TC ĠSTANBUL CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI
Transkript
TC ĠSTANBUL CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI
T.C ĠSTANBUL CUMHURĠYET BAġSAVCILIĞI (TMK „nın 10. Maddesi ile Yetkili Bölümü) 01/07/2013 TUTUKLU Ġġ SoruĢturma No Esas No Ġddianame No : 2012/2259 : 2013/277 : 2013/231 Ġ D D Ġ A N A M E ĠSTANBUL ( ) AĞIR CEZA MAHKEMESĠNE DAVACI : K.H. MÜġTEKĠ-MAĞDUR :CELAL KAYA, ĠSMAĠL ve ĠSMĠHAN Oğlu, 20/10/1959 doğumlu, Tuna Mah. 714 Sk. No:11 Ġç Kapı No:5 Esenler/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. ġÜPHELĠLER :1-SELÇUK KOZAĞAÇLI, AYHAN ve ERGÜL Oğlu, 16/07/1972 doğumlu, ANKARA ili, YENĠMAHALLE ilçesi, IġINLAR köy/mahallesi, 22 cilt, 698 aile sıra no, 3 sıra no'da nüfusa kayıtlı MithatpaĢa Cad. 50/11 Kızılay 06420 Çankaya/ ANKARA adresinde ikamet eder. Halen atılı suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. :Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL Av. AYCAN ÇĠÇEK, ĠSTANBUL BAROSU Gürsel Mah. Kumlu Sok. No:4/10 Kağıthane / ĠSTANBUL :Silahlı Terör Örgütünün Yöneticisi Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, ĠSTANBUL-ANKARA : 19/01/2013-21/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 21/01/2013 tarihli ve 2013/13 sayılı kararı MÜDAFĠĠLER SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ 2- TAYLAN TANAY, DEDEALĠ ve HATUN Oğlu, 25/02/1981 doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi, ĠZZETPAġA köy/mahallesi, 8 cilt, 476 aile sıra no, 4 sıra no'da nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10 Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. 1 MÜDAFĠĠ SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠ SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠ SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütünün Yöneticisi Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 16/09/2012, 01/10/2012, 21/09/2012, 2012, 25/02/2012, 14/09/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 :Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 3- BARKIN TĠMTĠK, HÜSNÜ ve FATMA Kızı, 03/06/1982 doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi, RIZAĠYE köy/mahallesi, 16 cilt, 257 aile sıra no, 26 sıra no'da nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10 Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL :Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 21/06/2012, 13/01/2012, 2012, 25/02/2012, ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 4- EBRU TĠMTĠK, HÜSNÜ ve FATMA Kızı, 14/06/1978 doğumlu, ELAZIĞ ili, MERKEZ ilçesi, RIZAĠYE köy/mahallesi, 16 cilt, 257 aile sıra no, 24 sıra no'da nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sk. No:4 Ġç Kapı No:10 Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Tasarlayarak Adam Öldürmeye TeĢebbüs, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya TeĢebbüs, Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 21/06/2012, 2012, 25/02/2012, 29/01/2006, ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 2 5- OYA ASLAN, MEHMET ve MELAHET Kızı, 20/08/1983 doğumlu, HATAY ili, SAMANDAĞ ilçesi, YAYLICA köy/mahallesi, 42 cilt, 57 aile sıra no, 47 sıra no'da nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sok. No:4/10 Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. SUÇLAR : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ :2013 ve öncesi,14-16/09/2012, 21/06/2012, 21/09/2012, 13/01/2012, 25/02/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL YAKALAMA KARAR TARĠHĠ: 07/02/2013 MÜDAFĠĠ SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠLER SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ 6- GÜNAY DAĞ, ÜRFET ve GÜLLÜ Oğlu, 18/10/1983 doğumlu, AMASYA ili, MERKEZ ilçesi, BÖKE köy/mahallesi, 95 cilt, 19 aile sıra no, 133 sıra no'da nüfusa kayıtlı Mustafa Kemal PaĢa Mah. Cami Sk. No:174 Ġç Kapı No:7 Avcılar/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Görevi Yaptırmamak Ġçin Direnme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 16/03/2012, 13/09/2012, 21/06/2012, 25/02/2012, 23/07/2012 ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 7- NACĠYE DEMĠR, HASAN ve ġERMĠN Kızı, 17/04/1965 doğumlu, KONYA ili, BOZKIR ilçesi, ÜÇPINAR / BABUġCU köy/mahallesi, 73 cilt, 110 aile sıra no, 73 sıra no'da nüfusa kayıtlı Sütlüce Mah. Damar Sk. No:21/4 Beyoğlu/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. KEMAL AYTAÇ, ĠSTANBUL BAROSU Ġstiklal Cad. Mis Sok.No:14/2 Beyoğlu / ĠSTANBUL Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, 21/06/2012, 13/01/2012, 25/02/2012, 23/07/2012, ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 3 TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠ SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠLER SUÇLAR SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 8- ġÜKRĠYE ERDEN, MEHMET ve GÜLHANIM Kızı, 01/04/1972 doğumlu, TOKAT ili, ARTOVA ilçesi, AKTAġ köy/mahallesi, 3 cilt, 46 aile sıra no, 31 sıra no'da nüfusa kayıtlı Gürsel Mah. Kumlu Sok. No:13/10 Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 16/09/2012, 21/06/2012, 01/10/2012, ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 9-NAZAN BETÜL VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, ġERAFETTĠN ve ÜMĠT Kızı, 29/12/1969 doğumlu, ANKARA ili, YENĠMAHALLE ilçesi, IġINLAR köy/mahallesi, 22 cilt, 698 aile sıra no, 4 sıra no'da nüfusa kayıtlı MithatpaĢa Cad.No:50/11 Kızılay Merkez/ ANKARA adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. EVRĠM DENĠZ KARATANA, ANKARA BAROSU MithatpaĢa Caddesi 50/11 Kızılay Merkez / ANKARA Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 01/10/2012, 29/05/2012, ĠSTANBULANKARA : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 10-ÖZGÜR YILMAZ, ADEM ve NURĠYE Kızı, 11/12/1974 doğumlu, KIRġEHĠR ili, ÇĠÇEKDAĞI ilçesi, KIRDÖK köy/mahallesi, 48 cilt, 17 aile sıra no, 61 sıra no'da nüfusa kayıtlı Fidanlık Mah. Halk Sk. No:34 Ġç Kapı No:3 Çankaya/ ANKARA adresinde ikamet eder. 4 SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ : 2013 ve öncesi, 20/07/2012, ANKARA-ĠSTANBUL YAKALAMA KARAR TARĠHĠ: 07/02/2013 MÜDAFĠĠ SUÇLARI SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ TUTUKLAMA TARĠHĠ MÜDAFĠĠ SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ MÜDAFĠĠ 11-AVNĠ GÜÇLÜ SEVĠMLĠ, TEKĠN ve AYġE GÜLĠN Oğlu, 11/01/1977 doğumlu, SAMSUN ili, BAFRA ilçesi, TABAKHANE köy/mahallesi, 12 cilt, 157 aile sıra no, 26 sıra no'da nüfusa kayıtlı Ortabayır Mah. TalatpaĢa Cd. Bacadıbı Sk. N:3 K:2 Gültepe/Istanbul Kağıthane/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. Halen Atılı suçtan Kocaeli 1 Nolu F Tipi Ceza Ġnfaz Kurumunda TUTUKLU‟dur. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak : 18/01/2013 ve öncesi, 23/07/2012 ĠSTANBUL : 18/01/2013-20/01/2013 : Ġstanbul 1 No'lu Hakimlik (TMK 10. Maddesi ile Görevli)nin 20/01/2013 tarih ve 2013/12 sayılı kararı 12-GÜRAY DAĞ, ÜRFET ve GÜLLÜ Oğlu, 10/10/1978 doğumlu, AMASYA ili, MERKEZ ilçesi, BÖKE köy/mahallesi, 95 cilt, 19 aile sıra no, 116 sıra no'da nüfusa kayıtlı Osmaniye Mah. Sığırtmaç Sk. 8/3 Bakırköy/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Av. ġERĠFE CEREN UYSAL, ĠSTANBUL BAROSU Yukarı Mah. Doğan Sk. Tarım Kredi ĠĢ Hanı No:9/3 Kartal Kartal / ĠSTANBUL Av. CĠHAN AYDIN, DĠYARBAKIR BAROSU Lise Cad 2 Sokak Adalet Apt 2/9 Merkez / DĠYARBAKIR Av. AYġENUR DEMĠRKALE, ĠSTANBUL BAROSU Ebuziya Cad. 57/4 Bakırköy Bakırköy / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 18/01/2013 ve öncesi ĠSTANBUL : 18/01/2013-21/01/2013 13-GÜLVĠN AYDIN, MEHMET ve MELĠKE Kızı, 22/03/1978 doğumlu, BĠTLĠS ili, AHLAT ilçesi, KIRIKKAYA köy/mahallesi, 24 cilt, 23 aile sıra no, 25 sıra no'da nüfusa kayıtlı Karadolap Mah. Nilgün Sok. No:18/7 Eyüp/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL 5 SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak :18/01/2013 ve öncesi, 14-16/09/2012, ĠSTANBUL : 18/01/2013-21/01/2013 SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ GÖZETĠM TARĠHĠ 14-EFKAN BOLAÇ, MEHMET ALĠ ve RABĠA YAġAR Oğlu, 25/05/1970 doğumlu, MERSĠN ili, GÜLNAR ilçesi, BÜYÜKECELĠ köy/mahallesi, 11 cilt, 35 aile sıra no, 17 sıra no'da nüfusa kayıtlı Tercüman Sitesi A8 K:11 D:48 Zeytinburnu/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Av. MÜġĠR DELĠDUMAN, ĠSTANBUL BAROSU AltayçeĢme Mah Atatürk Cad 89/5 Maltepe / ĠSTANBUL : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 18/01/2013 ve öncesi ĠSTANBUL : 18/01/2013-21/01/2013 SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 15-SERHAN ARIKANOĞLU, GAFFAR ve GÜLġEN Oğlu, 27/11/1955 doğumlu, ÇANKIRI ili, ġABANÖZÜ ilçesi, GÜMERDĠĞĠN köy/mahallesi, 6 cilt, 19 aile sıra no, 106 sıra no'da nüfusa kayıtlı Ġstanbul Cad. No: 30/13 Bakırköy/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 16-ZEKĠ RÜZGAR, MEHMET ve PEYRUZE Oğlu, 10/09/1966 doğumlu, BATMAN ili, GERCÜġ ilçesi, SAPANLI köy/mahallesi, 64 cilt, 29 aile sıra no, 79 sıra no'da nüfusa kayıtlı KıĢla Mah.Güllük Cad.Berberoğlu Apt.K:2 No:20/7 MuratpaĢa/ ANTALYA adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 17- MÜMĠN ÖZGÜR GĠDER, SELAMĠ ve GÜLĠZAR Oğlu, 19/12/1975 doğumlu, ANKARA ili, NALLIHAN ilçesi, ÇAYIRHAN-GAZĠ köy/mahallesi, 35 cilt, 169 aile sıra no, 62 sıra no'da nüfusa kayıtlı Tuna Caddesi 27/3 - Kızılay Çankaya/ ANKARA adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL MÜDAFĠĠ 18-METĠN NARĠN, ABDULLAH ve CEMĠLE Oğlu, 02/12/1970 doğumlu, MALATYA ili, PÜTÜRGE ilçesi, BÖLÜKKAYA köy/mahallesi, 17 cilt, 63 aile sıra no, 70 sıra 6 SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ no'da nüfusa kayıtlı Cemıyet Sk.No:4/3 Osmaniye Bakırköy/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 19-SEVGĠ SÖNMEZ(ÖZER), ĠSMAĠL ve SEVDĠYE Kızı, 01/12/1975 doğumlu, SĠVAS ili, YILDIZELĠ ilçesi, ÜREĞĠL köy/mahallesi, 117 cilt, 14 aile sıra no, 89 sıra no'da nüfusa kayıtlı Burhaniye Mah. KağıtçıbaĢı Sk. DanıĢoğlu Apt. No:58/1 D:2 Üsküdar/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 20-ALPER TUNGA SARAL, MAHMUT ve DURDANE Oğlu, 07/12/1969 doğumlu, HATAY ili, ERZĠN ilçesi, MAHMUTLU köy/mahallesi, 7 cilt, 30 aile sıra no, 48 sıra no'da nüfusa kayıtlı ReĢatbey Mah. Adalet Cad. N:11 KocabaĢ Plaza K:2 N:6 Seyhan/ ADANA adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma :2013 ve öncesi, ĠSTANBUL-ADANA SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 21-RAHĠM YILMAZ, MAZAN ve EZEMET Oğlu, 10/09/1973 doğumlu, KARS ili, AKYAKA ilçesi, ĠBĠġ köy/mahallesi, 30 cilt, 1 aile sıra no, 25 sıra no'da nüfusa kayıtlı Cumhuriyet Mah. Yazlık Çıkmazı Sk. No:16 Ġç Kapı No:Müstakil Sarıyer/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL SUÇ SUÇ TARĠHĠ VE YERĠ 22-SELDA YILMAZ(KAYA), ALĠ ve SELVĠ Kızı, 22/06/1974 doğumlu, KARS ili, AKYAKA ilçesi, ĠBĠġ köy/mahallesi, 30 cilt, 1 aile sıra no, 35 sıra no'da nüfusa kayıtlı Cumhuriyet Arabayolu Cad. Yazlık Çıkmazı Sok. No:16 Tarabya Sarıyer/ ĠSTANBUL adresinde ikamet eder. : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma : 2013 ve öncesi, ĠSTANBUL DELĠLLER : Ġddia, Hollanda ve Belçika Adli Makamları tarafından adli istinabe yolu ile teslim edilen örgüt arĢivinin yer aldığı dokümanlar, arama ve el koyma tutanakları, inceleme tutanakları, fotoğraftan teĢhis tutanakları, daha önce örgüt üyeliğinden soruĢturma geçiren Ģüpheli anlatımları, tanık anlatımları, gizli tanık anlatımları, müĢteki beyanı, olay evrakları, adli tıp raporu, kroki, emanet eĢyaları, sorgu zaptı ve 7 tutuklama müzekkereleri, adli sicil ve nüfus kayıtları ile tüm dosya kapsamı. SORUġTURMA EVRAKI ĠNCELENDĠ DHKP/C Terör Örgütünün eylem ve faaliyetleri ile ilgili olarak bu güne kadar Cumhuriyet BaĢsavcılığımız nezdinde birçok soruĢturma yapılmıĢ olup, bu soruĢturmalar neticesinde örgütün birçok yapılanması deĢifre edilmiĢtir. Bu çerçevede DHKP/C Terör Örgütünün faaliyet ve yapılanmalarına iliĢkin verilmiĢ birçok karar bulunmakta, yine bunun yanı sıra yargılaması devam eden dosyaların da olduğu bilinmektedir. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN OLUġUMU VE YAPISI 1965 yılında kurulan “Fikir Kulüpleri Federasyonu” (FKF) 1969 yılında isim değiĢtirerek “Devrimci Gençlik Dernekler Federasyonu” (Dev Genç) adını almasından sonra yapı içerisinde fikir ayrılıkları meydana gelmiĢ ve çeĢitli bölünmeler olmuĢtur. 1971 yılında kurulan “Türkiye Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi” (THKP/C) terör örgütünün 1972 yılında fiilen sona ermesinden sonra 1976 yılında 2.kez kurulan Dev-Genç‟i oluĢturan Ġstanbul ve Ankara grupları 1977 yılında Devrimci Yol (Dev-Yol) terör örgütünü kurmuĢ, bu örgütten 1978 yılında ayrılan Dursun KarataĢ‟ın baĢını çektiği Ġstanbul grubu 1978 yılında Devrimci Sol (Dev-Sol) terör örgütünü kurmuĢtur. 1978-1994 yılları arasında bir çok silahlı eylem ve faaliyetlerde bulunan Dev-Sol terör örgütü 1994 yılında gerçekleĢtirdiği kongre ile adını “Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C)” olarak değiĢtirmiĢ, 29 Eylül 1994 tarihinde eski Adalet Bakanı Mehmet Topaç‟a bürosunda suikast eylemi gerçekleĢtirilerek örgütün kuruluĢu duyurulmuĢ, 1996 yılı içerisinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sekreter Nilgün Hasefe‟nin öldürüldüğü Sabancı Center Eylemi kamuoyunda geniĢ yankı uyandırmıĢtır. Terör örgütünün kongre kararlarında, örgütün silahlı gücünü oluĢturan “Silahlı Devrimci Birlikler” (SDB)‟in, “Silahlı Propaganda Birlikleri” (SPB)‟ye dönüĢtürülmesine karar verilerek “Parti ve Cephe” kavramları iki Ģekilde açıklanmıĢtır: Parti: Halk ihtilalini gerçekleĢtirmek amacı ile öncü savaĢını yürüten unsurların yürütme organıdır. Milli Demokratik Devrim‟in ardından demokratik devrimi gerçekleĢtirecek siyasi organdır. Partinin bayrağı eski Devrimci Sol bayrağıdır. Bu bayrak kırmızı zemin üzerinde sarı güneĢ içerisinde beĢ köĢeli yıldız ve bu yıldızın içerisinde sarı renkli orak/çekiçten ibarettir. Amblem ise beĢ köĢeli yıldız içerisindeki orak çekiçten ibarettir. Parti unsurları Cephe örgütlenmesinin kurulması, geliĢtirilmesi, sevk ve idare edilmesinden sorumludur. Cephe: Örgütün askeri faaliyetlerini içine alan unsurdur. Milli Demokratik Devrim‟in gerçekleĢmesi için öncü savaĢı yürüten gerillanın yürüttüğü mücadelenin genel adıdır. Parti önderliğinde savaĢan örgüttür. Parti esas olarak siyasi bir organdır ve onun mücadeleye yansıması cephe olarak ortaya çıkar. Silahlı ve silahsız, açık alan ya da illegal mücadeleyi 8 yapan kitlesel örgütlenmelerdir. Cephe, partinin yönetimi ve denetimi altında silahlı, kitlesel, demokratik, tüm mücadele biçimlerini hayata geçirerek mevcut rejimi yıkmaya çalıĢır. Parti organları cephenin üst organlarıdır. Cephe bayrağı kırmızı zemin üzerine sarı ve kırmızı iç içe geçmiĢ beĢ köĢeli iki yıldızdan oluĢur. Bu bayrak Devrimci Sol SDB‟nin bayrağıdır. Amblem, dıĢtaki sarı içteki ise kırmızı renkten müteĢekkil iki adet beĢ köĢeli yıldızdan ibarettir. Örgütün Amacı:Mevcut anayasal düzeni silahlı halk ayaklanması ile yıkarak, yerine Marksist-Leninist ilkelere dayalı komünist bir düzen kurmaktır. Örgüt, ülkemizin emperyalizmin ekonomik, politik hegemonyası altında faĢist olarak yönetildiğini, halk kitlelerinin hak, adalet, eĢitlik mücadelelerinin her zaman kanla bastırıldığını, emperyalizme bağımlı faĢizmle yönetildiği, iktidarın niteliğinin seçimle değiĢtirilmesinin mümkün olmadığını, bu sebep ile iktidarın oluĢturulacak kitlelerin baĢlatacağı silahlı savaĢ ile yıkılacağını ifade etmektedir. Stratejisi:Örgütün ülkemizdeki devrim stratejisi; uzun süreli bir halk savası ile iktidarın ele geçirilmesinde silahlı propagandayı temel alan politik, ekonomik ve demokratik mücadele biçimlerini, bu temel biçime bağlı olarak kabul eden, PolitikleĢmiĢ Askeri SavaĢ Stratejisi (PASS)'dir. PASS, iki aĢamadan geçerek tamamlanacaktır. Birinci aĢama, kitleleri politize ederek savaĢa dahil etmek için örgütün silahlı propagandayı temel alarak yürüttüğü ve düzenli ordular aĢamasına kadar sürecek olan Öncü SavaĢıdır. Ġkinci aĢama, gerilla ordusunun halk ordusuna dönüĢtürülmesi, devrimci halk iktidarının kurulması, bunların yaygınlaĢtırılması ve sürekli saldırılarla iktidar güçlerinin moral açısından çökertilip son saldırıya hazırlanması sürecidir. Silahlı mücadeleye dayanan halk savaĢının hedefi, kesintisiz biçimde sosyalizme varacak olan Milli Demokratik Devrim‟dir. Örgüt halk ihtilalinde ilk safhanın halkı kendi yanlarına çekmek olduğu düĢüncesi ile geniĢ bir propaganda faaliyeti içerisindedir. Propaganda türü olarak silahlı propagandayı seçmiĢtir. Ayrıca örgütün tüm alan yapılanmaları temelde silahlı kanada hizmet etmek için oluĢturulmuĢ ve buna göre faaliyet göstermektedir. Örgütsel Yapılanma:Örgütlenme yapısı Genel Komite, Genel Sekreter, Merkez Komite, Bölge Komiteleri Ģeklinde sıralanmasına rağmen esas yapılanma örgütlenmenin gerektirdiği Ģartlara göre Ģekillenmektedir. Örgütün tüm yetkileri Genel Sekreterde toplanmıĢtır. Genel Sekreterin altında sadece parti kuruluĢunda toplanan ve daha sonra tekrar toplandığı görülmeyen Genel Komite bulunmaktadır. Genel Komitenin altında örgütün icra birimlerinin bağlı olduğu Merkez Komite yer almaktadır. Merkez Komiteye, basın yayın faaliyetleri, hukuk iĢleri, yurtdıĢı birimleri, silahlı propaganda birlikleri, bölgeler genel sorumluluğu ve devrimci halk güçleri bağlıdır. Örgütün bölge ve birimler yapılanması komiteler ve hücreler esasına göre yapılanmıĢtır. Komiteler: Komite üç kiĢiden oluĢmakla birlikte üye sayısı Ģartlara göre değiĢebilmektedir. Üyeler siyasi sorumlu, askeri sorumlu ve açık alan sorumluluğu görevlerini yerine getirirler. Komite üyeleri örgüt üyesi olup ideolojik durumundan Ģüphe edilmeyen, güvenilir, kitlelerle bağ kurma yetenekleri geliĢmiĢ kiĢilerdir. Komite toplu olarak karar alır, siyasi sorumlunun belirleyicilik fonksiyonu vardır. Siyasi sorumlu merkezin emir 9 ve görüĢlerini komiteye ileterek alt birimlerin öneri ve düĢüncelerini merkeze iletir. Siyasi sorumlu aynı zamanda komitenin güvenlik sorumlusudur ve muhbir sızması, polis takibi, ev ve araç kullanma konularında üyeleri eğitime ve denetime tabi tutar. Açık alan sorumlusu polis takibi konusunda bilgili kiĢilerden seçilir ve bu nedenle komite toplantılarına sık sık katılmaz. Kurye veya uygun haberleĢme araçları ile irtibata geçilir. Örgütte merkezi bir denetim vardır. Üye alımı, ihraç, ceza verme yetkisi merkezin denetimindedir. Komite üyeleri Ģüphe ettikleri kiĢileri göz hapsinde tutarak merkeze haber vermek zorundadırlar. Komite üyelerinden birisi mali sorumluluğu üstlenir, harcamalar onun denetiminde yapılır. Hücreler: Hücreler genel olarak üç kiĢiden oluĢur. Komitelerde bahsedilen yapılanma hücrelerde de mevcuttur. Hücre elemanları deĢifre olmamıĢ veya az deĢifre olmuĢ kiĢilerden seçilir. Hücrelerin bulundukları alanlarda (demokratik kitle örgütleri, mahalle, sokak, iĢyeri vb.) nasıl çalıĢacakları ve hangi isleri yapacakları komite tarafından belirlenir. Hücreler bulundukları birimlerde propaganda yapma, yeni eleman kazanma, yayın dağıtma, iç eğitimlerini yapma vb. görevleri yerine getirirler. Hücrelerin komite ile bağlarını siyasi sorumlu sağlar. Hücre elemanları açık alanda olabilir, fakat iliĢkilerini gizli yürütürler. Silahlı Ekipler: Hücre sistemine göre faaliyet gösterirler. Bağlı oldukları komitenin siyasi sorumlusuna veya askeri sorumluya bağlıdırlar. Bağımsız eylem yapmazlar, eylemlerini örgütlülük içerisinde gerçekleĢtirirler. Eylem planları birlikte kararlaĢtırılır ve anlaĢmazlık olması halinde üst komiteye baĢvurulur. Eylem anlarında ve belirsizlik durumlarında siyasi sorumlunun kararları uygulanır. Faaliyet Alanları: Örgütün faaliyet alanları yurtiçi ve yurtdıĢı faaliyet alanları Ģeklinde ikiye ayrılmaktadır. Yurtiçi faaliyet alanlarının merkezini Ġstanbul ili oluĢturmaktadır. Merkez komiteye bağlı coğrafi bölgeler altında genel bir örgütlenme yapısı oluĢturulmuĢtur. Örgüt bu bölgelerde eleman durumuna göre yapılanma göstermekte, sıkıntı çekilen bölgelerde yapılanma tam olarak oturtulamamakta ve Ġstanbul‟dan takviyeler yapılmaktadır. Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB): Örgütün kentte ve kırda silahlı propaganda eylemlerini gerçekleĢtiren birimidir. Silahlı propaganda birliklerinin faaliyetleri; doğrudan merkez komite, onun yetkili kıldığı cezaevi sorumlusu, bölgeler sorumlusu gibi kiĢi veya merkez komite tarafından atanan askeri komite ve bu komiteye bağlı bölge komutanlıkları tarafından yönlendirilmektedir. Askeri alan yapılanması olan Silahlı Propaganda Birliklerinin Ģehir ve kırsal alanlarda güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluĢlarına, araçlarına yönelik olarak gerçekleĢtirdiği birçok silahlı bombalı saldırı eylemleri bulunmaktadır. Son dönemde SPB mensuplarının eğitiminin yurtdıĢında özellikle Yunanistan‟da verildiği bilinmektedir. SPB Tarafından Son Dönemde GerçekleĢtirilen Bazı Eylemler: Erdal Dalgıç ve Servet Göçmen isimli SPB mensupları 12.06.2012 tarihinde Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkez Amirliğine silahlı ve bombalı eylem gerçekleĢtirmiĢ ve 10 çıkan çatıĢmada Erdal Dalgıç ölü olarak ele geçirilmiĢ, Servet Göçmen ise kaçarak olay yerinden uzaklaĢmıĢtır. Servet Göçmen isimli SPB mensubu 15.06.2012 tarihinde Avcılar ilçesinde bankamatikten para çekmekte olan polis memurunu silahla yaralamıĢ ve olay yerinden kaçmıĢtır. Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli SPB mensupları 16.06.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa ilçesinde Polis Memuru Zekeriya Yurdakul‟u Ģehit etmiĢlerdir. Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubu 11.09.2012 tarihinde Gazi karakoluna gerçekleĢtirdiği canlı bomba eylemiyle 1 polisin Ģehit olmasına ve 8 vatandaĢın (5‟i polis) yaralanmasına sebep olmuĢtur. Selçuk Aymaz isimli SPB mensubu tarafından 24.10.2012 günü saat:11.45 sıralarında örgütün eski Ġstanbul sorumlusu olan Asuman Akça ve kardeĢi Ayla Tan silahla vurularak yaralanmıĢtır. Nebiha Aracı ve Nurgül Acar isimli SPB mensupları 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirmiĢler, Nebiha Aracı olay yerinde yakalanmıĢ, Nurgül Acar ise kaçarak olay yerinden uzaklaĢmıĢtır. Nurgül Acar isimli SPB mensubu tarafından 11.12.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa Ġlçesinde Mücahit DaĢtan isimli polis memuru silahla vurularak Ģehit edilmiĢtir. Ecevit ġanlı isimli SPB mensubunun 01.02.2013 ABD Büyükelçiliğine gerçekleĢtirdiği canlı bomba saldırısı sonucu 1 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiĢ, 1 gazeteci ise ağır Ģekilde yaralanmıĢtır. Milis Örgütlenmesi: Devrimci Sol terör örgütü döneminde 1979 yıllarında oluĢturulan FTKMK‟nin (FaĢist Teröre Karsı Mücadele Komiteleri) yapılanmıĢ halidir. Mahalli alan içerisinde yer alırlar. Örgütün genel faaliyetleri ile bağlantıları bu alan üzerinden gerçekleĢir. Silahlı ve silahsız olarak faaliyet gösterirler. Silahlı milislerin, silahlı propaganda birliklerini tamamlayıcılık görevi vardır fakat onun alt birimi değildir. Mahalli, yerel örgütlenmelerin geliĢmesine hizmet edecek eylemler gerçekleĢtirirler. Bu eylemlerde yaygınlık sağlanarak silahlı propaganda birliklerinin genel eylemleri ile tamamlayıcı olmaları amaçlanmaktadır. Bölgelerdeki kitlenin örgütlenmesine yönelik ihtiyaç duyulan Ģiddet unsurunu sağlama amaçlı faaliyet gösterirler. Milisler silahlı propaganda birlikleri üyeleri gibi profesyonel değildirler. Devrimci Halk Güçleri (DHG): ĠĢçi, memur, mahalli alan, gençlik, kültür-sanat, basın-yayın gibi alanlarda faaliyet gösteren unsurları içine alan örgütlenmedir. Müstakil bir örgüt değil bir oluĢumdur. Örgütün güncel konular ile ilgili afis asma, bildiri dağıtma, korsan gösteri vb. pratik eylemlerini yürüten, örgütü destekleyen, örgüt güdümündeki çeĢitli dernekler, kültür merkezleri, yayın büroları, isçi-memur-gençlik örgütlenmeleri ve benzer 11 paravan kuruluĢlar bu ad altında mütalaa edilmekte ve eylemlerinde devrimci halk güçleri ismini kullanmaktadırlar. Örgütlenme bölgenin siyasi ve coğrafi yapısına göre Ģekillenmekle birlikte genel olarak DHG adı altında, sözde Demokratik Alan Örgütlenmesi (HALK CEPHESĠ) ve Mahalli Alan örgütlenmesi bulunmaktadır. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SÖZDE DEMOKRATĠK ALAN YAPILANMALARI Diğer terör örgütleri gibi DHKP/C terör örgütü de eleman, lojistik ve ekonomik ihtiyaçlarını karĢılayabilmek amacıyla, seçtiği hedef kitleye hitap eden legal görünümlü yapılanmalara ihtiyaç duymaktadır. Bu yapılanmalar arasında; HALK CEPHESĠ Haklar ve Özgürlükler Dernekleri, Tutuklu Aileleri YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği‟nin (TAYAD), Halkın Hukuk Bürosu Gençlik Dernekleri Federasyonu Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ dergisi, Halkınsesi.tv isimli internet sitesi, Ġdil Kültür Merkezi / Grup Yorum Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci memur Hareketi bulunmaktadır. 1.HALK CEPHESĠ DHKP/C terör örgütü sahip olduğu Marksist Leninist ideoloji çerçevesinde kitleleri bir araya getirmek için çeĢitli faaliyetler yürütmektedir. Örgütün kitleleri bir araya getirmesindeki gerçek hedefi kitleleri örgüte kazandırmak, örgütün ideoloji ve amaçları doğrultusunda eylemlere sevk etmektir. DHKP/C terör örgütünün bu amaçla bazı dernek, federasyon, kültür merkezleri, müzik grupları ve radyoları kurduğu bilinmektedir. Bu bağlamda DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten tüm legal görünümlü yapılanmalar Halk Cephesi adı altında toplanmaktadır. Dolayısıyla Halk Cephesi DHKP/C terör örgütünün legal alandaki çatı yapılanmasıdır. Terör örgütü adına faaliyet yürüten tüm dernek, kültür merkezleri, yayın organları ve diğer organizasyonlar Halk Cephesine doğrudan ya da dolaylı olarak bağlıdır. Bu bakımdan Halk Cephesi tarafından baĢlatılan bir kampanyaya örgütün diğer alt birimleri de iĢtirak etmektedir. DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı protesto gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde tutmak, daha yoğun olarak örgütlendiği varoĢ ve mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu baskı ve korku ortamını sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve konularda bir takım kampanyalar düzenlemektedir. Örnek olarak; “UyuĢturucuya, Kumara, FuhĢa, YozlaĢmaya Hayır” isimli kampanya kapsamında örgütün aktif olduğu mahallelerde “YozlaĢmaya KarĢı Halk Komiteleri” adıyla komiteler oluĢturulmuĢ, bu komite mensupları bulundukları mahalli alanlarda DHKP/C terör örgütü 12 güdümünde faaliyet yürüten Haklar Dernekleri (Okmeydanı, Gülsuyu Haklar Dernekleri vb.) etrafında odaklanarak mahallede hırsızlık yaptığını, uyuĢturucu kullandığını, fuhuĢ yaptığını iddia ettikleri vatandaĢları cezalandırma adı altında darp ederek, silahla yaralayarak,öldürünceye kadar döverek,ya da toplum içerisinde teĢhir ederek itibarsızlaĢtırma gibi eylemler yaparak bir taraftan halk nezdinde örgüte prestij sağlarken, diğer taraftan da halk üzerinde korku ve baskı ortamı oluĢturmaktadırlar. “Barınma Hakkı Engellenemez” isimli kampanya kapsamında, kentsel dönüĢüm uygulanacak bölgelerde ikamet eden vatandaĢları örgütleyip iktidara karĢı ayaklandırmak amacıyla mahallelerde DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ organizesinde yürüyüĢ ve basın açıklamaları düzenlenmektedir. 2012 yılını örgütsel faaliyetleri açısından atılım yılı olarak nitelendiren DHKP/C terör örgütü bu kapsamda baĢlattığı” ĠĢçi Memur Gençlik Tüm Halk BirleĢeceğiz Milyonları Örgütleyeceğiz” isimli kampanya kapsamında özellikle Ġstanbul baĢta olmak üzere ülke genelinde birçok basın açıklaması, yürüyüĢ ve konser tarzı etkinlikler düzenleyerek örgütsel aktiviteleri arttırma amacı gütmektedir. 2.HAKLAR ve ÖZGÜRLÜKLER DERNEKLERĠ Ġstanbul ilinde, DHKP/C terör örgütünün Halk Cephesi yapılanmasına bağlı hareket eden Haklar ve Özgürlükler Derneği olarak adlandırılan birçok dernek mevcuttur. Bu dernekler faaliyet gösterdikleri yerlerde örgüte eleman temini, dergi dağıtımı, basın açıklaması, yürüyüĢ ve korsan gösteri gibi faaliyetleri yerine getirirler. Örgüt güdümünde faaliyet gösteren bu derneklere yönelik olarak operasyonlarda örgütle irtibatı bulunan birçok Ģüpheli yakalanmıĢ,haklarında soruĢturmalar yürütülmüĢ ve kamu davaları açılmıĢtır. 3.GENÇLĠK FEDERASYONU Gençlik Federasyonu DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanmasıdır. 08.02.2005 tarihinden bu yana PiyalepaĢa Mahallesi, PiyalepaĢa Caddesi No:118 Beyoğlu/ Ġstanbul adresinde bulunan Gençlik Dernekleri Federasyonu isimli dernek adı altında faaliyet göstermektedir. Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüten Ģahıslar mahalli alanlarda ve öğrenci yapılanmalarında faaliyet yürüten 15-25 yaĢ arası kiĢiler arasından seçilerek bir takım eğitimlere tabi tutulduktan sonra örgüt tarafından farklı gençlik alanlarına sorumlu yada örgütün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birliklerine (SPB) kanalize edilmektedirler. Örnek olarak; Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli Ģahıslar bir dönem Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüttükten sonra, örgütün silahlı kanadı olan SPB‟ye geçerek 16.06.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit etmiĢlerdir. Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüten Selçuk Aymaz isimli Ģahıs 24.10.2012 tarihinde Ġstanbul - Küçükçekmece ilçesinde Asuman Akça isimli Ģahsı silahla vurarak yaralamıĢtır. Ayrıca Gençlik Federasyonunda faaliyet yürüttükten sonra çok sayıda Ģahıs 13 örgütün silahlı kanadı olan SPB‟ye geçmiĢ ve eylem gerçekleĢtiremeden silahlarıyla birlikte yakalanmıĢlardır. 4.TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA DERNEĞĠ) Tutuklu Aileleri YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği (TAYAD) 28.08.1986 tarihinde tutuklu bulunan DEV-SOL terör örgütüne mensup sanıkların yakınları tarafından Ġstanbul ilinde kurulmuĢtur. Yasalara aykırı faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle farklı zamanlarda kapatılan TAYAD farklı ön isimlerle yeniden kurularak faaliyetlerine devam etmiĢtir. TAYAD‟ın amacı; gözaltına alınan, tutuklanan ya da düzenledikleri eylemler sırasında hayatlarını kaybeden DHKP/C terör örgütü mensupları ve yakınlarına destek olmak, örgütsel bilinci artırmak amacıyla basın açıklaması, yürüyüĢ, panel tarzı eylem etkinlikler düzenlemektir. Vahim Ģiddet olaylarını övmek, meĢru göstermeye çalıĢmak ve yüceltmek suretiyle toplumu Ģiddete yönlendirme amacıyla TAYAD tarafından düzenlenen eylemlere örnek olarak; 11.09.2012 tarihinde Gazi polis Merkezine canlı bomba eylemi düzenleyerek 1 polis memurunu Ģehit eden DHKP/C terör örgütü mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın Gazi Mahallesinde TAYAD organizesinde cenaze töreni düzenlenmiĢtir. Düzenlenen cenaze töreni sonrasında TAYAD‟ın internet sitesi olan; http://www.tayad.org isimli internet sitesinin 17/09/2012 tarihli sayfasında; “ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR SLOGANLARIYLA TOPRAĞA VERĠLDĠ” baĢlıklı haber yayınlanmıĢtır. TAYAD tarafından güvenlik güçlerince ölü olarak ele geçirilen DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensupları Ġbrahim Çuhadar, Erdal Dalgıç ve Hasan Selim Gönen isimli örgüt mensuplarını anmak amacıyla 04.11.2012 tarihinde Armutlu Cem Evi‟nde yemek verilmiĢtir. Yine 01.02.2013 tarihinde ABD Büyükelçiliğine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ecevit ġanlı için TAYAD tarafından 10.02.2013 tarihinde Armutlu Cem Evi‟nde yemek düzenlenmiĢtir. 5.YÜRÜYÜġ DERGĠSĠ Benzer terör örgütlerinde olduğu gibi DHKP/C terör örgütü de propagandasını yapmak ve hedef kitlesini canlı tutabilmek amacıyla yazılı ve görsel basın araçlarından faydalanmaktadır. Bu basın araçları arasında en çok bilinen ve örgütün tüm bileĢenleri tarafından takip edilenleri YürüyüĢ dergisi ve www.halkınsesi.tv isimli internet sitesidir. DHKP/C terör örgütünün kurulduğu günden itibaren örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan dergileri de bulunmaktadır. Bu dergiler Halk Ġçin KurtuluĢ, YaĢadığımız Vatan, Ekmek ve Adalet Dergisi, sonrasında ise YürüyüĢ dergisidir. 14 Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ isimli dergi, DHKP/C terör örgütünün propagandası yaptığı ve sık sık yayın yasağı aldığı için yayın yapamadığı dönemlerde Emperyalizme ve OligarĢiye KarĢı YürüyüĢ adı altında yayınlarına devam etmektedir. Söz konusu derginin bazı sayıları aĢağıya sunulmuĢtur. YürüyüĢ Dergisi‟nin 29 Mart 2009 tarihli 177. sayısının kapağında; 30 Mart 1972 tarihinde Tokat‟ ın Niksar Ġlçesi Ata (Kızıldere) köyünde güvenlik güçleriyle girmiĢ olduğu çatıĢma neticesinde ölü olarak ele geçirilen THKP-C terör örgütü lideri Mahir Çayan ve DHKP-C terör örgütü kurucusu Dursun KarataĢ‟ın fotoğrafları ile DHKP-C terör örgütünün ambleminin yer aldığı, büyük puntolarla da „Mahirle yola çıktık, Dayı‟yla (Dursun KarataĢ‟ın Kod ismi) devam ettik. Zafere kadar sürdüreceğiz!” yazılarak her iki örgüt liderinin de ideolojik önder olarak benimsenip kabullenildiğinin açıkça vurgulandığı görülmektedir. YürüyüĢ Dergisinin 19 Aralık 2012 tarihli 343. sayısının kapağında; DHKP/C SPB mensupları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar tarafından gerçekleĢtirilen 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı ile ilgili olarak “Sebebi Durdukça Bu Adaletsizliğin Hesabı Sorulacak Hep Bu Sebebin! Ferhatın Kanlı Gömleği Nerede? Yaralı SavaĢçılarımıza ĠĢkence Yapmaktan Vazgeçin! Çünkü Halkına Vatanına YoldaĢına Ölesiye Bağlı BaĢka SavaĢçılarımız da Vardır” Ģeklinde haber yapıldığı görülmüĢtür. YürüyüĢ Dergisinin birçok sayısına EL KONULMASI kararı bulunmaktadır. YürüyüĢ dergisine verilen toplatma ve yayın yasaklarının dayanağını 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 6 ve 7. Maddeleri oluĢturmaktadır. 6.www.halkinsesi.tv ĠSĠMLĠ ĠNTERNET SĠTESĠ DHKP/C terör örgütünün tüm yapılanmalarınca düzenlenen etkinlik duyurularının yanı sıra DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan SPB mensupları tarafından gerçekleĢtirilen silahlı eylemlerin üstlenilmesi www. Halkınsesi.tv adresinden yapılmaktadır. 15 Haziran 2012 tarihinde saat 21.30 sıralarında Avcılar Ġlçesinde polis memuru Muammer Sabri YĠĞĠT Servet Göçmen isimli SPB mensubu tarafından silahla yaralanmıĢtır. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “16 Haziran 2012” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır. 08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirilmiĢ. Çıkan silahlı çatıĢmada Nebiha Aracı isimli terör örgütü mensubu yakalanmıĢ, Nurgül Acar isimli terörist ise kaçarak olay yerinden uzaklaĢmıĢtır. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “10 Aralık 2012” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır. 15 11.12.2012 tarihinde GaziosmanpaĢa Ġlçesinde silahlı saldırı sonucu Mücahit DaĢtan isimli polis memuru SPB mensubu Nurgül Acar isimli terör örgütü üyesi tarafından silahla vurularak Ģehit edilmiĢ ve 3 vatandaĢımız yaralanmıĢtır.Bu olayı da DHKP/C terör örgütünün üstlendiği tespit edilmiĢtir. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “12 Aralık 2012” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır. DHKP/C SPB mensubu Ecevit ġanlı 01.02.2013 ABD Büyükelçiliğine gerçekleĢtirdiği canlı bomba saldırısı sonucu 1 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiĢ, 1 gazeteci ise gözünü kaybetmiĢtir. Bahse konu eylemin DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirildiğine dair DHKC bildirisi http://halkinsesi.tv isimli internet sitesinin “02 ġubat 2013” tarihli sayfasında yayımlanmıĢtır. 7.ĠDĠL KÜLTÜR MERKEZĠ- GRUP YORUM DHKP/C terör örgütünün Kültür Sanat Alanındaki faaliyetleri halen Ġstanbul Ġli Okmeydanı semtinde bulunan Ġdil Kültür Merkezi tarafından yürütülmektedir. Ġdil Kültür Merkezi düzenlediği saz ve enstrüman kursları ile örgüte sempatizan kazandırmayı amaçlayan bir yapıdır. Ġdil Kültür Merkezi ayrıca Grup Yorum isimli müzik grubunu da içinde barındırmaktadır. Grup Yorum da düzenlediği konserlerle bir taraftan örgüte sempatizan kazandırırken bir taraftan da örgüte gelir elde etmektedir. 8.DEVRĠMCĠ ĠġÇĠ HAREKETĠ Devrimci ĠĢçi Hareketi, DHKP/C terör örgününün legal alandaki çatı yapılanması olan Halk Cephesi‟ne bağlı olarak faaliyet yürüten ve iĢçi kesimi içerisinde örgütlenmeyi amaçlayan demokratik görünümlü yapılanmasıdır. Devrimci ĠĢçi Hareketi, iĢçiler ve iĢçilerin üye oldukları sendikalarda örgütlenerek amaçlanan sosyalist devrimin en önemli ayağını oluĢturan iĢçi kesimini devrim Ģartlarının olgunlaĢması doğrultusunda kullanmayı amaçlamaktadır. 9.DEVRĠMCĠ MEMUR HAREKETĠ Devrimci Memur Hareketi, DHKP/C terör örgütünün demokratik alan yapılanması içerisinde yer alan memur yapılanmasıdır. DMH mensuplarının DHKP/C terör örgütü tarafından gerçekleĢtirilen eylemlerde istihbarat ve lojistik destek sağladıkları, yasal olarak kurulmuĢ sendikalar aracılığıyla, kamu kurum ve kuruluĢlarında görev yapan memurlar arasında örgütlendikleri, mensupları arasında aidat toplayarak örgüte aktardıkları, katıldıkları basın açıklaması ve eylemlere Devrimci Memur Hareketi ve Kamu Emekçileri Cephesi adı altında katıldıkları bilinmektedir. Söz konusu yapılanmaya yönelik BaĢsavcılığımız tarafından 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında 19.02.2013 günü birçok kiĢi yakalanmıĢ ve ilgili mahkeme kararları doğrultusunda tutuklanmıĢtır. 16 10.HALKIN HUKUK BÜROSU (HHB) Halkın Hukuk Bürosu DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten avukatların bir araya geldiği bir yapılanmadır. Gözaltına alınan ya da yargılanmakta olan DHKP/C terör örgütü mensuplarına hukuki yardımda bulunmak, bu Ģahıslar ile yakınlarının örgüte olan bağlılık ve aidiyet duygularını pekiĢtirmek, gözaltına alınan Ģüphelilerin gözaltında bulundukları süre zarfında ifade vermelerini, örgütsel sırları ifĢa etmelerini engellemek ve örgüte iletilmesi gereken önemli bilgileri ilgili yapılanmalara iletmek Halkın Hukuk Bürosunun kuruluĢ amaçlarındandır. Ġstanbul 2 Nolu Hâkimliği‟nin (TMK 10 SMY) 17/01/2013 tarihli 2013/495 Teknik Takip Numaralı, 2011/2468 SoruĢturma Numaralı Arama, El Koyma ve Ġnceleme Kararı kapsamında DHKP/C Terör örgütünün faaliyetlerinin deĢifre edilmesine yönelik olarak 18.01.2012 tarihinde Ġdil Kültür Merkezinde yapılan aramada elde edilen 1 adet Samsung marka_S1UYJ1RZ606442 seri numaralı 200 GB kapasiteli hard diskin yapılan incelemesinde; “halk cephesi alt yazılı” isimli MPG dosyası bulunduğu görülmüĢtür. Videonun incelenmesi neticesinde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan sözde Demokratik Alan yapılanmalarının anlatıldığı anlaĢılmıĢtır. Söz konusu videonun çözümü aĢağıya çıkarılmıĢtır. “HALK CEPHESĠ EMPERYALĠZME KARġI BAĞIMSIZLIK, FAġĠZME KAPĠTALĠZME KARġI SOSYALĠZM MÜCADELESĠ VERĠYORUZ KARġI DEMOKRASĠ, HALK CEPHESĠ Türkiye‟de demokratik mücadelenin öncüsüdür. Demokratik mücadeleyi meĢruluk temelinde yürüten devrimci bir cephe olma özelliğine sahiptir. Bu yanıyla Halk Cephesi bir geleneğin temsilcisi olarak 70‟lerden bu yana yürütülen Antiemperyalist, Anti-OligarĢik mücadelenin Türkiye‟deki tek sürdürücüsü olma onurunu taĢımaktadır. Nasıl bir gelenekten geliyoruz? Nasıl Bir Tarihe Sahibiz? Türkiye‟de Devrimci örgütlenmeler Avrupa‟da geliĢen ve tüm dünyayı etkileyen 68 kitle hareketlerinden bağımsız, 50 yıllık bir revizyonist geleneği reddeden, devrimci bir ayrıĢmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Ġlk temsilcileri o günün koĢullarında gençlik hareketi içinde yer alan ve anti- emperyalist eylemlere öncülük ve önderlik eden Mahir Çayan‟lardır. Bu gelenek kendini yasalarla sınırlamayan, emperyalizme ve iĢbirlikçilerine karĢı her koĢulda, her türlü meĢru yöntemle mücadele içinde geliĢti. Ve 30 Mart 1971‟de Kızıldere‟de net Ģeklini aldı. O gün bu geleneğin yaratıcıları olan Mahir Çayan ve yoldaĢları katledilse de geriye bir mücadele manifestosu bıraktılar. Mahir‟lerden devralınan mücadele geleneği bugünlere taĢındı. 1970‟li yılların ilk evresinde “Dev-Genç” olarak ortaya çıksa da kendini gençliğin mücadelesiyle sınırlamamıĢtır. Köylülerle birlikte Ege Bölgesi‟nde Manisa ilinde Tütün Mitingleri örgütlerken, Türkiye‟de iĢçiler açısından bir dönüm noktası olan 15-16 Haziran 17 ĠĢçi DireniĢi‟nde ĠĢçi eylemlerini örgütledi. 1 Mayıs‟larda alanlarda “devrimci 1 Mayısın temsilcisi oldu. Özellikle 2007- 2008 1 Mayıslarında Devletin uyguladığı faĢist teröre karĢı sokak sokak örülen direniĢin mimarıydı. Akademik-Demokratik Mücadelede Gençliğe ĠYÖKD (Ġstanbul Yüksek Öğrenim Derneği) olarak öncülük ederken, ĠĢçilere Devrimci ĠĢçi Hareketi, kamu emekçilerine Devrimci Memur Hareketi, kadınlara Devrimci Kadın Hareketi‟yle öncülük etti. Gecekondularda halkla birlikte yıkımlara karĢı direndi, halkın konut sorununa çözüm bulmak için halkla birlikte konutlar yaptı, mahalleler kurdu. 12 Eylül 1980 öncesi faĢist terör saldırılarına karĢı halkın can güvenliğini sağlamak için, FTKSME‟leri (FaĢist Teröre KarĢı Silahlı Mücadele Ekipleri) kurarak faĢizme karĢı mücadelenin öncüsü oldu. Halkı mücadelenin içine katarak halkın kendi öz örgütlenmelerini nasıl yaratması gerektiğini pratikte gösterdi, örgütledi. Okullarda, fabrikalarda, mahallelerdeki faĢist iĢgaller bir bir kırıldı. Bu gelenek, 12 Eylül 1980 FaĢist Cuntası‟nın hapishanelerde devrimci tutsakları teslim alma saldırısına karĢı ölüm orucu direniĢi içinde yer alıp devrimci kimliğini savunarak ölen ama teslim olmayan Abdullah Meral, Haydar BaĢbağ, Hasan Telcilerden alıyor gücünü. 12 Eylül 1980 Cuntası sonrası hapishanedeki tutsakların sesi soluğu olan TAYAD‟ın (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri DayanıĢma Derneği) cuntaya karĢı yapılan ilk demokratik eyleminden, Taksim Meydanı‟na çelenk bırakma eyleminden geliyor bu gücü. Dev-Gençlilerin üniversiteli gençliğin akademik demokratik hakları için baĢlattığı 1987 Nisan direniĢlerinden; 12 Eylül sonrasında ilk kitlesel iĢçi direniĢi olan “88 Bahar Eylemlerinden; 36 ayrı gecekondu mahallesinde halkın konut, yol, su, elektrik, ekonomik ve demokratik hakları için kurulan derneklerinden, 1980 sonrasının ilk grevi olan 1987 yılında bu geleneğin önderliğinde gerçekleĢen Migros ĠĢçileri‟nin grevinden alıyor gücünü. Migros grevi cunta sonrası iĢçi hareketinin en güçlü çıkıĢıdır 2 yıl süren grev sonucunda iĢverenle yapılan sözleĢmeye 1 Mayıs “iĢçilerin ve emekçilerin bayramı olarak geçmiĢtir. ĠĢportacılık, iĢsizliğe çare olarak halkın geliĢtirdiği bir meslektir ve bu alanda da ilk örgütlenme olan ĠġPOR-DER (ĠĢportacılar DayanıĢma Derneği) kurulmasına öncülük eden yine bu gelenektir. ĠġPOR-DER, 96 Ölüm Orucu direniĢinde yaĢamını yitiren Yemliha Kaya‟ların öncülüğünde kuruldu. 12 Eylül 1980‟den sonra örgütlenmeleri yasaklanan, sendikaları kapatılan memurların ilk örgütlenmeleri olan Sağlık-Sen (Sağlık Emekçileri Sendikası), Bem-Sen (Belediye Emekçileri Sendikası) bu gelenek tarafından kurulmuĢtur. HALK CEPHESĠ hali hazırda Ģu kurum ve örgütlenmelerden oluĢmaktadır: 80 öncesi kurulan ilk gençlik derneği ĠYÖKD‟den bugün 36 ilde öğrenci gençliğin akademik-demokratik haklarının mücadelesini veren Gençlik Derneklerine, Kültür ve Sanat Alanında Türkiye‟de ve dünya çapında halkların sesi soluğu olan Grup Yorum-Ġdil Kültür Merkezi, Hukuk alanındaki mücadelesini mahkemelerde olduğu gibi, hukukçuların demokratik örgütlülüklerinde de sürdüren, Avukat Behiç AĢçı (Avukatlar Günü olan 5 Nisan 2006’da “F Tipi Hapishanelerdeki Tecritin Kaldırılması talebiyle ölüm orucuna baĢlayarak hukuk alanındaki mücadeleyi mahkemelerle sınırlandırmadan müvekkillerinin hakları için gerektiğinde müvekkilleriyle aynı eylemde yer alan avukat)’nın da bağlı bulunduğu Halkın Hukuk Bürosu, Türkiye’de tutsak yakınlarının kurduğu ve bu uğurda 18 onlarca Ģehit ve tutsak veren TAYAD (Tutuklu ve hükümlü aileleri yardımlaĢma derneği), iĢçi alanındaki örgütlülüğü Devrimci ĠĢçi Hareketi, Kamu emekçileri cephesindeki örgütlü gücü Devrimci Memur hareketi ve basın alanında devrimci bir alternatif olan ve burjuva ideolojisine karĢıdevrimci-sosyalist ideolojiyle yayın yapan YürüyüĢ Dergisi... Halk Cephesi, Türkiye’de, her biri kendi alanında düzene karĢı alternatif olan kurum ve yayınların örgütlenmesidir.” ġeklinde giriĢ yapıldıktan sonra Halk Cephesi çatı yapılanması altında faaliyet gösteren TAYAD, Gençlik Federasyonu, Halkın Hukuk Bürosu Devrimci iĢçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi, YürüyüĢ Dergisi isimli yapılanmalar tek tek anlatılmıĢtır. Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “HALKIN HUKUK BÜROSU Halkın Hukuk Bürosu 1989 yılında Devrimci Sol Ana Davası‟nın savunması aĢamasında kurulmuĢtur. Davada savunmanlığı üstlenen avukatlar düzen ve iktidar sınırları içinde kalıyorlardı. Avukatlar ayrıcalıklarını ve statülerini korumaya özel bir önem veriyorlardı O güne kadar da etkili ve örgütlü bir Avukat geleneği (devrimci avukatlık) yaratılamamıĢtı. Asıl olarak bu ihtiyaçtan dolayı Halkın Hukuk Bürosu kuruldu. Ġstanbul‟da 1989 yılında açılan büro Ankara‟da 1991 yılında açılmıĢtır. Büro sadece siyasi davalara girme, davaları militanca ele alıp inceleme amacıyla değil; asıl olarak haklar ve özgürlükler mücadelesinin içinde olma iddiasıyla kuruldu. Halkın Hukuk Bürosu düzenin yerleĢik Avukat statülerini ve ayrıcalıklarını kabul etmeyen bir adalet anlayıĢına sahiptir. Büro devrimci bir hukuk kurumudur. Bu nedenle büro çalıĢanları örgütlüdür. Büro, ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nin kuruluĢu için aktif çaba harcamıĢtır. Halkın, evlerinin yıkılmasına karĢı verdiği mücadelede, köylünün, ürünü için verdiği mücadelede, iĢçilerin, insanca yaĢam koĢulları için verdiği mücadelede, hapishanelerde siyasi tutsakların verdiği mücadelede onların yanında olmak büronun temel varlık nedenidir. 1996 yılında ölüm orucu eyleminde eylemin sonlarında büro çalıĢanı avukatlar ortak bir karar almadan kendiliklerinden açlık grevi eylemine baĢlamıĢlardır. Ölüm Orucu eylemi bakanlık tarafından sorunlarının çözüleceğinin kabul edilmesine kadar sürmesiyle açlık grevi de devam etmiĢtir. 2000 yılında baĢlayan ölüm orucu eyleminde 19 Aralık operasyonunun hemen öncesinde yine büro çalıĢanları tarafından açlık grevi eylemi organize edilmiĢtir. Bu eylem de 1 hafta sürmüĢtür. 2007 yılına kadar devam eden ölüm orucu eylemine büro avukatlarından birisi de katılmıĢtır. HHB üyesi Av. Behiç AĢcı eyleminin 293. gününde Adalet Bakanlığı‟nın F tiplerindeki tecridi çözecekleri yönünde söz vermesi ve somut adımlar atması sonucunda hapishanelerde bulunan tutsaklarla beraber ölüm orucu eylemine ara vermiĢtir. Büro, Türkiye çapında binlerce siyasi dava dosyasına bakmıĢ, onlarca infaz davasında evlatları polis tarafından katledilen ailelerin savunmanlığını yapmıĢtır. Bu nedenle büro çalıĢanları siyasi iktidarların her türlü baskısına maruz kalmıĢlardır. Hemen tümü gözaltına alınıp iĢkence görmüĢler ya da tutuklanmıĢlardır. HHB avukatlarından Av. Fuat Erdoğan 1994 yılında kendisini iyi tanıyan polisler tarafından infaz edilmiĢtir.” ġeklinde açıklamada bulunulduğu, videonun sonunda ise; 19 “Halk Cephesi devletin kendisine yönelik tüm baskı, yasak ve katliam politikasına rağmen çatısı altında bulunan tüm kurumlarıyla Türkiye’de her alanda hak ve özgürlük mücadelesi vermeye devam etmektedir. Bağımsızlık, Demokrasi ve Sosyalizm mücadelesinde, bedel ödemekten kaçınmadan zafere kadar mücadeleyi sürdürmeye kararlıdır. Bu devrim Ģehitlerine verilmiĢ sözümüzdür.” ġeklinde videonun seslendirildiği görülmüĢtür. Yine Ġdil Kültür Merkezinde 18.01.2013 tarihinde yapılan aramada elde edilen Samsung marka 33971G74AA43BJ seri numaralı 500 GB kapasiteli hard diskin yapılan incelemesinde; “tanitim” isimli Word dosyası bulunduğu görülmüĢ, söz konusu belgenin yapılan incelemesinde, yukarıda çözümü yapılan “halk cephesi alt yazılı” isimli videonun çözüm metni olduğu, belgenin özellikleri incelendiğinde son kaydetme tarihinin 14.01.2013 olduğu görülmüĢtür. “tanıtım.doc” isimli belgenin yazılıĢ tarihinden ve yine videoda anlatılan hususların güncel oluĢundan ötürü söz konusu videonun 2012 yılı sonu veya 2013 yılı baĢında hazırlandığı, HALK CEPHESĠ isimli yapılanmanın DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan çatı yapılanması olduğu, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Ġdil Kültür Merkezi / Grup Yorum Halkın Hukuk Bürosu, Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi, YürüyüĢ Dergisi isimli yapılanmaların HALK CEPHESĠNE bağlı olarak DHKP/C terör örgütünün uzantıları olduğu bizzat DHKP/C terör örgütü tarafından deklare edilmiĢtir. Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca DHKP/C terör örgütünün memur yapılanması olan Devrimci Memur hareketine yönelik olarak yürütülen 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında; (DMH) mensuplarının 29.07.2012 ve 05.08.2012 tarihleri arasında Balıkesir Ġli Edremit Ġlçesi Akçay Resort Otel isimli iĢyerinde düzenledikleri kamp esnasındaki faaliyetleri, Ġstanbul 1 Nolu Hâkimliğinin (TMK. 10. MD. ile yetkili) 2012/290 teknik Takip Nolu fiziki takip kararı uyarınca kayda alınmıĢtır. Söz konusu kampta yapılan toplantıda Devrimci memur Hareketi‟ne yönelik 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında DMH yöneticisi olduğu suç Ģüphesiyle tutuklu olarak bulunan Özlem Kütük‟ün diğer DMH mensuplarına hitaben yaptığı konuĢmada “ġimdi söyle söyleyelim arkadaĢlar örgütün temel kıstası Ģöyle bir Ģey değil aile sahibi olup olmamak,hani bu iĢte bir iĢ yapmadan hayatının 24 saatini bu mücadeleye ayırmak Ģeklinde değil, hani bizim …anlaĢılmadı Ģeylerimiz var demi hani nasıl savaĢçılarımız,önderlerimiz TAYAD var mesela ne bilim gençlik var, avukatlarımız var, iĢçilerimiz var, memurlarımız var,mahalle örgütlenmelerimiz var hani bunların hepsi Ģöylemi yaĢıyor 24 saatini ayırarak yada kendisine ait hiç özel hayatı olmadan yaĢayan tarzda değiller hani TAYAD lı ailelerimize baktık yani her halinden bahsettik ama bunlar örgütçülerdir devrimcilerdir ama bizim burada demek istediğimiz Ģu kiĢi ne yapacağına kendisi karar verir, nasıl yapacağına biz karar veririz, bu çok temel bir Ģey yani…anlaĢılmadı kiĢi istemezse eyleme çağıramayız,zorla aidatını ver diyemeyiz, zorla bir ile tayinini isteyemeyiz, gönüllülük esas,ama nasıl yapacağına biz karar veririz…anlaĢılmadı kendisi karar verecektir eğer bizim adımıza girmiĢse bizim doğrularımız doğrultusunda hareket edecektir” Ģeklinde konuĢma yaptığı, 20 Dolayısıyla örgütün tüm yapılanmalarının birbirinden haberdar olduğu, Silahlı Propaganda Birlikleri, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Halkın Hukuk Bürosu, Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi ve mahalli alan yapılanmalarının örgütün yapılanmalarından olduğu, Yine Ģüpheli Naciye Demir‟in ikametinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG marka S1VSJ9BB116991 seri numaralı hard disk içerisinde bulunan “kiriklar_f_tipi01agustos” isimli 10 sayfalık el yazısı ile yazılmıĢ pdf belgesi incelendiğinde; söz konusu belgenin cezaevinde kalmakta olan bir örgüt mensubundan gönderilmiĢ mektup olduğu ve mektup içerisinde bir CEPHELĠ‟nin uyması gerekli kurallar bütünün yazılmıĢ olduğu, Legal-Ġllegalite baĢlığı altında aynen “Legalite ve Ġllegaliteyi devrimci meĢruluk zemininin iki alt baĢlığı olarak düĢünmeliyiz. Yasal mücadele alanlarını, yöntem ve araçlarını yadsımak da yasallık sınırlarında kalmak da bir devrimci hareketin ve onun kadrolarının düĢmemesi gereken bir hatadır. Unutulmamalıdır ki düĢman devrimci mücadeleyi engellemek için yalnızca illegal mücadele alanında karĢı-mücadele örgütlemiyor. Legalite-illegalite bütünlüğünün ziyadesiyle farkındadır düĢman. Yasal-demokratik mücadele alanlarımız doğrudan düĢmanın gözü önünde olunulan yerlerdir. Bu nedenle, değil ilke ve kuralların buralarda önemsizleĢmesi, aksine çok daha fazla önem arzetmektedir. Gözönünde olabiliriz. Ġnsanlar açıkta da olabilir. Önemli olan örgütlülüğü oluĢturan iliĢkilerin gizliliğidir…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Söz konusu ibarelerden DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmalarının örgütün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri aynı hedefler doğrultusunda hareket ettiği ve iç içe bulundukları, yapılan incelemelerden de DHKP/C - SPB mensuplarının silahlı kanada geçmeden önce örgütün sözde Demokratik Alan yapılanmalarından herhangi birinde faaliyet gösterdikleri, birçok yasal görünümlü eyleme katıldıkları, sonrasında örgüt yönetimi tarafından silahlı kanada geçmeleri için verilen gerekli fikri altyapı ve talimat sonrasında silahlı saldırı/canlı bomba eylemleri yaptıkları anlaĢılmıĢtır. Yukarıda giriĢ kısmında özet olarak açıklandığı üzere DHKP/C Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü anlaĢılan Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanma hakkında Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca 2012/2259 sayılı soruĢturma baĢlatılmıĢtır. Yürütülen soruĢturma sonrasında alınan mahkeme kararları doğrultusunda Ģüphelilerin ikamet ettikleri ve avukatlık mesleğini yürüttükleri adreslerde arama iĢlemleri gerçekleĢtirilmiĢ, 18.01.2013 tarihli aramalar neticesinde Ģüphelilerden Taylan Tanay, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Günay Dağ, Güray Dağ, Gülvin Aydın, Naciye Demir, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Efkan Bolaç,Avni Güçlü Sevimli ve ġükriye Erden yakalanarak gözaltına alınmıĢlar, Ģüphelilerden Selçuk Kozağaçlı 19.01.2013 tarihinde Atatürk Havalimanında yakalanarak gözaltına alınmıĢtır. ġüphelilerden Oya Aslan ve Özgür Yılmaz ise tüm aramalara rağmen bulunamamıĢ ve haklarında yakalama emri çıkartılmıĢtır. 21 Daha sonradan Zeki Rüzgar ve Serhan Arıkanoğlu isimli Ģüpheliler kendiliklerinden müracaat ederek Cumhuriyet BaĢsavcılığımızda ifadelerini vermiĢlerdir. SoruĢturma kapsamında yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan Hollanda ve Belçika belgelerinde isimleri geçen Rahim Yılmaz, Alper Tunga Saral, Metin Narin, Sevgi Sönmez (Özer), Selda Yılmaz (Kaya) ve Mümin Özgür Gider isimli Ģüpheliler de soruĢturmaya dâhil edilmiĢlerdir. ġüphelilere yönelik Ġddianame üç ana baĢlık altında düzenlenmiĢtir; Birinci bölümde toplanan delillerden Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanmanın DHKP/C terör örgütü ile iliĢkisi kapsamlı olarak açıklanmıĢ, Ġkinci bölümde Ģüphelilerin konumları ele alınmıĢ, Son bölümde ise genel bir değerlendirmeye bağlı olarak, Ģüpheliler hakkında uygulanması istenilen kanun maddelerine yer verilmiĢtir. A. HALKIN HUKUK BÜROSU‟NUN DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ ĠÇERĠSĠNDEKĠ KONUMU Halkın Hukuk Bürosu aĢağıdaki deliller ile birlikte açıklandığı üzere 1989 yılında DHKP/C terör örgütünün talimatı ile kurulmuĢ olan, örgütün temel hedef ve stratejisi çerçevesinde faaliyet yürüten, kurulduğu tarihten bu yana örgütün ve örgüt mensuplarının gözaltı/tutuklama vb. hukuksal iĢlerini takip ederek tekrar DHKP/C terör örgütüne rapor eden, DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi‟ne bağlı olarak faaliyet yürüten ve örgütün yurtdıĢında bulunan merkez komitesi tarafından hukukçu olmayan sivil bir örgüt mensubunun sorumlu olarak atandığı bir yapılanmadır. Ġddianameye konu olan Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanmanın 1136 numaralı Avukatlık Kanunu‟nun 43. Maddesinde belirtilen usullere göre, Ġstanbul ili Kağıthane Ġlçesi Gürsel mah. Kumlu sokak No:13‟de faaliyet gösteren Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk bürosu ile Ankara Ġli Kocatepe Mahallesi MithatpaĢa Caddesi Fazilet Apt. No:50/11 sayılı adreste faaliyet gösteren Ankara Halkın Hukuk Bürosu ve bu iki büroda çalıĢan avukatlardan ibaret olmadığını öncelikle vurgulamak gerekir. Zira yukarıda ismi geçen iki hukuk bürosunda resmi olarak çalıĢmamakla birlikte yurtdıĢında bulunan merkez komiteye bağlı olarak faaliyet gösteren kiĢiler de örgütün kurumları arasında yer alan Halkın Hukuk Bürosu‟nda çalıĢan örgüt üyeleridir. Resmi olarak Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢmayan Ģüpheliler ifadelerinde her ne kadar kendilerinin söz konusu hukuk bürosunda çalıĢmadıklarını beyan etmiĢ iseler de elde edilen delillerin incelenmesi neticesinde kendilerinin örgütün bu yapılanması içerisinde faaliyet gösterdikleri anlaĢılmıĢtır. 22 1.ADLĠ ĠSTĠNABE YOLUYLA BELÇĠKA VE HOLLANDA ADLĠ MAKAMLARINDAN TEMĠN EDĠLEN BĠLGĠSAYAR KAYITLARI VE DÖKÜMANLAR DHKP/C Terör Örgütünün eylem ve stratejilerinin deĢifresi, terör eylemlerinde yer alan kiĢilerin ortaya çıkarılması, örgüt üye ve yöneticilerinin tespiti amacıyla bu güne kadar anılan örgüte yönelik olarak çeĢitli soruĢturmalar yapılmıĢ, birçok örgüt mensubu yakalanmıĢtır. Yapılan bu çalıĢmalar neticesinde örgütün ülkemiz baĢta olmak üzere Hollanda, Belçika, Ġtalya, Almanya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde dernek, internet sitesi, server sağlayıcı gibi kurumlar ve araçlar vasıtasıyla faaliyet yürüttüğü görülmüĢtür. DHKP/C Terör Örgütü tarafından ülkemizde gerçekleĢtirilen baĢta intihar saldırıları olmak üzere sansasyonel eylemlerde örgütün yurt dıĢı birimleri tarafından telefon ile Türkiye‟deki irtibat bürosu aranmak suretiyle yada servis sağlayıcıları yurt dıĢında bulunan internet siteleri aracılığıyla üstlenmelerin yapıldığı tespit edilmiĢtir. DeğiĢik zamanlarda Ġtalya ve Hollanda adli makamlarından istinabe yoluyla bu çerçevede anılan örgütle ilgili ülkelerinde yürütülmekte olan adli davalarda değerlendirmek üzere bilgi belgeler talep edilmiĢtir. Bu çerçevede bilgi paylaĢımında bulunulmuĢ, bunun yanı sıra karĢılıklı ülkelere gidilmek suretiyle ortak mücadele zemini oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Bütün bu bilgilerden hareketle 01.04.2004 tarihinde Türkiye, Almanya, Hollanda, Ġtalya ve Belçika‟da örgütün faaliyetlerinin merkezleri olduğu değerlendirilen kurumlaĢmalara yönelik olarak gerçekleĢtirilen eĢ zamanlı operasyonlar sonucunda dönem itibarıyla Ġstanbul ili ġiĢli Ġlçesi‟nde bulunan Ekmek ve Adalet isimli dergi bürosunda yapılan aramada, örgütün yurtdıĢında bulunan sorumlularının ülkemizde faaliyet yürüten örgüt mensuplarına gönderdikleri talimatlardan ve ülke içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının yurtdıĢında bulunan sorumlulara gönderdikleri raporlardan oluĢan gizli ve kodlanmıĢ vaziyette, dijital ortamda saklanan çok sayıda örgütsel yazıĢma ve döküman ele geçirilmiĢtir. Ülkemiz ve yurt dıĢında (Özgürlük Haber Ajansına, DHKC Amsterdam Enformasyon Bürosu gibi) yapılan çalıĢmalar neticesinde birçok örgüt mensubu yakalanarak haklarında iĢlem yapılmıĢtır. Bu kapsamda yapılan aramalar neticesinde elde edilen dijital ve fiziki verilerin değerlendirilmesi ve örgütsel yapının ortaya çıkarılması amacıyla BaĢsavcılığımız tarafından ilgili ülkelerden adli istinabe yoluyla bilgi ve belgeler talep edilmiĢtir. Anılan malzemelerin asılları BaĢsavcılığımız Adli Emanetinde bulunmaktadır. Hollanda Ulusal Savcılığı‟nın 06.02.2007 tarihli yazısıyla teslim edilen tüm araĢtırma bilgilerinin ve biliĢim materyallerinin Türkiye’de DHKP/C terör örgütü aleyhine açılan tüm davalarda delil olarak kullanılabileceği bildirilmiĢtir. Söz konusu dijital ve fiziki verilerin değerlendirilmesi neticesinde bu güne kadar yargılaması devam eden sanıkların yargılandıkları mahkemelere, hakkında soruĢturma bulunan Ģüpheliler ile ilgili soruĢturma dosyalarına birçok bilgi ve belge gönderilmiĢtir. 23 Ayrıca hakkında herhangi bir soruĢturma iĢlemi bulunmayan kiĢiler ile ilgili de yeni soruĢturmalar açılmıĢtır. Ġddianame devamında Hollanda/Belçika dökümanları olarak ifade edilen hususlar, yukarıda izah olunan çerçevede adli istinabe yoluyla talep edilen ve ilgili karar ve talimatlar ile BaĢsavcılığımıza gönderilen dijital ve fiziki verileri ifade etmektedir. Bu belgeler içerisinde yer alan ifadelerin orijinali iddianameye konulmuĢ olup, belge içerisinde geçen yazım hataları rapor yazan kiĢilerin kendi ifade tarzlarından kaynaklanmaktadır. Bahse konu veriler incelendiğinde, örgütsel raporların çok az bir kısmının 1997 ve 1998 yıllarında, büyük kısmı ise 1999 yılının sonu ile 2003 yılının sonu arasındaki tarihlerde yazıldığı, Gerek örgütün ülkemizde faaliyet gösteren örgüt mensupları ve yöneticilerinin, gerekse yurtdıĢında faaliyet yürüten örgüt mensupları ve yöneticilerinin talimatlardan, raporlardan, eylem gerçekleĢtirmeye yönelik istihbari faaliyetlerden, örgüt mensuplarının özgeçmiĢlerinden, silah ve mühimmat temin ve sevk çalıĢmalarından, eylem değerlendirmelerinden müteĢekkil çok sayıda örgütsel yazıĢmanın kayıtlarının bulunduğu anlaĢılmıĢ, yazıĢmaların birçoğunun kod isimler kullanılmak suretiyle yapıldığı tespit edilmiĢ, 01.04.2004 günü ilimizde bulunan Ekmek ve Adalet Merkez Bürosunda yapılan aramada ele geçirilen örgütsel yazıĢmalarla aynı mantık ve kodlama sistemi ile yazıldığı,birbiriyle uygunluk gösterdiği görülmüĢtür. Örgüt içi yazıĢmaların herhangi bir Ģekilde adli makamların eline geçmesi durumunda örgüt yöneticisi ve üyelerinin deĢifre olmaması adına yazıĢmalarda ġifreli Kelimeler ve KOD Ġsimlerin kullanıldığı bilinmektedir. Dökümanların yapılan detaylı incelemelerinde hangi kod isimlerin kimler tarafından kullanıldığı, Ġddianame ek klasörlerinde mevcut Kod Ġsim Tespit Tutanakları ile Ģüpheye yer bırakmayacak Ģekilde sağlamaları yapılarak tespit edilmiĢtir. Yine yapılan incelemelerde terör örgütünün yazıĢma güvenliğine azami ölçüde dikkat ettiği, raporlar içinde geçen bazı önemli kelimelerin kodlanarak yazıldığı anlaĢılmıĢtır. Bütün terör örgütlerinin kendi üyelerine yazdırdığı ve bu Ģekilde kendi üyeleri hakkında bilgi sahibi olduğu, örgüt adına neler yapabileceği ve görüĢlerini almayı amaçladığı ve “ÖzgeçmiĢ Raporu” olarak adlandırılan raporlar bulunmaktadır. Hollanda ve Belçika Dökümanları tetkik edildiğinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bazılarının örgütün Merkez Komitesine ÖzgeçmiĢ Raporu göndermiĢ olduğu anlaĢılmıĢtır. Hollanda/Belçika dökümanlarının elde ediliĢ Ģekli ve incelenmesi ile ilgili herhangi bir Ģüphe bulunmamakla birlikte mevcut bir takım dosya ve davalarda Ģüpheli ve sanık avukatlarının elde edildikleri tarih itibarıyla dava zamanaĢımı ve delilin sıhhati noktasında itirazları olduğu görülmüĢ, Ġstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250.Madde Ġle Yetkili) 2009/89 dosya no, 2011/176 Karar nolu kararında konu tartıĢılmıĢ olup, kararda; 24 ÖzgeçmiĢ Raporları ile ilgili olarak “Öz geçmiĢ raporunun yasa dıĢı bir örgüte katılmak için verilen sıradan bir öz geçmiĢ raporu olmaktan öte, zaten örgütsel faaliyetlerde bulunan bir kiĢinin, örgüte yardım sağlama, eleman kazandırma, örgütün daha verimli çalıĢması vb. konularda görüĢ ve önerileri içerdiği, sanığın duygu ve düĢünceleri ile iliĢkide bulunduğu kiĢiler, yer ve zaman bilgisi konusunda ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiği görülmüĢtür. Sanığa ait özgeçmiĢ raporunun bir örgüte üye olma isteği ve iradesinden öte, yapılan örgütsel faaliyetleri ve önerileri içeren ve örgüte üye olma isteğinden öte örgüt içerisinde yükselme iradesini yansıtan nitelikte bulunduğu,” Ģeklinde, Dijital deliller ve bunların sıhhati ile ilgili olarak “Dijital deliller sadece biliĢim suçlarında kapsamında değil örgütsel suçlar, adam öldürme, cinsel saldırı, kayıp Ģahıslar, çocuk tacizi ve uyuĢturucu gibi bir çok olayın aydınlatılmasında da kullanılabilmektedir. GeliĢen teknoloji karĢısında dijital verilerin değerlendirme kapsamına alınmaksızın yapılacak bir yargılamada, toplumun huzur ve güveninin sağlanması ve adaletin tesisi konusunda ciddi aksamalar olacağı muhakkaktır. Sanık Türkiye‟ de yaĢayan milyonlarca kiĢiden biri, eğitim gören yüz binlerce kiĢiden biri ve akademik çalıĢma yapan binlerce kiĢiden biri olup, kendi baĢına gündemi yada siyasal ve sosyal geliĢmeleri belirleyebilecek konuma sahip olmadığı gibi, ülkemiz adli makamlarının Belçika ve Hollanda ülkeleri adli makamlarının sanık aleyhine komplo kurduğu iddiasının geçerli bir mantıksal düĢünceye dayanmadığı” Ģeklinde, Sözde Demokratik/Legal alan vasıtasıyla örgütsel faaliyetlere katılım ile ilgili olarak “Sanığın yasa dıĢı silahlı Terör Örgütü olan DHKP/C isimli örgüt ve bu örgütün değiĢik seksiyonlarında aktif görev yapıp, örgüte eleman kazandırma ve örgüte maddi destek sağlama faaliyetlerinde bulunduğu, bu faaliyetleri sırasında akademik çalıĢma görüntüsü altında demokratik sistemin sunduğu olanaklardan yararlanarak, Ģiddet yolu ile demokratik sistemi ortadan kaldırmaya yönelen, ülkemizde ve tüm demokratik ülkelerde Terör Örgütü olarak kabul edilen, amaçlarına ulaĢmak için her türlü Ģiddet unsuru içeren politikaları benimseyen ve bu tarz politikalarına devam eden yasa dıĢı silahlı terör örgütü olan DHKP/C isimli örgüte üye olmak suçunu iĢlediği” Ģeklinde, Dava zamanaĢımı ile ilgili olarak “Örgüt üyeliği suçu niteliği itibarı ile temadi eden suçlar olup, bu suçtan gözaltına alınma, tutuklanma ve iddianame düzenlenmesi ile temadi kesilmekte ve suç tarihi de temadinin kesildiği tarih olmaktadır. Bu durumda suç için öngörülen dava zamanaĢımının dolduğu iddiasının yersiz olduğu Mahkememiz tarafından kabul edilmiĢtir.” ġeklinde gerekçelerin yer aldığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2012/3282 Esas No, 2012/8981 Karar Nolu ilamıyla“sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuĢturma sonuçlarına uygun Ģekilde vasfı tayin edilmiĢ, cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmıĢ, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiĢ, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiĢ olduğundan, Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA oy birliğiyle karar verildi” Ģeklinde mahkemece verilen kararın onandığı görülmüĢtür. 25 Yine benzer Ģekilde Hollanda/Belçika dökümanlarında ayrıntılı olarak örgütsel faaliyetleri anlatılan ve bu faaliyetleri sebebiyle DHKP/C Terör Örgütü davasında yargılanan ġahin Akdağ isimli sanıkla ilgili olarak Ġstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250.Madde Ġle Yetkili)2008/120 Dosya No, 2010/8 Karar no‟lu kararında; Sanık hakkında DHKP/C Terör Örgütüne üye olmak suçu sabit olduğundan 5237 sayılı TCK‟ nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, karar içeriğinde sanığın; “örgütün ilke ve prensiplerine uyduğu, kod isim kullandığı, kiĢisel faaliyetlerinde dahi örgüt tarafından sahiplenildiği anlaĢıldığından DHKP/C Terör Örgütüne üye olmak suçunu iĢlediği kanaatine varılmıĢtır.” denmiĢtir. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.04.2011 tarihli 2011/2798 Esas No, 2011/2197 Karar No‟lu ilamı ile de mahkemenin kararının onanarak kesinleĢmiĢ olduğu görülmüĢtür. Yurt dıĢından temin edilen dökümanların incelenmesi neticesinde, Halkın Hukuk Bürosu isimli yapılanmanın DHKP/C Terör Örgütünün bir kurumu olduğu ve bu büronun kuruluĢu ve faaliyetleri değerlendirildiğinde tamamen örgütsel amaçlar doğrultusunda hareket ettiği anlaĢılmıĢtır. Bütün bu hususlar; a. YasadıĢı DHKP/C Terör Örgütünün Bir Birimidir. b. DHKP/C Terör Örgütünün Talimatları Doğrultusunda Hareket Etmektedir. c. HHB Yöneticiliğini Avukat Olmayan Birinin Yapması, Bu KiĢinin Avukatlara Verdiği Talimatlar d. HHB ve Avukatlar Örgüt Ġçerisinde KOD Ġsimle Anılmaktadır. e. Halkın Hukuk Bürosu‟nda ÇalıĢacak Avukatlar Örgüt Tarafından Belirlenmektedir. f. HHB Avukatlarının Birçoğu Avukat Olmadan Önce de DHKP/C Terör Örgütünün Farklı Birimlerinde Faaliyet Gösteren KiĢilerdir. g. Büro ve Avukatların Ġhtiyaçları Örgüt Tarafından KarĢılanmaktadır. h.HHB ve Avukatları Tarafından Alınacak Davalar Örgüt Tarafından Belirlenmektedir. i. Örgüt Mensuplarına Büro Avukatları Tarafından Ücretsiz Avukatlık Yapılmaktadır. j. YurtdıĢında Bulunan Örgüt Yöneticisi Ġle HHB Avukatları Birbirlerine Direk Olarak Rapor Göndermektedirler k. HHB Avukatlarının Cezaevindeki Örgüt Mensupları Ġle Örgüt Sorumluları Arasındaki Bilgi Aktarımı ve ĠletiĢimi Sağlaması l. Cezaevinde Bulunan Örgüt Mensuplarının Ziyaretine Hangi Avukatın Gideceği Örgüt Yönetimi Tarafından Belirlenmektedir. m. 2000-2007 Yılları Arasında Cezaevlerinde Yapılan Ölüm Oruçlarında Avukatların Rolü n. Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler o. ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri ve Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları 26 ġeklinde baĢlıklar halinde ayrıntılı olarak aĢağıda incelenmiĢtir. a.YasadıĢı DHKP/C Terör Örgütünün Bir Birimidir “1999.05.31 - 1999-ayhan-haziran-b01haz01” isimli word belgesi incelendiğinde sorumlu kiĢi tarafından Ayhan KOD Necdet Berk‟e gönderilen bu notta; “BĠZĠM ABLANIN AYHAN' A YAZMAK ĠSTEDĠKLERĠ VARDI VE YAZDI...” “Sizi özledim. Uzun süredir konuĢamıyoruz da. Avukatlarla ilgili tartıĢma yaklaĢık dört aydır sürüyor. Ve ben dört aydır biraz ĢaĢkınlıkla esas olarak da üzülerek izliyorum süreci. Ve ister istemez benim- bizim yaĢadıklarımız geliyor aklıma. Tabii ki süreç çok farklıydı... Halkın hukuk bürosu ilk kurulduğunda 32 (otuz iki) avukat stajyer ve öğrenci ile baĢladı çalıĢmalarına. Seksensekiz sonundan 90 ortasına kadar elene elene toplam onbir kiĢi kaldı. Her yıl bu elenme devam etti. Elenen insan sayısı yanında tabii ki yeni gelenlerde vardı. Ama kalıcılaĢan azdı. 90 ile 93 arasında kalıcılaĢan ulutan, eĢi, metin narin ve ahmet düzgün yükseldi. Ġlk baĢlayanlardan ise ben, fethiye ve murat demir kalmıĢtık. Fuat zaten örgütlü iken deĢifre olunca gelmiĢti” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu anlatımlardan; “Bizim Abla” olarak kodlanan Zerrin Sarı‟nın Halkın Hukuk Bürosu‟nun kurucularından olduğu, “Bizim Abla”nın not yazmaktaki amacının ise, kendi hatalarından örnekler de vererek, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının kaybedilmemesi gerektiğini HHB sorumlusuna anlatmak istemesi olduğu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun ilk kurulduğu tarihten itibaren DHKP/C terör örgütünün bir kurumu olduğu anlaĢılmıĢtır. YasadıĢı DEV-SOL örgütüne üye olmak suçundan hakkında iĢlem yapılan Fethiye PekĢen isimli Ģahsın 28.09.1993 tarihinde alınan ifadesinde; “Ben 1989 yılı sonlarında dev-sol örgütünün davalarına girmeye baĢladım, cezaevlerindeki müvekkillerimle görüĢmeye baĢladıktan sonra devrimci solun görüĢlerini tarihini, eylemlerini öğrenmeye baĢladım ve bu örgüte sempatim baĢladı. Siyasi davalara olan ilgim artı, cezaevinde diğer siyasetlerden olan tutuklularla dev-sol örgütünden olanlar arasından belirgin bir fark vardı, o dönem dev-sol davasındaki avukatları azledilmiĢ olduğundan avukatlara ihtiyaçları vardı bende bu davalara girmeye baĢladım, bir süre sonra o dönem legalde olan Savi Ürkmezer aracılığı ile Metin Nezihi Altınay ile tanıĢtım, gerçek ismini sonradan öğrendiğim dana önce tanıĢmamda metin olarak tanıĢmıĢtım, Metin Nezihi Altınay bana bir hukuk bürosu bakmayı düĢündüklerini benimle birlikte çalıĢmaya düĢünüp düĢünmediğimi sordu bende kabul ettim, ben o sıralar Bakırköy‟de bir avukatın yanında ücretli olarak çalıĢtığımdan siyasi davalara yeterince zaman ayıramıyordum, çalıĢtığım yerden ayrılıp, halkın hukuk bürosunda çalıĢmaya baĢladım, büroda baĢka avukatlarda vardı hepsinin durumu aĢağı yukarı benim gibiydi. … daha sonra bazıları ayrıldı bir kısmımız görüĢmeye devam etti, büronun amacı DEV-SOL‟dan yargılanan insanların davaları ile ilgilenmek, … ve benzeriydi. Yani demokratik mücadele veren bir dernek gibi çalıĢıyorduk, hepimiz DEV-SOL‟a sempati duyan insanlar olduğumuzdan aynı zamanda dev-sol propagandasını da yapıyorduk, daha sonra cezaevi ile örgüt arasında not taĢımaya baĢladım, notları Metin Nezihi Altınay‟dan alıp cezaevine cezaevinden alıp Mete‟ye veriyordum, Metin Nezihi Altınay o zaman büroya gelip gidiyordu, 27 daha sonraları dıĢarda pastahane gibi yerlerde buluĢmaya baĢladık, 1991 yılı 12 Temmuz‟da kısa bir süre önce Metin Nezihi Altınay beni Lütfiye Kaçar ile tanıĢtırdı artık not alıĢveriĢini bu Ģahısla yürütmeye baĢladık, Anadolu cezaevlerinde aynı Ģekilde merkezi olarak sürdürüyorduk, haberleĢmeyi ben sağlıyordum, 12 Temmuz sonrası bizim doğrudan not taĢımamız sakıncalı görünmeye baĢladı, bu arada bürodaki diğer avukatlarda benim gibi not taĢıyordu, bir komite kurulmuĢtu, AVUKATLIK KOMĠTESĠNDE YER ALANALAR 1-Ben Fethiye PekĢen komitenin sorumlusuydum, 2-Ulutan Gün komite üyesi, 3-Zerrin Sarı komite üyesi, 4-Fuat Erdoğan komite üyesi, 5-Ümran Gün komite üyesi, isimli Ģahıslar komite içerisinde yer almıĢtı. 1991 yılının 12 temmuz sonrası, kurye sistemi geliĢtirildi notları ümran gün alıyordu oda bir kuryeye varıyordu bu Ģekilde örgütlenme haberleĢmesi sürüyordu, ben demokratik platformuda diğer alanlarla da ilgileniyordum ancak bunun bir resmiyeti yoktu, her birimin kendi sorumlusu vardı ve ben çok fazla insanlardan muhatap olmuyordum o sıralar örgütte üyelik Ģekle bağlandı, her alanda üyeler özgeçmiĢlerini ve fotoğraflarını verdiler, ….. bu Ģekilde üyeliğimiz kesinleĢti o sıralar Ģu anki eĢim olan AliĢan Yalçın cezaevinden tahliye oldu örgütten iliĢki için izin istedi, izin verilmedi bu bir zaaf olarak görüldü, AliĢan Yalçın legal alanda kalmak istiyordu buna izin verilmedi, oda kendisine verilen görevi kabul etmeyince sorun çıktı o sıralar yani 1992 yılı 17 Nisan operasyonu oldu örgütle iliĢkiler yeniden düzenlendi, biz o zamana kadar Dursun KarataĢ‟ı ülkede zannediyorduk oysa 12 Temmuz sonrası yurt dıĢına çıkmıĢ, haberleĢme faks ve telefonla sürüyordu, yurtdıĢında istasyon tabir ettiğimiz telefon numaralarını her gün sabah ve akĢam olmak üzere arıyor bir not varsa faksla gönderiyor yada alıyordu, benim henüz AliĢan Yalçın‟ın yaĢadığı sorunlardan haberim yoktu bana bir gün temiz bir telefon verip beklememi söylediler bir tanıdığın telefonunu verip beklemeye baĢladım, Dursun KarataĢ aradı ve AliĢan Yalçın‟ın devrimciliği bıraktığını söyledi. Benimle uzun uzun konuĢtu, AliĢan Yalçın ile görüĢmek istediğini söyledi o sıra bayram oğlu operasyonu oldu, AliĢan Yalçın‟a halen hiçbir görev verilmemiĢ bekletiliyordu, kendisiyle görüĢtüm verilen göreve gitmesi için ikna etmeye çalıĢtım kabul etmedi, daha sonra ben bu konuda örgüte herhangi bir dayatmada bulunmadım, kısa bir süre sonra demokratik Platformda legalde bir komite kuruldu. Çok ciddi sorunlar yaĢanıyordu böyle bir genel komite ile sorunların görüleceği ve kitleselleĢmeyi sağlanacağı düĢünülüyordu, bu komitede yer alanlar, LEGAL KOMĠTEDE YER ALANLAR 1-Ben Fethiye PekĢan (Yalçın) komitede ikinci sorumluydum, 2-Nuri Eryüksel komitede birinci sorumluydu, 3-Tuncer Bağdatlıoğlu komite üyesi, 4-Zerrin Sarı komite üyesi isimli Ģahıslar yer alıyordu. 28 Bu komiteden Nuri Eryüksel sorumluydu, onun gözleri görmediği için ister istemez ağırlıklı yük bana düĢecekti, Demokratik Platformdaki birimlerin sorunlarını görüĢtük, sorunlar her yerde aynıydı daha pratikçilik para sorunu Devrimciliği bırakanlar, kitle çalıĢmasının olmayıĢı ve benzeri, bunlarla ilgili değerlendirmeler yapıp, harekete önerilerimizi ilettik o sıralar darbe sorunu gündeme geldi, Dursun KarataĢ tarafına geçmiĢ oldu kısa sürede ülkedeki tüm kurumların Dursun KarataĢ‟tan yana tavır almalarını sağladık iç …. önlemek için aramızda iĢ bölümü yaptık bir süre sonra Nuri Eryüksel yurtdıĢına gönderdik iliĢkileri Tuncer Bağdatlıoğlu yürütüyordu, kısa bir süre sonra yani 1993 yılı 6 Mart Operasyonu oldu, bu operasyondan ben çok etkilendim, bu insanlar Polis öldürmeseydi, Dursun KarataĢ öldürecekti, bu nedenle Dursun KarataĢ grubundan ayrılmaya karar verdim, o sıralar AliĢan YALÇIN ailesinin yanındaydı gidip onunla görüĢtüm daha sonra Dursun KarataĢ‟a telefon edip ayrıldığımı kendisini artık desteklemeyeceğimi belirtim, bunun üzerine benim hakkımda gözaltı kararı çıkarttı, daha sonra örgüt içi Ģiddet eylemlerine baĢladı, be Ģiddetin yanlıĢlığı üzerine açıklamalar, basın toplantıları yapıyordum kamuoyunda ve sol çevreler içerisinde tanınan bir insan olmamdan dolayı bunlar etkili oluyordu bu nedenle beni hedef haline getirdi…” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüĢtür. “1997.09.05 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki örgüt sorumlusu tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu notta; “radyo için de müsait toplanti salonlari çok çeĢitli odaliri olan merkezi bir yerde bir kaç katlmi bir apartman bulalim kiralayalim radyo kültür merkezi hatta hukuk bürosu vb bir çok kurumumuzu ayni yere taĢiyabiliriz” Ģeklinde tavsiyede bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu hakkında yurtdıĢındaki örgüt sorumlusu tarafından “BĠZĠM HUKUK BÜROMUZ” olarak bahsedildiği anlaĢılmıĢtır. “1997.10.07 - 1997-hamhav-0910hav” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “Avkutların gelir gider vb sorunlarına vakıf olmalısın örneğin daha önce efkan tunadan aldığı borçları nasıl ve nereden ödüyordu. Daha doğrusu büro giderleri ve gelirler nelerdir. Duruma vakıf olursak bir formül bulunur. Ayrıca efkan gelir gider iĢlerine bakıyorsa bunların ayrıntılı bir hesabını çıkartmalı. kimden ne almıĢ kime ne zaman ne vermiĢ her Ģey açığa çıkmalı. gerektiğinde bürodan baĢka biri para iĢleri ilgilenir ama önce hesaplar düzelsin. Ģunu da kesin söyleyin o büro kurulduğundan beri bir arabaya sahip olmadı bundan sonra da olmayacaktır. arabalık bir iĢleri de yoktur. ayrıca avukatlar tunanın evinde kalmayacaklar. baĢka bir ev bulmalıyız. veya uygun birilerinin yanlarna yerleĢtirmeliyiz. Ģu andaz kim nerede kalıyor. efkan chr içerisinde ne yapıyor bir çalıĢma yapmalı. bize yakın veya etkili olabileceğimiz insanlar üzerinde bir çalıĢma yapmalı. yine para yardımı yapacak çeĢitli gelir getirecek davalar verebilecek insanlar bulmalı. yani hukuk bürosu yeni avukatlar bulamazsa bir süre sonra avukatsız kalacaktır. metin narinin ilgilendiği genç avukatlar vardı bunlar için iyi diyorlardır ne yapıyorlar. bunların bir kaçı üzerinde özenle çalıĢılabilir. 29 gerekirse efkanın metinin dıĢında ilgilenecek yollar bulmalıyız. etkilemeliyiz yayınlarımızı verme tartıĢma zaman zaman gidip gelme gibi yöntemlerle etkileyebiliriz. ayrıca mlutlaka genç avukatlara baĢkalarına dava dağıtmalıyız. dava dağıttığımız insanlar doğal olarak cezaevine gideceklerdir cezaevi bunlarla özel olarak ilgilenir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.02.15 - 1998-havham-subat-b14sub39” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu Hacı isimli kiĢiye gönderdiği bu talimat notunun 8. maddesinde; “efkan esas olarak manyak bir tiptir gençlik içinde yapamadığı için hukuk bürosuna verilmiĢtir orada da esas sorun popülizmi para düĢkünlüğüdür biz iki kez onu gözaltına aldık bir sürü sorun çıkarttı ve bizce esas sorun korkularıdır” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan Avukat Efkan Bolaç‟ın örgütün gençlik örgütlenmesindeki görevlerini yapamadığı için hukuk bürosuna verilmiĢ olduğu, hukuk bürosunda görev yapacakları örgütün belirlediği, örgüt mensuplarının örgütlenme alanları arasında transfer edilebildiği, örgütün hukuk örgütlenmesinin Halkın Hukuk Bürosu olduğu anlaĢılmıĢtır. “1999.04.10 - 1999-ayhan-nisan-o10nis11” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda cezaevine getirildiği belirtilen 26 kiĢinin özgeçmiĢ raporunun bulunduğu, “ANKARAYA YENĠ GELEN ARKADAġLARIN KĠMLĠK BĠLDĠRĠMLERĠ VE ÖZGEÇMĠġLERĠ: l) TAYLAN TANAY, 25.02.l98l, Tunceli Ovacık. 2) Kürt, Alevi, TUNCELĠ. … 7) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. … l4) Askerlik yapmadım. Ama halk patlayıcılarını yapabiliyorum. Boru bomba ve molotof kullandım. l4'lü silah kullanabiliyorum. Ayrıca kleĢin tüm teknik özelliklerini biliyorum ama kullanmadım. Pompalı tüfek kullanabiliyorum. … l7) …l996 yılında Elazığ demokratik alana yapılan operasyonda gözaltına alındım. Daha önce 5 kez alınmıĢ, 2 kez TEM'e götürülmüĢ ama savcılığa çıkarılmadan bırakılmıĢtım. Bu kez tutuklandım. Elaziğ Hapishanesine konuldum. YaklaĢık bir ay burada kaldıktan sonra Elbistan Hapishanesine sürgün edildim. Orda açlık grevinebaĢlamam üzerine Malatya 30 Hapishanesine sevk edildim. Burada '96 Ölüm Orucu direniĢinin 45 günlük süresiz açlık grevi direniĢinde bulundum. Bu süreçte yapılan barikat direniĢlerine katıldım. Yapılan eğitim çalıĢmalarında teorik ve askeri birikim kazandım. Çıkarken 2 Ģık sunulmuĢtu. Ya SPB aday üyeliği veya demokratik alan. Ben demokratik alanı Ģeçtim. YaklaĢık Temmuz '96'da tahliye oldum. Elazığ'da demokratik alanı örgütlemeye çalıĢtım. '97yılında girdiğim sınavda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Ve gelir gelmez TÖDEF çaliĢmalarını -bu okulda aksamıĢtı- baĢlattım. '99'da alınana kadar TÖDEF'liydim. … l) ÖZGÜR YILMAZ, ll.l2.l974, KIRġEHĠR 2) Türk, Sünni.Aslen KırĢehir. … 5) Aile ve akraba çevresinde sevilen bir insanım. Herkes tarafından saygı da görmekteyim. Aktif olarak Ģu anda mücadeleye katılmıyorlar. Çünkü feodal yapıyı kıramadılar. özellikle gençlerin çoğunluğu devrimcileri tanıyorlar. Hepsinin ilgisi var. Büyükler ise düĢüncelerimi destekliyorlar fakat koruma mantığıyla hareket ettiklerinden benim Halkın Hukuk Börosunda çalıĢmamı istiyorlar. Ablam Songül bizi destekleyebilir. Annem de eylemlere katılır…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, DHKP/C terör örgütü mensuplarınca örgütün Silahı Propaganda Birlikleri (SPB) ve Demokratik Alan olarak ikiye bölündüğü, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün “Demokratik Alan” olarak nitelendirdiği alan içerisinde yer aldığı anlaĢılmıĢtır. “2000.02.24 nfi cd-rom-phase 2-04822_25.2.2000aykut5” belgeincelendiğinde Cezaevinden gönderildiği anlaĢılan bu raporun 3. maddesinde; isimli “Halkın hukuk bürosunun tarihi olarak hazırlanmıĢ çalıĢmayı bize gönderseniz buradaki arkadaĢlar kendi bilgilerini de katarak üzerinde çalıĢıp istenene uygun bir hal verebilirler diye düĢünüyoruz” ġeklinde bilgilerin olduğu DHKP/C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu Tarihi adında örgütsel bir döküman çalıĢması hazırlattığı anlaĢılmıĢtır. “2000.06.19 - nfi cd-rom-phase 2-01918_20.6.2000aysel3” isimli belge incelendiğinde yurtdıĢında bulunan Aysel KOD Gülaferit Ünsal‟ın bu raporunun 10. maddesinde; “…BU hafta sonu Alman iliĢkilerle toplantı yapıldı: …Heyet olarak Temmuz sonu veya Ağustos baĢı gitmek istiyorlar, çünkü Türkiye'yi tanımak istiyorlar. Bizi oradan görmek istiyorlar ve ayrıca durumu yerinde değerlendirmiĢ olup dönünce burada daha sağlıklı bir çalıĢma yürütmek istiyorlar mesela doktor ve avukatlardan vs. OluĢan bir heyetin çalıĢmasını 31 yapmak istiyorlar. … Heyetin programını ve tarihini alabilirsek, yani Ģu tarihten Ģu tarihe kadar Ģuraları ziyaret edecekler mesela pazartesi saat 10'da hukuk bürosunu, salı saat 12'de tayad'ı vs. . Heyet öncesi, heyete gideceklerin toplantısının yerini ve tarihini biz belirleyeceğiz. Bunun için de acil cevap vermemiz gerekiyor. Bize mümkün olduğu kadar hızlı bir cevap verirseniz iyi olur. (Aysel benim notum: Ġki aydan beri bu insanlarla ülkeye gidecek heyete katılırmısınız diye görüĢmeler yapıldı.Sizin uygun göreceğiniz tarihte bir heyet gönderebiliriz..Eğer Tayad ve HHB yada sizin uygun göreceğiniz bizi bir kurumumuz resmi bir çagrı yaparsa daha etkili olabilir.BĠr program çıkartıp onlara sunarsak ,döndüklerinde bunun propagandasinı yapabilirler..)…”ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde yer alan bir kurumu olduğu anlaĢılmıĢtır. “2002.10.08 - Unallocated Clusters-540” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu örgütsel raporda “…Semih Genç bugün savcılığa çıkarıldı.Sorgusuna katılmak için manav 1 gitti.Aynı zamanda Baro CMUK servisinden görevli olarak bir av.arkadaĢ atanmıĢtı.Bizim dostumuz yakın bir arkadaĢtır.O da sorgusuna katılacaktı.Semih oradaymıĢ ve manav 1 görünce kendisini tanıtmıĢ ve büronun av. olduğunu söyleyerek beni talep edersen bende sorguna katılmak istiyorum demiĢ.Semih istemiyorum demiĢ ve HHB nun av..larını istemiyorum onlar örgütün av..ları demiĢ polislere.Polisler manav1 i göstererek bu genci tanıyormusun demiĢler oda hayır baĢmanavı tanırım demiĢ.. Belgenin devamında Manav 1‟in ise o tarihlerde HHB avukatı olan Manav 1 KOD Avukat Mümin Özgür Gider olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.03.22 - export 1-unallocated clusters-203” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “Manav 3 konusunda… Manav 3 ile konuĢtum. Geçen hafta konuĢtum. Burada notlarımı saatle yetiĢtirmeye çalıĢtığım için yazmaya fırsat olmadı. sonuçta manav 3 ile sizin anlattıklarınz çerçevesinde kendisinin bu kararını nasıl değerlendirdiğimizi söyledim kendisine. Bozuldu. Önrce çok uç değerlendiriyorsunuz ben öyle düĢünmüyorum dedi. antığını açıtm. Tercihinin ne anlama geldiğini, bizimle yaĢadığı süreci, tanık olduklarını, böyle bir süreçte yine çekip gitmenin ne anlama geldiğini anlattım. Kendisini hiç incitmediğimizi, hatta toleranslı yaklaĢtığımızı, kendisini hep tutmaya çalıĢtığımızı anlattım. Sonuçta kendisini baskılanma altında tutarak düĢünmesini bu konuda ayak diremesinin kendisini bu tercihe getirdiğini anlattım. Bizim iliĢkilerimizdede olmayacağını söyledim. Ben hapishaneden çıktıktan sonra tercihimi yapmıĢtım. Ailemi sevdiğimi ve onlarla olmak istediğimi baĢka bir hedef önüme koymadığımı söyledim. Bu biliniyordu dedi. Bende evet bu biliniyordu ama parti seni hep bir noktada tuttu, kiĢiliğini değerlerini kaybetmemen için sana kapısını açtı emek verdi bunlarıda düĢün diye tartıĢtım. Sert yapmadım sakin olarak mantığı üzerinde durdum. 32 Giderken kötüydü ağlamaklı olarak ayrıldı. Büronun anahtarını verdi. Manavlarada manav 3 ün durumunu anlattım. Bekledikleri bir durumdu ĢaĢırmadılar. Değerlendirmemizi ve manav 3 ün sürecini manavlara değerlendirerek anlattım. Özkan'a bilgi verdim. Özkan tartıĢmaya kalktı. Bir noktada tutulamazmıydı manav 5 le kıyaslıyorumda manav 3 onunla aynı özelliklere sahip değil manav 3 daha temiz birisidir, dedi. Kendisine anlattım. Manav 3 e büroda nasıl-yaklaĢtık. Özlemlede konuĢacağım. ÇalıĢtığı için görüĢemedik. Ancak biliyorlar. Manav 3 konusunda kurumlara hapishanelere nasıl açıklama yapalım. Hapishanelerde arkadaĢlar soruyorlar.” Ģeklinde ibarelerin olduğu, O tarihlerde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından olan ve “Manav 3” olarak kodlandırılan Avukat Sevgi Özer‟ in bürodan ayrılmak istediğini söylemesi üzerine YaĢar KOD Münevver KÖZ‟ ün ayrılmaması için ikna etmeye çalıĢtığı, “ama parti seni hep bir noktada tuttu, kiĢiliğini değerlerini kaybetmemen için sana kapısını açtı emek verdi bunları da düĢün” dediği, Ayrıca diğer kurumlar ve hapishanelerdeki örgüt mensuplarına, “Manav 3” KOD Sevgi Özer isimli avukatın artık örgüt ile ilgisinin kalmadığının bildirilmesinin gerekli olduğunun söylenmesi, diğer avukatların örgütsel konumunun örgüt mensupları tarafından bilindiği görülmüĢtür. “2003.06.07 - export 3-3-131-07062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “DGM savcı ve hakimlerinin servis otosuna yönelik son eylemimiz konusunda, Manavların gözlemi DGM deki hakim ve savcılar oldukça tedirgin olmuĢlar.. Eylemden bir gün sonra DGM savcılarından bir tanesi kendisine yaklaĢan tutuksuz yargılananlanan bir kiĢinin kendisine yürürken yaklaĢmasından rahatsız olmuĢ ve irkilerek ne bu teröristler burnumuzun dibine kadar geldiler diye bir tepki göstermiĢ.. Cuma günüde DGM de manavların çantalarını kapıdan geçerken aramaya baĢlamıĢlar ve güvenlik tedbirlerini artırmıĢlar.. Ġnsanlarımız arasında ise eylemlere baĢlanmasının getirdiği bir coĢku ve güven gözlemledim. Bekliyorduk ve biliyorduk vuracağımızı diyorlar.. DGM eyleminin baĢarılı olması ise daha bir coĢku yarattı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, HHB avukatlarının 03.06.2003 tarihinde DGM Hakim ve Savcılarını taĢıyan servise yönelik olarak yapılan bombalı saldırı eylemi sonrasında DGM hakim ve savcıları ile ilgili gözlemlerini örgüte aktardıkları, dolayısıyla Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C örgütüne bağlı bir yapılanma olduğu anlaĢılmıĢtır. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. 33 Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosunun (HHB) 1989 yılında 32 avukat, stajyer ve öğrenci ile kurulduğu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun ilk kurulduğu tarihten itibaren DHKP/C terör örgütünün bir kurumu olduğu, DHKP/C Terör örgütünün Silahı Propaganda Birlikleri (SPB) ve Demokratik Alan olarak iki tür yapılanmasının olduğu, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün “Demokratik Alan” olarak nitelendirdiği yapılanma içerisinde yer aldığı, Halkın Hukuk Bürosu hakkında DHKP/C örgüt yöneticileri ve üyeleri tarafından “Bizim Hukuk Büromuz” olarak bahsedildiği anlaĢılmıĢtır. SoruĢturma kapsamında baĢta Halkın Hukuk Bürosu ve diğer adreslerde yapılan aramalarda Halkın Hukuk Bürosunun kuruluĢundan bugüne örgütün eylem ve stratejileri çerçevesinde sözde demokratik alan yapılanmalarından biri olarak faaliyetine devam ettiğine dair çok sayıda delil elde edilmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen; Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisinde bulunan bizim kurumlar e-mail adresleri isimli word belgesinde; Türkiye‟de bulunan Temel Haklar Dernekleri ve Gençlik Derneklerinin tamamına yakının mail adreslerinin olduğu, belgenin devamında “ekmekveadalet@t-online.de, info@grupyorum.net, info@dhkc.net, inf@halkinsesi-tv.com, info@tayad.org, Amsterdam@dhkc.info, brussel@dhkc.info” Ģeklinde DHKP/C terör örgütü yapılanmaları olan kurum ve kuruluĢların e-mail adreslerinin olduğu, belgenin son kaydetme tarihinin 14.02.2007 olduğu, Aynı harddisk içerisindeki bizim kurumlar telefon numaraları ve adresler isimli word belgesi incelendiğinde; 15 ayrı ilde bulunan Temel Haklar Derneklerinin telefon numaralarının yazıldığı, devamında “Anadolu temel haklar 0216 4700069, Bahçelievler th 5395632, esenler 4822697, gazi th 5365331, gülsuyu temel haklar 0216 5890275, Okmeydanı 2350118” Ģeklinde Ġstanbul‟da bulunan Temel Haklar Derneklerinin telefon numaralarının kaydedildiği, devamında “HHB: 296 31 59, Halkın Sesi:00322 734 45 20, YürüyüĢ: 251 94 21, Fedarasyon: 212 44 21, Tayad Bülten: 231 57 73, Ġdil: 253 78 88, Gençlik: 297 97 33, Anadolunun Sesi: 238 80 10” Ģeklinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmalarından olan Temel Haklar Dernekleri, YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi isimli internet sitesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Ġdil Kültür Merkezi gibi kurumlarla birlikte Halkın Hukuk Bürosunun da sayılmıĢ olduğu, Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki “TELEFON NO” isimli word belgesi incelendiğinde Kurum – Telefon No – Faks üst baĢlıklarının atıldığı, devamında “YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi isimli internet sitesi, HHB, Anadolunun Sesi Radyosu, Ġdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu, TAYAD, Anadolu Temel Haklar Derneği, Armutlu-Der, Bahçelievler Temel Haklar Derneği, Çağlayan Temel 34 Haklar Derneği, Esenler Temel Haklar Derneği, Eyüp Temel Haklar Derneği, Gazi Temel Haklar Derneği, Gebze Temel Haklar Derneği, Gülsuyu Temel Haklar Derneği, ikitelli Temel Haklar Derneği, Karanfiller Kültür Merkezi, Nurtepe Temel Haklar Derneği, Okmeydanı Temel Haklar Derneği, DireniĢ Evi, Av Behiç AġÇI, Ozan Yayıncılık” Ģeklinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan kurumların telefon numaralarının ve faks numaralarının yazılı olduğu, Naciye Demir‟in ikametinden elde edilen SAMSUNG marka S1VSJ9BB116991 seri numaralı hard disk içerisinde bulunan “mart_hesap” isimli word belgesi içerisinde DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisine ait 2011-mart ayı gelir gider hesabının tutulmuĢ olduğunun anlaĢıldığı, belgede “Topkapı 1810, ġiĢli 10575, Gülsuyu 404, 1 Mayıs 645, Sarıgazi 1050, Armutlu 1480, Gazi 7380” Ģeklinde DHKP/C terör örgütünün Ġstanbul‟da bulunan mahalli alan yapılanmalarının kaç para değerinde dergi aldıklarının yazıldığı, yine “Ġdil 692, Gençlik 2256, iĢçiler 139, Memurlar 191, TAYAD 80, Avukatlar 105…” Ģeklinde Ġdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu, Devrimci iĢçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi, TAYAD ve Halkın Hukuk Bürosundan ne kadar dergi gelirinin elde edildiğinin yazıldığı, söz konusu kurumların DHKP/C terör örgütünün kurumlarından olduğu anlaĢılmıĢtır. Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Halkın Hukuk Bürosu ve avukatlarının DHKP/C terör örgütünün diğer kurumları olan Gençlik Federasyonu, TAYAD, YürüyüĢ Dergisi, Halkın Sesi, Ġdil Kültür Merkezi, Karanfiller Kültür Merkezi vb. ile irtibatlı oldukları, bu irtibatın avukat – müvekkil iliĢkisinden kaynaklanmadığı, aksine bu durumun örgütsel bir birliktelik olduğu görülmüĢtür. b. DHKP/C Terör Örgütünün Talimatları Doğrultusunda Hareket Etmektedir “1997.10.13 - 1997-hamhav-1310hav” isimli word belgesi incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “Efkanın gelir gider meselesi ile ilgili söylemiĢtik kendisinin özel olarak bulduğu bir gelir yoktur ayrıca bütün hesaplar çıkmak zorundadır evet cezaevine bir takım hesaplar vermiĢ bunları biliyoruz cezaevinden de bulnları isteyeceğiz ama kendisi de bu hesapları çıkartacak ve kiminle ne tür bir gelir iliĢkisi sürdürmüĢ nasıl sürdürmüĢ ne zaman ne kadar ne parası almıĢ kime vermiĢ ayrıntılı bir rapor halinde yazsın sana versin sen kodlayıp bize ver. Ayrıca metin narim ile ilgilenmelisiniz çeĢitli olumsuzlukları sekterlikleri olabilir ama bu alanda öyle çok da tutarlı insan bulamayız bunun için dünyalarına vakıf olma ve çalıĢtırma yöntemlerini bulmalıyız sadece behiçe dayanamayız behiç ise liberaldir kimseyle çatıĢmaz bunlara çok fazla önem vermeyin Avukatlar tunanın evinde kalmayacaklar mutlaka baĢka yer bulmalısınız bulamıyorsaniz egfkan da behiçlerin yanına geçsin örneğin büroyu daha iyi bir yere taĢıyıp bir kısmını da ev olarak kullanabilrimiyiz örneğin beĢiktaĢta merkezi bir yerde bir büro 35 bulamazmıyız ama kesinlikle geceleri de kalmaya müsait olmalı hatta bir apartamanı tutup bir iki kurumumuzuz daha oraya taĢımak gibi de düĢünebiliriz Ģimdi hemen para demeyin uygun bir yer bulnusun para iĢini hallederiz. Avukat muharrem dediğiniz kim ne zaman büroya geldi kim getirdi?” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2000.04.23 - 00360_24.4.2000tar2k31” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay YÜCEL isimli kiĢi tarafından gönderilmiĢ olan bu raporda, YENGE‟NĠN YAZDIKLARI: “hala ve benim askerlik sorunumuz var. sonuçta adreslerimiz belli ve aranıyoruz. esas olarak askerlik yapmayı düĢünmüyoruz ama bu da çözüm değil gibi gözüküyor. bedelli askerlik düĢünelim mi? ya da bizim böyle bir kaygımız yok diyebiliriz. bedelli askerlik baĢvuru süresinin bitiminden sonra ya da hücreler açılmaya yakın karĢımıza çıkacağını tahmin ediyoruz. zaten askerlik sorunu nedeniyle pasaport bile alamıyoruz. dediğim gibi biz askerlik hiç düĢünmüyoruz. bu temelde de bedelliyi de düĢünmeyebiliriz” Ģeklinde ibarelerin olduğu Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın askere gidip gitmeme hususunda dahi örgüt sorumlusuna danıĢtığı ve bu konuda örgütten talimat beklediği anlaĢılmıĢtır. “2000.10.05 - 02541_6.10.200ĠliĢkiler” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda, Yapılacak iĢler listesinin (f) maddesinde; “5 Ekimde bir tutsağımızın duruĢmasına Behiç'in girmesi gerekiyor. Bu not bana yeni geldi. Bu nedenle Yenge bilmiyor bu duruĢmayı. Parti bu duruĢmaya mutlaka girsin dedi. Çünkü arkadaĢın tahliye olma durumu var. Ġsmi ve dosyası hakkında bilgiler bana gelen dosyada var. (Bizim not: Dosyadan bilgileri alıp yarın sabah Yengeye vereceğiz ve girilecek.)” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun tutuklu olan bir mensubunun duruĢmasına mutlaka Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın girmesi talimatını HHB sorumlusuna ilettiği, Yapılacak iĢler listesinin (t) maddesinde; “Parti zaman zaman Yenge'den Ģehir dıĢına hapishanelere gitmesini istiyor. Ayrıca Yenge Anadoludaki gittiği davalarda ve takip ettiği infaz davaları için yol paralarını bizden alıyor. Partinin onayı var bu konuda.” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Örgütün zaman zaman Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın Ģehir dıĢındaki davalara gitmesini istediği, bu yerlere gitmesi için gerekli paranın örgüt tarafından verildiği, Yapılacak iĢler listesinin (u) maddesinde; “Her hafta Pazar akĢamı Yenge buraya gelip bilgisayarda haftalık programını yazıyor partiye gönderiyorduk…”Ģeklinde ibarelerin olduğu, 36 Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın verilen talimata uyarak her hafta Pazar akĢamları haftalık programını bildirdiği ve bu programın örgüt sorumlularına aktarıldığı anlaĢılmıĢtır. “2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “Ölüm orucu'nu bırakanların davalarına girip avukatlığını yapıyoruz. bu konuda ne yapalım? onların avukatlığından istifa edelim mi? sizin kararınız gelene kadar davalarına girmeye devam edeceğiz” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “TARĠHSĠZ - 02869_7.6.2001murat6” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “6 haziran tarihli notunuzu aldım ve anladım. metin ile konuĢacağız. ercan ve ümit'e notlarınızı ileteceğim. fikret ve deniz ile görüĢeceğim. bu hafta deniz ile görüĢebilirim. haftaya da fikret ile görüĢeceğim. edirne tabip odası açıklaması ile ilgili olarak ercan'dan ayrıntılı bilgi alacağım. kimlere nasıl müdahale edildi? sonuç ne oldu sorularının cevaplarını alacağım” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların DHKP/C terör örgütünün eylem ve stratejileri çerçevesinde verilen talimatlar doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların sadece HHB ile ilgili konularda değil kendi özel yaĢantısı ile ilgili konularda dahil (askerlik, yolculuk, tatil vb.) örgütün talimatlarına göre hareket ettikleri yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. c. HHB Yöneticiliğini “Avukat Olmayan Bir Örgüt Mensubunun” Yapması, Bu KiĢinin Avukatlara Verdiği Talimatlar “1997.10.26 - 1997-hamhav-26ekhav” isimli word belgesi incelendiğinde Havva isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporun 13. maddesinde; “sonra buro çalıĢanları ile bir toplantı yaptık metin son anda behiçi arayıp isim çıktı demiĢ o katılmadı efgan yine pana sonunlarını vb anlattı yıprandığını söyledi ama ğerek büroda stajer olan alper ğerekse öğrençi olan selda efgana hak verir yaklasımları oldu sekreter arkadaĢ hiç konuĢmadı aslanda sekreter bayanın bürodakilere bayağı tepkileri var açmadı bürodakilerin tepkisi daha çok metine karsı metin azarlıyor dinlemiyor vb ğerçektende metinin böyle yaklasımları var alayçı azarlayan tepeden bakan yaklasımları var 37 ama konu o olmadığı için tartıĢmayı efgan üzerine yoğunlaĢtardık efğanın para sorunları ile düzen mantığını büroya tasimaya çalıĢtığıını vb ifade ettik bürada kollektivizimin isletilmediği herseyin odağına kendisine koyduğunu ben yapıyorum ben uğdaĢayorum baĢkaları birĢey yapmıyor derken kollektivizmi yasama ğeçirmek içinde hiçbir Ģey yapmadığnı süreki kendini para isleri ile ilgileniyorum diyerek büro dıĢına attığını vb anlattık bürodaykende bizden bağımsız olmak için çaba harçadığını bunda direttiğini söyledik efgan pek kabullenmedi sadece doğru büronun bağımsız olmasını istedim halada bu doğru ğeliyor dedi neden olarak büroyu koruma amaçı olduğunu söyledi büronun ğüvenliğini kendi dısındada düĢünüldüğünü söyleyip zaten duruĢma çezaevleri dıĢındada birĢey yapılmadığını vb söledik son olarak insanların yanında mersinde avukatlık yapma ve yardinçı alma konusunda iliskimizin çercevesini açıkladık efgan bu cerceye hem tamam dıyor hemde aramızda bağlayıçı bir iliĢki olur kayğısını tasıyor” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Havva (A/K) isimli örgüt mensubunun Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olduğu anlaĢılmıĢtır. “1997.10.28 - 1997-serdar-28ek02” isimli word belgesi incelendiğinde cezaevinde bulunan Serdar (A/K) tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen raporun, o tarihte cezaevinde tutuklu bulunan Münevver KÖZ isimli kiĢinin özgeçmiĢ raporu olduğu görülmüĢtür. Ġçeriğinde, Münevver Köz özgeçmiĢ raporunda, örgüt içinde yaptığı görevler ve iliĢkili olduğu örgüt mensupları ile ilgili detaylı bilgiler vermiĢtir. 1988 yılında Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra örgüt içinde askeri kanatta yer aldığını, ekip olarak Devlet Malzeme Ofisi‟ne bomba koymak istedikleri sırada (27.12.1990) bombanın erken patlaması sonucu ekipteki Ferit Eliuygun ve Hamdi AYGÜL isimli arkadaĢlarının öldüğünü, kendisinin yaralı olarak kurtulduğunu ve tutuklandığını, “Tecil Affı”ndan yararlanarak 31.03.1994‟de tahliye olduğunu, tahliyesinden sonra memur ve sendika alanında görevlendirildiğini, o dönemde örgüt ile iliĢkilerini Ümran ve Ulutan GÜN aracılığı ile sürdürmekte olduğunu, Metin TURAN tarafından memur alanı ve tiyad sorumluluğuna atandığının bildirildiğini, HÖP‟e (HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU) memur alanını temsilen katıldığını, HÖP sorumlusunun Ümran GÜN olduğunu, HÖP‟e katılan diğer kiĢilerin; Mehmet AKDEMĠR (ĠĢçi Alanı Sorumlusu), Havva SUĠÇMEZ (Gençlik Sorumlusu), Yemliha KAYA (Mahalli Alan Sorumlusu), Latif TĠFTĠKÇĠ (Kültür Sorumlusu), Ayla ÖZCAN (Aileler Sorumlusu), Bülent BAĞCI (Yayın Sorumlusu), Ümran GÜN‟ün aynı zamanda Avukatlar Sorumlusu olduğunu, örgüt lideri Dursun KARATAġ‟ın Fransa‟da tutuklanması üzerine Ümran GÜN‟ün yurtdıĢına çıkması sonrasında, Ümran‟ın baktığı alanlara da bakmak zorunda kaldığını, örgütün partileĢme kararı sonrasında kongre belgelerini Ulutan‟dan alarak okuduğunu, bir süre sonra Ulutan‟ın Ģaibeli bir Ģekilde örgütten ayrıldığını, Ulutan GÜN‟ün iliĢkilerinin devralınması ve teĢhir edilmesi gerektiğini bildiren bir talimat geldiğini, Ulutan‟ın örgütün her Ģeyini bildiğini, para komisyonunun baĢında olduğunu, eylem için bekletilen örgüt mensupları ile ilgilendiğini, silah lojistik vb. iĢlere de girmiĢ olduğunu, Ulutan‟ın, eylem için bekleyen örgüt mensuplarının adreslerini bırakarak kaçması sonrasında, bekletilen örgüt mensuplarının yerlerini değiĢtirdiklerini ve Ulutan‟ın 38 bildiği silahların yerlerini değiĢtirdiklerini, Ulutan‟ın silah ve para iliĢkilerini devralmaya çalıĢtığını, Ulutan‟ın çok yüksek miktarda silah ve para iliĢkileri bulunduğunu, Ulutan‟dan sonra Ahmet Düzgün (YÜKSEL) ile devam ettiklerini, Metin TURAN‟ın da deĢifre olması sonrasında bütün görevlerin üstüne kaldığını ancak kendisinin de deĢifre olduğunu, bu dönemde operasyonların yoğunlaĢtığını, OKM ve HALKIN HUKUK BÜROSU haricinde kalan bütün örgüt kurumlarının basıldığını, kendisinin deĢifre olması sebebiyle Zerrin ile görüĢerek bütün iliĢkilerini Avukat Zeynep‟e devretme kararı aldıklarını, örgüt lideri Dursun KARATAġ‟ın iadesinin gündeme gelmesi üzerine Ģiddet eylemleri de dahil olmak üzere süreci tırmandıracak çalıĢmalara hazır olunmasının istenildiğini, Zerrin‟in kendisine demokratik alandan çekilmesi talimatını vermesi ve elindeki tüm raporları faksla iletmesini istediğini, tüm raporları Avukat Zeynep ile birlikte Zerrin‟e faksladıklarını ve hepsini bürodan çıkmadan yaktıklarını, bürodan çıktıktan sonra yakalandığını, Avukat Zeynep‟in de kendisinden sonra gözaltına alındığını, Avukat Zeynep ile birlikte tutuklandıklarını, Avukat Zeynep‟in itiraz dilekçesi ile tahliye olduğunu, kendisinin ikinci tutukluluk sürecinin baĢladığını yazmıĢtır. ÖzgeçmiĢ içeriğinden sırasıyla Ümran Gün, Münevver Köz ve Avukat Zeynep Börtçine Fırat‟ın HHB sorumluluğu yaptığı, Rapor içinde bahsedilen Ulutan Gün, Ümran Gün, Ahmet Düzgün Yüksel, Zeynep Börtüçene Fırat (Münevver KÖZ‟ün 22.12.1994 tarihinde birlikte tutuklandığı, itiraz dilekçesi ile serbest kalan avukat) isimli kiĢilerin tümü Halkın Hukuk Bürosu avukatları olduğu anlaĢılmıĢtır. (NOT: Münevver Köz‟ün, bu tutuklama sonrasında 21.01.2002 tarihinde tahliye olmuĢtur. 2002 yılı Nisan ayından itibaren Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olarak örgütsel faaliyetlerine devam ettiği aĢağıda örnekleri verilen diğer örgütsel raporlardan anlaĢılmıĢtır.) “1997.11.09 - 1997-hamhav-09kas10” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Avukat Metin Narin‟ e yazılmıĢ olan raporda; “MERHABA METĠN, YaĢanan sorunlar karĢısında ancak Ģunu söyleyebiliyoruz sana çok ayip etmiĢsin metin. sana yakıĢmıyor. sizin gerçekliğinizi en sizin kadar biliriz insanlarımız bazı dönemlerde avukat olmadan neredeyse tuvalete bile gitmezler buna dönem dönem sinirleniriz öfkeleniriz ama çözeriz biliriz halkımızın insanlarımızın avukata nasıl baktığını… …insan iliĢkilerinde hukukçu olmayan birisinin büronunun yöneticiliğini yapmasını doğru bulmadığınızı söylemiĢtiniz seher Ģen zamanında o zaman neden kendiniz yapmıyorsunuz sadece avukatlık yapın sizden istenen baĢka bir Ģey yoktur evet Ģimdi tekrar yaz ve bu sorunları çözelim artıkr bu yazıĢmalar bitinciye kadar oradan ayrılma orada yat yarın da devam edecek bu yazıĢma bitinceye kadar sen de zeki de duruĢmalara girmeyin cezaevlerine gitmeyin önce bunu çözmeliyiz biz hiç avukatsız da kalabiliriz yıllarca on iki eylülün en karanlık dönemlerinde avukatsız kalmıĢtır yoldaĢlarımız ama biz hiç bir insanımıza hiç bir kadromuza hiç bir yoldaĢımıza fırsatçı davranmadık davranmayız da size de aman Ģu notu götürsün aman Ģu davaya baksın diye düĢünmedik birlikte çalıĢacaksak bunun kurallırını saptamalıyız bu her Ģeyden önce sizin kendinize saygınızdır hemen cevap bekliyoruz notun sonu selamlar sevgiler” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, 39 Seher ġen isimli hukukçu olmayan bir Ģahsın bir dönem HHB sorumlusu olduğu anlaĢılmıĢtır. “1999.05.06 - 1999-ayhan-haziran-b09haz06” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu tarafından Hakkı isimli kiĢiye gönderilen bu talimat notunda; “…Bu sizden kaynaklandığı kadar elbette bizden de kaynaklandı. Öncelikle sizin baĢınıza sorumlu diye verilen arkadaĢlarla iliĢkilerinizde BĠR DÜZENLĠLĠK olmadı. Önce Seher geldi. Sonra Havva, sonra bir ara Ufuk daha sonra da ÖZGÜR... iki yıl için biraz fazla gibi... ama bunun nedeni de SĠZSĠNĠZ. Kendi iç dinamiğinizle düzenli bir örgütsel iĢleyiĢi kurmadığınız için bunlar yaĢandı. Bu arkadaĢlarımızın hiç birisi tabii ki hukukçu değil. BaĢka iĢleri de yoğunlaĢınca ve süreklide demokratikte olmadıkları için SĠZĠN DENETLENMENĠZ BĠLE SORUN OLDU…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Sırasıyla Seher ġen, Havva (A/K), Ufuk Doğbay, Özgür (A/K) isimli Ģahısların bir müddet HHB sorumluluğu yaptıkları, bu Ģahısların hiçbirisinin hukukçu olmadıkları anlaĢılmıĢtır. “1997.11.21 - 1997-serdar-21KA01 ve 1997.11.21 - 1997-serdar-21KA02” isimli word belgeleri incelendiğinde raporun o tarihlerde cezaevinde bulunan Serdar isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu iki rapor, raporun yazıldığı tarihte cezaevinde tutuklu bulunan Metin Turan isimli kiĢinin özgeçmiĢ raporu olduğu görülmüĢtür. Metin Turan kiĢisel bilgilerini verip örgütsel faaliyetleri ile ilgili anlatımlar yaptıktan sonra Ankara‟da tutuklandığını, 1991 yılı Mayıs ayında tahliye olduğunu, bu dönemde mahalli derneklerin, DEMKAD‟ın ve TAYAD‟ın kapatılmıĢ olduğunu, sadece TAVIR ve dergi bürosunun bir de HALKIN HUKUK BÜROSU‟nun açık olduğunu, Cavidan Kocaacar ve Latife‟nin kendisi ile görüĢerek hazır olup olmadığını sorduklarını, Halkın Hukuk Bürosu‟nun, derginin ve sanat alanının kendisine bağlandığını, ayrıca ANKARA ÖZGÜRDER‟in kurulacağının söylendiğini, derneği kurduklarını ve kendisinin gecici yönetim kurulu baĢkanı olduğunu, HALKIN HUKUK BÜROSU‟nda SavaĢ isimli stajerin bulunduğunu, bu kiĢinin daha sonra örgütsel faaliyeti bıraktığını, bu dönemde Avukat Murat Demir‟in tutuklu olduğunu, büronun durumunun hiç iyi olmadığını, ev gibi kullanımakta olduğunu, büroya çeki düzen verdiklerini, Avukat Murat Demir‟in tahliyesinden sonra kendisiyle konuĢtuğunu, Avukat Murat Demir‟in HALKIN HUKUK BÜROSU‟nda ve ÖZGÜR-DER‟de çalıĢmaya baĢladığını, Avukat Murat Demir‟in, birlikte çalıĢtığı insanlara emek sarfetmeyen, zorlama ile iĢ yapan, gerekçeci bir kiĢi olduğunu, yeniden gözaltına alınmak ve cezaevine girmek endiĢesini açık açık söylemesine rağmen faaliyetlerine devam ettiğini, örgütte yaĢanan darbe olayından sonra yurtdıĢında darbecilerin etkinliğinin kırılması için yapılan çalıĢmalara katıldığını, yurda döndüğünde gözaltına alınıdğını, ifade vermesine rağmen serbest kaldığını daha sonra demokratik alanı devraldıklarını, Zerrin‟in; Halkın Hukuk Bürosu, ÖZGÜR-DER, aileler ve memurlardan sorumlu olduğunu, kendisinin gençlikten sorumlu olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, daha sonra Suriye‟de Dursun KarataĢ liderliğinde yapılan partileĢme toplantısına katıldığını, dönüĢünde Ġstanbul‟a gelip Ümran vasıtasıyla tüm alan 40 yöneticileriyle ve komiteleriyle görüĢtüğünü, iĢçi alanında; bilinen üç Mehmet, Aynur ve Nejdet ile, mahalli alanda; Hakkı, Mine ve Kenan ile, gençlik örgütlenmesinde; Havva ile, sanatçılar örgütlenmesinde; Ethem ve Latif ile, memurlarda; Münevver ve Ġbrahim ile, ailelerde; Solmaz ve Ayla ile, dergide; Ahmet, Ufuk, Erdogan ve Cafer ile, avukatlarda; Ulutan, Ümran ve Murat ile görüĢtüğünü, PC‟nin (PARTĠ/CEPHE yani DHKP/C) kuruluĢunu haber verdiğini anlatmıĢtır. Zerrin Sarı‟nın bir müddet HHB sorumlusu olarak örgütte faaliyet gösterdiği, Metin TURAN isimli Ģahsın ise DHKP/C örgütünün kurucu lideri Dursun KarataĢ liderliğinde düzenlenen partileĢme kongresine katıldığı, Türkiye Sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği ve 1994 yılında yurtdıĢına çıkmak isterken yakalanıp tutuklandığı yapılan arĢiv tetkiki neticesinde anlaĢılmıĢtır. “2000.07.26 - 01889_27.7.2000tar2k0030” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda; “NetleĢtirilmesini istediğiniz bir polis adresi vardı. Selçukların katliamıyla ilgili... Bu adrese gidildi, bu adreste Bahadır diye birisi oturuyormuĢ, yani sizin verdiğiniz isim Bahattin'di bu değil Bahadır'mıĢ... Adres de doğru. Mahallede sucuya gidilip adres doğrulatılmıĢ, ama bu sucu çok net Ģeyler söylememiĢ, evet bu apartmanda polis değil, bir sürü de asker oturur demiĢ. Tekrar netleĢtirmek için gidecek baĢka bir Ģekilde öğrenecek” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2000.09.23 - 01920_23.9.2000tar2k040.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda; “Kemal'e bırakılacak kitap paketlerine eklenmesi gereken iki tane elektrikli fünye konulması anlaĢıldı. Mutlaka koyacağız. Ancak dediğiniz gibi c.tesi günü yetiĢmeyecektir. Pazar gününe sarkabilir. Sekreter arkadaĢlara henüz bir not iletmedim. Bırakılacak iki paket ve artı iki tane elektrikli fünyeyi bıraktırdığımda sekreter arkadaĢlara not bırakacağım” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.07.12 - 00174_12.7.2000tar2k2.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda; “Bugün Zeki'yi aradım, gelmesini söyledim. Burdur hapishanesini ve ÇHD ile ilgili yazması gereken yazılar için gelmesini söyledim. Ayrıca kendisinde olan (Çankırının verdiği) parayı da harcamamasını uygun bir Ģekilde kendisine söyledim. Para Ģu anda kendisindeymiĢ. Bugün hastaneden yarınki duruĢması için rapor almaya çalıĢıyordu, alırsa bir iki gün içinde burada olacak. Geldiğinde size bildireceğiz” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Belge içeriklerinden HHB sorumlusunun sadece legal iĢler yapmadığı, bir polise yapılması planlanan suikast için keĢif yapma ve elektrikli fünye vb.iĢlerle de ilgilenerek DHKP/C terör örgütünün illegal alanlarında da faaliyet gösterdiği anlaĢılmıĢtır. 41 Yapılan tetkiklerde; rapordaki anlatıma uygun Ģekilde, Avukat Zeki RÜZGAR‟ın “Burdur Hapishanesi ile ilgili” yazısı, o tarihlerde DHKP/C terör örgütü yayınlarından olan YaĢadığımız Vatan isimli derginin 17 Temmuz 2000 tarihli 48. sayısında yayınlanmıĢtır. “2003.02.10 - export-2-Unallocated Clusters-82” isimli word belgesi incelendiğinde YAġAR KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “Manav 1 bugün bayram dolayısıyla ailesinin yanına gitti. Benden izin istedi. Kalmamı söylerseniz kalırım ama kardeĢlerimle konuĢmak istiyorum dedi. Ġzin vermesem her ne kadar kalırım dese de bunu sorun edecektir ve söylenecektir. Son süreçte büroda en çok koĢturan, emek harcayan ve bu konuda çabalı olan arkadaĢtır. Bu isteğini geri çevirmedim ve izin verdim.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “MANAV 1” KOD Mümin Özgür Gider‟in memleketine gitmek için bile sorumlusu olan kiĢiden izin istediği, aralarında hiyerarĢik yapılanmanın bulunduğu, avukatlık bürosunda çalıĢan bir avukatın kendisinden sorumlu ve örgüt merkezine rapor yazan avukat olmayan bir kiĢiden talimat aldığı anlaĢılmıĢtır. “2003.05.21 - export 2-unallocated clusters-28” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…Ģengül Akkurt"un Ģehit düĢmesi ile birlikte ağbisi Ali Akkurt buraya geldi.Gece 1.00 de manav 4 ile birlikte Tarladan bir arkadaĢla Ankaraya gittiler. manav 4 Ankarada Adli Tıp iĢlemleri ile ilgilendi ve öğleden sonra Ģengülü teslim almıĢlar. Ankaradan hiç bir av. Cenaze ile birlikte malatyaya gitmek istememiĢ. manav 4 cenaze ile yola çıktılar. BaĢmanav dün öğleden sonra Adana"ya Hasan balıkçının duruĢmasına katılmak için yola çıktı.Bugün Urfadaki duruĢmaya katıldı.DuruĢmadan sonra tekrar Adanaya geçti.Ceyhan daki arkadaĢlarla görüĢüp o da Malatyaya cenazeye katılmak için geçecekti….” ġeklinde ibarelerin olduğu, Açık kaynaklarda yapılan incelemelerde konu ile ilgi olarak; 21.03.2003 tarihli http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/216591.asp isimli intenet sitesi incelendiğinde “Cesedi TeĢhis Edildi”baĢlıklı haber olduğu, haberde “…ailenin avukatı olarak Adli Tıp Kurumu’na gelen Selçuk KOZAĞAÇLI ve Süleyman ġENSOY cesedi almak istediler” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, dolayısıyla örgütsel raporu teyit ettiği tespit edilmiĢtir. 20.05.2003 günü Ankara‟da canlı bomba saldırısı yapma hazırlığı içindeyken bombanın patlaması üzerine hayatını kaybeden ġengül Akkurt‟un Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu tarafından “ġehit” olarak nitelendirildiği, HHB sorumlusunun HHB avukatlarını cenaze iĢlemleri için görevlendirdiği ve bu durumu örgüt yönetimine aktardığı görülmüĢtür. “2003.09.05 - export 7-7-184-05092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 42 “1 Eylül tarihli bana gönderdiğiniz dosyaya verdiğim cevaplar ve benim ilettiklerimdi sanırım. neden içi boĢ geldi size anlayamadım. çok dosya göndermiĢtim size sanırım bir yerde yanlıĢlık yaptım ama ne oldu hatırlamıyorum. Farkında olmadığım bir durum oldu herhalde. bana mümkünse 1 Eylül tarihli dosyanızı tekrar gönderirmisiniz. tek maddeyi hatırlıyorum o da manavlardaki görevimden alınmamla ilgili notunuzdu. Bununla ilgili cevabım gelmediyse size bahsettiğim dosyanın içi boĢtur” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.08 - export 8-8-2-08092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; "evet seni manavların sorumluluğundan.." cümlesi ile baĢlayan notunu aldığını bildirdikten sonra 1. maddede; “Evet seni manavların..cümlesi ile baĢlayan 1.madde konusunda.. Bu konuda bu notunuzu aldığımda yazdığım cevap kapsamlı değildi. DüĢünmek sürecimi ve bu kararınızı gözden geçirmek istedim. Yani soğukkanlı ve duygusallığa düĢmeden düĢünmek istedim. Çünkü bu görevden alınmamı düĢünmenize çok üzüldüm. Açıkçasıda beklemiyordum ve kendi üstüme düĢen hatalarımı ve yanlıĢlarımı düzeltmem gereken yanlarıyla düĢünüyor ve çözüm bulmaya doğru sonuçlar çıkarmaya çalıĢmak istiyordum” Ģeklinde giriĢ yapmıĢ, “Ġlk günler duygusallığın ağır bastığı durumdaydım. kapandım odaya kendi kendime düĢündüm ağladım” dedikten sonra; “manavlarda görev yapıp yapmamak benim açımdan belirleyici değil. mücadelenin neresinde olursa olsun hangi sorumluluk içinde olursam olayım savaĢmak ve mücadele etmektir benim için önemli olan. Bu konuda kendi açımdan hiç bir farklı yada olumsuz bir düĢüncem yok ve kendime güvendiğim ve tanıdığım ve emin olduğum temel noktadır. mücadelenin gerekliliği ve ihtiyaçları doğrultusunda her göreve her zaman hazırım. neden üzüldüm.. verilen emanet edilen göreve layık olup olamama, yerine getirip getirememe noktasında düĢündüm. niyet olarak bu niyetteyim …sonuç olarak burada görev anlamıyla ben görevime devam ediyorum. Ġlk baĢta moralim bozuldu üzüldüm ama sakin düĢündükçe daha netleĢiyorum. Ġstediğiniz kadar burada bulunurum” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Örgüt sorumlusunun YaĢar KOD Münevver Köz‟ü manavlardaki (Halkın Hukuk Bürosu) görevinden almayı düĢündüğü,ancak bir süre daha devam etmesini istediği anlaĢılmıĢtır. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C örgütünün bir yapılanması olduğu ve örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettiği, DHKP/C terör örgütü tarafından HHB‟nin sorumlusu olarak bir örgüt mensubunun atandığı, 43 HHB sorumlusu olarak atanan kiĢilerin ilk kurulduğu tarihte HHB avukatları arasından seçildiği, ancak belli bir dönem sonra HHB sorumluluğuna hukukçu olmayan örgüt mensuplarının örgüt tarafından atanmaya baĢladıkları, Bu tespitlerden hareketle; 1997 yılından önce HHB avukatı Ümran Gün, avukat olmayan Münevver Köz ve HHB avukatı Zeynep Börtiçene Fırat‟ın Halkın Hukuk Bürosu sorumluluğu yaptığı, 1997 – 1999 yılları arasında; Seher Gün, Havva (A/K) ve Özgür isimli örgüt mensuplarının HHB sorumluluğu yaptığı, 1999 yılından 2000 yılına kadar Tarık KOD Ufuk Doğbay, 2000 yılı Ocak ayından 2000 yılı Eylül ayı sonuna kadar Nazan KOD Gülay Yücel, 2000 yılı Ekim ayından 2001 yılı Ağustos ayına kadar Murat – Sabri KOD Metin Yavuz, 2001 yılı Ekim ayından 2002 yılı Nisan ayına kadar Faruk KOD Mehmet Akdemir, 2002 yılı Nisan ayından 2003 yılı Kasım ayı sonuna kadar Sevda – YaĢar kod Münevver Köz isimli örgüt mensuplarının Halkın Hukuk Bürosu sorumluluğu görevini yürüttükleri, ismi sayılan bu kiĢilerin tamamının DHKP/C örgütü ile iliĢkileri sebebiyle uzun süreler cezaevinde yatmıĢ oldukları, HHB avukatlarının HHB sorumlusunun talimatı ile hareket ettikleri anlaĢılmıĢtır. d. HHB ve Avukatlar Örgüt Ġçerisinde KOD Ġsimle Anılmaktadır Yurt dıĢı dökümanlarının yapılan detaylı incelemelerinde örgütsel iĢleyiĢe dair birçok hususun yer aldığı görülmüĢtür. YazıĢmaların birçoğunun kod isimler kullanılmak suretiyle yapıldığı tespit edilmiĢ, 01.04.2004 günü ilimizde bulunan Ekmek ve Adalet Merkez Bürosunda yapılan aramada ele geçirilen örgütsel yazıĢmalarla aynı mantık ve sistem ile yazıldığı, uygunluk gösterdiği görülmüĢtür. “1999.04.19 - 1999-cemil-nisan-o2nis01” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢında bulunan Cemil isimli kiĢinin, yine yurtdıĢında bulunan sorumluya hitaben yazılan raporda; “…Bu durumda HHB' yer bulup Rüstemlere iletirlerse biz hemen onlara gerekli yardımı yapabiliriz .Rüstem Kölndeki HB'de bulunacak çoğunlukla. Zeki Rüzgar davası ile ilgili heyetler için Kölndeki bürodan Ġstanbuldaki Hukuk Bürosu ile sürekli görüĢülüyor.YazıĢma için Rüstem Kölndeki Hukuk bürosu adresini verse olurmu yoksa baĢka bir adres verelimmi.? Rüstemin bu konuyla ilgili dosyasını aynen gönderiyorum…”ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Cemil isimli Ģahsın kendi raporunu yazdıktan sonra, kendisine bağlı faaliyet gösterdiği anlaĢılan Rüstem KOD Avukat Ahmet Düzgün Yüksel‟in raporunu da kendi raporuna eklediği, ekte belirtilen rapordan Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ahmet Düzgün Yüksel‟in “RÜSTEM” kod adını kullandığı anlaĢılmıĢtır. “1999.05.19 - 1999-ayhan-haziran-b09haz03” isimli word belgesi incelendiğinde; 44 “HAKKI MUTLAKA CEVAP YAZMALI...en fazla iki gün içinde yazmalı...bunu denetle...ve konuĢ...MERHABA …HALA ĠÇĠN ( M...ĠÇĠN ) …Seni tanıyoruz, tanıdığımızı düĢünüyoruz. Yazdığın alanınıza iliĢkin perspektif yazılarının değerlendirmesini okuduk. Bir dokun bin ah iĢit gibi olmuĢ. Bir takım konularda ELEġTĠREL olduğun anlaĢılıyor...Bunların hepsini tek tek bize yazmanı istiyoruz. Kim hakkında hangi olay hakkında ne düĢünüyorsan, kafana ne takıldıysa HER ġEYĠ AMA HER ġEYĠ YAZMALISIN. 92 yılandan bu yana geldiğinden bu yana ne olduysa neyi nasıl yaĢadıysan, kiminle ne sorun yaĢadıĢsan tek tek hepsini yazmanı istiyoruz...ilk geliĢin, efkan ile ulutan ile ahmet düzgün ile vs yaĢadığın tüm her Ģeyi, tutsaklarla yaĢadıklarını YANLIġ VE DOĞRU bulduklarını her Ģeyi yazmalısın…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, HALKIN HUKUK BÜROSU avukatı Metin Narin‟in “HALA” KOD adını kullandığı anlaĢılmıĢtır. “1999.11.06 - 02319_o6kas9901tar2k” isimli word belgesi incelendiğinde Tarık KOD Ufuk Doğbay tarafından yazılan bu raporda; “Fırıncıların fotokopi makinesi var. Fırıncı Hala ve Yenge'nin bu dosya ile ilgili söylediği Ģuydu; cebimizde on milyon lira parayla olmuyor; iki tonere 55 milyon lira verdik; dosya toplam yedi klasör tutacak; kağıt ve toner masrafı için para sıkıntısı yaĢıyoruz, yine bu Türkiye Tablosu ile ilgili kaynak kitap vs için para gerekebilir vs. Bunları anlatmıĢlardı. Sonuç olarak söyledikleri Ģey 100 milyon lira kadar bir paraya ihtiyaçları olduğuydu. Bunu benden istediler. Bazı kira ödemeleri; hancı ödemeleri vs için sıkıĢtıklarında para istedikleri oluyordu; bizde oldukça bu tür zorunlu ve acil ihtiyaçları için para verdim. Fakat bu dosyaya iliĢkin yapacakları harcamalar için bizde de olmadığı için paramız yok dedim; bu aralar birçok ödeme vs yapmamız gerekiyordu ve biz sıkıĢık durumdaydık. Yenge ile bugün konuĢtuğumuzda bunun için borç vs bulup sonuçta karĢılayacağız diyor. Bu meseleyle ilgili kültürel olarak; para isteme, para bekleme gibi bir durum vardır; bunun üzerine gitmemiz gerekir fakat bir yandan da bir yerden bir yere gitmekte bile sorun yaĢadıkları para sıkıntıları da var. Bu sorunu da çözmemiz gerekiyor. Ġsteyerek değil; adli dava vb iĢler ile bunu çözebilirler. Bunu tekrar fırıncılarla konuĢacağım. Günlük ihtiyaçları; aylık giderlerinin karĢılanması için makul ve gerçekçi bir program çıkartmaları konusunda konuĢacağız. Bu çıkarttıkları programa uymalarını takip edeceğim” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “1999.11.21 - 02339_022KAS9902TARIK.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Tarık KOD Ufuk Doğbay isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Fırıncılar; Fehriye dosyası ile ilgili söylediğiniz yöntemin çok zaman alıcı olacağını söylüyorlar ve Ģöyle yapılsa daha kısa sürede olur diyorlar. Fehriye Erdal'ın avukatı; Hala'ya bir mektup yazıp ben Belçika'da Fehriye Erdal'ın davasını takip ediyorum. Müvekkilim için Türkiye'ye iade durumu sözkonusudur. Sizden müvekkilim Türkiye'ye iade edilirse nelerle karĢılaĢılacağına iliĢkin bana yardımcı olmanızı talep ediyorum... Bu Ģekilde bir mektup yazarak; bunun hukuk bürosuna faks ile gönderilmesi sağlanırsa çok hızlı ve basit olur diyorlar. Belçikalıların kullandığı dilde bu mektubu yazıp hukuk bürosuna fakslarsa Hala ve 45 Yenge bunun yeterli olacağını ve Belçika konsolosluğuna da bir örneğinini verileceğini söylüyorlar” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan diğer örgütsel yazıĢmalar incelendiğinde FIRINCILAR denilen yerin Halkın Hukuk Bürosu olduğu, Yenge KOD isimli kiĢinin ise Halkın Hukuk Bürosu avukatı Behiç AĢçı olduğu anlaĢılmıĢtır. “2002.05.04 - 09114_5.5.2002demet3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Manavların elliĢer Milyonların dağıttım. Sev., Öz, ve Manava verdim”, 11. maddede; “Sev.. ve Öz..un vergi kayıtlarını pazartesi günü yapacağız. Evraklarını pazartesi çıkarıp, muhasebeciye verecekler”, 12. maddede; “CMUK Kursuna yazılmalarını konuĢtum. Pazartesi Baroya kurs için yazılacaklar ve Baro sıraya koyup zamanlama yapıyormuĢ.Kendilerini öne almaları içinde konuĢacaklar” ve 13. maddede; “Manavlar haftada 30 dergi (Ekmek ve Adalet) dağıtmaya geçen hafta baĢladılar.Her biri üç_dört av..aldı.Her hafta bu av.lara dergi götürecekler.Baro ve ÇHD yede birer tane protokol vereceğiz” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2002.06.17 - 04204_18.6.2002demet2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Cumartesi manavlarla haftalık toplantımızı yaptık. Bu toplantıda gönderdiğiniz köĢe yazarlarının yazılarını da okuduk. Pazar günü öğleden sonrada meĢruluk yasallık konusunu tartıĢtık. ÇalıĢmayı ben verdim ve katılımlı oldu. Kendi birimleri boyutuyla da meĢruluğu ve yasallığı somutladık. ÇalıĢmaya herkez katıldı. Haftaya pazartesi akĢam kadın erkek iliĢkilerini tartıĢacağız” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatları için “MANAVLAR” kodunun kullanıldığı anlaĢılmıĢtır. “2003.03.14 - export 1-unallocated clusters-302” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda; “BaĢmanav dün Bakırköy Hapishanesi çıkıĢında Terörle müc. tarafından gözaltına alındı. Gbt yapmıĢ asker ve polis çağırmıĢ (kendileri böyle söylüyor) Alınma nedeni Semih Genç dosyasında aranması olduğu nedeni ile. Polis biz seni almayacaktık ama jandarma baskı yapıp isteyince almak zorunda kaldık gözaltı iĢlemi yapıp bırakacağız demiĢler” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Yapılan incelemelerde 13.03.2003 günü Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce gözaltına alınan tek kiĢinin Avukat Behiç AġÇI olduğu görülmüĢ, “BAġMANAV” olarak kodlanan avukatın Behiç AĢçı olduğu anlaĢılmıĢtır. 46 “2002.08.15 - 09069_16.8.2002hayri7” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda; “Halil'in ifadesi için bugün manav l ile birlikte gideceklerdi.Manav l sabah Hamideye gitti.Ġzin alması uzun sürmüĢ §ve Hamide BayrampaĢaya kaldırılınca sabah arada Bakırköy'e gitmiĢ(Bakırköye manav 2 Hüdai ile gitti.Gerek yoktu kendisinin gitmesine ama programda yoksa bile bir fırsatını bulup buraya mutlaka gidiyor) oradanda BayrampaĢa Devlete gitmiĢ ve saat l5.30 da DGM ye gitmiĢ.Savcı ile görüĢmüĢ.Savcı önce Haliliçin DKPC nin Trabzon temsilcisi iĢte ,örgüt yayını vbb..laflar etmiĢ yani bana anlatma gibi bir tavrı olmuĢ.Manav l ısrar edip durumu izah edince bu Anadoludakileri anlamıyorum zaten alıp alıp tutukluyorlar tarzı konuĢmuĢ bu kez ve tamam yarın gelsin ifadesini alayım birde ifadesinin alındığına dair yazı veririm demiĢ.ayrıca bu nedenle tutuklamalırın tamemen hukukuksuz olduğunu söylemiĢ. Yarın sabah Halille birlikte gidecekler.Yazdığı dilekçe örneğini ekte gönderiyorum size..” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Dilekçeyi veren avukatın “Abide-i Hürriyet Caddesi 210/8 ġiĢli/Ġstanbul ” adresini veren Özgür Gider isimli avukat olduğu görülmüĢtür. Buradan, YAġAR KOD Münevver Köz isimli kiĢinin daha önceki raporlarında “Öz…” olarak ismi kısaltılmıĢ olan ve sonraki raporlarda ise “MANAV 1” olarak kodlanmıĢ olan avukatın Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Mümin Özgür Gider olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.05.20 - export 3-3-381-20032003” ve “2003.05.20 - export 3-3-39420032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Manav 2 : kendisi dergi için yazı yazacağını söylemiĢti. yazdı. Size gönderiyorum. konusu: HUKUK ÜZERĠNE SAPTAMALAR VE YER GÖSTERME , TUTUKLAMA KURUMU…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, MANAV 2‟nin bu yazısı aynı tarihli baĢka bir rapor (2003.05.20 - export 3-3-39420032003) ile örgüt sorumlusuna gönderilmiĢ olup, anılan bu raporda yer alan yazıda Avukat Güçlü SEVĠMLĠ tarafından yazılmıĢtır. Bu iki raporun birlikte değerlendirilmesinden, “MANAV 2” olarak kodlanan avukatın Halkın Hukuk Bürosu avukatı Avni Güçlü Sevimli olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.06.06 - export 3-3-88-06062003” ve “2003.06.07 - export 3-3-132-07062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda; “selma Kubat‟ın savunmasını dosyalarından araĢtırdım ve buldum.. savunma var dosyada. Manav 3 hazırlamıĢ. Ve karar duruĢmasından önce görülmüĢ. çünkü karar duruĢması benim bulunduğum dönemdi ve buna girildi. savunmada yapılmıĢ, savunmasını gönderiyorum” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “Ġstanbul 6 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi BaĢkanlığına” hitaben yazılmıĢ bu savunma dilekçesi Özlem Kütük ve Selma Kubat isimli sanıklar ile ilgili olup, konusunun 47 “Esasa iliĢkin savunma” olduğu belirtilmiĢtir. 25.10.2002 tarihli bu dilekçenin baĢında; “Vekilleri : Av.Behiç AĢcı, Av.Sevgi Özer, Av.Özgür Gider” yazılı olup, Avukat Behiç AĢçı imzasını taĢımaktadır. YaĢar KOD Münevver Köz bu savunmanın “MANAV 3” tarafından hazırlanmıĢ olduğunu belirttiğinden ve dilekçede Behiç AĢçı, Sevgi Özer ve Özgür Gider isimli avukatların isimleri bulunduğundan ve de Behiç AĢçı ile Özgür Gider‟in kodları belli olduğundan (BAġMANAV ve MANAV 1), “MANAV 3” olarak kodlanan avukatın Halkın Hukuk Bürosu avukatı Sevgi Özer olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.03.27 - export 4-4-578-27032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi bu raporda; “Manav 4 hücre konusunda röportaj yaptı. Bu konuda dikkat ediyorum. O Hafta Anadolu ziyaretindeydi Ġstanbulda olmadığı için röportaj yapamadı. Geçen hafta gelince dergiye gönderdim ve ropörtaj yaptılar” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 27.03.2003 tarihli olan bu rapordan üç gün sonra yayınlanan DHKP/C terör örgütünün o tarihte yayın organlarından olan EKMEK VE ADALET isimli derginin 30.03.2003 tarihli 54. sayısının 35. sayfasında; “VOLKAN‟IN ÖLÜMÜ TECRĠTĠN SONUCUDUR” baĢlığı ile Kandıra F Tipi Cezaevi‟nde Volkan Ağırman‟ın hücresinde yapılan keĢif hakkında bir röportaj yayınlanmıĢtır. Röportajın baĢında; “Kandıra F Tipi Hapishanesi‟ndeki hücresinde hayatını kaybeden Volkan Ağırman‟ın ölümü ile ilgili olarak yapılan araĢtırma çerçevesinde, Kandıra F Tipi‟ndeki hücresinde keĢif ve inceleme yapıldı. KeĢfe katılan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Süleyman ġensoy ile görüĢtük” cümleleri mevcuttur. Bahse konu raporların ve derginin birlikte değerlendirilmesinden; “MANAV 4” olarak kodlanan kiĢinin Halkın Hukuk Bürosu avukatın Süleyman ġensoy olduğu anlaĢılmıĢtır. “2002.09.07 - 02755_8.9.2002hayri8” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan rapor incelendiğinde; Manav 5 ile görüĢtüm. Kendiside konuĢmak istemiĢ. Manav 6 gelmemiĢti. Manav 5 sohbbet etmek istemiĢ zaten. Ve aslında evlilikleri huzursuz. manav 6 disiplinsiz, yaĢamı düzensiz ve para iĢlerinden kadına bıkkınlık gelmiĢ belli…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2002.07.11 - 04198_12.7.2002hayri8” isimli. YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan rapor incelendiğinde; “Selda ve Rahim'i yarın çağırıp konuĢmayı düĢünüyorum. Ayrıca naime Teyze ile ilgili büfenin borcu meselesini Rahim ile konuĢtum. Ġlgilenip borcu ödeyecekler. Tabi bizimde bu konuyu denetlememiz gerekiyor” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “MANAV 5” olarak kodlanan avukatın Halkın Hukuk Bürosu Avukatı olan Selda Kaya (Yılmaz) olduğu, “MANAV 6” olarak kodlanan kiĢinin ise Halkın Hukuk Bürosu Avukatı olan Rahim Yılmaz olduğu anlaĢılmıĢtır. 48 Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütünün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosu için “FIRINCILAR” , “MANAVLAR” , “AMCALAR” kodlarının kullanıldığı, RÜSTEM kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Ahmet Düzgün Yüksel, HALA kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Metin Narin, BAġMANAV ve YENGE kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Behiç AĢçı, MANAV 1 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Mümin Özgür Gider, MANAV 2 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Güçlü Sevimli, MANAV 3 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Sevgi Özer, MANAV 4 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Süleyman ġensoy, MANAV 5 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Selda Kaya, MANAV 6 kodunun Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Avukat Rahim Yılmaz olduğu anlaĢılmıĢ, bu Ģekilde KOD isim kullanarak örgüt hiyerarĢisi içerisine dâhil oldukları tespit edilmiĢtir. e. Halkın Hukuk Bürosu‟nda ÇalıĢacak Avukatlar Örgüt Tarafından Belirlenmektedir “1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Havva isimli kiĢiye hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporda “eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil büronun bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu tehlikeli bir düĢüncedir. bu düĢüncede olanlar hukuk bürosunun tarihini oluĢumunu yok sayıp reformistleĢtirip sıradan ticari bir hukuk bürosu haline getirmek istiyorlardır. bunların bizimle uzaktan yakından bir iliĢkileri olamaz. ayrıca nasıl tartıĢtınız ne anlattınız bilmiyoruz ama kimden nereden bağımsız olmak istiyorlar. bağımlı ne yapıyorlar bizim bilgimiz yok. bizim bildiğimiz arada sırada cezaevinin verdiği Ģunu Ģuraya götür gibi bir kısım iĢleri oluyor. baĢka da hiç bir Ģey yaptıkları yoktur. ayrıca kim hangi iĢlerliği savunuyorsa ne istiyorsa bize ayrıntılarıyla anlatsın. örneğin hukuk bürosu neyi yapmalı neyi yapmamalıdır bu tabloyu ortaya çıkartırlarsa çok çarpıcı bir biçimde görülecektir ki devrimcilikle iliĢkisi olmayan bir avukatlık tablosu çizeceklerdir. yani biz sadece duruĢmalara girelim baĢka da hiç bir iĢe karıĢmayalım olacaktır. bu tabloyu açığa çıkartmalısın bu kafada olanlar defolup gidebilir. bunlardan hayır gelmez. ayrıca efkanın hala para meselelerinden söz etmesini de anlayamadık efkan para meseleleriyle falan ilgilenmiyor daha önce ahmet ilgileniyordu sadece ahmet gittikten sonra onunun bir kısım para iliĢkilerini devraldı hepsi bu. eğer gerçekten efkan herhangi bir para iliĢkisi yaratmıĢsa bize de herkese de anlatsın da bilelim. böyle bir iliĢkisi yoktur. ayrıca efkan artık açık konuĢmalıdır. ucuz kahramanlıktan vazgeçsin efkan hukuk bürosu elemanı olmanın bedellerinden korkmaktadır. gerçek budur. boĢuna hoplayıp zıplamasın. korkuyorsa korktuğunu söylemek de bir cesarettir boĢuna teori 49 uydurmasın. ayrıca kendisinin hiç bir konuda istikrarlı olmadığını daha öğrenciyken gençlik içinde problemliydi bu problemleri aĢmamakta ısrar etti ve ne istediğini bilmeyen bunalımlı bencil kendi ifadesi ile bireysel çalıĢmayı seven kimsenin kendisine karıĢmasını istemeyen bir kiĢilik çizdi. ve son iki yıldır da istisnasız neredeyse her iki ayda bir ben bırakacağım diye karĢımıza geldi. bırak o zaman dediğimizde ise hiç bir Ģey olmamıĢ gibi tekrar görevi devam etti. kendisine defalarca iĢlerlik devrimcilik anlatıldı. ama o bencillikten serseri yaĢamdan vazgeçmedi. para meselesi de hukuk bürosu için değil esas olarak kendisi için istiyor. hukuk bürosunun sekiz yıllık tarihinde hiç bir avukat arkadaĢımız araba istememiĢtir. bu Ģeref sadece efkana aittir. öyle ki adeta araba için yırtınmıĢtır. hukuk bürosu elamanları çok ciddi geliĢmelerde dahi ceplerinde beĢ kuruĢ yokken sağdan soldan yol parası bularak binlerce kilometre gitmiĢlerdir. ama efkan rahat konformist yaĢamı özlüyor. ayrıca muharremi getirirken cezaevine bilgi verdik diyor doğru mutlaka vermiĢtir ama ne bilgisi verdi muharremin hadepli olduğu söyledi mi hadepli birisini neden büromuza getirdiğinin hesabını vermelidir. olay Ģudur efkan bizimle olan hukunu netleĢtirmek durumundadır. bizimle Ģöyle veya böyle bir iliĢkisi olacak mı yoksa hiç bir ilgisi olmayacak mı eğer hala az da olsa bir bağlılığı varsa hala bir Ģeyler yapmak istiyorsa gitsin mersinde çalıĢsın daha önce kendisi mersin diyordu Ģimdi ne oldu da istanbul diyor o zaman mersin yalandı. neyin manevrasını yapıyor derdi nedir ne istiyorsa biraz da erkekçe söylesin. Ģunu bilmeli hukuk bürosundan ayrılıp ta istanbulda hiç bir Ģey olmamıĢ gibi avukatlık yapamaz. siyasi davalara giremez. eğer mafya davalarına girecekse bu bize zarar vermek demektir o zaman tavrımız farklı olur ama hala devrimci demokratım diyorsa cepheli kimliğinden korktuğu anlaĢılmıĢtır. ama bir devrimci demokrat olarak mersin adana çevresinde davalarımıza girebilir. bizim bir elemanımız da olmaz. orada bağımsız çalıĢır girdiği davalardan da para alır. oradaki bizim insanlarımız da kendisine istediği parayı verirler. çünkü artık parayla çalıĢan bir avukattır. özetle para meseleleri tümden yalandır efkanın gerçek niyetini söyletmelisiniz. para mı tamam efkan senin para ile hiç bir iliĢkin olmayacak biz halledeceğiz deriz ve mesele biter. bu durumda da yine hayır çalıĢmayacağım diyecektir o zaman gerçek derdinin ne olduğunu söyleyecektir. durumu netleĢtirin bunlara ne diyor buna göre dhg karĢısına çıkarıp çakırmayacağımıza karar verirz. ayrıca fazi davasına da giremez. gazi davası reklam yeri değildir. hala bizi tanıyamamıĢ. gerektiğinde yüzlerce tutsağımız bütün avukatlarını azledip avukatsız mahkemeye çıkarlar. bu konuda ciddiyetimizi anlasınlar blöf yapmıyoruz kimseyi de zorla tutmuyoruz. hukuk bürsu elemanı olmak bir onurdur. bu onuru reddedenlere diyecek bir Ģeyimiz yoktur.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.11.01 - 1997-hamhav-02kahav” isimli word belgesi incelendiğinde; YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “hukuk bürosundan herkesle açık konuĢun gitmek isteyen varsa gitsin kimse bizi oyalamasın alperin yaptığı da namussuzluktur alperden hesap sormalısınız Ģimdiye kadar büroda ne yaptığının hesabını vermelidir bu Ģahıslardan anahtarları alın ve anahtarları hemen değiĢtir it kopuk takımına yalvaracak durumumuz yoktur. ama bu bırakanların aĢağılık tipler olduğunu da söyleyin. ayrıca bu alper denilen Ģahıs kimin yanında staj yapıyor gözüküyor büroya neden gelmiĢ bunların hesabını sorun somut cevaplar isteyin demagoji 50 yapmasına fırsat vermeyin bir de stajyer bir kız vardı onun durumu nedir onu da netleĢtirin kim gidecekce Ģu anda gitsin sürekli bununla uğraĢmayalım ayrıca efkan bir çok kmiĢiye bıraktığını anlatmıĢsa dhg önüne çıkartın madem anlatmak istiyor dhg sorgulasın hem de aileri herkesi toplayın kalabalık bir grup olsun ben bıraktım değil ben korktum diyecek.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından DHKP/C örgütü talimatlarına itaatte sorun çıkaran (stajer avukat olan Alper Tunga Saral dahil olmak üzere) tüm avukatların HHB‟den kovulması talimatını verdiği görülmüĢtür. “1997.11.27 - 1997-ayhan-2711ayh” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Ayhan isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunun 4. maddesinde; “metin filorinalı parantez aç soyadı yanlıĢ değil böyle parantez kapa diye bir avukat vardı eskiden bizim çevremizde olan birisiydi nasıl bulunur biz bilmiyoruz ama halkın hukuk bürosu biliyordur çağırıp konuĢun davlarımıza girmesi konusunda sonucu bize de bildirin” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, DHKP/C terör örgütü yönetiminin Halkın Hukuk Bürosuna ve DHKP/C davalarına Avukat Metin Filorinalı‟nın girmesi talimatını verdiği görülmüĢtür. “2000.08.16 - 01880_048” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “Ankara'da memurlarda Özgür Güden isimli birisi varmıĢ. Hukuk Fakültesi öğrencisiymiĢ mezun olmuĢ. Staj yapmak istiyormuĢ. Halkın Hukuk Bürosunda yapabileceğini, orada çalıĢabileceğini söylemiĢ. Cuma günü Halkın Hukuk Bürosuna gelecekmiĢ. Bu arkadaĢı Seher'e sordum, tanıyor. Ankara Adliyesi 8. Ġcrada çalıĢıyormuĢ. Seher de bu arkadaĢın avukatlık yapmak istediğini biliyormuĢ, iyi olur, zaten memur operasyonlarından etkilenmiĢ ve uzaklaĢmıĢtı, avukatlık yapmak istediğini de biliyoruz dedi. Bu arkadaĢ cuma günü gelecek, fırıncıların yanında kalsın mı? Özgür'ü fırıncıların bürosundaki Rahim de tanıyor. Ankara'ya gitmiĢti o da konuĢmuĢ, Ġstanbul'a gelmek istediğini ona da söylemiĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.06.22 - export 11-11-119-22062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Manav 2 ile ilk konuĢmamı size yazmıĢtım. bunun üzerine cumartesi günü konuĢmak istedi. bende düĢün tekrar konuĢuruz demiĢtim. KonuĢmamız üzerine düĢündüm. Aslında bir süredir düĢünüyorum dedi.. Ve ben önce size ÇHD dede yapamayacağımı söyleyecektim ama sonra düĢündüm mesele tek baĢına ÇHD değil benim kendimde ve ben artık mücadele etmek istemiyorum yapamayacağım. kendi gerçeğim ile yüz yüze kaldım.. ben sıkıntıya gelemiyorum, zorlukları kaldıramıyorum.. Büroda elki üstümde çok yük yok ama bugün ÇHD yarın aĢka birĢey mutlaka olur bana zor geliyor dedi.. BaĢka bir alternatif düĢünmediğini, av.lık yapmayı 51 düĢünmediğini söyledi” demiĢ, devamında; “MANAV 2”yi ikna etmek için uzunca konuĢtuğunu, 4-5 yıldır burada olduğunu, kendisine öğretilen Ģeyin vefasızlık olmadığını, yüzünü çevirmemesi gerektiğini, avukat olur olmaz ilk zora gelince böyle yapmasının hiç hoĢ olmadığını, böyle yaparsa örgütü kullanmıĢ olacağını, burada öğreneceklerini öğrendikten sonra “sıkıldım” deyip gitmesinin doğru olmadığını söylediğini, sakin ve soğukkanlı bir Ģekilde uzun uzun konuĢtuğunu, “MANAV 2”nin çok mahcup olduğunu ama aksi bir Ģey söylemediğini, gitmek istediğini tekrarladığını, bunun üzerine; “Parti sana git demeden iliĢkini kesemeyiz. Sabahları gelip akĢam gidersin” anlamına gelen sözler söylediğini, “MANAV 2”nin önce itiraz ettiğini, “burada boĢ boĢ ne yapacağım” dediğini, kendisinin ise; “Biz git demedik. Büro iĢlerini yaparsın. Seninle tartıĢıyoruz ve biz nokta koymadık” dediğini ve “MANAV 2” kod Avukat Güçlü Sevimli‟nin “Tamam” deyip kabul ettiğini belirtmiĢtir. “2003.06.23 - export 11-11-146-23062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “manav 2 ugün geldi. büroya gelmesini ve tartıĢmamızın devam ettiğini ve henüz kendisine bir cevap vermediğimizi söylemiĢtim.. Saah geldi. Ve akĢam gitti. bugün tartıĢmadım.. tartıĢmalarımızı düĢünsün diye. yarın tekrar konuĢup durumuna bakacağım. sizden gelecek cevaba göre onunla tartıĢacağım” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının HHB‟den çıkmak istese dahi örgüt onayı olmadan çıkamayacakları anlaĢılmıĢtır. “2003.07.15 - export 5-5-560-15072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Stajyer Mahir gelip gitmeye baĢladı. bizde yakından tanımaya çalıĢacağız bu süre içerisinde. Sohbet ediyorum. Ne kadar kararlı olacak zaman gösterecek. Büroda çalıĢma konusunda staj yapma konusunda uzun süre düĢünmüĢtü karar vermek için. Bu arkadaĢ MaraĢ AvĢinli, Kürt Alevi.13 yaĢında Ġstanbul"a taĢınmıĢlar.7 kardeĢler.26 yaĢında. 1999 yılında mahallesinde oturan bir kızla 2 yıl arkadaĢlığı olmuĢ. Evlenmeyi düĢünüyormuĢ. Kızı sevdiğini ama nalaĢamadıkları için ayrıldıklarını iyi biri olduğunu söylüyor. Anlattığına göre hala kıza aĢık. Bize okul yıllarından beri sempati duyduğunu söylüyor. Bizim çevremizde olmuĢ. Okumayı seviyor. Klasikleri ağırlıklı okumuĢ. Bizim yayınlarımızdan Haklıyız kazanacağızı, DireniĢ Ölüm YaĢam 2 yi okuduğunu söylüyor. Kendisine hafif dosyaları vereceğiz. Manavlarla belirleyeceğiz neler yapabileceğini” Ģeklinde ibarelerin olduğu, HHB sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟ün Halkın Hukuk Bürosuna baĢlayan avukatlar hakkında DHKP/C terör örgütü yönetimine bilgi verdiği ve danıĢtığı görülmüĢtür. “2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu belgede; “Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara TÖDEF te sorumluluk yapan sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ. Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ. 52 Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama mücadeleyi bırakan herkese yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa görüĢelimmi.. yani bir tavrımız varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan belge incelendiğinde, “Taylan Tanay isimli ankara mezunu.. cümlesi ile bayĢlayan 1.madde konusunda, Taylan Tanay ile ilgilenebileceğimiz ve görüĢe.bileceğimiz konusu anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan belge incelendiğinde; “Cuma günü buraya marmara Üniversitesi Hukuk Fak. De okuyan ve 5. yılında olan Barkın Timtik isimli bir bayan arkadaĢ geldi. Manav 4 ü sorarak geldi. Ablası Elazığda hukuk Fak. De son sınıfta okuyor.. M.Doğanlar tanıyor... manav 4 ve Manav 1 panel için bölgeye gittiklerinde tanıĢmıĢlar. Kızkardeyine buradan bahsetmiĢ.. Barkın geldi ve iĢ aradığını söyledi ama aynı zamanda HHB de yetiĢmek istediğini söyledi. Kendisi ile görüĢtüm bizim gönüllü çalıĢtığımızı para konusunda bir yardımımız olmayacağını ama iĢ konusunda ek bir iĢ bulmasına yardımcı olacağımı ve HHBye gidip gelmesini burada kendisini ceza konusunda yetiĢtireceğimizi kendisini tanırken onunda bizi tanıyacağını anlattım.. Bu önerime memnun oldu. Temel isteğim burada yetiĢmek. Ben dıĢarda yapamıyorum.. HerĢey çok çirkin ve kirlenmiĢ durumda.. Avukatlık bile yapmamayı düĢündüm okulu bırakmayı düĢündüm bir ara dedi. Ve mücadeleye artık bir yerden baĢlamak gerektiğine karar verdim ve bu yüzden size geldim ablam Elazığda Temel Haklara gidiyor. …Barkın ve Mahire avukatlık konusunda ceza usulü ve pratik konusunda ders vermesi için Manav 2 ile konuĢtum. Bunun nedeni Manav 2 ninde bizim çalıĢmamız içinde olması ve böyle bir çalıĢmanın onu motive edeceğini düĢündüğüm içindiki manav 2 son dönem pratiğimize daha çok koĢturuyor. Ve moralli.. Bu teklifime çok memnun oldu. ben arkadaĢlarla severek ilgilenirim. Dedi. Pazartesi günü gelecek ve program çıkaracağız.. Barkın ilede tanıĢtıracağım.. Barkına size danıĢmadan bağlayıcı bir Ģey söylemedim büroya gelip gideceğini acele etmeden bizi tanımasını bizimde kendisini tanıyacağımızı söyledim…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, HHB sorumlusunun Halkın Hukuk Bürosuna avukat almak için DHKP/C terör örgütü yönetiminden izin ve onay aldığı anlaĢılmıĢtır. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢacak avukatların HHB‟de baĢlamadan önce örgüte sorulduğu ve onay alındığı, 53 Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların DHKP/C terör örgütünün talimatlarını yerine getirmediği durumlarda örgüt yönetimi tarafından avukatın kovulduğu, Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatların HHB‟den kendi istekleri ile ayrılmayı düĢünmeleri durumunda dahi DHKP/C terör örgütü yönetimi izin vermeden HHB‟den ayrılamadıkları ve çalıĢmaya devam etmek zorunda kaldıkları anlaĢılmıĢtır. f. HHB Avukatlarının Birçoğu Avukat Olmadan Önce de DHKP/C Terör Örgütünün Farklı Birimlerinde Faaliyet Gösteren KiĢilerdir “1998.02.15 - 1998-havham-subat-b14sub39” isimli word belgesi incelendiğinde; YurtdıĢındaki sorumlu Hacı isimli kiĢiye gönderdiği bu talimat notunda; “efkan esas olarak m…….bir tiptir gençlik içinde yapamadığı için hukuk bürosuna verilmiĢtir orada da esas sorun popülizmi para düĢkünlüğüdür biz iki kez onu gözaltına aldık bir sürü sorun çıkarttı ve bizce esas sorun korkularıdır” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Efkan Bolaç‟ın DHKP/C terör örgütü gençlik yapılanmasında bir süre görev aldığı, Efkan Bolaç‟dan gençlik yapılanmasında yeterince verim alınamadığı, daha sonra DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan yapılanması içerisindeki Halkın Hukuk Bürosunda görevlendirildiği anlaĢılmıĢtır. “1999.01.15 - 1999-fatma-naim-ocak-o15oca01” isimli word belgesi incelendiğinde Naim isimli kiĢi tarafından yazılan raporda; “Büyük bir sorunumuz var. Bu arkadaĢlar da bu sebeple burada” dediğini ve 3 Kasım tarihinde Susurluk protestosu sebebiyle gözaltına alınmıĢ olan Ġsmail EYĠ isimli kiĢinin gözaltında iken polisin iĢbirliği teklifini kabul ettiğini ve 5 Ocak tarihine kadar da bu iĢbirliğini sürdürdüğünü, bu tarihte iĢbirlikçi olduğunu Döndü‟ye itiraf ettiğini söylediğini, biraz uyuduktan sonra ertesi gün öğle saatlerine kadar bu konuyu konuĢtuklarını, öğleden sonra baĢka bir yerde buluĢmak üzere tekrar randevulaĢtıklarını, öğleden sonraki buluĢmaya da evde bulunan herkesin geldiğini söylemiĢ, sonrasında Ġsmail EYĠ‟nin durumu ve konu ile ilgili örgüt mensuplarının neler yaptıklarına dair anlatımlarını özetlemiĢ, konu ile ilgili bilgisi olan kiĢilerden (Döndü ġahingöz, Övünç Bilgen, Devrim Turan, Ahmet Demir Ve Taylan Tanay) yazılı olarak aldığı raporları ve iĢbirlikçi olduğu belirtilen Ġsmail EYĠ isimli kiĢinin yazılarını da raporuna eklediğini, Bu Ģahısların Ġsmail Eyi‟yi bir evde gözaltına alıp sorgulama kararı verdikleri, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi sırasında polis takibi olup olmadığının belirlenebilmesi için Devrim TURAN tarafından Taylan Tanay ve Ahmet Demir‟in görevlendirildiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi iĢleminin Taylan Tanay ve Ahmet Demir‟in gözcülüğü ve kontr takibi ile Döndü ġahingöz tarafından gerçekleĢtirildiği, sorgulama yapılacak eve Övünç Bilgen‟in de geldiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanmaya baĢlanmasında bir süre sonra Taylan Tanay‟ın eve gelerek dıĢarıda polis yoğunluğu 54 olduğunu söylemesi üzerine sorgulamayı bırakıp evden ayrıldıklarını öğrendiğini…” Taylan TANAY iki sayfalık yazılı raporunda, yaptığı kontr-takip çalıĢmasını, nelerden Ģüphelendiğini, neden eve gidip evi boĢaltmaları gerektiğini detayları ile anlattığı „‟görülmüĢtür. “1999.02.17 - 1999-ayhan-subat-o1sub01” isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde Ümraniye Cezaevi‟nde yatan Ayhan KOD Necdet Berk‟ in yurtdıĢındaki sorumluya gönderdiği bu raporun baĢında “ANKARANIN NOTUDUR” ibaresi mevcuttur. 3. maddede; “OPERASYONA ĠLĠġKĠN: 03.02. 1999 GÜNÜ SAAT 22.00- 22.30 ARASI GÖZALTINA ALINANLAR;” baĢlığı atılmıĢ ve yakalanan kiĢilerin isimleri tek tek yazılarak, örgütsel konumu, nasıl yakalandığı, yakalandığı yerde nelerin ele geçirildiği, gözaltındaki tavırlarının nasıl olduğu konularında bilgiler verilmiĢtir. Yakalanan kiĢiler ile ilgili bilgiler verilirken; “ÖZGÜR YILMAZ: Ġlk tavırları oldukça radikal. Polislere vuruyor, saldırıyor vb. Sonra savruluyor ve ifade veriyor, AG'yi bırakıyor, iĢkencecilerle çay sigara içiyor. Taylan TANAY'la birlikte alınıyorlar. Çözülmeden önce Taylan'ın sorgu verirkenki görüntülerini izletiyorlar. Cuma öğlen çözülüyor. ġu anda bunalımda. AĢmak istiyorum diyor. TAYLAN TANAY: TÖDEF'LĠ. ÇözülmüĢ. Çözüldükten sonra AG'yi bırakmıĢ, sonra tekrar baĢlamıĢ. Pek çok arkadaĢa Taylan'ın görüntülerini izletmiĢler” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, görülmüĢtür. 03.02.1999 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünden alınan yazıda DHKP/C adlı terör örgütüne yönelik operasyonlarda Özgür Yılmaz ve Taylan Tanay‟ın (22) ark ile birlikte yakalandıkları ve 04.02.1999 gün ve (468) sayıları ile sevk edildiği Ankara 2 nolu DGM‟ce 1999/40 D.ĠĢ sayısı ile tutuklandıkları anlaĢılmıĢtır. “2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir arkadaĢ var. ĠÜ. Hukuk 2. snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı. Ankaralı. Büroyada gelip gidiyor. Ağbiiside yeni avukat. Ankarada çalıĢıyordu. Ġstanbula geldi. Manavladrntanıytılar. Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor. ĠĢ arıyordu. sohpbet ettik. bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini taĢıyan birisi. Ġstanbula yeni taĢındı. sık sık Ankaraya gidip geliyor. tam bir iliĢki kuramadık. Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz. ÇHD ye baĢta yönlendirdik. Büroyu ve çalıĢmalarımızı anlattık.. Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken” ġeklinde ibarelerin olduğu HHB avukatı Ģüpheli Günay Dağ‟ın HHB‟den önce örgütün gençlik yapılanması olan Dev-Genç yapılanması içerisinde yer aldığı görülmüĢtür. 55 Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢacak avukatların birçoğunun örgütün legal ve illegal yapılanmalarında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü yönetiminin zaman zaman örgüt üyelerini yapılanmalar arası değiĢtirerek görevlendirdiği, örneğin örgütün gençlik yapılanmasında görevli avukat olmaya haiz birisini, daha sonra HHB‟de avukat olarak görevlendirdiği anlaĢılmıĢtır. g.Büro ve Avukatların KarĢılanmaktadır Ġhtiyaçları Örgüt Tarafından “1997.10.03 - 1997-hamhav-03EKHAV3” isimli word belgesi incelendiğinde Havva isimli kiĢi tarafından yazılan bu raporda; “avukatlarda sürekli maddi sorunları ğündeme geliyor özellikle efgan sürekli para için arıyor ve söyle bir havası var elimizdeki olanaklar alınıyor ailelerdende para gelmiyor ne yahpaçağız efğanın bu tür hos olmayan bir yaklasımı var ama ailelerdende para ğelmeyince onlarında maddı sorunları sık sık gündeme geliyor” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “1999.05.06 - 1999-ayhan-haziran-b09haz06” isimli word belgesi incelendiğinde; YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Hakkı isimli kiĢiye gönderilen bu notta; “HAKKI, BU NOTU B.... YAZDIK...BĠRLĠKTE OKU VE SONUÇLARINI TAKĠP ET... …“VE YAPILMASI GEREKENLER” baĢlığı altındaki 1. maddede; “Gerekirse yeni bir büro yeri bulun... daha geniĢ daha temiz... yeniden döĢeyelim... yeniden düzenleyelim herĢeyi... eksi alıĢkanlıklarınızı da eski büroya gömerek yeni bir yere taĢının... tüm masraflarını biz karĢılayacağız bu büronun...her Ģeyini yenileyin büronun... belli uygun taksitlerle her Ģeyi alalım...” denilmiĢ, 2. maddesinde; “Avusturyalı bayanın verdiği paranın türk parası olarak karĢılığı yaklaĢık olarak 75 milyon... bize hemen bir hesap numarası bildirin...öncelikle sizin ve zekinin borçlarını göndereceğiz...bunu hemen bildirin...ankaradaki büro asla kapanmamalı...evin eĢyalarını uygun bir yere hiç olmazsa büroya taĢıyın evi boĢaltın...büronun borçlarını ise hemen ödeyin ve icra vs yi durdurun...bunun için NE KADAR PARA GEREKTĠĞĠNĠ HEMEN ACĠL OLARAK HESAP NUMARASI ĠLE BĠRLĠKTE BĠLDĠRĠN. DÖVĠZ HESABI AÇTIRIRSANIZ DAHA AZ ZARAR EDERSĠNĠZ...” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, B…. Olarak Ģifrelenen kiĢinin Avukat Behiç AĢçı olduğu, Halkın Hukuk Bürosunun tüm masraflarının DHKP/C terör örgütü yönetimini tarafından karĢılanacağı görülmüĢtür. 56 “1997.10.07 - 1997-hamhav-0910hav” isimli word belgesi incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “Avkutların gelir gider vb sorunlarına vakıf olmalısın örneğin daha önce efkan tunadan aldığı borçları nasıl ve nereden ödüyordu. Daha doğrusu büro giderleri ve gelirler nelerdir. Duruma vakıf olursak bir formül bulunur. Ayrıca efkan gelir gider iĢlerine bakıyorsa bunların ayrıntılı bir hesabını çıkartmalı. kimden ne almıĢ kime ne zaman ne vermiĢ her Ģey açığa çıkmalı. gerektiğinde bürodan baĢka biri para iĢleri ilgilenir ama önce hesaplar düzelsin. Ģunu da kesin söyleyin o büro kurulduğundan beri bir arabaya sahip olmadı bundan sonra da olmayacaktır. arabalık bir iĢleri de yoktur. ayrıca avukatlar tunanın evinde kalmayacaklar. baĢka bir ev bulmalıyız. veya uygun birilerinin yanlarna yerleĢtirmeliyiz. Ģu andaz kim nerede kalıyor. efkan chr içerisinde ne yapıyor bir çalıĢma yapmalı. bize yakın veya etkili olabileceğimiz insanlar üzerinde bir çalıĢma yapmalı. yine para yardımı yapacak çeĢitli gelir getirecek davalar verebilecek insanlar bulmalı. yani hukuk bürosu yeni avukatlar bulamazsa bir süre sonra avukatsız kalacaktır. metin narinin ilgilendiği genç avukatlar vardı bunlar için iyi diyorlardır ne yapıyorlar. bunların bir kaçı üzerinde özenle çalıĢılabilir. gerekirse efkanın metinin dıĢında ilgilenecek yollar bulmalıyız. etkilemeliyiz yayınlarımızı verme tartıĢma zaman zaman gidip gelme gibi yöntemlerle etkileyebiliriz. ayrıca mlutlaka genç avukatlara baĢkalarına dava dağıtmalıyız. dava dağıttığımız insanlar doğal olarak cezaevine gideceklerdir cezaevi bunlarla özel olarak ilgilenir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.10.08 - 1997-hamhav-0810ham” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Hamdi isimli kiĢiye gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “sağmalcılar efkana Ģununla ilgileneceksin bununla ilgilenmeyeceksin demiĢ olamaz ama yine soror öğreniriz. demiĢ veya dememiĢ bundan sonra ilgilenmeyecek. saçmalamasın herĢeylerini ellerinden almıĢız gitmelerini mi istiyormuĢuz ne demek halkın hukuk bürosu efkanın babasının malı değil ki sonuçta oranın karı da zararı da bizimdir. efkan babasından mı para getirip borçları ödeyecek Ģimdi büronun bir milyar borcunu ödüyoruz herhalde bunu efkan kazanmadı . tuna iliĢkisinden hiç bir para almayacak büronun gelir giderini çıkarıp yeniden düzenleyeceğiz. efkan Ģunu anlamalı sorun kendisi veya bir baĢkası değil bir takım iliĢkileri düzenlemek iistiyoruz hepsi bu kadar” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1999.11.22 - 04176_o23kas9902aykut” isimli word belgesi incelendiğinde Aykut KOD Ümit Ġlter isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Yenge büroların kira borçlarından sözetti. Buna göre kendi bürolarının 600 -altı yüzmilyon borcu var, projenin ise 500 -beĢ yüz- milyon borcu var. BaĢka borçlarıda varmıĢ ama acil olan bunlarmıĢ, nasıl çözeceksiniz dedik, somut hiç bir Ģey yok, Partiye ilettinizmi dedik, iletmiĢler buna göre bir ara mark gönderileceği söylenmiĢ vb... Bukonuyu geçen haftada anlatmıĢtı ama bu hafta deyim yerindeyse hani veresiye verenin hali diye iĢyerlerine asılan bir resim vardır ya biraz durum buydu. Sonuç olarak biz para vermedik. Belki daha sonra 57 Florinalıdan alacağımız büfe kirası eğer uygun olursa doğrudan fırıncılara aktarılabilir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.07.26 - 01889_27.7.2000tar2k0030” isimli Nazan kod Gülay Yücel tarafından yazılan word belgesi incelendiğinde, “Dün gece 01.00 gibi Bergama Hapishanesinde gerginlik olduğun öğrendik. …Ben de hemen hukuk bürosuna gittim. Yenge ile birlikte hemen avukatları aramaya baĢladık. Av. Murat Çelik, Av. Hüdai Berber, Av. Nurhayat ĠĢyapan, Özgür Hukuk Bürosundan Kenan Alkan, Av. Metin Florinalı ve Yenge 12.30'da Bergama için yola çıktılar. …Yengeye Bergamaya gitmeleri için 90 milyon lira verdim.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, HHB avukatlarının tutuklu olan DHKP/C terör örgütü üyesi kiĢileri cezaevinde ziyarete gittiklerinde örgüt yönetiminden yol parası aldıkları anlaĢılmıĢtır. “2000.08.03 - 01897_4.8.2000835” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu raporda; “Zeki'nin hesap numarası: ZEKĠ RÜZGAR Ankara ĠĢ Bankası Necatibey ġubesi 4222 0466644” Ģeklinde ibarelerin olduğu, YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun para göndermek üzere Avukat Zeki Rüzgar‟ın hesap numarasını talep ettiği anlaĢılmıĢtır. “2000.10.27 - 03768_27.10.20002233” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda; “Yenge geldi kendisine yolculuk için para verdim. Yenge M.Narin'in birisiyle kendilerine para yolladığını söyledi. Daha önce yediği para olmalı bi diyor. Para 1600 (bin altı yüz) Mark ve üç yüz Dolar. Bana verdi. Bende duruyor” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatlarına yol parası verdiği anlaĢılmıĢtır. “2001.07.13 - 10158_13.7.2001murat-1xx” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafında yazılan bu raporda; “Yengelere baktığımız yerler için kiranın üst sınırı ne kadar olsun. ġimdiye kadar en fazla 400 milyon dedik, ama istediğimiz büyüklükte bir yeri 400'e bulmak pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle üst sınır olarak en fazla ne kadara kadar bakılım?” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2001.11.21 - 10891_22.11.2001feride3-3” isimli word belgesi incelendiğinde Sabri KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; 58 “Yenge'ye ĠKĠ BĠN DM büro için, BĠN DM'de bürodakilerin giysi ihtiyacı için verileceği anlaĢıldı. Büroya ayda dört bin DM verileceği anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu rapordan DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatlarına giyim masrafları için dahi para gönderdiği tespit edilmiĢtir. “2002.09.16 - 11902_17.9.2002hayri13” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; YAġAR"IN NOTU:Merhaba,1)5000(beĢbin) Euronun hesabını yazıyorum, HAPĠSHANELER Ġçin Harcamalarım:Bakırköy Hapishanesi:250 (Ġkiyüz elli) Milyon TL. 550 (BeĢyüzelli)Milyon TL.(Her ikiside Filiz ve Gamze"lere)EDĠRNE:200 (Ġkiyüz )Milyon TL.140 (yüzkırk)Milyon TL.KANDIRA:140 (Yüzkırk)Milyon TL..120(Yüzyirmi )Milyon TL..BAYRAMPAġA HASTANESĠ:100 (yüz)Milyon TL.KARTAL ÖZEL TĠP:400 (Dörtyüz)Milyon TL.50 (Elli)Milyon TL(Gözde)BAYRAMPAġADAKĠ DĠRENĠġÇĠLERE KIYAFET:120 (yüzyirmi)Milyon TL..135 (yüz otuzbeĢ)Milyon TL.(ġengül Aslan"ın gözlüğü)TOPLAM:2.205.000.000 TL. (Ġki milyar ikiyüzbeĢ Milyon TL)DENĠZ"e verdiğim:500 Euro (beĢyüz)50 (Elli )Milyon TL.(TOPLAM 1 milyara tamamlayarak Deniz"in harcamaları için verdim)200 Euro (Ġki yüz) (Ġdari Davalar için verdim.Sizden sonradan gelen bilgi üstüne iki üç kiyi için ödeme yapacak oradan artanı kendi harcamalarına aktaracak.Kira vb..gibi için..)250 Euro (Ġkiyüz elli Euro) (Tutsaklar için _350 Euro önceden verdiğimden kalan var.Özellikle Ankara Numuneye göndermesini ve Ulucanlara vermesini istedim..)TOPLAM:950 Euro (Dokuzyüz elli Euro) 50 Milyon TL.(Elli milyon)HAPĠSHANELERE GĠDERKEN YOL PARASI:Edirne:140 Milyon TL. (Yüzkırk Milyon TL)(Ġki haftalık)Kandıra;80 Milyon TL.(Seksen Milyon TL..)(Ġki haftalık)TEKĠRDAĞ:40 Milyon TL..(Kırk Milyon TL..)(Bir gudiĢ_geliĢ)TOPLAM:260 Milyon TL..(ĠkiyüzaltmıĢ Milyon)TL.. CENAZELER için:Hamide"nin cenaze masrafları için:65 Milyon TL..(AltmıĢbeĢ Milyon)TL.Manav 4 gitti cenazeye:Yol Parası:50 Milyon TL.(Yüz milyon) TL..Gülnihal için iki kez Bursaya gidildi:150 Euro (Yüz elli)TOPLAM:l15 Milyon TL..(yüz onbeĢ Milyon TL..) l50 Euro..ARKADAġLARA VERĠLEN;Cihan"a:300 Euro (Üçyüz)(200 Euro sizin yanlarında bulundurmak için almalarını söylediğiniz paraya karĢılık.Gözaltındayken polisler 200 Dolarını sahte dolarla değiĢtirmiĢler.Onun yerine istemiĢti verdim..100 Euro ise harcamaları için )100 Milyon TL..(Yüz Milyon TL..Harçlık)Murat"a:100 Euro (yüz) 80 Milyon TL..(seksen milyon TL.)Ehliyet için..Seher"e:200 Euro (Ġki yüz) 200 Milyon TL..(Ġkiyüz milyon TL..)TOPLAM:900 Euro(Dokuzyüz) 280 Milyon TL..(Ġkiyüzseksen)BÜro"nun Büyük Harcamaları:Faturalar:345 Milyon TL..(üçyüzkırkbeĢ Milyon)(Telefon,cep telefonu,elektrik,doğalgaz)Fındıkzadedeki Tel.Borcunun taksiti:300 Milyon TL..(üçyüz milyon)Dosya alımı için Toplam:80 Milyon TL..(Seksen Milyon) Manav 1,3.4 için aylık Harçlık : 50x3:150 Milyon TL..(yüzelli)Manav 4 için pasaport baĢvurusu için:80 Milyon TL.(seksen milyon)(Bu harcamaların tümü büro günlük harcamalarının dıĢıhda benim tarafımdan verildi)..TOPLAM:955 MilyonTL(DokuzyüzellibeĢ milyon)GENEL TOPLAM: 1.660.000.000 TL..(Bir milyar altıyüzaltmıĢ milyon)TL...KarĢılığı 1050 Euro (binelli )(1,58 59 döviz kurundan genelde bozdurdum) 2000 Euro (Ġkibin Euro)Toplam:3050 Euro..Ayrıca büronun günlük harcamaları var.Bunları haftalık büro hesabında size gönderdim.Bu haftanınkinide göndereceğim.ġeklinde ibarelerin olduğu, Bu nottan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgütün gönderdikleri para ile geçindikleri, bu kiĢilerin diğer harcamalarının da örgüt tarafından karĢılandığı anlaĢılmıĢtır. “2003.06.27 - export 11-11-154-27062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Av.Ahmet Akoluk)manav 1 in arkadaĢı)kemal"in kızı ile anlaĢmıĢ onun iĢini yapıyor.Ģirketi kız yönetiyor.Ģirketin 4 avukatı var.diğeri Ali hadi Emre (bizim davalarada giren bir avukat)u Ģirketin ceza davalarınada bakıyormuĢ.bir tane bayan av. Var.Nursel isminde.nursel Ģirketten aylık 500 Milyon alıyormuĢ.Ayrıca iĢ üstünede para alıyormuĢ.bu içra iĢlerine akıyormuĢ.Nursel Ahmet Akoluk ile anlaĢamıyormuĢ.Ahmet Ģirket ortaklarına ben Av.nurselle anlaĢamıyorumbenim arkadaĢım manav 1 benimle davalara baksın diye teklif edebilirim demiĢ.böyle olursa manav 1 Ģirketten aylık 500 Milyon TL. Alacak..Ahmet Akolukun iĢ üstünden sürdürdüğü davaları birlikte yürütecek ve Ahmet"in iĢten aldığı ücretten Ahmetle muhatab olup ondan emeği karĢılığı para alacak..HHB olarak değil kiĢi olarak tanıyacaklar muhatab olacaklar.karĢı tarafın av. Pislik bir adammıĢ.Çekmece Avcılar Adliyesinde rüĢvetle her iĢi çeviriyormuĢ.Adı Özkan Aydar.Adliyeyi parayla satın almıĢ.Diğer av. Ahmet yum.Ayvaz kokmaz tarafında olanlar.daha doğrusu dolaylı bir iliĢki var sanırız. Manav 1 lerin takip edecekleri dava niteliği:sahte senetler ve imzalar sahte.borçlu vekili olarak seneti imza ettirme söz konusu.Ġlk çerçeve u.Giderek Ģirketle iĢ geniĢleyebilir …Sizin onayınızı bekliyoruz.Ona göre bakalım yada akmayayım davalara diyeceğiz... ġeklinde ibarelerin olduğu Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, ticari dava almak için örgüt sorumlusundan izin istediği görülmüĢtür. “2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılmıĢ bu raporda; „„Büronun mali durumu konusunda” “Büronun mali durumu 2 aydır oldukça sıkıntılı durumda... 2 aydır kira ve faturaları ödemekte zorlandık. Kira borcumuz yok ama zamanında ödeme sorunu yaĢıyoruz. 10 gün kadar geç ödeyebildik 2 aydır. Faturalar üst üste gelince düzenli bir gelir olmadığı için bunlarda iki aylık bir yığılma olmuĢtu. Para buldukça eritmeye çalıĢtık. Ancak birini öderken yeni bir fatura geldi. su ve doğalgazda borcumuz vardı. Doğalgazı ödedik. Suyu taksite bağlatarak ilk taksiti ödedik. Elektrik borcu 2001 yılından kalan borçlar vardı. Bunları taksit yaptırmıĢtık. Bu son iki ay sıkıĢınca ve yeni faturalar gelince taksitli borçları ödeyemedik son gelen faturaları kesilmesini önlemek için ödedik.” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 60 Halkın Hukuk Bürosu sorumlusunun DHKP/C terör örgütü yönetimine HHB‟nin mali durumunu rapor ettiği anlaĢılmıĢtır. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütünün demokratik yapılanması içerisinde yer alan Halkın Hukuk Bürosunun tüm masraflarının DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karĢılandığı, Sadece HHB‟nin giderlerinin değil aynı zamanda HHB avukatlarının maaĢ, yol parası gibi harcamalarının da örgüt tarafından karĢılandığı, HHB avukatlarının giyim vb. Ģahsi masraflarının dahi örgüt tarafından karĢılandığı, HHB‟nin mali durumunun DHKP/C terör örgütü yönetimine düzenli olarak iletildiği yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. SoruĢturma kapsamında baĢta Halkın Hukuk Bürosu ve diğer adreslerde yapılan aramalarda elde edilen deliller kapsamında Halkın Hukuk Bürosu ve avukatların giderlerinin örgüt tarafından karĢılandığına dair çok sayıda delil elde edilmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında; Gebze-Ebru Kandıra- Ebru Tekirdağ-Oya KarataĢ Adana- Oya Bolu- Oya Edirne-Barkın B k köy- Barkın Antalya-Erdem Sincan-Taylan Kırıkkale- Taylan 61 Bursa-Taylan Gebze –Ebru Edirne-Barkın Tekirdağ Günay-Oya Bakırköy- Günay Kandıra-Taylan UĢak- Günay Kırklar-Günay Elbistan-…)Günay Malatya-Barkın Rize-Erdem” ġeklinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçundan cezaevinde bulunan kiĢilerle görüĢme amaçlı olarak hangi cezaevine kimin gideceğinin belirlendiği, Hollanda ve Belçika dökümanlarının yapılan incelemesinde hangi HHB avukatının hangi cezaevine gideceğinin örgüt tarafından belirlendiği ve cezaevine giden HHB avukatlarının yol ve yemek gibi masraflarının örgüt tarafından temin edildiğinin anlaĢıldığı, Dolayısıyla yukarıdaki el yazması not incelendiğinde, HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla örgütsel amaçlı görüĢme yapmaları için iĢ bölümü ve görevlendirme yapıldığı, Erdem olarak belirtilen Ģahsın DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanmasına yönelik BaĢsavcılığımızca yürütülen 2012/2094 sayılı soruĢturma kapsamında 18.01.2013 günü Halkın Hukuk Bürosunda yakalanan ve sonrasında tutuklanan Erdem Hanoğlu olabileceğinin değerlendirildiği, Ajandanın 10 ile numaralandırılan sayfasında HHB‟unda yapılan tüm harcamaların,cezaevlerine gidiĢ geliĢ masraflarının,tatil ve kamp için ayrılan para miktarlarının yukarıda açıklanan örgütsel dökümanlarda da geçtiği Ģekilde ve bu dökümanlarla örtüĢür biçimde ayrıntılı olarak not edildiği, Ajandanın 11 ile numaralandırılan sayfasında; 62 “+200 Dolar vardı nedir? Barkın 1450? Barkın 2000 + [600 Dolar] Duruyor Taylan 2300 MaaĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Diğer delillerle birlikte yapılan değerlendirme sonucu HHB avukatları Taylan TANAY, Barkın TĠMTĠK, Oya ASLAN, Ebru TĠMTĠK ve Günay DAĞ‟ın bu büroda maaĢ almak suretiyle çalıĢtıkları, ayrıca büroda ikamet ettikleri, maaĢ olarak aldıkları paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, Üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli sayfaları 1-79 ile numaralandırılan ajandanın 29 ile numaralandırılmıĢ sayfasında; “4 Aralık 2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63 TL borcumuz var” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 51 ile numaralandırılmıĢ dökümanda; “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500 Koltuk 1000 Ünz Elde: 20000 Nakit 600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Yukarıdaki nottan ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nden Halkın Hukuk Bürosuna 15.000 TL aktarıldığı,ÇHD‟den alınan para ile diğer paraların toplamının notta geçtiği Ģekilde toplam 20000TL ettiği, bu nottan ÇHD‟nin bütçesinin zaman zaman örgüt adına kullanıldığının görüldüğü, Yine “Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklindeki ibare ve bir önceki notta bulunan “4 Aralık 2012 5 Bin Kamp” ibarelerinden ileri bir tarihte kampa gideceklerinin anlaĢıldığı, Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde yukarıda belirtilen kampa 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında; Ģüpheliler Taylan TANAY, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Günay DAĞ, ġükriye ERDEN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül KOZAĞAÇLI ve Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneği üyesi bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir – Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde toplam tutarın 3.641 TL olduğu, faturanın tamamının Ģüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI adına kesildiği, Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan 19.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan raporda; “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu 63 konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk çevrelerinde böyle insanlar olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi..”Ģeklinde hususların yazılı olduğu, 06.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan raporda ise “ÇHD VE MANAVLAR KONUSUNDA: ÇHD KONUSUNDA” baĢlığı altında; “…ÇHD hukuk alanında bizim için önem verdiğimiz bir mevzidir ve iĢlevli ve doğru tarzda müdahale edildiğinde kendi alanı içinde ve genelde demokrasi mücadelesinde ciddiyeti olan ve sözü dikkate alınan bir kurumdur.bu yanıyla ÇHD yi iĢlevli kılmalıyız...” “…ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir mevzimizdir.bunları yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı iliĢkileri politikleĢtirerek HHByede kazanacağız…” “…ÇHD gibi içinde bizimde olduğumuz ama herkezin olabileceği kurumlarda kapsayıcı olurken buraları ideolojik mücadele mevzisi olarakta değerlendirmek zorundayız…” Ģeklinde hususların yazılı olduğu görülmüĢtür. Yukarıda isimleri sayılan avukatlar ile ilgili yapılan çalıĢmalarda aralarında 2012/2259 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C Terör Örgütü içerisinde eylem ve faaliyette bulunmak suç Ģüphesiyle iĢlem yapılan ve tutuklanan, Ġstanbul ve Ankara Halkın Hukuk Bürosunda görevli Taylan TANAY, Ebru TĠMTĠK, Barkın TĠMTĠK, Özgür YILMAZ, ġükriye ERDEN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI gibi avukatların bulunduğu ve büyük çoğunluğunun ÇHD içerisinde görevli avukatların oluĢturduğu grup olduğu görülmüĢtür. Belirtilen Ģahısların YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından 19.10.2003 tarihinde yazılan örgütsel döküman içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözle de bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim” Ģeklinde belirtilen hususlar çerçevesinde bir araya gelmiĢ oldukları ve kamp için harcanan 3.641 TL‟nin kamp için ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla ÖRGÜT TARAFINDAN KARġILANDIĞI anlaĢılmıĢtır. Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ve Oya Aslan‟ın Suriye ve Lübnan‟da katıldıkları toplantı ile ilgili olarak yapılan harcamaların da TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AġÇI aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığının anlaĢıldığı, Selçuk Kozağaçlı‟nın söz konusu yol masraflarını istediği tarihte yukarıda bahsedilen NevĢehir kampında olduğu da göz önüne alındığında söz konusu masrafları da örgütün fonundan karĢıladıkları anlaĢılmıĢtır. 64 86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Yukarıdaki not içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik, Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ve Özgür Yılmaz isimli Ģüpheliler olduğu ve bu Ģüphelilerin örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemeğin ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir. Yine BaĢsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütü sözde Demokratik alan yapılanmaları arasında yer alan Devrimci Memur Hareketi (DMH) mensuplarının 22.09.2012 Cumartesi günü Ġstanbul Avcılar Ġlçesi Marmara Caddesi Çiğdem Sokak Yapı Kredi Bankası Üstü Kat:5 No:197 sayılı adreste faaliyet gösteren Eğitim-Sen 7 Nolu ġubesinde düzenledikleri toplantı ile ilgili mahkeme kararı uyarınca kayda alınmıĢtır. Söz konusu toplantıda o soruĢturmadan tutuklu bulunan Dursun DOĞAN‟ın memur hareketi mensuplarınca toplanan aidatlarla ilgili olarak aynen “Ya bu kadar somut bir Ģey var ortada on milyar ayda topluyor Türkiye genelinde, on milyar ayda toplayamıyoruz. Yarısını Ġstanbul Ankara veriyor... diğer illerden üçer beĢer bir Ģey gelmiyor. Bu da tüm ihtiyaçlarımızı karĢılaĢamıyor.... Ġhtiyaçları var, mahallelerin de ihtiyaçları var, iĢte çocuk okutup üniversiteye gönderen ailelerimiz var (anlaĢılmadı) bütün mesele veriyor mu vermiyor mu? (anlaĢılmadı) olmayan yerde (anlaĢılmadı) gerek yok. Biz gideriz(anlaĢılmadı) ĠkiĢer tane yapsak yüz tane adam yapar (anlaĢılmadı) ArkadaĢlar Ģöyle olmaz, böyle değil mi mesela (anlaĢılmadı) mesela... zimmeti var (anlaĢılmadı) tapu üzerinden... Ekrana basıyor ekran sana getirip (anlaĢılmadı) koyuyor. Artımı eksimi duruyor Ģu kadar paramı almıĢ bu kadar paramı harcamıĢ. Yani bizim harcamamız (anlaĢılmadı) Dernek yaptırsanız, özellikle siyasal Ģube (anlaĢılmadı)gördüğü zaman belki hayli hayli. ġimdi bunun tedbirini alacağız yani düĢünmeden yaptırabilir miyiz yani bunlar bize buradan saldırır. iĢte diyecekler ki örgütten para geliyor, yok bilmem ne alıyor bilmem ne oluyor (anlaĢılmadı) Bu tedbiri almak zorundayız (anlaĢılmadı) ayda biz on beĢ lira para toplanacaksa orada otuz lira para koyarsa arkadaĢın birine (anlaĢılmadı) avukat arkadaĢlarımız var bilmem ne var avukatlara (anlaĢılmadı) Halkın Hukuk Bürosuna veririz”diyerek DMH mensupları tarafından toplanan aidatların bir kısmının da örgüt tarafından kontrollü olarak Halkın Hukuk Bürosuna aktarılacağını açıkça beyan ettiği görülmüĢtür. Sonuç olarak Halkın Hukuk Bürosu ve avukatlarının masraflarının örgüt ve yapılanmaları tarafından karĢılandığı, cezaevine gidiĢ geliĢ masrafları, yemek masrafları, fatura vb. kaydedilerek örgüt fonundan temin edildiği, ÇHD yönetiminin parasının da HHB masrafları için zaman zaman kullanıldığı, aynı Ģekilde HHB‟nin mali durumunun DHKP/C terör örgüt yönetimine düzenli olarak iletildiği yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. 65 h. HHB ve Avukatları Tarafından Alınacak Davalar Örgüt Tarafından Belirlenmektedir “1997.10.26 - 1997-hamhav-26ekhav” isimli word belgesi incelendiğinde “Avukat Efkan Bolaç hakkında; …gazı davasına avukat olarak katılmak isterim dedi ne diyelim” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde; “eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil büronun bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu tehlikeli bir düĢüncedir. bu düĢüncede olanlar hukuk bürosunun tarihini oluĢumunu yok sayıp reformistleĢtirip sıradan ticari bir hukuk bürosu haline getirmek istiyorlardır. …ayrıca fazi davasına da giremez. gazi davası reklam yeri değildir. hala bizi tanıyamamıĢ. gerektiğinde yüzlerce tutsağımız bütün avukatlarını azledip avukatsız mahkemeye çıkarlar...” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.12.02 - 1997-ayhan-02araay5” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan KOD Necdet Berk isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazılan bu raporda; “ayrıca bergama köylülerinin avukat problemi varmıĢ daha doğrusu problem değilde bizim oradaki taraftarlarımız buiĢle hukuki olarak halkın hukuk bürosu ilgilenemezmi diyorlarmıĢ bucaya sormuĢlar budurumda eğer bunu onaylarsanız ya bizim taraftartarımızın örgütlediği köylüler noterden vekalet verecek yada bizim avukatlarda bergamaya gidip köylülerlede görüĢüp vekalet alacak gerçi bizim büronun durumu yoğunluğuda ortada ama eğer sağlayabilirsek iyi olur gibi gözüküyor neyapalım diye buca bizi sordu sizden gelecek cevaba göre onlarada bilgi vereceğiz bukonuda ayrıca daha önce köylülerin davalarına avukat ibrahim toktamıĢ diye biri bakıyormuĢ ama Ģimdi davalara girmiyormuĢ nedenini henüz öğrenemedik ayrıca berama iĢinde öne çıkmaya çalıĢan chpli oktay konyar denilen adamında kardeĢi avukatmıĢ oda davalara bakıyormuĢ ama bu adamlar yeri gelir hukuki olarakta buiĢi satarlar kısaca nederseniz öyle bir Ģey diyelim.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.01.15 - 1998-cemil-ocak-b15ocak” isimli word belgesi incelendiğinde; “Velinin ailesi hukuk bürısu dıĢında bir avukat ayarlamaya çalıĢıyormuĢ ve bunu da hukuku bürosunu arayarak açıkça söylemiĢler en son da kölyüoğlu denen bir adamı bulmuĢlar belki hatırlarsın eski bizden tipler onun ailesine karısına ve babasına söyleyin kesinlikle baĢka avukat ayarlamayacaklar halkın hukuk bürosu girecek davasına” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.01.16 - 1998-ayhan-ocak-o16oca04” isimli word belgesi incelendiğinde; 66 “veli türkyılmaz bir sorgu görüĢmemiz sonunda avukat konusunu biz açmadan kendisi açtı babasının baĢka bir avukat tutmak istediğini ama kendisinin buna karĢı olduğunu çünkü babasıyla arasının iyi olmadığını Ģimdi babasının cephenin kendisini sahiplendiğini görmesini istediğini yani senin tutacağın avukata ihtiyacımız yok mesajını vermek istediğini söyledi bunları biz kendisine sormadan söyledi eğer uygun görürseniz halkın hukuk bürosu girsin dedi tamam dedik cephenin insanlarına her koĢulda değer verdiğini sahiplendiğini bu konuda emin olmasını anlattık yani bu konuda olumlu bir yaklaĢım sundu” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.02.12 - 1998-havham-subat-b12sub24” isimli word belgeleri incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu tarafından Orhan ve Özge isimli kiĢilere gönderildiği anlaĢılan bu notta; “okmeydanındaki yıkımlar için halkın hukuk bürosu büyük bir ilan versin hukuki yardım parasız danıĢma vb ve telefonunun baĢına birisini oturtup müracaatları adresleri alır ve siz de ilglienirsiniz halk meclilerine çağrı yapılır halkın hukuk bürosu halk meclislerine yardım dayanıĢma tarzında bir ilan olur dörtte bir sayfa büyük bir ilan olmalı aynı ilan kurtuluĢya da verilir bunu hemen ayarlayın” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1999.01.01 - 1999-ayhan-ocak-b01oca02” isimli word belgeleri incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlunun, Ümraniye Cezaevinde bulunan Ayhan KOD Necdet Berk‟e yazdığı bu notta; “Rıza Poyraz'ın atılıp sakat bırakılmasıyla ilgili kamuoyuna açıklama yapın. Polisler atmıĢtır, özü budur. Kendisinin atlaması bir Ģey ifade etmez. Vakıf gurebada Rıza için.. "bu terörist tedavi etmeye gerek yok" diyen doktorun adını biliyormu? Doktor için tabibler odasına suç duyurusunda bulunun. Ayrıca ĠHD'de devreden çıkarılsın. Gereken suç duyuruları Hukuk bürosu yapsın. Rıza Poyraz'ın atılmasını kamuoyuna mal edelim” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Rıza Poyraz ile ilgili yapılan tetkiklerde DHKP/C örgütü üyeliği iddiasıyla Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde gözaltında bulunduğu sırada 22.12.1998 tarihinde 5. kattan kendisini atarak yaralanmıĢ olduğu, 28.12.1998 tarihinde ise tutuklanarak Ümraniye Cezaevi‟ne konulduğu anlaĢılmıĢtır. DHKP/C örgütünün o dönemde çıkardığı “Bağımsızlık Yolunda KURTULUġ” isimli derginin 09.01.1999 tarihli 12. sayısında; “Polisten Yeni Bir Ġnfaz GiriĢimi Daha: Rıza Poyraz Pencereden Atılarak Katledilmek Ġstendi” baĢlıklı haber yayınlanmıĢ, haber içeriğinde Polisin iĢkence yaparak istediklerini söyletemediği Rıza Poyraz‟ı 5. kattan attığı iddia edilmiĢ ve Vakıf Gureba Hastanesi doktoru M. A. için; “Bu aĢağılık doktor müsvettesi bu tavırlarıyla iĢkencecilerden hiçte geri kalmadığı göstermiĢtir” denilmiĢtir. “2000.06.18 - nfi cd-rom-phase 2-04590_18.6.2000aykut6” incelendiğinde; isimli word belgeleri 67 “1.maddede; Ünzile Aras ve Yasemin Aras'ın aileleri Zeynel Polat diye birini avukat olarak tutmak istiyorlar. Biz aileyi hhb'na gönderdik, tanıdığımız bir avukat arkadaĢımızdır, olur demiĢ arkadaĢlar. Ayrıca aile aynı dava için Merve Koç diye birini tutmak istiyorlar. Kısaca fırıncılar bi iki avukatı tanıyormu, tutulabilir mi? 3.maddede; Erkan Yaldız, Efendi Yaldız, Ömür Kızıl için aileleri Caner Yetkini tutmak istemiĢlerdi. ArkadaĢların uyarısı ile bu avukatı kovmuĢtuk. Ailede avukatı kovmamıza tanık olmuĢ onaylamıĢtı. Ayrıca aileden aldığı dört yüz milyonu hemen geri vermesini söylemiĢtik. Ziyaret sonrası Caner denilen bu avukat vekaletnameyi yırtmıĢ, dosyayı ailelere geri vermiĢ ayrıca aldığı paradan iki yüz milyonuda geri vermiĢ. Ayrıca ailelere "sizin çocuklarınız orada baskı altındadır, belkide iĢkence görüyordur, çocuklarınıza sahip çıkın" türüden ileri geri konuĢmuĢ. Sonuç dava bu adamdan alınmıĢ oldu, ancak aile bizim arkadaĢları tutmak istemiyor, daha doğrusu ortalığı karıĢıran bu ailenen dedesi. Bu aile ile bu konuda epey tartıĢtıktan sonra avukatı bizim önereceğimiz konusunda ikna ettik ve SEVERAL DEMĠR'e gönderdik. Ayrıca bu üç arkadaĢ için HHB adına da vekalet çıkarttık” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.10.05 - 02541_6.10.200ĠliĢkiler” isimli word belgesi incelendiğinde; “5 Ekimde bir tutsağımızın duruĢmasına Behiç'in girmesi gerekiyor. Bu not bana yeni geldi. Bu nedenle Yenge bilmiyor bu duruĢmayı. Parti bu duruĢmaya mutlaka girsin dedi. Çünkü arkadaĢın tahliye olma durumu var. Ġsmi ve dosyası hakkında bilgiler bana gelen dosyada var. (Bizim not: Dosyadan bilgileri alıp yarın sabah Yengeye vereceğiz ve girilecek.)” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2000.10.15 - 01912_16.10.2000734” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporun 14. Maddesinde; “turan ada metris'e gitmiĢ. eĢi ziyarete geldi. boĢanmak istediğini ve boĢanma davasını bizim takip etmemizi istedi. kendisinden vekaletname alıp adına boĢanma davası açalım mı?” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.03.22 - export 1-unallocated clusters-203” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “Ankara'da Tezkere için eylemde tutuklanan ve hakkında tutuklama kararı çıkan arkadaĢların hukuki durumları ile ilgilenme konusu anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.04.04 - export 4-4-490-04042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢinin Avukat Ercan Kanar‟ın ÇHD‟ye verdiği dilekçeyi olduğu gibi gönderdiği görülmüĢtür. “Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir. Ç.H.D. Yönetim Kuruluna 68 ĠSTANBUL Değerli ArkadaĢlar, Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir uyarı.… 1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler. (Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir. 2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için, meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi. 3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003 tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra, görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin girmeni istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, baĢka bir avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e benim için sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek ayrıldım.… SONUÇ : Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi olan avukatlara hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi aynı kurum üyelerinin birbirlerine karĢı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur …” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini, insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi. 69 baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını, yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi. ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını söyledi. Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara girmesinin yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık operasyonundan sonra edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun taleplerinin değiĢtiğini ve 14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini bakanlığa da ileterek karıĢıklık yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara giremeyeceğine dair karar alındığını ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi. Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin zemininin yaratılmaya çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten behiç nitekim genel üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat kendilerince yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği taĢıdığının açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan kanar'ın bu açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle de ÇHD yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. Daha sonra söz almak için sıra listesi çıkartıldı. Filiz kalaycı, gülüzar , cemal yücel, murat çelik, several demir,keleĢ öztürk, göksel arslan, özgür gider, özkan köylüoğlu, erdal doğan, kemal aytaç konuĢmak için söz aldılar.Gülüzar tuncer: halkın hukuk bürosunun hep böyle yaptığını, DHKP-C tutuklularının devrimcilere saldırdığını, bedri yağan grubundan olanların savunmalarını yırttıklarını, savunmalarını kestiklerini, efkan'ın bir darbecinin savunma dilekçesini yırttığını, metin narin'in bedricilerden birini tehdit ederek küfür ettiğini, hhb avukatlarının kendi davalarını da nasıl takip ettiklerinin, avukat olarak ne kadar ilgilendiklerinin bilindiğini, behiç'in metin filorinalı'nın haksız dövülmesinde görev aldığını, ÇHD bileĢenlerinin bu büroya karĢı tavır alamadıklarını, yıllardır böyle Ģeyler yaĢandığı halde artık bir tavır alınması gerektiğini ercan abisine haksızlık yapıldığını,ercan'ı herkesin tanıdığını artık bu sorunun da kökten çözülmesi gerektiğini, toplantının sürekli ertelenerek bu konunun üstünün örtülmeye çalıĢıldığını, söylediCemal yücel, behiç'in avukat veya sanık olarak duruĢmalarda yumuĢak bir üslupla sert Ģeyler söylediğini, ancak bugün çok sert 70 konuĢtuğunu, üslubunun böyle olmaması gerektiğini, örgütlü birinin avukatını seçmede örgütün karar verebileceğini, bunun tartıĢılmasının olmayacağını, ancak ÇHD'nin kendisine verilen bir dilekçeyi yırtmasının doğru olmadığını, dilekçenin iadesi yoluna gidilmesi gerektiğini, Kemal aytaç, ortada ÇHD'yi ilgilendiren bir sorun olmadığını, ercan kanar ile bir siyaset arasında sorun yaĢandığını bunu da ÇHD'ye taĢımanın doğru olmadığını söyledi. Elbetteki siyasetlerin avukat tutma, tutuklularının savunmalarını nasıl yapacakları konusunda kendi iradelerinin geçerli olacağını söyledi, bedel ödeme vs. Ģeylerin burada tartıĢalamayacağını, Erdal doğan; bir an nerede olduğunu anlayamadığını, ÇHD'de mi yoksa bir örgütün kampında mı olduğunu anlayamadığını söyledi. Ercan'ın dilekçesinin imha edilemeyeceğini söyledi ve ÇHD yönetiminin özeleĢtiri vermesi gerektiğini söyledi…”Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, YasadıĢı bir örgüt üyeliği suçlaması ile yakalanan bir kiĢinin avukatını kendisinin mi, yoksa örgütünün mü seçeceği konusunda, Cemal Yücel, Kemal Aytaç ve Behiç AĢçı isimli avukatların yasadıĢı örgütün iradelerini tanıması ve avukat seçimi konusunda yasadıĢı örgütün belirleyici olacağını söylemesi, bu sözler karĢısında Avukat Erdal Doğan‟ın; “ÇHD‟de miyim, yoksa örgüt kampında mı?” Ģeklinde ĢaĢkınlığını ifade etmiĢ olması, bahse konu avukatların, yasadıĢı terör örgütleri talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini ortaya koymuĢtur. “2003.09.11 - export 7-7-29-11092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; Kamber Soypak ile pazartesi günü baĢmanav ve manav 1 ile birlikte gittik.Bürosu Sultanahmette. Kendisine dava ile konuĢmaya geldiğimizi söyleyerek konuĢmaya baĢladık. Metin"in durumunu sorduk. Ve kendisi ile metin için piĢmanlık yasasından yararlanması konusundaki talebi üzerine konuĢmak istediğimizi söyledik. Evet metinin durumu ile ilgileniyorum ailesi tanıdğım olur benim bu iĢten para b.bir talebim yok tanıdğım için ilgileniyorum dedi. Metinin pozisyonu ile düĢünüldüğünde bu yasadan yararlanıp çıkabilir dedi. destekliyormusunuz dedik. Evet neden olmasın zaten örgütlü bir insan değil bu yasadan yararlanan her insan itirafçı değildir böyle değerlendirmemek gerekir dedi. Bizde kendisine demokratm diyen bir avukatın bu yasayı onaylamaması gerekir hatta yasaya karĢı tavır almalıdır.dedk.sizin yapmanız gereken metini teĢvik etmek değil ona piĢmanlık yasasından yararlanmak ne demektir bunun itirafçılıktan farkının olmadığını onuruna haysiyetine sahip çıkması gerektiğini anlatmıktır dedik. …Kendisine piĢmanlık yasasının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu bunun MGKnın kendisinin bizzat söylediğini bu yasadan yararlanacak olanların ya devrimciliği bırakmıĢ olanların ya halk ve kitle iliĢkilerinin ağırlıklı baĢvuracağını MGKnın devrimcileri halktan koparmanın bir çabası olduğunu Metin gibi unsurların baĢvurup kapısını devrimcilere kappatacağınıı bunun teĢvik edildiğini e ayrıca piĢmanlık yasasının itirafçılık yasası olduğunu itirafçıların vereceği bilgilerin kesin doğru kabul edileceğinin yargı sürecini belirleyen noktadada olacağını buboytlarıylada ele almak gerektiğini ahlaki anlamda ise kiĢiliksizleĢeceklerini 71 toplum içinde Ģerefsiz ve onursuz olarak bilineceklerinive böylede olduğunu anlattık. Ayrıca bunun siyasi bir dava olduğunu bu dosya ve kiĢiler hakkında söz ve karar hakkının bize ait olduğunu metinin bizim iliĢkimiz olduğunu bu yanlıĢ kararını bizim onnunla tartıĢarak halledebileceğimizi kendisinin bunda etken olmamasının kkendisinin söylediklerininde metetin etinetietin üzerinde etkili etet verici olduğunu kendisinden çok daha fazla mmetinin bizi ilgilendirididiğini piĢmanlıktan yararlanmamasını isterken metin çıkarını düĢündüğümüzü onun kiĢiliksiz birisi olmasını istemediğimizi sonrasında bizimle iliĢkisini kesebilir bu bir yerde anlaĢılabilir ama itirafçılığını kabul edemeyiz dedik. Aynı Ģeyleri kamber soypak söylemeye devam etti.bunun üzerine size bakıĢımızda değiĢir o zaman.Bu haliyle kimin yanında olduğunuz ve kime hizmet ettiğiniz bellidir.bizde buna göre değerlendiririz dedik.Nasıl değerlendiriyorsanız değerlendirin dedi.O sizin kararınızdır dedi.bizde bu tavrınız ve düĢünccenizle siz devletin yanında ve devrimcilerin karĢısındasınız diye düĢünürüz dedik.” ġeklinde ibarelerin olduğu, HHB avukatlarının daha önceki yıllarda çıkartılan piĢmanlık yasalarının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu düĢündükleri, örgüt mensubu hiç kimsenin bu madde hükümlerinden yararlanmaması gerektiğini düĢündükleri ve avukatı olduğu müvekkillerine bu yönde telkinlerde bulundukları ,baskı yaptıkları anlaĢılmıĢtır. “2003.10.29 - export 9-9-277-29102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “talat Özel büroya bir tanıdığını göndermiĢ. baĢmanav varmıĢ ve görüĢmüĢler. Gelen kiĢi eski TĠKKOlu birisiymiĢ Mütahitlik yapıyormuĢ..” dedikten sonra, gelen kiĢinin, kendisinin mafya babası olarak bilinen Dündar KILIÇ‟ın adamları ile çalıĢtığını, Dündar KILIÇ’ın torunu için avukat tutmak istediklerini, kendi avukatlarının polis ile baĢedemediğini düĢündükleri için, Dündar KILIÇ’ın torununun gözaltına alınması halinde HALKIN HUKUK BÜROSU avukatlarının avukatlık yapmasını istediklerini, bu nedenle Talat‟ın tavsiyesi üzerine büroya geldiğini söylediğini, BAġMANAV kod Avukat Behiç AġÇI‟nın, olur ya da olmaz gibi kesin bir cevap vermeyip, “UyuĢturucu, tecavüz gibi davalara bakmıyoruz” dediğini, gelen kiĢinin; “o tarz Ģeyler değil, kabadayılık, silah, adam yaralama gibi olaylardan gözaltına alınıyorlar” dediğini, 1,5 milyar para verebileceklerini söylediğini bildirmiĢ ve; “Bu teklife ne cevap verelim. ben bir cevap vermedim” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “Talat Özel‟in büroya” cümlesi ile baĢlayan talimatı sebebiyle; “Talat Özel‟in büroya getirdiği kiĢi ile ilgili, bu davalarla ilgilenmediğimizi söylememiz anlaĢıldı” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu görülmüĢtür. 72 Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hangi davalara bakacağına DHKP/C terör örgütü yönetiminin karar verdiği, Halkın Hukuk Bürosunun ilgilendiği davalarda hangi HHB avukatının davaya katılacağının dahi örgüt yönetimi tarafından karar verildiği, HHB tarafından alınacak Ģahsi davalar veya ticari davaların örgüt yönetimine danıĢıldığı ve örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, DHKP/C terör örgüt üyeliğinden gözaltında olan veya tutuklu bulunan Ģahısların ve ailesinin görüĢü alınmadan, HHB avukatlarının örgütün talimatı ile bu Ģahısların avukatlığını üstlendikleri, Ģahsın kendisinin ve ailesinin HHB avukatlarını istememesi halinde Ģahsa ve aileye örgütsel baskı uyguladıkları, Örgüt üyesi tutuklu veya gözaltında bulunan Ģahısların Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‟ nin 6. Maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafini seçme hakkına muhalif olarak bu kiĢilerin avukatları seçme hakkının olamayacağını katıldıkları toplantılarda dile getirdikleri, HHB avukatlarının daha önceki yıllarda çıkartılan piĢmanlık yasalarının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu düĢündükleri, örgüt mensubu hiç kimsenin bu madde hükümlerinden yararlanmaması gerektiği hususunda müvekkillerine telkin ve zorlamalarda bulundukları yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. i.Örgüt Mensuplarına Büro Avukatları Tarafından Ücretsiz Avukatlık Yapılmaktadır “1998.02.12 - 1998-havham-subat-b12sub24” isimli word belgeleri incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Orhan ve Özge isimli kiĢilere gönderildiği anlaĢılan bu talimat notunda; “okmeydanındaki yıkımlar için halkın hukuk bürosu büyük bir ilan versin hukuki yardım parasız danıĢma vb ve telefonunun baĢına birisini oturtup müracaatları adresleri alır ve siz de ilglienirsiniz halk meclilerine çağrı yapılır halkın hukuk bürosu halk meclislerine yardım dayanıĢma tarzında bir ilan olur dörtte bir sayfa büyük bir ilan olmalı aynı ilan kurtuluĢya da verilir bunu hemen ayarlayın” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.01.22 - 00132_o.23.1.2000tar2k2031” isimli word belgeleri incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporun 2. maddesinde; 73 “YENGE ile Ulucanlar için tutsaklardan para alınması konusunda konuĢtum. Bu durumu düzeltecekler. YENGE biraz mecbur kaldık, sıkıĢtık. Ankara'daki avukat arkadaĢlar bu dava için çok para harcamıĢlardı. Buraya gelmiĢlerdi. Geldiklerinde 2 gün sonrası için acilen paraya ihtiyaçları vardı. Bu nedenle oldu. Evet yanlıĢ yaptık, düzelteceğiz. Ancak CMK da bize size tutsaklar olarak destek oluruz Ģeklinde bir Ģey söylemiĢti bu nedenle de böyle yaptık diyor. Gereken parayı avukatları dolaĢarak vs. toplayacağız” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.07.12 Nazan (00174_12.7.2000tar2k2.txt)” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Bugün Metin Narin ile görüĢtüm. 1 haftalık süre verdim, Haftaya salı gününe (18 Temmuz) kadar ödemesi gereken tutsakların parasını ödemezse baroya vs. her yere açıklama yapılacağını, hırsızdır, tutsakların parasını yemiĢtir tarzında açıklama yapılacağını söyledim. 2 ayı geçti sen hala hiçbir Ģey bulamamaktan bahsediyorsun, sana ciddiyetini anlatamadık daha doğrusu sen anlamak istemedin, bulmak için ne yaptın da bulamadın, hiç değilse bir miktarını da mı bulamadın, çaba göstermedin, önemini anlamadın, sana anlattık ama sen çok fazla ciddiye almadın çünkü ortada bir Ģey yok, git borç bul, ailenden al, iĢe gir dedik ama sen hiçbir adım atmadın Ģimdi gelip bulamıyorum diyorsun, inandırıcı değil dedim. ĠĢ aradım ancak bulamıyorum, borç aradım bulamıyorum gibi Ģeyler söyledi. 1 hafta içinde bulup getirmezsen iyi olmayacak, açıklama yapılacak Ģimdi anlarsın belki ciddiyetimizi dedim tamam bir hafta sonra getireceğim dedi. Bacağına sıkarız kısmını bugün söylemedim, 1 haftanın dolmasına iki gün kala tekrar görüĢeceğim, durumunu anlamaya çalıĢacağım eğer yine olmuyor tarzında Ģeyler söylerse o zaman bacağına sıkarız Ģeklinde konuĢmayı düĢündüm. florinalıya da bir iki gün içinde ulaĢıp konuĢacağım” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu görülmüĢtür. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt üyelerine ücretsiz avukatlık yaptıkları HHB avukatlarının müvekkili oldukları örgüt üyelerinden avukatlık ücreti aldıkları durumda örgüt yönetimi tarafından kati surette uyarıldıkları ve paranın tekrar örgüt mensubuna geri verilmesi talimatı verildiği yapılan incelemeler neticesinde görülmüĢtür. j.YurtdıĢında Bulunan Örgüt Yöneticisi Ġle HHB Avukatları Birbirlerine Direk Olarak Rapor Göndermektedirler “1997.11.09 - 1997-hamhav-09kas10” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Avukat Metin Narin‟e yazılmıĢ olan bu raporda; “MERHABA METĠN 74 YaĢanan sorunlar karĢısında ancak Ģunu söyleyebiliyoruz sana çok ayip etmiĢsin metin. sana yakıĢmıyor. sizin gerçekliğinizi en sizin kadar biliriz insanlarımız bazı dönemlerde avukat olmadan neredeyse tuvalete bile gitmezler buna dönem dönem sinirleniriz öfkeleniriz ama çözeriz biliriz halkımızın insanlarımızın avukata nasıl baktığını… efkan ile yaĢananlardan sonra çok daha dikkatli çok daha emekçi olmak zorundasın burade size dayatılan örgütsel bir görev de değildir çok gizli örgütsel görevlrede verilmiyor bunlar oldukça istisnadır size verildiği bunları yapmak istemediğinizde riskli gördüğünüzde söyleyebilirsiniz ama böyle bir iĢte hukuki bir yardımndır ortada olan tabii bunu yaparken sıradan bir piyasa avukatı olarak da bakılmamaktadır bu durumu bu nedenle daha ayrıntılı izah etmelisin ve ondan sonra neden dönmedin ısrarla çağrıldığınıkz halde malatya da ne iĢin vardı bunları bize anlatmalısın ve tekrar ediyoruz her hangi bir kayın bir düĢüncen varsa söylemelisin biz kiminle nereye kadar ne yapacağımızı bilmeliyiz bu bizim kendimize ve birbirimize saygımız gereğidir evet burada yeri gelmiĢken Ģunu da sormak istiyoruz efkan ile ilgili yapılan toplantıya neden katılmadın bunu da açıklamanı istiyoruz neden neden sorunları çözücü olmuyorsun neden büronunun yöneticilğine aday olmuyursun neden insan iliĢkilerinde sekter ve kırıcı oluyorsun neden alaycı yaklaĢıyorsun…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, sonrasında “1997.11.10 - 1997-hamhav-10KAS02” isimli raporda Metin NARĠN tarafından yukarıda sorulan soruların cevaplandırıldığı ve bunun da yazıĢma yapan baĢka biri tarafından yurt dıĢına aktarıldığı görülmüĢ olup, Metin Narin tarafından; “metinin cevabı öncelikle malatya ya gitme fikri tesadüfe bağlı bir olanağı değerlendirmekten baĢka bir Ģey değil bana istanbula dön denmeden bir gün önceki bu dünün nedenini de anlamamıĢ olduğumdan bir veya iki gün sarkabilir diye düĢündüm açıklayacağım ilgili arkadaĢı arayarak bürodaki arkadaĢla görüĢtüğümü ve hafta sonuna kadar önemli bir programın olmadığını öğrendiğimi hem dinlenmek hemde yüzümdeki yaralar ve vücudumdaki diğer arızalar açısından pazar gününe kadar istanbula dönmeyeceğimi söyledim ilgili arkadaĢ da sen bilirsin dedi bunun üzerine malatyaya gidecek bir avukat arkadaĢımla görüĢtüm bedavada uçak bileti ayarlamıĢtı bana bir gün sonra saat ikide de uçak kalkıyordu ben istanbula gelmem gerektiğini uçağın kalkacağı gün saat onbir de öğrendim ilgili arkadaĢı aradım bana gazi davası ile ilgili avukatlarla toplantı var dedi o zaman içimden düĢündüm çünkü öyle algılamıĢtım aklıma farklı bir neden gelmedi böyle bir toplantı doğru olmazdı hukuk komisyonundan habersiz ve farklı olarak avukatlarla bağımsız bir toplantı düzenlemek hoĢ karĢılanmazdı ben de gelemeyeceğimi toplantı yapılacaksa diğer avukat arkadaĢımın katılabileceğini söyledim yine de bakarız Ģeklinde bir eklemede yaptım aramızdaki dialog bundan ibaret malatya için böyle bir olanak bulmasaydım ankarada kalacaktım bu nedenle malatyaya gitmemin özel bir nedeni yok zaten burada iki gün kaldım …”Ģeklinde hususların aktarıldığı görülmüĢtür. HHB Avukatı olan Metin Narin‟nin yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticileri ile direk olarak yazıĢma yaptığı, dolayısıyla HHB avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yönetimi arasında birebir irtibatın bulunduğu anlaĢılmıĢtır. 75 “1999.03.14 - 1999-ayhan-haziran-b09haz14” isimli word belgesi incelendiğinde Avukat Behiç AġÇI tarafından yazıldığı anlaĢılan bu raporda; 14 Mart 1999. Behiç. 14 Mart - 20 Mart arası programımız. 14 Mart Pazar. -Büro çalıĢanları olarak Abant'a pikniğe gidiyoruz. Bu piknik Ankara büro baskını davasına hazırlıkta emeklerinden dolayı arkadaĢlarımıza teĢekkür ve birlikte olma bilincini geliĢtirecek bir piknik olarak düĢünüyoruz. 15 Mart Pazartesi -Ġstanbul 7. Ağır ceza mahkemesi 94/215 esas PERPA katliamı davasının son duruĢma tutanağı alınacak. -Bakırköy 1. Ağır ceza mhk. 96/483 esas Metin narin dosyasının son duruĢma tutanağı alınacak. -Beyoğlu 9. Asl. Ceza 97/285 nur Birgen dosyasının son duruĢma tutanağı alınacak. -Ümraniye hapishanesini ziyaret (Metin) -Ġcra dosyalarımızı takip etme (Süleyman) -DGM'de eksik duruĢma tutanaklarını alma (Metin) -Fatih, bakırköy, ĢiĢli adliyelerine afiĢ asma (Behiç) 16 Mart 1999 Salı -10.10 1 DGM 98/297 Doğan Çelik (behiç) -Ali Arslan'ın katledilmesi dosyasına dilekçe (Metin) -18.00'de büroda proje toplantısı -Sağmalcılar hapishanesini ziyaret (metin) 17 mart 1999 ÇarĢamba -6 DGM Sema Türkdoğan dosyasının duruĢması (Metin) 76 -Yargıtay'da Afet süreyya Eren ve Hasan Gökhan dosyalarının duruĢmaları (Behiç) -Ümraniye hapishanesini ziyaret (Metin) -Ankara merkez kapalı hapishanesini ziyaret (behiç) 18 mart 1999 PerĢembe -2 DGM 98/463 Mehmet Güvel dosyasının duruĢması (metin) -Sağmalcılar hapishanesini ziyaret (behiç) -ÇHD yönetim kurulu toplantısı (metin)….”ġeklinde ibarelerin olduğu, “2000.01.20 - 00131_o.22.1.2000tar2k46.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge kod Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “…pazartesi akĢamı antakya'ya hareket ettim. …orada da yaklaĢık 40 avukatın katılımıyla süren bir genç avukatlar giriĢimi varmıĢ. fevzi randa korktuğunu söylemiĢti. mevlüt yeĢildağ'da birkaç konuda çekiniyor ve kendisini geride tutuyor diye düĢündüm. genç avukatlar giriĢiminde önde gözükmek istemiyor. ÇHD Ģubesini kurmaya çalıĢıyorlar. ancak bunu kendisi yapmak istemiyor. oradaki avukat arkadaĢlara yaptırmak istiyor. ayrıca eĢi de sürekli olarak mevlüt'ün yaĢamından endiĢe ettiğini söyledi.dosyadan bir örnek almıĢlar. bu dosyadan bir örnek de ben istedim. önce basına verilmemesi koĢulu ile verebileceğini, gizli olarak dosyayı aldıklarını söyledi. zaten ben de basın için istememiĢtim. bu sefer de bürosunun önünde sürekli polisin beklediğini, onların önünde fotokopi çekmenin mümkün olmadığını , kendisinin daha sonra fotokopi çektirip kargo ile bize göndereceğini söyledi.ben dosyayı biraz inceledim. Antakya'da demokratik alanda olan hemen herkes adana'dan avukat alper'in ismi karıĢtırılmıĢ. gülcan görüloğlu'nun ifadesinde alper "adana,osmaniye gibi yerlerdeki polis araçlarının plakalarını alıp örgüte veren adana barosuna kayıtlı avukat alper..." Ģeklinde geçiyor. aynı ifade tutanağında da benim ismim "örgütün hukuk bürosu olan halkın hukuk bürosunda çalıĢan avukat behiç aĢcı" Ģeklinde geçiyor. benimle ilgili baĢka bir Ģey yok…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, HHB avukatı Behiç AĢçı‟nın yurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusu ile birebir rapor yazdıkları ve HHB ve kendisi hakkında bilgileri rapor ettiği görülmüĢtür. Sonuç olarak; HHB avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticisinin birbirleriyle doğrudan örgütsel yazıĢma yaptıkları, Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yönetimi arasında birebir irtibatın bulunduğu yapılan incelemeler neticesinde görülmüĢtür. 77 k. HHB Avukatlarının Cezaevindeki Örgüt Mensupları Ġle Örgüt Sorumluları Arasındaki Bilgi Aktarımını Sağlaması “1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli yurtdıĢındaki sorumlu tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; word belgesi incelendiğinde “avukat efganın üzerinde bayrampasa cezaevine verilmek üzere para vardı bu paradan yedibin dolar aldık mark degil bizim bayrampaĢa çezaevinden alacağımız paranın miktarıda zaten yedibin dolardı o nedenle bayrampasadaki arkadaĢlara durumu ilettik ve efgandaki yedibin doları aldık”, 3. maddesinde; “para isleri ile ilgili efganın bayrampaĢa ile bir diyaloğu var sekiz yüz elli doların onda ne aradığını sorarız” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde; “neslihan uslunun durumunu öğrenmek için erzurum çezaevine bir avukat gitmeli diye avukat efgan ile konuĢtuk gittigimizde yapabileceğimiz bir Ģey yok zaten yapılan yazılı ve sözlü baĢvurulara burda yok çevabı veriliyor dedi biz yinede gidelim bizim bir insanımızın yasamı sözkonusu bu kadar basıt değil vb diye tartıĢtık burada isler var toplantılar var vb dedi öncelik meselesi hengisinde diye tartıĢtık artık en sonunda gideçekmisiniz gitmeyeçekmisiniz dedik gitmeyecekseniz biz baĢka bir avukat buluruz deyip tartıĢmayı kestik bunun üzerine efğan tokatta olan behici aramıĢ trabzona geç demis bunu yazmamın nedeni efganin bizim islerimiz için anadoluya gidilmesi gerektiğinde sık sık sorun çıkarması ançak Ģöyle bir tavrıda var adeta önçe söyleniyor nazlanıyor…”Ģeklinde ibarelerin olduğu, “1997.09.23 - 1997-hamhav-23eyham” isimli word belgesi incelendiğinde; “efkan ile konuĢtum ve odada yanlarında sürekli gardiyan olduğu için hiçbirĢey öğrenmemiĢ anlattıkları Ģunlar oktay tarhan osmaniyede köylere giderken yakalanmıĢ kıra gitmek için bekleyen bir kaç arkadaĢ varmııĢ onlar yakalanmıĢ ancak bunlar kaç kiĢidir adları nedir sormamıĢ yanımızda gardiyan vardı dedi ben neden sormuyorsun deyince bu insanlarla birlikte elbise gibi kıra gitmek için bekleyen eĢyalar yakalanmıĢ oktayın yorumu ihbar yada takip neye dayandırdıklarını sordum efkan sormamıĢ oktay operasyona iliĢkin anlatımları harekete gönderdik demiĢ kimle nasıl gönderildiği sorulmamıĢ bu hafta sonu tekrar gitme durumum var dedi tüm anlattıkları bu kadar” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.02.12 - 1998-serdar-subat-b12sub01” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu tarafından BayrampaĢa Cezaevi‟nde yatmakta olan Serdar isimli kiĢiye gönderilen bu bilgi notunda; “bartın cezaevi ramazan tanrıkulundan parayı behiçin aldığını ve ali osman ile hüseyin özarslanın bulunduğu bir ortamda evet parayı aldık bize ilaç gibi geldi çok ihtiyacımız vardı demiĢ bu konuyu artık bir netleĢtirin” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “1999.11.11 - 04099_o12kas9902aykut” isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde BayrampaĢa Cezaevi‟nde olduğu anlaĢılan Zafer KOD isimli kiĢinin bu raporunun 2. maddesinde; 78 “Yenge ve hala bugün geldiler. BeĢ bin frank getirdiler. Programı getirememiĢler. Bir süre getiremeyeceklermiĢ. Nedeni Vatana polisler gelmiĢler içeriye girmeye çalıĢmıĢlar bundan dolayı yani baskılardan dolayı getirmemiĢler. Yine bizim Fehriye için gönderdiğimiz küpürler partiye gönderilememiĢ. Hala fırıncılarda duruyormuĢ. Vatanın durumu uygun olmadığı için gönderilememiĢ. Bu küpürler orjinaldir biz yengeden bunların fotokopilerini geri istedik” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “1997.12.09 - 1997-ayhan-09aralk” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazıldığı anlaĢılan bu raporda; “serdarlara bugün avukat metinle ankara denilen kartı gönderdik ancak önce metin konuyu bildiğini sizin uyardığınızı bukonuda onlara yardım edemeyeceğini dolayısıyla kartı alamayacağını söyledi tamam deyip bunu götürmesinin okapsamda olmayacağını anlatmaya çalıĢtık verdik yarın serdarlara götürmüĢ olacak ayrıca serdarlar kartlarının faturasının metin tarafından ödettirileceğini ama kendilerinin sorduğunu telsiminde ödenmedi dediğini aktarmıĢlardı metin ise ben hallettim faturaları dahi alındı dedi ancak cuma günü yapılan iĢlemler hemen devreye girmediği yani hafta sonu olduğu için paranın ödendiği yer açılacak yere bildirmeyebiliyor kısaca yarın serdarlarla ankara aracılığıyla iletiĢim kurulabilir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu anlatımlardan; Serdar isimli kiĢinin cezaevinde bulunduğu ve “Serdarlar” sözü ile Serdar isimli kiĢinin tutuklu bulunduğu cezaevinin kastedildiği yukarıda anlatılmıĢ olan raporlardan tespit edildiğinden, Avukat Metin Narin‟den, bu cezaevine telefon kartı götürmesinin istenildiği, Avukat Metin Narin‟in; “YurtdıĢındaki sorumlu bu konuda bana uyarıda bulundu. O sebeple götüremem” anlamına gelen sözler söylediği ancak daha sonra götürmeyi kabul ettiği ve götürdüğü görülmüĢtür. “1998.01.01 - 1998-serdar-ocak-o01oc01” isimli word belgesi incelendiğinde; “Belki biraz fantastik ama Ģöyle birĢey teknik olarak mümkünmü diye size soracağız, bilgisayar teknolojisi yardımıyla mask yapmak mümkün diye duymuĢtuk. Yani fotoğrafı bilgisayara veriyorsunuz ve bilgisayar bu fotoğraftan mask imal ediyor. Biz bunu geçmiĢ dönemde araĢtırdık. Ülkede bir tek yerde vardı ve gidip konuĢan kiĢiye birçok soru soruyordu. O dönem Av. Efkan'la araĢtırmıĢtık. Belki yurtdıĢında daha avantajlı olabilir. Dediğimiz gibi biraz hayalci ancak eğer böyle bir olay mümkünse biz buradaki personelin müdürlerin vs. uygun olanlarının fotoğraflarını temin ederiz ve onlar yerine rahatlıkla çıkabiliriz. Ayrıca böyle bir yöntem mevcutsa dıĢarıda da değiĢik amaçlarla kullanılabilir” diye teklif getirilmiĢ, sonrasında; “Eksikliklerimizi tespit edip tamamlamaya çalıĢacağız. Örneğin makyaj malzemeleri bile sorun oldu. ġimdilik en azından avukatlar ellerinde bulunan hazır makyaj malzemelerini getirirlerse iyi olur” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1998.01.17-1998-havham-ocak-o17oca02” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun aynı gün Avukat Metin Narin‟e yazdığı talimat notuna Avukat Metin Narin‟in verdiği cevapların, Hamdi vasıtasıyla sorumluya iletildiği anlaĢılmaktadır Avukat Metin Narin‟in ; 79 “bayrampaĢadaki arkadaĢlarla kisa bir tartiĢmamiz oldu bildiğiniz gibi oraya bir takim malzemeler götürmüĢtük bir kisminda aksilik çikmiĢti biz aksilik çikan kismi ile ilgili olarak onlardan yeniden bir liste istedik bir hafta sonra listeyi verdiler ve bu listenin içeriği ile veriliĢ biçimi konusunda bir tartiĢma yaĢadik verilen listede bir ekleme olacağini öngörüyorduk ancak önümüze dört sayfalik çok ayrintili ve daha önce bizden istenenin sekiz dokuz kati malzeme isteyen bir liste çikti listeyi ilk incelediğimizde biraz garibimize gitti listenin baĢinda tip değiĢtirilmesi için gerekli malzemeler yaziyor sonra alt baĢliklar var alt baĢliklarda ise örneğin yüzdeki izleri gizlemek için gerekenler vs baĢliklar var bunu bu Ģekliyle bize veriyorlar yani az çok bir illegalite olur yok istenen malzemelere baktiğimizda çok abartili gözüktü bizim için örneğin daha önce üç boya istenmiĢken Ģimdi on sekiz tane isteniyor olabilir ihtiyaçlaridir ancak istenen renklere baktiğimizda örneğin portakal rengi deniyor altinda ayri bir kalem var kiremit rengi deniyor yani birbirine benzer on sekiz ayri renk tonu birden isteniyor diğer malzemelerde de ayni abarti var ilk baktiğimizda bu Ģekliyle olmaz dedik oturup konuĢalim istedik ordaki arkadaĢimizin yaklaĢimi o kadar ziyaretçi arasinda sizle pazarlikmi yapacağiz Ģeklinde oldu sonra da derdinizi arkadaĢlara anlatirsiniz diyor kendi kendine biraz söylendikten sonra öğleden sonra behiç gelecek mi diye sordu evet deyince o zaman onunla hallederiz olur biter dedi o siraya kadar ağzimizi açmadik tüm tartiĢma boyunca ancak sorun ben veya behiç sorunu değil diyebildik zaten tartiĢmaya da niyeti yoktu çekip gitti sonra gelen arkadaĢa da ifade ettiğimiz gibi bizim düĢüncemiz Ģu birĢeylere ihtiyaç vardir karĢilanmalidir olayin niteliği de bellidir ancak birĢey yapiyorsaniz bunun sorumluluğunu da almalisiniz bu iĢi nasil yapacağiz daha da önemlisi nasil baĢariya ulaĢtiracağiz oturup konuĢuruz planlariz ve baĢlariz önümüze liste atip tamam yapinla iĢ olmuyor en az altiyüz milyonluk eĢyayi kapsayan bir liste kaldiki geçen hafta sorunda çikmiĢ biliyorsunuz bütün bunlara rağmen sekiz dokuz kati malzemeyi getirin deyip kestirip atiyorsunuz götürülecek malzemelerin metal aksamlari var bir kismini çıkarabiliyoruz” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan örgüt mensuplarının firar etmeleri için yapılan planları uygulamak için HHB avukatlarının seferber oldukları, gerekli lojistik malzemeleri -cezaevine sokmak yasak olmasına rağmen- cezaevine sokmaya çalıĢtıkları görülmüĢtür. “1999.12.06 - 04227_o7ar9901aykut” isimli word belgesi incelendiğinde cezaevinde bulunduğu önceki raporlardan anlaĢılan Aykut KOD Ümit Ġlter isimli kiĢinin bu raporda; “Yenge Kartal veKeysafe programının olduğu bir CD getirdi” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.01.24 - 02396_o.25.1.22000tar2k1.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Tarık KOD Ufuk Doğbay tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Hala bugün Ayuktlara gitmiĢ fakat içeriye girememiĢ. Üst aramasını dayatmıĢlar ve bu uygulamayı baĢlatmıĢlar. Yani görevliler elle avukatların üzerini arayarak içeriye sokuyorlarmıĢ. Hala ve bazı avukatlar orada itiraz etmiĢler, ağız kavgası yapmıĢlar; fakat 80 olmamıĢ; yeni genelge uygulamaya girmiĢ; yasaya aykırı olsa da genelgeye itiraz edilip kaldırılana kadar uygulanacak deniyor. Bu durumda fırıncılarla içeriye bir Ģey sokmak Ģu aĢamada pek mümkün görünmüyor. Fırıncıların götürmesi gereken keysafe ve örtü programları vardı; bunları daha önce teslim etmiĢtik fırıncılara; ayrıca Zaferlerin gönderdiği kitap disketleri vardı; bunlar da bizde kaldı; Ģu aĢamada bunları gönderemiyoruz. Avukatların çeĢitli tepki ve eylemlerle bunu kırmaya çalıĢması konusundaki düĢünceleri Hala ile konuĢtuk; Nazan'la da konuĢtular. Fakat son durum böyledir” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.09.09 - 01936_9.9.20001000” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Mesleği gereği meĢruluğuna inanıyor ve rahat iĢ yapıyor. Bir dönem hapishanelerle disket alıĢveriĢinde vs. bizimle o zaman hala tartıĢırdı ama yenge tartıĢmazdı” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu anlatımlardan HHB avukatlarının cezaevinde bulunan örgüt mensuplarına gereken (yazıları Ģifrelemek ya da gizlemek için kullanılan bilgisayar programı), internet sağlayıcı MODEM, telefon kartı, cep telefonu vb. cezaevine yasak olmasına rağmen sokmaya çalıĢtıkları, “2003.08.01 - export 6-6-223-01082003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Uzun, Naim ve sabriye ve tüm hapishanelere.. cümlesi ile baĢlayan notunuz konusunda, Bütün tutsaklarımızın araĢtırma, Ģiir gibi roman gibi faaliyetler içinde olacakları konusundaki notunuzu hapishanelere iletmeye baĢladık. dün Sabrye baĢmanav gitti. bu konuda konuĢmuĢlar. Bugün tekirdağ F tipine baĢmanav gitti. Bu notu iletecek” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt yönetimi ile DHKP/C terör örgütünün cezaevinde bulunan örgüt yöneticileri ve üyeleri arasındaki para ve bilgi irtibatını sağladığı, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının cezaevi ziyaretlerinin hukuki yardım gerekçesi ile değil örgütsel talimatların iletilmesi amacıyla olduğu, Cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü mensuplarının firar etmeleri için yapılan planları örgüte ilettikleri ve firar etmeleri için gerekli desteği yapmaya (lojistik vb.) çalıĢtıkları, 81 Cezaevinde bulunan örgüt mensuplarına gereken (yazıları Ģifrelemek ya da gizlemek için kullanılan bilgisayar programı), internet sağlayıcı MODEM, telefon kartı, cep telefonu vb. yasak olmasına rağmen cezaevine sokmaya çalıĢtıkları, HHB avukatlarının avukat kimliklerini kullanarak cezaevlerine giriĢi yasak olan malzemeleri soktukları yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. l. Cezaevinde Bulunan Örgüt Mensuplarının Ziyaretine Hangi Avukatın Gideceği Örgüt Yönetimi Tarafından Belirlenmektedir. “2000.09.05 - nfi cd-rom-phase 2-05133_6.9.2000aykut6” isimli word belgesi incelendiğinde Ümraniye Cezaevi‟nden gönderildiği anlaĢılan bu notta; “Bartındaki Metin Yavuz bu Pazartesi günü (11 -on bir- Eylül) tahliye olacak. KarĢılamak için yengeyi veya bir-iki arkadaĢı gönderebilir miyiz? Olmazsa biz ailelerle hallederiz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.09.10 - 01906_10.9.2000804” isimli Nazan KOD Gülay YÜCEL tarafından yazılan word belgesi incelendiğinde; “Dün DGM'ye Yengeyi Günay Arslanın dosyasına bakmak için göndermiĢtim. Emniyet Ġfadesinde neler yazıyor bunu öğrenecekti. Hangi tarihte gözaltına alındığı yazıyor bu da dahil bilgileri alırsın demiĢtim ancak yenge hangi tarihte gözaltına alındığına bakmayı unutmuĢ. Dosyadaki emniyet ifadesinde Ģunlar yazıyor…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı‟nın DHKP/C örgütü üyeliği ve patlayıcı madde bulundurmak iddiası ile yakalanıp tutuklanan Günay Arslan isimli kiĢinin dosyasını HHB sorumlusunun talimatıyla incelediği ve bu konuda örgüte rapor verildiği tesbit edilmiĢtir. “2002.05.04 - 09114_5.5.2002demet3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; Dün Öz..le tartıĢtım” dedikten sonra, “Öz…” isimli kiĢi ile yaptığı tartıĢmanın içeriğine dair detaylar vermiĢtir. “Öz…” isimli kiĢiden ġiĢli Etfal Hastanesi‟ne ve BayrampaĢa‟ya (cezaevi) görüĢe gitmesini istediğini, bunun üzerine “Öz…” isimli kiĢinin; “Niye ben hep hastaneye gidiyorum, birazda diğerleri ölüm oruçcusu görsün, niye bu güne bıraktınız. Ben Anadolu‟yu dolaĢtım geldim. Vatan davaları çok mu acil? Daha önce gönderseydin” gibi sözler söylediğini, kendisinin açıklama yapmak istediği sırada, “Öz…”ün “yavv” deyip kafa tutar tarzda odadan çıktığını, bunun üzerine tekrar odaya çağırdığını, “konuĢacağız saygılı ol ve dinle!” dediğini, hesap sorar tarzda konuĢup el kol hareketleri ile sözünü keserek odadan çıkamayacağını söylediğini, yapılan iĢlerin önemini anlattığını, kendisinin kimin nereye gideceğine neyle ilgileneceğine karar verebileceğini söylediğini, Parti‟ye, kararlara ve iĢlerliği yaklaĢım tarzının nasıl olması gerektiğini anlattığını, bu azarlamadan sonra “Öz…”ün sustuğunu, “Benim saygım var mesele o değil, hastaneye neden hep ben gidiyorum Sev..gitsin, Man..gitsin” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, 82 “2003.07.11 - export 5-5-545-11072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda, “SABRĠ manavları eleĢtirmiĢ. Daha uzun zaman ayırmanız gerekiyor cuma günleri erken gelin zaman yetmiyor diye. Üslubu sertmiĢ. Bu konuda Ģöyle bir sıkıĢıklık yaĢıyoruz. Cuma günleri tüm F tiplerinde görüĢ tam gün. Diğer günler ise saat 15.30 dan 16.30 a kadar bazı yerdede 17.00 ye kadar. Gebzenin görüĢ günleri cuma günü. Ben program yaparken tekirdağ görüĢünü genelde cuma günlerine getiriyorum orada daha çok tutsak olması hem Hakkıkala hemde dosyalar üzerine manavlar arkadaĢlarla görüĢüyor. Dolayısıyla daha çok zamana ihtiyaç doğuyor. Bu nedenle cuma günü 1 manav tekirdağ gitmiĢ oluyor. Son dönem genellikle baĢmanav cuma günleri Ankarada oluyor. hem hapishanelerle görüĢ için hemde cuma akĢamları ÇHD genel merkez görüĢmesi için hemde denizi görmüĢ oluyor. yani aynı gün içinde diğer iĢleride yapmıĢ oluyoruz. Ġstanbuldada 1 manav kalıyor Gebze ve duruĢmalar olduğundada duruĢmalara giriyor. bazen Gebzeyi zorunlu olarak 15 günde bir görmüĢ oluyoruz.. yani böyle olunca Edirne hafta içi birgüne sığıyor. kandırada böyle oluyor. bu Uzun açısından yeterli oluyor.. Ancak Sabrinini son dönem daha uzun görüĢme talepleri oluyor. sanırım tecritten kaynaklı olarakta sohbet ihtiyacı ve bir çok konuda konuĢma ihtiyacı duyuyor. Dün manav 1 ile durumu izah etmesi için Sabriye ben durumu anlattım.. Ama cuma günleri program açısından uygun olduğumuzda buna özen göstereceğimizide ilettim” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ne zaman hangi cezaevlerine gideceklerinin tamamen HHB Sorumlusu tarafından planlandığı anlaĢılmıĢtır. Sonuç olarak; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ne zaman hangi cezaevine gideceklerinin HHB Sorumlusu tarafından planlandığı, HHB avukatlarının istemese dahi HHB sorumlusunun gitmekle görevlendirdiği cezaevine giderek cezaevinde bulunan örgüt mensupları ile görüĢtükleri anlaĢılmıĢtır. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında; “Gebze-Ebru Kandıra- Ebru Tekirdağ-Oya KarataĢ Adana- Oya Bolu- Oya 83 Edirne-Barkın B k köy- Barkın Antalya-Erdem Sincan-Taylan Kırıkkale- Taylan Bursa-Taylan Gebze –Ebru Edirne-Barkın TekirdağGünay-Oya Bakırköy- Günay Kandıra-Taylan UĢak- Günay Kırklar-Günay Elbistan(Okunamadı)Günay Malatya-Barkın Rize-Erdem” Ģeklinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçundan cezaevinde bulunan kiĢilerle görüĢme amaçlı olarak hangi cezaevine kimin gideceğinin belirlendiği, dolayısıyla halen bu durumun devam ettiği anlaĢılmıĢtır. m. 2000-2007 Yılları Arasında Cezaevlerinde Yapılan Ölüm Oruçlarında Avukatların Rolü F Tipi cezaevi uygulamasına karĢı çıkmak adına 20 Ekim 2000 tarihinde cezaevlerinde baĢlatılan ölüm orucu eylemlerine 2002 yılına kadar farklı sol örgütler de katılmıĢ olmasına rağmen, bu tarihten sonra ölüm orucu eylemini sürdüren tek örgüt; DHKP/C örgütüdür. Örgüt tarafından çıkartılan Vatan, Ekmek Ve Adalet, YürüyüĢ isimli dergiler vb. yayın organları ölüm orucu eylemleri boyunca, eylemi destekler nitelikte yayınlar yapmıĢ, ölüm orucu ekipleri hakkında bilgiler vermiĢ, hangi eylemcinin hangi ekipte olduğuna dair örgüt açıklamalarını yayınlamıĢ, eylemcilerin açıklamalarını ve fırsat buldukça onlarla yapılan 84 röportajları yayınlamıĢ, ölüm orucu eylemcileri öldükçe onları Ģehit olarak niteleyip haklarında övgü dolu yayınlar yapmıĢlardır. “2000.10.14 - 05424_15.10.20.Buca” isimli word belgesi incelendiğinde; “YENGE'NĠN BUCA HAPĠSHANESĠNE ĠLETECEĞĠ BĠLGĠDĠR: -/BUCA ĠÇĠN: -/1-SAG eylemimiz 20 ekimde baĢlayacak ama siz 26 -yirmi altı- Ekim'de baĢlayacaksınız. Bunu karıĢtırmayın. 2-Eylemi miz 26(yirmialtı) Ekim tarihinden itibaren 30(otuz) gün SAG olarak sürdürecek ve 30(otuz).günden itibaren ise ÖLÜM ORUCU EYLEMĠNE dönüĢtüreceksiniz. 3-Ölüm orucunun baĢlamasının ardından otuz beĢinci gün bütün kitlemiz eyleme ara verecek. 4-Ġkinci ve üçüncü ekipler eyleme otuzuncu gün ara verecekler. 5-Mesut Avcı, Abdullah Bozdağ, MAHMUT GÖKHAN ÖZOCAK arkadaĢlarımız birinci ölüm orucu ekibindedir. 6-SÜRESĠZ AÇLIK GREVĠ DĠRENĠġĠMĠZ ĠÇERĠSĠNDE GÜNDE ORTALAMA DÖRT KEZ -mekanik uygulamamak koĢuluyla, yani ihtiyaca göre artırılabilir- ġEKERLĠ SU, ÇAY, IHLAMUR, LĠMON alınabilecektir. Bunun yanında belli miktarda TUZ almak gerekir. 7-BĠRĠNCĠ EKĠP ÖLÜM ORUCU EYLEMCĠSĠ YOLDAġLARIMIZ direniĢimizin 45. Gününe kadar günde DÖRT KEZ SAG'de alınan ġEKERLĠ SU YANINDA ÇAY, IHLAMUR, LĠMON alabileceklerdir. 45. Günden itibaren ise direniĢe SADECE ġEKERLĠ SU ile devam edeceklerdir. 8-96'daki birinci ölüm orucu ekibindeki arkadaĢlar baĢından sonuna kadar süresiz açlık grevine katılmayacaklardır. Bu bir talimattır. 9-Sizin daha önceki telefonunuzu Erdal Arıkan'lar Bursaya gitmeden Gardiyan Ramazan'a vermiĢler. 10-Bizim gönderdiğimiz ziyaretçiler içeri giremiyorlar. Siz bize sık sık aile göndermelisiniz. 11-Ümit Kanlı ve BarıĢ Yıldırım mutlaka ikinci ekipte yer almalılar. 85 12-Ölüm orucu direniĢçisi arkadaĢlar alın bandı olarak kızıl band üzerine sadece CEPHE yıldızı iĢlemeliler. 13-Ölüm orucu arkadaĢların resimlerini bize gönderin.” ġeklinde ibarelerin olduğu, not içerisinde SAG olarak kodlanan kelime (Süresiz Açlık Grevi) ve Ö.O olarak kodlanan kelime (Ölüm Orucu) anlamına geldiği, “2000.10.16 - 03734_17.10.20000115” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Yenge'yi çağırıp konuĢtum. Gitmesi gereken üç yeri söyledim. Notları zulada götürmesini istedim. Gideceğim hapishanelerin durumu hiç uygun değil o Ģekilde götürmem zor, protokol vb. dedi. O zaman kendi anlayacağın Ģekilde not et dedi. Notlarını aldı. Üçü karıĢmamalı, tüm bilgiler net olarak iletilmeli diye üç dört defa tekrar tekrar sordum. Tamam dedi. Hemen yola çıkmasını söyledim. Buca ve Aydın için bu gece yola çıkı. Kendisine 50 (elli) milyon verdim. Gitmeye ikna olursa bu akĢam Nurhayat ilede konuĢup onu Ankara için ikna edecek. Olmasa bile Ege'den döndükten sonra hemen Ulucanlar'a göndereceğiz” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2000.10.18 - 03733_19.10.20000102.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Yenge bugün Aydın ve Buca'yı ziyaret edip döndü. Gereken tüm bilgileri verdim dedi. ġunu Ģunu söyledin mi sordum söyledim dedi. Yalnız isimler konusunda arkadaĢların bazı söyledikleri olmuĢ: Aydın; Bahadır Özerdem'in ahlaksız suçu iĢlediğini ve sorguda olduğunu söylemi, o nedenle olmaz demiĢler. Buca ise Gökhan Özocak için yeni ameliyat oldu bu haliyle olur mu diye soruyormuĢ. Yenge bugün Aykutlara da gitmiĢ (Murat Çelik'i ikna edememiĢ kendisi gitmiĢ, ikna edemezsen bile gitmek gerekir diye ben söylemiĢtim), onlara da bu durumları anlatmıĢ” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.10.20 - 04900_21.10.20005” isimli word belgesi incelendiğinde; “Yenge ile ayrıntıları konuĢtuk. Bilgileri doğru iletmiĢ. Aydın'dan fotoğraf getirmiĢ. Ancak Aydın'daki üçüncü adayımız olan Bahadır Özerdem'in bir baĢka birine taciz yaptığı iddiası varmıĢ, arkadaĢlar bu net değil ama olmasa iyi olur demiĢler. Ayrıca aynı haberi bugün bize ziyaretçilerlede ilettiler. Bizde BURHAN GARDAġ'ın olacağını ilettik. Yine Yenge Buca'ya gitmiĢ, orada arkadaĢlar üçüncü adayımız olan Mahmut Gökhan Özocak'ın gözlerinden ameliyat olduğunu , bunun tedavisi gerekeceğini iletmiĢler. Buca'da durum bu olunca biz Yenge'ye Buca'ya tekrar gitmek durumunda kalacağını, oradada üçüncü adayımızı ileteceğimizi söyledik. Yengeler hafta sonu ġarköye gideceklermiĢ, oranın dönüĢü gidebileceğini söyledi. Uygun derseniz Yengeyi tekrar Buca'ya göndermemiz gerekiyor. Aydın'ı biz hallettik ama Buca için yenge gerekir.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.10.25 - 03725_27.10.20007.txt” isimli word belgesi incelendiğinde; 86 25 Ekim tarihi için; “bugün özgür hukuk bürosundakı iki arkadaĢ ile ümraniye hapishanesine gittik. oradaki arkadaĢlarla aydın ve buca hapishanesine ziyareti planladık. aydın'a birinci ölüm orucundaki üçüncü ismin burhan gardaĢ olacağını, eğer burhan gardaĢ olmaz ise kendilerinin üçüncü bir isim belirlemesini, ikinci ölüm orucu ekibinin murat çakan, barıĢ kaya, ilhan demirel olacağını söyleyeceğim. buca'ya telefon sokmak için önerdikleri buzdolabı yönteminin aydın'da patlayan yöntem olduğunu, 1. ölüm orucu ekibi için serhat karadumanlı eğer serhat olmazsa kendilerinin belirleyeceği bir ismin olacağını, 2. ölüm orucu ekibinin ümit kanlı, barıĢ yıldırım, ulaĢ göktaĢ olacağını söyleyeceğim” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu raporlardan HHB avukatı YENGE kod Behiç AĢçı‟nın 20 Ekim 2000 tarihinde cezaevlerinde baĢlatılan Ölüm Orucu eylemlerinden çok kısa bir süre önce cezaevlerine giderek ölüm orucu eylemi ile ilgili talimatları Buca ve Aydın cezaevlerindeki örgüt mensuplarına ilettiği, Aydın Cezaevi‟ndeki örgüt mensuplarının, bu cezaevinden eyleme katılması için talimat verilmiĢ olan Gökhan Özocak isimli kiĢinin yeni ameliyat olduğu, Buca Cezaevi‟ndeki örgüt mensuplarının ise eyleme katılması için talimat verilmiĢ olan Bahadır Özerdem‟in ahlaksızlık suçu iĢlediği için uygun olmadığını söyledikleri, Burhan GardaĢ isimli Ģahsın 20 Ekim 2000 tarihinde cezaevlerinde baĢlatılan ölüm orucu eylemine, DHKP/C örgütü adına Aydın Cezaevinden katılan kiĢilerden biri olduğu, HHB avukatı Yenge KOD Behiç AĢçı‟ nın DHKP/C örgütünün; “kimlerin ölüm orucu eylemi yapacağına dair talimatını” cezaevlerine ilettiği görülmüĢtür. “2000.10.19 - 04883_19.10.2000aykut4” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından 18.10.2000 tarihli (bir önceki rapor) raporda; “Yenge bugün Aykutlara da gitmiĢ (Murat Çelik'i ikna edememiĢ kendisi gitmiĢ, ikna edemezsen bile gitmek gerekir diye ben söylemiĢtim), onlara da bu durumları anlatmıĢ” cümleleri mevcuttur. Dökümanların incelenmesi neticesinde cezaevinde olduğu anlaĢılan Aykut KOD Ümit Ġlter tarafından yazılmıĢ olan bu raporun devamında; “19ekim 20erhaba 01:00 19-10-2000 1-ÇarĢamba günü Yenge geldi, Buca-Aydın'a gitmiĢti. Bunlar üzerine vegenel olarak görüĢtük. Fiziki olarak biraz daha yaĢlanmıĢ, saçı daha çok kırlaĢmıĢ, dökülmüĢ vb... morali yerinde gibiydi. Aradan geçen zamanda yaptıklarını vb. konuĢtuk, biraz hoĢsohbet bir görüĢme oldu. Bu arada Ġstanbul ÇHD için aĢağıdaki yazıyı hazırlayıp yengeye verdik, bunu elden verecek vebizim çağırdığmızıda söyleyecek. Yazıyı hızlı yazdığımız için eksiklikleri oldu ama derdimizi anlatır. Bir resmiyeti olsun diye yazı gönderdik. 2-BĠLGĠ ĠÇĠN: ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi Yönetimi Adına Murat ÇELĠK'e Merhaba, Bizler, ülke genelindeki DHKP-C ve TKP(ML) davası tutukluları olarak 20 Ekim 2000 tarihinden itibaren ekteki taleplerle Süresiz Açlık Grevine baĢlıyoruz. Taleplerimizin karĢılanmaması durumundada eylemimizi Ölüm Orucu Ģeklinde sürdüreceğiz. Bildiğiniz gibi gerek F Tipi Hücre hapishaneler gerekse bununla 87 bütünleĢen tarzda Üçlü Protokol ve diğer baskı ve saldırılarla karĢı karĢıyayız. Bu saldırıların anlamı ve bunlara karĢı direniĢin önemi açıktır. Sizlerde uzun bir süredir Üçlü Protokol'a karĢı hapishanelerdeki aramaları protesto etme temelinde bir eylemlilik yürütmektesiniz. Bu durum ister istemez avukutlarımızla görüĢmemizi engellemektedir. Oysa özellikle bu süreçte açlık grevi eylemindeki bizler avukatlarımızla görüĢmeyi önemli buluyoruz. Bu ve benzeri sorunlarımızı iletmek ve birlikte değerlendirmek için sizleri ziyaretimize çağrıyoruz. Bu çağrımıza bir cevap vereceğiniz düĢüncesi ile görüĢmek üzere diyoruz. Sevgi ve Selamlarımızla 18.Ekim.2000 DHKP-C Davası Tutukluları Adına Ümit Günger” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2001.04.13 - 09724_14.4.2001Deniz” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafıdan yazılan bu raporda; “izmit devlet hastanesine kaldırılan ölüm oruççularından hakan yıldırım, serkan aydoğan, uğur karademir, ulaĢ bütün, deniz yıldız, celal gezer, dursun ali pekin tekrar kandıra hapishanesine getirilmiĢler. getirilen bu arkadaĢlar beraber tutuluyorlarmıĢ. hapishanedeki diğer arkadaĢlarla bir araya getirilmiyormuĢ. idare bunun gerekçesi olarak da "tekrar ölüm orucuna baĢlamasınlar" diyormuĢ. bu arkadaĢlara izmit devlet hastanesinde zorla müdahale edilmiĢ. arkadaĢların tümü iyi bir tavır göstermiĢler ve direnmiĢler. elleri ve ayakları bağlanarak ağızdan ve sonda ile ensure verilmesi ya da serum takılması ile müdahale edilmiĢ. kendilerine geldiklerinde serumları söküp atmıĢlar. ama hastane idaresi ellerini ve ayaklarını bağlayarak ya da bilinçlerini yitirdiklerinde müdahale etmiĢ. sonuçta bu arkadaĢlar Ģu an ölüm orucunda değiller. ancak "... biz hain değiliz, bir Ģeyler yapmak istiyoruz, en azından açlık grevi yapmak istiyoruz..." demiĢler ve açlık grevine baĢlamak istemiĢler. ancak arkadaĢlar müdahale ederek beklemelerini istemiĢler. bu konuda sizin kararınızı bekliyorlar” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “cuma günü buca hapishanesine giderek esad üçkan ve ercan yıldız ile görüĢtüm. verdikleri bilgiler Ģöyle; barıĢ yıldırım, ümit kanlı ve mesut avcı kendi iradeleri ile ölüm orucunu bırakmıĢlar. mesut avcı tekrar baĢlamıĢ. buca hapishanesi s.a.g. yapıyormuĢ. ben ara vermelerini ve daha önce belirlenen programa uygun olarak 3 haziran tarihinde tekrar baĢlamalarını söyledim. beĢinci ölüm orucu ekiplerinin 3 haziran 2001 tarihinde baĢlayacağını, bu tarihte kitlenin de s.a.g. yapmaya baĢlayacağını, bu s.a.g.'ın bitiĢ tarihinin belli olmadığını, ancak bizden haber gelmeden mevcut durumlarını değiĢtirmemeleri gerektiğini söyledim. ÖLÜM ORUCUNU BIRAKANLARIN HAĠN OLDUKLARI VE YÜZLERĠNE TÜKÜRÜLMESĠ GEREKTĠĞĠNE DAĠR KARARI SÖYLEDĠM. bunu bilmiyorlardı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2001.10.09 - 11746_10.10.2001feride3” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; 88 “öğleden sonra tekirdağ kapalı hapishanesinde afet ile görüĢtüm. beni ilk gördüğünde durakladı, yüzünü gizlemeye çalıĢtı va ağladı. psikolojik olarak yıprandığını, sor iki haftadır halisünasyonlar gördüğünü, herkesin ona kuĢku ile baktığını düĢündüğünü söyledi. birlikte kaldığı arkadaĢların kendisine yardımcı olmadıklarını, dayanamayıp kaçtığını söyledi. Ģimdi ilaç tedavisi görüyormuĢ. ilaç tedavisi görmediğinde tekirdağ'da da aynı halisünasyonları görüyormuĢ. bu yüzden de insanlarla konuĢmuyormuĢ. hanım harman ve özlem taĢ kırĢehir'e götürülmüĢler. bir kaç gün onlarla kalmıĢ. hem hastanede hem de hapishanede tekrar baĢlamam için kendinde güç bulamadığını, baĢlayamadığını her Ģeyi anlık düĢündüğünü söyledi. ben biraz moral vermeye, güçlendirmeye çalıĢtım. böyle yaĢayamayacağını, her geçen günün onu ezeceğini, tek yapabileceği Ģeyin ölüm orucuna tekrar baĢlamak olduğunu, bunu yapabilecek gücü olduğunu, kendisine güvenmesi gerektiğini söyledim. ben orada iken bir karar vermedi. bir kaç kez gerçekten ben tekrar baĢlayabilir miyim diye sordu.” ġeklinde notun yazıldığı, “2003.03.04 - export 1-unallocated clusters-491” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “Dün manav 4 Ġzmit Devlet Hastanesine gitti ve Nihat'la görüĢtü. Geçen hafta Yavuz'a tekrar direniĢe baĢlaması söylenmiĢti. Yavuz baĢlamamıĢ ve tedavi görüyor……Yavuzla manav 4 geçen hafta görüĢmüĢ ve talimatlarınızı iletmiĢti. tekrar görüĢmedi.” ġeklinde beyanların olduğu, HHB avukatı Yenge KOD Behiç AĢçı ve Süleyman ġensoy‟un örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda ölüm orucunu bırakan örgüt mensuplarının ölüm orucuna tekrar baĢlamalarına ikna etmeye çalıĢtığı anlaĢılmıĢtır. “2002.06.22 - 03117_23.6.2002demet1-2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ isimli kiĢinin bu raporunun 1. maddesi “Hapishaneler konusunda” baĢlığını taĢımakta olup; “Se…” isimli avukatın Edirne ve Tekirdağ cezaevlerine gittiğini, Ali Osman, Ercan ve Fevzi Saygılı isimli kiĢilerle görüĢtüğünü, Edirne Cezaevi‟nde kalan örgüt mensuplarının durumları ile ilgili bilgiler verdikten sonra, “9. Ekip için Edirnede Ekibe alınacak pek seçenekleri kalmadığını söylemiĢler.9. Ekip için olabilecek Okan BarıĢ Ekinciyi önermiĢler.Ancak Ali Osman Okan'da l9 Aralıkta yaralı olduğu için bir böbreğinin,dalağının ve bağırsaklarının bir kısmının olmadığını söylemiĢ.Okanda bu durumda demiĢ. BaĢka Hapishaneden kim olabilir Konusunda yeterince hakim olmadıkları için bir Ģey söylememiĢler.”Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.22 - export 7-7-219-22092003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; Örgüt sorumlusunun; “10. Ekibi artık netleĢtirin” Ģeklindeki talimatı sebebiyle, “10.Ekibin netleĢtirilmesi konusu anlaĢıldı. bu konuda manavların Ģöyle bir önerileri var. ÖO Ekipleri için baĢlamadan 20 gün önce gibi bir zaman dilimi içinde haber verelim tarihlerini. 1hafta 10 gün önce Ekip adaylarına haber verdiğimizde ve Anadoluda bizim görüĢlerimizden 89 kısa bir süre sonra ÖO na baĢladıklarında bize soruĢturma açıyorlar. 9.Ekipler için kütahyada böyle oldu diyorlar” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Sırasıyla Ölüm Orucuna baĢlayan tüm ekiplerin örgütün talimatıyla HHB avukatları aracılığıyla cezaevindeki örgüt mensubuna iletildiği görülmüĢtür. “2003.09.22 - export 7-7-219-22092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Manavlarla ilgili Eylem"in avukatlığından istifa etmeleri konusunda dün Cumhuriyette bugünde Hürriyet ve Vatan gazetelerinde haberler çıktı. Sanırım bunları görmüĢsünüzdür. Haberde ĠHD Ģu be baĢkanının ve Baro BaĢkanı Kolcuoğlunun açıklamalarıda vardı ve gerek haber gereksede her ikisinin açıklaması manavları bunlar örgüt avukatıdır Ģeklinde ihbar eden bir açıklama ve haberdi. Bunun üzerine dün hemen bir yazılı açıklama ve Cumhuriyete tekzip metni yazdık. Ve ne yapacağımızı konuĢtuk. Bugün Cumhuriyet gazetesi yazı iĢleri müdüründen, Kolcuoğlundan randevu aldı manavlar görüĢmek için.. Ve bugün bizim üç manav ve Hüdai berber Cumhuriyet gazetesine, Baro BaĢkanı Kolcuoğluna ve ĠHD BaĢkanı Kiraz Biçici ile görüĢmeye gittiler. Cumhuriyete tekzip metninide götürdüler. GörüĢmelerinin içeriğini yazdık. Bunları ayrı dosya halinde vereceğim” Maddenin devamında, bu konu ile ilgili olarak dava açma konusunu manavlarla (HHB avukatları) konuĢtuğunu ancak manavların; “Dava açtığımızda Eylem‟i tanık olarak dinleyebilirler ve aleyhimize konuĢursa dava aleyhimize döner.. Buna dikkat etmemiz gerekir” Ģeklinde görüĢ bildirdikleri görülmüĢtür. 23.09.2003 tarihinde http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/09/23/347495.aspisimli internet sitesinde “Ölüm Orucunu Bozunca avukatları terketti”baĢlığı altında çıkan haberde; rapor içeriğinde belirtildiği Ģekliyle bu konunun gazetelerde haber olarak yer aldığı, haber içeriğinde; “YasadıĢı terör örgütü DHKP/C‟ ye yardım ve yataklıktan tutuklu olan Eylem GöktaĢ, ölüm orucuna son verdiği için avukatları tarafından savunmasız bırakıldı. Avukatlar Behiç AĢçı, Hüdai Berber, Mümin Özgür Gider ve Süleyman ġensoy‟un GöktaĢ‟ı savunmasız bırakmasına, Ġnsan Hakları Derneği Ġstanbul ġube BaĢkanı Kiraz Biçici tepki gösterdi. Biçici, ‟‟Ölüm orucunu bıraktığı veya örgütten ayrıldığı için avukatsız kalan çok sayıda kiĢi var‟‟ dedi. Avukatların ahlaki gerekçeler hariç müvekkilini bırakamayacağını savunan Biçici „‟Eylemi bırakan avukatı baĢka sebep gösterse de emareler, asıl nedenin ölüm orucunu bırakmasıyla ilgili olduğunu gösteriyor‟‟ dedi. GöktaĢ‟ın vekaletini bırakan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Behiç AĢçı Cumhuriyet Gazetesin‟deki açıklamasında, „‟Ölüm orucu eylemini bıraktığı için GöktaĢ‟ı savunmaktan vazgeçtik‟‟ dedi. AĢçı dün Hürriyet‟in soruları üzerine ise savunmadan çekilmelerinin ölüm orucuyla değil savunmanın Ģekillendirilmesindeki görüĢ ayrılığından kaynaklandığını iddia etti.” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. 90 “2003.09.22 - export 7-7-274-22092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “MANAVLARIN GÖRÜġMELERĠ KONUSUNDAYAZDIKLARIDIR: 23 Eylül Salı 15.00'te Cumhuriyet Gazetesiyle görüĢme :14.30-15.00 için Ġstihbarat Müdürü Cengiz Yıldırım'la randevulaĢılmasına rağmen, toplantı nedeniyle 15.45'te Genel Yayın Yönetmeni Ġbrahim Yıldız ile ancak görüĢülebildi. Ġbrahim Yıldız ve haber müdiresi Hatice hanım; BAġmanavın' ö.o. bıraktığından istifa ettiğini söylediğine dair kaydın olduğu muhabir Ecevit'in söylediğini, Fikret ilkiz'le görüĢüldüğünde hukuken sakınca olmadığını belirtmesi üzerine haberin yapıldığını, Hürriyetin bugün çarpıttığını söylediler. Bizlerce haberin gerçekdıĢı ve yalan olduğu, istifa nedenimizin Ölüm orucunu bırakması olarak değerlendirilemeyeceği, Martta bırakmasına rağmen 30.05.2003'te duruĢmasına girildiği ve 2.6.2003'te istifa dilekçesi verildiği, 3 ay içinde avukat tutup savunma yapabilecek iken bizlerin savunmasını engellediğimiz biçiminde yazılamayacağı, BaĢmanavla röportaj yapılmadığını, dostane bir sohbet sırasında ö.o. bıraktığından istifanın açıklandığını ancak röportaj için söylenmediği ve söylenemeyeceği de, kayıt varsa bize gizli kayıt olduğu ve ahlaken kabul edilemez olduğu; haberler neticesinde bizlerin örgüt avukatı olarak teĢhir edildiğimiz ve linç kampanyası baĢlatıldığı…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “baĢmanav konusunda, bu haberi yapan gazeteci ile önceden bir sohbeti sırasında Eylemin ÖOnu bıraktığı için avukatlığını bıraktıklarını söylemiĢ. Ancak bu sohbet niteliğindeydi ve kamera ve kasete çekim olmadı diyor.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” Yenge kod Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “Ölüm orucu'nu bırakanların davalarına girip avukatlığını yapıyoruz. bu konuda ne yapalım? onların avukatlığından istifa edelim mi? sizin kararınız gelene kadar davalarına girmeye devam edeceğiz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu görülmüĢ, Bu anlatımlardan; HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü üyeliği suçundan tutuklu bulunan Eylem GöktaĢ‟ın Ölüm orucu eylemine son vermesi sebebiyle HHB avukatlarının bu Ģahsın avukatlığını yapmaya devam edip etmeme konusunda DHKP/C örgüt yönetimine danıĢtıkları, örgüt yönetiminin talimatı üzere Eylem GöktaĢ‟ın avukatlığından çekildikleri görülmüĢtür. Ayrıca bu konulara iliĢkin diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup, ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. 91 Sonuç olarak; 20 Ekim 2000‟de cezaevlerinde baĢlatılan Ölüm Orucu (ÖO) ve Süresiz Açlık Grevlerinin (SAG) DHKP/C terör örgütü yönetiminin organizesi ile baĢladığı, DHKP/C terör örgütü yönetiminin Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi eylemlerinin baĢlatılması ile ilgili talimatların DHKP/C terör örgütü üyeliği Ģüphesi ile tutuklu ve hükümlü bulunan kiĢilere HHB avukatları tarafından iletildiği, DHKP/C örgütü tarafından 2000 yılından 2007 yılına kadar cezaevlerinde sürdürülen ölüm orucu eylemlerine kimlerin katılacağının cezaevinde bulunan örgüt sorumluları ile yurtdıĢında bulunan örgüt yöneticilerinin kararları ile tespit edildiği, HHB avukatlarının örgüt yönetimi ve cezaevindeki örgüt yönetimi arasında arabuluculuk yaparak Ölüm Orucu ekiplerinin kimlerden oluĢacağının belirlenmesinde kuryelik yaptıkları ve fikir beyanında bulundukları, HHB avukatlarının Ölüm orucuna baĢladıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle veya dayanamamaktan dolayı bırakan eylemcileri tekrar ölüm orucuna baĢlamaları için ikna etmeye çalıĢtıkları, ölüm orucunu bırakmanın “HAĠNLĠK” olduğunu eylemcilere bildirdikleri, HHB avukatlarının Ölüm Orucunu bırakan eylemcilerin avukatlığını yapıp yapmama konusunda DHKP/C terör örgütü yönetimine danıĢtıkları ve Ölüm Orucu eylemine son veren ve yargılaması devam eden kiĢilerin avukatlığını bıraktıkları anlaĢılmıĢtır. n. Gözaltı ve Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler “2001.11.13 - nfi cd-rom-phase 1-09446_13.11.2001feride-2xx” isimli word belgesi incelendiğinde Murat KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda; “…2)Hapishaneden oldukça geç bir saatte bırakıldık. Gece 12 gibi çıktık. Aileler bizi aldı. Ve doğru Armutlu'ya gittik. Gece 02.00 gibi orada olduk. Oradaki arkadaĢlarla sabaha kadar sohbet ettik. Sabah çıkma hazırlıkları yaptığımız bir sırada 06.30 gibi Operasyon baĢladığı haberi geldi ve zaten elektriklerde kesildi. Bizde hızla çıkıp barikatlara doğru gittik. 1996 gazilerimizle karĢılaĢtık ve birlikte ön taraftaki barikatlara yöneldik. Bu sırada bir arkadaĢ gelip gazileri ve bizi buradan çıkaracaklarını söyledi. Dokuz kiĢi bir arabaya binip dereye doğru bir süre gittikten sonra üç gruba ayrıldık ve değiĢik yönlerden bölgeden çıktık. DüĢman bizden sonra hızla barikatları aĢıp direniĢçilerin bulunduğu eve ulaĢıyor ve direniĢçilerimizi alıyor. Barikatlardan çekilen grup ise düĢmanın yoğun ateĢi karĢısında tutunamayıp çekiliyor. Bu çekilmenin nasıl olduğunu Ģu an tam olarak bilmiyorum. Ama ordan çıkmasaydık daha farklı bir sonuç yaratabilir miydik bilemiyorum. Ġlk anda çıkılacak Ģeklinde bir talimatın olması nedeniyle çıkmanın uygun olduğunu düĢündüm. Ama sonucu görünce acaba daha farklı bir sonuç yaratabilir miydik, en azından düĢmana daha büyük zorluklar çıkartıp oradan çok rahat çıkmamasını sağlayabilir, kayıplar pahasına daha güçlü 92 bir direniĢ koyabilir miydik diye düĢünüyorum. Sonuçta Ģu an düĢman Armutlu'yu tümüyle iĢgal etmiĢ durumda ve evlere baskın yaptığı Ģeklinde haberlerde almaktayız. 4)Gözaltına alınıĢımız genel olarak biliyorsunuz sanırım. Yani sabah erken bir saatte 05.30 gibi geldiler. Bizim dıĢtaki çelik kapının anahtarını büyük olasılıkla fabrikasından temin etmiĢler. Çünkü çok kısa bir süre içinde Bilge bana kapının açıldığını söyledi. Arkasındaki barikat ve aralama mandalı takılı olduğu için tam girememiĢler ama anahtar bölümü anladığım kadarıyla açılmıĢtı, bunun üzerine ikinci kapıya çekilmelerini söyledim. Bende bu arada imha edilecekleri imha ediyordum. Ġkinci kapıya çekilirken özel olarak uyarmadığım için arkadaĢlar legal cep telefonlarımızı vs. santral tarafında bırakmıĢlardı. Ġkinci kapıyıda açamayınca duvarları delerek geldiler ve bizi aldılar. O arada herĢey imha edilmiĢti. Yazı iĢinde kullandığımız harddisk ve disketlerin tümünü, CD'leri (açıkta olanlar), telefon kartlarını imha ettik. RAM'i ve datiloları da aynı Ģekilde yaktık. Harddisk ve diskketlerin kalan yanmıĢ ve parçalanmıĢ kısımlarını toplayıp o an hızla davranmam gerekitiği için çöp kutusuna çöplerin arasına serpiĢtirdim. Hiç kullanmadığımız bir harddisk ile yeni aldığımız ve kısa bir süre sadece modem alıĢveriĢinde kullandığımız iki harddisk ise bir Ģey yapmadık. Biri bilgisayara takılıydı. 8)ġubede adamların ellerinde iki tane klasör var. Hemen herkese bunlar üzerinden sorgu yapıyorlar. Bunlarda ne var: Banu gdenoğlu'nun kardeĢine yazdığı ölüm orucu konusnda bir mektup, derginin bir pikniğinde çekilmiĢ mayolu vs fotoğraflar, F tiplerinden geldiğnii söyledikleri bazı imzasız mektuplar, bazı kiĢilerin ifadeleri vb. bulunmaktadır. Bir iki tane video kaset vardı. Bunlardan biri Yunus Bolukoç'a aitti…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2001.11.15 - nfi cd-rom-phase 1-09557_15.11.2001feride4d” isimli word belgesi incelendiğinde Sabri KOD Metin Yavuz tarafından yazılan bu raporda; “ġube ve hapishane konusunda eksik kalan raporumu yazıyorum. ġube konusunda daha önceki raporumda yazdıklarıma ek olarak: ġubede akĢam beni üst kata aldılar. O zamana kadar Muzaffer'in alındığından bilgim yoktu. Yukarıda Muzaffer'in de alındığını söylediler. Beni sorgulamaya çalıĢtılar, herhangi bir sorularına cevap vermeyeceğimi söyledim. Uzun süre biri karĢıma geçip anlat bakalım yurtdıĢıyla kurduğunuz bağlantıları anlat vs. diyerek sorular soruyor ben ise hiçbir ses çıkarmıyordum. Bazen değiĢik tipler girip laf attıklarında, hakaret etmeye etmeye çalıĢtıklarında ona cevaplarını veriyordum. Bu arada Muzaffer'i merak ediyordum, çünkü bürodan çıkarken yanına aldığı notu ne yapmıĢtı, mutlaka hemen burada ağzına koyup öyle götürmesini tembih etmiĢtim ama sonucu ne olmuĢtu vb. Sonra beni arka tarafta bir odaya götürdüler. O odanın hemen yanındaki odanın kapısı açıktı ve Muzaffer bir koltukta oturuyordu, onu gördüm. Odaya kapısını önünde durdum ve içeriye kafamı uzattım, müdahale etmediler. Muzaffer'e selam verdim, halini hatırını sordum. Esas olarak notu vs. ne yaptığını halinden anlamaya çalıĢıyordum. Oldukça rahat olduğunu ve gözlerinin içinin güldüğünü görünce bende rahatladım. Ondan sonra diğer odaya geçtim. Burada özellikle genç komiserler ve eskilerden uzun boylu kafasının önü epeyce açık bir tip benimle konuĢmaya, "sohbet" etmeye çalıĢtılar..” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 93 Bu anlatımlardan DHKP/C terör örgüt üyesi Ģüphesiyle gözaltına alınan veya tutuklanan kiĢilerin örgüt yönetimine nasıl yakalandıklarını, gözaltındaki tavır ve davranıĢlarını ve polisin neleri bildiğini aktardıkları, DHKP/C terör örgütü yönetiminin, gözaltına alınan veya tutuklanan her örgüt üyesinden gözaltı ve tutukluluk durumuna dair rapor yazmalarını istediği ve örgüt içinde bu raporun rutin olarak yazıldığı ,raporların avukatlar aracılığıyla örgüte iletildiği anlaĢılmıĢtır. “1998.02.22 - 1998-serdar-subat-o22sub01” isimli word belgesi incelendiğinde BayrampaĢa Cezaevi‟nde bulunan Serdar‟ın yurtdıĢındaki sorumluya gönderdiği bu notta; “Avukat Metin'in KurtuluĢ baskınına iliĢkin bize verdiği bilgiler belki iĢinize yarar diye yazıyoruz Arama sırasında Metin'de varmıĢ. Büroda Gülay'a ait bir milyar para ve KurtuluĢ paralarına polis el koymuĢ. Arama öncesi Behiç bürodaymıĢ, çok rahat Behiç alabilirdi diyor. §ergi yazılarının oldugu disketleri polis almıĢ, ayrıca bir hartdisk almıĢlar. Bilgisayardaki hartdiski çıkaramadıkları için almıyorlar. Bir süre ugraĢıyorlar vazgeçiyorlar. Yine Ģifreyi açmaya çalıĢıyorlar. Ancak açamıyorlar. Polis büroda TV'nin altında bulunan büro belgelerinin arasında altı sayfalık küçük yazı karakterli bir not buluyor. Bu not bulunduğunda polis seviniyor, bulduk vb. diyorlar. Anadolu örgütlenmesi vb. Diye polisler söylüyor. Not arkalı önlü altı sayfalık bir notmuĢ. Büroda bulunan ikisi Hamdi'ye ait biri ise Aynur'a ait üç telefonu bürodan Behiç yanına almıĢ. Yine Metin küçük notlar vardı, polis görmeden bunları aldım diyor. Ne notu oldugunu bize söylemedi…”ġeklinde ibarelerin olduğu, Avukat Metin Narin ve Avukat Behiç AĢçı‟nın, büroda yapılan arama sırasında bir avukat olarak hazır bulunmalarına rağmen polisin el koyma ihtimali bulunan telefon ve notları adli kolluk görevlilerinden gizledikleri anlaĢılmıĢtır. “2000.01.20 - 00131_o.22.1.2000tar2k46.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “4-pazartesi akĢamı antakya'ya hareket ettim. …Antakya'da demokratik alanda olan hemen herkes adana'dan avukat alper'in ismi karıĢtırılmıĢ. gülcan görüloğlu'nun ifadesinde alper "adana,osmaniye gibi yerlerdeki polis araçlarının plakalarını alıp örgüte veren adana barosuna kayıtlı avukat alper..." Ģeklinde geçiyor. aynı ifade tutanağında da benim ismim "örgütün hukuk bürosu olan halkın hukuk bürosunda çalıĢan avukat behiç aĢcı" Ģeklinde geçiyor. benimle ilgili baĢka bir Ģey yok. buna rağmen benim ismim tam yazılmıĢken, alper'in isminin tam yazılmaması esas olarak alper'e yönelik tehdittir. kendileri için en uygun zamanda alper'in karĢısına çıkaracaklar. o zamana kadar da alper'i pasif hale getirmek için tehdit olacak. dosyada bütün talimatları veren, örgütleyen olarak hacı demir geçiyor. insanları örgütleyen, onlara görevler veren, eylem talimatları veren kiĢi olarak hacı demir geçiyor. akĢam da dosyanın avukat politikası üzerine konuĢtuk…Notun sonu. selamlar, saygılar.yenge.” ġeklinde ibarelerin olduğu, 94 “2000.09.08 - 01935_8.9.2000803tar2k.txt” isimli Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan word belgesi incelendiğinde; “7.9.2000 tarihli ...yenge antep cezaevine gidip... diye baĢlayan ve 7.9.2000 tarihli Bilgi için Nazan diye baĢlayan Ümraniyenin notunun olduğu dosyaları aldım. Okudum. AnlaĢıldı. 1- Antep Cezaevine Yengenin gidip Yusuf Aracı ile görüĢmesi gerektiği anlaĢıldı. Nasıl yakalandı, ifadesi ve diğerlerinin durumlarıyla ilgili bilgi alacağız…” ġeklinde ibarelerin olduğu, YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun cezaevlerine giderek DHKP/C terör örgütü üyeliği Ģüphesi ile yakalanan ve tutuklanan kiĢilerle HHB avukatlarının görüĢmeleri talimatını verdiği, bu görüĢmelerde HHB avukatlarının “Ģahsın yakalanması, ifadesi ve birlikte yakalandığı kiĢilerin durumlarını” öğrenerek bu bilgileri örgüt yönetimine ilettikleri anlaĢılmıĢtır. “2001.11.29 - 09624_30.11.2001feride4” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Behiç AĢçı tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “Merhaba. yenge. 29.11.2001. saat 22.05 b- gözaltılara iliĢkin sadece eylem ile görüĢtüm. görüĢmem 1,5 saat sürdü. eylem'in söyledikleri Ģöyle; c- emniyette ifadesi yok emniyete ilk getirildiğinde üst araması yapılmamıĢ. hastanede üst araması yapıldığı için yapılmamıĢ. bir odaya alıp yarım saat bekletmiĢler.eylem ve sinan'ı asansörde beraber yukarı çıkarmıĢlar. eylem yanlarındaki polisin elinde sinan'ın elle yazdığı ifadesini görmüĢ. daha sonra da ifadesi olduğunu sinan kendisi de söylemiĢ. yukarıda koridorda sema, çayan, eylem, ahmet alihaydar beraber bekletilmiĢler. sorgu odasına zeki alınmıĢ, çok uzun süre içeride kalmıĢ. zeki'den sonra eylemi sorguya almıĢlar. "seni ailene teslim etmemiz bir kağıt imzalamalısın, senin avukatın kim? seni avukatına teslim edeceğiz" demiĢler. eylem bir Ģey imzalamamıĢ. tüm gözaltı boyunca 5-6 kez sorguya alınmıĢ. her sorgu seansı ortalama 6-7 saat sürmüĢ. sorguya 2 polis giriyormuĢ. değiĢerek sorguyu devam ediyorlarmıĢ. hakaretler edilmiĢ. gençlik dosyasını göstermiĢler. "seni arıyorduk, arandığını örgüt sana söymedi mi? avukatın arandığını söylemedi mi?" demiĢler. ilk sorguya giren polislerden biri "betül ifade veriyor, ben tutuklanmak istemiyorum, eĢim de zaten tutuklu" dedi demiĢ. polis dayı ifade verdi, kardeĢi zengin, dayının kardeĢinin mal varlığını araĢtır görürsün demiĢ. reĢit sarı'yı örgütün kaçırdığını, reĢit'in basınla iyi görüĢtüğünü söylemiĢler. sizin içinizde adamlarımız var, sizin almanya'dan gelen sarıĢın arkadaĢınızın adı neydi? o bizim adamımız onu severiz demiĢler. bir daha gelirsen böyle karĢılamayız demiĢler.son gün mücadeleyi bırakacakmısın? tamam mı? devam mı diye sormuĢlar...‟‟Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, yapılan arĢiv tetkikinde rapor içeriğinde geçen Eylem isimli Ģahsın 05.11.2001 tarihinde, Küçükarmutlu‟da ölüm orucu eyleminin yapıldığı eve yapılan uygulama sırasında 95 Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan Eylem GöktaĢ olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.02.08 - export 1-unallocated clusters-153” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “..Dün sekreter arkadaĢı TEm e götürdük.Manav 4,Muhhittin Köy..,Ercüment ve bir av. arkadaĢı ile birlikte savcı ile görüĢtüler.savcı en geç saat 4 te buraya getirecekler demiĢ.Söz alınca manavlar tamam demiĢler.Sonra savcı polis çağırmaya gerek yok siz götürün demiĢ.Manavlarda kendileri polise götürdüler.Tem de manavları almamıĢlar.Sekreter arkadaĢı alıp gözaltı prosedürü yapmıĢlar..Sekreter arkadaĢla konuĢmuĢtuk nasıl davranması için.Sadece arama çıkardıkları dosyaya iliĢkin sorularına makul cevap vermesini bizim ifade vermeye gittiğimizi bizim denetimimizde bunu yapabileceğimizi bunun dıĢındaki soru ve uygulamalara tavır almasını ve ifade vermemesini anlattım.Kendinden emin ve sakin olmasını söyledim.Nelerle karĢılaĢabileceğini anlattım rahattı.sonuçta polisler baĢına doluĢmuĢlar ve önce psikolojik üstünlük kurmaya çalıĢmıĢlar ve kimi bağırarak konuĢuyormuĢ kimi papazlık yapıyormuĢ.sekreter oraya araması için gittiğini ve bu konuda borç para almanın ne zamandan beri suç olduğunu sormuĢ ve bu konuda ifade vereceğim demiĢ.Önce yanıltmaya çalıĢmıĢlar.Zeynel ġiĢeyi nerden tanıyorsun,neden iĢ yerine gittin,sen örgütün istihbaratçısısın,biliyoruz,örgütçü o bürodaki herkes, o büroda herkes bıraktı sen hala ne duruyorsun diye.Sekreter ben üstünlük kurmaya çalıĢtım ve bu konunun dıĢında sizinle muhatab olmayacağım beni suçlu konumuna sokmaya çalıĢıyorsunuz av.mı istiyorum demiĢ.Sonuç olarak bu konuda sorularına cevap vermiĢ.sürekli av. talebi olmuĢ.Fotoğraf çekmek istemiĢler ısrarcı olmuĢlar çektirmemiĢ,parmak izi almak istemiĢler vermemiĢ,tutanaklara imza atmamıĢ.Sadece kendi yazdırdığı tutanağa imza atmıĢ …Sonuçta savcıya götürmüĢlür.TEM de kapıda manavlarda bekledi.Bizim götürmemize bozulmuĢlar.Sen padiĢah kızımısın demiĢler.BaĢmanavın lafı geçmiĢ.BaĢmanav ne yapıyor diye.BaĢka kimseyi sormamıĢlar.Konu dıĢında soru sormamıĢlar.Savcılıkta ifadesi alınıp bırakılmıĢ. ġeklinde ibarelerin olduğu, Yapılan tetkiklerde Halkın Hukuk Bürosu Sekreteri Nurhayat Kaytan‟ın, raporda belirtilen tarihe uygun olarak 07.02.2003 tarihinde Avukat Behiç AĢçı tarafından DGM Cumhuriyet Savcısı‟na götürüldüğü, Cumhuriyet Savcısı tarafından Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne talimat yazıldığı anlaĢılmıĢtır. “2003.04.15 - export 4-4-255-15042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz bu raporda; “…5)BaĢmanav bugün BayrampaĢa Özel Tipe gitti ve Önder ErbektaĢın deposunda yakalanan üç kiĢi ile görüĢtü.ġunları anlatmıĢlar.. Gazi denilen kiĢi, Deponun yaklaĢık l-l,5 aydan beri polis tarafından izlendiğini deponun yakınında bir minibüs durduğunu ve minibüsün üstünden kamereya çekim yapıldığını kendisinin bunu anladığını baskının yapıldığı gün sabah Kadirden tel. geldiğini ve 96 depoya gelmesinin istendiğini gittiğinde içerde polis olduğunu ve deponun her tarafının arandığını ama malzemelerin bulunmadığını Kadir ve kendisinin Ģubeye götürüldüğünü 2 saat sonra polisin tekrar depoya geldiğini ve malzemeleri çıkardığını bunu veren kiĢinin Kadir olduğunu söylemiĢ. Müslüm'üde evine giderek aldıklarını söylemiĢ ve Ģyubede Kadir Koç'un ne biliyorsa anlatığını ve kendisinden Ģüphelendiklerini söylemiĢ. Kadir Koç ise ,sabah depoya geldiğini ve bir süre sonra polisin bastığını bu aĢamada polise bir Ģey söylemediğini polisin depoyu aradığını ve birĢey bulamadığını polisin Gaziyi tel.ile arayarak çağırmasını istediğini zorladıkları için tel. etmek zorunda kaldığını Ģubede 2 saat kadar bir Ģey söylemediğini ama sonra zorlayınca malzemelerin yerini söylediğini ve bildiği Ģeyleri yani Önder ile malzemelri gömdüklerini anlattığını söylemiĢ.BaĢka bir ifadesi olmadığını söylemiĢ. -Müslümde iddianamedeki bilgileri söylemiĢ. Gazi ve Müslüm polisin Cihan geliyormuydu diye sorduğunu her ikisininde hapishaneden çıktıktan sonra ailesi ile gelip çay içip gittiklerini ve bir daha görmediğini söylemiĢler.Adnan geliyormuydu demi polis.Gazi Adnan'ın 7-8 ay önce geldiğini Önder ile çay içtiklerini ve baĢka bir Ģey yapmadıklarını bir dahada görmediğini ve gelmediğini söylemiĢ. Polis Ģubede bu baskın için Ģöyle demiĢ.. Aslında bir süredir biz izliyorduk ve hemen basmayacaktık,malzemeleri kim gelip alacak diye bekliyorduk ve baĢka iliĢkileri ele geçirmek istiyorduk ama 30 Mart olduğu için silahlı eyleme geçersiniz diye bu baskını yaptık demiĢ.Yine konuĢmaların içinde polis önce Antalyada bir bayan bir erkek iki kiĢinin yakalandığını bayanın kumral l,60-l65 boylarında olduğunu ve bunların üstünden bir yazı çıktığını ve bu adreste malzemelerin alınmasının yazılmıĢ olduğunu söylemiĢ.BaĢka bir konuĢmasındada Ġzmirde bir bayan bir erkek yakalandı diye aynı Ģekilde bahsetmiĢler.-Gazi Kadir Koç'un onlarla iliĢkisi olduğunu düĢünüyorum demiĢ. Polis baĢka isimden bahsetmemiĢ…”Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Yapılan incelemelerde söz konusu kiĢilerin; 09.04.2003 tarihinde tutuklanmıĢ olan Kadir Koç, Müslüm Akdemir ve Gazi Bolat isimli kiĢiler olduğu anlaĢılmıĢtır. “2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “kenan günyellerle bugün manav 1 Ģubede görüĢtü. bu konuda size acil iletilmesi için senemlenn oradan bilgileri verdik. Yarında manav 1 Nebiha Aracı ile görüĢecek. Kendi kimliği ile poliste biliniyor…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.08.14 - export 6-6-457-14082003” YAġAR kod Münevver KÖZ tarafından yazılan bu belge incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 97 1)Bugün manav 1 tekrar Ģubeye gitti ve Nebiha Aracı ve Ģadiye Özdemir ,Hüseyin Özen,lütfi Tunç ile görüĢtü.metin Özçelik ilede görüĢmek istedi ama kendisi kabul etmemiĢ.benim avukatım var ben onunla görüĢeceğim demiĢ. -Nebiha Aracı ifade vermediğini ve imzalamadığını söylemiĢ. Gözaltına nasıl alındığı konusunda,bir süredir takip altında olduklarını ve bunu bildiğinizi söylemiĢ.Özellikle gözaltına alındığı gün gündüz çok kalabalık bir Ģekilde takip edildiğini ve nerdeyse 40 kiĢi vardı demiĢ.Yakalahdığı eve ikinci geliĢi olduğunu takipten dolayı evi boĢaltmak istediğini ama eve girdikten sonra çıkmadığını ve gece evin basıldığını anlatmıĢ.polis hangi dairede kaldığını bilmiyormuĢ.Önce üst kattaki evi basmıĢlar sonra Nebihanın olduğu eve gelmiĢler.Alınırken çok tartaklayıp saldırmadıklarını söylemiĢ.Birde eve geldiğinde evin gelini ve oğlunun annelerini tel.ile arayarak Elif geldi gel diye haber vermiĢler. Tel.dinlenmiĢ olabilir demiĢ ama takipteymiĢte. Kenan gibi Nebihada aileleri nasıl kurtarırız diye düĢünüyormuĢ.ve üstlenmeyi düĢünüyorum onlar için demiĢ.Manav 1 de ifade vermemelerini hiçbir Ģeyi kabul etmemelerini,savcıdada kabul etmemelirini söylemiĢ. Nebihaya polis bilgisayar kursunu kendisine Demetin verdiğini bildiklerini söylemiĢ.Yine çekmeköy-GOP ta Gençler marketten çıkarken fotoğraflını çekmiĢler onuda göstermiĢler. Esenyurtaki kuaföründe kirlendiğini söylemiĢ. Sağlık olarak kötü görünmüyormuĢ. -Ģadiye Özdemir:bugün ifadesini almıĢlar.Ġfadesinde Ġlyasın eve paket getirdiğini kendisini bir kez gördüğünü baĢka bir Ģey bilmediğini söylemiĢ.bir kezde Nebihanın geldiğini çantadan bir paket alıp gittiğini söylemiĢ. Evinden 25 adet fünye ,75 adet kleĢ mermisi çıkmıĢ. Ġlyas aranıyormuĢ. ġadiyeyi evini basıp almıĢlar.- hüseyin Özen 1 mayıs mahallesindeki evinden alınmıĢ.Evi basılmıĢ.evinden 50 Adet fün..208 adetmermi çıkmıĢ.Ayrıca evin çatısında tahtaların arasında disketler olduğunu fırındada disket ve 2 sayfa kağıt olduğunu söylemiĢ.lütfi tunç ifadesinde adını sedat olarak bildiğim kenan Günyel bir kez evime geldi ve banyo yapıp gitti.BaĢkada bilmiyorum demiĢ. Bu kiĢi Güngörende oturuyormuĢ.” ġeklinde ibarelerin olduğu, 98 Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü kayıtları tetkik edildiğinde 12.08.2003 tarihi itibarıyla Nebiha Aracı isimli Ģahsın DHKP/C Terör Örgütü içerisindeki eylem ve faaliyetlerinden dolayı suç Ģüphesiyle gözaltına alındığı, gözaltı esnasında Mine Esen Kayserilioğlu sahte kimliğini kullandığı anlaĢılmıĢtır. Belge içeriğinde ismi geçen Nebiha Aracı 08.12.2012 günü saat:21.30 sıralarında Bahçelievler Ġlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirdikten sonra yakalanarak hakkında gerekli adli iĢlem yapıldıktan sonra tutuklanarak cezaevine konmuĢtur. “2003.08.15 - export 6-6-448-15082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “1)BUGÜN ÇIKARILDILAR. GÖZALTINDAKĠ ARKADAġLAR SAVCILIĞA VEHAKĠMLĠĞE 14 KĠġĠ ÇIKARILDI. 5 KĠġĠ TUTUKLANDI.TUTKLANANLAR: KENAN GÜNYEL NEBĠHA ARACI DUDU ÖZEN METĠN ÖZÇELĠK FIRAT ÖZÇELĠK.. DĠĞELERĠ BIRAKILDILAR. …C)KENAN BAġMANAVA "SERDARA DĠKKAT ETSĠNLER.HAPĠSHANEDE DAHA AYRINTILI GÖRÜġÜRÜZ AMA SERDARA DĠKKAT ETSĠNLER"DEMĠġ.BUNU HANGĠ ANLAMDA SÖYLEMĠġ.AÇMAMIġ. D)NEBĠHA ARACININ GÖZALTINA ALINDIĞI ALĠ ARSLAN"IN ĠKĠTELLĠDEKĠ EVĠHDE 250 EURO VARMIġ. E)NEBĠHA ESENYURTTAKĠ EVDEKĠLER TEMĠZ O EVDEKĠLER ALINABĠLĠR DEMĠġ. G)kenan ve Nebiha savcılıkta ve hakim sorgularında herhangi bir Ģeyi üstlenmemiĢler.Polis iddialarını reddetmiĢler.bu konuda baĢmanava söylemiĢtim.Onlarla konuĢup üstlenmesinler ve iddiaları reddetsinler diye.BaĢmanav savcı sorgusundan önce konuĢmuĢ her ikisi ile. Kenan ve Nebihanın polis ifadeleri yok .-Fırat Özçelik"in polis ifadesi var. -Evlerinde mermi ve fünye çıkan Ģadiye Özdemir ve Hüseyin Özende bırakılmıĢlar. H)baĢmanav mahkeme sorgu tutanağı ile Nebihanın savcılık sorgu zaptını alm.Ģ.Ayrı dosya olarak gönderiyorum Nebihaya poliste Demet ve ziya Adayı sormuĢlar.sorguda reddetmiĢ. 99 I)pazartesi günü diğer arkadaĢlarında savcılık sorgu zabıtlarını alacağız. 2)15.8.2003 tarihli notlarınız konusunda, A)bilgi için..Gönderilen dosyaların..cümlesi ile baĢlayan 1.madde konusunda, -dosyaları aldığınız ve bulbulgultekin adresi ile gönderdiğimiz dosyayı alamadığınız anlaĢıldı.tekrar diğer adreslere koyarak göndeririz. 2)manavlar Ģubede denetimsiz...cümlesi ile baĢlayan 2.madde konusunda, -manavların Ģubede görüĢmeleri konusu anlaĢıldı.kendi meĢrulukları içinde yasal sınırlar içinde yönlendirici olmaları konusu anlaĢıldı. Böyle ele alıyoruz.yani Ģubede direnme tavrı noktasında yönlendirici oluyorlar görüĢmelerinde bir olumsuzluk gördüklerinde yada sezdiklerinde…”Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.13 - export 7-7-20-13042003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda; “MANAV 1” kod Avukat M. Özgür GĠDER‟in, Ankara‟da son yapılan operasyon ile yakalanıp tutuklanan Cemaat OCAK, Doğan KARATAġTAN ve Volkan isimli kiĢiler ile cezaevinde yaptığı görüĢme sırasında FERDA kod Funda Davran GÖK ile ilgili olumsuz bilgiler vermeleri sebebiyle, örgüt sorumlusunun bu iddiaları FERDA kod Funda Davran GÖK‟e sorduğu anlaĢılmakta olup, bu rapor FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün konu ile ilgili savunması niteliğindedir. “Amcalar konusuna gelince bizi alındığımız ilk gün özellikle avukatla görüĢtürmediler, eğer ev aramasına gitmeden önce görüĢtürselerdi evde buldukları disketleri de bulamayacaklardı zaten. ikinci gün ev aramasına götürdükten sonra gece amcaya çıkardılar, iĢ iĢten geçmiĢti, bulamadıkları zulalar vardı bunları amcaya söyledim, ellerindekini çözerlerse yeniden arama sözkonusu olabilir diye, bir de bilgisayarın kasasını aldıklarını, 5-6 disket, program disketi bulduklarını, üzerimde bir disket bulduklarını söyledim. Mesut'ün son yazıları vardı bu diskette o nedenle hemen Mesut için önlem almak gerekir vb. o da son sincan görüĢmesi vb. bizimle ilgili bir Ģey var mıydı diye sordu onlardan emin değilim oladabilir dedim. ne var ne yok emin değilim emin olduğum tek Ģey son bir ya da iki haftaya ait 5-6 dosya olduğu. Yine amcalarla ilgili diğer bir konu gözaltından çıktıktan sonra ertesi gün hem hasta amcayı ziyaret edelim hem savcı yeniden tutuklama istermi dosyaya bakabildiler mi vs. soralım diye amcanın evine gittik, bizi fırçaladı neden amcaya zula yeri söylediniz, derhal değiĢtirin bu yaptığınız doğru değil vb. Ben de ne yapsaydık yani dedim, o Ģartlar altında düĢmanın elinden bir Ģey kurtarma Ģansımız varsa bunu kullanırız tabi ayrıca o zula yerleri de artık temiz, yeniden Ģubeye götürürler ayrıca götürmeseler bile tutuklanacağımızı düĢünüyorduk dedim. KeĢke ev aramasından önce gelseydi de diğerlerini de kurtarma Ģansımız olsaydı dedim. Yani amcanın tavrı bana garip geldi, bırakıldıktan sonra 100 bile zor durumdayız her an yeni tutuklama olabilir o da bir an önce baĢından savma tavrında bir de niye gizli Ģeyleri söylüyorsunuz o örgütlü biri değil diyor” ġeklinde ibarelerin olduğu, “Amcalar” kodu ile avukatların kastedildiği, Ankara Emniyet Müdürlüğü kayıtları tetkik edildiğinde; Ferda KOD Funda Davran Gök‟ün gözaltına alındığında iki avukatla görüĢmüĢ olduğu, bu avukatların Murat Karaman ve Selçuk Kozağaçlı olduğu tespit edilmiĢtir. Ferda kod Funda Davran Gök‟ün anlatımlarından, evindeki zulayı söylediği avukatın Murat Karaman olduğu, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise örgütle bağlantısı olmayan bir avukata (Barodan gönderilmiĢ olan Murat Karaman) zula yerini söylediği için, Ferda KOD Funda Davran Gök‟ü azarladığı anlaĢılmıĢtır. “2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Dün gece saat 3-5 arası gençlik derneği basılmıĢ. telefon gelmediği için haberimiz olmadı. Sabah Okmeydanından birisi tel.ile aradığında bilgimiz oldu ancak. Ve gözaltıları ve baskının gerekçesini öğrenmeye çalıĢtık. Bina mühürlenmiĢ. bugün manav 4 Ģubeye gitti ve pınar ve Faruk ile görüĢtü. Gözaltında olan arkadaĢlar: Pınar, Faruk, Eylül ĠĢcan, Aygün Kumru, Meryem Özçelik, Asım Kaya, Ali Öksüz.. 7 kiĢi.. Pınar ve Faruk ile görüĢmede Ģunları anlatmıĢlar:” A)Pınar ve Faruk ile görüĢmede Ģunları anlatmıĢlar: Gece saat 3.00 gibi polis yukardan ve aĢağıdan olmak üzere iki taraftan aniden girmiĢ.yukardan nereden olduğunu manav 4 sormamıĢ ama tahminimiz 2 kat penceresinden yada çatıdan.. … O binadan cep tel. Çekmiyor.sabit tel.kesilmeden polisi gördüklerinde dergiyi aramıĢlar ama konuĢamamıĢlar. B)Ele geçenler ve tutanağa geçen malzemeler Ģunlar: Tuza benzeyen beyaz bir toz madde.. CD ler.Programların olduğu ve program harici olan CD ler.bunlar kırılmıĢ. 2 sayfa el kodlaması..benzin dökülmüĢ ama yakılamamıĢ. -Bol miktarda banka kartı. -Cep telları. -bilgisayar vb..gibi yok..dergidekileri almıĢlar temizmiĢ. DS.Dergileri.. Kongre Kararları Tutanağa geçen malzemeler bunlar. 101 Pınarın söylediği baĢka bir Ģey olmamıĢ malzemeler konusunda.. C)moral olarak hepsi iyilermiĢ. Ġfade vermiyorlar ve AG yapıyorlar.. D)Ek süre almamıĢ savcılıktan polis.Yarın savcılığa çıkarabilirler.. E)Av.Hüdai DGM savcılığından baskın nedenini ve arama kararını öğrenmeye çalıĢtı.Ģu cevapları yazılı olarak verimiĢler:" Elde sunulan arama kararına istinaden TEM Ģubesi Ekiplerince arama yapılmıĢ olup bu arama sonucunda DHKP/C adlı örgüt adına faaliyet yürütüldüğü iddiası ile Fevzi Saygılı ve arkadaĢları yakalanmıĢlardır…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2002.08.29 - 08825_30.8.2002hayri4” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Yeniden merhaba.. Bugün size baskından bu yana neler yaptık bunları yazacağım. Baskının olduğu saatlerde ben manavların oradaydım ve manav 5 ve manav 6 ile görüĢecektim. Onları bekliyordumki baskın haberi geldi.. Büroda baĢmanav vardı. Manav 1, manav 2, manav 3 dıĢardalardı. BaĢmanava hemen baskın yerine gitmesini ve manavları çağırmasını söyledim. BaĢmanav yola çıktığında diğer manavlarada haber verdik. Ve manavlar arama yapılırken yetiĢmiĢler. Bu arada gençligin ve TAYAD"ında basıldığı haberi geldi. Arama kararı "buralarda örgüt üyeleri tarafından canlı bomba eğitimi verildiği ve yetiĢtirilen canlı bombaların Alibeyköy DireniĢ evine gönderildiği" Ģeklindeydi…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Rapor içeriğinde geçen arama iĢleminin 20.08.2002 tarihinde Ekmek Ve Adalet Dergisi‟nde, Gençlik Gelecektir Dergisi‟nde ve TAYAD‟da yapılan arama olduğu yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütü kurumları ve örgüt üyesi olduğu Ģüphesi ile hakkında yakalama kararı çıkarılan Ģahısların ikameti, iĢyerlerinde yapılan arama iĢlemine HHB sorumlusu tarafından HHB Avukatlarının gönderildikleri, HHB Avukatlarının yapılan aramalarda avukatlık mesleğinin ayrıcalıklarını kullanarak delil olabilecek materyalleri sakladıkları, 102 SoruĢturma dosyasında mevcut bulunan bilgi belgeleri HHB sorumlusu vasıtasıyla DHKP/C örgüt yönetimine ulaĢtırdıkları, Ġrtibatlı diğer örgüt mensuplarının yakalanmaması ya da bu örgüt mensuplarına ait suç unsurlarının kaçırılması için tedbir alınmasını sağladığı, HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilere ifade vermemesi, gözaltı süresi boyunca açlık grevi yapması gibi telkinlerde bulundukları, YurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusunun HHB avukatlarının cezaevlerine giderek DHKP/C terör örgütü üyeliği Ģüphesi ile yakalanan ve tutuklanan kiĢilerle görüĢmeleri talimatını verdiği, bu görüĢmelerde HHB avukatlarının “Ģahsın yakalanması, ifadesi ve birlikte yakalandığı kiĢilerin durumlarını” öğrenerek bu bilgileri örgüt yönetimine ilettikleri anlaĢılmıĢtır. o.ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri/Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları “1997 - 1997-dergi-HHB01” isimli word belgesi incelendiğinde; “Büromuzun Gayreti Ġle ÇHD Örgütleniyor: …ÇHD‟nin bütün çalıĢmaları tamamlanmıĢ, kuruluĢ iĢlemleri yürütülüyordu. Bizler yönetimden çekildik (?) ancak üye olarak çalıĢmalarımıza devam ettik. Ġlkesiz ve zaaflı tutum ilk kuruluĢundan itibaren etkili oldu, olmaya da devam ediyor. Fiilen olmayan Aydınlıkçılar Ģu anda sorun olmaktan çıkmıĢ durumda ancak, ilkesel düzeyde daha sorun olmaya devam edecek. ÇHD çalıĢmaları istenen, amaçlanan boyuta ulaĢamadı. Bunda bizlerin de kusuru var. Zira kurulduğundan bir süre sonra baĢlamak üzere baĢkanlık olmasa da yönetim düzeyinde temsil edilme Ģansı bulduk. Bu konuya ileriki bölümlerde daha geniĢ yer vereceğiz…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 1997.09.06 - 1997-hamhav-06eyl97” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumluya yazılan bu raporda; “neslihan uslunun durumunu öğrenmek için erzurum çezaevine bir avukat gitmeli diye avukat efgan ile konuĢtuk gittigimizde yapabileceğimiz bir Ģey yok zaten yapılan yazılı ve sözlü baĢvurulara burda yok çevabı veriliyor dedi biz yinede gidelim bizim bir insanımızın yasamı sözkonusu bu kadar basıt değil vb diye tartıĢtık burada isler var toplantılar var vb dedi öncelik meselesi hengisinde diye tartıĢtık artık en sonunda gideçekmisiniz gitmeyeçekmisiniz dedik gitmeyecekseniz biz baĢka bir avukat buluruz deyip tartıĢmayı kestik bunun üzerine efğan tokatta olan behici aramıĢ trabzona geç demis bunu yazmamın nedeni efganin bizim islerimiz için anadoluya gidilmesi gerektiğinde sık sık sorun çıkarması ançak Ģöyle bir tavrıda var adeta önçe söyleniyor nazlanıyor sonrada yapıyor çhd baĢkanlığı ile oldukça ilgileniyor” Ģeklinde ibarelerin olduğu…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “1997.10.26 - 1997-hamhav-2610HAVA” isimli word belgesi incelendiğinde YurtdıĢındaki sorumlu tarafından Havva isimli kiĢiye hitaben yazılan bu raporda; 103 “eğer yanlıĢ anlamadıysak efkan sadece kendisinin bağımsız olmasını değil büronun bağımsız olmasını savunuyor. eğer böyle bir düĢünce diğerlerinde de varsa bu tehlikeli bir düĢüncedir. …Efkan çhd baĢkanı olmanın da hesabını vermelidir madem bizi bırakacaktı neden çhd baĢkanı olup bizi rezil etti biz orada bir daha baĢkan olmak istediğimizde bize siz bırakıp kaçarsınız diyeceklerdir efkan tam da bu durumdadır esas olarak kendisini değil bizi rezil etmiĢtir efkan güvenilmez bir insandır kendisi güvenilirliğini ispat etmeden hiç bir konuda eleĢtiri hakkı olamaz. dediğimiz gibi hiç unutmasın her iki ayda bir ben bırakacağım memlekete gideceğim evleneceğim gibi saçma sapan Ģeylerle çocukca karĢımıza çıkmıĢtır bunları herkes bilsin” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “1997.10.17 - 1997-hamhav-17EKĠMHA” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderilen bu raporda; “avukat efkan dhg yi de avukatlari da toplayin ve sorgulayin istisnasiz ayda bir birakacağim diyor derdi neymiĢ anlatsin madem birakacakstin neden çhd'ye girdin bütün dhg nin karĢisinda sorgulayin bizden haber almadan da göndermeyin kendisine de dhg nin karĢisa çikartacağinizi söyleyin ama efkan Ģu havayi almali bizden gittiğinde istanbulda duramaz ona istanbulda avukatlik yaptirmayiz buna göre ayarlayin” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.10.21 - 1997-hamhav-211097” isimli word belgesi incelendiğinde yurtdıĢındaki sorumlu kiĢi tarafından Havva isimli kiĢiye gönderilen bu notta; “efkan chd den istifa edecek iki kiĢi daha istifa edecek yeni baĢkan adayı vb bunları anlamadık neden istifa ediyorlar olağanüstü kongre mi olacak nedir anlamıyoruz. baĢkanlık meselesinde sipli olmaz. eğer uygun görüyorlarsa murat olabilir ama sipli bize baroda yakın duruyor vb böyle Ģey olmaz adam sipli . ayrıca efkanla konuĢun çhd açısından da yaptığı çocukluklar hiç olmadı yarın bize Ģunu çok rahat derler size güven olmaz siz bırakıp gidersiniz ve bunu efkan söyletmiĢtir.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1997.10.21 - 1997-hamhav-2110hv” isimli word belgesi incelendiğinde Havva isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben yazılan bu raporda; “avukat metin ve behiç ile çhd de efganın istifasından sonra ne yapabiliriz dıye konustuk onlarda durumu su sekilda açıkladı çhd yönetim kurulundan bir kisi iistifa etmiĢ simde efgan müçadeleyi bıraktığı için ona chd baĢkanlığından istifa et diyeçeğiz bu duruma ğöre yönetimden iki kiĢi istifa etmiĢ oluyor bu durumda metin yedikte olduğu için otomatık olarak yönetim kuruluna ğirmiĢ oluyor ama su anda halkın hukuk bürosunda ikikisi kaldığı için metin baĢkanlığa aday olmasa iyi olur dıye konustuk onun dısında su anda kimler aday olabilir bilmiyoruz murat olursa onu destekleriz murat aday olmazsa ne yapalmı diye konustuk metin ve behiç emeplileri desteklemeyelim zaten onları efganın baĢkan seçildiği seçımde desteklemedik karsı lıstemer oluĢturmuĢtuk ayrıça emep seçilirse kendi politikalarını chd ye empoze edıyorlar dedi onunu icin murat olmazasa sipli avukat olabilir dıyorlar çünkü bu chd de birebir sip li gibi davranmıyor dediler” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, 104 Yukarıdaki notlardan ÇağdaĢ Hukukçular Derneği baĢkanlık seçimlerinde ÇHD üyesi HHB avukatlarının kimi desteklemeleri gerektiğine DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karar verildiği anlaĢılmıĢtır. “1999.05.22 - 1999-ayhan-haziran-b09haz21” isimli word belgesi incelendiğinde Hakkı isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda; “Mesleki örgütlenmeleri ile iliĢkileri Yenge Ġstanbul ÇHD üyesi değil. Ġlk olarak Ġst. ÇHD ye üye olacak. HALA, genel merkez yönetim seçimlerinde yönetime aday olacak. ÇHD Ġstanbul Ģubesinin resmi iki adayı var. Biri HALA diğeri A. Rıza Dizdar... Tabi, üye olmak, hatta yönetimde olmak tek baĢına bir anlam ifade etmiyor. Önemli olan politikalarımızı, düĢüncelerimizi taĢıyabilmek, bu doğrultuda siyasal bir etki yaratabilmektir. Bugün ÇHD nin olmadığı doğrudur. ÇHD, kurum olarak değil, tek tek ÇHDli avukatlarla görüĢülüp infaz davaları gibi davalarda katılım gösteriyorlar ki buda sınırlıdır. Zekinin davası buna örnektir. ÇHD yi ektin hale getirmek neredeyse sadece bizim baĢarabileceğimiz birĢeydir. Bunu da ancak bu birime yoğunlaĢmayla baĢarabiliriz. Bizce PROJE dediğimiz konuya ağırlık verip, gerçeğimizi de gözönünde bulundurarak mevcut enerjimizi daha verimli değerlendirebiliriz. Buradan ÇHD yi boĢvereceğimiz anlamı çıkmasın. ÇHD yi hiç boĢlamadan, geliĢmelere göre zorlayarak, en önemlisi de iliĢkilerimizi geniĢletmenin bir olanağı olarak değerlendirerek bir çalıĢma sürdürebiliriz” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.06.05 - 00097_6.6.2000TARIK2306.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “…Geçen hafta perĢembe günü ÇHD'de Ankara ÇHD'deki ihraçla ilgili toplantı vardı. biz toplantıya baĢlarken istanbul ÇHD'nin de sorumluluğu olduğunu, aylar önce bunun MGK politikaları doğrultusunda yapılan bir tasfiye olduğunu, devrimci ve demokratların tasfiye edilmeye çalıĢıldığını söylediğimizi ve geliĢmelere müdahale etmemizi önerdiğimiz, ama önerimizin gereğinin yapılmadığını, seyirci kalındığını ve bu noktaya gelindiğini söyledim. bu nedenle de istanbul ÇHD'nin de sorumluluğunu tartıĢması gerektiğini söyledim. bu tartıĢmaya girmediler. teĢhir, delegelere gitme kararları alındı. ihraç kararının kabul edilemez olduğu, geri alınması gerektiğinin anlatacağız. bu karar çıktı. ancak Ģunu da netleĢtirmeliyiz. eğer ankara ÇHD'deki ihraç kararı geri alınmaz ise biz ne yapacağız? çünkü ankara'daki arkadaĢlar selçuk'un ihracından sonra ÇHD içinde çalıĢmaya devam edemezler. istifa edeceklerdir. kaldı ki Ģu an zeki ile biz de ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilmiĢ durumdayız. eğer ihraç kararı geri alınmaz ise istifadanbaĢka seçenek yok (Ankara'dai arkadaĢlar açısından). eğer onlar toplu olarak istifa ederlerse onlara alternatif örgütlenme modelleri götürmemiz gerekiyor. kendi hallerine kalırlarsa dağılırlar. bir de bizim tavrımız ne olacak? biz istifa dahil ne yapacağız. üstelik bir de içinde bulunduğumuz süreç var. Ģu dönemde hem var olan birlikleri geliĢtirmek gerekirken, böyle bir durumun ortaya çıkması iyi olmadı. her halükarda bu yapıda çalıĢmaya devam etmek Ankara'daki arkadaĢlar üzerinde moral bozucu etki yapabilir. öte yandan istanbul ÇHD'nin yapısı biraz daha farklı. ancak 105 perĢembe günü yapılan toplantıda biz de ÇHD ile sert tartıĢmalar yaptık” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu “2003.03.10 - export 1-unallocated clusters-386” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; …ÇHDnin Ġstanbul seçimleri 29 Martta.Bu konuda yönetim kuruluna ve baĢkanlığa henüz kimse adaylığını açıklamadı.Manavlar av.ları dolaĢarak nabız almaya çalıĢtılar.Ali Rıza Dizdar baĢkanlık konusunda düĢünebileceğini söylemiĢ.Mümtaz Yurtseverde düĢündüğünü söylemiĢ.Oktay Önal çalıĢmak gerekir demiĢ. Manavlarla değerlendirdik.Bizim adaylarımız manav 2 ve manav 4 olabilir.Her ikisinide yönetim kuruluna aday olarak gösterebiliriz.Manav 2 bu konuda oldukça istekli.40 staj.av.tı ÇHDye üye yaptı.Bu kiĢiler manav 2 ye oy verecek kiĢiler.Manav 2yi diğer av.larda seviyor.Tabi asıl önemlisi F Tipi süreci ve direniĢ sürecinde büro konusunda tutsakların sahiplenilmesi konusunda büroya bir Ģey söyleyecek durumda değil.Çünkü ÇHD olsun av.lar olsun bu konuda çok pasif ve geri bir pratik sergilediler.F iplerine giden av. çok sınırlı.Manavlar özellikle direniĢ süreci ve ÇHD av.ların tavrı konusu üzerinde duracaklar ve yine av.ların özlük,demokratik hakları üzerindede duracaklar.Temel olarak Nasıl bir ÇHDyi tartıĢacaklar üye toplantılarında.Yarın geniĢletilmiĢ üye toplantısı var.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.03.12 - export 1-unallocated clusters-362” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Dün ÇHD dede seçimler için ilk üye toplantısı yapıldı. Manavlarda katıldı. Ali Rıza Diz. . aday olduğunu açıklamıĢ. BaĢka adaylığını açıklayan yok. Manav 2, baĢmanav bir konuĢma yapmıĢlar. Manavlarla konuĢmuĢtum. Ġddalı ve kendilerine güvenli olmaları konusunda. ÇHD dede bizim olmamız gerektiğini bugün demokrasi macadeleside bizim öncülüğümüzde sürüyor bu konuda demokratik mevzilerde olmayı hem hak ediyoruz hemde buraları ilerletecek olan politikalarımızdır çerçevesinde, kapsayıcı ve iddialı konuĢmaları yanıyla tartıĢtım onlarla” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.03.29 - export 4-4-560-29032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…4)ÇHD Genel Kurulu bugün yapıldı.Biz yönetime girdik.Yönetimde olan isimler bizim yönlendirdiğimiz ve bizimle yakın olan arkadaĢlar ve Açılım (Özgür Gelecekten)Hukuk bürosundan bir manav yer aldı. Yönetimde yer alan manavlar Ģunlar. -Manav 2,manav ,Ercüment Ġömez(bizim yönlendirdiğimiz bir arkadaĢ),Mümtaz Yurtsever (Dolabın kurucu üyesi),Hüdai Berber,Hakan Karadağ(bizimle iliĢkileri iyidir),Hüsniye KarakuĢ. 106 Yönetim bileĢimi bizimle hareket eden ve iliĢkileri iyi olan arkadaĢlar.ĠĢ yapabilecek,etkimizde olacak insanlar. -Ali Rıza Dizdar yönetime aday olmaktan çekildi.Genel Merkeze aday olacağını düĢündüğünü söyledi. -ÇHD Genel Kurula hazırlık olarak HHB olarak bir değerlendirme yazısı ile manav 2 ve manav 4 birer yazı hazırlamıĢlardı.Ayrıca av.ları ziyaret ederek görüĢme yaptılar ve adaylıklarını açıkladılar.Selçukta bugün Genel Kurul için geldi. Yönetim konusunda iĢ bölümünü konuĢacağız.Mümtaz Yurtseverde baĢkan olmak isteyecektir.bugün bu konuyu ayrıca değerlendirip konuĢuruz.BaĢkanlık konusunda manav 2 daha kendine güvenli hareket eder.Manav 4 bu konularda biraz daha çekingen kalıyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.04.01 - export 4-4-521-01042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz isimli HHB sorumlusu tarafından yazılan raporda; …Seçimlerden sonra bizimkilerle (manavlarla hem seçimleri değerlendirdik hemde ÇHD de ne yaparız,yönetim kurulunda görev dağılımı nasıl olacak bunun üzerine konuĢtuk. ġöyle bir tablo çıktı. Biz baĢkan olmayalım. Mümtaz Bey deneyimli bir av. . Yönetim kurulunda herkez tarafından kabul görür diğer av. larda benimser ve onaylar bize önyargı ile bakıyorlar ve tecrit ederler bugünkü koĢullarda av. ların genel durumunuda düĢünürsek böyle bir sonuç çıkacaktır. Bu yönetimde genel sekreterliği alarak aktif çalıĢalım ve bir dahaki seçimde baĢkanlığı hedefliyelim. Bu düĢünce manav 4 hariç hepsinde var. Manav 2 ise ÇHD ye direk müdahale etmemizden rahatsız ve Mümtazın baĢkan olmasını ve olmak istemese bile zorlamamız gerektiğini savunuyorum. Siyasetten çok uzak düĢünüyor. Ve ÇHD ye böyle her Ģeyi dikte etmeyeceksiniz değilmi. Böyle her yönetim kurulu öncesi oturup tartıĢacaksak her Ģeye karıĢılacaksa böyle olmazki deyip duruyor. HHB baĢka ÇHD baĢka tarzı laflar etti. Ki bu konularda kendileriyle öncesindede tartıĢtım yönlendiri oldum. Manav 2 ye ve diğerlerine bir kez daha ÇHD de nasıl çalıĢacağız ve çalıĢmalıyız ordaki mücadele perspektifine nasıl bakıyoruz,HHB de ne yapıyoruz ÇHD dede ne yapacağız bunları geniĢ tartıĢtım. Ve neden baĢkan olmamız gerekir bize getirecekleri nedir ve bu mevziyi nasıl değerlendirmeliyiz bunlar üzerine konuĢtum…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.04.05 - export 4-4-454-05042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 2)ÇHD Yönetim Kurulundaki görev dağılımı bugün netleĢti. 107 Manav 4 BaĢkan oldu.Manav 2 :Sayman oldu.Hakan Karadağ:Genel Sekreter oldu.Tahmin ettiğim gibi Hüsniye KarakuĢ baĢkanlığa aday oldu.Hakan onu desteklemiĢ.Bu konuda Hakan ikiyüzlü oynadı.Bizimkilere sizin baĢkanlığınızda olabilir diyordu.Bu iki kiĢinin arkasında Ercan kanar var. Mümtaz Bey bizi destekledi. Kendisi ile konuĢmuĢtuk. Ercüment bizi destekledi. Hüdai gelmedi. Hastayım dedi ama yalan söylüyor.GörüĢmek istemiĢtik. Gerekçe getirdi. Gelmeyerek yüzleĢmedi bizimle. Sonrasında konuĢacak ki bugünkü notunuzu okuduM?Bende öyle düĢünüyordum iyi bir cevap verip ukalalığını durdurmak gerekiyor.ġuda bir kez manavlar tarfından görüldü.Hüdainin nankör,riyakar kiĢiliği böylece açığa çıktı. -Manavlara sürekli anlattım,bir çok boyutuyla bu kısa sürede olamaz dediklerinide pratik içinde olabildiğini gördüler.Bu yanıylada hem sizin anlattığınız perspektifle hemde bu sürecin değerlendirmesini yapacağım. -ÇHD için somut adım adım program çıkarmamız gerekiyor.Buna yoğunlaĢalım.burada öncelikli bir tarz oturtmamız ve bizimkileride iyi hazırlamam gerekiyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.04.10 - export 4-4-330-10042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…Manav 4 ve manav 2 ye sizin adınıza hediye alacağım. Manav 2nin evrak çantası var, manav 4 ün var ama iyi değil. Hem çantaya ihtiyacı var, hemde düzgün bir takım elbiseye yada buna benzer bir kıyafete ihtiyacı var. BaĢkan olması yanıyla giyim kuĢamına dikkat etmesini söyledik. ġu anda biraz sıkıĢık durumdayız hediye olarak kıyafet alabiliriz diye düĢünüyorum…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu notlardan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneği yönetimine girmeye çalıĢtıkları, 2003 yılı Nisan ayında yapılan ÇHD Ġstanbul ġubesi baĢkanlık seçiminde HHB avukatı olan Süleyman ġensoy‟un ÇHD Ġstanbul ġubesi BaĢkanı, HHB Avukatı olan Avni Güçlü Sevimli‟nin ise sayman olduğu, dolayısıyla yönetime girdikleri anlaĢılmıĢtır. Açık kaynaklarda yapılan incelemelerde; 19.12.2003 tarihinde http://bianet.org/bianet/insan-haklari/27718-operasyonun-3-yilinda-cezaevi-davasiisimli internet sitesinde “Savunma Hakkı Engelleniyor” baĢlıklı haber yayınlandığı, içeriğinde “ÇHD Ġstanbul ġube BaĢkanı Süleyman ġensoy olayın sorumlusu olarak gördükleri yetkililerin yargılanması için yaptıkları tüm baĢvuruların sonuçsuz kaldığını belirtti” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. “2003.06.01 - export 3-3-193-01062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; 108 “ÇHD Genel merkez Genel kurulu önümüzdeki hafta cumartesi ve pazar günü Ankarada yapılacak. Bu 1 hafta içinde burada delege çalıĢması yürütülerek Ankaraya delege götürülecek. Cuma günü Selçuk kozağaçlı gelmiĢti. Cuma akĢamı ÇHD dede delege toplantısı yapıldı. Genel merkez yönetimine mevcut yönetimin karĢısında alternatif bir liste yok.O nedenle seçimleri mutlaka kazanacağız diyorlar.Ankarada çalıĢmasına baĢlamıĢ.selçuk bölgeleri dolaĢmıĢ. Mevcut yönetim deniz dahil olmak üzere ÇHD Genel merkeze aday yeniden.Ġstanbuldan bir yada iki kiĢi ÇHD Genel merkeze seçilebilir..Bürodan baĢmanavı düĢünüyoruz..bir sakıncaı yok değilmi..Ġstanbul delegesi olarak aday olacak..Bu yanıyla kendiside istekli ve delege toplantısında aday çıkmamıĢ” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.06.06 - export 3-3-88-06062003” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “…Asıl sorun ise bizim ÇHD dedeki manavlarımızda..Onlarla sürekli tartıĢıyorum ve anlatıyorum.Ancak bu konuda manav 2 ikna olmamakta direniyor.konuĢup tartıĢınca çok karĢı çıkmamakla birlikte ÇHD pratiğinde bizim tartıĢmalarımız ve getirdiğimiz önerileri götürmüyor yada yeterince savunmuyor..Bu konuda hala bizim müdahalemizden rahatsız ve bana karıĢılmasın siyaset sokulmasın siyaset sokulunca ortalık karıĢıyor biz kendimiz orayı yönlendirelim mantığı ile hareket ediyor..ÇHD üzerine yaptığımız her toplantı sonrasında suratı asılıyor ya tartıĢmıyor yada bu yanıyla tartıĢıyor bazende üstü kapalı göndermelerde bulunuyor..ġöyle düĢünüyor..karıĢıyorlar ve herkes üstümüze geliyor. DKÖlerin foksiyonunu ,mücadele anlayıĢının ne olması gerektiğini,çHD özelinde nasıl ele alınması gerektiğini,ÇHD ve bizim tarihimizde yaĢananlar(HHB,ÇHD)oportünizmin,reformistlerin ve bireyciliği savunanların nasıl hareket etttiği nasıl düĢündüğü ve oyunları hesapları vb.. DeğiĢik açılardan 2 aydır tartıĢıyorum.Gerek toplu,gerekse manav 2 ve manav 4 ile ayrı ayrı tartıĢtım.. Somut ÇHD için çıkardığımız program için ise ÇHD içinde pratikte adım atmıĢ değiller..Faaliyetsizliğin ÇHD de sorunlar yaratacağını bu çıkan sorunların kaynağının aslında bu durum olduğunu,para sorunundan,örgütlenmesine yeni insanların kazanılmasına kadar faaliyet içinde olmakla mümkün olacağını örnekler üzerinden anlattım.Manavlarla sonuç alıncaya kadar tartıĢacağım.Bu konudaki ısrarcılığımızın farkındalar…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.06.10 - export 2-unallocated clusters-636” YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu belge incelendiğinde; “…ÇHD Genel merkez Genel kurulu haftasonu iki gün yapıldı.yeni yönetim seçildi..Yönetime baĢmanavda seçildi..Yeni yönetimde Denizlerin bulunduğu eski yönetimin yaınında Ġstanbuldun baĢmanav,Sevim Akad(TĠKB nin eski avukatı)Filiz kalaycı )Ö.Geleceğin eski avukatı)ve Diyarbakır ÇHDdeden bir kiĢi seçildiler..denizde yeniden seçildi.. Daha sonra iĢ bölümü yaptılar..Yine Hüseyin biçen"i baĢkan seçmiĢler..BaĢmanav Ġzmir ÇHD deden sorumlu.. 109 ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir mevzimizdir.bunları yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı iliĢkileri politikleĢtirerek HHByede kazanacağız..Bunlar olduğunda baĢarıyoruz ve doğru ilerliyoruz diyebiliriz.Aksi taktirde dedikodu kesmekle,milletin peĢinde koĢturmakla uğraĢır dururuz ve bu durumda hem yıpranırsınız hemde ÇHD dede etkin olamayız.Orayı demokrasi mücadelesinin bir DKÖ sü yapmaktanda uzaklaĢırız.. baĢmanavın Genel merkeze girmesi ve Ġzmir ÇHDdeden sorumlu olması aslında bizi üç ilde Ġstanbul Ankara ve Ġzmirde ÇHD içinde etkin ve yönlendirici olmamızı sağlayacak.Ankarada Deniz ve baĢmanav,Selçuklar Ġstanbulda ve Ġzmirdede buradan iradiliğimizi artırmamız bu süreci ve fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Yukarıdaki notlardan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneği yönetimine girmeye çalıĢtıkları, 2003 yılı ortalarında yapılan ÇHD Genel Merkezi seçiminde Avukat Behiç AĢçı‟nın yönetime girdiği, ayrıca DHKP/C terör örgütünün ÇHD‟yi HHB‟ye avukat kazanma mevziisi olarak gördüğü anlaĢılmıĢtır. 2003.04.04 - export 4-4-490-04042003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar KOD Münevver Köz isimli kiĢi, Avukat Ercan Kanar‟ın, ÇHD‟ye verdiği dilekçeyi olduğu gibi göndermiĢtir. “Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir. Ç.H.D. Yönetim Kuruluna ĠSTANBUL Değerli ArkadaĢlar, Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir uyarı.… 1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler. (Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir. 110 2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için, meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi. 3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003 tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra, görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin girmeni istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, baĢka bir avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e benim için sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek ayrıldım. …SONUÇ: Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi olan avukatlara hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi aynı kurum üyelerinin birbirlerine karĢı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur …” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde YAġAR KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini, insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi. baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını, yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi. ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını söyledi. Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara girmesinin 111 yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık operasyonundan sonra edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun taleplerinin değiĢtiğini ve 14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini bakanlığa da ileterek karıĢıklık yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara giremeyeceğine dair karar alındığını ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi. Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin zemininin yaratılmaya çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten behiç nitekim genel üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat kendilerince yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği taĢıdığının açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan kanar'ın bu açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle de ÇHD yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. Daha sonra söz almak için sıra listesi çıkartıldı. Filiz kalaycı, gülüzar , cemal yücel, murat çelik, several demir,keleĢ öztürk, göksel arslan, özgür gider, özkan köylüoğlu, erdal doğan, kemal aytaç konuĢmak için söz aldılar.Gülüzar tuncer: halkın hukuk bürosunun hep böyle yaptığını, DHKP-C tutuklularının devrimcilere saldırdığını, bedri yağan grubundan olanların savunmalarını yırttıklarını, savunmalarını kestiklerini, efkan'ın bir darbecinin savunma dilekçesini yırttığını, metin narin'in bedricilerden birini tehdit ederek küfür ettiğini, hhb avukatlarının kendi davalarını da nasıl takip ettiklerinin, avukat olarak ne kadar ilgilendiklerinin bilindiğini, behiç'in metin filorinalı'nın haksız dövülmesinde görev aldığını, ÇHD bileĢenlerinin bu büroya karĢı tavır alamadıklarını, yıllardır böyle Ģeyler yaĢandığı halde artık bir tavır alınması gerektiğini ercan abisine haksızlık yapıldığını, ercan'ı herkesin tanıdığını artık bu sorunun da kökten çözülmesi gerektiğini, toplantının sürekli ertelenerek bu konunun üstünün örtülmeye çalıĢıldığını, söylediCemal yücel, behiç'in avukat veya sanık olarak duruĢmalarda yumuĢak bir üslupla sert Ģeyler söylediğini, ancak bugün çok sert konuĢtuğunu, üslubunun böyle olmaması gerektiğini, örgütlü birinin avukatını seçmede örgütün karar verebileceğini, bunun tartıĢılmasının olmayacağını, ancak ÇHD'nin kendisine verilen bir dilekçeyi yırtmasının doğru olmadığını, dilekçenin iadesi yoluna gidilmesi gerektiğini, Kemal aytaç, ortada ÇHD'yi ilgilendiren bir sorun olmadığını, ercan kanar ile bir siyaset arasında sorun yaĢandığını bunu da ÇHD'ye taĢımanın doğru olmadığını söyledi. Elbetteki siyasetlerin avukat tutma, tutuklularının savunmalarını nasıl yapacakları konusunda kendi iradelerinin geçerli olacağını söyledi, bedel ödeme vs. Ģeylerin burada tartıĢalamayacağını, Erdal doğan; bir an nerede olduğunu anlayamadığını, ÇHD'de mi yoksa bir örgütün kampında mı olduğunu anlayamadığını söyledi. Ercan'ın dilekçesinin imha edilemeyeceğini söyledi ve ÇHD yönetiminin özeleĢtiri vermesi gerektiğini söyledi…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz bu raporununda; “selçukla Ankaradan HHBye yeni av.. çıkarma konusunda konuĢtum. Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar.. selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim. selçuk çevrelerinde böyle insanlar 112 olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını. bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi…” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Ayrıca diğer Hollanda ve Belçika Dökümanları incelendiğinde yukarıda anlatılan hususlara benzer konuların olduğu görülmüĢ olup ismi geçen belgeler iddianame ek klasörlerinde mevcuttur. Sonuç olarak; DHKP/C terör örgütünün HHB avukatları aracılığıyla ÇHD içerisinde örgütlenmeye çalıĢtığı ve kendi amaçları doğrultusunda bu derneğin faaliyet göstermesine gayret ettiği, ÇağdaĢ Hukukçular Derneği baĢkanlık seçimlerinde ÇHD üyesi HHB avukatlarının kimi desteklemeleri gerektiğine DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karar verildiği, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt talimatı ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneği yönetimine girmeye çalıĢtıkları ve büyük oranda HHB avukatlarının ÇHD yönetimine girdiği, DHKP/C terör örgütü yönetiminin HHB avukatları vasıtasıyla ÇağdaĢ Hukukçular Derneğinin örgütün propagandasını yapan bir yapılanma haline getirmeye çalıĢtıkları, DHKP/C terör örgütü yönetimin ÇHD‟de bulunan avukatları Halkın Hukuk Bürosuna dahil etme çalıĢmalarının olduğu anlaĢılmıĢtır. Günümüzde örgütün HHB avukatları aracılığı ile ÇHD içerisinde etkinlik kurma ve ÇHD‟den Halkın Hukuk Bürosuna avukat kazanma çalıĢmalarının devam ettiği elde edilen delillerin yapılan incelemesinden anlaĢılmıĢtır. ġüphelilerden Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇağdaĢ Hukukçular Derneği BaĢkanı, Oya Aslan‟ın ÇHD Genel Merkezi yönetim kurulu üyesi, Taylan Tanay‟ın ÇHD Ġstanbul ġubesi BaĢkanı, Avni Güçlü Sevimli‟nin ÇHD Ġstanbul ġubesi Sekreteri, Güray Dağ ve Gülvin Aydın‟ın ÇHD Ġstanbul ġubesi Yönetim kurulu üyesi, Serhan Arıkanoğlu‟nun ÇHD Ġstanbul ġubesi Önceki baĢkanı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın ÇHD Ankara ġubesi yönetim kurulu üyesi olduğu, dolayısıyla yukarıda belirtildiği Ģekilde örgütün HHB avukatları aracılığıyla ÇHD yönetimi üzerinde etkinlik kurduğu görülmüĢtür. ÇHD’ye Üye Avukatları HHB’ye Kazandırma ÇalıĢmaları Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramalarda elde edilen delillerden Ģüphelilerin organizesinde diğer ÇHD avukatları ile birlikte Ağustos 2010 – Ağustos 2011 – Ocak 2013 tarihlerinde kamp yaptıkları anlaĢılmıĢtır. 113 ı )Yapılan aramalarda elde edilen delillerden Ģüphelilerin tamamına yakınının, birçok ÇHD avukatının ve diğer kiĢilerin bulunduğu grubun kamp yaptıkları anlaĢılmıĢ, yapılan yazıĢmalar neticesinde söz konusu grubun Balıkesir Burhaniye ilçesinde bulunan Artemis Ören Tatil Köyü‟nde 15-22.08.2010 tarihinde konakladıkları görülmüĢtür. Söz konusu kampa Ģüphelilerden ġükriye Erden, Günay Dağ, Güray Dağ, Oya Aslan, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Taylan Tanay, Gülvin Aydın Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Kozağaçlı ,Serhan Arıkanoğlu‟nun ve ÇHD‟ye üye avukatlardan bir kısım avukatların katıldığı tespit edilmiĢtir. Ġstanbul‟daki Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada ele geçirilen Samsung Marka S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki “M2U01175” ve “M2U01176” isimli videolar incelendiğinde; aralarında DHKP/C terör örgütü Türkiye Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturma kapsamında 14.03.2013 tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal, Ģüphelilerden Oya Aslan, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Gülvin Aydın, Günay Dağ ile ÇHD üyesi olan bazı avukatlar ve BaĢsavcılığımızın 2011/586 sayılı soruĢturması kapsamında DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisinde faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile hakkında iĢlem yapılan Gizem Özkara‟nın bulunduğu, grubun söz konusu kampta iken servis aracında bulundukları esnada Ģüpheli Oya Aslan tarafından çekilmiĢ görüntünün olduğu, grubun DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEVGENÇ marĢını hep birlikte söyledikleri, marĢta geçen “CEPHE VAR SAVAġMAYA ZAFER YAKINDA” derken sol ellerini havaya kaldırdıkları, marĢ içerisinde CEPHE olarak geçen ibarenin örgütün ismi içerisinde de yer alan Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C), yani örgütün silahlı unsurlarını ifade ettiği anlaĢılmıĢtır. Bu görüntülerin yukarıda belirtilen kamp öncesi veya sonrası binilen servis içerisinde çekilmiĢ olduğu belirlenmiĢtir. Grubun kampa iliĢkin konaklama bedelinin 4.225 TL olduğu, masrafın tamamının DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan yapılanması olan Ġdil Kültür Merkezi tarafından ödendiği görülmüĢtür. ıı )Aynı Ģekilde 06-13.08.2011 tarihinde Artemis Ören Tatil Köyünde Ģüphelilerin tamamına yakını ile bir kısım ÇHD avukatları ve diğer Ģahısların bulunduğu grubun kamp yaptığı, Söz konusu kampa Ģüphelilerden Taylan Tanay, Oya Aslan, Günay Dağ, ġükriye Erden, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Özgür Yılmaz‟ın katıldığı, ayrıca çağdaĢ Hukukçular Derneği üyelerinden bir kısım avukatların katıldığı tesbit edilmiĢtir. ııı )Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli ajandada “4 Aralık 2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63 TL borcumuz var”, 51 ile numaralandırılmıĢ dökümanda ise “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500 Koltuk 1000 114 Ünz Elde: 20000 Nakit 600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı”Ģeklindeki ibare ve bir önceki notta bulunan “4 Aralık 2012 5 Bin Kamp” ibarelerinden HHB avukatlarının ileri bir tarihte kampa gideceklerinin anlaĢıldığı, Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen kampa Ģüphelilerden Taylan TANAY,Barkın TĠMTĠK,Ebru TĠMTĠK,Oya ASLAN,Günay DAĞ,ġükriye ERDEN,Selçuk KOZAĞAÇLI,Nazan Betül KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneğine kayıtlı oldukları değerlendirilen bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir – Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde toplam tutarın 3.641 TL olduğu, paranın tamamının Ģüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI tarafından ödendiği tespit edilmiĢtir. ġüpheli Ģahısların YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından 19.10.2003 tarihinde yazılan örgütsel döküman içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim” Ģeklinde belirtilen hususlar çerçevesinde kamp faaliyeti yürüttükleri ve kamp için harcanan 3.641 TL‟nin kamp için ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla ÖRGÜT TARAFINDAN KARġILANDIĞI ve yukarıda bahsedilen üç ayrı kamp faaliyetinin Halkın Hukuk Bürosuna avukat kazanma amacı ile yapıldığı anlaĢılmıĢtır. Yine ÇağdaĢ Hukukçular Derneğinin 2011 yılından bu tarihe kadar yapmıĢ olduğu basın açıklamalarının dernek yönetiminde görev alan Ģüpheliler tarafından organize edildiği, bu dönemde yapılan 113 adet basın açıklamasının DHKP/C terör örgütü tarafından yapılan silahlı saldırı,canlı bomba vb. eylemleri üstlenen ve Ģiddet eylemlerinin açıktan propagandasını yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yayınlandığı, bu Ģekilde dernek yönetiminde yer alan Ģüphelilerin özellikle örgüt güdümünde faaliyet yürüten internet sitesini tercih ettikleri tespit edilmiĢtir. 30 Mayıs 2012 tarihinde Fatih‟te bulunan Mc Donalds isimli iĢyerine el yapımı bomba bırakan, 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve akabinde 20.07.2012 tarihinde Gazi Mahallesi giriĢinde ise kolluk görevlileri ile girdiği çatıĢma sonucu hastanede hayatını kaybeden Hasan Selim Gönen ile yaralı olarak yakalanan Sultan IĢıklı hakkında ÇHD tarafından 24.07.2012 tarihinde yapılan basın açıklamasında bu Ģahısların resimlerinin kamuoyu ile paylaĢılmasının YARGISIZ ĠNFAZ amacı ile yapıldığı, Hasan Selim GÖNEN‟in herhangi bir çatıĢmaya girmeden öldürüldüğü iddiasında bulunulduğu, yine Sultan IĢıklı‟nın da hastanede hayatının tehlikede olduğu, zira 115 polis tarafından öldürülebileceği imasında bulunulduğu, ÇHD tarafından yapılan açıklamada açık olarak güvenlik güçlerinin hedef gösterildiği, Yine DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi Hareketi organizesinde düzenlenen eylemlerle ilgili olarak kolluk görevlilerini hedef gösterici açıklamalarda bulunulduğu, Cumhuriyet BaĢsavcılığımızca yürütülen soruĢturmalar kapsamında elde edilen delillere göre cezaevinde gerçekleĢtirilen Ölüm Oruçlarının DHKP/C terör örgütü tarafından organize edildiğinin anlaĢıldığı, yine Ölüm Orucu Eylemcilerinin örgüt yönetimi tarafından seçildikleri, Ölüm Orucu eylemini bırakan örgüt mensubunun HAĠN ilan edildiği, örgüt yönetimi tarafından bırakmamaları için baskı ve zorlama yoluna gidildiğinin bilindiği, ÇHD tarafından 5 Kasım 2012 tarihinde yapılan açıklamada bir görevlinin ölüm Orucu eylemcileri hakkında “Örgütün talimatıyla ölüme gidiliyor ya da yaĢama tutunuluyor.” Ģeklindeki açıklamalarına karĢı hemen karĢı açıklamada bulunma lüzumunu hissettiği, yapılan açıklamada “…Erol G…. isimli akıl fukarası hesap vereceğine akıl veriyor. "Erol G…, açlıkölüm orucundaki mahkûmların iradelerinin ipotek altında olduğunu anlatıyor. Örgütün talimatıyla ölüme gidiliyor ya da yaĢama tutunuluyor.” Erol G….‟ya soruyoruz; o iĢkenceye çevirdiğiniz hastane hücrelerinde tüm baskılarınıza rağmen Ölüm Orucunu bırakmayan tutsaklar mı Ölüm Orucunu zorla yaptılar? Devletin, MGK‟nın emirlerini eksiksiz yerine getiren senin mi yoksa tüm baskılara ve iĢkencelere karĢı direnen tutsakların mı iradesi yoktu. Erol G…. kendisini rezil eden ve tüm baskılarına boyun eğmeyip direniĢe devam eden tutsaklara hakaret ediyor. Tutsakların iradesi karĢısında hiçbir iĢkencemiz sonuç vermiyor diyeceğine hala o bildik devlet masalına sarılıyor. Bay profesör zeka fukaralığına devam ediyor. “2000 yılında benzeri eylemin tam ortasında olan, çekilen acıları ve sonuçta ortaya çıkarılanı bilen bir insan olarak eyleme tamamen karĢıyım. O zaman ölen ve korsakoff hastalığına yakalanan onlarca genç insan oldu. Ölüm kararını veren örgüt Ģeflerine bir Ģey olmadı. Vicdan sahiplerine düĢen ise insan hayatının önemini anlatmaktır.” Erol G…‟nın Ölüm Orucu ile ilgili konuĢacağı zaman yapacağı tek Ģey hesap vermektir. Kimden talimatları aldıklarını, hangi ahlakla ve alçaklıkla iĢkence yaptıklarını açıklamaktır. Çünkü o gazetecinin takdim ettiği gibi bir bilen değil, bahsettiği o acıların çekilmesinin birinci dereceden sorumlularındandır. Tam 122 insanımızı öldürüp 600‟den fazla insanımızı sakat bırakanlardan biridir. Bu nedenle o direniĢten Erol G…‟nın payına düĢen tek Ģey sağa-sola çağrı yapmak değil hesap vermektir. Ġnsanlarımızın ölümünden ve sakat kalmasından birinci dereceden sorumlu Erol G…‟nın bir bilen olarak kamuoyuna pazarlanması gazeteci ahlakına sığmadığı gibi insanlığımıza ve vicdanımıza karĢı iĢlenmiĢ bir cinayettir.Saygılarımızla.5.11.2012,ÇağdaĢ Hukukçular Derneği,Ġstanbul ġubesi” Ģeklinde örgüt açıklamaları ile örtüĢen ve Ölüm Orucu eylemlerini destekleyen bir açıklama yapıldığı, 116 08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtiren ve akabinde yakalanan Nebiha Aracı hakkında “ÇHD: Nebiha Aracı Ġsimli Devrimci Ġstanbul Emniyetince Katledilmek Ġsteniyor!” baĢlıklı ve içerikli açıklama yaptığı, polis karakoluna silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirip sonrasında kaçmaya çalıĢırken güvenlik güçlerince canlı olarak yakalanan Nebiha Aracı isimli örgüt mensubuyla ilgili olarak bu örgüt mensubunun saldırı sonrası yapılan takiple silahları ile beraber canlı olarak ele geçirilmesine rağmen hastanede güvenlik güçlerince öldürülmeye çalıĢıldığına dair gerçekdıĢı açıklamalarda bulunarak güvenlik görevlilerini örgüte müzahir kiĢilere hedef olarak gösterdiği tesbit edilmiĢtir. Yukarıdaki örnekleri uzatmak mümkündür. Ayrıca 18.01.2013 tarihinde BaĢsavcılığımız tarafından Halkın Hukuk Bürosuna yönelik olarak yapılan soruĢturmanın kasıtlı olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği tüzel kiĢiliğine yapılmıĢ bir operasyon olarak gösterildiği, bu Ģekilde yürütülmekte olan soruĢturmayı etkileme ve kamuoyu baskısı kurmayı amaçladıkları anlaĢılmıĢtır. Söz konusu 113 açıklamadan da anlaĢılacağı üzere dernek yönetiminde görev alan Ģüphelilerin ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde örgüt adına aktif faaliyetlerde bulundukları anlaĢılmıĢtır. 2. HALKIN HUKUK BÜROSU ĠLE ÖRGÜT YÖNETĠMĠ ARASINDA YAPILAN YAZIġMA DHKP/C terör örgütünün Merkez Komitesi yurtdıĢında bulunmaktadır, bu sebeple örgüt içi yazıĢmaların internet ve GPRS üzerinden bilgisayar vasıtasıyla yapıldığı ,bu güne kadar yapılan operasyonel çalıĢmalarda anlaĢılmıĢtır. Türkiye içinde örgütün merkez komitesi ile yazıĢma yapılabilecek çok az sayıda bilgisayarın olduğu, bu bilgisayarların ise örgütün legal veya illegal yapılanmalarının binaları içerisinde (Gençlik Federasyonu, Dergi binası vb.) yer aldığı alınan ifade ve elde edilen bilgi ve belgelerden anlaĢılmaktadır. Anılan yerlerde arama yapılmak üzere gidildiğinde 11„e varan sayıda çelik kapının olduğu ve bu kapıların açılmasının çok zaman aldığı görülmüĢtür. Arama yapmak üzere gelen personel kapıyı açmaya çalıĢırken içeride yer alan Ģahısların da bir takım dökümanları yaktığı ve dijital malzemelere zarar verdiği defalarca görülmüĢtür. Yukarıda açıklanan önlemlerin yanı sıra örgütün bilgisayarlarda sanal harddisk kullanmak suretiyle örgüt içi haberleĢmeyi sağladığı, bu suretle bilgisayar kütüklerinde herhangi bir bilginin kalmamasına özen gösterdiği anlaĢılmıĢtır. Ġlgili mahkeme kararına istinaden Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada 1 adet lenova marka WB01033817 seri numaralı, harddiski bulunmayan laptop içerisinde takılı vaziyette 1 adet DMS BLACK ibareli CD elde edilmiĢ arama mahallinde imajı alınmıĢtır. Yine bu bilgisayarın yanında exper style marka siyah renkli 46C-00505-D ibareli içerisinde harddisk olmayan laptopun olduğu görülmüĢtür. 117 Lenova marka WB01033817 seri numaralı, harddiski bulunmayan Laptop içerisinde takılı vaziyette 1 adet DMS BLACK ibareli CD‟nin adli biliĢim görevlilerince incelemesi yapılmıĢ, düzenlenen raporda; “CD üzerinde yapılan Adli BiliĢim Ġncelemesinde, “Ubuntu 10.04.1 LTS Ġ386” isimli sanal iĢletim sistemi dosyaları bulunduğu, Bir bilgisayarın çalıĢabilmesi için iĢletim sistemine ihtiyaç olduğu, sanal iĢletim sisteminin bilgisayarın çalıĢmasını sağlayan bir yazılım olduğu, ĠĢletim sisteminin bilgisayara bağlı bir sabit diskten çalıĢabildiği gibi harici diskten, flash bellekten yada bir CD‟den çalıĢabildiği, ancak sabit diske kurulu iĢletim sisteminden farklı olarak kullanıcının yaptığı iĢlemler kaydedilmeksizin geçici olarak “uçucu (geçici) bellek” olan RAM‟de tutulduğu, geçici bellek RAM üzerinden geçen elektrik akımı kapandıktan sonra içersindeki veriler geri getirilmeyecek seviyede silindiği, Sanal CD ile çalıĢtırılan bir bilgisayarda yapılan iĢlemlere (ofis uygulamalarının kullanımı, web sitelerine giriĢler, çeĢitli uygulamaların kullanılması) dair herhangi bir bilgi bulunamadığı, Söz konusu CD içerisindeki sanal iĢletim sistemi kullanılarak bilgisayarda yapılan iĢlemler ve oluĢturulan dosyalar, flash bellek ve benzeri harici bir belleğe kullanıcı tarafından kaydedilebilmekte veya baĢka bir dijital medyaya transfer edilebileceği, Yine söz konusu CD‟nin sabit diski olmayan bir bilgisayarda yukarıda izah edildiği Ģekilde kullanılmaya uygun olarak Ubuntu 10.04.1 LTS Ġ386 sanal iĢletim sistemi içerdiğinin tespit edildiği” görülmüĢtür. 08.01.2013 tarihinde DHKP/C terör örgütü üyesi olmak ve 19-22 Aralık 2000 Hayata DönüĢ operasyonunda görev alan Emekli BinbaĢı Z. B.‟ye suikast hazırlığında olmak suç Ģüphesiyle Ömür ALTUN isimli kiĢinin evinde yapılan aramada silah ve mermiler ile 1 adet Lenova marka CB15900249 seri numaralı siyah renkli harddiski olmayan laptop bulunmuĢtur. BaĢsavcılığımızın 2013/35 sayılı soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Ömür ALTUN isimli Ģahsın 10.01.2013 tarihinde alınan ifadesinde harddiski olmayan laptop ile ilgili olarak “laptop‟un hard diskinin olmadığını, harici bir ram‟ı olduğunu, bu laptopta herhangi bir örgütsel bilgi kalmaması için CD ile çalıĢtığını” beyan etmiĢtir. Yine BaĢsavcılığımızın 2012/2094 sayılı soruĢturması kapsamında ilgili karara isinaden örgütün sözde Demokratik Alan yapılanmalarından Okmeydanı Haklar ve Özgürlükler Derneği‟nde yapılan aramada 1 adet Samsung marka GT-P7510 model RJIBCI8143F seri numaralı harddiski olmayan tablet bilgisayar ve örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Dernekleri Federasyonunda yapılan aramada1 Adet 00194-916806-764 seri nolu HP marka harddiski olmayan laptop bulunmuĢtur. 118 Söz konusu soruĢturmalar sonucunda örgütün, örgüt içi yazıĢma yaparken harddiski olmayan bilgisayarlar kullandığı, bu suretle bilgisayar kütüklerinde herhangi bir örgütsel bilgi-belgenin kalmamasına özen gösterildiği, aynı tip (harddiski olmayan) bilgisayar kullanmanın DHKP/C terör örgütünün bir stratejisi olduğu ve örgütün talimatı doğrultusunda bu tip bilgisayarların bulundurulduğu görülmüĢtür. Hollanda ve Belçika Belgelerinin yapılan incelemesi neticesinde 2003 yılına kadar HHB sorumlusunun örgütün yurtdıĢında bulunan Merkez Komitesi ile bilgisayar aracılığıyla rapor gönderdiği ve yine HHB avukatlarının doğrudan yurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusu ile örgütsel yazıĢma yaptıkları bilindiğinden Halkın Hukuk Bürosunda bulunan harddiski olmayan bilgisayarlar ile örgütsel yazıĢma yapıldığı anlaĢılmıĢtır. 3. ġÜPHELĠLERĠN DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ġĠDDET EYLEMLERĠNĠN ÖZENDĠRĠLDĠĞĠ VE PROPAGANDASININ YAPILDIĞI EYLEMLERDE YER ALMASI Belçika ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları ve Dökümanlar incelendiğinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının legal veya illegal toplumsal gösteri, yürüyüĢ, basın açıklamalarına katılımları ile ilgili olarak; “1997.11.10-1997-hamhav-10KAS02” isimli word belgesi incelendiğinde Hamdi isimli kiĢi tarafından yurtdıĢındaki sorumluya hitaben gönerilen bu raporda; “10.11.1997 HAMDĠ: metinin cevabı polatlı daki olayın bu kadar ciddi olduğunu daha yeni kavramaktayım o sırada orada bulunmayıĢımın özel bir nedeni yok az önce açıklamıĢtım yolculuğun baĢından beri bunun gereklerini yerine getirmeye çalıĢtım hatta eskiĢehirde otobüsten inmemiz gerektiği konusunda en ısrarcı olanda kapılar açıldığında ilk dıĢarıya çıkan da benim yürütülen dialoglarda da yine en aktif olan bendim sizlerinde tesbit ettiği gibi bu gibi iĢleri avukatlara bırakıyorlar bu aktifliğim nedeniyledir ki en çok deyim yerindeyse dayağı ben yedim gözaltında iken de arkadaĢlara sürekli moral de verdim benim ki kızgınlık ve tepkisellik tepkisellik Ģuradan kaynaklanıyor bir önceki bir Ģehirlerarası eylemlilikte benim varolan inisyatifi kırdığım ve kendi baĢıma inisyatif koyduğum noktasında eleĢtiri aldım eleĢtirinin haklı yönleri olmakla birlikte ben de Ģunu ileri sürmüĢtüm inisyatifiniz kırılmıĢ ise bu sizin eksikliğiniz ve inisyatifsizliğinizden kaynaklanıyor gerçekten de öyleydi bu nedenle Ģunu söyledim madem inisyatife katkılarımız noktasında böyle düĢünülüyor ve kurumlarımız giderek daha meĢrulaĢıp kamuoyuna mal oluyor öyle ise meĢru kurumlar meĢru temsilcilerinide yaratmalıdır rneğin polis ile yapılan bir pazarlıkta pazarlık gücümüz avukat olmamızdan kaynaklanmıyor o anki tüm unsurların birleĢmesinden kaynaklı bir güç dengesi 119 üzerine herĢey Ģekilleniyor bunu da pekala bir baĢkası yapabilir bu eylemlilikte de meĢru temsilciler vardı bizim durumumuz bu inisyatife katkıda bulunmaktı ama hiçbir zaman öyle olmadı örneğin kadıköyde ben kitle içinde adeta kaybolmuĢken beni tanıyan polislerden üçü biraz gizlice yanıma gelip pardon programınız nedir Ģeklinde çok kibarca soru sordu tabiki ben temsilcileri biraraya toplayıp polise gönderdim bende yanlarında bulundum bu Ģekilde baĢlayan yolculuk son ana kadar böyle devam etti örneğin bursada yoğun kalabalık polis grubunu gören temsilcilerden ancak benimle birlikte bir tanesi aĢağıya inebildi o da pek konuĢamadı polis yine beni muhatap kabul etti ve ona göre Ģekillenme oldu halktan insanların avukat bulunmasından dolayı kendilerini güvende hissetmelerini çok iyi anlıyorum ancak oradaki birebir insanlarımızında aynı mantıkla hareket etmeleri sanki herĢeyi ben yapacakmıĢım havalarında olmaları beni tepkiselliğe itti sadece bu olayda değil yaĢadığımız bir çok pratikte aynı durum var iĢte tepkiselliğim buradan kaynaklanıyor polatlıda da daha önce yazdığım koĢullar ısrarla sen olman lazım Ģeklindeki davranıĢlar ve polisin özellikle bu kiĢi olmadan görüĢmem tavrı karĢısında bunu kabullenme Ģeklinde sergilenen tutumlar beni kızdırmıĢtır buna rağmen gelen telefonlar üzerine yaptığımın eksiklik olduğunu kavradım arkadaĢlarıma açıkladım ama benim o yöndeki otoritem benzin yok ileriden alalım seni bırakalım biz gidelim dur acele etme milletvekillerini arayalım Ģeklindeki söylemlerle dağıldı gitti o sırada kızmıĢ olduğumdan sanki kurtarıcı benmiĢim gibi otobüstekilerin davranmaları yüzünden içimden tabiki bunu birebir arkadaĢlar için söylüyorum banamı güvendiniz de yola çıktınız Ģeklinde düĢündüm…” Ģeklinde beyanların bulunduğu, Bu anlatımlardan; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, örgütün talimatıyla DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle hareketlerine katıldıkları, zira katılmayan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüt tarafından ikaz edildiği, DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle hareketlerinin neredeyse hepsinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının grup adına sözcülük yaptığı, HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle hareketlerine katılmalarının bir amacının da grup içerisinde bulunan kiĢilere güven vermek ve cesur hareket etmelerini sağlamak olduğu anlaĢılmıĢtır. Yine “2003.05.22 - export 3-3-339-22052003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda; “baĢmanav ve manav 4 Ģengülün cenazesine katıldılar. tel. Ile görüĢtük. Cenazeye 150 kiĢi katılmıĢ. Olaysız geçmiĢ” ġeklinde ibarelerin olduğu, ġengül isimli Ģahsın 20.03.2003 yılında “canlı bomba” eylemi yapmak isterken hayatını kaybeden DHKP/C örgütü eylemcisi ġengül Akkurt olduğu görülmüĢ, DHKP/C terör örgütü yöneticilerinin toplumsal olaylar ile ilgili olarak örgüt yöneticilerinin ilk olarak Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından bilgi aldıkları, HHB avukatların örgüt yöneticilerinin bilgisi dahilinde DHKP/C terör örgütüne müzahir kitle olaylarına katıldıkları anlaĢılmıĢtır. 120 Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günün alınan tanık anlatımlarında Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Bu hukuk bürosu tamamen DHKP/C terör örgütü tarafından kurulmuĢ, örgüt tarafından yönlendirilen bir Hukuk Bürosudur. Temel amacı örgüt adına faaliyet gösterip yakalanan ve gözaltına alınan Ģahıslar için bünyesindeki avukatları sevk etmektir. Böylece yakalanan Ģahsın konuĢarak örgüt yapılanmasını ve bölgede örgüt adına faaliyet yürüten diğer Ģahısları deĢifre etmesi engellenir. Zaten bu avukatlar, örgüt lehine yapılan eylemlere de katıldıkları için; herkes tarafından özellikle de eylemden dolayı gözaltına alınan Ģahıslar tarafından tanınıyor bu nedenle bu avukatlar geldiklerinde zaten gözaltındaki Ģahıs konuĢacaksa da susuyor.” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu görülmüĢtür. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının katıldığı tespit edilen legal veya illegal toplumsal gösteri,yürüyüĢ ve basın açıklamaları incelendiğinde; Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının katıldığı toplumsal gösteri/yürüyüĢ/basın açıklaması vb.lerde büyük ölçüde grup içerisine girmedikleri, eylemlerde çoğu zaman grubu izledikleri, örgütsel dökümanda geçtiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettikleri, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bulunduğu eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD, Dev-Genç, Grup Yorum, Devrimci ĠĢçi Hareketi, Devrimci Alevi Komitesi” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının 30 Mart 1994 tarihinde Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca düzenlenen "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” adı altında kutlanan eylemlere katıldıkları, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu olan ve son dönemde canlı bomba, silahlı saldırı vb. eylemler gerçekleĢtiren militanların cenaze törenlerine katıldıkları, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yasadıĢı DHKP/C terör örgütü lideri olan Dursun KARATAġ‟ın cenazesine katıldıkları, cenaze iĢlemlerini takip ettikleri yapılan incelemeler neticesinde anlaĢılmıĢtır. ġüpheliler vermiĢ oldukları ifadelerde her ne kadar kendilerinin anayasal ve demokratik haklarını kullanarak tamamen yasal olan toplantı ve basın açıklamalarına katıldıklarını beyan etmiĢ iseler de katıldıkları eylemler incelendiğinde eylemlerin birçoğunda DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ ve DHKP/C terör örgütünü övücü nitelikte sloganların atıldığı, yine DHKP/C terör örgütünü övücü pankart ve dövizlerin açıldığı, 121 eylemlerde açık Ģekilde örgüt propagandasının yapıldığı, güvenlik güçlerine yönelik taĢlı sopalı saldırıların olduğu görülmüĢtür. ġüphelilerin bir kısmının Cumhuriyet BaĢsavcılığımızda vermiĢ oldukları ifadelerinde katılmıĢ oldukları Dursun KarataĢ‟ın cenaze töreni ile ilgili olarak “kendilerinin Dursun KarataĢ‟ın ailesinin avukatı olduğunu, bu sebeple cenaze iĢlerinin takibi için cenaze töreninde bulunduklarını‟‟ beyan ettikleri görülmüĢ ise de yapılan incelemede HHB avukatlarından Ģüpheli Oya Aslan‟ın cenaze töreni boyunca kamera ile çekim yaptığı, cenaze töreni boyunca DHKP/C terör örgütünün propagandasının yapıldığı, yine HHB avukatlarından Ģüpheli Taylan Tanay‟ın tabutu taĢıdığı, HHB avukatlarından Ģüpheli Özgür Yılmaz, Selçuk Kozağaçlı ve Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün sözde askeri kanadı olan Devrimci Halk KurtuluĢ Cephesi (DHKC)‟ye ait bayrağın hemen altında bulundukları görülmüĢ olup, cenazede bulunan avukatların mesleklerinin gereği olarak değil örgütsel irtibatları nedeniyle törende bulundukları anlaĢılmıĢtır. ġüphelilerin birçoğunun SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) mensubu olan ve canlı bomba, silahlı çatıĢma vb. neticesinde ölen kiĢilerin cenazelerine katılmaları ile ilgili olarak C.BaĢsavcılığımızda vermiĢ oldukları ifadelerde kendilerinin bu kiĢilerin müvekkili olmaları sebebiyle cenaze törenlerinde bulunduklarını beyan etmiĢ iseler de; söz konusu cenaze törenleri incelendiğinde DHKP/C terör örgütü ve militanlarının açıktan propagandasının yapıldığı, katılan Ģüpheli avukatların bu grupla birlikte hareket etttikleri, ayrıca ölen SPB mensubunun sözde DHKC bayrağı ve uzun namlulu silah ile örgüt tarafından çekilen fotoğrafını yakalarına astıkları ,diğer örgüt mensuplarına cesaret vermek maksadıyla hareket ettikleri görülmüĢtür. “2003.05.21 - export 2-unallocated clusters-28” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda; “…Ģengül Akkurt"un Ģehit düĢmesi ile birlikte ağbisi Ali Akkurt buraya geldi.Gece 1.00 de manav 4 ile birlikte Tarladan bir arkadaĢla Ankaraya gittiler. manav 4 Ankarada Adli Tıp iĢlemleri ile ilgilendi ve öğleden sonra Ģengülü teslim almıĢlar. Ankaradan hiç bir av. Cenaze ile birlikte malatyaya gitmek istememiĢ. manav 4 cenaze ile yola çıktılar. BaĢmanav dün öğleden sonra Adana"ya Hasan balıkçının duruĢmasına katılmak için yola çıktı.Bugün Urfadaki duruĢmaya katıldı.DuruĢmadan sonra tekrar Adanaya geçti.Ceyhan daki arkadaĢlarla görüĢüp o da Malatyaya cenazeye katılmak için geçecekti….” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.05.22 - export 3-3-339-22052003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda; “baĢmanav ve manav 4 Ģengülün cenazesine katıldılar. tel. Ile görüĢtük. Cenazeye 150 kiĢi katılmıĢ. Olaysız geçmiĢ” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. 122 Bu rapor içeriklerinden DHKP/C SPB mensubu ġengül Akkurt‟un cenazesine yine HHB avukatlarının katılmıĢ olduğu, HHB avukatlarının SPB mensubu Ģahısların cenazesine örgütün bilgisi ve talimatı dahilinde katıldıkları anlaĢılmıĢtır. Son dönemde ölen DHKPC SPB militanlarının cenazelerin Adli Tıp Kurumu‟nda yapılan otopsi incelemesi esnasında Adli Tıp Kurumu önünde gerçekleĢen olaylarda bir çok kiĢi hakkında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunmak suç Ģüphesi ile adli iĢlem yapılmıĢ ve bir kısmı tutuklanmıĢtır. Adli Tıp Kurumu önünde örgüt adına yapılan bu eylemlere Ģüphelilerden bir kısmının katıldığı dosya kapsamında anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla son dönemde ölen DHKP/C SPB militanlarının cenazesinin Adli Tıp Kurumu‟ndan alınması sırasında da Ģüphelilerin ġengül AKKURT‟un cenazesinde olduğu gibi örgütün talimatı dahilinde orada bulundukları ve cenaze alma iĢini örgütün propaganda aracına dönüĢtürmeye çalıĢtıkları görülmüĢtür. Ayrıca DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan Halk Cephesi, Gençlik Federasyonu, TAYAD, YürüyüĢ Dergisi vb. tarafından organize edilen bazı legal görünümlü eylemler Ģiddetten uzak görünümde olsa da söz konusu eylemlerin örgütün illegal kanadına dahil olacak kiĢileri örgütsel doygunluğa ulaĢtıracak ideolojik eğitim statüsünde olduğu, zira DHKP/C SPB mensupları canlı bomba Ġbrahim Çuhadar, ġemsettin Kalkan ile silahlı saldırganlar Hasan Selim Gönen, Servet Göçmen, Sultan IĢıklı gibi kiĢilerin örgütün illegal kanadına geçmeden önce Gençlik Federasyonu, TAYAD gibi legal görünümlü kurumlarda faaliyet gösterdikleri, bu kapsamda yapılan legal görünümlü birçok eyleme katıldıkları, bu eylemlerin söz konusu Ģahısların örgüt bağlılığını pekiĢtirdiği ve güçlendirdiği tesbit edilmiĢtir. Yine yapılan basın açıklamaları incelendiğinde “Ferhat Gerçek‟in hesabı sorulacak, Engin Çeber‟in hesabı sorulacak, Hasan Selim Gönen‟in Hesabını Soracağız” konulu eylemler organize edildiği, bu eylemlerde yapılan gerçekdıĢı propaganda ile devletin düĢmanlaĢtırıldığı, anılan eylemlerin öç alma, hesap sorma Ģeklinde yansıtıldığı, bu söylemlerle illegal silahlı ve bombalı eylemler için eleman temin edilmeye çalıĢıldığı görülmüĢtür. Bu nedenle örgütün sözde Demokratik Alan yapılanmaları tarafından yapılan her eylemin örgüt tarafından daha sonra yapılacak olan silahlı saldırı ve canlı bomba eylemlerinin zeminini hazırladığı ve örgütün silahlı kanadı ile sözde Demokratik Alan yapılanmalarının net olarak birlikte hareket ettikleri anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla dosya kapsamında mevcut bulunan legal ve illegal basın açıklamaları yürüyüĢ,miting vb. toplumsal olaylar da bu çerçevede değerlendirilmelidir. 123 4. HALKIN HUKUK BÜROSU‟NDA ÇALIġAN AVUKATLARIN SADECE DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARININ AVUKATLIĞINI ÜSTLENMELERĠ Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hangi davalara bakacağına DHKP/C terör örgütü yönetimi tarafından karar verildiği, alınacak Ģahsi davalar veya ticari davaların örgüt yönetimine danıĢıldığı ve örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda hareket edildiği, DHKP/C terör örgüt üyeliğinden gözaltında olan veya tutuklu bulunan Ģahısların ve ailesinin görüĢü alınmadan, HHB avukatlarının örgütün talimatı ile bu Ģahısların avukatlığını üstlendikleri, Ģüpheli kiĢinin kendisinin ve ailesinin HHB avukatlarını istememesi halinde Ģüpheliye ve ailesine örgütsel baskı uyguladıkları, DHKP/C terör örgüt mensuplarının etkin piĢmanlık hükümlerinden yararlanmaması gerektiği hususunda müvekkillerine telkin ve zorlamalarda bulundukları ve DHKP/C terör örgütünün ve örgüt mensuplarının gözaltı/tutuklama vb. hukuksal iĢlerini takip ederek tekrar örgüt yönetimine ilettikleri yukarıda delilleri ile birlikte ayrıntılı olarak açıklanmıĢtır. Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; 2010-2012 yılları arasında 470 kiĢinin DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alındığı, bu Ģahısların gözaltında oldukları süre boyunca müdafisi olan avukatlar incelendiğinde Ģüpheli Ebru Timtik‟in 64, Ģüpheli Oya Aslan‟ın 49, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 46, Ģüpheli Barkın Timtik‟in 45, Ģüpheli Naciye Demir‟in 30, Ģüpheli ġükriye Erden‟in 29, Ģüpheli Günay Dağ‟ın 20, Ģüpheli Gülvin Aydın‟ın 5 DHKP/C terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla gözaltına alınan Ģüphelilerin müdafiliğini üstlendikleri, Ģüphelilerin 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları görülmüĢtür. DHKP/C terör örgütünün son dönemde gerçekleĢtirdiği silahlı ve bombalı eylemler ile bu eylemi yapan SPB militanlarının müdafileri incelendiğinde; 17.09.2011 tarihinde Esenler Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı saldırı eylemini gerçekleĢtirdikten sonra suçüstü yakalanan DHKP/C SPB mensubu Ayten AnlaĢ‟ın avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu, 12.06.2012 günü saat 22.40 sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in avukatının Ģüpheli Oya Aslan olduğu, 16.06.2012 günü GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde polisle girdiği silahlı çatıĢma sonucunda yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan IĢıklı‟nın avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu, 124 Yunanistan‟da silahlı eğitim alan ve 29.06.2012 tarihinde üzerinde çok sayıda silah ve patlayıcıyla birlikte yasa dıĢı yollarla ülkeye girdikten sonra Silivri Otogarında yakalanan DHKP/C SPB mensubu Fikret Kara‟nın avukatının Ģüpheli Oya Aslan olduğu, 30.07.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB mensupları Sevgi Daylan ve Çiğdem ġenyiğit‟in avukatlarının Ģüpheli Taylan Tanay olduğu, 03.08.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB mensupları Sakine Ögeyik ve Murat Fırat‟ın avukatlarının Ģüpheli Oya Aslan olduğu, 08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine silahlı saldırıda bulunan DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı‟nın avukatının Ģüpheli Ebru Timtik olduğu, 08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine silahlı saldırıda bulunan ve 11.12.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C SPB mensubu Nurgül Acar‟ın avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu, Yukarıdaki verilerden de anlaĢılacağı üzere gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu oldukları iddiasıyla haklarında soruĢturma yürütülen Ģüphelilerin müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı görülmüĢtür. 2011 – 2012 yıllarında toplamda gözaltına alınan 232 Ģüphelinin ifade tutanakları incelendiğinde; 176 Ģahsın susma hakkını kullandığı, 56 Ģahsın ifade verdiği anlaĢılmıĢtır. Emniyette susma hakkını kullanan Ģüphelilerin avukatlarının tamamının Halkın Hukuk Bürosu avukatları olduğu, emniyette ifade veren 53 Ģüphelinin avukatının kendi özel avukatı veya baro tarafından görevlendirilen avukatlar olduğu, ifade veren 3 Ģüphelinin avukatlarının ise Ģüpheliler Ebru Timtik, Barkın Timtik ve ġükriye Erden olduğu tesbit edilmiĢtir. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce, DHKP/C terör örgütüne yönelik 2006 ile 2012 yılları arasında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunma suç Ģüphesi ile gözaltına alınan 170 Ģüphelinin emniyete alınan ifadeleri esnasında savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; ġüpheli Özgür Yılmaz‟ın 73, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın 14, Ģüpheli Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın 12, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 1 Ģüphelinin ifadesinde hazır bulunduğu, diğer Ģüphelilerin savunmalarında ise baĢka avukatların hazır bulundukları, DeğiĢik tarihlerde gözaltına alınan DHKP/C terör örgütü üyesi Ģüpheliler arasında terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensuplarının müdafiliğini yapan avukatlar incelendiğinde; 125 10 Aralık 2007 tarihinde Ġlimizde hücre evinde girdiği silahlı çatıĢma neticesi ölü olarak ele geçirilen DHKP/C (SPB) terör örgütü üyesi Kevser Mırzak ile iliĢki ve irtibatı tespit edilen DHKP/C (SPB) terör örgütü üyesi Sezgin Çelik‟in avukatının Ģüpheli Taylan Tanay olduğu, 27 Nisan 2009 tarihinde Ġlimiz Bilkent Üniversitesinde, Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk‟e yönelik canlı bomba ve silahlı suikast eylemi gerçekleĢtiren DHKP/C (SPB) mensubu Serkan Onur Yılmaz‟ın avukatının Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı olduğu, Yukarıdaki verilerden de anlaĢılacağı üzere gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri mensuplarının tamamına yakınının müdafiliğini Halkın Hukuk Bürosu (HBB) avukatlarının yaptığı anlaĢılmıĢtır. Ayrıca DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunma Ģüphesi ile gözaltına alınan Ģahıslardan Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarının müdafiliğini yaptığı Ģüphelilerin tamamına yakınının susma hakkını kullandıkları anlaĢılmıĢtır. ġüphelilerin C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadedelerinde genel olarak, emniyette katıldıkları ifade alma iĢlemi sırasında müvekkillerinin tamamının susma hakkı kullandıkları hususuna karĢılık kendilerinin gizlilik kararı bulunan dosyalarda müvekkillerine susma hakkı kullanmalarını tavsiye ettiklerini, susma hakkının yasal bir hak olduğunu ve kesinlikle müvekkillerini bu konuda zorlamadıklarını beyan etmiĢ iseler de dosyada mevcut delillerin değerlendirilmesinden Ģüphelilerin örgütün deĢifre olmaması ve müvekkillerinin gözaltı süresi boyunca örgütsel tavır sergilemeleri için müvekkillerini emniyette susma hakkını kullanmaya zorladıkları, hatta bazı Ģüphelilerin ifade vermek isteyen müvekkillerini tehdit ettikleri, Ayrıca DHKP/C terör örgütü üyelerince yapılan ve yapılmaya çalıĢan silahlı/bombalı saldırıların faili olan SPB mensuplarının örgütün talimatıyla tamamının avukatlığını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptıkları, bu Ģekilde saldırganların olası ifade vermelerini önlemeye çalıĢtıkları anlaĢılmıĢtır. 5. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ ġÜPHELĠLERĠNĠN RIZASI OLMADAN ÖZEL AVUKATI OLDUĞUNU ĠDDĠA ETMELERĠ Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günü Müdürlüğünde alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; …Halkın Hukuk Bürosu, örgüt lehine yapılan eylemler nedeni ile gözaltına alınan Ģahıs ya da Ģahıslar olduğunda Ģu Ģekilde devreye girmektedir. Gözaltının olduğu mahallede; örgütün mahalle sorumluları veya mensupları direk olarak olayı ve yakalanan örgüt mensuplarının isimlerini hızla Halkın Hukuk Bürosuna telefonla aktarmaktadır. Halkın Hukuk Bürosu ise aslında özel avukat olmamalarına rağmen, Emniyet Birimlerine gelerek Özel Avukat olarak kendilerini gösteriyorlar. Bu konuda gerekirse aileler de ikna edilerek emniyete birlikte gelinmektedir. Zaten; mahallede yapılan örgütsel toplantılarda bu konuda 126 örgüt mensuplarına; gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosu‟ndan, özel avukat isteneceği Ģeklinde talimat verilmektedir…” Ģeklinde beyanda bulunduğu, Hollanda ve Belçika Dökümanlarından “2003.04.04 - export 4-4-490-04042003” isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde HHB Sorumlusu olan YaĢar KOD Münevver Köz‟ün Avukat Ercan Kanar‟ın ÇHD‟ye verdiği dilekçeyi olduğu gibi örgüt yönetimine gönderdiği, not içeriğinde; YAġAR'IN NOTU MERHABA Ercan Kanar'ın ÇHD yönetimine verdiği dilekçedir. Ç.H.D. Yönetim Kuruluna ĠSTANBUL Değerli ArkadaĢlar, Öncelikle belirtmek isterim ki bu bir Ģikayet değil. OluĢturduğumuz kurulların çürümemesi, kuruluĢ amaç ve felsefelerini korumaları bu acıdan da kendi bünyesinde etik açıdan bir ortak payda yaratması, bununla ilgili bilinci üyelere algılatması için gerekli bir uyarı. ÇHD"nin ikinci kez kurulup çalıĢmalarında etkin olarak yer aldığı ilk Merkez onur kurulu üyeliğinde de bulundum. Karınca kaderince çalıĢmalarına destek vermeye çalıĢıyorum. ÇHD"nin kuruluĢ çalıĢmalarını 1990"lı yıllarda Bakırköy Baro Yönetim kurulunda yürütürken, hepimiz alternatif hukuk üretiminden, demokrat, özgürlükçü, sosyalist hukuk ilkelerinin geliĢtirmekten, Barolara da ivme taĢımaktan söz ediyorduk. Ne varki kuruluĢtan epey zaman geçmesine rağmen, diğer bir çok kuruluĢlarımızda olduğu gibi, ÇHD" de de kuruluĢ amaçlarına pek ulaĢılamadı. Bunun çeĢitli nedenleri var. Soruyorum: Bir ÇHD üyesi avukat veya avukatlar, yargılanan bir insanın " Müdafi seçme hakkını" ihlal edebilir mi Soruyorum: Bir ÇHD üyesi avukat veya avukatlar, bir baĢka ÇHD üyesi avukata ambargo konmasına araç olabilirler mi Eğer bunlar yapılıyorsa bu ne kadar ÇHD üyeliğine yakıĢır ÇHD ve benzeri kuruluĢlara üye olan avukatların iki türlü sorumluluğu vardır. Hem savunmanlığın mesleki etik değerlerini korumak hem de bundan da ötesi insan hakları ilkelerine, özgürlükçü muhalif niteliklere ters düĢmemek. Konuya geliyorum: 1) DHKP-C operasyonunda Mersin"de tutuklanan BarıĢ ATEġ isimli bir tutuklu ile ilgili ailesi Kartal"daki avukat arkadaĢlar vasıtasıyla bana davayı üstlenmem için geldiler. 127 (Kasım ayı) Sohpet esnasında tutuklunun ailesi Gaziantep"den çok eski yıllarda Dev-Genç ve ilk TĠP döneminde tanıdığım mücadele arkadaĢlarımın tanıdığı çıktı. Profosyonel olmayan bir yaklaĢımla Ġst. Barosunun DGM"ler için belirlediği asgari ücret tarifesinin de çok altında bir ücretle (1,5 milyon lira) davayı üstlendiler. Bir hatır iĢi gibi. Aile bana tutuklunun da benim davayı üstlenmemden yana olduğunu söyledilir. Nitekim Mersin cezaevinde tutuklu olan BarıĢ ATEġ, ki kendisi beni tanıyan biridir, bana vekalet gönderdi. Vekalet örneği ektedir. 2) BarıĢ ATEġ"in 6 No"lu DGM"deki 2001/391 E. No'lu davasına, kendisinin getirilmediği 25.12.2002 günlü duruĢmasına girdim. Girmeden önce dosyada vekaletsiz olarak Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Behiç AġÇI'nın dilekçesini gördüğüm için, meslek kuralları gereği haber verdim. Bana "girmenin bizim için bir sakıncası yok, ben sadece sevki için dilekçe verdim, girebilirsin" dedi. 3) BarıĢ ATEġ Mersin cezaevinden Tekirdağ F Tipine sevk olduktan sonra 31.1.2003 tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevinde görüĢ yaptım. Dava dosyası üzerine konuĢtuktan sonra, görüĢmemizin sonlarına doğru BarıĢ AteĢ sıkıntılı bir Ģekilde "Abi, arkadaĢlar senin girmeni istemiyor. Halkın Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür geldi. 'Ercan Kanar giremez, baĢka bir avukat girebilir veya biz de girebiliriz' dedi." diye belirtti. Ben de BarıĢ AteĢ' e benim için sürpriz değil sıkıntıya girme baĢka bir avukat da devam edebilir diyerek ayrıldım. 4) Daha sonra ailesi aradığında durumu anlattım. Ailesi girmemi ısrarla istemiĢlerse de ben tutuklunun güç durum7da kalmaması için aileyi ikna etmeye çalıĢtım. 5) Olay aynen harfiyen böyledir. ġu anda davaya giren avukat Mehmet Ovayolu' da tüm bu izahata vakıftır. Kaldı ki tutuklunun kardeĢi ve babası da bu izahata vakıftır. 6) Ġnsan Hakları mücadelesindeki ilkesel, etik düĢüncelerimden ve mücadelelerimden dolayı bu tür ambargolar bir çok kez olmuĢtur. Ama burada ilginç olan davaya girmeden önce söylememe ve banada "bizim için sakıncası yoktur" demelerine rağmen bu yakıĢıksız tavrın yapılmasıdır. SONUÇ : Bu tür tavırlar bir avukata veya avukatlara yakıĢmaz. Hele hele ÇHD üyesi olan avukatlara hiç yakıĢmaz. AĠHS' nin 6. maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme hakkını" bir ÇHD üyesi ihlal edebilir mi aynı kurum üyelerinin birbirlerine karĢı mesleki ve etik sorumlulukları yok mudur Tüm mücadele yaĢamım boyunca inandığım ilkeleri her koĢul ve ortamda savunmaya çalıĢtım. Buna devam edeceğim ancak gönül istiyor ki oluĢturduğumuz, emek verdiğimiz kurumlar iddialarına ve adlarına layık olsunlar. Bununda yolu hataların üzerine gitmekten geçer. Birbirimizin sırtını sıvazlarsak geriye ne kalır Cazibe merkezi olmaktan uzaklaĢmıĢ, tabela kurumları kalır. Duyarlılık göstereceğiniz umuduyla baĢarılar dilerim. 27.03.2003 ERCAN KANAR” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Herhangi bir örgüt mensubunun avukatı olarak HHB dıĢından bir avukatın girdiği durumlarda HHB avukatlarının örgüt mensubuna ve avukatına baskı yaparak müvekkil – 128 müdafi iliĢkisini engelledikleri, dolayısıyla Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‟ nin 6. Maddesinde teminat altına alınan "sanığın müdafiini seçme hakkını" HHB avukatlarının örgütün talimatıyla yok saydıkları, “2003.06.25 - export 11-11-171-25062003” isimli word belgesi incelendiğinde; “…Ercan kanar konulu toplantı saat 19.00'da baĢladı. Ercan kanar kendisinin yıllardır mücadele içinde olduğunu, kendisini herkesin tanıdığını söyledi ve sözü dilekçesinin imha edilmesine getirdi. ÇHD'ye yaptığı yazılı baĢvurunun imha edilmesini doğru bulmadığını amacının sadece dilekçesinin imha edilmesinin tartıĢılması ya da barıĢ ateĢ'in avukatlığını yapıp yapmamak olmadığını, ÇHD'de bir etik değer yaratmak gerektiğini, insanların avukatlarını seçme konusunda özgür ve serbest olmaları gerektiğini söyledi. baĢladı. BarıĢ'ı ve ailesini Gaziantep'ten tanıdığını, barıĢ tutuklanınca ailesinin kendisine geldiğini ve barıĢ'ın avukatlığını yapmasını istediğini söyledi. Kendisinin de "DHKP-C davalarına girmesinin istenmediğini" aileye söylediğini ama ailenin ısrar etmesi karĢısında vekaletnameyi ve parayı alıp dosyayı aldığını söyledi. DuruĢma günü, duruĢmaya girerken behiç aĢcı ile konuĢup davaya girip giremeyeceğini sorduğunu, behiç'inde bizim için mahsuru yok girebilirsin dediğini, bunun üzerine de girdiğini, duruĢmadan sonra tekirdağ'a gittiğinde barıĢ ile dosyası üzerine uzunca bir süre konuĢtuktan sonra tam ayrılacakken barıĢ'ın kendisine "abi özgür buraya geldi, senin davalara giremeyeceğini söyledi, bu nedenle seni azlediyorum" dediğini söyledi. Bunun üzerine de ÇHD'ye yazılı olarak baĢvuru yaptığını, yazılı baĢvuru yapmaktaki amacının yanlıĢ anlaĢılmamak olduğunu, bir ÇHD'li avukatın baĢka bir ÇHD'li avukatın dava almasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu, kendisinin herhangi bir talebi olmadığını söyledi. Daha sonra sözü cemal aldı ve ercan'ı dinlediklerini Ģimdi de halkın hukuk bürosu'nun konuĢması gerektiğini söyledi. Daha sonra sözü filiz kalaycı aldı. Özgür'ün yaptığını kınadığını, ÇHD içindeki etik açısından doğru bulmadığını söyledi. ÇHD'ye yapılan yazılı bir baĢvuru metninin asla imha edilemeyeceğini söyledi. Daha sonra behiç aĢcı söz aldı. Öncelikle avukat seçme özgürlüğü gibi bir Ģeyin olamayacağını, bu konuda siyasetlerin iradelerinin asıl olduğunu, onların iĢlerine de karıĢılamayacağını söyledi. Ercan kanar'ın doğru söylemediğini, yalan söylediğini, kendisinin davalara girmesinin yasaklanmasının nedeninin insan haklarına bakıĢı değil, 19 aralık operasyonundan sonra edirne f tipine gidip temsilcilerle görüĢtükten sonra ölüm orucunun taleplerinin değiĢtiğini ve 14 maddelik taleplerin geçerli olduğunu, bu talep listesini bakanlığa da ileterek karıĢıklık yarattığını söyledi. Bu nedenle de kendisinin davalara giremeyeceğine dair karar alındığını ve kendisine iletildiğini belirtti. Bu noktada ercan kanar itiraz edince behiç aĢcı ilgililerin burada olduklarını, gerekirse yüzleĢebileceklerini söyledi. Ercan kanar'ın yazdığı dilekçenin muhbirlik ve ihbarcılık olduğunu, özgür'e ceza verdirmenin zemininin yaratılmaya çalıĢıldığını, asla ercan kanar'ın söz hakkının kısıtlanmadığını belirten behiç nitekim genel üye toplantısının yapılmasına engel olunmadığı gibi, çağrının da bizzat kendilerince yapıldığını belirtti. Ercan kanar'a gidilerek dilekçeninin muhbirlik niteliği taĢıdığının açıklandığını ve dilekçesini geri çekmesinin istendiğini belirten behiç ercan kanar'ın bu açıklamaya rağmen dilekçesini geri almayı kabul etmediğini belirtti. Bu nedenle de ÇHD yönetimine dilekçenin imha edilmesini önerdiklerini belirtti. …” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, 129 YasadıĢı DHKP/C terör örgütü üyeliği suçlaması ile yakalanan bir kiĢinin avukatını kendisinin mi, yoksa örgütün mü seçeceği konusunda, HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü yönetiminin karar vermeye yetkili olduğunu, gözaltına alınan örgüt üyesinin buna yetkili olmadığını beyan ettikleri ve örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettikleri anlaĢılmıĢtır. DHKP/C terör örgütü yönetimi, örgüt üyelerinin gözaltına alındığında HHB avukatı veya örgütün izin verdiği avukat haricinde baĢka avukat seçmelerine izin vermemektedir. Bunun nedeninin ise; örgüt üyesi Ģüphelilerin TCK 221. Maddede belirtilen etkin piĢmanlık hükümlerinden ve çıkan piĢmanlık yasalarından yararlanarak DHKP/C terör örgütü mensuplarını deĢifre etmesini engellemeye yönelik olduğu anlaĢılmaktadır. Yine “2003.09.11 - export 7-7-29-11092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “Kamber Soypak ile pazartesi günü baĢmanav ve manav 1 ile birlikte gittik.Bürosu Sultanahmette. Kendisine dava ile konuĢmaya geldiğimizi söyleyerek konuĢmaya baĢladık. Metin"in durumunu sorduk. Ve kendisi ile metin için piĢmanlık yasasından yararlanması konusundaki talebi üzerine konuĢmak istediğimizi söyledik. Evet metinin durumu ile ilgileniyorum ailesi tanıdğım olur benim bu iĢten para b.bir talebim yok tanıdğım için ilgileniyorum dedi. Metinin pozisyonu ile düĢünüldüğünde bu yasadan yararlanıp çıkabilir dedi. destekliyormusunuz dedik. Evet neden olmasın zaten örgütlü bir insan değil bu yasadan yararlanan her insan itirafçı değildir böyle değerlendirmemek gerekir dedi. Bizde kendisine demokratm diyen bir avukatın bu yasayı onaylamaması gerekir hatta yasaya karĢı tavır almalıdır.dedk.sizin yapmanız gereken metini teĢvik etmek değil ona piĢmanlık yasasından yararlanmak ne demektir bunun itirafçılıktan farkının olmadığını onuruna haysiyetine sahip çıkması gerektiğini anlatmıktır dedik. …Kendisine piĢmanlık yasasının devletin devrimcilere yönelik bir saldırısı olduğunu bunun MGKnın kendisinin bizzat söylediğini bu yasadan yararlanacak olanların ya devrimciliği bırakmıĢ olanların ya halk ve kitle iliĢkilerinin ağırlıklı baĢvuracağını MGKnın devrimcileri halktan koparmanın bir çabası olduğunu Metin gibi unsurların baĢvurup kapısını devrimcilere kappatacağınıı bunun teĢvik edildiğini e ayrıca piĢmanlık yasasının itirafçılık yasası olduğunu itirafçıların vereceği bilgilerin kesin doğru kabul edileceğinin yargı sürecini belirleyen noktadada olacağını buboytlarıylada ele almak gerektiğini ahlaki anlamda ise kiĢiliksizleĢeceklerini toplum içinde Ģerefsiz ve onursuz olarak bilineceklerini ve böylede olduğunu anlattık. Ayrıca bunun siyasi bir dava olduğunu bu dosya ve kiĢiler hakkında söz ve karar hakkının bize ait olduğunu metinin bizim iliĢkimiz olduğunu bu yanlıĢ kararını bizim onnunla tartıĢarak halledebileceğimizi kendisinin bunda etken olmamasının kkendisinin söylediklerininde metetin etinetietin üzerinde etkili etet verici olduğunu kendisinden çok daha fazla mmetinin bizi ilgilendirididiğini piĢmanlıktan yararlanmamasını isterken metin çıkarını 130 düĢündüğümüzü onun kiĢiliksiz birisi olmasını istemediğimizi sonrasında bizimle iliĢkisini kesebilir bu bir yerde anlaĢılabilir ama itirafçılığını kabul edemeyiz dedik. Aynı Ģeyleri kamber soypak söylemeye devam etti.bunun üzerine size bakıĢımızda değiĢir o zaman.Bu haliyle kimin yanında olduğunuz ve kime hizmet ettiğiniz bellidir.bizde buna göre değerlendiririz dedik.Nasıl değerlendiriyorsanız değerlendirin dedi.O sizin kararınızdır dedi.bizde bu tavrınız ve düĢünccenizle siz devletin yanında ve devrimcilerin karĢısındasınız diye düĢünürüz dedik.” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütü üyesi olma Ģüphesi ile bir Ģahsın gözaltına alınması durumunda Gizli Tanık AteĢ‟in ifadesinde belirttiği üzere örgüt tarafından haberdar edilerek Ģüpheli kiĢiden habersiz bir Ģekilde kendisini müdafi tayin ettiği ve bu Ģekilde tanıttıkları görülmüĢtür. I. HHB Avukatı Ģüpheli Barkın Timtik‟in ġüpheli Bedirhan Pamuk‟un Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi 07.12.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızın 2012/2472 sayılı soruĢturma kapsamında ġiĢli ilçesinde DHKP/C terör örgütü lehine faaliyet gösterdiği Ģüphesi ile yakalanarak gözaltına alınan Bedirhan Pamuk‟un ve Dilek Aslan‟ın özel avukatı olduğunu iddia eden Ġstanbul Barosu Avukatı Barkın Timtik‟in 08.12.2012 günü 17:50 sıralarında Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne gittiği, görevliler tarafından Ģüpheli Dilek aslan‟a özel avukatı Barkın TĠMTĠK‟in geldiği söylenerek Barkın Timtik ile görüĢtürüldüğü, Konu ile ilgili olarak Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟a özel avukatı Barkın Timtik‟in geldiği söylendiğinde; kendisinin böyle bir avukatı bulunmadığını söylediği, Barkın Timtik isimli avukatın Bedirhan Pamuk‟un ailesi tarafından gönderilmiĢ olabileceği düĢünülerek emniyet yetkililerince Ģüpheli Ģahsın babası Muğdat Pamuk arandığında kendisinin arandığı saat itibariyle çocuğu için özel avukat temin etmediğini, Barkın Timtik isimli avukatın kendilerinin özel avukatı olmadığını beyan ettiği, Emniyet yetkililerince konu ile ilgili olarak tekrar Bedirhan Pamuk ile görüĢülerek bahse konu avukatın ailesi tarafından gönderilen bir avukat olmadığının kendi babasından öğrenildiği bildirildiğinde, Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟un “benim özel avukatım yoktur, ben Ġstanbul Barosundan avukat istiyorum” dediği, konu özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟e izah edilmiĢse de Ģüpheli Barkın Timtik‟in ısrarla Bedirhan Pamuk‟un özel avukatı olduğu iddiasını yinelediği, Ġstanbul Barosundan internet ortamında Ģüpheli Bedirhan PAMUK için Ġstanbul Barosundan avukat talep edildiği, sonrasında baronun arandığı, telefondaki baro görevlisinin emniyet yetkililerine “Bedirhan Pamuk’un, özel avukatı Barkın Timtik’le görüĢtürülmesi gerektiği, Barkın Timtik’in kendilerini arayarak Bedirhan Pamuk’un özel avukatı olduğunu söylediğini ve Bedirhan Pamuk’un özel avukata sahip olduğu için baronun avukat gönderemeyeceğini” söylediği, bahse konu görevliye Barkın Timtik isimli avukatın Ģüpheli tarafından kabul edilmediği, Ģüphelinin böyle bir özel avukatının bulunmadığı baro görevlisine izah edilmiĢse de telefondaki baro görevlisinin Ģüphelinin ancak özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟le 131 görüĢeceğinde ısrar etmesi üzerine telefon görüĢmesine son verildiği, daha sonra Ġstanbul Barosu ile tekrar irtibat kurulduğunda Ģüpheli Bedirhan Pamuk için barodan bir avukat gönderdiklerini söyledikleri anlaĢılmıĢtır. II. HHB Avukatı Ģüpheli Barkın Timtik‟in ġüpheli Deniz Kutlu‟nun Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi C.BaĢsavcılığımızın 2006/1451 sayılı soruĢturma kapsamında yürütülmekte olan dosya kapsamındaki Ģahısların yakalanmasına yönelik olarak 07.12.2006 tarihinde DHKP/C örgütünü yönelik olarak baĢlatılan adli çalıĢmada Gülsuyu Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğinde yapılan arama sırasında Deniz Kutlu isimli Ģahsın yakalanarak gözaltına alındığı, Adı geçen Ģahıs Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde gözaltında bulunduğu sırada DHKP/C terör örgütünün faaliyetleri hakkında ifade vermek istediğini, ancak ifadesinin örgütün eline geçmesini istemediğinden dolayı Barkın Timtik‟i müdafiliğinden reddederek, Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat görevlendirilmesini talep ettiğini beyan etmesi üzerine 10.12.2006 tarihinde talep üzerine Ġstanbul Barosundan AgibiK‟nin avukat olarak atandığı, Barkın Timtik‟e Deniz Kutlu‟nun kendisini hür iradesiyle reddederek Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat talep ettiği ve bu hususun bir tutanak ile tespit edildiği emniyet yetkilileri tarafından bildirildiğinde Barkın TĠMTĠK‟in “Hayır böyle bir Ģey olamaz, siz psikolojik iĢkence yapmıĢınızdır, benim yüzüme karĢı istemediğini söylesin” demesi üzerine; Deniz Kutlu Av. B.K‟nin yüzüne karĢı Av.Barkın Timtik‟i kendi öz iradesiyle reddettiğini ve kendisini kabul ettiğini beyan ettiği, daha sonra kendisini reddettiğini yüzüne karĢı söylemesi için Av.Barkın Timtik ile Deniz Kutlu Avukat görüĢme odasına alındıkları ve yapmıĢ oldukları görüĢme neticesi tekrar Av. B.K‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i avukatı olarak kabul ettiğini beyan etmesi üzerine, neden fikrini değiĢtirdiği kendisine sorulduğunda Deniz Kutlu Barkın Timtik ile kendisini reddetmesi konusunda yapmıĢ oldukları görüĢme sırasında, Barkın Timtik‟in kendisine “Senin psikolojik baskı altında olduğunu düĢünüyor ve görüyorum. Sen benim müvekkilimsin, benim olmadığım yerde senin attığın imza geçersizdir. Gelen Av. senin avukatlığını yapamaz. DıĢarı çıktığımızda barodan gelen Avukatı reddettiğini, kabul etmediğini ve tekrar beni istediğini söyleyeceksin. Ġfade vermeye benim ile gireceksin. Ġfaden de susma hakkını kullanacaksın” dediği için AgibiK‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i istediğini söylediğini, aslında Barkın Timtik‟in ifadesine girmesini istemediğini ancak kendisi ile yapmıĢ oldukları baĢ baĢa görüĢme sırasında Barkın Timtik‟in hiddetli bir Ģekilde kendisini omuzlarından tutarak silkelediğini, uzun bir süre bu silkelemeyi devam ettirdiğini, daha sonra yüzünü okĢayarak sevgi gösterisinde bulunduğunu, psikolojik baskı yaparak özgür iradesini etkilediğini,daha önce yapmıĢ olduğu görüĢmelerde de kendisine “Kesinlikle ifade vermeyeceksin, hiçbir Ģeye imza atmayacaksın.” Ģeklinde telkinde bulunduğunu, Halkın Hukuk Bürosu Av. Barkın TĠMTĠK‟i reddettiğini söyleyerek Av. B.K‟yi tercih ettiği anlaĢıldığından Av.Barkın TĠMTĠK‟in Deniz KUTLU‟nun avukatlığından çekildiği anlaĢılmıĢtır. 132 III. HHB Avukatı Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ın ġüpheli Celal Akgün‟ün Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi 08.12.2012 tarihinde, saat 21.30 sıralarında, DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı olan SPB mensupları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar isimli kiĢiler tarafından Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenlenmiĢtir. Eylem neticesinde 4 polis memuru değiĢik yerlerinden yaralanmıĢ, çok sayıda araçta da maddi hasar meydana gelmiĢtir. Saldırıyı gerçekleĢtiren Ģahıslardan Nebiha Aracı olay yerinde yakalanmıĢ, Nurgül Acar ise karanlıktan faydalanıp olay yerinden kaçarak uzaklaĢmıĢtır. Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine saldırı düzenledikten sonra olay yerinden kaçan Nurgül Acar isimli SPB mensubu, 11.12.2012 tarihinde saat 14.45 sıralarında GaziosmanpaĢa Ġlçesi Cumhuriyet Meydanında Sultangazi Ġlçe Emniyet Müdürlüğü Gazi Polis Merkezi Amirliğinde görevli polis memuru Mücahit DaĢtan‟ ı silahla vurarak Ģehit etmiĢtir. Eylemi düzenleyen Nurgül Acar olay yerinde yakalanmıĢtır. C.BaĢsavcılığımızn 2012/2440 sayılı soruĢturması kapsamında; DHKP/C SPB mensupları Nurgül Acar ve Nebiha Aracı‟nın bahse konu eylemleri gerçekleĢtirmeden önce Celal Akgün‟ün Ġstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan evinde barındıkları tespit edilmiĢtir. Bunun üzerine 19.12.2012 tarihinde Celal Akgün‟ ün ikametinde yapılan arama neticesinde; Nurgül Acar ve Nebiha Aracı‟ya ait giyim eĢyalarının yanı sıra; 41 adet AK 47 KaleĢnikof Marka silaha ait Mermi, 74 adet Ruger Marka Tabanca Mermisi, 2 adet El Yapımı Fitil ateĢlemeli bomba, 4 adet ġifre Anahtarı ve döküman ele geçirilmiĢtir. Celal Akgün ise memleketi olan Giresun ili Espiye ilçesinde 20.12.2012 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmıĢtır. Celal Akgün gözaltında iken 22.12.2012 tarihinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünü telefonla arayarak Celal Akgün‟ün müdafiliğini yapmak istediğini beyan ettiği, emniyet yetkilileri tarafından bu husus Celal Akgün‟e aktarıldığında kendisinin Ebru Timtik adında özel avukatı bulunmadığını, kendisiyle görüĢmek istemediğini, Ġstanbul Barosundan Avukat talep ettiğini beyan ettiği, Bunun üzerine yine aynı gün saat 14:00 sıralarında Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ģüpheli Taylan Tanay‟ın Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne giderek gözaltında bulunan Celal Akgün ile görüĢme talebinde bulunduğu, emniyet yetkilileri tarafından konu Celal Akgün‟e aktarıldığında kendisi Taylan Tanay adında özel avukatı bulunmadığını, kendisini tanımadığını, bu nedenle Ġstanbul Barosundan Avukat talep ettiğini beyan ettiği, Celal Akgün‟ün, Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ı özel avukat olarak istememesi ve barodan avukat talep etmesi üzerine Emniyet yetkilileri tarafından Ġstanbul Barosundan müdafi talebinde bulunulduğu, ancak baro tarafından her hangi bir müdafi görevlendirmesi yapılmadığı, bunun üzerine Ġstanbul Barosu telefonla arandığında Baro görevlisinin “Celal 133 Akgün‟ün özel avukatı Taylan Tanay‟dır. Ancak onunla görüĢebilir” Ģeklinde beyanda bulunduğu, Daha sonra Avukat Ġ.A‟nın Ģüpheli Celal Akgün‟e müdafilik yapmak üzere Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne geldiği, emniyet yetkilileri tarafından bu husus Celal Akgün‟e iletildiğinde kendisinin Ġ.A. isimli avukatı tanımadığını ancak baronun da avukat göndermemesi nedeniyle kendisini avukat olarak kabul ettiğini beyan ettiği, Emniyette Ģüpheli Celal Akgün‟ün avukat Ġ.A. huzurunda alınan ifadesinde özetle “Nurgül Acar ve Nebiha Aracı isimli DHKP/C örgüt mensuplarını Hatice AĢık isimli Ģahsın talebi doğrultusunda ilki 2012 yılı Kasım ayında olmak üzere farklı tarihlerde ikametinde barındırdığını”beyan ettiği, Ġddianameye konu soruĢturma kapsamında iletiĢimleri tespit altına alınan Ģüphelilerden Taylan Tanay‟ın Celal Akgün hakkında yapmıĢ olduğu görüĢmelere iliĢkin tape kayıtlarında yapılan incelemede; 22.12.2012 günü saat 15:30‟da Ģüpheli Taylan Tanay ile Ahmet isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “ġimdi ben görüĢmeye geldim de barodan avukat istiyor diye birĢey söylediler öyle‟‟ dediği, Ahmet‟in „‟Hı‟‟ dediği, Tanay‟ın „‟Ayrıca bizi orda iki saat beklettiler muhtemelen o arada konuĢtular monuĢtular tehdit ettiler öyle bir Ģey siz bağcılarda mısınız?‟‟ dediği, Ahmet‟in „‟Siz ilgileniyorsunuz değil mi Taylan bey‟‟ dediği, Tanay‟ın „‟Anladım yani barodan bir avukat atamıĢlar onu iptal edin dedim ailenin avukatı var o yüzden baĢka bir avukatla siz gelebilirsiniz yani bir bakalım ebru hanım ile görüĢürsünüz‟‟ dediği, ahmet‟in „‟Ben görüĢebilir miyim bilemiyorum ben Ģimdi o kadar öyle anne baba gibi yakın değilim ama annesi babası da yok burada‟‟ dediği, GörüĢme içeriğinden Taylan Tanay‟ın Celal Akgün‟ ün yakını Ahmet isimli Ģahsı Ģüpheli Celal Akgün‟ün kendisini avukat olarak kabul etmemesi için polis tarafından tehdit edildiğini söyleyerek Ģahsı yönlendirdiği, ayrıca Ġstanbul Barosuyla iletiĢime geçerek baro tarafından Celal Akgün‟e avukat atanmasını engellemeye çalıĢtığı, 22.12.2012 günü saat 16:09‟ da Ģüpheli Taylan TANAY ile Av. Ġ.A. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; TANAY‟ın “Ya ne diyecem sana Ģimdi gözaltında bir tane bir kiĢi varda bize birisi baĢvuru yaptı ben gittim 2 saat beklettim sonra çocuğa dediler. Dediler ki bana çocuk senle görüĢmek istemiyo dediler. Barodan avukat istiyomuĢ diye. Bende sonra aradım. Yani ben orda bekledikten sonra herhalde ikna eden kiĢi periĢan oldu. Çünkü benden bana o iki saat beklettikten sonra aramıĢlar baroyu avukat istemiĢler baro onu iptal etti Ģimdi ayrı bir avukat arıyo ama sen uygun olurmusun nasıl“ dediği, Ġ.A.‟nın “Nerdeki çocuk” dediği, Tanay‟ın “Çocuk TEM de Ģu anda” dediği, Ġ.A.‟nın “TEM de ya ben gitmesene ya cezadan çok anlamıyorum ya” dediği, Tanay‟ın “Yo sadece görüĢmekle ilgili ya baĢka birĢey yok ki ceza 134 ile ilgili haklarını hatırlatmakla ilgili zaten ifade almazlar.” dediği, Ġ.A.‟nın “Eğer Ģeyse kim bu çocuk” dediği, Tanay‟ın “Celal Akgün. Ahmet diye bir akrabası var yani eğer Ģey olursan sana onun telefonunu o adama senin telefonunu veririm seni arar” dediği, Ġ.A.‟nın “Tamam tamam” dediği, Tanay‟ın “Tamam Ģeyi iptal etti baro hani o polisin atadığı için onu iptal etti. ġimdi ailede ... ama ben tabi gidecek değilim adam istemiyo beni. Bende dedim hani size iyi bir avukat önerebilirim” dediği, Ġ.A.‟nın “Ama ben cezadan anlamıyorum biliyosun Ģimdi gider görüĢürüm ama sonrasında devam edersem yararım olmaz çocuğa” dediği, Tanay‟ın “Onu sen bilirsin” dediği, Ġ.A.‟nın “Tamam gider görüĢürüm” dediği, GörüĢme içeriğinden, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın ceza davalarından anlamadığını beyan ettiği halde avukat Ġ.A.‟yı Ģüpheli Celal Akgün‟e müdafi olması hususunda yönlendirdiği, 22.12.2012 günü saat 21:01‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Ebru Timtik arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Ġlknur ile görüĢebildin mi” dediği, Timtik‟in (Barkın Timtik‟ın telefonundan ablası Ebru Timtik konuĢur) “Yo görüĢmedim” dediği, Tanay‟ın “Ġlknur gitti müvekkili ifade vermeyi tercih etmiĢ Ġlknur Ģuanda orda Ġlknur’u ben bıraktım Ģeye emniyete” dediği, TĠMTĠK‟in “Hı hemen ifade mi alıyorlarmıĢ” dediği, Tanay‟ın “Ya zaten daha önce çocuktan sözlü ifade almıĢlar yazmıĢlar sadece avukat bekliyorlar zaten” dediği, Timtik‟in “Ġmzalasınlar diye” dediği, Tanay‟ın “Evet evet” dediği, Timtik‟in “Önceden ifade almıĢlar ya Ģuraya bak ya tam dediğimiz gibi yani” dediği, Tanay‟ın “Ġlknur hanımda herhalde Ģerh merh yazacak ama hani bilgisi olsun diye orda olacak öyle ...emniyetteydi ben aramadım onu tamam bilgin olsun bende Ģimdi dönüyorum” dediği, Timtik‟in“Yakını yanında değil mi Ahmet bey yakında yakınında dimi o” dediği, Tanay‟ın “Oda biz birlikte gittik zaten onlarla” dediği, Timtik‟in “Tamam” dediği, GörüĢme içeriğinden ġüpheli Taylan Tanay‟ın avukat Ġ.A.‟yı Ģüpheli Celal Akgün‟e müdafi olması için Emniyet Müdürlüğüne götürdüğü, ayrıntılı bilgi elde etmek amacıyla Ģüpheli Ebru Timtik‟in avukat Ġ.A. ile görüĢmesini istediği, 22.12.2012 günü saat 23:32‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ahmet ve Avukat Ġ.A. arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Hıı ne oldu abi Ahmet abi “ dediği, Ahmet‟in “ġimdi biz çıkıyorduk Ģeyle birlikte de Ġlknur hanım ile birlikte” dediği, Tanay‟ın “Hıı ya biz Ġlknur hanım ile yarın görüĢürüz abi olur mu” dediği, Ahmet‟in “Bir telefona vereyim de abi kendisini” dediği, Tanay‟ın “Ġfadeden çıktınız mı” dediği, A.‟nın (Ahmet isimli Ģahsın telefonundan avukat Ġ.A. konuĢur) “ġimdi çıktık” dediği, Tanay‟ın “Al sen yanına hıı” dediği, A.‟ın “Alıyorum yanıma” dediği, Tanay‟ın “Tamam ne oldu” dediği, A‟nın“Anlatırım” dediği, TANAY‟ın “Tamam yarın sabah görüĢürüz” dediği, GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Taylan Tanay‟ın avukat Ġ.A.‟ya Celal Akgün‟ün ifade tutanağından bir örneğini yanına almasını istediği ve sabah konuyla ilgili görüĢmek üzere sözleĢtikleri, 135 Celal Akgün‟ün beyanları doğrultusunda Hatice AĢık‟ın yakalanması amacıyla çalıĢma baĢlatıldığı, yazı ile istihbarat birimlerince 04.01.2013 tarihinde Hatice AĢık‟ın illegal yollardan Yunanistan‟a kaçacağının Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne bildirildiği, Yapılan çalıĢmalar neticesinde Ģüpheli Hatice AĢık‟ın GaziosmanpaĢa Ġlçesi, Kazım Karabekir Mahallesinde barındığının anlaĢıldığı, bunun üzerine ilgili mahkeme kararı doğrultusunda söz konusu adreste yapılan aramada Ģüpheli Hatice AĢık‟ın yakalandığı, ġahsın yakalandığı evde yapılan aramada yurt dıĢına kaçma hazırlığı yaptığını doğrular nitelikte 1200 euro, 514 Türk lirası, uluslararası telefon kartı ve giyim tarzına uymayan çok sayıda kıyafet elde edildiği, BaĢsavcılığımız tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildiği ve mahkemenin kararıyla Ģüpheli Hatice AĢık‟ın tutuklandığı, Hatice AĢık‟ın gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendisiyle ilk görüĢen avukatın da Ģüpheli Taylan Tanay olduğu, Ģahsın ifadesi alınırken ise Ģüpheli Ebru Timtik‟in hazır bulunduğu, 05.01.2013 günü saat 04:55‟ de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ali Güner arasında yapılan görüĢmede özetle; Güner‟in “Ben Ali amcan GaziosmanpaĢa Belediyesinden eve baskın yaptılar” dediği, Tanay‟ın “Anladım kim var sen mi sade ne ne imiĢ gerekçe” dediği, Güner‟in “Gerekçe iĢte bilmiyorum yani bizi aldılar tekrar bıraktılar Arama yaptılar evet arama yaptılar bi arkadaĢı aldılar” dediği, Tanay‟ın “Evden gözaltı yaptılar öyle mi ?” dediği, Güner‟in “Hı hı” dediği, TANAY‟ın “Tamam kim gözaltında” dediği, Güner‟in “Ya Ģimdi eee Ģey Hatice” dediği, Tanay‟ın “Hatice hangi Hatice AġIK mı” dediği, Güner‟in “Bilmiyorum ya Soy ismini” dediği, Tanay‟ın “Tamam siz Ģu anda baĢka gözaltı yok öyle mi ?” dediği, Güner‟in “Yok yok” dediği, GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Hatice AĢık‟ın yakalandığı evin sahibi Ali Güner‟in sabahın çok erken saati olmasına rağmen avukat Taylan Tanay‟ı arayarak Hatice AĢık‟ın gözaltına alındığını söylediği, Ali Güner‟in evinde kaldığı halde Hatice AĢık‟ın soy ismini dahi bilmediği, ancak Ģüpheli Taylan Tanay‟ın Ali Güner‟den Hatice ismini duyar duymaz Ģahsın Hatice AĢık olduğunu anladığının görüldüğü, Yukarıdaki tüm görüĢmeler birlikte değerlendirildiğinde; 08.12.2012 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen Nebiha Aracı ile bu eylemi yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de GaziosmanpaĢa‟ da bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli Ģüphelinin gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği, HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a 136 ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı olarak izah edilen örneklerde görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek mevcut soruĢturmalarda soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve suç unsurlarının ele geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen ifadeyi öğrenen Ģüpheli Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı, Hatice AġIK‟ın gözaltında kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB avukatları Taylan Tanay ve Ebru Timtik olduğu görülmüĢtür. IV. Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in ġüpheli Erkan Yağantekin‟in Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmeleri 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde cezaevlerine yönelik olarak gerçekleĢtirilen “Hayata DönüĢ” operasyonları esnasında çıkan olaylar neticesinde aralarında DHKP/C terör örgütü mensuplarının da bulunduğu çok sayıda hükümlü hayatını kaybetmiĢtir. Bu nedenle DHKP/C terör örgütü her yıl 19-22 Aralık tarihlerinde çeĢitli eylemler düzenlemekte, o dönem Hayata DönüĢ operasyonlarında görev alan kamu görevlilerini açıkça hedef göstermekte ve bu görevlilere yönelik eylem olanakları araĢtırmaktadır. Bu kapsamda DHKP/C terör örgütünce hayata dönüĢ operasyonları sürecinde BayrampaĢa Cezaevinde görevli olan Emekli BinbaĢı Z. B.‟ye yönelik istihbarat ve eylem çalıĢmalarına hız verildiğine yönelik çok sayıda istihbari bilgi elde edilmiĢ, planlanan eylemde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunmak suçundan tutuklu bulunan Elif Sultan KALSEN ya da kendisinin önereceği bir örgüt mensubunun kullanılacağı öğrenilmiĢtir. Yapılan çalıĢmalar neticesinde DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensuplarının, Ömür Altun ve Merve Altun isimli Ģahıslara ait ġiĢli, Gülbahar mahallesi, Papatya sokak, Özçelik Apt. No:2 sayılı adreste barınıyor olduklarının tespit edilmesi üzerine ilgili mahkeme kararına istinaden bu adreste yapılan aramada 1 adet GHL676 seri numaralı Glock marka Tabanca, 1 adet 7.65 mm. çaplı MKEK tabanca ve 165 adet fiĢek ele geçirilmiĢtir. Konuyla ilgili olarak ikamet sahibi Ömür ve Merve Altun ile soruĢturmanın ilerleyen safhalarında da Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslar gözaltına alınmıĢlardır. Gözaltına alınan Ģüphelilerden Ömür Altun ifadesinde özetle; DHKP/C terör örgütü mensubu Elif Sultan Kalsen‟in talimatı doğrultusunda emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmek amacıyla istihbarat çalıĢmaları yaptığını ve yine Elif Sultan Kalsen‟in kendisine verdiği adreslere giderek Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslardan düzenleyeceği eylemde kullanmak üzere silah temin ettiğini beyan ettiği, 09.01.2013 tarihinde Erkan Yağantekin‟in yakalanarak gözaltına alındığı, 10.01.2013 tarihinde saat 17:45 sıralarında avukat N.T. Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne 137 giderek gözaltında bulunan Erkan Yağantekin‟in özel avukatı olduğunu ve kendisiyle görüĢmek istediğini beyan ettiği, ġüpheli Erkan Yağantekin‟e N.T. isimli avukatın kendisine özel avukatı olarak geldiği kolluk görevlileri tarafından bildirildiğinde Erkan Yağantekin kendisinin N.T‟yi tanıdığını, ancak özel avukatı olmadığını, kendisiyle görüĢmek istemediğini, kendisine Ġstanbul Barosundan Avukat talep edilmesini beyan ederek Ġstanbul Barosundan Müdafi talep ettiğine dair kendi el yazısı ile Müdafi talep Formunu doldurarak barodan avukat talep ettiği, Erkan Yağantekin‟in kendisini müdafi olarak kabul etmediği avukat N.T.‟ye bildirildiğinde saat 18:00 sıralarında emniyete giden avukat arkadaĢı Ebru Timtik„in Erkan Yağantekin ile görüĢmesini istediği, konu Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e iletildiğinde, Ebru Timtik isimli avukat ile görüĢmek istemediğini kendisinin Ġstanbul Barosundan Avukat talep ettiğini beyan ettiği, baro tarafından avukat Necati D.‟nin Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi olarak atandığı, Erkan Yağantekin‟in kendisini müdafi olarak kabul etmeyerek barodan avukat talep ettiğinin Ģüpheli avukat Ebru Timtik‟e bildirildiği, ancak Ģüpheli Ebru Timtik‟in emniyetten ayrılmayarak “CMK‟DAN GELECEK OLAN BARO ARKADAġIMI BEKLĠYORUM” diyerek saat 18:55‟e kadar Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü önünde beklediği, 10.01.2013 günü saat 17:46‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Avukat N.T. arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Alo‟‟ dediği, N.T.‟nin „‟Alo meslektaĢım meraba‟‟ dediği, Timtik‟in “He merhabalar hocam‟‟ dediği, N.T.‟nin “KonuĢmuĢtuk sizinle telefonda” dediği,Timtik‟in “Evet evet he he‟‟ dediği, N.T.‟nin “Ben emniyetteyim ...(AnlaĢılmadı)... bi avukatın görüĢmesine izin veriyorlar” dediği, Timtik‟in “Evet doğru” dediği, N.T.‟nin “ ...(AnlaĢılmadı)... ben sizi bekliyorum siz görüĢmeyi yaparsınız heralde” dediği, Timtik‟in “Tamam olur ben Ģimdi 5 dakkaya kadar ordayım hemen gelirim görüĢürüz” dediği, N.T.‟nin “Tamam Ģeyde ee C Bloktayım ben” dediği, Timtik‟in “C Blok tamam” dediği, N.T.‟nin “C Blok he he tamam görüĢürüz o zaman isim neydi bu arada sizin” dediği, Timtik‟in “Ebru” dediği, N.T.‟nin “Ebru tamam benim adım Nurgül çok memnun oldum” dediği, GörüĢme içeriğinden, gözaltında bulunan Ģüpheli Erkan Yağantekin‟in herhangi bir talebi olmamasına rağmen Avukat N.T. ve Ģüpheli Ebru Timtik‟in Erkan Yağantekin‟in müdafiliğini yapmak üzere Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne geldikleri, 10.01.2013 günü saat 20:47‟ de Av. Ebru Timtik ile Av. N.D. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Alo” dediği, N.D.‟nin “Gül hanım ayrıldınız mı siz burdan” dediği, Timtik‟in “A yok dıĢ kapının önünde bekliyoruz aileyle” dediği, N.D.‟nin “Kafede mi dıĢarda mı binanın içinde mi” dediği, Timtik‟in “Yok dıĢarı dıĢardayız dıĢardayız” dediği, N.D.‟nin “Tamam tamam geliyorum” dediği, 138 GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Ebru Timtik‟in kendisini “Gül” KOD ismiyle tanıttığı, Erkan Yağantekin ile görüĢme yapan avukat N.D.‟den görüĢme içeriği hakkında bilgi almak amacıyla Emniyet Müdürlüğü önünde kendisini beklediği, N.D.‟yi beklemesinin nedeninin örgütsel amaçlar doğrultusunda Yağantekin‟in gözaltı sürecindeki hareket tarzı ve ifadesi ile ilgili bilgi almak maksatlı olduğu görülmüĢtür. Gözaltında bulunan Ömür Altun, Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin 12.01.2012 tarihinde tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine konulmuĢlardır. Erkan Yağantekin‟in savcılık ve mahkeme aĢamasında müdafiliğini avukat N.D. yapmıĢtır. 2012/2259 sayılı soruĢturma kapsamında iletiĢimleri tespit altına alınan Ģüphelilerden Naciye Demir‟in Erkan Yağantekin hakkında yapmıĢ olduğu görüĢmelere iliĢkin tape kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde; 12.01.2013 günü saat 20:17‟ de Ģüpheli Naciye Demir ile Av. Z.B.ġ. arasında yapılan görüĢmede özetle; Demir‟in “ya senin bi arakadaĢın vardı Avukat arkadaĢ Ģeye girmiĢti ya bugün bi gözaltı takibi için sonuç ne oldu bi öğrenebilir miyiz” dediği, ġ.‟nin “Kim abla” dediği, Demir‟in “Bu Rahimin arkadaĢıymıĢ ya” dediği, ġ.‟nin “Necati mi” dediği, Demir‟in “Hı hı” dediği, ġ.‟nin “He Ģey neydi çocuğun adı bi dakka o gözaltında mıydı” dediği, Demir‟in “He yok o değil ya bizim müvekkile CMK dan atanmıĢ ya o” dediği, ġ.‟nin “Tamam tamam onu biliyorum Ģey o he Ebru beni aramıĢtı o dava değil miydi CMK mıydı” dediği, Demir‟in “He o o evet evet o” dediği, ġ.‟nin “He adı neydi hatırlıyor musunuz abla” dediği, Demir‟in “Valla Ģimdi hatırlamıyorum Ebru da yok” dediği, ġ‟nin “Tamam ben öğrenirim Ģimdi Necoyu bi ariyim sorim sana döniyim” dediği, Demir‟in “He bi sorsana ne olmuĢ diye” dediği, ġ.‟nin “Tamam” dediği, GörüĢme içeriğinden, Ģüpheli Naciye Demir‟in avukat Z.B.ġ. aracılığıyla, savcılığa sevk edilen Ģüphelilerden Erkan Yağantekin‟in avukatı N.D‟ye ulaĢarak soruĢturma hakkında bilgi almayı amaçladığı, 12.01.2013 günü saat 20:23‟ te Ģüpheli Naciye Demir ile Av. Z.B.ġ. arasında yapılan görüĢmede özetle; Demir‟in “Alo ErkanmıĢ adı ya ben hatırlayamadım” dediği, ġ.‟nin “hepsi tutuklanmıĢ” dediği, Demir‟in “TutuklanmıĢlar mı hı” dediği, ġ.‟nin “Hı hı 3 de tutuklanmıĢ birisi yalnız Ömür mü Ömer mi öyle bi çocuk varmıĢ” dediği, Demir‟in “He” dediği, ġ.‟nin “Necati dedi ki yani söylemediği hiç bir Ģey kalmamıĢ yok iĢte Ģurası için Silah sağladık iĢte Ģurda bir eylem yapıcaktılar filan filan bir sürü” dediği, Demir‟in “He Ömer he” dediği, ġ‟nin “Resmen döküldü diyo rezil rezil etti diyo yani” dediği, Demir‟in “Of” dediği, ġ.‟nin “Öyle sıkıntılıymıĢ hepsini tutuklamıĢlar” dediği, Demir‟in “Anladım” dediği, ġ.‟nin“Silah temininden tutuklanmıĢlar” dediği, Demir‟in “Tamam Ģey görürüm demi Necatiyi pazartesi falan” dediği, ġ.‟nin“Görürsün Necati ile konuĢuruz Necati ile görüĢürsün hiç bir sıkıntı 139 olmaz Neco çok iyi çocuktur“ dediği, Demir‟in “Tamam tamam canım ya” dediği, ġ.‟nin“Zaten Neco Okmeydanın da oturuyor” dediği, Demir‟in “Biliyorum biliyorum ha yarın ya da pazartesi görebilirsem ne güzel olur” dediği, ġ.‟nin “Görürsün görürsün çok Ģey bi sıkıntı olmaz Ģey yaparız konuĢuruz” dediği, GörüĢme içeriğinden, Erkan Yağantekin‟in müdafii N.D.‟den adliyeye sevk edilen Ģüpheliler ile özellikle Ömür Altun‟un savcılık ve mahkeme aĢamalarında vermiĢ olduğu ifade içeriklerini öğrenen avukat Z.B.ġ.‟nin bu bilgileri Naciye Demir‟e aktardığı ancak Naciye DEMĠR‟in daha ayrıntılı bilgi almak için biran önce avukat Necati D. ile yüz yüze görüĢmek istediği, 14.01.2013 günü saat 20:23‟ te Ģüpheli Naciye DEMĠR ile Av. N.D. arasında yapılan görüĢmede özetle; Demir‟in “Alo günaydın Necati bey avukat Naciye ben numaranızı Zeycan dan aldım da ee” dediği, D‟nin “Efendim” dediği, Demir‟in “Ya bugün he bugün bi görüĢebilir miyiz mümkünse” dediği, D‟nin” Efendim Naciye” dediği, Demir‟in “Ya Ģimdi ben ee Bakırköy de 9:30 duruĢmam var hani ondan sonra Çağlayan a geçebilirim sizin için nere uygun olursa oraya geçebilirim” dediği, D‟nin “He bende çağlayana geçicem” dediği, Demir‟in “Tamam” dediği, D‟nin “Öğleye doğru falan heralde” dediği, Demir‟in “Tamam tamam o zaman Ģey yapıyım ben bitince telefon ediyim hani Çağlayan da mısınız diye bi oturalım ee konuĢalım olur mu?” dediği, D‟nin “Tamam tamam Naciye hanım” dediği, Demir‟in “Tamam” dediği, D‟nin “Neyle ilgili görüĢcez” dediği, Demir‟in “Ya bi duruĢma e davayla ilgili görüĢcem de” dediği, D‟nin “Tamam tamam” dediği, 14.01.2013 günü saat 11:42‟ de Ģüpheli Ebru Timtik ile Av. N.D. arasında yapılan görüĢmede özetle; Demir‟in “Alo he merhabalar Necati bey ee avukat Naciye ben e Ģimdi ben servise biniyorum baroda siz Çağlayan da mısınız” dediği, D‟nin “Yok geçicem 1 1 saate geçicem” dediği, Demir‟in “Tamam kaç gibi geçersin” dediği, D‟nin “Öğle sonrası 1:30 gibi orda olurum” dediği, Demir‟in “He ya bide sizden biĢey rica etsem Zeycan hanımda geçen sormuĢtu zaten bi evraklar vardı ya sizde geçen girdiğiniz soruĢturmayla ilgili” dediği, D‟nin “Siz hangi Ģüpheliye giriceniz” dediği, Demir‟in “Ee Erkan” dediği, D‟nin “Erkan Yağantekin e” dediği, Demir‟in “He he evet evet” dediği, D‟nin “Hıı tamam” dediği, Demir‟in “E bide diğerlerini de getirebilirseniz çok sevinirim girdiğiniz diğer” dediği, D‟nin “Diğerleri yok bende” dediği, Demir‟in “Neyse bi Ģey yaparsak en azından bi onla ilgili konuĢuruz olur mu” dediği, D‟nin “Hasan beyin haberi var mı sizin ya da Erkan beyin” dediği, Demir‟in “Var var ailesiyle zaten görüĢüyoruz Ebru hanımla da siz görüĢmüĢünüz” dediği, D‟nin “Tamam” dediği, 14.01.2013 günü saat 15:01‟ de Ģüpheli Naciye Demir ile Av. N.D. arasında yapılan görüĢmede özetle; 140 Demir‟in “He geldiniz mi” dediği, D‟nin “Naciye hanım bu -3 te Ģikayet varya savcılığın” dediği, Demir‟in “-3 te misiniz he ben -1 deyim ama isterseniz geleyim ben oraya ya da siz -1 de kafeteryadayım” dediği, D‟nin “Ya bi müvekkil müvekkil var yanımda da eksi 3 te bi Ģikayette bulunucaz ...(AnlaĢılmadı)... beraber orda konuĢuruz -3 soruĢturma Ģikayet bürosu var ya” dediği, Demir‟in “Tamam tamam tamam oldu” dediği, D.‟nin “Sağda giriĢte” dediği, Ģüpheli Naciye Demir‟in soruĢturma içeriği hakkında bilgi almak amacıyla 14.01.2013 tarihinde saat: 15:05 sıralarında Çağlayan adliyesinde N.D. ile buluĢtuğu ve Erkan isimli Ģüphelinin örgüte dair beyanlarda bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla bu ifadeleri Erkan‟ın avukatından teslim aldığı anlaĢılmıĢtır. HHB VE ELĠF SULTAN KALSEN ARASINDAKĠ BAĞLANTI DHKP/C terör örgütü adına Emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmek amacıyla istihbarat toplayarak eylem hazırlığı yapan ġüpheli Ömür Altun‟un bahse konu eylemi gerçekleĢtirmesi amacıyla Elif Sultan Kalsen‟in kendisine talimat vererek eylemde kullanacağı silah ve mühimmatları temin ettiğini beyan etmiĢtir. Elif Sultan Kalsen BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturması kapsamında DHKP/C terör örgütü mensubu olmak suçundan tutuklu bulunmaktadır. DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemcisi oldukları gerekçesiyle, Ġstanbul Emniyet Müdürlüğünce basına fotoğraflarının dağıtıldığı iddiasıyla Elif Sultan Kalsen ve Harran Aydın isimli Ģahıslar 13.09.2012 tarihinde, ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde (ÇHD)Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ģüpheli Barkın Timtik himayesinde bir basın açıklaması düzenlemiĢlerdir. Düzenlenen basın açıklamasında Harran Aydın ve Elif Sultan Kalsen isimli Ģahıslar kendilerinin canlı bomba eylemcisi olmadığını, devrimci ve sosyalist oldukları ve bu doğrultuda mücadele ettikleri için emniyet tarafından hedef gösterildiklerini ve bu nedenle emniyet müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını beyan etmiĢlerdir. Elif Sultan Kalsen ve Harran Aydın isimli Ģahıslar, DHKP/C terör örgütü gençlik yapılanması içerisinde faaliyet yürüten Ģahısların katılımı ile ve HHB avukatlarından Barkın Timtik ve Günay Dağ‟ın da iĢtirak ettiği, 14.09.2012 tarihinde Çağlayan‟da bulunan Ġstanbul Adliyesinde bir basın açıklaması düzenlemiĢlerdir. Yapılan tespitler ıĢığında Elif Sultan Kalsen‟in Ömür Altun isimli Ģahsı, 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde düzenlenen “Hayata DönüĢ” operasyonları esnasında BayrampaĢa Cezaevinde görevli bulunan Emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmesi amacıyla görevlendirdiği, bu eylemde kullanacağı silah ve mühimmatları ise Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslardan temin ettirdiği, Gözaltına alınan Ģüphelilerden Hüseyin Cankut Öner ve Ömür Altun kendi özel avukatlarını talep ettikleri için, geriye kalan tek Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi olmak ve soruĢturmaya müdahil olmak amacıyla, Ģüphelinin herhangi bir talebi bulunmamasına rağmen HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in 10.01.2013 tarihinde Terörle Mücadele ġube 141 Müdürlüğüne geldiği, Erkan Yağantekin kendisini müdafi olarak kabul etmemesi üzerine ise emniyetten ayrılmayarak baro tarafından atanan avukat N.D. ile hem Ģüpheliyle görüĢmeden önce hem de Ģüpheliyle görüĢtükten sonra bir araya geldiği, Ancak soruĢturmada gizlilik kararı bulunması nedeniyle N.D.‟nin Erkan Yağantekin ile ilk görüĢmesinde soruĢturma içeriği hakkında ayrıntılı bilgi edinemediğinden, HHB avukatlarından Naciye Demir‟in Ģüphelilerin adliyeye sevk edildikleri 12.01.2013 tarihinden itibaren avukat Z.B.ġ. aracılığıyla avukat N.D.‟a ulaĢarak soruĢturma kapsamında verdikleri ifade içeriklerini öğrendiği, HHB avukatlarından Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in, Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmaksızın soruĢturmaya müdahil olarak soruĢturma içeriğinden haberdar olma çabasının Ģüpheli ve müdafi arasındaki hukuki bağdan kaynaklanmadığı, doğrudan verilen ifadelerde deĢifre olan hususlar hakkında örgüt yönetimine bilgi sağlama amacına matuf olduğu anlaĢılmıĢtır. 6. DHKP/C TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARINA ÖRGÜTSEL EĞĠTĠM VERMELERĠ Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütüne yeni katılan ya da halen örgütte bulunan Ģahıslara örgütsel eğitim verdiği ile ilgili olarak soruĢturma kapsamında birtakım bilgi ve belgelere ulaĢılmıĢtır. a) ġüpheli Günay Dağ‟ın Dev-GENÇ mensuplarına örgütsel eğitim vermesi 29-30.12.2012 günü, Ġstanbul Beyoğlu ilçesi, Mahmut ġevket PaĢa Mahallesi, Gürsel Sokak, No:15 sayılı adresteki Serhat Düğün Salonunda DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan yapılanmasında faaliyet gösteren Gençlik Federasyonu mensuplarınca “PARASIZ EĞĠTĠM KURULTAYI” gerçekleĢtirilmiĢ, Ġstanbul 2 Nolu Hakimliğinin 28.12.2012 tarih ve 2012/2094 Sor. No, 2012/3860 Teknik Takip Nolu kararına istinaden yapılan teknik araçlarla izleme iĢlemi sonucu elde edilen seslerin yapılan çözümünde, ortamda kiĢilere Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli Günay Dağ‟ın konuĢma yaptığı tespit edilmiĢtir. Günay Dağ yaptığı konuĢmada “19 Aralıkta da aynı Ģey yapılmak istendi devrimciler üzerinden tutsak devrimciler üzerinden yapılmak istendi, hayata geçirildi. Bunun bir parçası da gençlikti bu saldırının ilk önceliği bu saldırıyı göğüslemekte olan gençlik belki de en önde yer aldı DEV- GENÇ‟liler iĢte Cananlar, Zehralar özlemlerle bu saldırıya karĢılık verdi” dediği, “Cananlar, Zehralar” dediği kiĢilerin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suçundan tutuklu/hükümlü olan ve 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında 142 hayatını kaybeden Canan Kulaksız ile 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında hayatını kaybeden Zehra Kulaksız olduğu, Günay Dağ konuĢmasının devamında “Evet öyledir 19 Aralıkta da bu süreci tamamlamaya çalıĢtılar biz bu süreçte böyle bir süreçte gençliğin örgütlenmesine yeni bir süreçte yeni bir Ģekilde örgütlenmesine tanıklık ettik. Benim, ben Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiydim bu arada 2003 yılında baĢlamıĢtım bu süreçte TÖDEF‟te Gençlik Derneklerine ve sonrasında Gençlik Federasyonuna çevrilen bir süreç vardı sanırım. 2002 baĢlarında Gençlik Dernekleri kurulmaya baĢlanmıĢtı. 2003 yılında da gençlik birlik koordinasyonu adıyla bu dernekler merkezileĢtirilmeye çalıĢıldı. 2010 yılında GENÇLĠK FEDERASYONU oldu. Bu süreçte bizim en önemli gündemimiz hedefimiz gençliğin örgütlenmesiydi. Çok geniĢ bir gençlik kesimi örgütsüzdü. 19 Aralık saldırısından sonrada gençliklere çok önemli bir örgütlenme açısından gerileme yaĢanmıĢtı bunun aĢılması gerekirdi bu süreçte belki burada bir arkadaĢımız ordaydı (….) (anlaĢılmadı) öğrenci meclisi zemini vardı öncesinde bunun yarattığı bir potansiyel vardı genç potansiyel bu potansiyeli örgütlemeye çalıĢtı (….) (anlaĢılmadı) buradan dernekleĢmeye geldik yapmaya çalıĢtık. Amaç amacımız buydu bizi o dönemde dernekçilikle yasalcılıklarla eleĢtirmiĢlerdi bende çok iyi hatırlıyorum üniversiteye ilk baĢladığımda okuduğum dergiler (….) (anlaĢılmadı) dergilerdi. Dernekçi dernekçiler olarak bahsedilen birileri vardı. Ben merak ederdim. Kim bu dernekçiler? Hani bir aĢağılama bir küçümseme olarak ifade eden bir tanımlamaydı. Aslında bu daha öncelerde de yaĢanan bir tartıĢmaydı. Sanıyorum seksenlerin sonuna bu ilk dernekleĢme çalıĢmalarında Veysel abi daha iyi bilir bir kesim hep yasalcılıkla eleĢtirildi kendileri, tırnak içinde hani illegal mücadele yürütmek için. Bizleri, hani DEV- GENÇ’lileri yasalcılıkla suçlarlardı, 2004 yıllarında faĢist saldırılar Ġstanbul‟da yeniden yükseliĢe geçmiĢti Ġstanbul‟da. Bu dönemde biz arkadaĢlarımız hep o DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ coĢkusuyla ve DEVGENÇ’lilerin her zaman sahip olduğu o uzlaĢmazlıkla o kararlı MĠLĠTAN duruĢla biz sivil faĢist saldırılara karĢı durmaya çalıĢtık. Bizi yasallıkla suçlayan küçümseyenler bu mücadelede yoklardı; Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi‟nde 200 öğrenci 200 kiĢi devrimci bir kısmı örgütlü bir kısmı örgütsüz faĢistlerle sivil faĢistlerle mücadele için mücadeleye hazır ama bu bahsettiğim kesimler onlar hazır değiller ve Ģunu söylüyor söylüyorlardı biz hazır değiliz koĢullarımız uygun değil veya bizi eleĢtirerek bizim yaptığımız eylemleri eleĢtirerek biz politika yapıyoruz diyorlardı evet bizim yaptığımız politika değildi hani o cüret o uzlaĢmazlık karalılık, militanlık bunu politika olarak görmüyorlardı kendi yaptıklarını politika olarak görüyorlardı evet oda bir politikaydı ama bu önem burjuva politikasıydı bu devrimci politika olamazdı sosyalist devrimci devrimcilerin politikası olamazdı onlar da bu politikayı seçtiler bugün geldiğimiz nokta itibariyle o devrim ruhuyla devrim coĢkusuyla o inancıyla militan kararlı duruĢu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir Nurgül Acar. Evet o sürecin yarattığı devrimcilerdi, DEV-GENÇ’lilerdi. Bugün karĢımızda bu örnekler var diğer tarafta da iĢte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en dibine o çukurun en dibine doğru gidenlerde var. 143 2004 ün haziranında olması lazım GENÇLĠK FEDERASYONU adıyla merkezi düzeyde bir örgütlenmeye gidildi. 2003‟ün Mayıs ayında buna benzer bir kurultay gerçekleĢtirildi, gerçekleĢtirmiĢtik. Benim katıldığım ilk etkinlik kurultaydı. DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ duruĢumuzu sergileyerek değiĢik eylemler düzenledik kampanyalar organize ettik. Yine aynısüreçte devam eden F Tipi saldırısına karĢı tecrit politikasına karĢı devam eden Ölüm Orucu DireniĢi ile ilgili pek eylem ve etkinlik yaptık bunları organize ettik ve sonrasında aslında bir çoğunuz biliyorsunuz yakın geçmiĢe ait örnekler PARASIZ EĞĠTĠM TALEBĠ KAMPANYALARI örgütlendi. Son olarak FÜZE KALKANI DEĞĠL PARASIZ EĞĠTĠM ĠSTĠYORUZ vb. kampanyaları örgütlendi, bunların hepsinde çeĢitli bedeller ödendi. Tutsaklıklar yaĢandı. Bugün hala parasız eğitim istiyoruz dediği için anti emperyalist duruĢ sergiledikleri için antiemperyalist duruĢ sergilediği için hapishanelerde tutsak edilen DEVGENÇ‟li dostlarımız var bunları sizde tanıyorsunuz biliyorsunuz. Evet bu mücadele hala devam ediyor. Dev-Genç Geleneği Dev-Genç Ruhu Devam Ediyor Mahir’in Tanımladığı Atılgan, Dinamik Ruh Devam Ediyor Onlar Genç Gençlik Kesimleri Örgütlenmeye Bekliyor Mücadelemiz sizin mücadeleniz bundan sonra o (….) (anlaĢılmadı) yeniden ortaya çıkarmak yeniden örgütlemek DEV-GENÇ ruhuyla diyorum. TeĢekkür ediyorum (alkıĢlamalar) (slogan atılıyor) YAġASIN DEV GENÇ YAġASIN DEV GENÇLĠLER” dediği, X Erkek Ģahsın “…derneğe gelip giden insanları arayıp iĢyerlerinde rahatsız eden ya da aileleri rahatsız eden insanları teĢhir ediyorlardı fos insanlardır falan polisler” dediği, Günay Dağ‟ın “…Sizde söylediniz yani çok değiĢik yöntemleri var hepsini yapabilirsiniz teĢhir etmekte onun bir parçasıdır…” dediği görülmüĢtür. ġüpheli Günay Dağ‟ın yaptığı konuĢmada özetle kendisinin de öğrencilik yıllarında Dev-Genç eylemlerine katıldığını, o dönemde gençliğin örgütlenmesinde faal rol oynadığını, militan bir duruĢ ve hareketle Dev-Genç içinde faaliyet gösterdiğini, DHKP/C terör örgütü mensubu ve 2012 yılında 1 polisi Ģehit eden Hasan Selim Gönen‟in, GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polisi Ģehit eden Nurgül Acar‟ın ve THKP/C terör örgütü kurucusu Mahir Çayan‟ın kendilerine örnek olduğunu, Dev-Genç mücadelesinin yeniden organize edilmesi gerektiğini söylediği, ayrıca önleyici görevleri bakımından yavaĢ yavaĢ terör örgütlerinin içine çekilmeye çalıĢılan gençlerin ailelerini uyaran polislerin teĢhir edilmeleri konusunda örgütün gençlik yapılanmasına tavsiyeler verdiği anlaĢılmıĢtır. b)Güler ZERE Belgeseli DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı protesto gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde tutmak, daha yoğun olarak örgütlendiği mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu baskı ve korku ortamını sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve konularda bir takım kampanyalar düzenlemektedir. Yapılan bu kampanyalardan biri de “HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN” (Güler ZERE‟ye Özgürlük) kampanyasıdır. Güler Zere, DHKP/C terör örgütü 144 üyeliğinden ve karıĢmıĢ olduğu birçok silahlı eylemden dolayı yargılanarak ceza aldıktan sonra cezaevinde kanser hastalığına yakalandığından ötürü CumhurbaĢkanının af yetkisini kullanması ile tedavisinin yapılabilmesi için tahliye edilmiĢtir. Güler Zere tahliye edilene kadar DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde birçok eylem ve izinsiz gösteri düzenlenmiĢtir. Ayrıca DHKP/C terör örgütü basın organlarınca da Güler Zere ile ilgili birçok haber yapılmıĢtır. HHB Avukatı Oya Aslan tarafından Güler Zere cezaevinden tahliyesi sonrası öldükten sonra bir belgesel hazırlanmıĢtır. Yönetmenliğini ve kurgusunu Ģüpheli Oya Aslan‟ın yaptığı “Damında ġahan Güler ZERE” isimli DHKP/C Terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin kanser olduktan sonraki süreci konu alan bu belgeselin; DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen ve örgütün demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” kampanyası kapsamında yapıldığı, Terör örgütü üyesi olup hüküm giyen kiĢilerin halkın nazarında mağdur ve suçsuz gösterildiği, Devletin insanlara iĢkence yapan, tecrit uygulayan ve hapishanelerde imha eden bir yapı gibi gösterilerek insanların devlet erkine karĢı alenen tahrik edildiği, Belgeselin hazırlık çekimlerinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın 12.06.2012 günü saat 22.40 sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılar bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan ve Sarıyer‟de bir polis memurunun silahla yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟i yardımcı olarak kullandığı, Belgesel baĢlangıcında Kandıra Ceza Ġnfaz Kurumunda hükümlü bulunan DHKP/C Terör örgütü yöneticilerinden ve halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiir‟e yer verildiği ve belgeselde söz alan kiĢilerin örgütün amaç ve stratejileri çerçevesinde konuĢma yaptıkları, Belgeselde konuĢmacı olarak yer alan Ģahıslardan birinin Yunanistan‟da eğitim aldıktan sonra 23 Aralık 2012 tarihinde Adana ilinde bulunan bir Polis Merkezine canlı bomba olarak saldırmaya hazırlanırken güvenlik güçlerimizce yakalanan DHKP/C SPB mensubu ġemsettin Kalkan olduğu, DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in Güler Zere‟nin cezaevinden tahliye edilmesi ile ilgili yapılan gösterilerde yer alması ve hastanede tedavisi devam ettiği esnada hastanede örgüt adına nöbet bekleyen kiĢilerden olması nedeniyle belgeselde söz aldığı, Belgeselin yurt içi ve yurt dıĢında birçok gösteriminin yapıldığı, yapılan gösterimlerle alakalı olarak DHKP/C terör örgütü yayın organlarından www.halkinsesi.tv, www.yuruyus.com ve YürüyüĢ Dergisi isimli yayın organlarında birçok habere yer verildiği, 145 Gösterimlerin Halk Cephesi, TAYAD ve Temel Haklar Derneği vb. gibi DHKP/C terör örgütü kurumlarının organizesinde gerçekleĢtiği, Gösterimi yapılan belgeselin sonunda insanların devlet erkine karĢı alenen tahrik edildiklerine dair DHKP/C terör örgütünün yayın organlarında “…1 saat süren Güler Zere belgeselinin ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek çıktılar…”Ģeklinde haberlere yer verildiği, Dolayısıyla söz konusu belgeselin örgütsel amaçla hazırlandığı, örgüt yapılanmaları tarafından çeĢitli yerlerde bu belgeselin gösterimlerinin yapıldığı, belgesel içeriğinde örgüt mensuplarının propagandalarının yapıldığı tespit edilmiĢtir. 7. ĠFADE BEYANLARI a) Gizli Tanık Beyanları 2012/2 kod adlı gizli tanığın 22.10.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Örgütün Türkiye‟de faaliyet yürüten yapılanmaları: Örgütün legal görümlü yapılanmaları Halk Cephesi, Tayad, Halkın Hukuk Bürosu, YürüyüĢ Dergisi…. Bunlar DHKP/C‟ nin amacı doğrultusunda faaliyet yapmaktadırlar. Halkın Hukuk Bürosu tamamen DHKP/C tarafından kurulmuĢtur. Amacı üyelere bünyesindeki avukatlarını sevk etmektedir. Bu Ģekilde yakalanan kiĢinin konuĢması ve eylemlerin deĢifre edilmesi engellenir. Bu avukatlar örgüt üyeleri tarafından da bilindiği için bunlar gelince yakalanan kiĢi susar. Bir örgüt mensubu gözaltına alınırsa Mahalle Sorumlusu Olayı Halkın Hukuk Bürosuna aktarır. Olayı öğrenen avukat yakalanan kiĢinin haberi olmadan emniyete gider bazen ailelerde ikna edilir ve birlikte gidilir. Ayrıca örgütsel toplantılarda örgüt üyelerine gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosundan avukat isteneceği talimatı verilir. Bu avukatlar cezası kesinleĢen kiĢilere bilgi vermekte bunların illegal alana geçmesi için yönlendirmektedirler. Benim bildiğim kadarıyla örgütün cezaevindeki üyelerle iletiĢimi, avukatlar aracılığı ile yapılıyor. Yine avukatlar piĢman olarak örgüt hakkında ifade veren kiĢilerin isimlerini adliyeden öğrenip örgüte bildirirler. …DHKP/C örgütü cezaevlerinde de aktif olarak faaliyet yürütür özelikle tutuklu ve hükümlülerin örgütten kopmasını engellemek için Tayad ve avukatlar vasıtasıyla faaliyetler yönetilir. Örgüt avukatları sürekli olarak cezaevinde örgüt üyeleri ile görüĢür. Cezaevinde bulunan kiĢilere yapılacak görüĢmeleri örgütün üst düzey sorumluları belirler. GörüĢme yapacak kiĢiye örgüt içerisinde görüĢçü denir. Hükümlünün ailesi dıĢında kalan görüĢçüleri örgüt belirler...”Ģeklinde beyanda bulunduğu, 146 Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Bu hukuk bürosu tamamen DHKP/C terör örgütü tarafından kurulmuĢ, örgüt tarafından yönlendirilen bir Hukuk Bürosudur. Temel amacı örgüt adına faaliyet gösterip yakalanan ve gözaltına alınan Ģahıslar için bünyesindeki avukatları sevk etmektir. Böylece yakalanan Ģahsın konuĢarak örgüt yapılanmasını ve bölgede örgüt adına faaliyet yürüten diğer Ģahısları deĢifre etmesi engellenir. Zaten bu avukatlar, örgüt lehine yapılan eylemlere de katıldıkları için; herkes tarafından özellikle de eylemden dolayı gözaltına alınan Ģahıslar tarafından tanınıyor bu nedenle bu avukatlar geldiklerinde zaten gözaltındaki Ģahıs konuĢacaksa da susuyor. Halkın Hukuk Bürosu, örgüt lehine yapılan eylemler nedeni ile gözaltına alınan Ģahıs ya da Ģahıslar olduğunda Ģu Ģekilde devreye girmektedir. Gözaltının olduğu mahallede; örgütün mahalle sorumluları veya mensupları direk olarak olayı ve yakalanan örgüt mensuplarının isimlerini hızla Halkın Hukuk Bürosuna telefonla aktarmaktadır. Halkın Hukuk Bürosu ise aslında özel avukat olmamalarına rağmen, Emniyet Birimlerine gelerek Özel Avukat olarak kendilerini gösteriyorlar. Bu konuda gerekirse aileler de ikna edilerek emniyete birlikte gelinmektedir. Zaten; mahallede yapılan örgütsel toplantılarda bu konuda örgüt mensuplarına; gözaltı durumunda Halkın Hukuk Bürosu‟ndan, özel avukat isteneceği Ģeklinde talimat verilmektedir. Bu büro örgütün kurmuĢ olduğu bir büro olup; bünyesinde örgüt adına faaliyet gösteren Ģahısları sıralayacak olursam: -Taylan Tanay: Büro içindeki en aktif ve etkin avukattır. -Ebru Timtik: Büro avukatı. -Barkın Timtik: Büro avukatı. -Güray Dağ: Büro avukatı. -Oya Aslan: Büro avukatı. -Naciye Demir: Büro avukatı. -ġükriye Erdem: Büro avukatı. ġu an isimlerini hatırlayabildiğim Ģahıslardır. Ayrıca aranması veya kesilmiĢ cezası olan Ģahıslara bilgi vermekte ve bu Ģahısların illegal alana geçiĢ yapmalarına yardımcı olmaktadırlar. Bir hukuk adamı nasıl olur da kan döken, can yakan, ülkede kargaĢa çıkaran bir terör örgütünün avukatlığını üstlenebilir? Terör örgütünün avukatlığını açıktan yapar da piĢkin piĢkin sokakta gezebilir? …Terör örgütlerinde devamlılığı sağlayan en büyük kaynak avukatlar çetesidir…” ġeklinde beyanlarda bulunduğu, Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Türkiye'de DHKP/C örgütünün talimatları ve etkisi ile faaliyet yürüten yapılanmalar Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu (HHB)… HHB (HALKIN HUKUK BUROSU); 147 DHKP/C terör örgütü içerisinde bulunduğu faaliyetlerden dolayı gözaltına alman Ģahısların müdafiliğine bu hukuk bürosu bakar. Bu büro direk terör örgütünün talimatıyla kurulmuĢtur. Orada bulunan avukatlar örgütün onayı dıĢında hareket edemezler. Burada çalıĢan avukatların örgütün yurtdıĢı kadrosuyla ile irtibatlı olduklarını ve iletiĢimi sağladıklarını biliyorum. Hakkında örgüt suçundan araması olanları ya da hakkında yakalama kararı olanları yurtdıĢına bildirerek illegal alana geçmelerine yardımcı olduklarını da biliyorum. DHKP/C örgütü mensubu Ģahısların gözaltına alınmaları halinde savcılık ve mahkeme aĢamalarında müdafi olarak bulunmaya çalıĢırlar. Amaçları Ģüphelinin örgütün sırlarını deĢifre etmesini engellemektir. Cezaevlerinde bulunan örgütün üst düzey yöneticileri ve örgüt mensuplarıyla avukatlık adı altında görüĢtüklerinden dolayı özellikle örgütün cezaevlerine yönelik verdiği talimatlar avukatlar ile cezaevlerine ulaĢtırılır. Ġçeriden iletilecek hususlarda yine avukatlar aracılıyla örgüt yönetimine iletilir. Böylelikle örgüt cezaevlerini avukatlar aracılıyla yönetir. Bu avukatlar gözaltına alınan örgüt mensupları ifade vermemeleri için örgütsel tavır sergilemelerini, bu doğrultuda polise karĢı, gözaltının her aĢamasında direnmeleri talimatlarını verir. Hiçbir evraka imza atmamalarını, kimlik göstermemelerini söylerler. Böylece ifade verecek Ģahıslar psikolojik baskı altında kalarak bundan vazgeçerler. Bunun yanında kamplarda derneklerde vb. yerlerde yapılan eğitim çalıĢmalarında bununla ilgili avukatlardan gelen bilgi ve talimatlar ders olarak iĢlenir. Ayrıca gözaltında bulunan Ģahısların dosyalarını avukatlar incelediğinde ilk olarak gözaltına alınan Ģahsın direnip direnmediğine tutanaklardan bakar. Direnen örgüt mensuplarına övgüler yağdırır, direnmeyenlere ise bu aĢamalardan sonra yapılacak tüm iĢlemlere yukarıda saymıĢ olduğum tavırları takınmaları talimatlarını verir. Karakollarca gözaltına alınıp ifade veren örgüt mensuplarının anında gözaltında ifadesini geri çektirirler. PiĢman olarak örgüt hakkında ifade veren örgüt mensuplarını isimlerini adliyelerden öğrenerek örgüte bildirirler. Böylece örgüt yöneticileri ifade vereni bularak önce cezalandırıp daha sonrada Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile adliyelere göndererek ifadesini geri almalarını sağlarlar. Avukat olmaları sebebiyle tüm ortamlara (karakollara, devlet kurumlarına (vb.) rahat girip çıktıklarından dolayı eylem yapılacak yerlerin istihbaratları daha çok avukatlar aracılığı ile gelir. Avukatlar çıkardıkları istihbaratları örgütün üst düzey yöneticilerine iletir. Onlarda bu bilgileri eylem yapacak örgüt mensuplarına kuryeler aracılığı ile ileterek kolay eylem yapılmasın sağlarlar.” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu, Gizli Tanık “Dilovası”nın 17.05.2008 günü kamuoyunda Ergenekon Terör Örgütü davası olarak bilinen dava kapsamında Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2012 tarihli 220. Celsesinde yapılan sorgusunda Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; „‟…Behiç AĢçı‟nın örgütün avukatlarından biri olduğunu, Örgütün çeĢitli alanlarda faaliyetleri olduğunu, tutuklu aileleri, öğrenci dernekleri, mali dernekler ya da tutuklularla ilgili olan bölümlerin olduğunu, Behiç AĢçı‟nın da tutuklularla ilgili bölümün avukatlarından bir tanesi olduğunu, Halkın Hukuk Bürosu‟nun örgütün elemanlarının davalarına bakan 148 örgüt bağlantılı avukatlardan oluĢan bir avukatlık bürosu olduğunu…” görülmüĢtür. beyan ettiği Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde BaĢsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Dursun KARATAġ‟ın firarını örgütleyen kiĢi derin devletle iliĢkisi net olarak ortaya çıkan Niyazi AYDIN ve onun altındaki Mete Nezihi ALTINAY‟dır. Zerrin SARI, Fethiye PEKġEN, Ulutan GÜN isimli avukatlar üzerinden bu firar örgütlendi. Avukat görüĢmesi sırasında askerlerin bilgisi ve onayı ile Dursun KarataĢ ve Bedri Yağan‟a avukat cübbesi giydirilerek kapıdan çıkarıldılar. Bu firar derin devletin organizesidir, Astsubay Muzaffer Mehmetçikler‟in kardeĢinin desteği vardır. Firar sonrası Bedri Yağan ayrı bir yere Dursun KarataĢ ise Niyazi Aydın tarafından güvenlikli olarak kabul edilen BeĢiktaĢ‟ta bir eve yerleĢtirildi. Firarı örgütleyen avukatların baĢındaki Ulutan GÜN Halkın Hukuk Bürosu sorumlusuydu. Sonrasında ortaya çıkan bir gerçek, Devrimci Sol, Dursun KarataĢ ve 90‟lı yılları daha iyi anlamamız için turnusol kâğıdıdır. Dursun KarataĢ‟ın firarını örgütleyen Ulutan Gün‟ün örgüte yönelik yapılan bir operasyonda iĢbirlikçi olduğuna dair izler ortaya çıkınca görüĢülmek üzere çağrıldı, sorgulanacağını anlayarak yurtdıĢına kaçtı. …DHKP/C, legal örgütlenmeyi, illegaliteyi temel almak koĢuluyla birbirini tamamlayan bir bütün olarak ele alır. Legal alanda çalıĢmayı, sübjektif bir tercih değil sınıflar mücadelesinin objektif bir zorunluluğu olarak kabul eder. Bu anlayıĢ çerçevesinde legal platformu değerlendirir, kitle bağlarının oluĢumu ve geliĢmesinde doğrudan iletiĢim biçimi olması sebebiyle devrimci ajitasyon ve propagandanın yaygınlaĢması ve etkinleĢmesinde önemli bir bağ olarak görür. Örgütün silahlı-bombalı eylemleri için ihtiyacı olan istihbaratlar genelde SPB elemanları tarafından yürütülse de asıl kaynak legal uzantılardadır. Legal unsurlardan alınan bilgiler eylemlerin büyük çoğunluğunu oluĢturur. Bu noktada Devrimci Memur Hareketi, Devrimci ĠĢçi Hareketi ve Halkın Hukuk Bürosu Avukatları büyük öneme sahiptir. Kritik hedeflere ancak özel iliĢkilerle ulaĢılır. …Halkın Hukuk Bürosu; HHB, DHKP/C terör örgütünün hukuk birimidir, kendi içinde bir komitesi vardır. Örgütün talimatıyla kurulmuĢ ve örgütün talimatıyla hareket etmektedir. Burada görev yapan avukatlar CEPHE üyesidir. Yani örgüt isterse bu avukatlara dergi de dağıttırabilir, silahlı eylem de yaptırabilir. Parti ile farklı bir iletiĢimi ve iliĢkisi vardır. Sürekli üst düzeylerle konuĢurlar. Halkın Hukuk Bürosu avukatları DHKP/C davasından gözaltına alınan kiĢilere hukuki yardımda bulunuyorlarmıĢ gibi gözükseler de aslında tek amaçları yapılan operasyonların örgüte daha fazla zarar vermesinin önüne geçmektir. Bireyler değil örgüt esastır. Hukuki olarak yapılacak savunma yerine hak ihlalleri üzerinden davayı sulandırmaya çalıĢırlar. Cezaevlerinin yurtdıĢıyla yada örgüt yöneticileriyle irtibatını avukatlar sağlar, koordine ederler. Cezaevleri avukatların kuryeliği ile yönetilir. Avukatlar aynı zamanda kritik hedefler için iyi bir istihbarat elemanıdırlar. Dava dosyalarından hedef olan kiĢilerin adres bilgilerine ulaĢır ve örgüte iletirler. Halkın Hukuk Bürosu‟na bir avukat örgütün onayıyla 149 girer yine ancak örgütün onayıyla çıkabilir. HHB avukatlarına DHKP/C örgütünün çıkarları dıĢında hiçbir Ģeyi düĢünmemeleri söylenir. Bütün sol örgütlerde olduğu gibi Devrimci Sol ve devamında DHKP/C örgütünde de avukatlar ayrı bir öneme sahip olmuĢlardır. HHB avukatları kendiliğindenci yada sıradan devrimci kiĢiler değillerdir. Bizzat örgütsel faaliyetler içinde avukatlık yapmıĢlardır. Silahlı eylem yapan kiĢinin eylemselliği nasıl ki kendi bireysel öc alma Ģeklinde değilse HHB avukatlarının iĢleri de Ģahsi değil, örgütseldir. Kendi içlerinde komite ile yönetilen, sorumluları olan, cezalandırma yada ödüllendirmeleri olan, harcadıkları para kullandıkları yerlerin kiraları yada büro harcamaları bizzat örgütsel iliĢki içerisinde finansa edilmekte ve örgüte raporlanmaktadır. Bu örgütlenmenin dıĢındaki avukatlarda olduğu gibi bir yaĢamları yoktur, kiĢisel ve aile yaĢantısı içerisine giremezler. Duygusal bağlar kuran birçok avukat cezalandırılmıĢlardır, bu da örgüt hiyerarĢisi içinde bulunma zorunluluklarını gösterir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlığını yapan birisi örgütün iradesine tabi olmak zorundadır. 1979‟dan beri Hukuk komitesi altında bir örgütlenme vardır. 12 Eylül yargılamalarında örgütsel düzlemde devam eden, 1980 döneminde örgütün avukatlığını yapan kiĢi Nebi BARLAS‟tır. Devrimci Sol ana davasının avukatı olan Nebi Barlas darbeci subaylardandır ve 27 Mayıs‟ın içindedir. Nebi Barlas hukuk komitesinin baĢındaydı ve kendi bürosu örgütün üssü haline gelmiĢti. Bugünden bakıldığında Ergenekon avukatlığı yapan Ali Rıza DĠZDAR‟da Devrimci Sol‟un avukatlarındandı, Zerrin Sarı onun yanında staj yaptı. Nebi Barlas örgütle yolları ayrılınca onda bulunan Dursun KarataĢ‟ın bütün örgütsel yapıyı sorumlularıyla birlikte deĢifre ettiği ifadesinin de içinde bulunduğu mahkeme dosyaları istendi, vermeyince ofisi kundaklandı. Örgüte vereceği zararı engellemek için korkutmak maksadıyla Nebi Barlas‟ın ofisi kundaklanmıĢtır. Avukatlar içerisinde üst düzey sorumluluklar yapanlar olduğu gibi silahlı çatıĢmaya girenler de oldu. Fuat Erdoğan BeĢiktaĢ‟ta vuruldu. O örgüt yöneticisi idi. Fuat Erdoğan Ankara‟da Devrimci Sol illegal faaliyetler içinde bulundu, Ġstanbul‟da Devrimci Sol merkez komitesinin geldiği yerlerin kurumlaĢmasını yaptı, deĢifre olup açığa çıkınca HHB içine gönderilerek avukatlık faaliyetleri içine sokuldu. Ana dava yargılanmasını takip ederken savunma yapmak için değil Dursun KarataĢ‟la özel görüĢmeler yapmak için geliyordu, merkezi kuryeydi. Silahlı eylem faaliyetinde görevlendirilerek bir iliĢki içine sokuldu, BeĢiktaĢ‟ta Arzum kafede çatıĢmada öldü. O yıllarda Merkez Komite düzeyinde olan örgüt yöneticileri avukatlık ofisinde toplanarak her türlü eylemler için kararlar alınıyordu. HHB avukatları örgütün onayı olmadan duygusal iliĢkiye bile giremezler. HHB avukatlarından Av.Esin Fatma KULAÇ mahkemelerde örgütün sözcülüğünü yapan Sabri TEMEL‟le örgütten habersiz duygusal iliĢkiye girdiği için cezalandırılmıĢlar ve örgütten uzaklaĢtırılmıĢlardır. Cezalandırmada her ikisi de paylarını almıĢlardır çünkü ikisi de örgüt üyesidirler. HHB avukatı Esin Fatma Kulaç örgüt mensubu olmasa örgüt tarafından cezalandırılamazdı. Avukatların dıĢarısıyla cezaevleri arasında kuryelik faaliyetinde bulunduklarına dair kesinleĢen ilk ceza hatırladığım kadarıyla Av.Fethiye PekĢen‟indir, Buca cezaevine ilettiği not 150 ele geçmiĢti. Fethiye PekĢen yakalandığında verdiği ifadeyle HHB‟nin nasıl kurulduğunu deĢifre etmiĢti. Mete Nezihi Altınay‟ın talimatıyla HHB içinde görev aldığı ve Hukuk komitesi oluĢturdukları açığa çıktı. Fethiye PekĢen, örgütün merkezi haberleĢme ve koordinasyonunu sağladıklarını, cezaevleriyle dıĢarı arasında kuryelik yaptıklarını açıkça belirttiği ve HHB‟nin örgütün birimi olduğunu deĢifre ettiği için örgütsel sorgulamadan geçti. Avukatların yönetici olabileceğine dair en güzel örnek Zerrin SARI‟dır. Bugün DHKP/C örgütünün en üst yöneticilerinden biridir, HHB içinden yükseldi. Ahmet Düzgün Yüksel bir avukattı. Bedii Yarayıcı örgütü bıraktı bir yönetici ve avukattı. Taylan TANAY‟da örgüt yöneticilerindendir, Behiç AġÇI‟da örgüt yöneticilerindendir. Taylan, Behiç‟i sevmez yeteneksiz bulur, fakat Behiç ölüm orucuna girince saygı göstermek zorunda kalmıĢtır. Örgüt yoz iliĢkilere taviz vermez gibi gözükse de ihtiyaç duyduğu ve sürece uygun kullandığı kiĢilerin tutarsızlıklarını açığa çıkmadıkça kapatır. Mesela eğer ahlaksızlıktan biri atılacaksa bu Taylan Tanay‟dır ancak onun ahlaksızlıklarına takıldıklarını pek sanmıyorum. Halkın Hukuk Bürosu‟ndaki kızlardan 1-2 si bunu dile getirdi, barodan birileriyle iliĢkisi varmıĢ. O iliĢki kurduğu bayanlardan biri Oya ASLAN‟a durumu anlatıyor, açılıyor Oya‟ya, ancak bunun üstü kapatılıyor. Bu dönemde örgüt Oya ASLAN‟ı öne çıkardı, Taylan TANAY geriye çekildi. ġimdi tekrar Taylan TANAY öne çıkarıldı. Bu süreçte Taylan Tanay uç… dü… olarak kodlanmıĢtı. Sonrasında gazetede otel odasında yakalandığı yazıldı, ben bu duruma hiç ĢaĢırmadım. Gözaltına alınırken hoplayıp/zıplamasının, tekme sallamasının tek sebebi uçkurundan yakalanmıĢ olmanın önüne geçmek için kahraman görüntüsü vermeye çalıĢmasındandır. 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S…. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. Avukatların cezaevlerindeki örgütsel fonksiyonlarını görmek adına verilecek en somut örnek Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt tarafından sorgulanma sürecidir. Cezaevlerinde örgütsel sorgulamalar geçmiĢten beri yapılır, yatak hapsine alınan, arkadaĢlarıyla sosyal yaĢamı sınırlandırılan, tecrit edilen, iĢbirlikçiliği netleĢtirilenlerin öldürülerek infaz edildiği, netleĢtirilemeyenlerin ağır sorgu ve iĢkencelerden geçirilerek sıradan insan konumuna getirilip her kesin gözü önünde aĢağılandığı süreçler yaĢanmıĢtır. Asuman tutuklandıktan bir hafta 10 gün sonra örgüt ona Taylan TANAY‟ı avukat yaptı. Taylan Tanay cezaevine gelir gelmez “seninle bir tartıĢma sürecine gireceğiz” diyor. Taylan TANAY “örgütün parasıyla ev aldığını” söylüyor Asuman‟a. Bunun avukatlıkla bir ilgisi var mı? Örgüt adına sorgulamayı Taylan Tanay yapıyor, “sen kendini yakalatmıĢsın” “neden yanında silah yoktu” “neden çatıĢmaya girmedin” Ģeklinde sorgulamaya devam ediyor. Bu soruları Taylan TANAY 151 soruyor ama aslında yurtdıĢından geliyor. Asuman yakalandığında üzerinde BaĢbakanın evinin krokisi ele geçmiĢti, cezaevinde Taylan Tanay “böyle bir kroki nereden çıktı” “sana böyle bir Ģey gelmiĢ ama sen bizden saklamıĢsın” diye örgütün suçlamasını yöneltiyor. Örgütün böyle bir istihbarat çalıĢmasından bilgisi yok iĢin ilginci Asuman‟ın da bilgisi yok. Kroki örgüte ait değil. Taylan TANAY cezaevine her geliĢinde sorması için örgütün eline verdiği bilgisayar çıktısı dökümanla geliyor. Soruları okuyor ancak bir seferinde Asuman okuduğundan anlamıyorum diyerek kağıdı almıĢ elinden ve ben kendim okurum ve cevap veririm sana ihtiyacım yok demiĢ. TartıĢma uzayınca ve hakarete dönüĢünce de mesela kaynanasına sözlü tacizde bulunulmuĢ, Asuman “sizinle tüm iliĢkilerimi kesiyorum” diyerek yolunu ayırıyor. Bir süre cezaevinde tecritte tutuluyor, tekrar geri döndürülebilir mi diye Ümit ĠLTER cezaevinden mektup yazıyor, geri dönmeyince “sen gitmedin biz seni attık” diyorlar. Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını yapan kiĢi Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur. Avukatlar dosyalara hakimiyeti dolayısıyla kadrolaĢmayı takip eder, cezaevlerinde kimlerin geliĢme gösterdiğine, kimlerin örgütsel çizgiden uzaklaĢtığına bakarlar. Cezaevlerini yönlendirir, değerlendirmesini alırlar. Her cezaevinde bulunan komitelerle haberleĢir, haber taĢırlar. Avukatlar gözaltına alınan kiĢiler hakkında hemen haber alırlar, mutlaka gözaltındaki kiĢinin avukatlığını almak isterler çünkü amaçları ifade vermesinin önüne geçmektir. Yakalanan kiĢinin tutuklanması ya da serbest kalması ikincil öneme sahiptir asıl amaç örgüte yapılan operasyonun önünü kesmektir. Ġfade vermiĢ kiĢilerin ifadesini geri alması için derhal baskı kurarlar. Kitlesel eylemlere avukatların katılımı ya da ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin teslim alımı ve sonrasındaki törenlere katılım gösterilmesi, örgütün güçlü olduğunu göstermek içindir. Yapılan operasyonlardan hızlı bir Ģekilde bilgi sahibi olurlar, nasıl bu Ģekilde hızlı haber alırlar dolayısıyla hızlı bir Ģekilde de yukarıya bildirirler. Avukatlar genel olarak örgütün diğer birimlerinin yaptığı gösteri ve basın açıklamasına gelirler. Fakat buraya basın açıklamasına katılım için gelmezler. Genelde grubun içerisinde bulunmamaya çalıĢırlar. Herkesle konuĢmazlar, bazen sorumlu kiĢiler ile görüĢüp, grubu yönlendirirler. Amaçları diğer örgüt mensupları üzerinde güven oluĢturmak ve “avukatlarımız da burada bize kimse bir Ģey yapamaz” mesajını vermektir. Avukatlar örgütün kampları baĢta olmak üzere diğer yerlerde eğitim çalıĢmaları da verirler. Burada özellikle gençlere gözaltına alınmaları durumunda neler yapacakları gibi hususlarda talimat verirler. Bunun yanı sıra diğer örgütsel konularda da anlatımlarda bulunurlar. Avukatlar ile daha önce görüĢen gençler tabi ki gözaltına alınınca yanında bu avukatı görür, bazen korkar bazen de gerçekten güven hisseder ve avukat ne derse onu yapar. Örgütün bir kurumunda polis tarafından arama yapılacaksa ya da gözaltına biri alınmıĢsa hemen örgütün mahalli alan sorumlusu ya da kurum sorumlusu tarafından avukatlar aranarak bilgi sahibi olması sağlanır. Bu haberi alan avukatta doğrudan arama yerine ya da emniyete gözaltı görüĢmesine gider. 152 Avukatlar silahlı bombalı eylemler içerisinde yer alan kiĢilerin cenazeleri, hastane iĢlemleri baĢta olmak üzere ilgilenirler. Avukatlık mesleğinin kendilerine sağladığı ayrıcalıklardan yararlanarak gözaltı, cezaevi görüĢmeleri gibi örgüte yardımcı olurlar. Avukatların örgütteki gençler ve diğer kiĢiler üzerinde tahmin edemeyeceğiniz derecede ağırlığı vardır. Bunu da örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanmaktadırlar. Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı oldukları için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor. Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor… Ölüm orucu eylemine baĢlama kararını cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler aldı Ģeklinde bilinse de bu tamamen yurtdıĢının verdiği bir karardı. Cezaevlerindekiler bu karara talip oldular. Sonuçta örgüt yönetimi bir çıkmaza düĢmüĢken beklenmedik bir Ģekilde, birden ölüm orucu eylemi sonlandırıldı. Kimlerin ölüm orucuna yatacağına karar vermede Avukatların bir etkileri olmasa da örgütün belirlediği takvimi iĢletmede avukatlar köprü olmuĢlardır. Cezaevlerine gelen talimatlar avukatlar kanalıyla gelir. Mesela, Selma KUBAT‟ın kendisini cezaevinde yakacağı haberi avukatların aracılığıyla geldi. Selma KUBAT kendisini cezaevinde yaktı ve öldü. Selma KUBAT‟ın ölüm haberini getirenler Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıydı. Bırakın kiĢiye hukuki yardımda bulunmayı, en temel insan hakkı olan yaĢam hakkının sonlandırılması avukatlar aracılığıyla yapılmıĢtır. Selma KUBAT, avukatların kendisine getirdiği talimat üzerine bir müddet sonra kendisini yaktı. …Kamile KAYIR(Son süreçte DHKP/C Türkiye komitesi içerisinde bulunmaktaydı, Avukat örgütlenmesinde her dönem mutlaka bir sivil yani avukat olmayan kiĢi sorumluluk yapmıĢtır, Kamile HHB sorumlusu olarak avukatlık bürosunda yakalandı. Kamile Kayır‟ın Halkın Hukuk Bürosunda yakalanmıĢ olması bile baĢlı baĢına bu büronun örgüte ait olduğunu göstermek için yeterlidir)…”Ģeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. b) ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları Fikret Karaçay isimli Ģahsın 17.01.2007 tarihinde Ģüpheli olarak alınan ifadesinde; “YasadıĢı DHKP/C terör örgütü 1994 yılı Mart ayında Suriye Devleti ġam Ģehrinde toplanan parti kongresinde alınan karar doğrultusunda daha önceki adı olan DEV SOL (Devrimci SOL) örgütü DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi) olarak oluĢturularak, örgütün genel sekreteri Dayı (K) Dursun KARATAġ‟dır. Genel sekreterlikten sonra Genel komite sonra Merkez komite gelir, bu komitelerde bildiğim kadarı ile Musa-AbiMustafa-Komutan (K) Arslan Tayfun ÖZKÖK, Malik (K) Faruk ERENER, Belçika devletinde 1999 yılında Fehriye ERDAL ile birlikte yakalanan Avukat Zerrin SARI isimli örgüt mensuplarını biliyorum, bunların dıĢında baĢka kimlerin olduğunu biliyorum. Anlattığım bu 153 komitelere bağlı bölge komiteleri vardır, bu bölgeler bildiğim kadarı ile (6) bölge ayrılmıĢtır, bunlar Akdeniz, Marmara, Ege, Karadeniz, Ġç Anadolu Kürdistan Bölgeleridir. Bu bölgelere bağlı Ġl komiteleri, Ġlçe komiteleri, Mahalle komiteleri ve hücreleri her bölge il ve ilçelerin birer sorumlusu vardır, mahallelerde ise komiteler Ģeklinde örgütlenirler.Komitelere bağlı olarak faaliyet gösteren hücreler 3‟lü sisteme göre çalıĢırlar. Legal alanda ise TEMEL HAKLAR DERNEĞĠ, HÖC (HALKLAR ÖZGÜRLÜKLER CEPHESĠ), YÜRÜYÜġ DERGĠSĠ, HALKIN HUKUK BÜROSU, DMH (DEVRĠMCĠ MEMUR HAREKETĠ), DĠH (DEVRĠMCĠ ĠġÇĠ HAREKETĠ), TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA DERNEĞĠ), bu yapılanmalar vardır. Bu yapılanmalar aracılığı ile örgüte eleman kazandırma faaliyetleri devam etmektedir, örgüte eleman ilk baĢta bu legal alanda faaliyet kurum veya kuruluĢlar aracılığı ile gelen Ģahıslara örgütsel bilgiler verilerek örgütün amaç ve stratejisi anlatılır, daha sonra basın açıklamaları, yazılama, korsan gösteri gibi eylemlere giriĢi sağlanarak örgüte kazandırılır, örgüte kazandırıldıktan sonra kazanılan örgüt mensubu illegaliteye alınarak faaliyetlerine devam ettirilir.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Anıl Osman Çelik‟in 30.10.2009 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Türkiye‟de DHKP/C Örgütünün Güdümünde Kurulan Yapılanmalar Arasında; …HHB (Halkın Hukuk Bürosu) bulunmaktadır. Bu kurumlar her ne kadar legal gibi görünse de tamamen DHKP/C örgütünün amacı doğrultusunda faaliyet yürütmektedirler. Bu kurumlar sayesinde eleman kazanma faaliyetleri yürütülür, gelir elde edilir ve örgütün propagandası yapılır.” “Halkın Hukuk Bürosunun genel amacı örgüt adına eylem ve faaliyetlerinden dolayı yakalanan veya tutuklanan kiĢileri savunmak ve gözaltına alınan insanların kesinlikle konuĢmamalarını (susma haklarını kullanmalarını), açlık grevi yapmalarını, herhangi bir baro‟dan avukat kabul etmemelerini sağlamaktır. Biz grup olarak Erzurum‟da 70 kiĢi gözaltına alındığımızda Av. Oya Aslan bizim bulunduğumuz yere geldi ve bize örgütün avukatı olduğunu söyledi ve susma hakkımızı kullanmamız ve dıĢarıdan her hangi bir yiyecek almamamız konusunda talimat verdi. Sarıgazi Özgürlükler Derneği yöneticilerinden Elif Kaya bize gözaltı süresince HHB‟den baĢka avukat kabul etmememizi ve HHB‟nin örgüt tarafından kurulduğunu ve örgütün bir kurumu olduğunu söyledi. HHB‟den Oya Aslan, Güray Dağ, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı, Süleyman ġensoy, Serhan Arıkanoğlu Ve Taylan Tanay isimli avukatları tanıyorum. Adli Tıp‟ın karĢısına Güler Zere ile ilgili pankart asmıĢtık, pankartı indirmeye gelen polislerle tartıĢan Ali Koyupinar Avukat Taylan Tanay‟ı telefonla arayarak durumu bildirdi. Taylan Tanay‟ın kendisine direnin ama gözaltına alınmayın Ģeklinde talimat verdiğini söyledi...” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu, Aziz ErmiĢ‟in 22.03.2010 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Türkiye‟de DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten kurum ve yapılar Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu… Bu hukuk bürosunda bulunan avukatlar insanları içeriden 154 almak için değil içeriye göndermek için vardır. Zamanında bana da mahkemeye çıkınca örgütü savun demiĢlerdi ama ben kabul etmeyince aramız bozulmuĢtu. Bugün de aynı Ģeyi yapmaktalar. Ġfade verecek insan bile bunların korkusundan susmaktadır. Halkın hukuk bürosunun baĢındaki Ģahıs Taylan Tanay, örgütün hem avukatı hem sözcüsüdür...” Ģeklinde beyanlarda buluduğu, Baran Furkan Gül‟in 26.11.2010 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Ben yine yukarıda belirttiğim gibi Türkiye‟de bulunan kurumların HALK CEPHESĠ‟nin yapılanmaları olduğunu biliyordum. Ancak sonradan bu yapılanmaların DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten kurum ve yapılar olduklarını öğrendim. Bu kurumlar Ģunlardır: Halkın Hukuk Bürosu… Ben Halkın Hukuk Bürosunun DHKP-C mensuplarının avukatlıklarını yaptıklarını biliyorum. Gözaltına alındığımızda dernek yöneticileri bize sadece Halkın Hukuk Bürosundan Avukat talep etmemizi istemiĢti.” ġeklinde beyanlarda bulunduğu, Metin Sel isimli Ģahsın 10.04.2011 günü Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; “…Benim DHKP/C örgütünün kurumları arasında yer aldığını bildiğim kurumlar; Halkın Hukuk Bürosu… Bu kurum örgütün yukarıda saydığım kurumlarına ve yakalanan örgüt üyelerine avukatlık yaparlar.” ġeklinde beyanlarda bulunduğu 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı yargılanmakta olan ve eylemden 5 ay kadar önce tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra gözaltına alınan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz‟ın 30.10.2012 tarihinde Ģüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak; Ebru Timtik hakkında; “…Ebru abla olarak tanırım. Kendisi örgütün avukatıdır. Örgüt adına eylemde ve basın açıklamalarında gözaltına alınan Ģahıslar gözaltına alındıklarında Halkın Hukuk Bürosunu aramamızı söylüyorlardı. Ebru TĠMTĠK bu avukatlardan biridir. 2012 yılında Kandıra‟da DHKP/C Gençlik Kampına geldi. Komün yaĢam ve gözaltına alındığında ne yapılacağı üzerine kamp katılımcılarına konuĢma yaptı. Gözaltına alınıldığında, parmak izi vermeme, aramaya izin vermeme konusunda bize telkinlerde bulundu. Ayrıca gözaltına alındığınızda bize haber verin dediğini hatırlıyorum. Burada “biz” demesiyle kastı aslında Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarıydı…” Ģeklinde beyanda bulunduğu, 26.02.2008 tarihinde Silahlı yağma suçundan Kartal H tipi Cezevinde tutuklu iken BaĢsavcılığımıza göndermiĢ olduğu dilekçede; “bir dönem DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğünü ve bu örgüt hakkında bilgi vermek istediğini beyan eden Ġsmet Özdemir isimli Ģahsın 10.05.2008 günü alınan ifadesinde Halkın Hukuk Bürosu Ġle ilgili olarak; 155 “…Örgütün amacı doğrultusunda kurulan ve faaliyetlerde bulunan yerler: Halkın Hukuk Bürosu…” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu, Hüseyin Yücel‟in Ankara Emniyet Müdürlüğünde 29.01.2013 günü alınan ifadesinde özetle; Kızı Duygu Yücel‟in Ġstanbul Emniyet Müdürlüğünce 18.01.2013 tarihinde DHKP/C terör örgütüne yönelik yapılan operasyonda yakalandığını ve akabinde mahkeme tarafından tutuklandığını, kızını bu örgüt belasından kurtarmak için elinden gelen tüm imkanları gücünün ve sesinin yettiğince yapmaya çalıĢtığını, bu amaçla da ulusal medyada diğer anne babalara örnek teĢkil etmesi amacı ile demeçlerde bulunarak örgütün gençleri nasıl tuzaklarına düĢürdüğünü anlattığını, Kendi kızının da terör örgütü tarafından kandırılarak tuzağına düĢürülen tüm gençlerde olduğu gibi, Ġstanbul' da okurken dernek, çay kahve içme, ücretsiz müzik enstrümanlarını icra etme, tatil yapma etkinlikleri maskesi ile kandırılarak DHKP/C Terör Örgütünün eline düĢtüğünü, tatil bahanesi ile kamplarda örgütsel eğitim verildiği ve çocukların kandırıldığını, anne ve babalara düĢman yapıldıklarını, kızının gözaltında olduğu süreçte öğrendiğini, kızının içinde bulunduğu durumdan dolayı çok piĢman olduğunu, yalnız diğer örgüt mensuplarından çekindiğinden korku içerisinde olduğunu, adliye sürecinde kızına örgüt tarafından kadrolu kullanılan avukatlardan değil dıĢardan baĢka bir avukat tuttuğunu, kızının da bu avukatı kabul ettiğini, Terör örgütünün kendisinin tuttuğu avukatı da tehdit ederek bir Ģekilde soruĢturma sürecine sokmadıklarını, kızının hukuki yardımdan yararlanmasını engellendiğini, hangi avukatın kimin ifadesine gireceğine yine örgütün karar verdiğini, tuttuğu avukatın kendisine dahi herhangi bir açıklama yapmadan adliyeden kaçarcasına ayrılıp gittiğini, bir avukat ifade aĢamasında sorumsuzca müvekkilini bırakarak kaçamayacağını, gözü dönmüĢ hainlerin neler yapabileceklerinin bilincinde olduğu için baĢı belaya girmesin diyerek korkup kaçtığını, normal sıradan bir avukat yani siyasi olmayan tarafsız birinin ifadeye girmesine, baro avukatının ifadede bulunmasına tahammül edemediklerini, Kızını gözaltında talimatla açlık grevine gittiğini, çocuğu gibi henüz örgütün gerçek yüzünü göremeyen, aynı zamanda git- geller yaĢayarak örgüte tam anlamıyla biat etmeyen gençlerin dıĢarıda tutuksuz yargılanmaları halinde; örgütün gerçek yüzünü görerek örgütten kopabileceklerini düĢündükleri için tutuklanmalarının sağlanarak, cezaevinde de sürekli çocuklarımıza devletin kendi hayatlarını söndürdüğü, fiĢlendiği, devlette iĢ bulamayacağı, hayatının kaydığı yönünde propagandalar yapılarak cezaevinde tam bir örgüt mensubu yapılmak istendiğini, Avukatların çoğunun Halkın Hukuk Bürosu ismini aldıklarını ama halka faydalı hiçbir Ģeyin içinde olmadıklarını, canlı bombaların Adli Tıptan alınıĢında boy gösteren, polisle silahlı çatıĢmaya girmiĢ örgüt mensuplarının cenazelerini sahiplenen Ģahıslardan halka hukuk gelemeyeceğini, Halkın Hukuk Bürosu DHKP-C terör örgütünün avukatlarının bürosu olduğunu, kendisinin demokrat ve alevi bir vatandaĢ olmasına karĢın 156 Ģiddetle bu kiĢilerin karĢısında olduğunu, kızını da bu kiĢilerin elinden kurtarmak için çabalayan ve mücadele eden bir baba olduğunu, Kendisinin bu çabasının ve örgütün iç yüzünü ortaya sergilemesinin örgütü oldukça rahatsız ettiğini, Ġstanbul Adliyesi önünde örgüt tarafından görevlendirilen avukatların fiili ve sözlü saldırılarına maruz kaldığını, hatta ismini bilmediği yalnız basına yansıyan görüntülerden teĢhis edebileceği bir terör yanlısı Ģahıs kameraların önünde kızın esrarcı olsa daha mı iyiydi Ģeklinde bağırdığını, kızının tutuklandıktan sonra Ankara iline eĢinle birlikte gittiğini, Ankara'ya geldiği gün yani 24.01.2013 tarihinde de aracının kundaklandığını kızının olayından ötürü terör örgütüne tek baĢına açtığı savaĢtan dolayı rahatsız olan DHKP/C terör örgütüne üye Ģahıslar tarafından uyarı, gözdağı vermek amaçlı olarak aracının kundaklandığını,” beyan ettiği görülmüĢtür. 8. AÇIK KAYNAK ÇALIġMALARI Her terör örgütünde olduğu gibi DHKP/C terör örgütü de propagandasını yapmak ve hedef kitlesini canlı tutabilmek amacıyla yazılı ve görsel basın araçlarından faydalanmaktadır. Bu basın araçları arasında en çok bilinen ve örgütün tüm bileĢenleri tarafından takip edilen yayın organlarının YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi olduğu ve bu yayın organlarının legal görünüm altında DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda yayın yaptığı bilinmektedir. a) YürüyüĢ Dergisi YürüyüĢ dergisinin açıkça DHKP-C terör örgütünün propagandasını yaptığı, hedef kitlesini eylemlere yönlendirdiği ya da yapılan eylemleri abartılı ifadelerle haberleĢtirerek örgüt tabanını motive etmeye çalıĢtığı, yine eylemlerde yaralanan ya da hayatını kaybeden örgüt mensuplarına dair gerçeği yansıtmayan haberler yaparak hedef kitlesini güvenlik güçlerine karĢı kıĢkırttığı, kamu görevlilerini açık ya da kapalı olarak hedef gösterdiği bilinmektedir. DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde faaliyet yürüten Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün görüĢ ve ideolojisi doğrultusunda yayın yapan YürüyüĢ Dergisi sayılarında ve www.yuruyus.com isimli internet sitesinde yapılan incelemelerde; http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=4698 isimli, 17.08.2008 tarihli “Komutanımız Önderimiz Dayımızı Yitirdik” baĢlıklı haberde “HHB: “Müvekkilimiz Halkı Ġçin YaĢadı” “Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi önderi Dursun KarataĢ‟ın avukatları da 12 Ağustos günü TMMOB toplantı salonunda yaptıkları açıklamayla KarataĢ‟ın yaĢamını yitirdiğini halka ve basına duyurdular. Açıklamaya Halkın Hukuk Bürosu avukatları Taylan Tanay, Ebru Timtik ve Barkın Timtik‟in yanısıra Dursun KarataĢ‟ın ağabeyi ReĢat KarataĢ da katıldı. Avukat Tanay konuĢmasına “Bizler açısından da, ailesi açısından da zor bir açıklama. Üzüntülüyüz. 38 yıldır kesintisiz bir siyaset yaĢamı olan müvekkilimizi, aynı 157 zamanda DHKP-C Genel Sekreteri, müvekkilimiz Dursun KarataĢ‟ı kaybetmiĢ bulunuyoruz” sözleriyle baĢladı. Ardından Ģöyle dedi: “Müvekkilimiz kadar yaĢamı ve ölümü hakkında spekülasyon yapılan bir kiĢi daha yoktur. Çok uzun bir süre istihbarat teĢkilatı, hükümetler, siyasi iktidarlar müvekkilimizin ölümü üzerine birçok spekülasyon yapmıĢlardır. Bu nedenle ilk elden ailesi ve avukatları olarak bizden duymanızı istedik.” Tanay, KarataĢ hakkında Türkiye‟de yerel, ulusal hiçbir mahkemede bir yargı kararı olmadığını söyleyerek, cenazenin Ġstanbul‟a getirilmesi için hiçbir hukuki engel olmadığını vurguladı. KarataĢ‟ın Anadolu insanının geleneklerine göre defnedileceğine değinen Tanay son olarak da haftalardır devrimci hareketin önderine karĢı karalama kampanyası yürüten basın yayın organlarına seslenerek konuĢmasını Ģöyle tamamladı: “Müvekkilimiz hakkında bir süredir basında yalan haber kampanyası baĢlatılmıĢtı. Bazı insanlar ağızlarından ishal olmuĢ gibi müvekkilimize saldırıyorlar. Bu haberlerin kesinlikle bir gerçekliği yoktur. Bu konuda da hukuki giriĢimlerde bulunacağız. Bu noktada da basını uyarmak istiyoruz. Bu tür oyunlara gelmeyin... Tüm karalamalara rağmen müvekkilimiz halkı için yaĢadı. Bu nedenle tüm halkımıza baĢsağlığı diliyoruz...” ġeklinde ibarelerin olduğu, Haber içeriğinden HHB avukatlarının DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ı övücü nitelikte beyanlarda bulundukları, DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda söylemlerde bulundukları, YürüyüĢ Dergisinin 31 Ekim 2010 tarihli 240.sayısının 7. Sayfasında bulunan “Katiller Öldürüyor Yargı Aklıyor” baĢlıklı Halkın Hukuk Bürosunun açıklama metninde “Halkın hukuk Bürosu tarafından katilleri aklayan mahkeme kararının ardından yapılan açıklama böyle baĢlıyordu. 1000 operasyonun, yüzlerce kayıbın faillerini bulma isteyenler, unutmamalıdırlardır ki failler meçhul değildir. Katilleri bulmak isteyenler Ġsmail Karaman‟ın katillerine ve bu katilleri aklayan yargıya bakmalıdırlar. Siyasal iktidar demokrasi adına bizi katlediyor. Yargı tarafsızlık ve bağımsızlık adına katillerimizi aklıyor. Halkımızı, halktan yana hukukçuları bu adaletsizlik üreten düzene karĢı mücadele etmeye, Ġsmail KARAMAN için adalet istemeye çağırıyoruz Ġsmail KARAMAN’ı da, katillerini de unutmayacağız.” ġeklinde açıklama bulunulduğu, söz konusu açıklama ile 06.07.2001 tarihinde polisle girdiği çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen DHKP/C - SPB üyesi Ġsmail KARAMAN ile çatıĢmaya giren kolluk görevlilerinin yargılandığı Bakırköy 5. Ağır Ceza mahkemesinin 25.10.2010 tarihli kararı ile sanık iki polisin beraatine karar vermesi üzerine karar tarihinden 1 hafta sonra yaptıkları açıklamada yargı mensuplarını ve kolluk görevlilerini hedef gösterdikleri, YürüyüĢ Dergisinin 26 Aralık 2010 tarihli 248.sayısının 44. Sayfasında bulunan “Halkın Hukuk Bürosu Nurtepe Çayan mahallesinde gözaltına alınıp yalanlarla tutuklanan devrimciler için Ģu açıklamayı yaptı” alt baĢlıklı haberde BaĢsavcılığımız tarafından DHKP/C terör örgütüne yönelik yürütülen soruĢturma kapsamında tutuklanan Ģüphelilerin komplo ile tutuklandığını belirtir açıklamada bulunulduğu, YürüyüĢ Dergisinin 31 Temmuz 2011 tarihli 279.sayısının 9. Sayfasında bulunan “Terörle Mücadele adı altında HALKA SAVAġ” baĢlıklı “15 bin Özel Harekat polisi daha fazla katliam daha fazla kaybetme demektir. AKP iktidarı “terörle mücadele” adı altında 158 halka karĢı sürdürdüğü savaĢın yeni planlarını hazırlıyor.” Ġçerikli açıklama ile Özel Harekât polisinin etkin olarak kullanılması amacıyla 15 bin Özel Harekat Polisinin görevlendirilmesi için baĢlatılan çalıĢmaların, “Halka SavaĢ” olarak deklare edildiği, güvenlik güçlerinin halkın düĢmanı olduklarını belirtir ve DHKP/C terör örgütü mensuplarına güvenlik güçlerini hedef gösterir açıklamada bulundukları, YürüyüĢ Dergisinin 24 Nisan 2011 tarihli 265.sayısının 20. Sayfasında bulunan haberde Halkın hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün basın organlarından biri olan YürüyüĢ Dergisi ile ilgili olarak “YürüyüĢ Okuru Olması Tutuklanması Ġçin Yeterlidir” Ģeklinde açıklama yaptığı, 08.12.2012 günü Bahçelievler Ġlçe Emniyet Müdürlüğü 75. Yıl Polis Merkezi Amirliğine DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı Ve Nurgül Acar isimli Ģahıslar tarafından silahlı ve bombalı saldırı eylemi gerçekleĢtirildiği, 10.12.2012 tarihli http://www.halkinsesitv.com/index.php/acklamalar/8179-dhkcacklama-396-tarih-10-aralk-2012-.html isimli internet sitesinde yayınlanan haberde Bahçelievler 75. Yıl Polis merkezine yapılan saldırının “Ferhat Gerçek‟in intikamı” için yapıldığının belirtildiği, HHB avukatları olan Ģüphelilerin de Ferhat Gerçek ile ilgili örgüt çağrıları doğrultusunda gerçekleĢtirilen yasadıĢı gösterilere ve basın açıklamalarına katıldıklarının tespit edildiği, http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=6085 isimli internet sayfasında bulunan ÇHD: "Güler Zere'yi Öldürtmeyeceğiz!" baĢlıklı “…Halkın Hukuk Bürosu müvekkilleri Güler Zere ile ilgili yazılı açıklama yayınladı. 8 Temmuz 2009 tarihli 292 No'lu açıklamasında sorumluları görevlerini yapmaya; kamuoyunu duyarlılığa çağıran HHB Avukatları sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdiler. Açık yasa hükümleri ve Adli Tıp raporlarına rağmen Güler Zere'nin serbest bırakılmayarak ölüme gönderildiğine değinilen açıklamada "Yapılan adli ve idari tüm baĢvurulara, ilgili bilim ve hukuk çevrelerinin tüm itiraz ve uyarılarına rağmen Güler ZERE serbest bırakılmıyor. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkındaki Kanun uyarınca hasta hükümlülerin infazının ertelenmesinin gerekmesine, Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesi ve diğer sözleĢmeler uyarınca yaĢam hakkı koruma altında olduğu halde serbest bırakılmıyor. Tüm dünyanın gözleri önünde sadece vicdanlar değil aynı zamanda hukuk kurallarını çiğneniyor. Bu nedenledir ki siyasal iktidara yöneltilmesi gereken talep, 07. 07.2009 tarihli Taraf Gazetesi'nin manĢetinde olduğu gibi merhamet değil adalet talebidir. Çünkü Güler ZERE suçlu değil "hasta", merhamet değil "adalet" istiyor. BaĢta yaĢam hakkı olmak üzere tüm hakları çiğnen ve ölüme terkedilen Güler ZERE değil; suç iĢleyen ve suç iĢlemeye devam edenler merhamet dilemelidirler. BaĢta Elbistan Kapalı Hapishanesinde tutulmaktayken rahatsızlığını hapishane idaresine bildirmesine rağmen tedavisi konusunda hiçbir giriĢimde bulunmayan hapishane idaresi merhamet dilemelidir. Çukurova Üniversitesi DiĢ Hekimliği Fakültesi doktorlarından M.S. ve diğer yetkililer merhamet dilemelidir. Siyasal iktidarı uyarıyoruz; suç iĢlemeye son verin! 159 "içerikli haber ile HHB avukatlarının DHKP/C üyesi olmak suçundan hakkında müebbet hapis cezası verilen ve cezası Yargıtay tarafından onanan Güler ZERE‟nin suçlu olmadığını ,fakat hasta olduğunu beyan ettikleri, ayrıca birtakım kamu görevlilerini açık Ģekilde hedef gösterdikleri, 16.06.2012 günü saat 12.50 sıralarında BeĢiktaĢ Ġlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli iki polis memurunun GaziosmanpaĢa Ġlçesi 500 Evler mevkiinde DHKP-C terör örgütü adına Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli örgüt mensupları tarafından silahlı saldırıya uğramaları sonucu Zekeriya Yurdakul isimli polis memuru Ģehit edilmiĢtir. Yine olayı gerçekleĢtiren aynı Ģahısların, 20.07.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesi Gazi Varyant altında güvenlik güçleriyle girdikleri silahlı çatıĢmaya girdikleri, silahlı çatıĢma neticesinde; Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı‟nın ise yaralı olarak yakalandığı anlaĢılmıĢtır. ġahısların tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla Okmeydanı Eğitim ve AraĢtırma Hastanesine intikali sağlanmıĢtır. DHKP/C Terör Örgütünün fikir ve ideolojileri doğrultusunda yayın yapan http://halkınsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün 390 ve 392 nolu açıklamalar ile söz konusu eylemleri üstlendiği görülmüĢtür. Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığına 23.07.2012 tarihinde sevk edilen Sultan IġIKLI isimli Ģahıs ile ilgili olarak, Ġstanbul Adli Tıp Kurumunun vermiĢ olduğu 23.07.2012 tarihli 2012/17923 sayılı raporun sonuç kısmında; Sultan IĢıklı‟nın “yaĢamını tehlikeye sokan bir durumun OLMADIĞI” belirtilmiĢtir. Buna rağmen Sultan IĢıklı‟nın 23.07.2012 tarihinde Okmeydanı Eğitim Ve AraĢtırma Hastanesinden cezaevine konulmasına kadar geçen süre zarfında basına yansıyan görüntüler incelendiğinde; ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın Sultan IĢıklı ile ilgili olarak “ ġu andaki sağlığı sorgu tutukluluk incelemesini kaldıracak durumda değil. Hastanede kalması gerektiğine inanıyoruz. Hekimliğe, savcılığa bu konuda baĢvurduk. Ama her halükarda adliyeye çıkartılacak. Bir tutuklama kararı ile sonuçlansa bile tedavisinin hastanede sürdürülmesinin gerektiğine inanıyoruz. Bu gibi saldırgan ve hukuk tanımayan yöntemler ölümle ve ağır yaralanmayla sonuçlanır, doğru değildir. Kolluğun görevi her neyle suçlanıyorsa suçlansın, insanlar hakkında adli iĢlem yapmaktır. Sağ yakalamaktır. Bunun hiçbir istisnası olamaz, bunların altını çizmek istiyoruz. Yaralı bir insana iĢkence yapılması, neyle suçlanırsa suçlansın kabul edilemez. Bunları titizlikle takip ediyoruz” Ģeklinde açıklamada bulunarak DHKP/C terör örgütü militanı Sultan IĢıklı‟nın polis tarafından ĠġKENCE gördüğünü ima ederek DHKP/C Terör Örgütü amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği, 22.07.2012 tarihli http://www.etha.com.tr/Haber/ 2012/07/22/guncel/sultansagligindan-endiseliyiz/ isimli, “Sultan'ın sağlığından endiĢeliyiz” baĢlıklı internet sayfasında; “…Aynı hastaneye yaralı olarak getirilen Hasan Selim Gönen'in dün sabah yaĢamını yitirdiğini hatırlatan Timtik, "Sultan için de endiĢeliyiz. Genç bir devrimci, tedavisi tam 160 anlamıyla yapılmadan buradan götürülmek isteniyor. Müvekkilimizin sağlık durumu düzelene kadar doktor gözetimi altında tutulması gerekir. Yasal süresi salı günü dolan gözaltının ardından müvekkilimizin tedavisine burada devam edilmelidir" Ģeklinde konuĢtu. Timtik, müvekkilinin hastaneye geliĢinde, hastane içerisinde iĢkenceye tabi tutulduğunu, sedyesinin sürekli indirilip kaldırıldığını, duvarlara vurulduğunu, yaralı olan bölgelerine vurularak, bedeninde kalıcı hasarlar meydana gelmesi için uğraĢıldığını söyledi….” ġeklinde haberde; HBB Avukatı Barkın Timtik‟in yapmıĢ olduğu açıklamalarda; DHKP/C terör örgütü mensubu Sultan IĢıklı‟nın polis tarafından iĢkence gördüğünü ima ederek güvenlik güçlerini açıkça hedef gösterdiği, ġüpheli Taylan Tanay‟ın Sultan IĢıklı ile ilgili olarak; “GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir katliam yaĢandı, bu katliamda, Hasan Selim GÖNEN katledildi, Sultan IġIKLI‟da sakat kalma tehlikesiyle karĢı karĢıya. Bundan tam kırk gün önce basın aracığıyla iki müvekkilimiz Hasan Selim GÖNEN ve Sultan IġIKLI elde hiçbir delil olmamasına karĢın, sadece devrimci oldukları için afiĢe edildiler ve daha sonda tam otuz dört gün sonrada katledildiler. Bu bir infazdır, silahlı çatıĢma olarak kamuoyu yanıltılmak istenmektedir. Daha önce kolluğun tanıdığı iki devrimci kolluk tarafından polis tarafından katledilmek istenmiĢtir. Gerek kurĢunlarn isabet ettikleri yerler gerek atıĢ mesafeleri bunun açık bir katliam olduğunu göstermektedir. ġuanda dosyada gizlilik kararı olduğu için ayrıntıları kamuoyunda paylaĢamamaktayız ama kollarından kurĢun aldıktan sonra iç organlarına doğru dalağına böbreğine karaciğerine doğru ölümcül noktalarına isabet eden baĢka hiçbir noktalarına isabet etmeyen kurĢunlardan ötürü Hasan Selim GÖNEN’in açıkça polis tarafından katledildiği çok açıktır.Bu nedenle ölü muayene tutanakları bu nedenle otopsi tutanakları avukatlardan ailesinden gizlenmiĢtir. Sultan IġIKLI sağ ve sol kurĢunlardan aldıklarından dolayı bugün yaralıdır. ġuan da bu Adliye‟de savcılık ve hakimlik sorgusu devam ediyor Sultanın. Sultan‟ın bir an önce hastanede tedavi edilmesi gerekiyor. Hasan Selimi katledenler Sultanı da bugün katletmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Sultanı öldürtmeyeceğiz. Tekrar etmek gerekirse Mehmet AĞAR‟ların sürdüğü bin operasyon bugün AKP tarafından devam ediliyor. AKP‟nin faili tırnak içerisinde faili meçhuller kayıplar iĢkencelere iliĢkin sıfır tolerans söyleminin sahte olduğu bir kez dana açığa çıkmıĢtır. AKP polisi katliamcıdır, AKP polisi Hasan Selim GÖNEN’i katletmiĢtir. Bu katliamcılardan hesap soracağız. Hesap sorma irademizi buradan size bir kez daha deklere ediyoruz.” ġeklinde açıklamada bulunarak güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma giren DHKP/C – SPB militanları ile ilgili olarak KATLEDĠLDĠKLERĠNĠ savunduktan sonra “Bunun hesabını soracağız” vb. Ģeklinde açıklamalarla güvenlik güçlerini adres göstermek suretiyle alenen hedef gösterdiği anlaĢılmıĢtır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında ismi geçen Ģüphelilerin DHKP/C terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği anlaĢılmıĢtır. http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=9026&dergi_sayi_no=37 2& isimli internet sayfasında bulunan “HASAN SELĠM GÖNEN (RIZA) ARTIK GÖRMEK ĠÇĠN GÖZÜMÜZ, DEVRĠM ĠÇĠN SÖZÜMÜZ, SAVAġMAK ĠÇĠN ANDIMIZDIR!” baĢlıklı “…Halkın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Hasan Selim Gönen ile Sultan IĢıklı'nın 16 Haziran 2012'de Ġstanbul GaziosmanpaĢa'da bir polisin cezalandırılmasının ardından afiĢe edilip hedef gösterilmesi ve ölüm fermanlarının verilerek akabinde silahla taranmalarıyla 161 ilgili olarak bir açıklama yaptı. 21 Temmuz tarihli açıklamada, "20.07.2012 tarihinde müvekkillerimiz binmiĢ oldukları taksi sivil bir polis aracıyla doğrudan taranarak, önceden uyarmıĢ olduğumuz gibi bir adli iĢleme değil bir katliama maruz bırakıldılar. Tarama iĢlemi bittikten sonra resmi polis ekiplerine haber verildi. Olay basına çatıĢma çıktığı Ģeklinde servis edildi. Hasan Selim sessiz sedasız hastaneye kaldırılırken, olayla hiç ilgisi olmayan bir Ģahsın da Sultan'ın yanındaki ikinci kiĢi olarak gözaltına alındığını izledik televizyonlardan. Basına servis edilen bu haberler bilgi kirliliği yaratmaya, bilinç çarpıtmaya dönük haberlerdir. Müvekkillerimizin bindikleri taksinin taranması sonucu, Hasan Selim Gönen, karnına aldığı ölümcül yaralarla bugün sabaha karĢı yaĢamını yitirmiĢtir. Sultan IĢıklı ise omzundan ve kolundan yaralanmıĢ halen tedavisi sürdürülmektedir." denildi. Önce katliam zemini yaratıldığını, sonra da Gönen ve IĢıklı'nın katledilmek üzere tarandığını belirten HHB, açıklamasını Ģu sözlerle bitirdi; "UYARIYORUZ! HALKIN ÇOCUKLARININ KANI ZANNETTĠĞĠNĠZ KADAR UCUZ DEĞĠL. Tüm haksızlıkların hesabının bir gün mutlaka sorulacağı tarihsel gerçeğini asla aklınızdan çıkarmayın!" içerikli açıklama yapıldığı, açıklamada HHB avukatlarının 1 polis memurunu Ģehit ettikten sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma neticesinde ölen DHKP/C – SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN isimli örgüt mensubunun polis tarafından KATLEDĠLDĠĞĠNĠ belirten açıklama yaptıkları, dolayısıyla bu açıklama ile hem DHKP/C militanlarını övdükleri, hem de çatıĢmaya giren güvenlik güçlerini açık bir Ģekilde hedef gösterdikleri, 12.09.2012 tarihli www.halkinsesi.tv/index.php/acklamalar7151--dhkc-acklama-393tarih-12-eyluel-2012.html isimli internet sitesinde bulunan DHKC Açıklama:393 / Tarih 12 Eylül 2012 baĢlıklı haberde “20 Temmuz 2012‟de yoldaĢımız Hasan Selim Gönen‟i katleden polislerin bulunduğu 75. Yıl Sultangazi Polis Karakolu‟na savaĢçımız Ġbrahim ÇUHADAR tarafından 11 Eylül tarihinde bir FEDA EYLEMĠ gerçekleĢtirilmiĢtir. …Halkımız! Feda savaĢçımız Ġbrahim Çuhadar‟ın eylemini gerçekleĢtirdiği karakol ne sıradan bir karakol dur, ne de karakoldaki polisler sıradan polislerdir.GAZĠ POLĠS KARAKOLU ĠġKENCECĠ,KATLĠAMCI KONTRGERĠLLANIN KARARGAHLARINDANDIR! Gazi Polis Karakolu ĠġKENCE MERKEZĠDĠR. AKP‟nin iĢkenceci katil polislerinin bulunduğu karakoldur. Geçtiğimiz ay içinde savaĢçımız Hasan Selim Gönen‟i sokak ortasında katleden polisler Gazi Karakolu‟nun polisleridir…”ġeklinde ibarelerin olduğu, Dolayısıyla Halkın Hukuk Bürosunun söylemleri ile örgüt söylemlerinin örtüĢtüğü görülmüĢtür. http://www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=4879&dergi_sayi_no=17 1& isimli internet sayfasında bulunan “Devrimci Avukatlık Geleneği Sürüyor” baĢlıklı haberde “Halkın Hukuk Bürosu 22 Eylül günü yaptığı yazılı açıklamayla Ölüm mangaları tarafından katledilen Fuat Erdoğan'ı ve onun nezdinde devrimci avukatlık geleneğini selamladı. HHB'nin tarihinin kısaca anlatıldığı açıklamada Ģu sözlere yer verildi ; "...Fuat ERDOĞAN, HHB'nin emektarlarındandı. Burjuva, küçük-burjuva bir avukat statüsünü yaĢamının hiçbir anında ve alanında benimsemeyen proletaryanın proleter bir avukatıydı o. OligarĢi komplolarla avukatlığını sürdürmesine engel olduğunda, o yine de halkın davasını savunmaya devam etti. HHB tek tek bireylerden ibaret olmayan bir misyon, bir gelenektir. 162 Böyle olduğu içindir ki, 19 yıldır, halkın mücadelesinde demokratik bir mevzi, hukuk alanında bir direniĢ odağı olarak var. Hem siyasal, hem kültürel, hem mesleki bir direniĢ odağıdır HHB. Hayatın her alanında bireyciliğe, bencilliğe karĢı kolektivizmin, örgütsüzlüğe karĢı örgütlülüğün savunulmasının hukuk alanındaki mevzisidir HHB. DEVRĠMCĠ AVUKATLIK; ÖRGÜTLÜLÜKTÜR‟‟ ġeklinde ibarelerin olduğu, HHB‟nin 28.09.1994 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği silahlı çatıĢmada 2 silahla birlikte ölü olarak ele geçirilen üç Ģahıstan biri olan DHKP/C mensubu ve HHB avukatı Fuat ERDOĞAN‟ı övücü nitelikte açıklamalarda bulunduğu, ayrıca HHB‟nin sadece avukatlardan oluĢan bir büro olmadığı, HHB‟nin DEVRĠMCĠ AVUKATLIK VE ÖRGÜTLÜLÜK olduğunu ifade ederek DHKP/C terör örgütüne bağlı bir yapılanma olduğunu açıktan ifade eder beyanatta bulunulduğu anlaĢılmıĢtır b) www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde faaliyet yürüten Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün görüĢ ve ideolojisi doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde çıkan haberlerin yapılan incelemesinde; 12.09.2012 tarihli http://www.halkinsesi.tv/index.php/haberler/7153-9-gelenekselhalk-sofras-piknii-yapld.html isimli internet sayfasında bulunan “9. Geleneksel Halk Sofrası Pikniği Yapıldı” baĢlıklı haberde “YürüyüĢ dergisi, Devrimci Alevi Komitesi, Ġdil Kültür Merkezi ve TAYAD‟ın stantlarıyla katıldığı piknikte program Ģiirlerle baĢladı.Ġdil Kültür Merkezi‟nin açtığı “Geleneksel Halk Sofrası Pikniğimize HoĢ Geldiniz” pankartının gelenleri karĢıladığı alanda, Halk Cephesi imzalı “Yıkımlara KarĢı BirleĢelim Direnelim Kazanalım, Ġktidara Halkın Yenilmez Gücünü Gösterelim” ve Devrimci Mücadelede Emekliler imzalı “Emeklileri Sömürüp Bir Kenara Atamazsınız” pankartları, sahnede ise yine Halk Cephesi imzalı “AKP Zulmüne KarĢı ĠĢçi Memur Gençlik Tüm Halkı BirleĢtireceğiz, Milyonları Örgütleyeceğiz” ve Gençlik Federasyonu imzasıyla “AKP‟nin Gerici FaĢist Eğitim Sistemine Teslim Olmayacağız Halk Ġçin Parasız Bilimsel Eğitim Ġçin Ankara‟ya Gidiyoruz” pankartları açılmıĢtı. ġiirlerle baĢlayan program Eyüp Haklar Derneği Müzik Grubu‟nun sahne almasıyla devam etti. Ardından Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik sahneye çıktı. Polisin iĢçilere saldırısı sırasında avukat ġükriye Erden‟in de parmaklarını çatlattığından bahseden Timtik programa iki Ģiir okuyarak dahil oldu.” ġeklinde ibarelerin olduğu, Haber içeriğinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanmaları olan Halk Cephesi, TAYAD, Ġdil Kültür merkezi, Devrimci Alevi Komitesi, YürüyüĢ Dergisinin bulunduğu pikniğe HHB avukatının da katıldığı, 30.11.2011 tarihli http://www.halkinsesi.tv/index.php/haberler/4662-gueler-zerebelgeseli-gala-goesterimi-yapld.htmlisimli internet sitesinde bulunan haberde “Halk Cephesi öncülüğünde bir araya gelen devrimci-demokrat-yurtsever güçlerin 121 gün boyunca yaz kıĢ sıcak soğuk demeden diĢediĢ mücadelesinin sonunda 6 Kasım 2010‟da tahliye edilen Güler 163 Zere 6 ay sonra da 7 Mayıs 2010‟da Ģehit düĢmüĢtü. Yönetmenliğini aynı zamanda Güler Zere‟nin avukatı olan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Oya Aslan‟ın yaptığı belgesel Türkiye‟deki faĢizmin adalet anlayıĢını belgelerken, zulmün karĢısında direnenlerin her ne olursa olsun mutlaka kazanacağına olan umutları da tazeliyordu….1 saat süren Güler Zere belgeselinin ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek çıktılar.”ġeklinde ibarelerin olduğu, Haber içeriğinde; DHKP/C terör örgüt üyesi Güler Zere‟nin avukatı olan HHB avukatı Oya ASLAN‟ın yönetmeni olduğu Güler Zere belgeselinin izlendiği ve “izleyicilerin belgeseli izleyerek öfkelerini biledikleri” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu yapılan incelemeler neticesinde görülmüĢtür. DHKP/C‟nin basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yapılan incelemeler sonucunda; Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürütmekten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı, DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, Tayad, Grup Yorum, Gençlik Federasyonu, Dev-Genç, Ġdil Kültür Merkezi gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda HHB avukatlarının yer aldığı ya da HHB olarak destek verdikleri, DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “FuhaĢa, Kumara, UyuĢturucuya, YozlaĢmaya Hayır Kampanyası”, “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler Zere‟ye özgürlük) isimli kampanyalarda Halkın Hukuk Bürosunun yer aldığı ve savunuculuğunu yaptığı, söz konusu kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme HHB avukatlarının katıldığı ya da HHB adına açıklama yapıldığı, DHKP/C terör örgütünün yapılanmalarının, güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen örgüt mensupları ile ilgili birçok eylem/panel/gösteri vb. düzenlediği, yapılan bu eylem ve açıklamalarda güvenlik güçlerinin açıkça hedef gösterildiği, DHKP/C terör örgütünün yapılanmaları tarafından hedef gösterilen karakol vb. yerlere canlı bomba ve silahlı saldırı eylemlerinin düzenlendiği, örgütün eylemlerini üstlendiği www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yapılan bu canlı bomba ve silahlı saldırı eylemleri ile ilgili olarak “bu eylemlerin rastgele seçilmiĢ bir karakol vb. yere yapılmadığı, bu karakol vb. yerde DHKP/C – SPB militanlarının KATLEDĠLDĠĞĠNDEN ötürü söz konusu karakol vb. yere saldırı düzenlendiği” Ģeklinde açıklama yapılarak saldırının DHKC tarafından üstlenildiğinin açıklandığı, Halkın Hukuk Bürosunun da terör örgütünün diğer yapılanmaları gibi güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma neticesi hayatını kaybeden DHKP/C – SPB mensupları ile ilgili 164 olarak KATLEDĠLDĠKLERĠNĠ savunduktan sonra güvenlik güçlerini uyarıcı nitelikte açıklamalar yaptığı , Eylem gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının avukatlığını da bizzat HBB avukatlarının yaptığı görülmüĢtür. Yine Halkın Hukuk Bürosunun 2011 yılından bu tarihe kadar yapmıĢ olduğu basın açıklamaları incelendiğinde; toplamda 50 adet basın açıklamasının DHKP/C terör örgütü tarafından yapılan silahlı saldırı/canlı bomba vb. eylemleri üstlenen, örgütün amacının ve Ģiddetin açıktan propagandasını yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yayınlandığı, Halkın Hukuk Bürosunun kendi internet sayfasının olduğu, ancak açıklamaların tamamına yakınını www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde yayımlamayı tercih ettiği, bu durumun bilinçli olarak tercih edildiği, Halkın Hukuk Bürosunun www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi ile basın faaliyetleri dolayısıyla değil örgütsel iliĢkiden ötürü irtibat halinde bulunduğu, DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı isimli Ģahıslar 30 Mayıs 2012 tarihinde Fatih‟te bulunan Mc Donalds isimli iĢyerine el yapımı bomba bırakan, 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve Akabinde ise 20.07.2012 tarihinde Gazi Mahallesi giriĢinde ise kolluk görevlileri ile girdiği çatıĢma sonucu hastanede hayatını kaybeden Hasan Selim Gönen ile yaralı olarak yakalanan Sultan IĢıklı hakkında HHB tarafından 21.07.2012 ve 29.11 2012 tarihlerinde yapılan basın açıklamalarında 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa‟da bir polis memurunun öldürülmesinin ardından güvenlik güçlerince Hasan Selim Gönen ve Sultan IĢıklı‟nın bu olayın failleri oldukları sabitmiĢ gibi afiĢe edilerek hedef gösterildikleri, Hasan Selim Gönen‟in herhangi bir çatıĢmaya girmeden öldürüldüğü Ģeklinde güvenlik güçlerini doğrudan hedef gösterecek Ģekilde iddialarda bulunulduğu, yine Sultan IĢıklı‟nın da yukarıda belirtilen raporun aksine sakat bırakılmak istenilerek hastanede hayatının tehlikede olduğu, zira polis tarafından öldürülebileceği imasında bulunulduğu, 08.12.2012 tarihinde SPB mensupları tarafından Bahçelievler Ġlçesi 75. Yıl Polis Merkezine silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtiren ve akabinde yakalanan Nebiha Aracı hakkında “MÜVEKKĠLLĠMĠZ NEBĠHA ARACI ÖLDÜRÜLMEK ĠSTENĠYOR” baĢlıklı ve içerikli açıklama yaptığı, polis karakoluna silahlı ve bombalı saldırı gerçekleĢtirip sonrasında kaçmaya çalıĢırken güvenlik güçlerince canlı olarak yakalanan Nebiha Aracı isimli örgüt mensubuyla ilgili olarak bu örgüt mensubunun saldırı sonrası yapılan takiple silahları ile beraber canlı olarak ele geçirilmesine rağmen hastanede güvenlik güçlerince öldürülmeye çalıĢıldığına dair gerçekdıĢı açıklamalarda bulunarak güvenlik görevlilerini örgüte müzahir kiĢilere hedef olarak gösterdiği tesbit edilmiĢtir. 9. HALKIN HUKUK BÜROSUNDA YAPILAN ARAMA Ġlgili mahkeme kararına istinaden 18.01.2013 günü soruĢturma kapsamında Ġstanbul ili Kağıthane Ġlçesi Gürsel mah. Kumlu sokak No:13‟de faaliyet gösteren Halkın Hukuk Bürosu 165 isimli hukuk bürosu ile diğer adreslerde delillerin toplanması ve Ģüphelilerin yakalanması amacıyla DHKP/C terör örgütüne yönelik BaĢsavcılığımızca yürütülen 2011/2468 ve 2012/2094 sayılı soruĢturmalarla eĢ zamanlı olarak arama iĢlemleri gerçekleĢtirilmiĢtir. Arama öncesinde Ģüpheliler Barkın Timtik, Ebru Timtik, Taylan Tanay, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın Halkın Hukuk Bürosunda kaldıkları bilgisi elde edilmiĢtir. Yapılan aramada söz konusu adresin bir bölümünün Hukuk Bürosu olarak kullanıldığı, diğer bölümünün ise ikamet olarak kullanıldığı görülmüĢtür. ġüpheli Oya Aslan haricinde diğer ismi geçen Ģüphelilerin adreste oldukları, Ģüpheli Oya Aslan‟ın ise yurtdıĢında olduğu anlaĢılmıĢtır. Ayrıca BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturması örgütün Türkiye Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile tutuklu bulunan Kamile Kayır ile DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette göstermek Ģüphesiyle BaĢsavcılığımızın 2012/2094 sayılı soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun ikamette bulunduğu arama öncesinde tespit edilmiĢ, arama sırasında ikisinin de adreste olduğu görülmüĢtür. Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmalarından Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosunda sekreter gibi telefonlara cevap verdiği ve kendisinden istenen iĢlemleri yerine getirdiği, örgüt yöneticilerinden Kamile Kayır‟ın ise sık sık Halkın Hukuk Bürosunu kullandığı anlaĢılmıĢtır. ġüpheliler tarafından arama iĢleminin her aĢamasında görevlilere direnildiği, “Ġnsanlık onuru iĢkenceyi yenecek, iĢkence yapmak Ģerefsizliktir” Ģeklinde örgütsel sloganların atıldığı, görevlilere yönelik olarak hakaretler edildiği, hakkında yakalama talimatı olan Kamile Kayır ve Erdem Hanoğlu‟nun yakalanma iĢleminin uygulanacağı esnada Ģüpheliler Taylan Tanay, Güray Dağ, Ebru Timtik ve Barkın Timtik‟in görevlilere direndikleri ve bu duruma izin vermeyeceklerini beyan ettikleri, direnme sırasında arbede yaĢandığı görülmüĢtür. Yapılan aramada büro içerinde yapılan konuĢmaların takip edilip edilmediğini belirlemek için kullanılan üzerinde RF DETECTOR yazılı 1 adet sinyal arayıcı ile yine konuĢmaların takip edilmemesi için prize takılı vaziyette 1 adet jammer (Sinyal Kesici) elde edilmiĢtir. ġüpheli Taylan Tanay konu ile ilgili olarak BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde söz konusu cihazların sinyal arayıcı ve jammer olduklarını teyit etmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen belgelerde; Üzerinde son mektuplar yazılı mavi klasör” içerisindeki belgelerin yapılan incelemesinde; “Merhaba 30.09.2009” ibaresi ile baĢlayan ve Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi Özgür Tutsaklar tarafından Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen kartpostalda “Mahirlerden Dayıya Kırk Yıllık Gelenek Onur ve Gurur kaynağımız Bağımsızlık ve Demokrasi bilincimiz Bıkmadan usanmadan Her daim kavganın sıcaklığıyla Haykıran Dev-Genç‟imize Selam Olsun” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Dayı kodunun DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ı ifade ettiği, “40 yıldır engebeli dolambaçlı” ibaresi ile baĢlayan ve Bakırköy Hapishanesi Özgür Tutsakları tarafından Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen kartpostalda “”Dayı‟mızın öncülüğünde yeni gelenekler yaratarak büyüdük ve büyümeye devam ediyoruz Selam Olsun 166 40.yılında Dev-GENÇ‟e ve DEV-GENÇ‟i yaratıp bugünlere ulaĢtıranlara YAġASIN DEV GENÇ” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Merhaba A Blok Ahalisi” ibaresi ile baĢlayan kartpostalda “Dayımızın olanca coĢkusu ve sıcaklığıyla kucaklıyoruz… Dayımıza atfen bir sözle bitiriyor sıkıca kucaklıyorum Bir yıldız olup kaydın gökyüzünde yüreğimiz sende kaldı, Binlerce yıldız olup doğdun bilincimizde ıĢığın bizde kaldı” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan ve üzeri açılmıĢ zarf içerisinde üzerinde “YÜRÜYORUZ DALGALAR GĠBĠ MAHĠRCE” yazılı arkalı önlü kartpostal bulunduğu, kartpostalın arka yüzünde “Mahirlerden DAYI‟ya ve DAYI‟dan günümüze yürüyoruz DALGA DALGA.. Bolu F Tipi Özgür Tutsaklar, “YÜRÜYORUZ DALGALAR GĠBĠ MAHĠRCE”, “Bir zincir gibi sarıyorlar Ģehitlerimiz etrafımızı D.KarataĢ”, “Ve Dayımıza verdiğimiz sözdür Her birimiz bu zincirde en sağlam halka olacağız… Sincan Kadın Hap. Özgür Tutsakları” “ÇAYANLARIN YOLUNDA DAYIYLA YÜRÜYORUZ 30 MART 16-17 NĠSAN BAYRAĞIMIZ ÜLKENĠN HER TARAFINDA DALGANACACAK” Ģeklinde ibarelerin olduğu, „‟Merhaba Bundan 16 yıl önce…” diye baĢlayan ve notun arkasına fotoğraf yapıĢtırılmıĢ olan kartpostalda “O günden bugünlere önderimizin ıĢığında savaĢma kararlılığımızı dağlarda, Ģehirlerde, zindanlarda, sokaklarda, okullarda onurla sürdürüyoruz… 16. Yılında Selam Olsun Parti Cephemize! DHKP-C Dava Tutsakları Gebze Hapishanesi” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Parti–Cephenin, Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C) manasına geldiği, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi‟nde yatan hükümlü veya tutuklu kiĢilerce dergi formatında periyodik olarak hazırlanan Aile Postası isimli derginin Eylül 2008 tarihli 9. Sayısında; “Unutmayacağız, DHKP/C Genel Sekreteri, halklarımızın önderi Dursun KARATAġ‟ı 11 Ağustos 2008 tarihinde saat:05.00 de ölümsüzlüğe yolladık. Son anlarına kadar halkının mücadelesini yürüttü… Tutsaklık koĢullarında özgür tutsak kimliğimizin geleneğimizin yaratıcısı, 84 Ö.O direniĢçisi, tutsak analarımızın evlatlarını unutmayacağız… Çoban yıldızımızın ıĢığında yürüyerek bizlere miras bıraktığı Özgür Tutsak geleneğini büyütmeye devam edeceğiz.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu Ö.O Ģeklinde kısaltılan terimin Ölüm Orucu olduğu, Aramada üzerinde Halk Cephesi yazılı kırmızı renkli önlüğün bulunduğu, söz konusu önlüğün DHKP/C terör örgütü uzantısı olan Halk Cephesi mensuplarının katılmıĢ olduğu eylemlerde giyildiği, Üzerinde Köroğlu ibaresi yazılı Takvim üzerinde “DAYI BĠZĠZ” Ģeklinde ibarenin bulunduğu, Dayı kodunun Dursun KarataĢ‟ı ifade ettiği, DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisinin ilgili mahkemelerce EL KOYMA, TOPLATMA kararı verilmiĢ nüshalarından çok sayıda bulunduğu, 167 DHKP/C terör örgütü tarafından organize edilen Ölüm Oruçlarına ait 1995 yılından itibaren birçok listenin tutulmuĢ olduğu, bu listelerde ölüm orucunda ölen örgüt mensupları için ġEHĠT tanımlamasının yapıldığı, Üzerinde Ö.O. DireniĢçilerinin Özel Dosyası ibaresi bulunan kırmızı föy dosya içerisinde bulunan ve 1 ile numaralandırılan dökümanda Ölüm Orucu Eylemi neticesinde ölen Altan Berdan KERĠMGĠLLER isimli kiĢinin Ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı konuĢmasının son bölümünün bulunduğu, metnin sonunda YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ Ģeklinde ibarelerin olduğu, 17 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu Eylemcisi Ali Ekber AKKAYA tarafından yazılan mektup olduğu, içeriğinde kendisinin Ölüm Orucu eyleminin 68. Gününde olduğunu, Ģehit olmasına az kaldığını, kendisi ölse bile düĢüncelerinin yaĢayacağını ifade ettikten sonunda mektubun sununda “Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi Cephesi SavaĢçısı ve Ölüm Oruççusu Ali Ekber AKKAYA” ibarelerinin bulunduğu, 21 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu eylemi neticesi ölen DHKP/C terör örgütü mensubu AyĢe Ġdil ERKMEN‟in Ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı konuĢma olduğu, metnin sonunda YAġASIN ÖLÜM ORUCU DĠRENĠġĠMĠZ, YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KUTLUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ” ibarelerinin bulunduğu, 22 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucuna baĢladıktan sonra bıraktığı anlaĢılan Gökhan Gündüz isimli Ģahsın 22.7.1996 tarihinde Örgüt yönetimine hitaben yazdığı mektup olduğu, mektup içerisinde “Kendi isteğiyle baĢladığı ölüm orucunu 60.günde bıraktığını, bu yaptığının NAMUSSUZLUK VE ġEREFSĠZLĠK olduğunu, kendisinin namusu ile Ölüm Orucu neticesinde ölme yerine alçak bir Ģekilde bu eylemi bıraktığını, yaptığının suç olduğunu bildiğini, bu mektubu ile kamuoyunu bilgilendirdiğini” beyan ettiği, 23 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucuna baĢladıktan sonra bıraktığı anlaĢılan Cahit Bedir isimli Ģahsın 22.7.1996 tarihinde Örgüt yönetimine hitaben yazdığı anlaĢılan mektup olduğu, mektup içerisinde “Kendi isteğiyle baĢladığı ölüm orucunu 20 Temmuzda bıraktığını, bu yaptığının namussuzluk ve Ģerefsizlik olduğunu, kendisinin namusu ile Ölüm Orucu neticesinde ölme yerine alçak bir Ģekilde bu eylemi bıraktığını, yaptığının suç olduğunu bildiğini, bu mektubu ile partiyi ve kamuoyunu bilgilendirdiğini” beyan ettiği, 25 ile numaralandırılan dökümanın Ölüm Orucu eylemi neticesi ölen Ġlginç Keskin‟in ölüm Orucuna baĢladığı gün yaptığı konuĢma olduğu, metnin sonunda “YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ PARTĠSĠCEPHESĠ” ibaresinin bulunduğu, 28-29 ile numaralandırılan dökümanın ölüm Orucu eylemi neticesi ölen Ġlginç Keskin tarafından DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟a hitaben yazılan mektup olduğu, mektup içerisinde; “kendisine DHKP/C tarafından Ölüm Orucu eylemi yapma görevi 168 verilmesinin mutluluğunu yaĢadığını, bu görevi hakkıyla yerine getireceğini, Dursun KarataĢ‟ın kendisinin ve DHKP/C‟nin önderi olduğunu ve onun fikirleri doğrultusunda ölüm orucu eylemi yaptığını” beyan ettiği, 46 ile numaralandırılan dökümanda; Ölüm Orucu eylemcisi Yemliha Kaya‟nın Ölüm Orucu törenindeki konuĢma metninin son bölümü olduğu metin içeriğinde “Halkıma layık olacağım, Partime layık olacağım, yoldaĢlarıma layık olacağım. Partim ve Cephem benim için en büyük güç en büyük destektir. YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KUTLUġ PARTĠSĠ-CEPHESĠ” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 54 ile numaralandırılan dökümanda; Altan Berdan Kerimgiller isimli DKHP/C terör örgütü mensubunun kendi ağzından yazılan özgeçmiĢin olduğu, özgeçmiĢin sonunda “…91 Nisan‟nda Ġstanbul SDB‟lerde savaĢçı olarak görev aldım. Bu görevim süresince 12 Temmuz, 16-17 Nisan katliamlarını bir SDB savaĢçısı olarak yaĢadım. 92 yazında benden kaynaklanan sorunlardan dolayı Ģehir SDB‟lerinde görevimden alınarak Ege Kır Gerilla Birliği‟ne istihdam edildim. 1992 Eylülünde tutsak düĢtüm...” Ģeklinde ibarelerin olduğu, belge üzerinde el yazısı ile “sabah saat:8.32‟de 23.7.1996‟da Ģehit düĢtü.” yazıldığı, Üzerinde „‟feda kuĢağının kahramanlarına selam olsun‟‟ yazılı içerisinde mektup tarzı notların olduğu kâğıdın yapılan incelemesinde; Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishane Özgür Tutsaklar tarafından 12 Temmuz 2012 tarihinde Halkın Hukuk Bürosuna gönderilen arkalı önlü kâğıtta, “Gerçek Ayrılık, özlemlerin bittiği yerde baĢlar. Biz hiç ayrılmayacağız diyen müjdatlarca, berdanlarca, ilginçlerce, yemenlerce, idillerce, yolumuza adalet savaĢçısı ERDALLARLA devam ediyoruz. Selam olsun kurtuluĢa kadar savaĢanlara? Biz hiç ayrılmayacağız” Ģeklinde ibarelerin yer aldığı, “MÜJDATLARCA, BERDANLARCA, ĠLGĠNÇLERCE, YEMENLERCE, ĠDĠLLERCE” Ģeklinde belirtilen Ģahısların farklı tarihlerde Ölüm Orucu ve çatıĢma gibi olaylar sonucu ölen DHKP/C terör örgütü mensupları olduğu, yine “Erdal” olarak belirtilen Ģahsın 12.06.2012 tarihinde Ġstinye Polis Merkezine bulunduğu silahlı saldırı neticesinde çıkan çatıĢmada ölen DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olduğu, 53-54 ile numaralandırılan dökümanın üzerinde Halkın Hukuk Bürosu anteti bulunduğu, içeriği incelendiğinde 29.09.2012 tarihinde Barkın Timtik imzalı Sayın Ġlgili‟ye hitaben Ahmet Günüvar isimli müvekkili ile ilgili yazılan yazı olduğu, yazıda Barkın Timtik‟in “20 Temmuz günü infaz edilen Hasan Selim Gönen‟in durumu da böyleydi. Polis defalarca ele geçirdiğinde infaz edeceğine dair haber göndermiĢ ve gerçekten de öyle yapmıĢtır” Ģeklinde ibarelerde bulunduğu, 56 ile numaralandırılan el yazması dökümanda; “+ Değerler Sistemi +Temel Hak ve Özgürlükler konusunda Temel Metinler 1-YaĢama Hakkı Bunu geliĢtirdi 169 Ġhtiyaçlar hiyerarĢisi en üstünde yaĢamak için korunma-yeme içme barınma Ġlkel insan kendi yaĢamı için ve bugüne insan bir değerler sistemi kurdu AHĠS-BM ĠHS ĠHD” Ģeklinde ibarelerin yer aldığı, 57 ile numaralandırılan el yazması dökümanda; “feda … (okunmuyor) çeĢitli biçimlerde kendini gösterir ölüm oruçları -sonucun eylemle gerçekleĢmeyeceğini ön görebildiği halde kendinden sonrakilere inanmadır. -Kızıldere -Deniz Yusuf Hüseyin -AteĢ Geçitleri -2. Emp. PaylaĢım savaĢı -Che -Bilimsel Sosyalizme” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 58 ile numaralandırılan el yazması dökümanda; “+ Yüksek bir istek yoğunlaĢmıĢ bir istek, + Yüksek irade, + Yapılacağına olan inanç kendisinden sonra o hedefi gerçekleĢtirecek olan insanların varlığına inanma, + Bu bir eylem biçimi değil bir KÜLTÜRDÜR o isteğin o hedefin gerçekleĢtirmesi için bir Ģeylerden vazgeçer zararı göze alır böylelikle o isteği o amacı yüceltir.” Ģeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Yukarıda belirtilen 56-57-58 ile numaralandırılan döküman içeriğinde belirtilen hususların eylem gerçekleĢtirecek teröristi zihinsel olarak hazırlayacak örgüt notları olduğu anlaĢılmıĢtır. Üst kat çıkıĢ karĢı odada yapılan aramada elde edilen ve 1‟den 19‟e kadar numaralandırılmıĢ dökümanlarda; DHKP/C terör örgütü mensuplarının YaĢam ve DavranıĢ Kurallarının yazıldığı, konu baĢlıklarının; 170 "DEVRĠMCĠ YAġAM VE DAVRANIġ KURALLARI 1.BÖLÜM KALINAN EVLERDE; HALK ĠLĠġKĠLERĠNDE UYULACAK KURALLAR: 2.BÖLÜM KADIN – DEVRĠMCĠLER ARASIDAKĠ AHLAKĠ KURALLAR 3.BÖLÜM GĠYĠM KUġAM KONUSUNDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR 4.BÖLÜM SOKAKTA UYULACAK DAVRANIġ KURALLARI 5.BÖLÜM DĠL VE ÜSLUP KURALLARI 6.BÖLÜM DERNEK VE DĠĞER KURUMLARDA UYULACAK KURALLAR 7.BÖLÜM GENEL KURALLAR” olduğu Son paragrafta; “BU KURALLAR HER CEPHELĠ ĠÇĠN BĠRER TALĠMATTIR… BUNLARIN UYGULANMASI KĠġĠYE GÖRE ESNEK DEĞĠLDĠR… HERKES UYACAK, DENETLEYECEK VE BUNLARI YAġAM TARZI HALĠNE DÖNÜġTÜRECEKTĠR…” Ģeklinde ibarelerin olduğu, 19 sayfalık belge içeriğinde yukarıda konu baĢlıkları verildiği üzere bir PARTĠ-CEPHELĠ için uyulması ve uygulanması gereken birçok davranıĢ kurallarının belirtilmiĢ olduğu, 2 adet Hukukun ve adaletin yok edildiği bir ülkede yaĢam hakkı için ölüm orucundayım Av.Behiç AĢçı yazılı kırmızı kaplı tel defterin yapılan incelemesinde HHB avukatı Behiç AĢçı tarafından 2006 Yılında baĢlatılan Ölüm Orucu eylemi ile ilgili farklı Ģahısların söz konusu eylem ilgili duygu ve düĢüncelerin yer aldığı, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada, büronun örgütün talimatı ile 1989 yılında kurulduğundan itibaren tüm dosya ve klasörlerin tutulduğu BÜRO ARġĠVĠNĠN mevcut olduğu, dolayısıyla kurulduğu andan itibaren Hukuk Bürosunda çalıĢan avukatlar değiĢse dahi hukuk bürosunun iĢlevinin hiç değiĢmediği, aralıksız olarak örgütün amaçları doğrultusunda çalıĢma yürütüldüğü anlaĢılmıĢtır. Yine yukarıda belirtilmiĢ olan Halkın Hukuk Bürosunda elde edilen bilgi ve belgelerden ayrı olarak elde edilen dijital materyallerde; DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟a ait dijital ortamda yüzlerce fotoğrafın bulunduğu, yine Dursun KarataĢ ve DHKP/C terör örgütünün faaliyetlerini içeren bir çok video dosyasının bulunduğu, DHKP/C terör örgütü olma Ģüphesi ile tutuklu ve hükümlü bulunan kiĢilerin tarihsel olarak hangi ceza infaz kurumunda kaldıkları ve kaç kiĢi olduklarını gösterir düzenli olarak tutulan 20‟ye yakın listenin bulunduğu, 171 DHKP/C terör örgütü tarafından yapılan silahlı saldırı, canlı bomba vb. eylemlerin üstlenildiği ve diğer hususların deklare edildiği örgütün silahlı kanadı olan Devrimci Halk KurtuluĢ Cephesi (DHKC)‟nin birçok açıklama metninin dijital halde saklandığı, Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisinde bulunan resimler incelendiğinde DHKP/C terör örgütünü gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması tarafından yapılan eylemlere iliĢkin birçok görüntünün olduğu, DHKP/C terör örgütünün Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisindeki Okmeydanı Gençlik yapılanmasına ait görüntülerin olduğu, Aynı harddisk içerisindeki “30 Mart Sibel Yalcin Son Kurgu” isimli video incelendiğinde video boyunca çatıĢma/ölüm orucu/kendini yakma vb. durumlarda ölen birçok DHKP/C terör örgütü mensubu ile ilgili görüntülerin yer aldığı, yine 1995 yılında girdiği çatıĢma neticesinde bir polis memurunu Ģehit ettikten sonra öldürülen DHKP/C terör örgütü mensubu Sibel Yalçın‟ın devrim Ģehidi olarak lanse edildiği ve diğer örgüt mensuplarına model olarak yansıtıldığı, DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın Dev-Sol ana davasındaki savunmasına dair görüntülerin bulunduğu, videonun tamamı değerlendirildiğinde DHKP/C terör örgütünün amaçları doğrultusunda hazırlanan bir video olduğunun anlaĢıldığı, Yine aynı harddisk içerisindeki “30 mart” isimli video dosyası incelendiğinde video boyunca çatıĢma/ölüm orucu/kendini yakma vb. durumlarda ölen birçok DHKP/C terör örgütü hakkında devrim Ģehidi tanımlamasının yapıldığı ve diğer örgüt mensuplarına model olarak yansıtıldığı, Dev-Sol ana davasında savunmasını yapan DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın savunmasının olduğu, videonun tamamı değerlendirildiğinde DHKP/C terör örgütünün amacı doğrultusunda hazırlandığının anlaĢıldığı, SAMSUNG marka S13QJ9AQB04284 seri numaralı 250 GB kapasiteli hard diskin içerisindeki “gözaltılar” isimli belgede farklı tarihlerde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan Ģahısların isimlerinin liste halinde tutulduğu, tutuklanan kiĢilerin isimlerinin karĢısına TUTUKLANDI yazıldığı, yine serbest kalanların isminin yanına SERBEST yazıldığı, Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisinde “gözaltında bululanların listesi” isimli word belgesi incelendiğinde DHKP/C terör örgütüne yönelik olarak 10.05.2011 tarihinde yapılan BaĢsavcılığımız talimatıyla gözaltına alınan kiĢilerin isimlerinin not edilmiĢ olduğunun anlaĢıldığı, Diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde yukarıda belirtilen gözaltı listelerinin HHB avukatları aracılığıyla örgüt amaçları doğrultusunda arĢivlendiği, Aynı harddisk içerisinde; DHKP/C terör örgütünün temel metini olan KuruluĢ Kongre Belgelerinin kitap formatındaki dijital hallerinin bulunduğu, 172 Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki resimler içerisinde DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olan Eyüp BaĢ‟ın “Eyüp BaĢ Ölümsüzdür” yazılı resimlerin bulunduğu, Yine aynı harddisk içerisinde DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik alan üst yapılanması olan Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) tarafından yapılan eylemlere ait resimlerin olduğu, Seagate marka 6VEMM82J seri numaralı 500 GB kapasiteli Sabit disk içerisindeki CEPHELIGENCLER isimli video incelendiğinde; (CEPHE; Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C) anlamına gelmektedir. ) 50‟ye yakın gencin ceza infaz kurumu olduğu tahmin edilen kurum önünde beklediği, arkadaĢları geldiğinde ise hep birlikte zafer iĢareti yaparak ve DHKP/C‟nin gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ marĢını söyleyerek ayrıldıkları, Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00857 ile baĢlayan sıralı videolar incelendiğinde DHKP/C terör örgütü tarafından Güler Zere‟nin cenazesine iliĢkin görüntülerin bulunduğu, Güler Zere‟nin tabuta yerleĢtirildiği, Ģüpheli Oya Aslan‟ın kamera ile çekim yaptığı, törende “Devrim ġehitleri Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz” Ģeklinde sloganların atıldığı, yine törende DHKP/C‟nin sözde bayrağı olan kırmızı flamaların bulunduğu, sonrasında ise kırmızı flamalarla birlikte sloganlar eĢliğinde yürüyüĢ yapıldığı, Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00879 ve M2U00879 isimli videolar incelendiğinde Armutlu Cem Evi‟nde Güler Zere‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen törene ait görüntülerin olduğu, DHKP/C‟nin sözde bayrağı olan kırmızı flama ile CEPHE yapılanmasının simgesi olan yıldız resimlerinin cenazenin Armutlu cemevinin her tarafında bulunduğu, ayrıca DHKP/C sözde bayrağı ile iki erkek ve iki kadının nöbet tuttukları, yine DHKP/C SPB mensubu olan ve Gazi karakoluna düzenlenen canlı bomba saldırısının faili Ġbrahim Çuhadar‟ın da bu etkinliğe katıldığı, Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde DHKP/C terör örgütü sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından düzenlenen eylemlere ait fotoğrafların bulunduğu, fotoğraflarda Halk Cephesi korteji içerisinde siyah pantolon,beyaz gömlek ve kırmızı fular giyinmiĢ , ellerinde DHKP/C terör örgütünün sözde flaması olan kırmızı flama bulunan askeri düzen içerisine uygun adımda yürüyen gruba ait resimlerin bulunduğu, Aynı harddisk içerisinde DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Hasta tutsaklar Serbest Bırakılsın (Güler Zere‟ye özgürlük) adı altında düzenlenen eylemlere ait resimlerin bulunduğu, Aynı hardisk içerisinde 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait 173 resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket ettiğinin fotoğraflardan anlaĢıldığı, Western Digital marka WXL1E91CNUYZ seri numaralı 500 GB sabit disk içerisinde 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟a ait “Ġbrahim Çuhadar Ölümsüzdür” yazılı resimlerin bulunduğu, yine Ġbrahim Çuhadar‟ın elinde silah ve arkasında DHKC bayrağı ile çekilmiĢ resmin bulunduğu, Western Digital marka WXJ0EB9FSA45 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit disk içerisinde DHKP/C terör örgütünün yayın organlarından olan YürüyüĢ Dergisinin tüm sayılarına yakınının kapak fotoğraflarının bulunduğu, Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit disk içerisinde “tarihin_delikanli_hali[1]” isimli word belgesi incelendiğinde; DHKP/C terör örgütü tarafından organize edilen Ölüm Orucu eylemcisi olan ve 1 Mayıs 2004 tarihinde Gebze Hapishanesinde kendini yakarak ölen DHKP/C terör örgütü mensubu Selma KUBAT‟ın yazdığı anlaĢılan Ģiir olduğu, belgenin devamında DHKP/C terör örgütünün yayın organlarından olan YürüyüĢ dergisinde yayınlanan Selma KUBAT‟ı övücü nitelikte yazılan Ģiirin bulunduğu, 379 ile numaralandırılan CD‟nin yapılan incelemesinde DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın hayatının anlatıldığı 2 parçadan oluĢan belgeselin bulunduğu görülmüĢtür. BAZI DEVLET GÖREVLĠLERĠNE ĠLĠġKĠN ELDE EDĠLEN ĠSTĠHBARĠ NOTLAR Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üst kat merdiven çıkıĢında sol dipte bulunan yatak odasında yapılan aramada elde edilen ve 177 – 178 ile numaralandırılan dökümanın yapılan incelemesinde 16.06.2004 tarihinde H.Ġ.ġ. (Mersin) tarafından Halkın Hukuk Bürosu avukatı Behiç AġÇI‟ya gönderilen mektup olduğu görülmüĢtür. Mektup içeriğinde “Avukat Behiç AĢçı'ya 1 Nisan 2004 günü size ve arkadaĢlarınıza düzenlenen komplonun düzenlenmesine sebep olan kiĢi eski bir MĠT görevlisi olan( MĠT Operasyon Dairesi BaĢkanı) M. isimli sahıĢtır. ġahsın eĢi Prof.Dr.(Eczacı)T. XXX Adli Tıp Enstitüsünde Müdür Yardımcısı olarak calıĢmaktadır. Kızı XXX Tıp Fakültesinde 4.sınıf öğrencisi olarak okumaktadır. Oglu Tunç ise Yrd.Doc.Dr.Z. isimli bir göz doktoruyla evlidir. Z. Dokuz Eylül Üniversitesinde Göz Bölümünde çalıĢmaktadır. Z.’nin babası ve annesi Antalya da doktor olarak çalıĢmaktadırlar. Abisi A. Oyak'ın Ordu/Ünye'de bulunan Çimento fabrikasına ortaktır. M. : XXX adresinde oturur. Z.:XXX adresinde oturur.Telefon nosu ev: 0 232 xxx – ĠĢ: 0232 xxx 174 T.:XXX adresinde oturur. 0242 xxx Z.’nin babası: Antalyada xxx doktorudur. 0 242 xxx A.:XXX adresinde oturur.” ġeklinde eski bir MĠT görevlisi olan M. Ġsimli Ģahsın eĢinin, oğlunun, kızının, gelininin, gelininin ailesinin tüm iletiĢim bilgilerinin HHB avukatı Behiç AġÇI‟ya gönderilmiĢ olduğu görülmüĢtür. DHKP/C terör örgütünün yaptığı eylemler analiz edildiğinde söz konusu bilgilerin suikast vb. eylem amaçlı gönderildiği değerlendirilmiĢtir. HÖC DOSYASI TANIK ANLATIMLARI ĠSĠMLĠ BELGE Taylan Tanay,Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ isimli Ģüphelilerin ikamet ettiği anlaĢılan Kâğıthane Ġlçesi Gürsel Mahallesi Kumlu Sokak No:13 sayılı yerde bulunan Halkın Hukuk Bürosu‟nda yapılan aramada elde edilen Casper marka kasa içerisinde yer alan SAMSUNG marka S13QJ9AQB04284 seri numaralı 250 GB kapasiteli hard diskin alınan imajı üzerinde yapılan incelemede doc klasörü içerisinde HÖC DOSYASI TANIK ANLATIMLARI isimli word belgesi bulunmuĢtur. Söz konusu belgenin özellikleri incelendiğinde belgenin 13.03.2008 tarihinde oluĢturulduğu, son kaydetme tarihinin 15.03.2008 olduğu ve yazarının “pc” olduğu görülmüĢtür. Belge isminde geçen “HÖC”ün DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan çatı yapılanması olan Haklar ve Özgürlükler Cephesi olduğu bilinmektedir. Yapılan operasyonlar ve açılan davalar sonucunda HÖC isimli yapılanmanın deĢifre olduğu gerekçesiyle 2008 yılı yaz aylarından itibaren HÖC isminin yerine “HALK CEPHESĠ” ismi kullanılmaya baĢlanılmıĢtır. Kamuoyunda HÖC Davası olarak bilinen 2007/300 esas sayılı davanın mağdur ve tanıklarının isimleri ile emniyet ifadelerinin yazıldığı, hemen altına ise “MAHKEME HUZURUNDA” diye baĢlayan bir bölümün yazıldığı, bu bölümde de “mağdur ve tanıkların nasıl ifade vermesi gerektiği, ifadesinde teĢhis edemediğinden ulaĢılmasına gerek olmadığı, Ģahısların tepkilerinin bilindiğinden o kiĢilerle ilgili yapılacak bir Ģey olmadığı” hususunda birtakım notlar alındığı anlaĢılmıĢtır. Bunun üzerine Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılarak dava kapsamında Ģu ana kadar yapılmıĢ olan tüm celselere ait duruĢma tutanakları istenilmiĢ, Ġstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesinin cevabi yazısı ile de ilgili DuruĢma Tutanakları temin edilmiĢtir. Belge içeriğinde MAHKEME HUZURUNDA diye baĢlayan bölümde yazılı notlar incelendiğinde; „„Bu aileye iliĢkin yapabilecek çok Ģey yok……………. 175 Bu Ģahıs polis memuru olduğu için taraflı. Bunun için de yapabileceğimz bir Ģey yok. ……….götüreceklerini söylemeleri üzerine hazırlanan tutanaklara imza attığını beyan etmeli. ……………. tanıdığını herhangi bir örgüt ile bir ilgisini bulunup bulunmadığını bilmediğini beyan etmeli. ………………………….. ………… sahibi. Maskeli oldukları için kimseyi teĢhis edemeyeceğini söylemiĢ. Huzurda bulunan sanıklardan hiç kimsenin kendisini daha önce tehdit etmediğini beyan edebilir. ……….. mesul müdürü. KiĢileri zaten teĢhis edememiĢ. Yalnız huzurda bulunan kimsenin kendisini daha önce tehdit etmediğini beyan etmeli. Hiç ifadesi alınmamıĢ. Bu kiĢi kendisinin mahallede uyuĢturucu satan MuĢlu olduğunu bildiği kimseler tarafından dövüldüğünü ara sıra Temel Haklar derneğine gidip/ geldiğini,Huzurda bulunan kiĢileri mahalleden tanıdığını, arkadaĢları olduğunu beyan etmeli. ………..Oğlunun dövüldüğünü ama serseri arkadaĢları tarafından dövüldüğünü bildiğini söylemeli.Derneğe gittiğini oradaki çocukların oğlunun serserilerle gezdiği için her zaman baĢına böyle Ģeyler gelebileceğini söylediklerini tüm bildiklerinin bundan ibaret olduğunu söylemeli.Mahkeme huzurunda ikitellide oturanları teĢhis etmeli hepsini mahalleden tanıdığını söylemelidir. ………..Polisin ise kendisinin uyuĢturucu sattığı iddiasıyla hakkında iĢlem yapma ve temel haklar ve özgürler derneğini zaman zaman gidip geldiği için kendisin tutuklaycaklarını söylediklerini.,tehdit ettiklerini bu amaçla da hazırlanan kağıtlara imza attığını ,Ali AYDOĞDU ve Cihan BAYRAM’ı kimin tarafından dövüldüklerini bilmediğini,hatta dövüldüklerini dahi bilmediğini, ara sıra temel haklar derneğini gidip geldiğini burada örgüt adına bir faaliyete rastlamadığınıNurettin,Gültekin,Erkan,Hakan,Ali,Kemal, Serkanı mahalleden Tandığını diğer Ģahısları tanımadığını söylemeli. Ġkitellide bulunan ve molotoflanan Cenk otelin sahibi. Eylemi yapanları görmediği için konuĢmaya gerek yok.. Gazi baraj mevkinde arkadaĢı …. ile birlikte bir grupun kendilerini silahla tehdit edip kaçırdıkları daha sonra ise dövdüklerini beyan etmiĢ Her ikisi de emniyette kendilerini döven Ģahısların ifade de geçen Ģahıslar olduğun söylediklerini,bu kiĢilerin emniyetçe bilindiği telkini üzerine Türk polisi yalan söylemez diyerek inandıklarını ve o Ģekilde ifade verdiklerini beyan ettiklerini söyleyebilirler.Huzurda bulunan sanıklardan hiçbirini tanımadıklarını ve kendilerine eylemde bulunan Ģahısların Ģu an burada olmadığın beyan edebilirler. 176 FuhuĢ yapıldığı için evlerini boĢaltmakla tehdit edildikleri, evlerinin silahla basılması ve darp edilmeleri. Kadın emniyet ifadesinde ……… kendisini tehdit ettiklerini söylüyor.Evlerinin Basılmasına iliĢkin ise her ikisini bir görgüleri yok. Mahkemede evlerinin basıldığını,yalnız slogan ve örgüt isim duymadıklarını.Ģahısların yüzlerinin kapalı olması nedeniyle teĢhis yapamayacakların.Kendisini tehdit ettiği söylediği kiĢileri ise polisin bunlardır demesi üzerine teĢhis ettiğini. Gerçekte görmediğini evlerinin basılması dolayısıyla psikolojisinin kötü olmasından ötürü böyle yaptığı söyleyebilir. dinlenebilinir.ġahısları teĢhis edemediğini söyler.Zaten emniyette de söylemiĢ:yalnız hiçbir örgüt adı duymadığın ve sloganları hatırlamadığın.Sadece gariz küfür edildiğin duyduğunu ifadesinde geçen biz dhkpcliyiz gibi polisin eklediğini söyleyebilir. …….. Kadının evinini fuhuĢ yapıldığı için basılmıĢ ve birlikte fuhuĢ yaptığı …… isimli kiĢi olaya katılanlardan birinin …… olduğunu kadına söylemiĢ yoksa kadın kimseyi tanımadığını söylemiĢ. Kadın mahkemede …… kendisine gösterildiği zaman evini basan ve elinde silah olan Ģahıs bu değildi demesi lazım. Deniz …‟ın sahibinin oğlu Y…….. ve arkadaĢlarının AyĢe ÖVEÇ ve yanındaki Ģahsı döve döve restoranlarına getirdiğini daha sonra restoranın camlarını kırdığını vs beyan etmiĢ.Y……E..‟ü teĢhis etmiĢ. Mahkemede polisin yönlendirmesiyle böyle bir ifade verdiğini huzurda bulunan kimseyi tanımadığını anlatabilir. …….. Gazi mahallesinde molotoflanan Y…. kafenin sahibi. Polis de verdiği ifadede kepenk kapatmaya zorlandığı ve üzerinde örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu tiĢörtleri kendisine zorla satmaya çalıĢtıklarını ama tüm bunları yapmadığını beyan etmiĢ. Huzurda bulunan sanıkların hiçbirinin kendisini ne kepenk kapamaya ne de tiĢört satmaya zorlayan Ģahıslar olduklarını söyleyebilir. Hatta Z…. Ertürk ve O…. Kelebek‟i mahalleden tanıdığını kesinlikle kendisine yönelik herhangi bir eylem yapmadıklarnı söyleyebilir. Oldukça fazla sayıda insanı teĢhis edip üzerlerine ifade vermiĢ. Bu Ģahıs bu ifadelerin tamamını red edip, Gazi mahallesindeki kiĢileri tanıdığını ve örgütsel herhangi bir iliĢkilerinin bulunup bulunmadığın bilmediğini beyan edebilir.Bu adam bulunabilinir. Onun polis ifadesi oldukça düzgün, hatta o eyleme sadece üç kiĢinin katıldığın beyan ediyor(Adem bozyel 15-20 diyor )slogan atmadıklarını söylüyor(Adem BOZYEL birçok örgütsel slogandan bahsediyor).Böylece çeliĢkiler ve ilk Ģahsın yalan söylediği açığa çıkarılabilinir.O nedenle bu Ģahsın dinlenmesi önemlidir. Ali ….‟a ait berber dükkanın basılıp kalfa E.A…‟ın dövülmesi . Sadece Ali adlı berber tarafından Nurullah teĢhis edilmiĢ ve bir bayının eylemi organize ettiği söylenmiĢ. Dövülen E…A… 7-8 kiĢilerdi, maskeli teĢhis edemiyorum diyecekler. E…A…nın polis ifadesini tekrar. 177 Maskeli o nedenle tanıyamıyorum diyecektir Ali Akbulut, maskeli oldukları için tanıyamayacağını,Nurullah ve temel haklar meselesinin polisin hazırladığını kendisinin imzaladığını esasında kimseyi görmediğin söylemeli.” ġeklinde notların alınmıĢ olduğu görülmüĢtür. Belge ile ilgili yapılan incelemelerde DHKP/C terör örgütünün 2006 yılında mahalli alan yapılanmaları olan Küçük Armutlu, Gazi mahallesi, Ġkitelli gibi mahallelerde “UyuĢturucuya, Kumara, FuhuĢa, Hırsızlığa vb. HAYIR” kampanyası adı altında örgüt adına cezalandırma adı altında yukarıda belirtilen mahallerde bulunan kiĢileri tehdit ettikleri, ölümle sonuçlanabilecek Ģekilde darp ettikleri, darp edilen Ģahısların uzun süre hastanede kaldıkları, bu eylemler dolayısıyla örgütün bu eylemlerini konu alan soruĢturmaların yapıldığı ve nihayetinde BaĢsavcılığımız tarafından 2007/460 sayılı iddianamenin hazırlandığı, Söz konusu iddianamenin kabul edilerek Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde davanın yargılamasına baĢlandığı, davanın 2007‟den itibaren devam ettiği, Mağdur ve tanıkların 08.04.2008 tarihinde mahkemede sorgularının yapılmasına baĢlandığı, bu tarihten bir ay önce 15.03.2008 tarihinde Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biri tarafından bir Word belgesi hazırlandığı, belge içeriğinde kamuoyunda HÖC Davası olarak bilinen 2007/300 esas sayılı davanın mağdur ve tanıklarının isimleri ile emniyet ifadelerinin yazıldığı, hemen altına ise “MAHKEME HUZURUNDA” diye baĢlayan bir bölümün yazıldığı, bu bölümde de “mağdur ve tanıkların nasıl ifade vermesi gerektiği, ifadesinde teĢhis edemediğinden ulaĢılmasına gerek olmadığı, Ģahısların tepkilerinin bilindiğinden o kiĢilerle ilgili yapılacak bir Ģey olmadığı” hususunda birtakım notlar alındığı, Bu Ģekilde HHB avukatlarının bizzat ya da diğer örgüt mensupları aracılığıyla söz konusu mağdur ve tanıklar üzerinde etki yaptıkları ve ifadelerini değiĢtirmeye yönelik faaliyet yürüttükleri tespit edilmiĢtir. 10. ÇAĞDAġ HUKUKÇULAR DERNEĞĠ ĠSTANBUL ġUBESĠNDE YAPILAN ARAMA Ġlgili mahkeme kararına istinaden 18.01.2013 günü soruĢturma kapsamında Ġstanbul ili Beyoğlu ilçesi Orhan Adli Apaydın sok. No:11/3 sayılı adreste faaliyet gösteren ÇağdaĢ hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde yapılan aramada; DHKP/C terör örgütü tarafından organize edilen Ölüm Oruçları kapsamında Ölüm orucu eyleminde bulunan kiĢiler hakkında “ġEHĠT, ÖLÜM ORUCU SAVAġÇISI, GAZĠ vb.” Ģeklinde tanımlamaların bulunduğu birçok döküman bulunduğu, Yine DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisine ait birçok nüshanın bulunduğu, söz konusu dergilerin bir kısmına mahkeme kararıyla EL KONULMASINA karar verildiğinin anlaĢıldığı, 178 440 ve 441 ile numaralandırılan bilgisayar çıktısı dökümanlarda “Açlık, yoksulluk, iĢsizlik, sendikasızlaĢtırma, “doğal afet” adı altında yüzlerce cinayet, her gün çeĢitli nedenlerle katledilen insanlarımız, hak gaspları, yoksulluğun neden olduğu yozlaĢma; çürüme, çaresizlik duygusu… Günlük devrimci faaliyetimiz içinde belki de yüzlerce defa anlattığımız halkımızın tablosudur bu… Sürecin, devrimcilere yüklediği görevler ortadadır. Kitlelere alternatif olduğumuzu göstermek, somut alternatifler sunmak zorundayız… Mazeret üretmek, iĢ yapmaktan kaçınmak, görevleri ve sorumlulukları üstlenmemek devrimcilerin iĢi olamaz. Cepheli;”DĠNLE, ANLA, YAP” Ģiarıyla hareket edendir. Devrimcilik, nesnelliğe teslim olmadan her türlü zorluk ve engeli aĢmaya çalıĢmaktır. Sabırlı, emekçi ve ebetteki yaratıcı olmaktır. BaĢarmak için inanç gereklidir. Ancak devrime ve sosyalizme inanan insanlar baĢarabilirler. Ġnanmayan devrimcilik yapamaz. Ġnanç; bilgi ve gerçeğin birleĢtiği duygu yoğunluğudur. Demek ki bilgimizi sürekli artırmalıyız. Eğitimi süreklileĢtirmeliyiz. Dayı ”öğrenmenin temeli sorumluluk duymak, sormak, cevap bulmaktır. DüĢmana karĢı daha güçlü olmayı isteyen her kadro, bulduğu cevaplardan coĢku duyacak, bunu kendi altındaki insana taĢıyacaktır. Bir eğitici, eğitimin heyecanını yaĢamadan, önemini kavramadan eğitemez” demiĢtir. Öğrenmek, öğretmek, kadrolara ve kitlelere bilgilerimizi taĢımak, bir heyecan iĢidir. Daha fazlasını yapacağım, daha fazlasını yapmalıyım iddiasını ve heyecanını taĢımaktır. Kendi ufkunu yakalamaktır. Kendi ufkunu yakalamak için vargücüyle çabalamaktır. Cepheli; kendi sınırlarını zorladığı her noktadan sonra kendi ufkunu yakalamaya bir adım daha yaklaĢmıĢ demektir. BaĢarmak için, insanlarımızı sevmek, halkımızı sevmek gerekir. En önemlisi de baĢarmak için; bu düzenin değiĢmesi için ne pahasına olursa olsun yılmadan ve sürekli olarak sistemli bir çalıĢma içinde olmak gereklidir…”Ģeklinde 2 sayfadan ibaret belge incelendiğinde; belge içeriğinde geçen “CEPHELĠ” ifadesinin Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi (DHKP/C) mensupları anlamına geldiği, yine belge içeriğinde geçen “DAYI” ifadesinin ise DHKP/C terör örgütünün lideri Dursun KARATAġ olduğu, yazının örgütsel eğitim amaçlı yazıldığı ve bulundurulduğunun anlaĢıldığı, Yine DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesine ait çeĢitli bildirilerin bulunduğu, DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması tarafından organize edilen eylemlerde kullanılmak üzere hazırlanan pankartların bulunduğu görülmüĢtür. 11. HALKIN HUKUK BÜROSU VE ÖRGÜTSEL ĠLĠġKĠLERĠNE DAĠR 13. AĞIR CEZA MAHKEMESĠNE SUNULMAK ÜZERE EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE HAZIRLANAN BĠLGĠ NOTU Ġstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi BaĢkanlığının 26.01.2012 tarih ve Dosya No:2011/132 sayılı talimat yazısında, 2011/132 Esas sayılı Dava dosyasının 19.01.2012 tarihli oturumunun 1 nolu ara kararı gereğince; 179 BaĢsavcılığımızın SoruĢturma no:2011/586 ve Ġddianame no: 2011/390 sayılı iddianamesinde yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün legal kurumları arasında sayılan Halkın Hukuk Bürosu ile diğer dernek ve kuruluĢların yasadıĢı DKHP/C terör örgütü ile bağlantılı olup olmadığı ve terör örgütü adına faaliyette bulunup bulunmadığının tespiti ile buna iliĢkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiĢtir. Emniyet Genel Müdürlüğünün 16.03.2012 tarih ve (2481 - 62388) sayılı yazısında; ilgili mahkemeye iletilmek üzere Halkın Hukuk Bürosu ve mahkemenin yazı içeriğinde geçen diğer kurumlara iliĢkin bilgi notunda Halkın hukuk Bürosu ile ilgili olarak; Sol terör örgütleri, özelde ise DHKP/C toplumun tüm kesimleri içerisinde etkin konumda olmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda çeĢitli yapılanmalar oluĢturan terör örgütleri bu yapıları aracılığıyla taban kazanmak, mevcut tabanlarını muhafaza etmek ya da örgüt adına istenmeyen durumların önüne geçme amacı gütmektedirler. Bu bağlamda Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili yapılan incelemede; www.halkinhukuk.org isimli bir internet adresinin mevcut olduğu görülmektedir. Site içerisinde yapılan incelemede; "hakkımızda" baĢlıklı bir link olduğu ve içeriğinde " Halkın Hukuk Bürosunun 1989 yılında (3) avukat tarafından kurulduğu, Özel Yetkili Mahkemelerin görev alanlarına giren davaların takip edildiği, dava konularının 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleĢtirilen Hayata DönüĢ Operasyonu, iĢten çıkarılan iĢçiler, okullardan uzaklaĢtırılan öğrenciler ve sözde iĢkence mağdurları gibi konulardan oluĢtuğu belirtilmektedir. Aynı link içerisinde "Halkın Hukuk Bürosu iĢte bu davaların en büyüklerinden birisinin de bugün hala devam eden ve ülke tarihinin en uzun sürmüĢ ceza davası ünvanına sahip olan, 1243 sanıklı Devrimci Sol ana davasında mücadelesine baĢladı." Denilmekle DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi/Cephesi) terör örgütünün önceli olan ve birçok Ģiddet eylemi bulunan Dev-Sol terör Örgütünün davasına müdahil olunduğu ve ilk davalarının olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Halkın Hukuk Bürosu ile ilgili DHKP/C terör örgütüne müzahir olduğu değerlendirilen www.halkinsesi.tv isimli internet adresi ve yine DHKP/C terör örgütüne müzahir olarak yayın yaptığı değerlendirilen ve hakkında yayın durdurma, toplatma gibi mahkeme kararlan bulunan Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm için YürüyüĢ isimli dergide haberlere yer verildiği, DHKP/C terör örgütü paralelinde yayın yaptığı değerlendirilen http://www.ozuurluk.org/www.ozgurluk.orgisimli internet adresinde yer alan "Emperyalizme ve OligarĢiye KarĢı Mücadele" ismi ile verilen ve kapağında DHKP/C terör örgülü kurucusu ve lideri Dursun KARATAġ ile terör örgütünün amblemlerinin olduğu derginin 8 Ekim 1994 tarihli 113. Sayısının 11. Sayfasında "... Ankara Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının müvekkilleri olan Dursun KarataĢ ve Zerrin Sarı ile ilgili... " Ģeklinde ibarelerin yer aldığı görülmüĢtür. Genel olarak Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının örgüte yönelik olarak gerçekleĢtirilen operasyonlarda yakalanan Ģahısların hukuki süreçlerinin takibini yürüttükleri 180 ve savunmalarını yaptıkları,bu kapsamda örgüt aleyhine ifade sürecinin uzamasının engellenmesi, örgütten kopma gibi konulara engel olmaya çalıĢıldığı değerlendirilmektedir.” ġeklinde değerlendirmenin yapıldığı anlaĢılmıĢtır. 12. GÖREVĠ YAPTIRMAMAK ĠÇĠN DĠRENME VE ÖRGÜTSEL BĠRLĠKTELĠK Hollanda ve Belçika Dökümanları ile DHKP/C terör örgütüne yönelik yürütülen önceki soruĢturmalarda elde edilen dökümanlar ve gizli tanıkların verdikleri ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ifade verilmemesi, parmak izi verilmemesi, üst araması yaptırılmaması, fotoğraf çektirilmemesi, slogan atılması, tutanakların imzalanmaması, açlık grevi yapılması Ģeklindeki hareketlerin örgütsel bir tutum olduğu ve örgüt üyelerinin bu konuda eğitildikleri, örgütün talimatları neticesinde bu Ģekilde hareket ettikleri anlaĢılmaktadır. ġüpheli Güray Dağ ile ilgili mahkeme kararına istinaden aracında yapılan aramada elde edilen 13 ile numaralandırılan CD‟de “kitap_GozaltinaAlindinizneyapacaksiniz.pdf” isimli belge bulunmuĢtur. Haklar ve Özgürlükler Platformu (HÖP – HÖC‟ün bir önceki adı, HÖC – Halk Cephesinin bir önceki adı) tarafından Nisan Yayıncılık aracılığı ile basılan “Gözaltına Alındınız Ne Yapmalısınız?” isimli kitapçığın 44 sayfadan oluĢan dijital formatının olduğu, içeriğinde Gözaltına almanın Ģartları kısmında; “Yine her Ģeye karĢın gözaltına alınmanız durumunda bundan ailenizi, yakınlarınız, haberdar edebilmenin koĢullarını yaratabilmelisiniz. Bunu sağlamanın temel yolu, polisin sizi kaçırdığını, adınız ve haber verilmesi gereken yeri çevrenizin duyacağı Ģekilde haykırmak ve slogan atmaktır. ĠNSANLIK ONURU ĠġKENCEYĠ YENECEK!... Bu slogan hemen her Ģeyi açıklar aslında… Gözaltına alınan kiĢinin devrimci – demokrat olduğunu, gözaltına alanların polis olduğunu ve söz konusu kiĢi iĢkenceyi teĢhir etiği gibi iĢkence karĢısındaki tutumunda mesajıdır aynı zamanda. Bu zorunlu ve gereklidir.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı, Gözaltında ifade almak kısmında; polis ve jandarmanın iĢkencehanelerinde ifade almaları karĢısında yapılacak tek Ģey vardır; ifade vermemek, ifade tutanağını imzalamamak ve sizi suçlayacak hiçbir belgeye imza atmamaktır.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı, Üst arama tutanağı kısmında; “Polis üst araması adı altında onursuz aramaya çeĢitli kılıflar bulsa da her zaman, polisin bu kılıflarının kabul edilmeyeceği açıktır.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı, Gözaltında iĢkence ve tavır kısmında; “ĠNSANLIK ONURU ĠġKENCEYĠ YENECEK!” sloganı iĢkencede insan onurunu ayakta tutmayı ifade eden bu irade çatıĢmasını gösteren en güzel slogandır” Ģeklinde ibarenin yer aldığı, Gözaltında Halka Ġhanet Ettirme, AjanlaĢtırma Faaliyetleri kısmında; “Karakola ve Ģubeye götürülenler polisin ajanlaĢtırma saldırısına maruz kalırlar. Zira polis gözaltına aldığı herkese, hatta sokakta alıp kaçırdığı insanlara ajanlık, muhbirlik teklif eder. Bunun 181 içinde önce çeĢitli vaatlerde bulunur. Kabul ettiremediğinde ise, tehditlere baĢlar. Bir yandan insanların zayıf yanlarını bulup oralara hitap etmeye çalıĢır. Vaadleri arasına Ģubeden serbest bırakma olabileceği gibi kadın, para, iĢ olanağı sağlama, ev, araba gibi olanaklar da sunmaktadır. AjanlaĢtırma polisin sıkça baĢvurduğu yöntemlerdendir.” Ģeklinde ibarenin yer aldığı, özetle DHKP/C terör örgütü tarafından örgüt üyelerine gözaltında bulundukları süre içerisinde Açlık Grevine Gitme, Parmak Ġzi Vermeme, Üst Aramasının Yapılmasına Ġzin Vermeme gibi konularda uymaları gereken örgütsel tavırın anlatıldığı görülmüĢtür. ġüphelilerin de yukarıda bahsedilen hususlara paralel olarak gözaltında bulunan kiĢilere gözaltında bulunduğu süre zarfında örgütsel tavır içinde bulunmaya teĢvik ve telkin ettikleri, ifade vermemesi için telkin ve hatta bazı durumlarda zorlamalarda bulundukları dosya kapsamında detaylı olarak açıklanmıĢtır. ġüphelilerin iddianame kapsamında gözaltına alındıklarında da yukarıda anlatıldığı Ģekilde ilk yakalanmalarından itibaren sorgu iĢleminin bitimine kadar örgütsel tavır sergiledikleri, yakalama esnasında Ģüpheli Taylan Tanay‟ın görevlilere tekme atarak aktif direndiği, yine Barkın Timtik, Ebru Timtik, Günay Dağ‟ın görevlilere etkin olarak direndiği, gözaltı süresinin her aĢamasında örgütsel slogan attıkları, üst arama esnasında direndikleri ve üstlerini aratmak istemedikleri, parmak izi vermek istemeyerek direndikleri, yine tükürük örneği vermek istemedikleri ve direndikleri görülmüĢtür. ġüpheliler Naciye Demir, Gülvin Aydın, Efkan Bolaç, Taylan Tanay, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Avni Güçlü Sevimli, Günay Dağ, Güray Dağ, ġükriye Erden ve Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı'nın gözaltı iĢlemlerinin bitmesini müteakip adliyemizde 20/01/2013 günü saat 11:00'de hazır edilmiĢ, Ģüphelilerin savunmaları alınması için de her bir Ģüpheli için TMK 10. Madde Ġle Görevli Cumhuriyet Savcıları görevlendirilerek saat 10:30 itibariyle adliyemize gelmiĢlerdir. ġüphelilerin soruĢturma dosyaları incelenip, baro baĢkanları ve avukatları temsil eden avukatlar ile hangi avukatın hangi Ģüpheli için ifadeye katılacağı konusunda görüĢme yapılmıĢ, görüĢme sonrasında avukatlar tarafından Ģüphelilerden her birisi için görevlendirilen üç avukatın ismi tarafımıza bildirilmiĢtir. Ġfade için avukatlar davet edildiğinde bu kez de aynı gün itibariyle saat 12.00'de Atatürk havaalanında yakalanıp, gözaltına alınan ve hakkında iĢlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle gözaltı kararı verilen Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı adliyeye getirilmediği takdirde ifadelere katılmayacaklarını ve kimlik bildiriminde bulunmayacaklarını belirtmiĢlerdir. Aynı gün saat:17.30‟a kadar Ģüphelilere ifadelerinin alınacağı bildirilmesine rağmen ifade alma iĢlemi gerçekleĢtirilememiĢtir. ġüpheliler çeĢitli nedenler ileri sürerek ifade vermemeye ve C.BaĢsavcılığımızın görevini yerine getirememesi için yoğun çaba göstermiĢlerdir. Ġfadelerine ancak saat:18.00 sıralarında baĢlanabilmiĢtir. C.BaĢsavcılığımız tarafından ifadeleri alınan yukarıda ismi geçen Ģüphelilerden Gülvin Aydın ve Güray Dağ hariç olmak üzere sorgu hakimliğine sevkedilmiĢlerdir. Sorgu iĢlemlerinin tamamlanmasının ardından Ġstanbul (2) Nolu Hâkimliğinin 17.01.2013 tarih 2012/2259 SoruĢturma, 2013/404 sayılı kararına istinaden çıkarıldıkları mahkemece 182 tutuklanan aĢağıda isimleri yazılı Ģüphelilerin tutuklama kararından sonra olağan durumdan aykırı olarak hazırda bulunan 100‟e yakın avukata hitaben konuĢma yapmıĢlardır. Söz konusu konuĢmada Selçuk Kozağaçlı‟nın “Her kese çok teĢekkür ediyoruz. Bu kavga hepimizin, bu kavga derneğin, bu kavga devrimci avukatların, bu kavga mücadeleye inanmıĢ olan herkesin, daha önce tutsak ettikleri arkadaĢlarımız için nasıl mücadele ettiysek Ģimdi bizim için de ediyorsunuz. Bundan çok büyük gurur duyuyorum. Burada bize sahip çıkan bizim için son üç gününü son dört gününü bu mücadeleye ayırmıĢ olan her kese çok teĢekkür ediyorum. ġükranlarımı iletiyorum. Bu kavganın hepimizin kavgası olduğunu biliyoruz. Bu iĢler bizi yıldıramaz. Böyle böyle ahlaksızlıklar böyle komployla böyle tutuklamalarla hiçbir Ģeyden vazgeçmeyiz. Hıncımız artar. Sinirimiz artar. Öfkemiz artar. Mücadele isteğimiz irademiz artar. Bürolarımız açık, açık kalacak. Derneğimiz açık, açık kalacak. Örgütlerimiz büyüyecek. Bürolarımız büyüyecek. Nasıl avukatlık yapıldığını göstereceğiz. Nasıl savcılık yapmaları gerektiğini öğreteceğiz. Nasıl yargıçlık yapmaları gerektiğini öğreteceğiz. Hiç kimse hiç bir Ģekilde geri atmamızı sağlayamayacaktır. Tekrar çok teĢekkür ediyorum. Biz haklıyız. Biz kazanacağız. Baskılar bizi yıldıramaz.” Ģeklinde konuĢma yaptığı, ġüpheli ġükriye Erden‟in “Hepinize destek verdiğiniz için çok teĢekkür ederiz. Biz bir Ģey bırakmadık. Devam ediyoruz. Siz kaldığımız yoldan gidin. Bıraktığımız yerden biliyoruz ki devam edeceksiniz. Onun için hepinizi çok çok seviyoruz. TeĢekkür ediyoruz hepinize.” dediği, ġüpheli Günay Dağ‟ın “Emniyette adliyede bizim için buradasınız biliyoruz. Biz biliyoruz ki bu saldırı bence bize yönelik bir saldırı değil. Yalnızca Halkın Hukuk Bürosuna yönelik bir saldırı değil. ÇağdaĢ Hukukçular Derneğine yönelik bir saldırı değil. Bu saldırı tüm ezilenlerin yoksulların sömürülenlerin ...yapanlara aittir bu saldırı. Biz sizinle vedalaĢmıyoruz. Biliyoruz yanımızdasınız. Hep yanımızda olacaksınız. O yüzden kendinize iyi bakın diyoruz. Biz hep birlikteyiz. Ġçerde de dıĢarıda da birlikte olacağız. Mücadelemize devam edeceğiz. Selçuk abinin dediği gibi mücadeleyi kaldığı yerden sizler devam ettireceksiniz. TeĢekkür ediyorum.” dediği, ġüpheli Barkın Timtik‟in “Buradaki kalabalık buradaki avukatlık kalabalığı zaten bunu gösteriyor. Hepinizi çok seviyoruz. Bu mücadeleye gerek içerde gerek dıĢarıda nerde olursak olalım devam edeceğiz biz. Sizlerinde aynı dirençle bu mücadeleyi (AnlaĢılmıyor) inanıyorum. Bütün mesele budur. Mücadele devam edecek. Bütün nehirler denize akar. Bunu biliyoruz. Hepinize selamlar saygılar.” dediği, ġüpheli Ebru Timtik‟in “Bir tek Ģey söylüyorum. Eninde sonunda zafer bizim olacak.” diyerek zafer iĢareti yaptığı, ġüpheli Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın “Hepinize çok teĢekkür ediyoruz. Bir süre bizi mücadeleden alı koyuyorlar belki ama bu kalabalığı sizleri görmek bizim için yeterli çok teĢekkür ediyoruz tekrar.” dediği, 183 ġüpheli Naciye Demir‟in “Çok teĢekkür ederiz. Sizleri çok seviyoruz. Her zaman böyle hep birlikte olalım istiyoruz. Kaldığımız yerden zaten devam edecek. Onu biliyoruz. Destekleriniz için yanımızda olduğunuz için çok teĢekkür ederiz.” dediği, ġüpheli Avni Güçlü Sevimli‟nin “Bizleri ÇHD‟yi savunduğunuz için arkamızda durduğunuz için sizlere çok teĢekkür ediyoruz. Her yerden geldiniz. …(AnlaĢılmıyor.) inanılmaz bir pratik ortaya koydunuz. Sağolun. Biz kısa bir süre içerde olacağız ama mücadeleye devam. Çok sağolun.” dediği, ġüpheli Taylan Tanay‟ın “ArkadaĢlar Ģimdilik gidiyoruz. Kısa bir ara veriyoruz. Fiziki olarak. Mücadelemiz içerde de sürecek. 1969 yılında ODTÜ‟de …(AnlaĢılmıyor.) yakılmasından sonra bir araya gelmiĢ avukatın yirmi ilerici avukatın bugün geldiği nokta iĢte burasıdır. Geldiği nokta devrimci avukatlık pratiği burasıdır. Halit Çelenk‟lerin, Niyazi Ağırnaslı‟ların, Ġbrahim Açan‟ların yolunda yürümeye devam ediyoruz. Bu ülkeye kırk yılı aĢkın bir devrimci avukatlık pratiğini hediye etmiĢ durumdayız. Biz hepimiz hepimiz bugün Ģu an itibariyle bu mücadelenin bir parçasıyız. Çok bedel ödedik. Ġlk kez tutuklanmıyoruz. BaĢka meslektaĢlarımız arkadaĢlarımız yoldaĢlarımız da tutuklu. 1994‟de Fuat ERDOĞAN‟ı katlettiler. Faik CANDAR‟ı katlettiler. …(AnlaĢılmıyor.) katlettiler. Onlarca meslektaĢımızı iĢkenceye adeta iĢkence yaptılar kendilerine ama bu mücadele kesintisiz olarak devam ediyor. Bugün bugün bizi tutuklayarak bu mücadeleye ara vereceğini sekteye uğratacağını sananlar yanılıyorlar. Biz iĢçilerin, öğrencilerin, devrimcilerin, gecekonduluların, ezilenlerin, yoksulların, kürt halkının, bu ülkede kim eziliyorsa, bu ülkede kim horlanıyorsa, bu ülkede kimin adalet talebi var ise hiçbir bedeli göze her bedeli göze alarak bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Bunun farkındaydık. Tutsak düĢeceğimizin öleceğimizin farkındaydık. Bu farkındalıkla bunun farkında olarak da mücadeleyi sürdürdük. Bu mücadele bugün devam ediyor. Buradasınız gözümüz arkada değil. Bu mücadele sürüyor. Hiç kesintisiz sürecek. Buna inanıyoruz. Milim sapmayacak. Tek adım geri atmayacak. Buradaki yoldaĢlarımız arkadaĢlarımız meslektaĢlarımız bunun teminatıdır. Hepinizi çok seviyoruz. Halkımızı çok seviyoruz. ĠĢçileri çok seviyoruz. Hepinizi çok seviyoruz ve inanıyoruz ki kazanacağız. Haklıyız. Kazanacağız.” dediği görülmüĢtür. ġüphelilerin konuĢmasının hemen akabinde avukat Behiç AĢçı‟nın “Siz mücadeleye ara vermediniz sadece alan değiĢti o kadar.” diyerek Ģüphelilerin DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması olan HHB‟den DHKP/C terör örgütünün cezaevi yapılanmasına dahil olduklarını, örgütsel faaliyetlerine oradan kaldığı yerden devam edeceklerini beyan ettiği tesbit edilmiĢtir. 13. ġÜPHELĠLERĠN CEZAEVĠNDE ĠKEN ÖRGÜTÜN MERKEZ KOMĠTESĠ ĠLE HABERLEġMEYE DEVAM ETMESĠ Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturmasının firari Ģüphelisi olan Bulut Yayla‟nın legal yollardan 28 ġubat 2011‟de Yunanistan‟a gittiği ve 28 Mart 2011‟de ülkemize geri döndüğü, DHKP/C terör örgütüne yönelik 8-9 Mayıs 2012‟ de ülkemiz genelinde 11 ilde eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilen operasyonun firarisi olduğu, ayrıca 184 Emniyet Genel Müdürlüğü‟nün 23.01.2013 tarihli yazısında Yunanistan‟da (Atina) bulunduğu bildirilmiĢtir. AteĢ mahlaslı gizli tanık 07.09.2012 tarihinde vermiĢ olduğu ifadesinde; “Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütünün yurtdıĢında bulunan üst düzey sorumluları ile Ģifreli yazıĢarak talimatlar alıp ülkedeki faaliyetleri yönlendiren Ģahıslar arasında olduğunu” beyan ettiği, Ümit AteĢ ifadesinde; “Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması sorumlusu olduğunu” beyan ettiği, SPB mensubu olan ve gerçekleĢtirdiği eylem sonrası yakalanan Selçuk Aymaz isimli Ģahıs 30.10.2012 vermiĢ olduğu tarihinde ifadesinde; “Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması sorumlusu olduğunu, 2012 yılı içerisinde kendisinden özgeçmiĢ raporu istediğini, özgeçmiĢ bilgilerini laptop tarzı bir bilgisayara kaydettiğini” beyan ettiği görülmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Bulut Yayla ile ilgili olarak 31.05.2013 tarihinde Haber Merkezine yapılan “Edirne ilimiz Dilaverbey caddesi üzerinde bir Ģahsın sınıra çok yakın bir yerde üstü baĢı çamur içinde Ģüpheli halde bulunduğu, muhtemel sınırdan kaçak olarak geçen bir Ģahıs olduğu” Ģeklindeki ihbar neticesinde Yunanistan sınırına çok yakın bir mevkide Edirne Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan uygulama sonucu yakalanmıĢtır.ġahsın yapılan üst aramasında 1 adet Sandisk marka Flash bellek bulunmuĢtur. Üzerinden çıkan flash bellek içerisinde bulunan belgelerin incelenmesi sonucu Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü içerisinde “CEZAEVLERĠNDEKĠ ÖRGÜT MENSUPLARINDAN SORUMLU” olduğu ve “HÜSEYĠN VE HÜSEYĠN KĠLĠS” Kod adını kullandığı, Cezaevinden gelen mektupların içeriğini (cezaevindeki örgüt mensuplarının istek, ihtiyaç ve dilekleri not aldığı, örgütün yayın organlarında yayınlanması amacıyla gönderilen yazı ve karikatürleri topladığı, cezaevi yönetiminin uygulamalarını, mektubun yanında gönderilen Ģeyleri) özetleyerek, örgüt mensupları hakkındaki bilgileri not ettiği ve bunları örgütün üst düzey yönetimine aktardığı, Ayrıca örgütün üst düzey yöneticilerinden aldığı belgeleri, sorumluluk alanında yer alan cezaevlerinde bulunan örgüt mensubu Ģahıslara gönderdiği, DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan www.halkinsesi.tv den gelen e-posta cevap niteliğinde yazı yazdığı, Türkiye‟deki örgüt mensuplarını bilgilendirdiği, yönlendirdiği, Örgüt içi örgütlenmelerden ve Ģahıslardan raporlar aldığı, örgüt içerisinde veya Türkiye‟deki örgütlenmelerde çıkan sorunlara karĢı cevap yazdığı, Örgüt yöneticilerinde bulunması gereken örgütsel nitelikteki belge ve örgüt yöneticilerinin uyması gereken kuralları içeren belgelerin de kendisinde yer aldığı, 185 DHKP/C terör örgütünün Avrupa‟da bulunan üst düzey yöneticilerinden Faruk Ereren, hala Almanya‟da tutuklu bulunan terör örgütü üst düzey yönetici ġadi Özpolat, terör örgütü gençlik yapılanması sorumlularından Mahir BektaĢ ve cezaevinde tutuklu bulunan veya hükümlü olan birçok DHKP/C terör örgüt mensubuyla iletiĢim halinde olduğu, onlardan gelen veya gönderilen mektupları-örgütsel yazıĢmaları-talimatları arĢivlediği ve notlar çıkararak örgütün üst düzey yöneticilerine ilettiği, DHKP/C terör örgütü SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet gösterirken 19.03.2013 tarihinde Ankara Ġli AKP Genel Merkezine “Lav Silahlı” eylemi gerçekleĢtirilmesi eyleminin faili olan Muharrem KarataĢ adlı Ģahısla aynı adres bilgisini “TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” kullandıkları, dolayısıyla Bulut Yayla‟nın örgütün silahlı kanadıyla beraber hareket ettiği belirlenmiĢtir. Bulut Yayla Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2013/969 sayılı soruĢturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilmiĢtir. Bulut Yayla‟dan elde edilen flash bellek içerisindeki mektuplar ve yazıĢmalar incelendiğinde; arĢivi tutulan (gelen ve giden) mektupların tamamının örgütün cezaevinde bulunan örgüt mensuplarına ait olduğu, örgütün üst düzey sorumlularının arĢivinin tutulduğu klasör içerisinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı, Ģüpheli Taylan Tanay ve Ģüpheli Ebru Timtik ile yapılan mektuplaĢmalar ve yazıĢmaların da bulunduğu görülmüĢtür. Flash bellek içerisindeki ZARFLAR isimli klasör incelendiğinde; DHKP/C terör örgütü içerisinde yönetici düzeyinde faaliyette bulunmak suçundan hükümlü ve tutuklu bulunan 34 kiĢinin isimlerinin yazılı olduğu Word belgelerinin bulunduğu, bu Word belgeleri incelendiğinde ise “cezaevlerindeki örgüt mensuplarından sorumlu” olduğu belirlenen Hüseyin Kilis KOD Bulut Yayla, Ali TEMĠZ ve Muharrem KARATAġ isimli Ģahıslar tarafından hazırlanmıĢ mektup zarfları olduğu anlaĢılmıĢtır. Örgütün üst düzey sorumlularının isimleri bulunan klasör içerisinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı, Ģüpheli Taylan Tanay ve Ģüpheli Ebru Timtik‟in de isimlerinin bulunduğu, “taylantanay.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı formatında hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise “AVUKAT TAYLAN TANAY 1 NO‟LU F TĠPĠ HAPĠSHANESĠKANDIRA/KOCAELĠ/TURKEY” ibaresinin bulunduğu, “selcukkozagacli.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı formatında hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise “AVUKAT SELÇUK KOZAĞAÇLI 1 NO‟LU F TĠPĠ HAPĠSHANESĠKANDIRA/KOCAELĠ/TURKEY” ibaresinin bulunduğu, “ebrutimtik.docx” isimli Word belgesi açıldığında belgenin mektup zarfı formatında hazırlandığı,belgenin sol üst köĢesindeki gönderen kısmında “HÜSEYĠN KĠLĠS 186 TZAVELLA- 10681 ATHENS GREECE” ibaresinin bulunduğu, alıcı kısmında ise “AVUKAT EBRU TĠMTĠK L TĠPĠ HAPĠSHANESĠ BAKIRKÖY/ĠSTANBUL/TURKEY ” ibaresinin bulunduğu görülmüĢtür. Bu üç Ģüpheli adına arĢivlenmiĢ “ebrutimtik”, “selçukkozagacli” ve “taylantanay” isimli klasörlerin içeriği incelendiğinde, “30.1.2013avukatlara” adlı klasör ve “ebru-taylanselcuk-gidecekMektup-2.3.2013” isimli metin belgesinin bu üç klasörde de bulunduğu ve ortak belgeler olduğu anlaĢılmıĢtır. “ebru-taylan-selcuk-gidecekMektup-2.3.2013”isimli “.txt” uzantılı Metin belgesi içerisinde; “ebru, taylan ve selçuk'a gönderelim... baĢına da kendilerinin de bu avukatlarla yazıĢabileceklerini uygun bir Ģekilde yazalım... bir-iki cümleyle.. Müvekkilini savunmaktan idam cezası? ÖZGÜRLÜK YOLU Mumia Abu Jamal Mumia Abu Jamal Lynne Stewart, zeki ve hevesli bir avukat. Kendisi bir çok avukatın uğruna cinayet iĢleyebileceği bir özgeçmiĢe sahip. MüĢterileri için gerçekten savaĢan bir savunma avukatı. Ve dahası, onları eve döndürüyor. New York tarihindeki en büyük davalardan birini aldı. Ġddia makamını ve hükümeti yendi. AçılıĢ konuĢmasından sonra, Mısırlı Rahip Omar Abdel-Rahman davasında savunma yaparken kamuya karĢı açıkça fikirlerini ifade ettiği ve onun görüĢlerini topluma ilettiği için komplo kurmak, teröristlere destek vermekle suçlandı ve hüküm giydi. Temyizden sonra 10 yılını federal hapishanede geçirdi ve barodan atıldı. 73 yaĢındaki Lynne, göğüs kanserini yenmiĢti ve yakın zamanda, kanser geri geldi. Federal gözetimde yapılan tedavi ve bakım ortalamanın altında. O 10 yıl, 2. Temyiz Mahkemesinin kararıyla 28 ay uzatıldı. Bu süre, cesur, prensipli, zeki bir savunma avukatı için ölüm kararı demek olabilir. Ki, o da mahkeme salonuna girdiği ilk günden itibaren eyalet için bu anlama geliyordu. Muhafazakar Fox TV Yayıncısı Eski Hakim Andrew Napolitano, Stewart kararı hakkında, “Adalet bakanlığı için sapkın bir zafer ve adalet için kötü bir örnek, müvekkillerini gayretle savunan tüm avukatlara göz dağı verme giriĢimi” dedi. Lynne Stewart‟a nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenmek için, lynnestewart.org adresini ziyaret edebilirsiniz. 187 “evrensel.net - Bu sayfa 173 kere görüntülendi.Güncelleme tarihi: 2013-02-28 16:23:”Ģeklinde örgütsel içerikli bilgi notu olduğu, txt belgesinin üst bilgileri incelendiğinde belgenin 02.03.2013 saat:21.25‟te oluĢturulduğu, Örgütsel döküman içeriğinde örgüt merkez komitesinin, cezaevinde bulunan örgüt mensuplarından sorumlu olduğu belirlenen Bulut Yayla aracılığı ile Ģüpheliler Ebru Timtik, Taylan Tanay ve Selçuk Kozağaçlı‟ya iletilmek üzere cezaevinden yazıĢabilecekleri avukatların isimlerini gönderdiği, Flash bellek içerisindeki “taylan tanay mektup.docx” isimli belge incelendiğinde; “05.03.2013 Merhaba Taylan, Nasılsınız? Emperyalizmin hüküm sürdüğü bir dünyada, emperyalizmin ve faĢizmin kirli politikalarını teĢhir eden, boĢa çıkartan, emperyalizme ve faĢizme karĢı hukuk cephesinden mücadele yürüten avukatlar; müvekkilleriyle aynı “kaderi” paylaĢıyorlar ne yazık ki çoğunlukla… Sizin yaĢadıklarınızı, belki biraz farklı olarak dünyanın çeĢitli yerlerinde yaĢayanlar da vardır muhakkak. Bunlardan biri de Amerika‟dan Lynne Stewart. Lynne Stewart hakkında geçenlerde kısa bir yazı okudum internette. Evrensel gazetesinin internet sayfasında yayınlanan yazıyı paylaĢmak istiyorum sizinle… “Lynne Stewart, zeki ve hevesli bir avukat. Kendisi bir çok avukatın uğruna cinayet iĢleyebileceği bir özgeçmiĢe sahip. MüĢterileri için gerçekten savaĢan bir savunma avukatı. Ve dahası, onları eve döndürüyor. New York tarihindeki en büyük davalardan birini aldı. Ġddia makamını ve hükümeti yendi. AçılıĢ konuĢmasından sonra, Mısırlı Rahip Omar Abdel-Rahman davasında savunma yaparken kamuya karĢı açıkça fikirlerini ifade ettiği ve onun görüĢlerini topluma ilettiği için komplo kurmak, teröristlere destek vermekle suçlandı ve hüküm giydi. Temyizden sonra 10 yılını federal hapishanede geçirdi ve barodan atıldı. 73 yaĢındaki Lynne, göğüs kanserini yenmiĢti ve yakın zamanda, kanser geri geldi. Federal gözetimde yapılan tedavi ve bakım ortalamanın altında. O 10 yıl, 2. Temyiz Mahkemesinin kararıyla 28 ay uzatıldı. Bu süre, cesur, prensipli, zeki bir savunma avukatı için ölüm kararı demek olabilir. Ki, o da mahkeme salonuna girdiği ilk günden itibaren eyalet için bu anlama geliyordu. Muhafazakar Fox TV Yayıncısı Eski Hakim Andrew Napolitano, Stewart kararı hakkında, “Adalet bakanlığı için sapkın bir zafer ve adalet için kötü bir örnek, müvekkillerini gayretle savunan tüm avukatlara göz dağı verme giriĢimi” dedi.” Ayrıca Milliyet‟te de davasıyla ilgili kısa bir bilgi var, onu da paylaĢayım: 188 “…duruĢmalardaki ateĢli savunmalarıyla ünlenen Stewart, Kör Ġmam ile lideri olduğu terör örgütü "Ġslami Grup" arasında kuryelik yaptığı ve demir parmaklıkların arkasındaki köktendinci liderin direktiflerini örgüte taĢıdığı gerekçesiyle geçen salı günü Manhattanda mahkemeye çıkarıldı. 500 bin dolar kefaletle serbest bırakılan Stewart, 40 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Stewart ile birlikte Kör Ġmamın iki tercümanı ve hukuki danıĢmanı da yargılanacak.Stewart, medyaya, "savaĢa hazırlandığı" mesajını göndererek, suçlamaları reddetti. 11 Eylüldeki terör saldırılarıyla yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezini (DTM) Usame bin Ladinden daha önce, 1993te bombaladıktan sonra yakalanarak tutuklanan "Kör Ġmam" lakaplı Mısırlı ġeyh Ömer Abdül Rahmanın Amerikalı ünlü avukatı Lynne Stewart, terör kuryeliği yapmakla suçlanıyor.” Müvekkilini savunmaktan idam cezası… siz de bir avukat olarak onunla yazıĢabilirsiniz, eminim paylaĢabileceğiniz çok Ģey vardır. ġimdilik kalkayım… tüm arkadaĢlara selamlar… görüĢmek dileğiyle, selamlar. Hüseyin” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, belge içeriğinden bir önceki örgütsel yazıĢmada belirtildiği üzere Bulut Yayla‟nın örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda Ģüpheli Taylan Tanay‟a mektup yazdığı ve cezaevinden yazıĢabileceği avukatların isimlerini gönderdiği anlaĢılmıĢtır. “30.1.2013avukatlara” isimli ortak klasör incelendiğinde, içerisinde 14 adet txt belgesi ile 5 adet Word belgesinin bulunduğu, belgelerin isimlerininin sırasıyla “Aclik Grevleri ve Hukukcu Sorumlulugu-Cozum-Sayi27-1989Eylul.txt, Adalet - Kopya.txt, adalet secme.txt, Adalet.txt, avukat mektubu ebru.docx, avukat mektubu ebru-2.docx, avukat mektubu taylan.docx, avukat mektubu taylan-2.docx, avukatmektupbilgi.txt, AydinveHukukcuHalkinSafindaOlmali-Yuruyus-005.txt, BAGIMSIZLIK, DEMOKRASI VE ADALET.txt, Burjuva yasalcilik ve burjuva hukuku-1994.11.12-DGOzelSayi-s036.txt, Egemenlik Kimin-Yuruyus-150.txt, Havana Kurallari.txt, HayatinicindekiTeori-1.txt, HayatinicindekiTeori-2.txt, Hukuk.txt, Hukukun, adaletin olmadigi yerde-1994.10.29DGOzelSayi-s033.txt, SECME-adaletle ilgili paragraflar.doc” olduğu, belgeler incelendiğinde “avukatmektupbilgi.txt” haricindeki txt belgelerinin adalet sistemi hakkında yazılan ve örgütün çeĢitli yayın organlarında (YürüyüĢ Dergisi, Devrimci Gençlik vb.) yayınlanan yazılar olduğu, belgelerin oluĢturma tarihinin 04.02.2013 saat:19.29 olduğu, dolayısıyla bu belgelerin klasöre aynı anda atıldığının anlaĢıldığı, “avukatmektupbilgi.txt”isimli belge incelendiğinde; “03.03.2013 avukat mektupları bilgi 1-Taylan ve Ebru'ya 11 Ģubat tarihinde gönderildi mektuplar 2-mektup içeriğindeki alıntılar: 189 -Aclik Grevleri ve Hukukcu Sorumlulugu-Cozum-Sayi27-1989Eylul -Adalet -adalet secme -AydinveHukukcuHalkinSafindaOlmali-Yuruyus-005 -BAGIMSIZLIK, DEMOKRASI VE ADALET -Burjuva yasalcilik ve burjuva hukuku-1994.11.12-DGOzelSayi-s036 -Egemenlik Kimin-Yuruyus-150 -Havana Kurallari -HayatinicindekiTeori-1 -HayatinicindekiTeori-2 -Hukuk -Hukukun, adaletin olmadigi yerde-1994.10.29-DGOzelSayi-s033 -SECME-adaletle ilgili paragraflar ...bitti...” Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu örgütsel dökümanın Bulut Yayla tarafından örgüt yönetimine hitaben yazıldığının anlaĢıldığı, Bulut Yayla‟nın 11.02.2013 tarihinde örgüt yönetiminin talimatı doğrultusunda Ģüpheli Ebru Timtik ve Ģüpheli Taylan Tanay‟a mektup gönderdiğini bildirdiği, yine bu kiĢilere göndermiĢ olduğu mektup içeriği hakkında bilgi verdiği, dolayısıyla Bulut Yayla‟nın klasör içeriğinde bulunan diğer txt belgelerindeki yazılar ile SECME-adaletle ilgili paragraflar.doc isimli belgenin Ģüpheli Ebru Timtik ve Ģüpheli Taylan Tanay‟a 11 ġubat tarihinde gönderilen mektup içeriğinde bulunduğunun tespit edildiği, Söz konusu “avukatmektupbilgi.txt”isimli belgenin üst bilgileri incelendiğinde belgenin 04.03.2013 saat:04.40 tarihinde oluĢturulduğunun belirlendiği, dosya kapsamında iddianame ekinde bulunan çok sayıda örgüt içi yazıĢma incelendiğinde bu belgenin yazım Ģeklinin de diğer örgüt içi yazıĢmalarla aynı olduğu, Bu Ģekilde bu belgenin de aynı Hollanda ve Belçika dökümanları ile aynı mahiyette örgüt içi yazıĢmalardan biri olduğu, örgütün halen bilgisayar üzerinden örgüt içi yazıĢmaya devam ettiği anlaĢılmıĢtır. Klasör içerisindeki “avukat mektubu ebru.docx”isimli belge içeriğinde; “Merhaba Ebru, Nasılsınız? Öncelikle geçmiĢ olsun diyoruz. Devrimci avukatlık yaptığınız için Ģimdi savunduğunuz devrimcilerle birlikte tecrit hücrelerine konuldunuz. Halkın avukatlığını 190 yapmak, devrimci avukatlık yapmak; komplolarla, iĢkencelerle, tutsaklıklarla, katliamlarla karĢılaĢmak demek bu ülkede. Evet, sizi izledik. “Mücadelemiz içeride de devam edecek!” diyor, avukatlığın nasıl yapılması gerektiğini öğretiyordunuz. Bir kitap çalıĢması yaptığınızı duyunca, yardımcı olabileceğini düĢünerek size birkaç yazı gönderelim istedik. Umarız iĢinize yarar. …(NOT:Yukarıdaki örgütsel dökümanda geçtiği Ģekilde “30.1.2013avukatlara” isimli klasörde bulunan diğer yazı içeriklerinin olduğu görülmüĢtür.) Sevgili Ebru, ġimdilik burada bitireyim, bir sonraki mektubumuzda devam ederiz yazılarımıza yine… Tüm arkadaĢlara selamlarımızı iletiyoruz, iyi bakın kendinize… Hüseyin” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, söz konusu belgenin Bulut Yayla tarafından bir önceki örgütsel dökümanda belirtildiği üzere 11 ġubat tarihinde Ģüpheli Ebru Timtik‟e gönderdiği mektup olduğu, mektubun sonunda bulunan Hüseyin‟in Bulut Yayla‟nın örgüt içerisinde kullandığı KOD isim olduğunun belirlendiği, Klasör içerisindeki “avukat mektubu ebru-2.docx” isimli belge incelendiğinde; “11.02.2013 Merhaba Ebru, Nasılsınız? Yeniden, üzerinde çalıĢtığınız kitabınızda size yardımcı olabileceğini düĢündüğümüz bazı yazıları yolluyoruz size… …(NOT: Yukarıdaki örgütsel dökümanda geçtiği Ģekilde “30.1.2013avukatlara” isimli klasörde bulunan diğer yazı içeriklerinin olduğu görülmüĢtür.) Umarız iĢinize yarar… ġimdilik bunları gönderiyoruz. Umarız beğenirsiniz. Yeniden görüĢmek umuduyla… selamlar Hüseyin”Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu belgenin de Bulut Yayla tarafından yukarıdaki örgütsel dökümanda belirtildiği üzere 11 ġubat tarihinde Ģüpheli Ebru Timtik‟e gönderdiği mektubun devamı olduğu, mektubun sonunda bulunan Hüseyin‟in Bulut Yayla‟nın örgüt içerisinde kullandığı KOD isim olduğunun belirlendiği, Klasör içerisindeki “avukat mektubu taylan.docx”, “avukat mektubu taylan-2.docx” isimli belgeler incelendiğinde ise yukarıda içeriği açıklanan, cezaevinde bulunan örgüt mensuplarından sorumlu örgüt mensubu olan Bulut Yayla tarafından Ģüpheli Ebru Timtik‟e gönderilen mektuplarla aynı içeriğe sahip olduğunun anlaĢıldığı, her iki mektupta da tek 191 farkın mektup baĢındaki “Sevgili Ebru” yerine “Sevgili Taylan” olarak değiĢtirilmesi olduğu anlaĢılmıĢtır. “ebrutimtik” Ġsimli Klasör “ebrutimtik”isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak “ebru timtik mektup.docx, bakirköy.docx,30.03.2013.ebrutimtik.pdf” isimli belgelerin bulunduğu, “ebru timtik mektup.docx” isimli belge içeriği incelendiğinde; 05.03.2013 tarihinde Bulut Yayla‟nın örgüt yönetiminin talimatları doğrultusunda Ģüpheli Taylan Tanay‟a yazdığı ve “taylan tanay mektup.docx” isimli belge olan mektubun aynısı olduğu, sadece “Sevgili Taylan” yerine “Sevgili Ebru” olarak mektubun değiĢtirildiği, Bulut Yayla‟nın mektup ile Ģüpheli Ebru Timtik‟e cezaevinden yazıĢabileceği avukatların isimlerini gönderdiği, “bakirköy.docx” isimli belge içeriğinde; “19.3.2013 Merhaba Sevgili Ebru, Barkın, Naciye, Betül ve ġükriye Nasılsınız? Bilebildiğim kadarıyla Bakırköy tutsaklarımız iki ayrı hücrede kalıyorlar.Hanginizin hangi hücrelerde olduğunuzu bilmiyorum , o yüzden bu mektubumda hepinize toplu selam gönderiyorum. GörüĢmeyeli nasılsınız? Soğuk tekrar geri döndü yurda, ta buralara kadar da geldi. Buralarda grip salgını var, sizinde dikkatli olmanızı tavsiye edebilirim. Bizler de gayet iyiyiz. Dün Hristiyanların "Temiz Pazartesi" Bayramıydı...Bizim Alevi halkımızın tuttuğu oruca benzer bir özelliği var. 40 gün et yemeyecekler. Yunan halkına özel olarak , Yunanlar bugün uçurtmalar yapıyorlar. Bizde bu tatil gününü değerlendirdik ve el yapımı uçurtmalarımızla Yunan halkına katıldık. Bir iki uçurtma dıĢında pek baĢarılı olduğumuz söylenemez ama en azından denedik.Soğuk etkisi dıĢında keyifli bir gündü... Bu arada Av. Ebru adına 5 mart tarihli bir mektup göndermiĢtik. umarım elinize ulaĢmıĢtır. Seninle Ümit Ġlter'in güzel bir Ģiirini paylaĢmak istiyorum. Muhtemelen siz de biliyorsunuzdur... Umudun ġahanlarına Dair... Vurgun yemiĢ Ģahanlar Kalsalar da dağ baĢında Kurda kuĢa yem olmazlar Eğilmeyen baĢlarından Eğilip öper hayat Ve Ģahan olup Dağlara çıkan zaman Takınca tarih kanadını Hasretine sarılıp dalgalanınca Tutulmaz bir kuvvetle ġehirleri dağlara çıkartıp Dağları meydanlara indirerek Devrimi yarasından öper... 192 Güzel değil mi? Özellikle Dev-Gençlilere yapılan son saldırının ardından daha bir anlamlı geldi bana. Ne dersiniz? Bu arada Sevinç Bozdağ isimli arkadaĢımız da tutuklandı. Mektup elinize geçtiğinde yanınızda olacaktır. Ġlk elden geçmiĢ olsun diyelim sizin aracılığınızla ona da... Biz YürüyüĢ Avrupa Bürosu olarak çalıĢmalarımıza devam ediyoruz burada. Gelen yazıları değerlendirmeye çalıĢıyoruz. Fakat sizden haber alamadık henüz. Biz de merak ettik, " niye bize göndermiyorlar yazılarını acaba, yoksa bizi basından görmüyorlar mı" diye? Evet bu merağımızı gidermenizi beklemekle birlikte, sizden bir ricam daha olacak; hukuk açısından güncel değerlendirmeleri içeren dergi yazılarınızı da bekliyoruz, tutuklanmanızın hukuksuzluğunu inceleyen yazılar ...Dünya ve ülkemiz açısımndan hukuki incelemer yazı dizileri gibi... Bu kısa mektubumu bitiriyorum.Kendinize iyi bakın. Sevgi ve selamlarımla. Hüseyin…” ġeklinde ibarelerin olduğu,belge içeriğinden Hüseyin KOD Bulut Yayla‟nın Ģüpheliler Ebru Timtik, Barkın Timtik, Nazan Betül Kozağaçlı, ġükriye Erden ve Naciye Demir‟e hitaben mektup gönderdiği, mektup içeriğinde Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev-Genç oluĢumuna yönelik yapılan operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği, ayrıca YürüyüĢ dergisinde yayınlanması için dergiye yazı göndermelerini istediğinin anlaĢıldığı, “30.03.2013.ebrutimtik.pdf” isimli belge incelendiğinde ise Hüseyin Kilis KOD Bulut Yayla‟ya hitaben 19.03.2013 tarihli mektuba cevaben Ebru Timtik‟in yazdığı 30.03.2013 tarihli mektup olduğu, bir önceki mektupta istenildiği üzere Ģüpheli Ebru Timtik‟in “HHB HUKUK ÖZGÜRLÜK GETĠRMEZ; YASALAR HALKI KORUMAZ”isimli bir yazıyı Bulut Yayla‟ya gönderdiği anlaĢılmıĢtır. “selcukkozagacli” Ġsimli Klasör “selcukkozagacli” isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak “Selcuk'a.docx” isminde belge bulunduğu, belge içeriğinde; “19.3.2013 Merhaba Selçuk; GörüĢmeyeli nasılsın-ız? Soğuk tekrar geri döndü yurda, ta buralara kadar da geldi. Buralarda grip salgını var, sizinde dikkatli olmanızı tavsiye edebilirim. Bizler de gayet iyiyiz. Dün Hristiyanların "Temiz Pazartesi" Bayramıydı...Bizim Alevi halkımızın tuttuğu oruca benzer bir özelliği var. 40 gün et yemeyecekler. Yunan halkına özel olarak , Yunanlar bugün uçurtmalar yapıyorlar. Bizde bu tatil gününü değerlendirdik ve el yapımı uçurtmalarımızla Yunan halkına katıldık. Bir iki uçurtma dıĢında pek baĢarılı olduğumuz söylenemez ama en azından denedik.Soğuk etkisi dıĢında keyifli bir gündü... Bu arada sana 5 mart tarihli bir mektup göndermiĢtik. umarım elinize ulaĢmıĢtır. Seninle Ümit Ġlter'in güzel bir Ģiirini paylaĢmak istiyorum. Muhtemelen sende biliyorsundur... 193 Umudun ġahanlarına Dair... Vurgun yemiĢ Ģahanlar Kalsalar da dağ baĢında Kurda kuĢa yem olmazlar Eğilmeyen baĢlarından Eğilip öper hayat Ve Ģahan olup Dağlara çıkan zaman Takınca tarih kanadını Hasretine sarılıp dalgalanınca Tutulmaz bir kuvvetle ġehirleri dağlara çıkartıp Dağları meydanlara indirerek Devrimi yarasından öper... Güzel değil mi? Özellikle Dev-Gençlilere yapılan son saldırının ardından daha bir anlamlı geldi bana. Ne dersin? Sevgili Selçuk senin haberlerini Birgün Gazetesi'nden okuyoruz. 14 Mart tarihli Birgün'de içtima vermeyi reddettiğin yazıyor. Bu açıklammaladrını bizede gönderirsen seviniriz...Ayrıca resimlerinizi Atılım Gazetesi'nde görüyoruz..2-8 mart tarihli 54. sayıda var... Senden bir ricam daha olacak; hukuk açısından güncel değerlendirmeleri içeren dergi yazılarınızı da bekliyoruz, tutuklanmanızın hukuksuzluğunu inceleyen yazılar ...Dünya ve ülkemiz açısından hukuki incelemer yazı dizileri gibi... Bu kısa mektubumu bitiriyorum. Kendine iyi bak. Sevgi ve selamlarımla. Hüseyin” Ģeklinde ibarelerin olduğu, belge içeriğinden Hüseyin KOD Bulut Yayla‟nın Selçuk Kozağaçlı‟ya hitaben 19.03.2013 tarihli mektup gönderdiği, mektup içeriğinde Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev-Genç oluĢumuna yönelik yapılan operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği, ayrıca YürüyüĢ dergisinde yayınlanması için dergiye yazı göndermesini istediği anlaĢılmıĢtır. “taylantanay” Ġsimli Klasör “taylantanay” isimli klasör içeriği incelendiğinde ortak dosyalardan ayrı olarak sırasıyla“taylantanay2013.04.03.pdf, Taylan'a.docx, 4.4.2013.TaylanTanay.pdf ve 06-05-13 taylantanay.pdf”isimli belgeler bulunduğu, “taylantanay2013.04.03.pdf” isimli belge incelendiğinde; belgenin Ģüpheli Taylan Tanay tarafından 04.03.2013 tarihinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen mektup olduğunun anlaĢıldığı, mektup içeriğinde Taylan Tanay‟ın “Bizler Mahirden beri hücreyi kartpostaldaki yere dönüĢtüren geleneğin bir parçası olarak her daim iyiyiz (NOT: Mektubun yanında bir sahil resminin bulunduğu kartpostal gönderilmiĢtir.)” Ģeklinde ibarelerde bulunarak terör örgütü kurucusu Mahir Çayan‟a atıfta bulunduğu, 194 “Taylan'a.docx” isimli belgenin yapılan incelemesinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟nın Taylan Tanay‟a hitaben 19.03.2013 tarihinde Bulut Yayla‟nın Ģüpheliler Ebru Timtik ve Selçuk Kozağaçlı‟ya gönderdiği mektubun aynısını gönderdiği, mektup içeriğinde Bulut Yayla‟nın DHKP/C terör örgütü yöneticisi olmak suçundan halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiiri gönderdiği, yine DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev-Genç oluĢumuna yönelik yapılan operasyonları saldırı olarak gördüğünü söylediği, ayrıca YürüyüĢ dergisinde yayınlanması için dergiye yazı göndermesini istediğinin belirlendiği, 4.4.2013.TaylanTanay.pdf isimli belge incelendiğinde; belgenin Ģüpheli Taylan Tanay tarafından 04.04.2013 tarihinde Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen mektup olduğunun anlaĢıldığı, mektup içeriğinde Taylan Tanay‟ın“… Adliye‟ye giderken ring 2 olu F Tipi Hapishanesine de uğradı. Bir PKK tutsağını aldık. TanıĢtık. Bizim bir arkadaĢımızı kapı altında gördüğünü onunda diĢ randevusu için hastaneye gittiğini söyledi. Tarif etti. Ümit Abi. Aramızda 100mt. Ama görüĢemiyoruz iĢte. Artık bir baĢka tesadüfe bırakacağız. Bu Ģiiri de diğerleri gibi bizi anlatıyor…”Ģeklinde ibarelerde bulunarak terör örgütü yöneticisi Ümit Ġlter‟den bahsettiği, “06-05-13 taylantanay.pdf” isimli belge incelendiğinde ise belgenin Ģüpheli Taylan Tanay tarafından YürüyüĢ Dergisinde yayınlanmak üzere Cezaevlerindeki Örgüt Mensuplarından Sorumlu olan Hüseyin KOD Bulut Yayla‟ya gönderilen bir kısım yazılar olduğu anlaĢılmıĢtır. Sonuç olarak; Yukarıda giriĢ kısmında izah edildiği üzere DHKP/C terör örgütünün üst yönetiminin cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüphelilere savunmalarında kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine savunmalarında kullanabilecekleri birçok argümanın Ģüphelilere iletildiği, Ģüpheliler tarafından örgüt yönetimine cevaplar yazıldığı, bu yazıĢmaların iletiĢiminin örgütün cezaevlerinden sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu tarafından sağlandığı, Edirne ilinde yakalanan Bulut Yayla‟nın üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde bu doküman ve yazıĢmaların elde edilmesinin yukarıda yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır. B. ġÜPHELĠLERĠN BĠREYSEL DURUMU Hollanda ve Belçika Dökümanlarında ismi geçen Yenge – BaĢmanav KOD Behiç AĢçı ve Manav 4 KOD Süleyman ġensoy ile ilgili dökümanların halen yargılandıkları Ġstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2004/207 Esas sayılı davasına gönderildiğinden bu kiĢiler iddianameye konu edilmemiĢlerdir. 195 1. ġÜPHELĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar 1999.04.07 - 1999-ayhan-nisan-o07nis14” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu notta; “AVUKAT BETÜL VANGÖLÜ ve EġĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI HAKKINDA: Her ikisi de geçmiĢte Devrimci Yol içinde örgütlü bir süreç yaĢamıĢlar. Bize sempatiyle bakıyorlar. Her geliĢmeye iliĢkin bizim değerlendirme ve tavırlarımız kendileri açısından ölçü oluyor. Bu noktada Betül açısından bizim bakıĢ açımız daha belirleyici. Bir anlamda Selçuk'a göre daha ileri noktada düĢünebiliyor, bizim önerilerimizi bağlayıcı kabul edebiliyor. Pek çok konuda Zeki'nin yaptığı iĢlerini yapmalarına yapabilmelerine rağmen, "Zeki gibi" olmak istemelerine rağmen, Zeki'nin- Halkın Hukuk Bürosunun misyonunu çok abartılı, yani kendilerine uzak gören bir bakıĢ açıları var. Tabii bu konuda kendilerini Halkın Hukuk Bürosu misyonunun temsilcisi olma vb. gibi direkt telkinlerimiz vb. olmadı ancak kendilerinin doğal sohbetlerde; aslında böyle olmamız gerek tarzında yaklaĢımları oluyor. Bizlerle iliĢkilerinde, müvekkilleriyle iliĢkilerinde, iĢleyiĢe uygun davranıyorlar. Bu Ģekilde bir iliĢki düzeyimiz var. Kısaca, gitmelerini istediğimiz yere gidebilecek, gerektiğinde belli ölçülerde risk alabilecek düzeyde iliĢki yürütebileceğimiz insanlar. Yine bu çevrede, birlikte hareket eden EVREN PAYDAK isimli yeni bir avukat için de, politik olarak daha geri olmakla birlikte benzer değerlendirme yapabiliriz. Zeki gözaltındayken düĢman da, Zeki'nin yerine geçebilecek kiĢi için, Betül'ün Zeki'nin yerine geçebileceği imasında bulunmuĢ. Son olarak Betül ile bize ilettiğiniz anten ve yine telefon için kulaklık getirmesi yönünde ilk kez böyle bir paylaĢımımız oldu. Getirebilme koĢulları var ve herhangi bir tereddütü olmadı Betül'ün. Bir de; gerektiğinde hükümevlerine de gidebilmeleri için belli arkadaĢlar için vekalet çıkartmamızın iyi olacağını düĢündük. Zeki'den aldıkları dosyaların ve Tuzluçayır eyleminden gelenlerin tahliye olmaları aileler nezdinde de avukatlara, avukat olarak da belli bir prestij kazandırdı. Gençlikten yeni gelenlerin büyük çoğunluğunun vekaleti Betül ve Selçuk'ta. Ailelerle de oldukça iyi diyalog kurdular. Bu gibi nedenlerle ve farklı nedenlerle oportünistlerden de vekalet alıyorlar...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu dökümanlarda açık Ģekilde Ģüpheli ve eĢine ait değerlendirmeler yapıldığının belirlendiği, “2000.06.05-00097_6.6.2000TARIK2306.txt” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Avukat Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda; “Geçen hafta perĢembe günü ÇHD'de Ankara ÇHD'deki ihraçla ilgili toplantı vardı. biz toplantıya baĢlarken istanbul ÇHD'nin de sorumluluğu olduğunu, aylar önce bunun MGK politikaları doğrultusunda yapılan bir tasfiye olduğunu, devrimci ve demokratların tasfiye edilmeye çalıĢıldığını söylediğimizi ve geliĢmelere müdahale etmemizi önerdiğimiz, ama 196 önerimizin gereğinin yapılmadığını, seyirci kalındığını ve bu noktaya gelindiğini söyledim. bu nedenle de istanbul ÇHD'nin de sorumluluğunu tartıĢması gerektiğini söyledim. bu tartıĢmaya girmediler. teĢhir, delegelere gitme kararları alındı. ihraç kararının kabul edilemez olduğu, geri alınması gerektiğinin anlatacağız. bu karar çıktı. ancak Ģunu da netleĢtirmeliyiz. eğer ankara ÇHD'deki ihraç kararı geri alınmaz ise biz ne yapacağız? çünkü ankara'daki arkadaĢlar selçuk'un ihracından sonra ÇHD içinde çalıĢmaya devam edemezler. istifa edeceklerdir. kaldı ki Ģu an zeki ile biz de ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilmiĢ durumdayız. eğer ihraç kararı geri alınmaz ise istifadan baĢka seçenek yok (Ankara'dai arkadaĢlar açısından). eğer onlar toplu olarak istifa ederlerse onlara alternatif örgütlenme modelleri götürmemiz gerekiyor. kendi hallerine kalırlarsa dağılırlar. bir de bizim tavrımız ne olacak? biz istifa dahil ne yapacağız. üstelik bir de içinde bulunduğumuz süreç var. Ģu dönemde hem var olan birlikleri geliĢtirmek gerekirken, böyle bir durumun ortaya çıkması iyi olmadı. her halükarda bu yapıda çalıĢmaya devam etmek Ankara'daki arkadaĢlar üzerinde moral bozucu etki yapabilir…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,bu dökümanda açık Ģekilde Ģüphelinin ÇHD‟den ihracının değerlendirmesinin yapıldığı,örgüt olarak neler yapılabileceğinden bahsedildiği, “2000.06.07 - 00119_034” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu raporda; “Ġbrahim Ergün Kızılbayrakçı yani TKĠP'liymiĢ. Bilgitay Durna ise SĠP'liymiĢ. Sendikacıların hazırladığı bildiri hakkında; Selçuk Kozağaçlı'nın ihracı ve Zeki'nin de içinde olduğu 10 avukatın ihraç talebiyle disiplin kuruluna verilmesi üzerine Ankara EMEK Platformu bir açıklama yapıyor. Bu açıklamada ÇHD Genel Merkezi'nin bu tutumunun devrimcileri tasfiyeye yönelik bir tutum olduğunu, bunu kınadıklarını ve devrimci avukatların yanında olduklarını belirten bir bildiri yayınlıyorlar. Bilgitay Durna'nın sizin arkadaĢlar hazırladı dediği bildiri bu. Bunun gerekçesini de Ģöyle açıklıyor: Güya disiplin kuruluna verilen arkadaĢların yaptığı basın açıklamasıyla Ankara EMEK Platformu'nun yaptığı basın açıklaması metin olarak birbirlerine çok benziyormuĢ, bu benzerlikten yola çıkarak bu açıklamayı sizin arkadaĢlar hazırlamıĢlar gibi bir laf ediyor. Yenge'nin biz de ihraç için disiplin kuruluna verildik demesinin kendisiyle bir ilgisi yok. Burada kastetmek istediği Zeki ve örgüt avukatı olarak bilinen avukatların tamamı neredeyse disiplin kuruluna verilmiĢ, Yenge bir yanıyla Zeki olduğu için biz diyor diğer yanıyla bu avukatların tamamının devrimci kimliği olması nedeniyle böyle söylüyor. - 15 kadar avukatın ortak olarak bastığı bir Ulucanlar BroĢürü vardı, size de göndermiĢtik. Disiplin kuruluna verilen avukatların çoğu bu ortak broĢürde olanlar yani devrimci diye bilinen avukatlar, bilinçli bir tasfiye... Zeki geldiğinde daha ayrıntılı tasfiyeyle ilgili olarak yaĢananları size aktaracağız.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,yukarıda belirtildiği Ģekilde ÇHD‟den ihraca yönelik benzer değerlendirmeler yapıldığı, 197 “2000.06.09 - nfi cd-rom-phase 1-00908_9.6.2000tar2k0202” isimli word belgesi incelendiğinde; “ZEKĠ'NĠN YAZDIKLARI Tam bu günlerde (8 Ocak) göz altına alınarak tutuklandım. Daha sonra duyduğuma göre birçok arkadaĢla birlikte bu yöneticilerin gözaltı sürecinde çok çaba sarf ettiklerini öğrendim. Ancak tutuklanmamı protesto etme ve duruĢmaya katılmayı arttırma çabalarında; derneğin DGM'yi Boykot kararı olduğunu ileri sürerek dernek adının kullanılmasına karĢı çıktılar. Bu konuda çalıĢma yürüten arkadaĢlarla bu nedenle ayrılık yaĢadılar ve çalıĢmalardan uzak durdular. Bazı çalıĢmaların fazla tanınmayan bu arkadaĢların kiĢisel çalıĢmasına dönüĢmesine neden oldular. Bu süreçte de yönetim krizini aĢabilmek ve davam ile ilgili çalıĢmaları dernek çatısı altına çekebilmek için arkadaĢlar "Savunman Hakları Komisyonunu" oluĢturdular. Ancak bu komisyonun benim ile ilgili çalıĢmalarında dernek adını kullanmaması için uyardılar. Ardından tepkilerin yoğunlaĢması üzerine bir Ģeyler yapıyor görünmeye çalıĢtılar. Fakat yaptıkları açıklamalarda duruĢmaya dernek olarak katılmayacaklarını özellikle belirtmeleri üzerine benim ile ilgili bir çalıĢma veya açıklama yapmamalarını istedim. Buna rağmen aynı doğrultuda yani tutuklanmamı kınadıkları ancak duruĢmaya katılmayacaklarına dair açıklamalar yapmak istemeleri üzerine özellikle Av. Selçuk Kozağaçlı ile bazı toplantılarda küfürleĢmeye varan tartıĢmalar yaptıklarını sonradan duydum. Bunun üzerine Nedim ERKUġ, Boran çiçEKLi ve Serol KARADUMAN baĢta olmak üzere Ģu an ki mevcüt yöneticiler ile aramız açılmaya baĢladı. Bir süre sonra anlayıĢta buluĢan Sevil CEYLAN ile de aramıĢda sorunlar çıkmaya baĢladı. Taban insiyatifinde yer alan Sevil CEYLAN grubun kararlarını tanımadığını söylemeye baĢladı. Ve üç yönetici ile aramızda gittikçe yükselen tartıĢmalarda taraf olmayacağını belirtti. Bir süre sonra yönetim kurulu toplantılarında ki ortada oynama tavırları nedeniyle objektif olarak bu yöneticiler ile aynı yerde buluĢmaya baĢladı. Bu nedenle de bizim aramızdan hızla çıktı…. …Bu arada dernekten ayrıldığı duyulunca eski genel BaĢkanlardan ġenal SARIHAN ve Aydın ERDOĞAN, halıhazırdaki Genel Sekreter Nurten ÇAĞLAR, Genel Merkez Yöneticisi Engül ÇITAK (BüYüKDAĞ), yüksek miktarlardaki ücretler ile ġengül'e iĢ tekliflerinde bulundular. Bu arada Selçuk KOZAĞAÇLI ve ortaklarıda ġengül'e iĢteklifinde bulundu. ġengül tanıdığı tüm bu insanlar içinde en az ücreti ödemelerine rağmen Selçuk KOZAĞAÇLI ve ortaklarının teklifini kabul etti. Bunun kabul etmesinin nedeninin Selçuk'ların çalıĢmaları olduğunu biliyoruz. Zaten kendisi de Selçuk'ların teklifini kabul ederken "çok para alıp düĢüncelerini beğenmediğim kiĢilerin para kazanması için çalıĢacağıma, daha az ücret alıp hak ihlallerini takip eden insanların yanında olmayı tercih ederim" demiĢ. Sonuçta ġengül Eylül 1999 sonlarında Selçuk KOZAĞAçLI'nın bürosunda çalıĢmaya baĢladı… …Bu arada ġengül eski yöneticiler ile yeni yöneticiler ile görüĢmeler yapmıĢ. Hemen hepsi alacaklarını istemesi konusunda haklı olduğunu, yönetimin ödeme yapmaması halinde dava açması gerektiğini söylemiĢ. Hatta genel Sekreter Nurten çağlar dahil bir çoğu böyle bir dava açtığı taktirde avukatlığını yapacaklarını söylemiĢler. Ekim ayının sonlarına doğru bir ara Selçuk'lara uğradığımda ġengül dava açmaya karar verdiğini söyledi. Ancak ben tekrar konuĢarak dava açmadan beklemesini söyledim. Tekrar istanbul'daki Genel Merkez 198 Yöneticileri dahil birçok yönetici ile görüĢtüm. Genel BaĢkan ile görüĢerek ġengül'ün alacaklarını ödemelerini istedim. Bütün görüĢtüğümüz yöneticiler olumlu cevap vermesi üzerine durumu ġengül'e aktardım. ġengül tekrar bekleyeceğini söyledi. Bu arada hem kendisi, hemde Selçuk yöneticiler ile görüĢmelere devam ettiler. Ve uzun bir aradan sonra toplam 300 milyon kadar bir para toplayıp ġengül'e vermeye karar verdiklerini söylediler. Bunun üzerine tekrar beklemeye baĢladık. Para toplama görevini bizimle birlikte hareket eden Genel Merkez yönetiminde olan Vedat AYTAÇ'a vermiĢler. Bir süre sonra Vedat para toplanmasına karar veren yöneticiler dahil kimsenin para vermek istemediğini bu nedenle parayı toplayamadığını, samimi olmadıkları için para toplamasının mümkün olamayacağını söyledi. Epey bir sonra da Vedat sadece 60 milyon toplayabildiğini ve görevi devredeceğini söyledi. Sonuçta topladığı parayı yöneticilere vermiĢ ve para toplamaktan vazgeçmiĢ. Bunun üzerine derneğe uğradığımda gördüğüm Ankara ġube yöneticilerine biraz daha duyarlı olmaları konusunda konuĢtum. Fakat onların söylediği beni hayrete düĢürdü. çünkü ġengül'ün ajan olduğunu düĢündüklerini, derneğe zarar vermek için çaba içinde olduğunu, kendilerine bir Ģirkette çalıĢacağını söylemesine rağmen Selçuk'un bürosunda çalıĢtığını, dolayısı ile yalancı olduğunu, buna rağmen para toplanmasını ve ġengül'e verilmesini desteklediklerini, ancak Vedat'ın bu görevi üstüne alıp onları zor duruma düĢürmek için yerine getirmediğini, bu nedenle Vedat'ın kendilerine zarar vermek ve onlara karĢı kullanmak üzere bunu yaptığını, aslında Vedat'ın da ajan olduğundan kuĢkulandıklarını, falan anlattılar…. …ġengül'ün dava açmak için bir avukatla görüĢmesi ve dilekçelerini hazırladıktan sonra beni bilgilendirmek için tekrar haber vermesi üzerine Selçuk'la görüĢüp Ankara ġube baĢkanını arayıp bilgi verdik. BaĢkan Nedim ErkuĢ bizi arayacağını söylemesi üzerine bir iki gün daha ġengül'ü beklettik. Ancak bir ses çıkmayınca ġengül avukatı ile görüĢüp dava açmaya karar vermiĢ. Fakat dava açtığı gün aynı zamanda bir metin yazıp basına ve bazı kitle örgütlerine göndermiĢ. ġengül gerek bizimle görüĢürken, gerekse yöneticiler ile görüĢürken dava açtığı taktirde, söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmaya bu yöneticileri teĢhir edeceğini, basına falan yazacağını söylüyordu, ancak doğrusu hazırladığı metni görünce bunu ciddiye almamıĢ olduğumu fark ettim. Ve bundan dolayı üzüldüm. çünkü metnin bir kısmı kötü olmuĢ. çünkü buralarda sigortasına iliĢkin usulsuzluklar ve benzeri bazı konularda açıklamalarda bulunmuĢ. Bunların dikkate alınması halinde derneğe mali soruĢturma yapılabilir. Bu yönü ile metin kötü bir metin, ancak yapabileceğimiz bir Ģey kalmamıĢtı. çünkü toplantı için akĢam üzeri gittiğim ÇHD'de metni gördüğümde metin çoktan her yere fakslanmıĢtı. Faks Selçuk'un bürosundan fakslandığı için faksın üzerinde Selçuk'un telefonu ve faks numarası çıkmıĢtı. Daha sonra Ankara ġube yöneticileri bahane bulduklarını düĢünerek Selçuk'u yönetim kuruluna çağırarak savunma istediler. Selçuk, toplantıda davanın açılması ve açıklamanın basına ve kitle örgütlerine gönderilmesine üzüldüğünü, bunun olmaması için çok çaba sarf ettiğini ancak yöneticilerin aylardan beri ġengül'ü adeta kıĢkırtarak bu sonucun doğmasında rol oynadıklarını söylemiĢ. Selçuk'a bu metni yazıp yazmadığını sormuĢlar. Oda 199 metnin ġengül tarafından yazıldığını söylemiĢ. Bunun üzerine Selçuk'u gönderip toplantıya devam etmiĢler. Ardından bürodaki tüm avukatları bir sonraki toplantıya çağırdılar. Aynı büroda çalıĢan Elvan OLKUN, Evren PAYDAK, Betül VANGÖLÜ ve Selçuk bir sonraki yönetim kurulu toplantısına gittiklerinde hepsine yukarıdaki soruları sormuĢlar. Hemen hemen aynı cevapları alınca ġengül kovmayı düĢünüp düĢünmediklerini sormuĢlar. Hayır cevabını alıncada ġengül'ün metnini tekzip eden bir metni yazıp, ġengül'ün gönderdiği her yere bu metni göndermelerini istemiĢler.ArkadaĢlar metni yazanın belli olduğunu, bu metinde yazalanların sorumluluğunu alabilecek yaĢta ve çapta olduğunu söyleyince onları toplantıdan çıkarmıĢlar. Ve aynı gün oy çokluğu ile hepsi hakkında disiplin soruĢturması açılmasına karar vermiĢler. Karara Serol Karaduman, Boran çicekli, Nezihe Demiralp katılmıĢ, Hüseyin Y. Biçen ve Rıza Karaman aleyhe oy kullanmıĢ, Sevil Ceylan ise çekimser kalmıĢ. Aynı toplantıda konuĢmalar sırasında Nedim ErkuĢ'un not tutması üzerine arkadaĢlar tutanak tutup tutmadığını sormuĢlar. Nedim Tutanak tutmadığını söylemiĢ. Bunun üzerine kendileri ile sözlü bir görüĢme yapıldığını, bu nedenle tutanak tutulması gerektiğini söylemiĢler. Nedim gerek yok demiĢ. Ancak daha sonra nedim bir tutanak hazırlayıp bunları söylediler, diye diğer üyelere imzalatmıĢ. ArkadaĢların aleyhine kullandıkları malzemelerden biride bu tutanaktır. Bir sonraki toplantıya kadar arkadaĢlardan savunma istenince arkadaĢlar ortak bir savunma yazıp olayla ilgileri olmadığını, tam tersine bu sonucun doğmaması için çaba sarf ettiklerini söylediler. Ancak oy çokluğu ile üç kiĢi için (Elvan, Betül, Evren) soruĢturma açmaya yer olmadığına karar verilirken, Selçuk'un disipline gönderilmesine karar verilmiĢ. … Selçuk'un ihraç kararının duyulmasından sonra Ģimdiye kadar kendi aramızda konuĢtuğumuz Ģeyleri yüksek sesle söylemeye ve bu tutumu teĢhir etmeye karar verdik. Bu amaçla çevremizdeki sendikacılara, ailelere, kitle örgütlerine bilgi verdik. Bir iki gün içinde bir çok yerden imza toplanmaya, yöneticilere tepkiler bildirilmeye baĢlandı. Bunun üzerine yönetimin epeyce moralinin bozulduğunu, disiplin kurulu üyesi Hasan Tatar'ın kaza geçirip hastaneye kaldırılması üzerine disiplin kurulunun toplanması da mümkün olmamıĢtır” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2000.06.15 - nfi cd-rom-phase 12-00177_16.6.200026tar2k” isimli word belgesi incelendiğinde Zeki RÜZGAR tarafından yazılan bu raporda; “11 Haziran 2000 tarihindeki ÇHD Genel Kurulunda epeyce farklı bir yenilgi aldık. Bizler, TKĠB davalarını takip eden Av. Kazım Bayraktar, Doktorcuların davalarını takip eden Av. Sait Kıran, SĠP'li olduklarını bildiğimiz Özlem ġen ve arkadaĢları, Av. Vedat Aytaç, Selçuk Kozağaçlı'nın büro arkadaĢları ve daha önceki yıllarda bahsettiğimiz Taban Ġnsiyatifi'nde beraber çalıĢtığımız bazı arkadaĢlar ile bir liste oluĢturduk. KarĢımızda ise EMEP'liler, Yurtseverlerden bir kesim ve Tasfiyeci Nedim ErkuĢ, Boran Çiçekli ve arkadaĢlarından oluĢan bir liste çıktı… …. Genel kurul, genelde bazı ufak tefek atıĢmalara rağmen sakin geçti. 200 …Ancak 10 Haziranda Ankara da yapılan Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantısında BaĢkan Ali Ersin Gür'ün "bize saldırıp bizi dövecekler eğer bize bir saldırı olursa sorumluları Zeki Rüzgar, Selçuk Kozağaçlı, Metin Bayyar ve Kazım Bayraktar olacaktır", dediğini öğrenmiĢtim… …Salı günü Serol Karaduman, Nedim ErkuĢ ve Boran Çiçekli Sait Kıran ve Metin Bayyar'ın ortak oldukları büroya gelmiĢler. Burada Kazım Bayraktarı da çağırarak disipline gönderilen arkadaĢların dernekten istifa etmesini önermiĢler. Böylece disiplin kurulunun hakkımızdaki dosyaları ortadan kaldıracağını ve bir iki ay sonra derneğe yeniden üyelik baĢvurusu yapabileceğimizi söylemiĢler. Selçuk Kozağaçlı için ise yapılabilecek bir Ģey olmadığını söylemiĢler. Bunu derneği düĢündükleri ve derneğin gördüğü zararın önüne geçmek için önerdiklerini söylemiĢler…. … Geçen geliĢimde ihraç nedenimizi sorduğunuzu öğrendim. Selçuk Kozağaçlı'nın ihraç nedeni yönetim kurulu kararını tanımamak. Bu suçlamanın nedeni; ġengül Kalkan'ın açıklaması nedeniyle Selçuk disiplin kuruluna gönderilirken yönetim kurulu ek olarak " Selçuk Kozağaçlı'nın dernek komisyonlarında ve komisyonlar dıĢındaki tüm görevlerinden ve temsilcilik yetkilerinden alınmasına ve disiplin kurulunda soruĢturma tamamlanıncaya kadar yeni görev ve temsilcilik verilmemesine karar verilmiĢtir" Ģeklinde bir tedbir kararı almıĢlardı. Dernek tüzüğü ve dernekler kanununa göre böyle bir karar almaları mümkün olmadığı gibi kimsenin çalıĢmadığı bir dernekte en çok çalıĢan insanlardan biri olan Selçuk hakkında böyle bir karar veremeyeceklerini söyledik. Önce Selçuk bunu yönetime verdiği savunmasında söyledi. Bu nedenle ikinci defa disipline gönderme kararı aldılar. Bunun üzerine Savunman Hakları Komisyonu, ĠĢkence Ġzleme Komisyonu ile Cezaevleri ve Ġnfaz Ġzleme Komisyonlarında karar alarak, yönetimin aldığı bu kararın dernekler kanunu, dernek tüzüğü ve dernek ahlakına aykırı olduğundan yok sayacağımızı söyledik. Ve Selçuk'u Cezaevleri ve Ġnfaz Ġzleme Komisyonu temsilcisi olarak seçtik. Yönetim bizim kazan kaldırdığımızı söyleyerek, Cezaevleri ve Ġnfaz Ġzleme Komisyonu üyelerine disiplin soruĢturması açtı. Ancak burada da bir ahlaksızlık yaparak üç komisyon üyeleri de aynı Ģeyi söyledikleri halde aramızdan seçim yaparak kendilerine muhalif olduğumuzu bildikleri için sadece ben, Vedat Aytaç, Selçuk Kozağaçlı, Betül Vangölü, Devrim Karakülah, Rıza Karaman ve Kazım Bayraktar'a soruĢturma açtı. Ender Büyükçülha hakkında ise soruĢturma açmaya gerek olmadığını söylediler. Bunun nedeni yönetimde Ender'in büro (ABRA) arkadaĢı Sevil Ceylan'ın olmasıdır. Oysa Ender yönetim kurulu kararını yok sayma kısmına katıldığını ancak Selçuk'un temsilci olmasına karĢı olduğu yönünde mühalefet Ģerhi koydu. Rıza Karaman'da aynı Ģerhi koymasına rağmen, Ender bizimle birlikte haraket etmediği için disiplin kuruluna gönderilmedi. Rıza ise bizimle çalıĢtığı için disipline gönderildi. Yönetim, bazı tartıĢmalarımızda böyle bir karar almalarının mümkün olmadığını söylediğimizde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyguladıklarını söylüyorlar. Sonuçta Selçuk ile ilgili iki dosya birleĢtirildi ve "Yönetim Kurulu kararlarını tanımamak"tan dolayı hakkında ihraç kararı verildi. Bizim disiplin kuruluna gönderilmemezin nedeni de 657 sayılı Devlet Memurları Kanununundan yorumla alınan 201 Selçuk hakkındaki tedbir kararını, dolayısı ile "yönetim kurulu kararını tanımamak" suçlamasıdır.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.06.29 - nfi cd-rom-phase 1-02580_29.6.2000.S.Kozak..” isimli word belgesi incelendiğinde; Dosya adı: Ankara ÇHD röportaj ÇHD'ye yıllarca emek harcadıktan sonra ÇHD tarafından atılan ġengül Kalkan ve Avukat Selçuk Kozağaçlı ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz: VATAN: ÇHD ile aranızdaki sorun neden kaynaklandı? ġENGÜL KALKAN: ÇHD'de 4,5 yıl çalıĢtıktan sonra, yeni yönetimin davranıĢlarından kaynaklı ayrılma kararı verdim. Kıdem tazminatı vermeleri gerektiğini söyledim. Yine de ben iyi niyet göstererek yerime baĢka sekreter bulana kadar görevime devam edebileceğimi söyledim. ĠĢten ayrıldığıma dair yazı istediler. Ben de kıdem tazminatı almadan yazıyı vermeyeceğimi söyledim. Bundan sonra aramızda anlaĢmazlızlıklar büyüdü ve Genel baĢkan'ın küfür ve hakaretlerine maruz kaldım. Bunun üzerine ben de hemen iĢten ayrıldım. VATAN: Gerçekten haksız bir duruma maruz kalmıĢsınız. Peki bundan sonra sizin tavrınız ne oldu? ġENGÜL KALKAN: Yürütme kuruluna görüĢmek için gittim. Genel BaĢkan Ali Ersin Gür, yazıyı vermeden görüĢmeyeceklerini söyledi. Bütün yönetimi arayıp, emekten yana olduklarını ancak emek karĢıtı tavır aldıklarını söyledim. Ve onların da bu tutumunu tüm kamuoyuna duyuracağımı söyledim. Tazminatımı alamadım. 2 ay bekledim. En sonunda dava açmaya karar verdim. Tüm DKÖ'lere ve devrimci-demokrat basına basın açıklamaları faksladım. Bu açıklamayı Selçuk Bey'in bürosundan yaptığım için ÇHD bu sefer Selçuk Bey'i suçlamaya baĢladı. VATAN: Açtığımız davanın geliĢimi nasıl? ġENGÜL KALKAN: ġu an dava devam ediyor. Tanıklar dinlendi. 4. duruĢma oldu. ÇHD benim hakkımda "iĢ saatlerine uymuyordu, canı istediği zaman gelip, canı istediği zaman gidiyor" dedi. Tanıklar da bu yalanları tekrarladılar. Dava seyri konusunda ne olacağını Ģu an bilemiyorum. VATAN: Selçuk Bey bu konu da siz neler söyleyeceksiniz? SELÇUK KOZAĞAÇLI: 1998 Ģube seçimlerinde ortak listeyle yönetimi kazandık. Ben yönetime listede olduğum halde girmedim. Zeki Rüzgar ve ben liste dıĢında kaldık. ÇHD'de 3 faal komisyon vardır. ĠĢkenceyi Ġzleme Komisyonu, Savunma Komisyonu, Cezaevlerini Ġzleme Komisyonu. Yönetim Kurulunda Sevil Ceylan dıĢında komisyon çalıĢmalarına katılan yoktu. DGM boykotu sırasında derneğin iĢlerini yürütenlerle yönetim arasında sorunlar çıktı. Tutuklular boykot kararı verdikten sonra biz avukatlarda boykotu örgütlemeye çalıĢtık. Ancak 202 buna yönetim karĢı çıktı. Ancak tepki sonucu katıldılar. Bırakılması döneminde ise bırakmadılar. Biz de bu boykotu yürütenler gerçek anlamda tutuklulardır, bırakıp bırakmama konusuna biz karıĢamıyız dedik. Ġsmini vermeyen bir avukat bizim için "bunlar örgütlerin talimatlarıyla karar veriyorlar" diyerek Savcılığa dilekçe verdi. Avukat arkadaĢlarımızdan Elvan Olkun DGM tarafından saldırıya uğradı. Polisin bu saldırısına karĢı BaĢsavcıya gidip görüĢecektik ancak Ali Ersin Gür "boykottayız DGM'ye giremeyiz" diyerek olayı geçiĢtirdi. Zeki Rüzgar'ın yargılanmasına karĢı baĢlatılan kampanya yine ÇHD tarafından engellendi. Bizim davaya çağrı metinlerini ÇHD adına yaptırmadılar. Tüm bu olanlardan kaynaklı ÇHD ile çalıĢma anlayıĢımız farklı olduğundan aramız açıldı. VATAN: ġengül Kalkan'ın böyle bir duruma maruz kalması konusunda neler söyleyeceksiniz? SELÇUK KOZAĞAÇLI: ġengül 4 yıldır ÇHD'nin sekreterliğini yapıyordu. ÇalıĢma Ģartlarıyla ilgili Genel BaĢkan'la aralarında sorunlar vardı. ĠĢten ayrılınca bizim yanımızda çalıĢmaya baĢladı. ġengül'ün kıdem hakkını ve tazminatlarını ÇHD ödemedi. Ödemeyince de ġengül doğal olarak dava açtı. DKÖ'lere ve basın kuruluĢlarına bizim büromuzdan fakslandı. ÇHD 4 avukatımızı çağırarak ilginiz var mı diye sordular. Ġlgimiz yok ancak ġengül hakkını arıyor ve saygımız var dedik. ġengül'ü iĢten çıkaracaksınız dediler. Çıkarmassanız sizi ÇHD'den ihraç ederiz mahiyetinde sözler söylediler. Faks kağıdı üzerinde Selçuk Kozağaçlı yazdığından bana disiplin soruĢturması açtılar. Ardından disipline sevk edildiğim için dernek komisyon ve çalıĢmaları dıĢında tutulacağım söylendi. Bu karar dernekler tüzüğüne aykırı olduğu için 2 yönetim kurulu üyesi arkadaĢım Av. Hüseyin Yüksel Biçen ve Av. Rıza Karaman istifa ettiler. Cezaevleri Ġnceleme Komisyonu beni temsilci olarak seçti. Seçen tüm üyeler ihraç istemiyle disipline verildi. Gerekçeleri yönetim kurulu kararlarına uymamakmıĢ. Disipline sevk edilen avukatlar, Kazım Bayraktar, Zeki Rüzgar, Filiz Kalaycı, Rıza Karaman, Betül Vangölü, Vedat Aytaç. 1 Mayıs 2000'de de ihraç edildim. Diğerlerinin dosyası hala disiplin kurulunda. VATAN: GeliĢmeler konusunda ne düĢünüyorsunuz? SELÇUK KOZAĞAÇLI: Esasen tasfiyecilik olduğunu düĢünüyorum. Devlet DKÖ'leri bu MGK kararlarında bunlara uygun içinizdeki devrimci unsurları temizleyin diyor. DKÖ'lerin mücadele geleneğini kaybedip sıradan dernekler haline getirmeye çalıĢıyorlar. Aynı durum SES Ġnsan Hakları Komisyonu içinde de yaĢandı. Cezaevleriyle ilgili çaba sarfediyorlar diye üyeleri disipline sevk edildi. Ancak daha sonra sevk bozuldu. ÇHD MGK tarafından yapılan herĢeyi yapıyor. Yeni yönetim Cezaevlerini Ġzleme Komitesi'ni kaldırdı. Yerine de moda olan Ġnsan Hakları Komisyonu'nu kurdu. Bu yeni yönetimde eski tasfiyeci yönetimin devamı olduğunu çalıĢmalarında gösteriyor. VATAN: Bundan sonra ne yapmayı düĢünüyorsuuz? SELÇUK KOZAĞAÇLI: Bundan önce olduğu gibi olacak. ÇalıĢmalarım devam edecek. Önemli olan insanın neler yapmak istemesidir. Yapacak çok Ģeyimiz olduğunu 203 düĢünüyorum. Bunları yapmak için de illaki ÇHD'li olmak gerekmiyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2000.09.28 - 01925_28.92000nazan” isimli word belgesi incelendiğinde Nazan KOD Gülay Yücel tarafından yazılan bu raporda; “Yenge Adana'dan geldi. Hukuk iĢleriyle ilgilenen arkadaĢların sordukları sorunun cevabını yenge yazdı, gönderiyorum. Ayrıca Selçukun sekreteri neden iĢten atılmıĢ bunu da yazdı… Yengenin yazdıkları... Selçuk kozağaçlı'nın yanında çalıĢan ġengül'ün ÇHD'den çıkarılma nedeni ali ersin gür'ün yönetime geldikten sonraki tavır değiĢikliğidir. ondan önce Ģengül nerede ise hiç para almadan ve gece 12'ye kadar çalıĢıyordu. yani gönüllü çalıĢıyordu. ama ali ersin gün gelip tavır değiĢince, özellikle Ģengül'e insani yaklaĢılmayınca Ģengül fazla mesai ücretlerini istedi ve maaĢına zam istedi. yönetim her ikisini de ret edince ayrıldı….” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2001.05.27 - 03010_28.5.2001murat7” isimli word belgesi incelendiğinde Yenge KOD Behiç AĢcı tarafından yazılan bu raporda; Merhaba. Yenge. 27 Mayıs 2001 1/ 26 mayıs 2001 tarihli notunuzu aldım. okudum ve anladım. ümit ve ercan'a iletilmesi gereken notları ileteceğim… 4/ Cumartesi günü ÇHD genel merkez seçimleri yapıldı. seçimi eski genel baĢkan ali ersin gür'ün listesi kazandı. bu listede ali ersin gür, ankara Ģube yöneticisi boran çiçekli, EMEP'liler vardı. bizim listemiz ankara'dan selçuk ve zeki'nin de olduğu karma bir liste idi. istanbul'dan ali rıza dizdar, ayhan erkal, muhittin köylüoğlu vardı. bizim aldığımız oyun bir katı oyla seçimi kazandılar. buna karĢın selçuk kozağaçlı hakkındaki ihraç kararını genel kurul kararıyla ortadan kaldırdık. ayrıca selçuk ve zeki'leri tasfiye etmeye çalıĢan yöneticiler çok saldırgan idi. onları teĢhir ettik. örneğin ÇHD seçimlerinde hiç olmayan bir Ģeyi yapıp delegeler dıĢındaki üyelerin genel kurulda konuĢmalarını engellediler. ya da selçuk'un ihracının tartıĢıldığı gündem maddesinde selçuk'un söz alıp konuĢmasını engellemek istediler. beĢ-altı kez kavganın eĢiğinden dönüldü. bu kavga zeminini hazırlayan provokatörler boran çiçekli ve nedim erkuĢ idi. EMEP'liler genel merkez ile ittifak yapıp onlarla ortak liste çıkardılar. selçuk'un ihracı oylanırken de salondan çıktılar. istanbul'dan gelenlerden SĠP'liler, MLKP'liler, TĠKB'liler ve avukat ibrahim ergün (TKĠP'lidir) bizim listemizden selçuk ve zeki'yi çizdiler. ÇHD'de bu seçimin değerlendirileceği bir toplantı yapılacak. o toplantıda bunu tartıĢtıracağız. toplantı günü belli değil…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Bu anlatımlardan; 2000 yılında Selçuk Kozağaçlı‟nın, Ankara ÇHD‟den ihracı gündeme geldiğinde Avukat Behiç AĢçı‟nın buna karĢı çok mücadele ettiği ve konuyla ilgili 204 bütün çalıĢmalarını detaylı olarak örgüt sorumlusuna rapor ettiği, o dönemde Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olan Nazan KOD Gülay Yücel ve Zeki Rüzgar tarafından da Selçuk Kozağaçlı‟nın ihraç edilmesi ile ilgili bütün geliĢmelerin örgüt sorumlusuna rapor edilmiĢ olduğu, DHKP/C örgütünün o dönemde çıkartmakta olduğu “YAġADIĞIMIZ VATAN” isimli dergide Selçuk Kozağaçlı ile ihraç konusunda yapılan röportajın örgüt sorumlusunun bilgisi dahilinde yayınlandığı görülmüĢtür. “2002.06.22 - 03117_23.6.2002demet1-2” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; l8)Enver Yanık'ın durumuna Ankaradaki selçuklar ve Deniz hakim.Fıratta gittiğinde görüĢmüĢ.Enverin içtiması yanlıĢ hesaplanmıĢ ve DGM kapsamındaki cezasının adli davasındaki hükmü baz alınarak infazın uygulandığını ve tahliyesini bu nedenle gerçekleĢtiğini Denizler anlatmıĢlar ve biz kendisine bu konuda bilgi verip konuĢmuĢtuk kendisi biliyordu demiĢler.Denize Fırat bize neden iletmediğini söylemiĢ.Deniz bugün akĢam gelecek ve daha etraflı konuĢacağım.Ne yapılabılir konusundada.CMUK 399 a 96 ÖO dan dolayı hemen baĢvuru yaptıralım demiĢ Selçuklar. “ ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2002.07.23 - 04219_25.7.2002hayri3” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “E)TEKĠRDAĞ F TĠPĠ: Hakkı ġimĢek,Fikret Akar,Serdar karaçelik ile Sev..görüĢtü. -Muhittin Eser le ilgili bilgiyi Ġsmail kulaksız ile iletmiĢler.Muhittin Eserin eĢiyle resmi nikah yapma ve ailesi ile görüĢülmesi talebi vardı.Size daha önce bilgi olarak iletmiĢtim. – Hakkılarada direniĢçilere mesaj,Ankara Eylemi konusunda bilgi iletildi. -9 Ekip konusunda Ümit Güngör olabilir demiĢler .Ümitin sağlık durumu iyiymiĢ. Ayrıca mustafa barıĢ akayıda gençlikten önermiĢler. 2)Deniz pazar günü geldi.Denizle görüĢmemiz, -Geçen hafta ÇHD nin kuruluĢ yemeğini vermiĢler.80 kiĢi katılmıĢ. -ÇağdaĢ hukuk Dergisini çıkarmıĢlar.l000 Adet. -Ankara ÇHD Ģube yönetimine yeni yönetimi atamıĢlar ve Eylülde Genel kurul kararı almıĢlar. -Fırat'ın babası ile Anadolu Hapishanelerini gezmesi için konuĢmuĢtu Deniz.Giderim demiĢti Fıratın babası.Büroda çalıĢması konusundada tekrar konuĢmuĢki zaten büroya ara ara gidip çalıĢıyor.Ancak Ģimdi atlatıyormuĢ ve gelmiyormuĢ.Tekrar konuĢacak.CMUK konusundada kursa gitmesi için para göndermiĢtim.Deniz vermiĢ.Gideceğim demiĢ. -Uğur bülbül'ün tazminat davası Ekim ayına ertelenmiĢ.Betül Kozağaçlı yakından ilgileniyormuĢ.Hüseyin Özarslan,Rabbena Hanedar,UlaĢ Göçmen'in annesi Gülten Göçer ve Uğur'un annesinin bir tanıdığı nı Uğur'un borçluları olarak gösterecekler. -Enver Yanık Sincan F ipine getirilmiĢ.Betül ve Selçuk yakından ilgileniyorlarmıĢ.Tutuklanmasına itirazına red cevabı gelmiĢ.Deniz Bakanlığa tutukluluğunun kaldırılması için yazılı emir baĢvurusunda bulunduk dedi.Moral olarak iyi değilmiĢ.Ayrıca399 için baĢvuruda bulunacaklar” ġeklinde ibarelerin bulunduğu,bu dökümanlarda açık Ģekilde Ģüphelinin cezaevlerindeki örgüt mensuplarının durumlarını ve dosyalarını takip edip örgüte rapor sunduğunun anlaĢıldığı, 205 “2003.02.10 - export-2-Unallocated Clusters-82” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta; …19)Deniz geldi ve görüĢtük.. KonuĢmamıza baĢlamadan önce sordum. 16-17 Nisan duruĢmasına neden gitmediklerini Ankarada ÇHD deki av.larla konuĢtuğunu hepsinin mazeret getirdiğini en son Sel,Bet ve kendisinin gitmeye karar verdiklerini Sel.. iĢi çıktığını Bet..rahatsızlandığını ve gitmekten son gün vazgeçtiklerini kendisininde artık bir dahaki duruĢmaya katılırım diye düĢündüğünü anlattı.Bunu anlatırken çok rahat değildi.Bende kendisine bu duruĢmaya katılmaları gerektiğini Aralık ayındanbu yana bunu pro grama aldığımızı kendisine hatırlattığımızı ve geçen hafta Ankaraya gittiğimde tekrar konuĢtuğumuzu ve duruĢmadan bir gün öncede baĢmanavın Ankaraya gittiğini oradan Kayseriye geçtiğini söyledim.Ve bu durumu sıradan bir iĢ gibi nedenlerle açıklamamasını söyleyerek kendisi ile bu ve buna benzer pratikleri artık sıklıkla yaĢamaya baĢladığımızı ve bu çalıĢma anlayıĢının,yaĢam tarzının bir bütün olarak temelinde yatan nedenleri bilmek istediğimizi ve çözümlemesi gerektiğini ve tartıĢmamız gerektiğini anlattım..Ve kendisi düĢünce tarzını,duygularını ve bir bütün olarak bu pratiğin nedenlerini tartıĢmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine Deniz konuĢtu ve kendisi açısından öncelikle sağlık konusunda son dönem artık ciddi sıkıntılar yaĢadığını,yaĢamını,enerjisini,canlılığını etkilediğini yattığında uyanamadığını,zor kalktığını ,Selçuklarında bu konuda zorlandıklarını tel.. saat çalsada hiç duymadığını,kendisini yorgun ve halsiz hissettiğini söyledi.Son tetkiklerinde triod hormonunun çok yüksek çıktığını ve bunun neden olabileceğini doktorların söylediğini anlattı… …Giderleri konusunda tasarruflu olmasını konuĢtuk ve büro ve ev kullanımı konusunda bilgisayarı selçuklarda tutmasının nedenini olası bir baskında büroda bilgisayara el konulmaması için olduğunu bunun 1 milyar tl olduğunu baĢka bir nedeni olmadığını söylüyor.Tek odalı bir büroya her halukarda ihtiyacım olacaktır.O nedenle tek odalı bir büro bakıyorum dedi.Bu konuda ısrarlı olduğu için yok demedim.Ancak 70-80 milyon tl civarında bakmasını söyledim.Bu ücrette Kızılay çevresinde büroların olmadığını söyledi.Bende uygun bir semtteiĢ yeri olabileceğini söyledim ve bu yanıyla maddi gelirini oluĢturması ve düzenlemesini anlattım…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Örgütsel yazıĢmada Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın isminin Sel.. olarak KODLANDIĞI, yine HHB Ankara Bürosunun bilgisayarının olası bir operasyonda yakalanmaması için Av. Selçuk Kozağaçlı‟nın evinde bulunduğu, “2003.02.26 - export-2-Unallocated Clusters-10” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta; 206 …Biz hastanedeyken akĢamüstü bu kez Denizin haberi geldi.Deniz babası kalp krizi geçirdiği için Antalyaya gitmiĢti.Babası ve erkek kardeĢi ile Ankaraya geliyorlarmıĢ.Babası kalp ameliyatı olacakmıĢ Ankarada.Antalyadan Ankara'ya gelirken yolda bir otomobil arkadan Denizlerin bulunduğu arabaya çarpmıĢ.Bu nedenle Deniz ve diğer arabanın Ģöforü inip çarpılan yere bakmıĢlar.Bu esnada Deniz ve diğer kiĢiye bir otobüs arkadan çarpmıĢ.Yaya durumdayken.Deniz ve diğer kiĢi ağır yaralı olarak Afyon Devlet Hastanesine kaldırılmıĢlar.Bunu duyunca baĢmanav ve manav l Afyona gitmek için yola çıktılar.Selçuklarda Ankara'dan hastaneye gitmek için yola çıkmıĢlar.Dün gece 4 de baĢmanav ve manav l Deniz'in yanına ulaĢtılar... …Ankara Barosu Deniz'in tüm hastane ve ameliyatlarını karĢılayacaklarını söylemiĢ.ĠHD çevresinden ve ATO çevresinden nakit parayı ayarlamaya çalıĢıyorlarmıĢ.BaĢmanav ve Selçuk Afyonda hukuki iĢlemleri tamamlıyorlar.Onlarda Ankara'ya geçecekler.Manav l,Betül ve diğer av..lar…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Deniz olarak KODLANAN kiĢinin Ģüpheli Zeki Rüzgar olduğu, “2003.03.07 - export-2-Unallocated Clusters-182” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 8)BaĢmanav Ankaradan geldi.Denizin hastane masrafları 40 Milyarı buluyormuĢ ve uzun süre hastanede kalacakmıĢ.Bu konuda manavlarla çok uzunbir tartıĢmamız oldu.BaĢmanav akĢam geldi ve hemen Ankaraya geri dönmem gerekiyor dedi. KonuĢmak için oturduk. Manavl ve Manav 4 de vardı.Deniz ertesi gün ameliyat olacaktı.Selçukla Betül'ün orda herĢey sırtında ve benimde onların yanında olmam gerekiyor çok sahiplendiler yalnız bırakmamak gerekli dedi.bende Deniz'in orda yalnız olmadığını oradaki arkadaĢlarımızın yanında ve ilgisinde olacağını Selçuk ve Betül'üde yalnız bırakmayacaklarını anlattım.Yine ısrar etti baĢmanav ve manav l.ekrar ettim.Deniz için Ģimdi yapılması gerekenin 40 Milyarlık hastane masrafları için buradada bir sahiplenme ve yardım baĢlatmamız gerekir buna yoğunlaĢmamız gerekir ayrıca hastanelere ve hapishanele yetiĢemediğimizi özellikle direniĢçilere daha sık gidilmesi gerektiğini direniĢçilerin morale ihtiyacı olduğunu anlattım.DireniĢin bir sorumluluğunda kendi üslerinde olduğunu tüm bunlarla birlikte düĢünmeleri gerektiğini anlattım.Sonuç olarak baĢmanav ve manav l ikna olmadı.BaĢmanav sesini çıkarmadı.manavl tartıĢtı.Bir ara manav 4 le tartıĢtılar.40 Milyarlık borcu sanki hafife alıyorlar ve hoĢ bir tartıĢma değildi.Manav l direniĢçi karar verdiyse benmi onu değiĢtireceğim diye manav 4 e bağırdı.Sonuç olarak oturdum tartıĢtım ...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.03.27 - export 4-4-578-27032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu notta; …2)Manav l Ankarada Deniz'ide ziyaret etti.Bacağında enfeksiyon ve kapanmayan bir yara var. Bu nedenle dün tekrar ameliyat olmuĢ.Bir süre daha hastanede yatması gerekiyormuĢ.Hastanede Betül ve Selçuk yakından ilgileniyorlarmıĢ.Hatta Betül 207 duruĢmalarına vb. gitmeyip Denizle ilgileniyormuĢ.Selçuk yeni yeni duruĢmalara ve ÇHD ye gitmeye baĢlamıĢ. Bugüne kadar Deniz için toplanan 8 Milyar 700 Milyonluk bağıĢ olmuĢ.Ankara,Ankara Barosu,Ġstanbul ve Ġzmirdeki av.lardan toplanan para bu kadarmıĢ.Cuma günü 2 Milyar 300 Milyonluk ödeme yapılacakmıĢ.ATO dan doktorların oldukça yardımları olmuĢ.hastane masraflarını oldukça indirmiĢler.Selçuk biz burada Denizin davalarına bakarız.Kendi aramızda ir iĢ bölümü yapacağız.ben geçen hafta ilgilenmeye baĢladım demiĢ. Cumartesi günü Ġstanbul ÇHD seçimleri için Selçuk Ġstanbula gelecek .O zamanda kendisi ile konuĢuruz.Ayrıca Denizin yanına TAYAD danda refakatçi arkadaĢlar geliyor. 3)Ankarada kuğulu park ve AKP önündeki eylemlere katılıp tutuklanan ve giyabi tutuklaması olan arkadaĢlar konusunda manav l Ferda ile konuĢmuĢ. Bu konuda Selçuk ilede konuĢmuĢ. Tutuklu arkadaĢlar mahkemeye itirazda bulunmuĢlar ve itirazları reddedilmiĢ.selçuk bu arkadaĢların aileleri ile görüĢmüĢ.Durumu iyi olan ailelerden para talebide olmuĢ.Bunun üzerine aileler bir daha gelmemiĢ.l4 Nisanda ilk duruĢmaları var.selçuk bu arkadaĢlarla ilgilenecek ve davalarını takip edecek.Giyabi tutuklaması olan arkadaĢların vekaletleri gerekiyor.bu arkadaĢları Ferdalar tanıyorsa arkadaĢlardan vekalet çıkartmaları ve Selçuk'a iletmeleri gerekiyor.öyle olunca elçuk bu konudada itiraz dilekçelerini koyacak ve ilgilenecek.Cumartesi bende Selçukdan ayrıca bilgi alırım. 4)Deniz'in Antalyada evli ve çocuk sahibi bir ablası varmıĢ.Bu kadının bir erkekle iliĢkisi varmıĢ.Bu adam kadına satırla saldırmıĢ ve l50 yerinden kesmiĢ hastanelik etmiĢ.Gazetelere ve Shov TV de geniĢ yer vermiĢler.mesele namus meselesi.Selçuk bu nedenle ANtalyaya gitmiĢ ve bu durumla ilgilenmiĢ.Aile ile görüĢmüĢ.AĢiret toplanmıĢ.u durumu kan temizler diyorlarmıĢ.Selçuk müdahale etmiĢ.4 gün Antalyada kalmıĢ.Bilginiz olması için yazdım.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Ferda (A/K) isimli kiĢinin o tarihlerde DHKP/C terör örgütünün Ankara sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök olduğu, “2003.03.29 - export 4-4-560-29032003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; -ÇHD Genel Kurula hazırlık olarak HHB olarak bir değerlendirme yazısı ile manav 2 ve manav 4 birer yazı hazırlamıĢlardı. Ayrıca av.ları ziyaret ederek görüĢme yaptılar ve adaylıklarını açıkladılar.Selçukta bugün Genel Kurul için geldi. Yönetim konusunda iĢ bölümünü konuĢacağız. Mümtaz Yurtseverde baĢkan olmak isteyecektir.bugün bu konuyu ayrıca değerlendirip konuĢuruz.BaĢkanlık konusunda manav 2 daha kendine güvenli hareket eder.Manav 4 bu konularda biraz daha çekingen kalıyor… 208 …9)Zeynep Erduğrul'un davasının bozulduğunu Yargıtaydan tel. ile sorduk. Lehtemi aleytemi bu konuda görüĢtüğümüz kiĢi bilgi vermedi. Selçuktan öğrenmesini isteyeceğim.Sonucu öğrendikten sonra manav 4 Zeynep'in yanına gidecek… … -Mustafa Selçuk ve Muhammed Gücüm'ü atmıĢlar.Muhammed için sizin söylediğiniz Ģekildede düĢünebilirdik demiĢ ve tekrar yazıĢıp bir noktada tutabiliriz ne yapalım diye sormuĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.04.22 - export 4-4-167-22042003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Ankara Numunede direniĢçiler olduğunu biliyoruz ve baĢmanav geçen Cuma günü görüĢtü onlarla. AyĢe Sultan,Mürsel Kaya ile görüĢtü ve Tanju Meteyide gördü. A)Numunede savcılık izni ile hafta içi hergün ziyarete girilebiliyor. Deniz"i görmeye gidildiğinde arkadaĢlar hastaneyi,Sincan ve Uluçanlarıda ziyaret edebildiler.Böyle denk getirdik. Hafta bir gün (bir hafta hariç)gidildi. AyĢen geçen hafta Numuneye getirildi. Mürselde ondan önceki hafta Numuneye getirldi. Betül ve Selçuk ile manavlar konuĢur. Bu daha iyi olur. ziyarete gitmeleri için. B)direniĢçilerin içeceği sıvılar konusu anlaĢıldı. AyĢen"e hastaneye kaldırılmadan önceki hafta manav 1 sıvıları hatırlatmıĢ ve ısırgan otu,nescafe alınmayacağını söylemiĢti.AyĢen biliyor tekrar konuĢurlar.AyĢen anladığımız kadarı ile kurallara uymuyor.BaĢmanav gittiğinde Annesi gelmiĢ ziyaretine Mürsel ziyarete çıkmadığımızı söylemiĢ baĢmanavın yanında buna rağmen görüĢe çıkmıĢ. Yine bu tip sıvılar alıyormuĢ. Mürsel daha moralli geldi bana diyor baĢmanav. Asker alıĢveriĢ yaptırmıyormuĢ direniĢçilere.Su vb.gibi.Musluktan için diyormuĢ.BaĢmanav Selçuğa söylemiĢ.Selçuk savcı ile konuĢacakmıĢ.Ayrıca av.görüĢünde sorun çıkarmamaları konusundada görüĢecekmiĢ.BaĢmanav biraz zor girmiĢ ve görüĢte baĢlarında asker beklemiĢ,… …14)direniĢi bırakanlanlarla manavların görüĢmes konusunda zaten böyle yapıyoruz. Manav 1 Ankaraya giderken ben Tanjuyu görmesini ve tekrar baĢlamasını söylemesini istedim. 209 Ancak Ferda ile konuĢunca Ferda Tanjuya yiğenenin gittiğini ve sizinde bildiğinizi söyleyince görmekten vaz geçiyor. Bunu Ferda ile konuĢtum.Manav 1de bu Ģekilde anlattı.Ayrıca Selçukta savcı ile konuĢacaklarını ve soruĢturma açtıklarını söylüyor tel.da.Ancak manav 1 in çekindiği için gitmediğini sanmıyorum.burada bu risk olsada birçok kez gitti ve bu tarz konularda reddetmez yada ikircilikli davranmaz…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.05.17 - export 3-3-439-17052003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; 4)Deniz selçukların evinde tedavisi devam ediyor.koltuk değnekleri istemiĢti.manav 2 ile gönderdim.NOT BĠTTĠ..Sevgi ve Saygılarımla...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.05.30 - export 5-5-403-30052003” isimli word belgesi incelendiğinde BaĢmanav KOD Behiç AĢçı tarafından yazılan bu raporda “CEYHAN HAPĠSHANESĠ: BaĢmanav Adanaya gittiğinde ġengülün cenaze haberi ile birlikte görüĢe giremeden Urfaya oradan malatyaya yola çıktığı için görüĢ yapamamıĢ. Ceyhan idaresinin tutsaklar üstünde ağır hücredeymiĢ.kürkçülerdede müdür faĢistmiĢ ve baskı varmıĢ. baskısı varmıĢ.Vatan Ayrıca kürkçülerin müdürü tutuklu bulunan dergi temsilcisi arkadaĢamıza "ben seni öldürüm kimsede birĢey yapamaz demiĢ. Ceyhana Alper gidecekti.. Bu haftaki programa göre Anadolu gezisini yeniden programlayacağız.. 23)Av. Alpere 150 (yüz elli )milyon TL gönderdim.. Cem kılıçın dosyası alındı.Selçuk kozağaçlı aldı.Onada 50 Milyon TL gönderdik.yol parası ve dosya parası.selçuk talep etmez ama zor durumda kaldığını söyleyerek istemiĢ” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın normal Ģartlarda örgütten baktığı davalara iliĢkin para talebinin olmadığı, ancak zor durumda olduğundan YOL ve DOSYA masrafları için örgütten para aldığı,cezaevlerinde bulunan ölüm orucu tutan örgüt mensuplarını takip edip durumlarıyla ilgili örgüte büro sorumlusu aracılığıyla ayrıntılı raporlar verdiği, “2003.06.01 - export 3-3-193-01062003” isimli word belgesi YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 210 5)Hasan balıkçı duruĢması..cümlesi ile baĢlayan 7.madde konusunda, Hasan balıkçının duruĢmasına katılan ve DGMye davanın getirilmesini isteyen av..ın niteliği yanıyla Selçuk Kozağaçlı tanıyor.Bu adam bu davayı götürecek çapta ve nitelikte değil diyorlar… 15)Ankarada Ulucanları av. ..cümlesi ile baĢlayan 19.madde konusunda, Bu konuda manavlar Deniz ile konuĢurlar.Ayrıca selçuk Kozağaçlı cuma günü buradaydı.kendisi ile sohbet ettik.Artık her hafta hapishaneleri ziyaret edeceklerini ve düzenleyeceklerini bu konuda hapishaneleri bir süredir ihmal ettiklerini söyledi.bunu ÇHD içinde ayarlayacaklarını ve kendisininde düzenli gideceğini söyledi.. 16)deniz daha ne kadar.. Cümlesi ile baĢlayan 20. Madde konusunda, Deniz Nisan ayında hastaneden vermiĢtim.selçukların evinde kalıyor.. taburcu oldu.bu konuda size bilgi Hastane masraflarını bağıĢlarla ve barodan alınan yardım fonu ile karĢıladılar.manavlar her hafta görüyorlar.bir ihtiyacı olmadığını söylemiĢ.Ġki hafta önce koltuk değneği istemiĢti.buradan alarak gönderdim.. Manavların ve Selçuğun ortak görüĢü Denizin biraz fazla hasta nazı yaptığı.Selçuğun eĢi Betül Denizin bakımını üslenmiĢ durumda.selçuk Betülün artak çalıĢmaya baĢlayabileceğini söylüyor... 24)ÇHD Genel merkez Genel kurulu önümüzdeki hafta cumartesi ve pazar günü Ankarada yapılacak.Bu 1 hafta içinde burada delege çalıĢması yürütülerek Ankaraya delege götürülecek.Cuma günü Selçuk kozağaçlı gelmiĢti.Cuma akĢamı ÇHD dede delege toplantısı yapıldı.22 kiĢi bizimkilerin ve yönetimin dıĢında katıldı.GeçmiĢ toplantılarıda bilenler toplantıya katılımın olumlu olduğunu söylüyorlar.. Tüzük değiĢikliği ayrıntılı tartıĢılmıĢ. Genel merkez yönetimine mevcut yönetimin karĢısında alternatif bir liste yok.O nedenle seçimleri mutlaka kazanacağız diyorlar.Ankarada çalıĢmasına baĢlamıĢ.selçuk bölgeleri dolaĢmıĢ… …2.Gün: 1)konferans sonuç bildirgesinin okunması 2)tüzük değiĢikliği 3)Yönetim kurulu çalıĢma,denetleme kurulu ve mali raporların okunması 211 4)Yönetim,disiplin ve denetim kurullarının seçilmesi.. Bu ilk güne iliĢkin gündem maddelerini "Genel merkez Yönetim kurulu Tebliğ Taslağı"olarak yazılı getirdi selçuk..Bunu dizip sizede göndereceğim.. C)bu hafta bizim manavlarda burada delege çalıĢması yürütecekler.O nedenle programlarını o Ģekilde ele almaya çalıĢtım.Programı ayrı dosyada size gönderiyorum.. 24)Ayrıca selçuk ile sohbet ettim.Ġyide oldu.Genel politikalarımız,süreç ve F tipi kampanya konusunda kendisine bilgi verdim..Birlik,ABD ve DireniĢ üzerine sohbet ettik..” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.06.10 - export 2-unallocated clusters-636”isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Denizin enfeksiyonu iyileĢmediği için Yarın tekrar ameliyata aacaklar ve enfeksiyonu kurutmaya çalıĢacaklar.. Deniz selçuklarda kalıyordu.Ekonomik olarak durumları iyi değil..manavlar hafta bir gidiyorlar..Ekonomik durumlarının iyi olmadığını biliyoruz ama yiyecek alamayacak kadar olduğunu gözlemlemiĢler..Selçuklar Denizin masraflarını geneldie toplanılan bağıĢlarla ve yardımlarla karĢıladılar. Bu durum onları ekonomik olarakta etkilemiĢ.. selçuğun eĢi Betül Denizin bakımını üslendi ve çalıĢmadı.Bunu kendisi istemiĢ.selçuk ise fazla iĢleri ile ilgilenememiĢ. Yarın denizin ameliyatı var.bunun için yaklaĢık 2 Milyara ihtiyaç varmıĢ.buradan avukt..lardanda bağıĢ toplamaya tekrar baĢladık.Ama türlü gerekçelerle vermiyorlar..Yücel sayman 80 milyon TL..vermiĢ..diğerleri atlatmıĢ.. Manav 1 in boĢanma davasından aldığı 250 milyon vardı.bunu selçuklara gönderdim… …C) baĢmanavın Genel merkeze girmesi ve Ġzmir ÇHDdeden sorumlu olması aslında bizi üç ilde Ġstanbul Ankara ve Ġzmirde ÇHD içinde etkin ve yönlendirici olmamızı sağlayacak.Ankarada Deniz ve baĢmanav,Selçuklar Ġstanbulda ve Ġzmirdede buradan iradiliğimizi artırmamız bu süreci ve fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor..Bu yanları ile onlarla tartıĢmaya devam edeceğim.birde dediğiniz gibi her pratiklerini ayrıntılarına kadar benim düĢünmem ve örgütlemem gerekiyor.. KiĢisel popülizmleri hepsinin güçlü olduğu içinde motivasyonlarınıda sağlamam gerekli.Aksi takdinde eleĢtiri ve tartıĢmalarımızı anlamamakta ve dayatmakta ısrarcı oluyorlar ve koyveriyorlar.Bu ayarı iyi tutturrarak değiĢimlerini ve pratiklerini yönlendirmekte bana düĢüyor…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, 212 “2003.06.15 - export 3-3-484-15062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Ġstanbulla selçuklar yakından ilgileneceklier.Ġstanbul ÇHD ye Ankaradan Elvan isimli av. bAkıyor..Elvan Selçukların bürosunda ortak.birlikte çalıĢıyorlar.Bizim düĢüncelerimize yakın hareket eden birisi.Selçuklarla Ġstanbulda yaĢanan sıkıntıları aktarmıĢtık...Ġstanbul Ģubeyi güçlendirmek gerekiyor.Ġstanul"un durumunu Genel kuruldada gördüler..Elvan haftaya Ġstanbula gelecek..ÇHD merkezden Ġstanbul Ģube ile ilgilenecek..manav 2 ,manav 4,aĢmanav ve Elvanla konuĢacağız..Gernek üyeleri seferer etme gerekse yönetimi iĢlevli kılma yanıyla ibr yoğunlaĢma olacak.Genel merkezle koordineli çalıĢmamız manav2 ve manav 4 üde motive edecektir..bir yandan onları Ģekillendirirken diğer yandan bu Ģekilde ir çalıĢma tarzı güçlendirecektir diye düĢünüyorum.Elvan aynı zamanda diğer yönetim kurulu üyeleri ile görüĢecek ...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.06.17 - export 10-10-621-17062003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “B)1 mayıs davasının 2.duruĢması 8 Temmuz 2003 saat 10 da Malatya 1 nolu DGM de görülecek.. C)BaĢmanav Ankaraya gitti.Ankarada 1 mayıs davasını ÇHD Genel merkeze getirecek.Önce selçuk ve Deniz ile konuĢacak..Bu davadaki mantığımızı onlarla tartıĢmasını ve nasıl bir hazırlık düĢündüğümüzü anlatmasını istedim..sonra Genel merkez yönetim kurulunda önermesini ve davaya katılım kararını çıkararak ÇHD merkezin Ģubelere bu konuda Ģimdiden bilgi vererek çağrı gönderebileceğini ve Ģubelerin gündemine sokabileceklerini ve yine Ģube yönetimleri ile tel.görüĢmesi yaparak katılmaları konusunda yönlendirici olmalarını söyledim.. Ankara Genel merkez ve Ģubenin davaya toplu katılmalarını istemesini ve aynı zamanda örgütleyicilerinden olmasını sağlamalarını söyledim” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.07.18 - export 8-8-181-18072003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda; 1.Bilgi için...Amca'nın durumu hergeçen gün kötüye gidiyor, kaldığı hastanenin tedavi amacıyla pek de bir Ģey yapamadığını söylüyorlar, hergün numuneden, hacettepe'ye götürüyorlarmıĢ enfeksiyon olan yarası için doktorlar hem betüllere hem de amcanın kendi yüzüne karĢı öleceğini söylemiĢler, moralleri bozulmuĢ, amca kendini bırakmıĢ durumda. Diğer amcalar ve kendisi, daha iyi bir hastanede tedavi olamamanın nedeni olarak olanağımız olmadığı için yapılmadığını düĢünüyorlar. Paramız olmadığı için ölümünü bekliyoruz havası oluĢmuĢ. Amca'nın yurtdıĢı yasağı varmıĢ, Selçuk bunu kaldırtmak için uğraĢtı ama olmadı, yurtdıĢı hastanelerin olanaklarına sahip istanbul'da hastaneler var daha iyi bir hastanede tedavi olabilmesi için olanığımız var mıdır? Aksi durumda numunede ciddi 213 ciddi ölümünü bekliyorlar.dedim…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “Amcalar” kodunun HHB avukatları olduğu, “2003.07.21 - export 6-6-17-21072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “5)manav 1 az önce geldi ve deniz konusunda bilgi aldım. Manav 1 hem Ferda,hem deniz hemde selçuklarla görüĢüp bilgi almıĢ. -denizin sağlık durumu Ģöyle:… …Selçuklar kendilerinin Deniz ölecek yeterince olanak yok iyi tedavi ettiremiyoruz diye bir Ģey düĢünmediklerini aksine Ģu anda Denizin tedavisini üstlenen doktorların kendi uzmanlıklarında en iyi hekimler olduğunu ve Denizi tanıdıkları için özenle ilgilendiklerini bu açıdan bir sorun olmadığını ve baĢka bir yerde tedavi olsun diye bir Ģey düĢünülmediğini söylemiĢler.Doktor Denizin kemik ameliyatı için ücretin 10-15 Milyarı bulacağını bunu yaptırabilecek durumları olup olmadığını yani bunu düĢünelimmi diye sormuĢ.selçuklarda bu boyutunu düĢünmemelerini ne gerekiyorsa yapılmasını istediklerini söylemiĢler. Yani doktorların asıl üzerinde durdukları kırıklar ve kemikte enfeksiyon olup olmadığı konusu. Hastane enfeksiyonu aldığı içinse "ölüm riskinin her zaman geçerli olduğunu"bu nedenle tedavisinin iyi yapılması gerektiğinide söylüyorlarmıĢ.Ancak Ģu anda vucuda yayılan bir enfeksiyon söz konusu değilmiĢ ve kalçada geliĢen enfeksiyon kurutulmuĢ.Doktor taburcu olacağını söylemiĢ.Ama selçuklar 1 hafta kadar daha kalmasını tetkiklerin tam sonuçlanmasını istemiĢler. Numune Hastanesinin intaniye servisinde kalıyor.Hacetteede kemik ölçümleri için tetkike götürülüyormuĢ.Asıl doktoru Numune hastanesinde.Ve baĢak Dokuzoğlu adında bir hekim..Bu kiĢi Türk Enfeksiyon Derneği Genel sekreteriymiĢ ve dalında uzman bir doktormuĢ. -selçuk maddi olarak bugüne kadar kendi çevrelerindeki bağıĢ ve olanak ve yardımlarla Denizin masraflarını karĢıladıklarını kendilerinin bunu isteyerek yaptığını Tayada vb..gitmeyi düĢünmediklerini söylemiĢ.Ancak bundan sonrası için zorlanabiliriz.çünkü artık harcamalar için günübilirlik para bulmaya baĢladık demiĢ.denizin günlük 30-35 milyon kimi zamanda 100 milyona çıkan masrafları oluyormuĢ. Ameliyatı için para gerekebilir demiĢ.buna doktorlar dün cevap vermiĢler.Yani 10-15 Milyar TL..gerekebilir ameliyat için diye.selçuk elimizde nakit bir miktar para olursa iyi olacak bundan sonrası için zorlanacağız demiĢ. Kendileri açısındanda artık maddi olarak sıkıntı yaĢadıklarını büro borçlarını arttığını,tel.borçlarını ödeyemediklerini ,ihtiyaçları için zorlandıklarını söylemiĢ.Betül Denizin bakımı için ağırlıklı ilgileniyormuĢ bu nedenle büroda yeterli çalıĢmıyormuĢ. 214 -5-6 milyarlık bir senet ödemelirinin olduğunu)deniz için)söylemiĢ. -Tayaddan refakatçilerin akĢamları geldiğini onlarında düzensiz olduğunu ,bazen akĢam 21. De bazen 23..de geliyorlar bazende gelemeyeceğiz diyorlar.buda bizi zorluyor.çünkü o saatten sonra refakatçi ayarlamaya çalıĢıyoruz.Gelemeyeceklerse gündüz saat 17.00 gibi söylerlerse bizde ona göre refakatçi buluruz demiĢler. -Denizi manav 1 daha iyi bulduğunu söyledi.konuĢmuĢlar.Çok zayıfladığını ve sarsıldığını ama öncekine göre daha iyi olduğunu söylüyor. -Selçuk Denizin yurtdıĢı yasağı için herhangi bir giriĢimde bulunmadığını bunu yapmadan önce sorarak yapacağını bu nedenle böyle bir Ģey olmadığını söylemiĢ.Ayrıca Denizle birlikte aynı dosyada davutunda olduğunu ve Davut"un polis aramalarının olduğunu gösterdiği adrese tebligatlar yapıldığını ama adres doğru değil diyerek tebligatın geri döndüğünü ve tebliğ edilemediğini vakit geçirmeden tebligatlar için doğru bir adres bildirip tebligatlarını almasını ve giyabilerin kaldırılmasını söylemiĢ.Bu konuda Davut ile konuĢacağız. -Yine deniz için "basınçlı Oksijen Odasında Enfeksiyon"tedavisinin araĢtırılmasını istemiĢler.(bu konuda tanıdğım hekimler vardı.Bunlar aracılığı ile araĢtıracağım.) -denizin hassaslaĢtığını biraz hasta mızmızlığı yaptığını bu konudada selçukların bilinçli yaklaĢtığını söylüyor manav 1. -denizin raporlarını tetkiklerini selçuklar bizede gönderecekler.Hastaneye lazım olduğu için hemen alamamıĢlar.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.07.23 - export 6-6-53-23072003” isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde Örgütün Ankara sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda; “Selçuk'un yurtdıĢı çıkarma için giriĢimde bulunmadığı konusunda; Biz bizzat ne Selçuk'la ne Betül'le bu konuda konuĢmuĢ değiliz, konuĢmuĢ olsak bile Ģöyle düĢünürüz doğrudan istanbul'daki amcalarla bağlantı içinde oldukları için yurtdıĢına çıkma meselesenin sizin bilginiz çerçevesinde olduğunu düĢünürüz, sorgulayıcı yaklaĢmayız yani. Bundan bir önceki notumda ayrıntılı anlatmıĢtım, Tuna yolda Betül'ü görmüĢ sohbet etmiĢler gelip bunu anlattı, doğan'da yanımızdaydı o da ne söylerse destekledi. Bu sohbet sırasında geçmiĢ amcanın yurtdıĢı yasağı olduğu, Selçuğun uğraĢtığı, kaldıramadığı Tuna'nın anlatımı böyle, normalde de ne biz biliriz ne Tuna bilir amcanın yurtdıĢı yasağı olduğu meselesini. Tuna kendince bu konuda hassasiyet gösteriyor bize de söylemiĢti yurtdıĢına çıkarılsa, özel bir hastaneye yatırılsa vb. diye biz de cevabını vermiĢtik, Betül'le konuĢurkende bu tarz Ģeyler söyledi ise Betül'de yurtdıĢı yasağı var, kaldırmaya uğraĢıldı ama olmuyor vb. dedi ise o da öyle bir sonuç çıkarmıĢ olabilir…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, 215 “2003.07.27 - export 8-8-337-27072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 3)Ankara yürüĢüyüĢüne dünkü otobüslerle manav 4 gitti.Bugün manav 1 ,Özkan ve mahir gittiler. BaĢmanav Ġstanbulda kaldı. Manav 1 Ankarada eylem programından sonra orada kalıp mürsel kaya ve Ulucanlar ile görüĢ yapacak.denizi görecek,selçuklarla Denizin sağlık konusunu ve Deniz için yapılan bağıĢ ve yardımları,harcamaları konuĢup öyle gelecek… 6)bugün senemden 1000(bin)Euro selçuklara denizin tedavisinde kullanmaları konusunda göndermek için aldım ve manav 1 ile gönderdim…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.07.28 - export 6-6-150-28072003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “28.7.2003 YAġAR"IN NOTU: SELÇUKTAN DENĠZĠN HARCAMALARI ĠÇĠN VE YAPILAN BAĞIġLARI GÖRMEK ĠÇĠN ALDIĞIMIZ LĠSTE.BU ĠKĠ AY ÖNCEKĠ LĠSTEDĠR.. Özgür-Akın.............................................170.000.000 Betül-Selçuk.......................................... 320.000.000 Rıza' nın annesinin emekli sandığı..........125.000.000 ABAYS.................................................1.750.000.000 GRUP(200Biçen,60Rıza,50Devrim 100Yavuz,50Metin,20RahĢan, 60Aytül,40Oğuz,25Ayten,40CMUK)........645.000.000 Sakine Arzu........................................... 60.000.000 Av.Erkan yıldırım................................... 50.000.000 Dr.Hüseyin (Ġstanbul)............................100.000.000 Sabahattin.............................................50.000.000 216 Gülcan...................................................50.000.000…..” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “KENAN GÜNYELLERle BUGÜN MANAV 1 ġUBEDE GÖRÜġTÜ.BU KONUDA SĠZE ACĠL ĠLETĠLMESĠ ĠÇĠN Senemlerin oradan bilgileri verdik. Yarında manav 1 Nebiha Aracı ile görüĢecek.Kendi kimliği ile poliste biliniyor. 2)Ekmek ve Adaletin Ġnternet sitesinde yayın durdurma konusundaki Ankara Sulh Ceza mahkemesindeki karara bugün selçuk baktı.buna göre Selçuk Ģunları söylüyor..Dava "Türk silahlı Kuvvetlerini tahkir ve tezyif"ten "TCK 159/1 den dava açılmıĢ.Dava Ankara Asliye Cezaya yeni gönderilmiĢ..burada açılacak diyor selçuk. Sulh cezaya ise yayın durdurma konusunda baĢvuru yapılmıĢ.TT.net tarafından.sulh cezada önlem anlamında (bunu selçuk dergilerin toplatma kararı alınmasına benzetebiliriz.Ġnternet için karĢılığı bu olur tedbir için yayını durdurma kararı alınmıĢ" ve dava açılması istemiyle Asliye Cezaya gönderilmiĢ diyor.yayın durdurma kararını CMUK 155. Maddeden almıĢlar.karar Ģu anda sitenin kapatılması değil internette yayın yasağı ve yurtdıĢından yapılacak yayınlara filtre konulmasına Ģeklinde geçiyormuĢ. Selçuklara Ekmek Ve Adalet"in internet sitesine yasal olarak baĢvuran arkadaĢtan vekalet göndereceğiz.davayı takip edecekler.Aynı zamanda sulh cezanın aldığı bu yayın durdurma kararına itiraz edecekler.ve dava kazanıldıgı takdirde tazminat davası açacaklar.yine AHĠM e götürülebilir diyor.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.08.15 - export 6-6-448-15082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 17)Babaevinin internet sitesinin kapatılması konusunda Ankarada Vatan ve Milliyet Gazeteleri haber yapmak istemiĢler.betül aradı yapabilirlermi diye.bende yapabileceklerini söyledim.senemlerede bilgi verdim ve betülle tel.da görüĢmelerini ayrıca kendilerinin vekalet ve Betüllerin isteyebilecekleri evraklar konusunda görüĢmeleri gerektiğini söyledim.bende selçuk ve Betül le konuĢarak ilgileniyorum .GeliĢme konusunda senemde bilgi veriyorum…‟‟ ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Babaevi olarak Ģifrelenen yerin o tarihlerde DHKP/C terör örgütünün yayın organlarından olan Ekmek ve Adalet Dergisinin olduğunun anlaĢıldığı, “2003.08.26 - export 7-7-30-26082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 18)Cumartesi günü Deniz geldi.koltuk değnekleri ile yürüyor.çok zayıflamıĢ.bu toparlamıĢ haliymiĢ.Sürekli ilaç kullanmak durumunda.Enfeksiyon riski ortadan kalkabilmiĢ değil.Hala yeniden aktifleĢme potansiyeli varmıĢ.sağ bacağında diz üstündeki kemikte kırık 217 var ve kaynamamıĢ.Kaynamamasındaki etken enfeksiyon.Kontrol olacakmıĢ eğer kaynama yoksa Ekim ayı baĢında bir ameliyat daha olacakmıĢ ve kalça kemiğinden kemik olarak kırığa koyacaklarmıĢ... -morali i açısından daha toparlamıĢ görünüyor.kendisi ile sohbet ettim.Kazası sonrası yaklaĢımımızı anlattım.süreci anlattım .GeliĢmeleri ve hapishaneleri konuĢtuk. -denizin süren davası sonuçlanmak üzere.Davutun mahkeme ifadesini bekliyormuĢ.En fazla bir duruĢma sonra karar verecektir diyor.Bu durumda Deniz ceza alırsa yasal durumu ortadan kalkacak.mahkeme yurtdıĢına çıkıĢ yasağı koymuĢ Deniz için.bunu size iletmemi istedi. -tedavi masrafları konusunda baro ve barolar Birliğinin yaklaĢımını konuĢtuk.Barolar birliği sağlık raporu götürüldüğü sürece her ay için asgari ücretten üç aylık yardımda bulunuyormuĢ.Yani üç aylık 700 milyon TL.tutuyor. Ankara Barosunun yardım fonu içinse Deniz buraya daha önce üye olmuĢ ve ilk aylar fon ücreti ödemiĢ Sürekli ödememiĢ.Buradanda anlaĢmalı yerlerden fatura tutarı olarak 5,5 milyar TL bir kez ödeme yapılmıĢ. Ama ben sizin bu konudaki düĢüncenizi kendisine ve selçuklara anlattım.tekrar baro tüzüğü ve yönetmeliğine bakacaklar.Ayrıca Ģimdilik bize getirilen yardım bu diyorlar.Artık Ankaralı avukatların yüksek miktarlarda maddi olarak yardımlarının denizin durumunun biraz toparlanmasıyla birlikte olmayacağını söylediler.Selçuk ayrıntılı bir hesap dökümünü toparlayıp manavlarla gönderecek.bir döküm hazırladım ona yenileride ekleyip son halini göndereceğim dedi. -Ankarada yargılanan 169 lar için ve hüküm alanlar için uyum yasası için baĢvuru yapmıĢlar.bunlar içinde Tuğba Ġyigün vardı.Durumunu anlattım.takip etmeyecekler.Ġstifa edecekler.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Tülay KOD Tuğba Ġyigün, FERĠT kod Ayhan MimtaĢ isimli örgüt mensubu ile iliĢki yaĢadığı iddiasıyla örgütten uzaklaĢtırılmıĢ bir kiĢidir. Bu anlatımlardan; Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu YAġAR kod Münevver KÖZ‟ün; Tülay KOD Tuğba Ġyigün‟ün bu durumunu Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟ya aktarıp, avukatlığından istifa etmesini istediği, Selçuk Kozağaçlı‟nın da bu talimatı yerine getirdiği değerlendirilmiĢtir. “2003.08.27 - export 7-7-106-27082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; “Gözaltıların listesi Ģöyle: Mustafa,-Ferda-volkan Ayaz-Emrah yayla-Cemaat Ocak-derya Güler-Ġbrahim Çağlar budak-Hakkı Gökhan Menet-Doğan karataĢtan-yurdum Ali tekgöz-servet Tuna Aydın-Erdinç 218 Eroğlu-kadriye Akgül-Ergin Öztürk-Pınar Kaderoğlu-Hacı Anıl"ın AilesindeFatma AnılHacı Osman Anıl ı-Gözaltılara Selçuk ve Betül koĢturdular.Onlardan bilgi aldık.Selçuk arkadaĢlarla Ģubede görüĢtü.Bugün avukat görüĢüne izin vermemiĢler.AkĢam aradım Ģubedeydi ve görüĢe girdi.Ģu nedenle gözaltına alınmıĢlar. 2911den ve polise mukavemet,HÖC üyesi olmak ve DHKP/C üyesi olmak.. Muhsin ve ailesini ise bomba hazırlamak tan almıĢlar Yarın savcılığa çıkarılacaklar.Ben Betüllere HÖC ün.baĢvurusunu ve bülten olduğuna dair belgelerini faksladım.Yasallığını kanıtlasınlar diye. Mustafadan dün haber alamamıĢlar.Bugün öğleden sonra gözaltında olduğunu kabul ettiler. Ferdayıda bugün Onur çarĢısının önünden saat 15:30 da almıĢlar. BaĢmanavda Ankarada.Selçuk betül ve baĢmanav gözaltılarla ilgileniyorlar. -baĢmanav Ankarada mürselin ziyaret etti.yarın Sincanla görüĢ yapacak ve gece gelecek…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.08.29 - export 8-8-32-29082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; …10)baĢmanav Ankaradan geldi.Ferdalar bilgisayarın ele geçtiğini ve bilgisayarda kamuflajlı dosya olduğunu (sizden gelen)ancak polisin bunu anlamadığını ayrıca kodlama anahtarınında olduğunu söylemiĢler.selçuk PC bilgisayar görmüĢ.baĢka varmıydı biz görmedik demiĢler.bilgisayar DGM deymiĢ .Ancak anlaĢılmadığını söylemiĢler.(Ferdalar) DGM den teslim edeceklermiĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.08.31 - export 7-7-148-31082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “1)Ankara"daki gözaltılar anlaĢıldı..cümlesi ile baĢlayan 1.madde konusunda, -Ankaraya manavlardan bir arkadaĢı göndereceğiz. Ankaradaki arkadaĢlar örgüt üyeliğinden tutuklanmıĢlar. ġöyleki, Doğanı kadriyenin ifadelerini temel alarak tutuklamıĢlar.Kadriyenin sorgusuna Selçukları almamıĢlar.kadriye ne söyledi onlar bilmiyorlar. 219 Genel iddia KESK eylemine katılmak,HÖC üyesi olmak dolayısıyla DHKP-C üyesi olmaktır,tabut eylemine katılmak ((Volkan için tabut eyleminin düzenleyecisi olmak.Evinde tabut malzemeleri bulunmasını delil olarak gösteriyorlar).. Tamamen Ankaradaki bizim demokratik faliyetllerimize saldırıyorlar. -Pazartesi günü (1 Eylülde)selçuk arkadaĢların itiraz baĢurularını yapacak.kendileri ile görüĢtüm” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.09.09 - export 7-7-306-09092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; B)ANKARA ULUCANLAR HAPĠSHANESĠ: Sevinç ġahingöz ve cemaat Ocak ile görüĢüldü. Seinç ġahingöz ile görüĢme: -sevinç ġahingözün babası memlekette tarlasını kiraya vermiĢ.Kiracıları tarlaya hint keneviri ekmiĢler.bundan dolayı jandarma hepsini ve Sevinç in babasınıda gözaltına almıĢ ve "uyuĢturucu"dan tutuklanmıĢ.yozgat cezaevinde yatıyormuĢ.selçuklar davayı takip edecekmiyiz diye soruyorlar. -sevinçe 399 baĢvurusunu geri çekmesi için üç manavla ayrı ayrı haber gönderdim” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.08.30 - export 7-7-133-30082003” isimli word belgesi incelendiğinde o tarihlerde örgütün Ankara sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök tarafından yazılan bu raporda; l.Son yaĢanan operasyonla ilgili. ġu an Ank. için sizinle yürüttüğümüz iletiĢim kopmuĢ durumda.O nedenle bilgilendirme için hemen buraya geldik,Mahmut'da burada… ….Daha sonra da saat 18.00 de beni aldılar, onur çarĢının önünden, bürodan çıkmıĢtım, platform toplantısına gidiyordum, saat l8.00 sıralarında pasajın kapısından çıkar çıkmaz etrafımı çevirdiler, üzerime atladılar, kimsiniz, neoluyor diye bağırmaya baĢladım, ben bağırırken kimliğini çıkardı, minübüse bindirmeye çalıĢtılar epey bir arbede yaĢandı, insanlık onuru iĢkenceyi yenecek diye sloğan attım, o sırada biri arabının plakasını almıĢ, ihd'yi aramıĢ, tip tarifi vermiĢ, adımı söylemek o sırada aklıma gelmedi…. …Daha sonra yeniden TEM e götürdüler, bir süre sonra avukatla görüĢtürdürledir, Barodan avukat çağırmıĢlar, bu avukat kimliğini sordum, sizinle görüĢmem avukat hakkımı engelliyorsa görüĢmek istemiyorum, kendi avukatımı istiyorum dedim, o da kendi avukatımla 220 istediğim zaman görüĢebileceğimi söyledi, kısaca olayı alınıĢımı vb. anlattım, avukatımın ismini verdim, ondan bir süre sonrada avukat Selçuk'la görüĢtük.Avukat bizimle görüĢmelerinin engellendiğini anlattı, ona olayı anlattık, üzerimde bir haber disketi, bir de en son yolladığım içinde Mesut'un hapishanedekilere iliĢkin değerlendirme ve tahliye yazıları, Canan'ın duygusal iliĢki üzerine yaptığımız konuĢmalara iliĢkin yazdığı yazısı, sizden gelen dosyaya cevap olan kamuflajlı, kodlu dosya olan bir disket vardı, avukata üzerimden tek dosyalık bir disket çıktığını, evden de program cdlerini, kamuflajlı dosyaların çıktığını söyledim. Yeniden ev araması ihtimalini sordum, olabilir dedi, evde flash diskin zulalı yerini söyledim, ev araması sırasında kardeĢim Yelda'ya da bu zulayı fısıldamıĢ, imha etmesini söylemiĢtim, perĢembe günü adli tıpa çıkardılar, ardından adliyeye getirdiler, savcılıkta, sorgu hakimliğinde avukatla birlikte ifade verdik, üzerinde, ev araması sırasında KESK eylemine, HÖC'e iliĢkin yazılar çıktı, evinizde bilgisayar varmıĢ vb sorular sordu, eĢim burada ekmek adelet dergisinin temsilcisi ve muhabiridir, rahatsızlıkları var, ellerinden kaynaklı yazı yazamıyor ben ona yardım ediyorum , bu haber yazısıdır, her yerden haber alırız, bunları harmanlarız haber yazarız, bu da onlardan biri dedim, fotoğrafları araĢtırdı, eyleme katıldın mı, çatıĢmaya katıldın mı, seni niye aldılar, yasadıĢı örgütle ilgin var mı gibi sorular sordu, çatıĢmalar sırasında orada olmadığımı, basın açıklamasına katıldığımı, yasa dıĢı herhangi bir örgütle ilgim olmadığını,l0 yıl hapishade yattığımı, polisin de nasıl olsa yatmıĢ-çıkmıĢ mutlaka suçludur diye beni gözaltına aldığını, Ankara'da her gün eylem olduğunu hepsininde polisin bilgisi dahilinde olduğunu, çoğuna benim de katıldığımı vb. anlattım. Savcı sorgusu herkesin çok iyi geçmiĢti adam çok iyi tavırlar gösteriyordu ama topu hakime attı, l9 kiĢi hakkında da l68 den tutuklama istedi, hakimde bunu bizzat ifade etti, ben ne yapayım Ģimdi, ayıkla pirincin taĢını kimler tutuklanacak, kimler tutuklanmayacak oturup düĢüneceğiz dedi, Selçuk benim sorgu hakimliği ifademin ardından genel bir savunma yapacağını söyledi, onun konuĢmalarıda olayı toparladı, yine de ben ve Mahmut'un ele geçen disketlerden kaynaklı tutuklanacağımızı düĢünüyorduk ama süpriz oldu ardından emrah, canan, volkan, doğan'ın tutuklandığı diğerlerinin serbest bırakıldığı açıklandı, polis çılgına döndü…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.09.13 - export 7-7-20-13042003” isimli word belgesi incelendiğinde Ferda KOD Funda Davran Gök‟ün bu raporunda; “MANAV 1” kod Avukat M. Özgür GĠDER‟in, Ankara‟da son yapılan operasyon ile yakalanıp tutuklanan Cemaat OCAK, Doğan KARATAġTAN ve Volkan isimli kiĢiler ile cezaevinde yaptığı görüĢme sırasında FERDA kod Funda Davran GÖK ile ilgili olumsuz bilgiler vermeleri sebebiyle, örgüt sorumlusunun bu iddiaları FERDA kod Funda Davran GÖK‟e sorduğu anlaĢılmakta olup, bu rapor FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün konu ile ilgili savunması niteliğindedir. “Amcalar konusuna gelince bizi alındığımız ilk gün özellikle avukatla görüĢtürmediler, eğer ev aramasına gitmeden önce görüĢtürselerdi evde buldukları disketleri de bulamayacaklardı zaten. ikinci gün ev aramasına götürdükten sonra gece amcaya çıkardılar, iĢ iĢten geçmiĢti, bulamadıkları zulalar vardı bunları amcaya söyledim, ellerindekini çözerlerse yeniden arama sözkonusu olabilir diye, bir de bilgisayarın kasasını 221 aldıklarını, 5-6 disket, program disketi bulduklarını, üzerimde bir disket bulduklarını söyledim. Mesut'ün son yazıları vardı bu diskette o nedenle hemen Mesut için önlem almak gerekir vb. o da son sincan görüĢmesi vb. bizimle ilgili bir Ģey var mıydı diye sordu onlardan emin değilim oladabilir dedim. ne var ne yok emin değilim emin olduğum tek Ģey son bir ya da iki haftaya ait 5-6 dosya olduğu. Yine amcalarla ilgili diğer bir konu gözaltından çıktıktan sonra ertesi gün hem hasta amcayı ziyaret edelim hem savcı yeniden tutuklama istermi dosyaya bakabildiler mi vs. soralım diye amcanın evine gittik, bizi fırçaladı neden amcaya zula yeri söylediniz, derhal değiĢtirin bu yaptığınız doğru değil vb. Ben de ne yapsaydık yani dedim, o Ģartlar altında düĢmanın elinden bir Ģey kurtarma Ģansımız varsa bunu kullanırız tabi ayrıca o zula yerleri de artık temiz, yeniden Ģubeye götürürler ayrıca götürmeseler bile tutuklanacağımızı düĢünüyorduk dedim. KeĢke ev aramasından önce gelseydi de diğerlerini de kurtarma Ģansımız olsaydı dedim. Yani amcanın tavrı bana garip geldi, bırakıldıktan sonra bile zor durumdayız her an yeni tutuklama olabilir o da bir an önce baĢından savma tavrında bir de niye gizli Ģeyleri söylüyorsunuz o örgütlü biri değil diyor” ġeklinde ibarelerin olduğu, “Amcalar” kodu ile avukatların kastedildiği, Ankara Emniyet Müdürlüğü kayıtları tetkik edildiğinde; FERDA kod Funda Davran Gök‟ün gözaltına alındığında iki avukatla görüĢmüĢ olduğu, bu avukatların Murat Karaman ve Selçuk Kozağaçlı olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca Selçuk ve Betül Kozağaçlı isimli avukat çiftin o tarihlerde evlerinde Deniz KOD Avukat Zeki Rüzgar‟a baktıkları Hollanda adli makamlarından elde edilen diğer belgelerin incelenmesinden anlaĢılmıĢtır. FERDA kod Funda Davran GÖK‟ün anlatımlarından, evindeki zulayı söylediği avukatın Murat KARAMAN olduğu, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise örgütle irtibatı olmayan bir avukata (Barodan gönderilmiĢ olan Murat Karaman) zula yerini söylediği için, FERDA kod Funda Davran Gök‟ü azarladığı anlaĢılmıĢtır. “2003.09.17 - export 7-7-424-17092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “15)Ekmek ve notunuz konusunda, Adalet'in site yasağı ne oldu..cümlesi ile baĢlayan Ekmek ve Adalet için Selçuklar davayı takip edecekler.Ancak Senemlerden vekalet istediler.Senemler internete baĢvuran arkadaĢın kim olduğunu bilmediklerini ve bu konuda size soracaklarını söylediler.Ben tekrar betüllerle görüĢtüm.Betüller Ģöyle söylüyorlar..Bu davalar mahkemelerin yabancısı olduğu davalar.Yani hakimde ilk kez böyle bir dava ile karĢılaĢıyor dolayısıyla derginin sahibininde vekaleti ile baĢvurabiliriz ve bir denenebilir.Çünkü bize internete baĢvuran kiĢinin vekaleti lazım demediler.Muhatab olarak internet firması bu davayı açmıĢ ama sahibi vekili olarak biz takip edelim dediler.Senemle konuĢtuk.Davut henüz gelmemiĢ ama Selçukla Betüle bulunduğu yerden vekalet çıkartıp fakslayacak.Asıl dava Asliye Ceza Mahkemesinde 222 görülecek.TSKni küçük düĢürücü yayın yapmaktan 159.maddeden.görülecek dava.ġu anda mahkemenin aldığı karar tedbir kararı.Buda Sulh Hukuk Mahkemesinde alınmıĢ ve dava Asliye Cazaya gönderilmiĢ...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.09.20 - export 7-7-71-20092003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “8)Gizli duruĢmada avukata bilgi vermeme ..cümlesi ile baĢlayan 12.madde konusunda. -Bu konudaki itiraz ve baĢvuru yapmamız konusu anlaĢıldı.Selçuklar burada.Onlarlada konuĢtuk.Ankarada böyle Ģeyler olmamıĢ.Bir duruĢma saptayalım ve bizde gelelim ve ÇHD olarakta toplu bir Ģekilde DGM de bastıralım ve tutanak tutturalım ve basınıda bu konuda etkin değerlendirelim diyorlar.Biz itiraz baĢvurularını yaparız ve Selçukların söylediği gibide bir itirafçı duruĢmasında kalabalık bir avukat katılımını sağlayıp DGM üzerinde baskı oluĢturmaya çalıĢılabilir... …11)Dün ÇHD Genel merkezin kuruluĢ yemeği Makina Mah.Odası lokalinde Ġstanbulda yapıldı.Yemeği Ġst.Ģube organize etti.Yemeğe 90 kiĢi katılmıĢ.Ankaradan Deniz,Selçuk,Betül,Hüseyin Biçen.Rıza,Kenan.ve iki bayan avukat geldiler.selçukların ,Denizin değerlendirmesi Ġstanbul Ģubenin içinde bulunduğu duruma göre yemeği baĢarılı değerlendiriyorlar.Bu bir motivasyon yaratacaktır diyorlar. Bu gecede Eren keskin ve Kemal Yılmaza Emek ödülü verdiler.Her ikiside ceza almıĢ avukatlar.Kemal Yılmazın hüküm aldığı için avukatlığı iptal edildi.Eren Keskininde 1 yıl cezası vardı.Bu yüzden ve mücadeleleri konusundaki tutarlılıklarını temel alarak bu ödülü düĢündüler. -Selçuklarla ÇHD üzerine konuĢtuk. Ankara Genel merkez ÇHD Eğitim merkezi açtı ve burada avukatlara ve stajyerlere yönelik ders veriyorlar.Okul gibi yapmıĢlar ve seminerler tarzında hazırlanıyorlarmıĢ ve haftada 5 gün 2 saat bu seminerleri veriyorlar.ġu anda 20 avukat üye olmuĢ Eğijtim merkezindeki derslere.Düzenli katılıyorlarmıĢ.Sayıyı artıracağız diyorlar” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.10.06 - export 9-9-39-06102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “21)Pazar günkü Panele katılmak için Av. Selçuk gelmiĢti.selçuk Mustafa Göklerle ilgili dosyanın henüz verilmediğini ama kendisinin binr Ģekilde savcıyı ikna ederek aldıgğını söyledi bize gönderecek.Henüz duruĢma gününün belli olmadığını ve Ele geçen kamuflajlı dosyaların çözülemediği için (kamuflajı)Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderildiğini buradan gelecek cevaba göre savcının ceza isteminde bulunacağını söyledi.bu nedenle bu notların çözülmüĢ kabul edilmesi gerekir diyor doğal olarak.Dosyada baĢkada bir Ģey yok.Kadriyenin 223 ifadesinin polis yönlendirmesiyle olduğu çok açık bu nedenle disket çözümleri temiz gelir yada açılamazsa çok hafif bir dava olur diyor..NOT BĠTTĠ..BĠTĠġ SAATĠ:5ABAH 5.00SEVGĠ VE SAYGILARIMLA...” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.10.11 - export 5-5-558-11102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; '7)deniz anlaĢıldı..Para nereden buluyor Deniz..cümlesi ile baĢlayan 8.madde konusunda, -Deniz Selçukların yanında kalıyordu.Para konusunda bugüne kadar bağıĢlarla ve yardımlarla idare ettilerselçukların bürodan gelen gelirle takviye ettiler..Bizim son dönem bir katkımız olamadı. ġu anda ciddi bir maddi sıkıntı içindeyiz.manavların yol giderleri ve ancak günlük ihtiyaçlar için gelen parayı yetiĢtiriyoruz.denizler Ġstanbul"a geldiklerinde Selçuklarda dahil yol giderlerini biz karĢıyabildik..Deniz Antalyaya giderken bir av. ArkadaĢı Denizi uçakla göndermiĢ…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Yine piĢmanlık yasası ile ilgili TĠKBnin avukatına verdikleri açıklama ortada yıok.sabri tutsaklar örgütlenmesi imzalı bir açıklama arkadaĢlar yazabilirmi demiĢ.PiĢmanlık yasası konusunda.. -mustafa selçuk CumhurbaĢkanlığı af baĢvurusundan vazgeçmiĢ. -Muhammed Gücüm piĢmanlık baĢvurusunda bulunmuĢ… …6)mustafa Gök"lerin dosyaları çıkmıĢ.selçuk haftasonu getirdi.. Dava tarihi belli değil..DuruĢma tarihi.Emniyet müdürlüğünden gelecek yazıyı bekliyorlar..Emniyet Müdürlüğünden yazı gelmemiĢ henüz.. …7)selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk çevrelerinde böyle insanlar olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi…”ġeklinde ibarelerin bulunduğu, HHB Sorumlusunun Selçuk Kozağaçlı‟dan, Halkın Hukuk Bürosu‟nda çalıĢabilecek avukatlar bulmasını istediği, Selçuk Kozağaçlı‟nın ise HHB avukatı olabilecek kiĢileri Halkın Hukuk Bürosuna getireceğini beyan ettiği, 224 “2003.10.20 - export 9-9-133-21102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 2)bugün Çorumda iki gerillamızın Ģehit düĢtüğünü TV den öğrendik.Manav 4 ve ailelerin Kayseride 16-17 Nisan davasısının karar duruĢmasından dönüyorlardı.Onları aradık ANkaradan Çoruma geçmelerini öğrendik..cenazeler Çorum Devlet Hastanesi morgunda bekletiliyormuĢ Ģeklinde önce duymuĢtuk..ġehitlerin isimleri Gazi Arıcı ve Selhan Top"muĢ. Gazinin ailesinde Av.Selçuğun müvekkileri var.Onlarla teldan bilgi almıĢ..Selçuğun aldığı bilgiye göre: ÇatıĢma Ģehitlerin kendi köylerinde pazar günü akĢam üstü olmuĢ.Çorumda..Gazinin silahı uzak bir yerde bulunmuĢ bu nedenle çatıĢma bile olamamıĢ olabilir demiĢler.Gazinin göğsünde 2 Adet kurĢun varmıĢ.Dere kenarında katledilmiĢler. Cenazeyi bugün kaldırmıĢlar.. Aileden alınan bilgi böyle.. B)Yarın manav 4 ve üç aile Çoruma geçip durumu öğrenecekler.. 3)Selçuk kendisine bir tanıdığın bugün tV haberlerinde Erdal Gökoğlunun Ġstanbulda yakalandığını verdiğini söylemiĢ..Biz böyle bir Ģey duymadık ama bilgi için yazıyorum… …B)Selçuk haftasonu gelmiĢti.Tarlanın paneli için.selçuk ile büroya manav kazanmamız gerektiğini ve acil ihtiyacımız olduğunu Ankarada ÇHD çevdresindeki av.ları bu temeldede yetiĢtirip yönlendirebilecekleri üzerine konuĢtuk..10 kadar son sınıf ve staj yapan kiĢiler olduğunu bunlardan 2/3 kiĢinin HHBye ilgi duyduğunu Ġstanbul"un biraz gözlerini korkuttuğunu bununda bilmemekten kaynaklı olduğunu bir hafta sonu bu arkadaĢları buraya getireceğini ayyrıca Denizin artık toparlamaya baĢlaması ve yılbaĢından itibaren bu insanlarla Denizinde yakından ilgilenebileceğini birlikte düĢüneceklerini söyledi…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Açık kaynaklarda yapılan çalıĢmalarda; http://www.yuruyus.com/www/turkish/ news.php?h_newsid=2100&dergi_sayi_no=74& isimli internet sitesinde yayınlanan “Kahraman ġehitlerimiz Gazi Arıcı, Selhan Top” baĢlıklı haberde “20 Ekim 2003‟te Çorum‟un Ġskilip ilçesine bağlı Ferhatlı Köyü yakınlarında jandarma birlikleriyle çıkan çatıĢmada Ģehit düĢtüler. Gazi 1980 Çorum Ferhatlı Köyü doğumluydu. Ankarada liselilerin, Mamak gecekondu halkının mücadelesi içinde yer almıĢ,.. Selhan da 1977 Çorum doğumluydu. Mesleği oto elektrikçilikti…” ġeklinde haberin olduğu, “2003.10.24 - export 9-9-223-24102003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 225 15)Mustafa Gök"lerin..cümlesi ile baĢlayan 22.madde konusunda, Ferdaların ve Mustafa G.lerin 19 kiĢiyle alındıkları gözaltı sonrasında açıtıkları davanın dosyasını aldık.selçuk 1 dosyayı asıl ifadelerin olduğu dosyayı getirdi.5 dosya varmıĢ. Emniyet genel müdürlüğüne bilgisayarları almıĢlar.Kamuflajlı dosyayı çözmek için.bu dosyaları çözmeye çalıĢıyorlarmıĢ.Bu konuda bilgi vermiĢtim size.Selçuk Ankarada Emniyet Genel müd.Ġlk kez aldılar ve savcı bunun sonuçlarını bekliyor demiĢti. 16)deniz hala gelmedimi..cümlesi ile baĢlayan 23.madde konusunda, -Denizle tel.da konuĢuyorum.Antalyadan Kasımda döneceğim burada hava güzel diyor.Henüz tam toparlayamadığı için Ankaraya dön vb..demedim.Ġki günde bir arıyorum..selçukta Ankarada havanın soğumaya baĢladığını bu nedenle bir süre daha kalmasının iyi olacağını söylüyordu.” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.11.14 - export 10-10-49-14112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Bugün sabah TGRT de bir haber geçti ve Çorumda çatıĢma çıktığı ve Bülent Bağcı "nın yaralı yakalandığı haberi geçti.Bunun üzerine Çorum Emniyetini aradık.Bilgi vermediler.Çorum Devlet Hastanesini aradık.Çorum Devlet hastanesi Bülent Bağcının hastanede olduğunu ve yaralı olduğunu beyin çerrahi bölümünde tedavi altında olduğunu doktoru söyledi.Durumunun ağır olmadığını söylediler.Bunun üzerine Ankarayı Denizleri aradık.Betüller Ankaradan Çoruma geçip Bülentle ilgilenecekler. Bundan sonra Çorumdan aradığını söyleyen ve isim vermeyen bir kiĢi tel.ile büroyu aradı ve Çorumda çatıĢma olduğunu ve Erdal Dalkılıç ve Melek Sevim isimli iki kiĢinin gözaltına alındığını söyledi.” Ģeklinde ibarelerin olduğu, “2003.11.21 - export 9-9-413-21112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından yazılan bu raporda; 1)MANAV 4 Çorumdan geldi.Çorumda Bülent Bağcı ve diğerleri ile görüĢtü.Selçukta Çoruma manav 4 ile birlikte gitti.GörüĢü birlikte yapmıĢlar. -Nazan Mete denilen kiĢi itirafçı. Çorum cezaevinde kalıyor. Melek Serin denilen kiĢide tutuklu ve aynı cezaevinde kalıyor.Ġtirafçı ile aynı koğuĢta adlilerin içinde kalıyor.Ġtirafçı dilekçe vermiĢ baĢka cezaevine götürülmesi için…” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, 226 ġüpheli Selçuk KOZAĞAÇLI‟nın HHB sorumlusu YaĢar KOD Münevver KÖZ‟ün talimatı ile Çorum‟da silahlı çatıĢma neticesinde yaralı olarak yakalanan DHKP/C terör örgütü mensubu Bülent BAĞCI‟nın avukatlığını yapmak için Çorum‟a gittiği, Açık kaynaklarda yapılan incelemede 16.11.2003 tarihli http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/244120.asp isimli internet sitesinde yayınlanan “ÇORUMDA 4 KĠġĠ TUTUKLANDI” baĢlıklı haberde “Terör örgütü DHKP/C‟nin sözde Çorum bölge sorumlusu olduğu bildirilen Berdan Kod adlı Bülent Bağcı (39) 13 kasım PerĢembe günü güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢmada yaralı olarak ele geçirilmiĢ, Nazan Mete ise Jandarmaya teslim olmuĢtu. Güvenlik güçleri Bülent Bağcı ve Nazan Mete‟nin ifadeleri doğrultusunda örgüte yardım ve yataklık eden Erdal Dalgıç, Melek Serin, Hüseyin Teke ve Muharrem karataĢ‟ı da gözaltında aldı” ġeklinde haberin olduğu anlaĢılmıĢtır. Yukarıda ismi geçen Erdal Dalgıç 12.06.2012 tarihinde Ġstinye Polis Merkezine silahlı saldırıda bulunan DHKP/C terör örgütünün SPB mensubu olduğu, yine Muharrem KarataĢ‟ın 19.03.2013 tarihinde Ak Parti Genel Merkez binasına LAV silahı ile saldırı düzenleyen SPB mensubu olduğu tesbit edilmiĢtir. Örgütsel yazıĢmalardan ġüpheli Selçuk Kozağaçlı ile ilgili; 1999 yılında yurtdıĢında bulunan örgüt sorumlusuna hitaben yazılmıĢ olan bir raporda; “AVUKAT BETÜL VANGÖLÜ ve EġĠ SELÇUK KOZAĞAÇLI HAKKINDA:” baĢlığı ile bu kiĢiler hakkında bilgi verildiği, her ikisinin de daha önceden yasadıĢı Devrimci Yol örgütü içinde yer aldıklarının, DHKP/C örgütüne sempati ile baktıklarının, DHKP/C örgütü mensuplarının tavırlarını kendilerine ölçü olarak aldıklarının, önerilerini bağlayıcı kabul ettiklerinin belirtildiği, bu dönemde örgüte sempatizan konumda oldukları, 2000 yılında Selçuk Kozağaçlı‟nın, Ankara ÇHD‟den ihracı gündeme geldiğinde Avukat Behiç AĢçı‟nın buna karĢı çok mücadele ettiği ve konuyla ilgili bütün çalıĢmalarını detaylı olarak örgüt sorumlusuna rapor ettiği, o dönemde Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu olan Nazan KOD Gülay YÜCEL ve Avukat Zeki RÜZGAR tarafından da Selçuk Kozağaçlı‟nın ihraç edilmesi ile ilgili bütün geliĢmelerin örgüt sorumlusuna rapor edilmiĢ olduğu, DHKP/C örgütünün o dönemde çıkartmakta olduğu “YAġADIĞIMIZ VATAN” isimli dergide Selçuk Kozağaçlı ile ihraç konusunda yapılan röportajın örgüt sorumlusunun bilgisi dahilinde yayınlandığı, Davalarına baktığı DHKP/C örgütü mensuplarının hukuki durumları ile ilgili bilgileri ve ölüm orucuna katılan örgüt mensuplarının durumlarını dönemin Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e –Halkın Hukuk Bürosu‟nun ve Münevver Köz‟ün örgütsel konumunu bilerek- aktardığı, Halkın Hukuk Bürosu Ankara Temsilcisi olan Deniz KOD Avukat Zeki Rüzgar‟ın Afyon‟da trafik kazası geçirmesinden sonra, bakımının yapılması ve tedavi giderlerinin karĢılanması konusunda Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıyla ortak hareket ettiği, DENĠZ kod 227 Avukat Zeki Rüzgar‟ın taburcu olması sonrasındaki tedavisinin Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın evinde devam ettiği, Halkın Hukuk Bürosu Sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz tarafından, Ankara‟da hakkında dava açılan örgüt mensuplarının vekâlet vermesi için yönlendirilen avukat olduğu, Ankara‟daki cezaevlerinde bulunan DHKP/C örgütü mensuplarını düzenli olarak ziyaret edeceği konusunda Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e taahhütte bulunduğu, 2003 yılından sonra örgütün Ankara sorumlusu FERDA kod Funda Davran Gök ile görüĢmelerinin baĢladığı, ÇHD üyeliğini, dernek içinde etkinlik kazanmak amacını güden örgüt mensuplarının talimatları doğrultusunda sürdürdüğü, derneğin faaliyetleri ve yönetimi hakkında Halkın Hukuk Bürosu Sorumlusu YaĢar KOD Münevver Köz‟e bilgi aktardığı, nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda talimatlar aldığı, Trafik kazası geçirmesinden sonra tedavisine Selçuk-Betül Kozağaçlı çiftinin evinde devam edilen DENĠZ kod Avukat Zeki Rüzgar‟ın tedavi ve bakım masrafları için, YaĢar KOD Münevver KÖZ tarafından Avukat Selçuk Kozağaçlı‟ya para gönderildiği ve bu harcamadan dolayı yurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun haberdar edildiği, Avukat Selçuk Kozağaçlı tarafından Deniz KOD Avukat Zeki Rüzgar‟ın tedavisi için yapılan masraflarla ilgili dökümlerin de YaĢar KOD Münevver Köz‟e gönderildiği ve bu harcamaların da örgüt sorumlusuna bildirildiği, YaĢar KOD Münevver Köz‟e, mülga TCK 169 maddeden yargılanan örgüt mensuplarının uyum yasasından faydalanmaları için baĢvuru yaptıklarını söylemesi üzerine, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün; tahliyesi için baĢvuru yapılacak kiĢiler arasında bulunan Tülay KOD Tuğba Ġyigün‟ün ahlaksız iliĢki yaĢadığı gerekçesi ile örgütten atılmıĢ bir kiĢi olduğunu söyleyip, bu kiĢi için baĢvuru yapmamasını istediği ve Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün bu talimatına uyduğunun değerlendirildiği, Ankara Ulucanlar Cezaevi‟nde yatmakta olan Sevinç Sahingöz‟ü ziyaret ettiğinde, Sevinç ġahingöz‟ün babasının uyuĢturucu suçundan Yozgat Cezaevi‟nde tutuklu olduğunu öğrendiği, Sevinç ġahingöz‟ün, babasının durumu ile ilgilenilmesini istemesi üzerine Selçuk Kozağaçlı‟nın, Sevinç ġahingöz‟ün babasının davasının takip edilip edilmeyeceğini YaĢar KOD Münever Köz‟e sorduğu, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün de bu soruyu örgüt sorumlusuna ilettiği, dolayısıyla Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın, örgüt mensuplarının hangi davaları ile ilgileneceği konusunda örgütün talimatına göre hareket ettiği, Örgütün Ankara Sorumlusu olan Ferda KOD Funda Davran Gök‟ün, Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığında önce örgütle alakası olmayan bir avukatla (Baro tarafından gönderilen Avukat Murat Karaman) görüĢtüğü ve evinde yeniden arama yapılabileceği endiĢesi ile bu avukata evinde bulunan örgütsel dökümanların gizlendiği yeri 228 söylediği, daha sonra “kendi avukatım” dediği Selçuk Kozağaçlı ile görüĢtüğü, Adliye‟ye sevk edilip serbest kalmasından sonra Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın evine gittiği, Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın, örgütsel dökümanların gizlendiği yeri örgütle alakası olmayan bir avukata söylediği için Ankara Sorumlusu olan Funda Davran Gök‟ü azarladığı, 20 Ekim 2003'de Çorum'un Ġskilip Ġlçesi'ne bağlı Ferhatlı Köyü yakınlarında güvenlik kuvvetleri ile girdikleri silahlı çatıĢma neticesinde Gazi Arıcı ve Selhan Top isimli DHKP/C örgütü mensupları ölü olarak ele geçirildiğinde Avukat Selçuk Kozağaçlı‟nın konu ile ilgili olarak elde ettiği bilgileri anında YaĢar KOD Münevver Köz‟e aktardığı, bilahare de 13 Kasım 2003 te gerçekleĢen çatıĢmada yaralı olarak yakalanan Bülent Bağcı ile görüĢmeye gittiği, YurtdıĢındaki örgüt sorumlusunun, DEVRĠMCĠ SOL Ana Davası sebebiyle tazminat davası açılması ve görevi ihmalden devlet aleyhine dava açılması konusunda talimat vermesi üzerine, YaĢar KOD Münevver Köz‟ün, konu ile ilgili olarak Avukat Selçuk Kozağaçlı‟yı Ġstanbul‟a çağırdığı ve Selçuk Kozağaçlı‟nın talimata uyarak Ġstanbul‟a geldiği, Ankara‟daki cezaevlerinde kalmakta olan DHKP/C örgütü mensuplarının durumlarını ve taleplerini YaĢar KOD Münevver Köz‟e ilettiği anlaĢılmıĢtır. b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 229 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenazesinin 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve 16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün, amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, tören boyunca Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın örgütün silahlı kanadı olan DHKC‟nin sözde bayrağının hemen yanında bulunduğu ve ülkemizde birçok silahlı saldırı düzenleyip güvenlik güçlerimizi ve vatandaĢlarımızı Ģehit eden DHKP/C terör örgütünün liderinin fotoğrafını göğsüne taktığı, hemen önünde canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın da bulunduğu, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da yer aldığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 230 Eylem 4: 07.05.2010 günü ölen Güler Zere‟nin (450-500) kiĢilik bir grup tarafından ailesinin ikameti olan Elazığ‟a getirildiği, grubun GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR HALK CEPHESĠ” pankartı astıkları, grubun ellerinde kırmızı flama taĢıdıkları, grup içerisinde toplanan bazı Ģahısların kırmızı zemin üzerine sarı renkli harflerle yazılmıĢ “Halk Cephesi” ibaresi bulunan önlük giydikleri, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da düzenlenen eyleme katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5: 22.02.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi üyesi yaklaĢık 100 kiĢilik bir topluluk tarafıdan Adliye binası dıĢ kapısı önünde “FERHAT‟I VURANLAR ENGĠN‟Ġ KATLEDENLER CEZALANDIRILMALIDIR ADELET ĠSTĠYORUZ HALK CEPHESĠ” yazılı pankartlar eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı, Yine aynı Ģekilde Ferhat Gerçek ile alakalı olarak 31.05.2010 günü Ġstanbul Bakırköy Adalet Sarayında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde “ÖZÜR DEĞĠL ADALET ĠSTĠYORUZ” yazılı “HALK CEPHESĠ ” imzalı dövizler eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR231 DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün internet siteleri aracılığıyla yaptığı çağrılar doğrultusunda, karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezrlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak ve örgüt propagadasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle üzerine atılı zincirleme Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. Yukarıda açık Ģekilde anlatılan eylemler bir bütün halinde değerlendirildiğinde Selçuk Kozağaçlı‟nın katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği, 232 Bulunduğu eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü mensupları ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensuplarının cenaze törenlerine katıldığı, DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenaze törenine katıldığı ve tören boyunca örgütün silahlı kanadı olan DHKC‟nin sözde bayrağının hemen yanında bulunduğu görülmüĢtür. c) Yoğunluklu Olarak DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce, DHKP/C terör örgütüne yönelik 2006 ile 2012 yılları arasında DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunma suç Ģüphesi ile gözaltına alınan 170 Ģüphelinin emniyete alınan ifadeleri esnasında savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; ġüpheli Özgür Yılmaz‟ın 73, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın 14, Ģüpheli Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı‟nın 12, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 1 Ģüphelinin ifadesinde hazır bulunduğu, diğer Ģüphelilerin savunmalarında ise baĢka avukatların hazır bulundukları, Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. d) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Selçuk Kozağaçlı ile ilgili olarak; “Ġsmini Selçuk KOZAGAÇLI" olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosunun Ankara‟daki avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Ankara Gençlik, ĠVME ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği içerisinde faaliyetleri vardır. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis 233 gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Selçuk Kozağaçlı ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. … Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı oldukları için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor. Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor…” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Selçuk Kozağaçlı ile ilgili ile ilgili olarak; “…Ġsmini ve açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün avukatlarından olduğunu biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Selçuk Kozağaçlı ile ilgili olarak; „‟Selçuk Abi olarak tanırım. Ankara‟da avukatlık yaptığı için; örgüte yakın hareket ettiğini bilsem de tam olarak ne tür faaliyet gösterdiğini bilmiyorum. Fakat ÇağdaĢ Hukukçular Derneğinde faaliyet gösterdiğini biliyorum.‟‟ ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. 234 e) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı hakkında çıkan haberler incelendiğinde; DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu, DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın da katıldığı, Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB mensubu Ģahıslara dair gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu, DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama yaptığı veya savunuculuğunu yaptığı anlaĢılmıĢtır. f) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 11.01.2013 günü saat 19:52‟de Selçuk Kozağaçlı ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Kozağaçlı‟nın “Ee hafta baĢı seyahatimiz konusun da bilgilendirildin mi” dediği,AĢçı‟nın “Yo daha bilgim yok” dediği,Kozağaçlı‟nın “Aa bi bilgin ne güzel olur bir görüĢ istersen arkadaĢlarla bu Hukuk örgütlerinin daveti var biliyorsun bir görüĢelim diye ġamdan, Ee Salı günü bir Beyrut üzerinden geçelim Beyrutta veya ġamda toplantılar yapalım diye düĢündük Hukuk örgütleri özellikle talepleri var Türkiye Hukuk örgütlerinden”dediği,AĢçı‟nın “Hı hı” dediği,Kozağaçlı‟nın “Onu onu bir sen de programına bak, Bi görüĢ bana teyid et yarın olur mu, Yarın en geç biletleri almam lazım bir”dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın “Ġki yine yine sende ekonomik yönünden bi değerlendirme yap” dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın “Nasıl nasıl yapıcaz onu yarın konuĢalım” dediği,AĢçı‟nın “Tamam” dediği,Kozağaçlı‟nın“Yarın öğleye doğru da biletleri çözmüĢ olalım”dediği,AĢçı‟nın “Tamam Selçuk tamam” dediği, 11.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Selçuk Kozağaçlı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; 235 Kozağaçlı‟nın “Ebrucum ee yola çıkacaktınız galiba gece ama senden bir Ģey rica edicem” dediği, Timtik‟in “Tabi abi buyurun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Behiç ile de görüĢtüm aslında oda yarın bakacak programını bu Suriyeli Hukuk örgütlerinin çağrısıyla bir toplantı yapalım diye düĢünmüĢtük Beyrut‟ta ve ġam‟da biliyorsun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Onun onun programlanması için ee özellikle ekonomik açıdan programlanmasına iliĢkin Behiç bey de bana yarın dönecek sende gelmeden bi bakarsan o duruma çok sevinirim” dediği, Timtik‟in “Tamam abi tamam Behiç abiyle de konuĢuruz o zaman ” dediği, Kozağaçlı‟nın “Abi çok güzel olur çünkü yarın zannediyorum öğleden sonra biletleri almamız lazım buradayız tabi bi de öyle bi sıkıntıda var ekonomik olarak nasıl programlayalım diye bir karar vermemiz lazım yarın öğleye kadar ” dediği, TĠMTĠK‟in “Tamamdır tamam abi yani ben Behiç abiyi görmeye çalıĢıcam ama ya çok az zamanım var arabanın kalkmasına yani” dediği, Kozağaçlı‟nın “Yok aslında Behiç ile de değil Behiç kendisi hani onu değerlendirip döner yarın öğlen bize ” dediği, Timtik‟in “Kaynak bulmaya çalıĢacakdır biliyorum biliyorum abi” dediği, 13.01.2013 günü saat 15:03‟te Selçuk Kozağaçlı ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; AĢçı‟nın “Selçuk Ģey diycem Suriyeye gidiĢ konusunda” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet” dediği, AĢçı‟nın “ġöyle bir Ģey yapabiliriz hani senin yanında ben değilde Arapça bilen bi Avukat olsa daha yararlı olur diye düĢündük” dediği, Kozağaçlı‟nın “Ne güzel olur ama ben artık biletleri aldım çok geç kaldık salı sabahı uçuyoruz hem ben yalnız aldım eğer yanıma bir arkadaĢ düĢünüyor isek onun için ayrıca bir giriĢimde bulunucaz” dediği, AĢçı‟nın “He sen sadece kendine mi aldın” dediği, Kozağaçlı‟nın“He evet tabi bana ve mihmandarımıza aldım o kadar”dediği, AĢçı‟nın “Hı” dediği, Kozağaçlı‟nın “GidiĢ dönüĢ 15-19 onu çözdüm çünkü yarın bugün öğlenden sonra artık mümkün değildi Ģey bilet almak kalmıyordu, Ee dolayısıyla yani çok Ģart değilse ikinci bi kiĢiye ihtiyaç yok” dediği, AĢçı‟nın “Öyle mi tamam” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet öyle düĢünüyorsa da bana bilgi verebilir arkadaĢlar sadece konuĢuruz yani” dediği, AĢçı‟nın “Tamam peki Selçuk sen Ģeyden Ġstanbuldan gideceksin dimi uçuĢun Ġstanbuldan” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet” dediği, AĢçı‟nın “Hı hı peki gitmeden görüĢür herhalde” dediği, Kozağaçlı‟nın “Evet yani çok yakın saat 10 uçağıyla Ankaradan Ġstanbula geçiyorum, 12:30 uçağıyla Ģey havaalanından çıkamam yani ama tabii ki görüĢürüz” dediği, AĢçı‟nın “Hıı peki daha erken gelseydin de Ģey neyse havaalanında görüĢürüz olur olur” dediği, Kozağaçlı‟nın “Tamam tamam ben yine akĢam ararım seni” dediği, AĢçı‟nın “Tamam tamam ne kadar tuttu biletler onu da bana söylersen” dediği, Kozağaçlı‟nın “2.000” dediği, GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇHD adına ġam ve Beyrut‟ta toplantıya katılacağının tesbit edildiği, Yapılan incelemeler neticesinde Ģüphelinin ,Ģüpheli Oya Aslan ile birlikte Suriye‟de bir dizi toplantıya katıldığının belirlendiği, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın masraflar için DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD BaĢkanı ve HHB Avukatı Behiç AĢçı ile irtibata geçtiği, gerekli finansal kaynağın Behiç AĢçı aracılığı ile 236 örgütün fonundan karĢılandığı,gizli tanık YüzleĢme‟nin beyanlarından da anlaĢılacağı üzere çatıĢmaların devam ettiği bir dönemde Ģüphelilerin bu geziyi gerçekleĢtirmelerinin DHKP/C terör örgütünün son süreçteki Suriye‟ye destek politikası gereği olduğu belirlenmiĢtir. g) Elde Edilen Diğer Deliller ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda yukarıda detayları ile açıklanan “ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri/ Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları” baĢlıklı bölümde anlatıldığı üzere ÇağdaĢ Hukukçular Derneği BaĢkanı olduğu, dolayısıyla örgütün amaçları doğrultusunda ÇağdaĢ Hukukçular Derneği tarafından yapılan açıklamalar ile diğer sair eylemlerden doğrudan sorumlu olduğu, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada üzerinde bereket yazılı kırmızı renkli sayfaları 1-79 ile numaralandırılan ajandanın 29 ile numaralandırılmıĢ sayfasında; “4 Aralık 2012 44 – Songül, 5 bin kamp 17 bin – banka 63 TL borcumuz var” Ģeklinde ibarelerin olduğu, Yine Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 51 ile numaralandırılmıĢ dökümanda; “15.000 ÇHD 2000 Birol 1500 Naciye 500 Koltuk 1000 Ünz Elde: 20000 Nakit 600 Dolar 700 TL Bankadaki paradan elimizde 1500 var Elimizdeki parayı döviz yaptık ayrıca kamp için ayırdık Elde para kalmadı” Ģeklinde ibarelerin olduğu, bu ibarelerden ileri bir tarihte kampa gidileceğinin anlaĢıldığı, Ġlgili mahkeme kararlarına istinaden yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen kampa ĢüphelilerdenTaylan TANAY, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Günay DAĞ, ġükriye ERDEN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ ile ÇağdaĢ Hukukçular Derneğine kayıtlı oldukları değerlendirilen bir kısım avukatların katıldığı ve NevĢehir – Ürgüp‟te bulunan Hotel Surban‟da yapılan 3 günlük kamp olduğu, Hotel Surban isimli iĢyerinden yukarıda ismi geçen Ģahısların konaklama ücretini gösterir fatura temin edildiğinde toplam tutarın 3.641 TL olduğu, paranın tamamının Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı tarafından ödendiği, Hollanda ve Belçika Dökümanları arasında bulunan 19.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda; “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim.selçuk çevrelerinde böyle insanlar olduğunu Ocak ayında bir kısmının ruhsatını alacağını.bunlardan 3-4 kiĢinin içlerinde daha siyasi olduğunu bu arkadaĢları bir haftasonu toplayıp buraya getireceğini ve Deniz ile birlikte bu arkadaĢlarla ilgileneceklerini Ankaradan Av. Kazanabileceğimizi bunun alt yapısının müsait olduğunu söyledi..” Ģeklinde hususların yazılı olduğu, 237 06.10.2003 tarihli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan raporda ise “ÇHD VE MANAVLAR KONUSUNDA: ÇHD KONUSUNDA” baĢlığı altında; “…ÇHD hukuk alanında bizim için önem verdiğimiz bir mevzidir ve iĢlevli ve doğru tarzda müdahale edildiğinde kendi alanı içinde ve genelde demokrasi mücadelesinde ciddiyeti olan ve sözü dikkate alınan bir kurumdur.bu yanıyla ÇHD yi iĢlevcli kılmalıyız...” “…ÇHD bizim aynı zamanda HHB ye av..kazanma noktasında bir mevzimizdir.bunları yaptığımızda HHB farklılığını hissettireceğiz ve kuracağımız sağlıklı iliĢkileri politikleĢtirerek HHByede kazanacağız…” “…ÇHD gibi içinde bizimde olduğumuz ama herkezin olabileceği kurumlarda kapsayıcı olurken buralarıideolojik mücadele mevzisi olarakta değerlendirmek zorundayız…” Ģeklinde hususların yazılı olduğu görülmüĢtür. Yukarıda isimleri sayılan avukatlar ile ilgili yapılan çalıĢmalarda aralarında 2012/2259 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C Terör Örgütü içerisinde eylem ve faaliyette bulunmak suçundan iĢlem yapılan ve tutuklanan, Ġstanbul/Ankara Halkın Hukuk Bürosunda görevli Taylan Tanay, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, ġükriye Erden, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı gibi avukatların bulunduğu ve büyük çoğunluğunun ÇHD içerisinde görevli avukatların oluĢturduğu grup olduğu görülmüĢtür. Belirtilen Ģahısların YaĢar KOD Münevver Köz tarafından 19.10.2003 tarihinde yazılan örgütsel döküman içerisinde geçen “selçukla Ankaradan HHBye yeni av..çıkarma konusunda konuĢtum..Ankara ÇHD çalıĢmalarını oturttu ve çevrelerinde yeni mezun olacak insanlar var ve bu insanlarla ilgileniyorlar..selçuğa bizim av. Ihtiyacımız olduğunu bu konuda ilgilendiği insanlara bu gözlede bakmasını ve HHBye yönlendirmesini istedim” Ģeklinde belirtilen hususlar çerçevesinde bir araya gelmiĢ oldukları ve kamp için harcanan 3.641 TL‟nin kamp için ayrılan 5000 TL içerisinden HHB aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığı anlaĢılmıĢtır. Ayrıca yapılan teknik takip çalıĢmaları neticesinde Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ve Oya Aslan‟ın Suriye ve Lübnan‟da katıldıkları toplantı vs. ile ilgili olarak yapılan harcamaların da TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AĢçı aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığının anlaĢıldığı, Selçuk Kozağaçlı‟nın söz konusu yol masraflarını istediği tarihte yukarıda bahsedilen NevĢehir kampında olduğu da göz önüne alındığında söz konusu masrafları da örgütün fonundan karĢıladıkları tespit edilmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay DAĞ, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ, isimli Ģüpheliler olduğu ve bu Ģüphelilerin örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemeğin ücretini karĢıladıkları anlaĢılmıĢtır. Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün 238 cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Bulut Yayla isimli örgüt mensubu aracılığıyla Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟ya savunmalarında kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine savunmasında kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli tarafından da aynı Ģekilde örgüt yönetimine mektup ile cevap verildiği,bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde elde edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilip adli istinabe yoluyla Belçika ve Hollanda adli makamları tarafından ülkemize teslim edilen örgütün arĢivinin bulunduğu dökümanlarda çok sayıda isminin geçtiği, döküman içeriklerinden açık Ģekilde DHKP/C terör örgütü adına faaliyetler yürüttüğünün anlaĢıldığı, örgüte rapor sunan yöneticiler tarafından Ģüpheli ve eĢine örgütsel faaliyetlerinde kullanılmak üzere para verildiğinin örgüt raporlarında açık Ģekilde yazıldığı, Ģüphelinin Zeki Rüzgar isimli Ģüpheliyi evinde barındırarak tedavisini üstlendiği, bu tedaviye iliĢkin örgütle bağlantılı ve "manav" kod ismini kullanan avukatlardan yardım aldığı, YaĢar Kod ismini kullanan Münevver Köz ile irtibatlı olduğu, onun talimatları doğrultusunda avukatlığını yaptığı Tülay Kod Tuğba Ġyigün isimli örgütten uzaklaĢtırılan bir kiĢinin avukatlığını bıraktığı, örgüt dökümanlarına göre gözaltına alınan örgüt mensuplarının iĢlemlerini ne Ģekilde takip ettiğinin YaĢar Kod tarafından yazılan bilgi notlarında açıkça belirtildiği, özellikle 29/08/2003 tarihli örgüt arĢivinden çıkan ve YaĢar Kod Münevver Köz tarafından yazılan bir raporda kamuflajlı olarak bahsedilen ve kolluk tarafından zapt edilen bilgisayara iliĢkin Ģüphelinin bizzat takip yaptığı, bilgisayarda bulunan örgütsel bilgilerin ele geçirilmemesini sağlamaya çalıĢtığı, yine örgütün Ankara Sorumlusu olan Ferda Kod Funda Davran Gök tarafından düzenlenen 30/08/2003 tarihli rapor içeriğinde Ferda Kod Funda Davran Gök'ün kendisine daha önce gelen örgütle bağlantılı olmayan Murat Karaman isimli avukata evindeki zulayı söylemesi nedeniyle uyarıda bulunduğu, yine YaĢar Kod Münevver Köz tarafından yazılan 20/09/2003 tarihli raporda itirafçılara ait duruĢmada kalabalık bir avukat katılımını sağlayıp, mahkeme üzerinde baskı oluĢturmaya çalıĢılacağına iliĢkin raporun bulunduğu, yine 06/10/2003 tarihli YaĢar Kod Münevver Köz tarafından yazılan raporda ele geçen kamuflajlı dosyaların çözülememesi nedeniyle emniyete gönderilen disket çözümlerine iliĢkin konulardan bahsettiği, Ģüphelinin bu Ģekilde çok sayıda Belçika ve Hollanda makamları tarafından ülkemize teslim edilen dökümanlarda isminin geçtiği, Hollanda Ulusal Savcılığının 06/02/2007 tarihli yazıları ile teslim edilen tüm araĢtırma bilgilerinin ve biliĢim materyallerinin örgüt arĢivinden ele geçirilmesi nedeniyle DHKP-C terör örgütü hakkında açılan tüm davalarda delil olarak kullanılabileceğinin belirtildiği, ġüphelinin terör örgütü güdümünde yapılan polis karakoluna intihar saldırısı yapan örgüt mensuplarının cenaze törenlerinin örgüt propagandasına dönüĢtürülmesi için faaliyette bulunduğu ve aynı Ģekilde terör örgütü yöneticisi Dursun KarataĢ'ın cenaze töreninde Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile birlikte yer aldığı, 239 ġüphelinin dosyada bulunan Anıl Osman Çelik, Selçuk Aymaz ,yüzleĢme ve Çelik mahlaslı gizli tanıklar ile Ģüpheli anlatımlarına göre Halkın Hukuk Bürosunun Ankara'daki avukatlarından biri olduğu, Ģüphelinin örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların herhangi bir talep olmadan dosyalarını takip ettiği, gözaltına alınan Ģahıslara göz dağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, hiçbir Ģeye imza atmamalarını söylediğinin belirlendiği, Her ne kadar Ģüpheli hakkında daha önceden Ekmek ve Adalet dergisinin bürosunda yapılan aramada mevcut olan disket kayıtlarının içeriğindeki ibareler nedeniyle 2004 yılında yargılanıp beraat etmiĢ ise de; mahkemece verilen kararın gerekçesinde disket kayıtlarında bulunan isimlerin örgütle bağlantılı gerçek kiĢiler olup olmadığının tesbitinin yapılamadığından dolayı beraat kararı verildiğinden bahsedildiği,dosyamız kapsamında delil olarak kullanılan dökümanların ise yapılan ortak operasyon çerçevesinde örgüt arĢivinden elde edilen belgeler olduğu,bu belgelerin adli istinabe yoluyla ülkemize teslim edildiği,dökümanlarda ismi geçen Ģahısların büyük ölçüde kimliklerinin belirlendiği,Hollanda ve Belçika Adli Makamlarınca gönderilen dökümanlarda Ģüphelinin örgütle bağlantılı çok sayıda faaliyetinin yazılı olduğu, bu dökümanların resmi adli makamlar tarafından teslim edilmesi nedeniyle tüm DHKP-C dosyalarında delil olarak kullanıldığı tesbit edilmiĢ olup, Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, Halkın Hukuk Bürosuna eleman kazandırma faaliyetlerini organize ettiği, doküman içeriklerinden de anlaĢılacağı üzere örgütün Ankara sorumlusuna uyarılarda bulunabildiği, Ankara‟daki Halkın Hukuk Bürosunun iĢlemlerinden sorumlu olduğu, halen yurt dıĢındaki örgüt yöneticileri ile yazıĢmalar yapmak suretiyle irtibatını devam ettirdiği, böylece üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu iĢlediği, Ayrıca Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 14-16/09/2012 tarihinde zincirleme Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 2. ġÜPHELĠ TAYLAN TANAY a)Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar “1999.01.03 - 1999-fatma-naim-ocak-o03oca01” isimli word belgesi incelendiğinde Naim isimli kiĢi tarafından yazılmıĢ olan bu raporda; “…Okullardaki eğitim çalıĢmalarında ise sadece gazinin eğitim çalıĢması düzenli gidiyor ve ondada özellikle ahmetin büyük etkisi var. Diğer okullar tek tük eğitim çalıĢması yapıyorlar ama gazi ünv ve fen. fak kendi eğitim çalıĢmalarını oturtmuĢ durumda. Okul temilcisi arkadaĢlar ise Ģu kitapları okuyorlar: Dursun atakul: Gazi ünv. tıp; raporlar, Ahmet demir; gazi ünv; Che cıa'ya karĢı, Naciye ...,; ank ünv ziraat fak ;felsefenin baĢlangıç ilkeleri, 240 can ...; ankara ünv veterinerlik fak.; raporlar, taylan tanay ve özgür yılmaz, Ank ünv. Hukukve eğitim; mücadele seçme yazılar…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “1999.01.15 - 1999-fatma-naim-ocak-o15oca01” isimli word belgesi incelendiğinde; 15 Ocak 1999 Naim MERHABA. Buradan çıktıktan sonra aklım' da ilk önce ANKARA' ya gitmek orada AYÖ-DER'in kurulması ve arkadaĢların eğitim çalıĢmaları ile tatil programını çıkartmak ve daha sonra diğer illere gitmek vardı. Ankaraya gittiğim zaman annem, teyzemlere gelmiĢti ( Diğer teyzem almanyadan geldiği için onu ziyarete gelmiĢti, ilk önce onları görmeye gittim) orada bir gün kaldıktan sorra bizim arkadaĢlarla iliĢkiye geçtim ve Övünç ile Döndü için ertesi güne randevu ayarladık. Randevu akĢamı buluĢacağımız eve gittiğimde; evde Devrim Turan, Döndü ġahingöz, Övünç Bilgen, Ahmet Demir, Taylan tanay vardı. BenĠm kafamda döndü, övünç ve devrimle konuĢmak vardı. Biraz normal sohbet ettikten sonra devrim bana özel olarak, büyük bir sorunları olduğunu ve bunun için bu arkadaĢların burada olduklarını söyledi. Daha sonra özel olarak devrimle konuĢmaya baĢladık. Devrim bana Ankara Tuzluçayırda 3 Kasım tarihinde yapılan susurluk protestosu eyleminde gözaltına alınan ĠSMAĠL EYĠ'nin gözaltında iĢbirliğini kabul ettiğini ve bu iĢbirliğini bile bile 5 Ocak tarihine kadar sürdürdüğünü, bu süre zarfında ĠĢkencecilerle en az 9 kez görüĢtüğünü ve en son 5 Ocak tarihinde Döndüyü görerek konuĢmak istediğini söylediğini ve ertesi gün 6 ocakta döndüyle görüĢerek yaptıklarını itiraf ettiğini kısaca anlattı. … Ben ilk önce ĠSMAĠL‟in geçmiĢ yaĢantısının nasıl olduğunu ve nasıl bir kiĢiliğe sahip olduğunu sordum. Buna göre: ĠSMAĠL EYĠ: A.Ü. Çok samimi bir tipmiĢ, güzel bir gülüĢü var, sakin, sessiz, sempatik, sıcakkanlı, ne denilirse yapan, çocuksu hareketleri olan biri. Kendini tam olarak ifade edememesinden kaynaklı olarak, anlatımlarını hareketlerle ve mimiklerle destekliyor. Nazik, ĠĢindende kaynaklı olarak giyimine dikka ediyor ve sürekli takım elbise giyiyor. Burjuva görgü kurallarını iyi bir Ģekilde uygulamaya çalıĢıyor. Ankarada ilk olarak bizim insanlarımızla ağustos sonu veya eylül baĢında tanıĢıyor BU tanıĢma kurtuluĢa gelip gitmelerle oluyor. ġu an tutsak olan kurtuluĢ muhabirleri alev ve selda ile iliĢkileri iyi. Gözaltına alındığı zamanlarda Tödeflilerle henüz yoğun bir iliĢkisiyoktu Bu kiĢiyi en iyi tanıyanlar Alev ve Seldadır. 31 Ekim tarihinde gözaltına alınıyorve 5 Kasım tarihinde bırakılıyor. Ġsmailin sorgusunu döndü yapıyor. Buna göre; döndü 8 Aralık günü gözaltıyı konuĢmak için ismaille konuĢmuĢ ve 11 Aralık günü Kızılayda bir Pastanede görüĢmüĢler. Ġsmail'in ilk sorgusunda ( AĢağıda anlatılanlar ilk sözlü sorgusudur)genel olarak ruh halinin kötü olduğu, BaĢından beri alınmıĢ olmanın verdiği korku ve psikolojinin hakım olduğu, Direngen tavır sergilemedoiği, polisin her dediğinin yapıldığıortaya çıkmıĢ. Bu sorgulamada; Gözaltında dediğine göre o sırada tödefli olan arkadaĢların isimlerini sormuĢlar, Tödefin düzenlediği futbol turnuvasını kimin düzenlediğini, kimlerin ayarladığını sormuĢlar. … Döndü ilk sözlü sorgudan sonra gözaltında yaĢadıklarını en ince ayrıntısına kadar yazacağı, yazılı bir kağıt istiyor. Ġsmail bunu polislere aktarıyor ve polislerin yazdırdığı , yazılı bir sorguyu döndüye veriyor. Devrim TURAN bu sorguda bazı çeliĢkiler yakaladığı için 241 bu kağıdı yok etmemiĢ. Ġsmail polislerle ilk görüĢmesini 6 Kasım günü yapıyor ve bununla birlikte anlattıklarından çıkarttığımız 9 görüĢme yapıyor. Bunların 7 tanesinin tarihlerini belirledik. Buna göre; Ġlk görüĢmesi gözaltında iĢbirliğini kabul ettiği görüĢme ve bu 4 Kasımda oluyor, Çıktıktan sonra ki ilk görüĢmesi 6 Kasımda oluyor ve daha sonra sırasıyla 3. GörüĢme(9 KASIM), 4. GörüĢme (12 Kasım), 6. GörüĢme (10 Aralık), 7. GörüĢme(13 Aralık), ve 9. GörüĢme 23 Aralık. 5 ve 8. GörüĢmelerin tarihini çıkartamadık. Ayrıca bu tarihler arasında Ġsmail, Döndü ilede ilk sorgusu hakkında görüĢmüĢtü. Bunların tadrihi ise 8,11 ve 15 Aralıktır. Polisler , ismaile dıĢarıdaki görüĢmelerinde döndüyü, beni, devrimi, KurtuluĢta neler konuĢulduğunu sormuĢlar ve ismaili bizi tehlikeli göstererek korkutmuĢlar ve ona bizden kurtuluĢun ancak kendi dediklerini yaparsa olacağını söylemiĢler… Ben ; döndü ,devrim, övünç,taylan dan ( Bazı konuĢmalarda onu dıĢarı çıkartıyorduk, özellikle ismailin sorgularını konuĢurken onu dıĢarı çıkardık) bu olaya dahil oldukları andan itibaren yaĢadıklarını mümkün olan en ayrıntılı Ģekilde kağıda dökmelerini istemiĢtim, Devrimdende Özellikle Cumartesi günkü randevunun organize ediliĢini ve Ahmet Demirle Taylan Tanayın bu olaya niye dahil edildiklerini anlatan bir yazı yazmasını istedim. AĢağıda bütün bu yazılar ve Ġsmailin hem iĢbirliğini itiraf yazısı hemde iilk yazılı sorgusu ayrıntılı bir Ģekilde var. Ben aldığım bu yazılarla birlikte buraya gelmenin tehlikeli olacağını düĢünerek, bu yazıları bilgisayara geçirmeye baĢladım ve bunun için AHMET DEMĠR lerin evinde 2 gün ve dah asonra dün akĢamda bir baĢka arkadaĢın evinde kalarak bu yazıları yazdım ve bu sabah erkenden ankaraya gelmek için yola çıktım, ayrıca Ahmet Demirlede olaya dahil olduktan sonraki gözlemlerini konuĢtuk. Bu yazıyı yazarken DEVRĠM TURAN'da benden bir kopyasını istemiĢti, onun için benim bu gün yazdığım raporum dıĢında kalan bölümün aynısından Ģu anda bir tanede devrim'de var. DEVRĠM TURAN'IN ĠSMAĠL EYĠ'NĠN SORGUYA GÖTÜRÜLMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ NOTU: 7 Ocak 99 PerĢembe günü ben Ġsmail'in iĢbirlikçiliği kabul etmesini ve halen iĢbirlikçilik yaptığını öğrendim Bunun üzerine bu vatandaĢa güvenmediğimi ve bir kez ihanet eden bir insanın bir daha ihanet etmesinin çok mümkün olduğunu ve bu yüzden bu arkadaĢın samimiyetine güvenmediğimi söyledim. Ve Döndü ile beraber oturup ismaili denemeye ve denediğimiz zamanda da biraz daha netleĢmesinin sağlanacağına karar verdik. Ve Ġsmail için bir randevu ayarlayıp bu randevu yerinin denetim altına alınmasına ve sokaklarda dolaĢılıp takip olup olmadığına, polis olup olmadığının netleĢtirilmesine ve tam bunlardan sonrada ayrıntılı bir Ģekilde sorgusunun alınmasına karar verdik. Ve bunda sadece döndü nün yeterli olmadığını, ilk baĢta ortamı kontrol edecek, evin etrafını kontrol edecek ve sorgulamaya da Döndü dıĢında girecek kiĢilere ihtiyaç duyulduğunu gördüm. Övünç döndü ile birlikte sorguya girecekti. Taylanın iĢi döndü ile Ġsmail gitmeden önce buluĢma yerine gidip etrafı kontrol edecek, ve arkadaĢları belirli noktalarda takip edip denetim altına alacaktı. Ahmet in iĢlevi buluĢma evinin etrafını kontrol altına almak ve çevreyi farklı yerlerden kontrol etmekti. Övünç ayrıca ismailin üst aramasını yapacak ve sorguları netleĢtirecekti. Bu iĢe övünç tödef sorumlusu olduğu için , Taylan takip noktasında deneyimli olduğu için, Ahmet ise dikkatli olduğu için seçilip görevlendirildiler. Taylanın döndüyü takip etmesinin nedeni onların 242 çevresindeki yoğunluğu gözlemleyip bilgi almaktı. Ahmet ise evin çevresinin önceki halini ve sonraki halini gözlemleyecekti. Bu yüzden bu iĢe fazladan taylan ve Ahmet te eklendiler. … TAYLAN TANAY"A SON YAPILAN DENEMEDE YAPTIĞI GÖZLEMLERĠNĠN RAPORU: Çocuğu ilk olarak PerĢembe günü (7-01-99) büroda gördüm. Büroya gittiğimde gelmiĢti. Ġlk defa görüyordum. KarĢımda oldukça iyi giyinen, temiz tıraĢlı, parlak yüzlü biri vardı. Olay bana daha önceden anlatıldığı için çocuğa daha farklı bir gözle bakmaya baĢladım. Kafasını sık sık aĢağı indiriyordu. Garip bir tiki vardı; omuzlarını konuĢurken, söylediklerini doğrulatmak istercesine içeri doğru çekiyordu. SıkılmıĢ biran önce gitmek isteyen, yüzünü insanlardan kaçırmaya çalıĢan bir hali vardı (Daha önce çocuğu görmediğim için, bu hali son zamanda içinde bilindiği psikolojik durumun yansıması olabilir. Eğer daha öncede bu tip davranıĢları varsa çekingenlik olarak değerlendirilebilir ama ben psikolojisinin yansıması olarak görüyorum.) Sık sık elbisesini düzeltiyordu, biraz tedirginlik, birazda utangaçlık vardı. Küçük harflerle konuĢuyordu. Yüzü normal üstü sarıydı(korkudan sanıyorum) Çocuğun durumundan bana Döndü bahsetti, çocukla görüĢüleceğini ve benim polis yoğunluğunu takip etmem istendi, bu amaçla 7-01-99 PerĢembe günü büroda Ģahısta bana gösterildi. NOT: Benden çocuğun takip getirip getirmediğini anlamam istendi. Bunun için çocukla ilk buluĢma yeri olan-- Nato yolu Açıkalın ilköğretim okulu--na buluĢma saatinden 45 dak. önce gidip orayı kolaçan etmem ve varsa polis yoğunluğunu saptamam, daha sonra saat 9"da Döndü ve Ġsmail gelince orada polis yoğunluğunda herhangi bir değiĢiklik olup olmadığını gözlemem ve döndüleri gidecekleri yere kadar izlemem istendi, eğer tehlike varsa onların evden çıkmalarını sağlayacaktım. Çocukla görüĢülecek gün evden çıktığımda saat 8 di. Sokakta olağandıĢı hiçbir Ģey yoktu. Hafta sonu olmasından ötürü sokak zaten tenhaydı. Her günkü gibi ne iĢe gidenler vardı nede okula gidenler, o yüzden sokağın hareketliliği çok rahat değerlendirilebilirdi. Temiz Ģekilde gideceğim yerin minibüsüne bindim. Zaten binen son yolcuydum, bu yüzden minibüste polis olma olasılığı çok zayıftı Saat8:15 olduğunda randevu yerine geldim. Burası bir duraktı(NATO yolu Açıkalın ilköğretim okulunun önü) Durakta otobüs bekleyenler, iki taksici ve büfe vardı. Durakta biraz bekledikten sonra büfeye yöneldim. Gazetelere göz attım. Bu sırada da çevreyi tarıyordum. 2 gazete aldım. Bunları okuduktan sonra sonra okulun alt tarafına(Durağın altında okul vardı) indim. BoĢ bir araziydi. Burada bir olağandıĢılık yoktu. Oradan alt sokağa girdim. Bu sırada bir benden ĢüphelenmiĢ olacak ki okuldan 50m uzaklaĢtıktan sonra aĢağı inmeye baĢladı. Ġlk önce sıradan bir insan olabilir diye düĢündüm sonrasındaysa çevreyi olağandıĢı süzmesi, benim geldiğim yerdin gelmesi polis olma olasılığını artırdı. Hemen yukarı durağa çıktım. Sakin bir Ģekilde, o ise benim paralelimden aĢağı inmeyi sürdürdü. Durağa ulaĢtığımda yaklaĢık 5 dak. gelirmi diye bekledim, gelmedi. Durakta yüzümün eskimesi ve dikkat çekmemek için minibüse binip yaklaĢık 200m gittikten sonra indim. Durağın karĢısında yüksekçe bir tepe vardı biraz yürüdükten sonra tepenin arka tarafından, yola görünmeden, durağı tam görülebilecek bir 243 yere ulaĢtım. ĠnĢaatlardan birine girdim. YaklaĢık yarım saat durak ve çevresinde ki hareketliliği analiz etmeye baĢladım. Önceleri anormal bir Ģey Ģoktu , saat 8:35 gibi beni görüpte aĢağı gelen adamı gördüm. Okul bahçesindeydi. Adamın boyu duvarın boyundan 10 cm filan uzundu(1,70), bir sağdan, bir soldan durakta bir Ģeyler arar gibiydi. Üzerinde siyah mont, boyunda atkı, fırça bıyıklı, kahverengi kazak giymiĢ, yaklaĢık 35,40çyaĢlarında bir adamdı. Bu sırada durakta park edilmiĢ eski model koyu yeĢil bir kartal vardı. Saat 9"a 5 kala yine tepenin sapa tarafından aĢağı indim. Bu sırada arkamdan inĢaat iĢçisi kılıklı 30-35 yaĢlarında dolgun, 1.75 boylarında , beyaz yüzlü saçları 2 yandan birazcık açılmıĢ , kot giymiĢ, siyah kazaklı biri geliyordu. Adam garip Ģekilde (Acaba safmı diye düĢünmedim değil, karda iz sürer gibi adım adım peĢimden geliyordu. )Ana yola inen yol bir patikaydı. Ġlk önce baĢka yol yok ki diye düĢündüm, sonrasında patikanın dıĢına çıktım, yolu uzatıyordum yinede peĢimden geliyordu, yaklaĢık30 m böyle sürdü, yola indiğimde arkamda yoktu. Yürürken arkaya iyice baktım ama adamı göremedim. ĠnĢaatlardan birine girdi diye düĢündüm çünkü geldiğim yolun çevresinde inĢaatlar vardı. Durağa yaklaĢtığımda bizim arkadaĢla o çocuk beraber duraktan aĢağı doğru inmeye baĢladılar. Çocuğun ilk gördüğüm yüzünde üst boyutta bir tedirginlik vardı. Ne yapacağını yada ne olacağını bilmeyen insanları hatırlatıyordu. AĢağı indikten sonra aramızda 100 m kaldığında ben takip edilip edilmediklerini anlamak için biraz bekledim, takip edilmiyorlardı. Sonrasında bir taksiye bindim ve yanlarından geçtim. Paralel sokakta yolun sonunda indim bir Ģey yoktu. Oradan caddenin baĢına çıktım aĢağısı bir vadiyi andırıyordu. Park yapımında görevli içiler, çalıĢan iĢ makinaları, vardı. Sokakta ne olup bittiğini anlamak kolaydı. Bu sırada duraktaki adam görünmeye baĢladı. ArkadaĢları belli bir yere kadar o takip ediyordu (Eminim). Yanılmıyorsam(Sağ) taraftan yolun solundan, daha geriden siyah giyinmiĢ, esmer, 20-25 yaĢlarında bir sivil polis daha vardı. ArkadaĢlar çok hızlı yürüdükleri için ve bendi onları kaybetmeyeyim diye hızlı hareket ettim, bu sırada duraktaki Ģahıs beni gördü. Beni görünce arkadaĢları bırakıp beni takip etmeye ( Hareketlerimi) baĢladı Bu arada çevrede geçen taksiler dıĢında en çok dikkat çeken ASKĠ"nin siyah renkli içinde 4 adam bulunan bir kartalıydı. Çevrede (Tuzlu çayırın üst taraflarında) polis karakoluna yaklaĢmamızdan dolayı 2 resmi polis otosu gördüm. Bu arada çok belirgin takip atan2-3 Ģahıs vardı ( Üsttekilerin aynısı) Ondan sonra cebeciye gelip pastaneye (Ulubay)oturdular Ben PTT"ye girdim bir kart alıp ailemle görüĢtüm, telefon kulübesinden pastaneye bakıyordum. Pastanenin çevresi sivil açısından kalabalıktı. Dörtyol ağzında resmi polis arabası dıĢında pastanenin çevresinde yaklaĢık 6 sivil araba vardı. Markaları, reno toros beyaz(29, beyaz Ģahin(3), tane vardı. YaklaĢık 4 defa 10 dak. arayla sokağı kolaçan ediyordum. PTT"ye girdiğimde biri dikkatimi çekti. Beyaz parlak yüzlü23-25 yaĢlarında üzerinde siyah renkli elyaflı montlardan vardı. Ondan sonra arkadaĢın zatla birlikte ayrıldığını gördüm. Takip edemedim. Ondan sonra görüĢülecek evin çok iyi görülebileceği yerler gittim. Ankara kalp merkezindeki kantin tam eve bakıyordu. Telefon açma bahanesiyle evi gözetliyordum. OlağandıĢı Ģeyler yoktu ama çevrede dikimevi postanesinin etrafı çok iyi tutulmuĢtu. Hemen giriĢte iki sivil ekip vardı. Döndü yaklaĢık12:00 gibi eve girdi, Evin diğer yollarla kesiĢmesi Ankara kalp merkezi giriĢinden 15-20 m, soldan ise 50 m civarındaydı. Ben soldan giriĢte bekliyordum. YaklaĢık 15 dak. beklediğimde sokağa giren olmadı. Benim tarafımda o sırada 06 plakalı bir Ģahin geçti , beyaz renkliydi. Ġçinde üç Ģahıs vardı. Ben dikkat çekmemek için evin bilindiği sokağa girdim. Alt tarafta 5 dak. dolaĢtığım zaman pos bıyıklı, iyi giyimli 35-40 yaĢlarında üzerinde kadifemsi kahverengi mont ve renkli gözlü olan 244 bir adam dolaĢıyordu. Banada dikkatlice baktı. Alt tarafta dolaĢtıktan sonra tekrar evi görebileceğim bir yere geldim. Sokakta üstte tarif ettiğim adamla beraber baĢka bir adamı daha gördüm ama sakin davranmak zorunda olduğum için yüzüne çok dikkatlice bakamadım. Hem de ters tarafta duruyordu. 30-35 yaĢlarında kot giymiĢti. GörüĢülen ev merkezi Ģekilde gözlenebilecek bir evdi, yaklaĢık 4 sabit noktadan görülebiliyordu. Ahmet'le beraber bu sabit noktaları dolaĢmaya baĢladık. Dikimevi postanesinin alt sokağında Ģahin, torobs markalı polis otosu olduğu belli olan ( Lastikleri aĢırmıĢ, kirli ve kontak bazılarında açıktı) arabalar vardı. Düğün salonlarının olduğu sokakta caminin hemen önünde bir polis otosu vardı. Dikkatli baktığımızda evin bulunduğu evin bulunduğu paralel sokağı dikine kesen 4 sokak baĢı da tutulmuĢtu. Ayrıca Kalp merkezi önün dede polis otosu vardı. Orada da^durakta^görüĢülen eve, kalp merkezi yanındaki giriĢi görebilecek tarafta 30-35 yaĢlarında, sarı dağınık saçlı, bıyıksız 3-4 günlük sakallı koyu gömlek ve koyu mavi pantolon giymiĢ bir polis vardı. Evin 50 m çevresine kadar ki tüm çıkıĢlarda polisiye unsurlar vardı. Döndü eve gelmeden çevreyi kontrol ettiğimde bu yoğunluk yoktu. Daha önce eğer olağandıĢılık rahatsız edecek boyutta ise telefonla haber verecektir. Özel bir Ģifre (Önce 2 defa çaldırıp kapatacağım sonra 1 defa çaldırıp kapatacağım) vardı ama telefon sürekli meĢgul çalıyordu. Yoğunluk alınabileceklerini gösteriyordu. Hemen gidip haber verdim. Girerken bayağı dolaĢtım. Ama sokak giriĢinde yine görüldüm Hemen eve girdim çıkmaları gerektiğini söyleyip çıktım. Çıktıktan sonra uzaklaĢtım. Bu sırada döndüler evi boĢaltmıĢlar. Pos bıyıklı polisi yeniden gördüm. Ahmetleberabier evi cepheden gören bir evin bahçesinde kontrole baĢladık. Artı bir yoğunluk yoktu. Döndü evi boĢalttıktan sonra bir süre bekledim. DeğiĢen8 bir Ģey yoktu. Ondan sonra ahmetle olay yerinden ayrıldık. YaklaĢık 30 dak. sonra evin çevresindeki o yoğunluk asgari boyuta inmiĢti. Kalp merkezi önündeki polis duruyordu, dikimevi pastanesinin önündeki sivil ekip duruyordu. Olay yerinden ayrıldıktan sonra temizlendik. Sonrasında büroya gittim…” ġeklinde ibareleri olduğu, Örgütsel rapor içeriğinden Ġsmail Eyi isimli DHKP/C terör örgütü üyesinin 3 Kasım tarihinde gözaltına alındığında polislerin iĢbirliği teklifini kabul ettiği ve polislerle iliĢkisini 5 Ocak‟a kadar sürdürdüğü, bu tarihte vicdan azabı duyup, Döndü ġahingöz‟e durumunu anlattığı, Döndü‟nün durumu Devrim Turan‟a aktardığı, Ġsmail Eyi‟yi bir evde örgüt adına gözaltına alıp sorgulama kararı verdikleri, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi sırasında polis takibi olup olmadığının belirlenebilmesi için Devrim Turan tarafından Ģüpheli Taylan TANAY ve Ahmet DEMĠR‟in görevlendirildiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesi iĢleminin Taylan TANAY ve Ahmet DEMĠR‟in gözcülüğü ve kontrollü takibi ile Döndü ġahingöz tarafından gerçekleĢtirildiği, sorgulama yapılacak eve Övünç Bilgen‟in de geldiği, Ġsmail Eyi‟nin sorgulanmaya baĢlanmasından bir süre sonra Taylan Tanay‟ın eve gelerek dıĢarıda polis yoğunluğu olduğunu söylemesi üzerine sorgulamayı bırakıp evden ayrıldıkları anlaĢılmaktadır. ġüpheli Taylan Tanay‟ın iki sayfalık yazılı raporunda, yaptığı takip çalıĢmasını, nelerden Ģüphelendiğini, neden eve gidip evi boĢaltmaları gerektiğini detayları ile anlattığı görülmüĢtür. 245 “1999.02.17 - 1999-ayhan-subat-o1sub01” isimli word belgesi incelendiğinde Ümraniye Cezaevi‟nde yatan Ayhan KOD Necdet BERK‟ in yurtdıĢındaki sorumluya gönderdiği bu raporun baĢında “ANKARANIN NOTUDUR” ibaresi mevcut olduğu. “OPERASYONA ĠLĠġKĠN: 03.02. 1999 GÜNÜ SAAT 22.00- 22.30 ARASI GÖZALTINA ALINANLAR;” baĢlığı atıldığı ve yakalanan kiĢilerin isimleri tek tek yazılarak, örgütsel konumu, nasıl yakalandığı, yakalandığı yerde nelerin ele geçirildiği, gözaltındaki tavırlarının nasıl olduğu konularında bilgilerin verildiği, yakalanan kiĢiler ile ilgili bilgiler verilirken; “ÖZGÜR YILMAZ: Ġlk tavırları oldukça radikal. Polislere vuruyor, saldırıyor vb. Sonra savruluyor ve ifade veriyor, AG'yi bırakıyor, iĢkencecilerle çay sigara içiyor. Taylan TANAY'la birlikte alınıyorlar. Çözülmeden önce Taylan'ın sorgu verirkenki görüntülerini izletiyorlar. Cuma öğlen çözülüyor. ġu anda bunalımda. AĢmak istiyorum diyor. TAYLAN TANAY: TÖDEF'LĠ. ÇözülmüĢ. Çözüldükten sonra AG'yi bırakmıĢ, sonra tekrar baĢlamıĢ. Pek çok arkadaĢa Taylan'ın görüntülerini izletmiĢler” ġeklinde ibarelerin bulunduğu, Halkın Hukuk Bürosu avukatları olan Ģüpheli Özgür YILMAZ ve Taylan TANAY‟ın DHKP/C terör örgütü üyesi olma Ģüphesiyle gözaltına alındıklarının anlaĢıldığı, yapılan araĢtırmada; 03.02.1999 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünden alınan yazıda DHKP/C adlı terör örgütüne yönelik operasyonlarda Özgür Yılmaz ve Taylan Tanay‟ın (22) arkadaĢı ile birlikte yakalandıkları ve 04.02.1999 gün ve (468) sayıları ile sevk edildiği Ankara 2 nolu DGM ce 1999/40 D.ĠĢ sayısı ile tutuklandıkları, “1999.02.22 - 1999-ayhan-subat-o22sub05” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen raporda “SORUġTURMAYA ĠLĠġKĠN SONUÇ: Operasyon, 09 ġubat 1999 ÇarĢamba günü saat 22.30 (yaklaĢık aynı dakikalarda) …Boyutlu çözülen ve polisin bilgilere ulaĢmasını sağlayan Özgür Yılmaz. Zeki'nin "raporunda" da geçtiği için operasyonun tamamlanma aĢaması için Özgür Yılmaz açısından kesin sonuç alma üzerine kurmuĢlar sorguyu diye düĢünüyoruz. GÜVENT EKER, DURSUN ATAKUL, TAYLAN TANAY, ÖZGÜR YILMAZ, ÖNDER KARAGÖZ, REHA ERTAġ, EBRU ÖZLEM ÇINAR, HACER TÜRK, ÖZGÜ GÜNER SORGU VE ĠFADE VERMĠġLER. Önder Karagöz, ifade verip AG'ye devam ediyor. Ġbrahim Murat ise sorgu vermiĢ ifadeye zorlamadıkları için vermemiĢ ifadesini. Ebru, Hacer, Özgü ise, ifadte sonrası AG'yi bırakmalarına karĢın getirilen yiyecekleri yememiĢ. Sorguda çay sigara içen, Dursun, Taylan Tan ve Özgür var” ġeklinde ibarelerin olduğu, “1999.04.10 - 1999-ayhan-nisan-o10nis11” isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan KOD Necdet Berk tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen bu raporda cezaevine getirildiği belirtilen 26 kiĢinin özgeçmiĢ raporunun bulunduğu, “l) TAYLAN TANAY, 25.02.l98l, Tunceli Ovacık. 246 2) Kürt, Alevi, TUNCELĠ. 3) Ailem emekçidir. Babam Ģöfor olarak çalıĢmakta ortalama aylık gelir yüz milyon. 4) Ailem sosyal demokrattır. Ailemde benden baĢka devrimcilik yapmıĢ olan yok. Sadece babamın amcasının oğlu üniversite döneminde ilgilenmiĢ. Ablam TÖDEF ĠYÖDER çevresindedir. Aktif olarak çalıĢmamakta. Babamın amcasının oğlu BarıĢ Partisi Ġstanbul Kartal Ġlçe baĢkanıdr. (Cemal Tanay)DiĢ doktorudur. Ayrıca amcam '80 döneminde PKK'liymiĢ. (MehmetTanay) Ablam Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Öğrencisi. 5) Aile ve akrabalarla olan iliĢkilerim ailemin tek erkek çocuğu olmam nedeni ve üniversitede okumam dolayısı ile feodal olarak iyi. Ancak siyasal kiĢiliğimi olumlu bulmuyorlar. ġu anda destekleyenler yok ama kendimi dayattığım zaman destekleyecekler maddi ve manevi yardım sunacaklar var. (Teyzelerim ve dayım) 6) Bu tür insanlar yok. 7) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. 8) Öğrenciyim. Ekonomik ihtiyaçlarımı ailem karĢılıyor. Yazın pazarcılık yapıyorum. 9) Yok. l0) Bekar. ll)Araba kullanabiliyorum. Yalnız ehliyetim yok. Biraz daktilo yazabiliyorum. l2) YurtdıĢına gitmedim, yok. l3) Ġyi derece Zazaca ve orta düzeyde ingilizce. l4) Askerlik yapmadım. Ama halk patlayıcılarını yapabiliyorum. Boru bomba ve molotof kullandım. l4'lü silah kullanabiliyorum. Ayrıca kleĢin tüm teknik özelliklerini biliyorum ama kullanmadım. Pompalı tüfek kullanabiliyorum. l5) Kronik bronĢit var. Ayrıca soluk almada zorluk. Burun ameliyatı geçirdim. l6) Dersim'de doğdum. YaĢadığım süreç l2 Eylül sonrasıydı. Ġnsanlar yılgın, ekonomik olarak çok kötü durumdaydı. Ailemin ekonomik durumu hiç bir zaman vasatın üzerine çıkmadı. Ġlkokula Elaziğ'da baĢladım. Babam Ankara'da bir Ģantiyede çalıĢıyordu. Ekonomik durumumuz çok kötüydü. Bu nedenle 5 yaĢında su satmaya baĢladım. Daha sonra simit, tatlı sattım. Bir dönem odun ambarında (l2 yaĢında) hem odun kesme hem de taĢıma iĢi yaptım. Küçüklükten beri çalıĢıyordum. l7) Dersim'de doğduğum köy l2 Eylül sonrası Bolu ve Kayseri hava indirme tugayları tarafindan iĢgal edilmiĢti. (l982). Köy meydanında insanlar toplanır, çırılçıplak soyarak 247 iĢkence yaparlarmıĢ. Bu nedenle resmi devlet güçlerine karĢı anti-patim geliĢti. Köyde baĢka bir siyasetin ağırlığı vardı. YaklaĢık l0 gerilla (PKK'ye) çıkarmıĢ bir köydü. Gerillanin insiyatifi vardı. Köylüyle diyaloglari çok iyiydi. KıĢın kar temizlemeye, yazın hasatta köylüye yardımcı olurlardı. O zaman ARGK Dersim silah sorumlusu - Ovacık Bölge Sorumlusu Polat Tosun benim köylümdü. Halk tarafindan çok sevilirdi. Onlarca kez çatıĢmaya girmiĢ ama hep baĢarıyla çıkmıĢtı. Onun kahramanlıkları anlatılırdı. Ona ve gerillaya sempati duymaya baĢladım. Ben PKK'nin ne olduğunu, stratejisi, ideolojisi, teorisi nedir bilmiyordum. Sadece gerillaya sempati duymaya baĢladım. Daha sonra '9l yılı olması lazım teyzemin oğlu Siirt Eğitim Fakültesinde TÖDEF'liydi. Devrimci Sol'u ilk o zaman yakından tanıdım. Zaten l2 Temmuz'dan ötürü bir sempati oluĢmuĢtu.Tavsiye ettiği kitapları okumaya baĢladım. Ġlk okuduğum kitap Ana ve Sosyalizmin Alfabesi. Henüz ortaokuldaydım. Ama sempati duymaya baĢladım. Daha sonra EHADKAD (Elaziğ Halkıyla Yardım ve Kültür Derneği) gitmeye baĢladım. Orada Nihat Kaya, Erkan Akçalı, Ahmet Güder'le tanıĢtım. l993 yılında Mücadele bürosuna daha sık gidip gelmeye baĢladım. Bu arada Mahir Çayan Suni denge olgusunu okuyordum. Savunmay okudum. l994 yılında kısmi olarak Elazğ Mücadele bürosunda çalıĢtım. Liseye baĢladığımda teorik olarak oturmuĢtum. O dönem Elaziğ Atatürk Lisesinden gerillaya katılımlar oldu. DLMK kalmamıĢtı. Bunun çalıĢmasını sürdürmeye baĢladım. Mahallede toplu halde gazete satıĢına çıkıyorduk. Daha sonraki süreçte Cem Güler gerillaya gitmiĢti. Bu beni biraz daha fazla etkiledi. Onunla beraber eğitim çalıĢması, gerilla taktikleri üzerinde çalıĢmalar yapıyorduk. O dönem Ġstanbul'da Ali Riza Kurt'un cenaze törenine katıldım. Sibel Yalçın için Yenibosna'da yapılan kitle eylemlerinde bulundum. Elazığ'a döndüğümde artık Liseli DEV-GENÇ türü bir yapılanma içerisinde bulundum. Düzgün Tekin kampanyasının yürütülmesi, yazılama ve pankart (DHKC/ DEV-GENÇ adına) faaliyetleri ve okulda örgütlenme çalıĢmaların da bulundum. l996 yılında Elazığ demokratik alana yapılan operasyonda gözaltına alındım. Daha önce 5 kez alınmıĢ, 2 kez TEM'e götürülmüĢ ama savcılığa çıkarılmadan bırakılmıĢtım. Bu kez tutuklandım. Elaziğ Hapishanesine konuldum. YaklaĢık bir ay burada kaldıktan sonra Elbistan Hapishanesine sürgün edildim. Orda açlık grevine baĢlamam üzerine Malatya Hapishanesine sevk edildim. Burada '96 Ölüm Orucu direniĢinin 45 günlük süresiz açlık grevi direniĢinde bulundum. Bu süreçte yapılan barikat direniĢlerine katıldım. Yapılan eğitim çalıĢmalarında teorik ve askeri birikim kazandım. Çıkarken 2 Ģık sunulmuĢtu. Ya SPB aday üyeliği veya demokratik alan. Ben demokratik alanı Ģeçtim. YaklaĢık Temmuz '96'da tahliye oldum. Elazığ'da demokratik alanı örgütlemeye çalıĢtım. '97yılında girdiğim sınavda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Ve gelir gelmez TÖDEF çaliĢmalarını -bu okulda aksamıĢtıbaĢlattım. '99'da alınana kadar TÖDEF'liydim. l8) Teorik olarak iyi durumdayım. Bugünkü savaĢı ve bunun Türkiye özgünlüğünde yürütülüĢünü iyi biliyorum. Marksist klasiklerin çoğunu okudum. Ve Parti'nin tüm kitaplarını okudum. Hemen hemen bütün siyasi ve teorik yayınları takip ediyorum. l9) Partinin ideolojisini, yarattığı gelenekleri ve savaĢın yürütülüĢ biçimini bilmekteyim. Zaten yapılıyor. 248 20) Parti her durumda tüm sorunlarımı çözecek ve yaratacağımız yeni insanın kendi üzerimde hayat bulmasını sağlayacak organdır. Yapacağıma inandığım ve daha doğru bir tanımla partinin benim yapabileceğime inandığı Ģeyleri yapmaya büyük oranda hazırım (okul olgusu yavaĢ yavaĢ kayboluyor). Her koĢulda en iyisini düĢünecek ve en iyisine karar verecek organdır. Parti ve bu nedenle Parti'nin iradesi daha üstündür. Onun aldığı her karara uymak onun iradesine tabi olmaktır. YaĢadığım son süreç kendime olan güvenimi sarsmıĢ durumda. Bu nedenle tam hazır değilim. Ama Parti'nin beni yeniden hazırlayacağına inanıyorum. 2l) Devrimcilik, açlığın zulmün, ölümlerin, kayıpların olmadığı özgür bir dünya için savaĢmaktır. Tüm bunların olmaması, özgür bir dünya istediğim için devrimciyim. Ġnsanın insan tarafindan sömürülmesine son vermek için devrimciyim. Halkların özgür olduğu, ana dilimi rahatça her yerde konuĢacağım, alınterimin hakkını aldığım, özgür bir geliĢim düzeyini yakaladığım, Demokratik Halk Üniversitesi istediğim için devrimciyim. 24) Ev var. Ankara Pursaklar'da Dersim'li bir aile iliĢki olarak lojistik anlamda değerlendirilebilir. Ayrıca mali destek alınabilir. Aile evi. NĠLÜFER EKMEKÇĠ; Dikmen Apt. No:50(elli). -Ali Haydar Sert: Keçiören'de l9 Mayis Parkının karĢısında (ĠNCĠRLĠK) Dersimli bir aile. Evi kullanılabilir. Para yardımı yapabilir. Ayrıca Hamamönü'nde Hacettepeni Üversitesi arkasinda çay ocağı var. 27) Elaziğ, Elbistan hapishanelerinde müĢadiyede kaldım. Elbistan'da açlik grevi sonrası Malatya Hapishanesine getirildim. Malatya Hapishanesinde içtima sorumluluğu yaptım. (kisa bir süre) Süresiz Açlik Grevi direniĢinde ve barikat direniĢlerinde bulundum. Yeni tecrit bitti. 28) 7 kez gözaltına alındım. 4 kez TEM'e götürüldüm. Ġki defasında savcılığa çıkarılmadan bırakıldım. Ġki kez ifade verdim. KĠMLĠK BĠLDĠRĠMĠ: Hatun / Dedeali / Gençlik / l0.02. l999 Nolu DGM / Elazığ, Elbistan, Malatya, Ankara Merkez Kapalı Hapishanesi. (Elaziğ,Elbistan ve Malatya Hapishanelerinde l996 yılında tutuklandığında kalmıĢ) ADRES: GümüĢpala Mah. Karayolları,Nilgün Sok. ġiĢik Apt. No: 36 (Otuzaltı) AVCiLAR /Ġstanbul TEL: 02l2 676 66 03 (Sıfır ikiyüzoniki altıyüz yetmiĢaltı altmıĢ altısıfirüç)” ġeklinde ibarelerin olduğu, ġüpheli Taylan Tanay‟ın DHKP/C Terör Örgütüne ayrıntılı ÖzgeçmiĢ Raporu verdiği, Taylan TANAY’ın kendisine ya silahlı alanda ya da sözde demokratik alanda mücadele etme seçeneği sunulduğunu, kendisinin sözde demokratik alan’ı seçtiğini belirttiği, Ġstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (TMK 10 SMY) 2009/89 dosya no, 2011/176 Karar nolu kararında özgeçmiĢ konusu tartıĢılmıĢ olup, kararda; ÖzgeçmiĢ Raporları ile ilgili olarak “Öz geçmiĢ raporunun yasa dıĢı bir örgüte katılmak için verilen sıradan bir öz geçmiĢ raporu olmaktan öte, zaten örgütsel faaliyetlerde bulunan bir kiĢinin, örgüte yardım sağlama, eleman kazandırma, örgütün daha verimli çalıĢması vb. konularda görüĢ ve önerileri içerdiği, sanığın duygu ve düĢünceleri ile iliĢkide bulunduğu kiĢiler, yer ve zaman bilgisi konusunda ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiği görülmüĢtür. 249 Sanığa ait özgeçmiĢ raporunun bir örgüte üye olma isteği ve iradesinden öte, yapılan örgütsel faaliyetleri ve önerileri içeren ve örgüte üye olma isteğinden öte örgüt içerisinde yükselme iradesini yansıtan nitelikte bulunduğu,” Ģeklinde açıklamaların bulunduğu, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2012/3282 Esas No, 2012/8981 Karar Nolu ilamında mahkemenin bu kararını ONADIĞI görülmüĢtür. “1999.07.29 - 1999-ayhan-temmuz-o29tem29” isimli word belgesi incelendiğinde; Ayhan KOD Necdet BERK tarafından yurtdıĢındaki sorumluya gönderilen notta; “ANKARA'NIN DOSYASI: Üniversite Öğrencilerinin Listesi ve Hangi Okulda Okudukları: l- Döndü ġAHĠNGÖZ : Ankara üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Prehistorya ve Önasya Arkeolojisi Bölümü 3. sınıf öğrencisi. 2- Övünç BĠLGEN : Ankara Üniv. Dil Tarih ve Coğrafya fakültesi, ÇağdaĢ Yunan Dili ve edebiyatı 2. sınıf öğrencisi. 3- Özgür YILMAZ : Ankara Üniv. Hukuk Fak. 2. Sınıf öğrencisi. 4- Ahmet DEMĠR: Gazi Üniv. Teknik Eğitim Fak. 2. sınıföğrencisi. 5- Naciye BARBAROS: Ankara Üniv. Ziraat Fak. 4 sınıf öğrencisi Dursun ATAKUL : Gazi Üniv. Tıp Fak. 4 sınıf öğrencisi. 7- Berivan UPÇĠN : Ankara Üniv. Fen Fak. Matematik Bölümü l. sınıf öğrencisi 8- Taylan TANAY:Ankara Üniv. Hukuk Fak. 2. sınıf öğrencisi.” ġeklinde ibarelerin olduğu ve devamında tutuklanan Ģahıslarla ilgili iddianamenin “ġAHISLARA ĠLĠġKĠN” bölümünün gönderildiği, “2003.08.13 - export 6-6-409-13082003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara TÖDEF te sorumluluk yapan sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ. Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ. Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama mücadeleyi bırakan herkese yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa görüĢelimmi.. yani bir tavrımız varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…”ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.09.26 - export 7-7-582-26092003” isimli word belgesi incelendiğinde; YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; 250 “Taylan Tanay isimli ankara mezunu.. cümlesi ile bayĢlayan 1.madde konusunda, Taylan Tanay ile ilgilenebileceğimiz ve görüĢe.bileceğimiz konusu anlaĢıldı” ġeklinde ibarelerin olduğu anlaĢılmıĢtır. Örgütsel raporların içeriğinden ġüpheli Taylan Tanay‟ın 03.02.1999 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından DHKP/C örgütünün üniversite yapılanmasına yönelik olarak gerçekleĢtirilen operasyonda yakalandığı ve tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi‟ne konulduğu, cezaevinde iken özgeçmiĢ raporu yazdığı, bu özgeçmiĢ raporunda; Boru bomba ve Molotof kullandığını, 14‟lü silah kullanabildiğini, Devrimci Sol ile 1991 yılında TÖDEF‟li olan teyzesinin oğlu vasıtasıyla tanıĢtığını, 1993 ve 1994 yıllarında Mücadele Dergisi Bürosu‟na gidip gelmeye baĢladığını, Ġstanbul‟da Ali Rıza KURT‟un cenaze törenine ve Sibel YALÇIN için Yenibosna‟da yapılan kitle eylemlerine katıldığını, Elazığ‟a döndüğünde DHKP/C ve DEV-GENÇ adına yazılamalar yaptığını, 1996 yılında Elazığ‟da örgüte yönelik olarak yapılan operasyonda yakalanıp tutuklandığını, Elazığ Cezaevi‟nde 1 ay kaldıktan sonra Elbistan Cezaevi‟ne sürgün edildiğini, bu cezaevinde açlık grevine baĢlaması üzerine Malatya Cezaevi‟ne sevk edildiğini, 96 ölüm orucu eylemleri sırasında 45 gün süresiz açlık grevinde bulunduğunu, cezaevinde yapılan eğitim çalıĢmalarında teorik ve askeri birikim kazandığını, cezaevinden tahliye olurken örgüt mensupları tarafından kendisine iki seçenek sunulduğunu, bu seçeneklerden birinin SPB (SĠLAHLI PROPAGANDA BĠRLĠĞĠ) aday üyeliği ya da “demokratik alan” olduğunu, demokratik alanı seçip Elazığ‟da örgütlenme çalıĢması yaptığını, Ankara Hukuk Fakültesi‟ni kazanmasından sonra, bu okulda TÖDEF çalıĢmalarını baĢlattığını, teorik olarak iyi durumda olduğunu, Marksist klasikleri ve Parti‟nin tüm kitaplarını okuduğunu, yaĢadığı son sürecin kendisine olan güveni sarsmıĢ olduğunu, ancak doğru olanın Parti‟nin (DHKP/C) iradesine tabi olmak olduğunu yazdığı, Ankara‟da yakalanmasından hemen önceki dönemde örgütün okul temsilcisi olduğu, Ankara‟da “polis iĢbirlikçisi” olduğu gerekçesiyle sorgulanmak istenilen Ġsmail Eyi isimli kiĢinin sorgulanacağı eve götürülmesi sırasında çevrede gözcülük yaptığı ve Ġsmail Eyi‟nin sorgulanacağı eve götürülmesinden sonra bu eve gidip, evde bulunanlara dıĢarıda polis takibi olduğunu söyleyerek uyarıda bulunduğu ve evin boĢaltılmasını sağladığı, 03.02.1999 tarihinde yakalanıp tutuklanmasından sonra 6 ay tutuklu kaldığı ve bilahare 4616 sayılı kanun gereğince hakkındaki yargılamanın kesin hükme bağlanmasının ertelendiği, Ankara Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmasından sonra 2003 yılında Ġstanbul Avcılar‟da büro açtığı, “MANAV 1” kod Avukat Mümin Özgür Gider tarafından dönemin Halkın Hukuk Bürosu sorumlusu Sevda – YaĢar KOD Münevver Köz‟e Taylan Tanay hakkında bilgi verildiği, Münevver Köz‟ün ise yurtdıĢındaki örgüt sorumlusuna hitaben 13.08.2003 tarihinde yazdığı raporda; “Ġstanbul Avcılarda taylan tanay isimli 99 da Ankara TÖDEF te sorumluluk yapan sonra mücadeleyi bırakan yeni avukat olan birisi büro açmıĢ. Manav 1 bu kiĢi ile karĢılaĢmıĢ. Ankaradayken mücadeleyi bıraktığında tavır alınmıĢtı ama mücadeleyi bırakan herkese yaklaĢım buydu. Böyle bir karar varmı bu kiĢi için yoksa 251 görüĢelimmi.. yani bir tavrımız varmı. bu kiĢiyi ben tanımıyorum…” diyerek, Taylan Tanay ile görüĢülüp görüĢülmeyeceğine dair talimat talep ettiği, Münevver Köz‟ün bu raporu üzerine yurtdıĢından, Avukat Taylan Tanay ile ilgilenilmesi ve görüĢülmesi için talimat gönderildiği ve bilahare Ģüphelinin Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından olduğu yapılan incelemeden anlaĢılmıĢtır. Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Taylan Tanay, 2003 tarihinden sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheliyle ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır. b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2: 21.10.2006 tarihinde Ġstanbul Sultangazi Cebeci mezarlığında çeĢitli tarihlerde ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarını anmak için gelen ellerinde kırmazı bayraklar ve ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarının fotoğrafları bulunan grup tarafından “UMUDUN ADI DHKP/C, BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ” gibi yasadıĢı 252 DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları övücü mahiyette sloganların atıldığı grubun içinde ġüpheli Taylan Tanay‟ın da bulunduğu, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar ile 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in de katıldıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen daha önceden ölen terör örgütü mensuplarını anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: ġüpheli Taylan Tanay‟ın 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları sözde anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü mensuplarınca 12 Mart 2008 günü Gazi Mahallesinde yapılan eyleme katıldığı, eylemde GAZĠ KATLĠAMINI UNUTMA UNUTTURMA, GAZĠ HALKINI KATLEDENLER AMERĠKAN ĠġBĠRLĠKÇĠLERĠDĠR ibarelerin yazılı olduğu pankartlar ve bazı kiĢilerin üzerinde HÖC ( HALKIN ÖZGÜRLÜK CEPHESĠ ) imzalı önlüklerinin olduğu, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-KURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve 16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Sutangazi ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde 253 yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenaze törenine aktif olarak katılıp örgüt yöneticisinin tabutunu taĢıdığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5: 16 Mart 1978 tarihinde Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde patlayan bomba ile (7) öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak; 16.03.2009 günü saat 12.00 sıralarında Ġstanbul Üniversitesi Hergele Meydanında toplanıp, kantin ve koridorları dolaĢtıktan sonra Fen Fakültesi vezneciler tarafı araç giriĢ kapısı önünde dıĢarıdan gelen öğrencilerle buluĢarak sayıları yaklaĢık 100 kiĢiye ulaĢan DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde düzenlenen ve terör örgütü propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, bu Ģekilde üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: 27.06.2009 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde o tarihte KahramanmaraĢ‟ta cezaevinde bulunan Güler Zere‟nin kanser hastası olduğu gerekçesiyle serbest bırakılması için toplanan 60 kiĢilik grubun arasında ġüpheli Taylan Tanay‟ın da yer aldığı, ”GÜLER ZERE SERBEST BIRAKILSIN – TECRĠTĠ KALDIRIN ÖLÜMLERĠ DURDURUN – DEVRĠMCĠ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR – GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK” Ģeklinde sloganlar atılmıĢ, “TECRĠT ÖLDÜRÜYOR GÜLER ZERE SERBEST BIRAKILSIN / TAYADLI AĠLELER” yazılı pankartların açıldığı, , aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, bu Ģekilde Ģüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7: 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) organizesinde Güler ZERE isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile 254 birlikte “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartların açıldığı, ġüpheli Taylan Tanay‟ın da oturma eylemine katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 8: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın yer aldığı, Ģüphelinin ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğu bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 9: 22.02.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi üyesi yaklaĢık 100 kiĢilik bir topluluk tarafından Adliye binası dıĢ kapısı önünde “FERHAT‟I VURANLAR ENGĠN‟Ġ KATLEDENLER CEZALANDIRILMALIDIR ADELET ĠSTĠYORUZ HALK CEPHESĠ” yazılı pankartlar eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, Yine Ferhat Gerçek ile ilgili olarak 31.05.2010 günü Ġstanbul Bakırköy Adalet Sarayında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde “ÖZÜR DEĞĠL ADALET ĠSTĠYORUZ” yazılı “HALK CEPHESĠ ” imzalı dövizler eĢliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 255 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 10: 09.05.2010 tarihinde Sarıyer Armutlu mahallesinde Pir Sultan Abdal parkında DHKP/C Terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizasyonunda, Güler ZERE‟yi anma etkinliğine katılan Ģahıslar arasında ġüpheli Taylan Tanay‟ın da yer aldığı, “KANSER HASTASI DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ. KATĠLĠ AKP ĠKTĠDARIDIR!” HALK CEPHESĠ” Ģeklinde pankartın açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 11: 12.05.2011 günü Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde DHKP/C terör örgütünün Demokratik Alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından DHKP/C terör örgütüne yönelik yürütülen adli çalıĢmaları protesto eden grubun arasında ġüpheli Taylan Tanay‟ın da yer aldığı, grup tarafından “GÖZALTINDAKĠLER SERBEST BIRAKILSIN, BAĞIMSIZ TÜRKĠYE‟YĠ KURACAĞIZ” Ģeklinde pankartın açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen protesto eylemine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 12: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen protesto eylemine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 256 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 13:ġüpheli Taylan Tanay‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine yakasında ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katıldığı, grupla birlikte hareket ettiği, basın açıklamasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünün özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 14: ġüpheli Taylan Tanay‟ın 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in cenaze törenine katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız, Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde terör örgütünün özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği slogan attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 15: 20.07.2012 tarihinde yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan IĢıklı ve Hasan Selim Gönen ile ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde 23.07.2012 günü Çağlayan Adliyesi C Kapısı önünde toplanan 50 kiĢinin katıldığı basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Sultan IġIKLI‟yı Öldürtmeyeceğiz” Ģeklinde pankartın açıldığı “Hasan Selim GÖNEN Ölümsüzdür - Sultan IġIKLI Onurumuzdur – ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir” Ģeklinde terör örgütü mensuplarının eylemini öven ve Ģiddeti teĢvik eden sloganların atıldığı, Ģüphelinin elinde megafon ile açıklamalarda bulunduğu, 257 Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp bizzat megafonla konuĢma yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 16: 14.09.2012 günü Adli Tıp Kurumu önünde müdahalede bulunan kolluk görevlileri ile ilgili olarak Halk Cephesi organizesinde 21.09.2012 günü saat 13:10‟te Ġstanbul Adalet Sarayı önünde düzenlenen basın açıklamasına ġüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Devrimcilerin Cenazelerini Sahiplenmek Onurdur Tutuklananlar Serbest Bırakılsın (Halk Cephesi)” yazılı pankartın açıldığı “ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir (Halk Cephesi)” ibareli dövizin açıldığı “Halkız Haklıyız Kazanacağız- Ġbrahim Çuhadar Ölümsüzdür – Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” Ģeklinde sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk cephesi organizesinde düzenlenen ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensuplarının da sahiplenildiği, eylemlerinin övüldüğü, bu haliyle terör örgütü propagandasına dönüĢen gösteriye katılmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 17:ġüpheli Taylan Tanay‟ın 14 Eylül 2012 Cuma günü Adli Tıp Kurumundan Örgüt mensubu Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde yer aldığı, ġüpheli Taylan Tanay‟ın cenazeyi teslim alan aracın ön koltuğunda bulunduğu, toplanan Halk Cepheli grup tarafından cenazenin götürülmesi esnasında açıktan DHKP/C SPB mensubu canlı bomba Ġbrahim ÇUHADAR ile DHKP/C terör örgütünün propagandasının yapılacağı anlaĢıldığından cenazeyi teslim alan araç Ģoförüne sağ tarafın kapalı olduğu, giderken sol tarafı kullanılması söylendiğinde, cenaze arabasının ön koltuğunda oturan Ģüpheli Taylan TANAY‟ın bu durumu kabul etmeyerek “KAPAT KONTAĞI KAPAT” dediği, uzunca bir süre aracı beklettiği, “Kontak Bende Gelen Alır” diyerek cenaze aracının örgüt propagandasını yapan Halk Cepheli grubun yanına götürmek istedikleri ve bu Ģekilde YOL BOYUNCA örgütün propagandasının yapılmasını sağlamaya çalıĢtığı, izin verilmemesi üzerine Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR Ģeklinde terör örgütü mensuplarının eylemini öven ve Ģiddeti teĢvik eden sloganlar attıkları, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde 258 bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün internet siteleri aracılığıyla yaptığı çağrılar doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEKMAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOLARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde terör örgütünün özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip ,cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle üzerine atılı zincirleme Ģekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 18: 01.10.2012 günü Bakırköy Adliyesi önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan HALK CEPHESĠ tarafından DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suçundan tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybeden DHKP/C terör örgütü mensubu Engin ÇEBER isimli Ģahısla alakalı basın açıklamasına Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, Ģüpheli‟nin bizzat basına yönelik açıklamayı okuduğu, hemen önünde basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “AKP 259 ENGĠN ÇEBER‟ĠN KATĠLĠNĠ KORUYOR KATĠLLERDEN HESAP SORACAĞIZ HALK CEPHESĠ” Ģeklinde pankartın açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp bizzat konuĢma yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. ġüpheli Taylan Tanay‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde; Katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği, Katıldığı eylemlerde “HALK CEPHESĠ, TAYAD, GRUP YORUM, GENÇLĠK FEDARASYONU” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı, DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenaze törenine katıldığı tesbit edilmiĢtir. c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları, ġüpheli Taylan Tanay‟ın 46 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği, Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı, 260 30.07.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB mensupları Sevgi Daylan ve Çiğdem ġenyiğit‟in avukatlarının Ģüpheli Taylan Tanay olduğu, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullanmalarını sağlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. d) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 08.12.2012 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen Nebiha Aracı ile bu eylemi yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de Ġstanbul GaziosmanpaĢa‟ da bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli Ģüphelinin gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı olarak izah edilen örneklerde görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek mevcut soruĢturmalarda soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve suç unsurlarının ele geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen ifadeyi öğrenen Ģüpheli Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı, Hatice AġIK‟ın gözaltında kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB avukatları Taylan Tanay ve Ebru Timtik olduğu görülmüĢtür. e) DHKP/C terör örgütü adına Cezaevindeki Örgüt Mensuplarını Sorgulaması DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça 24.10.2012 tarihinde evine kargocu kılığıyla gelen DHKP/C SPB Selçuk Aymaz tarafından silahla vurularak baĢından yaralanmıĢtır. Asuman Akça isimli Ģahsın 12.03.2013 tarihinde alınan ifadesinde; “YaĢadıklarını bütün açıklığıyla açıklayacağını, bu kendisinin aynı zamanda savunması olduğunu, tutuklandıktan sonra cezaevinde hak etmediği bir muamele ile karĢılaĢtığını, hakaret içeren sorgulanma süreci yaĢadığını, Bakırköy Cezaevinde yaĢadığı 261 aĢağılanmayı hayatının hiçbir kesitinde hiçbir yerde yaĢamadığını, 21 yaĢındayken kimsenin kendisine bu tür lafları edemediğini ancak 50‟ye bu tür lafların kendisini kiĢiliksizleĢtirdiğini, yaĢadığı tartıĢmalar boyunca arkadaĢlarına ailesine küfrettiklerini, sırf kimsenin zarar görmemesi için sesini çıkarmadığını, dolayısıyla örgütten koptuğunu, örgüttekilere bundan sonra bir adım daha atmayacağını söylediğini, bu sürecin 2008 de baĢladığını, yakalanmadan önce “herhangi bir durumda ölmeyi bil” diyen örgütün, yani sağ yakalanma öl diyen örgütün, “ölseydin Ģehidimiz olacaktın” diyen örgütün, devrim Ģehidi yapamayınca hain ilan ettiğini, o tarihte ölseydi kahraman olarak anılacağı, örgütün kendisine “Sen kendini yakalattın, sen neden çatıĢmadın” dediklerini, ortada silahın olmadığını zaten çatıĢacak ortamın da olmadığını, silah olmadığını söylediğini neden almadığını söylediklerini, yanında malzeme olmadığını söylediğinde neden tedarik etmediğini söylediklerini, Kendi içerisinde ne kadar çeliĢen bir suçlamadır ki kendisi yakalanmadan önce örgütün üst düzey sorumluluk teklifinde bulunulduğunu, madem kendisi örgütün gözünde hataları olan ve atılması gereken birisi ise neden sorumluluklarını yükseltmek istedikleri anlamadığını, örgütün kendisine Ģunu önerdiğini, gözaltına alınmadan birkaç hafta önce “sorumluluklarını artıralım” diye teklifte bulunduklarını, örgütün kendisine yetenekli ve örgütçü olduğunu, bu teklifi aldığında normalde onlara göre hemen kabul etmesi gerektiğini ama kendisinin sadece biraz düĢünmesi gerektiğini söylediğini, 2008 yılında tahminince örgütün yönetimi yeniden Ģekillendiğini,kendisini cezaevinde örgüt adına sorgulayan kiĢiye, “madem ben bu kadar ahlaksız biriyim neden sorumluluğumu artırmak istediniz” diye doğal olarak sorduğunu, “Bu nasıl bir iĢleyiĢtir, hem bana bu ithamlarda bulunuyorsunuz hem de yakalanmasam beni merkezi bir konuma yükseltecektiniz” dediğini, yakalanmasa ve tekliflerini kabul etse örgütün merkezi düzeyinde bir yöneticisi olarak faaliyetlere devam edeceğini ancak yakalandığını, yakalandığında poliste susma hakkını kullandığını, …Yakalandığında üzerinden çıkan BaĢbakan‟ın evinini krokisinden haberi olmadığını, bu krokiden örgütün de haberi olmadığını, cezaevinde kendisine “BU kroki nereden çıktı, neden haberimiz olmaz” Ģeklinde örgüt suçlaması yönelttiklerini, kendisine cezaevinde sorulan konuların örgütün merkezi düzeydeki sorgulaması olduğunu…” beyan ettiği görülmüĢtür. www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde konu ile ilgili olarak 29.10.2012 tarihinde DHKC‟nin 395 numaralı açıklaması yayınlanmıĢtır. Söz konusu açıklamada “25 Ekim 2012 tarihinde Asuman Akça savaĢçılarımız tarafından baĢından vurularak cezalandırılmıĢ ve ihanetinin hesabını devrimci adalete vermiĢtir. …Asuman Akça 12.05.2010 tarihinde örgütümüz saflarından atılmıĢ bir mafya artığıdır. Atılma nedenleri; 1) hareketimizin olanaklarını ve parasını kendi çıkarları için kullanmak, 2) çetecilik gibi mafyaya ait yöntemleri içimize sokmak, 3) Sayısız kural ihlali yaparak örgütümüzü operasyonlara açık hale getirmek, 4) Pek çok yazılı bilgiyi düĢmana yakalatarak insanlarımızın güvenliğini riske atmak 5) Her türlü yozluğu ve çürümeyi hareketimiz içinde meĢrulaĢtırmaya ve yaymaya çalıĢmaktır…” denilmiĢtir. 262 Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde konu ile ilgili olarak “ …Avukatların cezaevlerindeki örgütsel fonksiyonlarını görmek adına verilecek en somut örnek Asuman AKÇA‟nın cezaevinde örgüt tarafından sorgulanma sürecidir. Cezaevlerinde örgütsel sorgulamalar geçmiĢten beri yapılır, yatak hapsine alınan, arkadaĢlarıyla sosyal yaĢamı sınırlandırılan, tecrit edilen, iĢbirlikçiliği netleĢtirilenlerin öldürülerek infaz edildiği, netleĢtirilemeyenlerin ağır sorgu ve iĢkencelerden geçirilerek sıradan insan konumuna getirilip her kesin gözü önünde aĢağılandığı süreçler yaĢanmıĢtır. Asuman tutuklandıktan bir hafta 10 gün sonra örgüt ona Taylan TANAY’ı avukat yaptı. Taylan Tanay cezaevine gelir gelmez “seninle bir tartıĢma sürecine gireceğiz” diyor. Taylan TANAY “örgütün parasıyla ev aldığını” söylüyor Asuman’a. Bunun avukatlıkla bir ilgisi var mı? Örgüt adına sorgulamayı Taylan Tanay yapıyor, “sen kendini yakalatmıĢsın” “neden yanında silah yoktu” “neden çatıĢmaya girmedin” Ģeklinde sorgulamaya devam ediyor. Bu soruları Taylan TANAY soruyor ama aslında yurtdıĢından geliyor. Asuman yakalandığında üzerinde BaĢbakanın evinin krokisi ele geçmiĢti, cezaevinde Taylan Tanay “böyle bir kroki nereden çıktı” “sana böyle bir Ģey gelmiĢ ama sen bizden saklamıĢsın” diye örgütün suçlamasını yöneltiyor.Örgütün böyle bir istihbarat çalıĢmasından bilgisi yok iĢin ilginci Asuman’ın da bilgisi yok. Kroki örgüte ait değil. Taylan TANAY cezaevine her geliĢinde sorması için örgütün eline verdiği bilgisayar çıktısı dökümanla geliyor. Soruları okuyor ancak bir seferinde Asuman okuduğundan anlamıyorum diyerek kağıdı almıĢ elinden ve ben kendim okurum ve cevap veririm sana ihtiyacım yok demiĢ. TartıĢma uzayınca ve hakarete dönüĢünce de mesela kaynanasına sözlü tacizde bulunulmuĢ, Asuman “sizinle tüm iliĢkilerimi kesiyorum” diyerek yolunu ayırıyor. Bir süre cezaevinde tecritte tutuluyor, tekrar geri döndürülebilir mi diye Ümit ĠLTER cezaevinden mektup yazıyor, geri dönmeyince “sen gitmedin biz seni attık” diyorlar. Asuman AKÇA’nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını yapan kiĢi Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur” Ģeklinde beyanda bulunmuĢtur. Devam eden çalıĢmalarda Asuman Akça‟nın yukarıda bahsedildiği üzere yakalandıktan sonra hakkında Ġstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi‟nde (CMK‟nın 250. Maddesi Ġle Görevli bölümü) 2008/240 dosya numarası ile dava açılmıĢ olduğunun anlaĢıldığı, duruĢma tutanakları incelendiğinde, sanık Asuman Akça‟nın avukatlığını Ģüpheli Taylan Tanay,Oya Aslan,Barkın Timtik ve Ebru Timtik‟in yaptığı, ancak örgütün www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamadan da anlaĢılacağı üzere örgütten atıldığı belirtilen 12.05.2010 tarihinden sonraki duruĢma tutanakları kontrol edildiğinde, sanık Asuman Akça‟nın müdafiisinin değiĢmiĢ olduğunun belirlendiği, zira 31.03.2010 tarihinde yapılan 6 nolu celsede sanık Asuman Akça‟nın müdafiliğini Ģüpheli Taylan Tanay‟ın yaptığı görülürken, 21/07/2010 tarihinde yapılan 7 nolu celsede sanık Asuman Akça‟nın müdafiliğini Avukat Özkan Köylüoğlu‟nun yaptığı ve bu tarihten sonraki diğer duruĢmalarda sanığın birçok kez müdafi değiĢtirmiĢ olduğunun anlaĢıldığı, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın ve diğer Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının dava kapsamında müdafilik yapmaya devam ettikleri, ancak Asuman Akça‟nın müdafiliğini bırakmıĢ oldukları tespit edilmiĢtir. 263 Yine Bakırköy Kadın Kapalı Ceza Ġnfaz Kurumu ile yapılan yazıĢmalar sonucu Asuman Akça‟nın ziyaretine gelen kiĢilerin tespit edildiği, buna göre 2008 yılında Ģüpheli Taylan Tanay‟ın 29 kez Asuman Akça‟nın ziyaretine gittiği, Yine 2008 yılında Ģüpheli ġükriye Erden‟in ve Ģüpheli Ebru Timtik‟in 3‟er kez ziyarete gittikleri, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın ise en son 05.04.2010 tarihinde ziyarete gittiği, bir daha da Asuman Akça‟nın yanına gitmediği, diğer HHB avukatlarının da bir daha Asuman Akça‟yı ziyarete gitmedikleri ve yargılandığı davalarda müdafiliğini bıraktıkları Dolayısıyla ifadede geçtiği Ģekilde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütü üst düzey yöneticisi olmak suçundan cezaevinde bulunan Asuman Akça‟yı örgüt adına sorguladığı ve Asuman Akça‟nın bu sorgulamadan bir müddet sonra örgütten atıldığı anlaĢılmıĢtır., Ayrıca Ģüpheli Taylan Tanay ve diğer HHB avukatlarınının açık Ģekilde Asuman Akça‟nın örgüt yönetimi tarafından örgütten atılmasından hemen sonra Asuman Akça ile görüĢmeyi kestikleri ve örgütün talimatı doğrultusunda Asuman Akça‟nın müdafiliğini bıraktıkları anlaĢılmıĢtır. f) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları Gizli Tanık Kanarya‟nın 06.03.2012 tarihinde alınan ifadesinde Ģüpheli Taylan Tanay ile ilgili olarak; “Açık kimliğini burada sizden öğrendiğim bu Ģahsı ben Taylan olarak tanıyorum ve DHKP/C terör örgütünün avukatlarından biri olduğunu biliyorum. Legal bütün derneklerde bu avukatların telefon numaraları vardır. Gözaltına alınan bütün örgüt üyelerinin davalarına katılır. Zaten bu Ģahsın Gazi ve Armutluda örgüt avukatı olmadığını bilmeyen de yoktur. Ayrıca bu Ģahsı Armutluda yıkımlarla ilgili yapılan toplantıda görmüĢtüm.” ġeklinde beyanda bulunduğu Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Taylan Tanay ile ilgili olarak; “Ben bu Ģahsı Taylan Tanay olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. Büronun sorumluluğunu bu Ģahıs yapar. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile KAYIR ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. Ayrıca gözaltına alındığım zaman avukat görüĢme odasında bana hiçbir Ģeye imza atmayacaksın ve ifade vermeyeceksin diye kesin dille ikazda bulundu. Zaten bu örgütsel bir tutumdur.” Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Taylan Tanay ile ilgili olarak; 264 “Ġsmini "Taylan Tanay" olarak biliyorum. Üniversite dönemlerinde DEV-GENÇ te faaliyet gösterdiğini biliyorum. ġu an Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Bir dönem DHKP/C örgütünün ölen lideri Dursun KarataĢ'ın avukatlığını da yaptı. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Aranması ya da kesilmiĢ cezası olan örgüt mensuplarını yurtdıĢına bildirir. YurtdıĢından gelen talimatlar doğrultusunda da örgüt yöneticileri bu örgüt mensuplarını örgütün illegal alanına geçirir. YurtdıĢı ile irtibatlıdır. Ayrıca kamuoyunda tanınması sebebiyle yapılan operasyonlarda örgüt lehine kamuoyu oluĢturur. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S….. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır…. …. Asuman AKÇA’nın cezaevinde örgüt adına sorgulamasını yapan kiĢi Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan TANAY olmuĢtur ” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak; “…Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından olduğunu biliyorum. Aynı zamanda ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) Ġstanbul ġubesi BaĢkanı olduğunu biliyorum. Örgütün üst düzey yöneticilerinden Ali Koyupinar hakkında anlattıklarımda geçtiği gibi örgütsel faaliyetler ile ilgili birebir kendisinden talimatlar aldım. DHKP/C örgütünün davalarında hangi bölgeye hangi avukatın bakacağına kendisi karar verir (Ali Koyupınar hakkında) Gülsuyu bölgesinde yönetici olarak görev alan Cem Koyupinar‟ın amcasıdır. Yenibosna mahalli alan sorumlusu olduğunu biliyorum. 27 Ağustos 2009 tarihinde tutuklu bulunan Güler Zere”ye destek vermek amacıyla örgütün Adli Tıp Kurumu önünde organize etmiĢ olduğu eyleme ve basın açıklamasına katıldı. Adli tıp kurumu 265 önünde nöbet tutan kiĢilerin tüm ihtiyaçlarını bu Ģahıs karĢılıyor. Adli Tıp‟ın karĢısına Güler Zere ile ilgili pankart asmıĢtık, pankartı indirmeye gelen polislerle tartıĢtı ve Avukat Taylan Tanay‟ı telefonla arayarak durumu bildirdi, Taylan Tanay‟ın kendisine direnin, ama gözaltına alınmayın Ģeklinde talimat verdiğini bize söyledi....” ġeklinde beyanda bulunduğu 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Taylan Tanay ile ilgili olarak; „‟Taylan Tanay olarak tanırım. DHKP/C örgütünün avukatlarındandır ve Halkın Hukuk Bürosu çatısı altında; örgütsel faaliyetlerde gözaltına alınan Ģahısların avukatlığını yapar. Bir dönem Halkın Hukuk Bürosu sorumlusuydu‟‟Ģeklinde beyanda bulunduğu, BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011 tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak; “Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” ġeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2010/884 sayılı soruĢturması Ģüpheli sıfatıyla gözaltına alının Yasin Gürsoy‟un 14.12.2011 tarihinde alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak; “Ġsmini Taylan Tanay olarak biliyorum, kendisi DHKP/C terör örgütünün 1 numaralı avukatıdır. Nurtepe Haklar Derneğinde Cengiz KarakaĢ, Remzi Uçucu‟nun tutuklandığı zaman kendisi derneğe geldiğinde görmüĢtüm. Dernek çalıĢanları gözaltına alındığında gözaltı iĢlemlerini takip ettiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, 22.03.2010 tarihinde Aziz ErmiĢ isimli Ģahsın alınan ifadesinde Taylan Tanay ile ilgili olarak; “Ben bu Ģahsı Taylan Tanay olarak biliyorum. DHKP/C terör örgütü üyelerinin avukatlığını yapan, örgüt üyelerinin cenazelerini morglardan alarak defni ile ilgili yasal iĢlemleri yapan ve her ne kadar avukatlık yapsa da DHKP/C örgütünün mensubu olduğunu ve bu örgütün avukatlığını yaptığını biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2011/2593 sayılı soruĢturması kapsamında 26.01.2012 günü UlaĢ Aslan isimli Ģahsın alınan ifadesinde; 266 “Ġsmini Taylan olarak biliyorum, Kendisi DHKP/C terör örgütünün 1 numaralı avukatı olduğunu duymuĢtum. Kendisini Pirsultan Abdal Derneğine geldiğinde görmüĢtüm. Derneğe aynı zamanda sık sık geldiğini de biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, GülĢah Özgül isimli Ģahsın 26.12.2012 günü alınan ifadesinde özetle; “Ġstanbul Bakırköyde bulunan Marmara Forum AlıĢveriĢ Merkezi içerisinde bulunan Mango AlıveriĢ mağazasında çalıĢtığını, 23.12.2012 cumartesi günü saat:15.50 sıralarında alıĢ veriĢ yapmak için gelen müĢterilerden yaklaĢık 18-20 kiĢilik bir grup yanlarında getirmiĢ oldukları ve montlarının altına giymiĢ oldukları kırmızı yelekleri aniden giyerek yine yanlarında getirmiĢ oldukları ve üzerinde “HEY TEKSTĠL PATRONU HAKLARIMIZI GASP ETTĠ MANGO VE TĠMBERLAND SUÇ ORTAĞIDIR- HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ” “HAKKIMIZI AYNUR BEKTAġ‟A MANGO VE TĠMBERLANDA YEDĠRMEYECEĞĠZ- HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ” Ģeklinde pankart açtıklarını, bu esnada bir yandan da “ĠġÇĠYĠZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” “ZAFER DĠRENEN ĠġÇĠLERĠN OLACAK” “DĠRENE DĠRENE KAZANACAĞIZ” Ģeklinde slogan attıklarını, mağaza içerisinde bulunan müĢterileri rahatsız etmeye baĢladıklarını, hatta mağazada bulunan müĢterilerin yanlarına giderek “HIRSIZ BUNLAR BURADAN ALIġ VERĠġ YAPMAYIN” Ģeklinde konuĢmalar yaptıkları, bir ara slogan atmayı bıraktıklarını ve eylemciler arasında bulunan kısa boylu, esmer, kafasında Ģapka bulunan erkek bir Ģahsın konuĢma yaptığını, o esnada kasada iĢlem yaptığı için duyduğu kadarı ile konuĢma yapan Ģahsın kendilerinin HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ olduklarını, Mangonun da HEY TEKSTĠL‟in suç ortağı olduğunu, Mangodan alıĢ veriĢ yapmamalarını söylediğini, bu esnada AVM‟nin güvenliğini çağırdığını ve olaya müdahil olmalarını istediğini, güvenlik görevlilerinin ve güvenlik amirinin mağazaya geldiğini, eylem yapan gruba yönelerek sözcülerinin kim olduğunu, bir sözcülerinin olup olmadığını sorduğunu, ancak cevap vermediklerini, kahverengi montlu, kahve renkli kaĢkollu 1,75 boylarındaki erkek Ģahsın “kiralarını vermiyorlar” tarzı bir Ģeyler söylediğini, Ģahsın daha sonra güvenlik amirinin bulunduğunu yöne doğru gittiğini, güvenlik amirinin olaya müdahale etmeye çalıĢtığı esnada daha sonradan mağazaya gelen ve kendisinin avukat olduğunu söyleyen 3035 yaĢlarında, esmer, bıyıklı, 1,75 boylarında erkek bir Ģahsın güvenlik görevlilerine ve güvenlik amirine müdahale etmeye çalıĢtığını, erkek Ģahsın yanında bulunan ve yine kendisinin avukat olduğunu söyleyen 40-45 yaĢlarında, gözlüklü, hafif kilolu bayan Ģahıs da olaya müdahale etmeye çalıĢtığını, kendilerinin avukat olduğunu söyleyen Ģahısların eylem yapan grubu ne yapmaları konusunda yönlendirdiğini, ayrıca kahve renkli kaĢkollu Ģahsın da eylem yapan grubu müdahale etmek isteyen güvenlik görevlilerini durdurmaya çalıĢtığını, güvenlik amirinin kendisine mağazada olabilecek yağma olayına karĢın mağaza kepenklerini kapatmasını yüksek sesle söylediğini, kepenklerin kapatılmasını personeline söylediğini, kepenklerin kapanacağını duyan eylemcilerin kapıya yöneldiğini, bu esnada bir kısmının dıĢarı çıkabildiğini bir kısmının ise içeride kaldığını, kepenkler kapanırken zaten kepenkleri tuttukları için kepenkler kırıldığını, zarar gören mağaza kepenginin bir tarafından erkek avukatın tutarak kaldırdığını ve içeride kalan diğer eylemcilerin hepsi mağazadan çıktıktan sonra kendisi de AVM den ayrıldığını, bu esnada mağaza dıĢarısına çıktığını ve kepengin ne kadar zararının tespitine çalıĢırken kısa boylu, ĢiĢman, kırmızı suratlı, erkek bir Ģahsın yerde buruĢmuĢ halde bulunan, üzerinde “ĠġTE HIRSIZLAR MANGO VE TĠMBERLAND HESAP 267 SORACAĞIZ- HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ” yazılı pankartı alıp mağaza kepengine eliyle tuttuğunu ve “HIRSIZ MANGO” diye bağırmaya baĢladığını, kendisinden bu pankartı istediğinde “HAYIR ALAMAZSIN, SĠZ ĠġÇĠNĠN HALĠNDEN NE ANLARSINIZ” diyerek kendisine çıkıĢtığını ve biraz daha ısrar ettiğinde üzerine yürüdüğünü, bu esnada yanında bulunan mağaza görevlilerimden birisi ile kısa süreli bir tartıĢma yaĢandığını ve Ģahsın daha sonra gittiğini” beyan ettiği, GülĢah ÖZGÜL‟ün olay esnasında orada bulunan Ģahısların resimleri gösterildiğinde Taylan TANAY‟ı göstererek, Ģahsı ilk kez 23.12.2012 günü Marmara AVM içerisinde bulunan Mango isimli iĢyerinde gerçekleĢtirilen eylem esnasında gördüğünü, HEY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ olduğunu söyleyen 18-20 kiĢilik grubu yönlendirdiğini, güvenlik görevlileri gruba müdahale etmek istediği esnada kendisinin avukat olduğunu söyleyen, güvenlik görevlileri ile tartıĢan ve eylem yapan gruba güvenlik görevlilerince müdahale edilmesini engellemeye çalıĢan Ģahıs olduğunu beyan ettiği, açık kaynaklardan elde edilen görüntülerde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın söz konusu olayda yer aldığının tesbit edildiği ve bu görüntülerin dosyaya eklendiği,bu olayın Ģüphelinin örgüt güdümünde faaliyet yürüten Devrimci ĠĢçi Hareketi ile irtibatını gösterdiği, Nurali AkkaĢ isimli Ģahsın 03.09.2012 günü müĢteki sıfatı ile alınan ifadesinde; “BeĢiktaĢ Ġlçesi Levent Mah. ……. sayılı yerde faaliyet gösteren Tempo Gıda Tur. Hizm. Ltd. ġirketinin ortaklarından olduğunu, Rozateks A.ġ. iĢçileri olduğunu iddia eden 3540 kiĢilik bir grubun 21-22-28-29 Temmuz, 04-05-11-12-18-19-25-26 Ağustos, 01-02 Eylül 2012 tarihlerinde olmak üzere haftanın çeĢitli günleri, özellikle müĢterilerin yoğun olduğu Cumartesi ve Pazar günleri saat:20:00 ile bazı günler saat:00:00‟a kadar bazı günlerde 23:00‟a a kadar avukat Taylan Tanay liderliğinde KöĢebaĢı Restaurant isimli iĢyerleri önünde yolu ve giriĢi kapatmak sureti ile eylem yaparak aĢırı derecede yüksek sesle, slogan, marĢ ve pankartlarla lokantalarının içinde hiçbir müĢterinin duramayacağı Ģekilde, girenlerin çıkamayacağı, gelenlerinde giremeyeceği Ģekilde iĢyerini çalıĢtırmayarak çalıĢma özgürlüklerini kısıtladıklarını, bu kiĢilerin avukat Taylan Tanay tarafından organize dildiğini ve bizzat Taylan‟ın megafondan “paramızı alıncaya kadar KöĢebaĢı Restaurantlarını çalıĢtırmayacağız “ Ģantaj ve tehdidine uyarak iĢletmelerini çalıĢtırtmadıklarını, bu kiĢilerden 21‟i ve avukat Taylan Tanay‟ın kendisi ile görüĢmek istemesi üzerine görüĢme yapıldığını ve ilk görüĢmede avukat Taylan Tanay “ 300.000 TL verilmediği takdirde hiçbir KöĢebaĢı Restaurantı çalıĢtırmayacağız, bu parayı bize ödeyin, aksi takdirde sizin için kötü olur” Ģantaj ve tehdidinde bulunduğunu, kendilerinin bu parayı ödeyemeyeceklerini, kendilerine hiçbir borçlarının olmadığını, alacaklarını kimden alacak iseler o kiĢilerden talep etmeleri gerektiğini iĢletmelerinin bu Ģekilde bir Ģantaj ve tehdit‟e adeta mafyavari çökmeye boyun eğmeyeceği kendilerine bildirilmesi üzerine, eylemlerini artırarak devam ettiklerini, yeniden görüĢme talebi üzerine kendileri ile görüĢüldüğünde bu defa rakamı 1.000.000 TL‟ye çıkardıklarını ancak kendilerine 800.000 TL verilmesi halinde bu eylemlere son vererek KöĢebaĢı Restaurantlarını çalıĢtıracaklarını, aksi takdirde tüm Ġstanbul Ġlinde faaliyet gösteren KöĢebaĢı Restaurantlarını çalıĢtırmamak üzere gidecekleri tehdidinde bulunduğunu, bunun üzerine böyle bir paranın ödenemeyeceği kendilerine bildirildiği, onun üzerine de lokantalarını çalıĢtırmamak üzere eylemlerine devam ettiklerini, iĢletmelerinde çalıĢan 268 garson ve diğer çalıĢanların kendisi ile temasa geçerek bu yaptığının kendi ekmekleri ile de oynamak olduğunu, iĢyerinin çalıĢmadığı, her süre boyunca maaĢ ve bahĢiĢlerini alamadıklarını, kira ve giderlerini ödeyemediklerini, kendisinin de bir çalıĢan olduğunu ve bu nedenle sırf bu iĢlemler bitsin isteği ile kendi maaĢlarından 150.000 TL toplayarak belli bir zaman dilimi içerisinde ödeyebileceklerini bildirdiklerini, Avukat Taylan Tanay‟ın ise “siz bize sadaka mı veriyorsunuz, bir trilyon lira vereceksiniz” Ģantaj ve tehdidi üzerine kendisi ile tüm görüĢmelerin kesildiğini ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu…” beyan ettiği görülmüĢtür. Ayrıca Ģirket ortağı olan Murat Ayaz isimli Ģahsın 06.09.2012 günü müĢteki sıfatı ile alınan ifadesinde de benzer Ģekilde beyanlarda bulunduğu tespit edilmiĢtir. Bu olayla ilgili yargılama Ġstanbul 19.Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/154 esas sayılı dosyasında halen devam etmektedir. g) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli Taylan Tanay hakkında çıkan haberler incelendiğinde; Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürütmekten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı, DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD, Grup Yorum, Gençlik Federasyonu, Dev-Genç, Ġdil Kültür Merkezi gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da katıldığı, DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” kampanyasında Ģüpheli Taylan Tanay‟ın da yer aldığı , söz konusu kampanya adı altında gerçekleĢtirilen eylemlere Taylan Tanay‟ın da katıldığı ve açıklama yaptığı, DHKP/C terör örgütünün, güvenlik güçleriyle girdikleri silahlı çatıĢmalarda ölen mensupları ile ilgili birçok eylem/panel/gösteri vb. düzenlediği, yapılan bu eylem ve açıklamalarda güvenlik güçlerinin hedef gösterildiği, Taylan Tanay‟ın da güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma neticesi hayatını kaybeden DHKP/C – SPB militanları ile ilgili olarak güvenlik güçlerince katledildiklerini savunduktan sonra “Bunun hesabını soracağız” Ģeklinde açıklama yaptığı ve güvenlik güçlerini adres göstermek suretiyle açıkça hedef gösterdiği, bu haliyle terör örgütünün silahlı kanadının söylemleriyle Ģüphelinin söylemlerinin örtüĢtüğü, 269 28.12.2012 günü bir Ulusal Televizyon kanalında yayınlanan programa katılan Ģüpheli Taylan Tanay‟ın yapmıĢ olduğu konuĢmasında güvenlik güçlerini açık Ģekilde terör uygulayan bir birim olarak anlattığı,polis teĢkilatını terör uygulayan üçyüzbini aĢkın mevcudu olan silahlı bir güç olarak nitelediği,bu Ģekilde güvenlik güçlerini açık Ģekilde terör örgütlerine hedef gösterdiği anlaĢılmıĢtır. h) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 29.11.2012 günü saat 15:11‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Pınar isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Sen biĢey imzaladın mı ordan maliyeciler gelmiĢler” dediği, P.‟nun “Evet maliyeciler geldi, Taylan abi kağıtın içinde Ģunlar yazıyodu buranın vergi levhası yokmuĢ o,Aynı zamanda Ģey yazıyodu buranın kira bedeli yazıyodu bide Ģey yazıyodu benim burda çalıĢtığımı öğrendi ve benim burda sigortamın olmadığı yazıyodu” dediği, Tanay‟ın “Sen bunu imzaladın öyle mi” dediği, P.‟nun “Evet” dediği, Tanay‟ın “BiĢey söylemiyorum ya Pınar yani hiçbiĢey söylemiyorum ya yapacak hiçbiĢey yok yani onun cezası 20 bin lira biliyo musun 20 bin lira tamam sen orda çalıĢmıyosun kim sana çalıĢıyosun söyledi sen ÇağdaĢ Hukukçular Derneğinde mi çalıĢıyosun, ya niye imzaladın Pınar niye arayıp sormuyosun bize ya diyosunki bunlar ...(anlaĢılmadı) sen orda çalıĢtığınımı söyledin onlara” dediği, P.‟nun “Bana önce nerden geldiklerini söylemediler sen kimsin Avukat mısın dedi ben de hayır Avukat değilim burdayımburda çalıĢıyorum deyince sonra maliye olduklarını söylediler söyledi ya ben bilmiyodum buraya gelen herhangibi Avukat sürekli buraya Avukatlar geliyo iĢte yardım yapmak istediklerini söylüyolar bende öyle biri zannettim nerden bileyim onu ...(anlaĢılmadı) olduğunu bilmiyodum bilsem böyle bi” dediği, Tanay‟ın “BiĢey söylemiyorum ya yani Pınar hiçbirĢey söylemiyorum tamam mı 20 bin lira cezası var tamam hiçbiĢey söylemiyom kapat kapıyı çık ordan tamam kalma orda tamam” dediği, 29.11.2012 günü saat 16:16‟da Taylan Tanay ile Dursun Doğan isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Merhaba Dursun abi ne yapıyorsun” dediği, Doğan‟ın “Ġyiyim sağol sen nasılsın” dediği, Tanay‟ın “Kötüyüm abi ya sağolsun Behiç AġÇĠ ile adamı ağızımıza sıçacaklar yani, Adam kadının oraya bi tane birisini bırakmıĢ, o da ben burada çalıĢıyorum bi de çalıĢmıyor falan öyle bi Ģey de yok yani adamalar tutanak tutuyor onu imzalıyor falan orda 100 tane” dediği, Doğan‟ın “O dilekçe verecek ya taylan ...(anlaĢılmadı) hemen dilekçeyi verin ...(anlaĢılmadı) bi Ģey verecen çalıĢan var ya, Ben buraya dava açmak için geldim böyle ...(anlaĢılmadı) yanlıĢlıkla beyanda bulunuyorum desin anca öyle olur baĢka türlü olmaz” dediği, Tanay‟ın “Yarın da onla diyorum ki suç duyurusu yapalım abi” dediği, Doğan‟ın “talep etsinler bi daha aynı yeri yoklamaya gideriz tekrardan” dediği, Tanay‟ın “Bi daha yoklamaya gelecekler ha” dediği, Doğan‟ın “Hıhı evet öyle olur o tutanağa yoklama çekerler tehdit ederler,Beyoğlu Grup müdürlüğünden gelmiĢlerdir onlar” dediği, Tanay‟ın “Hı sen tanıyor musun abi orda kimseyi”dediği, Doğan‟ın “Yok onlara tanımayız da orada bizim Mustafa AktaĢ diye arkadaĢ var bizim Naciye tanır onu muhtemelen” dediği, 270 Dursun Doğan isimli Ģahsın BaĢsavcılığımızın Devrimci Memur Hareketine yönelik olarak yürütülen 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında 19.02.2013 günü yakalanarak tutuklanan kiĢi olduğu, Ģahsın Ġstanbul DavutpaĢa Vergi Dairesinde memur olarak çalıĢtığının anlaĢıldığı, dolayısıyla örgüt farklı alan yapılanmalarına mensup kiĢilerin herhangi bir sorun ile karĢılaĢtıklarında birbirleri ile haberleĢerek kanun dıĢı ya da ilgili kanunların uygulamadaki boĢluklarından faydalanma yolu ile sorunu örgüt adına çözmeye çalıĢtıklarının tesbit edildiği, 29.11.2012 günü saat 16:23‟te Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Naciye Demir isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Mustafa AKTAġ ı tanıyormusun Beyoğlu vergi dairesinde çalıĢıyormuĢ” dediği, Demir‟in “Ben Birsen diye birini tanıyorum baĢka tanımıyorum da” dediği, Tanay‟ın “Telefonu var mı sende” dediği, Demir‟in “Yok telefonu ulaĢamadım ki Pınara ulaĢsam” dediği, Tanay‟ın “Güçlü Ģimdi orda dilekçe veriyorda” dediği, Demir‟in “Ha veriyormu iyi ama Pınara ulaĢıp Pınar la birlikte halletmek lazım ya yarın filan” dediği, Tanay‟ın “Ben diyorum ondan ziyade suç duyurusunda bulunalım Pınarı ...(anlaĢılmadı)buraya” dediği, Demir‟in “Tamam hem öyle yapalım hem ben hani iĢsizim demek istedim böyle yazmıĢlar bana da imzalattılar ben bir Ģey zannettim filan desin” dediği, Tanay‟ın “Yarım akıllıyım ben geri zekalıyım” dediği, Demir‟in “Öyle aynen öyle yani aynen öyle” dediği, Tanay‟ın “Bu kadar mal bir insan olabilir mi ya mal ya o derneğe var ya o kadar malı koyuyoruz biliyormusun” dediği, Demir‟in “Tam bir mallık hem de zaten öyle diyecek yani ben diyecek yanlıĢ anladım ben iĢsiz güçsüz Ģey yapıyor anket yapıyor gibi zannettim öyle yaptım diyecek yani baĢka yapacak bir Ģey yok ancak öyle ha doğru iĢsizim çalıĢmıyorum sigortasızım dedim ama yanlıĢ anladılar diyecek öyle bizde suç duyurusunda bulunacağız tutanlar hakkında” dediği, 29.11.2012 günü saat 17:17‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Avni Güçlü Sevimli isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Sevimli‟nin “KardeĢ Ģimdi ben verdim kardeĢ dilekçeyi Ģeyi buldum ya denetime girip tutanağı tutan adamıda buldum Hakan(AnlaĢılmadı)ben konuĢtum ama adam tabi Ģey diyo yani avukat bey diyo biz diyo kapıyı çaldık içeri girdik kendisi çalıĢan olduğunu söyledi diyo” dediği, Tanay‟ın “Geri zekalı” dediği, Sevimli‟nin “Bende dedim ...(AnlaĢılmadı)bede diyo ona göre tutanağı tuttum diyo ...(AnlaĢılmadı) bu dilekçeyi veriniz ama diyo hiç Ģey değil diyo yani okudular dilekçeyi yani hiç Ģey yapmadılar. Yani hani yüzüne söylemediler ama yani hiç inandırıcı bulmadılar elbette Ģimdi prosüdür ĢuymuĢ senin söylediğin gibi bunlar bu tutanağı doğruca SGK ya ...(AnlaĢılmadı)söylüyolarmıĢ ya SGK da askeri ücretin 3 katı oranında Ģey kesiyomuĢ” dediği, Tanay‟ın “Behiç gelip yapsın yani burdamıdır Ģu anda behiç gelip yapsın ya Güçlücüm Ģöyle bir Ģey yapalım bende geleyim abi ...(AnlaĢılmadı)bu vergi elemanları hakkında suç duyurusunda bulunalım abi .Savcıya söyleyelim bu hemen Ģeyin kızın beyanını alsın kızın beyanını alsın burada kızın beyanını aldırttırır tamam mı öyle bir Ģey yapabilirsin yani baĢka yapıcak bir Ģey yok.Ama uğraĢmazsak mafolucaz evet” dediği, Sevimli‟nin “Evet hakikatten.Yinede sen Ģeyide sor ya ...(AnlaĢılmadı)hani baĢka da ne 271 yapabiliriz ya de o zaman Ģöyle yapalım sabahtan seni arayım bir araya gelelim buluĢalım” dediği, 30.11.2012 günü saat 12:56‟da Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Avni Güçlü Sevimli isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Sevimli‟nin “Taylan ya Ģey için seni aradım Ģimdi bu iki muhasebeciyle görüĢtüm ben Ġlknur da kendi muhasebecisiyle görüĢmüĢ,ya Ģöyle bir yöntem de söylüyorlar da,bu daha önceden yanında sigortalı çalıĢtırmamıĢ birinin yanına geriye dönük 1 aylık Ģey yapılabiliyormuĢ,baĢlangıç sigorta yaptırılabiliyormuĢ,yani evet yani öyle yaparsak bu bir kurtuluĢ olabilir,yani böylece geldikleri anda sigortalı olmuĢ olacak gibi birĢey yani,böyle bir yöntem varmıĢ,Ģmid 1-2 Ģeye daha Ģey yapacağım,soracağım böyle bir yol yaptılar çünkü yani Ģöyle hem benim sorduğum bir muhasebeci bunu söyledi hem de ...(anlaĢılmadı) de söylemiĢ yani ikisi de aynı Ģey Ģey yaptılar söylediler,böyle birĢey senin de aklında olsun hani sen de sorarken hani Ģey yapabiliriz sorabiliriz,senin de aklında olsun yani,tamam mı” dediği, Tanay‟ın “Tamam oldu sağol” dediği, Yukarıdaki görüĢme içeriklerinden DHKP/C terör örgütünün yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu (HHB) içerisinde faaliyet gösteren Taylan Tanay‟ın 29.11.2012 tarihinde Vergi Dairesi Denetmenlerince ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde sigortasız iĢçi çalıĢtırıldığından dolayı tutanak tanzim edilen olaydan bahsettiği, sigortasız olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġubesi‟nde çalıĢan Ģahsa yalan beyanda bulundurmak suretiyle kesilecek olan cezayı bertaraf etmeye çalıĢtığı, ÇHD yönetimi ile organik hiçbir bağı bulunmamasına rağmen HHB avukatı ve TAYAD BaĢkanı Behiç AĢçı ile ilgili olarak ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟nde çalıĢan Pınar Hanoğlu isimli kiĢinin Behiç AĢçı tarafından ÇHD Ġstanbul ġubesinde çalıĢmaya baĢlatıldığının anlaĢıldığı,ayrıca Pınar Hanoğlu isimli Ģahıs hakkında Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sor.sayılı evrakı üzerinden DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı faaliyetleri nedeniyle soruĢturma yürütülmekte olduğu, 08.12.2012 günü saat 02:58‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Gülvin Aydın isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Gülvin Çawani(nasılsın)” dediği, Aydın‟ın “Taylan ne yapıyorsun ya” dediği, Tanay‟ın “gülo ne ne yapayım ya fabrikada fabrikadayız duydun mu fabrikayıya biraz Rusyayı hatırladım da o yüzden seni arayayım dedim hemenbu BayrampaĢada bi tekstil Akçay Tekstil diye bi yer varhaber verdiler bugün geldik 120 iĢçi var tamam mı fabrika batmıĢ geldik hemen bi komite toplantısı yaptık komite seçtik 10 kiĢilikOndan sonra fabrikayı terk etmeme veya mallara sahip çıkma meselesine girdik tamam mı Ģuanda ben fabrikadayım burada geçici bi komite kurduk 10 kiĢilik120 iĢçi var içeride öyle” dediği, Aydın‟ın “Evet” dediği, Tanay‟ın “Dedim sana haber vereyimöğleden sonra mafya geldi buraya” dediği, TANAY‟ın “Ben geldikten sonra saat 5 tedurum nedir dedim buraya el koydum benEl koydum dedim iĢçiler adına tamam mı buranın sahibi artık iĢçiler 120 iĢçi ondan sonra 272 bana dedi ki sonucuna katlanırsın dedi tamam katlanırım dedim fabrikayı ben aldım dedim fabrika bizim” dediği, AYDIN‟ın “he Ģaka mı yapıyorsun ya dalga mı geçiyorsun” dediği, Tanay‟ın “Yemin ederim gerçekten ya valla adamlar silahla falan geldiler yani” dediği, Tanay‟ın “Bende Ģimdi fabrikadayım fabrikanın kapılarınıKaynak makinası ile yaptık. Ya ġükriye ile Ģey geldi biz Hey Teksilin eyleminden sonra bakıyorduk yaġükriye, ben, Naciye iki tanede Hey Teksil iĢçisi geldi buraya Ģimdi burayı iĢte Ģey yaptık yani kamulaĢtırdık” dediği, Aydın‟ın “Kim var yanında iĢçi arkadaĢlar var” dediği, Tanay‟ın “He evet aynen öyle” dediği, GörüĢme içeriğinde Ģüpheli Taylan Tanay‟ın BayrampaĢa‟da bulunan Akçay tekstil isimli iĢyerinden bahsettiği, buradaki iĢyerinin iflas ettiği, iĢçiler adına Ģüpheli Taylan Tanay „ın bahse konu fabrikadaki iĢçileri organize ederek fabrikaya el koyduklarından bahsettiği anlaĢılmıĢtır. Akçay Tekstil, Darkmen Tekstil, Hey Tekstil, vb. isimli iĢyerleri ile alakalı olarak yapılan eylemlerin DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci ĠĢçi Hareketi (DĠH) organizesinde yapıldığı bilinmektedir. 24.12.2012 günü saat 11:42‟de Taylan Tanay ile Yunanistan Halkın Sesi arasında yapılan görüĢmede özetle; X Bayan‟ın “ben Yunanistan Halkın Sesinden arıyorum” dediği, Tanay‟ın “Ha merhabalar” dediği, X Bayan‟ın “Bizim sizden bir iki bilgi ricamız olacaktı” dediği, X Bayan‟ın “siz avukatlığını üstlendiğiniz davalarına baktığınız iĢçi direniĢleri hakkında biraz bilgi istiyoduk bir de biz Hey tekstil iĢçilerine hergün yaptıkları o eylemler sebebiyle ulaĢıp görüĢme yapmak istiyoruz ancak bir telefon numarasına ulaĢamadık” dediği, Tanay‟ın “Tamam oldu ee Ģimdi Ģöyle bi Ģey ee süren direniĢler yani bi çok bi çoğu kazandı zaten ee Ģu an devam edenler için söylüyorum ġeker Tekstil iĢçileri var ee her pazar günü saat 2de Kırkla birliği meydanda basın açıklaması yapıyorlar ee böyle kimisi Ģu anda hani bi yavaĢ yavaĢ ...(AnlaĢılmadı)... baĢladık, Kuzu deri iĢçisi var Mehmet DAĞ Ģu anda Zeytinburnunda Deri-iĢ Sendikası ilgileniyo bizde ilgileniyoruz kendisiyle ama hani tam netleĢtiremedik o da her günl oturma eylemi yapıyor Zeytinburnu stadının karĢısında böyle iki üçüncüsü Akçay iĢçileri var” dediği, X Bayan‟ın “Akçay Tekstil iĢçileri henüz ıı bir eylem yapmıyorlar fabrikayı bir hafta iĢgal ettiler ıı tasfiye ettiler sonra fabrikayı ee muhtemelen cumartesi günü orkak eyleme gelmiĢ olacak onlar saat 7de Taksim de iĢçilerin ortak bi yürüyüĢü var onlar ona katılacaklar ıı üç oldu dört Hey teksitil iĢçileri, Hey teksitil iĢçileri düzenli olarak her gün hafta içi saat 12:30da ıı Kanyon AlıĢ veriĢ merkezi önünde toplanıp TOBB önüne yürüyorlar basın açıklaması yapıyorlar ve aynı zaman da lokal baĢkaca eylemler de hayata geçiriyorlar iĢte dün de ” dediği, Tanay‟ın “He dün Bakırköy de bulunan Marmara forum AlıĢ VeriĢ Merkezinde ki Mango isimli markanın dükkanını iĢgal ettiler eylem yaptılar öyle lokal baĢka eylemlerde yapıyorlar ama düzenli olarakta hergün saat 12:30da Kanyon AlıĢ veriĢ merkezi önünde toplanıp Ģeye kadar TOBB önüne kadar yürüyorlar aynı zamanda fabrikanın önünde güneĢ ĢiĢeleri bulunan fabrikanın önünde çadır var o çadır da da kalıyorlar içinde eylemleri de sürüyor iĢçi arkadaĢlarımızın ıı genel olarak iĢçi direniĢleri böyle Ģimdilik” dediği, 273 ġüpheli Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün basın organlarından www.halkinsesi.tv isimli internet sitesi yetkilileri ile irtibat halinde olduğu, olan 28.12.2012 günü saat 16:07‟de Av. Taylan Tanay ile Ġdil Kültür Merkezi‟nden X Erkek ġahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; X Erkek‟in “Ben Ġdil Kültür Merkezinden arıyorum da” dediği, Tanay‟ın “Evet buyrun ” dediği, X Erkek‟in “Bugün bir telefon geldi Ģey Abdi Ġbrahim Ġlaç A.ġ den iĢden çıkarılma olmuĢ orda bir iĢçi direniĢi baĢlayacak sanırım Bunla ilgili bilgi vermek için aramıĢtım da ” dediği,Tanay‟ın “TeĢekkür ederim telefon var mı” dediği,X Erkek‟in “Hıhı evet 0536” dediği, TANAY‟ın “sizi idil i mi aradılar” dediği,X Erkek‟in “Hıhı idil i aradılar” dediği,Tanay‟ın “Tamam oldu teĢekkür ederiz” dediği, ġüpheli Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan Ġdil Kültür merkezi ile irtibat halinde olduğu, DHKP/C terör örgütü kurumlarının birlikte hareket ettiği, 24.12.2012 günü saat 15:42‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile S. A. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Ya bak bu iĢçi arkadaĢlar diyor Marmara Forumu iĢgal e.. forumda Mangoyu iĢgal ettiler kapılar falan kırıldı abi görsen tam... (AnlaĢılmadı) iĢçileriydi” dediği, S.A‟nın “Vaa süper ya” dediği, Tanay‟ın “Ġçerden halk üzerine kapıyı kilit.. Ģey yaptılar Ģeyi indirdiler” dediği, Tanay‟ın “Kepenkleri indirdiler içerden halk Ģeye saldırdı iĢçileri öldürüyorlar diye” dediği, S.A‟nın “Hadi ya” dediği, Tanay‟ın “Vallaha süperdi ya çok güzel güzel videosu var dıĢarının içerinin” dediği, S.A‟nın “Tamam yarın Ģey yaparım ben” dediği, GörüĢme içeriğinde 23.12.2012 tarihinde BayrampaĢa da bulunan Marmara Forumda MANGO isimli iĢyeri içerisinde Taylan Tanay‟ın önderliğini yaptığı DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan Devrimci ĠĢçi Hareketine mensup kiĢiler tarafından “ĠĢçiyiz Haklıyız Kazanacağız” “Zafer Direnen ĠĢçilerin Olacak” “Direne Direne Kazanacağız” Ģeklinde sloganların atıldığı ve kepenklerin kırıldığı eylemden bahsettiği ve bunu övünerek anlattığı, Halkın Hukuk Bürosunda elde edilen dijital belgeler arasında bulunan “akcay tekstil” isimli word belgesinde; “ĠġÇĠYĠZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! AKÇAY TEKSTĠL ĠġÇĠLERĠ 274 ĠLK ÜÇ SATIR BĠRLĠKTE, DĠĞER SATIR DURACAK. ĠMZA OLDUĞU ĠÇĠN BĠRAZ AYRI ĠLK ÜÇ SATIR SOLA YASLANACAK DÖRDÜNCÜ ĠMZA SATIRI SAĞA YASLANACAK PARKARTIN ENĠ 1,5 M BOYU ĠSE 5 METRE OLACAK. ÜST TARAFINDA ĠP BAĞLANACAK YER YAPILMASI GEREK” Ģeklinde ibarelerin yer aldığı, Belge özellikleri incelendiğinde belge yazarının “avukat” olduğu, son kaydetme tarihinin ise 08.12.2012 olduğu, dolayısıyla DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan Devrimci ĠĢçi Hareketi (DĠH) organizesinde düzenlenen Hey Tekstil, Roseteks Tekstil, Akçay Tekstil iĢçileri eylemleri için hazırlanan pankartların düzenlemesinin HHB avukatları tarafından yapıldığı, 30.12.2012 günü saat 19:18‟te Taylan Tanay ile A. K. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; A.K‟nın “Nerdeydin” dediği, Tanay‟ın “Hani o Ģeydeydim Akmerkez önündeydim geldim Ģimdi zenginleri rahatsız ediyoruz Akmerkez de eylem yaptık, Akmerkez in yan tarafında patronun evi var orda” dediği, A.K‟nın “Kimin ya Aynur BektaĢ ın mı ” dediği, Tanay‟ın “Evet”dediği, A.K‟nın “Kadının evini mi buldunuz” dediği, TANAY‟ın “Evet” dediği, A.K‟nın “Nerden biliyosunuz evini kadının” dediği, TANAY‟ın “Mernisten” dediği, GörüĢme tarihinde DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi Hareketi organizesinde Hey-Tekstil isimli iĢyeri ortaklarından olan Aynur BektaĢ‟ın evinin önünde eylem yapıldığı, söz konusu ikamet adresinin Ģüpheli Tanay tarafından mernis sisteminden öğrenilerek iĢçilere iletildiği, 13.01.2013 günü saat 16:53‟te Taylan Tanay ile A. K. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; A.K‟nın “Nerdesin” dediği, Tanay‟ın “Ben Çerkezköydeyim, ĠĢçi okulu bitti Ģimdi çıktım öyle sen napıyorsun” dediği, Yukarıdaki görüĢme içeriklerinden Taylan Tanay‟ın söz konusu iĢçilerin avukatı olmasının yanında asıl olarak DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci iĢçi Hareketinin sorumlularından olduğu ve grubu örgüt adına yönlendirdiği anlaĢılmıĢtır. 275 Yine BaĢsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan 2011/2360 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütü legal alan yapılanmaları arasında yer alan Devrimci Memur Hareketi (DMH) mensuplarının 22.09.2012 Cumartesi günü Ġstanbul Avcılar Ġlçesi Marmara Caddesi Çiğdem Sokak Yapı Kredi Bankası Üstü Kat:5 No:197 sayılı adreste faaliyet gösteren Eğitim-Sen 7 Nolu ġubesinde düzenledikleri toplantı ilgili mahkeme kararı uyarınca kayda alınmıĢtır. Söz konusu topantıda bu soruĢturmadan tutuklu olarak bulunan Dursun DOĞAN‟ın Hey Tekstil eylemlerine toplu olarak katılma hususu ile ilgili olarak aynen “biliyorlar ki o direniĢi bizim avukatlar bizim arkadaĢlar yürütüyor içerde alanı yürütüyor” dediği, toplantının devamında “gerekirse avukatları çağıralım bizim yönetim toplantılarda Taylanı çağıralım,ġükriye yi çağıralım gelsin orda açıklama yapsınlar destek çadırında bulunsunlar görelim toplantılara mesela çağıralım gelsin orda açıklama yapsın bu avukat arkadaĢlar” diyerek Ģüpheli Taylan Tanay ve ġükriye Erden‟in DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi Hareketinin sorumlularından olduklarını, Halkın Hukuk Bürosu ile Devrimci iĢçi Hareketi arasında örgütsel bir bağlantı olduğunu açıkça beyan ettiği, 15.01.2013 günü saat 23:52‟de Taylan Tanay ile Halkın Hukuk Bürosu‟ndan Erdem Hanoğlu arasında yapılan görüĢmede özetle; Erdem‟in “Halkın hukuk bürosu” dediği, Tanay‟ın “Alo merhaba Erdem ne yapıyorsun” dediği, Erdem‟in “Ġyiyim Taylan abi oturuyorum” dediği, Tanay‟ın “Hı kimler var arkadaĢlardan kimseye ulaĢamadım” dediği, Erdem‟in “Barkın abla var” dediği, DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisinde faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile BaĢsavcılığımızın 2012/2049 sayılı soruĢturma kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosu‟nda sekreter olarak çalıĢtığı ve daimi olarak Halkın Hukuk Bürosu‟nda bulunduğunun anlaĢıldığı,bu Ģüphelinin zaten yapılan arama iĢlemi sırasında büroda yakalandığı, 15.12.2012 günü saat 16:32‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile V. Ç. arasında yapılan görüĢmede özetle; V.Ç‟nin “biz yarın 11 gibi falan çıkıyoruz ya problem yok de mi yani Ģey dediler bir ara söylenti falan oldu yasaklandı falan diye” dediği, Tanay‟ın “Ya onu engellemeye çalıĢıyorlar ama her koĢulda biz konserimizi yapacağız” dediği, V.Ç‟nin “Hı hı tamam abi” dediği, V.Ç‟nin “Muhtemelen burada da keserler önümüzü diye düĢünüyorum” dediği, Tanay‟ın “Tamam konuĢuruz” dediği, 15.12.2012 günü saat 21:13‟te Ģüpheli Taylan Tanay ile V. Ç. arasında yapılan görüĢmede özetle; V.Ç‟nin “Ģey yasaklandı mı konser yani problem var mı” dediği, Tanay‟ın “Ya Ģimdi öyle bir giriĢim var ama biz konseri yapacağız yani öyle de olsa” dediği, V.Ç‟nin “Biz geleceğiz zaten abi.yani aramızda Ģimdi öğretmen arkadaĢlar da var yani,normal Yorum dinleyen insanlar yani politik değiller zaten ama en azından onlara ben konuyla ilgili bir Ģey 276 söyleyim mi,iptal oldu o oldu” dediği, Tanay‟ın “Yani iptal değil ama sonuçta konser alanında yaptırmamaya çalıĢıyor konseri,bunu bilsinler tabi insanlar” dediği, V.Ç‟nin “Tamam biz de herĢeyi yapacağız hocam,geleceğiz” dediği, GörüĢme içeriklerinde 16.12.2012 tarihinde Grup Yorum organizesinde Bağcılar Spor Kompleksinde yapılması planlanan ancak valiliğin izin vermediği konserden bahsedildiği, Ģüpheli Taylan Tanay‟ın izin verilmese dahi kanuna aykırı olarak söz konusu konseri yapacaklarını beyan ettiği, yine konuĢmasından Taylan Tanay‟ın yasadıĢı konseri organize eden kiĢilerden olduğunun anlaĢıldığı, Yapılan incelemelerde söz konu Grup Yorum konserinin izinsiz gerçekleĢtirilmeye çalıĢıldığı, Grup Yorum taraftarı bir grubun sokaktaki çöp konteynırlarını ters çevirerek sokağı trafiğe kapattıkları ve görevli polise mukavemette bulundukları, yine polis araçlarının taĢlandığı, iki kiĢinin olay anında yakalanarak gözaltına alındığı ve haklarında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile C.BaĢsavcılığımız tarafından iĢlem yapıldığı, 17.12.2012 günü saat 00.02‟de Gülvin Aydın ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Ya Ģeydeyin emniyetteyim” dediği, Aydın‟ın “He nerde bağcılarda mı ?” dediği,Tanay‟ın “Gözaltı yok onları TEM almıĢ ya?” dediği,Aydın‟ın “Öyle mi? hadi ya” dediği,Tanay‟ın “sen ne yapıyorsun?” dediği,Aydın‟ın “Valla ben evdeyim ya” dediği,Tanay‟ın “Niye erken eve gittin” dediği,Aydın‟ın “Ee ne yapsaydın çok yoruldum çok üĢüdüm Taylan ya” dediği,Tanay‟ın “Öyle mi soğuk tu hava ya harbiden” dediği,Aydın‟ın “Hee hava çok soğuktu çok böyle Ģey oldum bi de zaten zaten konser monser çok kiĢi Taylan beni artık çok yoruyor ya yani yoruyordan ziyade çok sıkılıyorum yani hani ötür yerlerde yani anladın mı ? çok böyle” dediği,Tanay‟ın “Nerde konser de mi ?” dediği, Aydın‟ın “Yani o topluluklar içerisinde ha Ģey oluyorum böyle ıı çok fazla Ģey yapamıyorum ee benim Ģeyim kalmamıĢ içerde Ģeylerle konuĢmak daha güzel içerde bi tane abi vardı otoruyordum ben böyle çok üĢüdüm içeri geçtim” dediği,Tanay‟ın “Evet fark ettim içerde konseri seyretmeyi orda bi kulis oluĢturdun?” dediği,Aydın‟ın “Orda bi tane Ģey vardı neydi ismi unuttum yaa” dediği,Tanay‟ın “ĠĢçi mi?” dediği,Aydın‟ın “ĠĢçi hareketi içerisinde olan biri vardı” dediği,Tanay‟ın “ġimdi iĢçi mi boĢver onu Ģimdi iĢçi mi ġu anda iĢçi mi?” dediği,Aydın‟ın “Ha Ha Haa Ya bi Ģey daha soracam Taylan ya sana Ģimdi bu Özgür MULLAnın ailesi Hülyayı arayıp arayıp duruyormuĢ Ee soruĢturmasına o girsin bence soruĢ Ģay aĢaması savcılıkta filan” dediği,Tanay‟ın “Girsin ayıp mı olur farketmez yani benim için Özgür MULLA adliye nöbeti kaybettim diye üzülecek halim yok yani” dediği,Aydın‟ın “Ha ha haa” dediği,Tanay‟ın “Zaten iĢçi de değilDaha iyi benim için umurumda olmaz” dediği, 17.12.2012 günü saat 00.02‟de Gülvin Aydın ile Av. Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Ne yaptınız iĢçilerle?” dediği, Aydın‟ın “GörüĢtük bütün evrakları da aldım” dediği,Tanay‟ın “Gittiler mi?” dediği,Aydın‟ın “Gittiler Ģey dediler onları 277 beklemeyelim açalım dedi bizimkiler” dediği,Tanay‟ın “Güzel insanlar değil mi?” dediği,Aydın‟ın “Evet bir de çok Ģey yaptılar insan varmıĢ diyorlar ha ha ha” dediği,Tanay‟ın “ĠĢçi sınıfını örgütleyecez Gülvin baĢka Ģansımız yok burjuvaları bırak sende” dediği,Aydın‟ın “Ben onları bırakalı çok oldu ama ya Taylan” dediği,Tanay‟ın “Ha ha ha sen diyorsun yeni keĢfettin ha iĢçi sınıfını” dediği,Aydın‟ın “Ha ha evet” dediği,Tanay‟ın “Evet ya ben resmen baĢım dön iĢçi sınıfından baĢım dönmüĢ gibi ya, Öyle bir aĢık oldum ki iĢçi sınıfına” dediği, 16.12.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün iĢçi yapılanması Devrimci ĠĢçi Hareketi (DĠH) organizesinde Bağcılar Olimpik Spor Salonunda “ĠĢçi DireniĢlerini Büyütelim, BirleĢelim, Direnelim, Kazanalım!” adı altında DHKP/C terör örgütünün Sözde demokratik alan yapılanması olan Grup Yorum tarafından yapılması planlanan konser etkinliğine Ġstanbul Valiliğinin güvenlik gerekçesiyle izin vermediği, ancak yine de bahse konu etkinliği gerçekleĢtirmek için etkinlik alanına izinsiz olarak gelen ve yapılan gösteriler neticesinde 2 güvenlik görevlisinin yaralanmasına neden olan olaylar sonucunda gözaltına alınan Özgür Mulla ve Murat KarataĢ isimli Ģahısların yakalanarak gözaltına alınması hakkında konuĢtukları, söz konusu görüĢmeden Taylan Tanay‟ın örgütün iĢçi yapılanması olan Devrimci ĠĢçi hareketinde sorumlu olarak faaliyet gösterdiğinin bir kez daha anlaĢıldığı, 22.12.2012 günü saat 15:37‟de Taylan Tanay ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Hıı,iki saattir bekliyoruz bizi görüĢtürmediler de” dediği, Erden‟in “ġimdi görüĢtün ama demi” dediği, Tanay‟ın “Yoo Ģimdi de yok Barodan avukat istiyor falan iĢte,saçmalık” dediği, Erden‟in “Hı,ġerefsizler” dediği, ġüpheli ġükriye Erden ile 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler 75. Yıl Polis Merkezine Bombalı ve silahlı saldırı gerçekleĢtirilen ve 11.12.2012 tarihinde GaziosmapaĢa meydanda Polis Memurunu ġehit ettikten sonra güvenlik kuvvetlerince yakalanan Nurgül Acar ve Nebiha Aracı isimli DHKP/C SPB mensubu iki Ģahsı evinde barındıran, 19.12.2012 tarihinde gözaltına alınan Celal Akgün isimli Ģahıstan bahsettikleri ve güvenlik kuvvetlerine hakaretlerde bulundukları, Celal Akgün‟ün Emniyet Müdürlüğünde özel avukatı olduklarını beyan eden Ģüpheliler Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ı istemediğini, barodan avukat talep ettiğini belirtmesi hususunda görüĢme yaptıkları, 29.12.2012 günü saat 17:50‟de Ģüpheli Taylan Tanay ile Ģüpheli Naciye Demir arasında yapılan görüĢmede özetle; Demir‟in “efendim” dediği, Tanay‟ın “Naciye abla bu YürüyüĢten gelecekler demi” dediği, Demir‟in “Gelecekler” dediği, Tanay‟ın “Hı anladım, onların bilgisi var demi” dediği, Demir‟in “Uğradım da gelenin bilgisi yok ama baĢka yerden gelecek” dediği, 278 07.01.2013 günü saat 15:40‟ta Taylan Tanay ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Sen bu arada hani hiç olmazsa Hatice ile konuĢursun yani” dediği, Tanay‟ın “Hatice zatin suçlamaları biliyo yani genel olarak Celal Akgün diye birisinin beyanı var o beyanı kabul etmiyo” dediği, Erden‟in “He zaten” dediği, Tanay‟ın “Evet evet tanımıyo” dediği, Erden‟in “Kendisini tanımıyo da” dediği, Tanay‟ın “Evet tanımıyorum onun hakkımdaki isnatını kabul etmiyorum yasal eylemlere katıldım Nebiha ile Nurgülü tanıdığı söyleniyo onları tanımıyorum tamam mıbu Saadet GÜNER vardı ya ġahin GÜNERin annesi onları Tayad‟tan tanıyorum o yüzden gittim evlerine beni gerçek adımla bilirler Saadetin oğlu daha önce tutukluydu Çayanı ordan tanıyorumhani arkadaĢım dı öyle yani” dediği, DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB militanları Nebiha Aracı ve Nurgül Acar isimli Ģahısları evinde barındırdığı Ģüphesiyle 19.12.2012 günü gözaltına alınan Celal Akgün isimli Ģahsın verdiği ifadeler doğrultusunda; DHKP/C terör örgütü mensubu olmaktan kaydı bulunan ve 04.01.2013 günü yakalanarak gözaltına alınan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece DHKP/C terör örgütüne üye olmaktan tutuklanan Hatice AĢık isimli Ģahsın hakkında konuĢtuğu, Avukatı olan ġükriye Erden isimli Ģahsa Hatice AĢık isimli örgüt mensubunun emniyette verilmiĢ bir ifadesi olmamasına rağmen savcılık ve mahkeme aĢamasında ne Ģekilde ifade vermesi gerektiği ile ilgili telkinlerde bulunduğu, 07.01.2013 günü BaĢsavcılığımızın 2012/2440 Nolu SoruĢturma kapsamında Ģüpheli olarak ifadesi alınan Hatice AĢık‟ın ifadesinde geçen hususlar incelendiğinde; görüĢme içeriğinde beyan ettiği tüm hususlar ile Hatice AĢık‟ın ifade beyanlarının benzer olduğunun belirlendiği, Tüm bu hususlar dikkate alındığında Taylan Tanay‟ın DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgütün deĢifre olmaması ve örgüt üyesinin mahkemeye sevk edilmemesi için Hatice AĢık‟ın ifadesine doğrudan müdahil olduğu anlaĢılmıĢtır. ı) Elde Edilen Diğer Deliller ġüpheli Taylan Tanay‟ın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda yukarıda detayları ile açıklanan “ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġçerisinde HHB Avukatlarının Faaliyetleri/ Etkinlik Kurma ÇalıĢmaları” baĢlıklı bölümde anlatıldığı üzere ÇağdaĢ Hukukçular Derneği Ġstanbul ġube BaĢkanı olduğu, dolayısıyla örgütün amaçları doğrultusunda ÇağdaĢ Hukukçular Derneği tarafından yapılan açıklamalar ile diğer sair eylemlerden doğrudan sorumlu olduğu, Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere bu büroda Taylan Tanay‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, 279 Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla örgütsel amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı, Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında yukarıda açıklandığı üzere tüm masrafları örgüt fonundan karĢılanan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen; Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisindeki resimde 2011/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri mensubu Ģahıslar ile birebir irtibatı bulunan ve bu dosya kapsamında tutuklu bulunan Elif Sultan KALSEN ile Ģüpheli Barkın TĠMTĠK ve Taylan TANAY‟ın birlikte fotoğraf çektirdiğinin anlaĢıldığı, Seagate Marka 6RYJHM86 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit diskin içerisindeki “belcika_mahkeme_dilekce” ve “taylan çalıĢma-asıl” isimli word belgeleri incelendiğinde Ģüpheli Taylan Tanay tarafından Belçika ülkesinde DHKP/C terör örgütü hakkında görülmüĢ/ görülmekte olan davaya gönderilen dilekçe olduğu, dilekçe içeriğinde Tanay tarafından aslında DHKP/C yapılanmasının bir terör örgütü olmadığı, siyasi bir yapılanma olduğunun anlatıldığı, DHKP/C terör örgütünün silah kullanmasının PROPAGANDA, SAVUNMA ve MĠSĠLLEME amaçlı olduğu ve HĠÇ BĠR SĠVĠLE ZARAR VERĠLMEDĠĞĠ,dilekçenin devamında “AĢağıda bu ihlallere iliĢkin bilânço incelendiğinde silah kullanmanın bir tercih değil zorunluluk olduğu anlaĢılmaktadır. Keza Türkiye'de bu ihlallere iliĢkin yargı mekanizması önleyicilikten tamamen yoksun olmanın yanında telafi edici ve caydırıcılıktan da uzaktır. Buihlallere karıĢanlar ya yargılanmamakta ya da yargılandıklarında beraat etmektedirler. Yargı o denli etkisizdir ki ihlallerin gerçekleĢmesinden birinci derece sorumlu olan generallere davaaçma teĢebbüsünde bulunan savcılar mesleklerinden atılmaktadırlar” Ģeklinde ifadelerde bulunarak Türkiye‟de silah kullanmanın bir zorunluluk olduğunu beyan ettiği, sonuç bölümünde “Sonuç olarak eldeki veriler objektif olarak değerlendirildiğinde DHKP/C; Türkiye'de yoğun ve kabul edilemez biçimde baĢta yaĢam hakkı olmak üzere temel hakların tamamını ihlal hatta yok eden devlete karĢı programı, kadroları ve yüz binlerle ifade edilen taraftan ile birlikte mücadele eden parlamento dıĢı siyasal bir örgütlenmedir Av. Taylan TANAY”Ģeklinde DHKP/C‟nin bir terör örgütü olmadığı, parlamento dıĢı siyasal bir örgütlenme olduğunu beyan ettiği görülmüĢtür. Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüpheli Taylan Tanay‟a savunmalarında kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine savunmasında kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli Taylan Tanay tarafından 280 örgüt yönetimine cevabi nitelikte mektuplar yazıldığı, bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde elde edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Taylan Tanay‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilip adli istinabe yoluyla ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli belgelerde, gizli tanıklar Kanarya, YüzleĢme,AteĢ ve Çelik‟in beyanlarında, Anıl Osman Çelik, Aziz ErmiĢ, Metin Sel, Yasin Gürsoy, UlaĢ Aslan, Selçuk Aymaz isimli tanıkların ve Ģüphelilerin ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini DHKP/C'nin atadığı DHKP/C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, dökümanların incelenmesinde Taylan Tanay‟ın avukat olmadan önce DHKP/C terör örgütünün okul sorumlusu olduğu, 1999 yılında DHKP/C‟ye yönelik yapılan operasyonda tutuklandığı, tutuklanmasından sonra cezaevinden örgüte özgeçmiĢ raporu gönderdiği, Ģüphelinin örgüte özgeçmiĢ raporu göndermiĢ olmasının Ģüphelinin örgüt hiyerarĢisine dahil olduğunu gösterdiğinin Yargıtay kararları ile anlaĢıldığı, 2003 yılında örgüt yönetiminin izni ve bilgisi dahilinde Halkın Hukuk Bürosunda avukat olarak çalıĢmaya baĢladığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca organize edilen silahlı ve bombalı eylemleri gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği, örgütün yapılanmalarından olan Devrimci ĠĢçi Hareketi içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü, Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece tüm dosya kapsamına göre Halkın Hukuk Bürosunda ve Devrimci ĠĢçi Hareketi içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu iĢlediği, Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği, 281 Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012, 23/07/2012, 21/09/2012, 14-16/09/2012 ve 01/10/2012 tarihlerinde 5 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 3. ġÜPHELĠ BARKIN TĠMTĠK a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar “2003.10.20 - export 9-9-133-21102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Büroya Barkın isminde Marmara Hukuk Fakültesnde 5.senesini okuyan bir bayan arkadaĢ geldi. HHB de olmak istiyor.. bu arkadaĢın ablası Elazığda Hukuk Fakültesi son sınıfta okuyor. Adı Ebru. Daha önce yazmıĢtım sizede. Ebruyu M.Doğanlar tanıyor. Ebruda stajını burada yapmak istiyor.. Okulu bitince. manav 4 ve Manav 1 Tunceli ve Elazığ"a gittiklerinde Ebru ile tanıĢmıĢlar. Ebruda kız kardeĢine buradan bahsedip yönlendirici olmuĢ.. Barkın yeni yeni dergimizi takip etmeye baĢlamıĢ. Elazığa gittiğinde Temel Haklara gitmiĢ.. Bizimle tanıĢmaya geldi ve iĢ arıyormuĢ ama asıl olarak büroda ceza avukatı olarak yetiĢmek ve mücadele etmek istiyor.. DüĢündüm ve kararımı verdim artık bir yerden baĢlamalıyım diyor.. Avukatlığı düzen içinde sevmediğini iliĢkilerin çok kirli olduğunu bunlara tepki duyguduğunu bir ara okulu bile bırakmak istediğini söylüyor.. 21 yasında çok genç bir arkadaĢ. 4 kardeĢler. üç kız 1 erkek. Hepside okuyor.Ebru Hukukta okuyor.. Büyük ablası Elazığ Sosyal bilgiler öğretmenliğinde okuyor.. Erkek kardeĢide liseyi bitirmiĢ.. Barkın 5 yıldır Ġstanbulda okuyor.. Ġki kız arkadaĢı ile Kadıköyde bir ev tutmuĢlar birlikte kalıyorlar. Kaldığı arkadaĢlarından birisi akrabasıymıĢ ve Aksarayda milli Eğitim Müdürlüğünde memurmuĢ. Diğer arkadaĢı ĠÜ.Fizik bölümünde öğrenciymiĢ. Demokrat insanlar diyor.. Kendisinin 5. Yılı olması nedeniyle kredi ve bursu kesilmiĢ harçlığını çıkaracak kadar ücrette bir iĢte arıyordu. Onu Özkan Köylü.. iĢ için gönderdim. Oradan Anket aldı. Anket bürekli yapmayacak.. Her gün büroya gidip gelecek. Kendisi ile konuĢtum.. kendisinin gidip geleceğini bu süre içinde kendisinin bizi bizimde kendisini tanıyacağımızı söyledim.. Hukuk bilgisi konusunda Manav 2 nin Mahir ve barkına haftalık ders verebileceğini düĢündüm.bunu manav 2 severek yapacaktır.yani avukatlığın pratiği için ceza konusundaki ilk bilmesi gereken bilgiler.. Siyasi eğitimlerinide ben sürdüreceğim. Hukuk eğitimleri konusundada yardımcı olacağım.. Neleri öğrenmeleri gerekir hangi perspektifle vb.. ġu anda öğrenmeye ilgili görünüyor.. Ġki gündür gidip gelmeye baĢladı. Ona HHB yi anlattım.. Ve yayınlarımızı gösterip bilgi verdim.. DS Ana davasını anlattım Savunmanın sesleniĢ ve son söz bölümlerini okudum.. savunma ilgisini çekti ve okumak istediğini söyledi. birlikte tartıĢabileceğimizi söyledim.. Halk Anayasasını verdim. Selçuk haftasonu gelmiĢti.Tarlanın paneli için.selçuk ile büroya manav kazanmamız gerektiğini ve acil ihtiyacımız olduğunu Ankarada ÇHD çevdresindeki av.ları bu temeldede yetiĢtirip yönlendirebilecekleri üzerine konuĢtuk..10 kadar son sınıf ve staj yapan kiĢiler 282 olduğunu bunlardan 2/3 kiĢinin HHBye ilgi duyduğunu Ġstanbul"un biraz gözlerini korkuttuğunu bununda bilmemekten kaynaklı olduğunu bir hafta sonu bu arkadaĢları buraya getireceğini …söyledi. Aliye burada baĢladı..Cihan yazmıĢtı Buraya alıĢmaya çalıĢıyor..kendisi ile büro üzerine konuĢtum..Nasıl çalıĢması gerektiği buranın Ġdilden farklı olduğunu bazen gün içinde tek baĢına kalacağını bazen sıkılabileceğini ama buradaki iĢlerin önemini ve gerekliliğini kavradığı noktada yaptığı iĢin önemini kavrayacağını ve severek yapacağını bunun için neleri nasıl öğreneceğini ve nasıl yapacağını anlattım..buradaki iĢ ve yaĢam koĢullarını anlattım..Sıkılmaması ve kavraması için sık sık sohbet ediyorum neyi nasıl bulacak öğrenecek bu konularda yardımcı oluyorum.. Manav 1 odasından çıkmadığı için onu merak etti.Bende kendisi ile bir tartıĢma süreci yaĢadığımızı manav 1 in kendisinin odadan çıkmadığını söyledim..Diğer arkadaĢlarla çabuk kaynaĢtı ama kalabalık ve bol sohbetli bir ortamdan geldiği için alıĢmak için kendisini zorluyor..Benim düĢüncem Barkın ,Mahir ve Aliyenin eğitimlerini ortak ele alabilirim.”ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.10.24 - export 9-9-223-24102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “Barkın büroya hergün geliyor. savunmayı okuyor. Halk Anayasasını okudu ve onunla tartıĢtım. Savunmayı tartıĢıyorum.. temel bilgileri öğretmeye çalıĢıyorum. ġimdillik ilgili ve disiplinli…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.10.31 - export 9-9-283-31102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…barkın düzenli gidip geliyor. Onunla savunmayı çalıĢıyoruz. devrimçi Sol bir Halk hareketidir bölümünü tartıĢtık. bu konudan hareketle THKP;C ve 80 öncesi mücadeleyi ve sol hareketleri anlattım ona. Yeni Sömürgecilik ve ĠĢbirlikçiliği tartıĢacağız…” ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.11.03 - export 12-12-498-03112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; Büroda Aliye, barkın ve Mahir için eğitim çalıĢmalarına baĢladık.Temel Eğitim konularını ele alacağız: -Emperyalizm ve Sömürgecilik -Devlet nedir, Devlet tipleri -devrim Nedir -Strateji ve taktik Halk savaĢı ve PASS 283 -Parti Bu konuları alt baĢlıklandırm.ġu anda Emperyalizm konusuna hazırlanıyorlar.Haftada iki gün çalıĢma yapacağız.ÇarĢamba ve Pazar günleri.. -Ayrıca roman programı oluĢturduk.. Haftada 1 kitap okuyacaklar: ġu anda : Aliye:Nazi ĠĢgalinde Sovyet kadınları -Barkın:Azap Ortakları Mahir:Kapitanıos u okuyor. -Manavlar: BaĢmanav :AteĢi ÇALMAK 2.CĠLDĠNDE. MANAV 4 :NE YAPMALI (LENĠN) ATEġĠ ÇALMAK 4 CĠLDĠ OKUDU.. Cumartesi günü manavlarla Emperyalizmi ve iĢbirlikçiliği güncel olarak ele alıp tartıĢacağız..”ġeklinde ibarelerin olduğu, “2003.11.05 - export 9-9-357-05112003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “barkın, Aliye ve Mahir ile eğitim çalıĢmasını bugün yaptık. bugün Emperyalizm ve Yeni Sömürgeciliği tartıĢtık. Ben anlattım arada soruları oldu. Emperyalizmi anlattım. DoğuĢu, ne zaman ve nasıl ortaya çıktı. Kapitalist sistemde değiĢim emperyalist dönemde bunalım dönemleri. Sömürgecilik ve değiĢimleri. 1. Bunalım, 2. bunalım ve 3. Bunalım dönemleri. Yeni sömürgeciliğin doğuĢu ve yeni sömürgecilik iliĢkileri bunları anlattım. 2. konu olarak Yarı Sömürgeden Yeni sömürgeye Osmanlıdan günümüze baĢlığında ülkemizdeki değiĢimleri ve sömürü biçimi tartıĢacağız. Pazar gününe kadar hazırlanacaklar. barkın Ģimdilik öğrenmeye çok istekli görünüyor ve ilgili. Mahir ve barkın HHB arĢivini düzenliyor” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Söz konusu örgütsel raporların yapılan incelenmesinde; 2003 yılında HHB‟nin DHKP/C terör örgütünün avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları, Barkın Timtik‟in avukat olmadan önce DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından olan “Temel Haklar Derneğine” gidip geldiği, Halkın Hukuk Bürosu avukatı olan Barkın TĠMTĠK‟in Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün sözde Demokratik Alan yapılanması içerisinde yer aldığını bilerek ve isteyerek 2003 yılında HHB‟ye girdiği, ġüpheli Barkın TĠMTĠK‟in HHB sorumlusundan DHKP/C terör örgütünün örgütsel eğitimini aldığı tespit edilmiĢtir. Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Barkın Timtik, 2003 tarihinden 284 sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheliyle ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır. b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın cenazesinin 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve 16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, tören boyunca Ģüphelinin de grupla birlikte yürüyüp gruba destek verdiği, 285 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” olarak ilan edildiği, bu kapsamda 12.04.2009 tarihinde Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesinde düzenlenen eyleme ġüpheli Barkın Timtik‟in katıldığı, eylem sırasında grubun üzerinde “MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart arkasında kortej eĢliğinde yürüyüĢe geçtiği, korteje katılan Ģahısların bazılarının üzerinde “HALK CEPHESĠ” yazılı önlükler olduğu ve bu Ģahısların grubu yönlendirdiği, kortej içerisindeki Ģahısların ise ellerinde DHKP-C terör örgütünün lideri Dursun KARATAġ‟ın resminin bulunduğu bayraklar ile üzerinde “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları ayrıca “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ, MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” Ģeklinde sloganlar atarak DHKP-C terör örgütünün ve liderinin propagandasının yapıldığı, silahlı çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının eylemlerinin özendirildiği, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4: 10.09.2009 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Güler ZERE ile ilgili olarak “GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK ĠÇĠN 32. GÜN NÖBETTEYĠZ” ibareli pankart açtıkları, Ģüpheli Barkın Timtik‟in elinde bulunan notlarla basın açıklaması yaptığı ve grupla birlikte hareket ettiği, 286 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5: 09.10.2009 günü Ankara Ġli Adliye önünde eski adalet bakanlarından Hikmet Sami Türk‟e yönelik saldırı eylemi gerçekleĢtiren Serkan onur ve Didem Akman için Halk Cephesi tarafından düzenlenen ve “SERKAN ONUR VE DĠDEM AKMAN‟I DEĞĠL 19 ARALIK KATLĠAMININ EMRĠNĠ VEREN HĠKMET SAMĠ TÜRK‟Ü YARGILAYIN!” yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: ġüpheli Barkın Timtik‟in 15.10.2009 günü o tarihte cezaevinde bulunan ve kanser hastası olan Güler Zere‟nin serbest kalması için DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi” organizesinde Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde toplanan yaklaĢık 60 kiĢilik grup ile birlikte hareket ettiği ve basın açıklamasına katıldığı, basın açıklaması esnasında “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın Devrimci DayanıĢma- Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktirMerhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.” Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, grupla beraber Ģüphelinin de slogan attığının tespit edildiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7: ġüpheli Barkın Timtik‟in 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ 287 ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZKAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğunun bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 8: 30.03.2010 günü DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde; 30 Mart 1972 tarihinde Tokat Ġli Almus Ġlçesi Kızıldere (Ataköy) beldesinde yasadıĢı THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyon neticesinde terör örgütü kurucusu olan Mahir Çayan ve 9 arkadaĢının çıkan çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38. Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında ölen örgüt üyelerinin anması gerçekleĢtirebilmek amacıyla yapılan yürüyüĢe Ģüpheli Barkın Timtik‟in katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, yürüyüĢ sırasında “BURAYA DÖNMEYE DEĞĠL ÖLMEYE GELDĠK, MAHĠR ÇAYAN – KIZILDERE SÖNMEYEN MEġALEMĠZ, MAHĠR VE DAYI ÖLÜMSÜZ ÖNDERĠMĠZ, DEVRĠM DEĞĠġMEYEN HEDEFĠMĠZ” yazılı “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart açtıkları, “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Ģüpheli Barkın Timtik‟in Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen arkasında bulunduğu, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütü yöneticilerinin övüldüğü, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atılıp pankart ve dövizlerin taĢınması suretiyle terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket ederek üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 9: 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen Güler Zere‟nin cenaze törenine ġüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında KANSER HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 288 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 10: 01 Mayıs 2010 günü Taksim Meydanında HALK CEPHESĠ ibareli kırmızı yelek giyen yaklaĢık 160 kiĢilik grubun yanında Ģüpheli Barkın Timtik‟in de yer aldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, grubun Mahir ÇAYAN ve Dursun KARATAġ‟ın fotoğraflarını taĢıdıkları, 1 Mayıs Alanı Bizimdir, AKP Vermedi, ġehitlerimizle Kazandık-Mehmet Akif Dalcı 1 Mayıs ġehidi- Haklıyız Kazanacağız- ĠĢçiyiz Haklıyız, Kazanacağız” yazılı “Halk Cephesi ve Devrimci ĠĢçi Hareketi” imzalı pankartlar taĢıdıkları, Halk Cephesi yazılı yelek giydikleri, ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları, yaklaĢık 160 kiĢinin siyah bere, beyaz gömlek, siyah pantolon ve boyunlarında kırmızı fular Ģeklinde tek tip elbise giydikleri, tek tip elbise giyen grubun dörderli sıra halinde asker düzeninde yürüdüğü, “Mahir, Hüseyin, UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ” Ģeklinde Ģiddeti teĢvik eden sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 11:13.10.2011 günü Elazığ Ġli Fevzi Çakmak Mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan çatı yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen DHKP/C terör örgütü içerisindeki eylem ve faaliyetlerinden dolayı Trabzon Cumhuriyet BaĢsavcılığınca aranmakta iken 04.10.2011 günü saat 23.00 sıralarında Yunanistan‟ın Selanik kentinde evinde hazırlamakta olduğu patlayıcının patlaması sonucunda ölen DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet BAġBAĞ‟ın cenaze törenine Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, cenaze töreninde “BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ. HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ. MEHMET BAġBAĞ ÖLÜMSÜZDÜR. DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan atıldığı, “DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart, “MEHMET BAġBAĞ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli dövizin açıldığı, grubun ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı renkli flamaların olduğu, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen Yunanistan‟da evinde patlayıcı madde hazırlarken hazırladığı patlayıcının patlaması sonucu ölen örgüt mensubunun cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 289 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 12:18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 13:19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı pankart açtıkları, bu Ģekilde basın açıklamasının terör örgütü propagandasına dönüĢtürüldüğü, ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 14:13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın açıldığı, ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen sınırlı sayıda kiĢinin katıldığı basın 290 açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 15: 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD tarafından organize edilen yaklaĢık 200250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK” Ģeklinde terör örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 16: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ HESABINI SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı pankart, “16 MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM YAġASIN MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı dövizlerin açıldığı,örgütü simgeleyen kırmızı bayrakların taĢındığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 17:12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda ölen DHKP/C SPB mensubu Erdal DALGIÇ‟ın cenazesini almak için 21.06.2012 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumunda TAYAD tarafından organize edilen basın açıklamasına Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, basın açıklamasında “CENAZEMĠZĠ GELENEKLERĠMĠZE GÖRE DEFNETMEK ĠSTĠYORUZ HALKIN BU HAKKINI KĠMSE ENGELLEYEMEZ” ibareli “TAYADLI AĠLELER” imzalı döviz ve “ERDAL DALGIÇI TANIYORUZ BU HALKIN EVLADIDIR CENAZEMĠZĠ ĠSTĠYORUZ ALACAĞIZ” ibareli “TAYADLI AĠLELER” 291 imzalı pankartların açıldığı, basın açıklamasının bu haliyle terör örgütü propagandasına dönüĢtürüldüğü, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve örgütün yapılanmalarından olan TAYAD tarafından organize edilen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 18: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi ilçesinde bulunan gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150 kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Barkın Timtik‟in de bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler, ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 19: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Barkın Timtik‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN 292 HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde terör örgütünün ve mensuplarının eylemlerini özendirici,Ģiddeti teĢvik eden sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüpheli Barkın Timtik‟in terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 293 Eylem 20: Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 soruĢturma dosyası kapsamında YürüyüĢ Dergisinde yapılan aramada DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ tarafından organize edilen yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Ġstanbul ġiĢli‟de bulunan Fatma Girik parkında yaptıkları eyleme dair görüntülerin olduğu, görüntülerin incelenmesinde 2012 yılı içerisinde PKK/KCK tutuklu ve hükümlülerinin baĢlattıkları açlık grevlerini destek amaçlı olarak bu eylemin gerçekleĢtirildiğinin tespit edildiği, bu yasadıĢı eylemde grubun “YaĢasın Türk Ve Kürt Halklarınızın Özgürlük Ve Sosyalizm Mücadelesi Zafer SavaĢan Halklarımızın Olacaktır Halk Cephesi” ibareli Ģiddeti teĢvik eden ve örgüt çatı yapılanması adına hazırlanmıĢ olan pankartı ve dövizleri açtıkları, gruptaki Ģahsıların terör örgütü propagandası yapan ve örgütün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisini okudukları, bu eyleme Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2012/2094 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Berna Yılmaz, yine BaĢsavcılığımızın 2012/2440 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Sadık Karaaslan ve Ünzile Araz, yine BaĢsavcılığımızın 2011/2360 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci Memur Hareketi içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile tutuklanan Metin Erkan Özkan ve Dursun Doğan ve 24.10.2012 günü Asuman Akça‟yı örgütün talimatı ile baĢından vurarak öldürmeye teĢebbüs eden Selçuk Aymaz‟ın katıldıklarının belirlendiği, eyleme katılan Ģahısların daha önceki dönemlerde açlık grevi ve ölüm oruçları yapan DHKP/C örgüt mensupları ile benzer Ģekilde baĢlarına kırmızı kurdele bağladıkları, Ģüpheli Barkın Timtik‟in de bu Ģekilde terör örgüt propagandasına dönüĢtürülen eyleme ve etkinliğe baĢına kırmızı kurdele takarak katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen eyleme katılıp üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. ġüpheli Barkın Timtik‟in muhtelif tarihlerde katıldığı bu eylemler incelendiğinde; ġüpheli Barkın Timtik‟in katıldığı eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği, ġüpheli Barkın Timtik‟in bulunduğu birçok eylemde “HALK CEPHESĠ, TAYAD, GENÇLĠK FEDERASYONU, DEVRĠMCĠ ALEVĠ KOMĠTESĠ, GRUP YORUM” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensuplarının cenaze törenine katıldığı, DHKP/C terör örgütünün Sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesinin organizesinde; 30 Mart 1994 tarihinde Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” adı altında kutlanan eyleme katıldığı, 294 DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KARATAġ‟ın cenaze törenine katıldığı, Yer aldığı birçok eylemde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensuplarının da bulunduğu anlaĢılmıĢtır. c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları, Barkın Timtik‟in 45 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği, Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensuplarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı, 17.09.2011 tarihinde Esenler Polis Merkezi Amirliğine silahlı ve bombalı saldırı eylemini gerçekleĢtirdikten sonra suçüstü yakalanan DHKP/C SPB mensubu Ayten AnlaĢ‟ın, 16.06.2012 günü GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde polisle girdiği silahlı çatıĢma sonucunda yakalanan DHKP/C SPB mensubu Sultan IĢıklı‟nın, 08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine silahlı saldırıda bulunan ve 11.12.2012 günü GaziosmanpaĢa Ġlçesinde bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C SPB mensubu Nurgül Acar‟ın avukatının Ģüpheli Barkın Timtik olduğu, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. 295 d) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi I. ġüpheli Bedirhan Pamuk‟un Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi 07.12.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızın 2012/2472 sayılı soruĢturma kapsamında Ġstanbul ġiĢli ilçesinde DHKP/C terör örgütü lehine faaliyet gösterdiği Ģüphesi ile yakalanarak gözaltına alınan Bedirhan Pamuk‟un ve Dilek Aslan‟ın özel avukatı olduğunu iddia eden Ġstanbul Barosu Avukatı Barkın Timtik‟in 08.12.2012 günü 17:50 sıralarında Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne gittiği, görevliler tarafından Ģüpheli Dilek aslan‟a özel avukatı Barkın TĠMTĠK‟in geldiği söylenerek Barkın Timtik ile görüĢtürüldüğü, ġüpheli Bedirhan Pamuk‟a özel avukatı Barkın Timtik‟in geldiği söylendiğinde; kendisinin böyle bir avukatı bulunmadığını söylediği, Barkın Timtik isimli avukatın Bedirhan Pamuk‟un ailesi tarafından gönderilmiĢ olabileceği düĢünülerek emniyet yetkililerince Ģüpheli Ģahsın babası Muğdat Pamuk arandığında kendisinin arandığı saat itibariyle çocuğu için özel avukat temin etmediğini, Barkın Timtik isimli avukatın kendilerinin özel avukatı olmadığını beyan ettiği, Emniyet yetkililerince konu ile ilgili olarak tekrar Bedirhan Pamuk ile görüĢülerek bahse konu avukatın ailesi tarafından gönderilen bir avukat olmadığını kendi babasından öğrenildiği bildirildiğinde, Ģüpheli Bedirhan Pamuk‟un “benim özel avukatım yoktur, ben Ġstanbul Barosundan avukat istiyorum” dediği, konu özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟e izah edilmiĢse de Ģüpheli Barkın Timtik‟in ısrarla Bedirhan Pamuk‟un özel avukatı olduğu iddiasını yinelediği, Ġstanbul Barosundan internet ortamında Ģüpheli Bedirhan PAMUK için Ġstanbul Barosundan avukat talep edildiği, sonrasında baronun arandığı, telefondaki baro görevlisi emniyet yetkililerine “Bedirhan Pamuk‟un, özel avukatı Barkın Timtik‟le görüĢtürülmesi gerektiği, Barkın Timtik‟in kendilerini arayarak Bedirhan Pamuk‟un özel avukatı olduğunu söylediğini ve Bedirhan Pamuk‟un özel avukata sahip olduğu için baronun avukat gönderemeyeceğini” söylediği, bahse konu görevliye Barkın Timtik isimli avukatın Ģüpheli tarafından kabul edilmediği, Ģüphelinin böyle bir özel avukatının bulunmadığı baro görevlisine izah edilmiĢse de telefondaki baro görevlisi Ģüphelinin ancak özel avukat olduğunu iddia eden Barkın Timtik‟le görüĢeceğinde ısrar etmesi üzerine telefon görüĢmesine son verildiği, daha sonra Ġstanbul Barosu ile tekrar irtibat kurulduğunda Ģüpheli Bedirhan Pamuk için barodan yeni bir avukat gönderdiklerini söyledikleri anlaĢılmıĢtır. II. ġüpheli Deniz Kutlu‟nun Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi C.BaĢsavcılığımızın 2006/1451 sayılı soruĢturma kapsamında yürütülmekte olan dosya kapsamındaki Ģahısların yakalanmasına yönelik olarak 07.12.2006 tarihinde DHKP/C örgütünü yönelik olarak baĢlatılan adli çalıĢmada Gülsuyu Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğinde yapılan arama sırasında Deniz Kutlu isimli Ģahsın yakalanarak gözaltına alındığı, Deniz Kutlu Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğü‟nde gözaltında bulunduğu sırada DHKP/C terör örgütünün faaliyetleri hakkında ifade vermek 296 istediğini,ancak ifadesinin örgütün eline geçmesini istemediğinden dolayı Barkın Timtik‟i müdafiliğinden reddederek, Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat görevlendirilmesini talep ettiğini beyan etmesi üzerine 10.12.2006 tarihinde talep üzerine Ġstanbul Barosundan AgibiK‟nin avukat olarak atandığı, Barkın Timtik‟e Deniz Kutlu‟nun kendisini hür iradesiyle reddederek Ġstanbul Barosundan baĢka bir avukat talep ettiği ve bu hususun bir tutanak ile tespit edildiği emniyet yetkilileri tarafından bildirildiğinde Barkın TĠMTĠK‟in “Hayır böyle bir Ģey olamaz, siz psikolojik iĢkence yapmıĢınızdır, benim yüzüme karĢı istemediğini söylesin” demesi üzerine; Deniz Kutlu Av. B.K.‟nin yüzüne karĢı Av.Barkın Timtik‟i kendi öz iradesiyle reddettiğini ve kendisini kabul ettiğini beyan ettiği, daha sonra kendisini reddettiğini yüzüne karĢı söylemesi için Av.Barkın Timtik ile Deniz Kutlu Avukat görüĢme odasına alındıkları ve yapmıĢ oldukları görüĢme neticesi tekrar Av. B.K‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i avukatı olarak kabul ettiğini beyan etmesi üzerine, neden fikrini değiĢtirdiği kendisine sorulduğunda Deniz Kutlu Barkın Timtik ile kendisini reddetmesi konusunda yapmıĢ oldukları görüĢme sırasında, Barkın Timtik‟in kendisine “Senin psikolojik baskı altında olduğunu düĢünüyor ve görüyorum. Sen benim müvekkilimsin, benim olmadığım yerde senin attığın imza geçersizdir. Gelen Av. senin avukatlığını yapamaz. DıĢarı çıktığımızda barodan gelen Avukatı reddettiğini, kabul etmediğini ve tekrar beni istediğini söyleyeceksin. Ġfade vermeye benim ile gireceksin. Ġfadende susma hakkını kullanacaksın” dediği için AgibiK‟yi reddettiğini ve Barkın Timtik‟i istediğini söylediğini, aslında Barkın Timtik‟in ifadesine girmesini istemediğini ancak kendisi ile yapmıĢ oldukları baĢ baĢa görüĢme sırasında Barkın Timtik‟in hiddetli bir Ģekilde kendisini omuzlarından tutarak silkelediğini, uzun bir süre bu silkelemeyi devam ettirdiğini, daha sonra yüzünü okĢayarak sevgi gösterisinde bulunduğunu, psikolojik baskı yaparak özgür iradesini etkilediğini, daha önce yapmıĢ olduğu görüĢmelerde de kendisine “Kesinlikle ifade vermeyeceksin, hiçbir Ģeye imza atmayacaksın.” Ģeklinde telkinde bulunduğunu, Halkın Hukuk Bürosu Avukatı Barkın TĠMTĠK‟i reddettiğini söyleyerek Av. B.K‟yi tercih ettiği anlaĢıldığından Av.Barkın TĠMTĠK‟in Deniz KUTLU‟nun avukatlığından çekildiği anlaĢılmıĢtır. Dolayısıyla her iki olay irdelendiğinde Ģüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip ettiği,kiĢilerin örgüt aleyhine ifade vermelerini engellemeye çalıĢtığı,bu amaçla kiĢilerin üzerinde baskı dahi kurduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. e) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Barkın Timtik ile ilgili olarak; 297 “Ben bu Ģahsı Barkın Timtik olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile KAYIR ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. KardeĢi Ebru Timtik de aynı zamanda avukattır.‟‟ Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 tarihinde C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; “Ġsmini Barkın Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. DHKP/C örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan Kamile Kayır ile birlikte mahalli alanlardaki derneklerle gelip giderler. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır. Kız kardeĢi olan Evin Timtik DHKP/C örgütünün illegal alanında faaliyet gösterdiğinden dolayı Ģu an yurtdıĢındadır. KesilmiĢ cezasını öğrendiğinden dolayı yurtdıĢına kaçmıĢtı. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Gizli Tanık Kanarya‟nın 06.03.2012 tarihinde alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; “…Açık kimliğini burada sizden öğrendiğim bu Ģahsı ben Barkın olarak tanıyorum ve DHKP/C terör örgütünün avukatlarından biri olduğunu, örgüt üyelerinin davalarına baktığını biliyorum...” Ģeklinde beyanda bulunduğu, Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; 298 “…Ġsmini Barkın Timtik olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla gittiğim sırada katıldığımız 2. mahkemede sanıkların vekilliğini üstlendi.” ġeklinde beyanda bulunduğu 22.03.2010 tarihinde Aziz ErmiĢ isimli Ģahsın alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; “Ġsmini Barkın olduğunu biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından olduğunu biliyorum. EĢimden boĢandığımda kendisi mahkemede bulunmuĢtu. 2006 yılında ġemdinli de Umut yayınevinin bombalanmasını protesto etmek için HÖC‟ün organize ettiği eyleme katılan Ģahıstır.” ġeklinde beyanda bulunduğu, 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Barkın Timtik ile ilgili olarak; „‟Barkın Abla olarak tanıyorum. DHKP/C örgütünün avukatlarından biridir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C faaliyetlerinden dolayı yakalanan Ģahısların avukatlığını yapmaktadır.‟‟ġeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde Barkın Timtik ile ilgili olarak; “Ġsmini Barkın TĠMTĠK olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır.” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. f) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli Barkın Timtik hakkında çıkan haberler incelendiğinde; DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde Ģüpheli Barkın Timtik ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu, 299 ġüpheli Barkın Timtik‟in DHKP/C Terör Örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı, DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katıldığı, Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB mensubu Ģahıslara dair Barkın Timtik‟in gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu, DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme Ģüpheli Barkın Timtik‟in de katılarak açıklama yaptığı anlaĢılmıĢtır. g) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 09.12.2012 günü ve saat 13:58 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile 02122201437 numaralı telefonu kullanan Halit isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede; Halit‟in “Ben Halit YÜRÜYÜġTEN, siz Okmeydanı SSK da mısınız Ģu anda” dediği, Timtik‟in “Evet evet burdayım” dediği, Halit‟in “Ben de kapının önündeyim de telefonumun Ģarjı bitti, kulübelere çıkmak zorunda kaldım,tam olarak nerdesiniz bi görüĢelim” dediği, Timtik‟in “Acilin hemen içindeyiz” dediği,Timtik‟in “Acilin,tamam” dediği, GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Barkın Timtik‟in DHKP/C terör örgütünün yayın organlarından olan YürüyüĢ Dergisi ile irtibatının bulunduğu, ayrıca 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha Aracı‟ya destek olmak amacıyla Ģahsın tedavi gördüğü Okmeydanı E.A. Hastanesinde bulunduğu, 15.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Tanay‟ın “Ee Ebru Karanfilden aradılar da bu Özkan KARAKUġ diye biri gözaltındaymıĢ dünden beri” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ” dediği, Timtik‟in “Kim almıĢ biliyor muyuz Karakol mu” dediği, Tanay‟ın “TEM” dediği, Timtik‟in “Tamam ben ilgilenirim” dediği, 300 15.01.2013 günü saat 20:19‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Günay Dağ (Ġ.A.‟nın telefonundan konuĢur) isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Günay ne yapıyorsun” dediği, Dağ‟ın “Ne yapıyorum Taksimdeyim buyur ” dediği, Timtik‟in “Kolay gelsin Barkın oralarda mı” dediği, Dağ‟ın “Barkın mı yok burda değil” dediği, Timtik‟in “He ulaĢamadım ona da Günay Ģimdi Ģeyde Mecidiyeköy Vatan da gözaltı var da Özkan KARAKUġ Sen iĢin bitince oraya geçebilirmisin” dediği, DAĞ‟ın “Hım tamam ne zaman alınmıĢ o” dediği, TĠMTĠK‟in “Yani dünden beri yani dün alınmıĢ herhalde evet Ģeyi Müdürü arayıp Bürodan Ģey yapabilirim sordurabilirim ne zaman bitiyor gizlilik kararı diye ama Taylanı aramıĢlar yani istersen ya da Barkın ile bi haberleĢin hanginiz yakınsanız” dediği, 15.01.2013 günü ve saat 20.48 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile Ģüpheli Günay Dağ arasında yapılan görüĢmede; Dağ‟ın “He ġiĢlidesin bende Taksimdeyim de film gösterimi vardı ya Ģimdi ordayım ya Ebru aradı da beni gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ” dediği, Dağ‟ın “Hı tamam tamam” dediği, Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme” dediği, Dağ‟ın “ĠĢin varsa ben geçebilirim” dediği, Timtik‟in “Yok yok uygunum ben Ģimdi geçebilirim yani” dediği, GörüĢme içeriklerinden 12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi kökenli vatandaĢların evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde gelen ihbarda iĢaret konulması eyleminden dolayı C.BaĢsavcılığımızın 2011/2164 sayılı soruĢturması kapsamında hakkında iĢlem yapılan Özkan KarakuĢ‟un gözaltına alınması hakkında konuĢtukları, DHKP/C terör örgütünün kültür-sanat yapılanmalarından olan Karanfiller Kültür Merkezinin Ģüpheli Taylan Tanay‟ı aradığı ,bu Ģekilde örgüt kurumlarının ve HHB avukatlarının koordineli olarak hareket ettiği anlaĢılmıĢtır. h) Elde Edilen Diğer Deliller Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere bu büroda Barkın Timtik‟in maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, Yine Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında tüm masrafları örgüt fonundan karĢılanan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen; Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisinde bulunan bir fotoğrafta 2011/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C SPB mensubu Ģahıslar ile 301 irtibatı bulunan ve bu dosya kapsamında tutuklu bulunan Elif Sultan Kalsen ile Barkın Timtik ve Taylan Tanay‟ın birlikte fotoğraf çektirdiğinin anlaĢıldığı, Yine aynı harddisk içerisinden 2012/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütü Türkiye Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile FĠRARĠ olarak aranmakta iken 14.03.2013 tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal ile Ģüpheli Barkın Timtik‟in birlikte çekilmiĢ fotoğrafının bulunduğu, HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlü Ģahıslarla örgütsel amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı, Halkın hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 53-54 ile numaralandırılan dökümanın yapılan incelemesinde, üzerinde Halkın Hukuk Bürosu anteti bulunduğu, içeriği incelendiğinde 29.09.2012 tarihinde Barkın Timtik imzalı Sayın Ġlgili‟ye hitaben Ahmet Günüvar isimli müvekkili ile ilgili yazılan yazı olduğu, yazıda Barkın Timtik‟in “20 Temmuz günü infaz edilen Hasan Selim GÖNEN‟in durumu da böyleydi. Polis defalarca ele geçirdiğinde infaz edeceğine dair haber göndermiĢ ve gerçekten de öyle yapmıĢtır” Ģeklinde yazı yazarak örgütsel amaçlar doğrultusunda Hasan Selim Gönen‟in YARGISIZ ĠNFAZ edildiğini belirtir açıklamada bulunduğu görülmüĢtür. Ayrıca Ģüpheli Barkın TĠMTĠK „in Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin 2008/240 esas sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu, yukarıda Ģüpheli Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde, Ģüpheli Barkın TĠMTĠK‟in Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından örgüt adına sorgulanıp, daha sonra örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C terör örgütü tarafından örgütten ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Barkın Timtik'in terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli belgelerde, gizli tanıkların ve Anıl Osman Çelik, Aziz ErmiĢ, Selçuk Aymaz, Metin Sel isimli Ģüpheli ve tanıkların ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren yöneticisini DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için 302 giriĢimlerde bulunduğu, hatta barodan avukat talep eden DHKP/C Ģüphelilerini tehdit ederek ifade vermemesine yönelik faaliyette bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarının cenaze törenlerinin tamamına katılarak bu eylemlere katılan diğer örgüte müzahir kiĢilere örgütsel dökümanlarda da yer aldığı Ģekliyle güven ve cesaret verdiği, bu haliyle örgüt tarafından verilen talimatları yerine getirdiği, Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği, Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği, Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 13/01/2012, 25/02/2012, 16/03/2012, 21/06/2012, 14-16/09/2012 ve 2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 4. ġÜPHELĠ EBRU TĠMTĠK a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar “2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…hukuk Fakültesinde okuyan arkadaĢlar var.Ġki son sınıf öğrencisini tanıyor ve görüĢüyoruz.büroya ve derneğe gidip geliyorlar.Emre ve tarkan.bizim manavlarda tanıyor.bu yıl okulları bitti sayılır .son sınıftan bir kaç dersleri kalmıĢ.Onlarla ilgileniyoruz..Emre hain Hasan pınarın akrabası.manav2 nin okul arkadaĢları.Bizim gençliğin çevre iliĢkisi olmuĢlar okul döneminde.Ancak her ikiside büroda çalıĢmayı düĢünmüyor.tarkan ailesi ile iĢ olanağı kuracaklarmıĢ.Emreyi burada staj yapması için konuĢuyoruz..tam net değil..Ama görüĢüyoruz.. -Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir arkadaĢ var.ĠÜ. Hukuk 2 .snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı. Ankaralı.Büroyada gelip gidiyor.Ağbiiside yeni avukat.Ankarada çalıĢıyordu.Ġstanbula geldi.Manavladrn tanıytılar.Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor.ĠĢ arıyordu.sohpbet ettik.bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini taĢıyan birisi.Ġstanbula yeni taĢındı.sık sık Ankaraya gidip geliyor.tam bir iliĢki kuramadık.Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz.ÇHD ye baĢta yönlendirdik.Büroyu ve çalıĢmalarımızı anlattık..Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken. 303 -berna Elazığda Hukukta okuyan son sınıf öğrencisi Ebru adında bir bayan arkadaĢtan bahsetti.Okulu bitirince büroya göndereçeklerini ve yetiyĢmesi için ve sonra bölgeye alacaklarını kendisini hazırlamaya çalıĢtıklarını söylemiĢti.”Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.10.19 - export 9-9-163-19102003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “…Cuma günü buraya marmara Üniversitesi Hukuk Fak. De okuyan ve 5. yılında olan Barkın Timtik isimli bir bayan arkadaĢ geldi. Manav 4 ü sorarak geldi. Ablası Elazığda hukuk Fak. De son sınıfta okuyor.. M.Doğanlar tanıyor... manav 4 ve Manav 1 panel için bölgeye gittiklerinde tanıĢmıĢlar. KızkardeĢine buradan bahsetmiĢ.. Barkın geldi ve iĢ aradığını söyledi ama aynı zamanda HHB de yetiĢmek istediğini söyledi. Kendisi ile görüĢtüm bizim gönüllü çalıĢtığımızı para konusunda bir yardımımız olmayacağını ama iĢ konusunda ek bir iĢ bulmasına yardımcı olacağımı ve HHBye gidip gelmesini burada kendisini ceza konusunda yetiĢtireceğimizi kendisini tanırken onunda bizi tanıyacağını anlattım.. Bu önerime memnun oldu. Temel isteğim burada yetiĢmek. Ben dıĢarda yapamıyorum.. HerĢey çok çirkin ve kirlenmiĢ durumda.. Avukatlık bile yapmamayı düĢündüm okulu bırakmayı düĢündüm bir ara dedi…” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, “2003.09.27 - export 8-8-389-27092003” isimli YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda; “ELAZIĞ KAPALI HAPĠSHANESĠ:-MEhmet Doğan ve iki arkadaĢ PKKlilerin koğuĢundra kalıyormuĢ. Sakine Adli bayanlarla kalıyor. -Ġdare siyasi statüsünde kabul etmiyormuĢ. -Genel durumları iyiymiĢ. -Dosyaları çıkmamıĢ. Manav Pertek savcılığınada gitti,dosya önümüzdeki hafta çıkabilirmiĢ.” Ģeklinde ibarelerin bulunduğu, Bir önceki örgütsel yazıĢmada “M.Doğanlar tanıyor” Ģeklinde isimi geçen kiĢinin Elazığ Kapalı cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet Doğan olduğu, Söz konusu örgütsel raporların yapılan incelemesinde; 2003 yılında HHB‟nin DHKP/C terör örgütünün avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları, ġüpheli Ebru Timtik isimli Ģüphelinin de örgütsel amaçlar doğrultusunda HHB‟nda çalıĢmaya baĢladığı, HHB sorumlusunun Ebru Timtik hakkında örgüt yönetimine bilgi verirken Elazığ Kapalı cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan DHKP/C terör örgütü üyesi Mehmet Doğan‟ın Ģüpheli Ebru Timtik‟i tanıdığını beyan ederek referans olduğu, Ebru Timtik isimli Ģüphelinin HHB‟nin DHP/C terör örgütü yapılanması olduğunu bilerek, kardeĢi Avukat Barkın Timtik‟i Halkın Hukuk Bürosuna yönlendirdiği anlaĢılmıĢtır. 304 Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Ebru Timtik, 2003 tarihinden sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheli ile ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır. b) ġüphelinin MüĢteki Celal KAYA‟ya yönelik eylemde ve mağdur Fevzi ġĠT‟e yönelik eylem planlamasında kurye olarak yer alması Halen Çanakkale E tipi Cezaevinde yatmakta olan Ġsmet Özdemir isimli Ģahsın BaĢsavcılığımıza ve Ġstanbul Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne farklı tarihlerde mektup gönderdiği, Mektup içeriklerinde „„2006 yılı içerisinde DHKP/C terör örgütü adına Eyüp Ġlçesi Güzeltepe mahallesinde DHKP/C terör örgütünün talimatıyla bir Ģahsı vurduğunu, bununla ilgili olarak ifade vermek istediğini beyan ettiği, Yazılan mektuplar doğrultusunda Ġsmet ÖZDEMĠR isimli Ģahsın 17.10.2012 günü ve 22.05.2013 günü alınan kolluk beyanları ile Kırklareli Cumhuriyet BaĢsavcılığında savcı huzurunda vermiĢ olduğu beyanlarında Halkın Hukuk Bürosu ve Büro Avukatlarından Ebru TĠMTĠK Ġle ilgili olarak; “...2005 yılı içerisinde DHKP/C örgütü adına Nurtepe Mahalli Alan içerisinde Hakan KuĢbeygi‟ye bağlı olarak faaliyet yürütüyordum. Bölge sorumlu Hakan KuĢbeygi beni o dönem DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Nurtepe Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğine beni ve Gökhan … isimli arkadaĢla birlikte çağırdı. Bize ġiĢli‟de bulunan TAYAD‟a gitmemizi ve orada abla (Asuman Akça)„nın çağırdığını bize söyledi, bizde aynı günü ġiĢli‟de bulunan TAYAD‟a gittik. TAYAD‟a gittiğimizde abla (Asuman Akça) ve o dönem DHKP/C örgütünün Topkapı Mahalli Alan Sorumlusu olan Ayten Öztürk vardı, TAYAD içerisinde bulunan misafir odasına geçtik, bizi ayrı ayrı içeride bulunan odaya her ikisi de çağırdı. Asuman Akça, silahlı kanada geçmek için istekte bulunduğumu bana söyledi ve bana neden silahlı kanada geçmemi ve ne kadar zamandan beri DHKP/C örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğümü söyledi, bende kendisine DHKP/C örgütünü babamın sayesinde tanıdığımı ve 1996 yılından beri aktif olarak faaliyet yürüttüğümü söyledim. Aynı zamanda kendisine mahalli alanda değil de silahlı alanda mücadele edeceğimi kendisine söyleyince o da bana Ġstanbul DHKP/C örgütü olarak yeni bir silahlı milis ekipleri kurduklarını ve milis ekiplerinin 3 kiĢiden oluĢtuğu için Ģu anda hangi ekibe vereceğini kararlaĢtırması için bir süre DHKP/C örgütü Bağcılar Mahalli Alan içerisinde sorumlu olan Günay Eren‟e yardımcı sorumlu olarak gitmemi ve kendisinden haber beklememi söyledi, o sırada benim görüĢmem bittiği için salon kısmına geçtim, içerdeki odaya Gökhan … isimli arkadaĢı aldılar, onunla ne konuĢtuklarını bilmiyorum. Bir süre salonda bekledikten sonra Ayten Öztürk dıĢarıya çıktı ve beni Armutlu bölgesinde yapılan ölüm oruçlarına destek vermek için barikatlarda nöbet tutan ve bu vesile ile tanıĢtığım aynı zamanda Bağcılar Mahalli Alanda faaliyet yürüten Serkan Çakar‟a beni teslim ederek Nurtepe‟ye geçmemizi ve orada bulunan eĢyalarımı almamı oradan da Bağcılar‟a geçmemizi söyledi. Bizde Serkan Çakar ile birlikte eĢyaları aldıktan 305 sonra Bağcılar‟a geçtik, orada Günay Eren‟in yanına gittik, biz oraya gittiğimizde kendisinin bizi beklediğini ve bir süre burada DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüteceğimizi beyan etti, yaklaĢık olarak 2-3 ay bu Ģahısa bağlı olarak faaliyet yürüttüm, daha sonra Günay Eren pasifliğinden dolayı Bağcılar Mahalli Alan sorumluluğundan alındı ve yerine ben geçtim. YaklaĢık 1-2 ay sonra Asuman Akça beni ġiĢli‟de bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonuna beni çağırdı, özel bir odaya aldı, bana milis ekiplerinin kurulduğunu ve benimde Edip Tarhan ve AliĢan Gül ile birlikte milis ekibi olduğumuzu söyledi ve ilk görevimizin de AltınĢehir‟e gidip yıkımlarla ilgili bir süre çalıĢacağımızı ve bu süre içerisinde ekip uyumu olup olmadığını denemek maksadı ile bu görevi vermiĢlerdi. Belli bir süre bu ekiple Mahalli Alan çalıĢması yaptıktan sonra, 19 Aralık Hayata DönüĢ Operasyonunda ölen DHKP/C örgütü üyesi AĢur Korkmaz‟ın kardeĢi olan Taner Korkmaz o dönem cezaevinden çıkmıĢtı ve benim bulunduğum ekibe sorumlu olarak geldi. Zaten bu ekip de sizinde bildiğiniz gibi daha polis otosunu tarayarak 1 polisin Ģehit olması eylemini gerçekleĢtirdiler. Ben bu ekipten ayrıldıktan sonra bir süre Bağcılar Mahalli Alan Sorumlusu olarak gönderildim, belli bir süre burada faaliyet yürüttüm, aynı zamanda DHKP/C örgütü adına yardım yataklık yapan Bahar Çelebi isimli Ģahsın evinde kalıyordum. Bu sırada yine örgüt içerisinde faaliyet yürüten Cem Koyupınar‟dan bana telefon geldi. Cem Koyupınar bana, ġiĢli‟de bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonuna abla (Asuman Akça)‟nın çağırdığını söyledi, bizde Cem… ile birlikte federasyona gittik. Beni arkada bulunan bir odaya aldılar, odanın içerisinde Anadolu Mahalli Alan Sorumlusu Hakkı Akça, ġiĢli Bölge Sorumlusu Süleyman Matur ve Topkapı Mahalli Alan Sorumlusu Ayten Öztürk ve DHKP/C örgütünün Ġstanbul Sorumlusu Asuman Akça isimli Ģahıslar bana kalmıĢ olduğum Bahar Çelebi ile duygusal iliĢki yaĢadığımı ve bundan dolayı sorgulanacağımı ve gözaltında olduğumu söylediler. Bende kendilerine geçmiĢ tarihte kız kardeĢime laf atan iki Ģahısı vurduğumu, namus adabının ne olduğunu bildiğimi, evinde kaldığım evli bir bayana böyle bir iliĢki yaĢamayacağımı söyledim ve bana iftira attıklarını ve iftira atan Ģahıslarla yüzleĢmek istediğimi söyledim, kendileri bunu kabul etmediler. Bende kendilerine örgütü bırakacağımı söyleyerek dıĢarı çıktım, dıĢarı çıktığımda Hakkı AKÇA arkamdan geldi, kendisi bana böyle bırakıp gitme olmaz, bir süre bu federasyonda kalacağımı söyledi, bende federasyonda dört gün kaldım, dört gün boyunca zaman zaman yukarda isimlerini saymıĢ olduğum Ģahıslar beni sorgulamaya devam ettiler, dördüncü gün Asuman Akça beni özel oda olarak tabir edilen yere çağırdı, yanında eĢi Hakkı Akça ve Süleyman Matur‟da vardı, bana bu yapılan iftiranın doğru olmadığını, beni denediklerini ve örgütte yeni bir silahlı ekip kurulduğunu, beni de Nurtepe‟de DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten ġafak Korkmaz ile birlikte yeni bir ekip oluĢturduklarını, bu ekibin sorumluluğunun bende olacağını ve ġafak Korkmaz‟ın silahla fazla iĢli dıĢlı olmadığından dolayı bu Ģahsa silah kullanmayı öğretmemi, aynı zamanda bizim ekibin diğer milis ekipleri gibi DHKP/C örgütü adına yapmıĢ olduğu eylemleri üstlenme değil de, direk Asuman Akça‟ya bağlı olarak ülkede kaos yaratacak türde eylem yapacağımızı bunu da Ġkitelli‟de bir süre faaliyet yürüteceğimi, oradan kaçacağımı ve herkese benim bir hain olduğumu, evinde kaldığım bayan ile iliĢki yaĢadığımı, herkese yayıp benim bir hain olduğumu, benim örgütü bıraktığımı polisin de öğreneceğini ve bundan dolayı polis takibi yemeyeceğimi ve aynı zamanda diğer milis ekiplerinden yakalanan olursa benim örgütten atıldığımı sözde bildikleri için benim deĢifre olmayacağım söyledi. Ben yukarda anlattığım gibi Ġkitelli‟ye gittim, bir süre örgütte faaliyet yürüttükten sonra Asuman Akça‟nın dediği gibi 306 örgütten kaçarak Nurtepe bulunan evime gittim ve Asuman Akça‟dan haber bekledim. 2005 yılı son aylarında Asuman Akça beni cep telefonumdan aradı, Nurtepe‟de bulunan ve müteahitlik yapan Ali Gültepe isimli Ģahsın pimapenci dükkanına gelmemi söyledi, bende bu dükkana gittiğimde Asuman Akça ordaydı, içerde bulunan bir odaya geçtik, Asuman Akça bana bundan böyle kendisi ile görüĢmeyeceğimi, vereceği talimatları kurye vasıtasıyla gerçekleĢtireceğimi ve kuryenin de DHKP/C örgütüne ait olan Halkın Hukuk Bürosunda çalıĢan Avukat Ebru Timtik ile bağlantı kuracağımı, yapacağımız eylemlerin bilgisini ondan alacağımızı, onunla iletiĢim kuracağımızı ve eylemlerde kullanacağım silahı ise DHKP/C örgütünün Nurtepe Mahalli Alan Sorumlusu Hakan KuĢbeygi‟den alacağımı söyledi, görüĢme bittikten sonra ben oradan ayrıldım. Birkaç gün bekledikten sonra Avukat Ebru Timtik beni aradı, ġiĢli Adliyesinin ilerisinde bulunan caminin ıĢıklarında görüĢmemiz gerektiğini söyledi, bende mahallede DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Selami …. Ġsimli Ģahıstan lacivert renkli eski kasa ġahin arabasını alarak ġiĢli Camisinin oraya gittim, oraya gittiğimde Avukat Ebru Timtik beni bekliyordu, arabaya bindi, arabayı sürmemi söyledi ve araçla hareket ederken cebinden bir not kağıdı çıkardı, bana verdi, kendisi bana pusulada yazılan talimatları yerine getirmemi ve her yapmıĢ olduğumuz geliĢmeden kendisine Asuman Akça‟ya iletilmek üzere kendisine bilgi vermemi söyleyerek Pangaltı ıĢıklarında indi. Bende notu açtığımda: 1-Benim sorumlu olduğum milis ekibinde yer alan ġafak Korkmaz’ı Kağıthane CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirmemi ve CHP Ġlçe BaĢkanı hakkında detaylı bilgi toplamamı, bu Ģahsın iĢyerinden ve evinden giriĢ çıkıĢlarını rapor etmemi ve ayrıca kullanmıĢ olduğu aracın plakasını tespit etmem belirtiliyordu. 2-Kağıthane/Nurtepe Mahallesi Doğu Sokak giriĢinde bulunan Caminin imamının hakkında bilgilerinin toplayacağımız ve bu Ģahıs hakkında bilgileri temin ettikten sonra Mercan YokuĢuna gidip polis kıyafeti almamızı ve geceleyin imamı polis kıyafeti ile alıp uygun bir yerde öldürdükten sonra Güzeltepe son durağa atmamızı talimatı yazılıydı. Ben bu eylem talimatını aldıktan sonra milis ekip arkadaĢım olanġafak Korkmaz’ın alevi olmasından dolayı Nurtepe Cemevi vasıtası ile CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirdik. Daha sonra Avukat Ebru Timtik’e cep telefondan arayarak görüĢmemiz gerektiğini söyledim ve yine aynı usulle görüĢerek ġafak Korkmaz’ı CHP Gençlik Kollarına yerleĢtirdiğimi söyledim. Ertesi gün Ebru Timtik beni arayarak buluĢmamız gerektiğini söyledi, ben onunla buluĢmaya tekrar gittiğimde ġafak Korkmaz’ın, CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanını öldürdükten sonra olay yerine MHP bayrağı koyacağını, DHKP/C örgütünün bu eylemi üstlenmeyeceğini aksine MHP’yi hedef göstererek örgüt mensubu ve sempatizanları ile MHP binalarına ve MHP’li Ģahıslara saldıralar düzenleyerek kaos yaratacağımızı söyledi. ġafak Korkmaz, CHP Ġlçe BaĢkanının hakkında detaylı bilgileri toplamaya devam etti, bende MHP bayrağını aldım ve bilgilerin netleĢmesini bekledim. Hatta o dönem seçimler vardı. ġafak Korkmaz, CHP Gençlik Kollarına bağlı olarak seçim aracını kullanıyordu. Bu sırada milis ekip arkadaĢım ġafak Korkmaz‟ı yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Selami …. Ġsimli Ģahsın arabası ile Kemerburgaz‟a götürerek atıĢ talimatı yaptırdım, ifademin devamında anlatacağım olaylardan dolayı bu eylemi gerçekleĢtiremedik.” ġeklinde beyanda bulunduğu, O tarihlerde CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanı olan Fevzi ġit‟in 11.02.2013 günü BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle; 307 “2005-2011 yılları arasında CHP Kağıthane Ġlçe BaĢkanlığı yaptığını, bu dönemde ġafak KORKMAZ‟ı tanıdığını, ġafak KORKMAZ‟ın çok çalıĢkan ve atak bir kiĢiliğinin olduğunu, Çetin AKSU‟nun istifa etmesinden sonra hatırladığı kadarıyla ġafak KORKMAZ‟ın gençlik kolları baĢkanı olduğunu, ġafak KORKMAZ gençlik baĢkanı olduktan sonra kendisiyle ilgili bilgiler topladığını, kendisinin bunu bir bilgi toplama olduğunu anladığını, çocukları ile tanıĢmak istediğini söylediğini, Ģoförü ile birlikte bazen evine kadar geldiğini ve döndüğünü, Ģoförünün de ġafak KORKMAZ’ın hal ve tavırlarından hoĢlanmadığını, ġafak KORKMAZ’ın kendisi ile birlikte gelip gitmesini istemediğini, ġafak KORKMAZ’ın pek çok kez kendisi ile gelmesini Ģoförü Cengiz ĠLHAN’ın önlediğini, Atak ve çalıĢkan olan ġafak KORKMAZ‟ın birden bire bütün parti çalıĢmalarını, koĢturmayı bıraktığını…” beyan ettiği, dolayısıyla bu durumun CHP Eski Kağıthane Ġlçe BaĢkanı tarafından da teyit edildiği, Ġfadesinin devamında DHKP/C örgütü adına Ġstanbul Sorumlusu olarak faaliyet yürüten Asuman Akça‟nın talimatı ile Kağıthane/Nurtepe mahallesi doğu sokak giriĢinde bulunan caminin imamının hakkında bilgilerinin toplanacağı ve bu Ģahıs hakkında bilgileri temin ettikten sonra Mercan yokuĢuna gidip polis kıyafeti alması ve geceleyin imamı polis kıyafeti ile alıp uygun bir yerde öldürdükten sonra Güzeltepe son durağa atması talimatı aldığını beyan ettiği ve bu konuyla ilgili olarak ; “Bu eylem talimatı Asuman Akça tarafından ve kurye Avukat Ebru Timtik tarafından bana verildi. Bende bu talimat üzerine yukarıda belirtilen camiye gittim, imamını bir süre takip ettim, imamın caminin yan arkasında bir dairede oturduğunu tespit ettim ve Ebru Timtik’le görüĢtüm, benden istenen bilgilerin bittiğini, eylemde kullanılacak polis kıyafetlerini ve bir araç temin etmesini istedim, kendisi bana beklemede kalmamız talimatını verdi ve Asuman AKÇA tarafından gönderilen bir not verdi, notta Eyüp/Güzeltepe Mahallesi E-5 karayolu kenarında bulunan top sahasının yanındaki çay ocağında çalıĢan ismini söylemediği bir Ģahsın çay ocağından çıktıktan sonra takip edilip vurulması talimatı yazılıydı. Talimatın yanında vuracağımız Ģahsa ait resim vardı. ġahsın ismini bana söylemedi,sadece Ģahsın resmini verdi, aynı zamanda Ģahsın çay ocağına giriĢ çıkıĢ saatleri ve geçiĢ güzergâhı yazılıydı, bende Ebru Timtik‟ten almıĢ olduğum notu ekip arkadaĢım ġafak Korkmaz‟a söyledim, daha sonra DHKP/C örgütü Nurtepe Mahalli Alan Sorumlusu Hakan KuĢbeygi‟nin yanına gittik ve kendisine abla (Asuman Akça)‟nın bize gönderdiğini, bir emanet vereceğini ve kendisinin de konudan bilgisini olduğu söyledik. O da bunu onayladı zaten. Hakan KuĢbeygi bize eylemi gerçekleĢtirdikten sonra, benim araca doğru kaçacağımı, oradan Sokullu caddesine geçip mavi internet cafenin yan tarafında bekleyen Hakan KuĢbeygi‟ye silahı teslim edeceğimi söyledi. Ekip arkadaĢım ġafak Korkmaz‟ın ise Nurtepe Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğe doğru koĢacağını ve eylemi gerçekleĢtirdiğimizi söyleyecekti, bunun üzerine dernekte bulunan ġadiye Ġpek ve ismini Ģuan hatırlayamadığım bir bayanın olay yerine giderek toplanan kalabalığa biz burada yürüyüĢ yapıyorduk, beyaz renkli eski kasa Hyundai Accent marka Vatan Emniyette görevli sivil plakalı polis aracından ateĢ edildiğini ve Ģahsın vurulduğunu gördüklerini söyleyeceklerdi. Ben 2008 yılında emniyette vermiĢ olduğum ifademde Nurtepe‟de DHKP/C örgütünün tüm mahallerin de örgüt adına faaliyet yürüten Ģahısların bölgede görev yapan polis araçlarının plakalarını tespit edilmesi ve Hyundai Accent aracında o dönem plakası tespit 308 edilmiĢti ve halka bu plaka söylenecekti. Daha sonra Hakan KuĢbeygi el yapımı, üstten atmalı tabanca ve bu tabancaya iki adet fiĢek dolu Ģarjör ve yine bir avuç mermileri bana verdi, bir adette siyah renkli yandan atmalı 9 mm. çapında silah ve Ģarjörü de ġafak Korkmaz‟a verdi. Hatta bizlere vermiĢ olduğu silahların namlularını değiĢtirdiğini ve Hakan KuĢbeygi yakalandığında bu silahların ikisinin de kendisinde ele geçirildiğini biliyorum. Ben ve ġafak, Hakan KuĢbeygi ile konuĢtuktan sonra oradan ayrıldık, son hazırlıklarımızı yaptık, ben yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten ve lacivert renkli eski kasa ġahin marka aracın sahibi olan Selami… isimli Ģahısla konuĢtum. Kendisine bir araca ihtiyaçları olduğunu, akĢam 22.00 sıralarında Güzeltepe Sitelerin yanında durmasını söyledim, o da kabul etti, daha sonra eczaneye gittik, ameliyat eldiveni aldıktan sonra bizim eve gittik. Silahları söktük, eldivenleri takıp silah ve mermileri temizledik, aynı zamanda üstümüz içinde 2 adet çift taraflı mont ve 2 adet Ģapka aldık. Saat.22.00 sıralarında top sahasının oraya çıktık, ben toprak sahanın yanında ben toprak sahanın yanında beklerken, ġafak ise toprak sahasının yanında bulunan sitenin duvarının dibinde gözcülük yapıyordu. Ben eylemi gerçekleĢtirirken ġafak olay mahalline gelecek polis araçlarına yönelik saldırı yapacak ve benim kaçıĢımı sağlayacaktı. Çok beklemeden Ģahısın geldiğini gördüm, bir süre arkasından takip ettim, tam üst yaya üst geçidine geldiğinde arkasından 1 metre mesafede yaklaĢtım. O sırada Ģahıs geri döndü ve beni gördü, Ģahısı öldürmek istemediğimden çaprazdan ağzına doğru ateĢ ettim, ikinci mermiyi sıkacaktım tabanca tutukluk yaptı, bir süre uğraĢtım bir dolu fiĢek yere düĢtü, o sırada tabanca düzelmeyince panikledim, beni araçla bekleyen Selami… isimli Ģahsın yanına doğru kaçmaya baĢladım, araca bindim Sokullu Caddesine çıktım, Mavi Ġnternet kafeye giderek silahı Hakan KuĢbeygi‟ye teslim ettim ve montun diğer tarafını giydim, Ģapkayı monta koydum ve eldiveni çöpe attım ve araca binip Sarıyer‟de madende bulunan Hüseyin amcamın evine gittim. ġafak ise derneğe gitmiĢ, eylemi gerçekleĢtirdiklerini söylemiĢ, ġadiye isimli bayan ve yanındaki bayan olay yerine gitmiĢler, Ģahısın ölmediğini görünce ve yan tarafta bulunan manav orada bulunan Ģahıslara bizim eĢkalimizi vermiĢ. Asuman Akça‟nın planladığı polis süsü vererek eylem yapma olayı eĢkallerimiz teĢhir olduğundan gerçekleĢemedi. Bir süre bekledikten sonra Asuman Akça ile yine DHKP/C örgütü adına faaliyet yürüten Zeki Biter‟in Nurtepe‟de bulunan evinin karĢısında kasap dükkanının deposunda buluĢtuk, eylemi kendisine anlattım, Ģahısı neden öldürmedim diye bana fırça attı, bende kendisine silahın tutukluk yaptığını ve bundan dolayı Ģahısı öldüremediğimi söyledim. Asuman bana Ģahısın beni teĢhis ettiğini ve bundan dolayı mahallede dolaĢmamamı ve DHKP/C örgütünün bu tür eksik olan eylemlere toleransının olmadığını, bundan sonraki yapacağın eylemlerde daha dikkatli olmamı söyledi ve bana yukarıda bahsettiğim iki eylem için talimatını beklememi söyledi. Ben vurmuĢ olduğum bu Ģahısı tanımıyorum. Bu Ģahısın istihbaratını ben yapmadım. Bu olaydan önce yaralamalı trafik kazası yapmıĢtım, aranmam çıktı, tutuklandım, dört ay cezaevinde kaldım, daha sonra tahliye oldum ve adi yaralamadan dolayı tekrar cezaevine girdim, halen cezaevindeyim. 2006 yılı kıĢ aylarında (çünkü olay yerinde kar vardı) gerçekleĢtirmiĢ olduğum bu eylemi DHKP/C örgütü adına Asuman AKÇA‟nın talimatı ile gerçekleĢtirdim. Bu vurduğum Ģahısı olay mahallinin yanında bulunan market ve erkek berberi bu olayı bildiklerinden Ģahsın ismini de biliyorlardır. 309 Eylem tarihi: 2006 yılı kıĢ ayları, Eylem talimatını veren: Asuman Akça Kurye: Avukat Ebru Timtik Eyleme Katılan: Ben, ġafak Korkmaz Eyleme Yardım Yataklık Yapan: Selami …, ġadiye… Eylem Silahlarını Temin Eden: Hakan KuĢbeygi isimli Ģahıslardır…” Ģeklinde beyanlarda bulunduğu, Konu ile ilgili olarak yapılan çalıĢmalarda; 29.01.2006 günü Celal Kaya isimli müĢtekinin Ġsmet ÖZDEMĠR‟in beyanlarında geçtiği Ģekilde Ġstanbul ili Eyüp ilçesi Güzeltepe mah. Kasımpatı sokak üzerinde Güzeltepe Top Sahasının yakınlarında silahla ateĢ edilmek suretiyle çenesinden yaralandığının belirlendiği, Ġsmet Özdemir‟in bu konuda vermiĢ olduğu savcı huzurundaki ve kolluktaki ifadeleri, olay yerine dair çizdiği krokiler ve müĢtekinin olayın oluĢuna dair anlatımları ile olay ile ilgili olarak tahkikat evrakları bir bütün halinde değerlendirildiğinde Ġsmet ÖZDEMĠR‟in örgüt sorumlulularından Asuman AKÇA „nın talimatı ile bu eylemi gerçekleĢtirdiği, eyleme dair not kağıdının olayda kuryelik yapan Ģüpheli Ebru TĠMTĠK aracılığı ile Ġsmet ÖZDEMĠR‟e iletildiği ,müĢtekinin aldırılan kesin raporuna göre hayati tehlike geçirmeksizin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaralanmıĢ olduğu anlaĢılmıĢ olup, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün Ġstanbul sorumluluğunu yapan Asuman AKÇA‟nın talimatları doğrultusunda Ġsmet ÖZDEMĠR isimli Ģahsa Celal KAYA isimli müĢtekinin öldürülmesine dair not kağıdını teslim edip, bu konuda kuryelik yapmak suretiyle üzerine atılı tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. Olayla ilgili diğer Ģüpheliler hakkında Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/1111 soruĢturma sayılı evrakı üzerinden soruĢturma yürütülmektedir. c) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve 16.08.2008 tarihinde Ġstanbul Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Ebru Timtik‟in de katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün, amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, 310 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2:Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi-Cephesi (DHKP-C) terör örgütünün kuruluĢunun ardından sonraki yıllarda 30 Mart–17 Nisan Tarihleri arası DHKP-C terör örgütü mensuplarınca sözde "Devrim ġehitlerini Anma ve Parti KuruluĢunu Kutlama Günleri” olarak ilan edildiği, bu kapsamda 12.04.2009 tarihinde Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesinde düzenlenen Ģüpheli Ebru Timtik‟in de eyleme katıldığı, eylem sırasında grubun üzerinde “MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart arkasında kortej eĢliğinde yürüyüĢe geçtiği, korteje katılan Ģahısların bazılarının üzerinde “HALK CEPHESĠ” yazılı önlükler olduğu ve bu Ģahısların grubu yönlendirdiği, kortej içerisindeki Ģahısların ise ellerinde DHKP-C terör örgütünün lideri Dursun KARATAġ‟ın resminin bulunduğu bayraklar ile üzerinde “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları ayrıca “CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ YAġASIN ÖNDERĠMĠZ DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ KAVGAMIZIN ADI DURSUN KARATAġ, CÜRRET DĠRENĠġ SAVAġ ZAFERĠN ADI DURSUN KARATAġ, MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” Ģeklinde sloganlar atarak DHKP-C terör örgütünün ve liderinin propagandasının yapıldığı, silahlı çatıĢmada ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının eylemlerinin özendirildiği, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: ġüpheli Ebru Timtik‟in 15.10.2009 günü o tarihte cezaevinde bulunan ve kanser hastası olan Güler Zere‟nin serbest kalması için DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi” organizesinde Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde toplanan yaklaĢık 60 kiĢilik grup ile birlikte hareket ettiği ve basın açıklamasına katıldığı, basın açıklaması esnasında “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın Devrimci DayanıĢma- Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktirMerhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.” Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, 311 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4: ġüpheli Ebru Timtik‟in 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) organizesinde Güler Zere isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı, basın açıklaması esnasında “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartların açıldığı, “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” Ģeklinde yazılı dövizlerin taĢındığı, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur – Güler ZERE Serbest Bırakılsın – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın – KurtuluĢ Yok Tek BaĢına Ya Hep Beraber Ya Ġç Birimiz- Katil Devlet Hesap Verecek” ibareli sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5:ġüpheli Ebru Timtik‟in 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen Güler Zere‟nin cenaze törenine katıldığı, tören esnasında KANSER HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR - GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6:ġüpheli Ebru Timtik‟in 18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları 312 ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7:ġüpheli Ebru Timtik‟in 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK” Ģeklinde terör örgütünü-örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 8: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Ebru Timtik‟in de katıldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ HESABINI SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı pankart, “16 MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM YAġASIN MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı Ģiddet çağrılarının yapıldığı dövizlerin açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 313 Eylem 9:12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi ilçesinde bulunan Gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150 kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Ebru Timtik‟in de bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler, ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı, “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 10: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Ebru Timtik‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, „‟ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR‟‟ Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, 314 Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda, karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı , Bu Ģekilde Ģüpheli Ebru Timtik‟in terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. Eylem 11: Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2011/2468 soruĢturma dosyası kapsamında YürüyüĢ Dergisinde yapılan aramada DHKP/C terör örgütünün çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ tarafından organize edilen yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Ġstanbul ġiĢli‟de bulunan Fatma Girik parkında yaptıkları eyleme dair görüntülerin olduğu, görüntülerin incelenmesinde 2012 yılı içerisinde PKK/KCK tutuklu ve hükümlülerinin baĢlattıkları açlık grevlerini destek amaçlı olarak bu eylemin gerçekleĢtirildiğinin tespit edildiği, bu yasadıĢı eylemde grubun “YaĢasın Türk Ve Kürt Halklarınızın Özgürlük Ve Sosyalizm Mücadelesi Zafer SavaĢan Halklarımızın Olacaktır Halk Cephesi” ibareli Ģiddeti teĢvik eden ve örgüt çatı yapılanması adına hazırlanmıĢ olan pankartı ve dövizleri açtıkları, gruptaki Ģahsıların terör örgütü propagandası yapan ve örgütün yayın organı olan YürüyüĢ Dergisini okudukları, bu 315 eyleme Cumhuriyet BaĢsavcılığımızın 2012/2094 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Berna Yılmaz, yine BaĢsavcılığımızın 2012/2440 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü üyesi olmak suç Ģüphesi ile tutuklanan Sadık Karaaslan ve Ünzile Araz, yine BaĢsavcılığımızın 2011/2360 soruĢturma dosyası kapsamında DHKP/C terör örgütü yapılanmalarından Devrimci Memur Hareketi içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile tutuklanan Metin Erkan Özkan ve Dursun Doğan ve 24.10.2012 günü Asuman Akça‟yı örgütün talimatı ile baĢından vurarak öldürmeye teĢebbüs eden Selçuk Aymaz‟ın katıldıklarının belirlendiği, eyleme katılan Ģahısların daha önceki dönemlerde açlık grevi ve ölüm oruçları yapan DHKP/C örgüt mensupları ile benzer Ģekilde baĢlarına kırmızı kurdele bağladıkları, Ģüpheli Ebru Timtik‟in de Halk Cephesi organizesinde yapılan ve Ģiddet çağrısının yapıldığı pankartın açıldığı bu yasadıĢı eylem ve etkinliğe katıldığı, grupla birlikte hareket ettiği, Bu Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği tespit edilmiĢtir. d) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları, ġüpheli Ebru Timtik‟in 64 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği, Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu kiĢilerin müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı, 08.12.2012 günü saat 21.30 sıralarında Bahçelievler Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezine silahlı saldırıda bulunan DHKP/C SPB mensubu Nebiha Aracı‟nın avukatının Ģüpheli Ebru Timtik olduğu, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. 316 e) DHKP/C Terör Örgütü ġüphelilerinin Rızası Olmadan Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi I. HHB Avukatı Ebru TĠMTĠK ve Taylan TANAY‟ın ġüpheli Celal Akgün‟ün Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmesi Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 08.12.2012 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezine bombalı ve silahlı saldırı eylemi düzenleyen Nebiha Aracı ile bu eylemi yapıp olay yerinden kaçtıktan sonra 11.12.2012 tarihinde de GaziosmanpaĢa‟ da bir polis memurunu silahla vurarak Ģehit eden DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nurgül Acar‟ı evinde barındıran Celal Akgün isimli Ģüphelinin gözaltında bulunduğu zaman zarfında kendilerini tanımadığını beyan ettiği HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik ve Taylan Tanay‟ ın ısrarla Celal AKGÜN‟ ün müdafiliğini yapmak istedikleri, yine Ģüphelinin müdafii olarak kendilerini kabul etmemesi ve baĢka bir avukat talep etmesi üzerine kendi tanıdıkları baĢka bir avukatı ifadeye girmeye ikna ettikleri, Ģüphelinin ifadesi sonrası bu ifadeyi avukat Ġ.A.‟dan alarak bu bilgiyi doğrudan ya da dolaylı Ģekilde Hatice AġIK‟a ilettikleri, iddianamemizin ilk bölümünde “Gözaltı/Yakalanma Sürecinde HHB Avukatlarının Rolü, Örgüte Aktarılan Bilgiler” baĢlıklı bölümde ayrıntılı olarak izah edilen örneklerde görüldüğü gibi Ģüphelilerin benzer Ģekilde hareket ederek mevcut soruĢturmalarda soruĢturmanın geniĢletilmesi, olası Ģüphelilerin yakalanması, suç ve suç unsurlarının ele geçirilmesini engelleyecek Ģekilde hareket ettikleri, hakkında verilen ifadeyi öğrenen Ģüpheli Hatice AĢık‟ın Yunanistan‟a kaçmaya hazırlanırken yakalandığı, Hatice AġIK‟ın gözaltında kaldığı süreçte, Hatice AġIK ile görüĢen avukatların yine HHB avukatları Taylan Tanay ve Ebru Timtik olduğu, bu durumun basit bir avukatlık mesleği gereği olmadığı, diğer eylemlerde izah edildiği gibi örgütün eylem ve stratejisi çerçevesinde gerçekleĢtirildiği görülmüĢtür. II. Ebru TĠMTĠK‟in ve Naciye DEMĠR‟in ġüpheli Erkan Yağantekin‟in Özel Avukatı Olduğunu Ġddia Etmeleri Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere Elif Sultan Kalsen‟in Ömür Altun isimli Ģahsı, 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde düzenlenen “Hayata DönüĢ” operasyonları esnasında BayrampaĢa Cezaevinde görevli bulunan Emekli BinbaĢı Z. B.‟yi öldürmesi amacıyla görevlendirdiği, bu eylemde kullanacağı silah ve mühimmatları ise Hüseyin Cankut Öner ve Erkan Yağantekin isimli Ģahıslardan temin ettirdiği, Gözaltına alınan Ģüphelilerden Hüseyin Cankut Öner ve Ömür Altun kendi özel avukatlarını talep ettikleri için, geriye kalan tek Ģüpheli Erkan Yağantekin‟e müdafi olmak ve soruĢturmaya müdahil olmak amacıyla, Ģüphelinin herhangi bir talebi bulunmamasına rağmen HHB avukatlarından Ģüpheli Ebru Timtik‟in 10.01.2013 tarihinde Terörle Mücadele ġube Müdürlüğüne geldiği, Erkan Yağantekin kendisini müdafi olarak kabul etmemesi üzerine ise emniyetten ayrılmayarak baro tarafından atanan avukat N.D. ile hem Ģüpheliyle görüĢmeden önce hem de Ģüpheliyle görüĢtükten sonra bir araya geldiği, 317 Ancak soruĢturmada gizlilik kararı bulunması nedeniyle N.D.‟nin Erkan Yağantekin ile ilk görüĢmesinde soruĢturma içeriği hakkında ayrıntılı bilgi edinemediğinden, HHB avukatlarından Naciye Demir‟in Ģüphelilerin adliyeye sevk edildikleri 12.01.2013 tarihinden itibaren avukat Z.B.ġ. aracılığıyla avukat N.D‟ye ulaĢarak soruĢturma kapsamında verdikleri ifade içeriklerini öğrendiği, HHB avukatlarından Ebru Timtik ve Naciye Demir‟in, Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmaksızın soruĢturmaya müdahil olarak soruĢturma içeriğinden haberdar olma çabasının Ģüpheli ve müdafi arasındaki hukuki bağdan kaynaklanmadığı, doğrudan verilen ifadelerde deĢifre olan hususlar hakkında örgüt yönetimine bilgi sağlama amacına matuf olduğu anlaĢılmıĢtır. f) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde C.BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Ebru Timtik ile ilgili olarak; “Ben bu Ģahsı Ebru Timtik olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile Kayır ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. KardeĢi Barkın TĠMTĠK de aynı zamanda avukattır.” Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak; “Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. DHKP/C örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan Kamile Kayır ve kardeĢi olan Barkın Timtik ile birlikte mahalli alanlardaki derneklerle gelip giderler. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır. Kız kardeĢleri olan Evin Timtik DHKP/C örgütünün illegal alanında faaliyet gösterdiğinden dolayı Ģu an yurtdıĢındadır. KesilmiĢ cezasını öğrendiğinden dolayı yurtdıĢına kaçmıĢtı. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, 318 Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak; “…Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla gittiğim sırada katıldığımız 2. mahkemede de sanıkların vekilliğini üstlendi. 1. mahkemede de sanıkların vekilliğini üstlenmek üzere bizden önce Erzurum‟da bulunmaktaydı...” ġeklinde beyanda bulunduğu 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Ebru Timtik ile ilgili olarak; “Ebru abla olarak tanırım. Kendisi örgütün avukatıdır. Örgüt adına eylemde ve basın açıklamalarında gözaltına alınan Ģahıslar gözaltına alındıklarında Halkın Hukuk Bürosunu aramamızı söylüyorlardı. Ebru Timtik bu avukatlardan biridir. 2012 yılında Kandıra‟da DHKP/C Gençlik Kampına geldi. Komün yaĢam ve gözaltına alındığında ne yapılacağı üzerine kamp katılımcılarına konuĢma yaptı. Gözaltına alınıldığında, parmak izi vermeme, aramaya izin vermeme konusunda bize telkinlerde bulundu. Ayrıca gözaltına alındığınızda bize haber verin dediğini hatırlıyorum. Burada “biz” demesiyle kastı aslında Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarıydı.” Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011 tarihinde alınan ifadesinde Ebru Timtik ile ilgili olarak; “Ġsmini Ebru Timtik olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve Halk Cephesi, TAYAD gibi yapılanmalar tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır.” ġeklinde beyanda bulunduğu tesbit edilmiĢtir. 319 g) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C terör örgütünün yukarıda belirtildiği üzere yayın organları olan YürüyüĢ Dergisi, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu içerisinde faaliyet yürüten Ģüpheli Ebru Timtik hakkında çıkan haberler incelendiğinde; DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde Ģüpheli Ebru Timtik ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu, DHKP/C Terör Örgütüne üye olma Ģüphesiyle tutuklu bulunan ya da DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten hükümlü olan Ģahıslarla beraber sık sık anıldığı, DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu, Grup Yorum gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda yer aldığı, DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Hasta tutsaklar Serbest Bırakılsın (Güler Zere‟ye özgürlük) isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama yaptığı veya savunuculuğunu yaptığı anlaĢılmıĢtır. h) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 09.12.2012 günü saat 06:31‟de Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Naciye abla Ģimdi Ģöyle bizim bi müvekkilimizin yakını bir Bahçelievler de bir polis merkezine silahlı saldırı ile ilgili Ģuanda gözaltında ancak yaralı tamam mı okmeydanı hastanesinde Ģimdi biz internetten fotoğrafını gördük baktık iĢte bu Nebiha Aracı mı emin olamadık fotoğrafını gördük sonra gittik hastaneye baktık Ģimdi biz diyoruz ki en azından bi bakalım bi görelim göstermiyorlar ama asıl önemli olarakta Ģeyi sağlık durumuyla ilgili bilgi almak istiyoruz hasta haklarına göre ama yakınına bilgi vermiyorlar hasta yakınına bilgi vermiyorlar ne olduğu konusunda ölümüdür sağmıdır hiç bilinmiyor bununla ilgili acaba Ģikayetimizi kim alır Ģuanda Okmeydanı hastanesinde kapının önüne polisleri dizmiĢler bizi içeride geçirmiyorlar uzun saatlerdir buradayız bitane doktor göremedik yani doktorları doktoru hastaneyi Ģikayet etmek istiyoruz polisi değil ama hastaneyi Ģikayet etmek istiyoruz” dediği, Demir‟in “Hastaneyide Ģimdi öncelikle savcı nöbetçi savcının numarasını alalım ...(anlaĢılmadı) dan onda var ya ” dediği, GörüĢme içeriğinden 08.12.2012 tarihinde saat:21.30 sıralarında Bahçelievler 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne silahlı ve bombalı saldırıda bulunduktan sonra kaçarken yakalanan 320 DHKP/C terör örgütü Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Nebiha Aracı‟yı desteklemek amacı ile hastane önünde bekleyen kiĢilerle birlikte olduğu, 11.12.2012 günü saat 20:34‟te Ģüpheli Ebru Timtik ile YürüyüĢ Dergisinden arayan X Bayan ġahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; X Bayan‟ın “Hıı Ģeyle ilgili bilgi almak istiyoruz sizden de müvekkiliniz ile ilgili Nurgül ACAR ile ilgili bir geliĢme var mı” dediği, Timtik‟in “Kim?” dediği, X Bayan‟ın “Az önce bize bir bilgi geldi de Nurgül Acar” dediği, Timtik‟in “Nurgül Acar valla hani o konuda benim bir bilgim yok gözaltına mı alınmıĢ” dediği, X Bayan‟ın “Gözaltından hastanede diye bir bilgi geldi de dedik belki sizin bir bilginiz vardır” dediği, Timtik‟in “Hıı yok benim bir bilgim yok böyle bir gözaltı da bana bildirmediler bilgim yok Ģimdi siz bana söylediniz” dediği, DHKP/C SPB üyesi olan ve 11.12.2012 günü 1 polis memurunu Ģehit eden Nurgül ACAR‟ın yakalanması konusunda DHKP/C terör örgütü basın organı olan YürüyüĢ isimli dergide görevli Ģahısların haberdar olduğu konuyu Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli Ebru Timtik‟e aktardığı, DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarının iç içe geçerek her geliĢen olayı kurumlar arası paylaĢtıkları, 11.01.2013 günü saat 20:03‟te Ebru Timtik ile Selçuk Kozağaçlı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Kozağaçlı‟nın “Ebrucum ee yola çıkacaktınız galiba gece ama senden bir Ģey rica edicem” dediği, Timtik‟in “Tabi abi buyurun” dediği, Kozağaçlı‟nın “Behiç ile de görüĢtüm aslında oda yarın bakacak programını bu Suriyeli Hukuk örgütlerinin çağrısıyla bir toplantı yapalım diye düĢünmüĢtük Beyrut‟ta ve ġam‟da biliyorsun onun programlanması için ee özellikle ekonomik açıdan programlanmasına iliĢkin Behiç bey de bana yarın dönecek sende gelmeden bi bakarsan o duruma çok sevinirim” dediği, Timtik‟in “Tamam abi tamam Behiç abiyle de konuĢuruz o zaman ” dediği, Kozağaçlı‟nın “Abi çok güzel olur çünkü yarın zannediyorum öğleden sonra biletleri almamız lazım buradayız tabi bi de öyle bi sıkıntıda var ekonomik olarak nasıl programlayalım diye bir karar vermemiz lazım yarın öğleye kadar ” dediği, Timtik‟in “Tamamdır tamam abi yani ben Behiç abiyi görmeye çalıĢıcam ama ya çok az zamanım var arabanın kalkmasına yani” dediği, Kozağaçlı‟nın “Yok aslında Behiç ile de değil Behiç kendisi hani onu değerlendirip döner yarın öğlen bize ” dediği, Timtik‟in “Kaynak bulmaya çalıĢacaktır biliyorum biliyorum abi” dediği, GörüĢme içeriğinden Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın ÇHD adına ġam ve Beyrut‟ta toplantıya katılacağının belirlendiği, yapılan araĢtırmadan Ģüphelinin Ģüpheli Oya Aslan ile birlikte Suriye‟de bir dizi toplantıya katıldığının anlaĢıldığı, Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı‟nın masraflar için DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD BaĢkanı ve HHB Avukatı Behiç AĢçı ile irtibata geçilmesini istediği, gerekli finansal kaynağın Behiç AĢçı aracılığıyla örgütün fonundan karĢılanacağının anlaĢıldığı, 321 15.01.2013 günü saat 20:03‟te Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Taylan Tanay‟ın “Ee Ebru Karanfilden aradılar da ” dediği, Tanay‟ın “Ee bu Özkan KarakuĢ diye biri gözaltındaymıĢ dünden beri” dediği, Timtik‟in “Özkan KarakuĢ” dediği, Timtik‟in “Kim almıĢ biliyor muyuz Karakol mu” dediği, Tanay‟ın “TEM” dediği, Timtik‟in “Tamam ben ilgilenirim” dediği, 15.01.2013 günü saat 20:19‟da Ģüpheli Ebru Timtik ile Ģüpheli Günay DAĞ (Ġ.A.‟nın telefonundan konuĢur) isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Ebru Timtik‟in “Günay ne yapıyorsun” dediği, Dağ‟ın “Ne yapıyorum Taksimdeyim buyur” dediği, Timtik‟in “Kolay gelsin Barkın oralarda mı” dediği, Dağ‟ın “Barkın mı yok burda değil” dediği, Timtik‟in “He ulaĢamadım ona da Günay Ģimdi Ģeyde Mecidiyeköy Vatan da gözaltı var da Özkan KARAKUġ Sen iĢin bitince oraya geçebilirmisin” dediği, Dağ‟ın “Hım tamam ne zaman alınmıĢ o” dediği, TĠMTĠK‟in “Yani dünden beri yani dün alınmıĢ herhalde evet Ģeyi Müdürü arayıp Bürodan Ģey yapabilirim sordurabilirim ne zaman bitiyor gizlilik kararı diye ama Taylanı aramıĢlar yani istersen ya da Barkın ile bi haberleĢin hanginiz yakınsanız” dediği, 15.01.2013 günü ve saat 20.48 sıralarında Ģüpheli Barkın Timtik ile Ģüpheli Günay Dağ arasında yapılan görüĢmede; Günay Dağ‟ın “He ġiĢlidesin bende Taksimdeyim de film gösterimi vardı ya Ģimdi ordayım ya Ebru aradı da beni gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KARAKUġ” dediği, Dağ‟ın “Hı tamam tama” dediği, Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme” dediği, Dağ‟ın “ĠĢin varsa ben geçebilirim” dediği, Timtik‟in “Yok yok uygunum ben Ģimdi geçebilirim yani” dediği, GörüĢme içeriklerinden 30.12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi kökenli vatandaĢların evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde gelen ihbardan dolayı C.BaĢsavcılığımızın 2011/2164 sayılı soruĢturması kapsamında hakkında iĢlem yapılan Özkan KarakuĢ‟un gözaltına alınması hakkında konuĢtukları, DHKP/C terör örgütünün kültür-sanat yapılanmalarından olan Karanfiller Kültür Merkezinin örgüt sorumlusunun Ģüpheli Taylan Tanay‟ı aradığı ve örgüt kurumlarının ve HHB avukatlarının koordineli olarak hareket ettiği, 30.12.2012 günü Eyüp ilçesi Güzeltepe mahallesindeki Alevi kökenli vatandaĢların evlerine iĢaret konulması olayı ile ilgili olarak 31.12.2012 tarihinde gelen ihbarda iĢaret konulması eylemini Özkan KarakuĢ, Murat Doğan ve Mehmet Ceylan isimli Ģahısların yaptıklarının beyan edildiği görülmüĢtür. Konu ile ilgili olarak Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığının (TMK. 10. Madde Ġle Yetkili) 2011-2164 sayılı soruĢturması kapsamında 15.01.2013 tarihinde Özkan KarakuĢ ve diğer Ģahıslar yakalanarak gözaltına alınmıĢlardır. 322 16.01.2013 günü saat 11:03‟te Av. Ebru Timtik ile Cem isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Cem‟in “Ebru hanım merhaba Barodan arıyorum CMK dan Cem,Mehmet Ceylan ile Murat Doğan Terörle Mücadeleden avukat talebi Ģimdi geldi ” dediği, Timtik‟in “Evet” dediği, Cem‟in “Siz TEM Ģube de misiniz Ģu an” dediği, Timtik‟in “Biz TEM Ģubeden çıktık bende Ġstanbul Adliyesine gidiyorum yani Baroya aile ile beraber ee talep de bulunucaz onun içinde açıkcası Ģöyle Cem bey aile endiĢe ediyor sağlığından o sebep ile hani ne kadar hızlı bi Ģekilde bi avukat görürse o kadar iyi olur bizim için” dediği, Cem‟in “Eğer siz takip ediyorsanız benim özel vekilim diyerek den ben atama yapmıyorum siz geçin iĢleminizi yapın yani o yüzden” dediği, Timtik‟in “Ha Cem bey Ģöyle söylim size biz iki buçuk saat boyunca bunun için ısrar ettik ee barodan bi atama yapılmadığını kendilerine bunları da söyledik ama ısrarla red ettiler yani beni görüĢtürmüyorlar Ģuanda ben o sebeple Cumhuriyet Savcılığına gidiyorum durumumuz bu o sebeple Ģey yapalım isterseniz ben gelim Cumhuriyet Savcısı ile bir kez daha görüĢeyim eğer çözemessekee o Ģekilde bi atama gerçekleĢtirmenizi rica ediyim size olur mu” dediği, Cem‟in “ġimdi Ģöyle söylim Ģuan bana talep yeni geldi benim bunu bir saat içerisinde atama zorunluluğum var ama siz savcılığa geçecekseniz ben atama yapmak zorundayım” dediği, Timtik‟in “ġuan da adliyedeyim kapının önündeyim ben evet” dediği, Cem‟in “O zaman siz bi Savcı beyle hemen görüĢün” dediği, GörüĢme içeriğinde geçen Ģüpheli Murat Doğan ve Mehmet Ceylan‟ın kendi el yazıları ile aynı gün “Ailemin göndermiĢ olduğu özel avukatla görüĢmek istemiyorum. Barodan avukat talep ediyorum” Ģeklinde talepte bulunduğu, bunun üzerine kolluk görevlileri tarafından barodan avukat talebinde bulunulduğu, 16.01.2013 günü saat 11:24‟te Av. Ebru Timtik ile Cem isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Ebru Timtik‟in “Heh biraz önce beni aramıĢtınız Avukat Ebru ııı Cem bey Ģimdi biz ıııı konu ile ilgilenen bir savcı yok hani soruĢturmada tevzi yapılmamıĢ ııı savcı ile görüĢemedik ıı Ģöyle talebim olsa sizden ııı Ģeyin atanan avukat arkadaĢımızın telefonunu aileye versek aile önden bir görüĢebilse ıı sanıyorum en azından endiĢelerini gidermiĢ oluruz” dediği, Cem‟in “Tamam o zaman ben dosyaya atama yapim Ģimdi” dediği, Cem‟in “Olmadı savcılık aĢamasında siz savcılıkta beklersiniz” dediği, Timtik‟in “Evet ya Ģuanda ailenin Ģeyi neden bize göstermiyorlar avukatımıza göstermediler durumdan endiĢe ediyorlar en azından bir görüp görüĢmüĢ olurlar” dediği, Cem‟in “Tamam ben o zaman bir on dakika sonra arasınlar bizi siz arayın” dediği, 16.01.2013 günü saat 12:14‟te Ebru Timtik ile X erkek Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Avukat Ebru TĠMTĠK ben. ġöyle yardımcı olabilir misiniz ee yakın bi zamanda Murat ...(anlaĢılmadı) ve Mehmet Ceylan a ee barodan bi müdafi atanacaktı” dediği, Timtik‟in “Kimin atandığını ve telefon numarasını alabilir miyim” dediği, X Erkek 323 ġahıs “Avukat F. bey atanmıĢ F.A.” dediği, TĠMTĠK‟in “Tamam peki telefon numarası alabilir miyim” dediği, X Erkek ġahıs ”535…” dediği, 16.01.2013 günü saat 12:20‟de Ebru Timtik ile Taylan Tanay isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Hıı kolay gelsin. Taylan bi Ģey soracaktım da ben sana” dediği, Timtik‟in “F.A. diye bi avukat tanıyor musun” dediği, Tanay‟ın “Hıı çok kötü bi adam ya” dediği, Timtik‟in “Kötü mü” dediği, Tanay‟ın “Hıı” dediği, Timtik‟in “Hıı barodan Ģimdi onu atamıĢlarda” dediği, Tanay‟ın “Evet o da Ģey avukatlardan bi tanesi Listenin ilk beĢindeki avukatlardan bi tanesi” dediği, Tanay‟ın “Ben öyle bi çalıĢma yapıyordum baroya bildirmiĢtim oradan biliyorum” dediği, Timtik‟in “Anladım tamam” dediği, Tanay‟ın “Ama Ģey ile konuĢabilirsin bence Erhan abide çok sık CMK yapıyor DGMler ile ilgili” dediği, 16.01.2013 günü saat 12:24‟te Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Abla sana bir Ģey söylücem Ģimdi benim müvekkillerim gözaltındaydı aile ihd avukatlarına ulaĢmaya çalıĢıyoda bizi red etti aile ĠHD nin avukatlarına ulaĢmaya çalıĢıyo ama ulaĢamıyolar eski ĠHD li bir aile, kim vardı orda Ģimdi” dediği, Timtik‟in “Ģimdi çok kötü bir avukat atamıĢlar Ġstanbul Barosundan F.A. diye bir tane polis avukatı var ya” dediği, Demir‟in “Hıhı evet” dediği, Timtik‟in “Ay ablacım onu arayıpda yani aile onlara ulaĢmaya çalıĢıyo normalde biz gidicez demiĢler ama Ģu anda baro avukatı gidiyo ifade alınıcak herhangi bir Ģey olmasın diye kendisini arayabilirmiyiz. Hemen gitmesi lazım ama ulaĢamıyolar Ģu anda telefonlarına” dediği, DEMĠR‟in “Bende ulaĢmaya çalıĢayım da Ģimdi Ģey cenazeler filen vardı ya belki onlar gitmiĢlerdir.Ondan kaynaklı ulaĢamıyo olabilirler” dediği, Demir‟in “birini yönlendirmiĢlerdir muhtemelen de ben yinede ulaĢmaya çalıĢayım” dediği, Timtik‟in “Tamam abla senden haber bekliyorum tamam görüĢürüz.” dediği, 16.01.2013 günü saat 12:30‟da Ebru Timtik ile Naciye Demir isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in “Ablacım ulaĢabildin mi sen” dediği, Demir‟in “Yok ablacım ya bende numarada yokmuĢ bu arkadaĢlardada yok numara onlarda varsa ben bir arayım olmazsa bana bir” dediği, Timtik‟in “Abla Ģöyle birĢey söyledimde ben dedim ki Türkiye Ġnsanları Hakları Vakfının avukatı olarak sen uygunsan eğer sen girermisin” dediği, Demir‟in “ġimdi ben giderim de kabul ederse giderim niye gitmeyim .” dediği, Timtik‟in “Evet abla Ģu anda yok barodanda bir tane saçma sapan avukat varya F.A. yoksa o gidicek” dediği, Demir‟in “Anladım Ģimdi Ģeydemi emniyette mi” dediği, Timtik‟in “ġimdi biz adliyedeyiz seni hemen arabayla alıp götürebilirler” dediği, DEMĠR‟in “Tamam tamam ablacım gideyim ben” dediği, Timtik‟in “Senin numaranı vericem o zaman en azından deniyelim yani” dediği, ġeklinde konuĢmaların olduğu tespit edilmiĢtir. ġüpheli Ebru Timtik‟in DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürütmek Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģahısların avukatlığını üstlenmesinin örgütsel bir sorumluluk olduğu, 324 Ģüpheli tarafından müdafilik talebi reddedilince Ġstanbul Barosundaki görevli Ģahıslarla irtibat sağlayarak avukat atamamaları Ģeklinde telkinde bulunduğu, Baro görevlilerini etkilemeye çalıĢtığı tesbit edilmiĢtir. 12.01.2013 günü saat 19:29‟da Ebru Timtik ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Timtik‟in (Selçuk Kozağaçlı‟nın telefonundan konuĢur) “Behiç abi nasılsınız” dediği,AĢçı‟nın “Sağolasın Ebru sen nasılsın iyimisin” dediği, TĠMTĠK‟in “TeĢekkür ederim abi sağolasın evet bizzat Taylanın gelmesi zorunlu mu gelmese olmaz mı” dediği, AġÇI‟nın “herhalde öyle bir Ģey var böyle bi ihtiyaç var gibi görünüyor” dediği, Timtik‟in “Hımm baĢka türlü olmaz diyorsunuz” dediği, AĢçı‟nın “Yok yok yok mümkün değil” dediği, Timtik‟in “Hı tamam abi peki o zaman napalım” dediği, AĢçı‟nın “Ġstanbulda değilmiydin” dediği, Timtik‟in “Ha yok abi ben bugün geldim artık, valla yani Behiç abi biz öyle programlamıĢtık ya öyla Taylanla pazartesi salı gününe kadar burda kalacak diye planlamıĢtık ama, Yani öngörümüzü ...(AnlaĢılmadı)... artık ne diyim çok fazla bilmiyorum bilmiyorum iĢlerinizi” dediği, AĢçı‟nın “Hı hı” dediği, Timtik‟in “Tamam peki o zaman görüĢmek dileğiyle” dediği, Behiç AĢçı‟nın Ģüpheli Taylan Tanay‟a ve Ebru Timtik‟e talimat verdiği, görüĢmeden söz konusu talimatın Behiç AġÇI‟nın da bağlı bulunduğu örgüt sorumlusu veya sorumluları tarafından verildiği anlaĢılmıĢtır. i) Elde Edilen Diğer Deliller Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere bu büroda Ebru Timtik‟in maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği,maaĢ olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere HHB avukatları Taylan Tanay, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın cezaevinde bulunan DHKP/C terör örgütü mensubu tutuklu/hükümlü Ģahıslarla örgütsel amaçlı görüĢme yapmak için iĢ bölümü ve görevlendirme yaptıklarının anlaĢıldığı, Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında tüm masrafları örgüt fonundan karĢılanan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik, Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül 325 Vangölü Kozağaçlı, Özgür Yılmaz isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu Ģüphelilerle birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir. Ayrıca iddianamenin “ġüphelilerin Cezaevinde Ġken Örgütün Merkez Komitesi Ġle HaberleĢmeye Devam Etmesi” bölümünde açıklandığı üzere DHKP/C terör örgütünün cezaevindeki hükümlü ve tutuklularla irtibatını sürekli olarak karĢılıklı yazılan mektuplar aracılığıyla sürdürdüğü, örgüt yönetimi tarafından Ģüpheli Ebru Timtik‟e savunmalarında kullanılmak üzere yazıĢma yapabilecekleri kiĢilerin isim ve adres bilgilerinin iletildiği, yine savunmasında kullanabileceği birçok argümanın iletildiği, Ģüpheli Ebru Timtik tarafından örgüt yönetimine cevabi nitelikte mektuplar yazıldığı, bu yazıĢmaların örgütün cezaevlerinden sorumlu elemanı Bulut Yayla isimli örgüt mensubu üzerinden ele geçirilen dijital malzemelerde elde edilmesinin yapılan tespitleri doğruladığı anlaĢılmıĢtır. Ayrıca Ģüpheli Ebru TĠMTĠK „in Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin 2008/240 esas sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu, yukarıda Ģüpheli Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde, Ģüpheli Ebru TĠMTĠK‟in Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından örgüt adına sorgulanıp, daha sonra örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C terör örgütü tarafından örgütten ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Ebru TĠMTĠK'in terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlar sonucu elde edilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanlarında, gizli tanıkların ve Anıl Osman ÇELĠK, Ġsmet ÖZDEMĠR, Metin SEL isimli tanıkların ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca organize edilen silahlı ve bombalı eylemleri gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği,özellikle Ġsmet ÖZDEMĠR isimli kiĢinin ifadesinden ve dosya kapsamındaki diğer delillerden de anlaĢıldığı üzere Ģüphelinin müĢteki Celal KAYA‟ya yönelik tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs ve mağdur Fevzi ġĠT‟e yönelik eylem planlanmasında kurye olarak bizzat yer aldığı, terör örgütünün gerçekleĢtirdiği eylemlerden önceden haberdar olduğu, 326 Bu Ģekilde Ģüphelinin müĢteki Celal KAYA‟ya yönelik olarak silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının cebir ve Ģiddet kullanarak değiĢtirme amacına yönelik olarak vehamet arz eden adam öldürmeye teĢebbüs suçunda kuryelik yapmak suretiyle bu suça iĢtirak etmiĢ olması, Ģüphelinin eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz etmesi, terör örgütü ile organik bağ kurması bir bütün halinde değerlendirildiğinde TCK 309 maddesinde düzenlenen anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teĢebbüs ,silahlı terör örgütü üyesi olmak ve tasarlayarak adam öldürmeye teĢebbüs suçlarını iĢlediği, Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği, Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012, 16/03/2012, 21/06/2012, 14-16/09/2012 ve 2012 tarihlerinde 5 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 5. ġÜPHELĠ OYA ASLAN a) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: ġüpheli Oya Aslan‟ın 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları sözde anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü mensuplarınca 12 Mart 2008 günü Gazi Mahallesinde yapılan eyleme katıldığı, eylemde GAZĠ KATLĠAMINI UNUTMA UNUTTURMA, GAZĠ HALKINI KATLEDENLER AMERĠKAN ĠġBĠRLĠKÇĠLERĠDĠR ibarelerin yazılı olduğu pankartlar ve bazı kiĢilerin üzerinde HÖC ( HALKIN ÖZGÜRLÜK CEPHESĠ ) imzalı önlüklerinin olduğu, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZHALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-KURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 327 Eylem 2: 30 Mart 1994 tarihinde yasadıĢı silahlı DHKP/C (Devrimci Halk KurtuluĢ Partisi – Cephesi) terör örgütünün sözde “Devrim Ģehitlerini anma ve DHKP/C terör örgütünün kuruluĢ yıldönümünü kutlama günleri sayılan 30 mart - 7 Nisan tarihleri arasında korsan gösteri, anma, Molotof atma gibi kitlesel eylemlerin yapıldığı, 13.04.2008 günü Sultangazi ilçesi Cebeci mezarlığında bulunan 100 – 150 kiĢilik grubun ellerinde kırmızı renkli flamalar ile üzerilerinde tek tip elbise olarak tabir edilen (erkeklerde siyah pantolon beyaz gömlek boyunlarında kırmızı fular, bayanlarda beyaz yemeni üzerine kırmızı bandaj takılı) ellerinde flama diye tabir ettikleri kırmızı renkli kızıl bayrak taĢıdıkları, asker düzeninde ilerledikleri ve örgüt mensuplarına ait fotoğrafların bulunduğu pankart ile mezarlığa gelerek örgüt mensuplarının mezarları baĢında “EMPERYALĠZM VE OLĠGARġĠYE KARġI MÜCADELEDE ġEHĠT DÜġENLERĠ ANIYOR UMUDU SELAMLIYORUZ” Ģeklinde pankart açarak ve “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ, KURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE, KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları gerçekleĢtirilen bu faaliyetin YasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün amacını ve Ģiddetinin propagandasını yaptığı, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven mahiyette olduğu, söz konusu eyleme Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp propaganda amaçlı fotoğraflar çekerek ve grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: 11.08.2008 tarihinde Hollanda‟ da ölen yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ ın cenazesi 15.08.2008 tarihinde Türkiye‟ye getirildiği ve 16.08.2008 tarihinde Gazi Osman PaĢa ilçesi Gazi mahallesinde düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, tören esnasında grup tarafından tabutun üzerinin kırmızı bir bezle kapatıldığı, cenazenin mezara defni sırasında yasadıĢı silahlı DHKP/C terör örgütünün sözde tüzüğünde tarif edildiği Ģekilde örgütü temsil eden bayrakların açıldığı ve cenazeye katılan Ģahısların Gazi Cem Evinden Gazi Mezarlığına kadar kortej eĢliğinde yürüdükleri ve bu yürüyüĢ esnasında yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün, amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç iĢlemeye alenen teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları öven nitelikte slogan attıkları, Ģüphelinin cenaze töreni boyunca kamera ile çekim yaptığı, örgütsel bildiriyi okuyan örgüt sorumlularından Eyüp BaĢ‟ın hemen arkasında yer aldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 328 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4: 08.06.2009 günü Ferhat Gerçek ve Engin Çeber ile ilgili olarak, “Halk Cephesi” organizesinde; Bakırköy Adliyesi önünde toplanan (40) kiĢiye hitaben Nurzet Günal tarafından “AKP Ġktidarı Öldürmeye Devam Ediyor!” baĢlıklı yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Engin Çeber ölümsüzdür – Engin‟in katili AKP iktidarıdır – ĠĢkence yapmak Ģerefsizliktir – Halkız, Haklıyız kazanacağız” içerikli sloganların atıldığı “Ferhatı vuranlar Engin‟ i katledenler cezalandırılsın, Adalet Ġstiyoruz” yazılı Halk Cephesi imzalı pankartın açıldığı, “Adalet Ġstiyoruz – Özür Değil Adalet Ġstiyoruz” yazılı dövizlerin taĢındığı, Ģüphelinin eylem sırasında polis karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen yanında yer aldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5: 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) organizesinde Güler ZERE isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile birlikte “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartların açıldığı, ġüpheli Oya Aslan‟ın oturma eylemine katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: DHKP/C terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin tedavisinin yapılabilmesi amacıyla infazına ara verilmesi talebiyle baĢlatılan “Güler Zere‟ye özgürlük” kampanyası kapsamında, 03.11.2009 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanması içerisinde faaliyet gösteren oluĢumlar tarafından Adalet Ve Kalkınma Partisi Ġstanbul Ġl BaĢkanlığı önünde Güler Zere isimli Ģahsın serbest bırakılması için eylem yapıldığı ve Ģüpheli Oya Aslan‟ın da bahse konu eyleme katıldığı, Ģüphelinin eylem sırasında polis karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Ġbrahim Çuhadar‟ın hemen yanında yer aldığı, 329 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7:ġüpheli Oya Aslan‟ın 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZKAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğu bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 8: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli Oya Aslan‟ın da grup ile birlikte hareket ettiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 330 Eylem 9:ġüpheli Oya Aslan‟ın 1 Mayıs 2010 günü Taksim Meydanında HALK CEPHESĠ ibareli kırmızı yelek giyen yaklaĢık 160 kiĢilik grubun yanında yer aldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, grubun Mahir ÇAYAN ve Dursun KARATAġ‟ın fotoğraflarını taĢıdıkları, 1 Mayıs Alanı Bizimdir, AKP Vermedi, ġehitlerimizle Kazandık-Mehmet Akif Dalcı 1 Mayıs ġehidi- Haklıyız Kazanacağız- ĠĢçiyiz Haklıyız, Kazanacağız” yazılı “Halk Cephesi ve Devrimci ĠĢçi Hareketi” imzalı pankartlar taĢıdıkları, Halk Cephesi yazılı yelek giydikleri, ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları, yaklaĢık 160 kiĢinin siyah bere, beyaz gömlek, siyah pantolon ve boyunlarında kırmızı fular Ģeklinde tek tip elbise giydikleri, tek tip elbise giyen grubun dörderli sıra halinde asker düzeninde yürüdüğü, “Mahir, Hüseyin, UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ” Ģeklinde slogan attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen eyleme katılıp Halk Cephesine ait yelekleri giyen grubun hemen yanında yer alıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 10: 09.05.2010 tarihinde Sarıyer Armutlu mahallesinde Pir Sultan Abdal parkında DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizasyonunda, Güler ZERE‟yi anma etkinliğine katılan Ģahıslar arasında Ģüpheli Oya Aslan‟ın da yer aldığı,Ģüpheli‟nin grupla birlikte hareket ettiği ve anma törenini propaganda amaçlı olarak kamera ile kaydettiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 11: 14.10.2011 günü Ġstanbul Adliye Sarayı önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan Gençlik Federasyonu tarafından düzenlenen ve „Vatan Emniyet Müdürlüğü ĠĢkence Merkezidir ĠĢkenceciler Halka Hesap Verecek‟ ibareli pankart Gençlik Federasyonu imzalı pankart, „Ġnsanlık Onuru ĠĢkenceyi Yenecek, Soyarak Aramak ĠĢkencedir, ġerefsizliktir, Parasız Eğitim Ġstiyoruz Alacağız‟ ibareli Gençlik Federasyonu imzalı dövizlerle yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 331 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 12: 18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından Ayhan Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları, 18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp atılan sloganlara eĢlik edip grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 13: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp gruba açıklama yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 332 Eylem 14: 13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın açıldığı, ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 15: ġüpheli Oya Aslan‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 16: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi ilçesinde bulunan Gazi cemevine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150 kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın da bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler, ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ 333 DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 17:ġüpheli Oya Aslan‟ın 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in cenaze törenine katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız, Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 18: 14.08.2012 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde müdahalede bulunan kolluk görevlileri ile ilgili olarak Halk Cephesi organizesinde 21.09.2012 günü saat 13:10‟te Ġstanbul Adalet Sarayı önünde düzenlenen basın açıklamasına Ģüpheli Oya Aslan‟ın da katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Devrimcilerin Cenazelerini Sahiplenmek Onurdur Tutuklananlar Serbest Bırakılsın (Halk Cephesi)” yazılı pankartın açıldığı “ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir (Halk Cephesi)” ibareli dövizin açıldığı “Halkız Haklıyız KazanacağızĠbrahim Çuhadar Ölümsüzdür – Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” Ģeklinde terör örgütü mensuplarının eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 19: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın da yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine 334 giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, „‟ ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR‟‟ terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı,yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezrlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR, BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüpheli Oya Aslan‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak 335 ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. ġüpheli Oya Aslan‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde; Katıldığı toplumsal gösteri/yürüyüĢ/basın açıklaması vb.lerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği, Katıldığı eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensuplarının da bulunduğu, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı, DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KARATAġ‟ın cenazesinde katıldığı ve cenaze töreni boyunca propaganda amaçlı olarak kamera ile çekim yaptığı anlaĢılmıĢtır. b) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları, ġüpheli Oya Aslan‟ın 49 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği, Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu militanlarının müdafiliğinin tamamını Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının yaptığı, Yunanistan‟da silahlı eğitim alan ve 29.06.2012 tarihinde üzerinde çok sayıda silah ve patlayıcıyla birlikte yasa dıĢı yollarla ülkeye girdikten sonra Silivri Otogarında yakalanan DHKP/C SPB mensubu Fikret Kara‟nın, 336 12.06.2012 günü saat 22.40 sıralarında Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in, 03.08.2012 günü eylem hazırlığında iken silahları ile birlikte yakalanan DHKP/C SPB mensupları Sakine ÖGEYĠK ve Murat FIRAT‟ın avukatlarının Ģüpheli Oya Aslan olduğu, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. c) DHKP/C Terör Örgütünün Örgütsel Eğitiminde Rol Alması Güler ZERE Belgeseli DHKP/C Terör örgütü Halk Cephesi adı altında gündeme iliĢkin farklı protesto gösterileri ve eylemler düzenleyerek örgüt mensuplarını ve tabanını aktif halde tutmak, daha yoğun olarak örgütlendiği varoĢ ve mahallelerde halk üzerinde oluĢturduğu baskı ve korku ortamını sürdürerek varlığını devam ettirebilmek amacıyla farklı zaman ve konularda bir takım kampanyalar düzenlemektedir. Yapılan bu kampanyalardan biri de “HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN” (Güler Zere‟ye Özgürlük) kampanyasıdır. Güler Zere, DHKP/C terör örgütü üyeliğinden ve karıĢmıĢ olduğu birçok silahlı eylemden yargılanarak mahkum edildikten sonra cezaevinde kanser hastalığına yakalandığından ötürü CumhurbaĢkanının af yetkisini kullanması ile tedavisinin yapılabilmesi için tahliye edilmiĢtir. Güler Zere tahliye edilene kadar DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde birçok eylem ve izinsiz gösteri düzenlenmiĢtir. Ayrıca DHKP/C terör örgütü basın organlarınca da Güler ZERE ile ilgili birçok haber yapılmıĢtır. HHB Avukatı Oya Aslan tarafından Güler Zere cezaevinden tahliyesi sonrası öldükten sonra bir belgesel hazırlanmıĢtır. Yönetmenliğini ve kurgusunu Ģüpheli Oya Aslan‟ın yaptığı “Damında ġahan Güler ZERE” isimli DHKP/C Terör örgütü üyesi Güler Zere‟nin kanser olduktan sonraki süreci konu alan bu belgeselin; DHKP/C terör örgütü tarafından yürütülen ve örgütün sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” kampanyası kapsamında yapıldığı, Terör örgütü üyesi olup hüküm giyen kiĢilerin halkın nazarında mağdur ve suçsuz gösterildiği, Devletin insanlara iĢkence yapan, tecrit uygulayan ve hapishanelerde imha eden bir yapı gibi gösterildiği, 337 Belgeselin hazırlık çekimleri esnasında Ģüpheli Oya Aslan‟ın 12.06.2012 günü Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen, daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟i yardımcı olarak kullandığı, Belgesel baĢlangıcında Kandıra Ceza Ġnfaz Kurumunda hükümlü bulunan DHKP/C Terör örgütü yöneticilerinden ve halen hükümlü bulunan Ümit Ġlter‟e ait Ģiir‟e yer verildiği ve belgeselde konuĢma yapan kiĢilerce örgüt propagandası yapılıp sözde devrime yönelik olumlu atıflar yapıldığı, Belgeselde konuĢmacı olarak yer alan Ģahıslardan birinin Yunanistan‟da eğitim aldıktan sonra 23 Aralık 2012 tarihinde Adana ilinde bulunan bir Polis Merkezine canlı bomba olarak saldırmaya hazırlanırken güvenlik güçlerimizce yakalanan DHKP/C SPB mensubu ġemsettin Kalkan olduğu, DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen‟in Güler ZERE‟nin hastanede tedavisi devam ettiği esnada hastanede örgüt adına nöbet bekleyen kiĢilerden olması nedeniyle belgesel için Servet Göçmen‟i de konuĢturduğu, Belgesel içerisinde konuĢma yapan Ģahısların Güler Zere‟nin hastalığından ötürü bazı kiĢi ve kurumları sorumlu tutup teĢhir etmeleri, düzenlenen doktor raporlarının açık bir Ģekilde gösterilmesi sonucunda kiĢileri ve kurumları açık hedef konumuna düĢürdüğü, Belgeselin yurt içi ve yurt dıĢında birçok gösteriminin yapıldığı, yapılan gösterimlerle alakalı olarak DHKP/C terör örgütü yayın organlarından www.halkinsesi.tv, www.yuruyus.com ve YürüyüĢ Dergisi isimli yayın organlarında birçok habere yer verildiği, Gösterimi yapılan belgeselin Halk Cephesi, TAYAD ve Temel Haklar Derneği vb. gibi DHKP/C terör örgütü kurumlarının organizesinde gerçekleĢtiği, Gösterimi yapılan belgeselin sonunda insanların devlet erkine karĢı hınçlandıklarına dair DHKP/C terör örgütünün yayın organlarında “…1 saat süren güler zere belgeselinin ardından izleyiciler salondan umutlarını tazeleyerek öfkelerini bileyerek çıktılar…” Ģeklinde haberlere yer verildiği, Dolayısıyla söz konusu belgeselin örgütsel amaçla hazırlandığı, örgüt yapılanmaları tarafından çeĢitli yerlerde bu belgeselin gösterimlerinin yapıldığı, belgesel içeriğinde örgüt mensuplarının propagandalarının yapıldığı tespit edilmiĢtir. d) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Oya Aslan ile ilgili olarak; 338 “Ben bu Ģahsı Oya Aslan olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların müdafiliğini yapar. YürüyüĢ isimli dergide Örgütün üst düzey yöneticisi olan Kamile Kayır ile birebir görüĢtüğünü biliyorum. Örgüt içerisinde ağırlığı vardır.” Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in20.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Oya Aslan ile ilgili olarak; “Ġsmini "Oya Aslan" olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosunun sorumlusudur. 19 Aralık olaylarının mahkemesi ile birebir ilgilenir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır. Gözaltına alınan Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Oya Aslan ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. … Avukatlık zırhı ve doğal bağ nedeniyle çabuk deĢifre edilmeyecek bir yapı oldukları için örgütlenme açısından önemli bir yer alırlar. Örgütün ismiyle yapıldığında tepki çekecekken ÇağdaĢ Hukukçular Derneği (ÇHD) ismiyle yapınca yasal zemin elde ediliyor. Aynı zamanda ÇHD‟li olan Selçuk KOZAĞAÇLI DHKP/C örgütünün son süreçteki Suriye‟ye destek politikası gereği Oya ASLAN ile birlikte Suriye‟ye gittiler. Örgüt YürüyüĢ dergisinin hemen bütün sayılarında Esad‟a destek verdiğini açıklıyor…” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 30.10.2009 günü Anıl Osman Çelik isimli Ģahsın Ģüpheli olarak alınan ifadesinde Ģüpheli Oya Aslan ile ilgili olarak; “Ġsmini Oya Aslan olarak biliyorum, açık kimliğini sizden öğrendim. DHKP/C örgütünün hukuk birimi yapılanması olan HHB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarından olduğunu biliyorum. Erzurum ilinde görülen DHKP/C davasına örgüt adına, mahkeme 339 heyetine baskı uygulamak ve tutuklulara destek vermek amacıyla katılmıĢ olduğumuz 2 mahkemenin birincisinde DHKP/C örgüt üyelerinin savunmasını üstlendi”Ģeklinde beyanda bulunduğu, 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Oya Aslan ile ilgili olarak; “Ġsmini Oya Aslan olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” Ģeklinde beyanda bulunduğu, C.BaĢsavcılığımızın 2011/2593 sayılı soruĢturması kapsamında 26.01.2012 günü UlaĢ Aslan isimli Ģahsın alınan ifadesinde Oya Aslan ile ilgili olarak; “Ġsmini ve açık kimliğini burada öğrendiğim Ģahsı Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C‟ den gözaltına alınan sanıklarla ilgilendiğini, biliyorum” Ģeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. e) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde hakkında birçok haberin yapılmıĢ olduğu, DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlara ġüpheli Oya Aslan‟ında katıldığı, DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten Ģahıs ve kurumları savunduğu bu Ģahıs ve kurumların sözcüsü gibi hareket ettiği Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB mensubu Ģahıslara dair gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu, DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler ZERE‟ye 340 özgürlük)isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme katılarak açıklama yaptığı, DHKP/C terör örgütü mensubu Güler Zere‟nin hastalık sonrası hayatının konu alındığı Oya ASLAN‟ın yaptığı ve yönettiği “Damında ġahan Güler Zere” isimli belgeselin farklı tarihlerde yurt içinde ve yurt dıĢında birçok yerde gösteriminin yapıldığı, yapılan gösterimlerin bir çoğuna Oya Aslan‟ın da katıldığı, belgeselin izlendiği toplantıların Halk Cephesi ve TAYAD gibi DHKP/C terör örgüt kurumları tarafından organize edildiği ve toplantılarda DHKP/C terör örgütünün propagandasının yapıldığı görülmüĢtür. f) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 09.12.2012 günü saat 15:34‟te Oya Aslan ile Ġ. A. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Aslan‟ın “gözaltına aldılar Selmayı” dediği,Ġ. A.‟nın “Niye” dediği,Aslan‟ın “Canım çok sıkıldı ee yani bi bakalım dedik hastane önüne geçtik sonra he kargaĢa çıktı yanımızdaydı, Sonra geldi bi polis dedi ki bunuda alın nerden çıkarıyor diye böyle tartıĢtık falan kavga ettik, Ondan sonra aldılar sürükleyip götürdüler” dediği,Ġ. A.‟nın “Aaaa” dediği,Aslan‟ın“ġimdi kız bide çekiniyo du Ģeyden çok kötü oldu ya bende gel biraz bakar gideriz dedim biraz öyle kendimi de Ģey hissettim çok canım sıkıldı”dediği, 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha Aracı isimli DHKP/C SPB mensubunun yakalandıktan sonra tedavi için Okmeydanı Hastanesinde bulunduğu esnada hastane önünde otuz kiĢiye yakın kiĢinin toplandığı, grubun Nebiha Aracı‟yı övücü sloganlar attığı, güvenlik güçlerine zorluk çıkartarak hastaneye zorla girmeye çalıĢtıkları ve güvenlik güçlerine saldırıda bulundukları, bunun üzerine gözaltına alınan grubun içerisinde Oya Aslan‟ın da bulunduğunun anlaĢıldığı, 10.12.2012 günü saat 20:57‟de Oya Aslan ile ġükriye Erden isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Erden‟in “Ya büroyu arıyorum arıyorum cevap veren yok” dediği,Aslan‟ın “Ya Erdem acaba telefonu açık mı bırakıyo arıyo bizi arada bir ama” dediği,Erden‟in “ġey değil meĢgul değil normal çalıyor ama açmıyor yani en az beĢ kez aradım haa” dediği,Aslan‟ın “Alla Alla o sürekli telefonun baĢında ayrılmıyor aslında ama bilmiyorum” dediği, DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ yapılanması içerisinde faaliyette bulunduğu suç Ģüphesi ile C.BaĢsavcılığımızın 2012/2049 sayılı soruĢturma kapsamında tutuklu bulunan Erdem Hanoğlu‟nun Halkın Hukuk Bürosu‟nda sekreter olarak çalıĢtığı ve devamlı olarak Halkın Hukuk Bürosu‟nda bulunduğunun anlaĢıldığı, 341 13.01.2013 günü saat 20:15‟te Ģüpheli Oya Aslan ile Behiç AĢçı isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; AġÇI‟nın “Oya” dediği,ASLAN‟ın “Behiç abi” dediği,AġÇI‟nın “Nasılsın” dediği,ASLAN‟ın “Ġyiyim siz nasılsınız” dediği,AġÇI‟nın “Ġyiyim Oya oturuyoruz” dediği,ASLAN‟ın “Behiç abi yarın ben bindim otobüse geliyorum yarın sizi görecek miyim” dediği,AġÇI‟nın “Ha yarın görüĢürüz tabii Oya” dediği, bu görüĢmenin Ģüpheli Selçuk Kozağaçlı ile Oya Aslan‟ın Suriye‟de katılacakları toplantıya dair bir görüĢme olduğu, Elde edilen deliller neticesinde Suriye‟de katıldıkları toplantılara iliĢkin yapılan tüm masrafların TAYAD BaĢkanı ve HHB avukatı Behiç AĢçı aracılığıyla örgüt tarafından karĢılandığı anlaĢılmıĢtır. g) Elde Edilen Diğer Deliller Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere bu büroda Oya Aslan‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay Dağ, Ebru Timtik, Oya Aslan, Selçuk Kozağaçlı, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Özgür Yılmaz isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu Ģüphelilerle birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “KarataĢ Adana Oya” ibaresi ile aynı ajandanın 10 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “Oya Adana 200” ibaresi karĢılaĢtırıldığında Oya ASLAN‟ın örgütsel amaçlar doğrultusunda Adana KarataĢ Kadın Kapalı Cezaevine gidip geldiği ve bu esnada 200 TL harcama yaparak sonrasında bu parayı örgüt fonundan temin ettiği, Samsung Marka S0CMJ10P321452 seri numaralı 160 GB kapasiteli sabit diskin içerisindeki resimde 2012/2468 sayılı soruĢturma kapsamında DHKP/C terör örgütü Türkiye Komitesi yöneticilerinden olduğu suç Ģüphesi ile FĠRARĠ olarak aranmakta iken 14.03.2013 tarihinde yakalanarak tutuklanan Kaan Ünsal isimli Ģahısla Oya ASLAN‟ın birlikte çekilmiĢ fotoğrafın bulunduğu, Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in 342 TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket ettiğinin fotoğraflardan anlaĢıldığı, Samsung Marka S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde bulunan M2U01128 isimli video incelendiğinde; Ģüpheli Aslan‟ın Güler Zere belgeseli kapsamında çekim çalıĢmalarına dair video olduğu, Oya Aslan‟ın çekim yapmadan önce “Servet Buraya Gel” diyerek 12.06.2012 günü Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliğine silahlı saldırı düzenleyen daha sonra Avcılarda bir polis memurunu silahla vurarak yaralayan DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) mensubu Servet Göçmen‟i yanına çağırdığı ve bir müddet Servet Göçmen‟e çekim yaptırdığı, Aynı harddisk içerisindeki M2U01132 ile baĢlayan sıralı videoların Güler Zere belgeseline dair hazırlık çekimine ait videolar olduğu, belgesel için DHKP/C SPB mensubu Servet Göçmen ile çekim yaptığı, Servet Göçmen anlatımında “Güler Zere hastanede tedavi altında iken 1 ay boyunca hastanede nöbet tuttuğunu, Güler Zere hakkında yapılan basın açıklamaları, afiĢler vb. hazırladıklarını, hastanede yaĢadıkları olayları” anlattığı, anlatırken Ģüpheli Aslan‟ın sıklıkla araya girerek “burayı Ģu Ģekilde anlat” Ģeklinde olayları dramatize etme açısından yönlendirici olduğu, Aynı harddisk içerisindeki M2U01177 isimli video ile baĢlayan sıralı videolar incelendiğinde Ģüpheli Oya Aslan‟ın Ġstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan Küçük Armutlu mahallesi ile ilgili belgesel vb. için çekim hazırlığı yaptığı, DHKP/C terör örgütünün Mahalli alan yapıları içerisinde örgütü en faal olduğu mahalle olan Küçük Armutlu mahallesi ile ilgili video kayıtları olduğu, mahalle içerisinde DHKP/C CEPHE vb. Ģeklinde birçok yazılamaların bulunduğu, mahalle sakinlerinin yaptıkları konuĢmalarda “mahalle kurulurken devletin hiçbir katkısının olmadığı, mahalle sakinlerinin örgütlenerek mahallede yıkım yapmak isteyen belediye görevlilerine engel oldukları, yıkım yapıldıkça yeniden bina yaptıkları, ilk baĢta mahalleye kaçak elektrik, su vb. getirdikleri, örgütlenmelerini sağlayan kiĢilerin mahallede bulunan DEVRĠMCĠLER oldukları, emniyet güçlerinin operasyonlarında birçok DEVRĠMCĠ ARKADAġLARININI ġEHĠT ettiklerini anlattıkları, dolayısıyla hazırlamakta olduğu belgeseli bu konuĢmalar doğrultusunda kurguladığının anlaĢıldığı, görüntülerde Gazi Polis Merkezine bombalı saldırıda bulunan ve 1 polis memurunun Ģehit olmasına neden olan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim ÇUHADAR‟ın da bulunduğu, Aynı harddisk içerisinde bulunan M2U01382 isimli video incelendiğinde 1 Mayıs 2011 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde askeri kıyafeti olan siyah pantolon beyaz gömlek ve kırmızı fular giyinmiĢ kiĢilerin kutlama esnasında “Titre OligarĢi PARTĠ CEPHE Geliyor”Ģeklinde sloganlar attıkları, Ģüpheli Aslan‟ın da bu esnada grubun içerisinde çekim yaptığı, Aynı harddisk içerisinde bulunan M2U01555 isimli video ile baĢlayan 100‟ü aĢkın sıralı videolar incelendiğinde 30 Mart 2011 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan çatı yapılanması olan HALK CEPHESĠ organizesinde 30 Mart 1972 tarihinde yasadıĢı 343 THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyon neticesinde terör örgütü üyesi Mahir ÇAYAN ve 9 arkadaĢının çıkan çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38. Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında ölen örgüt üyelerinin anması amacıyla Tokat Ġli Almus Ġlçesi Kızıldere (Ataköy) beldesine giden gruba ait görüntülerin olduğu, görüntülerin tamamının Ģüpheli Oya Aslan tarafından çekildiği, çekimlerin belgesel formatında olduğu, Oya Aslan‟ın bu eyleme katılan insanların teker teker duygu ve düĢüncelerini aldığı, yapılan eylemde “ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ, MAHĠRDEN DAYIYA SÜRÜYOR BU KAVGA” sloganlarının atıldığı, yine hazırlık yaptığı bu belgeselin amacının da örgütsel eğitim ve propaganda amacı ile yapıldığının anlaĢıldığı, Seagate marka 6VEMM82J seri numaralı 500 GB kapasiteli Sabit disk içerisindeki M2U00857 ile baĢlayan sıralı videolar incelendiğinde DHKP/C terör örgütü tarafından Güler Zere‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen eyleme ait görüntüler olduğu, Güler Zere‟nin DHKP/C terör örgütü mensuplarının tabuta yerleĢtirildiği Ģekilde yerleĢtirildiği, Ģüpheli Oya ASLAN‟ın kamera ile çekim yaptığı, törende “Devrim ġehitleri Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz” Ģeklinde sloganların atıldığı, yine törende DHKP/C‟nin simgesi olan kırmızı flamaların bulunduğu, sonrasında ise kırmızı flamalarla birlikte sloganlar eĢliğinde yürüyüĢ yapıldığı, görüntülerin Oya Aslan tarafından çekildiği, Yine aynı harddisk içerisindeki M2U00879 ve M2U00879 isimli videolar incelendiğinde Armutlu Cem Evi‟nde Güler ZERE‟nin cenazesi ile ilgili düzenlenen törene ait görüntülerin olduğu, DHKP/C‟nin simgesi olan kırmızı flama ile CEPHE yapılanmasının simgesi olan yıldız resimlerinin cemevinin her tarafında bulunduğu, ayrıca ellerinde kırmızı flama ile iki erkek ve iki kadının nöbet tuttukları, yine DHKP/C SPB mensubu olan ve Gazi karakoluna düzenlenen canlı bomba saldırısının faili Ġbrahim Çuhadar‟ın da bu eyleme katıldığı, görüntülerin Oya Aslan tarafından çekildiği, Samsung Marka S2R7J9AC303148 seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde bulunan “mov” isimli klasör içerisinde 62 adet kısa video dosyası incelendiğinde, söz konusu videoların THKP/C terör örgütü, DEV-SOL terör örgütü ve sonrasında DHKP/C terör örgütü mensuplarının 1980‟den itibaren tutuklu oldukları dönemde cezaevinde sergilemiĢ oldukları direniĢ Ģekilleri, açlık grevleri, ölüm oruçlarının anlatıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütü lideri Dursun KarataĢ‟ın propagandasının yapıldığı belgesel formatında yapılan çekim çalıĢmaları olduğu, ġüpheli Oya Aslan‟ın mevcut delillerle birlikte avukatlık faaliyetleri yanı sıra yoğun Ģekilde DHKP/C terör örgütünün amacının ve Ģiddetin propagandasını yapan belgesel çalıĢmaları hazırladığı anlaĢılmıĢtır. Ayrıca Ģüpheli Oya ASLAN „ın Ġstanbul 14. Ağır ceza Mahkemesinin 2008/240 esas sayılı dosyasında yargılanmakta olan Asuman AKÇA‟nın vekili olduğu, yukarıda Ģüpheli Taylan TANAY‟a ait bölümde ayrıntılı olarak izah edildiği Ģekilde, Ģüpheli Oya ASLAN „ın Asuman AKÇA‟nın Ģüpheli Taylan TANAY tarafından örgüt adına sorgulanıp, daha sonra örgütten ihraç edilmesinden sonra aynı dosyada baĢka sanıkların duruĢmalarına katılmasına 344 rağmen, Asuman AKÇA‟nın vekilliğini bıraktığı, bu durumun Asuman AKÇA‟nın DHKP-C terör örgütü tarafından örgütten ihraç edilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiĢtir. ġüpheli Oya Aslan mevcut dosya kapsamında halen hakkında çıkartılan YAKALAMA EMRĠ doğrultusunda aranmaktadır. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Oya Aslan‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli belgelerde, gizli tanıklar AteĢ, Çelik ve Anıl Osman Çelik, Selçuk Aymaz, Metin Sel, UlaĢ isimli Ģüpheli ve tanıkların ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren yöneticisini DHKP/C'nin atadığı terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu isimli hukuk yapılanmasında görev aldığı, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere yakalanıp gözaltına alındıklarında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunmalarına dair örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarının cenaze törenlerinin tamamına katılarak bu eylemlere katılan örgüte müzahir kiĢilere örgütsel dökümanlarda da yer aldığı Ģekliyle güven ve cesaret verdiği, bu haliyle örgüt tarafından verilen talimatları yerine getirdiği, DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda propaganda amaçlı olarak Güler Zere isimli belgeseli hazırladığı, örgütsel propaganda amaçlı görüntüler çektiği, Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP/C terör örgütü ile organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği, Ayrıca Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 13/01/2012, 25/02/2012, 21/06/2012, 23/07/2012, 21/09/2012 ve 14-16/09/2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 6. ġÜPHELĠ GÜNAY DAĞ a) Adli Ġstinabe Yoluyla Belçika Ve Hollanda Adli Makamlarından Temin Edilen Bilgisayar Kayıtları Ve Dökümanlar “2003.10.14 - 7-66-14102003” isimli word belgesi incelendiğinde; “14.10.2003 te bitti. MERHABA - Bu gün Ġstanbul Üniversitesi önünde kendini zincirleme eylemi yaptık. Bu eyleme dört arkadaĢımız katıldı. Hasibe Çoban, Sinan Güzel, Musa Kurt ve Günay Dag isimli arkadaĢlarımız üzerinde "ĠĢgal Ortaklığına ve Tecrite Son" 345 yazılı önlükler ve Aynı sloganlı pankart ve kuĢlarla birlikte eylemi yaptılar. Eyleme polis hemen müdehale etmedi. 25 dakika sürdü eylem. Bu arada 25 dakika boyunca arkadaĢlar iĢgal ve Tecritle ilgiliajitasyon çektiler. Polislerin müdehale etmemesinin nedeni baĢta tam anlayamadık. Sonradan müdehaleleri zincirleri kesecek makasın gelmesiyle birlikte oldu. Oradan arkadaĢlar gözaltına alındılar. Okulun yakınındaki karakola götürülene kadar direndiler. Götürülmeleri de uzun sürdü. Eylem boyunca Beyazıttaki insanlar büyük bir ilgiyle izlediler. DüĢündüğümüz,planladığımız gibi baĢarılı güzel bir eylem oldu. Bu eylemi de Galata Kulesi eylemi gibi arkadaĢlarla ayrıntısına kadar konuĢarak örgütledik. Kapının demirlerinin yapısına, oraya en hızlı nasıl asabiliriz, kendimizi en hızlı nasıl zincirleyebilirizikonuĢarak, ve tatbikatını yaparak örgütledik. Bu nedenlede hesaplanmadık, düĢünmediğimiz bir nokta yoktu. Sonuçta düĢünmediğimiz bu kadar uzun süreceğini düĢünmemiĢtik. Eylem uzun sürdü. Biz bir kaç dakika içinde yapacak gibi düĢünmüĢtük. Çünkü eylem yapılacak yerin hemen karĢısında sürekli çevik duruyor. Onun dıĢında kapıda Özel Güvenlik Birimleri var. O nedenledeonların müdehalesi olmadan eylemi yapmaya göre planlamıĢtık kendimizi. Daha uzun sürünce uzun uzun ajitasyon çekme fırsatı oldu. Pankartı iple bağlamak uzun sürebilir diye hem ip hemde kanca yapmıĢtık. Basını da Galata Eyleminde olduğu gibi bir arkadaĢımız dolaĢarak bir yere getirdioradanda eylemin olacağı yere götürdü. Böylece basında örgütlü gitti ve her ikiside televizyon haberlerinde yer aldı. Bizim kitlemiz açısındanda bir motivasyon yarattı. Bu eylemdeki arkadaĢlarımız tutuklandılar.”ġeklinde ibarelerin olduğu, Günay DAĞ‟ın DHKP/C terör örgütünün talimatı ile Ġstanbul Üniversitesi önünde kendini zincirleme eylemi yaptığı ve tutuklandığı, Yapılan arĢiv tetkiklerinde; 13.10.2003 Günü Ġstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüsü ana giriĢinde bulunan Demir kapı Üzerine pankart asan ve kendilerini zincirleyen Günay Dağ- Sinan Güzel - Musa Kurt ve Hasibe Çoban‟ın göz altına alındıkları, “2003.10.15 - export 7-7-542-15102003” isimli word belgesi incelendiğinde YaĢar KOD Münevver Köz tarafından yazılan bu raporda “Ģu anda gençlikte geliĢmeye baĢlayan ve son eylemde tutuklanan Günay adında bir arkadaĢ var. ĠÜ. Hukuk 2. snıfta. dolaba gelip gitmeye baĢlamıĢtı. temiz bir arkadaĢtı. Ankaralı. Büroyada gelip gidiyor. Ağbiiside yeni avukat. Ankarada çalıĢıyordu. Ġstanbula geldi. Manavladrntanıytılar. Büroyada geldi ama kendi iĢ olanaklarını kurmak istiyor. ĠĢ arıyordu. sohpbet ettik. bende bıraktığı izlenim temiz ve saf Anadolu insanının özelliklerini taĢıyan birisi. Ġstanbula yeni taĢındı. sık sık Ankaraya gidip geliyor. tam bir iliĢki kuramadık. Ama bu arkadaĢlada ilgilenmeyi düĢünüyoruz. ÇHD ye baĢta yönlendirdik. Büroyu ve çalıĢmalarımızı anlattık.. Ġlgiliydi ama bir Ģey söylemek için erken” ġeklinde ibarelerin olduğu http://istanbul.indymedia.org/tr/news/2005/02/19488.php isimli internet sitesinde yayınlanan “Ne zamandır polis YÖK bünyesinde çalıĢmaya baĢladı?” baĢlıklı haberde “Ġstanbul Üniversitesi‟nde idare ve polisin “soruĢturma” adı altında öğrencileri sorguya çekerek, ajanlık teklif etmesi bugün protesto edildi. Ġstanbul Üniversitesi öğrencileri 346 yürütülen gizli soruĢturmaların son bulmasını istedi. 2 ġubat günü, Ġstanbul Üniversitesi Merkez Kampüs kapısı önünde toplandılar. Öğrenciler burada “Katil polis üniversiteden defol”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak” sloganlarını attılar. “Polis idare iĢbirliğine, gizli sorgu ve soruĢturmalara son” pankartı açan öğrenciler bir basın açıklaması yaptılar. Öğrenciler adına konuĢan Ġstanbul Üniversitesi öğrencisi Günay DAĞ, haklarında soruĢturma açılan öğrencilerin, üniversitenin öğretim üyeleri tarafından sorgulandığını ve sorgu esnasında öğrencilerin “isim vermezseniz sizi okuldan atarız” Ģeklinde tehdit edildiğini anlattı. Dağ, sorgu ve soruĢturmaların polis ve idare tarafından yürütüldüğünü belirterek Ģunları anlattı; “üniversite koridorlarında ellerinde telsizlerle gezerek öğrencileri provoke etmeye çalıĢan sivil polislerin öğrenciler tarafından protesto edilmesi sonucunda, öğrenciler hakkında, “YÖK görevlisine hakaretten” soruĢturmalar açıldı. Yani polis YÖK çalıĢanı olarak gösterilmeye çalıĢılıyor. Ne zamandır polis YÖK bünyesinde çalıĢmaya baĢladı?..” Ģeklinde yayınlanan haberden Günay Dağ‟ın Ġstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesinde okuduğunun anlaĢıldığı, “2003.11.14 - 10-18-14112003” isimli word belgesi incelendiğinde; “2- Tahliye olan arkadaĢlardan Hasibe büroya gelmiĢti. ArkadaĢlar sohbet etmiĢler. ailesi hiç büroya gelmesine bile izin vermeyecekmiĢHasibe diretince gelmiĢler birlikte. Sonrada memlekete götürmek istemiĢler. Hasibe de Farukla konuĢmuĢ ben eve gideyim bunları yatıĢtırıp pazartesi en geç bir hafta içinde gelirim demiĢ. Faruk'ta bir Ģey diyememiĢ. Sinan, Musa ve Günay bu gün geldiler. Moralleri coĢkuları yerinde gözüküyor. Bu gün kurumları dolaĢıyorlar. Musa'nın ailesinin durumu iyi değil. (Neslihan Uslu'nun yeğeni) ġu anda da Ġstanbul da duruyorlar. Musa onlarla bu gün gidecek pazartesi gelecekyada pazar akĢamı. Günay ve Sinan buradalar. Dediğim gibi daha her biriyle ayrı ayrı ayrıtılı konuĢmadık ama iyi gözüküyorlar.” ġeklinde ibarelerin olduğu görülmüĢtür. Örgütsel raporların içeriğinden 2003 yılında HHB‟nin DHKP/C terör örgütünün avukatlıkla ilgili iĢlerine mevcut haliyle yetersiz kaldığından Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel amaçlar doğrultusunda yeni avukat aradıkları, Avukat Günay Dağ‟ın öğrenci iken bir müddet DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan yapılanması içerisinde yer alan ve örgüt içi yazıĢmada “DOLAP” Ģeklinde Ģifrelenen Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği‟nde faaliyet gösterdiği, 13.10.2003 tarihinde DHKP/C terör örgütü yönetiminin talimatı ile Ġstanbul Üniversitesi önünde kendini zincirleme eylemi yaptığı, akabinde tutuklandığı, tahliye olduktan sonra örgüt sorumlusunun yanına giderek kendisi hakkında rapor verdiği, 2003 yılından itibaren DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanması içerisinde bulunan Halkın Hukuk Bürosunda avukat stajyeri olarak baĢladığı görülmüĢtür. Hollanda ve Belçika‟dan elde edilen dökümanlar 01.04.2004 gününden önceki tarihlere iliĢkin örgütsel yazıĢmaları içermektedir. ġüpheli Günay Dağ, 2003 tarihinden 347 sonraki dönemde HHB‟da avukatlık yapmaya baĢladığından dolayı Hollanda/Belçika olarak adlandırılan dökümanlar içerisinde Ģüpheli ile ilgili az sayıda örgütsel yazıĢma bulunmaktadır. b) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: ġüpheli Günay Dağ‟ın 21.10.2006 tarihinde Ġstanbul Sultangazi Cebeci mezarlığında çeĢitli tarihlerde ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarını anmak için gelen ellerinde kırmazı bayraklar ve ölen DHKP/C terör örgütü mensuplarının fotoğrafları bulunan grup tarafından “UMUDUN ADI DHKP/C, BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ” gibi yasadıĢı DHKP/C terör örgütünün ve Ģiddetin propagandasını yapan, devletin iç ve dıĢ güvenliğine yönelik suç iĢlemeyi teĢvik eden, iĢlenmiĢ olan suçları ve suçluları övücü mahiyette sloganların atıldığı grubun içinde bulunduğu, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar ile 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in de katıldıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen daha önceden ölen terör örgütü mensuplarını anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2: ġüpheli Günay Dağ‟ın 27/07/2007 günü saat 13.35‟de Ġstanbul Beyoğlu Ġlçesi Galatasaray Meydanında DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan “Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC)” organizesinde yapılan basın açıklamasına katıldığı, elinde döviz taĢıdığı ve açılan pankartı ön saflarda tuttuğu, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün çatı yapılanması olan HÖC organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3:16 Mart 1978 tarihinde Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde patlayan bomba ile (7) öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak; 16.03.2009 günü saat 12.00 sıralarında Ġstanbul Üniversitesi Hergele Meydanında toplanıp, kantin ve koridorları dolaĢtıktan sonra Fen Fakültesi vezneciler tarafı araç giriĢ kapısı önünde dıĢarıdan gelen 348 öğrencilerle buluĢarak sayıları yaklaĢık 100 kiĢiye ulaĢan DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonuna mensup öğrenci grubu tarafından yapılan basın açıklamasında Ģüpheli Günay Dağ‟ın da yer aldığı, aynı eyleme karakola canlı bomba saldırısında bulunan Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen, örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik federasyonu organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp slogan atmak ve örgütü temsil eden bayrak taĢımak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4:08.06.2009 günü Ferhat Gerçek ve Engin Çeber ile ilgili olarak, “Halk Cephesi” organizesinde; Bakırköy Adliyesi önünde toplanan (40) kiĢiye hitaben Nurzet GÜNAL tarafından “AKP Ġktidarı Öldürmeye Devam Ediyor!” baĢlıklı yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ında katıldığı, basın açıklaması esnasında; “Engin Çeber ölümsüzdür – Engin‟in katili AKP iktidarıdır – ĠĢkence yapmak Ģerefsizliktir – Halkız, Haklıyız kazanacağız” içerikli sloganların atıldığı “Ferhatı vuranlar Engin‟ i katledenler cezalandırılsın, Adalet Ġstiyoruz” yazılı Halk Cephesi imzalı pankartın açıldığı, “Adalet Ġstiyoruz – Özür Değil Adalet Ġstiyoruz” yazılı dövizlerin taĢındığı, Ģüphelinin bu eylemde canlı bomba saldırısı düzenleyip ölen Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubunun hemen yakınında yer aldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 5:10.09.2009 günü Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde yaklaĢık 50 kiĢilik grubun Güler ZERE ile ilgili olarak “GÜLER ZERE‟YE ÖZGÜRLÜK ĠÇĠN 32. GÜN NÖBETTEYĠZ” ibareli pankart açtıkları, Ģüpheli Günay Dağ‟ın bu eylemde canlı bomba saldırısı düzenleyip ölen Ġbrahim Çuhadar isimli SPB mensubunun hemen yakınında yer aldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 349 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: ġüpheli Günay Dağ‟ın 10.11.2009 günü Ġstanbul ili Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü yönetici Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde yer aldığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZ- KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7: 19.12.2009 günü Ġstanbul BayrampaĢa ilçesi eski cezaevi önünde 19-22 Aralık Olayları ile ilgili DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapan TECRĠTE KARġI MÜCADELE PLATFORMU tarafından yapılan ellerinde “19-22 ARALIK KATLĠAMINI UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ” ibareli “TECRĠTE KARġI MÜCADELE PLATFORMU” imzalı dövizle yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 8: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli Günay Dağ‟ın da grup ile birlikte hareket ettiği, 350 Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır Eylem 9: 30.03.2010 günü DHKP/C terör örgütü sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde; 30 Mart 1972 tarihinde Tokat Ġli Almus Ġlçesi Kızıldere (Ataköy) beldesinde yasadıĢı THKP/C terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyon neticesinde terör örgütü kurucusu olan Mahir Çayan ve 9 arkadaĢının çıkan çatıĢmada ölü olarak ele geçirilmesi olayının 38. Yıldönümü sebebiyle Kızıldere olaylarında ölen örgüt üyelerinin anması gerçekleĢtirebilmek amacıyla yapılan yürüyüĢe Ģüpheli Günay Dağ‟ın da katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, yürüyüĢ sırasında “BURAYA DÖNMEYE DEĞĠL ÖLMEYE GELDĠK, MAHĠR ÇAYAN – KIZILDERE SÖNMEYEN MEġALEMĠZ, MAHĠR VE DAYI ÖLÜMSÜZ ÖNDERĠMĠZ, DEVRĠM DEĞĠġMEYEN HEDEFĠMĠZ” yazılı “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart açtıkları, “MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ” yazılı dövizler taĢıdıkları, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütü yöneticilerinin övüldüğü, Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atılıp pankart ve dövizlerin taĢınması suretiyle terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma etkinliğine katılıp grupla birlikte hareket ederek üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 10: ġüpheli Günay Dağ‟ın 19.12.2010 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından BayrampaĢa Eski Cezaevi önünde 19-22 Aralık Olayları ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı, basın açıklaması esnasında “YAKANLAR 10 YILDIR YARGILANMADI HALK CEPHESĠ” imzalı döviz ve “KATLĠAM EMRĠNĠ VERENLER CEZALANDIRILSIN ÇHD ĠSTANBUL” imzalı pankartların taĢındığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 351 Eylem 11: 06.04.2011 tarihinde Ġstanbul Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından yapılan 19-22 Aralık 2000 senesinde Cezaevlerine yapılan müdahale ile ilgili basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ında katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 12: ġüpheli Günay Dağ‟ın 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 13: ġüpheli Günay Dağ‟ın 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 14: 16.03.2012 tarihinde Ġstanbul Beyazıt Meydanı‟nda DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde; 16 Mart 1978 günü 352 Ġstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırının yıldönümü münasebetiyle yapılan yürüyüĢ ve basın açıklamasına Ģüpheli Günay Dağ‟ın da katıldığı ve grup ile birlikte hareket ettiği, basın açıklamasına katılan Ģahıslar tarafından “16 MART KATLĠAMININ HESABINI SORDUK SORACAĞIZ!” ibaresi bulunan GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı pankart, “16 MART KATLĠAMININ SORUMLUSU DEVLETTĠR!”, “KAHROLSUN FAġĠZM YAġASIN MÜCADELEMĠZ – FAġĠZMĠ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ” ibareli GENÇLĠK FEDERASYONU imzalı dövizlerin açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen ve örgütün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından organize edilen yasadıĢı gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 15: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi ilçesinde bulunan gazi cem evine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150 kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Günay Dağ‟ın da bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler, ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 16: ġüpheli Günay Dağ‟ın 13.09.2012 günü Ġstanbul Çağlayan Adliyesi önünde DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde “KOMPLOLARI BOġA ÇIKARACAĞIZ ARKADAġLARIMIZI 353 KATLETTĠRMEYECEĞĠZ!” yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasına katıldığı,bizzat basın açıklamasını okuduğu, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün gençlik yapılanması olan Gençlik Federasyonu organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 17: 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in 23.07.2012 günü düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Günay DAĞ‟ın da katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız, Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüphelinin yasadıĢı slogan atan ve Dev-Genç marĢını söyleyen grubun hemen yanında yer aldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 18: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Günay Dağ‟ında yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli 354 avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠSMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK-MAHALLELĠ UYUMA ġEHĠDĠNE SAHĠP ÇIK-KATĠL POLĠS ARMUTLUDAN DEFOL-ARMUTLU BĠZĠMDĠR,BĠZĠM KALACAK-HASAN SELĠM KOMUTAN ÖLÜMSÜZDÜR-MAHĠR,HÜSEYĠN,ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġ-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ-YAġASIN HALKIN ADALETĠ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Ģüphelinin yasadıĢı slogan atan grupla beraber hareket ettiği, göğsüne canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın fotoğrafını taktığı, grupla bütünleĢtiği, Bu Ģekilde Ģüpheli Günay Dağ‟ın terör örgütünün çağrıları doğrultusunda ve güvenlik güçlerine yönelik canlı bomba eyleminde ölen Ġbrahim Çuhadar isimli örgüt mensubunu sahiplenmek için Adli Tıp önüne gidip cenaze iĢlemlerinin baĢından sonuna kadar yer almak ve örgüt propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine de katılmak suretiyle zincirleme Ģekilde üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu iĢlediği anlaĢılmıĢtır. ġüpheli Günay Dağ‟ın katıldığı tespit edilen eylemler incelendiğinde; Katıldığı toplumsal eylemlerde 10.11.1997 tarihli örgütsel raporda belirtildiği üzere “toplumsal olaya katılan kiĢilere güven ve cesaret verme amacı” ile hareket ettiği, Katıldığı eylemlerde “Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu ,Devrimci Alevi Komitesi” Ģeklinde sadece DHKP/C Terör Örgütü ile irtibatlı pankart ve söylemlerin yer aldığı, Yer aldığı eylemlerde DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının da bulunduğu, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan Silahlı Propaganda Birlikleri(SPB) mensubu militanlarının cenaze törenlerine katıldığı anlaĢılmıĢtır. 355 c) Sadece DHKP/C Terör Örgütü Mensuplarının Avukatlığını Üstlenmesi Ġstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ġube Müdürlüğünce terör örgütü mensubu olmak suçu Ģüphesiyle gözaltına alınan Ģüphelilerden, DHKP/C terör örgütüyle bağlantılı olarak 2010 ile 2012 yılları arasında gözaltına alınan Ģüpheliler ve bu Ģüphelilerin emniyetteki savunmalarına katılan müdafiler hakkında elde edilen veriler incelendiğinde; Gözaltına alınan 470 Ģüphelinin 288‟ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 182‟sine ise Ġstanbul Barosuna bağlı farklı avukatların müdafilik yaptıkları, oransal olarak gözaltına alınan 470 Ģüphelinin %61 „ine Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, %39‟ una ise Ġstanbul Barosuna bağlı diğer avukatların müdafilik yaptıkları, ġüpheli Günay Dağ‟ın 20 DHKP/C terör örgütü Ģüphelisinin avukatlığını üstlendiği görülmüĢ, ġüphelinin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerin gözaltı iĢlemlerini kendiliğinden takip etmesinin amacının örgüt aleyhine ifade verilmemesini sağlamak, bu kapsamda susma hakkını kullandırmaya zorlamak, gözaltına alınan kiĢinin örgütten kopmamasını sağlamak ve örgütsel devamlılığı sağlamak olduğu dosya kapsamında elde edilen delillerin yapılan incelemesi neticesinde anlaĢılmıĢtır. d) DHKP/C Terör Örgütünün Örgütsel Eğitiminde Rol Alması 29-30.12.2012 günü, Ġstanbul Beyoğlu ilçesi, Mahmut ġevket PaĢa Mahallesi, Gürsel Sokak, No:15 sayılı adresteki Serhat Düğün Salonunda DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Gençlik Federasyonu mensuplarınca “PARASIZ EĞĠTĠM KURULTAYI” adı altında örgüt propagandası yapılan ve örgütsel eğitim amaçlı düzenlendiği belirlenen bir toplantı gerçekleĢtirilmiĢ, Ġstanbul 2 Nolu Hakimliğinin 28.12.2012 tarih ve 2012/2094 Sor. No, 2012/3860 Teknik Takip Nolu kararına istinaden yapılan teknik araçlarla izleme iĢlemi sonucu elde edilen seslerin yapılan çözümünde, ortamda bulunan DEV-GENÇ mensuplarına Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ģüpheli Günay Dağ‟ın konuĢma yaptığı tespit edilmiĢtir. Toplantının yapıldığı salonda toplantının konusuyla bağdaĢmayacak Ģekilde terör örgütü kurucu ve liderleri olan Mahir Çayan ve Dursun KarataĢ‟ın resimlerinin bulunduğu, ayrıca güvenlik güçleri ile girdiği silahlı saldırı sonrası ölen Hasan Selim Gönen‟in fotoğrafının da bulunduğu, kurultayda bulunan pankartların açık Ģekilde terör örgütü yapılanmalarının pankartları olduğu, salonda görev alan kiĢilerin tek tip kıyafet giydiklerinin görüldüğü, Günay Dağ‟ın örgütsel eğitim amacıyla düzenlendiği belirlenen bu toplantıda yaptığı konuĢmada “19 Aralıkta da aynı Ģey yapılmak istendi devrimciler üzerinden tutsak 356 devrimciler üzerinden yapılmak istendi, hayata geçirildi. Bunun bir parçası da gençlikti bu saldırının ilk önceliği bu saldırıyı göğüslemekte olan gençlik belki de en önde yer aldı DEVGENÇ‟liler iĢte Cananlar, Zehralar özlemlerle bu saldırıya karĢılık verdi” dediği, “Cananlar, Zehralar” dediği kiĢilerin DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek suçundan tutuklu/hükümlü olan ve 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında hayatını kaybeden Canan Kulaksız ile 2000-2001 yılında yapılan ölüm oruçlarında hayatını kaybeden Zehra Kulaksız olduğu, Günay Dağ konuĢmasının devamında “Evet öyledir 19 Aralıkta da bu süreci tamamlamaya çalıĢtılar biz bu süreçte böyle bir süreçte gençliğin örgütlenmesine yeni bir süreçte yeni bir Ģekilde örgütlenmesine tanıklık ettik. Benim, ben Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiydim bu arada 2003 yılında baĢlamıĢtım bu süreçte TÖDEF‟te Gençlik Derneklerine ve sonrasında Gençlik Federasyonuna çevrilen bir süreç vardı sanırım. 2002 baĢlarında Gençlik Dernekleri kurulmaya baĢlanmıĢtı. 2003 yılında da gençlik birlik koordinasyonu adıyla bu dernekler merkezileĢtirilmeye çalıĢıldı. 2010 yılında GENÇLĠK FEDERASYONU oldu. Bu süreçte bizim en önemli gündemimiz hedefimiz gençliğin örgütlenmesiydi. Çok geniĢ bir gençlik kesimi örgütsüzdü. 19 Aralık saldırısından sonrada gençliklere çok önemli bir örgütlenme açısından gerileme yaĢanmıĢtı bunun aĢılması gerekirdi bu süreçte belki burada bir arkadaĢımız ordaydı (….) (anlaĢılmadı) öğrenci meclisi zemini vardı öncesinde bunun yarattığı bir potansiyel vardı genç potansiyel bu potansiyeli örgütlemeye çalıĢtı (….) (anlaĢılmadı) buradan dernekleĢmeye geldik yapmaya çalıĢtık. Amaç amacımız buydu bizi o dönemde dernekçilikle yasalcılıklarla eleĢtirmiĢlerdi bende çok iyi hatırlıyorum üniversiteye ilk baĢladığımda okuduğum dergiler (….) (anlaĢılmadı) dergilerdi. Dernekçi dernekçiler olarak bahsedilen birileri vardı. Ben merak ederdim. Kim bu dernekçiler? Hani bir aĢağılama bir küçümseme olarak ifade eden bir tanımlamaydı. Aslında bu daha öncelerde de yaĢanan bir tartıĢmaydı. Sanıyorum seksenlerin sonuna bu ilk dernekleĢme çalıĢmalarında Veysel abi daha iyi bilir bir kesim hep yasalcılıkla eleĢtirildi kendileri, tırnak içinde hani illegal mücadele yürütmek için. Bizleri, hani DEV- GENÇ‟lileri yasalcılıkla suçlarlardı, 2004 yıllarında faĢist saldırılar Ġstanbul‟da yeniden yükseliĢe geçmiĢti Ġstanbul‟da. Bu dönemde biz arkadaĢlarımız hep o DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ coĢkusuyla ve DEVGENÇ‟lilerin her zaman sahip olduğu o uzlaĢmazlıkla o kararlı MĠLĠTAN duruĢla biz sivil faĢist saldırılara karĢı durmaya çalıĢtık. Bizi yasallıkla suçlayan küçümseyenler bu mücadelede yoklardı; Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi‟nde 200 öğrenci 200 kiĢi devrimci bir kısmı örgütlü bir kısmı örgütsüz faĢistlerle sivil faĢistlerle mücadele için mücadeleye hazır ama bu bahsettiğim kesimler onlar hazır değiller ve Ģunu söylüyor söylüyorlardı biz hazır değiliz koĢullarımız uygun değil veya bizi eleĢtirerek bizim yaptığımız eylemleri eleĢtirerek biz politika yapıyoruz diyorlardı evet bizim yaptığımız politika değildi hani o cüret o uzlaĢmazlık kararlılık, militanlık bunu politika olarak görmüyorlardı kendi yaptıklarını politika olarak görüyorlardı evet oda bir politikaydı ama bu önem burjuva politikasıydı bu devrimci politika 357 olamazdı sosyalist devrimci devrimcilerin politikası olamazdı onlar da bu politikayı seçtiler bugün geldiğimiz nokta itibariyle o devrim ruhuyla devrim coĢkusuyla o inancıyla militan kararlı duruĢu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir Nurgül Acar. Evet o sürecin yarattığı devrimcilerdi, DEV-GENÇ’lilerdi. Bugün karĢımızda bu örnekler var diğer tarafta da iĢte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en dibine o çukurun en dibine doğru gidenlerde var. 2004 ün haziranında olması lazım GENÇLĠK FEDERASYONU adıyla merkezi düzeyde bir örgütlenmeye gidildi. 2003‟ün Mayıs ayında buna benzer bir kurultay gerçekleĢtirildi, gerçekleĢtirmiĢtik. Benim katıldığım ilk etkinlik kurultaydı. DEV-GENÇ ruhuyla DEV-GENÇ duruĢumuzu sergileyerek değiĢik eylemler düzenledik kampanyalar organize ettik. Yine aynısüreçte devam eden F Tipi saldırısına karĢı tecrit politikasına karĢı devam eden Ölüm Orucu DireniĢi ile ilgili pek eylem ve etkinlik yaptık bunları organize ettik ve sonrasında aslında bir çoğunuz biliyorsunuz yakın geçmiĢe ait örnekler PARASIZ EĞĠTĠM TALEBĠ KAMPANYALARI örgütlendi. Son olarak FÜZE KALKANI DEĞĠL PARASIZ EĞĠTĠM ĠSTĠYORUZ vb. kampanyaları örgütlendi, bunların hepsinde çeĢitli bedeller ödendi. Tutsaklıklar yaĢandı. Bugün hala parasız eğitim istiyoruz dediği için anti emperyalist duruĢ sergiledikleri için antiemperyalist duruĢ sergilediği için hapishanelerde tutsak edilen DEVGENÇ‟li dostlarımız var bunları sizde tanıyorsunuz biliyorsunuz. Evet bu mücadele hala devam ediyor. Dev-Genç Geleneği Dev-Genç Ruhu Devam Ediyor Mahir‟in Tanımladığı Atılgan, Dinamik Ruh Devam Ediyor Onlar Genç Gençlik Kesimleri Örgütlenmeye Bekliyor Mücadelemiz sizin mücadeleniz bundan sonra o (….) (anlaĢılmadı) yeniden ortaya çıkarmak yeniden örgütlemek DEV-GENÇ ruhuyla diyorum. TeĢekkür ediyorum (alkıĢlamalar) (slogan atılıyor) YAġASIN DEV GENÇ YAġASIN DEV GENÇLĠLER” dediği, X Erkek Ģahsın “…derneğe gelip giden insanları arayıp iĢyerlerinde rahatsız eden ya da aileleri rahatsız eden insanları teĢhir ediyorlardı fos insanlardır falan polisler” dediği, Günay Dağ‟ın “…Sizde söylediniz yani çok değiĢik yöntemleri var hepsini yapabilirsiniz teĢhir etmekte onun bir parçasıdır…” dediği görülmüĢtür. ġüpheli Günay Dağ‟ın Dev-GENÇ Kurultayında yaptığı konuĢmada özetle kendisinin de öğrencilik yıllarında Dev-Genç eylemlerine katıldığını, o dönemde gençliğin örgütlenmesinde faal rol oynadığını, militan bir duruĢ ve hareketle Dev-Genç içinde faaliyet gösterdiğini, DHKP/C terör örgütü mensubu ve 2012 yılında 1 polisi Ģehit eden Hasan Selim Gönen‟in, GaziosmanpaĢa ilçesinde 1 polisi Ģehit eden Nurgül Acar‟ın ve THKP/C terör örgütü kurucusu Mahir Çayan‟ın kendilerine örnek olduğunu, Dev-Genç mücadelesinin yeniden organize edilmesi gerektiğini söylediği, ayrıca önleyici görevleri bakımından yavaĢ yavaĢ terör örgütlerinin içine çekilmeye çalıĢılan gençlerin ailelerini uyaran polislerin teĢhir edilmeleri konusunda örgütün gençlik yapılanmasına tavsiyeler verdiği anlaĢılmıĢtır. 358 e) Ġfade Beyanları I. Gizli Tanık Beyanları Gizli Tanık AteĢ‟in 07.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Günay Dağ ile ilgili olarak; “Ben bu Ģahsı Günay …olarak tanıyorum. Kendisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. DHKP/C örgütü adına eylem ve faaliyetlerinden gözaltına alınanların müdafiliğini yapar.” Ģeklinde beyanda bulunduğu, BaĢsavcılığımızın 2012/1949 sayılı soruĢturması Gizli Tanık Çelik‟in 20.09.2012 tarihinde BaĢsavcılığımızda alınan ifadesinde Ģüpheli Günay Dağ ile ilgili olarak; “Ġsmini "Günay" olarak biliyorum. Üniversite dönemlerinde DEV-GENÇ‟te faaliyet gösterdiğini biliyorum. ġu an Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. KardeĢi Güray Dağ‟da avukattır. YurtdıĢı ile iletiĢimi sağlamaktadır.Gözaltına alman Ģahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbir Ģeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum.” ġeklinde beyanda bulunduğu, Gizli tanık YüzleĢme, 29.05.2013 tarihinde alınan ifadesinde Günay Dağ ile ilgili olarak; 2008 yılında Halkın Hukuk Bürosu‟nun sorumluluğunu Mine yani Münire DEMĠREL yürütüyordu, Münire DEMĠREL Ģu an merkezi örgütlenme içerisindedir. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Selçuk KOZAĞAÇLI, Taylan TANAY, Oya ASLAN, Barkın TĠMTĠK, Ebru TĠMTĠK, Günay DAĞ, Naciye DEMĠR, Gülvin AYDIN, Özgür YILMAZ, Avni Güçlü SEVĠMLĠ, ġükriye ERDEN, Serhan ARIKANOĞLU, S. isimli kiĢilerin DHKP/C örgütü avukatları olduğunu biliyorum. Bu avukatlar örgüte bağlılıklarını bildirir özgeçmiĢ raporu veren, parti üyesi olabilecek seviyede ileri düzey cephe elemanıdırlar. Bu tanımla neyi kastediyorum, taraftar, sempatizan yada örgüt elemanı değil örgüt yöneticisi pozisyonundadırlar. Mesela Serhan Arıkanoğlu örgütün eski sorumlularındandır. ” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. II. ġüpheli/Sanık/Tanık beyanları 24.10.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütmek suçundan dolayı Ġstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi‟nin 2008/240 Esas sayılı dosyasında yargılanmakta iken tahliye edilen Asuman Akça‟yı silahla vurarak yaraladıktan sonra yakalanan DHKP/C – SPB mensubu Selçuk Aymaz tarafından 30.10.2012 tarihinde yapılan teĢhise iliĢkin düzenlenen tutanakta Günay Dağ ile ilgili olarak; “Bu Ģahsı Günay olarak tanıyorum. DHKP/C lehine hareket eden Halkın Hukuk Bürosu avukatlarındandır. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınan DHKP/C mensuplarının ifadelerine avukat sıfatıyla katılır” Ģeklinde beyanda bulunduğu, 359 C.BaĢsavcılığımızın 2010/691 soruĢturması Metin Sel‟in Ģüpheli sıfatıyla 10.04.2011 tarihinde alnına ifadesinde Günay Dağ ile ilgili olarak; “Ġsmini Günay Dağ olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatı olduğunu, DHKP/C terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan Ģahısların avukatı olarak ilgilendiğini, Zaman zaman mahkemelere dinleyici olarak gittiğimde tutukluların mahkemelerine giren kiĢi olarak ve HALK CEPHESĠ, TAYAD gibi yapılanmalar tarafından yapılan basın açıklamalarında grubun yanında gördüğüm Ģahıstır” ġeklinde beyanda bulunduğu, Ġsmet Özdemir isimli Ģahsın 10.05.2008 tarihinde alınan bilgi almasında Günay Dağ ile ilgili olarak; “Ben kendisini Günay olarak tanırım. 2003 yılında yaptıkları bir eylemden tutuklanınca BayrampaĢa Özel Tip Kapalı Cezaevinde a-5 blokta birlikte kaldık.Zincirleme eyleminden alındığını söyledi. DHKP/C Terör Örgütünün gençlik yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünü bildiğim kiĢidir. Bana burada izlettiğiniz görüntüler içerisinde 21.10.2006 tarihinde Cebeci Mezarlığında yapılan ölen DHKP/C Terör Örgütü mensuplarının anılması eylemine katıldığını gördüğüm kiĢidir.” ġeklinde beyanda bulunduğu görülmüĢtür. f) Açık Kaynak ÇalıĢmaları DHKP/C Terör Örgütünün basın organları olan YürüyüĢ Dergisi ve www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde Ģüpheli Günay Dağ ile ilgili birçok haberin yapılmıĢ olduğu, Günay Dağ‟ın öğrenci iken DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından olan Gençlik Federasyonunda uzunca bir süre faaliyet gösterdiği, birçok eylem katıldığı, DHKP/C Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürütmekte olan Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Federasyonu gibi yapılanmaların yapmıĢ olduğu organizasyonlarda Günay Dağ‟ın da katıldığı, DHKP/C terör örgütü adına faaliyet yürüten Ģahıs ve kurumları savunduğu,bu Ģahıs ve kurumların sözcüsü gibi hareket ettiği, Güvenlik güçleri ile girdikleri çatıĢma neticesi ölen ya da yaralanan DHKP/C – SPB mensubu Ģahıslara dair Günay Dağ‟ın gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunarak bu Ģahıslar hakkında övücü açıklamalarda bulunduğu, DHKP/C Terör Örgütü tarafından yürütülen, sözde demokratik alan yapılanmaları tarafından organize edilen “AKP zulmüne karĢı birleĢelim, yıkımlara karĢı direnelim kampanyası” (Kentsel DönüĢüm), “Tutuklu Hükümlüler Serbest Bırakılsın” (Güler ZERE‟ye 360 özgürlük)isimli kampanyalar adı altında gerçekleĢtirilen birçok eyleme Ģüpheli Günay Dağ‟ında katılarak açıklama yaptığı, Günay Dağ‟ın daha öncesinde de güvenlik güçlerine yönelik silahlı eylemler gerçekleĢtiren DHKP/C – SPB mensubu Hasan Selim Gönen ile birlikte farklı bir eyleme katıldığı ve birlikte gözaltına alındığı anlaĢılmıĢtır. g) Yapılan Teknik Takip ÇalıĢmaları 10.12.2012 günü saat 15:20‟de Günay Dağ ile Ö. Ç. isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Ö.Ç‟nin “Bende iyiyim sen alındın mı” dediği, Dağ‟ın“Dün bir ara ufak bir gözaltı gibi bir Ģey oldu, ya iĢte Ģey yaptılar hastanenin önünde bekleyenlere” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha gördüm” dediği, Dağ‟ın “Bizimde bir stajer vardı öğrenci daha doğrusu büroda çalıĢan, Yanımızda bekliyordu kız daha yeni gelmiĢtik oraya onu da böyle almaya çalıĢtılar dedik ne yapıyorsun niye alıyorsunuz bilmem ne falan dediler alacağız vermedik biraz itiĢ kakıĢ oldu sonra benide aldılar böyle itekleyerek Ģey yaparak böyle” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha birisinin kafası falan gözü iyilermi gözaltındakiler çıktılar mı” dediği, Dağ‟ın “Dünküler duruyor bugünde gözaltı oldu zaten sabah” dediği, Ö.Ç‟nin “Ha yine mi aynı yere gittiler” dediği, DAĞ‟ın “Evet otuza yakın gözaltı oldu toplam” dediği, Ö.Ç‟nin “oo hadi bakalım yine karakollar sizim mekanınız he”dediği, 08.12.2012 tarihinde Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha ARACI isimli DHKP/C SPB mensubunun yakalandıktan sonra tedavi için Okmeydanı Hastanesinde bulunduğu esnada hastane önünde toplanan grubun Nebiha ARACI‟yı övücü sloganlar attığı, güvenlik güçlerine zorluk çıkartarak hastaneye zorla girmeye çalıĢtıkları ve güvenlik güçlerine saldırıda bulundukları, bunun üzerine DHKP/C terör örgütünün propagandasını yapmak suç Ģüphesi ile gözaltına alınan otuza yakın kiĢinin grubun içerisinde Günay Dağ‟ın da bulunduğunun anlaĢıldığı, 13.12.2012 günü saat 23:29‟da Günay Dağ ile X erkek Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; X Erkek‟in “Ee iyi akĢamlar ben YürüyüĢ Dergisinden arıyorum da” dediği, Dağ‟ın “Hı hı evet” dediği, X Erkek‟in “Ee dava ile ilgili bi bilgi geliĢme var mı acaba” dediği, DAĞ‟ın “Ee Ģimdi bitti tutanağı alıyoruz biz ee on iki kiĢi tutuklandı, dört kiĢi ile ilgili ev hapsi ve yurt dıĢına çıkıĢ yasağı iki kiĢiye de sadece yurtdıĢına çıkıĢ yasağı verdi ” dediği, X Erkek‟in “O ıı Ģeyden yani on kiĢi değil de diğerlerinin isimlerini verebilir misiniz” dediği, Dağ‟ın “Bi saniye bi saniye ben veriyim Ģeyi ver veriyorum…” dediği, 09.12.2012 tarihinde ilimiz Bahçelievler ilçesinde bulunan 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği‟ne bombalı ve silahlı saldırı düzenleyen ve olay yerinde suçüstü yakalanan DHKP/C 361 terör örgütü silahlı kanadı SPB mensubu Nebiha Aracı‟ya destek olmak amacıyla Ģahsın tedavi gördüğü Okmeydanı E.A. Hastanesinde bir grup DHKP/C terör örgütü mensubu toplandıkları, çıkan arbedede 22 kiĢi göz altına alındığı ve 12 kiĢinin tutuklandığı soruĢturmadan bahsettikleri, Günay Dağ‟ın DHKP/C terör örgütü adına yayın yapan YürüyüĢ dergisi çalıĢanıyla görüĢüp adli süreç hakkında bilgi verdiği, DHKP/C terör örgütü kurumları arasında irtibatın sağlandığı, 17.12.2012 günü saat 14:30‟da Günay Dağ ile Soner isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Soner‟in “Günay abi merhaba ben Edirne den Soner” dediği, Dağ‟ın “He merhaba Soner” dediği, Soner‟in “Günay abi Gökhan sizle görüĢtü mü herhangi bir Ģey söyledi mi?, He Edirne ye kimseye geliyo muydu bugün, Ģimdi geçen burda üç dört gün önce ev baskını oldu da, biz Ģimdi yanlıĢlıkla karakolda, Ġfade verdik, ĠĢte bi kaç tane de bi Ģey imzaladık ama, ġimdi diyoruz ki acaba savcılığa gidip yani sanırım yanlıĢ kağıtlara mı imza attık tam anlamadım ben, Ee savcılığa gidip acaba o Ģeye bakanla savcıyla konuĢup da hani psikolojik baskı altındaydık diyip,Yeni bir ifade verme Ģansımız var mı bizim” dediği, Dağ‟ın “Ee Soner onu Gökhan, büroda konuĢur zaten Ģeyle Barkın büroda onla görüĢecekti,Tamam onu daha sonra Ģey yaparız konuĢuruz” dediği, Soner‟in “Heh Ģimdi biz kendimiz gidip ee görüĢelim Ģey savcıya çıkalım mı yoksa daha sonra Avukatların” dediği, Dağ‟ın “Yo yo yo yok yok bi bekleyin siz bi bakalım nedir ne değildir durum” dediği, Soner‟in “Çünkü çünkü Günay abi bi top eĢya elektronik bilgisayarlara telefonlara, Vesahirlere el kondu da Ģimdi hiç bir Ģey kalmadı yani evde, Biz de yanlıĢlıkla” dediği, Dağ‟ın “Tamam neyse onları onları konuĢurlar tamam ona Ģeyle Barkın la konuĢurlar tamam” dediği, Edirne ilinde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek Ģüphesi ile gözaltına alınan Soner Barut ve diğer Ģahısların ifade verdikleri, daha sonrasında bu kiĢilerin örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosu avukatı Günay Dağ‟ı arayarak ifadelerini ne Ģekilde değiĢtirmeleri hususunda bilgi aldıklarının anlaĢıldığı, Soner Barut isimli Ģahsın “ifadelerini yanlıĢlıkla verdiklerini” beyan ederek Günay Dağ‟a ifade vermelerinden ötürü mahcup bir Ģekilde konuĢtuğu, bu durumdan örgüt suçlaması ile gözaltına alınan kiĢilerin tüm aĢamalardan Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarını bilgilendirdiklerinin tespit edildiği, 05.01.2013 günü saat 21:33‟te Günay Dağ ile X erkek Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; X Erkek‟in “ġimdi bizim dün bi akrabanın evi Polisler basmıĢlar ıı gözaltına almıĢlar di mi gittiniz tekrardan daha sonra da evde bi misafir varmıĢ tayadlı, Adı Hatice aklınızda olsun tanıyor musunuz bilmiyorum da” dediği, Dağ‟ın “Hatice nerden Gaziden mi alınmıĢ” dediği, X Erkek‟in “küçükköyden gözaltına alınmıĢ” dediği, Dağ‟ın “Anladın tamam tamam tamam baĢka gözaltına alınan var mı ?” dediği, X Erkek‟in “Yok yok Ģeyi arayalım mı diye düĢündük de,Taylan beyi” dediği, Dağ‟ın “Tamam tamam ben haber veririm, Dün akĢam mı 362 alınmıĢ ne zaman alınmıĢ” dediği, X Erkek‟in “Dün akĢam Küçükköyde haberiniz var mı yok mu bilmiyorum da” dediği, Dağ‟ın “He dün akĢam alındıysa haberi olmuĢtur ya” dediği, X Erkek‟in “Tayatlı ha” dediği, Dağ‟ın “Kaç baksana kaç gibi alınmıĢ” dediği, X Erkek‟in “AkĢam iĢte bilmiyorum tam saatini de 12ye doğru” dediği, GörüĢme içeriğinden DHKP/C terör örgütü mensubu bir kiĢinin gözaltına alınması durumunda örgütün diğer kurumları olan TAYAD, YürüyüĢ vb. kurumlar ve diğer örgüte müzahir kiĢiler tarafından Halkın Hukuk Bürosuna haber verildiğinin anlaĢıldığı, 15.01.2013 günü saat 21:33‟te Günay Dağ ile Barkın Timtik isimli Ģahıs arasında yapılan görüĢmede özetle; Dağ‟ın “gözaltı varmıĢ galiba” dediği, Timtik‟in “Özkan KarakuĢ” dediği, Dağ‟ın “Ya film gösterimi bitti de Ģey komisyon olarak bi konuĢalım dedik de yani bi” dediği, Timtik‟in “Tamam ben geçerim o zaman sen gitme” dediği, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyette bulunmak suç Ģüphesi ile gözaltına alınan kiĢilerden örgüte müzahir diğer kiĢi ve kurumlar aracılığıyla haberdar olarak kendiliğinden avukatı olarak emniyet birimlerine gittikleri anlaĢılmıĢtır. Yine 07.01.2013 günü saat:14.37‟de Halkın Hukuk Bürosuna kayıtlı telefon ile Bulgaristan Halkın Sesi/Nilüfer Çiçek arasında yapılan görüĢmede özetle; (Halkın Hukuk Bürosu Erdem Hanoğlu telefonu Günay‟a verir.) Çiçek‟in “Halkın sesinden arıyorum Nilüfer ben nasılsınız” dediği,DAĞ‟ın “Ee iyiyim teĢekkürler siz nasılsınız” dediği, Çiçek‟in “Ġyiyim iĢte sağolasın bizim ıı bi yardım talebimiz olacaktı da sizden az önce tekrar gönderdim bi yaklaĢık bi hafta önce bi mail göndermiĢtim size ıı bilgi için belki görmüĢsünüzdür bi dava varmıĢ aleyhimizde ıı onunla ona bi bakabilirmisiniz diye rica edecektim birde biz burdan Ģey yaptık da size vekalet vermek istiyoruz yalnız Bulgaristanda arıyorum ben yalnız burdan oraya vekalet vermek için ıı vekaletnameyi konsoloslukta doldurmamız gerekiyormuĢ avukat bilgileri lazım dediler” dediği,Dağ‟ın “size vekalet bilgilerini gönderelim” dediği, Çiçek‟in “Hı hı maille de yazabilirsiniz” dediği,Dağ‟ın “Tamam mail mail olarak gönderelim biz size” dediği, Çiçek‟in “Hı hı baĢka yapmamız gereken bir Ģey var mı sizin hani Oraya sadece sitemizin adını yazacaz o kadar değil mi” dediği,Dağ‟ın “Hı hı evet ha Ģeyi de yayın vekaleti olarak söylerseniz oraya yayı” dediği, Halkın Hukuk Bürosunun DHKP/C terör örgütünün yayın organı olan Halkın Sesi isimli internet sitesi ile irtibat halinde bulunduğu görülmüĢtür. h) Elde Edilen Diğer Deliller Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere bu büroda Günay Dağ‟ın maaĢ almak suretiyle çalıĢtığı, ayrıca büroda ikamet ettiği, maaĢ 363 olarak aldığı paranın örgütsel dökümanlarda geçtiği Ģekilde DHKP/C terör örgütü tarafından temin edildiğinin değerlendirildiği, Halkın Hukuk Bürosunun örgütsel konumunun anlatıldığı bölümde açıklandığı üzere 11.01.2013 – 14.01.2013 tarihleri arasında yukarıda açıklandığı üzere tüm masrafları örgüt fonundan karĢılan ve ÇağdaĢ Hukukçular Derneği‟ne üye avukatları örgütün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosuna kazanma amaçlı yapılan kamp faaliyetine katıldığı, Halkın Hukuk Bürosunda yapılan aramada elde edilen 86 ile numaralandırılmıĢ dökümanda, “Günay 270, Ebru 270, Oya 225, Selçuk 270, Betül 270, E. 270, E. 270, M. 270, Özgür 270 Ġdil Yemek Toplam 2385 Yüksel” Ģeklinde ibarelerin olduğu, içeriğinde ismi geçen Ģahısların sırasıyla; Günay DAĞ, Ebru TĠMTĠK, Oya ASLAN, Selçuk KOZAĞAÇLI, Nazan Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, Özgür YILMAZ isimli Ģüpheliler olduğu ve Ģüphelinin bu Ģüphelilerle birlikte örgüt yapılanmalarından olan Ġdil Kültür Merkezinde verilen yemek ücretini karĢıladıkları belirlenmiĢtir. Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sonucunda elde edilen Üzerinde PETLINE yazılı ajandanın 3 ile numaralandırılan sayfasında bulunan “Tekirdağ – Günay Oya” ibaresi ile aynı ajandanın 10 ile numaralandırılmıĢ sayfasında yazılı “Günay Tekirdağ Yol yemek” ibaresi karĢılaĢtırıldığında Günay Dağ‟ın örgütsel amaçlar doğrultusunda Tekirdağ 1 veya 2 nolu F Tipi Cezaevine gidip geldiği ve bu esnada 190 TL harcama yaparak sonrasında bu parayı örgüt fonundan temin ettiğinin anlaĢıldığı, Seagate Marka 5VMAXCMZ seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisinde 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in TAYAD tarafından düzenlenen mezar anmasına ait resimlerin bulunduğu, Ģüpheli Oya Aslan ve Günay Dağ‟ın da grubun içerisinde hareket ettiğinin resimlerden fotoğraflardan anlaĢıldığı, TOSHIBA marka 81FZT2KRT seri numaralı 500 GB kapasiteli sabit disk içerisindeki “AVSEQ01” isimli video incelendiğinde; görüntünün 20/21/24.05.2005 tarihinde çekilmiĢ olduğu, o tarihte DHKP/C terör örgütünün Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ‟in Ġstanbul Üniversitesindeki uzantısı olan Ġstanbul Üniversitesi‟nin Öğrenci Kulüpleri arasında bulunan Halk Bilim Kulübünde çekilmiĢ olduğu, söz konusu videonun tamamına yakınının Ģüpheli Günay Dağ tarafından çekildiği, videoda Halk Bilim Kulübü öğrencilerinin kendi aralarındaki konuĢma ve sohbetlerine dair görüntülerin bulunduğu, bu öğrencilerin arasında 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde bir polis memurunu silahlı saldırı neticesinde Ģehit eden ve 20.07.2012 günü polisle girdiği silahlı çatıĢma neticesinde hayatını kaybeden DHKP/C‟nin silahlı kanandı olan SPB mensubu Hasan Selim Gönen‟in de bulunduğu, videonun ilerleyen bölümünde Hasan Selim Gönen‟in elinde bulunan eylem fotoğrafları arasından bir fotoğraf alarak“Haklıyız Kazanacağız da Milis yürüyüĢü zaten, Bunlar Okmeydanı Gençliği” dediği, Günay Dağ‟ın bunun üzerine “Ne yürüyüĢü Hasan, Milis ne Hasan”diyerek Hasan Selim Gönen‟in kameraya kendisini ifĢa ettiği imasında bulunduğu, 364 Hasan Selim Gönen‟in ise “Yaptığım tüm eylemlerin sorumlusu Günay Dağ’dır”diyerek güldükleri, Milis örgütlenmesinin örgütün mahalli alan olarak nitelendirdiği alan içerisinde yer aldığı, milislerin silahlı propaganda birliklerini tamamlayıcılık görevi olduğu ancak mahalli yerel örgütlenmelerin geliĢmesine hizmet edecek eylemler (Molotof, korsan gösteri, taĢlama, yazılama vb)gerçekleĢtirdiklerinin bilindiği, Dolayısıyla bu konuĢmalardan Ģüphelinin o tarihlerde Hasan Selim Gönen ile birlikte DHKP/C‟nin Gençlik yapılanması olan DEV-GENÇ içerisinde birlikte faaliyet gösterdiklerinin anlaĢıldığı, Samsung Marka S189J9DQ211308 seri numaralı 250 GB kapasiteli sabit disk içerisinde bulunan sırasıyla “SG105640” isimli resim dosyası ile baĢlayan resimler incelendiğinde gece saatlerinde gerçekleĢtirilen yasal olmayan bir eyleme ait fotoğrafların olduğu, grubun ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flama taĢıdıkları ve askeri düzen içerisinde yürüdükleri, söz konusu yasadıĢı eylemde grup içerisinde Günay Dağ‟ın da fotoğrafının bulunduğu, 253 ile numaralandırılan DVD içerisindeki “SG105706, SG105709” isimli resim dosyalarında Ģüpheli Günay Dağ‟ın DHKP/C yazılamasının altında poz vererek yalnız baĢına çektirmiĢ olduğu fotoğrafların olduğu, Yine aynı DVD içerisinde Tunceli ilinde Halk Cephesi tarafından düzenlendiği anlaĢılan etkinliklere ait fotoğrafların olduğu, söz konusu etkinliklere Günay Dağ‟ın da katılmıĢ olduğunun anlaĢıldığı, ġükriye Erden‟in ikametinde yapılan aramada elde edilen Seagate marka W2A385J1 seri numaralı 500 GB kapasiteli hard disk içerisinde bulunan birçok video ve resim dosyası incelendiğinde, DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanması olan Dev Genç organizesinde yapılan yaz Gençlik kamplarından birine ait görüntülerin olduğu, kampa katılan Ģahıslar arasında Ģüpheli Günay Dağ, 2012/2094 sayılı soruĢturma kapsamında Dev Genç üyesi olduğu suç Ģüphesi ile tutuklanan Erdem Hanoğlu ve C.BaĢsavcılığımızın 2011/2468 sayılı soruĢturması kapsamında tutuklu bulunan Elif Sultan Kalsen‟in de bulunduğu, düzenlenen gençlik kamplarının DHKP/C terör örgütünün sempatizan ve eleman kazanmak amacıyla organize edildiği bilinmektedir. SONUÇ OLARAK; ġüpheli Günay DAĞ‟ın terör örgütü DHKP/C'ye yönelik olarak gerçekleĢtirilen operasyonlarda ele geçirilip ülkemize teslim edilen Hollanda ve Belçika dökümanları isimli belgelerde, tanık,gizli tanık ve Ģüpheli ifadelerinde de belirtildiği üzere DHKP/C terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren, yöneticisini DHKP/C'nin atadığı Halkın Hukuk Bürosu'nda "manav" olarak Ģifrelenen avukat olarak DHKP/C terör örgütünün hukuk yapılanmasında görev aldığı, avukat olmadan önce de DHKP/C „nin gençlik yapılanması olan 365 DEV- GENÇ adlı yapılanmada uzun süre görev aldığı, DHKP/C terör örgütü mensuplarına hukuki yardım sağlamasının yanında örgüt mensuplarına yapılan toplantılarda örgütsel eğitim verdiği, zira yapılan ortam dinlemesinde yaptığı konuĢmalarda polisleri Ģehit eden DHKP/C terör örgütü üyelerinden ve eylemlerinden övgüyle söz ettiği, DEV GENÇ tarafından yapılan eylemlerin organize edilmesinde yer aldığı, yine DHKP/C terör örgütü ile ilgili yürütülen soruĢturmalar ve kovuĢturmalar kapsamında cezaevinde tutuklu ya da hükümlü olarak bulunan örgüt mensuplarının ölüm orucu eylemine katılmalarını sağlayarak bu eylemleri organize ettikleri yönünde konuĢmalar yaptığı, son dönemde silahlı ve bombalı eylemleri organize eden Ģahıslarla birlikte yasadıĢı gösterilere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği, DHKP/C terör örgütü üyelerinin çeĢitli bombalama ve polislerin Ģehit edilip vatandaĢların yaralanması eylemlerinde Ģüphelilerin herhangi bir talebi olmadan avukat olarak görev aldığı, atılı suçtan dolayı yakalanıp gözaltına alındığında açlık grevi, susma hakkı ve görevliye direnme gibi örgütsel tavır ve eylemlerde bulunduğu, daha önceden müdafiliğini yaptığı Ģüphelilere de bu Ģekilde davranmaları hususunda örgütsel talimatı ilettiği, DHKP/C üyeliği suçlamasına maruz kalan ve örgütün bildirdiği avukatları tutmak istemeyen kiĢilerin örgütsel tavır ve eylem çerçevesinde avukatlığını üstlenmek için giriĢimlerde bulunduğu, son dönemde DHKP/C„nin silahlı kanadı olan SPB mensuplarınca organize edilen silahlı ve bombalı eylemleri gerçekleĢtiren Ģahıslarla birlikte eylemlere katıldığı ve bu Ģahısların cenazelerine katılarak örgüte müzahir kiĢilere örgütün ele geçirilen dökümanlarında belirtilen amaç ve stratejileri doğrultusunda cesaret verdiği, DHKP/C terör örgütünün silahlı kanadı olan SPB mensubu Nebiha ARACI‟nın yakalandıktan sonra götürüldüğü Okmeydanı hastanesi önünde örgüte müzahir kitle tarafından yapılan eyleme katıldığı, Bu Ģekilde yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere Ģüphelinin DHKP-C terör örgütü ile organik bağ kurduğu, eylemlerinin süreklilik ve çeĢitlilik arz ettiği, böylece üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu iĢlediği , Ayrıca Halkın Hukuk Bürosunda yapılan arama sırasında avukat olmayan Erdem Hanoğlu ve Kamile Kayır isimli Ģahısların güvenlik güçlerince bürodan çıkartılmaya çalıĢıldığı sırada ve gözaltı iĢlemleri yapıldığı sırada güvenlik güçlerine direnmek suretiyle görevi yaptırmamak için direnme suçunu iĢlediği, Yine Ģüphelinin yukarıda izah edildiği Ģekilde 25/02/2012,16.03.2012, 21/06/2012, 23/07/2012, 13.09.2012 ve 14-16/09/2012 tarihlerinde 6 kez terör örgütü propagandası yapmak suçunu da iĢlediği anlaĢılmıĢtır. 366 7. ġÜPHELĠ NACĠYE DEMĠR a) DHKP/C Terör Örgütünün Propagandasının Yapıldığı Eylemlerde Yer Alması Eylem 1: DHKP/C terör örgütü tarafından F Tipi cezaevlerinin kaldırılması için örgüt mensuplarına ölüm orucu talimatı verilmesi sonrası 05 Nisan 2006 tarihinde yapılan törenle birlikte DHKP/C terör örgütü bünyesinde faaliyet yürüten TAYAD (TUTUKLU AĠLELERĠ YARDIMLAġMA VE DAYANIġMA DERNEĞĠ) baĢkanı olan Av. Behiç AĢçı isimli Ģahsın ölüm orucu eylemine baĢladığını sembolize eden kırmızı kurdele takma töreni ile Grup Yorum üyelerinin konser etkinliğinin yapıldığı, söz konusu törene Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, ayrıca DHKP/C terör örgütünün SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) içerisinde faaliyet gösteren ve Sultangazi Polis Karakoluna düzenlediği canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar, 16.06.2012 günü silahlı saldırıda bulunarak 1 polis memurunu Ģehit eden, daha sonra güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim Gönen ve DHKP/C terör örgütünün eski Ġstanbul sorumlusu olan Eyüp BaĢ‟ın da katıldığının tespit edildiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütü DHKP/C‟nin organizesinde ve talimatları ile gerçekleĢtirilen ölüm oruçlarına destek olmak için ölüm orucuna baĢlayan ve terör örgütünün silahlı kanadında aktif faaliyet yürütüp eylemler gerçekleĢtiren örgüt mensuplarının da iĢtirak ettiği törene katıldığı, tören sırasında açık Ģekilde terör örgütünün bu eyleminin özendirildiği ve teĢvik edildiği sloganların atıldığı, bu haliyle Ģüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 2: 25.01.2009 günü saat 13:00‟da Beyoğlu Ġlçesi Taksim Tramvay durağı önünde Ceza Ġnfaz kurumlarındaki mahkûmların Ģartlarıyla ilgili olarak DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmasından olan “Tutuklu Aileleri YardımlaĢma Derneği (TAYAD)” organizesinde yapılan basın açıklamasına ġüpheli Naciye DEMĠR‟in de katıldığı, basın açıklaması esnasında “Hapishanelerde tecrit ve iĢkenceye son, sohbet hakkı uygulansın.(Tayadlı Aileler)” yazılı pankartın açıldığı, “Sohbet Hakkı uygulansın- Tecrite son - Adalet Bakanı yalan söylüyor” Ģeklinde sloganlarının atıldığı, örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen bu basın açıklamasına canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün yapılanmalarından olan TAYAD organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 367 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 3: ġüpheli Naciye DEMĠR‟in 13.05.2009 günü Sultanahmet Adliyesi önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen basın açıklamasına katıldığı, basın açıklamasında ”Operasyonun Hesabını Vereceksin Susurluk Devlettir! Mehmet Ağar Tutuklansın!‟ ibareli „Halk Cephesi‟ imzalı pankart ve ellerinde „Mehmet Ağar 12 Temmuz Katliamının Hesabını Vereceksin Adalet Ġstiyoruz‟ ibareli Halk Cephesi imzalı dövizlerle ve üzerlerinde Halk Cephesi imzalı kırmızı renkli yelekli göstericilerin bulunduğu, bu basın açıklamasına canlı bomba Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde gerçekleĢtirilen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 4: DHKP/C terör örgütü adına yürüttüğü faaliyetlerden dolayı o tarihte halen cezaevinde tutuklu bulunan ve kanser hastası olan Güler Zere'ye destek vermek amacıyla DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan “Halk Cephesi” organizesinde 15.10.2009 günü saat 12.30‟da Ġstanbul Adli Tıp Kurumu önünde toplanan (60) kiĢilik gruba hitaben TAYAD BaĢkanı Av. Behiç AĢçı tarafından “Güler Zere Derhal Serbest Bırakılmalıdır” baĢlıklı basın metni okunduğu, söz konusu eyleme ġüpheli Naciye DEMĠR‟in de katıldığı, basın açıklaması esnasında “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük –Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” baĢlıklı pankartın açıldığı, “Güler Zere Serbest Bırakılsın” yazılı dövizlerin taĢındığı, “Güler Zere Serbest Bırakılsın- YaĢasın Devrimci DayanıĢma- Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz- ĠĢkence Yapmak ġerefsizliktir-Merhamet Değil Adalet Ġstiyoruz.” Ģeklinde sloganların atıldığı, aynı eyleme 11.09.2012 günü Gazi Polis Merkezine canlı bomba saldırısında bulunan DHKP/C SPB mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde açılan pankartların hemen arkasında katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. 368 Eylem 5: ġüpheli Naciye Demir‟in 29.10.2009 günü Adli Tıp Kurumu önünde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi ve ÇHD (ÇağdaĢ Hukukçular Derneği) organizesinde Güler Zere isimli Ģahıs ile ilgili olarak toplanan yaklaĢık (50) kiĢilik grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı, basın açıklaması esnasında “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” yazılı pankartların açıldığı, “Kanser Hastası Güler Zere‟ye Özgürlük – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın” Ģeklinde yazılı dövizlerin taĢındığı, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur – Güler ZERE Serbest Bırakılsan – Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın – KurtuluĢ Yok Tek BaĢına Ya Hep Beraber Ya Ġç Birimiz- Katil Devlet Hesap Verecek” ibareli sloganların atıldığı, bu eyleme canlı bomba saldırısında ölen örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın da katıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 6: 10.11.2009 günü Ġstanbul Sarıyer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Armutlu Cemevinden yaklaĢık 100–120 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C terör örgütü üyesi Eyüp BAġ‟ın cenazesinin Gazi mahallesindeki örgütün sözde Ģehitliğine götüren grup içerinde Ģüpheli Naciye Demir‟in de yer aldığı, ölen terör örgütü mensubunun fotoğrafını göğsüne taktığı, grup tarafından tabutun üzeri kırmızı bir bezle kapatıldığı, EYÜP BAġ YOLDAġ ÖLÜMSÜZDÜR- DEVRĠM ġEHĠTLERĠNĠN HESABINI SORDUK SORACAĞIZ - KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ” Ģeklinde sloganların atıldığı, Eyüp BaĢ‟ın DHKP/C terör örgütü yöneticilerinden olduğunun bizzat örgüt bildirisi ile açıklandığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde örgüt sorumlularından Eyüp BaĢ‟ın fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 7: 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesinde üç kahvehane ve bir iĢyerinin silahla taranması sonucu baĢlayan olayları anmak amacıyla DHKP/C terör örgütü mensuplarınca, 12 Mart 2010 günü Gazi Mahallesinde GAZĠ-ÜMRANĠYE ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR! yazılı, ellerinde sözde örgütü temsil eden kırmızı renkli bez parçalarını taĢıdıkları, Gazi Olaylarında ölen Ģahıslara ait fotoğrafların bulunduğu, “FAġĠZMĠ OLĠGARġĠYĠ KANLA BOĞACAĞIZ-HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ-KATĠLLER 369 HALKA HESAP VERECEK-MAHĠR HÜSEYĠN ULAġ KURTULUġA KADAR SAVAġKURTULUġ KAVGADA ZAFER CEPHEDE-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ VE DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR” Ģeklinde slogan attıkları, Ģüpheli Naciye Demir‟in de grup ile birlikte hareket ettiği, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır Eylem 8: ġüpheli Naciye Demir‟in 08.05.2010 tarihinde Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu mahallesinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen Güler Zere‟nin cenaze törenine katıldığı, tören esnasında KANSER HASTASĠ DEVRĠMCĠ GÜLER ZERE ġEHĠT DÜġTÜ KATĠLĠ AKP ĠKTĠDANDIR GÜLER ZERE ÖLÜMSÜZDÜR” yazılı HALK CEPHESĠ ibareli pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen anma törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 9: ġüpheli Naciye Demir‟in 06.07.2010 DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan yapılanması içerisinde yer alan TAYAD'lı Aileler, TAYAD'lıların tutuklanmasını protesto etmek için Ġstanbul ve Ankara'da AKP Ġl binaları önünde oturma eylemine katıldığı, Eylemde "Hasta Tutsakları Tecritte Öldürmek Serbest! Cenazelerine Katılmak Suç! Tutuklu TAYAD'lılar Serbest Bırakılsın! / TAYAD'lı Aileler" yazılı pankartların açıldığı, "Tutuklanan TAYAD'lılar Serbest Bırakılsın!, Mahir Çayan'ı Anmak Suç Değildir! Güler Zere'yi Anmak Suç Değildir!" sloganları atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 10: 09.01.2011 günü saat 15.10 sıralarında ġiĢli Ġlçesi ġiĢli Camii yanında bulunan meydanda toplanan DHKP/C terör örgütü ve örgütün yapılanması olan YürüyüĢ 370 Dergisi‟ne yönelik 2010 Kasım-Aralık aylarında yapılan operasyonları protestosuna Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı ve grubun yanında beklediği, protestoya katılanların üzerlerinde YÜRÜYÜġ yazılı kırmızı renkli yelek bulunan yaklaĢık 60 kiĢilik grup “YÜRÜYÜġ SUSTURALAMAZ – SEYHAN DOĞAN 19 ARALIK 2000‟DE BAYRAMPAġA HAPĠSHANESĠ‟NDE DĠRĠ DĠRĠ YAKILDI – BAYRAMPAġA‟DA DĠRĠ DĠRĠ YAKTIĞINIZ 6 KADINI YAZMAYA DEVAM EDECEĞĠZ – HAPĠSHANELERDE KATLEDĠLENLERĠ YAZMAYA DEVAM EDECEĞĠZ” ibareli pankartların açıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgütün yayın organlarından YürüyüĢ Dergisi için düzenlenen eyleme katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 11:18.10.2011 günü Ġstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önünde DHKP/C terör örgüt güdümünde faaliyet gösteren TAYAD tarafından AYHAN Efeoğlu‟nun cenazesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, basın açıklamasına katılan grubun “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankart açtıkları ve “AYHAN EFEOĞLU‟NUN CENAZESĠNĠ ĠSTĠYORUZ – AYHAN EFEFOĞLU‟NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ” yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı dövizler taĢıdıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 12: 19.12.2011 günü Eski BayrampaĢa Cezaevi önünde 19 Aralık 2000 Hayata DönüĢ Operasyonunu protesto etmek amacıyla yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, katılan grubun YAġASIN 19-22 ARALIK DĠRENĠġĠMĠZ KATLĠAMĠ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ yazılı Tecrite KarĢı Mücadele Platformu” imzalı pankart ve 19-22 ARALIK ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR HESABINI SORACAĞIZ yazılı pankart açtıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen basın açıklamasına katılıp gruba açıklama yapmak suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, 371 05.07.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa uyarınca bu suçun erteleme kapsamında kaldığı anlaĢılmıĢ olup, örgüt üyeliğinin delili olarak bu eylem iddianamede anlatılmıĢtır. Eylem 13: 13.01.2012 günü Bakırköy Kadın Cezaevi önünde örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde YASEMĠN KARADAĞ ile ilgili yapılan basın açıklamasına Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, basın açıklamasında “YASEMĠN KARADAĞ‟IN KATLEDĠLMESĠNE ĠZĠN VERMEYECEĞĠZ” yazılı “TAYAD‟LI AĠLELER” imzalı pankartın açıldığı, ġüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen örgüt yapılanmalarından TAYAD organizesinde düzenlenen basın açıklamasına katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 14: ġüpheli Naciye Demir‟in 25.02.2012 günü Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi ĠsmetpaĢa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünde DHKP/C terör örgütünün uzantısı olan Halk Cephesi tarafından organize edilen yaklaĢık 200-250 kiĢilik grup ile birlikte DHKP/C – SPB mensubu Ali YILDIZ‟ın cenazesine katıldığı, cenaze sırasında Ali YILDIZ Ölümsüzdür – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ANALARI ÖFKESĠ KATĠLLERĠ BOĞACAK – DĠRENDĠK KAZANDIK KAZANACAĞIZ – KATĠL DEVLET HALKA HESAP VERECEK Ģeklinde terör örgütünün, örgüt mensuplarının övüldüğü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi ve TAYAD organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 15: 12.06.2012 tarihinde Ġstanbul Ġstinye ġehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirliği‟ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve güvenlik güçlerinin karĢılık vermesi olayı sonucunda Erdal Dalgıç isimli Ģahıs olay yerinde yaralanmıĢ ve kaldırıldığı hastanede ölmüĢtür. DHKP/C terör örgütü mensubu Erdal Dalgıç isimli Ģahsın cenazesi Adli Tıp Kurumundan DHKP/C Terör örgütü mensubu Ģahıslar tarafından alınarak Sultangazi ilçesinde bulunan Gazi cemevine getirilmiĢtir. 21.06.2012 günü DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde yaklaĢık 100-150 kiĢilik grup Ġstanbul Sultangazi ilçesi Gazi Cemevinden baĢlayarak cenaze ile Gazi Mezarlığına doğru yürüyüĢ gerçekleĢtiren grubun içerisinde Ģüpheli Naciye Demir‟in de bulunduğu, cenaze törenine katılan Ģahısların üzerlerinde Halk Cephesi ibareli yelekler, ellerinde kırmızı bez parçaları, “ENGĠN ÇEBER, ERDAL DALGIÇ ÖLÜMSÜZDÜR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı pankart ve “ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ” yazılı CEPHE imzalı , “ĠġKENCE YAPMAK ġEREFSĠZLĠKTĠR” ibareli “HALK CEPHESĠ” imzalı dövizlerle katılan grup, “YAġASIN DEVRĠMCĠ HALK KURTULUġ CEPHESĠ – UMUDUN ADI DHKP/C - TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE 372 GELĠYOR – ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ – KATĠL DEVLET HESAP VERECEK – MAHĠR, HÜSEYĠN, ULAġ KURTULAġA KADAR SAVAġ – KURTULUġ SAVAġTA ZAFER CEPHEDE – DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR – ÖNDER YOLDAġ DURSUN KARATAġ” Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganların atıldığı, Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çatı yapılanması olan Halk Cephesi organizesinde düzenlenen ve açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine göğsünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafını takarak katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 16: 16.06.2012 tarihinde Ġstanbul GaziosmanpaĢa ilçesinde silahlı saldırı sonucu 1 polis memurunu Ģehit eden ve 20.07.2012 tarihinde güvenlik güçleri ile girdiği çatıĢma sonucu ölen DHKP/C SPB mensubu Hasan Selim GÖNEN‟in 23.07.2012 günü düzenlenen cenaze törenine Ģüpheli Naciye Demir‟in de katıldığı, grubun “Hasan Selim Gönen Ölümsüzdür, Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz, ĠĢkencecilerden Hesap Sorduk Soracağız, Kahrolsun FaĢizm YaĢasın Mücadelemiz, Katil Devlet Hesap Verecek, YaĢasın Dev-Genç YaĢasın Dev-Gençliler, Sultan IĢıklı Onurumuzdur, Mahir Hüseyin UlaĢ KurtuluĢa Kadar SavaĢ, KurtuluĢ Kavgada Zafer Cephede, Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak, ĠĢkenceci Köpekler Halka Hesap Verecek, YaĢasın Halkın Adaleti” Ģeklinde slogan attıkları, Bu Ģekilde Ģüphelinin açık Ģekilde terör örgütünün propagandasına dönüĢtürülen cenaze törenine katılıp grupla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu iĢlediği, Eylem 17: 14 Eylül 2012 Cuma günü Ġstanbul Bahçelievler ilçesi Yenibosna semtinde bulunan Adli Tıp Kurumundan Sultangazi Polis Karakoluna canlı bomba saldırısı düzenleyen Örgüt mensubu Ġbrahim Çuhadar‟ın cenazesini teslim almaya gelen grup içerisinde Ģüpheli Ģüpheli Naciye Demir‟in de yer aldığı, Grubun Kuleli Parkından çıkarak Ahmet Taner KıĢlalı caddesine giriĢ yaptıkları sırada; DEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR-BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ Ģeklinde slogan attıkları, ellerinde bulunan ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR yazılı TAYAD‟LI AĠLELER imzalı pankartı açtıkları, pankartın arkasında toplanan grubun caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüĢe geçtikleri, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR-KAHRAMANLAR ÖLMEZ HALK YENĠLMEZ- ĠġKENCECĠLERDEN HESAP SORDUK HESAP SORCAĞIZ-HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜRDEVRĠM ġEHĠTLERĠ ÖLÜMSÜZDÜR, Ģeklinde terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü, terör örgütünün eylemlerinin özendirildiği ve Ģiddetin teĢvik edildiği sloganlar attıkları, yürüyüĢ esnasında grubun dağılmaları yönünde ikaza rağmen grubun dağılmamaları üzerine TOMA aracı ile su sıkılarak gruba müdahalede bulunulduğu sırada grubun ellerinde bulunan taĢları güvenlik güçlerine attıkları, müdahale sonrasında grubun Kuleli parkının içerisine kaçarak burada yeniden toplandıkları, ellerinde bulunan taĢlarla çevrede bulunan araçlara zarar verdikleri, cadde üzerinde bulunan çöp konteynırlarını devirdikleri, 373 Bu Ģekilde Ģüphelinin terör örgütünün çağrıları doğrultusunda karakola yaptığı saldırıda ölen terör örgütü mensubunun cenazesini sahiplenmek için Adli Tıp önüne gittiği, daha sonrasında görüntü inceleme tutanaklarında da açıkça anlatıldığı üzere Ģüpheli avukatlarla birlikte adli tıptan cenazeyi aldıkları, ısrarla cenazeyi toplanan grubun bulunduğu yerden götürmeye çalıĢtıklarının tespit edildiği, akabinde de yukarıdaki paragrafta anlatıldığı Ģekilde güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ve eylemlerin baĢladığının görüldüğü, Daha sonra da 16.09.2012 tarihinde DHKP/C terör örgütünün sözde demokratik alan üst yapılanması olan Halk Cephesi tarafından organize edilen Ġstanbul Sarıyer ilçesi Armutlu Cem evinden baĢlayarak Sultangazi ilçesi Gazi Mahallesi Ġsmet pasa Caddesi üzerinde bulunan Gazi Cemevi önünden örgütün sözde Ģehitlerinin defnedildiği Cebeci Mezarlığına yürüyen grup ile birlikte Ġbrahim ÇUHADAR‟ın cenaze törenine katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, grubun içerisinde kırmızı renkli Halk Cephesi ibareli yelek giyen Ģahısların olduğu, bazı Ģahısların ellerinde DHKP/C terör örgütünü simgeleyen kırmızı flamaların bulunduğu, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR, HASAN SELĠM GÖNEN ÖLÜMSÜZDÜR resimleri ile üzerinde „KEÇĠÖRENDE CEM AYGÜNÜ ĠZMĠRDE EMRAH BARLAKI GAZĠDE HASAN SELĠMĠ KATLEDEN POLĠSLER CEZALANDIRILSIN –” ibareli Halk Cephesi imzalı ve “AÇLIĞA VE ZULME KARġI BĠRLEġELĠM, SAVAġALIM, KAZANALIM UMUT CEPHEDE” yazılı dövizlerin taĢındığı, „BEDEL ÖDEDĠK BEDEL ÖDETECEĞĠZ, TĠTRE OLĠGARġĠ PARTĠ CEPHE GELĠYOR, UMUDUN ADI DHKP/C, ĠBRAHĠM ÇUHADAR ÖLÜMSÜZDÜR - KATĠL DEVLET HESAP VERECEK