Denetimin Öğretmen Üzerinde Oluşturduğu Psikolojik Baskı
Transkript
Denetimin Öğretmen Üzerinde Oluşturduğu Psikolojik Baskı
Denetimin Öğretmen Üzerinde Oluşturduğu Psikolojik Baskı Yrd. Doç. Dr. Mukadder BOYDAK ÖZAN 1 Tuncay Yavuz ÖZDEMİR 2 ÖZET Bu çalışmada denetimin öğretmenler üzerinde oluşturduğu etki araştırılmıştır. Bu amaca ulaşmak üzere öğretmenlerin bu konuda görüşlerini almak üzere beş açık uçlu soru hazırlanmıştır. Araştırma nitel araştırma paradigması içerisinde değerlendirilen “ görüşme” yöntemi çerçevesinde yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubu, 2009–2010 öğretim yılında Elazığ ilinde denetim geçirmiş, il merkezinde ki orta öğretim kurumlarından genel liseler ile Anadolu liselerinde görevli 39 öğretmen oluşturmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre öğretmenlerin denetim kavramına ilişkin görüşleri iki farklı boyutta değerlendirilmiştir. Olumlu olarak denetimin mutlaka olması gerektiği, düzen ve kuralı betimlediği görülürken, denetim kavramının olumsuzluk boyutunda ise öğretmenler kendi gerçek kişiliklerinden uzaklaştıklarını ve işlemin sadece bürokrasinin gereğini yerine getirme düşüncesiyle yapıldığını bu nedenle denetimin işlevselliğinin sorgulanması gerektiğini vurgulamışlardır. İkinci soruya ilişkin elde edilen sonuçlara göre öğretmenlerin çoğu denetim anında kızgınlık ve gerginlik hissettiklerini dile getirmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenler müfettişlerden eleştiri almalarının sınıf ortamında öğretmeni öğrencinin nazarında çok olumsuz bir konuma ittiği vurgulanmıştır. Öğretmenler, müfettiş sınıftan ayrıldıktan sonra öğrencilerle ilk iletişime geçtiklerinde genellikle ilk olarak geçmiş olsun diyerek derse devam ettiklerini belirtmişlerdir. Son olarak mesleki kimliğinden soyutlanan öğretmenler, denetim sonrasında müfettişe söylemek istedikleri cümleler olumlu ve olumsuz olmak üzere iki başlıkta toplanmıştır. Elde edilen bulgularla araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun soru formlarına verdikleri cevapların olumsuz anlam taşıdığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Denetim, öğretmen, psikolojik baskı, müfettiş, öğrenci PROBLEM DURUMU Denetim; yapılan çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek, bu çalışmaların daha verimli hale getirilmesini sağlamak için önerilerde bulunmak, kurumdaki personele çalışmalarında ve mesleki boyutta gelişmelerinde rehberlik yoluyla yardımda bulunmaktır (Tekışık, 2001). Denetim, denetçi ve denetlenen arasındaki işbirliğiyle karakterize edilen, denetlenen kişinin psikolojik ve sosyal durumunu iyileştirmeyi hedefleyen etiksel ve terapatik uygulamalar sağlayan bir süreçtir (Fleming ve Steen, 2005). Denetim, yüksek 1 2 Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, EYPTE, E-Posta: mboydak@firat.edu.tr Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, EYPTE Bölümü Doktora Öğrencisi, E-Posta: tyavuz@hotmail.com.tr performansı sağlamak, bir başkasının çalışma performansını yönetmek ve gözlemek olarak tanımlanabilir. Denetim eğitimsel, yönetimsel ve destekleyici “olmak üzere üç farklı fonksiyondan meydana gelir (Kadushin, 1992). Denetim, farklı bakış açılarından tanımlanabilir. Aydın (2005), denetim literatüründen derlediği tanımları beş kategoride sınıflandırmıştır. Bunlar; (1) yönetsel bakış açısıyla denetim, (2) program geliştirme etkinliği olarak denetim, (3) insan ilişkileri süreci olarak denetim, (4) yönetsel boyutu ile denetim ve (5) liderlik işlevi olarak denetimdir. Bu çalışmanın teması ile uyumlu olarak denetimin tanımını, liderlik işlevi bağlamında yapmak uygun olacaktır. Bu tanımı yapan Alfonso, Firth ve Neville’ye göre denetim, öğretmenlere mesleklerini en iyi şekilde icra edebilmelerine katkı sağlamaya dönük mesleki liderlik yapmaktır (Aydın, 2005). Eğitimde denetimin öncelikli amacı, önceden tasarlanmış eğitsel hedeflerin başarılma düzeyini ölçmektir. Ancak eğitim denetiminde çağdaş yaklaşım, durum saptamanın ve değerlendirmenin bir adım daha İlerisine giderek eğitimi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Aydın, 2005). Bu amacın gerçekleşmesi ise büyük oranda denetmenin etkili liderlik becerilerine sahip olmasına bağlıdır. Bu yönde yapılmış ve yapılmakta olan tartışmalar araştırmacıları liderlik ve denetim arasında var olduğu düşünülen ilişkiyi betimlemeye, açıklamaya ve kontrol etmeye yöneltmiştir (Haiman vd., 1972). Etkili Denetim Denetim karşılıklı güvene, yeterli işbirliği ve doğal ortamda gözleme dayalı olmalıdır. Öğretmenin ve öğrencilerin kalitesi, başarısı ve mutluluğuna katkılar getirmelidir. Hem müdür ve hem de denetmenin öğretmeni ayrı ayrı denetlemesi yerine; birlikte, işbirliği ve eşgüdüm içinde öğretmen denetlenmelidir. Okulların ve öğretmenlerinin dışarıdan denetlenmesi yerine, orta vadede yöneticiler gereğince yetiştirilerek, okul içinde rehberliğe dayalı bir denetim sistemi geliştirilmelidir (Can, 2004). Etkili bir denetim sürecinde rol oynayan proaktif liderlik davranışları arasında güdüleme, etkili iletişim, değişimi yönetebilme, çatışmayı çözebilme, grupla çalışma ve eğitim programı liderliği gibi özellikler bulunmaktadır (Daresh, 2001). Öğrenmede ki etkililik ve kaliteyi artırmayı amaçlayan denetim, insan ilişkilerinin ön planda olduğu bir süreçtir. Denetçi; denetim esnasında mevcut durumun tespitini yaparken, denetilen personelin performansını değerlendiren ve etkili rehberlikle mevcut performansı geliştirmeyi hedefleyen lider kişi konumundadır. Modern denetim anlayışlarında öğretmenlerin mesleki gelişmelerine yardımcı olan, dikkat ve ilgisini eğitimin temellerine ve etkili öğrenmeye yönelten, öğretmenleri eğiten ve değerlendiren bir sosyal süreç olarak değerlendirilen denetim (İlğan, 2008; Memişoğlu, 2004; Öz, 2003; Ünal, 1989; Yılmaz, 2004); Senge (2000)’ye göre, okula yol gösterici fikirlere, örgütün temel değerlerine ve hedeflerine uygun sürekli gelişen görünüşüne önderlik yapmayı gerekli kılan bir süreçtir (Akt. Özdayı ve Özcan, 2005). Etkili bir denetim için denetmen ve okul müdürü ilgili konularda uzmanlaşmalı, eğitim ve geliştirme etkinliklerine süreklilik kazandırılmalıdır. Öğretmeni değerlendirmede kendisinin, velilerin ve öğrencilerin de görüşleri dikkate alınmalıdır. Aynı denetmene, denetim ve rehberlik görevleri yanında soruşturma görevinin de verilmesi çelişkisi kaldırılmalıdır (Can, 2004). Etkili denetim ilişkilerini kurabilmek için eşitlik, güvenlik ve değişim gibi anahtar bileşenler gereklidir (Shanfield vd. 1992). Denetimin etkililiğiyle ve denetçilerin memnuniyetiyle ligli denetçi ve denetlenenler arasında ilişkinin önemli bir faktör olduğunu görülmüştür (Kilminster ve Jolly, 2000; Ladany vd., 1999; Magnuson vd., 2000; Sweeney vd., 2001). Denetim alanında yapılan araştırmalar, denetçi ilişkilerinin, formal ilişkiden informal ilişkiye doğru geliştiğini göstermiştir. Başlangıçta denetçiler, rolleriyle ilgili genel sosyokültürel bilgilerine güvenirken, mesleki deneyim kazandıkça ilişkilerin daha çok bireyselliğe doğru gittiği, belirsizliğin azaldığı görülmüştür. Denetim, genel beklentiler sağlamasına rağmen ilişkiler geliştikçe denetlenenin öğrenme ihtiyaçlarına ve denetçinin öğretim yaklaşımına göre bireyselliğe doğru gittiği sonuçlarına varılmıştır (Fleming ve Steen, 2005). Denetlenenler en iyi performanslarıyla ilgili geri bildirim aldıklarında öğrenirler. Onlar neyi iyi yaptıklarını ve nerelerde gelişmeye ihtiyacının olduğunu öğrenmeye ihtiyaç duyarlar (Kadushin 1992). Etkili geri bildirim istenilen davranış ve gerçek performans arasındaki beklentiler ve farklılıkları belirlemek açısından önemlidir. (Latting 1992). Denetimde Yaşanan Sorunlar Denetmenler, aldıkları lisans ve lisansüstü eğitimleriyle denetim konularında da yetiştirilmişlerdir. Ancak il düzeyinde yapılan denetlemelerde, sadece okulları değil Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm kuruların denetimini yapmaktadırlar. Bu durum denetleme alanlarının çeşitliliği getirirken, denetçilerin her alanda uzmanlaşamama ve hizmet içi eğitimdeki süreksizlik yada düşük verimi denetmenlerin etkililiğini azaltan etkenlerdendir. Ayrıca denetmenin fazla olan iş yükü; her öğretmenle yeterince işbirliği, rehberlik çalışmaları, objektif gözlem ve değerlendirmeyi güçleştirmektedir. Denetim sistemimiz ile ilgili çalışmalarda elde sonuçlara göre denetimin yeterli düzeyde etkili olmadığı, denetmen ve denetilenler arasında görüş ayrılıklarının olduğu sonuçlarına varılmıştır. Bu araştırmalarda göze çarpan önemli bir nokta, denetilenlerin denetçileri yetersiz görmelerine karşın bu fikri genellikle paylaşmamalarıdır (Kapusuzoğlu, 1987; Yavuz, 1995). Öz (1977) tarafından yapılan araştırmada, ilköğretimde denetmenlerin görevi gereği olan uygulamada ki mesleki etkinliklerin, mevzuatın gerektirdiği ve çağdaş denetim anlayışının öngördüğü etkinliklere kıyasla yeterlik durumlarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu araştırmaya ilişkin bulgular ve araştırmacının önerileri şunlardır: - Denetim etkinliklerinde, mevzuat ile denetim uygulamaları farklıdır. - Denetimler uygulamada da çağdaş denetimin gerisindedir. - Denetmenlerin görevlerini gerektiği gibi yerlerine getirebilmeleri için mevzuatın çağdaş denetim anlayışına göre geliştirilmesi ve denetimin çağdaş denetim ilkelerini uygulanması sağlanmalıdır. Denetimin; sistemli, planlı, programlı, hedefli ve sürekli bir faaliyet olup, uzmanlık becerilerine sahip kişi, birim, kurul, kuruluş ve kurumlarca yerine getirilmektedir. Çağdaş denetim riskli ve önemli alanlar dikkate alarak stratejik önceliklere göre yürütülmekte ve yıllık programlara bağlanan sürekli ve sistemli faaliyet olarak algılanmaktadır (Polat, 2003). Denetimin etkin olabilmesi, denetmen ile öğretmenin anlayış ve hoşgörü çerçevesi içinde birlikte çalışmaları ile mümkündür. Bu süreç içinde denetmenden öğretmenin sorunlarını belirlemesi ve bu sorunların çözümünü amaçlayıp, öğretmenle birlikte etkin bir plan çerçevesinde geliştirmesi beklenmektedir. (Tanrıöğen,1997). Denetimin öğretmenlere rehberlik yapma ilkesi göz ardı edilemez, ancak denetim esnasında denetimi gerçekleştiren müfettiş ve denetlenen öğretmen arasında gergin anların yaşandığı da göz ardı edilemez. Bu çalışmada denetimin öğretmenler üzerinde oluşturduğu etki araştırılmıştır. Araştırmanın amacına ulaşmak üzere aşağıda ki sorulara yanıt aranmıştır. 1. Denetim kavramı size ne hissettiriyor? 2. Denetim esnasında kızgınlık hissettiğiniz oluyor mu? Oluyorsa bu duyguyu nasıl gizliyorsunuz? 3. Öğrenciler önünde müfettişlerden eleştiri almak nasıl bir duygu oluşturuyor? 4. Müfettiş sınıftan ayrıldıktan sonra öğrencilerle ilk iletişime geçtiğinizde kullandığınız cümleler neler oluyor? 5. Denetim sonrasında öğretmen kimliğinizden soyutlandığınızı düşünürseniz müfettişe neler söylemek istersiniz? YÖNTEM Bu araştırma, nitel araştırma paradigması içerisinde değerlendirilen “içerik analizi” modeli çerçevesinde yürütülmüştür. Evren-Örneklem Araştırmanın çalışma grubu, 2009–2010 öğretim yılında Elazığ ilinde görevli öğretmenleri kapsamaktadır. Örneklemini ise 2009–2010 eğitim - öğretim yılında denetim geçirmiş, Elazığ il merkezinde ki orta öğretim kurumlarından genel liseler ile Anadolu liselerinde görevli öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında yer alan ortaöğretim kurumlarının her birinden 2-3 öğretmen rastgele seçilmiş ve toplamda 39 öğretmene ulaşılarak görüşleri alınmıştır. Verilerin Toplanması Bu çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu yöntem tam yapılandırılmış görüşmeler kadar katı olmadığı gibi, yapılandırılmamış görüşmeler kadar esnek değildir (Karasar, 1995, 165). Bu esnekliği sağladığı için yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın güvenirliğini sağlamak için, katılımcılara mümkün olabildiğince eşit muamele edilmesi ve uygulamalardan mümkün olduğunca çok ve doğru veri elde edilmesi gerekir (Denzin ve Lincon, 2000). Bu yüzden katılımcılara aynı sorular aynı sözcüklerle ve aynı şekilde sorulmuştur. Görüşmenin içerik ve görünüş geçerliliği, alanda uzman öğretim üyelerine (n=7) başvurularak gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında katılımcılara araştırmanın amacını gerçekleştirmek üzere hazırlanmış olan soru formları verilmiş, gerekli açıklamalar yapılarak katılımcıların bu soru formlarını cevaplamaları ve bir sonraki gün teslim etmeleri istenmiştir. Tüm katılımcıların doldurdukları soru formları araştırmada temel veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Verilerin Analizi ve Yorumlanması Katılımcıların görüşleri alınarak, denetim anı ve sonrasına ilişkin önerileri ortaya konulmuştur Bu aşamada katılımcılara sunulan soru formunda ki her soru için ileri sürülen görüşlerden araştırma da kullanılamayacak olanlar ya da herhangi bir şekilde anlam taşımayan görüşler geçersiz sayılmıştır. Geçerli kabul edilen görüşler için kategoriler oluşturarak analizler yapılmıştır. Sonraki aşamada kategoriler ve görüşme verileri araştırmacılar tarafından ayrı ayrı incelenerek “görüş birliği” ve “görüş ayrılığı” olan konular irdelenerek gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Miles ve Huberman’ınn (1994) belirttiği üzere; güvenirlik hesaplarının %70’in üzerinde çıkması, nitel araştırmalar için güvenilir kabul edilmektedir. Bu çalışma için güvenilirlik % 93 bulunmuş ve araştırma için güvenilir kabul edilmiştir. BULGULAR Araştırma kapsamında 39 katılımcıya sunulan soru formları çözümlenerek görüşler olumu ve olumsuz kategorilerinde analiz edilmiştir. Olumlu ve olumsuz kategorileri temelinde 39 katılımcının görüşleri tek tek incelenmiş ve bu çerçevede önce katılımcı görüşlerinin hangi kategoriye uygun olduğu belirlenmiştir. Katılımcı görüşleri G1, G2, G3,…G38 ve G39 şeklinde kodlanarak, araştırmacı tarafından en dikkat çekici görüş yada görüşler özüne sadık kalınarak verilmiştir. Soru 1: Denetim kavramı size ne hissettiriyor? Katılımcı görüşleri incelendiğinde 39 katılımcı görüşünden 14’ünün olumsuz olduğu, 21 katılımcı görüşü denetim kavramına ilişkin hislerini açıklamaktan çok denetimi tanımladığı için geçersiz sayılmış ve sadece dört katılımcı görüşünün olumlu olduğu görülmüştür. Olumsuz olarak belirlenen görüşlerde ki ana temalar “nahoş bir duygu, kötü bir duygu, yetersizlik, anlamsızlık, güvensizlik, oyunculuk, karşılıklı tiyatro, despotluk, zorbalık, olumsuz duygular, gerginlik, tedirginlik, telaş, heyecan ve stres” olarak belirlenmiştir. Bu kategorideki görülerden bazıları şöyledir: G3: Denetimi gereksiz ve anlamsız buluyorum. Lise öğrencisi zaten her ders bizi denetliyor. Ayrıca bir öğretmenin vicdanından daha üst seviyede bir denetim mekanizması düşünemiyorum. G8: Despotluk ve zorbalığı hissettiriyor. Çünkü denetim sadece siyasi ve bir yasağı savma şeklinde yapılıyor. Denetimlerde gerçekten hiçbir şey olmuyor. Göz boyama, belirli şekilleri yerine getirme dışında bir işlevi olduğunu zannetmiyorum. G31: Denetim kavramı, duygusal olarak tedirginlik hissi uyandırsa da olması gereken bir kavram. Denetim tarzı, yapılış tarzı, yapan kişilerin objektifliği bu kavramı algılama tarzımızı etkiler. Denetimde rehberlik yönünün ağırlıkta olması daha faydalı olacaktır. Soru 2: Denetim esnasında kızgınlık hissettiğiniz oluyor mu? Oluyorsa bu duyguyu nasıl gizliyorsunuz? Katılımcılara yöneltilen bu soruya verilen cevapların analizi sonucunda sadece üç katılımcının geçerli görüş belirtmediği, geçerli görüşlerden 13’ü hissedilen kızgınlığı gizlemeye yönelik olduğu, 12’sinin kızgınlığı gizlemediği, birinin ise kızgınlık olmasına karşın gizleyemediği yönünde olduğu görülmüştür. 10 katılımcı ise denetim esnasında kızgınlık hissetmediğini belirtmiştir. Kızgınlık hissettiğini ifade eden bazı katılımcıların görüşleri şöyledir: G1: Elbette oluyor. Yıllarca emek verdiğiniz, ömrünüzün büyük kısmını onu elde etmek için uğraştığınız mesleğiniz 40 dk. gibi kısa bir zaman dilimiyle değerlendirilmeye çalışılıyor. Bu durum insanı her zaman kızdırmaz belki ama, bir şekilde reaksiyon gösterme sebebi olabilir. Bu kızgınlığı gizlemeye çalışmıyorum fakat bu bir işe yaramıyor. Çünkü karşınızdaki insanın empati yapması sizi anlaması mümkün gözükmediği için göstermeyi düşündüğünüz reaksiyonun bir anlamı, bir değeri kalmıyor. Bu yüzden en iyi tepki susmaktır diye düşünerek susuyoruz nihayetinde. G2: Olmaz mı? Bazen gizlemiyorum. Ama yapacak fazla bir şeyde yok. Bazen de susmak gerekiyor. Biz susturulan, sindirilen bir toplum neden olduk, bir düşünelim. G9: Tabii ki gereksiz itham ve aşırı suçlayıcı her insanı kızdırır; Hele hele bu suçlamalar yersiz ve sadece makam ve mevki komplekslerinin aracı olarak kullanıyorsa. Bir başka önemli nokta ise yaşlılıktan olsa gerek, müfettişlerin gündemi takip edememe özründen dolayı geçmişteki kuralları hala günümüze uyarlaması insanı kızdırıyor. İspatlamamıza rağmen o kuralda ısrarcı olmaları dayanılmaz bir tavırdır. Kızgınlığımızı bazen imalı ya da saygı bildiren cümlelerle, bazen de nasılsa geçici bir olay gözüyle bakıp; olur efendim, baş üstüne diyerek geçiştirme yolunu seçiyoruz. G20: Kızgınlık hissediyorum, heyecanlanıyorum ve heyecanlandığımda cümlelerim anlamsız olabiliyor, dilim dolaşıyor ama bu durum tamamen müfettişe bağlı, örneğin bu yıl öyle olmadı. Çok rahattım çünkü benim müfettişim pekâlâ işinin ehliydi. Denetim esnasında herhangi bir şekilde katılımcılardan bazılarının görüşü ise şöyledir: kızgınlık hissetmediğini ifade eden G23: Hayır, işini severek ve zevkle yapan insan neden kızgın olsun ki. Yalnız; denetleyici yıkıcı değil, yapıcı olmalı. Diğer bir deyişle, sadece kusur aramaya değil, yapılan işin doğruluğunu da kabul etmesini bilmeli. G37: Kızgınlık hiç hissetmedim. Yapılan eleştirileri normal karşılıyor, varsa eksiklerim onların giderilmesi için fikrinden faydalanıyorum. Soru 3: Öğrenciler önünde müfettişlerden eleştiri almak nasıl bir duygu oluşturuyor? Tüm katılımcı görüşleri geçerli görülmüş, bazı katılımcılar öğrenci karşısında eleştiriyi tamamen reddederken bazı katılımcılar eleştiri şekline vurgu yapmıştır. Bu şekilde bir eleştiri karşısında; kızgınlık, öfke, kötü duygular, yanlış bir davranış ya da rahatsız edici bir durum olarak görüşleri özetlenebilecek 22 katılımcının görüşlerinin bir kısmı aşağıda ki gibidir: G21: Öğrencilerin karşısında eleştiri yapılış şekli önemlidir. Eğer azar; aşağılama, hareket gibi özellikleri olursa bunu asla kabul edemem. Çünkü hata ve eksikliklerin bu şekilde telafisinin mümkün olmadığına, hatta bu şekilde davranışların insanın içindeki isteği kaçırma, azmini, hatta meslek sevgisini bir anda bitirdiğini düşünüyorum. Olumlu, içten, samimi, eğitici, yönlendirici ve eleştirilere her zaman açığım. G:32 Müfettişler bir ders saati süresince öğrencilerle bulunuyor, öğretmen ise 4 yıllık eğitim - öğretim süresince öğrencilerle birlikte bulunuyor. Dolayısıyla öğretmenin öğrenciler üzerindeki etkinliğini düşündüğümüzde, öğrencilerin önünde öğretmeni eleştirmesi hoş olmaz. Böyle bir eleştiri öğretmeni öğrenciler önünde küçük düşürür. Bu da öğretmenin otoritesini sarsar. G33: Genel teftişlerde müfettişlerden gerçek manada aldığımız eleştirileri almak bende moral bozukluğu yapmıyor. Ancak yersiz yapılan eleştiriler veya var olan bir şeyin yokmuş gibi düşünüp yapılan eleştiriler ruh halimin bozulmasına, daha kızgın olmama neden oluyor. Öğrenciler önünde bugüne kadar yapılan teftişlerde eleştiri almadım. Ancak böyle bir durumda moralim bozulur ve bu eleştirinin farklı ortama taşınması yönünde harekete geçerim. Yani öğrenci yanında eleştirmek fikri bana göre yanlış, teftiş bittikten sonra müfettiş ile öğretmen baş başa iken yapılmalı. Öğrenci karşısında öğretmenin eleştirilmeyi duygusal olarak incelemeyi amaçlayan bu soruya 17 katılımcı böyle bir durumla karşılaşmadıklarını ifade ederken, yaşamadıkları bu durum hakkında şu şekilde yorum yapmıştır: G34: Bunu ne mutlu ki hiç yaşamadım. Eleştiri, dozunda ve usulünce yapılırsa faydalıdır. Öğrenciler önünde müfettişler olumsuz eleştiri yaptıklarında tabi ki öğretmenin hoşuna gitmez. Öğretmen de bir insandır yanlış yapabilir, önemli olan hatasının uygun bir dille kendisine söylenmesi ve hatasından ders almasıdır. Buna dikkat edilmeden yapılan bir eleştiri, öğretmeni öğrencisinin gözünde bitirir ve öğretmenin denetim elemanlarına çok ters tepki vermesine sebep olabilir. Oysa denetimde “hocam çok iyi, güzel yalnız şu alanlara da dikkat ederseniz sevinirim” diye bir üslup kullanılır ve denetimde objektif kriterler kullanılır ve adaletli davranılırsa amaç gerçekleşmiş olacaktır diyelim diye düşünüyorum. G39: Hiçbir zaman kaba bir şekilde eleştirilmedim. Fakat bu iyi olmazdı sanırım. Küçük düşürücü aşağılayıcı ve silici bir etki yaratırdı. Soru 4: Müfettiş sınıftan ayrıldıktan sonra öğrencilerle ilk iletişime geçtiğinizde kullandığınız cümleler neler oluyor? Bu soruya sadece bir katılımcı cevap vermek istemezken soru formlarını cevaplandıran tüm katılımcıların görüşleri geçerli olduğu görülmüştür. 12 katılımcının görüşleri değerlendirme niteliğinde olup aşağıda bazı katılımcıların görüşlerine yer verilmiştir: G2: Genellikle ilk iletişim öğrencilerin kendi fikirlerini söylemeleri ile başlıyor. Öğrencilerin heyecan ve korkuyu aynı anda yaşadıklarını belirtiyor ve bunlar niçin geliyor diyorlar. Bizlerde niçin geldiklerini açıklıyoruz. Bu arada soru soruyorlar. Çoğu sorulara yanıt veremiyoruz. Çünkü suç teşkil ediyor veya hoş olmuyor. Bu nedenle geçiştiriyoruz. Sadece bunun kanunlarca onlara verilen bir görev olduğunu, bunu yapmaları gerektiğini, biz nasıl öğretmenlik görevini yapmak zorunda isek onlar da görevlerini yapıyor şeklinde bitiriyoruz. G34: Çocuklara denetim hakkında sorular soruyorum, ne hissettiklerini belirtmelerini istiyorum. Sorulara yanlış cevap verirlerse neden böyle yaptıklarını irdelerim. Denetim yapan kişilerin öğrencileri ve öğretmenleri değerlendirirken çevre koşulları ve psikolojik etkenleri dikkate almaları gerektiğini, anlık değerlendirmelerin çok sağlıklı olmadığı ifade ederim. Denetimi iyi geçen 11 katılımcı ise iyi niyet temennisinde bulunduklarını ifade etmiştir. G4: Öğrencilere teşekkür ederim. Denetimin böyle geçmesinde öğrencilerimin ve konunun da katkısının çok olduğunu inkâr edemem. G17: Öğrencilere teşekkür ediyorum. Çünkü müfettişler sınıftayken çok sessiz sakin oluyorlar. Rahat ders anlatıyorum, çocuklarda dinledikleri için sorular soruyorlar. Denetim esnasında öğrencilerde de gerginlik olduğunu gören üç katılımcı müfettişin sınıftan ayrılmasıyla öğrencilerinde belirgin bir rahatlamanın olduğu yönünde fikir beyan etmiştir. G5: Müfettiş sınıftayken öğrenciler diken üstündedir. Gittikten sonra öğrencilerde büyük bir rahatlama olmaktadır. Çocuklar geçmiş olsun diyerek derse geçerim. G7: Canımızı sıkmayalım. Hayat devam ediyor derim. Müfettişin sınıftan çıkmasıyla herhangi bir şey olmamış gibi derse devam ettiğini belirten 11 katılımcıdan bazılarının görüşleri şöyledir: G6: Müfettiş gittikten sonra denetim ile ilgili öğrencilerle konuşmam dersime devam ederim. Eğer bununla ilgili soru soran olursa öğrenciye cevap veririm. G10: Her zamanki gibi oluyor. Bir değişiklik söz konusu değil. Sadece bir katılımcı müfettişin sınıftan ayrılmasıyla öğrencilerini azarladığını belirtmiştir. G35: Neden daha iyi çalışmıyorsunuz? Neden beni mahcup ettiniz? Soru5: Denetim sonrasında öğretmen kimliğinizden soyutlandığınızı düşünürseniz müfettişe neler söylemek istersiniz? Araştırmaya katılan 39 katılımcıdan sadece bir katılımcı bu soruyu cevaplamak istememişken, 25 katılımcının görüşleri müfettişleri yargılayıcı bir nitelikte olmuştur: G12: Maksat üzüm mü yemek; bağcıyı mı dövmektir? Üzüm yemekse sorun yoktur. Her müfettiş vicdanının sesini dinlemelidir ama objektif olma şartlarını göz önünde tutmayı bilmelidir. Bir gün denetim olmayacağı kesindir. Önemli olan ortak değerler oluşturmayı başarmaktır. G16: Eleştiri olarak getirdikleri birçok şeyin faydasına kendilerinin bile inanmadığı, eğitim ve öğretimi sadece katı kurallar çerçevesinden değerlendirdiklerini söylerim. 13 katılımcı bu durumda müfettişi bilgilendirmek istediğini belirterek şu görüşleri öne sürmüşlerdir: G1: Her şeyden önce denetimden ziyade onların rehberlik etmelerini beklerim. Olumlu, olumsuz ya da yeterli yönlerimi mutlaka uygun bir dille ifade etmeliler. Teftiş sırasında müfettişlerin gözden kaçırdıkları bazı şeyler var: Eğitim kanun, yönetmelik, genelgelerde bir bütündür. Ancak birebir insan denen varlıkla uğraştığımız için her şey kanun yönetmelik ve genelgeye uygun yürümüyor. Söz konusu resmiyetle tozpembe bir eğitimden ve buna uygun sonuçlardan dem vuruluyor. Ama insan kendisine dipnot düşürmeyecek tek varlıktır, bu sebeple beklentileri fazla ütopik. Eğitim, kanunların tatlı gülümsemesiyle değil, yüz yüze ilişkinin olduğu acı gerçeğiyle yürüyor. Müfettişler bu yüzden mevcut olabileceklerin çok üstünde, uygulanması imkânsız çerçeveler çiziyor. Bahsettikleri şeylerin uygulanabilirliğini çok az düşünüyorlar. Düzenlemeleri de ona uygun yapmaları gerekir. Mutlaka bizde eksiklikler vardır. Ama onların aynanın karşısına geçmesi empati yapması gerekir. Birde kırtasiyecilikten eğitime zaman kalmıyor. Nerdeyse eğitimcilikten ziyade evrak memuriyetine dönmüş durumda. G14: Tecrübeli, birikimli, olgun bir müfettiş ise eğitim ve öğretim ile ilgili bir konferans vermesini isterdim. G21: Bir insan olarak yapılan hataları en aza indirmek ve Türkiye’de daha yararlı bir eğitim sistemi için maddeleri sırasıyla sayarız. Ne olur biraz daha bilgi, biraz daha donanım, biraz daha fırsat eşitliği ve de biraz daha hoşgörü ve anlayış… Özellikle bizim okulumuz gibi imkânsızlarla boğuşan okulların durumunu faklı gözle değerlendirin. G38: Denetimleriniz gerçekten işe yarıyor mu? Denetimleriniz sonucunda eğitim öğretim alanında olması gerekene doğru bir seyir izliyor mu? Şeklinde sorular sorardım. SONUÇ, TARTIŞMA ve ÖNERİLER Bu çalışma ile 2009-2010 eğitim ve öğretim yılında Elazığ il merkezinde görevli ve aynı yıl denetim geçirmiş öğretmenlerin bakış açılarına göre denetim olayına ilişkin beş başlıkta belirlenmiş sorulara yönelik görüşleri alınmıştır. 39 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmada ilk olarak katılımcıların denetim kavramıyla ne hissettikleri sorulmuştur. Geçerli sayılan 18 görüşten sadece dört görüşün olumlu olmasına karşın 14 görüşün olumsuz olması düşündürücüdür. Katılımcıların denetim esnasında kızgınlık hissetmeleri halinde bu kızgınlığı nasıl gizlediklerinin sorulduğu ikinci soru formuna ilişkin görüşler şu sonucu doğurmuştur. 25 katılımcının denetim esnasında kızgınlık hissettiğini ifade ederken, 10 katılımcı hiçbir şekilde kızgınlık hissetmediğini belirtmiş ve bu soruya ilişkin görüşlerden üçü geçersiz sayılmıştır. Katılımcıların büyük bir çoğunluğunun denetim esnasında kızgınlık hissediyor olması dikkat çekici bir sonuçtur. Öğrenciler önünde müfettişlerden eleştiri almayı duygusal boyutta incelemeyi amaçlayan üçüncü soru formuna sunulan görüşler incelendiğinde, 22 katılımcı bu durumu açık bir ifadeyle reddetmektedir. Aynı zamanda 17 katılımcının böyle bir durumla karşılaşmamış olması sevindirici bir durumdur. “Müfettiş sınıftan ayrıldıktan sonra öğrencilerle ilk iletişime geçtiğinizde kullandığınız cümleler neler oluyor?” soru formuna cevap veren tüm katılımcı görüşleri geçerli görülmüştür. Bu soru formuna ilişkin görüşlerin 12’si değerlendirme niteliğinde, 11’i iyi niyet temennisinde, üçü rahatlama ve 11’i bir şey olmamış gibi derse devam ederim şeklindedir. Araştırma kapsamında katılımcılara son olarak “Denetim sonrasında öğretmen kimliğinizden soyutlandığınızı düşünürseniz müfettişe neler söylemek istersiniz?” soru formunu cevaplamaları istenmiştir. Bu soruya verilen cevaplardan 25’i müfettişi yargılar nitelikte olup, 13’ü müfettişi bilgilendirmek istediği şeklindedir. Eğitim ve öğretimde kaliteyi artırmayı amaçlayan denetime ilişkin katılımcı görüşlerinin olumsuz olma sebepleri araştırılarak bu durumun iyileştirilmesi gerekir. Denetim ile öğretmenler üzerinde oluşan olumsuz baskıyı gidermek için müfettişlerce öğretmenlere yönelik seminerler hazırlanabilir. Eğer seminerler veriliyorsa daha sık periyotlarda verilebilir. Müfettişlerin denetim esnasında sergiledikleri davranışları öğretmenleri rahatlatacak şekilde olmalıdır. Denetim esnasında öğretmende görülen eksikler yada hataları irdelerken öğretmenleri öğrenci önünde rencide edici eleştirilerden kaçınılmalıdır. Denetim esnasında müfettiş ve öğretmen etkileşiminde müfettişlerin olumlu iletişim kurması ve öğretmenleri suçlayıcı ifadeleri kullanmamalıdır. Değişen teknoloji, program yada yeni yöntemler konusunda öğretmen ve müfettişlerin birlikte çalışabileceği ortam hazırlanarak, bu çalışmalar sıklıkla gerçekleştiği takdire öğretmenlerin teftişe ilişkin olumsuz duyguları en aza indirgenebilir KAYNAKLAR Altıntaş, R,. Liselerde Kurum Teftişi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), A.Ü. Eğitim Fakültesi, Ankara:1980. Aydın, İ. (2005). Öğretimde Denetim. Ankara: PegemA Yayıncılık. Daresh, J. C. (2001). Supervision as Proactive Leadership. Illinois: Waveland Press Inc. Denzin, N. ve Lincoln, N.K. (2000). Handbook of Qualitative Research. (2.Baskı). USA: Sage Publications Fleming ve Steen, (2005). “Supervision and Clinical Psychology Theory, practice and perspectives”, Taylor & Francis e-Library. Haimann, T., Hilgert. R. L. (1972). Supervision. Cincinnati: South-Western Publishing Company İlğan, A.. (2008). İlköğretim Müfettişleri ve Öğretmenlerinin Farklılaştırılmış Denetim Modelini Benimseme ve Uygulanabilir Bulma Düzeyleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 14 (55). Kadushin, A. E. (1992). Supervision in Social Work. New York: Columbia University Press. Kapusuzoğlu, O. Ş., (1987), Son On Yılda İlköğretim Müfettişlerinin Rolünde ve Teftiş Uygulamalarında Değişmeler. Basılmamış Doktora Tezi, Ankara. Karasar, N. (1995). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık. Kilminster, S.M. and Jolly, B.C. (2000) ‘Effective supervision in clinical practice settings: a literature review’, Medical Education 34 (10): 827–840. Ladany, N., Ellis, M.V. and Friedlander, M.L. (1999a) ‘The supervisory working alliance, trainee self-efficacy, and satisfaction’, Journal of Counseling and Development 77 (4): 447–455. Latting, J. L. (1992). Giving corrective feedback: A decisional analysis. Social Work 37 (5): 424–430. Magnuson, S., Wilcoxon, S.A. and Norem, K. (2000b) ‘Exemplary supervision practices: retrospective observations of experienced counselors’, Texas Counseling Association Journal 28 (2): 93–101. Memişoğlu, S.P.. (2004). İlköğretim Müfettişlerinin Denetimsel Davranışlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri. Eğitim ve Bilim Dergisi 29 (131). Miles, M.B. ve Huberman, A. M. (1984). Qualitative data analysisi: A sourcebook of new methods. Newbury Park, London, New Delhi: Sage Publications. Öz, F., (1977), Türk Eğitim Sisteminde Müfettişlerin Rolü. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara. Öz, F.. (2003). Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Sisteminde Teftiş. Osmangazi Üniversitesi Yayınları, 88. Özdayı, N., Özcan, Ş.. (2005). Teftiş Sürecindeki Geribildirimlere Göre Teftişin Öğrenen Örgüt Kültürüne Katkılarının Öğretmen Görüşleriyle Değerlendirilmesi. Eğitim ve Bilim Dergisi 30 (136). Shanfield, S.B., Mohl, P.C, Matthews, K.L. and Hetherly, V. (1992) ‘Quantitative assessment of the behavior of psychotherapy supervisors’, American Journal of Psychiatry 149 (3): 352–357. Tanrıöğen, Abdurrahman;Öğretim Denetimine Yönelik bir Model:Yönlendirilmiş Yoğun Denetim.Eğitim Yönetimi Dergisi.Yıl 3.Sayı l -l997 TEKIŞIK, Hüseyin Hüsnü. (2001). Eğitimde Yansımalar. "Eğilim sisteminde teftiş (tayma: 1997. Ankara Takav Matbaası). Ankara: Eğitim Araştırma Vakfı Yay Ünal, I.. (1989). Eğitim Örgütlerinde Örgütsel Değişme Aracı Olarak Denetim. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi 22 (1). Yılmaz, K.. (2004). Sanatsal Denetim. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 10 (38).