K(D)KIMT - TC Kamu Denetçiliği Kurumu
Transkript
K(D)KIMT - TC Kamu Denetçiliği Kurumu
K(D)K T.C. KAMU D EN ETÇİLİĞ İ KURUM U (Basdenetcilik) KAMU OesÇTCll-HSl KURUM U TAV SİYE KARARI KARAR NO : 09.10.2013/46 ŞİK ÂYETÇİNİN ADI SOYADI Serbesti Cad. 35/1 Bakırköy/İSTANBUL ŞİK AYETÇİNİN ADRESİ Yeşilköy ŞİK AYET EDİLEN İDARE : Milli Em lak Genel M üdürlüğü ŞİK ÂYET EDİLEN İDARENİN ADRESİ : îlkadım Caddesi No:7 ANKARA ŞİK AYETİN KONUSU : Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az malları bulunan vatandaşlarım ızın 1062 sayılı Kanun gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının T ürkiye’de bulunan m allarının idaresinden elde edilen gelirden karşılanması ve Milli Emlak Genel M üdürlüğü1nce 1062 sayılı Kanun kapsamında verilen ilgili yargı kararlarının uygulanması şikâyetin konusunu oluşturmaktadır. ŞİK AYET BAŞVURU TARİHİ : KARAR TARİHİ : 09/10/2013 Dikmen 06450 16/04/2013 USUL I. ŞİK ÂYET BAŞVURU SÜRECİ 1) tarafından, Kurum um uza 16.04.2013 tarihinde elden verilen şikâyet dilekçesi. 03.2013/143 sayılı şikâyet başvuru no.su ile incelemeye alınmıştır. tarafından, 06.06.2013 tarihinde Gerçek Kişiler İçin Şikâyet Başvuru Formu vasıtasıyla Kurum um uza verdiği şikâyet dilekçesi, 03.213/334 şikâyet başvuru no.su ile incelemeye alınmıştır. _ jurın ^ 28/3/2013 tarihli ve 28601 m ükerrer sayılı Resmi Gazete#?* y ^ ım la îıa îi ÎSîımu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaster ^Yönetmeliğin 22 nci I M T » ' " T.C. KAMU DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U (Basdenetçilik) K A K U DENETÇİLİĞİ KURUMU maddesinin üçüncü fıkrasında aynı sebep ve konuya ilişkin benzer nitelikteki şikâyet başvurularının birleştirilerek incelenebileceği düzenlem esine yer verilmiştir. Şikâyet dosyalarının incelenmesinden; 03.213/334 şikâyet numaralı dosya ile Kurumumuzda incelemesine devam edilen 03.2013/143 şikâyet numaralı dosya arasında; sebep ve konu yönünden bağlantı olduğu anlaşıldığından, şikâyetin aynı sebep ve konudan doğduğu ve biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığından, 03.213/334 şikâyet numaralı dosyanın şikâyet kaydının kapatılarak, 03.2013/143 numaralı şikâyet dosyasında birleştirilm esine ve incelem e ve araştırmanın, 03.2013/143 numaralı dosya üzerinden yürütülmesine, Yönetmeliğin 22 inci m addesinin üçüncü fıkrası uyarınca 09.09.2013 tarih ve 420 sayılı Birleştirme Kararı ile karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen şikayet başvurularının karara bağlanması için 28/3/2013 tarihli ve 28601 m ükerrer sayılı Resmi Gazetede yayım lanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 46 ıncı maddesinin birinci fıkrası ve İmza Yetkileri Yönergesinin 7 inci m addesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, şikayetin esas yönünden incelenmesi için Kamu Başdenctçisine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. II-ÖN İNCELEM E SÜRECİ: 2) Yapılan ön inceleme neticesinde, şikâyet konusu eylemin süre gelen bir etki meydana getirdiği, şikâyetçilerin m ağduriyetlerinin halen devam ettiği ve 1062 sayılı Kanunun geniş kitleleri yakından ilgilendirmesi sebebiyle Uygulam a Yönetmeliğinin Geçici 1. Maddesi hükümleri değerlendirilerek ön inceleme şartları yönünden bir eksikliğin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. OLAY VE OLGULAR I. ŞİK ÂYETİN KONUSU, HUKUKİ SEBEPLER VE İSTEM İN ÖZETİ 3) Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az malları bulunan vatandaşlarım ızın Kurumumuza yapmış oldukları şikâyet başvurularının ön incelenmesi neticesinde; Suriye'de taşınm az m allan bulunan vatandaşlarım ızın bu emlaklerinden yararlanam adıklarını, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında toprak sorununun bugüne kadar neticelcnmemesinin m ağduriyetlerinin devam ına sebep olduğunu, hak sahibi vatandaşların m üteaddit müracaatlarına ve Danıştay kararlarına rağmen Milli Emlak Genel Müdürlüğü*nün, başvuruları reddettiğini ve yargı kararlarını uygulamadığı belirtilerek, mal varlıkları Suriye'de olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının zararlarının; 1062 sayılı Kanun gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’de bulunan mallarının idaresinden elde edilen gelirden karşılanması ve M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nce 1062 sayılı Kanun kapsam ında verilen ilgili yargı kararlarının u y g u ja n iıa ^ lîö s y s u n d a taleplerin, Kurum um uza bildirildiği anlaşılmıştır. / a Hukuki Dayanak: 2 / 'T 'T N K ^ K K A K I! O E N E T C İU C ' KUBUW T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenetçilik) - 28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı "‘Hudutları Dahilinde Tebam ızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun’*. -17.10.1966 tarih ve 12428 sayılı "Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında Yönetm elik”. -06.11.1967 tarih ve 12743 sayılı "Suriye U yruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan Mallarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik”. - Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 91 Sıra No.lu Genel Tebliği. II-ŞİKÂYET KONUSU OLAYLAR: A) Dosyadaki bilgi ve belgelerin özeti: 4) Dosyadaki belgeler: 03.2013/143 ŞİKÂYET BAŞVURU NO.LU DOSYA İNDEKSİ Ek -1) Kıırumumuzun 09.09.2013 tarih ve 420 sayılı karar ile Birleştirme Kararı verilmiştir. (1 sayfa) Ek-2) RAPOR Ek-3) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Y önetm elik.( 01.10.1966 Tarih 6/7104 Sayılı Bakanlar Kurulu K aran) Hakkında Ek-4) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik. (25.09.196/ Tarih ve 6/8890 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) Ek-10) ... __ (şikayetçi). Kurumuza elden verdiği 16.04.2013 tarihli şikavet dilekçesi ve ekleri, (30 sayfa) Ek-10/A) İncelcme Ve Araştırm a Hazırlık Tutanağı Ek-10/B) Ön İnceleme Ve Bilgi Formu E k-lü/C ) Dışişleri Bakanlığı’nın şikayetçinin başvurusuna cevaben verdiği 14/03/2007 tarihli yazısı. (1 sayfa) Ek-10/D) TBMM Dışişleri Komisyonun, şikayetçinin dilekçesine verdiği, 20/03/2009 tarihli yazısı. (1 sayfa) K A M U D FN FTCIIU ÎI T.C. KAM U DENETÇİLİĞ İ KURUM U (Basdenetçilik) Ek-10/F) Danıştay Üçüncü Dairesini 12/08/2006 T. E.315 K.311 sayılı, Suriye uyrukluların m allarının tespiti ve bu m allara el konulm ası hakkındaki Dışişleri Bakanlığı’nca hazırlanan yönetm elik taslağının yasaya aykırı m addelerinin iptali hakkındaki karan. (2 sayfa) E k-10/G )D anıştay Onuncu Dairesinin 02/04/1998 T. E.3728 K.1374 sayılı, Suriye topraklarındaki taşınm azların kullanılması Suriye hüküm etince engellenen Türk uyruklu davacının bu yüzden uğradığı zararı; Suriye uyrukluların Türkiye’deki taşınm azlarına konulan tahdit sonucu bu taşınm azlardan elde edilecek gelirlerden karşılanması gerektiği hakkındaki, kararı. (2 sayfa) Ek-10/H) Danıştay Onuncu Dairesinin 13/11/200 T. E.3652 K.5621 sayılı, Suriye'deki taşınm azına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının; 1062 sayılı yasanın 1. Maddesi uyarınca, Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye’deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerektiği hakkındaki, kararı. (2 sayfa) Ek-10/I) Uyuşmazlık konusu ile ilgili Dışişleri bakanı Ali BA BA CA N ’ın açıklam alarına yer verilen haberin yer aldığı sayfa. (2 sayfa) E k -10/İ) Şikayetçinin, Bakırköy 4. Sulh M ahkem esi’nden aldığı son veraset ilamı. (2 sayfa) Ek-10/J) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında Yönetmelik. (3 sayfa) Ek-10/K) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik. (11 sayfa) Ek-10/L) Şikayetçinin, aile soy ağacını gösteren sayfa. (1 sayfa) E k - 1 1 ) ___________________ Başvuru Formu ve ekleri (60 sayfa) (şikayetçi), 6.6.2013 G erçek Kişiler İçin Şikâyet Ek-11/A) Ön İnceleme ve Bilgi Formu E k -ll/B ) Şikayetçinin, uyuşm azlık konusu ile ilgili dilekçesi. (1 sayfa) E k -ll/C ) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 27.10.2011 tarihli, şikayetçinin dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa) E k -ll/D ) Adalet Bakanlığı’mn 15/03/2013 tarihli, şikayetçinin dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa) E k -ll/E ) Uyuşmazlık Konusu ile ilgili Danıştay ve mahkeme kararları (7 sayfa) E k -ll/F ) TBM M Dilekçe Komisyonu başkanı Sayın dilekçe. (3 sayfa) KAMU DfNCTCİL'ĞI KURUMU T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U (Basdenetcilik) E k -ll/G ) Devlet Denetleme Kurumu Başkanlığı’na verilen 10/04/2013 tarihli dilekçe. (4 sayfa) E k -ll/H ) Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet D A VUTOĞ LU’na hitaben verilen 11/03/2010 tarihli dilekçe. (3 sayfa) E k -ll/I ) Ankara Valiliği İl Dernekler M üdürlüğü Alındı Belgesi. (1 sayfa) Ek-1 l/İ) Türkiye Suriye Emlak Sorunları ve Çözüm Yolları başlıklı yazı (2 sayfa) E k -ll/J ) Dışişleri Bakanlığı’nın 02/07/2013 tarihli, Özden Celal ERBAYIR isimli vatandaşın dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa) E k -ll/K ) Adalet B akanlığı'm n, 15/03/2013 tarihli. Özden Celal ERBAYIR isimli vatandaşın dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa) E k -ll/L ) Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’na hitaben verilen bila tarihli dilekçe.(l sayfa) E k -ll/M ) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında Yönetmelik. (1 sayfa) E k -ll/N ) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik. (5 sayfa) E k -11 /0 ) Maliye Bakanlığı’nın 21/04/1978 tarihli, 91 sayılı genelgesi. (1 sayfa) E k -ll/Ö ) ’T ürkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözüm lenm esine Dair Sözleşm e'’ (5 sayfa) E k -ll/P ) Danıştay Onikinci Dairesinin 7/3/1972 tarihli, E. 1970/302, K. 1972/720 sayılı kararı. (4 sayfa) E k -ll/R ) Uyuşmazlık konusunun çözüm üne yönelik yasal düzenleme yapma çalışmalarına ilişkin Başbakanlık. Maliye Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yazışm a fotokopileri. (9 sayfa) Ek-11/S) Uyuşmazlık Konusu ile ilgili olarak basında çıkan haberlerin fotokopileri. (9 sayfa) Ek-12) Kurumlunuzun 31/07/2013 tarih ve 3453 sayılı yazısına istinaden M illi Emlak Genel M üdürlugü’nden alman 20.09.2013 tarih ve 36403 sayılı yazısı ve ekleri. (24 sayfa) Ek-12/A) Suriye uyruklulara ait el konulmuş taşınm azların türlerini gösteren liste. (4sayfa) E k-İ2/B) Suriye uyruklulara ait el konulmuş taşınm azlara ilişkin detaylı sayısal bilgilerini gösteren bir adet CD. (1 sayfa) Ek-12/C) Suriye uyruklulara ait kiraya verilen taşınmaz! sayfa) 3stercn liste. (18 5 KAML OENETÇll'il KURUMU T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenetçilik) Ek-12/D) Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak yargıya intikal eden başvuruları (tespit edilen) gösteren liste. (2 sayfa) Ek-12/E) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nden bilgi-belge isteme yazısı. (2 sayfa) Ek-12/F) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’ne 20.09.2013 tarihinde yazılan tekit yazısı. (1 sayfa) Ek-12/G) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nden alman 23.09.2013 tarih ve 36597 sayılı yazı. (1 sayfa) Ek-12/H) Milli Emlak Genel M üdürlüğü yetkilileri ile Kurumumuz binasında 19/06/2013 tarihinde yapılan toplantıda yapılan sunumun ilgili sayfalan. (10 sayfa) E k -13) Dışişleri Bakanlığı’na, uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak 28/06/2013 tarihinde Kurum uzda yanılacak toplantıya katılımın sağlanm ası için yazılan davet yazısı. Ek-13/A) Dışişleri Bakanlığının 26.06.2013 tarihli uyuşmazlık konusu ile ilgili yapılacak toplantıya katılacak bürokratın ismini bildirdiği yazısı (1 sayfa) Ek-13/B) Dışişleri Bakanlığı yetkileri ile 28/06/2013 tarihinde yapılan toplantının katılımcı listesi. (1 sayfa) Ek-13/C) Toplantıda Kurum um uza sunulan; Dışişleri Bakanlığı’nm uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak. M aliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’ne verdiği görüş yazıları (6 sayfa) B) O laylar 5) Şikâyet başvuru dilekçesindeki ilgili o’aylar özetle şöyledir: Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az malları bulunan vatandaşlarımızın Suriye'de kalan taşınm az m allarından yararlanam adıklarını bu nedenle, 1062 sayılı Kanun kapsam ında, zararlarının giderilmesi ve uyuşm azlık konusu ile ilgili yargı kararlarının uygulanması yönünde talepte bulundukları anlaşılmıştır. I1I-ŞİKÂYET KONUSU İLE İLGİLİ M EVZUAT: 6- 28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı “ Hudutları Dahilinde Tebam ızın Em lakine Vaziyet Eden Devletlerin T ürkiye’deki Tebaaları Em lakine Karşı M ukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında K aııuı.” M adde 1 - İdari m ukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye’deki tebaasının hukuku m ülkiyeti dahi icra Vekilleri Heyeti karariyle H üküm et tarafından mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayri menkul atına vaziyet olunabilir. KAMU M N E T C k & T.C. K A M I DENETÇİLİĞ İ KURUMU (Başdenetcilik) M adde 2 - Zarar gören valadaşların istinat edecekleri vesikaların şekil ve suret ve merci tanzimi İcra Vekilleri Heyetince bir talimatnam e ile tayin ve tesbit olunur. M adde 3 - İşbu kanun neşri tarihinden itibaren m er’idir.” Kanunun 1 inci m addesiyle, herhangi bir yabancı devletin Türk vatandaşlarının kendi ülkelerindeki malları üzerinde kısmen veya tam am en kısıtlayıcı tedbirler uygulaması halinde, aynı şekilde T ürkiye’nin de o devlet vatandaşlarının T ürkiye’deki m allarının üzerinde aynı tedbirleri uygulayacağı hüküm altına alınmıştır. - 01.10.1966 Tarih 6/7104 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Bakanlar Kurulunun 01.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı kararı ile Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin Türkiye'de bulunan taşınır ve taşınm az (zati ev eşyası hariç) malları ile bütün hak ve m enfaatlerine 1062 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Hazine tarafından el konulmuştur. El konulan Suriye uyruklulara ait m allar hakkında yapılacak işlemler, kararname ekinde yer alan 17.10.1966 tarih ve 12428 sayılı ’’Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında Yönetm elikte” belirtilmiştir. (Ek-3) - 25.09.1967 Tarih ve 6/8890 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Bakanlar Kum lunun 25.09.1967 tarih ve 6/8890 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan 06.11.1967 tarih ve 12743 sayılı ’’Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi Hakkmdaki Yönetm elik” (Ek-4) hükümleriyle de Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait olup Bakanlar Kurulu kararıyla el konulan taşınır ve taşınm az m allar ile bunlara m üteferrik hak ve m enfaatlerin idare esasları belirlenm iş ve bu konudaki yetki Maliye Bakanlığına verilmiştir. - M aliye Bakanlığı Milli Emlak G enel M üdürlüğü’nün 21 Nisan 1978 tarihli 91 Sıra No.lu Genel Tebliği. ‘"Suriye uyruklulara ait 1/10/1966 gün. 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla elkonulan tarım topraklarının tümünün toprağa muhtaç çiftçi vatandaşlarım ıza kiraya verilmesi uygun görülm üş, 66 ve 80 sıra sayılı genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle; 66 ve 80 sıra sayılı genelgelere göre Suriye'deki önlemlerden zarar gördüğü için kendisine tarım toprağı kiraya verilmiş kim selerle yapılan sözleşmelerin yenilenmemesi. Sözleşmesi sona eren ve işgal edilm iş toprakların derhal boşaltılmasının sağlanması, İllerdeki kom isyonlarca tahsis yapıldığı halde; ihalesi Bakanlıkça onaylanmam ış olanlar için kira sözleşmesi yapılmaması. Davalı taşınm az m allardan tahliyesi sağlananların da tfiuhl F il C- t \ ,. * * K @ < T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenetcilik) Kiralama işlem lerinin 11 ve 17 sıra sayılı genelgelere göre yürütülmesi Kira bedellerinin Suriye uyruklu şahıs adına em anet hesabına yatırılması, Gerekir. Bilgi edinilmesini genelgenin ilçelere iletilmesi rica olunur." IV-ŞİKÂYET K ONUSUNA İLİŞKİN UYGULAM ALAR: 7) Danıştay 10 uncu Dairesinin 13/11/2000 tarihli E.No:3562, K.No:5621 sayılı, “Suriye’deki Taşınm azına El Konulan Ve Tasarruf Etmesi Engellenen Davacının; 1062 Sayılı Yasanın 1. M addesi Uyarınca Suriye Uyruklu Vatandaşların T ürkiye’deki Taşınm azlarından Elde Edilen Ve Bankada Bloke Tutulan Gelirlerden Kanıtlayacağı Nispetteki Zararının Ödenm esi Gerektiği H akkında” Kararı. “ Temyiz Eden (Davacı) : ...Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı İstemin Özeti : Dava, davacının Suriye’de kalan mallarına karşılık, Türkiye'deki Suriyelilere ait malların idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi için yaptığı 7.2.1994 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır...İdare M ahkem esi ... tarih v e ... sayılı kararıyla davayı reddetmiştir Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. D. Tetkik H akim i: Yakup Bal D üşüncesi: Suriye'd eki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının, 1062 sayılı Yasanın l. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye 'deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden, kanıtlayacağı nisbetteki zararının ödenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenle temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay S a vcısı: Tülin Özdemir D üşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin l.Jıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. I ÜRK MİLLETİ ADINA Iiiiküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava, davacının Suriye'de kalan mallarına karşılık, Türkiye'deki Suriyelilere ait malların idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi için yaptığı 7.2.JŞ94?ân1fl}^ışvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.... İdare Mahkemesi, S iM y S ^ ¡e k m e ti He yapılan anlaşmanın yürürlüğe konulmaması ve halen uygulanmakta olan Ş ^ ^ ^ le r ^ ıâ e Türkiye 'de el IÎ Z y f J € § 5 K A M U D E N fT C İl ı6 < KUffÜMJ T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenetçilik) konulmuş olan Suriye uyruklu kişilerin mallarından elde edilen gelirlerin . Sur iyenin aldığı tedbirlerden zarar gören vatandaşlarımıza dağıtılması yolunda bir hüküm içermediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri ittihazı Hakkında K anun’un ¡.maddesinde, idari mukarrer a t veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye 'deki tebaasının hukuku mülkiyetinin Bakanlar Kurulu Kararıyla mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayrimenkulatma vaziyet olunabileceği, vaziyet edilen emvalin varidatının ve ledelicap tasfiyelerinden mütevellit hasılatın, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nisbetinde, zarar gören Türk tebaasına tevzi olunacağı kurala bağlanmıştır. 1.10.1966 tarih, 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Suriye Uyrukluların Mallarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmeliğin" 1.maddesinde; Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, Türkiye 'de bulunan taşınmaz ve taşınır (zati ev eşyası hariç) malları ile bütün hak ve menfaatlerine 28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Yasa hükümleri gereğince Hâzinece el konulduğu belirtilmiştir. Yine 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El Konulan Mallarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin" 35. maddesinde ise, Suriyelilere ait el konulan taşınır ve taşınmaz mallarla her çeşit hak ve menfaatlerin idaresinden mütehassıl meblağ ve Maliye Bakanlığınca mal sandıklarına devrine lüzum gösterilen paraların "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilere Ait M allar " adıyla adi emanetler defterinde açılan partiye kaydolunacağı öngörülmüştür. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Suriye'nin Azez-Şimerin kazasında taşınmazının bulunduğu , söz konusu taşınmaza tasarrufunun engellendiği, 1062 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılan 1.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek yönetmelik hükümleri uyarınca getirilen kısıtlayıcı tedbirlerin 26.2.1971 tarihli protokolle kısmen kaldırıldığı, protokolün 4. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacıya ödemede bulunulduğa, emlak sorununun çözümü konusunda Türkiye ve Suriye Hükümeti arasında 9.5.1972 tarihli protokol hazırlandığı, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı Yasa ile kabul edildiği. Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı kararıyla bunun onaylandığı, ancak onay belgesinin teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatıyla durdurulduğu, ayrıca 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından Türkiye-Sur iye Karma Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan protokolünde yürürlüğe konulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Suriye 'deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının 1062 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye 'deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden kanıtlayacağı nisbetteki zararının ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49. njadd^ıHe^uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, ...İdare Mahkemesinin ... tarih ve ... ıhJtâMbuug Bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan idare iahkeni<mîıe gönderilmesine 13.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ” KIDjK KAMU D E H E ÎC Jl^ l KU 3UMU T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenctçilik) - Danıştay 10 uncu Dairesinin 02/04/1998 tarihli E.No:3728, K.No: 1374 sayılı, “Suriye Topraklarındaki Taşınm azların Kullanılm ası Suriye Hüküm etince Engellenen Türk Uyruklu Davacının Bu Yüzden Uğradığı Zararın; Suriye Uyrukluların Türkiye'deki Taşınm azlarına Konulan Tahdit Sonucu Bu Taşınm azlardan Elde Edilecek Gelirlerden Karşılanm ası H akkında” Kararı. 44 Dava; davacıya ait iken Suriye Devletince el konularak kullanılm asına engel olunan Suriye'nin Halep İli'ne bağlı Afrin ilçesindeki tarla vasıflı taşınmazları nedeniyle yoksun kaldığı gelirin; 1062 sayılı Yasanın 1. m addesinin 2. bendi hükm ü gereğince, 1966 yılından bu yana Maliye Bakanlığı tarafından kiraya verilerek yönetilmekte olan Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait taşınm az mallardan elde edilen gelirlerden karşılanması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Ankara 3. İdare M ahkemesi 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararıyla: Anayasanın 125. m addesinde, idarenin kendi eylem ve işlem lerinden doğan zararı ödem ekle yükümlü olduğu kuralının ver aldığı, bu bağlamda: idarelerin yasalarla kendilerine verilen kamu hizmetlerinin gereği gibi islemesini sağlayacak örgütü kurm ak, araç, gereç ve personeli o hizmetin gereklerine uygun biçimde hazırlam ak ve gerekli m evzuat düzenlemesini süresinde yapmakla yükümlü olduğu, hizmetin iyi veya gereği gibi işlememesinden dolayı kişilerin zarara uğraması durum unda idarenin hukuksal sorum luluğunun söz konusu olduğu ve uğranılan zararın hizmeti yürütm ekle görevli idarece tazmini gerektiği; 1062 sayılı. Hudutları Dahilinde Tebam ızın Em lakine Vaziyet Eden Devletlerin T ürkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun'un 1. m addesinde, idari m ukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye'deki tebaasının hukuku mülkiyetinin Bakanlar Kurulu K ararıyla mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve m enkulat ve gayrim cnkulatına vaziyet olunabileceğinin, vaziyet edilen emvalin varidatının ve lcdelicap tasfiyelerinden m ütevellit hasılatın, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nisbetinde. zarar gören Türk tebaasına tevzi olunacağının kurala bağlandığı, 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar K urulu Kararıyla yürürlüğe konulan "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El Konulan M allarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin" 35. maddesinde ise, Suriyelilere ait el konulan taşınır ve taşınm az m allarla her çeşit hak ve menfaatlerin idaresinden m ütehassıl m eblağ ve Maliye Bakanlığınca mal sandıklarına devrine lüzum gösterilen paraların "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilere Ait Mallar" adıyla adi em anetler defterinde açılan partiye kaydolunacağının düzenlendiği, dava dosyasının incelenmesinden; davacının Suriye Devletinin Halep İli Afrin İlçesinde bulunan taşınmazlarına 1966 yılında el konulm ak suretiyle tasarrufunun engellendiğinin, 1062 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılan 1.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek yönetm elik hüküm leri uyarınca da buna m isilleme olarak Suriye Vatandaşlarının Türkiye’de bulunan taşınm azlarına kısıtlayıcı tedbirler konulduğunun, 26.2.1971 tarihli protokolle bu tedbirlerin kısm en kaldırılarak, protokolün 4. m addesinin 2. fıkrası gereği davacıya ödemede bulunulduğunun, daha sonra davacıya Hatay'ın Reyhanlı İlçesindeki Suriye uyruklu kişilere ait 400 dekarlık yerin kiralandığının, davacının 1984 yılına kadar bu taşınm azlara tasarruf ettiğinin ve 1984 yılında da 91 sayılı genelge uyarınca kiralam a u y g u l a p ^ m d S ^ g e ç il d i ğ in i n , emlak sorununun çözüm ü konusunda Türkiye ve Suriye HükümetK'ara^ıh3Ac^ ^ l 9 7 ^ tarihli protokol hazırlandığının, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı yasa ile kat/ül çHildiğMh, B a k ı l a r Kurulunun il < T 10 K(wD) K . KAMt) OENRCll'ûl K l if lU K U T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU . - (Basdenetcuık) 28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı kararıyla bunun onaylandığının, ancak M illi Güvenlik Kurulunun, sözleşm enin yürürlüğe girmesini sakıncalı bulması üzerine onay belgesinin teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatına dayanılarak durdurulduğunun, aynca, 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından Türkiye-Suriye Karma Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan protokolün de yürürlüğe konulmadığının anlaşıldığı; bu durumda, Suriye'deki taşınm azına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının gelir yoksunluğuna uğramasında kusurlu davrandığı sabit olan davalı idarece. 1062 sayılı Yasanın l. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden, davacının kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerekirken, bu yoldaki isteminin reddedilm esinde m evzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir. Davalı idare, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek durdurulmasını istemektedir. İdare ve Vergi M ahkem elerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.m addesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 3. İdare M ahkemesinin 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı karan, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, karar verildi.” V -ÎNCELEM E, ARAŞTIRM A ve SONUÇ: A) Şikâyetçinin İddiaları: 8 ) 16.04.2013 tarih ve 1876 sayılı dilekçesinde; Suriye’de Ham a-Hum us, M eskene'de bulunan Osmanlı Valisi ait mülklerden 1966 yılına kadar kendisine miras bırakan torunu büyüğü Beyin her yıl kiralarını aldığını ancak, 1966 yılından itibaren Suriye Arap C um huriyetindeki yürütmenin Türk m allarına getirdiği kısıtlam alar ile bu yıldan itibaren ailenin söz konusu gelirlerden yoksun bırakıldığını, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında toprak sorununun bugüne kadar neticelenem em esinin mağduriyetlerinin devam ına sebep olduğunu, 50 yıl boyunca A ta topraklarından mahrum bırakıldıkları gibi 1062 sayılı Yasanın, zararları nispetinde T ürkiye’deki Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarına ait m ülklerden sağlanan gelirlerden karşılanm asının da m üm kün olmadığını. 1062 sayılı Yasa hükmünün, Anayasal hakları ve Danıştay kararlarına rağmen 45 yddır Maliye Bakanlığı M illi Emlak Genel M üdürlüğünce uygulanmadığı, ayrıca Devleti ile AİHM nezdinde dava konusu olmayı kabullenemediğini belirterek, Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 1062 sayılı Yasayla ilgili yargı kararlarının uygulanması hususundaki talebini, Kurum um uza bildirmektedir. 06.06.2013 tarih ve 3349 sayılı dilekçesinde; tasarruf yetkisi Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nde olmak ü^cragSuriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarına ait em lake Türkiye’de el koym a işleminin Û ^ U T 9 ^ ^ d h i n d e 1062 sayılı Kanuna göre 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu K ararına göre M ^ıl^ğJnı.^M ksakibi vatandaşların m üteaddit m üracaatlarına ve yine vatandaş lehine alınm ıy D â ^ i|!^ jg » a A a n fta rağmen Milli t $ k ( d ) r .c . k KAM UOENETCIl«i KbRUM U KAM U DENETÇİLİĞ İ KURUMU (Basdenetcilik) Emlak Cîencl Müdürlüğü*nün, başvurulan reddettiğini ve yargı kararlarını uygulamadığım belirterek, mal varlıkları Suriye’de olan T ürkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına; 1062 sayılı Kanun gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’de bulunan mallarının idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi ve bahse konu m ağduriyetin insan haklan m uvacehesinde değerlendirilerek karara bağlanmasını ve haklarının verilm esinin teminini, Kurumumuzdan talep etmektedir. B) İlgili İdarenin Bilgi ve Belgeleri: 9) M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nün uyuşm azlık konusu ile ilgili görüşleri R aporun41C) İlgili Kamu Denetçisinin İnceleme ve Araştırma B ulgulan" başlıklı bölümünde açıklanmıştır. Bununla birlikte; Kurum um uzun 31/07/2013 tarih ve 3453 sayılı bilgi-belge yazısına istinaden M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nden alınan 20.09.2013 tarih ve 36403 sayılı yazıda, Suriye uyruklulara ait el konulm uş taşınm azlar ile ilgili olarak; söz konusu taşınm azların türlerini ve detaylı sayısal bilgilerini gösteren listeye, Suriye uyruklulara ait kiraya verilen taşınmazlara ilişkin kayıtlara, Suriye uyruklulara ait el konulm uş taşınmazların 25/9/1967 tarihli ve 6/8890 sayılı “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece Elkonulan Mallarının İdaresi Hakkında Yönetm elik" te belirtilen usullere göre yönetilmekte olduğu, yönetim sonucu elde edilen gelirlerin bankalarda ncmalandırılarak m uhafaza edildiği bilgisine, Suriye'de taşınmazı kalması nedeniyle uğradıklarını iddia ettikleri zararlarının tazm ini amacıyla Maliye B akanlığfna karşı açılan davalara ilişkin bilgilere ve konu hakkında Avrupa İnsan Haklan M ahkem esi’nde açılm ış davaya rastlanılm adığına ilişkin bilgiye yer verildiği görülmüştür. C) İlgili Kamu Denetçisinin İnceleme ve Araştırm a Bulguları: 10) A- Uyuşm azlık Konusunun Tarihsel Süreci - 15.6.1927 tarihinde yürürlüğe giren 1062 sayılı Yasa ile Bakanlar Kuruluna bir devletin vatandaşlarının Türkiye'deki malları üzerindeki tasarruflarını kısmen veya tamamen tahdit veya onlara elkoyma yetkisi verilmiştir. Bakanlar Kurulunca, bu Yasaya uygun olarak Suriye uyruklu kişiler hakkında 13.1.1939 tarih 2/10250 sayılı kararname çıkarılarak, taşınmazlarını başkalarına devretm eleri ve üzerlerine ipotek koydurmaları yasaklanmıştır. 23.6.1959 tarihinde kabul edilen sözleşm e ile Türkiye sınırları içinde kalan ve Türk Tabiiyetine geçmiş sayılan kimselere, Suriye ve Lübnan uyruğuna geçm ek için sözleşme tarihinden itibaren 6 aylık ikam etgâhlarını nakletme, 18 aylık da m allannı tasfiye için süre verilmiştir. 31.5.1940 tarih 2/13629 sayılı kararnam e Lübnan ve Suriye uyruğunu tercih edenlerin m allarını, tanınan 18 aylık sürenin bitim ine kadar zayii ve telef olmaması için nasıl idare edileceğine ilişkin yöntemleri belirlemiş, Suriye uyrukluların malları Devletçe konulan bu ilkelere göre idare edilmeye başlanmıştır. İlave olarak süresinde m allarını tasfiye etmeyen kişilerin m allarını, 2490 sayılı Yasaya göre tasfiye edileceği hükmü getirilm iştir. 14.2.1942 tarih 2/17317 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile de muvazaalı tem liklerin önlenmesi yönünden Suriye uyruklu kişilerin, borçlarından dolayı m allan üzerinde haciz konarak satışlarının yapılabilmesi yasaklanmıştır. 18.11.1957 tarih 4/9697 sayılı Kararname ise, Suriye uyruklulann. paydaşı olduğu taşınm azların rızaen taksimlerini yasaklam ış ancak mahkeMe eliyle,şüyuun izalesine imkân vermiştir. Bunun yanında Medeni K anunun 650 ve/^55:» -mMddssine., göre temliken tescilleri önlenmiştir. Son olarak 17.10.1966 tarihinde yürüpftiğe .1Ö: 19^6 gün 6/7104 - y \ / 12 KİDJK KAMU OEh'cTCIL'ûl KURUMU T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U (Basdcnetcilik) sayılı kararname ile de, Suriye uyrukluların m allarına Devletçe el konmuştur. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel K urulu’ntın 4.12.1992 gün 1991/16-539 E., 1991/624 K. sayılı K aran) - Bununla birlikte; emlak sorununun çözüm ü konusunda Türkiye ve Suriye Hükümeti arasında 9.5.1972 tarihli protokol hazırlandığı, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı Yasa ile kabul edildiği, Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı Kararıyla bunun onaylandığı, ancak Milli Güvenlik Kurulunun, sözleşmenin yürürlüğe girmesini sakıncalı bulması üzerine onay belgesinin teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatına dayanılarak durdurulduğu, ayrıca, 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlem lerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından Türkiye-Suriye Karm a Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan protokolün de yürürlüğe konulmadığı anlaşılmıştır. (T.C. Danıştay 10. Daire’sinin T . 2.4.1998, E. 1997/3728 K. 1998/1374 sayılı Kararı) B- Uyuşm azlık Konusu İle İlgili K urum um uz’da Yapılan Toplantılar ve Tespitler 1- Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az m allan bulunan vatandaşlarımızın Kurumumuza yapmış oldukları şikâyet başvunıları ile ilgili olarak, Kurum um uzda yürütülen bilgilendirm e ve çalışm a toplantıları çerçevesinde, Milli Emlak Genel M üdürlüğü yetkilileri ile Kurumuz binasında 19/06/2013 tarihinde yapılan toplantıda; 28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebam ızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde; - 01.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Kararnameye bağlı, “ Suriye U yruklulann M allannın Tespiti ve Bu Mallara Konulması Hakkında Yönetmelikte” Suriye uyruklu bütün gerçek ve tüzel kişilerin, T ürkiye'de bulunan taşınır ve taşınm azlan ile her türlü mal, hak ve menfaatlerinin bloke edildiği ve bloke dışı paralan ile kiralık kasalarına (zati eşyası ile diğer istisnalar hariç) 28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Kanun hükümleri gereğince Hâzinece el konulduğu, - 25.09.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Kararnameye bağlı, “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının idaresi Hakkındaki Yönetm elik” çerçevesinde; 6/7104 sayılı Kararname ile el konulan Suriye U yruklulann Türkiye’deki taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal, hak ve m enfaatlerin, bloke edilm iş ve bloke dışı paralar ile kiralık kasalarındaki varlıkların yönetim i görevinin Maliye Bakanlığınca (Milli Emlak Genel M üdürlüğü) yürütüldüğü, - 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 13/h maddesiyle Bakanlığa; “ Kanunlar ve antlaşm alar gereğince m uayyen züm relere izafetle el konulması gereken para, mal ve hakların işlemlerini yapm ak ve tasfiyelerini sonuçlandırm ak” görevi verildiği, vatandaşlarım ızın yurt dışındaki m allarıyla ilgili Maliye Bakanlığı’nın herhangi bir görev yetkisinin bulunmadığı. -25/11/2010 tarihli ve 6083 sayılı T apu ve Kadastro Genel iMüdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci m addesinin “d” fıkrasında; “ Yabancı uyrukly=g^çek ve tüzel kişilerin ülkedeki tapu ve kadastro ile ilgili işlemlerini yapmak, T ü r k iy ^ ü m ^ r ^ y ^ ö v r u k l u gerçek ve tüzel kişilerin yurtdışındaki taşınm azlan ile ilgili hak ve m en|aatle> lni^^m ııaİkdevletlerarası emlak m üzakerelerine katılmak ' hükmünün bulunduğu, !j £ y k ( KAKU d ) k 0 £NFTCR:6 l KU0UKU T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Başdenetçilik) - Vatandaşlarımızın m ezkur uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak Milli Emlak Genel M üdürlüğü’ne yaptıkları başvurular çerçevesinde, 1062 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılm ış 6/7104 sayılı ve 6/8890 sayılı Yönetmeliklere göre; -Suriye uyrukluların ülkemizde bulunan mal, hak ve m enfaatlerine Hâzinece el konulması ve yönetim ine ilişkin olduğu, bu Yönetmeliklerde, Suriye D evleti‘nce taşınm azlarına el konulmuş vatandaşlarım ızın uğradıkları zararların giderilm esine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, -Ayrıca, söz konusu Yönetmeliklere bu gelirler üzerinden Maliye B akanlığı'na herhangi bir “tasarru f’ yetki ve görevin tanımlanmadığı, Suriye’de taşınmazı kalan vatandaşlarım ız tarafından Maliye Bakanlığına (Milli Emlak Genel M üdürlüğü) yapılan başvuruların reddedilmesi nedeniyle; -Yargıya başvurulması dolayısıyla ortaya çıkan m ahkem e kararlarının ne şekilde yerine getirileceğinin, -Suriye’de taşınm azı kalan vatandaşlarım ızın bu taşınm azlarına ilişkin tazminat taleplerinin tazmini için alınacak tedbirleri, m evzuat değişikliği veya yeni m evzuat oluşturm a dâhil olmak üzere konunun tüm yönleriyle görüşülmesi am acıyla; ilgili kurumların katılımıyla Dışişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde konunun yapılacak toplantılarda görüşülmesi gerektiğinin Dışişleri Bakanlığına bildirildiği, -Dışişleri Bakanlığından cevaben yazılarda; Suriye uyruklulara ait olup Devletim izin el koyduğu m allann idaresinden elde edilen gelirin vatandaşlarım ıza, zararları nispetinde dağıtılmasını sağlayacak bir yönetmeliğin çıkarılm ası, iç hukukum uz çerçevesinde gerekli bütçe düzenlem elerinin yapılması gerektiğinin bildirildiği. ifade edilmiştir. II- Anılan uyuşm azlık konusu ile ilgili Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile Kurum um uz binasında 28/06/2013 tarihinde yapılan toplantıda; Ülkem iz ile Suriye arasında 12 Şubat 2008 tarihinde oluşturulan Emlak Komisyonunun şimdiye kadar sonuncusu 28-29 Eylül 2010 tarihlerinde olmak üzere 3 kez toplandığı, ancak Suriye’de m eydana gelen son gelişm eler nedeniyle 4. toplantının yapılmasının mümkün olamadığı, Dışişleri Bakanlığı'nın. Komisyon toplantılarına ev sahipliği yaptığı ve toplantılara ilişkin görüş oluşturulm asında kurumlar arası eşgüdüm ü sağladığı, Suriye'de taşınm azlan kalan vatandaşlanm ızın uğradıkları mağduriyetin maddi bedelinin halen Devletimizce korum a altında tutulan mallardan elde edilen gelirin dağıtılması yoluyla tazmin edilmesi konusunda M akam onaylı Bakanlıklarının görüşlerinin. Maliye B akanlığı’na iletildiği ve Bakanlıkların bu konudaki görüşlerini m uhafaza ettiği, Uyuşmazlık konusu ile ilgili m evzuattaki eksikliklerin ve çelişkjferingid dolayı, yargı kararlarına istinaden yapılacak ödemelerin , 106$ sa>V* iş olmasından nca açılan 14 k3 K A R U DENETÇİLİĞİ KURUMU T.C. KAM U DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U (Basdcnetcilik) hesapta toplanan m eblağdan yapılam ayacağının düşünüldüğü, davacılara tazm inat ödem esinin genel bütçe kaleminden yapılabileceğinin değerlendirildiği, 1062 Sayılı Kanun" un uygulanabilmesini te mi nen, Suriye vatandaşlarının m allarına el konulması usulünü, el konulmuş malların idaresini düzenleyen Yönetmelikler çıkarılm ış olsa da, bu m allardan elde edilen gelirin m ağdur vatandaşlarım ıza dağıtılmasını sağlayacak herhangi bir düzenlem enin bulunmadığı, Bu nedenle, Suriye vatandaşlarına ait olup Devletimizin el koyduğu m alların idaresinden elde edilen gelirin m ağdur vatandaşlarımıza, zararları nispetinde dağıtılm asını sağlayacak bir yönetm eliğin çıkarılm asının aciliyet arzetm ektc olduğu. Bu hususun m ağdur vatandaşlarım ızın ulusal ve uluslararası düzeyde dava açmaları yoluna gitmelerine ihtiyaç bırakmadan ivedilikle dikkate alınması gerektiği. Hâlihazırda Suriye’de devam eden olaylar nedeniyle, Suriye'de taşınm az m allan bulunan vatandaşlarım ızın sorunlarının giderilmesi hususunda Suriye rejiminin m uhatap alınm asına imkân bulunmadığı, m evcut koşullarda Suriye ile emlak görüşm elerinin yeniden başlatılmasının da söz konusu olmadığı, bu itibarla, konunun bu aşam ada Suriye ile ilişkilerimizi ilgilendiren devletler arası bir boyutunun bulunmadığı, Bu çerçevede, m evcut koşullarda konunun m ünhasıran Maliye Bakanlığının görev ve sorum luluk alanına girdiğinin düşünüldüğü ve Maliye Bakanlığınca hazırlanabilecek kanun değişiklik teklifleri hususunda Bakanlıklarının, Türk-Suriye ilişkileri ve uluslararası hukuk bakımından olabilecek görüşlerini, talep edilmesi halinde bildirileceği, hususları ifade edilmiştir. HUKUKİ DEĞ ERLENDİRM E VE GEREKÇE I. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Denetim i Yönünden 11) A. Avrupa İnsan Hakları Sözleşm esi Çerçevesinde M ülkiyet Hakkı Kavramı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683 üncü m addesinde, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir ” hükmüne yer verilmiştir. Medeni Kanundaki m ülkiyet kavramına ilişkin düzenlem eler ve genel hükümlerden hareketle m ülkiyet; maddi varlığı olan şeyler üzerinde tam egemenlik sağlayan bir hak olarak tanımlanabilir. M ülkiyet hakkının verdiği yetkileri, o şeyin m alikinin rızası olmadan başkaları kullanamaz. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atm anın önlenmesini de dtâîn&ebiYır. Ancak, mülkiyet hakkının kullanımının da sınırları vardır. Bu sınırlar ulusal v ^ a iu sia ra ra & ^ sa ja r ile çizilm iştir. > » . 15 « W K A K U D E N F IC U 6 : T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U (Basdenetcilik) 1982 Anayasası M adde 35- “ Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla , kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. ” İnsan H ak lan Evrensel Beyannam esi M adde 17Herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır. 2. Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz", Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Num aralı Protokol M adde 1- “ Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez. ” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Numaralı Protokol’ün 1 inci m addesinde açık bir tanım verilmeksizin “m alların m asuniyetinden söz edilm iş ayrıca hukukun genel ilkeleri çerçevesinde kişinin “m ülkünden mahrum edilebileceği” belirtilmiştir. Bu yaklaşım, m ülkiyet hakkının kapsam ının ve elde ediliş yöntem lerinin ulusal hukuklara bırakıldığını, kısıtlamaların ise ulusal düzenlemeleri de aşarak, genel ilkeler doğrultusunda yürütüleceğini benimsemiştir. Aynı m addenin devam ında ise , “mallar, vergiler, diğer yüküm lülükler ve para cezaları’' sözcükleri geçmektedir. Ayrıcalıkları belirtmek am acıyla da yazılm ış olsa, bu kavramların da mülkiyet hakkının öğeleri arasında düşünüldüğü anlaşılmaktadır. M ülkiyet hakkının protokole koşut olarak A tH M ’nin yorumunun dört alt başlık altında değerlendirilmesi yapıldığında; M ülkiyet Hakkıuın Kazanılması: M ahkeme kararlarında, m ülkiyet hakkının kazanılm asının Sözleşme güvencesi altında bulunmadığı vurgulanm aktadır. Gerçekten de, protokolün 1. m addesi, var olan, edinilm iş bir hakkın kullanımı ve korunm asıyla ilgilidir. Protokol, gelecekte elde edilecek m alvarlığıyla ilgili güvenceler içermemektedir. M ülkiyet Hakkının Barışçıl K ullanım ının Sınırlandırılması: M ahkeme, üye ülkelere, hakkın özünü ortadan kaldırmamaları koşuluyla, izledikleri ekonomik ve siyasal politikalar doğrultusunda mülkiyetin barışçıl kullanımını sınırlandırmaları açısından oldukça geniş yetkiler tanımaktadır. M ahkeme, bu konularda en doğru değerlendirmelerin ulusal organlarca gerçekleştirileceği görüşündedir. M ülkiyetin kullanımına getirilen sınırlam alara karşı ulusal yargı yolu kapatılm ışsa ya da bu anlam a gelebilecek kısıtlam a ve engeller konulmuşsa. Mahkeme, Sözleşm e'nin bütünlüğü doğrultusunda yargısal denetimini sürdürmektedir. M ülkiyet Hakkının Sonlandırılması: Protokol'ün 1 maddesinin 1. paragrafında belirtildiği gibi devletler, kamu yararı amacıyla ve yasa ile mülkiyet hakkını sorilandırabiliyorl ar. M ahkem e, kamu belirlenmesinde de ulusal organların önceliğini ve etkinliğini benimsiyor. AçıJ^ ¿tüye kullanılması niteliğinde değil ise. ulusal organlarca kamuı yararına uyguı/ğöçüifeî Mahkemece de t e f r » v, V ' \ : ^ t 16 k ( d ) k KAMU O E N F fÇ İlîC KURUMU t c KAM U DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U (Basdenetcılık) Sözleşm e'ye uygun bulunmaktadır. M al varlığından yoksun bırakılan kişinin zararlarının, yitikleriyle orantılı bir bedel ödenerek giderilmesi gerekmektedir. M ahkeme, ulusal yargı kararlarının geciktirilmesi ya da hiç uygulanm am ası yoluyla mülkiyet hakkı yönünden kişilere verilen zararları, açık sözleşm e ihlalleri olarak değerlendiriyor. M ülkiyet Hakkının İçeriği: Geleneksel hukuk anlayışında olduğu gibi, ulusal yasalarım ızda da mülkiyet hakkı, belli bir malvarlığı üzerindeki egem enlik biçiminde algılanıyor. M alvarlığı, genellikle birtakım somut nesnelerden oluşuyor. Bu konudaki en kapsam lı tasnif, taşınır ve taşınm az m allar ayrımı oluyor. Onalım, geri alım, kullanma, oturma, yararlanm a, taşınm az yüküm lülüğü gibi tapu siciline işlenen haklar, doğrudan doğruya mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilm iyor. 1 B. İhtilaf Konusu Olayın; Danıştay 10 uncu Dairesinin Kararları Yönünden Değerlendirilmesi. I- Danıştay Onuncu Dairesinin 13/11/2000 tarihli E.No:3652, K.No:5621 sayılı, Kararında: 1062 sayılı kanuna atıfta bulunulan: “ 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebam ızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tcdabiri İttihazı Hakkında K anun’un 1 inci m addesinde; herhangi bir yabancı devlet Türk vatandaşlarının kendi ülkelerindeki malları üzerinde kısıtlayıcı tedbirler uygularsa aynı şekilde T ürkiye'nin de o devlet vatandaşlarının Türkiye’deki m allarının üzerinde aynı tedbirleri uygulayacağı şeklinde özetlenebilir. Nitekim Türkiye de, Suriye'nin Türk vatandaşlarının m allarına el koymasının ardından, Suriye vatandaşlarının Türkiye’deki mallarına el konulmasının hukuki zemini oluşmuş, buna bağlı olarak, 1.10.1966 tarih, 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Suriye Uyrukluların M allarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik ile de Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, T ürkiye’de bulunan taşınm az ve taşınır (zati ev eşyası hariç) malları ile bütün hak ve m enfaatlerine 28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Yasa hükümleri gereğince Hâzinece el konulmuştur. Anılan Danıştay Kararında; 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hazincce El Konulan M allarının İdaresi Hakkında Yönetm eliğin'1 35 inci m addesinde, “Suriyeli ler'e ait elkonulan taşınır ve taşınm az m allarla her çeşit hak ve m enfaatlerin idaresinden m ütehassıl meblağ ve Maliye Bakanlığınca mal sandıklarına devrine lüzum gösterilen paralar, mal sandıklarında “Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait m allar” adıyla em anetler defterine açılan partiye kaydolunur.” açıklam asına yer verilmek suretiyle, '‘Bu durumda, Suriye'deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının 1062 sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca Suriye uyruklu \0 m lg tşla rın Türkiye’deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirffn(JeqıJwrfÜtuyacağı nisbetteki zararının ödenmesi g e r e k m e k te d ir yönünde karar verilm iştik ----------------------------------------ı Av.Güncy Dinç. İzmir Barosu Dergisi Savı 69.2004 î, ^ ^ A * / ■+ < } 17 k H k KAMU D ÎN C T C lliC l KUŞUMU T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Başdcnctcilik) II- Ankara 3. idare M ahkemesinde görülen davada; kişilerin zarara uğraması durumunda idarenin hukuksal sorum luluğunun söz konusu olduğu ve uğranılan zarann hizmeti yürütmekle görevli idarece tazmini gerektiği yönünde verilen 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararın, davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu savıyla, temyizen incelenerek durdurulması istemini görüşen Danıştay 10 uncu Dairesi, 02/04/1998 tarihli E.No:3728, K.ıNo:1374 sayılı Kararında; “ ... bu durumda, Suriye ’deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının gelir yoksunluğuna uğramasında kusurlu davrandığı sabit olan davalı idarece . 1062 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden , davacının kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerekirken , bu yoldaki isteminin reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir. Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 3. İdare Mahkemesinin 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, karar verildi.'' yönünde karar vermiştir. Yukarıda belirtilen Danıştay Kararlarının; Suriye'deki taşınm azına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacıların uğradıkları zararların, Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden karşılanması yönünde olduğu anlaşılm ış olup, söz konusu uyuşmazlığın tarafı olan ancak henüz yargı yoluna başvurmamış olan vatandaşlar açısından, anılan Kararların emsal teşkil edebileceği, değerlendirilm iştir. D. İhtilaf Konusu O layın, AİHM Kararları Çerçevesinde Değerlendirilm esi 1-AİHM, m ülkiyet hakkı konusundaki bir uyuşmazlığı değerlendirirken aşağıdaki ölçütleri araştırmaktadır; -Uyuşm azlığın konusunun, Ek Protokol’ün 1. m addesindeki “mülkiyet hakkı” tanımı kapsam ında değerlendirilip değerlendirilem eyeceği. Her türlü taşınır ve taşınm az m allar ile alacaklar, parasal değeri olan birikimler mülkiyet hakkı kapsam ında değerlendirilmektedir. -M ülkiyet hakkına bir müdahalenin yupıhp yapılm adığı. Koruma, kural olarak gelecekteki beklentilere değil, edinilm iş haklara yöneliktir. M ülkiyet hakkına el atılması, genellikle üç türlü olmaktadır. M ülkiyetten yoksun bırakma, kullanımın sınırlandırılm ası ve hakkın özüne yönelik müdahaleler. M ülkiyet hakkını etkileyen girişimlerin doğrudan kamusal organlar eliyle uygulanması gerekm em ektedir. Bireyler arasındaki uyuşmazlıkların çözümüncjgkübj^cuka aykırılıklar ya da çözüm süzlüğün kurumlaştırılması gibi durum lar k a m u s a L ^ l^ rin ^ J ş te îd ş i ile bağlantılı olduğundan bu tür olayların sorumluluğu da ilgili d e v le tle ı- ^ ^ tu lu iim a ^ a d ^ Egemenlikleri altındaki bölgelerde mülkiyet hakkına saygıyı, m allan n d o V « n n În ]d i5 ^frs^% ım ak devletlerin görevidir. fl Z \ V f j V % iy j V ■. a T-j y. »a s .Jr v 18 KAM U W:N£TC»I IG) T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUM U (Basdeneteilik) -M üdahalenin yasal ve hukuksal tem elleri olup olmadığı. AİHM , haklara yönelen kamusal m üdahaleleri değerlendirirken, öncelikle ulusal hukuktaki tem ellerini araştırmaktadır. Böylece iç hukukta dayanağı bulunmayan gelişi güzel uygulamaları önlemeyi amaçlamaktadır. Ulusal hukuka aykırı düşen el atmalar. Sözleşme hukukuna da uyumlu bulunmamaktadır. -M üdahalenin genel çıkarlara ve kamu yararına yönelik yapılıp yapılm adığı. Bu aşamada el atmanın amacı araştırılmaktadır. İzlenen amaç açısından keyfiliğin önlenmesi, işlemin kamu yararına ve toplumun genel çıkarlarına yönelik olm asıyla sağlanmaktadır. Ancak, M ahkeme, kamu yararı ölçütlerini ve önceliklerini belirlemekte en doğru değerlendirmelerin ulusal organlarca yapılabileceği görüşündedir. -M üdahalenin orantılı olup olmadığı. Uluslararası denetim in özü bu nokta üzerinde yoğunlaşmaktadır. M ahkem e’ye göre “ ... bireyi mülkiyet hakkından yoksun kılan önlemin yasalarla korunan kamu yararına yönelmiş olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvurulan amaç ile izlenen yöntem arasında adaletli bir dengenin kurulmuş olması gerekir'' (Ashingdane / İngiltere 1985 ) 2 E. Avrupa İnsan Hakları M ahkem esi K ararlan' • Devam eden ihlaller Sözleşme organları, Sözleşm e’nin yürürlüğe girm esinden önce başlayan am a bu tarihten sonra devam eden ihlalin söz konusu olduğu durum larda, zaman bakım ından yetkilerinin genişletilm esini kabul etm işlerdir (De Becker v. Belçika (k.k.)). M ahkem e bu yaklaşımı m ülkiyet hakkıyla ilgili birçok davada sürdürm üştür, başvuruculara ait arazinin tazminat ödenm eksizin Deniz Kuvvetleri tarafından işgalinin sürdürülmesi (Papam ichalopoulos ve Diğerleri v. Yunanistan, §40); - Kuzey K ıbrıs'ta başvurucunun mülküne ulaşmasını engellem e (Loizidou v. Türkiye (ilk itirazlar), §46-47); - M illileştirilen m ülk için kesinleşen tazm inatı ödememe (Alm eida Garrett, M ascarenhas Falcâo ve Diğerleri v. Portekiz. §43) • “M alvarlığı” kavramı Birinci Protokolün 1. maddesi - M ülkiyetin korunması ‘7 ler gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır.... " • Korunan şeyler Bir başvurucu uyuşm azlık konusu kararların, ancak kendisinin bu m adde anlamında “malvarlığı'* ile alakalı olm ası halinde Birinci Protokolün 1. nıaddesimnjfeİal edildiğini iddia edebilir. Bir “m alvarlığı1', ' “m evcut bir şey” olabileceği gibi, b a ş v ^ f t ^ ^ ^ ö z e n d e m ülkiyet 2 A v .G ü n c y D in ç , İzm ir B arosu D e r g isi S a y ı 6 9 .2 0 0 4 3 Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulanın Rdıbcri, Avrupa karneyi/Avrapn ln«n Haklan Mahkemesi. 2 01 1 jf *< o** ^ ~ a \* r I t ¡fi H . Î K A M U O E K ST Ç İlC l KUBURU T.C. KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdcnctcilik) hakkını etkili bir şekilde kullanabilmek için en azından “m eşru bir b ek le n tisin in bulunduğu talepleri içeren bir malvarlığı da olabilir (J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye (Oxford) Land Ltd v. Birleşik Krallık [BD], §). “Beklenti”, bir yasa hükmüne veya söz konusu aynî m enfaatle ilgili hukuki bir işleme dayanıyor ise, “meşru beklenti” dir (Saghinadze ve Diğerleri v. Gürcistan, §103). • Ö zerk bir anlama sahip olması Birinci Protokolün 1. m addesinin ilk kısmındaki “m alvarlığı” kavramı özerk bir anlama sahiptir; m alik olunan şey fiziksel eşyalarla sınırlı değildir; iç hukuktaki sınıflandırmadan bağımsızdır; malvarlığı oluşturan belirli bazı haklar ve m enfaatler de “m ülkiyet hakkı” ve böylece bu m adde bakımından “m alvarlığı” olarak görülebilir. H er olayda incelenmesi gereken husus, bir bütün olarak ele alındığında olaydaki şartların başvurucuya Birinci Protokolün 1. m addesiyle korunan bir maddi menfaat sağlayıp sağlam adığıdır (Öneryıldız v. Türkiye [BD], §124; Broııiovvski v. Polonya [BD], §129; Beyeler v. İtalya [BD] • M evcut m alvarlığı Birinci Protokolün 1. m addesi, sadece kişiye ait mevcut m alvarlığına uygulanır (M arckx v. Belçika, §50; Anheuser-Busch Inc. v. Portekiz [BD], §64). Bu m adde m ülkiyet edinme hakkını güvence altına almaz (Slivenko ve Diğerleri v. Letonya (k.k.) [BD], §121;Kopecky v. Slovakya [BD], §35(b)). M ülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse, önce böyle bir hakkın varlığını kanıtlam ak zorundadır (Pistorovâ v. Çek Cum huriyeti, §38). Bir başvurucunun Birinci Protokolün 1. m addesine göre korunmayı gerektiren m ülkiyete ilişkin bir m enfaate sahip olup olmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunması halinde, M ahkem e’nin başvurucunun hukuki durum unu karara bağlaması gerekir (J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye (Oxford) Land Ltd v. Birleşik Krallık [BD], §61). • Alacak ve borçlar M ülkiyet hakkına ilişkin bir m enfaat bir alacak niteliğinde ise, ulusal hukukta yeterince bir temeli bulunması, örneğin ulusal m ahkemelerin teyit ettiği yerleşik bir içtihadın var olması halinde bir “m alvarlığı” olarak görülebilir (Plechanow v. Polonya, §83; Vilho Eskelinen ve Diğerleri v. Finlandiya [BD], §94; Anheuser-Busch Inc v. Portekiz [BD], §65; Kopecky v. Slovakya [BD], §52; Draon v. Fransa [BD], §68). Bir m ahkeme hükmünden doğan oir borç, icra edilebilir olduğunun yeterince ortaya konulması halinde, “m alvarlığı”nı oluşturur (Stran Greek Refıneries ve Stratis Andreadis v. Yunanistan, §59; Burdov v. Rusya, §40). M ahkeme nin içtihatları. Birinci Protokolün 1. maddesi tarafından korunan bir “meşru beklenti”nin bulunup b ulunmadığının belirlenmesi için, “gerçek uşm azlık” veya “savunulabilir bir iddia”n ın varlığını öngörm em ektedir (Kopecky vJSfo a İBÖ], §52; Vilho Eskelinen ve Diğerleri v. Finlandiya [BD], §94). / K ( D ıK KAMUOCNfTCH.:«! TC KAM U DENETÇİLİĞİ KURUM U (Başdenetcilik) İç hukukun yorum lanmasını ve uygulanmasını düzeltme konusunda bir uyuşmazlık bulunması ve daha sonra başvurucunun iddialarının ulusal m ahkemeler tarafından reddedilmesi halinde, meşru bir beklentinin doğmuş olduğu söylenm ez (Anheuser-Busch Inc v. Portekiz [BD], §65; Kopecky v. Slovakya [BD], §50). • M ülkiyetin iadesi Birinci Protokolün 1. maddesi Sözleşmeci Devletlerin, Sözleşm e’yi onaylamadan önce kendilerine geçirdikleri mülkiyeti iade etm elerini gerektiren genel b ir yüküm lülük yüklediği şeklinde yorum lanam az. Birinci Protokolün 1. maddesi Sözleşmeci Devletlerin, iade edilecek m ülkiyetin kapsamını belirleme ve eski maliklerin mülkiyet haklarını iade ederken koşulları seçme serbestlikleri üzerinde herhangi bir kısıtlam a koymaz. Sözleşmeci Devletler, özellikle belirli kategorideki eski m aliklerin bu tür bir haktan hariç tutulm aları konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Bu şekilde hariç tutulan belirli kategorideki m aliklerin iade talepleri, Birinci Protokolün 1. m addesindeki korumadan yararlanm ak için “meşru bir beklenti”ye temel oluşturmaz. Öte yandan Sözleşme ile birlikte Birinci Protokolü onaylayan bir Sözleşmeci Devlet, önceki rejim de m üsadere edilm iş mülkiyetin tamamen veya kısmen iadesini öngören bir yasa çıkaracak olursa, böyle bir yasanın koşullarını yerine getiren kişiler için Birinci Protokolün 1.maddesi tarafından korunan yeni bir m ülkiyet hakkı doğurduğu kabul edilebilir. Sözleşmeci Devlet tarafından Birinci Protokolün onaylanmasından önce iade veya tazm inat getiren düzenlenmeler, onaylam adan sonra da yürürlükte bulunuyorsa aynı şey geçerlidir (M altzan ve Diğerleri v. Alm anya (k.k.) [BD],). Etkili bir şekilde kullanm a imkanı bulunmayan bir m ülkiyet hakkının tanınması ümidi, Birinci Protokolün 1. maddesi anlam ında “m alvarlığı” olarak kabul edilem eyeceği gibi, şartın yerine getirilm em esi sonucu ortadan kalkan şartlı bir alacak da kabul edilem ez (M alhous v. Çek Cumhuriyeti (k.k.) [BDJ; Kopecky v. Slovakya [BD], §35(c)). Daha önce yürürlükte bulunan bir kanunun başvurucunun lehine olarak değiştirileceği inancı, Birinci Protokolün 1. maddesi bakımından meşru bir beklenti olarak görülemez. Bir iade ümidi ne kadar anlaşılabilir olursa olsun, salt bir iade ümidi ile meşru beklenti arasında fark vardır; meşru beklenti, salt bir üm itten daha somut nitelikte olmalı ve bir yasa hükm üne veya yargısal karar gibi hukuki bir işleme dayanm alıdır (Gratzinger ve Gratzingerova v. Çek Cumhuriyeti (k.k.) [BD],). • G elecekteki gelir Gelecekteki gelir, ancak kazanılm ış ise veya gelire yönelik icra edilebilir bir alacak m evcut ise. “m alvarlığı" oluşturur (lan Edgar (Liverpool) Ltd v. Birleşik Krallık (k.k.); W endenburg ve Diğerleri v. Alm anya (k.k.); Levânen ve Diğerleri v. Finlandiya (k.k.) E. UYUŞM AZLIK KONUSU İLE İLGİLİ G ENEL DEĞ ERLENDİRM E Raporun, “Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Denetimi Yönünden” başlıklı bölümünde yer verilen hüküm ve açıklam alar ile birlikte uyuşm azlık ko n u sı^1 iî^S teK i.)fu m u m u za verilen şikayet başvuru dilekçelerinde talep edilen hususlar birlikte grfe r> ... ( ' K ( D ) K KAM U O îN G rc lL lC - T C KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU (Basdenctcilik) Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa arasında 1921 yılında imzalanan Ankara Antlaşmasına kadar uzanan bir geçm işe sahip olan emlak sorununun, Suriye'nin 1930’lardan başlayarak vatandaşlarımızın bu ülkede bulunan taşınm az malları üzerindeki tasarruf haklarını aşamalı olarak kısıtlam aya yönelmesi ve buna karşılık ülkemiz tarafından 1062 sayılı Kanun kapsam ında Suriye uyrukluların ülkem izde bulunan taşınm az malları üzerindeki tasarruf haklarının dondurulm asıyla daha da karmaşık hale geldiği, 1966 tarihli 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konan “Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara El Konulması Hakkında Yönetm elik’in ilgili maddesi uyarınca el konulan m alların idare edilm esinden elde edilen gelirden Türk vatandaşlarının zararlarının karşılanmasına ilişkin bir düzenlem enin bulunmadığı, M ağdur vatandaşlarım ızın gerek ulusal gerek uluslararası (AİHM ) yargıya başvurmaları halinde lehlerine karar çıkm asının. A İH M ’nde açılacak davaların kazanılması halinde, m ağdur vatandaşlarım ız tarafından benzer davaların açılm asının da kuvvetle muhtemel olduğu. Öte yandan, Suriye uyrukluların ise bankalarda m uhafaza edilen gelirlerin üçüncü kişilere verilmesi durum unda mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla ülkemizde yerel m ahkemelere ve A İH M 'ne başvurm a ihtim allerinin bulunduğu, A vrupa İnsan Hakları Sözleşm esi (AİHS) çerçevesinde her özel kişinin, m illiyeti, medeni statüsü, hukuki ehliyeti ne olursa olsun, ihlal durum unda A İH M ’nde AİHS kapsamında şikayette bulunabileceği, şikayet başvurusunun, gerekli kriterlere sahip olduğunun değerlendirilm esi halinde, AİHM tarafından kabul edilebileceği, bu çerçevede, haklarının ihlal edildiğini öne sürenlerin, zararlarının öncelikle ilgili idare tarafından tazm in edilmesini talep etm esi, talebe idare tarafından olum suz yanıt verilm esi veya süresi içinde yanıt verilmemesi halinde yetkili ulusal m ahkem e önünde tazm inat davası açm ası, yine bir ödeme yapılm az ise iç hukukta verilen kesin hükümden itibaren 6 ay içinde A lH M ’ne başvurabilecekleri, Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak m ağdur olduğu iddiasında bulunan vatandaşlarım ızın zararlarının ispat edecekleri nispette, Suriye vatandaşlarının ülkemizde el konulan mallarından elde edilen gelirden karşılanmasını sağlayacak herhangi bir düzenlem enin bulunmadığı. Buna göre; söz konusu sürecin, uyuşm azlık konusunun tarafı olan vatandaşlarım ız açısından uzun ve yıpratıcı olacağı, ilgili kamu kurum lan yönünden değerlendirdiğinde ise bireysel başvuruların tek tek ele alınıp çözümlenmesi sürecinin, kamu kaynaklarının verimli kullanımı ilkesi gereğince uygun olmayacağı, bunun yanı sıra Suriye vatandaşlarının konu ile ilgili idari ve adli mercilere yapabilecekleri olası başvurular ile uyuşm azlık konusunun içinden çıkılması güç bir hale gelebileceği. Bununla birlikte, uyuşm azlık konusunun kapsamlı çözümünün Suriye’de istikrann yeniden sağlanması halinde m ümkün olabileceği hususu dikkate alındığında; m ağdur olduğu iddiasında bulunan vatandaşlarım ızın ulusal ve uluslararası düzeyde yargı yoluna gitm elerinden önce, uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak m evzuat değişikliği veya yeni m evzuat oluşturm a seçeneklerinin, vakit geçirilm eksizin değerlendirilm esine ve__by^/yönde çalışm alara başlanılm asına ihtiyaç olduğu. Diğer taraftan. ^ K ( D ) K T c KAMU DENETÇİLİĞ İ KURUMU (Basdenetçilik) K A K U C > E N iT C II IG.’ Maliye Bakanlığı M illi Emlak Genel M üdürlüğü'nce yayımlanan, 1978 yılında yürürlüğe giren ve halen yürürlükte olan 91 sayılı genel tebliğinde; -66 ve 80 sıra sayılı genelgelere göre Suriye'deki önlemlerden zarar gördüğü için kendisine tarım toprağı kiraya verilmiş kimselerle yapılan sözleşmelerin yenilenmemesi, sözleşmesi sona eren ve işgal edilmiş toprakların derhal boşaltılmasının sağlanması, illerdeki komisyonlarca tahsis yapıldığı halde; ihalesi Bakanlıkça onaylanmamış olanlar için kira sözleşmesi yapılmaması, düzenlem esi ile, taşınm az m allarına Suriye hükümetince el konulan vatandaşlarımızın, m ağduriyetlerini nispeten telafi etmek amacıyla, bu vatandaşlarım ıza öncelik tanınmasının öngörüldüğü esastan vazgeçildiği, -Davalı taşınmaz mallardan tahliyesi sağlananların da muhtaç çiftçilere kiralanması, kiralama işlemlerinin 1 i ve 17 sıra sayılı genelgelere göre yürütülmesi, kira bedellerinin Suriye uyruklu şahıs adına emanet hesabına yatırılması, düzenlemesi ile, el konulan Suriye uyruklulara ait tarım topraklarının tüm ünün toprağa muhtaç çiftçi vatandaşlarım ıza kiraya verilm esi esasının benimsendiği ve uygulam anın bu esas doğrultusunda sürdürüldüğü. anlaşılm ış olup. Açıklanan gerekçelerle; yukarıda aktarılan bilgi ve belgeler ışığında 1062 sayılı Kanuna dayanılarak Bakanlar K urulu'nca çıkarılan ilgili Yönetmeliklerde, 1062 sayılı Kanunun öngördüğü. Suriye’de kalan taşınm azlarından faydalanamayan Türk vatandaşlarının zararlarının karşılanması noktasında, zararın ispatına yarayacak belgelerin şekil, suret ve merci tanzim ine ilişkin düzenlem elere yer veriimediği gibi, uğranılan zararların giderim inin de açıkça onaya konulam adığı; Suriye’de taşınm az m allanna el konulan vatandaşlarım ızın mağduriyetlerinin devam ettiği de göz önünde bulundurularak, uyuşm azlık konusu ile ilgili tüm kurum ların katılımı ile çözüm yollarının araştırılm ası ve 91 Sıra No.lu Genel Tebliğ ile el konulan Suriye uyruklulara ait tarım topraklarının kiralandığı toprağa muhtaç çiftçi vatandaşlanm ızm durum u da gözetilmek suretiyle, 1062 Sayılı Kanunun ruhuna uygun olarak; uyuşm azlık konusu ile ilgili yargı kararlannm (örneğin Danıştay 10. Dairesi’nin 1997/3652 esas, 2000/5621 karar sayılı ilamı) yerine getirilm esinde yaşanılan tereddütlerin giderilmesi ve söz konusu uyuşm azlık nedeniyle m ağdur olduğu iddiasında bulunan vatandaşlarım ızın zararlarının telafi edilm esine yönelik yeni bir yönetm eliğin, m ümkün olan en kısa sürede yapılarak mağduriyetlerin giderilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. HAK ARAM A Ö ZG Ü RLÜĞ ÜN E İLİŞKİN YASAL M EVZUAT I. Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kam u Denetçiliği Kurumu K anununun 21 inci m addesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu tavsiye kararı üzerine otuz gün iç in d e ia e fÎ^ ? f 1^îîH5İem tesis edilmez T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Başdenetcılık) KAMU O EN ETCIl'âi HUŞUMU veya eylem de bulunulm az ise durm uş olan dava açm a süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. II. İlgili İdarenin İşlemine Karşı Yargı Yolu 2709 Sayılı 1982 A nayasasının Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması Başlıklı 40 ıncı m addesinin 2 nci fıkrasında, “ Devlet, işlem lerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.’' hükmü yer alm akta olup, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci m addesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilgili idarenin işlemine karşı arta kalan süre içinde Ankara idare M ahkemesine dava yolu açıktır. TAV SİYE KARARI Yukarıda açıklanan gerekçelere ve dosya kapsamına göre ŞİKÂYETİN KABULÜNE, Taşınm azlarına Suriye Arap Cumhuriyeti H üküm eti’nce el konulan Türk vatandaşlarının zararlarının telafisi amacıyla, uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak, Başbakanlık'a 1062 sayılı Kanuna uygun bir m evzuat düzenlemesi yapılması hususunda TAV SİYEDE BULUNULM ASINA, Davacı ile benzer durum da olup idari yargıya m üracaat ederek haklarında lehe karar verilen kişiler em sal alınarak, davacıların zararlarını ispat etmeleri durumunda, yapılacak m evzuat değişikliğine bağlı olarak genel bütçeye konulacak bir kalem vasıtasıyla ya da meri m evzuatta öngörülen Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye’deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden zararlarının karşılanması yönünde TAVSİYEDE BULUNULM ASINA, 6328 sayılı K anun’un yukarıda zikredilen 20. M addesinin üçüncü fıkrası uyarınca m erciince (Milli Emlak Genel M üdürlüğü) bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye edilen çözümün uygulanabilir nitelikte görülmediği takdirde gerekçesinin otuz (30) gün içinde K urum um uza bildirilm esinin zorunlu olduğuna, bu kararın şikâyetçilere ve ilgili idarelere tebliğine. Türkiye Cumhuriyeti Kamu B aşdenetçisrnce karar verildi. 'w ¿S 24