Altgeçit ve Gökdelen Belediyeciliği
Transkript
Altgeçit ve Gökdelen Belediyeciliği
Altgeçit ve Gökdelen Belediyeciliði M.Akif ÇUKURÇAYIR* Yerel Siyaset Dergisi’nin son sayýsýnda “kentsel dönüþüm” konusu farklý bakýþ açýlarýyla ele alýnmýþtý. Elbette bu yazýnýn konusuyla da baðlantýlý taraflarý var kentsel dönüþümün. Çünkü, 1980 sonrasýnda yaklaþýk 30 yýllýk süreçte belediyecilikte çok önemli deðiþim ve dönüþüm yaþanan ülkemizde, oldukça olumlu geliþmelerin yanýnda olumsuz geliþmelerinde yine “oldukça” fazla olduðunu belirtmek gerekiyor. Belediyeler ve belediye baþkanlarý 1980’lere kadar “yetki” ve “kaynak” sorunuyla deyim yerindeyse “kavrulurken”, birtakým yasa deðiþiklikleri belediyeleri ve baþkanlarý hem yetki hem de kaynak bakýmýndan önemli ölçüde rahatlattý. Bu süreçte beklenen hem genel kamu yönetiminde deðiþim hem de yerel yönetimde deðiþimdir. “Yurttaþ, devlet, toplum, kamu, demokrasi” gibi kavramlar hem aþýnmaya uðramýþ hem de yeni anlamlar kazanmýþtýr (Alada, 2006: 24). Yukarýdaki paragrafta deðinilen olumluluk ve olumsuzluk kavramlarý tam olarak bu durumla ilgilidir. Bu dönemle ilgili olarak sayýlabilecek olumlu göstergeler neler olabilir? Öncelikle, “yetki” ve “kaynak” aktarýmýyla belediyelerin ve dolayýsýyla yerel alanýn ve siyasetin güçlenmesi. Ýkinci olarak merkeziyetçiliðin getirdiði sakýncalarýn nicelik ve nitelik olarak azalmasý, bu çerçevede sorunlarýn yerelde çözülebilme- 1980 sonrasýnda yaklaþýk 30 yýllýk süreçte belediyecilikte çok önemli deðiþim ve dönüþüm yaþanan ülkemizde, oldukça olumlu geliþmelerin yanýnda olumsuz geliþmelerinde yine “oldukça” fazla olduðunu belirtmek gerekiyor. sine olanak saðlanmasý. Ancak, henüz kurumsal, iþlevsel, siyasal rüþtünü ispat edememiþ belediyeler için bu yetkilerin de kýsýtlý olduðunu belirten çok sayýda politikacý, akademisyen ve yerel yönetimcinin varlýðýndan sözedilebilir. Çünkü, artýk söz konusu olan belediyecilik deðil “kent yönetimi”dir (Kaya, 2007: 407). Üçüncü olarak, Türkiye’de “gerçek anlamda” belediyeciliðin farkedilmesi ve toplumsal ve siyasal içeriðinin yaygýnlaþmasý. Dördüncü olarak yerel alanda katýlýmcý mekanizmalar üretilmesi yasal ve kendiliðinden birçok toplumsal hareketin yerel alana ilgi duymasý, karar alma süreçlerine dahil olmaya çalýþmasý, sorgulamasý. Beþinci olarak, kentlerin yenilenmesine olanak saðlayan yasal ve teknik mekanizmalarýn üretilmesi. Bu durumu bir anlamda “tamirat” ve “yeniden inþa” olarak tanýmlamak da olanaklýdýr. Ayrýca, yeni kentsel yapýlarýn (özellikle son dönemlerde) olabildiðince imar ve hukuk kurallarýna baðlý olarak gerçekleþtirilmesi. Son olarak, kentlerin mekân, ekonomi, iletiþim, alt yapý, sektörel yapýlanma ve benzeri bakýmlardan çok önemli geniþlikler ve eklemlenmeler yaþamasý. Bu geliþmelerin bir de diðer yüzüne ve olumsuzluklarýna bakýlacak olursa o tarafýn daha kabarýk olduðu söylenebilir. Çünkü, yukarýda olumlu geliþmeler olarak belirtilen noktalarda da önemli týkanýklýklarýn ve sorunlarýn olduðu rahatlýkla belirtilebilir. Öncelikle, bir yerel katýlým ve demokrasi kültürü oluþturulamamýþtýr. Katýlýmcý mekanizmalara yasal, siyasal ve toplumsal temeller kazandýrýlsa da uygulamada hep bir “týkanýklýk”, “ihmal” ve “çýkara dayalý” tablolarýn belirleyici olduðu görülmektedir. Örneðin, yerel yönetimlerin kazandýðý güç, genel olarak kente refah, altyapý, estetik, demokrasi, sosyalleþme/kentlileþme ve önemli bir vizyon olarak yeterince yansýtýlamamýþtýr. “Kent, yurttaþlýk ve kamu yararý iç içe kavramlarken” (Çukurçayýr, 2007: * Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, ÝÝBF, Kamu Yönetimi Bölümü, Kentleþme ve Çevre Sorunlarý ABD 18 212), yurttaþlýk ve kamu yararý boyutunun yerel uygulamalarda sýnýfta kaldýðý görülmektedir. Birlikte karar alma, iþ yapma, baþarma kültürü ne belediyelerde, ne belediye birliklerinde ne de diðer yapýlarda baþarýlabilmiþ deðildir. Genel olarak yerel yönetimin en önemli sorunu budur (Kavas, 2006: 82). Bu konudaki en önemli örneklerden birisi de 5393 Sayýlý Belediye Kanunu’nun öngördüðü “kent konseyleri” uygulamalarýdýr. Belediyelerin, hem de büyük belediyelerin çoðunun kent konseyi yapýlanmasýna sýcak bakmadýðý, oluþumu gerçekleþtirenlerin de oldukça bilinçli bir biçimde “ihmalkar” davrandýklarý birçok örnekten anlaþýlmaktadýr. Örneðin, bir büyük kentimizde kent konseyi kuruluþundan bugüne bir yýl geçmesine karþýn herhangi bir çalýþma grubu etkinliði görülmüþ deðildir. Ýkinci önemli olumsuzluk da, kentsel dönüþümle ilgilidir. Kentsel dönüþüm, kentin doðal, tarihsel ve sosyal yapýsýný sarsmayacak bir yenilenme ve restorasyonu içeren bir dizi çabalar bütünüdür ve belediyelerin öncülüðünde gerçekleþir. Son dönem kentsel dönüþüm projelerine ve uygulamalarýna bakýldýðýnda birçok kentimizde tarihsel anlamda sürdürülebilir/yaþatýlabilir mekânlara çok da gerekli özenin gösterildiði söylenemez. Çürümeye yüz tutmuþ, kentin genel dokusunu bozan ve her türlü teknik alt yapýdan uzak mekânlarýn dönüþtürülmesinde ise, genel olarak 1950’lerde baþlayan gecekondulaþma sürecinin enkazý temizlenirken, “apartman gecekondularla” yeni bir enkaz oluþturulmaktadýr. Ankara ve diðer birçok kentimizde bu görülebilir. Birbirine yapýþýk, yaþanabilir özelikler taþýmayan ve hatta insan haklarýna aykýrý bir fiziksel yapýlanma ve konut politikasý söz konusudur. Yargý kararýyla ve önemli hukuksal gerekçelerle durdurulan kentsel dönüþüm projeleri “þark kurnazlýklarý” ve “küçük operasyonlarla” kolaylýkla yürütülmekte ve gerçekleþtirilmektedir. Üçüncü olarak, rant konusu yeni dönem belediyeciliðinde tam bir faciaya dönüþtürülmüþ durumdadýr. Bizim ülke ve toplum olarak iki binli yýllarda pek duyarsýz olduðumuz kent planlamasý ve kentsel rantlar konusu daha 20 yüzyýlýn baþýnda Batýda büyük bir titizlikle incelenmiþ, tartýþýlmýþ ve önemli ilkeler benimsenmiþtir. Yaþanabilir kentler oluþturmak amacýyla “güzel kent”, “bahçe kent”, “yeni kent” (Tekeli, 1980: 17-25) gibi kavramlar etrafýnda kentliyi yoðun ve kalabalýk yaþam ortamlarýnda boðmayan modeller üretilmeye çaba gösterilmiþ ve batýda bu baþarýlmýþtýr. Bu konuyla ilgili olarak, Yavuz Donat’ýn 20 Aðustos 2008 tarihli köþe yazýsý oldukça çarpýcý ve önemli geldiðinden güzel bir örnek olarak deðinmek istiyorum. Özetle Kayseri’deki imar uygulamalarýyla ilgili olarak þu konularýn altýný çizmekteydi Donat: 1- Ýmar planýnda arsa olarak görülen bir yer kiþi lehine ticari alana dönüþtürülemez; 2- “Mülk el deðiþtirdikten sonra i- marýyla oynanamaz; 3- Eðer herhangi bir rant artýþý olacaksa ve bu “kamu yararýna” olacaksa, diðer bir deyimle “kamu vicdanýný acýtmayacaksa” o halde plan deðiþikliði yapýlabilir. Þimdi yukarýdaki belirlemelere göre ve planlamanýn temelde ve tek amaç olarak “kamu yararý” için gerçekleþtirilen bir çabalar bütünü olduðu dikkate alýndýðýnda, son dönem belediyeciliðinde akþam-sabah planlarda yapýlan deðiþikliklerde “kamu yararý” yerine “holding yararý” veya “kayýrmacýlýðýn” hakim olduðunu ilgili kiþi ve kurumlarýn bildiðini belirtmemiz gerekiyor. Örneðin, otogar, stadyum veya herhangi bir kamu yerleþkesi atýl kaldýðýnda ya da mekan deðiþikliðine konu olduðunda bu “eski” alanlar hýzlý bir biçimde holdinglerin iþ ve ticaret merkezlerine dönüþtürülmektedir. Esenlik, kolaylýk, saðlýk, trafik, sosyal bir takým kaygýlar hiçbir biçimde gözetilmeden, “belediyeye kaynak saðlama” bahane/gerekçesiyle birkaç belediye meclisi üyesinin imzasýyla oldukça önemli mekânlar oldukça önemsiz meblaðlar için el deðiþtirmektedir. Gökdelenlerin belirleyici olduðu bu deðiþimler ayný zamanda “gökdelen belediyeciliði” olarak da tanýmlanabilir. Ýþlevsiz kalan her mekân- daha önce park, eðlence veya konut alaný olarak belirlenmiþ olsa bile- hýzlý bir biçimde önemli hipermarketlerin yer aldýðý gökdelen yerleþkelerine dönüþtürülmektedir. Bu yaklaþýmýn ne kadar þehircilik veya belediyecilik olduðu veya þehirleri beton panayýrlarýna dönüþtüren ne kadar büyük bir facia olduðu düþünülmelidir. Ve ne kadar acý ve hüzün veriRant konusu yeni döcidir ki, ne hukuksal ne de toplumsal hiçnem belediyeciliðinde bir denetime ve fartam bir faciaya dönüþkýndalýða konu olmamüþtür. Bizim ülke oladan kentler adeta yaðmalanmakta ve rak iki binli yýllarda pek gelecekleri çalýnmakduyarsýz olduðumuz tadýr. kent planlamasý ve Yine yeni dönem belediyeciliðinin bir kentsel rantlar konusu anlamda “alt geçit daha 20 yüzyýlýn baþýnbelediyeciliði” olduda Batýda büyük bir tiðu da söylenebilir. Bir belediye baþkaný tizlikle incelenmiþ, tartýbeþ yýllýk dönem için þýlmýþ ve önemli ilkeler mi seçildi? Kaynaklarý da çok iyi. O halde benimsenmiþtir. büyük baþkan olmak için en kýsa ve etkili yol þehrin her noktasýna alt geçit/üst geçit yapmaktýr. O halde beþ yýl içinde onlarca alt/üst geçit yaparak en iyi belediye baþkaný oluyorsunuz ve en iyi belediyeciliði gerçekleþtirmiþ oluyorsunuz. Günü kurtarmak kýsa dönemli amaçlarý gerçekleþtirmek için eþi bulunmaz bir yöntem. Batýya baktýðýnýz zaman elli yýllýk yüz yýllýk yatýrýmla- 19 Ýl Genel Meclisleri rýn ve planlarýn yapýldýðýný ve bir kent uygarlýðýnýn bu tür uygulamalardan ne kadar uzak olduðunu görürsünüz. Elbette seçmeni yalnýzca bu yatýrýmlara bakacak ve oyunu verecektir. “Kentli” deðil “seçmenin” bir sonraki dönemde yapýlan bir çok alt yapý yatýrýmýnýn neden yeniden ve yeniden yapýlacaðýný, seçim dönemlerine yakýn zamanlarda neden bu yatýrýmlarýn yaðmur gibi yaðdýðýný, belediyelerin devlete katrilyonlarca borcu olduðu halde nasýl bu kadar kaynak daðýttýðýný sorgulama durumu söz konusu deðildir. Çünkü, bu “baþarýlý” baþkanlar sermayeyle, yerel basýnla, bürokrasiyle, ideolojik çevreleriyle ve “akademik” destekçileriyle çok büyük bir “uyum” i- çerisindedirler. Herkes halinden son derece memnundur. Hiçbir biçimde memnun olunamayacak alanlar ise “gelecek” ve “kamu yararýdýr.” Sonsöz olarak, Türkiye’de belediyecilik ve kentleþme oldukça önemli bir aþamaya gelmiþtir. Göz kamaþtýrýcý olumlu geliþmeler sayýlamayacak kadar çoktur. Ancak, ayný oranda da yanlýþlýklar ve özellikle de kentsel rantlarýn yaðmalanmasý söz konusudur. Hiçbir yasal düzenleme kamu yararýný koruyacak etkinlikte gözükmemektedir. Tek çözüm bilinçli yurttaþ ve sivil toplumun bu dönüþümde cesur bir atýlýmla ve yapýcý bir eleþtirellikle yer almasý ve kentine sahip çýkmasýdýr. Kaynakça Alada, Adalet (2006), “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapýlanma Üzerine”, Kamu Yönetiminden Planlamaya Yeniden Yapýlanma, (Der.: P. P. Özden&A. Alada), TMMOB, Ýstanbul. Çukurçayýr, M. Akif (2007), “Kamu Yararý, Türkiye’de Kentsel Alanlarýn Geleceði ve Yurttaþýn Sorumluluðu”, Yerellik ve Politika –Ruþen Keleþ’e Armaðan, (Der. Ayþegül Mengi), Cilt: 4, Ýmge Kitabevi, Ankara, ss. 211-224 Donat, Yavuz (2008), “Çin’de Yolsuzluk Davasý”, Sabah Gazetesi, 20.08.2008 Kavas, Kayhan (2006), “Yerel Yönetimlerde Yeniden Yapýlanma konulu sunuþ”, Kamu Yönetiminden Planlamaya Yeniden Yapýlanma, (Der.: P. P. Özden&A. Alada), TMMOB, Ýstanbul. Kaya, Erol (2007), “Kurum Yönetiminden Kent Yönetimine”, Modern Kent Yönetimi-I, (Der.: Erol Kaya vd.), Okutan Yayýncýlýk, Ýstanbul. Tekeli, Ýlhan (1980), “Türkiye’de Kent Planlamasýnýn Tarihsel Kökleri”, Türkiye’de Ýmar Planlamasý, (Der.: Tamer Gök), ODTÜ ÞBP Bölümü Yayýný, Ankara. 20