AYLIK BÜLTENLER SERİSİ MAYIS, 2008 Çocukların okuldaki
Transkript
AYLIK BÜLTENLER SERİSİ MAYIS, 2008 Çocukların okuldaki
AYLIK BÜLTENLER SERİSİ MAYIS, 2008 Çocukların okuldaki eğitimsel deneyimleri kadar, evdeki yaşamsal deneyimleri de eğitimlerinde önem taşımaktadır. Yaşamsal deneyimlerin çocukların akademik becerilerine etkisini bilmek ve neler yapılabileceği ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmak amacıyla 7 Mayıs 2008’de “Bilişsel İşlevlerden Akademik Becerilere Eğitim Ve Yaşam Deneyimleri” adı altında düzenlediğimiz Veli Seminerimizin notlarını sizler için bülten şeklinde düzenledik. Faydalı olması dileklerimizle... Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi BİLİŞSEL İŞLEVLERDEN AKADEMİK BECERİLERE EĞİTİM VE YAŞAM DENEYİMLERİ Yrd. Doç. Dr. Tamer ERGİN Ailece birlikte yapılan faaliyetler arttıkça, çocuğun zihinsel işlevlerini olumlu etkileyen zengin bir uyarıcı ortam yaratılmaktadır. Çocuğun gelişimine katkıda bulunmak her ebeveynin arzuladığı bir konu olmuş, ancak bu konuda neler yapılabileceği konusu çoğu zaman eğitici oyuncak aramanın ötesine geçememiştir. Oysa ki ailece ve birlikte yoğun sohbetlerin yapıldığı, çocuğa; “konuşmadan önündeki yemeğini ye!” komutunun verilmediği akşam yemeklerinin bile beslenme dışında; ardışık uyaranları anlama, konuşmanın seri organizasyonunu sağlama, hafızanın etkin kullanımı, planlanan şeyin belli bir düzende yapılandırılması, sözel örüntüleri anlama vb. gibi bilişsel işlevlerin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Okuma, yazma ve matematik gibi temel akademik becerilere hazırlanan okulöncesi çocukları ile ilköğretim çağı çocuklarında bu becerilerinin alt yapısını oluşturan bu bilişsel işlevlerinin ev ve okul gibi doğal ortamlarda nasıl geliştirilebileceğini bilmek ve uyaran zenginliği olan bir ortam yaratmak oldukça önemli bir konudur. Çünkü bu dönemlerde 1 verilenler çocuğun yetişkinlik yaşamındaki performansını doğrudan etkiler. Uyaran zenginliği olan ortamla kastedilenin pahalı oyuncaklar olmadığı bilinir. Buradaki en önemli nokta çocukla birlikte zaman geçirmek ve belirli gelişimsel amaçları olan etkinlikleri planlayabilmektir. Sohbet sırasında sınayan değil, ama düşündüren soruları sohbetin içine katarak; çocuğunuzun akıl yürütme, sorunlar karşısında stratejik çözümlere ulaşma, bilişsel olarak yaptıklarının farkında olma, dikkatini belli bir konuya odaklama vb gibi becerilerinin gelişimine katkıda bulunmak mümkündür. Kelime haznesi dolu olan çocukların okuma ve yazma gibi akademik çalışmalara daha hazır oldukları bilinen bir gerçektir. Bu amaçla ebeveynlere önerimiz çocukla birlikte bir kitap okuma saatini alışkanlık haline getirilmeleridir. Sohbet dilinin dahi çocuklara çok şey kazandırdığını gördükten sonra akademik dile daha yakın olan ve günlük ihtiyaç dili ile kavram zenginliği karşılaştırılamayacak kadar farklı olan kitapların dili çocukların özellikle dil ve bilişsel gelişimleri üzerinde olumlu etki yaratacaktır. Çocuklardaki yaşam kalitesini yükseltecek bilgi, beceri ve alışkanlıklar geliştirmelerini desteklemek için ev gibi doğal ortamları etkin kullanmak gerekmektedir. Bu konuda özellikle babaların da aktif rol alması çocukların her bir ebeveynin rol kendileri ile oyun oynamak istemedikleri ya da oyun bilmedikleri şeklinde yoğun serzenişleri vardır. Çocuklara babaları ile birlikte yaptıkları faaliyetler sorulduğunda; maça gitme, güreş yapma, yürüyüş yapma, vb faaliyetleri öncelikli olarak dile getirmektedirler. Çocukla birlikte geçirilecek zaman diliminde yapılanların çocukların gelişimi üzerine etkisi sorgulanacak olursa bu tür faaliyetlerin çocukların baba ile hoşça vakit geçirmelerini sağlamasının dışında bir yararı görülmemektedir. Gelişmiş ülkelerde özellikle babaların birlikte zaman geçirme adına yaptıkları faaliyetleri ise çocuklar; tamir yapma, birlikte balık tutma, spor yapma, sinemaya gitme vb. şeklinde sıralamışlardır. Kültürel olarak ailece birlikte yapılan etkinliklerin farklı olması doğaldır. Burada önemli olan seçilen etkinliğin yetişkinden çok, çocuk için etkin bir faaliyet olmasıdır. En önemlisi de hiçbir çocuğun “benim babam hiç oyun bilmiyor” dememesidir. 2 Ebeveynlere Öneriler: Çocuğunuza yaptığı her şeyden sonra “bunu nasıl yaptığını bana anlat!” deyin ki ürettiği stratejik çözümler ile ilgili farkındalığı artsın, ezbere yaşamaktan uzaklaşsın. Üstelik başardığı şeyi birilerine anlatmanın ve kendisiyle gurur duymanın keyfini yaşasın. Unutmayalım ki ne yaptığının farkında olmayla başlayan bir süreçtir, matematiksel düşünme. Öncelikle ona bol bol kitap okuyun ki, zengin kelime haznesi ileride okuduğunu anlamada yardımcı olsun. Ona hikaye ya da masal anlatın ki; olayların ardıl dizilimini anladığında iki-üç aşamalı problemlere hazır bir hafıza yapısı oluşsun. Kitap karıştıran, inceleyen resimlerine meraklı bir çocuk olsun ki daha sonraki yıllarda kitapları karıştırmak alışık olmadığı bir davranış biçimi olmasın. Birlikte bol bol resim yapın ki, okuduğu matematik problemindeki semboller birer imge olarak gözünde kolay canlanabilsin. Kaliteli müzik dinletin ki, gelişmiş ritim algısı ile ritmik olarak sayıları saymaktan keyif alsın. Bu keyif müziğin verdiği enerji ile birleştiğinde matematik faaliyetleri de keyifli algılanabilsin. Birlikte oyun oynayın ki, çocuğunuz kurallara uymayı yönerge almayı sizden öğrenebilsin. Birlikte tamir yapın ki, sizden sorun çözme yöntemlerini izleyerek öğrenebilsin. Çocuğunuzla bazı konuları tartışın ki sizden stratejik düşünmeyi, sorunlara ve problemlere alternatif çözümler üretmeyi öğrenebilsin. Çocuğunuzla şakalaşın ki, estetik duyarlılık kazanabilsin, daha derin düşünen, duygularını kontrol edebilen, problemler karşısında kendine güvenen akademik benlik algısı yüksek biri olabilsin. Arkadaşlarıyla oynasın, spor yapsın. Takım sporlarına özellikle yönlendirin ki, grup içinde organize olmayı başarabilsin. Unutmayın ki toplama işlemi sayısal sembolleri kullanmadan önce başlayan bir süreçtir. Birlikte balık tutmaya gidin ki dikkat performansı artsın. Balık beklerken gelişen sebat duygusu dikkatindeki devamlılık performansını etkilesin ve süre uzadıkça ortaya çıkan hata yapma olasılığı azalsın. 3 Birlikte denize girin, plajda kumla oynayın, denizde taş sektirin ki, çakıl taşının suyun üstünde neden durmadığını anlatın. Anlatın ki, matematiğin özünü oluşturan analitik düşünmenin alt yapısı olan neden-sonuç ilişkisi için doğal ortamlardan yararlanılmış olsun. Birlikte yürüyüş yapın, yürüyüş sırasında yakındaki bir ağaca kaç adımda varılabileceğini tahmin ettirin. Tahmin edebilsin ki matematiksel düşünmenin alt yapısını oluşturan sezgisel düşünme performansı artsın. Böylece ileriki yıllarda “20 cm uzunluğunda …” gibi bir açıklama ile devam eden bir matematik problemini okurken problemin içinde geçen 20 cm uzunluk olarak gözünde canlanabilsin. Bütün bunları yaparken ona kızmayın, yapamadıkları şeyler için azarlamayın, yapabildiklerini destekleyin. “Play Station” ile oynaması, televizyon seyretmesi yerine çocuğunuzu yukarıdaki etkinlikleri yapmaya teşvik edin. Çocuğunuzu ayda en az 2-3 kez sinema ya da tiyatroya götürün. Dikkatli Bir Çocuk İçin Öneriler: Öncelikle varsa yaşanılan sorunun doğru tanımlanması gerekmektedir. Çocuğun bir çalışma sırasında düşüncelerini söze dökmesi konusunda cesaretlendirmesi gerekir. Bu yolla farkındalığının artması için ortam yaratılmış olacaktır.Bu süreçte anne-babalar çocuklarıyla şu şekilde konuşmaya özen göstermelidir: “Bu çalışmayı nasıl başardığını merak ediyorum, bana da anlatır mısın”? “Bunların hepsini bitirdiğinde neyi fark ettin?” “Bu sayfaları yapmanın doğru yolu nedir ve bu sana ne kazandırdı?” “Neden bu yöntemle yaptın, ne umuyordun?” “Bugünkü çalışmanla ilgili ne düşünüyorsun?” “Bunların zor olduğunu söylüyorsun bunları kolaylaştıracak başka yöntemler düşünelim” Çocuk belirli bir düzende olan şeylerle çalışmaya teşvik edilebilir. Çevre düzenlemesinden tutun da gündelik yaşam düzenine kadar her türlü düzen bu noktada önemlidir. Çocuğunuza bir şey aktarırken sesinizin tonunu monotonluktan kurtarmaya çalışmanız faydalı olabilir. Sesinizdeki iniş çıkışlar, konuşmalar arasındaki vurgulamalar dikkati uyanık tutabilir. Zaman zaman onlara minik sürprizler hazırlayabilirsiniz. Çocuğunuzun bir işe başlamadan önce o işi nasıl yapacağını tasarlamak için mutlaka iki dakika ayırmasını sağlayabilirsiniz. O işi tamamladıktan sonra da yaptığının kalite kontrolü için yine biraz zaman verebilirsiniz. Çocuğunuzla kendini başkalarının yerine koyma ve onlar gibi düşünüp hissetme çalışmaları yapabilirsiniz. 4 Çocuğunuzun kendi çalışmalarını değerlendirmeleri için teşvik edebilirsiniz. Olumlu davranışlarını hiç kaçırmadan fark ettiğinizi hissettirebilir ve güzel sözler söyleyebilirsiniz. Öğrenmesi gereken sıralı kavramları (örneğin: günleri, sayıları vs.) şarkıya, tekerlemeye veya şiire dönüştürerek, sırasının daha kolay farkına varılmasını sağlayabilirsiniz. Sıraya koyması gereken şeyleri zihinde kolayca canlandırmak için çizerek öğretebilir, görsel materyal kullanabilir, resimli hikaye haline getirilmiş afişler, çizelgeler hazırlayabilirsiniz. Sayıların sırasına dayalı "sayı bulmacaları" ardışık düzenleme becerisini geliştirecektir. Sevdiği bir oyunun nasıl oynandığını sıra ile anlattırabilirsiniz Bedenini tanımasını ve kullanmasını sağlayacak, yön duygusunu geliştirecek spor, beden, sanat faaliyetlerine katılması yararlı olacaktır. Satranç, tavla, jimnastik, bale, dans, piyano vb. gibi alanlarda aktiviteler varsa, çocuğu bu aktivitelere yönlendirebilirsiniz. Planlı Çocuk İçin Öneriler: Çocuklardaki planlı davranışın odasını toplamayı becerebilme ile sınırlı bir davranış biçimi olmadığı bilinmelidir. Planlama; bir şeyi gerçekleştirmek üzere verilen kararlar ve bu kararları vermede en uygun bilgi ve stratejiden yararlanma gibi bilişsel işlemlerle hareket etmeyi gerektiren karmaşık bir bilişsel süreçtir. Beynin bu organizasyonel tepkisi hiç kuşkusuz bilişsel alandaki üst düzey düşünme becerileri ile ilişkilidir ve doğal olarak akademik becerileri de etkilemektedir. Kısacası bir çocuğun odasını toplarken ürettiği stratejiler ile matematikteki toplama işleminde kullandığı stratejiler aynı bilişsel süreçleri içerir. Odasını toplarken neyi ne amaçla ve nereye koyduğunu bilmeyen ve sonra da yerini hatırlayamayan çocuk, bir matematik probleminde de neyi ne amaçla toplaması gerektiğini bilmediğinde “bu problemde istenilen işlem nedir?” diye bir soru sorduğumuz zaman bilişsel farkındalıkla alınmış bir karar olmaksızın “çarpalım” diyebilmekte, niçin çarpma işlemi yapma kararı verdiği sorulduğunda ise bilinçli bir işlem kararı olmadığı için kararını değiştirip “toplayalım o zaman” gibi bir tepkide bulunabilmektedir. Çocuğumuzun ilerideki akademik yaşantısında karşılaşabileceğimiz bu problemli davranış biçiminin yaygınlaşmaması için veli olarak onlara kendi sorunlarını çözmede rehberlik ederek destek olabiliriz. Giyinme, soyunma yemek yeme vb. gibi temel yaşam becerilerini kendi başına yapabilme ile başlayan bu süreçte biz velilere de önemli 5 sorumluluklar düşmektedir. Planlı davranışı içselleştirmede aşırı koruyucu tutuma sahip ebeveyn çocukları risk altındadır. Okulöncesi hazırlık sınıfındaki bir çocuk hala köftesi blenderdan geçirilerek yediriliyorsa bu durum konuşma becerisi de dahil bir çok gelişim alanındaki becerilerin oluşumunu ve organizasyonunu doğal olarak olumsuz etkileyecektir. Aynı şekilde oyuncaklarını kendi toplamayı beceremeyen çocuk ödev yapma davranışını beceriye dönüştürmede de sıkıntı yaşabilecektir. Bu tür örneklerin sayısını arttırmak mümkündür. Ancak bu örneklerin bize ne anlattığını vurgulamak daha önemlidir. Bu örnekler bize çocukların yaşam becerileri ile akademik alandaki becerilerinin birbiri ile ilişkili olduğunu ve birbirini etkilediğini göstermektedir. Daha da önemlisi yaşam becerisi olarak örneklediğimiz becerilerin akademik becerilerin de alt yapısını oluşturduğu bir gerçektir. Kişinin belirlediği, seçtiği ve problemi üzerinde etkin olarak kullandığı zihinsel bir süreç olan ve organizasyonel bir tepki ile biçimlenen Planlı davranış; bazen sosyal bir sorun karşısında, bazen de akademik içerikli bir soru karşısında problem çözme becerisi için üst düzey bilişsel aktivitelerle karşımıza çıkmaktadır. Özellikle stratejiler, planlar ve karar verici işlevler problem çözme davranışını tanımlamada sıkça kullanılır. Bu tür durumlarda sınıf içinde gerçekleşen eğitimsel deneyinler kadar yaşamsal deneyimlerde farklı stratejik yaklaşımların kullanılabilmesinde önemli rol üstlenir. Yaşamsal deneyim miktarı ağırlıklı olarak biz anne-babaların kazandırabileceği bir birikimdir. Bu amaçla ev gibi çocuğun gelişimindeki doğal ortamlar kullanılmalıdır. Bu ortamda çocuğun halledebileceği sorunlar karşısında sorun çözen değil onları çözümlere yönlendiren rol üstlenmemiz gerekmektedir. Bu gibi durumlarda düşündürücü sorularla çocuğun konuyu sorgulaması hedeflenebilir. “Ne oldu?, Neden oldu?, Ne yapmalı?” tarzındaki sorular; çocuklar tarafından davranışın programlanmasına, kontrol edilmesine ve işlevsel olup olmadığının sorgulanmasına imkan sağlar. Bu sorgulayıcı süreç bir yaşam becerisine dönüştürüldüğünde; bir problemi çözmek ve bir amaca ulaşmak için benimsenen ve gerektiğinde değişiklikler yapılabilen stratejiler ve kararlar dizisi halini alacaktır. Bu süreçte en basitten en karmaşık sorunlara kadar sistematik bir düşünme becerisi yapılandırılmış olacaktır. Bu süreçte DİKKAT gibi diğer bilişsel işlevlerde doğal olarak devrede olacak ve daha bilinçli ve etkin kullanılacaktır. Çünkü çocuklar dikkatsiz ve düşünmeden harekete geçme dürtüsünü planlı davranışla kontrol altına almayı başarabilmektedirler. İster sınıfta, ister sınıfın dışında bir probleme çözüm bulmak zorunda kalmak demek yöntem kullanmanın zorunlu olması demektir ve biz yetişkinler bunu “içsel konuşma” ile doğal olarak yaparız. Çocuklar da 5 yaşından itibaren bu doğal sürece nörolojik olarak hazır olmaya başlarlar. Bu bilişsel işlevin olgunlaşması için onları problemli durumlara yönelik ürettikleri çözümler hakkında konuşturmak işe yarayacaktır. Üstelik bu durum çocuklarımızı ezbere yaşamaktan uzaklaştırarak bilişsel farkındalıklarını arttıracak ve nerede ve nasıl davranmanın uygun olduğu ile ilgili bir bilişsel farkındalık durumunun oluşumuna katkı sağlayacaktır. Bu noktada düzensiz ve rastgele davranışın şımarıklık ile değil de nöropsikolojik temelleri olan planlı davranış ile ilgili olduğunu vurgulamak gerekir. Bu davranış biçiminin de ev ve sınıf gibi doğal ortamlarda adeta antrenman yapar gibi geliştirilmesi gerektiğini bilmeliyiz. Buradaki 6 antrenman ile kastedilen çocukların kendilerinin çözebilecekleri sorunları için yetişkinleri tarafından fırsat verilmesidir. Çocukların kendilerinden beklenilen davranışları beceriye dönüştürmelerinde biz yetişkinlerin duygusal desteği, teşvik edici rolü atlanılmaması gereken bir diğer önemli konudur. Motivasyonla ilgili olan bu yönün ön plana çıkması istenilen davranışların pekişmesinde ve sıklığının artmasında önemlidir. Psiko-sosyal etki çocuğun konuşmasını, davranışını, düşünce yapısını ve duygu durumunu etkileyerek hayatı bilinçli yaşamasına neden olacaktır. Yukarıda tanımlamaya çalıştığımız planlı davranış biçimi ilköğretim yaşamında karşımıza; okuman bir metnin konusunun ve ana fikrinin anlaşılması, bir hikayedeki olay akışının ve örüntüsünün anlaşılması, bir matematik problemini çözerken verilenleri hatırlama ve istenileni bulmak için gerekli olan kuralları uygulama becerisini kazandırmada süreci kolaylaştıran bilişsel işlevler olarak kullanılacaktır. Planlı davranış en çok hareketli çocuklar ve duygularını kontrol etmekte zorlanan çocuklar için problemdir. Bu tür çocuklar planlı davranış gerektiren aktivitelerde düşük performans gösterirler ve genelliklede yanlış anlaşılırlar. Onların amacı kimseye zarar vermek değildir ancak genellikle hareketliliklerinin kurbanı olur ve yanlış anlaşılarak çoğu zaman da yaşıtları tarafından dışlanabilirler. Çocuklarımızın işlevsel ve çeşitli stratejileri kullanarak problemlerine çözümler bulmaları demek üst düzey bilişsel işlevleri etkin kullanabilme becerilerine sahip olmaları demektir. Bu özelliklere sahip çocuklar yeni karşılaştıkları problem durumlara seri bir şekilde çözüm bulabiliyorlar demektir. Bu tablo eminim ki bir çok ebeveyni mutlu eder. Bu mutluluğun bilimsel tanımlaması bilişsel farkındalığı yüksek bir çocuktur. Bu çocuk düşüncesi hakkında düşünebilen, neyi bilip neyi bilmediğini bilen çocuktur. Bu anlamda düşünme becerilerinin değişik yönlerinin farkında olan çocuk bilişsel farkındalığı yüksek olan çocuktur. Kısacası farkının farkında olan çocuktur. 7