Tények kossuth TÜRKIS
Transkript
Tények kossuth TÜRKIS
DIÞÝÞLERÝ BAKANLIÐI, BUDAPEÞTE 2001 3. sayý Lajos Kossuth (1802-1894) Lajos Kossuth 19 Eylül 1802de Zemplén ilinin Monok beldesinde doðdu. Kossuth ailesi, Felvidék bölgesinin zengin geçmiþe sahip eski orta-soylular ailelerinden biriydi. Adlarý belgelerde ilk kez 1263te geçiyor. Lajos Kossuthun babasý László 1763te Turóc ilinde dünyaya geldi. XVIII. yüzyýlýn seksenli yýllarýnda Zempléne yerleþti ve burada önce ilin deftercisi, sonra da Monokta Andrássy ailesinin yanýnda büyük çiftlik hukukçusu oldu. 1800 dolaylarýnda nispeten yaþý ilerlemiþken, Olaszliszkadaki Lüteryen protestan postacý Tyrlingli András Weberin kýzý Karolina ile evlendi. Lajos Kossuth Sátoraljaújhely, Eperjes ve Sárospatakta okula gitti ve okullarý üstün dereceyle bitirdi. Sonra Eperjes ve Peþtede stajyer avukat olarak çalýþtý. Ýlk politik deneyimlerini de Peþtede kazandý. Tahsili sýrasýnda Latince, Almanca ve Fransýzca dillerini öðrendi ve Ýngilizceye de baþladý. Avukatlýk belgesini 1823 eylülünde aldý. Ondan sonra Zempléne döndü ve orada avukatlýk yaptý. 1828-29 yýllarýnda Zemplén ili vergi mükelleflerinin sayýmýnda görev aldý. 1830-31de artýk ilin reformcu muhalefetinin üyesi olarak il toplantýlarýnda konuþmalar yaptý ve 1831 yýlýnda veba isyanýnýn giderilmesinde ciddi rolü oldu. Ýsyan eden köylülerin Sátoraljaújhely kentini altüst etmeleri, onun kararlý davranýþý sayesinde önlenmiþ oldu. Muhalif davranýþlarý nedeniyle daha o zaman mahallin muhafazakârlarýnýn dikkatini çekmiþti. 1831-32 yýlý dönümünde bir miras muamelesindeki ihmali yüzünden burada sivrilme olanaðý kalmadý. 1832-36 yýllarýnda Zemplén aristokratlarýnýn temsilcisi olarak Pozsony (Bratislava) parlamentosuna girdi. Namevcutlarýn elçisi (ablegatus absentium) olarak o zamanýn avam kamarasýnda yer aldý ve orada birçok kere konuþma da yaptý. Önce kendisini temsilci olarak gönderenlere, sonra da ülkenin politikayla uðraþan kamuoyuna bilgi vermek amacýyla Parlamento Haberleri adýyla el yazmasý bir gazete çýkartmaya baþladý. Mektuplaþma yoluyla daðýtýlan el yazmasý bu gazete, parlamentonun faaliyeti hakkýnda sansüre uðramadan ayrýntýlý bilgi veren ilk gazete oldu. Kossuth daha bu adýmýyla o zamanýn iktidar sahiplerinin hiddetini uyandýrmýþ oldu. Gene bu giriþimiyle ülke ölçüsünde tanýndý ve muhalefetin en önemli yöneticileriyle, Ferenc Kölcsey (1790-1838), Miklós Wesselényi (1796-1850) ile de irtibat kurdu. En itibarlý muhalif politikacý István Széchenyi (1791-1860) ise baþlangýçtan beri ona sýcak bakmadý. Parlamentonun kapatýlmasýndan sonra Mahallî Ýdare Haberleri adýyla el yazmasý bir gazete çýkartmaya baþladý. Bu gazetede abonelerine, il genel meclislerindeki olaylar hakkýnda bilgi veriyordu. 1832-36 yýllarýnda parlamentonun muhalif üyelerine dava açýlmasýna karþý muhalefetin protestolarýný bu gazeteyle duyurdu. Ülke yönetimi artýk buna göz yumamazdý. Kossutha önce bu faaliyetine son vermesi çaðrýsýnda bulundular, sonra da hükümdara hakaret suçlamasýyla dava açmayý kararlaþtýrdýlar. Kossuthu 5 Mayýs Kossuth ve ilk Macar banknotlar 1837de tutukladýlar ve sonra da uzun yýllar sürecek hapis cezasýna mahkûm ettiler. Kossuthun tutuklanmasý genel olarak þaþkýnlýk yarattý. Ülke yönetiminin aþýrý güçle harekete geçmesi, kendisine karþý bir sýra protesto eylemlerine yol açtý. Kossuth hapishanede vaktini yalnýz savunmasýný hazýrlamakla geçirmedi. Daha tutuklandýktan az sonra annesinden kitaplar istedi ve dýþ dünya ile baðlantýsýný korumaya çalýþtý. Bu arada Ýngilizcesini mükemmelleþtirdi. Arada Samuel Wilderspinin Almanca yayýmlanmýþ olan ve çocuk yuvasýnda bakýmla ilgili kitabýný Macarcaya çevirip uyarladý, ayrýca Shakespearein Macbethinin de çevirisine baþladý. Yarým düzine kadar çeþitli Macar ve Alman dergisinden bilgileniyordu. Hapishaneden ailesine yazdýðý mektuplar edebî çalýþmalarýnýn seçkin parçalarýný oluþturuyor. Bunlardan bazýlarý bütün bir bilimsel incelemeyi içeriyor. Kýsacasý, hapishane yýllarý Kossuthun direncini kýrmadý ve politik deðiþiklikler sayesinde, ceza kesilen dört yýlý da hapiste doldurmasý gerekli olmadý. Kossuthun mahkûm edilmesinden üç ay sonra, 2 Haziran 1839da yeni parlamento toplandý ve hükümetin hatalý bir kararý sayesinde, avam kamarasý sunduðu yazýlý önergesinde Wesselényi, Kossuth ve László Lovassy (1815-1892) aleyhindeki iþlemlerin durdurulmasýný ve hapsedilenlerin serbest býrakýlmasýný istedi. Saray tâviz vermek zorunda kaldý ve 10 Mayýs 1840ta Kossuth serbest býrakýldý. 9 Haziran 1840ta Peºte il meclisi toplantýsýnda yaptýðý konuþmada Kossuth, þaþmadan ve etkili biçimde davasýndan yana çýkan il ahalisine teþekkür etti. Kossuth hapisteyken, 13 Haziran 1839da babasý László Kossuth öldü ve Kossuth ailesinin geçimini saðlama yükümlülüðü tek baþýna ona düþtü. Öte yandan Kossuthun özel hayatýnda da önemli bir deðiþiklik oldu. 1840 yýlý yazýnda, Tuna-ötesi bölgesinin soylu katolik ailelerinden birinin kýzý olan Terézia Meszlényi ile tanýþtý. Tanýþýklýk kýsa sürede evliliðe dönüþtü ve Kossuth 9 Ocak 1841de niþanlýsýyla evlendi. Kossuth hapisten çýktýktan sonra da politik hayattan uzaklaþmadý. Onun için Viyanada, onu gözden kaçýrmamanýn daha iyi olacaðý düþünülüyordu. Bu nedenle, matbaa sahibi Lajos Landerere (1800-1854), Pesti Hírlap gazetesinin editörlüðünü üstlenmesi önerisiyle Kossutha baþvurmasý için izin verildi. Kossuth böylece 2 Ocak 1841den 1844 ilkbaharýna kadar Pesti Hírlap gazetesinin editörlüðünü yaptý. Pek çok makalede reform düþüncesini halka yaydý ve mevcut olan feodal koþullarýn devam ettirilemeyeceðine ýþýk tuttu. Editörlük çalýþmalarýnda muhalefet üyelerinden de yararlandý. Gazetesinin bir yeniliði, Macar basýnýnda ilk defa kendisinin baþmakale yazmasýydý. (Baþmakale sözcüðünün Macarcasýný kendisi buldu.) Gazetenin tirajý baþlangýçta altmýþ iken sonra 5000e yükseldi. O zamanlar Habsburg monarþisinde tirajý en büyük gazete buydu. Gazetedeki editörlüðü Kossuthun maddî durumunu da dengeledi. Kossuthun Pesti Hírlaptaki yazýlarý yüzünden, reformcu muhalefetin izleyeceði taktik konusunda István Széchenyi ile aralarýnda büyük bir tartýþma oluþmaya baþladý. Kossuthun fazlasýyla kesin ve kritik üslubunu Széchenyi kýnýyordu ve Avusturya ile iliþkilerin gerginleþtirilmesine karþý çýkýyordu. Önce Doðunun halký adlý kitabýnda, sonra da bir düzine yazýsýnda Kossutha hücum etti. Fakat Kossuth bu tartýþmada üstün çýktý ve Széchenyinin iddialarýnýn çoðunun yersiz olduðunu kanýtladý. Tartýþmada Lajos Kossuth ülke nöbetinde (karikatür) muhalefetin büyük kýsmý Kossuthtan yana tutum aldý. 1843 yýlý sonlarýnda Viyanadakiler Kossuthun gazetedeki faaliyetine, artýk yetti dediler ve Landerere editörü ile iliþkiyi kesmesi için talimat verdiler. Landerer bir maddî tartýþma çýkardý, Kossuth da bunun üzerine editörlükten istifa etti. Kendisi gazete çýkarmak amacýyla izin saðlamaya çalýþtýysa da, ülke yönetimi bu izni vermeye yanaþmadý. Bu yüzden Kossuth yeni bir meþguliyet aramaya yöneldi. Reform davasýný yazýlý olarak halk arasýnda yaymaktan vazgeçmek zorunda kaldý. Bu nedenle çeþitli ekonomik giriþimlerde bulundu. Bunlar arasýnda en büyük etki uyandýran, 1844te kurulan Ülkesel Korunma Derneði oldu. Bu dernek, koruyucu gümrük politikasý yardýmýyla yerli sanayinin ve ticaretin geliþmesine yardým etmeyi amaçlýyordu. Çünkü Kossuth, Avusturyanýn Alman Gümrük Birliðine (Zollverein) girmesi durumunda Macar sanayi ve ticaretinin daha kaliteli Alman mallarýnýn rekabeti karþýsýnda dayanamayacaðýndan endiþe ediyordu. Bu nedenle koruyucu gümrük politikasýný önerdi. Kossuthun ekonomik giriþimlerinin çoðu iflasla sonuçlandý, ya da ancak ölçülü bir baþarý saðlayabildi. Fakat bunlarýn kurulmasý, her vaziyette muhalefetin örgütlenmiþliðini pekiþtirdi. Macaristanda kentsoylu dönüþümün baþarýsýnýn, ancak serfliðin tamamen kaldýrýlmasýyla güvence altýna alýnabileceði görüþü, Kossuth için bir kanaat hâline gelmiþti. Kanýsýna göre, soylularýn ve ülkenin varlýðýný tehdit eden iç savaþtan ancak bu sayede sakýnýlabilirdi. Kendisinin de hazýrladýðý çýkarlarý birleþtirme programý, Macaristanda kentsoylu dönüþümün, soylularýn yönetiminde, ülkenin özerkliðinin korunmasýyla gerçekleþmesi amacýný güdüyordu. Macar muhafazakârlarý kendi partilerini kurunca, Kossuth birleþik muhalefet partisinin örgütlenmesi ve bir muhalefet programý hazýrlanmasý için giriþimde bulundu. Bu programýn kaleme alýnmasýnda, Ferenc Deák (1803-1876) ile kendisi en önemli rolü oynadý. Kurulmakta olan muhalefet partisinin baþkanlýðýna kont Lajos Batthyányyi (1806-1849) seçtiler. Kossuth, 1847-1848 parlamento toplantýsýna Peþte ili temsilcisi olarak katýldý. Ülke yönetimi Kossuthun seçilmesini engellemek için elinden geleni yaptý, fakat baþarýlý olamadý. Avam kamarasýnda muhalefet çoðunluktaydý, fakat aristokratlar kamarasýnýn direniþi Batthyánynin yönetiminde reformlarý kabul ettirmek için mücadelesini sürdürdü. 1848 yýlý ocak-þubat aylarýnda muhalefetin bir kýsmý Viyana ile özel pazarlýða yanaþmýþtý; fakat Kossuthun Kossuth 1848 son baharýnda askere çaðrý konuþmasý yaparken yüzünden bu çoðunluktan yararlanmak olanaksýzdý. Parlamentodaki muhalefet avam kamarasýnda Kossuthun yönetiminde, aristokratlar kamarasýnda da müdahalesinin etkisiyle kýsa sürede muhalefetin birliði yeniden saðlandý. 1848 yýlýndaki Avrupa devrimleri büyük fýrsat yarattý. Muhalefetin daha Kossuth 8 Ekim 1848de Parlamentoda Ozorada gaspedilen bayraklarý sunarken ! radikal fikirleri benimseyen önderleri Kossuth ve Batthyánynin görüþüne göre, reformcu muhalefetin programýný gerçekleþtirmek için imparatorluðun sarsýlan dýþpolitik durumundan yararlanmak gerekliydi. Daha þubatýn sonunda hükümetin barýþý saðlamasýný, bunu ancak halklarýna anayasa verirse saðlayabileceðini hükümdara ifade ederek, kendisinden temiz Macar kanýný Ýtalyan özgürlüðünü bastýrmak için feda etmemesi talebinde bulunmayý düþündüler. Bu talep, muhalefetin hem dýþpolitikadaki geniþ görüþlülüðünü, hem de saðduyusunu ayný zamanda yansýtýyordu. Batthyány ile Kossuth biliyorlardý ki, Macaristanýn özgürlüðü, ancak hükümdarýn vilayetlerinde de anayasal idare olduðu takdirde saðlam temellere oturtulabilirdi; çünkü imparatorluðun iki kesiminin farklý çýkarlarý ancak ayný politik düzen çerçevesinde baðdaþtýrýlabilirdi. Kossuthun önerisini o zaman muhalefetin çoðunluðu dahi desteklememiþti. Fakat önsezisinin doðru olduðunu birkaç gün sonra, Paristeki devrim haberinin 1 " 27 þubat 1849 Kápolna muhaberesi Martta Pozsonya ulaþmasý kanýtlamýþtý. 3 Martta Kossuth, tarihsel önem taþýyan önerisini avam kamarasýnýn semt toplantýsýnda sunarken, parlamentoya politikamýzý koþullarýn düzeyine yükseltelim çaðrýsýnda bulundu. Henüz kapalý bir þekilde de olsa, Macaristanda genel vergi yükümlülüðü, politik hak eþitliði, halk temsilciliði ve baðýmsýz millî hükümetin gerçekleþtirilmesini talep etti. Fakat bunlarla da yetinmedi ve bu istemlerin duyurulmasýna da dýþpolitik durumdaki deðiþikliklerin imkân vermiþ olduðunun bilinciyle, Habsburg Ýmparatorluðunun hükümdar vilayetleri için de anayasa yapýlmasýný talep etti. Paris devrimi haberi iktidar sahiplerini ürkütmüþtü ve imparatorluðun malî durumu da - ne ilk, ne de son kez bunalým içindeydi; fakat bundan sonra da Rus çarý I. Nikolanýn (1796-1855) silahlý yardýmýna güveniyorlardý. Ne var ki Kossuthun, hükümdar vilayetleri için de anayasa yapýlmasýný talep ettiði ve Almancaya çevrilerek bastýrýlan konuþmasý, Viyanada buna kaba kuvvetle cevap verilmesini imkânsýzlaþtýran bir kaynaþmaya yol açtý. 13 Martta Viyanada devrim patlak verdi, her þeye kadir þansölye Klemens Metternich (1773-1859) istifa edip kaçmaya; hükümdar ise Avusturya halklarýna anayasa vadetmeye mecbur kaldýlar. Viyana devrimi Macar liberal muhalefeti için çok iyi zamanlanmýþtý. Zira Kossuthun konuþmasý temelinde formüle edilen önerge senatoda yatýyordu ve imparatorluða sadýk aristokratlar kendi kamaralarýnýn toplanmasýný imkânsýzlaþtýrmak için yýðýnla Viyanaya gidiyordu. Kossuthun acýmasýz rakibi sayýlan István Széchenyi, hatta kralýn tam yetkili komiserliðini üstlemeyi ve askerî kuvvetle reformcu muhalefete karþý harekete geçmeyi önerdi. Ne var ki Viyana devrimi durumu deðiþtirdi. 14 Martta soylular Kossuthun önerge teklifini kabul ettiler ve bunu ertesi gün parlamento heyeti Viyanaya götürdü. Hükümdar ve çevresi önce direnmeyi denediler, fakat 17 Martta V. Ferdinand (1793-1855), Lajos Batthyánynin baþbakan tayin edilmesini kabul etti. Bu tayinin onaylanmasýný ve Macar taleplerinin yerine getirilmesini, 15 Martta Peþtede de patlak veren devrim de etkiledi. Heyetin Pozsonya dönmesinden sonra birkaç hafta içinde parlamento, ülkede kentsoylu dönüþümü formüle eden yasalarý çýkardý. Bunlarýn bir an önce ve þaþmadan kabul edilmesine, örneðin Peþte devriminin önderi Sándor Petõfinin (1823-1849) Rákos çayýrýnda 40 000 týrpanlý köylünün baþýnda beklediði türden asýlsýz haberler de yardým etti. Kanun maddelerinin onaylanmasý ise ciddi engellerle karþýlaþtý. Viyanada Devlet Konferansý üyeleri Macar bakanlýðýnýn yetki çevresini elden geldiði kadar daraltmaya çalýþýyorlardý. Macar parlamento heyeti, kýsmen görüþmelere çok iyi hazýrlanmýþ olmasý, kýsmen de talepleri en uygun zamanda destekleyen yýðýn hareketleri sayesinde, esas noktalarýn en çoðunda karþý tarafý geriletmeyi baþardý. Nisan yasalarýnýn hazýrlanmasýnda Kossuthun önemli rolü oldu. Bu yasalar sayesinde Macaristan feodal bir devlet iken, burjuva türü bir devlet oldu. 10 Nisanda Kral V. Ferdinand, kont Lajos Batthyánynin yönetimindeki Macar hükümetini görevlendirdi ve 11 Nisanda, Pozsony parlamentosunun çýkardýðý kanun maddelerini onayladý. Bunlar, baðýmsýz ve sorumlu hükümetin kurulmasýný, serfliðin kaldýrýlmasýný, genel vergi yükümlülüðünü, kanun önünde hak eþitliðini ve halk temsilciliðini esas alan parlamentonun kurulmasýný öngörüyorlardý. Baðýmsýz maliyenin gerçekleþtirilmesi, maliye bakaný Lajos Kossuthun adýyla yakýndan baðlýdýr. Kossuth neredeyse tamamen boþ bir devlet hazinesi devraldý, fakat kýsa sürede duruma hâkim oldu. Önce faizli hazine bonolarý çýkartarak ülkenin malî durumunu istikrara kavuþturmaya çalýþtý, sonra da baðýmsýz banknot ihracý yoluna baþvurdu. Ticaret Bankasý ilk iki forintlik banknotu 5 Aðustos 1848de piyasaya sürdü. Bu banknota, 1848 eylülünden sonra çýkarýlan diðer kaðýt paralarla birlikte Kossuth bankosu adý verildi. Hükümet, astronomik boyutlara ulaþan Avusturya devlet borçlarýndan pay almayý üstlenmedi, borçlarý ülkeden sormadan kendilerinin yaptýklarýný ve bunlarý ülkeye de harcamadýklarýný vurguladý. Bu davranýþýn bir izahý, parasýzlýktan kaynaklanmasýydý. 1848 temmuzunda toplanan halk temsilcileri meclisi oturumunda hükümet adýna önde gelen konuþmacý Kossuth idi. Hitabette en önemli baþarýlarýnýn birini de burada kazandý. 11 Temmuzda yaptýðý konuþmanýn etkisi üzerine öyle oldu ki, göre, gericiliðin saldýrýsýna milletin hazýrlanmasý gerekiyordu. 11 Eylül 1848de Batthyány hükümeti istifa edince, Kossuth gene bakanlýðýnýn baþýnda kaldý ve ertesi gün yeniden baþbakan seçilen Lajos Batthyányyi destekledi. Eylülün 15i ile 21i arasýnda da parlamento kuruluna seçildi. Daha sonra Millî Savuma Komitesi olan bu kurulun görevi, baþbakandan faaliyetleri hakkýnda rapor almaktý. Buraya seçilmesinden sonra 24 Eylülde asker Avusturya Ýmparatoru ile Rusya Çarý devrim polipini yok ediyor parlamento, ülkenin savunmasý için iki yüz bin asker ve kýrk milyon forint ödenek teklifinde bulundu. Kossuthun kanýsýna toplamak amacýyla Alfölde gitti. Burada iki yerde muazzam kalabalýk önünde konuþmalar yaptý. Kossuth türküsü muhtemelen o sýralarda doðdu ve o # zamandan beri Kossutha tapýlmasýndan, Kossuth kültünden söz edebiliyoruz. 27 Eylül 1848de onun giriþimi üzerine parlamento, Ferenc Lambergin (17911848) baþkomutan tayin edilmesini yasa dýþý ve geçersiz ilân etti. Lambergin öldürülmesi ve baþbakan Batthyánynin istifa etmesinden sonra parlamento Kossuthu Millî Savunma Kurulu baþkaný seçti. 1848 ekiminden itibaren yürütme erkini bu kurul temsil ediyordu ve Kossuth ülkenin politik yöneticisiydi. 1848 ekiminin ikinci yarýsýnda Tuna ötesinde gene asker toplama iþine giriþti ve Macar ordusunu Lajta nehrini aþmaya o ikna etti. Schwechat yenilgisinden sonra general Artúr Görgeiyi (1818-1916) Macar ordusu baþkomutanlýðýna o tayin etti. 1848 sonbaharý ve kýþýnda ordunun örgütlenmesinde Kossuth önemli rol oynadý. Ýmparatorluk-krallýk ordusunun saldýrýsý üzerine, parlamentonun ve hükümetin Debrecene nakledilmesini gene o önerdi. 1849 kýþýnda Macar direniþinin daðýlmamasýnda, hatta baharda Macar ordusunun muzaffer seferleri baþlatmasýnda Kossuthun örgütleme faaliyetlerinin de ciddî payý oldu. I. Franz Jozefin (1830-1916) 4 Mart 1849da çýkarttýðý, diretilmiþ anayasa denilen Olmütz anayasasýnda Macaristaný parça parça böldüðü haberi gelince Kossuth, ülkenin baðýmsýzlýðýný ve Habsburg hanedanýnýn tahttan uzaklaþtýrýlmasýný ilân etmeyi kararlaþtýrdý. (Hükümdar, merkezî nitelikteki ve Almanlaþtýrma ruhundaki Olmütz anayasasýný en baþta Macarlara zorla kabul ettirmek istiyordu. Kral bu anayasa ile imparatorluðu yenilemek ve sonra da onun yönetimi altýnda Alman birliði çerçevesinde Avusturyaya kesin bir yönetici rol saðlamak amacýný güdüyordu.) Kossuthun bu kararýna ilkbahar seferinin zaferleri olanak yaratmýþtý. 14 Nisan 1849da Kossuthun önerisi üzerine parlamento bu kararý ilân etti. Kossuth yürütme görevini de yerine getiren baþkan seçildi ve 11 Aðustosta istifa edinceye kadar devlet baþkanlýðý görevini de yürüttü. (Politik güçlerin önemli kýsmý cumhuriyetin ilân edilmesinden yana olduðu halde Macaristanýn devlet þekli gene krallýk olarak kaldý. Kossuth bunu Avrupa $ Kossuth 1849 aðustosunda Macaristanla vedalaþýrken politikasý bakýmýndan doðru görmemiþti.) Kossuth, yeni hükümetin üyelerinin çoðunluðuna kendisi bakan olmalarý çaðrýsýnda bulundu ve 1 Mayýs 1849da, daha önce Batthyány hükümetinde de yer almýþ olan bakan arkadaþý Bertalan Szemereyi (1812-1869) baþbakanlýkla görevlendirdi. Kossuth, Avrupadaki büyük devletlerin baðýmsýz Macaristaný tanýyacaklarýný umuyordu. Beklediði olmadý. Ýmparatorluk-krallýk ordusunun yeni saldýrýsý 1849 yazý ortalarýnda baþladý. Bu yeni seferinde Avusturyayý 200 000 askerle Rusya da destekledi. Bu durum karþýsýnda Kossuth telaþa düþtü, durmadan yeni savaþ planlarý hazýrladý. Hemen de her bir önemli Macar generaline baþkomutanlýk teklif etti. Fakat 9 Aðustos 1849da imparatorluk ve krallýk birliklerine karþý Temesvárda verilen kesin savaþtan sonra artýk mücadeleyi Kossuthun ªumnuya varýþý sürdürme ümidi kalmadýðýný gördü, bu nedenle de Görgeinin çaðrýsý üzerine 11 Aðustosta baþkanlýk görevinden istifa etti, sonra da ülke sýnýrýna doðru yola koyuldu. Kossuthun istifa etmesi, ayný zamanda Macar özgürlük savaþýnýn son bulduðu anlamýna da geliyordu. Kossuth ile Macar politikacýlarýnýn önemli kýsmý Türk topraklarýna göçtü. Önce Bulgaristanda Vidin ve Þumnuda kaldýlar. Rusya ile Avusturya Macar mültecilerinin iadesini istiyordu. Osmanlý sarayý buna yanaþmadý ve talebin reddedilmesini Ýngiltere ile Fransa da destekleyince, anlaþmazlýk artýk kýta boyutlarýnda savaþ tehdidi yarattý. Avusturya ve Rusya sonunda geriledi, gerekliydi. Kiþisel haklarýn anayasada tek tek sýralanmasý gerekiyordu ve bunlarý parlamento ne deðiþtirebilmeli, ne de silebilmeliydi. Milliyetlerin (Macaristanýn sýnýr bölgelerinin büyük kýsmýnda görüldüðü gibi) karýþýk olduðu bölgelerde yaþayan milliyetler birleþme hakkýný kullanarak ortak millî toplulukta bir arada toplanmýþ olurlardý ve bu topluluðun toprak hakký olmaz, sadece kurumsal haklarý olurdu. Böylece milliyetlerin çýkar temsilciliði, bölgesel otonomi ilkesi uygulanmadan da oluþturulabilirdi. Her bir ilçe, idare iþlerinde kullanýlacak dili kendisi tayin edecekti, fakat azýnlýk kendi iþlerini kendi dilinde yürütebilecekti. Ýlçe Baþbakan Lajos Batthyánynin 6 Ekim 1849da idam edilmesi fakat Türkler de önde gelen Macar ve Leh mültecilerini Kütahyada enterne ettiler. Kossuth, Macaristanýn özerklik temelinde demokratik olarak yeniden örgütlenmesine iliþkin anayasa tasarýsýný 1851 nisanýnda orada hazýrladý. Bu tasarý, Macaristanýn toprak bütünlüðünü tehlikeye sokmadan, milliyetler arasýnda hak eþitliðini gerçekleþtirmeyi amaçlýyordu. Kossuthun düþüncesine göre, halkýn iradesini yalnýz parlamento temsil ettiði ve hükümete de aþýrý iktidar tanýndýðý takdirde, genel seçim hakký henüz kiþisel ve kurumsal özgürlük haklarýný güvence altýna alamazdý. Bu nedenle halk iradesi ilkesiyle özerklik ilkesini birleþtirmek temsilcilerinden oluþan il meclislerinde de ayný ilke geçerli olacaktý. Yasama gücü, ülke halkýnýn tümü tarafýndan seçim bölgelerine göre seçilen halk temsilcileri ile il meclisleri tarafýndan ayrý ayrý illere göre tayin edilecek senatörlerden oluþan senatodan ibaret olacaktý. Yürütme gücü, il görevlilerine doðrudan talimat veremeyecek, ancak kararnameleri il meclislerine iletebilecek ve onlarýn kararnamelere itiraz hakký da olacaktý. Kossuth bu garantilerin, Macaristanýn dâhilen federalleþtirilmesini gereksiz kýlmak için yeterli olacaðýný düþünüyordu. Fakat ayný zamanda, icabýnda Hýrvatistan ile Slavonyanýn ayrýlmasýný kabule hazýr olacaðýný da tekrar ifade etti. Erdel sorunu konusunda, Erdel milliyeti diye bir milliyet olmadýðýndan, Erdel birliðinin yeniden gözden geçirilmesinin hiçbir gereði olmadýðý görüþündeydi. Buna karþýlýk Erdelli Almanlarýn endiþelerini gidermek amacýyla Erdelli Almanlarýn yüksek dairelerine (ve Sekellerin yüksek dairelerine de) il makamý yetkisi vermeyi düþünüyordu. Sýrplar tarafýndan güney Macaristan bölgesinde talep edilen voyvodalýklar kurulmasý sorunuyla ilgili olarak, adý geçen bölgede Sýrplarýn hatta nisbî aðýrlýkta bile olmadýklarýný ve tarihsel geleneklerin de özerk bir voyvodalýðýn kurulmasýný gerektirmediðini belirtti. (Anayasanýn 1859da yeniden iþlenen taslaðýnda Kossuth, Erdel halkýnýn, birliðin devam etmesi ya da reddedilmesi hakkýnda halk oylamasýyla karar vermesini de kabule yanaþýyor, fakat Erdel özerkliðe kavuþtuðu takdirde, Macaristanla personal-birlik iliþkisinde olmasýný önemli sayýyordu. Gene bu taslakta Sýrplarý içine alacak bir voyvodalýk kurulmasýný da onaylamaya hazýrdý). Bu tasarý, 1862de kamuya açýklanan Tuna Konfederasyonu tasarýsýnýn fikrî öncelerinden bir tanesi idi. Kossuth ile arkadaþlarý 1851 sonbaharýnda Kütahyadan ayrýldýlar. Kossuth sonra Ýngiltere ve Amerikaya gitti, böylelikle Macaristana sempati yaratmaya çalýþtý. Ýngilizce verdiði demeçlerle her tarafta beðeni kazandý. Ýngiliz ve Amerikan hükümetlerini müdahale edilmemesi için müdahale ilkesinin kabulü için ikna etmeye çalýþýyor, kýsacasý yeni bir Macar özgürlük savaþý hâlinde yabancý devletlerin, örneðin Rusyanýn müdahalesini önlemelerini istiyordu. Amerikada yaptýðý konuþmalar Abraham Lincoln gibi þahsiyetleri de etkilemiþtir. Bir demecinde geçen demokrasi yorumuyla, daha sonra Lincolnun 1863 Gettysburg konuþmasýnda karþýlaþýyoruz: Çaðýmýzýn zihniyeti demokrasidir. Her þey halk için ve her þey halk ile. Halk hakkýnda, halk olmadan, hiçbir þey olamaz. Demokrasi budur ve çaðýn zihniyetinin yönü budur. Kossuthun bir amacý, emigrasyonun yönetimini kendi elinde toplamaktý. Fakat bu kibirli davranýþýyla mültecilerin önemli bir kýsmýný kendinden uzaklaþtýrdý. Emigrasyonun ilk yýllarýnda Kossuth zaten fazla hayallere kapýlmýþtý. Bir sýra gizli % Kossuthun Ekim 1851de Southampton limanýna varýþý Kossuthun Amerika yolculuðunu konu alan kartpostal & örgütleme giriþiminde bulundu, bunlarýn her biri iflasla sonuçlandý. Bu baþarýsýzlýklarýn etkisiyle Kossuth da gördü ki, Macaristanda Avusturya egemenliðine suikastlarla son verdirilemez. Daha 1853-55 Kýrým savaþý sýrasýnda, Avusturyanýn bu anlaþmazlýða müdahale edeceðini umuyordu. Bu takdirde büyük devletlerin Macar emigrasyonunun katkýsýndan yararlanarak Macaristanýn baðýmsýzlýðýný saðlamaya yardým edecekleri umudu vardý. Fakat Avusturya savaþa katýlmadý. Ýlk ciddi olasýlýk 1859da kendini gösterdi. Fransa imparatoru III. Napolyon (1808-1873) Ýtalyan Piemonte krallýðý ile ittifak kurdu. Avusturya aleyhindeki görüþmelere Kossuthu da dahil ettiler. Kossuth, László Teleki (1811-1861) ve György Klapka (1820-1892) bunun üzerine Macar Millî Direktörlüðünü kurdular. III. Napolyonun Avusturyayý yenmekle yetinmeyeceðini, ayrýca Macaristanýn baðýmsýzlýðýný da yeniden saðlayacaðýný umdular. Bu nedenle Kossuth, ancak Fransýz askerlerinin Macaristana gelmesinden sonra yeni bir özgürlük savaþý ilân etmeyi düþünüyordu. Müttefik Fransýz-Piemonte kuvvetleri Solferino muharebesinde imparatorlukkrallýk ordusunu yenilgiye uðrattý, fakat III. Napolyon kýsa sürede Avusturya ile barýþ anlaþmasý baðladý. Savaþ sýrasýnda Ýtalyan tarafýnda Macar lejyon birlikleri kurulmuþtu, fakat hemen barýþ anlaþmasý yapýldýðýndan bu birlikleri cepheye sürmediler. Ne var ki Kossuth ümidini yitirmemiþti. Önce Ýtalyan, sonra Alman birlik hareketlerinin müttefiki olarak Macaristaný Habsburg hakimiyetinden kurtarmaya çalýþtý. Klapka ile Kossuth 1862de, Tuna boyu halklarýnýn ittifaký, yani Tuna Konfederasyonu tasarýsýný kaleme aldýlar. Bu devlet, Macaristan, Erdel, Hýrvatistan, Romanya ve Sýrbistanýn eþit düzeyde birliði olacaktý. Her bir üye devletin tam iç baðýmsýzlýðýný, dýþ saldýrýlara karþý güçlü bir büyük devlet gibi herbirini koruyarak güvence altýna alacaktý. Bu tasavvurlarýn düþünsel öncesi 18. yüzyýl sonlarýna kadar uzanýyordu ve iki unsurla baðlantýlýydý. Bir yandan, Habsburg Imparatorluðunun iç dengesinin - kentsoylu millete dönüþüm nedeniyle bozulmuþ olmasýyla iliþkiliydi. Öte yandan, Habsburg Ýmparatorluðu ve Osmanlý Ýmparatorluðunun Avrupadaki dengede oynadýklarý rolü, Habsburg Ýmparatorluðunun daðýlmasý ya da dönüþümü ve Osmanlý Ýmparatorluðunun sona ermesi hâlinde ancak Orta ve Doðu Avrupa milletlerinin bir devletler birliðinde biraraya gelmeleriyle saðlayabilecekleri ve Rusyanýn büyük devlet çabalarýnýn bu yolla dengelenebileceði görüþüyle baðlantýlýydý. Konfederasyon fikirleri iki grupta toplanabilir. Birinci grupta, Habsburg Ýmparatorluðunun federatif olarak dâhilen düzenlemesini ilân edenler bulunuyor; ikinci grupta ise, Habsburg Ýmparatorluðu dýþýndaki bölgelerin bir kýsmýnýn devletler ittifakýna alýnmasýný da amaca uygun bulanlar yer alýyordu. Bu tür ilk düþünceleri 1794te Macar jakobenleri açýklamýþlar, sonra da Macar ve Slav milliyetleri konusunda çaðrý adýný taþýyan incelemesinde Miklós Wesselényi 1843te ifade etmiþti. Ýkinci grupta yer alan görüþler arasýnda Kossuthunki yer alýyordu. Kossuth 1848 þubatýnda artýk, Macaristanýn geleceðinin ancak Güney Slavlarý halklarýyla iþbirliði içinde düþünülebileceðini belirtmiþti. Batthyány hükümetinin 1848 yýlýnda açýkladýðý ve büyük Macar konsepsiyonu denilen görüþler, Habsburg Ýmparatorluðunun Alman anadilindeki vilayetlerinin Alman birliðine baðlanmasý durumunda imparatorluðun diðer bölgelerinin Macaristan merkez olarak birleþtirilmesi, baðýmsýz Lehistanýn yeniden canlandýrýlmasý ve imparatorluðun çýkar alanýnýn Güney Slav ve Romen bölgelerine yaydýrýlmasý amacýný güdüyordu. László Teleki 1849da Pariste artýk Leh, Romen ve Çek politikacýlarýyla Macaristanýn dahilî federasyona dönüþtürülmesi konusunu görüþüyordu. Teleki, Macaristanýn Orta ve Doðu Avrupadaki küçük devletlerle, Eflak ve Moldova ile, Sýrbistan, Bulgaristan, Çek ülkesi ve Moravya ile konfederasyon kurmasý düþüncesini de ortaya attý. Romen emigrasyonu üyeleri hatta daha da ileri gittiler ve Macaristanda milliyetler sorununun, milliyetlerin yaþadýðý Macaristan bölgelerini komþu olan anadil ülkelerine baðlayarak çözülebileceðini öne sürdüler. Kossuthun görüþüne göre, milliyetler sorunu ancak Macaristanýn komþu devletler ve milletlerle konfederasyon kurmasý yoluyla çözülebilirdi. 1850de kaleme aldýðý tasarýsý, Macar, Leh, Çek, Hýrvat, Slavon, Sýrp, Dalmaç ve Romen bölgelerinin konfederasyonunu genel hatlarýyla belirliyordu. Kurulacak konfederasyon, katýlan devletlerin tam dahilî egemenliðinin yaný sýra, ortak savunma yükümlülüðüne, ortak gümrük temeline ve diplomasiye dayandýrýlacaktý. Konfederasyonun merkezi Macaristanda olacaktý. Üye devletlerin nüfus ve toprak büyüklüðü oranýnda temsilini federasyon konseyi saðlayacaktý. Kossuth, konfederasyonun kurulmasýnda Sýrp ve Romen beyliklerinin Osmanlý otoritesi altýnda olmasý nedeniyle Osmanlý Ýmparatorluðunun rýzasýnýn saðlanmasýný da gerekli sayýyordu. Kossutha göre ' milliyetler sorunlarý, Macaristanda il sýnýrlarý elden geldiði kadar milliyetlerin daðýlýmýna göre düzenlendiði takdirde çözülebilirdi. Bu da gene, ülke topraklarýnýn bütünlüðü bozulmadan Macaristanda dahilî federasyona gidilmesi yönünü gösterirdi. 1851 federasyonu görüþünü belirledi ve Kossuth bu planla ilgili yorumlarda bulundu. Bu yorumlar sonra kamu oyuna açýklandý ve Tuna Konfederasyonuyla ilgili olarak bugüne kadar en tanýnmýþ konsepsiyonu temsil ediyor. Kossuthun imzasýný koyduðu bu tasarýnýn özü þuydu: Adý geçen federasyon, Macaristandan, Erdel, Kütahya anayasa tasarýsý bu planýn ayrýntýlarýný içeriyordu. György Klapka 1855te bir MacarRomen-Sýrp devletler federasyonu planýný ana hatlarýyla belirledi ve Hýrvatistan ile Erdelin tam baðýmsýzlýðýný da kabule yanaþtý. 1862de gene o, bir Tuna devletler Romanya, Hýrvatistandan ve Osmanlý Ýmparatorluðunun daðýlmasý hâlinde Sýrbistan ile diðer Güney Slavlarý ülkelerinden oluþacaktý. Ýttifak topraklarýnýn savunulmasý, dýþpolitika, dýþ temsilcilik, ticaret sistemi, gümrük, baþlýca ulaþtýrma hatlar, para, aðýrlýk ölçüsü ve diðer ölçüler ortak olacaktý. Ayný þekilde kara ve deniz kuvvetleriyle kaleler ve harbiye limanlarýna iliþkin sorunlarý bir ittifak makamý düzenleyecekti. Üye devletler yabancý devletlere kendi temsilcilerini gönderemeyecekti. Meclis bir ya da iki kamaradan oluþabilirdi. Ýki kamaralý olmasý hâlinde temsilciler meclisi, üye devletlerin nüfusu oranýnda seçilen temsilcilerle oluþacak, senatoda ise devletlerin her biri eþit sayýda senatörle temsil edilecekti. Yürütme gücüne, parlamentonun seçeceði bir federal konsey sahip olacaktý. Federasyonun resmî dilini parlamento belirleyecek, fakat ayrý ayrý devletler kendi dillerini kendileri kararlaþtýracaklardý. Federal hükümetin merkezi, sýrayla üye devletlerin baþkentlerinde bulunacaktý. Hükümet merkezi olan devletin önderi, ayný zamanda federe devlet baþkanlýðý görevini de yerine getirecekti. Ayrý ayrý devletler il idarelerinde tam özerkliðe sahip olacaklar, fakat anayasalarý federasyonun onayladýðý ilkelere ters düþmeyecekti. Ayrý ayrý devletlerin asker kontenjaný federal sözleþmede belirlenecek, fakat üye devletler bundan fazla da silahlý kuvvet bulundurabilecekti. Barýþ döneminde üye devletlerden hiçbirinin silahlý kuvvetleri diðer bir üye devletin topraklarýnda bulunamayacak ve federal hükümet de oradan kendine silahlý kuvvet çekemeyecekti. Müttefik müstahkem mevkiler kapsamýna hangilerinin gireceðini federal hükümet tespit edecekti; fakat baþka bir üye devletin askerleri ancak savaþ hâlinde buralarda bulunabilecekti. Federal yasama meclisi üyelerini her devletin parlamentosu seçecekti. Federal yürütme erkinin kararlarýný her bir devletin hükümeti uygulayacaktý. Federal devletin resmî dili olarak Kossuth Fransýzcayý önermiþti. Ne Macar, ne de ilgili devletlerde kamuoyu Kossuthun tasarýsýndan yana çýkýyordu. Macar politikacýlarýn çoðunluðuna göre bu tasarý fazla ödün veriyor, Sýrp ve Romen politikacýlarýna göre ise aþýrý ölçüde az ödüne yanaþýyordu. Macaristanda kamuoyu daha çok Avusturya ile uzlaþmaya meylediyordu. Politik iflaslarý, özel hayatýn trajedileri de aðýrlaþtýrýyordu. 22 Nisan 1862de Nervide Kossuthun, uzun yýllar akciðer hastalýðýyla mücadele eden kýzý Vilma öldü. Naaþý Cenovadaki San Benignon mezarlýðýnda topraða verildi. 1 Eylül 1865te Kossuthun eþi Terézia Meszlényi Torinoda hayata gözlerini yumdu. Cenovada, iki buçuk yýl önce ölen kýzý Vilma ile ayný mezarda topraða verildi. Eþinin ölümünden sonra Kossuth, mektuplarýný ölünceye kadar hep kenarý siyah yas kuþaðý taþýyan kaðýda yazýyordu. Kossuthun Orta Avrupa halklarýnýn elbirliðini amaçlayan ve AvusturyaMacaristan uzlaþmasýný suya düþürmeye yönelik çabalarý, Avrupadaki büyük devletlerin çoðunluðunun Habsburg monarþisinin korunmasýndan yana çýkmalarý sonucunda baþarý kazanamadý. Bu arada Macaristanda da durum deðiþmiþti. Ferenc Deákýn temsil ettiði uzlaþma düþüncesi gittikçe daha çok yandaþ buldu. Avusturyanýn savaþta gene yenilmesi, uzlaþma görüþmelerini önemli ölçüde hýzlandýrdý. 1866 yazýnda Prusya ve Ýtalya, Avusturya ile savaþa giriþtiler. Avusturya ordusu Königgrätzte Prusyalýlar karþýsýnda aðýr yenilgiye uðradý. Deák ile yandaþlarý bu yenilgiden sonra da öncekilerden daha fazla bir þey istemiyorlardý. Kossuth, hazýrlanan uzlaþmaya karþý basýnda boþuna savaþýyordu; Macaristanýn bu adýmýyla kaderini, yýkýlmaya mahkûm bir imparatorluða baðladýðýný boþuna anlatýyordu. Ülke Deákýn peþinden gidiyordu. Mülteciler de çoðunluk bu uzlaþmadan memnundu. Böylece Kossuth giderek yalnýz kaldý. Kossuth, 1867 yýlýnda AvusturyaMacaristan uzlaþmasýndan sonra da Macaristana dönmedi. Hayatýnýn geri kalan yýllarýnda uzlaþma düzenini sürekli olarak eleþtiriyordu. Uzun mektuplarý, Macaristandaki politik olaylarý memleketindeki çaðdaþlarýna kýyasla Torinodaki evinden daha iyi gördüðünü kanýtlýyor. Son mektuplarýndan birinde, sivil nüfus kütüðü kaydý iþlemini ve devlet ile kilisenin birbirinden ayrýlmasýný amaçlayan kilise politikasý hakkýndaki yasa tasarýlarýný oylamalarý için yurttaki muhalefet yöneticilerine çaðrýda bulundu. Giderek kötüleþen maddî durumu yüzünden gene aydýnlara özgü iþlerle ekmek parasý kazanmaya yöneldi. Emigrasyonla ilgili yazýlarýnýn ilk üç cildini 1880li yýllarda yayýmladý. Sonralarý para saðlamak için kütüphanesini satmak zorunda kaldý. 1894te hayata gözlerini yumana kadar sürekli çalýþtý. Cenaze töreni, muhalefetin düalist düzene karþý sessiz gösterisi boyutlarýna ulaþtý, politik bir olay oldu. Kossuth hakkýnda daha hayattayken türlü mit ve efsaneler yayýldý. Reform aþamasýnda, özgürlük savaþý, istibdat ve düalizm dönemlerinde onun hakkýnda ve ona yönelik yüzlerce þiir yazýldý. Þairler arasýnda yalnýz Macarlar deðil, Almanlar, Fransýzlar, Ýngilizler ve Amerikalýlar da vardý. 1848-49 faaliyetleri, pek çok halk türkülerine ve halk söylencesine konu oldu. Macar halkýnýn böylesine kiþisel iliþki beslediði baþka bir politikacý yoktur. Bu baðlýlýk nedeniyle, her þahsî eþyasý da, Kossuthun topraða verilmesi týpký imzasýný taþýyan Kossuth banknotu gibi, birer kutsal emanet sayýlmýþtýr. Sakal çeþidine, ya da þapkaya Kossuth sakalý ya da þapkasý dendiði gibi, hatta Macaristanýn taçsýz küçük armasýna da Kossuth armasý adý verildi. 1848 baharýný bu kültün baþlangýcý olarak gösterebiliriz. O zaman serflerin özgürlüðe kavuþturulmasý nedeniyle Kossuth ansýzýn bütün ülkede tanýndý ve halk arasýnda sevilen bir kiþi oldu. Asker toplamak için yaptýðý üç yolculukta on binlerce kiþinin Kossuthun eþsiz hitabet yeteneðini tanýdýðý 1848 eylülü ve ekimi, gene bir dönüm noktasý oldu. Sonra, düþman kendisi de beyannamelerinde Macaristandaki bütün deðiþmeyi Kossuth ile arkadaþlarýna mal etmekle bu kültü daha da güçlendirdi. 1849dan sonra Macar toplumunun önemli kesimi ülke sorunlarýnýn çözümünü Kossuthun yurda dönmesinden beklemiþti. 1867den sonra bu kültü I. Franz Jozefe sadakatle baðdaþtýrmayý da denediler. 1894ten, Kossuthun ölümünden sonra bu kült gittikçe özünü kaybederek boþaldý. 1950 yýllarýndaki diktatörlük, Kossuthu resmî azizleri arasýna oturttuðu zaman, Kossuth kültüne neredeyse kesin bir darbe indirmiþ olacaktý. Geçen yüzyýlýn ikinci yarýsýnda dikilen Kossuth heykelleri, bu kültün kalýcý görünümleri arasýnda yer alýyor. Macar beldelerinden yüzlercesi, anacaddelerine onun adýni verdiler. Bilimsel ve popüler biyografiler, üstünkörü kaleme alýnmýþ yayýmlar ve romanlarýn yüzlercesi, Macaristanýn Musasýnýn anýlarýný saklýyor. Kossuthu haklý olarak modern Macaristanýn kurucularýndan biri sayabiliriz. Önemli son yazýsýnda XIX. yüzyýlda Macar tarihindeki yerini müthiþ bir titizlikle belirlemiþti: Saatin akrebi zamanýn akýþýný düzenlemez, fakat onu gösterir; benim adým saatin akrebi; gelecek olan vakti gösteriyor; Macar milleti için eðer bir gelecek vadediyorsa alýnyazýsý, o geleceðin adý özgür Macaristan yurttaþlarýnýn özgür yurdu, o geleceðin adý devletin baðýmsýzlýðý ise, gelmesi gereken vakti gösteriyor. Kossuthun hayat yolundan ve hayat eserinden çýkarýlacak dersler sayýlýr gibi deðil. Kamu yaþamýnýn gerçek bir polihistoru idi; ister ekonomi, ister diplomasi, öðretim, eðitim, ya da savunma 1848-1849 Macar özgürlük ve kurtuluþ savaþý anýsýna yapýlmýþ bir allegorik tablo. Aþaðýda Sándor Petõfi, Lajos Kossuth, István Széchenyi, Lajos Batthyány, Ferenc Deák, János Jeszenák ve Zsigmond Perényi görülüyor. söz konusu olsun, politikayla baðlantýlý olan her þeyle ilgileniyordu. Fakat hayatýndan ve hayat eserinden alýnacak öyle bir ders var ki, bunu ender anýmsýyoruz. Kossuth, kendi çaðýnda belki de ilk profesyonel politikacý idi. Kamu sorunlarýyla meþgul olmak sadece hayatýnýn bir unsuru deðil, ayný zamanda bir misyon, bir hayat göreviydi de. Büyük savaþ arkadaþlarýnýn ve rakiplerinin her biri, Széchenyi, Wesselényi, Batthyány büyük toprak sahipleri olarak; Kölcsey, Deák orta düzeyde toprak sahipleri olarak, zamanýn Macar toplumunda politikasýz da yerlerini bulabilmiþti. Kossuth için politika bir heveskârlýk deðil, fakat bir yaþam kaynaðýydý da. Fakat þurasý çok önemli Kossuth fikirleri nedeniyle politikaya angaje olmuþtu, yoksa politika yüzünden fikirlere deðil. Fakat sýrf güzel fikirlerin adamý da deðildi, gerçek politikacý olarak onlarý gerçekleþtirmesini de biliyordu. Gerçekleþtirilemeyeceði anlaþýlan ülküler üzerinde direnmiyordu, fakat öyle idealleri vardý ki, bunlarý pratik olayým diye asla feda etmedi: Özerk idare, kendi geleceðini saptama hakký ve yasa önünde eþitlik. Öyle idealler ki, bunlar baðýmsýz ve demokratik Macaristan anlamýna geliyordu ve þimdi de bu anlamý taþýyor. Róbert Hermann (Çeviren: Yýlmaz Gülen)