Turkiyede Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Transkript
Turkiyede Yenilenebilir Enerji Kaynakları
T.C. EGE ÜNĠVERSĠTESĠ ĠKTĠSADĠ VE ĠDARĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ Ġktisat Bölümü TÜRKĠYE’ DE YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ KAYNAKLARI POTANSĠYELĠ, KULLANIMI VE DIġA BAĞIMLILIĞI ÖZDEN YILMAZ & LEYLA KÖSEM ĠZMĠR – 2011 0 Ġçerik Kısaltmalar Tablolar Listesi ġekiller Özet 1 . GiriĢ 7 2 . Literatür Taraması 9 3 . 2003-2023 Dönemindeki GeliĢme Ve DeğiĢimleri Belirleyecek Olan 12 Temel Eğilimler Ve Ġtici Güçler 4. Türkiye’nin Enerjide DıĢa Bağımlılığı Ve Enerji Konusunda Genel Durumu 5.Gelecek Enerji Talebi Tahmini 14 6. Dünya’da Yenilenebilir Enerji ÇalıĢmaları 15 7.Yenilenebilir Enerji 15 8. Jeotermal Enerji 15 16 8.1. Türkiye’de Jeotermal Enerji 8.2.Türkiye’de Jeotermal Elektrik Üretimi Ve Doğrudan Kullanım 2013 21 Projeksiyonları 23 9. Rüzgar Enerjisi 9.1. Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Ve Türkiye’nin Durumu 23 9.2.Rüzgar Enerjisi Ve KarĢılaĢtırmalı Maliyetler 25 9.3.Rüzgar Enerjisi Maliyeti 26 27 10. Hidroelektrik Enerjisi 10.1.Türkiye’nin Hidroelektrik Potansiyeli 11. GüneĢ Enerjisi 28 29 11.1. Türkiye'nin GüneĢ Enerjisi Potansiyeli 30 11.2. GüneĢ Enerjisi Avantajları Ve Dezavantajları 31 11.3. Isıl GüneĢ Teknolojileri 32 1 11.4. GüneĢ Termal Güç Santrallerinin Tasarım Ġlkeleri 35 11.5. GüneĢ Enerjisinin Dünyadaki Uygulamaları 35 11.6.GüneĢ Enerjisi Teknolojileri Ve Özellikleri 36 11.7. Eie'nin GüneĢ Enerjisi ÇalıĢmaları 38 11.8. GüneĢ Enerjisi Elektrik Üretimi 38 11.9. GüneĢ Enerjisi Yatırım Maliyeti 39 11.10. GüneĢ Enerji Sistemleri Kendini Ne Kadar Sürede Amorti Eder? 40 11.11. GüneĢ Enerjisinin Diğer Enerji Türlerine Göre Faydaları 41 11.12. GüneĢ Enerjisinin Diğer Enerji Türlerine Göre Sakıncaları 41 11.13. Diğer Kurumların ÇalıĢmaları 42 11.14. GüneĢ Enerjisinin Ġstihdam Yaratmadaki Rolü 42 43 12. Dalga Enerjisi 12.1. Dalga Enerjisi Üretimi 45 13. Biyokütle Enerjisi 45 13.1. Bioyakıt 45 13.2. Biogaz 46 13.3. Biyogaz Üretiminin Yararları 47 13.4.Katı Depo Gazından Elektrik Üretiminin Türkiye’de Uygulanabilirliğine 48 Ġki Örnek : Ġstanbul Ve Bursa Tesisleri 14. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Ġstihdama Etkisi 50 15. Hidrojen Enerjisi 52 15.1. Dünyada Ve Türkiye’de Hidrojen Enerjisi 53 15.2. Hidrojen Enerjisi Teknolojisinin Dünyadaki GeliĢimi 53 16. Nükleer Enerji 54 17. KiĢi BaĢına DüĢen Enerji Kullanımı, GSYIH ve Toplam Enerji 56 Kullanımı Arasındaki ĠliĢkinin Ampirik Analizi Ve 2015 Toplam Enerji Kullanımı Öngörüsü 17.1.Veri Seti, Yöntem Ve Kapsam 56 2 58 17.2. Ekler 18. KiĢi BaĢına DüĢen Elektrik Kullanımı, Gsyıh Ve Toplam Enerji 69 Tüketimi Arasındaki ĠliĢkinin Ampirik Analizi Ve 2015 Toplam Elektrik Enerjisi Tüketimi Öngörüsü 18.1.Veri Seti, Yöntem Ve Kapsam 69 18.2. Ekler 71 19. Ġki Ekonometrik ÇalıĢmanın Değerlendirilmesi 82 20. Sonuç 83 Kaynakça 84 3 Tablolar Listesi Tablo-1. Enerji Ve Doğal Kaynaklar Sosyo-Ekonomik Faaliyet Alanının Teknolojik / Ekonomik / Yapısal Durumunun, Türkiye Ve Dünya Açısından Değerlendirilmesi Tablo-2. Jeotermal Elektrik Üretim Projeksiyonu (Teknik YaklaĢım, Tahmini Güç) Tablo-3. Türkiye‟de Jeotermal Değerlendirme 2013 Projeksiyonu Tablo-4. Tipik Bir Rüzgar Enerji Santrali Ġçin Ġlk Yatırım Maliyeti Tablo-5. Enerji Üretim Metotlarının Maliyet Ömür ĠliĢkisi Tablo-6. Hidroelektrik Enerjisinin Avantaj Ve Dezavantajları Tablo- 7. Türkiye'nin Yıllık Ortalama GüneĢ Enerjisi Potansiyeli ġekiller ġekil-1. Türkiye Jeotermal Haritası ġekil-2. Türkiye Rüzgar Atlası ġekil-3. Türkiye Hidroelektrik Potansiyel Haritası ġekil-4. Türkiye Dalga Enerjisi Potansiyeli Haritası ġekil-5. Biyokütle Potansiyel Haritası 4 KISALTMALAR AA: Alternatif Akım (AC) CO2: Karbondioksit (Carbon dioxide) DA: Doğru Akım (DC) GW: Gigawatt GWs: Gigawattsaat IEA: Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency) kW: Kilowatt kWs: Kilowattsaat MW: Megawatt MWe: Megawattelektrik MWs: Megawattssaat MWt: Megawatttermal PV: Fotovoltaik (Photovoltaic) TEP: Ton EĢdeğer Petrol TW: Terawatt TWs: Terawattsaat YE: Yenilenebilir Enerjiler EĠE: Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü ETKB: Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı HES: Hidroelektrik Santrali OECD: Organisation for Economic Co-operation and Development OPEC: Organization of the Petroleum Exporting Countries TEĠAġ: Türkiye Elektrik Üretim Ġletim A.ġ. TEDAġ: Türkiye Elektrik Dağıtım A.ġ. TEP : Ton eĢdeğeri petrol UNCED: United Nations Conference on Environment and Development UNCHE: United Nations Conferance on the Human Environment UNCTAD: United Nations Conference on Trade and Development UNEP: United Nations Environment Program UNIDO: United Nations Industrial Development Organization 5 ÖZET Enerji ihtiyacı tüm dünyada büyük bir hızla arttığı günümüzde ülkelerin kalkınmasında enerji kullanımı büyük önem taĢımaktadır. Enerji, gerek firmalar gerekse ülkeler için stratejik bir kaynak konumundadır. Ülkeler rekabet gücünü artırmak üzere ekonomiyi büyütecek ve yaĢam standartlarını yükseltecek yeterli, sürekli ve temiz enerjiye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu çerçevede Türkiye‟deki enerji durumuna genel olarak bakıldığında; Türkiye‟nin enerji tüketimi ve ithalatı, hızlı bir artıĢ içerisindedir . Ülkemizin enerjide dıĢa bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmamız ve arz güvenliği için enerjide çeĢitlilik yaratmamız gerekmektedir. Yenilenebilen enerji; uygun teknolojilerin kullanılması halinde kirletici etkisi olmayan, sürdürülebilen, yerli ve çevre dostu özellikleri ile öne çıkan bir enerji türü konumundadır ve Türkiye yenilenebilir enerji kaynak potansiyeli oldukça yüksek bir ülkedir. BaĢta enerji fiyatlarındaki yükseliĢ ile fosil enerji kaynaklı yakıtlar küresel ısınmayı tetiklerken aynı zamanda çevreyi kirletici yönüyle birçok olumsuz etkiler oluĢturmaktadır. Bu durum; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı kadar, yeni teknolojilerin geliĢtirilmesine de zemin hazırlamıĢtır ve yenilenebilir enerji kaynaklarını, tekrar uluslararası kamuoyunun gündemine getirmiĢtir. Bu çalıĢmanın kapsamı çerçevesinde gelecekte önemli ekonomik ve ticari değere ulaĢacak olan YE kaynakları olan güneĢ, rüzgar, jeotermal, hidrolik, dalga ve biyokütle enerjileri incelenecektir. Türkiye‟nin yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli, gelecekte enerji ihtiyacının dünyada ve Türkiye‟de durumu, hangi yenilenebilir kaynağın ülkemizin hangi bölgesinde yatırım yapılması gerektiği, bunların tahmini maliyetleri ve kendini ne kadar sürede amorti edeceği, avantaj ve dezavantajlarının tespiti, Türkiye‟nin enerji ithalatı, yenilenebilir enerjinin istihdama katkısı, Türkiye nükleer enerji sorunu ve özellikle enerjide dıĢa bağımlılığımız araĢtırmamızın temel baĢlıklarıdır. Anahtar kelimeler: Türkiye‟de yenilenebilir enerji, Enerjide dıĢa bağımlılık, Türkiye‟nin yenilebilir enerji potansiyeli 6 1. GĠRĠġ Hayatımızda önemli bir yer edinilen enerji hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkelerin en önemli ihtiyacı haline gelmiĢtir. Ġlerleyen dönemlerde enerji üretim ve tüketimi ülkelerin geliĢmiĢlik derecesini belirleyen bir ölçüt olarak ortaya çıkmıĢtır. Dünya nüfusunun hızla artıĢı karĢısında insan gereksinimlerinin yükselmesi neticesinde ülkelerin hem pahalı olmayan hem de bol enerji kaynaklarına ihtiyacı günden güne artıĢ göstermektedir. Tarihsel sürece baktığımızda yaĢanan petrol krizi, elektrik enerjisinin maliyetlerinin yüksek seviyelerdeki seyri buna bağlı olarak sanayi üretiminin sekteye uğraması gibi birçok olumsuz etmenin insanların alternatif enerji kaynaklarına yönelmesine yol açmıĢtır. Bilindiği gibi fosil yakıtlar insan sağlığında tehlike yaratacak zararlı gazlar içermektedir bunun neticesinde hem çevre zarar görmekte hem de küresel ısınmayı tetiklemektedir. Son zamanlarda en çok tartıĢılan nükleer enerjinin ise maliyetinin yüksek oluĢu ve Japonya örneğindeki gibi çevreye yapmıĢ olduğu ciddi tahribat yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edilir bir duruma getirmiĢtir. Günümüzde enerji yalnızca ekonomik bir güç olmaktan çıkarak uluslararası platformda ülkelerin hem rekabet gücünü hem de siyasi ve ekonomik hâkimiyetini belirleyen bir kaynak olarak kendini göstermektedir. Bu bağlamada enerjinin güvenliği, temin edilebilir olması, sürdürülebilirliği ve eriĢim kolaylığı ülkeler için büyük önem arz etmektedir. KüreselleĢen dünyada teknolojinin hızla geliĢimi enerjiye olan ihtiyacı ön plana çıkarırken büyük mücadelelerin verildiği savaĢların çıkarıldığı günümüzde enerjide dıĢa bağımlılığı azaltıcı politikaların hayata geçmesi büyük önem kazanmıĢtır. Türkiye enerji konusunda ciddi anlamda dıĢa bağımlı bir ülkedir bundan ötürü teknolojisini geliĢtirerek maliyetleri düĢürücü çalıĢmalara hız vermek, ayrıca temiz ve sürdürülebilirliği yüksek olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak baĢlıca politikalarından biri olmalıdır. Enerji Bakanlığı yenilenebilir enerjiyi "Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı" olarak tanımlanmaktadır. Rüzgâr, jeotermal, güneĢ, hidroelektrik, biokütle, dalga gibi enerjiler bu yönüyle yenilenebilir enerji sınıfındadır. Bu kaynakların çevre dostu olması, dıĢa bağımlığı azaltması, istihdamı arttırıcı bir etkisinin olması en büyük özellikleridir. Türkiye potansiyeli yüksek olmasına rağmen teknolojik yetersizlikler, bürokratik engeller, gereken teĢviklerin 7 sağlanamayıĢından ötürü bu kaynaklardan etkin bir Ģekilde faydalanamamaktadır. GeliĢmiĢ ülkelerle rekabet edebilirliğimizi yükseltmenin koĢulu yeni teknolojiler yaratarak yenilenebilir enerji potansiyelimizi ekonomimize katma değer yaracak Ģekilde geliĢtirmektir. Yapacağımız her yatırım sadece dıĢa bağımlığımızı azaltmakla yahut çevreyi korumakla kalmayacak ülkemizin en önemli sorunu olan iĢsizliğe de çare bulacaktır. Yapılan araĢtırmalar yenilenebilir enerji sektörünün tüm diğer enerji sektörlerine kıyasla en fazla istihdam yaratan sektör olduğunu göstermektedir. BaĢta AB ve OCED ülkeleri yenilenebilir enerji kullanımına ve yeni teknolojilerin arge yatırımlarına büyük önem vermektedir. 2015‟te toplan talebin % 3,3‟ünü karĢılamasını öngörülmektedir. Türkiye‟nin durumuna baktığımızda ise kaynakların etkin kullanılmadığını %1‟in altında bir kullanımının olduğunu görmekteyiz. Planlı ve doğru stratejiler geliĢtirmek hayati önem taĢımaktadır, kısa vadede rüzgar enerjisine yatırım yaparak ve rüzgar tribünleri üretime öncelik vererek, uzun vadede ise güneĢ enerjisi maliyet düĢürücü arge çalıĢmaları yaparak Türkiye enerji problemini aĢacak, bütçesine ciddi katkılar sağlayacaktır. Öte yandan ülkemiz, özellikle petrol ve doğalgaz gibi kaynakların yetersizliği nedeniyle enerji ithalatına bağımlılığından kaynaklanan riskleri kontrol altında tutabilmek için; rekabet Ģansına sahip olabileceği alanlara öncelik verip, uluslararası enerji pazarında etkin bir yer edinmek zorundadır. Enerji Bakanlığı‟nın verilerine dayanarak, dünya GSMH‟ların %6- 7‟sini birincil enerji kaynakları arzı oluĢturmakta ve enerji yatırımlarının ve ticaretinin yıllık değeri 1 trilyon $‟ın üzerinde olması sektörün gittikçe artan hızda büyüdüğünü gözler önüne sermektedir. Kalkınma ve sanayileĢmenin önemli göstergelerinden biri sayılan birincil enerji tüketiminde Türkiye, kiĢi baĢına 1,370 kilogram (kg) petrol eĢdeğeri tüketimi ile dünyada 69'uncu, Avrupa'da ise sonuncu sırada yer alıyor. Ne yazık ki Türkiye‟nin ürettiği ve tükettiği enerjinin geliĢmiĢ ülkelerden daha düĢük düzeyde olması ve kendi potansiyel kaynaklarını hayata geçirecek yatırımların azlığı nedeniyle bu büyük sektör gelirinden yeterince pay alamamaktadır. Artan nüfus ve sanayileĢme neticesinde tüketimi artarak enerji ihtiyacının %70 „ini ithal etmekte ve enerji bağımlılığını arttıran yakıtlardan karĢılamaktadır. Türkiye 106 milyon ton petrol eĢdeğeri tüketimi karĢısında elektrik 8 üretimi kurulu kapasitesi ise yalnızca 42000 MW e civarındadır. DıĢa bağımlılığımız yenilenebilir enerjinin devreye sokulmasıyla azaltması gerekmektedir. Sanayi sektöründe ham maddeden sonra en önemli üretim girdilerinden biri olan ve bireylerin temel gereksinimlerinin karĢılanmasında kilit rolü bulunan enerji, bu özellikleri nedeniyle birçok ülke için önemli bir konuma sahiptir. Dünyada enerji kaynaklarının kontrolü konusunda çıkarılan savaĢlar enerji kaynaklarının yaratabileceği küresel etkilere çarpıcı bir örnektir. Bu açıdan enerji arz güvenliğine yönelik kaygıların artmasıyla ve enerji fiyatlarındaki yükseliĢ değerlendirildiğinde, yenilenebilir enerji uluslararası iliĢkilerdeki gerginliği azaltabilecek bir unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır. 2. LĠTERATÜR TARAMASI ALTAġ, (1998) “Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Türkiye‟deki Potansiyel “ adlı çalıĢmasında araĢtırma kapsamında: Bir enerji darboğazına girmekte olduğumuzun sürekli olarak gündeme geldiği bu günlerde Türkiye‟de yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarından olan rüzgar ve güneĢ enerjisinin kullanımı ne oranda olduğu, yürütülen çalıĢmalar ve projeler, Türkiye rüzgar ve fotovoltaj güneĢ enerjisi kullanımına uygun olup olmadığı hakkında araĢtırmasını sürdürmüĢtür. Yenilenebilir kaynaklarımızın ülke ihtiyacına cevap verebilecek düzeyde olduğunu ortaya koymuĢtur. Hondroyiannis, (2002) Yunanistan‟da enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki iliĢkiyi 1960-1996 yıllarına ait verilerin hareketle vektör hata düzeltme modeli kullanarak aydınlatmaya çalıĢmıĢtır. Ampirik bulgular, ele alınan değiĢkenlerin uzun dönemde eĢbütünleĢik olduklarını ve ekonomik büyümenin belirlenmesinde enerji tüketiminin önemli bir role sahip olduğunu ortaya koymuĢtur. GENÇOĞLU, (2003) “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Türkiye Açısından Önemi” konulu çalıĢmasında Ģu görüĢleri ifade etmiĢtir. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeĢitliliği ve potansiyeli bakımından zengin bir ülkedir. Ülkemiz, birçok ülkede bulunmayan jeotermal enerjide dünya potansiyelinin %8 ‟ine sahiptir. Ayrıca coğrafi konumu nedeniyle büyük oranda güneĢ enerjisi almaktadır. Türkiye, hidrolik enerji potansiyeli açısından da dünyanın sayılı ülkelerindendir. Rüzgar enerjisi 9 potansiyeli yaklaĢık 160 TWh olarak tahmin edilmektedir. Bu çalıĢmada; Türkiye „nin sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları ayrı ayrı incelenerek, mevcut durum ve sahip olunan potansiyeli daha verimli olarak kullanabilme imkanları araĢtırılmıĢtır. Ayrıca enerji sorununun çözümüne iliĢkin bazı öneriler sunulmuĢtur. Paul ve Bhattacharya, (2004) enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki nedensel bağıntıyı Engle-Granger eĢbütünleĢme ve standart Granger nedensellik testlerini kullanarak Hindistan için araĢtırmıĢlardır. 1950-1996 yıllarına ait veriler, değiĢkenlerin karĢılıklı etkileĢim içinde olduklarını göstermiĢtir. Ulusoy, (2006) Granger nedensellik tekniğini kullanarak enerji talebi ve büyüme arasındaki iliĢkiyi ortaya çıkarmaya çalıĢmıĢtır. Sonuç olarak, her türlü enerji kaynağının büyümeyi doğrudan değil de yatırımların milli hasıla içindeki payının artırılması vasıtasıyla etkilediğini bulmuĢtur. Ayrıca ekonomik büyümenin enerji tüketimini yükselttiği sonucunu çıkarmıĢtır. ERTÜRK, (2008) “Türkiye‟nin Alternatif Enerji Üretim Ġmkanları ve Fırsatları” adlı çalıĢmasında Ģu konulara değinmiĢtir. Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma için temel girdilerden birisi durumunda olup, sanayi, konut ve ulaĢtırma gibi sektörlerde kullanılmaktadır. Ancak fosil yakıtlar üretim, çevrim ve tüketim esnasında büyük oranda çevre kirlenmesine de yol açmaktadır. Özellikle enerji çevrim santralleri asit yağmurları gibi sınırlar ötesi etkileri de beraberinde getirmektedir. Sorunların çözümlenebilmesi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim Ģarttır. ÇalıĢmada dünyanın geçmiĢteki enerji tüketiminde kaynakların rolü ve gelecekteki kaynaklara göre enerji tahminleri gösterilmiĢtir. 10 TABLO -1.ENERJĠ VE DOĞAL KAYNAKLAR SOSYO-EKONOMĠK FAALĠYET ALANININ TEKNOLOJĠK / EKONOMĠK / YAPISAL DURUMUNUN, TÜRKĠYE AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Yıl Nüfus GSMH Kişi başı Enerji Elektrik Kişi başı Kişi başı Bin kişi 1990 GSYİH Talebi talebi enerji talebi kWh/kişi Fiyatı $/kişi Mtep TWh elekt. talebi kep/kişi Milyar $ 1973 38,072 75.9 1,994 24.5 12.4 644 326 1990 56,098 150.0 2,674 53.0 56.8 945 1,013 1995 62,171 177.9 2,861 63.7 85.6 1,025 1,376 1998 65,244 215.5 3,303 74.7 114.0 1,145 1,747 2000 67,804 214.1 3,158 81.3 128.3 1,199 1,892 2001 68,618 193.9 2,826 76.0 126.9 1,108 1,849 2010 * 78,459 421.0 5,366 153.9 286.6 1,962 3,653 2020 * 87,759 812.7 9,261 282.2 566.5 3,216 6,455 2023 * 90,345 821.2 9,090 329.9 675.1 3,652 7,472 Tablo 3.1: Nüfus, ekonomi ve enerji Enerji ve Doğal Kaynaklar Açısından Türkiye’deki Durum (Kaynak: ETKB/APK) (*) Bu projeksiyonlar 2002 yılına ait olup, yeni planlama çalışmaları devam etmektedir. 3. 2003-2023 DÖNEMĠNDEKĠ GELĠġME VE DEĞĠġĠMLERĠ BELĠRLEYECEK OLAN TEMEL EĞĠLĠMLER VE ĠTĠCĠ GÜÇLER Tübitak‟ın enerji ve doğal kaynaklar panelinden alınan bilgiler doğrultusunda nüfusun hızla artıĢı karĢısında gereken talebe cevap verebilmek ve üretimi yükseltebilmek için dünya birincil enerji arzının %1.7 gibi büyüme hızıyla, 2023 yılına kadar %40'tan fazla artırılması gerekmektedir. Günümüzde fosil kaynaklar önemini devam ettirecektir baĢta petrol ve doğal gaz olmak üzere kullanım verimlilikleri arttırılarak dünyanın enerji ihtiyacı büyük oranda giderilecektir lakin fosil kaynaklar kendilerini kısa zamanda oluĢturabilen bir nitelikte değildir. Yoğun tüketim karĢısında ülkelerin enerji çeĢitlendirmesine gitmesi elzemdir. Enerjinin hem sürekliliği hem de doğa dostu olması nedeniyle geleceğe yön verecek uygulamalar yenilenebilir enerjiye yatırımdan geçmektedir. Kuzey Denizi ve ABD'deki petrol üretiminin düĢmesi aynı zamanda geliĢmiĢ ülkelerin petrol ithalatı artarken, Çin gibi hızlı büyüyen ekonomilerin ithalat taleplerinin 11 2020 yılına kadar günde 10 milyon varil düzeylerine ulaĢacak olması ihtimali, piyasalardaki rekabetin sertleĢeceği ve uluslararası güvenlik risklerinin artacağı yönünde endiĢelere yol açmaktadır. Fosil yakıtlara bağımlılıktan kaynaklanan kirlilik, çevre sorunları ve iklim değiĢikliği enerji emisyonlarının dünya genelinde azaltılmasını gerekli kılmaktadır. Dünyanın temiz teknolojilerin geliĢtirilmesi, maliyetlerinin düĢürülmesi gibi çalıĢmalarla alternatif kaynakların geliĢtirilmesi suretiyle fosil yakıt bağımlılığının sınırlandırılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu Ģekilde uluslararası enerji bağımlılığının ve doğabilecek gerginliklerin azaltılması açısından da zorunlu görülüyor. Tübitak‟ın yapmıĢ olduğu maliyet çalıĢmaları mevcut enerji arz sisteminin bakımı, onarımı, iĢletmesi ve hacminin büyütülmesi için gereken yatırımların yılda 1 trilyon doları aĢtığını göstermektedir. Ayrıca temin ve montaj sektörlerinde yoğun bir uluslararası pay alma yarıĢının yaĢanacağına iĢaret ederek Türkiye‟nin yan sektörlerde de yatırımlarını arttırması gerektiğini vurgulamaktadır. 4.TÜRKĠYE’NĠN ENERJĠDE DIġA ENERJĠ KONUSUNDA GENEL DURUMU BAĞIMLILIĞI VE Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi BaĢkanı Süreyya Yücel Özden‟in verdiği bilgiler doğrultusunda; Türkiye‟de 2010 yılında 114 milyon tep değeri enerji kullanımı gerçekleĢirken, buna karĢılık enerji üretimi 31 milyon tep değerinde olduğunu açıklanmıĢtır. Sn. Özden, Türkiye‟nin % 70 oranda enerjide dıĢa bağımlı olduğumuzu ve gereken politikaları hemen oluĢturup yatırımda önemli adımlar atılmadığı takdirde Türkiye‟nin gelecekteki en büyük sorunun enerji olacağını ifade ederek, her yıl enerji tüketim miktarımızın % 5 oranında artmakta olduğunu vurgulamıĢtır. Bu artıĢa bağlı olarak yeterli üretim gerçekleĢmezse dıĢa bağımlılığın daha da artması söz konusu olduğunu ifade etmiĢtir. Türkiye yıllık 45 milyar $ civarında kaybı komĢularından temin ettiği petrol, doğalgaz, kömür ve buna bağlı enerji kaynakları ithaliyle kayba uğramaktadır. Sadece Türkiye‟de 110 milyar metre küp kullanabileceğimiz su kapasitesinden 140 milyar 12 kilowatt saatlik elektrik üretilebileceği kapasitesi mevcutken bunun sadece üçte biri kadar elektrik üretebilmektedir. EĠEĠ Genel Müdürlüğü çalıĢmalarına göre; Türkiye su kaynaklarının sadece %37‟lik bir bölümünü geliĢtirebilmeyi baĢarırken, yaklaĢık olarak 92 milyar kwh/yıl kapasiteli üretim imkanı olan %63‟lük bölüm geliĢtirilmeyi beklemektedir. Elektrik Piyasası Yasası‟nın yürürlüğe girmesiyle özel teĢebbüslerinde HES kurma imkanı tanınmıĢ olmasına rağmen 583 lisansın yalnızca 94 adeti hayata geçirilmiĢtir. GerçekleĢme oranı %16‟dır. Aynı Ģekilde 48000 MW güç kapasitesine sahip rüzgar potansiyelimizin ancak 1023 MW‟tı devrededir. Yatırımların önündeki en büyük engeller bürokrasi ve hukuki olmakla birlikte alt yapı yatırımlarının üreticiye yüklenmesi de projelerin geri dönüĢümünü etkilemektedir. Alt yapı yatırımları devlet eliyle yapılıp özel sektörün önünü açmalıdır. Aksi takdirde yenilenebilir kaynaklarımızı özel sermaye eliyle hizmete geçirmemiz, büyük gecikmelerle sonuçlanacaktır. Türkiye, enerji kaynakları açısından net ithalatçı bir ülkedir.Yine Dünya Enerji Konseyi verilerine dayanarak Türkiye‟nin 2000 yılı itibariyle yılda tükettiği yaklaĢık 76 milyon ton kömürün %90'ını kendiüretirken, 30 milyon ton ham petrolün %91‟ini, 12.6 milyar metreküp doğal gazın %93'ünü ithal etmiĢtir.Ayrıca tükettiği 120 TWS'lık elektriğin 5TWS‟ını Bulgaristan ve Gürcistan gibi komĢularından sağlamıĢtır.Yıllık ihracatımızın yaklaĢık olarak %40‟nı ortadan kaldıran enerji ithalatının olumsuz etkileri, hem ekonomik alanda hem siyasi alanda bağımsız hareket etme alanını sınırlamaktadır. Türkiye‟de enerji fiyatları; dünya sıralamasında pahalılık açısından AB‟de en önde gelen ülkelerden biridir. Ayrıca sanayide tüketilen elektrik fiyatı, ABD‟deki sanayi de kullanılan elektrik fiyatının yaklaĢık iki katıdır. BaĢlı baĢına ciddi bir maliyeti içinde barındıran bu durum sanayi üretimimizin rekabetçiliği sağlamasındaki en önemli sorunu teĢkil etmektedir. Bunu unutmayalım, enerjide dıĢa bağımlılığımız azaldığı taktirde enerjiden alınan vergiler kabul edilebilir bir seviyeye indirilebilecek ayrıca maliyetlerimizi düĢürücü bir etki yaratarak üretimimizi artıracak buna bağlı olarak da milli gelir seviyemiz yükselecektir. 13 5. GELECEK ENERJĠ TALEBĠ TAHMĠNĠ Dünya enerji Komitesinin verilerine dayanarak, Dünya çapındaki enerji talebi, 2000 ve 2030 yılları arasında her yıl %1,9 oranında artacaktır. Enerji talebi, geliĢmiĢ ülkelerde yavaĢlarken; geliĢmekte olan ülkelerde ise artacaktır. Fosil yakıtlara olan ihtiyaç devamlılığını sürdürerek, 2030 yılı itibarıyla toplam enerji stokunun %90‟ını fosil kaynaklar oluĢturacak; ilk sırayı petrol alırken onu doğal gaz ve kömür takip edecektir. Nükleer ve yenilenebilir enerjiler ise toplam enerji stokunun %20 „sini oluĢturacaktır. Yenilenebilir enerjilerin kullanımı 20 kat artarak gittikçe hızlanan bir oranda artıĢ gösterecektir. 6. DÜNYA’DA YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ ÇALIġMALARI Enerji enstitüsünün dünyadaki yenilenebilir enerji çalıĢmaları hakkındaki bilgilere dayanarak Dünyadaki araĢtırma geliĢtirme faaliyetlerine en çok yatırım yapan ABD her yıl güneĢ ve rüzgar enerjisi kullanımını teĢvik etmek amacıyla 15 milyar $ devlet yardımı ve kredi sağlamaktadır. ABD iĢ dünyası da bu alana oldukça fazla ilgi göstermekte özellikle çok uluslu Ģirketler bu sektörlere ciddi yatırımlar yapmaktadır. Örneğin Wal-Mart 3 bin 500 mağazasına güneĢ panoları yerleĢtirerek enerji sorununu çözmek istiyor. Google , yenilenebilir enerjiler konusunda etkin çalıĢmaları olan bir diğer örnek Ġnternet devinin Silikon Vadisi‟ndeki kampüsünde elektrik tüketiminin üçte biri güneĢ enerjisinden elde etmekte ve 5 yıl içinde bir çok merkezinde aynı uygulamaya geçmeyi planlamaktadırlar.Aynı Ģekilde ABD‟nin bir çok eyaletinde gökdelenlerin tepesine rüzgar tribünleri yerleĢtirmeyi amaçlamaktadırlar. Bazı bilim adamlarına göre temiz teknoloji geleceğe yön veren teknoloji haline gelecektir. Risk sermayedarlarının temiz teknolojilere yaptıkları yatırımların, üç kat artıĢ göstererek 3 milyar dolara ulaĢması ve yüksek istihdam yaratması bu sektörün gelecekteki önemini vurgular niteliktedir . Günümüzde 4 milyon kiĢiye istihdam 14 sağlayan sektörün 2020 yılında 20 milyon kiĢiye istihdam yaratacağı tahmin edilmektedir. 7.YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ Yenilenebilir enerji, “doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağını” ifade etmektedir. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına iliĢkin Kanun Tasarısı Taslağı‟nın 3. Maddesinde yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde hidrolik, rüzgar, güneĢ, jeotermal, biokütle, biyogaz, dalga ve gel-git gibi kaynaklar sıralanmaktadır. 8. JEOTERMAL ENERJĠ En basit anlamıyla jeotermal enerji yer kabuğunun farklı derinliklerinde sıcak su, kuru buhar ya da gazlarda bulunan potansiyel enerjinin doğrudan ya da dolaylı bir Ģekilde çıkmasıdır. Isı sıcaklığına göre, jeotermal enerji çeĢitli alanlarda kullanılabilmektedir. Örneğin, ısı derecesinin çok yüksek olmadığı alanlar ısıtmacılıkta (sera alanlarında), kimyasal ürünlerin üretim prosesinde ve de çeĢitli endüstrilerde kullanılabilmektedir. Isı derecesinin daha yüksek olduğu orta ve yüksek sıcaklıktaki alanlar ise baĢta elektrik enerjisi üretmek olmak üzere, ısısı alınan suyun kullanım sonucunda atık su olarak, yerin derinliklerine „‟tekrar basma‟‟ kuyusu ile gönderilmesi Ģartıyla entegre ısıtma amaçlı da kullanılabilmektedir. Jeotermal enerjiden güç elde edebilme, Ģuan için üç farklı enerji tesisi ile olanaklıdır. Bunlar; kuru buhar, flash, ve ikili enerji tesisleridir. Kuru buhar tesisleri: yerin derinliklerinde bulunan buharın, çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkması sonucu, bu buharın jeneratöre bağlanması sonucunda türbini faaliyete geçirerek, onu sürekli çalıĢtırması için kullanılabilmektedir. Flash tesisleri: daha çok 200°C üstünde ısıya sahip sıcak suyu yerin derinliklerinden alarak, kaynayan sudaki buhar ve suyu ayırarak, buharı türbine geçirir. Ġkili tesislerde: bu tesislerde sıcak suyun ısısından yararlanılarak, türbini çeviren organik sıvıyı ısıtmak amaçlı kullanılmaktadır. 15 Tüm bu iĢlemler sonucunda geride kalan ısısı alınmıĢ jeotermal su reenjeksiyon ile tekrar yerin derinliklerine yollanır. 8.1.TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL ENERJĠ Ülkemiz jeolojik olarak genç kütlelere sahip olduğu için, jeotermal potansiyel bakımından oldukça zengindir. Bu alandaki 31.500 Mwt civarındaki jeotermal potansiyel ile dünyada ilk on ülke arasında 7. , Avrupa‟da ise birinci sırada yer almaktadır.1 Ülkemiz için mevcut olan bu enerji potansiyelinin tamamının hem elektrik hem de ısıtma enerjisi olarak kullanılabilirliği sağlandığı takdirde çok büyük boyutlardaki enerji ihtiyacı karĢılanarak, yerel gelirin artması sağlanabilecektir. Böyle bir durumu Ģu Ģekilde daha da açık hale getirmek mümkün; 2 • 1000 Mwe, bize bir yılda 8 milyar Kwh elektrik sağlayabilir. Bu demektir ki, tam 3 milyon hanenin elektrik ihtiyacı sırf bu Ģekilde karĢılanabilir. Sonuç: yaklaĢık 800 milyon $ net gelir. • Bu enerji potansiyelimiz 500.000 hane için eĢdeğer ısıtma demektir. Yani bir yılda tam 1 milyar m3 doğalgaz ithali yapılmayarak, 400 milyon $ tasarruf sağlanacaktır. • 30.000 dönüm sera ısıtmasının gerçekleĢmesi sonucunda; 30.000 kiĢiyi iĢ imkanı sunularak, istihdam artacak, 600 milyon ABD $ net gelir elde edilecektir. • Jeotermal kaynaklar aynı zamanda, çeĢitli sağlık sorunlarına iyi gelen Ģifalı sular olmaları nedeni ile gerek yurt içinde gerekse de yurt dıĢında bulunan insanların ilgisini çekmektedir. 1 DemirtaĢ, Sibel, 2010, web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/egitim/.../AB.../sibeldemirtas.pdf, S.17 2 Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009, http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html 16 Ülkemizde bunun için tam 400 adet termal tesis potansiyeli vardır. Bu; Bir milyon yatak kapasitesi, 250.000 kiĢiye istihdam, 5 Milyar ABD Doları net gelir, demektir. Mevcut potansiyeli harekete geçirmenin sonucu bize YILDA TOPLAM 6.8 MĠLYAR DOLAR NET GELĠR sağlayarak. Döviz tasarrufuna imkan verebilecektir. T.C. BaĢbakanlık Devlet Planlama Maden Enerji ÇalıĢma Grubu, 2008 raporuna göre; Ülkemiz diğer yenilebilir enerji potansiyellerinde olduğu gibi sahip olduğu jeotermal enerji yararlanmamaktadır. Bir yılda yaklaĢık 30 milyar m3 dolaylarında sahip olduğumuz, doğalgaz eĢdeğeri bu enerji potansiyelimizi 1170 farklı yerde kaplıca olarak faydalanmanın haricinde yeterince değerlendirmemekteyiz. Oysaki hane ısınmasını karĢılamak için bile kullanılacak olsa, maliyet açısından en avantajlı enerji olan linyitten bile yarı yarıya daha ucuzdur. ġehirlerin ısınma ihtiyacının karĢılanmasında, seracılıkta hatta sanayide de kullanılacak olursa çok önemli avantajlar sunabilecektir. Yerli ve yenilenebilen, bitmeyen, çevre dostu olan bir enerjidir. Bu enerjinin ortaya çıkarılması külfetli de değildir. Sadece sondaj maliyeti ve pompalama iĢlemlerinde kullanmak için çok yüksek olmayan, bilakis çok da uygun maliyetlerde olan bir enerji gideri vardır. 17 ġEKĠL-1. TÜRKĠYE JEOTERMAL HARĠTASI Kaynak:Türkiye Jeotermal Haritası, http://www.limitsizenerji.com/multimedia/tuerkiyejeotermal-haritası Ülkemizdeki jeotermal enerji potansiyeli oluĢturan sahalar Batı Anadolu'da (%77,9) yoğunlaĢmıĢtır. Bu bölgedeki enerji potansiyelinin sadece %13'ü yani 4.000 MW civarında olan kısmı Enerji Bakanlığı kuruluĢu olan Maden Tetkik ve Arama aracılığı ile enerjisinin kullanımı sağlanmıĢtır. Bu her ne kadar iyi boyutta bir geliĢme olsada %87‟lik bir potansiyelin yer altında öylece duruyor olması, bu alandaki çalıĢmaların, yatırımlara çok daha fazla önem verilmesi gerektiğini göstermektedir. Türkiye'deki jeotermal sahaların yaklaĢık %55 dolaylarındaki kısmı ısıtma uygulamalarına elveriĢlidir. Bu bakımdan 1200 dönüm alan sera ısıtması yapılarak, jeotermal enerjiden yararlanabilmektedir. Ayrıca 15 yerleĢim yerinde 100.000 hane bu enerji ile ısınma ihtiyacını karĢılayabilmektedir. Dahası, MTA Genel Müdürlüğü tarafından çalıĢmalar neticesinde 840 MW jeotermal enerji kaynağı tespit edilmiĢtir. Potansiyelin 1.500 MW'lık kısmının elektrik enerjisi üretimi için uygun olduğu tespit edilmiĢtir. Bu elektrik enerjisi üretimi için Ģuan 18 için 600 Mwe dolaylarında mümkünatı vardır. Bu çalıĢmalar sonucunda 2009 yılsonunda jeotermal enerjisi kurulu güç 77,2 MW seviyesine gelmiĢtir.3 AĢağıda yer alan Tablo-2 de 2010 ve 2013 tahmini jeotermal elektrik üretim projeksiyonu verilmiĢtir. Buna göre; 2010 yılında mevcut olan bölgeler içerisinde en yüksek Mwe‟ye sahip olan bölge Aydın-Germencik‟tir (100 Mwe). Onu sırasıyla; Denizli-Kızıldere ve ÇanakkaleTuzla (75 Mwe), Aydın- Salavatlı (60 MWe) ile takip etmektedir. 2010 yılsonu için mevcut alanlardaki toplam tahmini elektrik üretimi 455 MWe civarındadır. 2013 tahmini verilere göre ise; 2010 sıralaması bölgeler için değiĢmemekle birlikte, elektrik üretiminde bir artıĢ görülmektedir. Bu bağlamda 2013 yıl için toplamda 550 MWe dolaylarında jeotermal elektrik üretimi beklenmektedir. Bu oranın 2010 yılı için 1000 MWe ulaĢması beklenmektedir.4 3 Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009, http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html 4 EĠE Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009 http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html 19 TABLO-2:JEOTERMAL ELEKTRĠK ÜRETĠM PROJEKSĠYONU (TEKNĠK YAKLAġIM, TAHMĠNĠ GÜÇ) Saha Adı Sıcaklık (0C) Denizli-Kızıldere Aydın-Germencik Manisa-AlaĢehir-Kavaklıdere Manisa-Salihli-Göbekli Çanakkale-Tuzla Aydın-Salavatlı Kütahya-Simav Ġzmir-Seferihisar Manisa-Salihli-Cafer Bey Aydın-Sultanhisar Aydın-Yılmaz köy Ġzmir-Balçova Ġzmir-Dikili 200-242 200-232 213 182 174 171 162 153 150 145 142 136 130 2010 Tahminleri (MWe) 75 100 10 10 75 60 30 30 10 10 10 5 30 Toplam 455 Kaynak: EĠE Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009 2013 Tahminleri (MWe) 80 130 15 15 80 65 35 35 20 20 20 5 30 550 http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html 20 8.2.TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL ELEKTRĠK ÜRETĠMĠ VE DOĞRUDAN KULLANIM 2013 PROJEKSĠYONLARI Jeotermal Derneğinin hazırlamıĢ olduğu 2007 – 2013 dönemi Türkiye‟nin jeotermal değerlendirme projeksiyonuna göre;5 TABLO-3. TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL DEĞERLENDĠRME 2013 PROJEKSĠYONU Jeotermal Değerlendirme ġubat 2005 20 MWe (94 GWh) Elektrik Üretimi Konut Isınması MW 635 MWt Termal Turizm (Kaplıca) 103.000 konut eşdeğeri 215 adet kaplıca Seracılık 635 dönüm 192 MWt Toplam doğrudan kullanım 402 MWt 1229 MWt 2013 yılı MW Projeksiyonu 550 MWe (2475 GWh) 500.000 4000 MWt 400 adet kaplıca eşdeğeri 5000 dönüm Toplam Yıllık Enerji 4 Milyar kWh/Yıl 1100 MWt 1700 MWt 8000 MWt 2013 yılı Toplam jeotermal doğrudan kullanım (elektrik dıĢı)+jeotermal elektrik üretim projeksiyonu fuel-oil (kalorifer yakıtı) ikamesi 35.040.000* MWth/Yıl 3,88 Milyon Ton/Yıl = 4,24 Milyar USD/yıl Kaynak: Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm Yukarıdaki Tablo 2 de karĢılaĢtırılması verilen, 2005 ġubat ve 2013 yılı projeksiyonu kapsamında; Elektrik üretiminin 20 MWe‟den 550 MWe‟ye artması beklenmektedir. Bunun 8 yılda gerçekleĢebileceğini öngörüyorsak, bu konuda çok büyük atılımların yapılacağı söylenebilir. 5 2007 – 2013 Dönemi Türkiye‟nin Jeotermal Değerlendirme Projeksiyonu, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm 21 2005‟den 2013‟e kadar uzana süre içinde yaklaĢık 400 bin konut eĢdeğeri ısıtmanın artması beklenerek 103.000‟den 500.000‟e artması beklenmektedir. Seracılıkta 5000 bin dönüm hedeflenerek, etkinliğin artırılması amaçlanmaktadır. Böylece 635 dönümden 5000 dönüme çıkacak olan seracılığa paralel olarak artıĢ göstererek 15 milyon ABD dolarından 250 milyon ABD dolarına ulaĢarak, inanılmaz bir artıĢ gösterebilecektir. 6 Doğrudan kullanım 1229 MWt‟den 8000 MWt‟ye artması beklenerek, yakıtte fuel-oil ile ikame edilmesi sonucunda yılda 4.24 Milyar ABD doları gelir getirecek, enerjide dıĢa bağımlılığı azaltacaktır. Ayrıca ekonomik problemlerimizden en önemlilerinden biri olan iĢsizlikte bu alanda sağlanan istihdam ile düĢük gösterebilecektir. Bu bağlamda, jeotermal- elektrik ve doğrudan kullanımı 2013 yılında, 2005 yılında gerçekleĢen istihdam oranına göre 5 misli bir artıĢ göstererek 40.000 bin kiĢiden, 200.000 kiĢiye ulaĢabilecektir.7 6 Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm 7 Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm 22 9.RÜZGAR ENERJĠSĠ Rüzgar, güneĢin yeryüzündeki farklı yüzeylerin, farklı hızlarda ısınıp soğumasıyla oluĢmaktadır, hareket halindeki havanın kinetik enerjisidir. Rüzgar enerjisinin temiz ve sınırsız bir kaynak özelliğine sahip olması, girdinin ücretsiz oluĢu, enerji arzını çeĢitlendirerek enerji güvenliği sağlaması, dıĢ kaynaklı yakıt ithaline ihtiyaç duymaması, üretim tesislerinin çok çabuk inĢa edilebilmesi ve tesisin kurulduğu alanda tarım ve sanayi faaliyetlerinin de yürütülebilmesi gibi çok sayıda sağladığı avantajdan ötürü bu sektöre ülkemizin hızlı bir Ģekilde yatırım yapması elzemdir. Geleneksel yakıtların aksine, enerji güvenliği açısından yakıt maliyetlerini ve uzun dönemli yakıt fiyatı risklerini eleyen ve ekonomik, politik ve tedarik riskleri açısından diğer ülkelere bağımlılığı ortadan kaldıran yerli ve her zaman kullanılabilir bir kaynak olması rüzgar enerjisinin önemini daha da arttırmaktadır. Diğer taraftan KuruluĢ maliyetleri konvansiyonel yakıtlı santrallere göre daha yüksek olması, türbin sayısı çok arttığında gürültü kirliliğine neden olması, çok büyük enerji üretimine olanak sağlamaması gibi olumsuzları da mevcuttur. Ayrıca yatırımlar sırasında banka kredilerinin faizlerinin yüksek olması, devlet teĢviklerinin de yetersiz olması yatırımcıların önündeki önemli engellerden bazılarıdır. Türkiye için, yenilenebilir enerji projelerinin baĢarısı sadece hükümet desteklerine dayanmamaktadır. Bu bağlamda dıĢarıdan gelecek yardımlar da hayati önem taĢımaktadır. Dünya Bankasının, yenilenebilir enerji sektörünü geliĢtirmede enerji sektörüne hız vermek amacıyla toplam 600 milyon dolar değerinde yatırım yapacağını açıklamıĢtır ve Türkiye 2009‟ dan dan itibaren bu desteği almaya baĢladı. 9.1. RÜZGAR ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ VE TÜRKĠYE’NĠN DURUMU Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz hem karada hem denizde büyük rüzgar potansiyeline sahiptir. Türkiye‟nin en iyi rüzgar kaynağı alanları kıyı Ģeritleri, yüksek bayırlar ve dağların tepesinde ya da açık alanların yakınında bulunmaktadır. En Ģiddetli 23 yıllık ortalama rüzgar hızları Türkiye‟nin batı kıyıları boyunca, Marmara Denizi çevresinde ve Antakya yakınında küçük bir bölgede meydana gelmektedir. Orta Ģiddetteki rüzgar hızına sahip geniĢ bölgeler ve rüzgar gücü yoğunluğu Türkiye‟nin orta kesimleri boyunca mevcuttur. Birçok yerde, özellikle sahil boyunca ve doğudaki dağlarda kıĢları daha güçlü rüzgar hızları görülmektedir. ġEKĠL-2.TÜRKĠYE RÜZGAR ATLASI Kaynak:Türkiye Rüzgar Atlası: http://www.dmi.gov.tr/2006/arastirma/arastirmaarastirma.aspx?subPg=107&Ext=htm Toplam kurulu kapasite 146 MW‟ tır ve 1300 MW‟lık ilave üretim sağlayacak rüzgar santrallerinin inĢaatı devam etmekte olup, 1100 MW‟lık yeni tesis için de inĢaat ruhsatı verilmiĢtir. Hala değerlendirme safhasında olan yatırım müracaatlarının toplam kapasitesinin ise 78,000 MW olması öngörülmektedir. Ayrıca bir endüstri olarak rüzgar enerjisi sektörü on yıllık bir süre içinde dünya genelinde %28 oranında bir artıĢ göstererek yıllık cirosu 18 milyar Avro‟yu aĢmaktadır. Rüzgar türbinlerinde küresel piyasa 2020 yılına kadar Ģimdiki 8 milyar € dan 80 milyar € yıllık iĢ hacmine çıkacaktır. 24 Bu kadar hızla büyüyen ve ekonomik getirisi yüksek olan bu sektörde Türkiye‟de pasta payı daralmadan üretim aĢamasına geçmelidir. TABLO-4.TĠPĠK BĠR RÜZGAR ENERJĠ SANTRALĠ ĠÇĠN ĠLK YATIRIM MALĠYETĠ Kaynak: Ġngiltere Rüzgar Enerjisi Birliği, http://www.bwea.com/ref/econ.html 9.2.RÜZGAR ENERJĠSĠ VE KARġILAġTIRMALI MALĠYETLER Enerji sektörlerindeki üretim maliyetlerini karĢılaĢtıran, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rüzgar Enerjisi AraĢtırma Merkezi tarafından hazırlanmıĢ bir tablo da sunulmuĢtur: 25 TABLO-5. ENERJĠ ÜRETĠM METOTLARININ MALĠYET ÖMÜR ĠLĠġKĠSĠ Enerji DıĢa Bağımlı / Kalan Ömür Yatırım Maliyeti Üretim Türü Yerel (yıl) Maliyeti Maliyeti ($/kWh) (cent/kWh) Petrol DıĢ 40-45 1500-2000 6.0 Kömür Yerel/DıĢ 200-250 1400-1600 2.5-3.0 Doğal Gaz DıĢ 60-65 600-700 3.0 Nükleer DıĢ 3000-4000 7.5 Hidrolik Yerel 750-1200 0.5-2.0 Rüzgar Yerel 1000-1200 3.5-4.5 GüneĢ Yerel Yüksek 10.0-20.0 Jeotermal Yerel 1500-2000 3.0-4.0 9.3.RÜZGAR ENERJĠSĠ MALĠYETĠ Potansiyelimiz Ģu anki elektrik üretimimizin iki katı kadardır. ġu anda bu potansiyelin yüzde 1‟inin bile değerlendirebilmiĢ değiliz.Türkiye 2020 yılına kadar 20 bin megavat (MW) rüzgar enerjisi yatırımı yapmayı hedeflemektedir. Rüzgar türbinleri fosil yakıt santrallerine kıyasla iĢletme maliyetinin sıfır olması açısından daha ekonomik üretim yapmaktadır. Bozcaada‟daki rüzgar türbinlerinde bir kWh kapasite maliyeti 1000 dolar iken, bir hidroelektrik santrali için 2000-4000 doları bulmaktadır. OECD kaynaklarına göre Türkiye‟de yılda tüketilen elektriğin en az iki mislinin rüzgardan elde etme potansiyeline sahiptir. Dünyanın pek çok bölgesinde rüzgar parkları bulunmaktadır. 500 kW‟lık bir rüzgar pervanesinin tüm kuruluĢ masrafları dahil fiyatı 600 bin dolardır. Yani böyle bir üniteden Akkuyu‟daki nükleer santrale özdeĢ bir tesisin kurulması için gerekli olan masrafların tamamı 2,2 milyar dolardır. Bu gerçek göz ardı edilmemelidir. 26 10. HĠDROELEKTRĠK ENERJĠSĠ Hidroelektrik enerji, suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüĢtürülmesi ile elde edilen enerjidir. Ülkemizdeki mevcut yağıĢ miktarları ve akarsularımızın durumu göz önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak tam kapasite ile yararlanma oranımız yaklaĢık % 75 dolaylarında olabilecektir. AĢağıda bulunan 6 nolu Tablo‟dan da görüleceği üzere, hidroelektrik santrallar; yenilenebilir bir enerji olmaları, yerli doğal kaynak kullanmaları, iĢletme ve bakım giderlerinin düĢük olması, fiziki ömürlerinin uzun oluĢu, en az düzeyde olumsuz çevresel etki yaratmaları, kırsal kesimlerde ekonomik ve sosyal yapıyı canlandırması gibi pek çok nedenle tercih edilmektedir. Ancak öte yandan yatırım maliyetlerinin fazla olması, toplam inĢaat süresinin ortalama 3 yıl sürmesi, yağıĢ koĢullarının iyi gitmemesi durumunda olumsuz etkilenmesi, kurulduğu alanın büyüklüğü itibari ile yeĢil çevreye ve kimi hayvanlara kısıt getirmesi gibi olumsuzluklara da sahiptir. . TABLO-6.HĠDROELEKTRĠK ENERJĠSĠNĠN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI AVANTAJLAR DEZAVANTAJLAR Kirlilik Yaratmaz Yatırım Maliyetleri fazladır Pik Enerji ihtiyacında çok hızlı devreye Toplam ĠnĢaat süresi uzundur girer Acil Durumlarda hızla devreden YağıĢlara bağlı olumsuz etkilenmesi söz çıkarılabilir konusudur. Doğal kaynaklar kullanılır dıĢa bağımlı değildir. Yapılan yatırım sadece enerji için değil sulama-taĢkın amaçlı kullanılabilmektedir. 27 10.1.TÜRKĠYE’NĠN HĠDROELEKTRĠK POTANSĠYELĠ Hidroelektrik potansiyele; brüt-, teknik-, ekonomik potansiyel olarak bakmak ülkemizin bu alandaki enerji potansiyelini anlamak adına daha anlaĢılır olacaktır. Bir akarsu havzasının hidroelektrik enerji üretiminin teorik üst sınırını gösteren brüt su kuvveti potansiyeli; mevcut düĢü ve ortalama debinin oluĢturduğu potansiyeli ifade etmektedir. Topoğrafya ve hidrolojinin bir fonksiyonu olan brüt hidroelektrik enerji potansiyeli, ülkemiz için 433 milyar kWh dolaylarındadır. 8 Teknik yönden değerlendirilebilir su kuvveti potansiyeli; bir akarsu havzasının hidroelektrik enerji üretiminin teknolojik üst sınırını göstermektedir. Yani olası kayıpların ileri teknoji yöntemlerinin kullanılması ile minimize edilmesini ifade etmektedir. Bu niteliğiyle teknik yönden değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel, brüt potansiyelin bir fonksiyonu olmakta ve çoğunlukla onun yüzdesi olarak ifade edilmektedir. Türkiye‟de teknik yönden değerlendirilebilir hidroelektrik enerji potansiyeli 216 milyar kWh civarındadır.9 Ekonomik olarak yararlanılabilir hidroelektrik potansiyel ise, bir akarsu havzasının hidroelektrik enerji üretiminin ekonomik optimizasyonunun sınır değerini gösteren, gerek teknik açıdan geliĢtirilebilmesi mümkün gerekse de ekonomik yönden tutarlı olan tüm hidroelektrik projelerin toplam üretimi olarak tanımlanabilir. Bir baĢka deyiĢle ekonomik olarak yararlanılabilir hidroelektrik potansiyel; beklenen faydaları, masraflarından fazla olan su kuvveti projelerinin hidroelektrik enerji üretimini göstermektedir. Ekonomik HES potansiyeli içindeki tüm projeler; termik santrallara göre rantabiliteleri daha yüksek projelerdir. 2006 yılında kaydedilen teknik ve ekonomik hidroelektrik enerji potansiyelimiz 129,9 milyar kWh kadardır. Bu potansiyel 747 adet hidroelektrik projenin toplam enerji üretim kapasitesine göre hesaplanmıĢtır. 8 Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, www.eie.gov.tr/turkce/YEK/HES/proje/turkeyhidro.doc 9 Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, www.eie.gov.tr/turkce/yek/hes/proje/turkeyhidro.doc 28 ġEKĠL-3.TÜRKĠYE HĠDROELEKTRĠK POTANSĠYEL HARĠTASI Kaynak:HEPA Genel anlamda ülkemizin bu alandaki enerji potansiyeline bakacak olursak; yaklaĢık 433 milyar kWh brüt teorik hidroelektrik potansiyeline sahip bir ülke olarak diğer ülkelere göreli olarak iyi bir seviyedeyiz. Ancak var olan potansiyel tam olarak etkin bir biçimde kullanılmamaktadır. Dünyadaki mevcut hidroelektrik potansiyelinin yüzde 1, Avrupa‟da ise yüzde 15‟lik (129,9 milyar kWh) kısmı ülkemize aittir. Hidroelektrik santralların üretimi, yağıĢ koĢullarına bağımlı olduğundan her yıl toplam üretim içindeki payı değiĢim göstermekle birlikte, Türkiye‟de elektrik enerjisinin yaklaĢık %20-30‟u sudan üretilmektedir. Bu açıdan mevsimin beklentilerin altında bir yağıĢ ile kapanması bu alanda enerji üretimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. 11. GÜNEġ ENERJĠSĠ En büyük yenilenebilir enerji kaynağı olan güneĢ, çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile ortaya çıkan ıĢıma ile enerjisini oluĢturur. GüneĢ enerjisi çok güçlü bir enerji kaynağıdır. Öyleki, onun 150 milyon km öteden dünyaya ulaĢan çok küçük bir kısmı 29 bile, tüm dünyadaki mevcut kaynakları kullanarak oluĢturabilecek olan enerjiden kat kat fazladır. Sayısal olarak ifade etmek gerekirse bunu daha da açık hale getirerek; GüneĢin, dünya yüzeyine yolladığı bir yıllık enerji miktarı: 3,9 • 1024 J ki bu miktar 1,08•1018= kW/saat'e eĢittir. Bir baĢka deyiĢle; bu miktar, dünyanın sanayide ihtiyaç duyduğu enerjinin yaklaĢık 10.000 katıdır. 11.1. TÜRKĠYE'NĠN GÜNEġ ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ Ülkemiz coğrafi konumu itibariyle, güneĢ ıĢınlarını oldukça iyi bir Ģekilde alabilmektedir. Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğünde (DMĠ) mevcut bulunan 1966-1982 yıllarında ölçülen güneĢlenme süresi ve ıĢınım Ģiddeti verileri baz alınarak Enerji ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğünce gerçekleĢtirilen rapora göre; ülkemizin yıllık ortalama güneĢlenme süresi 2640 saat, yani günlük 7,2 saat. kWh olarak ise, güneĢ ıĢınlarının düĢtüğü her metre karede günlük 3.6-, yıllık ise 1311 kWh ıĢınım Ģiddeti hesaplanmıĢtır. Ülkemiz için mevcut güneĢlenme ve potansiyel güneĢ enerjisinin durumuna bakarsak; toplam yıllık ortalama güneĢlenme süresi metrekarede: 2.640 saat, Ortalama toplam ıĢınım Ģiddeti metre karede: 1.311 kWh/yıl. Bu gerçekten de inanılmaz boyutta bir enerji miktarıdır. Öyleki, yüzölçümü itibariyle 779.452 km2 olan Türkiye için 1.021.861.572.000.000 kWh/yıl kadardır. Yani kiĢi baĢına düĢen güneĢ enerjisi miktarı bu bağlamda yaklaĢık olarak 14.000.000 kWh/yıldır ve bu miktar mevcut olan yıllık kiĢi baĢına elektrik tüketiminden yaklaĢık 5.000 kat daha fazladır. TABLO- 7. TÜRKĠYE'NĠN YILLIK ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ Güneydoğu Anadolu Bölgesi 3016 saat Akdeniz Bölgesi 2923 saat Ege Bölgesi 2726 saat İç Anadolu Bölgesi 2712 saat Doğu Anadolu Bölgesi 2693 saat Marmara Bölgesi 2528 saat Karadeniz Bölgesi 1966 saat Kaynak: EĠE Genel Müdürlüğü 30 ORTALAMA GÜNEġ Yukarıdaki tablodan da görüldüğü üzere; güneĢlenme süresi saatlik veriler itibari ile en yüksek olan bölgemiz 3016 saatlik yıllık ortalama güneĢlenme süresi ile Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Bu bölgemizi sırasıyla Akdeniz, Ege, Ġç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve son olarak da 1966 saat güneĢlenme süresi ile Karadeniz bölgesi izlemektedir. GüneĢ enerjisi çok yaygın kullanılmamakla birlikte, kısıtlı da olsa; konutlarda ve iĢ yerlerinde, tarımsal teknolojide, sanayide, ulaĢım araçlarında, iletiĢim araçlarında, sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır. Avantajlarını ve dezavantajlarını aĢağıdaki tabloda gördüğümüz güneĢ enerjisinin kurulum maliyetlerinin çok yüksek olması dıĢında bir negatif özelliği yoktur. Ancak onun bu dezavantajı, yüksek yenilenebilir enerji kaynağından tam anlamıyla kullanmaya izin vermemektedir. 11.2. GÜNEġ ENERJĠSĠ AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI AVANTAJLAR DEZAVANTAJLAR Doğrudan güneĢ enerjisini kullanır. Kurulum maliyetinin çok yüksek olması. Doğal ısıtma ve soğutma sistemleri kullanarak binaların gereksiz ve aĢırı ticari enerji tüketimlerini önler. Çevre değerlerini korur, Çevreye verilen zararları en aza indirir. Doğal ve sağlığa zararsız malzemeler kullanır Ekonomiktir DıĢa bağımlı değildir. GüneĢ enerjisinden yararlanma konusundaki çalıĢmalar özellikle 1970'lerden sonra hız kazanmıĢ, güneĢ enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet 31 bakımından düĢme göstermiĢ, çevresel olarak temiz bir enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiĢtir.GüneĢ enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok çeĢitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir: •Isıl GüneĢ Teknolojileri : Sistemde öncelikle güneĢ enerjisinden ısı elde edilir. Elde edilen ısı doğrudan ya da elektrik üretimini Ģeklinde kullanılabilir. •GüneĢ Pilleri: GüneĢ ıĢığını fotovoltaik piller olarak (yarı-iletken malzemeler) doğrudan elektrik enerjisine dönüĢtürürler. 11.3. ISIL GÜNEġ TEKNOLOJĠLERĠ a. DüĢük sıcaklık sistemleri Düzlemsel GüneĢ Kollektörleri: Kısaca düzlemsel güneĢ kollektörleri, toplanan güneĢ enerjisinin ısı olarak farklı aygıtlara iletilmesini sağlar. Bu sistem daha çok evlerde ve sanayide sıcak su sağlamak amaçlı kullanılır. GüneĢ Kollektörlü Sıcak Su Sistemi Dünya‟da yaklaĢık 30 milyon m² alan üzerine kurulu olan bu kollektörlerin, en fazla yer aldığı ülkeleri sırasıyla; ABD, Japonya, Avustralya, Ġsrail ve Yunanistan olarak sıralamak mümkündür. Ülkelerin geliĢmiĢlikleri, teknoloji seviyeleri bu tür enerjilerden yararlanma imkanlarını artırmaktadır. Bu açıdan, ülkemiz Türkiye, 7,5 32 milyon m² kurulu kollektör alanı potansiyelinin altında olmasına rağmen, bu alanda dünyada önde gelen ülkeler arasındadır.10 GüneĢ Kollektörlü Sıcak Su Sistemleri GüneĢ Kollektörleri b. YoğunlaĢtırıcı sistemler Parabolik Oluk Kollektörler: Doğrusal yoğunlaĢtırıcı termal sistemlerin en yaygınıdır. Kollektörler, kesiti parabolik olan yoğunlaĢtırıcı dizilerden oluĢur. Enerjiyi toplamak için absorban boruda bir sıvı dolaĢtırılır. Toplanan ısı, elektrik üretimi için enerji santraline gönderilir. Bu sistemler yoğunlaĢtırma yaptıkları için daha yüksek sıcaklığa ulaĢabilirler. (350-400°C) Doğrusal yoğunlaĢtırıcı termal sistemler ticari ortama girmiĢ olup, bu sistemlerin en büyük ve en tanınmıĢ olanı 350 MW gücündeki Ģimdiki Kramer&Junction eski Luz International santrallarıdır. 10 Isıl Güneş Teknolojileri, http://www.eie.gov.tr/turkce/yek/gunes/gunesisil.html 33 Parabolik Oluk Kolektörler 350 MW gücünde parabolik oluk güneĢ santralı-Kaliforniya YoğunlaĢtırıcı sistemler ile elektrik üretimi GüneĢ enerjisini elektrik enerjisine çevirmede Ģimdiye kadar iki yapı kullanılmıĢtır. Bunlardan birisi; fotovaltaik sistem diğeri ise; yoğunlaĢtırıcı sistemlerdir. Fotovaltaik sistemlerinin karmaĢıklığı, yüksek maliyetli olması ve de geniĢ çapta elektrik üretimi için tatmin edici olmaması gibi nedenler bu sistem üzerine daha da yoğunlaĢmayı engellemektedir. Diğer bir seçenek olan konvansiyonel yöntem ise; güneĢ enerjisinin yoğunlaĢtırıcı sistemler kullanılarak, toplanan enerjinin elde edilen kızgın buhardan, elektrik üretimini sağlar. 34 11.4. GÜNEġ TERMAL GÜÇ SANTRALLERĠNĠN TASARIM ĠLKELERĠ GüneĢ termal güç santrallerinin tasarımında ele alınması gereken ilkeleri maddeler halinde sıralarsak; - Seçilecek olan uygun olan, bölge, yöre - Mevcut güneĢlenme ve iklim durumunun değerlendirmesi - Parametrelerin en iyi Ģekilde kullanılması - Güç santrallerinin kurulacağı uygun yöre seçilirken; *GüneĢ Enerjisi ve iklim Değerlendirmesi *Yıllık yağıĢ miktarının düĢük olması, *GüneĢ ıĢınlarının geçiĢini engelleyecek bulutlu ya da sisli bir atmosferin bulunmaması *Hava kirliliğinin olabildiğince minimum düzeyde olaması *Alanda güneĢ ıĢınlarını çekecek ya da yağıĢa sebebiyet verecek; ormanlık ya da ağaçlık alanların bulunmaması ve bu santrallerin yakınlarında olmaması *ġiddetli rüzgarın olmaması 11.5. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DÜNYADAKĠ UYGULAMALARI SOTEL ve Alman DLR Ģirketleri merkezi yoğunlaĢtırma ile elektrik üretiminin çalıĢmalarını ve de bu doğrultuda kaçınılmaz olarak yapılması gereken teknoloji araĢtırmalarını gerçekleĢtirebilmek için PHOEBUS adlı grubunu meydana getirmiĢlerdir. Hedefleri doğrultusunda da Avrupa,Japonya ve ABD olmak üzere altı tane santral kurmuĢlardır. PHOEBUS‟un uygulamaları merkezi yoğunlaĢtırıcı santraller bir kaynaktır, denilebilir. Bugüne değin inĢa edilmiĢ olan merkezi alıcı sistemlerin iĢletilmesi sonucunda, bir takım önemli problemler ile karĢılaĢılmıĢtır. Öyleki, ekonomik olmamasından dolayı sistemlerin ikisi bölünerek, üç adeti de direk olarak çalıĢmalarına son vererek projenin uygulamaları sona erdirilmiĢtir. Dünyada var olan merkezi alıcı sistemlerin temel belli 35 baĢlı özellikleri; sistem verimi, maksimum çıkıĢ sıcaklığı, ilk yatırım maliyeti, enerji maliyeti verileri Tablo 3‟de gösterilmiĢtir. TABLO-8. DÜNYADA MEVCUT MERKEZĠ ALICI SĠSTEMLERĠN ÖZELLĠKLERĠ AġAĞIDAKĠ Teknoloji Türü Sistem Verimi Maks. Ġlk Yatırım % ÇıkıĢ Maliyeti $ Elekt. Isı Sıcaklığı Elekt. Isı o $/kWh $/kWh - 0.0013- C Düzlemsel Koll. - 50-70 Enerji maliyeti 80 250-1000 0.004 Parabolik Oluk 14 46 380 2800 kWe 0.15 0.0053 Parabolik Çanak 24 79 700 5000 kWe 0.28 - Merkezi Alıcı 15 46 600-700 3000 kWe 0.16 0.004 Tek Kristal 12 - - 6000 kWe 0.29 - 10 - - 6000 kWe 0.29 - Tek Ġnce Film 4 - - 5000 kWe 0.25 - Çoklu Ġnce Film 7 - - 5000 kWe 0.24 - Silisyum Çok Kristal Silisyum Kaynak: Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü EĠE, http://www.eie.gov.tr/turkce/yek/gunes/yogunlastiricilar.html 11.6.GÜNEġ ENERJĠSĠ TEKNOLOJĠLERĠ VE ÖZELLĠKLERĠ GüneĢ pilleri olarak bilinen yarı iletken fotovoltaik piller, güneĢ ıĢınlarına maruz kalmaları sonucunda doğrudan elektrik enerjisi oluĢtururlar. GüneĢ enerjisinin, güneĢ ıĢınlarıyla birlikte bu pillerin yüzeyine çarpmasıyla sistem otomatikman elektrik gerilimi üretecek yapıdadır. GüneĢ enerjisinin elektirik enerjisine dönüĢmesi, pilin 36 yapısına göre ortalama % 5 - % 20 aralığında bir verimle elektrik enerjisine çevrilebilecek bir düzeydedir. GüneĢ Pili GüneĢ Pili Modülü Fotovoltaik piller Ģebekeden bağımlı ya da bağımsız olarak kullanılabilmektedir. Mevcut elektrik sistemine bağlı olarak bağımlı bir Ģekilde kullanılması da mümkün olan bu pillerin maliyetleri bu sistem içinde oldukça yükselmektedir. Enerji maliyetlerindeki bu yükselmeden dolayı bu yarı iletken güneĢ pilleri tüm dünyada daha çok Ģebekeden bağımsız, küçük güçlerdeki enerji ihtiyacını karĢılayacak biçimde kullanılmaktadır. ġebekeden bağımsız bir Ģekilde fotovoltaik pillerin kullanılabildiği alanlar, Ģu Ģekilde sıralanabilir; .11 - HaberleĢme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri - Petrol boru hatlarının katodik koruması - Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması - Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava gözlem istasyonları - Bina içi ya da dıĢı aydınlatma 11 Sertkaya, Mahir Rodi,Ekim 2003, ‟‟GüneĢ Enerjisi Ve Teknolojileri‟‟, s.19 37 - Dağ evleri ya da yerleĢim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı gibi elektrikli aygıtların çalıĢtırılması - Tarımsal sulama ya da ev kullanımı amacıyla su pompajı - Orman gözetleme kuleleri - Deniz fenerleri - Ġlkyardım, alarm ve güvenlik sistemleri - Deprem ve hava gözlem istasyonları - Ġlaç ve aĢı soğutma 11.7. EĠE'NĠN GÜNEġ ENERJĠSĠ ÇALIġMALARI Enerji Kaynakları Etüt Dairesi BaĢkanlığı, GüneĢ Enerjisi ġubesi, 1982 yılında baĢlatmıĢ olduğu ve bugün hala sürdürdüğü güneĢ enerjisi çalıĢmalarına yönelik AR-GE çalıĢmaları yapmaktadır. Bu çalıĢmalar da özellikle teknoloji- takibi, değerlendirilmesi olmak üzere kaynak ve potansiyel tespiti, uygulama bölgelerinin belirlenmesi, araĢtırılması, demontrasyon projeleri gibi pek çok alanda araĢtırma yapılmaktadır. Her ne kadar Ģebekeye bağımlı güneĢ pili uygulamaları yüksek maliyetli oldukları için kaçınılan bir durum olmuĢ olsada, geliĢmiĢ ülkeler geliĢen teknolojileri ile birlikte Ģebekeye bağlı güneĢ pili uygulamalarını özellikle de son yıllarda artırmaktadır. Ülkemizde de EĠE Didim GüneĢ ve Rüzgar Enerjisi AraĢtırma Merkezi'ne 4,8 kWp gücünde Ģebeke bağlantılı güneĢ pili sistemi kurulmuĢ ve 2 yıl iĢletilmiĢtir. Bu sistemin günlük ortalama enerji üretimi yaklaĢık 20 kWh olmuĢtur. 11.8. GÜNEġ ENERJĠSĠ ELEKTRĠK ÜRETĠMĠ Ülkemizde güneĢ enerjisi özellikle su ısıtma sistemlerinde kullanılmaktadır. GüneĢ enerjisini, elektirik enerjisine dönüĢtürebilecek sistemi maliyetinin yüksekliği sebebiyle, Ģuan için Türkiye‟de güneĢ enerjiinden elektrik üretimi yapılamamaktadır. GüneĢ pilleri ile üretilen elektriğin maliyeti 1kilowat saat için 25 ABD centi iken, diğer yöntemler ile elde edilen elektrik kilovat saat maliyeti sadece 8 centdir. Arada mevcut olan hemen hemen 3 katlık bir maliyet farkı, zaten yeterli tasarrufa sahip olamayan ve 38 de yüksek düzeyde cari açığı bulunan ülkemizde bu alanda yapılacak yatırımları engellemektedir. Ülkemizde yaklaĢık 10 milyon metrekarelik güneĢ kollektörü kullanılmaktadır. Birey baĢına tüketim yönünden değerlendirdiğimizde bu oran Türkiye‟nin mevcut potansiyelinin yarısı kadardır. Türkiye'deki 100 güneĢ kollektörü firmasının yıllık üretimi 1 milyon metrekare düzeyindedir. Daha da açık bir örnek verecek olursak; 4 kiĢilik bir aile için gerekli olan güneĢ kollektörünün kurulum maliyeti 300-1200 TL arasındadır. 11.9. GÜNEġ ENERJĠSĠ YATIRIM MALĠYETĠ GüneĢ Enerjisi yatırımları; güneĢ pilleri ve güneĢ modüllerinin maliyetlendirilmesi olarak iki Ģekilde maliyetlendirilir. Ortalama ölçekte bu iki maliyeti karĢılaĢtırırsak güneĢ enerjisi modülleri ve pillerinin yatırımın içindeki payları yaklaĢık % 50 civarındadır. GüneĢ enerjisi modüllerinin küçük ölçekli üretimlerde kurulum maliyeti 6000 – 7500 euro dolaylarındadır. Bu maliyet daha büyük Megawatt üretimlerinde 3000 Euro dolaylarında görülebilmektedir. GüneĢ pillerinin katılımıyla birlikte küçük ölçekli (1-20 KWA) ölçeğindeki bir GüneĢ Enerjisi Sisteminin maliyet boyutu daha da artarak, 1 KWH baĢına maliyeti yaklaĢık 10.000 Euro dolaylarına kadar ulaĢabilmektedir. Ancak verimli bir Ģekilde çalıĢılabilecek sürenin yaklaĢık olarak 10-15 arasında olacağı göz önüne alındığında, 20 yıl enerji elde edilebilecek olan bu sistemlerin maliyetleri büyük değildir. Daha da açık hale getirmek için Ģu örneği verelim; güneĢ enerjisi santrallerinin ortalama 1 KWA‟lık bir tesisinin günde gerçekleĢtirdiği ortalama enerji tam 5 KWA dolaylarında gerçekleĢmektedir. 1‟e 5 oranı inanılmaz boyutta bir enerji dönüĢümü olduğunu göstermektedir. Kurulumları her ne kadar maliyetli olsa da devamında neredeyse 0 maliyet ile (santrallerin 1 KWA baĢına ortalama iĢletme gideri 29 cent-, yıllık bakım maliyeti‟de 10 usd/ KWA kadardır) iĢletilebilmektedir. 39 ġu bir dezevatajdır ki, güneĢ enerjisi- modüllerinin, pillerinin imhaları ve tekrar yenilenmesinde % 15 – 20 dolaylarında bir atık meydana gelmektedir. Bu çevresel atık, bu tür sistemlerin kullanıldığı alanın baĢka bir amaç ile kullanılmasına izin vermez. 11.10. GÜNEġ ENERJĠ SĠSTEMLERĠ KENDĠNĠ NE KADAR SÜREDE AMORTĠ EDER? Kurulan sistemin yapısına göre amortisman süreci değiĢiklik gösterebilmektedir. (örneğin, su ısıtma amaçlı kurulan sistemlerde amortisman süresi kısa iken, fotovoltaik panellerde hücre tipinin özelliğine göre farklılık gösterebilmektedir.) ġebekeye enerji basan sistemlerde tarifeler önemlidir. ġöyleki devlet ya da özel enerji dağıtım Ģirketleri tarafından üretilecek olan enerjinin satın alındığı „‟Feed-in‟‟ denilen (fotovoltaik için 28 eurocent/kw'tır Türkiye'nin berilediği fiyat) tarifesinin uygulanmakta olup olmadığı oldukça önemli bir hususdur. Çünkü yapılacak olan amortisman ücretlendirilmesi bu tarife üzerinden yapılmaktadır. Almanya, coğrafi konumu sebebiyle düĢük güneĢlenme olanaklarına sahip bir ülke olmasına rağmen yüksek bir tarife fiyatı ve uzun vadeli bir alım garantisi getirerek amortisman süresini ortalama olarak yaklaĢık 20 yıl olarak verebilmektedir.12 Diğer Ģartlar eĢit olarak tutulduğunda tarife fiyatı düĢük olsa dahi Türkiye güneĢlenme Ģartlarında sistemleri kullanan ekipmanın kalitesine bağlı olarak yaklaĢık 4 - 16 yıl gibi bir süre aralığıda amorti edebilecektir. Eğer mevcut yapıda böyle bir tarife yok ise; yani devletin ya da özel enerji dağıtım Ģirketlerinin enerji satıĢ tarifelerindeki ücretlendirme ve tüketicinin güneĢin doğuĢundan batıĢına kadar olan süre içinde harcadığı enerji üzerinden yapılır. Ki bu durumda amortisman süresi "Feed-in" uygulanmakta olduğu duruma göre daha uzun bir süreyi kapsayabilecektir. 12 Güneş Sistemleri, http://www.gunessistemleri.com/gunesenerjisisss.php 40 11.11. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DĠĞER ENERJĠ TÜRLERĠNE GÖRE FAYDALARI GüneĢ enerjisi doğada zaten var olan, bol ve tükenmeyen (en azından daha milyonlarca yıl süreceği ve de bugün bu enerjinin bir gün bitebileceğine dair herhangi bir kanıt olmadığı bilinmektedir) temiz bir enerjidir. Çevreye zarar veren herhangi bir kirletici, radyasyon, gaz vb olumsuzluklara sahip değildir. Ülke içinde yapılabilecek olan yerel uygulamalar için uygundur. Enerji gereksinimi olan hemen hemen her yerde (güneĢ ıĢınlarının ilgili alana düĢme özelliği dikkate alınarak) güneĢ enerjisinden yararlanmak olasıdır. UlaĢım, dıĢa bağlı olma gibi bir durumu yoktur. Ayrıca pek çok uygulaması için karmaĢık teknolojiye de gerek duyulmamaktadır. Bu enerji ile kurulan sistemlerin bakım maliyetlerinin hemen hemen yok denecek kadar az ya da hiç olmaması, onu avantajlı yapmaktadır. 11.12. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DĠĞER ENERJĠ TÜRLERĠNE GÖRE SAKINCALARI Her ne kadar doğal bir enerji kaynağı olarak güneĢ enerjisinin olumlu yönlerini vurgulasak da bu enerjinin bir takım sakıncaları da mevcuttur. En baĢta, birim yüzeye düĢen güneĢ ıĢınımı az olduğundan büyük yüzeylere, alanlara gereksinim vardır. Türkiye‟deki bu değer yaklaĢık olarak 1300 w/m2'dir. GüneĢ ıĢınımı kimi mevsimlerde daha çok olduğundan ve gece boyunca olmadığından ötürü bu enerjinin daim kullanılabilmesi için depolanması gerekir. Bu da ancak akü veya yeni yeni geliĢmekte olan hidrojen Ģeklinde sağlanabilir. Bu durum özellikle enerji ihtiyacının daha da çok olduğu kıĢ aylarında görülmektedir. GüneĢ ıĢınımından etkili bir biçimde yararlanabilmek için sistemin ıĢınları dik açı ile alması ve de çevrenin bu güneĢ ıĢınlarını engellemeyecek Ģekilde açık olması gerekir. Bu nedenle, bugün pek çok sistem güneĢ ıĢınlarının konumua göre hareket edebilecek Ģekilde kurulmuĢtur. Ülkemizde en çok kullandığımız su ısıtma sistemlerinde %60'a yakın verim sağlanabilinirken, bu oran güneĢ pillerinde yaklaĢık %15 dolaylarındadır. Ancak, yeni 41 araĢtırmalar ile birlikte uygulanabilecek olana melez sistemler elektrik üretimi için bu oranı %55 dolaylarına getirebilecek potansiyeldedir. 11.13. DĠĞER KURUMLARIN ÇALIġMALARI Ülkemizde güneĢ enerjisi araĢtırma ve geliĢtirme konularında EĠE'nin yanında ayrıca Tübitak Marmara AraĢtırma Merkezi ve de Ege Üniversitesi GüneĢ Enerjisi AraĢtırma Enstitüsü, Muğla Üniversitesi, ODTÜ, Kocaeli Üniversitesi, Fırat Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversite de çalıĢmalar yapmaktadır. GüneĢ pilleri için en büyük dezavantaj, bugün hala ticari olan silisyum kristali ve ince film teknolojisiyle üretimlerinin çok yüksek maliyetler oluĢturmasıdır. GüneĢ pili kullanımını bu maliyetleri düĢmesi ile artabilecek bir çizelgededir. Türkiye GüneĢ Enerjisi Potansiyel Atlası ve CSP teknolojisi ile 380 milyar kWh/yıl enerji üretilebileceği hesaplanmıĢtır.13 Ülkemizde kurulu olan güneĢ kolektörü miktarı yaklaĢık 12 milyon m² ve teknik güneĢ enerjisi potansiyeli 76 TEP (ton eĢdeğer petrol) olup, yıllık üretim hacmi 750.000 m²'dir. (üretilen güneĢ kolektörlerinin bir kısmı ihraç edilmektedir.) Bu toplam miktar, kiĢi baĢına 0,15 m² güneĢ kolektörü kullanıldığını göstermektedir. GüneĢ enerjisi ve hidrojen enerjisi alanında yapılan tüm araĢtırma ve geliĢtirme, çalıĢmalar savunma sanayimiz ve askeri kullanım da dahil olmak üzere ülkemizin enerji geleceği açısından çok büyük bir önem taĢımaktadır. 11.14. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN ĠSTĠHDAM YARATMADAKĠ ROLÜ Ġstihdam sağlama Türkiye‟nin yıllardır yaĢadığı en büyük sorunlar arasında yer almaktadır. Ocak 2011 itibari ile iĢsizlik oranı %11.9‟dur. Bir baĢka deyiĢle 3 milyon 44 bin vatandaĢımız iĢsizdir.14 Bu bağlamda güneĢ enerjisi sektörü enerjinin yanında insanlarımıza iĢ olanakları da sağlayarak yeni istihdam kapıları açacaktır. 13 Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, 11/08/2010, http://www.enerji.gov.tr/index.php?dil=tr&sf=webpages&b=gunes&bn=233&hn=&nm=384&id=40695 14 TÜİK, www.tuik.gov.tr 42 Ayrıca enerji türleri arasında en fazla istihdam yaratan güneĢ enerjisi, 1MW (megawatt) güneĢ elektriği sistemine karĢılık ortalama 30-50 kiĢiye iĢ imkanı sunabilmektedir.15 Bu açıdan bu sistemlerin yaygınlaĢması ülkenin kalkınmasına çok büyük katkı sağlayabilecektir. Ülkemizde 76 TEP teknik güneĢ enerjisi potansiyeli vardır. O halde; 1 MW enerji sistemini ortalama olarak 40 kiĢi iĢtihdam olacağını baz alırsak; 76 TEP ile yaptığımız hesaplamalara göre tam 35,355 kiĢiye istihdam yaratılabilecektir. Megawatt; bir milyon watt 12. DALGA ENERJĠSĠ Deniz dalga enerjisi, deniz akıntıları enerjisi ve med-cezir enerjisi olarak tanımlanabilmektedir. Ülkemizin Marmara hariç açık deniz kıyı uzunluğu 8210 km civarındadır. Turizm, balıkçılık gibi nedenlerle en fazla beĢte bir oranında kullanılabilir ve yıllık olarak 18.5 TWh/yıl düzeyinde bir enerji elde edilebilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‟nın, yeni ve gizli bir proje üzerinde çalıĢtığı, ülke çıkarları ve projenin sürdürülebilirliği açısından gizli tutulan “denizden elektrik enerjisi üretimi projesi” hem oldukça ekonomik hem de dıĢa bağımlılığı ortadan kaldırabilecek düzeyde olduğu açıklandı. Proje, deniz suyundan elektrik enerjisi üretmeyi öngörmektedir. Mersin, Antalya ve Ege‟deki denize dik yamaçlar deniz suyundan elektrik üretimi için en verimli alanlar olarak ön plana çıkıyor. Türkiye‟nin sahip olduğu denizlerdeki dalga oluĢumları ve özellikleri bakımından en iyi alanının Karadeniz kıyı Ģeridi olduğu tespit edildi 15 GENSED GüneĢ Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği, 2011, http://www.gensed.org/ 43 ġEKĠL-4.TÜRKĠYE DALGA ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ HARĠTASI Kaynak: http://www.teknodan.com.tr/download/roportaj.pdf Bilindiği gibi Türkiye‟nin nüfus olarak en yoğun alanları genellikle kıyı Ģeridini oluĢturmaktadır. Elektriğin üretim ve tüketim yerinin birbirine çok yakın olması ekstra harcamaları önleyeceği gibi iletim konusunda da büyük kazanç sağlanmıĢ olacaktır.Ayrıca dalga enerjisi ilk yatırım maliyeti dıĢında baĢka hiçbir girdisinin olmaması büyük avantaj içermektedir.Tek dezavantajı yüksek bir ilk yatırım maliyetini içermesidir net bir maliyet ancak bölgenin konumuna ve coğrafi yapısına bağlıdır. ETKB, Dalga elektrik santralleri, ulusal elektrik sistemine bağlanılarak, üretiminin üst sınırlarda olduğu zamanlarda, mevcut hidrolik santrallerimizi devreden çıkararak rezerv olarak kalmasını sağlayacak ve temiz, sınırsız, ucuz enerji üretileceğini ifade etmektedir. Bunun yanında dünyada çok sayıda ada ülkesi bulunmakta eğer Türkiye dalga enerjisi santralleri üretip bu ülkelere ihraç ederse çok ciddi kazançlar da elde edebilecektir. 44 12.1. DALGA ENERJĠSĠ ÜRETĠMĠ Pelamis adı verilen bir sistem sayesinde yukarı aĢağı, sal sol dalga hareketlerini yakalayıp, Pelamis‟in parçalarını bağlayan pistonları hidrolik kanallara iterek akümülatörden geçirmekte ve böylece hidrolik motorun döndürülmesi sağlanarak elektrik üretilmektedir. Dalga enerjisinden enerji üretimi için herhangi bir yakıta ihtiyaç duyulmamakla birlikte enerji üretim aĢamasında da kirlilik yaratmamaktadır. ĠĢletme ve bakım masrafları ise çok düĢük maliyetlerle yapılabilmektedir. Ancak bu avantajlarının yanında bazı dezavantajları da bulunmaktadır ; dalgalara bağlı olarak bazen enerji üretimi mümkün olmayabilir. Ayrıca bu mekanizmaların zor hava koĢullarına dayanıklı olması gerekmektedir bu da ekstra bir maliyeti beraberinde getirir. 13. BĠYOKÜTLE ENERJĠSĠ 13.1. BĠYOYAKIT Biyoyakıt, içeriklerinin hacim olarak en az %80'i son on yıl içerisinde toplanmıĢ canlı organizmalardan elde edilmiĢ her türlü yakıt olarak tanımlanabilir. Biyodizel, biyoetanol, biyogaz ve biyokütle olarak değerlendirilmektedir.Biyokütle kaynaklarımız; tarım, orman, hayvan, organik Ģehir atıkları vb.'den oluĢmaktadır. Atık potansiyelimiz yaklaĢık 8,6 Milyon Ton EĢdeğer Petrol (TEP) olup bunun 6 milyon TEP'i ısınma amaçlı kullanılmaktadır. 2008 yılında biyokütle kaynaklarından elde edilen toplam enerji miktarı 66 bin TEP'tir.16 16 Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, http://www.enerji.gov.tr/tr/inc_biyoyakit.php 45 ġEKĠL-4. BĠYOKÜTLE POTANSĠYEL HARĠTASI Kaynak: http://www.teknodan.com.tr/download/roportaj.pdf Uluslararası Enerji Örgütü‟ne göre, bugün AR-GE ile birlikte daha da önem verilen biyoyakıt teknolojileri gelecekte çok daha önemli hale gelecektir. Özellikle de selülöz içeren etanol (bu genel olarak ürünlerin kalıntısı olan mısır koçanları, buğday, pirinç çöpü, odun atıkları vb) içeren biyoyakıtların ileride önemli roller oynayacağını belirtmektedirler. Ġstihdam oluĢturma açısından etanol ve biyodizel üretimi endüstrileri kiĢiye iĢ olanakları sunabilmektedir. Öyleki, Yenilenebilir Yakıtlar Birliği‟ne göre, 2005 yılında Amerika‟da sadece etanol endüstrisi için 154,000 kiĢi çalıĢmıĢtır, iĢ edinmiĢtir. Bu da hane halkının ev gelirlerinin 5.7 milyar ABD doları yükseltmiĢtir. 13.2. BĠYOGAZ Biyogaz; genel anlamda, organik bazlı atık ve artıkların oksijensiz ortamda fermantasyonu sonucu ortaya çıkar. BileĢimi içeriğindeki maddelere bağlı olmakla birlikte, genel olarak; % 40-70 metan, % 30-60 karbondioksit, % 0-3 hidrojen sülfür ile çok az miktarda azot ve hidrojen bulunan bir gaz karıĢım Ģeklindedir. 1 m3 biyogazın meydana getirebileceği ısı miktarı: 4700-5700 kcal/m3 yani yaklaĢık olarak 4,70 kWh elektrik enerjisi kadardır. 46 13.3.BĠYOGAZ ÜRETĠMĠNĠN YARARLARI Biyogazın yararlarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz; • Biyogaz teknolojisi organik kökenli atık ve artık maddelerden enerji elde edilmesini sağlayarak aynı zamanda bu atıkların toprağa kazandırılmasını olanaklı hale getirmektedir. • Maliyet olarak uygun, ucuz ve çevreye karĢı herhangi bir zararı yoktur. • Atıkların geri kazanımı ağlar. • Biyogaz üretimi sonucu hayvan gübresinde bulunabilecek yabancı ot tohumları çimlenme özelliğini kaybeder. • Biyogaz üretimi sonucunda hayvan gübresinin kokusu hissedilmeyecek ölçüde yok olmaktadır. • Hayvan gübrelerinden kaynaklanan insan sağlığını ve yeraltı sularını tehdit eden hastalık etmenlerinin büyük oranda etkinliğinin kaybolmasını sağlamaktadır. • Biyogaz üretiminden sonra atıklar yok olmamakta üstelik çok daha değerli bir organik gübre haline dönüĢerek toprağa fayda sağlamaktadır. Üretilen gaz ayrıĢtırıldıktan yani temizlendikten sonra kazanlarda, motorlarda, türbinlerde ısı ve güç üretmek amaçlı kullanılabilmektedir.Ancak biyokütle kaynaklarının elde edilmesi fosil kaynaklara oranla çok daha maliyetlidir. Öte yandan biyokütle yenilenebilir bir enerji kaynağı olmasıyla tükenmekte olan fosil yakıtların yanında sürdürülebilir küresel enerjinin önemli bir faktörüdür. Avantajlarının yanında biyokütlenin pekçok dezavantajı da bulunmaktadır; düĢük enerji yoğunluğuna sahip olan ham biyokütle kaynaklarının direk yakılasıyla elde edilmek istenen enerji, önemli ölçüde hava kirliliğine sebebiyet verir. Termokimyasal bir dönüĢüm süreci ile biyokütleden gaz enerjisi elde edilmeye çalıĢılır. Biyokütlede ileri teknolojilerin kullanılması ile üretim-kullanım sürecinde emisyon azaltılmaya aynı zamanda da çalıĢılmaktadır. 47 yakıtın yoğunluğunun artırılmasına 13.4.KATI DEPO GAZINDAN ELEKTRĠK ÜRETĠMĠNĠN TÜRKĠYE’DE UYGULANABĠLĠRLĠĞĠNE ĠKĠ ÖRNEK : ĠSTANBUL VE BURSA TESĠSLERĠ Çöp depolama alanlarında katı atığın birikmesiyle, depolanmasıyla birlikte depo içerisinde ayrıĢma baĢlamakta , oluĢan anaerobik ortamda organik maddelerin bozunması sonucunda bozunma gazları meydana gelmekte ve oluĢan bu gazlar “depo gazı” olarak adlandırılmaktadır. Depo gazının bileĢiminde büyük oranda metan ve karbondioksit gazları bulunmaktadır. Metan gazı zehirli ve tehlikeli bir gazdır. Bu gazın doğrudan havaya bırakılması hem bölgesel hem de küresel anlamda doğal çevre ve birey sağlığı açısından tehlikeler doğurabilmektedir. Bu tehlikelerin baĢına kötü koku, yeĢil alanların kuruması-ölmesi, metan gazının olası patlama durumu ve yangın riskini de beraberinde getirerek küresel sera etkisine neden olabilmektedir. Metan bu nedenle, dikkat edilmesi gereken bir gazdır. Ayrıca, bilindiği gibi vahĢi depolamadan kaynaklanan ani metan gazı patlamasının riskini ortadan kaldırmak için düzenli depolamaya geçilmiĢtir. Tüm aĢamaları itibari ile metan gazı dönüĢüm prosesinde yaygın olarak elektrik üretimine imkan sağlamaktadır. Bu yöntem pek çok geliĢmiĢ ülkede yıllar öncesinde baĢlamıĢken, geliĢmekte olan ülkemiz için yeni yeni uygulamalar bu alan için baĢlatılmıĢtır.Ġstanbul ve Bursa Tesisleri bu hedef altında açılmıĢtır. Ġstanbul‟daki tesis gerek uygulamaları gerekse de elde ettiği sonuçlar açısından son derecede baĢarılıdır. Öyleki, Kemerburgaz Çöp Depolama Alanı‟nda bulunan elektrik enerjisi üretim santrali yaklaĢık 100.000 kiĢiye hizmet verebilecek boyuttadır. Toplam maliyeti 6 milyon 500 bin dolar olan tesis, 4,5 yıl sonunda kendini amorte edebilecek ve 11 yıl ücretsiz olarak nüfusa hizmet sunabilecektir. Dahası, bugün 10 bin hanenin, 15 yıl boyunca devam edecek olan elektrik ihtiyacı, Kemerburgaz‟daki ĠSTAÇ tesislerinin elektrik gereksinimi de bu tesisten kaynaklanmaktadır. ĠSTAÇ‟ın amacı, 300 bin konutun 15 yıl boyunca enerji ihtiyacını karĢılayabilmek için iki tane daha çöp alanından metan gazı çıkarmaktır. Türkiye‟de ilk baĢarılı örnek olan bu tesis, 38 aylık süreçte üretilen 4.9 milyon Kws elektriği TEDAġ‟a satmıĢtır. 48 Toplamda 1.5 milyon dolara mal olan Bursa‟daki tesiste ise, 1998‟den bu yana etkili bir Ģekilde faalyetler devam etmektedir ve elde edilen elektrik enerjisi BüyükĢehir Belediyesi için önemli bir gelir kaynağına sahip olmuĢtur. Tesisin kendi kendini amorte etmesi, çalıĢma sürecinde gerekli duyduğu enerjiyi gene kendi oluĢturması ve karĢılığında da yüksek oranda enerji üretmesi, gelir getirmesi, sera etkisine neden olan etkenleri ortadan tamamen kaldıracak seviyelerde olması bu tesisin de büyük bir atılım, baĢarı gösterdiğinin açık bir göstergesidir Bu enerji üretiminde politikalar ve stratejiler çok önemlidir. Bu açıdan devletin üzerine düĢen görev son derece büyüktür. Merkezi yönetimin bu enerji potansiyelinden yararlanabilmek için yerel yönetimlere imkanlar sunması, teĢvik vermesi, yerel yönetimlerin de alanlarındaki depolarını enerji üretiminin gerçekleĢebilecek düzeyde olup olmadığı araĢtırması gerekmektedir. 49 14. YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ KAYNAKLARININ ĠSTĠHDAMA ETKĠSĠ Alternatif Enerji Kaynaklarının Yarattığı Ġstihdam Miktarı: $1 milyon Yatırım karĢılığı yaratılan Ġstihdam $1 milyon yatırım karĢılığı yaratılan doğrudan istihdam. (# iĢ) $1 milyon yatırım karĢılığı yaratılan dolaylı istihdam. (# iĢ) $1 milyon yatırım karĢılığı yaratılan toplam istihdam. (# iĢ) Petrole göre yaratılan istihdam. (% fark) Petrol ve Doğalgaz 0.8 2.5 3.4 -- Kömür 2.0 2.8 4.8 +41.1% 1.3 1.6 2.9 -14.7% Bina ĠyileĢtirme 7.7 5.1 12.8 +276.5% Toplu TaĢıma 12.1 4.2 16.3 +379.4% Rüzgar 5.6 4.8 10.4 +205.9% GüneĢ 5.9 4.5 10.4 +291.2% Biyokütle 8.0 4.3 12.3 +205.9% Enerji Kaynağı Fosil Yakıtlar Nükleer Nükleer Verimlilik Yenilenebilirler Kaynak: Tablo, Polllin, Robert ve Heidi Garrett-Peltieras’ın Massachusetts Üniversitesi Politik Ekonomi Araştırma Enstitüsü ve Amerikan Gelişim Merkezi tarafından çıkartılan, “Green Recovery: A Program to Create Good Jobs & Start Building a Low-Carbon Economy.” Eylül, 2008, raporundan alınmıştır. Çevre dostu yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar, hem doğrudan hem de dolaylı olarak istihdama sağladığı katkıyla ön plana çıkmaktadır. Birincil enerji kaynaklarından sağlanacak istihdam yatırımların hayata geçirilmesiyle son buluyor maalesef uzun dönemde devamlılığı sağlar nitelik taĢımıyor.Örneğin inĢa edilen boru hatları sayesinde hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı kesime istihdam oluĢturulurken 50 proje bitiminde bu insanlar baĢka bir iĢ bulmak zorunda kalıyorlar.Nabucco projesinin ilk dönemimde beĢ bin sonraki aĢamada ise on beĢ bin kiĢiye iĢ sağlayacağı öngörülürken bunun 3-4 katı Türkiye‟de tahmin edilen yenilenebilir enerji projelerinde oluĢturulacağı öngörülmektedir. BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan ''Global Green New Deal'' baĢlıklı Belgesine göre, Son yıllarda 2,3 milyon civarında insan, dünya ölçeğine baktığımzda birincil enerji alanının sadece yüzde 2'lik kısmını oluĢturan yenilenebilir enerji sektöründe iĢ buldu. Dünya genelinde, 2030 yılından itibaren yenilenebilir enerji sektörüne tahmini olarak 630 milyar dolarlık yatırım, 2,1 milyon rüzgar enerjisinde, 6,3 milyon güneĢ enerjisinde ve 12 milyon biyoyakıt enerjisinde olmak üzere, en az 20 milyon istihdam sağlaması beklenmektedir. UNEP'in 2009 yılında yayımladığı raporda oluĢturulan hesaplama neticesinde, 1 megavatlık termik santralin istihdama katkısının megavat baĢına 1 kiĢi, 1 megavatlık güneĢ enerjisi paneli veya rüzgar enerjisi santrali kurulduğunda bu sayının 15 kiĢiye kadar çıktığı açıklandı. Kısacası 1.000 megavat‟lık doğalgaz santrali 1.000 kiĢiyi istihdam etmenizi sağlarken, bu enerjiyi güneĢ yada rüzgarla elde etmeye çalıĢırsak bunu, rüzgarla yahut da güneĢle elde etmeye çalıĢırsak, 15 bin kiĢilik istihdam yaratabilmekteyiz.. Alman Çevre Bakanlığı‟nın yaptığı bir çalıĢmaya göre Almanya‟da yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların beklenilenin çok üstünde bir iĢ sağlayarak 340.000 kiĢiyi istihdam ettiklerini açıklamıĢtır. Norbert Roettgen yaptığı bir açıklamada bakanlığı tarafından yapılan bir çalıĢmaya göre Alman yenilenebilir enerji sektöründe çalıĢan kiĢi sayısının beklentilerinde üzerinde gerçekleĢerek 340.000 kiĢiye ulaĢtığını söyledi. Son yedi yıl içinde istihdamın iki buçuk kat arttığı belirtildi. 2020 yılına gelindiğinde 500.000‟i aĢan bir istihdam rakamına ulaĢacakları beklentisindeler. Sadece Çin „de bu sektör 17 milyar dolarlık bir değer oluĢtururken aynı zamanda 1 milyon kiĢi de istihdam yarattığı açıklanmıĢtır. Nijerya'da ise biyoyakıt endüstrisi 200 bin kiĢiye iĢ sağlarken, Hindistan'da 2025 yılından itibaren biyokütle enerjisi 900 bin iĢ yaratacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Enerji Sektörü verdiği bilgiye göre, Türkiye'de Ģu anda inĢası devam eden 75 adet HES, 20 adet rüzgar santrali, 3-4 adet jeotermal santrali projesi bulunuyor. Bu projelerde 5 ile 6 bin arasında mühendis istihdam ediliyor ve yatırımların artmasına paralel olarak mühendislere olan 51 ihtiyacın daha da artacağı öngörülüyor.Projenin hayata geçirilmesi aĢamasında ortalama 300 kiĢinin istihdam edildiğini bitiminde ise 10 kalıcı istihdam oluĢturulduğu belirtilmektedir.OluĢturulacak 2 bin proje ile 20 bin kiĢilik istihdam sağlanabilecek olması Türkiye‟nin özellikle eğitimli gençlerine iĢ yaratması konusunda çok önemli bir geliĢmedir. Yenilenebilir enerji kaynak santrallerinin bazı ekipmanlarının Türkiye'de üretilmesiyle ve montajıyla bu sektör 2-3 kat dolaylı istihdam yaratacak potansiyele sahiptir. On adet inĢa edilen nükleer veya termik santrali 6 bin megavat enerji üretirken aynı üretimi sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarından 2 bin adet yapılmaktadır. Rakamsal olarak daha fazla olduğu için yenilenebilir kaynaklı yatırımları istihdama da katkısı daha fazla olmaktadır. Nükleer enerji sektörüne yapılacak 1 Milyon US Dolar'lık yatırım karĢılığında 3 kiĢilik iĢ oluĢturulurken, yenilenebilir kaynaklar kullanılarak aynı yatırım ile 4-5 kat arasında bir miktar daha fazla istihdam sağlanmaktadır. Tüm veriler bize enerjide dıĢa bağımlılığımızın %70 -73 seviyesinde hem de kayıtlı iĢsizlik oranımızın %11.9 olduğu bu dönemde yenilenebilir kaynaklara yatırım yapmamız gerektiğini açıkça göstermektedir. 15. HĠDROJEN ENERJĠSĠ Hidrojen yeryüzünde en fazla bulunan, basit, renksiz, kokusuz ve zehirsiz bir elementtir. Birim baĢına düĢen enerji hacmi oldukça yüksektir. BileĢikler halinde bulunan bu enerjinin yeryüzünde en çok bulunan bileĢiği sudur. Doğal ortamda fazlasıyla bulunan bu enerji, hidrojenin serbest bir Ģekilde bulunamamasından dolayı doğal bir enerji kaynağı değildir. Ancak bu element enerji kaynakları ile değiĢik hammaddelerden üretilebilmekte ve üretiminde dönüĢtürme iĢlemleri kullanılmaktadır. Hidrojen, petrol yakıtlarına göreceli olarak yaklaĢık 1.33 misli daha verimlidir 17 Ayrıca, bu enerji doğayı kirletici hiçbir negatif özelliğe sahip değildir. 17 Enerji 2023 Derneği, http://www.enerji2023.org/index.php?option=com_content&view=article&id=59:hdrojenenerjs&catid=12:hdrojen&Itemid=128 52 Hidrojen gazı çeĢitli yöntemler aracılığı ile (su, güneĢ, rüzgar, dalga, biyokütle vb) elde edilebilmektedir. Hidrojen üretimi çok maliyetli olması sebebiyle üretimi çok rahat sağlanamamaktadır. Bugün bu alanda sürdürülen çalıĢmalar ile bu enerji maliyeti düĢürülmeye çalıĢılmaktadır. 15.1. DÜNYADA VE TÜRKĠYE’DE HĠDROJEN ENERJĠSĠ Dünyada her sene 500 milyar m3 civarında hidrojen üretilmektedir.18 En büyük kullanıcı payına kimya sanayii, özellikle petrokimya sanayii sahiptir. Ülkemizde için; suni Gübre Sanayii, petrokimya endüstrisi, hidrojene hayvansal yağ üretimi gibi çeĢitli alanlarda hidrojen enerjisi kullanılmaktadır. Ancak, enerji üretimi hedefi ile ticari boyutlu hidrojen üretimi bulunmamaktadır. 15.2. HĠDROJEN ENERJĠSĠ TEKNOLOJĠSĠNĠN DÜNYADAKĠ GELĠġĠMĠ Hidrojenden, yakıt pili teknolojisi aracılığıyla elektrik enerjisi kazanılabilmektedir. NASA bu alanda hala da devam etmekte olan çok çeĢitli çalıĢmalar yapmıĢ ve de ilgili olan çalıĢmaları desteklemiĢtir. Uluslararası potansiyel yakıt pili pazarı 2030 yılı için 45 milyar Euro olarak tahmin edilmektedir.19 Amaçlanan ücret, bütün düzenekler için kW baĢına yaklaĢık 1000 Euro civarındadır. Dünya‟da farklı alanlarda bu enerjinin kullanım alanları vardır. Örneğin; Almanya'da Münih havaalanında çalıĢan otomobil ve otobüslerin hidrojen enerjisi kullanması yönündeki projenin yanısıra Neurenburg yakınlarında mini bir hidrojen enerji sisteminin kurulduğu bir program yürütülmektedir. Solar-Wasserstoff-Bayern burada güneĢ hidrojen tesisi, depolama sistemi ve hidrojen kullanma sistemleri kurmuĢtur. Almanya ayrıca Suudi Arabistan ile ortak yürüttüğü Hysolar programı ile 18 Megep, Elektrik Elektronik Teknolojisi, Enerji Üretimi, 2007, Ġnternet EriĢim: megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul.../522EE0124.pdf 19 EİE, İnternet Erişim: http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/hidrojen/teknolojik_gelismeler.html 53 Suudi Arabistan'ın Riyad yakınında güneĢ hidrojen üretim tesisi kurmayı planlanmaktadır. Suudi Arabistan hidrojeni ihraç edecektir. Ayrıca, Ġspanya'da INTA solar hidrojen tesisi, Ġtalya, Almanya, Norveç'te SAPHYS küçük ölçekli fotovoltaik-hidrojen enerji sistemi ve Almanya'da PHOEBUS pilot tesisi gibi pek çok proje iĢletilmektedir.20 16. NÜKLEER ENERJĠ Nükleer enerji, günümüzün ve geleceğin en önemli; ancak bir o kadar da en tehlikeli olan enerji kaynaklarından biridir. Kıt kaynaklar olarak bilinen petrol ve doğalgazın her yerde mevcut olmaması ve bu enerji kaynalarının yenilenemez olması, enerji açıklarını bir Ģekilde kapatmak isteyen pek çok ülkeyi nükleer enerjiye itmektedir. Bugün bakıldığında dünya üzerinde 400'den fazla nükleer enerji santrali vardır ve bu santraller dünyanın toplam elektrik ihtiyacının %15'ini karĢılayabilecek kapasitede çalıĢmaktadırlar. Örneğin; Fransa, elektrik ihtiyacının %77'sini nükleer reaktörlerinden sağlamaktadır.21 Nükleer enerji çok dikkat edilerek iĢletilmesi, depolanması gerekmektedir. Her ne kadar mükemmel bir Ģekilde beĢeri sermaye ile tüm tehlikeler kaldırılmaya çalıĢsa da meydana gelen küçük bir sızıntı, hata tüm dünyada derin etkiler oluĢturarak yıllar boyunca, kuĢaktan kuĢağa devam edebilmektedir. Bugün FukuĢima santralinde meydana gelen nükleer sızıntısı sadece Japonya içinde kalmamıĢtır. Çernobil Kazası meydana gelen nükleer patlama ile yıllar öncesinde meydana gelen nükleer sızıntının etkilerinden bile tam anlamıyla çıkmıĢ değiliz. Ülkemizde dahi özellikle de Karadeniz Bölgesinde hala bu yüzden pek çok sağlık sorunları yaĢanmaktadır. Sınırlar ötesine geçen, sınır-engel tanımayan, sizden insan haklarınızı çalan bir durum belki de bu. Ancak nükleer enerji kullanımın tüm dünya ülkeleri ile ortak bir görüĢ içinde verilecek karar göre uygulanması gerekir. Ya tüm ülkeler bu enerjiyi kullanmamalı ya da biri dahi kullanıyorsa bile olumsuz sonuçlar itibariyle tüm dünya etkilendiği için, 20 EİE, İnternet Erişim: http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/hidrojen/teknolojik_gelismeler.html 21 Wikipedia, Nükleer Ednerji, http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_enerji 54 ülkeler üst seviyedeki güvenlik, kontrol ve depolamaları ile bu enerjiyi kullanabilir olmalıdır. 2007 yılında enerjide dıĢa bağımlılık oranının % 73, yerli üretimin ise % 27 dolaylarında belirdiği ülkemizde yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek kaçınılmaz sonuç olmalıdır.22 Öte yandan bugün gündemde olan Türkiye‟de nükleer santral kurulma istekleri oldukça tartıĢmalıdır. Pek çok yenilenebilir enerji maliyeti nedeni ile desteklenmez, yatırım yapılmaz iken (SayıĢtay Raporlarında “nükleer enerjinin maliyeti en yüksek‟‟ yatırm olarak ifade edilmesine rağmen) maliyeti çok yüksek olan nükleer santrallere yatırım yapılmak istenilmektedir. Bu büyük bir ikilemdir. Öte yandan 2007 itibari ile, dünya enerji- tüketiminde nükleerin payı yaklaĢık % 6, üretimindeki yüzdesi ise 15 civarındadır. Nükleer santral kurulacaksa onu kuracak, iĢletmesini yapacak, gerekli denetimleri gerçekleĢtirecek, lisans iĢlerini halledebilecek yani özetle nükleer enerji santrallerinin faaliyete geçiĢleri ve sonrasına dair her Ģey önceden ilgili yasalar ile belirtilmelidir. Bu gerek kamu gerekse de sosyal hayatın düzeni açısından bir mecburiyettir. Bir kaç can alıcı nokta Ģu 2 madde ile özetlenebilir: 1. Nükleer Santral Yasası (ki nükleer enerji- yasası ve güvenlik tüzüğü yoktur) yeterli teknik hazırlıklar gerçekleĢtirilmeden ortaya çıkmıĢtır. Gerekli güvenlik sınırlamaları bu enerji santrali ile ilgili olarak belirtilmediği için, açıkça söyleyebiliriz ki Türkiye nükleer enerjiyi üretebilecek boyutta hazır değildir. 2. Nükleer santrallerin enerji sağlama gibi çok büyük bir avantajı olsa dahi dezavantajları onu korkulan bir enerji haline getirmektedir. Birkaç dezavantajı Ģu Ģekilde sıralayabiliriz: • Öncelikle kurulumu için gerekli olan yatırım maliyetleri neredeyse diğer tüm yakıtlı santrallere mukayesen oldukça pahalıdır. Türkiye Nükleer Enerji ve http://www.cevre.metu.edu.tr/node/13 22 Nükleer 55 Santrale Hazır Değildir, 2008, • DıĢa bağımsız bir enerji değildir. Çünkü yakın bakımından bizi hala dıĢa bağımlı tutacaktır. • Atıkların muhafaza edilmesi hem çok sorunlu hem de yüksek maliyetlidir. • Sistemin düzgün bir Ģekilde iĢlemesinin yüzde yüz garantisi yoktur, teknolojik riskler içermektedir. • Kullanma süreleri bitince, santrali kaldırmanın maliyetleri, santralin kurumu için en baĢta yapılan maliyetleri geçebilmektedir. Bu kadar dezavantaja sahip bir enerjiye yatırım yapmak, ülkemizin enerji sorununu ortadan kaldırmayacaktır. Bilakis, yüksek maliyetleri karĢılamak adına topluma ek vergiler ya da baĢka alanlarda yükler getirilecektir. Enerji sorunumuzun çözümünü, ancak kendi ulusal çıkarlarımızı baz alarak gerçekleĢtireceğimiz programlar ile aĢabiliriz. 17. KĠġĠ BAġINA DÜġEN ENERJĠ KULLANIMI, GSYIH VE TOPLAM ENERJĠ KULLANIMI ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN AMPĠRĠK ANALĠZĠ VE 2015 TOPLAM ENERJĠ KULLANIMI ÖNGÖRÜSÜ Bu kısımda iki adet ekonometrik çalıĢma yapılmıĢtır. Dünyanın ve insanlığın en büyük sorunlarından biri olan enerji kaynağı konusu, kiĢi baĢına gerçekleĢtirilen enerji kullanımı bağlamında, GSYIH, ve toplam enerji kullanımı verileri ile incelenmiĢtir. Ayrıca kiĢi baĢına düĢen elektrik kullanım miktarı bağlamında GSYIH ve toplam elektrik tüketimi verileri incelenmiĢtir. Tahminleme yöntemi kullanılarak 2015 yılında tüketilecek olan toplam enerji ve toplam elektrik tüketimi hesaplanarak, bu enerjiyi karĢılama yolunda hangi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılabilir açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. 17.1.VERĠ SETĠ, YÖNTEM VE KAPSAM Modelimizi oluĢturan veriler Dünya Bankası‟ndan (World Bank) resmi web sitesinden alınmıĢtır. Veri setleri oluĢturulurken, GSYIH değerleri sabit yıllık değerler 56 olarak, kiĢi baĢına düĢen enerji kullanımı ve toplam enerji kullanımı ise ton eĢdeğer petrol (TEP) değerler olarak alınmıĢtır. ÇalıĢmada ekonometrik analiz yöntemlerinden yararlanılmıĢtır. OluĢturulan ekonometrik modelin güvenirliliğini kanıtlamak için bir dizi yapısal test yapılmıĢtır. KiĢi baĢına enerji kullanımı, GSYIH ve toplam enerji kullanımı arasındaki etkileĢim logaritmik fonksiyon bağlamında Eviews 5 paket programı kullanılarak OLS (en küçük kareler yöntemi) ile incelenmiĢ, olası 2015 toplam enerji kullanımı çok değiĢkenli zaman serilerinin yapısal analizi ve geleceği tahmin etme yolu ile incelenmiĢtir. . Ülkemiz için oluĢturduğumuz model; lnPEU= -13.15317+0.034444lnGDP+0.556778lnTEU t -14.79909 0.094250 19.95798 R- squared: 0.996670 Burada; PEU= KiĢi baĢına kullanılan enerji miktarı TEP GDP= Sabit fiyatlar ile GSYIH ABD $ TEU= Toplam enerji tüketimi TEP olarak verilmiĢtir. (C ise sabit terimimizdir.) Mutlak değer t değerlerimizin anlamlı, R kare değerinin yüksek ve de Prob. değerlerininde çok küçük çıkmasıyla, modelimizin anlamlı olduğu gösterilmektedir. (Bkz-Ek-2) Verilerimizin zaman serisi uygulamaları için durağan olması gerekmektedir, çünkü açıklayıcı değiĢkenlerimizin durağan olmaması durumunda regresyon teorisi bozulur. Bu nedenle değiĢkenlerimizin durağanlığını test etmek için teker teker unit-root birim kök testi uyguladık. KiĢi baĢına enerji tüketim lnPEU durağan olmadığı için, birinci dereden kökü alınarak durağan hale getirildi. (Bkz-Ek3, ġekil-1) Birinci dereceden kökü alınarak durağan hale gelen değiĢkenimiz Ek-4‟te gösterilmektedir. Aynı Ģekilde GSYIH için aynı iĢlem yapılmıĢ olup Ek-5‟te durağan olmadığı, birim köke sahip olan değiĢken, Ek6‟da görüldüğü üzere, birinci dereceden birim kök alınarak durağan hale getirilmiĢtir. Aynı iĢlemler toplam enerji tüketimi için LnTEU değiĢkenimize de uygulanarak durağanlık sağlanmıĢtır. (Bkz-Ek-7-8) 57 Durağan hale gelen serilerimizde, dlnTEU (toplam enerji tüketimi) otokorelasyonuna bakarak katsayılarını inceledik. (Bkz-Ek9) için Otokorelasyonun katsayıları inceleyerek, yeni bir model kurarak; „‟Dlogteu c ma(1) „‟ Eviews‟de tahminleyerek, 2015‟in öngörüsünü yaptık. (Bkz-Ek9) Dlogteu (toplam enerji tüketimimizin 2015 yılında; 11.4312272209857 + 0.0436743114458188 = 11.4749015324315188 TEP olarak gerçekleĢeceği öngörüsüne ulaĢtık. 17.2. EKLER EK- 1 Veriler Yıl 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 Nüfus 28,233,000 28,972,539 29,713,856 30,461,026 31,220,240 31,996,695 32,789,273 33,598,191 34,431,433 35,299,135 36,207,440 37,160,677 38,153,936 39,172,629 40,196,420 41,210,534 42,208,122 43,192,606 44,171,882 45,158,640 46,161,316 47,183,418 Enerji tüketimi (TEP) 10690 10850 11854 12449 13123 13811 15169 15718 16526 17421 18212 19544 22073 24355 25203 26756 29117 31931 31810 30244 31445 31709 58 KıĢı baĢına düĢen enerjı (Tep) 0.000378635 0.000378635 0.000398938 0.000408686 0.000420336 0.000431638 0.000462621 0.000467823 0.000479968 0.000493525 0.000502991 0.000525932 0.000578525 0.000621735 0.000626996 0.000649251 0.000689844 0.00073927 0.000720141 0.000669728 0.000681198 0.000672037 GSYIH (sabit US $) 13,995,124,535.3392 8,017,479,300.82797 8,919,043,238.27047 10,351,885,924.563 11,172,953,081.8767 11,945,722,171.1131 14,119,135,234.5907 15,664,673,413.0634 17,500,000,000 19,466,666,666.6667 17,086,956,521.7391 16,256,619,963.7997 20,431,095,406.3604 25,724,381,625.4417 35,599,913,836.4328 44,633,707,242.7642 51,280,134,554.2889 58,676,813,687.3681 65,147,022,485.7919 89,394,085,658.2038 68,789,289,565.7434 71,040,020,140.4436 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 48,219,499 49,258,531 50,285,086 51,288,815 52,265,107 53,219,392 54,163,638 55,115,075 56,086,184 57,079,244 58,090,246 59,117,506 60,157,394 61,206,099 62,264,906 63,331,833 64,395,635 65,441,666 66,459,578 67,444,118 68,398,135 69,329,456 70,250,173 71,169,037 72,087,928 73,003,736 73,914,260 74,815,703 33701 35681 37114 39316 42358 46912 47315 49094 52756 52089 53683 56891 56200 61545 66936 70481 71682 70376 76348 70402 74248 77833 80858 84379 93035 100005 98502 92155 Kaynak: World Bank, internet eriĢim: www.worldbank.org 59 0.000698908 0.000724362 0.000738072 0.000766561 0.000810445 0.000881483 0.000873557 0.000890754 0.000940624 0.000912573 0.000924131 0.000962338 0.000934216 0.001005537 0.00107502 0.001112884 0.00111315 0.0010754 0.001148789 0.001043857 0.001085527 0.001122654 0.001151001 0.001185614 0.001290577 0.001369861 0.001332652 0.00123176 64,546,332,580.7583 61,678,280,115.4987 59,989,909,457.8379 67,234,948,264.5987 75,728,009,962.7878 87,172,789,528.3316 90,852,814,004.9917 107,143,348,667.094 150,676,291,094.21 151,041,248,184.246 159,095,003,188.105 180,422,294,772.264 130,690,172,297.297 169,485,941,048.035 181,475,555,282.555 189,834,649,111.257 269,287,100,115.075 249,751,470,869.15 266,567,531,989.763 196,005,288,838.12 232,534,560,774.947 303,005,302,818.309 392,166,274,991.231 482,979,839,237.868 530,900,094,504.725 647,155,131,629.442 730,337,495,197.849 614,603,094,838.71 Ek.2 Dependent Variable: LOGPEU Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 18:18 Sample: 1960 2009 Included observations: 50 Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. C LOGGDP LOGTEU -13.15317 0.034444 0.556778 0.888782 0.365459 0.027898 -14.79909 0.094250 19.95798 0.0000 0.9253 0.0000 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.996670 0.996528 0.022051 0.022853 121.3206 0.689287 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) -7.186230 0.374242 -4.732825 -4.618103 7033.637 0.000000 Ek-3 Null Hypothesis: LOGPEU has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level *MacKinnon (1996) one-sided p-values. 60 t-Statistic Prob.* -1.558936 -3.571310 -2.922449 -2.599224 0.4957 Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGPEU) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:24 Sample (adjusted): 1961 2009 Included observations: 49 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGPEU(-1) C -0.025128 -0.156749 0.016119 0.116143 -1.558936 -1.349627 0.1257 0.1836 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.049166 0.028935 0.041475 0.080847 87.44399 1.825111 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 0.024074 0.042088 -3.487510 -3.410293 2.430281 0.125720 ġekil-1 -6.4 -6.6 -6.8 -7.0 -7.2 -7.4 -7.6 -7.8 -8.0 60 65 70 75 80 85 90 LOGPEU 61 95 00 05 Ek-4 Null Hypothesis: D(LOGPEU) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -6.037983 -3.574446 -2.923780 -2.599925 0.0000 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGPEU,2) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:30 Sample (adjusted): 1962 2009 Included observations: 48 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGPEU(-1)) C -0.948307 0.023220 0.157057 0.007423 -6.037983 3.128092 0.0000 0.0030 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.442135 0.430008 0.042793 0.084237 84.17861 1.843409 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 62 -0.001640 0.056681 -3.424109 -3.346142 36.45724 0.000000 Ek-5 Null Hypothesis: LOGGDP has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -0.096018 -3.571310 -2.922449 -2.599224 0.9439 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGGDP) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:33 Sample (adjusted): 1961 2009 Included observations: 49 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGGDP(-1) C -0.002028 0.009587 0.021118 0.067962 -0.096018 0.141066 0.9239 0.8884 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.000196 -0.021076 0.007333 0.002527 172.3465 1.679451 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 63 0.003062 0.007257 -6.952919 -6.875702 0.009219 0.923915 Ek-6 Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -8.014360 -3.574446 -2.923780 -2.599925 0.0000 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGGDP,2) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:32 Sample (adjusted): 1962 2009 Included observations: 48 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGGDP(-1)) C -1.007643 0.003654 0.125730 0.000985 -8.014360 3.708794 0.0000 0.0006 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.582691 0.573619 0.006208 0.001773 176.8478 1.917246 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 64 0.000371 0.009507 -7.285327 -7.207360 64.22996 0.000000 Ek-7 Null Hypothesis: LOGTEU has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=10) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -2.100193 -3.571310 -2.922449 -2.599224 0.2455 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGTEU) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:34 Sample (adjusted): 1961 2009 Included observations: 49 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGTEU(-1) C -0.019284 0.246431 0.009182 0.096592 -2.100193 2.551257 0.0411 0.0140 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.085795 0.066344 0.042087 0.083251 86.72595 1.825118 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 65 0.043963 0.043557 -3.458202 -3.380985 4.410812 0.041105 Ek-8 Null Hypothesis: D(LOGTEU) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=10) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -5.781388 -3.574446 -2.923780 -2.599925 0.0000 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGTEU,2) Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 19:35 Sample (adjusted): 1962 2009 Included observations: 48 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGTEU(-1)) C -0.910018 0.040406 0.157405 0.009675 -5.781388 4.176486 0.0000 0.0001 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.420833 0.408243 0.044125 0.089563 82.70727 1.810128 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 66 -0.001697 0.057361 -3.362803 -3.284836 33.42445 0.000001 Ek-9 Date: 04/30/11 Time: 19:48 Sample: 1960 2009 Included observations: 48 Autocorrelation ***| . .|. . |*. .*| . . |*. .*| . . |*. .*| . .*| . . |*. .|. .*| . .|. .|. .|. .*| . .|. . |*. .|. .|. | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | Partial Correlation ***| . **| . .*| . .*| . .|. .*| . .|. .|. .*| . . |*. . |*. .|. .|. .|. .|. .|. .*| . .|. .|. .|. | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 AC PAC Q-Stat Prob -0.443 -0.033 0.091 -0.069 0.078 -0.158 0.152 -0.075 -0.061 0.173 -0.048 -0.072 0.045 0.004 0.007 -0.068 -0.009 0.078 -0.023 0.012 -0.443 -0.285 -0.074 -0.080 0.040 -0.151 0.027 -0.042 -0.096 0.090 0.118 -0.027 0.004 -0.002 0.016 -0.033 -0.101 -0.001 0.059 0.029 10.027 10.084 10.521 10.779 11.119 12.550 13.894 14.230 14.459 16.358 16.511 16.853 16.991 16.992 16.996 17.340 17.346 17.829 17.871 17.884 0.002 0.006 0.015 0.029 0.049 0.051 0.053 0.076 0.107 0.090 0.123 0.155 0.200 0.257 0.319 0.364 0.431 0.467 0.531 0.595 67 Ek-10 Dependent Variable: DLOGTEU Method: Least Squares Date: 04/30/11 Time: 20:08 Sample (adjusted): 1961 2009 Included observations: 49 after adjustments Convergence achieved after 6 iterations Backcast: 1960 Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. C MA(1) 0.043674 0.105874 0.006918 0.153349 6.313026 0.690413 0.0000 0.4933 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.008345 -0.012754 0.043833 0.090304 84.73360 1.887319 Inverted MA Roots Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 0.043963 0.043557 -3.376882 -3.299665 0.395532 0.532451 -.11 ġekil2 .16 Forecast: DLOGTEUF Actual: DLOGTEU Forecast sample: 1960 2015 Included observations: 49 .12 .08 Root Mean Squared Error Mean Absolute Error Mean Abs. Percent Error Theil Inequality Coefficient Bias Proportion Variance Proportion Covariance Proportion .04 .00 -.04 -.08 60 65 70 75 80 85 90 95 00 05 DLOGTEUF 68 10 15 0.042930 0.032430 120.7042 0.406236 0.000002 0.818970 0.181028 18. KĠġĠ BAġINA DÜġEN ELEKTRĠK KULLANIMI, GSYIH VE TOPLAM ENERJĠ TÜKETĠMĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN AMPĠRĠK ANALĠZĠ VE 2015 TOPLAM ELEKTRĠK ENERJĠSĠ TÜKETĠMĠ ÖNGÖRÜSÜ 18.1.VERĠ SETĠ, YÖNTEM VE KAPSAM Ekonometrik modelimizde kiĢi baĢına düĢen elektrik kullanımı, gayri safi yurt içi hasıla ve toplam elektrik tüketimimiz 1960-2008 yılları aralığında incelenmiĢtir. Ait yıllara iliĢkin verilerimizi topladığımız havuzda, ilgili verileri Dünya Banka‟sının (World Bank) resmi web sitesinden alınmıĢtır. Eviews 5 paket programı kullanılarak OLS (en küçük kareler yöntemi) ile incelenmiĢ, olası 2015 toplam elektrik enerjisi tüketimi çok değiĢkenli zaman serilerinin yapısal analizi ve geleceği tahmin etme yolu ile incelenmiĢtir. . Bu bağlamda modelimiz; lnKBDEK= -13.12981+0.457207lnGDP+0.748527lnTEET t -30.83720 2.44 99.41 R-squared: 0.99 Burada; KBDEK= KiĢi baĢına düĢen elektrik kullanımı kWh TEET= Toplam elektrik enerjisi tüketimi kWh GDP= Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla (GSYIH) ABD doları, olarak ifade edilmektedir. t değerlerimizin (mutlak t değerleri) çok küçük olması ve de R kare değerimizin çok yüksek olması kurmuĢ olduğumuz modelimizin anlamlı olduğunu göstermektedir. 69 Zaman serimiz için 2015 yılı toplam elektrik tüketimimizi hesaplayabilmek için regresyonumuzun değiĢkenleri durağan olmalı ve de birim köke sahip olmaması gerekir. Bu nedenle logaritmik değiĢkenlerimize unit-root (birim kök) testi uygulayarak durağanlıklarını incelememiz sonucunda; değiĢkenlerimizde durağanlık olduğu görülmüĢtür. (Bkz- Ek3-4, ġekil 1-2) Bu yüzden birinci dereceden köklerini aldığımız modelimizi durağan hale getiridir. (Bkz- Ek-5-6-7) Durağan hale gelen serilerimizde, dlnTEET (toplam elektrik enerji tüketimi) için otokorelasyonuna bakarak katsayılarını inceledik. (Bkz-Ek9) Otokorelasyonun katsayıları inceleyerek, yeni bir model kurarak; „‟Dlogteet c ma(1) „‟ Eviews‟de tahminleyerek, 2015‟in öngörüsünü yaptık. (BkzEk10, ġekil3) Buna göre 2015 toplam elektrik enerjisi tüketimi; 0.0871195385026398+25.862610918388= 25.94973045689064 2,594973045689064 kWh olarak bulunmuĢtur. 70 18.2. EKLER Ek-1 Yıllar 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 GSYIH ABD Doları 13,995,124,535.3392 8,017,479,300.82797 8,919,043,238.27047 10,351,885,924.563 11,172,953,081.8767 11,945,722,171.1131 14,119,135,234.5907 15,664,673,413.0634 17,500,000,000 19,466,666,666.6667 17,086,956,521.7391 16,256,619,963.7997 20,431,095,406.3604 25,724,381,625.4417 35,599,913,836.4328 44,633,707,242.7642 51,280,134,554.2889 58,676,813,687.3681 65,147,022,485.7919 89,394,085,658.2038 68,789,289,565.7434 71,040,020,140.4436 64,546,332,580.7583 61,678,280,115.4987 59,989,909,457.8379 67,234,948,264.5987 75,728,009,962.7878 87,172,789,528.3316 90,852,814,004.9917 107,143,348,667.094 150,676,291,094.21 151,041,248,184.246 159,095,003,188.105 180,422,294,772.264 130,690,172,297.297 169,485,941,048.035 181,475,555,282.555 Elektrik tüketimi kişi başı kWh 89,82396486 94,15812677 108,7371494 116,9034818 127,9298301 139,2331302 151,5129658 164,5921949 178,296384 198,3051426 214,2101181 236,7556436 265,0578436 284,4332965 298,2603923 341,7572798 400,4679479 439,4039109 456,3762984 465,1158671 472,0835948 495,046798 518,6283665 530,7710049 587,172109 632,0286402 670,1411709 740,4631755 777,6619436 841,0584581 893,8208383 927,4474623 1002,268092 1068,718968 1096,124609 1172,79162 1267,728566 71 Elektrik Tüketimi kWh 2536000000 2728000000 3231000000 3561000000 3994000000 4455000000 4968000000 5530000000 6139000000 7000000000 7756000000 8798000000 10113000000 11142000000 11989000000 14084000000 16903000000 18979000000 20159000000 21004000000 21792000000 23358000000 25008000000 26145000000 29526000000 32416000000 35025000000 39407000000 42121000000 46355000000 50131000000 52938000000 58222000000 63180000000 65940000000 71782000000 78935000000 1997 189,834,649,111.257 1372,690413 1998 269,287,100,115.075 1447,72235 1999 249,751,470,869.15 1481,319256 2000 266,567,531,989.763 1572,685279 2001 196,005,288,838.12 1535,226541 2002 232,534,560,774.947 1588,069616 2003 303,005,302,818.309 1689,02234 2004 392,166,274,991.231 1804,607656 2005 482,979,839,237.868 1921,481669 2006 530,900,094,504.725 2078,378505 2007 647,155,131,629.442 2237,597813 2008 730,337,495,197.849 2308,133776 Kaynak: World Bank, internet eriĢim: http://data.worldbank.org 86935000000 93227000000 96940000000 1,0452E+11 1,03542E+11 1,08621E+11 1,17099E+11 1,26774E+11 1,3675E+11 1,49826E+11 1,63353E+11 1,70604E+11 Ek-2 Dependent Variable: LOGKBDEK Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 12:53 Sample: 1960 2008 Included observations: 49 Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. C LOGGDP LOGTEET -13.12981 0.457207 0.748527 0.425778 0.187313 0.007530 -30.83720 2.440872 99.41036 0.0000 0.0186 0.0000 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.999870 0.999864 0.011136 0.005704 152.4030 0.417797 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 72 6.310555 0.955912 -6.098083 -5.982257 176835.5 0.000000 Ek-3 Null Hypothesis: LOGGDP has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* 0.252616 -3.574446 -2.923780 -2.599925 0.9732 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGGDP) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:36 Sample (adjusted): 1961 2008 Included observations: 48 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGGDP(-1) C 0.005482 -0.014372 0.021702 0.069799 0.252616 -0.205908 0.8017 0.8378 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.001385 -0.020324 0.007274 0.002434 169.2347 1.710590 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 73 0.003258 0.007202 -6.968112 -6.890145 0.063815 0.801691 ġekil -1 3.32 3.28 3.24 3.20 3.16 3.12 60 65 70 75 80 85 90 95 LOGGDP Ek-4 Null Hypothesis: LOGKBDEK has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level *MacKinnon (1996) one-sided p-values. 74 t-Statistic Prob.* -3.269593 -3.574446 -2.923780 -2.599925 0.0220 00 05 Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGKBDEK) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:40 Sample (adjusted): 1961 2008 Included observations: 48 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGKBDEK(-1) C -0.015693 0.166194 0.004800 0.030475 -3.269593 5.453351 0.0020 0.0000 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.188573 0.170933 0.031017 0.044255 99.62685 1.595392 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 0.067632 0.034065 -4.067785 -3.989819 10.69024 0.002043 ġekil-2 8.0 7.6 7.2 6.8 6.4 6.0 5.6 5.2 4.8 4.4 60 65 70 75 80 85 90 LOGKBDEK 75 95 00 05 Ek-5 Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -8.121234 -3.577723 -2.925169 -2.600658 0.0000 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGGDP,2) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:43 Sample (adjusted): 1962 2008 Included observations: 47 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGGDP(-1)) C -1.002725 0.003850 0.123470 0.000974 -8.121234 3.950744 0.0000 0.0003 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.594428 0.585415 0.006094 0.001671 174.0515 1.974076 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 76 0.000608 0.009465 -7.321340 -7.242610 65.95444 0.000000 Ek-6 Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -8.121234 -3.577723 -2.925169 -2.600658 0.0000 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGGDP,2) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:49 Sample (adjusted): 1962 2008 Included observations: 47 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGGDP(-1)) C -1.002725 0.003850 0.123470 0.000974 -8.121234 3.950744 0.0000 0.0003 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.594428 0.585415 0.006094 0.001671 174.0515 1.974076 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 77 0.000608 0.009465 -7.321340 -7.242610 65.95444 0.000000 Ek-7 Null Hypothesis: D(LOGKBDEK) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -4.689115 -3.577723 -2.925169 -2.600658 0.0004 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGKBDEK,2) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:50 Sample (adjusted): 1962 2008 Included observations: 47 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGKBDEK(-1)) C -0.665179 0.045163 0.141856 0.010814 -4.689115 4.176362 0.0000 0.0001 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.328236 0.313308 0.032710 0.048149 95.07458 1.770772 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 78 -0.000342 0.039474 -3.960621 -3.881891 21.98780 0.000026 Ek-8 Null Hypothesis: D(LOGTEET) has a unit root Exogenous: Constant Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0) Augmented Dickey-Fuller test statistic Test critical values: 1% level 5% level 10% level t-Statistic Prob.* -4.253247 -3.577723 -2.925169 -2.600658 0.0015 *MacKinnon (1996) one-sided p-values. Augmented Dickey-Fuller Test Equation Dependent Variable: D(LOGTEET,2) Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:50 Sample (adjusted): 1962 2008 Included observations: 47 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGTEET(-1)) C -0.588073 0.051489 0.138264 0.013203 -4.253247 3.899875 0.0001 0.0003 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid Log likelihood Durbin-Watson stat 0.286734 0.270884 0.033698 0.051099 93.67712 1.816367 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion F-statistic Prob(F-statistic) 79 -0.000629 0.039464 -3.901154 -3.822424 18.09011 0.000105 Ek-9 Date: 05/01/11 Time: 13:53 Sample: 1960 2008 Included observations: 48 Autocorrelation . |*** . |** . |** . |*. . |*. .|. . |*. . |*. . |*. .|. .|. .|. . |*. .|. .*| . .*| . .*| . .*| . .|. .|. | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | Partial Correlation . |*** . |*. . |*. .*| . . |*. .|. . |*. .|. .|. .|. .|. .|. . |*. .|. .*| . .*| . .|. .|. .|. .|. | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 AC PAC Q-Stat Prob 0.398 0.221 0.211 0.073 0.107 0.053 0.078 0.091 0.094 0.039 0.051 0.043 0.086 0.056 -0.069 -0.112 -0.081 -0.059 -0.028 -0.011 0.398 0.075 0.119 -0.069 0.084 -0.036 0.073 0.021 0.057 -0.056 0.041 -0.012 0.089 -0.033 -0.116 -0.110 0.011 0.003 0.032 -0.005 8.0822 10.631 12.996 13.286 13.929 14.091 14.450 14.947 15.493 15.587 15.756 15.879 16.382 16.602 16.951 17.899 18.404 18.680 18.746 18.756 0.004 0.005 0.005 0.010 0.016 0.029 0.044 0.060 0.078 0.112 0.150 0.197 0.229 0.278 0.322 0.330 0.364 0.412 0.473 0.538 80 Ek-10 Dependent Variable: DLOGTEET Method: Least Squares Date: 05/01/11 Time: 13:58 Sample (adjusted): 1962 2008 Included observations: 47 after adjustments Convergence achieved after 11 iterations Backcast: 1961 Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. C AR(1) MA(1) 0.087412 -0.317111 0.826428 0.006451 0.211804 0.137842 13.55028 -1.497195 5.995483 0.0000 0.1415 0.0000 R-squared Adjusted R-squared S.E. of regression Sum squared resid 0.266658 0.233325 0.031932 0.044864 Mean dependent var S.D. dependent var Akaike info criterion Schwarz criterion Log likelihood Durbin-Watson stat 96.73493 1.846650 F-statistic Prob(F-statistic) Inverted AR Roots Inverted MA Roots 0.087995 0.036469 -3.988721 -3.870626 7.999659 0.001088 -.32 -.83 ġekil-3 .20 Forecast: DLOGTEETF Actual: DLOGTEET Forecast sample: 1960 2015 Included observations: 48 .16 .12 Root Mean Squared Error Mean Absolute Error Mean Abs. Percent Error Theil Inequality Coefficient Bias Proportion Variance Proportion Covariance Proportion .08 .04 .00 -.04 60 65 70 75 80 85 90 95 00 05 DLOGTEETF 81 10 15 0.032840 0.024529 50.49404 0.179037 0.000069 0.391037 0.608894 19. ĠKĠ EKONOMETRĠK ÇALIġMANIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2015 toplam enerji tüketimini, 114 milyon 749 bin TEP; toplam elektrik enerjisi tüketimi ise 259 milyar 497 milyon 304 bin 568 kWh olarak, iki ampirik modelimizde açıklamaları ile tahmin ettik. Ülkemizin karasal sahalarındaki senelik rüzgar enerji potansiyeli yaklaĢık 400 milyar kWh dolaylarındadır. Teknik potansiyeli ise 110 milyar kWh olarak belirtilmektedir.23 Bu bağlamda toplam enerji tüketimi içerisinde yer alan toplam elektrik enerjisi tüketimi ihtiyacı, ülkemizin mevcut rüzgar enerji potansiyeli ile çok rahat bir Ģekilde karĢılanabilmektedir. 23 Türkiye‟nin En Büyük Doğal Enerji Potansiyelini Yenilenebilir Enerjiler OluĢturuyor, http://www.euractiv.com.tr/enerji/link-dossier/turkiyenin-en-buyuk-dogalenerji-otansiyelini-yenilenebilir-enerjiler-olusturuyor-000048 82 20. SONUÇ Türkiye geliĢmekte olan bir ülkedir. Bu açıdan gerek nüfusu gerekse de ticari potansiyeli hızla artmaktadır. Enerjinin en büyük savaĢ nedeni olduğu günümüzde, ülkeler kıt kaynakların artık yetemeyeceğinin farkıdadır. Enerji kaynakları bakımından dıĢa bağımlı ülkeler kategorisinde yer alan ülkemiz, bu durumun beraberinde getirmiĢ olduğu ekonomik bozukluk, cari açık, istihdam sorunu, küresel alanda rekabet eksikliği gibi pek çok sorunun altında güçlük çekmektedir. Oysaki, Türkiye‟nin, bu durumdan kurtulabilmesi olanaklıdır. Öncelikle, yapılması gereken gerekli politikalar, strayeji ve projelerle birlikte gerek kamunun gerekse de özel sektörün öz kaynaklara yönelmesini sağlamaktır. Bu bağlamda bu alanla ilgili verilecek kararlar radikal olmalı ve ekonomik, sosyal, politik, toplumsal tüm alanlar ile karĢılıklı olarak yönetilebilecek bir farkındanlık oluĢturulmaya çalıĢılmalıdır. Mevcut potansiyel, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça zengindir. Söz konusu kaynaklardan en etkin ve rasyonel biçimde yararlanmasını olanaklı hale getirmek de iĢin ikinci kısmı. Ayrıca insan sağlığına ve çevreye verdiği zararlı etkileri ile ülkemizin sürdürülebilir ve insani kalkınma hedefi açısından büyük tehdit oluĢturan fosil kaynaklı yakıtların kullanımına sınırlama getirilmesi önemlidir. Elde edilecek olan yeni ve kullanıĢlı enerji kaynakları sayesinde sanayiye büyük ölçüde artı değer sağlanabilecek, pek çok istihdam yaratabilecektir. Böylece sanayileĢme sürecinde olan ülkemizin bu süreci hızlanmıĢ olacaktır. Unutulmamalıdır ki, sürdürülebilir bir yasam için kaynakların sürdürülebilirliğinin yanında yenilenebilir olması Ģarttır. Gelecek nesillere temiz ve kullanılabilir bir dünya bırakmak ve temiz toplum hedefine ulaĢmak için sürdürülebilir ve yenilenebilir kaynaklara yönelmeliyiz. 83 KAYNAKÇA A. Necdet Pamir, "Dünyada ve Türkiye'de Enerji, Türkiye'nin Enerji Kaynakları ve Politikaları", Metalurji Dergisi, Temmuz, 2003. Akinlo, A. E. (2008), “Energy Consumption and Economic Growth: Evidence From 11 Sub-Saharan Africa Countries”, Energy Economics, 30, 2391-2400. Altunç, Ö. F. (2008), “Türkiye‟de Finansal GeliĢme ve Ġktisadi Büyüme Arasındaki Nedenselliğin Ampirik Bir Analizi”, EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi ĠĠBF Dergisi, 3(2), 113-127. Cumhuriyetten gunumuze enerji sektoru, surdurulebilir kalkınma ve cevre, www.gencbilim.com, odev 97541 Dıç Ticaret MüĢteĢarlığı (DTM), „‟Temel Makro Ekonomik Büyüklükler 1996-2006‟‟, Ġnternet EriĢim: www.dpt.gov.tr DemirtaĢ, Sibel, 2010, web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/egitim/.../AB.../sibeldemirtas.pdf, S.17 EIA 1997b: Energy Information Administration, U.S. Department of Energy, “Annual Energy Outlook 1997”, Washington, DC: U.S. Government Printing Office, 1997. Ekoloji Teknik, Ġnternet EriĢim: http://www.ekolojiteknik.com/?s=aktuel&id=217 Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü,Ġnternet EriĢim: www.eie.gov.tr/turkce/YEK/HES/proje/turkeyhidro.doc Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, 2010, Ġnternet EriĢim http://www.enerji.gov.tr/tr/inc_biyoyakit.php GENSED GüneĢ Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği, 2011, Ġnternet EriĢim: http://www.gensed.org/ GüneĢ Sistemleri, Ġnternet EriĢim: http://www.gunessistemleri.com/gunesenerjisisss.php Güvenek, Burcu , A. Volkan, „‟ Enerji Tüketimi ve Büyüme ĠliĢkisi: OECD Ülkelerine ĠliĢkin Bir Panel Veri Analizi‟‟Enerji, Piyasa ve Düzenleme (Cilt:1, Sayı:2, 2010, Sayfa 172-193) Haskok, Afiyet ġehnaz, „‟ Türkiye‟nin Mevcut Enerji Kaynaklarının Durum Değerlendirmesi‟‟ekim, 2005 Ġçli, Sıdık, „‟ Ege Unversitesi GüneĢ Enerjisi Enstitüsünde Yapılan ÇalıĢmalar‟‟ 84 Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm Korkmaz Basel, E. Didem, S. Umran, Kaynaklarının Değerlendirilmesi‟‟, 2006. S. Abdurrahman, „‟ Turkiye Jeotermal Korkmaz Basel, E. D., Cakın, K., Satman, A.: Turkiye‟nin Yer altı Sıcaklık Haritası ve Tahmini Isı Ġceriği, Sempozyum Bildiri Kitabı, VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Ġstanbul 2008b. Mucuk, Mehmet – Doğan, Uysal, „‟ Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi Ve Ekonomik Büyüme‟‟, Maliye Dergisi , Sayı 157 Temmuz-Aralık 2009. Oğulata, T, 2002, Sectoral energy consumption in Turkey, Renewable & sustainable Energy Reviews, 6, 471-480 p Saçlı , Murat ,‟‟ Türkiyenin Enerji Üretimi, Enerji Ġthalatı ve Kullanım Alanları‟‟, Ġzmir, Ocak 2007. Sertkaya, Mahir Rodi,Ekim 2003, ‟‟GüneĢ Enerjisi Ve Teknolojileri‟‟, s.19 ġengül, S. ve Tuncer Ġ. (2006) Türkiye‟de Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme: 1960-2000, Ġktisat, ĠĢletme ve Finans, Mayıs, 69- 80. Yılmazer Servet, Gayzer Yerbilimleri Ltd. Sti., „‟ Batı Anadolu‟nun Olası Jeotermal Potansiyelinin Belirlenmesi Yılmazer, S., “Batı Anadolu‟nun Gorunur Jeotermal Enerji Potansiyeli ve Değerlendirilmesi”, Turkiye 7. Enerji Kongresi, Dunya Enerji Konseyi Turk Milli Komitesi, O.D.T.U. Kultur ve Kongre Merkezi, Cilt: 3, Ankara, s.219-231, 3-8 Kasım 1997. Yılmazer, S., “Kentimizde Jeotermal Enerjinin Anlamı ve Değerlendirilmesi”, Đzmir Kent Sempozyumu, TMMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, Đzmir, s.155-161, 810 Ocak 2009. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2009-2010 Verileri, Ġnternet EriĢim: www.enerji.gov.tr. Türkiye‟nin enerji sıkıntıları, Ġnternet EriĢim: http://www.emo.org.tr TEĠAġ yük tevzi merkezine göre EÜAġ nin enerji hakkında istatistiki verileri, Ġnternet EriĢim: http://www.euas.gov.tr 85 Tübitak, Türkiye Bilimsel Ve Teknik AraĢtırma Kurumu, ‟‟Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi- Enerji Ve Doğal Kaynaklar Paneli Raporu‟‟ Ankara 24 Temmuz 2003 Türkiye'de GüneĢ Enerjisi, Ġnterner http://gunesenerjisi.com.tr/Haberler/Turkiyede-Gunes-Enerjisi.html EriĢim: Türkiye Nükleer Enerji ve Nükleer Santrale Hazır Değildir, 2008, Ġnternet EriĢim: http://www.cevre.metu.edu.tr/node/13 Yu, E.S.H. and Choi, J.Y. (1985) The Causal Relationship Between Energy and GNP: An International Comparison”, Journal Energy Development, 10, 249- 272. Yu, E.S.H. and Hwang, B.K. (1984) The Relationship Between Energy and GNP: Further Results”. Energy Economics, 6, 186- 190. Wikipedia, Nükleer Enerji, Ġnternet EriĢim: http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_enerji World Energy Council, Turkish National Committee, (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi), „‟ Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi Basın Duyurusu- Enerjide Durum‟‟, Ġnternet EriĢim: Www.Dektmk.Org.Tr Wooldridge, J. M. (2002) Econometric Analysis of Cross Section and Panel Data, MIT Press, MA. Wooldridge, J. M. (2002) Econometric Analysis of Cross Section and Panel Data, MIT Press, MA. „‟Enerji Tüketimi ve Büyüme ĠliĢkisi: OECD Ülkelerine ĠliĢkin Bir Panel Veri Analizi‟‟ 2007 – 2013 Dönemi Türkiye‟nin Jeotermal Değerlendirme Projeksiyonu, Ġnternet EriĢim: http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm 86