYA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRE FUARI 11 - 15 Eylül 2011 Haliç Kongre Merkezi, İstanbul SAĞLIKLI VE GÜVENLİ BİR GELECEK İÇİN KÜRESEL GÜVENLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURALIM ¬ 5 Gün ¬ 8.000 m Fuar Alanı ¬ 120 Ülke ¬ 250 Fuar Katılımcısı ¬ 20.000 Ziyaretçi 2 ¬ 36 Genel, Teknik Oturum ve Sempozyum ¬ Poster Sunumları ¬ Uluslararası Film ve Multimedya Festivali http://exhibition.safety2011turkey.org/ DÜZENLEYENLER Uluslararası Çalışma Örgütü Uluslararası Sosyal Güvenlik Birliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı PREMİUM SPONSOR DESTEKLEYENLER GÜMÜŞ SPONSOR FUAR ORGANİZATÖRÜ www.ikonevents.com Bu Fuar 5174 sayılı kanun gereğince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) izni ile düzenlenmektedir. 51 KONUK YAZAR Gürültü konusundaki yasal çerçeve Ülkemizde 23/12/2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Gürültü Yönetmeliği işçilerin gürültüye maruz kalmaları sonucu sağlık ve güvenlik yönünden oluşabilecek risklerden, özellikle işitme ile ilgili risklerden korunmaları için alınması gerekli önlemleri belirlemektedir. Yönetmelik hükümleri 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına giren tüm işyerlerinde geçerlidir. Bu yönetmelik, fiziksel ajanlardan biri olan gürültüden kaynaklanan risklerden işçilerin korunması için asgari sağlık ve güvenlik tedbirleri konusundaki 2003/10/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi esas alınarak hazırlanmıştır. İşçinin gürültüye maruziyeti konusunda ilk kanuni düzenlemeler OSHA (ABD İş Sağlığı ve Güvenliği Kuruluşu) tarafından 1970 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu altında ayrı bir yönetmelik ile oluşturulmuştur. OSHA yönetmelikleri 8 saatlik bir çalışma dilimi için 90 dB(A) yı aşılmaması gereken değer olarak belirtmiştir. Daha kısa çalışma dilimlerinde daha yüksek seslerde çalışmaya izin vardır. Örneğin 120 dB(A) üreten bir makine için eğer çevresinde çalışan yoksa ihlal durumu yoktur. Dikkat edilmesi gereken bir konu da cihazın ürettiği ses, yani gürültü emisyonu ölçümlerinin, maruz kalınan ses ölçümlerinden farklı olduğudur. Farklı ses düzeylerinde izin verilen süreler yönetmelikte 29 CFR Standartlarına göre belirtilmiştir. Avrupa Birliği ve ülkemizdeki mevzuata bakılacak olursa, 2003/10/AB Direktifinde ISO 1999:1990 standardı ve risk değerlendirmesi kavramı belirleyicidir. Ulusal mevzuatımızda da TSE 2607 ISO 1999: 1990 standardı tanımları geçerlidir. AB direktifinde ve yönetmeliğimizde maruziyet sınır değeri 87 dB(A) ve pik ses basınç değeri 200 mikropaskal, maruziyet etkin değerleri; en düşük ve en yüksek 80 ve 85 dB(A), pik ses basınç değerleri 112 ve 140 mikropaskal olarak belirtilir. Gürültü problemine yaklaşım Gürültü probleminin varlığı ya in- sanların kişisel tepkileri ya da ses düzeylerinin nesnel ölçümleri ve bunlara ait değerlerin gürültü yönetmeliği ile nesnel olarak karşılaştırılması ile tespit edilir. Sesle ilgili ölçümlerde 2 tür sınıflamadan bahsedilir; Bunlardan ilki “ Yönetmeliğe Uygunluk Ölçümleri”dir. Kanun ve Yönetmeliklerde esas olan bir seri talimatlara göre yapılır. Diğeri ise “Teşhis Ölçümleri”dir. Bu ölçümler gürültü problemine mühendislik tedbirleri ile müdahale için belli gürültü kaynaklarını ve gürültü miktarlarını belirlemek ve getirilebilecek kontrol tedbirlerini, konumlarını ve öngörülen azalmayı belirlemek içindir. “Yönetmeliğe Uygunluk” ölçümlerinde amaç yönetmeliklerde istenen gürültü sınırlandırmalarına uyulup uyulmadığını tespit etmektir. İşçinin bu ses düzeylerinde gürültü maruziyetini belirlemek için ölçüm işçinin kulak hizasında yapılır ve işçinin burada geçirdiği süre belirlenir. Bu verilerle günlük gürültü oranı hesabı yapılır. Mevzuatın öngördüğü değerlere uyulup uyulmadığını tayin için her ses düzeyi için maruziyetlerin toplamı alınarak izin verilen günlük gürültü maruziyeti ile karşılaştırılması gerekir. Gürültü maruziyeti konusunda özellikle bir günden diğerine, bir çalışma saatinden diğerine veya bir dakikadan bir diğerine farklılıkların olması gibi karmaşık durumlarda analizlerin çok daha fazla sayıda yapılmasına ihtiyaç vardır. Hedef ister yönetmelik, ister işletme politikası veya ister ortam koşulları itibarı ile belirtilmiş olsun, mevcut ses düzeyi ile hedeflenen ses düzeyi arasındaki fark, azaltılması gereken gürültü miktarıdır. Tesis içindeki bir çalışanın gürültü maruziyeti esasen sürekli nitelikteki bir sesten dolayı ise, (örneğin şişeleme veya dokuma tezgahı gibi) tipik gürültü ses düzeyleri 100 dB(A) civarında olabilir. Bu durumda 87 dB(A) olarak belirtilmiş sınır düzey referans alınarak gürültü düzeyinde 13 dB(A) lık bir azaltmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Değişken nitelikteki gürültü maruziyeti işçinin gün içindeki çalışma şeklini de yansıtır. Bu durumda hedefler işçinin bulunduğu her bir ortam için farklıdır. Buna göre olası gürültü azaltım hedefleri de farklı kombinasyonlarda mümkün olabilir. Kaynaklar: 1.NIOSH INdustrial Noise Control Manual (Revised Edition) 2.http://www.purdue.edu/physicalfacilities/safety/presentations/NoiseExposure 3.http://journal.nida.ac.th/nidajournal/submissions/a338.pdf 4. Dırectıve 2003/10/EC of The European Parlıament And Of The Councıl of 6 February 2003 on the minimum health and safety requirements regarding the exposure of workers to the risks arising from physical agents (noise) 5. 23/12/2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazetede yayımlan Gürültü Yönetmeliği 52 Gürültü kaynağının tespit edilmesi Bir gürültü probleminin nerede olduğunu belirlemek gürültü probleminin birinci adımıdır. Tam olarak teknik ölçüm alınmak istenen noktada ses düzeylerini saptamada, her bir parça makinayı veya ses kaynağını durdurmak ve açmak mümkünse, en gürültülü cihazları açığa çıkarmada bu etkili bir yöntemdir. Bazen bir makinenin çalışmadığı zamanlar programlanarak gürültüye sebep olan unsurlar ortaya çıkartılabilir Örneğin pnömatik sistem durdurulduğunda veya makinenin bir parçası kaldırıldığında gürültü probleminin hafiflediği gözlemlenir. Pek çok durumda, duvarlar ve tavan üretilen sesin dışarı çıkmasını engeller. Her ses demeti katı bir yüzeye çarparak farklı yönlere yansır. Sesin hapsedilmesinden dolayı ses basınç düzeyleri, açık ortam şartlarına göre 15 ila 30 dB kadar daha fazla olacaktır. Görülüyor ki akustik ortam ses düzeyinde önemli bir fark yaratmaktadır. Gürültü açısından “Oda akustiği” nin operatöre veya ortamda bulunan kişilere etkisi ses kaynağının ses gücü kadar önemli olabilmektedir. Gürültü ölçüm cihazları Ses Düzey Ölçerler: Sabit gürültü kaynaklarından yayılan anlık gürültüleri ölçmekte kullanılır. Rüzgar veya hava akımı yanlış okumalara sebep olabilir. Mikrofonda uygun bir rüzgar perdesi kullanmak yerinde olur. Ölçüm aletinin titreşime maruz kalması ölçümü bozabilir. Cihazı elde tutmak en iyisidir. Odadaki yüksek nem ve sıcaklık ayrıca manyetik alanlar ölçümü olumsuz etkileyen dikkat edilmesi gereken konulardır. Gürültü maruziyetini belirlemede kullanılan bir diğer araç dozimetrelerdir. Özellikle gürültülü ortamda işçi pozisyonunun sürekli değiştiği veya belli bir maruziyeti tatmin edici düzeyde ölçebilmek için uzunca bir sürenin gerektiği durumlarda sıklıkla kullanılır. Dozimetreler taşınabilir, bataryalı cihazlardır. Dozimetrelerin de doğru ölçüm vermesini etkileyen durumlar; fiziksel temas ve özellikle düşük veya özellikle yüksek ses düzeylerindeki pozisyonlarda ölçüm almaktır. HABER Aslanoba: Gıdada hammadde fiyat artışları durmuyor Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Aslanoba, artan hammadde fiyatları yanı sıra sektöre ağır maliyet getiren haksız rekabet sonuçlarının derinleştiğine dikkat çekti. Fiyatlarda 10 yıl artış var Tüm dünyadaki raporlar ve verilerin önümüzdeki 10 yıl gıda fiyatlarındaki artışların süreceğini belirten Aslanoba şöyle devam etti: “Bu durumda sektör ciddi şekilde yüksek maliyet baskısı ile karşı karşıya kalmaya devam edecek. Sektör yükselen maliyetlerini bir şekilde yansıtmak zorunda, aksi halde toplum sağlığı ile direkt ilgili olan endüstriyel yemek hizmeti kalite ve fiyat dengesini korumakta zorlanacak ve toplum sağlığını olumsuz etkilemeye devam edecektir. Bunu bir yerde durdurmak, ti var. Tüm çocuklarımızın gençlerimizin gelişimini direkt etkiliyor. Aslında bu hizmeti satın alırken toplumsal bir sorumluluğunuz da var. Yani bu sorumluluk sadece yemek hizmetinin satın alındığı şirket ile sınırlı değil. Ömer Faruk Aslanoba Ö mer Faruk Aslanoba, sektörün zorlu bir süreç yaşadığını belirterek şunları söyledi; “Endüstriyel hazır yemek sektörünün yaşadığı kriz, tüm dünyada artan gıda hammadde fiyatları, yaşanan iklim değişikliklerinin sebze ve meyve fiyatlarını ve ürün kalitesini olumsuz etkilemesine sebep oldu. Ayrıca merdiven altı, kayıt dışı veya bu anlayış içerisinde hareket eden firmaların yarattığı sektöre ağır maliyet getiren haksız rekabetin sonuçları ile her geçen gün daha da derinleşmektedir.” bu hizmeti verenlerin ve alanların ortak sorumluluğudur ve bir şekilde çözülmesi gerekmektedir. Toplumsal sorumluluk var Günlük yaşantımızın bir gerekliliği olarak artık endüstriyel yemek hizmeti hayatın her noktasında var. Bugün artık kreşlerde, anaokullarında, ilköğretimde bile sektörün sağladığı yemek ve hizme- Et ithalatında gümrük vergisi sıfır olsun Y aklaşan Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi et fiyatları artıyor. 5 milyar dolar ciroya sahip, doğrudan 400 bin kişiye dolaylı olarak da 1 milyon kişiye istihdam sağlayan, günde 8 milyon insanı doyuran 7 bin yemek sanayicisinin faaliyet gösterdiği hazır yemek sektörü bundan etkileniyor. İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Sadık Çelik de piyasalar yerli üretimle dengeye kavuşana kadar ithalat üzerindeki gümrük vergisinin % 75’ten tekrar sıfır düzeyine indirilmesi için çağrıda bulundu. Sadık Çelik Ucuz değil kaliteli tüketim Günümüzde hala maalesef düşük fiyat, kalitesiz hizmet ile büyümeyi hedeflemiş firmalar var. Özellikle bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Ucuz diye satın alınan her yemek ve hizmet aslında firmalara çok daha yüksek maliyet çıkartmaktadır. Bu tür firmalar kaliteli hizmet sunamazlar. Asla bu firmalar ile iş yapılmamalı ve desteklenmemelidir. Dünyada ucuz tüketimden kaliteli tüketime dönüş varken bunun yansımasını sektörümüzde de görmek istiyoruz. Hedef kitlemizi bilinçlendirmek için yoğun çaba içerisindeyiz. Tüm hedef kitlemiz ve müşterilerimizden toplum sağlığımız içinde destek beklemekteyiz. Sektöre yatırım yapmış kaliteli yemek ve hizmet veren firmalar desteklenmelidir. Bu yaklaşımın toplumsal sorumluluğumuz olduğunu düşünmekteyim.” Obasan’ı İngiliz Compass Group aldı B ursa, İstanbul ve Kocaeli'deki tesisleri ile hazır yemek sektöründe Türkiye'nin önde gelen firmaları arasında yer alan Obasan, 14.5 milyar sterlin ciroya sahip Compass Group tarafından satın alındı. Grup Haziran ayında iştiraki olan Sofra'dan sonra Bursa merkezli Obasan Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi'nin de tüm hisselerini bünyesine kattı. Sofra Grup Genel Müdürü Yaşar Büyükçetin, yaklaşık 2.5 yıl süren pazarlıklardan sonra Obasan'la anlaştıklarını söyledi. Büyükçetin, “1930 yılından beri sektörde faaliyet gösteren Obasan’da işleyişle ilgili herhangi bir değişiklik olmayacak. Obasan ailesi yine şirketin başında olacak ve yönetim kurulu üyesi olarak profesyonelce işlerine devam edecekler" dedi. Obasan’ın bin 500 çalışanı var ve günlük 100 bin yemek kapasitesine sahip. 53 HABER Ankara’nın ünlü balıkçısı; Trilye T rilye, 2002 yılından günümüze Süreyya Üzmez’in deneyim ve birikimleriyle artık sadece Ankaralıları değil, çevre illerden, İstanbul’dan hatta yurt dışından balık severleri kendine çekiyor, gastronomi turlarının merkezi haline geliyor. Ankara Gaziosmanpaşa’da bulunan Trilye Restoran, taş bina, sera ve yazlık bahçesiyle konuklarını eski bir villada ağırlıyor. Akdeniz mutfağından oluşan menüde özellikle deniz kabukluları geniş yer tutuyor. Yemeğe önce soğuk başlangıçların bol seçeneği ile başlayabilirsiniz. Sonra salatalar, ara sıcaklar ve ardından tabi balıklar. Menünün bir başka özelliği her zaman yeni bir meze ya da pişirme tekniğiyle karşılaşıyor olmanız. Sadece Türk Mutfağının lezzetleri bulunmuyor, İspanya'nın paellası, Amerika'nın deniz kabukluları çorbası, Belçika'nın midye marinatası, Peru’nun seviçesi gibi birçok ülkenin tadı da burada yer alıyor. Trilye’de her pazar “Paella Günü” düzenleniyor. İki yıl önce kurduğu AR-GE Laboratuvarı ile de konuklarına moleküler gastronomiden ürünler sunan Trilye, ham olan lezzetleri işleyerek enfes sorbeler hazırlıyor, yemek sonunda konuklarına oksijen terapisi yapıyor. Trilye, İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanan blogu, Facebook, Twitter ve Friendfeed sayfaları ile internet üzerinden balık severlerle buluşuyor. Sosyal medya çalışmaları yurt dışındaki yabancı kullanıcılar tarafından da ilgi gören Trilye Restoran’ın online çalışmalarını ve düzenlenecek etkinlikleri http:// blog.trilyerestaurant.com adresinden izleyebilirsiniz. İletişim: Reşit Galip Caddesi Hafta Sokak No: 11/B Gaziosmanpaşa-Ankara Tel: 0312 447 12 00 (pbx). www.trilye.com.tr Meşhur Tavacı Recep Usta Bursa’da 1 Ağustos ayında Bursalılara hizmet vermeye başlayan Meşhur Tavacı Recep Usta’nın açılışında Recep Budak, Selami Şahin ve Mehmet Işık bir arada. 54 978 yılında Diyarbakır'da ilk restoranını açan ve zaman içerisinde markalaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de restoran zincirleri kuran Tavacı Recep Usta, Bursa şubesini Nilüfer’de çok sayıda davetlinin katılımıyla açtı. DOSAB katılımcılarından Truva Giyim Sanayi yöneticisi Mehmet Işık’ın da ortak olduğu mekanda Güneydoğu Mutfağından lezzetler sunuluyor. Ana mönüsünü tava, kaburga dolması, hindi dolması, gerdan haşlama, mumbar, lüle kebabı, kaburga şiş, ezme güveç gibi Diyarbakır yöresine has yemeklerden oluşturan Recep Usta, Türkiye'nin yemek kültürüne katkıda bulunmak ve zengin mutfak kültürümüzü daha çok tanıtabilmeyi amaç ediniyor. 01 Ağustos 2011 Pazartesi - Zengin iftar tabağı - Yayla Çorbası - Salata - Ara sıcak - Paçanga Böreği - Izgara Köfte - Domatesli Pilav - Cevizli Baklava 08 Ağustos 2011 Pazartesi - Zengin iftar tabağı - Mantar Çorbası - Salata - Ara sıcak - Peynirli Börek - Izgara köfte - Pilav - Güllaç 15 Ağustos 2011 Pazartesi - Zengin iftar tabağı - Ezogelin Çorbası - Salata - Ara sıcak - Dilim pizza - Mantar soslu Biftek - Pilav - Baklava 22 Ağustos 2011 Pazartesi - Zengin iftar tabağı - Yayla Çorbası - Salata - Ara sıcak - Ispanaklı börek - Mantar soslu Biftek - Domatesli Pilav - Güllaç 02 Ağustos 2011 Salı 03 Ağustos 2011 Çarşamba - Zengin iftar tabağı - Domates Çorbası - Salata - Ara sıcak - Ispanaklı Börek - Karışık Izgara - Pilav - Sakızlı muhallebi 09 Ağustos 2011 Salı - Zengin iftar tabağı - Mercimek Çorbası - Salata - Ara sıcak - Avcı Böreği - Kuzu pirzola kekikli - Meyhane Pilavı - Fırın sütlaç 10 Ağustos 2011 Çarşamba - Zengin iftar tabağı - Mercimek Çorbası - Salata - Ara sıcak - Dilim pizza - Izgara biftek - Fırın makarna - Kadayıf 04 Ağustos 2011 Perşembe - Zengin iftar tabağı - Tarhana Çorbası - Salata - Ara sıcak - Dilim pizza - Mantarlı Kuzu Kavurma - Pilav - Dondurmalı keşkül 11 Ağustos 2011 Perşembe - Zengin iftar tabağı - Domates Çorbası - Salata - Ara sıcak - Paçanga Böreği - Kuzu incik - Pilav - Süt helvası 16 Ağustos 2011 Salı 17 Ağustos 2011 Çarşamba - Zengin iftar tabağı - Mercimek Çorbası - Salata - Ara sıcak - Dilim pizza - Izgara biftek - Fırın makarna - Kadayıf - Zengin iftar tabağı - Tarhana Çorbası - Salata - Ara sıcak - Avcı Böreği - İzmir köfte - Pilav - Keşkül 18 Ağustos 2011 Perşembe - Zengin iftar tabağı - Kremalı Havuç Çorbası - Salata - Ara sıcak - Avcı Böreği - Çoban Kavurma - Pilav - Şöbiyet 23 Ağustos 2011 Salı 24 Ağustos 2011 Çarşamba - Zengin iftar tabağı - Domates Çorbası - Salata - Ara sıcak - Paçanga Böreği - Tas kebabı - Pilav - Sütlü tatlı - Zengin iftar tabağı - Domates Çorbası - Salata - Ara sıcak - Ispanaklı Börek - Sebzeli Kebap - Pilav - Saray sarma 25 Ağustos 2011 Perşembe - Zengin iftar tabağı - Mercimek Çorbası - Salata - Ara sıcak - Avcı Böreği - Izgara Köfte - Meyhane Pilavı - Fırın sütlaç - Zengin iftar tabağı - Tarhana Çorbası - Salata - Ara sıcak - Dilim pizza - Hünkarbeğendi - Pilav - Dondurmalı keşkül Rezervasyonlarınızı gün içinde saat 13.00’e kadar yaptırınız. Dilerseniz ana yemek olarak piliç ızgara servis edilir. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sosyal Tesisleri Çiğdem 2. Sk. No: 5 Bursa Tel: 261 29 57 05 Ağustos 2011 Cuma - Zengin iftar tabağı - Ezogelin Çorba - Salata - Ara sıcak - Sigara Böreği - Izgara biftek - Domatesli Pilav - Şekerpare 12 Ağustos 2011 Cuma - Zengin iftar tabağı - Kremalı Sebze Çorbası - Salata - Ara sıcak - Sigara Böreği - Izgara bonfile - Pilav - Fırın sütlaç 19 Ağustos 2011 Cuma - Zengin iftar tabağı - Tavuk Suyu Çorba - Salata - Ara sıcak - Sigara Böreği - Izgara Köfte - Domatesli Pilav - Dondurma 26 Ağustos 2011 Cuma - Zengin iftar tabağı - Ezogelin Çorba - Salata - Ara sıcak - Sigara Böreği - Izgara biftek - Domatesli Pilav - Karpuz DOSAB FUTBOL TURNUVASI 6. Geleneksel DOSAB Firmalar Arası Futbol Turnuvası sona erdi. Şampiyon Valeo Otomotiv Valeo Otomotiv 14 Temmuz’daki final maçında SYK Tekstil’i 3-1 yenerek mutlu sona ulaştı. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (DOSABSİAD) organizasyonu ile DOSAB Sosyal Tesisleri Halı Saha’da düzenlenen futbol turnuvasına DOSAB bünyesindeki 42 firma katıldı. Yaklaşık 2 ay süren 6. DOSAB Firmalar Arası Futbol Turnuvası, geleneksel olarak firmalar arasındaki sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla ygndildis;tu. Bu yılki turnuvanın final maçı Valeo Otomotiv ile SYK Tekstil arasında oynandı. Diyarbakır’da şehit düşen 13 askerimiz için yapılan saygı duruşuyla başlayan final karşılaşması büyük bir çekişmeye sahne olurken, Valeo Otomotiv Sistemleri A.Ş.ikinci yarıda bulduğu gollerle maçı 3-1 kazanarak şampiyonluğa ulaştı. Büyük heyecan yaşandı Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdullah Karadağ, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş ve DOSABSİAD 56 Yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra çok sayıda taraftarın katıldığı turnuvanın finalinde kupayı alan Valeo için havai fişekli bir kutlama düzenlendi. Ayrıca sanayici ve çalışanlarının yoğun ilgi gösterdiği turnuvanın finaline, geçtiğimiz dönem DOSAB Başkanı Ertuğ- rul Kaplan ve DOSABSİAD Başkanı Ceyhun Özüm de katıldı. Kupalar verildi Emekli bölge hakemlerinin yönettiği maçlarda, Valeo şampiyonluk kupasını Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Valeo Otomotiv’e şampiyonluk kupasını Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta verdi. DOSAB FUTBOL TURNUVASI Usta’nın elinden alırken, ikinci olan SYK Tekstil’e Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdullah Karadağ, üçüncü olan Akarca Tekstil’e ise DOSAB Eski Başkanı Ertuğrul Kaplan kupalarını verdi. Akarca Tekstil, üçüncülük maçında geçen yılın şampiyonu Ermetal’i mağlup etti. Ermetal bu yıl turnuvayı dördüncü sırada tamamladı. Gol kralı Ermetal’den BPO Otomotiv Yan Sanayi, Öz Üçel Tekstil, Polyteks, Teknokast takımları turnuva boyunca hiç sarı kart görmeyerek turnuvanın en centilmen takımları seçildi. 27 gol atarak gol kralı olan Ermetal Otomotiv’den H.Murat Mercan, ödülünü DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş’ten aldı. Turnuvaya katılan firmalar AKARCA TEKSTİL ANL GIDA BEYÇELİK GESTAMP BPO B PLAS BURSALI HAVLU ÇETİN LASER ÇEVİKEL TEKSTİL DOSAB BÖLGE MÜD. EMKO ELEKTRONİK ERMETAL OTOMOTİV ETAY GİYİM EVİMTEKS FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK FLOTEKS PLASTİK FSS FREN GRAMMER KOLTUK GÜL TEKSTİL HÜNER KRİKO IŞIKSOY TEKSTİL İLK ETAP ETİKET İPEKS TEKSTİL KAPİMSAN OTOMOTİV KIRAY TEKS MEPAR NAKLİYAT METKON MORAL TEKSTİL NOPE TEKS.MOB. OBASAN GIDA ORVEN KAUÇUK ÖZ ÜÇEL TEKSTİL PE-GA OTOMOTİV PMS ALÜMİNYUM POLYTEKS TEKSTİL SERAY TEKSTİL SYK TEKSTİL ŞAHİNKUL OTOMATÇILIK TEKNOCAST TİBERİNA OTOMOTİV VALEO OTOMOTİV YILMAR ÇELİK YILSAY TEKSTİL YÜCEL MENSUCAT Turnuvaya B Grubu’nda mücadele ederek başlayan SYK Tekstil, gruptan çıktıktan sonra ön elemede ANL Gıda’yı 5-1’le geçip çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Mepar Nakliyat’ı 6-2, yarı finalde de Akarca Tekstil’i penaltılarla 5-3 yenen SYK Tekstil, final maçını 3-1 kaybederek turnuvanın ikincisi oldu. DOSAB Futbol Turnuvası’nın final ve yarı final maçları büyük heyecana sahne oldu. Yarı finalin iki maçı da penaltılarla sonuçlandı. Şampiyon Valeo, yarı finalde geçen yılın şampiyonu Ermetal’i penaltılar sonucu 5-4’le eledi. Final maçını da 3-1 kazanan Valeo ve SYK takımları, ödül töreni sonrası dostluk tablosu sergiledi. Turnuva finali şehitlere saygı duruşuyla başladı. 57 GEZİ Zambiya Victoria Şelaleleri sizi çağırıyor! Güney Afrika’nın ‘macera merkezi’ Victoria Şelaleri’ni barındıran Zambiya, Zambezi Nehri ve şelalelerin eşsiz manzarasının yanında, konuklarına adrenalin yüklü açık hava sporları yapma imkanı sunuyor. Zambiya, vahşi yaşam safarileri ve doğal güzellikleri ile turistleri kendisine çekiyor. Yazı: R.Ertuğrul KAPLAN G üney Afrika’da denize kıyısı olmayan Zambiya, başta Zimbabve sınırındaki Victoria Şelaleleri olmak üzere vahşi yaşamı ve doğal güzellikleri ile turistleri kendisine çekiyor. Faik Çelik, Faik Kaplan ve Tayfur Coşkunüzer’den oluşan 4 kişilik bir ekiple Victoria Şelaleleri merkezli, bir haftalık Zambiya turumuzdaki izlenimleri ve çektiğimiz fotoğrafları sizlerle paylaşacağım. Fotoğraflar: Faik KAPLAN 58 Ülkenin kısa tarihi Zambiya ile ilgili 1500’lü yılların öncesine dair tarihi bilgiler içeren kay- naklar pek yok. Buraya ilk gelen Avrupalılar 1514’te Portekizliler olmuş. Fakat ülkede ilk defa büyük çapta keşif yapan misyoner David Livingstone olmuş. (Victoria Şelaleri keşfini de Livingstone yapmış. Bu konuya ileride değineceğim.) 1850’de ülkeye giden Livingstone ölünceye kadar (1873) İngiltere lehine sömürgeleştirme hazırlıkları yapmış. Zambiya tarihinde diğer önemli bir şahıs olan Cecil John Rohdes 1888’de ülkedeki mahallî şeflerle madenler üzerine anlaşmalar imzalamış. Bölgeyi keşif ve geliştirme için İngiltere hükümetinin imtiyaz tanıdığı İngiliz Güney Afrika Şirketini kurmuş. İngiliz hükümeti buna ülke üzerinde tam ekonomik ve GEZİ Nüfusun yüzde 70’i yoksul 1964 yılında özgürlüğüne kavuşan ve adını Zambezi Nehri’nden alan Zambiya yüksek platolardan ve kısmen dağlardan oluşuyor. Nüfusun yüzde 70’i yoksul. HIV ve AIDS en büyük sağlık sorunlarıından birisi. siyasî kontrol imkanı tanımış. 1924’e kadar ülkeyi gerçekten yöneten bu şirket olmuş. 1924’te İngiliz hükümeti kontrolü üzerine alarak Kuzey Rodezya himaye devletini kurmuş. 1953’te Kuzey Rodezya (şimdiki Zambiya) ile dörtlü bir federatif yapı kurulmuş. 1963’te federasyon dağılmış ve 24 Ekim 1964’te ülke Zambiya ismini alarak bağımsızlığını kazanmış. Fiziki yapı Zambiya topraklarının çoğu hafif dalgalı yüksek bir yayla üzerinde. Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği 915 ila 1.525 metre arasında değişiyor. Güneye doğru uzanan ve Afrika’nın nehirlerinden biri olan Zambezi’nin meydana getirdiği vadi yaklaşık olarak 600 metre yüksekliğinde. Luangwa ve Kafve nehirleri Zambezi’nin kolları. Zambiya’nın kuzeyinde üç göl bulunuyor: Tanganika Nweru ve Bangweulu gölleri. Bunlardan sadece Bangweulu tamamen Zambiya hudutları içinde. Victoria Şelalesi, Zambiya’nın en heyecan verici noktalarından birisi. Faik Kaplan, Tayfur Codşkunüzer, Faik Çelik ve Ertuğrul Kaplan (soldan sağa) şelalenin yanında... Üç mevsim yaşanıyor Zambiya ekvatora yakın olmakla birlikte iklimi daha çok rakımla (yük- Zambiya Cumhuriyeti Kuruluş: 24 Ekim 1964 Başkent: Lusaka (1.460.000) Önemli Şehirler: Ndola (497.000), Kitwe (507.000) Yüzölçümü: 752,618 km2 Nüfus: 12.935.000 (2009) Dil: İngilizce GSYH: 18,5 milyar $ (2009) Kişi Başı Gelir: 1.086 $ (2009) Para Birimi: Kwacha İhracat: 4,3 milyar $ (2009) İthalat: 3,7 milyar $ (2009) Vize: Gerekiyor Zambiya, Güney Afrika’nın denize kıyısı olmayan kişi başı geliri 2009 SGP rakamlarına göre 1.000 dolar civarında olan fakir bir ülkesi. Ülke halkı sıcak ve sevecen. Turizm önemli bir gelir kaynağı. Victoria Şelalesi başta ülkenin vahşi yaşamı da turistler için oldukça cazip seçenekler sunuyor. 59 GEZİ seklikle) ilgili. Ülkede üç mevsim yaşanıyor. Mayıstan ağustosa kadar ülke soğuk ve kurak, kasıma kadar sıcaklık yükseliyor ve yağış görülmüyor. Aralıknisan arası yağışlı geçiyor. Sıcaklıklar soğuk mevsimde 16°C ila 27°C, sıcak mevsimde 27°C ila 32°C arasında. Sadece kasım ayında vadilerde aşırı sıcaklık görülüyor. Zambiya’nın büyük bölümünü meydana getiren yüksek yaylalar kesif ormanlarla kaplı. Kobalt, bakır, çinko, altın, kurşun, vanadyum, manganez ve maden kömürü ülkenin başlıca yeraltı zenginlikleri. Nüfus ve Sosyal Hayat 12 milyonu bulan nüfusu ile Zambiya, Afrika’nın yoksul ülkelerinden birisi. Halkın yüzde 43’ü şehirlerde kalanı köylerde yaşıyor. En büyük nüfus merkezleri başşehir Lusaka ile Kitwe ve Ndola… Zambiyalıların çoğu Bantu kabilelerine mensup. Bantular M.S. 1200 yıllarında Kongo havzasından göç etmiş ve Zambiya’daki bir kısım Pigmeleri (Cüce Orta Afrika Zencileri) sürmüşler. 60 Bugün Zambiya’da 8 büyük etnik gruba ayrılmış 73 kabile var. Güneybatıda Barotseler, kuzeyde Bembalar ve doğuda Çeva önemli etnik gruplar. Zambiya’da yüzde 15 civarındaki Avrupalıların çoğu şehirlerde ikamet ediyor. Zambiyalılar 30’a yakın lehçe kullanıyor. En çok konuşulan diller arasında Bemba, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale ve Lunda sayılabilir. Halkın büyük çoğun- luğu putperest, yüzde 21’i Protestan ve Müslüman. Zambiya Cumhuriyeti 136 üyeli bir parlamentoya sahip. Parlamento üyeleri beş yılda bir seçiliyor. Devlet başkanı anayasaya göre 5 yılda bir doğrudan halk tarafından seçiliyor. Ülke 9 eyalete ayrılmış. Üye olduğu milletlerarası kuruluşlar: Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği Teşkilatı ve İngiliz Milletler Topluluğu. GEZİ Ülkenin Başkenti Lusaka, 1,5 milyon nüfuslu bir şehir. Şehirde modernizm ve yoksulluğu aynı karede görmeniz mümkün (yanda). Ziyaret ettiğimiz Simonga Köyü’nde çocuklar kuyudan pompa ile içme suyu çıkarıyor. Ekonomi Zambiya’da çalışan nüfusun yüzde 65’i tarımla, yüzde 35’i sanayi ve ticaretle uğraşıyor. Ülkenin belli başlı tarım ürünleri mısır, tütün, yerfıstığı, pamuk ve şeker. Tekstil, lastik boru, patlayıcı madde ve tütün sanayileri gelişmiş durumda. Önceleri yabancı sermayenin elinde olan maden işletmesi 1969’dan îtibaren yavaş yavaş devletleştirilmiş. Kauçuk ve fil dişi ülkenin önemli zenginlik kaynaklarından. Zambiya’nın belli başlı ihraç malları bakır, kurşun, çinko ve tütün. Ülke en çok mamul maddeler ve makinalar ithal ediyor. İthal mallarının çoğu Suudi Arabistan, Almanya ve ABD’den geliyor. İhraç mallarının çoğu Japonya, Fransa, İngiltere ve ABD’ye gidiyor. Denize kendi topraklarından çıkış yolu olmaması Zambiya için mesele teşkil etmektedir. Halihazırdaki demiryolu Zimbabwe’ye irtibatlı. Dares Salam’a giden bir petrol boru hattı döşenmiş ve Tanzanya’nın Dar es Salaam’a bağlanan demiryoluna irtibat için demiryolu yapılmış. Denize doğru geniş bir karayoluna ihtiyaç duyuluyor. Zaire’den denize çıkış sağlayan mevcut karayolunun kullanılması güç ve pahalı. Afrika’nın hemenhemen tüm ülkelerinde görebileceğiniz yoksulluğun fotoğrafları... Üstte köydeki yaşamdan bir kare. Altta ülkenin başkentinde bir pazaryerinde satıcı bir kadın. 61 GEZİ Gürleyen duman; Victoria Şelaleleri Güney Afrika’nın eşsiz bir doğa hazinesi olan Victoria Şelaleleri, aynı zamanda dünyanın yedi harikasından biri ve UNESCO Dünya mirası alanı. Şelaleler Güney Afrika'nın en önemli turist çeken noktalarından birisi. Victoria Şelaleleri veya Mosi-oaTunya (yöresel olarak gürleyen duman) Zambezi Nehri’nin üzerinde, Zambiya ve Zimbabve sınırları arasında bulunuyor. İskoç kâşif David Livingstone şelaleleri 1855'te keşif (ziyaret) etmiş ve Kraliçe Victoria'nın anısına Victoria Şelaleleri ismini vermiş. David İskoç kâşif David Livingstone’un Victoria Şelalesi’ndeki heykeli. 62 Livingstone’un burada bir heykeli de bulunuyor. Şimdilerde doğa ve adrenalin tutkunlarının vazgeçilmez noktalarından olan şelaler; Şeytan Taşkını, Ana Şelaleler, Gökkuşağı Şelaleleri ve Doğu Taşkını olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Bu doğa harikası, aynı zamanda Zambiya'daki Mosi-oa-Tunya Milli Parkı ve Zimbabve’deki Victoria Şelaleleri Milli Parkı’nın bir parçası. Nasıl gidilir? Yüksekliği 108 metre (Niagara Şelaleleri’nin iki katı) genişliği ise 1,7 kilometreyi bulan Victoria Şelaleri’ni iki yoldan ziyaret etmeniz mümkün; biri karadan diğeri ise havadan. Ben önce bizim yolculuğumuzu aktarayım: THY’nin İstanbul’dan Güney Afrika’ya Johannesburg’a her gün uçuşu var. Oradan da British Airways veya South African Airways’in Şelalelerin olduğu Livingstone’e günde bir uçuşları bulunuyor. Havayolu ile ikinci bir alternatif olarak Zambiya’nın Başkenti Lusaka’dan proflight (küçük pervaneli) uçaklarla bir saatte Livingstone’e gidebilirsiniz. Bu oldukça keyifli bir yolculuk, şelaleleri havadan görme ayrıcalığını yaşıyorsunuz. Victoria Şelaleleri’ni yakından görmek, foto safariye katılmak için tek seçenek kara yolu ve yürümek. Kaldığınız oteliniz şelale turları ile sizi oraya güvenli şekilde götürüyor. Güney Afrika yerlilerin niye şelaleye “Gürleyen Duman” ismini taktığını yürüyüş sırasında anlaşılıyor. Etrafa saçılan suların 500600 metre sıçramasıyla, yılın her günü bu bölgede yağmur efekti oluşuyor ve bu da şelalelerin uzaktan bir duman gibi gözükmesine neden oluyor. Yağmurluksuz olmaz Şelaleleri ziyarete gittiğinizde yağmurluk ya da şemsiyesiz olmaz. Victoria Şelaleleri’ne patikalardan gidiliyor ve siz ilerledikçe yağmur (şelaleden sıçrayan sular) şiddetini artırarak ıslatmaya başlıyor. Yılda 365 gün sulanmaktan gürleşen ve suya doyan devasa ağaçlar, bu muhteşem görüntüyü daha rahat izleyebilmeniz için size yer açıyorlar. Bu noktada, bu ağaçlardan birinin altına sığınıp istediğiniz kadar bu doğa harikasının tadına varabilir ve bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekebilirsiniz. Şelalelerin üst bölgesinden, nehrin ortasındaki Livingstone Adasına gidip gök kuşağı oluşumunu ve suyun oluşturduğu dumanları fotoğraflayabilirsiniz. Şelaleleri havadan görün Victoria Şelaleleri’ni ıslanmadan izlemek istiyorsanız, helikopterlerle yapılan turları tercih edebilirsiniz. Helikopter turu; Victoria Şelaleleri üzerinde yapılan gezintiyi ve ardından da Uzun, Palmiye, Kandahar Adaları ve diğer vahşi doğa manzaralarına kısa bir kuşbakışını içeriyor. GEZİ Diğer aktiviteler Güney Afrika’nın “macera merkezi” olarak bilinen Victoria Şelaleri alanı; nefes kesen eşsiz manzarasının yanında, konuklarına adrenalin yüklü açık hava sporları yapma imkânı da sunuyor. Köpüklü su raftingi Zambiya’da dilerseniz Zambezi Nehri’nin üzerinde ekstrem spor türlerinden olan 23 aşamalı köpüklü su raftingini deneyebilirsiniz. Bunun için; yarım, bir ya da iki günlük özel kamplı rafting turlarına katılabilirsiniz. Zambezi’nin derin olduğu marthaziran ayları arasında nehrin sadece son 13 aşaması geçilebilirken, suların normal seviyede olduğu haziran – şubat ayları arasında 23 aşaması da geçilebiliyor. Zambezi Nehri’nde nehir safalarileri oldukça gözde. Bu gezilerde ülkenin vahşi yaşamını yakından görme imkanının var. Zambezi Nehri Bölgesi tam bir macera merkezi konumunda. Bungee Jumping Zimbabwe-Zambiya sınırında 111 metrelik bir köprünün üzerinden atlanarak yapılan bu adrenalin dolu eğlenceye, dileyen ve cesareti olan herkes katılabiliyor. Ayrıca, atlayış sırasında çekilen videonuz da hatıra olması amacıyla size hediye ediliyor. Zambezi Nehri’nde kano safarisi Zambezi Nehri’ne daha yakından bakmak ve doğayla iç içe olmak istiyorsanız, kano safarileri tam size göre. Amacınız; dinlenmek ve doğayla iç içe olmaksa, küçük hayvanlarla ve farklı türdeki kuşlarla karşılaşacağınız Yukarı Zambezi Nehri Safarisi yapabilirsiniz. Doğayla başbaşa olmak ve vahşi yaşamı görmek için nehirde küçük tekne veya kano gezileri yapılabiliyor. 63 GEZİ Nehir Safarisi Tercihiniz gergedan, bufalo, zebra ve fil gibi büyük hayvanlardan yanaysa ve biraz da adrenalin salgılamak istiyorsanız; bir görevli ve koruyucu eşliğinde çıkacağınız Alt Zambezi Nehir Safarisi’ni deneyebilirsiniz. Milli parklarda safari Sabahın erken saatlerinde fotoğraf makinenizi yanınıza alıp çıkabileceğiniz safari turları ile doğanın tüm ihtişamını ve vahşi yaşamı yeniden keşfedebilirsiniz. Yürüyerek safari, üstü açık araçlarla safari, fil üstünde safari, at sırtında safari; yapabileceğiniz safari çeşitlerinden yalnızca birkaçı. Köy ziyareti Zambiya’da bulunduğunuz süre içerisinde yerel halkın yaşamına, yaşam koşullarına daha yakından tanık olmak için bir köy ziyareti de yapabilirsiniz. Biz Simonga isimli bir köyü gezdik. Oradaki evlerden, günlük yaşam alanlarına insanların nasıl bir mücadele içinde olduğunu gördük. Bölge tarihi ve yaşamı ile ilgili bilgi alabileceğiniz bir diğer nokta da Livingstone Müzesi olabilir. Nerede kalınır? Victoria Şelaleri bölgesinde kalınacak ünlü yerlerden bir kaçı; The Royal Livingstone Oteli, Tongabezi Lodge Otel, Zimbabve tarafında bulunan Victoria Şelaleleri Oteli… Ancak iki ülkede de her bütçeye ve tarza uygun pek çok konaklama yeri mevcut. Zambiya’nın Başkenti Lusaka’da Taj Pamodzi Otel tavsiye edebileceğimiz bir konaklama noktası. Zambiya’nın milli parklarında safari size unutamayacağınız karelerin garantisini veriyor. Gergedan, timsah, fil, zürafa, maymun, zürafa gibi bir çok hayvanı bu safarilerde yakından görebiliyorsunuz. Doğayla iç içe oteller size her türlü konforu sunuyor (yanda) Yerli halkın yaşamını da bu safarilerde yşakından görebilirsiniz (altta) 64