Miniklerin etkinliğine ilgi büyüktü
Transkript
Miniklerin etkinliğine ilgi büyüktü
GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 35 YKR YIL:3 SAYI:664 9 HAZÝRAN 2008 PAZARTESÝ Miniklerin etkinliðine ilgi büyüktü Haber-Söyleþi: Aydýn Þimþek Fotoðraflar: Aydýn Þimþek ---------------------------------------Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul Öncesi Çocuk Þenliði Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi’nde yapýldý. Salonun tamamen dolu olduðu etkinlik programýnýn açýlýþýnda Atatürk ve silah arkadaþlarýnýn anýsýna bir dakikalýk saygý duruþunda bulunuldu. Saygý duruþundan sonra Ýstiklal Marþý okundu. Ýstiklal Marþý’nýn okunmasýnýn ardýndan Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi öðrencileri “Palyaco” müziði eþliðinde kýsa bir dans gösterimi sundular. Katýlýmcýlara Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi öðretmeni Levent Barsboða’ nýn “ çocukluðuma dair” adlý þiiri okumasýndan sonra hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi Uygulama Ana Okulu Öðrencileri öðretmenleri Fatma Tezcan’ýn kolaylaþtýrýcýlýðýnda “Ateþ Böceði” þarkýsý eþliðinde hareketlerini sertgileyen minik öðrenciler daha sonra ise; “ Damat Ev Tel: 441 25 02 Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com Medya; Yalanýn Ýktidarý 2’DE Klinik psikolog Dr. Aslý Akdaþ 'Çocuða þiddet, çok yaygýn'(2) Halayý “ gösterisini sergilediler. Minik öðrencilerin “Bostancý” þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimini sýrayla 4’DE Atatürk Ýlköðretim Okulu Ana Sýnýfý Sabah Gurubu Öðrencileri’nin “Salla” , “Cici Kýzlar” þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimi izledi. 3’DE Tolga Korkut Ö Z P O L AT: "Ayrýmcýlýk y a p a n kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem yapýlacak mýdýr?" Bu Kitabýn Yolunu Hrant Dink Açtý 5’DE Amberin Zaman “Aðrý’nýn Derinliði” 5’DE Genç doktor kaza kurbaný NEVÞEHÝR’in Avanos Ýlçesi'ne baðlý Topaklý Beldesi Saðlýk Ocaðý'nda görevli pratisyen hekim 25 yaþýndaki Arzu Tanýþ, geçirdiði trafik kazasý sonucu yaþamýný yitirdi. Cemevi için açlýk grevi Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Kadýköy Þube Baþkaný Feti Bölükgiray bugün itibariyle açlýk grevine baþladýðýný kamuoyuna duyurdu. Bölükgiray, "kararým sonraki günlerde ölüm orucuna dönüþecektir" diye ekledi. Aktarýyoruz: 7’DE Topaklý Beldesi 2. nolu Saðlýk Ocaðýnda görevli Doktor Arzu Tanýþ, Genç doktor gözyaþlarýyla Nevþehir 2000 Evler Mahallesi'ndeki uðurlandý! evinden bu sabah 50 DL 358 plakalý Yeni aldýðý otomobille görev yerine giderken otomobiline binerek, babasý 52 yaþýndaki geçirdiði trafik kazasý sonucu hayatýný Erdal Tanýþ’la birlikte Kayseri’ye gitmek kaybeden bir yýllýk doktor Arzu Tanýþ (25) son üzere yola çýktý. yolculuðuna uðurlandý. 7’DE 4’DE http://www.alevionline.com/madim akmuzeolsun.asp adresine gir ve BÝR ÝMZADA SEN AT 2 9 Haziran 2008 Pazartesi Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com Bazý eleþtirmenler medyayý, Grek Panteonunda Tanrýlarýn ulaðý olan Hermes'e benzetmektedirler. Bilindiði gibi Hermes, Baþ Tanrý Zeus’un da özel habercisidir. Çok zeki, ve kurnazdýr. Yalan söylemesiyle, hile-dolan yapmasýyla ünlüdür. Bundan dolayý hýrsýzlarýn, üçkâðýtçýlarýn, kumarbazlarýn ve tüccarlarýn koruyuculuðunu da yapar. Bugün burjuva medyanýn; televizyon, gazete ve kitle iletiþim araçlarýnýn yüklendikleri iþlev göz önüne alýndýðýnda Hermes benzetmesi çok yerinde ve anlamlý bir benzetmedir. Medya, “yalanýn imparatorluðu” olmuþtur. Kapitalist sistemde denetimi üstlenmiþ, sistem adýna iletiþim, haberleþme ve bilgilendirmenin yönlendiriciliðini yapmaktadýr. Ýktidar araçlarý içerisinde belki de en önemlisi ve etkileyicisi olaný bilgidir. Dolayýsýyla çeþitli kitle iletiþim araçlarýný bünyesinde bulunduran medya, bilgilendirme ve bilgi akýþýnda önemli bir yere sahiptir. Dünyaya hükmeden sermaye tekelleri ve egemen güçler, tüm iktidarlarýný aldatmaya, yalana ve hileye dayandýrdýklarý için gerçeklerin ortaya çýkmasýndan ve kitlelerin haberdar olmasýndan özenle kaçýnýrlar. Bu durum yalana dayalý bir iletiþim þeklinin ortaya çýkmasýna neden olur. Toplumun doðru bilgilendirilmesi, yaþanan olaylarýn iç yüzlerinin sergilenmesi ve kitlelerin aydýnlanmasýný hedeflemek, sistemin kendi kuyusunu kazmasý demektir. Bu yüzden, egemenler için yalana dayalý bilgilendirme en yaþamsal silahtýr. Marx, “din, halkýn afyonudur” demiþti. Günümüzde yaþýyor olsaydý “din” in yanýna, sanýrým “medya”yý da eklerdi. Hermes hayata ilk adýmýný attýðý gün hýrsýzlýk yapmýþtýr ve sonrasýnda hýrsýzlarýn, soyguncularýn, üçkâðýtçýlarýn vb. koruyucu Tanrýsý olmuþtur. O, ayný zamanda tüccarlarýn da Tanrýsýdýr. Temsil ettiði kazanç biçimi, kurnazca hesaplara dayalý hýrsýzlýktan, dolandýrýcýlýktan ve “þans” yardýmýyla elde edilen kazanç biçiminden baþkasý deðildir. Baþta TV'ler ve “çok satan gazete”ler olmak üzere, toplumu özendirdikleri kazanç biçimleri, Hemes'in simgelediði kazanç biçiminden farklý mý? Hýrsýzlar, dolandýrýcýlar, kendi bankalarýný hortumlayanlar, gazete ve özel TV'ler marifetiyle nerdeyse birer “ulusal kahraman” ilan edilmediler mi? “Rantiyelerin, mafya babalarýnýn, vurguncularýn, kibar fahiþelerin yaþamlarý, dedikodu programlarýnda, dizilerde kamuoyuna ballandýra ballandýra aktarýlmýyor, üretimci-emek sahibi insanlar 'enayi' yerine konulup bunlara özendirilmeye çalýþýlmýyor mu? Ýki sözcüðü bir araya getiremeyen, en temel müzik bilgisi, ses ve kulak yoksunu delikanlýlar, genç kýzlardan, hiç gayret göstermeden 'star' imâl edilip bunlar kýsa süreliðine de olsa ýþýltýlý bir yaþama yükseltilmiyor ve (giderek kýsalan) kullanma süreleri bittiðinde bir kenara fýrlatýlýp atýlmýyorlar mý? Ekran 'Bunlar Türkçe' yi nerede öðrenmiþ acaba? ' dedirten, iki sözcüðü bir araya getirmekten aciz, tek avantajlarý cömertçe sergiledikleri genç bedenleri olan çokbilmiþ cahillerle dolup taþmýyor mu?” (Özgür Üniversite Kitaplýðý, Medya Eleþtirisi…sf.10) Yazýnýn giriþinde bazý eleþtirmenlerin medyayý Hermes'e benzettiklerini söylemiþtik. Kapitalizmin geldiði aþamada tekelleþmenin yaný sýra Medya; Yalanýn Ýktidarý ve onlarla iç içe geçmiþ, piyasayý belirleyen güç odaklarýnýn varlýðý da bir gerçektir. Bu güç odaklarýna, “yaþamlarýmýzý kuþatan ve belirlemeye çalýþan” Tanrýlar durumunu almýþlardýr. Tanrýlar pazarýnda medya için Hermes'ten baþkasýný bulmak mümkün mü? Söz Tanrýsýdýr O, yalanlarýn Tanrýsýdýr. Her türlü þerefsizliðin ve alçaklýðýn Tanrýsýdýr. Emekçilerin, çalýþanlarýn kýsaca yaþamý emeðiyle var edenlerin hakkýný çalan hýrsýzlarýn Tanrýsýdýr. En önemlisi de özel mülkiyetin kollayýcýsý ve gözeticisidir. Elinde tuttuðu altýn sopayla insanlarý uykulara daldýrýp uyandýran, eþyanýn þeklini deðiþtiren, olaylarý çarpýtan ve yalanýn iktidarýný “Dünya Ýmparatorluðu”na dönüþtüren O”dur. Ülkemizde ki medya tekellerine baktýðýmýzda, ayný durum söz konusu deðil midir? Devlet çetelerinin, sermaye tekellerinin, haksýzlýðýn, yolsuzluðun sözcülüðünü yaparak, iþçilere, yoksullara ve çalýþanlara saldýrmýyor mu? Hak ve özgürlüklerden yana, insani deðerlerle donanmýþ ve insana saygýlý bir yayýncýlýk ve habercilik anlayýþý var mý? Medya yalan üretmekte, evlerimize ve bilinçlerimize zehir akýtmaktadýr. Alabildiðine süslü söylemlere, parlak görüntülere raðmen, ileri teknolojilerle yalan üretmenin, yalaný yaymanýn etkin bir aracý haline gelmiþ durumdadýr. Bu açýdan bakýldýðýnda, gerçek anlamda iletiþimin ortadan kaldýrýlmasý için çalýþtýðý, asparagas ve maniplasyonla gerçek haberciliðin önünü kestiði gün gibi açýktýr. John Keane, “Medya ve Demokrasi” adlý yapýtýnda þunlarý yazmaktadýr: “Siyasal feylesoflar adalet, özgürlük, topluluk ve demokrasi gibi kavramlarýn anlamýný soyut olarak tartýþýyorlar; medyanýn onlarý ilgilendirmeyen, sadece iþ saatleri dýþýnda konuþulabilecek ya da hoþça vakit geçirilecek, gerçek bir deðeri olmayan, ipe sapa gelmez bir þey olduðuna inanmýþa benziyorlar. Sosyologlar ve medya araþtýrmacýlarý izleyicilerin tepkilerini, türlerin oluþumunu,þirket medyalarýnýn ideolojik etkilerini ve yeni enformasyon teknolojilerinin kültürel sonuçlarýný çözümlüyorlar.Parlak fikirli aydýnlar kitap okuma merakýnýn sona ereceðini ve çaðdaþ yaþamýn,hýzlý kurgulu,üç dakikalýk kültür satan medya þarlatanlarýnýn egemenliði altýna gireceðini tahmin ediyorlar.Bu sýrada gazeteciler yazdýklarý haberleri editörlerine teslim etmekte,program yapýmcýlarý iþverenle pazarlýða oturmakta. Diskcokeyler ha bire müzik pompalamakta. Ýþin politikasýný belirleyenler, program kotalarý, çapraz medya mülkiyeti sorunlarý, kablo ve uydu yayýncýlýðýnýn denetim altýna alýnmasý konularýna kafa yormakta. Ne var ki, hemen hiç kimse demokratik idealler ve kurumlar ile çaðdaþ medyalar arasýndaki iliþki konusundaki temel sorularý sormuyor.”(Aktaran; Özgür Üniversite Kitaplýðý, Medya Eleþtirisi…) Bugün medyayý tartýþmak ve saðlýklý eleþtiriler geliþtirmek bir zorunluluk haline gelmiþtir. Bunun yaný sýra alternatif medya ve kitle iletiþim tarzýný oluþturmanýn yollarý da aranmalýdýr. Bundan dolayý, alternatif ya da farklýlýk yaratan “gerilla tarzý” yerel yayýncýlýk pratikleriyle, “ulusal merkez”lerin, plaza yayýncýlýðýnýn kuþatýlmasý ve baský altýnda tutulmasý gerekiyor. ABF:Alevi'den "Korucu"olur mu?... yer verdi: “Kamuoyuna yansýdýðý üzere; devlet Tuncelili yurttaþlar için 1400 "Korucu" kadrosu tahsis etmiþ. Bu yurttaþlarýn ihtiyacý; gübre, mazot, traktör, fabrika, iþ olanaðý iken; bunlarýn yerine "Korucu" olun demek; bir devþirme giriþimidir. Hýzýr paþalýða davetiye çýkarmaktýr. "Muharrem ayýnda Alevi Ýftarý " diye bilinen politikanýn bir devamýdýr. Alevilerin bu çaðrýya olumlu yanýt vermelerini kimse onlardan beklemesin; çünkü onlarýn tarihinde böyle bir örnek yoktur. Açlýktan, yoksulluktan, iþsizlikten bunalmýþ üç-beþ kiþi, o silahý eline alacak olsa; canlý hedefe mi, taþa topraða mý, ateþ edeceðini bilemez hale gelse bile; Bu durum Alevilerin "korucu" luðu kabul ettiði anlamýna gelmez Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber: Aydýn Þimþek Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Baþkaný Ali Balkýz devletin “Tuncelili yurttaþlar için 1400 korucu “ tahsýsý etmesine tepki göstererek Tuncelili yurttaþlarýn gübre, mazot, traktör, fabrika, iþ’e ihtiyacý olduðunu belirtti. Alevi yurttaþlarýn “Korucu” olmasýný isteyen devletin bu giriþimini “devþirme giriþimi” olarak ifade eden Balkýz, devletin Hýzýr Paþalýða davetiye çýkartan yakklaþýmýnýn ise;“"Muharrem ayýnda Alevi Ýftarý " diye bilinen politikanýn devamý olduðuna dikkat çekti. Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Baþkaný Ali Balkýz yapmýþ olduðu açýklamada þu görüþlere Çünkü yetmiþ iki millete bir nazarla bakan Aleviler; þiddet, silah, çatýþma deðil, kardeþlik, barýþ, özgürce eþit koþullarda bir arada, birlikte bir yaþam için mücadele etmektedirler. Onlarýn inançlarý kültürleri, tarihleri bunu emretmektedir. AKP'nin bu devþirme politikasý nasýl ki iftar yemeðinde otel duvarlarý arasýnda iflas ettiyse, bu yeni giriþimi de Tunceli'nin yoksul Alevi köylerinde, dereler tepeler arasýnda yanký bulmadan iflas edecektir. Þiddete ve silaha meylederek "korucu" olan Alevileri; özlerine dönmeye davet ediyoruz. Ýnancýmýz ve beklentimiz budur. Saygýlarýmýzla.” üretilmesi ve krizin yönetilmesi imkansýzdýr. Ancak Uras: Demokratik bir anayasaya ihtiyaç var Sulucakarahöy/HACIBEKTAÞ ÖDP Genel Baþkan Uras, Anayasa Mahkemesi’nin kararýyla Türkiye’de yeni bir anayasaya olan ihtiyacýn "gün gibi" ortaya çýktýðýný vurgulayarak, "Ýster bu iktidar ister baþka bir iktidar; Türkiye’de özgürlükçü ve demokratik yeni bir Anayasa ihtiyacý olduðu açýktýr" dedi. ANKARA - ÖDP Genel Baþkan Ufuk Uras, Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde türban serbestini düzenleyen Anayasa deðiþikliðine iliþkin kararýný, “rejim krizi" olarak deðerlendirdi. Uras, “Bugünkü noktaya göz göre göre geldik. Bu tartýþmalarýn gündeme geldiði ilk günden beri, Anayasa’da yapýlacak kýsmi deðiþikliklerle üniversitelerdeki kýlýk-kýyafet sorununun aþýlamayacaðýný ve bu adýmýn aðýr bir kaosa yol açacaðýný ýsrarla belirtmiþtik" dedi. TBMM bu krizi yönetemezse, Türkiye bir rejim krizi ile karþý karþýya kalacaktýr" dedi. Siyaset alaný daraldý Anayasa Mahkemesi’nin bu kararýyla beraber siyasetin alanýnýn, biraz daha daraldýðýna dikkat çeken Uras þöyle devam etti; “Kuvvetler ayrýlýðý prensibinde, aðýrlýk merkezi yargýya doðru kaymýþtýr. Yasama yargýnýn gölgesinde kalmýþtýr. TBMM’de sorunlarýn çözüme kavuþturulmasý Uras, yaptýðý yazýlý açýklamada; Anayasa Mahkemesi’nin türban ile ilgili kararýný deðerlendirdi. AKP’nin, geniþ bir toplumsal mutabakat üzerinde yükselen kapsamlý bir demokratikleþmeyi içeren bir Anayasa deðiþikliði yapmayý tercih etmeyerek büyük bir hata yaptýðýný savunan Uras, “Þimdi yeniden bir siyasi krizle karþý karþýyayýz. Diyalog geliþtirilmeden, karþýlýklý güven iklimi yaratýlmadan kalýcý çözüm yönünde atýlacak adýmlarýn hedefine ulaþmasý artýk eskiye göre daha zordur. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararý ile Türkiye’de yeni bir anayasaya olan ihtiyaç gün gibi ortaya çýkmýþtýr. Ýster erken seçim olsun, isterse vaktinde; ister bu iktidar olsun isterse baþka bir iktidar; Türkiye’de özgürlükçü, demokratik ve eþitlikçi yeni bir Anayasa ihtiyacý olduðu açýktýr." (anka)Radikal 9 Haziran 2008 Pazartesi Miniklerin etkinliðine ilgi büyüktü gösterime sunduklarý yaratýcý danslarýn ardýndan etkinlik son buldu. Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul Öncesi Çocuk Þenliði ile ilgili olarak gazetemiz yazarlarýndan Aydýn þimþek Kýz Meslek Lisesi Öðretmeni Levent Barsboða’ný görüþlerini aldý. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber-Söyleþi: Aydýn Þimþek Fotoðraflar: Aydýn Þimþek Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul Öncesi Çocuk Þenliði Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi’nde yapýldý. Salonun tamamen dolu olduðu etkinlik programýnýn açýlýþýnda Atatürk ve silah arkadaþlarýnýn anýsýna bir dakikalýk saygý duruþunda bulunuldu. Saygý duruþundan sonra Ýstiklal Marþý okundu. Ýstiklal Marþý’nýn okunmasýnýn ardýndan Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi öðrencileri “Palyaco” müziði eþliðinde kýsa bir dans gösterimi sundular. Katýlýmcýlara Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi öðretmeni Levent Barsboða’ nýn “ çocukluðuma dair” adlý þiiri okumasýndan sonra hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi Uygulama Ana Okulu Öðrencileri öðretmenleri Fatma Tezcan’ýn kolaylaþtýrýcýlýðýnda “Ateþ Böceði” þarkýsý eþliðinde hareketlerini sertgileyen minik öðrenciler daha sonra ise; “ Damat Halayý “ gösterisini sergilediler. Minik öðrencilerin “Bostancý” þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimini sýrayla Atatürk Ýlköðretim Okulu Ana Sýnýfý Sabah Gurubu Öðrencileri’nin “Salla” , “Cici Kýzlar” þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimi izledi. Atatürk Ýlköðretim Okulu Okul Öncesi Öðretmeni Saniye Zengin’in kolaylaþtýrýcýlýðýný yaptýðý Atatürk Ýlköðretim Okulu Anasýnýfý Öðle Gurubu Öðrencileri’nin “Evlerinin Önü Boyalý Direk”, ve “ Nemrudun Kýzý” þarkýlarý eþliðinde yaratýcý dans gösterisi izleyenler tarafýndan beðeniyle karþýlandý. Rifat Kartal Ana Okulu Öðrencileri öðretmenleri Refika Baltacý’nýn kolaylaþtýrýcýlýðýnda “ Sende çok iþ var ve Süpriz” þarkýsý ile, Hacý Bektaþ Veli Ýlköðretim Okulu Ana Sýnýfý Öðrencileri’nin öðretmenleri Melike Meltem Demirci’nin kolaylaþtýrýcýlýðýnda “Aydede ve Yaramazým” þarkýlarý eþliðinde - Gerçekleþtirdiðiniz etkinlikle ilgili kýsa bilgi verebilir misiniz? - Etkinlik Hacýbektaþ Kýz meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu yýl ikinci kez düzenleniyor. Etkinliði geleneksel hale getirmeye çalýþýyoruz. Okulumuz bünyesinde Çocuk Geliþimi ve Eðitimi Bölümü ayrýca Uygulama Ana Okulumuz var. -Etkinliðin ismi tam olarak nasýl ifade ediliyor? - “Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi 2. Geleneksel Okul Öncesi Eðitim Þenliði” olarak ifade ediyoruz. -Etkinliðin ikincisini yaptýðýnýzý söylediniz... -Evet. Bu yaptýðýmýz ikinci etkinlik. Gecen yýlda yaptýk. Etkinliði sürekli hale getirmeye, geleneksel hale getirmeye çalýþýyoruz. -Etkinliði yapmanýzdaki amac nedir? -Amacýmýz; öncelikle velilerimizin Okul Öncesi Eðitim hakkýnda daha iyi, daha duyarlý olmalarýný saðlamak. Bu konuda bilgi sahibi yapmak. Yani hem bizim hemde çocuklarýnýn yaptýklarý hakkýnda bilgilenmiþ oluyorlar. Etkinliklerle her velinin çocuðunu ve onun yeteneðini velilerle buluþturuyoruz. Veliler bu etkinliklerde çocuklarýnýn yaratýcýlýklarýný, yeteneklerini, öðrendiklerini, yaptýklarýný görüyor.Ayrýca okul öncesi kurumlarý bir çatý altýnda toplayarak, böyle bir etkinliði gerçekleþtirmek de amaçlarýmýzýn arasýndadýr. -Etkinliklerin çocuklar üzerinde etkileri nelerdir? - Evet. Bu etkinliklere hazýrlýklarda çocuklar ruhsal,sosyal ve fiziksel yönden oldukça geliþiyorlar. Bu gayet açýk ve ortada. Artýk eskisi gibi deðil. Okul Öncesi eðitim’in önemi günümüzde daha çok önemseniyor. Çocuðun Levent Barsboða kiþiliðinin yüzde 70’inin okul öncesi dönemde, yani 0-7 yaþ döneminde ortaya çýktýðýný, geliþtiðini artýk çok iyi biliyoruz. Bunu uzmanlarda bize belirtiyorlar. Bu nedenle çoçuklarýmýz bu etkinliklerde çok büyük fayda saðlýyorlar. Tabiki; þuan gerçekleþen etkinlik sayesinde çocuklar günün stresinden ve bir yýl gerçekleþtirdikleri eðitimin stresinden uzaklaþýyorlar. -Ailelerin bu etkinliklere katkýsý, desteði var mý, varsa hangi yönde? -Evet. Ailelerin büyük bir desteðini görüyoruz. Zaten salonumuzun dolu olmasý buna iyi bir örnek. Ayrýca gerekli olduðu zamanlarda maddi ve manevi desteklerini esirgemiyorlar. Bu konuda onlara teþekkür ediyoruz. -Açýklamalarýnýzdan ötürü Sulucakarahöyük Çalýþanlarý olarak size teþekkür ediyoruz. Çalýþmalarýnýzda size baþarýlar diliyoruz. -Ben size teþþekür ediyorum. 9 Haziran 2008 Pazartesi Klinik psikolog Dr. Aslý Akdaþ bir suç olan çocuða yönelik þiddetin Türkiye'de yaygýn olduðunu söyledi. Yalnýzca dayak mý? Dizilerden reklamlara farkýnda olmadan sinsice yaþantýmýza sýzan çocuk istismarlarý nedir? Nasýl engelleyebiliriz? Tv'de can hýraþ Ýstiklal Marþý okuyan küçük bir kýzý beðeniyle izlerken onu istismar mý ediyoruz? Bu sorularýn yanýtýný Dr. Aslý Akdaþ ile görüþen Birsen Altýner aradý... - Çocuðun istismara uðramasý durumunda hangi kuruma kimler baþvurabilir? - Yeni TCK ile artýk bir suçun iþlendiðinden haberdar olan herkesin bildirim yükümlülüðü var, bu çok önemli. Genelde aile içi meselere kimse karýþmak istemiyor, ailenin mahremiyetine müdahale gibi anlaþýlýyor. Artýk, þiddetten haberdar olan herkes, en yakýn karakola bildirimde bulunabilir. Karakol dýþýnda, savcýlýða giderek, doðrudan savcýya suç duyurusunda bulunabilirsiniz. - Çocuk pornografisi ve çocuk fuhuþu nedir? Bunlar da çocuk istismarlarýndan ikisi? Bunlar ülkemizde yaygýn mýdýr? - Çocuk ponografisi, daha öncede söylediðim gibi giderek büyüyen bir problem. Çocuklarýn pornografide kullanýlmasý ve çocuklarýn seks iþçisi olarak çalýþtýrýlmalarý, cinsel istismarýn bir türü. Çocuklarý pornografik malzeme üretiminde kullananlar kadar, gidip bu filmleri fotoðraflarý alanlar, bilgisayarlarýna indirenler de suçlu. Geçtiðimiz hafta sanýrým uluslar arasý çapta bir operasyon yaptý emniyet, internet ortamýndaki sitelerin kullanýcýlarý arasýnda Türklerin oraný dörtte bir gibi bir þey, çok korkutucu tabii. Çok 'Çocuða þiddet, çok yaygýn'(2) Klinik psikolog Dr. Aslý Akdaþ - Cinsel istismara uðrayan çocuðun ileride cinsel saðlýðý olumsuz etkilenecektir. Aileler bu konuda çok bilinçli olmadýðý için ne tür bir yapýlanmanýn içine girilmeli? - Çocuðun rehabilitasyonu da aslýnda devletin sorumluluðunda. Yani çocukta herhangi bir belirti olsun olmasýn, mutlaka bir uzman deðerlendirmesin geçmeli ve yuardým saðlanmalý. Üniversite hastanelerinin çocuk psikiyatrisi bölümlerinin konu hakkýnda bilinçli olduklarýný düþünüyorum. Özel yardým almak isteyenler için de çocuk psikoterapistleri ve psikiyatrlarýna baþ vurulabilir. - BM Çocuk Haklarýna Dair Sözleþmesinin çocuk ihmali ve istismarýnýn önlenmesine yönelik getirdiði düzenlemeler nelerdir? görünüyor ki, birçok aile tarafýndan, norm dýþý algýlanmýyor. Yani ne çocuk ne aile olmamasý gereken bir durum olduðunun farkýnda olmayabiliyor. koþullarýn düzenlenmesi görevi, aile kadar toplumun ve devletin de yüklendiði sorumluluðun çerçevesi, Çocuk Haklarý Sözleþmesi ile belirlenmiþ ve güvence altýna alýnmýþtýr. Çocuk Haklarý Sözleþmesi’nde çocuðun insan haklarý ve çocuklara özgü temel ihtiyaçlara dair bazý standardlar getirilmiþtir. Çocuðun istismar ve ihmalden korunmasý, çocuðun geliþiminde optimal koþullarýn saðlanmasý için temel bir gereklilik olarak öne çýkmaktadýr. Çocuk Haklarý Sözleþmesi’ne göre 18 yaþýn altýndaki her birey çocuk olarak kabul edilmektedir. Yukarýda bahsi geçen maddelerle de çocuklarýn sömürü ve kötü muameleden korunmalarýnýn gereði ve sömürü ile kötü muamelenin þartlarý belirtilmiþtir." - Çocuk haklarý ve özgürlükleri TC’nin de taraf devlet olduðu, Birleþmiþ Milletler tarafýndan 1989’da kabul edilen Çocuk Haklarýna Dair Sözleþme ile düzenlenmiþtir. Milletler arasý hukuktan doðan yükümlülükler nedeniyle, TC’nin de taraf olduðu Çocuk Haklarý Sözleþmesi’nin maddeleri çocuk istismarý ve ihmali konusunda düzenleyici olarak kabul edilmektedir. - Peki bizde çocukla ilgili istismar ve ihmal konularýnda ulusal düzenlemeler ve ilgili kanunlar nelerdir? - Çocuk koruma kanunu, zemini TCK, TMK ve Uluslararasý Çocuk Haklarýna Dair Sözleþme’dir. Çocuklarýn yargýlanmasýndan, maðdur çocuklar için hangi tedbirlerin alýnacaðýna kadar çok detaylý düzenlemeler içerir. Farklý tedbirler var, yani ilk akla gelen en son oluyor, çocuðun aileden alýnarak kuruma yerleþtirilmesi. O noktaya gelene kadar mümkün olduðunca çocuðun aile veya yakýnlarý tarafýndan bakýlýrken, devlet Sözleþmede, çocuklarýn sömürü ve ihmalden korunmasýna iliþkin, Md 19, 32, 33, 34, 35, ve 36 'da öngörülen düzenlemede çocuk istismarý ve ihmalinin kapsamý belirlenmiþtir: sýký tedbirler alýnýyor, bir de insanlarýn gerçekten, bu filmleri tek baþlarýna oturup bilgisayarlarýnda izlemenin bile istismarýn parçasý olmak olduðunu bilmeleri lazým. - Biraz daha detaya girersek, ben Uluslararasý Türkçe Olimpiyatý'nda okuduðu Ýstiklal Marþý ile binlerce kiþiyi aðlatan dört yaþýndaki Suðra Bal'ýn istismar edildiðini düþünüyorum. Bu konuda sizin düþünceleriniz nelerdir? - Neyin istismar olduðu toplumsal pratiklerle, normlarla da iliþkili. Bir taraftan bu yaþta bir çocuðun bu kadar uzun bir eseri ezberlemesi kapasitesinin üzerinde görünüyor. Öte yandan aldýðý takdir ve beðeni onu tabii ki teþvik ediyor. Ýstismar diyemem, durumun özelliklerini bilmiyoruz. Ama aile tarafýndan yönlendirilirken, bu yönlendirmenin ne þekilde yapýlmýþ olduðuna baðlý olarak durum deðiþir. Madde 39 ile de, þiddete maruz kalmýþ çocuklarýn rehabilitasyonu görevi devletin sorumluluk çerçevesine dahil edilmiþtir. Silahlý çatýþma maðduru olan çocuklarýn bedensel ve ruhsal saðlýklarýnýn korunmalarý, toplumla bütünleþmelerinin saðlanmasý için devletlerin gerekli tedbirleri almalarý ön görülmektedir. Taraf devletlerin, silahlý çatýþma, iþkence, ihmal, kötü muamele ve sömürü maðduru çocuklarýn saðlýklarýna kavuþturulmalarý sorumluluðunu üstlenmeleri ön görülmüþtür. Çocuðun fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki geliþiminde optimal tarafýndan aileye gereken desteðin saðlanmasý söz konusu." - Dayak suç mudur? Yaptýrýmý var mýdýr? - Dayak suçtur. Aile efradýna kötü muamele olarak görünür. Yasal iþlem için biraz daha týbbi olarak belirlenebilir bir þiddet derecesinden söz ediyoruz. Ancak sürekli olarak iytiþ kakýþ dayak, fiziksel olarak izi kalmasa bile çocukta çok derin duygusal etkiler býrakýr. Bir yandan da kaba dayak ülkemizde o kadar olaðan - Yine detaya girersek, ayný zamanda çocuklarýn reklamlarda, filmlerde, medyada vs gibi yerlerde kullanýlmasýnda da çok dikkatli olunmasý gerektiðini düþünüyorum. Reklamcý gözüyle çocuk bir tüketici yani geniþ bir pazar, hem de reklamda yer alan çekici bir öðe. Bu yüzden çocuklarýn, kar amaçlý ve yetiþkinler için tasarlanmýþ reklam ve benzeri etkinliklerin kötü etkilerinden korunmasý þart. Bunun için neler önerilebilir? - Çocuklarýn reklamlarda, dizilerde oynamasý da belki ekonomik sömürü veya duygusal istismar olarak deðerlendirilebilir duruma göre. Sonuçta çalýþma koþullarý aðýr, çocuktan kimi zaman gücünün ve kapasitesinin üstünde, yaþýyla orantýsýz sorumluluklar üstlenmesi mümkün, ailenin çocuðu ekonomik getiri olarak görmesi tehlikesi var. Genel geçer bir ifade kullanmýyorum, ama her zaman olayýn istismara dönüþme ihtimali var. Çocuklarýn tüketime özendirilecek bir kitle olarak görülerek, onlarý hedef alan reklamlarýn yapýlmasý da ayrý bir konu, burada da karar verme mekanizmasý, kiþiliði tam oluþmamýþ kiþilerin etki altýnda býrakýlmasý söz konusu. Tam olarak istismar diyemesem de, zalimce bulduðumu söylemeliyim." Bitti Dr.Aslý Akdaþ, Klinik Psikolog, Adli Bilimler Doktoru, Doðuþ Üniversitesi, Psikoloji Bölümü. 9 Haziran 2008 Pazartesi Bu Kitabýn Yolunu Hrant Dink Açtý “Aðrý’nýn Derinliði” Ece Temelkuran'ýn "Aðrý'nýn Amberin Zaman Derinliði" kitabýnýn kokteylinde hep Hrant Dink vardý. Avukat Çetin kitabýn geleceði kurma arayýþýnýn yolculuðu olduðunu söyledi. Ece Temelkuran'ýn "Aðrý'nýn Derinliði" kitabýnýn kokteylinde hep Hrant Dink vardý. Avukat Çetin kitabýn geleceði kurma arayýþýnýn yolculuðu olduðunu söyledi; Agos yazarý Karakaþlý "Bu kitap buradaysa yine Hrant'la beraberiz demektir" dedi. içinde olduðu bir kitabýn yakýnda Hrant Dink Vakfý tarafýndan yayýnlanacaðý haberini de verdi. Karakaþlý: Bu kitap buradaysa Hrant'la beraberiz Karin Karakaþlý Agos yazarý Karin Karakaþlý da "Bu kitap buradaysa Hrant'la beraberiz demektir" dedi; "Ece'nin Ermenistan'ý, diasporayý, Tolga KORKUT ABD'yi anlatmasý çok önemliydi" diye konuþurken sloganlarýn, tezlerin dýþýna çýkmanýn, Ece Temelkuran, Ermenistan, Avrupa ve ABD'deki röportajlarýnýn yer aldýðý, Ermeni sorununu odaða alan kitabý "Aðrý'nýn "Týpký Hrant gibi, öfkesini, hayal kýrýklýðýný, acýsýný paylaþmaktan çekinmeme"nin öneminden söz etti. Derinliði"nin kokteyline katýlanlara sadece bir iki cümle söyledi ve "Bu kitabýn yolunu Hrant Dink açtý" diye konuþtu. "Geleceði kurmak için neler yapmalýyýz"ýn arayýþý Dink'in Ararat yazdýðýnda yanýna parantez içinde Aðrý yazdýðýný anlatan Karakaþlý, Dink'in Ararat/Aðrý daðýnýn "bir halkýn kaybettiði toprakla bütünlüðüne olan özlemini simgelediðini", dolayýsýyla "geçmiþ deðil, ayný zamanda gelecek Tütün Deposu'nda, kitaptaki Yurttaþ Tümer olduðunu" söylediðini de aktardý. fotoðraflarýnýn arasýnda, dün (4 Haziran) düzenlenen kokteylde konuþan Dink ailesinin avukatý Fethiye Çetin "Ece bu yolculuða tek baþýna çýkmýyor. Siz de katýlýyorsunuz. Bu "Gördün mü, bak, kýz çýkardý kitabý" yolculuðu büyük kýlan samimiyet. Ýnsan olmaya davet ediyor" dedi. Hrant Dink'in daha önce Ece Temelkuran'ýn Ermenistan yazýlarýný okuduðu bir ana Kitaptaki röportajlardan alýntýlar yapan Çetin bu yolculuðun ve kitabýn 'geleceði kurmak için neler yapmalýyýz' arayýþýnýn yolculuðu olduðunu göndermede bulunan ve dinleyenlerin gözlerinin önüne Dink'in sað olduðu, Agos'taki sakin bir sabahý getiren Karakaþlý þunlarý söyledi: söylerken Temelkuran'ýn "Ýnsan yalnýzca ötekini deðil, kendini de anlýyor yola çýkýnca" sözlerini aktardý. "Elinde bu kitap oturuyor. 'Gördün mü, bak, çýkardý kýz kitabý. Bunu ona ben yazdýrdým' diyerek. Hrant sen pek çok þeyin baþlangýcýsýn." "Ýçin rahat olsun Hrant" Fethiye Çetin"Eksik yasýmýzý birlikte tutalým, ortaklaþtýralým" diyen Çetin Dink'in Kasým 2005'te yazdýðý bir yazýyý anýmsattý, onun "Türkiye Ermenistan iliþkileri için ortak yazgý önümüzde. Atalarýmýz sayfalarýný doldurdu. Sorun bizim beyaz sayfalarý nasýl dolduracaðýmýz" sözlerine anýmsattýktan sonra, beyaz sayfalarý uygar insana yaraþýr þekilde doldurmayý buna engel olacaklarýn tekeline býrakmadýklarýný söyledi ve ekledi: "Ýçin rahat olsun Hrant. Su çatlaðýný buluyor." Çetin, Dink'in sözünü ettiði yazýsýnýn da “Bu topraklarda, 1915 yýlýnda, karanlýk bir yaz yaþandý. Kim suçluydu, kim daha güçlüydü, doksan yýl bu konuþuldu. Mesele þu ki konuþanlar bizler deðildik. Hepimiz hikâyelerini eksik ya da fazla anlatan hayaletlerin çocuklarýydýk yalnýzca. Ama biliyorduk, o yaz bizim de utandýðýmýz, yaþananlara koyulacak ad üzerinde kavga ederken eksik bir yasla geçiþtirdiðimiz bir þeyler olmuþtu.” Kokteyle katýlanlarýn arasýnda þu adlar vardý: Bu cümleler Ece Temelkuran’ýn kaleme aldýðý Aðrý’nýn Derinliði adýndaki yeni kitabýna ait. Bir buçuk günde elimden hiç düþürmeden okuduðum, Ermeniler’in travmalarýný, korkularýný, düþlerini, öfkelerini, hasretlerini, umutlarýný, berrak ve akýcý bir dille anlatan bu kitabý sadece Türk-Ermeni iliþkileri üzerine kafa yoranlar deðil, Türkiye’nin on yýllardýr süren o yorucu kimlik arayýþýnýn köklerine inmek isteyen herkes mutlaka edinmeli. Titiz gazeteci araþtýrmacý kimliði, edebiyatçý damarýyla pürüzsüz biçimde ördüðü bu yürekli çalýþmasýnda, Temelkuran bizleri Erivan’dan Paris’e, Los Angeles’dan Boston’a Ermeniler’in kalbine taþýyor, yaralarýný deþiyor, ve sevgili Hrant Dink’in kendisine adeta vasiyet saydýðý, Türk-Ermeni sorununun tartýþýlmasýna yönelik yeni bir dil oluþturmaya çabalýyor. Ermeniler’in hiç de homojen olmadýðýný, Diaspora içindeki ayrýþmalarý ve Ermenistan’daki soydaþlarý ile olan karmaþýk, kimi zaman gergin baðlarýný derinden, ve geniþ bir karakter yelpazesi üzerinden tarif etmeyi baþarýyor Temelkuran. Toprak taleplerini saçma bulan, soykýrýmý uluslararasý platformda tanýtma çabalarýnýn, Hrant’ýn da yýlmadan ifade ettiði gibi, Türkler’i daha sertleþtirdiðini, ve geçmiþin özgürce tartýþýldýðý bir ortama set çektiðini düþünen birçok Ermeniyle tanýþýyoruz “Aðrý’nýn Derinliði”nde, belli miktar tazminat karþýsýnda “barýþýn satýn alýnabileceðini” anlatan þahinlerle de. Bir yýldan beri hayatýnýn yarýsýný Erivan’da geçiren biri olarak Temelkuran’ýn birçok tespitine katýlmamam mümkün deðil. Birincisi, Ermeniler’in konuþmaya, toplumsal belleklerinde taþýdýklarý cerahati akýtmaya ihtiyaçlarý var ve bu acýlarýný Fransýzlar’a, Bu kitap ne sadece Ermenilere ne de Avustralyalýlar’a deðil, bizlere, Türkler’e anlatma ihtiyaçlarý var. Onlarý dinlerken bizim yüzümüzde beliren acý, gözlerimizde tutamadýðýmýz yaþlar sadece onlara deðil aslýnda bizlere de iyi geliyor. Zira Temelkuran’ýn, kitabýn sonlarýna doðru Ermeniler’e seslendiði gibi “Bugün benim ülkemde ölüm bu kadar kýymetsizse, bu kayýtsýzlýk tarihi sizin ölümünüzle baþlýyor. Bugün benim ülkem her türlü korkunç vahþete alýþabiliyorsa, bu, yüzyýl önce sizlerin götürülüþüne alýþmak kalmasýyla baþlýyor. Ben, ülkem böyle olmasýn istiyorum.” Evet, istemiyoruz. Ancak son günlerde yaþanan bazý geliþmeler ortak tarih komisyonu kurma teklifini Ermenistan hükümetine sunarak, kafalarýmýza vurula vurula ezberletilen ve ucube yasalarla tartýþmamýz yasaklatýlan resmî tarihin sorgulanabileceði sinyalini veren AKP’nin diyalog konusundaki samimiyetine gölge düþürüyor. Bunlarýn baþýnda iþadamý Kaan Soyak ile çevre uzmaný Nicolas Tavitian’ýn giriþimleri ve AB Komisyonu’nun desteðiyle Brüksel’de kurulan Türk-Ermeni Ýþ Geliþtirme Derneði’nin Ýstanbul’da þube açma baþvurusunun reddediliþini sayabiliriz. “Nedeni açýklanmýyor” diyor yýllardýr Türkiye Ermenistan sýnýrýnýn açýlmasý için didinen, ve Brüksel’de Ermeni soykýrým tasarýlarýna karþý mücadele veren Soyak. Bir benzer olay Georgetown Üniversitesi’ne baðlý Institute for Turkish Studies adlý Türkiye üzerine araþtýrmalar yapan kuruluþun tepesindeki Profesör Donald Quataert’in baþýna geldi. Bir diðer meslektaþý, Donald Bloxham’in yazmýþ olduðu “The Great Game of Genocide” (Büyük Soykýrým Oyunu) kitabý için kaleme aldýðý önsözde, soykýrým tezine destek çýktýðý iddia edilen Quataert, iþinden kovuldu. Ýddialara göre Türkiye’nin Washington Büyükelçiliði’nin direk talimatýyla. Eðer iddialar doðru ise Ermenistan hükümetine teklif ettiðimiz ortak tarih komisyonunun varacaðý sonuçlar da ancak Türk devletinin tezlerine uygun ise kabul edilecek manasýný çýkarabiliriz. Bu arada ölüm tehditlerine boðulan tarihçi Taner Akçam’a ABD’nin oradaki Türk örgütleri tarafýndan dar ediliþi de iþin cabasý. Akademik özgürlük bunun neresinde demezler mi adama? olabileceklerini anlatýyor. sadece Türkleredir. “Aðrý'nýn Derinliði,” DTP Milletvekili Aysel Tuðluk, evsiz kalmanýn, evinden uzak düþmenin akademisyenler Fuat Keyman, Ayþe Hür, Ahmet acýsýný bilen, tahmin edebilen herkese Ýnsel, Ayþe Gül Altýnay, Emre Öktem, gazeteciler yazýlmýþtýr. Sedat Ergin, Derya Sazak, Karin Karakaþlý, Nadire Mater, Avukatlar Fikret Ýlkiz, Fethiye Çetin; Takuhi Tovmasyan, Oya Baydar, Melek Taylan, Sema Aslan, Osman Kavala, Hakan getirmeyi amaçlayan yazar, bu kez de Ermeni meselesi gibi “çekinceli” bir konuyu odaðýna alýyor… Aidiyetimizin bize ezberlettiklerinin ötesinde bir “biz” olabilir mi? Ýçine hapsolmadýðýmýz, dýþýna Altýnay, Çiðdem Mater, Tayfun Mater, Ilgýn Su, atýlmadýðýmýz bir “ev”, bir “biz” kurulabilir Çiðdem Su. BÝA Haber Merkezi mi? ****************************** Her kitabýnda “ötede duranlarý” yakýna Ece Temelkuran, Ermeni ve Türk Sayfa Sayýsý : 322 Yazar Ece Temelkuran Yayýnevi Everest Yayýnlarý Etiket Fiyatý 14,00 YTL ilknokta Fiyatý 11,20 YTL milliyetçiliklerine yakýndan bakarken, Kazancýnýz %20 toplumlarýn “biz”lerini kurma aþamasýnda ISBN : 975-289-497-6 neleri, nasýl dýþarýda býrakmýþ Basým Tarihi : Mayýs 2008 9 Haziran 2008 Pazartesi GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 07 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 4413338 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 KAÝ M SPOR AYAKKABI & GÝYÝM MAÐAZASI HÝZMETÝNÝZDE ADÝDAS KNETIKS LOTTO NÝKE KONVERS Genç doktor kaza kurbaný Yeni aldýðý otomobille görev yerine giderken geçirdiði trafik kazasý sonucu hayatýný kaybeden bir yýllýk doktor Arzu Tanýþ (25) son yolculuðuna uðurlandý. Edinilen bilgiye göre; memleketi Sivas'ýn Þarkýþla Ýlçesi'nden bir ay önce aldýðý otomobille görev yeri olan Nevþehir'in Topaklý Devlet Hastanesi'ne giden bir yýllýk pratisyen doktor Arzu Tanýþ, kullandýðý otomobili ile Nevþehir yakýnlarý Kalaba kavþaðýnda kýrmýzý ýþýkta durduðu sýrada, bir otobüsün arkadan çarpmasý sonucu, Tanýþ olay yerinde hayatýný kaybetmiþti. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ NEVÞEHÝR’in Avanos Ýlçesi'ne baðlý Topaklý Beldesi Saðlýk Ocaðý'nda görevli pratisyen hekim 25 yaþýndaki Arzu Tanýþ, geçirdiði trafik kazasý sonucu yaþamýný yitirdi. Topaklý Beldesi 2. nolu Saðlýk Ocaðýnda görevli Doktor Arzu Tanýþ, Nevþehir 2000 Evler Mahallesi'ndeki evinden bu sabah 50 DL 358 plakalý otomobiline binerek, babasý 52 yaþýndaki Erdal Tanýþ’la birlikte Kayseri’ye gitmek üzere yola çýktý. Sivas ili Þarkýþla ilçesi Maksutlu köyü nüfusuna kayýtlý genç doktor olay yerinde ölürken, yanýnda oturan babasý yaralandý. Kayseri Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'ne kaldýrýlarak tedavi altýna alýnan baba Erdal Tanýþ’ýn þok durumunda olduðu belirtilmiþti. Genç doktor gözyaþlarýyla uðurlandý! Müraaacat: Tel: 0384 441 31 69 YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU Siz Deðerli Halkýmýzýn Adres:TEKÝN TÝCARET Ýkinci Pazar Yeri - MUCUR Tel:0.386 812 56 62 http://www.alevionline.com/madim akmuzeolsun.asp adresine gir ve BÝR ÝMZADA SEN AT SATILIK DAÝRE Danacý Kundura uygun fiyata satýlýktýr. Nevþehir Caddesi/ Askerlik Þubesi karþýsý Hacýbektaþ Tel:03844413474 E-posta:kaimulas@hotmail. com MUCU Törenin ardýndan Tanýþ'ýn cenazesi, Maksutlu köyüne götürüldü. Burada kýlýnan öðle namazý sonrasýnda cenaze köy mezarlýðýnda topraða verildi.(khbr) Genç doktorun kullandýðý otomobil, Kayseri- Ankara karayolu Topaklý kavþaðýnda, karþý yönden gelen Taner Tugal yönetimindeki 46 EL 441 plakalý Elbistan Tur’a ait otobüsle çarpýþtý. DEVREN SATILIK Herkesin bütçesine uygun modeller Tiþört & Eþofman & kot pantolon Uygun fiyatlarla kaynaðýndan alýn Tanýþ için bu gün Þarkýþla Devlet Hastanesi'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Þarkýþla Kaymakamý Ýsmail Çataklý, Belediye Baþkaný Hacý Ömer Coþar, Baþhekim Ergül Demiral çok sayýda vatandaþ ve Nevþehir'in Topaklý Beldesi Devlet Hastanesinde görev yapan Tanýþ'ýn mesai arkadaþlarý katýldý. TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir. Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz. Ramazan TEKÝN ve Oðullarý Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62 Gsm:0532 394 88 85 Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR TOKÝ 1’ci ETAP 1’ci BLOK 5’ci KAT 23 Numaralý Daire satýlýktýr. Hikmet BOZDAÐ Tel: 0543 590 80 81 YAÞAM PÝDE RESTORAN HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir. Pide çeþitleriý, tava çeþitleri, çorba çeþitleri ve sulu yemek, çeþitlerimizle Halkýmýzýn hizmetindedir . Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr. Adres: Eski Pazar yeri Ýþ Bankasý yaný Hacýbektaþ Tel:0384 441 30 38 7 9 Haziran 2008 Pazartesi ÖZPOLAT: "Ayrýmcýlýk yapan kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem yapýlacak mýdýr?" Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ CHP Kahramanmaraþ Milletvekili Durdu ÖZBOLAT, Baþbakan tarafýndan yazýlý olarak cevaplandýrýlmasý istemiyle verdiði soru önergesinde çarpýcý sorular sordu. * Içiþleri Bakaný Sayýn Beþir Atalay, Karakoçan Kaymakamýný ifade ettiði sözlere katýldýðý için mi hala görevde tutmaktadýr? * Aleviler devlet düþmaný mýdýr? * Deðilse bu görüþleri taþýyan, ayrýmcýlýk yapan kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem yapýlacak mýdýr? TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI BAÞKANLIÐINA Aþaðýdaki sorularýmýn, Baþbakan Sayýn Recep Tayip Erdoðan tarafýndan, yazýlý olarak cevaplandýrýlmasýný arz ederim. Durdu ÖZBOLAT K.Maraþ Milletvekili AKP’nin hafta sonu yapýlan Kýzýlcahamam kampýnda Içiþleri Bakaný Beþir Atalay ile AKP Elazýð Milletvekili Feyzi Iþbaþaran arasýnda, Alevi-Sünni ayrýmý yaptýðý ileri sürülen Karakoçan Kaymakamý Erdinç Yýlmaz nedeniyle kavga yaþandý. Kampa katýlan Iþbaþaran, Yýlmaz’ý “kafa” yapýsýndan dolayý Atalay’a þikâyet etti. Dünkü Hürriyet gazetesinde de bir bölümü yer alan diyaloglarda Atalay’ýn “Sen doðruyu söylemiyorsun” sözleri üzerine ikili arasýnda tartýþma çýktý. Milliyet’in edindiði bilgiye göre, Iþbaþaran, Atalay’a “Ben sizin üniversitedeki rektörlük yýllarýnýzý bilirim. Beceriksizdiniz. Sen bu bakanlýðý kaldýracak adam deðilsin. Baþbakanýmýz seni bizim sorunlarýmýzý dinlemen için görevlendirdi, ama sen dinlemiyorsun. Görevinizi yapýn ve sorunu çözün. Sizden ihale, atama istemiyorum. Ayrýmcýlýk yapan kaymakamý görevden almanýzý veya uyarmanýzý istiyorum” dedi. Milliyet’e yaptýðý açýklamada yaþananlarý doðrulayan Iþbaþaran, görüþmede Atalay’ý þu sözlerle eleþtirdi: “Ben bir milletvekili olarak ilimle ilgili bir sorunu anlatýp soru soruyorum, doðruyu söylemeyen sizsiniz. Bir kaymakam bunu yapamaz, uyarmanýzý istedim. Siz vatandaþ gibi dilekçe vermemi istediniz. Siz Dilekçe Komisyonu musunuz ki? Ayrýca ben memur muyum ki size dilekçe vereyim?” biliyorsunuz.” Atalay’ýn özür dilediði, ancak Iþbaþaran, “Özrünüzü kabul etmiyorum. Siz de kaymakam gibi düþünüyorsunuz. Görevinizi yapýn” dedi. Tartýþmaya neden olan olay þöyle geliþti: 3 ay önce, Elazýð Karakoçan’da YIBO yurtlarýnda kalan 28 kýz öðrenci 4 kilometre mesafedeki okullarýndan dönüþte taciz edildi. Öðrenciler, Karakoçan Ilçe Milli Eðitim Müdürü’ne giderek, akþam dönüþte kendilerine araç tahsis edilmesini istedi. Kýzlara “Size araba yok. Parasý olan okusun, olmayan evlensin” denildiði iddia edildi. Bunun üzerine Iþbaþaran devreye girdi. Vali Muammer Muþmal’la öðrencilere araç tahsis edildi, ailelerle konuþulup eðitime devam etmeleri saðlandý. Iþbaþaran, “Onlara aylýk burs da saðladýk. Aileleri arayýp kefil olduðumu da söyledim” dedi. Kaymakamýn ise Iþbaþaran’a þu sözleri söylediði iddia edildi: “Sayýn milletvekilim, 28 öðrencinin 12’si Alevi. Bunlarýn devlete bakýþýný zaten Bunun üzerine de Iþbaþaran’ýn kaymakama tepki gösterdiði belirtildi. Konuyu Atalay’a aktaran Iþbaþaran, “Feyzi Bey, bir dilekçe verin konuyu inceleteyim” yanýtýný aldý. Yukarýdaki metin basýndan alýnmýþtýr. Türkiye Cumhuriyetinin Iç Iþleri Bakaný Sayýn Beþir Atalay, Elazýð Milletvekili Sayýn Fevzi Iþbaþaran, Karakoçan Kaymakamý Erdinç yýlmaz ve Karakoçan Ilçe Milli Eðitim Müdürünün, bir “olay” üzerine farklý zamanlardaki tavýr ve davranýþlarýnýn basýna yansýmýþ ama yalanlanmamýþ diyalog ve uygulamalarýný içermektedir… 1- Karakoçan Ilçe Milli Eðitim Müdürü’ne giderek, akþam dönüþte kendilerine araç tahsis edilmesini isteyen Kýzlara “Size araba yok. Parasý olan okusun, olmayan evlensin” sözüyle start alan tartýþma ortamýna zemin hazýrlayan, Milli Eðitim Müdürü hakkýnda yasal bir iþlem baþlatýlmýþmýdýr? Türban Serbestliðine Anayasa Mahkemesi'nden Red Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde türban serbestliði getirdiði belirtilen düzenmeyi 3- “Sayýn milletvekilim, 28 öðrencinin 12’si Alevi. Bunlarýn devlete bakýþýný zaten biliyorsunuz.” Diyen kaymakam Erdinç Yýlmazýn Aleviler hakkýndaki bu görüþlerinin kaynaðý kiþiselmidir? Mezun olduðu eðitim kurumumudur? Devletin bilmediðimiz bir genelgesi midir? 4- Iç Iþleri Bakaný Sayýn Beþir Atalay, Karakoçan Kaymakamýný Ifade ettiði sözlere katýldýðý için mi hala görevde tutmaktadýr? 5- Alevilerin devlete bakýþýyla ilgili resmi bir belge varmýdýr? 6- Aleviler devlet düþmanýmýdýr? 7- Deðilse bu görüþleri taþýyan, ayrýmcýlýk yapan kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem yapýlacak mýdýr? Cemevi Ýçin Açlýk Grevi iptal etti. Yabancý basýnda da oldukça yanký bulan karardan sonra üniversitelerde uygulama merakla bekleniyor. Tamda AKP hakkýndaki kapatma davasýnýn gündemde olduðu þu günlerde türban serbestisini öngören düzenlemenin Anayasa mahkemesinden dönmesi yabancý medyada, “çok sert", AKP için “darbe", “en kötü senaryo", “ciddi terslik", "incitici tokat" gibi yorumlara neden oldu. Türban kararýnýn AKP’nin kapatma davasýnda önemli bir dönemeç olduðu biliniyordu. 2- Milli Eðitim Müdürünün sözleri Anayasanýn 42. maddesinde belirtilen “kimse eðitim ve öðretim hakkýndan mahrum býrakýlamaz” ilkesine aykýrýmýdýr? Hükümetin cem evlerine karþý tutumuna yönelik tepkiler artarak sürüyor Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Kadýköy Þube Baþkaný Feti Bölükgiray bugün itibariyle açlýk grevine baþladýðýný kamuoyuna duyurdu. Bölükgiray, "kararým sonraki günlerde ölüm orucuna dönüþecektir" diye ekledi. Aktarýyoruz: 10 Yýlý Aþkýn bir süredir Kadýköy Belediyesinin Þubemize tahsis ettiði 2415 metrekare arsa üzerine Kültür Merkezi ve Cemevi binasý yapmaya çalýþýyoruz. Hükümetin Cem evlerine yaklaþýmýný herkes biliyor, beklentilerimize cevap vermiyor, vermekte istemiyor. Biz Alevilerin sorunlarýný görmezlikten geliyor, Ancak Alevilerin sýrtýndan siyaset yapan politikacýlarýmýz, bürokratlarýmýz, iþadamlarýmýzda bizlerin sorunlarýný görmezlikten geliyorlar. Ben Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Kadýköy Þube Baþkaný olarak 15 yýldýr yürüttüðüm mücadele sonucunda dersimi aldým, benim dýþýmda ders almasý gerekenlerin olduðunu düþünüyorum. Herkes payýna düþeni almalý, bu nedenle 04/06/2008 gününde (bugün) Süresiz açlýk grevine baþlýyorum. Kararým sonraki günlerde ölüm orucuna dönüþecektir. Saygýlarýmla Feti BÖLÜKGÝRAY PÝR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEÐÝ KÜLTÜR SANAT SEKRETERÝ KADIKÖY ÞUBE BAÞKANI AKP Oy Kaybediyor PSAKD 20. Kuruluþ Yýlý Etkinliði Yapýldý Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Pir Sultan Abdal Kültür Derneði 20. Kuruluþ yýlý kapsamýnda yapýlacak bir dizi etkinliðin ilki 6 Haziran 2008 günü Ankara’da Alkýn Prestige Otel’de yapýldý. Etkinliðe 400 davetli katýldý. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Credit Suisse için A&G Araþtýrma Þirketi'nin yaptýðý araþtýrmaya göre AKP son aylarda oy kaybediyor. Ýsviçreli bankacýlýk kuruluþu Credit Suisse için A&G Araþtýrma Þirketi'nin yaptýðý araþtýrmaya göre AKP son aylarda oy kaybediyor. Ocak ayýnda oy oraný yüzde 54.2'ye kadar çýkan AKP, mayýs ayýnda yüzde 39.7'ye geriledi. Ýsviçre merkezli bankacýlýk kuruluþu Credit Suisse için A&G Araþtýrma Þirketi'nin yaptýðý araþtýrmaya göre, 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47 oy olan AKP'nin oylarý yüzde 40'ýn altýna düþtü. Radikal Gazetesi'nde yeralan araþtýrmaya göre, ocak ayýnda oyu yüzde 54.2 olan AKP nisan ayýnda yüzde 41.7'ye geriledi. Mayýs ayýnda 'bugün seçim olsa AKP'ye oy veririm' diyenlerin oraný kararsýzlar daðýtýldýðýnda yüzde 39.7'de kaldý. Yine kararsýzlar daðýtýldýðýnda 22 Temmuz genel seçimlerinde yüzde 20.88 oy alan CHP'nin oy oraný 19.4 oldu. MHP ise 17.1 ile oylarýný artýrdý. MHP?son seçimde yüzde 14.27 oy almýþtý. Kararsýzlarýn oranýnda büyük artýþ var: Yüzde 29.3. Yüz yüze görüþme Adil Gür'ün yönetimindeki A&G ?Araþtýrma Þirketi'nin son araþtýrmasý 24-25 Mayýs 2008 günleri Türkiye'nin yedi coðrafi bölgesinde, 33 il ve 109 ilçede bunlara baðlý 134 mahalle ve köyde yapýldý. 18 yaþ ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden 1173'ü kadýn toplam 2 bin 386 denekle, hanede yüz yüze görüþüldü. Gidilen il, ilçe ve mahallelerin belirlenmesinde Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verileri dikkate alýndý ve coðrafi bölge, kýr-kent ve büyükþehir seçmen sayýsý aðýrlýklarýna uyuldu. Araþtýrma sonuçlarý gerek sahada, gerekse bilgisayar ortamýnda çeþitli kontrollere tabi tutuldu. Araþtýrmanýn hata payý güven sýnýrlarý içerisinde yüzde 1.5. Kararsýzlar partileri geçti Araþtýrmaya göre AKP oylarýnda düþüþ yaþanýyor. 'Bugün seçim olsa AKP'ye oy veririm' diyenlerin oraný yüzde 28.1. CHP ise son bir ay içinde yüzde 3.3 oy kaybetti. Ankete göre ana muhalefet partisinin oy oraný yüzde 13.7'de kaldý. MHP oylarý son iki ayda araþtýrmanýn hata sýnýrlarý içerisinde deðiþmedi. 'Sandýk bugün önünüze gelse kime oy verirsiniz' sorusuna katýlýmcýlarýn yüzde 12.1'i 'MHP' dedi. Oy oraný az olan SP, DP ve DSP gibi partilere seçmenin küçük bir bölümü yönelmiþ olmakla birlikte büyük çoðunluk 'kararsýzlar' kervanýna katýldý. Araþtýrmaya katýlanlarýn yüzde 29.3'ü kararsýz olduðunu belirtti. Kararsýzlarýn ve 'sandýða gitmem' diyenler partilerin oy oranlarýna aðýrlýðýnca daðýtýlýrsa farklý bir tablo ortaya çýkýyor. CHP yüzde 19.4'e geriledi Tablo 2'de görüldüðü gibi kararsýzlar ve sandýða gitmeyecekler dikkate alýnmaz ise, bir baþka deyiþle partilere oy oranlarýnýn aðýrlýðýnca daðýtýlýrsa AKP oylarý yüzde 39.7'ye, CHP oylarý yüzde 19.4'e, MHP'nin oylarý ise yüzde 17.1'e çýkýyor. DTP yüzde 6,5 SP yüzde 3,4 DP yüzde 3,3 ve DSP yüzde 3,1 oranýnda seçmen desteðine sahip. Araþtýrma sonuçlarýna göre kararsýzlarýn partilere yönelmesi durumunda iktidar partisine oy oraný aðýrlýðýnca yöneleceði düþünülmüyor. Çünkü; hükümete güven, Baþbakan'a güven, ekonomiye güven ve gelecekle ilgili beklentilerde kararsýzlarýn büyük çoðunluðu araþtýrmada olumsuz cevaplar verdi. A&G Araþtýrma Þirketi'ne göre, bu sonuçlar kararsýzlarýn büyük bölümünün iktidara yönelmeyeceðini iþaret etmekte. A&G'nin ocak ve nisan aylarýnda yaptýðý üç araþtýrmada AKP'nin oylarýnda düþüþ olduðunu iþaret ediyor. Ocak 2008 tarihinde yapýlan araþtýrmanýn sonuçlarýna göre AKP'nin oy oraný yüzde 54.2'ydi. 5-6 Nisan'da yapýlan araþtýrmada bu oran yüzde 44.6'ya düþtü, 26-27 Nisan'da ise 41.7'de kalmýþtý. Mayýstaki sonuç düþüþün devam ettiðini gösterdi. Araþtýrmaya göre CHP, 22 Temmuz'dan sonra sýnýrlý bir artýþýn ardýndan tekrar düþüþe geçti. CHP'nin oy oranlarýndaki deðiþim þöyle:?Ocak ayýnda yüzde 18.7, 5-6 Nisan'da yüzde 20.8, 26-27 Nisan'da yüzde 22.7 ve 24-25 Mayýs'ta 19.4. MHP oylarý ocak ayýnda yüzde 15.2 iken nisan ve mayýs ayýnda yüzde 17.1'e yükseldi. DTP'nin ocak ayýnda oy oraný 5.4 iken mayýs ayýnda 6.5 oldu. Araþtýrmada iktidar ve ana muhalefet partisi oy kaybederken oylarýn oy oraný az olan küçük partilere yöneldiði gösteriliyor. Bu partilerin toplam oy oranýnýn son bir ayda yüzde 5-6 oranýnda arttýðý belirlendi Milliyet ABF Genel Baþkaný Ali Balkýz ve yönetim kurulu üyeleri, Avrupa Alevi Birlikleri Genel Baþkan Yardýmcýsý Adnan Yýlmaz, Hacý Bektaþ Veli Kültür Dernekleri Genel Baþkaný Tekin Özdil ve yönetim kurulu üyeleri, Hacý Bektaþ Veli Anadolu Kültür Vakfý Genel Baþkaný Ercan Geçmez ve yönetim kurulu üyeleri, PSA 2 Temmuz Vakfý Genel Sekreteri Ýsmail Ateþ ve yönetim kurulu üyeleri, Tunceliler Derneði Baþkaný Bülent Akdað, Tunceliler Vakfý Yöneticileri, Divriði Derneði Baþkaný Ali Yýlmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Hüseyin Gazi Derneði Baþkaný Gülað Öz, Divriði Vakfý Baþkan Yardýmcýsý Cemal Karahalil ve yönetim kurulu üyeleri, Eðitim Sen Genel Baþkaný Zübeyde Kýlýç, CHP Milletvekili Durdu Özpolat, DSP Milletvekili Süleyman Yaðýz, DTP Milletvekili Osman Özçelik, ÖDP Yöneticileri, SHP Genel Sekreteri Mehmet Yula, Halkevleri Önceki Genel Baþkaný Abdullah Aydýn, Tüm Bel-Sen yönetim kurulu üyeleri, SES Yönetim Kurulu üyeleri, 78’liler Federasyonu yöneticileri, 78’liler Ankara Birlik dayanýþma Derneði Baþkaný Hüseyin Gehver etkinliðe katýlarak destek sundular. Gurbet Özer’in sunuculuðunu yaptýðý Etkinlik Keman Sanatçýsý Defne Etçi’nin resitali ile baþladý. Arkasýndan sýrayla Hüseyin Beydilli, Mehmet Aðcaoðlu, Türkan Akbýyýk, Nurgül Ateþ, Aykut Aslan türkülerle deyiþlerle etkinlikte sahne aldýlar. PSAKD Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ yaptýðý konuþmada geçmiþten bu güne derneðe hizmeti geçenlere teþekkür ederek “Alevi Örgütleri, 15 yýldýr kararlý bir þekilde Madýmak katliamýnýn, sadece Madýmak’ýn da deðil, bir arada yaþama kültürünü tahrip eden karanlýkta kalmýþ bütün katliamlarýn aydýnlýða kavuþturulmasý için Ýþte Ben, Ýmama O Zaman Yenildim 12 Eylülden önce 20 yaþýnda bir köy öðretmeniyken 56 yaþýndaki muhtar, benim yaþýmdaki oðluna, komþusunun kýzýný istemek için benden “dünürcü baþý” olmamý istemiþti. Muhtara göre köyün “büyüðü” bendim. Teklifini zevkle kabul ettim. Muhtarýn keyifli hâli hâlâ gözümün önündedir. Ben kýzý istedikten, baþlýk parasýný muhtarýn da hoþuna gidecek bir fiyata baðladýktan sonra duaya baþlamak için sözümün bitmesini bekleyen imamýn kinayeli bakýþýný da unutmuþ deðilim. Diyeceðim o ki ben köyün sevilen, sayýlan önemli bir þahsiyetiydim; ya da ben öyle sanýyordum. Derken 12 Eylül oldu; cunta baþý, elinde Kuran ayetler okuyarak yurdu gezmeye baþladý. Jandarma çavuþu muhtarlýk mücadele veriyor ve laikliði, bireyin ve emeðin özgürleþtirilmesini, devletin demokratikleþtirilmesini savunan güçlerle omuz omuza olmayý önemsiyor. Omuz omuza verdiðimiz mücadelenin müttefiklerini þimdi 2 Temmuz’da Madýmak Oteli önünde görmek istiyoruz” dedi. Etkinlikte konuþan ABF Genel Baþkaný Ali Balkýz ise ABF’nin hayatýn her alanýna müdahil olacaðýný belirterek demokrasi ve laiklik mücadelesinde AKP’ye karþý birlik olmamýz gerekir dedi. Etkinlikte Hacý Bektaþ Veli Anadolu Kültür Vakfý Genel Baþkaný Ercan Geçmez ve Avrupa Alevi Birlikleri Genel Baþkan Yardýmcýsý Adnan Yýlmaz’da plaket vererek selamlama konuþmasý yaptýlar. Eðitim Sen Genel Baþkaný Zübeyde Kýlýç’ta etkinliðe katýlarak bir konuþma yaptý. Etkinlikte Durdu Özpolat, Özgür Özüdoðru ve etkinliðe katkýlarýndan dolayý plaket verildi. KAYNAK :.pirsultan.net mührünü imama verdi. Birkaç gün sonra da evimde Lenin’in resmi (babamýn resmiydi) asýlý diye gözaltýna alýndým. Öðretmeni olduðum köye, dört ay sonra (sürgün edildiðim yere gitmek için) iliþkimi kesmek üzere döndüðümde saðdýcý olduðum muhtarýn oðlundan beni ihbar eden kiþinin imam olduðunu öðrendim. Ýþte ben, imama o zaman yenildim. Ali Özbay Emekli Öðretmen *** LAFMACUN Türkiye’de sadece gayrimüslim azýnlýklar deðil, Müslüman çoðunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaþýyor. Ali Babacan 6. Yýlýný tamamlayan AKP hükümetinin Türkiye Dýþiþleri Bakaný BRÜKSEL 27.05.2008