1.Sınıfta karşılaşılabilecek problemler

Transkript

1.Sınıfta karşılaşılabilecek problemler
OKULA UYUM VE 1. SINIF
ÖĞRENCİLERİNDE
KARŞILAŞILAN PROBLEMLER
VE ÇÖZÜM YOLLARI
AYŞE DOĞANDERE
Rehber Öğretmen
Çocuğun okula uyum sağlayabilmesi için
bu becerilere kavuşmuş olması gerekir.
• OKUL OLGUNLUĞU
• ÖĞRENME BOYUTU
• DUYGUSAL VE SOSYAL BOYUT
OKUL OLGUNLUĞU
Okul olgunluğu çocuğun ilköğretime hazır
olup olmadığını belirleyen bir kavramdır. Okul
olgunluğu zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal
ve dil gelişimi gibi çeşitli yönlerden hazır
olmayı gerektirir.
ÖĞRENME BOYUTU
• Bir ders süresince sırasında oturarak dikkatini derse
verebilmesi
• Aşağı-yukarı, büyük-küçük, ilk baştaki-en
sondaki... gibi nitelik nicelik bildiren kavramları
öğrenmiş olması .
• El ve göz koordinasyonunun yazmaya- çizmeye
yetecek kadar gelişmiş olması.
• Dil gelişiminin kendini ifade etmeye yeterli olması,
• Sayıları 10’a kadar sayması, tanıması, yazabilmesi,
• Objeler arasında benzerlik ve farklılıkları
bulabilmesi,
• Eksikleri görebilmesi,
• Birbirini tamamlayan resimleri mantık zinciri
kurarak sıraya sokabilmesi,
• Hikaye tamamlayabilmesi,
• Renkleri doğru tanıyabilmesi,
• Verilen sıralı yönergeleri
anlayıp yerine getirebilmesi,
DUYGUSAL VE SOSYAL BOYUT
• Gerçekçi bir benlik saygısı ve özgüven.
• Anneden bağımsızlaşmış olma.
• Öz bakım becerilerini kendi başına
rahatlıkla karşılayabilmesi.
• Yaşına uygun verilen sorumlulukları yerine
getirebilmesi.
• Bazı eşya ve bilgisini arkadaşlarıyla paylaşabilmesi
ve birlikte oynayabilmesi.
• Okulda ki yetişkinler ve öğrencilerle iyi bir iletişim
halinde olması.
• Değişen okul kurallarına ve düzenine uyabilmesi
• Eşyalarına sahip çıkabilmesi.
• Yaşının gerektirdiği hız ve beceriye sahip olması
gerekir.
OKUL OLGUNLUĞU YETERSİZSE;
•
•
•
•
•
•
Öğrenmede zorluk,
Başarıda düşüklük,
Okula gitmede isteksizlik,
Verilen sorumlulukları üstlenememe,
Öğretmenlerin yönergelerine uygun davranmama,
Ders saatlerinde beklendiği şekilde davranmayıp çevreyle
aşırı ilgili olma, ve diğer öğrencilerin dikkatini dağıtacak
davranışlar gösterme,
• Arkadaşlarıyla geçinememe, onları sürekli şikayet etme,
• Okuma ve yazma duyular arası iletişimin iyi
organizasyonunu gerektirir. Kelime
bilgisinin, görsel işitsel algının, el ve göz
koordinasyonunun
• ORTAK AMACIMIZ BU HAZIROLUŞU EN
İYİ BİÇİMDE
GERÇEKLEŞTİRMEK
OLMALIDIR.
ÖNEMLİ OLAN OKUMAYI ve
YAZMAYI NE KADAR ERKEN
ÖĞRENDİĞİ DEĞİL, NE KADAR
SAĞLIKLI ÖĞRENDİĞİDİR.
OKULA UYUM PROBLEMİ
YAŞANMAMASI İÇİN:
• Ailelerin okula yeni başlayacak çocuklarını okulla ve
öğretmenle tehdit etmemeleri gerekir.
• Anne-babaların çocuğunu okula götürürken
soğukkanlı ve tutarlı olması gerekir.
• Duygusal davranarak çocuk okula gitmek istemiyor
diye onu okul yolundan geri çevirmek, onun okula
uyumunu çok geciktirir.
• Ancak aileler tarafından öğrencideki okul
korkusunun acil sorun olarak görülerek, nedeninin
araştırılması gerekir.
• Her şeyin başı anlayış
• Okul ile ilgili Abartılı anlatımlara son
verin
• Çocuk"okul"la korkutulmamalı
• Okul, öğrencinin baştan savıldığı bir
yer değildir
• Ailenin aşırı koruyucu tavrı okul
fobisine sebep oluyor
• Ancak aile içindeki iletişimsizlikler,
çocuğun zeka düzeyi ve öğretmen
hataları, çocuğun okula uyumunu
zorlaştırabilir. Çocuk, okula uzun süre
uyum sağlayamazsa; aile, rehber
öğretmen birlikte hareket etmeli,
uyumsuzluk devam ederse mutlaka bir
uzmana başvurmalıdır.
OKUMA YAZMAYA HAZIRLAMAK
İÇİN NELERİ YAPMALIYIZ ?
• Kalemi doğru tutmasını, defteri soldan sağa
kullanmasını, teşvik ederek öğretmelisiniz bu konuda
çocuğunuzun öğretmeniyle işbirliği yapmalısınız.
• Her harf ve rakamı oluşturan çizgilerin özel bir yönü
ve sırası vardır. Harfleri ve rakamları doğru yazılış
yönleri ile öğretmek gerekir.
• El ve parmak kaslarının gelişimini sağlamak
• En ufak değişimi görerek öğrenciyi desteklemek
• En önemlisi çok sabırlı olmak ve her zaman
çocuğumuzu desteklemek
El, kol, ve parmak kaslarını
geliştirmek için;
• Hamur ve çamur ile oynaması,
• Yere dökülen bir avuç mercimek, düğme,
boncuk gibi ufak şeyleri tek tek toplaması,
• Düğme ilikleyip açması,
• Resim yapması,
• Çizgi çalışmaları,
• Bir tepsiye tuz koyularak bu tuz üzerinde
sizin önderliğinizde parmağı ile çizgi, harf,
sayı ve benzeri şekiller yapıp silebilirler.
El, kol, ve parmak kaslarını
geliştirmek için;
• Bir leğene su ve içine biraz şampuan konulur,
Avuçlarına alabileceği büyüklükte iki tane sünger
verilir. Avuçlarını açıp kapayarak süngerleri sıkması
böylece köpük üretmesi istenilir. Bunlar el kaslarını
geliştirmede yararlı olur.
• Bir leğen suyun üzerine bir küçük kağıt konulur.
Yelpaze görevi görecek başka bir kitap yada kart ile
rüzgar oluşturarak kayık gibi kağıdı hareket
ettirmesi istenir. Bu da el bilek kaslarını geliştirir.
ŞİMDİ DE KARŞILAŞILABİLECEK
SORUNLARA BİR BAKALIM
OKUL FOBİSİ
• Okul Fobisi; kısaca çocuğun okuldan ya
da oradaki bir şeyden yoğun bir şekilde
korkması ve kaygı yaşamasıdır. Okula
başlayan bir çok çocukta anne babasından
ayrılacağı için ‘ayrılık kaygısı’ oluşabilir.
Bu doğaldır. Bunların içinden sadece % 2
oranında çocukta okul fobisi ortaya çıkar
ki, bu çocuklar okuldaki rehberlik servisinin
yardımına ihtiyacı olan çocuklardır.
Okula karşı isteksizlik ve okulu asma
Okul fobisi belirtiler:
– Okula gitmediğinde evde kendini kaygılı hissetme,
– Eskiden okula düzenli devam ettiği zamanlarda iyi
bir öğrenci tablosu çizen bir öğrenci mazisi olma,
– Okula giderken yavaş hareket etme, okulda panik
atakları yaşama, çok kaygılı olma.
– Okul korkusu bazı çocuklarda bulantı, kusma.
karın ağrısı, baş ağrısı, ishal yada uykuda
huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
– Hatta kimi çocuklarda çok sık ağlamalar veya
sabah okula giderken huysuzlaşmak, inatçılık
yapmak gibi şikayetler görülebilir.
BİR ÇOCUĞUN OKUL FOBİSİNİ NASIL GELİŞTİRDİĞİNİ ANLAMAK
İÇİN ÇOCUĞUN EV YAŞAMINA UZANMAK GEREKİR.
• BİR ÇOCUKTA OKUL FOBİSİNİN OLUŞMASINDA
BİRÇOK FAKTÖR OLABİLİR. AMA FAKTÖRLERDEN
BİRİ DE EBEVEYNLERİN YAKLAŞIM BİÇİMLERİDİR.
•
•
AŞIRI KORUYUCU BİR AİLEYSENİZ,
ÇOCUĞUNUZ EVDE SİZİNLE KALINCA DAHA MUTLU
OLUP DAHA AZ ENDİŞELENİYORSANIZ,
FARKETMEDEN OKUL KAYGISININ OLUŞMASINDA
YA DA TETİKLEMEDE CİDDİ ROL OYNUYOR
OLABİLİRSİNİZ.
Çocuğun okula gitmeme tepkisiyle sonuçlanan bütün
bu sayılan problem olasılıklarının dışında, çocuğu
okulda mutsuz edebilecek etkenlerden bazıları şöyle
sıralanabilir;
-En yakın arkadaşıyla bozuşma
-Sınıftaki çalışmalara ayak uydurmada güçlük çekme
-Özgüven eksikliğİ
-Görünüşüyle ilgili sataşmalar
-Modaya uygun giysilerinin olmaması
-Sınıf öğretmeninden hoşnut olmama
-Okul tuvaletlerini kullanma korkusu
-Beden eğitimi dersinde düşük başarı.
-Bu veya başka nedenlerden herhangi biri, okula gitme
konusunda çocuğu mutsuz etmeye yetebilir. Sıkıntısının
gerçek nedenini anlamak ve onu neyin kaygılandırdığını
bulabilmek için yeterince çaba sarf edilmeli ve gerekli
yardım alınmalıdır.
OKUMA YAZMADA
PROBLEMLER
• BU TÜR DURUMLARDA ÇOCUĞA DESTEK OLMAYI
SÜRDÜRÜN VE SABIRLI OLUN.
• BEKLENTİ DÜZEYİNİZİ GERÇEKÇİ KILIN.
• BAŞARILARINI İZLEMEYİ SÜRDÜRÜN ANCAK ÇOCUĞUN
HERHANGİ BİR BAŞARISIZLIĞI KARŞISINDA,
HOŞNUTSUZLUK GÖSTERMEYİN. HATALAR YAPARAK
ÖĞRENMENİN, BAŞARILI ÇALIŞMANIN TEMEL ŞARTI
OLDUĞUNU UNUTMAYIN.
• ÇOCUĞUNU SEVGİYLE CESALANDIRMAYIN
• OYUN ÇAĞINDA OLDUĞU İÇİN ÇALIŞMA ALIŞKANLIĞI
GELİŞTİRMEKTE ZORLANACAKTIR. ÇALIŞMA
ALIŞKANLIĞI GELİŞTİRMESİNE YARDIMCI OLUN.
Okuldaki Düzene Uyum Sağlamada Sorun
Yaşayan Çocuklar
• Bu tip çocuklar okuldaki kurallara uyum sağlamada sorun
yaşarlar.
• EVDE YENİ ALIŞKANLIKLAR GELİŞTİRİN. EVDE BİR
PROGRAMI TAKİP ETMEYİ ÖĞRENMEK, ÇOCUĞUN
OKULDAKİ DERS PROGRAMINA UYUM SAĞLAMASINI
KOLAYLAŞTIRACAKTIR. ÇOĞUNLUKLA YAŞADIKLARI
EN YAYGIN SORUN, PROGRAMLI
YAŞAYAMAMALARINDAN, DERS ÇALIŞMAYLA OYUN
OYNAMA SAATLERİNİ BİRBİRİNDEN
AYIRAMAMALARINDAN, ZAMANI DOĞRU
KULLANAMAMALARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR
• ÇOCUĞUN ENDİŞELERİ ÜZERİNE KONUŞUN.
ÇOCUĞUNUZ, YAŞADIĞI GÜÇLÜKLERİ SİZİNLE
PAYLAŞMASI KONUSUNDA CESARETLENDİRİN
• Okul korkusu gerekse okul uyumsuzluğu konularında
ailenin bir uzmandan yardım almasında yarar vardır.
ÇOCUĞUNUZ BAŞKALARI TARAFINDAN
ZARAR GÖRÜYORSA….
• DUYGUSAL AÇIDAN DAYANIKLI OLMASINI
SAĞLAYIN. ÇOCUĞUNUZUN, PSİKOLOJİK
SAVUNMALARINI GELİŞTİRMESİNE YARDIM
ETMENİZ ÇOK DAHA MANTIKLI VE YARARLIDIR.
• OYUN BECERİLERİNİ GELİŞTİRİN. MÜMKÜN
OLDUĞUNCA ARKADAŞ EDİNMESİNİ
DESTEKLEYİN.
• ÖĞRETMENLERİYLE KONUŞUN. BU YAŞTAKİ
ÇOCUKLARIN, ÖZELLİKLE DE YAŞÇA BÜYÜK
ÇOCUKLARIN SALDIRILARINA KARŞI KENDİLERİN
SAVUNMALARI OLDUKÇA GÜÇTÜR.
ÇOCUĞUNUZ BAŞKALARINA ZARAR
VERİYORSA;
•
BAŞKALARINA ZARAR VERME DE, ZARARA MARUZ KALMAK GİBİ KÖTÜ
DAVRANIŞ ÖRNEĞİDİR.
ÖRNEK OLUN. ZARAR VERME DAVRANIŞINI İYİLEŞTİRMENİN İLK VE EN
ÖNEMLİ ADIMI, EVDE ÇOCUĞA İYİ BİR MODEL OLUŞTURMAKTIR. ÇOCUKLAR,
ANA BABALARININ DURUMLAR KARŞISINDAKİ TEPKİLERİNİ TAKLİT EDERLER.
DAYAK YİYEN ÇOCUK, AYNI YÖNTEMLERİ DİĞER ÇOCUKLAR ÜZERİNDE
UYGULAR. DAVRANIŞLARI SİZİ NE KADAR KIZDIRIRSA KIZDIRSIN, HİÇBİR
KOŞULDA, ÖZELLİKLE DE ZARAR VERME AMAÇLI OLANLAR, ÇOCUKLARINIZA
BEDENSEL CEZA UYGULAMAYIN.
•
ARKADAŞLIK BECERİLERİNİ GELİŞTİRİN: ÇOCUĞUNUZUN,
ONU DİĞER ÇOCUKLARLA İŞBİRLİĞİ HALİNDE OYNAMAKTAN
ALIKOYAN HANGİ SOSYAL BECERİLERDEN YOKSUN OLDUĞUNU
BULMAYA ÇALIŞIN. BAŞKALARINA ZARAR VEREN BİR ÇOCUK
ÇOĞUNLUKLA, BAŞKALARIN ETKİLEMEK VE DİKKAT ÇEKMEK İÇİN
ŞİDDETTEN BAŞKA BİR YOL KULLANAMAYAN, SOSYAL AÇIDAN
YETERSİZ ÇOCUKTUR.
• Öfke nöbetleri( üzerine gitmeyin öfkelenerek veya ağlayarak bir
şeyler yaptıramayacağını fark etsin, stresten kaynaklanıyorsa
rahatlatmaya çalışın, ilgi çekmek amacıyla yapabilir)
• Şişmanlık(dengeli ve düzenli beslenmesine yardımcı olun)
• İnatçılık(üzerine gitmeyin, ilgisini farklı şeyler üzerine yönlendirmek
faydalı olabilir.)
• Parmak emmek (ilgisini değiştirmek, stres yaratan faktörleri
azaltmak, uyurken)
• Altını ıslatma (nedenlerini araştırın, anlayışlı davranın,fiziksel ceza
vermeyin,gece kaldırın, ödüller verin, sıkıntı ve endişelerini azaltın)
• Yalan söylemek (nedenlerini araştırın, model olun,dayak ceza ve
azardan kaçının, eleştirici tutum takınmanın,ödüllenirin,yalan ile
hayal gücü karıştırılmamalı, cezadan sorululuktan kaçma)
• Kekemelik (aile sıkıntılarını azaltın, bu konuda üzerine gidilmemeli
azarlanmamalı desteklenmeli,kıyaslanmamalı.teşvik edilmeli)
• Tırnak yeme alışkanlığı (nedenlerini araştırın,ailedeki problemleri
azaltın, çocuğun stresini azaltın, endişe ve korkularını azaltın ,
çocuğunuzu dinleyin,meşguliyet edinmelerini sağlayın, ilgi
gösterin.telkin ve ikna yoluyla vazgeçirilmelidir.)
ANNE BABA OLARAK ÇOCUĞUN
ÖDEVLERİNE VE DERSLERİNE NE KADAR
MÜDAHALE ETMENİZ DOĞRU OLUR?
• Anne babanın ders konusundaki yaklaşımı
mümkün olduğunca olumlu olmalıdır.Okul ve
dersle ilgili konularda eleştirel ve baskıcı
tutumlardan uzak durulmalıdır.
• Çocuğun ödevini zamanında yapmaması,
derslerine çalışmaması durumunda sürekli
yargılanması, sorgulanması ve eleştirilmesi
çocuğun hem derslerinden soğumasına hem
okula karşı negatif duygular beslemesine
neden olur.
• Çocuğun derslerini yapması konusunda zaman zaman
hatırlatmalar yapılması doğaldır ancak bunu yaparken
anne babanın kullandığı üslup önemlidir.
• ÖRNEĞİN okuldan geldikten sonra direk televizyon
karşısına oturan bir çocuğa annenin’ Ödevin yok mu
senin, ödevini yapsana’ ya da’ Ödevlerini bitirmeden
televizyon seyretmek yok demedim mi ben sana’ gibi
ifadeler kullanmasındansa
• ’SANIRIM ÖDEVLERİNİ ÇİZGİ FİLM İZLEDİKTEN
SONRA YAPMAYA KARAR VERDİN DEĞİL Mİ?’ gibi bir
soru sorarak hatırlatması çok daha olumlu bir etki
yaratır.
• Bu şekilde çocuğa SORUMLULUĞUNU
hatırlatmış oluruz.Ancak bunu çocuğu
aşağılamadan,küçümsemeden,
eleştirmeden ve baskı yapmadan
yapmış oluruz.
• Ders konusunda sorumluluk almasını
sağlamalısınız.
• Anne baba çocuğa ihtiyacı
olduğunda yardım edebileceğini
açık ve net biçimde ifade etmeli ama
çocuğun yerine hiçbir şekilde sorumluluk
olmayacağını da hissettirmeli.
dolayısıyla çocuk verilen ödevleri kendisi
yapmalı, anlayamadığı zaman ya da kontrol
edilmesi aşamasında anne baba yardım
etmelidir.
• Bu yaştaki çocukların dikkat süreleri kısa
olduğu için, ders çalışma süresi 15- 20
dakika kadar olmalıdır. 15 dakika kadar ara
verildikten sonra tekrar ders çalışılabilir
• Zaman zaman öğretmeninden
çocuğunuzun ders ve davranışları
hakkında bilgi alın. Ama her gün değil.
• Öğretmenin de yoğun olabileceğini
düşünerek uygun zamanı önceden
belirleyin. Çocuğunuzun öğretmeniyle
ilişkinizi bozmayın. Farlı düşündüğümüz
konular olabilir. Bu konuları uygun zaman
da yüz yüze konuşmayı deneyin.
ÇOCUĞUMUZA YAKLAŞIM
YÖNTEMLERİMİZ
• SEVGİ VE ŞEFKAT İHTİYACI (çocuğun ailesine ve
çevresine karşı güven geliştirmesini ve sağlıklı
ilişkiler kurmasını sağlar)
• FİZİKSEL SAĞLIK VE BAKIMDIR.
• AİLENİN TUTUM VE DAVRANIŞLAR KONUSUNDA
İSTİKRARLI DAVRANMASI GEREKİR.
• DSİPLİN KURALLARI KONUSUNDA İSTİKRARLI
OLUNMALIDIR.
• ÇOCUĞUN YAŞINA UYGUN SORUMLULUKLAR
VERİLMESİ(öz güven gelişimi)
• ÇOCUĞUN BAŞARIYI TATMASINA FIRSAT
VERMELİYİZ.
• SÜREKLİ ELEŞTİRİ YERİNE BAŞARILI OLDUKLARI
YÖNLERİNİ GÖREREK DAVRANIŞLARINI
PEKİŞTİRMELİYİZ.
• ÇOCUKLARINIZI TANIYIN . ONLARIN NELERİ
YAPIP NELERİ YAPAMAYACAĞINI BİLİN.
HİÇBİR ZAMAN MÜKEMMELLİYETÇİ BİR
TUTUM İÇİNDE OLMAYIN.
• ÇOCUĞUNUZU OLDUĞU GİBİ TANIYIN,
KABUL EDİN, SAYGI DUYUN.
• ONU NE ARKADAŞI, NE KARDEŞİ, NE KENDİ
ÇOCUKLUĞUNUZ, NE DE KAFANIZDA
OLMASINI BEKLEDİĞİNİZ
O HARİKA ÇOCUKLA
KIYASLAMAYIN.
• ONU OKULA, DERSE VE ÖĞRENMEYE
KARŞI İSTEKLENDİRMEYE ÇALIŞIN.
ÖĞRENMENİN ZEVKLİ YÖNLERİNİ
BULMASINA YARDIMCI OLUN
• AŞIRI İLGİ VE İLGİSİZLİK KAÇINILMASI
GEREKEN İKİ DAVRANIŞ BİÇİMİDİR.
• ÇOCUK EĞİTİMİNDE ARZU EDİLEN
ÖLÇÜLÜ, DEVAMLI VE KARARLI
İLGİDİR.
İYİ NİYETLE YAPTIĞIMIZ ŞEYLER BAZEN DOĞRU ŞEYLER
OLMAYABİLİR. BUNLARI FARKEDELİM VE DEĞİŞTİRELİM.
İYİ NİYETLE
‘İyi niyetli ve yardımsever bir arkadaşımla bir gün doğada
gezinirken, kozasından çıkmaya çabalayan bir kelebek gördük.
Kelebek kozanın lifleri arasından sıyrılmaya çalışmaktaydı.
Yardımsever arkadaşım hemen kelebeğin imdadına koştu.
Dikkatlice kozanın liflerini sıyırdı. Kozayı araladı ve kelebeğin
fazla çabalamadan kozadan çıkmasını sağladı. Ancak kelebek
kozadan kolaylıkla çıktıysa da biraz çırpındı ve uçamadı.
Yardımsever arkadaşımın gözardı ettiği gerçek şuydu.
‘KANATLAR ANCAK KOZADAN ÇIKMA ÇABALARIYLA
GÜÇLENİR VE UÇUŞA HAZIRLANIR. Kelebek kendini kurtarma
çabalarıyla aslında kaslarını geliştirmekte, kendini ayakta
tutacak, güçlü kılacak, uçmaya hazırlayacak hareketleri
çabalarıyla öğrenmekteydi. Yardımsever arkadaşım işini
kolaylaştıararak kelebeğin güçlenmesine engel olmuştu.
Kelebek hiçbir zaman özgürlüğü tanımadı. Hiçbirzaman
gerçekten yaşayamadı…
ÇOCUKLARIMIZI YAŞATALIM !!!
ÇOCUKLARIMIZA ÖZEN
GÖSTERDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİZ.
HÜRRİYET İLKOKULU REHBERLİK SERVİSİ
AYŞE DOĞANDERE