sayfalar mayis_`2012.....1-19
Transkript
Anadolu Parsı bölgemizde bugün nesli tükenen yaban hayvanlarından birisidir. Yazarımız Arkeolog Levent Kutbay’ın bu konu ile ilgili araştırmasını 6 bölüm halinde (Aralık 2010-Mayıs 2011) yayınlamıştık. Fotoğraf, Kuşadası’nda belediye başkanlığı, Esnaf Odası başkanlığı dahil olmak üzere pek çok aktif görevi başarı ile üstlenen merhum Sabri Mumcu beyefendinin albümünden kızı Cemile TAKA tarafından verilmiştir. Tanıdıkları olanların kuyeta@kuyeta.org adresine bildirmeleri önemle duyurulur. A Yerel Tarih Dergisi 2008-2009 ve 2010 -2011 sayıları iki cilt halinde derlenmiştir. Ciltlenmiş Yerel Tarih Dergilerini edinme adresi Ege Mahallesi 442. Sokak No 6, Club Oliva Ergül Apartmanları B Blok Daire 4 Kuşadası / Aydın Tel:0256 618 44 44 Faks: 0256 618 44 67 ynı coğrafi bölgeyi paylaşan yerleşim yerleri olarak Selçuk ve Kuşadası’nın tarihi birbirinin içine girmiştir. Kurtuluş savaşında düşmana karşı verilen mücadeleyi örgütleyen, İktisat ve Adalet Vekili olarak genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda aktif görevler üstlenen, İzmir milletvekili Mahmut Esat Bozkurt’un Selçuk ve Kuşadası’nda adına yakışır şekilde anılması ve yaptıklarının gelecek nesillere aktarılması yerel tarihçilerin en önemli görevlerinden birisidir. Mahmut Esat Bozkurt adının Kuşadası’nda olduğu gibi Selçuk ilçesinde de uygun bir alanda sonsuza kadar yaşatılması için yapılan çalışmalar takdirle karşılanmaktadır. Bu hususta Mahmut Esat Bozkurt Çalışma Gurubu Başkanı Nail Topal’ın girişimlerini Kuyeta Haberde bulacaksınız. Davutlar Giritliler Derneği, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri etkinlik ile sadece bölgemizdeki değil tüm dünyadaki Girit mübadillerinin buluşma platformu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Başta dernek başkanı Yunus Çengel olmak üzere emeği geçenleri kutluyoruz. Kuşadası’nın kardeş kentler ve de özellikle Ege’nin karşı kıyısı ile kurduğu ilişkiler belediyenin öncülüğünde yoğun bir şekilde devam ediyor. Vizenin kolaylaştırılması yanında, imzalanan protokollerle sağlanacak sanatsal ve kültürel işbirliği olumlu gelişmelerdir. Düzenlenen toplantılara Yunanlı yerel tarihçiler de katılmıştır. Keşke merhaba- kalimera deme fırsatı bulabilseydik. Yazarımız Sedat Onar’ın uzun araştırmalara dayanarak hazırladığı ‘’Kuşadalı Rumlar’’ söyleşisi geçtiğimiz ayın sonlarında gerçekleşti. Söyleşi, kentin tarihimizin az bilinen karanlık bir bölümüne küçük bir pencere açtı. Umarım arkası gelir. Mustafa Veli, 1972 yılı Mayıs ayının olaylarını yorumları ile aktarıyor. Ünlü botanikçi Kuşadalı Hacı Mehmet Ali Paşa hakkında Prof Dr. Zuhal Özaydın’ın araştırmasını yayınlıyoruz. Bu yayınımızdan sonra Kuşadalılar olarak bize bu ünlü hemşerimiz adına bir botanik parkı yapma görevi düşmektedir. Selçuklu Tarih öğretmeni efemerist Ali Can, bu sayımızda Meryemana evinin bulunuş hikâyesini fotoğraf ve kartpostallar ile bize aktarıyor. Celal Durmuşoğlu, Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nin kuruluş hikâyesini ilk elden belgelerle aktarmaya devam ediyor. Sedat Onar, Seyyahlar kaleminden bölümünde İngiliz diplomat William Turner’in 1815 yılı Kuşadası izlenimlerini aktarıyor. Emekli Turizm müdürümüz Yılmaz Gencer, Kirazlı köyünün gezilecek görülecek yerlerini, gelenek ve göreneklerini tanıtmaya devam ediyor. Ekodosd, Anadolu parsı ile ilgili yaşanmış olayı aktarıyor. Arka kapakta ise Kuşadalı avcıların nesli tükenen Anadolu parsı ile çektirdikleri hatıra fotoğrafı yer almaktadır!! Mübadil olmak dünyanın neresinde olursa olsun acı ve hüzün verir. Doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda kalan insanların yaşadıkları travmalar çok büyüktür. Yeni yerleştikleri yere uyum sağlamada yaşanan güçlükler bir gün yeniden doğdukları topraklara geri dönme ihtimali hep bir umuttur. Girit mübadili Afet Özel’in yaşadıklarını Torbalı da okul müdürlüğü yapan tarih öğretmeni Necat Çetin bize ilk ağızdan aktarıyor. Mahmut Esat Bozkurt ile ilgili yeni ve geniş kapsamlı bir araştırmayı yayınlama arifesinde olan editörümüz Nail Topal, Bozkurt’un milliyetçilik anlayışını bizlerle paylaşmaya devam ediyor. KUŞADASI YEREL TARİH ARAŞTIMALARI GRUBU Adına Sahibi ve Sorumlu Müdür Ali Ergül Yayın Kurulu Ali Ergül, Müjgan Şavkay, Mustafa Veli, Belma Özgün, Dr. Ali Alkış, Dr. Ayşe Şerifoğlu, Mustafa Dinçoğlu, Av. Kaya Egel, Ali Hüseyin Torun, Sedat Onar, Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı Editör Nail Topal Grafik-Tasarım Nilüfer Saçar Hukuk Danışmanı Av.Nail Özazman Tercüme (İng-Frs) Duygu Sayra Önder İletişim Ege Mahallesi, 442 Sokak Club Oliva ERGÜL Apartmanları B Blok Kat:1 D:4 Kuşadası - AYDIN Tel: 0256 618 44 44 Ali Ergül: 0532 212 20 31 kusadasiyereltarih@yahoo.com Dağıtım Pazarlama Ergül Turizm Gıda Maddeleri Ltd. Şti. Ege Mahallesi, 442 Sokak Club Oliva ERGÜL Apartmanları B Blok Kat:1 D:6 Kuşadası - AYDIN Tel: 0256 618 44 44 Baskı Yeri Yeniyol Matbaası 1145/1 Sk. No: 50/A Yenişehir - İZMİR Tel: 0232 449 88 52 Faks: 0232 458 62 86 yeniyolmat@hotmail.com Sayı 40 Yıl 5 MAYIS 2012 KUYETA 1 Kuyeta Haberler MAHMUT ESAT BOZKURT ADI SELÇUK’TA DA YAŞATILMALI. Mahmut Esat Bozkurt Çalışma Gurubunun Çağrısı: DEĞERLİ SELÇUK HALKI! 1.Dünya Savaşı yıllarında, Selçuk, eski adıyla Ayasuluğ, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki adıyla Akıncılar, Kuşadası'na bağlı bir bucaktı. Çevresi bataklıklarla kaplı olduğu için büyük bir yerleşim merkezi değildi. Ona bağlı olan Şirince(Çirkince) Aziziye (Çamlık) önemli sayıda Rum nüfusun yaşadığı yerlerdi. Mahmut Esat Bozkurt'un ailesine ait Arvalya (Eroğlu) Çiftliği de bu bölgede yer alıyordu. Cellat (Belevi) Ayasuluğ (Selçuk) ve Aziziye (Çamlık) İzmir-Aydın demiryolunun önemli duraklarıydı. 1.Dünya Savaşı sırasında emperyalist devletler, tren yolu dahil Selçuk bölgesini Yunanlılara, Kuşadası bölgesini İtalyanlara verdiler.1919 yılı Temmuz ayı ortalarında, İsviçre'den gelerek Kuşadası Kuvayı Milliye Örgütünü kurdu. Arvalya Çiftliğinden Yunanlılara karşı yoktan bir cephe yarattı.320 kişiyle başladığı zeybeklerinin sayını bine kadar çıkarttı. Emrindeki zeybeklerle Cellat (Belevi), Aziziye (Çamlık) istasyonlarına baskınlar düzenledi. Yunanlılara büyük kayıplar verdirdi. Yunanlıların İzmir'den ikmal yapmasını engelledi. Böylece Aydın ve çevresindeki ulusal güçlere büyük katkılar sağladı. Torbalı'dan başlayarak Selçuk, Kuşadası, Ortaklar yörelerini içine alan bir cephe kurdu. Düşmana göz açtırmadı. Ağustos 1920 tarihine kadar süren çalışmaları sırasında, düşmana kayıplar verdirmekle kalmadı, düşmandan elde ettiği silah ve cephaneyi de Aydın'da bulunan 57. Tümen komutanlığına yolladı. Bu süre içinde sorumlu olduğu bölgenin güvenliğini sağladı, hayvan ve silah kaçakçılığını sona erdirdi. Yerli Rumların yapabileceği zararlı hareketleri önledi. İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin İtalyan ve Yunanlıları uzlaştırmaları sonucunda, Kuvayı Milliye çalışmaları engellenince, İzmir Milletvekili seçildiği TBMM'nin çalışmalarına katılmak üzere Ankara'ya gitti. Atatürk'ün yakın çevresinde ve buyruğunda çalıştı. Önce İktisat Bakanı oldu.17 Şubat 1923 tarihinde Türkiye 1. İktisat Kongresini topladı. Ülke bağımsızlığının ekonomik bağımsızlıktan geçtiğini savundu. Cumhuriyet ekonomisinin temellerini attı. Kasım 1924 tarihinde seçildiği Adalet bakanlığı görevinde altı yıl kadar başarıyla çalıştı. Adalet alanındaki devrimler O'nun bakanlığı döneminde yapıldı. 17 Şubat 1926 tarihinde Türk Medeni kanunu kabul edildi. Bozkurt- Lotüs davasında ülkemizin avukatlığını yaptı ve davayı kazandı. İstanbul ve Ankara üniversitelerinde Türk Devrim Tarihi Profesörlüğü görevine atandı. Atatürkçü Düşünce'yi sistemleştiren çalışmalar yaptı ve bunları Atatürk İhtilali adlı 2 ciltlik kitapta topladı. Gazetelerde sayısı 450'yi bulan makale yazdı. 23 Nisan 1923'ten öldüğü 21 Aralık 1943 tarihine kadar İzmir Milletvekili olarak Kuşadası ve Selçuk'u TBMM'de temsil etti. Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak, bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli görevimizdir diye düşünürüm. Kuşadası'nda 2004'ten beri yürüttüğümüz çalışmalarla O'nun adını Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı'ndan Kadınlar Denizi'ne kadar uzanan caddeye verdik.7 Eylül 2011 tarihinde Kuşadası'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 88. yıldönümünde, hem Mahmut Esat Bozkurt Parkı hem de Mahmut Esat Bozkurt heykeli açtık. Mahmut Esat Bozkurt Caddesi Selçuk ilçemiz de Mahmut Esat Bozkurt'un çok önemli hizmetler verdiği, güzide bir yöremizdir. Kuvayı Milliye Reisi olarak, İzmir Milletvekili olarak ve Arvalya Çiftliği nedeniyle ekonomik olarak Selçuk'a katkıları büyüktür ve yadsınamaz.8–10 yıl öncesine kadar Selçuk ilçemizde Mahmut Esat Bozkurt adını taşıyan bir cadde vardı. Ne olduysa Mahmut Esat Bozkurt Caddesi'nin adı Antony Kallinger olarak değiştirildi. Biz yurtsever insanlar, bu eylemi şaşkınlıkla ve üzüntüyle karşıladık. Bugüne kadar bu yanlışlığın düzeltilmesini bekledik. Bizler asla ırkçı ve yabancı düşmanı değiliz. Belki yeterince tanımadığımız Antony Kallinger de Selçuk'a katkılar sağlamış olabilir. O kişinin adının da bir caddeye ya da bir yere verilmesine karşı değiliz. Ancak neden bir başka yere verilmez de Atatürk'ün yakın çevresinde yer alan ve bölgenin kurtarılması için her şeyini feda eden Mahmut Esat'ın adının bulunduğu caddeye verilir? Belki, bunun bir açıklamasını yapar yetkililer biz de öğreniriz. Yurtsever ve Atatürkçü Selçuk halkından, yerel yöneticilerinden beklentimiz şudur. Mahmut Esat Bozkurt'un adı Selçuk İlçemizin en seçkin yerine verilmelidir. Mümkünse eski yerine, mümkün değilse adına yakışır bir yere verilmeli ve geçmişte yapılan bu ayıptan Selçuk kurtarılmalıdır. Saygılarımla.. NAİL TOPAL-MAHMUT ESAT BOZKURT ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI KUYETA MAYIS 2012 2 Kuyeta Haberler KUYETA’DAN SELÇUK BELEDİYESİ'NE YAPILAN GİRİŞİM Bir süre önce, Kuşadası Kuvayı Milliye Reisi ve Kuşadası Cephesi Komutanı, Atatürk'ün İktisat ve Adalet Bakanı, ünlü devlet adamı, hemşehrimiz Mahmut Esat Bozkurt'un adını taşıyan Selçuk İlçemizdeki bir caddenin adının, Antony Kalinger olarak değiştirildiğini öğrenmiş ve bu olaya çok üzülmüştüm. Bunu zaman zaman Kuşadası Yerel Tarih Dergisi yayın kurulu toplantılarında özel olarak dile getirmiştim. Konuyla ilgili Selçuk halkını, yerel yönetimini aydınlatmak, dikkatlerini bu konuya çekmek ve sorunun çözülmesini istemek amacıyla bir yazı yazdım. Yazı, Selçuk'ta “Selcukhaber.com” internet gazetesinde 7 Mayıs 20012 tarihinde “Atamızın Bakanına Yapılan Büyük Ayıp” Kuşadası'nda “Ege Havadis” internet gazetesinde “CHP'li Belediyenin Büyük Ayıbı” başlıklarıyla çıktı. İki başlık da gazetecilerin özgür iradeleriyle kendi seçtikleri başlıktı. Yazının Selçuk'ta gündeme gelmesinde, KUYETA Dergisinin yazarlarından Selçuklu genç tarihçi arkadaşımız Ali Can'ın Kuşadası'nda yazının yayılmasında, KUYETA grubunda yer alan gazeteci arkadaşımız Can Karabulut'un katkıları oldu. İki arkadaşımıza da katkıları için teşekkür ediyorum. Kamuoyuyla paylaştığım yazım başlıksız olarak bir önceki sayfada sunulmuştur. Bu yazılar yayınlandıktan ve kamuoyunun bilgisine sunulduktan sonra, Avukat arkadaşımız Ömer Günel'in katkılarıyla Selçuk belediye Başkanı H. Vefa Ülgür'den randevu aldık. Kendileriyle 11 Mayıs Cuma günü saat 13.30'da makamlarında görüştük. Görüşmede Avukat Ömer Günel arkadaşımız da bulundu. O'na da teşekkür etmeyi zevkli bir görev sayıyorum. Sayın Belediye Başkanına olayı anlattık. Bu yapılan yanlışın Selçuk halkına ve Selçuk Belediyesi'ne yakışmadığını dile getirdik. Mahmut Esat Bozkurt'un Cephe Komutanı olarak, Selçuk Bölgesine yapılan Yunan saldırılarını önlemek için yaptığı hizmetleri anlattık. Benim yazdığım Kuşadalı Mahmut Esat Bozkurt adlı kitabı imzalayarak Sayın H. Vefa Ülgür'e armağan ettim. Armağanımı sevinerek aldıklarını ve mutlaka okuyacaklarını söylediler. Sayın Belediye Başkanı, konunun önemini anladığını ve sorunu çözmek için elinden geleni yapacağını anlattı. Ancak Selçuk Belediyesi olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olduklarını, cadde ve benzer yerlere ad verme konusunda, Büyükşehir'in yetkili olduğunu, konuyu birlikte çözeceklerini belirterek gerekli tüm çalışmaları yapacakları sözünü verdi. Bizi makamlarında 30 dakika ağırlayan, konuksever, yurtsever ve Atatürkçü bir kişi olarak algıladığım, Sayın Belediye Başkanı H. Vefa Ülgür'e teşekkür ediyor, konunun KUYETA Dergisiyle birlikte izleyicisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. NAİL TOPAL 90 YIL SONRA RUM HEMŞEHRİLERİMİZ SÖYLEŞİ: SEDAT ONAR. “Dergimiz yazarlarından Sedat ONAR’ın “Kuşadası Rumları” başlığı altında yaptığı kapsamlı çalışmasının sunumu 25 Nisan 2012 günü saat 14:00’te İbramaki Sanat Galerisi’nde yapıldı. Gerek İbramaki internet sitesi aracılığıyla, gerekse afiş yoluyla yapılan konferans duyurusuna katılım hayal kırıklığı yarattı. Tarihle ilgili pek çok insanın merakını çekecek nitelikteki emek ürünü çalışmada Kuşadası Rumlarının tarihi seyir içindeki Kuşadası’ndaki yeri, liderleri, gelenek ve görenekleri, Türk ve Rum toplumları arasındaki ilişkiler gibi konular konuklara aktarılmıştır. Ancak yaklaşık 30 kişinin katıldığı konferans hak ettiği ilgiyi ne Kuşadası halkından ne de Kuşadası basınından görmüştür. Ancak konferans katılan bir avuç tarihseverin konuya olan ilgisi araştırmacımıza bu konudaki çalışmaları için şevk vermiştir. İleriki sayılarda Kuşadası Rumlarını anlatan yazı dizisini dergimiz sayfalarında bulacaksınız.” MAYIS 2012 KUYETA 3 Kuyeta Haberler GİRİTLİLER DAVUTLAR'DA ÖZLEM GİDERDİLER. 3. Giritli Şenliği Yapıldı... Haber: NECATİ MALDAR BU YIL 3. NCÜSÜ DÜZENLENEN ETKİNLİKTE BAŞTA EGE BÖLGESİ OLMAK ÜZERE YURDUN DÖRT BİR YANINDA YAŞAYAN GİRİTLİ KÖKENLİ VATANDAŞLAR DAVUTLAR SEVGİ PLAJINDA BİR ARAYA GELDİ... Giritliler Kültür, Dostluk ve Dayanışma Derneğince bu yıl 3 üncüsü düzenlenen etkinlikte mübadele torunları özlem giderdi. İzmir, Urla, Çeşme, Manisa, Söke, Kuşadası’nın yanı sıra Mersin, Gemlik ve Mudanya’dan gelen yaklaşık 750 Giritli vatandaşın piknik ortamında buluşmasında Girit Kültüründen örnekler yaşatıldı. Girit mutfağı yemekleri, el işleri ve kitapların satışa sunulduğu etkinlikte ayrıca mübadele ile gelen aile büyüklerin fotoğraflarından oluşan bir serginin yer alması mübadele torunlarını duygulandırdı. LÜBNAN'DAN GELEN GİRİTLİ AİLE BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Etkinliği internet ortamından öğrenen Lübnan’ın Trablus Şehrinde doktorluk yapan Dr. Ali Bekraki eşi ile ekinliğe katılması, etkinliğe katılan vatandaşları duygulandırdı. Kendisi için hazırlanan teşekkür belgesini dernek başkanı Yunus Çengel’den alan Lübnanlı Dr. Ali Bekraki; ”Lübnan'da yaklaşık 10 bin Giritli kökenli mübadele göçmen torunları var. Türkiye'deki Giritli etkinliklerini internetten, facebook dan takip etmekteyiz. Bu yılki buluşmaya yalnız geldik, ama önümüzdeki yıllarda düzenlenecek etkinliğe daha fazla kalabalık olarak gelmeyi düşünüyoruz. Türkiye deki Giritli hemşerilerimizle tanışmayı, dostluk ilişkilerimizi geliştirmeyi arzu etmekteyiz.” dedi. Etkinliğe 72 kişilik bir grupla katılan Mersin Giritliler Derneği Başkanı Dr. Hüseyin Şendağ yaptığı kısa konuşmada bu tür etkinliklerin geç de olsa gerçekleşmesinden mutlu olduklarını dile getirdi. Davutlar Giritliler Kültür, Dostluk ve Dayanışma Derneği Başkanı Yunus Çengel, dernek çalışmaları hakkında etkinliğe katılanlara bilgi vermiş ve bu yıl 3 üncüsünü gerçekleştirdikleri Giritli buluşmasına katkıları olan başta Davutlar Belediye Başkanı Tuncay Uysal, Girit-Türkiye arasında dostluk ilişkilerini yaşatan Bilal Türkoğlu olmak üzere herkese teşekkür etmiştir. Başkan Yunus Çengel konuşmasında özetle; ”Bizler mübadele ile yaşanılan göçün Türkiye'deki 3 üncü kuşak evlatlarıyız. Atalarımızın kültürünün yaşatılması yeni nesillere aktarılması için hepimize sorumluluk düşmekte. Bu etkinliğin amacı tanışma, dostluk ilişkilerini geliştirmenin yanı sıra Girit Kültürünü yaşatabilmek. Gelecek yıl daha fazla davetli ile bu etkinliği gelecek yıllara taşımak istiyoruz.” dedi. Etkinlikte Grup Scala’nın Giritlice seslendirdiği şarkılar ve 87 yaşındaki Hüseyin Yıldız’ın (Mavro Hüseyin) okuduğu maniler ve şarkılar büyük beğeni topladı. Yunus Çengel Davutlar Giritliler Derneği Başkanı KUYETA MAYIS 2012 4 Ben Buradayım Ey Tarih Mayıs 1972’de Kuşadası Mustafa Veli Mavi İnsan Kuşadası Yerel Tarih’in Nisan sayısında içimizde sorunsuz çiçekler açsın diye yazmıştım. Ne yazık ki 29 Nisan 2012 sabaha karşı kendimi yine Kuşadası Devlet Hastanesi’nde buldum. İki iğne olduktan sonra eczaneden elimde dört ilaçla kendimi eve attım. 1 Mayıs 2012’yi evde geçirdim. Sorunlu çiçeklerle. Çiçekler yine de açıyordu. Öfke şiddeti doğurduğunda bir çiçek soldu. Utandı ağaçlar bakamadılar. Yine de doğanın katline sebep oldular. Çünkü her mevsim inatla çiçek açtılar. Tabutlar siyah karanfilleriyle uğurlandılar. Gölgesinde yükseliyordu minareler yaratanlarının ellerinde. Bir ışık demeti aydınlatıyordu dünyayı bilim’in, spor’un, sanat’ın en yücesinde. Dünya emeksiz yaratılmıyordu. Parlıyordu alın teri her işin özünde. Öz’ünde de sevgisizlik vardı. Dünya’nın bütün işçileri birleşemiyordu halen 1 Mayıs 2012 Türkiye’sinde. İşçiler sadece slogan atıp, halay çekiyorlardı. Meydanlarda beceriksiz işçilerin kaldırımları vardı. Sığınağımdan çıkmak için önce kapımdan çıkmak lazım. Çıkıp da aslanlarla, korkularımla dövüşmek. Önce savaşmayı parmaklarıma öğretmek lazım. Tehlikeleri üstümden atmasını bilmek. Güçlü olunca hayatla sevişmeyi kabullenmek gerek. Yaptım, seviştim ve sonra kabuğuma döndüm. Yirmi üç yıllık yazı hayatımda neyi değiştirebildim diye soruyorum kendime. Yılanları da koynumda beslemişken. Bak işte bir caddede bir şehir var. Adımları belli değil yürüyen insanların. Çığlıklarında, öfkelerinde. Yüreklerindeki cinayetlerin, hangi gazetelerin haberi var? Oysa bütün diller güzeldir! Anlatabilirseniz… Ben anlatamadım. Biz istedik, biz dinledik suskun sokaklar gibiydik. Söyleyenlere de bir ziftli mendil verildi. Yüzümüzde kara izler kaldı satılmışların gölgelerinin ellerinden çıkma. Üstümüzde kendi suçumuzu örtmek için başkalarını sorguladık. Akşam’ın kızıllığı üstüme çöktüğünde biraz rahatlardım. Rahat değildim!.. Hayat’ı öpmek lazım da, hayat’ın dudakları yok!.. O zaman öpmek için Ada Sesi Gazetesi’nin Mayıs 1972 sayılarına dönmek lazım. İçimizdeki hayat bizi öpmediği için mi, yada çok öptüğü için mi bu kırk geçirdiğimiz Ada Sesi’nin kırk yıllık sayfalarında?.. Tarih, 2 Mayıs 1972, Salı. GÖZÜMÜZ AYDIN Sivrisinekler Şehir Civarında Cirit Atmaya Başladı. Şehir civarında konuklar zamanlı zamansız sivrisinek ziyaretinden rahatsız oluyor. Kanalizasyon çalışmaları sinek istilasını arttıracak. Kaymakamımızın ilgisi bekleniyor. Şehrimizin önemli problemlerinden olan kara ve sivrisinek haşeresi şehir civarında kendini göstermeye başlamıştır. Özellikle Kuştur civarında öğleden sonraları çıkan sivrisinek haşeresi bu civarda konaklayanların rahatını bozmaktadır. Şu günlerde bu gibi haşerelerle mücadele edilmesinin tam zamanıdır. Daha önceki sayılarımızda ilgililere bunun önlenmesi için mücadeleye girişilmesinin gerektiğini duyurmuştuk. Bir kere daha duyuruyoruz: Eğer sinek mücadelesinde gecikilirse şehir kara ve sivrisinek istilasına uğrayacaktır. Zira şehirde yoğun bir kanalizasyon çalışması yapılmaktadır. Cadde ve mahalle aralarında yapılan kazı çalışmalarında sık sık geriz patlamaları meydana gelmektedir. Bu durum da söz konusu haşerenin pek hoşuna gider. Kaymakamımız Sayın Güzeilş’in bu önemli noktaya parmak basacağından ümit varız. 5 Mayıs 1972, Cuma günkü Ada Sesinde manşet: TURİZM BAKANLIĞI MÜSTEŞARI AYDIN ALACAKAPTAN İLÇEMİZDE SİNEK MÜCADELESİNİN BAŞLAMASI İÇİN VİLAYETE TELEFONLA TALİMAT VERDİ. Muhtemelen bugün Aydın’dan gelecek komisyon mücadele için tespit ve temaslarda bulunacak. İnanılır kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, Turizm ve Tanıtma Bakanı Müsteşarı Aydın Alacakaptan ilçemizde sinek mücadelesi yapılması için Aydın Valiliğine telefonla talimat vermiştir. Bilindiği gibi, geçen yıl ilçemizi ziyaret eden Turizm ve Tanıtma Bakanı Erol Yılmaz Akçal, 50 bin lira göndererek Tusan Oteli yanındaki bataklığın kurutulmasını istemişti. 50 bin liranın bu işe kifayet etmeyeceğini dikkate alan müsteşar Aydın Alacakaptan’ın Valiliğe telefon ederek 50 bin liranın sinek mücadelesinde kullanılmasını söylediği öğrenilmiştir. Bununla ilgili olarak muhtemelen bugün Aydın’da bir komisyon gelerek mücadele hakkında tespit ve temaslar yapmaları beklenmektedir. Böylelikle yerli ve yabancı konukların şikâyetleri önlenmiş olacaktır Önlemek.. Sivrisinekleri önlemek için 50 bin lira yeter mi? GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞAZASI AÇILDI. Servis personeli turistin aldığı malı gemiye kadar götürüp teslim ediyor. Koç Holding’in Servis Turistik A.Ş gümrüksüz satış mağazasının bir şubesi ilçemiz gümrük binasında açılarak faaliyete geçmiştir. Özellikle gemi turistlerinin ithal malı sigara, viski vs ihtiyaçlarını kolaylaştırmak gayesiyle açılan satış mağazası gayet ciddi ve muntazam bir düzen içinde yürütülmektedir. Mağazadan sigara vs alan gemi turistlerinin aldığı malın muamelesi yapıldıktan sonra satılan mal özel bir çantaya konuyor ve servis personeli çantayı gemiye kadar MAYIS 2012 KUYETA 5 götürerek malı sahibine teslim ediyor. Böylelikle mağazadan mal alan açıkgöz turistlerin dışarıda fahiş fiyatla sigara satmaları önlenmektedir. Koç, satış mağazaları sayısını giderek arttırıyor. Yat limanı daha fazla yat getirilmesi için özelleştirildi. Şimdi AVM haline geldi. Mukadderat. DIŞİŞLERİ BAKANIMIZ İLÇEMİZDE İKİ GÜN KALDI. 9. Uluslararası Efes Festivalinin açılışında bulunmak üzere geçtiğimiz Cumartesi günü Selçuk’a gelen Dışişleri Bakanımız Haluk Bayülken 2 gece ilçemizde kalmıştır. Cumartesi günü saat 16 da ilçemize gelerek İmbat Otelde istirahat eden Haluk Bayülken Pazar sabahı Selçuk’a giderek festivalin açılışını yapmıştır. Festival sonrası tekrar İmbat Otele dönen Bayülken dün sabahleyin şehrimizden ayrılmıştır. EFES FESTİVALİNDE HÂSILAT 215 BİN LİRA Komşu İlçe Selçuk’ta her yıl düzenlenmekte olan ve Uluslar arası hüviyet kazanan 9. Efes Festivali bilindiği gibi 30 Nisanda başlamış 8 gün devam ederek geçtiğimiz Pazar günü sona ermiştir. 8 Günlük süre içinde festivalden elde edilen hasılatın 215 bin lira olduğu tespit edilmiştir. Geçen seneki festivalden 160 bin lira hasılat elde edilmiştir. Bu haberin altında bir evlenme ilanı. ATA DA EVLENDİ. Hasırcı ile geçtiğimiz Cumartesi gecesi Sümerbank Kampı Salonunda muhteşem bir düğün merasiminden sonra dünya evine girmişlerdir. Futboldaki başarılarını ve Kuşadası-Spor’un geçmişteki fotoğraflarını bizlerle paylaşan ki yukarıda belirttiğim gibi sadece futbol fotoğrafları değil, sevgili dostumuzun evlilik haberi. Ata Şakrak ve eşi Aydan Hanım halen daha gençler. Kendilerine daha nice yıllarda mutluluklar diliyorum. TAYFADA ESRAR BULUNDU! İlçemiz Limanında bulunan Yunan bandıralı Stella adlı gübre gemisinde tayfalık yapan Muhammet Nejime önceki gün fazla miktarda alkol alınca kaptan tarafından gemiye alınmamış, ayılıncaya kadar dışarıda kalması istenmiştir. Hal böyle olunca gemi kaptanı polise müracaat ederek tayfasının herhangi bir olaya sebebiyet vermemesi için karakola alınmasını istemiştir. Bunun üzerine tayfa Muhammet Nejime’yi aşırı derecede sarhoş olarak yakalayan emniyet mensuplarımız kendisini karakola getirmişlerdir. Karakolda da taşkınlık yapan Muhammet’in üzeri arandığında cebinden bir parça esrar ele geçirilmiştir. Bundan sonra iş resmiyete intikal etmiş ve Muhammet Nejime dün adalete teslim edilmiştir. Şimdilerde esrar bulunmaması haber oluyor. Tarih, 5 Mayıs 1972, Cuma. BİR TRAFİK POLİSİ DAHA GELDİ. Turizm mevsiminde ilçemiz trafiğinin yoğunlaştığını ve bir trafik polisinin kifayet etmediğini dikkate alan ilgililer ilçemize Aydın Trafik Amirliğinden bir trafik polisi daha verilmiştir. Halen kursta bulunan trafik polisi Nami Ergün’den sonra daha evvel şehrimizde polislik yapan Hüseyin Uslu’da ilçemize Ata Şakrak ve Aydan Hasırcı’nın nikah töreni tayin edilmiştir. Her iki trafik polisi de Kuşadası Yerel Tarih’in önemli motosikletle görev yapacaklardır. isimlerinden ve bulduğu 12 Mayıs tarihli gazetede Ahmet fotoğraflarla dergimizi besleyen ve Yaman ve Nuran Baytok’un da yayın kurulumuzda olan Ata Şakrak sezonda trafik polisliği yapacakları rahmetli Şevki Hasırcı’nın kızı Aydan KUYETA MAYIS 2012 6 belirtilmektedir. Valilikçe polis karakolu olarak kullanılması uygun bulunan Hükümet Konağı yanındaki Askerlik Şubesi lojmanında 19 Mayıs tarihinden itibaren trafik ekipleri göreve başlamışlardır. Kuşadası’na yeter mi? Bu kadar sivrisinek varken?.. Ne sakin bir hayat, ne güzel ambülanslardan, motosikletlerden, arabalardan uzak bir hayat. Kuşadası sakin şehir... Sanki sakin şehir… PAZARTESİ GÜNÜ TELEVİZYON İLÇEMİZ HAKKINDA YAYIN YAPACAK. Bir süre önce ilçemize gelerek çalışmalar yapan (TRT) televizyon ekiplerinin çektiği filmler 7 Mayıs gecesi Türkiye Televizyonlarında yayınlanacaktır. Şehrimizin tarihi ve turistik yerleri ile sayfiye yerlerini ve ekibin yaptığı temasları ihtiva eden filmin televizyonda yayınlanması ilçemizin propagandası bakımından büyük bir avantajdır. Böylece ilçemizdeki televizyon sahipleri önümüzdeki Pazartesi gecesi şehrimizi televizyonda seyredebilecektir. 7 Mayıs gecesi yayınlanmış bu program. Haydi hep birlikte bu programı bulalım. TRT’ye başvuralım. Kırk yıl önceki Kuşadası’nı görelim. Bundan güzel belgesel mi olur? FRANSIZ TATİL KÖYÜ DÜN AÇILDI. Turizm mevsimini resmen açılması ile Kuştur Tatil köyünden sonra Fransız Tatil Köyü de dün hizmete girmiştir. İlgililerden aldığımız bilgiye göre dün açılan Club Meditteranée firmasının işletmeciliği altında bulunan Tatil Köyüne 76 Fransız turisti gelmiştir. İlgililer, Tatil Köyüne bu sezon gelecek turist sayısının diğer yıllara nazaran daha fazla olacağını ifade etmişlerdir. İÇİŞLERİ BAKANI KİRTETEPE GÜZELİŞ’E TEŞEKKÜR ETTİ. Geçtiğimiz ay içinde ilçemizi ziyaret eden (RCD) Bakanlar Konseyi mensuplarının şehrimizde iyi ağırlanmasından ve yakın ilgi gösterilmesinden dolayı Valimiz Sedat Kirtetepe ile Kaymakamımız İsmail Güzeliş Dışişleri Bakanımız Haluk Bayülken tarafından takdirname ile taltif edilerek teşekkür edilmiştir. Misafir Bakanlar Ankara’ya Ben Buradayım Ey Tarih döndüklerinde ilçemizde gördükleri yakın ilgiyi unutamayacaklarını ilgililere ifade etmişlerdir. Tarih, 9 Mayıs 1972, Salı. BAŞKAN SAĞNAK AVRUPA’YA GİDİYOR. Türk Belediyecilik Derneği gezisine iştirak edecek Belediye Başkanımız Ö.Taylan Sağnak, Paris, Londra, Brüksel, Frankfurt, Zurich ve Roma’da tetkik ve temaslarda bulunacak. Gezi uçakla olup, 16 gün devam edecek. Türk Belediyecilik Derneği tarafından düzenlenen Avrupa gezisine Belediye Başkanımız Ömer Taylan Sağnak da iştirak edecektir. Belediye’de göreve başladığından bu yana, geçen dört yıl içinde yıllık iznine mahsuben sadece 13 gün izin kullanabilen Belediye Başkanımız Ömer Taylan Sağnak’ın Avrupa gezisi son yapılan Belediye Meclisi toplantısında gündeme alınmış ve Belediye Meclisi, Başkan Sağnak’ın Avrupa’ya gitmesine karar vermiştir. Ağustos Ayında Ankara’dan hareket edecek özel bir uçakla başlayacak olan gezi16 gün devam edecektir. Sırasına göre; Paris, Londra, Brüksel, Frankfurt, Zurich ve Roma’ya gidecek olan heyet buralarda mesleki tetkik ve temaslarda bulunacaklardır. Tetkik ve temaslarda bulundu da ne oldu? SAĞLIK MERKEZİ PIRIL PIRIL OLDU. Geçen sene faaliyete geçen Sağlık Merkezi Yaptırma ve Yaşatma Derneği bugüne kadar topladığı teberrularla Sağlık Merkezini pırıl pırıl yapmıştır. Yıllardan beri boya ve sıva meselesi başlı başına bir problem olan Sağlık Merkezinin tüm iç duvarları plastik badana yapılmış, kapı ve pencereleri de yağlı boya ile boyanmıştır. Bunların yanında diğer noksanlar da tamamlanmaktadır. Sağlık Merkezine, Bakanlıkça açılması kararlaştırılan laboratuar için gerekli malzemelerinin de önümüzdeki günlerde ilçemize gelmesi beklenmektedir. Laboratuar sorumlusu olarak Sağlık memuru Emin Bacak 5 ay önce ilçemize atanmış olup Sağlık Merkezinin ihtiyaçlarından olan ambulans otosu tahsisi için de ilgili mercilerle temaslara başlanması istenmektedir. Sağlık için her şey pırıl pırıl olmalı. Şimdiki Devlet Hastanesi’nde Acil Servis’te çalışanlar güler yüzleriyle hizmet veriyorlar. Sayın Fahri Önder de dertlerime çare oldu da her yerin pırıl pırıl olması yetmiyor. Bilen ve işinin ehli olması gerekiyor tüm doktorların ve hemşirelerin. Yoksa başka sakatlıklar yaşanıyor. Çünkü hayat onların elinde. Kısacık bir gecikme insanı alıp götürüyor. HÜKÜMET TABİBİ DR. ÖNAL MUAYENEHANE AÇTI. İlçemize yeni tayin olan Hükümet tabibimiz Dr. Ömer Önal, Kalekapısı civarında Halil Çakıroğlu’na ait yeni yapılan binanın ikinci katına bir muayenehane açarak hasta kabulüne başlamıştır. Genellikle öğleden sonraları muayenehanesinde bulunan Dr. Ömer Önal’ı tebrik eder, başarılar dileriz. İlk değil bu gibime geliyor. İlk miydi yoksa? Bilen söylesin. Öff bıktım bu sağlık sorunlarından. Yaşlanmak ne zor bir şey! Vücut dengesiz ve hiçbir şey gençlik gibi olmuyor. Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır diyene içimden küfür ediyorum. Tarih, 12 Mayıs 1972, Cuma. GEÇEN SENE MART VE NİSAN AYINA ORANLA İLÇEMİZE GELEN TURİST SAYISINDA BU YIL YÜZDE 22 ARTIŞ VAR. Son iki ay içinde ilçemize kara yolundan gelen turist sayısında geçen seneye nazaran artış kaydedildi. Geçen sene ile mukayeseli yaptığımız istatistiklere göre bu yıl Mart ve Nisan aylarında ilçemize gelen turist sayısında 22 kişilik bir artış olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Buna göre, geçen sene Mart ve Nisan ayrında ilçemize deniz yolu ile 12536, karayolu ile de 4142 turist gelmiştir. Bu yıl Mart ve Nisan aylarında ise, deniz yolu ile 10900, kara yolu ile 5800 turistin geldiği tespit edilmiştir. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi geçen seneye nazaran bu yıl son iki ay içinde ilçemize karayolundan daha fazla turistin geldiği anlaşılmaktadır. Hoş bir artış. Temel Reis kollarını kullandı ve Kuşadası’na 22 kişiyi attı demek ki. Ne hoş boş Safinaz aşık olmuştur bu yüzden Temel Reis’e. YAZLIK DOĞAN SİNEMASI DÜN AÇILDI. Yaz mevsiminin başlaması ile ilçemizin tek kışlık sineması olan Doğan sineması dünden itibaren Yazlık bahçeye taşınarak seansa başlamıştır. Yazlık Akıncı Sineması da açılış hazırlıklarını tamamlamak üzeredir. SAHİLE ELEKTRİK DİREKLERİ DİKİLİYOR. Tanzim edilmekte olan Sahil yolunun ışıklandırılması için elektrik direkleri dikilmeğe başlanmıştır. Hükümet meydanından itibaren Yat Limanına kadar dikilecek direk çalışmaları tamamlandıktan sonra sahil ışıklandırılacaktır. Diğer taraftan Hükümet Meydanından Kısmet Otel kavşağına kadar devam eden çift refüjlü yol çalışmalarına süratle devam edilmektedir. Bilindiği gibi Otel Belvü yolundan itibaren Kısmet otele kadar tek istikamet trafiğe açıktır. Kapalı yolun bir an önce trafiğe açılabilmesi için çalışmalara hız verilmiştir. Tarih, 16 Mayıs 1972, Salı. KUŞADASI’NDA YILIN ANNESİ PAKİZE BIÇAKÇI. Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu Koruma Derneğinin düzenlediği yılın Annesi gününde ilçemiz halkından 58 yaşındaki 5 çocuk annesi Pakize Bıçakçı ‘’Kuşadası’nda Yılın Annesi’’ seçildi. Valimizin Hanımı da ‘’Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu Annesi’’ unvanını kazandı. Anneler Günü dış ülkelerde ve bütün yurtta olduğu gibi geçtiğimiz Pazar günü ilçemiz ortaokul salonunda da kutlandı. Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu Koruma Derneğinin organize ettiği anneler günü saat 14’te Yıldız Güzeliş’in başkanlığındaki koro ile açıldıktan sonra Koruma Derneği başkanı yazı ailemizden Sevim Türemen günün mana ve önemini belirten özlü bir konuşma yapmıştır. Baştan sona kadar samimi ve olgun bir hava içinde geçen güne Kuştur Tatil Köyünün cazı iştirak edince aralarında Valimiz Sedat Kirtetepe’nin eşi Nezihe Hanımefendinin de bulunduğu davetliler, bol bol eğlenmişlerdir. Tamamı bayan davetlilerden müteşekkil olan günde ilçemizin özel ve tüzel kuruluşlarından toplanan çeşitli hediyelerle bir de eşya piyangosu düzenlenmiştir. Günün en ilginç bölümü ‘’Kuşadası’nda Yılın Annesi’’ seçimine sıra gelince bütün kalpler kabarmış, eğlencenin yerini büyük bir heyecan almıştır. Neticede; Terhisine ir buçuk ay kala elim bir trafik kazasında can veren ilçemiz MAYIS 2012 KUYETA 7 gençlerinden teğmen Ali Bıçakçının annesi Pakize Bıçakçı Yılın Annesi ilan edilmiştir. Koruma Derneği üyeleri ayrıca Nezihe Kirtetepe’ye Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu annesi seçmişlerdir. Bu günü tertipleyenlere, yılın annesi Pakize Bıçakçı ile okulun annesi seçilen Nezihe Kirtetepe’yi tebrik ederiz. Oğlunu kaybeden anne “Yılın Annesi” seçiliyor. Ya Annesini kaybeden oğul neden “yılın oğul’u” seçilemiyor? Ben de laf yazdım. Yüreğim yanık. Yüreğim acım ile taze olduğu için herhalde. Bir daha Analar, Babalar, Danalar, Sevgililer kutlanmasın. Nasıl 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, Zafer bayramları kutlanmayacaksa, hele Cumhuriyet Bayramı kutlanmayacaksa… Özrüm kabahatimden büyük, biliyorum ama gönlümde değil. Çok üzgünüm. Ne aldım ben o gün Anneme hediye. Ben Amasya’daydım. PAKİZE BIÇAKÇI KİMDİR? 1914 Yılında Kuşadası’nda doğan Pakize Bıçakçı, 1939 yılında kunduracı Şükrü Bıçakçı ile evlendi. 1940’da bir oğlu, 1941’de bir kızı, 1944’de tekrar bir oğlu ve 1945 ile 1949yıllarında da birer kız çocuğu dünyaya geldi. Kurtuluş Savaşında babasının ölümü üzerine ilkokul üçüncü sınıfından ayrıldı. Okuma yazma bilir ev kadınıdır. Ev kadınlığının yanında 2–3 yıl öncesine kadar yaz aylarına mahsus olmak üzere kendi arazilerinde ziraat işleriyle meşgul olurdu. Büyük kızı 1958’de evlenmiş ve üç torunu olmuştur. Kaymakamlık görevinden kendi isteği ile ayrılan büyük oğlu 1968 de evlenmiştir. 2 Çocuk sahibidir. KUYETA MAYIS 2012 8 Kızlarının biri 1971’de evlenmiş, en küçük kızı da Erzurum’da ilk öğretmen Okulu 2. sınıfında tahsildedir. İkinci oğlu Ali Bıçakçı DTCF Arkeoloji Bölümünden mezun olduktan sonra Afyon’da yedek subay olarak vatani görevini ifa ederken, geçirdiği bir jeep kazası sonucu 10 Ocak 1972 günü şehit olmuştur. Köşede bir nişan haberi. TEMEL GÜR, MERAL ÖVEN İLE NİŞANLANMIŞ. Temel Bey, Kuşadası’nın en eski Turizmcilerindendi. Hareketli, işini bilen. Yunan adaları ile ilişkileri çok iyi idi. Şimdilerde aile fertleri ayni misyonu sürdürüyor. Tarih, 19 Mayıs 1972, Cuma. 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZI BUGÜN MİLLETÇE KUTLUYORUZ. İlçemiz stadındaki törenlere saat 9’da başlanacaktır!.. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bütün yurtta olduğu gibi bugün ilçemizde de törenlerle kutlanacaktır.. Hazırlanan programa göre bugün saat 8.30 da ortaokul ve diğer kuruluşlar hazırladıkları çelenkleri Atatürk’ün büstüne koyduktan sonra toplu halde tören mahalli olan şehir stadına gideceklerdir. Saat 9 da Kaymakam İsmail Güzeliş beraberinde garnizon komutanı, ortaokul ve ilköğretim müdürü olduğu halde, tören mahalline gelecekler, öğrencilerin ve halkın bayramını kutlayacaklardır. Bundan sonra bandonun çalacağı İstiklal Marşı ile şanlı bayrağımız göndere çekilecek ve tören komutanı ortak okul müdürü Şecaattin Yılmaz tarafından günü önemini belirten bir konuşma yapılacaktır. Şecaattin Yılmaz’ın konuşmasını müteakip bir öğrenci Atatürk’ün Gençliğe Hitabını okuduktan sonra diğer öğrenciler 19 Mayıs’la ilgili şiirler okuyacaklardır. Bunu takiben geçit resmi yapılacak ve beden eğitimi hareketlerine geçilecektir. Programın son bölümünde folklor gösterileri ve çeşitli yarışmalar yapılacaktır. Bu mutlu günümüz münasebetiyle şehir saat 7.30’dan itibaren bayraklarla donatılacaktır. Gelecek yıllarda da aynı coşku ile kutlanması dileklerimle. KENAN SÖĞÜTLÜ GÖREVE BAŞLADI. Tarım Bakanlığınca mesleki ihtisas için Almanya’ya gönderilen ilçemiz Ziraat Mühendisi Kenan Söğütlü şehrimize dönmüştür. 16 aydan beri Almanya’da mesleki ihtisas yapan Kenan Söğütlü önceki gün ilçemiz Mühendisliği görevine başlamıştır. Almanya’nın çeşitli bölgelerinde mesleği ile ilgili tetkik ve temaslar yaparak bilgisini arttıran Söğütlünün ilçemiz çiftçisine bundan böyle daha da faydalı olacağı söylenmektedir. Arkadaşımız Kenan Söğütlü’ye hoş geldiniz der, görevinde başarılar dileriz. Tarih, 26 Mayıs 1972, Cuma. GEÇEN YIL İLGİ GÖREN OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ’NÜN DEFİLESİ HAZİRAN’DA TEKRAR YAPILACAK. Sümerbank’ın organize edeceği defile geçen senekinden daha zengin olacak. 1972 Mankenler Kraliçesi de geliyor. İlçemiz Turizm Bürosu aracılığı ile Sümerbank organizesinde 24 Haziran Cumartesi günü ilçemiz de büyük bir defile düzenlenecektir. İstanbul Olgunlaşma Enstitüsü tarafından düzenlenecek defileye 1972 Mankenler kraliçesi başta olmak üzere 20 ünlü manken iştirak edecektir. Kuştur Tatil Köyü, Fransız Tatil Köyü ve Kervansaray’da düzenlenecek defile için İstanbul Olgunlaşma Enstitüsünden iki öğretmen ilçemize gelerek temaslarda bulunmuştur. Geçen sene düzenlenen defileden daha zengin ve ilginç olacağı söylenen defilenin davetiyeleri önümüzdeki günlerde satışa çıkarılacaktır. Ne güzel! İnsanın içini açıyor ama Kuşadası’nda Victoria Secret’in defilesi yapılsa şimdi imzasını bulamaz. İnsanlarımız hödükleşmiş. Mukadderat... GÜVERCİNADA GAZİNOSU BUGÜN AÇILIYOR. İki yıldan beri kapalı bulunan Güvercinada gazinosu bugünden itibaren halkın hizmetine açılacaktır. Acar Ankara gazinosu adı altında hizmete girecek gazinonun açılışı münasebetiyle bugün saat 19 da bir kokteyl verilecektir. Acar da ne acar? Mukadderat... Var mı şimdi yerinde? Ben Buradayım Ey Tarih 3 ÖĞRETMEN TAKDİRNAME ALDI. İlçemiz Yedieylül İlkokulu Müdürü Mehmet Kirişli, Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu öğretmeni Yıldırım Yılmaz ve Davutlar Kazım Dirik ilkokulu müdürü Faruk Parça mesleklerinde gösterdikleri başarılarından dolayı kaymakamımız İsmail Güzeliş tarafından takdirname ile taltif edilmişlerdir. Kendilerini tebrik eder başarılarının devamını dileriz. YEDİ EYLÜL İLKOKULUNUN 2. KAT İHALESİ YAPILDI. Eski Kışla yatağına inşa edilmekte olan ve birinci kat kaba inşaatı tamamlanan yeni Yedi Eylül İlkokulunun ikinci kat ihalesi 23 Mayıs günü Aydın Vilayet Daimi Encümen salonunda yapılmış ve ihale 41 bin 198 lira 43 kuruş keşif bedelli ihale %22,11 kıran müteahhit Ayhan Ergün’de kalmıştır. İkinci katın inşası önümüzdeki günlerde başlanacak ve 1972–1973 ders sezonunda yeni okul tedrisata hazır hale getirilecektir. ALİ İZMİRLİ’NİN ÖRNEK HAREKETİ İlçemizin sevilen çiftçilerinden Ali İzmirli’nin inşa edilmekte olan yeni Yedieylül ilkokuluna 10 bin lira nakdi yardımda bulunduğunu memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Binanın müteferrik ihtiyaçlarında kullanılacak olan 10 bin lira okul yaptırma derneği yöneticilerini kısmen ferahlatmıştır. Böylelikle hayırsever hemşerimiz Ali İzmirli adı okulun bir sınıfına verilecektir. Diğer taraftan ilçemizden henüz ismi açıklanmayan bir vatandaşımız da geniş ölçüde nakdi yardımda bulunacağı ifade edilmektedir. Ali İzmirli’nin ismi hangi sınıfa verilmişti. Hatırlayan varsa lütfen bildirsin. MERYEMANA SEMALARI IŞIKLANDIRILIYOR. 7 renkli ışıklar Sisam’dan görülecek İlçemiz sınırları bitişiğinde bulunan Meryemana mabedinin civarındaki en yüksek tepeye yedi renkli projektörler konarak ışıklandırılması için Selçuk belediyesinde faaliyete geçildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Konulacak projektör ışıkları gökyüzünü rengarenk hale getirecek ve Sisam adasından dahi görünebilecek özellikte olacaktır. Bununla ilgili olarak Meryemanaya gelen mühendisler projektörlerin konulacağı en yakın tepenin tespitini yapmışlardır. Siemens Elektrik firması ile anlaşma yapan ilgililer montaj çalışmalarının önümüzdeki günlerde başlanacağını ifade etmektedir. Bu ilginç faaliyet Turizm ve Tanıtma Bakanlığınca desteklenmektedir. Ben görmedim, gören varsa söylesin. Mukadderat. DÜN YAYLA VE DAVUTLARDA SERGİ AÇILDI. İlçemiz Yayla Köyü ve Davutlar Bucağı Biçki Dikiş kursları dün birer sergi düzenlemişlerdir. Saat 13.30 da Yayla Köyünün, 16’da da Davutlar Bucağı Biçki Dikiş kursunun sergilerinin açılışında Aydın Halk Eğitim Başkanı, Kaymakamımız İsmail Güzeliş ve İlköğretim müdürümüz Zeki Aydınlı ile diğer davetliler hazır bulunmuşlardır. Köylü genç kızlarımızın sergilediği eserler ilgi ile izlenmiştir. Tarih, 30 Mayıs 1972, Salı. KİRAZ BAYRAMI YAPILMIYOR. BOSTAN FESTİVALİ DÜZENLENECEK!.. Kiralı köylüleri bahçeler tahrip diliyor diyor. Ziraat Mühendisliği ‘’Bostan Festivali’’ düzenlemek için faaliyete geçti. Her yıl ilçemiz Ziraat Mühendisliğince Kirazlı köyünde yapılmakta olan ve geleneksel hale gelen kiraz bayramı bu yıl yapılmayacaktır. İlgililerden aldığımız bilgiye göre, Kirazlı Köyü kiraz müstahsili bahçelerin ve ağaçların tahrip olduğu gerekçesiyle Kiraz Bayramının yapılmasını istememişlerdir. Kiraz Bayramı yerine Ziraat Mühendisimiz Kenan Söğütlü ve Ziraat Teknisyenimiz Mustafa Çalım’ın müşterek fikirleri neticesinde kavun, karpuz ve domates müstahsilinin mahsulünü çevreye tanıtmak, Pazar bulmak, malı değerlendirmek ve çiftçiyi teşvik amacıyla ‘’Bostan Festivali’’ düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Şimdilik tasarı halinde olan ‘’Bostan Festivali’’ önümüzdeki günlerde kütüphane salonunda toplanacak komite huzuruna getirilecektir. İyi de Bostan’dan kim anladı? Ne güzel bir etkinlik olurdu aslında Bostan Festivali. Şimdi herkes yan gel Osman, boş ver bostan pozisyonunda… Mukadderat mı bu? Yanılmayı çok istiyorum. Hem de çok. Mukadderat olmamalı… İLKOKULLAR BUGÜN KAPANIYOR. 200 günlük ders sezonunu tamamlayan ilçemiz ilkokulları bugünden itibaren yaz tatiline gireceklerdir. Son sınıfların bitirme sınavları ise 5 Haziran Pazartesi günü başlayacak, 10 Haziran Cumartesi günü sona erecektir. Aydın Milli Eğitim kururlunun kararına göre, 1972–1973 ders sezonu merkez okullarında 18 Eylülde başlayacak 31 Mayıs da sona erecektir. Köy okulları ise 25 Eylül de açılacak 2 Mayıs da kapanacaktır. İlçemiz ilkokulları ile Davutlar Kazım Dirik İlkokulu da bugünden itibaren yaz tatiline girecektir. 4+4+4 yetmedi. Lise çağındaki çocuklara evlenme yasası da getirildi. Haremlik, selamlık nerede kaldı? 90 puan alan üç yılda liseyi bitirecek. Biz niye bu kadar yaşamla uğraşıyoruz ki? İşte her şey böyle… Haziran’da GİDİŞAT ne olacak? Mukadderat beni fazla sıktı… 1971 yılı kiraz festivalinin açılış töreni MAYIS 2012 KUYETA 9 Kuşadalı Ünlüler MEKTEB-İ TIBBİYE MUALLİMLERİNDEN KUŞADALI HACI MEHMET ALİ PAŞA (1837 - 1914) Prof. Dr Zuhal Özaydın KUYETA MAYIS 2012 10 Bölüm - 1 1- Maarif Salnamesi, Matbaa-yı amire, 1318, s.628 2- Turhan Baytop: Türk Eczacılık Tarihi, İ.Ü.Yayınları No.3358, Eczacılık Fak.No.47, İst.,1985, s.223 3- Asuman Baytop: Farmasötik Botanik, İ.Ü.Yayınları No.1243, Eczacılık Fak. No.6, İst., 1967, s.V. 4- Mehmet Ali Paşa: İlm-i Nebatat-ı Tıbbiye, 2 cilt, Zilhicce 1291 5- Fevzi Öztığ: “Yazı Devriminden önce İstanbul Üniversitesinde okutulan Botanik Kitapları hakkında”, Türk Biologi Dergisi, Cilt.19, Sayı:2-4, s.69-71, 1969 6- Kove: İlm-i Nebatat, mütercimi Mehmet Ali Paşa, 2 cilt, 17 Ramazan 1303, 2.tab 7- Bedi Şehsuvaroğlu: İ.Ü.;st. Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalındaki arşivi 8- Kove: Kitab ün Nebatat, mütercimi Mehmet Ali Paşa, 4 Rebiülevvel, 1318 MAYIS 2012 KUYETA 11 Kartpostallarla Kuşadası ve Çevresi ASIRLIK KARTPOSTALLARD PANAYA Ali Can | Tarih Öğretmeni - Efemerist “Efes civarında yaşanan en önemli gelişmelerden biri kötürüm bir rahibenin rüyalarından yola çıkılarak, Meryem Ana Evi’nin bulunması oldu. Efes’i hiç görmemiş olan Katherine Emmerich’in düşlerinin yardımı ve 1891 yılında İzmir’deki Lazarist Koleji Başkanı Eugene Poulin’in isteğiyle; Peder Henry Yung, Peder Vervault, Thomaso ve kılavuzları Pelekas ile yöreden kendilerine katılan zenci bir Müslüman kılavuz eşliğinde Efes’te aramalar başladı. 29 Temmuz günü, araştırma grubu, Çirkinceliler’in tanımlarıyla, denizi gören bir ev kalıntısına ulaştı. 12 Ağustos 1891’de kalıntıların başına gelen Lazarist rahibi Poulin, her şeyi inceleyerek İzmir’e döndü. 19 ve 25 Ağustos 1891 tarihlerinde yeniden incelenen kalıntıların fotoğrafları çekildi, çizimleri yapıldı. Böylelikle, Hazreti İsa’nın çarmıha gerili iken annesini Havari Yahya’ya emanet edişi, onun da Hıristiyanlık öğretisini yaymak üzere, kendisine en zor dinsel inanış çevresi olan Artemis’in Ephesosunu seçerek, Hz. Meryem ile buraya gelmesine dair anlatılanlar güç kazanmıştır.” Ayasuluğ-1891. Meryem Ana Evi arama ekibi toplanıyor Meryem Ana Evi’ni keşfeden Peder Henry Yung Evin yeri tespit edilir, ilk çizimler yapılır KUYETA MAYIS 2012 12 Meryem Ana - 1891 Meryem DA KUŞADASI VE ÇEVRESİ KAPULU Peder Henry Yung tarafından gerçekleştirilen ilk ayin Evin yeri tespit edildikten sonra, bu yerleri satın alan rahibe Marie de Mandat Grancey Meryem Ana Evi’ne çıkıyor. -1892 15 Ağustos 1896-Çirkinceli Rumlar topluca Meryem Ana Evi’nde Ana - 2012 Eski kartpostallarda Meryem Ana Evi MAYIS 2012 KUYETA 13 Kurumların Tarihçesi KUŞADASI OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ’NİN KURULUŞU Bölüm - 3 Celal Durmuşoğlu Kurucu Okul Müdürü Birinci öğretim yılı içinde yapılan ve gerçekleşen etkinlikler: • İngilizce Almanca ve Fransızca dillerinde düzenlenen ve 200 yabancı Turiste uygulanmış olan Turizm sektörü ile ilgili anketle, çok faydalı sonuçlar tespit edilmiş , (Örneğin ramazanın yaz aylarına denk geldiğinden, sahur ve iftarlarda top atılmasında çok korktuklarını belirtmişler, görevli personele gülümsemeyi öğretin vb.) ilgililere iletilmiştir. Daha sonra Turizm ve Tanıtma Bakanlığından gelen yetkililere, anket ve sonuçlarını içeren dosya verilmiştir. Eğitimi ve işletmecileri ilgilendiren hususlar, yapılan toplantılar da ilgililerle paylaşılmıştır. • Ege Belediyeciler Birliği üyelerinin Kuşadası’nı ziyaretleri sırasında okulda kokteyl verilmiştir. Kokteyle, Turizm Bakanı Lütfi TOKOĞLU ve İlgili bürokratlarla birlikte, Belediye Başkanları ve Kuşadası’nda protokole dâhil yetkililer katılmışlardır. Bu etkinliğe, okulun tanıtımı açısından elden geldiği kadar özen gösterilmiştir. Düzenlenen kokteyl sonrası anı fotoğrafı Öğrenciler kokteyl masası önünde Celal Durmuşoğlu Turizm Bakanı Lütfi Tokoğlu’na okulun sorunlarını aktarıyor Okulda düzenlenen kokteyl sonrası anı fotoğrafı. Kokteyl sırasında, ilgililer ve yetkililerle, okulun kendi bina ve tesislerine kavuşturulması, eksik araç-gereçlerin gönderilmesi ve ilgililer nezdinde desteklenmesi konusunda ihtiyaçlar iletilmiş ve görüşler ifade edilmiştir. • Kuşadası’nda Turizm Radyosu kurulması; Ege ve Akdeniz de seyreden yabancı yatlara hitap edecek “FM” frekanslı İngilizce-Almanca-Fransızca dillerinde yayın yapabilecek, yayın programı, Milli Eğitim ve Turizm Bakanlığınca düzenlenecek, (okulun iş gücünden de yararlanılarak), Kuşadası’nda yayın yapabilecek radyo istasyonuna izin alınması için Okul Koruma Derneği ile birlikte hazırlanan dosya bir dilekçe ile eklenerek TRT Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir, ancak sonuç alınamamıştır. (izin alınması halinde bir öğrenci velisi istasyonu kurabileceğini iletmişti.) Öğrencilere ücretsiz ders sağlanması; Gönüllü ve konusunda yeterli kişilerce öğrencilere, okulda yabancı dil ve fen derslerinde vb. konularda ücretsiz derslerle başarılarına katkı sağlanmıştır. Bu konuda özveride bulunan, Attila ARSLAN, diğer emeği geçenler de unutulmamalıdır. • Okul bahçesine, basket ve voleybol sahası yapılması; Özel girişimlerle, Gençlik ve Spor Bakanlığından basket potası ve voleybol direkleri ve filesi temin edilmiştir. Okul öğretmen, öğrenci ve personelinin özverili emekleriyle zemin düzeltmesi yapılarak ve ölçülerine uygun sahalar hazırlanmıştır. Bu hazırlığı yerinde gören Aydın Valisi Zekai GÜMÜŞDİŞ, Bayındırlık Müdürüne bir kamyon çimento gönderilmesini söylemiş ve gereği yerine getirilmiştir. Ön hazırlığı yapılan zemine çimento dökülmüş ve direkler potalar yerleştirilmiş, öğrencilerin kullanımına açılmıştır. Okul bahçesine basket, voleybol sahası yapılması için personel ve Turizm Bakanı anı defterini imzalarken Turizm Radyosu açılması ile ilgili yerel basın küpürü KUYETA MAYIS 2012 14 basket ve voleybol sahası yapımında çalışan öğrenciler öğrenciler çalışma halinde. • Kuşadası’nda 7/24 saat ambulans hizmeti; Koruma Derneği ile birlikte, yaz sezonu boyunca, okulun telefonu ve yeme-içme imkânları kullanılarak, hizmet verilebileceği düşünülerek, Kızılay Genel Merkezinden şoförlü ambulans istenmiştir. İstek olumlu karşılanmış ve ambulans okulun önünde sezon boyunca hizmete hazır tutulmuştur. • Öğrencilerin sağlık taramaları; Öğrencilerin sağlık taramaları ve kontrolleri, özverili çaba ve ücretsiz olarak Dr. Ali ALKIŞ tarafından periyodik olarak yapılmıştır. Ayrıca, Hükümet Tabibi Dr. Şenol ŞENYILMAZ öğrencilerin sorunlarına yakın ilgi ve desteklerini vermiştir. • 1975-76yılı yaz sezonu öncesi, konaklama vb. işletme yetkilileri ile okulda yapılan toplantı ve sonuçları: Toplantıda, yaz sezonunda yaşayan sıkıntılar ve çözüm yolları görüşülmüştür. En önemli sorunun, otel işletmeleri ile seyahat acenteleri arasındaki sözleşmelerden doğan folklor gösterilerinin de yer aldığı, İzmir den getirtilen ekiplerin (geç gelerek veya gelmeyerek vb.) sıkıntılara neden olduğu belirtilmiştir. Okul müdürü konuyu araştırarak, ikinci bir toplantıda bilgi verebileceğini belirtmiştir. Yapılan araştırmada, Ankaradaki bir folklor derneğinin konuya sıcak baktığı tespit edildikten sonra, detaylara geçilmiş, yeme-yatma-yol parası vb. giderlerin işletmelerce karşılanması halinde, sezon boyunca işletmelere, folklor gösterilerinin mümkün olacağı belirtilmiştir. Yapılan protokol ile bu girişim hayata geçirilmiş, Kuştur, Kulüp, Akdeniz Fransız tatil köyü vb. bir program dâhilinde, oyunların İngilizce, Almanca tercümeleri yapılarak sunulan gösteriler çok beğeni kazanmış ve sezon boyunca bu hizmet sürdürülmüştür. Folklor ekiplerinin yatak gideri dışındakiler işletmelerce yatma yerleri içinde izin alınarak okulun öğrenci pansiyonun da karşılanmıştır. Bu organizasyon kolay olmamıştır. Ancak, okul-işletme ilişkilerinin pekiştirilmesi için önemli görülerek yapılmıştır. 9 – Aydın da kurulması düşünülen Turizm ve otel işletmeciliği yüksek okulunun, ilk toplantısı Kuşadası otelcilik ve turizm meslek lisesinde gerçekleşti. Toplantı, ege üniversitesi, İktisadi amacıyla gelen kişilerle karşılıklı görüşmeler ve bilgilendirmeler yapılmıştır. Başlangıç olarak yerinde bir girişim olduğu ve Kuşadası’nda böyle bir okulun açılışının yöre ekonomisine katkıları olabileceği, nitelikli iş gücü üretimine okulun katkıları olabileceği vurgulanmıştır. 2- Bunun yanında, Ankara’dan özel çabalarla getirtilen daktilo makineleri ile (istenen sayıda olmasa da), istekli öğrencilere ücretsiz olarak okul Müdürü Celal DURMUŞOĞLU tarafından on parmak metodu ile daktilo kursu düzenlenmiştir. Kursa başlangıçta ilgi fazla olmasına rağmen, daha sonraları katılımın azalması nedeniyle kapatılmıştır. 1977–1978 öğretim yılında, yani okulun kuruluşunun üçüncü yılında öğrenciler, son sınıfa gelmiş oldular. Son sınıfta branşlaşmaya geçileceği için, öğrencilerin istekleri ve meslek dersleri öğretmenlerinin kanaatleri doğrultusunda (resepsiyon bölümü- mutfak bölümü ve servis bölümü) meslek dallarına ayrılarak, olanaklar Aydın da kurulması düşünülen turizm yüksek okulu için yapılan ilk toplantı. ölçüsünde bölüm atölyeleri oluşturmaya çalışmıştır. Bu öğretim yılında yeni kayıtlarla I. Sınıf, II. Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinin sınıf ve III. Öğrencileri eğitim ve açılış konuşmasında da “Ülkemizde öğretim yapar hale gelmiştir. Branş Turizm eğitimi veren Fakülte ve eğitiminin, yeterli araç gereç ve yüksek okullarda pratikten uzak uygun atölyelerde yapılması eğitim ve öğretimin uygulandığı, gerekirken yetersizde olsa okulun eğer Kuşadası’nda, Turizm mevcut olanakları en iyi şekilde eğitimine dönük uygulamalı bir kullanılarak eğitim yılının sonuna Yüksek Okul kurulabilirse, Ülke gelinmiştir. İlk mezun verilmiştir. için bir değer olacağı” şeklinde Okulun, ilk mezuniyetinin ifade edilmiştir. BÖLÜM V gerçekleştirmiş olması nedeniyle Kuşadası Otelcilik ve Turizm okul salonunda çay partisi Meslek Lisesinin II ve III. Yılı ve düzenlenmiştir. Kuşadası protokolü ilk mezuniyet öğrenci velileri, işadamları, diğer İlk öğrenciler, birinci yılı ve ilk ilgiler ve Aydın Valisi Enver HIZLAN mezuniyet yıllarını tamamladıkları toplantıya davet edilmiştir. için, 1976–77 öğretim yılında II. Sınıfa geçmişlerdir. Bu öğretim yılında okula yeni I. Sınıf öğrencileri kaydedilmiştir. Bu öğretim yılında da okul içi ve okul dışı etkinlikler sürdürülmüştür. Öğretim yılı ekim- nisan aylarında, stajlarda mayıs- eylül, arasında yapılmaktadır. Stajlar, ileriki yıllarda okul- işyeri ilişkileri nedeniyle, 3308 sayılı çıraklık ve mesleki eğitim konusuna göre staj, işlemleri daha sistemli ve kontrollü yürütülecektir. • Devlet konuğu olarak iki Belçikalı Otelcilik Okulu öğretmeninin okulu ziyaretleri; Kuşadası ve çevresini Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesini incelemek Okulu ziyarete gelen Belçikalı otelcilik okulu öğretmenleri ile yapılan toplantı ve Ticari Bilimler Fakültesi, Otel İşletmeciliği ve Turizm departmanı, Dekan ve Öğretim üyelerinden oluşan bir heyetle İlçe Kaymakamı ve okul müdürü Celal DURMUŞOĞLU’NUN da katılımı ile okulumuzda gerçekleşmiştir. Toplantının amacı lise düzeyin de Mesleki Turizm eğitim programlarının incelenerek, yeni kurulacak Yüksek okulun eğitim programının temelini oluşturmaktı. Bu konuda, karşılıklı bilgi alış verişi yapılarak ilk toplantı sona erdirilmiş, bu konudaki karşılıklı temas ve diğer çalışmalar sürdürülmüştür. Ayrıca konu, Okul Müdürü Celal DURMUŞOĞLU’nun Kuşadası MAYIS 2012 KUYETA 15 Gezginlerin Kaleminden Kuşadası / 16 İngiliz Diplomat William Turner’in 1815 yılındaki Kuşadası İzlenimleri Sedat Onar Araştırmacı Kitabın Adı : “Journal of a Tour in the Levant”(Cilt 3) Yayınevi : John Murray-Archibald Constable, Londra Seyyahlar konusunda Türkiye’deki en yetkin araştırmacılardan biri olan İlhan Pınar seyahatnamelerin ortaya çıkış gerekçesi ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: “Seyahatnameler her şeyden önce dönemlerine özgü bir bilgi toplama yönteminin ürünleridir; özellikle Osmanlı şehirleri ve yerleşim yerleri üzerine yapılan çalışmalarda yararlanılan Avrupalı seyyahların seyahatnamelerinin ortaya çıkışları üç ayak üzerine kuruludur; bunlardan birincisi, Avrupa’nın kendi varlığını tehdit eden karşı taraf yani Osmanlı hakkında bilgilenmek ihtiyacı, ikincisi, Avrupa’nın yaptığı zihinsel sıçrayışın temelini oluşturan merak’ın giderilmesi ve Üçüncüsü seyyahların yaygın olarak yollarda olduğu dönemde toplumun haber ve bilgi ihtiyacının karşılanmasıdır”. Gerçekten de Avrupalılarca mistik ve sihirli bir ülke olarak algılanan Osmanlı Devleti birçok gezginin uğramadan geçemeyeceği birçok unsuru bünyesinde barındırmıştır. Seyyahların ülkemizi tercih etmesinde İlhan Pınar’ın gerekçelerine benim ilave edeceklerim de şunlardır: İlk olarak dünyanın birçok ülkesinde olmayacak kadar değişik tarihi esere ve ören yerine ev sahipliği yapmasıdır. Haliyle bu kadar tarihi eser dünyanın en kadim milletleri tarafından yaratılarak bu topraklara bırakılmıştır. Birçok kavime ev sahipliği yapan Anadolu toprakları tarihin başladığı ve her santiminden dışarı tarihin fışkırdığı bir mekândır. Haliyle insandaki gezme dürtüsünü besler. Bu topraklar diğer dünya ülkelerinden farklı olanı barındırır. Zira batı ile doğu, kuzey ile güney arasında bir köprü niteliği taşıyan Anadolu bu kültürlerin sentezinden farklı bir kültürel doku üretmiştir. Dünyanın başka bölgelerinde olmayan bu farklı doku o dönemlerde batı tarafından hiç bilinmemektedir. Zira batı ülkeleri uzak Asya ve Afrika dâhil sömürü düzeni kurduğu pek çok ülke ve bölgeyi yakından tanırken, tamamen bağımsız ve yarı yarıya dışarıya kapalı Osmanlı ülkesi pek tanınmamaktadır. Tanımak istemektedir. Batı dünyasına göre Osmanlının herkese meydan okuyan bir gururu, öne eğilmez bir başı vardır. Asidir, yıllarca doğu yollarını tıkayan önemli bir kaledir. Özellikle Hıristiyan dünyasının kaynağı sayılan Orta Doğu ve Anadolu toprakları farklı bir dinsel inanış olan KUYETA MAYIS 2012 16 Müslümanların, dolayısıyla Osmanlının kontrolü altındadır. Ancak Müslüman olmasına rağmen engin hoş görüsü ile Hıristiyan dünyasının birçok kutsal kentinin (Antakya, Efes, Tarsus, İstanbul) batılılara tanıtılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Seyyahlar da bu topraklardaki Hıristiyan kültürüne ait öğeleri tanıtmak için en önemli araçtır. Bütün bunlardan daha önemlisi Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisindeki her karıştan tarihi eser fışkırmaktadır. Türklerin bir kısmının “taş parçası” olarak küçümsedikleri pek çok eser batılıların iştahını kabartacak kadar değerlidir. Gelen seyyahların büyük bir bölümü tarihi eserlerden taşınabilir nitelikteki her eseri ülke dışına kaçırma eğilimi içindedir. Zaten William Turner’in özel ilgi alanı tarihi mühürler ve sikkelerdir. Turner, Osmanlı topraklarında görev yaptığı dönem içerisinde tarihi sikkeler ve mühürlerden müthiş bir koleksiyon oluşturmuştur. Bugün İngiltere’nin en büyük tarihi sikke, para ve mühür koleksiyonu William Turner’in koleksiyonudur. Paha biçilememektedir. Öyle bir koleksiyondur ki, İngiliz devletince koruma altına alınmış ve referans koleksiyon olarak yani tüm çeşitleri içinde barındırmasından dolayı başvuru yapılabilecek veya karşılaştırma yapılabilecek bir koleksiyondur. Eserlerin tamamına yakını bizim ülkemizden dışarı çıkarılmıştır. 1815 yılının Ocak ayında Kuşadası’na gelen İngiliz diplomat William Turner’in “Journal of a Tour in the Levant” (Levant’ta Gezi Günlüğü) adında yayınlanmış üç ciltlik kitabını incelediğinizde, gezgini seyahate yönlendiren farklı şeylerin de olduğunu görmekteyiz. William Turner hem Türk, hem de Yunan gelenek ve göreneklerini incelemeye bir ömür adamış bir seyyahtır. Turner, Türk ve Yunan gelenek ve göreneklerine hayrandır. Bu gelenek ve göreneklerin kendi toplumunda olmamasını İngiltere için eksiklik olarak görmektedir. Türk ve Yunan gelenek ve göreneklerinin bu kadar etkileyici olmasının yegâne nedeni Turner’e göre her iki kültürün de çok köklü iki millet tarafından yaratılmasındadır. Turner, Türk ve Yunan gelenek ve göreneklerini tanıtırken taraf tutmayı da ihmal etmemektedir. Dönemin ruhuna uygun şekilde tipik bir Yunan hayranlığını bazen Türkleri karalamak için de kullanmaktadır. Türkler her ne kadar köklü bir millet ve engin bir kültür yaratmış olsalar da batılılara göre “barbar” bir kavimdir. Yazar : William Turner Kitabın Basım Tarihi: 1820 Turner - Kitap Kapağı Turner, seyahatlerinde giyim-kuşam, batıl inanç, konuşulan lehçeler ve üretilen her şeyle ilgilenmiştir. William Turner 1792 yılında İngiltere’nin Yarmouth kentinde doğmuştur. Üniversite öğretim üyesi olan babasının İngiliz Dışişleri Bakanı ile olan dostluğu sayesinde 1811 yılında İngiltere’nin İstanbul Büyükelçiliğinde görevlendirilmiştir. Aslında Avrupa’da Napolyon Savaşları’nın devam ettiği dönemde bir yandan savaştan kurtulmuş, diğer yandan da çocukluğundan beri hayallerinde büyülü bir atmosfere sahip Osmanlı ülkesinde inceleme olanağı bulmuştur. İstanbul’daki İngiliz Büyükelçiliğinde göreve başladıktan bir yıl sonra 1812 yılındaki Osmanlı-Rus Anlaşmasının mimarlarından biri de genç bir diplomat olan William Turner olmuştur. William Turner, toplam 5 yıl Türkiye’de kalmıştır. Kaldığı süre içinde Osmanlı Saray hayatı, Osmanlıyı oluşturan milletlerin etnik özellikleri, gelenek ve görenekleri konusunda ayrıntılı inceleme yapmıştır. İncelemelerini devamlı seyahat ederek yapmıştır. Seyahatleri esnasında Osmanlı ülkesinin (Anadolu, Ege Adaları-Yunanistan) tamamına yakını dolaşmıştır. Turner, seyahat gözlemlerini 1820 yılında üç cilt halinde yayınladığı “Journal of a Tour in the Levant” (Levant’ta Gezi Günlüğü) adlı William Turner'in Kervan kitabında okuyucuları ile paylaşmıştır. William Turner önce Didim-Milet yöresini gezmiş oradan da Sisam’a geçmiştir. Kuşadası’na Sisam Adası’ndan deniz yoluyla havaların soğuk ve yağmurlu olduğu 1815 yılının Ocak ayında gelmiştir. William Turner’in Kuşadası ile gözlemlerini devam edem bölümlerde aktarıyoruz. Koyu renkli metinler William Turner’in gözlemleri, diğer metinler benim yorumlarımdır. İşte Levant’ta Gezi Günlüğü’nün Kuşadası bölümleri: “11 Ocak 1815 Perşembe: Scala Nova bir parçası düzlükte, bir parçası ise dağın yamacında olan bir kenttir. Yaklaşık olarak 3000 ev bulunmaktadır. Bunun: 2000’i Türklerin, 800’ü Rumların, geri kalanı da Yahudi ve Ermenilerindir. Son dönemde kentte toplam 10 evde yaşayan yaklaşık 40 Yahudi kalmıştır. Türklerin yaşadığı bölüm düzlük alanda, etrafı Türkler tarafından yapılmış surlarla çevrili durumdadır. Bu bölgeye yabancıların girmesi yasaktır. Türkler buraya “kale” adını vermişlerdir. Duvarlar iki tuğla kalınlığında, çok sıradan işçilikle yapılmıştır. Bir çok parçası sallanmaktadır. Bütün Türkler gün batımında kapıları düzenli olarak kapanan bu kalenin içinde yaşarlar.“ Turner’in anlatımları aynı dönemde Kuşadası’na gelmiş seyyahların anlatımlarını desteklemektedir. Turner kentte 3000 ev bulunduğunu belirtmektedir ki, o dönemlerde Kuşadası nüfusunun 20 bin kişi olduğunun bir çeşit doğrulanması gibidir. Ancak Kuşadası surlarını Turner’in çok iyi incelemediği anlaşılmaktadır. İki tuğla kalınlığında denilen surların en dar yeri yapıldığı dönemde bile 2 metreden aşağı düşmemiştir. “Hıristiyanların kale içine girişi kısıtlanmıştır. Buna rağmen bazı Hıristiyanların kale içindeki dükkânlarını gün boyunca açmasına izin verilir. Şüphesiz ki, caddeler salgın hastalıklara davetiye çıkaracak kadar pistir. Kentin Rum Cemaatinin ikamet ettiği mahallesinden aşağıya doğru, taşların arasından etkileyici güzellikte bir pınar akmaktadır. Türk tarafında eli ayağı düzgün bir veya iki dükkân bulunmaktadır. Bütün kenti kaplayan evlerin tamamı ahşaptan yapılmıştır. İskelesi yoktur, bir tane gemilerin demirlediği dış limanı bulunmaktadır. Scala Nova’nın karşısında içinde muhteşem bir kale olan bir ada bulunmaktadır. Burada çok sayıda kuş yaşadığı için, kentin Türkçe ismi olan Kuşadası da buradan türetilmiştir. “ İlçemize 19. yüzyılın başlarında gelen pek çok seyyah Kuşadası şehrinin çok pis olduğu ve hastalıklara davetiye çıkaracağı konusunda hem fikirdir. Diğer önemli bir tespit de Rum Mahallesi denilen Kese Dağı’nın önündeki bölümden kayalar arasından aşağıya akmakta olan pınardır. Şimdi bu pınara ne olmuştur, bilinmez? Lakin, biz Türkler bu bölgeden akan dereye ‘Bokludere’ dediğimize göre durum ortadadır. “Smyrna’nın bütün ticareti güneyinde yer alan Scala Nova’dan yapılmaktadır. Çünkü İzmir’e gidebilmek için gemilerin geçmesi gereken büyük bir yarımada (Çeşme Yarımadası gibi S.O) Scala Nova’da yoktur. Ancak Asya kıtasına giriş kapısı kabul edilen Scala Nova’daki bu transit ticareti şimdi azalmaya başlamıştır. Buradan Smyrna’ya doğru düzenli olmayan, genellikle haftada bir kez çıkarılan kervan seferleri vardır. Bu ticari faaliyetlerden başka, Scala Nova’dan savaş boyunca oldukça büyük miktarlarda mısır ve zahire ihraç edilmiştir. Smyrna ile Melasso (=Milas) arasındaki bu bölgeyi adına Müsellim denilen bir ağa yönetmektedir. Fakat Bay Bonfort bana:kimin cebinde 300bin kuruş parası varsa, bütün bir bölgeyi istediği gibi yönetebilir, bunun dışında bir şey yapamaz, dedi.” “Sabah kalktıktan sonra yürüyerek eski İngiliz Yardımcı Konsolosunu ziyarete gittim. Kendisi bir Zantiot’tu ve burada kırk yıldan bu yana ikamet ediyordu. Aynı zamanda Mr. Werry’nin resmi olmayan adamıydı. Ayrıca ondan Fransız Konsolosuyla arasındaki büyük rekabetten dolayı bana kırgın olduğunu biliyordum ve bu münasebetle O’ndan özür dileyecektim. Akşam kalenin dışında yaptığım küçük bir yürüyüş dışında bütün gün yağan yağmur nedeniyle kapı dışarı çıkmadım.” “12 Ocak 1815 Cuma: Dün geceki yağmur bugün de devam etti. Hatta bu gece de yağmaya devam ediyor. Bütün geceyi evin içinde okuyarak ve yazarak geçiriyorum. George’u atlara bakmaya gönderdim. Efes yoluyla Smyrna’ya gitmek için 3’te beni buldu Kendisine 60 kuruş verdim. Yarın havanın bizim yola çıkmamız için uygun olup olmayacağını merak ediyorum. 13 Ocak 1815 Cumartesi: Güzel parlak güneşli bir sabahtı. Ben atları hazırlaması için George’u gönderdim. Saat 9’u çeyrek geçe yola çıktık. Yolumuz üzerinde sağı solu bezemiş çalılıklar, bereketli ovalarda keçi ve koyun sürülerine bin bir lezzet sunan meralar, ekili alanlar ve yemyeşil dağlar uzanıyordu. Denizi solumuza almış bazen tepelerin arasına gizlenmiş yoldan devam ediyorduk. Yolda birbirinin peşi sıra dizilmiş develerden oluşan uzun kervanlarla karşılaşıyorduk. Kimi kervanın dağların yılankavi yollarında olduğunu develerin boyunlarına asılmış çanların seslerinden anlıyorduk. Buradaki develer çöl devlerinden çok farklıydı. Buradakilerin başlarını dağınık vaziyetteki tüyler kaplamış ve bu develere adeta başlarına taç takılmış gibi daha güçlü bir görüntü vermişti. Bu tip tüylü develer Anadolu'da çok yaygındır. Ama ince yapılı ve tüysüz Arap develerine de rastlamaktayız. Efes Pococke, Chandler ve Dallaway tarafından en ince ayrıntısına kadar tarif edilmiştir. Bende kendi hesabıma bu anlatımı biraz daha dar kapsamlı tutacağım. Saat on iki buçukta Rumlara ait vakıf evleri olduğunu sandığımız Efes kentinin ilk harabelerine geldik.” William Turner’in 1815 yılının Ocak ayında Kuşadası’nda geçirdiği iki günün sonunda kara yoluyla Efes bölgesine geçişinin öyküsü bu şekilde. İnsanı adeta bir düş âlemine götüren seyyahımızın anlattıklarıyla günümüz Kuşadası’nı karşılaştıralım. O pis haliyle eski Kuşadası’nda mı yaşamak istersiniz, yoksa dağın taşın betonlaştığı, insani ilişkilerin menfaate dayalı olduğu yeni Kuşadası’nda mı? William Turner 1816’da İngiltere’ye döndükten sonra Dışişleri Bakanlığında çalışmaya devam etti. 1824 yılında yeniden Büyükelçilik Sekreteri olarak İstanbul’a gönderildi. 2 yıl daha İstanbul’da kaldı. Döneminin en büyük tarihi sikke, para ve mühür alıcılarından biri oldu. 1867 yılında İngiltere’nin Leamington kentinde 74 yaşında öldü. Turner - Efes Plan MAYIS 2012 KUYETA 17 Özel Araştırma KİRAZLI KÖYÜ Bölüm - 2 - SON Yılmaz Gencer Em. Kuşadası Turizm Müd. EFSANE (EVLİYALARIN BİRBİRİNİ ZİYARETİ) Kirazlı’nın iki ünlü evliyası, Yaren Dede ve Sinan Dede iki ebedi dost. Aralarında 5 kilometre uzaklık var. Arada bir birbirlerini ziyaret ederler, canları sıkıldıkça ya da bir zaman sonra akşam olup hava karardığında, Sinan Dede'den bir ışık çıkıyor, köyün üzerinden nur saçılırcasına ışık Yaren Dede’yi ziyarete gidiyor. Bazen de Yaren Dede’den aynı ışık, Kirazlının üzerinde kuyruklu yıldız kayarcasına, Sinan Dede'nin türbesine geliyor. İki dost böylece buluşup hasret gideriyorlar. Evliyalar kenti Kirazlı' da büyükten küçüğe bu bilinir ve konuşulur. Herkes bu iki evliyaya saygılıdır, severler. Evliyalar da Kirazlıları sever, görünmeyen bir manevi güç gibi Kirazlıları korurlar. Yaren Dede, Sinan Dede, Kermen Dede üç dost, bu ışıklar gökyüzünde bir başka yere Kirazlı'dan Kuşadası istikametine bir yere daha ziyaret ederler. Ama neresi? Bunu Kirazlılar da tam anlamıyla çözememiş, ama şu var ki; en çok ziyaret Sinan Dede ve Yaren Dede arasında olduğu inanılan bir gelenek. Bu nurlu ışıkların aralarındaki muhabbet hiç bitmesin... YAREN DEDE (YATIR=EVLİYA) Kirazlı’dan Kuşadası yönüne giden yolun üçüncü kilometresinde, Dereboğazı mevkiinden sağa kıvrılan toprak yoldan gidilir. Ortalama iki buçuk km. kavun, karpuz, tütün, susam tarlalarının yanından geçerek, toprak yolun solunda. Aslanlı Mağarasının hemen beş yüz metre berisinde, bir ağacın yanı başında ebedi istirahatını sürdüren Yaren Dede’yi görüyoruz. Mezar taşının üstünde şu yazıt var. ‘’Allah baki Yaren Dedesi ruhuna Fatiha ". Ağaç dallarının üstüne bez ve ip parçaları bağlanmış, niyetler tutulmuş, istekler birbiri ardına sıralanmış, ulu insan merhum Yaren Dede’ye yüzlerce dualar edilmiş. Yaren, dilimize Farsçadan geçmiş bir kelime olup, arkadaş, dost anlamına gelmektedir. 0, Allah'ın sevgili kulu olmuş, yaşamında Allah yolundan ayrılmamış, insanlara arkadaş olmuş; dost olmuş, sıkıntıda olan insanlara KUYETA MAYIS 2012 18 yardım için Allah'a yalvarmış, yakarmış, sonra da ermiş erenlerden olmuş. Bugün Yaren Mağarasına da adını veren Yaren Dede halen insanlara "yarenlik" ediyor. Yaren Dede dostça kal. Allahın selamı üzerine olsun. Bundan sonra da hiç yalnız kalmayacaksın. SİNAN DEDE (EVLİYA) Köy camisinin yanı başında küçük evlerin arasında kalmış, köyün, küçücük kalan ilk mezarlığının bir köşesinde, 15–20 metrekarelik bir odacık içinde ebedi istirahatını sonsuza kadar sürdürecek olan merhum Sinan Dede yatıyor. 0 küçük baraka içindeki Sinan Dede'nin mezarının üzerine Arap harfleriyle yazılı, yeşil bir örtü örtülmüş, normal mezardan oldukça büyük, tahta kapısının çengeli geçirilmiş, sanki ziyaretçilerini bekler gibi upuzun yatıyor. Halk arasındaki inanışa göre özellikle çocuğu olmayan" kadınların burayı ziyaret ettikten sonra, çocukları olduğu inancı yaygındır. Selvi ağaçları arasında kalmış olan o, eski muhteşem mezarlığın köşesinde anıt bir mezar gibi duran Sinan Dede türbesini, Türkiye’nin birçok yerinden ziyaretçileri ziyaretine gelerek dua edeler, adakta bulunurlar, mum yakarlar. Sinan Dede dostça kal… KERMEN DEDE (Evliya) İzmir’e bağlı, Burgaz Köyü, Aydın’a bağlı Kirazlı Köyü öylesine birbirine yakın ki sanki birleşmişler. Burgaz yok sadece Kirazlı Köyü var gibi. Kermen Dede’ye giderken Burgaz’dan geçiliyor. TRT’nin radyolink yolu üzerinde yüksek dağ yamacında; Kirazlı ve Burgaz’ı seyretmeye doyamamış gibi, seyrediyor Kermen Dede. Kuraklık söz konusu olduğunda, yağmur duası için köy halkı arkada, imam önde Kermen Dede’ye çıkarlar, burada dua ederler, kurban keserler, adakta bulunurlar. Sonra köye dönerler. Kermen Dede’nin duaları üzerine, Allah rahmetini esirgemez. Kermen Dede sayesindedir ki Kirazlı Köyü, Kuşadası’nın en suyu bol bölgesidir. Kuşadası’nın da su kuyuları Kirazlı Köyünde bulunmaktadır. Kermen Dede’ye edilen dualar kesilmesin, suyumuz bitmesin. ASAR ALTI - KIRK MERDİVENLER (ROMA DÖNEMİ, M.S. I-II. yüzyıl) Kuşadası-Kirazlı yönünde, Dereboğazı mevkiinde sağ taraftan araçla onbeş dakikalık, toprak yolun doruğuna geldiğinizde (7–8 km.) yolun solunda bir anıt gibi yükselen sivri kayalık dağ yamacı üzerinde Kırkmerdivenleri fark edersiniz. Araçtan indikten sonra, soldan 40–50 m. yürüdüğünüzde, kayaların özenle yontularak merdivenle, kayalık sivri uca çıkarsınız. Doğal Kayaların oyulmasıyla duvarlar oluşturulmuştur. Yukarıdan aşağıya baktığınızda dümdüz ovada, Zeytinlik ve diğer ağaçlardan oluşan o muhteşem manzara ile karşı karşıya gelirsiniz. Uzaklarda ise parlayan deniz manzarası. Önce buranın ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığını anlayamazsınız, ama merdivenlerin alt kısmında Roma dönemi yapı kalıntısını gördüğünüzde buranın bir Roma Devri yaşadığını hayretler içinde görürsünüz. Burası büyük bir ihtimalle Romalılar Döneminde bir gözetleme Kalesi ve ileri Karakol olarak görev yaptığı belli oluyor. Hiçbir araştırma ve kazı belirtilerinin görülmediği bu yerde inceleme yapılırsa başka tarihi kalıntılarında çıkarılması söz konusu olabilir. Kayalık Merdivenlerden dolayı halk arasında buraya Kırk Merdivenler denmektedir. KÖY SOFRASI Kirazlı Köyünden Burgaz’a giderken yolun solunda, köyün merkezine 300 m mesafede Selvi ve zeytin ağaçları arasında, şirin küçük bir bina, ön ve yan bölümleri modern olmayan çardaklarla donatılmış, yer sofraları, şark usulü kilim ve yastıklarla donatılmış, tam bir köy sofrası oluşturulmuş. Çardakların arka kısmını üzüm bağları sarmış yemyeşil bir cennetin ortasında, yemek yemek köy hayatını yaşamak, köyü ve tertemiz güzel havayı teneffüs etmek bütün stresleri atmak, serin çardaklar altında, sacda gözleme, saç böreği kapama, göveç, mantı, keşkek, ayran, yaprak sarma, bazlamayı köy sofrasının anası Fatma ana'nın elinden yemek nasıl bir hazdır bilir misiniz? Bu köyde ayrıca, yürüyüş, safari ve at gezintileri, ağaçlıklı köy yolu ve dağ yamaçlarında, spora tabii bir anlam kazındırır. KİRAZLI KÖYÜ VE ORGANİK TARIM Kirazlı Köyü Kuşadası’na 10 km. uzaklıkta 1000 nüfuslu dört tarafı dağlarla çevrili bir yayla köyüdür. Sahibi olduğu doğal güzellikleri ve verimli toprakları sayesinde kısa zamanda adını tüm dünyaya duyurdu. 2005 yılında kurulan KİRAZLI EKOLOJİK YAŞAM DERNEĞİ (KEYAD) öncülüğünde başlatılan organik tarım uygulaması ve Birleşmiş milletler (UNDP_ SGP ) destekli Biyo çeşitliliğin korunması, yerli köy türlerine ekonomik değer kazandırılması, güneş enerjisinden yararlanarak sebze kurutma fırınlarının kurulması projesinin uygulanmasıyla köy tamamen dışarıya açıldı. Şu anda pazar günleri açılan ve köylü kadınların ürettiklerini pazarladığı KİRAZLI EKO KÖY YEREL ÜRÜNLER PAZARI adıyla faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk köy pazarı Kirazlı’da açıldı. Köylüler ürettikleri organik sertifikalı ürünleri İstanbul, Ankara ve İzmir organik pazarlarına da göndermektedirler. Köy Sofrası başta olmak üzere köyde faaliyet gösteren ve yöresel lezzetleri yaşatmaya çalışan kırsal restoranların pek çoğu kendi bahçelerinde 2005 yılından beri organik ürün yetiştirmekte ve bu ürünleri Mutfaklarında değerlendirmektedir. GÖL YATAĞI (GÖLET) Maki ve çam ağaçlarının donattığı, üç tarafı dağlarla çevrili "Göl Yatağı" bölgesinde yazın, fasulye, mısır, buğday, arpa, gibi ürünler elde edilir. Kışın, dere yataklarından inen sular ve yağmur suları burasını adeta bir göle çevirir. Yazın ise sular çekilmekte ve tarıma elverişli hale gelen ilginç bir köşe oluşmaktadır. Kirazlının bu ilginç köşesi ilkbahar ve sonbaharda stres atma turları, at gezintileri için çok uygundur. KÖY DÜĞÜNÜ Oğlan tarafı, kızı istemeğe giderken; oğlan anası, babası, yakınlarının büyükleri, birlikte kız evine giderler, hoş sohbetten sonra kız istenir, ateşli konuşmalarla, pazarlık yapılır. Düğünden bir hafta önce oğlan evine bayrak asılır. Düğün başlar, davullar ve zurnalar çalınır, yemekli içki masaları hazırlanır. Kız tarafı, oğlan tarafı ve davetliler yerlerini alırlar. 3 gün 3 gece sürecek olan düğünde yemekler yenmeğe, içkiler içilmeğe Köroğlu oyunları oynanmağa başlanır. Düğün devam ederken, oğlan babası yarı saman dolu kereterin içine (kereter, küfe=büyük sepet) tavuk gibi (folloğa) oturtulur, altına birkaç yumurta konur. Kereter, bir ağaca veya duvara asılır. 15 dakika, veya yarım saat sonra, köyün ihtiyar heyeti gelip bakarlar, belli bir miktar yumurta isterler örneğin 20 yumurta. Oğlan tarafı kereterin içine 15 yumurta koyar. Tekrar ihtiyar heyeti gelip bakar, olmadı derler ve birkaç gelip gitmeden sonra yumurtalar tamamlanır. Daha sonra damat getirilerek Kaynakça Ekrem ÖZ SOY, Kuşadası Kaymakama. - Yılmaz CENCER»Kuşadası Turizm Müdürü, Ali TUTAR, 1321 doğumlu »Kirazlı eşrafından, İbrahim ÇELİK,Kirazlı köyü muhtarı, İsmet TUNÇ, Kirazlı köyü Bakkalı, - Hüseyin GÜLTEKİN,Kirazlı. köyü Cam, İmamı, L. Nazik, MTA İzmir Araştırmacısı N.GÜLDALI ,MTA İzmir Araştırmacısı, - Dr,Tuncer BAYKARA, İzmir Şehri ve Tarihi kalabalık meclisin ortasına çömeltilir. O arada bir saç ayağı üzerine bir saç konularak 20 yumurta damadın başı üstünde pişirilir. Pişirilen yumurtalar mecliste dolaştırılarak ikram edilir. Daha sonra, oğlan evi tarafından birini tutup, karnından, ayağından bağlayarak onlardan istekte bulunurlar, (örneğin: kışın karpuz, bal v.b. gibi düğün esnasında az bulunan şeyler) o istekler yerine getirilir ve serbest bırakırlar. Hemen arkasından, bir eve gidilir bir eşek bulunur, heybesine ekilecek tohumlar konur, diğer gözüne de ekmek, peynir, yemekler konur. Karasaban, çapa kürek, tara (balta) yı eşeğe yüklerler. Meclisten biri eşeğe biner, davul zurnanın yanına doğru gelir. Düğünü yapan taraf (oğlan tarafı) çifte koşulur, (damadın dayıları, arkadaşları) tohum ekilir, çapa çapalanır, temizlik yapılır, otlar kesilir. Çift bittikten sonra damadın evine gidilir onlara hediyeler verilir, içki ikram edilir, yemekler yenir. Gülünür, oynanır herkes neşenin, oyunun hazını duyar. Böylece bu temsili oyun oynanır. İkindiye doğru kız evine gidilir. Gelin hazırlanır, o anda kız evinin kapısı kapatılır, (avet=hediye almak için) Hediye alındıktan sonra kız evi eğlenir, oynar, nihayet kız ata bindirilir ve meydan, meydan ağır ağır oğlan evine doğru yol alırken köy gençleri, oğlan, kız, çoluk çocuk, ve büyükler atlı gelinin arkasında kalabalığı: oluştururlar. Silahlar atılır. Oğlan evine gelince, evin üzerindeki bayrak indirilir. (Gelin eve gelmeden bayrak indirilmez, indirilirse uğursuzluk getirdiğine inanılır.) Gelini attan damat indirir. Damadın babası gelinin üzerine buğday, bozuk para saçar. Nihayet eğlenceden, içkiden sarhoş, olmuş gençler birer birer dağılır. Yatsı namazından sonra eve gelinir. İmamla beraber evde dua edilir. Kolonyalar dökülür, şerbetler içilir, lokumlar yenir. Gerdek kapısından damat yumruklanarak gerdeğe sokulur. Kapı kapatılır. MAYIS 2012 KUYETA 19
Benzer belgeler
sayfalar HAZIRAN_`2013.....1-19_opt
Mustafa Veli, Belma Özgün, Dr. Ali Alkış, Dr. Ayşe Şerifoğlu, Mustafa Dinçoğlu, Av. Kaya Egel, Ali Hüseyin Torun, Sedat Onar, Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı, Ata Şakr...
Detaylısayfalar ARALIK_`2013.....1-19_opt
Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak, bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli gö...
Detaylısayfalar aralik_`2012.....1-19
Mahmut Esat Bozkurt'un çalışmaları çok kısa özet olarak bunlar. Ülkesini seven bir insan olarak, bir Türk olarak, bize hizmet eden insanları hayırla anmak ve onların adlarını yaşatmak, en önemli gö...
Detaylısayfalar NISAN_`2013.....1-19_opt
Yrd. Doç. Dr. Eralp Osman Çolakoğlu, Arif Çıkıcı, Özer Kayalı, Ata Şakrak, Ali Can Editör Nail Topal Grafik-Tasarım Nilüfer Saçar Nisa Hukuk Danışmanı Av.Nail Özazman Tercüme (İng-Frs) Duygu Sayra ...
Detaylısayfalar temmuz_`2012.....1-19
GELECEK SAYIDAN İTİBAREN YEREL TARİH SAYFALARINDA KUŞADASI YEREL TARİH ARAŞTIRMALARI GRUBU Adına Sahibi ve Sorumlu Müdür Ali Ergül Yayın Kurulu Ali Ergül, Müjgan Şavkay, Mustafa Veli, Belma Özgün, ...
Detaylı