Mesude Cıngıllı - 21. Yüzyıl Dergisi
Transkript
Mesude Cıngıllı - 21. Yüzyıl Dergisi
ABD Başkanı Obama Ekonomik Krizi Aşabilecek mi? Mesude CINGILLI* 2007-2009 ABD ekonomik durgunluğu resmi olarak Haziran 2009’da bitmiş olmasına rağmen, Amerika başta olmak üzere Avrupa ve diğer G-8 üyesi ülkeler hala durgunluk, işsizlik ve para sıkıntılarıyla uğraşıyor. ABD Başkanı Obama’nın Şubat 2009’da yürürlüğe koyduğu Amerikan İyileşme ve Yeniden Yatırım Yasası (American Recovery and Reinvestment Act – ARRA) piyasalara 787 milyar Dolar enjekte ederek ekonomiyi canlandırma amacı güdüyordu. Yasanın üç temel amacı şöyle özetlenebilir: • Yeni iş sahaları yaratmak ve mevcut olan istihdamı korumak, • Ekonomik faaliyetleri arttırmak ve uzun vadeli büyümeyi desteklemek, • Hükümet ve devlet harcamalarında eşi görülmemiş şeffaflık sağlamak. Bu amaçlara ulaşmak için ekonomik iyileşmenin üç havuza bölünmüş fonlama ile gerçekleştirilmesi öngörülmüştü: • 288 milyar Dolar vergi indirimleri ve işsizlik sigorta yardımları, • 224 milyar Dolar eğitim ve sağlık hizmetleri için federal fonların arttırılması, • 275 milyar Dolar federal kredi ve yardımlar. Bunların haricinde özellikle altyapı geliştirme ve iyileştirme yatırımlarına öncelik verilmesi öngörülüyordu. Ağustos 2011 itibariyle bu toplam havuzun 671 milyar Doları kullanılmış, gerekli federal ve eyalet teşkilatlarına dağıtılmış bulunmaktadır. Yüzde 85’i harcanmış olan bu büyük ekonomik program bazı alanlarda iyileşme sağlamasına karşın piyasalarda istikrarlı bir düzelme ve iyileşmeye henüz neden olamadı. Amerika’nın geçmişte yaşadığı diğer durgunluklara oranla 2007-2009 ekonomik krizi, 1930’larda yaşanan Büyük Depresyon hariç, en uzun süreli krize damgasını vurmuştur. Son kriz, hem krizden çıkış süresi (18 ay), hem istihdam oranındaki düşüş (yüzde 6.1), hem de gayri safi milli hasıla oranındaki düşüş (yüzde 4.1) ile son 50 yılın en kötü krizi olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan son on ekonomik durgunluk verileri karşılaştırıldığında, 2007-2009 krizinin öncekilere göre çok farklı davranış gösterdiği * [56] 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Bilimsel Danışmanı 21. YÜZYIL Ekim ’11 • Sayı: 34 ABD Başkanı Obama Ekonomik Krizi Aşabilecek mi? gözlemleniyor. Krizin başlamasından bu yana 43 ay geçtiği halde ve resmi olarak krizden Haziran 2009’da çıkılmasına rağmen, ABD işsizlik oranı hala Ağustos 2011 itibariyle yüzde 9.1 sınırında geziniyor. Oranın yüksek olmasının yanında, uzun süreli işsizlerinin (18 ay ve daha uzun) artmış olması hem halkta hem de ekonomistlerde ABD’nin yeni bir durgunluğun arifesinde olduğu kuşkusunu uyandırıyor. Gayri safi milli hasılaya bakıldığında ise ekonomik durgunluğun başlamasından bu yana geçen zaman içinde düşüş hızının yavaşlamasına rağmen düşüşün durmadığı görülmektedir. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, diğer son dört ekonomik durgunluk dönemleri en geç bir buçuk yıl içinde kriz öncesi seviyelerine ulaşırken, üzerinden üç buçuk yıl geçmesine rağmen, 2007-2009 ekonomik durgunluğu sonrasında GSMH hala kriz öncesi düzeyine ulaşamamıştır. 2011 ikinci çeyreği itibariyle ABD ekonomisi kriz öncesine göre yüzde 0.5 daha düşük seviyeyedir. Bunların yanında ekonomide birkaç güzel haber de gözlemlenebiliyor. Şirket karlılıklarının önceki dönemlere göre daha hızlı artış kaydetmesi ve sanayi stoklarının erimeye başlaması, önümüzdeki dönemde üretimin artacağına dair güzel bir işaret olarak görülmektedir. Şirket karlılık oranları yılın ilk çeyreğinde yüzde birlik bir artış- Ekim’11 • Sayı: 34 21. YÜZYIL [57] Mesude Cıngıllı tan sonra ikinci çeyrekte yüzde üçlük sağlıklı bir artış gösterdi. Ayrıca tüketici harcamalarının beklenenden yüksek çıkması da iyi bir işaret olarak değerlendiriliyor. Tüketici harcamalarında beklenen yüzde 0.1 artış yerine yüzde 0.4 oranında artması, Amerikan halkının yavaş yavaş para harcamaya başladığının göstergesi olarak algılanmaktadır. Amerikan ekonomisinin yüzde 70’ini tüketici harcamalarının oluşturduğu düşünülürse bu iyileşme ilerisi için umut vaat ediyor denebilir. Yine de bu büyüme hızı 2009’un son çeyreğinden bu yana en düşük büyüme hızı olarak kendini gösteriyor. ABD Kredi Değerlendirmesinin Düşürülmesi Ağustos başında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standards and Poor’s (S&P), dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin ‘’AAA’’ olan uzun vadeli kredi notunu, tarihinde ilk kez düşüAmerika başta olmak rerek ‘’AA ‘’ya çekti, kredi not görünümünü ise ‘’negaüzere Avrupa ve diğer tif ’’ olarak belirledi. Kuruluş, açıklamasında, karara G-8 üyesi ülkeler gerekçe olarak ülkede son dönemde federal borç limiti2007’den bu yana nin yükseltilmesi sürecinde görülen istikrarsızlık ve yetdurgunluk, işsizlik ve kililerin rekor düzeylere çıkan bütçe açığını azaltmak para sıkıntılarıyla için kamu harcamalarında yeterli kesintiye gidememesiuğraşıyor. ni gösterdi. Amerikan ekonomisini olumsuz yönde etkilemesi beklenen bu düşüşün, belli başlı beş alanda etkili olması bekleniyor: 1. ABD hükümetinin riski arttığından piyasalarda borçlanmak için ödeyeceği faiz oranının yükselmesi, kısa vadede bütçe açığına 10 milyar Dolarlık yük getirmesi, 2. Tüketici ve işverenlerin ödeyeceği faiz oranlarındaki artış, zaten zor durumda olan emlak piyasasını ve üretici yatırımlarını kötü yönde etkilemesi, 3. Ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması ve gayri safi milli hasılada en az yüzde bir oranında bir gerileme, 4. Ekonomik yavaşlama sonrası borsanın düşüşe geçmesi, kısa vadede borsanın yüzde 10’a varan bir düşüş kaydetmesi, 5. Yavaşlayan ekonomiyle birlikte iş gücüne olan talebin azalması ve faiz oranlarındaki yüzde 0.5’lik bir artışın en az 640 bin civarında iş kaybına neden olması. Bütün bu verilerin ışığı altında Amerikan ekonomisinin yeni bir durgunluğa ve ekonomik krize girmesinin kaçınılmaz olduğu görülüyor. Jackson Hole Ekonomik Sempozyumu Ağustos’ta Jackson Hole, Montana’da yapılan merkez bankaları başkanları, maliye bakanları, analistler ve ekonomistlerin yıllık toplantısında, yeni IMF başkanı [58] 21. YÜZYIL Ekim ’11 • Sayı: 34 ABD Başkanı Obama Ekonomik Krizi Aşabilecek mi? Christine Lagarde ve Harvard Üniversitesi ekonomisti Kenneth Rogoff dahil, birçok merkez bankası başkanı ve ekonomist, para politikalarının ekonomik krizden çıkmakta yetersiz kaldığı ve yeni bir durgunluğa doğru gidildiği uyarısında bulundular. Atlantik’in her iki yakasındaki politikacı ve bürokratlar, her ne kadar 2009’da alınan önlemlerin daha kötü bir krizden ülkeleri ve dünya ekonomisini kurtardığını savunsa da, merkez bankalarının ekonomiyi canlandırmak için ellerinde daha fazla araç kalmadığı konusunda hemfikirdiler. Jackson Hole’da konuşan ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke ekonomik krizden çıkışın neden bu kadar yavaş olduğu sorularına kendi yorumunu getirdi. Önceki durgunlukların tüketimin azalması, emlak ve dayanıklı mallar talebinin düşmesiyle birlikte uzun vadede tüketimi ve talebi arttırıcı etkide bulunarak krizden çıkışın tohumlarını ektiğini belirten Bernanke, son kriz sonrası bu dönüşümün çok yavaş işlediğini dile getirdi. Son durgunluğun ekonomistlerin ilk tahminlerinden daha da derin ve yaygın olduğunu, aynı zamanda ekonominin canlanmasında öncü rolü oynayan emlak ve finans piyasalarının durgunluğa girişin asıl sebebi olması dolayısıyla, durgunluktan çıkışın da aynı ölçüde yavaş olmasına sebep olduğunu belirtti. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana emlak piyasasının ekonomik krizlerden çıkışta öncü rolü oynadığını, fakat bu son krizde gerek piyasadaki banka hacizli ev sayısının artması ve bu yüzden emlak fiyatlarının yüzde 30’dan fazla bir düşüş göstermesi, gerekse yeni ev inşaatlarının kriz öncesine göre yüzde 70 düşüş göstermesi ekonomiyi birçok yönden olumsuz etkiledi. Yeni ev inşaatlarının düşmesi sadece inşaat şirketlerini değil, ev ve emlak piyasalarına bağlı yan sanayileri ve dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları satışlarını da olumsuz olarak etkiledi. Gücünü tüketici talebinden alan ABD ekonomisi ise bütün canlandırıcı önlemlere rağmen beklenen düzelmeyi göstermedi. 2008 sonbaharında Lehman Brothers Menkul Değerler şirketinin batmasıyla başlayan finansal kriz ise piyasalara olan güvenin düşüşüne ve finans ve bankacılık sektörünün büyük kayıplar vermesine neden oldu. Finansal krizin ardından, bankalar önlem olarak verdikleri kredileri kısmaya ve kendi bilançolarını güçlendirmek için nakit pozisyonlarını arttırmaya başladılar. Piyasada bankalar aracılığıyla tedavüle sokulan nakdin ve kredinin azalması, hem tüketici hem de üreticilerin daha az yatırım yapmasına ve piyasayı canlandıracak harcamalardan uzak durmasına neden oldu. 2008’den bu yana finans piyasalarının düze çıkarılması için hem ABD Merkez Bankası hem de Amerikan Hükümeti tarafından bir dizi önlem alınmasına rağmen, finansal piyasalardaki durgunluk ekonomik krizin aşılmasının önünde önemli bir engel oluşturmaya devam ediyor. Başta Yunanistan olmak üzere, Avrupa Ekim’11 • Sayı: 34 21. YÜZYIL [59] Mesude Cıngıllı Birliği üyesi birkaç ülkenin devlet borçlarını ödemesindeki güçlük Avrupa piyasalarında yaşanan belirsizliği arttırırken, ABD’deki hazine borç limitinin yükseltilmesinde yaşanan politik kargaşa sonrası ABD hazine bonolarının Standards & Poors tarafından AAA risk derecelendirmesinden AA derecesine indirilmesi, finansal piyasalarda keskin dalgalanmalara ve riskten kaçınmaya neden oldu. Bu gelişmelerin ekonomik büyümeyi ne kadar etkilediğini şimdiden öngörmek zor olsa da piyasalara olan güveni azalttığını ve büyümeyi olumsuz yönde etkilediğini belirtmek gerekir. Konuşmasını geleceğe yönelik tahminleriyle sürdüren Ben Bernanke, gerekli önlemler alındığı takdirde 2007-2009 krizinin uzun vadede ABD ekonomisinin büyüme hızına fazla bir etkisi olmayacağını savundu. Orta vadede emlak piyasasının tekrar artışa geçeceğini ve büyümeyi de beraberinde getireceğini belirtti. Finans piyasaların ve kurumların ABD’nin rekor düzeylere kriz sonrası birçok önlem aldığını ve politika değişikliçıkan bütçe açığını ğine gittiğini, bunun da orta ve uzun vadede piyasalara azaltmak için kamu olan güveni arttıracağını belirtti. Aynı anda tüketicileharcamalarında yeterli rin kriz sonrası aile bütçelerini güçlendirmelerinin, borç kesintiye gidememesi, ödeyip, tasarruflarını arttırmalarının da, orta ve uzun kredi notunun tarihinde vadede tüketimi ve ekonomiyi körükleyeceğine inandıilk kez düşürülmesine ğını söyledi. Ekonomik iyileşmenin biraz daha zaman sebep oldu. alacağını ve gerekli önlemlerle krizin aşılacağını belirten Bernanke, ekonominin tam potansiyel ile büyümesi için Amerikan hükümetinin alması gereken önlemleri şöyle sıraladı: • Makro ekonomik ve finansal istikrarı sağlayıcı önlemler almak, • Vergi ve ticaret kanunlarını düzenleyerek yürürlüğe koymak, • İş eğitimini özendirici teşviklerle vasıflı işçi sayısını arttırmak, • Üretime yönelik yatırımları teşvik etmek, • Yeni teknolojilerin gelişimi için araştırma ve geliştirme çalışmalarına önem vermek. Bu amaçların gerçekleşmesi için hem Amerikan kongresine hem de Merkez Bankası’na mali ve para politikalarını düzenlemede çok iş düştüğü görülüyor. Başkan Obama’nın Yeni İstihdam Planı Son açıklanan ekonomik verilere göre beklenenden çok daha düşük seviyede büyüme gösteren ekonomi, herkesi yeni bir kriz beklentisine soktu. 2011’in ilk altı ayında Amerikan ekonomisi sadece yüzde 0.7 büyüme gösterdi. Bu İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan son on bir durgunluk verileriyle karşılaştırılınca ekonomistlerin korkularında gerçeklik payı olduğu görülüyor. Ekonomistler son on bir ekonomik durgunluğun dokuzunda kriz öncesi büyüme oranının yüzde birin altında kaldığını belirtiyorlar. Yine de yılın ikinci yarısında büyüme hızının yüzde 1.5-2.0 arasında olması bekleniyor. Bu büyüme gerçekleşirse yeni bir ekonomik durgunluk korkularını susturabilecek olsa da, yüzde 9.1 olan işsizlik oranında büyük düşüşe neden olması beklenmiyor. [60] 21. YÜZYIL Ekim ’11 • Sayı: 34 ABD Başkanı Obama Ekonomik Krizi Aşabilecek mi? İşte tam burada ABD Başkanı Barack Obama’nın 8 Eylül günü açıkladığı yeni işsizliği yenme planı devreye giriyor. Ülkesinin “ulusal bir krizle” karşı karşıya olduğunu belirten Obama, vergi indirimi ve kamu harcaması içeren 447 milyar Dolar tutarındaki yeni istihdam paketini açıkladı. Kongre’nin özel oturumunda konuşan Obama, yavaşlayan ABD ekonomisinin canlandırılması ve yüzde 9.1 oranındaki işsizliğin düşürülmesi için yeni paketin bir an önce onaylanmasını istedi. 2008’de Lehman Brothers Menkul Değerler şirketinin batmasıyla başlayan finansal kriz, piyasalara olan güvenin düşüşüne ve finans ve bankacılık sektörünün büyük kayıplar vermesine neden oldu. Obama’nın ekonomiyi canlandırma planı, işsizlik sigortası konusunda 49 milyar Dolar, okulların modernize edilmesi için 30 milyar Dolar ve ulaştırma altyapı projeleri için de 50 milyar Dolarlık bir maliyet içeriyor. Ancak paketin en önemli maliyet kalemini, işçiler ve özellikle küçük işletmeler için getirilecek 240 milyar Dolarlık vergi indirimi oluşturuyor. Plana göre, istihdam vergisi ve maaşlardan kesilen vergiler gelecek yıl yarı yarıya düşürülecek. Bunların dışında; 35 milyar Dolar öğretmenler, itfaiyeciler ve polis memurlarının işsiz kalmasını önlemek amacıyla kullanılacak. 15 milyar Dolar boş ve oturulamaz durumdaki evlerin yenilenmesi, 5 milyar Dolar da dar gelirli gençlerin ve yetişkin işçilerin desteklenmesi için harcanacak. Obama’nın yeni paketi, 105 milyar Dolarlık bayındırlık işlerini de içeriyor. Obama, 447 milyar Dolarlık paketi, vergi artışları, harcamalarda kesintiler ve sağlık harcamalarını azaltarak finanse etmeyi planlıyor. Finansman konusundaki ayrıntıların, ABD’nin uzun dönemli borçlarının düşürülmesiyle ilgili önerilerle birlikte önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. Sonuç ABD Başkanı Obama halen yüzde 9.1 civarında dalgalanan işsizlik oranını indirme ve en az bir yıldır iş arayan 4.4 milyon Amerikalıyı tekrar iş dünyasına döndürme amacı güden planını yürürlüğe sokmak için uğraşacağını vaat etse de, ABD Kongresinde çoğunluğu ellerinde tutan Cumhuriyetçiler, Başkan Obama’nın planına kesinlikle karşı çıkacakları sinyallerini veriyorlar. Bu durumda yeni bir politik ve ekonomik kriz kaçınılmaz görünüyor. Ekonomistler ise planın genellikle olumlu olduğunu ve işsizlik oranını düşürmede etkili olacağını savunuyorlar. Moody’s Analytics şirketinin baş ekonomisti Mark Zandi planın ekonomiye olan güveni geri getireceğini ve ABD’nin yeni bir krize girmesini önleyeceğini söyledi. Planın GSMH’da gelecek yıl yüzde 2 büyüme sağlayacağını ve 1.9 milyon yeni istihdam yaratacağını belirten Zandi, işsizlik oranının da yüzde birlik bir düşüşe neden olacağına inandığını belirtti. Ekonomi Politikaları Enstitüsü Başkanı Bivens de benzer açıklamalarda bulundu. Planın gelecek yıl GSMH’yı yüzde 1.9 arttırarak yüzde 3.3 düzeyine çıkarmasını beklediğini de ekledi. Bütün bu verilerin ışığı altında Amerikan halkının ve dünya piyasalarının “bekleyelim görelim” demekten başka çaresi yok gibi görünüyor. 21. YÜZYIL Ekim’11 • Sayı: 34 21. YÜZYIL [61]