İstanbuldaki Anadolu Sayı 8
Transkript
İstanbuldaki Anadolu Sayı 8
Anadolu Kaplanları İstanbul’da... Sayfa 10 Fuarlar, günümüz ticaretinin temel gereksinimlerinden biri sayılıyor. Yoğun iş temposu, mekansal uzaklık gibi sebeplerle biraraya gelemeyen işadamları , fuarlarda yüzyüze gelerek iş bağlantıları kuruyor ve ürünleri ni daha iyi tanıtma imkanı bulu yorlar. Bu fuarlardan biri de, yedincisi düzenlenen Uluslara rası MÜSİAD Fuarı’ydı. MÜSİ AD’ ın “güç birliği” sloganıyla lanse ettiği fuar, kelimenin tam anlamıyla “Anadolu Kaplanla rı”nın gövde gösterisine dönüş tü. Son yıllarda iyice yaygınla şan holdingler de fuarda yerini almıştı. Yurtiçi ve yurtdışından top lam 191 firmanın katıldığı fuar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından açıldı.171 yerli firma nın yanısıra 10 yabancı ülkeden 20 firmanın da iştirak ettiği fuar, 20 bin metrekarelik kapalı alan da gerçekleştirildi. 27 ülkeden 264 işadamı fuarı ziyaret eder ken 4 gün boyunca fuarı ziyaret edenlerin sayısı da 130 bine ulaştı. Geçen yıl ise bu rakam 110 bindi. Fuarda ilk göze çarpan şey Kombassan, Jet-pa ve Yimpaş gibi firmaların görkemli standla rı oldu. Ortak özellikleri çok ortaklı şirket olmak olan bu fir malar, 2000’li yıllarda daha güç lü olarak Türkiye ekonomisine damgasını vuracağa benziyor. Fuarın ilk gününde çok sayı da bürokrat ve işadamı hazır bulundu, bazı büyük şirketlerin yöneticileri ürünlerinin tanıtımı nı bizzat yaptılar. MÜSİAD eski başkanı Erol Yarar, bu seneki fuarda deprem dolayısıyla fazla katılım beklemedikleri halde gene de katılımın son derece yoğun olduğunu söyledi. Hak-iş Başkanı Salim Uslu ise ülkede yaşanan ekonomik krizin fuara da yansıdığını belir terek, hükümet yetkililerini eko nomik istikrarı sağlama konu sunda uyardı. İşadamı Erol Yarar dünya nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’nın dev fuarlar neticesinde bu seviyeye geldi ğine dikkat çekerek, ekonomi nin gelişmesiyle fuarlar ara sında ciddi bağlantılar olduğu nu ifade etti. MÜSİAD Başkanı Ali Bay ramoğlu da, fuarın son derece rağbet gördüğünü, birçok fuarda ilk günlerde hiçbir hareket olmazken, MÜSİAD Fuarı’nda çok büyük hareketlilik olduğunu dile getirdi. Bayramoğlu, yaklaşık 2 bin metrekarelik yer satılmasına rağ men, Türk medyasının sürekli olarak artçı depremleri vermele rinin, İstanbul’da her defasında yeni bir büyük deprem havası yarattığını, bu yüzden rezervas yonların iptal edilmek zorunda kalındığını söyledi. Ali Bayra moğlu, “Katılan herkese teşek kür ediyorum. Bu ekonomim şartlara rağmen milyonlarca dolarlık iş bağlantısının yapıl ması herhalde fevkalade bir olaydır” diye konuştu. Yimpaş: Halk şirketi modeli Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Mehmet Kaplan, Yimpaş Hol ding, yeni bir şirket modeli olan halk şirketi bir modelini uygula dığını belirterek, “Yimpaş’ın 90 bin ortağı bulunuyor. Bu modelin yaygınlaşması gereki yor. Çünkü böylece halkın küçük küçük sermayeleri bira raya getirilerek ülke ekonomi sine kazandırılıyor” dedi. Mehmet Kaplan Bey’le biz söyleşi yaparken, Yimpaş Hol ding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, bir Rus gazeteciy le mülakat yapıyor. Dursun Bey bize “Ne olur kusura bakma yın, bu arkadaş tam iki aydır randevu almaya çalışıyor” diyor. Yimpaş Holding önce kendi mağazalarında en çok satı lan ürünleri tespit edip o yöne yatırım yapmış. Yani kendi paza rını kendi oluşuturmuş. Kombassan’a edilen dua Diğer yandan MÜSİAD Fuarı’nın belki de en büyük ilgi odağı Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram’dı. Haşim Bayram’ın çevresinde ilginç olaylar da yaşandı. Haşim Bayram’ın yanı na gelen bir bay Kombassan’ı çok takdir ettiklerini ve daha da büyümesi için gece gündüz dua ettiklerini söylüyor. Bunun üze rine Haşim Bayram’ın yanına yaklaşıp soruyoruz: Efendim halk niçin sizin için dua edi yor? Çok para mı veriyorsu nuz? Bayram, “Biz Anado lu’nun kendisiyiz. Sürekli üre timi savunuyoruz, yöresel kay nakların değrlendirilmesi ve sermayenin tabana yayılması gerektiğini savunuyoruz” diye konuşuyor. Dünyanın hemen her yerine yatırım yaptıklarını söyleyen Bayram, “Almanlar, ülkelerine yatırım yapmamızı öneriyor, ısrar ediyor” diye konuşuyor. Kendilerine gereksiz engelleme ler yapıldığını ifade eden Bay ram, Kombassan’a teşvik yatı rım belgelerinin verilmediğini, sermaye artış izni verilmediğini hatırlatarak, “Oysa ki fabrika kurup istihdam yaratacaktık” diyor. Kuvva-i Milliye’yi, Ana dolu sermayasi başlattı Hak-iş Başkanı Salim Uslu, Anadolu sermayesinin kökenine farklı bir yaklaşım getirdi. Bir yandan fuardaki standları gezen Uslu, diğer yandan da bu görü şünü anlatıyordu hararetle. Uslu, “Kuvva-i Milliye hareketini baş latan Anadoyu sermayesi olmuş tur. Dolayısıyla bu sermayenin teşvik edilmesi gerekir. Çok ortaklı şirketler bölgeler arası dengesizlliği ortadan kaldırıyor. Dünyanın her yerinde KOBİ’ler teşvik edilirken Türkiye’de Ana dolu sermayesinin ihmal edilme sini doğru bulmuyorum” diyor. Son yıllarda sivrilen çok ortaklı holdinglerden biri de İtti fak Holding. Halkla İlişkiler Müdürü Namık Güler’in verdiği bilgiye göre, 20 şirketi ve 20 bin de ortağı bulunuyor holdingin. İttifak Holding’in yurtdışında olan ortak sayısı yüzde 10’a tekabül ediyor. Genellikle Kon ya ve çevresinden ortaklarının olduğunu söylüyor Güler. İttifak Holding bünyesinde toplam 2 bin 500 kişi çalışıyor. Öte yandan yine Konya’da faliyet gösteren holdinglerden birinde çalışan bir yetkiliyle konuşuyoruz. Bize SPK’nın’nın Kombassan’ın 45 milyon markı na el koyduğunda, herkesin “Artık kimse para vermez” diye düşündüğünü, ancak o dönem Kombassan’a para yatı ranların sayısında patlama yaşan dığını ifade ediyor. MÜSİAD Fuarı’nda tabiî ki çok ortaklı olmayan şirketler de vardı. Onlarda kendi stantlarında ürünlerini tanıtıp gerekli çalış malarını yaptılar. Her yıl kendi ne kardeş bir ülke seçen MÜSİ AD bu yıl da kendine Güney Afrika’yı kardeş ülke olarak seç ti. Ayrıca fuarda çeşitli kitap ve kaset firmalarının standlarında imza günleri düzenlendi. Evet, fuarların modern bir pazar anlayışını yansıtıyor ve ülke ekonomisini canlandırarak, büyük katkılar sağlıyor. Tıpkı MÜSİAD Fuarı gibi... Başyazı Fırsatçılar Selami UZUN İstiyoruz ki buraya yazacaklarımız hem günceli yakalayabilsin hem de kalıcı olsun. Geçici heveslere ve sanal güdemlere aldan madan ve okuyucumuzu meşgul etmeden yazalım düşündekleri mizi. Ama ne mümkün! Türkiye!de gündem ve olaylar o kadar hızlı değişip gelişiyor ki, yetişebilene aşk olsun. Bakın geçen sayımızdan bu tarafa yakalayabildiğimiz önemli olaylardan bazılarını sıraladığımızda neler çıkacak ortaya: 2000 Yılı Bütçe Yasa Tasarısı hazırlanıp meclis presedürü ne girdi. Ekonomik çevrelerden, gerçekleşmesi zor bazı kalemlerin dışında olumlu görüş geldi. Helsinki Zirvesi öncesi Türkiye’nin AB adaylığına yeşil ışık yakıldı. Türkiye’nin bu konuda atacağı adımlar bekleniyor. Yeni Asya gazetesi sahibi Mehmet Kutlular’ın, Bediüzza man Said Nursi’yi Anma Toplantısı’nda deprem üzerine konuşmaları tepki çekti. DGM savcısı Nuh Mete Yüksel, Merve Kavakçı operasyonu başlattı, operasyon sonuçsuz kaldı. DGM Savcısı geri adım attı. Hakkında soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Ecevit, Merve Kavak çı’ya yapılanları tasvip etmedi. Mehmet Kutlular tutuklandı, bir gün sonra serbest bırakıldı. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı bombalı bir suikast sonucu öldürüldü. Televizyon ve gazeteler İslami terörden bahsediyorlar. Etkili ve yetkili şahıslar “İslamcıların işi” dedi. Asker, Ahmet Taner Kışlalı’ya sahip çıktı. Cenazesine ünifor malı katıldı. Cinayette henüz bir delil bulunamadı. Yekta Güngör Özden “Gericilerin işi” dedi. Cumhurbaşkanı Demirel karanlık güçlerden bahsetti. Komutanlar MGK öncesi bir araya geldi. “28 fiubat’tan bu tarafa irtica ile mücadelede birşey yapıl madı”ğını komutanlar söylemiş, gazeteler yazdı. Savcı Nuh Mete Yüksel’in yetkilerine tecavüz edildiğini yetkili ve etkililer söyledi. Kapatılan Refah Partisi yöneticilerinin mallarına tedbir konuldu. Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden biri, CNN Türk Televiz yonu’nda, “Ahmet Taner Kışlalı suikastından 28 fiubatçıların istifa de ettiğini ve faillerin orada aranması gerektiğini” söyledi. Gazeteci Cengiz Çandar Sabah’taki köşesinde, “28 fiubat sürecinin her yerinde delinip su aldığı bir sırada, bu süreci takviye etmeye niyetli çevrelerin bu suikastta parmağı bulun duğunu düşündürecek bir yığın sinyal var... Bu suikastın tar zından komplocu profesyonelliği buram buram kokuyor. Ve buna rağmen bu zokayı yutacak olan varsa el insaf...” dedi. İsrail Başbakanı 14 saatliğine Türkiye’ye büyük bir gezi yapı yor. Emekli Org. Çevik Bir, Amerika’da bir yahudi kuruluşunca ödüllendiriliyor. Sabah’tan Gülay Göktürk “A. Taner Kışlalı’yı bombalayanlar cepheleştirme yoluyla o ülkedeki demokratik gelişimi engelleyerek sonuçta Helsinki Zirvesi’ne giden yolu bombalıyorlar” dedi. Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş vatandaş olarak, “Ceza kanunlarından, sansüre, izinsiz telefon dinlenmesiden ceza evlerine, 163. maddeden HADEP’e kadar” birçok konuda görüş bildiriyor. Özgürlüklerin kaldırılmasını Meclisten isti yor, ama Meclise de güvenmediğini ilan ederek MGK toplan tısı öncesinde dikkatleri üzerine çekiyor. Nuh Mete Yüksel açıklamaları yerinde buluyor. Recai Kutan: “Ağzı olan konuşuyor.” Mesut Yılmaz “Anlayışınız demode” diyor. Hükümetin göze alamadığı ek vergiler IMF ile anlaşmayı zora sokuyor Özdemir Sabancı’nın katillerinden Fehriye Erdal yurtdışında yakalandı. Radikal Yazarı Mehmet M. Yılmaz: “Öte yandan Başsav cı’nın A. T. Kışlalı’nın öldürülmesi ile toplumda yükselen nef ret duygularını ve hassasiyeti kişisel hak ve özgürlüklerin budanması için bir fırsat olarak gördüğü anlaşılıyor ki bunun için bulabileceğim en hafif deyim ‘fırsatçılık’tır.” Görüldüğü gibi olaylara yetişmek mümkün olmuyor ama olay ları arka arkaya sıralayınca komplo teorisine gerek bile duymadan ortaya birşeyler çıktığını zannediyorum. Olaya bakıyoruz kim ne kadar istifade ediyor, kim kullanıyor. Bitirirken, ne yalan söyleyeyim, “Ahmet Taner Kışlalı olayında Vural Savaş’ın bir ilgisi var mı?” ya da “Onu kullananlar kim?” diye düşünmeden edemiyorum. Elimde değil, düşünüyorum.