ender saraç - Çekmeköy 2023

Transkript

ender saraç - Çekmeköy 2023
RÖPORTAJ
gisi
Çekmeköy Belediyesi Aylık Kültür Sanat Der
OCAK 2015 Sayı:2
Türkiye’nin ilk 63,5 kg Avrupa
Boks Şampiyonu…
Radyo deyince, ilk akla gelen isim
CEMAL
KAMACI
GEZEGEN
MEHMET
EYVAH ÇOCUĞUM
ÜSTÜN ZEKALI!
HAYDİ
ÇOCUKLAR
BURSA’YA
GİDİYORUZ…
Sempatik tavırlarıyla
EBRU
YAŞAR
Ünlü simalar onun yöntemleriyle zayıflıyor, formda kalıyor.
ENDER SARAÇ
MODERN ÇEKMEKÖY MODEL ÇEKMEKÖY
MODERN
ÇEKMEKÖY'ÜN
TARiHi-2
Çekmeköy2023
-1
Ocak 2015 Yıl:1 SAYI:2
Çekmeköy Belediyesi Adına
İmtiyaz Sahibi
Ahmet POYRAZ
Genel Yayın Yönetmeni
Şahmettin Yüksel
Başkan Yardımcısı
Danışma Kurulu
Şenol Çetin-Başkan Yardımcısı
Latif Coşar-Başkan Yardımcısı
Eyüp Yıldırım-Başkan Yardımcısı
Hasan Öztürk-Başkan Yardımcısı
Ahmet Epli-Başkan Yardımcısı
Fatih Sırmacı-Başkan Yardımcısı
Genel Yayın Koordinatörü
Muhammed Sarı
Editör
Soner Kartal
Yayın Kurulu
Muhammed Sarı
Kültür ve Sosyal İşler Müdürü
Salih Gebel
Ömer İslam
Cem Mutlu
Hikmet Tekin
Doğan Karakaya
Haber Servisi
Çekmeköy Belediyesi Basın Yayın ve
Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Tasarım
Greenart Reklam
Matbaa
Greenart Reklam
İletişim
Çekmeköy Belediyesi
Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü
cekmekoy2023@cekmekoy.bel.tr
Tel:0216 484 82 57
Bu dergide kullanılan yazı ve görseller izin almak
ve kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir,alıntı
yapılabilir.
Soner KARTAL / Editör
Merhaba Sevgili Okuyucularımız…
Büyük bir sevinç ve heyecanla dergimizin ikinci sayısını siz değerli okuyucularımıza
sunmanın gururunu yaşıyoruz. Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır;
ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir. Artık
yeni bir tan vakti. Ufukta beliren Çekmeköy 2023, bir nebze olsun gününüzü aydınlatmak, dünden, bugünden ve yarından bahsetmek, içimizdekileri anlatmak için
yeniden sizlerin karşısında. Yüreklerimizden kalemlere, kalemlerden kağıtlara dökerek
size sunduk yine içimizi. Bizler, başarılı olmak ve sizlerin gönlüne taçsız kral olmak adına söz verdik kendimize.Yeter ki, hep aynı aşk ve şevkle çalışalım. Yeter ki,
sevmesini bilelim. Yeter ki, en karanlık günde bile ümitsizliğe kapılmayalım. Yeter
ki, ışık eksilmesin yüreklerimizden.
Çekmeköy 2023, yine yeniden keyifle okuyabileceğiniz bir içerikle karşınızda.
Filmlere konu olacak hayat hikayesi ile Gezegen Mehmet Çekmeköy 2023’te. Dr.
Ender Saraç uyarıyor. Anne ve Babaları bekleyen büyük tehlike ne? 70’lik delikanlı
efsane boksör Cemal Kamacı’dan, hodri meydan. Varsa rakibim çıksın karşıma.
Benim camiamda dost bulmak oldukça zor diyen Ebru Yaşar,Çekmeköy 2023 okurları için çok özel açıklamalar yaptı. “Eyvah!çocuğum üstün zekalı” diyorsanız, bu
araştırma sizler için. Dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum.
Büyük bir özveriyle girdiğimiz bu yolda desteklerini esirgemeyen daha iyiye daha
güzele ulaşmak adına bilgi ve birikimlerini bizimle paylaşan başta başkanımız
Sayın Ahmet Poyraz olmak üzere Başkan Yardımcılarımıza, birim müdürlerimize,
belediyemizin vefakar çalışanlarına ve siz değerli okuyucularımıza teşekkür ediyorum.
Görüş ve önerileriniz için adresimiz: cekmekoy2023@cekmekoy.bel.tr
Sevgi, saygı ve muhabbetle…
Ahmet POYRAZ / Belediye Başkanı
Değerli Çekmeköylüler,
Ahmet POYRAZ
Belediye Başkanı
www.facebook.com/BaskanAhmetPoyraz
www.twitter.com/AhmettPoyraz
www.flickr.com/Ahmetpoyraz
www.cekmekoy.bel.tr
2 - Çekmeköy2023
Çekmeköy’de güzel şeyler oluyor. Yeni projeler, yeni adımlar, yeni gündemler…
Ancak tarih önünde bir sözü olanların dergicilik yaptığını belirtmiştik bir önceki sayımızda. İşte o sözleri söylemeye başlamış olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Mevlana’nın da dediği gibi: “şimdi yeni şeyler söylemek vakti”.Hep yeni şeyler
bulmanız için biz de her sayıda yeni şeyler söylemenin çabası içerisinde olacağız.
Yeni yıla birbirinden özel yeni projelerle giriyoruz. Ve bu projeler incelendiğinde
geleceğimiz için ne kadar önemli projeler olduğu görülecektir. Bu projeleri hazırlarken geleceğimizi, geleceğimizin nasıl daha güzel olması gerektiğini düşündük.
Bu nedenle projelerimizi eğitim ve öğrenci eksenli olarak düşündük. Biz O’nu Çok
Sevdik- Siyer-i Nebi yarışması işte o projelerden sadece birisi.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hayata geçirdiğimiz “Biz
O’nu Çok Sevdik” isimli Siyer-i Nebi Yarışması İstanbul’da bulunan üniversitelerde
lisans düzeyinde öğrenim gören öğrenciler düşünülerek hazırlandı. Üniversiteli
gençlerin Peygamberimizi daha iyi tanımalarına, O’nun hayatından örnekler alıp
kendi yaşantılarında uygulamalarına katkı sağlaması amacıyla hazırladığımız
proje aynı zamanda Hz. Peygamberin hayatının doğru bir şekilde tanınmasını ve
anlaşılmasını da hedeflemektedir.
En az 5 bin öğrencimizin katılımını hedeflediğimiz bu proje bir yarış olmaktan öte
bir bilgi ve hikmet arayışıdır aynı zamanda. En az 5 bin gencin Hz. Peygamber’in
örnek hayatına ilişkin bir kitabı okuyacak olması ve bu kitaptan O’nun insanlığa
anlattığı yüce mesajı görecek olması projemizin en önemli amaçlarından birini
teşkil etmektedir. Proje kapsamında Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın İslam
Peygamberi isimli eserini okuyan üniversiteli gençler Hz. Peygamber’in hayatını
okudukça modern dünyanın beraberinde getirdiği bunalım ve buhranlarının kaynağı ve çözüm önerileri konusunda fikir sahibi olacaklardır.
Bu sayı ile birlikte yeni bir yıla giriyoruz. Her yeni yılın hayatınıza güzellik, mutluluk ve bereket getirmesini dilerim.
Saygı ve muhabbetlerimle...
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
MODERN ÇEKMEKÖY'ÜN TARiHi
RÖPORTAJ/GEZEGEN MEHMET
06
04
MAHALLEMİZİN MUHTARI
ÖMER LÜTFİ GÜRSOY
26
RÖPORTAJ/EBRU YAŞAR
18
BAŞKA GEZEGEN YOK
40
HAYDİ ÇOCUKLAR
BURSA'YA GİDİYORUZ
54
RÖPORTAJ/CEMAL KAMACI
32
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ
[ÇEKSİAD]
56
Çekmeköy2023
-3
YAZI DİZİSİ
MODERN
ÇEKMEKÖY'ÜN
TARiHi-2
KÖY İSİMLERİNİN KAYNAĞI NEDİR?
Bu konuda kesin bilgi olmamakla birlikte
araştırmacılar tarafından bazı görüşler ileri
sürülmüştür. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi’nde belirtildiğine göre Çekmeköy, Fatih
döneminde yedi kardeş tarafından kurulmuştu.
Bu yedi kardeşten altısı eşkıyalar tarafından
öldürülürken, yedincisi “çekme tetiği” diyerek
kurtulmuş ve köyün adı Çekmeköy olmuştu.
Başka bir kaynakta da köy halkının evlâd-ı fâtihândan olup çok eski bir köy olduğu belirtilir.
Çekmeköy ile ilgili bu iki rivayetin dışında 19.
yüzyıl öncesine giden bir bilgi bulunmamaktadır.
4 - Çekmeköy2023
YAZI DİZİSİ
SIRAPINAR KÖYÜ
Kaynaklarda isminin nereden geldiği
konusunda kesin bir bilgi yer almıyor. Ancak köyün diğer bir adının da tahrir defterlerinde Ayna Hoca olarak geçmesi Ayna
Hoca isimli kişinin köyün kuruluşu ile bir
ilgisinin olduğunu gösteriyor. Başlangıçta
Ayna Hoca isimli kişiye köy mülk olarak
verilmiş ve bu kişiye atfen de kişinin ismi
Ayna olarak anılmış olabilir. Daha sonraları da köyde çok sayıda su kaynağının
olması nedeniyle, adı Sırapınar olarak
değiştirildiği söylenir. Osmanlı Devleti,
fetihlerde yararlılık gösteren devlet adamı,
komutan ve askerlere fethedilen bölge
topraklarından araziler tahsis ederdi. Temlik olunan araziler karşılıksız verildiği gibi
belirli bir bedel mukabilinde de verilebilirdi. Hüseyinli ve Ömerli köylerini
de bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
Muhtemelen Hüseyinli Köyü Hüseyin
isimli bir kişiye, Ömerli Köyü de Ömer
adında bir şahsa temlik olarak verilmiş ve
temlik sahiplerinden dolayı da bu isimleri
almışlardı
KOÇULLU KÖYÜ
Koçullu ismi ile ilgili sarih bir bilgi mevcut
değildir. Ancak isimden hareketle bir tahmin yürütmek mümkündür. Bilindiği gibi
koçu eskiden kullanılan araba çeşitlerinden
birine verilen addır. Bu köy halkı da arabacılık yaptığından dolayı köyün bu ismi
aldığı belirtiliyor.
MENKIBEDEN DOĞAN KÖY:
ALEMDAĞ
Alemdağ ile ilgili biraz daha farklı bilgiler
bulunuyor. Alemdağ, bölgenin en yüksek
dağlarından birisi olmasının yanı sıra, bu
bölgenin Türkler tarafından fethedilmesine
öncülük eden ve Alemdar olarak bilinen
ünlü Türk kumandanı Tur Hasan Bey’den
ismini almıştır. Tur Hasan Bey’in lakabı
olan “Alemdar” kelimesi; bayrağı ya da
sancağı taşıyan ve bir işe öncülük eden kişi
anlamına gelir. Alemdağ’da medfun olan
diğer adıyla Alemdar Baba bu bölgenin
fethine öncülük eden, burada yaptırmış
olduğu kalede Bizanslılarla savaşarak şehit olduğu rivayet edilen şahsiyettir. Bu
konu menkıbelerde teferruatlı olarak işlenmiştir. Alemdar Baba menkıbesine göre
Sultan Turasan (Tur Hasan), Danişmend
Gazi’yle birlikte Halife tarafından İslam
askerlerine komutan tayin edilerek gaza
için görevlendirilir. Sultan Turasan gaza
arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’u fethetmek
üzere bir akıncı birliği ile yola çıkar. Kocaeli civarındaki pek çok yeri fethettikten
sonra Alemdağ’a kadar gelir. Burada bir
kale yaptırır ve Selçuklular ile Danişmendliler’in ortak bayrağı olan meşhur siyah
“alem”lerini kalenin burçlarına diktirir. Bu
alemlerin diktirilmesinden sonra halk arasında buradaki dağ “Alemdağ”, Tur Hasan
Bey de “Alemdar Baba” adıyla anılmaya
Çekmeköy2023
-5
YAZI DİZİSİ
başlar. Bu menkıbede de görüldüğü gibi,
Alemdar Baba (Tur Hasan Bey) Çekmeköy
bölgesinin fethedilmesinde kahramanlığı
ile destanlaşmış bir kumandan idi. Halkın
zihinlerinde de bir eren, şeyh, veli ve bir
şehit olarak derin izler bırakmıştı. Bundan
dolayı Türk halkı, bu değerli şahsın ismini
köylerine vermişti
Osmanlı belgelerinde ise burası Alemdağı
olarak geçiyor. Fakat Cumhuriyet döneminde bir süre Alemdar olarak kullanılır.
Daha sonra hem buradaki sakinlerden hem de
kamuoyu ve basından gelen eleştiriler üzerine Alemdar ismi, 23 Aralık 2005 tarihli ve
26032 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp
yürürlüğe giren kararla tekrarAlemdağ’a
dönüştürülür.
LAZ KÖYÜ’NDEN REŞADİYE’YE
Reşadiye Köyü’nün hem kuruluşu, hem de
isminin menşei çok açık belgelere dayanır.
Çünkü Reşadiye’nin kuruluşu diğer köylere göre oldukça geç bir dönemde oldu.
Köy adını, dönemin Osmanlı Sultanı
Mehmet Reşad’dan alıyordu. Tarihimizde
93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Hopa ve civarı
Ruslar tarafından işgale uğramıştı. İşgalle
birlikte Müslüman köylerinde Ruslar’ın
zulüm, tehdit ve baskıları da arttı. Bunlara
dayanamayacak duruma gelen pek çok
insan evini, mallarını, köylerini terk edip
İstanbul’a hicret etti. Kısa bir süre İstanbul’un çeşitli yerlerinde ikamet ettirildiler.
Daha sonra Alemdağ bölgesinde bulunan
Hazine-i Hassa çiftliklerinde iki ayrı mahalleye geçici olarak yerleştirildiler. Bunlara Hopa muhacirleri, Gürcü muhacirler,
Laz muhacirler ve Batum muhacirleri denildi. Köyün resmi olmayan ilk ismi Laz
Köyü idi. Bunların geldiği dönemde Sultan II. Abdülhamid tahtta olduğu için köye
önce Hamidiye ismi verilmek istenmiş ve
yapılan girişimler sonucu Şura-yı Devlet kararıyla 26 Şubat 1889 tarihinde Hamidiye Köyü olarak karar çıkmıştı. Ancak
bunun için padişah iradesi alınamadığından
resmiyet kazanamadı. II. Abdülhamid’den
sonra Osmanlı tahtına geçen Sultan
Mehmed Reşad döneminde buradaki muhacirlerin girişimleri sonucu, 30 Aralık
1911 tarihli padişah iradesiyle köyün adı
Reşadiye oldu.
6 - Çekmeköy2023
HABERLER
BAŞHEKİMDEN
A
’
Z
A
R
Y
O
P
N
A
K
BAŞ
ZİYARET
yraz,
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Po
kimi
Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi Başhe
Medine Yazıcı Güleç'i ağırladı.
Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi
Başhekimi Medine Yazıcı Güleç Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ı ziyaret etti. Başhekim Medine Yazıcı Güleç,
Çekmeköy Belediyesi’nin katkılarıyla
açılan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi Çekmeköy Semt Polikliniği
ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ne ver-
dikleri destek için Başkan Poyraz’a teşekkür etti.
Fikir alışverişlerinin yapıldığı ziyarette
Başkan Poyraz, psikiyatri, nöroloji,
çocuk psikiyatrisi ve aile hekimliği gibi
alanlarda hizmet veren poliklinikte, kan
tahlilleri ve ilaç düzeylerinin ölçüldüğünü
ve günde ortalama 120 kişinin hizmet
aldığını belirterek poliklinikte; 1 psikiyatristin randevulu, 1 psikiyatristin de
randevusuz hastalara hizmet verdiğini
söyledi. Sağlık yatırımlarının devam
edileceğini söyleyen Başkan Poyraz, güzel ziyareti için Medine Yazıcı
Güleç’e teşekkür etti.
Çekmeköy2023
-7
RÖPORTAJ
RADYO DEYİNCE,
DAMAR DEYİNCE İLK AKLA GELEN İSİM
GEZEGEN
MEHMET
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Makam
Arabasında Dinlediği ve Konuk Olduğu Tek Radyocu
8 - Çekmeköy2023
RÖPORTAJ
FİLMLERE KONU OLACAK
HAYAT HİKAYESİ…
BİR
MERAK EDİLEN DÜNÜ VE BU
GÜNÜNÜ BİZ SORDUK, GEZEGEN MEHMET CAVAPLADI. İŞTE
GÖZ YAŞARTAN BİR GEÇMİŞ VE
MÜTHİŞ BİR AZMİN SONUNDA GÖZ
KAMAŞTIRAN BAŞARI ÖYKÜSÜ İLE
GEZEGEN MEHMET…
HERKES TARAFINDAN SAYILAN
VE SEVİLEN BİR MARKA OLDU
GEZEGEN MEHMET. BUNU NEYE
BORÇLUSUNUZ?
Ben bu marka için yıllarımı verdim. İlk
günkü heyecanım ve samimiyetimle dinleyicilerimle buluşmaya devam ediyorum.
Onlar beni ben onları tamamlıyorum. Dün
ne isem bu günde oyum. İçten ve samimi
olmak her zaman kazandırır. Ben “olduğu
gibi görünenlerdenim” bu yüzden sevildim ve inanıyorum ki, sevilmeye de devam edeceğim.
BİR AŞK ÇOCUĞUYUM AMA O SEVGİ BANA GEÇMEDİ DEDİNİZ. SEBEBİNİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?
Hayatın sillesini en acı şekilde yedim.
1969 yılında gerçek bir aşkın meyvesi
olarak dünyaya gelmişim. Ne var ki bu
“büyük aşk’tan” benim payıma sadece acı
düştü. Henüz 1 yaşında benim için Anne
ve Baba kavramı bitmişti. İlkokulu zar
zor bitirdikten sonra çalışmak hayatımı
kazanmak zorunda kaldım. Babaannem
ve dedemin yanında büyüdüm. Anne demek benim için büyük bir boşluk demek.
Anneme karşı hiçbir şey hissetmiyorum.
Nefretim yok, kızgınlığım yok, hissizim
sadece. Babamla da aram hiçbir zaman
iyi olmadı ama en azından onunla asgari
bir ilişkimiz var. Aile benim için perdeli
bir ev demekti. 25 yaşıma kadar perdeli
bir evim olmadı. Mahmut Paşa’da çıraklık
yaptığım zamanlar handa kalıyordum ama
iş çıkışı trene binip sanki ben de evime
gidiyormuşum gibi yapıyordum. Trenin
camına yüzümü dayayıp perdeli evleri
hayranlıkla izliyordum.
MARANGOZLUK İLE BAŞLAYAN
EKMEK MÜCADELESİ VE ARDINDAN RADYOCULUK. BU ZORLU
VE MEŞAKKATLİ SÜRECİ BİZİMLE
PAYLAŞIR MISINIZ?
İlkokuldan sonra bir yandan çalışıyor
diğer yandan kulağımda wolkman ile
radyoların büyülü dünyasına dalıyordum.
İlk işim, 12 yaşında Mahmut Paşa’da bir
gelinlikçide çıraklıktı. Sonra amcamın
bana öğrettiği marangozluk, mesleğim
haline geldi. 1993’te Marmaris Ortaca’da çalışıyordum. Bir gün külüstür bir
arabanın üzerinde Ortaca FM yazısını
gördüm. Hep bir radyo stüdyosunun nasıl
bir yer olduğunu merak ederdim. Sahibiyle
ne yapıp edip tanıştım, marangoz olduğum
için ona DJ kabini yapıp sevgisini kazanmak istiyordum. Radyo sahibi aynı
zamanda yapımcı olan Mehmet Gökçe
bana bir şans verdi ve kendisinin yapması
gereken programı benim yapmamı istedi.
Akşam saat 10.00’da başladığım programı
ertesi gün gündüz 11.00’de bitirdim. O
günden itibaren karın tokluğuna da olsa
artık benim de bir programım olmuştu.
İSTANBUL’A YENİ HAYALLER VE
UMUTLARLA GELDİNİZ. İSTANBUL
SİZİ SİZ İSTANBUL’U KABULLENE
BİLDİNİZ Mİ?
Ah! Ah! Ah! Marmaris’e gittim. Otobüsten indiğimde büyük antenli binalara
bakınmaya başladım. Sonra baktım bir
hanın üzerinde çok büyük bir anten var.
Herhalde bu iyi bir radyo deyip içeri girdim, patronla görüşmek istiyorum dedim.
Programcıya ihtiyacımız yok dediler.
O kadar ısrar ettim ki, o sırada Marmaris’i yatırıp kaldıran Çağla diye bir
kızın programını yarıda kesip "Hadi geç
bakalım" dediler. Bir saat sonra yayını
bitirdiğimde patronlar gelip eşyaların
nerede, hemen aldıralım, gel çalış dediler.
Ben Akdeniz FM’de çok başarı kazanınca, rakibimiz Ses Radyo beni oradan göndermek için, "Sen Marmaris’e fazlasın.
Ulusal bir radyoda program yapmalısın.
Kaydını İstanbul’a gönderelim" diye beni
gaza getirdi.
PEKİ GAZA GELDİNİZ Mİ?
Gelmem mi(!) hem de nasıl. “İstanÇekmeköy2023
-9
RÖPORTAJ
bul’dan beğenildin” diye haber gelince,
pılımı pırtımı hemen topladım. Zannettim
ki, beni İstanbul da birileri karşılayacak.
İstanbul’a geldim ama kalacak yerim yok.
Atari salonu işleten bir arkadaşıma gittim.
Yerde lağımlar akıyor, fareler cirit atıyor,
orada yatmaya başladım.
Beni beğendiklerini söyleyen Star
radyolarıyla görüşmeye çalışıyorum
ama beni kapıdan bile almıyorlar. Yirmi
gün sonra güvenlikçiler halime acıyıp
beni içeri aldı. Radyoların müdürü Harun Bey’i gösterip "Aradığın adam bu"
dediler. Karşısına çıktım, "Ben Gezegen
Mehmet. Beni beğenmişsiniz, ben de
geldim" dedim. "Beğendim ama gel demedim" diye karşılık verince koluna öyle
bir yapışıp öyle bir "Bu benim için ölüm
kalım meselesi. Beni bir kere deneyeceksiniz" demişim ki, adam benden korkmuş.
"Peki tamam gel program yap ama para
falan vermeyiz" dedi. Ben Süper FM’de
çalışmak istediğimi söyleyince, "Süper
FM senin ne haddine! City FM var, orada
bir şeyler yaparsın" dedi. Çok çalıştım ve
önce Kral FM’deki diğer programcıları
tatil günlerinde yerinize program yapayım
diyerek ikna ettim. Bir süre sonra, allem
ettim kallem ettim sabah programını da
kaptım. İstanbul Üniversitesi o sıralar en
çok dinlenen radyo programı araştırması
yapıyordu. Daha yeni başlamış olmama
rağmen açık ara birinci seçilmiştim. Bir
yıl sonra da radyonun sorumluluğuna getirildim.
NEDEN GEZEGEN MEHMET?
Yaptığım ilk programıma “Sevgi Duvarı”
ismini koymuştum. "Sevgi duvarı” diye
10 - Çekmeköy2023
bir şey olmaz. Gel bunu “sevgi çemberi”
yapalım dediler. Bir süre sonra çember
lafı da hoşuma gitmedi. Marmaris’teki
radyoculuk dönemimde, bir anket yaptık.
Orada herkes başka bir isim öneriyordu.
Çok iyi bir arkadaşım: "Mehmet’in Gezegeni” olsun dedi. En çok oyu o öneri alınca adım “Gezegen Mehmet” oldu.
GEZEGEN İSTEDİĞİ VE HAYAL ETTİĞİ YÖRÜNGEDE DÖNÜYOR MU?
Yıllardır adeta tırnaklarımla ektiğim tarladan çok şükür mahsulleri toplamaya
başladım. Bizler inançlı insanlarız topraktan geldik ve dönüşümüz yine ona. Yapmak istediğim daha çok şey var. Sadece
beni sevenlere değil tüm topluma faydalı
olmak için bu gezgen ölene kadarda dönmeye devam edecek.
CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP
TAYYİP ERDOĞAN’IN SİZE VE SİZİN
DE SAYIN ERDOĞAN’A KARŞI AYRI
BİR SEVGİNİZ VAR. BUNUN NEDENLERİNİ SORSAK?
Sayın Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduğu dönemlerde ağaç
dikme kampanyası başlattı ve ben
de kendilerine bir proje sundum. "Bu
kampanyayı yapılacak bir halk konseriyle
kamuoyuna duyuralım" değince kabul
etti. 1995 yılında Gülhane Parkında organize ettiğim ve birçok ünlü sanatçının
katılımıyla gerçekleşen muhteşem bir
konser sonrasında kampanya geniş
kitlelere duyurulmuş oldu. Sayın Erdoğan ile sağlam temeller üzerine kurulmuş dostluğumuzda bu dönemde
başlamış oldu. Onun bendeki yeri ve
inanıyorum ki, benim de ondaki yerim
çok farklı.
SİZİ ÖRNEK ALAN VE DUDAKLARINIZDAN DÖKÜLECEK BİR
KAÇ CÜMLEYE BÜYÜK EHEMMİYET GÖSTEREN HAYRANLARINIZ
VAR. ONLARA NELER SÖYLEMEK
İSTERSİNİZ?
Çalışmaktan mücadele etmekten sakın
vazgeçmeyin. Olmadı, olmadı deyip sakın
yılmayın. Sevene sevginizi, şefkatinizi,
ilgi ve alakanızı göstermekten kaçınmayın.
Gerçek dost olan “Allah’tır” yeter ki, ondan istemesini bilin. Bu arada Başta Belediye Başkanım Sayın Ahmet Poyraz olmak
üzere tüm emektar arkadaşlara sevgi ve
saygılarımı sunuyor, kolaylıklar diliyorum.
Hoşça kalın, Allah’a emanet olun.
HABERLER
E
D
’N
Ü
N
Ü
G
R
E
L
N
E
M
T
E
R
Ğ
Ö
MESLEĞE İLK ADIMLARINI ATTILAR
Çekmeköy’de düzenlenen
öğretmenler günü kutlamalarında öğretmen adayları
yemin ederek mesleklerine ilk
adımlarını attılar.
Çekmeköy Belediyesi Turgut Özal
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen
Öğretmenler Günü kutlamalarında, aday
öğretmenler meslek yeminlerini ettiler.
Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü
Kansız, Çekmeköy Belediye Başkanı
Ahmet Poyraz, İlçe Milli Eğitim Müdürü
Ahmet Aktaş, İlçe Emniyet Müdürü Hürol
Öztürk ve çok sayıda meslektaşlarının
şahitliğinde mesleğe ilk adımı atan genç
öğretmenlerin heyecanı ve mutluluğu
renkli kareler oluşturdu.
Atatürk´ün 24 Kasım 1928 yılında
´başöğretmen´ sıfatını alması vesilesiyle,
öğretmenlere armağan edilen 24 Kasım
Öğretmenler Günü, tüm yurtta olduğu
gibi Çekmeköy’de de çeşitli etkinliklerle
kutlandı. Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin yemin töreniyle başlayan
programda, hayatını öğrencilerine adayarak, bu mesleğe yıllarını vermiş emekli
öğretmenler de unutulmadı. Öğretmenlik
mesleğinde birkaç nesli bir araya getiren
törende emekli öğretmenlere teşekkür
plaketleri takdim edilirken salonda duygusal anlar yaşandı.
Kutlama programında ayrıca ilçe genelinde düzenlenen şiir ve kompozisyon
yarışmasında dereceye giren öğrencilere
ödülleri verildi. Gençlere ödüllerini takdim eden Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye
Başkanı Ahmet Poyraz, İlçe Milli Eğitim
Müdürü Ahmet Aktaş, başarılı öğrencilerin yanı sıra onların öğretmenlerini ve
ailelerini de kutladılar.
Eğitim ordusunun neferleri onuruna
düzenlenen tören, Güç Kardeşler Anado-
lu Lisesi’nin öğrencilerinin hazırladığı
gösterilerle son buldu.
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet
Poyraz ve belediye başkan yardımcıları
törenin ardından tüm okulları gezerek,
öğretmenler odasında öğretmenleri ziyaret ettiler. Başkan Poyraz, “Her anne
baba, çocuklarının iyi bir meslek sahibi olmasını, iyi birer hayatı olmasını hayal
eder. Bu hayallerini gerçekleştirmek en
kıymetli varlıklarımızı öğretmenlerimize
emanet ediyoruz. Çoğu zaman çocuklar ailelerinden çok öğretmenleri ile
vakit geçiriyorlar. Öğretmenler öğrencilerine sadece ders anlatmıyorlar, onların hayatlarını şekillendiriyorlar. Bu
yüzden öğretmenlerin toplumumuzda
ve kültürümüzdeki yeri çok ayrıdır. Bu
mesleğe gönül vermiş, hayatını adamış,
tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü
kutlu olsun,” dedi.
Çekmeköy2023
- 11
KÖŞE YAZISI
MUHAMMED ALİ Mİ
MİKE TYSON MI BÜYÜK?
Bilgehan DEMİR
Spiker, Gazeteci ve Yapımcı
"
Muhammed
Ali 1964'te
ilk kez dünya
şampiyonu
olduğunda Mike
Tyson henüz
doğmamıştı
"
12 - Çekmeköy2023
10
yıllardır tartışılan bir
konudur; Muhammed
Ali mi daha iyi yoksa Mike Tyson mı?
Otoriteler bu tartışmada hiçbir zaman galip gelemediler ama
artık son noktayı koyacağız.
Kimin daha iyi boksör olduğu konusunda
halk da her zaman tartışmaya katıldı.
Benzerliklerle dolu hayatları vardı. İki
boksör de sonradan müslüman oldu.
Tyson müslüman olana kadar Muhammed Ali'yi destekleyenlerin sayısı
daha fazlaydı. Ama Mike Tyson da İslam’ı seçtikten sonra terazi dengelendi ve
tartışma daha da alevlendi.
Muhammed Ali 1942'de doğduğunda ona
Cassius Marcellus Clay ismi verilmişti
ama o, bu ismi müslüman olduktan sonra
Muhammed Ali Clay olarak değiştirdi.
Profesyonel kariyerine 1960 yılında
başlayan Muhammed Ali 31 maç üst üste
kazandı. Taki 1971'de unvan maçında Joe
Frazier'a yenilene kadar! Ali, 22 yaşında
Sonny Listen'ı yenip dünya şampiyonu
olarak büyük başarı göstermişti. O
zamana kadar da 24 nakavt yaparak tarih
yazmıştı. Mike Tyson ise 37 maç üst üste
kaybetmeyen bir boksördü.
Muhammed Ali 1964'te ilk kez dünya
şampiyonu olduğunda Mike Tyson henüz
doğmamıştı bile. Bu şampiyonluktan 2 yıl
sonra Michael Gerard Tyson dünyaya gelmiş
ve dengeleri değiştirecek bir boksör olarak
profesyonel kariyerine 1985'de start vermişti. Tyson boksa başladığında Muhammed
Ali boksa veda edeli 4 yıl olmuştu. Aynı
dönemde boks yapmamışlardı.
En genç ağır sıklet şampiyonu unvanını
hala elinde bulunduran Mike Tyson, 20
yaşından 4 ay 22 gün almışken, şampiyon
Trevor Berbick'i hem de nakavtla mağlup
ederek Muhammed Ali'yi gölgede bırakan ilk işaretini vermişti. Muhammed Ali
ise ilk kez 22 yaşında şampiyon olmuştu.
Ama Muhammed Ali'nin 18 yaşındayken
1960 Roma Olimpiyatlarında Altın
Madalya kazanan bir boksör olduğunu
dile getirmek istiyorum. Kimin daha iyi
olduğu konusunda karar vermekte acele
etmeyin derim ben.
Tyson olimpiyatlarda altın madalya kazanan bir isim değildi ama en genç profesyonel ağır sıklet boks şampiyonuydu. Hem de 1.78m'lik boyuna rağmen...
Unutmayalım ki, 1.78m boyundaki bir
boksöre asla git ağır sıklet ol denmez,
denemezdi. Kimsenin aklına bile gelmezdi. Muhammed Ali ise 1.91m'lik boyuyla
daha uzun boyluydu.
Mike Tyson üst üste 9 kez dünya şampiyonluk unvanını korudu. Yani 10 maç
sonunda hep şampiyondu... Belki de tarih
istedi bu çekişmeyi ama Muhammed Ali
de tam 9 kez unvan korudu ve 10 maç
sonunda üst üste hep şampiyondu... Ama
arada çok önemli bir detayı atlamayalım.
Muhammed Ali, Vietnam'a savaşmak için
KÖŞE YAZISI
gitmeyi reddedince, 1967-1970 arasında,
boksta erken emeklilik dönemi ve cezaevi
günleri yaşadı. Belki de bu bahsi geçen
olaylar yaşanmasa 9 değil 12-13 unvan(!)
korumayı başarabilirdi Muhammed Ali.
Yada 15-20...
Muhammed Ali'nin önüne taş koyan
aslında tıpkı Mike Tyson'a da taş koyan
menajer Don King idi. Tyson da 1991'de
tecavüz ile yargılatılıp durdurulabilmişti.
O da boksa hapiste olduğu 3 yıllık sürede veda etmişti. Adeta Muhammed Ali ile
Tyson'ın bu konuda da aynı sürelerle ve
cezaevi süreci ile yolu kesişmişti. Ama
Tyson bokstan 4 yıl uzak kalmıştı. 1995'te
geri döndü ve...
Ve'den önce Muhammed Ali'ye tekrar devam edelim... Ali geri dönüyor ve şampiyonluk için tekrar yola çıkıyor ama Joe
Frazier ona dur diyor ve ilk yenilgisini ancak hapisten dönmüş 3 yıl boks yapmamış
bir adama karşı yaşatabiliyordu. Mike
Tyson ise ilk yenilgisini James Douglas'a karşı hapse girmeden formundayken
alıyordu. Nakavt olmasıysa cabası... Ama
bu da Tyson için sorun değildi. Zira 4 maç
daha kazandı, tekrar şampiyon olacaktı
ki bana göre komplo ile hapse sokuldu.
Çünkü Tyson laf dinlemiyordu ve katil
menajerini sinirlendiriyordu. Hapisten
çıktı ve çok hızlı bir şekilde 2 maç sonra tekrar şampiyon oldu Tyson... Muhammed Ali ise boksa ara verdikten ve
cezaevinden çıktıktan sonra değil 2 maç
ancak 4 yıl sonra tekrar mutlu sona ulaşıp
şampiyon olabildi.
Tyson, 1996'da Evander'e kaybettikten
sonra bir daha da şampiyon olamadı.
Yani son şampiyonluğunu 30 yaşında
yaşamıştı Tyson. Ali ise 36 yaşında hala
şampiyondu.
Şimdi işin rengi değişiyor. Muhammed
Ali, tekrar ringlere geri dönüş yaptığında 1974'de Zaire'de George Foreman'ı 8.
roundda nakavt etti ve sonrasında 10 maç
daha bu unvanı korudu. Tyson böylesine
bir başarı yakalayamamıştı. Tyson değil
10 maç koruma 1 unvan korumanın ardından Evander'e kaybetti unvanlarını...
Ali 2 değil 3 dönem tarihe damga vurdu.
Ali, Leon Spinks'e 1978'de kaybettiğinde
herşey bitti denmişti ama Ali aynı yıl
rövanş maçında bir kez daha kazanarak,
kaybettiği unvanları tekrar geri almıştı, 36
yaşında olmasına rağmen...
Fakat Muhammed Ali Clay, keşke boksu
bu maçla birlikte bıraksaydı da şampiyon
olarak çıktığı Larry Holmes maçını ve
sonrasında Tyson'un ilk şampiyonluğunu
kazandığı rakibi Trevor Berbick'e karşı
sıralama müsabakasını kaybetmesiydi.
Şampiyon o maçta veda etseydi, şimdi
bu tartışmalar kesinlikle olmazdı diye
düşünüyorum. Açık ara "Greatest" olurdu
zaten.
Tyson, EvanderHolyfield'a 2 kez kaybetti
ve rövanşı alamadı. Üstüne bir de Lennox
Lewis'e , Danny Williams'a ve KevinMcBride'a nakavt olunca bence herşeyi
berbat etti. Ama hak vermek lazım, çok
paraya ihtiyacı vardı ve kaybedeceğini
bile bile lades diyordu. Ancak bunlar hep
karnesine eksi olarak yazıldı. Lennox
maçı bir kumar oldu. Kazansaydı ne ka-
dar borcu varsa bitirebilirdi. Bu da kesin...
Tyson, %75 nakavt ortalaması ile 44 nakavt elde ederken; Ali, %60 ortalama ile
37 kez nakavtlı galibiyet kazandı. Ali 5
kez yenildi, Tyson 6 kez... İkisi de son
dört maçında 3 kez kaybederek veda etti
boksa... Muhammed Ali bir kez nakavt
oldu; Mike Tyson 5 kez... (Bu ciddi anlamda Ali'yi ön plana çıkarıyor) Ali, 61
maçta 549 round maç yaparak ne kadar
büyük bir tecrübe olduğunu resmen ortaya koydu. Tyson ise 58 maçta kariyeri
boyunca 217 round maç yaptı. Tyson da
burada Ali'ye oranla daha hızlı ve süratli bir fenomen olduğunu gösteriyor. Tabi
Ali'nin 15 roundluk maçları 13 kez, 15
round olarak bitirdiğini unutmayalım.
Tyson ise 15 round maç yapma tecrübesini hiç yaşama fırsatı bulamadı.
Şimdi sonuç ne Bilgehan diyeceksiniz!
Sonucu bana bırakmadı Mike Tyson.
Twitter'dan bir açıklama yaptı ve artık
kimse bu konuda konuşmayacak. Tyson,
Twitter hesabından yaptığı açıklamada
"All time Greatest Muhammed Ali" yazdı.
Yani tüm zamanların en iyi boksörü Muhammed Ali'dir ben değil demeye getirdi.
Bu mütevazi tavrından dolayı belki de
dengeyi sağladı rekabette.
Son sözüm şu! Ali'nin sabrı ile Tyson'ın
gücü birleşseydi herhalde tarih o boksöre
3 değil 30 yıl hapis yaşatırdı.
Hoşçakalın... Yeni yazımda buluşmak
üzere... Sevgiyle kalın...
"
Tyson olimpiyatlarda altın
madalya kazanan
bir isim değildi
ama en genç
profesyonel ağır
sıklet boks
şampiyonuydu.
Hem de 1.78m'lik
boyuna rağmen...
"
Çekmeköy2023
- 13
ÇEKMEKÖY
ÇEKMEKÖY HALK
EĞİTİMİ MERKEZİ
M
l CAN
Emel Sibe
üş
jisi ve Güm
k Teknolo
Kuyumculu iliği Öğretmeni
İşlemec
14 - Çekmeköy2023
erhaba, sizlere bu ay
kuyumculuk teknolojisi alanında gümüş takı
işlemeciliği kursu hakkında bilgi vereceğiz.
Bu ayki tanıtım yazımızı, kurs öğretmenimiz Emel Sibel CAN hazırladı. Takıların
o büyülü dünyasına girmeden önce kısaca
öğretmenimizi tanıyalım.
1978 İstanbul doğumlu olan Emel Sibel
Can hoca, kuyumculuk teknolojisi ve
gümüş işlemeciliği öğretmeni. Kuyumculuk alanında, mesleki eğitim ve başta
Kapalıçarşı ustaları olmak üzere birçok
ustadan eğitim alan Emel hoca, beş yıldır
halk eğitimi merkezlerinde ve özel okullarda öğretmenlik yapıyor. Üç yıldır Çekmeköy Halk Eğitimi Merkezi’nde görev yapan Emel hoca, sizlere gümüş işlemeciliği
kursu ve mesleği hakkında bilgi verecek.
Takının tarihi, insanlığın kültür tarihi kadar eskidir. “Madeni işleme” şeklindeki
kuyumculuk, M.Ö.3000 yılının başlarında Mezopatamya ve Mısır'da önemli
aşamalar kaydeder. Bu bölgeden ticari
ilişkiler, diplomatik armağanlar, istilalar
ve göçler ile kuyumculuk teknikleri ve
takı formları dünyanın dört bir yanına ulaşır. Bugün bile Mezopotamya ve Mısır'da
geliştirilerekkullanılan granilasyon, telkari, döküm teknikleri ve süs kakmalar kullanılmaktadır.
İlk takılar, dinsel ve büyüsel anlamlar
taşıyordu. Kabile simgeleri olarak kullanılıyorlardı. En eski kuyumculuk ürünleri, Mezopotamya'da Ur şehrinin kral
mezarlığından çıkarılmıştır.
Bizans tarihçileri, Göktürklerin demir ve
altın işlemeciliğinde mükemmel olduğunu
söylerler.Macaristan'da Avar Türklerine
ait definelerde mükemmel sanat eserleri
bulunmuştur. Eski Hun takıları, anıtsal ve
gösterişlidirler. Doğu kültüründe ise sanat,
daha ziyade sarayın dediklerini ifade eder.
Osmanlı Devleti’nin gücü artıp, sınırları
genişledikçe mücevherde kullanılacak
değerli taşlar ve madenler giderek daha
kolay sağlanır olmuştu. Örneğin; Horasan'dan, Tebriz'den ya da Bosna'dan,
Balkanların değişik bölgelerinden veya
Rus sınırlarından gelen kuyumcu usta-
ÇEKMEKÖY
larının da katılımıyla mücevher üretimi
giderek çeşitlenmiş ve zenginleşmiştir.
Osmanlı döneminden günümüze pek çok
eser gelmiştir ve bunlar hala müzelerde
sergilenmektedir.
Bu eserlere örnek:
Zümrütlü necef askı 18. yy.
(Topkapı Sarayı Müzesi)
Zümrüt, yakut, lal ve
incili sorguç, 18. yy.
(Topkapı Sarayı Müzesi)
Zümrütlü yeşil
zengir (ok atma
yüzüğü), 16. yy.
(Topkapı Sarayı
Müzesi) verilebilir.
Günümüzde hala geçerliliğini koruyan, gümüşü
nişanlarda, altını düğünlerde takılan
Beypazarı tılsımı.
TAKILARIN HİKAYESİ
Tasarımcıların ürettiği her ürünün bir
hikayesi vardır. Bunlardan bir tanesi
birçok şaire konu olmuş "Ah Minel Aşk"
takılarıdır. Hüzünlü bir hikâyeyi anlatır
“Ah Minel Aşk”. Hat sanatında ağlayan
iki göz ve bir elif ile çizilip, hem kahreden aşk hem de kahreden gözyaşının
ifadesidir. Günümüzde yeni bir yorum
ile tasarlanan Ah Minel Aşk'ın ilk harfi
"elif" bir hançeri, ikinci harfi "ha" ise iki
gözü simgelemektedir. Aşktan ah çekmek
anlamına gelen Ah Minel Aşk, sevip de
kavuşamayanların hikayesidir.
Ah Minel Aşk
KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ ALANI
(GÜMÜŞ TAKI İŞLEMECİLİĞİ)
Kuyumculuk, değerli maden ve taşlardan
takı ve süs eşyası yapma sanatıdır. Kuyumcu ise tasarım yapan, altın, gümüş, platin,
bronz gibi kıymetli metal ve alaşımları
eriterek döküm yapan, plaka ve tel haline
getirdikten sonra işleyerek ziynet eşyası
haline getiren kişidir. Kuyumcu yapılacak
süs eşyalarını tasarlar, modele uygun
metali seçer. Platin, altın, gümüş, bronz,
bakır, pirinç gibi alaşımları eriterek kalıba döker, kalıptan alınan parçalara şekil
verir, çeşitli kimyasallar kullanarak parlatma ve temizleme yapar, parçaları bozulmuş takımları tamir eder ve alım satım
işlemleri yapar.
Gümüş takı işlemeciliği kursu ile kuyumculuk mesleğine ilk adımı atabilirsiniz.
Gümüş takı işlemeciliği kursu, geniş
kapsamlı bir eğitimdir.Bu eğitimi alan
bireyler, sadece gümüş değil altın işlemeciliği için de ilk adımı atmış olacaklardır.
Gümüş takı işlemeciliği aynı zamanda
“Unutulmaya Yüz Tutmuş Sanatlar” kapsamındadır. Bu sanatlarda faaliyet göstermek isteyen esnaflara Maliye Bakanlığı
tarafından vergi muafiyeti getirilmiştir.
Bireyler, kursta çizim, mine, gümüş telkari ve hasır örme iledelme - kesme işlemleri, kaynak işlemleri, gümüş cilalama ve
dikkat edilmesi gereken hususlar konularında eğitim alırlar.
Kuyumculuk sektöründeki endüstrileşme
ile yaşam alanı daralan sanatın ustaları,
gümüş işlemeciliğini(telkari) bugüne kadar taşımayı başarmıştır. Mardin - Midyat,
Ankara - Beypazarı ve Trabzon gümüş
işlemeciliği(telkari) sanatının yaşatıldığı
merkezlerdendir.
Mesleğin Gerektirdiği Özellikler
Kuyumcular; ellerini ve parmaklarını ustalıkla kullanmalı, bir resmi ayrıntılarıyla
çizip aklında tutabilmeli, değişik mücevher modelleri tasarlayabilmeli, sabırlı ve
dikkatli olmalıdır.
Öğrencilerin Kazanımları
Gümüş işlemeciliği kursunu başarıyla
tamamlayan kursiyerler,mesleğin ait
olduğu alandaki temel bilgi ve becerileri
kazanırlar. Mesleğin gerektirdiği işleri
yapabilirler.
İSTİHDAM ALANLARI
Mesleğin gerektirdiği yeterliliği kazanan
bireyler, kuyumculuk teknolojisi alanında, sektördeki büyük, orta ölçekli işletmelerde ve kendi işyerlerinde, sarraflarda vitrin ve pazarlamacı elemanı olarak
çalışabilirler.
İletişim Bilgilerimiz:
Adres: Kirazlıdere M. Sultangazi C.
No:1 Çekmeköy
Tel: (216) 429 51 10
Web: www.cekmekoyhem.meb.k12.tr
Çekmeköy2023
- 15
HABERLER
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
KUTLU OLSUN
Çekmeköy Belediye
Başkanı Ahmet Poyraz,
öğretmenler günü
dolayısıyla ilçedeki
okulları ziyaret ederek,
öğretmenlerle bir araya
geldi
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve İlçe Milli Eğitim
Müdürü Ahmet Aktaş, ilçedeki tüm
okulları ziyaret etti. Ders aralarında
öğretmenler odasına yapılan sürpriz ziyaretlerde öğretmenlerle sohbet etme
imkanı bulan Başkan Poyraz, “Her anne
baba, çocuklarının iyi bir meslek sahibi
olmasını, iyi birer hayatı olmasını hayal
eder. Bu hayallerini gerçekleştirmek en
kıymetli varlıklarımızı öğretmenlerimize
emanet ediyoruz. Çoğu zaman çocuklar ailelerinden çok öğretmenleri ile
vakit geçiriyorlar. Öğretmenler öğrencilerine sadece ders anlatmıyorlar, onların hayatlarını şekillendiriyorlar. Bu
yüzden öğretmenlerin toplumumuzda
ve kültürümüzdeki yeri çok ayrıdır. Bu
mesleğe gönül vermiş, hayatını adamış,
tüm öğretmenlerimizin öğretmenler
günü kutlu olsun,” dedi.
Aynı gün içinde tüm okullara ulaşılması için başkan yardımcılarının da
gerçekleştirdiği ziyaretlerde, tüm öğretmenlere isme özel hazırlanan ajanda ve
kalem hediye edildi.
16 - Çekmeköy2023
KÖŞE YAZISI
ÖFKE
KONTROLÜ
Uzm. Psk.
Feyzullah GÜRDAŞ
Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü
Ö
fke her şeyden önce son derece
sağlıklı, normal bir duygudur.
Hayatımızı kolaylaştırıcı ve
problem çözücü bir yanı vardır ki bunlar öfkenin yararlı tarafları olarak da adlandırılabilir. Öfkeyi problemli yapan şey
ise onun varlığı değil, kontrol edilememesi ve saldırganlığa dönüşerek bireye
ve çevresine zarar vermesidir.
Öfkeyi ortaya çıkaran birçok durumdan
söz edilebilir. Engellenme, incinmişlik,
tehdit algısı, yetersizlik, haksızlığa uğrama gibi duygu ve düşünceler bunlardan
birkaçı ve en önemlilerindendir. Kişi bu
gibi durumların yarattığı stresten kurtulmak için öfkeye başvurabilir.
ÖFKE ÖĞRENİLEN BİR SÜREÇ
MİDİR?
Yapılan bilimsel çalışmalar öfkeyi
gösterme davranışının, diğer birçok
sosyal davranış gibi çocukluktan itibaren çevreden edinilen izlenimlerle,
yaşanmışlıklarla öğrenilen bir davranış
olduğunu gösteriyor. Ebeveynleri, öğretmenleri ve akranları tarafından sürekli eleştirilen, cezalandırılan çocuk, dış
dünyada işlerin böyle yürüdüğünü;
isteklerini, haklılıklarını, karşı tarafa
kabul ettirmenin yolunun öfkelenmekten ve öfkesini şiddetle göstermekten
geçtiğini öğreniverir. Ona öğretilen dış
dünyanın acımasız, adaletsiz bir yer olduğu
ve insanlara iş yaptırmanın tek yolunun öfke
dilinden geçtiğidir.
Öfkeyi ifade ediş tarzının zamanla öğre-
sürekli eleştirilen, cezalandırılan çocuk, dış
dünyada işlerin böyle yürüdüğünü; isteklerini,
haklılıklarını, karşı tarafa kabul ettirmenin
yolunun öfkelenmekten ve öfkesini şiddetle
göstermekten geçtiğini öğreniverir.
"
nilmiş olması olumsuz, zararlı yönlerinin
yerine faydalı taraflarının öğrenilebileceğinin dolayısı ile de öfke kontrol
sorununun üstesinden gelinebileceğinin
habercisidir aslında.
Evet, öfke, kontrol edilerek daha çok işe
yarar hale getirilebilir; hayatımızı kolaylaştırabilir ve yeniden öğrenilebilir bir
duygudur. Üstelik yaşımız kaç olursa
olsun.
Öfke kontrolü dediğimizde öfkeyi doğru
ifade etme becerisi olarak anlamalıyız;
yoksa yaygın ve yanlış bilinen şekliyle
öfkelenmemek, öfkeyi bastırmak şeklinde
algılamamalıyız. Başka bir deyişle öfke
kontrolünde hedef hiç öfkelenmemek
ya da öfkemizi hiç belli etmemek değil;
öfkemizi karşı tarafa doğru, yapıcı bir
biçimde ifade etmek olacaktır. Peki ama
nasıl?
ÖFKEYİ KONTROL ETMENİN
YOLLARI
Öfkenizin arttığını hissettiğiniz anda bulunduğunuz yerden bir süreliğine uzaklaşın. Evde iseniz kendinizi güvende ve
rahat hissettiğiniz bir yere geçin. Dışarıdaysanız birkaç adım uzaklaşın; ayaktaysanız
oturun. İçinizden 10’a kadar sayarken
bir taraftan da yavaş ve derin derin nefes
alın. Nefesi burnunuzdan alıp ağzınızdan
verin. Diyaframınızı kullandığınızdan ve
karnınızın şiştiğinden emin olun (yatar
pozisyonda aldığınız nefestir).
Derin nefes alıp içinizden sayarken kendinize
“rahatla”, “gevşe”, türü telkinlerde bulunun.
"
Vücudunuzdaki gergin yerleri tespit edip
gevşetin. Gevşemeyi nefes alış verişlerinizin
arasında yaparsanız daha etkili olur.
Tüm bunları yaparak bir tartışma anında
ya da öfke patlamasına gelmeden önce
duygunuzla davranışınız arasına bir mesafe ve zaman koymuş olur; böylece
istenmeyen sonuçların önüne geçmiş
olursunuz.
Düşünme biçiminizi ve bakış açınızı
gözden geçirin. Hayatınızdan, “asla”,
“her zaman”, “hiçbir zaman” gibi
genelleyici ve kesin yargı bildiren kelime ve ifadeleri çıkarmaya çalışın. Bu
tür düşünce biçimleri bir olay karşısında
öfkenizi kabartabilir ve çoğu zaman da
yanlış bilgi içerir. Ayrıca bu tür genelleyici sözler muhatabınızı da öfkelendirerek
savunmaya geçmesine ve tartışmanın
alevlenmesine yol açar. Bu tür ifadelerin
yerine rahatsızlık duyduğunuz davranışa
ve sizde hissettirdiği duyguya odaklanın
ve onu ifade edin. Bu sorunun çözülmesine
daha fazla katkıda bulunacaktır.
Kendi kendinize “bu neyin öfkesi” diye
sormayı ihmal etmeyin ve öfkenin altında
yatan gerçek duygu ve düşünceyi ortaya
çıkarmaya çalışın. Çünkü çoğu zaman
öfkenin altında çaresizlik, endişe, kaygı,
korku gibi duygular yatar. Kısacası asıl
duygunuz ne ise onu hissetmeye ve ifade
etmeye çalışın. Bu biraz zor gibi görünse
de yapabildiğinizde muhatabınızın sizi
daha iyi anlamasını ve beklentilerinizin
daha çok karşılanmasını sağlayacaktır.
Çekmeköy2023
- 17
RÖPORTAJ
Farklı tarzı
ve sempatik
tavırlarıyla
gönüllerde taht
kuran
18 - Çekmeköy2023
EBRU
YAŞAR
RÖPORTAJ
1977’de Ankara’da doğan ünlü sanatçı
Ebru Yaşar, 1995’de çıkarttığı ilk albümüyle sevenlerinin kalbinde taht kurdu. Şöhret basamaklarını emin adımlarla
tırmanan ünlü sanatçı, aldığı ödüllerle
başarısının tesadüf olmadığını taraflı
tarafsız herkese ispatlamıştır. Farklı tarzı
ve sempatik tavırlarıyla gönüllerde taht
kuran Ebru Yaşar ile Çekmeköy 2023
okurları için sohbet ettik…
MÜZİK HAYATINA NE ZAMAN VE
NASIL BAŞLADINIZ?
İstanbul Teknik Üniversitesi konservatuar
mezunuyum. Tanıdıklar aracılığıyla Burhan Çaçan ile tanıştım ve albüm yapmaya karar verdik. Ben hiçbir zaman şöhret
olma kaygısı içinde olmadım; sadece
güzel işler yapma endişesi taşıdım. İnsanlar gündemde kalmak adına saçmalamaya
başlıyor. Böyle olunca halkın gözünde
samimiyetlerini de kaybediyorlar. Abuk
sabuk bir şöhrete sahip olacağıma, kalıcı
işlerle akılda kalmayı tercih ederim. Ortalıktan kaybolurum. Bir dönerim, pir
dönerim…
KEŞKE BU SEKTÖRE “GİRMESEYDİM” DEDİĞİNİZ GÜNLER OLDU
MU?
İlk başlarda çok sıkıntı çektim sonuçta
tanımadığım ve tecrübemin olmadığı bir
camia…Bu camia adeta “ateşten gömlek”! Abartısız tam 20 sene sonra adapte
oldum desem yeridir. Çok güzel ama bir
o kadar da zor bir meslek bizimkisi. Ben
konservatuvar bitirmiş bir insanım. Şu camiada müzik eğitimi almış kaç insan var
ki! Bu nedenle hiç pişman olmadım. Allah
da pişman etmesin.
SANAT CAMİASINDA KISKANÇLIK
VAR MI?
Herkes hit olan bir parçayı mutlaka okumak ister. Bu klasik şarkıcı kıskançlığıdır.
Hatta güzelliğini bile kıskanabilirsin. Bu
yüzden dünyada kıymet verdiğim tek şey;
samimiyet!
BU CAMİADA GERÇEKTEN DOSTUM
DİYEBİLECEĞİNİZ ÜÇ İSMİ BİZİMLE
PAYLAŞIR MISINIZ?
Üç isim verirsem diğer dostlarım küser.
(Gülüyor)
NEFRETİNİZİ Mİ, YOKSA
SEVGİNİZİ Mİ KAZANMAK ZOR?
Sevgimi kazanmak kolay, nefretimi kazanmak ise çok zor. Ben insanlarla hemen
samimiyet kuran biri değilim. İnce eleyip
sık dokuyan bir yapıya sahibim. Benim
bir insandan dostluğumu, arkadaşlığımı,
bitirmemin gerekçesi çok güçlü olması
lazım. Kolay kolay birinden nefret etmem
ama ettim mi! Allah muhafaza. ( Gülüyor )
KARİYERİNİZİN NERESİNDE
GÖRÜYORSUNUZ KENDİNİZİ?
İş hayatında olduğunuz sürece kariyer
bitmez. Bakın ben hala kariyerim için
çalışıyor mücadele ediyorum. Etmek zorundasınız başka şansınız yok. Eleştirilere
açığım; seven kadar, sevmeyen de olacaktır. Ben yaptığım işin arkasındayım.
ASSOLİSTLİK KAVRAMINA İNANIYOR MUSUNUZ?
Herkes kendine göre assolist. Assolist ne
demek ben o kavramı da anlamıyorum.
Güzel elbiseler giyip, ağır makyaj yapıp,
iki şarkı ezberlemek assolistlikse ben
buna inanmıyorum.
ÖĞRENMEYE, EĞİTİME VE ÇALIŞMAYA DOYMAYAN BIR İNSANSINIZ.
BU ENERJİNİZİN SIRRI NEDİR?
Öğrenmenin sonu yoktur… Pardon, var!
var! Ancak mezarda biter. İşinizi sevin
veya sevdiğiniz bir işi yapın. Bu durumda
çalışma ve öğrenme azminiz mezara kadar
devam eder. Eğer bunun tersi bir durumla yaşamaya hayatta kalmaya çalışırsanız
işte o zaman zaten ölmüşsünüz… Boşuna
mücadele etmeyin. Bin kere düşün, bir
kere karar ver ama o karar doğru karar
olsun. Ben şu deyime katılmıyorum. “En
kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir.”
SANAT DÜNYASINDA GERÇEK
DOSTLUKLARIN OLMADIĞI
SÖYLENİR HEP. BU GERÇEKTEN
DOĞRU MU?
Dost olmak ve dost bulmak için öncelikle egolarından ve kıskançlıklarından
sıyrılman lazım. Sadece bizim camiada
değil, insanoğlunun bulunduğu her alanda
karşılıklı bu duygulardan arınmış birilerini
bulmak gerçekten zor. Bunu kadın veya
erkek diye ayırmayalım lütfen çünkü saydıklarım her iki cinste de fazlasıyla var.
Rekabet ortamında dostluk çok zor, belki
de olamaz diye düşünüyorum. Ben herkesle dost olurum, çünkü komplekslerim
yok! Ama bugüne kadar hiç kimsenin
ayağını kaydırmak gibi bir niyetim olmadı. Çünkü benim kimseyle bir rekabet
içine girmek gibi bir niyetim olmadı ve
olmayacak da.
Çekmeköy2023
- 19
RÖPORTAJ
"
Ben de her normal insan gibi
mutlu bir yuva hayali
kuruyorum tabi. Ancak sadece
benim istemem yetmiyor.
Allah nasip kısmet edecek ki,
olsun…
FORMUNUZU NASIL KORUYORSUNUZ?
Haftada iki gün yüzüyor ve istediğimi de
yiyorum. Arada bir cilt bakımı yaptırırım.
Ayda en az 2-3 kere hamama giderim.
Bu benim çocukluğumda aldığım bir
kültürdür. Arabamın bagajında terliğim,
havlum olan bir çantam vardır ve bir anda
hamama gitmeye karar verebilirim. Her
sabah yüzümde bir kalıp buz gezdiririm.
Bu cildi canlandırıyor.
EVLENMEK, MUTLU BİR YUVA
KURMAK VE ÇOCUK SAHİBİ
OLMAK HER İNSANIN HAYALİ
OLSA GEREK. UFUKTA, SİZİN İÇİN
BÖYLE BİR YOL GÖRÜNÜYOR MU?
Ben kariyer uğruna çocuk yapma, evlenme durumuna inanmıyorum. Bu çok
eski bir mantık. Niye bir şey uğruna başka
bir şeyden vazgeçeyim ki? Sanatçılar kendi
kendilerine özellikle erkek popçular böyle
bir şeyi kendilerine empoze etmişler. Zaten benim hayran kitlem erkeklerden çok
kadındır. Gerçi son günlerde dikkat
ederseniz sanat camiasında evlenen,
yuva kuran oldukça fazla arkadaşlar var.
Bende her normal insan gibi mutlu bir
yuva hayali kuruyorum tabii ki. Ancak
sadece benim istemem yetmiyor. Allah
nasip kısmet edecek ki, olsun…
20 - Çekmeköy2023
YENİ BİR YIL DEMEK BİRÇOK İNSAN İÇİN YENİ UMUTLAR DEMEK.
SİZİN YENİ YILDAN BEKLENTİLERİNİZ NELER?
Allah herkesin gönlüne göre versin. Ben
Allah’tan başka kimseden bir şey istemiyor ve beklemiyorum. Benim ve
sevdiklerim için hayırlısı ne ise Allah onu
nasip etsin. Hayırsız olmuş, benim olmuş, ben o malı mülkü neyleyim... Birde
şunu asla unutmamak lazım. Ben sosyal
sorumluluk adına bugüne kadar birçok
"
projede gönüllü olarak yer aldım. Bundan
sonra da bu tarz projelerde hep olacağım.
Herkesi yeni yılda hoşgörülü olmaya
çağırıyor ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bu arada derginizi de okudum ve inceledim
çok dolu ve güzel olmuş. Kendimi kapakta
görmek istiyorum. Bilmem anlatabildim
mi? ( Gülüyor )
Röportaj
SONER KARTAL
HABERLER
OKULLARA TEMİZLİK
MALZEMESİ YARDIMI
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz,
okullara yapılan temizlik malzemezi dağıtımı
programına katıldı.
Çekmeköy Belediyesi, yeni eğitim
ve öğretim yılında da okulların ve
öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaya
yönelik çalışmalarına devam ediyor. İlçedeki okulların boya-badana ve yeşil
alan düzenlemeleri başta olmak üzere
birçok ihtiyacına destek olan Çekmeköy Belediyesi, okullara temizlik ve
hijyen malzemesi dağıtımına başladı.
Okul bütçelerine destek olmak amacıyla
yapılan malzeme yardımında okulların
bir yıllık temizlik malzemesi ihtiyacı
belediye tarafından karşılanıyor.
deyiz. 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında
bundan önce oluğu gibi okullarımızın
temizlik malzemelerini karşılıyoruz.
Eğitim döneminin 2.yarıyılında da okullarımıza temizlik malzemesi yardımı
yapacağız. Ülkemizin ve Çekmeköy’ün
geleceği gençlerin hijyenli ortamlarda
eğitim görmesi bizim için son derece
önemli,” dedi.
İlkokullar, ortaokullar, liseler, anaokulları ve Halk Eğitim Merkezleri’ni kap-
sayan temizlik malzemesi dağıtımında; 5
Kg’lık 150 arap sabunu, 5 Kg’lık 150
yüzey temizleyici, 150 adet 5 litrelik
sıvı el sabunu, 150 adet askılı tuvalet
koku giderici, 5 litrelik 150 adet çamaşır
suyu, 250 adet paspas,150 adet temizlik
bezi (10’lu) , 500 adet cam temizleme
maddesi, 12’li tuvalet kağıdı 1000 adet,
12’li kağıt rulo havlu 1000 adet ve 250
adet çek çek yer sil 49 eğitim kurumuna
teslim edildi.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde
gerçekleşen temsili dağıtım töreninde
konuşan Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, “Eğitim vadisi Çekmeköy’de
eğitim kurumlarımızın tüm ihtiyaçlarına
cevap verecek projeler üretme gayretinÇekmeköy2023
- 21
KÖŞE YAZISI
KİN
Hikmet TE
ştırmacı
iyatçı Ara
İlah
om
4@gmail.c
in3
hikmettek
İSLAM VE
İNSAN
HAKLARI
G
ünümüzün en çok konuşulan ve
tartışılan konularından biri hiç
şüphesiz “insan hakları” konusudur. Öyle ki, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda insan hakları hayatın ta kendisi kabul edilir. Hukuk sistemleri, siyasi
rejimler, felsefi ekoller ve dini inanışlar
insanın kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
vazgeçilmez ve başkalarına devredilemez
bazı hak ve özgürlüklerinin olduğunu kabul etmektedir. Ancak bu hakların kapsamı ve sınırları konusunda tam bir fikir
birliği sağlanamamıştır.
HAK NEDİR?
Hak, “hukukça korunan menfaat” olarak
tanımlanır. “İnsan hakkı’nın” tam bir
güvenceye bağlanması ve bu hakkı koruyan hukuk ilkelerini de değişmez olması esastır. Yüce Allah’ın bağışladığı
gibi, onu koruyabilecek yegane hukuk
sistemi ise vahyin inşa ettiği ilahi/tabii
hukuktan başkası olamaz.
İnsan hakkı kapsamı ve ilkeleri belli, maddi ve manevi boyutuyla birey’e / kişi’ye
tanınmış bir haktır. Ekonomik olarak
toplumsal dayanışma hedefinin yanısıra;
geliri olmayan ve çalışıp kazanamayanlar için de talep hakkı getirilmiştir: “Onlar ki, malları üzerinde belirli (kimselerin)
hakkı olduğunu bilirler… Hassaten yardım
isteyenlerin ve (isteyemediği için) mahrum
kalanların…” (Mearic Suresi, 70/25;
Zariyat Suresi, 51/19; Maun Suresi,
1-3).
HAK NASIL ELDE EDİLİR?
Beşeri hukuk sistemlerinde haklar belli
bir mücadele ile kazanıldığı için kanunla
tespit edilir ve maddeler halinde sayılır. Bir
hak ancak anayasada gösterilmişse vardır.
Oysa yüce yaratıcı insanı yaratırken haklarını da belirtmiştir. Buna göre insan hak22 - Çekmeköy2023
ları doğuştan ve aslen kazanılır. Kanunlar
ise bu hakların korunmasını sağlamak
için vardır. Kanunlarla yasaklanmayan
her konuda insan hak ve özgürlükleri
vardır. Bu yüzden haklar değil, yasaklar(haramlar) maddeler halinde sayılır.
İslam’a göre tüm insanlar bir anne-babadan yaratılmış, aynı hak ve sorumluluklara sahip olarak dünyaya gönderilmiştir.
Buna göre bir imtihan alanı olan dünya
hayatı(Mülk Suresi,67/12) boyunca insan; her türlü baskı ve ön yargıdan uzak,
İslam’ın sunduğu öğretileri değerlendirip
iman ile inkar arasında bir tercih yapabilmelidir. Kişinin hür iradesini sağlıklı
olarak kullanabilmesi, her türlü baskı
ve saldırıya karşı dokunulmazlığa sahip
olmasına bağlıdır. Bu anlamda İslam,
inanç alanı başta olmak üzere hayatın
korunmasını, aklın korunmasını, neslin
korunmasını ve malın korunmasını temel
esaslardan saymıştır(Zarurat-ı Diniyye).
Müslümanlarla birlikte yaşayan gayrimüslimler de aynı haklara sahiptir.
Hz.Peygamber(s.a.v): “ Bizim lehimize
olanlar onların da lehine, bizim aleyhimize olanlar onların da aleyhinedir”
buyurmuştur. “Onları kendi inançlarıyla
başbaşa bırakmakla emrolunduk” ilkesi
benimsenmiştir.
HAKLARDA SINIRLAMA VAR
MIDIR?
Bir arada yaşamanın beraberinde getirdiği
sorumlulukları taşımak, haklardan yararlanmanın ön şartı kabul edilmiştir. Felsefi
düşüncenin sınırsız, eylem özgürlüğünün
ise sınırlı olduğu şüphesizdir. Zira
düşünce ve düşünce ürünleriyle zarar
verilemez. Ancak eylem ile başkasına
ve çevreye zarar verilebilmektedir. Birlikte yaşadığı insanlara ve topluma karşı
sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin
haklarının kısıtlanması kaçınılmazdır.
Ancak eylem özgürlüğü sınırlarını aşanlara getirilen cezalar da insan hakları temel ilkelerine aykırı olmamalıdır.
KÖŞE YAZISI
KELİME VE
KAVRAMLAR
D
ADALET
avranış ve hükümde doğru
olmak, hakka göre hüküm
vermek, eşit olmak. Sosyal
hayatta dirlik ve düzenliği,
hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun
yaşamayı sağlayan ahlaki erdem. Orta
yol, istikamet, bir şeyin karşılığı anlamına gelen Adl kelimesi, adil kelimesiyle eş
anlamlı olup aynı zamanda yüce Allah’ın
isimlerinden biridir. (esmaül-hüsna)
Peygamberlik Vasfı
Kur’an’da ve hadislerde adalet genellikle
düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe
uygun hükmetme, doğru yol izleme,
dürüstlük ve tarafsızlık gibi anlamlarda
kullanılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber’in
(s.a.v.) adalet sıfatını kazanabilmesi; risalet
görevini yerine getirirken, insanların arzu
ve isteklerini hesaba katmaksızın ilahi
emirlerin gösterdiği şekilde doğru olması
şartına bağlanmıştır: “Bundan dolayı sen
çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi
dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine
uyma ve şöyle de: Ben Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti
gerçekleştirmekle emrolundum…”(Şura
Suresi ayet,15) Buna göre adalet, başkasının
gelişigüzel istek ve telkinlerinden etkilenmeyen istikrarlı bir doğruluk, ruhi
denge ve ahlaki kemaldir.
Orta Ümmet: Adil Ümmet
“Böylece sizler insanlara birer şahit (ve
örnek) olasınız diye sizi orta bir ümmet
yaptık…” (Bakara Suresi, ayet,143) ifadesiyle
adil, seçkin, her yönüyle dengeli, haktan
asla ayrılmayan ve hakem kabul edilebi-
lecek bir ümmet kastedilmektedir.
Kur’an’da adaletin önemine öylesine
güçlü vurgu yapılmıştır ki, bizzat yüce
Allah’ın, ahirette hiçbir haksızlığa mahal verilmeyecek şekilde adaletle hükmedeceği ve vaadinin kesin olduğu
belirtilmiştir: “Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki; hiçbir
kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek.
(Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca
da olsa, onu getirip ortaya koyacağız.
Hesap görücü olarak biz yeteriz.”(Enbiya
Suresi, ayet, 47)
Adaletin İki Boyutu
Eşitlik ve liyakat (ehliyet) olmak üzere
adaletin iki boyutundan söz etmek mümkündür. Liyakat/ehliyet adaleti Kur’an-ı
Kerim’de “kıst” terimi ile ifade edilir.
Görev ve sorumluluk verme liyakat/ehliyet adaleti alanıdır; mizan gerektirir.
İnsan hakları alanı ise eşitlik alanıdır.
İstisnası yoktur. Dil, din, cins, ırk ayrımı
yapılmaksızın bütün insanlar arasında,
insan hakları açısından tam bir eşitlik
sağlanmalıdır. “Ey insanlar! Şüphe yok
ki; biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık..." (Hucurat Suresi,
ayet, 13)
Bu yüzden İslam, kölelik/cariyelik kurumunu aşama aşama kaldırmıştır. İlk
uygulamayı da Hz. Peygamber (s.a.v.)
başlatmıştır. Kölesi Hz. Zeyd’i önce
“evlatlık”, sonra da “dinde kardeşim”
diyerek azat etmiştir. Kur’an-ı Kerim’e
göre insana “hilafet” görevi verilerek,
kendisine “iki sarp yokuş” gösterilmiştir.
Bunlardan biri insan haklarıdır; insanın
kölelikten kurtarılması ve esaret bağlarının
çözülmesidir.
İkinci sarp yokuş ise, meşru sosyal hakların verilmesidir: “Biz ona iki göz, bir
dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık
yolu (hayır ve şer) göstermedik mi? Fakat
o sarp yokuşa atılmadı. Bilir misin nedir
sarp yokuş? O tutsak bir boynu çözmek
(köle azat etmek)tir. Ya da şiddetli bir
açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan
bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.” (Beled Suresi, ayet, 8-16)
Buna göre köle ve cariye, savaş tutsakları olarak, aile içerisinde bakım ve gözetimlerinin sağlanarak toplumla bütünleşmeleri hedeflenir. “koruyucu aile”
muamelesi yapılır; yediğinden yedirilir, giydiğinden giydirilir. Köle kadınla
(cariye), birlikte olmak ise, ancak kendi
rızası ve evlenme iradesi(nikah) ile mümkündür.
Adalet, bir yönüyle de “verilen” ile “hak
edilen” arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Bu durum bazı hallerde eşitlikle,
bazı hallerde ise denge ile gerçekleşir.
“Çocuklarınıza verdiklerinizde adil
davranın… hadisinde kastedilen adalet,
eşit/denk tutmakla gerçekleşmektedir.
Müminlerin şahsi servetlerinde fakir ve
mahrumların haklarının bulunması ve
herkese insan onuruna yakışan, insanca
yaşamak için temel ihtiyaçlarını temin
etme imkanı veren sosyal adalet anlayışında ise ölçü; eşitlik değil, dengedir.
Hikmet TEKİN
Çekmeköy2023
- 23
48
HABERLER
SAATLİK
KOŞU
Türkiye’de ilk kez düzenlenen 48 Saat Ultramaraton Koşusu’nda yarışmacılar, birbirlerinden
çok uykusuzluk, vahşi doğa koşulları ve yağmurla mücadele ettiler.
Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği
48 Saat Ultramaraton Koşusu Çekmeköy ormanlarında gerçekleştirildi. 40
profesyonel koşucunun katıldığı yarışmada 2 gün boyunca uyumadan ayakta
kalan kazandı. Yarışmacılar, 15 km’lik
parkurun başlangıç ve orta noktalarında
kurulan kamp çadırlarında yarış boyunca
sadece 4 kez dinlenme imkanı buldular.
Yemek yeme ve dinlenme ihtiyaçları bu
süreler içinde giderilirken, tedavi gerektiren durumlarda mola zamanı 6 saate
çıkarıldı.
24 - Çekmeköy2023
Türkiye’de ilk kez düzenlenen 48 Saat
Ultramaraton Koşusu’nda yarışmacılar,
birbirleriyle olduğu kadar vahşi doğayla
da mücadele etiler. Saatlerce süren yağmura rağmen ara verilmeyen yarışmada,
her kilometreye asılan fenerlerle gece
yollarını buldular.
Cuma günü başlayan yarışta bitiş Pazar
sabahı gerçekleşti. 6 kategoride yapılan
yarışlarda dereceye girenler kupa ve
madalya alırken, uluslar arası platformlarda yapılacak maratonlara da katılmaya
hak kazandılar.
HABERLER
ÖNCELİK İŞ GÜVENLİĞİ
VE İNSAN SAĞLIĞI
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve Belediye Başkan Yardımcıları, yapı denetim firmalarıyla istişare toplantısı gerçekleştirdi.
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet
Poyraz, Çekmeköy Belediye Başkan
Yardımcıları Şahmettin Yüksel ve Fatih
Sırmacı, Çekmeköy’de faaliyet gösteren
yapı denetim firmalarını ağırladı. Kırk
yapı denetim firmasının katıldığı istişare
toplantısında İmar ve Şehircilik, Yapı
Kontrol ve Zabıta Müdürleri’de hazır bulundu.
Toplantıda katılımcılara seslenen Başkan
Poyraz, “Bizler hep birlikte bir ekibiz. Eksikliklerimizi gidermek olumlu ve olumsuz yönlerimizi ortaya koyabilmek adına
bu tür toplantılar düzenliyoruz. İstedik ki
sahada belirlediğimiz eksikleri sizlerle paylaşalım varsa eksiğimiz sizlerde bizlerle paylaşın ki işleyiş noktasında sıkıntı
yaşamayalım. Bizim sizlerden en temel
isteğimiz, insanlarımız güvenliğini ve
sağlığını ön planda tutmanızdır. Kurallar
ve kanunlar çerçevesinde hepimiz üzerimize düşeni yapalım,” dedi. Başkan
Poyraz konuşmasının ardından sözü İmardan
sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Fatih Sırmacı'ya bıraktı. Fatih Sırmacı,“ İş
sağlığı ve güvenliği konularının ön plana
çıktığı günümüzde belediyemizin olduğu
kadar bölgemizde bulunan yapı denetim
firmalarının da sorumlulukları var. Ben
bu noktada Çekmeköy’ün diğer ilçelere
göre bir artısı olduğunu düşünüyorum.
Gördüğüm kadarıyla firmalarımız tecrübeli
ve eski firmalar. Belediyemizde görev yapan zabıta, imar ve yapı kontrol ekiplerimiz
de aynı ölçüde tecrübeli ve donanımlılar.
Koordineli çalıştığımız sürece iyi işler çıkaracağımıza inanıyorum,” dedi.
Programda firmalara toplantıya katılımları için teşekkür eden Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Şahmettin Yüksel
"İstedik ki bugün burada toplanalım ve
sizlerin talep ve önerilerini dinleyelim.
Bizlerin sahada belirlediğimiz sorun
ve sıkıntıları sizlere aktaralım. Çekmeköy’de kentlilik bilincine hep birlikte
katkı sağlayalım. Bu konularda bizim ne
kadar sorumluluğumuz varsa sizlerin de
o kadar sorumluluğu var. İşini sağlıklı
ve sağlam yapan tüm firmalar bizim için
kıymetlidir. İş sağlığı ve güvenliğine
çok önem veriyoruz. Bu konuda kesinlikle taviz verilmeyecektir. Çalışmaların
sağlıklı yürümesi için bugün burada istişareye ihtiyaç duyduk ve sizlerle bir
araya geldik. Sizlerden gelen talep, öneriler
ve oluşturulacak çözüm yolları üzerine
fikir alışverişlerimizle toplantımızı sonlandıracağız." dedi.
Konuşmaların ardından belirtilen eksiklikler
yapı denetim firmalarına iletilirken,
firma yetkililerinden gelen talep ve
öneriler not alındı. Gelen sorular cevaplandırıldıktan sonra toplantı sona
erdi.
Çekmeköy2023
- 25
RÖPORTAJ
MAHALLEMİZİN
MUHTARI
O
Ömer Lütfi
GÜRSOY
Çatalmeşe Mahalle
Muhtarı
Onlar, günün
her saatinde
mahallelinin sorunlarını çözmek için
görevleri başında
olan birer hizmet
erleridir…
26 - Çekmeköy2023
nlar, vatandaşın gören gözü,
işiten kulağı ve konuşan dilidir…
Onlar, gece - gündüz günün her
saatinde mahallelinin sorunlarını çözmek
için görevleri başında olan birer hizmet
erleridir…
Onlar,devletle vatandaşarasında akla gelebilecek her türlü sorunları çözmek için birer
köprüdür. Kısacası, mahallelinin mülki
erkanıdır onlar…
“Çekmeköy 2023” bundan böyle her
sayısında, hayatımızın her evresinde
önemli rol oynayan mahallemizin muhtarlarıyla birlikte olacak ve onların gören
gözü, duyan kulağı ve sessizliklerinin
sesi olacak. İlk misafirimiz Çatalmeşe
Muhtarımız Ömer Lütfi Gürsoy.
SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
Ömer Lütfi Gürsoy Trabzonluyum ve
Çekmeköy İlçesi Çatalmeşe mahalle
muhtarıyım.
KAÇ YILDIR MUHTARLIK GÖREVİNİZİ YERİNE GETİRİYORSUNUZ?
Nasıl geçti anlamadım desem yalan olmaz
her halde. Yoğun, tempolu ve koşuşturma
ile geçen altıncı yılım, yani ikinci dönemim.
NİÇİN MUHTAR ADAYI OLDUNUZ?
Öncelikle bir insanın muhtar olabilmesi
için bazı özelliklere sahip olması gerek-
tiği düşüncesindeyim. İşte o özelliklerin
bende olduğunu düşünerek aday oldum
ve mahalleli bu konuda beni yanıltmadı
ki, ikinci dönemde de görevimin başındayım. “Halka hizmet hakka hizmettir”.
Biz bu düsturla bu yolun yolcusu olmaya
karar verdik.
SEÇİLMENİZDEKİ EN BÜYÜK ETKEN NEYDİ?
Bir önceki dönemimde hakkıyla, layıkıyla mahallelinin taleplerini yerine getirdim
diye düşünüyorum. Bir de en önemli etken samimiyet. Bu koltuk benim babamın
malı değil, vatandaş verdiği gibi, en tabii
olarak, almasını da bilir. Siz vatandaşı
kandırmadan sorunları çözme odaklı çalışırsanız zaten kazanmışsınızdır.
Bu halk, artık doğruyla yanlışı daha iyi
ayırıyor. Yani yalan vaatlere kanmayacak
kadar artık herkesin karnı tok.
MAHALLENİZ HAKKINDA BİZE
BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Çatalmeşe geçmişte Anadolu’nun muhtelif yerlerinden gelen vatandaşların kendi
imkanlarıyla ancak, imarsız bir biçimde
yerleştikleri, kendilerine yuva kurdukları
bir yerleşim yeriydi. Günümüzde imar
planlamalarının yapılması, tapusuz yerlerin tapularının verilmesiyle gece kondudan kurtulan ve yapılanmanın kaliteli
hale gelmesiyle de değerlenen 8 bin nü-
RÖPORTAJ
ÇATALMEŞE'Yİ DİĞER
MAHALLELERDEN AYIRAN
FARKLAR NELER?
Çatalmeşe köy hayatıyla şehir hayatını
bir arada bulmak isteyenlerin tam yeri.
Çatalmeşe’nin bu özellikleri diğer mahallelerde kolay kolay bulunmaz. Doğa
harikası bir yer olması, adından da anlaşılacağı üzere, meşe ağaçlarının bolca
olması mahallemizi gerçekten diğerlerinden
farklı kılıyor. Çatalmeşe yakın zamanda
her kesimden vatandaşın tercih yeri olacak, Çekmeköy 2023’te şahit olsun.
fusu olan güzel şirin bir mahalle.
BİR MUHTAR OLARAK ŞU ANA
KADAR MAHALLENİZE NELER
KAZANDIRDINIZ?
Biz bu göreve geldiğimiz dönemde bir
yandan asli görevlerimizi yaparken, diğer
taraftan da gece gündüz arkadaşlarla
“daha neler yapabiliriz” diye konuşup
tartıştık. Mülkiyet sorunu olan bir bölge
olduğundan kendimizi tapu ve kadastro çalışmalarının içinde bulduk.
Bu çalışmalarımız uzun bir süre devam
etti. Çok şükür bu önemli sorunu sıfır
hatayla tamamlamanın haklı gururunu
da yaşadık. Ayrıca sosyal konularda her
zaman vatandaşın yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Mahallemizde
bir tane okul var ve bu okulumuzun şartlarını daha da iyileştirmek için mücadele
ettik. Alt yapı çalışmalarının yapılması,
çamurdan yürüyemediğimiz yolların asfalta kavuşturulması gibi çalışmaları, mahalle sakinlerinin hizmetine sunduk. Bu
konuda Belediye Başkanım Sayın Ahmet
Poyraz’a katkılarından dolayı teşekkür
ediyorum. Çünkü biz bu tür hizmetleri
sadece talep ediyor ve takip ediyoruz,
belediyemiz ise vatandaşın hizmetine
sunuyor.
MAHALLENİZİN EN ÖNEMLİ
SORUNU NEDİR?
Altyapı ve enerji. Ancak yine bu konuda
belediyemiz, çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyor ve bu sorunları yakında
ortadan kaldırmış olacak. Birde ulaşım
sorunu yaşıyor mahalleli, ancak yeni
hatların açılacağı duyumlarını aldık,
takibindeyiz. İnşaallah bu sorunu da kısa
zamanda çözüme kavuşturmuş olacağız.
MAHALLENİZLE İLGİLİ EN BÜYÜK
HEDEFİNİZ NEDİR?
Sağlık ve eğitim konusunda daha fazlasına ihtiyacımız var. Çatalmeşe’de bir tane
okulumuz var. Bu ülkenin geleceğini
eğitim yuvalarından çıkacak bu evlatlarımız belirliyorsa ki, belirliyor. Ben de
istiyorum ki, bu mahallede yaşayan evlatlarımız daha iyi şartlarda eğitim görsün
ve bu vatan için faydalı bir birey olarak
yetişsin.
MAHALLE SAKİNLERİ İLE ARANIZ
NASIL? NE TÜR OLUMSUZLUKLAR
YAŞIYORSUNUZ?
İnsanoğlunun ihtiyaçları bitmek bilmez.
Sürekli ister. Hal böyle olunca zorlanmıyorum desem yalan olur. Fakat biz
bunları bilerek tekrar bu göreve talip
olduğumuza ve seçildiğimize göre
gücümüz nispetinde hizmet etmeye devam edeceğiz. Vatandaştan gelen taş
bizim için çiçek demektir.
TEKRAR MUHTAR ADAYI OLMAYI
DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Gücüm yettiği kadar devam etmek
isterim. Ancak takdir edersiniz ki, sadece benim istememle olmuyor bu işler.
Mahalleli, bu kardeşinden vazgeçmediği
sürece hizmetlerine adayım.
SON OLARAK “ÇEKMEKÖY 2023”
ARACILIĞIYLA MAHALLE
SAKİNLERİNE NELER İLETMEK
İSTERSİNİZ?
Hedefteki projelerin hayata geçirilmesi
için takiplerimizi sürdürmeye devam
edeceğiz. Bu projelerin hayata geçmesini herkes gibi bende büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum. 24 saat
vatandaşların hizmetindeyiz. Olması
gerekenler konusunda vargücümüzle
çalışmaya devam ediyoruz. Talep ettikleri, istedikleri ne ise bunları hızlı bir
şekilde ilgili yerlere ulaştırıyoruz ve
ulaştırmaya da devam edeceğiz.
Röportaj
SONER KARTAL
Çekmeköy2023
- 27
ŞİİR
2 ŞİİR 1 ŞAİR
İLHAMİ ÇİÇEK (1954-1983)
E
rzurumlu
olan
İlhami
Çiçek, 1954 yılında dünyaya gözlerini açmıştır.
Kısacık ömrünü edebiyata
adamış, önemli şiirlere imzasını atmıştır. Nuri Pakdil’in ‘bir şiir
sandığı’ olarak betimlediği İlhami Çiçek,
kendisi için hazırlanan kitapda şu cümlelerle anılır:
“Şair olmanın ötesinde, tefekkür, çatışma
ve inandığı öğretiyi hayata geçirmenin zihin
çilesiyle kısacık yaşamını ebedileştirmiş
bir insandır.”
Çocukluğunda, küçük bir çocuğun yaşaması
mümkün olmayan hüzünler ve duygular
tadar. 6-7 yaşlarında kardeşiyle [M. Latif
Çiçek] samanlık damında oynarken saman dökülen delikten aşağı düşer. 24 saat
baygın kalır. Bir hafta kendine gelemez.
Kendine geldiğinde de, artık onun için
ürkeklik, duygusallık ve durgunluk bir
yaşam biçimi olur. Bütün bu olumsuzluklara karşın, bir çıkış yolu aramaktan da
vazgeçmez. Böylelikle yoğun bir okuma
dönemi başlar. Bu okuma döneminde
Doğu’nun âşık geleneği ile tanışması,
şiire başlamasına da vesile olur. Ortaokul
ikinci sınıfta Faruk Nafiz Çamlıbel’in
“Çoban Çeşmesi” şiiriyle katıldığı ‘Şiir
Okuma Yarışması’nda birinci olur. Artık
şiir onun için vazgeçilmez bir tutkudur.
Ve yazmaya da başlar. Lisedeyken
yazdığı “Otel Odası” adlı şiiri Adımlar
Dergisi’nin açtığı şiir yarışmasında birincilik kazanır. Yayımlanan ilk şiiri de “Otel
Odası”dır.
Üniversiteden sonra 1978 yılında Kırıkkale Lisesi’nde edebiyat öğretmenliğine
başlar. Bu yıla kadar Nuri Pakdil’in
yönettiği Edebiyat Dergisi’nin bir okuru
olan İlhami Çiçek, artık derginin sürekli şairlerinden biridir. Aradığı öğretisel
28 - Çekmeköy2023
duyarlılığı en canlı biçimde yaşayan bir
çevrenin içinde bulunmanın sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluğu
boyutlandırabilmek için yapmak istediği
çalışmalar yüzünden sağlığı iyiden iyiye bozulma noktasına gelir. Böylesine sıkıntılı
ve sancılı bir dönemin ürünü olarak “Satranç
Dersleri” ortaya çıkar.
1983 yılının Mart ayında kısa dönem
askerlik için Tokat’a gider. Hastalığı
askerde daha da artar. Bir süre Mevki
Hastanesi’nde tedavi görür. İyileştiği
sanılarak tekrar Tokat’a gönderilir.
Askerliğinin bitmesine çok kısa bir süre
kala geçirdiği şiddetli bir kriz sonrasında
vefat eder (14.6.1983).
Satranç Dersleri’nin kitap olarak
yayımlanmasıyla ölümü, aynı aya rastlar.
Basında ve hayat hikâyesi dokümanlarında müntehir olarak anılan şairin, hastalığı
ve yaşantısının arka planı onun hayatının
belirleyici etkenleri olmuştur. Yaşadıkları
vesilesiyle şiirler yazabilmiş, yaşadıkları
sebebiyle hastalığa yakalanmış ve hem
bedeni hem de aklı içinde yaşadığı dünyanın çelişkili ve samimiyetsiz atmosferine
alışamamıştır. Naif bir yapıya sahip olan
şairin, bu yükü kaldıramaması ve hastalanması son derece doğal bir sonuçtur. Bu
sebeple şairi, müntehir olmaktan ziyade,
onun adına hazırlanan kitabın isminde
anıldığı gibi, bir ‘göğ ekini’ olarak anmak
yerinde olur. Yunus Emre’nin de dediği
gibi..
Bu dünyada bir nesneye yanar içim
göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi..
OTEL ODASI
Bir otel odasının karanlık köşesinde
Fırtınanın sesini andırıyor nefesim,
Kulağımda saatin hüzünlü tiktakları
Karşımda ise beni parçalayan bir resim!
Tavanın bakışları gözlerime takılmış
Beni tehdit ediyor zalim yalnızlığıyla
Çilekeş kitaplarım konuşmuyorlar artık
İçimde gizli bir ses hükmediyor ki “ağla”
Donuk bir çeşme gibi sâkin kırık sandalye
Sanki hasta bir nağme elimdeki defterim
Bin bir anıyla dolmuş boşalmış küçük dolap
Hayatından usanmış kirli elbiselerim…
Bunalmaktan çürümüş zeytin çekirdekleri
Kuru oduna dönmüş masamdaki ekmekler…
Ulu…Yüce Tanrıya her akşam söylediğim
Boğazımda birikmiş yarım kalmış
dilekler…
Gene kederle yüklü örümcekli duvarlar
Her gün aynı ızdırap her gün aynı yaşantı
Gene geceye gebe çabuk biten sabahlar
Gene her şey kapkara, gene her şey
kaskatı!..
SESSİZ
Herşey eninde sonunda sessizdir
Bir günün kırılganlığından
Kalan ve tekrar tekrar kırılan
Müteellim bir insan sesinin başlattığı
Ağlamanın kırı
Sessizdir
Dalda
Yalnız ve dağılmış bir elma
Yalnız ve yapraklar örtmüyor onu
Gelen akşama
Geçen akşamın içlenmeleri dadanmış
Bu kahır sessizdir
İçinin çıngarlarından yonttuğun
Asi bir atbaşı gibi rüyalarının ucunda
Umudun
Sessizdir
Filistin’de akşamüstleri
Sessizlik bir file somun gibi
Hazırlayan
Deniz BİNİCİ
AKILLI KALEM
AKILLI KALEM!!!
ÇEKMEKÖY BELEDİYESİ BİLGİ İŞLEM MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN
HAYATA GEÇİRİLEN MÜTHİŞ PROJE…
HIZLI, SERİ VE RAKİP TANIMIYOR…
KALEMİN BÖYLESİ NE GÖRÜLDÜ NE DUYULDU…
BU KALEM SANİYEDE 84 KARE FOTOĞRAF ÇEKİYOR…
3 BİN SAYFALIK VERİYİ HAFIZASINDA SAKLIYOR…
HERŞEY VATANDAŞ’A DAHA İYİ HİZMET GÖTÜRMEK İÇİN…
BELEDİYECEİLİKTE AKILLI KALEM DÖNEMİNE HOŞ GELDİNİZ…
AKILLI KALEM NEDİR?
- Akıllı Kalem, kağıda yazılanların bilgisayar ortamına aktarılmasını, insanların çalışma alışkanlıklarını değiştirmeden, kağıt
yüzeylerin akıllı hale getirilmesini sağlayan
"dijital kalem ve kağıt" teknolojisidir.
- Akıllı Kalem özel basılan ve üzerinde
milyarlarca noktacık bulunan kağıtlar üzerine yazılan her türlü bilgiyi algılayarak
onaylandıktan sonra resim ve veri olarak
Belediye Bilgi İşlem sistemine aktarır.
- Kalem üzerinde, saniyede 84 kare fotoğraf
çekebilen kamera ve basınç, zaman, rotasyon ve yer algılayabilen komponentler
mevcuttur.
- Yazma süresi: Durmaksızın 4 saattir
- Bekleme süresi: Kapak açık iken 12 saattir
AKILLI KAĞIT NEDİR?
- Akıllı kağıt, Akıllı Kalem’in algılama
sistemidir.
- Benzersiz Özel Şablonu kalemin pozisyonunu belirler.
- İstediğimiz her türlü yazılabilir; form,
defter, ajanda akıllı kağıt ile hazırlanabilir.
- Şablon; “Özel şifreler” ile bağlantılıdır.
- Akıllı Kağıt’ın üzerinde milyarlarca
küçük noktacık bulunur.
ilgili birime SMS, e-mail, otomasyon
yöntemleriyle gönderilerek takibi ve
çabuk çözüm bulunması sağlanır. Böylece
vatandaş memnuniyeti artmaktadır.
- Sahada yapılan denetimlerde, denetimin
yapıldığı yerin GPS koordinatları ve
zamanı kaydedilerek personelin takibi
yapılabilmektedir.
PROJENİN SAĞLADIĞI FAYDALAR NELER?
- İşin tabiatı gereği veya mevzuat gereği
elle doldurulması gereken form ve evraklar (denetim tutanakları, başvuru formları vb.) tekrar bilgisayara girilmek zorunda kalmamakta, böylece zaman ve iş
kayıpları önlenmektedir.
-Akıllı Kalem ile doldurulan form ve
evrakların aynı zamanda çeşitli formatlarda (resim, pdf, word, excel vs.) dijital dosyaları oluşturularak dijital arşive
kaydedilir. Böylece tekrar tarayıcıda
taranmasına gerek kalmamaktadır.
- Vatandaşımızın talep ve şikayetleri akıllı
kalem ile yazıldıktan kısa bir süre sonra
AKILLI KALEM’İN BAŞLICA
KULLANIM ALANLARI
- Vatandaşlarımızın sokakta, işyerinde ya
da belediyede talep ve şikayetlerinin alınarak kaydedilmesi ve ilgili birimlere
iletilmesinde
- İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yardım
başvurularının alınmasında
- İşyeri ruhsat başvuru formlarının
kaydedilmesinde
- İşyeri, çevre ve zabıta denetim tutanaklarının kaydedilmesinde
- Vergi yoklama tutanaklarının kaydedilmesinde
- Vatandaşlarımızın Başkan ve Başkan
yardımcıları ile randevu taleplerinin alınması ve kaydedilmesinde
- Kurum içi eğitim katılım tutanaklarının
kaydedilmesinde
- Toplantı katılım ve karar tutanaklarının
kaydedilmesinde
- Araç görev formlarının kaydedilmesinde
- Ajandalara yazılan notların kaydedilmesi
ve paylaşılmasında kullanılmaktadır
Çekmeköy Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü
Çekmeköy2023
- 29
HABERLER
OKUL GÜNLÜĞÜ
KAZANDIRMAYA
DEVAM
EDİYOR
Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği Okul Günlüğü projesi ödül kazandırmaya devam ediyor.
Çekmeköy Belediyesi’nin ilçedeki
tüm ilköğretim okullarında düzenlediği Okul Günlüğü Projesi’nde ikincilik
ve üçüncülük derecesi alan öğrenciler,
fotoğraf makinası ve mp3 çalardan oluşan
hediye kitlerini Çekmeköy Belediye
Başkanı Ahmet Poyraz’dan aldılar. Çekmeköy Belediyesi’nde düzenlenen ödül
törenine; Başkan Yardımcıları Şahmettin
Yüksel, Eyüp Yıldırım, öğretmenler ve
öğrencilerin velileri de katıldı. Çocuklara yazma alışkanlığının kazandırılması
amaçlanan proje, altıncı yılında da öğrencilerden büyük ilgi gördü.
Okul Günlüğü projesinde 2. olan öğrencilerin isimleri şöyle; Tuba Dilek Erdal
Yılmaz İlkokulu, Nihat Eren Çatalmeşe
İlkokulu,Erdal Ayyıldız Taşdelen 125.Yıl
İlkokulu, Esma Nur Yardımcı Melehat
Hüdai Gürbüz İlkokulu,Pelin Tetik Nükte
Sözen İlkokulu, Dilara Gurbetoğlu Ali
Kuşçu İlokulu. Okullarında üçüncülük
elde eden öğrencilerin isimleri ve okuları
; Yüsra Nur Dursun Erdal Yılmaz İlkokulu, Melek Kılıç Çatalmeşe İlkokulu, Sercan Demirel Taşdelen 125.Yıl İlkokulu,
Cansu Karadeniz Öğretmen Melehat Hüdai
Gürbüz İlkokulu, Eylül Ceren Korkmaz
Nükte Sözen İlkokulu, Yaren Bülün Ali
Kuşçu İlkokulu.
KURSLAR İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ
Çekmeköy’de yeni dönemde açılması planlanan meslek edindirme,
sosyal, kültürel ve okuma yazma kurslarının düzenlenmesi için;
Çekmeköy Kaymakamlığı, Çekmeköy Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü güç birliği yaptı. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ın ev sahipliğinde Çekmeköy Belediyesi’nde düzenlenen imza törenine; Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, İlçe Milli Eğitim
Müdürü Ahmet Aktaş ve Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mustafa Kemal
Topaloğlu katıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Merkezlerinin açtığı kursları kapsayan işbirliği protokolü; planlama, uygulama, program, rehberlik, denetim, belge tanzimi, organizasyon, öğretmen ve usta öğretici görevlendirilmesi, katkı ve benzeri işlemlere ilişkin
esasları kapsıyor. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, bugüne
kadar zaten uyguladığımız işbirliğimizi bugün resmiyete döktük diyerek
şunları söyledi:“Bu protokolle belediyeye ait kültür merkezleri, kurs
merkezleri ve bilgi evlerinin fiziki yapısı, araç gereç ve donanım imkanları kurslarımız için kullanılacak. Gencinden yaşlısına kadar birçok
kesime hizmet verecek kurslarımız hobiden, ders takviyesine, meslek
edindirmeden sanata kadar birçok alanı içinde bulunduran geniş bir yelpazeye sahip olacak,” dedi.
30 - Çekmeköy2023
Çekmeköy Kaymakamlığı ve Çekmeköy Belediyesi, ilçede açılacak kurslarda azami
fayda sağlanması için işbirliği yaptı.
HABERLER
VALİ ŞAHİN’DEN
İADE-İ ZİYARET
İstanbul Valisi Vasip Şahin,
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet
Poyraz’ı makamında ziyaret etti.
Çekmeköy Belediye Başkanı Poyraz, Vali
Şahin’i Çekmeköy Belediyesi Hizmet binası
önünde karşıladı. Poyraz, Vali Şahin’e nazik ziyareti
için teşekkür etti. Görüşmeye Çekmeköy Kaymakamı
Cemal Hüsnü Kansız ve Belediye Başkan Yardımcıları katıldı.
İstanbul ve Çekmeköy’e ilişkin yapılan sohbette Başkan Poyraz Çekmeköy’de yaptıkları projeler ve ilçenin sorunlarına ilişkin Vali Şahin’e bilgi verdi.
Başkan Poyraz, “ Valimizi belediye binamızda ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Bu ziyaret bizlere
gurur verdi. Valiliğin de desteğiyle Çekmeköy’lü
vatandaşlarımıza çok daha iyi hizmetlerde bulunacağız” dedi.
Çekmeköy2023
- 31
RÖPORTAJ
Boks Şampiyonu…
I
C
A
M
A
K
L
CEMA
Türkiye’nin ilk 63,5 kg Avrupa
O rakiplerin
korkulu rüyası…
O, ringlerin fatihi…
Kısaca o, bir
efsane…
S
por hayatına Futbolla başlayan Cemal Kamacı, geçirdiği bir sakatlık
sonrası yeşil sahalardan ringlere
transfer oldu. Profesyonel boks
hayatında hiç nakavt olmayan Kamacı,
Ülkemizin Avrupa şampiyonu olan ilk
boksörü. Gardını alan efsane, soracağımız
soruları bekliyor. Ne de olsa ringlerin
kralıydı o, fazla bekletmemek ve kızdırmamak lazım diyor ve röportajımıza geçiyoruz.
CEMAL KAMACI KİMDİR?
1944 yılında Trabzon Maçka’da doğan
ilkokulu orada bitiren ve ardından İstanbul’a
göçen bir Türk evladıyım. 71 kiloda üst
üste Türkiye şampiyonlukları ve iki Balkan ikinciliği kazandım. 1967'de profesyonel oldum. Türkiye'de profesyonel
lisans verilmediği için Avusturya lisansıyla dövüşmeye başladım. 1 Ekim 1973'de,
Ali Sami Yen Stadı'nda Avrupa şampiyonu Roger Zami'yi yenerek 63,5 kg'da
Avrupa şampiyonu oldum. Ünvanımı İspanyol Tonik Kortiz'e kaptırdıktan sonra
İspanyol Gomez Fouz'u yenerek 2. kez
Avrupa şampiyonu oldum.(Ekim 1975). İdman ve beslenmede çok titizim. Şampiyon
32 - Çekmeköy2023
olduğum kilomu halen koruyorum. Yaşım
70, ama bu gün ringe çıksam 10 raund maç
yapacak güce sahibim.
YEŞİL SAHALARDAN RİNGLERE
TRANSFER OLDUNUZ O YILLARI
BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?
Her insanın bir hayali vardır; topçu olmak, popçu olmak, doktor, mühendis
olmak gibi. Benim içinde o dönem futboldan başkası yalandı. Aslında benim
fiziğim futbol oynamaya müsait değildi,
oldukça kilolu biriydim yani. Top oynarken ayağım kırıldı ve ailem “artık
top oynayamazsın” deyince mecburen
bırakmak ve ringlere geçiş yapmak zorunda kaldım. Böylece ağabeyimin teşvikiyle boks hayatım da başlamış oldu.
İlk maçımı Şişli kulübünde 14 yaşında, 71
kiloda yaptım. 4 kez İstanbul şampiyonu,
2 kez Ankara şampiyonu, 2 kez Silahlı
Kuvvetler’de şampiyon oldum. 63.5 ile
67 ve 71 kg Türkiye şampiyonluklarını
kazandım, 27 kez milli forma giydim.
1967’de profesyonel oldum. 79 maçta, 4
mağlubiyet aldım. Avrupa şampiyonluğu
“en büyük gururum."
RÖPORTAJ
ÇOK FARKLI İKİ KULVARA
ADAPTE OLMAK ZOR OLMADI
MI?
Spor aşkıyla yanan bir genç olarak kolay
olmadı tabi. Ancak çok çalışarak, disiplinli yaşayarak, adaptasyon sürecini en az
hasarla atlatmayı başardım.
TOP SÜRMEK Mİ YOKSA YUMRUK
ATMAK MI ?
Belki klasik olacak ama her sporun
kendine göre bir zorluğu var. Fakat samimi
bir itirafta bulunmak istiyorum. 70 yaşındayım ve hala boks yapmak istiyorum.
Nasıl olsa başlığı taktım mı, kimse benim
70 yaşında olduğumu anlamaz, çıkarınca
da iş işten geçmiş olur. Hodri meydan,
varsa rakip ben hazırım. Dünyada Cemal
Kamacı gibi spor yapan biri yoktur. Şu
yaşımda 10 raunt maç yapabilirim. Bir
gün parkta kum torbasında gençler yumruklarının şiddetini ölçüyordu. “Şöyle bir
dokunuverdim(!) ibre kırıldı."
BOKSUN SİZE KAZANDIRDIKLARI
VE KAYBETTİRDİKLERİ NELER?
Sporun hangi dalını yaparsanız yapın,
ama yapın. Yaşadığınız, nefes aldığınız
müddetçe size bahşedilen bu bedene iyi
bakmanız lazım. Ben boks sporundan hiç
bir şey kaybetmedim, aksine kazandım.
O kadar çok ülke gezdim ki, tonlarca
para dökseniz ancak bu kadar gezebilirsiniz. Ben bir kuruş para harcamadan
farklı kültürlerin içinde nefes alma imkanı buldum. Yine iddialı olacak ama Türkiye’de benim gibisi yok. Dört kez Avrupa
şampiyonluğum var ve dünya klasmanında
ikinci sıradayken boksu bıraktım. Hangi
boksörümüzün maçında 42 bin seyirci olmuş ve adına bir spor salonu yapılmış. Boks
sayesinde itibar, para ve unvan kazandım.
RİNGE ÇIKARKEN HANGİ
DUYGULARLA ÇIKARDINIZ?
İlk maçımı yaptıktan sonra, ben bir daha
ringe çıkmam dedim. O kadar çok yumruk yemiştim ki, maçı kazanmama rağmen
pişman olmuştum. Kimi boksör çok darbe
alır, kimi az. Ben attığımın 10'da 1'i kadar
yumruk yemişimdir. Daha sonra Allah’a
sığındım ve okuduğum dualardan almış
olduğum cesaretle maçlara çıkmaya devam ettim. Abdest almadan Duamı
etmeden hiçbir zaman ringe çıkmadım.
Hedefim hep kazanmak! kazanmak! kazanmaktı. Çok şükür yaptığım 79 maçtan sadece dördünü kaybettim.
GÖRDÜĞÜNÜZDE
KORKTUĞUNUZ RAKİBİNİZ
OLDU MU?
İlk zamanlar oluyordu ancak ben boksu
öylesine benimsedim ki korku, yerini
hırs ve başarıya bıraktı. Daha öncede
söylediğim gibi, ringe şuan bile çıksam
aslanlar gibi maçımı yaparım. Hodri meydanı tekrarlamaya gerek yok herhalde.
(Gülüyor)
MAÇ SIRASINDA VURMANIZ VE
KORUMANIZ GEREKEN
NOKTALAR NERELER?
İnsan vücudunda beş hassas nokta var:
sağ, sol çene, mide boşluğu, kalp altı
ve karaciğer. Bu bölgelere hızlı vurmak
gerekmiyor, önemli olan atacağınız yumruğun yerini bulması.
BİR BOKSÖR NELERE DİKKAT
ETMELİ?
Her sporcunun yaşantısı düzgün olmalı. Beslenmesine, yemesine, içmesine
ve disiplinli çalışmasına dikkat etmesi
lazım. Bir boksör, kilosunu ve formunu
korumayı bilmeli, kilo almak kolay fakat
vermek zordur. Aslında bu söylediklerime
her sporcunun kulak vermesi lazım.
ÇOK CAN YAKTINIZ MI?
İnşallah Allah affeder.
girmesek.(Gülüyor)
Bu
çok üzdü. İmkansızlıklar yüzünden organizasyon yapılamadı ve bir hayalimi gerçekleştiremedim. Ben zorluklar,
yokluklar içinde bu başarıları elde ettim.
Şimdiki arkadaşlar bu konuda şanslı. İmkan çok, ama maalesef başarı yok.
HİÇ NAKAVT OLDUNUZ MU?
Toplam dört yenilgim var ve hepsi sayıyla.
Hiç nakavt olmadım ama nakavtla aldığım
maç çok oldu. Çok şükür o dönemlerde
beni yere serecek adam daha doğmamıştı.
(Gülüyor)
EŞİNİZ MAÇLARDAN SONRA SİZİ
GÖRDÜĞÜNDE NASIL TEPKİ
GÖSTERİRDİ?
Üzülür, fakat hissettirmemeye çalışırdı.
Sonuçta sevdiğim bir işi yapıyordum.
Hangi işi yaparsanız yapın mutlaka bir
zorluğu vardır. Benim mesleğimde buydu. Fazla ses çıkarmaz,olayları akışına
bırakırdı. Her halde boksör olduğumdan.
(Gülüyor)
YEŞİLLİKLER DİYARI, EĞİTİM
VADİSİ ÇEKMEKÖY’DE YAŞIYORSUNUZ, MUTLU MUSUNUZ?
Ben yıllarca İstanbul’un en lüks diye adlandırılan semtlerinde oturdum. Kızımı
ansızın kaybettikten sonra Sakarya’ya
yerleştim. Bu dünyada misafiriz, misafirliğimiz devam ettiği müddetçe nimetlerinden de istifade etmemiz lazım.
Benim tekrar İstanbul’a dönmemdeki en
büyük etken, Çekmeköy gibi bir ilçenin
olması. Yeşiliyle, havasıyla ve ortamıyla
şahane bir yer. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum bir daha dünyaya gelme
şansım olsa, yine Çekmeköy’de yaşamak
isterim.
UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZ
VAR MI?
konuya
Bir değil bir çok anım var, hangi birini
anlatayım. Yaptığım 79 maçın her biri
bir anı. Gezdiğim gördüğüm her yer bir
anı. Dünya şampiyonu olamamak beni
Röportaj
SONER KARTAL
Çekmeköy2023
- 33
HABERLER
A
N
I
R
A
L
R
A
Z
A
P
T
SEM
M
i
T
E
N
E
D
N
i
T
U
R
Çekmeköy Belediyesi, pazar
esnafının ve vatandaşın mutlu
ve güvenli ortamlarda
alışveriş yapabilmesi amacıyla
semt pazarlarında devam ediyor.
Çekmeköy
Belediyesi
Zabıta
Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ilçede
bulunan semt pazarlarındaki denetimlerde,
terazilerin doğruluğu, fiyat etiketlerinin var
olup olmadığının denetlenmesinin yanı sıra
hijyen kuralları, çalışanların kılık kıyafet
temizliği ve sebze ve meyve fiyatları da
kontrol edildi. Ekiplerin başında denetimlere katılan Çekmeköy Belediye Başkan
34 - Çekmeköy2023
Yardımcısı Şahmettin Yüksel, vatandaşın
güvenle alışveriş yapabilmesi kadar pazar
esnafının da çalışma ortamının iyi olması
gerektiğini vurgulayarak, esnaf ve vatandaşla sohbet etti. Pazar yerlerinin girişinde bu-
lunan zabıta ekipleriyle de görüşen Başkan
Yardımcısı Yüksel, vatandaşların aldığı
ürünleri tartması için kurulan elektronik
terazilerin kullanımını da inceledi.
TEKNOLOJİ
Oğuzhan AYDEMİR
Gelecekten Gelenler
Bilim ve Teknoloji Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
ocukluğunuzun renkli sokaklarında, birçok farklılığı ve gücü
olan kahramanlara sahiptiniz…
Yıkılmayan duvarlar ve asla unutmayacağınızı düşündüğünüz
hikayeleriniz vardı! Devasa bozkırlarda,
kimsenin yenemeyeceği babalar, dedeler,
prensler, periler. Geçmişinizden, o kısa pantolonlu sizden, rengarenk dünyanızdan geriye ne kaldı, ya da sizden sonra mavi kürede
size dair ne kalacak?
Eskiden 75 milyar ışık yılı çapında bir
hayal gücüne sahiptik ama bugün aynı
büyüklükte olduğu düşünülen ve her gün
biraz daha genişleyen bir evrene sahibiz
ve sorumluluklarımız, gözlerimizi kapatıp
geçmişimizi düşünmemize dahi izin vermiyor! Bu sebeple her gün geleceğimiz ve
geleceğin, bugünün dünyasından daha iyi
bir yer olması için çalışıyor ve bir sistemler
bütününün içerisinde, yaşamsal döngünün
bir ferdi olarak var olmaya çalışıyoruz.
Evren, bizi Samanyolu Galaksi’sinin bir
köşesinde muhafaza ederken, dahil olduğumuz Güneş Sistemi, Güneş ve onun çekim
etkisi altında kalan sekiz gezegen ile onların
bilinen 166 uydusu, beş cüce gezegen ile
onların bilinen altı uydusu ve milyarlarca
küçük gök cisminden oluşur. Sisteme adını
veren Güneş, kütle çekim etkisi alanında tuttuğu bölgenin %98’ini kaplamaktadır. İşte
evvel zaman içerisinde değişmeyen, hatta
büyüyen gerçeklerimiz…
Evrenimiz, bir çok hikaye duydu, bir çok
masal dinledi, bir çok canlıya ve insanoğluna ev sahipliği yaptı ve tek bir kural koydu;
“Başlangıcı olan her masalın muhakkak bir
de sonu olacak!”
Einstein, dün bize geliştirdiği kuram aracılığı
ile “geçmişimiz sonsuz bir aynada daima
yansıyacak” derken, evrenin koyduğu bu
kesin ve kati kurala karşı çıkmadan, yaşam
masalımızın fiziksel kurallar sonucunda
evrenin son bulacağı güne kadar onda saklı
kalacağını söylemiş ve içerisinde var olan
ışıma mekaniği üzerine bizlere bir ipucu
vermişti.
Günümüzün güçlü teorisyenleri, geçmişin
ışığında geleceğe dair buluşlar gerçekleştirebilmek adına birçok deney gerçekleştirmektedir. Gerasimenko kuyruklu yıldızına araç
EVVEL ZAMAN
İÇİNDE
“Başlangıcı olan her
masalın muhakkak bir
de sonu olacak!”
gönderilmesi, Mars Curiosity kaşif robotu
gibi yüksek maliyetli deneylerin amacı,
varoluş hikayemizin tespiti, yeni yaşamların bulunması ve elementlerin türeyiş
destanına yenilikler ekleme gibi gayeler
taşımaktadır. Ancak gerçekleştirilen ve
gerçekleştirilmekte olan söz konusu yüksek
maliyetli deneyler yerine foton mekaniği
içerisinde geçmişi gözlemlemeye çalışmak
gibi kuramsal teorilerde bulunmaktadır;
ışık hızına çıkarak zamanı durdurmak ya da
ışık hızından daha hızlı yol alarak bilinen
zamansal döngünün önüne geçmek gibi…
Söz konusu kuramların güçlü ve haklı birçok
dayanağı bulunmaktadır. Kısaca özetlemek
için örneklendirirsek; Ay, Dünya’dan yaklaşık 384.000 km, Güneş ise 150 milyon
km uzaklıktadır. Bu nedenle Ay ışığını 1
saniye, Güneş ışığını 8 dakika geç görürüz;
çünkü saniyede 298.000 km yol alan ışığın
bize yetişebilmesi için, bu mesafeyi kat
etmesi gerekmektedir. Işık bu mesafeyi
tüketirken, mesafenin uzaklığı oranında
belirli bir zaman geçer. Mesela Güneş şu
an bir anda kaybolsa, biz Güneş’i 8 dakika daha görmeye devam ederiz; çünkü
Güneş yok olsa bile Güneş ışığı aramızdaki mesafede yol almaya devam ettiğinden,
ışık 8 dakika daha gelmeye devam eder.
Kısaca, gezegenimizden doğduğumuz günü
izleyebileceğimiz bir noktaya gidebilirsek,
her anımızı bir filmi izler gibi seyretmemiz
mümkün görünmektedir.
Einstein, özel görelilik kuramı çerçevesinde
bizlere geçmişin gölgesini kaldıracak ipuçları sunarken, günümüzün en
önemli teknoloji sahası olan bilgisayar ve
yapay zeka çalışmaları içerisinde yer alan
çip teknolojisi ise geçmişimizi foton mekaniği dışında da incelenebilir kılacak çalışmalara ışık tutmaktadır. Ölümsüzlüğün formülü
bulunamasa da, biyolojik yaşamımız sonlandıktan sonra da anılarımızı ve karar alma
yeteneğimizi geleceğe miras bırakabiliriz.
Bilim adamları, organik yapılar gibi düşünebilen, karar alabilen, duygusal sistemler
geliştirebilecek mi, biz bu sürece dahil olabilecek miyiz? Sorularına şimdiden cevap
verebilmek çok zor olsa da, mekanik devrelerin krallığını, yakın çağda ilan edeceğini
söyleyebiliriz. Hatta teknoloji devleri arasın-
da bulunan bir firmaya bağlı araştırmacılar,
kısa bir dönem önce, insan beynini taklit
ederek süper bilgisayar seviyesinde performans veren, posta pulu büyüklüğünde güçlü
bir çipin buluşunu açıkladı. Bilim insanları
“Neurosynaptic” olarak adlandırdıkları bu
çipin, insansız araçlardan, akıllı telefonlara
yüklenebilecek yapay zeka sistemlerine
kadar yepyeni geniş bir alan için büyük bir
gelişme olduğunu söylüyor. Araştırma grubunun yöneticilerinden Dharmendra Modha
şöyle diyor:
"Bu çipi tasarlarken serebral korteksten
ilham aldık. Mevcut bilgisayarlardan,
1940’lardaki hesap makinelerine kadar
bütün cihazlar matematiksel veya 'sol beyin'
görevlerini yerine getiriyordu. 'TrueNorth'
olarak adlandırılan bu yeni çip 'sağ beynin'
duyuları işleme fonksiyonlarını daha sonra
farklı bir durumda kullanabilmeyi öğrenmek
için görüntüye, kokuya ve çevresel bilgilere
tepki verme özelliklerini yerine getiriyor.”
Çipler aslında uzun süredir hayatımızda yer
kaplayan, küçük ve çoğu zaman iyi niyetlerle kullanılan önemli teknolojik yapılardır.
Akışkan çip teknolojisi ile sağlık alanında
hizmetler üretilirken, geleceğe yönelik yapay
zeka çalışmalarının en önemli yapı taşları
olarak ön plana yine çipler çıkmaktadır.
Sanal gerçeklik etkisinin arttırılması, uyku
ve uyanıklık arasında bir çizgi oluşturulması
ile harp endüstrisinin insansız savaşlar için
geliştirdiği tüm teknolojik alt yapılarında
çipler kullanılmakta, hatta gelecek, çip
teknolojisinin etrafında örülmektedir.
Gelecek, birçok olasılığı bünyesinde
barındırır! Evvel zaman içinde sanal gerçeklik arttırılabilir, beyin yapımız kopyalanarak
bir çip içerisinde şekillendirilebilirse, geleceğin en büyük mirası iyi düşünen insanlar olacaktır diyebiliriz ve bugün biyolojik
canlılığı devam eden bu insanlar, yarın
kendilerini bir rüyanın içerisinde kabul
ederek, gerçek dünyayı rüya sanan
bilgisayar sistemlerine dönüşebilir.
Gerçekleşmesi muhtemel olasılıklar
içerisinde yer alan yapay zeka, bizlere
yeni bir dünya resmi sunuyor olsa da daha
almamız gereken çok yol var diyebiliriz…
Çekmeköy2023
- 35
HABERLER
N
İ
Ç
İ
R
E
L
İ
L
L
E
G
N
E
E
M
R
Ö
G
I
D
N
A
L
R
I
Z
A
H
E
Y
N
Ü
K
E
R
E
TAKSİL
Görme engelliler için Braille alfabesi
ile (Kabartma Harfler) hazırlanan
çıkartmalar, Çekmeköy ve civar
ilçelerde bulunan 1700 taksiye
yapıştırıldı.
Çekmeköy Belediyesi ve Ümraniye
Otomobilciler Esnaf Odası işbirliği
ile görme engelliler için hazırlanan
çıkartmalar, Çekmeköy ve civar ilçelerde
bulunan 1700 taksiye yapıştırıldı. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz,
Belediye Başkan Yardımcıları Şahmettin
Yüksel ve Latif Coşar, Ümraniye Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Nezih
Mert ve çok sayıda oda üyesinin katıldığı
temsili tören Çekmeköy 5 Yıldız Taksi Durağı’nda gerçekleştirildi. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün aldığı karara istinaden uygulama zorunluluğu bulunan
çıkartmaların üzerinde, kabartma harflerle yazılan şikâyet hatlarına ait numaralar
ve aracın plakası bulunuyor.
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, törende bir konuşma yaparak şunları
36 - Çekmeköy2023
söyledi: “Çekmeköy Belediyesi olarak
engellileri sosyal yaşama kazandırmak
için birçok proje hayata geçirdik. Meslek
ve hobi kursları, Engelsiz Park, Engelsiz Taksi, İşaret Dili Eğitimi gibi birçok
alanda örnek teşkil edecek projelerimize
bugün bir yenisini daha ekliyoruz. Bugün
1700 araca takılacak bu küçük plakalar
sayesinde engelli vatandaşlarımız, hangi
taksiye bindiklerini, her hangi bir sorunla karşılaştıklarında hangi numarayı
arayacaklarını öğrenecekler. En basitinden eşyasını takside unutan görme engelli
bir vatandaşımız bu plakalar sayesinde,
belirtilen numarayı arayarak bindiği taksinin plakasını verebilecek ve kaybettiği
eşyasının kendisine ulaştırılmasını isteyebilecek. Bu güzel çalışma için bizlere destek
olan taksici kardeşlerimize de teşekkür
ediyorum.”
HABERLER
ÇEKMEKÖY
SAĞLIK İÇİN YÜRÜDÜ
Sağlık Bakanlığı, Çekmeköy Belediyesi ve Çekmeköy Kent Konseyi, obezite ile mücadele kapsamında
''Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Yaşam
Yürüyüşü” adıyla Çekmeköy Doğa
Park’ta yürüyüş düzenledi. Düzenlenen
yürüyüşe Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye
Başkan Yardımcısı Fatih Sırmacı, Ahmet
Epli, AK Parti Çekmeköy İlçe Başkanı
Salih Kırıcı, Çekmeköy Kent Konseyi
Başkanı Hatice Sıraç, mahalle muhtarları
ve vatandaşlar katıldı.
Yürüyüşe katılan vatandaşlar sağlıklı bir
yaşam için yağmura aldırış etmeden şemsiyeleriyle yürüdü.
Yürüyüşe katılan Çekmeköy Belediye
Başkan Yardımcısı Ahmet Epli, "Bugün
obezite ile mücadele kapsamında yağmu-
ra ve soğuğa rağmen güzel bir yürüyüş
düzenledik. Kasım ayının son gününde
vatandaşlarımızla birlikte, yüzde 75’i
orman olan Çekmeköy’de bu organizasyonun yapılması çok anlamlı oldu.
Yürüyüşe katılan vatandaşlarımıza ve
organizasyonda emeği geçen, ilçe Sağlık
Müdürlüğümüze ve Çekmeköy Kent
Konseyi’ne teşekkür ediyorum." dedi.
Yağışlı havaya rağmen vatandaşlarla
yürüyüşe katılan Çekmeköy Kaymakamı
Cemal Hüsnü Kansız, düzenlenen
yürüyüşün faydalı olduğunu ve zaman zaman
kendisinin de Doğa Park’ta yürüyüşlere
katıldıklarını ifade etti.
Kansız,”Çekmeköylüler artık sağlıklı
bir şekilde geleceğe yürüyecek, herkese
sağlıklı günler diliyorum” dedi.
Çekmeköy2023
- 37
EKONOMİ
mu’nun (TÜİK) gelire dayalı yoksulluk
ile ilgili açıklamış olduğu istatistiksel
veriler ışığında Türkiye’deki yoksulluğun
genel görünümünü ele almaya çalışarak
başlayalım.
1. Türkiye’de Yoksulluğun Güncel
Durumu
Türkiye'de yüksek enflasyon ve işsizlik, gelir dağılımında eşitsizlik, dolayısıyla sosyal
tabakalar arası uçurumun derinleşmesi ile
iç içedir. Türkiye'de 1994 verilerine göre
kişi başına düşen milli gelir 2.161 Dolar
iken 2010 yılında 10.079 Dolar (15.138
TL) olmuştur. Kişi başına düşen GYSH
1994 yılından buyana %464 artmışken
milli gelirin ülkede yaşayanlar arasındaki bölüşümü pek değişmemekle beraber
gözle görülür şekilde alt sınıfın payının
yükseldiği üst sınıfın payının ise azaldığı
2009
Yüzde
Ortalama(TL)
Medyan(TL)
100,0
9 396
7 044
2010
Toplam
Yüzde
Ortalama(TL)
Medyan(TL)
100,0
9 735
7 429
2011
Günümüzün en önemli tartışma konusu
arasında yer alan sosyal politikaların ve
bununla beraber kamunun rolünü de etkileyen önemli olgulardan bir tanesi de
yoksulluktur. Yoksulluğun birçok ülkede
olduğu gibi Türkiye’de de önlenmesi ve
etkilerinin en aza indirilmesine yönelik
geliştirilen uygulamaların başında, sosyal yardım uygulamaları gelmektedir. Bu
uygulamaların yerine getirilmesi ve artan
sosyal ihtiyaçların karşılanması görevi,
esasen sosyal devletin ana görevlerinden
birisidir. Fakat ülkemizde bu görev, hem
merkezi yönetim hem de yerel yönetimler tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye’de sosyal belediyecilik anlayışının
yaygınlık kazanmaya başlaması sonucu,
sosyal politikalar üretme ve bunları yaşama geçirme noktasında belediyeler, hem
diğer yerel yönetim birimlerine hem de
merkezi yönetime göre biraz daha ön plana çıkarmıştır. Bu bağlamda belediyeler,
sosyal amaca yönelik yaptıkları harcamalar sonucu gerçekleştirdikleri hizmetlerle,
yoksulların sıkıntılarını en aza indirebilecek, yoksulluk sorununun çözümüne
ilişkin önemli katkılar sağlayabilecek
kapasiteye sahip, en etkili yerel yönetim
birimlerindendir. Belediyeler, temel nitelikte hizmetlerin sunumu ve yoksulluğun
azaltılması konusunda oldukça fonksiyonel bir rol üstlendikleri için, yoksulların içinde bulundukları sorunlara karşı
çözüm sağlayacak kurumların başında
gelmektedir. Çünkü yerel halkın ortak
sorunlarına daha duyarlı olan belediyelerin, sosyal belediyecilik anlayışı
ile yoksullukla mücadele alanında etkili
politikalar geliştirmesi ve isabetli kararlar
alması daha mümkündür. Özellikle kentsel kalkınmanın sağlanması için yeterli
ve kaliteli düzeyde planlama ve hizmet
sunumunun gerçekleştirilmesi konusunda belediyelere önemli görevler düşmektedir. Konuya Türkiye İstatistik Kuru-
Yüzde
Ortalama(TL)
Medyan(TL)
100,0
10 774
8 139
2012
Mehmet DUMAN
KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ
YOKSULLUKLA
MÜCADELEDE
BELEDİYELER
Yüzde
Ortalama(TL)
Medyan(TL)
100,0
11 859
9 030
İlk
%20(*)
TÜRKİYE
5,6
2 617
2 730
TÜRKİYE
5,8
2 841
2 924
TÜRKİYE
5,8
3 129
3 247
TÜRKİYE
5,9
3 468
3 619
göze çarpmaktadır. Ancak yine de milli gelir ülkede yaşayanlar arasında eşit
bölünmemektedir.
Tablo 1’deki veriler ışığında 2012
yılında toplumun en zengin %20'lik ke-
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=57&ust_id=16 (Erişim Tarihi:13.05.2011)
38 - Çekmeköy2023
simi gelirin % 46,6' sını alırken, geriye
kalan %80'lik kesim, kalan %53,4'ünü
paylaşmaktadır. Kentteki gelir dağılımı
kıra göre daha kötü durumdadır. 2012
yılı verilerine göre Kentlerde en zengin
%20'nin aldığı pay % 46.1'e çıkarken,
%80'lik kesim %53.9' luk pay almaktadır. Buna karşılık, kırsal kesimde
en zengin %20'nin aldığı pay %44,
%80'lik kesim %56'yı paylaşmaktadır.
Kentlerde en fakir %20' nin aldığı pay
%6,4 iken kırsal kesimde bu pay %6.1'
dir. Bu oranlara göre, kentlerde gelir
uçurumu, dolayısıyla sosyal tabakalar
arasındaki dengesizliğin daha fazla
olduğu görülmektedir.
Tablo 1. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir
gelire göre sıralı yüzde 20'lik gruplar itibariyle yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlerin dağılımı.
Yüzde 20'lik fert grupları
İkinci
Üçüncü Dördüncü
%20
%20
%20
Son
%20
10,3
4 832
4 815
15,1
7 083
7 044
21,5
10 085
9 939
47,6
22 368
17 690
10,6
5 151
5 131
15,3
7 457
7 429
21,9
10 658
10 511
46,4
22 573
17 927
10,6
5 698
5 692
15,2
8 178
8 139
21,7
11 693
11 533
46,7
25 172
20 039
10,6
6 301
6 294
15,3
9 055
9 030
21,7
12 850
12 772
46,6
27 624
22 042
Kaynak:http://www.tuik.gov.tr/Pre
Tablo.do? alt_id=1011 (Erişim Tarihi:
15.05.2014) TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2006-2012
EKONOMİ
Tablodaki rakamlar, yuvarlamadan dolayı
toplamı vermeyebilir.
Not: Gelirlerin referans dönemi bir önceki
takvim yılıdır.
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk
sınırları hesaplanmaktadır. Tablo 2’deki
verilere baktığımızda Türkiye de eşdeğer
hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin
%50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun 2009 yılında %17,1’i (12.097 kişi) yoksulluk riski
altındayken; bu oran/sayı 2010 yılında
%16,9’u (12.025 kişi), 2011 yılında 16.1’i
(11.670 kişi) ve 2012 yılında ise %16,3’ü
(11.998 kişi) yoksulluk riski altındadır.
Tablo 2. Gelire dayalı göreli yoksulluk
sınırlarına göre yoksul sayıları, yoksulluk
oranı ve yoksulluk açığı, 2009-2012.
TÜRKİYE
Yoksulluk Riski
2009
2010
2011
2012
Yoksulluk Riski, %50
Yoksulluk Riski, %50
Yoksulluk Riski, %50
Yoksulluk Riski, %50
69/3) ve sosyal hizmetlerle ilgili projeler için yine arsa tahsisinde bulunma
(madde 15) olarak sıralanabilir (Aydın,
2006: 50).Belediye Başkanının görev ve
yetkilerinin düzenlendiği 38. maddede
yapılan düzenleme ile belde halkının
huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için
gereken önlemleri almak, bütçede yoksul ve
muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak,
özürlülere yönelik hizmetleri yürütmek
ve özürlüler merkezi oluşturmak belediye
başkanının görevleri arasında sayılmıştır
(Fidan, 2006: 92). Bu düzenlemelere paralel olarak belediyelerin gider kalemleri
arasında “dar gelirli, yoksul, muhtaç ve
kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal
hizmet ve yardımlar” yer almaktadır (Aydın, 2006: 50-51). Kanunun belediyenin
giderlerini düzenleyen 60. maddesinde,
Yoksulluk Yoksul Sayısı Yoksulluk
Sınırı(TL) (Bin Kişi) Oranı (%)
Yoksulluk
Açığı(*)
12 097
12 025
11 670
11 998
28,0
26,6
26,3
26,9
3 522
3 714
4 069
4 515
Kaynak: www.tuik.gov.tr(Erişim Tarihi: 29.01.2014) TÜİK, Gelir ve Yaşam
Koşulları Araştırması, 2006-2012
2. 5393 Sayılı Belediye Kanununa
Göre Belediyelerin Sosyal Hizmet
Ve Sosyal Yardımlar Politikaları
Belediye hizmetlerinin sunulmasındaki
ilkelerden biri olan “hizmet sunumunda
özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin
durumuna uygun yöntemler uygulanır” ilkesinin, 5393 sayılı Belediye Kanununun
sosyal politikalara olan duyarlılığının
temel göstergesi olduğu belirtilmelidir
(Aydın, 2006: 47). Belediyelerin sosyal
yardım ve hizmetler alanlarındaki görev
ve sorumlulukları, mahalli müşterek
nitelikte olmak koşuluyla sosyal yardım
ve sosyal hizmetlerin sağlanması olarak
belirtilmiş ve bazı konulara ayrıca vurgu
yapılmıştır. Bunlar 5393 sayılı Belediye Kanunu gereğince; kadın ve çocuklar
için koruma evleri açma, gıda bankacılığı,
fakir öğrencilere gerekli destek (madde 14), dar gelirlilere ve afete maruz
kalanlara arsa tahsisi yapma (madde
17,1
16,9
16,1
16,3
dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler
ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve
yardımlar da belediye giderleri arasında
sayılarak, belediyelerin bu tür hizmetler
için kaynak ayırmaları gerektiği hususu
belirtilmiştir (Fidan, 2006: 92).
Kanunda düzenlenen önemli esaslardan
birisi de, belediyelerin sunacakları hizmetlerde özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumlarına uygun yöntemler
kullanmalarına ilişkindir. Getirilen bu
düzenleme doğrultusunda, belediyeler sunacakları her tür hizmetlerde özürlü, yaşlı,
muhtaç ve yoksulların durumlarına uygun
yöntemler kullanacaklardır (Fidan, 2006:
92). Kadınların, azınlıkların, çocukların,
gençlerin, özürlülerin, yaşlıların ve yoksulluk içinde bulunan insanların ihtiyaç
ve öncelikleri dikkat edilerek bütün ilgili
gruplar arasında uygun strateji ve mekanizmaların geliştirilmesi ve desteklenmesi yoluyla yoksulluk ve işsizlikle
mücadelede önemli stratejik bir adımdır
(Kobak, 2006: 69).
SONUÇ
Günümüz dünyasında sosyal talepler her
geçen gün çeşitlenmekte ve artmaktadır.
Buna paralel olarak yoksul kesimin ekonomik ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi
amacını taşıyan sosyal harcamalar da o
denli artmaktadır. Bu nedenle yoksullukla mücadeleyi hedef alan sosyal belediyeciliğin gerçekleştirilebilmesi için her
şeyden evvel belediye yönetimlerinin yeterli mali ve idari imkânlara kavuş(turul)
ması gerekmektedir. Yerel yönetimleri
güçlendirmek ve demokrasinin beşiği
haline getirebilmek adına merkezden
daha çok yetki devredildiği doğrudur; ancak buna denk mali ve idari kaynak
sağlanamıyorsa sosyal hizmet sunumu
da o denli zorlaşmaktadır.
Türkiye’de yeterli mali kaynaklara sahip belediyelerin, yerel düzeydeki sosyal
politikaları başarılı bir şekilde yerine
getirdikleri görülürken, yeterli mali kaynak ve nitelikli personelden mahrum belediyeler için, maalesef bunu söylemek
zordur. Türkiye'de sosyal belediyecilik
uygulamaları anlamında, belediyelere
kanunlarla çok geniş yetkiler verilmiş olsa
da, mali kaynakların yetersizliği sebebi
ile uygulamaların yaygınlığı henüz arzu
edilen noktadan uzaktır.
KAYNAKÇA
AYDIN, Murat. “Yeni Yasal Düzenlemeler Çerçevesinde Türkiye’de Belediyelerin Sosyal Politika Alanındaki Görev
Ve Deneyimlerinin Değerlendirilmesi
(Zeytinburnu Örneği)”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bil. Enst. Maliye A.B.D.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
FİDAN, Ali. “Sosyal Politikaya Katkısı
Açısından 5393 sayılı Belediye Kanunu”,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bil. Enst.
Çalışma Ekonomisi A.B.D. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
KOBAK, Kadriye. “Yerel Yönetimlerin
Yoksullukla Mücadelede Uyguladığı
Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Programları”, Anadolu Üniversitesi Sosyal
Bilimiler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve
Endüstri İlişkileri A.B.D. Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir 2006.
Çekmeköy2023
- 39
TEMİZLİK İŞLERİ
BAŞKA
GEZEGEN
YOK!
Hazırlayan
Çekmeköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü
1 atık cam şişesinin
geri dönüşümüyle, 100
Watt’lık bir ampulün 4
saat boyunca aydınlatmasına yetecek kadar
enerji tasarrufu
edilebileceğini biliyor
muydunuz? "
40 - Çekmeköy2023
A
Çevre Mühendisi–Ayşe Seval Palteki;
Çevre Mühendisi–Sema Erata Küçükdağ;
Çevre Mühendisi–Musa Semih Kılıç;
Metalurji ve Malzeme Mühendisi–Tufan Duman
merikan bilimkurgu filmleri, insan yaşamını sürdürebileceğimiz
yeni gezegenlerin hayalini kurduradursun, neslimizin bu
dünyaya ve nimetlerine mahkûm olduğu
aşikar…
Bu nedenle tıpkı ailemiz, akrabalarımız,
arkadaşlarımız ve komşularımızla olduğu
gibi yaşadığımız gezegen olan Dünya ile
iyi geçinmeyi, onun huyuna suyuna göre
davranmayı öğrenmek zorundayız.
Son dönemde davranışlarımızdan hoşnut
olmayan gezegenimizin bize cevabı küresel ısınma ve iklim değişikliği yönünde
oldu. Küresel iklim değişikliğinin başlıca sebebi karbondioksit, karbonmonoksit, metan, su buharı vb. sera gazlarıdır.
Bu gazlara sera gazı denilmesinin sebebi, sera bitkiciliğinde kışın gerekli olan
ısının muhafaza edilebilmesi amacıyla
da kullanılmalarından ileri gelmektedir.
Benzer şekilde dünyamız da güneşten
gelen ısıyı bizim yaşayabileceğimiz
şekilde muhafaza edebilmek adına sera
TEMİZLİK İŞLERİ
Son dönemde davranışlarımızdan hoşnut olmayan gezegenimizin
bize cevabı küresel ısınma ve iklim değişikliği yönünde oldu.
gazlarından yararlanıyor. Ancak biz insanlar, muhteşem bir denge içerisindeki
bu sisteme sanayileşme, nüfus artışı ve
buna bağlı olarak çarpık yapılaşma ile
maalesef zarar verdik. Bu nedenle sera
gazlarının miktarı ihtiyaç duyulanın üzerinde bir seviyeye ulaştı ve günden güne
de artmaya devam ediyor. Eğer önlem
alınmazsa birçok kötümser sonuçla karşı
karşıya kalacak olmamız işten bile değil.
Örneğin; Türkiye’nin içinde bulunduğu
iklim kuşağında sıcaklıkların artması, sıcak mevsimin uzaması ve yağışların azalması bekleniyor. Buna bağlı olarak
tarımcılık faaliyetlerinde %30 seviyesinde bir verimlilik azalması olacağı
tahmin ediliyor. Bu durum artan nüfusla beraber, azalan tarım kaynaklı gıda
arzı anlamına gelmekte ve korktuğumuz
çölleşme olayının ülkemiz için çok da
uzak olmadığını göstermektedir. Isınma
masraflarının yoğun olduğu kış günlerini
yaşadığımız şu günlerde sıcak mevsimin
uzaması birçoğumuz için cazip bile
gelebilir. Ancak bugünkü konforumuzu
hem gıda hem de yaşam standartları anlamında yitirmeye başladığımızı hissettiğimiz anda belki de çok geç olacak.
Senaryoların çoğunun önümüzdeki 50
yıl içerisinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Bu, insan ömrü için elbette uzun bir süre ve
50 yıl sonrasını düşünerek çaba sarf etmek
birçoğumuza anlamsız gelebiliyor. Küresel
iklim değişikliğinin olası etkileri bir anda
değil bir süreç içerisinde gerçekleşecek. Bir
başka deyişle, uyandığımız anda dünya yok
olmakla karşı karşıya kalmayacak. Küresel
iklim değişikliğine bağlı etkiler, seksenli
yılların başından itibaren hayatımıza ciddi şekilde yansımaya başladı. Aşırı hava
olayları (kasırgalar, sıcak dalgaları, seller), bulaşıcı hastalıkların sıklıklarının ve
görüldüğü bölgelerin değişmesi bu etkilerden yalnızca birkaçı.
Hemen bugünden itibaren küresel iklim
değişikliğinin olası etkilerinin daha az
şiddette yaşanabilmesi için adım atabilmemiz mümkün. Ancak her şeyden önce
gezegenimizi tanımanın, tablonun net
anlaşılabilmesi adına faydalı olduğunu
düşünmekteyiz.
GEZEGENİMİZİ TANIYALIM
Gezegenimiz
Dünya, yaklaşık 4,5 milyar yaşındadır.
Dünya’daki kıt
kaynaklar denilince akla ilk
gelen şey şüphesiz ki sudur.
Su ihtiyacımızı
karşılayabileceğimiz toplam
stok, gezegenimizdeki toplam
su
miktarının
ne yazık ki sadece %0,25’ini
o l u ş t u r u y o r.
Biraz daha pratik bir şekilde canlandırmamız gerekirse, dünyadaki tüm suyu 4
litrelik bir bidona koyduğumuz taktirde,
"
biz insanlar ve diğer canlıların kullanabileceği su miktarı yalnızca 1 çorba kaşığı
kadar.
İnsanın doğal kaynakları tüketme hızı,
doğanın kendini yenileme hızının %50
üzerine geçmiş durumda. Yani eğer herkes
bir Kuzey Amerikalı kadar tüketim yaparsa 5, bir Avrupalı kadar tüketim yaparsa 3,
biz Türkiye’de yaşayanlar kadar tüketim
yaparsa 2 Dünya’ya ihtiyacımız var.
Bu durumla ilk kez 1986 yılında
karşılaşıldı. O sene dünyadaki kaynaklar, yalnızca 1 günü sonraki yıldan
borçlanılarak tüketildi. Günümüzde ise
bize bahşedilen kaynakları Ağustos ayı
civarında tüketiyoruz. Bu güne Dünya
Limit Aşım Günü deniliyor. 2014 yılının
limit aşım günü 19 Ağustos’tu. Geri
kalan aylar için ihtiyacımız olan kaynakları bir sonraki yılın stokundan tüketiyoruz. Sürekli borç alıp hiçbir borcunuzu
ödemediğimiz ve yeni borçlar istediğimiz
bir yakınımız aslında Dünya. Bu durum
daha ne kadar sürebilir? Elbette Dünya’da
bize borç verecek kaynak kalmayana kadar… Sonrası ise meçhul…
Gelin bugün bir adım atın ve ekolojik ayak izinizi ölçün. Kaç gezegenlik
yaşadığınızı ve elinizdeki kaynaklara
göre nasıl yaşamanız gerektiğini öğrenin.
Unutmayın Yaşayabileceğimiz başka bir
gezegen yok ve bir Afrika Atasözü’nde
denildiği gibi, “Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık…”.
Yararlanılan Kaynaklar :
URL:http://cevreonline.com/su/dunyada%20suyun%20dagilimi.htm
URL:http://www.wwf.org
URL:http://www.chrismadden.co.uk/
cartoon-gallery/wp-content/uploads/2012/12/hourglass-earth-2-cartoon.gif
URL:http://blogonvaal.files.wordpress.
com/2013/01/shutterstock_11256511.jpg
URL:http://proximo.cc/blog/wp-content/
uploads/2013/04/mundo-arbol.jpg
Çekmeköy2023
- 41
KÜLTÜR VE SANAT
KÜLTÜR sanat
KÜLTÜR sanat
ÇIKMAZLARIN KOLAYLIĞI; İSTİŞARE
Arapça kökene sahip olan istişare kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde
danışma anlamı ile açıklanmaktadır.
Gündelik hayatımız içerisinde istişare
etmek şeklinde kullandığımız bu ifade
hayati önem taşımaktadır. Yaşanabilecek olumsuzlukları; bilgi paylaşımı,
tecrübe aktarımı, ortak akıl gibi durumlar ile bertaraf etmeye kapı aralayan istişarenin hayati önem taşımasının temel
sebebi Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor olmasıdır. Hazret-i Peygambere hitaben
Ayet-i kerimede şöyle buyruluyor olması tüm Müslümanların hayatına ilahi
bir sesleniştir:
Sen o zaman sırf Allah’ın rahmeti ile
onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer
kaba katı yürekli olsaydın onlar senin
etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah’tan
bağışlanmalarını
dile.
Yapacağın
işlerde onlara da danış, bir kere de az-
mettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever (Âl-i İmran - 159).
Peygamberimiz de bu emir doğrultusunda, istişare etmenin gerekliliğine
sıkı sıkıya bağlı kalmış ve istişare ile
alınan kararlardan sonra kesinlikle
vazgeçmemiştir.
İstişarenin mü’minler arasında yapılmasını emreden bir diğer ayette ise
Cenab-ı Allah:
Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler
ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların
işleri de kendi aralarında bir istişare
iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan
onlar Allah yolunda harcarlar, (Şura
-38) buyuruyor.
Gündelik telaşlar içerisinde yaşanan
yoğun kafa karışıklarına en iyi ilaç
olan istişarenin yapılma şartları bulunmaktadır. Herkes ile istişare yapılmaz.
Meseleye hakim, sözüne güvenilir, ehil
kişiler ile istişare yapılabilir. Kişisel
durumlarımız için yaptığımız istişareler
danışma hükmünde olup sonucunun
bağlayıcılığı yoktur. İçinden çıkılamayan bir durumda yol göstermesi için
istişare edilen kişinin fikrini almak,
etraflıca konuşmak sünnettir fakat son
tahlilde kişi kendi kararını istişare ettiği kişiye bağlı kalmaksızın verebilir.
Toplumsal durumları etkileyen istişarelerde ise bağlayıcı hüküm vardır.
Eğer vakıf dernek gibi ortak alanın olduğu
bir yapı var ise istişare esnasında alınan
karara uyulması esastır. Farz hükmünde olan bu istişareler için yine yetkin
kişiler ve ehil bir başkan (istişare heyeti
başkanı) olması gerekmektedir. Böyle
durumlarda istişarenin farz olduğunu
bilip farklı yollara tevessül etmemek
yapılacak işi hayırlı ve bereketli kılar,
hiç umulmadık yolların açıldığına şahit
olunur.
KISA KISA
• Makyajına ve yüzündeki boyalarına güvenme. Yollar da güzeldir ama altından kanalizasyon geçer.
Scarface (Yaralı Yüz)
• Hayatlarımızı bazen yakaladığımız fırsatlar belirler. Bazen de kaçırdığımız.
The Curious Case of Benjamin Button (Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi)
• Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz.
Othello
• İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya. Aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir.
Fight Club (Dövüş Kulübü)
• Eğer kaçamıyorsan ve başkalarına bağımlıysan, gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun.
Mar Adentro (İçimdeki Deniz)
42 - Çekmeköy2023
KÜLTÜR VE SANAT
DURSUN GÜRLEK
AYAKLI KÜTÜPHANELER
A
klından kitaplar hiç düşmeyen, cümlelerinin arasında sürekli kitap
eksenli ifadeler yer alan, çantası açıldığında göze ilk ilişenin
kitap olduğu kimselerdir ayaklı
kütüphane isimlendirmesi yakıştırılanlar. Akıp
giden hayatın; duran, düşünen, yol gösteren,
bilgi ile konuşan mütevazi üstadlarıdır ayaklı
kütüphaneler.
Dursun Gürlek’in kaleme aldığı Ayaklı
Kütüphaneler kitabında Gelenbevî İsmail Efendi,
Mütercim Asım, Kethüdâzâde Arif Efendi, Hoca
Tahsin Efendi, Ömer Hilmi Efendi, Ali Emirî
Efendi, Babanzâde Ahmet Naîm, Muallim Cevdet, Ömer Ferid Kam, İsmail Fennî Ertuğrul, İsmail Saib Sencer, Nurullah Pertev Bey, İbnülemin
Mahmud Kemal İnal, Mükrimin Halil Yınanç, Hacı
Muzaffer Ozak, Ali İhsan Yurt isimleri ayaklı
kütüphaneler olarak tüm yönleriyle anlatılıyor.
Kitaplar ile olan yakınlıkları ve kitapların hayatlarında konumlandırışlarına dair detaylarda ise
şu ifadeye yer veriliyor: “Canlı kitap olarak
tavsif edilen ayaklı kütüphanelerin birinci özelliği,
kendilerine yöneltilen soruları anında ve doğru
olarak cevaplandırmalarıydı. Bunlar, ‘kitaba bakarak cevap vermek, kabak bağlayarak yüzmeye
benzer’ diyorlardı.”
Kitapta Mükrimin Halil Yınanç ile ilgili anlatılan bir anı, okuma aşkının ve ilim iştiyakının
en önemli göstergelerinden biri olarak dikkat
çekiyor: Mükrimin Halil Hoca Fransa’da bir
kütüphaneye gider ve burada Düsturnâme-i Enverî adlı bir kitaba denk gelir. Ziyadesiyle hoşuna
giden bu kitaptan fotokopi çektirmek, ödünç almak, fotoğraf çekmek yasaktır. Hoca bu duruma
bir çözüm bulur ve her gün kütüphaneye gelerek
kitaptan on sayfa ezberler, akşam kaldığı otele
giderek bunları yazıya aktarır. Kitabın tamamını
yazıya aktaran Mükrimin Halil Yınanç, Türkiye’ye geldiğinde kitaptan istifade etmek isteyenlere
can-ı gönülden bu birikimi aktarır.
Sayfaların gizemini hayatlarının gerçeği haline
getirmiş bu ayaklı kütüphaneleri okumak, kadim geleneğimizin izini takip etmek açısından
da önemli bir imkan sunuyor. Ayrıca kitap kapsamında yer almasa da Dursun Gürlek’in takdim
yazısında bir diğer ayaklı kütüphane olan Cemil
Meriç’e de değiniliyor.
KİTABIN KÜNYESİ
ADI: Ayaklı Kütüphaneler
YAZARI: Dursun Gürlek
YAYINEVİ: Kubbealtı Neşriyat
BASKI YILI:2013
SAYFA SAYISI: 406
Çekmeköy2023
- 43
KÜLTÜR VE SANAT
UNUTURSAM
FISILDA..
Çağan IRMAK
2014 yılında vizyona giren ve tüm
dikkatleri üzerine toplayan filmlerden biri oldu Unutursam Fısılda..
Bir Çağan Irmak filmi olan Unutursam Fısılda, en başta yönetmeninden
dolayı ilgi çekti. Son yıllarda ülkemiz
sinemasının önemli yönetmenlerinden
biri olarak ön plana çıkan Irmak, çektiği tüm filmlerle farklı bir gündem
oluşturmayı becerebilmiştir. Filmleri
kadar dizilerle de ön plana çıkmış
olan yönetmenin çalışmalarından bazıları şunlardır:
- Keşanlı Ali Destanı- dizi (2011)
- Çemberimde Gül Oya – dizi
(2004-2005)
- Asmalı Konak – dizi (2002-2004)
- Mahallenin Muhtarları –
dizi (1998)
44 - Çekmeköy2023
- Mustafa Hakkında Herşey –
sinema (2004)
- Babam ve Oğlum – sinema (2005)
- Ulak – sinema (2007)
- Issız Adam – sinema (2008)
- Dedemin İnsanları – sinema (2011)
- Tamam mıyız? – sinema (2013)
2014’ün Ekim ayında vizyona giren
film, melodram tadında bir hikayeyi
konu edinir.Film, Tarık ile kurduğu
hayallerin peşinden giden Ayperi’nin
şöhret basamaklarını tırmanışını ve
uzun yıllar sonra hastalığı nedeniyle
ayrıldığı kasabaya, ablasının yanına
dönüşünü anlatır.
Seyirciler ve film eleştirmenlerinin
birçoğu,hafızalara Issız Adam ile yer
etmiş olan yönetmenden, yine bu tat
da bir film bekledi. Sinemaya her
giren Ayperi ve Tarık arasındaki, aslında film içerisinde tam olarak geliştirilememiş bir konu olarak kalan aşkı dikkate aldı ve film sanki bir aşk ve ihanet
sineması gibi lanse edildi. Ancak benim
burada değinmek istediğim ve filmin ana
eksenini oluşturan konu, Ayperi ve ablası
Hanife’nin hesaplaşmasıdır.
Filmin başlarında birbirinden farklı
karakter özelliklerine sahip ama birbirini kollayan iki kız kardeş olarak
tanıtılan Ayperi ve Hanife, yıllar sonra yeniden bir araya geldiklerinde
konuşmadıkları onca yıl içerisinde
yaşananların hesabını birbirlerinden
sormaya başlar. Her ne kadar öfke ve
kırgınlık yıllarca içlerine işlemiş olsa
da,filmin sonunda kardeşlik bağının
ağır bastığı ve o kadar yılın yükünün
bir tarafa bırakıldığı barış yaşanır.
Bu hesaplaşma aile yaşantısı, çocukluk
ve gençlik yılları, evlilik ve yalnızlık temaları etrafında çerçevelenir.Ayperi
ve Tarık arasında yaşanan aşk da yine
bu hesaplaşmanın bir konusu olarak ele
alınır.Dolayısıyla filmin bir aşk ve ihanet
filmi olduğunu iddia etmek, hem filmin
içeriğini hem de yönetmenin çok yönlülüğünü kısırlaştıran bir yorum olur.
Bu çerçeveden bakılırsa, filmin daha rahat
anlaşılabileceğini ve beklentileri tatmin
edeceğini söylemekte fayda var.
Filmin günümüz ve geçmiş sahneleri
arasındaki geçişler bazen belirsiz olsa
da, seyircinin takip edebileceği bir
mantıksal sıranın izlendiği söylenebilir.
70’li ve 80’li yılların atmosferi, filmin
arka planını oluşturur. Bu atmosfere uygun şarkıları hazırlayan Kenan Doğulu’yu ve bu şarkıları üstün bir performans ile seslendiren Zeynep Farah
Abdullah’ı, film performansı dışında
ayrıca tebrik etmek gerekir. Seslendirilen şarkıların, bir film albümü olarak
yıllarca dinleneceğine hep birlikte şahit
olacağız.
KÜLTÜR VE SANAT
İLLÜSTRASYONLARLA
HAYATIN ACI
GERÇEKLERİ
1976 doğumlu Polonyalı illüstrasyon sanatçısı
PawelKuczynski, 2004 yılında başladığı çalışmalarına günümüzde de devam etmektedir. Kuczynski,
içinde bulunduğumuz toplumsal ve siyasi çıkmazları
satirik bir perspektifle ele alır. Çalışmaları ‘satiricalillustrations’ yani iğneleyici illüstrasyonlar
olarak tanınır.
Çalışmalarında günümüzün en can alıcı sorunlarından
eşitsizlik, adaletsizlik, savaş, doğaya verilen zararlar,
şiddet, suç ve yozlaşmış siyaset konularını işlemektedir. Peki neden bunlar acı gerçekler ya da iğneleyi-
ci illüstrasyonlar olarak adlandırılır? Söz konusu başlıkların tümü,
aslında insanların hep bildiği, kendi ortamı içerisinde şikâyet ettiği
ama asla bir topluluk karşısında ya da bir itiraz veçhesiyle dile
getirilemeyen günlük kadavralardır. İşte Kuczynski, tüm toplum
ve hatta insanlık adına bu acı gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler
önüne seriyor.
Çalışmaları ile ödül almış olan sanatçının çalışmaları birçok dergi
ve gazetede yayınlandığı gibi sanatçının facebook hesabından da
takip edilebilir
Çekmeköy2023
- 45
HABERLER
Çekmeköy Belediyesi’nin Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hayata
geçirdiği “Biz O’nu Çok Sevdik” isimli Siyer-i Nebi yarışması Başbakan Yardımcısı
Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katıldığı tanıtım toplantısıyla başladı.
46 - Çekmeköy2023
HABERLER
Yardımcısı Kurtulmuş, “Sadece bir cümle
söyleyeyim ‘Kabe Arap’ın olsun, Çankaya
bize yeter’ diyen bir Türkiye’den Allah’a
çok şükür bugün belediyelerin, üniversitelerin Peygamber için ‘Biz Onu Çok Sevdik’
yarışmaları açan bir Türkiye’ye geldik. Bu
Allah’ın bir lütfüdür. Bu milletin kendi
kökleri üzerinde yeniden ayağa kalktığının,
kalkmaya başladığının çok somut bir
göstergesidir. Tebrik ediyorum. Örnek olmasını temenni ediyorum. Sosyal sorumluluk projesi diyoruz ya işte sosyal sorumluluk projeleri böyle projelerdir. Buna benzer
böyle güzel projelerle inşallah hem sosyal
sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Hem
de yeni nesillerin geleceğe doğru çok daha
iyi yetişmelerini sağlayacak, adımları
atıyoruz. Bu yarışmanın finalinde de hep
birlikte olmak dileğiyle” diye konuştu.
Yarışmaya Katılım Nasıl olacak?
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katıldığı toplantıyla
yarışmanın tanıtımı gerçekleştirilirken
programa AK Parti Milletvekilleri Oktay
Saral ve İsmet Uçma, Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Belediye Başkan Yardımcıları Şenol Çetin,
Eyüp Yıldırım, Fatih Sırmacı, Şahmettin
Yüksel, Ahmet Epli ve Latif Coşar, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran,
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dekanı Prof Dr. Ali Köse, çeşitli üniversitelerden rektörler ve dekanlar, muhtarlar,
işadamları ve imamlar katıldı. Program
Kartal İmam Hatip Lisesi öğrencisi aynı
zamanda Avrupa Kur’an-ı Kerim okuma
birincisi Muhammed Bilal Demirel’in
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından proje tanıtım filmi izlendi.
Programda konuşan Çekmeköy Belediye
Başkanı Ahmet Poyraz, projenin hayata geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek şunları söyledi: “Sevgili
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV),
insanlığa örnek olacak bir hayat yaşadı.
Günlerdir çeşitli alanlarda “Biz O’nu Çok
Sevdik” cümlesiyle tanıttığımız projemizin detaylarını kamuoyuna tanıtacağımız gecemize hoş geldiniz.
Çekmeköy Belediyesi olarak Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği
ile hayata geçirdiğimiz “Biz O’nu Çok
Sevdik” isimli Siyer-i Nebi yarışmasını
başlatıyoruz. Peygamber Efendimizin
örnek hayatını genç nesillere hakkıyla anlatmayı amaçlayan bu yarışma ile
hayırlı bir işe Bismillah diyoruz. Sevgili
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV),
insanlığa örnek olacak bir hayat yaşadı.
Güzel dinimizi anlatırken, sadece insanlara değil, tüm tabiata ve tabiat varlıklarına nasıl davranılacağını, hayatın nasıl
daha da güzelleşeceğini öğretti. O bize
hep iyi olanı, hep doğruyu gösterdi. Bu
bilinçle yetişecek nesillerimiz, ülkesine,
İslam alemine ve tüm insanlığa faydalı
olacaklardır.”
Numan Kurtulmuş: “Büyük Bir Medeniyetin Doğuşu Ancak Bu Tür Çalışmalarla
Olur”
Hiç konuşmadan bile salonda bulunmaktan dolayı memnuniyeti dile getiren
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
“Bu çalışmada emeği geçen, bu yarışmayı
ortaya koyan, destek olan Çekmeköy
Belediyemize ve Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesine yürekten teşekkür
ediyorum. Ümit ediyorum ki bu yarışmaya binlerce genç kardeşimiz katılacaktır.
Sonuçta adı yarışma olsa da aslında bu
yarışma gençlerimizin kendilerine ben
de buradayım dedikleri bir kayıt defteri
arz edecek. Onun için ümit ediyorum çok
sayıda kardeşimiz titiz bir şekilde Muhammed Hamidullah hocanın kitabını
okur ve burada Hz. Muhammed’in hayatına ilişkin temel bilgileri almış olurlar.
Değerli kardeşlerim nasıl ‘biz onu sevdik’
sloganıyla yola başladıysak, böyle bir
kampanyayı bugün başlatıyorsak, Allah
ömür verir de inşallah sonunda da o toplantı
da birlikte olmak nasip olur” şeklinde
konuştu.
“Büyük bir medeniyetin doğuşu ancak
bu tür çalışmalarla olur” diyen Başbakan
Çekmeköy Belediyesi ve Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği
ile hazırlanan “Biz O’nu Çok Sevdik”
projesinde, İslam Peygamberi Hz.
Muhammed’in insanlığa örnek hayatı
genç nesillere aktarılacak. İstanbul’daki üniversitelerde eğitim gören
lisans öğrencilerini kapsayan projede,
yarışmaya katılmak isteyenlere Prof.
Dr. Muhammed Hamidullah’ın İslam
Peygamberi isimli kitabı dağıtılacak.
www.bizonucoksevdik.com isimli siteden
alınacak başvurularda; öğrencinin
adı-soyadı, kimlik numarası, okuduğu
üniversite, fakülte ve iletişim bilgileri
istenecek. Başvuru bilgilerinin doğruluğu onaylanan yarışmacılara kitapları,
kargo ile gönderilecek. Aralık ayında
başlatılacak projenin Kutlu Doğum
Haftası’nda Haliç Kongre Merkezi’nde
düzenlenecek ödül töreni ile tamamlanması hedefleniyor.
20 Bin TL Ödül
Kitabın okunması için 3 ay süre verilecek
yarışmacılara, Nisan ayının başında internet üzerinden online sınava alınacaklar.
Sonuçlar, Ege Üniversitesi Danışmanlığı’nda hazırlanacak sistem tarafından belirlenecek. Marmara Üniversitesi öğretim
üyeleri tarafından hazırlanacak sorularla
yapılacak sınavda dereceye girecek ilk 200
kişi ödül almaya hak kazanacak. Birinciye;
20 bin TL, Umre ve kitap seti, ikinciye; 15
bin TL, Umre ve kitap seti, üçüncüye; 10
bin TL,Umre ve kitap seti verilirken, ilk
yüze giren diğer yarışmacılar altın ve kitap
setlerinden oluşan hediyelerle ödüllendirilecekler.
Çekmeköy2023
- 47
EĞİTİM
EYVAH ÇOCUĞUM
ÜSTÜN ZEKALI!
Tıpkı bir ülkenin yer
altı maden kaynakları
gibi üstün ve özel
yetenekli bireyler de
bir milletin zenginlik
kaynağıdır
48 - Çekmeköy2023
Ç
ocuğunuz akranlarına göre erken
yaşta konuşmaya başlamışsa,
daha 3-4 yaşlarında kendiliğinden okumaya geçmişse, dili etkili bir iletişim
vasıtası olarak kullanabiliyorsa, geniş
bir kelime hazinesi varsa, kelimeleri
doğru telaffuz ediyor ve konuşurken
beden dilini kullanmaya fazlaca ihtiyaç
duymuyorsa, edatları, bağlaçları cümle
içinde uygun yerde kullanabiliyorsa…
Eğer çocuğunuz bebekliğinden beri çok
az uykuya ihtiyaç duyuyorsa, giydiği
atletlerin etiketlerini sürekli kesmek
zorunda kalıyorsanız ya da minicik
ayakları, ayakkabının içinde bir türlü
rahat edemediğinden çoraplarını dikişsiz olanlardan seçmeniz gerekiyorsa,
parfümünün kokusunu duyduğunda
kimin gelmekte olduğunu söyleyebiliyorsa, bardakla ikram edilen meyve
suyunun hangi marka olduğunu ayırt
edebiliyorsa…
Her an kıpır kıpır ve araştırma halindeyse, sürekli olarak anne babasını peşinde
koşturan, günlerce onların zihnini
meşgul edecek içinden çıkılmaz girift
EĞİTİM
sorular soran, bilinmezlikler üzerine
merakla giden, ‘hayır’ kelimesini cevap
olarak kabul etmeyen bir çocuğunuz
varsa…
Ölümü, ölümden sonrasını, nasıl
yaratıldığımızı araştıran, soyut kavramlar üzerine düşünen, uzay, sonsuzluk ve
ötesi hakkında kafa yoran, haksızlığa
tahammülü olmayan, yüksek adalet duygusuna sahip bir çocuğunuz varsa…
Bitmek tükenmek bilmeyen bir merakı
varsa, sonu gelmeyen sorular soruyor
konunun ayrıntıları üzerinde sizinle tartışıyor, meselelere farklı bakış
açıları ve yorumlar getirebiliyorsa,
küçük yaşlardan itibaren kelimelere
ya da rakamlara fazlaca ilgisi varsa,
kendiliğinden işlem yapmaya geçtiyse,
kuvvetli bir hafıza ve ezber yeteneğine
sahipse, gittiği bir mekanı en ince ayrıntılarına kadar hatırlayıp yerini tarif
edebiliyorsa, geniş bir hayal gücü ve
betimleme yeteneği varsa, farklı dillere
merak duyarak kendine ait bir konuşma
dili geliştirdiyse…
Karmaşık
ve
girift
şeylerden
hoşlanıyorsa, alet ve makinaların nasıl
çalıştıklarını inceliyor ve aldığınız
her arabayı parçalarına ayırıp yeniden
çalıştırıyorsa, keskin gözlemler yaparak
çevresindekileri şaşırtan isabetli tahminlerde bulunuyorsa, akranlarından
daha çok yaşça kendinden büyük olanlarla birlikte olmaktan hoşlanıyorsa…
Sorumluluk hissi kuvvetli, kendini
başarıya konsantre etmiş, motivasyonu
yüksek, mükemmeliyetçilik duyguları
taşıyan estetik duyarlılığı erken yaşta
gelişmiş ve üst düzey zevklere sahip
bir çocuğunuz varsa, giydiğiniz kıyafetin uyumlu olup olmadığını size yakışıp
yakışmadığını, rengini, şeklini eleştiriyor, güzel olana değerli olana hak ettiği
kıymeti verebiliyorsa…
Arkadaşlarıyla birlikteyken lider rolünü
üstlenen, grubu motive ederek peşinden
sürükleyen, isteklerini çevresindekileri
ikna ederek yaptırtma gücüne ve üst
düzey bir özgüvene sahip olan, mücadeleci, hırslı fakat bir o kadar da
empati duygusu kuvvetli, başkalarının
acılarına kendi acısı gibi yaklaşan bir
çocuğunuz varsa ve onun duygusal
olarak aşırı hassas olduğu konular varsa, kırılan ağaç dalları ya da yağmurda ıslanan kedi yavruları için günlerce
üzülüp çevre duyarlılığımızla ilgili
farklı projeler geliştirebiliyorsa…
O zaman üstün zekâlı bir çocuğa sa-
hipsiniz diyebiliriz. Elbette bir çocuğun
üstün zekâlı sayılabilmesi için bu özelliklerin hepsine birden sahip olması
gerekmiyor. Ancak saydığımız veriler,
bu öğrencilerin tanılanmasında en belirgin kriterleri oluşturuyor. Fakat asıl
önemli olan, bu çocuklarımızın erken
tanılanması ve onların bireysel özelliklerine
uygun bilgi ve beceri içeren programların uygulandığı eğitim kurumlarıyla
buluşturulması. Çünkü zekâ, da tıpkı
kullanılmadıkça körelen bir uzuv gibidir.
Uygun teknikler kullanılarak uyarılmazsa
yavaş yavaş fonksiyonunu yitirerek
atıl kalacaktır. Ama bu karşılaşabileceklerimizin en kötüsü değil.
Onlar eğer kendilerine sosyal değer
ölçüleri kazandırılmayan, genel geçer
ahlaki kuralların öğretilmediği, bencil,
sevgi ve saygıya dayalı otoritenin olmadığı bir ortamda, sırf rekabet ve kazanma hırsıyla yetiştirilirlerse o zaman
topluma; kendileriyle aynı şartlarda
yetişen herhangi bir bireyin verebileceğinden çok daha fazla zarar verebiliyor, büyük yıkımlara ve mağduriyetlere sebep olabiliyorlar.
Tıpkı bir ülkenin yer altı maden kaynakları gibi üstün ve özel yetenekli
bireyler de bir milletin zenginlik kaynağıdır. Her bireyin, üstün yetenekli
olsun ya da olmasın topluma bir katkısı,
gerçekleştirmesi beklenen bir hayat amacı
vardır. Bireyler, ailelerinden getirdikleri
genleri ve aldıkları eğitim ve çevre
şartlarının etkisiyle şekillenen zihinsel potansiyelleriyle hayat amaçlarını
gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu yolda
hepimizin topluma farklı katkıları olur.
Her birey kendi yetenek ve donanımları doğrultusunda bu katkıyı sağlar.
Bu süreçte hepimiz kendi dışımızdaki
insanların görüş ve fikirlerine ihtiyaç
duyarız. Üstün zekalı ve özel yetenekli bireyler diğer insanlardan biraz daha
farklı, kendilerine has bir gözle hayata
bakar ve sorunlara daha etkili, kısa ve
kesin çözüm yolları üretebilirler.
Sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik,
politik ve estetik alanların hepsinde
de onların bize kazandıracakları farklı
bakış açılarına ihtiyacımız var.
Nihal KARAGÖZ
Çınar Koleji
Üstün Zekâlılar Öğretmeni
Çekmeköy2023
- 49
SOKAĞIN SESİ
K
aranlığıyla aydınlığıyla, sevinciyle kederiyle bin bir türlü hayat hikayesine ev sahipliği yapan
sokaklar…
Çalan bir kornanın, acı acı öten bir sirenin eşliğinde karınca misali bir o yana bir bu yana günlük
telaşe ve rızık peşinde koşuşturan insanoğlunun nefes alıp verdiği sokaklar…
Eksisiyle artısıyla her halimize tanıklık eden sokaklar. Bizi yansıtan, bizi bilen, adeta bizden biri
gibi hayatımıza yön veren sokaklar. Çekmeköy 2023 yine sokağın sesine kulak vermek üzere
yollara düştü. Hiç ummadığımız bir sokakta belki de tarihe not düşecek fikirlere imza atacak
vatandaşlarımıza mikrofonumuzu uzattık ve sorduk: Belediyemiz daha önce hiç yapılmayan ve
vatandaşın taleplerini karşılayacak yeni bir projeye imza atmak istiyor. Bu yeni projeye sizin
öneriniz veya katkınız neler olurdu? İşte sokağın sesinden yükselen sesler.
Ç
FİGEN YAYLA
4 AYDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
ekmeköy’e yeni taşındım. Genel olarak bakıldığı zaman ilçemiz gayet iyi durumda
ve merkezi bir yer. Benim tek talebim sağlık konusunda çalışmaların artması. Belediyemize bir proje sunacak olsaydım mutlaka sağlıkla ilgili olurdu. İlçemizde güzel,
donanımlı bir hastane olsaydı çok iyi olurdu. Bunun haricinde, ulaşımla ilgili ufak aksaklıklar
var. Zaten metro geliyor ilçemize, diğer vatandaşlar gibi ben de dört gözle metro çalışmalarının tamamlanmasını bekliyorum. Çekmeköy’e taşınmayı tercih etmemdeki en büyük etkenlerin başında yeşilinin bol ve metronun geliyor olması. Merkezi bir yer olmasının dışında
yeşilliğin ve tabiatın yok olmadığı bir ilçe. Çekmeköy’e çok yakın bir zamanda taşınan biri
olarak söylüyorum bir insan huzur istiyorsa adres Çekmeköy’dür.
B
elediyemize sunacağım proje ulaşımla ilgili olurdu. Oturduğum yerde araç yolumuz
kapalı. Var olanların dışında alternatif yollar yapılabilir. Her bölgeye otobüs seferleri
var ancak diğer ilçelerde olduğu gibi sık değil. Bir de ilçemizde imar düşük. İmarın
yükseltilmesiyle alakalı çalışmaların arttırılmasını isterim. Belediyemiz zaten halkın düşünce
ve görüşlerine önem veriyor. Halkla iç içe çalışmasını sürdürüyor. Bizim talep ve isteklerimiz
doğrultusunda yeni çalışmalar yapıyor. Sunduğunuz bu imkandan dolayı öncelikle başkanımız
sayın Ahmet POYRAZ’a ve siz değerli çalışanlarına teşekkür ediyorum.
ŞENTÜRK URTENUR
18 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
50 - Çekmeköy2023
"
SOKAĞIN SESİ
İlçemizin en güzel özelliklerinden biri de fazla kalabalık olmaması.
Ailemizle birlikte vakit geçirebileceğimiz sessiz, sakin ve huzur dolu
ortamlar var.
RÜVEYDA ÜNVER
11 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
11
"
yıldır Çekmeköy’de oturuyorum. İlçemizde gözle görünür değişimler yaşandı
ve bunlara şahit olan vatandaşlardan biriyim. Bunun için de başkanımız Ahmet
POYRAZ’a teşekkürlerimi iletiyorum. Özellikle bizim için kültür merkezinin
açılması çok büyük avantaj. Halkın hem tiyatro izlemesi hem toplantılara, seminerlere katılıp
bilgilendirilmesi adına yapılan çalışmalar gerçekten takdire şayan. Ben bir öğretmen
olarak belediyemize proje sunacak olsaydım, projem eğitimle alakalı olurdu. Vatandaşın
daha rahat ulaşım sağlayabileceği ve faydalanabileceği bir ortamda kütüphane yapılmasını
isterdim. Benim, öğrencilerimin ve ailelerinin birlikte kitap okuyabileceği, sohbet edebileceği bir yer olsun isterdim. Öğrencilerin hem ödevleri için hem de herhangi bir konuda
araştırma yapabilecekleri rahatça bilgi toplayabilecekleri kütüphaneleri olsun isterdim. Her
ne kadar gelişen teknolojiyle birlikte cep telefonlarımızdan dahi istenilen bilgiye ulaşılabiliyor olsak da öğretmen olarak kitabın yerinin farklı olduğunu düşünüyorum. Öğrenciler o
kitaplara dokunmalı, kokusunu hissetmeliler. Bu yüzden bir öğretmen olarak benim için ilçemizdeki eksiklik kütüphane. Bunun dışında ilçemizde herhangi bir eksiklik göremiyorum.
B
en Irak’tan Çekmeköy’e gelin geldim. Çekmeköy’e bayıldım. Nasıl çözülür bilmiyorum ama benim ulaşımdan yana bir sıkıntım var. Yeşil alanların korunması gerçekten çok güzel. Alışveriş merkezlerimiz, eğitim alanlarımız bizim için yeterli. İlçemizin
en güzel özelliklerinden birisi de fazla kalabalık olmaması. Ailemizle birlikte vakit geçirebileceğimiz sessiz, sakin ve huzur dolu ortamlar var. İlçemizle alakalı sunabileceğim proje çocuklarla alakalı olabilir. Çocuğum için oyun alanlarının arttırılmasını isterim. Çocuğumun gittiği
okuldan çok memnunum. Okul sonrasında açık havada ödevlerini yaptırabileceğim, yaşıtlarıyla
oyun oynayabileceği parkların, oyun bahçelerinin arttırılmasını isterim. İlçemiz çok güzel, Lütfen başkanım bu güzelliği bozmaya çalışanlara fırsat vermeyin.
DUA AKRAN
1 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
U
ERDAL EKŞİ
29 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
zun zamandır Çekmeköy’de hayat bulan bir vatandaş olarak belediyemize sunabileceğim proje taksilerle alakalı olurdu. Ben Taşdelen taksi durağının başkanıyım,
Çekmeköy Belediyesi’ne bir ricada bulunmak istiyorum. Taksi duraklarının yenilenmesi için belediyemiz bir çalışma başlatabilir. Bizim durağımız maalesef biraz geri kaldı. İnşallah bu konuya da bir el atarlar. Bunun dışında çocuklarımızın, gençlerimizin gidebileceği
sosyal ortamların arttırılması konusunda bir çalışma başlatılabilir. Gençlerimizin hem toplanabilecekleri hem faydalı vakit geçirebileceği alanlar artırılabilir. Çekmeköy artık çok gelişti,
kalabalıklaştı. Bundan dolayı caddelerimizde park sorunu yaşanıyor. Bununla da alakalı bir
şey yapılabilirse çok memnun oluruz. Zaten belediyemiz durmaksızın bizim için çalışıyor. Biz
başkandan razıyız, Allah da ondan razı olsun.
Çekmeköy2023
- 51
SOKAĞIN SESİ
B
NURAY TOPDEMİR
ERGİN
en bir esnaf olarak bu soruya cevap vermek istiyorum. Çekmeköy Belediyesine benim önereceğim proje pazarların kaldırılmasıyla alakalı olabilir. Pazarların kurulması, bizim gibi küçük esnafa gerçekten büyük bir haksızlık oluyor. Ne yapılabilir
bilemiyorum ama belediyemiz, esnafların da durumunu düşünerek bu konuda çalışma başlatmasını isterim. Pazarlar haricinde, ilçemizde sinema ve tiyatro alanları çoğaltılmalı. Ailemizle
sinema ya da tiyatroya gitmek istediğimizde evimizden çıkıp yürüyerek sinema salonlarına
tiyatro salonlarına ulaşmak istiyoruz. Bizim için çalışan Başkanımız Ahmet POYRAZ’a ve
belediye çalışanlarına çok teşekkür ediyorum.
4 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
B
enim belediyeye sunacağım proje ulaşımla ilgili olurdu. Metro yapımı bitene kadar,
Çekmeköy’deki otobüs hareket saatlerinin sıklaştırılmasını istiyorum. Çünkü gün
içerisinde bir yere gitmek istediğim zaman otobüsler gerçekten kalabalık oluyor.
Eğer hareket saatleri sıklaştırılırsa yoğunluğun azalacağı düşüncesindeyim. Metro kullanıma
açıldığında kökten çözüm olacaktır. Ulaşım dışında herhangi bir sorun ya da talebim yok. Belediyemiz zaten hemen hemen her konuda çalışmalarını sürdürüyor. Bizim için çalışan Çekmeköy Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum.
NAZAN SUBAŞI
27 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
T
Hüseyin BALTA
27 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE
OTURUYOR.
"
am 27 yıldır Çekmeköy’de oturan birisi olarak öncelikle yapılan çalışmalar için
belediyemize teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum
her şey dört dörtlük ilerliyor. İlçemiz hızla gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Benim belediyemizden talep edebileceğim, ve proje olarak sunabileceğim tek konu var.
Mesire alanlarının daha güzel hale getirilmesi. Hem piknik yapılabilen hem de düğün alanı
olarak kullanılabilen bir mesire alanı önerebilirim. Bunun haricinde ilçemizde av sporuyla
uğraşan kişi sayısı oldukça fazla. Ava giden gençler olarak, bizim için bir avcı derneği
isterim. Tüm avcılarımızın toplanabileceği bir derneğimiz olsa çok iyi olur.
Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum her şey dört dörtlük ilerliyor.
İlçemiz hızla gelişti ve gelişmeye de devam ediyor.
"
Röportaj
ÖMER İSLAM
52 - Çekmeköy2023
741.
KÖŞE YAZISI
ŞEB-İ ARUS
‘D
Şeb-i Arus kelime
olarak, ‘düğün gecesi’
demektir. Mevlânâ
Celaleddin-i Rumi
kendi ölümüne
Rabbine duyduğu
aşktan dolayı
sevgiliye kavuşma,
yani düğün gecesi
demiştir.
inle neyden duy neler
söyler sana/ Derdi vardır
ayrılıklardan yana’ dizeleriyle başlar CelâleddinRûmi yirmi beş bin beyitlik mesnevisine.
İki kulak bir ağız vermişse Yaradan, iki
dinleyip bir konuşmak düşer insana da.
Öyle ya, nasılsın diye sorulduğunda,
ahvalimizi önce can kulağıyla dinler
karşımızdaki. Sonra dertse eğer merhem olmaya; sevinçse ortak olmaya
talip olur. Her dizesi neyden süzülen
nefes gibi tılsımlı olan Mesnevî, hala
ilk yazıldığı günün berraklığını taşıyor.
Söz konusu ayrılık olunca hele, daha da
çok başvuruluyor Mesnevî’ye…
Şeb-i Arus kelime olarak, ‘düğün gecesi’
demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi
kendi ölümüne Rabbine duyduğu aşktan
dolayı sevgiliye kavuşma, yani düğün
gecesi demiştir. İkindi vaktinden sonra
Kur'an okumak ve Aynü'l-Cem' yapılmak sûretiyle icra edilen bu merasimin
gecesine aynı zamanda "Leyletü'l-Arûs"
da denilir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca
ülkemizde her yıl kutlanan bu tören,
oldukça sevilmiş ve yerinde bir ilgiye mazhar olmuştur. Önceleri sadece
Konya’da kutlama yapılırken, bu halka
büyümüş tüm ülkede coşkulu bir törene
dönüşmüştür. Öyle ki yalnızca ülkemizde
değil, yurtdışında da Şeb-i Arus törenleri düzenlenmeye başlamıştır. Hatta
UNESCO’nun 2007 yılını Mevlâna Yılı
olarak ilan etmesi, bu sevgi yumağının
kar topu şeklinde hızla ilerleyip koca bir
çığa dönüşmesinin açık bir göstergesi
olmuştur.
Mevlânâ,
‘Ölümümüzden
sonra
mezarımızı yerde arama, ancak arif
kişilerin gönlündedir’ diyerek ölümün
bir sondan çok başlangıç olduğunu ve
ağıtların, feryatların yükseldiği taziye
evlerinden çok, düğün evine benzemesini istemesi belki de bundandır. Fakat
günümüzde bu törenin ölüm yıldönümü
olduğu unutulup, sanatçıların şarkı türkü
söyledikleri panayıra dönüştüğünü de
atlamamak gerekir. Siyasetçilerin siyasi söylemlerini, sanatçılarınsa şöhretlerini tatmin edecekleri bir platform
olarak görmelerinden daha çok bir
‘vuslat’ gecesi olduğu hatırlatılmalıdır
tekrardan.
Bu yıl ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla, Sinan Erdem Spor
Salonu'nda yaklaşık 15 bin kişinin
katılımıyla yapıldı. ‘Hamdım, piştim,
yandım’ sözleriyle hayatının özetine girizgah yazan Celâleddin Rumî’nin ölüm
gününü bir doğum günü coşkusuyla
kutlayıp vuslatın mumunu yeniden yaktık tabir-i caizse.
Şeb-i Arus törenlerinin aynı sahipleniş
duygusuyla icra edilmesini ve dünyadaki değerinin azalmadan sürmesini
ilerleyen yıllarda görmemiz mümkün.
Mesnevî Şair’inin de dediği gibi; ‘söz
uzar, kesmek gerekir vesselam’…
Çekmeköy2023
- 53
BURSA GEZİSİ
R
A
L
K
U
C
O
Ç
İ
D
Y
A
H
…
Z
U
R
O
Y
İ
D
İ
G
A
’Y
A
S
R
BU
ekmeköy
Belediyesi’nin
çocuklara okuma yazma
alışkanlığını
kazandırmak
adına düzenlediği ve ilçedeki
tüm ilk öğretim okullarını
kapsayan “günlük tutma”
yarışmasını kazanan öğrenciler belli oldu.
İlkokul 3. sınıflar arasında yapılan ve
okulları tarafından 1’inci seçilen öğrenciler, Aileleri ile birlikte Çekmeköy Belediyesi önünden Bursa’ya hareket ettiler.
Şampiyon öğrenciler ve aileleri yaklaşık
üç saat süren yolculuğun ardından Bursa’dalar…
Doğası, alış veriş merkezleri, kültür
çeşitliliği, parkları, müzeleri, çarşıları ve
buram buram tarih kokan mekanlarıyla
Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biridir
Bursa…
Organizasyonunu Çekmeköy Belediyesi
Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün
yaptığı Bursa gezisinde dereceye giren
öğrenciler, 2 günlük tatilleri sırasında bir
çok yeri görme ve tarihi bilgilerini güncelleme imkanı buldu. Tarifi mümkün
olmayan bu güzellikler karşısında insan,
54 - Çekmeköy2023
kendinden geçiyor ve adeta tarihe bir kez
daha tanıklık ediyor. Bakalım şampiyon
öğrencilerimiz Osmanlı’nın ilk başkentinde nereleri görme imkanı bulmuşlar.
BURSA’YI GEZİYORUZ
Ulu Camii: Ulu Camii, Bursa’nın en
görkemli camisidir ve en önemli tarihi
yapılarındandır. Sultan Bayezid tarafından
1396- 1400 yılları arasında yaptırılmıştır.
Dikdörtgen planlı ve 3 geniş kapısı olan
cami, çok kubbeli camilerin en büyüğüdür.
Osmanlı’da yapılan ilk CAMİ’İ KEBİR
BURSA GEZİSİ
olan Ulucami'nin bir diğer büyük özelliği
ise 5. mertebede olmasıdır. İslam'da en
yüksek mertebeli ibadethane Mekke'deki
Mescid-i Haram'dır.
Diğer sıralama ise şöyle:
1. Mescid-i Haram (Mekke)
2. Mescid-i Nebevi (Medine)
3. Mescid-i Aksa (Kudüs)
4. Emeviye Camii (Şam)
5.Ulucamii (Bursa)
Ulu Çınar: Uludağ yolu üzerindeki 600
yıllık “İnkaya Çınarı” dünyaca ünlüdür.
Osmanlı’nın ilk köylerinden İnkaya
Köyü’nde bulunan Türkiye’nin en
yaşlı çınarının boyu 35m, çevresi
9.2m (yaklaşık 12 apartman boyunda).
13 ana kola sahip olan “İnkaya Çınarı”
Türkiye’nin en yaşlı ağaçlarından biridir.
Hacivat - Karagöz: Bursa’nın simgesi olan Karagöz-Hacivat’ın Bursa’ da
yaşadıkları ve çok iyi iki arkadaş oldukları
söylenir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven
ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri,
ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak
perde arkasından oynatmaya başlar. Bu
sayede Karagöz ve Hacivat gölge oyunu
olarak tanınır.
Süleyman Çelebi: Orhan Gazi döneminde
yaşamıştır. Süleyman Çelebi'nin 13461351 yılları arasında bir tarihte doğduğu,
ölüm tarihinin ise 1422 olduğu söyleniyor. Bursa'daki Ulu Camide baş imamlık
da yapan Süleyman Çelebi,Türkçe’de
“mevlid” olarak bilinen Vesiletü’n-necat
adlı eserin yazarı.
rad tarafından 1425-1426 yılları arasında
yaptırılmış ve içinde bulunduğu semte
ismini vermiştir. Cami, medrese, hamam,
darüşşifa ve türbeden oluşan Muradiye Külliyesi’ne Fatih Sultan Mehmed,
II. Bayezid ve Kanuni Sultan Süleyman
dönemlerinde yapıldığı bilinen türbeler
de eklenmiştir.
Yeşil Türbe: Yeşil Camii’nin karşısında bulunan türbe 1421 yılında Çelebi
Mehmet tarafından yapılmıştır. Sekizgen
yapılı bir türbedir. Renkli sır ve mozaik
çini işlemeleriyle eşsiz bir yapıdır.
Çelebi Sultan, kızları, dadısı ve oğullarının sandıkları vardır.Bursa‘nın sembolü haline gelen Yeşil Türbeyi şehrin her
köşesinden görmek mümkündür.
Tophane: Bursa’yı panoramik olarak
en iyi izleyebileceğiniz yerlerden olan
Tophane’de çınarların altında demli bir
çay içip tarihi iliklerinize kadar hissetmek
istiyorsanız Tophane’ye çıkmanız yeterli. Tarihe tanıklık eden sokakları, Osman
Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri, Saat Kulesi,
İstiklal savaşında Bursa’yı savunan Toplar,
14 istiklal savaşı şehidi ve daha fazlası
Tophane’de.
Bu kadar dolaştıktan sonra sıra Bursa’nın yemeklerinin güzelliğini öve öve
bitiremeyen ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin 400 yıl öncesinden gelen çağrısına
kulak veriyor ve şehrin meşhur lezzetini
tatmak için önce bir İskender kebapçısına
uğruyoruz…
Ardından, müptelası olacağınız kestane
şekeri satan bir dükkanda alıyoruz soluğu.
Bursa’da tarihin derinliklerinde 2 günü
dolu dolu yaşayan Öğrenciler ve Aileleri,
bu güzelliği kendilerine yaşatan başta
Başkan Ahmet Poyraz olmak üzere tüm
Belediye çalışanlarına teşekkür ettiler.
Osman Gazi: Osman Bey veya Osman
Gazi (1258, Söğüt – 1 Ağustos 1326,
Bursa) Osmanlı Beyliği ve Osmanlı
Hanedanı'nın kurucusu ve beyliğin ilk
padişahıdır.
Orhan Gazi: Orhan Bey ve Orhan
Gazi ( 1281, Söğüt – Mart 1362, Bursa), Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci
padişahıdır.
Muradiye Külliyesi: Muradiye Külliyesi,
Bursa’da Osmanlı sultanları tarafından
yaptırılan son külliyedir. Sultan II. MuÇekmeköy2023
- 55
RÖPORTAJ
SİVİL TOPLUM
KURULUŞLARIMIZ
[ÇEKSİAD]
S
Erdal ALBAYRAK
ÇEKSİAD YÖNETİM
KURULU BAŞKANI
Sivil toplum kuruluşları
gücünü üyelerden alıp,
bulunduğu bölgeden
başlayarak, ülke
ekonomisinin
kalkınması için çaba
sarf ederler…
ivil toplum kuruluşları ortak
amaçlara sahip insanların,
bir araya gelerek seslerini ve
sosyal faaliyetlerini kamuoyuna daha fazla duyurabilen toplumlardır…
Bu yönüyle STK’lar (Sivil toplum kuruluşları) sosyal adaletin ve sosyal devlet
anlayışının toplumun her kesimine yayılmasına ve aynı zamanda devletimizin
gelişmesine katkıda bulunurlar…
Sivil toplum kuruluşları gücünü üyelerden alıp, bulunduğu bölgeden başlayarak, ülke ekonomisinin kalkınması için
çaba sarf ederler…
İlçemizde yer alan sivil toplum kuruluşlarını daha iyi tanımak ve tanıtmak
adına Çekmeköy 2023 olarak her ay bir
sivil toplum kuruluşumuz misafirimiz
olacaktır. Bu sayımızda özgür ve girişimci ruhuyla başarılı işlere ve faydalı projelere imza atmış olan ÇEKSİAD (Çekmeköy Sanayi Ve İşadamları Derneği)’ni
sizlere tanıtıyoruz.
Çeksiad nasıl ortaya çıktı, kuruluş
hikayeniz nedir?
2007 yılında 24 kurucu üye tarafından kuruldu. Çekmeköy yavaş yavaş büyümeye
başladıkça iş adamları da ortaya çıkmaya
başladı. Çeksiad işte böyle bir ihtiyaç sonucu ortaya çıktı. İşadamlarını bir araya
getirmek, ortak bir enerji oluşturmak ve
sorunlarımızı birlikte dile getirmek için
bir araya geldik.
Kuruluş amacınız nedir?
Çeksiad’ın kuruluş amacı, işadamları
arasındaki var olan sosyal ve ekonomik bağları daha da kuvvetlendirmektir.
İşadamlarımızın aralarındaki iş birliğini
geliştirmek, ufuklarını genişletmek,
56 - Çekmeköy2023
1
kendilerini ve personellerini eğitmek.
Bilindiği gibi yeni Türkiye vizyonunda
sivil toplum kuruluşları ön planda. Sivil
toplum kuruluşları da artık tabela derneği
olmaktan çıkıp, icraat platformları olmaya başladılar. Artık yönetimde daha fazla
söz sahibi olmak, sürekli çalışıp üretime
katkıda bulunmak, bilgi üreterek öneride
bulunmamız gerekiyor. Bunun için de
güçlü birlikteliklere ihtiyaç var. Bizim
maksadımız da arkadaşlarımıza o vizyonu
ve misyonu kazandırmak.
Kuruluşunuz ne zamandır aktif
olarak faaliyette?
2007’de kurulmasına karar verildiği an,
arkadaşlarımız hemen fiili toplantılara
başladılar. 2 hafta içerisinde fikir ve
izlenecek yol haritası belirlendikten sonra Çeksiad’ın kuruluşu tamamlandı. 6
aylık kısa bir süre zarfında daha da olgunlaştırıp, üye sayısını belli bir yere
getirdikten sonra aktif olarak çalışmaya
başladık.
Çeksiad farklı kurum ve kuruluşlarla
ortak çalışmalar gerçekleştiriyor mu?
Çeksiad pek çok sosyal kurumla, kamu özel ayrımı yapmaksızın, iş birliği yapıyor
ve katkı sağlıyor. Örneğin Kızılay’la
her sene kan bağışı için ortak çalışma
yapıyoruz. Sosyal sorumluluk faaliyeti
olarak, okuyan ancak maddi durumu iyi
olmayan çocuklarımıza yardım ediyoruz.
8 yıllık Çeksiad yönetimine baktığımızda 50’nin üzerinde sosyal faaliyetimiz
mevcut. Çeksiad başta kaymakamlık
olmak üzere, Çekmeköy Belediyesi,
Kızılay, huzurevi, spor klubü ve engellilerle birlikte çalışıyor. Çünkü biz hep birlikte Çekmeköy’üz.
RÖPORTAJ
Ortalama üye sayınız ne kadar?
Şuanda ortalama üye sayımız 161, incelemede olan üyeleri de dahil edersek
170. Fakat Çeksiad’da sayı olarak çoğunluk peşinde değiliz, biz nitelikli üye
arıyoruz. Çeksiad olarak bizim için nitelik çok önemli, bu konuda çok dikkatli
davranıyoruz.
Üyelerinize yönelik ne gibi çalışmalar
yapıyorsunuz?
En başta üyelerimizin istifade edeceği programlar düzenliyoruz. En son
yaptığımız programda 2014’ü değerlendirdik ve 2015 yılında izleyeceğimiz
yol haritasını belirledik. Bunun dışında
eğitimler veriyoruz. Hem işadamlarına
hem de personellerine. Eğitimlerimiz
genellikle diksiyon, pazarlama, İngilizce
ve en önemlisi iş güvenliği konularını
ele alıyoruz. Zaman zaman yurtdışı organizasyonlarımızda oluyor. Bu sene
Moğolistan’a bir gezi düzenledik. Yurtdışına
yaptığımız gezilerle insanımızın ufkunu
açıyoruz, bizim açımızdan çok verimli
geçiyor. Hayatında ilk defa yurtdışına çıkan bir iş adamının, ticaretin ve dünyanın
Çekmeköy veya Türkiye’den ibaret olmadığını, katma değerli bir ürün üretirse
bunu dünyanın her yerine pazarlayabileceğini görüyor.Belki de biliyordu ama
o gün gözleriyle görünce buna gerçekten
inandı. Ve görüldü ki, birlikte hareket
edilirse her tarafa sesimizi duyurabiliriz.
Çeksiad üyelerinin kaynaşması ve
bütünlüğü adına organizasyonlar
yapılıyor mu?
biriyle kaynaşması için daha birçok organizasyon düzenliyoruz. Bunu yapabilmemizin ve üyelerimiz tarafından katılım
yoğunluğunun olmasının sebebi ise en
başta bünyemize dahil edeceğimiz insanları doğru seçmiş olmamız.
Çeksiad’ın kendi içinde kuralları var
mı?
Elbette kurallarımız var. İki yönlü kurallarımız var. Birincisi yazılı olan kısmı, her
kurumda olduğu gibi Çeksiad’ta tüzüğe
göre yönetiliyor. İkincisi ise yazılı olmayan kurallar, etik kurallar. Kurumumuz
içinde artık gelenek halini almış kurallarımız var. Dürüstlük, iletişimde nezaket,
şeffaflık gibi…
Çeksiad bünyesine dahil olmanın
ayrıcalıkları nelerdir?
Birçok ayrıcalığı var. Geçmişe dayanan
çalışmalarımız var, fakat artık bunu kurumsala dökmeye başlamış durumdayız.
Ayrıntıya girmeden bahsedersek eğer,
akaryakıttan tutun da sağlığa, enerjiye,
otomotiv sektörüyle alakalı ürün alımına
kadar çeşitli avantajlar sağlıyoruz. Buradaki maksat hem üyelerimizin hem de
kurumumuzun bütçesini güçlendirmek.
Ama bizim üyelerimizin asıl ayrıcalığı,
Çeksiad olarak birlikte hareket edebilmek
ve her konuda titizlikle çalışmak.
Çeksiad olarak geleceğe yönelik
planlarınız neler?
Öncelikli olan iki planımız var. Bir tanesi
üyelerimize Vip hizmet verebileceğimiz
bir mülk edinmek. Diğeri ise Çekmeköy
dışına taşmak. İsim değişikliğine gitmeden alt tabanını değiştirerek, Anadolu
yakasının geneline yayılmak. Amacımız
daha fazla söz sahibi ve güçlü olmak. Tabii
ki, büyüme isteği ile niteliğimizden ödün
vermemek adına kriterli üye seçimlerine devam etmek durumundayız. Biz
bir başlangıç yapalım zamanla inşallah
hedefimize ulaşırız.
Üyelerimize yönelik planlarımız ise kurumumuz içerisinde bir koro oluşturmak.
Amacımız Çekmeköy’de işveren olarak
bilinen kişilerin sosyal yaşantılarını da
tanıtmak. Bu sayede işadamlarına bir hobi
edindirmiş olacağız. Buna benzer daha
farklı proje ve fikirlerimizde mevcut.
İlerleyen zamanlarda hayata geçireceğiz.
Son olarak Çeksiad'ın okuyucularımıza iletmek istediği bir mesajı
var mı?
Yeni yılımızın hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum. Çekmeköy’de oturanlar bizi takip etmeye devam etsinler. Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum…
Üyelerimizin kendi içinde kaynaşması
için geziler düzenliyoruz. Yurtiçi gezileri
yapıyoruz. Yılda bir defa kayak sporu yapıyoruz. Daha az gidilen Doğu ve
Güney Doğu Anadolu bölgelerine gidiyoruz. Üyelerimiz tarafından çok sık gidilmeyen şehirleri seçip, birlikte keyifli
zaman geçiriyoruz. İşadamlarının stres
atması, iş dünyasından biraz uzaklaşması,
hem, üyelerin hem de ailelerinin birÇekmeköy2023
- 57
RÖPORTAJ
Ç
A
R
A
S
R
E
D
N
E
Sanat, siyaset ve iş dünyasının ünlü simaları onun yöntemleriyle zayıflıyor,
formda kalıyor. Söylediği her söz, kulaklara küpe beyinlere ise altın
harflerle yazılıyor. Onu güvenilir kılan samimiyeti, içtenliği, ciddiyeti ve
manevi yönünün oldukça güçlü oluşu. İşte Dr. Ender Saraç, işte yine
dikkatle okumamız gereken çok önemli bir konu…
58 - Çekmeköy2023
RÖPORTAJ
üyleri diken diken eden bir görüş
ortaya atıldı: Pek
çok anne baba
maalesef çocuklarının ciddi, hatta
ölümcül hastalığına şahit olacak ve
üzülecek!
Gerçekten gidişat bu kadar vahim
mi?
AÇLIĞA DEĞİL FAZLA VE
ZARARLI GIDALARA DİKKAT!
Maalesef artık çocuklar, anne ve babaları
gibi hormonsuz, GDO’suz, kimyasal katkısız, işlenmemiş gıdaları mevsiminde
tüketmedi. Şimdiki bebekler ve okul
çocukları, artan bir suni beslenme;
elektro-manyetik kirlilik, gürültü,
trafik, hava kirliliği gibi zararlı madde
travmasıyla ve en önemlisi hareketsizlikle
karşı karşıyalar. Artık açlıktan değil
fazla gıdadan hastalanıyorlar.
Çocukların ikinci yuvaları okullar.
Beslenme okul yöneticilerinin dikkat
etmesi gereken hususlar neler?
SEVGİLİ OKUL YÖNETİCİLERİ,
DİKKAT!
Okullarda, lezzetli ama sağlığı bozup
obezitenin önünü açacak, insülin direnci ve şeker hastalığı oluşturacak, erken
ergenliğe yol açacak beslenme tarzına
karşı savaş açmak zorundasınız. Yoksa
öğrencilerin ileride oluşacak, metabolik,
ruhsal ve estetik sorunlarının sorumluluğunu taşırsınız! Özellikle de okul
kantinlerinin obezite riski taşıyan
fast-food’dan, beyaz un ve şekerden,
kızartmadan, fazla doymuş yağdan,
zararlı içeceklerden arındırılması gerek.
Çocuklar, sağlıksız beslenmenin ileriki
zararlarını hesaplayamazlar.
Bir uzman olarak ailelere önerileriniz
neler?
DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT!
Şimdiki
bebekler ve okul
çocukları
hareketsizlikle
karşı karşıyalar.
1- Okul çocuğuna beslenmesi için yeterli para verin, ancak aşırı para vermeyin.
Vermeniz gerekiyorsa mutlaka zararlı
veya abur cubur diye tanımlanan yiyeceklerden fazla yememesi için uyarın,
gerekirse kontrol edin. Okul kantinlerinde satılan yiyeceklerin çoğu, fazla
yendiğinde zararlı olabilir.
2- Beslenme çantasına mutlaka en az 2
küçük şişe kapalı su koyun ve içmesinin
önemini defalarca hatırlatın. Çantaya
genelde kuru yiyecek koymak zorunda
olduğumuzdan, bu açığı bol ılık su, taze
veya doğal meyve suları, ayran, maden
suyu gibi içeceklerle gidermek gerek.
Sürekli şekerli ve asitli içecekler gereksiz kalori yükleyerek dengeyi bozabilir
ve kilo aldırabilir.
3- Taşıması daha kolay diye, hep kuru
yiyecek vermeyin. Zaten hijyen şartlarından dolayı çoğu çocuk tuvalete gitmek istemez. Bir de bu duruma aşırı kuru
beslenme eklenirse, başta kabızlık çeşitli
sağlık sorunları eklenir. En azından çantasında her gün taze meyve bulunmalı.
4- Çocuğunuza mutlaka beslenme çantası
alın ve kullanmasını sağlayın. Başlangıçta sevdiği besinleri koyarak ödüllendirebilir ve alışmasını sağlayabilirsiniz.
5- Beslenme çantasını alırken mümkün
olan en iyi donanımı tercih edin. Özellikle ısıyı iyi tutmalı, hava geçirmemeli,
kapakları çocuğun rahatça açıp kapayabileceği şekilde olmalı, kolay tahrip olan
ve yiyeceklere karışabilme riski olan
boya veya kimyasal madde içermemeli.
6- Beslenme çantasında mümkünse bir
yemek termosu veya kabı bulunmalı.
Isıyı bir süre tutan termoslar kış aylarında çocuğun ihtiyacı olan sıcak yemek ihti
yacını karşılar.
7- Yemeklerin besin dengesine dikkat
edin. Sadece et, hamur işi veya sebze
değil dengeli öğün çeşitleri olmalı.
Çekmeköy2023
- 59
RÖPORTAJ
8- Bir gün kullanılmayan beslenme çantasının içinde bozulabilecek yiyecekler
varsa asla ertesi gün bu gıdaları kullanmayın.
9- Beslenme çantası veya termosun içine
bir, iki defne yaprağı koymak o yiyeceği
daha uzun süre bozulmadan korumaya
yardımcı olur.
10- Çocuğun beslenme çantasına yemeği
daha rahat yemesi için peçete, ağzını ve
ellerini temizlemesi için ıslak bez ve
kolonyalı mendil koymayı unutmayın.
Kolay kesilen yiyecekleri tercih edin.
Çantaya sivri bıçak koymayın.
Örnek olacak çocukların gün gün alması gereken beslenme programını
bizimle paylaşır mısınız?
Çocuklar için bir haftalık örnek program hazırladık, bence herkesin kesip
buzdolaplarının üstünde saklaması gereken bir beslenme programı.
PAZARTESİ
Ara öğün için 1 muz.
Esas beslenme için, bol kaşarlı tost. İçine
veya yanına bolca yeşillik ve bir ayran.
4-5 adet kuru incir.
ZİHİN AÇAN GIDALAR
SALI
Ara öğün için, 1 portakal, 1 avuç fındık.
Çantaya, 4 adet ev yapımı köfte. 2 dilim
tam ekmek, haşlanmış sebze, zeytin yağı
ve 2 avuç kuru üzüm.
ÇARŞAMBA
Ara öğün için, 1 elma ve 1 mandalina.
Çantaya, 2 adet lop yumurta, 2 dilim tam
ekmek, tatlı biber ve yeşillik.
PERŞEMBE
Ara öğün için, 2 dilim tercihen ev yapımı
fındıklı, meyveli, tarçınlı kek.
Çantaya, ton balığı ve bolca yeşillikle
hazırlanmış, çeyrek tam tahıllı ekmeğe
sandviç. Ve 7-8 adet kuru kayısı.
CUMA
Ara öğün için, 1 avuç fındık ve 4-5 ceviz
içi.
Çantaya, 1 tavuk but, 2 dilim ekmek, bol
yeşillik, ayran, 1 portakal.
twitter@haydrendersarac
60 - Çekmeköy2023
Soya fasulyesi, zeytin ve zeytinyağı, hurma, balık, tahıllı yiyecekler, ceviz, karabiber, zencefil, taze meyve suları, pekmez,
keten tohumu, taze mevsim sebzeleri,
doğal şekerler, az miktarda çikolata.
ZİHNİ YORAN GIDALAR
Aşırı kırmızı et, ağır yağlı ve fazla kolesterollü gıdalar, fazla mayalı gıda ve beyaz
un, beyaz şeker, sürekli tüketilen asitli
içecekler, aşırı tatlı ve çikolata.
Not: Hafta sonu ise okulda kuru gıda
yemek zorunda kalan çocuklara sulu çorbalar, zeytinyağlı yemekler, bakliyat, taze
balık, taze meyve suları verin.
tı. İçinde ne ararsanız var ve çok daha
zengin bir içerikle yayın hayatına devam edeceğine de inanıyorum. İnşaallah, yakın bir zamanda Çekmeköy’de
Türkiye’nin en güzel zayıflama detoks
merkezini açmayı planlıyorum hatta
yerleşmeyi bile planlarım arasına almış
durumdayım. Tüm Çekmeköylülere
huzurlu, bereketli, sağlıklı, cüzdanlarının dolu olduğu evlerinde aşkın ve
mutluluğun eksik olmadığı bir yeni yıl
diliyorum.
Peki hocam son olarak dergimizi okudunuz incelediniz. Nasıl buldunuz,
görüş ve önerileriniz neler olabilir?
Çekmeköy İstanbul’un en hızlı gelişen
ve yeşilliğini bu gelişmeye paralel
koruyan ender ilçelerimizden biri. Ee
bu kadar güzellikleri içinde barındıran
bir ilçeye de böyle güzel bir dergi şartfacebook@haydrendersarac
Röportaj
SONER KARTAL
instagram@haydrendersarac
HABERLER
ÇEKMEKÖY’ÜN HUZURU İÇİN
TOPLANDILAR
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz,
Çekm eköy ’ün huzu runu n konu şuldu ğu
topla ntıda vatandaşları dinledi.
Çekmeköy’ün huzuru Çekmeköy
Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ev
sahipliğinde Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda ele alındı.
Toplantıya Çekmeköy Emniyet Müdürü
Hürol Öztürk, mahalle muhtarları,
sivil toplum kuruluşları ve okul
müdürleri katıldı.
Çekmeköy’ün İstanbul’da suç oranı en
az olan ilçelerden biri olduğunu söyleyen
Başkan Poyraz, “Var olan suç oranını en
aza indirgemek için Emniyet Müdürlüğü
ve ilçemizde bulunan kurumlarla koordineli çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Gençlerimizi suçtan ve suç odaklarından
uzak tutmak bizlerin başlıca görevlerinden. Huzurun hakim olduğu Modern ve
Model Çekmeköy için çalışmalarımız hız
kesmeden devam edecek, ” dedi.
Toplantıda
Çekmeköy
Emniyet
Müdürlüğü yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar hakkında katılımcıları
bilgilendirdi. Katılımcılar güven ve huzur
ortamının sağlanması adına fikirlerini beyan
ettiler. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet
Poyraz ve Çekmeköy Emniyet Müdürü
Hürol Öztürk gelen talepleri ve önerileri
tek tek not aldı.
Çekmeköy2023
- 61
HABERLER
BAŞKAN POYRAZ
ZİYARETLERİNE DEVAM EDİYOR
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz Halk ve Esnaf Ziyaretlerine devam ediyor.
Göreve geldiği ilk günden itibaren
katılımcı belediyecilik anlayışı gereği
"çekmeköy'ü birlikte yönetme" prensibine
uygun olarak her hafta farklı mahallelerde
ziyaretler gerçekleştiren Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Cumhuriyet
Mahallesi’nde esnaf ve vatandaşları dinledi.
Cumhuriyet Mahallesi esnafını ziyaretin ardından Teras Çekmeköy Sitesi’nde
ki toplantıya katılan Başkan Poyraz,
vatandaşlardan gelen soruları cevaplandırırken yapılan yatırımlardan bahsetti. Cumhuriyet Mahallesi’nde yapılacak
olan kültür merkezi inşaatının devam ettiğini belirten Başkan Poyraz, proje tamamlandığında gençlerin eğitimine destek verecek kursları, kültürel sanatsal etkinlikleriyle
kültür merkezinin mahalle sakinlerine
62 - Çekmeköy2023
hizmet vereceğini söyledi. Başkan Poyraz,
Şile yolu trafiğinin yer altına alınmasıyla
oluşacak yeni meydan ile mahallelerin
birleşeceğini ve vatandaşların büyük bir
sosyal alana sahip olacağını da belirtti.
Vatandaşlardan gelen talep ve istekleri
not alan Başkan Poyraz, misafirperverlikleri için mahallelilere teşekkür etti.
BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
10
9
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
BULMACA
8
24
25
1-Namazlık
2-Maydanozgillerden, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen bitki
3-Elmaları ile ünlü ilimiz
4-Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu
5-Beyaz etli bir Akdeniz balığı
6-Bir amaca erişmek için izlenen yol
7-Namlusu kısa, kurşun atan bir tür küçük tüfek
8-Ayaklı lamba
9-Patlamalı motorlarda yakıtı tutuşturmaya yarayan araç
10-Yağı alınmış süt veya yoğurdun kaynatılmasıyla elde edilen bir peynir türü
11-Nesneleri geometrik biçimlerde gösteren sanat akımı
12-Ay
13-Bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri
14-Urfa yöresine has acı biber
15-Gövdesi hayvan derisinden yapılmış üflemeli çalgı
16-Turunçgillerden, ılıman iklimlerde yetişen ve portakala çok benzeyen bir meyve
17-Birkaç evden oluşan en küçük yerleşim birimi
18-Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık (yukarıdan aşağı)
18-Metal bir yüzeyi nikelle kaplama işi (soldan sağa)
19-Sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan
20-Neptünyumdan elde edilen radyoaktif bir element
21-Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir yiyecek türü (soldan sağa)
21-Ani dehşet duygusu, büyük korku (yukarıdan aşağı)
22-Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu
23-Kerestesinden yararlanılan uzun bir ağaç
24-Altı yüzü de birbirine eşit kareden oluşan dik prizma
25-İnek Şaban karakterini canlandıran aktör
Çekmeköy2023
- 63
HABERLER
ÇEKMEKÖY'DE
ÇOCUKLARIN YEME-İÇME
SAĞLIĞINA DİKKAT ÇEKİLDİ
isimli seminerde,
Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği "Eyvah Çocuğum Yemek Yemiyor"
ıldı.
velilere çocukların yeme içme alışkanlıklarını nasıl kazandıracakları anlat
Uzman Terapist ve Aile Danışmanı
Ezgi Köse ailelere çocukların yeme
alışkanlıkları konusunda uyarılarda bulunarak, “Elektronik cihazlardan tablet,
televizyon, cep telefonu veya farklı oyunlardan çocukları uzak tutarak yemek yedirmelerini tavsiye ediyoruz” dedi.
Çekmeköy
Belediyesi,
çocukların
sağlıklı beslenmeleri konusunda aileleri
bilinçlendirmek için seminerler düzenliyor. Uzman Terapist ve Aile Danışmanı
Ezgi Köse, Çekmeköy Anaokulu’nda
“Çocuklara yemek yerken nasıl yaklaşılmalı, hangi sınırlar konulmalı, yemek
yemeyen çocuğa ısrar edilmeli mi” gibi
birçok konu hakkında aileleri bilgilendirdi. “Eyvah çocuğum yemek yemiyor”
isimli seminerler kapsamında çağımızın
en önemli sağlık problemlerinden biri
olan yeme bozuklukları ve kilo problemi
(aşırı zayıflık ya da aşırı kilo) konularına
değinildi.
64 - Çekmeköy2023
“YEMEK VE ÇOCUK ARASINA ANNE
BABA OLARAK GİRMİYORUZ”
Uzman Terapist ve Aile Danışmanı Ezgi
Köse seminerler hakkında bilgiler vererek,
“Çocukları ile ilgili yemek konusunda sıkıntı yaşayan aileleri dinliyoruz.
Çocuğun yeme bozukluğu varsa neler
yapmamız gerekiyor? Davranışsal
olarak neler yapmamız gerekiyor?
Nasıl modelleme yaparız? Ya da çok
fazla yemek yiyorsa nasıl sınırlama koyarız, yemek bozukluklarını nasıl tedavi
ederiz? Sorularını cevaplıyoruz” dedi.
Ailelere uyarılarda bulunan Uzman Ezgi
Köse Yemek yemeyen çocuklara yemek ye
diye kesinlikle ısrar edilmemesi gerektiğini
vurgulayarak,“Yemek ve çocuk arasına anne baba olarak girmiyoruz. Çünkü
yemek yemek içgüdüsel olarak bir ihtiyaç
bunun içinde 1 yaşından itibaren çocuklara mama sandalyesi eşliğinde ailenin bir
ferdi olarak ve fiziksel aktivitesine izin
verdiğimizi göstermek amacıyla yemek
masasının etrafına oturtuyoruz, bizimle
birlikte yemek yemelerini sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Elektronik cihazlardan tablet, televizyon,
cep telefonu veya farklı oyunlardan çocukları uzak tutarak yemek yedirmelerini tavsiye eden Köse, “Çocuklar dünyadaki en
iyi oyuncular, onlar için hayattaki her şey
oyuna çevrilmeye çok açık. Eğer bu sürecin bir oyun süreci olduğunu hissederlerse
bu süreci kesinlikle uzatmak isteyecekler.
Sonrasında bu durum yemek bozukluklarına dönüşecektir. Yemek her zaman yemek
masasında ve çocukların kendi yiyebilecekleri bir alanda olmalı” ifadelerini kullandı
Meryem Eyüpoğlu kızı Şevval Eyüpoğlu
ile ilk başlarda yemek sıkıntıları yaşadığını
ve daha sonra bunun düzene girdiğini
söyledi.Çekmeköy Belediyesi tarafından
düzenlenen ‘Eyvah Çocuğum Yemek
Yemiyor’ isimli seminerler dizisi Aralık
ayı boyunca devam edecek.
TARİHTE BU AY
- Verem Haftası 7-13 Ocak
- Beyaz Baston Körler Haftası 7-14 Ocak
- Enerji Tasarrufu Haftası Ocak ayının
ikinci haftası
- Çalışan Gazeteciler Günü 10 Ocak
- İdareciler Günü 10 Ocak
- Cüzzam Haftası 25-31 Ocak
- Dünya Gümrük Günü 26 Ocak
1 Ocak- Çekoslovakya; Çek Cumhuriyeti
ve Slovakya Olarak Ayrıldı (1993).
1 Ocak- Takvim ve Saatte Yapılan Değişiklik Yürürlüğe Girdi (1926).
1 Ocak- Küba'da Fidel Castro'nun Zaferi
(1959).
1 Ocak- İngiltere'nin, AET'ye Resmen
Katılışı (1973).
1 Ocak- Yunanistan'ın AET'nin 10. Üyesi
Oluşu (1981).
1 Ocak-Yeni Türk Lirası’na (YTL) Geçiş.
Vergi Sisteminde Pek Çok Değişiklik
İçeren Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirası’na (YTL) Uyumu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun,
Resmi Gazete’de Yayımlandı (2005).
2 Ocak- Güney Afrikalı Dr. ChristianBarnard'ın, İlk Defa İnsandan İnsana Kalp Naklini
Başarması (1968).
2 Ocak- Kanuni'nin Rodos'u Fethi (1523).
2 Ocak- 8 Mart 1961'de Kurulan Basın İlan
Kurumu Kuruluş Yasası Çıkartıldı (1961).
4 Ocak- Osmanlı - İsveç Savunma
Antlaşmasının İmzalanması (1740).
4 Ocak- Hastalık Sigortasının Kabulü (1950).
5 Ocak- Osmanlı-İngiltere Arasında Çanakkale (Kal'ayıSultaniyye) Antlaşması'nın İmzalanması (1809).
6 Ocak- Eski Dışişleri Bakanlarından Tevfik
Rüştü Aras'ın Ölümü (1972).
6 Ocak- IV. Mehmet'in Edirne'de Ölümü (1693).
6 Ocak- İngiltere’nin, Çin Halk Cumhuriyeti’ni Resmen Tanıması (1950).
7 Ocak- Demokrat Parti Kuruldu (1946).
9 Ocak- Ankara Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi Öğretime Başladı (1936).
9 Ocak- Osmanlı Hükümeti`nin, Kırım'ın
İşgalini Resmen Kabul Ettiğini İçeren Belgeyi
Rus Elçisi Bolgokof'a Vermesi (1784).
10 Ocak- Osmanlı Devleti ile Rusya Arasında "Yaş Barış" Antlaşmasının İmzalanması
(1792).
10
OcakTeşrinievvel,
Teşrinisani,
Kanunuevvel ve Kanunusani Aylarının İsimlerinin; Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak'a Çevrilmesi (1945).
10 Ocak- I. İnönü Zaferi (1921).
10 Ocak- Türkiye'nin 3. Uydusu Türksat 2A,
Güney Amerika'nın Fransız Guyanası'nda
Bulunan Kourou Üssü'nden, Arien Füzesi
ile Uzaya Fırlatıldı (2001).
11 Ocak- Peygamberimizin Mekke'yi Fethi
(630).
11 Ocak- Yüzbaşı Mustafa Kemal'in, Harp
Akademisi'nden Mezun Oluşu (1905).
12 Ocak- Osmanlı Mebusan Meclisi'nin
Son Toplantısı (1920).
12 Ocak- Mareşal Fevzi Çakmak'ın Emekliye Ayrılması (1944).
13 Ocak- Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın
Kuruluşu (1986).
14 Ocak- Atatürk’ün Annesi Zübeyde
Hanımın Ölümü (1923).
14 Ocak- Milli Mücadele Kahramanlarından
Orgeneral Asım Gündüz'ün Ölümü (1970).
16 Ocak- III. Murat'ın Ölümü; III. Mehmet'in Tahta Çıkması (1595).
16 Ocak- İran'da Devrim; Humeyni'nin
Dönüşü ve Şah'ın Kaçışı (1979).
17 Ocak- Körfez Savaşı'nın Başlangıcı (1991).
17 Ocak- Ankara'da Ekmek Vesikaya
Bağlandı (1942).
20 Ocak- İlk Teşkilatı Esasiye Kanunu (Anayasa) 'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce
Kabul Edilmesi (1921).
20 Ocak- Darülaceze'nin Kuruluşu (1895).
21 Ocak- İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun Kuruluşu (1946).
21 Ocak- Padişah III. Mustafa'nın Ölümü; I.
OCAK
TARİHTE BU AY
Abdülhamit'in Tahta Çıkışı (1774).
21 Ocak- Rodos'un Fethi (1522).
22 Ocak- Baytar Mektebi (Veteriner Fakültesi)'nin Açılışı (1842). 22 Ocak-Yavuz Sultan
Selim'in Ridaniye Seferi (1517).
23 Ocak- Vietnam'da Barış (1973).
24 Ocak- Yirminci Yüzyıla Damgasını Vuran Churchill'in Ölümü (1965).
25 Ocak- Sırp Sındığı Zaferi (1364).
26 Ocak- General Kazım Karabekir'in ölümü
(1948).
26 Ocak- Karlofça Barış Antlaşması'nın İmzalanması (1699).
26 Ocak- John Baird Tarafından Televizyonun
İcadı (1926).
27 Ocak- Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu (1299).
27 Ocak- Hatay Antlaşması'nın imzalanması
(1937).
27 Ocak- Fransa'nın, Çin Halk Cumhuriyeti’ni Resmen Tanıması (1964).
28 Ocak- Mülkiye Mektebi'nin Açılışı
(1854).
28 Ocak- Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın
Gizli Toplantısında “Misak-ı Milli” Kabul Edildi (1920).
28 Ocak- Uzay Mekiği Challanger'in Havada İnfilak Edişi, ABD' nin Uzay Programlarının Büyük Sekteye Uğraması (1986).
29 Ocak- Atatürk'ün, Latife Hanım ile Evlenmeleri (1923).
29 Ocak- 18 Ocak’ta, Fransa Parlamentosu’nun Kabul Ettiği Sözde Ermeni Soykırımını
Tanıyan Yasa Tasarısı, Fransa Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac Tarafından Onaylandı (2001).
30 Ocak- Hindistan'ın Kurucusu Mahatma
Gandi'nin Öldürülmesi (1948).
31 Ocak- Türk Eğitim Derneği'nin (TED)
Kuruluşu (1928).
31 Ocak- Suriye-Mısır Birleşmesi (1958).
31 Ocak- Türkiye'de İlk Kez, Mehmet Bin
Mustafa (Vanlı)'nın Kaleme Aldığı Sıhahı
Cevheri (Vankulu) Adlı Sözlüğün Basılması
(1729).
Çekmeköy2023
- 65
TARİFLER
SEBZE
RÜYASI
Malzemeler:
Zeli
ş
Ze
1 Kahve fincanı mısır
4 Dilim hellim peyniri
1/2 Çay bardağı sıvı yağ
1 Çay kaşığı sarımsak tozu
1 Çay kaşığı fesleğen
1 Tatlı kaşığı petso sosu
ları
Sır
n’i Mutfak
2 Kabak
2 Patlıcan
2 Kırmızı biber
2 Çarliston biber
2 Top brokoli
10 Kültür mantarı
2 Domates
li h a B o l at
Yapılışı:
Tüm sebzeleri iyice yıkayıp, kabuklu uzunlamasına kesiyoruz.
Izgaramız varsa ızgarada, yoksa ızgara tavayı kızdırıyoruz. Sıvı
yağ, sarımsak tozu, tuz ve fesleğeni karıştırıp, tüm sebzeleri bu
karışıma bulayıp, ızgara yapıyoruz. Servis tabağına sebzeleri
düzgün bir şekilde yerleştirip, en üstüne 4 dilim hellim peynirini
ızgara yapıp, yerleştiriyoruz. Üzerinede pesto sosunu ilave edip
servis ediyoruz.”Afiyet Olsun”
66 - Çekmeköy2023
TARİFLER
KÖRİLİ KIŞ ÇORBASI
Malzemeler:
Yapılışı:
1 Tane soğan
1 Tane patates
1 Tane havuç
1,5 Çorba kaşığı un
Tereyağı
Tuz
1 Çay kaşığı köri
Çorba tenceremize tereyağını ve
unu ekleyip un kokusu gidene
kadar 1,2 dakika kavuralım
.Üzerine 6,7 bardak suyu koyup
içine soyulmuş doğranmış soğan,
patates ve havucu ekleyelim.
İyice pişene kadar kaynatalım.
Pişince tuzunu ve köriyi ekleyip
blendırdan geçirelim. Sıcak servis yapalım. “Afiyet Olsun”
KAPLUMBAĞA PASTA
Malzemeler:
-1,5 Paket petitbeurre bisküvi
-Yarım kilo süt
-1 Çay bardağı toz şeker
-1 Yemek kaşığı un
-2 Yemek kaşığı nişasta
-Ceviz büyüklüğünde margarin
-1 Paket vanilya
-1 Paket krem şanti
Yapılışı:
1- Bir tencereye un, nişasta, şeker ve sütü koyup ateşte çırpma teli ile karıştırarak muhallebi kıvamında pişiriniz.
2- Margarini ilave edip eriyene kadar karıştırınız.
3- Muhallebiyi ateşten alıp arada karıştırarak (üstü kaymak tutmaması için) ılıtınız.
4- Ilıklaşan muhallebinin içine vanilya ve krem şantiyi katıp mikser ile
krema haline gelene kadar çırpınız.
5- Düz bir tabağın içine 6 adet bisküviyi kare şeklinde dizip üzerine
kaşıkla krema sürünüz.
6- Üç kat olacak şekilde bisküvileri dizip arasına krema koyunuz.
7- Beş kat, 2 bütün bir yarım olacak şekilde arası kremalı diziniz.
8- Kaplumbağanın yuvarlak olması için alt sıranın köşelerini bıçakla
kesiniz.
9- Kalan kremayla pastanın her tarafını kaplayınız.
10- Kaplumbağanın başı için bir bütün kivi soyup yarısını kesiniz ve
göz yerlerini bıçakla oyunuz.
11- Göz oyuntularına kivinin içinden kesip oturtunuz.
12- Kaplumbağanın ayaklarını ve kuyruğunu kividen şekil vererek kesip yerleştiriniz.
13- Kremanın her tarafını ince kesilmiş kivi dilimleri ile kaplayınız.
14- Buzdolabına koyup donması ve düzgün kesilmesi için dinlendiriniz.
Not: Kremayı kakaolu yapabileceğiniz gibi kremanın arasına muz dilimleri veya ceviz içi ilave edebilirsiniz. “Afiyet Olsun”
Çekmeköy2023
- 67
RÖPORTAJ
RÖPORTAJ
7TEPE
YAPI DANIŞMANLIK İNŞAAT TİC. A.Ş.
BELEDİYE İŞTİRAKİDİR
Çekmeköy2023
- 71
RÖPORTAJ
72 - Çekmeköy2023

Benzer belgeler

Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi

Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi kendi seslendirdiği liste başı şarkılarının yanı sıra Murat Boz, Murat Dalkılıç gibi isimlere verdiği şarkıları da söyledi. Soner Sarıkabadayı konserini, gelmiş, geçmiş ve geleceğin en iyisi dediği...

Detaylı

Giresun - Çekmeköy 2023

Giresun - Çekmeköy 2023 Genel Yayın Yönetmeni Şahmettin Yüksel Başkan Yardımcısı

Detaylı

büyük düşünür - Flashaber Gazetesi

büyük düşünür - Flashaber Gazetesi üzerinden tanışıp arkadaş olduğum Ö.T. adlı kişiyi evime çağırdım. Teklifimi kabul etti. Eve gelince salonda oturuyorduk. Bu sırada kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda bir kadın gördüm. Bu sırada...

Detaylı

7`den 70`e buz pateni

7`den 70`e buz pateni Genel Yayın Yönetmeni Şahmettin Yüksel Başkan Yardımcısı

Detaylı

Ağustos 2016 - Çekmeköy Belediyesi

Ağustos 2016 - Çekmeköy Belediyesi Feto / PDY Kalkışması Sonrası Ekonomi Mehmet Duman Alternatif Tatilin EN Özel Adresi İstanbul

Detaylı

Tarih Dilde Can Buluyor

Tarih Dilde Can Buluyor Benim camiamda dost bulmak oldukça zor diyen Ebru Yaşar,Çekmeköy 2023 okurları için çok özel açıklamalar yaptı. “Eyvah!çocuğum üstün zekalı” diyorsanız, bu araştırma sizler için. Dikkatle okumanızı...

Detaylı