AZERBAYCAN`DA LATIN ALFABESPNE GEÇİŞ SÜRECİNDE YENİ
Transkript
AZERBAYCAN`DA LATIN ALFABESPNE GEÇİŞ SÜRECİNDE YENİ
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO:942 Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü Y ayınlan No:2 Araştırma Serisi No:2 AZERBAYCAN’DA LATIN ALFABESPNE GEÇİŞ SÜRECİNDE YENİ YOL GAZETESt (Latin Alfabesi ile Çıkan İlk Türk Gazetesi) BETUL ASLAN ERZURUM-2004 Aslan, Betül Azerbaycan’da Latin Alfabesi’ne Geçiş Sürecinde Yeni Yol Gazetesi/Betül Aslan. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü, Erzurum, 2004. ISBN: 975-442-109-9 ISBN: 975-442-109-9 İÇİNDEKILER Önsöz........................................... .............................................................XI Giriş..............................................................................................................1 I. BÖLÜM AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ (YENİ TÜRK ELİFBASI) (1922-1940) A- Azerbaycan’da Alfabe Islahatı ve Latin Alfabesi Konusunda İlk Girişimler............................................................. 9 1- M irza Feteli Ahundov ve Alfabe Sorunu......................10 2- 20. Yüzyıhn Başlarmda Azerbaycan’da Alfabe Sorunu ve Ömer Faik Ne’m anzäde...............................15 3- Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Döneminde Latin Alfabesi ile İlgiH Girişimler................................. 18 B- Azerbaycan Sovyet SosyaUst Cumhuriyeti’nin Kurulmasmdan Sonra Alfabe Değişikliği Konusunda Yapılan Çahşmalar ve Latin Alfabesi (Yeni Türk Elifbası)’ne Geçiş..................................................... 22 1- Azerbaycan’da Alfabe Konusunda İlk Tartışmalar ....22 2- “Yeni Türk Elifba Komitesi”nin Kuruluşu ve Latin Esash “Yeni Türk EHfbası”mn Kabulü......................... 26 3- Azerbaycan “Yeni Türk Elifbası” ...................................32 4- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Azerbaycan Dışmdaki Faaliyetleri....................................................... 36 5- Azerbaycan’da Yeni Türk Elifbası’mn Yaygmlaştınlma Çahşmaları........................................... 38 C- Bakü Türkoloji Kongresi ve Alfabe Sorunu............................. 44 D- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklarınm Ortak Alfabeye Geçişi..............................................................................................52 1- Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi’nin Kuruluşu ve Amaçlan ........................... 52 2- Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi K urultayları.....................................................55 VIII Y R N İY O L G A Z E T E S İ a) Birinci Bakü Kurultayı ve “Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”nın Kabulü ...........................................55 b) Taşkent Kurultayı......................................................... 61 E- 25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı K ararlar........ 62 F- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklan Arasmda Latin Alfabesi (Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası)’ni Yaygınlaştırma Çabalan ve Sürecin Tamamlanması.................63 G- Rus Kiril Alfabesi’ne Geçiş........................................................ 67 Y E N İ YOL GAZETESİ IX 13- Idareden...........................................................................104 14- H eder.................................................................................105 15- Gerek de Böyle O lsun....................................................106 16- Y eniD evre...................................................................... 107 17- Y e n iY o I..........................................................................109 18- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-I............ 110 ,19- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-II...............112 n . BÖLÜM AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ’NE GEÇİŞ SÜRECİNDE “YENİ YOL” GAZETESİ 20- Birinci M o lla.................................................................. 114 21- Yeni Elifba ve Fehleler................................................. 114 22- Y eniE lifba...................................................................... 115 A- Yeni Yol Gazetesi....................................................................... 79 1- Yeni Yol Gazetesinin 17 Yılı.............................................85 23- A nlam ahyık....................................................................116 2- Yeni Yol’un Ilk Redaktörü Mirza Celil Memmedguluzäde............................................................87 B- Yeni Yol Gazetesinde Çıkan Alfabe ve Dil ile Ilgili Yazılardan Seçmeler.................................................................... 88 1- Tebrik.............................................................................. 89 2 5 -Şubelerde ......................................................................... 119 2- Yeni Elifba ne Istiyir?.....................................................90 3- Ç areLazım ......................................................................91 4- Yeni Elifba Komitesi’nin Görmüş ve Göreceği Işler.93 5- Komite Işleri Baresinde.................................................95 6- Yine Muallim......................................................................96 7- Anlamadık Sizleri.............................................................. 97 8- Möhkem Ipler.....................................................................98 9- Gençlere..............................................................................99 10- Dilsizlik.......................................................................... 100 11- Ehemmiyetli Mesele....................................................... 102 12- Tenkit Lazım....................................................................103 24- Gelecek..............................................................................118 26- Y eniE lifba...................................................... 119 27- Tebrikler O lsun................................................................ 121 28- Türk Ellerinde Yazımız ne Haldadır?........................... 122 29- Ağdaş G en çleri................................................................ 123 30- “Yeni Yol” Kimin Derdine Kalm alıdır?......................123 31- Halva(Helva) Demekle Ağız Şirin Olmaz................... 125 32- Şubelerimizde.................................................................. 127 33-TürkElifbas ı ...................................................................128 34- Azerbaycan Zahmetçilerinin Hoşgüna Y o lu.129 35- Türkçenin Folkloru-1..................................................... 130 36- Türkçenin Folkloru-II.................................................... 131 37- Yeni Istılah (Terim)....................................................... 134 38- Yeni Yol (Ana Dilinde)................................................ 136 39- Elifbamızı Hariçte Neçe Karşılırlar?............................137 YENİ YOL G AZETESİ 40- D ilM eselesi...................................................................138 41 - N. Nerimanov’un Maruzası..........................................139 42- İşin Sonuna Bakmalı..................................................... 141 43- Y adigär.......................................................................... 143 44- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Geniş İclası...............143 45- Hele Çiğnenmeyip......................................................... 144 46- SebebiV ar.................................................................... 146 47- Mektup...........................................................................146 48- Yeni Yol Gazetesi İdaresine.........................................147 49- M eneN e!.......................................................................148 50- Kimden Öteri................................................................ 149 Sonuç.........................................................................................................151 B ibliyografya..........................................................................................159 D izin ....................................................... ..................................................165 Ekler ve Fotoğraflar............................................................................. 179 ÖNSOZ Dünyanm çeşitli bölgelerine yayılmış Türk toplulukları arasmda kültürel, sosyal ve ekonomik yakmlaşmanm sağlanması, dayanışma ve yardımlaşma duygusunun yükseltilerek ortak hareket tarzı oluşturulması; Türk topluluklarm m her alanda gelişmelerinin önünü açacak, XXI. yüzyılm çağdaş ve gelişmiş toplumları içerisinde layık oldukları yeri almalarma sebep olacaktır. Ancak bunun başarılabilmesi için öncelikle Türk topluluklarınm birbirlerini daha iyi anlayabilmesi gerekmektedir. Bunun çözüm ü ise ortak edebi ve konuşma dilinin geliştirilerek yaygm laştınlm asıdır. Bu hedef doğrultusunda yapılacak ilk iş; bütün Türk topluluklarm m “ortak alfabeyi” kullanmalannm sağlanmasıdır. Çünkü ortak alfabe, bir süreç içerisinde ortak konuşm a dilini yaratacaktır. A zerbaycan’da yoğun olarak 1920’li yıllarda başlayan Latin Alfabesi esaslı “Yeni Türk Alfabesi”ne geçiş çalışma ve tartışmaları; Sovyet sistem i içerisinde yaşayan bütün Türk topluluklarmm bir süre için de olsa “O rtak Türk alfabesi”ne geçmelerine vesile olduğu gibi, Türkiye’nin de Latin Alfabesine geçmesindeki etkenlerden birisini teşkil ederek, y u k a n d a belirtilen amaç ve hedefe ulaşm ak için zemin hazırlam ış ve günümüzde bu konuda yapılan faaliyetlere de örnek olmuştur. Bu çalışm ada esas olarak; A zerbaycan’da 1922 yıhndan başlayarak 1940 yılma kadar süren Latin esaslı “Yeni Türk Alfabesi”ne geçiş olayı üzerinde durulmuştur. Bu süreçte yaşanan 1926 Bakü Türkoloji K ongresi’nde alfabe konusundaki gelişmeler, ortak Türk alfabesi oluşturm a çahşmaları, Sovyet R usya’nm kendi hakimiyeti altmda yaşayan Türklerin Latin alfabesine geçm eleri hakkmda uyguladığı siyaset ve daha sonra Rus Kiril Alfabesine geçilmesi de bu çalışmada ele almmıştır. Bu dönemde Azerbaycan’m Latin alfabesine geçişinde en önemli vasıta “Yeni Türk Elifba Komitesi” ve onun yaym orgam olan “Yeni Yol” gazetesidir. Azerbaycan Halkmm yeni alfabeye alıştınlmasmda büyük rol oynayan ve Latin alfabesi karşıtlanyla mücadele eden Yeni Yol gazetesi, aynı zamanda “Yeni Türk Harfleri” ile yaymlanan ilk Türk gazetesidir. Bu nedenle çalışma içerisinde Yeni Yol gazetesi ve yaptığı çalışmalar üzerinde durularak, Yeni Yol gazetesinde çıkan alfabe ve dil ile ilgili makalelerden ömekler de verilmiştir. Bu makalelerin okuyucu tarafmdan daha iyi anlaşılabilmesi için elden geldiğince orijinal yapısma dokunulmadan bazı kelimelerde küçük değişiklikler yapılmış ve bazı kelim elerin de bugün Türkiye’de kullanılan karşılığı parantez içerisinde eklenmiştir. Bu çalışm a yapılırken Azerbaycan ve T ü rk iy e’deki ilgili kaynaklar ulaşılmaya gayret gösterilmiş, konunun ana kaynaklarmdan olan Yeni Yol gazetesi başta olmak üzere Azerbaycan’da çıkan gazete, dergi ve araştırm a eserlerinden yararlanılmıştır. Ayrıca Azerbaycan Devlet Arşivlerinden de konu ile ilgili bir kısım belgeler ahnmıştır. Türkiye’de bu konu ile ilgili en ciddi çalışmalar Emekli Büyükelçi ve Türk Tarih Kurumu Üyesi Bilal N. Şimşir tarafmdan ortaya konulmuştur ki, B. Şimşir’in eserleri çahşmamıza da önemh katkı sağlamıştır. Eserim izin yaymları arasmda çıkmasmda yaptıkları katkıdan dolayı Prof. Dr. S. Esin DAYI’mn şahsmda Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü M üdürlüğü’ne, çalışm alarım esnasm da hep yanımda olan, sıkmtılarımı göğüsleyen ve bilimsel katkılar sunan değerli eşim Doç. Dr. Yavuz ASLAN’a ve sabırlarmı benden esirgemeyen oğlum Oğuz Alp’e ve kızım İdil G öksu’ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Betül ASLAN Erzurum, 2004 Tarih, insanlann yaşlandıkça biriken bilgi, yetenek, masal, hatta müzik bilgilerinin uçup gitmesini önlemek ve daha uzak kimseler ile iletişim kurabilm ek için bazı işaretler kullandıklan dönemden başlatüır ki, bu günümüzden 6-7 bin yıl öncesine varabilmektedir. Bu,bilgileri çocuklanna aktarabilmek için, taşa, balçığa deriye ve tahtalara, papilioslara bazı resimler yapmak şeklinde idi ki ilk yazı ömekleri, bu şekilde ortaya çıkmıştır. Mısır’da ilk yazı şekli olan resimlerden geliştirilen H iyeroglif yazı, papirusa yazılarak geliştirilen bir yazı şekli olan Hiyeratik yazı, Güney Arabistan’da geliştirilen Himyeri yazısı ve M ezopotamya’da Sümerler tarafmdan kullamlan çivi yazısı, yazımn gelişimin de önemli aşamalan teşkil etmişlerdir*. Bu gelişime göre uzun bir tarih devresi içinde amacm, çeşitli maddeler kullanılarak anlatılması, fıkir veya resimden yazı, cümle anlatan yazı, kelime-resim yazı, kelime ses yazı, hece yazısı devrelerinden sonra harf yazı, yani alfabetik yazı devresine gelinmiştir^. Buna göre dil nasıl düşüncenin aracı olmuşsa yazı da dilin aracı olmuştur. Seslerin şekil kalıbma dökülmüş biçimine harf, bir dilde kullanılan h arf ve işaretlerin hepsinin oluşturduğu topluluğa da alfabe denilmiş ve genel olarak da her dilin kendine has bir milli alfabesi olmuştur^. H. Sabahattin Payzm, TarihteD il, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir, 1992, s.1-2. Bahadır Alkım, “Y azm m Başlangıcı”, H a rf Devriminin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.3-5; Türk Ansiklopedisi, C.II, Rekin Ertem, E lijb e ’den A lfa b e’y e Türkiye’de H a rf ve Yazı M eselesi, İstanbul, 1 9 9 1 ,s.l8 -1 9 . 2 YFM YOL GAZETESt Köklü bir geçmişi olan Türkler de çeşitli alfabeler kullanmışlardır. Türklerin böyle türlü yazı sistemleri kullanmalan Türk yazı dilinin ne zaman ve hangi şartlar içinde ortaya çıktığı çeşitli kültür çevreleriyle yakm ilişki kurmalanndan kaynaklanmıştır. bugün henüz kesin olarak belli değildir^. Fakat Türk dilinin yazımı için Tarih boyunca çok çeşitli ve çok geniş sahalara yayılan, buralarda Türklerce kullanılan ilk alfabe yada yazı Batıda daha çok Eski Türk önemh devletler kuran Türkler, gittikleri bölgelerde her alanda etkilerini Runik yazısı, Türkler arasmda ise genelhkle Göktürk (Köktürk) Alfabesi çok fazla hissettirirken, kendileri de farkh kültürlerin etkisinde diye kalmışlardır. Bu tarihi süreç boyunca da temas ettikleri çevrelere göre; m etinlerden ilk bulunan ve bilinenler Yenisey yazıtlan olmuştur. çeşith yazılar, çeşitU alfabeler kullanmışlardır'’. Göktürk, Suğdi, Uygur, 1889’da Rus sm ırlan ötesinde Moğohstan’daki Orhon Irmağı kıyılannda Mani, Brahmi, Arap, Süryani, Latin, Slav vs. alfabelerini Türklerin aym alfabe ile yazılmış iki büyük yazıt, Kül Tigin ve Bilge Kağan kuilanmış olduklan görülmektedir ki bu da; ta eski zamanlardan Türk yazıtlan da bulunmuştur. Bunlar Türkoloji literatüründe; Orhon Yazıtlan dillerinin yazı geleneğine sahip olduklanm göstermektedir. olarak adlandınlm ış ve Danimarkah bilgin W ilhelm Thomsen tarafmdan Türkler genel olarak bir çok alfabe kullaımıalanna rağmen, hepsi bu alfabelerden, aynı derecede faydalanmadığı gibi kullamm süreleri de birbirinden çok farkh olmuştur. bilinen, eski Türk yazısıdır. Göktürk alfabesiyle yazılmış okımmuştur^. Oldukça zengin bir yazı çeşidi olan Göktürk harflerinin, bir önceki devrin işaretleri olan Yenisey yazı işaretlerinde, 150’den fazla şekil Türklerin kullandıklan alfabeler içerisinde dört tanesi geniş ölçüde vardır. Bu işaretlerin Göktürk yazıtlannda 38 harflik bir alfabe haline kullamlarak, Türklerin umumi milli alfabeleri haline gelmiştir. Bunlar; geldiği görülür. Bu alfabede harfler bitişmez yazı sağdan sola yazıhr. Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabeleridir^. Kelimeler aralanna üst tiste iki nokta konarak birbirinden aynlır*. V.-VI. ile IX.-X.yüzyıIlar arasmda Yenisey Kırgızlan ve Göktürkler tarafmdan geniş şekilde kullanılniış’ olan bu alfabe geçen yüzyıllar içerisinde Türkler mühim ticaret yollarında yaşamış ve çok erkenden komşu kültür muhitleri ile temasta bulunmuşlardır. Yabancı alfabeler, din ve dini eserler, Türklerin içine girmiştir; Buna rağmen bunlan mahdut bir bünye içinde tutabilecek kadar, kendi kültür ananelerine sadık kalmışlardır. Bunun bir sebebi Türk kültür teşkilatmm çok inkişaf etmiş olması, diğeri de coğrafı vaziyetleridir. (Reşid Rahmeti Arat, “Türk Lehçe ve Şiveleri”, Türk Dünyası El Kitabı, DilKültür-Sanat, C.I, Ankara, 1992, s,60. Sovyetler Birliği döneminde Türk cumhuriyetlerinde kullanılan Slav alfabesi de umumi alfabe olarak bunlara eklenebilir. Türklerin kullandıklan alfabeler konusunda geniş bilgi için bkz. Muharrem Ergin, “Türklerde Y azı ve Alfabeler”, Türk D ünyası El K itabı, C.II, Ankara, 1992, s.259-290; Semih Tezcan, “En Eski Türk D ili ve Yazımı" Bilim Kültür ve Öğretim D ili O larak Türkeç, Ankara, 1978; A. Dilaçar, TürkDiline Genel B ir Bakış, Ankara, 1964; Ahmet Caferoğlu, Türk D ili Tarihi, II, Istanbul, 1970; Ahmet Bican Ercilasun, Bugünkü Türk Alfabeleri, Ankara, 1977. işlenip geliştirilebilmiş olsaydı, milli bir Türk yazısı olarak günümüze kadar gelebilirdi. Ama bu yapılamamış ve bugün yalmzca belgelerde kalan bir alfabe olmuştur. Türkçe’nin ikinci umumi alfabesi Uygur alfabesi olmuştur. Uygur yazısı VIII. yüzyılda Göktürk hakimiyetine son vererek kendi devirlerini Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.259-260; Tezcan, En E ski Türk Dili, S.284. Talat Tekin, “Göktürk A lfabesi”, H aıfD evrim inin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.27-29. Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.259. Ertem, E lifb e’den A lfabeye, s.55-56. açan Uygurlar tarafmdan kullaıuın sahasma çıkanlmış olup, İslamiyet’ten önce en geniş ölçüde kullanılan Umumi Türk yazısıdır'°. yan Devri’nde İstanbul’da bile kullamhnağa devam ettiği görülür*'. Göktürk alfabeleriydi. Kaşgarh M ahmud ise (Xl.yy) onu Türk yazısı olarak vasıflandırmış ve “Türklerin yegäne alfabesi” diye tamtmıştır'^. bakımından yetersizdi. Çünkü Uygur yazısmda üç ünlü vardı. Oysa Türk dili ünlüler bakımından zengin bir dildir: bu yüzden Türkçe’nin tüm gereksinimlerini karşılayamıyor, bir bakıma Göktürk yazısından daha yetersiz kalıyordu'^. Bununla birlikte eski Türkçe devresine ait eserlerin tamamma yakm denecek kadar büyük bir kısmı Uygur yazısı ile yazılmıştır. İslamiyet’ten sonra da uzun zaman kullamlan Uygur yazısı lO.yy.dan 11 12 13 bunlara sıkı bir şekilde sanhp b ir lehçesi olan Nebatça için kullamlan yazıdan geliştiği tahmin edilen A rap alfabesi'^ lO.asırdan Türkler arasmda etkili olmaya başlar. İslam medeniyeti devresine girdikten sonra din dih sayılan A rapça’dan ve edebiyat dih kabul edilen Farsça’dan Türk diline pek çok kelime ve gram er şekli geçmiştir. Bunlardan bir kısmı yeni kabul edilen dinin öğrenilmesi gereken terim ve deyimleri ile İslami ilimlerle ilgiH kelimeler olm alan dolayısıyla kaçmılmaz bir mecburiyet şeklinde, doğal olarak Türk diline girmişlerdir. Büyük bir kısmı ise yüksek tabakanm (okumuşlann, aydm lann) dilde yer tutmuş, kullanılması zaruri olmayan, Türkçe’de karşılığı bulunan kelimelerdir. Böylece halk dilinden uzak, yüksek tabakaya mahsus bir “zümre yazı dili” meydana gelmiştir'®. X.yüzyıldan XX.yüzyıIm başlanna kadar bin seneye yakın bir zaman süresince kullanrfratş olan A rtp älf)rt>esi; Töricçe’nin gerek saha, 14 Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.260. Uygur yazısıyla yazılrmş ve yazılış tarihi belirlenebilen en eski metinlerin, IX .yüzyıl sonlarma değin uzandığı anlaşılmaktadır. (Sem ih Tezcan, “Türklerde Y azı Kültürünün Başlangıcı ve G elişim i”, H a r f D ev rim i’nin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.42-43. Payzm, T arih teD il, Y a z ı,s 2 \. Ertem, E lifb e ’den Alfabeye, s.63-64. Bilal Şimşir, Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992 s.2. Türkler, etkisine de girilmeye başlanmıştır. M.S. IV.-V. yüzyıllarda Aramca’nm itibaren yerini Arap asıllı Türk yazısına bırakmağa başlamıştır. Fakat bu intikal çok uzım sürmüş ve bu iki yazı daha asırlarca Türk ülkelerinde Fakat Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte, Arap yazısmın Uygur alfabesi 18 harfliydi. İki üç harfın birleştirilmesi ya da alta, üste noktalar konması ile 23 sesi karşıhyordu. Ama özelhkle ünlüler ve Uygur alfabeleri eski Türkçe devrinin umumi geliştirmemişlerdir. 745’te müstakil devlet kuran Uygurlann ilk yazısı olan bu yazı; Arami asılh olup, Suğdi alfabesinden Türkçe’ye uydımılmuş şeklidir. hatta bazı eserlerin satırlannda alt alta ikili olarak kullanılm ağa devam etmiştir''*. Uygur Alfabesi’nin Orta Asya ve İran sahalanndaki Türk Devletleri’nde, XVII.yüzyıla kadar, bazı hallerde Fatih Sultan Mehmet yana, 15 16 Ergin, Türtderde Yazı ve Alfabeler, s.260, Uygur Alfabesi bu dönemde etkinliğini sürdürmüş, Öm eğin Kutadgu B ilig’in en eski nüshası Arap harfleriyle yazılmış olduğu halde, sonradan Uygur alfabesine çevrilmesi Oğuz D estam ’nm bu alfabe ile yazılm ış olması gibi.. Türkçe’ye çevrilmiş eserlerin bile Uygur harfleriyle de yazılm ası, bu alfabenin geniş okuyucu kitlesi olduğunu göstermektedir. (R. Arat, “Türk MiIIctinin Dili”, Türk Dünyası E l K itabı, C.II, Ankara, 1992, s.62.) Brtem, E lifb e’den A lfabeye, s.67. Faruk Timurtaş, ‘Türkçecilik Cereyamnm Tarihi”, Türk D ünyası E l K itabı, II, Ankara, 1992, s.248. Comanicus'^’un Latin harfleri ile yazıhnış bölümleri vardır. Dini gerek zaman bakımından en çok kullanılmış umumi alfabesidir'^. karakter taşıyan bu eserde Hıristiyanhğa ait dini metinler, ilahiler, Bununla birlikte Türkler Arap alfabesini alırken bu süreç içerisinde Türk dili, Türk halk kitlelerinin konuşma dili olarak canlıhğmı sürdürmüştür. Türkler tarafmdan uzun zaman ve geniş bir mekanda kullanılmasma ragmen Arap harfleri, Türkçe için elverişH bir yazı dualar, Latin harfleriyle Kıpçak Türkçe’si ile yazıhmştır. Bu devirlerde Gotik ve Latin harfleri ile tespit edilmiş Yunus Emre’ye ait şiirler de bulunmaktadır. Fakat bu ömekler Türk kültür tarihinde alfabe değişikUği bakımmdan yaygmhk taşımayan ömeklerdir^®. vasıtası olmamıştır. Bu alfabede bir yandan lüzumundan fazla konsonant kalabahğı, öte yandan birkaç konsonantı bir tek işaretle karşılamak gibi yetersizhkler vardı. Vokal işaretleri ise Türkçe’nin zengin vokal sistemini karşılamaktan çok uzak, imla ananesi de Türkçe’ye uygun değildi'*. A ynca okuma-yazmada, eğitim-öğretimde de Türk kavimleri içinde Latin alfabesini ilk olarak kabul edenler Yakutlardır. Yakutlar 1917’ye kadar Kiril alfabesini kullanmışlardı. Bolşevik kabul etmişler ve 1917-1939 arasmda Latin Harflerini kullaımıışlardır^'. alfabenin getirmiş olduğu bazı zorluklar mevcuttu. Ihtilalinden sonra, Rus harflerini bırakarak Lätin harflerini Bununla birlikte Türk dili için Latin alfabesinin ahnması yolunda asıl önem taşıyan akım Kuzey Azerbaycan’da başlamıştır. İşte bu sebeplerden dolayı Türkçe’nin Arap harfleriyle yazılmasma başlanmca, zorluklar da baş göstermiştir. Xl.yüzyıldan başlanarak Arap yazısıyla Türkçe ürünler yaratıhrken yazım konusundaki sorunlann çözümlenmesi için arayışlar da kendini göstermiştir. Bu arayışlar, Arap Azerbaycan Türk halk dili en eski devirlerden bu arazi de yaşayan ve M.Ö.I. bin yıhn ortalanndan itibaren m uhtelif arahklarla buraya gelen Türk ırklannm, burada bulunan Türk olmayan halklan da etrafinda birleştirmesi neticesinde Il.-V.yüzyıIIarda şekillenmiştir. Türk yazı dili, harflerinin ıslahı şekhnde başlamış, daha sonra bununla birhkte Latin halk dilinin formalaşmasmdan muayyenleşmeye başlamıştır. Bu gelişim harflerinin ahnması, yeni bir alfabe icadı gibi çeşith düşüncelere varmış ise iki aşamada olmuştur. ve birçok platformda tartışılmıştır. 1-III.-V.yüzyılIardan VII.-VIII. yüzyıllara kadar; Bu aşamada yazı Rusya Türkleri arasmda da Arap harflerinin ıslahı konusu çok dili istisnasız olarak Kıpçak tipinde Azerbaycan halk diline dayanır. eskilere dayanan bir mesele olmuş, özelhkle Latin harflerine geçilmesi hususunda da çeşith fikirler ortaya atılmıştır. 2- VlI.-VIII.yüzyılIardan IX.-XI.yüzyıIIara kadar; Bu aşmada önceki yazı diline Oğuz-Selçuk özellikleri de kanşmıştır. VII. ve Latin alfabesi münferit olarak Türk diline XlV.yüzyıl başlannda VlII.yüzyıIIardan sonra Azerbaycan Türk yazı dilinin teşekkülüne, genel girmiştir denilebilir. 1303 tarihinde Karadeniz’in kuzeyindeki Kıpçak 19 bozkırlannda Kıpçak Türkleri için Ergin, Türklerde Yazı veAlfabeler, s.268. Ergin, Türklerde Yazı veÄlfabeler, s.268. kaleme ahrmıış Codex Codex Comanicus hakkında geniş bilgi için bkz. Aldo Galotta, “C odex Cumanicus’un “Yeni” Bir Nüshası”, Uluslar arası Türk D ili K ongresi, 1992, Ankara, 1996, s.267-271. Ahmet Temir, “D ış Türklerde Dil ve Yazı”, Türk Dünyası E1 K itabı, Türk Kültürünü Araştmna Enstitüsü Yayını, Ankara, 1976, s.395. Temir, “D ış Türklerde D il”, s.395. I. BÖLÜM Türk yazı dili unsurlan tesir etmiştir. Bu dönemlerde Orta Asya’da AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ şekillermıiş olan yazı dili, iki istikamette gelişmiştir. Kafkas-Küçük (YENİ TÜRKELİFBASI)(1922-1940) Asya’da ve Ural-Volga boyu istikametinde. Xl.-XII.yüzyıllarda Azerbaycan edebi dili hem şifahi hem de yazıh olarak büyük bir iletişim ve şiirsel potansiyele sahip idi. Ancak bu devre ait, “Kitab-ı Dede Korkut”dan başka hiçbir yazıh belge kalmamıştır^^. A- A zerbaycan’da Alfabe Islahatı ve Latin Alfabesi Konusunda İlk Girişimler A zerbaycan’da alfabe ıslahatı meselesi çok eskiye dayarmıaktadır. X.yüzyılda İslamiyet’in Türkler arasmda kabulünden sonra Arap Arap alfabesinin eksiklikleri ve zor öğrenilmesi üzerinde, Azerbaycan alfabesi bütün Türk Devletlerinde olduğu gibi, bu bölgede de çok uzun aydm lan devam h olarak çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. XVI.yüzyıIda süre kullanılmıştır. XIX. yüzyıla gehndiğinde hem Osmanh, hem de Azerbaycan şairi Muhammet Fuzuli, Arap alfabesinin Türk diline Rusya Türkleri arasmda Arap harflerinin Türk diline yetersizhği uyumu konusundaki eksiklikleri üzerinde durm uştur'. Bu tür görüşlerin, hususunda başlayan tartışmalar, Azerbaycan’da da önemh ölçüde yer yeni alfabe oluşturma aşamasma gelmesi ancak 19.yüzyıhn ikinci bulmuştur. Hatta alfabe değişikliği ve Latin alfabesine geçiş için ilk yansm dan itibaren olmuştur. Bu dönemde Arap alfabesinin açık bir teşebbüsler de Azerbaycan’da gerçekleşmiştir. şekilde tenkit edildiği ve aynı zamanda yeni bir alfabe oluşturulmasmm gitgide daha net bir şekil ahp, yayıldığı görülmektedir. Azerbaycan’da bu yönde bir değişim görülmesinin nasıl oluştuğu ve nedenlerini Muradhan Cihangirov, “Azerbaycan Milli Edebi Dilinin Teşekkülü” adlı eserinde şöyle izah etmektedir: ‘'19.asrın SO.yıllarından itibaren Azerbaycan 'da Rus mekteplerinin teşkiline başlanır. Talim fenlerinden olan Azerbaycan dilini öğrenmek talepleri, elifba talimi için münasip dersliklerin hazırlanması zaruretini doğurur. Arap elifbasının çetinlikleri ve noksanları göz önünde idi. Azerbaycan dili saitlerinden (sesli harflerinin) çoğunun ayrıca harf şekline sahip olmaması aynı harfın bir çok saiti bildirmesi, aynı sait için birçok harf şeklinin varlığı, aynı samit (sessiz harf) için bir çok h a rf M. Fuzuli, Eserleri, I.Cilt, Azerbaycan SSSR EA Neşriyatı, Bakü, 1958, s.4647. Nizam i Huduyev, “Azerbaycan Türk Yazı D ilinin (Edebi Dilinin) Teşekkülü”, U lu sla ra ra sı Türk D ili Kongresi, 1992, Ankara, 1996, s.546-548. Ahımdzäde’nin alfabe konusundaki çahşm alanm n iki aşamada şeklinin varlığı vä. Arap elifbasının noksanlarından idi. Garp oluştuğu görülmektedir: medeniyetine yakın olma imkänının yaranması, Rus ve Avrupa dillerini öğrenmek hevesinin artması, fonetikyazı sistemi ile bilavasıta tamşıklık, 1-Arap alfabesinde yenileştinne, yaııi eski yazv sistemi esasında yeni alfabe düzenlemek, soldan sağayazılan bu elifbanın üstünlükleri, öncül ziyalılarda "sillabi” yazı sistemini yani Arap elifbasını daha cesaretle tenkit etmek meylini artırır. Bu meyil, anadili talimi ile meşgul olan 2-Eski yazı sistemini tamamen değiştirme Rus ve Latin esasma dayah yeni bir alfabe düzenlemek'*. terakkiperver muallimlerde hususiyle kuwetlenir’'’^. A hundzäde’ye göre, alfabe okuma-yazma içindir. Aydmlanmak, bilgilenmek, eğitimli olmak ve bu yol ile medeni yükselişe varmanm en Bu gelişim sonucunda, eski yazı sistemini ıslah etmeyi veya yeni önemli vasıtalanndandır. Uygun bir alfabe eğitim-öğretimde çok önemli alfabe düzenlemeyi, top yekün medeni yükseliş ve özellikle eğitim bir role sahiptir. Zor ve eksiklikleri olduğuna, farkh dillerin ses terkibini ögretimde ilerleme için ilk şart sayan aydmlar; bu yönde faaliyete gereğince aks geçmişlerdir. Azerbaycan’da yeni alfabe düzenleme konusunda ilk aydmlaruna m ümkün değildir. Bu alfabe ile yıllarca vakit kaybettikten teşebbüse geçenlerin, A. Bakihanov ve M. İ. Saracov oldugu biHnmesine ve çok fazla çaba sarf ettikten soru-a, ancak aydmlamak, eğitimli olmak rağmen bunlann eserleri hakkmda pek bilgi bulunmamaktadır.Yalnız 22 mümkündür. Hayat şartlannm düşük olması yüzünden, kitleler uzun Arahk 1838 tarihinde, Maarif Nazın S. S. Uvarov’a gönderilen bir vakit ve çok çaba harcama imkänmdan mahrumdurlar. Bunun için halkm yazıdan, Saracov’un Şamahi Kaza mektebinde görevh iken, 1837-1838 esası yıllannda Azerbaycan’ca bir alfabe kitabı düzenledigi ve eserine de habersizdirler: bu durum yazıh edebi dilin de geniş alanlara işlemesini ''Tatarskaya Azbuka" admı verdiği anlaşılmaktadır^. Fakat bu kitap engellemiştir^. Avrupa dillerinden yapılmış tercümeleri veya yeni hakkmda da m aalesef detayh bir bilgi yoktur. orijinal ilmi eserleri Arap alfabesi ile yazıp okurken büyük zorluklar olan, ettiremediğine göre, Arap alfabesi aşağı geniş kitleleri ile kitlevi bir aydmlanamayıp, eğitimden çekilmektedir^. İlmin ve sanayinin sonuçlanndan faydalanabilmek için 1- Mirza Fethali(Feteli) Ahundzäde ve Alfabe Sorunu tek çıkış yolu vardır. O da, ilmi ve tekniki terimleri, özel adlan düzgün Türk halklan içerisinde Arap alfabesinin ıslahı ve yeni bir alfabe bir şekilde verebilen bir alfabeye geçmek’. düzenlenmesi hususunda en açık bir şekilde düşüncelerini ortaya koyan Alfabenin zorluğu ve işlerliği, geniş kitlelere yayılamamasmm ve bunun için faal olarak çahşan ilk ve önemli isim Mirza Fethali sebeplerini bu şekilde açıklayan Ahundzäde, uygun ve yeterli bir Ahundzäde’dir. Muradhan Cihangiıov, Azerbaycan MiUi Edebi Dilinin Teşekkülü, Birinci Hisse, Elim N eşriyatı, Bakü, 1978, s.l68. Cihangirov, M illi E debi Dilinin Teşekkülü, s. 168-169. Cihangirov, M illi Edebi D ilinin Cihangirov, M illi E debi Dilinin M. F. Ahundov, Eserleri, C.III, Cihangirov, M illi E debi D ilinin Teşekkülü, s.l69. Teşekkülü, s.l69. Bakü, 1962, s.317. Teşekkülü, s.l71. alfabenin nasıl olması gerektiği konusundaki düşüncelerini şöyle açıklamıştır; yapmıştır. 1857’de, Farsça olarak yazdığı ve '"İslam Dillerinin Yazısı İçin Yeni Elifba” admı verdiği risale ile Arap alfabesinin ıslahmı ortaya “Alfabe, anadili iyi şekilde öğrenmek ve geliştirmek için çok atmış ve bu doğrultuda bir alfabe düzenlemişti.'° önemli bir role sahiptir. Çünkü ana dil umumi bir ilerlemenin anahtandır. Kitlevi umumi tahsil, yahuz ana dilde mümkündür. Buna göre de alfabe, anadilin bütün esas özeliiklerini yazıda aks Ahundzäde, Arap alfabesinin ıslahı ile ilgih olarak hazırlamış olduğu bu tasansm m değerlendirilmesi için, 1863 yıhnda İstanbul’a gelmiş ve İstanbul’da Rus sefıriiği aracıhğı ile bu yeni tasanyı ve diğer ettirebilmelidir”®. eserlerini O sm anh Hükümeti’nin Sadrazamı Keçecizäde Fuat Paşa’ya Ahımdzäde, yazmış olduğu bir çok makalede bu konulan temel takdim etm iştir". almış, hatta bu makaleleri yalnızca Azerbaycan’da değil, diğer Türk ülkelerinde de yaymlanmıştır. Ömeğin; İstanbul’da çıkan “Hakayik” gazetesine gönderdiği yazıda Ahundzäde’nin düşünceleri şöyle ifade edilmektedir; “M. F. Ahundov ana diline yüksek kıymet vermiş, ilim ve medeniyetin yayılmasında onun müstesna rolünü kaydetmiş, nihayet bu kanaate gelmiştir ki: Muasır şeraitle, müterakki halkların ilmi, tekniki nailiyetlerinden faydalanmak zaruridir. Bu iseyalm z ana dili vasıtasıyla Bu yeni alfabe tasansı ile biriikte daha önce yazmış olduğu “Hikayet-i Y u su f Şah” isimli kitabmı da vermiştir. Ahundzäde’nin bu eserini takdim etmesi anlamhydı. Çünkü eserinde; İran’m yıkıhşmdan bahsederek, buna sebep olarak da burada hükümdarlann zevk ve sefaya düşmesini, yalmzca kendi çıkarlanm düşünen hükümdarlann tahtta bulunmasmı tasansmm kabulünü istemişti.'^ Fuat Paşa da bu tasanyı incelenmesi için Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’ye göndermiştir'^. mümkündür. Başka halkların zihni ve emeli yaratıcılık mahsulü olan sayısız, hesapsız adları, ilmi-tekniki ıstılahları (terimleri), hususi isimleri Arap elijhası ile düzgün yazmak ve dürüst okumak mümkün olmadığı bir göstermiş ve millet için faydah olacağma inandığı Bu başvuru dolayısıyla Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye merkezinde bir toplantı yapılmış ve bu toplantıya Ahundzäde de katılmıştır. Ahundzäde, burada yaptığı konuşmada, Arap harflerinin öğrenilmesinde şeraitle, yegane çıkış yolu ‘‘Sillabi” elijbayı “alfabetik” elifba ile evez(değiştirmek) etmekten ibarettir. Bele bir evez etme; mahiyetçe, edebi dilin inkişäfı için de büyük ehemmiyete maliktir"^. İslam dünyasmda mevcut olan geriliğin sebebini, okur-yazar sayısmm azlığmda bulan yazar; bu azhğa sebep olan Arap harflerinin önce ıslahı, daha sonra ise değiştirilmesi konusunda bir çok çahşma Cihangirov, M illi E debiD ilinin Teşekkülü, s.l7 0 . Ahundov, Eserleri, III, s.l07. 10 II Ahundov, Eserleri, III, s.20-63. Mehmet Şahtahtlı, “Mirza Fethali’de Esaslı Akidelerin Husulü”, K ızıl Şark, No:4-5, Moskova, 1923, s.88; Nadir Memmedov, M irza F eth ali Ahundov (Komediyalar, Povest, Ş e ’erler), Bakü, 1982, s.7. Hüseyin Baykara, A zerb a yca n ’da Yenileşme Hareketleri, Ankara, 1966, s. ; Ertem, Eli/be ’den A lfabe ’y e, s. 100-101. Memmedov, M irza F eth ali Ahundov, s.7; M. Şakir Ülkütaşır, A tatürk ve H a rf Devrim i, Ankara, 1973, s .l9 . çekilen zorluklardan bahsetmiş ve önerdiği harflerin ögretimde büyük 2- kolayhk sağlayacağmı söylemiştir’"*. Yapılan görüşmelerde Arap harflerinin gerçekten Türkçe’yi yazmaya elverişH olmadığı, ıslaha muhtaç olduğu çoğunlukla kabul 20. Yüzyılın Başlannda Azerbaycan’da Alfabe Sorunu ve Ömer Faik N e’manzäde 20.yüzyıhn başlannda Azerbaycan Türkleri, eğitim seviyelerini olarak hızla yükseltmeye başlamışlardı. Bu dönemde özelhkle Türkiye Türkleri kabulünün imkansız olduğu ileri sürülmüş ve tasannm uygulanması söz ile eğitim ve kühürel iiişkilerini gehştiren Azerbaycan Türkleri, konusu konuştuklan Türkçe’yi daha da gehştirmişlerdi. Türkiye ve diğer Türk edilmişse de, Ahundzäde’nin bu olmadığı gibi'^ çok ciddi düzenlemesinin, bir şekilde genel de ele ahnıp halklan ile bir temas içine girmeleri de onlan, diğer Türklerle dil ve incelenmemiştir’^. Sonuç olarak, Osmanh Hükümeti tarafmdan çahşmalanndan dolayı bir takdimame ile bir de Mecidiye Nişam verilen Ahundzäde, '’\..Burada milletin hakiki menafıini (menfaatini) arayan devlet yoktur” kültür birhğine yönehk çahşmalara sevk etmiş, Azerbaycan aydmlan Türklük şuurunun gehşmesinde büyük rol oynamışlardır. Bu dönemde Türk dihnin gehşimi, Türklerin kullandıklan alfabenin işlerhği ve alfabe değişikliği konulan da Azerbaycan’da diyecek kadar kırgm bir şekilde, İstanbul’dan aynlmıştır. Tiflis’e eh boş dönen Ahundzäde, bundan sonra Arap alfabesinin gündeme gelen sorunlardan biri olmuştur. Türkçe’nin yazı ve basım ıslahmı bir tarafa bırakarak, Latin harfleri üzerine çahşmalar yapmış ve alanında Latin alfabesi temehne dayah yeni bir alfabe hazırlamıştır. Bu yeni kullanılan alfabenin Türk diline uygun olmadığma yönelik görüşler ileri tasannm bir suretini Tahran’a bir suretini de Sadrazam Ah Paşa’ya sürülmüştür. Ömer Faik N e’manzade de, bu konulara yazılannda çok yer göndermiştir. vermiş, Azerbaycan’m önde gelen yazarlanndan birisidir. Fakat bu ikinci teşebbüsünden de olumlu sonuç alamamıştır'^. Ahundzäde bu alandaki çahşmalan ve yazılanna bundan sonra da devam edecek, O ’nun bu girişimi, daha sonraki alfabe ıslahatı ve değişimi konusundaki çahşmalara bir temel teşkil edecektir. zayıflığmm nedenleri üzerinde durulmuş ve genellikle Ne’manzade, Türk dilinin etkinliği ve daha sonra neden etkisini kaybettiğini kullanılan alfabeye bağlayarak şöyle demektedir; “...Garpte Fransız dili ne tür umumi dil hizmetini görürse, yakın Şark ’ta, yani Kafkasya ’da, İran ’ın yarısında, Türkistan ’da, Rusya ’nın cenubi garbinde, K ırım ’da, Anadolu’da, R um eli’nde, Süriye’de, Ira k ’ta, 15 16 17 Fevziye Abdullah Tansel, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilm esi Hakkında İlk Teşebbüsler ve Neticeleri”, Belleten, XVII, 1953, s.223-249. Ülkütaşır, Atatürk ve H arf Devrim i, s. 19. Şahtahth, “Mirza Fethali”, s.88. Şahtahth, “Mirza Fethali”, s. 19-20. M. F. Ahundzade’nin alfabe ıslahı ile ilgili hazırlamış olduğu değişiklik layihaları ekte verilmiştir.bkz. Ek.2-Ek.7. (Bu ekler; “Mirze Feteli Ahundov(İlmi Erserlerin Tematik M ecmuası), Redaktör:R. Y. Hasanova, Bakü, 1987, s .l 15-122.” adh eserden almmıştır.) Türk dili öylece umumi dil vazifesini görür. Oralarda bir Türk, bir Arpavuş’a, bir Arap bir K ü rd ’e, bir İranlı bir G ürcü’ye, bir Ermeni bir Rum ’a, bir Yahudi bir A sur ’a meram anlatacağı zaman mutlaka Türkçe söylemeğe mecburdur. Çünkü onların hiçbiri o birinin dilini bilmez, lakin herkes az çok Türkçe bilir. Türk dili omlarda bütün dillere hakimdir. Türkçe’nin bu hakimiyetinin karşısına şimdiye kadar hiçbir dil çıkmamıştır. Her denki bir vakit Arap ve Fars dilleri Osmanhlann az bir kısmma, onların resmi yazüarına hakim Türkleri değil, bütün İslam alemi yazıdan, imladan habersiz yatır. Buna göre biz de devamlı büyük birgayret ile hayli işleri değiştirmek olar. “İngilizler imlälarını değiştirebilmirler. Çünkü eski elifba ile olmuştur. Lakin hiç vakit umumi halka, halk yazılmış, nice yü z milyon kitaplarımn birden atümak, neçe milyon Ingiliz edebiyatına hakim olmamış ve olabilmez de. danışanların hepsi birden büyük zarar çekmek, neçe bin matbaaların “Türkçe ’nin yazı ve matbuat alemindeki zayıjlığına gelince; bundan kusur, bazılarmm sandığı gibi, Türkçe ’nin özünde, onun eksik ve kabalığında değil, başma bela ettiği elifbasmdadır. Doğrudan da birden dayanm ak mazereti vardır. Lakin bizde bele mi? Ciddi okumaya layık nice Türkçe kitaplanmız var, nice çift matbaamız işlemekte, yüzde neçemiz şim diki yazımızı bilirik?”^^ Türkçemize danışık ve ahengini olduğu gibi, göstermeğe, yazmaya asla yaramayan Arap elifbasmı kabul edenden sonra öz varlığmı, öz istikbalini yitirm iş ve bugüne kadar Araplığa esir olarak hakirane ömür sürmüştür.'"^^ A zerbaycan’da bu dönemdeki alfabe değişikliği konusunu gündeme getirenlere en büyük tepkiler, yeni bir alfabenin geçmişle bağlan koparacağı noktasmda toplanıyordu. Ömer Faik N e’manzade bu tepkilere de Terakki gazetesinde şöyle cevap vermiştir: N e’manzade bundan sonra bir harf inkıläbının gerekleri üzerinde durarak; '\..V a k ittir ki, hakiki içtimai bir inkıläp ile dilimizi bugünkü yaramaz ve çirkin elifba esirliğinden kurtarıp öz tabiatına, öz istiklaline uygun bir elijba kabul edelim. Ve bunun sayesinde dilimize danışıkta kazandığı umumilik şerefmi matbuatta da kazandıralım. Ve bu yol ile halka savad öğretelim, onlara kolayca bilgi ve m aarif kapüarmı açahm”^^. Ömer Faik N e’manzade, 1909 yılmda da Terakki gazetesinde yazmış olduğu bir yazıda alfabe değiştirmenin Türkler için neden gerekli “Burada bizden sual edilecek ki, elifhamızı değiştirirsek, sonra köhne elifba ile yazüm ış Ärabı ve Farsı kitaplardan ne tür istifade edebileceğiz? Arap kitaplarmı onsuzda anlamırık. Elifbamız değişmese bile o tür fa yd a lı kitaplar, gerek yeniden Türkçeye tercüme edileler ki, anlaşüsmlar. O l vakit yahşi olmaz mı ki, o zahmeti taze elifbamız ile görek. “Bir de biz geçm işi değil, gerek geleceği düşünek. Neçe yüz hasm (üst tabakanm) faidesini değil, milyonlarca avamm hayrmı insafa alak'^\ olduğu üzerinde durmuş ve düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir: ^^Yazımız, imlamız bir muayyen usul ile umumileşmiş, maarifimiz yüz adamdan 4-5 adamı geçmemiş, daha doğrusu yalnız Müselman Ömer Faik N e ’manzäde, “M illileşmek”, Azerbaycan, 21, 24 Teşrin-i sani/Ekim 1919,N o;327-328. N e ’mänzade, “MiWilcşrac]^’ Azerbaycan, 24 Ekim 1919, N o;328. Ne’manzade, alfabe değişikliğinin gereğine inaımıış ve bu görüşlerini 1900’lü yıllardan itibaren 1920’li yıllar dahil olmak üzere çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerde dile getirmiştir. 20 Terakki, 20 Fevral 1909, No;41 Ömer F a ik N e’manzade, Eserleri, Bakü, 1992, s. 189-190. Ona göre; Türklerin ilerlemesine asıl mani olan elbetteki yalnız Milli Azerbaycan Hükümeti, halkm okuma-yazma seviyesini alfabe degildir, fakat alfabe iierlemedeki engellerden birisidir^^. Öyleyse yükseltmek ve eğitime katkıda bulunmak amacıyla da çahşmalar bu sorunun çözülmesi gereklidir. Zaman zaman, o dönemde Türk yapmış, gazete ve kitap basımmı artırmış, hatta dışandan getirilen kitap dünyasmm en önemli gazetesi olan ve İsmail Gaspırah’nm sahibi olduğu vs. eserlerden gümrük vergisini dahi kaldırmıştır. İşte bu dönemde, “Tercüman konusundaki A zerbaycan’da alfabe ıslahatı meselesi de devlet seviyesinde ele görüşlerini dile getiren Ne’manzade’nin Arap harflerini ıslah ederek, alınmaya başlam ıştı. Özellikle eğitim-öğretim alamnda hizmet veren yeni bir alfabe düzenleyen Mehmet Ağa Şahtahtinski ile alfabe aydm kesim, zor öğrenilen ve devlet dairelerinde çok elverişli olmayan konusunda tartışmalan da olmuştur^^ Arap alfabesi ile, işlerin çok kısa sürede bitirilemeyeceğini ve halkm da gazetesinde de, imzasız olarak alfabe yeni gelişmelere katılımmm pek mümkün olmayacağı görüşündeydi^^. 3- Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Döneminde Latin Alfabesi ile İlgili Girişimler 28 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Milli Azerbaycan Cumhuriyeti döneminde, hemen her alanda milli bir çaba içine girilmiş, milli kültür, Bu m eselenin çözümü konusunda Azerbaycan’da iki farkh görüş hakimdi. Bunlardan birincisi Arap alfabesi üzerinde düzenlemeler yapılarak, birlik sağlanması, ikincisi ise, ki daha ağırlıkh olarak Latin alfabesine geçilmesi idi^^. milli tarih ve milli istiklal ideali doğrultusunda hareket edilmeye Alfabe ıslahatı meselesi Arahk 1918’de, Bakü’da toplanan başlanmıştı. Eğitimin millileşmesi ve okullarda Türkçenin mecburi ders “Muallimler Seminariyaları Direktörlerinin H alk Mektepleri ve Ali olarak okutulması gündeme gelmişti^''. Bunun için özel gayret sarf İptidai Mekteplerinin İnspektörleri Kurultayı”nda ilk olarak geniş bir edilerek, Rus tesirinin ortadan kaldınlmasma çalışılmış, Bakanlar şekilde ele ahnmıştır. Daha sonra aynı kurultayın 22 aralık 1918 tarihli Kurulu’nun 27 Haziran 1918 tarihli karanyla da “Dev/ef dilinin Türk dili ve olm asr kabul edilmiştir^^. toplantısmda; Azerbaycan Türk alfabesinin işlerliği ve kullanımmdaki M aarif N azır Yardımcısı H. Şahtahth’nm başkanhğmdaki zorluklar üzerinde yapüan görüşmeler sonunda alfabe ıslahatmm gerekli olduğu kanısma vanlmış, Kurultay; alfabe ıslahatı taraftan olan 22 23 24 N e ’manzade, Eserleri, s.l8 8 . Ömer Faik N e ’manzade, “D ilim iz İmlamız”, Şarki Rus, 7 April/Nisan 1904, No:40. Geniş bilgi için bkz. Mehmetzäde Mirza Bala, M illi A zerbaycan Hareketi, Ankara, 1991, s.110-112. Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti'nin Kanun ve Binagüzarhklart Mecmuası, N o .l, 15 Kasım 1919, s.l8 . Hükümet 17 temmuz 1918 tarih ve 89 numarah karanna göre de, Azerbaycan’da eğitim ve öğretim kurumlarmm m illileştirilm esinin gerekliliğini dikkate alarak, Türkiye’den öm ek kitaplarm ve bazı öğretmenlerin davet edilmesi kararlaştırılmıştır. (Azerbaycan, 22 Eylül 1918, No:3, Tasvir-i Efkar, 30K asım 1918, No:2576.) 26 27 Nazım Isayev “Azerbaycan Demokratik Respublikası Devrinde Elifba Islahatı M eselesi”, A zerbaycan Tarihi Problemleri Üzre M aruzalar M ecm uası, Bakü, 1992, s.287-289. Cemil Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayma Kısa Tarihi B akış”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70:Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, S.8. Abdullah Bey Efendiyev’i bu konuyla ilgili bir layiha hazırlayıp, Maarif Azerbaycan parlamentosunda milletvekili de olan Abdullah Bey Nazırhğı’na sunması için görevlendirmiştir^*. Efendiyev, hem alfabenin kolaylaşması açısmdan, hem de Avrupa gerek hükümet medeniyetine yakm olmak için Yeni alfabeyi Avrupa milletlerinden dairelerinde ve parlamento toplantılannda, gerekse basmda önemH ahnması, dolayısıyla da Latin alfabesinin kabul edilmesi taraftanydı. tartışmalar yapılmış ve geniş bir suretle işlenmiştir. Eski alfabede Bu nedenle de Latin harfleri temeline dayah olarak hazırlamış olduğu kahnması gerektiği görüşünü savunanlar; Azerbaycan halkınm alfabeyi kom iteye sunmuştu^^ yüzyıllardır manevi eserlerini bu alfabe ile ortaya koyduğunu, yeni Diğer iki tasanda ise, daha çok dilde ve alfabede kolayhk alfabeye geçişin, Azerbaycan halkını öz edebiyatmdan, manevi amaçlanarak muayyen bir milletten almmış bir alfabe yerine, muhtelif servetlerinden ayınp, İsläm ve Şark medeniyetinden ayn düşüreceği dillerden toplanmış, kanşık bir alfabe esas görülmüştü. Hatta Muhammet Bu dönemde alfabe ıslahatı ile ilgili olarak; iddiasmdaydılar. Ağa Şahtahtlı, hiçbir milli alfabeye bağh olmayan müstakil bir alfabe Fakat alfabe ıslahatı konusunda yeni alfabe taraflan olanlar bu meydana getirmişti^^. 45 harfli olan bu alfabe de; Arap boğazma ve mücadelede daha üstün gelmişler ve sonuçta Azerbaycan Demokratik lehçesine mahsus olup, Türkçe’de karşıhğı ve telaffuzu olmayan harfler Cumhuriyeti Hükümeti, 21 Mart 1919 tarihli toplantısmda bu iş için bir de mevcuttu^'*. komite oluşturulmasmı karara bağlamıştı. Bu karar, 19 Haziran 1919 Bu alfabelerin hepsindeki ortak özellik ise, yazmm kolaylaşması, tarihli gazetelerde; “Yeni Elifbalan muayene ve tenkid etmek için eğitim-öğretimin taleplerine ve pedagojik formasyona uygun olmasmm Bakü ’da göz önünde tutulması idi^^. hususi bir komisyon yaratılmıştır” şeklinde halka duyurulmuştur^^. Yapılan tartışmah görüşmelerden sonra, Abdullah Bey Efendiyev’in alfabe tasansı beğenilerek bunun esas Azerbaycan hükümetinin aldığı karar sonucu oluşturulan Komite, ahnması üzerinde durulmuş, hatta Azerbaycan gazetesinde ‘‘‘L atin Harfli 19 Ağustos 1919 tarihinde Bakü Belediye binasmda alfabe ıslahatmı Türk E lifhasr başhğıyla takdim olunmuştu. Abdullah Bey Efendiyev’de görüşmek maksadıyla bir toplantı düzenlemişti. Toplantıda komiteye düzenlediği bu yeni alfabeyi Maarif Nazırlığı’na vererek, bunun etraflı yeni alfabe hususunda üç tasan sunulmuştur. Sırasıyla Abdullah Bey bir Efendiyev, Muhammed Ağa Şahtahth, Abdullah Tagizade ve Aziz istemiştir. şekilde tamnıp incelenmesini, hatta okullara gönderilmesini Seyidov adh kişiler tarafmdan sunulan bu tasanlar, temel olarak bazı farkhhklar öngörüyordu^®. 31 32 33 29 30 İsayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.288. Isayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.288. A zerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül, 1919. 34 35 Azerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül 1919. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.5. Azerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül 1919. V eli Huluflu ,“Mehmet A ğa Şahtahtlı’mn Yeni Türk Alfabesi Hakında Yazdığı Makale Münasebetiyle” , K m l Şark, No;4-5, Moskova, 1923, s.92-94. İsayev, “Ehfba Islahatı M eselesi”, s.288. Alfabe ıslahatı konusunda sağlanan bu gelişmelere rağmen, Aslmda bu dönemde de, Azerbaycan Demokratik cumhuriyeti Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu siyasi ve döneminde olduğu gibi bu meselede, iki farkh görüş vardı. Bir grup iktisadi durum, Arap alfabesini ıslah ederek onu yenileştirmek, diğer gurup ise Latin bu meselenin halledilmesini ve ahnan kararlann uygulanmasmı engellemiştir^^. alfabesine dayanarak yeni bir alfabe yapmak taraflısı idi. Bu görüşler o gün Azerbaycan basmmda da geniş bir şekilde yer aldı. Özellikle B- Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Kurulmasmdan Müsavatçılar ve İttihatçılar, iyice hazırhk yapılmadan çok hızh bir Sonra Alfabe Değişikliği Konusunda Yapılan Çalışmalar ve Latin şekilde Latin alfabesine geçişe olumlu bakmıyorlardı. Fakat bu karşı Alfabesi(Y eni Türk Elifbası)’ne Geçiş çıkma, yeni alfabeye karşı çıkmaktan çok onun arkasmda yürütülen siyasete olmuştu^^. 1- Azerbaycan’da Aifabe Konusunda İlk Tartışmalar Azerbaycan’da Arap alfabesini değiştirmeye Bolşevik kuw etlerin Azerbaycan’ı işgahnin ardmdan, 28 Nisan 1920’de Sovyet Sosyahst Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edilmiştir^^. gitmeden ıslah edilerek, yazıda kullanılmasmı savunan ıslahatçılann görüşleri şu noktalarda toplarmııştı: Azerbaycan Türkleri arasmda alfabe ıslahatı sorunu, Sovyet 1- Arap alfabesinin, yeni alfabe ile değiştirilmesi, eski döneminde de farkh boyutlarda da olsa devam etti. 1920 yıhnm edebiyatm ölmesine sebep olacak ve bundan istifade söz sonlanna dogru bu sorun, yeniden gündeme geldi ve alfabe ıslahatı konusu olmayacaktır. konusunda çahşma yapmak üzere; S. M. Kenizade, H. Şahtahth, P ro f V. 2- Edebi dil yazısmdan Arap alfabesinin çıkanlması, İsläm B. Toaşovski ve meşhur şair Hüseyin Cavid’den oluşan bir komite teşkil birliğini bozacaktır. edildi. Başkanhgmı P rof P. Juze’nin yaptığı komite, 5 Ocak 1921 tarihinde yaptığı toplantıda; eski alfabenin, Latin alfabesi 3- Azerbaycan dilini bilmek için, Arap ve Fars dillerinin ile öğrenilmesi gereklidir. değiştirilmesi hususunda karar aldı^*. 4- Yeni alfabeye geçmek için Azerbaycan’da yeterli ilmi tecrübe ve gerekli ilmi kuruluşlar yoktur'*®. 36 37 İsayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.289. Azerbaycan’da Sovyet idaresinin kumlması hakkmda bkz. Mehmed Emin Resulzäde, Azerbaycan Cumhuriyeti, Şahzadebaşı: Evkaf-ı İslämiye Matbaası, 1339-1341, s .107-111; Nesip Nesipzade, Azerbaycan D em okratik Respublikası, Bakü, 1990, s.38-41; Firuz Kazemzadeh, The Struggle f o r Transcaucasia (1917I9 2 I), N ew York, 1951, s.276-285; Ziya Bünyadov, “Azerbaycan Parlamenti’nin Son Saatleri”, Zbornik Dokumentov “Za Semya Peçatyami", Bakü, 1992, s.3-10; Z İbrahimov, Sosyalist İnkılabı Uğrunda Azerbaycan Zehmetkeşlerinin Mübarezesi, Bakü, 1957, s.574-576. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8. 5- Yeni alfabe ve yeni terimler ile okuyup, okullanm bitiren öğrenciler İstanbul’a okumağa gittiklerinde oradaki dili anlayamayacaklardır. 39 Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin Tarihsel G elişm e Sorunları, Ankara, 1996, s.l0 5 . Azerbaycan Edebi D ili Tarihi (Sovyet D ew i),lll, Redaktör; R. C. Meherremova, Bakü, 1982, s.12-13. Arap alfabesinin değiştirilmemesi gerektiği görüşünde olanlann ileri sürdükleri bu gerekçeler karşısmda, yeni alfabe taraftarlan bunlann sesh harfi yazıda gösterecek harf yoktur. Bu da Azerbaycan dihnin yazısmda çok zorluk çıkarmaktadır. esaslı gerekçeler olmadığmı ispata çalışmışlardır. Azerbaycan halk dilini ve onun esasmda gelişen edebi dili öğrermıek için Arap ve Fars dillerinin 2-Arap alfabesinde bazı harfler, birden çok fazla farklı sesleri ifade etmektedir. öğrenilmesinin hiçbir ehemmiyeti ohnadığı, aksine Arap alfabesinin, Azerbaycan dihnin öğrenilmesini daha da zorlaştırdığmı behrtmişlerdir'*'. 3-Arap Alfabesinde bazı seslerin birden fazla işareti vardır: Ömeğin; Azerbaycan dilinin fonetik yapısmda; yalnız bir “z” sesi olduğu halde Arap alfabesinde bu sesin dört işareti vardır. Şimdiki edebiyattan halkm hiçbir şekilde yararlanamadığmı, çünkü 4-Arap diline mahsus arka boğaz sesinin işareti (“J:”ayın) harfmin Arap ve Fars dihni bihnediği için onxm edebiyatmı da anlamadığmı, ama Azerbaycan dilinde fonetik karşıhğı yoktur. Bu ses ancak Arap dil sadeleşirse ortaya çıkan edebi eserlerin halk tarafmdan okunup, sözlerinde kullanılmaktadır. Konuşurken ise farklı şekilde telaffiız anlaşılacağı ve edebiyattan beklenen olunur. sonuçlann da ahnabileceği üzerinde durmuşlardır''^. Hatta mevcut edebiyata Türk edebiyatı demenin yanhş olduğu, belki buna A raplan, Farslan, Frenkleri takht etmek 5-Arap alfabesinde her bir harf, yazıda üç şekilde, kelimenin başmda, ortasmda ve sonunda farkh yazıhr. denilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir'*^. 6-Arap alfabesinde çok fazla nokta kullanılmaktadır. Yine, yeni alfabe ve sadeleştirilmiş Türk dih okuyacak gençlerin durumuna da değinerek; “Şimdiye kadar Rus dilinde okumuş gençlerimiz, İstanbul ’da, Berlin ’de, Paris ’te okuyabildiklerine göre 7-Bütün bu sebeplerden dolayı, mekteplerde alfabenin öğretilmesi çok fazla zaman olmakta, ayrıca, yayım ve basım işlerinde zorluk çekilmektedir. Bütün bu özellikleri ile Arap alfabesi, Azerbaycan dilinin Türkleşmiş dilde okumuşlarımız oralarda daha güzel okuyabilirler’' demişlerdir'*'^. Yeni alfabe taraftarlan genelhkle Arap alfabesinin eksikleri üzerinde durarak tenkitlerini üç yönden, ilmi, eğitim-öğretim ve pratikhk yazısmda, orfografıyasmda(yazım kurallan) birçok uygun olmayan durum Azerbaycan dihnin fonetiğinde 9 sesh harf vardır. Arap alfabesinde bu 9 getirmiş, edebi dilin gelişmesine, halk diline yakmlaşmasma engel olmuştur'*^. Azerbaycan’da Yeni alfabeye geçiş aşamasmda yapılan bu açısmdan yaparak, bu eleştirileri yedi başhk altmda toplamışlardır: 1-Arap alfabesinde sesh harfleri ifade edecek harflerin olmaması; meydana tartışmalar, Latin alfabesi taraftarlannm daha üstün gelmesi ile sonuçlanacaktır. Özellikle merkezi idarenin ve N. Nerimanov’un, “Şimdi Latin alfabesine geçmenin vakti gelmiştir” şeklindeki desteği, Latin 41 42 43 44 Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.l3 . Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No: 13. Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9. Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922,N o:13. 45 Ä zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s. 10-12. alfabesine geçişi daha da hızlandıracak, fakat tartışmalar; hızı düşse de daha sonra da devam edecektir'*^. Komite üyeleri çalışmalannda iki önemh unsuru göz önünde tutarak çalıştıklannı ifade etmekteydiler. Birincisi; Azerbaycan’da Latin alfabesi sorununun yeni olmayıp, 65 yılhk bir tarihe sahip olmasıdır. İkincisi ise; 2- “Yeni Türk Elifba K om itesi”nin Kuruluşu ve Latin Esaslı tuttuklan yolun doğru olduğıma sarsılmaz bir imanla inanmalandır^'. “Yeni Türk Elifbası”nm Kabulü Elifba Komitesi, kızrulmasmm hemen ardmdan temel konusu Latin Nisan 1922’de, Azerbaycan’da Latin esash yeni alfabeye geçişi harflerine geçiş olan birçok toplantı yapmıştır. Yapılan çahşmalar destekleyenler tarafmdan ‘'‘Yeni Türk Elijba Komitesi" oluşturuldu'*^. sonucunda, ilk olarak Latin harflerine dayalı Yeni Türk Alfabesini Samed S. hazırlamıştır. Alfabenin hazırlanmasmdan sonra 30 puntoya kadar yeni Hocayev’den oluşan bu komitenin başkanhğma, Samed Ağamahoğlu harflerden Tiflis’te döktürüp, Bakü’da Birinci Hükümet Matbaası’na seçilmişti'*^. Veh Huluflu, Kızıl Şark dergisinde yazdığı makalesinde; teslim etmiştir. İlk etapta 12.000 alfabe kitapçığı, 15.000’de alfabe Yeni Türk Alfabe Komitesi’nin oluşturulmasmı şöyle ifade etmiştir: varakası bastmlmıştır. Alfabe kitaplannm kısa süre içerisinde bitmesi AğamahoğW*, A. Tagizade, V. Huluflu ve Hahd “Şura Azerbaycan ’ı Halk M aarifi uğrunda ciddi surette işlemeğe üzerine, çok geçmeden aynı adette kitapçık basma karan alınmıştır^^. başladığı vakit, asan bir alfabeye ihtiyaç gördü. Hükümet rehberleri bu Yeni Türk Elifba Komitesi, alfabe kitapçığmdan sonra zaman hususta işe giriştiler. Bu medeni inkıläbın mesuliyetini ve harcmı kaybetmeden basım işini hızlandırmış ve aşağıdaki eserlerin basımmı üzerlerine yaptırmıştır; aldılar. Latin alfabesi taraftarlanm yığıp komite düzelttiler.”^^ 1- Elifbadan sonra Kıraat Kitabı Yeni Türk Ehfba Komitesi kurulmasmdan itibaren hızh bir çahşma 2- SerfN ehv içerisine girmiş ve faahyetlerini her tarafa duyurmaya başlamıştı. 3- Yeni Hesap Kitabı 4- Ne için Arap Elifbası Türk Diliıje Yaramır 46 47 48 49 50 Hasanh, “Birinci Türkoloji Knrultayı”, s.9. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8. Samed A ğam ahoğlu(1867-1930), Azerbaycan Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti’nin önde gelen devlet adamlarmdan birisidir. Bu dönemde; Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi Başkanhğı ve aynı zamanda Zakafkasya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyetlerinin Merkezi İcra Komite başkanlarmdan birisi olmuştur. Azerbaycan’da Latin alfabesinin ateşli savunuculanndan olan Ağamahoğlu, “Türk Aleminde Medeni M eseleler”, Bakü, 1924; “Elmden ve Tarihten”, Bakü, 1927; “İki M edeniyet”, Bakü, 1928; “Namus”, Bakü,1929” adh eserlerin de yazandır.(Hamide Memmedguluzade, M irze Celil Hakkında Hatıraları, Bakü, I9 6 7 ,s.l9 7 -1 9 8 .) Abdullayev, TürkD illeri, s .l0 5 . Veli Huluflu, “M ehmet Ağa Şahtahtlmm Yeni Türk A lfabesi Haldanda Yazdığı Makale M ünasebetiyle”, K ızü Şark, No:4-5, Moskova, 1923, s.93-94. 5- Yeni Elifba ile Türkçe Düzgün Okuyup Yazma Kaideleri 6- Türkçe Kendi Muallim (Türkçeyi gayri Türklere öğretmek için) Komite bunlann yanmda ''Yeni YoF' adh haftahk bir gazete ve "‘Gelecek”^^ adlı ayhk bir dergi çıkarmıştır. 51 52 53 Yeni YoU 7 Oktiyabır/Ekim 1922, No:3. Yeni Yol, 28 Oktiyabır/Ekim 1922, No:6. Yeni Yol, 4 Noyabır/Kasım 1922, No:7. Yeni harflerle yapılan basım işleri yanında, eski alfabe ile yazılan 6- H alkToprak bazı kitaplann yeni alfabe ile yazılarak; bastmlması yolunda da 7- M aden Dairelerinde^^ çalışmalar yapılmış ve 'İkinci İ r adlı ders kitabı, yeni alfabeye çevrilip yazılan ilk kitaplardan birisi olmuştur. Alfabe Komitesi Azerbaycan’m hemen hemen bütün kazalannda ve Nahçıvan’da şubelerini açmıştır. Bu şubelerin çahşmalannı yakmdan Yine Bakü, Gence, Ağdam, Zakatala, Kazak, Kuba, Salyan, Lenkeran ve Şamahı şehirlerindeki Toprak Mahkemeleri için damga ve diğer matbu evraklar bastınlmıştır^'^. izleyen komite, yapılacak işler konusunda da düzenh olarak direktifler vermiştir; Yeni basılan kitaplar ve alfabe kitapçıklan bu şubelere gönderilerek halkm kısa sürede bu yazıyla okuyup-yazmayı öğrenmesi Komite, bastmlan bu kitapçık ve eserleri, mümkün olduğu kadar her yere ulaştırmaya çahşarak, Yeni Türk alfabesinin Türk halklan tarafmdan incelenip, tanmması ve muhakeme edilmesini amaçlamıştır^^. amaçlanmıştı. Komite zaman zaman şubelerde çahşm alann nasıl gittiği, karşılaşılan engeller, şubelerin ne gibi masraflan olduğu şeklinde sorulann bulunduğu soru evraklan düzenleyerek şubelere göndermiş ve Yeni Türk Elifba Komitesi, yeni alfabenin çabuk öğrenilmesi ve alman cevaplar doğrultusunda yeni düzenlemeler yapmıştır . Yıne kısa sürede yayılmasmı sağlamak amacıyla birçok faahyette de şubelerin çahşması hakkmda Yeni Yol gazetesi vasıtasıyla halkı bulunmuştur. Zaman zaman Türk şair ve edebiyatçılan davet edilerek, bilgilendirirken yeni alfabe üzerinde bilgilendirme amaçlı toplantılar yapıldığı gibi bazen sütunlannda yer verilmiştir. Bu haberlere bakıldığmda şubelerin kısa de zamanda bulunduklan yerlerde kurslar düzenleyip, alfabe kitapçıklan bu vesileyle devlet adamlannm katıldıklan toplantılar düzenlenmiştir^^. Yine komite aym amaçla Bakü’da kurslar açmıştır. Bu 58 ■n/ aynı gazete Komite Azerbaycan’daki şubelerin dışmda Nahçıvan, Erivan, Hatta Türkiye ile bu konuda bağlantı kuran da bu şube olmuştur. Kasım 3- Fırka okullannm öğretmenleri için 1922’de Tiflis 4- 1. Hükümet matbaasmm Türk çahşanlan için temsilcileri Şefık Bey ve Muvaffak Bey’in yeni alfabe ile çıkan eserieri 5- Harbiye 56 da Özellikle Tiflis, bu hususta en faal çahşan şubelerden birisi olmuştur. 2- Harbiye okulundan gelenler için 55 yazılan Tiflis’de de şubeler açmış ve bunlan da yakmdan takip etmiştir. 1- Üç ayhk kurslara gelen öğretmenler için 54 ilgili dağıtıp, önemli gelişmeler kaydettikleri görülmektedir^^. kurslar beUrh gruplar için ayn ayn düzenlenmiş olup aşağıdaki şekilde organize edilmiştir: şubelerden gelen • Gelecek, ilmi ve edebi bir dergi olup, çok sade ve halk tarafından kolaylıkla anlaşüabilecek bir dille yazünuştır. {Yeni Yol, 8 Noyabır 1922, No;9) Huluflu, “Mehmet Ağa Şahtahthmn”, s.93. > Bu toplantılardan birine Azerbaycan İnkılap Komitesi Başkam N. Nerimanov, katılarak Yeni alfabe çahşrtıalarmı destekler bir konuşma yapmıştu'.(yen/ Yol, 16 Dekabu:/Aralık 1922, N o;13.) görmek şubesinden Bakü’ye gelen bir mektupta, Ankara istediklerini, bu nedenle de kendilerine bu eserlerden gönderilmesini istemişlerdi. Bakü’daki Merkez Komite de bu eserleri 57 58 59 Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No:13 Yeni Yol, 2 Dekabır/Aralık 1922, N o :ll. Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9. Tiflis’teki Ankara Hükümeti temsilciligine göndemıiştir^®. Tiflis üzerine, yapılacak toplantılara Türkistan, Tataristan ve bütün Türk şubesinin çalışmalan sonunda bir m üddef sonra komitenin İstanbul ve Cumhuriyetlerinden temsilcilerin katılması karan almmıştır^'^. Bu karan Tebriz’de de temsilcilikleri açılmıştır. Türkiye ile sıkı bir ilişkiye girmek uygulamak ve bütün Türk halklannı Latin alfabesi projesine çekmek için Tiflis şubesi Ankara M atbuat Müdürü Ahmet Bey Ağaoğlu’na maksadı ile müracaat edip yardım istemiştir. A ynca Azerbaycan’m Ankara siyasi Cumhuriyetlerinin temsilcisi Ebilov ile de Tiflis Şubesi devamlı olarak irtibat halinde etmiştir^^. Bu toplantıda aynca, “yeni alfabenin bütün Azerbaycan’da bulunmuştur^*. büyük bir hevesle karşılandığı”, bu nedenle de Azerbaycan Merkezi İcra Komitenin Erivan şubesinden gelen haberlerde, Ermenistan’da Alfabe Komitesi, Türkistan, Tatar, Hive ve Kmm M aarif Komiserliklerine mektupla müracaat Komitesi’nden iptidai mekteplerde haflada bir defa yeni alfabe dersi yaşayan Türklerin yeni alfabe konusunda istekli olduklan, Nahçıvan’da görülmesinin mecburi olması hususunda karar almasmı ise gönderilen alfabe kitapçıklannm yeterii olmadığı ve yeniden kararlaştınlmıştır^^. gönderilmesi isteğinde bulunulduğu, Yeni Yol Gazetesi’ne gelen istemeyi Komitenin bu isteği Merkezi İcra Komitesi tarafmdan da uygun yazılardan anlaşılmaktadır^^. görülerek, Bakü Halk Maarif Şubesi Türk okullannm bütün Yeni Türk Elifba Komitesi’ne Azerbaycan’m kazalanndan ve öğretmenlerine Latin alfabesinin öğretimini şart koşmuştur. Zaten Türklerin yaşadığı komşu cumhuriyetlerden aym yönde çok sayıda Alfabe Komitesi’nin yeni alfabeyi tanıtmak ve yerleştirmek için yapmış müracaat ve yazı gelmişti. Cemil Hasanh, kampanya karakteri taşıyan bu olduğu çalışmalarda kendilerine en büyük destek öğretmenlerden tip müracaatlann hepsinin gönüllülük esasmda yapıldığmın şüpheh gelmişti. Hatta Alfabe Komitesi’nin “Yeni alfabeyi en erken anlayan ve olduğu düşüncesindedir^^ bu yönde alışanlar öğretmenlerdir” şeklindeki düşüncelerini ifade eden Yeni Türk EUfba Komitesi’nin 14 Arahk 1922 tarihinde geniş çaph bir yazı Yeni Yol Gazetesinde de yer almıştır^^. Yine bu dönemde “Ali bir toplantısı gerçekleştirilmiştir. Başkanlığmı Samed Ağamahoğlu’nun İktisat Şurası”nm aldığı kararla da Yeni Elifba Komitesine 3.000 altm yaptığı bu toplantıya, komite üyelerinden başka Zakafkasya Harici ruble tahsis edilmiştir . 68 Ticaret Komiseri Muhammed Hasan Hacinski, Azerbaycan Halk Sıhhiye Yeni Türk Alfabe Komitesi’nde çahşanlar, alfabe değişikliği Komiseri Dr. Kadirli ve Azerbaycan Halk Ticaret Komiseri Hamit konusunda kendilerine yapılan eleştiriler ve küçümsemeler karşısmda; Sultanov katılmıştır. Toplantıda; yeni alfabe girişiminin Türk halklan Yeni Yol Gazetesi sütunlannda ve çeşitli toplantılarla cevap verme tarafmdan nasıl karşılandığı üzerinde durulmuş ve Dr. Kadirli’nin teklifı 64 65 60 61 62 Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9. Yeni Yol, 23 Dekabır/Aralık 1922, No:14. Yeni Yol, 1 Oktıyabır/Ekim 1922, No:3. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9. 66 67 68 Yeni Yol, 23 Dekabır/Aralık 1922, No:14. Hasanh, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8. Yeni Yol, 23 Dekabır/Arahk 1922, No:14 Yeni Yol, 1 Oktıyabrr/Ekim 1922, No:3. Azeri, “Azerbaycan’da Latin A lfabesi”, Yeni Kajkasya M ecm uası, Y ıl:l, S.2, (15 Teşrinievvel 1339/Ekim 1923), s.4-6. yolunu seçmiş ve bu hususta kararh olduklanm da her vesile ile ifade alfabeye geçişte önde gelen isimlerden olan C. Memmedguluzade de bu etmişlerdi. Ömeğin; Yeni Yol gazetesinin “Yeni Istılah” başhkh alfabe konusunda çok ümitvar olup düşüncelerini şöyle ifade etmiştir: yazısmda bu kararhhk çok iyi görülmektedir: “ ...Bu bağırtılar, bu Türk elifbasmm vücudu ile bundan sonra kabağa (ileriye) görüşler ve itirazlar bizi korkutmayacak ve sıkmayacak, çünkü bu gitmek yolu bizim için ışık gerek olsun.. Kentdliler(köylüler) için, ya yeniUğe gülenler ve “eyvah dil elden gitti” diye bağıranlar dayaz şehirliler düşünceh cür hurufat(hatfler) ile yazılmış olsun. Bele bir hurufat Azerbaycan edebilmezler. Gerek de bağırsmlar, hakiki anlakhlanmız ve milletin kendlileri için tek birce (yalnızca) Latin hurufatıdır ki biz ona "Yeni geçmişini, şimdiki halini ve geleceğini gören ve düşünen okumuşlanmız Hurufat” adını koymuşuk."^'^ yanmcıklanmız olacaklar. Bu gibiler de başka ise bu işe derin bir düşünce ile bakıp kaide üzeriyle bu ıstılahlan tenkit edip öz fıkirlerini yazacaklar. Buna göre biz de gülenlerden korkmuyup, tenkitçilerimizi alkışlayacayık.”^^ için dünyada en elverişli gazete gerek asan(kolay) Azerbaycan Yeni Türk alfabesi otuz üç harften oluşuyordu. Şu harfler, bugün kullandığımız Türk alfabesindeki harflerin aynısıydı; “a, b, c, ç, d, e, f, g, h, i, k, l,m, n, o, p, r, s, t, u, v, z” Bu yirmi iki harf dışmda kalan on bir harf, bugünkü alfabemizdeki 3- Azerbaycan “Yeni Türk Elifbası” harflerden değişikti ya da bugünkü alfabede hiç bulunmayan harflerdi. Mayıs 1922’de, Bakü’da oluşturulan “Yeni Türk EHfba Komitesi” (ö) harfı Danimarka alfabesinden ahnmıştı ve bizdekinden degişik ilk iş olarak Latin alfabesi temeline dayah yeni bir alfabe hazırlamıştır. yazıhyordu. (j) harfı, Alman alfabesinden ahnmıştı ve (y) sesini 33 harften oluşan ve Bakü Türkoloji Kongresi’nde “Birleştirilmiş Yeni veriyordu. Arap alfabesindeki (“'^”kef) ve ("^”sağır kef) harflerine Türk Alfabesi”nin oluşturulmasmda temel ahnan bu alfabe hakkmda karşıhk iki değişik (q) harfı benimsenmişti ki, bunlar bugünkü Veli Huluflu Kızıl Şark’ta şunlan yazmaktadır: alfabemizde yoktur. Yine Arap alfabesindeki (“u ’nun) ve (sağır nun) '‘Azerbaycan Yeni Türk alfabesi bütün Türklere mahsus olan harflerine karşılık iki ayrı (n) harfı ahnmıştı(Bunlardan biri bugünkü sesleri ifade etmeye kabildir. Bu alfabe 33 harften ibarettir. Osmanlı alfabemizde yoktur). Açık ve kapah (e) harflerine karşıhk iki ayn harf edebiyatını kabul etmek ve ondan istifade etmek lazım gelirse bu harfler kullanılmıştı. Bunlardan biri Latin alfabesinden, öteki ise Rus (kiril) onu tamamen yetirmeye müsaittir.”^^ alfabesinden almmıştı. Rus alfabesinden alınan harf, açık (e) harfme Azerbaycan’da, alfabe değişikliğine taraftar olanlarca bu alfabenin karşıhktı. Bundan başka Rus alfabesinden ahnan iki harf daha vardır. kısa sürede Azerbaycan halkmm aydmlanmasmda önemli rol oynayacağı Biri uzun (u) karşıhğı (y) harfı, öteki Arap alfabesindeki ("^” ha) düşünülüyordu. karşıhğı (x) harfı idi. (I) harfı Ermeni alfabesinden almmıştı ve (L) Azerbaycan’m önemü ediplerinden olan ve Yeni biçiminde yazılıyordu. 69 70 Yeni Yol, Dekabır/Aralık 1922, No:12. Huluflu, “Mehmet Ağa Şahtahtlmın”, s.94. (Bu dört harf bugünkü Türk alfabesinde Y usuf Seyidov, Y a zıa v e D il (XIX-XXEsrler), Bakü, 1979, s.108. bulımmamaktadır). (j) harfine karşılık (Z) biçiminde yazılan bir harf Jeni turq 8İifbası.nı.n duzulusu. benimsenmişti. Bakü Yeni Türk Ehfba K om itesi’nin ortaya koyduğu Yeni Türk gösterihnişti. Digram, triglarm denen ikili veya üçlü £ e Yeni alfabede Arap dihne mahsus olup, Azerbaycan dihnde fonetik karşıhğı olmayan Alfabe, İ>e Əə aT Azerbaycan dilinin fonetik esaslanna e ^ harfleri için işaret Çç ce £ F f ^ c çe E Gö er J ge t h*3 (c )* K k LI # < / de t Hh (P ' ^ «1 e\ II uygundu. Dd C c / harfler kuHanıImamıştı’^. yoktu. Bb Aa Alfabesi aynntıh bir fonetik alfabeydi. Her ses, bir tek harfle 1,1 Azerbaycan dilinde olan bütün seslerin karşıhğı olup, Azerbaycan diline g mahsus seslerin işaretleri, Latin alfabesindeki uygun harflerin formalan e T .* J i değiştirilerek düzenlenmiştir: e-ə, o-e, z-z, n-n, ;ı-q gibi’^” o en ^ Pp Q «1 q q R r ^ /1 ' pe V qu d qu j Tt U u V V «r V XX z 8 j' 0.»-) S s es j yy u (yj>) Z 1 ve i 3 3 * ze j Bilal N.Şimşir, Türk Yazı D evrim i, Ankara, 1992, s.lOO. Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.9. 0 e 0 em f Z z 73 el j n s«gLf nyn 1 te c* 72 / k» J 0 0 N n Mm W w T 7 / , Je j { J ) xe t > apostrof y >> (ojJi') r>* ^ məjljm 3e J ' Azerbaycan’da Kabul Edilen “Yeni Türk Elifbası’ 4- Yeni Türk Elifba Kom itesi’nin Azerbaycan Dışındaki 7 Eylül Faaliyetleri komitenin görevi, Türk Cumhuriyetlerinde yeni alfabenin tanıtılması idi. Elifba Komitesi, Azerbaycan’da yeni alfabenin benimsenmesi ve Bu amaçla komite, bu tarihler arasmda Kınm, Tataristan ve Orta işlerlik kazanması hususunda önemli gelişmeler kaydetmiş, bu arada Asya’da görevlerini yerine getirmiştir’®. Azerbaycan dışmda Sovyetler Birliği ve diğer Türk halklanna yönelik İlk olarak K ın m ’a giden Komite, burada yeni alfabe taraflan olan girişimlerde de bulunmuştur. Profesör Bekir Çobanzade ile birlikte faaliyetlerde bulundu. K ınm ’da llk olarak Şubat 1924’te, Elifba Komitesi Başkanı S. Ağamahoğlu, eski alfabeyi ıslah edip kullanmak isteyenler, Latin alfabesine geçmek Tiflis’e giderek burada Yeni Türk Elifba Komitesi’nin yürütme kurulunu oluşturdu. Bu kurul, Gürcistan’da 1924’ten 20 Ekim’e kadar faahyette bulunacak bu yeni alfabenin kullanımı isteyenler ve Kiril alfabesini kabul etmek isteyenler olmak üzere üç ayn ve eğilim vardı’^. yaygmlaşması için bir takım kararlar olarak uygulamaya koymuştur. Bu Burada yapılan çahşma ve toplantılar sonucunda Latin alfabesini kararlar şu şekilde sıralanmaktadır: resmi olarak kabul etmek ve hayata geçirmek konusunda kararlar 1- Gürcistan’da Türklerin yaşadığı bütün bucaklarda Yeni Türk ahnmış ve bu iş içinde bir komisyon teşkil edilmiştir’^. Alfabesini yaymak için dem ekler ve ocaklar kurulacaktır. Komite K ın m ’dan sonra Moskova yolu ile Taşkent’e geçti. Burada 2- Gerek bu demekleri kurmak, gerek yeni alfabe üzerine konferanslar vermek üzere Gürcistan’m bütün Türk bölgelerine çahşkan kumcular ve öğreticiler gönderilecektir. ilk “Usul~i Cedid M ektebf'nı açan M ünew er Kari, M uallimler İttifakı Başkanı Y usuf Aliyev ve Maarif Komiseri ile görüşmeler yapılmış ve bunlann da desteği ahnarak bir toplantı tertip edilmiştir. 3- Yeni harflerle ayhk bir dergi çıkanlacaktır. Özbek, Türkmen, Kazak ilmi şuralanndan da üyelerin katıhmıyla 4- Bakü’dan 10 bin adet yeni alfabe kitabı getirtilecek, ohnazsa bu kitaplar Tiflis’te hazırlanıp bastınlacaktır^'*. S. Ağamalıoğlu’nun Tiflis’ten dönmesinden sonra, yine aym yapılan toplantı sonucunda Özbek ve Türkmen üyeler yeni alfabe tarafmda, Kazak üyeler ise karşısmda yer almışlar, ancak yapılacak olan bir “Türkoloji Kum ltayı”na katılacaklanna dair söz vermişlerdir. maksatla çahşmak üzere, S. Ağamahoğlu’nun başkanhğmda, Mirza Celil Komite daha sonra Taşkent’ten aynlarak, Orenburg, Ufa ve Kazan Memmedguluzade, Veli Huluflu, Halid S. Hocayev ve Bahçesaray’da yolu ile Bakü’ye geri dönmüştür. Bu bölgelerde de bir dizi görüşmelerde gmba katılmış olan Bekir Çobanzade’den müteşekkil bir komite bulunulmuş, Kazaklar ve Tatarlar meseleye yeterli ilgi göstermezlerken oluştumlmuştur^^. 76 Bilal Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi Tarihçe, Ankara, 1991, s. 12-13. Isa Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997, S.392. 77 Habibbeyli, Celil M em m edguluzade Muhiti, s.392. Mustafa Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi v e Halid H ocayev”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıl Dönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.86-87. Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi”, s.86-87. YF.Nl YOL GÄZETESİ Başkırtlar, yeni alfabeyi kabul etmeye taraftar 39 olduklanm İcra Komitesi aldığı önemli bir kararla; Azerbaycan Sovyet Sosyalist bildirmişlerdir^^. 20 Cumhuriyeti’nin devlet dilinin “Türk Dili” olduğunu ilan etti*^. Ekim’de Bakü’ye dönen komite, bundan sonra Şubat 1926’da toplanacak olan Umumi Türkoloji Kurultayı hazırlıklan ile uğraştı*'^. 1925-1926 ders yıhnda ise, bütün mekteplerin birinci smıflannda, yeni alfabe ile eğitim-öğretime geçildi*^. Bütün bu gelişmeler Azerbaycan’da Latin alfabesinin benimsenip 5- Azerbaycan’da Yeni Türk Elifbası’nın Yaygınlaştırılma Çalışmalan Yeni yayıldığmı göstermekteydi ki, bu hızh gelişmede Azerbaycan Sovyet Hükümeti ve Sovyet rejiminin rolü büyüktür. Türk Alfabe K om itesi’nin çalışmalan sonucunda Azerbaycan’da Yeni Türk Alfabesi tutunmuştu. 22 Temmuz 1922 tarihinde Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi, Arap Alfabesi yerine, Latin Alfabesi’ni kullanma karan aldı. Komitenin 20 Ekim 1922 tarihli karan üzerine de Latin alfabesinin Arap alfabesi ile birlikte kullanımım 81 resmen karara bağladı . 1923 yılmm ortalannda XILUmum Bakü Parti Konferansı’nda, Azerbaycan dili yazısmm Arap alfabesinden yeni alfabeye geçirilmesi girişimleri takdim edilmiş, bu işin daha süratli bir Şöyle ki; Mayıs 1922’de kurulan Yeni Türk Elifba Komitesi başlangıçta özel bir demek gibi işe koyulmuş ve Latin harflerinin alınması meselesi Bolşevik Partisi’ne mensup olmayan bazı gençler tarafmdan ileri sürülmüştü. Bunun içinde güçlü bir hareket değildi. Latin harfleriyle basılan ilk Türkçe Gazetesi Yeni Y ol’un ilk sayısı 37 adet • gelişme gösterdiği görülmektedir ki, bu da artık Sovyet rejiminin bu girişimi desteklemeye başladığmm en önemli göstergesidir. şekilde ilerlemesi talep edilerek, şöyle denilmişti: “...dilin ve yazının öğrenilmesini kolaylaştırmak için güzel bir tedbir olan yeni alfabenin hayata tatbik edilmesini kuwetlendirmeğe 5?82 hususi dikkat verilsin.” 27 Haziran 1924 tarihinde de Latin alfabesi zorunlu devlet alfabesi Aslmda Azerbaycan Sovyet Hükümeti, alfabe değişikliğinin gündeme geldiği ilk dönemlerde(1922 yılmda), açıkça desteğini göstermişti. Ömeğin; Aralık 1922’de Nerimanov, yeni alfabe ile ilgili yaptığı konuşmada; Latin harflerinin kabulü ile medeniyet ve eğitim konusunda çok önemli gelişmeler sağlanacağmı ifade ediyordu**. gibi kabullenildi^^ ve 1923-1924 öğretim yılmda okullarda Türkçe dersler Yeni Türk Alfabesi harfleriyle öğretilmeye başlandı*'*. Merkezi ‘ 87 dağıtılabilmişti . Fakat çok kısa bir süre sonra bu girişimin çok hızlı bir 30 Ağustos 1922 tarihinde Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi’nin Yeni Türk Alfabe Komitesi Başkanı Ağamalıoğlu’na göndermiş olduğu bir yazıda da; Latin esash Türk harflerine geçiş 79 80 81 82 83 84 Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçm esi”, s.87. Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti, s.392. Abdullayev, TürkDilleri, s.95; Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8. Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.9-10. Abdullayev, TürkDilleri, s.95. Ahmet Tacemen, Rus Egemenliğindeki Türklerin alfabelerinin D eğiştirilm eleri (1769-J940), Kayseri, 1994, s.44. 86 87 Alaeddin Mehmedoğlu, “Bağımsız Azerbaycan ve Devlet D ili Terimi Üzerine”, Yeni Türkiye, Sayı:43(Türkoloji ve Türk Tarihi Araştırmalan Özel Sayı-I), (Ocak-Şubat 2002, s.374. Azerbaycan Edebi D ili ve Tarihi, s.lO. Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.l 1. Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No:13. reformunun yürütülmesi, halk arasmda yeni alfabenin yaygmlaştırılması zannolunuyordu. Bidayeten Ruslar bu meseleye aleyhtar iken, bazı istenilmiş, yeni alfabenin halk tarafından nasıl karşılandığı sorusu taraflardan vukubulan itirazat onlann gözlerini açtı ve Latin hurufunu sorularak, zorlama olmadan halkm kendi arzusu ile benimsemesini kabul taraftarı oldular. Mesele İcraiye Komitesi ’ne vaz olunarak tasdik sağlayacak çahşmalann hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini karara ettirildi. Bu sene de (1923) mekteplerde tatbikine karar verildi.”^^ bağlamış ve yeni alfabenin yeterli miktarda bastınlarak dagıtılması Latin hususu belirtilmişti*^. başlangıçta ne Sovyetler Birliği merkez idaresinin ne de, alfabe Çok açık bir şekilde olmäsa da 1922 yılmda Latin alfabesine komitelerinin halka bu yolda bir baskısı olmamış veya böyle bir politika geçişin Ruslar tarafmdan da desteklendiği anlaşılmaktadır. Eylül benimsememişlerdi. Nerimanov’un bir beyanatmda da bu hususu 1922’de, S. M. Kirov’un M oskova’ya göndermiş olduğu gizli telgrafta; özellikle ifade ettiği görülmektedir: alfabe ıslahatma muhalefet edenlere karşı yeni alfabe taraftarlannm .. Yeni alfabe tedricen neşrolunacaktır. Onun ile beraber Arap desteklenmesi gerektiği, fakat bunun gizli bir şekilde yapılması, yolunda elifbası da kalacaktır. Yeni elifba hususunda biz adımımızı yavaş yavaş ifadeler kullanılması, bu desteği açıkça göstermektedir^®. atacağız. Fakat attığımız bu adım kati ve sağlam olacaktır. O vakte Özellikle 1923 yılmda durum daha farkh bir şekil almış, Yeni Türk alfabesini savunanlar, önce Komünist Partisi üyesi olan Azeri yöneticilerince sonra da Ruslar tarafmdan desteklenmeğe başlanmıştır^’. kadar millet özü, yeni elifbamn lazım, gayet yüngül ve elverişli olduğunu takdir edip Latin hurufatı ile yazılmış elifbayı kabul edecek ve yeni zamanda eski elifbanın esassızlığını anlayarak onu da reddedecektir?^" Türkiye Büyük MiIIet Meclisi Hükümeti’nin Azerbaycan temsilcisi Memduh Şevket Bey (Esendal) bu konu ile ilgili Bakü’dan şunlan bildirmektedir: Fırkası 'na mensup olmayan bazı gençler tarafmdan ileri sürülmüş idi. Sonradan Neriman ve bazı onun gibi şahıslar da buna taraftar oldular. Bunun da başlıca sebebi, lisan-ı resmiyi süratle Türkçeleştirerek, daireleri Rus ve Ermenilerin istilalarmdan kurtarmak idi. Çünkü Türkçe 89 90 91 okunamamasınm yegäne sebebi, Sovyet Rejiminin alfabe konusundaki bu değişikliği desteklemesi çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Cemil Hasanlı, Rus siyasi makamlannm uzun süre Türk halklanna Kiril alfabesini kabul ettirmenin “5m mesele (Latin yazısının alınması sorunu) bidayette Bolşevik yazılıp alfabesine geçiş desteklenmesine rağmen, bu konuda huruftan yollannı aradığmı, bu amaçla Rus ilim çahşmalar yürüttüğünü, fakat pek olumlu sonuçlar ahnamadığmı belirterek, Sovyet Türk-Müslüman göstereceğini halklannm hisseden Rus Moskova’nm alfabesine geçiş alfabesine önem verdiğini kaydetmektedir^"*. ibaret olduğu Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezi D evlet Siyasi Partiyalar ve İçtimai H areketler Arşivi(SPİHA), F.379, 0 p .40c, D .26, L.2. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 107-108. adamlannm 92 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.107-108. Yeni Yol, 16Dekabır, 1922, No. 13. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.lO. güçlü aşaması mukavemet olarak Latin Yine başka bir degerlendirme de ise; “Sovyet rejiminin Arap alfabesinin bırakılarak Latin Toynbee, aynca Moskova Hükümeti’nin yalnız Türklerin değil, alfabesinin alınmasmı desteklemesi, Türkleri öz kökünden ayınp onlan Ruslaştırmaya çalışmak” olarak ifade Arap alfabesini kullanan tüm Sovyet halklannm, bu arada Taciklerin de Latin alfabesini benimsemelerini istediğini ve böylece Sovyet smırlan edilmişti^^ Memduh Şevket Bey de 21 Nisan 1923 tarihinde Hariciye Vekäleti’ne gönderdigi yazıda; R uslann başlangıçta bu işe aleyhtarken içinde gelişen Latinleştirme akımmm başka ülkelere de yayılacağmı um duklannı ifade etmiştir®’. Görüldügü üzere Sovyet rejimi kendi amaçlan doğrultusunda Latin sonradan desteklemesini şu şekilde değerlendirmiştir: “...(Latin alfabesine) taraftar ve aleyhtar olanlar gördüler ki, Ruslar bunlarm zafıyetlerinden p e k zalimane bir surette istifade yolunu bulmuşlardır. Çünkü tedrisat ve lisana çevrilince önce kitap yoktur, sonra kitapları çevirip tabedecek ve kolayca bu meselenin altından çıkacak kimse de mevcut değildir. Elde mevcut kitaplar yine bizim İstanbul’da tabetmiş olduklanmızdan ibarettir. Bu suretle Azerbaycan ’daki Türkçe tahsiline büyük bir darbe vurulmuş olacağı, herkes çocuklarmı Rus mekteplerine vermeğe mecbur kalacakları aşikar idi. Farz-ı muhal kitaplarm bu hurufa tebdili kabil olsa ve tedrisat yoluna koyulabilse o takdirde yeni yetişen çocuklarm bütün irfanı Azerbaycan muhitine mahsus kalacakti” Tarihçi Toynbee göre ise; Sovyet yöneticileri, Çarhk yönetiminin Ruslaştırma politikasmm tam karşıtı bir politika izledikleri, milliyetler ilkesine saygı gösterdiklerini dünyaya kanıtlamak istiyorlardı. Yeni Türk Alfabesi komünist ideolojinin yayılmasma engel de olmayacaktı. Sonra harflerine geçişi desteklemiş, hatta bunun için önemli miktarlarda para da harcamıştır^*. Ruslar, yukanda ifade edilen sebeplerin dışmda, Latin harflerine geçişte, Türk halklannm hepsinde farkh bir alfabe oluşturarak bunlar arasmda bir uçurum yaratılması amacmı da gütmüştür. Fakat gelişm eler M oskova’nm düşünce ve niyetlerinin aksine bir gelişme göstermişti. Latin alfabesine geçişi, Türk milletinin medeniyet yolunda atılan adım olarak düşünen ve Türkler de okuma-yazmayı kolaylaştıracak bir araç olarak gören Türk aydmlan, Yeni alfabenin farklı farklı değil de tek bir alfabe olarak bütün Türk cumhuriyetlerinde aynı şekilde kullanılmasma çalışmışlardır. Türkiye’nin de Latin harflerini kabul etmesiyle Türklerde yazı birligine doğru gidiş Ruslan büyük ölçüde tedirgin ve rahatsız edecektir. Zaten bundan sonra da Rusya, Türk halklanna Kiril alfabesine geçişi zorunlu kılacaktır. Tabi bu zorunlu geçiş Türklerde dil ve alfabe birliğini savunan birçok Türk aydmmm ortadan kaldmlması süreciyle birlikte olacaktır. Denilebilir ki, Ruslann Latin alfabesine geçişte planlan ve Rus Komünist yöneticiler, bu yolla komşu ülkeleri etkilemeyi de düşünüyorlardı. bir hedefleri ile bu yolda çalışan Türklerin amaç ve hedefleri birbirinden farklı olduğu gibi, Latin alfabesine karşı çıkanlann sebepleri de 95 96 Nesib Nesibzade, “Sovyet Siyasetinde Bakü Türkoloji Kurultaymın Yeri”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin JO.Yıldönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.99. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s .l0 8 . birbirinin aynı değildir. 97 Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s.l5 2 . A .Z eki Velidi Togan, Türk Dünyasında Elijba M eselesi, Istanbul, 1926. Kongreyi düzenleyenlere baktığımızda ise, bunlann hepsinin aym amaca hizm et için çahşmadıklannı görmekteyiz. İngeburg B aldoufa C- Bakü Türkoloji Kongresi ve Alfabe Sorunu göre; bu kongrenin yapılabilmesi için gayret sarf eden üç ayn grup vardı. Sovyetler Birliği Türklerinin Latin alfabesine geçmelerinde 'çbk Birincisi, ifrat derecesinde Latin taraftan Azerbaycanhlar, ikincisi önemli aşama olan Bakü Türkoloji Kongresi 26 Şubat-6 Mart 1926 Sovyet m erkezinin elemanlan ve üçüncü olarak Rus Türkologlar ve tarihleri arasmda, Bakü’da toplanmıştır. dilbilimciler.'®'. Kongrenin asıl merkezi konusu alfabe meselesi olmakla beraber, Birinci grubun lideri olarak Samed Ağamahoğlu gösterilmekte idi. Kongrenin toplamş amacı hakkmda çok çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Joseph Costagne; İkinci ve üçüncü gmpta bulunan Ruslann hedefleri, Türkleri Latin alfabesine geçirmek de olsa; asıl maksatlannm hiçbir zaman Türklerin “Sovyet Hükümetin bir Türkoloji Kongresi toplanmasına karar ortak bir Latin alfabesine geçmesini ve Latin aIfabesinin,Türk verirken, Türkiye ’de hazırlanmakta olan yazı devriminden önce Sovyet halklannda Batı seviyesinde bir inkişaf meydana getirmesini sağlamak Türklerinin Latin yazısına geçişlerini sağlamak ve böylece Doğu olmadığı açıktır; daha sonraki uygulamalar da bunu ispat etmektedir. halkları önünde prestij kazanmak, Türkolojinin merkezinin Sovyetler Çünkü Ruslar için, Latin alfabesine geçişin, Kiril alfabesine geçiş için Birliği topraklarına kaydığını göstermek gibi siyasal amaçlar gütmüştü. bir Ayrıca Sovyet topraklarındaki kültürel pantürkizme öncülük ederek anlaşılmaktadır. dışarıdan gelebilecek pantürkist akımları önlemeyi iki akımı birbirine merhale olarak görüldüğü daha sonraki gelişmelerden Üçüncü gruba dahil olup fakat yukandakilerden çok farklı vurdurmayı d ü ş ü n m ü ş tü r " şeklinde düşüncelerini belirtirken, Mehmet amaçlarla K urultay çalışmalanna katılan Türk aydmlan Emin Resulzade, aynı doğrultuda Kurultay dönemini kinaye ile Türkologlann ise Kongreden farkh beklentileri vardı ki bunlardan "'Bolşevik Türkçülüğü” olarak adlandırmıştır. birincisi, Latin alfabesinin kabul edilmesiyle birlikte ortak bir alfabe ve Yine aynı şekilde, Mirza Bala; Kongrenin toplamş amacı için “...Bununla Moskova; Rusya esaretindeki Türklerin nazar-ı dikkatini Türkiye’den kendi tarafına çevirmek ve kendini Türkiye’den daha çok Türkçü ve Türk hamisi göstermek emelini beslemektedir” diye yorumlamaktadır.' . 99 100 Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s . l l 7 . Nesibzade, “ Bakü Türkoloji Kurultayımn Yeri”, s.98. dilbilimci ve dolayısıyla “Türk Birliği” söz konusu olacaktı. İkincisi ise, Türk halklannm geri kalmışhğmm önüne geçilecekti. Alfabe hususunda bir kurultay toplama fikri ilk olarak 1924’de ortaya atılmıştı. Profesör A. N. Samoyloviç, Mart 1924’de Arap alfabesinde ıslahat meselesinin görüşülmesi için bir kurultaym Ömer Faruk Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodar M enzel”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, S.28. toplanmasını istemiş ve 2 M ayıs 1925’de Azerbaycan Merkezi İcra İsmail Gaspıralı ve Türkolog Radloofun şerefine düzenlenen Komitesinin Başkanhk H eyeti’nin toplantısmda, Türkoloji Kurultayınm Kongrenin'*^’ açış konuşmasın Samed Ağamalıoğlu yapmış ve Kongrede çağnlmasmm zaruri ve acil bir mesele olduğuna karar verilmiştir. Bu pek çok bildiri sunulmuştur. Bu bildirilerin konusu yedi başhk altında toplantıda toplanmaktadır; kurultayı hazırlamak oluşturulmuştur.Teşkilat komitesine için teşkilat komitesi de 1-Tarih: Rusya’daki Türklerin tarihine yönelik bildiriler. Samed Ağamahoğlu, Prof. B. 2-Etnografya; Çobanzade, M. N. Palvoviç, Hakverdiyev, Prof. N. İ. Aşmarin, Bu konu Kongrenin alfabe, imla ve Akademik V. Barthold, Prof. A. N. Samyoloviç, M. H. Baharh, A. R. terminolojisinden sonra en önemli konusu olup Türk halklannın Zifledt, A. C. Pepinov, İ. Hikmet ve diğerleri dahil edildiler’®^. etnografyası ile ilgili bildirilerdir. 3-Türk Yapılan hazırlıklar sonunda 26 Şubat 1926 tarihinde açılan dillerinin akrabahğı vurgulanmış ve Türk dillerinin bir Kurultaya; 131 üye katılmıştır. Delegelerin 92’si Türk‘“ , 3’ü Alman, olduğu herkes tarafından konuşulmaya başlanmıştır. Kongrede özellikle 18’i Rus, 1 Ukraynah, 2 Yahudi olup delegeler üç ayn gruptan Türk delegelerinin, Türk dillerinin ortak yönleri üzerinde durmalan ve oluşuyordu: birleştirici bir üslup izlemeleri, Türklerin alfabe değişikliğine bakış açısınm diğerlerine göre farklı bir duyarhkta olduğunu da gösteriyordu. 1-İIim adamlan 2-PoIitikacıIar 4-Türk dilleri 3-Eğitimciler ve yazarlar"’^ olup, kurultaya Türkiye adma da M. 5-İmIa 6-TerminoIoji: Kurultaym alfabe meselesinden sonra değindiği en Fuat Köprülü ve Hüseyinzade AIi Bey katılmışlardı“^^ Kuruhaym organize edilmesinde istekli olan Sovyetler Birliği’nin ve Azerbaycan Komünist öncülerinin, Kurultaya katılacak olan delegelerin özellikle Latin alfabesi taraftan olmalannı göz önünde önemli meselelerden birisidir; İlmi terminolojinin sistemi ve Türk dillerinde terminoloji hakkında konuşulmuş, Arapça ve Farsça kavramlann Türk diline yerleşmesi sorunu üzerinde durulmuştur. 7-AIfabe bulundurmuşlardı. Meselesi: Kurultaym en önemli konusu olduğu için en sona almmıştı. Arap yazısınm Türk diline uymadığı ve ilerlemeye engel olduğu şeklinde fıkirler mevcuttu. Alfabe meselesinde dikkatler iki noktada toplanmıştı. Bunlardan birisi Arap yazısmı bırakıp Latin Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8. Costagne, Türk delegelerin sayısını 98 olarak göstermiştir. (Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s.119). yazısına geçmek, diğeri ise Arap yazısmı ıslah etmekti'®*. Ama her iki Türkiye D elegesi Fuat Köprülü, bilim adaları grubunda yer alırken, diğer Türk delegesi Hüseyinzade AIi B ey ise daha çok politik kişiler arasında görülüyordu. (Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 119.) Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor Menzel”, s.35-36. Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9. Kurultayın Menzel tarafmdan R adlofun şerefine, Türkler tarafmdan ise Gaspualı İsmail B ey ’in şerefine düzenlenmesini teklif etmeleri üzerine bu karar ahnımştır. (Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.36). Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.37-41. 108 grupta bir noktada görüş birliğine varmışlardı. O da Arap alfabesi Türk öğrenilmektedir. % 90 kadarı okuma yazma bilmeyen milyonlarca Türk fonetiğine uymuyordu ve güç bir alfabeydi'”^. Ayrıca Kongrede alfabe sorunuyla ilgili şu genel görüşler ortaya çıktı; için bu önemlidir'^^^. K azan delegesi Galimcan Şeref Bey, Bakü kurultayında Latin 1- Türkçe’deki bütün kelimeler, bu arada Türkçe’ye girmiş Arapça kelimeler için bir tek imla kurah uygulanmalıdır. alfabesinin alınmasma karşı çıkmıştı. G. Şeref, o günkü tarih itibariyle Türkçe’nin alfabe haritasmı çizmiş ve Arap yazısmı kullanan Türkler 2- Çeşitli orfograf ilkeleri içinde Türk diline en uygunu fonetik arasmda, Rus yazısma geçme taraftarlan olmadığmı fakat Latin yazısma imla ilkesidir. geçme yandaşlannm olduğunu söyleyerek şunlan belirtmiştir: 3-Fonetik imlä ilkesine en uygun alfabe, Azerbaycan’da kullanılmağa başlanan Latin kökenli yeni Türk alfabesidir. 4-Yeni “ ...F (3 z / çok bağlıdır: Bilhassa eskiden ve bugün mühim kültür birikimi olanlar Türk alfabesinin imlä bakımmdan çeşitli üstünlükleri vardır. Bu alfabe ile özel isimler ve coğrafı isimler büyük harflerle yazılabiliyor, kelimeler hecelere aynlabiliyor, sesli harfler kelimelerle vurgulanabiliyor ve dolayısıyla çocuklar doğru okuyup yazabiliyor” ®. Kongrede Azerbaycanlı delegeler, Latin harflerine dayanan Yeni Türk Alfabesini savunmuşlar ve Mehmetzade bu konu ile ilgili özetle için yazının değiştirilmesi şunlara bağlıdır: Okuma-yazma bilenlerin yeniden öğrenmesi ve aynı zamanda neşriyat birimlerinin de buna dahil olması ki, eğitmeyi gerekli kılar. Basım evlerinin değiştirilmesi vs. Bunlar geniş kitlelerin m oral ve manevi değerlerini de değiştirecektir.”^ Konuşmasmda alfabe değiştirmenin kültürel ve sosyal sonuçlanm Sovyet Türkleri Arap alfabesinden kurtulma çabasındadırlar. Azerbaycan, Kuzey Kafkasya ve Yakut halkları Latin kökenli yeni Türk Türkmenler, üzeredirler. Arap alfabesi Türk-Tatar harfler vardır. Alfabedeki h a rf sayısı 120’den 3 2 ’e indirilmiştir: Eski alfabe 6 ile 8 ayda öğrenilebiliyordu. Yeni alfabe ise 3-4 ayda 110 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l2 3 . Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.16-17. sorunlara da geniş bir yer vermiştir. Bakü Kongresi alfabe konusunda çok yoğun bir şekilde süren t^ ış m a la n tamamladıktan sonra şu kararlan onaylamıştır: fonetiğine uymamaktadır ve güç bir alfabedir. Yeni Türk alfabesinde yeterince sesli 109 değerlendiren Galimcan Şeref, alfabe değişikliğinin getireceği ekonomik Özbekler, Başkurtlar ve Anadolu Türkleri de Arap yazısmdan kurtulmak ve Yeni Türk alfabesini benimsemek bu okuma-yazmanm hem eski dilde hem yeni dilde öğretilmesini gerektirir. Ayrıca pratik ve metodik olarak öğretmenleri de şunlan söylemiştir; alfabesini benimsemişlerdir. değiştirme meselesi, kültürel, iktisadi ve sosyalfaktörlere 1-Kongre, yeni Türk alfabesinin, Arap alfabesine ve ıslah edilmiş Arap alfabesine teknik üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel alanda gittikçe artan önemini belirttikten sonra, yeni alfabenin ve bunu uygulama yönteminin Türk-Tatar bölgelerinde ve Cumhuriyetlerinde ''' Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s. 16-17. Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde Idil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü T ürkolojiK ongresi’nin 70.Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s.20-21. benimsenmesini, bu Sovyet birimlerinin her birinin kendi yetkisine bırakır. öğrenilmektedir. % 90 kadarı okuma yazma bilmeyen milyonlarca Türk için bu önem lidir'’’^' ’. 2-Kongre, aynca yeni Türk alfabesinin Azerbaycan’da, birkaç başka bölgede ve cumhuriyette benimsenmiş olmasmı® son derece önemli olduğunu da belirtir. Kongre, Azerbaycan’m ve öteki K azan delegesi Galimcan Şeref Bey, Bakü kurultayında Latin alfabesinin alınmasma karşı çıkmıştı. G. Şeref, o günkü tarih itibariyle Türkçe’nin alfabe haritasmı çizmiş ve Arap yazısmı kullanan Türkler cumhuriyetlerin deneyimlerini ve yeni alfabeyi öğrenme yöntemlerini, arasında, Rus yazısma geçme taraftarlan olmadığmı fakat Latin yazısma ileride kendi ülkelerinde de uygulamak üzere öğrenmeleri için Türk- geçme yandaşlannm olduğımu söyleyerek şunlan belirtmiştir: Tatar halklanna çağnda bulunur' '\..Y a z ı değiştirme meselesi, kültürel, iktisadi ve sosyalfaktörlere Kongre bu karan, müzakerelerin ardmdan yapmış olduğu oylama çok bağlıdır: Bilhassa eskiden ve bugün mühim kültür birikimi olanlar sonucu almıştır. Aynca bütün Türk boylan için ortak bir alfabe için yazm ın değiştirilmesi şunlara bağlıdır: Okuma-yazma bilenlerin hazırlamalan için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir^*'*. Kurultay yeniden öğrenmesi ve aynı zamanda neşriyat birimlerinin de buna dahil sonunda iki yıl sonra ikinci kurultayın Semerkant’ta toplanması karan olması ki, ahnmışsa da bu mümkün olmayacaktır. Çünkü Rus Sovyet politikası, öğretilmesini gerektirir. Ayrıca pratik ve metodik olarak öğretmenleri de böyle bir şeye bundan sonra asla izin vermeyecektir. eğitmeyi gerekli küar. Basım evlerinin değiştirilmesi vs. Bunlar geniş 6 Mart 1920 tarihinde Kongre sona ermiştir. Kongreyi sonuçlan bu okuma-yazmanın hem eski dilde hem yeni dilde kitlelerin m oral ve manevi değerlerini de değiştirecektir.”^ açısmdan değeriendiren bazı yerii ve yabancı Türkologlar, bunu sadece Konuşmasmda alfabe değiştirmenin kültürel ve sosyal sonuçlannı Latin alfabesine geçişte önemli bir aşama olarak görmemişlerdir. değerlendiren Galimcan Şeref, alfabe değişikliğinin getireceği ekonomik Ömeğin; Theodor Menzel; Türk boylannm tarihte ilk defa bir araya sorunlara da geniş bir yer vermiştir. gelerek gerçekleştirdikleri bir toplantı olarak değerlendinmiş ve ilimle pratiğin bir arada olduğu kurultayın admm ilmi, ama kendisinin siyasi Bakü Kongresi alfabe konusunda çok yoğun bir şekilde süren tartışmalan tamamladıktan sonra şu kararlan onaylamıştır: bir toplantı olduğu üzerinde durmuştur. Aynca Menzel, Kurultay ile 1-Kongre, yeni Türk alfabesinin, Arap alfabesine ve ıslah edilmiş Türklerde milliyetçi bir tavnn ortaya çıktığı ve Asya’da siyasi anlamda Arap alfabesine teknik üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel Türk düşüncesinin alanda gittikçe artan önemini belirttikten sonra, yeni alfabenin ve bunu uyamşmm görüldüğünü belirterek, Türklerde birleştirici yönünü şu şekilde ifade etmiştir: Kongrenin uygulama yönteminin Türk-Tatar bölgelerinde ve Cumhuriyetlerinde I II 113 114 Şimşir, A zerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.19. Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor Menzel”, s.42. Şimşir, Azerbaycan 'da Türk Alfabesi, s,16-17. Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde Idil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü T ü rkolojiK on gresi’nin lO.Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s.20-21. benimsenmesini, bu Sovyet birimlerinin her birinin kendi yetkisine “Bu milli birliktelik düşüncesinin, hissinin çok çabuk bir şekilde gelişmesi kayda değer. Savaştan birkaç yıl önceki Pantürkist hareketin bırakır. 2-Kongre, aynca yeni Türk alfabesinin Azerbaycan’da, birkaç bir ürünü olan bu düşünce mutlaka etkili olacak. Bunca ayrılıklardan başka bölgede ve cumhuriyette benimsenmiş olmasmm son derece sonra önemli öteki bağlantıh olan yeni durumlara rağmen, temsilcileri geniş bir coğrafyaya cumhuriyetlerin deneyimlerini ve yeni alfabeyi öğrenme yöntemlerini, dağılmış bu milletin ilk defa açıktan bir olduklarını ve gelecekte ileride kendi ülkelerinde de uygulam ak üzere öğrenmeleri için Türk- oluşturulacak Tatar halklanna çağnda bulunur^’^. önemlidir."^^^ olduğunu da belirtir. Kongre, Azerbaycan’m ve Sovyetler Birliği’nin bir Türkiye kültür birliğinin Cumhuriyeti’nin temelini atmaları kuruluşuyla çok daha Kongre bu karan, müzakerelerin ardmdan yapmış olduğu oylama M enzel’in bu görüşüne, karşı değerlendirmeler getirenler de sonucu almıştır. Aynca bütün Türk boylan için ortak bir alfabe olmuştur. 1926 Bakü Türkoloji Kurultayı’mn Türk birliğine vurulmuş hazırlamaları için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir"'*. Kurultay bir darbe olduğu, alfabe birliğinin bozulup sonunda iki yıl sonra ikinci kurultayın Semerkant’ta toplanması karan sayısız Rus terimleri sokulduğu, bu değerlendirmelerin bazılandır"^. Sovyet Türklerinin diline Cemil Hasanh da, “Birinci Türkoloji Kurultaya Kısa Tarihi Bakış” almmışsa da bu mümkün olmayacaktır. Çünkü Rus Sovyet politikası, adlı makalesinde kurultaym sonuçlannı değerlendirirken Kurultayı; böyle bir şeye bundan sonra asla izin vermeyecektir. 6 Mart 1920 tarihinde Kongre sona ermiştir. Kongreyi sonuçlan açısmdan değeriendiren bazı yerli ve yabancı Türkologlar, bunu sadece Ruslann, siyasi maksatlan için topladığmı ifade ettikten sonra önemli bir bakış açısı getirerek şöyle demiştir: 1926 Latin alfabesine geçişte önemli bir aşama olarak görmemişlerdir. yılın fevra l (Şubat) aymın 2 6 ’sında B akü’da işe başlayan /. Ömeğin; Theodor Menzel; Türk boylannm tarihte ilk defa bir araya Türkoloji Kurultayı ’nın, gelerek gerçekleştirdikleri bir toplantı olarak değerlendirmiş ve ilimle Sovyetlerin siyasi maksatlarmdan daha üstün oldu. En ciddi sonucu; pratiğin bir arada olduğu kurultayın admm ilmi, ama kendisinin siyasi 1906'cı yılın Nijni, 1917’ci ydm Moskova Kurultayı ’ndan sonra, Rusya bir toplantı olduğu üzerinde durmuştur. Aynca Menzel, Kurultay ile ve Sovyetler B irliğ i’nin 24 milyonluk Türk halklarmm 1926-cı yılda Türklerde milliyetçi bir tavnn ortaya çıktığı ve Asya’da siyasi anlamda Bakü’da bir araya gelmesi idi. Ew elki iki kurultay, resmen Rusya Türk Müslümanları kurultayı gibi geçirilmiş, Bakü Kurultayı dse ilk umumi, düşüncesinin uyanışmm görüldüğünü belirterek, Türklerde birleştirici yönünü şu şekilde ifade etmiştir: U3 114 Şimşir, Azerbaycan'da Türk Alfabesi, s.l9 . Demirel, “I.TürkoIoji Kongresi ve Theodor Menzel’', s.42. Kongrenin Türk halklarının tarihindeki tarihi rolü, bazı cihetlere göre ilk beynelhalk TürkKurultayı idi... 116 Dem irel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.53-55. Nesibzade, “ Bakü Türkoloji Kurultayınm Yeri”, s.99. “I. Türkoloji Kurultayı ’nın Sovyetler Birliği ve Rusya Türklerinin talihinde ve tarihinde oynadığı rol öyle azimetli idi ki, Umum Türk fıkrinin inkişafma tesiri öyle büyük idi ki, 1926-cı yıldan çöküşüne kadar Sovyetler birliğinde Türk halklarının hayatı ile bu ve buna benzer hadise bir daha tekrar edilmedi. Aslında mevcut Komünist totaliter ideoloji böyle “Sehvlere” (yanbşlara) bir da h a y o l vermedi”^^^. Birliği Türk bölgelerini ve cumhuriyetlerini kapsayacak şekilde düşünülmüştü. Tam adı da ''Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkez Kom itesi" Başkurdistan, idi. Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan, Kırgızistan, Kuzey Kafkasya, Transkafkasya, Yakutistan vb. olmak üzere Merkezi Kom ite’nin 12 kolu vardı. A yn ayn bölgelerde daha önce kurulmuş yeni Türk alfabesi komiteleri, demekleri, ocaklan da Merkezi Komite’ye bağlandı. Bir yıl D- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklarmın Ortak Alfabeye Geçişi kadar sonra da Sovyetler Birliği Hükümeti, Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’ni ve onun ana tüzüğünü resmen onayladı. Merkez Komite, 1- Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi’nin Kuruluşu ve Amaçları bütün Türk bölgelerine Latin harflerini benimsetmek için tam yetkiyle donatıldı ve alfabe kampanyalanm yürütmesi için Sovyet Hükümeti Bakü Türkoloji Kongresi’nin 6 Mart 1926 günü kapanmasmm tarafmdan 600.000 ruble ödenek verildi"^. ardmdan yeni alfabe lehine oy veren cumhuriyetlerin vekillerinden oluşan özel bir toplantı düzenlendi. Yeni Türk alfabesinin benimsenmesi hususunda, kongrenin almış olduğu kararlann nasıl uygulanacağı konusunun ele ahndığı toplantıda, bir takım kararlar almdı. Bu kararlara göre; vekiller memleketlerine döner dönmez heyetler oluşturacaklar, kendi şivelerinin özelliklerine göre, yeni alfabe projeleri hazırlayacaklar ve bu projeler daha sonra yapılacak bir konferansta birleştirilecekti."^. Bu toplantıda, Sovyetler Birliği üyesi bütün Türk Cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde yeni Türk alfabesine geçilmesi işini bir elden yürütmek üzere “Yeni Türk Alfabesi Merkezi Komitesi” kuruldu. Başkanhğma “Azerbaycan Yeni Türk Alfabe Komitesi”nin M erkezi Komite geniş yetkileri ahp, para desteği de sağlandıktan sonra çok hızlı bir şekilde propaganda kampanyasma başladı. Türk Cumhuriyetlerine binlerce kilo yeni harf dağıtıldı. Yeni Türk alfabesine göre hazırlanmış yazı makinalan, baskı makinalan gönderildi. Bütün bölgelerde Yeni Türk harfleriyle dergiler, gazeteler çıkanlmağa başlandı. Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin asıl yaym organı olan “Doğu’nun Kültürü ve Yazısı” s.88; Tacemen, Rus dergi de Moskova’da çıkanlmaktaydı. Dergi “Yeni alfabeyi hızla ve sistematik olarak benimsetmek için S.S.C.B. Türk-Tatar halklannm tüm bilimsel, pedagojik ve sosyal güçleri ile partinin tüm güçlerini birleştirmek” amacı güttüğünü açıkhyordu”'^®. başkanı olan S. Ağamahoğlu seçildi. Merkez komitesi bütün Sovyetler Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.7, 11. Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi”, Egemenliği, s.54. adh 119 120 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.135-136. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l3 2 . Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi Başkanı S. Ağamalıoğlu, 27 Mayıs 1927 tarihinde yayınlanan bir konuşmasmda Merkez Komitesinin programı ve amaçlannı şu şekilde açıklamıştı: göstermektedir. B akü’da bulunan Merkez Komitesi’nin çahşmalanndan da mem nun olmayıp, onu Moskova’ya taşıması; Merkezi Sovyet Hükümeti’nin kendi istekleri ve hedefleri dışmda bir şeyler yapılmasmı Türk Alfabesi M erkez Kom itesi’nin amacı Yeni Türk istemediğinden kaynaklanmıştır. alfabesini Türk-Tatar Cumhuriyetlerinde benimsetmekti. Bu devrimi bir düzene sokmaktı. Yeni yazı eski Arap alfabesinin yerini alacaktı. Arap yazısı tarihsel görevini tamamlamıştı. Eski yazıdan yeni yazıya geçiş, Azerbaycan ’da tamamlanmak üzereydi. Azerbaycan Milli-Eğitim Komiserliği yeni yazının kesin başarısı için gereken önlemleri almıştı. Yer yer direnişler, güçlükler olmuştu. Azerbaycan, öteki Cumhuriyetlere 2Kurultayları örnek olacaktı. Azerbaycan deneyi, bu uğurda “korkunç” güçlükler bulunmadığını kamtlamıştıf'^^^. Y eni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi iki genel toplantı yapmıştır; Birinci genel toplantı 3-7 Haziran 1927 tarihinde Bakü’da, ikinci genel Merkez Komitesi’nin üyeleri genel olarak yüksek görevlerdeki kilit toplantı ise 7-12 Ocak 1928 tarihinde Taşkent şehrinde yapılmıştır'^'*. noktalardaki kişilerden oluşmaktaydı. Rejimin adamlan olması hasebiyle a) Birinci Bakü Kurultayı ve “Birleştirilmiş Yeni Türk de bir devlet organı nitehğindeydi. Alacağı kararlann uygulanması için Elifbası”nın Kabulü Türk Cumhuriyetlerine direktif verebilecek güçteydi” '^^. Zaten bu Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin ilk kurultayı, Bakü’da gehşmeler özelhkle Alfabe komitesinin faahyetlerinin tek bir merkezden toplandı. yönlendirilmesi girişimi de Ruslann alfabe değişikhği hususunda Kafkasya, Dağıstan, Özbekistan, Başkurdistan, Tataristan, Kazakistan, izledikleri pohtikanm bir sonucu olarak görülmektedir. Çünkü bir Türkmenistan, Kınm, Kırgız Cumhuriyetleri temsilcileriyle, Tacik müddet sonra 1930’da Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin admdan Özerk bölgesinden bir temsilci katılmıştı. Sovyet Cumhuriyetlerinin ''Türk’' Moskova’ya bütün eğitim komiserleri ile Sovyet Bilimler Akademisi’nden Marr ve taşınacaktı'^^. Bu durum Latin alfabesine geçişi destekleyen ve bu yolda Barthold da toplantıya davet edilmişlerdi. Aynca Moskova Dogu Dilleri çahşan Türklerle, yine Türklerin Latin alfabesine geçmesi için faaliyet Enstitüsü’nden P rof Jirkov ile Yakovleu, Sovyetler Birliği Orientalistler gösteren Ruslann amaç ve hedeflerinin birbirinden farkh olduğunu Demeği’nden Türkolog Polivanov’da toplantıya katılanlar arasmdaydı. sözcüğü atılacak ve merkezde Bakü’dan Toplantıya Transkafkasya Federatif Cumhuriyeti, Kuzey Kurultayda şu konular üzerinde durulması amaçlanmıştı; 121 122 123 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 133-135. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 5 . Tacemen, Rus Egemenliği, s.58. 1-Geçici Başkanhk Divanı’nm, hazırlık çalışmalan üzerine raporu 124 Abdullayev, TürkDilleri, s.97. 57 YENİYOL GAZETESİ 2-Yeni Türk alfabesinin birleştirilmesi yöntemleri üzerine raporlar. Yeni alfabe kurslan açmak, yeni yazıyla ders kitaplan bastırmak ve 3-Yeni Türk alfabesinin uygulanmasmda eide edilen sonuçlar alfabe kampanyasmı yürütmek için yerel komitelere ödenekler aynldı'^^. üzerine yerel delegelerin raporlan 4-Çeşitli Sovyet Cumhuriyetlerinde Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin üzerinde en fazla yeni Türk alfabesi komitelerinin bütçelerinin incelenmesi ve onaylanması durduğu konu; Türk Cumhuriyetlerinde kullamlmaya başlanan çeşitli Latin esash Türk alfabelerinin birleştirilmesi sorunu olmuştur. 5-Komitelerin ileride yapacaklan işler'^^. “Unifıcation” adı da verilen, farkh alfabeleri tek şekle sokma hususunda S. Ağamalıoğlu’nun başkanlığmda toplanan kurultayda; ilk olarak teşkilatm bilim senatosuna on yedi civannda tasan sunulmuştur. Bu Yeni Türk Alfabesi Merkez K om itesi’nin bundan sonra gerçekleştireceği tasanlann en önemlilerinden birisi de; Bekir Sıtkı Çobanzade tarafmdan faaliyetler ve planlan üzerinde raporlar sunulmuştur. Başkanm kurultaya sımulan aynntıh bir rapordur. Çobanzade raporunda, yazı devrimi sunduğu rapora göre; Alfabe devriminin gerçekleştirilmesi için Yeni yapıhrken her Türk Cumhuriyeti için ayn ayn alfabeler yapılmasmı bu Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin yetkiyle donatılması gerekiyordu. alfabelerle ilgili olarak o gün itibariyle sekiz ayn projenin ortaya çıktığı Komitenin hukuki kişihği, örgütü ve kaynakları da olmahydı. Yeni üzerinde durarak bu durumu tenkit etmiştir. Alfabeleri birleştirmenin alfabenin yürürlüğe konması cumhuriyetten cumhuriyete değiştiği için, önündeki en önemli engelin, ortak edebi dilin bulunmayışı olduğunu çahşmalar da farkhhk arz edecekti. Özelhkle yeni alfabe uygulamasmm savunmuş, halk arasmda konuşulan lehçe ve ağızlara göre yeni Türk başanya ulaştığı yerlerde Eğitim Komiserhkleri bu çahşmalan ele alfabelerinin hazırlanmasmdan yakmmıştı. Bu sakmcanm ortak alfabe ile alacaktı. giderilebileceğini savunan Çobanzade sadece alfabe birliğini değil aynı Genel raporlardan sonra yerel raporlara geçilmiş cumhuriyetlerden zamanda dil birliğini de savunuyordu. gelen delegeler kendi bölgelerinde yeni alfabe konusundaki gelişmeler hakkmda bilgi vermişlerdir'^^. Azerbaycan delegesi Ağazade’nin raporuna göre; Azerbaycan’da 120.000 kişi yeni Türk alfabesini öğrenmişti. 1925-1926 ders yıhnda Kurultay Çobanzade’nin raporunu dinledikten sonra Yeni Türk Alfabesi’nin birleştirilmesini oy birhğiyle kabul etmiştir’^^. Bu karar doğrultusunda çoğu Yeni Türk alfabelerinin birleştirilmesi konusunda şu ilkeleri kabul ettiler: bütün okullarda yeni alfabeyle öğretime geçilmiş, yeni yazıyla çıkan Yeni Yol Gazetesi’nin tirajı da 6.000’e ulaşmıştı. Cumhuriyetlerin 1-Tevhid edilen (birleştirilen) alfabe, yalmz Latin alfabesi esasmda yapılmahdır. Türk-Tatar dillerinin özgül seslerini ifade etmek için Latin Kurultay ayrı ayn delegelerin raporlanm dinledikten ve tartıştıktan sonra, yeni yazıya geçişi hızlandırmak için çeşitli direktifler hazırladı. 127 128 125 126 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 6 . Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 7 . Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.138-139. Kenan Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade”, 1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (19-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.93-94. alfabesinde bulunmayan, fakat bu alfabe sistemine uygun gelen yeni işaretleri kabullenmek Azerbaycan alfabesinde (ş) sesini veren harf, Rus alfabesinden ahnmıştı. Birleştirilmiş alfabede bu Rus harflnin yerine Latin 2-Satır altı, satır üstü işaretlerden kaçmmak. alfabesinden (ş) harfı konmuştu. Azerbaycan alfabesinde (u) harfı 3-Seslerin, ses bilgisel uygunluğunu grafığe benzer (yakm) Fransız alfabesinde olduğu gibi (ü) sesine karşıhktı. (ı) sesini veren harf işaretlerle göstermek. 4-Sık Azerbaycan alfabesinde Ermeni alfabesinden, yeni alfabede ise Rus sık kullanılan sesler için daha basit imler kabullenmek. alfabesinden ahnmıştı. Birleştirilmiş Yeni Türk alfabesinde aynca, Arap 5-Türk-Tatar dillerinin genel sesleri için, genel imler kabullenmek. alfabesindeki 6-Ayn Azerbaycan’da kullanılan Yeni Türk alfabesi ile birleştirilmiş yeni Türk ayn ağızlann özgül seslerini ifade etmek için im seçmek, (gayın)” harfmin yerini tutan bir harf vardı. Latin sisteminden uzaklaşmamak koşulu ile her bir ağız delegesinin alfabesi arasmdaki aynhklar kısaca bunlardı. Alfabelerden birini bilen kendisinin yapacağı bir iş. diğerini kolayhkla okuyabilecekti. 7-Tevhid için Azerbaycan’da tertiplenip hazırlarmıış ve şimdi kullamlan yeni Türk alfabesini esas almak'^^. Sovyetler Birliği üyesi Türk-Tatar Cumhuriyetlerinde ve özerk bölgelerinde ortaklaşa kullanılmak üzere düzenlenmiş bulunan Böylece Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin ilk kurultayında '‘'’B irleştirilmiş Yeni Türk Elifbası'’’ her nedense hemen yürürlüğe alman karariaria; Sovyetler Biriiği’nin bütün Türk cumhuriyetlerinde ve konmamış, Cumhuriyetlerde ise birleştirilmiş alfabeye hızh bir şekilde özerk bölgelerinde tek tip alfabe, yani ‘^Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası"' geçilememiştir.'^^. kullamlacaktı. Bu da Türkler arasmda alfabe birliğini sağlamış oluyordu. Yeni Türk Alfabesi Sovyet Merkez Komitesi tarafmdan hazırlanan “Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”, 33 harften oluşmaktaydı. Harflerin dördü Rus (Kiril) alfabesinden 29’u Latin alfabesinden almmıştı'^*’. 1932 yılmda yeni alfebenin basitleşmiş, dakikleşmiş ve bütün Türk alfabelerini birieştiren sonuncu tasansı hazır olmuştu'^'. Bu yeni alfabe, Azerbaycan alfabesi göz önünde tutularak hazırlanmıştı ve ondan çok az aynhyordu. Başhca aynhklan şunlardı; 130 131 Abdullayev, Türk D illeri, s.97. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.140. Abdullayev, Türk D illeri, s.98-99. Şimşir, Türk Y azı Devrimi, s.l40. Sovyetler Birligi Türkleri için hazırlanmış olan “Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”nı bugün Türkiye’de kullanılan Türk alfabesiyle karşılaştırılınca, Sovyet Türkleri yeni ortak alfabesinin 33 harfinden dördü Türkiye alfabesinde yoktur. Bunlar Latin alfabesinden alınmış (Q) ve değişik (N) harfiyle, Rus alfabesinden alınmış açık (€) ve (X ) harfleriydi. Başka bir deyimle Sovyet Türk alfabesinde ikişer tane (E), (N ) ve (H) harfıyle, fazladan bir (Q) harfı vardı. Türkiye’deki (G), (I), (J), (Ö), (Ü ) ve (Y) harfleri için başka harfler kullanılmıştır. (I) ve (Ü ) seslerini veren harfler Rus alfabesinden (Ö) harfı Danimarka alfabesinden ahmtuştı. (J) harfi Alman alfabesinden alınmıştı ve (Y) sesine karşılıktı. (J) sesi için ise (Z) harfinin değişik bir biçimi alınmıştı. (Ğ) harfı için de (Q) harfini andıran yeni bir harf kullanılmıştı. “Birleştirilmiş Yeni Türk Ehfbası”nın 33 harfinden 2 3 ’ü ise Türkiye’de kullamlan harflerin aynısıydı ve bunlar şu harflerdi, A, B, C, Ç, D; E, F, G; H, I, K, L, M ,N, O, P, R, S, Ş, T; U, V, Z. (Şimşir, Jwr/c Yazı D evrim i, S.I40-141). b) Taşkent Kurultayı Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin İkinci Kurultayı, 17 Ocak 1928 günü, Özbekistan’m başkenti Taşkent’te toplanmıştır. Toplantıda ilk konuşmayı yapan Samed Ağamalıoğlu, gençlere seslenerek Latinleştirme bayrağmm kendilerine emanet edildiğini bildirmişti'^^. Özbekistan, Kınm, Türkmen, Tatar, Yakut temsilcilerinin de konuşma yaptıklan toplantıda Bakü kurultaymda önemli bir fonksiyonu olan Çobanzade, alfabenin bir dil aracı olduğu ve devrimci bir alfabe olmadan, devrimci bir kültür oluşturulamayacağım savunmuştur'^'*. Kurultaya Sovyetler Birliği üyesi bütün Türk-Tatar Cumhuriyetleri, aynca Rus-Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti delegeleri Bürosu’nun katılmışlardı. Kurultay gündeminde; çalışma planlan, çahşma raporlan Merkez ve bilim Komite kurulu raporlannm sunumu dışmda, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Başkurdistan Cımıhuriyetleri ve Kuzey Kafkasya bölgeleri Yeni Türk Alfabesi Komitelerinin raporlan bulunmaktaydı. Taşkent Kurultayı, Sovyetler Birliği Türklerinin alfabe devrimine doğru toplu atılımlannm son aşamalanndan biriydi. Özbek, Türkmen, Kırgız delegeleri kurultay önünde ne zaman ve nasıl yeni Türk alfabesine geçeceklerini açıklamışlardı*^^. Komitenin genel toplantılannda yeni alfabe ile ilgili sorunlar da; çözümlenmeye çalışılmış, özgül Türk seslerinin aynı harflerle verilmesi, büyük harflerin kabul edilmesi, alfabe sırasmm düzenlenmesi gibi 133 134 Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi 135 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 4 . Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.145; Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı”, s.93-94. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s .l4 5 . konular da sonuca ulaşılmıştır. Kullanılan alfabelerin eksikliklerinin b) Taşkent Kuruitayı Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin İkinci Kurultayı, 17 giderilmesi çalışmalan bu kurultay sonrasmda da devam etmiştir'^^. Ocak 1928 günü, Özbekistan’m başkenti Taşkent’te toplanmıştır. E-25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı Kararlar Taşkent Kurultayı’ndan sonra Bakü’da, 25-29 Ocak 1928 günlerini Toplantıda ilk konuşmayı yapan Samed Ağamahoğlu, seslenerek Latinleştirme bayrağmm kendilerine gençlere emanet edildiğini ve bildirmişti'^^. Özbekistan, Kınm, Türkmen, Tatar, Yakut temsilcilerinin Azerbaycan Türkçesi’ni geliştirme amaçlı toplanan bu konferans, de konuşma yaptıklan toplantıda Bakü kurultayında önemli bir Azerbaycan Eğitim Komiserliği ile Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi fonksiyonu olan Çobanzade, alfabenin bir dil aracı olduğu ve devrimci tarafmdan düzenlenmişti. Konferans çalışmalarma Bakü Üniversitesi bir Profesörlerinden B. Çobanzade ile P ro f Samoyloviç yön vermişti. savunmuştur'^'*. Kurultaya Sovyetler Birliği üyesi bütün Türk-Tatar kapsayan bir konferans toplanmıştır. Bölgesel nitelikli olan Başkanlığmı Azerbaycan Milli Eğitim Komiseri Ahundzäde alfabe delegeleri amaçlara yönelik kararlar alarak dağılmıştır: Bürosu’nun bir kültür oluşturulamayacağmı katılmışlardı. Kurultay gündeminde; çalışma planlan, çalışma raporlan Merkez ve bilim Komite kurulu raporlannm sunumu dışmda, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Başkurdistan Cumhuriyetleri ve Kuzey Kafkasya bölgeleri Yeni Türk sağlamak, 2-Azerbaycan edebiyat dilini geliştirip kitlelere yaymak, 3-Fonetik devrimci Cumhuriyetleri, aynca Rus-Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Ruhuilah’m yaptığı konferans beş günlük çahşma sonucunda aşağıdaki 1-Yeni Türk alfabesinin Azerbaycan edebiyatmda kök salmasmı olmadan, ilkesine dayanan yeni yazım kurallannı düzenlemek, 4-Azerbaycan Türkçesine ve biraz da uluslararası uygulamaya dayanan yeni bir terminoloji hazırlamak. Konferansta, Azerbaycan Milli Eğitim Komiserliği’ne bağlı sürekli bir '‘Terim ve Terminoloji Bilimsel Komisyonu" kurulmasma da karar verildi'^^ Alfabesi Komitelerinin raporlan bulunmaktaydı. Taşkent Kurultayı, Sovyetler Birliği Türklerinin alfabe devrimine doğru toplu atılımlannm son aşamalanndan biriydi. Özbek, Türkmen, Kırgız delegeleri kurultay önünde ne zaman ve nasıl yeni Türk alfabesine geçeceklerini açıklamışlardı'^^. Komitenin genel toplantılannda yeni alfabe ile ilgili sorunlar da; çözümlenmeye çahşılmış, özgül Türk seslerinin aynı harflerle verilmesi, büyük harflerin kabul edilmesi, alfabe sırasmm düzenlenmesi gibi 136 137 Abdullayev, T ürkD illen , s.98. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 149-150. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.144. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.145; Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı”, s.93-94. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.145. konular da sonuca ulaşılmıştır. Kullanılan alfabelerin eksikliklerinin F- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halkları Arasmda Latin Alfabesi giderilmesi çalışmalan bu kurultay sonrasmda da devam etmiştir'^^. (Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası)’ni Yaygmlaştırma Çabaları ve Sürecin Tamamlanması E-25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı Kararlar Taşkent Kurultayı’ndan sonra Bakü’da, 25-29 Ocak 1928 günlerini kapsayan bir konferans toplarmııştır. Bölgesel nitelikli olan ve 1927 yılma gelindiğinde, Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin çalışmalan çok yoğun bir şekilde devam etmesine rağmen, yeni alfabeye geçiş her bölgede aym hızla ilerlemiyordu. Azerbaycan Türkçesi’ni geliştirme amaçlı toplanan bu konferans, Bu dönemde Moskova’nm da Yeni Türk alfabesinin benimsenmesi Azerbaycan Eğitim Komiserliği ile Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi konusuna çok daha yakm ilgi gösterdiği görülmektedir. 28 Eylül-1 Ekim tarafmdan düzenlenmişti. Konferans çalışmalanna Bakü Üniversitesi 1927 Profesörlerinden B. Çobanzade ile P ro f Samoyloviç yön vermişti. Cumhuriyet’inde eğitim sorunlanm incelemek üzere toplanan kongrede, tarihleri arasmda Moskova’da, Rus Sovyet Sosyalist Federal Başkanlıgmı Azerbaycan Milli Eğitim Komiseri Ahundzäde bu konu üzerinde özellikle durulmuştu. Kongrede Türk-Tatar halklannm Ruhullah’m yaptığı konferans beş günlük çahşma sonucunda aşağıdaki yeni Türk alfabesini benimsemelerinin uygun olacağı ve Türk-Tatar amaçlara yönehk kararlar alarak dağılmıştır: öğretmenlerinin yeni alfabeyi öğrenmek zorunda olduklan yolunda bir 1-Yeni Türk alfabesinin Azerbaycan edebiyatmda kök salmasmı karar ahrmııştır'^*. sağlamak, Bütün bu çahşmalara rağmen bazı bölgelerde hala yeni alfabeye 2-Azerbaycan edebiyat dilini geliştirip kitlelere yaymak, karşı bir direniş söz konusu idi. I. Bakü Türkoloji Kongresi’nde de 3-Fonetik muhalif tavır gösteren İdil-Ural bölgesinde'^^ çahşmalar çok hızlı ilkesine dayanan yeni yazım kurallannı düzenlemek, 4-Azerbaycan Türkçesine ve biraz da uluslararası uygulamaya dayanan yeni bir terminoloji hazırlamak. Konferansta, Azerbaycan MiIIi Eğitim Komiserliği’ne bağh sürekli ilerlemiyordu. Tatarlar “Latinleştirmenin arkasmdan Ruslaştırmanm geleceği, verildi 137 Abdullayev, Türk D illeri, s.98. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s. 149-150. bırakmanm milli kültürün gelişmesini Özbekistan ve Türkistan basmmda “Arap alfabesinin Türk dilinin seslerini karşılamadığı Latin alfabesinin almmasmm, büyük ölçüde 140 136 harfleri yavaşlatacağı” düşüncesiyle yeni alfabeye sıcak bakmıyorlardı''’®. bir ‘Terzw ve Terminoloji Bilimsel Komisyonu" kurulmasma da karar :I37 eski Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.141-142. Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde İdil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü Türkoloji K ongresi 'nin 70. Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s. 116. Tatarlar, Latin A lfabesi’ne geçişi önlemek için bir seferinde en tanınmış 82, bir defasmda da 7 mensubu tarafmdan imzalanan ve tarihe “8 2 ’lerin O etisiyonu” ile “7 ’lerin Oetisyonu” adıyla giren protestolarla doğrudan dogruya SBKP Merkez K om itesi’ne müracaatta bulunmuşlardır. (Tamurbek D evleştin, S ovyet Tataristanı, Çeviren M ehm et Emircan, Ankara, 1981, s.502-505). okuma-yazmayı kolaylaştıracağı” şeklinde yazılar çıkmasma rağmen Taşkent Kurultayı’ndan sonra alfabe değişikhği çahşmalan daha yeni alfabeye geçişte önemli bir aşama kaydedilmemişti^'*'. hızlı bir şekilde devam etmiş, özellikle Orta Asya Türkleri arasmda yeni Türkmenistan’da yeni alfabeye geçiş daha hızlı ilerliyordu. Haziran alfabeye geçişte daha büyük çaba gözlenmiştir. Bu dönemde Moskova 1927’de Latin kökenli yeni Türkmen alfabesi Sovyetler Birliği Bilimler Hükümeti, Latin alfabesine geçiş çalışmalannda ön plana çıkmış ve Akademisi’nce onaylanmış, 1 Eylül 1928 tarihinden başlamak üzere de kararh bir tutum sergilemiştir. Hatta Türk Cumhuriyetlerinde yeni Türkmenistan’da yeni alfabeyle eğitim zorunluluğu getirilmişti. Devlet alfabeyi yaymak için çalışan Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi görevhleri de yeni alfabeyi öğrermıekle yükümlü tutulmuş ve yeni alfabe Başkam’nm SSCB Merkez Yürütme Komitesi Milliyetler Konseyi ile eğitim için hazırhklara başlanmıştı. Prezidium ’una sunduğu bir rapor üzerine, Milliyetler Konseyi Sekreteri Kırgızistan ve Kazakistan’da da yeni harflere başlangıçta büyük de 15 M ayıs 1928’de bir bildiri yayınlamıştı. Bu bildiride; bizzat tepki gösterilerek: “Latin hurufatı Rus müstemleke siyasetinin yeni Moskova Hükümeti’nin yeni alfabeye geçişte bütün organizeyi elinde görüntüsüdür"^^^ şeklinde itirazlar olmuşsa da yapılan bu ısrarh bulundurmakta niyetli olduğu ve Arap alfabesi kullanan tüm Sovyet çahşmalar sonucunda, Kırgızistan ve Kazakistan’da yeni alfabe kurslan yurttaşlannm Latin alfabesi temeline dayanan yeni Türk alfabesine açılmış ve bu kurslar sonucunda daha hızh bir geçiş sağlanmıştı. 1928- geçmeleri isteniyordu. Bu bir direktifti ve özellikle henüz yeni Türk 1929 ders yılmda Kırgızistan’m bütün okullannda yeni yazıyla eğitim alfabesine tam olarak geçmemiş bulunan Tatar, Kınm, Özbek, Türkmen, zorunluluğu gündeme gelmişti'"^^. Kırgız Cumhuriyetlerini ilgilendiriyordu''*^. Türk halklan içinde yeni alfabeye geçiş en hızh bir şekilde Azerbaycan’da gerçekleşmekteydi. Azerbaycan Merkez Yürütme Bu faaliyetler sonucunda Sovyetler Birliği Türk Cumhuriyetleri birer birer Lätin alfabesine geçmeye başlamışlardır. Tataristan Komitesi Temmuz 1927 başlannda, Yeni Türk Alfabesinin 1927-1928 Hükümeti 3 Ağustos 1927 tarihli karan ile 1928’de Tatar okullannda ders yılmda bütün Azerbaycan öğretmenlerince öğrenilmesi, pedagojik Latin harflerine geçmeyi kabul etti. Ancak bu karar 1930’da uygulanmış, yayınlann tümünün yeni harflerle basılması, resmi yazışmalarda da iki yeni alfabeye tam geçiş ise 1931’de tamamlanmıştır*'*^. ay içinde yeni alfabeye geçilmesi zorunluluğunu koydu. Azerbaycan Türkmenistan Cumhuriyeti de almış olduğu kararla, 1928-1929 devlet yaymlanmn da yeni harflerle basılması istendi. Azerbaycan’da ders yıhnda bir bölüm okullarda yeni Türk alfabesiyle eğitime başlamış, yeni Türk alfabesine geçiş artık tamamlanmış gibiydi''*'^. ertesi yıl ise bütün okullarda yalnız yeni yazıyla eğitim öğretim zorunluluğu koımıuştu. 1929 yıhnda bütün resmi yazışmalarda yalnız yeni Türk alfabesi kullanılmaya başlandı. Türkmen Merkez Yürütme 141 142 143 144 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.142. Ertem, Elijbe 'den Alfabe ’y e , s.44-45. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 2 . Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 2 . 145 146 Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s. 149-152. D evleştin, Sovyet Tataristanı, s.505. Komitesi, 5 Kasım 1929 tarihinde kesin olarak Yeni Türk alfabesine Cumhuriyetlerinden Türkmenler 1929, Kırgızlar 1930, Özbekler ve geçilmesini kararlaştırdı. Kınmhlar 1932’de geçişi tamamlamışlardı'^®. Türkistan’da yaşayan ve K ınm ’da da 1927-1928 ders yıhnda bazı okullarda yeni yazıyla sayılan 100.00’i bulan Uygurlar da 1930’da kendi lehçelerini yeni öğretime başlanmış ve K ınm Cumhuriyeti Merkez Yürütme Komitesi, alfabeye uydurdular. Türkistan’da 1930’dan sonra bütün neşriyat yeni beş yıl içinde Yeni Türk alfabesine geçişe karar vermişti'"'^. alfabe ile yapıldı ve öğretmenler yalmz Latin harflerini öğretmeye Türkiye’nin 1928 yıhnda Latin harflerini kabul etmesi Sovyetler başladılar. Yaşhlar için özel kurslar açıldı ve bu zamanda büyük ölçüde kültürel gelişme başladı'^'. Birliği’ndeki Türklerin de Latin alfabesine geçişini hızlandırmıştır. Çünkü Sovyetler Birliği’ndeki Türk aydmlan her ne kadar bu şekilde Böylece bütün Türk halklan Latin alfabesine geçmişlerdi, aynı hareket etmeye cesaretleri yoksa da ve Pantürkist-Milliyetçi olarak dönemde K ıbns Türkleri, Batı Trakya ve Yugoslavya Türkleri de bu damgalanmak alfabeyi kullanıyorlardı'^^. korkusu ile Türkiye’ye karşı ilgi göstermeye çekiniyorlarsa da, yine buradaki gelişmeler karşısmda hiç de lakayt G- Rus Kiril Alfabesine Geçiş değillerdi'^l 1928 İlber Ortayh, bu gelişme ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi etkili olmuş ve 1930’larda Balkanlardan, Orta Asya içlerine kadar yapmaktadır: hemen hemen bütün Türkler aynı alfabeyi kullanıp birbirlerinin “Sovyetler Birliği’ndeki Türkik halk gruplan arasmda Latin yazılannı okuyup, anlama imkänma sahip olmaya başlamışlardı. Bu harflerinin asıl kabul ve yayılma dönemi 1928’deki Türkiye harf devriminden sonraya rastlar. Hazırlanan Yeni Türk alfabesinin gelişim dil reformuna yol açmış, gerek Sovyetler Birliği Türkleri arasmda gerekse Türkiye’de dil sorunlanna da el atılmıştı. Ortak alfabe, mükemmelliği ve radikal bir biçimde uygulamaya konması, Sovyetlerin Türkler arasmda lehçe ve ağız farklannı azaltarak, çeşitli Türk periferi Cumhuriyetlerindeki aydın grupları cesaretlendirmiş ve Latin toplumlannı birbirlerine yakmlaştıracak diye umuluyordu'^^. harfleri kısa zamanda buralarda da kabul edilmiştir^^^. 1928 yıh Azerbaycanhlar, Kuzey sonlanna gelindiğinde, Kafkasya’daki Balkarlar, Fakat, Sovyetler Birliği Türklerinin benimsedikleri birleştirilmiş Yakutlardan Karaçaylar ve Gürcistan Türkleri yazı devrimlerini sonuçlandırmışlardı. Diğer Sovyet 147 \48 yıhnda Türkiye’nin Latin harflerine geçişi, Balkanlarda da Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s. 153-154. Paul Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Yazı”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı:9-10, (Kasım-Aralık 1985), s.82. İlber Ortaylı, “Türk Harf Devrinıitıin Dış Ülkelerdeki Etkileri Üzerine”, H arf Devriminin SO.Yılt Sempozyumu, Ankara, 1991, s.l0 6 . başka Türk alfabesi, bir anlamda Türkler arasmda dil birliğine gidiş yolunda bir vasıta teşkil ettiğinden, bu yönde yapılan çalışmalar Sovyet Rus Merkezi İdaresini rahatsız etmeye başlamıştı. Halbuki Latin alfabesine 150 151 152 . 153 Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.155. Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Y azı”, s.82. Abdullayev, Türk D illeri, s.96-97. Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.349. geçiş aşamasmda, bu işin arkasmda olmuşlar ve oluşturulan alfabe komitelerine de destek vermişlerdi. Hatta alfabe değiştirme ekipleri 1930’da hürriyeti gittikçe daraldı"^^^. “Sovyetler B irliği’nin Yüksek Prezidiyumuna Bağlı Yeni Türk Alfabe Komiteleri" adı altmda resmiyet kazanmışlardı’^'*. Bu alfabesinin Çok kısa süre içerisinde değişen bu politikanm sebepleri nelerdi? Abdullah Battal Taymas’a göre; “1930’lu yıllarda Sovyetler Birliği’ndeki Türk kavimleri Arap harflerini atarak Latin alfabesi temelinde kurulan alfabeler düzenlemişlerdi. Bir müddet sonra bu çeşitli “Unifıcation ” adı verilmişti. Ancak bu “unifıkasyon”da bir nevi birleşme nişanesi sezen Sovyet (Moskof) Hükümeti bu Türk kavimlerine, Latin esasında kurulan alfabeleri bırakıp, Rus alfabesi temeline kurulan yeni alfabeler kabul ettirmeye kararverdi”^^^. yorumu getirmiştir: ve birlik yaratmak gayesini içinde topluyordu. Sovyetler Birliği’ndeki Türkler arasında yakın akrabalık duygusu kuw etle baki idi. Birleşmiş Türk Latin Alfabesi, Türkler arasındaki his birliğinin kuw etli bir delili idi. O zamanlar Komünistler, Türklerin müşterek bir bağa sahip olmalarına müsaade ediyorlardı. Fakat sonradan bu küçük temayül de çok görüldü ve ortadan kaldırüdı. 155 başlangıçta Cumhuriyetlerinde kullanılmasmı Latin emreden Rus götürdüğünü sezmeleri belki de baştan beri amaçladıklan Rus alfabesine geçişi daha da hızlandırmıştır. İşte bu politikalar doğrultusunda Rus makamlan, 15 Ağustos 1930 tarihinde “Yeni Türk Alfabesi Komitesi” isminden “Türl^' admı sildi ve bu kurumun admı ''Yeni Alfabe Komitesi” yaptı ve bu ad resmi yazışmalarda “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Merkez İcra Komitesinin Milliyetler Şurası Prezidiyumuna Bağlı Yeni Alfabe Bakü’da bulunan Merkez Komitesi’ni de M oskova’ya taşımıştır ki, artık üzerindeki Türk dili üzerinde Latin alfabesiyle bir çok kıymetli eserlerin yazılması ve Türkçe’de yeni harflerin sayesinde, Ruslarca da görülen bu ilerleyiş özellikle Panslavist çevreleri korkutuyordu. İlerlemenin, bütün engellemelere rağmen ortak Türkçe istikametinde olması, Ruslann bu gelişmelere karşı tahammülünü ortadan başlamıştı. bozdular ve Alfabe üzerine yeni bir kongre yapılması için 1932 yılmda duyuruda bulundular'^^. hakimiyetini sağlamlaştırınca Tacemen, Rus Egemenliği, s.52. Abdullah Battal Taymas, Kazan Türkleri, Ankara, 1966, s.207. kaldırmaya Kamuoyunu aldatmak için Latin alfabesine tanıdıklan süreyi, kendileri 156 154 üzere, alfabe değişikliği konusunda Moskova dönemi başlamış oluyordu'^’. konuşanlar arasında dil birliğini en iyi şekilde temin etmek, aralarmdaki Stalin Komünist Partisi anlaşılacağı tasarladıklanm n aksine Türkler arasmda aynlığa değil, bir hissi birliğe '^Birleşmiş Türk alfabesinin manası, Sovyetler Birliği ’nde Türkçe kolaylaştırmak Türk da Komitesi” olarak geçmeye başladı. Aynca Yeni Alfabe Komitesi’nin Paul Henze de, Rus makamlannm bu politika değişikliğine şu münasebeti yorumlardan m akam lan artık politika değiştirmiştir. Alfabe değişikliğinin, Ruslann alfabeleri birleştirmek, yani bir tek şekle sokmak teşebbüslerinde bulunmuşlardı ki buna Sovyetler BirliğVnin Rus olmayan milletlerinin kültürel 157 Henze, “Iç A sya’da Siyaset ve Yazı”, s.81-83. Tacemen, Rus Egemenliği, s.57. Tacemen, Rus Egemenliği, s.59. SSCB Merkezi İcra Komitesi’nin, Milliyetler Şurası Prezidiyumuna Bağh Tüm Birliğin Yeni Alfabe Merkez Komitesi 15-19 Razumov, yaptığı konuşmada; Tatar ve Rus alfabelerinde aynı şekilde yazılan Lätin alfabesinin 16 harfmin Rus dilinde Tatarca’dakinden başka Şubat 1933 tarihlerinde M oskova’da Birinci Özel Kongresi’ni yaptı. türlü telaffüz edildiğini, bundan dolayı çocuklar Rus metinlerini okurken Kongrede ana konu olarak A. A. Palmbah’m “Milli Orfografyalan onlan Hazırlama İlkeleri” raporu dinlendi. Kongrede “Tüm Sovyetler Halklan söyleyerek Latin harflerini eleştirmiş ve bu şekilde halkta, Rus harflerine İçin Tek Alfabe, Tek İmla” şian hususuna bir giriş yapıldı. Kongrede geçişte haklı gerekçeler olduğu kanısmı uyandırmaya çahşmışlardır'^*. güya kanştırdıklannı, bunun da öğretimi güçleştirdiğini tüm Sovyetler Birliği halklannm kullanabilecekleri “tek alfabeden” ve Bundan sonra Rus basmmda ve Sovyet Türk basmmda Latin “tek imladan” bahsedilmesi, Rus alfabesini ve Rus imlasmı işaret alfabesinin yetersizliğini eleştiren yazılar da çıkmağa başladı'^^. Yeni ediyordu. Zaten bazı delegelerin yaptıklan konuşmalar dogrudan alfabeye eleştiriler ve Latin alfabesinden Rus alfabesine doğru gidişin doğruya Rus alfabesini ve Rus imlasmı Türkçe’ye en münasip altematif gerekçeleri ise şöyle sıralanıyordu; olarak gösteriyorlardı. Kongrede Sovyet rejiminin, Latin alfabesini '‘''Latin harfleri milli matbaalarda birtakım teknik zorluklar tatmin edici bulmadığı ve bu amaçla yapılan çalışmalardan rahatsızhk doğurduğu gibi, Rus milleti ile Türk halkları arasındaki rabıtayı da duyduğu anlaşıhyordu. alfabesinden vazgeçme bozmaktadır. K ızü (Rus) harfleri sayesinde gençler, milli okullardan Rus girişimlerinin yollannm, Rus alfabesine götürmeyeceğine inanmak okullarına daha kolay geçebilirler. Latince harfler, Lenin ve Stalin 'in istiyorlardı ki, kongrede yapılan konuşmalarda bu ortaya çıkıyordu'^®. “Büyük” eserlerini okumayı zorlaştırdığından geniş halk kitlelerini bu Türkler ise Arap Aynı günlerde Türk halklannda da bu konuda şüpheler uyanmaya eserlerden faydalanmadan mahrum bırakıyor'^^. Sovyetler Birliği başlamıştı. Ömeğin Tamurbek Devleştin, “Sovyet Tataristanı” adlı halklan ileri Rus kültür ve ilmini öğrenmeye can atıyor. Sovyetler Birliği eserinde bu konuya şöyle değinmektedir: dilleri, gerek Rus dilinden, gerek Rus dili vasıtası ile alınmış bulunan ve ‘'’Tatar aydın çevrelerinde, Sovyet Rejiminin Ruslaştırma benimsenen mühim sayıda kelime ile zenginleşmektedir. İşte durum politikasında Lätin harflerinin, Tatarlar için ancak bir ara basamak böyle iken iki m uhtelif alfabe esasından faydalanmaktansa ana dili ve olduğu hususundaki mevcut şüpheleri, az zamanda reel şekilde almaya Rusça olmak üzere her iki dil için tek alfabe esası kabul etmek çok daha başlamış ve şimdi sıranın Tatarların yeni öğrendikleri Latin harfleri makul bir harekettir. yerine, Rus harflerinin geçeceğini iflude etmeye başlamışlardı. Gerçekten de 1933 Ekim’in de Tataristan Kolhozcularmm toplantısmda SBKP Tataristan Eyalet Komitesi Birinci Sekreteri 161 162 163 159 160 Tacemen, Rus Egemenliği, s.63. Devleştin, Sovyet Tataristam , s.507. 164 Devleştin, Sovyet Tataristanı, s.507-508. Tacemen, Rus Egemenliği, s.65. V. Musabey, “İdil-Ural Türkleri dil ve Yazılannın Sovyetleştirilm esi ve Ruslaştınlm ası”, D ergi, 5.Yıl, No:5, Münih, 1959, s.58. Musabey, “İdil-Ural Türkleri”, s.59. Sovyet Hükümeti’nin Merkezi İcra Komitesi, 1935 yılmda Yeni Alfabe Komitesi’nin Merkezi delegelerinden biri olan ve Türk halklannı Latin alfabesine geçirme Komitesi’ni çağırarak faaliyetlerini hareketinde aktif rol almış bulunan Çobanzade, Kurultayda koyu bir inceledi. Bu inceleme sonucunda, Rus alfabesinden faydalanan halklann Arap alfabesi taraftan olan Kınm delegesi Hasan Sabri Ayvazov’u bile yazılannm duyduğu bu konuda ikna edebilmiştir. Tek bir milli alfabe ve tek bir milli Türk memnuniyetsizliği dile getirdi ve bunun sorumlusu olarak da Yeni dilini am aç edinen Çobanzade, 1937 yıhnda Türkçülük iddiasıyla Alfabe Komitesi’ni gördüğünü bildirdi’^^. tutuklanarak dahi, Latin alfabesiyle değiştirilmesinden Ruslann rahatsız olduğu ve bu işte suçlu gördüğü bir kesimde, Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş, 1939 yıhnda da Azerbaycan’da işkenceyle öldürülmüştür'^’. Türklerin Latin alfabesine geçişlerini destekleyen ve bu yönde çaba Yine aynı akibete uğrayanlardan biri de Azerbaycan’da Latin göstererek Türkler arasmda bir birliğe doğru gidiş için çalışan Türk alfabesine geçilmesi hususunda çahşan ilk ilim adamlanndan olan aydm kesimiydi. Birleşik Türk Alfabesi (Latin) ile basılan ilk eser “Yeni Elifba Yollannda Türklerin Latin alfabesine geçişlerinde, Ruslann planh programh Eski Hatıra ve Duygularım"m yazan ve gerçek bir Türk Milliyetçisi bir şekilde desteği olsa da, bu alfabeye geçiş için çahşan Türk olarak adlandm lan aydmlannm büyük çoğunluğu Ruslardan çok farkh amaçlarla bu yola Pantürkist faaliyetlerde bulunduğu ve antisovyet düşüncelere sahip çıkmış ve çaba göstermiştir. Bu kişiler Rus emellerine hizmet edecek olduğundan ve bu yönde faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle 12 Ekim insanlar değildi ve amaçlan; Türk haiklannm dilde ve alfabede birliğini 1937’de SSCB Yüksek Mahkemesi Harbi H eyeti’nin Gezici Kurulu’nun sağlayarak, umumi bir inkişafm temin edilmesiydi. Bu nedenle de bu aldığı karar sonucunda, 13 Ekim 1937’de, Bakü’da kurşuna dizilerek amaç doğrultusunda çahşan, I. Bakü Türkoloji Kurultayı’na katılarak, öldürülmüştür'^^. görüşlerini açık bir şekilde ifade eden insanlardan bir çoğu Ruslar tarafmdan takibata uğramış ve öldürülmüşlerdir'^^. Halid Seid Hocayev’dir. Seyid Hocayev de Bakü Türkoloji Kurultayı’na katılarak burada önemli çahşmalar yapan ve daha sonra Ruslar tarafmdan mesnetsiz iddialarla yargılanıp Rus Hükümetinin, Türk halklannı Latin harflerinden, Kiril alfabesine geçişte kendi amaçlanm gerçekleştirmede engel olarak idam edilenler arasmda, Veli Huluflu, Zeynallı, Eziz Kubaydulin gibi isimlerde bulunmaktadır'^^. gördüğü kişilerden birkaçmı burada zikretmek gerekirse, bunlardan biri Bekir Sıtkı Çobanzade’dir. Bakü Türkoloji Kurultayı’mn faal 167 165 166 Tacemen, Rus Egemenliği, s.51. Paul Henze, bu hususda şunları kaydetmektedir: “ 1920-1930 yıllannda Sovyet rejiminde dikkatle yetiştirilmiş olan birçok Orta Asyalı şairler, tiyatro yazarlan, gazeteciler ve diğer münevverler büyük katliam esnasmda yok edilmişlerdir. Eserleri de ortadan kaldırıldı ve okunması yasak edildi. (Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Y azı”, s.84.) 169 Kenan Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade” 1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.91-92. Mustafa Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi ve Halid S.H ocayev”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.80-83. Dem irel, “l.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel” , s.29. Kiril alfabesine geçiş döneminde yalnızca Türkler değil, Rus Türkologlanndan da Türkler için ortak bir alfabe kabul edilmesi fıkrini savunduklanndan dolayı takibata uğrayanlar olmuştur. Ömeğin, tanınmış Rus Türkolog Aleksandr Samoyloviç, Bakü Kurultayı’nda Türk aydmlan ise gelişmelerin Latin alfabesine karşı bir tehdit ve Rus alfabesine doğru Latin alfabesini Türk diline daha elverişli hale getirerek bunun önünü almak istiyorlardı'^^. Türkler için; Latin esasmdan almmış ortak bir alfabe kabul edilmesini savunmuştu. tarafmdan 1936’da bu Sibirya’ya görüşlerinden sürülmüştür'^®. Bu dolayı da suçlanarak Stalin Sovyetlerin alfabe reformlanndaki amaçlannı göstermek bakımmdan önemlidir. gidişin göstergeleri olduğunu hissediyor, fakat D aha 16 Haziran 1935 tarihinde SSCB Merkez İcra Komitesi, Latin alfabesini kullanan halklann, dillerinin imlalanmn ve yazılannm, zamanm gereksinimlerinden geri kaldıklanm ve sosyalist ilerlemeye ayak uyduramadıkları gerekçesiyle “Alfabe Komitesi’nden “Dilde, Türkler arasmda Latin alfabesini bırakıp Rus alfabesine geçiş devri imlada, yazıda, sosyalizm kuruculuğuna yakışır yenilikler” getirmesini fıilen 1935 yılmdan sonra “Kuzey Hanlıklan”ndan dedikleri adca çok, istemişti. Ağustos I935’te de bu iş için yeniden oluşturulan Alfabe sayıca nüfus bakımmdan az olan 15 halkm hazırianan törenlerie Latin Komitesi’nin alfabesini bıraktınlarak Rus alfabesine geçirilmeleriyle başlatıldı'^'. mevcut olan kırka yakm yerel alfabe komitesini de merkeze bağladı. hedeflerini gerçekleştirebilmesi için Cumhuriyetlerde Hızh bir şekilde cereyan eden gelişmeler gösteriyordu ki, Ruslar Ayrıca Sovyetler Birliği’nin bütün Cumhuriyetlerinde ya^ı, imla ve fıkir Kiril alfabesine geçişte bir hazırlık devresi düşünmüyorlardı. Paul işi olan tüm kurum ve kuruiuşlannm da Alfabe Komitesi’ne yardımı Henze, o günkü atmosferi şöyle tasvir etmektedir: sağlandı'^'^. “Ruslar, Sovyetler B irliği’ndeki Türklerin alfabesini 1939-1940 yülarında ikinci defa değiştirdiler, fa ka t bu hazırlık 1937-1938 Bu geniş çaplı faahyetler sonucunda Sovyetler B irliğ i’nde Kiril A lfabesi’ne geçirilm e işi daha da hızlandı. D ağıstan K om ünist yıllannda başlamıştı. Latinleştirme kampanyasını canlandıran ve ilgi P artisi’nin 3 K asım 1937 tarihli eyaiet toplantısm da, Latin alfabcsini çekici yapan, fonetik ve kelimeler üzerindeki nispeten serbest münazara bırakıp, R us alfabesine geçm enin siyasi vc kültürcl kalkınm alarm da, ve münakaşalar, Rus alfabesinin tatbiki sırasında artık mevcut değildi. Sosyalist Hava çok sıkıcı idi. Yerli liderlerinden mahrum kalan Rus olmayan D ağıstanlılara L atin alfabesini bıraktırıp R us alfabcsinc g c ç ird i!e r'^ \ milletler ürkmüşlerdi. Onlar şimdi Ruslaştırmaya boyun eğmek mecburiyeti karşısında bulunuyorlardı’’’^^^. 1938 kültürü benim sem elerindc, yardım cı olacağı bildirilcrck, yılm da K um uklar, Kırım T atarlan, N ogaylar, Kırgızlar, Rııs alfabcsine geçirildiler. 7 Nisan 1939 tarihinde Sovyct K om ünist Partisi Tataristan E yalet K om itesi Bürosu, T atar yazısının Latin harflerinden Hasan Eren, “Dilde Birlik Yazıda Birlik”, D il ve Alfabe Üzerine Gö>M^/er,Atatürk Kültür, D il ve Tarih Yüksek Kurumu Yaymlan, Ankara, 1991, S.5. Tacemen, Rus Egemenliği, s.72. Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Y azı”, s.83. 175 Musabey, “Idil-Ural Türkleri ”, s.57. A.Tacemen, a.g.e., s.74. Tacem en, Rus Egemenliği, s.68. Tacemen, Rus Egemenliği, s.76. Rus harflerine geçişi hakkında karar aldı. 5 Mayıs 1939’da da Tataristan toplantısmda Kiril alfabesine geçme sorunu gündeme geldi'^*. Bu Cumhuriyet Yüksek Şura Başkanhk Divanı’nm bu hususta karan hususta çalışmalar yapacak bir Alfabe Komitesi teşkil edildi ve ahndı'^^. Türkmenistan ve Özbekistan’da ise 1940 yılmda Kiril alfabesi komiteye, Kiril alfabesi kabul edildi. verildi. Alfabe Komitesi, Mayıs 1939’da Rus alfabesine dayah alfabeyi esasmda yeni bir alfabe oluşturma görevi Azerbaycan’da ise, 1937 yıhnda Bakü’da toplanan “Orfografıya ve hazırlamıştır. 32 harf ve bir işaretten oluşan Azerbaycan’m bu Rus esaslı Termonologiya” konferansmda Ruslaştırma ve Sovyetleştirilmenin ciddi yeni alfabesi ilan edildikten sonra ciddi bir müzakere yapılmadan'^'’ adımlannm atıldığı görülmektedir. Bu konferansta şu kararlar alınmıştı: Azerbaycan SSCB Merkez İcra Komitesi Başkanhk Heyeti’nin ve Halk 1- Uluslar arası terimler ashnda olduğu gibi değil, yalnız Ruslarda Komiserleri Şurasmm 11 Temmuz 1939 tarihli karanyla Rus Kiril alfabesine geçildi. Bütün idare ve kuruluşlar 1 Ocak 1940 tarihinden, 180 okullar ise Eylül aymdan itibaren yeni alfabeye geçtiler . olduğu şekilde kullanılmahdır. 2- Rusçadan terimleri tercüme etmeden aynen almak gerekir. Azerbaycan’da da diğer Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Latin 3- Başka Türk dillerinden(Türk lehçeleri göz önünde tutuluyor.) alfabesine geçiş sürecinde yaşanan bir hazırhk devresi kiril alfabesine kelimeler ahnmamahdır. 4- Arapçadan, Farsçadan ve Osmanhcadan alman kelimeler aynı geçerken yaşarmıamış, bu hususta konferanslar, kurultaylar tertip edilmemiş ve basmda bu değişiklik tartışılmamış, hatta aleyhte yazı bile anlamı veren Rusça kelimelerle değiştirilmelidir. Artık Merkezi yönetimin tavn tamamen değişmişti. 14 Mart pek olmamıştır. Yalnızca bu yoldan dönüş olmayacağmı anlayan 1937’de toplanan Azerbaycan 9. Sovyet Kurultayı’ndan sonra hiçbir bazılan, hiç olmazsa, dilin fonetik terkip ve hususiyetlerine uygun olarak yerde devlet dili olarak Türk dil kavramı kullanılmamıştır. Bundan sonra bazı değişikliklerle Kiril alfabesinin kabul edilmesini istemişlerdir’^'. milliyet için “'Azerbaycanir, devlet dili için ise ''Azerbaycan dili" Kabul ettirilen bu alfabe, Türkler için düşünülmüş tek bir alfabeden terimlerinin kullanılması uygun görülmüştür'^^. Yani 20 yılhk bir aradan oluşmuyordu. Aksine her Türk halkı için birbirinden farklı Rus Kiril sonra, bu konuda Çarhk Rusyası’nm uyguladığı politikalara geri alfabeleri tertip edilmişti. Aym zamanda müşterek edebi dil ycrine dönülmüştür. mahalli şiveler seçilmişti. Bunun da amacı Türk boyları arasmda ayrılık 1939 yıh başlannda Latin harflerinin Kiril harfleriyle değiştirilmesi meselesi ele ahrmıaya başlanmıştır. 8 Mayıs 1939 tarihinde SSCB Bilimler Akademisi Azerbaycan Şubesinin oluşturularak, birbirlerinin yazısmı okuyamamalarmı, birbirlerinden uzaklaşmalanm sağlamaktı. ve Azerbaycan Yazarlar Sendikası’mn teşebbüsü ile yapılan aydmlar 178 179 180 Devleştin, Sovyet Tataristam, s.509. Mehmedoğlu, “Devlet D ili Terimi”, s.376. 131 Abdullayev, Türk D illeri, s.106-107. A zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s.l6 . A bdullayev, Türk D illeri, s.106. A zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s.l5 ; E. E. Recebov, D ilcilik Tarihi, Maarif Neşriyatı, Bakü, 1988, s.519. Zaten gerek Sovyet kongrelerinde alınan kararlardan, gerekse bu LATİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİNDE yönde yapılan çahşmalardan, R uslann alfabeden daha çok ağırhğı, Türk “YENİ YOL” GAZETESİ dihni özünden uzaklaştırmaya ve parçalamaya verdiği anlaşılmaktadır. Özelhkle Türkiye’nin Latin harflerini kabulünden sonra, Rusya A- Yeni Yol Gazetesi Türklerinin Türkiye ile arasmda olması muhtemel kültür ahşverişini A z e rb a y c a n ’da Latin harflerine geçiş dönem inde “Y eni Türk önlemek, Türk diHnin bir şekilde unutturularak Türkler arasmdaki bağm E h fb a K o m ite si” nin hazırladığı yeni Türk alfabesinin, ilk kullanıldığı zayıflatılması, Türk dihne ait kehm e ve terimlerin ortadan kaldınlması yerlerin b a şm d a Y eni Yol Gazetesi gelmektedir. B u açıdan Türk en önemh amaç gibi görünmekteydi. tarihinde Ruslann planlannm aksine, Türklerin Latin alfabesini,Türk dihnin zenginleştirilmesi, eski, sade ve öz Türkçe kehmelerin kullanılması yolunda işletmeleri, Türk halklannm her kesiminde okuma yazmayı kolaylaştırması ve özelhkle gençler tarafmdan çok kısa zamanda benimsenmesi sebebiyle, Rus alfabesini hemen gündeme getirmişler ve Türk dihnin de her cumhuriyette farkh bir dilmiş gibi kabul ettirilmesi yoluna gitmişlerdir. L atin harfleriyle çıkarılan ilk Türk gazetesi Y eni Yol G azetesidir. “Y eni T ürk EHfba K om itesi” tarafından çıkanlan ve ilk sayısı 21 Eylül 1922 tarihli olan Yeni Yol G azetesi, haflahk bir gazete olup, B ak ü ’da, “ B irinci H üküm et M atbaası”n d a basılm aktaydı. K endisini “H aftahk, edebi, içtim ai, bitaraf Türk G azetesi” olarak tanım layan gazete, dört say fah k olup, 27x35 cm boyutunda ve satış fiyatı da 200.000 m a n a ttı'. G azetenin sorum lu m üdürü; gazetede yazılarda y a /a n Cclil M em m ed g u lu zäd c’dir. Gazetenin yazarları arasm da, M ir A bbas Mir Bağıriı, H. K erim Sanıh, A. Feridun gibi “Ö ğretici” , “Ö ğ reten ” , “ Şarklı” gibi takm a isim lcr bulunm aktadır. adlarla, alfabe vc dil hususunda birçok yazılar da mevcuttur. Yeni Yol G azetesi, ilk sayısının baş sayfasını; Yeni Türk alfabesini ilana ve bu alfabeyi hazırlayanları kutlam aya ayırm ıştı. Baş yazıda; g eçm işten beri bu yolda çahşanlara teşekkür edilerek, yeni yol Yeni Yol, 21 Sentiyabır/Eylül 1922, N o:l gazetesinin de aynı yolda tereddütsüz ve kararlı bir şekilde çalışacağı etmeyeceksiniz mi? Özgelerin eli ile bozulmuş Tükçemizin, doğru belirtiliyordu^. konularını, kelimelerini, terkiplerini bulup düzeltmek istirik, ta ki sizin Yeni Yol gazetesi, kendisine okuyucu kitlesi olarak işçiler, yazdığınızı biz anlıyak. Bizim yazdığımızı da siz okuyup düşünebilesiniz. köylüler, çiftçiler, zanaatkarlar vs. halkın büyük çoğunluğunu teşkil eden Dilimiz düzelmese, dertleriniz de aydın bir dil ile yazılmaz, bes, kitleyi hedef aldığmı belirtmiştir. Bunun sebebi olarak da; o zamana dertlerinizi aydınlaştıran, Yeni elQıalk) edebiyatmı toplamaya çalışın"^ kadar milyonlarl a ifade edilen bu kitlenin unutulup, bir tarafa Gazete okuyucu kitlesi içinde gençlere de önemli bir yer vermiş, bırakılarak, sadece bir avuç kişinin ihtiyaçlan doğrultusunda yazım sütunlannda sık sık gençliğe seslenerek, yeni alfabeyi bir an önce işinin yapıldığı ve ancak bu çok az sayıda olan grubun anlayabildiği bir öğrenmeleri ve halka da bu konuda öncülük etmelerini istemiştir'*. dil ortaya çıkanldığı ifade edilmiştir. Yine ortaya çıkanlan bu dilde Yeni Yol Gazetesi, yeni alfabenin halk tarafmdan kısa bir yazılan şiirlerin “keyifli şehzadeleri” eğlendirdiği, bu dilde ortaya çıkan zamanda öğrenilmesi için bir kampanya başlatmıştır. Birçok sayısmda edebiyatm “kapı kullannı” sevindirdiğini, bu dildeki tiyatrolann ise yeni alfabeyi, dizilişi ile birlikte vermiş, harflerin hem Latince hem de ancak şekilde eski alfabeyle karşıhğı birlikte bir cetvel içinde okuyucuya sunulmuştur. düzenlendiğini ve bütün bunlann hiçbirinden milyonlarca insanm Kısa bir süre içinde bu çalışmalar sonucunu verecek, başlangıçta faydalanmadığmı iddia ederek, kendi üzerine aldığı görevi ve amaçlannı gazeteye Arap alfabesi ile gönderilen yazılann yerine, yeni harflerle şu şekilde ifade etmiştir: yazılmış olan yazılar gelmeye başlayacaktır.. Yeni yol, her vesile ile şehirlerde Yol ki “tok kann tüccarlann” anladığı Gazetesinin mesleği bu zincirleri parçalamaktır. yeni alfabenin üstünlüğü üzerine yazılara yer verirken, eski alfabenin Harfleri dili, şiiri, ilmi asanlaştırmak (kolaylaştırmak) istiyor ki, eksikliklerini, geniş kitlelere ulaşamamasmm sebeplerini de birçok hamının (hepsinin) eli bu şeylerden çıkmasın, hepsi okusun, hepsi yazsm, yazısmda, delilleri ile birlikte ortaya koymaya çahşmıştır. Bunu hepsi derdine çare arasın. yaparken sadece düz yazı ile değil, şiir ve fıkralarla da okuyucuya hitap “İşte Yeni Yol Gazetesi Türk ekincilerine, fehlelerine ve etmiştir. göçerlerine yönelip deyir: Yeni Yol, yeni alfabenin benimsenmesi ve yaygmlaştınlmasmı dilinizi kendisine bir görev olarak kabul etmekle beraber, zaman zaman Latin Araplaştırmışlar, şiirlerinizi Farslaştırmışlar... Biz bu zencirleri kırıp, kökenli bu yeni alfabeye geçişi yanhş bulan ve eleştiriler getiren terk etmeye kuşanmışık. Bu yolda bize kömek (yardım) edip, gazetemizi görüşlere de sayfalannda yer vermiştir. Ancak, bu karşı fıkir ve Kardaşlar! Sizin harflerinizi Yahudileştirmişler, okuyun, ihtiyaçlarmızı yazın. Her gäh noksanlarımız varsa yazıp gösterin. Biz sizin dertlerinizi öğrenip yazmak istirik. Yeni Yol, 21 Şentiyabır/Eylül 1922, N o:l Aya kömek ^ ^ Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No;10 Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim 1922, No:5 eleştirilere cevabı da, yine bu sütunlannda okuyucunun bilgisine denemeyeceğini, buna ancak; “Araplan, Farslan, Frenkleri takht, sunmaktan geri kalmamıştır. yansılamak” demek olacağı görüşünü savunuyordu. Bu konu bağlammda Yeni yol gazetesindeki yazılardan anlaşıhyor ki; Azerbaycan’da Osmanh edebiyatmm durumu hakkmdaki yazılara da yer veren yapılan bu devrim, yalnızca alfabe değişikliğini içermiyordu. Alfabe ile gazetenin, Türk dih ve edebiyatmm sorunlannı, Ziya Gökalp, Yakup birlikte dil konusu da gündemdeydi. Bu bağlamda Türk diline giren Kadri (Karaosmanoğlu), Namık Kemal gibi ünlü Türk ediplerinin yabancı görüşlerine yer vererek açıklama yolunu seçtiği görülmektedir. kelimelerin çoklugu, halkm öz dillerinde kullandıklan kehmelerin yerini yavaş yavaş yabancı ve uydurma kelimelerin aldığı ve Yeni Yol, 9. sayısında “Uydurma Edebiyat ve El(Halk) bundan dolayı da edebiyatta da sorunlar yaşandığı üzerinde durulmuştur. Edebiyatı” başhkh yazısmda dil ve edebiyat ile ilgih sorunlara şöyle bir İşte Yeni Yol gazetesinde de halkm öz diline sahip çıkılması için teklif getirmiştir: herkesin dikkati çekilmek istenmiştir. Zaten bütün sayılannda alfabe ve “ ... Işte teklifimizin canı buradadır ki İstanbul’un uydurma dil sorunlan üzerinde duran ve halkı bu yönde bilgilendirmeye çahşan dilini, Anadolu köylüsü anlamadığı gibi Bakü ’da uydurulmasına Yeni Yol, yeni alfabenin Türk diHne girmiş olan yabancı kehmelerin başlanmış olan edebi dili de Azerbaycan kendlisi (köylüsü) anlamır. Her Türkleştirilmesini sağlayacağı gibi, yine Türkçeye girmiş olan yabancı gäh payitahtlarda yaratılan eserler, Türk milletlerinin zahmetkeşleri için dil kurallanm ve yabancı kehm e tamlamalannı da Türk dihnden yazdırsa, hemin zahmetkeşlerin öz lehçelerinde yazdmalıdır. temizleyecegi ve Türk dihni diriltecegi görüşü üzerinde duruyor ve “Uydurma okuyuculanna şöyle sesleniyordu: telaffuzuna geçilmelidir." ^ edebiyatı baltalayıp, el (halk) edebiyatına, Yeni el(halk) Azerbaycan’da gerçekleştirilmeye çahşılan alfabe değişikhği Jurnal (Yeni Yol) diyor ki; “Halkımızın iki ağır ve öldürücü hastalığı var; Biri alfabe meselesi, ikincisi ise dil meselesidir. Bu hastalıklara mualice (ilaç) gerek Azerbaycan yönetimi, gerekse merkezi Sovyet hükümeti tarafmdan kendi amaçlan doğrultusunda desteklenmiştir. Başlangıçta olunmazsa halkımızın ölmesine hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tersine pek belirgin olmayan bu destek, daha sonra etkili bir şeküde kendini olarak bu hastalıklara göstermiştir. Bu durum, “Yeni Yol Gazetesindeki sütunlara da zaman mualice edilirse, halkımız dirilip, büyük zaman yansımıştır. Ömeğin; gazetenin Arahk 1922 tarihli, 13.sayısmda medeniyet sahibi olacağı, aydın bir iştir.... “Bu Jurnal gösteriyor ki; bu hastalıklara deva bulmak ve mualice etmek herhalde mümkündür. Ancak o mualicleri bulmak ve halktan esirgememek için toplamak veyürek ile işlemek lazımdır.” yer alan Nerimanov’un konuşma metni buna iyi bir ömektir^. Yeni Yol Gazetesi, Azerbaycan’m bütün kazalanna düzenli bir şekilde gönderihyordu. Yeni Türk Alfabe Komitesinin şubelerinin Gazete yazı ve dil ile beraber, edebiyatta da Türkleşmeyi hedef alan yazılara yer vermiştir. Mevcut edebiyata, Türk edebiyatı Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No;9 Yeni Yol, 16 Dekabır/ Aralık 1922, No:13 bulunduğu iller ve kazalann ise, yeni alfabe ile ilgili yapmış olduklan Yeni Yol redaktörü M. S. Ordubadi, Yeni Yol gazetesinin 1926’ daki çalışmalar, detaylı bir şekilde gazetede sıkça yer almaktaydı. satışmm 8000 olduğunu söylemiş ve Bakü’nün en önemli gazetesi Yeni Yol, alfabe değişikliği ve dil ile ilgili konulann yanmda, sayfalannda Azerbaycan’daki sosyal hayat ve çeşitli yerel haberlere de Kommünist’in satışmm 7000 olduğu bir dönemde, bunun çok büyük bir başan olduğunu ifade etmiştir'®. yer vermiştir. Gazetenin sütunlannda yer alan diğer konulann başmda da Türkiye ile ilgili haberler bulunmaktaydı. Özellikle 1- Yeni Yol Gazetesinin 17 Yıh Mudanya Konferansı, Yakm Şark ve Boğazlar Meselesi, Türkiye-Rusya İlişkileri, İlk sayısı 21 Eylül 1922’de çıkan Yeni Yol gazetesinin, son sayısı ise 28 Şubat 1939’da çıkmıştır. Lozan Görüşmeleri en fazla üzerinde durulan konulardı. Anadolu Türklerinin geçirdiği sıkmtıh döneme kayıtsız kalmayarak, Türkiye halkı ile ilgili haberlere sütunlannda 1924 yıh sonuna kadar haftahk, 1925 ten sonra ise günlük çıkanlm ıştır". Başlangıçta yeni Türk alfabesinin benimsenmesi, sık sık yer veren gazete, yayılması hususunda önemli rol oynayan gazete, daha sonra Bakü Şehir Azerbaycan halkma yaptığı bir çağnda; “M Kemarin askerlerinin tek gazetesine çevrilmiş, özellikle de, petrol sanayi işçilerinin iş şartlanm başlarına iyileştirme meseleleriyle ilgilenmiştir. Gazete kapanana kadar ilk olarak mücadele ettiği bir dönemde Anadolu ’daki Türk kardeşlerimize yardım etmeli, iaşe toplamalı ve gerekirse gidip orada C. cammızı feda etmeliyiz” diyordu’. Hüseyinov, M. S. Ordubadi, A. Rızaguluzade, G. Memmedli, H. Gazetenin (tirajma) satış ve okunma durumuna bakılacak olursa; Memmedguluzade olmak üzere sırasıyla, B. Behramov, T. Şahgeldiyev ve A. İsayev gazetenin redaktörlüğünü yapmışlardır'^. bir kere Yeni Y ol’un çıkışı başta MoIIa Nasreddin olmak üzere çeşitli Yeni Yol; basm organlannda ilan edilmişti. “Latin hurufatı(harfleri) ile çıkan 1922-1923 yıllan arasmda haftahk “edebi, içtimai, bitaraf Türk "Yeni Yol” gazetesine abone kabul olunur’'^ şeklindeki reklamlarla gazetesi”, halkm haberdar olması sağlanmaya çahşılmıştı. Gazetenin ilk sayısı 37 adet satılabilmişken, alfabenin yaygmlaşması ve okuma yazma oranmm 1923- 11/1923 tarihlerinde '‘Yeni Türk Elifbası akidesini yaymağa çalışan, artması ile birlikte 1926 yılmda Yeni Yol’un tirajı 6000’e çıkmıştır^. 0 1924-1925 yıllannda ''Yeni TürkElifba Komitesi fıkrini yayan", tarihlerde İstanbul’da ve Kazan’da çıkan en büyük Türk gazeteleri 10-15 bin kadar satıyordu. 1928 de toplanan Taşkent Kurultayı’nda konuşan 10 11 ’ * ’ Yeni Yol, 25 Noyabır 1922, No:10. Molla N asreddin, 2 Noyabır 1922. Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.l2. Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.144. Azerbaycan D evri M atbu atı(I920-I970-ci Yıllar), Tertipçi: Z. M. Mustafayeva, Bakü, 1979, s.l8 7 . Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, lO.Cilt, Redaktör: Ç.B.Guliyev, Bakü, 1981, S.114. 1925-1928 yıllan arasında “Azerbaycan Merkezi İcraiye Komitesi 2- Y eni Yol’un İlk Redaktörü Mirza Ceiil Memmedguluzäde nezdinde Yeni TürkEliJba Komitesininyayın organ’’ı, 1929-1939 tarihleri arasında ise “Azerbaycan Komünist/Bolşevik Partisi Bakü Komitesi ’nin yayın orgam ” olarak çıkmıştır. Yeni Yol Gazetesinin mevcut sayılan ve yıllara dağıhmı Yeni Yol gazetesinin ilk sorumlu müdürü olan Celil Menunedguluzäde, 1869 Nahçıvan doğumlu olup, Azarbaycan’m önemli ediplerindendir. 1920 yıhnda Tebriz’e gitmiş, Molla Nasreddin gazetesinde yazılar yazmış ve piyesleri burada sahnelenmiştir''*. aşağıdadır: 1922 yıhnda, Bakü Halk Maarif Komiserhğine getirilmesi 1922; No: 1 (21 / 09)- No: 15 (30 / 12) üzerine 1923; No: 16 (01 / 06)- No: 39 (27 / !2) Nasreddin gazetesini Bakü’da çıkararak, burada yazılar yazmıştır*^. Terbiz’den aynlarak Bakü’ye gelmiştir. Aynı yıl Molla 1924; No: 28 (01 / 03)- No: 57 (31 / 12) 1922 yıhnda, Latin harfleriyle çıkan ilk Türk gazetesi Yeni 1925; No: 58 (01 / 01)- No: 300(30 / 12) Yol’un redaktörlüğünü üzerine almış ve bu gazetede yeni alfabe lehine 1926; No: 34 (09 / 02)- No: 302(31 / 12) yazılar yazmıştır'^. 1927; No: 1 (01 / 01)- No: 302(31 / 12) Celil Memmedguluzäde, Arap alfabesi yerine Latin alfabesine 1928; No: 1 (01 / 01)- No: 304(31 / 12) dayah yeni Türk alfabesinin kullanılması gerektiğine inanmış ve bu 1929; N o :l (01 / 0 1 )-No: 304(31 / 12) yönde çok fazla çaba göstermiştir. O ’na göre “Arap elifbası, öz çetinliği 1930; No: 1 (03 / 01)- No: 302(31 / 12) ve dilimize yaramadığı ile okuyup yazmayı öğrenmek isteyenlerin 1 9 3 1 ;N o :l (01 / 0 1 )-No: 98 (30 / 12) sayılarını artırmağa mani olmaktadır."^^ 1932; N o : l (01 / 0 1 )-No: 302(30 / 12) Yeni Türk Alfabesinin ise Türklerin çok kısa sürede aydmlanıp, 1933; N o : l (01 / 0 1 )-No: 300(30/ 12) ilerlemesine vesile olacağmı savunan Memmedguluzäde, şehirliler ve 19 34 ;N o:l (01 / 0 1 )-No: 301(30 / 12) köylüler için en elverişli gazetenin en kolay harf ile yazılan gazete 1935; No: 3 (03 / 0 1 )-No: 301(31 / 12) olduğunu, bu sorunun Latin harflerinden oluşan “Yeni Harfler”le 1936; N o : l (01 / 0 1 )-No: 301(30/ 12) çözümleneceğini belirtmişti'^ 1937; No: 1 (01 / 01)- No: 301(30 / 12) 1938; No: 1 (01 / 01)- No: 299(31 / 12) 1939; No: 1 (01 / 01)- No: 48 (28 / 02)'^ 15 16 Azerbaycan D evri M atbuatı, s.l8 8 . İsa Habibbeyli, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları (Tercüme-i Hal), Bakü, 1992, S.44, 50. H ab ib b eyli,, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları, s.50. İsa Habibbeyli, C elil Memmedguluzade M uhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997, S.391. C elil M em medguluzade, “Möhkem İpler”, Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim 1922, No;5. Y u su f Seyidof, Yazıcı v e D il (XIX-XXAsırlar), Bakü, 1979, s .l0 8 . Memmedguluzäde, Latin alfabesine geçişe, tamamen sosyal ve kültürel gelişmenin, ilerlemenin en önemli gereklerinden biri gibi bakmış, hatta bu yeni girişimi bayram olarak nitelendirmiştir'^. O ’na göre yeni alfabenin kabul edilmesi ve yaygmlaştınlması hususunda çahşıp, hizmet vermek bir vatandaşlık görevi idi. Bakü Yeni Elifba Türk gazetesi Yeni Yol’da, alfabe ve dil konulannda bir çok yazı çıkmıştır. Aşağıda Yeni Yol’da çıkan bu yazı ve şiirlerden seçilen bazı ömekler verilecektir. Azerbaycan Türkçesi ile kaleme ahnmış olan bu yazılarda, okuyucu tarafmdan daha iyi anlaşılabilmesi için, anlam ve yapısı bozulmadan bazı küçük düzenlemeler yapılmıştır. Komitesi’nin faaliyetleri içinde bulunması ve Yeni Yol gazetesinin redaktöriüğünü yürütmesi de bu görev anlayışmdan 1- Tebrik kaynaklanmaktaydı^'^. Temcid edirik, bütün maarif dost yoldaşlan ki “Yeni Türk Celil Memmedguluzäde, bu görevlerinin dışmda, 1924 yılmda Elifbasmı” şimdi meydana koydular. Yeni Elifba Komitesi’ne üye olarak seçilmiş ve başkanlığmı S. Ağamahoğlu’nun yaptığı bir heyetle, Kınm, Orenburg, Taşkent, Ufa ve Tebrik edirik, Müslüman aleminin bütün efradmı ki “Yeni Türk Elifbasmm” taraftandırlar. Kazan’da yeni alfabenin kabul edilmesi yolunda çahşmalar yapmıştır^'. 1926 yıhnda Bakü’da toplanan Türkoloji Kurultayı’na katılan Memmedguluzäde, 1927 yıhnda, Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi’ne Takdis edirik, geçmişlerde yeni elifba mücahitlerinin pak ruhlannı, bu mücahitlerin ki onlann vaktinde serptiği tohumdan göğeren hemin “Yeni Türk Elifbası” dır ki, bunun vücuduna şimdi biz iflihar edirik. seçilmiş, 1932 yıhnda da B akü’da vefat etmiştir^^. “Yeni elifba sohbeti kadimdir. Heç kes(hiç kimse) güman(sanmasm) etmesin ki bu “bid’eti”(son zamanda ortaya çıkanlan B- Yeni Yol Gazetesinde Çıkan Alfabe ve DU ile İlgili Yazılardan Seçmeler bu alfabeyi) ortahğa salan bir neçe nefer aziz bendelerik. Adlan bizim için aziz olan hakiki maarif hadimleri Mirza Fethali Ahundov’dan, Türk alfabe devriminde önemli bir yeri olan ve Azerbaycan Latin Mirza Mülküm Han Muşiriddevle’ den tutup hadsiz hesabsız bunlar gibi alfabesi temeline dayah Yeni Türk alfabesinin yaygmlaştınlması ve birçok alim ve mütehassıslar Arap hurufatmm(harflerinin) çetinliğini halka benimsetilmesi yolunda çok başanh bir faaliyet gösteren Yeni Yol gazetesi, öncü bir gazete olmuştur. Bu açıdan Latin alfabesine geçiş sürecinde önemli bir rol üstlenen ve Latin harfleriyle yazılmış olan ilk nazara ahp, bu hurufatm Latin harflerine evez edilmesi yolunda çok delilli ve subutlu eserler koydular. Lakin sahifelerimizin küçük ve dar olması, artık tafsilata bize yol vermir. Bunlann sözlerinin bütün ruhu budur ki, Arap harflerinin vücudu ile, İslam milletlerinin maarifçe 20 21 22 Celil Memmedguluzade, “Pille-Pille”, Molla Nasreddin, 3 Yanvar/Ocak 1929, N o:l. Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti, s.391. Habibbeyli, ,X X .A sır A zerbaycan Yazıcıları, s.50. H abibbeyli,, XX.Asır A zerbaycan Yazıcıları, s.52. terakkisine ümid olabilmez. Mirza Mülküm Han, kitaplannm birinde deyir: “Eğer götürek üç yüz milyondan ibaret olan Müslüman aleminin İkinci hal: yazıcılanmız özge milletlerden aldıklan kelimeleri matbuatmı ve yedi-sekiz milyondan ibaret Ermeni ve Yunan matbuatım, Türkleştirebilmirdiler. Çünkü Arap elifbası bu işe mani olurdu. Yeni görerik ki bütün M üslümanlann matbuatmdan bir neçe kat yüksektir. elifba ise bu gibi kelimeleri Türkleştirmeğe hem imkän verir, hem de Buna da sebep ancak Arap hurufatmm çetinliğidir.” mecbur edir. Şeksiz ve tereddütsüz biz bu yola kadem koyuruk ve hemen Ü çüncü hal: Özge milletlerden aldığımız kelimeleri herkes bir kademimiz biçare millet nammadır. Bizi bu yola vadar eden kalbimiz ve cür(türlü) telaffuz edirdi. Herkes bir cür Türkleştirirdi. Bu ise dilimize vicdanımızdır. Neçe ki atalar balıgı suya atanda, o ümit ile atırdılar ki büyük bozgunluk salırdı. Yeni elifba bu gibi kelimelerin doğru “bahk bilmezse hahk bihr”, bizim de kalbimizin içerisinden gelen bir telaffuzunu tapup(bulup) bir cür yazılmasım ve bir cür söylermıesini sada bizi bu yeni yola sevk edip deyir: “Sebat ile kadem koyun! Çünkü berke-berk istiyir. geri dönmek yoktur. Eger biçare milletimiz şimdi de bizi tasdik etmeğe Dördüncü hal: biz Arap, Fars kelimelerine, şivelerine ve hazır olmazsa, bir vakit gehp çatacak ki yeni hurufat hadimlerinin adlan terkiplerine öyle alışmışız ki, öz dilimizin güzel kanunlanm ve bütün milletimiz tarafmdan hayır dua ile zikr olunup baki kalacaktır.”^^ kaidelerini o terkiplere tabi edip, dilimizi öldürürdük... Yeni elifba ise talep edir ki bu gibi terkipler ve ecnebi kaideler 2- Yeni Elifba ne İstiyir? dilimizden büsbütün atılsm. Dilimiz azat olup, temizlensin ve dirilsin. Helelik bunlardır. Yeni Elifba’nm istedikleri.”^'^ “Bizim yazımızda ve danışığımızda bir çok haller örtülü kahrdı. Bu haller o kadar ehemmiyetli görünmüyorlardı. Ama hakikatte bizim 3- Çare Lazım evimizi yıkan, dilimizi bozan ve öldüren yazıcılanmızı şaşırtan haller “ MiIIetimiz Savadsızdır. idi. Yeni elifbamız o hallerin hepsini açıp, aydmca gösterir ve onlann Çare lazım! atılmasmı, değişilmesini ve düzelmesini çok berk istemektedir. O haller Dünyada dahi gayri bir vahşi millet hayalime getirebilmirem ki bunlardır; “ ...Birinci hal: Neçe yazıcımız varsa, o kadar da yazı kaidelerimiz bizim gibi vahşi olsun. Çare lazım! var. Herkes kelimeleri keyfi istediği ve akh kestiği gibi yazmaktan Yazımız yok, okuyanımız yok, matbuatımız yok. çekinmir. Çare lazım! Yeni elifba hükmedir ki, yazıda bu kanşıkhklara ahır verilsin. Çünkü bu elifbada dilimizde olan seslerin hepsi vardır. Ve etrafımızı sağdan ve soldan bürüyen cemi milletlerin medeniyeti bizi mürur ile basıp, hırdalatmaktadır. En kabak biz gerek bu hakikatleri tasdik edek ve inanak, eğer inansak, bu özü yine bir iştir. Gerek biz buna kayil olak ki, biz maarifçe heç bir şeyin sahibi değiliz. Gerek inanak ki bizlerde savadın ve maarifin şöhreti ve hürmeti yoktur. Avusturya’nm, A hnanya’mn, Frengistan’m, İngiltere’nin bir Yazmak ve okumak sahkesine geldikte heç teeccüb yeri yoktur ki aktanp görek onlar ne tür yazıyorlar ve okuyorlar. Ve gökte kuş gibi uçanlar yazıp okumak fenninde gerek bir kusur koymamış olalar. İşleri bu halda gördük de bizim iki eşeğin arpasmı bölmeyenlerimiz bilmirem hele ne damşırlar. kasabasmda olan kitaplann sayıca cem’i, İran memleketinde kitap yoktur. Sözün muhtasan, iki şeyin biridir; ya medeni milletlerin makamma özü-özü yetirmek niyetinden bilmerre el çekek. Ya onlann Saydığım memleketlerin tek birce kasabasmda ders okuyan aht ettiği m aarif ve temeddün vesilelerini onlardan tahm almak, binlerce şakirdlerin m iktannca bizim Azerbaycan’da eh kalem tutan malumdur ki, hemin vesilelerin en birincisi yazıp okumak tezgahıdır. Müselman kardaş tapılmaz. Nedir bunun sebebi? Sebebi budur ki; bizlerde savad “mod” Terakki ve temeddünün yolu birdir. Eğer özge yollar, tutup gitsek, hemi na-hak zahmetlere düşeceyik, hemi bir şeyin sahibi olmıyacayık.”^^ değil. Medrese ve kitaba şevk ve heves yoktur. Millet bilmerre özünden el çekip. Ve bunun da yine sebepleri var. Be herhal çare lazım! Bes ne etmeh? 4- Yeni Elifba Komitesi’nin GörmUş ve Göreceği İşler “May(mayıs) aymda Latin harfleri taraftarlan tarafmdan seçilen Lazımdır yansılamak. “Yeni Lazımdır takht etmek. O milletleri ki maarif ve medeniyetçe kuwetlenmektedir. Hem de birçok manialan yıkarak. Birçok garezhk ve bizden çok kabağa geçipler. Lazımdır onlann ahz ettikleri maarif ve fıtne ile meydana atılan itirazlara bakmayarak yaşamaktadır. Komitemiz medeniyet yollannı tutup gitmek. Lazımdır onlan kana-kana takht yahnız iki şeyi nazarda tutup, büyük adımlarla ilerleyir. etmek. Çünkü bundan savayi bizim için gayri bir çıkacak, gayri bir necat yolu nazara gelmir. Biz onsuz da maişetin cürbecür emirlerinde, onlara muhtacız. Günde yediğimiz çöreğin ve içtiğimiz suyun, hasiyetini, onlann mahareth profesörlerinden öğrendik. Vatanımızda hurufat karhanası ve çaphane kurmak istesek onlann ilmine kayil olank. Azizlerimizin eksiğini kağıda götürende gene onlann hünerine ve maharetine peh-peh söylerik. Türk Ehfba Komitesi” günbegün genişlemekte ve Onlardan birisi, yeni ehfba fikrinin Azerbaycan’da 65 yılhk möhkem bir tarihe mahk olması, o birisi de komite uzuvlannm ve yeni harfler taraftarlannm gittikleri yolun doğru olmasma sarsılmaz bir iman ve temiz bir vicdan ile bakmalandır. Şimdi gerek bu az bir müddet içerisinde komite ne etmiş ve ne etmek fıkrindedir: 1-Bir çok defalar geniş iclaslar kurup, neticede de “yeni elifbayı” meydana çıkarmıştır. 2-30 puta kadar yeni harflerden Tiflis’te döktürüp 1. Hükümet Matbaasma teslim vermiştir. 3-12.000 nüsha elifba kitapçası ve 15.000’de elifba varakası çap ettirmiştir. 4-Bu 8-Azerbaycan’m bütün kazalannda (ikisinden başka) ve Nahçıvan’da komitenin şubeleri açıhp çahşmaktadırlar. Azerbaycan’dan savayı(başka), Tiflis’te, Erivan’da Kazan’da, Buhara’da, M oskova’da, Enzeli’de nümayendelerimiz var. Komite sair Türk ülkelerinde de şubeler açmak maksadmdadır. Böyle az bir vaktin içerisinde komitenin gördüğü işler bunlardır. aşagıda adlan gösterilen kitaplar yazılıp, çapa verilmektedir: Göreceği işler ise bunlardan daha mühim ve daha ağırdır. Fakat ne a) Ne İçin Arap Ehfbası, Türk Diline Yaramır? olursa olsun komitemiz geldiği yoldan dönmeyecek ve maksadma b) Yeni Elifba ile Türkçe Düzgün Okuyup-Yazmak Kaideleri. yetişince daha büyük bir azim ile ilerleyecek.” c) Türkçe Kendi Muallim (Türkçeyi gayri Türklere öğretmek için) 5-Bunlardan başka, 5- Komite İşleri Baresinde a) “Elifbadan Sonra Kıraat Kitabı” “İki hafta evvel İrevan’dan aldığımız resmi kağıt Ermenistan’da b) Serf-Nehv”(gramer bilgisi) yaşayan Türklerin yeni elifbayı, hoşlamalan ve kabul etmelerini bildirdi. c) Yeni Hesap Kitabı” Hemen şehirde bu elifbayı yaymak ve isteyenlere öğretmek için hususi adh kitaplar da yazılmaktadır. 6-Komite “Yeni Yol” adlı haftahk bir gazete (2 numrosu çıkıp komite seçilip, ciddiyetle işe başlamış. Beş gün sonra Nahçıvan’dan gelen haber, orada da yeni elifba satılmaktadır) ve “Gelecek” adh ayhk bir jumal da bırakır. (Matbaada komitesi açıhp, işe başlamasmı bildirdi. Bu komite yeni elifbayı çap olunur) Ordubad ve Şerur mahallerinde yaşayan Türklerin arasmda da yaymayı 7-Yeni elifbayı öğretmek için Bakü’da kurslar açılmıştır uhdesine almıştır. Bu şehirlere gönderilen 300 elifba kitapçığmm kifayet a) Üç ayhk kurslara gelen muallimler için etmediği haberini verip aynı kitaptan yine istiyirler. Bakü’da Yeni elifba b) Harbiye mektebi kursantlan için ile çıkan gazete ve jum alin oralara da gönderilmesini hahiş(rica) edirler. c) Fırka mektepleri müteellimleri için Yeni elifba kitapçasmdan 12 bin nüsha çap olunmuştur. Bu az müddetin ç) 1. Hükümet Matbaasmm Türk mürettipleri için içinde bu kadar kitap satılıp kurtulduğuna göre, ikinci defa çap olunması, d) Harbiye komissariyatmm savad mektepleri muallimleri için Komite iclasmda karara ahndı. Ha bele kat’ olundu ki; bu kitabm ikinci e) Halk toprak komissariyatı, kullukçulan için hissesi de bu tezlikte f) Maden dairelerinde fehleler(işçiler) için çap olunsun. Haftahk Yeni Yol gazetemiz Azerbaycan kazalannm hepsine gönderilir. Bakü’ da ise gazete satan uşaklarda ve Parapetin yanındaki A bbasof un butgasında satıhr.” . yeni elifbayı öğrenmeye şevklendirdi. İdare için yeni elifba ile yazı makinesini aldı. Elifbamn diriliğe geçmesine ve kuwetlenm esine var kuw esi ile çahştı ve çahşmaktadır. Feridun Bekof yoldaştan razüık edip, 6- Yine Muallim şehrimizin başka idarelerinde kulluk eden muallim yoldaşlanmızdan da “Yeni EUfba Komitesi, işe başlayandan bugüne gibi, bu yenihğin yeni elifbanm yayılması için böyle çahşmalanm arzuluyoruz. ehemmiyetini ve milletimizin geleceği için ne derecede elverişh olmasmı, en tez düşünen, en yahşi Yeni Elifbacı”^* anlayanlann çoğu mualhmler oldular. Kazalardan herkesten fazla, herkesten tez bunu alkışlayan, 7- Anlam adık Sizleri bagnna basan, halk arasmda yayıhnası için işlemeğe hazır olduğunu “Yazıcılara.. bildiren mualhmler ohnuşlar. Kazalara gelen nümayendelerimizin Söylediğiniz Türklere çoklu Arap sözleri söylediklerine göre, Azerbaycan kazalannda yaşayan mualhmlerin Okşadmız her zaman, yahşi kara gözleri arasmda bir nefer de bulunmadı ki, yeni ehfbayı kabul etmesin, ya bu ki KuIIara benzettiniz ağca, güzel yüzleri bunun zıddma bir şey söylesin: fakat bir neçesi bizim harfleri tenkit edip, Anlamadık sizleri! öz bakışlannı ve fikirlerini söylemişler. Bu ise ne derece meraklanmalannı ve ne kadar sevdiklerini gösterir. Gerek de böyle olaydı. Çünkü Arap ehfbasmm çetinhğini, Çok güzel hubru(ahmh) aynhğa iflirak(ayrılma,perişan olma) Öz suyuna abru(utanma duygusu) bölmeğe de infirak(aynlma) ayıplanm ve dihmize yaramayıp, diUmizi öldürmesini tecrübeler vasıtası Oldu kazanç iktisab söylediğiniz her sayak ile bilen, gören, danhan(zorlanan), yüreğini sıkan, kanmı harap eden bu Anlamadık sizleri! zavalh mualhmler idi. Arap ehfbasmdan çekilen dertlerin yüzde doksan dokuzunun ağırhğmı taşıyan bunlar idi. Şehirde yeni ehfba kitapçası çıktığmda komite idaresine gehp Adlanm ız büsbütün döndü Arap serfine Ekber’e, hem Esger’e, Enver’e, Nasreddin’e gidenler, ilk tebrikçiler, çahşmalanm iş ile ispat edenler bir neçe Koymadmız “el” diyek Fars elininin “destine” ışıklanmızdan başka yine mualUmler oldular. Anlamadık sizleri! O cümleden, toprak komiserhği idaresinde kullukta bulunan yoldaş Feridun Bekof muallim olduğıma göre az bir vaktin içinde bütün idarenin ve bütün şubelerin Türk kullukçulan için kurs açtı. KuIIukçulan Gitti çocuk mektebe, Türk dilini öğrene Amma çektiğimiz bu kadar zahmetler ve kereler ile ölçtüğümüz Verdi kulak sözlere, dörtte üçü beynine yolu ve ilerlediğimiz yeri tokuşturanda görürük ki, zahmet ve kere Girmedi biçarenin, düştü Arap derdine yüzdür, attığımız adımlar bir ya ikiden artık değil. Biz görürük ki, bizde Anlamadık sizleri! çırpınmak, dartmmak ve hareket var, amma işte bereket yoktur. İlerlemek işinin böyle olması sebepsiz değil. Bunun büyük sebebi Aldı gazet kendlimiz, açtı kitap fehlemiz var. O sebep budur ki, bizim ayaklanmız iki möhkem iplere bağlanıp, İstedi bilsin ne var dünyada, bu halkımız biz ayaklanmızı ileriye attıkça o ipler geriye çekir. Anlamadı heç birini, attı yere çokça tez Anlamadık sizleri!”^^ İplerin birisi Arap elifbasıdır ki, öz çetinliği ve dilimize yaramamazlığı ile okuyup, yazmayı öğrenmek isteyenlerin saylannı artırmağa mani olur. 8- Möhkem İpler “Yirmi yıldan artıktır ki, biz Azerbaycan Türkleri medeniyet bağmm yolunu tapıp(bulup), bu yolun piyadeleri olmuşuk. Medeniyet bağmın çiçeklerinin keyiflendirici etreleri, can verici havası, bulaklannm temiz ve serin sulannm şorultusu, bülbüllerinin güzel okumalan bizleri çekir, yürütür. Amma biz yürüyebilmirik, o güzel bağa tez yetişip faydalanmaya ve rahat olmaya, yüreğimiz ne kadar telesirse(acele etme), O birisi de yukanda saydığımız nutuklar ve yazılann hamısınm Türk dilinde olmayıp, Arap, Fars ve Rus dillerinde söylenmeleridir. Bu ipler çok möhkem, ağır ve sıkıcıdır. Bunlar bizi medeniyet bağma çatıp, onun şirin, tatlı meyveleri ile faydalanmaya koymuyorlar ve koymayacaklar... Bunlan ayaklanmızdan açıp atmahyık. Bu yolda var k u w e ile çalışmalıyık.. Yoksa o bağın içine girebilmeyeceğimiz şüphesizdir.”^'^ adımlanmızı tez tez atabilmirik. Ne kadar yığılınk, kalkınk, atıhnk, düşürük ve ilerliyirsek, gene görürük ki, yolun onda bir payını 9- Gençlere ölçebilmemişik. Görürük ki, bağ hele çok uzaktadır. “Yeni Yol” gazetesi doğrudan da yeni yol ile gedir. Biz gençlerin Doğrudan da bu yirmi yılm içerisinde biz neler yapmadık. de yolu yenidir. Daha biz ata-baba yolu ile gidebilmerik, çünkü onlann Cemiyetler düzelttik, mektepler açtık, çaphanalar ahp işlettik, kitaplar sehvleri çok olmuştur. Sehvlerinin en büyüğü Arap elifbasıdır ki, bu çıkardık, şairler yetirdik, gazeteler, jumaller verdik, mesakeler(miting) vakte gibi onun ayıplannı ve Türk diline yaramamasmı görüp, bir çare, kurduk, nutuklar söyledik, idareleri ve mektepleri millileştirdik. Milleti bir ilaç aramamışlar. bu medeniyet bağma yakmlaştıran adımlann hamısmı attık ve gene kalmamızm sebebi onlardırlar. Onlar eğer öz vaktinde Arap elifbasmm atmaktayık. Bizim özge milletlerden bu kadar geride ayıplanm görüp, bir tedbir alsaydılar, daha biz geride kalmayıp, medeni milletler cergesinde olardık. Çaylar gibi taşa bilmirem Babalanmız ancak m allann buyruklanndan el çekmeyip, onlann eğri ve Yüce dağı aşa bilmirem yalan fikirleriyle oynamışlar. Bu elifba meselesi gibi Yorulmuşam koşabilmirem Çünkü yoktur öz dilim menim. ehemmiyetli şeylere fikir vermeyip, bizleri de bu vakte gibi bedbaht etmişier. Bataklardan çıka bilmirem Şimdi biz gençler gerek ata-babalanmız gibi, daha mollalann ve Kanatlanıp uça bilmirem başkaiannm eğri fikirlerine, yalan sözlerine bakmayıp, bu yeni Türk Hak kapısm aça bilmirem elifbasmı yahşice öğrenek. Çünkü biz gençlerin geleceği başka cür Çünkü yoktur öz dilim menim. olmahdır. Biz gençler de gerek başka milletlerin gençleri gibi medeni olup, milletimize ve insan alemine hayırlar verek. Dilim olsaydı, at olmazdım Buna göre biz gençlere lazımdır ki günde yanmca saat da olsa bu Bunca binilip çapılmazdım yeni Türk elifbasmı öğrenmeğe işletip, de fikirlerimizi Yeni Yol Çuta, gotana koşulmazdım gazetesine yazak ki, bizden sonrakiler bizler gibi bedbaht olmasmlar. Nedir yoktur öz dilim menim Genç arkadaşlanm! Bizden sonrakilerin kurtuluşu bizim bu yeni yola düşüp, bu yol ile gitmeğimizden asıh ohnasma şüpheniz kahnasm! İlerlememiz, az bir müddette medeni milletler ile beraberleşmemiz ancak bu yol ile olacaktır. Yüreğimde dertlerim çoktur Söylemeğe sözlerim yoktur Dilsize tepik vuran çcktur K.H »31 Nedir yoktur öz dilim menim 10- Dilsizlik Yığılıp düşünün ey eller Ovalarda geze bilmirem Öldürdü bizi özge diller Denizlerde üze bilmirem Götürün ele kazma, beller Havalarda süze bilmirem Kazm çıkann dilim menim Çünkü yoktur öz dilim menim 32 11- Ehemmiyetli M esele 12- Tenkit Lazım Çocuklann okuması ve tertiplenmesi işlerine büyük ehemmiyet “Bugünlerde yeni elifba komitesinin Bakü’da neşrettiği “Yeni yol” verilmesini göriirük. Her yerde mümkün olan kadar cür-becür mektepler, gazetesi gelip Tiflis’e çattı. kurslar açılır, devam edir, kurianr. Gene de tazelenir ve gitgide maarif Tebrik! işleri kaydeye düşüp(yoluna girip), yahşileşmek istiyir. Haltamız da Bin Tebrik! ilmin ehemmiyetini düşünen gibi olup, büyüklü, küçüklü okumaya heves Bundan sonra her maarif yolunda çalışan arkadaşlanmız rahat gösterir. Yanmcık okumuşlanmız, öz noksanlanm tutup özlerini tekmil olabilirler ki; bizim millet de bir neçe yıhn ardından, onun namusunu, etmeğe çahşırlar. Kadm ve kızlanm ız böyle mektep yolunu tamyıp ihnin hukukunu şirinligini ve lüzumunu anlayıp okumak için vakit ve zahmet işletirler. savadsızlığı(bilgisizliği), Hatta mollalanmız da daha maarifin ve mekteplerin zıddma getmirler. atabilir. Bunlann hepsi m aarif sevenlerin yüreklerini bir kadar sagit ezip, payimal eden, içinden kovup,umumi nadanhğı(cahilliği), medeniyete adım Tuttuğumuz yol büyük ve tarihi bir yoldur. Bu yolda herkes gerek öz kuvvesini, öz beceriğini, öz bilgisini meydana koysun ki bu edip(rahatlatıp) sevindirir. Amma çok heyif(yazık) olsım ki bu se’y(çahşıp çabalama), heves mukaddes mesele hallolsun. Bu binası taze koyulmuş iş berkisin. Çünkü ve ilim yolunda yürümek, Bakü, Gence ve başka merkez sayılan kenardan bakıp ancak bir tebrikle ve alkışla meşgul olmak ile bu işler şehirlerde göründüğü gibi, kendlerde(köylerde) görsenmir, kendlerde gitmez. kızlann okumasma lazımlı ehemmiyet verilmir. Kendlerdeki hzlanmız Bu taze iş mesuliyetli bir iştir. Bütün Türk, Tatar, ve Fars okumir, terbiyelenmir. Bu ise çok teessüflü ve asnmıza yaraşmayan bir alemlerine bu Latin elifbası necat yolu açacak, İslam aleminde göz durumdur. kamaştıran bir nur gibi fırlayacak. onun Onun için ne kadar bu iş ehemmiyetli ise o kadar da gerek biz şehirlerde yaşıyan adamlannm, okumuş ve terbiyeli olmasıyla değil, ihtiyatlı olak. Her kademimizi(adımımızı) fikirleşip, atak. Bu elifba çünkü şehirlerde yaşayanlar milletin otuzda biridir. Otuzda bir neferi gerek her taraflı danışılsın ve bu yol ile ıslahlansm, düzelsin. Demek okutmak ile de, millet medenileşmez. olmaz ki bu kabağımızdaki(önümüzdeki) elifba kurtarılmış bir şeydir ki, Milletin medeni sayılması medeniyetçe jöikselmesi, Biz medeni olmak istiyorsak, kendlerdeki kızlanmızm okumasma, onlar için mektepler açıhnasma ve mecburi de olsa onlann mekteplere konulmasına büyük ehemmiyet vermeliyik”^^. bu elifbanm daha hiçbir noksanı yoktur. Bunu demek olmaz. Çünkü bu taze bir iştir ve malumdur ki, her bir taze işte sehv(hata) de olar. Men isterdim ki bizim gazetelerimizde ve jumallerimizde tenkit sahifesi, mübahise için geniş bir surette açılsm. Çünkü tenkit hakikatin anasıdır. Çünkü ancak bu yol ile biz öz yeni doğulmuş elifbamızı düzeltipp, möhkem edebilerik. Bundan bahsler(tartışma) ve yazışma sahifeleri gazetemizde ve jumalimizde açılacaktır. ilave lazım gelir ki hallolunası ve bahisli meseleler yığıldıkça kurultaylar çağnhp her bir taze tekhfler orada danışılsm. Bizim serf-nevrimiz(gramer bilgimiz) yoktur. Buda ki her dihn her bir yazmm açandır(anahtandır). Gerek bu serf-nehv yazılsm. Sonra geniş bir suret de danışılsm, kurultaylarda ve matbuatta tenkit olunsun. Bu büyük ehemmiyetli meseleleri, bütün milletin arasmda yaymak lazımdır ki, bu meselelerin müellifi ve yaratanı bütün millet olsun. Lazımdır ki, bizim her bir meselelerimiz halledilmeden önce intişar olunsun. Tenkitten bırakılsm, kurultayda danışılsm ve sonra kat’ ve kabul olunsun. Ancak helelik bizim fıkrimiz ve ciddi çahşmamız bu elifbayı halkımız arasmda yaymak ve halkımızı buna alıştırmaktır. Bunu tenkit etmek, hatalannı göstermek ve düzeltmek ne kadar lazım ehemmiyetli ise, halkımızı buna ahştırmanm ehemmiyeti ve bin defa fazladır. Çünkü bu elifba yayıldıkça, iş işi gösterip yayıldıkça o hatalar ve ayıplar herhalde yazılacak ve öz özüne düzelecektir. Tenkidimizi ve bahslerimizi her vakit de edebiliriz ve edeceyiz. Buna göre va’d ettiğiniz tenkit ve makalelerinizi göndermekle beraber, orada kurslar açıp halkımızı bu elifbaya ahştınrsanız bizi daha da artık şad edersiniz. Sizin gibi yoldaşlanmızm çok olmasmı arzu Tenkit lazım: Çünkü tenkit hakikatin anasıdır. Men tebrik ederdim ederiz.”^^ her bir arkadaşı ki, muhabbet ile bizim her bir adımımızı tenkit edip, hatalanmızı göstersin... 14- Heder Aziz Şerif 17 Oktiyabır 1922 Tiflis “İnkıläptan sonra Azerbaycan’da, Türkistan’da Tataristan’da ve Gürcistan ile Ermenistan’m bazı şehirlerinde Müselman kendlilerinin »34 okuması için çok çok gazete ve jumallar çıkmaktadır. Bu gazete ve jumallerin cemini nazara alanda ve onlara dikkat 13- İdareden “Aziz Şerif Yoldaşımızm yukandaki makalesine cevap olarak söyliyirik: Tebrikiniz ve yürek ile bu taze işimizi halk arasmda yaymak için yardımda bulunmağmız bizi artık derecede şad edir. Sözlerinizin hepsi pek doğru ve yeriidir. Öz vaktinde gösterdiğiniz bu işlerin hepsi olacaktır. Elifbamızm eğriliklerini, sehvlerini(hatalannı) düzeltmek için edende, bakıp görürük ki, bu cerideleri çıkartanlar, bu işe harç ve se’y koyanlar bunu heç bilmek istemirler ki, acaba bu gazeteleri bir okuyan var ya yoktur. Biz bunu cüret ile ve açık-açıkça deyirik ki, o ceridelerin hepsi nahak yere yazıhp, çöle bırakılır. Çünkü onlan ne bir kendli, ne şehirii okuyabiler. Bu işi böyle sehl(kolay) saymak olmaz. Malumdur ki, Arap harfleri ile yazılan cerideleri onsuz da okumak çetin bir meseledir. Malumdur ki, köhne yazılanmızı okuyup kanmak için büyük ilimciler ve Elli adım gitmemiştim ki, başka bir tamşım önüme çıktı. Bu tecrübe lazımdır. Ama acaba savadı(bilgisi) az olan kend cemaatine neçe tanışım da darülfünun kurtarmış bir adam idi. Selamlaştıktan sonra bu da mümkündür. O cızma-karalan sürkat göndermek. menim ne işe baktığımı soruşturdu. Men cevap verdim. Yeni elifba Meğer o kağızlar(kağıtlar) kelebek gibi yerden göğerirler. sözlerini işittik de dedi. Ha deyirler ki taze ehfba çıkarmışlar, ama men hele görmemişem ne teher, yani bir şeye okşuyor ya yok? Heyif(yazık) değil mi binlerce amele ve mürettiplerin zahmetleri? Numune için götürek Irevan’da çıkan “Rençber” gazetesinin 6. Üçüncü defa gene bir darülfunun kurtarmış dostuma rast geldim. numarasmı. Nedir bu? Kim bunu okuyabilecek? Insaf mıdır bir büyük Bir kadar danıştıktan sonra sohbetimiz yeni elifba işlerine geçti. Menim varaka kağıdı cızma-karalayıp adım gazete koyup, kendlinin eline bu dostum ümitsizlik bildiren bir ses ile dedi: vermek? Meğer gazetenin müdürü o kadar savadsızdır ki, gazetenin bu -Bu yürümez! kadar kalet-kuletini görmür? Hangi kendli bu “soğan kertisinden” bir -Dedim niye? matleb çıkartabilecek? Hülasası birdir ve hakikat birdir. Eğer istiyorsan Cevap verdi ki; bu neyestestvenni iştir(tabii iş değil). ki, insanlar gibi yazı yazıp, yazılanı okuyabilesen gerek geci-tezi çürük -Dedim niye? Arap harflerinden bilmerre(tamamen) el götüresen. Cevap verdi ki, Müselmanlar bunu öğrenebilmezler. Ahır niye öğrenebilmezler? Çünkü bu neyestestvenni iştir! Dedi Bundan başka biz bir yol bilmirik”^^ doğru deyirsen, ele ben de bu akidedeyem ki bu neyestestvenni iştir. Eve yetişip gördüm ki komşumuzun iki balaca uşakları ile menim 15- Gerek de Böyle Olsun Neçe gün ew el saat ikide kulluktan(işten) eve kayıtırdım(dönüyordum). Yoldaş tanışlardan birisi rastıma çıktı. Bu adam anlakh, yani ziyah idi. Ahvalımı dolanacağımı ve ne iş ile meşgul olduğumu sorurdu. Razıhk edip, kulluk yerimi ve yeni elifba işlerinde on yaşmdaki kızım, Yeni Yol gazetesini kabaklarına koymuş okuyorlar. (Bunlar bir ayın içinde yeni elifbayı öğrenmiştiler.) Bunlan görüp derin fıkre gittim. Birazdan sonra fıkirden aynldım kalemi elime ahp yazdım. Gerek de böyle olsun. Öğreten”^^ çahşmağımı söyledim. Bu adam güç gözünü turşadup(asmak, ekşitmek) dedi; -Sen niye öyle ahmak işlere kanşırsan, öyle işlerden bir şey çıkmaz. Özime öyle zanaatiye(meşgale) tap ki (bul ki) puldan, zattan kazanabilesen. Şimdi idealist olmak vakti değil. 16- Y eniD evre “Yeni Türk elifbası düzelip, Azerbaycan’da yayıhr. Demek olar ki bu elifbanm çıkması ile Azerbaycan’da ve bütün yakm Şark’ta yeni bir devre başlanır. Araplann hiyeroglifı okşayan, okunması artık derecede çetin olan harflerinin değişilmesine ciddi ferman verildi. Tiirk elifbasının bu değişilmesi, ayn ayn adam lann inatlanmn neticesi olmayıp vakti “Yeni ehfbanm asanhğı(kolayhğı) ve diUmize uygun olması Azerbaycan’ımızm en uzak bucaklanndaki kendhlerimize dirihkten ötre gelmiş tarihi lüzmniyetin buymması ile meydana çıkmıştır. Medeniyet, iUm ve sanatlann esaslannı ve başlanışlanm garbe veren tarih, şimdiki vakitte dirihğin ruh yükseUici misallerine fanlmış ve suçlu bir halde bakmaktadır. Şarkm adlan bugün diri kalan becerikh ve tanırumş Firdevsi, Hafız, Sadi ve başka şairlerinin büyük eserlerini anlamak, ömürlerini Arap dilini ve harflerini öğrenmeye işleten bir avuç lazımlı tecrübeleri ve bilgileri öğreten kitaplan ve başka eserleri okuyup anlamağa imkän verecektir. “İster öğretenlerimizin, ister uşaklanmızın bundan sonra, açık, aydın dille, okunması asan elifba ile yazılan ilim kitaplannı kolay okuyup öğrenmelerine daha şüphemiz kalmır.”^* alimlere muhtaç olmuştur. Bu kadar pahah, kıymeth vakti ve ruh kuw esini bir ehfbayı öğrenmeye işletmek ise acımah mesele değil mi? Garbm terakki yolunda öyle iri yürüyüşler ile ilerlemesinin mukabihnde bizim bu derecede olan savadsızhğımız(bilgisizhğimiz) teessüflü bir 17- Y eniY ol Yaşasın Türkçeye elifba düzen Yaşasm onunla “Yeni Yol” yazan halet değil mi?” Yahşmı, yamanı gerek biz seçek Şarkın medeniyetçe bu kadar geri kalmasının şüphesiz Çetini burakıp asanda geçek sebeplerinden birisi ahahnin mecburiyet altında bu Arap ehfbasını kabul edip işletmesidir. İnsanm düşüncelerinin yayıhnasma vasıta ve alet olan Türkçeye yaraşan elifba yaptık ehfba bu düşünceleri layıkh surette yazabilmeyip, aydın ve açık Bilginin yolunu biz yeni taptık gösterebilmediği halde yeni ve elverişh bir ehfba ile çoktan gerek evez olunaydı(değiştirilseydi). Kim gitse bu yolnan, menzile çatar Bu yola düşen ve bu vazifeyi uhdesine getiren “Yeni Türk Ehfba Çok ağır yükleri üstünden atar Komitesi” oldu. Bu komite, Arap ehfbasmı dihmize uygun ve yarayan Latin harfleri ile değiştirdi Boş yere çahşmaz gece ve gündüz Şarkm yahşi akıllanm meşgul eden büyük mesele açıldı, bundan Bilmeye okunan eğridir ya düz sonra karanhkta kalmış halkımızm savadsızhğma ahır koymak herhalde mümkündür. Bu işe anlakhlanmızm, ayık ve düşünceh nazar ile bakmasından ve çahşmasmdan asıhdır. Gazetçe düzülüp yeni elifba Deyerem düzene yaşa, merhaba edipleri başlatmışlar, yeri geldikçe bu ediplerin de tasavvurlannı göstereceyik. “Yeni Yol” matlabı düşünür derin Elifbamızı kabul eden günden beri iddia edirik ki, Türk dilinin Deyerem yazana, yaşa, aferin içerisinde özgelerden ahnmış terkiplerin, cem’Ierin, izafelerin yeri Çahşak elifba ele yayılsm yoktur. Bu terkipleri lağvedip evezine Türkçemizin terkiplerini, E1 ağır uykudan birce uyansm cemlerini, izafelerini işletmeliyik. Bizim bu teklifımiz taze teklif değildir. Bu hususta Türkiye Yaşasm Türkçeye elifba düzen edipleri çok şeyler yazmışlar. Onlann cümlesinde olarak, Gökalp Yaşasm onunla “Yeni Yol” yazan cenapları; “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” makalesinin bir »39 Aliş’ yerinde bele yazir; “Arapça, Acemce terkipler cemler, edatlar, simgeler dilimizden çıkanlm ah (Şuarayi cedide) deyeceğimize (Yeni Şairler), 18- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-I (edebiyat-ı Türkiye) deyeceğimize (Türk Edebiyatı), (tebiyye) yerine “Elifba meselesi bitti. Yeni elifba ile gazeteler, jumaller ve kitaplar (tebilik), (serbesti) yerine (serbestlik) (muvciz bir muharirr) yerine yazıhrken, şimdiye gibi yazılanm ızm kusurlanm gösterebilmeyen Arap (icazcı bir muharrir) (muvc-caz bir ifade) yerine (icazlı bir ifade) harflerinin üstünden perdeler kaldm hr. Bu perdelerin aUmdan garibe demehyik..!” ayıplar çözdelenir ki, hemen ayıplar göstermekten aciz idi. Bu M adem ki bele ecnebi terkiplerden Gökalp gibi m eşhur yazıcılar ayıplardan yalmz harfler kısmma kifayet edip, sair kusurlan başh başına hoşlanmamış ve çarelerini de gösterir. Hem cn çarelcri bizdc ycni clifba bıraksak, dihmizin başma geldiği belalanndan halas olabilmeyeceyik. ile m eydana çıkartsak, Türk diline dcğcrli bir hizmet olm az mı? Buna atalanmız; İkinci teklifımiz budur ki Türk dilinde mukabillcri olan Fars ve “Öküzü öldürüp, bıçağı kuluncunda smdırmak” deyerler. Arap kelimelerine yer vermemeli. Bu hususta AIi C a n ib ’in “ Milli Söz yoktur ki, meselenin en ağır tarafı olan ehfba değiştirilmesini, Edebiyat M eselesi” adh makalesindc bele yazılmıştır: “ Dilimizi yapıp da yan yolda dayanmak olmaz. Nöbetlerini gözleyen sair iüzumsuz, yabancı kelimelerle doldurınuşlar: (kız) varkcn kusurlann da reddine çahşmahyık. (yıldız) varken (exter, stara), (alm) varken (nasiyc, pişani), (dcsti) varken Ehfba üstünde bizden küsen yoldaşlar, yakm ki bu defa daha küsmeyecekler. Çünkü çahşmak meselelerini bizden çok ileri Türkiye (duxtcr) (seby), (bulut) varken (abr, sahab), (asir) varken (ncxcir) gibi... Bu gafletlerin neticesinde bir gün gelmiş ki, O sm aniıca’nın Türkçe ile alakası yalnız fe’llere münhasır kalmış; edipler tekellüm lisanı ile tahrir lisanı arasm a dolmaz bir uçurum kazmışlardır. Bunun yegane sebebi dünyanın hiçbir lisamnda görülmemiş bir halin diHmize ariz Bizim üçüncü tekhfımiz odur ki yazımız ve dihmiz ile beraber oluşudur. Müstahaleşen(terk olmuş) Türkçe keUmelerin yerine Arapça edebiyatımızı da Türkleştirek. Bunu biz yapmayacağız gelecekteki ve Acemce kelimeler girerken, m ünew erler bu iki lisana ait kaideleri de ediplerimiz yapacaklar. Ancak bugünkü edebiyatımıza Türk edebiyatı beraber almışlar. İşte bu kapütülasyonlar sayesinde lisanlar diHmize demek müdahaleye başlayınca, asla lüzumu ohnayan lefzler(kelime) de girmeye yansılatmak demektir. Bu hususta Yakup Kadri Bey’in makalesinde bele ve yazır; girdikçe Türkçenin safiyetini bozmağa başlamışlar. Şarkh”^° olmaz. buna, Araplan, Farslan, Frenkleri takht, “Osmanh edebiyatı denilen şeyin Türklükle hiç alakası yoktur. O acemleşmiş, 19- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-II Ecnebi Belki kehmelerin bollugu Türkçemizi Fransızlaşmış, bir Bizans Edebiyatıdır”(Türk Yurdu, Üçüncü Yıl). Hemin bu iddiayı Erdoğan Bey’de “Osmanhca’nm Yazısı, bir derecede Lugati, İmlası, Edebiyatı” adh makalesinde göstermiştir. karanhklandırmıştır ki, Namık K em al’in dediği gibi, Türk yazıcısı Makalenin bir yerinde deyihr: “ ... bir de uydurma (masal) Nergisi’nin, telifini anlamak, bize göre ecnebi bir dilde yazıhnış olan tekellüm, kitabet ve edebiyat Hsanımız vardır ki, onda yabancı kehmeler “Gühstanı” anlamaktan müşküldür^KülHyat Kemal). Onun içindir ki, ve kaideler Nergisilerin bu kadar “uydurma edebiyatmdan”, bazılannm hoşlanna ediplerinde de ele insafsızlar vardır ki, yazılannda (oldu, bu, du) gibi gitmeyen el teleffuzuna (fakat doğru el telaffuzuna) el edebiyatma muavin fiilleri ile (dur-den-ise-ben-sen-hep) gibi edatlardan başka taraftar olmağımızı ehfba kitapçasmda göstermişiz. Türkçe kehmeler bulunmaz. Hsanımıza gahptir. Veysi, Nergisi gibi zamanımız diHne, avam lehçesine taraftar olmamıza şimdi Söz yoktur ki; bele uydurma edebiyatı bizim Azerbaycan gülürler. Neceğim bir vakit Ermeniler Haçatur Aboyan’a gülürdüler. Bu kendlerinde değil, hatta Anadolu kendlerinde anlamazlar. Bu hususda şahıs Ermenilerin gehz “edebi” dihnden kaçıp, avam cemaatin söylediği “R.T” imzası ile “Türk Yurdu’na” Giresun’dan yazılmış bir mektupta gibi yazı yazmağa başlarken, eserleri keşişler tarafmdan men ediHrmiş deyiHr: Bizim halk Tifhs’e gider kovarlar, İran’a gider kovarlar. Yine halk dih ile her “ ...Gazetelerimizin köylülerimiz tarafmdan okunulmamasma Ermeni’nin konuştuğu gibi yazar. Bugün Haçatur Abovyan’m kabrinde sebep başhca Türkçe olmamalandır. Birçok köylerde gördüm ki, Türkçe kemiklerinden bir eser kalmadığı halde, yeni bir dilde parlamış olan okuyan bir adamm başma toplanarak, ele geçme bir gazetenin yazdığmı bugünkü Ermeni edebiyatmm ilk nurlannı milletine o hediye etmiştir. merak ile sorurlar ve okuturlar. Fakat gazeteyi ne okuyan ne de dinleyen AH Canib demişken, bir gün gelecek Türk’ün de Haçatur Abovyanlan bir şey anlamaz. Çünkü okuyanlarda ve dinleyenler de ancak birkaç zuhur edecektir. satırda bildikleri birkaç Türkçe kelime işitirier. Bu yüzden hem köylülerimiz vatanın, milletin yaralanndan habersiz ve büyüklerimizin öğütlerinden uzak kalıriar. Hem de gazetelerin sürümü ileriemez...” İşte teklifimizin canı buradadır ki, İstanbul’un uydurma dilini Bele bir gözü açık fehlelerin yeni hurufatı öğrenmeye artık derecede hevesleri vardır. Hatta onlardan bir çoğu, yeni elifbadan ahp, işsiz vakitlerinde Anadolu köylüsü anlamadığı gibi, Bakü’da uydurulmasma başlanmış okuyup olan “edebi” dili de Azerbaycan kendlisi anlamır. Her gäh payitahtlarda öğrenemeyeceğini nazara alıp, çok arzu edirler ki savad mekteplerinden, yaratılan eserler Türk milletinin zahmetkeşleri için yazıhrsa, hemin yeni elifbayı öğretmek için bir muallim çağnlsm. Lazımi idareler bele zahmetkeşlerin öz lehçelerinde yazılmahdır. Yani “Uydurma Edebiyatı” fehlelerin yeni hurufata olan heveslerini nazara ahp, bu barede lazımı baltalayıp, el edebiyatma, el telaffuzuna geçilmehdir. serencamda bulunulmahdır.’ öğrenmeye se’y edirler. Ve özleri tek başma elifbayı Şarkh”^‘ 22- Y eniE lifba 20- Birinci Molla Sorsalar nedir yeni elifba; “Bu günlerde Nahçıvan’dan gelen kagıttan bihndi ki, oradaki De! Gönül açan gülümüz bizim ahundlanmızdan Molla Ah kardaşımız Yeni ehfbanm asan olmasmı ve Bilgi bağma son bucağma dihmize yaramasmı tasdik ediptir. Özü de az bir vakitte bu ehfba ile En yakm, en dinç yolumuz bizim okuyup yazmağı öğreniptir. Molla Ah Kardaşımız birinci molladır ki, bu yeni ehfbaya bakıp, Çünkü kolay olar okuyub yazmak beğenip, bizim kurtuluşumuzım ve yükselmemizin bundan asıh ohnasmı Bilmezlik kabrin derince kazmak duyupdur. Bele moUanmızı yürekten alkışlayıp onun gibilerinin çok İstemese kar bu yoldan azmak olmasmı arzu edirik. Çok ilerler elimiz bizim Yeni Ehfbacı”^^ Yad delilleri biz red ederik 21- Yeni Elifba ve Fehleler Öz hünerimizle düz yol giderik Türk fehleleri(işçileri) arasmda yeni hurufata(harflere) meyil Her borcumuzu asan(kolay) öderik gösteren fehleler köhne hurufatımızm uygunsuzluğımu tasdik etmekle beraber, yeni hurufatm tez zamanda yayılmasmı arzu edirler. 41 42 Tutar her işi elimiz bizim Gelme sözlerin çoğunu atank danışacak, yazacak ve birbirini anlamıyacak. Mesela; Mollası, Rusça Onlan dilden tez çıkardank okumuşunu, Rusça okumuşlan, kendlileri, fehleleri, bunlar ise onlan, Türk sözlerini tapıp yığank onlar ise bunlan anlamayacaktır. Onlar anhyırdılar ki; Azerbaycan’da Diriler ana dilimiz bizim beş nefer cür’et edip, deseki; arkadaşlar, gelin dilimizi Türkleştirek, Aliş'44 sadalaştırak, temizliyek, aydmlaştırak. Bir çok rahat yaşayan anlakhlar, özlerini bu cür ağır işin zahmetlerine salmak istemiyecekler. Bu 23- Anlamalıyık anlakhlar onun-bunun sözüne bakıp cürbe-cür mahnalar(bahaneler) ile “Küçük milletlerin başma kepaz(?) salıp, çöreklerini, azad yaşamalanm ve diriliklerini ellerinden almak isteyen büyük milletler ve imparatorlar bu işe yahşi bir yol tapmıştılar. O yol bu idi ki, onlar b u küçük milletleri, öz ana dillerini unutturup, hükümet diHni öğrenmeye mecbur edirdiler. Onlann bele etmesinde çok derin manalar ve büyük sebepler var imiş. Onlar biHrdiler ki, küçük milletlerin diU eUnden ahnmazsa, bir zamandan sonra o millet, düşüncelenir, ayıİır, kul gibi yaşamağm, esirhkte kalmağm ağırhklannı, pishklerini kanar ve hamısı bir fıkirde olup, kurtuluş için kurbanlar vermekten çekinmez. Onlar yahşice düşünürdüler ki; dilsiz millet lal adamlar gibi. Var yokunu itirip, bu kurtuluş verici işe boyun eğdirmeyecekler. Belli olur ki, o Araplar, o Farslar, o ew elki Nikolay Kuşlan bu söylediklerimizin hamısmı bilirdiler ve görürdüler. Ona göre de öz vaktinde eylediklerini eyleyip bizleri bu hala getirdiler. Biz de şimdi anlamahyık ki; bu elde olan ders kitaplannm dili ile uşaklanmızı okutabilmeyeceyik; ve anlamahyık ki çıkan gazete ve jumallann bu cür dili ile büyüklerimizin, fehle ve kendlilerimizin ruhlannı höreklendirebilmeyeceyik. Anlamahyık olabilmeyeceyik. imparatorlar bihrdiler ki; dilsiz milletin ahırki hah biz Azerbaycan Bunu Türklerinin hah gibi olacak. Yani Azerbaycanhlar 20. asırda öz evinde, ilerlemeliyik. öz kendli ve fehlelerini ruhlandırmak ve yükseltmek için bir gazete ve jumal (Molla Nasreddin’den başka) bulmayacak ki, onun dili Türk dili olsun. Onlar bilirdiler ki Azerbaycanhlann herisi bir dili beyenip, o dilde Nikoloy’m kafırlendirmek, babılandırmak fendleri ve hileleri daha işlenebilmez. dilenmekten başka bir çare bulabilmeyecek. O büyük miUetler ve onun için de yüzde doksan, Arap, Fars sözleri olmasm. Azerbaycanhlar ki, Ruslaştırmak siyaseti, onun yalancı kandıncılan daha yoktur. MoIIalann gözünü onun bunun ehne dikecek ve o dirildiğini saklamak için öz balalannı, öz anadihnde okutmak için bir kitap tapabilmeyecek ki, Anlamahyık ki: biz şimdi dilimizi azat etmesek, anlamahyık ve bu yolda özümüz de azat ubanmaksızm ciddi Öğreten ,»45 24- Gelecek 25- Şubelerde “Çıkardığımız gazetenin bu numarasında “Gelecek” adında verilen “Nuha: Şubemiz haber verir ki; şehrin mesul kullukçulan ilmi ve edebi jumalin baresinde okuyuculanmıza bir kadar malımıat Noyabınn (kasımm) dördünde vaki olan iclasta şura kullukçulanm Yeni vemıeyi lazım gördük. elifba ile okutmak için iki yerde kurs açmağı kat’ ettiler. Kurslarda Şimdiye kadar Kafkas’ da Müselmanlar arasmda ilmi ve edebi jumal çıkamıağa o kadar da ehemmiyet veribnirdi. Bir neçesi çıkmıştırsa da o kadar tesir bağışlamamıştır. Çünkü onlann hem ömürleri az olmuştu, hem de programlan bu taze verilen jumalin programı gibi meşgaleler Noyabınn 5’de başlayacaktır. Şamhor: Şamhor şubemizin bir çok uzuvlan başka kazalara değişildiğinden dolayı komite uzuvlar seçmeyi teklif etmiştir. Tiflis: Tiflis konferansmm kätibi Yoldaş Lavravuni idareye yapılmamış idi. Gelecek jum alini veren heyet ile bir kadar sohbet gönderdiği ettikten sonra böyle malum oldu ki, bu jum ahn adı maksadma bütün- numayendeleri Şefık Bey ve Muvaffak Bey Yeni Elifba ile çıkan eserleri bütüne uygun ve muvafıktır. Çünkü heyetin istediği cemi iHmlerden ve görmek istemişler. Yoldaş Lavrav onlann bu eserler ile çok meraklandıklannı edebiyattan öz okuyuculanna etraflıca malumat vermektedir. Olabiler ki jumalin birinci numarasmı okuyanlar Araplann gehz(kanşık) kağıtmdan bilindi ki, hemin konferansta çahşan Ankara ibarelerine ve matbuatm ağır dillerine ahştıklanndan. söyleyip her eserden bir nüsha olarak gönderilmesini hahiş edir. Buna göre komitemiz tarafmdan yukanda adlan yazılan Budur mu Gelecek jum ahnin hakiki sureti? Budur mu onun balaca has nümayendelere verilmek için şimdiye gibi yeni elifba ile çıkan eserlerin sesi “diye” sorgular versinler. herisinden bir nüsha Tiflis’deki Ankara Hükümeti Şehbenderliğine Biz şimdiden cevap veririk ki, bu jumaH geçmişte verihniş gönderildi.”^^ jumallarden seçen ve aynca bir ehemmiyeth meseleye yakmlaştıran, 26- YeniElifba onun asan ve aydm bir dil ve güzel bir sebkile yazılmasıdır. İlmi makalelerin bir şekle düşmesi, cemaatimizin ilim aleminden “Azerbaycan Türkleri okumağa çok heveslidir. Hele eski aşikär zamandan hangi bir şehri veya kendi(köyü) götürsen görürsün ki, orada olduğundan biz yakm edirik ki, jumahmız, dilinin asanhğı sebebi ile, mektep, medrese olup uşaklara okumak, yazmak öğretmeye çahşırlar. ahali arasmda büyük bir muhabbet ve rağbet kazanacaktır.”^^ Ancak o mekteplerde çok çetinlik ile okunurdu. Çetinliğin sebebi ezelde mahmm kalmamasma büyük bir vasıta olacağı gün gibi üç olup, biri mollalann okutmak kaidesini bilmemesi, ikincisi elifbanm çetinliği ve üçüncüsü, anadilimize birçok Arap ve Fars sözlerinin kanşması. 1890. yıllardan beri Azerbaycan’m bir pare yerlerinde yeni kaide ile dersler verilmeye başlandı. Demeli o üç çetinliğin biri gitti, “Bu dediğim bilgiyi ve bundan daha çoklanm köhne ehfba veresi kaldı ikisi. Ancak dilimize Arap sözleri daha da artık(fazla) dolmaya değil. Bizim halkm dirihği de o bilgileri kazanmak ile olacak. Ona göre başladı. Buna da sebep, İstanburdan gelen kitaplar ve muallimler de halk mümkünü olsa eh çatsa, her şeyi bırakıp, bu bilgileri almağa oldular. çahşacak. Bu iki ahmncı çetinliği de kaldırmak için danışanlar ve yazanlar “Bu bilginin kapısı, o kıymeth hazinenin açan yeni ehfbadır. az değildi. Azerbaycan parlamentosunun vaktinde yeni elifba kitapçası Bugün Azerbaycan’m ve cemi Türk ellerinin hoş bahthğı onu ele almak da düzeltildi. Ancak danışıklar işe geçmedi. ile olacak. Bu yolda var kuwesini ko)oıp Ağamahoğlu çahşır. Yukanda söylenen her iki çetinUği birden kaldırmak için, hakiki Yukanda söylenen kendh ve fehlelere, dirihk suyu gibi lazım olan aşık olup bütün varhğı ile çahşan Azerbaycan İcraiye Komitesi’nin bu bilginin açannı Ağamahoğlu bugün onlann ehne uzatmaktadır. Başkanı Ağamahoğlu’nun bereketinden işe başlandı. Elbette kendh ve onun kardaşı olan fehleler, bu açan ahp o hazinenin Yeni ehfba işe geçecek mi? Ve geçerse halkımıza ne hayn olacak? kapısmı açacaklar. Buna kimse mani olamaz. Bes yeni ehfba ile işe geçecek ve halkımızda onu öğrenmek ile hoşbaht olacak. “Bu suaHn cevabı saf aydm olmaktan öte, men Azerbaycan’m Bu yeni ehfba işe geçip geçmemek, birinin gönlü istemek veya hahm çeşni getireceyim. Okumuşlar zahmetlerini azaltıp keUmelerini istememeye bağh değil. Bugün tabiat özü hemin bu ehfbaja kabul çoğaltmaya çahşırlar. Şehirlerde okumuşlar alvere(ahşverişe) gidip etmeye taraf bizi itmekte. Şimdi payızdır. Bundan sonra kış gelecek, aya dükkän koyup, kulluk işlerine girip, zahmetini azaltmağa çahşıb. Bu bizim köylümüz istemese kış geri kayıdar mı? Elbette kayıtmaz. Ha bele gösterir ki okumak zahmetini eksihip, kehme artırmaya bir sebeptir. de yeni ehfbayı işe geçirmemeyi becermirik. Bu eiifba öz-özüne işe “Köhne ehfba ile okımıak, çetinhği kenarda kalsm sahibine bir siyahı tutmaktan(hste yapmak) başka ayn şey vermirdi. Tekçe bir siyaha geçecek. Kendhler, fehleler mektepde okuyan körpe balalar öz-özüne bu elifbayı öğrenecekler. bilmek ile okumuşlar okumamışlardan ileri durmuştular.” H. K. Sanılı”^* “Bizim köhne ehfbamız ve karmakanşık dihmiz okuyanlanmıza başka bihk veresi değil. Bilgi men ona deyirem ki, o sebep ola kehmenin 27- Tebrikler Olsun artmasma, ola “Türk edebiyat aleminde inkıläp türeten ve yeni bir parlak devrin kendhlerin(köylülerin) az toprakdan çok mahsül almasma, az hayvandan başlangıcma sebep olan Yeni Türk Elifba Komitesine samimi tebrikler çok süt, yün almasma. O bilgi ki onun hüneri ile kendUler yazık atlan olsun. Neçe yıllardan beri bu lazımh işten ötürü ciddi surette çahşan ve mallan bırakıp, kotanı, arabayı, bugün yıldınm(elektrik) gücü ile işlete. ancak bu yakmlarda bizi arzulanmıza çaldıran Yeni Türk Elifba zahmetin azalmasma, yani o bilgi sebep Komitesi’ne bin defalarla tebrikler olsun. Medeni milletlerden geride Osmanlı Türkleri ise çoktandır bu mesele ile eyleşirler. Bunlann kalmamızm en mühim sebebi olan yazımızm değiştirilip, yeni ve kolay hepsi gösterir ki, Türk elleri ağnlannm nerede olduğunu anlayıp ve ona bir elifba ile evez edilmesine sebep oldugunuzdan dolaja, size binlerce çare arar. Ancak ilacmı hele layıkmca bulabilmez. muvaffakiyetler dileriz. Em in olun ki millileşmek içinde Azerbaycan’d a Bugün Azerbaycan’da kabul olunmuş “Yeni Elifba” bizi dil tek ve şerefli mevki tutan ve yenileşmek işinde de hemen mevki belasmdan tutmakla merkezin takdir ve teşekkürüne nail olan Kuba Hezinesi gayri danışmayacağım. Buna şahit, verilen gazete, jumal ve kitaplardır. tamam kurtanr. Nasıl kurtaracağı idarelçre rehberlik etmesine ve yeni elifbanm yayılmasma çahşacaktır. hakkmda men Sanıh”^'’ Yaşasm;||eni fikrililerimiz. G. N. Rüstemof 29- Ağdaş Gençleri Kuba Şehri 23 Teşrinievvel 1922 Yeni Türk Elifba komitesinin şubesini düzeltmek için Ağdaş’a „4 9 gönderilmiştim. Burada anlaklılann hepsi, artık bir şevk ve hevesle bu yeni işi karşıladılar. Bu elifba ile meraklananlann çoğusu gençler idi. 28- Türk Ellermde Yazım ız ne Haldadır? Bunlann yeni işimize verdikleri ehemmiyet ve gösterdikleri hevesleri, “Kazan’da, K ınm ’da, Semerkand’da verilen gazetelere bakanda geleceğimizin parlak olmasma bende büyük bir iman uyandırdı. Doğrusu görürük ki, Türk elleri Arap harflerinin çetinhği ve dihmize uymadığmı, Ağdaş gibi karanhk bir kazada, men bu kadar ayıkhğı ve elifba meselesi her yerde düşünüp çare aktanrlar(ararlar). gibi büyük yeniliğe heves göstermeyi gözlemirdim. Onlarm halkımızı, Kazan’da verilen “Tataristan” ve “Bizim Yol” gazetelerinde okuyoruz(bir kelimenin birçok şekillerde kullanıldığı hususunda ömekler verilerek) matbaa, mensuruf, matbuat gibi. Yeni Kazan yükseltm’ek yolunda var kuvveleri ile fteyanmaksızm çalışmalan, adamda en güzel umutlar uyandmr. Başka kazalarm da gençlerinin bunlar gibi çahşmalarmı dilerdim. Tatarlan şimdiye gibi yazıda koyulmayan herekelerin evezinde (', , nişanlannı koyurlar(i, j, M. E. Efendizade”^' -i=) harflerini ahplar, çünkü Türk danışığmda (konuşmasmda) bu harfler için ses yoktur. K ınm ’da ve Semerkand’da verilen “Yeni Yol” ve “Zeraif Şan” gazeteleri de gösterir ki ora Türkleri de yazımızda olan çetinlik ile uğraşırlar. Onlar da harekeleri ( " , ' , . ’ ) nişanlan ile yazırlar. 30- “Yeni Yol” Kimin Derdine Kalmalıdır? “Bizim bu gazetemiz Türk ellerinin kaygılanndan danışacak. Ancak Türk ellerinin ahundlan(büyük din adamı) ve alvercileri(tüccar) Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No: 10. Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No:10. gibi hoş hisseleri varsa da bu hisseler denizden götürühnüş bir avuç dertlerinizi aydmlaştınn. Yeni el edebiyatmı(halk edebiyatmı) toplamağa derecesinde azdır. Ona göre bu azlann ihtiyaçlan olsa da bu ihtiyaçlan çahşm. unutup, çoklann ihtiyaçlanndan yazılacaktır. Tih-k ellerinin çok hisseleri Şarkh”^^ hangileridir? Elbette yüz binlerce belki, milyonlarca ekincilerdir(çiftçiler), 31- Halva(Helva) Demekle Ağız Şirin Olmaz fehlelefdir, göçerilerdir ve bir de şehirlerde sanat zahmetçileridir. Bu Akılh adamlar söylemişler ki, her işi başlamaktan ew el lazımdır kadar milyonlan şimdiye kadar unutup, bir avuç haslann ihtiyaçlanndan ki, 0 işin neçe ve ne cür apanlmasmı düşünüp sonra o işe giresen; bele yazmışlar. GeHz bir dil yaratmışlar ki beş-on mollamn höreyi(yemeği) olmasa o işten hiç bir netice çıkmaz. Çıksa da istenilen netice olmaz. olmuştur. Sahte şiirler koşmuşlar ki, Möhyeddin Bey; demişken “kapı Biz istirik ki, mektepleri ve idareleri millileştirek ve bu yolda iki kullannı” sevindirmiştir. Tiyatrolar da, şehirlerin tokkann tacirierinin yıldır ki çalışmk, ama bu çahşmağımızdan hiç bir fayda çıkmır ve anlağma uydurulmuştur... Mekteplerde de bele, idareler de bele. çıkmayacak da. Çünkü bu işe başlayanda, biz bunun ne yol ile ve ne cür Bu saydığımız şeylerin hiçbirinden milyonlarca zahmetçilerimiz faydalanmırlar. “Yeni Yol” gazetesinin maksadı zincirleri kalması ile biz ne mektepleri ne de idareleri millileştirebilmerik. parçalamaktır. Harfleri, dili, şiiri, ilmi asanlaştırmak istiyir ki herkesin Görerdik ki, biz ew elce gerek öz dilimizi millileştirek ve fakat bu işi eh bu şeylerden çıkmasm, hepsi okusun, hepsi yazsm, hepsi derdine çare kurtardıktan sonra istediğimiz yerleri millileştirmek işlerine kadem arasm. koyak. Yoksa bu dilin varlığı ile bin yılda çalışsak, hiç bir şeyi İşte “Yeni Yol” gazetesi Türk ekincilerine, bu apanlmasmı düşünmemişik, düşünseydik görerdik ki dilimizin bu halda fehlelerine ve göçerlerine yönelip deyir: -Kardaşlar! Sizin millileştirebilmeyeceğimize heçgesin şüphesi olmasm. Bu sözümüzü ispat edek: harflerinizi Yahudileştirmişler, dihnizi Hamıya malümdur ki, her ilmin ve her idarenin özüne mahsus Araplaştırmışlar, şiirlerinizi Farslaştırmışlar. Biz bu zincirleri kınp, terk ıstılahlar var. Bir ilmi anlamak veya bir idarenin işlerini aparmak için o etmeye kuşanmışık. Bu yolda bize kömek edip, gazetemizi okuyun, ilimde ve idarede işlenen ıstılahlan bilmek lazımdır. ihtiyaçlanmzı yazm. Her gäh noksanlanmız varsa yazıp gösterin. Biz Bizim şimdiki yakasmdan berk yapışıp, bırakmak istemediğimiz sizin dertlerinizi öğrenip yazmak istiyirik. Aya, kömek etmeyeceksiniz dilimizde, ilimler ve idareler ıstılahlannm yüzde doksan dokuzu Arap, mi? Özgelerin eli ile bozulmuş Türkçemizin doğru kanunlannı, Fars ve Rus sözleridir. Meselen; götürek coğrafya ilmini, bu ilmin kelimelerini, siz kitabmı açtık da görürük ki; Hareket-i devriye veya hareket-i seneviye, yazdığmızı, biz anhyak. Biz yazdığımızı da siz okuyup düşünebilesiniz. Bahr-ı müncemid, şimali, arz, mahdud, mmtıka, hara ... vs. ve yüzlerce terkiplerini bulup, düzeltmek istiyirik. Taki, Dilimiz düzehnese, dertlerinizde aydm bir dil ile yazılmaz. Bes bunlar gibi ıstılahlann hamısı Arap, ya Fars sözleridir. Ha bele de hesap, Bes evvelce gerek biz öz diHmizi Arap, Fars ve Rus diUerinin tarih, hikmet, hendese, kimya, teşnih ve başka iümlerin dilleri büsbütün tesiri altmdan çıkarmak ile miUileştirek, sonra mektepler ve idareler Arap ve Fars ıstılahlan ile doludur. meselesine kadem koyak. Bu işe Merkezi İcraiye Komitesi’nin yanmda Idarelerimize geçtikde gene görürük ki; ... mahsulat, istihlat, hıfzel sıhha, hazinedar, muhafaza, tedris, maarif, numune, darülmuaUimin, darülmuaUimat, darüleytam, darülaceze, iştigal, ilhak. üç aydan beri açılmış Istılah Komisyası’na bir de Ağamahoğlu’nun değil, belki hepsinin ehemmiyet vermesi ile olacaktır. Yoksa halva demekle ağız şirin olmaz! Ve bunlar gibi yüzlerce keUmeler ve ıstılahlar Fars ve Arap Bu işe ehemmiyet vermek istemeyen ve bu işi mümkünsüz sayan sözleridir. Bu da açık meseledir ki, bu dilde yazılmış kitaplardan ders anlakhlanmız (ziyahlanmız) bilmeUdirler ki; bu meseleyi tabiat, tarih diyen muaUimler ve bu dilde idare dolandıran kuUukçulann hamısı, özü koyuptur. Bunun önünü heçkes, heç bir kuvve alabilmeyecek. Ona Arap, Fars diUerini öğrenmeUdirler. Yoksa ne onlar uşaklara ders göre yahşi olardı ki; onlar papaklannı kabaklanna koyup birce derinden verebiUrler, nede bunlar idare kağıtlanm yazıp okumayı becerebiHrler. düşüne idiler. Çünkü men biHrem onlar bu mesele üstünde heç derin ve Herkes dese ki Arap ve Fars diUerini okuyup öğrenmeyen muaUim ve idare kuUukçusu yukanda saydığımız iUmlerden ders her taraflı düşünmüyüpler. Düşünseydiler tabiata tabi olup, bu yoldan işlerdiler. Ve halva demek için yağı bal aktanrdılar. verebiler ve idare işlerini aparabiler. O adam bize izin versin. Ona deyek Öğretici”^^ ki sen yalan, farmayiş eyUyersen, ele iş hiç olmayıp ve olada bilmez. Bele olan surette biz gerek on binler ile, Arap ve Fars diUerini ve bu diUerin gramer kaydelerini öğrenmiş kuUukçular ve muaUimler yetirip hazır edek ki, mekteplerimizi ve idarelerimizi miUileştirmek mümkün oisun. 32- Şubelerimizde “Şubelerimizde işleyenlerden malumat almak için Yeni Türk EHfbası komitesi kazalara böyle” Sual Varakası” göndermiştir. 1-Kazanm adı. 2-Şube neçe adamdan ibarettir. 3-Kimlerdir ve Bu diUeri kuUukçulanmıza öğrettik de gerek halkımızm, yani vazifeleri nelerdir. 4-Şubenin açılmak zamanı. 5-Şubenin gördüğü işler. kendU ve fehlelerimize de öğretek ki; o kuUukçular ile bunlar birbirini 6-Savad kurslan açılmış mı ve neçedür? anlayabilsinler. Demek ki bütün miUet gerek öz ana diUni bırakıp, 7-Yeni eUfba ile neçe adama savad öğretiUptir? 8-Merkezden şubeye ne vaktini, zahmetini, kuw elerini ve paralannı lüzumsuz Arap ve Fars kadar kitap, gazete ve jumal çatmıştır? 9-Bu kitap, gazete ve jumaldan diUerini öğrenmeye işletsin. Bu da mümkünsüz bir iştir. Bu iş ne kadar paylanıp ve ne kadar satıhp? 10-Ne kadar para elde edilip ve mümkünsüz neye sarf edilir. 11-KimIere paylanıp? 12-Okuyuculann adedi çok oldukda mektepleri ve idareleri mümkünsüz iş olur, nece de ki miUileştirebihnirik.. miUileştirmek de mudur? 13-Yeni elifba taraftan ne kadardır? Ahali arasmda yeni elifbaya heves artır mı, azalır mı? 14-AzaIırsa sebebi nedir? 15-Hevesliler arasmda kadm var mı, ne kadardır? 16-Hususi, Bunlar, güce, demire, aya, yıldıza tapmdıklan çağlarda özlerinin ya hükümet van olan kabakça Orhun, sonra Uygur yazılannı işlettiler. Buyruklannı adamlanndan kim yeni hurufatm yayılması yolunda çalışır ve ne yol ile? yürüttüler. Ele ki, Nasturi mezhebine geçtiler. Onlann elifbasmı da 17-Yayılmasma mümanaat edenler de var mı ve kimlerdir? 18-Fırka özlerininkinin yerine koyup işletmeye başladılar. uzuvlannm bu işe yardımı olur mu? 19-MüesseseIerde yeni elifbamn Sonda İslam dini ortaya çıktı. Türkler Nasturilerin mezhebini de kullanışı için bir alamet görünür mü?, 20-Şubenin harçlanna, mahal elifbasmı da attılar. İslam dinini getiren Araplann dinini beğendikleri memurlan kömek edirler mi? Ve hansılar. 21-GönderiIen eserler (gazete gibi, Arap elifbasmı da götürüp özlerine mal ettiler. ve gayrileri) kifayet edir mi? 23-Artık kalırsa ne kadan. 23-İhtiyacımz O nedir ve merkezden başka bir umacağmız var mı? 24-Şubenin elifbası çalışkanlığmı artırmak için hangi tedbirleri görmek lazımdır? 25- uymadığmı Türk başçılan şimdi yine duydular. Neçe ki, kabaklarda, Şubenin kabağmda maniler var mı ve neden ibarettir. 26-Yeni elifbanm, Orhun yazısmdan sonra Uygur yazısmı getirdiler. Sonralarda Nasturi jum alin elifbasma geçip, ahırda Arap elifbasmı kabul ettiler. Hele de başlanna ve gazetenin kusurlan nedir? 27-FoIkIor (el edebiyatı) toplanılması hususunda şube bir iş görür mü? 28-Ne toplamlmıştır?”^'’ çağdan beridir ki Türklerin diline, danışığma uymayan Arap işletilmektedir. DiIIerine, danışıklanna Arap elifbasmm çetinlik getiren Arap Elifbasmı atıp, dillerine, yazılanna uyan bir elifbayı aktanp, tapıp özlerine mal edebilecektirler. 33- Türk Eiifbası Mir Abbas Mir Bağırlı”^^ “Türk dilinin yazılması için özüne göre köhne çağlarda lap(çok) yahşi bir elifbası vardı. Bu elifbalar ile onlar özlerini bin yıllarca 34- Azerbaycan Zahmetçilerinin Hoşgüna Yolu dolandırdılar. “ Dil, yazı bunlarm özleri insan için en büyük hacetlerdendir. Söz Yakm hanlar, uzak padişahlar ile yazışmalannı, sözleşmelerini bu ehfbalan ile başa apardılar. Türk atlannm tımağı berk olduğu gibi, bu elifbalannm yazısı da, sözleri gibi ötgün idi. Uluhanlar yanmda, bunlann yazılan öpülüp, göze koyulardı. yok ki, bunlarda gerektir hastalıktan çok metlebler(istekler) versinler. Bu da başa gelebiler doğma, temiz ana dili ilen ve bele yazı ilen ki her sesin özünün ayrı nişanı olsun. Bizim Türk dilinde 34, 35 ses var a, b, c ve 35’de gerek bunlarm nişanı olsun. Türk’ün her uğurda, baştan, candan geçtiği bellidir. Birisine inandı Odur ki, “Yeni Türk” elifbasmda bu fıkir başa gelip ve bundan mı onun yolunda ölür, o f demez. Kabakki Türklerde bu idmi (hasiyet) ilave “Yeni Yol” gazetesi çahşır, ana dilini büyütüp yazımmı, kuvvete daha çok idi. bindirsin. Bunlarsız biz teknik alabilmerik, erdirilmemişlik, yanmcılık) bizim payımız olar. yanmçıghg(sona Odur ki, biz deyirik, her meselelerden kabak(önce), her işlerden kabak doğma dilimizi kuwetlendirmektir. yeritmektir. Ve bunlann Ve yeni elifbanı işe görmekliği ile Avrupa’da olan bilgileri, Birisini kabul ederek, lugat kitaplan ile mekteplerde okunan kitaplarda resimleri ile beraber yazı verecek olursak, işte maksat hasıl oldu demektir.” Aşikärdır ki, “püskürmek” mastan merkezde malum olmasa idi. teknikalan götürmektir. Bu yolda çahşacayık”^^ Ondan da “püskürmec” yahud “püskürgeç” kelimelerini harada(nerede) bilmeyecek idiler. Ne kadar ki Türk şiveleri toplanmazsa, medeniyetin 35- Türkçenin Folkloru-I sözleri, el edebiyatı(halk edebiyatı) ihtira(icat) ettiği şeyleri gerek Avrupalılann verdiği adlar ile söyleyek ya demektir. Özge dillerin tesirlerinden kurtulmak isteyen milletler el da, kamustan A raplann geliz(karmaşık) kelimelerini götürüp işletek, “Folklor” Almanca el sözlerini toplamak yolu ile maksatlanna çatmışlar. Almanca’nm, Rusça’nm vesair medeni milletlerin “folkloru” yeni el sözleri çoktan toplanılmıştır. Yalnız Türkçe’nin el sözleri halä bucaklarda kahp, yerinden kımıldanmir. Her gäh Rusya Tatarlan arasmda Kadloflann eli ile birçok şeyler toplamlmışsa da Azerbaycan’da Tih'kistan’da ve Anadolu’da bu meselejd hala düşünen azdır. Fakat Türkçe’nin “folkloru” toplanmayınca dilimizin zenginleşip medeni diller içine neceğim, “püsgürgeç” yerine ya Avrupahlann “pulverizator”ünü ya da Araplann “mashak” kelimesini işletmeliyik. Halbuki Türk diline ne “pulverizatör” uygundur, ne de “mashak” amma “püskürgeç” kelimesinin hiçbir beyana ihtiyacı yoktur. Her bir Türk bunu birinci defa işitirken ferhenge, kamusa doğru yürümeyecek. Kelime ilk işitildiğinde manasmı da derc edecektir. Neçe ki yukanda zikredildi, bazılan Rusya’da toplanılmıştır.”^^ girmesine hiçbir ümit yeri yoktur. Türk Yurdu’nun 105. numrosunda Agäh Bey’in programmdan 36- Türkçenin “Herkes yaşadığı mahalde el sözlerini toplamak isterse bu bahseden Ufa’h Toktamış Cenaplan, Türk ellerinde yaşayan kelimelerin, aşağıdaki maddelere cevap hazırlayıp yazmalıdır: yani folklorun faydasmı göstermek maksadı ile bir misal yazır: “Her Türkçesi gün yok çoğumuzun kullandığı “pulverizatör” kelimesinin mu? Zan edersem bunun için de Kamusa, ferhange(sözlüğe) bakmağa lüzum yoktur. Ahmet Rasim Bey’in bir makalesinde buna Anadolu’da “püskürmec” dedikleri yazıh idi. Ziraat Nezareti’nin bu yakmlardaki bir alanmda “püskürgeç” deyilir. Folkloru-II 1-Yaşadığm, şehrin, kendin, kasabçenin, adı nedir? Hangi dilden götürülmüştür? Türkçesi var mı? Yahud ne tavır Türkleştirilmelidir? 2- O taraflarda kendi imaretleri, saraylar, mabetler, mescitler, kaşlar, kurganlar, kök ve tepeler, heykeller, abdallar, yazıh taşlar var mı? Adları nedir? (Kadim el yazılan var mı?) Bu şeyler baresinde cemaatin rivayeti nedir? (Tarihlerde zikredileni var mı?) Yeni Yol, 2 Dekabıı/ Aralık 1922, N o :ll 3-Oranın dağlan, dereleri, denizleri, meşeleri, çimenleri, çaylan, gölleri ve bulaklannm(pmarlanmn) adlan ve faydalan nedir? dolu, krav ve bulutlann adlan, faydalan ve alametleri nedir? ustası), terzi, ipek ve pamuğun becerilmesi bunlardan dokunan şeyle ve usulleri 6-Ağaçlann sebzelerin ve otlann müalice(tedavide kullanımlan) ve başak otlannm adlan ve faydalan. 22-Hana(hah), çarşaf, çargat(eşarp), şal gibi dokunma şeylerin adlan ve karastılan. meşe ve bostan m ej^eleri. 23-Müteferrik elçiler ve adlan. 8-Ev ve çöl hayvanlan, azarlan(hastalıklan) ve müalicelerinin adlan, bu hayvanlann mahsulleri fayda ve zararlan, beden hisseleri ve onlann adlan. 24-Minek (binek) ve yük arabalannın adlan ve hisseleri 25-Denizde, demiryollannda, tiyatroda, ressamhkta, musikide, mimarhkta heykel-traşhkta, mürettiblikte vesair nefıs sanatlarda işletilen 9-Ev, çöl, göl ve göçer kuşlanm n adlan ve faydalan. ıstılahlann Türkçeleri yahut Türkçeleşmişleri? 10-Haşeret, yılan, çıyan ve bahklar. 26-Tapmacalar(bulmacalar), yanıltmaclar(tekeriemeler), masallar, bedeninin uzuvlan, azalan ve müaliceleri. değişmeler ve bilmecelerin birer toplangıçlan. 12-Komşu ve kohumlann(akraba) adlan. 27-Oyunlar 13-Yaylak, kışlak, avlak şehir ve kend(köy) debleri(adetleri). 28-Nagıllar(rivayetler) toplangıcı. 14-Atlann yürüyüşleri, renkleri, yaşlanna göre adlan, azarlan ve 29-Toy, müaliceleri. ve oyungaçlann toplangıçlan. vay, nişan, nişanbazlık ve ağlaşma debleri(adetleri) sözleri. 15-Ekim işleri, istimal edilen karastılann(alet, edevatm) adlan. 30-Şikesteler, bayatılar, aşık değişmeleri ve sözleri. 16-Hububat isimleri ve becerilmeleri, bunlardan pişirilen çörekler, börekler, benna(inşaat adlan. 21-Yün, 5-Taşlann, topraklann ve madenlerin adlan. 11-İnsan demirci, başmakçı, taşçı, çekmeci, vesair sanatçılann adlan ve karastılannın 4-Orada esen küleklerin(rüzgarlann), yağan yağışlann karlann, 7-Bağ, 20-Harrat(mobilyacı), portlama, irçallar(reçeller) ve kaynatma, haşlama, mürebbelerin(reçel, kurutma, marmelat) içkiler, adlan ve hazırlanması. 17-Ev 31-MuhteIif fe’ller(iş bildiren kelimeler). Bu otuz bir maddenin her biri üç dört fasıldan ibarettir ki, herisini meydana getirmek için yıllarca çahşkanhk isteyecektir. Biz burada program evezine muhtasar bir proje gösterdik ki, belki yoldaşlanmızm mukallafatı, avadanhk, kabkacak, paltarlar(her türlü giyim dilcilik heveslerini büyütek. eşyası) ve matbah(mutfak) karastılan(aletleri). Bu meselede en büyük dikkati oraya vermelidir ki herkes anadan 18-Bayramlar ve onda yapılan şenlikler. olduğu kasabanm sözlerini toplamağa çalışsm. Kelimelerin o yerierdeki 19-Biçim ve dikiş usulleri, şekilleri ve karastılanmn adlan. telaffüzlanm yeni elifbarmz ile yazm. Ta ki hangi telaffuzun galebesi kolaylaştıracağı açıktır. Bundan başka bu ıstılahlann varlığı, kitap aydmlaştınlsm. yazanlann ya tercüme edenlerin cür’et ile işe girişmelerine yol açacaktır. Telaffiızlann m uhtelif suretlerini göstermenin büyük faydalan Olabiler ki Araplann ve Farslann geliz ibareleri, kelimeleri olacaktır. Bir telaffiızun başka telaffüzlar karşısmdaki üstünlüğü belli anlaşılmayan şiveleri, terkipleri ve kaidelerine ahşmış olan edilenden sonra, yol verilmez ve şive başkahklan da lağv olup gider. anlakhlanmız, bu ıstılahlan okudukça kah-kah gülsünler ve yüreklerinde Neceğim şimdi Ruslann şiveleri sair şivelere galebe çahp kurtarmıştır. bu iş de çalışanlara akılsız ve deli desinler. Olabiler ki bu ıstılahlar bir Bundan ilave toplanmış kehmelerin ilmi ıstılahlannı, ister Arapça çok ince kulaklan rahatsız etsin. Birçok yazıcılanmızı büyük engellere olsun, ister Rusça yahut Lätince mahal ıstılahlan ile beraber yazıp ve düşüncelere uğratsm, olabiler ki bir çoklanmızı “Aman: güzel gösterilmesi çok faydah olurdu. Her gäh mümkün ise, bir çoklannm d a dilimizi gör ne hala salırlar!” deye, bağmlsm. Bunlann hamısı olabiler. şekillerini çekip, altma mahal ıstılahlanm yazmak lazımdır. Bu yolda işlemek arzusunda olan yoldaşlara gazete ve mektup Ancak bu bağırtılar, bu gülüşler ve itirazlar bizi korkutmayacak ve vasıtasıyla kömek etmeyi idaremiz uhdesine ahr. Her gäh her mahalde sıkmayacak, çünkü bu yeniliğe gülenler ve “eyvah dil elden getdi” diye bir şahıs ciddi işe girişirse 20-30 neferin kömeği ile dört beş yıldan sonra bağıranlar dayaz(sığ) düşünceli yanmcıklanmız olacaklar. Bu gibiler de Türkçenin başka cür(türlü) edebilmezler, gerek de bağıranlar hakiki anlakhlanmız Azerbaycan’daki “folkloru” toplanmış olacak. Mahal şubelerimize bu hususta vaktiyle kılavuzlar verilecektir.”^* ve milletin geçmişini, şimdiki halini ve geleceğini gören ve düşünen okumuşlanmız ise, bu işe derin bir düşünce ile bakıp kaidesiyle bu 37- Yeni Istılah (Terim) “Merkezi İcraiye Komitesi’nin ıstılah komitesinin çalışması netice ıstılahları tenkit edip, öz fıkirierini yazacaklar. Buna göre biz de gülenlerden korkmayıp, tenkitçilerimizi alkışhyacayık. Eğer sehv vermeğe başhyor. Bugünlerde bitkiler, dirgiler(hayvanlar), coğrafya, etmiremse, bu yeniliği sevmeyenlerin çoğusu “bu ıstılahlarm bele olması hesap ve başka bilgilerin, ilimlerin, Türkleşmiş ıstılahlan birinci mertebe bizi Osmanh Türklerinden ve de başka Türklerden ayrı salacaktır” diye mektepler için, söylediğimiz bilgilerden, ders kitaplan hazırlamağa artık derecede elverişli olacaktır. Çünkü bu ıstılahlar ile düzülmüş veya korkmaktalar. Bu düşüncede olan kardaşlarımız korkmasmlar. Çünkü evvela Osmanlı Türklerinin özleri de bizden yahşi anlamışlar ki onlann tercüme olunmuş bilgi kitaplannm hem uşaklar, hem de kendli(köylü) ve evini yıkan, onlan medeniyetçe bu kadar geri salan hep bu dilimizin fehleler(işçiler) için aydm, asan olacağı şüphesizdir. Bu ıstılahlar ile Araplaşması ve Farslaşmasıdır. İkinci doğrudur, bizim bu ıstılahlan düzülmüş kitaplardan ders aparmak muallimlerin işini biraz yüz İstanbul’da yaşayan yüz bin nefer, dilce Araplaşmış Türkler anlamayacak. Ama bunun dışmda Anadolu’da yaşayan on milyonlar ile Türkler anlayacaklar. Anadolu Türkleri, İstanbul’un İngilizleşmiş Türklerine şimdi galebe çaldıgı gibi sonra da, dil meselesinde de Dağlar uçarak dere düzlendi İstanbul’un Araplaşmış Türklerine galebe çalacaklar. Demek ki biz, Ölge varmaya bulundu hep yol Osmanlı Türkleri ile ayn düşmeyip, birleşeceğiz. Yüz kayguda kalan Türk eli Herhalde bu yeniliği Türk aleminin medeniyete ulaşması için ilk Uykudan tiksinip bulmuş “Yeni Yol’ adım ve doğru yol saymaktayız. Böyle saymayanlar ve biz ile razı olmayanlar düşüncelerini ispat etsinler. N asırh”“ Öğretici”^^ 39- Elifbanuzı Hariçte Neçe Karşıhrlar? 38- Yeni Yol (Ana Dilinde) “Bugünlerde İtalya’da okuyan talebe arkadaşlanmdan biri bana bir Bir gece yüreğimde olan türlü türlü düşünceler meni uykulatmadı. mektup yazmıştır. Hemin mektupta yoldaşım, yeni hurufatın hayata Saat ikiyi çaldı, yazı odama çekilip yeni bir ışık altmda uzak tatbik edilmekte olması haberini, şadlık ile öğrendiğini yazarak bu geçmişlerin yazılanm elleştirmeğe başladım. Ne için Türklerin ilk günlerindeki, yazılanm ve dillerini öğrenmek istiyirdim. Bu iş meni çok yordu. Kabakta söyleyip geçtiğim dileğe ermek için bütün bitqu (kitap) durmuştu. Elleştirdim. Aktardım ve okudum. -Türklerin öz dilleri ve yazılan olmuş. Ancak bugün onlar yoktur. Nerede imiş? uğurda çahşanlan tebrik edip, onlara muvaffakiyetler dilir. Sonra “Artık Azerbaycan’m çırası yandı. Bu çırayı hiçbir kuw et söndüremez. Bu adım bizi kusurlu ve noksanh Arap hurufatı esirliğinden kurtanp, necat yoluna çıkanr. Yaşasm yeni ehfba” yazır. Doğrudan da beledir: Arap hurufatı ile yazısı olan milletlerin hepsi gözümün önündedirler. Uzağa gitmeye ihtiyaç yoktur. Bir defa ırk ve -Onlar, o yazılar ve o diller yıkılmış dikililerin altmda özümüz gibi cinsten bir olduklanmızdan bakahm ve kabiliyet cihetince de bir olması topraklara gömülmüştür. O yazı ve dillerin hepsi Arapça ve Farsça’dan lazım gelen Türk milletlerinden, Arap hurufatı işletmekte olan sair çok çok uzak idi. Onlar kıunsalhklardan uçmağa başlamış, kartallann Türkler ile M acarlan götürürsek; Macarlann, ilim, fen ve sanayide tımağı altmda parçalanmış ve yancan olarak ilk baş kesenlerin bıçağı Avmpa’nın en müterakki milletlerinden hiç de geri kalmadıklan apaydm altmda inlemektedirler. meydana çıkar. Bele düşünceler içerisinde başım gicelleruneğe(dönmeğe) ve Acaba, bizim ruhsuz bir beden gibi, hareketsiz olarak durmamıza gözlerim karanhklanmaya başladığmdan, çölde yeni ve serin serin ve bizimle hem soy ve hem cins olan Macarlann terakkisine sebep esmekte olan yele karşı baş ve gövdemi açmak için dışan fırladım. nedir? Hiç şüphe yoktur ki, bizim geride kalmamıza sebep Arap hurufatı, Uzaktaki bir yabancımn çaldığı düdükte, bele bir türkü işitilirdi; onlann da terakkisine sebep Latin humfatı olmuştur. Demek eğer terakki etmek istiyirsek, daha doğrusu yaşamak istiyirsek, ilim ve fen cihetince özümüzü sair milletlere yetirmeliyiz. sözleri de asanca Türkçe yazıp milletine anlatırdı ve bunun ile de özge yazıcılara yol göstermiş oldu. Bunun için de hiç durmadan kurs ve faydasız taassubu bırakarak, eski Osmanhlann köhne şairlerinden Bragmah Kadir Efendi’de Türk Arap hurufatmı sarfmazar etmeye ve onun yerine Latin hurufatmı dilinin yad sözler ile doluşup, haraplandığmı gördüğü için yanıp yakıhp öğrenmeye çahşmah ve telesmehyik(acele etmehyiz).” ve onu bu hale salanlan bu şiir ile Türk eli içinden çıkanp, kovahyor. Arapça isteyen Arabistan’a gitsin, 40- Dil Meselesi Farsça isteyen İran’a gitsin. “Her milletin öz ana dili aydmdır. Sonra millet çoğahr. Baskm Frenkler, Frengistan’a gitsin, gelir, ya da ezilir. Özge milletlere yanaşır, birçok sebepler yüzünden, Biz Türküz, bize Türkçe gerekdir. yavaş yavaş onlann danışıklanndan (sözlerinden) sözler ahr, öz dili Mir Abbas M ir Bağırh”^^ içine, damşığma kanştınr ve komşunun dili beledir, ben de dilimi ona 41- N. Nerimanov’un Maruzası okşatim(benzeteyim) diyerek bu kaide ile öz dilinin içine yalan yanhş Tiflis’te Dekabır(Arahk) ayınm üçünde Türk dram cemiyeti sözler kanştm p, hem özünü, hem özünün güzel ana dilini gülünç hale tiyatrosunda Yoldaş N. Nerimanov, yeni Türk elifbası baresinde koyar. maruzada bulundu. Buraya çok adam gelmişti. Çoğu muallim ve Şimdi Rus sözlerini getirip, dilimize kanştırdığımız gibi vaktiyle de Arap ve Fars dillerinden sözler ahp kanştırmışız. Dilimizin kaşmı muallimeler idi. Bundan ilave yeni Türk ehfbasmm komite uzuvlan da orda idiler. aldığımız yerde gözünü çıkartmışız. N. Nerimanov, köhne hurufatm(harflerin) Araplardan kabul Yahşi ki, babalann eylediği bu fenahğı, şimdi biz oğullar başa olunduğunu ve bu hurufat ile yazılmış yazılann Türk dili için çok düşmüşük. Bu yanhşlığı Türk milletinin her ülkesinde duyup anlamışlar çetinlikler türettiğini mufassalan(uzun uzadıya) beyan edenden sonra, ve bunun çaresini aramağa başlamışlar. Bizim Kafkas’ta olduğu gibi deyir; Tatarlar ve Osmanhlar içinde de bu yolda çok çahşanlar var. Bunun içinde çok yazılar yazmışlar ve yazmaktadırlar. “Biz yavaş yavaş adım atmamahyız. Çünkü başka halklar maarif ve medeniyetçe bizden çok ileri gitmişler. Ama biz geride kahp Türk bilicileri arasmda bu düşünce ve bu çahşkanhk çoktan beri durmuşuk. Yitirdiğimiz vakit gayet değerlidir. Bir dakika olsun işsiz başlamıştır. Kafkasyamızda ya Azerbaycanımızda rahmetlik Zerdabi kalmamahyız. İş ile uğraşmahyız ki beşeriyet için faydah olsun. Bazen Hasan Bey, “Ekinci” gazetesiyle ve yazdığı kitaplan ile fen için işlenen de meyva ahşverişi dahnca dolaşacağımız hiç fayda vermez. İnsan yaratıcı olmalı ve beşeriyete lazım olan şeyleri icat etmelidir. Bundan da ötürü bilgi ve ilim lazım olur. Bilgi içinde asan elifba ister. Hulasa bu eski elifbanm ne kadar çetinlikler çıkardığmı ve ne kadar vakit yitirdiğini ancak muallimler yahşi biler. Yoldaş Nerimanov’un maruzası, pek iyi tesir bırakmış olduğu mecliste müşahede olundu. Yoldaş Nerimanov alkışlar arasmda mechsi terk etti.®^ Bundan ilave bu yeni elifbanm tashihe ihtiyacı olan yerlerini düzeltmek için ve mezkür ehfbayı daha bir geniş surette hayata tatbik 42- İşin Sonuna Bakmalı etmek ve daha esaslandxrmak kastiyle, Türk aleminde büyük bir terakki meydana getirmek için Türk ve cem’i Türkçe danışan taifelerden bir konferans çağnlması fikri bizde çoktan beri vardır ve biz buna çahşacağız. Fakat konferanstan kabak(önce) biz istirik ki, Yeni Türk elifbası ile neşredilmiş balaca kitaplar olmahdır ki, biz onlan konferansta materyal olarak gösterek ve deyek ki; Latin hurufatı ile yaptığunız ancak bunlardır. Ancak bımlan vücuda getirmişik. Bu cümleden Azerbaycan’da yavaş yavaş balaca gazete vs. jumal neşredilmektedir.” Altı yedi ay bundan ewel, yeni ehfba kitapçası çaptan çıkan günlerde bize deyirdiler ki, bu iş yürümez. Bu iş bizi şark milletlerinden ayınr. Deyirdiler ki, bir avuç Azerbaycan Türklerinin çıkardığı bu yenihği hiç kimse kabul etmez. Bu gibi sözler çok işitirdik ve kulak ardma sahp öz işimizde çahşırdık. Neticede ise bu az müddet içinde Azerbaycan’m çıkardığı bu yeni ehfbanm sesi dünyanm her tarafma yayıhp, halkın yükselmesini seven anlakhlann alkışlannı komitemize ulaştırdı. Burada da fehle(işçi) ve kendhlerimiz(köylülerimiz) duygulan ile bu yeniliğin elverişli olmasmı anlayıp, bunu öğrenmeye heves ve Yoldaş Nerimanov maruzasma nihayet vermeden e w e l bu sözleri çabalannı artırmaktadırlar. de ilave etti; “Yeni elifba tedricen neşrolunacaktır. Onun ile beraber Demeli ki elifba diriliğe geçmekte ve gitgide canlanmaktadır. AUı Arap ehfbası da kalacaktır. Yeni ehfba hususunda biz adımımızı yavaş ay evvel o sözleri bize diyenler elifbanm bele ilerlemesini görüp, şimdi yavaş atacağız. Fakat attığımız bu adım kati ve sağlam olacaktır. O vakte de başka sözler söylürler. Onlar deyirler ki, dilimize el vurmayın. Çünkü kadar millet özü yeni ehfbanm lazımı, gayet yüngül ve elverişh bu dil meselesi çok ehemmiyetli ve korkulu bir meseledir. Bu sözlerine olduğunu takdir edip Latin hurufatı ile yazılmış ehfbayı kabul edecek ve de büyük deliller getirirler. yeni zamanda eski ehfbamn işsizhğini anlayarak onu da reddedecektir. Tiflis’teki Yeni Türk Ehfbası Komitesi nöbeti iclaslar çağınp maruzalar verecektir. Bu cümleden olmak üzere yakmda Türk muharrirlerinden Ömer Faik Yoldaş Arap hurufatmm tarihi ve onun Türk dihne ne suretle götürüldüğü hususlannda maruzada bulunacaktır.” -Evvelinci delilleri budur ki, dile el vurulursa, yani dilimiz Arap ve Fars sözlerinin tesiri altmdan kurtulursa, şimdki edebiyatımız mahvolacak. -İkinci delilleri budur ki: bu yeni ıstılahlar ile okuyup, mektep kuftaranlanmız anlayabilecekmiler. İstanbul’a okumağa gitseler, oradaki dili -Üçüncü delilleri de budur ki, biz Arap ve Fars sözlerini değişip evezinde Türk sözleri işletsek dilimiz kasıplaşacak. 43- Yadigär Yeni Türk elifbası yolunda çalışanlar başlarmı aşağı sahp öz “Meseleye özden bakan da bu deliller dogru görsenir, ama biraz derin düşündük de bu delillerin esassız ve yersiz olmaları açıkça anlaşılır. vazifelerini bitirmektedirler. Bunlar var hevesleri ile özlerini bu yola tutup getirdiler. Ve gidegide ne dala(arkaya) ve nede sağ sola bakırlar. Bize yakm olupdur ki, bizim şimdiki edebiyatımızdan millet hiçbir fayda alabilmir. Çünkü halkımız Arap ve Fars sözlerini bilmediğinden onun (edebiyatm) diUni ve manasmı anlayabilmir. Bir edebiyat ki, anlaşılmır, halkm ruhunu güzellendirebilmir ve istenilen neticeleri verebilmir. Millet için mahvolmuş gibidir. Ama diHmiz sadeleşirse, yazıcılanmızm yarattıklan edebi eserleri anhşıhr, okunur ve edebiyattan gözlenen neticelerin hepsi yüze çıkar. Demek ki edebiyatımız ne inki mahvolmaz, belki daha da tez diriler. Niye hiç bir yana çönmürier(dönmüyorlar)? Niye ağma, karasma bakmirlar? O sebeple ki tuttuklan işe artık inanmaklan var. O sebeple ki, bu yeni yola bir zerre kadar şek eylemirler (şüphelenmiyorlar). Yeni Türk elifbasmm hadimleri çattıklan bu zahmetlerin mukabilinde zahirde hiç bir şeyin eshabı değiller. Ve belki de halkm nazannda mutsuz bir fehledirler. Ama bu kadar var ki, teessüfler edirler, herhalde buna dikkat edip, fehlelerin bu arzusuna çatmalanna idareler tarafmdan lazımlı ehemmiyet ve kömek gösterilmelidir”^^. İkinci deUle geldik de, bunu deyebiUrik ki, Rus dihnde okumuş cevanlanmız gidip İstanbul’da, Beriin’de, Paris’de okuyabildikleri halda Türkleşmiş dilde okumuşlanmız oralarda daha da yahşi okuyabilirler. O ki kaldı dilimizin kasıblanmak(fakirleşmek) meselesi; bu da doğru değildir. Belki tersinedir. Çünkü “meludul humusa ovasma “turş doğar”ya, 44- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Geniş İclası “Dekabınn 14’ünde “Yeni Elifba” komitesinin Samed Ağamahoğlu sadareti ile geniş iclası vaki oldu. İclasda komite uzuvlanndan başka Zakafkas Harici Ticaret Komiseri Muhammed yani metruk evezine “çıkılan” demek ile dil kasıplanmaz, Hasan Hacinski, Azerbaycan Halk Sıhhiye Komiseri Dr. Kadirli ve belki daha asanlaşıp, daha da zenginleşip, millete bin türlü fayda Azerbaycan Halk Ticaret Komiseri Yoldaş Hamit Sultanov iştirak vermekten başka hiçbir zaran olabilmez. edirler. Zannımızca, altı yedi aydan sonra, “dilimize el vurmaym” diyenler, Kazan’da, “Yeni elifba”nm ne gibi karşılandığı hakkmda Dr. görecekler ki bu dil meselesi elifba işinden de tez ve yahşi ilerleyip Kadirli büyük neticeler verecektir. Bakahm, onlar o vakit ne söyleyecekler. hadimleri ve mesul işçileri, hususen Kazan Halk Komiserleri Şurası Öğretici”^'' izahat verdi. İzahattan anlaşıldığma göre; Kazan maarif Reisi yoldaş Muhtarof, hemkärlar ittifakı sadn yoldaş Umerof ve Kazan muharriri İbrahim Alimcanof, “Yeni elifbanm” ciddi taraflandırlar. Tataristan, Türkistan ve başka Türk cumhuriyetleri de Dr. Kadirli’nin ki, hele bir çok üniversite kurtarmışlanmız var ki bu büyüklükte teklifıne göre, nümayendeler göndermeyi iclas kat ‘etti. günbültü ve gürültülerin seslerini hele işitebilmişler. Çok yazıcılarımız Türkiye, Tiflis şubesi uzvu M. H. Hacinski’nin izahatmdan malum oidu ki, Tiflis şubesi şarkm umde merkezleri ile alakaya girişmiş, İstanbul’da ve Tebriz’de komitenin nümayendeHkleri(temsilcilikleri) tesis edilmiştir. Türkiye ile sıkı alakaya girişmek için Tiflis Şubesi Ankara Matbuat Müdürü Ahmed Bey Ağaoglu’na müracaat edip ondan yardım istemiştir. Bundan başka Zakafkas Cumhuriyeti Ankara siyasi mümesihli vatandaş Ebilof ile Tiflis Şubesi daimi rabıtada bulunuyor. Azerbaycan’da yeni ehfba gün günden intişar tapır. Bütün kazalarda teşkil edilmiş şubeler ciddi surette çahşırlar. Bakır maden dairelerinde fehleler(işçiler) arasmda yeni elifbaya olan heves merakh bir iştir. Fehleler defalarla matbuat vasıtası ile elifbaya olan meraklarmı bildirmişler. Bımu nazara alıp, iclas kat etti ki; Azerbaycan Merkezi İcraiye Komitesi’nden iptidai mekteplerde haftada bir defa yeni elifba dersi geçirilmesinin mecburi edihnesini kararlaştırsm”.^^ var ki yalavaclan ve onlann söylediklerini beğenmedikleri halde bu elifba ve dil meselesini işittikçe ağızlanna turşalca(ekşi yiyecek) almış adamlar gibi öz gözlerini büzüştürürler. Bir çok anlakhlanmız var ki bu meseleleri düşünende; “bes bizim edebiyatımız, bizim bu kadar kitaplanmız nece olsun!” söylüyorlar. Öbür taraftan, bizim zavalh halkımız hangi açık dilde yazılan gazetelerde ve jumallerde bu gibi ehemmiyetli meseleler baresinde düzülmüş makaleleri okuyabilir ve geçmişte Azerbaycan’m hangi gazetesi bu meseleleri yazmağa geniş bir meydan açmıştır? Bu meseleler yenidir. Hele çok berkdir. Hele çok da gerek çiğnensin ki, yumuşayıp yutulmağa layık olsun. Bunu ispat için aşağıdaki getirdiğim misal bes olar. Bu saat hükümet matbaalannm birisinde eski şairlerimizden birisinin eseri çap olunur. Bu kitabı da çapa veren büyük bir idaredir. Bu kitabm içinde olan çetin sözlerin manalannı anlatmak için ahırmda 45- Hele Çiğnenmeyip “Bugünlerde düşünce yoldaşlanmızdan birisi bizim bu gazetemizi eline ahp bir neçe söz söyledi. O sözlerinin birisi de bu idi ki gazetelerde yazılan meselelerin çoğusu çeynenmiş sözlerdir. “Kim bilmir ki Arap elifbası çetindir? Kim bihnir ki dil gerek asan olsun?” Yoldaşımızm bu sözü hak olsaydı, ben zahmet çekip bu aşağıdaki sözleri yazmazdım. Ben de cüret ile deyirem ki elifba meselesi de dil meselesi de, hele neçeki lazımdır. Çiğnenmeyip, çünki çiğnenmiş hörek(yemek) ağızda dayanmaz ve özözüne yutular. Amma biz görürük lugat sütunlan vardır ve o sütunlarda şöyle sözler vardır: “Kanaat: muhasala, kefaf-ı nefs edecek miktar ile iktifa etmek. Keşmekeş: münazaa, muharebe, mukabele ve ızdırap, vs.” Buna göre hiç kimse diye bilmez ki iş bitmiştir. Her gäh bu çiğnenmiş saydığımız meseleler doğrudan da çiğnenmiş olsaydı, o kitabı çapa veren düşünürdü ki; bu kitap Türkler için çap olunur ve onun lügat hissesini bir nazardan geçirirdi. Öğretici”^^ 46- SebebiVar karanlıklan içinde can çekişen Kafkasya Müselmanlan için medeniyet “Komünist gazetesinin numaralannda maarif işlerinin, yahşi ve terakki yollan gösterildi. Dünya matbuatmdan geri kalan gitmemesi baresinde fehlelerin şikayetlerini okuyoruk. Meselen; geçen matbuatımıza möhkem bir hareket hattı açıldı. Artık bundan sonra nımıaralann yüreklerde terakki ümidi beslenebilir. Artık bundan sonra m aarif ışığı birisinde yazılmıştı. “Rus fehlelerinin içine lektorlar(tebUğciler) geUp, haftada iki üç defa leksiyalar(tebhğier) okuyup, onlara her türlü malumat verirler. Acaba Türk lekton(tebhğcisi) Kafkas Müselmanlanna nurunu saçar. Sözümi kurtanram, Yeni Türk Elifbasmı, tertip edenlere, yeni yoktur mu ki, bize malumat versin? Hemin gazetenin 283’ncü medeniyete, yeni yol gösterenlere selamımı arz edirem ve talebelik numarasmda okuyoruk: “Kıraathanede birce Komünist gazetesinden namma Kafkasya talebelerine “Yeni Yol vasıtasıyla; başka gazete ve mecmua yoktur. Burada Türkçe’den her tür ilmi, fenni, Parlak olsun. Yeni Yolumuz! Söylüyürem”^^. edebi kitaplara ihtiyaç hissedihr.” Bunun birce sebebi var o da budur ki, Arap ehfbası ve çetin dil ile çıkan gazeteleri, mecmualan ve kitaplan fehlelerimiz okuyabilmirler ve anhyabilmirler. Okunması ve anlaması çetin olan eserde insanı usandmp, bezdirdiğinden hiç aktanlmaz(aranmaz), aktanlmayan şey de 48- Yeni Yol Gazetesi İdaresine Lankeran kazasmm Argivan nahiyesinin Mosah, kend mektebinden: Hürmetli Müdür: Menim bu bir neçe sözlerime gazetenizde yer vermenizi hahiş edirem. kıraathanede bulunmaz. Yeni elifbanm, yeni yolun bize artık derecede menfaatli olacağmı, Bes, “Yeni Ehfba” yürütühneh ve dihmiz asanlaşmahdır. Öğretici”^^ yahşi neticeler vereceğini düşündük, anladık. Çünkü biz bunu burada 47- Mektup tecrübe ettik. Odur ki bu tecrübenin neticesini yazmağı vacip bildim. Bakü Muhterem “Yeni Yol” Gazetesi İdaresine! Arap elifbası ile okuyan uşaklann çoğusu iki yıldır ki birinci derecede Gazeteleri aldım. 4.300.000 manat posta ile gönderdim. Yine kalmıştılar. Hemin uşaklan bu yeni elifba ile okutmaya başlayandan iki ay sonra bunlann hamısı ikinci derecede oturup okumağa layık oldular. muayyen vakitlerde gazetenizi göndermenizi hahiş edirem: Beni ve benim gibi mektep talebelerini muhterem gazetenizin çıkması ile sevindirdiğinizden dolayı yüreğimin en derin köşesinden size ve sizin gibi maarif hadimlerine teşekkür ederim. Hakikatte de kalbimin sevincini saklandırmağa muvaffak olamıram. Çünkü Yeni Türk Elifbası ile asırlarca cehaletin müthiş Açık deyirem. Bu elifba, biz muallimleri de, yazık balalan da büyük eziyetlerden, büyük çetinliklerden kurtaracaktır. Ona göre yürekten söylüyirem; yaşasm o yoldaşlar ki, bu yeni Türk elifbasını varlık meydanına çıkartıp, bunun yayılması için çahşırlar! Mosalı Mektebinin Muallimi M ir Sahib H.”™ Pisle, azizim, pisle. Herçend çah-çah ancak öz başmı ağntmağa kadirdir. Herçend değirmen işleyecek ve pishk sen gibi tek vatan düşmanlanna kalacak. Ama gene sen “berayi ihtiyat”, öz işinde oi, öz pislemeyinde ol. Koy senin için bu da bir teselli olsım. Koy senin tarafmdan Arap 49- Mene Ne! hurufatma bu da bir “matem ve te’ziyedari” hesap olunsun. Bizler deyirik: Mene ne, Farslar deyir: be men çe? Cehl Memmedguluzade”’' Bu ibarenin manası budur ki, men deyirem her bir işin başmda men özüm olum ve o işteki, men yokam-o işi de pisleyeceğem. 50- Kimden Öteri Meselen, eşidirem ki, sen bir heyr iş başlamısm; Meselen, açlara kömekhk yığırsen, ya köprü kayınrsen. Herçent o işler öz-özlüğünde Bu yeni hurafat kimden öteri icat oluştu? Bu barede çok danışık var ve bu mesele çok dolaşık meseledir. fena iş değiller, belki hele yahşi da bir iştirler. Ama zemeni ki, sen o işleren mensiz başlamısan ve menim orada adım-sanım yoktur, men Doğrudan da öz aramızda, bu yeni hurafat kimlerden öteri lazımdı? elbette o işlerin hiç birini tasdik etmeyeceyem. Çünkü, bunlar hamısı geçenden sonra mene şöhret lazımdır. Şimdi gelek yeni Türk ehfbasma. Şimdi sen ne deyirsen: Bu Men biHrem sen ne cevap vereceksen. Sen diyeceksen ki, bu yeni hurafat tez vakitte savath olmak isteyenlerden öteri lazımdır. Sen diyeceksen-asan yazıp, okumak aktaranlardan öteri lazımdı. yahşi şeydir, lazımh mı iştir yerindedir mi bu ihtıra, vaktindedir mi bu inkılap? Ama mende sene cevap vereceğim ki, ahı senin mene zorunki, yoktu. -Beh, bunlar hamısı yerindedir ve yeni hurufata sözüm yoktur. Sen mene deyirsen: “Savat öğren!” -Bes ne isteyirsen? Bizle varsan ya yok? Ahı, bir insaf ele, ewela, bir mulahize ele gör mene savat -Hayır. -Ne sebebe, balam? Sözün nedir? lazımdı, ya yok? Eğer desen ki, lazımdı. Onda men senden soruşaram ki, “hüb, de görüm savat mene -Sözüm budur ki, bu işte benim adım yoktur. neden öteri lazımdı? Bu beş günlük dünyaya biz azdan öteri gelmemişik -Hub, şimdi bes ne eylemek? Şimdi bes fıkrin nedir? ki, mesaih-şeriyyemizi bihp, Müselmanhğımızı yerine getirek, ta ki -Fikrim budur ki, men de yeni hurufatı her yeri gelende pisleyem. mizan-terazi kurulanda Allah yazında sermsar olmayak. Sen mene deyirsen: “Savat öğren!” İndi birce bunu mene de görüm, sen özün ne bilirsen? Meselen, sen bilirsen mi cehermemin nece adı var? Sen bilirsen mi behişt ehhnin hörekleri nedir? Ve bele-bele mesele senin kabağma koyaram ki, onlarm hiç birinden senin haberin olmaz. Tarih boyunca çok geniş sahalara yayılan Türkler, bu sahalarda temas ettikleri çevrelere göre çeşith yazılar ve çeşitH alfabeler kullanmışlardır. Göktürk, Uygur, Mani, Brahmi, Arap, Süryani, Latin, Slav vs. Türklerin kullandıklan alfabelerdir. Fakat bu alfabelerin çoğu Yoksa çokta “Yeni hurafat, yeni hurufat” sözü danışma. Müselmanhk yeni hurufattan ibaret değil. Müselmanhğm özge yollan var. Men ölüm, incime! muhtehf zamanlarda, smırh sahalarda ve smırh zümreler tarafmdan kullanılmıştır. Bunlar içerisinde, gerek saha, gerekse zaman bakımmdan en geniş olarak kullamlan ve Türklerin umumi alfabesi haline gelenler, Cehl Memmedguluzäde”^^ Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabelerdir. İlk milli alfabe olan Göktürk alfabesinden sonra, Türklerin ikinci umumi ve milli alfabesi Uygur alfabesi olmuştur. Bu yazı İslamiyet’ten önce en geniş şekilde kullamlmış ve X.yüzyıldan itibaren, İslamiyet’le birlikte yerini Arap asılh Türk yazısma bırakmaya başlamıştır. Türkler arasma İslam dinini kabulle giren Arap harfleri, X.yüzyıldan XX.yüzyıhn başlarma kadar, bin seneye yakm bir zaman sürecinde kullanılmıştır. Türkler tarafmdan çok uzun ve geniş ölçüde kullanılmış olmasma rağmen, Arap alfabesi, bu dilin kendi özelliklerine göre kurulduğundan, Türk fonetiğine uymayan bir yazı sistemiydi. Bu alfabe, kuruluşu çok farklı olan Türkçe’nin ses varhklannı doğru ve tam gösterecek özelliklere sahip değildi. İşte bu nedenlerden, Arap harflerinin kullanılmaya başlamasmdan sonra, yazımda çıkan sorunlar ve bu harflerin Türkçe’ye elverişli hale getirilmesi için, bütün Türk dünyasmda Arap harflerinde ıslah çalışmalan gündeme gelmiştir. Türk halklan içerisinde bu çalışmalann 72 Yeni Yol, 21 Yanvar/Ocak 1924, No:2. en yoğun yapıldığı yerlerin başında Azerbaycan gelmiş, hatta bu hususta 1920 yılmm sonlanna doğru bu mesele yeniden gündeme gelmiş ve öncü bir konumda olmuştur. Arap harflerinin ıslahı taraflan olanlar ile Latin alfabesi temeline dayah Azerbaycan’da bu meselede iki görüş hakim olmuştur. Birincisi, yeni bir alfabe hazırlanması taraflan olanlar görüşlerini dile getirmişler Arap harflerinin ıslah edilerek Türkçe’nin yapısma daha uygun bir hale ve bunlann gerekçeleri üzerinde durmuşlardır. Sonuçta; Latin harflerine getirilmesi, ikincisi ise, Arap harflerinin tamamen kaldınlarak yerine geçişi hükümetin de desteklemesiyle bu konuda ilk adım atılmış ve yeni bir alfabenin getirilmesi. Nisan 1922’de Azerbaycan’da Latin esash yeni alfabeye geçişi Eski yazı sistemini ıslah etmeyi veya yeni alfabe düzenlemeyi, top yekün medeni yükseliş ve özeUikle eğitim-öğretimde ilerleme için ilk destekleyenler tarafmdan “Yeni Türk Elifba Komitesi” oluşturulmuştur. Yeni Türk Elifba Komitesi, kurulmasmdan itibaren hızlı bir şart sayan aydmlar, bu yönde faaliyete geçmişlerdi. Bu konuda en açık çahşma içerisine bir şekilde düşüncelerini ortaya koyan ve bunun için faal bir şekilde başlamıştır. İlk olarak Latin harflerine dayah “Yeni Türk Elifbası” çahşan ilk ve en önemU isim Mirza FethaH Ahundzäde olmuştur. hazırlanmış, alfabe kitapçıklan bastınlarak dağıtılmıştır. Daha sonra 1857’lerde Ahundzäde, Latin alfabesi temeline dayah yeni bir alfabe çeşitli eserler ve hazırlamış, fakat o dönem şartlan içerisinde pek kıymet veriimemişti. yazılarak yayımlarunıştır. Aynca Komite, yeni alfabenin öğretilmesi Bununla birlikte onun bu girişimi daha sonra alfabe ıslahatı ve amacı ile çeşitli kurslar açmış ve çıkarmış olduğu “Yeni Yol” gazetesi degişikhği konusundaki çahşmalara bir temel teşkil etmiştir. ile de bu çahşmalan halka duyurmuştur. Türk dünyasmda Latin 21 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Milli Azerbaycan Cumhuriyeti döneminde de, halkm okuma-yazma seviyesini yükseltme çabalan girmiş ve faaliyetlerini her tarafa duyurmaya eski alfabe ile yazüan bazı kitaplar, yeni alfabe ile harfleriyle çıkan ilk gazete olan Yeni Yol vasıtasıyla, Azerbaycan halkmm alfabeyi tanıması ve benimsemesini sağlamaya çalışmıştır. içinde, alfabe ıslahatı meselesi, devlet seviyesinde ele alırmııştır. Gerek Azerbaycan’m hemen hemen bütün kazalannda şubeler açan hükümet dairelerinde ve parlamento toplantılannda ve gerekse basmda komite, Azerbaycan dışmda Nahçıvan, Erivan, Tiflis’te de şubeler açmış tartışmalar yapılmış ve geniş bir surette bu konu işlenmiştir. Bu amaçla ve diğer Türk cumhuriyetlerine de bu yönde çahşmak üzere birer komite toplanan bir komite tarafmdan yapılan çalışmalar sonucunda, Abdullah göndermiştir. Bey Efendiyev tarafmdan tasarlanan “Latin Harfli Türk Elifbası” beğenilerek, bu alfabenin esas almması kararlaştınlmıştır. Yeni Türk Alfabe Komitesi’nin çahşmalan sonucunda Fakat Azerbaycan’da yeni Türk alfabesi tutunmuştu. 22 Temmuz 1922 Azerbaycan Hükümeti’nin içinde bulunduğu siyasi ve iktisadi durum, bu tarihinde Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi, Arap alfabesi yerine Latin girişimin hayata geçirilmesini engellemiştir. alfabesi kullanma kararı aldı. 27 Haziran 1924 tarihinde de Latin Azerbaycan Türkleri arasmda alfabe üzerinde çalışmalar Sovyet döneminde de farkh boyutlar ve farklı şekillerde de olsa devam etmiştir. alfabesi zorunlu devlet alfabesi gibi kabul edildi. Azerbaycan’da Latin alfabesinin benimsenip yayılmasında Bakü Kongresi’nden sonra Alfabe değişikliği sorunu Azerbaycan Azerbaycan Hükümeti ve Sovyet rejiminin de etkisi olmuştur. Mayıs dışma taşmış ve bu konuda Sovyet merkezinin etkisi daha artmıştır. Yeni 1922’de kurulan “Yeni Türk Elifba Komitesi, başlangıçta özel bir demek Türk Alfabesine geçiş işini, tek elden yürütmek üzere “Yeni Türk gibi işe koyulmuşsa da, özellikle 1923 yılmda önce Komünist Parti üyesi Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi” oluşturulmuştur. Bu olan Türk yöneticilerince, sonra da Ruslar tarafmdan desteklenmeye komiteye özellikle rejimin kilit adamlan yerleştirilmiştir ki, bu durum başladı. Ruslann alfabe değişikliği konusunda kendi hedefleri doğrultusunda bir Ruslar açısmdan alfabe değişikliği, Türk halklannı birbirinden, yönlendirmeye gitmek istediklerini göstermekteydi. Nitekim 1930 özellikle de Türkiye Türklerinden ayırma ve Rus alfabesine geçiş için bir yılmda “Yeni Türk Alfabe Merkez Komitesi”nin admdan “Türk” merhale olarak görülüyor ve kendi amaçlan doğrultusunda bu alfabe sözcüğü atılarak, merkez Bakü’dan Moskova’ya taşınmıştır. Böylelikle değişikliğini desteklerken, Arap alfabesini kullanan Latin alfabesine geçişi destekleyen ve bu yolda faaliyet gösteren halklannm Latin alfabesi yönünde yapılan bu tüm Sovyet değişikUği Türklerle, Türklerin Latin alfabesine geçmesi için olumlu bir tavır benimsemelerini istiyordu. Bu amaçla da 26 Şubat 1926’da Bakü’da takman Ruslann, amaç ve hedeflerinin birbirinden çok farkh olduğu toplanan, Bakü Türkoloji Kongresi’nin toplanmasmda etken olmuştu. ortaya çıkmıştır. Büyük ölçüde Türk halkianmn temsilcilerinin katıldığı Kongrede Latin Gerçekten de Bakü Türkoloji Kongresi’nden sonra toplanan Birinci alfabesine geçiş konusunda önemli kararlar ahımııştı. Kongre, Yeni Türk Bakü Kurultayı ve Taşkent Kurultayı’nda, Yeni Türk alfabesine geçişi alfabesinin Arap alfabesine ve ıslah edilmiş Arap alfabesine teknik destekleyen Türk bilim adamlan, Sovyet Rusya’daki bütün Türk üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel alanda gittikçe artan halklannm birleştirilmiş Yeni Türk alfabesini kullariması ve dolayısıyla önemini belirttikten sonra, bu alfabenin Türk Cumhuriyetlerince Türkler arasmda bir dil birliği oluşturulması yönünde önemli adımlar benimsenmesini istemiş ve bütün Türk boylan için ortak bir alfabe atmışlardı. Sovyet Merkezi yönetimi bu durumu kendi amaçları dışmda hazırlanması için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir. bir gelişme olarak görmüş ve bütün Türk halklan arasmda “Birleştirilmiş Kongre hakkmda yerh ve yabancı Türkologlar tarafmdan çeşith Yeni Türk Alfabesi”ne geçişin tamamlandığı ve yeni bir kültürel gelişme açılardan olumlu, olumsuz birçok değerlendirmeler yapılmışsa da döneminin başladığı bir sırada, almış olduğu bir kararla, Türk halklanna Kongre, Rusya ve Sovyetler birliğinin 24 milyonluk Türk halklannm bir “Kiril” alfabesini kullanmayı zorunlu kılmıştır. Böylece, araya geldiği ilk umumi, hatta bazı yönleri ile ilk uluslar arası Türk yıliardan 1930’Iu yıllann sonuna kadar, bilimsel çalışmalarla oluşturulan Kurultayı olması açısmdan Türk halklan için büyük öneme sahipti. Zira halkın kendi iradesi ile benimsemesi yolunda demokratik bir yöntemle bundan sonra böyle hadise daha gerçekleştirilemeyecektir. büyük çaba gösterilen, Türk halklannm sosyal ve kültürel gelişmesi 1920’Ii yönünde atılmış bu büyük adım, Ruslar tarafmdan korku, baskı ve tamamen antidemokratik bir yaklaşımla ortadan kaldırılmıştır. geri dönemeyiz” '. Çünkü “Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” hareketi; özellikle 1928 yılmda Türkiye’nin de Latin esaslı alfabeyi kabul etmesi ile, bütün Türkler arasmda alfabe birliğini sağlamakta ve sonuçta dil birliğine giden yolu açmaktaydı ki, Sovyet Rusya bunu kendi geleceği için bir tehdit olarak algılamıştı. Rusya, sadece bu yeni alfabeyi ortadan kaldınp, yerine “Kiril” Alfabesini kabul ettirmekle kalmamış, yeni Türk alfabesi için çahşmış, bu yönde büyük emek vermiş Türkologlan da sürgün, idam vs. ile ortadan kaldırarak, Türkler arasmdaki bu önemh olaym bütün izlerini siknek istemiştir. Türk cumhuriyetlerinin bağımsızhğmı kazaımıası ile “alfabe” sorunu yeniden gündeme gelmiş ve tartışılmaya başlanmıştır. YıHarca Sovyet ağır baskısı Günümüzde bu su, coşkun bir ırmak olmuş önündeki engelleri bir bir aşarak Türk topluluklannı “Ortak Türk AIfabesi”ne götürmektedir. Son yıllarda yapılan çahşmalar sonucu, Türk dünyasmda ortak alfabe olarak Lätin kökenli yeni Türk alfabesinin kullanılması konusunda Türk kamuoyunda düşünce birliği de oluşmuştur. Azerbaycan Türkleri, dün olduğu gibi bugün de bu işin öncülüğünü yapmaktadırlar. 75 yıl önce gerçekleştirilen ortak alfabe deneyimi ve Türkiye’nin 1928 yılmdan itibaren geçirdiği tecrübelerden yararlanılarak, bütün Türk topluluklannm XX.yüzyıhn son çeyreğinde, Sovyetler Birhği’nin dağılması ve Rusya’nm Azerbaycan’ı, Türkiye’yi takip etmektir. Suyun gidişi bu olduğuna göre altmda yaşayan Türk topluluklan Kiril yeniden “Ortak Türk AIfabesi”ne daha iyi anlayabilmesinin yolunu açacak, ve gelişmiş toplumlan içerisinde yer almalanm sağlayacaktır. Kasım 1989’da Azerbaycan’ı ziyaret eden bir Türk gazeteci, Halk Cephesi liderlerinden İsa Kamberoğlu’na şu soruyu sormuş; “Kiril alfabesini değiştirmek istiyorsunuz. Ancak Latin harflerini mi, yoksa Arap alfabesini mi alacaksmız”!. Kamberoğlu’nun cevabı, açık ve oldukça anlamhdır; “Öyle anlaşıhyor ki, dünya Latin harfleri istikametinde gidiyor. İran Azerbaycan’m da 20 milyon Türk yaşıyor. Türkiye’de ise 55 milyon, Türk. Tabii bir de uzak Türkler var. Kazakistan, Kırgızistan, Türkistanı... onlann da dil birliği ülküsünün gerçekleşmesine zemin hazırlayacak, XXI. yüzyıhn demokratik, çağdaş girmişlerdir. Türkmenistan, Çin zor olmayacaktır. Bu da bir süreç içerisinde Türk topluluklannm birbirlerini Alfabesi’nden Latin alfabesine geçmek için büyük bir çabanm içerisine Özbekistan, geçmesi arzulan Şimşir, A zerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.30-31. BİBLİYOGRAFYA A- ARŞİVLER -Azerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazmalar Enstitüsü Arşivi -Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Siyasi Partiyalar ve İçtimai Hareketler Arşivi B- SÜRELİ YAYINLAR -Azerbaycan(Bakü) -Gelecek(Bakü) -Kızıl Şark(Moskova) -Kommunist(Bakü) -Molla Hasreddin(Bakü) -Tasvir-i Efkär(İstanbul) -Terakki(Bakü) -Yeni Yol(Bakü) C- KİTAP VE MAKALELER -Acar, Kenan,“Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade”, 1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (19-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s. 91-94. -Alkım, Bahadır,“Yazmm Başlangıcı”, H a rf Devriminin 50.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.3-5. -Arat, Reşid Rahmeti, “Türk Milletinin Dili”, Türk Dünyası El Kitabı, C.II, Ankara, 1992, s.62. ______ , Türk Lehçe ve Şiveleri”, Türk Dünyası El Kitabı, Dil-KültürSanat, C.I, Ankara, 1992, s.60. -Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti’nin Kanun ve Binagüzarlıkları Mecmuası, N o .l, 15 Kasım 1919, Bakü, s.l8. -Azerbaycan Devri Matbuatı(1920-1970-ci YıUar), Tertipçi: Z. Ankara, 1981, s.502-505). M. Mustafayeva, Bakü, 1979. -Dilaçar, A., TürkDiline Genel Bir Bakış, Ankara, 1964. -Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin -Azerbaycan Edebi Dili Tarihi (Sovyet Devri), III, Redaktör: R. C. Meherremova, Bakü, 1982. Tarihsel Gelişme Sorunları, Ankara, 1996. -Ercilasun, Ahmet Bican, Bugünkü Türk Alfabeleri, Ankara, 1977. -Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, lO.Cilt, Redaktör: Ç.B.Guliyev, Bakü, 1981. -Eren, Hasan, “Dilde Birlik Yazıda Birlik”, Dil ve Alfabe Üzerine Görüşler, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yaymlan, -Azerbaycan ’da Sovyet Hakimiyeti Uğrunda Faal Mübarizler, Redaktör: R. Hüseyinov, Bakü, 1958. Ankara, 1991, s.5. -Ergin, Muharrem, “Türklerde Yazı ve Alfabeler”, Türk Dünyası El -Azeri, “Azerbaycan’da Latin Alfabesi”, Yeni Kajkasya Mecmuası, Y ıl:l, S.2, (15 Teşriniewel 1339/Ekim 1923), s.4-6. -Bakü Türkoloji Kongresinin 70.YÜ Dönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.86-87. Kitabı, C.II, Ankara, 1992, s.259-290; -Ertem, Rekin, Elifbe ’den Alfabe ’y e Türkiye ’de H arf ve Yazı Meselesi, İstanbul, 1991 -Galotta, -Bala, Mehmetzäde Mirza, Milli Azerbaycan Hareketi, Ankara, 1991. -Baykara, Hüseyin, Azerbaycan’da Yenileşme Hareketleri, Ankara, 1966. -Bünyadov, Ziya, “Azerbaycan Parlamenti’nin Son Saatleri”, Zbornik Dokumentov “Za Semya Peçatyami”, Bakü, 1992, s.3-10. -Caferoglu, Ahmet, TürkDili Tarihi, II, İstanbul, 1970. -Celil Memmedguluzade, “Möhkem İpler”, Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim 1922, No:5. Aldo, “Codex Cumanicus’un “Yeni” Bir Nüshası”, Uluslararası TürkDili Kongresi, 1992, Ankara, 1996, s.267-271. -Habibbeyli, İsa, Celil Memmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997. -Habibbeyli, İsa, Celil Memmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997. -Hasanlı, Cemil, “Birinci Türkoloji Kurultayına Kısa Tarihi Bakış”, 1926Bakü Türkoloji Kongresinin 70:Yıldönümü Toplantısı, (29-30 ______ , “Pille-Pille”, Molla Nasreddin, 3 Yanvar/Ocak 1929, N o:l. -Cihangirov, Muradhan, Azerbaycan Milli Edebi Dilinin Teşekkülü, Birinci Hisse, Elim Neşriyatı, Bakü, 1978, s.l68. -Demirel, Ömer Faruk, “I.TürkoIoji Kongresi ve Theodar Menzel”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin -Devleştin, Tamurbek, Sovyet Tataristanı, Çeviren Mehmet Emircan, 70.Yıldönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.28. K asm 1996), Ankara, 1999, s.8. -Henze, Paul, “İç Asya’da Siyaset ve Yazı”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı:9-10, (Kasım-Aralık 1985), s.82. -Huduyev, Nizami, “Azerbaycan Türk Yazı Dilinin (Edebi Dilinin) Teşekkülü”, Uluslar arası Türk Dili Kongresi, 1992, Ankara, 1996, s.546-548. -Huluflu, Veli,“Mehmet Ağa Şahtahtirnın Yeni Türk Alfabesi Hakında Yazdığı Makale Münasebetiyle”, Kızıl Şark, No:4-5, Moskova, 1904, No:40. ______ , “Millileşmek”, Azerbaycan, 21, 24 Teşrin-i sani/Ekim 1919, 1923. -İbrahimov, Z., Sosyalist İnkılabı Uğrunda Azerbaycan Zehmetkeşlerinin No:327-328. ______ , Eserleri, Bakü, 1992, Mübarezesi, Bakü, 1957. -İsa Habibbeyli, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları (Tercüme-i Hal), Bakü, -Nesibzade, Nesib, “Sovyet Siyasetinde Bakü Türkoloji Kurultayınm Yeri”, 1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yddönümü Toplantısı 1992. -İsayev, Nazım, “Azerbaycan Demokratik Respublikası Devrinde Elifba Islahatı -Ne’manzade, Ömer Faik, “Dilimiz İmlamız”, Şarki Rus, 1 April/Nisan Meselesi”, Azerbaycan Tarihi Problemleri Üzre (29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.99. ______ , Azerbaycan Demokratik Respublikası, Bakü, 1990. -Nizami Adına Edebiyat ve Dil Enstitütü’nün Eserleri, Azerb. SSR EA Maruzalar Mecmuası, Bakü, 1992, s.287-289. -Kazemzadeh, Firuz, The Struggle fo r Transcaucasia (1917-1921), New Neş., Bakü,1953. -Ortaylı, İlber, “Türk H arf Devriminin Dış Ülkelerdeki Etkileri Üzerine”, York, 1951. -M. Fuzuli, Eserleri, I.Cilt, Azerbaycan SSSR EA Neşriyatı, Bakü, 1958. H arf Devriminin 50.Yüı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.106. -Mehmed Emin Resulzäde, Azerbaycan Cumhuriyeti, Şahzadebaşı; -Öner, Mustafa, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde İdil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresi'nin Evkaf-ı İslämiye Matbaası, 1339-1341. -Mehmedoğlu, Alaeddin, “Bağımsız Azerbaycan ve Devlet Dili Terimi Üzerine”, Yeni Türkiye, Sayı:43(Türkoloji ve Türk Tarihi Araştırmalan Özel Sayı-I), (Ocak-Şubat 2002, s.374. -Memmedguluzade, Hamide, Mirze Celil Hakkında Hatıraları, Bakü, Ankara, 1999, s.20-21. -Payzm, H. Sabahattin, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir, 1992. -Recebov, E. E., Dilcilik Tarihi, Maarif Neşriyatı, Bakü, 1988 -Samed Ağamalıoğlu, Elmden ve Tarihten, Bakü, 1927. ______ , “Türk Aleminde Medeni Meseleler”, Bakü, 1924. 1967. -Memmedov, Nadir, Mirza Fethali Ahundov (Komediyalar, Povest, ______ , İki Medeniyet”, Bakü, 1928. ______ , Namus”, Bakü, 1929. Şeerler), Bakü, 1982. -Mirze Feteli Ahundov(İlmi Erserlerin Tematik Mecmuası), Redaktör:R. Y. Hasanova, Bakü, 1987. -Musabey, V., “İdil-Ural Türkleri dil ve Yazılanmn Sovyetleştirilmesi ve Ruslaştınlması”, 70.Yüdönümü Toplantısı, 5.Yıl, No:5, Münih, 1959, s.58. -Seyidof, Yusuf Yazıcı ve Dil (XIX-XX Asırlar), Bakü, 1979. -Şahtahtlı, Mehmet, “Mirza Fethali’de Esaslı Akidelerin Husulü”, Kızd Şark, No:4-5, -Şimşir, Bilal N., Azerbaycan ’da Türk Alfabesi Tarihçe, Ankara, 1991. ______ , Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992. DİZİN -Tacemen, Ahmet, Rus Egemenliğindeki Türklerin alfabelerinin Değiştirilmeleri (1769-1940), Kayseri, 1994. -Tansel, Fevziye Abdullah, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilmesi Hakkmda İlk Teşebbüsler ve Neticeleri”, Belleten, XVII, 1953, s.223-249. -Taymas, Abdullah Battal, Kazan Türkleri, Ankara, 1966. -Tekin, Talat, “Göktürk Alfabesi”, HarfDevriminin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.27-29. -Temir, Ahmet, “Dış Türklerde Dil ve Yazı”, Türk Dünyası El Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayım, Ankara, 1976, s.395. -Tezcan, Semih, "En Eski Türk Dili ve Yazımı” Bilim Kültür ve Öğretim Dili Olarak Türkçe, Ankara, 1978. ______ , “Türklerde Yazı Kültürünün Başlangıcı ve Gelişimi”, H arf D evrim i’nin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.42-43. -Timurtaş, Faruk,“Türkçecilik Cereyanmm Tarihi”, Türk Dünyası El Kitabı, II, Ankara, 1992, s.248. -Togan, A.Zeki Velidi, Türk Dünyasında Elifba Meselesi, İstanbul, 1926. -Toker, Mustafa, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi ve Halid S.Hocayev”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin JO.Yıldönümü Toplantısı, (29-30 K asm 1996), Ankara, 1999, s.80-83. -Türk Ansiklopedisi, C .II,, s.18-19. -Ülkütaşır, M. Şakix, Atatürk ve H arf Devrimi, Ankaxa, 1973. A. A. Palmbah, 70 A. Bakihanov, 10 A. C. Pepinov, 46 A. Feridun,79 A. İsayev, 85 A. N. Samoyloviç, 45,46 A. R. Zifledt, 46 A. Rızaguluzade, 85 A. Tagizade, 26 Abbasof, 96 Abdullah Battal Taymas, 68 Abdullah Bey Efendiyev, 19 Abdullah Tagizade, 20 Agäh Bey, 130 Ağamalıoğlu, 26, 36, 39, 88, 120, 121, 127, 143 Ağdaş, 123 Ahmet Bey Ağaoğlu, 30,144 Ahmet Rasim Bey, 130 Ahundzade Ruhullah, 62 Ahundov.bkz. Mirza Fethali AIi Canib, 111 Almanya, 92 Anadolu,\5,A%, 83,84, 113, 114, 130, 135 Ankara, 13, 19, 23, 29, 34, 36, 37, 42, 45, 49, 57, 63, 66, 68, 73,79, 119, 144 Arabistan, 139 Argivan, 147 Avrupa, 10, 130, 137 Avusturya, 92 Azerbaycan, 8, 9, 10, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20,21, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 3 1 ,3 2 ,3 3 ,3 4 ,3 5 ,3 6 ,3 8 ,3 9 , 40, 42, 45, 46, 48, 49, 50, 52, 53,56,5 8 ,6 2 , 64, 7 3 ,7 6 ,7 7 , 79, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 92, 93, 95, 96, 98, 105, 106, 109, 113, 114, 116, 119, 120, 121, 122, 123, 129, 130, 134, 137, 140, 141, 143, 144, 145 Aziz Seyidov, 20 Aziz Şerif, 104 B B. Behramov, 85 Bakü, 9, 11, 17, 2 0 ,2 1 ,2 2 , 23, 26, 27, 28, 2 9 ,3 1 ,3 2 , 34,36, 37,38, 40, 42, 44, 48, 49,51, 52, 5 4 ,5 5 ,6 1 ,6 2 , 69, 73,76, 77, 79, 83, 85, 86, 87, 88, 94, 95, 102, 103, 114, 146 Barthold, 55 Başkurdistan, 53,55, 61 Batı Trakya, 67 Bekir Çobanzade, 36, 37 Berhn, 142 Bilge Kağan, 3 Bragmah Kadir Efendi, 139 Celil Memmedguluzäde, 33, 36, 79, 85,87, 88, 149, 150 Cemil Hasanh, 19, 30,41, 51 Çobanzade, 46, 57, 61, 62, 72, 93 D Dağıstan, 55, 75 Danimarka, 33, 59 Dr. Kadirli, 30, 143, 144 E Ebilof, 144 Enzeli, 95 Erdoğan Bey, 113 Erivan, 29, 30, 95 Ermenistan, 30, 95, 105, Eziz Kubaydulin, 73 Feridun Bekof, 96, 97 Firdevsi, 108 Frengistan, 92, 139 G. Memmedli, 85 G. N. Rüstemof, 122 G. Şeref, bkz. Galimcan Şeref Bey Galimcan Şeref Bey, 48, 49 Gence, 102 Giresun, 113 Güney Arabistan, 1 Gürcistan, 36, 66, 105 H H. Şahtahtlı, 19, 22 Haçatur Aboryan, 112 Hafız, 108 Hakverdiyev, 46 Halid Seid Hocayev’dir, 26, 36, 73 Hamit Sultanov, 30, 143 Hasan Sabri Ayvazov, 73 Hive, 31 Hüseyin Cavid, 22 Hüseyinzade Ali Bey, 46 I Irak, 15 I İ. Hikmet, 46 İbrahim Alimcanof, 143 İlber Ortaylı, 66 İngeburg Baldouf, 45 İngiltere, 92 İran, 4, 13, 15, 92, 112, 139 İrevan, 95, 106 İsmail Gaspırah, 18, 47 İstanbul, 12, 13, 14, 23,24, 30, 32, 43, 83, 84, 114, 120, 135, 141, 142, 144 Jirkov, 55 Joseph Costagne, 44 K H. K. Sanıh,bkz. H. Kerim Sanılı H. Kerim Sanılı, 79, 121 H. Şahgeldiyev, 85 Kaşgarlı Mahmud, 4 Kazakistan, 55, 64 Kazan, 37, 48, 68, 85, 88, 95, 122, 143 Keçecizäde Fuat Paşa, 13 Kıbns, 67 Kırgızistan, 52, 61, 64 Kınm, 15,31,37, 55,61,6 5 ,6 6 , 73, 75,88, 122 Kuba, 122 Kuzey Azerbaycan, 7 Küçük Asya, 8 Kül Tigin, 3 Kafkas, 8, 118, 138, 147 Kafkasya, 15, 31, 48, 52, 55, 61, 66, 147 Lavrav, 113 Lenin, 71 Lozan, 84 M M. E. Efendizade, 123 M. Fuat Köprülü, 46 M. H. Baharh, 46 M. H. Hacinski, 144 M. İ. Saracov, 10 M. N. Palvoviç, 46 M. S. Ordubadi, 85 Marr, 55 Mehmet Ağa Şahtahtinski, 18 Mehmet Emin Resulzade, 44 Mehmetzade, 48 Memduh Şevket Bey (Esendal), 40, 42 Memmedguluzäde, bkz.Celil Memmedguluzäde. Menzel, 50 Mezopotamya, 1 Mısır, 1 Mir Abbas Mir Bağırlı, 79, 129, 139 Mir Sahib, 148 Mirza Bala, 18, 44 Mirza Fethali Ahundzäde, 10, 11, 12, 13, 14, 89,152 Mirza Mülküm Han Muşiriddevle’, 89 Molla Ah, 114 Molla Nasreddin, 84, 88, 88, 116 Mosah, 147, 148 Moskova, 1 3 ,2 1 ,2 6 ,3 7 ,4 0 ,4 1 , 42, 4 3 ,4 4 ,5 1 ,5 3 , 54,5 5 ,6 3 , 65, 69, 70, 95 Möhyeddin Bey, 124 Mudanya, 84 Muhammed Ağa Şahtahth, 20 Muhammed Hasan Hacinski, 30, 143 Muhammet Fuzuli, 9 Muhtarof, 143 Muradhan Cihangirov, 9, 10 Muvaffak Bey, 29, 119 Münevver Kari, 37 N N. İ. Aşmarin, 46 N. Nerimanof, bkz. Neriman Nerimanov Nahçıvan, 29, 30, 87, 95, 114 Namık Kemal, 83, 112 Nergisi, 112, 113 Neriman Nerimanov, 25, 28, 39, 41,83, 139, 140, 141 Nikolay, 117 Nuha, 119 O Ordubad, 95 Orenburg, 37, 88 Orhon, 3 Orta Asya, 4, 8,37, 65, 67 Ö Ömer Faik,bkz. ÖmerFaik Ne’manzäde Ömer Faik N e’manzade, 15,16, 17,18, 140 Özbekistan, 52, 55, 61, 63, 76 P.Juze, 22 Paris, 142 Paul Henze, 66, 68, 72, 74 Polivanov, 55 R Radloof, 47 Razumov, 71 Rusya, 15, 43, 44, 46, 51, 57, 84, 130, 131 S. Ağamahoğlu, 36, 52, 53 S. M. Kenizade, 22 S. M. Kirov, 40 S. S. Uvarov, 10 Sadi, 108 Samed Agamalıoğlu, 26, 30, 45, 46,61 Samoyloviç, 62, 74 Sanılı, 123 Semerkand, 50, 122 Sibirya, 73, 74 Sovyet Tataristanı, 63, 65, 70, 71, 76 Stalin, 68, 71, 74 Süriye, 15 Şamahi, 10 Şamhir, 119 Şefıkbey, 29, 119 Şerur, 95 T. Hüseyinov, 85 Tahran, 14 Tamurbek Devleştin, 63, 70 Taşkent, 37, 55, 61, 62, 65, 85, 88 Tatar,31,48, 49, 50, 53,57, 59, 6 1 ,6 3 ,6 5 ,7 0 ,7 1 ,7 5 Tataristan, 30, 37, 52, 55, 65, 75, 76, 105, 122, 144 Tebriz, 87, 144 Theodar Menzel, 44, 50 Tiflis, 14, 27, 29, 36, 94, 95, 103, 104, 112, 119, 139, 140, 144 Toktamış, 130 Toynbee, 42 Türkistan, 15, 30, 37, 38, 52, 63, 67, 73, 105, 130, 144 Türkiye, 18, 29, 39, 40, 43,44, 46, 50, 59, 66, 67, 78, 84, 110, 111,144 Türkmenistan, 53, 55, 61, 64, 65,76 U Ufa,37, 88, 130 Umerof, 143 Ural, 8, 49, 63,71,75 V. Barthold, 46 V. Huluflu, 20 V.B. Toaşovski, 16 Veh Huluflu, 15, 20, 26, 30, 67 Veysi, 107 Volga, 4 V. Huluflu, bkz. Veh Huluflu. V.B. Toaşovski, 22 Veh H uluflu,21,25,26, 32, 36, 73 Veysi, 113 Volga, 8 W Wilhelm Thomsen, 3 Y Yakovleu, 55 Yakup Kadri, 83, 113 Yenisey, 3 Yugoslavya, 67 Y usuf Aliyev, 37 Zerdabi Hasan Bey, 138 Zeynalh, 73 Ziya Gökalp,83, 111 EKLER VE FOTOĞRAFLAR (,'uıu'y »%;t«ıııı,, H lrnci b w ıtjahr lJiS2. İl H»)tsllq. »daW. icferıc. bl tctq ka7 «l«»t Rbyn* klim»tl»pi: .MıJll linocoo rnjlııı:. Ttq TJUSS- ZOa.CCÜ ı;ıir.«. _____ T Ə ny.ix B R I Q. o la tı h .ık ik i tm m r i f (^ıliriij lıa m a r nuı- ig u ıı a r i f djHi jfjlıiıınlıırı, <|i J f n i x a d i ı ı ı l i t r i M ir z a K < ıt.> li A x y n (ııri| .)liri>HHj,nı.'‘ inııJi m tjıli!- ılu l'd ıııı, M ir y ^ M u l( ( iı ııı X 'i 'i M tı:tirid flo U (l-* n d y l-v lı l ı y f l 'l ııı> k o jy h lw . h y n la r ( |ib i T ı> b ri'i <'<liriıı tn ı i h .ı l m a ı ı s i z u t.« n ı iıı ju ıw ıtni ^aJ'rAilı.ıiT,, q i b i r ç<ıx ( i l t n VA m ııtJ X .ifi'iiN ,.jö H İ l u r i | rfliff)!U * M u ,n “ fc>- l^ ır <5f.)h h u u ı f i ı f i n i n ı;> ıtin li ıjjiııi ıitiz s n * ııly lı b y h u r ı ı r n r o l 'd n n , ı l ı ı r l j r . h fW U ıriiw ov’o z 'lS k rtİK (••litiıi ıjı«;nıi.)li(rrlu t r .n liili.il t'iı,i jliCbıı ııu u n h id ln r in iu w i j l ı n f h i j o l y tn İ A ç o x v o x (i'»|>H(( ry h la rıııı, - Iw nm ıı m ıı- l i l l i Vi» M ih y ll y u t^ ıjrla r k o j y l ) Ijiı‘((in s M h i l'o l.ır i m iz iu ’H h id U rin . <(i iu i Iht v.*kıiuflıi k ı.. F..>(j<liqi ttıxıiKİoıı n)»(i(iir.)iı qiv'i^t Vi> <l,if o l m a j 'i , n T tı.V h.>ıniıı ..jt'ni t.ım) nUI’baM, ' 1yl'bilai*< l t i / : ı jf>l v .jnnir. d ı ı r . ( ( i h y n ,u \ u o jd in ;) inıdi ByTilnrı.n nozl.ıriııiu h ı ı l ı ı n r y h i h y ( lıır . <ıi i>rjl> h . t r f h ) L izifti.K H r (Hİiriq. ■ieıı,i .ıliflM M ohİM ii k rf d iu ı r i n i n v ııc y ( til.ı İH İtım r n i l b t ( h ı r . H n v q jH o ( u n ı a ı ı crn K i- l u r i u i u n n ıı ır ir i '.ı t .t r > k k i t< in n ^t)qAr<T|()turi>() u ç jıw ıniljoM tliin ibat'.ıt olun n ıuw hnutı nLtminitn vi* jı'(l(li.Hd«ı<ıiıs rniljımıİMiı iliuiJt. rTm üni yo j>nnrı rı.>thy«(ı,ııı, o(i>rHri(i i|i (•rırifcni v.ı jyıiKiı m.<thyaiı, h u tu u tnu^rilm uulufvı mothyatı,nrİHU b ir nrç.ı knl jıl((H<x( ılıir, Bynnrltt Hnh.it> aıi(,-Jik yrgh hurııl'iilı uj,n ç .ıtiııliq i (lu r. H.ıı(i(>ıi/> V.1 t.trdiılt'iz hfz by jolıı k.)(tom kojy ry k , v» h jn ıu lı k sd .ın ıim iz h iv a rj m iU ül ııanıinrt dıır. B i/j hy jo la vudnr eJnn k<<IHİmi/. VD vDrdnnimiıs dur. r)i ı ı t i U a r b n l ı ^ ı . H yj» " la h il)iı:> z , \':> d i i a t H i ı J a ( n ı m i d iL.) a i ı . r d ı j a r , K İıı, <(l h y , h i ı 1 ‘.* ti“ o r tı ılı .tr a u n ı i ı l <|i ..hiflı^K b il m ii H j x a l ı . x tıis a İ!i.tı b i / lıir tıv g .t tif lfs ır a v i z h i l ın r i'/. M irK iı i l ı ı l ( ( i n n Xaıı H iriıııl:^ ı l w j i r İ ı» r ,“ h i / i ı u Jr> k ^ l h i m i u i n iç ;ı b .ı n r t ^ l a r i t j . .X J I h i i b İK İm ( j i i a h l ı ı n . n ı . u Jcr,l ;ol, Jj. ^ Isnl ;al. Jj. Ofl(i»Thiç:ırı) 011110111111*1111- dim l^riuiıı, H^nnrı. h^tuiuı riHİndon ı^ ə b u b ir 8a«l» b1 *f hy j o k ıK'k C<lib tlejir: fU dd bizi testlilc (*tnıao[u h«- mfllatimisc k>rvjfiu4«m x rjr lla k;KİDtıı kojynN ZI.T olm asa, b ir TT'bt (i|allb <lua ili»KİfjT o ly n y b b a k i lcarqi je n i luıryfÄt xa- la c a k d u r. çun<ıi q e r i k a jı.tm a k jo x d u r ''. JK/İ ^ •*'. V ,- ■»>. r a 'A- u( .*---.J A J • . j! <A ;<J* i~-'J r. >ik\ «ı|ju!y U^t <S w A*«W o»f}rr 'ijf > v '“' r I j J Jr^ isf* ) taXı y. vj'* » ^ > A jrr ,,abı.H i.s!“ i* v « z iıı,ı „ a ty n y z ı l e j i r l . ı r ; I r a ı ı A z .ırl) H jc :ıııı,ııılıt „ i i h i i k “ jv j Ä İ u v ı ( a l s u ş , j a a l H ox), ( ( n ə k j d i m ) j r r i ı ı s j:. nr,nı,‘ nwÄiM .■tb.h, ony :<ıl u Ul'l'ıi'/ıııııi; ıınıtnmıu.ıUr. I b ı u i ı ı ıHaB (n|.* h i r u z i '.ı d ti d ih ’n ı n 'f . ı k i i ı ı j n l u r ı . n ı I w ’z iı y d ir ıı j 1 « l; jf f ıı / e d i r l 'ü r . n ın l.ılıİ 7 .ıf * r i U ıl,M i|i,uh ı ı j d ı j ı T iflisitv K arsı,u 'O ’l ’uri! j.ıjj jak ı,ıı hitjkıı jc r l d r i n ıl j jpn^ ozlw in.* mi^xüys a jn ajn , ı.3bffuKİflri vüi'dıır. a ı ı l a ı k i i j . u ' .j a w u i i d i i r , q i ılil- V İl;> rin ıiz v ;ı ju s ! i,v ı,I a n m t / b v niii.s'^iiləp 3 h .> n ıijj.* t v e r i b , u- * •jjj* j>Ui jkj J f yy.J-. r. <t:x\ <sJ^ • ‘■.I A ijı-^ ./ I rfjK/4İJ-V'* „■*•. VlijJj' /" • *'’• *•* j T T9 z > nıahnL. St|l*jl;Hn AzArbajun dUj i-jt, Man dK-dljlm vataftlmlfi oıııil duf. B]f ç*l<In|i.ın el n n . u n <»11 <*ur, q ı r t j I9Iİ juiBjlsfi oJn«l», f c j l <f" JM = tİ'* Jt * M w biuıam. eıldMtıto b r dHJ, Çupittt*g iMriı*;cın bulbull, Düvdlraeu «/ illuıda » qulu, Ac:İ4cıg Krin Miıbat nrıada, V aıh w^lıx, qıhı ttrsır^ dliln^ ojth orjluıjı, q»fc ry*y\ dHwl*. D ın iM ’^ e:o |) oHn <ü<m<)a. 62 illL-U ;«ıvJflUiHtı. drnjiuU, V Byı^ı faojl» tua J:üır uCar. 0;ol!«r« »l*aıt çlçä) M(:kr. Qıajt ılys, Bto|9 nniın lu;;l:!.r. 0>ht blr da bl< yjnunjı hx >aı]ı. SiURİı.. jvıy <5' s ,ıh n b l,ır i ıı,ı )in b jtT i.k , ıın c a k sal o l d y p y n y rı. b i r £ p -atıı» r .lə q iliıı.* b y fiu lıH H ' niflfffl h a 3 İ « s ı . n l a r ; , j o k s n d il l- Vi> l;) lu r r u z lı> r iittiz by b o r a b d r liH u ıa ıı e l tııiz lA tlo f r u ü u n d d a j r t , b i r b a l , a j n , q t ı r d n q u n ı ı ı z h ı ı ld ıı k a l a n u ı b i r t ə s r r ı ı b l ı ı x n w ;> d<> q o - q o t ü (c d » ı l a l t a d a a r t.ı,k |io - *t*JI"J jy. EJİ ı / ’äS'* J tjriıt f KSäyAtM jS -5'A f j / J..-T ^/V3tı- j >"J.( J. .S'i 4m ^ jljjlfrj—* öjV -İ!*r^%j; ,ı^rl(V ./.>1 >**y'jr j'r* > > 'v y « '“j':jr •■'j'" • / J*J( U ^ , Ui; j j l j V > i r •nH* j.. ••“V'.' T j^ j* •gMoUi.jj'' JU-ij-r i«l f*Tjji .;:^ ..4İJ ..Jİİ.J a..-jjJ‘<' ' ,äjt ^ «ä;Vi,' .jjtı .yıı »S'j,ı ifj;i^fij |ji?j jfxujT'ı. yijtj i,' 'j>!C IjVv'jı •;•■ <İj : j j İj . ‘j'>ı.rl- >ı*r» "j*S''*>.'J* ,u, J-h l / y r* ‘V İ ^ ^■' >.J* 'İJT'-'.' t'-j-'- EJ tslaffkızu. *J*>* 0^*1.'i 1' ■JVjf’ r^ * J ' j ' • j / j< .J *^jj' Rlim ij!in « n r-b M u r tabffuılə ri v H rd u r b ir qiirm sn i bir Hobərda b i r our. b a ;ik a !« h « d» ajrı, c a r MİsfüuT! edirlar, ro q ıü ırla b if q9İır. *nin t s b t fu2u n u ıl(» ^ d u n { l» qulnıu*. hallarıı >«l(,rlftr, ın;>SDba Azorb)yfÄiii.r\hdT jc rin d ə ^rer d im “ M yluuon ^ l m ö Bıwjı 'v 3 3 trftfin d » ,v \)ra im „t^Iı»ilfiız cılilir; ^bak,* ,.b a x '‘ qalmdWrini O rdybatdn t a qandlirinfla , b o .\ “ dcıiirtar; Eyba taröfindii ,q ıtlib d u r , ' qedilı d«T„ a v ^ z in s ^i)|»lifdi, q^difdi.'* JtMİa ql ,o|0İitıl). o(rtditdi" i;ili>dirl;»r; H;»nc;>d;j, Karft. g d a ^h.ıt'i., !U!mt,.iiim“ ava«in» „b»»ı,, (wnıı.aJiw'’ ^»j- Ji »/; w* IJarlijr; Nuxçı.van lürafiuıia z y l y b , d a h a d a v « k d .> q ia i lib m n i ( |. ^ İj/ jf lİ.ü ’ .;>jU,>U'jgU jC»rfJ. J ÄJW ^Ua.! v AJifl bjnjr cılac»kdur enard*. Çc-\)«n çolyk oltrİK m çür.»rda, Inımlijgım b r * ır qiwa dinarda. C><|ir«lu o n r tn k ç v la at 4. Cmj'S'jT,)>>• a,ı jı j^ , .S“A*- < b « ı.d ;ır s y n ı.n j u n n u l a r ı . h n fin ın c ıı.u ı, ı ş ı ı t j ı ı . ) i i b i r s y i'ı l i l t . tim ia h jr. ro lia b n ira m d a s to la rin e Artrənəje jol. d it ■j'M mV. .1 !!>:** '^ J i b o ju ıı il,) q y (.M İ;ır;n ^ ı.x y b t ı ı r i ) o r d y - h i i x m ı j a r a k tO T ia:m (?f.liir jy i s b a t v,> d a l i l l i ) r n a n n ı . H t n n h ( \j* f ltin iıı ja.H »ılıj{i, il.ı l a ı ı k i d j < ^ iri.* siıtlo i'. d i l i m i F.l t ə l ; * f f i ] z l r f r i n d o b y b :ı.)k ıir b i n n s v u . \ o r a b j ( ı u ia l .> r . k tıi) y n liir ı.ııı. a r ;ım » ıç n , U k l a n . , n j r ı , l ı . k l a r ı . vi> ı^ u lu n v z i n b u l l ı ı r t , a [ « r u r u q ; b y h u ll! tr ı,n t.)in i;? h )m .ın |,) vi> b y k a u y n h t Vj* i r £.*• *—'s i$‘‘' j; B a rd r> l ' i w n t i j a h r . İH U ın h y l { ilıa lh ji gı,l ı|ı?ıs.m lıa lla r i b •• Istambyida flalihiüat bajramı.. ın ııh v o l a « t g ı 0 Iml \ i .vay.su by dur; n u b h fls iz d n r. Ijonbon, 11 »en(ijabr, AuKaraııt,ıı rarİH d.) olan nııraajr)tıdi)si F a rid -b sjin P m nsa mrttbyAtı.nıla d ^ rc olynan bdjanaiı, InqliB dair,>loriudo beju q t;>'sır bagı.,nlaını,ıdi]T. Frtrid-b.)j qo6(->rir qi itıq lis lo r Ijlan ıb y lı, iajrıil elmial'>r-H -jd;> lıur h a ld a ..Vdrauujj qeiın.K ) icun ba.'ika b ir jn l d',)xi v a r d u r qi udab cjn əD n.Mırcjn tAriki İ4 du r, Bfl'zU rim l/, ..Ifanı, hiüira e jb t o l « f f ı i 7 l » n İ 9 T fl a e z l e r i ıİ a i|İ 3 içiıııiüda ejli) yikyıııya, n i 9 q d j , Iift^! v u k ı t l u r q liili- dii Hilyn, VD by c u r bojuq V3 ı ı ə lUDXKya oİH U k a n y n h ı n , ai|fi.r ra.>s‘aİ3,ja rtl vyr.ı b il« n * v;> j j ç y n l y k l a r r . p r w o ı ı ^ ı r ; diijə, sor^'ajTlsr. Ryua csvab o larnk d«y,>h f ç v a k ı . t k a l ı . n s o fili h s rl'l-.ır Baqı, Tramvajı,, ilit i n r ö H3Sİ1 h f lr i 7 9 r i b ir - hilwpiq ıji, Kolynıb, j ıh i i|\)mijii otyryh, l'ı,rlı.ıwd»ıı dalB aqı, ik1)>nd mıı.)nvnräsinia b ir in i* k a r ı . n i ı . n n r , r , . j ı ı k ı , n vd ) 7 ,a k k f ı n a y a d İ H n u ıı h o rfl.» - (wJnrilaıı v ejo ly n yzaklıjşfi,n Hon İRİa^.ı.nda k ^ l'i edilntİHdan korxm yjyh, ('3işar.»t il» dıır qi Haqy-da (ramv.-ğ inriu lir-b irin y y jif } '" n l r n a k xıihyHda k a n y n l a n . n ı . s a x l a m a k d ı w ı (f\y. iriilil»h»q, Ämr^rika m oznıid aa edÜKİn V9 by qorulüiın. q i n n ı i r ; o İ i n ı i z h w ; v a k ı . t 07. nçılficak- cl dili, el ;>ddhy lazim i t.>dhirlər b ir T ram vıy iidiiriııi iw u'ü^ vcrt« ıli> f f u z lu r in i ^ jr a b v a f a r s jatı., el tiihıl'fui’J iiri üjh) d;miz dıır. qi (iqir q^nniMni m aq v j by x ıısy id a lüKİrai d iih ırin iıı k a n y n la n .n a lu b e c t n ı i r , b s l q ə , b ırH İıu * D İııra .k , hatı,nuı,jı,h kyriylya kı.ra«um idar^ vu ı>;ıxaHİl.’) m n/.aqim o d i l l s r i n . q 9 Ü u ;> l'.jrin i.< )7 . t^ - V*ı,karac«jta,nı, ar.ı.kva qwsla ts q iri.ım a q içıın kom raunnm av in i Nuvib f f u ı : k u ı ı y n h ı n . n a y J d y r j 'r , rir, anc4ik hiivjH wı ('/j«ar«t xoz rsijM Iazı,ııı (Inr. k<ıf iı,jı,ıt l"-du MoHkvı^ja uu ı-ii <(i j y x a n . d a f f i t i r d i q i ı n c. q e tm ia dur. r .u r b ə - c u r T i) İ P a il« r ı.n h i ’Ç i< ;iin ıiz , b ir i n d ;) by tn ır - b ş - c u r p « jl ı> d iq ir o by kd- ııy n lf tn ,n , ı w z y l m a m a s ı , a j d ı . n ra k a U ı v j u b ;m ı^ i a t.> la jıjt' o - m u K » la d ı ı r ; ııu ^ q ü lifd i, q o d i ı d i , d ik in q i r n « s « li) ş i, vfl j c n i i u n ı . ı l i f f i i i s ı . q iin h v H SI. 111, j M z a n l a r n l hiM n in h y lu r ı.n ı. t.ılo f f ıt/.u ııu n ,d ilim ii« in p ı) ;« u ıy jy h , k iin jT i. s a x lıııu a - J o ld ııa .\x a m a li, o j ’k n i . n jz ia ıu U . M .ınıəzi irrnijj;) knnıitflHİ f.edri jo ld a n Apırrıalı, Sf>,ıs)iıb.'> quHİ inü[lis hııqy oiflı, w 'n lija b rıjı 17-do xidm ot m:>li l'rHiısyz hu((ynı.*1in& ialo rin d jn oUjri Mosk v:ya vordiqi ıntt.-uhı. u q lil’ olynyr a z im jt ('tdi i(i Istanıbyl ve houa'/lar nı.ii'' f]|ez»l baafaju. əlssi \ıısyniıul,j i.-itjımbyldn J ha.^ kaiTiisarlnrn l'oK'il H' ii(i ııj ohır, <(i Bnqt.da isti(,> ix tija rla r vDriİHİn. lalı komit.*si t.ı.ıqil olyııyb. l.m a n ıh y l (]D rH »jnir. l a t e f!İ tııK ıl'l'u n u n d .* la ıı b y Turq-jynan muharibesi »>!wnr. ıu w s v ljs i I J sor.ülnbj. jer,l )ol. M i jC. lari ibüaulara oqrədw foket dil dur; dil nə kədnr jiswı olyrsa, olm ra fonbrin xslk ttrasyw j^Uwasıda o kedor nasdqi asan vs junqul oljTf. elra dülarino ba,xı.rlar, çunqi n ıilb tin m sdw iij^tfişjııq sslmssi onyn elm dili dilinin a * u ı lydyi va ınillil.ı:smi3 elmi IstUahlarLTi turcjibsmasi jolynda arüjc sa>j vd hovsn ü? çalw r. By Bİn nullaüm iaa qsİacaqi içun ua da- Azerbaycan Elifbası rəc3 bq'ttq vd ehemijjfıtli olmaBi, ib antabUır oldfgy pj1» ajdmdur, qi by Avropa Tnillətlarindün ezımu By üsbobə qwi> biada oad9nyjdt«9 qcrida kaTinı,3 Htyl'jdiqİBiix iätilah komitsBİbarsdd bir dQlii iiajanlan, öZ dülerf iç n n d m niı\ tasaqqulunu jnr^qdan alb ^ b «iı(jjae qermunıq. Hhwi, nıilljt oim a -olsyn, if.t3lBhları. jıırainı»g» va ana kıalajT.b, muvafreküjat k»> onyn e?.un« nwxByä eluıdili diUsrindetı »cnabi Bozbri at- :Kauma6i.nı. ansy edirlq. dma2is», 0 rniUstiıii lal bir m&ga ba?lıjı.b; by jolda rid üd&m mdtt2İlt>sinda kdaoagı. di iai^lrter,h?ttftdeƏrzak vtrotlsl, oknıi;t>nlarmar«sı,u4» hsr «i3Rca ajdyı Wr mos9İ» elm dflinİTt iriahı. nimdiqi Baqrja q 'ib n arzak Tsr* dur. flj axijr vaW aıda miUet- haidft bfijnq l>iı inkila^ 3sq q ^ iu in ınikdan, by kərarik terin modoııjüjat daracatdm lifli älmı,<i uur. (lar; «içmeq iKİiJanlör oakn. 1^ Oclar anİBmt^hr, qi dm SsrJjıbtw 19-4» . lS ä «[)y!.-tra l. b y » m i3 » s)ıaiq»<!>rt f 2, C' J e IS O İÜ p j:, ^ ' C3ƏMI. 366072yjt ISfpıl. /enl turq aliflıasutiA ıiii»lu3u. Azerba':' iij /'j ap ve M. F. M. F. Ahundov’un can : ars Ahundov’ Yeni Ehfba.". >i?:')ifbası un u} u Elifbası Yeni % Elifbası Arap ve Fars Elifbası t. •* . C J ^ • At Bb © / a »T ( # V 1 I Uk g T / »1 Mm % . t rf,'. Nn İt > c 9 Hh cf J vt n Xk hw fe)* 1 1 )A « a (J) o 3*8-r «}"’ İ “„ji (jy) Rr <3| «1 S ’^ pt y Tl HJ j} Uu t« İt u i (j-'j'.J 2 t • / (Jj-) 5t i { ffi: vT V V X( ©ç t/ y y w t y tı (ojjji) 9 / ,. %l WJ ts j * ! R B- n. u. B«y 1« ) 33 JS j> 1 j * Z. r X . y j *.* U/ ^ ' ' j 41I jj r a t Baqt,'Cylflı damir Jolı. Xolk s»najfi vöiiearatkfr nıifiarlı,kı, ali iktifiad »y» sından rica etmiadnr qi x9İk koraisarlflr nyraıa. n m in d f qi xutys)! komiwoıujı dadı.na mavafik olarak maıqyr jolı,n to'miri içun hw qun bir millintd monııt pare byntkmafii hokkind.t xalk malijii koıni8arlıiı.nft snff versıın. .XomnıjT.iE’. tfU. uositsf Bl.'laol h'jqym*) tr.all95«l- Kaztft 7033-lSOO ^ : tr : o Ji S , r t ai j e 8 00 n tn ,> / ^6 *. PP J »£ P f e T *n «3tl , D i Çc 3 9> Cl Ce Baqı, j^rmarkası.. Jamıarkası, sentj»brın I5-a^ edäcaq oktğabr ııjnLn 16>t» ttjq—jarm arkada <|i, ambark n ju C9m‘i«i tyt)fiyMT,Bııçı, Jarmartasyna q»lun tndrl* rin çoxL kojynjyn^v3koi|a darisi nlnıak arizysindadorW r . J p } 3 1 / >> e iu < -P u M ^R j\h u n d o v |u rn i^^ Azerb. Arap ve Elifbası Fars Elifbası Kelimenin Başında , I J T .' : ı : Ortasında 1 Sonunda Ayn yazılanda ‘ -Tr- i ' 4 Jt İ ■ JC K . f ■ < >: ■ • jr ' ' i ’ ; •z> T? ’ 4B « - 'j s § ■ •> •■ X - ' ? i } > • > > .•: - . f ~ i! 3 K .» ı C o v-> *r İJ> ' İ «^ 'ı < • ■■ > lw 3 - . ı i r* ^ . Jİ> *T & - » % T *■ . J T '- . *• ’- w - JU ı Ek- 3: Mirza Feteli Ahundov’un Birinci Layihası(Sesli Harfler) (Nizami Adına Edebiyat ve Dil Institütu 'nun Eserleri, Azerb.SSR EA neş., Bakü, 1953, s.84.) r! t j - <1 'r e> tJ r *■ t YENİ YOL GAZETESİ' Azerbaycan Elifbası M. F. Ahundov’un Yeni Elifbası ^ Arap ve Fars Elifbası Azerb. Elifbası M.F.Ahundov’un Yeni Elifbası Arap ve Fars Elifbası 179 Azerb. Elifbası İA rap ve İF ars lElifbası c T < i' ■ •! JL I < %l rf i İ A H. h\ -4 C ? } İv T \ € T . h ' r- 1 3 ■P ! 3, cL 4 y '■■'l J % 6 :'C.. 3i t n .y u J j r 'y- f r . x jr .i I i -I 4f ’*m li & İ. < İr X. k> ia . t S C o 9 O > o i d C s e 'f u y 'jc ?- BETULASLAN 80 Azerbaycan Elifbası Arap ve Fars Elifbası M.F. Ahundov’un Elifbası Jeai tu rq 8İifba$ı,nı.f\ duzulusu. ^U Jl Bb C c Çç D d a T b« V ce c çe £ de i E e Ə ə G g H h 9« t K k hM (j^) . A a ' , ----< x O u Q J^ a ^e - f / e o ■ d ti / LÖ a OC i*'X f tf J IJ Uı J1 1 1 Mm 9i- ö 9 6C t. ıf/' N n n n em f en li sagır nyn 3 P P Q c c q pe y qu J T t U u W ;r z* J * jr . « : el j Ə e 0 0 e . < > .> 1Oy) Öj' (j.»-) S s R r * S er j es V V X* y y w u ve i xe t yi' (ojJiO apostrof .< mə'lym 3 3 £ f 1 z qq qu u>\ (jüO te ^ L 1 eT/ / / k* J Je j i j ( ) oA^n m ■ r 01 € o f f e İ ^ 3e j Ek:8- Azerbaycan’da kabul edilen Latin esaslı Yeni Türk Alfabesi BlRLaŞOIfilLMlŞ ICNI TyRK ƏUFBASb A a B b Cc Çç Od E e Ə ə &/a r. r•j-.^ eP 9 z r j w s. c. F f Gg 0]o] Hh / / Sfj, s (jeI=BeTep) • 1 &o u («»j) ■*ıAıUa : cf;^^ ^ ^ ü '■■•\.■ ,— V; Jj Kk Ll Mm Nn N.n. Oo 0 e j ' ' 7/ S^4 ä (.iO 4 i Q/^-Ä Qy^n j ( ■' ( j u y ) , (J*^j') Jİ If |H'>5 V Qq R r S s « 5 T t Uu V v j * -r Xx y y Zz »> f % {/‘h y u > İC/iji^^ i li ; <>» j) bb ^0 Ek:9- Sovyetler Birliğinde yaşayan Türk Halklannın kabul ettiği “Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” a-5' > ■ 184 23 (2i3jJ W ./I 3 H j a n v a r H , 5< l - c y I L ■rtB*ıM»^" — l " W ‘rV “ r f Up«J«»l>m K*1 OTH n (ıın > ı« » « f| ■ fl.K.<b)F.lllarqai!İı»'>BaqblıowH ft».W.I.K. TOBııqbŞyrnabnbn organb T H e f« ( ıiM in U d : H v d ir Q t t l k 2a - M . Ş ı 'b s l i r 11- 1» , B ı s k < n ( a r « - < l ^ K y l y b V3 i ı b n u k t n n u T M ~ i 7, M94to> 1-02, V3 ■). laARä v j Uıy Kınlııt a u |k £nı>t')ef i|u;]ii M M. ^ 1 ■ -V :! İ • ' İ'jj' Zakafkasja firkə tsşqilatb muhimın vəzifələr karşbSbnda. ! V ■:c.f H-} ' ^ . f ------- ■.■sr«-»' '^fo ■ > - '4 ^ - . ^ J , /■;;'^ ■;;:'^ JiM varbi) I9 -!U lU d ^ v a m e d a n Z » k r f k » J * Ə l q » F i r l w K o m 't n s i j Ä n y ı a y U - I- K , ( b ) F i f k w i n a n u z ı» Z s ltif k M ja ri* İ^ n i k y r y ly ^ d w r y ı d a k a r« M İ ii d y r a n b e j u q n ı» » » h > l> r h ı k k b n d a ı n U ' h im ın k ə r a r tiir ç U f i r m t ^ b r . Z 4İ < i» I tM » J « j h 5» n ı j i ' b j d l r l l ı . > q , q a ııd la iijr M fa tf c n h d i r o r a q , v > b y a ) 'n l » a h J ; , ı ; i a r ü l a ri.k , ito H o m a V l V d jc n i b y r i y a / j a jiı ta « v ij» r l t l ı a q İM İd fh tK İa f l r l o • o in k ^ f i d » ı m | » ! j i f o t |n i 4 ıa i> la q e c i r m . ı q ; 7 s k » I k a j j a f i r k a Uxi< } ila th k a r « L > ! , » d a d y r a n . ı . t ı n m a - &.iö!4rdir '■ i/y'V * < ' '. ■• ' *■ ■- - ^ ',>. » /• '•■ ■ ■ ■ r-^ ‘-*.ı>*-^ . -^^t.^, > 1 y, ^ f t k .j “' •*• ■• . ■^ 'ArL. ^ (jHi Ek:10- TBMM Bakü Temsilcisi Memduh Şevket(Esendal) Bey’in Azerbaycan’da Latin Alfabesi’ne geçiş ve Yeni Yol Gazetesi’nin yayınlandığma dair Türkiye’ye gönderdiği yazılar.(Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s.418-419.) d h in la rra ilo rila jjr ; b i r ç o k d a ira la r tə m a m lta k o lc K u iv la y lr. B y ra d a p r o k t a r r a h f a a r l t j i f t i ı ı q u ıK a n d i i i n l p f c n j 'm k ? j d c t m a m a q l a . Z a k » 1? i a s j a n b n h i r ; u c i i j c l m a r f p ı n i a la ıı U a q h n h n k o n ı ; y c u m h y rW a t l a r a d ,ı ( tO ü ts r d lH p r o l e t a r J a rd b * Z a k a r k u i j a d a a jc b a j f b d a i r ) ! .ı ın b n ü il a r t b r b - i J U f b n b ü ız b in h U d i. P k n v m ; Z t f e a f k a ^ j j d a « n a j i ’rijı N u s y s ı]j» litu n a ^ » r » a lıu a k k i l , i K İ i n n 3 i / - , ı r |n i n itl.ifa k h m s riiı b , ı r s * , ı r , » x a » y i i Ş Ä r d ( l> p ^ f c l a i l a l l b i ı d a n j i l ) l c ı ı l ı ı h v r l ^ t İ M ' i l a . w s ' b B ç J < a j c r : n , ı n } s h .'> t a r n 4< 5u r ’» t . )» q c t d i j i n i k c .jd e t n n q l » , z a tf j a t l j n ı h u c y m y ü u '^ b i n i a z j , f l ı a k ı ! ( n e ) d . ı | . ı r i n n n ı c l j n f l t r l h ı ı w i h a l« • ta $ jb b ıe ıın v ) a o J a n la r ii.ı ^ id d T tli a m a n s h z n n s f > a r » ! :» t d i i m ; ı l i • k h i K J a s n ı t > l | J o H a r q ı » t » r d l . F i r . d l r , z u a b y « x u t V 'f i i^ r a 'n t p . ı r d , ı k s m i ı i n k r - l ç o m » k < ; a r b t a t v ' . p e t m . ı n h , . ı k t ı M i d i ( i h k » t '» < ıJ ’* « .ıH ; . ı | ı l ı u ı J a r i r K « i i j l / i i ı t w s \»a < ] u t l » i |a h a r q m . T İ n p ( ) Z ) |< ı ı a : ı . < ı a l ə j ^ l b u i n ə ( i c ; ı 9 İ n d » b u l u i i A 1 a k .1 s I n 1 i t t r f f l l i f (■ d a » h i l ı r . M i r t a r s b y n l a r h .- tm M !! . j y t a ı r w f a s a j d b j 'i / ı ı u . z v » z 3f » t e r i n h :> n i u ç u ı t ılb la ii a d b iiıh r d h r . Z a k » fh a .ıjH f c d c r a s jo n y n y n lls tijK İİ k u w w i M J iı « İ K i 3m l a f ( n » < l J d y i K İ a q n r u 1*11 b y i j d W r İ 9 r i a n h i T U j a n t a r i l a k a l ' i K i u lw r » A '> İ M h m d h r . } ) y n l ı r b d u m | M n va t a n ı a m i U h a j a l a q e ç ir m s r ı, i 'a k ı ^ k a ş j a C u m Sm7. ( i^ ıjx l t . ı . > . ı r r « t 'a l k a u ı p t l ı ı j o h y r ijjn ll.M İ lıd o b v tıın k ııv v a lo r ijı V3 v a s a i l l n b r r J e r ə t o p t a ı . h n a » ı . . fMia f ı a z ı . r < ı . k i,f l . ı r i , f i r l ı . 't n ı , . ı t i s r l n f l d < 1i s y r .-> tri.> p |a n l a ; ( - I a t 1a r ı . n ! , n b i r i n c l d i k k s t v t r a c a j i r a , ı ? s l . ı d i r . K n l x D Z h . ı r a < j a l ı , ı i b u |» d b n .l ı n a '.b i i h . S Y r a v o l , ı * > r n ı / a l n i ş l a t ı d l r n ı . 'y ı , a l d ı i - i i J . ı ı n j ı M k a ) d a r a i » r l ı ı i n h y ( t ı ı n ı m ta } ,- A i! n 3 ı m ı v a f i k b i r h n b f l p l l r l l ı ı ı . ı s l n l . o n k » r i ı n n h n m i t n ı q ; z . ı r f ) l i v .v . W n l . ı r la r ı> n i > c l ’ .'iı:ı,'i< ^ l q u t l . u i n . ı j a k b n - d i r . . K n l x n i ’. l i i r r i a p r n t e t a r s l j a . 'i . 'i d n t / a ? d b f i . '. ı ı ı ı . i i . ı i b k a l ' i i f y r » t < l a W ) M m . K i d . ı J r r . Z a k a f k ı a . j a m l k ■ k ı ıV '.'t.ı l.'v n d ir m .'K i u c n n l > ı n u ı ı k o | j K k n . i ı l i ’c s l j . ı r v .> p l a ı ı l a j d b r b r h x o l ı a r d a j n k < ) 'l - m v w l y r c r y p b i ı l a r . ’' b r t ə i H i ’l i v a m y x t a r n l q a f b t » y q i l e t ı n » < ) ' l a i b m d h r . l» r d .> a p a r a t h ' a d f t a j d ı r n w q vä Q a n d r l * ? n s i a l 1* m j u r u j u i r l a . i v j , ı m .x : |c ; ] a r a r a * t < a d # k a l l j j a n lır c b i r n rjfy z y k a lın a u ıı,; ry iıa ııi • l ,ı r v ,ı » (ij-ııH > lu b f i r k a l a r i l ə r a f i a rl,> n ( m a M v t l , j l U h a d va » ira ) q » n d d o la b H g ır i a t > a r m t |'a ta ^ a b . h u ı « d il» c » ji ih tln ıa lı. v a r d k r . F irk a (a ı^ iia tla rk n h n v a /ir» ı| ; b y a q s iu k /n t) t n r tn q u n tu la r if la k a r ; k Iitd d a ili m u h ır :« z o * p a r • n m C t v » J a k ı . ı ı u m , 'i . 't U ı r ( l a o n l a . rb n ta r h a m ifj m jh v in a n t;l u lm tk <4 u ı a l ı > d b r E k :ll- Azerbaycan Komünit(Bolşevik) Partisi yaym organı “Kommunist” gazetesinin 28 Ocak 1930 tarihli sayısı. Gazete artık “Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” ile basılmaktadır. Bu alfabe, 1930’lu yıllarda Sovyetler Birliğindeki bütün Türklerin ortak yazısı olmuştur. (Bilal. N. Şimşir, Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992, s.429) Ek:12- 1922’de artık Devlet dairelerinde resmi yazışmalarda “Yeni Türk Elifbası” ile başlık atılmış käğıtlar da kullanılmaya başlamıştır. “Azerbaycan Şura Cumhuriyeti Umur Hariciya Vekili” başlıklı resmi yazışmalarda kullanılan matbu käğıt. Ö m er Faik Ne’manzade Yeni Türk Elifba Komitesi Başkam Samed Ağamalıoğlu Azerbaycan’m “Yeni Türk Alfabesi”ne Geçişinde En Büyük Rolü Oynayan Azerbaycan İnkıläp Komitesi Başkanı Neriman Nerimanov Yeni Y ol’un Redaktörlerinden Memmed Seid Ordubadi Yeni Yol Gazetesinin İik Redaktörü Mirza Celil Memmedguluzäde ‘Yeni Türk Alfabesi” çalışmalanna faal olarak katılmış Azerbaycan’m Ünlü Şairi Hüseyin Cavid