İndirmek İçin Tıklayınız
Transkript
İndirmek İçin Tıklayınız
“NORVEÇ SAVUNMASI 2013” KONULU DOKÜMAN İLE 2009 TARİHLİ “NORVEÇ SİLAHLI KUVVETLERİ STRATEJİK KONSEPTİ” 1. İNCELEME: Norveç’in güvenlik ve savunma siyaseti konusunda birbirlerini tamamlayıcı bilgiler içermeleri dolayısıyla, “Norveç Savunması 2013”1 ve “Norveç Silahlı Kuvvetleri Stratejik Konsepti”2 dokümanları aynı çalışma içerisinde incelenmiştir. Çalışmada öncelikle “Norveç Savunması 2013” adlı doküman, bilahare “Norveç Silahlı Kuvvetleri Stratejik Konsepti” ele alınmıştır. a. “Norveç Savunması 2013”: Norveç Savunma Bakanlığı daha önce 2002, 2006, 2008, 2011 ve 2012 yıllarında “Norveç Savunması” adı altında benzer dokümanlar yayımlamıştır. “Norveç Savunması 2013” adıyla yayımlanan son belge, esasen Norveç Savunma Kuvvetleri’nin kurumsal yapısı, faaliyetleri, sahip olduğu kapasite ve envanterine ilişkin bilgi vermekle birlikte, Norveç güvenlik ve savunma siyasetini de içermesi bakımından önem arz etmektedir. Bahse konu doküman “Norveç Güvenlik ve Savunma Siyaseti”, “Savunma Yapısı” ile “Norveç Silahlı Kuvvetleri” başlıklarını taşıyan üç ana bölümden oluşmaktadır. Dokümanda önem arz eden hususlar, belgenin sistematiğine uygun olarak aşağıda özetlenmiştir. (1) Norveç Güvenlik ve Savunma Siyaseti: (a) Norveç güvenlik siyasetinin temel amacı, Norveç’in egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi faaliyet özgürlüğünü korumaktır. Norveç’in başlıca güvenlik menfaati, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü esas alarak, Birleşmiş Milletler (BM) himayesi altında küresel düzenin sağlanmasına katkıda bulunmaktır. İlaveten, NATO vasıtasıyla transatlantik güvenliği geliştirmek ve güçlendirmek önem arz etmektedir. Kuzey Kutbu3, stratejik bakımdan Norveç için en önemli bölgedir. Norveç’in güvenlik siyaseti hedefleri; savaşı önlemek, kolektif güvenliğe ve Norveçlilere dönük tehditleri bertaraf etmek; BM’nin himayesinde, hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesine, barışa ve istikrara katkı sağlamak; Norveç’in egemenliğini, haklarını, menfaatlerini ve değerlerini muhafaza etmek; siyasi, askeri ve diğer baskılara karşı Norveç’in hareket serbestîsini korumak; herhangi bir saldırıya karşı müttefiklerle birlikte Norveç’i ve NATO’yu savunmak; toplumu devletlerin ve devlet dışı aktörlerin saldırılarından korumaktır. (b) Savunma siyaseti hedefleri, kapsamlı güvenlik siyaseti hedeflerine erişilebilmesi için Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin yükümlülüklerini ortaya koymaktadır. Norveç savunma siyaseti 1 www.regjeringen.no/upload/FD/Dokumenter/Fakta-om-Forsvaret-2013_engelsk-oppdatert-mai-2013.pdf www.regjeringen.no/upload/FD/Dokumenter/Capable-force_strategic-concept.pdf 3 “Norveç dış politikasının birinci önceliğini oluşturan Kuzey Kutbu’na ilişkin olarak, Norveç Dışişleri Bakanlığı 2006 yılında “Kuzey Kutbu Stratejisi”, 2011 yılında da “Kuzey Kutbu Vizyonu ve Siyaset Vasıtaları” başlıklı bir doküman yayımlamıştır. 2 1/11 hedeflerini; müttefiklerle birlikte ve tek başına Norveç’in egemenliğini, haklarını ve menfaatlerini korumak, askeri veya diğer baskılar karşısında Norveç’in hareket serbestîsini sağlamak, BM ve uluslararası savunma işbirliği kapsamında gerçekleştirilen çok uluslu barış operasyonlarına iştirak ederek, barışa, istikrara, uluslararası hukuka ve insan haklarına saygının güçlendirilmesine katkı sağlamak, devletler ve devlet dışı aktörler tarafından, ülke güvenliğine ve uluslararası güvenliğe karşı güç kullanılmasını önlemek, Norveç’in güvenliğini ve kolektif güvenliği muhafaza etmek üzere her türlü saldırıyı bertaraf etmek, NATO yükümlülükleri kapsamında müttefiklerle birlikte, Norveç’in ve diğer müttefiklerin ortak savunmasına katılmak, toplumun güvenliğini sağlamak, hayat kurtarmak, kazaların ve doğal afetlerin, devlet veya devlet dışı aktör kaynaklı saldırıların etkilerini azaltmak gibi hususlar oluşturmaktadır. Norveç Silahlı Kuvvetleri, güvenlik ve savunma siyaseti hedeflerine ulaşılmasında başlıca unsurlardan biridir. (c) Hükümetin güvenlik ve savunmaya dair öncelikleri arasında; Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin yeteneklerini geliştirmek, uluslararası barış ve istikrarı sağlamaya dönük uluslararası operasyonlara katkı sağlamak, savaşı önlenmek ve istikrarı sağlamak üzere NATO’nun kolektif gücüne iştirak etmek, savunma sektörünün kriz zamanlarında sivil topluma etkin biçimde yardımcı olması için diğer sektörler ve kuruluşlarla düzenli tatbikatlar gerçekleştirmek, görev ve sorumlulukları netleştirmek, savunma sektöründeki insan kaynaklarının yetkinliğini geliştirecek reformlar gerçekleştirmek yer almaktadır. (d) Uluslararası işbirliği: - Birleşmiş Milletler: BM; Norveç güvenlik siyasetinde kilit önemi haiz dayanak noktasıdır. Küresel güvenlik sorunlarıyla mücadele için gerekli koordinasyonun sağlanmasında BM Antlaşması ve uluslararası hukuk düzenlemeleri büyük önem taşımaktadır. Norveç, BM’nin merkezi konumda olduğu, barışçıl ve istikrarlı küresel kalkınma sağlayacak bir dünya düzeni amaçlamaktadır. Norveç’in uluslararası hukuk ve insan haklarına yaptığı vurgu, bir taraftan uluslararası dayanışmaya verilen önemi gösterirken, bir taraftan, silahlı güç veya diğer baskı mekanizmalarının kullanımının uluslararası kurallara tâbi olması ve uluslararası gözetiminin sağlanması yönündeki Norveç ulusal menfaatini yansıtmaktadır. BM, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına dönük operasyonları, çoğu zaman az sayıda üye ülke veya NATO, AB ve Afrika Birliği gibi bölgesel örgütler vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. Sorumluluğun bu şekilde paylaşılması, BM’nin üzerindeki yükü hafifletmekte; BM’nin rolünü ve güvenilirliğini pekiştirmekte, bahse konu operasyonlara gerekli meşruiyeti sağlamaktadır. - NATO: NATO, Norveç’in savunma ve güvenlik siyasetinin temel taşını teşkil etmektedir. NATO’nun yeni stratejik konsepti, örgütün gelecekte de muteber bir aktör olarak 2/11 kalmasına katkı sağlayacaktır. Afganistan’daki operasyonun sona ermiş olması ve Norveç’in oluşturduğu “Asıl Alan İnisiyatifi”4 sonucunda NATO, üye ülkelerin güvenliğinin sağlanması yönündeki İttifak Antlaşması’nın 5’inci maddesinde belirtilen asli görevine verdiği ağırlığı arttırma yolundadır. NATO, dünyanın diğer bölgelerindeki operasyonel kabiliyetini zaafa uğratmadan, kendi bölgesindeki güvenlik sorunlarıyla mücadele için yeteneklerini geliştirecektir. Diğer taraftan üye ülkelerin savunma bütçelerindeki kısıntılar, zaman içerisinde NATO’nun askeri kabiliyetini etkileyecektir. - Avrupa Birliği: Norveç, AB’nin dış politika ve güvenlik politikasına yakın durmaya önem vermektedir. AB üyesi olmamakla birlikte, AB’nin sivil ve askeri kriz yönetimi operasyonlarına en fazla katkı sağlayan ülkelerden olan Norveç, Avrupa Savunma Ajansı ile de işbirliği içindedir. Gerçekleştirilen özel işbirliği düzenlemesi ile Norveç, Ajans’ın program ve projelerine iştirak edebilmekte, teknoloji geliştirme, araştırma ve askeri kabiliyet geliştirme konularında Ajans’a katkı sağlamakta ve savunma tedariki alanında işbirliği, rekabet, şeffaflık ve savunma endüstrisinin uyumlaştırılmasına dair Ajans çalışmalarına iştirak etmektedir. - NORDEFCO (Kuzey Avrupa Savunma İşbirliği)5: Kuzey ülkelerinin güvenlik siyaseti değerlendirmeleri ve güvenlik menfaatleri arasında büyük çapta müştereklik söz konusudur. Kuzey ülkelerinin birlikte hareket etmesi, AB, NATO ve BM şemsiyesi altında iştirak edilen barışı destekleme operasyonlarına sağlanan katkıyı da artırmaktadır. Bu kapsamda, 2008 yılında Norveç, İsveç, Finlandiya, İrlanda ve Estonya ile müştereken Kuzey Muharebe Grubu6 teşkil edilmiştir. Eğitim ve tatbikatlarda gerçekleştirilen işbirliği, operasyonel maliyet etkinliği bakımından da fayda sağlamaktadır. (e) Topyekûn savunma ve sivil-asker işbirliği: Uluslararası terörizm ve kitle imha silahlarının yayılması gibi yeni güvenlik sorunları, toplum güvenliğini daha önemli hale getirmiştir. İlaveten, salgın hastalıklar, doğal afetler ve önemli kazalar gibi risk unsurlarının, ulusal acil durum planlamasındaki ağırlıkları artmıştır. Hükümet, toplum güvenliğini sağlamak için acil durum planlaması yapmak ve kriz durumunda acil durum önlemlerini tatbik etmek yükümlülüğündedir. Sivil mercilerin olanaklarının yeterli olmadığı durumlarda Silahlı 4 Bahse konu inisiyatifin amacı; NATO’nun, üyelerinin kolektif savunması hususunda güvenilirliğini güçlendirmek, İttifak’ın istihbarat işbirliğini artırmak, NATO bünyesinde eğitim ve tatbikat faaliyetlerini artırmak, NATO’nun yapısal ve savunma planlamasının söz konusu öncelikleri içermesini sağlamaktır. 5 NORDEFCO, güvenlik siyaseti, kapasite geliştirme, silahlanma ve operasyonlara ilişkin çok taraflı işbirliği faaliyetlerinin, askeri ve bakanlık düzeyinde tek çatı altında yönetimini amaçlamaktadır. Üyeleri, Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya ve İzlanda’dır. Ocak 2014 itibarıyla Norveç, NORDEFCO’nun başkanlığını yürütmektedir. 6 Muharebe grubu, sayıca fazla büyük olmayan, azami yarar sağlayacak, caydırıcı, hızlı konuşlanabilen, bağımsız operasyonlar düzenleme veya büyük operasyonların içinde etkin görev alma yeteneğine sahip askeri güçtür. Kuruluştaki en önemli kriterler, müşterek çalışma ve askeri faydadır. Üye ülkeler, muharebe grubunun eğitiminden, komuta edilmesinden ve finansmanından sorumludur. 3/11 Kuvvetler, talep edilmesi halinde, mevcut kaynakları ve yetenekleri dâhilinde toplum güvenliğinin sağlanmasına yardım edebilmektedir. Hâlihazırda Norveç Silahlı Kuvvetleri, sel ve taşkınlar, orman yangınları ve önemli kazalarla mücadelede, sivil mercilere katkı sağlamaktadır. Bahse konu sivil-asker işbirliği Topyekûn Savunma kapsamına girmektedir. Topyekûn Savunma, sivil ve askeri kaynakların barışta ve savaşta, kriz yönetiminde en etkin biçimde kullanılmasının sağlanmasıdır. Topyekûn savunma, Norveç ulusal güvenliğinin temel dayanağını teşkil etmektedir. Özellikle 22 Temmuz 2011 vahşeti7, Silahlı Kuvvetler’in bu türden desteğe hazır olması gereğini açıkça ortaya koymuş; sivil-asker işbirliği, Hükümet’in öncelikleri arasına girmiştir. Kriz veya savaş dönemlerinde Silahlı Kuvvetler’e dönük sivil yardım da, Topyekûn Savunma’nın temel prensiplerindendir. (2) Norveç Savunma Yapısı : Norveç Anayasası’na göre, Kral Silahlı Kuvvetler’in başkomutanıdır. Bahse konu yetki, Hükümet tarafından kullanılır. Silahlı Kuvvetler’in siyasi denetimi, Parlamento ve Hükümet arasında işbirliği ve yetki dağılımı yoluyla gerçekleştirilir. Barış zamanı askeri ve sivil hazırlıklardan; kriz ve savaş zamanı ise topyekûn savunmanın her veçhesinin idaresinden Hükümet sorumludur. Güvenlik ve dış siyasete ilişkin önemli hususlar, nihai karardan önce Parlamento komisyonlarında ele alınır. Norveç Anayasası’na göre, Parlamento’nun onayı olmadan Silahlı Kuvvetler’in mevcudunda değişiklik yapılamaz. Dış İşleri ve Savunma Daimi Komitesi, askeri savunma ve sivil hazırlık konularıyla ilgilenir. Savunma Bakanı, Silahlı Kuvvetler’in faaliyetlerinin anayasal ve siyasi sorumluluğunu üstlenir. Barış zamanı, Adalet Bakanlığı ve Polis, sivil acil durum planlamasının koordinasyonundan sorumludur. Savunma Bakanlığı, yaklaşık 300 civarında personelden müteşekkildir. 2013 itibarıyla Norveç’in toplam savunma bütçesi 42 milyar 224 milyon Norveç Kronu’dur.8 Norveç savunmasını yöneten Genelkurmay Başkanı; Savunma Bakanı’nın en üst düzeydeki askeri danışmanı olmasının yanı sıra, Hükümet’in de askeri sorunlara ilişkin baş danışmanıdır. Savaş zamanı, iç güvenlik kuvveti hariç, askeri güçlere operasyonel komuta yetkisi, NATO Entegre Komuta Yapısı’na devredilir. (3) Norveç Silahlı Kuvvetleri9: Norveç Silahlı Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Kraliyet Deniz Kuvvetleri, Kraliyet Hava Kuvvetleri, İç Güvenlik Kuvveti ve Siber Savunma Gücü’nden müteşekkildir. 7 22 Temmuz 2011 tarihinde Norveç’in başkenti Oslo’da hükümet binalarının bulunduğu bölgede gerçekleşen bombalı saldırı ile Utoya adasında Norveç İşçi Partisi’nin gençlik kampına aynı saatlerde yapılan silahlı baskındır. 8 Yaklaşık 7 milyar ABD Doları’na tekabül etmektedir. 9 Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin mevcudu barış zamanı, 23.000, seferberlik zamanı 83.000 civarındadır. Silahlı Kuvvetler’de kadın nüfus oranının yükseltilmesi hedefi çerçevesinde, Norveç Parlamentosu, 2013 yılında, kadınlara da mecburi askerlik hizmeti getiren yasal düzenlemeyi kabul etmiş, Norveç hem kadınlar hem de erkekler için askerlik hizmetini zorunlu hale getiren ilk NATO ve Avrupa ülkesi olmuştur. 4/11 - Kara Kuvvetleri; bir Mekanize Tugay (Kuzey Tugayı), Kraliyet Kuvveti, Sınır Kuvveti ve Norveç Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan teşkil edilmiştir. Savaş tankları (Leopard 2A4), zırhlı piyade muharebe araçları (CV9030N), zırhlı paletli personel taşıyıcıları (M-113), zırhlı tekerli personel taşıyıcıları (SISU/PASI), topçu silahları (M109 A3GNM), anti-tank silahları (Javelin), havan topları (81 mm), muharebe istihkam araçları, zırhlı tekerli araçlar (IVECO, Dingo 2), yarı zırhlı ve zırhsız Scania kamyonları ve piyade tüfekleri (HK 416 ve HK MP7 dâhil), Norveç Kara Kuvvetleri’nin sahip olduğu ekipmanlar arasındadır. - Kraliyet Deniz Kuvvetleri ise; donanma ve sahil güvenlikten müteşekkildir. Deniz Kuvvetleri; 5 Fırkateyn (Fridtjof Nansen sınıfı), 6 Denizaltı (Ula sınıfı), 6 Hücumbot (Skjold sınıfı), 6 Mayın Temizleme Gemisi (Oksoy-Alta sınıfı), farklı sınıflardaki sahil güvenlik gemilerinden ve lojistik gemilerinden meydana gelmektedir. - Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin operasyonel kabiliyetleri arasında; 57 F-16 savaş uçağı, 12 Sea King Helikopter, 6 deniz devriye uçağı (P-3N ve P-3C), 4 taktik nakliye uçağı (C130J Hercules), 5 sahil güvenlik helikopteri (Lynx), 18 taktik nakliye helikopteri (Bell 412 SP), 3 Falcon Jet, 16 eğitim uçağı (Saab Safari), 1 hava savunma sistemi (NASAMS II), 2 uzay gözetleme ve uyarı istasyonu, NH90 helikopterleri bulunmaktadır. - İç Güvenlik Kuvvetleri’nin temel görevi ise, ülke bütünlüğünü, kritik önemi haiz altyapıyı korumak, ulusal kriz yönetimine ve sivil topluma destek sağlamaktır. Hükümet, Silahlı Kuvvetler’in modernizasyonuna ağırlık vermeye devam etmektedir. Kara Kuvvetleri açısından en büyük harcamayı, zırhlı araç kapasitesinin artırılmasına dönük projeler, uzaktan kumandalı silah istasyonu ve havan topu tedariki teşkil etmektedir. Hava Kuvvetleri’nde F-16 savaş uçaklarının ve P-3 deniz devriye uçakları ile NASAMS II sisteminin modernize edilmesi planlanmıştır. İlaveten, F-35 müşterek saldırı uçaklarının tedarik edilmesi ile birlikte, gelecek yıllarda Hava Kuvvetleri yeniden yapılandırılacaktır. Uluslararası operasyonlar, Norveç’in güvenlik ve savunma siyasetinin önemli ve tamamlayıcı bir unsurudur. 1947 tarihinden itibaren, sayıları 100.000 civarında personel, yaklaşık 100 uluslararası operasyonda görev almıştır. 2013 yılı itibarıyla, Norveç Silahlı Kuvvetleri uluslararası operasyonlara yaklaşık 700 personelle katılmaktadır. Norveç’in ağırlık verdiği operasyonların başında ISAF gelmekte, Norveç güçleri Mezar-ı Şerif ve Kabil’de faaliyet göstermektedir. Bunun yanı sıra, daha küçük çapta olmakla birlikte, Afrika, Ortadoğu ve Kosova’da BM yönetimindeki operasyonlara ve Sina yarımadasındaki Çok Uluslu Güç ve Gözlemciler’e katkı sağlanmakta; ayrıca NATO daimi deniz gücü kapsamında, bir mayın tarama gemisi ve bir fırkateyn ile destek verilmektedir. 5/11 b. Norveç Silahlı Kuvvetleri Stratejik Konsepti: (1) 2009 yılında Norveç Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan Norveç Silahlı Kuvvetleri Stratejik Konsepti, Norveç’in güvenlik ve savunma siyasetine ilişkin diğer önemli bir dokümandır. Stratejik Konsept içeriğinde, küresel güvenlik ortamının analizi, Norveç güvenlik siyaseti hedef ve menfaatleri, savunma siyaseti hedefleri, tehdit algılaması ve Norveç güvenlik konsepti anlayışını barındırması ve “Norveç Savunması 2013” başlıklı dokümanı detaylandırıcı bilgiler ihtiva etmesi nedeniyle, özellikle Norveç’in küresel güvenlik algılamasına, güvenlik ve savunma siyasetine ilişkin bölümler incelemeye dâhil edilmiştir. (2) Stratejik Konsept, Silahlı Kuvvetler’in operasyonel faaliyetleri için güvenlik ve savunma siyasetine bir temel oluşturmaktadır. Küresel güvenlik sorunlarının ve yeni güvenlik paradigmasının gerekleri doğrultusunda Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin görev ve organizasyonunu düzenleyen Stratejik Konsept’te üç öncelik alanı tespit edilmiştir: Kuzey Kutbu, BM şemsiyesi altındaki uluslararası barış operasyonlarına katılım ve Norveç Ordusu’nun modernizasyonu. Stratejik Konsept’in Norveç’in küresel güvenlik perspektifi ile güvenlik ve savunma siyasetine yer veren bölümlerini aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür: (a) Küreselleşme sonucu, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olay, diğer ülkeleri ve toplumları etkileyebilmektedir. Küreselleşme, uluslararası pazarlara erişim, teknoloji ve bilgi transferini mümkün kılarak bazı ülkelerin önemli ekonomik büyüme gerçekleştirmesine imkân sağlamış olsa da, ülkeler arası karşılıklı bağımlılığı ve özellikle finansal bakımdan kırılganlığı artırmıştır. Özellikle az gelişmiş ülkelerde gıda ve enerji fiyatlarındaki ani değişiklikler istikrarsızlık ve sosyal huzursuzluklara neden olabilmekte, kutuplaşma ve gerilimleri artırabilmektedir. Diğer taraftan, küreselleşmenin siyasi, kültürel, ideolojik ve dini etkileri de bulunmaktadır. Uydular, internet ve artan insan hareketi, toplumları dış etkilere, yeni değer ve düşüncelere açık kılmıştır. Bu gelişmeler bazı toplumlarda, geleneksel kültür ve kimliklere saldırı olarak nitelenerek, terörist faaliyetler de dâhil olmak üzere çeşitli tepkileri tetikleyebilmektedir. (b) Stratejik doğal kaynaklara yönelik artan rekabet, 21’inci yüzyılı karakterize eden küresel gelişmelerden biridir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi yükselen güçlerin hızlı ekonomik büyümeleri, söz konusu rekabeti kızıştırmaktadır. Artan rekabet, temel kaynaklarda fiyat artışına ve bu kaynakların kötü kullanımına neden olmaktadır. İlaveten, iklim değişikliği de tarıma elverişli arazilerin azalması sonucunu yaratmaktadır. Büyük ölçüde insan eliyle gerçekleştirilen çevresel değişiklikler, uzun dönemde ciddi sorunlara sebep olabilecektir. Bunlar arasında, kutuplardaki buzul örtüsünün azalması sonucu, gelecekte buzsuz bir Kuzey Kutbu, deniz seviyesinin yükselmesi, erozyon, taşkınlar, çöl alanlarında artış sayılabilir. Bahse konu 6/11 gelişmeler milyonlarca insanı etkileyebilecek, uluslararası ve bölgesel güvenlik sorunları yaratabilecektir. Diğer taraftan, az gelişmiş ülkelerde gözlemlenen yüksek nüfus artış oranı, uluslararası güvenliği ve bölgesel istikrarı tehdit edecek şekilde, gıda talebinde, kentleşme oranında, düşük yaşam koşulları ve salgın hastalıklarda artış yönünde etkiler meydana getirebilecektir. (c) Küreselleşmenin bir diğer boyutunu da, teknolojik gelişme ve ileri teknolojinin daha kolay elde edilmesi oluşturmaktadır. Teknolojik gelişmeler, ekonomik kalkınmaya katkı sağlamakla birlikte, modern toplumu daha savunmasız kılmaktadır. Bu bağlamda, askeri teknolojinin daha kolay edinilmesi de güvenlik sorunu yaratmaktadır. Kitle imha silahları ve füze teknolojisi, son 30 yılda önemli ölçüde yayılmıştır. (d) Jeopolitik düzlemde de önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Çin’in küresel bir güç olarak ortaya çıkmasının, Rusya’nın bölgesel bir güç olarak yeniden canlanmasının ve Hindistan’ın ekonomik olarak büyümesinin küresel etkileri söz konusudur. Gücün göreli olarak yer değiştirmesi, çok kutuplu bir dünya ortaya çıkarmış, Batı’nın demografik ve ekonomik gücü göreli olarak zayıflamıştır. Bu gelişmelerin uzun vadede önemli sonuçlar doğurması beklenmektedir. (e) Ülke sınırları içinde cereyan eden terörizm ve çatışmalar, hem insani boyutu hem de bölgesel istikrarsızlık yaratması bakımından önemli bir uluslararası güvenlik sorunu teşkil etmektedir. Yeni jeopolitik trendlerin bir sonucu da, devletler arası çatışma ve reel politiğin, uluslararası politikada daha önemli faktörler olarak yeniden ortaya çıkmasıdır. Büyük güçlerin yeniden etki alanları oluşturmaya başladığı görülmektedir. Büyük güçler arasındaki rekabet, uluslararası istikrarı tehlikeye sokabilecektir. Öte yandan, siyasi durum değişiklikleri ve bölgesel istikrarsızlıkla karakterize edilen, Kuzey Afrika-Ortadoğu ve Kafkasya-Irak-İran-Afganistan-Pakistan ekseni, potansiyel çatışma bölgesi olması ve büyük güçlerin artan rekabetine maruz kalması bakımından tehlike arz etmektedir. (f) Uluslararası terörizmin küresel ve adem-i merkeziyetçi yapısı, hem ulusal ve uluslararası düzeyde, hem de yargı ve savunma sektörü arasında koordinasyonu gerektirmektedir. Bu bağlamda uluslararası terörizm, sivil ve askeri otoritelerin işbirliğini elzem kılmaktadır. Norveç’in uluslararası terörizm ile mücadelesinde, Adalet, Savunma ve Dış İşleri Bakanlıkları işbirliği içerisinde görev yapmaktadır. (g) Mevcut karmaşık güvenlik ortamında, Norveç’in güvenlik konsepti geniş biçimde algılanmaktadır. Norveç’in güvenlik konsepti, üç temel unsurdan oluşmuştur: Devlet güvenliği (toprak bütünlüğünün, siyasi egemenliğin ve hayati menfaatlerin korunması), toplum güvenliği (sivil toplumun ve kritik altyapıların korunması) ve insan güvenliği (insan haklarının 7/11 ve yaşam hakkının korunması). Norveç’in söz konusu güvenlik anlayışının, savunma siyasetinin şekillenmesinde ve Silahlı Kuvvetler’in görev ve organizasyonunda önemli etkisi vardır. (h) Norveç, mevcut şartlarda açık ve yakın bir tehditle karşı karşıya olmamakla birlikte, Norveç’in politikasını değiştirmeye dönük sınırlı bir askeri baskı, devlet dışı aktörler ve uzak mesafedeki ülkelerden kaynaklanabilecek potansiyel tehditler göz ardı edilmemektedir. Norveç’in devlet güvenliği, devlet kaynaklı bir silahlı saldırı veya askeri kuvvet kullanımı durumunda doğrudan NATO’nun kolektif savunmasına bağlıdır. (i) BM’nin merkezi bir rol üstleneceği çok taraflı etkin bir uluslararası düzenin inşası ve NATO vasıtasıyla transatlantik güvenlik bağının güçlendirilmesi, Norveç’in güvenlik menfaatleri arasındadır. Küreselleşmenin getirdiği sınır aşan tehditler ancak, uluslararası toplumun aktif katılımı ve müdahalesi ile çözülebilecektir. Norveç, BM’yi uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının çözümünde birincil platform olarak görmektedir. BM’nin kurumsal ve kapasite sınırlamalarına dayalı birçok soruna sahip olduğu kabul edilmekle birlikte, son dönemde bu alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildiği, BM’nin etkin politik ve askeri bir aktör olarak güvenilirliğini güçlendirdiği müşahede edilmektedir. BM Şartı’nın 51. maddesi üzerine temellenen NATO Antlaşması’nın kolektif savunmaya dair 5. maddesi, Norveç açısından temel güvenlik teminatıdır. ABD, NATO dâhilinde ve iki taraflı olarak, Norveç güvenliği için kilit rol oynamaya devam etmektedir. Rusya’nın, NATO da dâhil olmak üzere komşularıyla barışçıl ilişkiler geliştirmesi, bölgesel istikrarın sağlanması bağlamında Norveç’in menfaatinedir. Bu kapsamda, Rusya’nın yapıcı işbirliği sistemine dâhil olması ve uluslararası güvenlik sorumluluğunu paylaşması büyük önem taşımaktadır. Rusya’nın Norveç çevresinde ve özellikle Kuzey Kutbu’ndaki askeri varlığı, Norveç açısından askeri tehdit olarak algılanmamakta, Rusya’nın 1990’lardaki düşük hareketlilik döneminden sonra olağan düzene dönüşü olarak görülmektedir. Bu bağlamda, güvenlik ve dış politikada daha ısrarcı, ulusal menfaatlerin daha güçlü bir şekilde peşinden giden bir Rusya beklenmektedir. Diğer taraftan, Rusya’nın ABD ve diğer NATO ülkeleriyle ilişkilerinin bozulması Norveç-Rusya ilişkilerini olumsuz etkileyebilecektir. Norveç-Rusya ilişkisi, büyük bir bölgesel güç ile küçük komşu ülke arasındaki asimetri ile karakterize edilmeye devam edecektir. (j) Kuzey Kutbu’na dair Norveç’in karşı karşıya kalacağı riskleri; kaynak yönetimi, yetki alanı ve çevreye dair sorunlar teşkil edecektir. Kuzey Kutbu’nda istikrar, Rusya ve Norveç arasındaki karşılıklı güven ve işbirliğinin devamına bağlıdır. Dolayısıyla, NATO-Rusya Konseyi gibi çok taraflı kuruluşlar vasıtasıyla ve iki taraflı olarak, Norveç’in bu işbirliğinin devam ettirilmesi ve daha da geliştirilmesinde menfaati söz konusudur. Uluslararası 8/11 gelişmeler, Kuzey Buz Denizi ve çevresindeki bölgeyi, ekonomik menfaatler ve doğal kaynaklar açısından yeni odak noktası haline getirmiştir. Doğal gaz ve petrol tesislerine saldırı veya deniz egemenlik haklarına askeri tehdit, Norveç’in bölgede karşılaşılabileceği sorunlar arasındadır. Bölgedeki Norveç askeri varlığı, istikrarı ve egemenliği koruyan; gözlem, istihbarat ve kriz yönetimini sağlayan en önemli etkendir. (k) Bir ülkenin güvenlik alanında hareket serbestîsi, güvenlik siyaseti hedeflerini bağımsız biçimde yerine getirebilme kabiliyeti ile ölçülebilir. Demografik ve ekonomik bakımından küçük bir ülke olan Norveç’in, hareket serbestîsi kısıtlıdır. Norveç’in bulunduğu güvenlik ortamı, öncelikle daha büyük devletler ile NATO ve AB gibi örgütler tarafından şekillenmektedir. Bu nedenle, küçük ülkeler için çok taraflı platformlar hayati önemi haizdir. BM, NATO, OECD ve AB gibi çok taraflı forumlar yoluyla ulusal menfaatler, diğer ülkelerle işbirliği içinde, daha az maliyetli ve daha meşru şekilde elde edilebilmektedir. Norveç’in, güvenlik ve dış politika alanında uluslararası ortamı etkileme ve hareket serbestîsini maksimize edebilme imkânı, mevcut güvenlik enstrümanlarından faydalanma kabiliyetine dayanmaktadır. Norveç Silahlı Kuvvetleri, söz konusu enstrümanların başında gelmektedir. Bununla birlikte, silahlı kuvvetlerin kullanımı, diğer ekonomik, diplomatik ve politik seçeneklerin tükenmesi durumunda son çare olarak görülmektedir. l. Ulusal ve uluslararası güvenlik arasındaki geleneksel ayrım günümüzde ortadan kalkmıştır. Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin ülke dışındaki misyonları, ülke güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Diğer taraftan, yeni jeopolitik trendler, daha fazla diyalog ve işbirliğini gerektirmektedir. Bunun sonucu olarak, 2009 yılında Norveç’in Pekin Büyükelçiliği’ne savunma ataşesi atanmıştır. 2. SONUÇ: a. Uluslararası güvenlik politikalarının yürütülmesinde, ulus devletler halen temel aktörler olarak yer almaya devam etseler de, küresel bir nitelik taşıyan günümüz güvenlik sorunlarının, küresel veya bölgesel düzeyde çözüm gerektirdiği gerçeğinden hareketle, Norveç’in güvenlik siyasetinin formülasyonunda çok taraflılık ve uluslararası örgütler önemli rol oynamaktadır. Norveç’in kendini “demografik ve ekonomik bakımından küçük ve hareket serbestîsi kısıtlı bir ülke” olarak nitelendirmesi de, Norveç için ulusal güvenlik menfaatlerine ulaşmada çok taraflı platformları mecburi kılmaktadır. b. Norveç için “deniz” hayati önemi haizdir. Norveç’in ekonomisi ve refahı büyük ölçüde petrol, doğal gaz, balıkçılık ve denizcilik endüstrisine dayanmaktadır. Norveç’in Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin kontrolü ve kıta sahanlığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne tabidir. Dolayısıyla, Norveç’in BM’nin en büyük destekçilerinden biri olmasında ve BM himayesinde 9/11 mevcut uluslararası düzenin ve hukuk düzenlemelerinin sürdürülmesini güvenlik menfaati bakımından ön plana çıkarmasında, bahse konu hususun önemli payı olduğu düşünülmektedir. c. NATO, Norveç için transatlantik güvenlik işbirliği ve kolektif savunmanın temel platformu olarak görülmektedir. Bununla birlikte Norveç, İttifak’ın üye ülkelerin kolektif savunma sorumluluğu üzerine yoğunlaşması gerektiği ve “alan dışı” operasyonlara verilen ağırlığın, İttifak’ı temel sorumluluklarından uzaklaştırdığı kanısındadır.10 Bu durum, Norveç’in, üye ülkelerin savunma ve güvenliğini ön plana çıkaran, “Asıl Alan İnisiyatifi”ni ortaya koymasına neden olmuştur. d. Kuzey Kutbu Norveç’in güvenlik ve dış politikasında stratejik önceliğini korumaktadır. Kuzey Kutbu’na uluslararası ilginin artması Norveç’i, Kuzey Kutbu’na dönük güvenlik ve ekonomik menfaatlerini daha yakından takip etmeye yöneltmektedir. Bununla birlikte, kıyı ülkeleri olan Norveç, Rusya, Kanada, ABD ve Danimarka’nın bölgede benzer menfaatlerinin bulunması, çatışma riskini azaltmaktadır. Rusya’nın bölgedeki en önemli aktör olması, Rusya’yı Norveç’in Kuzey Kutbu politikasının önemli veçhelerinden biri yapmaktadır. Norveç ve Rusya arasında bölgede, başta balıkçılık yönetimi olmak üzere birçok alanda ortak menfaatlere dayalı bir işbirliği geliştirilmiş olup, hâlihazırda Rusya tehdit olarak görülmemektedir. Nitekim Norveç İstihbarat Servisi’nin 2013 tarihli yıllık değerlendirme raporunda11, Rusya’nın uluslararası işbirliğine öncelik verdiği ifade edilmiştir. e. 2014 yılı itibarıyla Norveç savunma bütçesinin artırılarak, 43.008 milyar Norveç Kronu (yaklaşık 7.2 milyar $) olması öngörülmektedir.12 Savunma harcamalarında kısıtlamalara gidildiği bir dönemde, Norveç’in Avrupa’daki NATO üyeleri içinde kişi başına en yüksek savunma bütçesine sahip olması ve en yüksek savunma bütçesine sahip 10 Avrupa ülkesi arasında yer alması dikkat çekicidir. f. Norveç Ordusu, ülke içinde ve dışında, Norveç’in güvenlik menfaatlerinin korunmasını sağlayan en önemli enstrüman olarak görülmektedir. Bununla birlikte, Norveç Silahlı Kuvvetleri, savaş zamanı ülke topraklarını savunacak şekilde tasarlanmamış, daha çok NATO’ya askeri güç bakımından katkı sağlayacak ve çatışmanın ilk safhası ile başa çıkabilecek şekilde modellenmiştir. ABD’nin güçlerini Asya’ya kaydırması ve müttefiklerin savunma harcamalarında yaptıkları kısıntılar, bir kriz durumunda NATO’nun hızlı biçimde askeri mukabele kabiliyeti konusunda şüphe yaratmaktadır. Bu durum, her ne kadar zaman ve mekân bakımından sınırlı olsa da, Norveç’in krizlerin üstesinden kendi başına gelebilecek bir 10 www.regjeringen.no/en/archive/Stoltenbergs-2nd-Goverment/Ministry-ofDefence/taler/og/artikler/2010/new/strategic/c.html?id=616306 11 http://forsvaret.no/om-forsvaret/organisasjon/felles/etjenesten/Documents/0886-FOCUS-english-2013.pdf 12 www.regjeringen.no/en/archive/Stoltenbergs-2nd-Government/Ministry-of-Defence/Nyheter-ogpressemeldinger/Nyheter/2013/the-norwegian-defence-budget-for-2014.html?id=742373 10/11 askeri kapasiteye sahip olma gereksinimini ortaya koymaktadır. Süregelen ve planlanan teknolojik iyileştirmeler, gelecekte Norveç Silahlı Kuvvetleri’nin daha da güçlenmesini sağlayacak olmakla birlikte, Silahlı Kuvvetler’in çapının küçük olması, güvenlik sorunlarının karmaşıklaştığı çok kutuplu bir dünyada, mevcut yapının yeterli olup olmayacağı sorusunu gündeme getirmektedir. Konuya ilişkin olarak Norveç’in hâlihazırdaki Savunma Bakanı Ine Eriksen Soreide’nin; “Norveç savunmasının çok nitelikli olmasına rağmen, kriz zamanı ülkeyi ve müttefiklerini savunabilecek yeterlilikte olmadığını ve güçlendirilmeye ihtiyacı olduğunu” ifade etmesi13 de söz konusu ihtiyacı doğrular niteliktedir. 13 www.norwaypost.no/index.php/news/political/29401-minister-of-defense-norways-defense-is-not-as-good-as-wewant 11/11