Melih Gökçek`e suç duyurusu

Transkript

Melih Gökçek`e suç duyurusu
35 YKR
YIL:3 SAYI:660
3 HAZÝRAN 2008 SALI
Melih Gökçek’e suç duyurusu
suç duyurusunda bulunduktan sonra
yapýlmýþ planlama çalýþmalarýna
Ankara Adliyesi önünde basýn
uyulmamýþ olmasý nedeniyle
açýklamasý yaptý. Çakar, Devlet Su
Ankara’nýn 2006 yýlýndan itibaren su
Ýþleri Genel Müdürlüðünün (DSÝ) 1996
yönetim ve iþletme planýnýn
yýlýnda hazýrladýðý Gerede Suyu
bozulduðunu dile getiren Çakar,
Projesinin, kentin 2027 yýlýna kadar su
uzmanlarýn en az 5 yýl boyunca da
ihtiyacýný karþýlayacak ölçekte
planda düzelme olanaðý bulunmadýðýný
olduðunu ve maliyetinin de 240 milyon
ifade ettiklerini söyledi.
dolar düzeyinde bulunduðunu söyledi.
ANKARA - Tüketici Haklarý
Derneði, Ankara Büyükþehir Belediye
Baþkaný Melih Gökçek ve ASKÝ Genel
Müdürlüðü yetkilileri hakkýnda
Bu ihmal nedeniyle Ankara’ya
Belediyesi ve ASKÝ’nin, bu proje
yaklaþýk 1 yýldan beri normal seviyenin
dolar harcayarak, saðlýklý olmayan
görevlerini kötüye kullandýklarý
iddiasýyla suç duyurusunda bulundu.
Tüketici Haklarý Derneði (THD)
Baþkaný Turhan Çakar, dernek adýna
Kýzýlýrmak suyunu Ankara’ya
çok altýnda kot altý suyu verildiðini,
kot altý suyunun 24 saat aralýksýz çalýþan
pompalarla temin edildiðini ve bunun
için de büyük ölçüde enerji harcanarak
getirdiklerini savundu.
Ankara Büyükþehir Belediyesinin
ihmali ve uzman kuruluþlar tarafýndan
Kanser 20 derecede
dondurulup yok edildi
Dünyanýn en pahalý suyu
Çakar, Ankara Büyükþehir
yerine bugüne kadar en az 700 milyon
BEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 31 39
Ev Tel: 441 30 39
suyun maliyetine yansýtýldýðýný
kaydeden Çakar, þöyle dedi:
7’DE
Aþure Daðýtýldý, Piknik Yapýldý
piknik alanýnda gerçekleþtirilen "Aþure
Mehmet Ali Yazýcý
Günü ve Piknik" etkinliðine güneþli
yazici66@yahoo.com
güzel bir bahar sabahýnda Hacýbektaþ
Dr. Peter Littrip ilerlemiþ, hatta yayýlmýþ
baþka tedavi þansý bulunmayan kanser
tümörlerini iðneyle içlerine girerek eksi 20
derecede dondurup küçültüyor. Dr. Littrip'in
geliþtirdiði tedavi þimdi ABD'de 100 merkezde
uygulanmaya baþlandý..
7’DE
Kýrklareli'nde 'Elvada
Rumeli' rüzgarý
halkýnýn yoðun ilgisi ve katýlýmý vardý.
Din mi? Bilim mi?
Etkinliðe Hacýbektaþ Eðitim ve
Muhafazakâr ve dinci çevrelerin, kendilerinin
hoþlarýna gitmeyen ve beðenmedikleri düþüncelere
karþý verdikleri refleks hep aynýdýr; ya zorla
susturmaya çalýþýrlar(Sývas’ta olduðu gibi) ya da
“ideolojik sapkýnlýk” derler(Evrim Teorisine
dedikleri gibi). Ýdeoloji onlara göre sapkýn,
bozguncu fikirler taþýr ve uzak durulmasý gerekir.
Ýdeolojilerin yanlýþ bilinç olduðunu savunurlar.
Ýþin esasý þudur; bilimsel ideolojiler yanlýþ bilinç
deðildir, resmi ideolojiler yanlýþ bilinçtir. Dinler
de resmi ideolojiler kapsamýnda deðerlendirilebilir.
Sanki dinleri ve dinsel düþünceleri savunanlar
ideolojik davranmýyorlarmýþ gibi çok rahat bir
þekilde saldýrýya geçerler. Bir söz Tanrý’nýn sözü
olunca ideolojik olamaz mý?
2’DE
Kültür Derneðinin yaný sýra Ankara
Hacýbektaþ Eðitim ve Kültür Derneði
CUMOK üyeleride (Cumhuriyet
ve Hacýbektaþ Belediyesi iþbirliði ile her
Gazetesi Okurlarý) katýldý. Ankara'dan
yýl düzenlenen "Aþure Günü ve Piknik"
Dört otobüs ve özel araçlarla gelen
1Haziran 2008 Pazar günü Hacýbektaþ
HEKDER ve ANKARA CUMOK
Dedebað'ýnda gerçekleþtirildi.
üyeleri, öðleden önce Beþtaþlar ve
1 Haziran 2008 Pazar günü Dedebað
Çilehane'yi gezdiler.
3’DE
Ayþe Hür
ATV'nin sevilen dizi filmi 'Elveda Rumeli'
oyuncularý, Kýrklareli'nde düzenlenen Karagöz
ve Kakava Kültür Þenlikleri'nde büyük ilgiyle
karþýlaþtý. Oyuncular senaryoyla ilgili sorularý
6’DA
Afyonkarahisar Belediyesi
Þehir Tiyatrosu 7
Haziran’da Nevþehir’de
hurayse@hotmail.com
Taþnak arþivini býrak, Osmanlý arþivine bak...(2)
Afyonkarahisar Belediyesi Þehir Tiyatrosu
sanatçýlarý, Ray Cooney ’in yazdýðý 2 perdelik
Basýna ve Kamuoyuna
1 Haziran Barýþ Mitingi çözümde ilk durak
olsun.
Türkiye Barýþ Meclisinin çaðrýsýyla1Haziran
2008 Pazar günü Ýstanbul Kadýköy Meydanýnda
düzenlenen miting barýþ için ilk durak olsun.
Kürt sorununun geldiði aþamada yeni acýlar
yaþamamak, Kürt sorununun içinde barýndýrdýðý
gerilimler nedeniyle içte toplumsal çatýþmanýn,
dýþta bölgesel bir savaþýn oluþmasýný
engelleyebilmek için barýþ için sesimizi
yükseltmeliyiz.
7’DE
Küdüs arþivi
Bir diðer önemli kaynak Kudüs
Patrikhane Arþivi’dir. Bu arþivin özelliði,
yukarýda sözünü ettiðimiz Tedkik-i Seyyiat
Komisyonu’nun bugün kayýp olan bazý
belgelerinin kopyalarýný ihtiva etmesidir. Bu
kopyalar, o yýllarda Divan-ý Harb-i Örfilerde
çalýþan bazý Ermeni memurlar tarafýndan
mahkeme dosyalarýndan gizlice elle
kopyalanmýþtýr. Ancak arþiv araþtýrmacýlara
açýk deðildir. Bu arþivin araþtýrmacýlara kapalý
tutulmasý son derece yanlýþtýr.
Taþnak arþivi
Halaçoðlu’nun 20 milyon dolarlýk
þovunun konusu olan Boston’daki Taþnak
arþivi ise, Türk tarafýna göre kapalý, Ermeni
tarafýna göre açýk. Gerçek durumu ancak bu
arþivlerde çalýþmak üzere eyleme geçen
araþtýrmacýlar söyleyebilir.
4’DE
Karmakarýþýk isimli oyunu, 7 Haziran 2008
Cumartesi günü Kapadokya Kültür ve Sanat
Merkezi’nde sahneleyecek.
Afyonkarahisar Belediyesi Þehir Tiyatrosu
Ali Çakalgöz ’ün yönettiði Karmakarýþýk
isimli 2 perdelik komedi de, Barýþ
Doðan,Butlan Örenkaya,Arda Tiryaki,Duygu
Özer,Kersan Kýnýklý,Alper Öztürk,Ömer
Kalkan,Ahat Özge Ecik,Emel Kaya ve Ceren
Uzunay rol alýyor.
6’DA
2
3 Haziran 2008 Salý
KEY'de ödeme Temmuz'da
isimlerinin tespit edilmesine iliþkin
çalýþmalar tamamlanarak, Emlak Tasfiye
Fonu’na KEY Hak sahiplerine ödenecek
tutarlarýn hesaplanmasý için üç aylýk süre
verildi. Söz konusu üç aylýk süre de 31
Mayýs’ta doldu.
Mehmet Ali Yazýcý
yazici66@yahoo.com
Din mi? Bilim mi?
Muhafazakâr ve dinci çevrelerin,
kendilerinin hoþlarýna gitmeyen ve
beðenmedikleri düþüncelere karþý verdikleri
refleks hep aynýdýr; ya zorla susturmaya
çalýþýrlar(Sývas’ta olduðu gibi) ya da “ideolojik
sapkýnlýk” derler(Evrim Teorisine dedikleri
gibi). Ýdeoloji onlara göre sapkýn, bozguncu
fikirler taþýr ve uzak durulmasý gerekir.
Ýdeolojilerin yanlýþ bilinç olduðunu savunurlar.
Ýþin esasý þudur; bilimsel ideolojiler yanlýþ
bilinç deðildir, resmi ideolojiler yanlýþ bilinçtir.
Dinler de resmi ideolojiler kapsamýnda
deðerlendirilebilir. Sanki dinleri ve dinsel
düþünceleri savunanlar ideolojik
davranmýyorlarmýþ gibi çok rahat bir þekilde
saldýrýya geçerler. Bir söz Tanrý’nýn sözü
olunca ideolojik olamaz mý?
Tarihte bilim ile din arasýnda ki iliþkiler
hep sorunlu olmuþtur. Din, bilimsel
düþüncenin ve geliþmelerin önüne geçmek
istemiþ, engellemeyi baþaramayýnca da somut
cezalar önermiþtir. Örneðin, Orta Çað
Avrupa’sýnda Engizisyon Mahkemeleri, esasta,
dinsel düþünceye darbe vuran ve dini gerileten
bilim düþüncesini yargýlamak ve
cezalandýrmak için kurulmuþlardý. Amaç,
pozitif bilimlerde ki dinamik geliþmeyi
engellemekti. Orta Çað karanlýðýna karþý
geliþen Aydýnlanma, bilimin ve bilimsel
düþüncenin özelde Hýristiyanlýða, genelde ise
tüm dinlere ve dinsel düþüncelere karþý aklýn
ve bilimin zaferidir. Bilimsel geliþmeler
karþýsýnda Hýristiyanlýk havlu atmasýna
raðmen, günümüzde yine de, örneðin genetik
mühendisliðinin çalýþmalarýný engellemek
için Kilise, elinden geleni yapmaktadýr.
bir kavramsal yapýnýn oluþmasýný saðlar ve
eskiden kopuþ daha kolay olur. Bu düzey
yoksa, o toplumda ne bilimsel düþünce ne de
bilimsel geliþme olabilir.
Bugün Ýslamiyet’in geçerli olduðu
toplumlarýn en önemli handikabý budur.
Ýslâm’ýn düþünce sistematiði, insanlarýn
zihinlerini dumura uðratmýþ, soru sordurmaz,
sorgulatmaz ve yargýlatmaz hale getirmiþtir.
Onlarýn zihinsel dünyalarýnda tek bir gerçek
vardýr; dinin emrettiði þekilde yaþamak ve
din için savaþmak.
Bilim, her türlü keyfi irade ve yaptýrýmdan
baðýmsýz, kendi yasalarýnýn olduðu kabulünü
gerektirir. Bu yasa ve ilkeler çerçevesinde
hareket eder. Dinsel düþünce ise insana
dogmatikliði, kutsal kitabýn söylediklerine
baðlýlýðý emreder. Kutsal kitaplarýn
söyledikleri asla tartýþýlamaz ve deðiþtirilemez.
Bu katý yaklaþým, Ýslamiyet’te daha da keskin
bir þekilde kendini gösterir. Dünya deðiþir
ama ayet ve hadisler asla deðiþmez, ancak
yorumlanabilirler. Bir þeyi az da olsa
deðiþtirmeden geliþtirmek bilimsel olarak
mümkün deðildir. Ýslâmcý çevreler, Kuran’ýn
deðiþmeden bugünlere gelmiþ olmasýný çok
büyük marifetmiþ gibi söylerler ve dinlerinin
saðlamlýðýna kanýt olarak gösterirler.
Ýslâm ise çeþitli yorumlara sýðýnarak
direnmektedir. Artýk þu kabul edilmelidir ki,
dinler ve onlara yön veren kutsal kitaplarda
yazýlanlar bugün insanlýðýn sorunlarýna hiçbir
çözüm üretemez. Dinlerde önemli bir yan
oluþturan ahlâksal öðütlerin de bir önemi
kalmamýþtýr. Kapitalizm(sermaye) kendi
ahlâkýný daha doðrusu kendi ahlâksýzlýðýný
oluþturmuþ, dinsel temalar üzerinden hareket
edenler bile bu ahlâksýzlýðý yaþamlarýnýn
temeline oturtmuþlardýr.
Marx, mealen, dirilerden çektiðimizden
daha fazlasýný ölülerden çekmekteyiz der.
Atalarýmýzýn ilk baþlarda metafizik düþünce
biçimleriyle hareket ederek ruhlarýn varlýðýna
inanmalarý ve Animizm inancýný ortaya
çýkarmalarý, doða karþýsýndaki çaresizliklerinin
sonucu olmuþtur. Þamanizm, totemizm vb.
gibi inançlar ve giderek, sýnýflý toplumlarda
ortaya çýkan tek Tanrýlý büyük dinler, hep bu
çaresizliðin ürünüdür. Yani, “Tanrýlar
insanlardaki ussal þaþkýnlýðýn nedeni deðil,
sonucu” olarak ortaya çýkmýþlardýr. Tanrý’yý
insan yaratmýþtýr ve daha sonra da kendi
yarattýðý þeye kölece inanmaya baþlamýþtýr.
Aynen, para-insan iliþkisinde olduðu gibi.
Ýnsan, kendi icat ettiði paranýn esiridir
þimdilerde.
Bilimin dinle iliþkisi hep sorunlu
olmuþken, bilim ideoloji iliþkisi saðlýklý bir
þekilde kurulmuþtur. Bilimin ideolojiyle iliþkisi
kuramsal düzeyde, bir baþka deyiþle teori
aracýlýðýyla olur. Teori ise bilindiði gibi,
kavram ve kategorilerle yapýlýr. Bilim dili,
içinde geliþtiði toplumsal, siyasal ve ekonomik
yapýnýn kavramsal çerçevesi ve birikimiyle
kurulur. Diðer yandan da kendi ürettiði
kavramlarla o toplumun düþünsel ve ideolojik
düzeyini etkiler. Burada þunu demek istiyoruz;
bilimsel teorilerin bazý kavramlar oluþturup
kullanabilmesi, toplumun zihinsel, düþünsel
ve ideolojik düzeyinin o kavramlarýn ortaya
çýkmasýna elveren bir olgunluða ulaþmýþ
olmasýný gerektirir. Diðer yandan, böylesi bir
geliþme, yani bilimin her teorik atýlýmý, yeni
Bilime inanmak, güvenmek gerekiyor.
Bilim yöntemi, hayata bakýþýmýzýn da anahtarý
olmalýdýr. Bir þeye körü körüne inanmakla,
bir þeyi nesnel durumu itibarýyla anlamaya
çalýþmak ve sonra inanmak ayný þeyler
deðildir. Dinci ve muhafazakâr kesimler için
acý ama gerçek olan þey, insanlýk tarihinde
dinler artýk miadýný doldurmuþ olmasýdýr.
Ýçinden geçtiðimiz dönemde dinsel ideolojilere
sýðýnmaya çalýþmak son çýrpýnýþlardýr. Bunu
kabul etmek gerekiyor. Doða bilimlerinde ki
her geliþme, dinsel düþünceye büyük darbeler
vurmuþ ve insan toplumlarý için gereksizliðini
her geçen gün biraz daha açýða çýkartmýþtýr.
Bu gün sýr olarak görünen, evrene ve dünyaya
dair olgular gelecekte mutlaka açýklanacak,
bunu da dinler deðil, bilim yapacaktýr.
Bilgisayarlar çalýþtý
Yaklaþýk 9 milyon vatandaþý ilgilendiren
KEY hesaplarýnda ‘hesaplama’ süresi doldu.
KEY’de hak sahiplerinin listesi, bu hafta
içinde Emlak Gayrimenkul Ortaklýðý’na
teslim edilecek. Ödemelerin ise temmuz
ayýna yetiþtirilmesi planlanýyor.
YAKLAÞIK 9 milyon vatandaþý
ilgilendiren Konut Edindirme Yardýmý
(KEY) ödemelerinde mutlu sona ulaþýldý.
KEY ödemelerine iliþkin yasa gereði, KEY
hak sahiplerinin alacaklarý tutarlarýn
hesaplanmasý için Emlak Tasfiye Fonu’na
tanýnan üç aylýk süre 31 Mayýs’ta doldu.
Emlak Tasfiye Fonu, son bir haftadýr, 24
saat çalýþarak 9 milyon hak sahibine
ödenecek tutarlarý hesapladý. KEY hak
sahiplerinin alacaklarý tutarlar bu hafta
içinde Emlak Gayrimenkul Ortaklýðý’na
teslim edilecek.
Bir yýlda tamanlandý
Star Gazetesi'nin haberine göre KEY
hesaplarýnýn ödenmesine iliþkin çalýþmalar
yaklaþýk bir yýlda tamamlandý. 1987-1995
yýllarý arasýnda tahsil edilen KEY
hesaplarýnýn vatandaþlara geri ödenmesine
iliþkin yasa, geçtiðimiz yýl mayýs ayý
sonunda yürürlüðe girmiþti. Yasanýn
ardýndan baþlayan çalýþmalarda, KEY Hak
sahiplerinin tespitinde çeþitli sýkýntýlarla
karþýlaþýldý. Bu süre içinde, kayýp KEY
listelerinin bulunmasý ile birlikte, KEY
ödemeleri için geri sayým baþladý. Þubat
ayý sonuna kadar KEY hak sahiplerinin
EMLAK Tasfiye Fonu, KEY hak
sahiplerine yapýlacak ödemelerle ilgili
hesaplamalar için hafta sonu da çalýþtý.
Hesaplamalar, bilgisayarlara yüklenilen
özel bir programla birlikte yapýldý. Program,
anaparasý girilen bir hak sahibinin, faizlerini
hesaplayarak kime ne kadar ödeneceðini
tespit etti. Buna göre, yaklaþýk 9 milyon
hak sahibinin KEY tutarlarý bilgisayarlar
aracýlýðý ile hesaplandý. KEY miktarlarýnýn
hesaplanmasýnýn verilen süre içinde
tamamlanmasý için bilgisayarlar, geceleri
de çalýþtýrýldý.
Listeler kamuoyuna duyurulacak
EMLAK Tasfiye Fonu Baþkaný Zeki
Sayýn, star’a yaptýðý açýklamada, eðer
olaðanüstü bir geliþme olmazsa, KEY hak
sahiplerinin listesini ve hak sahiplerine
ödenecek tutarlarý bu hafta içinde Emlak
Gayrimenkul Ortaklýðý’na teslim
edeceklerini söyledi. Emlak Gayrimenkul
Ortaklýðý’nýn da, bu listeleri inceledikten
sonra, kamuoyuna ilan edeceðini ifade eden
Sayýn, ilanýn ardýndan listelerin ödeme için
Ziraat Bankasý’na teslim edileceðini
kaydetti. Tüm bu iþlemlerin en fazla bir
aylýk süre içinde tamamlanmasýný
beklediklerini belirten Sayýn, KEY
ödemelerinin temmuz ayýna yetiþtirmeyi
planladýklarýný söyledi.
Milliyet 2 Haziran 2008
Rusya, Türkiye’den Meyve-Sebze Ýthalini
Yasaklayacak
bulunduðu belirten açýklamada, pestisid,
natrid gibi kimyasal maddelerden oluþan
söz konusu katkýlarýn Rus yasalarýnda
öngörülen normun çok üzerinde olduðu
vurgulandý.
Hilmi Güler Hristenko Ýle Görüþtü
Rusya, Türkiye"den meyve-sebze
ithalatýný yasaklayacak. Rusya hükümeti, 7
Haziran tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere Türkiye"den domates, patlýcan, üzüm
ve limon ithalatýný yasakladýðýný açýkladý.
Rusya Tarým Bakanlýðý"na baðlý
Rosselhoznadzor Kurumu tarafýndan yapýlan
açýklamada, alýnan yasaklama kararýnýn söz
konusu ürünlerde saðlýða zararlý kimyasal
maddeler görülmesi ve bu konuda defalarca
Türk tarafýnýn uyarýlmasýna raðmen
durumun deðiþmemesinden kaynaklandýðý
bildirildi. 2008 yýlý içinde Türkiye"den ithal
edilen 4 milyon tonluk tarýmsal ürünün 4
bin tonunda saðlýða zararlý maddeler
Rus basýnýnda yer alan haberlere göre,
Rosselhoznadzor Baþkaný Gennadiy
Oniþenko"nun ayrýca Tarým ve Köyiþleri
Bakaný Mehmet Mehdi Eker"e de bir
mektup göndererek, bu ürünlerin Rusya"ya
ihracatý için Rus normlarýna uygun hale
getirilmesini istediði belirtildi.
Bu arada alýnan yasaklama kararýnýn
Enerji Bakaný Hilmi Güler"in önceki gün
Moskova"da Rusya Sanayi ve Ticaret
Bakaný Viktor Hristenko ile iki ülke arasýnda
enerji, taþýmacýlýk ve ticaret alanlarýnda
iþbirliðinin güçlendirilmesini öngören
sözleþmeyi imzalamasýnýn hemen sonrasýna
denk gelmesi dikkat çekti.
Birgün 2 Haziran 2008
3 Haziran 2008 Salý
Aþure Daðýtýldý, Piknik Yapýldý
Sertaç DANACI-HACIBEKTAÞ
baþkaný Naki SELMANPAKOÐLU'nun
sundu. Daha sonra Piknik sýrasýnda
Hacýbektaþ Eðitim ve Kültür Derneði
yaptýklarý açýlýþ konuþmasý ile baþladý.
piþirilen aþurenin daðýtýmý yapýldý.
ve Hacýbektaþ Belediyesi iþbirliði ile her
A. Rýza SELMANPAKOÐLU bu yýl
Düzenlenen etkinlik program akýþý
yýl düzenlenen "Aþure Günü ve Piknik"
düzenlenen "Aþure Gününe", ANKARA
çerçevesinde, Hacý Bektaþ Veli Meslek
1Haziran 2008 Pazar günü Hacýbektaþ
CUMOK üyelerinin katýlýmýndan çok
Yüksek Okulu Kýz Yurdunda kalan
öðrencilerden oluþan semah ekibinin
Dedebað'ýnda gerçekleþtirildi.
gösterisi ve Aþýk Mahzuni'nin torunu
1 Haziran 2008 Pazar günü Dedebað
piknik alanýnda gerçekleþtirilen "Aþure
Yiðit Birkan Mahzuni DEMÝR'in
Günü ve Piknik" etkinliðine güneþli
söylediði deyiþler etkinliðe renk kattý.
Gün Þahin CANER ve Özgür
güzel bir bahar sabahýnda Hacýbektaþ
mutlu olduðunu ifade eden A. Rýza
TÜRKGÜZELÝ'NÝN seslendirdikleri
üyeleri, öðleden önce Beþtaþlar ve
SELMANPAKOÐLU bu katýlýmýn
deyiþ ve türkülerle, düzenlenen etkinlik
Çilehane'yi gezdiler.
anýsýna, ANKARA CUMOK Baþkaný
sona erdi.
Misafirlere Hacý Bektaþ Veli Kültür
Haluk YALVAÇ'a güvercin biblosu
Merkezinde semah gösterisi sunuldu.
(HEKDER) ve ANKARA CUMOK
halkýnýn yoðun ilgisi ve katýlýmý vardý.
üyeleri, Hacý Bektaþ Veli Müzesi ve
Etkinliðe Hacýbektaþ Eðitim ve
Atatürk Evi'ni gezdiler. Ziyaretlerin
Kültür Derneðinin yaný sýra Ankara
ardýndan "Aþure Günü ve Piknik" için
CUMOK üyeleride (Cumhuriyet
Dedebað'ýna geldiler.
Gazetesi Okurlarý) katýldý. Ankara'dan
Dedebað'daki piknik ve etkinlik,
Dört otobüs ve özel araçlarla gelen
Hacýbektaþ Belediye Baþkaný A. Rýza
HEKDER ve ANKARA CUMOK
SELMANPAKOÐLU ve HEKDER
Kapadokya'da ''Cross Golf'' Turnuvasý… Turnuvaya Ýsviçre,
Hollanda, Avusturya Ve Almanya'dan Diplomatlar Katýldý
Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR
Kapadokya'da düzenlenen ''Cross Golf''
turnuvasýna çeþitli ülkelerden diplomatlar
katýldý.
Museum Butik Oteli ve Ýndigo Turizm
tarafýndan organize edilen bu yýl ilki
gerçekleþtirilen turnuva, Nevþehir merkeze
baðlý Uçhisar beldesindeki Beyaz Vadi'de
yapýldý.
Turnuvaya Ýsviçre'nin Ankara
Büyükelçisi Walter Gyger, Hollanda
Büyükelçiliði Askeri Ataþesi Tom
Wesselingh, Avusturya Büyükelçiliði Ticaret
Ataþesi Richard Bandera, Almanya
Büyükelçiliði Askeri Ataþesi Markus Zaum
ve çeþitli büyükelçiliklerden diplomatlar
katýldý.
12 kiþinin, 4'er kiþiden oluþan 3'er
grupla bireysel oynadýðý, turnuvanýn baþlama
vuruþunu Nevþehir Vali Yardýmcýsý Ruhi
Paker yaptý.
Turnuvanýn açýlýþ vuruþunu yaptýktan
sonra golf tutkunlarýna hitap eden Paker,
Kapadokya’ný golf için en uygun
mekanlardan biri olduðunu vurgulayarak,
golf tutkunlarýný Kapadokya’ya davet etti.
Büyükelçi Walter Gyger, bugüne kadar
birçok yerde golf oynadýðýný, ancak ilk kez
Kapadokya'da golf oynamanýn mutluluðunu
yaþadýðýný söyledi.
Kapadokya'nýn vadilerinden kendisine
bugüne kadar birçok kiþinin övgüyle
bahsettiðini belirten Gyger, bölgenin
övüldüðü kadar eþsiz ve güzel olduðunu
kaydetti.
Golf turnuvasýný organize eden Museum
Oteli ve Ýndigo Turizm Sahibi Ömer Tosun
da turnuvayý çok önceden organize ettiklerini,
bunu geleneksel hale getirmeyi
amaçladýklarýný söyledi.
Golf tutkunlarý, vadilerin içinde golf
aracý yerine atlarý kullandý.
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 07
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
3 Haziran 2008 Salý
Küdüs arþivi
Bir diðer önemli kaynak Kudüs
Patrikhane Arþivi’dir. Bu arþivin özelliði,
yukarýda sözünü ettiðimiz Tedkik-i Seyyiat
Komisyonu’nun bugün kayýp olan bazý
belgelerinin kopyalarýný ihtiva etmesidir.
Bu kopyalar, o yýllarda Divan-ý Harb-i
Örfilerde çalýþan bazý Ermeni memurlar
tarafýndan mahkeme dosyalarýndan gizlice
elle kopyalanmýþtýr. Ancak arþiv
araþtýrmacýlara açýk deðildir. Bu arþivin
araþtýrmacýlara kapalý tutulmasý son derece
yanlýþtýr.
Ayþe Hür
hurayse@hotmail.com
Taþnak arþivini býrak, Osmanlý arþivine bak...(2)
çýkarmayacaðý için Halaçoðlu’nun 20
milyon dolarýna yazýktýr.
Andonyan belgeleri
Taþnak arþivi
Halaçoðlu’nun 20 milyon dolarlýk
þovunun konusu olan Boston’daki Taþnak
arþivi ise, Türk tarafýna göre kapalý, Ermeni
tarafýna göre açýk. Gerçek durumu ancak
Önemli bir belge grubu da, 1914’teki
seferberlik sýrasýnda orduda mektup ve
yazýþmalarý okuyan memur olarak görevli
Aram Andonyan adlý bir Ermeni’nin
tehcirden sað çýkan Ermeni erkeklerin,
kadýnlarýn ve çocuklarýn þahitlikleri ile
Halep’teki tehcir komitesinin genel
sekreteri Naim Bey adýndaki bir Türk
yetkiliden aldýðý, Naim Bey’in görevi
sýrasýnda edindiðini söylediði çok sayýda
belge, telgraf ve kararnamenin de içinde
bulunduðu anýlarýndan oluþan The Memoirs
of Naim Bey: Turkish Official Documents
Relating to the Deportations and Massacres
of Armenians adlý kitaptýr. 1920’de
Ermenice, 1965’te ise Fransýzca ve
Ýngilizce olarak basýlan kitaptaki belgelerin
asýllarý henüz bulunmadýðý için, resmi
tarihçiler bu kaynaðý dikkate almama
eðilimindedir. Halbuki, bu aný kitabý ile
bazý arþiv belgeleri uyum içindedir.
gittiðini; "bu evrakýn yalýnýn alt katýndaki
ocakta yakýldýðýný” duyduðunu söyler.
(Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paþa,
Cilt III, 1914-1922, Remzi Kitabevi, 1978,
s. 468.)
Çalýnan askeri belgeler
Sadece yerli aktörler deðil yabancýlar
da belge çalmýþtýr. Harp döneminde,
Osmanlý Genelkurmay Baþkanlýðý
görevinde bulunan Hans F. L. Von Seeckt,
Almanya'ya dönerken, Osmanlý
Genelkurmayýna iliþkin önemli belgeleri
beraberinde götürmüþtür. Sadrazam Ýzzet
Paþa 6 Kasým 1918'de yazdýðý bir mektupla
hem durumu protesto etmiþ hem de
belgelerle birlikte, Talat, Enver ve Cemal
baþta olmak üzere Almanya'da bulunanlarýn
iadesini istemiþtir. Berlin belgeleri geri
gönderme sözü vermiþ ama hiçbir zaman
Elbette baþlý baþýna bir yazý konusu
olmayý hak eden Ýngiliz, Amerikan, Alman,
Fransýz, Avusturya ve Rus arþivleri ile, o
yýllarda Osmanlý ülkesinde bulunan
misyonerler, gazeteciler, araþtýrmacýlar,
yardým kuruluþu mensuplarý ve bir dizi
baþka aktörün derlediði belge ve bilgiler
de var. Üstelik bu kaynaklarýn tümünden
yararlanýlarak oluþturulmuþ binlerce kitap
var. Kapalý tüm arþivlerin açýlmasý elbette
önemli ancak kamuoyunda, ‘Taþnak
arþivleri açýlmazsa gerçek ortaya çýkmaz’
havasý yaratmak, en hafifinden etik deðil.
Bazý osmanlý belgeleri neden ortaya
yok?
bu arþivlerde çalýþmak üzere eyleme geçen
araþtýrmacýlar söyleyebilir. Velev ki Yusuf
Halaçoðlu’nun dediði gibi kapalý olsun,
bu arþiv ‘sosyalist-milliyetçi’ bir çizgide
faaliyet gösteren Taþnaklarýn o günlerde
siyasi tartýþmalarýný anlatmasý açýsýndan
muhtemelen ilginç bilgiler içerir, ancak bu
arþivlerden elde edilecek en uç noktadaki
bulgular bile Taþnaklarla hiç bir iliþkisi
olmayan yüz binlerce Ermeni’nin Türk
milliyetçiliðinin kurbaný olmasýný haklý
Yerli ve yabancý arþiv belgeleri,
mahkeme tutanaklarý, basýnda çýkan
haberler, günlük ve hatýralar birlikte
deðerlendirildiðinde tehcir sýrasýnda veya
sonrasýnda bir çok belgenin bizzat zanlýlar
tarafýndan çalýnmýþ ya da imha edilmiþ
olduðu anlaþýlýr. Bunlarýn baþýnda Teþkilatý Mahsusa'ya ait evraklar gelir. Ýkinci grup
evrak, Ýttihat ve Terakki Merkez
Komitesi'ne ait olanlardýr. Ýstanbul’daki
yargýlamalarýn deðiþik oturumlarýnda,
sanýklardan Midhat Þükrü (Bleda), ‘Küçük’
Talat (Muþkara) ve Ziya Gökalp verdikleri
ifadelerde, bu evraklarýn Merkez Komite
üyesi Doktor Nazým tarafýndan alýndýðýný
söylemiþlerdir. (Takvim-i Vekayi, no. 3543,
8 Mayýs 1919)
Emval-i metruke defterleri
Üçüncü kayýp belge grubu Dahiliye
Nezaretine ait bazý evraklardýr. Örneðin,
30 Mayýs 1915 tarihli Meclis-i Vükela
mazbatasý ve 10 Haziran 1915 tarihli
talimatnameyle oluþturulan tehcir edilen
Ermenilerin mallarýný takip için kurulan
Emval-i Metruke (Terkedilmiþ Mallar)
Komisyonlarý’nýn defterleri ortada yoktur.
Þevket Süreyya Aydemir anýlarýnda Talat
Paþa'nýn, yurt dýþýna kaçmadan önce
"evvela bir bavul evrakla, Arnavutköy
kýyýsýnda (…) bir yalýdaki dostuna"
yerine getirmemiþtir. Hans von Seeckt,
görevi sýrasýnda, resmi emirleri, gizli
kararlarýn ve geçersizliðini gösteren
imalarýn takip etmesinin bir kural olduðunu
anlatýr. (Aktaran V. N. Dadrian,
Documentation of the Armenian Genocide
in German and Austrian Sources, Yay. Haz.
Israel Charny, New Brunswick: Transaction
Publishers, s. 109-110)
Enver ve talat’ýn telgrafhaneleri
Yüzbaþý Selahattin anýlarýnda Enver’in,
resmi kanallardan Almanlarýn gönlünü hoþ
tutmak için çektiði resmi telgraflarý, daha
sonra kendi evinde bulundurduðu
‘telgrafhaneden’ çektiði telle iptal ettiðini
aktarýr. (Ýlhan Selçuk, Yüzbaþý Selehattin´in
Romaný, Cilt 1, Remzi Kitabevi 1993, s.
292.) Tehciri yönlendiren beyin olan
Talat’ýn eski bir telgrafçý olarak evine özel
bir hat kurduðunu ve haberleþmesini
buradan yaptýðýný ÝTC Merkez Komitesi
üyesi ve Hariciye Nazýrý Halil Menteþe’nin
anýlarýndan öðreniriz. (Osmanlý Mebusan
Meclisi Reisi Halil Menteþe’nin Anýlarý,
Yay. Haz. Ýsmail Arar, Hürriyet Yayýnlarý,
s. 216)
Yakýlan belgeler
Baþbakanlýk Arþivi Dahiliye Nezareti
kayýtlarý arasýnda bile "okunduktan sonra
yakýlmasý" istenen resmi devlet evrakýna
iliþkin kayýtlar mevcuttur. Örneðin, 22
Haziran 1915 tarihli, Talat Paþa imzasýyla
Emniyet Umum Müdürlüðü tarafýndan bazý
vali ve mutasarrýflara, isim verilerek çekilen
þifreli bir telgrafta, sevk edilen kafileler
içinde din deðiþtirenlere nasýl davranýlmasý
gerektiði bildirildikten sonra þunlar
söylenir: "...ve bu tebligatýmýzýn icab
edenlere hususi surette tefhimi
[bildirilmesi] ile iþbu telgrafname
kopyesinin telgrafhaneden ahz ettirilerek
imhasý [alýnarak yok edilmesi]"
(BOA/DH.ÞFR., nr. 54/100) Bir baþka
örnek, "bizzat hal olunacaktýr" özel notu
ile 23 Haziran 1915'te Musul ve Deyr-i
Zor'a yollanan bir telgraftýr. Telgrafta
Ermenilerin yerleþtirilmesi meselesine
iliþkin son derece önemli bazý direktifler
verilen telgraf þöyle biter: "iþbu þifrenin
lâzým gelenlere irâesinden sonra imhâsý
tamimen teblið olunur." (BOA/DH.ÞFR.
nr., 54/41) Belge yakma eylemi, yenilgi
sonrasý, mütareke döneminde de devam
etmiþtir. Talat Paþa kabinesinin istifa etmesi
üzerine, 14 Ekim 1918'de kabineyi kuran
Ahmet Ýzzet Paþa Harbiye Nazýrlýðýný da
üstlenmiþtir. Teþkilat-ý Mahsusa’nýn son
baþkaný Hüsamettin Ertürk’ün hatýralarýna
bakýlýrsa Paþa'nýn yaptýðý ilk iþlerden birisi,
"Teþkilat-ý Mahsusa Müdürlüðüne hemen
çalýþmalarýný durdurmasý, arþivlerini
yoketmesi (…) talimatýný"
vermektir.(Aktaran, Bilge Criss, Ýþgal
Altýnda Ýstanbul, Ýletiþim, 1983, s. 147)
sesonline 2008-05-31
Devam Edecek
3 Haziran 2008 Salý
Nâzým Hikmet Ran ( 1902 - 1963 )
Nâzým Hikmet'in Hayatý ve Sanatý(2)
Vski'nin þiiriyle tanýþma
Yeni bir þiir kurmayý isteyen Nâzým
Hikmet, Batum'da bir gazetede
Mayakovski'nin bir þiirini görmüþ ve Rusça
bilmediði için içeriðini anlayamadýðý bu
þiirin biçimine çarpýlmýþtýr. Ýlk serbest
nazýmla yazýlmýþ þiiri olan "Açlarýn
Gözbebekleri"nin öyküsünü þöyle
anlatmaktadýr. Nâzým Hikmet: "Batum'dan
Moskova'ya geliþte açlýk mýntýkasýndan
geçtik. Gördüklerim üzerimde çok tesir etti.
Fakat böyle bir açlýðýn dahi inkýlâbý
yýkamayacaðýný haykýrmak istedim.
Moskova'da hece vezniyle ve bu veznin
çeþitli hece kombinezonlarýyla açlýða dair
bir þiir yazmak istedim, olmadý. O zaman
Batum'daki þiirin þekli geldi gözümün
önüne. Bunun çok iyi tanýdýðým Fransýz
serbest vezni olamayacaðýna kanaat
getirdim, bunun yepyeni bir þey olduðuna
ve þairin böyle dalgalar halinde
düþündüðüne hükmettim ve 'Açlarýn
Gözbebekleri'ni yazdým". Bu þiir deðiþik
hurufat kullanýmý, kýrýlmýþ mýsra düzeni ile
çok farklý bir þiirdir.
Nâzým Hikmet'in doðrudan doðruya
Mayakovski'nin þiirini taklit ettiði yolundaki
görüþler ortaya atýlmýþsa da bunlarýn
ciddiyeti tartýþmalýdýr. Gerçi, bizzat Nâzým
Hikmet Mayakovski'nin þiirini gördüðünü
bildirmektedir ama bu sadece görmek'ten
ibarettir o yýllarda. Þunlarý söylemektedir:
"Baþlangýçta hiçbir þey anlamýyordum
ondan, çünkü Rusçam kötüydü. Þimdi de
tümüyle anladýðýmý söyleyemem. Fakat
basamak biçimindeki dizelerini taklit
ediyordum. Mayakovski'nin þiiriyle benimki
arasýnda ortak yanlar: Ýlkin, þiir ve düzyazý;
ikincisi, çeþitli türler (lirik, yergisel vb)
arasýndaki kopukluðun aþýlmasý; üçüncüsü
þiire siyasal dilin sokulmasýdýr. Bununla
birlikte, farklý biçimler kullanýyoruz onunla.
Mayakovski öðretmenimdir, fakat onun gibi
yazmýyorum ben".
Kemal Tahir'e gönderdiði bir
mektubunda ise daha da ilginç þeyler
yazmaktadýr: "Mayakovski'nin 940
senesinde neþredilen ve bir tek ciltte toplanan
þiirleri elime geçti. Okuyorum. Sana bir
itirafta bulunayým, aramýzda kalsýn,
Mayakovski ile yeni tanýþýyorum. Yani kendi
aðzýndan dinlediðim bir iki þiiri müstesna,
matbu þiirlerini ilk defa okuyorum. Sanat
meseleleri hakkýndaki görüþleri ise, seni
maalesef temin ederim ki ilk defa manzurum
oluyor. Fakat, ayný þartlarýn ayný düþünceleri
yaratmasý kaidesi kaba hattýnda burada da
tahakkuk etti. Mayakovski ile ayný iþi
yapmýþýz. Tabii o bir çok hususlarda bu iþi
benden iyi yapmýþ, fakat tevazua lüzum
yok, bazý hususlarda da, yani iþin ben daha
iyisini yapmýþým. Bu böyle".
Üç telli saz'dan orkestraya
Nâzým Hikmet, Rusya'dan Türkiye'ye
döndükten sonra yayýmladýðý ilk kitabý 835
Satýr'la (1929) gerçekten de modernist bir
þiir kurduðunu kanýtlar. Bu kitaptaki þiirlerde
Rus fütüristlerinin, konsrüktivistlerinin
etkileri bulunduðu açýktýr. "San'at Telakkisi"
þiirinde bu etki hemen görülmektedir:
"benim/þiirime ilham veren
perimin/omuzlarýnda açýlan kanat/asma
köpürlerimin/demir putrellerindendir" /"Dinlenir/dinlenmez deðil/bülbülün güle
feryatlarý/Fakat asýl/benim anladýðým
dil/Bakýr, demir, tahta, kemik ve kiriþlerle
çalýnan/Bethoven'in sonatlarý"/-"Ben
deðiþmem/en halusüddem/arap atýna/saatte
110 kilometrelik sür'atini/demir raylarda
koþan/demir beygirimin".
Teknoloji ve hýz hayranlýðý, duyarlýðýn
dýþlanmasý, kentin karmaþasýnýn ve
kalabalýðýn övülmesi gibi fütürist sanatýn
temel özellikleri "Orkestra" þiirinde de
dize yapýsýný kökünden yýkmýþtýr. Þiirler
basamaklandýrýlmýþ bir düzen gösterirler.
Sözcükler ortalarýndan kesilmekte, kimi
zaman tek heceye indirgenmektedir.
Þair, þiirlerin kimi bölümlerini büyük
harf yazmakta, deðiþik hurufat ve punto
kullanmaktadýr. Bu yüzden sayfa düzeni
kendi baþýna bir yapý olarak belirlemektedir.
Sözcükler, harfler, satýrlarla neredeyse
baðýmsýz bir varlýk kazanmýþtýr sayfa. Þiirin
anlamýndan çok görüþü/biçimi öne
çýkarýlmaktadýr.
savunulmaktadýr: "Bana
bak/Hey!/Avanak/Üç telinde üç sýska bülbül
öten/Üç telli saz/Daðlarla dalgalarla
kütleleri/ileri/atlamaz"/-"Üç telli saz/yataðýný
deðiþtirmek isteyen/nehirlerden/köylerden,
þehirlerden/aldýðý hýzla/milyonlarla aðzý/bir
tek/aðýzla/güldüremez/Aðlatamaz"/"Hey!/Hey!/Daðlarla dalgalarla, dað gibi
dalgalarla dalga gibi/dað-lar-la/baþladý
orkestram!/Hey!/Hey!/Aðýr sesli
çekiçler/saðýr/örslerin kulaðýna/Hay-kýrdý/Sabanlar güleþiyor
tarlalarla/tarlalarla/Coþtu çalgýcý baþý/esiyor
orkestram/daðlarla dalgalarla, dað gibi
dalgalarla, dalga gibi/ dað-lar-la".
Makine, daha kuþatýcý bir sözcükle
söylersem teknoloji hayranlýðý
"Makinalaþmak" þiirinde belirtilmektedir:
"trrrrrum/trrrrrrum/trrrrrum!/trak tiki
tak!/Makinalaþmak/istiyorum"/-"Mutlak
buna bir çare bulacaðým/ve ben ancak
bahtiyar olacaðým/karnýma bir türbin
oturtup/kuyruðuma çift uskuru taktýðým
gün".
Nâzým Hikmet'in bu dönem þiirlerinin
biçimsel özellikleri birkaç alt baþlýk altýnda
toplanabilir:
1- Görsel Özellikler: Nâzým geleneksel
Ancak bir nokta özellikle
vurgulanmalýdýr: Nâzým Hikmet görsel
öðeleri, salt oyun olsun diye
kullanmamaktadýr. Þiirin kurgusu her zaman
öze göre ayarlanmýþtýr: Çünkü Nâzým'ýn
yazýn anlayýþý en yalýn ifadesini "öz biçimi
belirler" ilkesinde bulmaktadýr. Bu yüzden
örneðin "Makinalaþmak" þiirinin biçimi de
seçilen sözcükler de hep içeriðe göre
seçilmiþlerdir. Trrrum, trak, tiki tak
sözcükleri mekanik sesi yakalamaya
yöneliktir. Ayný yöntemleri belli ölçüde
kullanmýþ olan Ercümend Behzad'la
arasýndaki en büyük fark bu noktada
gözlenebilir. Çünkü Ercümend Behzad,
biçim/içerik birlikteliðini yeterince
saðlayamadýðýndan þiiri ya içerik ya da
biçim düzeyinde açýk düþer hep. Ayrýca daha
sonra deðineceðim gibi, Nâzým Hikmet
þiirine bir doðrultu vermeyi baþarýr, oysa
Ercümend Behzad'ýn þiirinin
bir doðrultusu yoktur. Þair deneyinin
sonunda hiçbir þey bulmaz; herþey hep Gizil
güç halindedir o þiirde.
Devam Edecek
3 Haziran 2008 Salý
Afyonkarahisar Belediyesi Þehir Tiyatrosu Kýrklareli'nde 'Elvada Rumeli' rüzgarý
7 Haziran’da Nevþehir’de
katýlan oyuncular, dizi hakkýnda merak edilen
yazdýðý 2 perdelik Karmakarýþýk isimli
sorularý yanýtladý. Bir izleyicinin "Dizi ne
oyunu, 7 Haziran 2008 Cumartesi günü
kadar sürecek" sorusunu Þebnem Sönmez,
Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde
"Ölünceye kadar oynayacaðýz" diye
sahneleyecek.
yanýtladý. Ýzleyicilerin en çok merak ettikleri
Afyonkarahisar Belediyesi Þehir
ise dizinin Makedonya'nýn dýþýnda bir yerde
Tiyatrosu Ali Çakalgöz ’ün yönettiði
devam edip etmeyeceði ve Aleks ile
Karmakarýþýk isimli 2 perdelik komedi de,
Zarife'nin kavuþup kavuþmayacaðý oldu.
Barýþ Doðan,Butlan Örenkaya,Arda
Tiryaki,Duygu Özer,Kersan Kýnýklý,Alper
Sulucakarahöyük- KIRKLARELÝ
Fotoðraf Çektirme Yarýþý
ATV'nin sevilen dizi filmi 'Elveda
Oyuncular bu sorularýn yanýtlarýný
Öztürk,Ömer Kalkan,Ahat Özge Ecik,Emel Rumeli' oyuncularý, Kýrklareli'nde
düzenlenen Karagöz ve Kakava Kültür
Kaya ve Ceren Uzunay rol alýyor.
Þenlikleri'nde büyük ilgiyle karþýlaþtý.
Dekor tasarýmý Ýbrahim candan,Kostüm
Oyuncular senaryoyla ilgili sorularý
tasarýmý Ýrem Öztürk ve ýþýk ve ses düzeni
yanýtlamak istemedi..
de Sibel Örenkaya ve Ýbrahim Oral’a ait
Karmakarýþýk isimli oyun 7 Haziran 2008
Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR
Afyonkarahisar Belediyesi Þehir
Tiyatrosu sanatçýlarý, Ray Cooney ’in
kendilerinin deðil senaristlerin bildiðini
söyledi. Ýzleyiciler, söyleþi öncesi ve sonrasý,
dizideki oyuncularla hatýra fotoðrafý
çektirmek ve imza almak için birbirleriyle
yarýþtý.
Kýrklareli'nde organize edilen Karagöz
Cumartesi günü saat 20.30’ da Kapadokya
ve Kakava Kültür Þenlikleri'ne, atv'nin
Kültür ve Sanat merkezinde ücretsiz olarak beðeniyle izlenen dizi filmi "Elveda Rumeli"
izlenebilecek.
ekibi katýldý. Büyük bir sevgi seliyle
karþýlanan ekipteki oyuncular arasýnda,
dizide "Fatma" rolündeki Þebnem Sönmez,
"Vahide"yi canlandýran Berrak Tüzünataç,
"Terzi Hasan"a hayat veren Tuna Orhan,
"Yüzbaþý Ahmet Ekrem" rolündeki Mahir
Ýpek ve "Aleks"i oynayan Ertan Saban vardý.
Etkinlik çerçevesinde düzenlenen söyleþiye
Huysuz deve Yeþilmen'i korkuttu
YAÞAM
Sanat dünyasýnda hiç kimseyi örnek almadýðýný
çünkü herkesin hem iyi hem de kötü yönlerinin
bulunduðunu kaydeden Yeþilmen, Türkiye'den de Emel
Sayýn'ý örnek aldýðýný ifade etti.
Hülya Avþar'ýn da zekasýna hayran olduðunu
vurgulayan Yeþilmen, kendisine evlilikle ilgili soru
soran gazetecilere ise parmaðýndaki yüzüðü gösterdi.
Parmaðýnda üç taþ yüzük taþýdýðýný söyleyen Yeliz
Yeþilmen, "Þu anda evlilik düþünebilecek pek bir
vaktimiz olmadýðý için bu konuyu düþünmüyorum" diye
konuþtu.
Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR
Yeni albümü için çekeceði klibin hazýrlýklarýný
sürdüren Yeliz Yeþilmen, Kapadokya'da deveye bindi.
Yeni albümü için Kapadokya'da klip çekmeye
hazýrlanan ünlü sanatçý Yeliz Yeþilmen Nevþehir'e geldi.
Nevþehir Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Yeþilmen,
burada gazetecilerin sorularýný yanýtladý.
Kapadokya'yý çok beðendiðini ve burada çekeceði
klibinin büyük yanký uyandýracaðýný belirten Yeliz
Yeþilmen, Jennifer Lopez'in son klibindeki gibi belgesel
tarzýnda bir klip çekmek istediðini vurguladý.
Daha önce Sinan Erkoç'un seslendirdiði "Havam
Yerinde" adlý þarký için klip çekeceðini ifade eden
Yeþilmen, müzik dünyasýnda Ebru Gündeþ ve Sibel Can
gibi sanatçýlarla yarýþma durumu olmadýðýný belirtti.
Yeþilmen, "Benim iþim gösteri amaçlýdýr. Ýnsanlar,
istedikleri için yapýyorum. Bu güne kadar da gayet iyi
gitti. Bu güne kadar hep klipleri Ýstanbul'da çektik.
Þimdi öyle bir þey istiyoruz ki, ana haber bültenlerine
kadar çýkacak bir þey olsun" dedi.
Yakýnda televizyon ekranlarýnda yeni bir program
yapacaðýný ifade eden Yeþilmen, bu konuda da oldukça
iddialý olduðunu belirtti. Kapadokya bölgesinin tarihi
ve turistik merkezlerini gezen Yeliz Yeþilmen, Uçhisar
Kalesi altýnda peribacalarýný seyretti. Buradaki deveye
binen Yeþilmen, deve sahibinin deveyi aniden hareket
ettirmesi ile heyecanlandý. Ýlk kez deveye binen
Yeþilmen, devenin bir müddet sonra huysuzlaþmasý ile
korktu. Sýk sýk rezil olduðunu söyleyen Yeþilmen,
deveden güçlükle indikten sonra ise Japon turistlerin
ilgisiyle karþýlaþtý.
PÝDE RESTORAN
HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR
Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir.
Pide çeþitleriý, tava çeþitleri, çorba çeþitleri ve sulu yemek, çeþitlerimizle
Halkýmýzýn hizmetindedir .
Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr.
Adres: Eski Pazar yeri Ýþ Bankasý yaný Hacýbektaþ
Tel:0384 441 30 38
MUCU
YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU
Siz Deðerli Halkýmýzýn
Adres:TEKÝN
TÝCARET Ýkinci Pazar
Yeri - MUCUR
Tel:0.386 812 56 62
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
7
3 Haziran 2008 Salý
Melih Gökçek’e suç duyurusu
Basýna ve Kamuoyuna
1 Haziran Barýþ Mitingi çözümde ilk durak olsun.
Türkiye Barýþ Meclisinin çaðrýsýyla1Haziran 2008 Pazar
günü Ýstanbul Kadýköy Meydanýnda düzenlenen miting barýþ
için ilk durak olsun.
Kürt sorununun geldiði aþamada yeni acýlar yaþamamak,
Kürt sorununun içinde barýndýrdýðý gerilimler nedeniyle içte
toplumsal çatýþmanýn, dýþta bölgesel bir savaþýn oluþmasýný
engelleyebilmek için barýþ için sesimizi yükseltmeliyiz. Kürt
sorunun çözümü bu topraklardadýr, hedefimiz bu topraklarda
yeþertilecek barýþ ve kardeþlik umudunu büyütmektir.
Bu ülkenin sessiz çoðunluðu içinde olan, barýþ içinde
yaþamak isteyen, sesi duyulmayan, yüzü hatýrlanmayan insanlar!
Erkeðin bir adým gerisinde durmasý istenen kadýnlar! Yani emekli
maaþýna ancak ölürken layýk görülen emekçiler! Yani doðru
söyledikleri ve haksýzlýklara karþý çýktýklarý için yargýlanan
aydýnlar! Yani ýrký, dini, mezhebi, cinsel yönelimi nedeniyle
ayrýmcýlýða uðrayanlar! Bizim de sözümüz var. Biz ölüm deðil
çözüm istiyoruz. Savaþ deðil barýþ istiyoruz.
Kürt sorunu þiddet ve asayiþ sorunu deðildir. Kültürel,
ekonomik, sosyal, insani ve siyasal boyutlarý olan bir sorundur.
Ayný acýlarý kaygýlarý paylaþýyoruz. Birbirimizin gözünün içine
utanmadan bakmak istiyoruz.
Þakir Þenol ÖDP Kýrþehir Ýl Baþkaný
Ankara’ya Kýzýlýrmak suyunun habersizce verilmesi sonucunda
baþlayan tartýþmalar sürüyor. Tüketici Haklarý Derneði, Büyükþehir
Belediye Baþkaný Melih Gökçek ve diðer yetkililerle ilgili suç
duyurusunda bulundu.
ANKARA - Tüketici Haklarý
Derneði, Ankara Büyükþehir
Belediye Baþkaný Melih Gökçek ve
ASKÝ Genel Müdürlüðü yetkilileri
hakkýnda görevlerini kötüye
kullandýklarý iddiasýyla suç
duyurusunda bulundu. Tüketici
Haklarý Derneði (THD) Baþkaný
Turhan Çakar, dernek adýna suç
duyurusunda bulunduktan sonra
Ankara Adliyesi önünde basýn
açýklamasý yaptý. Çakar, Devlet Su
Ýþleri Genel Müdürlüðünün (DSÝ)
1996 yýlýnda hazýrladýðý Gerede
Suyu Projesinin, kentin 2027 yýlýna
kadar su ihtiyacýný karþýlayacak
ölçekte olduðunu ve maliyetinin de
240 milyon dolar düzeyinde
bulunduðunu söyledi.
Çakar, Ankara Büyükþehir
Belediyesi ve ASKÝ’nin, bu proje
yerine bugüne kadar en az 700
milyon dolar harcayarak, saðlýklý
olmayan Kýzýlýrmak suyunu
Ankara’ya getirdiklerini savundu.
Ankara Büyükþehir
Belediyesinin ihmali ve uzman
kuruluþlar tarafýndan yapýlmýþ
planlama çalýþmalarýna uyulmamýþ
olmasý nedeniyle Ankara’nýn 2006
yýlýndan itibaren su yönetim ve
iþletme planýnýn bozulduðunu dile
getiren Çakar, uzmanlarýn en az 5
yýl boyunca da planda düzelme
olanaðý bulunmadýðýný ifade
ettiklerini söyledi.
Dünyanýn en pahalý suyu
Bu ihmal nedeniyle Ankara’ya
yaklaþýk 1 yýldan beri normal
seviyenin çok altýnda kot altý suyu
verildiðini, kot altý suyunun 24 saat
aralýksýz çalýþan pompalarla temin
edildiðini ve bunun için de büyük
ölçüde enerji harcanarak suyun
maliyetine yansýtýldýðýný kaydeden
Çakar, þöyle dedi:
“Kýzýlýrmak suyunun Ankara’ya
getirilmesi, Kýzýlýrmak üzerindeki
Kesikköprü Barajýndan sonra
mevcut ve yapýlacak olan
hidroelektrik enerji üretim
tesislerinde üretilen ve üretilecek
olan elektrik enerji miktarýnýn
azalmasýna neden olacaktýr. Bu
enerji üretim azalmasýnýný 15 yýllýk
parasal karþýlýðý ve oluþturacaðý
mali kaybýn ise en az 1,2 ABD
Dolarý olacaðý belirtilmektedir.
Ankara Büyükþehir Belediyesinin
mevcut arýtma tesisleri Kýzýlýrmak
suyunu arýtmada yeterli
olmadýðýndan, çok ileri teknoloji
getirilirse su fiyatlarý yükselecektir.
Ayrýca Gerede suyunun
getirilmesiyle de Kýzýlýrmak sistemi
atýl kalacaðýndan kamu ayrýca
zarara uðratýlmýþ olacaktýr. Gerek
Ankara’daki su sýkýntýsý gerekse
Ankara’nýn suyuna dünyanýn en
pahalý suyu unvanýný kazandýran
pahalýlýk, Ankara Büyükþehir
Belediyesinin yönetim hatalarý ve
keyfi yönetiminden
kaynaklanmaktadýr.”
AA 02 Haziran 2008
Lambda’ya Vekillerinden Destek Kanser 20 derecede dondurulup yok edildi
bizlere iletmesini rica ediyoruz."
Lamdaistanbul"un kapatýlmasýna karþý
ÖDP Genel Baþkaný ve Ýstabul
Milletvekili Ufuk Uras ve DTP
Milletvekili Sebahat Tuncel"in de
katýlýmýyla yarýn Taksim Hill Otel"de bir
basýn toplantýsý düzenlenecek. Toplantýya
Ufuk Uras ve Sebahat Tuncel"in yaný sýra
Amargi-TCK Kadýn Platformu"ndan
Pýnar Selek, Af Örgütü Temsilcisi Ville
Forsman, Human Rights Watch"tan
Emma Sinclair-Webb ve Lambdaistanbul
Temsilcisi Sedef Çakmak konuþmacý
olarak katýlacak. Sivil toplum örgütlerinin
davet edildiði basýn toplantýsýnýn çaðrý
metninde þöyle denildi:
"29 Mayýs’ta Lambdaistanbul
derneðinin kapatýlma davasýnda yerel
mahkeme, kapatma yönünde karar verdi.
Bu kararý deðerlendirmek için 3 Haziran
Salý günü sivil toplum örgütleri ile
milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ufuk
Uras"ýn da katýlýmýyla bir basýn toplantýsý
düzenlemekteyiz. Lambdaistanbul
hakkýndaki kapatma kararýna karþý bizleri
destekleyen örgütlerin 2 Haziran Pazartesi
akþamý saat 22:00"ye kadar isimlerini
ÖDP Kadýn Koordinasyonu da
kapatma kararýný kýnadý. Eþcinsel
örgütlerinin yasal alanýn dýþýna itilmekle
kalmayýp, eþcinsel, biseksüel, travesti ve
transeksüel bireylerin toplumsal etkileþim
alanýndan dýþlanmaya çalýþýldýðýný belirten
Koordinasyon, kapatma kararýnýn "ahlak
bekçiliði" olduðunu vurguladý.
Koordinasyondan yapýlan açýklamada
þöyle denildi:
Diyanet’in fetfasýna dikkat çekildi
Ülkemizde "ahlak düzeni" adýna her
türlü baský mekanizmasý iþletilebilmekte,
koruyuculuk ise, "bana benzemeyen
kahrolsun" duygularýyla þiddete
dönüþtürülmektedir. Diyanet Ýþleri
Baþkanlýðý"nýn flörtü zina olarak
tanýmladýðý, kokuyu ise cinsel davet olarak
nitelendirdiði fetvasý ise yeni þiddet
eylemlerine ve gönüllü ahlak bekçilerine
açýk davettir. Peþpeþe gelen bu
açýklamalar, toplumsal düzenin korunmasý
bir yana, var olan çarpýk düzenin daha
büyük bir kaosa sürüklenmesi, farklý
olanlarýn, yani "onlardan olmayanlarýn"
hertürlü sömürüye ve yaþamlarýna yönelik
tehditlerin artmasýna yol açacaktýr. Buna
en yakýn örnek mücadele arkadaþýmýz
Esmeray"ýn son günlerde "yetkimiz
artýrýldý, kime istersen ona baþvur" diyen
polis ekiplerince uðradýðý saldýrýlardýr."
Birgün 2 Haziran 2008
ESRA TÜZÜN
Dr. Peter Littrip ilerlemiþ, hatta yayýlmýþ
baþka tedavi þansý bulunmayan kanser tümörlerini
iðneyle içlerine girerek eksi 20 derecede dondurup
küçültüyor. Dr. Littrip'in geliþtirdiði tedavi þimdi
ABD'de 100 merkezde uygulanmaya baþlandý..
Kanser hücrelerini dondurarak tedavi eden
Dr. Peter Littrip, karaciðer, akciðer, böbrek gibi
ileri kanser türlerini bu þekilde iyileþtirdiðini
iddia ediyor. Dr. Littrip'in geliþtirdiði yöntem
þimdi Amerika'da 100 kanser merkezinde tedavi
yöntemi olarak kullanýlmaya baþlandý. Detroit'te
bulunan ve dünyanýn en etkili kanser merkezi
olan Barbara Ann Karmonos Kanser Merkezi'nin
ünlü onkoloðu Prof. Dr. Peter Littrip'in kanser
üzerine pek çok yeni araþtýrmasý bulunuyor. Onun
araþtýrmalarýnýn bir iki yýl içinde tüm dünyada
standart tedavi yöntemleri arasýnda yer almasý
bekleniyor.
DR. Littrip Buldu
Zorlu kanser vakalarý üzerine çalýþmalar yapan
Dr. Littrip kendi geliþtirdiði dondurma tekniðini
anlattý:
* Hangi kanser türlerinde bu yöntemi
kullanýyorsunuz? Karaciðer, akciðer, böbrek,
meme gibi pek çok kanser türünde
uygulanabiliyor. Kanserin metastas yani sýçrama
yaptýðý zorlu hastalar da kullanýyor. Tedaviden
yararlanacak hastalarýn zaten radyoterapi ve
kemoterapi þansý bulunmuyor. Cerrahi olarak da
kanserleri uygun noktalarda deðilse bu yöntem
gerçekten iþe yarýyor.
* Uygulamayý nasýl yapýyorsunuz? Aslýnda
son derece basit tek bir iðne ile tümörün içine
giriyoruz. Ýðnenin sýcak ya da soðuk olmasý fark
etmiyor. Tümörün tam içine girdiðimizde eksi
20 derece ýsýda kanserli hücreyi donduruyoruz.
Zaten tümördeki küçülme hemen gözlenebiliyor.
Ýþlemi ameliyathane þartlarýnda yapýyoruz. Lokal
anestezi yeterli oluyor. Zaten her þey birkaç
dakika sürüyor.
Yakmadan Daha Etkili
* Kanser tedavisinde yakma tedavisi
uygulanýyordu, bu da ona benzer bir teknik mi?
Yakma tedavisine benziyor ama dondurma
tekniðiyle yakma tekniðinden çok daha baþarýlý
sonuçlar elde ettik, üstelik bunlarý yayýnladýk.
* Tümör tam olarak yok oluyor mu? Ýðneyle
dondurduktan sonra yüzde 90 küçülüyor. 1-2
saat sonra hastaya tomografi çekildiðinde bu
açýkça görülüyor. Tümör bu dereceye indikten
sonra çok kolay tedavi edebiliyoruz. Yayýlmýþ
kanser türlerinde iþlemi tekrar tekrar uygulayarak
ne kadar tümör varsa temizleyebiliyoruz.
Tümörün yapýsýnýn buna uygun olmasý gerekiyor.
Onun dýþýnda çok basit bir yöntem. Þu anda
Amerika'da 100 merkezde uygulanmaya baþlandý.
Hepsinden de iyi sonuçlar geldi.
Sabah 2 Haziran 2008
Çevreye gösterilen duyarlýlýk iþçi ölümlerine gösterilmiyor
bugün hangi noktada?
Özgür GÜRLEYEN
Son zamanlarda adýný sýkça duyar olduk
tersanelerin. Çoðu gazete manþetlerinde ölüm
tersaneleri diye adý geçti. Yalanda deðildi çünkü
hemen hemen her gün bir ölüm haberi geliyordu
yaný baþýmýzdan. Evine ekmek götürebilmek
için günde 18 saat çalýþan iþçi, ihmalkarlýk,
dikkatsizlik, yorgunluk adýna ne denir bilinmez
ama ya elektrik çarpmasý sonucu, ya gemiden
düþüp boðulma sonucu boðularak ölüyor. Bu
tersanelerin sistemsizliðinden elbette. Ýþçi beþ
kuruþ alabilmek için, iþveren iþçiye 5 kuruþ
vermek için 18 saat çalýþtýrýyor, ertesi gün yine
iþe geliyor sonrasý malum...
Tüm bu yaþananlar son zamanlarda gündeme
damgasýný vursa da 5 yýl önce de ayný ölümler
yaþanýyordu. Bu durumu 5 yýl önce ‘Umut
Direniyor’ adlý kitabýnda anlattý Hasan Kýyafet.
Tuzla Pendik tersanelerini konu alan kitabý için
bir araya geldik Hasan Kýyafet’le, dünden
öngördüðü bugünü konuþtuk.
»‘Umut Direniyor’ isimli kitabýnýzla beþ yýl
önce Tersaneler bölgesinde günümüzde
yaþanan sorunlarý gündeme getirdiniz.
Gösterdiðiniz öngörüyü biraz açar mýsýnýz?
Umut Direniyor tersanelerin romaný. Bundan
5 yýl önce yazmýþtým. Türkiye’nin siyasi haritasý
Tuzla Pendik Tersaneler hattýnda somutlaþmýþtýr
bugün. Bir yanda iþ ekmek, bir yanda ölüm.
Bir yanda taþeron sistemi, bir yanda 50 bin
yevmiyeci iþçi. Bunca iþçiden sadece 3 bin
tanesinin sendikalý ve sigortalý olabilme þansý
verilmiþ. Bir yýl boyunca düzenli çalýþan
yevmiyeci iþçi olur mu diyeceksiniz. Olur. Eðer
kapýda bekleyen binlerce iþsiz varsa
yevmiyecinin belini kurmak çok daha kolay
olur burada. Devletle patron, çýkar birliðinde
anlaþmýþsa buz gibi oluyor bu. Bundan 5 yýl
önce ‘Devrim Hamalý’ isimli eserin yazarý
Mukaddes Erdoðdu Çelik’in uyarýsýyla Tuzlu
Pendik hattýndaki tersanelere daha yakýn
bakmaya baþladým. Tersane tersane dolaþarak
burnumuzun dibinde olan ve bu zamana kadar
görmediðimiz bir gerçeði görmeye baþladým.
Çoðu tersaneye yönetimin emri gereði
sokulmadým. Bir kýsmýna çalýþan iþçi
arkadaþlarýn desteðiyle girdim. Ýþte oðlumu
ziyarete geldim, torunumu ziyarete geldim gibi
nedenler gösterdim. Yoksa eli kalem tutan
adamlarý sokmuyorlar oraya. Bugün yaþanan
ölüm, sakatlanma ve keyfi iþten çýkarmalarýn
aynýsýna o günlerde tanýk oldum.
»Tersanede çalýþan iþçilerin karþý karþýya
kaldýðý meslek hastalýklarý ve yaþadýklarý
kazalarýn sebepleri nelerdi sizin
gözlemlerinizde?
DEVREN SATILIK
Danacý Kundura
uygun fiyata satýlýktýr.
Müraaacat:
Tel: 0384 441 31 69
Tersane iþçilerinin yaþadýðý gecekondularý
dolaþtým aylarca, Kaynarca Tren
Ýstasyonu’ndaki Akgül Büfe’de oturdum, çay
içtim. Özellikle Karslý, Aðrýlý kaynakçý iþçilerle
dertleþtim. Soluduklarý tiner, gaz, boya kokusu
sonucu ciðerlerinden rahatsýz olanlarla dertlerini
paylaþtým. Tersane iþçilerinin çoðunluðunun
ayakkabýlarýnýn ayak uçlarý yanýktýr. Yüzlerinde
yanýk lekeleri vardýr. Tersane iþçileri iþ çýkýþý
Akgül büfeye gelip çay içerler. Büfede hemen
hepsinin hesaplarý vardýr. Yazdýrýrlar, tersaneden
para alýnca öderler. Mesela burada yaptýðým
sohbetlerde Aðrýlý iþçilerin çok sýk iskeleden
suya düþüp boðulduðunu duydum. Yani yüzme
bilmeyen insanlarý tersanede çalýþtýrýyorsun ve
suya düþünce de önceden hiçbir yüzme
deneyimi olmayan iþçi, kurtarýlana kadar
boðuluyor. Ýþveren aileyle anlaþýyor. Bir miktar
para vererek ölümlerin gizli kalmasýný
saðladýðýný duyuyordum. Buna kan parasý
deniyordu. Tersanelerde sýk sýk elektrik
çarpmalarý yaþanýyor. Gemilerin kaplamasýnda
kullanýlan aðýr saclar iþçinin ayaðýna düþüyor,
parmaklarý kesiliyor, çeþitli sakatlýklar
yaþanýyor. Tersane iþçilerinin ortak hastalýklarý
ya ciðerdir ya da göz rahatsýzlýklarýdýr.
Tersanede çalýþan kaynak iþçilerinin gözleri
uzun zaman kaynak yaptýklarýndan rahatsýzlanýr.
Çevrelerine kýsýk bakarlar. Kendi aralarýnda bu
konuyla ilgili espri bile yaparlar, “kaynak iþçisi
gibi ne süzüyon beni” diye. Birde tersane
iþçilerinin üç beþ kuruþ fazla almak için
yaptýklarý aðýr mesailer vardýr. Bu nedenle
uykusuzluk sorunu yaþarlar. Zaten iþçilerin
çoðu da uykusuzluktan düþer ve ya iþ
kazalarýnýn çoðu uykusuzluk ve dikkatsizlikten
olur. Mesela tersane iþçisi diyelim ki 8 saat
çalýþacak, mesaiye kalýr 18 saat çalýþýr. Ertesi
gün yine gelir. Bu yorgunluk tersanelerde
kazalara davetiye çýkarýr. Uyuyacak vakit
bulamayýnca çoðunluðu ayakta uyuyup düþerler.
Bir de boyamada kullanýlan tiner ve uçucu
maddeler iþçileri tutar. Sarhoþ gibi olurlar.
»Romanda çevrecilerle iþçiler arasýnda
yaþanan bir çeliþki var, biraz da bundan söz
edebilir miyiz?
Çevreciler, “siz asbestli gemileri söküyorsunuz,
sökmeyin çevreye zarar veriyorsunuz.” Ýþçiler
de, “ bu bizim ekmek paramýz o zaman bize
baþka iþ verin bu gemileri sökmeyelim.”
Çevreciler de, “bunu yaparsanýz ölürsünüz.”
Ýþçiler ise, “eðer bunu yapmazsak, acýmýzdan
ölürüz. Çoluk çocuðumuzda acýndan ölür.”
Farklý bakýþ açlarýyla bu tartýþma sürüyor.
Çevreciler; “bunu yaptýðýnýz zaman hepiniz
öleceksiniz, çünkü asbest maddesi öldürücü”
diyor. Bu kez iþçiler; “arkadaþ biz bu zamana
kadar patronlarla hiçbir þey paylaþmadýk. Býrak
onlarda bizimle beraber ölsün, ölümü bari
onlarla beraber paylaþalým bir kez olsun.” Þu
bir gerçek. Þu anda iþçiler patýr patýr ölüyor ve
kapýda bekleyen bir sürü iþsiz var. Fakat bu
yaþanan ölüm ve zulümlerde dün asbestli
gemilerin sökümü iþlerinde büyük duyarlýlýk
gösteren çevreciler hiç yok meydanlarda.
Çevreye karþý gösterilen duyarlýlýk, iþçilerin
ölümlerine karþý gösterilmiyor yani.
»Tersanelerde uygulanan taþeronluk sistemi
Tersanelerde çalýþan iþçiler içerisinde aðzý laf
yapan lider, yetenekli kiþiler tespit ediliyor ve
iþveren tarafýndan diðer iþçilerden ayrýlarak
taþeron olarak çalýþtýrýlýyor. Taþeron “sen
bunlara layýk deðilsin, harcanýp gitme 10 iþçi
toplayýp gel al sana taþeronluk vereyim, bir
yüzünü sen boya geminin” diyor. Böylece
taþeron bir sürü küçük taþeronlar yaratýyor.
Yani bir dönüm tarlasý olaný da aða kabul etme
psikolojisiyle iþçiyi onore ederek diðerlerinden
ayýrýp kendine baðlý hale getiriyor.
»Ýþsizlik tersanelerde çalýþan iþçilerin çalýþma
pratiklerini nasýl etkiliyor?
Tersanelerin kapýsýnda iþ için bekleyen on
binlerce iþsiz var. Bu patronlar tarafýndan
iþçilerin aleyhine kullanýlan potansiyel bir güce
dönüþüyor. Bu nedenle patronlarýn hiç eyvallahý
yok çalýþan iþçiye, tuttu mu kaldýrýp kapýnýn
önüne koyabiliyor. Bundan önce ‘Ýnsan Yokuþu’
diye bir romaným vardý. Orada Ýznik Gölü
çevresindeki fabrikalarý incelerken þunu
görmüþtüm: Patronlar iþçiyi iþçiye karþý
kullanmada evrensel boyutlarda yeni bir giriþim
içindeler. Mesela sigara fabrikasýnda çalýþan
iþçiler var. Çevreciler sigaraya karþý mý çýkýyor.
Bu sefer de iþveren tamam ayný firma adý altýnda
sigarayý býraktýran ilaç fabrikasý kuruyor.
»Bir anlamda þöyle söylemek de mümkün
sanýrým, iþçilerle iþsizler arasýnda çeliþki
doðuyor, deðil mi?
Kapýnýn önünde bekleyen iþsizleri düþünün.
Patron iþsizlere; “ben size iþ vereceðim ama
sizin arkadaþlarýnýz hiç fedakârlýkta
bulunmuyor, ben bulunuyorum, benim fabrikam
1000 kiþi kapasiteli, 1001 kiþi alsam zarar
ederim, bu iþletme rantýbýl çalýþmaz. O zaman
ben fedakârlýkta bulunuyorum ve çalýþan emekçi
kardeþlerinize diyorum ki, yarým gün siz çalýþýn
yarým gün de iþsizler çalýþsýn, benim iþletmemde
1000 kiþi çalýþýyorsa kapasitesi bir anda 2000’e
çýkar.” Ýþsizler buna çoktan razý tabi hiç yoktan
ayda 15 gün çalýþýp para kazanacaklar. Ýþçi olan
zaten var olan iþiyle bile doymuyor. Mesai
yapýyor, ek bir þeyler kazanmaya çalýþýyor.
Patronun bu fikrine karþý. Doðal olarak iþçilerle
iþsizler arasýnda bir çeliþki doðmuþ oluyor.
Dünyada bugün bunun gibi cin fikirler
gündemde. Amerika’da baþladý bu. Çalýþanlarý
ayda 15 gün çalýþtýrarak çalýþan sayýsýný iki
katýna çýkartmayý ve emekçinin gelirini ikiye
bölerek denge kurmaya çalýþýlýyor. Böylece
iþveren bir taþla beþ kuþ vurmuþ oluyor. Ýþi olan
yarý iþsiz, iþsizler de yarý iþçiye dönüþüyor.
Marx’ýn bir sözü vardýr: “iþçi sýnýfý ilericidir,
çünkü zincirlerinden baþka kaybedecek þeyi
yoktur.” Ama bugün iþçinin iþi bileðinde zincir
deðil altýn zincire dönüþmüþ durumda, onu
kaybetmek istemiyor. O iþten atýlmamak için
sendikaya girmiyor, yani patronun istemediði
hiçbir þeyi yapmýyor. Çünkü dýþarýda bekleyen
bir sürü iþsiz var. Ýþsizlerin ise ayaðýnda demir
zinciri bile yok, kalmadý. Yani satacak emeði
bile olmayan yeni bir sýnýf doðuyor: iþsizler
sýnýfý. Bu iþsiz emekçiler sýnýfý sermaye için
iþçi sýnýfýndan çok daha tehlikeli, çünkü
kaybedeceði zincir bile yok. Bu nedenle iþsizliði
bir nebze olsun azaltmak için çalýþýyorlar.
»Tersanede çalýþan iþçilerin aile hayatlarý
ile ilgili nasýl bir incelemeniz oldu?
Tabii mesela tersanede çalýþan iþçilerin çocuklarý
büyüdüklerinde tersanede çalýþmak istemez.
Çünkü babanýn gecesi gündüzü belli deðil, sýk
sýk vardiya deðiþiyor. Sonra hemen her aileyi
sakatlanma hikâyeleri, ölüm hikâyeleri
kaplamýþtýr. Çocuklar çocuk kulaðýyla bunu
dinlerler. Ailelerin kendi içlerinde dayanýþmalarý
vardýr. Tersanede çalýþan ailelere bakkallar
veresiye verir. Tersanede çalýþmayan ailelere
göre esnaf tarafýndan daha bir üstün görünürler,
çalýþmayan ailelere göre. Tersanedeki iþinden
çýkanlarý bakkallar iyi izler ve veresiyeyi keser.
Çalýþan iþçilere tersaneden sýklýkla yoðurt verilir.
Ýþçiler kendileri yemezler çocuklarýný getirirler,
kendilerinden çok çocuklarýný düþünür, onlara
yedirirler. Tersane iþçilerinin çocuklarý
yoðurtçudur, yoðurdu çok severler.
Birgün 01 Haziran 2008
KAÝ M
SPOR AYAKKABI & GÝYÝM
MAÐAZASI HÝZMETÝNÝZDE
ADÝDAS
KNETIKS
LOTTO
NÝKE
KONVERS
Herkesin bütçesine uygun modeller
Tiþört & Eþofman & kot pantolon
Uygun fiyatlarla kaynaðýndan alýn
SATILIK DAÝRE
TOKÝ 1’ci ETAP 1’ci BLOK
5’ci KAT 23 Numaralý Daire
satýlýktýr.
Hikmet BOZDAÐ
Tel: 0543 590 80 81
Nevþehir Caddesi/ Askerlik Þubesi karþýsý
Hacýbektaþ
Tel:03844413474
E-posta:kaimulas@hotmail. com