Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları
Transkript
Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları
Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları Nef’î Sihâm-ı Kazâ Der-Hakk-ı Peder-i Hîş (Mehmed Beğ) Sa’âdet ile nedîm olalı peder Hâna Ne mercümek görür oldı gözüm ne tarhana “Peder hana, mutlulukla arkadaş olalı, gözüm ne mercimek, ne tarhana gördü.” Züğürtlük âfetüm oldı ‘aceb midür itsem Peder gibi buradan ben de ‘arz-ı cer Hâna cer:çekme, sürükleme, para, eşya vs. çekme “Züğürtlük başıma bela oldu. Peder gibi ben de para isteğimi hana arz etsem, şaşılır mı?” Eger müsâ’ade itmezse bir tulum yağa İki tulum kumuz olsun nedür zarar Hâna kumuz: “Eğer, bir tulum yağa izin vermezse, iki tulum kumuz olsun. Bunun hana zararı nedir?” Buna da hısset olur mı ki günde bin Tatar Tulum tulum kumuzı pîşkeş çeker Hâna hısset:cimrilik “Buna da cimrilik olur mu? Günde bin Tatar, tulum tulum kumuzu Hana peşkeş çeker.” Peder de mi ‘aceb imsâk Hânda mı bilmem Nezâket ile bunı kim su’âl eder Hâna imsâk:perhiz, bir şeyden el çekme, cimrilik “Cimrilik pederde mi, yoksa handa mı acaba? Bunu nazikçe hana kim sorabilir?” Peder degül bu belâ-yı siyehdür başuma Sözüm yirinde n’ola güç gelürse ger Hâna “Bu peder değil, başıma kara bir beladır. Sözüm yerinde söylenmiştir, hana ağır gelse de ne var? Benüm züğürtlük ile ellerüm taş altında Müzahrefâtun o dürr ü güher satar Hâna 1 Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları müzahrefât: süprüntüler, pislikler “Benim züğürtlükten ellerim taş altında. O ise süprüntülerini inci ve cevher olarak hana satar.” Ben ıztırâb ile bunda semâ’a girmede ol Dü beyt okur nağamât ile def çalar Hâne nagamât:nağmeler “Ben ıstırapla buralarda dolaşırken, o hana ezgi ile iki beyit okuyup göklere çıkmakta.” Zügürd olursam olaydım ne çâre kâ’il idüm Olaydı baş sokacak denlü muhtasar hâne kâil: razı muhtasar: kısa “Züğürt olursam olayım, elden ne gelir? Başımı sokacak küçük bir ev olsaydı buna razı olurdum” Hudâ bilür ki sözüm serteser hakîkatdür Baş ağrıdur der isem lîk serbeser Hâne serteser: baştan başa lîk:fakat serbeser:başbaşa “Allah bilir, sözüm baştan sona gerçektir. Fakat, hana söylersem onun başını ağrıtır.” O demde kim peder-i nâbekâr-ı sifle-nihâd Beni garîb koyup oldı hem-sefer Hâne nâbe-kâr: işsiz, işe yaramaz,hayırsız sifle: alçak,adi “O sırada, alçak tabiatlı hayırsız peder, beni garip koyup hana yoldaş oldu.” İki kasîde komışdı ekâbiri cer içün Anunla toldı yine şehr içinde her hâne “Büyüklerden caize için iki kaside koymuştu. Onunla bile şehr içindeki bir ev bile doldu.” Ne câ’ize ne sıla var bu yerde meddâha Meger idem yine varınca ber-güzer hâne ber-güzer: hediye, hatıra “Hana, varınca hediye edecek, burada , bu meddah için ne caize, ne sıla var?” Peder bu mısra’ı hod kendi söylemişdi bilür Minâre üstine laklak çıkar yapar hâne Giderdüm âh velî korkaram ki ‘ammüm de Tuyarsa gitdigim ardumca cân atar Hâna 2 Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları Belâ bir iken üç olurdı başına Hânun Ederdi her biri bir gûne ‘arz-ı cer Hâna gûne: tarz, şekil Üçi de cerr-i muvâfık ederdi birbirine Biri birin yine tenhâda hem geçer Hâna Belâ budur ki ri’âyet ederse Hân bize ger Ne denlü var ise cerrâr ‘azm eder Hâna cerrâr: dilenci Bu denlü ‘asker-i cerrâra memleket lâzım Ne kişver-i Leh ü Çeh ne Kırım yeter Hâna Bu hayret ile varup geldigümce ahbâba Kimi söger pedere kimisi güler Hâna Birisi Mîr Şeref’dür kadîmi ahbâbun Du’â-yı hayr eder olmaz hem ol kadar Hâna Görünce hâlimi şetm-i galîz eder eder pedere Döner yemîn eder ardınca hem natar Hâna şetm-i galîz: edebsiz küfür Ki Hân sevâba girüp ger babanı katl itse Du’â ederdi felekden ferişteler Hâna ferişte: melek Niçün deyince hemen handenâk olup der kim Niçe nedîm olur öyle le’îm-i har Hâna handenâk:gülücüklü le’îm: alçak, aşağılık, cimri kimse Denâ’etinden eger bir latîfe nakl etsem Olurdı tuhfe-i makbûl mâ-hazar Hâna denâet:alçaklıklar mâ-hazar: hazır bulunan tuhfe: hediye Soyardı na’lini ölmiş eşeklerün yolda Verürdi nân ü piyâza konunca her hâne nân: ekmek Nigâh-ı hasretile reng ü fer komaz bilürem Meded tuyurmasun ana gelince zer hâne Kırımî Hân sana verse babandan artar mı 3 Prof. Dr. Osman HORATA – TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları Yabana söyleme verme varup keder Hâna Babana bin deve sana da bir keçi verse Anı dahi bana ver diyü göz kapar Hâne Kanâ’at eyle baban gibi olma pes cerrâr ………….de tek verme derd-i ser Hâne Tevekkül eyle cenâb-ı Hudâya ahvâlün Ne şer’i âhere ‘arz eyle ne Tâtâr Hâna âher: diğer 4