Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri Okula
Transkript
Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri Okula
EKĠM,2010 Sayı:2 Ne okusak? Bahane Değil, Gerçek; O Bir Ergen Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri Çocuğunuza Özel Öğrencilerin Okula Uyum Süreci Etkili Öğrenme Stratejileri Okyanus Kolejleri’nin Rehberlik Hizmetidir. Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri Developmental Stages Of Pre-School Children Ġpek ESKĠCĠOĞLU Psikolog Y ou witness great physical, emotional and intellectual changes in this stage of childhood. In pre-school stage, your child changes, develops, and grows in a vast number of ways, but there are some developmental milestones that are common to all children. O kul öncesi dönem, “ilk çocukluk dönemi’’ de denilen, çocuğun yaşamındaki 2-6 yaşları kapsayan dönemdir. Bu dönemde çocuk, günlük yaşam becerilerinin gelişimiyle meşguldür. Seçilen ebeveynin “taklit edilmesi’’ dönemin en belirgin özelliğidir. Zamanla çevreyi keşfetmeye başladığı bu dönemde, çocuk için arkadaşlık ilişkileri önem kazanmaya başlar. Dikkatini kendine yönelik bir Okyanustaki Rehberiniz beceri edinmeye yönlendirir ancak dikkatini uzun süre koruyamaz. Çocuğun düşünceleri de daha çok ihtiyaçlarına yöneliktir. Bu dönemde çocuk temel alışkanlıkları (tuvalet, yemek, uyku vb.) edinmeye başlar. Okulöncesi dönem hızlı gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir ve her yaş farklı gelişim özellikleri göstermektedir. Bu nedenle gelişim özelliklerinin yaşlara göre incelenmesi uygun olacaktır. Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri 2 YAŞ ÖZELLİKLERİ: ANNE BABALAR İÇİN: Bu dönemde çocuk kendi yeterliliklerini sergilemek ister, Bu yaĢ “negativist bunalımı‟‟ da beraberinde getirir. Yani çocuk bağımsız olmak için uğraĢırken ebeveynin rica ve komutlarına da karĢı gelmektedir, 2,5 yaĢlarında çocukta duygu patlamaları ve öfke nöbetlerine sık rastlanır, istediğini ısrarla almaya çalıĢır, Çocuk “sorgu çağı‟‟ndadır, Çevredeki olay ve bireyleri kontrol altına alıp gücünü göstermek ister. 3 YAŞ ÖZELLİKLERİ: Çocuk 2 yaĢındakine göre daha olumludur, Hareket koordinasyonu artar, Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye baĢlar, Artık daha az „‟bencil‟‟ dir, YaĢıtlarıyla birlikte oynamaya baĢlar, Bitmek bilmeyen sorular sorar, Kurallara uymaktan hoĢlanır, Mesane ve bağırsaklarını kontrol etmeyi öğrenir, Zaman zaman kekeleyebilir, parmak emebilir, çeĢitli korkuları olduğunu söyleyebilir. ANNE-BABALAR İÇİN: Çocuğun daha az bencil olmaya ve baĢkalarını anlamaya baĢladığı bu dönemde anne-babaların çocuğun sosyal yönünü geliĢtirecek bir tavır içinde olmaları önemlidir. Çocuğun anne baba ile etkin zaman geçirebilmesi ya da bir spor yapması sosyal toplumsal geliĢimi açısından önemlidir, Bu dönemde ebeveyn çocuğun sorduğu sorulara en basit Ģekilde cevap vermelidir. Çünkü çocuğun amacı sürekli soru sorarak ebeveyni kızdırmak değil, çevre hakkında daha fazla bilgi edinmektir, 2,5 yaĢta sık sık yaĢanan öfke nöbetleri çocuğun güç isteği ve güçsüzlüğü arasındaki çatıĢmadan doğar. Bu durumunda yapılacak en iyi Ģey çocuğu yatıĢması için yalnız bırakmaktır. Bu dönemde anne babalar çocuğun belli bir süre hakimiyetini sürdürmesine izin vermelidir. Anne babalar arkadaĢlarıyla oynamaya baĢlayan çocuğun deneyimlerini paylaĢabilecek ortamlar yaratmalıdır. Çocuğun parka götürülmesi, ya da bir okulöncesi eğitim kurumuna gönderilmesi bu konuda yararlı olacaktır, Bu dönemde çocuğun kazanmaya baĢladığı temel beceri tuvalet alıĢkanlığıdır. Unutulmaması gereken en önemli nokta, tuvalet alıĢkanlığının belli bir olgunluk sonucu oluĢtuğudur. Yeterli zihinsel ve bedensel geliĢim olmadan bu alıĢkanlık gerçekleĢmez. Bu nedenle anne babalar, çocuğun geliĢiminden haberdar olmalı ve olumlu bir tutum sergilemelidir, Önemli bir husus da, çocuğun sorduğu soruların kısa, öz fakat doğru biçimde yanıtlanmasıdır. Bu, çocuğun öğrenme isteğinin kırılmaması için önemlidir. Çocuk soruyu hangi ebeveyne soruyorsa o ebeveynden yanıt almalıdır. ANNE BABALAR İÇİN: 4 YAŞ ÖZELLİKLERİ Hayallerden hoĢlanan 4 yaĢ çocuğunun anlattıkları yalan olarak değerlendirilmemelidir, Ģaka gibi yaklaĢılmalıdır, Kazaların en fazla rastlandığı yaĢ, hareketliliğin arttığı 4 yaĢ civarıdır. Çocuğa bu dönemde doğru ve yanlıĢ kavramları verilmeye baĢlanmalıdır, 4 yaĢ çocuğunun sözel dünyası böbürlenme gibi abartılar gösterir, Hayal dünyası geniĢtir, öyküler uydurmaktan hoĢlanır. O, zaman zaman yalan söyleyebilir. Kurallara uymayan çocuğa basit cezalar uygulanabilir (sevdiği bir oyuncağı ile oynamasını yasaklamak ya da yemekten sonra sevdiği TV programını izlemesini engellemek gibi), ancak çocuğun bu cezayı neden aldığını bilmesi gerekir. 4 yaĢ, ebeveynin otoritesine „‟karĢı gelme‟‟ çağıdır, Çocuğun duyguları bu dönemde iniĢli çıkıĢlıdır, Okyanustaki Rehberiniz Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri ANNE BABALAR İÇİN: 5 YAŞ ÖZELLİKLERİ: 5 yaĢ çocuğu, 4 yaĢındakine göre daha olumludur, Anne çocuk için dünyanın merkezidir. Anneyi memnun etmek için uğraĢır, Ne istediğini bilir, daha kararlıdır, Kas hakimiyeti geliĢmiĢtir, KiĢisel ve sosyal iliĢkileri artmıĢtır, Doğru ile yanlıĢı ayırabilir, Çocuğun merak ve ilgilerinde artıĢ olur (resim, müzik vb.), 5 yaĢına gelen çocuk artık yetiĢkine daha az ihtiyaç duyar hale gelmiĢtir, kendi kendine yeter. Anne babalar, çocukların artan ilgilerini geliĢtirmesine olanak veren deneyimler sunmalı, resim malzemeleri almalı ya da değiĢik müzik aletleriyle tanıĢmasına fırsat vermelidir, Anne babanın olumlu geribildirimleri çocuğun benlik geliĢimi açısından büyük önem taĢımaktadır. Bu nedenle ebeveyn çocuğu baĢkalarının yanında utandırmamaya özen göstermelidir Kendi kendine yetebilen çocuğa basit sorumluluklar (basit ev iĢlerine yardım ya da evcil bir hayvan besleme gibi) verilmesi de çocuğun özgüven geliĢimine olumlu katkılar sağlar. ANNE BABALAR İÇİN: 6 YAŞ ÖZELLİKLERİ 6 yaĢ çocuğu değiĢmekte olan bir çocuktur, Mantıklı düĢünceler üretebilir, fikir alıĢ veriĢinde bulunabilir, Sorumluluk alabilir, ArkadaĢlık fazlasıyla önem kazanır, sık sık akranlarıyla bir arada olmak ister, Kendini tanıma ve kanıtlama ihtiyacı hisseder, Önceki yaĢlara göre anneyle daha bütünleĢmiĢtir. Ebeveynin çocukla olumlu iliĢkiler kurması, onun haklarına saygı duyması gerekmektedir. Bu, çocuğun kendine olan güvenini arttırır, Çocuk, arkadaĢ iliĢkilerine eskisinden daha fazla ihtiyaç duyduğundan, ebeveyn çocuğa farklı sosyal ortamlarda bulunma fırsatı vermelidir, Çocuk, yeterliliklerini görmek ve onay almak ister. Bu nedenle anne babalar çocuğu baĢardığı ve çabaladığı konularda desteklemeli ve ödüllendirmelidir. Bu, çocuğun olumlu yönlerini pekiĢtirmek açısından önem taĢır. Yararlanılan Kaynaklar: YAVUZER, Haluk. (2007), Çocuğu Tanımak ve Anlamak, Remzi Kitabevi, Ġstanbul. YAVUZER, Haluk. (2005), Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi, Ġstanbul. Okyanustaki Rehberiniz Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri Okula Uyum Süreci Getting Used To School Y Mehtap YILMAZ ÇAKIR Psikolog S ome pupils are having difficulties getting used to school after leaving the long vac back. This could be an abnormal case depending on how long it takes. What should parents do to help children about this orientation process? az tatili bitti ve okullar açılalı 2 hafta gibi bir zaman oldu. Uzun bir yaz tatili döneminden sonra ilköğretimdeki çocukların okula uyum sağlamakta güçlük çektikleri görülmektedir. Okul, çocuklar için yeni bir sosyal ortamdır. Özellikle okul öncesi dönemden 1. sınıfa geçen ve okul değiĢikliği yapan öğrencilerde bu yeni sosyal ortama alıĢmak daha zor bir süreç olabilmektedir. Bununla beraber yaz tatilinde okuldan uzaklaĢan ara dönem öğrencilerinde de aynı sorun gözlemlenebilmektedir. Okula uyumsuzluk doğal bir süreçtir, ancak bu durumun süresi önemlidir. Yaz tatilinde rahatlama dönemine giren çocuklar için bu dönemde ders çalıĢma, erken kalkma sorumluluğu tekrar baĢlamak- Okyanustaki Rehberiniz tadır. Çocuk ilk günlerde dersi dinlemek, okula gitmek istemeyebilir, ancak kısa süre sonra buna alıĢır. Okula alıĢma sürecinin ortadan kaldırılması için zamana ihtiyaç olduğu gibi, aile ve öğretmen iĢbirliğinin de sağlanması gerekmektedir. Bu durumu yaĢayan çocukların aileleri neler yapabilir: Soğukkanlı ve tutarlı olmalısınız. Duygusal davranarak çocuğu eve getirmek, onun uyumunu geciktirir. Çocuğunuza onu okulda bırakıp gitmeyeceğiniz anlatılmalı, belli bir süre kendisini bekleyeceğiniz konusunda bilgi verilmeli ve bu söze de mutlaka uymalısınız. Okula Uyum Süreci Vedalaşma sürenizi mümkün olduğunca kısa tutun. Bu süre uzadıkça birbirinizden ayrılmanız zorlaşacaktır. Uzun süre okulda beklemeniz, teneffüslerde sürekli onunla ilgilenmeniz, çocuğunuza 'istediği an okuldan çıkabileceği, istediği an onu okuldan alabileceğiniz' hissini kazandırır. Bu nedenle anne ve baba olarak okulda beklemeniz uygun değildir. Uyum sorunu yaşayan çocuğunuz okulda geçirdiği süre içinde sık sık; Acaba evde neler oluyor, arkadaşlarım ne yapıyor, kardeşim ne yapıyor, annem babam beni özler mi, oyuncaklarıma bir şey olur mu, anneme bir şey oldu mu, annem kardeşimle ne yapıyor, gezmeye gittiler mi? gibi soruları aklından geçirmekte ve kaygılanmaktadır. Anne ve baba olarak çocuğunuzu rahatlatmanız önemlidir. Çocuğunuz, annem beni okula bıraktı ve gitti diye düşünür. Bu durumda çocuğa sürekli; çocuğum sen şimdi okula gideceksin, ben evde yemek yapacağım, baban gelecek, oyuncaklarını da merak etme gibi telkinlerde bulunmanız onu rahatlatacaktır. Anne ve baba olarak kardeşin de katıldığı farklı bir aktivite yapılacaksa, bu durumdan çocuğunuza bahsetmemelisiniz, anlatılması gereken bir durumsa okul dönüşünde konuşabilir ve hafta sonu beraber yapacağınız etkinliklerden bahsedebilirsiniz. Okula gitmesi konusunda kararlı olmalı ve öğretmen ile işbirliği yaparak, motivasyonunu arttırmalısınız. Öğretmeninden yardım isteyerek sınıf içinde anlaşabileceği arkadaşları ile farklı sosyal ortamlar oluşturulmalıdır. Bunun için sınıftaki arkadaşlarının aileleri ile iletişime geçebilir ve hafta sonlarında çocukların 1-2 saat bir arada bulunmaları sağlanabilir. Okyanustaki Rehberiniz Çocuğunuza karşı anlayışlı olmalısınız."Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var?" gibi bastırıcı yöntemlerden uzak durmalısınız. Okul hakkındaki abartılı yorumlardan kaçınmalı, çocuğunuza okul, sınıf, sıra, öğretmen, müdür, ders, teneffüs, sınıf arkadaşı ve okul arkadaşı gibi kavramlar konusunda bilgiler verilmelisiniz. Çocuğunuz hata yaptığında onu okul veya öğretmenle korkutursanız, çocuğunuzun öğretmeninden ve okuldan soğumasına sebep olursunuz. Okul, ceza verilen bir yer olarak gösterilmemelidir. Çocuğunuz okula gitmemek için ne kadar gözyaşı dökerse döksün buna teslim olmayın. Bir kez teslim olmanız bundan sonraki tüm çabalarınızı başarısız kılacaktır. Bilin ki sizden koptuktan en geç 5 dakika içerisinde gözyaşları son bulacaktır. Okul ortamının disiplinli ve kurallı ortamı bazı çocukları sıkabilir. Evde her isteği yerine getirilen ve kural tanımayan çocuk, okulda bu isteklerinin yapılmadığını ve kuralların olduğunu gördüğünde okuldan soğuyabilir ve ev ortamını özleyebilir. Bu yüzden çocuğu 3 yaşından itibaren çok küçük de olsa bazı kurallarla disipline etmek gerekir. Okuldaki görevlilerden yardım isteyebilirsiniz. Bu konuda siz değerli velilerimiz Okyanus Kolejleri Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimi’ ndeki alanında uzman Psikolojik Danışmanlardan destek alabilirsiniz. Tüm bunlar yapılıp, öğretmen ve aile işbirliği kurulduktan sonra da okula uyum sağlamakta zorlanan çocuklarla karşılaşılabilmektedir. Bu durumda problemin altında farklı bir kaygı olabilir. Okula uyum sürecinde sürenin uzaması ve problemin devam etmesi göz önüne alınarak ailenin ve çocuğun profesyonel destek alması gerekebilir. Okula Uyum Süreci Çocuğunuza Özel Etkili Öğrenme Stratejileri Suggestions For Parents About Effective Learning And Studying Fatma TUTAN Rehberlik Uzmanı Studying too much does not always bring success. What takes us to victory is to know what to do and do it in an effective way. This writing is about the effective ways of learning and studying for the parents who want to guide their children. Çocuklarına etkili çalışma ve öğrenme yöntemleri ile ilgili olarak yardım etmek isteyen ailelerin okumasında fayda olduğunu düşündüğümüz bu yazıda, çok çalışmaktan ziyade, etkili çalışmanın yöntemleri üzerinde durduk. Okyanustaki Rehberiniz Etkili Öğrenme Stratejileri H ayat, mutlu ve huzurlu yasamak için vardır ve çocuklarınızın yaĢam biçimlerini idealleri doğrultusunda Ģekillendirecek olan sizlersiniz. Hayatlarına yön vermede kullanacağınız yegâne metot eğitimdir. Bu sebeple onların arzuladığınız amaçlara gelmesi için sistemli bir çalıĢma tekniği gerekmektedir. Bu gün çalıĢma deyince akla hep çok çalıĢma gelmektedir. Hâlbuki sonuç alanlar devamlı, dengeli ve etkili çalıĢma yapanlar olmaktadır. Unutulmamalıdır ki kalıcı bir bilgi birikimi, sistemli bir çalıĢma ile elde edilir. O’nu tanıyor musunuz ? mak için azimliydi. Saat 10:30 ol8.30 da uyandı. Cuma günü okul- muĢtu. ġöyle bir televizyona göz dan gelirken “bu hafta sonu önce- atıp odasına geçmek istedi fakat ki haftalardan farklı olacak. Kalan film öyle heyecanlıydı ki bir türlü televizyonun baĢından kalkamıderslerimi tamamlayacağım ve önümdeki hafta içindeki sınavlara yordu. Önünde daha koskoca bir iyi hazırlanacağım” diye karar ver- Pazar günü olduğunu düĢünerek miĢti. Bu sebeple Cuma akĢamüs- bu filmi izlemesinde bir sakınca tünü ve geceyi çok iyi geçirdi. Te- olmadığına karar verdi. Film bittiğinde saat 12:00‟yi geçiyordu. levizyon seyretti, müzik dinledi, uzun uzun telefonla görüĢtü ve Hafta içi bu saatte yemek gece oldukça geç saatte yattı. yemeğe alıĢkın olduğu için karni Çünkü ders çalıĢması için daha acıktı. Annesinin özenle hazırlamıĢ önünde uzuuun uzuuun iki gün ve olduğu yemekleri yerken evdekiiki gecesi vardı. lerle koyu bir sohbete girdi. Ye- Çocuk, Pazar sabahı saat olduğunu duyurdu. O da çayı içip ders basına geçmenin doğru olacağına karar verdi fakat çay bittiğinde üzerine bir ağırlık çökmüĢtü. Haftanın yorgunluğu, maçın gerginliği, sınav stresleri ve çayla birlikte yenilenler... Onu iyice gevĢetmiĢti ”nasıl olsa simdi çalıĢamam” diye düĢündü ve dinlendikten sonra çalıĢmaya karar verdi. Saat 19.00 sıralarında içindeki huzursuzluğu bastırmaya gayret ederek çalıĢma masasına yönelmiĢti ki en sevdiği arkadaĢıyla, ailesi onlara misafirliğe geldi. Misafir varken de ders çalıĢılmazdı ya... Birlikte sevdikleri diziyi seyrettiler. Arta kalan zamanımda sadece en önemli iki dersi çalıĢırım diye düĢünüyordu. Fakat yavaĢ yavaĢ uyku bastırmaya baĢlamıĢtı. Eğer uyumazsa, yeni baĢlayan haftaya yorgun ve uykusuz girecekti. Bu sebeple kendi kendine söyle dedi: mekten sonra yine çalıĢma odasına yönelmiĢti ki televizyonda maç yayını baĢlamıĢtı. Haftanın en önemli maçıydı. Bu maçı seyretmek için insanların birbirini çiğneyip, dünyanın parasını verdiklerini düĢününce ayağına kadar gelen bu fırsatı tepmenin büyük bir kayıp olacağını düĢündü. Tüm hafta bu maç konuĢulacaktı maç biter bitmez (nasıl olsa 90 “Bugün çalıĢamadım. AMA dakikaydı) sıkı bir Ģekilde çalıĢma- YARIN SÖZ ÇALISACAĞIM.” Pazar sabahı, iĢte bu Ģartlar ya karar vererek maçı izlemeye Yarı sıkıntılı yarı huzurlu altında 9:00‟da uyandı. Önce gükoyuldu. odasının yolunu son kez tuttu. zel bir sabah kahvaltısı yaptı. SonAncak çalıĢmak için değil, uyumak Maç bittiğinde hafta sonu ra sabah gazetelerini Ģöyle bir için... gözden geçirdi. Sabah ders çalıĢ- yaĢadıklarını düĢünmeye baĢlamıĢtı ki annesi içeriden çayın hazır Cumartesi günü arkadaĢlarıyla vakit geçirdi. Biraz dolaĢtılar, her zaman gittikleri yere gittiler. Sohbet ettiler; sohbete o kadar çok dalmıĢlardı ki zamanın nasıl akıp geçtiğini fark etmediler bile. Ders çalıĢmadığı için zaman zaman içinde bir rahatsızlık hissetti. Ġçinden gelen bu huzursuzluğu ”daha önümde koskoca bir Pazar var” diyerek bastırdı. Okyanustaki Rehberiniz Etkili Öğrenme Stratejileri ŞİMDİ HATALARI TELAFİ ZAMANI: BESLENME: Beynin daha iyi çalıĢması glikoz ve oksijene bağlıdır. Bu bakımdan ders çalıĢan çocukların belli miktar kuru üzüm veya bal alması ve temiz bir havada ders çalıĢması yerinde olacaktır. ZAMAN KULLANIMI: Sabah çalıĢılan dersler daha kolay hafızaya alınır. Öğleden sonra çalıĢılan dersler ise zor öğrenilir. Sabah öğrenilen dersler kısa süre hafızada kalır, öğleden sonra öğreni- çalıĢıp onu hemen tekrarlamalı. Bir araĢtırmaya göre 5 günde 15 defa tekrar edilmekle bilgilerin unutulmayacağı belirtilir. Burada sistem, 1. Gün 5 tekrar, 2. Gün 4 tekrar, 3. Gün 3 tekrar, 4. Gün 2 tekrar, 5. Gün 1 tekrardır. Kafası yorulunca evin içinde bir tur atıp tekrar dersin baĢına oturmak çok önemlidir. KITAP OKUMA: Kitaplar ömrü uzatmanın en iyi yoludur. Stres insanın ölüm alarmıdır. Kitaplar bitirilemeyecek kadar çoktur. Bu yüzden en lüzumlular m a l ı d ı r . “BIR ġEYĠ BÜTÜN BÜTÜN EL- lenler ise daha DE uzun süre hafızada kalır. Bu nedenle ilk çalıĢmaları bahları saveya SEN , BÜTÜN BÜTÜN TERK ETMEK DOĞRU Herkes kafasını tetkik etse, be- ha yakın vakit- yin computerine leri, tekrarı ise nice öğleden sonra gereksiz, boĢ bilgilerin yerleĢtiğini anla- yapılmalıdır. AkĢamdan yacaktır. Bu bil- sonra ve gece giler insan dav- ders çalıĢma verimsizdir. Bu ranıĢını vakitlerde daha basit konuları çalıĢmalı veya tekrar etmeli, mümkünse 22.00 – 23.00 civarında yatılmalıdır. ÇALISMA ODASI: Odanın temiz ve düzenli olması ruhta iyi bir tesir bırakır. Duvarda ve masada bazı ezberlenmesi gereken formüller veya çok önemli olan bazı bilgiler asılı olmalı. Onları göre göre öğrenecektir. STR AT E JİLE R İ : EDEMEZ- DEĞĠLDĠR.” gecenin saba- TE K R AR okun- etkiler. Eğer beyin computerinde %60 iyi bilgiler, %40 bozuk bilgiler yerleĢtirilmiĢse, o insan %60 iyi davranıĢlar sergiler. Bazen % 40‟ı baskı altında tutup sürekli iyi davranabilir. “BAġARIYA GĠDEN YOL ÇOK ÇALIġMAKTAN DEĞĠL, SĠSTEMLĠ ÇALIġMAKTAN GEÇER” Önemli olan etkili ve planlı olmaktır. Hedef belli olmalıdır. Bu, değiĢik zaman dilimlerine programlanmalıdır. ÇalıĢma masasının üzerine veya duva- Ps ik ol oji, ra “BU GÜN SBS HAZIRLIK ĠÇĠN NE KADAR ÇA- “ANLAMANIN EN ĠYĠ YOLU TEKRAR ETMEKTĠR” LIġTIM” gibi uyarıcı sözler asmalısınız. Yalnız bu- der. Tekrarların arası kısa olmalıdır. Yani bugün rada Ģuna dikkat etmeli: Kaldıramayacağı veya yapamayacağı Ģeyler programa dâhil edilmemeli- çalıĢan, uzun bir zaman geçtikten sonra tekrar eden, sanki ilk kez okuyormuĢ gibidir. Biraz Okyanustaki Rehberiniz dir. Etkili Öğrenme Stratejileri Artık O Bir Ergen Basic Crisis Of Puberty Ayşe Mine ERTEMĠZ Rehberlik Uzmanı A great part of adolescent behaviours are very common and natural to that age. Let us talk little more about this stormy and hard times of the adolescent stage which we all went through at some part of our lives. E rgen davranıĢının büyük bir bölümü normal geliĢimin, büyümenin doğal sonucudur. Anne, baba ve öğretmenlerin de bu dönemden geçtiklerini unutmamalı ve ergenlere karĢı anlayıĢlı davranmamız gerekir. AĢağıda alıĢılmıĢ kuĢak çatıĢmasına iki örnek metin sunulmaktadır: “Gençliğimiz artık lüksten, zenginlikten hoşlanıyor. Görgü kurallarına hiç uymuyorlar. Otoriteye karşı aşağılayıcı, küçümser bir tavırları var ve ileri yaştakilere, büyüklerine hiç saygıları yok. Anne-babalarına karşı çıkıyor, ters düşüyor, büyüklerin önünde gevezelik ediyor, hızlı hızlı görgüsüz biçimde atıştırıyor ve öğretmenlerimizi ezmeye çalışıyor, onlara zorbalık ediyorlar.” Okyanustaki Rehberiniz “Genç erkeklerimiz son derece tembeller. Yeteneklerini kullanmıyor, işlemiyorlar. Onurlu ve saygın bir biçimde gece gündüz emek verecekleri, çalışacakları tek bir uğraş, meslek yok. Uyuşukluk, bitkinlik, isteksizlik ve bunlardan daha da kötüsü, kötüye karşı ilgi duyma gönüllerinde yer etmiş, kanlarına girmiş. Kadınlar kadar güçsüzler ve hiç yakışmayan, uymayan süsler takıp takıştırıyorlar. Güçten, azimden, enerjiden yoksun, doğuştan sahip oldukları kazanımlara, çeşitli yeteneklere yaşamları süresince hiçbir katkıda bulunmuyor, ardından da kendilerine sunulmuş nimetlerden yakınıp duruyorlar.” Artık O Bir Ergen “Modern”gençliğin hatalarını ve eksiklerini ele alan bu görüşlerden ilki, aslında M.Ö. 399 yılındaki ölümünden kısa süre önce Sokrates tarafından ileri sürülmüştür. İkinci metin parçası ise, Seneca’nın M.S. ilk yüzyıla ait yazılarından alınmıştır. Her iki alıntı da, tarihin hızlı bir değişimi içeren ve yeterince anlaşılamayan dönemlere karşı yetişkinlerin ortak tepkisini yansıtmaları açısından oldukça anlamlı. Ergenlik bireyin kendisi olmayı öğrendiği, kendisini tanıma ve tanımlama becerisini kazandığı, kendisine toplumsal bir değer ve rol biçtiği oldukça çalkantılı bir dönemdir. Bu dönemde bedendeki hormonal faaliyetlerin en üst düzeyde olduğunu da bilmek gerekir. Bunu bilmek önemlidir. Çünkü o zaman çocuğumuzun ani gelişen öfke patlamalarını, kararsızlıklarını, çelişkilerini, yoğun güvensizlik duygularını ya da aşırı güven duygularını, herkese ve her şeye karşı Okyanustaki Rehberiniz olan isyanını, kırılganlığını, ağlama nöbetlerini, sık sık değişen arkadaşlarını, bunalımlarını daha kolaylıkla anlamak mümkün olabilir. Çocuğumuz gelişmektedir ve inanılmaz bir hızla hormon üretmektedir. Henüz düzene girmeyen bu üretim faaliyeti sırasında ise ani iniş çıkışlar olabilmektedir. Ergenlik tek kelimeyle aslında “karmaşa” demektir. Bu karmaşayla başa çıkmak için de biz yetişkinlerin doğru modeller olmamız ve son derece sakin, sabırlı davranmayı becerebilmemiz gerekir. Her veli mutlaka çocuğunun geçtiği dönemlerden geçmiştir. Fakat kesinlikle çocuklarınıza 'bizim dönemimizde bu yoktu' kelimesini kullanmayın. Artık sizin döneminiz yok. Sizin dönemde internet, elektronik kayıt ortamları, CD'ler bulunmuyordu. Sizin döneminiz yok artık; bunu kafanızdan silmediğiniz takdirde çocuklarınızı kaybedebilirsiniz. Artık O Bir Ergen ve önemlidir. Onda değer verildiği duygusunu güçlendirir. Ailelere düşen görevler Bu dönemde gençler özgür olmak istediklerini her fırsatta dile getirirler. Anne babaların dikkat etmeleri gereken nokta çatıĢmayı büyüten söylemlerden uzak durmak olmalı. Karar alma ve uygulama aĢamasında onun yerine kararlar almak ve uygulamasını önermek yerine karar alma sürecinde ve uygulamada yardımcı olmalı. Söylediklerimiz ve uyguladıklarımız arasında çeliĢkiye yol açabilecek farklılıklar olmamalı. Unutmayalım ki gençler, kendilerine söylenenleri değil, gördüklerini daha çok öğrenir ve uygularlar. DıĢarıya açılmakta olan genci kısıtlamaya çalıĢmak daha çok dıĢarı itme anlamına gelir. Bunun yerine, aile ortamını kendisini rahat ifade edebileceği bir Ģekilde sunmak son derece önemlidir. Genci, aile ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmasına katmak hem aidiyet duygusunun güçlenmesi hem de kendini ifade edebileceği özgür ortam yaratma anlamında verimli Ona karĢı sabırlı ve sevecen davranabilin ki maksadının ne olduğunu anlayabilme ve ne düĢündüğünüzü ona anlatabilme Ģansınız olsun. DıĢarıya açılma istekleri hiçbir zaman aileyi terk etme arzusu anlamına gelmez. Paniklemeyin ve sağlıklı sosyalleĢmesi için karĢılıklı güvene dayalı bir ortam yaratabilin. EleĢtirinin yönünü ve dozunu iyi ayarlayın. EleĢtiri, yapılan hata ile ilgili olmalıdır. KiĢiliğe müdehale anlamına gelebilecek olan "Sen dili" kullanımı suçlama gibi algılanabilir. Sizin için bir Ģeyler yapması ya da size iyilikler yapması için fırsat tanıyın. Özelinizden bir Ģeyler paylaĢın ki o da sizinle paylaĢabilsin. Büyümesini destekleyin ancak otorite rekabetine girmemeyi de asla unutmayın. Zorlamayın. Ġkna edin! Emretmeyin. Rica edin! Yararlanılan Kaynaklar: Yavuzer,Haluk,Gençleri Anlamak,Remzi Kitabevi,Ġstanbul Okyanustaki Rehberiniz Artık O Bir Ergen NE OKUSAK DA GELİŞSEK? “Kitap, en iyi dosttur.” klişesini, pek çok yetişkin çocuklara “akıl verirken” kullanmıştır. Oysa sloganlar, beylik laflar kulaklara çabucak otursa da davranış kazandırmaz. Onlara kitap okumayı sevdirmenin en başarılı yolu model olmaktır. Büyükleri, okudukları kitapları tartışan, kitaplarla hediyeleşen, market alış-verişlerinde kitap reyonunda zaman geçiren, ekran kuşatmasından kurtulan çocuklar kitaba ve dostluğuna daha yakındır. Çocuklara, kitapların özgürlük olduğunu, zaman ve mekan sınırlamasından kurtuluş olduğunu, sınırlı yaşamımıza yeni hayatlar katmak olduğunu anlatabilirsek, yalnızca okumayı değil, yazmayı da sevdireceğiz. Velilerimiz İçin: “Bu kitabı kişisel gelişmeyin diye yazdım, toplumsal gelişin. Etrafa da gram katkınız olsun.” Ahmet Şerif İzgören, bu kitabında diğer kitaplarından farklı olarak okuru toplumsal gelişime davet ediyor Girişimcilik, iş kalitesi, dürüstlük, yurt sevgisi ve hoşgörü değerlerini vurgularken topluma nasıl daha yararlı olabileceğimizi yaşanmış hikâyeler eşliğinde okura sunuyor. Öğrenciler İçin: 4 yılda 600.000 okura ulaşan Her Şey Seninle Başlar, anne babaların ısrarlı isteğiyle çocukça"ya çevrildi. Kitabın yazarı Mümin Sekman ile genç kuşağın başarılı oyuncusu Sinem Kobal, kitabın çocuk versiyonu için bir araya geldiler. Sekman, çocuklara başarısızlık korkusunu yenmek ve özgüveni artırmak için yapılması gerekenleri öykülerle anlattı, Sinem Kobal da fotoğraflarıyla fikirleri "canlandırdı"! Böylece hem anne babaların "yararlı" bulduğu hem de çocukların "eğlenerek öğrendiği" bir kitap ortaya çıktı. Çocuklarına kendi ayakları üzerinde durmayı ve hayatı cesurca yaşamayı öğretmek isteyenler için.. Okyanustaki Rehberiniz NE OKUSAK DA GELİŞSEK?