TRAVMA SONRASI GELİŞİME KATKIDA BULUN
Transkript
TRAVMA SONRASI GELİŞİME KATKIDA BULUN
TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 1 Accepted but unedited version İlerleyen başlık: TRAVMA SONRASI GELİŞİME KATKIDA BULUNAN FAKTÖRLER Kişilik, travma sonrası stres ve travma türleri: Travma sonrası gelişime katkıda bulunan faktörler ve Türk yetişkin örnekleminde travma sonrası gelişim alanları A. Nuray Karanci1 Sedat Işıklı2 A. Tamer Aker3 Ervin İzmit Gül1 Burçak Başbuğ Erkan1 Hivren Özkol1 Hayal Yavuz Güzel2 1 Psikoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye; 2 Psikoloji Bölümü, Hacettepe Üniversitesi, Ankara, Türkiye; 3 Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü & Psikolojik Travma ve Afet Çalışmaları Merkezi, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli, Türkiye Bu çalışma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir, proje no: 107K323. Yazışma adresi: A. Nuray Karancı, Psikoloji Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06571, Ankara, Türkiye. Tel: +90 312 210 31 27, Fax: +90 312 210 79 75, e-mail: karanci@metu.edu.tr TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 2 Özet Travma sonrası gelişim (TSG), travmatik yaşam olaylarının ardından kişinin bunlarla başa çıkma çabaları sonucu deneyimlenen olumlu psikolojik değişiklikler olarak tanımlanmaktadır. Bu araştırmada, kişilik özellikleri, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaygınlığı ve bunların etkileşimlerinin TSG ve alanları üzerindeki rolü incelenmiştir. TSG ve alanlarını değerlendirmek amacıyla, Travma Sonrası Gelişim Ölçeği Türkçe Formu (TSGÖ-T) 969 Türk yetişkinden oluşan temsil edici bir örneklemde uygulanmıştır. Bu araştırmada ayrıca ciddi bir kaza, doğal afet ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü türünde travmatik olay yaşayanlar arasında TSG alanlarında ortaya çıkan farklılıklar incelenmiştir. Bulgular sorumluluk, geçimlilik ve gelişime açıklık özelliklerinin toplam TSG ve gelişim alanlarının çoğu ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Dışadönüklük, duygusal tutarsızlık ve gelişime açıklık özelliklerinin bazı gelişim alanlarındaki etkisi travma sonrası stres şiddeti tarafından düzenlenmektedir. Yakınını kaybetmiş katılımcılardan oluşan grupta, kişiler arası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama alanlarında daha az TSG gözlenmiştir. Gelecek çalışmalarda, kişilik özellikleri ile TSG arasında başa çıkmanın aracı rolünün boylamsal desenler kullanılarak incelenmesi gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Travma sonrası gelişim alanları, kişilik özellikleri, travma sonrası stres, travmatik yaşam olayları TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 3 Travmatik yaşam olaylarının olumsuz sonuçları kapsamlı bir biçimde incelenmiş olmasına rağmen, travma sonrası gelişim, stesle ilişkili gelişim ya da fayda bulma olarak tanımlanan travmatik olaylar sonrası ortaya çıkan olumlu değişimler araştırmacılar tarafından göreli olarak oldukça yeni incelenmeye başlanmıştır (Calhoun & Tedeschi, 1999; Helgeson, Reynolds, & Tomich, 2006; Larner & Blow, 2011; Park & Helgeson, 2006). Travma sonrası gelişim (TSG), major yaşam olayları veya travmatik olaylar sonucu kişinin bunlarla başa çıkma çabaları sonunda deneyimlenen/bildirilen olumlu psikolojik değişiklikler olarak tanımlanmaktadır (Calhoun & Tedeschi, 1999; Morris, Shakespeare-Finch, Rieck, & Newbery, 2005; Tedeschi, 1999; Tedeschi & Calhoun, 2004). Araştırmalar, TSG’nin doğal afetler (örn., Cieslak ve ark., 2009; Karancı & Acartürk, 2005), kazalar (örn., Nishi, Matsuoka, & Kim, 2010; Shakespeare-Finch & Armstrong, 2010) ve sevilen ya da yakın birinin ölümü (örn., Davis, Michael, & Vernberg, 2007; Taku, Calhoun, Cann, & Tedeschi, 2008) gibi çeşitli travmatik yaşam olaylarının ardından bildirildiğini göstermiştir. Tedeschi ve Calhoun (2004), işlevsel betimleyici modellerinde, TSG’in bireyin temel şema, inanç ve amaçlarını sarsan metaforik olarak sismik olayların bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Travmatik olayın ardından ilk olarak, olayın otomatik olarak işlemlenmesi süreci ortaya çıkmakta, bunu şema değişimine ve TSG’ye yol açan daha ayrıntılı bilişsel işlemleme süreci takip etmektedir. Travma Sonrası Gelişim Ölçeği (PTGI: Tedeschi & Calhoun, 1996) travma sonrası gelişimi değerlendirmek amacıyla en sık kullanılan ölçeklerden biridir. Ölçek yeni olanakların algılanması, kişiler arası ilişkiler, bireysel güçlülük, manevi değişim ve yaşamın kıymetini anlama olmak üzere toplam beş TSG alanını değerlendirmede kullanılmaktadır (Taku, Cann, Calhoun, & Tedeschi, 2008; Tedeschi & Calhoun, 2004). TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 4 Schaefer ve Moos (1992), travmatik yaşam olayları sonrası ortaya çıkan olumlu değişikliklerin öncüllerini ele aldıkları kapsamlı bir model önermişlerdir. Bu modelde, travma öncesi kaynakları (örn., bireysel ve çevresel) travma karakteristiklerini (örn., maruz kalma, etki yaygınlığı) ve travma sonrası faktörleri (örn., başa çıkma ve değerlendirme) kapsayan farklı faktör kümelerine ilişkin olumlu değişim açıklanmaktadır. Schaefer ve Moos’un (1992) modelinde açıkça travmanın bireyi nasıl etkileyeceğini belirleyen kişilik özellikleri gibi travma öncesi karakteristikler ele alınmaktadır. Buna dayanarak, bu çalışmada bir travma öncesi değişken olan kişilik özelliklerinin rolü ve travma sonrası belirtilerde ortaya çıkan travmanın etkisi ile son olarak, TSG ve gelişim alanlarının yordanmasında bunların ortak etkileri incelenmiştir. Bir travma öncesi değişken olarak kişilik özelliklerini ele alan çalışmalarda, gelişime açıklık (Linley & Joseph, 2004; Tedeschi & Calhoun, 1996; Zoellner, Rabe, Karl, & Maercker, 2008), geçimlilik ve sorumluluk (Garnefski, Kraaij, Schroevers, & Somsen, 2008; Linley & Joseph, 2004), dışadönüklük (Garnefski ve ark., 2008; Sheikh, 2004; Tedeschi & Calhoun, 1996; Val & Linley, 2006), ve duygusal tutarsızlığın (Evers ve ark., 2001; Garnefski ve ark., 2008) TSG ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Tedeschi ve Calhoun (1996) dışadönüklük, gelişime açıklık ve iyimserlik özelliklerinin TSG’nin özellikle yeni olanakların algılanması ve kişisel güçlülük alanlarıyla pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Ancak literatürde iyimserlik (Bostock, Sheikh, & Barton, 2009) gibi kişilik özellikleri ile TSG arasında bir ilişkinin bulunamadığı araştırmalar da yer almaktdır. Helgeson ve arkadaşları (2006) fayda bulma değişkeni üzerinde yürüttükleri meta-analizde, duygusal tutarsızlık ile TSG arasında ilişki bulamamışlardır. Buna karşın başka çalışmalarda, duygusal tutarsızlık ile TSG arasında negatif yönde bir ilişki tespit edilmiştir (Evers ve ark., 2001; Garnefski ve ark., 2008). TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 5 Zoellner ve arkadaşları (2008) motorlu araç kazalarının ardından yüksek TSSB belirlenen kazazedelerde, yüksek iyimserlik ve düşük gelişime açıklık puanlarının yüksek düzeyde TSG ile ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Buna karşın aynı çalışmada, düşük düzeyde TSSB tespit edilen kazazedelerde, düşük düzey iyimserlik ve yüksek düzey yeniliğe açıklığın TSG ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Ancak farklı kişilik özelliklerinin TSG alanları üzerindeki rolü ve kişilik özellikleri ile travmatik stresin TSG alanları üzerindeki ortak katkıları henüz kapsamlı bir şekilde incelenmemiştir. Bu araştırmada söz konusu bu etkilerin rolünün incelenmesi amaçlanmaktadır. Travma sonrası gelişim modelinde, Tedeschi ve Calhoun (2004), yaşam olayının sismik özelliğinin artmasının olumlu sonuçların deneyimlenmesi ihtimalinin artmasına yol açtığını belirtmektedirler. Bu, yaşam olayının işlemlenmesi ve bu olaya anlam aranması gerekliliği ile ilişkilidir. TSG modeli kapsamında yürütülen birkaç çalışmada, bireylerin hem travma sonrası stresi hem de TSG’yi aynı zamanda deneyimleyebildikleri gösterilmiştir (Levine, Laufer, Hamama-Raz, Stein, & Solomon, 2008; Loiselle, Devine, Reed-Knight & Blount, 2011; Morrill ve ark., 2008; Tedeschi & Calhoun, 1996). Morris ve arkadaşları (2005) TSSB semptomları ile TSG alanlarının her biri arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermişlerdir. Gelişim alanlarının çoğunda gelişim ile travma sonrası belirtiler arasındaki ilişkinin pozitif yönde olduğu bulunurken, yalnızca yaşamın kıymetini anlama alanında bu ilişkinin negatif yönlü olduğu bulgusu elde edilmiştir. Buradan hareketle, TSS belirtileri ile TSG’in farklı alanları arasındaki ilişkiyi incelemek önem taşımaktadır. Motorlu araç kazalarından kurtulanlarla yürütülen bir araştırmada, TSSB geliştirmemiş olan kazazedelerin bireysel güçlülük algılarında daha fazla gelişme bildirdikleri gözlenirken; TSSB tespit edilen kazazedelerin ise manevi değişim ve TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 6 yaşamın kıymetini anlama alanlarına ilişkin algılarda daha fazla gelişme bildirdikleri bulunmuştur (Nishi ve ark., 2010). Zoellner ve arkadaşları (2008) farklı stres düzeyleri (Klinisyen Tarafından Uygulanan TSSB Ölçeği ile ölçülen TSSB düzeyleri olarak tanımlanmıştır) bildiren katılımcılar arasında TSG toplam puanları açısıdan anlamlı farklılaşma olmadığını bulmuşlardır. Ancak TSG’nin alt-alanları için TSSB’nun olmadığı grupta, bireysel güçlülük algısı puanlarının TSSB grubuna kıyasla daha yüksek olduğunu, buna karşın, TSSB grubunda yaşamın kıymetini anlama ve manevi değişim algı puanlarının TSSB’nin olmadığı gruba kıyasla daha yüksek olduğunu göstermişlerdir. Kısacası, travma sonrası stres düzeyinin hangi alanda gelişim yaşanacağının belirlemede bir rolü olabileceği görülmektedir. Düşük düzeyde travma sonrası stresin bireysel güçlülük alanında daha fazla gelişmeyle, buna karşın, yüksek düzey stresin yaşamın kıymetini anlama ve manevi değişim alanlarında daha fazla gelişmeyle ilişkili olduğu görülmektedir (Nishi ve ark., 2010; Zoellner ve ark., 2008). Bu araştırmanın amaçlarından biri, travma sonrası belirtiler ile TSG alanlarının nasıl ilişkili olduklarını incelemektir. TSG ve gelişim alanları farklı travmatik olayların ardından hayatta kalanlarla kapsamlı olarak çalışılmıştır. Ancak bilindiği kadarıyla, aynı çalışma içinde farklı travmatik olayların ardından hayatta kalanlarla TSG ve alanları inceleyen çok az sayıda araştırma (örn. Shakespeare-Finch & Armstrong, 2010) bulunmaktadır. Bu nedenle, bu araştırmanın amaçlarından bir diğeri, farklı travmatik olayların (kazalar, doğal afetler ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü gibi) ardından hayatta kalanlar arasında TSG alanlarında ortaya çıkan gelişmeyi incelemektir. Sevilen ya da yakın birinin ölümü, fiziksel tehdit ve yaşam geçiş problemlerinin daha fazla TSG’e yol açtıkları görülmektedir (Ickovics ve ark., 2006; Cummings & Swickert, 2010). Bu üç tür travmatik olayı yaşayanların karşılaştırıldığı TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 7 tek çalışmada, yakını ölen kişilerden oluşan grupta cinsel istismar yaşayan gruba kıyasla, kişiler arası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama alanlarında daha fazla gelişme olduğu gösterilmiştir. Bu araştırmanın amaçlarından ilki, TSG ve gelişim alanları üzerinde kişilik özellikleri, travma sonrası belirtiler ve bunların ortak etkisini, çoğunluğun Müslüman olduğu Türkiye’de temsil edici yetişkin örneklemde incelemektir. İkincisi ise farklı travmatik olaylar yaşayanların TSG alanlarında farklılaşıp farklılaşmadığını araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, bu örneklemde en çok rahatsız eden olaylar yani kazalar, doğal afetler ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü kullanılmıştır. Daha önce yürütülen araştırma bulgularına dayanarak, TSG toplam puanı ile gelişime açıklık (örn., Linley & Joseph, 2004), geçimlilik (örn.,Garnefski ve ark., 2008; Linley & Joseph, 2004) sorumluluk ve dışadönüklüğün (e.g., Garnefski et al., 2008; Sheikh, 2004; Tedeschi & Calhoun, 1996) pozitif yönde, buna karşın, duygusal tutarsızlığın (e.g., Evers ve ark., 2001) negatif yönde ilişkili olacağı beklenmektedir. Aynı zamanda TSG toplam puanı ile travma sonrası belirtilerin pozitif yönde ilişkili olacağı beklenmektedir (örn., Loiselle ve ark., 2011; Tedeschi & Calhoun, 1996). TSG’nin alt-alanları üzerinde kişilik özellikleri ile TSS yaygınlığının rolü kapsamlı bir biçimde çalışılmadığından, TSG’nin alt-alanları ve bu alanlar üzerinde travmatik olay türlerinin etkisine dair belirli bir yordama yapılamamıştır. Bu nedenle, bu çalışmada, kişilik özellikleri, travma sonrası stres belirtileri ve bunların ekileşimlerinin TSG ve gelişim alanları üzerindeki etkisini açıklamak amaçlanmaktadır. Benzer şekilde, kazalar, doğal afetler ve yakın birinin ölümünü yaşamış kişiler arasında TSG alanlarında ortaya çıkan farklılıkların değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. YÖNTEM TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 8 Katılımcılar ve İşlem Bu araştırma travmatik olayların yaygınlığı, travma sonrası stres bozukluğu ve travma sonrası gelişimin araştırıldığı büyük ölçekli bir araştırmanın bir parçası olarak yürütülmüştür. Araştırmanın verileri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen, 969 yetişkinden oluşan temsili bir örneklem üzerinde Ankara, Kocaeli ve Erzincan olmak üzere toplam üç ilden toplanmıştır. Ankara başkent olması, Erzincan 1991 yılında yaşanan deprem ve Kocaeli 1999 yılında yaşanan yıkıcı deprem nedeniyle tercih edilmiştir. Seçkisiz bir hane örneklemi oluşturabilmek için TÜİK tarafından adrese dayalı kayıt sistemi kullanılarak belirlenen adresler kullanılmıştır. Örneklem büyüklüğü Sümbüloğlu ve Sümbüloğlu’nun (1978) tarafından önerilen yöntem kaynak alınarak hesaplanmıştır. Buna göre, Türkiye’de genel travma yaygınlığı %60 ve hata oranı %5 olarak belirlenmiş ve Ankara için 700, Kocaeli için 600 ve Erzincan için 500 hane olmak üzere toplam 1800 hane tespit edilmiştir. Demografik özellikler tüm örneklem ve üç il için ayrı ayrı olmak üzere Tablo 1’de gösterilmektedir. Veri Toplama Araçları Sosyo-Demografik Bilgi Formu katılımcıların demografik özelliklerini (yaş, cinsiyet, eğitim yılı, medeni durum: bekar/nişanlı, evli, dul, boşanmış, diğer), çalışma durumunu (çalışan, çalışmayan, diğer), gelir düzeyini (5’li likert türü bir ölçekle kullanılarak katılımcı tarafından değerlendirilmiştir; 1: çok düşük, 5: çok yüksek), daha önce tedavi gerektiren ruhsal rahatsızlıklarının olup olmadığını (var/yok), varsa tedavi türünü (psikolojik tedavi, ilaç, diğer) ve şu an psikiyatrik bir tedavi görüp görmediğini (Evet/Hayır) belirleyen sorulardan oluşmaktadır. Travma Sonrası Stres Tanı Ölçeği kendini değerlendirme biçiminde, 49 maddeden oluşmaktadır. Ölçek Foa, Cashman, Jaycox ve Perry (1997) tarafından travma sonrası stres belirtilerini belirlemek amacıyla, DSM-IV (APA, 2000) tanı ölçütleri esas alınarak TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 9 geliştirilmiştir. Ölçek yardımıyla, bireylerin yaşadıkları çeşitli travmatik olay türleri, onları en rahatsız eden travmatik olay ve olası TSSB tanısı alabilecek kişileri değerlendirmek mümkün olabilmektedir. Bu çalışmada, travmatik stres semptomlarının şiddetini değerlendirmek amacıyla 3’lü likert tipi (toplam puan 0-51 arasında değişmektedir) 17 madde (Travma Sonrası Stres Belirtileri Alt Ölçeği) kullanılmıştır. Ölçeğin psikometrik özelliklerinin yeterli olduğu rapor edilmiştir (Foa ve ark., 1997). Ölçeğin Türkçe uyarlama çalışması Işıklı (2006) tarafından yürütülmüş, kabul edilebilir nitelikte psikometrik özelliklere sahip olduğu rapor edilmiştir (Duru, 2006; Isikli, 2006). Bu çalışmada, travma sonrası stresin bir göstergesi olarak kullanılan Travma Sonrası Stres Belirtileri alt ölçeğinin içtutarlık katsayısı .90 olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmada, katılımcılar tarafından seçilen en rahatsız edici travmatik olay türü ‘travmatik olay türü’ olarak adlandırılmıştır. TSG’nin ve alt-alanlarını yordamak amacıyla, TSS puanı (17 maddenin toplamı) travma sonrası stres belirtilerinin şiddetini yansıtan bir ölçüm olarak kullanılmaktadır. Travma Sonrası Gelişim Ölçeği (TSGÖ) travmatik yaşantılar sonrası bireylerde görülebilecek olumlu gelişimi değerlendirmek üzere Tedeschi ve Calhoun (1996) tarafından geliştirilmiştir. Ölçek 6’li likert tipi (0 = olaya bağlı olarak bu değişikliği hiç yaşamadım; 5 = olaya bağlı olarak bu değişimi büyük ölçüde yaşadım) 21 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin içtutarlık katsayısının (Cronbach’s alpha) yeterli olduğu rapor edilmiştir. Ölçeğin Türkçe uyarlama çalışması Dirik and Karanci (2008) tarafından yürütülmüştür. Bu çalışmada, TSG’nin orjinal beş faktörlü modeli, Açıklayıcı Faktör Analizi tekniği ile EQS6.1 (Bentler, 1995, Byrne, 2006) kullanılarak analiz edilmiştir. Güçlü istatistiksel bulgulara dayanarak, verinin önerilen modele uygun olduğu görülmektedir (S-Bχ2(179, N = 1253) = 829.876, p < .001, CFI = 0.98; RMSEA = 0.054; C.I. 050, .058). Bu örneklem için hesaplanan TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 10 içtutarlık (Cronbach’s alpha) katsayıları sırasıyla, yeni olanakların algılanması için .81, kişiler arası ilişkiler için .84, bireysel güçlülük için .79, manevi değişim için .63, ve yaşamın kıymetini anlama için .83 olarak hesaplanmıştır. Temel Kişilik Özellikleri Ölçeği (TKÖÖ) Gençöz ve Öncül (devam etmekte) tarafından Türk kültüründe farklı kişilik özelliklerinin tanımlanmasında sıklıkla kullanılan 226 sıfatın, 100 katılımcıdan oluşan örneklemde belirlenmesiyle oluşturulmuştur. Bu sıfatlar 510 katılımcı tarafından 5’li likert tipi bir ölçekle değerlendirilmiştir. Varimax rotasyonu kullanılarak yürütülen Faktör Analizi sonucunda, literatürle tutarlı beş ve olumsuz değerliği (örn., görgüsüz, terbiyesiz, açgözlü) yansıtan bir olmak üzere toplam altı alt boyut elde edilmiştir. TKÖÖ’den alt boyutlara en yüksek katsayıyla yüklenen 45 madde seçilmiştir. Daha sonra 45 maddeden oluşan bu ölçek, faktör yapısını ve psikometrik özelliklerini incelemek amacıyla 454 üniversite öğrencisinden oluşan bir örneklemde uygulanmıştır. Test-tekrar test (3 hafta) katsayıları .74 ile .84 arasında bulunmuştur. Kişilik boyutlarının benlik değeri, başetme yöntemleri, sosyal destek, kaygı, sosyal kaygı ve pozitif-negatif duygularla hesaplanan korelasyon katsayıları beklentileri karşılamaktadır. Her alt boyut için hesaplanan içtutarlık katsayıları (Cronbach’s alpha) yeterli bulunmuştur. Ölçek üniversite öğrencilerinden oluşan bir örneklemde geliştirildiğinden, bu araştırmada, toplumu temsil eden örneklemde geçerlik ve güvenilirliğini incelemek amacıyla varimax rotasyonlu Faktör Analizi tekniği kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, orjinal ölçekte olduğu gibi toplam varyansın %44.96’sını açıklayan altı alt boyut elde edilmiştir. Bunlar geçimlilik (%15.96); sorumluluk (%9.68), dışadönüklük (%6.66), duygusal tutarsızlık (%4.76), olumsuz değerlik (%4.53) ve gelişime açıklık (%3.37) alt boyutlarıdır. Cronbach’s alpha iç tutarlık katsayıları geçimlilik, sorumluluk, dışadönüklük, duygusal tutarsızlık, olumsuz değerlik TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 11 ve gelişime açıklık alt boyutları için sırasıyla .83, .78, .78, .76, .59 ve .67 olarak hesaplanmıştır. Olumsuz değerlik boyutu için hesaplanan Cronbach’s alpha değeri göreli olarak düşük olduğundan ve bu boyut literatürde araştırılmadğından analizlere dahil edilmemiştir. İşlem Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Etik Kurulu tarafından verilen araştırma yapma izninin ardından, ODTÜ, Hacettepe ve Kocaeli Üniversiteleri psikoloji bölümü dördüncü sınıf öğrencilerinden seçilen anketörlere anket uygulama eğitimleri verilmiştir. Katılımcılar TÜİK tarafından sağlanan adreslerinde ziyaret edilmiş ve araştırmanın amacı konusunda bilgilendirilmişlerdir. Araştırmaya katılmayı kabul eden katılımcılardan gönüllü katılım formunu imzalamaları istenmiştir. Gidilen hanede yaşayan bir kişiden o hanede yaşayan 18 yaşın üzerindeki kişilerin bir listesi istenmiştir. Hanede yaşan yetişkinler arasından hangisiyle görüşme yapılacağının seçkisiz olarak belirlenmesinde Kish Tablosu (Kish, 1965) kullanılmıştır. Hanede yaşayan yetişkin sayısı ve anket numarasının son rakamı kullanılarak tablodan görüşülecek kişi belirlenmektedir. Hanede en az bir yıldır yaşamakta olan 18 yaşın üzerindeki tüm yetişkinler tabloya kayıt edilmektedir. Her haneden yalnızca bir kişi örnekleme dahil edilmiştir. Tablo kullanılarak belirlenen kişi evde değilse, kendisiyle görüşme yapmak için bir randevu alınmış ve randevu günü o hane tekrar ziyaret edilmiştir. Aynı haneye en fazla üç kez ziyaret yapılmış ve üçünde de belirlenen kişi evde bulunamazsa o anket cevapsız olarak kabul edilmiştir. Araştırma sırasında, 2009 yılında üç ilde, altı aylık bir periyod içinde toplam 1800 hane ziyaret edilmiştir. Ziyaret edilen 1800 hanenin 1253’ünde (%69.61) belirlenen kişi araştırmaya katılmıştır. Ziyaret edilen bazı adreslerin boş olması, bazı adreslerde üç ziyarete rağmen görüşmeye katılacak kişiye ulaşılamaması gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda, bu oran kabul edilebilir bir TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 12 orandır. Bu 1253 görüşmenin 1055’inde (%58.6) katılımcılar Foa ve ark. (1997) tarafından oluşturulan ölçekte yer alan listedeki olaylardan en az bir tanesini yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bu katılımcılardan 969’u (%53.8) kendilerini en fazla rahatsız eden bir travmatik olay bildirmiştir. Bu çalışmanın örneklemi kendilerini en fazla rahatsız eden bir olay bildiren 969 katılımcıdan oluşmaktadır. Anket uygulaması yaklaşık 30 dakika sürmüştür. Katılımcılar istedikleri zaman görüşmeyi sonlandırabilecekleri konusunda bilgilendirilmişlerdir. Yaşadıkları travmatik olaydan dolayı hala rahatsızlık hissettiklerini belirten katılımcılara kendilerine destek sağlayacak psikiyatr listesi verilmiştir. İstatistiksel Yöntemler Verinin gözden geçirilmesi ve temizlenmesi işlemlerinin ardından korelasyon ve hiyerarşik regresyon analizleri SPSS 15.0 programı (SPSS Inc., 2006) kullanılarak yürütülmüştür. Kişilik özellikleri, travma sonrası stres (TSS) belirti şiddeti ve bu ikisinin etkileşiminin, toplam TSG puanını ve gelişimin alt alanlarını yordayıp yordamadığını incelemek amacıyla sosyodemografik değişkenler kontrol edilerek altı ayrı hiyerarşik regresyon analizi uygulanmıştır. Yordanan değişkenler TSG toplam puanı ve beş alt alanın puanlarıdır. Sosyo-demografik değişkenlerin (yaş, cinsiyet ve eğitim yılı) yordayıcılar üzerindeki olası karıştırıcı etkilerini kontrol edebilmek amacıyla, ilk adımda enter yöntemiyle analize sokulmuştur. İkinci adımda, kişilik özellikleri (dışadönüklük, sorumluluk, geçimlilik, duygusal tutarsızlık ve gelişime açıklık), üçüncü adımda ise TSS şiddeti analize sokulmuştur. Kişilik özelliklerinin TSS şiddeti ile TSG puanları arasındaki ilişkiyi düzenlemesi beklenmektedir. Bu nedenle, son adımda beş adet iki yönlü etkileşim terimi (kişilik özellikleri x TSS) analize dahil edilmiştir. Son olarak, TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 13 anlamlı etkileşim terimlerini incelemek amacıyla basit eğri analizi kullanılmıştır (Aiken & West, 1991; Jose, 2008). Üç tür travmatik olay (kazalar, doğal afetler ve yakın birinin ölümü) yaşayanlar arasında TSG alt alanlarında ortaya çıkan farklılıkları değerlendirmek amacıyla tek yönlü çok değişkenli varyans analizi (MANOVA) uygulanmıştır. BULGULAR TSG ve Alanlarının Yordayıcıları: Regresyon Analizi Yordayıcı ve yordanan değişken ölçümleri arasında hesaplanan Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayıları Tablo 2’de gösterilmektedir. Tabloda görülebileceği gibi sorumluluk ve geçimlilik kişilik özellikleri ile TSG toplam puanı ve alt alanları arasındaki korelasyon katsayıları istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. TSS şiddeti ile TSG toplam puanı ve alt alanların çoğu arasındaki korelasyon pozitif yönde ve anlamlıdır. Kişilik özellikleri, travma sonrası stres belirti şiddeti ve bunların etkileşimlerinin, sosyodemografik değişkenler kontrol edildiğinde, toplam TSG puanını ve alt alanlarını ne düzeyde yordadığını değerlendirmek amacıyla altı bağımsız hiyerarşik çoklu regresyon analizi yapılmıştır (ayrıntılar için istatistiksel analizler bölümüne bakınız). Toplam TSG Son modeldeki değişkenler (Tablo 3) toplam TSG’deki toplam varyansın % 14’ünü açıklamıştır, R2 = .14, F (14,901) = 10.4, p < .001. Böylece, genel modelde, kişilik özellikleri, TSS belirti şiddeti ve bunların etkileşimleri, sosyo-demografik değişkenler kontrol edildikten sonra, toplam TSG puanındaki varyansın önemli bir bölümünü açıklamıştır. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 14 Sorumluluk, geçimlilik, gelişime açıklık ve travma sonrası stres belirti şiddetinin toplam TSG puanıyla anlamlı düzeyde ilişkili olduğu görülmüştür. Hiyerarşik regresyonun dördüncü bloğunda girilen beş, iki-yönlü etkileşim teriminin arasından yalnızca TSS x Dışadönüklük etkileşiminin anlamlı olduğu bulunmuştur, bu da dışadönüklüğün düzeyi değiştikçe toplam TSG puanı üzerindeki TSS belirti şiddetinin regresyonunun da değiştiğini göstermektedir. Yüksek ve düşük düzeylerdeki dışadönüklük eğrilerinin (Şekil 1) anlamlı olduğu bulunmuştur (sırasıyla, basit eğri = 0.03, t = 5.7, p < .001; basit eğri = 0.011, t = 2.2, p< .05). Yeni Olanakların Algılanması Son modeldeki değişkenler (Tablo 3) yeni olanakların algılanması puanındaki toplam varyansın %18’ini açıklamıştır, R2 = .18, F (14,901) = 12.5, p < .001. Böylece, genel modelde, kişilik özellikleri, TSS belirti şiddeti ve bunların etkileşimleri, sosyo-demografik değişkenler kontrol edildiğinde, yeni olanakların algılanması puanındaki varyansın anlamlı bir bölümünü açıklamıştır. Geçimlilik, gelişime açıklık ve TSS belirti şiddetinin yeni olanakların algılanması ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu görülmektedir. Hiyerarşik regresyonun dördüncü bloğunda girilen beş, iki-yönlü etkileşim terimi arasından yalnızca TSS x Dışadönüklük etkileşimi anlamlı olduğu bulunmuştur, bu da dışadönüklüğün düzeyleri değiştikçe yeni olanakların algılanması puanı üzerindeki TSS belirti şiddetinin regresyonun da değiştiğini göstermektedir. Dışadönüklüğün yüksek ve düşük düzeyleri (Şekil 2) anlamlı bulunmuştur (sırasıyla, basit eğri = 0.03, t = 5.9, p < .001; basit eğri = 0.01, t =2.8, p < .01). Manevi Değişim TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 15 Son modeldeki değişimler (Tablo 3) manevi değişim puanındaki toplam varyansın %13’ünü açıklamıştır, R2 = .13, F (14,901) = 9.3, p < .001. Böylece, genel modelde, sosyodemografik değişkenler kontrol edildiğinde, kişilik özellikleri, TSS belirti şiddeti ve bunların etkileşimleri birlikte, manevi değişim puanındaki varyansın anlamlı bir bölümünü açıklamıştır. Sorumluluk, geçimlilik ve travma sonrası stres belirti şiddetinin manevi değişim puanıyla anlamlı düzeyde ilişkili olduğu görülmektedir. Beş iki-yönlü etkileşim terimi arasından yalnızca TSS x Dışadönüklük ve TSS x Duygusal tutarsızlık etkileşimlerinin anlamlı olduğu bulunmuştur, bu da dışadönüklük ve duygusal tutarsızlık düzeyleri değiştikçe TSS belirti şiddetinin manevi değişim puanı üzerindeki regresyonunun da değiştiğini göstermektedir. Yüksek ve düşük düzey dışadönüklük eğrilerinin (Şekil 3) anlamlı olduğu bulunmuştur (sırasıyla, basit eğri = 0.05, t = 6.3, p < .001; basit eğri = 0.02, t = 2.7, p < .01). Yüksek ve düşük düzey duygusal tutarsızlık eğrilerinin de (Şekil 4) anlamlı olduğu bulunmuştur (sırasıyla, basit eğri = 0.02, t = 3.6, p < .001; basit eğri = 0.05, t = 5.3, p < .01). Kişilerarası ilişkiler Son modeldeki değişkenler (Tablo 4) kişilerarası ilişkiler puanındaki toplam varyansın %9’unu açıklamıştır, R2 = .09, F (14,901) = 5.9, p < .001. Böylece, genel modelde, sosyodemografik değişkenler kontrol edildiğinde, kişilik özellikleri, TSS belirti şiddeti ve bunların etkileşimleri birlikte, kişilerarası ilişkiler puanındaki varyansın anlamlı bir bölümünü açıklamaktadır. Geçimlilik, gelişime açıklık ve travma sonrası stres belirti şiddetinin kişilerarası ilişkiler puanı ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur. Hiyerarşik analizin dördüncü bloğunda girilen beş iki-yönlü etkileşim terimi arasından, TSS x Dışadönüklük, TSS x Geçimlilik ve TSS x TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 16 Duygusal tutarsızlık etkileşimlerinin anlamlı olduğu bulunmuştur; bu da dışadönüklük, sorumluluk ve duygusal tutarsızlığın düzeyleri değiştikçe, TSS belirti şiddetinin kişilerarası ilişkiler puanı üzerindeki regresyonunun da değiştiğini göstermektedir. Yüksek düzey dışadönüklük eğrisinin (Şekil 5) anlamlı olduğu bulunmuştur (basit eğri = 0.02, t = 3.3, p < .001). Ancak düşük düzey dışadönüklüğün anlamlı olmadığı bulunmuştur (basit eğri = 0.01, t = 0.89, p > .05). Basit eğri analizinin sonucu (Şekil 6), düşük düzey sorumluluğun eğrisinin anlamlı olduğunu (basit eğri = 0.02, t = 3.4, p < .01) ancak yüksek düzey sorumluluk eğrisinin anlamlı olmadığını göstermiştir (basit eğri = 0.01, t = 0.83, p > .05). Düşük düzey duygusal tutarsızlık eğrisi (Şekil 7) anlamlı bulunmuştur (basit eğri = 0.02, t = 4.2, p < .001). Ancak yüksek düzey duygusal tutarsızlık eğrisi anlamlı bulunmamıştır (basit eğri = 0.00, t = 0.63, p > .05). Bireysel güçlülük Son model (Tablo 3) bireysel güçlülük puanındaki toplam varyansın % 13’ünü açıklamıştır, R2 = .13, F (14,901) = 9.1, p < .001. Sorumluluk, gelişime açıklık ve travma sonrası stres belirti şiddetinin bireysel güçlülük ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Yalnızca TSS x Dışadönüklük etkileşimi anlamlı bulunmuştur; bu da dışadönüklüğün düzeyleri değiştikçe, TSS belirti şiddetinin bireysel güçlülük puanı üzerindeki regresyonunun da değiştiğini göstermektedir. Yüksek ve düşük düzey dışadönüklüğün eğrileri (Şekil 8) anlamlı bulunmuştur (sırasıyla, basit eğri = 0.04, t = 5.8, p < .001; basit eğri = 0.02, t = 2.7, p < .01). TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 17 Yaşamın Kıymetini Anlama Son modeldeki değişkenler (Tablo 3) yaşamın kıymetini anlama puanının toplam varyansının % 7’sini açıklamıştır, R2 = .07, F (14,901) = 5.1, p < .001. Böylece, genel modelde, sosyo-demografik değişkenler kontrol edildiğinde, kişilik özellikleri, TSS belirti şiddeti ve bunların etkileşimleri birlikte, yaşamın kıymetini anlama puanındaki varyansın anlamlı bir bölümünü açıklamıştır. Sorumluluk ve geçimlilik yaşamın kıymetini anlama puanıyla anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur. Beş iki-yönlü etkileşim terimi arasından yalnızca TSS x Açıklık anlamlı bulunmuştur; bu da gelişime açıklığın düzeyleri değiştikçe, TSS belirti şiddetinin yaşamın kıymetini anlama puanı üzerindeki regresyonunun da değiştiğini göstermektedir. Yüksek düzey gelişime açıklık eğrisi (Şekil 9) anlamlı bulunmuştur (basit eğri = 0.02, t = 2.3, p < .01). Ancak, düşük düzey gelişime açıklık eğrisi anlamlı bulunmamıştır (basit eğri = 0.00, t = 0.45, p > .05). Yaşanan olay türünün etkileri Örneklem tarafından en sık yaşanan üç travmatik olay, kazalar (%11; N = 107), doğal afetler (%28.1; N = 272) ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü (%40.6; N = 393) olmuştur. Bu üç travmatik olay türünün mağduru olmanın TSG’nin beş alanı üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla tek yönlü çoklu varyans analizi (MANOVA) yapılmıştır. Üç olay türü arasında bağımlı ölçütler üzerinde bu üç olay türü arasında anlamlı farklar bulunmuştur, Wilks’ Λ = 0.89, F (10, 1518) = 8.8, p < .001. Wilks’ Λ’ya dayalı çoklu η2 ‘nun güçlü olduğu bulunmuştur, .06. Tablo 4 bu üç grup için bağımlı değişkenlerin ortalamalarını ve standart sapmalarını içermektedir. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 18 MANOVA’nın takip testi olarak, her bağımsız değişken için varyans analizleri (ANOVA) yapılmıştır. Bonferroni yöntemi kullanılarak, her ANOVA 0,01 düzeyinde test edilmiştir. Kişilerarası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama puanları üzerinden yapılan ANOVA anlamlı bulunmuştur, sırasıyla F (2,763) = 6.1, p <.01, η2 = 0.02; F (2,763) = 16.5, p < .01, η2 = .04. Diğer yandan, bireysel güçlülük, manevi değişim ve yeni olanakların algılanmasının anlamlı olmadığı bulunmuştur. Kişilerarası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama puanları için yapılan tekli ANOVA’ya post hoc analizleri TSG’nin iki alt alanının puanınında olay türleri arasındaki anlamlı farkları bulmak amacıyla yapılan ikili karşılaştırmaları içermiştir. Her ikili karşılaştırma 3’e bölünerek .01 düzeyinde ya da .003 düzeyinde test edilmiştir. Kişilerarası ilişkiler puanında, doğal afetler grubu ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü grubu arasında anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur (Tablo 4). Ek olarak, kaza grubu ve doğal afet grubu, yaşamın kıymetini anlama alanında sevilen ya da yakın birinin ölümü grubundan anlamlı düzeyde daha yüksek puanlar almışlardır. Tartışma Bu çalışmanın birincil amacı, Türkiye’de, travmatik olayların çeşitli türlerine maruz kalmış geniş bir örneklemde, kişilik özellikleri, travma sonrası stres (TSS) belirti şiddeti ve bunların etkileşimlerinin TSG ve alanları üzerindeki rolünü incelemektir. İkincil amaç, üç değişik travmatik olay türüne maruz kalmış bireylerde TSG alanları arasındaki farkları incelemektir. Çalışmanın sonuçları, bazı kişilik özelliklerinin toplam TSG ve alanları üzerinde kolaylaştırıcı bir rolü olduğunu ortaya çıkarmıştır. TSS belirti şiddetinin, toplam TSG ve yaşamın kıymetini anlama alanı dışındaki tüm alanlarda rolü olduğu bulunmuştur. Bu çalışmanın TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 19 önemli bir katkısı da, bazı kişilik özelliklerinin, TSS belirti şiddetine bağlı olarak, toplam TSG ve alanları üzerinde rolü olduğunu göstermesidir. Kişilik özelliklerinin, kişinin travmatik olaylara verdiği tepkileri şekillendirmede önemli olduğu ileri sürülmektedir (Morris et al., 2005; Tedeschi & Calhoun, 1996). Bu çalışmanın sonuçları, sorumluluk, geçimlilik ve açıklığın, toplam TSG ve hemen hemen tüm alanlarının güçlü yordayıcıları olduğu görüşünü desteklemiştir. Belli kişilik özellikleri ile TSG’nin belli alanları arasındaki ilişki incelendiğinde, TSS belirti şiddeti aracı olduğunda, dışadönüklüğün, yaşamın kıymetini anlama alanı dışındaki tüm alanlar üzerinde etkisi olduğu görülmektedir. Tüm alanlarda, yüksek düzeyde dışadönüklük deneyimi olan katılımcıların, yüksek düzeyde TSS belirti şiddetini de deneyimlediklerinde, daha fazla gelişim gösterdikleri bulunmuştur. Bu durum, destek arama, problem çözme ve bilişsel yeniden yapılandırma gibi yöntemleri kullanan dışadönük bireylerin başetme stratejileriyle ilişkili olabilir (Connor-Smith & Flachsbart, 2007). Böylece, TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda, dışadönüklük, bireylere, bir olayın travmatik sonuçlarıyla daha işlevsel başaçıkma yolları kullanarak başetmelerine yardım edebilir ve böylece tüm alanlarda daha yüksek gelişime yol açabilir. Ancak, TSS belirti şiddeti düşük olduğunda, dışadönüklüğün TSG üzerinde baskılayıcı bir etkisi olduğu görülmektedir. TSS belirti şiddeti düşük olduğunda, yüksek düzeyde dışadönük olan bireyler başetme kaynaklarını aktive etme ihtiyacı hissetmeyebilirler ve bu yüzden problem çözme ya da sosyal destek aramaya yönelmeyeceklerinden fazlaca bir gelişim göstermeyebilirler. TSS belirti şiddeti düzeyi yüksek olduğunda yüksek düzeyde dışadönüklüğün olmasının ya da dışadönüklük özelliğinin olmasının yararlı etkisinin yaşamın kıymetini anlama alanı ile ilişkili olmadığını belirtmek gerekir ki bu da bu alanın başka kişilik özellikleriyle ilişkili olabileceği anlamına gelebilir. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 20 Sorumluluk manevi değişim, bireysel güçlülük ve yaşamın kıymetini anlama alanları için anlamlı bulunmuştur. Ayrıca, kişilerarası ilişkiler alanında, sorumluluğun, TSS belirti şiddeti ile etkileşim içinde olduğu bulunmuştur, bu da yüksek düzeyde sorumluluk, TSS belirti şiddetine bağlı olmaksızın, kişilerararası ilişkiler alanında gelişimin kolaylaştırıcısıyken, düşük düzeyde sorumluluk olduğunda aynı alanda gelişimin olması için yüksek düzeyde TSS belirti şiddetinin olması gerekmektedir. Sorumluluk yüksek düzeylerde öz denetim, kararlılık, dürtü kontrolü, başarı yönelimi/odaklılık ve öz-disiplini içermektedir (McCrae & John, 1992). Bu özelliğin başaçıkma yollarından problem çözme ve bilişsel yeniden yapılandırma ile ilişkili olduğu bulunmuştur (Connor-Smith & Flachsbart, 2007). Bu yüzden, sorumluluğun, travmatik olayın işlenmesini ve kaçınma yerine olayla doğrudan başetmeyi kolaylaştırması ve böylece TSS belirti şiddeti düzeyine bağlı olmaksızın kişilerarası ilişkilerde gelişim algılarıyla ilişkili olması anlaşılabilirdir. Ancak, bu özelliği düşük düzeyde olan bireylerin, yalnızca yüksek düzeyde sıkıntı yaşadıklarında, olayla başetmeye çalışmaları ve böylece TSG göstermeleri için yüksek bir travmatik etkiye ihtiyaç duymaları gerektiği görülmektedir. Geçimlilik, bireysel güçlülük dışında TSG’nin tüm alanlarıyla ilişkili bulunmuştur. Geçimlilik güven, fedakarlık, uyumluluk, ve yumuşak huyluluğu içermektedir (McCrae & John, 1992). Uyumluluğun, yüksek düzeyde algılanan ve alınan sosyal destekle ilişkili olduğu bulunmuştur (Bowling, Beehr, & Swader, 2005; Tong et al., 2004). Böylece, bireysel güçlülük alanı dışında, bu özelliğin, kişinin travmatik olayı kabul etmesini ve olayın kötü sonuçlarıyla başetmek için sosyal destek aramasını sağlayarak TSG’yi kolaylaştırma eğiliminde olduğu görülmektedir. Olumsuz duygusallık, strese fizyolojik tepki ve davranışsal ket vurmayı içeren duygusal tutarsızlığın (McCrae & John, 1992), TSS belirti şiddetinin aracılık ettiği manevi değişim ve TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 21 kişilerarası ilişkiler için anlamlı olduğu görülmüştür. Connor-Smith ve Flachsbart (2007), meta analizlerinde, duygusal tutarsızlığın arzu gerçekleştirme düşünce stilini, geri çekilme ve duygu odaklı başetmeyi yordadığını bildirmişlerdir. Tüm bu stratejiler, duygusal tutarsızlığı yüksek olan bireylerin, gelişim için gerekli olan olayın işlenmesini gizleyebilecek başa çıkma yollarından kaçınmayı kullanabileceğine işaret etmektedir. Manevi değişim ve kişilerarası ilişkiler alanlarının her ikisi için de düşük duygusal tutarsızlık, TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda, gelişimi kolaylaştırmıştır. Kişilerarası ilişkiler alanında, yüksek duygusal tutarsızlığı olan bireyler TSS belirti şiddeti önemli olmaksızın aynı düzeyde TSG göstermişlerdir. Ancak, düşük duygusal tutarsızlığı olan kişiler, yüksek TSS belirti şiddeti olduğunda, TSG düzeyleri daha yüksek olmuştur. Böylece, düşük duygusal tutarsızlığın, kişilerarası ilişkiler alanında, yüksek TSS belirti şiddetiyle birlikte, başetme ve işlemlemeyi kolaylaştırdığı görülmektedir. Ancak ilginçtir ki manevi değişim alanında, yüksek ve düşük duygusal tutarsızlığın her ikisi de, yüksek belirti şiddeti olduğunda, daha yüksek TSG ile ilişkili olmuştur. Gelecekteki araştırmaların düşük ve yüksek düzeyde duygusal tutarsızlığı olan bireylerin başetme stratejilerine odaklanması gerekse de, bu çalışmanın sonuçları, bu özelliğin, gelişimin diğer alanlarından ayrı olarak, manevi değişim ve kişilerarası ilişkiler üzerinde olumsuz etkisi olduğuna işaret etmektedir. Açıklığın, yeni olanakların algılanması, kişilerarası ilişkiler ve bireysel güçlülük alanlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca, açıklık düzeyi yüksek olan kişiler, TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda, yaşamın kıymetini anlama alanında yüksek düzeylerde gelişim göstermişlerdir. Açıklık, yeni koşullar, yeni deneyimler ve fikirlere karşı ilgili olmayı gerektirir. Açıklık düzeyi yüksek olan bireyler entellektüel olarak meraklı, hayal gücü kuvvetli ve duygusal olarak duyarlı kişilerdir (Costa ve McCrae, 1985). TSG için bilişsel işlemleme gerekli olduğundan (Tedeschi ve TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 22 Calhoun, 2004), açıklık özelliği olan kişilerin, travmatik olayı ve anlamını bilişsel olarak işlemlemeye hazır olmaya daha yatkın olmaları ve böylece tüm alanlarda daha fazla gelişim gösterecekleri beklenebilir. Yaşamın kıymetini anlama alanında, açıklık, yalnızca TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda gelişimi kolaylaştırmış; bu bulgu da bu özelliğin daha yüksek bir travmatik etki varken, bireylere olayla ilgili zorlukları işlemlemede yardım ettiğini göstermektedir. Ancak, TSS belirti şiddeti düşükken, açıklık düzeyinin yüksek olmasının yaşamın kıymetini anlamada kolaylaştırıcı bir etkisi olmadığını göstermektedir. Kişilik özelliklerini gelişimin alanlarıyla ilişkilendiren sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde, sorumluluk, geçimlilik ve gelişime açıklığın, belli bir alanda değil, TSG’nin hemen tüm alanlarında gelişimin kolaylaştırıcıları olduğu görülmektedir. Bu nedenle, gelecekteki araştırmalarda, kişilik özelliklerine özel olan bilişsel işlemleme ve başetme stratejilerini inceleyerek, bu kişilik özelliklerinin TSG ile nasıl ilişkilendiğini incelemek değerli olacaktır. Ancak, dışadönüklük ve duygusal tutarsızlığın etkilerinin TSS belirti şiddetine bağlı olduğu görülmektedir. Yüksek düzeyde dışadönüklüğün, TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda, yaşamın kıymetini anlama dışında tüm alanlarda gelişimin kolaylaştırıcısı olduğu bulunmuştur. Benzer şekilde, duygusal tutarsızlığın, TSG’nin manevi değişim ve kişilerarası ilişkiler olmak üzere iki alanında rolü olduğu bulunmuştur ve bu etki TSS belirti şiddetinin düzeyine bağlıdır. Yüksek düzeyde duygusal tutarsızlık, hem yüksek hem de düşük TSS belirti şiddetinde olumsuzken, TSS belirti şiddeti yüksek iken düşük duygusal tutarsızlık bu iki alt alanda gelişimi teşvik etmektedir. Bu bulgular, duygusal tutarsızlık ve TSG arasındaki olumsuz ilişkinin yalnızca yüksek TSS belirti şiddeti koşullarında ve yalnızca gelişimin bazı alanlarında daha belirgin olduğunu göstererek, bu olumsuz ilişkiyi gösteren daha önceki bulguları değiştirmektedir (Evers ve ark., 2001; Garnefski ve ark., 2008). TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 23 TSS belirti şiddetinin toplam TSG ve yaşamın kıymetini anlama dışında tüm alanlar için anlamlı olduğu bulunmuştur. Bulgular, işlemleme ve böylece olumlu dönüşüm yaşanması için alan yaratmada olayın sarsıcılığının rolü olduğunu ileri süren TSG modelini desteklemektedir (Tedeschi ve Calhoun, 2004) ve daha önceki araştırma sonuçlarıyla paraleldir (Levine ve ark., 2008; Morrill ve ark., 2008; Tedeschi ve Calhoun, 1996). TSS belirti şiddeti yalnızca yaşamın kıymetini anlama alanında anlamlı olduğu bulunmamıştır. Morris ve arkadaşları (2005), TSS belirti şiddeti ve yaşamın kıymetini anlama alanı arasındaki ilişkinin olumsuz olduğunu, diğer bütün alanlarda bu ilişkinin olumlu olduğunu bulmuşlardır. Bu çalışmada, TSS belirti şiddeti bu alanla doğrudan ilişkili olmasa da, gelişime açıklık yalnızca bu alanda TSS belirti şiddeti ile etkileşim içindedir; bu da TSS belirti şiddeti yüksek olduğunda, açıklık düzeyi yüksek olan bireylerin daha fazla gelişim bildirdiklerini göstermektedir. Böylece, yaşamın kıymetini anlama alanında gelişimin, yüksek düzeyde TSS belirti şiddeti deneyimlerini işlemlemeye daha açık bireyler tarafından yaşandığında meydana geldiği görülmektedir. Bu örneklemde, kaza, doğal afet ve sevilen ya da yakın birinin beklenmedik ölümü olarak tanımlanan üç belirli olay türünü deneyimleyen kişilerin TSG’nin beş alanındaki gelişimi karşılaştırılmıştır. Farklı türdeki olayların TSG’nin alanları üzerindeki etkisi ile ilgili daha önce yapılmış çalışma sayısı azdır (ör. Shakespeare-Finch ve Armstrong, 2010) ve bu yüzden belli yordamalar yapmak zordur. Aynı çalışmada farklı olay türlerinin mağdurlarını karşılaştıran tek çalışma, kişilerarası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama alanlarında, yas tutan grubun gelişiminin, cinsel saldırı mağdurlarından daha yüksek olduğunu göstermiştir (ShakespeareFinch & Armstrong, 2010). Bu çalışmanın sonuçları, olay türünün, yalnızca kişilerarası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama alanları üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Doğal afet mağdurlarının, kişilerarası ilişkiler alanında sevdikleri birini kaybedenlere kıyasla anlamlı TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 24 düzeyde daha yüksek gelişimlerinin olduğu bulunmuştur. Ayrıca, doğal afet ve kaza mağdurlarının yas tutan gruba kıyasla yaşamın kıymetini anlama alanında daha yüksek puanlar aldıkları bulunmuştur. Örneklemde, cinsel saldırı ya da diğer fiziksel saldırı türlerinin bildirilmesinin çok düşük olması sebebiyle saldırı mağduru olmaya kıyasla daha az tehlikesiz olan olaylar karşılaştırılmıştır. Bu sebeple, üç grupta, yas tutan grubun kişilerarası ilişkiler ve yaşamın kıymetini anlama alanlarında daha az gelişim göstermeleri anlaşılırdır. Yas tutan kişi, sevilen kişinin artık yaşamıyor olduğunu bilmesinden dolayı hissettiği suçluluk duyguları ile mücadele edeceğinden, bu ani kaybının deneyimlenmesinden sonra yaşamın kıymetini anlama alanında gelişim yaşama olasılığının daha düşük olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, 1999 Marmara depreminin ardından yıkım ve gönüllü yardımları medyada geniş yer bulmuştur (Dogan, 2011; Sumer, Karanci, Berument ve Gunes, 2005), ve bu yüzden doğal afet mağdurlarının yaşamın kıymetini anlama ve kişilerarası ilişkiler alanlarında daha yüksek gelişim göstermeleri anlaşılırdır. Aynı şekilde, kaza mağdurları yaşamlarına bir tehditi deneyimlerler ve bu yüzden yaşamın bir hediye olduğunu hissedebilirler ve böylece yaşamın kıymetini anlamada daha yüksek bir gelişim gösterebilirler. Bu çalışmada, olay türleri, özel olarak TSG alanlarındaki farkları ortaya çıkarması amacıyla seçilmediğinden ve çoğunlukla örneklem tarafından belirtilen olay türleri analiz edildiğinden, sonuçlar bu üç olay türünün mağdurları arasında net bir ayrım sağlamamaktadır. Çalışma kısıtlılıkları: Bu çalışmanın belirtilmesi gereken bazı kısıtlılıkları vardır. İlk olarak, kesitsel desen kullanıldığından nedensel sonuçlar çıkarılamaz. Çalışmada, eğitim almış görüşmeciler tarafından yüz yüze olarak uygulanan kendini değerlendirme araçları kullanılmıştır. Yüzyüze bildirim, kaza ve doğal afet gibi tehlikesiz olayların daha fazla bildirilmesini arttırmış olabilir ve katılımcıya tamamıyla yabancı olan görüşmecilere bildirilmesi daha zor olan şiddet ve TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 25 cinsel istismar gibi belli türdeki olayların bildirilmesini bastırmış olabilir. Bir başka kısıtlılık da, özel olarak Türkiye’de kullanılmak üzere geliştirilmiş kişilik ölçütünün kullanılmasıdır. Kişilik özelliklerine ilişkin sonuçlar daha önceki araştırma bulgularıyla paralel olsa da, yeni geliştirilen bir kişilik ölçeğinin kullanımı kısıtlılık olarak düşünülmektedir. Son olarak, hanelerden tesadüfi örneklemi belirlemek için Kish yöntemi kullanıldıysa da, örneklemde kadınların ve çalışmayanların aşırı temsili olmuştur. Bu durum, erkeklerin ve çalışanların zaman kısıtlılığından dolayı katılımı kabul etmede daha tereddütlü olmalarıyla ilişkili olabilir. Sonuçlar Bu çalışma, yaşamın farklı katmanlarından yetişkinleri temsil eden geniş bir örneklemden oluşmaktadır; bu yüzden travmatik olayların sonrasında gerçekleşen olumlu dönüşüme ve kişilik ve travma sonrası stres belirti şiddetinin gelişimin alanları üzerindeki etkilerine ilişkin önemli katkılar sağlamaktadır. Bir bütün olarak, çalışmanın bulguları, açıklık, geçimlilik ve sorumluluk gibi bazı kişilik özelliklerinin travma sonrası gelişimi ve onun alanlarından bazılarını kolaylaştırmadaki önemini desteklemiştir. Ayrıca, sonuçlar dışa dönüklük, duygusal tutarsızlık ve açıklığın gelişim üzerindeki etkilerinin mağdurun TSS belirti şiddetine bağlı olduğunu göstermiştir. Böylece, bulgular, bazı kişilik özelliklerinin bazı alanlara özel yordayıcılar olduğunu, bazı kişilik özelliklerinin de yalnızca yüksek ya da düşük TSS belirti şiddeti koşulları altında yardımcı olduğunu göstermiştir. Kişiliğin, TSG ve alanları ile nasıl bir ilişkisi olduğunun anlaşılması için, boylamsal desenler kullanılarak, başetme stratejileri ve travmatik olayların türlerinin olası aracı rollerinin incelenmesi önerilmektedir. Başetme süreçlerinin anlaşılması klinisyenlere travmatik olayların mağdurlarında TSG’nin kolaylaştırılmasına yönelik yararlı yol gösterici ilkeler sağlayabilir. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 26 Referanslar Aiken, L. S. & West, S. G. (1991). Multiple regression: Testing and interpreting interactions. London: Sage. American Psychiatric Association. (2000). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (4th ed., text rev.). Washington, DC: Author. Bentler, P. M. (1995). EQS Structural Equations Program manual. Encino, CA: Multivariate Software, Inc. Bostock, L., Sheikh, A. I., & Barton, S. (2009). Posttraumatic growth and optimism in healthrelated trauma: A systematic review. Journal of Clinical Psychology in Medical Settings, 16(4), 281-296. Bowling, N., Beehr, T., & Swader, W. (2005). Giving and receiving social support at work: The roles of personality and reciprocity. Journal of Vocational Behavior, 67, 476-489. Byrne, B. M. (2006). Structural equation modeling with EQS: Basic concepts, applications, and programming (2nd ed.). Mahwah NJ: Erlbaum. Calhoun, H. E., & Tedeschi, R. G. (1999). Faciliating posttraumatic growth: A clinical guide. Mahwah, NJ: Erlbaum. Cieslak, R., Benight, B., Schmidt, N., Luszcynska, A., Curtin, E., Clark, A. R., & Kissinger, P. (2009). Predicting posttraumatic growth among Hurricane Katrina survivors living with HIV: the role of self-efficacy, social support, and TSSD symptoms. Anxiety, Stress, and Coping, 22(4), 449-463. Connor-Smith, J. K., & Flachsbart, C. (2007). Relations between personality and coping: A meta-analysis. Journal of Personality and Social Psychology, 93(6), 1080-1107. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 27 Costa, P.T., & McCrae, R. R. (1985). The NEO Personality Inventory Manual. Odessa, FL: Psychological Assessment Resources. Cummings, J., & Swickert, R. (2010). Relationship between locus of control and posttraumatic growth. Individual Differences Research, 8(3), 198-204. Davis, C. G. W., Michael, J. A., & Vernberg, N. (2007). Profiles of posttraumatic growth following an unjust loss. Death Studies, 31, 693-712. Dirik, G., & Karanci, A. N. (2008). Variables related to posttraumatic growth in Turkish rheumatoid arthritis patients. Journal of Clinical Psychology in Medical Settings, 15, 193203. Dogan, A. (2011). Adolescents posttraumatic stress reactions and behavior problems following Marmara earthquake. European Journal of Psychotraumatology, 2. Doi:10.3402/ejpt.v2iO.5652. Duru, C. (2006). Travma sonrasi stres belirtileri ve travma sonrasi buyumenin cesitli degiskenler acisindan incelenmesi ve bir model onerisi. (Doctoral dissertation), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü, Ankara. Evers, A. W. M., Kraaimaat, F. W., Van Lankveld, W., Jongen, P. J. H., Jacobs, J. W. G., & Bijlsma, J. W. J. (2001). Beyond unfavorable thinking: The Illness Cognition Questionnaire for chronic diseases. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 69, 1026–1036. Garnefski , N., Kraaij, V., Schroevers, M. J., & Somsen, G. A. (2008). Posttraumatic growth after a myocardial infarction: A matter of personality, Psychological Health, or Cognitive Coping? Journal of Clinical Psychology in Medical Settings, 15, 270–277. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 28 Gençöz, T., & Öncül, O. (In Press). Examination of personality characteristics in a Turkish sample: Development of the basic personality traits inventory. The Journal of General Psychology. Helgeson, V. S., Reynolds, K. A., & Tomich, P. L. (2006). A meta-analytic review of benefit finding and growth. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 74(5), 797–816. Ickovics, J. R., Kersaw, T. S., Milan, S., Lewis, J. B., Meade, C. S., & Ether, K. A. (2006). Urban teens: Trauma, posttraumatic growth, and emotional distress among female adolescents. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 74, 841-850. Isikli, S. (2006). Travma sonrasi stres belirtileri olan bireylerde olaya iliskin dikkat yanliligi, ayrisma duzeyi ve calisma bellegi uzami arasindaki iliski. (Doctoral dissertation). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Jose, P. E. (2008). ModGraph-I: A programme to compute cell means for the graphical display of moderational analyses: The internet version (Version 2.0). Wellington, New Zealand. http://www.victoria.ac.nz/psyc/staff/paul-jose-files/modgraph/modgraph.php Karanci, A. N., & Acarturk, C. (2005). Post-traumatic growth among Marmara Earthquake survivors involved in disaster preparedness as volunteers. Traumatology, 11(4), 307-323. Kish, L. (1965). Survey Sampling. John Wiley & Sons. Larner, B., & Blow, A. (2011). A model of meaning-making coping and growth in combat veterans. Review of General Psychology, 15(3), 187-197. Levine, S. Z., Laufer, A., Hamama-Raz, Y., Stein, E., & Solomon, S. (2008). Posttraumatic growth in adolescence: Examining its components and relationships with TSSD. Journal of Traumatic Stress, 21, 492-496. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 29 Linley, P.A., & Joseph, S. (2004). Positive Change Following Trauma and Adversity: A Review. Journal of Traumatic Stress, 17, 1, 11–21. Loiselle, K. A., Devine, K. A., Reed-Knight, B., & Blount, R. L. (2011). Posttraumatic growth associated with a relative's serious illness. Families, Systems, & Health, 29(1), 64-72. McCrae, R. R., & John, O. P. (1992). Introduction to the five-factor model and its applications. Journal of Personality, 60, 175–215. Morrill, E. F., Brewer, N. T., O’Neill, S. C., Lillie, S. E., Dees, C., Carey, L., & Rimer, B. K. (2008). The Etkileşimi of posttraumatic growth and posttraumatic stress symptoms in predicting depressive symptoms and quality of life. Psycho-Oncology, 17, 948-953. Morris, B. A., Shakespeare-Finch, J., Rieck, M., & Newbery, J. (2005). Multidimensional nature of posttraumatic growth in an Australian population. Journal of Traumatic Stress, 18, 575585. Nishi, D., Matsuoka, Y., & Kim, Y. (2010). Posttraumatic growth, posttraumatic stress disorder and resilience of motor vehicle accident survivors. BioPsychoSocial Medicine, 4(7). Park, C. L., & Helgeson, V. S. (2006). Introduction to the special section: growth following highly stressful life events-Current status and future directions. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 74(5), 791-796. Schaefer, J, & Moos, R. (1992). Life crises and personal growth. In B. Carpenter (Ed.), Personal coping: Theory, research, and application (pp. 149-170). Westport, CT: Praeger. Shakespeare-Finch., & Armstrong, D. (2010). Trauma type and posttrauma outcomes: Differences between survivors of motor vehicle accidents, sexual assault, and bereavement. Journal of Loss and Trauma, 15, 69-82. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 30 Sheikh, A. I. (2004). Posttraumatic growth in the context of heart disease. Journal of Clinical Psychology in Medical Settings, 11(4), 265-340. SPSS Inc. (2006). SPSS Base 15.0 for Windows User's Guide. SPSS Inc., Chicago. Sumer, N., Karanci, A. N., Berument, S. K., & Gunes, H. (2005). Personal resources, coping self efficacy and quake exposures as predictors of psychological distress following the 1999 earthquake in Turkey. Journal of Traumatic Stress, 18(4), 331–342. Sümbüloðlu, K., & Sümbüoðlu, V. (1987). Bioistatistik (Bio-statistics). Çað Matbaasý, Ankara. Taku, K., Calhoun, L. G., Cann, A., & Tedeschi, R. G. (2008). The role of rumination in the coexistence of distress and posttraumatic growth in Japanese university students. Death Studies, 32, 428-444. Taku, K., Cann, A., Calhoun, L. G., & Tedeschi, R. G. (2008). The factor structure of the Posttraumatic Growth Inventory: A comparison of five models using confirmatory factor analysis. Journal of Traumatic Stress, 21(2), 158-164. Tedeschi, R. G. (1999). Violence transformed: Posttraumatic growth in survivors and their societies. Aggression and Violent Behavior: A Review Journal, 4, 319-341. Tedeschi, R. G., & Calhoun, L. G. (1996). The posttraumatic growth inventory: Measuring the positive legacy of trauma. Journal of Traumatic Stress, 9, 455−471. Tedeschi, R. G., & Calhoun, L. (2004). Posttraumatic growth: Conceptual foundations and empirical evidence. Psychological Inquiry, 15, 1-18. Tong, E. M. W., Bishop, G. D., Diong, S. M., Enkelmann, H. C., Why, Y. P., Ang, J., & Khader, M. (2004). Social support and personality among male police officers in Singapore. Personality and Individual Differences, 36, 109–123. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 31 Val, E. B., & Linley, P. A. (2006). Posttraumatic growth, positive changes, and negative changes in Madrid residents following the March 11, 2004, Madrid train bombings. Journal of Loss and Trauma, 11(5), 409-424. Zoellner, T., Rabe, S., Karl, A., & Maercker, A. (2008). Posttraumatic growth in accident survivors: Openness and optimism as predictors of its constructive or illusionary sides. Journal of Clinical Psychology, 64(3), 245-263. TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 32 Tablo 1. Örneklemin Demografik Özellikleri (N=969) ToplamÖrneklem % Eğitim Ortalama Ankara (n=302) % Ortalama Erzincan (n=248) % Ortalama Kocaeli (n=419) % Ortalama (SS) (SS) (SS) (SS) 8.3 (4.4) 9.8 (4.5) 7.7 (4.2) 7.7 (4.3) 41.8 42.0 40.7 42.3 (15.8) (15.9) (15.0) (16.3) (yıl) Yaş Cinsiyet Kadın 63 62 68 62 Erkek 37 38 32 38 18.3 18 17.7 19.4 Evli 69.2 68.5 69.8 69.5 Dul 9.3 8.6 11.3 8.6 Boşanmış 2.4 3.6 1.2 2.1 Diğer 0.8 0.7 0 0 Çalışan 29.8 34.1 23.4 30.5 Çalışmayan 69.5 64.9 76.2 68.7 Diğer 0.4 0.3 0.4 0.5 Çok düşük 11.5 10.9 14.5 10.0 Düşük 25.3 23.8 29.4 23.9 Orta 54.0 50.7 51.2 58.0 Medeni Durum Bekar/nişanlı Çalışma Durumu Gelir* TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 33 Ortanın üstü 8.3 13.2 4.0 7.2 Çok yüksek 0.8 1.3 0.8 0.5 Yok 82.1 83.4 80.6 82.1 Var 16.8 15.6 19.4 16.2 Psikolojik 1.2 1.7 1.6 0.7 İlaç tedavisi 12.8 12.3 14.1 12.4 Diğer 2.7 1.7 4.0 2.6 Evet 5.8 5.0 6.9 5.7 Hayır 10.2 9.6 12.1 9.5 Kaza 11.0 16.6 8.1 8.8 Doğal afet 28.1 8.9 22.6 45.1 Ölüm/hastalık 40.6 46.4 30.1 Ruhsal Hastalık Tedavi Devam eden tedavi Olay türü 49.7 * Gelir katılımcılar tarafından beş puanlı ölçek üzerinde derecelendirilmiştir TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 34 Tablo 2. Hiyerarşik Regresyon Analizinde Kullanılan Değişkenlerin Korelasyon Matriksi ve Betimleyici Verisi Değişken 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1. TSG - .83* .84* .78* .79* .82* .05 .19* .21* .08* .19* .19* - .70* .52* .57* .65* .05 .13* .20* .11* .20* .20* - .55* .59* .63* .08* .20* .18* .05 .23* .19* - .47* .57* -.04 .15* .15* .11* .02 .24* - .54* .09* .15* .16* .02 .18* .06 - .05 .14* .18* .02 .15* .10* - .21* .20* -.21* .38* -.16* - .45* -.02 .38* .02 - .04 .40* .13* - -.08* .37* - -.05 2. Yeni olanakların algılanması 3. Bireysel güçlülük 4. Manevi değişim 5. Yaşamın kıymetini anlama 6. Kişilerarası İlişkiler 7. Dışadönüklük 8. Sorumluluk 9. Geçimlilik 10. Duygusal tutarsızlık 11. Gelişime açıklık 12. TSS Belirti Şiddeti - Ort. 2.24 1.49 2.4 2.9 2.4 1.9 3.7 4.1 4.3 2.7 3.7 11.1 SS 1.2 1.3 1.5 1.7 1.7 1.3 0.8 0.6 0.5 0.8 0.7 10.3 N 962 962 962 962 962 962 969 969 969 969 969 924 * p < .05, tek-yönlü. Note: TSG = Travma Sonrası Gelişim Toplam Puanı TSS = Travma Sonrası Stres Toplam Puanı TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 35 TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 36 Tablo 3. Sosyo-Demografik Değişkenler İstatistiksel Olarak Kontol Edildiğinde Kişilik Özellikleri, TSS Belirti Şiddeti ve Bunların TSG Toplam Puanı ve TSG Alt-Alanları üzerindeki Etkileşim Terimlerinin Hiyerarşik Regresyon Özeti* Bas Değişkenler am TSG Toplam Yeni olanakların Puanı algılanması R2 β R2 β Manevi değişim Kişilerarası ilişkiler Bireysel güçlülük Yaşamın kıymetini anlama R2 β R2 β R2 değişim değişim değişim değişim değişim β R2 β değişim ak 1 Sosyo-demografik Değişkenler .03* .06* .04* .01* .02* .01* 2 Kişilik Özellikleri .07* .08* .04* .05* .08* .05* 3 4 Dışadönüklük .01 -.02 -.05 -.01 .03 .10 Sorumluluk .18* .13 .25* .08 .24* .20* Geçimlilik .33* .33* .38* .42* .17 .37* Duygusal tutarsızlık .01 .05 .01 -.05 -.02 .02 Gelişime açıklık .18* .28* -.09 .16* .36* .16 Travma sonrası stres (TSS) Belirti Şiddeti Etkileşim Terimleri .03* .02* .01* .03* .02* .01 .03* .04* .02* .01* .02* .02* .02* .03* .01 .001 .01 .01* TSS x Dışadönüklük .09* .10* .12* .09* .11* .01 TSS x Sorumluluk -.03 -.02 .01 -.09* -.03 -.02 TSS x Geçimlilik .02 -.01 .03 .07 .01 -.01 TSS x Duygusal tutarsızlık -.04 .04 -.11* -.09* -.01 -.03 TSS x Gelişime açıklık .05 .03 .07 .001 .03 .12* *Yaş, cinsiyet ve eğitim süresi kontrol değişkenleri olarak kullanılmıştır; * p < .05 TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 37 Tablo 4. Üç grup için bağımlı değişkenlerin üzerinden ortalamalar ve standart sapmalar Kişilerarası ilişkiler Bireysel güçlülük Yaşamın kıymetini Manevi Yeni anlama değişim olanakların Olay Türü algılanması Ort. SS Ort. SS Ort. SS Ort. SS Ort. SS K 1.6 1.3 2.3 1.5 2.7 1.6 2.2 1.5 1.5 1.4 DA 2.0 1.4 2.4 1.4 2.7 1.5 2.7 1.4 1.4 1.3 SBÖ 1.7 1.3 2.4 1.4 2.1 1.6 2.5 1.5 1.4 1.3 Not: K=Kaza, DA=Doğal Afet, SBÖ= Sevilen ya da Yakın Birinin Ölümü TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 38 Toplam TSG Puanı 1,2 1 0,8 Yüksek Dışadönüklük 0,6 Düşük Dışadönüklük 0,4 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 1. TSS Belirti Şiddeti and Dışadönüklüğün Toplam TSG Puanı Üzerindeki Etkileşimi Yeni Olanakların Algılanması Puanı 1,2 1 0,8 Yüksek Dışadönüklük 0,6 Düşük Dışadönüklük 0,4 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 2. TSS Belirti Şiddeti ve Dışadönüklüğün Yeni olanakların algılanması Puanı üzerindeki Etkileşimi TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 39 Manevi Değişim Puanı 2 1,8 1,6 1,4 1,2 Yüksek Dışadönüklük 1 Düşük Dışadönüklük 0,8 0,6 0,4 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 3. TSS Belirti Şiddeti ve Dışadönüklüğün Manevi Değişim Puanı üzerindeki Etkileşimi Manevi Değişim Puanı 2 1,8 1,6 1,4 1,2 Yüksek Duygusal Tutarsızlık 1 Düşük Duygusal Tutarsızlık 0,8 0,6 0,4 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 4. TSS Belirti Şiddeti ve Duygusal tutarsızlığın Manevi Değişim Puanı üzerindeki Etkileşimi TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 40 Kişilerarsı İlişkiler Puanı 1 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 Yüksek Dışadönüklük 0,4 Düşük Dışadönüklük 0,3 0,2 0,1 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 5. TSS Belirti Şiddeti ve Dışadönüklüğün Kişilerarası İlişkiler Puanı üzerindeki Etkileşimi Kişilerarası İlişkiler Puanı 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 Yüksek sorumluluk 0,4 Düşük sorumluluk 0,3 0,2 0,1 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 6. TSS Belirti Şiddeti ve Sorumluluğun Kişilerarası İlişkiler Puanı üzerindeki Etkileşimi TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 41 Kişilerarası İlişkiler Puanı 1,2 1 0,8 0,6 Yüksek Duygusal Tutarsızlık 0,4 Düşük Duygusal Tutarsızlık 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 7. TSS Belirti Şiddeti and Duygusal tutarsızlığın Kişilerarası ilişkiler Puanı üzerindeki Etkileşimi Bireysel Güçlülük Puanı 1,2 1 0,8 Yüksek Dışadönüklük 0,6 Düşük Dışadönüklük 0,4 0,2 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 8. TSS Belirti Şiddeti ve Dışadönüklüğün Bireysel Güçlülük Puanı üzerindeki Etkileşimi TRAVMA SONRASI GELİŞİM ALANLARI 42 Yaşamın Kıymetini Anlama Puanı 0,8 0,7 0,6 0,5 0,4 Yüksek Gelişime Açıklık 0,3 Düşük Gelişime Açıklık 0,2 0,1 0 Düşük TSG Yüksek TSG Şekil 9. TSS Belirti Şiddeti ve Gelişime Açıklığın Yaşamın Kıymetini Anlama Puanı Üzerindeki Etkileşimi