siberterör özet abstract 1. giriş
Transkript
siberterör özet abstract 1. giriş
TOPLUMSAL VE EKONOMİK ETKİLERİ BAĞLAMINDA BİLİŞİM ÇAĞININ YENİ TEHDİDİ: SİBERTERÖR Erhan Akyazı1, Necmi Emel Dilmen2, Tolga Kara3 Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, İstanbul, eakyazi@marmara.edu.tr Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, İstanbul, edilmen@marmara.edu.tr 3 Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, İstanbul, tolgakara@marmara.edu.tr 1 2 ÖZET İnternet gibi uluslararası bilgisayar ağlarının ortaya çıkmasıyla birlikte dünyamız alabildiğine küçülmüştür. Bunun yanında internet, insanlara alışveriş yapabilme, banka hesabını kontrol edebilme, faturalarını yatırabilme, yabancı kütüphanelere erişebilme, uzaktan eğitim yapabilme, istediği bilgiye kolaylıkla ulaşabilme imkanını sağlamıştır. Bilgisayar dünyasındaki gelişmeler insanoğlunun yaşamını kolaylaştırmanın yanında, amacı başka insanlara zarar vermek olan suçlulara da büyük imkanlar sunmaktadır. Bu çerçevede, amaçları hedef aldıkları ülkeleri, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve teknolojik açıdan yıpratarak çökertmek olan terör örgütleri, eylem koyacakları hedefler hakkında bilgi toplamaktan, haberleşmeye ve propagandaya kadar internetin tüm imkanlarından sınırsızca faydalanabilmektedirler. Anahtar Sözcükler: Siberterör, Bilişim Suçları, Bilişim Güvenliği ABSTRACT The world has become a small place with the rising use of international electronic webs. In addition to this internet has provided people with opportunities like shopping, banking transactions, distance learning, access to foreign libraries and access to all kinds of information. Developments in the computer technology have made life simpler for the mankind. However it also provided means for criminals.Utilizing the internet, terror organizations are able to collect information about their targets, counicate and publicize their ideas so that they can reach the countries they want to crash down economically, socially, culturally and technologically. Keywords: Cyberteror, Cyber Crimes, Information Security 1. GİRİŞ Bilişim Toplumu, Sanayi Ötesi Toplum, Ağ Toplumu, Modern Toplum her nasıl adlandırırsak adlandıralım teknolojik gelişmelerin ve elektronik dönüşümün ışığında yaşadığımız günümüz toplumu, birçok fırsatı ve tehdidi bir arada sunmaktadır. Bilişim Çağı olarak adlandıracağımız bu yeni süreç toplumların değişimi, dönüşümünü hedeflerken esas aldığı nokta toplumların gelişimidir. Ancak, her yeni teknolojinin ve gelişimin beraberinde getirdiği yeni fırsatların yanı sıra birçok tehdidi de yanında taşıdığı tartışılmaz bir gerçektir. İşte 0 ve 1’lerin bu “yeni” dünyasında da, hız, kolaylık, tasarruf, etkileşim, gelişim gibi unsurların yanı sıra korku, suç, denetimsizlik, terör gibi kavramlar da toplumsal hayatta etkilerini göstermeye başlamıştır. Bütün yeni buluşların, her ne kadar toplumların ilerlemesi ve toplum yararı için yapılması gözetilse de, bazen toplumların düzenine karşı önemli bir tehdit unsuru olarak da karşımıza çıktığı görülmektedir. Siberterör kavramı da, bilişim çağının toplumun karşısına çıkardığı önemli bir tehdit unsuru olarak görülmektedir. Dünyada bilişim çağı ile iyice hızlanan teknolojik gelişim süreci “iyi”lerin olduğu kadar “kötü”lerin önünde de yeni ufuklar açmaktadır. Bilgisayarlar ister istemez ev hayatımızdan iş hayatımıza, her türlü iletişim ihtiyacımızdan eğlence hayatımıza kadar yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olmuşlardır. Bilgisayarlar ve bilişim sistemleri polisler tarafından olduğu kadar suç örgütleri tarafından da, okullarda öğrenme amaçlı olduğu kadar zararlı bilgileri yayma amaçlı, evlerde çocuklar tarafından kullanıldığı kadar teröristlerin hücre evlerinde de şifreli mesaj gönderme amaçlı kullanılmaktadır. 1990’lı yılların ürünü olan ve dünyayı saran ve dev bir bilgi ağı olan internet sayesinde de mekan kavramı ciddi anlamda bir değişime uğramış ve sınırlar ortadan kalkarak dünya haritası bir anlamda yeniden şekillenmiştir. Bu yeni şekillenme sonrası suç tanımlamaları ve suç türlerinde de bir değişim yaşanmış ve yeni suç türleri de ortaya çıkmıştır. Bu durum çok büyük bir toplumsal dönüşümün kaynağıdır, çünkü yeni suç tanımları yanında yeni polisiye tedbirlerin yanına yeni ceza tanımları da getirmektedir. Bu da adalet sisteminden yasama sistemine, yasama sisteminden yürütme sistemine kadar toplumu temelinden sarsmaktadır. Alvin Toffler’in “Zenginlik Devrimi” adlı kitabında tarif ettiği toplumun yol aldığı otobanda hukuk sisteminin en sağ şeritten ve toplumun en arkasından en yavaş şekilde geldiği benzetmesine atıfta bulunursak bu da toplum açısından kayda değer bir sorun gibi algılanmalıdır. Devletlerin iç güvenliğini tehdit eden ve hedefine ulaşmada hiçbir sınır tanımayan suç örgütleri, bilgisayar teknolojisi yardımıyla tahminlerin ötesinde bir mobilite kazanarak uluslararası suç trafiğine yeni bir boyut kazandırmıştır. Globalleşmenin karanlık yüzü olarak adlandırabileceğimiz bu gelişme toplumsal huzur ve barışı ve devletlerin uluslararası güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Francis Fukuyama Berlin duvarının yıkılışı sonrası tüm ulusal sınırların kaldırılmasını savunurken 2003 yılında The Observer’a yazdığı yazıda “Bana Devletimi Geri Verin!” başlığını atarak 11 Eylül saldırıları sonucu ulusal sınırların yeniden çizilerek devletlerin kendi sınırları içinde güvenliği sağlamaları zorunluluğu konusuna vurgu yapmaya çalışmıştır. Bu örnekte değişen suçlar ve yeni tanımlamalar açısından güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bu çalışmada, öncelikle terör, siberterör gibi kavramlara ışık tutularak, siberterörün tanımı, unsurları, kullanım alanları gibi konular irdelenerek kavramın iyice tanımlanması ve daha sonra da toplumsal ve ekonomik bağlamda toplum üzerindeki olumsuz etkileri incelenmeye çalışılacaktır. 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVEDE SİBERTERÖR Terör kökünü latince terrere sözcüğünden almıştır ve "korkudan sarsıntı geçirme" anlamlarına gelmektedir, ilk defa dictionnarire de i'academie française'nin 1789 yılında yayınlanan ekinde rastlanmaktadır. nitekim, 1789 Fransız ihtilali sonrasının dönemi tarihçilerince "terör rejimirejime de la terreur" olarak anıldığı bilinmektedir. Türkçedeki karşılığı "yıldırma, korkutma" olan terör kelimesi Fransızca petit robert sözlüğünde "bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için meydana getirdiği ortak korku" anlamında yer alırken, siyasi terimler ve örgütler sözlüğünde "kamu otoritesini veya toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan şiddet hareketleri" olarak belirtilmektedir. Terörizm; terör yöntemlerinin siyasi bir amaçla örgütlü, sistemli ve sürekli bir şekilde kullanılmasını benimseyen bir strateji olarak terör kavramından ayrılmaktadır. terör terimi, dehşet ve korkuyu belirtirken terörizm, bu kavrama süreklilik ve siyasal içerik katmaktadır.. Siber terörizm ise belirli bir politik ve sosyal amaca ulaşabilmek için bilgisayar veya bilgisayar sistemlerinin bireylere ve mallara karşı bir hükümeti veya toplumu yıldırma, baskı altında tutma amacıyla kullanılmasıdır Siber terörizmi klasik anlamda terör eylemlerinin bilgisayar ve bilgisayar sistemleri kullanılarak icra edilmesi olarak tanımlamak da mümkündür. Siberterör kısaca elektronik ağlar ve bilgisayar teknolojilerinin silah olarak kullanılması şeklinde tanımlanabilir. (Dunnigan, 2003) Siberuzay ve terörizm terimlerinin birleşiminden oluşan siberterör ilk olarak 1980 yılında ISI (Institute for Security and Intelligence) araştırmacılarından Barry Collin tarafından kullanılmıştır. (Collin, 1996). Siberterör kavramının tanımlanması konusunda güçlük çekilmesinin ardında hemen hemen herkesin üzerinde uzlaşmış olduğu siber terimi ve 1793’den bu yana neredeyse 200’den fazla tanımı yapılmış terör terimlerinin bir araya gelmesi yatmaktadır. (Schmid, 1996). Siber bilgisayar veya otomasyonla alakalı bir şeyi tariflerken, pek çok kişi için terörist sayılabilecek bir kişi bazıları için özgürlük savaşçısı sıfatını alabilir. Bir başka ifadeyle e-mail bombardımanı bazıları için basit bir bilgisayar korsanlığı faaliyeti iken, bazıları için ise bir siberterör eylemidir. Bu karmaşaya çözüm bulmak adına sibertehlikenin tanımının ve sınıflandırmasının yapılması uygun olabilir. Sibertehlike iki temel sınıfa ayrılabilir. Bunlardan biri fikri hakların çalınması, internet dolandırıcılığı ve çocuk istismarı gibi suçlarda bilgisayarın araç olarak kullanıldığı durumlar ve özellikle internet geliştikten sonra ülkelerin ulusal güvenliklerini tehdit eden durumlar. Bu noktada siberterörün tanımını yapmadan önce siberterörün kavram karmaşası yapmaması için benzer kavramlardan farkına değinmekte fayda vardır. (Kouri, 2005) Siberterörizm önceden planlanmış bir aktivite iken, sibersuç bilgisayarın araç ve hedef olarak yeraldığı kanundışı bir eylemdir. İnternet ortamında eylemcilik de doğrudan web sitelerini veya bilgisayar sistemleri çökertmeyi hedef almamakta aksine etkileyici sonuçlar doğuracak politik mesaj vermek adına girişilen eylemler söz konusudur. Bahsi geçen hedefler söz konusu olduğunda ise bu eylemler siberterör olarak adlandırılacaktır. Geleneksel terör sınıfına sokulabilecek intihar eyleminde bir teröristin araç olarak bilgisayarı kullanmasını kapsayan bilgisayar destekli terör kavramı da siberterörden ayrılmaktadır. İletişim kurmada web ortamını etkili bir araç olarak kullanabilirler. Örneğin 11 Eylül saldırısı sırasında eylemi gerçekleştiren gruplar birbirlerini şahsen tanımasalar bile bir eşik bekçisi aracılığıyla bilgisayar ve web teknolojisi kullanmak suretiyle bu eylemleri gerçekleştirmeye yöneltecek bilgi paylaşımında bulunmuşlardır. (Lenzner, Vardi, 2004). Suçlar fırsatları takip eder ilkesi kriminolojinin önemli ilkelerinden biridir. Bilişim suçları da bu bağlamda yeni teknolojik gelişmelerin getirdiği bazı fırsatların açıklarından yararlanmaktadır. Ancak unutulmaması gereken bilişim suçları ile ulusal güvenliği tehdit eden siberterör kavramı arasında çok net ve kalın bir çizgi olduğudur. Siberterör sadece bilişim suçları altında bulunan bir alt başlık olabilir. Bilginin gücü bilgiyi elinde tutana büyük bir güç getirmektedir, ancak yine aynı güç 21. yüzyılda terörizme yeni bir boyut kazandırarak karşımıza siberterör kavramını çıkarmaktadır. Klasik terör ile siber terör arasındaki farklar şu şekilde belirtilebilir; (Williams, 2001) İnternet gibi yeni ortamların hayatımıza getirmiş olduğu yeniliklerden birisi de şüphesiz zaman ve mekan daralmasını en aza indirmesidir. Ancak şu da bir gerçektir bu yenilikler sade vatandaşlar kadar kötü niyetli kişiler için de erişilebilir durumdadır. Canlı bomba olarak eylem gerçekleştiren bir terörist ile cep telefonundan bir tuşa basmak suretiyle eylem gerçekleştiren teröristin riskleri arasında oransal manada uçurumlar söz konusudur. Terörün asıl amacı yapmış olduğu eylemler ile hedef aldığı siyasal rejim ve topluma bir mesaj vermektir. Terörde şiddet ve zarar verme araçtır. Pek çok ülkede gerçekleştirilen eylemler incelendiğinde terör örgütlerinin amaçlarının insan ölmesinden çok seslerini duyurmak olduğunu belirtmek adına haber verdiklerine şahit olmaktayız. Ancak duruma siberterör açısından baktığımızda amaçla aracın birbirine karıştığını gözlemekteyiz. Siberterör eylemleri sonuçları bakımından incelendiğinde etkilerinin geniş bir kitleye yayıldığı ve çok yıkıcı olabildiğini görmekteyiz. Örneğin şehir su şebekesi sistemine, havalimanında kalkış ve uçuş sistemine borsada işlem gerçekleştirmeye olanak sağlayan sisteme veya bankaların bilişim sistemlerine girilerek ülke geneline verilecek zararın boyutu düşünüldüğünde olayın ciddiyeti anlaşılmaktadır. Doğrudan veya dolaylı olarak terörün hedefi toplum dolayısıyla insanlardır. Gerçekleştirilen her eylem sosyal bir varlık olan insanlarda nefret ve korku gibi bir takım psikolojik etkilere yol açmaktadır. Siberterör eylemlerinin psikolojik etkisi erişim açısından çoğunlukla bilgi teknolojilerine erişenlerle sınırlı olacaktır. Buna ilave olarak genelde kanlı olan terör eylemleri siber ortamda daha kansız sonuçlandığından toplumda çok fazla tepki çekmeyebilir. Klasik terör eylemleri bir takım engelleri aşmayı gerekli kıldığından dolayısıyla eylemi gerçekleştirecek kişilerin de bu vasıfta olması tercih edilmektedir. Oysa ki özellikle bilişim okur yazarlığı yaşının giderek düştüğü günümüzde siberterör eylemleri gerçekleştirecek kişi sayısı otomatik olarak artmaktadır. Adeta yirmi dört saat açık birer okul haline gelen televizyondan sürekli pompalanan şiddet kültürü de göz önünde bulundurulursa işin ciddiyeti bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Örneğin devlet kurumu ve askeri kuruluşların sitelerini işlevsiz hale getiren kişilerin yaşlarına bakıldığında bir kez daha bu durum görülecektir. Siber teröristler klasik teröristler gibi eylemlerini gerçekleştirmek için bomba veya silahlara değil sadece bir bilgisayar ve modeme gereksinim duyarlar. Bir önceki maddeden yola çıkılacak olursa giderek yaygınlaşan bilişim teknolojileri ile bu teknolojilerin kullanılırlığındaki artış artık herkesi potansiyel birer suç makinesi haline dönüştürmektedir. Dolayısıyla terör örgütlerinin iş gördürme yani taşeron mantığıyla bilişim korsanlarını finanse etmesi de kaçınılmaz bir biçimde karşımızda durmaktadır. Eylemlerin önlenmesi tarafından bakıldığında ise suç işleme potansiyeli ve suç işleyebileceklerin sayısının artması bu kişilerin güvenlik güçleri tarafından tespit ve teşhisini güçleştirmektedir. Yukarıdaki karşılaştırmalar ışığında siberterörürün tanımı yapılmaya çalışıldığında iki farklı tanım ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilkine göre siberterör bilgisayar ve bilgisayar ağlarına karşı kasıtlı ve tahrip edici eylemlerde bulunmaktır. Diğer tanımda ise sosyal ve politik amaçlara ulaşmak için toplum ve devleti tehdit etme hedefi ön plana çıkmaktadır. 3. SİBERTERÖRÜN TOPLUMSAL VE EKONOMİK ETKİLERİ Bugün Amerika ve Kanada’da 167 Milyon, Avrupa’da 113 Milyon, Asya ve Pasifik’te 104 Milyon, Güney Amerika’da 16 Milyon ve Afrika’da 3.5 Milyon internet kullanıcısı bulunmaktadır. Bu toplamda 400 Milyonun üzerindeki bir rakama işaret etmektedir ki iletişim teknolojilerinin günlük hayatımıza giriş ve yerleşme hızını göz önünde bulundurduğumuzda bu rakamın ileriki yıllarda geleceği boyut zor tahmin edilmektedir. Zira 2007 yılında dünya genelinde 180 Milyon bilgisayar satılmış ve bu satışların önümüzdeki yıllarda yıllık %15 artış göstereceği beklenmektedir. İnternet üzerinden yapılan ticaret günden güne artmaktadır. 2006 yılında yapılan araştırmalara göre internet üzerinden yapılan alışverişin maliyeti 1 trilyon dolardır. Bu rakamın iki yıl içerisinde üç kat artacağı tahmin edilmektedir. Sadece bir kaç yıl içerisinde 28 milyonun üzerinde internet web sitesi açılmıştır. (Denning, 2008) Bu bilgiler ışığında 0 ve 1’lerin ekonomi dünyasının yine 0 ve 1’lerin sanal dünyasına uzak ve kayıtsız kalması düşünülemez. Ekonomi dünyası teknolojik gelişimleri sürekli yakından takip etmiş gelişimin hem uygulayıcısı çoğu zamanda yaratıcısı olmuştur. Teknoloji ekonominin etkinlik, verimlilik ve karlılık mekanizmalarının bir bütün olarak yükselmesini sağlarken diğer taraftan üretim, pazarlama, finansman ve satış süreçlerinde yeni uygulamaların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilişim teknolojilerinin global düzeyde rekabet imkanını yaratılması, üretim sürecindeki verimliliğin arttırılması ve global pazarlara açılma imkanının kolaylaştırması ile ürünlerin daha geniş bir alanda pazarlanabilmesi, yeni teknolojilerinin özellikle internetin işlem maliyetlerini düşürmesi, firmaların ürünlerini çok düşük bir maliyetle etkili olarak global düzeyde reklamlarını yapabilme imkanını sunması ve yeni ekonominin geleneksel ürünlere nazaran özellik gösteren yepyeni ekonomik değerler yaratarak ürün çeşitlenmesini sağlaması gibi olumlu ve ekonomik verimliliği arttırıcı bir takım faydalarının yanında, değişim sürecinin gerekliliğinin bir ürünü olarak bir takım olumsuzlukların yaşanması da kaçınılmazdır. Bu olumsuzluklar arasında, değişimle birlikte klasik ekonomideki kurumların yerini yeni kurumların almasıyla bu kurumların faaliyetlerine son vermek durumunda kalması, faaliyetlerine son verilen kurumlarda çalışan kişilerin işsiz kalmasıyla genel ekonomi içersinde işsizlik oranının artması, bilişim teknolojilerini üretmeyen ülkelerde bu alanda bir çok yatırımın yapılması sonucu dışa bağımlılığın artması gibi sebeplerin yanı sıra; günümüzde artık etkisini yavaş da olsa hissetmeye başladığımız sanal terörizm faaliyetleri de eklenmiştir. (Laudon, Laudon, 1996) Terör sadece şiddet kullanarak insanları ve toplumları tehdit eden bir olgu değil. Toplumsal düzeni bozan, devletin otoritesini zaafa uğratan, toplumsal krizlere yol açıp siyasal sonuçlar doğurabilen her eylem terör eylemidir. En ciddi siber terör saldırıları ekonomik hedeflere yönelik olabilir. Bilgisayarlara tam bağımlı sektörlerde milyonlarca kişinin iş yapamaz hale gelmesine hatta işsiz kalmasına yol açabilecek bir siber terör saldırısı, nüfus ve tapu kayıtlarına yönelik saldırılar, sağlık ve enerji kurumlarına yönelik saldırılar otoriteye karşı güvensizlik yaratabilecek, toplumsal kriz yaratabilecek sonuçlar doğurabilir.(Robinson, 2000) Firmaların elektronik ağ sistemleri ile birbirine bağlanması ve yeni ekonomi şirketlerinin faaliyetlerini internet ortamı üzerine taşımalarıyla birlikte bu sistemlere yapılacak saldırılar ile büyük ekonomik kayıpların ortaya çıkması şeklinde yaşanan bu olumsuz etkiler ülkelerin toplumsal yaşamlarının yanı sıra küresel ekonomilerde de ciddi kayıplara yol açmaktadır. (Laudon, Laudon, 1996) Bilgi çağının gelişmiş toplumları karmaşık yapıdadır ve bilgisayar ağları ile birbirine bağlıdır. Bilgisayarlardaki aksamalar sistemde çok büyük yansımalara yol açarak ekonomik, lojistik, psikolojik etkiler oluşturabilmektedir. Bu tip bir ortama yapılacak saldırının maliyeti bir dizüstü bilgisayar maliyeti olarak düşünülebilir. Doğaldır ki, bir dizüstü bilgisayar maliyeti tanktan çok daha azdır. Genel olarak siberteröristler değerli hedeflere saldırmaktadırlar. Bu hedefler genelde ekonomik getirisi olan yada değerli bilgi içeren hedeflerdir. Bundan dolayı da çoğu siberterörist ticari bilgisayarları, iletişim sistemlerini ya da büyük ekonomik örgütlerin network ağlarını kendilerine hedef olarak belirlemektedir. (Todaro, 1993) Bilgisayar teknolojileri sayesinde bir terörist büyük bankaların, finans kurumlarının ve borsaların bilgilerini ve iletişimini alt üst edebilir. Bu durumda o ülkenin ekonomik yaşamının ne olacağını düşünmek bile gerçekten akıllara durgunluk verecek niteliktedir. (Özcan, 2004) Siberteröristler ülke ekonomilerini çoğu kez de şirketleri ekonomik anlamda gerçekten çok zor durumlarda bırakmaktadır. Örneğin 1999 yılında Amerikan eBay şirketine yapılan saldırılar sonucu bu şirketin 5 gün içinde pazar değerinin %26’ını kaybettiği belirtilmektedir. (Özcan, 2004) İletişim altyapısının küreselleşmesi ve erişiminin kolaylaşması ile lokal terörist saldırıların da, küresel bir platforma yayılması kolaylaşmıştır. Örneğin radikal dinci bir örgütün herhangi bir Amerikan şirketine saldırıda bulunmak için, o ülkede konuşlanmasına artık gerek kalmamıştır. Bilgi otobanları (Internet, ticari iletişim ağları, banka geniş alan ağları...vs) kullanılarak ve siber güvenlik açıklarından faydalanarak bir petrol şirketini veya çok uluslu bir bankayı çökme noktasına getirebilmek günümüzde daha kolay bir hal almıştır. İnternetin dünya çapında yaygınlık kazanması ile mekân kavramı bir anlamda ortadan kalkmış, kıtalararası iletişim ve bilgi aktarımı bir tuşa basmaktan ibaret hale gelmiştir.(Thomas, 1992) Yukarıda da ifade edildiği gibi terörün amacı, hedef olarak seçtiği kişilere veya eşyalara verdiği zararın çok daha ötesinde, topluma ve devlete yönelik mesajlar sunmak; toplumsal ve ekonomik yaşamı felce uğratmaktır. Artık günümüzde, klasik kanlı terörist saldırıların yerini "kansız" fakat daha etkili "bilgi savaşları"nın alması öngörülmektedir. Daha az "maliyetli" olan teknolojik terörizm, terörist kamplarda askeri eğitim almış, görece düşük profilli ve eli silahlı gençlerin yerine, dünyanın herhangi bir yerinde internete bağlanan, çayını ve sigarasını içerken istediği ülkenin toplumsal yaşamına alt-üst edecek eylemlerini kendi yaşamını hiç tehlikeye atmadan gerçekleştirebilecek beyinlerden oluşmaktadır. (Özcan, 2004) Böyle bir ortamda bilgi savaşlarının stratejik bir unsur haline gelmesinin, en çok finans ve ekonomi sektörünü etkileyeceği hiç yadsınamayacak bir gerçektir. Küresel ekonominin temel dinamiklerini oluşturan finans ve bankacılık sektörleri anti-kapitalist örgütlenmeler için bir anlamda sistemi besleyen birer merkezdir. Hedef olarak finansal sistemin seçilmesinin bir diğer sebebi de finansal sistemlerin küresel olarak birbirine tamamen entegre olmuş olmasıdır. (Thomas, 1992) "Domino etkisi" adı da verilen böyle bir senaryoda sistem içindeki herhangi bir bankanın herhangi bir teknolojik saldırı ve manipülasyon sonucunda ödeme yükümlülüklerini yerine getirememesi veya hatalı ödemeler yapması, aracı banka ağı içindeki diğer lokal ve uluslararası bankaları da etkileyecektir ve tetikleyecektir. Yani finansal sistem küresel ses getirmek isteyen terörist saldırılar için en uygun zemini oluşturmaktadır. Bir başka ifade ile bu durum, mali sistemin çöküşü, ülkelerin ve şirketlerin kendisini fonlayamaması yani bankaların iflası daha açık bir deyişle sermaye piyasalarının çökmesi anlamına gelmektedir. (Thomas, 1992) Finansal sistemdeki problem halkı paniğe itecek ve siyasi çalkantı sistemin tamamen iflasına kadar gidebilecektir. Küresel kapitalist sistemin esas dinamiğinin vitrindeki siyasi veya askeri sembollerden çok ekonomik dinamik ve lobilerin olduğu aşikardır. 4. SONUÇ Siberterör kavramı yazılı ve görsel medyada, ulusal ya da uluslararası arenada çok fazla karşımıza çıkmaya başlamıştır. İnternetin ve bilgisayar ağlarının toplumun her kesimine yayılması ve ülkelerin yaşamsal ve güvenlik sistemlerinde bu teknolojilerin kullanımına paralel olarak, terör grupları ve teröristler de bu teknolojilerden yoğun olarak yararlanma şansına erişmişlerdir. 11 Eylül 2001 tarihi, Amerika başta olmak üzere tüm dünya için önemli bir tarihtir. Bu tarihten sonra tüm dünya ülkeleri, teknolojik alt yapılarını ve internet güvenlik sistemlerini yeniden gözden geçirmek ve siberterör eylemlerine karşı hazırlıklı olmak gereksinimi duymuşlardır. Ayrıca, siberterör eylemleri yoğun olarak internet, e-mail, network teknolojileri üzerinden gerçekleştirildiğinden dolayı, konunun özelliği gereği ülkeler bu yeni terör durumu ile etkili mücadele edebilmek amacıyla işbirliği halinde bulunmaları gerekliliği üzerinde durarak, çeşitli etkinliklerle bu işbirliğini geliştirmeye çalışmaktadırlar. Siberterörle savaş, salt polisiye tedbirler veya devletin bu konu ile mücadelesi ile değil temel bilgisayar kullanıcılarının bilinçlenmesi ve böylece devletlerin ulusal savunma altyapılarını güçlendirmeleri sayesinde amacına ulaşabilecektir. Bu anlamda da dünya çapında bilgisayar okur yazarlığının yaygınlaşması ve her ülkenin bu konudaki altyapısını ve eğitim standartlarını geliştirmesi gerekmektedir. Bilişim etiği konusu da üstünde ısrarla durulması gereken bir konudur. Her ne kadar internet sınırsız özgürlük alanı olarak tanımlansa da internet üzerinde de bireyin özgürlüğü diğer bir bireyin özgürlüğünün başladığı yerde sonlanmalıdır. Bilişim etiği ve ağ üzerinde davranış kuralları konusunda özellikle genç kuşak kullanıcılarının eğitimine önem verilmelidir, zira günlük yaşamında hırsızlık yapmayı ahlaki değerleriyle veya toplumsal statüsü ile bağdaştıramayan bir genç net ortamında çok rahat hırsızlık yapabilmekte veya başkalarına zarar vermektedir. Bu tarz suçların engellenmesi amacıyla, hukuki ve yasal tedbirlerinde caydırıcı bir şekilde kurallarının koyularak uygulanması önemli bir adımdır. Güvenlik ve devlet kurumlarının yanı sıra ekonomiyi biçimlendiren ve yön veren büyük şirketlerin de veri güvenliği ve şifreleme konusunda üst düzey tedbirleri alma gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu manada, kamu ve özel kurumları arasında bir eşgüdüm sağlanması gerekmektedir. Siberterörle savaşma konusunda yol almak isteyen tüm devletlerin muhakkak bir siber saldırı acil eylem planı geliştirerek bunu toplumsal bilincinde geliştirilmesi suretiyle uygulamaya sokması gerekmektedir. Özellikle Türkiye’nin jeopolitik önemi ve yıllardır terör eylemlerine maruz kaldığı göz önüne alınırsa bu Türkiye için de önem arz eden bir konu olarak gözümüze çarpmaktadır. Türkiye örneğine baktığımızda, internet ortamında haklar ve özgürlüklerin tam olarak güvence altına alınmadığı göz önüne alınarak konuyla ilgili mevzuatlarda düzenleme yapılmalı ve yeni yasalar çıkarılmalıdır. Bu yeni suç ortamıyla ve terörle savaşan ülkeler muhakkak işbirliği içine girmeli ve ortak kaynaklarını aynı amaçlar doğrultusunda koordine ederek bu yeni, aynı zamanda zaman ve makandan bağımsız suçun daha da yayılmasını önlemeleri gerekmektedir. Bu bağlamda uluslar arası arenada bu suçla savaşmak amacıyla birbiri ile iletişim halinde olan kurumların oluşturulması, kanuni düzenlemeler çerçevesinde de bu suçla savaşmanın yollarının aranması gerekmektedir. KAYNAKÇA Collin, B., 1996, The Future Of Cyberterrorism. Proceedings Of 11th Annual International Symposium On Criminal Justice Issues, The University Of Illinois At Chicago. Dorothy E. Denning, Activism, Hacktivism, and Cyberterrorism: The Internet as a Tool for Influencing Foreign Policy, www.nautilius.org Dunnigan, J. F., 2003, The Next War Zone: Confronting The Global Threat Of Cyberterrorism, New York: Citadel Pres. James K. Robinson,, Internet as the Scene of Crime International Computer Crime Conference, Norway, May29-31, 2000. http//www.cybercrime.gov/roboslo.html. Kouri, J. ,2005, FBI Strategy Plan Predicts Large Scale Computer Attacks, American Chronicle. Laudon C. Kenneth, Laudon P. Jane, 1996, Management Information Systems Organization and Technology, 4th Edition, Sega. Lenzner, R., Vardi, N., 2004, The Next Threat. Forbes, 174(5) Mehmet Özcan, 2004, Yeni Milenyumda Yeni Tehdit: Siber Terör, Türk Harb-İş Dergisi, Sayı: 210. Schmid, A. P., 1996, The Links Between Transnational Organized Crime And Terrorist Crimes. Transnational Organized Crime, 2(4). Thomas J.J. , 1992, Informal Economic Activity, 1st Edition, Harvester Wheatsheaf Published. Todaro Michael P., 1993, Economic Development in the Third World, Longman Group UK, s.367. Williams, K, 2001, US Seks To Built Secure Online Network; Telecom Firms Asked For Help in Consturuckting Private ‘Govnet’ System, Washington Post. ÖZGEÇMİŞLER Yrd. Doç. Dr. Necmi Emel Dilmen 1971’de İstanbul’da doğdu. 1990’da Saint Joseph Lisesi’ni, 1994’te Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Fransızca Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Bilişim Bilim Dalı’nda “Türkiye’de Uydu İletişimi ve Uluslararası İletişimde Türksat’ın Rolü” adlı yüksek lisans tezini 1997’de ve “Bilişim Çağı’nın Gelişim Sürecinde E-Gazetecilik Olgusu ve Internet Gazeteleri ve Haber Portalları Üzerine Bir Araştırma” adlı Doktora tezini 2003’te tamamladı. 1994’ten beri Araştırma Görevlisi olarak başladığı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Bilişim Anabilim Dalı’ndaki görevine aynı bölümde Yardımcı Doçent olarak devam etmektedir. Yazarın Uluslararası Konferanslarda sunulmuş çeşitli çalışmaları bulunmaktadır. Akademik ilgi alanları olarak Internet Gazeteciliği, Yeni Medya, Elektronik Yayıncılık gibi başlıklar sayılabilir. Yrd.Doç. Dr. Erhan Akyazı 1971 yılında doğan Akyazı, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Eğitimi Bölümünde tamamladı. Yüksek lisans ve doktora eğitimini Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlayan Erhan Akyazı’nın doktora tez konusu “Organizasyonel Karar Destek Sistemleri ve Organizasyonel Kararlarda Bilişim Sistemlerinin Uygulanmasına İlişkin Bir Araştırma”dır. 1993 yılından beri Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın yayın Tekniği Anabilim Dalı’nda faaliyet gösteren Akyazı lisans ve yüksek lisans seviyesinde dersler vermektedir. Vermiş olduğu derslerden bazıları Yönetim Bilişim Sistemleri, Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim, Bilgi Toplumu ve Siber Kültür, E-İş ve Yazılım Tasarımı şeklindedir. Dr. Tolga Kara 1977 yılında İzmir’de doğdu. 1994’te İzmir Karataş Lisesini, 1999’da Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim dalı’nda “Basın İşletmelerinde Muhasebe Sonuçlarının Rasyolar Yöntemi İle Analizi ve Hürriyet Gazetesi Örneği” adlı yüksek lisans tezini 2002’de ve “Türkiye’de Basın İşletmelerinde Finansal Yönetim Yaklaşımları ve Alternatif Finansman Tekniklerinden Yararlanma Davranışları Üzerine Bir Araştırma” adlı Doktora tezini 2006’da tamamladı. Halen, 2000 yılında aynı fakültede başladığı Araştırma Görevlisi görevine devam etmektedir. Yazarın Uluslararası Konferanslarda sunulmuş çeşitli çalışmaları bulunmaktadır. Akademik ilgi alanları olarak Medya Ekonomisi, Yeni Medya, Mali Analiz, Finansal Yönetim gibi başlıklar sayılabilir.