dil ve anlatım - indirbakalim.com
Transkript
dil ve anlatım - indirbakalim.com
11. SINIF DİL VE ANLATIM KONU ANLATIMLI SORU BANKASI Bu kitab›n her hakk› sakl›d›r ve Ekstrem Yay›nc›l›k’a aittir. Kitaba ait metin ve sorular, kaynak gösterilerek de olsa kullan›lamaz. Kitab›n haz›rlan›fl yöntemi taklit edilemez. ISBN: 978 – 605 – 4671 – 23 – 6 ‹steme Adresi Ekstrem Yayıncılık Tlf: (0322) 235 64 65 Belgeç : (0322) 232 86 27 www.ekstrem.com.tr Grafik Tasar›m – Dizgi Ekstrem Yay›nc›l›k BASKI Özkan Matbaac›l›k Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. fiti. ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Uygurlar Cad. No. 6 Sincan / ANKARA Tel: (312) 395 48 91 - 92 ÖN SÖZ Sevgili Ö€renciler, "Kaliteli eğitim, kaliteli doküman" felsefesiyle yola çıkan "Ekstrem Yayınları" ara sınıf kitap- larıyla da siz öğrenci ve öğretmenlerimize hizmet sunmanın sevincini yaşamakta. Elinizdeki "11. Sınıf Konu Anlatımlı Dil ve Edebiyat Soru Bankası" kitabı "Yeni müfredat göz önünde bulundurularak" hazırlanmıştır. Konular, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatı doğrultusunda anlatılmış, bol miktarda etkinlik ve uygulamalarla konu kavratılmaya çalışılmıştır. Etkinliklerle konu iyice pekiştirilmiş ve bol miktarda soru ile öğrencinin konuyu kavraması sağlanmıştır. Kitabımızın başarılarınıza katkısının büyük olacağı kanaatiyle, tüm 11. Sınıf öğrencilerine başarılar diliyorum. Kitabımızın hazırlanmasında emeğini esirgemeyen Türkçe zümre öğretmenlerimiz; Eda ÇİVİT'e ve Dilek BARUTÇU'ya ayrıca kitap hazırlık sürecinde vaktinden çaldığım aileme teşekkürü borç bili- yorum. Hepinizin yolu açık, kalemi güçlü olsun! Hakan ÇAKMAK hakancakmak2000@hotmail.com üNiTE-1 ✏ Metinlerin Sınıflandırılması.......................................................................................... 9 – 33 Sanatsal Metinler ✰ Anlatmaya Bağlı Metinler • Masal • Fabl • Destan • Halk Hikayeleri • Mesnevi • Öykü • Roman ✰ Göstermeye Bağlı Metinler • Trajedi • Komedi • Dram • Geleneksel Türk Tiyatrosu – Karagöz – Orta Oyunu – Meddah – Köy Seyirlik Oyunları ✰ Öğretici Metinler • Makale • Deneme • Söyleşi • Eleştiri • Röportaj • Haber Yazıları • Anı • Gezi Yazısı • Biyografi • Otobiyografi • Günlük • Mektup • Bibliyografya ✰ Sözlü Anlatım Türleri • Nutuk • Konferans • Tartışma • Sempozyum • Forum • Münazara • Etkinlik ve Testler üNiTE-2 ✏ Öğretici Metinler ........................................................................................................... 34 – 79 Öğretici Metinler ✰ Mektup – Özel Mektuplar – Resmi Mektuplar – İş Mektupları • Telgraf • Davetiye • Tebrik • Dilekçe • Rapor • Öz Geçmiş • İlan • Reklam ✰ Günce ✰ Anı ✰ Biyografi ✰ Otobiyografi ✰ Sohbet ✰ Haber Yazıları ✰ Fıkra ✰ Deneme ✰ Makale ✰ Eleştiri ✰ Etkinlik ve Testler üNiTE-3 ✏ Sözlü Anlatım.................................................................................................................... 80 – 97 ✰ Röportaj ✰ Mülakat ✰ Nutuk üNiTE-4 ✏ Ses Bilgisi....................................................................................................................... 98 – 118 ✰ Ünlüler ✰ Ünsüzler ✰ Ünlü ve Ünsüz Uyumları • Büyük Ünlü Uyumu • Küçük Ünlü Uyumu • Ünsüz Yumuşaması • Ünsüz Benzeşmesi • Ünlü Daralması • Ses Düşmesi • Ses Türemesi • Ulama • Kaynaştırma Ünsüzleri • N-B Çatışması • Etkinlik ve Testler üNiTE-5 ✏ Yazım Kuralları.............................................................................................................. 119 – 147 ✰ de bağlacı ve –de ekinin yazımı ✰ ki bağlacı ve –ki ekinin yazımı ✰ Sayıların Yazımı ✰ Kısaltmaların Yazımı ✰ İkilemelerin Yazımı ✰ Ek Eylem ve "ile"nin Yazımı ✰ Mastar Ekinin Yazımı ✰ Satır Sonunda Sözcüklerin Bölünmesi ✰ Birleşik Sözcüklerin Yazımı ✰ Büyük Harflerin Kullanım Yerleri ve Yazımı ✰ Mini Yazım Kılavuzu ✰ Etkinlik ve Testler üNiTE-6 ✏ Noktalama İşaretleri..................................................................................................... 148 – 172 ✰ Nokta ✰ Virgül ✰ İki Nokta ✰ Üç Nokta ✰ Ünlem ✰ Kısa Çizgi ✰ Tırnak ✰ Parantez ✰ Kesme İşareti ✰ Etkinlik ve Testler üNiTE-7 ✏ Cümlenin Ögeleri............................................................................................................. 173 – 196 Asıl (Temel) Ögeler • Yüklem • Özne Yardımcı Ögeler • Düz Tümleç (Nesne) • Dolaylı Tümleç • Zarf Tümleci • Edat Tümleci • Ögelerle İlgili Özellikler • Etkinlik ve Testler üNiTE-8 ✏ Cümle Çeşitleri................................................................................................................ 197 – 217 Yapılarına Göre Cümleler • Basit Cümle • Birleşik Cümle – Girişik Birleşik Cümle – İç İçe Birleşik Cümle – Ki bağlaçlı Birleşik Cümle – Şart Birleşik Cümlesi • Sıralı Cümle • Bağlı Cümle Yüklemin Yerine Göre Cümleler • Düz Cümle • Devrik Cümle Yüklemin Türüne Göre Cümleler • İsim Cümlesi • Fiil Cümlesi Anlamlarına Göre Cümleler • Olumlu Cümle • Olumsuz Cümle • Soru Cümlesi • Ünlem Cümlesi Etkinlik ve Testler üNiTE-9 ✏ Anlatım Bozukluğu......................................................................................................... 218 – 263 Anlam Düzeyinde Anlatım Bozuklukları • Gereksiz Sözcük Kullanımı • Gereksiz Yardımcı Eylem Kullanımı • Gereksiz Ek Kullanımı • Yanlış Yerde Kullanılan Sözcükler • Anlamca Çelişen Sözcükler • Anlam Belirsizliği • Birbiriyle Karıştırılan ya da Yanlış Anlamda Kullanılan Sözcükler • Karşılaştırma ve Sıralama Yanlışları • Mantık Yanlışlıkları • Deyim ve Atasözü Yanlışlıkları Cümle Düzeyinde Anlatım Bozuklukları • Tamlama Yanlışlıkları • Yüklem Yanlışlıkları • Özne Yanlışlıkları • Tümleç Yanlışlıkları • Eylemsi Yanlışlıkları • Anlam Belirsizliği • Zamir Belirsizliği • Bağlaçlarla İlgili Yanlışlıklar • Zaman ve Kişi Eki Uyumsuzluğu • Çatı Uyumsuzluğu • Ek Eylem Eksikliği • Yapısal Yanlışlıklar • Özne Yüklem Uygunluğu • Çözümlü Sorular • Boşluk Doldurma Soruları Etkinlik ve Testler METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI I. ÜN‹TE X Metinlerin Sınıflandırılması METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI ÖRNEK SORU Metinler sınıflandırılırken aşağıdakilerden hangisi göz önünde bulundurulmaz? A) Konusu (içeriği) B) Sanatsal yönü C) Sanatçısı D) Kurgusal yönü E) Dile yüklediği işlevi ÇÖZÜM Metinler konusu, sanatsal yönü, kurgusal yönü ve dile yüklediği işlevi göz önünde bulundurulur. Sanatçının kim olduğu önem taşımaz. Metin: Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütününe metin denir. Yanıt C A. SANATSAL (EDEBİ) METİNLER Genel Özellikleri Edebi Metin: Güzel bir üslupla meydana getirilmiş sözlü ve yazılı ürünlere edebi metin denir. ¾¾ Sanatsal metinlerde sezdirmek, çağrıştırmak, hissettirmek, bunların çerçevesinde düşündür- Edebi metinlerde estetik (sanat) ön plandadır. mek ve bir güzellik ortaya koymak esastır. Sözcükler edebi metinlerde mecaz ve yan anlam- ¾¾ Dil ögelerine yan anlam değeri yüklenir, mecazlı larıyla da kullanılabilir. ifadeler kullanılır. Böylece anlatıma çağrışım ve duygu değeri kazandırılarak okuyucunun yeni ve Anlatım: Duygu ve düşüncelerin sözlü veya yazılı olarak dile getirilmesidir. Anlatım dil ile gerçekleşir. Dil, kişinin eğitim durumuna hitap edeceği kişiye, metinlerin özelliğine göre değişiklik gösterir. Metinleri birbirinden ayıran anlatımdır. Dile yüklenilen işlev ve bunun paralelinde ele alınan konu metinlerin ayırıcı farklı anlamlar çıkarabilmesi sağlanır. ¾¾ Edebî metin sistemdir. Bu sistemin parçaları arasında çok yönlü bir ilişki vardır. Bu sistemin herhangi bir parçasıyla oynadığınız zaman sistem bozulur. özelliğidir. ¾¾ Kurmaca olan eserler temelde insan için yazılan, UYARI: sadece insanı çeşitli yönleriyle ele alan ve en Edebi yönü olmayan metinlerde sözcükler gerçek anlamda kullanılır, edebi metinlerde ise sözcükler yan anlamda ve mecaz anlamda kul- önemlisi de bir başka benzeri olmayan, her biri biricik olan eserlerdir. ¾¾ Kurmaca metinlerde okurun ilgisi somut anlam lanılır. düzeyi ile soyut anlam düzeyi arasındaki ilişkiye yöneltilir. Kurmaca metinlerde metin ile gerçek Metinler, yy yy yy yy yy yy Gerçeklikle ilişkileri Kullanılan anlatım türü Metnin içeriği Yazılış amacı Kullanılan anlatım tekniği Dilin kullanımı ve işlevi yy Biçimsel özellikler gibi yönlerden sınıflandırılır. arasındaki bağ okuyucu ancak metnin soyut düzeyinden yola çıkarsa kurulabilir. ¾¾ Kişi, olay, zaman, mekan ögeleri gerçek yaşamdan yola çıkılarak değerlendirilmez. ¾¾ Verilmek istenen ileti kanıtlanamaz, doğruluğu ya da yanlışlığı gösterilemez. ¾¾ Günlük dilin söz değerlerinin anlam sınırı geniş- Bu açıdan metinler, sanat metinleri ve öğretici me- letilir, dil genellikle sanatsal (şiirsel) işlevde kul- tinler olmak üzere işlevleri bakımından ikiye ayrılır. lanılır. 11 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması Sınıflama ve sınıflandırma, felsefede bilgide ilk ve en önemli adım olarak belirli şeylerin birliğini ve çeşitli şey türleri arasındaki ilişkiyi kavramanın yolu; doğada düzen keşfetmenin ilk ve en basit yöntemidir. Konu ve nesneleri cins tür ilişkisine göre sıralama olarak tanımlanır. Sınıflandırma öğrenmeyi, öğretme- ¾¾ Sanatçı öğretmeyi değil yaşatmayı amaçlar. ¾¾ Üslup kaygısı güdülür. ¾¾ İmgelere yer verilir. ¾¾ Betimleme ve öyküleme gibi anlatım biçimleri kullanılır. yi, araştırmayı kolaylaştırmak İçin yapılır. B. ÖĞRETİCİ METİNLER Canlıların çevrelerinde bulunan unsurların sınıflandırılması, insanın yeryüzünde ortaya çıkışından daha eskidir. Zira hayvanlar bile çevrelerinde bulunan objeleri besinler, besin olmayanlar, düşmanlar, rakipler, eşler vs. şeklinde bir gruplandırma yaparak tanırlar. Sınıflandırmanın tarihi Eski Yunan'a kadar uzanır. Eski Yunan bilginlerinden Hippocrates (M.Ö. 460-377), ilk olarak hayvan türlerini saymıştır. Ancak sınıflandırmaya ait bilinen en eski çalışma Yunan filozof Aristoteles(M.Ö.354-291) tarafından yapılmıştır. Aristoteles yapmış olduğu sınıflandırmada "hava, kara ve su" gibi canlıların yaşam ortamlarını temel ¾¾ Dilin herkesçe kullanılan anlamı yani gerçek anlamı kullanılır. ¾¾ Metinlerdeki anlam birimleri, somut anlam düzeyinde gerçek yaşamda karşılıklarını bulurlar. Hayal gücünün payı yok gibidir. ¾¾ Amaç bir bilgiyi, düşünceyi doğrudan okuyucuya aktarmaktır. ¾¾ Dil göndergesel işlevinde kullanılır. Dil duygusal ve çağrışımsal bir özellik taşımaz. olarak almıştır. ¾¾ Nesnel bir anlatım benimsenir. Metinde ileri sürülen düşüncenin doğruluğu ya da yanlışlığı tar- Bilim adamları, canlı ve cansız varlıklar hakkında sistemli ve yeterli bir bilgiye sahip olmak ve dolayısıyla canlı ve cansız varlıklar hakkındaki karışıklığı gidermek için sınıflandırmaya ihtiyaç duymuşlardır. İşte sınıflandırma yapılmamış olsaydı birçok canlı ile ilgili bilginin gelecek kuşaklara aktarılması da söz konusu olmayabilirdi. Günümüzde bilimin her kolunda ilerleme kaydedilmesinin nedeni, işte bu sınıflandırma yönteminin oldukça gelişmiş olması ve daha da geliştirilmesine yoğun bir şekilde devam edilmesidir. Çünkü sınıflandırılamayan şeyler anlamsızdır; tanımlanması, değerlendirilmesi, yargılanması ve diğerlerine iletilmesi mümkün değildir. Bu nedenle sınıflandırılamayan ve adlandırılamayan şeyler sosyal gerçekliğimizin bir parçası olmaz. Sınıflandırma ve adlandırma 'şeyleri' tanıdık hale sokar ve anlam ve tışılabilir. ¾¾ Bilimsel nitelik taşıyanlarda terimler ağır basar. ¾¾ Her metinde yazarın zihniyeti (bakış açısı) onu diğer yazarlardan ayırır. Olumlu, olumsuz, ağırbaşlı, alaycı, eleştirel, onaylamacı gibi bir bakış açısı kullanılabilir. Metnin zihniyeti ana düşüncede yer alır. ¾¾ Öğretmek, açıklamak, bilgi vermek, göstermek ön plana çıkar. ¾¾ Dil öğelerine yan anlam değeri yüklenmez, mecazlı ifadeler kullanılmaz, okuyucunun yeni ve farklı anlamlar çıkarabilmesi söz konusu değildir. önem kazandırır. ¾¾ Açıklama, tartışma, betimleme, öyküleme gibi anlatım biçimlerinden yaralanır. ¾¾ Tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, kar- Sınıflandırmada dikkate alınacak belli başlı kural- lar şu şekilde sıralanabilir: şılaştırma gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılır. a. Sınıfları ayıklamak ya da öbeklemek için, her adım- ¾¾ Üslup kaygısı güdülmez. da yalnızca tek bir ilke kullanılabilir. ¾¾ Kaynağını hayal dünyasından değil, gerçek dün- b. Sınıflama ya da bölmenin adımlarında, hiçbir grup yadan alır. ya da sınıfın atlanmamış olmasına dikkat edilmelidir. ¾¾ Anlatım akıcı, duru, açık ve yalındır. c. Hiçbir ara adım unutulmamalıdır. 12 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Röportaj Mülakat Münazara Söylev Panel Forum Açık oturum Sempozyum Konferans SÖZLÜ ANLATIM 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası 13 fiiir Coflku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler Geleneksel Tiyatro Karagöz Meddah Orta Oyunu Trajedi Komedi Dram Tiyatro Modern Tiyatro Anlatmaya Ba€lı Metinler YAZILI ANLATIM Fabl Masal Hikaye Halk hikayesi Roman Olay Çevresinde Oluflan Metinler Göstermeye Ba€lı Metinler Sanatsal Metinler -Kurmaca Metin- MET‹NLER‹N SINIFLANDIRILMASI Elefltiri Makale Deneme Fıkra Haber Yazısı Sohbet Günlük Anı Biyografi Otobiyografi Gezi Yazısı Gazete Çevresinde Geliflen Metinler Mektup Kiflisel Hayatı Konu Alan Metinler Ö€retici Metinler Metinlerin Sınıflandırılması Metinlerin sınıflandırılması şematik olarak şu şekilde gösterilebilir. Metinlerin Sınıflandırılması A. SANATSAL (EDEBİ) METİNLER b) FABL: OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER 1. Anlatmaya Bağlı Metinler a) MASAL: ¾¾ Bir çeşit hayvan masalı sayılan kısa ve manzum örneklerdir. ¾¾ Batı'da ilk örneklerini veren Yunan Aisophos'tur (Ezop Masalları). Fransız edebiyatında da La Fontaine en güçlü temsilcisidir. Hint edebiyatı ürünü olan Beydeba'nın yazdığı "Kelile ve Dimne", Doğu'da ilk örnek sayılmaktadır. Türk edebiyatında ilk fabl örneği ise Şeyhi tarafından yazı- ¾¾ Olaya dayalı ve kısadır. lan "Harname"dir. ¾¾ Anonimdir ve olağanüstülükler içerir. Sözlü ede- c) DESTAN (Epope): biyat ürünüdür, oluşumlarından çok sonra derlenerek yazıya geçirilmişlerdir. ¾¾ Didaktik özellik taşır iyilik erdem övülür ve genellikle zıt durumların ele alındığı görülür (iyilikkötülük, alçakgönüllülük-kibir...gibi) amaç eğlendirerek eğitmektir. ¾¾ Zaman, mekan belli değildir, yaklaştırma adlar dışında kişilerin gerçek adları yoktur. ¾¾ Epik şiirin en eski örnekleridir; yani manzum yapıdadır. ¾¾ Anlatımda –mişli geçmiş zaman kullanılır. ¾¾ Olağanüstü olayları ve kişileri konu alır. Toplumların dini, toplumsal, doğal önemli olaylarını konu ¾¾ Masallar dini özellik taşımaz. alması yönünden de milli özellik taşır. ¾¾ Batı'da Grimm Kardeşler, halk masallarını derlerken H.C. Andersan da yapma masal türünün ¾¾ Olay çevresinde gelişmesi ve uzun olması bakımından romanla benzerlik gösterir. Yine aynı yönden divan edebiyatında karşılığı olan tür ise önemli temsilcisidir. Türk edebiyatında ise Türk masallarını derleme çalışmaları Ziya Gökalp ile başlamıştır. Cumhuriyet devrinde Eflatun Cem mesnevidir. Güney (Masal Baba) ve Pertev Naili Boratav ça- ¾¾ Doğal ve yapma destan olmak üzere iki biçimi lışmaların başını çekmiştir. vardır. 14 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması I. Doğal Destanlar: d) HALK HİKAYESİ: İslamiyet Öncesi Türk Destanları: Yaratılış Destanı (Altay-Yakut), Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı (Saka), Oğuz Kağan Destanı, Attila Destanı (Hun), Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı (Göktürk), Türeyiş Destanı, Göç Destanı (Uygur) İslamiyet Sonrası Türk Destanları: Manas Destanı (Kırgızlara ait, dünyanın en uzun destanıdır, kahraman Manas'ın İslamiyet'i yaymak için yaptıkları anlatılır.), Satuk Buğra Han Destanı (Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han'ın Müslüman oluşu ve İslamiyet'i ¾¾ 16. yy'dan itibaren destanın yerini alan sözlü ve yaymak için yaptığı kahramanlıklar anlatılır.), Cen- anonim hikâyelerdir. giz Han Destanı - Cengizname (Moğol hükümdarı ¾¾ Anlatım nazım-nesir karışıktır. Cengiz'in hayatı, kişiliği ve fetihleri anlatılır.) ¾¾ Kişiler gerçek yaşamdakine yakın, olağanüstü Seyit Battal Gazi Destanı-Battalname: (Emeviler lükler sınırlıdır. döneminde Battal Gazi adlı bir Arap Savaşçının Müs- ¾¾ Uzun olması yönünden destan ve romana benzer. lümanlığı yaymak için yaptıkları anlatılır.), Danişment ¾¾ Genellikle aşk maceralarına dayanır. Gazi Destanı-Danişmentname (Battal Gazi'nin torunu olan Melik Danişment Gazi'nin kahramanlıklarının anlatıldığı destan uzun yıllar bir tarih kitabı olarak ni- e) MESNEVİ: telendirilmiştir.), Köroğlu Destanı (Bolu Beyi'ne karşı ¾¾ Divan edebiyatı nazım biçimidir. savaşan Köroğlu'nun hikayesinin anlatıldığı bu des- ¾¾ Olaya dayalı ve uzun olması yönünden roman ve tan en son oluşan Türk destanıdır.) destanla benzerlik gösterir. ¾¾ İlk mesnevi örneğimiz, Kutadgu Bilig'tir. Diğer Uluslara Ait Doğal Destanlar: Şehname (İran), Ramayana, Mahabarata (Hint), Kalavela (Fin), İlyada f) ÖYKÜ (HİKAYE): ve Odessa (Yunan), Gılgamış (Sümer), Nibelungen, ¾¾ Olmuş ya da olması mümkün olayları yer, zaman, kişi belirterek anlatan kısa yazı türüdür. Gudrun (Alman), İgor (Rus), Şinto (Japon), Chanson Dö Roland (Fransız), Cid (İspanyol), Boewolf (İngiliz) ¾¾ Olay tek, kişi sayısı az, çevre dar, zaman da sınırlıdır. I. Yapma Destanlar: ¾¾ Konu ve plan yönünden ikiye ayrılır. Türk Edebiyatında Yapma Destanlar: "Üç Şehitler Destanı" (Fazıl Hüsnü Dağlarca), "Çanakkale Şehitle- I. Klasik (olay) Öykü: Dünya edebiyatında Mau- rine" (M.Akif Ersoy), "Sakarya Meydan Savaşı" (Cey- passant, Türk edebiyatında Ömer Seyfettin, bu tür hun Atuf Kansu), "Kuvayi Milliye" (Nazım Hikmet), öykünün temsilciliğini yapar. Temelde bir olayın giriş- "Selçukname" (Yazıcıoğlu), "Genç Osman Destanı" gelişme-sonuç bölümleriyle ele alındığı öykü türüdür. (Kayıkçı Kul Mustafa)... II. Durum (kesit) Öyküsü: Dünya edebiyatında An- Diğer Uluslara Ait Yapma Destanlar:"İlahi Komedya" ton Çehov, Türk edebiyatında Memduh Şevket Esen- (Dante-İtalyan Edeb.), "Çılgın Orlando" (Aristo-İtalyan dal ve Sait Faik bu tür öykünün temsilciliğini yapar. Edeb.), "Kurtarılmış Kudüs" (Tasso-İtalyan Edeb.), Temelde belirgin bir olayın alınmadığı, hayatın için- "Kaybolmuş Cennet" (Milton-İngiliz Edeb.), "Aeneis" den bir kesit giriş-gelişme-sonuç planına bağlı kalın- (Vergileus-Latin Edeb.) madan anlatıldığı öykü türüdür. 15 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması yy yy Dünyada ilk öykü örneği, İtalyan edebiyatında Bocacid'ya ait "Decameron"dur. (Bakış Açıları) Türk edebiyatında ilk öykü örneği Ahmet Mithat Efendi'ye ait "Letaif-i Rivayet"tir. Ondan önce yazılan Emin Nihat Bey'in "Müsameretname"si masaldan öyküye geçiş örneği olarak kabul edilir. Edebiyatımızın ilk başarılı küçük örneği de Samipaşazade Sezai'nin "Küçük Şeyler" adlı öy- Anlatmaya Bağlı Metinlerde Anlatıcı Tipleri İlahi (Tanrısal-Hakim) Bakış Açısı: Anlatıcı, olup bitenlerden haberdardır, olayda geçen kişilerin düşüncelerini, olayın nasıl sonuçlanacağını bilir. Anlatım 3. kişi ağzından gerçekleşir. küsüdür. Gözlemci Bakış Açısı: Anlatıcı, olayda geçen kişilerin düşüncelerini ve olayın nasıl sonuçlanacağını bilmez, g) ROMAN: sadece 3. kişi olarak olup bitenleri dışarıdan gözlemleyerek anlatır. Kahraman Bakış Açısı: Olaylar 1. kişi ağzından anlatılır; yani kahraman olayı kendisi anlatır. Okuyucu, olayı yaşayan kişinin kendisinden dinler. 2. Göstermeye Bağlı Metinler a) TİYATRO: ¾¾ Olmuş ya da oması mümkün olayları ayrıntıya inerek anlatan uzun yazı türüdür. ¾¾ Birden fazla olay ve kişi, geniş bir zaman dilimi ve çevre vardır. Betimlemeye ağırlık verilir. ¾¾ Konularına göre çeşitlere ayrılır: Aşk romanı, macera romanı, tarihi roman, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, egzotik roman, bilimkurgu romanı... ¾¾ Dünyada ilk roman örneği, İspanyol edebiyatında Cervantes'in "Don Kişot" romanıdır. Türk edebiyatında roman türünün ilk örnekleri Tanzimat devrinde çeviri yoluyla verilmiştir. İlk çeviri romanımız, Yusuf Kamil Paşa'nın Fransız yazar Fanelon'dan çevirdiği "Telamak"tır. İlk yerli romanımız, Şemsettin Sami'ye ait "Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat"tır. İlk edebi romanımız, Namık Kemal'e ait "İntibah", ilk tarihi romanımız yine Namık Kemal'in "Cezmi"sidir. Romantizmden realizme geçiş romanımız, Samipaşazade Sezai'nin "Següzeşt"i, ilk realist romanımız da Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası"dır. İlk köy romanımız Nabizade Nazım'ın "Karabibik" romanıdır. Yine Nabizade Nazım'a ait "Zehra" romanı ilk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilir. İlk psikolojik romanımız da Mehmet Rauf'un "Eylül" lerinde ortaya çıkmıştır.Yani tiyatro, dinsel törenlerden doğmuştur. Bu törenlerde ilahiler söyleyen bir koronun önündeki aktörlerin sayısının aktarılmasıyla aktörler arasında diyalog başlamış ve bu süreç sonucunda günümüz tiyatrosu ortaya çıkmıştır. Tiyatro Çeşitleri: I. Tragedya (Trajedi): ¾¾ Açık yönü ağır basan, kişide korku ve acıma duyguları uyandıran tür. ¾¾ Trajedilerde kişiler soylu, seçkin ve olağanüstüdür. Krallar, tanrılar, tanrıçalar karakter olarak kullanılır. romanıdır. ¾¾ Konular tarih ya da mitolojiden alınır. 16 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Tiyatro ilk kez M.Ö 6.yy'da Eski Yunan'da Şarap Tanrısı Diyanizos adına yapılan Bağbozumu Şenlik- Metinlerin Sınıflandırılması 3. Entrika Komedisi (Vodvil): Amacı seyirciyi yalnız- ¾¾ Trajedilerde halk dilinden uzak, yüksek bir dil ve üslup kullanılır. ca güldürmek ve şaşırtmak olan komedi çeşidi. (Moliere'in "Scapin'in Dolapları, Shakepeare'in ¾¾ Çirkin ve korkunç olaylar seyirciye gösterilmez. "Yanlışlıklar Komedyası" oyunları bu tür komediye örnektir.) ¾¾ Trajedilerde ahlak ve erdeme büyük önem verilir. 4. Fars: Sanat değeri taşımayan kaba güldürü çeşi¾¾ Üç birlik kuralına uyulur. didir. 5. Komedi Santimantal: Seyirciyi güldürürken duy- ¾¾ Beş bölüm olan trajediler, diyalog ve koro bölümlerinden oluşur. gulandıran, içli duygulu komedi. 6. Parodi: Gerçekte güldürücü olmayan bir olayı gü- ¾¾ Trajediler, nazımla yazılır. lünçleştirerek işleyen komedi. II. Komedya (Komedi): 7. Satir: Yergiye dayanan komedi. ¾¾ İnsanların ve toplumun gülünç yanlarını göstererek, güldürürken düşündüren tür. III.Dram: ¾¾ Kişiler genellikle halktan, orta tabakadan kişilerdir. ¾¾ Trajedinin acıklı yönüyle komedinin güldürücü ¾¾ Konular günlük yaşamdan alınır. yönünü birleştiren türdür. ¾¾ Dil, konu ve kişilere uygun olarak halk diline ya- ¾¾ Konular tarihten itibaren ya da günlük hayattan kındır. seçilir. ¾¾ Kaba sözlerden kaçınılmaz, her şey sahneye ¾¾ Kişiler toplumun her kesiminden olabilir. yansıtılır. ¾¾ Kötü, korkunç, acı verici olaylar seyirciye göste¾¾ Üç birlik kuralına uyulur. rilebilir. ¾¾ Trajedilerde olduğu gibi beş bölüm halinde olan ko- ¾¾ Üslupta seçkinlik aranmaz. mediler de diyalog ve koro bölümlerinden oluşur. ¾¾ Hem nazımla hem nesirle yazılabilir. ¾¾ İlk komediler nazımla yazılırken 17.yy'dan sonra nesirler de yazılmaya başlanmıştır. ¾¾ Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur. Komedi Çeşitleri: ¾¾ Dramın ilkelerini ortaya koyan yazar, Victor 1. Karakter Komedisi: İnsanların gülünç taraflarını Hugo'dur. Alman edebiyatında temsilcileri, Goet- ele alan komedi çeşidi (Moliere'nin "Cimri" ve he ve Schiller; Türk edebiyatında ise Namık Ke- "Tartüffe" komedileri, Shakespeare'in "Venedik mal ve Abdülhak Hamit Tarhan'dır. Taciri" oyunu bu tür komediye örnek verilebilir.) 2. Töre Komedisi: Toplumdaki aksaklıkları ve gü- Diğer Tiyatro Çeşitleri: lünçlükleri anlatan komedi çeşidi. (Şinasi'nin I. Müzikli Tiyatro: "Şair Evlenmesi", Moliere'in "Gülünç Kibarlar", 1. Opera: Sözleri müzikli ve bestelenmiş, seçkin ko- Gogol'un "Müfettiş" oyunu töre komedisine örnek nuların işlendiği tiyatro türüdür. olarak verilebilir.) 17 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması 2. Operet (Müzikal): Sözlerinin bir kısmı müzikli, ¾¾ Ana kahramanlar, Kavuklu ve Pişekâr da halk için yazılmış oyun. Hacivat'a benzer özellikte karakterlerdir. 3. Melodram: Çok acıklı rastlantılar üstüne kurul- III.Meddah: muş bir dram türüdür. ¾¾ Bilinen hikâyelerin tek kişi tarafından canlandırılarak anlatılmasına dayanır. 4. Feeri: Masal tarzı, olağanüstü durumları işleyen oyun. ¾¾ Günümüzdeki karşılığı stand-up gösterileridir. 5. Pandomim: Sözsüz, tamamen jest ve mimiklere ¾¾ Meddah, aksesuar olarak mendil ve baston kul- dayanan oyun. lanır. ¾¾ Doğaçlama ve taklide dayalı gösterilerdir. GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU I. Karagöz: IV. Köy Seyirlik Oyunları: ¾¾ Geleneksel gölge oyunumuzdur. Deve derisin- ¾¾ İnsanların düğünlerde, kış gecelerinde eğlenmek den yapılan figürlerin oynatılarak perde üzerinde amacıyla sergiledikleri oyunlardır. canlandırılmasına dayanır. ¾¾ Doğaçlamaya dayanır. ¾¾ Karagözün oynadığı meydana "küşteri meydanı" denir. Karagöz oynatıcıları da "hayali", "hokka- ¾¾ Özel bir sahne ya da dekor yoktur. baz", "Karagözcü" adlarını alır. ¾¾ 4 bölümden oluşur: Mukaddime - muhavere - fa- B. ÖĞRETİCİ METİNLER sıl - bitiş 1. Gazete Çevresinde Gelişen Metinler: ¾¾ Güldürü ve şive taklitlerine dayanır. a) MAKALE: ¾¾ Yazılı metinleri yoktur, doğaçlama (tuluata) dayanır. Bir konuda ileri sürülen düşünceyi kanıtlamak ve savunmak amacıyla yazılan yazılardır. Anlatımda kesinlik ve iddia söz konusudur. ¾¾ İki ana kahraman, Karagöz ve Hacivat'tır. Bunların yanı sıra Zenne, Çelebi, Tiryaki, Beberuhi, İlk Makale Örneği: Laz, Rum, Frenk... gibi yardımcı tipler de vardır. • "Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi" (Şinasi-Tanzi- mat Dönemi) II. Orta Oyunu: Önemli Makale Örnekleri: ¾¾ Karagözün perdeden meydana inmiş biçimidir. • • Kol oyunu, Meydan Oyunu, Zuhuri gibi adlar almıştır. "Edebiyat ve Hukuk" (Hüseyin Cahit Yalçın - Ser- vetiifünun) • ¾¾ Orta oyunu meydanına "palanga" denir. Dekor olarak "yenidünya" denen bir paravana ile "dük- "Kara Bir Gün" (Süleyman Nazif - Servetifünun) b) DENEME: kan" denen tezgâh veya birkaç iskemle kullanılır. Yazarın kişisel duygu ve düşüncelerini kanıtlama amacı gütmeden dile getirdiği yazı türüdür. Bu yazı ¾¾ Karagöz gibi yazılı metni yoktur, doğaçlamaya türünde yazar, düşüncelerini kendi kendisiyle konu- dayanır; şive taklitlerine yer verilir. şuyormuş gibi kaleme alır. 18 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası "Şiir ve İnşa" (Ziya Paşa - Tanzimat Dönemi) Metinlerin Sınıflandırılması Batı Edebiyatında Deneme Ustaları: Montaigne (İlk "Zemzeme Ön sözü" de Recaizade Mahmut deneme yazarı Fransız denemeci), Bacon (İngiliz de- Ekrem'in yine aynı döneme ait bir diğer önemli eleşti- nemeci) risidir. Türk Edebiyatında Deneme ve Önemli Örnekleri: Bizde deneme Cumhuriyet devrinde gelişmiştir ve Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kap- en önemli ustası Nurullah Ataç'tır. "Karalama Defte- lan, Asım Bezirci... gibi yazarlardır. Cumhuriyet döneminin önemli eleştiri yazarları, ri, Günlerin Getirdiği, Okuruma Mektuplar"... yazarın önemli denemeleridir. • • f) RÖPORTAJ: leme, araştırma, soruşturma yoluyla yansıtan gazete "Günlerin Götürdüğü", "Düşün Payı" (Suut Kemal ve dergi yazısıdır. Yazar, gerektikçe fotoğraf ve bel- Yetkin) • Bir olay ya da durumu yerinde gezip görme, ince- "Beş Şehir" (A. Hamdi Tanpınar) gelerin tanıklığından yararlanır. Bu yazılar gazeteler- "Mavi ve Kara" (Sabahattin Eyüboğlu)... edebiya- de bir dizi halinde günlerce yayımlanabilir. Röportaj- tımızda önemli deneme yazılarıdır. larda bilgiden başka yazarın yorum ve izlenimleri de yer alır, bu yönüyle röpotaj için haber yazısının yorum c) SÖYLEŞİ (Sohbet): katılmış hali denilir. Bu tür, dilimizde önce mülakat te- rimiyle karşılanmış; sonradan kapsamı genişleyerek Yazarın herhangi bir konuda düşüncelerini okurla konuşuyormuşçasına, senli benli bir üslupla anlattığı röportaj halini ve adını almıştır. yazı türüdür. Eski edebiyatta adı, musahabedir. Önemli Röportaj Örnekleri: • Önemli Söyleşi Örnekleri: • • "Ramazan Sohbetleri" (Ahmet Rasim), "Diyorlar ki" (Ruşen Eşref Ünaydın-İlk röportaj ör- neği) • "Eşref Saati" (Şevket Rado) "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Müla- kat" (Ruşen Eşref Ünaydın) • • d) FIKRA (Köşe Yazısı): Güncel, günübirlik olayları fazla ayrıntıya inme- den, bilimsellik iddiası taşımadan ele alan kısa yazı- "Oy Fırat Asi Fırat" (Fikret Otyam) "Peri Bacaları", "Bu Diyar Baştan Başa", "Çukuro- va Yana Yana", "Allah'ın Askerleri"... (Yaşar Kemal) lardır. g) HABER YAZILARI: Önemli Fıkra Örnekleri ve Yazarları: • "Şehir Mektupları" (Ahmet Rasim-İlk fıkra örneği), Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin, Falih Rıfkı Atay, yazılardır. Haberlerin günlük, toplumun büyük kesimini ilgilendiren, ilgi çekici konularda ve doğru olması, Oktay Akbal, Haldun Taner... yazarın tarafsız olup yorumdan kaçınması haber yazılarında dikkat edilecek noktalardır. e) ELEŞTİRİ (Tenkit): Haberlerin halka duyurulması amacıyla yazılan Sanat eserleri ve sanatçıları türlü yönden değer- lendirme amacıyla yazılan yazılar. 2. Kişisel Hayat Çevresinde Oluşan Metinler: Önemli Eleştiri Örnekleri ve Yazarları: a) ANI (Hatıra): Bizde eleştiri Cumhuriyet döneminde gelişme Kişinin ya kendi yaşadıklarını ya da tanık oldukla- göstermiştir, ilk örnekleri ise Tanzimat devrinde veril- rını anlattığı yazılardır, günlükler gibi yazarın tanıklı- miş. ğına dayanır. "Lisan-ı Osmanî'nin Edebiyattı Hakkında Bazı İlk Anı Örneği: Mülahazatı Şamildir" başlıklı Namık Kemal'e ait yazı ve yine Namık Kemal'in "Tahrib-i Harabat" eseri, tü- • rün ilk örnekleri sayılır. taşır.) 19 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası "Babürname" (Babür Şah-16.yy anı gezi özelliği Metinlerin Sınıflandırılması Önemli Anı Örnekleri: • • • • • • Anadolu Sahasında İlk Örnek: • "Magosa Hatıraları" (Namık Kemal) "Heşt Behişt" (Sehi Bey - 16.yy) "Defter-i Amal" (Ziya Paşa) "Ömer'in Çocukluğu" (Muallim Naci) ¾¾ Bir kişinin hayatıyla birlikte kişiliğini, kişiliğini oluş- "Kırk Yıl", "Saray ve Ötesi" (Halit Ziya Uşaklıgil) turan unsurları, eserlerini, hizmetlerini vb. özellik- "Edebi Hatıralar" (Hüseyin Cahit Yalçın) lerini ayrıntılı biçimde anlatan biyografik inceleme "Zoraki Diplamat", "Vatan Yolunda", Anamın Kita- yazısına monografi denir. bı", "Politikada 45 Yıl" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) • d) OTOBİYOGRAFİ (Öz yaşam Öyküsü): "Mor Salkımlı Ev", "Türk'ün Ateşle İmtihanı" (Ha- lide Edip Adıvar) • • "Çankaya", "Zeytindağı" (Falih Rıfkı Atay) • • "Portreler", "Bizim Yokuş" (Yusuf Ziya Ortaç)... b) GEZİ (Seyahat): Bir kişinin kendi hayatını anlattığı yazı türüdür. Edebiyatımızda fazla gelişmiş bir tür değildir. "Böyle Gelmiş Böyle Gitmez" (Aziz Nesin) "Kafa Kağıdı" (Necip Fazıl Kısakürek)... otobiyog- rafiye örnek gösterilebilir. Gezilip görülen yerlerin tarihi, coğrafi, kültürel özelliklerini anlatan yazılar. e) GÜNLÜK (Günce - Jurnal): Dünyada Ünlü Gezi Yazarları: • Marco Polo (Venedikli) • İbni Batuta (Arap) gününe yazmasıyla oluşan yazı türüdür. Eski edebiyatta adı, ruznamedir. İlk Gezi Örneklerimiz: • • • Bir kimsenin yaşadığı olayları tarih atarak, günü İlk Günlük Örneği: "Miratül'l-Memalik" (Seydi Ali Reis) • "Babürname" (Babür Şah) ğüdür) "Seyahat Jurnali" (Direktör Ali Bey - Gezi günlü- "Seyahatname" (Evliya Çelebi) Önemli Günlükler: • • • • Önemli Gezi Yazıları: • • • • • "Avrupa'da Bir Cevelan" (Ahmet Mithat Efendi) "Hac Yolunda" (Cenap Şahabettin) "Seyahat Jurnali" (Direktör Ali Bey) "Günce" (Nurullah Ataç) "Geçmişin Kuşları" (Oktay Akbal) "Günlük" (Salah Birsel) "Frankfurt Seyahatnamesi" (Ahmet Haşim) f) MEKTUP: "Deniz Aşırı", "Yolcu Defteri", Bizim Akdeniz", "Tuna Kıyıları", "Taymis Kıyıları" (Falih Rıfkı Atay) • • "Ruzname" (Ömer Seyfettin - İlk ciddi örnektir) Birbirinden uzakta olan kişilerin haberleşme ya da "Göz Ucuyla Avrupa" (Yusuf Ziya Ortaç) kişilerin iç dünyalarını paylaşma ihtiyacından doğmuş "Tuna'dan Batı'ya" (İsmail Habip Sevük)... yazı türüdür. Özel mektup, edebi ve felsefi mektup, iş mektubu olmak üzere üç türü vardır. Aynı zamanda c) BİYOGRAFİ (Yaşam Öyküsü): bir anlatım biçimi olarak kullanılmakta roman, öykü, eleştiri, sohbet, gezi hatta şiirler bile mektup biçimin- Kişilerin hayatlarını konu alan yazılardır. Eski edebiyatta adı tezkiredir. Eski edebiyatta şairlerin de yazılabilmektedir. hayatlarını konu alan biyografilere ise tezkire-i şuara denirdi. ¾¾ Bu türe kimliğini kazandıran Çiçero'dur. İlk Biyografi Örneği: • "Mecalisü'n - Nefais" (Ali Şir Nevai - İlk şuara tez- İlk Mektup Örneği: • kiresi - 15.yy) 20 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası "Şikayetname" (Fuzuli) Latin yazar Metinlerin Sınıflandırılması c) TARTIŞMA: Kitaplaştırılmış Önemli Mektup Örnekleri: • • "Malta Mektupları" (Ziya Gökalp) ¾¾ İki veya daha fazla kişinin belli bir konuda dü- "Ziya'ya Mektuplar" (Cahit Sıtkı Tarancı) şüncelerini sergileme yoluyla fikir alışverişinde bulunmalarıdır. g) BİBLİYOGRAFYA (Kaynakça): Kitaplar hakkında künye bilgilerin (basım yılı, yeri, ¾¾ Bir konunun olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde eserin yazarı...) yer aldığı yazı türüdür. durulur. SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ ¾¾ Mutlaka bir başkan yönetiminde gerçekleşir. a) NUTUK (Söylev): ¾¾ Bir topluluğa heyecan vermek ya da belirli bir dü- ¾¾ Eski adı "münakaşa"dır. şünceyi aşılamak amacıyla yapılan konuşmalar. ¾¾ Konuşmacılar, konuşma kurallarına uymalı, hoş¾¾ Her konuda yapılabilir. görülü olmalıdır. ¾¾ Mutlaka topluluk karşısında gerçekleştirilir. ¾¾ Konu dışına çıkmamalı, konuşmacılar başkanın izni olmadan konuşmamalıdır. ¾¾ Söylev veren kişi konuşmasını duruş ve hareketleriyle desteklemelidir, konusunu çeşitli yönleriyle iyi bilmelidir, dinleyicilerin kültür düzeyleri, zevk- Başkanın Görevleri: leri konuşmacı tarafından dikkate alınmalıdır. ¾¾ Konuyu ortaya koyup sınırlar. ¾¾ Edebiyatımızda ilk söylev örneği, "Göktürk ¾¾ Konuşmacılara söz hakkı verir. Yazıtları"dır; Cumhuriyet devrinin en büyük söylevi, Mustafa Kemal'in "Nutuk"udur. Mehmet Akif ¾¾ Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını engeller. ve Halide Edip söylevde önemli isimlerdir. ¾¾ Tartışmanın laf dalaşına ve çekişmeye dönüşme¾¾ Yunan edebiyatında Demosthanes, Latin edebi- sine izin vermez. yatında ise Çiçero türünün ilk ve önemli temsilcileridir. ¾¾ Tartışmanın süreye ve söz sırasına uygun yürütülmesini sağlar. b) KONFERANS: ¾¾ Tartışma sonuçlarını rapor haline getirir. ¾¾ Uzman bir kişi tarafından dinleyicileri belli bir konuda bilgilendirmek amacıyla yapılan tek kişilik Tartışma Çeşitleri: konuşma. I. Açık Oturum: ¾¾ Bir konunun birden fazla konuşmacı tarafından ¾¾ Konferanslar genellikle kapalı mekânlarda verilir dinleyiciler önünde ağırbaşlı, ciddi bir havada tar- ve sanat, edebiyat, bilim, siyaset... gibi çeşitli ko- tışılması. nularda olabilir. ¾¾ Amaç, bir konuyu topluma anlatmak ve toplumu ¾¾ Konferansın konusu, kim tarafından verileceği, bilgilendirmektir. yeri, tarihi ve saati önceden ilan edilir. ¾¾ Konunun toplumun büyük bir kesimini ilgilendir- ¾¾ Konuşmanın sonunda dinleyiciler konuşmacıya mesi ve güncel olması açık oturumun önemini soru sorabilirler. artırır. 21 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması V. Sempozyum (Bilgi Şöleni): ¾¾ Konuşmacı sayısında sınırlama yoktur, başkan süreyi konuşmacı sayısına göre değerlendirir. ¾¾ Özellikle bilim, sanat, fikir ağırlıklı konuların uzman kişiler tarafından çeşitli yönleriyle incelen- ¾¾ Açık oturumlar, büyük bir dinleyici kitlesi önünde mesi ve dinleyicilere sunulması. olabildiği gibi stüdyo ortamında da gerçekleşebilir. ¾¾ Birkaç oturumda gerçekleşir; yani süre olarak en uzun tartışma türüdür. II. Panel: ¾¾ Bir konunun kesin bir karara varmaksızın dinleyi- ¾¾ Amaç, değerlendirilen konuya çözüm üretmektir. ciler önünde sohbet havasında tartışılmasıdır. ¾¾ Tartışmanın sonunda bir bildiri yayımlanır ve bu ¾¾ Daha samimi bir ortamda geçmesi, küçük dinle- bildiri metni tartışmanın sonunda aynen okunarak yici gruplarıyla mikrofonsuz bir şekilde gerçekleş- kamuoyuna duyurulur. mesi yönlerinden panel, açık oturumdan ayrılır. ¾¾ Tartışma sonunda alınan kararlar, bilimsel nitelik ¾¾ Panellerde yine açık oturumdan farklı olarak ko- taşır. nuşmacı sayısında sınırlama vardır. En az 3 en Sunum: çok 5 konuşmacı katılabilir. ¾¾ Çeşitli bilim adamlarının, araştırmacıların bir kür¾¾ Panelin sonunda dinleyiciler tartışmaya katılabi- süden dinleyicilere seslenip onları bazı konularda lir; bu durumda panel foruma dönüşür ve bunun bilgilendirmeleri. kararını başkan verir. ¾¾ Sunum yapacak kişi öncelikle konusunu belirler, değişik kaynaklara başvurarak konuya uygun resim, fotoğraf, grafik, slâyt gösterebilir. Hatta söz- III.Forum: süz müzikten bile yararlanabilir. ¾¾ Farklı gruptan dinleyicilerin söz sırası alarak yaptıkları tartışmalar ¾¾ Kişi, kullandığı cümlelerin kısa, etkili ve anlaşılır olmasına dikkat etmeli; kullandığı slâytlarda da ¾¾ Dinleyici ile konuşmacılar birbirinden farksızdır. sunum metnini aynen kullanmadan slâytı da kısa ve öz olarak hazırlamalıdır. ¾¾ Dinleyicilerin tartışmaya aktif biçimde katıldığı tür denilebilir. ¾¾ Sunumda ses, görüntü ve anlatım ögelerinin eş zamanlı olmasına dikkat etmelidir. IV. Münazara: ¾¾ İki grup arasında bir jüri önünde bir tezle antitezin tartışıldığı bu tartışma biçimi, okullarda en çok kullanılan biçimdir. ¾¾ Bir yönü ile fikir ve söz yarışmasıdır. Çünkü tartışmanın sonunda jüri, konuşmacıların hazırlıklarını, savunularını ve konuşmadaki başarılarını değerlendirerek galip tarafı seçer. ¾¾ Her grup kendi başkanını seçer, konuşmacı sayısı da 1 ile 4 arasında değişir. 22 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Divan edebiyatı nazım birimlerinden olan mesnevinin edebiyatımızdaki ilk örneği Kutadgu Bilig'dir. 2. Sempozyum sonunda varılan sonuç bilimsel nitelik taşımaz. 3. Günlük türünün eski edebiyattaki adı ruznamedir. 4 Dünya edebiyatında durum öyküsünün temsilcisi Maupassant'tır. 5. Komedinin gülünç yönü ile trajedinin acıklı yönünü bir arada taşıyan türe dram denir. 6. Münazarada önemli olan savunulan düşüncenin doğruluğu değildir. Savunulan düşüncenin karşı tarafa kabul ettirilmesi esastır. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. 2. 3. 4. 5. 6. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. Bir toplumun geçmişinde yer alan olağanüstü olay ve kişileri konu alan uzun manzum metinlere ............... denir. Belli bir topluluğu heyecanlandırmak veya bir düşünceyi aşılamak için yapılan konuşmalara ............... denir. Toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren veya güncel olan bir konunun birden fazla konuşmacı tarafından tartışılmasına ................ denir. Bilim, sanat, edebiyat gibi konularda uzman kişilerin konuyu çeşitli yönlerden aydınlattığı tartışma türüne ...................... denir. Zıt görüşlere sahip iki grubun kendi görüşlerinin doğru olduğunu kabullendirmek amacıyla yaptığı tartışmaya ................. denir. Bir konunun kesin bir karara varılmaksızın samimi bir ortamda dinleyici önünde tartışılmasına .................. denir. 23 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması ETKİNLİK - III a b c d e f g h Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. Şiir Biyografi 1 Olay çevresinde oluşan edebi metinler 2 Göstermeye bağlı metinler 3 Öğretici metinler 4 Coşku ve heyecanı dile getiren metinler 5 Konusunu kişilerin yaşamından alan metinler Roman Deneme Makale Dram Destan Trajedi 24 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde sempozyum türü ile ilgili verilenlerden yanlış olanları belirleyiniz. 1. 2. Genellikle bilimsel, sanatsal ve akademik konularda kullanılır. Amaç konuyu tartışmak değil, olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirmek konuya yeni bakış açıları kazandırmaktır. 3. Tartışma sonunda varılan sonuçlar bilimsel nitelik taşımaz. 4. Süre olarak en kısa tartışma türüdür. 5. Tek oturumda gerçekleştirilir. 6. Tartışma sonunda konuyla ilgili bir bildiri yayımlanır. ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerde münazara türü ile ilgili verilenlerden yanlış olanları belirleyiniz. 1. Tek antitez şeklinde iki zıt görüşün tartışılmasında kullanılır. 2. Yarışma havası olan bir tartışma türüdür. 3. Amaç inandırıcı olmaya çalışmak ve jüriyi etkilemektir. 4. Savunulan düşüncenin doğru olması esastır. 5. Konuşmalarda süre sınırlaması yoktur. 6. Amaç değerlendirilen konuya çözüm üretmektir. 25 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Metinlerin Sınıflandırılması Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. 1. Metinlerin sınıflandırılmasında kullanılan ölçütleri yazınız. 2. Edebi bir eserin genel özelliklerini yazınız. 3. Öğretici metinlerin hangi amaçla kaleme alındığını yazınız. Aşağıdaki öğretici metin örneğini dil ve anlatım açısından inceleyiniz. 4. 5. Milli Edebiyat akımı sanatçıları, divan edebiyatını Fars edebiyatının, Şinasi'den sonrasını da Fransız edebiyatının taklitçisi sayarak milli bir edebiyat oluşturmanın mücadelesini vermişlerdir. Bu akımın kurucuları Genç Kalemler dergisini çıkaran Ali Canip, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin'dir. Ömer Seyfettin, Türk edebiyatında hikayeleriyle öne çıkmış bir sanatçıdır. Ömer Seyfettin, hikayelerinin yanında makale, deneme, eleştiri, fıkra, anı ve tiyatro türlerinde de eserler vermiştir. Deneme ve eleştirileriyle edebiyat ve sanat kuramına dair görüşler ortaya koymuştur. Göstermeye bağlı metinleri olaya dayalı diğer metinlerden ayıran özellikleri yazınız. 26 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Metinlerin Sınıflandırılması 1 4. Bu eserin kahraman› bizden biri. Benim yak›n bir 1. Aşağıdakilerden hangisi sempozyum ile açık yazar arkadafl›m. Onun hayat›n› anlatt›m eserde. oturumun ortak özelliğini belirtir? Ancak anlat›rken sadece kendi gözlemlerimden de€il belgelerden ve tan›klardan da yararland›m. A) Tartışma sonunda bilimsel nitelik taşıyan bir Bu bilgileri, roman türünün yazara sundu€u genifl bildiri yayımlanır. imkanlardan B) Konusunda uzman kişiler, bir başkan yöneti- yararlanarak iflledim. Roman›n büyüleyici havas› sayesinde de böyle bir eser minde tartışmaya katılır. C) Tartışmalar; bir veya birkaç gün sürebilir. olufltu. D) Tartışma sonunda önceden hazırlanan bir Burada sözü edilen yap›t afla€›daki türlerden hangisine girer? metin aynen okunur. E) Alınan kararları kamuoyuna duyurma amacı vardır. A) Psikolojik roman B) Romantik roman C) Biyografik roman D) Karakter roman› E) Otobiyografik roman 5. I. İnsan topluluklarının geçmişini, zaman ve yer 2. Anlatmaya bağlı metinlerle ilgili aşağıdakiler- den hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır? göstererek anlatan yazı türü. II. Bir kimsenin görüş ve düşüncelerini günü gününe anlattığı, üzerine tarih koyarak meyda- A) Anlatmaya bağlı metinlerde dikkate alınan, na getirdiği yazı. olay değil, anlatıcının bakış açısıdır. III. Bir sanat ya da düşünce eserinin özünü, yapı- B) Anlatmaya bağlı metinler bir anlatıcıyı gerek- sını anlatan, onun değerli ve değersiz yanları- tirir. nı belirten türdür. C) Bu metinlerde anlatıcı, yazarın yerine geçen IV. Olmuş ya da olma olasılığı olan olguları anla- kurmaca bir kişidir. tan tür. D) Anlatmaya bağlı metinlerde dil, edebi nitelik V. Bir gazetecinin herhangi bir yeri gezerek gör- gösterir. düklerini kendi görüşleriyle birleştirerek ve re- E) Bu metinlerde yer alan kahramanlar, tip ve simlerle destekleyerek yazdığı yazı. karakter ayrımı gösterir. Numaralanmış cümlelerle aşağıdaki türler eşleştirildiğinde hangi yazı türü dışta kalır? A) Tarih 3. (I) Öğretici metinlerin yazılış amacı, okura bilgi ak- tarmak, okuru yönlendirmek ya da ikna etmektir. B) Fıkra D) Röportaj C) Eleştiri E) Günlük (II) Bu metinlerde dil, genellikle göndericilik işleviyle kullanılır. (III) Ana düşünce bir öğretici met- 6. Edebi metinlerle ilgili aşağıdaki yargılardan nin yapısındaki bütünlüğü sağlayan temel ögedir. hangisi yanlıştır? (IV) Öğretici metinlerin planında ise sanatsal metinlerdeki gibi giriş, gelişme, sonuç bölümleri yer A) Okuyanın, her okuyuşta değişik anlamlar çı- almaz. (V) Yine sanatsal metinlerden farklı olarak karması mümkündür. öğretici metinlerde kurmaca bir dünya yer almaz. B) Edebi metinlerde amaç, okuru hayali bir dünyada yaşatmak ve okura edebi zevki aşıla- Öğretici metinlerle ilgili numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. maktır. C) Söz sanatları ve imgelerden yararlanılır. D) Gerçekliğe bağlı kalındığı ölçüde değeri artar. E) V. E) Anlatım güzelliğine önem verir. 27 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Metinlerin Sınıflandırılması 7. Aşağıdakilerin hangisinde boş bırakılan yere 1 10. Aşağıda verilen bilgilerin hangisi karşısında ayraç içindeki sözcük getirildiğinde yapılan verilenle uyuşmaz? tanımlama yanlış olur? A) Karagöz ile Hacivat arasında geçer. İki bölüme ayrılır. Bu bölümde yalnız Hacivat'la Karagöz bir oyun oynar. Bu oyun olmayacak bir olayın gerçekmiş gibi anlatılmasıyla başlar, sonra bunun düş olduğu anlaşılır. (Muhavere) B) Oyunun başlangıç bölümüdür. Perdede görüntü verilmeden önce müzik başlar. Hacivat "Of...Hay, Hakk!" diyerek perdede gazeline başlar. (Mukaddime) C) Oyunun kendisidir. Karagöz oyunları genellikle adlarını bu bölümün içeriğinden alır. (Fasıl) D) Bu bölümde Hacivat ve Karagöz'den başka kişiler de görülür. (Muhavere) E) Bu bölüm çok kısadır. Karagöz'le Hacivat arasında kısa bir söyleşme geçer. Oyundan A) ---- kişinin kendi yaşadıklarını ya da tanık olduklarını üstünden zaman geçtikten sonra yazmasıyla oluşan yazı türüdür. (Günlük) B) Bir olay ya da durumu yerinde gezip görme, araştırma, soruşturma yoluyla dile getiren gazete ya da dergi yazısına ---- denir. (röportaj) C) ---- toplumdaki aksaklıkları ve gülünç durumları yansıtan komedi türüdür. (Töre komedisi) D) ---- sanat eserlerini ve sanatçıları değerlendirmeye dayanan türdür. (Eleştiri) E) İnsan ruhunu derinlemesine inceleyen roman türüne ---- denir. (tahlil romanı) çıkacak sonuç da belirtilir. (Bitiş) 8. (I) Fabllar insanlar arasındaki olayları hayvanlar, bitkiler veya cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi gösteren bir çeşit masaldır. (II) Fabllarda bu yolla insanlara ahlak ve ibret dersi vermek, iyiyi örnek göstermek amacı vardır. (III) Daha çok teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur. (IV) Dünya edebiyatında ilk ve en önemli fabllar Hint yazarı Beydaba'ya aittir. Fablları "Kelile ve Dimne" adlı eserde toplamıştır. (V) Türk edebiyatının ilk fabl örneğini Tanzimat Dönemi sanatçısı olan 11. Daracık, parke taşı döşeli sokaklardan yukarı doğru tırmandığınızda vadiyi ve Göynük evlerini yukarıda gören Zafer Kulesi'nin olduğu tepeye ulaşıyorsunuz. Bu arada yolda rastlaştığınız nur yüzlü kasaba insanlarının "merhaba"larından, "hoş geldin"lerinden sepetinize bolca doldurun, sonra lazım olacaktır. Şinasi vermiştir. Bu parçada aşağıdaki edebi türlerden hangisine ilişkin özellikler ağır basar? Numaralanmış cümlelerde fabl için verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Mektup A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I. C) Gezi E) Biyografi 12. I. Hayat› oldu€u gibi, bütün ac›kl› ve gülünç yön leriyle yans›tan, sahnede gösterilmek amac›yla yaz›lm›fl tiyatrolara “dram” denir. 9. İmparatorluklar kurmuş bunca devlet adamları II. Komedide öldürme, yaralama gibi her çeflit uluslarına ne getirmişti, yağmalar, talanlar, sön- olay sahnede gösterilir. müş ocaklar, son şeref edebiyatları, fetih gururla- III. Yazar›n gezip gördü€ü yerlerin ilgi çekici yön- rı dışında? Anadolu halkının köylüsüne ne kazan- lerini, tarihi, co€rafi, ekonomik ve sosyal özel- dırmıştı, ne göstermişti bunca fetihler, istilalar? Bir liklerini kendi görüfl ve düflüncelerini katarak Atatürk gösterdi halkına, köylüsüne hayatı sevinç anlatt›€› yaz›lara “gezi yaz›s›” denir. ve istekle karşılamanın, insan gibi yaşamanın yo- IV. Tan›nm›fl kiflilerin hayat›n› anlatan eserlere lunu. Çünkü bir halk çocuğu, bir halk adamıydı “biyografi” denir. Atatürk. V. Bir yazar›n kendine veya yak›n bir tan›d›€›na ait olaylar› anlatan yaz› türüne “günlük” denir. Bu parçada edebi türlerden hangisine ilişkin nitelikler ağır basmaktadır? A) Fıkra B) Günce D) Deneme B) Anı D) Deneme Numaralanm›fl cümlelerin hangisinde yanl›fl› vard›r? C) Makale A) I. E) Biyografi 28 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası bilgi B) II. C) III. D) IV. E) V. TEST Metinlerin Sınıflandırılması 2 3. Çaylakla Bülbül 1. Ağustos ÇIKMAZI Bir çaylak varmış, Hırsızlığı dillere destan; Köyün üstünden geçtiği zaman Çocuklar bağırırlarmış Eşkıya geliyor diye. Günün birinde bir bülbül Düşmüş bu çaylağın pençesine. Baharın müjdecisi kuş Çaylaktan aman dileyecek olmuş: — Seni doyurmaz ki, demiş, benim etim: Bütün servetim sesimdir benim. Beni yemektense türkümü dinlesenize: Bırakın da Tereus’un başına gelenleri Anlatayım size! — Kimmiş o Tereus? diye sormuş çaylak; Eti budu seninkinden daha mı toparlak? — Hayır, demiş bülbül; tam tersine, Bir deri bir kemik kaldı aşkı yüzünden. Bir türküsünü söyleyeyim de dinleyin: Kim dinlese doyamıyor dinlemeye. — Ya öyle mi? demiş çaylak; Benim derdim sadece karnımı doyurmak. Senin müziğin benim neme gerek? — Ama beni krallar dinliyor, demiş bülbül. — Derdini krallara anlat demiş çaylak; Karnım zil çalarken benim Umurumda mı senin türkülerin! beni koyup koyup gitme ne olursun durduğun yerde dur kendini martılarla bir tutma senin kanatların yok düşersin yorulursun beni koyup koyup gitme, n'olursun bir deniz kıyısında otur gemiler sensiz gitsin bırak herkes gibi yaşasana sen işine gücüne baksana evlenirsin çocuğun olur beni koyup koyup gitme, n'olursun Yukarıdaki metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Biçimsel yönden serbest şiir geleneğine bağlıdır. B) Şair metinde kendisini bırakıp gitmemesi için bir kadına yalvarmaktadır. C) Dil göndergesel işleviyle kullanılmış ve ahenge önem verilmiştir. D) Anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Yukarıdaki metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? E) Tekrarlanan mısralar anlatıma güç kazandırmıştır. A) Olayın kahramanlarına teşhis ve intak sana2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nutukla ilgili tıyla alegoriik özellikler kazandırılmıştır. B) Kurmaca metin örneğidir. verilen bilgi yanlıştır? C) Fabl örneğidir. D) Baştan sona kadar açıklayıcı anlatım kullanıl- A) Bir topluluğa heyecan vermek ya da belirli bir mıştır. düşünceyi aşılamak amacıyla yapılan konuş- E) Son bölümde metnin yazılış amacı ortaya ko- malardır. nulmuş ve hayat dersi verilmiştir. B) Nutuğun sonunda dinleyiciler söz alıp ortaya atılan tartışmaya katılabilir. 4. Aşağıdaki eser tür eşleşmelerinden hangisi C) Söylev veren kişi konuşmasını duruş ve ha- birbiriyle uygunluk göstermez? reketleriyle desteklemelidir, konusunu çeşitli A) Yazarın şiir sanatı üzerine görüşlerini ifade yönleriyle iyi bilmelidir, dinleyicilerin kültür dü- ettiği yazı (deneme) zeyleri, zevkleri konuşmacı tarafından dikka- B) Bir aşk üçgeninde yaşanan zincirleme olayla- te alınmalıdır. rın anlatıldığı yazı (roman) D) Edebiyatımızda ilk söylev örneği, "Göktürk C) Bir yazarın ünlü bir eseri üzerine yapılan de- Yazıtları"dır; Cumhuriyet devrinin en büyük ğerlendirme (eleştiri) söylevi, Mustafa Kemal'in "Nutuk"udur. Meh- D) Bir yazarın çocukluğunda yaşadığı önemli bir met Akif ve Halide Edip söylevde önemli isim- olayı anlattığı yazı (anı) lerdir. E) Güncel bir konu olan referandum hakkında E) Mutlaka topluluk karşısında gerçekleştirilen yazarın gazete çıkan kısa yazısı (makale) nutuk her konuda yapılabilir. 29 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Metinlerin Sınıflandırılması 5. (I) Sempozyumlar genellikle bilim, sanat, fikir 2 8. Aşağıdakilerin hangisinde verilen özellik parantez içindeki türle uyuşmamaktadır? ağırlıklı konularda yapılan konuşmalardır. (II) Amaç, bir sorunu açıklığa kavuşturmaktır. (III) Tartışmadan çok sohbet havasındadır bu yüzden A) Dinleyicileri bilgilendirme amacıyla tek kişinin bir başkan yönetiminde gerçekleşme zorunluluğu konuşması (Konferans) yoktur. (IV) Süre bakımından en uzun tür olarak B) Bir konu üzerinde değişik konuşmacıların ön- geçen sempozyumların sonunda alınan kararalar ceden hazırlanmış bir dizi konuşma yapması da bilimsel niteliktedir. (V) Bu kararlar, bir bildiri (Forum) metni haline getirilip kamuoyuna duyurulur. C) Güncel bir konunun bir stüdyo ortamında seçkin bir dinleyici kitlesi önünde tartışılması Numaralanmış cümlelerin hangisinde sempozyumla ilgili bilgi yanlışı yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. (Açık oturum) D) Söyleşi havasında küçük bir topluluk önünde tartışılması (Panel) E) V. E) Bir heyetin tartışma sonunda tartışan grupları değerlendirmesi (Münazara) 9. I. Dil; bir kavramı, nesneyi, anlatmak, açıklamak için kullanılılır. 6. Bir tartışmada aşağıdakilerden hangisi başka- II. Bir olay ya da durum anlatıcı tarafından akta- nın görevlerinden biri olamaz? rılır ya da sahnede anlatıcı olmadan canlandırılır. A) Tartışmanın, münakaşaya dönüşmesine en- III. Bu metinlerde dönemin zihniyeti doğrudan gel olur. yansıtılır. B) Tartışmanın, söz sırasına uygun yürütülmesi- IV. Kullanmalık metinlerdir; günübirlik olanları, ni sağlar. kalıcı olmayanları vardır. C) Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını en- V. Sözcükler genellikle çağrışımsal ve mecaz geller. anlamlarıyla kullanılır. D) Tartışmanın sonunda galip tarafı belirler. E) Konuşmacılara söz hakkı verir. Numaralanmış cümlelerin hangisinde edebi metinlerin özelliklerine yer verilmiştir? A) I. ve II. B) III. ve IV. D) II. ve V. C) III. ve V. E) II. ve III 7. Dramla ilgili aşağıda verilenlerden hangisi 10. Öğrencilerin fikir yürütmek, düşüncelerini özgür- yanlıştır? ce tartışabilmek, yeteneklerini geliştirmek için A) Konular tarihten ya da günlük hayattan seçilir. başvurduğu ---- okullarda en çok uygulanan tar- B) Trajedinin acıklı yönüyle komedinin güldürü- tışma türüdür. cü yönünü birleştiren türdür. Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? C) Dramın ilkelerini ortaya koyan yazar, Shakespeare'dir. D) Hem nazımla hem nesirle yazılabilen bu türde üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur. E) Kötü, korkunç, acı verici olaylar seyirciye gös- B) forum C) açık oturum D) münazara terilebilir. 30 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası A) sunum E) sempozyum TEST Metinlerin Sınıflandırılması 1. Aşağıdaki parçaların hangisinde yazınsal bir 3 2. Bilimsel yazılarla ilgili aşağıdaki yargılardan söylem vardır? hangisi yanlıştır? A) Konunun uzmanı kişilerce ve akademik gele- A) Dil, insanların düşüncelerini, duyduklarını neğe bağlı kalınarak yazılır. bildirmek için kullandıkları, sözcükler ve işa- B) Anlatımda belirsizlik ve kapalılıktan kaçınılır. retlerden oluşan bir anlaşma aracıdır. Ancak, C) Bilimsel buluş ya da araştırma hakkında oku- herhangi bir araç değildir. Bir ulusun kimliğini ru düşündürmek amacıyla yazılır. belirleyen, duygu ve düşünce dünyasını bes- D) Dil göndergesel işlevde kullanılır, olgusal ve leyen en önemli etkendir. çağırımsal bir işlev taşımaz. B) Yeteri kadar oksijen alamayan çocuklarda, E) Başlık, özet, giriş, asıl metin, sonuç ve tartış- halk arasında "kan koyuluğu" olarak bilinen ma bölümlerinden oluşur. alyuvar fazlalığı vardır. Alınan oksijen az olduğunda dokulara daha çok oksijen taşı- 3. Herkes herkese yardım etmeli, Ben büyük, o küçük dememeli İki masalım var bunun üstüne, Başka da bulurum isteyene. Aslan toprakla oynuyormuş bir gün; Bir de bakmış pençesinde fare, Aslan, aslan yürekliymiş o gün, Kıymamış canına, bırakmış yere. Boşuna gitmemiş bu iyiliği. Kimin aklına gelir, Farenin aslana iyilik edeceği? Etmiş işte, hem de canını kurtarmış. Günün birinde aslan Biraz çıkayım derken ormandan, Düşmüş bir tuzağa, Ağlar içinde kalmış; Kükremiş durmuş boşuna; Bereket fare usta yetişmiş imdada; Bu iş kükremekle değil, Kemirmekle olur demiş. Başlamış incecik dişlerini işletmeye Gelmiş ipin hakkından kıtır kıtır. Bir ilmik kopunca ağdan hayır mı kalır? Sabır, biraz da zaman nabilmesi için vücut alyuvar sayısını arttırır. Havası temiz yerlere gittiğimizde alyuvar sayısı düşer, kan berraklaşır ve işlevini normal biçimde yerine getirir. C) Son yıllarda popüler konulardan biri de küresel ısınma. Bu konudaki görüşler ikiye ayrılıyor. Sorunun önemli olduğunu düşünenler de var, abartıldığını düşünenler de. Bu görüşleri yansıtan pek çok kitap var piyasada. Elimizdeki bu kitabı benzerlerinden farklı kılan, yazarın küresel ısınma tehdidinin abartıldığını okuyucuya göstermek için kitaba birtakım açıklayıcı dipnotlar ve grafikler eklemiş. D) Yüzümü usulca göğe yasladım. Gözlerimde kanat çırpıyor martılar. Bulut bulut parçalanmış gökyüzünü seyrediyorum. Bulutlar mı üstümüze koşuyor, yoksa ben mi bulutların altındayım bir türlü kestiremiyorum. Saklambaç oynarcasına bir görünüp bir kaybolan güneş de alıp götürüyor beni dış dünyanın derinliklerine. Güçten, öfkeden daha yaman. E) Doğu Afrika kıyısı açıklarındaki Madagaskar Yukarıdaki metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Adası, yaklaşık 150 milyon yıl önce anakaradan ayrıldı. Bu yüzden adada benzersiz, bitki ve hayvan toplulukları gelişti. Birçok tür bu A) Fabl örneğidir. adada yetişiyor yani endemik. Yakın zamana B) Olayın kahramanlarına teşhis ve intak sana- kadar, adada 244 kurbağa türü olduğunu bili- tıyla alegorik özellikler kazandırılmıştır. nirken şimdi bilinen tür sayısı 460'lara ulaştı. C) İyilik teması etrafında kurmaca bir metin oluşturulmuştur. D) Metinde baştan sona dek açıklayıcı anlatım kullanılmıştır. E) Son bölümde metnin yazılış amacı, ortaya çıkmış ahlak ve hayat dersi verilmiştir. 31 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Metinlerin Sınıflandırılması 4. Kitaplar hakkında künye bilgiler veren yazı türleri- 7. ne ... adı verilir. ŞARKI Saki yetişir, uyan aman, gel Elvermedi mi figan aman gel Cümledeki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) eleştiri 3 B) deneme D) bibliyografya Ah ile tükendi can, aman gel Feryadıma gel inan, aman gel C) biyografi Öldürdü beni zaman, aman gel E) röportaj Bir bâde getir, aman aman gel Câmında şarap mâli olsun Amma ki şarabın âli olsun 5. Bu bir hamal küfesiymiş... Acep kimin? Derken; On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden, Çeşmindeki neşeden süzülsün Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye: Gülruhlerinin misâli olsun Teker meker küfe bitap düştü ta öteye. –Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ Öldürdü beni zaman, aman gel Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha! Bir bâde getir, aman aman gel O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın Yukarıdaki şiirle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? –Oh benim oğlum, gel etme kırma sakın! Ne istedin küfeden yavrum? Ağzı yok, dili yok, A) Bestelenmek üzere yazılmış bir metindir. B) Aruz vezniyle yazılmış bu metinde ahenk unsurları vardır, redif ve kafiyeye yer verilmiştir. C) Şaraba övgü teması ele alınmıştır. D) Metinde dil, dil ötesi işleviyle ve anlaşılır olarak kullanılmıştır. E) Her mısra sonunda tekrar edilen kavuştaklar ahenk ögesinin bir parçasıdır. Baban sekiz sene kullandı... Hem de derdi ki: "Çok Uğurlu bir küfedir, kalmadım hemen yüksüz..." Baban gidince demek kaldı adeta öksüz! Onunla besleyeceksin ananla kardeşini. Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?" Dedim ki ben de: –Ayol dinle annenin sözünü... Yukarıdaki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 8. Herhangi bir konuda, dinleyiciler önünde, bir baflkan denetiminde, uzman kiflilerin yapt›klar› seri A) Manzum hikaye örneğidir. konuflmalara ---- denir. Üniversiteler baflta olmak B) Toplum için sanat anlayışı hakimdir. üzere çeflitli kamu kurulufllar›nca zaman zaman C) Kafiye ve rediften yararlanılmıştır. gerçeklefltirilen ve bir günde tamamlanabilece€i D) Olay örgüsü, kişi, zaman ve mekan unsurları gibi birkaç oturum halinde birkaç gün de sürebilen bu türün di€er türlere göre daha bilimsel ve ciddi vardır. bir havas› vard›r. Bu türdeki temel amaç konuyu E) Duygunun ön planda olduğu bir metindir. tart›flmaktan çok konuyla ilgili olarak dinleyicileri 6. Yazar›n okuyucular›na bir konuyu inand›rmak bilgilendirmek ve s›k›nt›lara bilimsel çözümler ge- için kifli, eflya, eser ya da bir yerle ilgili olarak tirmektir. Baflkan bu türün sonunda konuflmalar› yapt›€› incelemeleri, foto€raflarla süsleyerek, ken- özetler ve sonucu dinleyicilerin be€enisine su- di görüfllerini de katarak yazd›€› gazete ve dergi nar. yaz›lar›na ---- denir. Bu parçadaki bofllu€a afla€›dakilerin hangisi getirilmelidir? Bu parçada bofl b›rak›lan yere afla€›dakilerden hangisi getirilmelidir? A) mülakat B) söylev C) forum D) konferans B) forum C) konferans D) panel E) münazara E) röportaj 32 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası A) sempozyum Metinlerin Sınıflandırılması ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. Y 3. D 4. 1. 2. 3. 4. 5. 6. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA destan nutuk açık oturum sempozyum münazara panel Y 5. D 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME a. 4 b. 5 c. 1 d. 3 e. 3 f. 2 g. 4 h. 2 ETKİNLİK - IV 3, 4, 5 ETKİNLİK - V 4, 5, 6 TEST – 1 1. C 2. A 3. D 4. C 5. B 6. D 7. A 8. A 9. D 10. D 11. C 12. E 5. C 6. D 5. E 6. E TEST – 2 1. C 2. B 3. D 4. E 7. C 8. B 9. D 10. D TEST – 3 1. D 2. C 7. D 8. A 3. D 4. 33 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası D ÖĞRETİCİ METİNLER II. ÜN‹TE X Öğretici Metinler 1. MEKTUP Mektup türü nasıl doğmuştur? Mektup, insanın duygularını, düşüncelerini, so- runlarını, çevresinde olup bitenleri yakınlarına bildirme ihtiyacından doğmuştur. Birbirleriyle ilişkisi bulunan kimselerin birbirlerine yazdıkları özel mektuplarla, herhangi bir düşüncenin, bir görüşün açıklandığı mektuplar edebiyat kapsamına girmektedir. MEKTUP TÜRÜNÜN GELİŞİMİ Mektup, yazının bulunduğu tarihe kadar uzanan Bir kişinin uzaktaki bir tanıdığına haber vermek, en eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski bir dileğini iletmek yahut ondan bir şey istemek ama- örnekler, Mısır firavunlarının diplomatik mektupları cıyla yazıp gönderdiği yazılara mektup denir. Mektup (M.Ö. XV. - XIV. yüzyıllar) ile Hitit krallarının Hattuşaş her zaman başvurulan resmi ve özel bir iletişim aracı- (Boğazköy) arşivinde bulunan mektuplarıdır. dır. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Roma- lılarda gelişip yaygınlaşmıştır. Bu alanda yazanların başlıcaları, nesirle, Cicero (M.Ö. 106-43), nazımla Horatius (M.Ö. 65-8)'tur. Cicero'nun mektuplarından yararlanarak Cesar devri Roma toplumununun canlı ve derin incelemesini yapanlar bile vardır. Ortaçağ ve Rönesans Avrupa'sında da mektubun önemli bir yeri olduğu gerçek. Rönesans'tan bu yana, Avrupa'da çeşitli ülkelerde (İtalya, Fransa, İngiltere, İyi mektup yazma zamanla geliştirilen bir bece- Almanya, vb.) bu türün yaygınlaştığı görülür. Özellik- ridir. Bunun için yazan kişinin iyi bir gözlemci olması le Fransa'da, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda mektup türü gerekir. Ayrıca mektup yazılacak kişinin ilgi alanları büyük bir gelişme göstermiş, yalnız mektup türünde hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçınmamalıdır. yazan yazarlar bile yetişmişti. Bunlar sanat, yeni ve ilgi çekici yerler, güzel bir tablo, okunup beğenilen bir roman yahut yakında izlenilen bir film, tiyatro eseri, bilgisayar, maç, konser, konferans vb. konularında olabilir. Bu ve buna benzer konu- Batıda mektup türünün en tanınmış yazarları kim- lardan biri yahut birkaçı hakkında üşenmeden ayrın- lerdir? tılarıyla ve kişisel yorumlara yer vermek, mektubu ilgi çekici duruma koyar. Şurasını unutmamak gerekir ki ran üç yazar gösterilir. Latin yazarı Cicero, Fransız mektubu canlı ve çekici kılan bu ayrıntılardır. Mektup, yazarları Madan de Sevigne ve Voltaire. Bunların dı- yazılan kişinin ilgisini çekmeyen konularda yazmak, şında, mektup türünde eser veren pek çok yazar mesela sporla ilgisi olmayan birine uzun uzadıya bir spor karşılaşmasından söz etmek mektubun değerini düşürür. 36 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Batıda mektup türünü en yüksek noktaya ulaştı- Öğretici Metinler 1. ÖZEL MEKTUPLAR İnsanın sevdiklerine, yakınlarına, onlardan ayrı düştüğü, onlara içini dökmek, açılmak istediği zaman- Birbirine yakın akraba, hısım, eş, dost, arkadaş ve tanıdıklar arasında yazılan mektuplara özel mek- larda duyduğunu, düşündüğünü mektuplarına aktar- tup denir. Özel mektuplarda bir duygu, bir düşünce, masını ancak yeni çağlarda, XVI. yüzyılda görüyoruz. bir istek, bir olay veya bunlardan birkaçı anlatılır. Özel Daha önceleri mektup sadece haberleşme için kulla- mektuplarda yazılan konular, gizlidir ve Anayasa'nın nılıyor, bir anlamda gazetenin yerini tutuyordu. güvencesi altındadır. Anayasa, haberleşme hürriyetini, kişi ve hak ve hürriyetlerinin ayrılmaz bir parçası saymıştır. Mektup türü en çok ne zaman gelişmiştir? Mektup türü, bir edebiyat sanatı olarak XVII. yüzyılda gelişmeye başlar. Daha önceleri toplum ha- Bazı yazarlar, özellikle sanatçıların birbirlerine çeşitli konulardaki görüşlerini belirtmek amacıyla yaz- yatının değişik görünüşlerini veren tarih belgeleri ni- dıkları mektupları, edebi mektup adı ile ayrı bir tür teliğinden öteye pek gidemediğini görürüz. Onlarda, kabul ederlerse de, bu tür mektupları da özel mektup- birbirinden ayrılmış, uzak düşmüş insanların özlemle- lar arasında saymak, daha doğru olur. Ayrıca telgraf, rini, duygularını, düşüncelerini bulamayız. davetiye, tebrik gibi haberleşme araçları da kişiler arasında çeşitli duygu, düşünce ve olayların duyurul- masını amaçladığı için özel mektup sayılmalıdır. Bu türün en büyük ustalarının başında gelen Voltaire'in 18000 mektubu vardır ve türün rekoru vardır. Mektup, temiz ve düzgün bir kağıda, daktilo veya dolma kalemle, okunaklı el yazısıyla yazılır. Renkli ve süslü kağıtlara mektup yazmak doğru değildir. Mek- TÜRK EDEBİYATINDA MEKTUP tup yazarken siyah veya koyu mavi mürekkep kulla- Mektup türünün Türk edebiyatında da uzun bir nılmalıdır. geçmişi vardır. Divan edebiyatında nesir biçimindeki yazıya inşa, nesir yazarında da münşi deniyor- Özel mektup yazılırken şu noktalara dikkat edilme- du. Nesir halindeki yazıların bir araya toplanmasın- lidir: dan meydana gelen eserlere münşeat adı verilirdi. a. Tarih ve Yer : Kâğıdın sağ üst köşesine mektu- Tanzimat'tan önce kimi şair ve yazarlarımızın münşe- bun yazıldığı yer ve tarih yazılır. Örnek : (Manisa, atlarında resmi ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. 6.V.1981) gibi. Bunlar, yazı hüneri göstermek amacıyla, çok süslü ve ağır bir dille yazılmış yazılarıdır. Büyük divan şairi b. Hitap Başlığı: Sol üst köşeye, tarih ve yerin hiza- Fuzuli'nin ünlü Şikayetname'si büyük ölçüde anlaşılır sının biraz aşağısından başlamak üzere, hitap başlığı dille yazılmış, edebiyatımızın ünlü mektuplarından- konulur. Hitap başlığı, mektup yazılan kişi ile samimi- dır. yete göre seçilir ve satır başı yapılarak yazılır. Örnek: (Canım Anneciğim, Sevgili Kardeşim, Aziz Dostum, Değerli Büyüğüm, Saygıdeğer Öğretmenim) gibi. Hitap başlığından sonra virgül konur. Hitap başlığındaki MEKTUP ÇEŞİTLERİ her kelimenin ilk harfi büyük yazılır. Mektuplar, yazıldığı yere, konusuna, amacına ve anlatımına göre üç çeşide ayrılır: c. Mektup Metni: Mektubun yazılış nedeni, bu bölümde belirtilir. Bütün kompozisyonlarda olduğu gibi, 1. Özel Mektuplar mektupta da giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üç 2. Resmi Mektuplar bölüm bulunur. 3. İş Mektupları 37 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler Giriş bölümünde; mektubun yazılış nedeni, birkaç e. Anlatım: Özel mektupların anlatımı, yazılan kişi ile cümle halinde ortaya konulur. Mektup alamamadan aradaki yakınlığa göre değişir. Aradaki yakınlık dere- doğan merak, mektubun cevabının geciktirilmesinden cesi arttıkça, daha içten bir anlatım, yakınlık derece- doğan üzüntü, alınan mektuba cevap oluşturulduğu si azaldıkça, daha ciddi bir anlatım kullanılır. Genel bu bölümde belirtir. Genellikle bir paragraftan meyda- olarak özel mektupların anlatımında; kısa cümleler na gelen bu bölüme, satır başı yapılarak başlanır. kullanılmasına, konu dışına çıkılmamasına süslü söyleyişlere ve gereksiz ayrıntılara yer verilmemesine, Gelişme bölümünde; mektubun konusu, bütün ay- anlatılanların gerçek biçimde yansıtılmasına dikkat rıntılarıyla ortaya konulur. Bu bölümde birden fazla edilmelidir. konudan söz edilir. Anlatılanların birbirine karışmaması, konuların rahatlıkla anlaşılması için, her konu f. Zarfa Adres Yazılması: Mektup, yazıldıktan sonra, ve ayrıntı, ayrı paragraf halinde yazılır. postaya verilmek üzere, temiz bir zarfa konur. Zarfın Sonuç bölümünde; mektup yazılan kişinin hatırı ve sol üst köşesine, gönderen kendi açık adresini, orta- durumu sorulur, kendi durumundan söz edilir, iyi di- sına da gönderdiği kişinin açık adresini yazar. Kendi lekler, sevgi ve saygı duyguları belirtilir. Dilek ve duy- adresini, yazmasının nedeni, alıcısının bulunmaması guların belirtilmesinde aşırılığa kaçmamalıdır. halinde mektubunun geri gelmesini sağlamak içindir. Herhangi bir yanlışlığa yol açmamak için adres ya ç. Ad ve Soyadı-İmza: Kâğıdın sağ alt köşesine ad daktilo ile ya da dolma kalemle düzgün, okunaklı bir ve soyadı yazılır ve bunların altı imza edilir. biçimde yazılmalıdır. d. Adres: Eğer mektup yazdığımız kişi, adresimizi bilmiyorsa veya adresimiz değişmişse, kâğıdın sol alt Mektubun gönderilebilmesi için postaneden alı- nacak pul, zarfın sağ üst köşesine yapıştırılır. köşesine açık adres yazılır. ÖZEL MEKTUP PLANI HİTAP BAŞLIĞI TARİH VE YER GİRİŞ BÖLÜMÜ GELİŞME BÖLÜMÜ SONUÇ BÖLÜMÜ AD VE SOYADI AÇIK ADRES İMZA 38 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler PLANLI YAZILMIŞ MEKTUP ÖRNEĞİ Houston, 21.5.2011 Canım Babacığım, Sizlere biraz geç cevap yazabildiğim için üzgünüm. Fakat, çalışmalarım o kadar yoğun ki anlatamam. Sizi merakta bıraktıysam, bağışlayın beni. Bu sizlere Amerika'dan, Texas'tan ilk mektup yazışım. Buraya geleli hemen iki hafta oluyor. Bilseniz neler, ne heyecanlar yaşadım şu kısacık zamanda. Roma'dan Newyork'a uçakla gelirken, heyecandan içim içime sığmıyordu. Yıllarca hayaliyle yaşadığım Amerika'da ihtisas yapma imkânına kavuştuğuma hâlâ inanamıyordum. Havaalanında Türk arkadaşlar karşıladı beni. Onlar da, Newyork'taki üniversitelerde ihtisas yapıyorlardı. Sizlere yazdığım kartı havaalanından attım. Newyork'ta ancak bir gün kalabildim. Ertesi gün sabah erkenden beni Houston'a götürecek uçağa bindim. Houston Havaalanında beni karşılayacak kimse yoktu. O anda ne kadar korktuğumu size anlatamam. Senin, annemin sevimli yüzleriniz gözümün önüne geldi. Az İngilizce biliyordum; üstelik büyük ve bilmediğim bir şehirde yapayalnızdım. Neyse ki, elimde adres vardı. Bir taksiye bindim, kalacağım pansiyona gittim. Oradaki arkadaşlar beni hayretle karşıladılar. Geleceğimden haberleri yoktu. Sonradan aklım başıma geldi. Newyork'tan telgraf çekmemiştim onlara! Burada küçük bir odam var. İçinde minicik bir masa, bir yatak, bir dolap. İşte eşyam bu kadar. Ama gece lambasını unutmamalıyım. Okul dışındaki zamanımın hemen hemen tamamı bu odada geçiyor. Çalışmalarımın yoğunluğundan zamanın nasıl geçtiğini farkedemiyorum. Anneciğim, ayrılırken yüzün çok sarıydı, şimdi nasılsın? Babacığım, dilerim, ben gittikten sonra tansiyonun çıkmamıştır. Her an gözümün önündesiniz. Sizleri, evimizi, kısacası Türkiye'yi o kadar özledim ki. Burada yemekler çok değişik. Bir türlü alışamadım. Ama meraklanmayın, sağlığım çok iyi. Arkadaşlarla da iyi anlaşıyoruz. Anneciğim, babacığım hepinize sonsuz sevgilerimi ve büyük özlemimi yolluyorum. Hoşçakalın. 2007-Houston Rd. Anchoroge K.Y. 40223 USA 39 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Oğlunuz Bahadır İmza Öğretici Metinler ZARFA ADRES YAZILMASI Bahadır ÇAKMAK İkizdere Sokak No: 21 / 6 Fildişi Apt. Kat:4 Daire:8 Gaziosmanpaşa / ANKARA Sayın Zühre ÇAKMAK Ekstrem Yayınları Turgut Özal Blv. İller Bankası Kavşağı Çukurova / ADANA ÖZEL MEKTUP ÖRNEĞİ ABDÜLHAK SİNASİ HİSAR'A Varşova, 13 Teşrinievvel 1926 Muazzez Abdülhak Şinasi, Adresinizi bugün öğrendim ve hemen yazıyorum; birkaç ay önce öğrenmiş olsaydım ne kadar iyi olurdu. Kor- karım ki bu muhabere bahsinde yine beni haksızlıkla itham edeceksiniz. Siz benim adresimi biliyordunuz, niçin iki satırlık bir şey yazmadınız dersem serzenişimin haklı olduğunu kabul eder misiniz? Her ne ise... Bildiğiniz gibi, dört aydan beri Varşova'dayım. Çok sükûnlu bir hayat geçiriyorum. Sây haricinde muttasıl okuyorum, edebiyatın sağlam ve sahih nev'i olarak nazarımda tarih kaldı. Şiir edebiyattan sayılmadığı için onu nâdir ve müstakil bir cevher olarak bir tarafa bırakıyorum. Dediğim gibi, bir hayli eski tarih okudum. Şimdi, bu yaşımda, daha iyi anlıyorum. Diyebilirim ki vatanda millî teşekkülümüzü ilk defa iyi anladım. Etrafımda İstanbul kütüphaneleri bulunmadığına yanıyorum. İstanbul'da iken vaktimi beyhude geçirdiğimi, az okumuş olduğumu idrak ediyorum. Okumakta olduğu gibi, yazıda da edebiyat heveskârlığından uzağım. Theophile Gautier ölürken sobre (yalın, özentisiz) bir eser vücuda getiremediğini meharetle hissetmiş. Ben şiirdeki birkaç parçamdan memnunum; fakat okunacak şeyleri okumakta geciktiğime nadimim. Henüz vakit var mı diyeceksiniz? Onu pek zannetmiyorum. Girdiğimiz yaştan iniş aşağı bakmağa başladım, bizim nesil ihtiyarladı ve ihtiyarlığının pek farkında değildir; ben farkına vardım. Varşova'dan ikinci bir mektubumda bahsedeceğim. Bu ilk mektubum bir medhal olsun. Tahassür ve muhabbet- le ellerinizi sıkarım aziz ve nâdir muhibbim, efendim. Yahya Kemal 40 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler TELGRAF: b) Telgraf metninde, duyurulmak istenen bilgi ve ha- Telgraf, çabuk ulaştırılması gereken bilgi ve ber belirtilir. haberlerin duyurulmasına yarar. Bu yüzden telgraflar, kısa ve açık anlatımlı olmalıdır. Telgrafta, mek- c) Telgraf metninin sağ alt köşesine ise gönderenin tuptaki gibi ayrıntılı bilgi verilmez. Bilgi ve haberler, adı ve soyadı yazılır. özet halinde belirtilir. Ayrıca telgrafların ücreti, kelime sayısına göre hesaplandığı için, fazla uzatılmaması ç) Telgrafı yazanın adresi, alıcı tarafından biliniyor- gerekir. sa, ad ve soyadının altına adres yazmak gerekmez. Fakat bilinmiyorsa, adres de yazmak gerekir. Adres Bir özel mektup türü olan telgrafın normal, acele, biliniyorsa, telgraf metninin altı çizildikten sonra gön- yıldırım ve lüks gibi çeşitleri vardır. Telgrafın ücreti ve derenin açık adresi yazılır. Buna, alıcının bulunmadı- yerine ulaşma süresi, çeşidine göre değişir. Telgraf- ğı takdirde postanenin haber verebilmesi için gerek ların en pahalısı ve hızlı gideni yıldırım telgraftır. vardır. Telgraf şu plana göre yazılır: Adresle metnin arasına çizgi çizilmezse, adresde ücrete tâbi olur. a) Önce telgraf yazılan kişinin adı ve soyadı ile açık adresi yazılır. Telgrafın aksamadan yerine ulaşması için, başta adres olmak üzere bütün telgraf metninin okunaklı yazı ile yazılması lâzımdır. TELGRAF ÖRNEĞİ Mustafa Meriçoğlu Turan Man. 348. Sk. Hülya Apt. Nu: 3/5 NAZİLLİ - AYDIN Okulumu bitirdim. Annem, Bahadır ve ben sipariş verdiğiniz mallarla birlikte 05.07.2012 günü saat 17.00'de Ulusoy Turizmin otobüsü ile hareket ediyoruz. Garajda beklerseniz iyi olur. Temel Leylekoğlu Temel Leylekoğlu, Çiftehavuzlar. Tahsin Tezer Sk. Şebnem Apt. Nu : 14/21 İSTANBUL 41 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler DAVETİYE : Davetiye metni, konusuna ve gönderileceği yere göre, bir anlatım biçimi seçilerek yazılır. Anlatımın, nezaket Davetiye; düğün, nişan, nikâh, çay, konferans, kuralları içinde kalmasına, çok resmî veya aşırı say- toplantı, gece, seminer, sünnet gibi sosyal olayla- gılı olmamasına dikkat etmelidir. rı, eş, dost, tanıdık, akraba ve ilgililere duyurmak için başvurulan bir haberleşme aracıdır. Davetiye, genellikle özel olarak hazırlanmış kartlara, çeşitli yazı soyadı, gerekiyorsa unvanı yazılır. Davetiye resmî tipleri ile matbaalarda bastırılır. kurumlara aitse, imzalanması, hattâ mühürlenmesi Davetiye metninin altına, davet edenin adı ve gerekebilir. Davetiyelerde, toplantının yeri, tarihi ve saati açıkça belirtilmelidir. Çünkü, bu yapılmadığı takdirde, davetiye amacına ulaşmamış olur. Toplantının yeri, tarihi ve saati, davetiye metni içinde veya ayrıca belirtilebilir. DAVETİYE ÖRNEĞİ Sayın Veli, Okulumuzun 2000-2001 öğretim yılı mezunlarının düzenledikleri GÜNDOĞDU KOLEJLİLER GÜNÜ'ne onur vermenizi dilerim. Hakan GEDİKTAŞ Yer .-: Hayal Balo Salonu (Hayalpark Adana) Gün : 6.6.2012 Saat : 11.30 -17.30 42 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Adana Gündoğdu Koleji Müdürü Öğretici Metinler TEBRİK : Bayram, yılbaşı, düğün, nikâh, yaş günü ve Tebrik yazılan kişinin adresi, tebrik zarfının üzeri- ne, mektupta olduğu gibi yazılır. buna benzer mutlu günlerde yakınlarımıza gönderdiğimiz kartlara tebrik denir. Tebrik kartları basılmış olabileceği gibi, kartpostalların arkasına elle de yazılabilir. Elle yatılan tebrik kartlarında, mavi mürekkepli dolma kalem kullanılır. Kişilerin kimliğini tanıtan basılmış kartlara kart- vizit denir. Tebrikler genellikle kartvizitlerin arkasına bastırılır veya elle yazılır. Tebrikte kısa ve açık bir anlatım kullanılır. Neyin kutlandığı belirtilir. Selam ve saygı ifadelerine fazla yer verilmez. KARTVİZİTİN ÖN VE ARKA YÜZÜ MUSTAFA ARGUNŞAH Profesör Doktor Tel : 0 532 271 94 24 Erciyesi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü KAYSERİ Yeni yılınızı kutlarken, mutlu ve sağlıklı günler geçirmenizi dilerim. 43 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 2. RESMÎ MEKTUPLAR : Resmî mektuplarda şu plan uygulanır: (Burada bir resmî dairenin, bir vatandaş başvurusuna yazacağı cevap niteliğindeki resmî mektup göz önünde bulundurulmuştur): a) Mektubun en üst kısmında matbaada veya kaşe ile basılmış, yazan dairenin adı bulunur. Bu ad, en üstte ortalanmış veya sol kenara yerleştirilmiştir. b) Başlığın altında mektubun sayısı ve konusu belirtilir. c) Sayı ve konunun hizasına, mektubun yazıldığı tarih belirtilir. ç) Daha sonra mektup yazılan kişi veya kurumun adı yazılır. Resmî devlet kuruluşlarının veya tüzel kişilik taşı- yan kuruluşların birbirlerine yazdıkları yazılara ve va- d) Mektup cevap niteliğinde ise, hangi tarihli yazı ile tandaşların başvurularına verdikleri yazılı cevaplara ilgili olduğu «İlgi» bölümünde belirtilir. resmî mektup denir. Bir kişinin resmî dairelere veya tüzel kişiliği bulunan kurumlara yazdığı dilekçeler de e) Mektup metnine geçilir. Burada mektubun konu- resmî mektup sayılabilir. su, açık ve kesin bir anlatımla ortaya konulur. Resmî mektuplar, yazının uzunluğuna göre, yarım f) Mektup metninin sağ alt köşesine, mektubu ya- ve tam büyüklükteki, çizgisiz, beyaz dosya kâğıdına zan yetkilinin adı ve unvanı yazılır. Bu kişi adının üze- daktilo ile yazılır. Vatandaşların yazdığı resmî mek- rine imzasını atar. tuplar ise, daktilo veya okunaklı el yazısı ve mavi müg) Mektubun sol alt köşesine varsa mektubun ekleri rekkepli dolma kalemle yazılır. belirtilir. Resmî mektuplarda ciddî, ağırbaşlı bir anlatım h) Kâğıdın sol alt köşesine yazıyı daktilo edenle ko- kullanılır. Gereksiz ayrıntılara girilmez. Yazının bü- nuyla ilgili bölüm şefinin ad ve soyadlarının ilk harfleri tünlüğünü bozan süs niteliğindeki sözlere yer veril- yazılır ve üzeri imza edilir. Böylece bu kişiler de yazı- mez. İnsan kişiliğini ve onurunu zedeleyen aşırı saygı nın sorumluluğuna ortak olurlar. ve övgü ifadeleri kullanılmaz. Konu açık, seçik ortaya konur. Resmî mektuplarda dikkat edilecek en önemli noktalardan biri, üst makamda bulunan yetkilinin alt makamdakine yazdığı yazıyı «rica ederim» diyerek; alt makamdakinin de üst makamdakine yazdığı yazıyı «bilginize saygılarımla sunarım» veya «arz ederim» biçiminde bitirmesidir. Üst makamın alt makama ricası, emir niteliğindedir. 44 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler RESMÎ MEKTUP ÖRNEĞİ T. C. K. K. K. BASIMEVİ VE BASILI EVRAK DEPO MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA 7 Nisan 2011 Sayı : 921 Konu : Kitap isteği. Sayın Adem KÖROĞLU Piri Reis Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Çukurova / ADANA İLGİ: 24.3.1981 günlü yazınız. İlgi yazılı ile istemiş olduğunuz (ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİMİZ) adlı kitabın mevcudu kalma- dığından gönderilememiştir. Kitap bedeli olarak göndermiş olduğunuz 5 liralık posta pulu iade edilmiştir. Bilgi edinilmesini rica ederim. Erdoğan ERKUL Eki: 5 liralık posta pulu Prs. Kd. Alb. ET./NA. K: K. K. Basımevi ve Basılı Evrak Dp. Md. 45 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası İmza Öğretici Metinler b) Daha sonra dilekçe metni yazılır. Burada dile- DİLEKÇE: ğimiz, isteğimiz veya vereceğimiz bilgi kısa, fakat Dilekte bulunmak, şikayet yapmak veya bilgi ver- açık bir biçimde belirtilir. Dilekçede bir konuda bilgi mek amacıyla vatandaşların resmi makamlara yaz- veriliyorsa, metin «Bilgilerinize saygılarımla arz ede- dıkları mektuplara dilekçe denir. rim» veya «sunarım»; bir dilekte bulunuyorsa metin «Gereğini saygılarımla arz ederim» veya «sunarım» Dilekçe, konusuna göre uzun veya kısa yazılabi- biçiminde bitirilir. Burada «rica ederim» ifadesini kul- lir. Dilekçede konunun kısa ve ayrıntılara girilmeden lanmak «saygısızlık» anlamındadır. Çünkü, resmî ya- belirtilmesi gerekir. Gereksiz ayrıntılar konunun anla- zışmalarda rica, emir niteliğindedir. şamamasına ve olumsuz sonuçlanmasına yol açar. Dilekçede resmî bir üslûp kullanılır. Laubali ve yap- c) Dilekçe metni yazıldıktan sonra sağ alt köşeye macık ifadeler, gereksiz süsler, dilekçenin ciddiyetini dilekçenin verildiği günün tarihi belirtilir. Bunun da al- bozar. tına dilekçe sahibinin adı ve soyadı yazılır. Ad ve so- Dilekçe normöf ölçüdeki çizgisiz beyaz dosya yadın altına 5 liralık damga pulu yapıştırılarak pulun kâğıdına, daktilo veya okunaklı el yazısı ile yazılır. üstü imzalanır. El yazısı ile yazılırken mavi mürekkepli dolma kalem kullanılır. Son çıkarılan bir kanuna göre, dilekçenin d) Ad ve soyad ile imza hizasının biraz aşağısına, işleme konulabilmesi için, dilekçe sahibinin ad ve so- sol alt köşeye açık adres yazılır. Adressiz, imzasız ve yadının altına 5 liralık damga pulu yapıştırılır ve üzeri pulsuz dilekçeler geçersizdir. imzalanır. Gereken şartlara sahip olan dilekçelerin işleme konulması zorunludur. Vatandaşlara dilekçelerindeki dileklerinin, yerine getirilip getirilmediğini öğrenmek için, verdikleri makamın evrak memurluğundan kayıt tarih ve sayısını alabilirler. Dilekçedeki istek, kanun ve yönetmeliklere uygun olmalıdır. Ayrıca istek, en uygun makama yapılmalıdır. İstek ortaya konulurken, akılcı olmalıdır, ileri sürülen iddialar ve anlatılan olaylar delile dayandırılmalı ve kanıtlanabilir olmalıdır. İftira yoluna sapmamalıdır. Kendimizi küçültücü ve karşımızdakini öğücü ifadeler kullanılmamalıdır. Dilekçe yazarken şu plan uygulanır: a) Önce dilekçenin verileceği makamın adı ve yeri belirtilir. Hitap başlığı dediğimiz bu bölümde kelimelerin hepsi büyük harfle yazılabileceği gibi, sadece kelimelerin ilk harfleri büyük yazılabilir. Hitap başlığı kâğıda göre ortalanarak yazılır. Hitap bağlığında «Yüce katına», «Yüksek makamına» gibi ifadeler kullanılmaz, sadece makamın adı yazılır. 46 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler DİLEKÇE ÖRNEĞİ ÖZEL ADANA GÜNDOĞDU OKULLARI MÜDÜRLÜĞÜNE, ADANA Okulunuzun 12 TM D sınıfının 672 numaralı öğrencisi iken 2009-2010 öğretim yılında mezun oldum. Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünde görev alabilmem için gerekli olan mezuniyet belgemin aşağıdaki adresime gönderilmesini istiyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. 27.7.2011 Fatih Büyükkara 5 liralık damga pulu ve imza Adres: Turgut Özal Bulvarı 72021 Sk. NO:13 Kat :3 Daire :6 Çukurova / ADANA RAPOR kamdan yetkili kişilere bir görev olarak verilir. Böyle Bir olayın, bir konunun yetkili bir kişi tarafından görev olarak verilen raporların yazılışında şu sıra ta- araştırılıp - incelenip sebep ve sonuçlarıyla birlikte or- kip edilir: taya konmasına "rapor" denir. Bilirkişi raporları ile adlî tıp raporları bir üst ma- 1. Raporun hazırlanması kim tarafından verilmişse, Raporlar ilmî verilere ve kesin delillere dayandı- ona hitaben bir hitap cümlesi ile başlık konur. rılır. Raporlar, raporu hazırlayanların mesleki saha- 2. Olay veya konu ile ilgili görevin larına ve konularına göre adlandırılır: polis raporu, kendilerine nasıl verildiği belirtilir. doktor raporu, adlî tıp raporu vb. 3. Olay anlatılır. 4. Olayın sebepleri verilir. 5. Olayın sonuçları ve raporu tanzim edenlerin ka- Bir raporun içeriğinde şu özellikler bulunmalıdır: naatleri belirtilir. a) Olayı, konuyu veya problemi tanıtmak, tarif etmek 6. Raporu düzenleyenler, raporun altına unvanları- veya açıklamak, nı, isimlerini ve görevlerini yazarak raporu imzalarlar. b) Olayın sebeplerini, konunun özelliklerini veya problemin çözüm noktalarını açıklamak, ÖZ GEÇMİŞ c) Olayın sonuçlarını, konunun çıkış noktalarını veya Öz geçmiş, bir kişinin başarı, kabiliyet ve tecrübe grafiği demektir. İş başvurularında kişiler öz geçmiş- problemin sonucunu belirtmek. teki bilgilere göre değerlendirilirler. Bu yüzden; bir öz d) Olay, konu veya problem hakkında raporu hazırla- geçmişte, öz geçmiş sahibinin bitirdiği okullar, mes- yanların kanaatlerini belirtmesi. lekteki tecrübesi, çalıştığı kurumlar, varsa eserleri, bildiği yabancı diller ve medeni hâli belirtilir. 47 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler Bir iş mektubunun yazılışında şu sıra ve düzen Öz geçmişte resmi bir ifade kullanılır. Anlatım ob- uygulanır: jektif olmalıdır. Bilgilerin sunuluşunda tarihi kronolojik sıraya uyulur. Öz geçmişin başına "Öz geçmişim" başlığı konur, öz geçmiş metninin sağ alt köşesine ad 1. Kağıdın sağ üst köşesine, gönderenin tam adresi ve soyad yazılır ve imzalanır. Bir başka öz geçmiş ya- ve mektubun yazılış tarihi yazılır. zım şekli de bilgilerin hikâye yoluyla değil, maddeler 2. Kağıdın sol üst köşesine (bir önceki yazılanların hâlinde sunulmasıdır. bir satır aşağısından) gönderilen kişinin tam adresi yazılır. 3. İŞ MEKTUPLARI: 3. Gönderilen kişinin adresinden bir satır aralığı boşluk bırakıldıktan sonra (yazı alanı sol kenarından başlatılarak) "hitap" yazılır. Hitap cümlesinin her kelimesinin ilk harfleri büyük harfle yazılır. Hitaptan sonra iki nokta (:) işareti konur. 4. Bir satır aralığı boşluk bırakıldıktan sonra istek metni yazılır. 5. Saygı ifadesi imzadan önce, imzanın biraz yukarısına ve yazının soluna doğru yazılır. Bu ifadenin, özel mektuplarda olduğu gibi, yalnız ilk harfi büyük harfle yazılır, ifadenin sonuna virgül (,) işareti konur. Ticaret ve sanayi kuruluşlarının birbirlerine veya kişilerin bu kuruluşlara gönderdikleri mektuplara iş İLÂN VE REKLÂM mektupları denir. İş mektupları, günlük hayatta en çok kullanılan bir mektup türüdür. isimlerinden çok sık söz edilen kompozisyon türleri- İş mektubu, yazının uzunluğuna veya kısalığına İlân ve reklâm, günümüzün modern dünyasında dir. Resmî veya özel kuruluşların personel, malzeme göre, tam veya yarım çizgisiz dosya kâğıdına yazılır. vb. ihtiyaçlarını karşılamak için gazete, dergi, radyo İş yerleri, mektuplarını firma adlarını taşıyan başlıklı ve televizyon gibi kitle haberleşme araçları ile yaptık- (pantetli) kâğıtlara yazarlar. Bu tür mektupları yazar- ları duyurulara ilân; firmaların ürettikleri malı pazar- ken, genellikle daktilo kullanılır. Daktilonun bulun- lamak veya gösterdikleri kolaylıkları duyurmak için madığı zamanlarda mektup, mavi mürekkepli dolma duvar afişleri, radyo, televizyon, dergi ve gazete gibi kalemle okunaklı küçük harflerle yazılır. Tükenmez kitle haberleşme araçları ile yaptıkları duyurulara ise veya kurşun kalem kullanmak uygun değildir. reklâm denir. İLÂN: İş mektuplarında anlatım çok önemlidir. İsteklerin kısa zamanda ve eksiksiz yerine getirilebilmesi için, kısa, açık ve kesin bir anlatım kullanılmalıdır. Konu, iş ve durumlarıyla İlgili ilânlarına özel ilân denir. Her varsa özel terimler, teknik ifadeler kullanılarak ortaya iki tür ilânda da duyurulan konunun ayrıntıları, kısa konulmalıdır. Gereksiz kelime kısaltmaları yapılma- açık ve kesin bir biçimde ortaya konulur. Meselâ, bir Devletin yaptığı ilânlara resmî ilân, kişilerin kendi resmî veya özel kurumun personel ihtiyacı varsa, bu malıdır. Her iş için ayrı bir mektup yazılmalı; eğer bir konuda yapılacak İlânda, alınacak kişilerdeki vasıflar mektupta birden fazla konudan söz ediliyorsa, her biri hiçbir yoruma yer bırakmayacak biçimde, açıkça be- ayrı paragraflar veya ayrı maddeler halinde belirtilme- lirtilmelidir. İlânlarda belirtilen hususların, yürürlükteki lidir. Saygı belirten kelimeler mümkün olduğu kadar kanun ve yönetmeliklere aykırı hükümler taşımaması fazla kullanılmalıdır. gerekir. 48 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler REKLÂM : Reklâmlar bir malın, diğer benzerlerinden üstün Reklâmlar, üretilen bir malı müşteriye tanıtmak ve olduğunu veya diğerlerinin sahip olmadığı niteliklere beğendirmek veya gösterilen kolaylıkları duyurmak sahip olduğunu veya diğerlerinin sahip olmadığı nite- için, söz, yazı veya resimle yapılan duyurulardır. liklere sahip olduğunu göstererek müşterileri etkiler. Yalnız bu yapılırken «en üstün», «en gerçek», «en Üretilen malların sürümünü sağlamak amacı ile tatlı» «en tanınmış» gibi kalıplaşmış sözler kullanıl- hazırlanan reklâmlarda, kişinin dikkatini çekmek için mamalıdır çünkü fazla etkili olmaz. Bunun için yerine orijinal buluşlara yer vermelidir. Halk zevkini bilmeli, göre halkın hafızasında kısa zamanda yer edecek halkın hoşlanarak kullandığı kelime ve deyimlerden tasvir özelliği kuvvetli bir kelimeden yararlanılır veya yararlanmalıdır. Mümkün olduğu kadar akılda kalabi- bir benzetmeye başvurulur. lecek, slogan niteliğinde, kısa söz ve fikirler kullanmalıdır. Özellikle son yıllarda, televizyonun toplum hayatımızda önemli bir etkiye sahip olduğunu gören reklâmcılar, çizgi film ve sinema tekniğinden yararlanarak canlı reklâmlar üretmeye başladılar. Bunu yaparken, halkın sevdiği masal, fıkra ve tarih kahramanları ile film, ses ve söz sanatçılarından yararlanmaktadırlar. Meselâ; «film sanatçısı A saçlarını X şampuanları ile canlı tutar», «futbolcu B de bankamızın zengin imkânlarından yararlanıyor» gibi. İLAN ÖRNEĞİ AK TİCARET A.Ş. PAZARLAMA VE SATIŞ ELEMANLARI ARIYOR İstanbul'daki şirket merkezinde ve merkezleri Ankara, Adana, Antalya ve İzmir olan satış bölgelerinde; daya- nıklı tüketim malları pazarlama ve satış teşkilâtında görevlendirilmek üzere "YÖNETİCİ", "YÖNETİCİ ADAYI" ve "SATIŞ ELEMANLARI" aranmaktadır. Gelişerek büyüyen, dinamik bir çalışma ortamına uyum sağlayabilecek; • Yönetici ve yönetici adaylarından ekonomi, ticaret ve işletmecilik konularında yükseköğrenim ve satış eleman- larından ise asgari lise öğrenimi yapmış, • Askerlik görevini tamamlamış, • Yurt içi iş seyahatlerine çıkabilecek, • İş tecrübeli ve oto ehliyetli olanların resimli kronolojik kısa öz geçmişleri, referansları ile "YÖNETİCİ, YÖNETİCİ ADAYI" veya "SATIŞ ELEMANI" rumuzuyla aşağıdaki adrese müracaatları beklenmektedir. Ücretler tatminkar olup, müracaatlar gizli tutulacaktır. AK TİCARET A.Ş Açık adresi 49 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 2. GÜNCE 3. ANI Bazı yazarlar yaşadıkları önemli olayları, duygu ve ANININ TANIMI VE NİTELİĞİ Bir kimsenin kendi başından geçenleri veya tanık olduğu olayları anlattığı esere anı (hatıra) denir. Anı, bir kimsenin kendi başından geçen ya da kendi döneminde ortaya çıkan olay ve durumları gözlemlerine, bilgilerine dayanarak anlattığı yazı türüdür. Bu tanımı biraz daha kısaltarak şöyle diyebiliriz: Anı, yaşanmış olayları anlatan yazı türüdür. düşüncelerini bir deftere günü gününe not ederler. Bu şekilde, üzerinde yazıldığı günün tarihi bulunan yazılara ve bu yazılardan oluşturulan eserlere günce (günlük) adı verilir. Günlükler yazıldığı andaki duygu ve düşünceleri, değişikliğe uğramadan, günümüze taşırlar. Bu yüz- Anı türü nasıl doğmuştur? Anı, edebiyat türlerinin en yaygınlarından biridir. Öteki edebiyat türlerinde olduğu gibi, anı da insanoğlunun yaşantılarını başkalarıyla paylaşma ihtiyacından doğmuştur. Böylece insan, geçmişi çeşitli yönleriyle yeniden yaşar. den günlükler, başka yazı türlerine göre, daha samimi ve inandırıcıdırlar. Günlük tutarken yazının başına günün tarihi ya- zılmalı, olaylar içten geldiği gibi anlatılmalıdır. Bilindiği gibi insanoğlu, zamanı üç dilime ayırmıştır: Geçmiş, bugün, gelecek. Buna; "dün, bugün, yarın" da diyebiliriz. Geçmişi anılar, geleceği de umutlar oluşturur. Anıların da, umutların da yaşı, çağı olmaz. Anılar, yaşanılan olayların, durumların insan belleğinde bıraktığı izlerdir. Anı yazarı, gücünü belleğinden, gözlemlerinden alır. Zaman zaman değerlendirmelere, yorumlara da girişir. Günlüklerde gözlemin önemli bir yeri vardır. Göz- lem yapmak, çevrede görülen her şeyi dikkatli bir şekilde incelemek demektir. Sanatçılar bu konuda daha duyarlıdırlar. Günce, günü gününe tutulan anı defterine veri- len addır. Anılar bir defada kaleme alınırlar. Günlük lüklerde yazıların başına kaleme alındıkları tarih de Bir anı yazısının başlıca nitelikleri nelerdir? Anı yazıları, içtenlik ve gerçeklik üzerine temellenir. Bunlardan yoksun olanlar okunmaz ve yaşamaz. İçtenlik ve gerçeğe bağlı kalmak güç bir iştir. Doğruluk, yüreklilik, açık sözlülük gibi birtakım erdemler gerektirir. Anı yazılarının okunmasını ve yaşamasını sağlayan ana etkenlerden biri de dildir. Yaşanılan ya da gözlemlenen olaylar ne kadar ilgi çekici olursa olsun, dilin anlatım gücüyle biçimlendirilmezse ilginçliğini yitirir. Bundan dolayı anı yazarının, güçlü bir bellek, gözlem gücü yanında; incelmiş bir dil zevkine de eklenir. erişmesi gerekir. ise, değişik zamanlarda, olayların meydana geldiği zaman diliminde yazılır. Anıları belirli seviyelerde görev almış, önem- li eserler bırakmış insanlar yazar. Fakat günlükleri herkes yazabilir. Çünkü günlüklerde insanların yaşadıkları güne ait duyguları ve izlenimleri yer alır. Gün- 50 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler ANI VE GÜNLÜK olma şansı vardır. Hele geçmişte yapılan konuşma- ANI TÜRÜNÜN GELİŞMESİ Anı, Batı edebiyatının en yaygın türlerinden biridir. Eski Yunan edebiyatında Ksenophon (M.Ö. aşağı yukarı 427-355)'un Anabasis adlı eseri, bu türün ilk örneklerinden sayılır. Batıda, Rönesans'tan bu yana pek çok sanat ve siyaset adamı bu yolda eser vermiştir. Fransız edebiyatında Saint-Simon, Rousseau, Chateaubriand; İtalyan edebiyatında Silvio Pellice ları aktaran anı yazarlarının, uzun yıllar sonra bunları bunların en ünlüleridir. Anıyı günlükten ayırmak gerekir. Günlük, günü gününe yazılan olayları, düşünceler, duygularla oluşur. Anı ise genellikle, üstünden uzun yıllar geçmiş olayları durumları dile getirir. Bundan dolayı, gerçeğe uygunluk bakımından günlüklerin daha inandırıcı olduğu gibi anlatmaları hiç de kolay değildir. Anı türü, özellikle XVII. yüzyılda önem kazanmıştır. Bu yüzyılda anıların birdenbire çoğaldığı görülür. Bu gelişmeler, daha sonraları anı biçiminde roman yazılmasına da yol açar. Anı ile günlük arasındaki farkı bir yazarımız şöyle belirtiyor: "Günlük, ileriye doğru gider, hatıra geriye doğru iner. Biri yaşarken, öbürü yaşadıktan sonra ya- Anı türü bugün çok yaygınlaşmıştır. Hemen her ay, çeşitli anı kitapları yayımlanır. zılır." (Suut Kemal Yetkin, Günlerin Götürdüğü) Tanınmış sanat, düşünce, bilim ve siyaset adamlarının anıları, onların yaşamlarını ve dönemlerini aydınlatması bakımından önemli belgelerdir. GÜNLÜK ÖRNEĞİ 1 GÜNLÜK Dün akşam gün batımı, hiç görmediğim bir güzelikteydi. Pembe, turuncu bir buğu vardı gökte. Hele mavunaların geçtiği Seine üzerinde gök öyle bir göründü ki, Grenelle köprüsünde ürperdim. Tramvayda baktım; kimse ama hiç kimse görmüyor bu güzelliği. Farkında olan, kendinden geçen, tedirgin olan bir yüz yok... Ama, diye düşündüm, güzelliği bulmak için yolculuğa kalkar, uzaklara giderler. Güzelliği bile satın almaya alışmışlar; parasız oldu mu görmüyorlar. (Andre Gide, Günlük) GÜNLÜK ÖRNEĞİ 2 RUZNAME (Balkan Savaşı Günlüğü) 13 Kanunievvel (Aralık) 1328 (1912) Bu sabah saat beşte yola çıktık. Yunan'a savaşa gidiyormuşuz. Oysa her erde yüz fişek bile yok. Bu kadar cephane ile savaşa değil ava bile gidilmez. Bu başka, topumuz yok, süvarimiz yok. Kısacası, tümenin ekmeğe, tuza varıncaya kadar hiçbir şeyi yok. Bu yoksul tümenimizle akşama doğru Permedin önünden geçtik. Burası her Arnavut kasabası gibi soğuk ve taştan idi. Uzaktan görene bir sürgün yeri hissi veriyordu. Köprü yıkık olduğu için girmek olasılığı yoktu. Uzaktan, büyücek bir yapının üzerinde Arnavutların kara kartallı bağımsızlık bayrakları sallanıyordu. Halk, derenin öbür yanında öbek öbek toplanmıştı. Ta uzaktan, eğlendiklerini, bizim perişanlığımıza sevindiklerini hep anladık. 51 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ömer Seyfettin Öğretici Metinler ANI ÖRNEĞİ SON İki hikaye işitmiştim. Masal olmadığı için nakledeyim: –Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir, mütakere yakındır. Artık harbe niçin girdiğimiz münakaşa edilebilir, büyük adamların, küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y.. K.. bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu: –Paşam, söyler misiniz, bu harbe niçin girdik? Ve üç dört sene içinde bunalttığı bir nefesi boşaltmış gib ohlıyarak bekledi. İşte cevap: –Aylık vermek için! Ve ilave etti: –Hazine tamtakırdı. Para bulmak için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik. Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun tarihi işte böyle biter. Bu fıkranın belki büyük bir kıyameti olmayacaktı; eğer sonraları şu hikayeyi işitmeseydim: Sakarya'ya yaklaşıyorduk. Bir millet olarak kalmak için harbetmek ve muzaffer olmak lazımdır. Tam o zaman da maliye durmuştur. İlim, ihtisas ve tecrübe, Mustafa Kemal'e hükmünü söylüyor: –Hazinede para kalmamıştır; bulmak ihtimali de yoktur. İlim, ihtisas, tecrübe... Büyük ve korkunç! Verdiği karar da şu: Türk milleti istiklalini ödeyemez! Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı. Mustafa Kemal'in kararı bu değildi; vatan ve istiklal idi. Ve en iyi kanunu arayıp buldu: "Milletin nesi var, nesi yoksa yüzde kırkını vatan müdafaası için verecektir." Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan hepsini böyle ödedik. Mustafa Kemal Büyük Harb'e girmek aleyhinde idi: ilim adamı olduğu için! Mustafa Kemal Kurtuluş Harbi'ni bırakmak fikrinde asla olmadı: vatan adamı olduğu için! İşte size bütün kitabın özü: ilim ve vatan adamı olunuz. Hiçbiri, yalnız başına, ne sizi, ne de milletinizi kurtarabilir. 52 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Falih Rıfkı Atay (Zeytindağı) Öğretici Metinler e) Yazının sonunda, biyografisi yazılan kişinin top- 4. BİYOGRAFİ (Hayat Hİkayesİ, Otobİyografİ) lum hayatındaki yeri kısaca vurgulanmalıdır. Sanatçı ve yazarların biyografilerini öğrenmek, onların eserlerini gerçekçi bir biçimde değerlendirmemize yardımcı olur. Çünkü sanatçı veya yazar ile eseri arasında sıkı bir bağıntı vardır. İnsan hayatında meydana gelen değişmeler, olduğu gibi eserine yansır. Bu yüzden, aynı kişinin, değişik tarihlerde meydana getirdiği eserler arasında çeşitli farklılıklar bulunur. İşte bu farklılıkları kavramada, biyografilerin büyük yararını görürüz. Bir kişinin, kendi hayat hikâyesini anlattığı yazı Bir kimsenin, özellikle insanlığa çeşitli yararları veya eserlere otobiyografi adı verilir. Bu tür eserleri dokunmuş ünlü kişilerin hayatlarını anlatan yazılara yazan kişi, önce kendi aile çevresinden başlayarak biyografi denir. Eskiden bu tür yazılara tercüme-i hal tüm çevresinden bilgiler toplamalı, kendisi ile ilgili denirdi. Biyografiler; tanınmış kişilerin hayat mücade- bütün belgeleri ve olayları kronolojik sıraya göre not lelerini ve başarılarının nedenlerini açıklayarak, yeni etmeli ve daha sonra açık ve sade bir dille bunları nesillere örnek olurlar. kaleme almalıdır. Biyografilerin şu özellikleri taşıması gerekir: Edebiyatımızda biyografi türünün ilk örnekleri- a) Anlatılanlar gerçek olmalıdır. Sağlam kanıtlara ni Tezkiretü'ş-Şuarâlar (şâirler tezkireleri) meydana dayanmalıdır. Söylentilere pek yer verilmemelidir. getirmektedir. İlk tezkireyi XV. yüzyılda Çağatay yazarlarından Ali Şir Nevaî Mecâlisü'n-Nefâis adıyla yazmıştır. XX. yüzyılda da Fuad Köprülü, modern an- b) Tarafsız davranılmalıdır. Biyografisi yazılan kişi lamda biyografi türünün ilk örneklerini vermiştir. hakkındaki kişisel duygu ve düşüncelere, pek yer verilmemelidir. c) Biyografisi yazılan kişinin, yaşadığı dönem, çevresi, hayat şartları, eserleri ve işleri üzerinde durulmalıdır. ç) Anlatılanlar bir sıraya konulmalı, ayrıntılar birbirine karıştırılmamalıdır. Bunun için en doğrusu, kişinin hayatındaki gelişmelerin kronolojik bir sıraya göre anlatılmasıdır. d) Açık, sade bir dil kullanılmalıdır. 53 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ KATİP ÇELEBİ Anadolu Türklerinin şu son asırlarda yetiştirdikleri âlimler arasında Kâtip Çelebi kadar beynelmilel, haklı bir şöhret kazanmış ikinci bir simâ gösterilemez. Avrupalılar arasında daha ziyade Hacı Hâlife yahut Hacı Kalfa diye bilinen bu büyük adam, İslâm medeniyetinin yetiştirdiği büyük kitâbiyat âlimi olmakla kalmamış, tarihi eserleriyle büyük bir müverrih ve Cihan-nümâ adlı coğrafyasıyla, kıymetli bir coğrafyacı olduğunu göstermiştir. Eserlerinin bir kısmı Avrupa'da tabı' ve garp lisanlarına tercüme edilmek sûretiyle beynelmilel ilim âleminin takdir ve hürmetini kazanan Kâtip Çelebi, kitaplarının tenevvü'ü ve ihatasının vüs'ati itibâriyle frenklerin ansiklopedist, dedikleri âlimler sınıfına idhâl olunabilir. Asıl ismi Mustafa bin Abdullah olan bu İstanbullu Türk çocuğu, 1609'da doğdu, 1657'de vefatına kadar bazı küçük memuriyetlerde bulundu. Lâkin bütün zamanını küçük müthiş bir ihtiras ile tahsil ve tetebbu'a hasrediyor, eline geçen parayı kütüphanesine sarf ederek mütemadi çalışıyordu. Vefatı senesinde kaleme aldığı Mizân ül hak adlı mühim, matbu risâlesinin sonunda, tercüme-i hâlini yazarken bu öğrenmek hırsının kendisinde ne kuvvetli olduğunu ve bu yolda uykusuz geçen gecelerini samimiyetle tasvir etmiştir. Haftada bir iki gün resmi vazifesine gitmek sûretiyle mâişetini te'min ediyor, kalan zamanlarını okumakla ve yazmakla geçiriyordu. Fikrî kabiliyeti ve ilmî seviyesi muâsırlarıyla mukayese edilemeyecek kadar yüksek olduğu için, birçok aleyhtarlar kazanmış, zamanında kâfi derecede takdir edilememiştir. Onun kudret ve ihâtasını ilk defa idrak edenler Avrupalı alimler oldu. Kâtip Çelebi, yalnız büyük bir âlim, bir mütebahhir değil, zamanının idrak edemeyeceği kadar yüksek bir mütefekkir ve bir müceddittir. İstanbul medreselerinin koyu bir cehalete, korkunç bir taassuba merkez olduğu o devirde, dini ilimlerin te'sirinden âzâde, geniş bir fikir hürriyetiyle mücehhez olarak düşünen, yazan, dünyevi ilimlerde Avrupanın o zamanki terakkiyâtını memlekete getirmek isteyen yegâne mütefekkir Kâtip Çelebi oldu. Mizân ül hak'kı okuduğumuz zaman, hurâfât ve taassubdan tamamiyle kurtulmuş, ilmin ve bilhassa müsbet ve dünyevi ilimlerin hayat için ehemmiyetini tamâmiyle kavramış, o devir insanlarının zihinlerini dolduran bir yığın gülünç meselelerin saçmalığını idrak etmiş bir mütefekkirle karşılaştığımızı görürüz. Bu geniş düşünceli âlim, o devir softalarıyla dervişleri arasındaki münâferetleri tenkid ettiği gibi, her teceddüd'ü "bid'at" damgasıyla çürütmek isteyen dar kafalı müteassıplara da hücûm etmiş, "Ölülerden medet uman büyüklerin mezarlarına yüzlerini, gözlerini süren" budalaların gülünçlüğünü izahtan çekinmemiştir. Zamanının umumi telakkilerine karşı serbestçe hücumdan korkmayan bu samimi ve cesur fikir adamının, bu samimi hareketi her itibarla hürmete lâyıktır. Bu büyük alim ve cesur mütefekkir, aynı zamanda tam bir vatanperverdi. 17. asır Osmanlı idaresinin bozuk noktalarını göstermek için, Düstûr ül amel'ini yazdığı gibi, çok bozuk giden bahriye işlerinden müteessir olarak imparatorluğun bu sahada eski büyük muvaffakiyetlerini hatırlatmak maksadıyla Tuhfet ül kibar adlı bahriye tarihini vücûda getirdi. İlim ile hayat arasındaki sıkı rabıtayı daha o zaman idrâk etmişti. Bugün Vefa Mahallesinde Zeyrek'e inen caddenin solunda, kendi adını taşıyan yanmış mektep arasında kimsesiz, unutumuş bir halde yatan Katip Çelebi işte böyle bir adamdı. Ondan sonra, o kudret ve ihâtada alimler yetiştirebilseydik bugünkü Türkiye mânen, şimdiki seviyesinden çok yüksek bir seviyede bulunurdu. Türklük, son asırlarda bu kudrette bir âlim ve mütebahhir yetiştirdiğinden dolayı iftihar edebilir! 54 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası M. Fuad Köprülü Öğretici Metinler Edebiyatımızın en ünlü seyahatnamesi, XVII. yüzyılda yaşayan Evliya Çelebi'nin dikkatli bir göz, zevkli ve nükteli bir üslûpla kaleme aldığı, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'dir. XVIII. yüzyılda Yirmisekiz Çelebi Menmet Efendi'nin Paris Sefaretnâmesi de kültür tarihimize kaynaklık yapan, önemli seyahatnamelerdendir. Ahmet Mithat Efendi, Direktör Âli Bey, Cenap Sahabettin, Falih Rıfkı Atay, Reşat Nuri Güntekin, İsmail Habip Sevük ve Şevket Rado; edebiyatımızın tanınmış gezi yazarlarıdır. 5. GEZİ (SEYAHAT) YAZISI Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi, gözlem ve anıları yansıtan yazılara gezi yazısı veya seyahatname denir. Gezi yazıları; tarih, coğrafya, sosyoloji ve diğer ilim dallarında temel kaynak olarak göz önünde bulundurulurlar. Ayrıca bu yazılar, konu edinilen yerleri, görmeyen kişilere tanıtırlar. Böylece bu yazıları okuyanlar, gidip görmeden o yerler hakkında —genel de olsa— bir bilgiye sahip olurlar. BİR PAKET BİSKÜVİ Hali vakti yerinde bir kadın havaalanında bekliyordu. Uçağın kalkmasına daha uzun saatler vardı. Önce hoşuna giden bir kitap, sonra da bir paket çikolatalı bisküvi satın aldı ve bir banka oturdu. Kitabına daldığı sırada, fakir görünümlü bir adam yanına oturdu ve aralarında duran çikolatalı bisküvi paketinden atıştırmaya başladı. Kadın bu küstahlığı görmezden gelmeye çalıştı. Onun yerine, bisküvilerini yiyip bir taraftan kitabını okudu, bir taraftan da saati gözledi. Ancak yanıbaşında oturan bisküvi hırsızı arsızca birer ikişer bisküvileri midesine indiriyordu! Kadın, gittikçe daha fazla rahatsız oldu bu durumdan. “İnsan gibi istese, veririm! Utanmadan bisküvilerimi yiyor, bir de yüzüme gülümseyip duruyor. Ne terbiyesiz insanlar var bu dünyada!” diye düşünüyor, yüz hatlarıyla bu düşüncesini ifade ediyordu. Sonunda, her biri birer bisküvi aldı paketten. Geriye tek bir bisküvi kalmıştı. Adam gülümseyerek o bisküviyi aldı ve ikiye böldü. Yarısını kadına uzattı. Kadın hırsla yarım bisküviyi adamın elinden çekip “Şunun yaptığı arsızlığa bak!” diye düşündü. “Tek kelime teşekkür etmiyor.” Uçağın kalkışa hazır olduğu anonsunu duyunca eşyalarını toplayıp kapıya doğru yöneldi. O utanmaz bisküvi hırsızına yüzüne bile bakmak istemedi. Uçağına bindi ve koltuğuna gömüldü. Neredeyse bitirmek üzere olduğu kitabı almak için çantasını açtı. Bir de ne görsün? Gözlerinin önünde bir paket çikolatalı bisküvi! Elinde olmadan, dudaklarından bir hayret nidası yükseldi. Kendi bisküvisi buradaysa, bekleme salonunda atıştırdığı bisküviler demek ki yanında oturan adamındı! Adamın bisküvilerini kendisiyle paylaştığı gibi, sonuncusunu bölüştürecek kadar cömertlik gösterdiğini anladı. Özür dilemek, hatasını telafi etmek için artık çok geçti. İçini tarifsiz üzüntü kapladı. Birkaç dakika önce adamı suçladığı için bütün kötü sıfatların gelip kendi üzerinde yapıştığını hissetti. Kaba olan kendisiydi, bilmeden hırsızlık yapan kendisiydi ve nankörce davranan yine kendisiydi! En eski yazı türlerinden biri olan gezi yazıları genellikle şu özellikleri taşır: a) Gezilen görülen çevre, tabiî özellikleri ve coğrafî konumu ile birlikte tanıtılmalıdır. b) Tarihi hakkında bilgi verilmelidir. c) Sosyal, ekonomik ve kültürel yaşantısı yansıtılmalıdır. ç) Din, ahlâk, gelenek ve görenek konularında gösterdiği özellikler aktarılmalıdır. d) Diğer toplumlarla karşılaştırılmalı ve farklı olan yönleri verilmelidir. e) Anlatılanlar mutlaka gerçek olmalıdır. Abartma yapılmamalıdır. Anlatılanlar arasında rivayetler varsa, bunların rivayet olduğu belirtilmelidir. f) Görülenlerin yorumu yapılmalı ve bir sonuca varılmalıdır. g) Herkesin anlayabileceği açık, sade, canlı bir anlatımla yazılmalıdır. Fakat, anlatılan yerde kullanılan orijinal kelime, terim deyim ve kavramlar da anlamlarıyla birlikte ifade edilmelidir. 55 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler GEZİ YAZISI ÖRNEĞİ TAPİR AVI Gün bitiyor. Alaca karanlıkta; karacalar, pekariler, tavşanlar, büyük yırtıcı ve ağır tapir, bir kısmı susuzluğunu gidermek için, bir kısmı içtiği su içinde oynamak için ırmak kenarlarına akın etmek üzeredirler. Yaban ormanda yaşayanların bütün adetlerini bilen kırmızılar (kızılderililer) avlanma tertibatı ile meşguldürler; her gün dallarla örtülü derin çukurlar kazmaktan yorulmuş olanlar için daha cesur teşebbüsler var: Mesela tapir avı. Tapirin Brezilya'da ismi hayvandır. Kırmızıların bazan yüz ayak mesafeye giden kuvvetli okları tapiri yakalamaya yeterli değildir. Uçlarına taş üstünde sivriltilmiş kemik parçası konan bu oklar, insanın bir tarafından girip öbür tarafından çıkabilir; jagarı (Güney Amerika kaplanı) toprağa saplayabilir fakat tapire hiçbir şey yapmaz. Bir eşek büyüklüğünde, bir boğa kuvvetinde, parmak kalınlığında derisi ile tapir kırmızının ilkel silahını küçümser. Oku yedikten sonra, liyanları kopararak, dalları devirerek, kaçıp süratle gözden kaybolur yalnız burun deliklerini dışarıda bırakarak uzun müddet suyun içinde saklanabilir. Tapir ne ısırır, ne vurur, yalnız avcının üstüne gövdesinin bütün ağırlığını atar ve şiddet yerine hiyle yapar. Gündüz sıcağında en kuytu orman ıssızlıklarında uyumak hoşuna gider. Akşam rüzgarının serinliği ile uyandığı vakit, içmek ve yıkanmak için suya doğrulur. Kırmızılar şunu bilirler ki tapirin suya gitmek için takip ettiği yol aynıdır. İzini keşfettikten sonra bu izin yakınında hiçbir ayak işareti bırakmamalıdır. Burnu ve kulağı kuvvetli ise de gözleri ufak olduğundan tapirin görüş dairesi dardır ve ona kolaylıkla pusu kurulabilir. Pusu kurulmuş, dikenli bambularla örtülmüştür. Kırmızılar ağaçlar üzerindedir; ayaklarını, kokusu karıncaları yaklaştırmamaya yarayan bir otla ovmuşlardır. Sessiz sedasız, geceyi ve tapiri beklemektedirler. Yırtıcılardan ve cinslerinin en büyük düşmanı boğa yılanlarından kaçan maymunlar büyük ağaçların tepelerine iltica etmişlerdir. Güneş bataken sesleri ağaçtan ağaca sirayet eder; onlar sustuktan sonra diğer sesle ormanı kaplar. Billur gibi kısa, gündüz duyulmayan örüs sesleri... Nihayet tinamo, bir ağaç dalında, başını uyumak için tüyleri arasına sokmazdan önce son sesini çıkarır. "Makoko, makoko". Bu ses karanlık ormanda sağır akisler bırakır. Bu ses, çok defa tinamonun avlanmasına sebep olursa da, Kırmızılar büyük avdan mahrum kalmamak için bir harekette bulunmazlar. Ötelerini berilerini ısıran hareşelere rağmen, dudaklarını kıpırdatmaksızın beklerler: Sükut heykelleri gibi... Gece derinleşirken milyonlarca pırıltı karanlığın duvarı üstünde arabesk eğri büğrü çizer. Ateş böcekleri, ormanlı tropika gecesinin canlı ışıkları, pırıltı kasırgası gibi havaya çıkıp yeşilimtırak bir ateş yağmuru gibi karanlığa yağan böcekler... Binlerce yavaş ses sürtünüşler, boğuk hışırtılar, akisler, gölgeyi kımıldatır ve sükûtu bozar. Guruplar, yıldızlar arasında az süren tam zulmet geçtikten sonra, yaban ormanın artık uyanma zamanı gelmiştir. Karışık sesler üstünde, küçük kuş haykırışları: Bu bir ihbardır. Kırmızıya bir titreyiş gelir; okunu gerer, yayını muayene eder. Gözleri zulmeti deliyor gibidir. Bu haberci kuşun ismi melezler arasında dikkatlidir. Bu ses duyulduğu vakit tehlike yaklaşıyor demektir. Tapirin dalgalı derisi, yıldızların aksettirdiği ağaç gölgeleriyle karıştığı için can gözü ile dikkat etmeli. Acaba ağacın altında mı? Dikkat kuşunun sesi, uzaklaşa uzaklaşa kaybolur. Birdenbire uzakta ulu ağaçların ve bambu cesetlerinin kırıldığı duyulur: Tapir geliyor; geçeceği yol Kırmızıların tünediği ağaçlar altındadır. Yerliler, Buda heykelleri gibi, çömelmiş, karanlık ve birdenbire çılgın bir gürültü: Ok darbeleriyle vurulan ürkek tapir, bir an evvel ırmağı bulmak için çıpınırken pusuya düşer. Kırmızılar, liyanlar vasıtasıyla tıpkı direkten inen gemiciler gibi kayarak yere inmişlerdir. Hep avlarının başındadırlar. Ayaklarına bambu yapraklarıyla diğer nebatlardan yapılmış ipler geçirilerek birkaç kuvvetli balta darbesi tapirin hayatına son verir. Kırmızların bir kısmı tapirin derisini yüzerken diğer kısmı büyük ateş yakarlar. Orman kızıl bir ateşle dolu, üşüşen çocuklar ve kadınlar son et parçasına kadar bütün tapiri yerler. Kırmızı bulduğu vakit o kadar yemek yer ki, en obur beyazları çatlatmaya kafi gelir. Tapir eti oldukça yumuşaktır; at eti tadındadır. Yalnız alışmamış olanların midesini yakar. Falih Rıfkı Atay (Denizaşırı, s.220-223) 56 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 6. SOHBET (SÖYLEŞİ) Sohbet türünün edebiyatımızdaki en tanınmış ya- zarları Şevket Rado, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin ve Falih Rıfkı Atay'dır. Bir çocuk üzgün görünen yabancıya gülümsedi. Adam kendini daha iyi hissetti. Geçmişte bir arkadaşının yaptığı bir iyiliği hatırladı ve ona teşekkür mektubu yazdı. Bu mektup arkadaşının öyle hoşuna gitti ki yemek yediği lokantada iyi bir bahşiş verdi. Bu bahşişin miktarına şaşıran garson, paranın bir kısmını yolda gördüğü fakire verdi. Bir şiir yazısı çeşidi olan sohbet; yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel duygu ve düşüncelerini, okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir anlatımla yazdığı yazılardır. Bu türün en belirgin özelliği, sıcak ve samimi anlatımıdır. Fakir adam çok sevindi çünkü iki gündür ağzına bir lokma koymamıştı. Yemeği bittikten sonra kaldığı odaya gitmek üzere yola koyuldu. Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alıp eve götürdü. Soğuktan kurtulup başını sokacak yer bulduğu için köpekçik çok mutluydu. Bugün söyleşi de denilen sohbet türünün eski adı musâhabe idi. Sohbet türündeki yazılara, genellikle gazete ve dergilerde rastlanır. Fakat tamamı bu türden yazılardan oluşan kitapların da yayımlandığı görülmektedir. Gece evde yangın çıktı. Köpek yavrusu havlamaya başladı. Bütün ev halkını uyandırana dek havladı ve böylece bütün ev halkı kurtuldu. Kurtulan çocuklardan birisi büyüdü ve cumhurbaşkanı oldu. Sohbet her konuda yazılabilir. Fakat konunun sadece şahsımızı veya dar çevreyi ilgilendirmemesine, geniş bir çevrenin ilgisini çekecek nitelikte olmasına dikkat etmelidir. Özellikle aktüel (güncel) olaylarla ilgili olan sohbetler daha çok dikkat çeker. Bunların olmasını sağlayan ise bir kuruşa bile mal olmayan masum, sıcak ve içten bir GÜLÜMSEME idi. Sohbet de, makale planına uygun bir planla yazılır. Fakat sıkmaması için uzun yazılmaz. Okuyucuyla karşı karşıya oturmuş da, konuşuyormuş gibi bir anlatımla kaleme alınması gereken sohbette, günlük konuşma diline yakın bir dil kullanılır. Sohbet yazarı düşündürmek veya kendi düşüncesine çekmek amacıyla okuyucuya sorular sorar. Nükteli sözler, herkesin bildiği fıkra, atasözleri ve halk deyimlerinden yararlanılır. Kısa cümleler kurulur. Çok olmamak şartıyla, devrik cümle kullanılır. Sohbetle fıkra arasındaki fark, anlatımdadır. Sohbetin üslubu, fıkraya göre, daha yumuşak ve okuyucuyla senli benlidir. Sohbette de, fıkradaki gibi, savunduğumuz düşüncelere okuyucuyu inandırmak zorunluluğu yoktur. Bu yüzden yazar serbesttir. Düşündüklerini rahatlıkla ortaya koyar. 57 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler SOHBET ÖRNEĞİ KEDERİN ZEVKİ Yaratılış itibariyle herkesten daha hassas olan sanatkarın, hayatın üzüntü veren çeşitli olayları karşısında duygusuz kalması mümkün olur mu? Hatta, herkesin pek umursamadığı bazı küçük şeylerin bile ona tesir etmesi tabii değil midir? Tarih boyunca sanatkarların kalpleri kadar kalemlerini, fırçalarını da harekete getiren sevinçten çok keder olmuştur: Bir sevgilinin vefasızlığı veya ölümü, milli bir felaket, evlat acısı, ayrılık, gurbet; şaire, romancıya, bestekâra şaheserler yarattırdı. Gurbette, hasrette, sıkıntıda oldukları zaman çok güzel eserler verenlerin, vatana, sevgiliye, refaha kavuştuktan sonra sustukları çok görülmüştür. İnsan, yazmak, söylemek, yani bir nevi boşalmak ihtiyacını kederliyken daha çok hissediyor. Ahmet Haşim: "Melali anlamayan nesle âşina değiliz" demiş. Ben de sanatkardan sadece methiyeler, güzellemeler isteyenlerle uyuşamıyorum. Yalnız üzerinde durmak istediğim bir nokta var. Acaba "kederi, melali, hüznü" terennüm eden sanatkarlar, içinin zehirini başkalarının yüreklerine akıtan, kendi dertleriyle bizim de huzurumuzu kaçıran kimseler midir? Şüphesiz ki hayır. Sanatkar, içinde bulunduğu üzüntüden, çıkmazdan sanatın yardımıyla kurtulmaktadır. Derdini öyle şekillere, kalıplara döküyor ki, onu güzelleştiriyor, dert olmaktan çıkıyor; katlanılır, hatta aranılır bir şey yapıyor. Böylece ortaya gelen sanat eserlerini okur, dinler veya seyrederken kendi kendimizin de o güzel şekiller içinde kaybolup gittiğini hissederiz. Yahya Kemal, "Kar Musikileri" adındaki şiirinde: Duydumsa da zevk almadım Islav kederinden diyor. Bu mısra, ilk bakışta, insana garip görünür. Kederden zevk almak! Fakat bunda şaşılacak bir şey yoktur: Kederli, sıkıntılı bir insan, kederi, sıkıntıyı terennüm eden –ama sanatkarane bir şekilde terennüm eden– eserlerde daha çok teselli bulur. Tıpkı bir dert ortağına rastlamış, üzüntüsünü onunla paylaşmış gibi. Yahya Kemal, Varşova'da bulunduğu sıkıntılı bir kış gününde, komşu manastırdan gelen org seslerinin söylediği kederden zevk alamamış. Çünkü bu keder ona yabancıdır. Fakat, Tanburi Cemil Bey'in eski bir plağında kendisindekine çok benzeyen bir üzüntü musiki haline gelmeye başlayınca muhtaç olduğu teselliyi fazlasıyla bulduğunu hissediyor ve "Kar Musikileri"ni bu saadet içinde yazıyor. Eski musikimizin insanı kötümser yaptığını, ruhumuzu körlettiğini, yaşamak azmimizi kırdığını söyliyenler, bu musikiyi hiç ama hiç anlamayanlardır. O bestelerin içinde insana başlıbaşına yetecek kadar huzur ve teselli var. Fakat, aynı makam ve aynı usullerle bugün ortaya getirilen eserlerin çoğu tahammül edilmez birer inilti halindedir. Mesele sanatkar olmak veya olmamak meselesi. İyi bir aktörün sahnede ağlayışı bize zevk verdiği halde, kötü bir aktörünki canımızı sıkar. Gözyaşı bazı gözlere ne kadar yakışır, bazılarında ne iğrenç bir hal alır. Büyük eserlerin çoğunu büyük kederler yaratmıştır. Bu keder şahsi olabilir, milli olabilir, bütün insanlığa ait olabilir. Fakat, en çok şahsi olan bir üzüntü bile, herkesin paylaştığı bir taraf yok mudur? Bir şair: Kim öksüz değil ki sen olmayasın? diyordu. Sanatkar kendi sevincini, kendi acısını söylerken, biraz da bizimkilerini anlatmaktadır. Şüphesiz ki, sanat eseri sevinci de anlatabilir, acıyı da; aşktan da bahsedebilir, açlıktan da. Fakat bence gerçek sanatkar, kederi anlatırken bile, insana bir huzur, bir ferahlık verebilen kimsedir. Mehmet Çınarlı (Halkımız ve Sanatımız, s.103) 58 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 7. HABER YAZILARI Muhabirler, zamana karşı yarışan kişilerdir. Mey- dana gelen bir olayın nedenini, oluş biçiminin sonuçlarını en kısa zamanda toparlayıp, haber halinde gazetelerine yetiştirmek zorundadırlar. Toplumun çeşitli kesimlerinde, çeşitli olayların meydana gelmesi, muhabirlerin kendi aralarında branşlaşmasına neden olmuştur. Muhabirler görev yaptıkları alana göre; ekonomi, politika, dernekler, sanat, gençlik, sendika, belediye, spor muhabiri gibi isimler alırlar. Muhabirlerin iyi ve doğru haber toplayabilmeleri için, kendi alanlarındaki neşriyatı izlemeleri, kanun, tüzük ve yönetmelikleri bilmeleri, önde gelen kişileri tanımaları ve onlarla iyi bir diyalog kurmaları lazımdır. Böyle olmadığı takdirde muhabir, sağlıklı haber alamaz ve diğer meslektaşlarına göre, başarısız duruma düşer. Haber, gazetelerde yer alan bir yazı türüdür. Ga- zetelerin çıkış nedeni haber vermektir. Haber verme- yen gazete düşünülemez. Gazeteler, okuyucularına malıdır. Sentezci bir kafa yapısına sahip olmalı, böy- en taze, en ilginç ve en doğru haberi vermenin yarışı- lece kopuk kopuk öğrendiği bilgileri birbirine bağlayıp nı yaparlar. sıraya koyabilmelidir. Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçları bu- Ayrıca muhabir, kültürlü, araştırmacı; dikkatli ol- Muhabirlere göre haberler; bilinen ve beklenme- lunmadan önce, haber verme görevini, birinci derece yen olmak üzere ikiye ayrılır. Bilinen haberler, zamanı üstlenen, gazetelerdi. Fakat radyo ve televizyonun ve yeri daha önce duyurulmuş veya öğrenilmiş, nite- bulunması ve yaygınlaşması, gazetelerin habercilik liği az da olsa bilinen haberlerdir. Bunları yazmak için görevini daha zor şartlarda yapmasına yol açmıştır. geniş bir zaman vardır. Bu yüzden, bu haberlerle ilgili Çünkü, gazete okuyucusu, meydana gelen yurt ve bir ön çalışma yapılabilir. Fakat bir de, yangın, kavga, dünya olaylarını, gününde radyo ve televizyonlardan bombalama, suikast, ünlülerin ölümü, deprem gibi, öğrenmektedir. Halbuki gazetenin verdiği en taze ha- zamanı, yeri ve niteliği bilinmeyen olaylar vardır ki, ber, bir gün önceye aittir. Bu yüzden, günümüz gaze- muhabir asıl olay toplayıcılık görevini, böyle anlarda teciliğinde, yorumlu, ayrıntılı ve bol fotoğraflı haber ön yapar. Bu tip olaylar, bazen gazete basılacağı anda plana geçmiştir. veya basıldıktan sonra meydana gelir. Büyük gazeteler, böyle olaylarda, derhal baskılarını durdurarak gazetenin kalıbını yeniden hazırlarlar veya ikinci bas- Gazetelerde haberleri toplayan ve kaleme alan kı yaparlar. Muhabir, böyle beklenmedik olaylarda, kişilere muhabir denir. Muhabirler, gazetenin bel ke- derhal en seri haberleşme araçlarıyla irtibat kurarak miğidir. Bir gazetenin gücü, muhabir kadrosu ile öl- ve en seri ulaşım araçlarıyla olay yerine giderek, ola- çülür. Gazetenin birinci derecedeki haber kaynağı, yın haberini toplamak ve gazetesine yetiştirmek zo- kendi muhabirleridir. Bunun dışında yurt ve dünya rundadır. Bu tip beklemeyen büyük olayların haberini ajansları, halk, özel ve resmi kuruluşlar haber kay- alamayan ve diğer gazetelerle birlikte günün okuyu- naklığı yaparlar. cusuna duyuramayan muhabirler, gazetecilik dilinde o haberi «atlamış» olurlar. 59 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler Haberin başlıca nitelikleri şunlardır: Haberin giriş bölümünde olayın kısa bir özeti ya- pılır. Gelişme bölümünde ayrıntılar niteliklerine göre 1. İlginç olmalıdır. bir sıraya konularak ayrı paragraflar halinde yazılır. Sonuç bölümünde ise, olayın ulaştığı son boyut kısa- 2. Diğer gazetelerin temas etmediği orijinal yanları ca anlatılır. bulunmalıdır. 3. Doğru olmalıdır. Haberin metni ile başlığı bir bütündür. Haberle- rin başlıkları, genellikle gazetenin yazı işleri kadrosu tarafından konulur. Haberin başlığı olayın özünü çok 4. Sağlam ve inandırıcı kaynaklara dayandırılmalıdır. kısa ve net biçimde ortaya koyacak nitelikte olmalıdır. Günümüzün hızlı yaşantısı, haberin ana ve ara baş- 5. Kısa cümlelerle, açık, sade ve kesin bir anlatımla lıklarının büyük bir dikkatle konulmasını şart koşmak- yazılmalı, okuyan herkes rahatlıka anlayabilmelidir. tadır. Çünkü okuyucu, haberleri genellikle başlıktan izlemekte, sadece ilgisini çeken haberleri okumak- 6. Haber, eski bir haberin devamı niteliğinde ise ön- tadır. Dikkat edilirse, günümüzün büyük gazeteleri, ceki gelişmeler kısaca özetlenmelidir. haberin ana ve ara başlıklarını birinci sayfalarında, haber metnini ise iç sayfalarda vermektedir. 7. Belirli bir plan dahilinde yazılmalıdır. Haberin planı da, genel kompozisyon yazıların- Haber konusunda verdiğimiz bilgileri, birkaç ör- nekle somutlaştıralım: da olduğu gibi, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana gelir. HABER YAZILARI ÖRNEĞİ 1 İZMİR DÜN İKİ KEZ SALLANDI İZMİR, (A.A.) – İzmir dün iki kez sallandı. Kandilli Rasathanesi'nden edinilen bilgilere göre, ilk deprem saat 13.12'de 3,4 şiddetinde oldu. İkinci deprem ise saat 14.30'da 3,7 şiddetinde meydana geldi. Kandilli Rasathanesi yetkilileri, iki depremin de merkez üssünün rasatheneden 320 kilometre uzaklıkta ve İzmir-Manisa arasında olduğunu bildirdiler. Yetkililer, kuvvetle hissedilen bu iki depremin dışında küçük şiddette sayısız deprem kaydedildiğini de belirt- tiler. Öte yandan, depremlerin İzmir ve Manisa'da can ve mal kaybına yol açmadığı öğrenildi. 60 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası (Hürriyet, 5.6.2011) Öğretici Metinler HABER YAZILARI ÖRNEĞİ 2 KAMYON ALTINA GİREN OTOMOBİLDEKİ 5 KİŞİ ÖLDÜ ✔ 5 ayrı yerdeki kazalarda 9 kişi can verdi, 39 kişi ise yaralandı. MİLLİYET HABER MERKEZİ Kayseri'nin Bünyan ilçesinde, 38 EF 003 plakalı otomobilin 64 AV 613 plakalı bir kamyonun altına girmesi sonucu otomobil şoförü Osman Galip ile içindekiler Ali Tanboğa, Hacı Kadın Tanboğa, Ömer Tanboğa ve Mehmet Aydın feci şekilde can vermişlerdir. Öte yandan, Karamürsel, Karaman, Samsun, Van ve Ermenek'te meydana gelen trafik kazalarında ise toplam 9 kişi ölmüş, 39 kişi de yaralanmıştır. (Miiliyet, 17.6.1981) HABER YAZILARI ÖRNEĞİ 3 ✔ Atatürk'ün Doğumunun 100'üncü Yıldönümü dolayısıyla "ATATÜRK ANSİKLOPEDİSİ" yayınlanacak "DERS KİTAPLARI YAŞAYAN TÜRKÇE İLE YAZILACAK" ✔ 1981 Programında dil konusunda aşırılıktan sakınılması prensibi kabul edildi. ✔ Kültür Hizmetleri çerçevesinde "Türk İlimler Akademesi"nin kurulması ile ilgili çalışmaların ilk bölümü tamamlandı. "Türk Dili ve Edebiyatı Akademesi Kanun Tasarısı" hazırlandı. ANKARA(AKAJANS) Maddi ve manevi varlığımızın, milli bünyemizin özelliklerinden güç olarak geliştirilmesinde, "Devletimizin ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün halinde korunması, yaşatılması ve güçlendirilmesinde milli kültürümüzün tükenmez bir kaynak olduğu" belirtilerek bunun ortaya çıkarılması için yapılan çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiği kaydedildi. 1981 yılı programında milli kültür çalışmalarında "Dil konusunda aşırılıktan sakınılması, yaşayan ve konuşulan Türkçenin yazı dilinde ve ders kitaplarında yer alması" ilkesine yer verildi. Bu arada kültür hizmetleri çerçevesinde "Türk İlimler Akademesi"nin kurulması ile ilgili çalışmaların ilk bölümünün tamamlandığı, "Türk dili ve edebiyatı akademesi kanun tasarısı hazırlandığı bildirildi. Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümü dolayısıyla bir Atatürk Ansiklopedisi"nin çıkartılacağı bildirilerek programda kültür faaliyetleriyle ilgili olarak şu ana ilkelere yer verildi: –Milli folklorumuzun geliştirilmesi ve derlemesi faaliyetleri hızlandırılacak, bu konudaki dağınıklık ve sahipsizliğe son verilecektir. –Yurt içinde ve yurt dışında Türk kültürü ile ilgili birikim ve yayınların bibliyografya olarak yayınlanmasına devam edilecektir. –Türk süsleme sanatlarını tanıtıcı ve geliştirici çalışmalara devam edilecektir. –Eski eser kaçakçılığının önlenmesi ile ilgili kanun tasarısı hazırlanacak program dönemi içerisinde kanunlaştırılmasına çalışılacak... –Basma yazı ve resimleri derleme kanunu günün şartlarına göre yeniden düzenlenecektir. –Türk Musikisi Konservatuarı ve Devlet Konservatuarı eğitim ve öğretim yönetmeliği yeniden gözden geçirilecek, kadro problemleri giderilecek ve Türk Musikisi Konservatuarını geliştirmek üzere gerekli çalışma yapılacak.. –Devlet arşivlerinin gerekli insan gücü, araç ve gereçlerle donatılması için çalışmalar bu program döneminde tamamlanacak.. –Telif haklarıyla ilgili teşvik edici düzenlemeler yapılacak. –Geniş halk kitlelerine hizmet götüren belediyeler ile özel idarelere bağlı kütüphaneler Kültür Bakanlığı bünyesinde toplanacak. –TRT'nin Türk kültürü ve çağdaş medeniyet değerleri doğrultusunda yayın yapması ilkesi titizlikle uygulanacak. –Türk kültürünün yurt dışında tanıtılması, yurt dışında çalışan ve yaşayan Türk vatandaşlarının çeşitli meselelerinin çözümlenmesi, anayurtla olan kültür bağlarının ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda milli şuurun canlı tutulması amacıyla dışarıya yönelik yayın programlarının hazırlanmasında, uygulanmasında TRT Genel Müdürlüğü ile kuruluşlar arasında sıkı bir iş birliğine dayalı çalışmalar yapılacak. (Tercüman, 6.6.1981) 61 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 3. Makalenin anlatımı, fıkraya göre daha ağırbaşlı ve ciddidir. Kullanılan cümlelerin kesinlik taşıması şarttır. Bu yüzden makalelerde, kurallı cümle kullanılır. Fakat fıkra yazarı, anlatımını rahatlatmak için, devrik cümle kullanabilir ve komik (güldürücü) unsurlara yer verebilir. 8. FIKRA 4. Makale yazarı, geniş kitleleri ilgilendiren konu ve düşünceleri ele alır. Fıkra yazarı ise, en basit bir günlük olayı veya kişisel konuyu işleyebilir. Fıkralarda da, makaleler gibi; a) Konu, okuyucunun ilgisini çekecek biçimde ele alınmalı; b) Herkesin anlayabileceği açık ve sade bir dil kullanılmalı; c) Hoş ve dokunaklı bir sonuca ulaşılmalı ve okuyucu düşündürülmeli; Fıkra kelimesi günümüzde iki anlamda kullanıl- ç) Aynı konular yerine, değişik ve aktüel (güncel) konular işlenmeli; maktadır. Birinci anlamıyla fıkra; tanınmış kimseler, hayvanlar veya başka şeyler hakkında anlatılan ve «kıssa» denilen nükteli küçük hikayeciliklere verilen d) Konu, tarafsız bir gözle ele alınmalıdır. isimdir. Nasreddin Hoca, İncili Çavuş, Bektaşi fıkra Fıkra planı ile makale planı arasında hiç fark yoktur. Fıkrada da konu; giriş, gelişme ve sonuç bölüm- ları gibi. Bunlar, olayları gülünç, şakalı, latife yollu bir nükte ile anlatarak insanı düşündürürler. İkinci anla- leri yapılarak işlenir. mıyla fıkra, asıl kompozisyonun konusu olan fıkradır. Bu anlamda fıkra; günlük olayları özel bir görüş ve Giriş bölümünde; konu ortaya konur. fikir yazılarıdır. Gelişme böümünde; konu paragraflar halinde düşünceye bağlayarak yorumlayan, ciddi veya nükteli açılır. Fıkra türü, gazete ile birlikte doğmuştur. Gazete ve dergilerin belirli köşe ve sahifelerinde, belirli bir başlık altında, daha kolay olduğu için, yazarlar ta- Fıkra, makaleye göre, daha kısa yazılır. Bu yüzden ayrıntılara fazla girilmez. rafından kaleme alınırlar. Yazılması makaleye göre, daha kolay olduğu için, yazarlar arasında büyük ilgi görmüştür. Sonuç bölümünde; konuya uygun bir ana fikre varılır. Fıkrada, makaledeki gibi resmi değil, samimi bir anlatım kullanılır. Okuyucu, yazarı kendisine yakın bulmalıdır. Bunun için yazar, okuyucuyla konuşuyormuş gibi yazmalıdır. Fıkra ile makale arasındaki farkları şöyle sıra- layabiliriz: Edebiyatımızın en tanınmış fıkra yazarları Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay, Bedii Faik, Peyami Safa, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Refi Cevat Ulunay, Burhan Felek, Ahmet Kabaklı, Aziz Nesin, Çetin Altan ve Sabri Esat Siyavuşlugil'dir. 1. Makale yazarının, okuyucusunu yazdıklarına inandırma zorunluluğu vardır. Fıkra yazarının böyle bir zorunluluğu yoktur. 2. Makale yazarı, düşünce ve görüşlerini çok sağlam kanıtlara dayandırmak zorundadır. Fıkra yazarı için böyle bir şey söz konusu değildir. Fıkrada her çe- şit örneğe ve kişisel düşünceye yer verilebilir. örnek vererek fıkra türünün özelliklerini gösterelim: 62 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Edebiyatımızın tanınmış fıkra yazarlarından birkaç Öğretici Metinler FIKRA ÖRNEĞİ BEN NE BİÇİM ADAMIM Arada bir kendi kendisine: "Ben ne biçim adamım?" diye soran kaç kişi vardır? Geçici bir hayret ve tecessüsle değil, hayranlıkla veya bir nefretle değil, devamlı ve samimi bir anlama ihtiyacıyla, kendi kendini karşısındaki koltuğa oturtarak bir hasta muayene eder gibi, peşin fikirlerden, dost medihlerinden ve düşman hükümlerinden uzak, kendini anlamaya çalışan kaç kişi var? Eski Greklerin Delf Mabedi üzerinde şu emir yazılı imiş: "Ey insan, kendini bil!" Sokrates bunu çok tekrarladı. Demiş ki: "Kendimi bilmeye muktedir olmadığım halde, başka şeyleri öğrenmeye çalışmak bana gülünç görünüyor". Saint Augustin'in İtirafları'nda şu cümle var: "İnsanlar dağların zirvelerini, denizlerin dalgalarını, büyük nehirleri ve engin okyanusu temaşa etmek için seyahat ederler fakat en büyük mucize olan kendi kendilerini görmeden geçip giderler." Beş yüzyıldan beri tabiatın ıcığını cıcığını çıkarıp her şeyi öğrenen insanın kendi kendisi hakkında bildikleri o kadar azdır ki "insan muamması" terkibi yeniliğini muhafaza etmektedir. İlk zamanların karanlığı XX. yüzyılda da devam ediyor. Birkaç yıl evvel Londra'da toplanan filozoflar, bilginler, ilahiyatçılar, beyin fizyolojisi uzmanları, ilmin ve felsefinin en son gayretlerini de inceledikten sonra, beyinle şuur arasındaki münasebette, Sokrates'ten beri devam eden karanlıkların dağılmadığı neticesine varmışlardı. Tıp bayramında genç bir doktorumuzun beyinde şuur merkezinin keşfedildiğini ileri süren garip sözlerini gülümseyerek dinledim. Hala eski lokalizasyon nazariyetlerinden artık çok uzakta olduğumuzu bilmeyenler de mi var? İnsanın meçhul kalması, en çapraşık yaratık olmasındandır. Hele insan beyni, hiçbir neşterin anatomi bil- gisinin ve nörolojik muayenenin künhüne varamadığı bir mucize sırrı olmaya devam ediyor. Birçok ruh ve sinir hastalıklarının teşhissiz ve tedavisiz kalması da bundandır. Ben kendi hesabıma, eğer bu muammayı deşmeye çalışmayacaksam, bir kundura boyacısı olmayı bir akıl ve sinir doktoru olmaya tercih ederim. Niçin böyle konuşuğumu yakından bilenler de bana hak verirler. Herkes her şeyden evvel kendini bilmeye çalışsa ilmin hala karanlıkta kalan taraflarına belki aydınlıklar dolar. Fakat herhalde ahlakın kazancı ilminkinden fazla olur. Flaubert'in "kimse kimseyi anlamıyor" sözü, romanlarda posası çıkarılmış, XIX. yüzyıl yalnızlık romantizminin beylik bir ifadesidir. Fakat bir hakikat payından mahrum değildir. Bilhassa ferdin kendi nefsi üzerindeki bilgisizliği bahis konusu olduğu zaman, Sokrates bugün de haklıdır sanıyorum. Bu yazıyı iyice kavramak için önce anlamını bilmediğiniz kelimelerin altını çiziniz ve aşağıdaki soruları cevap- lamaya çalışınız. 1. Yazının ana fikri nedir? Kısaca belirtiniz. 2. Yazarın görüşüne katılıyor musunuz? Niçin? Söyleyiniz. 63 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 5. Denemelerin dili de, sohbet ve fıkradaki gibi sa- 9. DENEME mimi ve senli benlidir. Fakat denemenin dili, bu türlere göre, daha ağırbaşlı ve ciddidir. 6. Denemelerde nükteye pek yer verilmez. Konu se- viyeli biçimde ele alınır. Deneme türü, serbestçe görüş ve düşünceleri- ni ortaya koyma imkânı verdiği için, öğrencilere sık sık yazdırılmalıdır. Fakat deneme yazabilmek için, kuvvetli bir kültür sahibi olmak gerektiği ve konunun derinlemesine işlenmesinin şart olduğu da hatırlatılmalıdır. Herhangi bir konu üzerinde, yazarın kesin yargı- Denemelere gazete ve dergilerde rastlanabilece- lara varmadan, özel görüş ve düşüncelerini sebestçe ği gibi, bağımsız kitap halinde toplanarak yayınlanmış ortaya koyduğu fikir yazılarına deneme denir. Dene- biçimde de rastlanabilir. meler, genellikle sanat, bilim, kültür ve düşünce konularında yazılır. Deneme, adından da anlaşılacağı Deneme de makalenin planına göre yazılır. Bu türün dünya edebiyatındaki başlıca temsilcile- gibi, yazarın kendisine ilginç gelen bir konu üzerindeki yazı denemesidir. ri Montaigne, Bocon, Andre Gide ve Alain'dir. Deneme türündeki yazılar, eleştiri, sohbet ve fıkra türündeki yazılarla karıştırılır. Deneme ile diğer Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç, Suut Kemal yazı türleri arasında şu belirgin farklar vardır: Yetkin ve Prof. Mehmet Kaplan deneme türünün başlıca yazarlarıdır. 1. Deneme duyguya değil, düşünceye dayanır. Duygusallığa hiç yer verilmez. 2. Deneme bir araştırma ve inceleme ürünüdür. Denemede konular, diğer türlerde olduğu gibi, yüzeyden değil, derinlemesine ele alınır. Deneme yazarı olmak için, çok kuvvetli bir kültüre sahip olmak lâzımdır. 3. Denemede yazar kendisiyle tartışır. İşlediği konu üzerindeki çeşitli düşünceleri, kendi yorumunu da katarak ortaya koyar. 4. Toplumu yakından ilgilendiren konulara, denemelerle yeni bakış açıları getirilir. 64 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler DENEME ÖRNEĞİ ÖLÇÜ İnsan elinde ne illet var ki, dokunduğunu değiştiriyor; kendiliğinden iyi ve güzel olan şeyleri bozuyor. İyi olmak arzusu bazen öyle azgın bir tutku oluyor ki, iyi olalım derken kötü oluyoruz. Bazıları der ki, iyinin aşırısı olmaz çünkü aşırı oldu mu zaten iyi değil demektir. Kelimelerle oynamak diyeceği gelir insanın buna. Felsefenin böyle ince oyunları vardır. İnsan iyiyi severken de, doğru bir işi yaparken de pekala aşırılığa düşe- bilir. Tanrının dediği de budur: Gereğinden fazla uslu olmayın, uslu olmanın da bir haddi vardır. Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştırmayan okçudan daha başarılı sayılmaz. İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, fazla ışıkta da. Platon'da Kallikles der ki, felsefenin fazlası zarardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur; faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çileden çıkar, kötüleşiriz; herkesin inandığı, uyduğu şeyleri küçümseriz; herkesle doğru dürüst konuşmaya, herkes gibi dünyadan zevk almaya düşman oluruz; kimseyi yönetemeyecek, başkalarına da kendimize de hayrımız dokunmayacak bir hale geliriz; boş yere şunun bunun sillesini yeriz. Kallikles, doğru söylüyor çünkü felsefenin fazlası bizim gerçek duygularımızı körletir; lüzumsuz bir inceleme ile bizi tabiatın güzel ve rahat yolundan çıkarır. (Kitap II, bölüm XXX) Düşüncede saplantı ve azgınlık en açık ahmaklık belirtisidir. Canlılar arasında eşekten daha kendinden emin, daha vurdumduymaz, daha içine kapalı, daha ağırbaşlı olanı var mıdır? 65 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Montaigne Öğretici Metinler 10. MAKALE göre: Herhangi bir konuda bilgi ver- mek, bir konuyu veya düşünceyi Giriş bölümünde; savunulan veya bildirilen konu, düşünce veya görüş, ayrıntılara girilmeden or- açıklamak ya da bir düşünceyi taya konulur. Bu bölümde örnek verilmez. ispatlamak amacıyla yazılan fikir yazılarına makale denir. Maka- lenin temel unsuru fikirdir. Fikir Açık ve duru bir ifade kullanılır. Giriş bölümü ge- nellikle 4-5 cümleyi geçmemelidir. yazıları arasında, yazılması en zor olan makaledir. Çünkü ma- kale rastgele yazılmaz. İleri sü- Gelişme bölümünde; giriş bölümünde ortaya konulan konu, düşünce veya görüş, ayrıntıları ile ele rülen görüş ve düşüncelerin alınır. Konu çeşitli yönlerden incelenir. Konunun her sağlam kaynaklara, delillere ve belgelere dayandırıl- yönü veya ayrıntısı ayrı bir paragraf halinde işlenir. ması lâzımdır. Fikir yazılarının çoğunda uygulanan bu plana Bu sırada bu ayrıntılarla ilgili sağlam deliller, görüşler ortaya konulur. Günlük hayatta karşılaşılan olaylar, Makale yazarının kuvvetli bir kültürü, sağlam ilim ve teknik alanlarındaki çalışmalar ve buluşmalar, mantığı ve seviyeli görüşleri olması lâzımdır. Ayrıca çeşitli yazar, sanatçı ve düşünürlerin görüşleri, devlet güçlü bir dil ve üslup sahibi olması da gereken maka- adamlarının özdeyişleri, atasözleri ve tarihi gerçekler le yazarı, aynı zamanda iyi bir incelemeci, araştırmacı makalenin bu bölümünde kanıt olarak kullanılabilir. ve gözlemci de olmalıdır. Bu yüzden edebiyatımızda Fakat kesinlikle gerçek olmayan ve tamamen kişisel çok az makale yazarı yetişmiştir. olan görüş ve iddialara yer verilmemelidir. Anlatım mutlaka kesinlik taşımalı, dil açık ve yalın olmalıdır. Edebiyatımızda Tanzimat'a kadar görülmeyen Paragraflar 6-7 cümleyi geçmemelidir. makale türü, ancak gazeteciliğin ülkemizde de başlaması üzerine Batı'dan edebiyatımıza geçmiştir. Özel- likle bu türün ilk örneklerini veren Şinasi, Namık Ke- lan görüş ve düşüncelerin ışığında, makale bir ana mal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi ve Şemseddin fikre bağlanır. Yazar, son sözünü bu bölümde söyler. Sami gibi I. Tanzimatçılar başarılı birer makale ya- Bu yüzden, bu bölümün açık ve kesin bir anlatımla zarıydılar. Hüseyin Cahit Yalçın, Ziya Gökalp, Ömer kısa bir biçimde yazılması lazımdır. Bu bölüm 2-3 Seyfettin, Cenap Şahabettin, Ahmet Rasim, Reşat cümleyi geçmemelidir. Nuri Güntekin ve Nurullah Ataç bu türün edebiyatımızdaki diğer güçlü temsilcileridir. Sonuç bölümünde; ilk iki bölümde ortaya konu- Başarılı bir makalede şu nitelikler bulunmalıdır: Makale yazarı okuyucusunu mutlaka inandırmak 1. Konu, toplumun büyük bir kesimini ilgilendirecek- zorunda olduğu için görüş ve düşüncelerini bir plan nitelikte olmalıdır. Günlük düşüncelerden çok, uzun içerisinde ortaya koymalıdır. Makale; giriş, gelişme ve ömürlü düşüncelere yer verilmelidir. Örnekler zama- sonuç olmak üzere üç bölümden meydana gelir. na ve çevreye göre değişmemelidir. 66 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 2. Düşünce ve görüşleri destekleyen kanıtlar, inandırıcı olmalıdır. Herkesin mantığına uygun düşmeli- Elinizde bir pinpon topu var. Bu pinpon topunu 1 metre yükseklikten yere bırakıyorsunuz. Top yerden 33 cm yükseliyor. Sonra elinize başka büyük bir top alıyorsunuz. Bu topu da aynı yükseklikten bırakıyorsunuz; bu top da 33 cm yükseliyor. Ancak amacınız bu toplardan en az birini 4 metre yükseltmek. Bunu nasıl yapabileceğinizi düşünüyorsu nuz. Toplardan birini hızla yere çarpmayı düşünüyorsunuz. Ama oyunun kuralı şiddet kullanmayı içermiyor. Yine de siz hızlı bir hareketle pinpon topunu olanca gücünüzle yere çarpıyorsunuz ama top sadece 90 cm yükseliyor. Size verilmiş olan bir süre var. 4 dakika içinde bu sorunu çözmeniz gerekiyor. Birkaç defa daha deniyorsunuz; ama her iki top da aynı ölçüde yükseliyor. Eğer toplar 1/3 oranında yükseliyorsa 12 metre yükseklikten bırakılan top 4 metre yükselir diyorsunuz. Ancak içinde bulunduğunuz odanın tavanı 4 metre. Oyunu kuran kişi, üstelik bu oyunun kurallarından birinin, topu 1 metre yükseklikten yere bırakmak olduğunu belirtiyor. Hızla düşünüyorsunuz, neler yapabileceği nizi ama bir türlü çözümü bulamıyorsunuz. Sürenin sonuna doğru, oyunu size oynatan ki şi, "Toplar birbirine yardım edebilir mi?" diye soruyor. Siz bu soruyu dahi anlayamıyorsunuz. Top birbirine nasıl yardım etsin ki! Sürenin so nunda oyunu oynatan kişi, iki topu alıyor. Pin pon topunu büyük topun üstüne eliyle koyuyor ve iki topu ayna anda bırakıyor. İki top bir metre yükseklikten yere düşüyor ve pinpon to pu 4 değil, 5 metre yükseliyor. Bu yaşamda büyük sonuçlara ulaşmak isti yorsak, daha önce denenmemiş yöntemleri de nememiz gerekiyor. Yepyeni bir bakış açısıyla problemlere ve hatta çözümlere yaklaşmak ge rekiyor. Bu problemin çözümünde büyük top küçük topa yardım ediyor. Büyük top yere dü şerken önce yere çarparak küçük topu tavana kadar sıçratıyor. Biz de kendi yaşamımızda ilerlemek istiyorsak yardım etmeye ve yardım almaya açık olmalıyız. Dünyadaki büyük başarılarıh-hemen hepsinin arkasında birilerinin yardımı ya da işbirliği vardır. İşbirliğine kapalı olan insanların bu dünyada alabileceği sonuçlar oldukça kısıtlı. Örneğin, kolye satan iki sokak tezgahı düşünün. İkisi de rakip ve diğerinin daha az kolye satmasını isti yor. Sonuçta ikisi de diğerinin işini baltalamaya çalışıyor ve her ikisi de daha az kolye satıyor. Çocuklannı girişimci yapmak isteyen baba, iki çocuğuna iki kasa elma alıyor. Çocuklar bir sokağın kenarında elma satmaya çalışıyorlar; ama işler iyi gitmiyor. Her ikisi de birinci günü pek para kazanamadan bitiriyor. Geceleyin ne yapabiliriz, diye düşünüyorlar ve bir formül buluyorlar. İkisi de elmalara farklı fiyat koyu yor. Bir tanesinde elmanın kilosu 4 tttej Türk Lirası, diğerinde ise 3 $TTL. Böylece oradan geçenler, elmalann aynı olduğunu görünce ucuz olan 3 fTL'lik elmalardan alıyor. 3İTL'den elma satanın elmalan bitince 4 İTL'lik elmalar dan takviye yapıyorlar ve akşama kadar bu modelle elmaları bitiriyorlar. Günün sonunda da kazandıkları parayı paylaşıyorlar. Halbuki iki kardeş, işbirliği yapmasa ikisi de belki de hiç elma satamayacak ya da çok az satacak. Büyük başarıların sırrı, işbirliği, uyum ve yeni fikirleri uygulamak gibi görünüyor. dir. Kimse itiraz edememelidir. 3. Düşünce ve görüşler plansız ve uzun bir biçimde ortaya konulmamalıdır. Düşünce ve görüşler, önem derecesine göre, sıraya konularak işlenmelidir. 4. Özellikle gelişme bölümünde yer alacak paragraflar, dengeli olmalıdır. Konunun bir ayrıntısı 2-3 cümlelik bir paragraf halinde, bir diğer ayrıntısı ise 9-10 cümlelik bir paragraf halinde işlenmemelidir. Mümkün olduğu kadar paragraflarda kullanılan cümle sayıları, birbirine yakın olmalıdır. 5. Anlatım, açık, sade ve duru olmalıdır. Bazı ilmi ve teknik terim, kavram ve isimlerin dışında, yaşayan Türkçe kullanmalıdır. Uydurma kelimeler veya bugün kullanılmayan Osmanlıca kelime ve tamlamalar kullanmak makalenin ciddiyetini ve ağırbaşlılığını ortadan kaldırır. 6. Makalelerde devrik cümle pek kullanılmaz. Türk dilinin cümlesi, kurallı cümledir. Kurallı cümle, bir kesinlik taşır. Bu yüzden makalelerde kurallı cümle kullanmak şarttır. 7. Konu, fikri ve ideolojik saplantılara ve şartlanmalara kapılmadan, tarafsız bir gözle ortaya konulmalı, varsa konu hakkındaki görüşler bir arada verilmelidir. Çünkü, makale kamuoyu oluşturmak için yazılır. Konuyu tarafsız bir biçimde ortaya koymazsak, toplumu yanlış biçimde yönlendirmiş oluruz ve çeşitli anlaşmazlıklara yol açarız. Makale her konuda yazılabilir. Makaleler yazıldığı konuya göre isim alırlar. Fikri makale, edebi makale, askeri makale, tarihi makale, tıbbi makale, sanat makalesi, spor makalesi ve dini makale gibi. Gazetelerin birinci sahifelerinde ve dergilerin ilk sayfalarında görülen makalelere baş makale adı verilir. Bu makaleleri yazanlara da başyazar denir. 67 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler MAKALE ÖRNEĞİ PLAN VE POLİTİKA ÜSTÜNE Planlı devlet yönetimi yeni bir kavramsa da devlet yönetimi deyimi ta ilk çağlara kadar dayanır. Eski Yunanca ve Latincede politika sözcüğü hem yönetim, hem de devlet -kent anlamlarına gelir. O zamanın devletleri site sınırını pek aşmadığı için polis sözcüğü her iki kavramı birden anlatmaya yetiyordu ve o zamanki kentlerin, bugün hayranlıkla kalıntılarını seyrettiğimiz, kendilerine özgü bir planları vardı. Demek oluyor ki, şehir kuruluşu ve belki de şehir hayatı ölçüleri içinde plan fikri büyük medeniyetlere yabancı değildi. Osmanlıcada medeniyet (uygarlık) ve Medine (Şehir-Kent) de aynı kökten gelmez mi? Bu kısa girişten maksadım, planlı şehir yönetiminden habersiz yaşayan ülkelerde planlı devlet yönetimine sıçramanın pek güç olacağını ilgililere duyurmaktır. Ortaçağ karanlığında kilise yobazlarının baskısı ile bin yıllık uykuya dalan Avrupa, Renaissance'la beraber hayata gözlerini açtığı zaman ilk iş olarak şehir-kent kuruluşunu akıl yolu ile düzenlemeye koyulmuştur. Güçlü krallar ve prensler bilginleri, sanatçıları sağlamışlar, bugünkü büyüklü küçüklü merkezlerin serpilip gelişmesine yol açmışlardır. Paris'te Louvre sarayının orta kapısından Champs-Elysees'ye doğru baktığınız zaman önünüzde Carrousel takını, daha ötede Concorde dikişitaşını, Marly atlarını, Etoile zafer takını düz bir çizgi üzerine dikilmişçesine birbiri arka sıra görürsünüz. Bu eserler sanki bir kafadan çıkmış, tek bir plana uyularak bir hizaya oturtulmuş gibidir. Oysa, yalnız Louvre sarayının zamanlaması XIII. Louis'ye kadar bir kuşak sürmüştür. Carrousel meydanını XIV. Louis, Concorde meydanını XV. Louis, Etoile anıtını I. Napoleon yaptırmıştır. Bu anıtın etrafındaki büyük caddeler III. Napoleon zamanında ünlü şehirci Haussman tarafından 1860 yıllarında açılmıştır. Görülüyor ki, Paris'in bir parçasını bugünkü güzel ahenkli haline getirmek için aşağı yukarı dört yüz yıl boyunca bilginin ve sanatın egemenliği altında sürekli gayretler harcanmış, devlet yönetimi çok kez müstebit hükümdarlar elinde bulunduğu halde keyfi davranışlardan kaçınılmıştır. Durum, hemen bütün Avrupa kentlerinde aynıdır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Alman şehirleri yarı yarıya, kimi yerde daha fazla yıkılmıştı. Bunlardan Münich'e ilk gidişimde dehşet içinde kalmıştım. Burasını ne zaman, nasıl onaracaklar? diye düşünüyordum. Münich'e ikinci uğrayışımda harabeler ortasında sergi gördüm. Şehrin ileride alacağı biçimi ana çizgileri ile belirten bir plandı. Bu henüz işgal altındaki bölgede, türlü imkansızlıklara rağmen Almanlar paçaları sıvamışlar, iğne ile kuyu kazarcasına çalışıyorlardı. Bugün savaş yıkıntılarının yüzde sekseni onarılmıştır. Tarihsel özelliği olduğu gibi korunmakla beraber Münich eskisine kıyasla daha elverişli daha konforlu, daha modern bir kent olmuştur. Nüfusu yılda ortalama otuz bin kadar artan şehirde henüz ev sıkıntısı çekiliyor fakat bir tane bile gecekondu yok. Susuz, elektriksiz, hele kanalizasyonsuz bir yere insanların barınabileceği düşüncesini Alman kafası almıyor. Fazla nüfusa eski kışlalarda, hatta eski cezaevlerinde yer gösteriyorlar. Pek sıkışırlarsa uygun yerlere belediye geçici barakalar konduruyor. Fakat fertlerin kendi başlarına gecekondu yapmalarına katiyen göz yumulmuyor. Yıllık nüfus artışı göz önüne alınarak, Münich dolaylarında yüz bin nüfuslu dokuz ekleme şehir (Almanlar bunlara satelit şehir diyorlar) projesi yapılmış ve nazım planda yerini almştır. Bu şehirlerden ilkinin bitmek üzere olduğunu gördüm. Münich'in karakterini bozmamak ve ileride bir taş yığını haline gelmesini önlemek amacı ile bilim ve sanat el ele vermiş ve son derece çekici bir plan hazırlanmıştır. Yüzer bin nüfuslu satelit şehirler geniş yollara merkeze bağlanacak, bu şehirler arasında, çoğu bizim Gülhane Parkı'nın birkaç büyüklüğünde parklar, yeşil sahalar, spor ve eğlence yerleri bulunacaktır. Satelit şehirlerin kuruluş temposu Münich'deki nüfusun artış temposuna göre ayarlandığı için Bavyera başkenti, bu plan sayesinde, aşağı yukarı yüz yıl süre ile rahata kavuşmuş demektir. Evet; polis, politika, kent, devlet, yönetim, medine, medeniyet bütün bu sözcükler arasında yakın bir akrabalık bulunduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaya gayret ederken planlı devlet yönetimi davasını planlı kent yönetimi davasından hiçbir şekilde ayıramayacağımız gerçeğidir. –Türkiye planla kalkınacak ya, varsın Bursa, İstanbul, Ankara gibi kentler şimdilik kendi hallerine kalsın! diyemeyiz. Davayı bu açıdan ele almak olaylara ters yönden bakmak, davranışımızı birtakım akıl dışı ilkelere uydurmaya kalkmak anlamına gelir. Türkiye'yi planla kalkındırmak istiyorsak daha önce hiç değilse aynı zamanda, Türk kentlerini de planla geliştirmek zorunda olduğumuzu unutmayalım. Şehirlerimiz ve kasabalarımız Orta Çağ'da horul horul uyuyup dururken bir devlet olarak sanki onların toplamından başka bir şeymişiz gibi, hangi planı uygular, nasıl kendimize gelebiliriz? (27 Mayıstan 12 Marta, s. 166-167) Bu yazıda yazarın amacı kolayca anlaşılabileceği gibi planlı şehir yönetiminin ve kalkınmanın gereğini belirtmek ve bu görüşü bazı somut örnekler göstererek savunmaktır. Dikkat edersek yazar, yazısına önce "planlı devlet yönetimi" kavramını açıklamakla giriyor. Bu paragraf yazının giriş bölümünü oluşturuyor. İkinci paragraftan başlayarak yazar, plan düşüncesinin uylamada ne gibi olumlu sonuçlar verdiğini anlatmaya çalışıyor ve bunu yaparken Paris ve Münih şehirlerini örnek gösteriyor. Bu bölümde yazının gelişme bölümünü oluşturmaktadır. "Evet" ile başlayan son iki paragrafta da yazar, görüşünü kesin olarak ortaya koyuyor: "Türkiye'yi planlanlı kalkındırmak istiyorsak daha önce, hiç değilse aynı zamanda, Türk kentlerini de planlı geliştirmek zorunda olduğumuzu unutmayalım." Bu sözlerin yer aldığı bölümde yazının sonuç bölümüdür. Yazıda geçen yabancı yer adları yazının akıcılığına engel olmamaktadır çünkü bu adlar, birer ayrıntı niteliğindedir. Önemli olan ana fikrin açıkça ve kolayca okuyucuya iletilmesidir. 68 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler 11. ELEŞTİRİ (TENKİd) Engin bir sanat kültürüne sahip olması gereken eleştiri yazarı, eleştirdiği eserin kimin tarafından, hangi zaman ve çevrede, hangi şartlar altında yazıldığını dikkate almalı, kendi türündeki yerli ve yabancı eserlerle karşılaştırmasını yapmalıdır. Bunlar yapılmadan sağlıklı bir eleştiri yazılamaz. Eleştirilen bir sanat eseri ise, konusu, dil ve üslu- bu, tekniği (olayların sıraya konuluşu) kahramanları, gözlem ve tasvirleri yönlerinden değerlendirilir. Yazarın orijinal görüş ve duyuşları belirlenir. Kısacası, eserlerin sanat hayatına katkıları ve getirdiği yeni boyutlar ortaya konulur. Eğer bir sanatçı eleştiriliyorsa; onun aksayan ve orijinal yönleri belirtilmeli ve sanatı nı geliştirmesi için uyarılarda bulunulmalıdır. Eleştiri (tenkid), herhangi bir sanat eseri veya sa- natçı üzerinde olumlu veya olumsuz görüşlerin ortaya konulduğu, bunların değerleri hakkındaki düşüncele- termiştir. Bu türün Batı'daki en tanınmış temsilcileri rin belirtildiği, kısacası bir yargıya varıldığı yazılara Boileau, Sainte-Beuve, Hippolyte, Taine, Brunetiare, denir. Kişinin kendi eleştirisini yansıtan yazılara otok- Jules Lemaitre, Anatole France, Remy de Gourmınt, ritik veya öz eleştiri adı verilir. Kritik, tenkid, eleştiri Gustave Lanson, Lessing, Hazlitt, Cariyle, Ruskun ve aynı anlamda kullanılır. Eleştiri yazarına eskiden mü- Belinski'dir. nekkid, bugün ise eleştirmen , eleştirici, eleştirmeci veya tenkid yazarı denilmektedir. Eleştiri türü Batı edebiyatında çok gelişme gös- Türk edebiyatına Tanzimat'la birlikte giren eleştiri türünün başlıca yazarları Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Mehmet Murat, Hüseyin Cahit Yalçın, Nurul- Eleştiri yazarı, sanat eseri veya sanatçının değe- lah Ataç, Vedat Günyol, Tahir Alangu, Asım Bezirci, rini ortaya koyarak, toplumun sanat zevkine ve anla- Rauf Mutluay, Metin And, Özdemir Nutku, Prof. Meh- yışına yön veren kişidir. Bu nedenle, ağır bir sorumlu- met Kaplan ve Prof. Ahmet Hamdi Tanpınar'dır. luk altındadır. Bu sorumluluk, onun çok yönlü, tarafsız ve geniş kültürlü olmasını gerektirir. Ayrıca sağlam bir dil kültürüne, açık ve sade bir anlatıma sahip olmaya zorlar. Eleştiri yazılarının planı, makaleninki gibidir. Giriş bölümünde; eserin özü ortaya konulur. Hangi sanat anlayışına göre, nerede, ne zaman, nasıl yazıldığı belirtilir. Benzerleri ile kıyaslaması yapılır. Eleştiri yazarı, konusuna olumlu yönden yaklaş- malıdır. İyileştirmek, düzeltmek ve güzelleştirmek veya olumsuz yargıların nedenleri tek tek ortaya ko- düşüncesinden hareket etmeli; yıkıcı değil, yapıcı ol- nulur. Her yargı ayrı bir paragrafta işlenir. malıdır. Eleştiri yazarı, yeni bir eser ortaya koymaz. Ortaya konulmuş olan bir eseri yargılar ve değeri hakkındaki görüşünü belirtir. Bu açıdan onun görevi, Sonuç bölümünde ise; eser hakkındaki yargı, açık ve kesin bir anlatımla, hiç bir yanılgıya yol açma- toplumuna kılavuzluk yapmaktır. yacak biçimde belirtilir. 69 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Gelişme bölümünde; eser hakkındaki olumlu Öğretici Metinler ELEŞTİRİ ÖRNEĞİ TANPINAR'IN ŞİİR DÜNYASI Tanpınar'ın şiirleri bizde ilk bakışta plastik ve müzikal bir tesir bırakır. Aynı zamanda hem gözümüzü, hem kulağımızı tatmin eden şair, dış alemi ve hayallerini statik veya dinamik, yahut her iki tasvir tarzını birleştiren şiirler yazmıştır. Fakat onların kendilerine has ahenkleri olduğu da inkar edilemez. O bu suretle okuyucuda, kendi tabiriyle "bir rüya hali" yaratmak istemiştir. Olgunluk çağında yazdığı şiirler hep bu gayeye göredir. Ve kanaatimize göre bu gayesine ulaşmıştır. Kelimelerin fonetik imkanlarından ziyade, mısralar içindeki değişik dalgalanmalarından doğan gizli bir iç ahenge refakat eden renkli ve zengin bir hayaller silsilesi... Tanpınar'ın şiiri böyle bir formül ile tarif olunabilir. Yalnız hepsi bunlardan ibaret değildir. Bu akan musikinin ve hayallerinin arasından bir insan konuşur ve bize aşk, ızdırap, neşe, korku, ümit ve özleyişlerden bahseder. Biraz dikkat edince, kelimelerle oynar gibi gözüken bu virtüöz veya estetin "çırpınan bir ruh"u olduğunu fark ederiz. Tanpınar'ın şiirlerini okurken ben, zaman zaman şuna kani olmuşumdur: Onda güzellik veya estetizm "bin hasretle delik deşik" kalbinin yaralarını sarmak için maharetle kullandığı bir vasıtadan başka bir şey değildir. O, bazen en gizli ve derin olanını okuyucunun kelime oyunu sayabileceği imajlar arkasına saklar. Hatta kendisi de vasıta olarak kullanmaz mı? "Akşam" şiirini tahlil ederken bunu kuvvetle hissettim. "Siyah, dağınık bir bulut"u, Boğaz'ın tenha suları üzerinde hayal oyunu intibaı verir. Fakat şiir tahlil ederken de belirtmeye çalıştığım gibi, burada, alelade hayatı aşarak ebediyeti özleyen bir insanın gizli iştiyakı saklıdır. Tanpınar; bütün şiirlerinde gökyüzüne, yıldızlar alemine doğru gitmek ister. Acaba neden? Bu sadece şairane bir davranış tarzı mıdır? Yoksa Tanrı'sı ile buluşmak için gök katlarını aşan peygamberin miracına benzer bir iştiyakın ifadesi midir? Ben bu ikinci fikre inanıyorum. Evvelce de birkaç kere belirtmiştim, Tanpınar, güzelliği dinin yerine koymak istemiştir. Fakat dinin de güzelliğin de kaynağı, insanoğlunun içinde kendisini durmadan rahatsız eden, şairimizin deyimini kullanarak söyleyelim, "imkansız" iştiyakların ne olduğunu bizzat açık ve seçik olarak bilmediği birtakım ideal hedeflere doğru atılışıdır. Şair de, rakkase gibi, oyununu "sonsuz varlığın eşiğinde" yahut "karşısında" oynar. Ve rakkase nasıl her an değişen hareketleri, "savrulan yüzü, çılgın kolları" ile bir şeyi "ümitsizce" ele geçirmeye çalışıyorsa şair de, kelimeleri ve hayalleri ile kaybolmuş veya var olduğunu hissettiği bir varlığı bulmaya savaşır. "Her sanatın temelinde bir Orfeus efsanesi vardır" diyen Tanpınar'ın bu sözünü, hiç olmazsa kendi şiirleri bakımından doğru buluyor, rüya ve hayallerinin boş birer fantezi yahut lalettayin bir oyun olduğuna inanmıyorum. (...) Bizi doğrudan doğruya ilgilendiren estetik kıymet bakımından kat'i olarak ileri sürülebilecek hüküm şudur: Tanpınar'ın şiirleri aşk, ölüm, hayat, tabiat ve san'at gibi insan hayatını çok yakından ilgilendiren hadiseler ve vakıalar karşısında duyulmuş hisleri ahenkli ve plastik mısralarla ifade eden "güzel", "mükemmel" kelimeleriyle vasıflandırmaktan çekinilmeyecek hakiki şiirlerdir. Tanpınar, mizacı bakımından sosyal problemlerden çok, psikolojik ve estetik meselelere daha bağlı idi. Onu sosyal meselelere karşı sırt çevirdi diye itham etmenin doğru olduğuna kani değilim. Pek çok örnek gösteriyor ki, kimse zorla şu veya bu tipte mükemmel bir şair olamaz. Her şair, eğer kabiliyeti varsa bunu işlemek suretiyle kendine göre bir özellik yaratır. Goethe, Spinoza'nın şu cümlesini sık sık tekrarlamış: "Her insan, kendi sahasında ebedidir." Tanpınar'ın başarısı, kendisini keşfettikten sonra hayatı boyunca mizacına bağlı kalmış olması ve onu aynı istikamette kültürü ve yaşayışı ile geliştirmesidir. İşte bu üç şeyin, mizaç, kültür ve çalışmasının birleşmesidir ki, onu neslinin en kuvvetli ve en mükemmel şairi yapmıştır. Serbest vezinle yazdığı şiirlerinde, hatta nesirlerinde dahi kendi kendisidir. (Tanpınar'ın Şiir Dünyası, 1963, s. 160-163) Mehmet Kaplan bu yazıda Tanpınar'ın şiir dünyasını salt estetik açıdan, bir başka deyişle şiir sanatı açısından incelemiş olduğunu görüyoruz. İnceleme böyle bir yaklaşımla yapıldığı için yazıda müzik, plastik sanatlar ve mitolojiyle ilgili bazı sıfatlara, adlara ve benzetmelere rastlıyoruz. Sizler de yazıda bu duruma örnek olabilecek kelimeleri göstermeye çalışınız. Bu yazının bir başka özelliği eleştiricinin, şiirlerini incelediği şairin iç dünyasını çözümlemeye, onun ruhsal özelliklerini araştırmaya ve şairin mizacı ile şiirleri arasında bir ilişki kurmaya çalışmasıdır. Bu bakımdan bu eleştiri yazısına ruhbilimsel bir eleştiri diyebilir miyiz? Düşününüz. 70 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. 2. 3. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Bilim, sanat, kültür, ekonomi alanlarında açıklayıcı ve yorumlayıcı nitelikteki gazete ve dergi yazılarına fıkra denir. Geçmişte yaşanan olayların sanat değeri taşıyan bir dille içten bir şekilde anlatıldığı yazılara anı denir. Ziya Paşa, "Defter-i Amal"; Namık Kemal, "Magosa Mektupları"; Ahmet Rasim, "Eşkal-i Zaman"; Halit Ziya, "Kırk Yıl" gibi eserler günlük türünde verilmiş eserlerdir. 4 Edebiyat, kültür, sanat gibi alanlarda ünlü kişilerin hayatlarını, eserlerini, yaptıklarını 5. Miratü'l Memalik, Babürname, Kitab-ı Bahriye, Hac Yolunda başarılı anı örneklerin- 6. Herhangi bir konudaki kişişel görüşlerini kesin kurallara varmadan ve kanıtlama amacı ayrıntılarıyla anlatan yazılara biyografi denir. dendir. duymadan samimi bir dille anlatıldığı yazı türüne deneme denir. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. 2. 3. 4. 5. 6. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. Bir düşünce veya duygunun birilerine iletilmesi amacıyla yazılan özel yazılara ................ denir. Yaşanan olayların, izlenimlerin günü gününe tarih atılarak yazımasıyla oluşan kısa yazılara .................. denir. Edebiyatımızdaki en önemli mektuplardan biri Fuzuli'nin ....................... adlı eseridir. Herhangi bir edebiyat ya da sanat eserinin iyi ve kötü yönlerini değerlendirerek okuyucuyu aydınlatmak amacıyla yazılan yazı türüne ................. denir. Güncel olaylar hakkındaki düşüncelerin ayrıntıya inilmeden anlatıldığı düşünce yazılarına ................. denir. Kişişel görüş ve düşüncelerin konuşma havasında yüzeysel olarak samimi bir şekilde dile getirildiği yazılara ................. denir. 71 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. a b c d Duygu ve düşünceleri kendi kendisiyle konuşur gibi anlatan metinlerdir. 1 Gezi yazısı 2 Sohbet 3 Eleştiri 4 Mektup edilmesiyle oluşur. 5 Anı Gezilip görülen yerlere ilişkin izlenimlerin aktarıldığı metinlerdir. 6 Biyografi Öne sürülen düşüncelerin kanıt- 7 Fıkra Bilim, sanat vb. dallarda bilinen kişilerin yaşamlarını anlatan metinlerdir. 8 Günlük Gazete yazısıdır, güncellik en 9 Makale 10 Deneme Bir eser ya da yazar hakkında olumlu veya olumsuz fikirler ileri süren metinlerdir. Yaşananların uzun bir süre sonra zihinde kalmış biçimleriyle anlatıldığı türdür. Yazarın, karşısında biri varmış gibi yazdığı metinlerdir. e f g Yaşananların günü gününe not lanması zorunludur. h ı önemli özelliğidir. j Bir eser ya da yazar hakkında olumlu veya olumsuz fikirleri ileri süren metinlerdir. 72 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde mektup türü ile ilgili verilenlerden yanlış olanları belirleyiniz. 1. 2. Özel mektuplarda anlatılanlar süslü ve sanatlı olmalıdır. Sanatçıların, birbirlerine edebiyat, sanat ve kültür gibi konularda görüşlerini bildirdikleri mektuplar edebi mektuplardır. 3. Edebi mektuplar aynı zamanda iş mektuplarıdır. 4. İş mektupları şekil bakımından özel bir titizlik ister. 5. 6. Özel mektupların ileride yayımlanması söz konusu olduğundan yazar düşüncelerini rahatlıkla anlatamaz. Mektup türünün en önemli özelliği içten, doğal ve yalın oluşudur. ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerde anı türü ile ilgili verilenlerden yanlış olanları belirleyiniz. 1. Anılar, yalnızca anlatıcısının yaşamını anlatır. 2. Anı yazarının, yazdıklarını kanıtlama gibi bir zorunluluğu yoktur. 3. Edebiyatçıların kendi yaşamlarıyla, içinde yer aldığı edebiyat akımı veya dönemiyle ilgili anıları "edebi anı" olarak adlandırılır. 4. Anı yazarları, anılarını günü gününe yazmalıdır. 5. Anı yazarı anılarını yazarken nesnel olmalıdır. 6. Anılar "ben merkezli" yazılardır. 73 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Öğretici Metinler Yazılı Soruları 1. ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. Ürgüp, bir abideler diyarıdır. Bu coğrafyada rüzgarın ve suyun aşındırmasıyla oluşan yeryüzü şekillerine peribacası deniyor. Perili bir diyar olduğundan mı bu nitelendirilme yapılmış bilmiyorum. Ama Avanos, Göreme ile bu üçgen gerçekten de gizemli. Yer altı şehirlerinde hissettiklerim, "peri" nitelendirilmesinin yerinde bir tespit olduğunu gösteriyor. Yukarı doğru uzanan konik şekilli, üstünde heybetli bir şapkası olan bu taş abidelerinde doğanın sanatkarlığını bize gösterdiğini söyleyebiliriz. Bu parçanın türü nedir? Bu türün beş özelliğini yazınız. 2. Anı ile günlük arasındaki farklılıkları maddeler halinde yazınız. 3. Biyografi yazarken hangi özelliklere dikkat edilmelidir. 4. Eleştiri türü hakkında kısaca bilgi veriniz. 5. Bir paragraflık bir deneme yazısı yazınız. 74 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Öğretici Metinler 1 1. Bir edebiyat ve sanat yap›t›n› çeflitli yönleriyle in- 4. Güncel bir olay› konu edinirler. Gazetenin belli bir celeyip aç›klamak, yap›t›n anlafl›lmas›n› sa€lamak köflesinde yay›mlanan bu yaz›lar›n yar›na kal›rl›€› ve yap›t› de€erlendirmek amac›yla yaz›l›r. Maka- yoktur. Anlat›m› yal›n ve yo€undur. Düflünsel bir leden tek fark›, herhangi bir konuda de€il, bir sa- planla yaz›l›r ve de€iflik anlat›m biçimlerinden natsal yap›t üzerinde yo€unlaflmas›d›r. yararlan›l›r. Edebiyat›m›za Tanzimat’la birlikte girmifltir. Yukar›da sözü edilen düz yaz› türü afla€›dakilerden hangisidir? A) F›kra B) Deneme D) Elefltiri Bu parçada sözü edilen yaz› türü afla€›dakilerden hangisi olabilir? C) Biyografi A) F›kra E) Söylefli B) Deneme D) Makale 2. Bugüne dek befl bini aflk›n yaz› yazm›flt›r. C) Elefltiri E) Öykü Ço€umuz bunlar›n hepsini okumufluzdur. Güncel 5. Sanatç›n›n çeflitli konular üzerindeki düflünceleri olan bu yaz›lar›n hepsinde de ayn› niteli€i, ayn› gözden geçirilirse bu düflünceler hiçbir plana tutarl›l›€› görmüflüzdür. Gerçe€i her sabah bir uymadan, hiçbir fleyi kan›tlamaya kalk›flmadan, kez de onunla onaylam›fl›zd›r. okuyuculara ahlaki ö€ütler verme yoluna girmeden; sadece düflünmekten zevk ald›€›, bu zevki Bu parçada yazar›n ne tür bir yaz› yazd›€›ndan söz edilmektedir? A) Günlük B) F›kra D) Makale okuyucuya tatt›rmak istedi€i için yazd›€› söylenebilir. Bu parçada sözü edilen sanatç›n›n hangi edebiyat türünde yazd›€› söylenebilir? C) Deneme E) An› A) Deneme B) Makale D) Elefltiri C) An› E) Öykü 3. Uça€›m›z, Moskova Havaalan›'ndan saat 23.00’te 6. fiair Cahit Külebi; tutmufl, bir destan deneme- kalkt›. Bir süre sonra gökyüzünde sanki rüzgars›z, si yapm›fl. Kitab› ald›k, okuduk. Gördük ki flair bulutsuz, y›ld›zs›z bir noktaya uzun bir süre tak›l› Kurtulufl Savafl› gibi sosyal, tarihi ve milli prob- kald›k. Önce koyu lacivert; sonra aç›k mavi bir lemle; Mustafa Kemal gibi sosyal, tarihi ve milli bir gökyüzü penceremizi süslemeye bafllad›. Böyle kahraman› ifllemeye heveslenmifl. Becerememifl. saatlerce güneydo€uya do€ru uçtuk. Taflkent’e Baflka bir kitaba geçecek belki üzerinde bile indi€imiz zaman güneflin ilk ›fl›klar› Türkistan durmayacakt›k. Fakat yavafl yavafl, bu fliire topraklar›n› yeni yeni öpüyordu. Anlat›lmaz bir bir flahesermifl gibi davran›ld›€›n›, fliirin büyük flafak güzelli€i... fliirden say›ld›€›n› gördük. Yukar›daki paragraf afla€›daki yaz› türlerinin hangisinden al›nm›fl olabilir? Bu parçada sözü edilen yazınsal tür aşağıdakilerden hangisidir? A) Deneme A) Öykü B) Makale D) Gezi yaz›s› C) F›kra D) Röportaj E) Röportaj 75 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) Elefltiri C) Makale E) Deneme TEST Öğretici Metinler 1 7. Bir bilgiyi, haberi, gerçe€i, çarp›c› ve yal›n bir dil- 10. Yo€un kar ya€›fl› nedeniyle ülke genelinde ilk ve le aktar›r. Bütün anlat›m biçimlerinden yararlan›r. orta dereceli okullar tatil edildi. Beyaz örtünün Ço€u kez öyküsel bir anlat›m yöntemini benim- sonucu sadece okullar›n kapanmas› olmad›. Pek ser. Bu türün yazar› konuyla ilgili resim, foto€raf, çok kifli ifline gidemedi. Ekonominin çark› büyük çizim ve grafiklerden yararlanarak eserlerine gör- ölçüde yavafllad›. sellik katar ve eserini zenginlefltirir. Bir yaflam Bu parça afla€›daki yaz› türlerinin hangisinden al›nm›fl olabilir? gerçe€inden yola ç›kar. Yazar olaylar› nesnel bir tutumla aktar›r. Fikret Otyam bu türün tan›nm›fl yazarlar›ndand›r. A) Makale Bu parçada sözü edilen yazınsal tür aşağıdakilerden hangisidir? C) An› A) Elefltiri B) Makale D) Deneme C) Röportaj B) Elefltiri D) F›kra E) Roman 11. Bir yazar›n herhangi bir konu üzerindeki kiflisel E) F›kra görüfl ve düflüncelerini kesin kurallara varmaks›z›n anlatt›€› yaz› türüdür. Anlat›mda “ben” duygusu a€›r basar. Yazar kendi kendisiyle tart›fl›r gibidir; iflledi€i sorunlarla ilgili olarak karfl›t ve çeliflkili düflünceleri ortaya koyar. Bu parçada baz› özellikleri verilen yaz› türü afla€›dakilerden hangisidir? 8. Güncel, siyasal sorunlar› ele alan, bunlar› ayr›nt›ya inmeden anlatan yaz›lard›r. Yazar, ele A) Otobiyografi B) F›kra ald›€› konuyu kendi düflünceleriyle geniflletir. C) Makale D) Elefltiri Bunu kan›tlama yoluna gitmez. Okuru yorum E) Deneme yapmaya yönlendirir. Parçada sözü edilen yaz› türü afla€›dakilerden hangisidir? 12. Nefle Erdak, biçim ve içerikten oluflan anlay›fl›n›n çarp›c›l›€›, renk kullan›m›ndaysa ola€anüstü soyutla-y›c› tercihleri yönünden günümüz Türk A) Makale B) Deneme resminin en özgün ve kiflilikli yanlar›ndan birini C) F›kra D) Sohbet karfl›m›za koymaktad›r. E) Elefltiri Yukar›daki paragraf afla€›daki yaz› türlerinin hangisine aittir? A) F›kra B) Biyografi C) Makale D) Röportaj 9. Bir haberi, arzuyu, duyguyu yan›m›zda olmayan 13. Afla€›dakilerden hangisi f›kra ve makalenin birine ulaflt›rmak amac›yla haz›rlanm›fl özel türe ortak özelliklerinden biri de€ildir? ---- denir. Yukar›daki bofl b›rak›lan yere afla€›daki edebi türlerden hangisi getirilmelidir? A) günlük B) an› C) mektup D) biyografi A) Konu s›n›rlamas›n›n pek olmamas› B) Anlat›m›n öznel olmas› C) Dergi ve gazetelerde yay›mlanmas› D) Aç›klama, örnekleme gibi düflünceyi inand›r›c› k›lan anlat›m tekniklerinden yararlanmas› E) monografi E) ‹kisinin de düflünce yaz›s› olmas› 76 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası E) Elefltiri TEST Öğretici Metinler 1. 3. 25 Ekim 1945 Adana Değerli Anneciğim, 25 Eylül 2012 Adana Anadolu Lisesi Müdürlüğüne Adana Ankara'dan ayrılışımdan beri sizlere ancak birkaç telgraftan başka bir şey yazamadım. Bundan dolayı beni merak ettiğinizi tahmin ediyorum. Özellikle hakkımda gazetelerde yazılanlar merakınızı daha da artırmıştır. Şimdi sizlere sizden ayrı olduğum günlerde yazdıklarımı ayrıntılarıyla anlatacağım. Sanıyorum merakınız ve endişeleriniz de yok olacak. ... Okulunuzun 12 TM A Sınıfı 5266 numaralı öğ- rencisiyim. Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne lisans başvurum gereği vermek üzere, okulunuz öğrencisi olduğuma dair bir belgenin düzenlenerek tarafıma verilmesini istiyorum. Gereğini arz ederim. Huzurevleri Mah. 80. Yıl Bulvarı 77096 Sokak No:7 / 10 2 Parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (İmza) Taylan COŞKUN A) Hitap sözcüğünden sonra virgül yerine nokta- Çukurova/Adana lı virgül kullanılmalıdır. B) Özel mektup örneğidir. Yukarıdaki metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? C) Dil göndergesel işleviyle kullanılmıştır. A) Adres doğru yere ve yanlışsız yazılmıştır. E) Haber vermek amacıyla yazılmıştır. D) Bir mektubun giriş bölümünden alınmıştır. B) Resmi bir kuruma sunulan dilekçe örneğidir. C) Yazının sunulduğu makamın adı doğru yazılmıştır. D) Konunun anlatımında gereksiz ayrıntılara yer 4. Gazetecilerin bir yeri ziyaret ederek o yerin özel- verilmemiştir. liklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip imkanlar E) Tarih, sağ alt köşeye değil, imza ve ismin altı- ölçüsünde fotoğraflarla belgeleyerek kaleme al- na yazılmalıdır. 2. dıkları yazılardır. 12 Aralık Cuma Bu parçada hakkında bilgi verilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir? Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Odutoryumunda konuştum bu akşam. Edebiyat üzerine bir söyleşi. Konuşmayı kısa kesip daha çok öğrencilerin sorularını yanıtladım elimden geldiğince. Salonun kalabalıklığı beni ürkütüyor, aslında iyi bir bir konuşmacı olmak güzel şey ama ben bildiğimi bile unutuyorum neredeyse kürsüye çıkınca. Bir alışma işi bu aslında. A) Mülakat D) Makale C) Anı E) Fıkra 5. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? Parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Fıkra, gazete ve dergilerde yazılan bir türdür. B) Deneme, güncel bir ifadeyle her konuda yazılabilir. A) Okuyucuya bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. C) Makale yazarı, düşüncelerini kanıtlamak zo- B) Metindeki öz eleştiri, anlatıma inandırıcılık runda değildir. kazandırmıştır. D) Olay öykülerinde giriş, gelişme ve sonuç bö- C) Anlatım; yalın, içten ve akıcıdır. lümleri vardır. D) Günlük türünde bir metinden alınmıştır. E) Sohbet, konuşma havasında yazılan bir türdür. E) Anlatılanlar, yaşandığı gün içinde yazılmıştır. 77 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) Röportaj TEST Öğretici Metinler 6. I. Herhangi bir konuda bilgi vermek amacıyla 2 9. Gazetecilikle doğmuş ve gelişmiş bir yazı türü- yazılır. dür. Okurları bilgilendirme, onlara kimi gerçekleri II. Güncel olaylar üzerine yazılır. öğretme amacıyla yazılır. Bu türde yazar, dilediği III. Açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. konuyu seçer. Bunu yaparken düşünceyi kanıtla- IV. Fikir yazısı olup savunulan düşünceler kanıt- maya yönelir. lanmalıdır. Bu parçada hakkında bilgi verilen yazı türü V. Montaigne, Bacon bu türün en büyük temsil- aşağıdakilerden hangisidir? cileridir. Numaralanmış cümlelerden hangileri makale A) Fıkra için söylenemez? A) I. ve II. B) Deneme D) Röportaj B) I. ve IV. D) II. ve V. C) Öykü E) Makale C) II. ve III. E) III. ve V. 7. ---- yazarı için konu amaç değil, araçtır; kendi fi- 10. Bir yazarın düşüncelerini okurla paylaşmasının kirlerini söyleyebilmesi için birer sebep durumun- birçok biçimi vardır. Eğer yazar kişisel görüşlerini dadır. Yazar irdelemelerinde tamamen kendini, içtenlikle duyurmak istiyorsa ---- yazmalıdır. Eğer kendi bilgi ve kültür birikimini esas alır. Yazarın savunduğu birtakım düşünceleri kanıtlamak ama- kendisiyle konuşuyormuş gibi konuyu kaleme al- cındaysa ---- yazmalıdır. ması da bu türün en önemli özelliklerindendir. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla a- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakiler- şağıdakilerden hangisi getirilmelidir? den hangisi getirilmelidir? A) Deneme B) Makale C) Fıkra D) Söyleşi A) deneme - fıkra B) fıkra - makale C) fıkra - güncel D) deneme - makale E) öykü - deneme E) Anı 8. Dilerseniz son kitabınız üzerinde konuşalım. Ama ondan önce şunu sorayım size: Öykü kitaplarınız art arda yayımlanıyor, çok mu yazıyorsunuz? –Yo hayır. Yirmi yılı geçti yazıyorum. O günden bu yana şöyle bir geriye bakıyorum da binden fazla öykü yazmışım, romanlar bunun dışında. Her kitaba yirmi beş öykü koyduğumuza göre, şöyle bir seçimle daha hiç yazmadan yirmi kitaplık öykü var bende. –Bu öyküler nerde yayımlanmıştı? –Çoğu Akbaba'da –Kaç öykü kitabınız var? –Yedi tane 11. I. Okura aktarılan bilgiler kısa yoldan, basit ifade edilir. II. Sohbetlerde daha çok okuyucunun dikkatini çeken günlük olaylar konu edilir. III. Ele alınan konuda okur ikna edilmeye çalışılır. IV. Anlatım herkesin anlayacağı özellikte, konuşma diline yakın olmalıdır. V. Yazar savunduğu düşünceyi kanıtlamalıdır. Numaralanmış cümlelerden hangileri sohbet Yukarıdaki metin hangi tür yazıya örnek olabilir? A) Sohbet B) Eleştiri D) Mülakat için söylenemez? C) Makale A) I. ve III. E) Söylev 78 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. ve IV. D) I. ve V. C) III. ve IV. E) III. ve V. Öğretici Metinler ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. Y 2. D 3. Y 4. 1. 2. 3. 4. 5. 6. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA mektup günlük Şİkayetname eleştiri fıkra sohbet D 5. D 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME a. 10 b. 3 c. 5 d. 2 e. 8 f. 1 g. 9 h. 6 i. 7 j. 3 ETKİNLİK - IV 1, 3, 5 ETKİNLİK - V 1, 4, 5 TEST – 1 1. D 2. B 3. D 4. A 5. A 6. B 7. C 8. C 9. C 10. D 11. E 12. E 13. B 6. D TEST – 2 1. E 2. A 3. A 4. B 5. C 7. A 8. D 9. E 10. D 11. E 79 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası SÖZLÜ ANLATIM III. ÜN‹TE X Sözlü Anlatım 1. röportaj Edebiyatımızın tanınmış röportaj yazarları Ruşen Eşref Ünaydın, Hikmet Feridun Es, Tahir Kutsi Makal, Necmi Onur, Fikret Otyam, Mete Akyol, Yaşar Kemal ve Ömer Sami Coşar'dır. Herhangi bir olay, kişi, kurum, yer veya eşyayı çeşitli yönleriyle tanıtmak amacıyla hazırlanan yazılara röportaj denir. Röportaj, genellikle gazete ve dergilerde yayımlanan bir yazı türüdür. Ayrıca radyo, televizyon ve sinema röportajları da vardır. Gazete, dergi ve televizyonlardaki röportajlarda, konu ile ilgili fotoğraf, belge ve filmlere yer verilir. Röportajlarda konu ile ilgili kişi ve yetkililerin ko- nuşmaları da yansıtılır. Röportaj yazarı, kendi görüşlerini, yargılarını, yorumlarını ve izlenimlerini de röportajında değerlendirir. Röportajda gözlem, inceleme ve araştırmaların önemli yeri vardır. Gazete yazılarından olan haberle röportaj arasın- da bazı farklar vardır. En önemli fark; haberin, olayları olduğu gibi, objektif biçimde yansıtması, röportajın ise, yazarın düşünce ve hayal dünyasından da güç alarak renkli ve özentili bir üslupla yazılmasıdır. Röportaj yazarı, okuyucuyu etkileyebilmek için, konusunu çarpıcı bir giriş bölümü ile ortaya koymalıdır. Gelişme bölümünde konunun ayrıntılarına girilmeli, her türlü örnekler, belgeler, bulgular ve konuşmalar aktarılmalıdır. Sonuç bölümünde ise, okuyucu istediğimiz bir ana fikre çekilmelidir. 82 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım RÖPORTAJ ÖRNEĞİ Sanat, Yaratıcılık ve Toplum Sanat tarihi öğretim elemanlarından Sayın Yrd. Doç. Dr. Aytül Papila ile "Sanat, yaratıcılık ve toplum" üzerine bir röportaj yaptık. Aşağıda bu röportajı okuyacaksınız. –YUSUF ÇÖTÜKSÖKEN: Sayın Aytül Papila, sizinle bugün sanat, yaratıcılık ve toplum üzerine bir söyleşi yapacağız. Önce sanatın tanımı ile girelim konuya isterseniz. Bugüne değin sanat çok değişik biçimlerle tanımlanmaktadır. Siz sanatı nasıl tanımlıyorsunuz? Sanat neyi anlatıyor? Sanata hangi işlevler yüklüyorsunuz? –AYTÜL PAPİLA: Sanatı, insanın yaratıcılık süreci olarak tanımlıyorum. Bu, çok genel bir tanım, çünkü sanat kavramı pek çok yaratıcılık alanını içeriyor. Resim, heykel, müzik, tiyatro, edebiyat, dans İlk Çağlardan beri temel sanat üretim alanları. Bu alanlara, daha yeni olan, fotoğrafçılık, sinema, grafik ve bilgisayar destekli tasarımları da ekleyebiliriz. Sanatın işlevi ya da neyi anlattığı sorusunun yanıtı bence, "insan anlatması"dır. "İnsan" yaşadığı toplum, varolduğu zaman, çevresiyle ilişkileri ve tarihsel boyutuyla tanımlanır. Bu nedenle her dönemin insanı ve sanatı farklıdır. Her toplum, kendi sanat anlayışını ve biçimlerini yaratır. Bu biçimler, her sanat alanının özgün dilini oluşturur. Sanat, bu bakışıyla bir iletişim aracıdır. Sanatı anlamak için bu dili (ya da dilleri) bilmemiz gereklidir. Örneğin, Batı'nın görsel sanatlarının dili, tarihsel gelişimi ve toplumsal koşullarının etkisinde, yüzyıllar boyun- ca oluşturmuştur. Farklı bir tarihsel ve kültürel geçmişten gelen bizler, bu dile yabancıyız. Bu dili ancak, bir eğitim sonucunda anlayabiliyoruz. Batı sanatının üzerinde en çok tartışılan ve en bilinen eseri Mona Lisa'yı Rönesans sanatı ve Leonardo da Vinci'yi bilmeden anlamlandırmak çok zordur. Aynı şekilde, Picasso'nun La Guernica'sını, modern sanat, Kübizm ve 20. yüzyıl tarihini bilmeden anlayamayız. Kendine özgü kuralları olan Türk hat sanatı da Batılılar için yabancıdır. –Y.Ç.: Henri Delacroix, "Sanat hem özgürleşme, hem yaratmadır" diyor. Sanat, ne tür bir yaratmadır? Sa- nattaki yaratıcılık üzerine neler düşünüyorsunuz? Yaratıcılığın ötesinde, hangi özellikler gerekir sanat ve sanatçı için? –A.P.: Delacroix'nın sözüne katılıyorum. Sanatçı, yaşadığı toplumun sanatsal dilinin biçimlerini kendine göre yorumlar ve kendi biçimlerini oluşturur. Varolan bilimleri, geleneksel anlamı dışında kullanabilme yetisi özgürlük, sanatı bir dil olarak kabul edersek, yeni bir anlatım dili oluşturmak, yeni biçimler ortaya koymak yaratıcılıktır. Bu iki kavram birbirini etkiler. Özgürlük, yaratıcılığa giden ana yollardan biridir. Yaratıcılık, sanatçının malzemesini iyi tanıması, sınırlarını belirlemesi kadar, eserine kazandırmak istediği anlamı bu biçimde nasıl ifade edeceğidir. Eğitim, çalışma, deney yapma, gözlemleme, araştırma gibi etkinlikler, sanatçının yaratıcılığını besler. Sanat ve sanatçı için, yaratıcılığın dışında, bilgi birikimi ve teknik beceri gereklidir. Bilgi birikimi, yaşam dene- yimi olarak açıklanabilir. Yaşam deneyimi; eğitim, okunan kitaplar, görülen yerler ve yaşanan olayların bir toplamıdır. Yaşam deneyiminin kazandırdığı özgün bakış, sanatçıyı farklılaştırır. Teknik beceri, sanatçının eser verdiği alanın araçlarını başarıyla kullanabilmesidir. Örneğin bir ressam, res- min renk, çizgi ve desen gibi temel ögelerini kullanmayı, bir sinemacı da film tekniğini iyi bilmelidir. Bu bilgi, her alanın kendine özgü teknikleri, kuralları ve kuramlarını (teorilerini) bilmekle edinilir. Tabii ki, bir sanatçı yalnızca kendi alanının araçlarını kullanmasıyla sınırlanamaz. Örneğin, bir ressam, isterse bir filmi ya da üç boyutlu herhangi bir nesneyi de kendi eserlerinde kullanabilir. Önemli olan, bu araçların sanatçının görsel diliyle uyumlu olmasıdır. 83 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım –Y.Ç.: Bir yapıtın sanat eseri olabilmesi için hangi ölçütler gereklidir? –A.P.: Bir yapıtın sanat eseri olabilmesi için, sanatçının anlatmak istediği konu ve tekniğinin mükemmel bü- tünlüğü olmalıdır. Bu bütünlük estetik bir duyguyu ortaya çıkarır. Estetik duygunun verdiği beğeni, sanat eserinin temel ölçütüdür. Bu estetik beğeni, kimi zaman "güzellik", kimi zaman "yarar" ya da "işlev" ile açıklanmıştır. Doğal olarak, beğeni ve estetik ölçütler, tarihsel ve toplumsal olarak değişkendir. –Y.Ç.: Bilim evrenseldir, sanat bireyseldir deniyor. Bu sözdeki doğruluk payı nedir sizce? Claude Bernard'ın bir sözünü anımsıyorum burada: "Sanat benim, bilim ise biziz". –A.P.: Bilimin evrensel, sanatın bireysel olduğu önermesine katılıyorum. Bence, bilim evrenseldir, bir bilimsel buluşu, dünya üzerinde hemen her yerde uygulayabilirsiniz. Sanat ise bireyseldir, çünkü, sanat eseri genellikle tek bir sanatçının kişisel bakışını yansıtır. Eser, bir grup tarafından üretilse bile, bu grubu oluşturan kişilerin öznel, iç dünyasını verir. Sanat eserinde yansıtılan kişisel bakış ya da iç dünya, bir anlamda, dış dünyanın bir yansıması, yeniden biçimlendirilmesidir. Bence bilim ve sanatın ortak noktası, yaratıcılık için gerekli olan hayal gücüdür. Sanat eserlerindeki gibi, bilimsel buluşlarda da hayal gücü gereklidir. Örneğin, Einstein'ın evrenin kuramını tasarlayabilmesi için, bilimsel bilginin yanı sıra hayal gücünün büyük etkisi vardır. –Y.Ç.: Klasik bir tartışma konusu vardır: "Sanat toplum içindir, sanat sanat içindir". Siz bu tartışmada hangi taraftasınız? Sanat-yaşam, sanat-toplum ilişkileri konusundaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. –A.P.: Benim için bu tartışmada, "sanat toplum içindir" önermesi doğrudur. Sanatçıyı ve sanat eserini, ortaya çıktıkları toplumsal koşullardan bağımsız olarak değerlendiremeyiz. Sanatçı, bir toplum içinde yetişir, toplum tarafından oluşturulmuş biçimleri kullanır ya da değiştirir. Bütün sanat eserleri, izleyicilere sunulmak üzere üretilirler. İzleyicinin eserle kurduğu ilişki, "anlamlandırma" olarak tanımlanabilir. Bu anlamlandırma süreci de toplumsal olarak biçimlenir. Sanat eğer bir iletişim aracıysa, kavramlarımız, ileten (sanatçı), iletilen (eser) ve alıcıdır (toplum). Bu temel kavramlar olmaksızın bu ilişkiyi tanımlayamayız. –Y.Ç.: Son olarak, sanat eğitimi konusunu tartışalım. Sanat, eğitim konusu olabilir mi? Nasıl? –A.P.: Bence, sanat eğitim konusu olabilir. Sanat eğitimi, öğrencinin yaratıcılık için gerekli olan yaşam dene- yimi kazanmasına yardımcı olmayı amaçlar. Bu eğitimle, öğrencilerin düşünsel yetenekleri geliştirilmeye çalışılır. Aynı zamanda deney, gözlem yöntemleri ve tekniklerinin kullanımı öğretilir. Bu tekniklerin yüzyıllar boyunca birikimi, farklı yöntemler ve sanatçıların üslupları aktarılır. Bir anlamda gelenek tartışmaya açılır. Bu tartışmanın sonucunda sanat öğrencisinin kendi yolunu çizmesi beklenir. Yaratıcılık öğretilemez, sanat eğitimi, yaratıcılığa giden yolları öğretir. Yaratıcılık öğrencinin/bireyin kişisel tercihleri ve yeteneğine bağlıdır. –Y.Ç.: Çok teşekkür ederim. –A.P.: Ben de teşekkür ederim. 84 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım Mülakat ve röportaj yazıları genellikle birbirine karıştırılır. Halbuki ikisi arasında önemli farklar vardır. Mülakatta mümkün olduğu kadar görüşme yapılan kişi ile konuşulanların dışına çıkılamaz. Özel görüş, duygu ve yorumlara pek yer verilmez. Röportajda herhangi bir kişiyle görüşme mecburiyeti yoktur. Röportajda ele alınan konu ile ilgili olarak birden fazla kişi ile görüşülür ve görüşmelerin hepsi birlikte yansıtılabilir. Hatta hiç görüşme yapılmadan da röportaj yazılabilir. Röportaj yazarı, okuyucunun ilgisini çekmek için, süslü bir üslup kullanabildiği ve ayrıntılara girebildiği halde, mülakat yazarı, kısa yoldan, açık bir anlatımla, sadece konuştuklarını ortaya koyar. Anlama - Kavrama Soruları 1. Konuşmacı Aytül Papila, sanatı nasıl tanımlıyor? Sanata hangi işlevler yüklüyor? 2. Konuşmacı, sanatçı için yaratıcılık konusundaki yetersizliğin hangi özelliklerle tamamlanacağını belirtiyor? 3. Konuşmacı sanat eseri için hangi ölçütler getiriyor? 4. Konuşmacı sanat sanat içindir, sanat toplum içindir tartışmasında hangi yanı tutuyor? Bunu nasıl açıklıyor? 5. Konuşmacı sanat eğitimi konusunda hangi ger- Öğrencilere sık sık mülakat çalışmaları yaptırılmalıdır. Çünkü mülakat alıştırmaları, öğrencilere, çeşitli kişilerle, çeşitli amaçlar etrafında, en faydalı bir biçimde konuşma alışkanlığını kazandırır. Özellikle hayata atıldıklarında, kişilerle rahat konuşmalarına, özlü ve düzenli soru sormalarına ve amaçlarına ulaşmalarına yardımcı olur. Bunun için kompozisyon derslerinde, bu tür çalışmalar yaptırılabileceği gibi, okullarda çıkarılan duvar gazeteleri ve dergilerde görev alan öğrencilere, çevrenin resmi veya özel kurumlarındaki yetkililerle çeşitli konularda mülakatlar yaptırılmalıdır. çeklerin altını çiziyor? 6. Bu konuşma sizin için hangi yönlerden açıklayıcı, aydınlatıcı oldu? Burada katılmadığınız görüşler var mı? 7. Siz bu konularda neler düşünüyorsunuz? Bu sorular size sorulsaydı siz bunlara nasıl yanıt verirdiniz? Birkaç soru seçip yanıtlayınız? 2. MÜLAKAT Mülakat yapacak kişi, önce görüşeceği kişiden, uygun bir buluşma yer ve zamanı almalıdır. Ele alınacak konu hakkında, görüşeceği kişiye önceden bir ön bilgi verilmelidir. Görüşürken önce kendini tanıtmalıdır. Onun ilgisini çekebilecek bir tavır ve anlatımla, konu ortaya konulmalı ve çok uzatmadan görüşmenin özüne girilmelidir. Konuşma tamamlandıktan sonra da teşekkür edilerek izin istenmelidir. Yalnız görüşmeye gidilirken, görüşülecek kişi üzerinde olumlu bir izlenim bırakabilecek ve güven telkin edebilecek bir kıyafet giyilmeli ve saç tuvaletine dikkat edilmelidir. Görüşme yazıya geçirilirken, önce görüşülen kişi ve yer tanıtılmalı, görüşülen konu belirtilmeli, sorulan sorular ve alınan cevaplar aktarılmalıdır. Doğrudan doğruya sorular ve cevaplar aktarılarak da mülakat yazılabilir. Sorular, herkesin anlayabileceği biçimde açık olmalı, alınan cevaplar aynen aktarılmalıdır. Cevaplarda anlaşılmayan kelime, kavram ve düşünceler varsa, görüşen veya görüşülen kişi tarafından açıklanmalıdır. Mülakatta ayrıntıya girmemek esastır. Dil, açık ve sade olmalıdır. Ünlü kişilerin çeşitli yönlerini tanıtmak veya top- lumu ilgilendiren önemli bir konuyu aydınlatmak için, ünlü kişilerle veya uzmanlarla yapılan görüşmeleri aktaran yazılara mülakat denir. Tanımdan da anlaşı- Edebiyatımızın en tanınmış mülakat yazarları Ruşen Eşref Ünaydın, Hikmet Feridun Es, Sermet Sami Uysal ve Mustafa Baydar'dır. lacağı gibi iki türlü mülakat vardır. 1.Ünlü kişileri tanıtan. 2. Önemli bir konuyu aydınlatan mülakat 85 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım MÜLAKAT ÖRNEĞİ Milli Kaynaklara Yönelme Prof. Dr. Mehmet Kaplan, "Hayran olunan Avrupa kültürü, kendi tarihi eserlerinin yorumlanmasında ve işlen- mesinden doğmuştur." der. Bu sözden hareketle, büyük bir kültür ve sanat hamlesi olarak değerlendirebileceğimiz "Milli Kaynaklara Yönelme" hadisesini, konuya vâkıf saygıdeğer hocalarımızla görüştük. Bu görüşme, iki yıl içerisinde bütün Türkiye çapında ilim, fikir ve sanat adamlarımızın konu hakkında görüşlerinin alınması düşünülen çalışmaya atılan ilk adımdır. Bu hareketle Türk kültür sanat ve hayatına bir nebze olsun faydamız dokunabilirse kendimizi bahtiyar sayacağız. Saygılarımızla. Korkmaz: Kültür ve sanat hayatımızda pek büyük ehemmiyet arz eden "Milli Kaynaklara Yönelme" hadisesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Okay: Önce, Milli Kaynaklar'dan ne düşündüğümüzü ne anladığımızı bilelim. Bu kavram bana, medeniyetimi- zin, milli kültürümüzün vücuda geldiği temel değerleri hatırlatıyor. Bunlar da esasta, milletimizi yapan din, ahlâk, dünya görüşü, güzellik anlayışı ve bütün bunların doğurduğu yaşama tarzı, başka insanlarla münasebetlerimizle ortaya çıkan insani değerlerimiz ve başta edebiyat olmak üzere bütün sanat eserlerimizdir. "Milli Kaynaklara Yönelme"de haliyle bunlardan ayrılmış olmayı düşündürür. Gerçekten de Orhun Kitabelerinden beri "titre ve kendine dön" hitabı, milletimiz için bir ikaz formülü gibi zaman zaman lüzumunu hissettirmiştir. Milli tarihimiz içinde, varlığımızı tehdit eden kültür ve medeniyet değiştirme devreleri, aynı zamanda büyük milli kriz devreleri görünüşündedir. Bu krizlere reaksiyon olarak, kendi değerlerimizi arayışımız; işte şimdi de içinde bulunduğumuz ve sizin "Milli Kaynaklara Yönelme" dediğiniz hadise, yaşadığımız bu reaksiyon devrelerinden birini işaret etmektedir. Korkmaz: Milli kaynaklardan alınacak mefhumların tespiti için, geçmişle günümüz arasında nasıl bir rabıta tesis edilebilir? Okay: Bu konuda kaynak tabiri yerinde kullanılmıştır. Böylece medeniyetimiz ve milli kültürümüz (bu iki kav- ram çok defa birbirinden ayrı düşünülmekle beraber bu bahiste mutlak bir ayırma yapmayı gereksiz buluyorum.) zamanda ve mekânda devamlılığı belirtilmiştir. Bir nehir gibi hem tarihi hem de coğrafyası içinde bir varlıktır. Bu nehrin kaynağı veya kaynakları bilinir ve değişmez. Ama yatağı değişir, mansabı yani döküldüğü yer değişebilir. Bu değişme ya tabii hadiselerle veya baraj, kanal vs. gibi insan eliyle olur. Şimdi bu benzetmeyi milletimiz için düşünürsek, Orta Asya'dan Ön Asya'ya ve Avrupa'ya yayılışımız, topyekün İslamiyeti kabul edişimiz, tabii yahut kader diyebileceğimiz yatağın mansabın değişmesi hadiseleridir. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet gibi çok defa rejimlere bağlı hadiseler ise, insan eliyle yapılan ıslah ve tanzim hareketleridir. Her iki halde de değişmeyen ve bizi biz yapan bir şey vardır: Nehrin asıl kaynağının aynı oluşu. İşte zaman zaman birçok değişme ve kayıplara rağmen varlığımızı bu kaynakların varlığına ve milletimizin, adeta şuuraltından gelen bir sağduyu davranışı ile temel değerleri muhafaza edişine borçluyuz. Korkmaz: Sanatkârlarımızın bu yeniden dönüşte alacakları rol ne olabilir? 86 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım Okay: Hiç şüphesiz bu hadisede kaynak ve mansab benzetmelerini dikkatten uzak tutmamalıyız. Kaynak aynıdır. Ama nehrin yatağı değişmiştir. İşte sanatkâr hem değişmeyen kaynağa hem de değişen ve değişmeye devam edecek olan yatağa bağlıdır. Bu inceliğin halli için teferruata kadar inecek bir yol göstermeye gerek yoktur. Memleketini seven, milletinin gelenek ve ahlâk değerlerine bağlı olan, medeniyetimiz ve milli külltürümüzü tanıyan sanatkârlarımız beklediğimiz, özlediğimiz çağdaş Türk sanatını vücuda getirecektir. Korkmaz: Milli kaynaklara yönelme hadisesi sathi bir faydacılığın ötesinde nasıl değerlendirilebilir? Okay: Milli kaynaklara yönelme hareketi sathi midir? Bundan, günümüzde, kısmen devlet eliyle yürütülen ve çok defa turizm siyasetine yönelmiş bir hareketi kastettiğinizi sanıyorum. Elbette bu; milli kaynaklara dönmek değildir. Olsa olsa milli kaynakları dövize çevirmek olur. Kendimize dönmekte, kendimiz esas olacağız. Turizme dönük bir ekonominin bile varlığına inanmıyorum. Kaldı ki, şimdi bizde olduğu gibi, turizme dönük bir milli kültür, hatta ahlâk aklın alacağı şey değildir. Bu mesele, evvela insanımızın, bu arada sanatkârımızın eserlerini yaratmadaki hür iradesi (yani angajman olmaksızın) gelir. Ondan sonrasının kriteri olamaz. Korkmaz: Bu değerlendirmeler yapılırken Batı'dan ve Batı düşüncesinden ne derecede ve hangi sahalarda istifade imkanları araştırılacaktır? Okay: Biz doğuluyuz, Asyalıyız, Müslümanız ve Türküz.. Bu saydığım tarihi, coğrafi ve kültürel vasıflarımızın yapıtında ayrı ayrı yerleri vardır. Fakat tıpkı müminin, kaybolmuş malı sayılan ilmi, her yerde araması gibi, medeniyet, sanat ve kültür eserleri de vazgeçemeyeceğimiz kadar bilmemiz, faydalanmamız, en azından tanımamız ve yabancı kalmamız gereken şeylerdir. Dilimiz nasıl bütünüyle, sistemiyle Türkçe olduğu halde tarihimiz boyunca çeşitli şekillerde temasımız olan dillerden bir yığın sözcük almışsa, kültürümüz de hem kendi asli karakterini bozmayacak, hem de beşeriyetin ulaştığı değerleri tanıyacak, eleştirecek, reddedecek veya benimseyecektir. Bu hususta taassuba gerek olmadığı kanaatindeyim. Korkmaz: Mili kaynaklara yönelme hadisesinden basın ve TRT'nin katılma payı hangi ölçüler içinde olacaktır? Okay: Basın olabildiğine hürdür. Bu demektir ki, sorumsuzdur. Hiçbir zaman da bu sorumsuzluğun hesabını vermeye çekilmemiştir. Bu bakımdan ne milli ne de batılı bir karakteri vardır. Eğer biz okuyucu olarak, millet olarak, aydın olarak uyanırsak ve bu abesin karşısında bir tavır takınırsak belki basının da titreyip kendine dönmesi mümkün olur. Elbette bazı istisnaları ve bazı basın organlarının bu kanaatlerimin dışında bazı müstesna tavırları vardır. Maalesef bunlar bu umumi görüşe tesir edecek mahiyette değildir. Tabii TRT'yi bunun dışında düşünürüm. Çünkü o devlettir. Yani yeni bir tabirle devlete ait bir kitle iletişim vası- tasıdır. Hem çok yaygın, hem de çok geniş tesir sahası bulunan bir vasıta. Elbette o bir basın aracı gibi düşünülemez. Onda bizim yani doğu ve İslam milletlerinin de batının da en güzel eserlerini dinlemek, tanımak hakkımızdır. Yoksa kalabalıkları oyalayan, bir ölçüde de beyin yıkayan bir alet değildir. 87 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım 3. NUTUK (SÖYLEV) Nutuk hazırlanırken, önce amaç belirlenmelidir. Kitleye hangi amaçlarla hitap edileceği belirlendikten sonra, bu amaca göre hazırlık yapılmalıdır. Kendi bilgi, görgü ve görüşlerimizin dışında, konu ile ilgili kişilerle konuşarak veya yazılı belgeleri inceleyerek malzeme toplanmalıdır. Konu ile ilgili bütün malzeme toplandıktan sonra bir nutuk planı yapılmalıdır. Genellikle giriş, gelişme ve sonuç bölümlerin- den meydana gelen nutuk planında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır: Bir topluluğa heyecan vermek veya belirli bir dün- 1. Nutka, toplumun dikkatini ve ilgisini çekecek bir ceyi aşılamak için yapılan konuşmalara nutuk (söylev) giriş yapılır. İlk andan itibaren toplumun ilgisi, ha- denir. Eskiden bu tür konuşmalara hitabe, konuşanla- tibin üzerinde toplanır. ra hatip, nutuk söyleme sanatına da hitabet denirdi. 2. Konu açık, kesin ve inandırıcı biçimde ortaya konulur. Konuşma, hangi amaca yönelikse, ona Nutuk, her konuda hazırlanabilir. Özellikle milli ve uygun bir tez ortaya konulur. manevi konularda, toplumla ilgili düşünceler üzerinde hazırlanır. Nutuk, bir topluluğa karşı yapılır. Topluluklar güzel konuşmalardan etkilenirler. Toplumlara yön 3. Konu veya tezle ilgili çeşitli görüşler belirtilir. Konu veren önder kişiler, toplum psikolojisini çok iyi bilen ve tez en ince teferruatına kadar açılır. ve aynı zamanda kuvvetli hatip olan kişilerdir. 4. Konu ile ilgili düşüncelerimiz ve bunların ispatına geçilir. Düşüncelerimizi destekleyen belge, bilgi Nutuklar konularına göre isim alırlar. Siyasi nutuk, ve bulgular, bu bölümde değerlendirilir. askeri nutuk, dini nutuk, iktisadi nutuk, akedemik nutuk gibi. Siyasi toplantılarda, Meclis'te yapılan konuş- 5. Karşıt düşünce ve görüşlerin yanlışlığı ve eksikli- malara siyasi nutuk; savaşta, kışlalarda komutanların ği, yine belgelerle çürütülür. askerleri heyecana getirmek için yaptıkları konuşmalara askeri nutuk; ibadet yerlerinde dinin esaslarını 6. Gelişme bölümünden sonuç bölümüne geçerken, açıklamak ve dinin yüceliğini belirtmek için yapılan konuşmanın tansiyonu tekrar tekrar yükseltilir, konuşmalara dini nutuk; mahkemelerde savcı ve avu- toplumun ilgisi çekilir. katların hak-hukuk konusunda yaptıkları konuşmalara hukuki nutuk; ekonomik konularda iş adamlarının ve 7. Bu geçiş bölümünden sonra nutuk, tezimize uy- ekonomistlerin yaptıkları konuşmalara iktisadi nutuk; gun bir ana fikre veya kesin bir yargıya bağlanır. bilimsel toplantılarda ilim ve fen adamlarının yaptıkla- Eğer önemli bir olayla ilgili bir nutuk hazırlamış- rı konuşmalara akedemi nutuk adı verilir. sak, sonuç bölümünde, bu olayın toplumdaki yeri, önemi ve etkileri kesin bir dille vurgulanır. 88 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım 7. Ani kararlar verebilmeli, cesur olmalıdır. Toplulu- Başarılı bir hatip, nutuk hazırlarken ve nutku- nu topluma hitaben söylerken dikkat etmelidir: ğun duygulanmalarına göre, ani tavır değişiklikleri yapabilmeli ve ani kararlar vererek uygulamalıdır. 1. Toplum psikolojisini iyi bilmeli, nutkunu buna göre Topluluk karşısında tereddüde kapılma ve çekim- hazırlamalıdır. Toplumun nerede heyecanlana- ser davranma, nutkun amacının gerçekleşmesini cağını, nerede coşacağını, nerede duygulanaca- önler. ğını nerede üzüleceğini iyi tahmin etmelidir. Daha 8. Topluluktan korkmamalıdır. Topluluğu, şekil ve doğrusu hatip, toplumun, bu konuşması sırasında kendisinden neler beklediğini bilmelidir. yön vermek üzerine kendisine teslim edilmiş bir ham madde olarak görmeli ve ona göre nutku 2. Nutuk konusunu çok iyi bilmeli ve öğrenmelidir. sürdürmelidir. Bu konudaki düşünceleri iyi belirlemeli, yayınları iyi araştırmalıdır. Bilinmeyen bir davanın savunması yapılamaz. 3. Zengin bir kelime hazinesine sahip olmalıdır. Dilin inceliklerini kavramalıdır. Kelimeleri yerinde ve zamanında kullanmalıdır. Konusunu en uygun kelimelerle ortaya koymalıdır. Cümleleri sağlam bir yapıya sahip olmalı, aralarında anlam ve mantık bağı bulunmalıdır. 4. Plan düşüncesine sahip olmalı, nutkunu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Nutkunu okurken aklına gelen yeni bir düşünceyi, plandaki yerine koyarak belirtmelidir. Düşüncelerini sıraya koymadan toplumun karşısına çıkan hatipler, asla etkili olamazlar. 5. Ses tonunu iyi ayarlamalı, kelimelerin vurgularını yerinde yapmalıdır. Nutkun tamamını monoton bir sesle değil, konunun akışına göre değişen bir ses tonuyla okumalıdır. 6. Jest ve mimiklere çok dikkat etmelidir. Nutukta jest ve mimikler tam bir uyum içinde olmalıdır. Bunun için, hatibin nutkunu, mümkün olduğu kadar, kağıda bakmadan söylemesi lazımdır. Bu şekildeki bir konuşma topluluk üzerinde daha etkili olur. 89 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım SÖYLEV ÖRNEĞİ İsveç Söylevi Ben kendi hesabıma sanatım olmadan yaşayamam. Ama, bu sanatı her şeyin üstüne koymuş da değilim. Tersine onsuz edemeyişim, onun beni herkesle bir etmesi ve olduğundan başka türlü olmaksızın herkesle bir düzeyde yaşatmasıdır. Sanat benim için tek başına tadı çıkarılan bir şey değildir. Sanat bence, en büyük sayıda insanı, ortak acılar ve sevinçlerle coşturacak görüntüleri, biçimleri bulmaktır. Demek ki sanat, sanatçıyı insanlardan ayırmamaya zorlar; onu, en gündelik ve en evrensel gerçeğe bağlar. Ve çok defa, kendilerini başkalarından ayrı gördükleri için, sanatı seçenler kısa zaman sonra anlarlar ki, sanatlarını ve başkalarını, ancak herkesle benzerliklerini ortaya koyarak gösterebilirler. Sanatçı kendini bu başkalıklarına gidip gelme ile yoğurur; vazgeçemediği güzellik ve kopamadığı topluluklar arasındadır. Onun için gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçük görmezler; yargılamaya değil, anlamaya çalışırlar. Ve dünyada tutacakları bir yer varsa, o da, Nietzsche'nin çok güzel söylediği gibi, yargıcın değil, işçi olsun, aydın olsun, yaratıcının başa geçeceği bir dünya olacaktır. Buna inandık mı, yazarın rolü ister istemez zorlaşır. Sanatçı tanım gereği, bugün tarihi yapanların buyruğuna giremez. Tersine ona katılanların buyruğundadır. Yoksa tek başına ve sanatının uzağında kalır. Zorbalık milyonlarca adamı ile birlikte onu yalnızlığından ayıramaz. Ama dünyanın öbür ucunda hapse girmiş ve hor görülmüş, bilmediğimiz bir insanın çıkmayan sesi, yazarı, yalnızlığından kurtarmaya yeter, hiç değilse, özgürlüğün sağladığı olanaklar içinde, o çıkmayan sesi unutmamayı ve onu sanat yoluyla duyurmayı başardıkça. Hiçbirimiz böylesine büyük bir işin adamı değiliz. İster bütün ömrünce ünsüz ya da bir zaman için ünlü olsun, ister zorbaların zincirlerine vurulsun, ister bir süre dilediğini serbestçe söylesin, yazar kendini haklı ve canlı bir topluluk içinde duyabilir; bu da, yazarın, elinden geldiği kadar, sanatının büyüklüğünü yapan şu iki görevi yüklenmesiyle olur: Gerçeği ve özgürlüğü. Sanatçının işi en büyük sayıda insanı toplamak olduğu için, yalanla ve kölelikle uzlaşamaz, çünkü yalan da, kölelik de, bulundukları yerde yalnızlıkları çoğaltır. Tek tek olarak sakatlıklarımız ne olursa olsun, soylu yazarlık sanatı, korunması güç olan şu iki ödeve bağlı kalacaktır: Bile bile yalan söylememek ve insanın insanı ezmesine karşı koymak. 90 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Albert Camus Sözlü Anlatım Anlama - Kavrama Soruları 1. Albert Camus'ye göre sanat nedir? Sanatçı sanatını nasıl oluşturur? 2. Sizce sanatçıların yönetici olduğu bir dünya nasıl olur? 3. Albert Camus, yazara nasıl bir görev yüklüyor? 4. Yalan ve kölelik karşısında yazarın tutumu ne olmalıdır? 5. Yukarıdaki söylevin konusu nedir? Yazar bu söylevi hangi amaçla yazmıştır? Yazarın bakış açısı nedir? Bize ilettiği ana düşüncesi nedir? 6. Yazarın görüşleri hakkında sizin yorumunuz nedir? Yazara her yönüyle katılıyor musunuz? 91 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Röportaj, zamanla araştırma, inceleme, soruşturmaya dayanan ve bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olan bir dal haline gelmiştir. 2. Söylev, edebiyatımıza Tanzimat'tan sonra giren türler arasında yer alır. 3. Sorunların niteliği, mülakatın başarılı olmasında önemlidir. 4 Söylevde, okuyucuyu bilgilendirmek değil, duygulandırmak amaçlanır; bu nedenle 5. Mülakatta bütün soruların görüşme öncesinde hazırlanması zorunludur. 6. Röportaj, bir yeri, eşyayı veya kişileri konu alabilir. söylev öğretici metinler içinde yer almaz. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. 2. 3. 4. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. Herhangi bir konu hakkında yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda ulaşılan bilginin yazarın görüşü de katılarak aktarıldığı gazete yazılarına ............... denir. Özel bir konu hakkında tanınmış bir kişiye sorulan sorulara alınan cevaplarla oluşturulan metinlere ............... denir. Bir topluluğa belli bir düşünceyi ya da duyguyu aşılamak için yapılan etkili ve coşkulu konuşmalara ............... denir. ..............., gazetecinin yorumlarından değil, konuşulan kişinin düşüncelerini aktarması ve yalnız soru cevaba dayanmasıyla ............... türünden ayrılır. 5. ............... konuşulan kişinin görüşlerini aktarmaya yönelik olduğundan bu türdeki metnin yayımlanmadan önce, o kişiye gönderilip onaylatılmasında yarar vardır. 6. ................. türü, hukuki, dini ve siyasi örnekleriyle günlük yaşamımızın her alanında yer alır. 92 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. a b c Zamanın isim yapmış şahsiyetlerini herhangi bir gazetecinin ziyaret ederek, önemli olaylarla ilgili olarak sorular sorması, aldığı cevabı aynen yazması ile oluşan türdür. Gazete haberlerinin daha genişletilmiş ve yazarının kişisel görüşleriyle zenginleştirilmiş biçimidir. 1 Röportaj 2 Mülakat 3 Söylev Etkilemek ve inandırmak yoluyla dinleyicileri kendi düşüncesinden yana çekmek amacı güder. d Gazeteciliğin ana kollarından birisidir. e f Dinleyicilere belli bir fikri, bir duyguyu aşılamak için söylenen, topluluğa bir düşünceyi aşılamayı amaçlayan uzunca sözlerdir. Cevaplar yorumlanmadan, aynen yayımlanır. ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde röportajın kullanılış gerekçelerinden yanlış olanları belirleyiniz. 1. Röportajlarda öğretici, açıklayıcı, kanıtlayıcı ve betimleyici anlatım gibi anlatım türlerinden yararlanılır. 2. Röportajı gerçekleştiren kişi, konu veya yerle ilgili görüşlerini ekleyemeyiz. 3. Röportajda asıl ustalık anlatılacakların ortaya konuluşundadır. 4. İyi bir röportaj için uzun araştırmalara gerek yoktur. 5. Röportaj yazarı konusunun dışında da açıklamalar yapabilir. 6. Röportaj yazılarında; yazının ilgi çekici bir nitelik taşıması, resimlerle süslenmesi ilk aranan özelliktir. 93 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sözlü Anlatım Yazılı Soruları 1. 2. ETKİNLİK - V Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. Röportaj türü hakkında bilgi veriniz. Ünlü bir yazar ile yapılacak mülakatta sormak üzere beş soru yazınız. 3. Söylev türü hakkında bilgi veriniz. 4. Söylevin etkili olması için gerekli beş koşul yazınız. 5. Arkadaşlarınızla yaptığınız bir geziyi röportaj türünde anlatınız. 94 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Sözlü Anlatım 1 4. Dilerseniz son kitabınız üzerinde konuşalım. Ama 1. Röportaj türüyle ilgili afla€›daki yarg›lardan ondan önce şunu sorayım size: Öykü kitaplarınız hangisi yanl›flt›r? art arda yayımlanıyor, çok mu yazıyorsunuz? –Yo hayır. Yirmi yılı geçti yazıyorum. O günden bu yana şöyle bir geriye bakıyorum da binden fazla öykü yazmışım, romanlar bunun dışında. Her kitaba yirmi beş öykü koyduğumuza göre, şöyle bir seçimle daha hiç yazmadan yirmi kitaplık öykü var bende. –Bu öyküler nerde yayımlanmıştı? –Çoğu Akbaba'da –Kaç öykü kitabınız var? –Yedi tane A) Büyük ölçüde gözleme dayanan bir türdür. B) Yorumdan kaç›n›l›r. C) Gazete yaz›lar›ndand›r. D) Belgelerden, araflt›rma ve incelemelerden yararlan›l›r. E) Öznel bir bak›fl aç›s›yla oluflturulur. Bu metin hangi tür yazıya örnek olabilir? A) Sohbet 2. Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek B) Eleştiri D) Mülakat C) Makale E) Söylev o yerin özelliklerini, orada gördüklerini imkanlar ölçüsünde foto€raflarla belgeyerek kaleme ald›klar› yaz›lara denir. Ayr›ca radyo ve televizyon habercisinin bir araflt›rma veya soruflturma 5. Baflta Atatürk’ün olmak üzere devlet adamlar›n›n sonucunda haz›rlam›fl oldu€u programa da bu ad topluluklar karfl›s›nda yapt›klar› konuflmalardan verilir. Bu tür yazılarda nesnel özellikler dikkat çe- oluflan, genellikle seslenifllerle bafllayan parag- ker. raflar içeren yaz›lara ---- denir. Yukar›da hakk›nda bilgi verilen yaz› türü afla€›dakilerden hangisidir? A) Senaryo B) Röportaj D) Konferans Bu cümlede bofl b›rak›lan yere afla€›dakilerden hangisi getirilmelidir? C) Monografi E) Gezi yazısı A) söylefli B) özdeyifl C) söylev D) röportaj E) portre 6. Bir doğruyu, bir gerçeği araştırma, inceleme, gezip görme yoluyla ya da soruşturma yöntemiyle yansıtan gazete yazısıdır. Gerektikçe fotoğrafın 3. Herhangi bir alanda ün yapmış kişilerle toplumun tanıklığına, desteğine başvurulur. Yazarın amacı tümünü ya da bir sanat, meslek grubunu ilgilen- gerçeğin kabuğunu kırıp ardında yatan nedenle- diren bir konuda yapılan bu konuşmalar, soru- ri yansıtmaktır. Yazar, gerçeği çarpıtmadan düş cevap biçimindedir, dergi ve gazetelerde yayım- gücüyle renklendirmeden verir. lanır. Bu parçada özellikleri verilen edebiyat türü Yukarıda özellikleri verilen tür aşağıdakilerden hangisidir? A) Sempozyum aşağıdakilerden hangisidir? A) Röportaj B) Münazara C) Mülakat D) Açık oturum C) Makale E) Panel D) Deneme E) Sohbet 95 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) Eleştiri TEST Sözlü Anlatım 1 7. I. Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı 10. Herhangi bir sosyal konu ya da sorun üzerinde, andıran biçimde inceleyerek anlatan edebi uzman kişi ya da kişilerle yapılmış konuşmalardır. türdür. Toplumun tamamını ya da bir kısmını ilgilendiren II. Yazar, samimi bir üslupla, konuşma havası her alanda görüşme yapılabilir. Bu konuşmalar, içinde yazısını kaleme alır. genellikle yazıya geçirilip gazete ve dergilerde III. Kanıtlama, duygu ve düşünceleri okuyucuya yayımlanmaktadır. benimsetme amacı yoktur. Bu parçada özellikleri verilen sözlü anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir? IV. Konu anlatılırken fazla ayrıntıya girilmez. V. Kişi başından geçen olayları günü gününe yazar. A) Tartışma Numaralanmış cümlelerden hangisi sohbet (söyleşi) yazı türünün bir özelliği değildir? A)I. B) II. C) III. D) IV. B) Mülakat D) Forum C) Panel E) Sunum 11. I. E) V. – Toplumu ilgilendiren bir konu üzerinde , bir ya da birden çok kişiyle yapılan konuşmalara ve bu konuşmaların aktarıldığı metin türlerine 8. Bir topluluğun önünde bir düşünce ve inancı sa- denir. vunmak, savunduğu düşünce ve inancı o toplulu- – Bu tür yazıların kurallarını büyük ölçüde, ken- ğa aşılamak amacıyla yapılan konuşma türüdür. disiyle konuşulan kişinin mizacı belirler. Konuşmacı konudaki düşüncelerini, duygularını ve heyecanını kendisini dinleyenlere aşılamak II. ister. – Gazeteciliğin önemli bir dalıdır, soru-cevap yoluyla hazırlanır. Bu parçada hakkında bilgi verilen sözlü anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir? – Bir sorunu, olayı, gerçeği araştırma ve inceleme yoluyla anlatan yazılardır. A) Konferans B) Açık oturum C) Panel Yukarıda verilen bilgiler sırasıyla hangi iki edebi türün özelliğini yansıtırlar? D) Sempozyum A) Anıý-deneme B) Mülakat-röportaj E) Söylev C) Gezi-eleştiri D) Makale-otobiyografi E) Röportaj-deneme 9. Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulun- 12. Bir gerçeğin araştırma, inceleme, gezip görme ve mak için yapılan etkili, coşkulu konuşmalara de- soruşturma yoluyla yansıtıldığı yazılardır. Öğreti- nir. Bu tür konuşmalar; dinleyenlerin seviyelerine, ci bir niteliği bulunan bu tür yazılarda açık ve an- hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazır- laşılır bir dil kullanılır. Bu türde kalem oynatmak lanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyan- isteyen kişi, gerektiği durumlarda konuyla ilgili dırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı resim, fotoğraf ve grafiklerin ispatlayıcı özellikle- yaptırır. rinden yararlanmalıdır. Bu parçada tanıtılan sözlü anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Söylev A) Deneme B) Mülakat C) Sempozyum D) Forum E) Konferans 96 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası D) Biyografi B) Röportaj C) Anı E) Roman Sözlü Anlatım ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. Y 3. D 4. Y ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. Y 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. röportaj a. 2 2. mülakat b. 1 3. nutuk c. 3 4. Mülakat / röportaj d. 1 5. Mülakat e. 3 6. Söylev f. 2 ETKİNLİK - IV 2, 4, 5 TEST – 1 1. E 2. B 3. C 4. D 5. C 6. A 7. E 8. E 9. A 10. B 11. B 12. B 97 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası SES BİLGİSİ IV. ÜN‹TE X Ses Bilgisi SES BİLGİSİ Aşağıdaki sözcükler ise bu kuralı örneklemediği için büyük ünlü uyumuna uymaz. Ses, kulağımızın duyduğu hava titreşimidir. Dil bi- lim açısından ise ses, ağızdan bir çırpıda çıkan hece ve sözcük oluşturmaya yarayan birimdir. Seslerin yazıdaki her birimine harf denir. Dilimizde 29 harf vardır. Kitaplık İşaret i k k i k i Bu harfler özelliklerine göre ikiye ayrılır. ➪➪ Bu kurala uymayan sözcükler genellikle yabancı kökenlidir. A) ÜNLÜLER Ses yolunda hiçbir engele çarpmadan çıkan ses lerdir. Bu sesleri aşağıdaki tabloda şöyle gösterebili- Dünya, divane, sandalye, kompozisyon, karakter... riz: DÜZ ➪➪ Türkçe oldukları halde zaman içerisinde değişime YUVARLAK GENİŞ DAR GENİŞ DAR Kalın a ı o u İnce e i ö ü uğramış kimi sözcükler de bu kurala uymaz. Yukarıdaki sesler dudağın, alt çenenin ve dilin bi- çimine göre oluşur. B) ÜNSÜZLER Süreksiz Alma → elma Ana → anne Kangı → hangı → hangi Karındaş → kardaş → kardeş ➪➪ Türkçede ekler, genellikle kalınlık–incelik bakıSERT Sürekli f, s, ş, h p, ç, t, k mından eklendikleri sözcüklere uyar. YUMUŞAK ğ, j, l, m, n, r, v, y, z Okul – da siz – de Gördüğümüz gibi "–de" eki içinde kalın ses olana b, c, d, g kalın, ince ses olana ince olarak gelmiştir. ÜNLÜ VE ÜNSÜZ HARFLERLE İLGİLİ SES OLAYLARI 1. BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU (Kalınlık, İncelik Uyumu) Türkçe sözcüklerde ilk hecede kalın ünlü varsa Aşağıdaki ekler ise kalınlaşıp inceleşemedikleri diğer hecelerdeki harflerde kalın, ilk hecede ince ünlü için yani kalınsa hep kalın, inceyse hep ince kaldıkları varsa diğer ünlüler de ince olur. için büyük ünlü uyumuna uymayabilirler. Titreşim Uygarlık i i i Güvenilir i i ii k –yor, –ki, –ken, –leyin, –gil, –mtırak k k Kılavuz kk k Yukarıdaki örneklerde sözcükler büyük ünlü uyu- muna uyar çünkü kalın sesle başlayan, kalın sesle devam etmiş; ince sesle başlayan, ince sesle devam gel–iyor oku–yor akşam–ki evde–ki okur–ken sever–ken sabah–leyin gece–leyin amcam–gil teyzem–gil ekşi–mtırak sarı–mtırak uymaz etmiştir. 100 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası uyar Ses Bilgisi 2. KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU (Düzlük – Yuvarlaklık Yukarıdaki örneklerlerde görüldüğü gibi bu ekler kimi durumlarda (sözcük ekin kalınlık ya da inceliğine Uyumu) uyduğunda) büyük ünlü uyumuna uyar. Sözcüklerin düzlük ve yuvarlaklık bakımından gösterdiği uyuma denir. "–daş, –deş, –taş, –teş" eki bazı durumlarda bu kurala uymaz. Bu uyumda aşağıdaki kurallara dikkat etmek ge- rekir: meslek–taş din–daş uyar uymaz ➪➪ Türkçe sözcüklerde ilk hece düz ünlüyle (a, ı, e, i) başlıyorsa sonraki heceler de düz ünlüyle devam etmelidir. ➪➪ Tek heceli sözcüklerde ve birleşik sözcüklerde bu kural aranmaz. Bilgi, pencere, tahta, sabahlık, dalgın bu sözcükler düz ünlüden sonra düz ünlü geldiği için küçük renk, aşk, hanımeli, genelkurmay... ünlü uyumuna uyar. Hamur, davul, kabuk, yağmur, kavun sözcükleri ise düz sesten sonra yuvarlak ünlü geldiği için küçük ünlü uyumuna uymaz. ÖRNEK SORU NOT: Türkçede ikinci hecesi "b, m, v" ünsüzlerinden biriyle başlayan sözcükler genellikle yukarıdaki kurala uymaz. Yaşamın girdabında buldum sevgimi Yüreğime sapladım yarin hançerini Yağmura aldırmadım kalbime gömdüm seni Kitaplara yazdım aşkımın yüceliğini ➪➪ Türkçe sözcüklerde yuvarlak (o, ö, u, ü) ünlüyle Yukarıdaki mısralarda büyük ünlü uyumuna uymayan kaç sözcük vardır? başlayan sözcükler ya dar – yuvarlak u, ü ya da A) 1 Güven, kolay, üzüm, kömür, otlak sözcükleri yuvar- B) 2 C) 3 D) 4 düz – geniş a, e ile devam eder. E) 5 lak seslerden sonra dar – yuvarlak ya da düz – ge- Yanıt D niş sesler geldiği için küçük ünlü uyumuna uyar. Horoz, kolon, balon, radyo, salon sözcükleri ilk hece dışında yuvarlak ünlü kullanıldığı için küçük ünlü uyumuna uymaz. ÖRNEK SORU NOT: "–yor" küçük ünlü uyumuna aykırılık özelliği gösteren eklerdendir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, büyük ünlü uyumuna uymasına karşın küçük ünlü uyumuna uymaz? geliyor, okuyor sözcükleri "–yor" dan dolayı bu A) Gazetesini çantasına özenle yerleştirdi. uyuma uymaz. B) Bavulunu arabanın arka koltuğuna koydu. C) Ne olursa olsun büyüklerini sayardı. D) Yollar kapanınca okullar da kapandı. NOT: E) Derdini anlatacak bir yakını bile yoktu. Birleşik sözcüklerde bu uyum aranmaz. oyunbozan, uyugezer, biçerdöver Yanıt B 101 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi 3. ÜNSÜZ YUMUŞAMASI (Değişmesi) NOT: Küçük ünlü uyumunda her hece bir önceki he- "p, ç, t, k" süreksiz sert ünsüzleriyle biten sözcük- ceyle çalıştığı için birinci heceyle üçüncü hece ara- ler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında "p, ç, t, k" yu- sında kural uygulanmamalıdır. muşayarak "b, c, d, g" ye dönüşür. Bu kurala "ünsüz yumuşaması" denir. kö – mür – ler – i sözcüğünde – i, – ler ile Yüksek – e → yükseğe – ler, – mür ile Ağaç – ı → ağacı – mür, –kö ile irtibatlıdır. Dikkat edilirse ilk he- Simit – i → simidi cedeki "ö" den sonra dar – yuvarlak "ü" ünlüsü, "ü" Petek – e → peteğe den sonra düz – geniş "e" ünlüsü gelmiştir. Küçük Dolap – a → dolaba ünlü uyumunun birinci kuralında bahsettiğimiz düz Yukarıdaki sözcükler süreksiz sert "p, ç, t, k" den sesten sonra düz ses gelmesi kuralı gereğince "e" sonra ünlü ile başlayan ek aldıkları için ünsüz yumu- den sonra "i" ünlüsü gelebileceği için kömürleri söz- şamasını örneklemiştir. cüğü küçük ünlü uyumuna uyar. NOT: Sesteşliği engellemek amacıyla tek heceli bazı sözcüklerde kural bozulur. ÖRNEK SORU ad, hac, sac ... Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük farklı bir nedenden dolayı küçük ünlü uyumuNOT: Tek heceli sözcüklerin bir kısmı ünsüz yumuşamasına uğramaz. na aykırıdır? A) Haydi aslanım, dayan koçum, diye bağırıyorduk hepimiz. B) Yıllar boyunca havuzlu bir bahçenin hayalini aşkı, otu, ipi, topu kurmuştu. C) Çocukken, ben doktora gitmem, diye günler- NOT: Özel adlarda konuşmada yapılan yumuşama yazıda gösterilmez. ce ağlardı. D) Giden otobüsü durdurmak için bağıra bağıra koşmaya başladı. E) Otuz yaşına gelinceye kadar tiyatronun gişe- Karabük'e, Başak'ı, Sinop'u, Zonguldak'a sinde çalışmıştı. Yanıt A NOT: Yabancı kökenli sözcüklerin bir kısmı da ünsüz yumuşamasına aykırılık gösterir. ÖRNEK SORU Aşağıdaki tümcelerin hangisinde küçük ünlü uyumuna aykırı bir sözcük vardır? A) İşi bittikten sonra annem ona kahve hazırladı. NOT: B) Böyle bir şey yapmasına dünyada razı olmam. C) Burası, neredeyse yılın her günü yağmurludur. E) Ben de iki yıl önce Çıralı'da kalmıştım. Yanıt C 102 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası "–ıt" ile türeyen sözcüklerin sonundaki "t" ünsü- zü genellikle yumuşamaz. D) Olayların nasıl gelişeceğini bilemezdik ki. hukuku, saati, devleti, hükümeti, milleti yakıta, yapıtın, yazıtı Ses Bilgisi ÖRNEK SORU 4. ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (Sertleşme, Ünsüz Uyumu) "p, ç, t, k" seslerinden biriyle biten sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldığında, bu sesler yumuşayarak "b, c, d, g (ğ)" ye dönüşür. biten sözcükler "c, d, g" yumuşak ünsüzleriyle başla- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde açıklamaya uymayan bir kullanım vardır? sertleşerek "ç, t, k" ye dönüşür. Bu kurala ünsüz ben- A) B) C) D) NOT: Sert ünsüz "f, s, t, k, ç, ş, h, p" (fıstıkçı şahap) ile yan bir ek aldığında ekin başındaki yumuşak ünsüz zeşmesi denir. Sınav sonucunu merakla bekliyordu. Öğretmenine bir gül demeti sundu. Çocuğuna her sabah süt verir, biberonla. Bu akşam geleceğini bize söylemeliydin. Sertleşme yapılması gereken yerde, ekin "c, d, g" ile başlaması yazım yanlışına sebep olur. E) Bekir Usta; çekici, eli gibi kullanıyordu. Yanıt B Dost – ca (yanlış) Dost – ça (doğru) Somurt – gan (yanlış) Somurt – kan (doğru) ÖRNEK SORU Ant içtik Ata'm gitmeye gösterdiğinizden Gölgen tutacaktır bizi her gün elimizden Göğsünde bu yurdun tüttükçe ocaklar Sönmez bir alev kaldı hayalimde giderken At – gı (yanlış) At – kı (doğru) Aş – cı (yanlış) Aş – çı (doğru) Yurt – da (yanlış) Yurt – ta (doğru) Bu dizelerde ünsüz yumuşamasına uğramış kaç sözcük kullanılmıştır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 NOT: Tarihlerin ve sayıların yazımında sayıyı yazıya çevirerek ek yazmak gerekir. E) 5 Yanıt C ÖRNEK SORU Aşağıdaki tümcelerin hangisinde ünsüz yumuşaması kuralına uymayan sözcük vardır? A) B) C) D) E) 1975 'de (yanlış) "Beş" sert sessizle bittiği için ek "–de" şeklinde değil "–te" şeklinde yazılmalıdır. Çok söz, yiğide yüktür. Çok bilen çok yanılır. Ağaca balta vurmuşlar, sapı bedenimden demiş. Mum dibine ışık vermez. Aza, nereye gidiyorsun, demişler, çoğun ya- 1975 'te (doğru) nına demiş. ÖRNEK SORU Yanıt C NOT: Kimi sözcüklerde ünsüz benzeşmesi kuralı bozulur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde süreksiz sert ünsüzlerin yumuşamasına bir örnek vardır? A) Gelecek ay yayımlanacak dergimizin kapağı, öğrencilerimiz tarafından hazırlanacak. B) Bu araştırma sonuçları, öğrencilerin görüşlerini yansıtmaktadır. C) Siyasal reklamcılık, Türkiye'nin siyasal kültürüne yeni bir boyut getirmiştir. D) Son yıllarda demokrasi, bir siyasal sistem olarak yeni anlamlar kazanmıştır. E) Anketteki ilk soru seçmenlerin cinsiyetiyle ilgi- NOT: lidir. Yanıt A 103 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Çocukcağız, üçgen, yükseltgen, turunçgil "de" bağlacında sertleşme olmaz. Elimizde yakıt da yok ateş de. Ses Bilgisi 5. ÖRNEK SORU ÜNLÜ DARALMASI Düz – geniş "a, e" ünlüleriyle biten eylemler "–yor" ile Geçti gözümün önünden suretin Yoktu duygularımda dostluktan başka bir şey başlayan bir ek aldıklarında "a, e" daralarak "ı, i, u, ü" Çoktan unuttum nefret kokan duyguları ye dönüşür. Bu kurala ünlü daralması denir. Saçtım etrafıma sevgi tohumlarını Yukarıdaki dörtlükte ünsüz benzeşmesini ör- nekleyen kaç sözcük vardır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 NOT: Ünlü daralması ile ilgili bir soru geldiğinde yapmamız gereken ilk iş "–yor" eki almış sözcükleri tespit etmektir. Çünkü Türkçede "–yor" eki E) 6 dışında daralma sadece üç sözcükte görülür: Yanıt D ÖRNEK SORU de – y – en diyen ye – y – en yiyen ne – y – e niye Bu sözcükler dışında ünlü daralmasına uğrayan bü- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz benzeşmesi örneklenmemiştir? tün sözcükler "–yor" eki almalıdır. A) Yeni sanatçılar, özgür düşünceyi savunuyor. B) Sanat yapıtları hakkındaki görüşler çabuk değişiyor. C) Bir kitap her zaman en güvenilir dosttur. Bekle – yor → bekliyor Yakala – yor → yakalıyor Damla – yor → damlıyor Söyle – yor → söylüyor D) Bugüne kadar aynı konuda çok yapıt verilmiştir. E) Böyle çocukça sorularla mı gireceğiz ozanın Sözcüklerinde "–yor" eki kendisinden önce gelen yaşamına? "a, e" leri daraltmıştır. Yanıt B NOT: Bir sözcükte "–mıyor, –miyor, –muyor, –müyor" ekini görürsek orada daralma vardır diyebiliriz. Bilmiyor, gülmüyor, ağlamıyor, okuyamıyor, konuşmuyor ÖRNEK SORU NOT: Aşağıdaki mısraların hangisinde ünsüz benzeşmesini örnekleyen sözcük yoktur? A) Viran ettin bahçem ile bağımı B) Kalem böyle çalınmıştır yazıma C) Toplamıştım gitmek için bohçamı Ünsüzle biten fiillere "–yor" eki getirilirken ara- ya koruyucu ünlü "ı, i, u, ü" den biri girer. Burada ünlü daralması yoktur. Yaz – ı – yor Gül – ü – yor Gel – i – yor Konuş – u – yor D) Yenilip herkese biçare küserdi kadere E) Herkesin sırtını şimdi o yere getirmekte sözcüklerinde ünlü daralması yoktur. Yanıt D 104 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi ➪➪ "–cık" ekini alan kimi sözcüklerde ünsüz düşmesi NOT: olur. "Bekliyen, gelmiyen, anlamıyan" sözcüklerin- de daralma olmadığı halde "–a, –e" ünlüleri daral- Küçük – cük, minik – cik, ufak – cık, sıcak – cık tılarak yazıldığından yazım yanlışı yapılmıştır. Küçücük minicik ufacık sıcacık ÖRNEK SORU ➪➪ Yer – yön bildiren kimi sözcükler "de" ya da "den" "-yor" eki ünsüzle biten eylemle birleşirken, önüne dar ünlülerden birini alır. ekini aldığında ünlü düşmesi olur. Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uyan kullanım vardır? Yukarı – dan Gerçekleri çarpıtarak arkadaşını koruyordu. Her gün eve fileler dolusu erzak yolluyordu. Orada nelerden yoksun kalacağını biliyordu. İçindeki özlem her geçen gün biraz daha büyüyordu. E) İçten, sevecen konuşmasıyla herkesi etkiliyordu. İçerde Orda Yukardan ➪➪ İki sözcüğün birleşmesinde ses düşmesi görülür. Yanıt B Kahve – altı → kahvaltı Sütlü – aş → sütlaç Ünlü düşmesi Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü daralması örneklenmiştir? Ne – için → niçin A) B) C) D) Pek – iyi → peki → Hem ünlü hem ünsüz düşmesi Lütfen biraz sessiz olun; çocuk uyuyor. Bütün zararlı maddeler kısa sürede yok edildi. İnanıyorum ki hepiniz başaracaksınız. Kardeşiyle bir araya gelerek yerdeki çöpleri topladılar. E) Hatırlıyor musun o güzel günleri? 6. Ora – da A) B) C) D) ÖRNEK SORU İçeri – de ➪➪ "et –, ol –" yardımcı eylemleri bir isimle birleştiğinde ses düşmesi olur. Yanıt E Emir – etmek → emretmek SES DÜŞMESİ Kahır – olmak → kahrolmak Sabır – etmek → sabretmek ➪➪ Kimi iki heceli sözcükler (çoğunlukla ikinci hecesi Ünlü düşmesi Keşif – etmek → keşfetmek dar sesli ile başlayanlar) ünlüyle başlayan bir ek aldığında sözcüğün ikinci hecesindeki dar sesli harf düşer, buna "orta hece (ünlü) düşmesi" denir. ➪➪ Sözcükler türetilirken de ses düşmesi olabilir. Burun → burnu Omuz → omzu Beniz – e → benze – Karın → karnı Devir – im → devrim Şehir → şehri Uyu – ku → uyku Savur – ul → savrul – NOT: Özel adlarda ve bazı sözcüklerde ses düşmesi olmaz. Oyun – a → oyna – Sızı – la → sızla – Ömür'ü iki saat önce burada gördüm. Kuru – ak → kurak Oyunu o arkadaş da yarım bıraktı. Yüksek – l → yüksel – Alçak – l → alçal – 105 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ünlü düşmesi Ünsüz düşmesi Ses Bilgisi 7. ➪➪ "ile" sözcüğü ve "idi, imiş, ise" ek eylemleri ünsüzle biten bir sözcüğe getirildiklerinde ses düş- ➪➪ Kimi tek heceli sözcükler "–cik" ekini alırken ekle mesi görülür. sözcük arasına bir ünlü girer. Arkadaş ile → arkadaşla Yok imiş → yokmuş Var ise SES TÜREMESİ Daracık, gencecik, biricik, gülücük, azıcık → varsa ➪➪ "m, p, r, s" ünsüzleri kullanılarak yapılan bazı pe- ÖRNEK SORU kiştirmeli sözcüklerde ses türemesi görülür. Aşağıdakilerin hangisinde "–cik" ekinin eklendiği sözcükte bir ses olayı gerçekleşmemiştir? Sapasağlam, çepeçevre, yapayalnız, güpegündüz A) Etrafını çeviren incecik, ipekten bile yumuşak ➪➪ "et –, ol –" yardımcı eylemleri adla birleştiğinde zar; oynaşıp duruyordu. adın son sesi ürer. Buna "ünsüz ikizleşmesi" de B) Hasan, Zeytinli'de bir bahçıvanmış, ufacık bir denir. bahçesi varmış. C) Aman yörük kızı, aman biricik Emine'm! Se- Hisset – reddet – affet – hallol – nin tatlı dilin nasıl unutulur? D) Altınlı fesi, her adımda hafifçe titriyor, uzun ➪➪ "–yor" eki ünsüzle biten bir sözcüğe getirildiğinde boyu azıcık öne eğiliyordu. ünlü türemesi olur. E) Hiç insan küçücük çocuğu bu kadar ağır işlerde çalıştırır mı? ÖRNEK SORU ÖRNEK SORU I. II. III. IV. V. Aşağıdakilerin hangisinde türetilirken ses düşmesini örnekleyen sözcük yoktur? A) Ağzına geleni söylüyor, bağırıp çağırıyordu. B) Her zaman yalnız kendini düşünür bu çocuk. C) Üzerine kavrulmuş fındık dökeriz, kremamızın. E) Göğsünden hırıltılar yükseliyordu. Arkadaşların hakkında ileri geri konuşmamanı öneririm. Bu denli hissiz bir insan olamazsın sen. Yıllar çok şeyi alıp götürmüştü benden. Her şeyin zamanla hallolacağını düşünüyorum. Senin de dört yanını kuşattı mı selviler? Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde ünsüz türmesi vardır? D) Bize dil devrimi ile ilgili seminer hazırlattı. Geliyor, koşuyor, gülüyor, alıyor, vuruyor Yanıt A Yanıt A A) I. ve II. B) I. ve IV. C) III. ve IV. D) II. ve III. E) IV. ve V. ÖRNEK SORU ÖRNEK SORU Aşağıdaki dizelerin hangisinde ünsüz düşmesi gerçekleşmemiştir? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlü türemesi yoktur? A) Bir karıştan fazla yükselemem yerimden A) Kasabanın daracık sokakları insan kaynıyordu. B) Onlar için yapabileceğimiz her şeyi yaptık. C) Körpecik gençleri toplayıp cepheye gönderiyorlar. D) Biricik kızının bir dediği iki edilmiyordu. B) Her yandan küçülen bir oda gibi C) Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış D) Sesin ağlamaklı, sesin yumuşacık E) Köyler ufka dizilen tozlanmış birer resim E) Bir anda yapayalnız kalmıştı koca evde. Yanıt E 106 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi 8. ÜNLÜ DEĞİŞMESİ Tamlayan Türkçe sözcüklerin bazılarında sözcük "–e" du- rum eki alırsa ünlü değişimi görülür. Tamlayan Ancak "su" ve "ne" sözcükleri ad tamlamasında Ben – e → Bana tamlayan olduklarında araya "n" kaynaştırması değil Sen – e → Sana "y" kaynaştırması girer. 9. ULAMA Arabanın lastiği, arının vızıltısı Suyun tadı , neyin sesi Tamlayan Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlü ile başlayan bir sözcüğe eklenmesidir. Tamlayan NOT: Teyzem ananas Konunun önemli bölümlerinin "n" kaynaştırma ünsüzü ile ikinci tekil şahıs iye- aldı. lik eki olan "n" yi karıştırmamalıyız. altını çizdim. NOT: Artık derdini çekemem senin. Bu cümledeki "derdini" sözcüğünü şöyle tahlil edebiliriz: Sözcükler arasında noktalama işareti varsa d ulama yapılamaz. derYt – in – i Atatürk, ulusa seslendi. İ.K Burada Atatürk ve ulusa sözcükleri arasında nok- eki talama işareti olduğu için ulama yapılamaz. Ünlü ile biten bir sözcük, ünlüyle başlayan ek aldı- ğında araya fazladan "n, s, ş, y" ünsüzlerinden uygun Cümle "Artık derdini çekemem onun." şeklinde verilseydi "derdini" sözcüğündeki "–i" eki iyelik eki olanı girer. Bu olaya kaynaştırma; bu harflere de kay- olacağından "n" ünsüzü kaynaştırma harfi olurdu. naştırma harfleri denir. d Onun derYt – i – n – i Ona kapıya bakmasını söyledim. y Bu sözcüğe "kimin" sorusunu sorduğumuzda "se- nin" cevabını verdiği için "–in" eki iyelik ekidir. 10. KAYNAŞTIRMA ÜNSÜZLERİ n İyelik Hal eki İ.K sn İyelik Kaynaştırma Hal eki eki ünsüzü Onun düşüncesine sizlere de söyleyeceğim. Senin arabanı beğenmiş n sn y İyelik İkişer koyun aldık. eki Onun arabasını beğenmiş ş NOT: İsim tamlamalarında tamlayan "n" kaynaştırması- Kaynaştırma nı alır. ünsüzü 107 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Kaynaştırma ünsüzü Ses Bilgisi 11. NOT: "ile" sözcüğü ve "idi, imiş, ise" ek eylemleri ünlüyle biten bir sözcükle birleştiğinde "i" sesi "y" N – B ÇATIŞMASI Çift dudak ünsüzü olan "b" sesi kendinden önce gelen "n" sesini "m" ye dönüştürür. sesine dönüşür. Bu harf "koruyucu ünsüz"dür. Kanbur → Kambur Arabayla Penbe → Pembe geldiler. Anbar → Ambar Ünlünün ünsüze dönüşmesi Sünbül → Sümbül NOT: Özel adlar ve birleşik sözcükler bu kuralın dı- Bu, onun arabasıymış. şındadır. Ünlünün ünsüze dönüşmesi İstanbul, Safranbolu, onbaşı, binbaşı, sonbahar ÖRNEK SORU TÜRKÇE SÖZCÜKLERİN DİĞER ÖZELLİKLERİ Tren yeni kalkmıştı, ikişerli, üçerli, beşerli gruplar şeklinde bulunan insanlar birilerini görmek için boyunlarını uzatıyor, gönderdiği yolcuyu görenlerse gülümseyerek el sallıyordu. 1. Türkçe sözcüklerde iki ünlü ses yan yana bulun- Bu parçada kaç kaynaştırma sesi (koruyucu ünsüz) kullanılmıştır? A) 3 2. Türkçe sözcük köklerinde ikiz ünsüz bulunmaz: B) 4 C) 5 D) 6 maz: E) 7 Yanıt B ÖRNEK SORU süzleri bulunmaz. Bu seslerle biten yabancı kökenli sözcükler de Türkçenin bu kuralına uyar: Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan sözcük vardır? Defterinize ikişer tümce yazın. Beşer kişilik gruplara ayrıldılar. Masalara yedişer tabak koyalım. Herkes yirmişer dakika konuşacak. E) Üyelerden ellişer lira toplayalım. kitab → kitap ilac → ilaç Murad → Murat Ahmed → Ahmet aheng → ahenk Yanıt B 4. Türkçe sözcüklerin başında "c, f, ğ, h, j, l, m, n, p, r, ÖRNEK SORU ş, v, z" sesleri bulunmaz. "Ne, niçin, nasıl, nine, ninni, hangi, hangisi, pire, pastırma, vermek, varmak" Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kaynaştırma ünsüzü (koruyucu ünsüz) kullanılmamıştır? A) B) C) D) E) gibi Türkçe sözcükler bu kuralın dışında kalır. Duruşmada altı ay hapsi istenmiş. Tarlanın dört yanına hendekler kazılmış. Yorganın yününü memleketten getirdik. Gazetenin ekini almadan gelmişim. Bahçenin bakımını komşumuz üstlendi. 5. Türkçe sözcüklerde uzun ünlü ses bulunmaz. Düzeltme işaretli sözcükler Türkçe değildir: Yanıt A 108 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası millet, hürriyet, bakkal, dükkân, tıbbiye 3. Türkçe sözcük sonunda "b, c, d, g" yumuşak ün- Üleştirme sayı sıfatı eki –ar (–er) ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya "ş" kaynaştırma harfi gelir. A) B) C) D) saat, aile, şiir, şair, saadet rüzgâr, kâğıt, dükkân... Ses Bilgisi 6. Türkçe sözcük başında ve sonunda çift ünsüz bu- ÖRNEK SORU lunmaz: Sevda bir uçurum Gözlerimin ucunda Yüreğim daralıyor Sabredemiyorum Aşktan vazgeçemiyorum spor, tren, kral, prens, mont, lens, pens, grup... NOT: "ilk, genç, ast, üst, dört..." gibi Türkçe sözcükler Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? bu kuralın dışında kalır. A) B) C) D) 7. Türkçe sözcüklerde "ç, ş, y" sesleri inceltici etki yapar: Ünlü düşmesi Ünsüz düşmesi Ulama Ünsüz benzeşmesi bıçmak → biçmek E) Ünsüz yumuşaması yaşıl → yeşil yanı → yeni ÖRNEK SORU 8. Türkçe sözcüklerde kesmeli hece yoktur: Yanıt B Deniz dalgalanmak üzre Gönül bayrağını açmak üzredir. İçimizde bir şey kopuvermek üzre, Sen gelmesen de artık Bahar gelmek üzredir. san'at, te'sir, neş'e... ÖRNEK SORU Kızılırmak gibi çağladım aktım El vurdum göğsümün bendini yıktım Gül yüzlü cerenin bağına çıktım Girdim bahçesine gül bozuk bozuk Bu dörtlükte aşağıdakilerin hangisine bir örnek yoktur? Yukarıdaki dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? A) Hece düşmesi E) Sert ünsüzlerin benzeşmesi B) Sert ünsüz benzeşmesi A) Ses düşmesi B) Ünsüz değişmesi C) Kaynaştırma ünsüzü D) Ulama Yanıt E C) Ulama D) Kaynaştırma harfi ÖRNEK SORU E) Ünsüz düşmesi ÖRNEK SORU Dayanmak onlara düştü Onların haline ağlamak bize Sesinle daha çok konuşuruz Böyle birbirimizden uzak Yanıt E Usta Bir porsiyon yorgan ver Üstü çiçekli olsun Daha soğumamış bir ölü çocuğun göğsüne örteceğim Böyle kendi kendimize Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur? A) Ünsüz benzeşmesi A) Ünsüz yumuşaması B) Ünlü düşmesi C) Ünlü düşmesi C) Kaynaştırma harfi D) Ünsüz türemesi D) Ünsüz yumuşaması B) Kaynaştırma ünsüzü E) Ünlü artması E) Ulama Yanıt E 109 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt D Ses Bilgisi ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. 2. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Şimdiki zaman eki "–yor" kendinden önce gelen geniş ünlüleri daraltır. –k sesi ile biten sözcüklere küçültme eki (–cık/–cik) getirildiğinde sözcüğün sonundaki "k" düşer. 3. Sızlamak, sararmak, kıvrım... gibi sözcüklerde herhangi bir ses olayı yoktur. 4 Sert ünsüzle biten özel isimlerden sonra ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde sözcüğün 5. Ünsüzle biten bir sözcük ile ünlüyle başlayan başka bir sözcük arasında herhangi bir 6. Kaynaştırma ünsüzleri her zaman iki ünlü arasına gelmez. Bir ünlüyle bir ünsüz ara- yazımında yumuşama gerçekleşir. noktalama işareti varsa orada ulama yapılamaz. sına da gelebilir. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. 2. 3. 4. 5. 6. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. Bir sözcükteki ünlülerin düzlük-yuvarlaklık ve darlık-genişlik yönüyle uyumuna .............................. denir. Ünlülerin kalınlık-incelik durumuna göre olan uyumuna ..................................... denir. Sert ünsüzlerle biten sözcüklere ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde sözcüğün sonundaki ünsüzün değişmesine ............................. denir. Ünsüzle biten bir sözcükten sonra ünlü ile başlayan bir sözcük geldiğinde önceki sözcüğün sonrakine eklenerek okunmasına ................ denir. Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmaz. Bu durumda iki ünlü arasına ................... harfi olarak y, ş, s, n harfleri girer. İki ünlü harfin yan yana kullanılması bileşik sözcüklerde tercih edilmez, iki ünlüden biri düşürülür. Buna ................. denir. 110 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi ETKİNLİK - III Aşağıdaki kelimeleri karşılarındaki ses olaylarıyla eşleştiriniz. a Minicik b Yedişer c Sapasağlam d İnatçı e Yemeğe f İlacı g Affı h Kaybolmak i 1 Ünlü ündüşmesi 2 Ünsüz düşmesi 3 Ünsüz sertleşmesi 4 Ünsüz yumuşamssı 5 Ünlü daralması 6 Ünlü türemesi 7 Ünsüz türemesi 7 Kaynaştırma Ufacık j Oğlu k Daracık l Gelmiyor 111 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerdeki ses olaylarını parantez içlerine yazınız. 1. Başında bir ağrı hissetti; terliyor ve ne yapacağını bilemiyordu. (..................................................) 2. Aldığı notları kitabın sayfaları arasına özenle yerleştirmişti. (..................................................) 3. Ufacık, boyuna bakmadan bize laf yetiştiriyordu. (..................................................) 4. Dil, kültürü kuşaktan kuşağa aktarır. (..................................................) 5. Acele etmezsen servis seni almadan gidecek. (..................................................) 6. Çocuklar dünyayı keşfetmek olan biteni anlamak isterdi. (..................................................) ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerdeki ünsüz benzeşmesi ve yumuşamasına uğrayan sözcükleri bulup yanlarına yazınız. ÜNSÜZ BENZEŞMESİ 1. Düşüncelerini söylemekten çekiniyordu. 2. Anlaşamadığı insanlarla konuşmayı sevmezdi. 3. Sokaktan gelen gürültünün ne olduğunu anlayamadı. 4. Yalnızlığını kitap okuyarak geçirmek istedi. 5. Çocukça davranışları yüzünden herkesi üzüyordu. 6. Arkadaşlarımız bizi durakta bekliyor. 112 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası üNSÜZ YUMUŞAMASI Ses Bilgisi Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. 1. "Hayat tarzınıza dikkat edin. Yalnızsanız ve mutsuzsanız yaşam şeklinizi değiştirmelisiniz." Bu cümledeki ses olaylarını bulunuz. 2. "Sevdiğim bir arkadaşlarımla karşılaştım dün. Sesleri hala kulağımdan gitmiyor. Onları görünce hepsini ne kadar özlediğimi fark ettim." Bu parçadaki ses olaylarını yazınız. 3. "Yolculuktan dostluğa uzanan bu uzun yolda sizleri de bekliyoruz." cümlesindeki ses olaylarını sırasıyla yazınız. 4. 5. "Yalnızlık, kavşak, ayrılık, çevre" sözcüklerindeki ses olayını yazınız. "Zannediyorum ki bu olaylar onu olumsuz etkilemiş." cümlesindeki ses olaylarını yazınız. 113 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Ses Bilgisi 1. Kitaplar› kal›c› k›lan en ilginç taraf, sadece 1 5. “y” ünsüzünün neden oldu€u daralma (“-yor” eki- yaflanan geçmifle de€il, henüz yaflamakta olan nin neden olduklar› d›fl›nda) yaz›ya yans›t›lmaz. günümüze tan›kl›k etmesidir. Afla€›dakilerin hangisinde bu kurala uymamaktan do€an bir yaz›m yanl›fl› vard›r? Bu cümlede “büyük ünlü uyumu”na uymayan kaç sözcük vard›r? A) Kardeflin seni d›fl kap›da bekliyor. A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 B) Bu konuya yeni bafll›yacaks›n›z, daha dikkatli olun. C) Belki de ald›klar›n›n paras›n› ödemeyecektir. D) Sorumluluklar›n›z› bilmiyorsunuz, ö€renmeye 2. Afla€›daki cümlelerin hangisinde ses de€iflimi çal›fl›n. yoktur? E) Giderlerinizi nas›l karfl›l›yorsunuz? A) Tolga Bey, akflamki yeme€e teflrif etmedi. B) Akflamki toplant›da herkes varm›fl; yaln›z, Serkan yokmufl. C) Söylediklerin yanl›fl, gerekçelere uymuyor, bi raz düflün. 6. Say›lara getirilen ekler de ünsüz benzeflmesine D) Pazardan biraz sarımsak ald›, eve geldi diye, onu ödüllendirdi, annem. uyar. E) Ben güzel bir konuflma yapt›m, herkes bana Afla€›daki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmam›flt›r? hayran kald›. A) Sabahlar› saat 5’te uyan›r›m, kahvalt›m› yapar, spora giderim. 3. Afla€›daki alt› çizili sözcüklerden hangisi B) 1970’te olaylara böyle bak›lm›yordu. “c,d,g” ünsüzleriyle bafllayan bir ek alabilir? C) Siz, 23’te orada olal›m, demifltiniz. D) 55’de u€ur vard› ona göre. A) Gemiden kazazedelere simit at›ld›. E) Maafl›n›n 3’te biri kesiliyordu, her ay maafl›n› B) Dünkü sis,trafi€i aksatt›; araçlar yolda kald›. eksik al›yordu. C) Bu pazar çal›flaca€›m, çok iflim var. D) Kar›ndaki kist al›nd›, hasta rahatlad›. E) Bu a€aç yeni budand›, flimdi daha güzel görünüyor. 7. Biricik çeflmemden içiremedim 4. Afla€›daki dizelerin hangisinde birden fazla Geçti€im köprüden geçiremedim “ulama” vard›r? Göçtü€üm yaylaya göçtüremedim A) Yaflamak yeryüzünü onunla paylaflmakt›r. Gönül ayr› gitti, ben ayr› gittim Bu dörtlükte afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? B) Kan›n kar›flmal› hayat›n büyük dolafl›m›na. C) Yorgunsun, uzaklardan gelmiflsin. D) Dönülmez akflam›n ufkunday›z vakit çok geç. A) Ünsüz sertleflmesi B) Ünlü türemesi E) Eski aflklar› ister istemez hat›rlat›r, bu ya- C) Ünsüz de€iflimi D) Ünlü daralmas› flananlar. E) Ünlü düflmesi 114 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Ses Bilgisi 8. Bir gemi durmufl göklerin a盀›nda 1 11. Bir avuç ›fl›kt› incecik yüzü Çaml›ca bir ada ay ›fl›€›nda Gözleri geceler gibi derin geliyordu Suda damla damla erimede Burgaz Senin yüre€ine her an düfltü€ü için Uzakta ‹stanbul, kubbeleri beyaz Avuçlar› sudan daha serindi Bu dörtlükte afla€›daki ses olaylarından hangisi yoktur? Rüyalar›na girmifl uyuklayan Haliç'in Bu dizelerde afla€›dakilerden hangisine örnek yoktur? A) Ünsüz benzeflmesi A) Ünsüz benzeflmesine B) Kaynaflt›rma ünsüzü B) Ünsüz yumuflamas›na C) Ulama C) Kaynaflt›rma ünsüzüne D) Ünsüz yumuflamas› D) Ulamaya E) Büyük ünlü uyumuna ayk›r› sözcük E) Ünsüz düflmesine 12. Oynad›kça yüre€inin derinlerine att›€› tüm kötü 9. Belki haziranda mavi benekli gencecik bir çocuk- duygular›ndan kurtuluyordu o da. Bu cümledeki alt› çizili sözcüklerde görülen ses olaylar› afla€›dakilerden hangisinde do€ru olarak verilmifltir? sun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir flilep s›z›yor ›ss›z gözlerinden Belki Yeflilköy'de uça€a biniyorsun Bu dizelerde afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? A) Ünlü düflmesi - ünsüz yumuflamas› - ünsüz benzeflmesi B) Ünsüz benzeflmesi - ünsüz de€iflimi - ünlü A) Ünlü daralmas› düflmesi B) Ünsüz yumuflamas› C) Ünsüz C) Ünsüz türemesi ikizleflmesi - ulama - ünsüz benzeflmesi D) Ünlü türemesi D) Ünlü daralmas› - ünsüz yumuflamas› - ünlü E) Ulama türemesi E) Hece düflmesi - ünlü de€iflimi - ulama 10. Geçti y›llar su gibi, avareyim dönmez talih 13. Afla€›daki cümlelerin hangisinde “hem ünsüz Yard›m eden yok, bu fani hayat anlams›z sensiz benzeflmesine, hem ünlü düflmesine” u€ram›fl Toprak biliyor hiç temel at›lm›yor göçebe bir sözcük vard›r? Ölmezlik ufukla oynamakt›r, körebe Bu dörtlükte afla€›dakilerden hangisi yoktur? A) Azmetti ve sonunda istedi€ini elde etti. B) Dernek üyeleri Atatürk’ün kabrini ziyaret ettiler. A) Ünlü daralmas› C) ‹nsan›n en de€erli varl›€›, vücudu ve ruhudur. B) Ünsüz yumuflamas› D) Tiyatroda seyircinin tepkisi etkili olabilir, bunu C) Ünsüz benzeflmesi D) Ünlü düflmesi düflünmeli. E) Omuz omuza mücadele sonunda, iki taraf da E) Ünlü değişimi yeniflemedi. 115 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Ses Bilgisi 1. Afla€›daki cümlelerde alt› çizili sözcüklerin hangisinde “hem ünlü düflmesi hem ünsüz yumuflamas›” vard›r? 5. Haf›z’›n kabri olan bahçede bir gül varm›fl Yeniden her gün açarm›fl kanayan rengiyle Gece, bülbül a€aran vakte kadar a€larm›fl Eski fiiraz’› hayal ettiren ahengiyle A) Çocuklar, sütü bir dikiflte içtiler, “oh!” dediler. B) Her gün kitapl›€›n› düzenler, konular›na göre ay›r›rd›, kitaplar›n›. C) Kad›n o€lunun yolunu gözlüyor, içi içine s›€m›yordu. D) Sigara duman› genzimizi çok yakt›, ba€r›ma a€r› sapland›. E) Uzaktan onun hareketlerini seyrediyoruz, bakal›m ne olacak? Bu dörtlükte afla€›dakilerden hangisine örnek yoktur? A) B) C) D) 6. Afla€›dakilerden hangisinde bir sözcük türeme s›ras›nda “ünlü düflmesi” ne u€ram›flt›r? Senenin sonbahar fasl› gibiydi Toprak, bulut, yaprak pasl› gibiydi Serviler kararm›fl, yasl› gibiydi Düflünen kayalar mahzundur sand›m Ma€ribi yakm›flt› firkat atefli Yuvaya dönmüfltü her kuflun efli Da€lara yaslan›p yatan günefli Yaral›, hastad›r, yorgundur sand›m S›ra da€lar mordu, sular k›rm›z› Sular› beklerdi bir peri k›z› 3. Afla€›dakilerden hangisinde zeflmesi” yoktur? “ünsüz A) B) C) D) O€lu bu konuda ona yard›m etmedi. Dün gece, gök gürlemesinden uyuyamad›m. Çal›flmak, insan› zinde tutar, mutlu k›lar. Uzun, s›k›c› bir roman okuyorum, roman›n bir an önce bitmesini istiyorum. E) Yaramaz çocuk, arkadafllar›n› ar›yor, onlarla oynamak istiyor. 7. Mihrab›m diyerek sana yüz vurdum Gönlümün dal›nda bir yuva kurdum Y›llardan beridir yalvar›p durdum ben- Sevgilim demeyi ö€retemedim Bu dörtlükte afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? A) Son günlerde hiç içten davranm›yorsun, ne oldu sana. B) Seçkin misafirler salona al›nd›lar, burada a€›rland›lar. C) Surat›na piflkin piflkin bak›p gülümsedi, çekip gitti. D) Neden ona yardakç›l›k yap›yorsun, sana yak›fl›r m›? E) Çocuklu€umda resimli kitaplar› severdim, flimdi ise onlar› bulam›yorum. A) Ünlü düflmesi B) Ünlü daralmas› C) Ünsüz yumuflamas› D) Ulama E) Kaynaflt›rma ünsüzü 8. Asl›m›z biricik ç›nard› vatan topra€›nda Bu cümlede alt› çizili sözcüklerdeki ses olaylar› afla€›dakilerin hangisinde s›ras›yla verilmifltir? 4. Türkçede iki ünlü aras›nda kalan “p, ç, t, k” ünsüzleri yumuflar. A) Ünsüz benzeflmesi, ünsüz yumuflamas›, ulama Afla€›daki cümlelerin hangisinde, alt› çizili sözcükte “ünsüz yumuflamas›” yoktur? B) Ünsüz yumuflamas›, ünlü türemesi, ulama C) Ünlü düflmesi, ünlü türemesi, ünsüz ben- A) Tencere yuvarlanm›fl kapa€›n› bulmufl. B) Da€lar›n zirvesine yaklaflt›kça so€uk etkisini art›r›yor. C) Toplumun yenilikçi konu€unu ikna edemedik. D) A€aran saçlar›n› belli aral›klarla boyat›yordu. E) Konuklara yetecek kadar barda€›m›z yoktu. zeflmesi D) Ünsüz benzeflmesi, ünlü kaynaflmas›, ünsüz yumuflamas› E) Ünlü düflmesi, ünlü türemesi, ünsüz yumuflamas› 116 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ünsüz yumuflamas› Ünsüz yuflumas›na ayk›r›l›k Ünsüz benzeflmesi Ünlü düflmesi E) Ünlü daralmas› 2. Afla€›daki dizelerin hangisinde "ulama" vard›r? A) B) C) D) E) 2 TEST Ses Bilgisi 9. Ve bir gün yorulup b›kaca€›m yaflamaktan 2 13. ‹çimde dolafl›p duran görkemli gül Yaln›z hat›ralar›m›z bakacak bana uzaktan Dünyaya ak›tacak rengini bir ince yürek Bu dizelerde afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? Bu dizelerde afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? A) Ulama A) Ünlü de€iflimi B) Ünsüz yumuflamas› B) Ünsüz sertleflmesi C) Ünsüz yumuflamas›na ayk›r›l›k C) Ünsüz yumuflamas› D) Kaynaflt›rma ünsüzü D) Ünlü düflmesi E) Ünlü türemesi E) Ünsüz türemesi 14. Bayraklar› birbirine benzemese de ülkelerin Bir a€›zdan söyledikleri bar›fl ezgisini 10. Afla€›daki dizelerden hangisinde ulama yap›- Yank›lat›r rüzgar içimizin ta derinliklerinde lamaz? Bu dizelerde afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? A) Uzak flehirlerde yine yaln›z›m Elimde bir mektup bir de resim A) Ünlü düflmesi B) Bulutlar atlar›n›n yelelerinde uçar B) Kaynaflt›rma ünsüzü Gül gibi bir gülüflle dudaklar›nda rüzgar C) Ünsüz düflmesi C) Yaflad›m san›r›m ben orda bir zaman D) Ulama Doru atlarda bir kad›nla yan yana E) Ünsüz yumuflamas›na ayk›r›l›k D) Yitiren yok mu özünü benden baflka? Böyle fley olur mu hiç, böyle flaka 15. Toprak k›m›ld›yor yavafl yavafl E) Bir tutaml›k ›fl›k kald› akflama Gün do€uyor flehrin üzerine Derken bir yarasa as›ld› cama Bu dizelerde alt› çizili sözcüklerde görülen ses olaylar›, afla€›dakilerin hangisinde verilmifltir? 11. Çekemiyor yükünü gencecik filizler Yerden gö€e hükmeden ç›nar›n A) Ses türemesi - ünlü daralmas› Bu dizelerde afla€›daki ses olaylar›ndan hangisi yoktur? A) Ünlü türemesi B) Ünlü daralmas› C) Ünlü düflmesi D) Ünsüz yumuflamas› B) Ünlü daralmas› - ünlü düflmesi C) Ünlü türemesi - kaynaflma D) Ünlü düflmesi - ünsüz yumuflamas› E) Ünlü daralmas› - ünsüz benzeflmesi E) Ulama 16. Sessizle biten bir sözcükten sonra, sesliyle bafllayan bir sözcük gelirse okuma esnas›nda iki 12. Aslan pay›n› almak için mi sözcük kendili€inden bitiflir. Buna ulama denir. Uzatt›n süngünü elimdeki elmaya Afla€›daki cümlelerden hangisinde birden fazla ulama vardır? Bu dizelerde afla€›daki ses olaylarından hangisi vard›r? A) Ünsüz benzeflmesi - kaynaflt›rma ünsüzü A) D›flar›da ya€mur at›flt›rmaktayd›. B) Ünlü türemesi - ünlü daralmas› B) Önceleri ondan iyi notlar al›yordum. C) Ünsüz düflmesi - ünsüz türemesi C) Vermeden almak, bencilli€in ta kendisidir. D) Ünsüz yumuflamas› - ünsüz benzeflmesi D) Bu saatten sonra sözden dönmek olmazd›. E) Ünlü düflmesi - kaynaflt›rma ünsüzü E) Bereketsiz topraklar hemen elden ç›kar›ld›. 117 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ses Bilgisi ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. D 3. Y 4. Y ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. D 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. küçük ünlü uyumu 2. büyük ünlü uyumu 3. ünsüz yumuşaması 4. ulama 5. kaynaştırma 6. aşınma a. b. c. d. e. f. g. h. i. j. k. 2 8 6 3 4 4 7 1 2 1 6 l. 5 ETKİNLİK - IV 1. ünsüz türemesi, ünlü daralması, ünsüz yumuşaması, ünlü daralması 2. ünsüz yumuşaması, kaynaştırma, ünsüz benzeşmesi 3. ünsüz düşmesi 4. ünsüz benzeşmesi, ünsüz yumuşaması 5. ünsüz yumuşaması 6. kaynaştırma, ünlü düşmesi ETKİNLİK - V 1. Ünsüz benzeşmesi 2. Ünsüz yumuşaması 5. Ünsüz benzeşmesi 6. Ünsüz benzeşmesi 3. Ünsüz benzeşmesi 4. Ünsüz yumuşaması TEST – 1 1. B 2. B 3. C 4. D 5. B 6. D 7. D 8. E 9. C 10. E 11. B 12. A 13. A TEST – 2 1. E 2. C 3. E 4. B 5. E 6. E 7. D 8. E 9. E 10. A 11. E 12. A 13. E 14. C 15. B 16. B 118 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası YAZIM KURALLARI V. ÜN‹TE X Yazım Kuralları YAZIM KURALLARI NOT: "de" BAĞLACININ VE "–de" EKİNİN YAZILIŞI Özne görevindeki sözcük "–de, –da" ekini almaz. Bu görevdeki sözcükten sonra gelen "de, "de, da" bağlacı: da" bağlaç olduğundan hep ayrı yazılır: – Kendisinden önceki sözcükten her zaman ayrı Orhan Pamuk da bu ödülü aldığına inanamamış. yazılır. – Özel ada getirildiğinde kesme işareti ile ayrıl- maz. Özne Türkiye de 2013 Kış Olimpiyatlarına katılacak. – Ünsüz benzeşmesine uğrayıp "te, ta"ya dönüş- Özne mez. NOT: "De, da" bağlacı hiçbir zaman ünsüz benzeşme- "De, da" bağlacının genel özelliklerini şöyle maddeleştirebiliriz: siyle "te - ta" biçimini almaz ve özel adlardan sonra geldiğinde kesme işaretiyle ayrılmaz: a) "De, da" bağlacı kendinden önceki sözcükten her Atatürk de birçok yeniliğe imza atmış o yıllarda. durumda ayrı yazılır. Bu bağlacın cümleden çıkarılması anlatımı bozmaz ancak anlam daralması 1923 de bizim için önemli bir yıldır. olabilir. Bu kitap da birçok eleştirmen tarafından beğeni- Necip Fazıl, güç de olsa yerinden kalktı ve elinde- lecek. ki yazıları ona da verdi. ÖRNEK SORU ➪➪ Sonuna geldiği sözcüğü, önceden geçen ya da Aşağıdaki cümlelerin hangisinde de'nin yazımında yanlışlık yapılmıştır? geçtiği varsayılan görevdeş bir sözcüğe "gibilik, eşitlik, katılma" ilgileriyle bağlar. A) Biz toplum olarak çağdaşlaşmaya da uyum Bahsettiğiniz kitabı ben de okudum. sağladık. B) Halkın çoğunluğu neyin nereden geldiğini de Seminere diğer grup da katılmamış. biliyor. C) O yıllarda birçok düşünür de kültür – teknoloji ➪➪ Birden çok görevdeş ögeyi "gibilik, eşitlik, katıl- çatışmasına katılmıştı. ma" gibi anlam ilgileriyle bağlar. D) Bu konuda bazı bilim adamlarına kaynak teşkil edecek. Kütüphanede de evde de çalışabiliriz. E) Bizim toplumumuzda politika eskiden beri yanlış anlaşılmakta. Orada sana da saygı gösterirler kardeşine de. Yanıt D ➪➪ Çekimli eylemlerden sonra gelen "de, da" her du- "–de, –da" eki: rumda ayrı yazılır. Biz istiyoruz da onlarla görüşmeyi onlar bizi be- yazılır. ğenmiyor sanırım. O şiirleri okusun da öyle getirsin. – Özel ada getirildiğinde kesme işareti ile ayrılır. – Ünsüz benzeşmesine uğrayıp "te, ta"ya dönü- şür. 121 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası – Kendisinden önceki sözcüğe her zaman bitişik Yazım Kuralları PRATİK KURAL: – Bu ek eklendiği sözcüğü "neyde, kimde, ne- rede" anlam ilgileriyle etkilediğinde "dolaylı tümleç" 1. "–de" eki ile "de" bağlacını birbirinden ayırmak zaman ifade eden sözcüğe eklendiğinde eklendiği için "de" gördüğümüz yere bir "de" de biz ge- sözcüğü "zarf tümleci" yapar. tirmeliyiz. Anlam, kulağı tırmalıyorsa cümledeki "de" bağlaçtır; kulağı tırmalamıyorsa ektir. b) "–de, –da" eki bütün ekler gibi, kullanıldığı sözcüğe bitişik yazılır ve ünsüz benzeşmesine uğradığında "–te, –ta", biçimini alır. Özel adlara getiril- de Beni sen de anlamadın Bu cümlede de gördüğümüz yere ikinci de'yi getirdiğimizde anlam kulağımızı tırmaladığı için (Beni diğinde kesme işaretiyle ayrılır. Bu ek, cümleden çıkarıldığında anlatım genellikle bozulur ya da sen de de anlamadın.) cümledeki "de" bağlaçtır, anlam önemli ölçüde değişir. ayrı yazılır. 2. "de" eklendiği sözcüğü dolaylı tümleç ya da zarf tümleci yapıyorsa ektir, bitişik yazılır; zarf tüm- ➪➪ "–De, –da" ekini alan sözcük, "kime, nerde, nere- leci ya da dolaylı tümleç yapmıyorsa bağlaçtır, de" sorularını karşılayan dolaylı tümleç olur: ayrı yazılır. Geniş düzlüklerde yaşamış bir toplumdur Türkler. Türkiye'de farklı kültürlere sahip insanlar kardeşçe yaşayabiliyor. Yazar, eserinde insanların duygu yönünü ele almış Bu cümlede yükleme sorduğumuz "nerede" so- Yüreğimi sende unuttum ama aklım hâlâ bende. rusunun cevabı Türkiye'de dir. Yani "de" yi alan sözcük dolaylı tümleç olmuştur. Dolayısıyla "de" ektir. Türkiye de İran gibi edebiyata büyük önem ➪➪ "–De, –da" ekini alan sözcük "ne zaman" sorusu- Özne nu karşılayan zarf tümleci olur: veriyor. Bu cümlede "de" eklendiği sözcüğü dolaylı tüm- Biz, o yıllarda oldukça çok çalışıyorduk idealist leç yapmadığı için bağlaçtır, ayrı yazılır. olduğumuz için. "–ki" EKİNİN VE "ki" BAĞLACININ YAZILIŞI Bugünlerde beni anlayan insan da yok çevremde. a) Bağlaç olan "ki" (kalıplaşma gereği bitişik yazılan birkaç sözcük dışında) her zaman ayrı yazılır. ➪➪ "ki" bağlacı kendinden önce ve sonra gelen cüm- ➪➪ "–De, –da" eki, eklendiği sözcüğü sıfat yapar; Bu leleri "neden, amaç, koşul" gibi türlü anlam ilgile- durumda çekim eki görevini yitirir yapım eki olur. riyle bağlar: O, gözde bir insandır. Sözde aydınlardan çektiği kadar kimseden çekmedi bu millet. 122 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Konusuna çok hakim ki böyle rahat davranıyor. Bunu böyle öğren ki başın hiç ağrımasın. Yazım Kuralları ➪➪ "ki" bağlacı bazen cümlenin sonundadır. Bu du- mayacak. rumda kendinden sonraki cümle düşmüştür: Biliyorum ki bu söylediklerim hiçbir zaman yapıl- Ahmet'e hiç güvenilmez ki... (Biliyorumkiler biçiminde bir kullanım olmayacağı için cümledeki "ki" bağlaçtır, ayrı yazılır.) O bizi hiç sevmedi ki... ➪➪ "ki" bağlacı ara cümlelerin sonuna da gelebilir: Masamdaki evraklara hiç kimse dokunmasın. (Bu ifade de masamdakiler şeklinde kullanım söz konusu olduğu için cümledeki "ki" ektir, bitişik yazılır.) Sizin bu hallere düşmenize, itiraf etmeliyim ki, ben neden oldum. ➪➪ "ki" bağlacı kimi zaman bir cümleden sonra gel- Evde birileri var ki baca tütüyor. (Bu ifade de varkiler biçiminde bir kullanım olmayacağı için "ki" bağlaçtır, ayrı yazılır.) mez; özneden sonra gelir, özneyi pekiştirir: Atatürk ki bu ulusun temellerini atan yüce bir inb) Ek olan "–ki" her durumda bitişik yazılır. sandır. Annem ki beni bugünlere getiren en değerli var➪➪ "–ki" eki "–de" bulunma durum eki almış sözcüğü lıktır. işaret sıfatı yapar: NOT: Çekimli eylemlerden sonra gelen "ki" her durum- Yüreğimdeki sızı sen gelince bitecek. Hayalimdeki sevgili sensin. Gözümdeki ışıltıların sebebi de sensin. da bağlaçtır ve ayrı yazılır: Anladım ki... Biliyorum ki... Sevmelisin ki... "Mademki, oysaki, çünkü, meğerki, sanki, halbu- ➪➪ "–ki" eki zaman anlamlı sözcüğü işaret sıfatı yapar: ki" sözcüklerinde "ki" bağlacı kalıplaşma gereği her zaman bitişik yazılır. "Ki"nin bağlaç mı ek mi olduğu, çoğu zaman pra- Akşamki maçı kaçırmayın. Sabahki program çok heyecanlıydı. ➪➪ "–ki" eki, belirtili ad tamlamasında tamlayan ekin- tik bir yöntemle anlaşılabilir. Ancak bunun için "ki" yi den sonra gelerek düşen tamlamanın yerini tutar, cümleden çıkarmak yanıltıcı olacağından şöyle bir ilgi zamiri görevi üstlenir. yöntem denenebilir: Bir ad çekim eki olan -ki ekini alan sözcüğe herhangi bir durum eki veya çoğul eki getirilebilir ve o sözcük o cümlede olmasa bile başka bir cümlede kullanılabilir. Bağlaç olan "ki" den sonra ise çekim eki getirilemez. 123 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Bizim yüreğimiz sizinki kadar geniş değil. Bizim aklımız seninki gibi değil. Yazım Kuralları ➪➪ "mi" edatı, soru görevinden sıyrıldığı durumlarda ÖRNEK SORU da ayrı yazılır: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ki"nin yazımıyla ilgili yanlışlık vardır? Güzel mi güzel bir serüvendi bizimki. A) Dilimizdeki birçok sözcüğün birden çok anla- İnsan başarmaya azmetti mi olay bitmiştir. Hava karardı mı dışarıda kimsecikler kalmaz Taşucu'nda. mı vardır. B) Fazla oyalanmayalım ki akşam trenine yetişelim. C) Mademki bizi istemiyor biz de onu istemeyiz. D) Öyle bir kahkaha attıki herkes o tarafa baktı. NOT: E) Bugün de gündemdeki konuyu görüşeceğiz. "Vazgeçmek" birleşik eyleminin soru biçiminde iki ayrı yazım görülür: Yanıt D Vazgeçecek mi? Vaz mı geçecek? SORU EKİ "mi"NİN YAZILIŞI NOT: Soru eki "mi" her zaman ayrı yazılır ve ayrı yazıl- "mi" soru ekiyle daralmaya uğrayan "–mi, –me" masına rağmen ünlü uyumlarına uyarak "mı, mi, mu, olumsuz ekini birbirine karıştırmamalıyız. mü" biçiminde değişir. ➪➪ "mi" edatı cümleye gerçek ya da sözde soru cümlesi kavramı katar: Konuyu bilmiyoruz. Bu cümledeki "mi" ünlü daralmasına uğramış "–ma, –me"dir. Siz de mi bu konuda bize destek vermiyorsunuz? Necip Fazıl mı bahsetmiş şiirlerinde dünyanın faniliğinden? ÖRNEK SORU Tam o anda zil çalmasın mı? İnsan böyle bir hatayı nasıl yapar? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) Eksik olduğun konulara niçin çalış mıyorsun? B) Bu güzellikleri siz mi yaşatacaksınız bana? C) Türk yazarları mı Orhun Yazıtları üzerinde ➪➪ "mi" edatından sonra gelen ek eylem, kişi eki gibi seminer hazırlıyor? ekler "mi" edatına bitişik yazılır: D) Yokluğumda mı anlayacaksın sana olan sev- Oraya sen de geliyor musun? Yaşamın anlamını öğrenmiş midir? gimin büyüklüğünü? E) Şimdi de öyküdeki olay kahramanını hırsızlığa yönelten nedenleri değerlendirelim mi? Yanıt A 124 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları SAYILARIN YAZILIŞI NOT: a) Sayılar yazıyla yazıldığında birden fazla sözcük- Saat ve dakikalar yazıyla da yazılabilir. Saat dokuzu beş geçe Ata'm hayata gözlerini yumdu. ten oluşan sayılar ayrı yazılır. İki yüz, üç yüz altmış beş, dört yüz elli iki NOT: Para ile ilgili işlem ve çek, senet, fatura gibi belgelerde sayılar bitişik yazılır: Biz, sekizi on iki dakika geçe geldik havaala nına. ➪➪ Çok sıfırlı büyük sayıların ana sayılarından sonraki basamakları yazı ile gösterilir: =üçyüzellibeşbin= Şirketin bu yılki geliri 4 trilyonmuş. b) Sayılar; matematik, fen gibi sayısal alanların dı- Bu araba için 100 milyar istiyorlar. şında kimi durumlarda rakamla kimi durumlarda da yazıyla gösterilebilir. Bu konuda kesin kurallar olmamakla birlikte uygulamada oluşan kimi ilke- c) Kesirli sayılarda nokta değil, virgül kullanılır: lerden söz edilebilir. 15,2 – 5,26 ➪➪ Metin içinde küçük sayılar, yüz ile bin sayıları ya- d) Romen rakamları ancak yüzyılların belirtilmesin- zıyla yazılır: de; hükümdar adlarında, dergi, kitap, ansiklopedi ciltlerinde, kitapların asıl bölümünden önceki Biz her ayın ikinci haftası toplanıyoruz. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şenlik. Bunu sana yüz kere söyledim. bölümündeki sayfaların numaralandırılmasında kullanılır: II. Wilhelm, XXI. yüzyıl, III. Cilt e) Üleştirme sayıları rakamla değil, yazıyla gösterilir: ➪➪ Para tutarı, saat, ölçü bildiren sayılarla istatistik verilere ait sayılar rakamla gösterilir: İkişer yıl arayla geldi buraya kardeşler. 17.30'da burada olmalısınız. Dörder saat çalıştık o akşam. Bu ev için 150.000 lira verdim. f) Antalya'da 1.250.000 kişi yaşıyor. Sıra sayıları rakamla yazıldığında rakamdan sonra nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak –(i)nci eki yazılır: 25 kg ağırlığında bir paket verdim kargoya. 8. saat Mersin'e 215 km yolumuz kaldı. 7'nci saat Bu çadır için 25 metre kumaşa ihtiyacımız var. dokuzuncu gün 125 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları g) Beş ve beşten çok basamaklı sayılarda sağdan NOT: başlayarak her üç basamak arasında nokta kulla- Büyük harflerle yapılan ve sözcük biçiminde oku- nılır veya boşluk bırakılır: nan kısaltmalarda son harf sert ünsüz olduğunda, getirilen ek ünsüz benzeşmesi kuralına uyar: 4.525.000.000 i) Rakamla yazılmış bir sayıya gelen ekler (hem ya- YÖK'te alınan kararlar tepki topladı. pım hem çekim) kesme işaretiyle ayrılır: TEK'te çalışan memurlar grev yapıyor. 2012'de NOT: Sert ünsüzle biten kısaltmalarda ünsüz yumuşaması okunuşta da yazımda da olmaz: 20.30'da 11'e AGİĞ'in (yanlış) AGİK'in (doğru) CMUĞ'un (yanlış) KISALTMALARIN YAZILIŞI CMUK'un (doğru) a) Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen ek- RTÜĞ'e (yanlış) ler, kısaltmanın açılımına değil, okunuşuna göre RTÜK'e (doğru) getirilir: b) Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda genellikle DSİ'ne (yanlış) nokta kullanılmaz; ancak bazı kısaltmalarda nok- DSİ'ye (doğru) ta kullanımı sürmektedir: AT'na (yanlış) TÖMER, BOTAŞ, İLESAM, ABD AT'ye (doğru) T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ➪➪ Büyük harflerle yapılan kısaltmalar sözcük gibi c) Nokta kullanılan kısaltmalara gelen eki ayırmak okunabiliyorsa genellikle bu okunuşa göre ek alır: için kesme işareti kullanılmaz. ATO'ya yapılan başvurumuz reddedilmiş. Fuzuli, XVI. yy. da yaşamış ünlü bir divan edebi yatı şairidir. ODTÜ'ye giren öğrenciler yabancı dili çok iyi öğ reniyor. 21. yy. da yaşanacak çok güzel şeyler var. NOT: Türkçede ünsüz harfler "e" ünlüsüyle seslendirilerek adlandırıldığı için büyük harfle yapılan kısaltmalarda "K" ünsüzü, "ka" değil, "ke" biçi- d) Küçük harflerle yapılan kısaltmalarda kısaltmanın minde okunmalıdır. kg'den (yanlış) okunuşuna göre ek getirilir. Bu kısaltmaların okunuşunda zaten kısaltmanın açılımı esastır. kg'dan (doğru) TDK'ya (yanlış) km'dan (yanlış) TDK'ye (doğru) km'den (doğru) 126 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları İKİLEMELERİN, PEKİŞTİRMELERİN VE DEYİMLERİN YAZILIŞI NOT: Birden çok sözcükten oluşan kısaltmalarda kısaltmanın her harfi büyük harfle başlar. İkilemeler: Nato'nun (yanlış) NATO'nun (doğru ) İkilemeyi oluşturan sözcükler ayrı yazılır: Uzun uzun, yavaş yavaş, adım adım, şıp şıp, tıkır Aselsan'da (yanlış) tıkır ASELSAN'da (doğru ) NOT: Ad durum ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikileme- ÖRNEK SORU lerin de ayrı yazılması gerektiğine dikkat edilmelidir: Kısaltmalardan sonra getirilen ekler, kesme işareti ile ayrılır ve gelen ekler kısaltmanın okunuşuna uyar. Yan yana, iç içe, omuz omuza, peş peşe, alt alta Buna göre aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan yazım yanlışı vardır? Peşi peşine, günü gününe, ucu ucuna Başa baş, göze göz, dişe diş, bire bir (ölçü) A) MTA'ya göre depremle ilgili yapılan sismik araştırmalar yetersizmiş. ➪➪ İkileme özelliğini kaybederek varlık ya da kavram B) Memur zammı konusu bugün TBMM'de görü- adı olan birleşik sözcükler bitişik yazılır: şülecek. C) Dilek Hanım bu yıl da KKTC'ne gidecek. Çocuk, sevincinden zıp zıp zıpladı. D) TSE'nin damgasını ve belgesini taşımayan beyaz eşyalar almayın. ikileme E) YÖK'ün aldığı kararlar tepkilere yol açtı. Çocuğa bir zıpzıp alırsak onunla oyalanır Yanıt C kavram adı diye düşünüyorum. NOT: ÖRNEK SORU İkilemedeki sözcükler arasında virgül kullanılmaz. Aşağıdakilerin hangisinde kısaltmaların yazımında yanlışlık yapılmıştır? Pekiştirmeler: A) TÜBİTAK'ın biyoloji olimpiyatlarında iki öğ- "m, p, r, s" ünsüzleriyle yapılan pekiştirmeler iki- renci başa baş gidiyordu. leme olmadığından bitişik yazılır. B) PTT'nin özelleştirilmesi tepkilere yol açtı. C) Kaçak elektrikle ilgili TEK'den yeni bir açıkla- dopdolu, masmavi, yemyeşil ma yapıldı. D) BOTAŞ'tan yapılan açıklamada 2012 yılının NOT: kârlı geçtiği belirtildi. Bu harflerle oluşturulan pekiştirmelerde ünlü harf E) THY'nin kış sezonu tarifeleri bugünden itiba- türemesi görülebilir. ren zamlanıyor. Yanıt C 127 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları ➪➪ "İle", ünlüyle biten sözcüklere eklendiğinde "i" ün- Yapayalnız, çepeçevre, sapasağlam, güpegündüz lüsü düşer ve araya "y" ünsüzü girer. Deyimler: Deyimi oluşturan sözcükler ayrı yazılır: Arkadaşı-y-la (arkadaşı ile) yüz görümlüğü, kulak vermek, çantada keklik, Çevre-y-le (çevre ile) göz atmak, gönülden geçirmek sürü-y-le (sürü ile) ➪➪ "İle", ünsüzle biten sözcüklere eklendiğinde "i" ünlüsü yine düşer, araya "y" ünsüzü girmez. bulut-la (bulut ile) EK EYLEMİN VE "İLE" SÖZCÜĞÜNÜN YAZILIŞI çiçek-le (çiçek ile) Ek eylem: "İdi, imiş, ise, iken" ifadeleri günümüzde genellik- sepet-le (sepet ile) le ekleşmiş biçimleriyle kullanılmakta ve ünlü uyumlarına uymaktadır. ➪➪ Bu ifadeler ünlüyle biten sözcüklere eklendiğinde MASTAR EKİNİN YAZILIŞI "i" ünlüsü düşer ve araya "y" ünsüzü girer ek ünlü uyumlarına uyar: "–mek, –mak" mastarıyla biten sözcükler "–a, –e, –ı, –i" eklerinden birini aldığında "k" ünsüzü düşer, bilinçli idi (bilinçliydi) araya "y" ünsüzü girer. yabancı imiş (yabancıymış) kazanmak-a (kazanma-y-a) ne ise (neyse) görmek-e (görme-y-e) uzakta iken (uzaktayken) içmek-e (içme-y-e) ➪➪ Bu ifadeleri ünsüzle biten sözcüklere eklendiğin- kazanmak-a (kazanma-y-a) de "i" ünlüsü yine düşer: güzel-di (güzel idi) yorgun-muş (yorgun imiş) koşar-sa (koşar ise) SATIR SONUNDA SÖZCÜKLERİN BÖLÜNMESİ gelir-ken (gelir iken) a) Satır sonuna sığmayan sözcükler hece bölünmeden bölünür ve satır sonuna kısa çizgi (-) konularak satıra sığmayan heceler alt satıra yazılır: İle: "İle" sözcüğü ayrı yazılabildiği gibi ünlü uyumuna girerek ek biçiminde de yazılabilir. sızlık 128 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası ...................................................................amaç- Yazım Kuralları ......................................................................ara- ba ........................................................................ba- şöğretmen (doğru) d) Batı kökenli kelimeler Türkçenin hece yapısına NOT: göre hecelere ayrılır: Sözcük bölünürken satır sonunda ya da satır ba şında tek harf bırakılmaz: riz ..........................................................................uçurtma (yanlış) .....................................................................sant- ral .................................................................uçurt- ma (doğru) .....................................................................sürp- ÖRNEK SORU ...............................................................müdafa- a (yanlış) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde satır sonuna sığmayan sözcüklerin yazımında bir yanlışlık yapılmıştır? A) ........Çin– ................................................................müda- faa (doğru) cenin özelliklerini anlattı. B) ........uyur– b) Özel adlar satır sonuna geldiğinde kısa çizgi değil gezer bir insandı. kesme işareti kullanılır. C) ........olağanüs– ...............................................................Antakya- tü bir durumdu bu. nın (yanlış) D) ........ilk– okulu Keşan'da bitirdi. ..............................................................Antakya'- nın (yanlış) E) ........Antakya' ya özgü bir yemek, bu. ...............................................................Antakya' Yanıt D nın (doğru) ÖRNEK SORU c) Satır sonuna sığmayan birleşik sözcük hecelere Bir sözcük satır sonuna sığmazsa heceden bölü- ayrılırken kendisini oluşturan sözcüklerden değil, nür ve bölünen hecenin sonuna kısa çizgi konur. tek bir sözcük olarak (ulamalı) hecelere ayrılır ve Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır? satıra sığmayan heceler alt satıra geçer: ...............................................................hanım- A) .....karde- eli (yanlış) .....................................................................hanı- D) .....İstan- ba bul'da E) .....soy- ...............................................................baş- adı öğretmen (yanlış) Yanıt E 129 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası tı C) .....çarşam- meli (doğru) B) .....kahval- len Yazım Kuralları BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI c) Sözcüklerden her ikisinde ya da birinde tür değişmesi olan bileşik sözcükler bitişik yazılır. Birleşik sözcük birden çok sözcüğün yeni bir kav- ramı karşılamak üzere anlamca kaynaşmasıyla olu- Bunlara sözcük türü kayması yoluyla oluşan bir- şur. Birleşik sözcük anlamca olduğu kadar biçimce de leşik sözcük de denir. bir bütündür; bu nedenle kaynaşan sözcükler arasına herhangi bir ek ya da sözcük giremez. vurdum-duymaz ⇒ vurdumduymaz (insan) fiil fiil Birleşik sözcüklerin genellikle bitişik yazılması gerekirken bu konuda tam bir yazım birliği ne yazık ki ateş – kes ⇒ ateşkes sağlanamamış; bu sözcüklerin ayrı ya da bitişik yazıl- ması tartışmalı bir konu olmuştur. sıfat isim fiil isim çek – yat ⇒ çekyat Birleşik sözcükler, aşağıdaki durumlarda bitişik yazılır: fiil fiil isim bilgi – sayar ⇒ bilgisayar a) Sözcüklerden her ikisi ya da ikincisi anlam de- isim fiil isim ğişmesine uğradığında bu tür birleşik sözcükler bitişik yazılır: d) Et-, ol- yardımcı eylemleriyle oluşturulan birleşik eylemlerde ses düşmesi ya da ses türemesi ol- ➪➪ İki sözcüğü de anlam değişmesine uğrayanlar: muşsa bu eylemler bitişik yazılır: aslanağzı, keçiboynuzu, danaburnu, itdirseği (ar- hapis – olmak ⇒ hapsolmak pacık), tavukgöğsü, Büyükayı, ördekbaşı (renk) şükür – etmek ⇒ şükretmek ➪➪ İkinci sözcüğü anlam değişmesine uğrayanlar: his – etmek ⇒ hissetmek sarıkanat, rüzgârgülü, atlıkarınca hal – olmak ⇒ hallolmak NOT: İlk sözcüğü anlam değişmesine uğrayan ikinci sözcüğü anlam değişmesine uğramayan birle- NOT: Yardımcı eylemden önceki sözcükte ses düşmesi ya da türemesi olmamışsa yardımcı eylem ayrı şik sözcükleri TDK ayrı yazmaktadır: yazılır: köpek balığı, kılıç balığı, ağustos böceği, Ankara farz etmek, terk etmek, fark etmek, arz etmek, kedisi, yer elması, soya fasulyesi sağ olmak, var olmak, ayırt etmek b) Ses düşmesine uğrayan birleşik sözcükler bitişik e) Yeterlik, tezlik, sürerlik, yaklaşma birleşik eylem- yazılır: lerinde sözcükler bitişik yazılır: ne için ⇒ niçin pek iyi ⇒ peki cuma ertesi ⇒ cumartesi alabildiğine, düşünebilmek, uyuyakalmak, gidedurmak, çıkagelmek, uçuvermek, öleyazmak, düşeyazmak, ölmeyegör 130 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları f) BÜYÜK HARFLERİN KULLANIMI "Hane" ve "ev" sözcükleriyle kurulan birleşik sözcükler bitişik yazılır: a) Cümle büyük harfle başlar. imalathane, kahvehane, yazıhane, huzurevi, or- Köy ve kasaba gerçeklerini eserlerine yansıtan duevi, öğretmenevi, basımevi, bakımevi Talip Apaydın, eserlerinde kendi yaşamından da yararlanmıştır. NOT: "Hane" sözcüğü "a" ünlüsüyle biten sözcüklere bitişirken "ha" hecesi düşer: ➪➪ Cümle içinde tırnak veya parantez içine alınan sözler tam bir cümle ise büyük harfle başlar: eczane, pastane, postane Konfüçyus, "Gerçek arkadaş sağlık gibidir, değeri ancak o yok olunca anlaşılır." der. g) Somut bir yer bildirmeyen "alt, üst, üzeri" sözcüklerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik sözcük- NOT: Ara cümleler büyük harflerle başlamaz: ler bitişik yazılır: ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı, akşamüstü, ayaküstü, gerçeküstü, olağanüstü, suçüstü, Bu yaşadıklarım –bundan adım gibi eminim – se- akşamüzeri, öğleüzeri nin yüzünden başıma geldi. NOT: İki noktadan sonra gelen cümleler de büyük harfle başlar ancak iki noktadan sonra gelen söz cümle niteliğinde değilse büyük harf kullanılmaz: h) Ara yönleri belirten birleşik sözcükler bitişik yazılır: güneybatı, güneydoğu, kuzeydoğu, kuzeybatı i) Kişi adları ve unvanlarından oluşan yer ve kurum Bir insanın yaşamını etkileyen birçok şey var: sadakat, şeref, paylaşım... adlarında unvan bildiren sözcük sonda olduğunda kendinden önceki kişi adına bitişik yazılır: NOT: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonraki sözcük -özel ad olmadıkça- büyük harfle başlamaz: Abidinpaşa (Mahallesi), Ziyapaşa (Bulvarı), Cemalpaşa (Caddesi), Kemalpaşa (ilçe), Ertuğrulgazi (Lisesi) Samim Kocagöz, 1916 yılında Aydın'ın Söke ilçej) sinde doğdu. Renk bildiren birleşik sözcükler bitişik yazılır: ➪➪ Örnek niteliğinde sözcüklerle başlayan cümlede baklaçiçeği, fildişi, yavruağzı, vişneçürüğü, gül- ilk harf büyük olur: kurusu, devetüyü "De–, ye–" sözcükleri "–yor" eki olmadan da daralmaya uğrar. k) Farsça ve Arapça kurallara göre oluşturulan tamb) Mısralar büyük harfle başlar. lamalar bitişik yazılır: fevkalade, hıfzıssıhha, maşallah, suikast, gayri- Yokluğun cehennemin öbür adıdır. menkul Üşüyorum kapama gözlerini. 131 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları c) Belli bir tarih bildiren gün ve ay adları büyük harf- ➪➪ Din, mezhep, tarikat adlarıyla bunlarn mensupla- le başlar: rını anlatan adlar: Her yıl 14 Şubatta Sevgililer Günü kutlanıyor. İslamiyet, Müslümanlık, Bektaşilik, Hanefi, Hristiyanlık Ahmet Yesevi Sempozyumu 15 Kasım Salı günü ➪➪ Din, mitoloji kavramlarını karşılayan özel adlar: başlayacak. Allah, Tanrı, Mikail, Ares ➪➪ Belli bir tarih bildirmeyen gün ve ay adları küçük NOT: harfle başlar: "Tanrı" sözcüğü her zaman özel ad değildir: Biz martta bu konuda bir bildiri yayınlayacağız. Eskiden bu toplumda tanrı inancı yoktu. Her pazar ailece sinemaya gidiyoruz. Bu cümlede "tanrı" sözcüğü genel anlamı karşılayacak şekilde kullanıldığı için küçük harfle başlamıştır. d) Her çeşit özel ad büyük harfle başlar. ➪➪ Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar. Başlıca özel adlar şunlardır: Merkür, Neptün, Plüton, Mars, Güneş, Ay ➪➪ Kişi ad ve soyadları Ay, Dünya ile Güneş arasına girince tutulma Dursun Akçam olur. Bahadır Çakmak NOT: "Dünya, ay, güneş" sözcükleri gök bilim ya da ➪➪ Hayvanlara verilen adlar: coğrafya terimi olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar: Çomar, Küheylan, Sarıkız Evimiz kuzeye baktığı için bu oda da güneş almıyor. ➪➪ Ulus adları: Onun dünyasında senin gibilere yer yok. Türk, Acem, Japon, Fransız ➪➪ Ova, dağ, deniz, göl, akarsu, orman, yayla gibi yeryüzü şekillerinin adları: ➪➪ Devlet adları: Dicle, Erciyes, Amik, Akdeniz, Ege, Zorkun Türkiye, Azerbaycan, Nepal NOT: Yeryüzü şekillerinin adları, tür adlarıyla birlikte ➪➪ Dil, lehçe adları: kullanıldığında tür adı da büyük harfle başlar: Türkçe, Özbekçe, İtalyanca İstanbul Boğazı, Ağrı Dağı, Ihlara Vadisi, Porsuk Çayı 132 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları ➪➪ Kıta, ülke, bölge, il, ilçe, köy, mahalle, cadde, so- NOT: Özel ada dahil olmayan gazete, dergi, sözcükleri küçük harfle başlar: kak vb. yer adları: Afrika, Amerika, İstanbul, Güneydoğu Anadolu, Yakın Doğu Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu NOT: Yer adlarında özel addan sonra gelen "bölge, ma- ➪➪ Büyük harflerin kullanıldığı yerde bulunan "ile, ve, halle, cadde, sokak, meydan" sözcükleri büyük ki, ya, de, mi" gibi bağlaç ve edatlar küçük harfle harfle yazılır: yazılır. Ancak başlıktaki her harf büyük yazıldığında bu birimler de büyük harfle başlar: Akdeniz Bölgesi, Güzelyalı Mahallesi, Taksim Suç ve Ceza, Mai ve Siyah, Ya Devlet Başa ya Meydanı, Atatürk Caddesi Kuzgun Leşe, Diyorlar ki, Turfanda mı, Turfa mı? NOT: SUÇ VE CEZA, MAİ VE SİYAH, BEN DE YAZ- Özel adla tamlama kuran, il, ilçe, bucak, köy söz- DIM, DİYORLAR Kİ cükleri küçük harfle başlar: ➪➪ Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her sözcüğü Konya ili, Keban ilçesi, Çöteli köyü büyük harfle başlar. UYARI: Türk Dil Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Adana Kız Lisesi, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş Yeşilay Derneği söz konusu olduğunda kelime başında büyük harf kullanılır. UYARI: Hisar'dan, Bulvar'dan, Boğaz'dan "Kurum, kuruluş, kurul, bölüm, kanun, yönet- melik" gibi sözcükler, genel bir anlam bildimeyip ➪➪ Saray, köşk, han, kale, kule, köprü, anıt vb. yapı özel bir kavramı karşıladığında büyük harfle baş- adlarının bütün sözcükleri büyük harfle başlar: lar: 1 Temmuz 2012'de Meclis tatile girecek. Dolmabahçe Sarayı, Bilge Kağan Anıtı, Mostar Köprüsü, Çankaya Köşkü, Alanya Kalesi Son aylarda Kurum yazım konusunda yoğun çalışıyor. ➪➪ Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her sözcüğü büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Borçlar Hukuku, Atatürk Uluslara- e) Milli ve dini bayramların adları ve bayram niteliği rası Barış Ödülü Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış kazanmış özel günlerin adları ile kurultay, sem- Yönetmeliği pozyum, açık oturum gibi toplantıların adlarında her sözcük büyük harfle başlar: ➪➪ Kitap, dergi, gazete, tablo vb. yapıt adları büyük harfle başlar: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türk Dili, Anadolu Notları, Varlık, Resmi Gazete, Kurban Bayramı, Anneler Günü, 27 Mart Dünya Ti- Kendi Gök Kubbemiz, Türkçe Sözlük yatrolar Günü 133 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları f) i) Tarihi olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar: bir sözcükle bir bölge adı oluşturduğunda büyük harfle başlar: İlk Çağ, Yükselme Devri, Kavimler Göçü, Cilalı Taş Devri, Milli Edebiyat Dönemi, Servetifünun Döne- Batı'nın taklitçisi olan Tanzimatçılar edebiyatımı- mi za yeni bir soluk getiremedi. UYARI: Yön adları bir özel adı karşıladığında ve başka Onlar da Doğu modasını yaşatmaya çalışıyor. Tarih bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler UYARI: küçük harfle başlar. divan şiiri, divan edebiyatı, halk şiiri, eski Türk Yön bildiren sözcükler düşünce, hayat tarzı, politika gibi anlamlar bildirdiğinde de büyük harfle edebiyatı, Türk halk müziği, Türk dili başlar. Batı medeniyeti Doğu mistisizmi UYARI: Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük NOT: Yön adları sadece yön bildirdiğinde küçük harfle başlar: harfle başlar. Türkçe, Türkolog, Avrupalı, Adanalı, Elazığlı Meteorolojiden alınan bilgiye göre rüzgar doğudan esecek. Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam Bursa'nın doğusu yoğun sis altındaydı. kazanırsa büyük harfle başlamaz: acem (Türk müziğinde bir perde), hicaz (Türk j) müziğinde bir makam), jul (fizikte iş birimi), don- Özel adla kurulan tamlama biçimindeki adlar, evrende tek olan bir varlığı bildirmiyorsa özel ad kişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye büyük harfle, ikinci ad küçük harfle başlar: çalışmak) Maraş dondurması, Antep fıstığı, Hindistan cevizi, Brüksel lahanası g) Mektuplarda, yazışmalarda, konuşma metinlerinde hitap sözcüklerinin ilk harfi büyük olur: NOT: Para birimleri büyük harfle başlamaz: Sayın Bakanım, Aziz Dostlarım lira, avro, dinar, dolar, h) Kişi adlarıyla kullanılan unvan sıfatları (saygı, NOT: Özel adın yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz: meslek, rütbe, mevki, lakap bildiren sözcükler) büyük harfle başlar: Agah Efendi, Yüzbaşı Cemil, Doktor Dilek, Hem- Kurtuluş Savaşı'na o önderlik etti. şire Sonay, Koca Yusuf 134 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları ÖRNEK SORU ÖRNEK SORU Gökbilim ve coğrafyayla ilgili konuların anlatımın- Kaderine terk edilen yaşlı insanların başvurdukları I II yerlerden biridir huzurevleri. Birçok sıkıntıyı geride III IV bırakıp bir birine sarılan insanlar vardır burada. V Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır? da, dünyayla öteki gezegen adları, güneş ve ay sözcükleri büyük harfle başlar. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır? A) Seni bulmak için Dünya'yı gezdim ama hiçbir yerde bulamadım. B) Bilim adamları şimdilerde Mars'ın sırrının pe- A) I. şinde. B) II. C) III. D) IV. C) Sevdiğim, dünyalar kadar güzel diyor, şairi- E) V. Yanıt E ÖRNEK SORU miz. D) Günlerdir, ayın şavkı vurur sazım üstüne di- (l) fiiirimizin büyük ustalar›ndan ‹lhan Berk, yeni zesini mırıldanıyorum. bir kitap yay›mlad›. (II) “Avluya Düflen Gölge” adl› E) Nemrut Dağı'nda güneşin batışını seyretmeli- bu yap›t› da di€erleri gibi bir solukda okudum. (III) siniz. Umuyorum ki okurlar da bu kitab› enaz benim Yanıt A kadar be€enecekler. (IV) Sanatç›n›n 1984’ten beri yazd›€› birbirinden güzel bu fliirlerin pekço€u ÖRNEK SORU dergilerde boy gösterdi. (V) Bu yüzdende birçok Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili yazım yanlışı vardır? okuyucu ‹lhan Berk fliirlerinin müptelas› olmufl durumda. A) Zübeyde, geçen kış Sevgililer Günü'nü Kartal- Yukar›daki numaralanm›fl cümlelerin hangi- kaya'da geçirdi nişanlısıyla. sinde bir yaz›m yanl›fl› yoktur? B) Gelirken Maraş Dondurması getirmeyi unutma. C) Dünyanın yedi harikasından biri olmalı Cebeli A) l. Tarık Boğazı. B) II. C) III. D) IV. D) Tüm dünya canlı yayında Ay'da yapılan incelemeyi izledi. E) V. Yanıt A ÖRNEK SORU E) Yıllarca çile çekmişti Ömer Muhtar. Yanıt B Hepimizde geçmiflin izi vard›r; yüzy›llar›n b›rakt›€› ö€rendiklerimiz içimizde yer etmifl, benli€imize ÖRNEK SORU ifllemifltir (I). Ancak bir yandan da hepimiz, isteyelim istemeyelim, yaflad›€›m›z günlerin çocuklar›y›z Aşağıdaki cümlelerin hangisi büyük harflerin kullanımıyla ilgili doğru bilgi içermez? (II). ‹çimize bakar, içimizi incelersek günün bütün e€ilimlerini de€ilse de ço€unu buluruz (III). Günün büs bütün d›fl›nda kalm›fl, geçmifle saplan›p A) Dil, din, mezhep, tarikat adları büyük harfle geçmiflten bir türlü kurtulamam›fl kimseler vard›r başlar. ancak pek azd›r öyleleri (IV). Ço€umuz, kendimiz B) Özel ada bağlı unvan, saygı sözcükleri küçük iyice bilmesek bile günü bugünü yaflar›z (V). harfle başlamaz. C) Kitap, dergi, gazete adları büyük harfle başlar. Bu parçadaki numaralanm›fl cümlelerin hangi- D) Tarihlerle kullanılan gün adları büyük harfle sinde yaz›m yanl›fl› yap›lm›flt›r? başlamaz. E) Mektuplarda hitap sözcükleri büyük harfle A) I. başlar. Yanıt D 135 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. C) III. D) IV. E) V. Yanıt D Yazım Kuralları MİNİ YAZIM KILAVUZU A acenta açıkgöz adamakıllı Adanalı aforoz ağabey ağırbaşlı aksesuar akşamüstü aktris akümülatör alçak gönüllü alelacele alerji alın teri altüst alüminyum alüvyon ana baba ana dal ana dil ana düşünce ana fikir ana kara ana konu ana kök ana kucağı ana kuzusu ana sınıfı ana vatan ana yol ana yön ana yüreği anayasa Ankara keçisi Ankara kedisi Anlaşma Devletlerine anneanne Antik Çağ antrenman aperatif ara sıra arabesk arife art arda artezyen arz etmek asfalt asidi Aslan (Burç) astronot aşçıbaşı atardamar ateş böceği atkuyruğu atölye ay çekirdeği ayaküstü B babaanne babaevi babayiğit bağırsak bakımevi bakış açısı bal arısı balçiçeği Balık (burç) bal kabağı barışsever Başak (Burç) baş başa başhekim başıboş başıbozuk başkişi başköşe başsavcı başşehir başvurmak başyapıt başyazar belki Berat gecesi beyefendi bibliyografi bilinçaltı bilirkişi bir an bir gün bir şey biraz birçok birdenbire birkaç birtakım (belgisiz sıfat) bir takım (sayı sıfatı) bisküvi Bizans İmparatorluğu'nun bluz boşboğaz boy bos boydan boya broşür bugünkü bukalemun bülbülyuvası (tatlı) büyükbaş büyükelçi C-Ç can evi can sıkıntısı cankurtaran cezaevi cıvata cicianne Coğrafi Keşiflerin conta cop çatapat çekyat çer çöp çırılçıplak çıtkırıldım çiğ (pişmemiş) çiy (su damlaması) D dağ evi dalavere damper darmadağınık darmaduman defetmek dekorasyon delikanlı demirbaş denizaltı (araç) denizanası deniz kızı (mitoloji) denizkızı (balık) denizyıldızı dert etmek devalüasyon dikkati dil bilgisi dil bilimi dinozor direkt distribütör divan edebiyatında diyalog doğumevi doktrin doküman doludizgin dolunay donkişotluk döpiyes dörtkenar dörtnala dövme düpedüz 136 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası E egzema egzersiz egzoz eğe el ele el falı el gün el vermek (icazet et-) elvermek (müsait ol-) el yazısı elden ele elebaşı elektrik eli açık eli bol eli sıkı endirekt enikonu enstitü enstrüman entelektüel erbaş Ermeni erozyon Erzurum Kongresi'ne Eski Çağın espri eş değer eşkıya eşofman eyer (semer) F faal faaliyet fanila fantezi fark etfarz etfasulye fermuar feshetfındıkkabuğu (renk) fil dişi fildişi (renk) film filtre fiyat flaş floresan flüt form fötr fren fritöz Yazım Kuralları G gangster gardırop garnitür gastrit gayrıciddi gayrimenkul geçidi gelgeç gelgelelim gelgit Gelibolu Yarımadası'nda gelişigüzel genelkurmay gerçeküstü gerinsingeri gitgide gladyatör glikoz global gök taşı gökdelen göz nuru gözdağı gözyaşı gram granit gravür grev greyder greyfurt gri guatr Gül Baba'ya güler yüz günbegün güngörmüş günkurusu günü gününe güpegündüz güvenoyu H hafriyat hafta başı hafta sonu hain hakikati halbuki halı saha halk edebiyatında halletmek hanımefendi harikulade harp etmek hasadı haşere havaalanı hayalperest hayırsever hazır olhazırcevap hazmetmek hemcins hemfikir her an her biri her gün her halde (kesinlik) herhalde (olasılık) her kimse her şey her yer her zaman herhangi herhangi bir herkes hıdrellez hıncahınç hiç kimse hiçbir Hindistan cevizi hinoğluhin hoparlör hoş geldin hoşça kal hoşgörü hoşsohbet hüsnükuruntu I-İ ıztırap iç içe içgüdü içtima iddia ikide bir ikiyüzlü ikizkenar ilanıaşk ilkbahar ilkokul ilköğretim ilkyaz illüzyon inisiyatif insanoğlu iri yarı iskemle İkizler (Burç) iskonto istakoz iş güç işgüzar işveren itfaiye iyi gün iyiliksever izolasyon J jakuzi jaluzi jant jelatin jeneratör jilet jimnastik K kabadayı kabakulak kabataslak kadastro kadirbilir Kadir Gecesi Kafdağı kahrolası kahrolmak kalantor kalburüstü kalemtıraş kamuoyu Kangal köpeği kap kacak kapkaççı kapora kara gün 137 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası karabiber karaciğer karakter karekök karambol karikatürist karman çorman kasetçalar kategori kauçuk kavanoz kazıkazan kesiti kılavuz kırkayak kırmızıbiber kibrit kirpik kitapsever klasik klasik Türk müziği klinik klişe koleksiyon kolektif kolesterol komiser kontrolör kondüktör konsantre konservatuvar konteyner konuksever konvoy kooperatif kopya korniş kör dövüşü kör topal kördüğüm körebe körkütük köşe bucak kral kravat kreş kritik kruvaze kulüp Kur'an-ı Kerim Kurban Bayramı kurdele kuş beyinli kuşbaşı kuşburnu kuşpalazı kuzeydoğu Küçükayı küçükbaş L laboratuvar laik laubali lavabo lisansüstü literatür lüks lambası M maalesef maarif mademki Maden Devri mağrifet mahpus mahzun mahzur majör makine makyaj matbaa materyal maydanoz meblağ megafon meğerki Mehmetler menajer menfaat meşgale meteor metot metropol meyve mide miğfer milletvekili Miraç Kandili mirasyedi Misakımilli monitör monolog mozaik muadil muafiyet mutaassıp mutasavvıf müebbet müsaade Müslüman müsvedde müteahhit müteakip mütehassıs mütevazı müziksever Yazım Kuralları N naçizane naçiz naftalin nakavt Nevruz Bayramı nispet nötr O-Ö Oğlak (Burç) okuryazar olağanüstü olağan dışı oldubitti oldum olası operatör orduevi orijinal Orta Doğu'da Osmanlı Beyliği'nin Osmanlı Devleti'nde oysaki oyunbozan ön söz ön yargı öngör– önsezi örtbas örtbas et– öteberi öyle ki özdeyiş özveri P palyoço panjur panorama paragöz paragraf paramparça pardösü parlemento parşömen pek az pek çok pekala peki pentatlon perakende peş peşe peşi sıra pijama pingpong pisboğaz plastik poğaça polisevi profesör projeksiyon psikoloji R radyatör rafineri Ramazan Bayramı reaksiyon reisicumhur rejisör rehavet rençper rengarenk repertuvar rezervasyon rezistans ring römork Rönesans röportaj rötar rötüş rüküş S-Ş T saadet sacayağı saçma sapan sağanak sağduyu sanatoryum sandvic sapasağlam sarımsak saygıdeğer sembolizm senaryo senedi serinkanlı Servetifünun sezaryen sıcakkanlı sıkı fıkı sıkı yönetim sıradağ sıra dışı sırrolmak sırt sırta silüet sinüzit slayt soğukkanlı sondaj soy sop spekülasyon spor sprey stadyum staj stajyer stat stereo steril suçiçeği suçüstü suflör suspus sürpriz sütanne sütliman süveter şaheser şambrel şarj şarjör şaşaalı şefaat şefkat şen şakrak şen şatır şenzlong şıpsevdi şofben şövalye şöyle ki 138 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası taahhüt Tabetmek tabldot taammüden tahtakurusu takdir takımada Taksim Meydanı'na tamtakır Tanzimat Edebiyatına Tanzimat Fermanı'nın taşören tazyik tedbir tekdüze telaffuz teneffüs Terazi (Burç) terk etmek tespih teyp tıpkıbasım tıraş tirbuşon Topkapı Sarayı'nın Toros Dağları'nın trafik trajedi tramvay tren Türk Dil Kurumuna Türk edebiyatına Türkçenin U-Ü uçaksavar uçuç böceği uhde ultrason uluslararası unvan ustabaşı uyurgezer üçkâğıt üniforma üst baş üsteğmen V Van Gölü'ne Van kedisi var ol– varoluşçuluk varsayım vazgeç– vejeteryan vestiyer veyahut vicdan virtüöz voleybol vurdumduymaz Y ya da yalnız yanardağ yanı sıra yanlış yarıçap yayınevi yazar kasa Yengeç (Burç) Yeniçeri Ocağının yerküre yeryüzü yeşilbiber yeter ki yevmiye yıl dönümü yok olmak yol yordam yurt dışı yurt içi yüksek lisans yüksekokul yüzükoyun Yükselme Dönemi'ne yüzüstü yüzyıl yüz yıl (sayı) Z zanaat zeytinyağı Yazım Kuralları ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Oysaki, mademki, belki, halbuki, çünkü, meğerki sözcüklerinde –ki bağlaç olmasına rağmen her zaman bitişik yazılır. 2. "–mi" edatından sonra gelen ekler ayrı yazılır. 3. İkilemeyi oluşturan sözcükler bitişik yazılır. 4 Büyük harflerin kullanıldığı yerlerdeki bağlaçlar küçük harfle yazılır. 5. Tarihi olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar. 6. Dünya, güneş ve ay sözcükleri coğrafi terim olarak kullanıldığında büyük harfle başlar. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. 1. Bağlaç olan "de, da" ............., hal eki olan "–de, –da" ............... yazılır. 2. Ek olan "–ki" her durumda ............... yazılır. 3. "mi" soru eki her zaman ................ yazılır. 4. Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ............... yazılır. 5. ............... harflerle yapılan kısaltmalara getirilen ekler, kısaltmanın okunuşuna göre getirilir. 6. Belli bir tarih bildiren gün ve ay adları ................ harfle yazılır. 139 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları ETKİNLİK - III Aşağıdaki kelimeleri ilgili olduğu yazım yanlışı türüyle eşleştiriniz. a Yene bilir b Hukuğu c Kıp kırmızı d Savaşda e Başbaşa f Üstüste g büs bütün h Anlamıyan i Akılına j 1 Ünlü daralması 2 Ünsüz sertleşmesi 3 İkilemelerin yazımı 4 Ünsüz yumuşamssı 5 Birleşik fiillerin yazımı 6 Pekiştirmelerin yazımı 7 Ünlü düşmesi Kibridi k Yapmıyan l Ömüründe 140 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları ETKİNLİK - IV Mi'nin yazımıyla ilgili yanlışlık yapılan cümleleri belirleyiniz. 1. Nasıl üzüldüğünü görmüyor musunuz? 2. Sana olanları Emre'mi anlattı. 3. Planlı çalıştınmı sen de kazanırsın bu sınavı. 4. Orada yaşadıklarını neden anlat mıyorsun? 5. Geçen gün verdiğim kitabı okuyor musun? 6. Onu bu geziye neden çağır mıyorsunuz? ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerdeki yazım yanlışlarını bularak yanlarına yazınız. 1. Yaş otuzbeş yolun yarısı eder. 2. Aldığımız hediyeler sen de kalsın. 3. Adamın yük taşımaktan kanburu çıkmıştı. 4. Yalnışlarını telafi etmezsem mutsuz olursun. 5. Öyle birşey söylemediğine yemin etti. 6. Vazoda ki çiçeklerin hepsi solmuş. 141 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yazım Kuralları Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. 1. "Zonguldak'da taşkömürü çıkarılmaktadır. Bu alandaki çalışmalar son oniki yılda hız kazandı." cümlesindeki yazım yanlışlarını bulunuz. 2. "Ormanlık alanlarımız git gide azalıyor. Özellikle batı Karadeniz'de bu durum açıkca görülüyor." cümlesindeki yazım yanlışlarını bulunuz. 3. "egzos, birden bire, bir kaç, kollektif, tıraş, tazyik, orijinal, gitgide" sözcüklerinin hanglleri yanlış yazılmıştır? 4. "Tolstoy'un Harp ve Sulh'unu okuduğumda çok beğenmişdim." cümlesindeki yazım yanlışını düzeltiniz. Bağlaç olan ki sözcükten ayrı yazılır. Bağlaç olma5. sına rağmen ki'nin bitişik yazıldığı sözcükleri yazınız. 142 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Yazım Kuralları 1 4. Afla€›daki cümlelerin hangisinde k›saltmalarla 1. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir yaz›m yanl›fl› yap›lm›flt›r? ilgili bir yaz›m yanl›fl› yap›lm›flt›r? A) 19.05.1995’teki yönerge yürürlü€e girdi. A) TRT’de sunucu olmak istiyor, bunun için sunuculuk kursuna gidiyor. B) Köyünde 16.08.1966’da do€mufl. B) PTT’nin “T”si sat›ld›, acaba ne olacak? C) Oraya, ocak ayında gidece€iz, sözleflmeyi C) Babas› DS‹’nde çal›fl›yor; ama çal›flmas›ndan imzalayaca€›z. memnun de€ilim. D) 19 May›s 1919, bizim için önemli bir tarihtir. D) Baflbakan ABD’ye gitti, gerekli temaslar› E) Bu y›l May›s ay›nda oraya gittik, orada dostla- yapt›. r›m›zla hasret giderdik. E) Milletvekilini ziyaret için TBMM’ye gitti. 2. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir yaz›m yanl›fl› yap›lm›flt›r? 5. Afla€›daki cümlelerin hangisinde gün, ay A) Kas›m Efendi, nas›l bir kabul ve y›l adlar›n›n yaz›m›yla ilgili bir yanl›fll›k flekliyle yap›lm›flt›r? karfl›lanaca€› hakk›nda büyük endiflesiyle salonda oturacak yer ar›yordu. A) Okullar 13 Eylül Perflembe günü aç›ld›, ö€ren- B) Üçüncü günün ard›ndan Suna, yan›ndaki ciler çok heyecanl›yd›. kad›nlara hatta çok sevdi€i köpe€i Dodo’ya B) 1990 y›l› Nisan ay›n›n Perflembeleri bayram bile sald›rmaya bafllad›. tatiline rastlad›. C) Ahmet Cemil, ince parmaklar›yla yumuflak C) Bu s›cak Nisan günlerinde; s›cak havalarda, saçlar›n› tarad›; gözleri yar› kay›p olmufl bir okula gitmek de çekilmiyor. ilham dalgas›yla tutuflmufl gibiydi. D) 1 Ocak her zaman y›lbafl› tatilidir, bugünlerde D) Mustafa Pafla, bu konaktan küçük bir oda tu- yeni y›l heyecan› yaflan›r. tamad›€› için çok üzgündü. E) fiubat 2003 fieker Bayram›’nda ‹stanbul’da E) “Sar› Zeybek” filminin galas›nda oldukça heye- olaca€›z, siz de gelin, oraya. canl› anlar yafland›€›n› okudum bir gazetede. 6. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bitiflik yaz›lmas› gereken “-ki” ayr› yaz›lm›flt›r? 3. Afla€›daki cümlelerin hangisinde k›saltmalarla ilgili bir yaz›m yanl›fl› yap›lm›flt›r? A) Kald› ki söylediklerinin hiçbiri do€ru de€il, üs- A) Bu sene yine YGS’ye giriyor; ama YGS’yi ka- B) Bir fleyler biliyor ki, böyle konufluyor, iyi dinle- telik hepsini abart›yor. yin. zanabilecek mi bilmiyorum. C) Her zaman ki laflar› dinleyece€iz yine, ne B) Türkiye AB’ne girmeye çal›fl›yor, acaba ka- s›k›c›! bul edecekler mi? D) Ne zaman ki çal›fl›r, o zaman ona bisiklet C) TL’nin de€eri düflüyor, yaflam zorlafl›yor. al›r›m. D) TCDD’nin istasyonlar› onar›lacak, TCDD’ye E) Dinlemiyor ki anlats›n, üstelik hatas›n› baflka yeni görünüm kazand›r›lacak. yerde ar›yor. E) Bir sorunu çözmek için TEK’e u€rad›. 143 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Yazım Kuralları 7. Afla€›daki cümlelerdeki büyük harflerin kulla- 1 10. Afla€›daki cümlelerden hangisinde birleflik n›m›yla ilgili bilgilerden hangisi yanl›flt›r? sözcüklerin yaz›m›nda yanl›fll›k yap›lm›flt›r? A) Kurum ve kurulufl adlar›n›n her sözcü€ü bü- A) Kad›n herhangi bir yorum yapmadan oturu- yük harfle bafllar. yordu koltukta. B) Ay, gün adlar› tarihle birlikte kullan›lm›flsa bü- B) Orta oyunu Türk gösteri sanatlar›n›n en yük harfle bafllar. önemlilerinden biridir. C) Dünya, günefl, ay sözcükleri her zaman bü- C) Tart›flmadan sonra hiç bir fley söylemeden yük harfle bafllar. gitmifl. D) Özel ad ve ünvanlar k›salt›l›nca da büyük D) S›k›nt›lar› kendilerine dert etmeyen birtak›m harfle bafllar. insanlar vard›r. E) Kitap ve gazete adlar› ve yaz› bafll›klar› bü- E) Çocuk, düflüncelerinden asla vazgeçmeye- yük harfle bafllar. cekti. 8. Aşağıdakilerden hangisinde yazım yanlışı ya11. "Dünya, ay, günefl" sözcükleri gök bilimi ve pılmıştır? co€rafyayla ilgili terim olarak kullan›ld›€›nda büA) Göller şairi diye bilinen Ahmet Haşim, aynı yük harfle bafllar. zamanda da gariplikler şairidir. Afla€›daki cümlelerden hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir yaz›m yanl›fl› vard›r? B) Ahmet Haşim de birazcık bunu bildiği için toprağı reddedenlere ısrarda bulunur. C) Hıncahınç şiddetle dolu olmakla vasıflandırdığı edebiyat ortamında ıstıraplarla dolu bir A) Japonya'dan izlenebilecekmifl Günefl tutul- yaşam sürmüştür, Cemal Süreya. mas›. D) Birdenbire sıcak ve sarı bir nefes hissettim B) Astronotlar, uzaydan Ay'›n foto€raf›n› çekme- ensemde ne var ki sen yoktun yanımda. yi baflard›lar. E) Kapitalizmin verdiği güvenle etrafına yukarı- C) Dünya'n›n Ay'dan uzakl›€› uzun zaman önce dan bakan bu insanlar büyükannemin kullan- hesaplanm›fl. dığı kara sabandan bile habersizdi. D) Perdeler, çok fazla Günefl gördü€ünden solmufltu. 9. (I) Öyküde analiz ön plana geçince, ister iste- E) Kötü haberi al›nca dünya bafl›ma y›k›lm›flt›. mez yazar›n düflünsel ve duygusal tercihleri de kendini belli etmeye bafll›yor. (II) Böylece okurun kat›l›m›na, taraf tutmas›na kimi kap›lar aç›l›yor. 12. Afla€›daki cümlelerden hangisi büyük harfle- (III) Mizahi bir yan› da olan bu öyküde çevrenin rin kullan›m›yla ilgili do€ru bilgi içermez? ayr›nt›land›r›lmas›ndaki yinelemeler anlat›n›n dengesini sars›yor. (IV) Romanc›l›€›ndan gelen A) Cümlelerin ve dizelerin ilk sözcükleri büyük bir savurganl›kla, betimlemede ekonomi diye harfle bafllar. birfley tan›m›yor. (V) Ayr›nt›lar›n ço€almas›, B) ‹çinde ba€laç bulunan yap›t isimlerinin bütün betimlemedeki vurucu etginin azalmas›na yol sözcükleri büyük harfle bafllar. aç›yor. C) Özel adlara ba€l› sayg› sözcükleri, meslek Bu parçada numaralanm›fl cümlelerden hangilerinde yaz›m yanl›fl› vard›r? D) Kitap, dergi ve benzeri yap›t adlar› büyük A) I. ve II. E) Dil, din, mezhep, tarikat adlar› büyük harfle adlar› büyük harfle bafllar. harfle bafllar. B) I. ve V. D) III. ve IV. C) II. ve III. bafllar. E) IV. ve V. 144 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Yazım Kuralları 1. Afla€›dakilerin hangisinde bir yaz›m yanl›fl› 2 4. Aşağıdakilerin hangisinde yazım yanlışı vardır? vard›r? A) Çocuk, bütün gün başköşeye oturup keyif A) Madem gelmeyecektin, neden önceden bil- sürmüştü. dirmedin? B) Elindeki broşürleri dağıttırmak için saatlerce B) Bu eser, 16. yy.da yaşayan Bâki'nin Sultan eleman ilanlarını inceledi. Kanuni için yazdığı mesnevidir. C) Sağnak halindeki yağmura aldırmadan çalıştı C) Askere 25 Nisan 1998 tarihinde gidecekmifl. bahçede. D) Hiçbir zaman k›ymetimizi bilmeyecek in- D) Spekülasyonlara aldırmadan elindeki senaryo- sanlard›r onlar. da ne yazıyorsa peş peşe uyguladı hepsini. E) Armutun sapı, üzümün çöpü diye diye evde E) Serinkanlı bu insanla sırt sırta vererek zorluk- kaldı. ların üstesinden gelmişlerdi. 5. Afla€›daki 2. Afla€›dakilerden hangisinde yaz›m yanl›fl› seçeneklerin hangisinde gün ve ay adlar›n›n yaz›m›yla ilgili bir yanl›fll›k vard›r? yap›lm›flt›r? A) Kimileri ahlak› ifle yaramaz de€er yarg›lar› A) Gelecek hafta çarflamba günü bulufluruz. olarak görür. B) 24 Aral›k perflembe günü toplant›m›z var. B) Hiçbir siyasetçi kendisini toplum ç›karlar›n›n C) Her sene temmuz ya€murlar› büyük zarar verir. üstünde tutmamal›. D) 26 Haziran'da tatile ç›k›yoruz, ailece. C) ‹steyenlerin d›flar› ç›kmas›na izin vermiflti, E) 18 A€ustos 2010’da dersler bafll›yor. ö€retmenimiz. D) Onunla görüfltükten sonra hemen eve döne6. Afla€›dakilerden hangisinde yön adlar›n›n ce€im. E) Biz, Nato'nun içinde yer alan ülkelere her tür- yaz›m›yla ilgili bir yanl›fll›k yap›lm›flt›r? lü yardımı yapıyoruz yıllardır. A) Tren yolu Adana’n›n Kuzeyinden geçiyor. B) Size kuzey ile güneyin fark›n› anlatacakm›fl. C) Yang›nlar Bat› Akdeniz’de yo€unlafl›yor. D) Evimiz do€u ve güneyden günefl alm›yor. E) Biz Bat›’yla edebiyat anlam›nda da yar›fl3. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir yaz›m mal›y›z. yanl›fl› vard›r? 7. Afla€›dakilerin hangisinde bir yaz›m yanl›fl› A) Köfleyi dönünce can düflman›yla burun buru- vard›r? na gelmiflti. B) Yüzü gözü çamur içinde, arabay› itmeye ça- A) ‹lk TBMM, 23 Nisan 1920’de topland›. l›fl›yordu. B) 1 Kas›m 1922’de de önemli geliflmeler C) Son günlerde orda burda söyledikleriyle can›- olmufltu. m›z› s›k›yordu. C) 1 Kas›m 1928’de, yeni Türk harfleriyle ilgili D) fiundan bundan söz etmek için de€erli yasa onayland›. zaman›n› harcamazd›. D) 30 A€ustos 1922’de büyük bir zafer daha E) Bahçeye bafltanbafla irili ufakl› domates fide- kazan›ld›. leri dikilmiflti. E) 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet kuruldu. 145 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Yazım Kuralları 2 12. Hemen hemen birçeyrek yüz yıldır ülkemizde 8. Her Türk erkeği, çocukluk yıllarında mahalle arasında top oynamışdır. Herbiri yine bir kaç camı herşeyden çok, yeniliğin özlemini çektik. kırmış, birçok komşunun ahını almışdır. Yukarıdaki cümlede kaç yazım yanlışı yapılmıştır? Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı doğrudur? A) 1 A) oynamışdır B) Herbiri C) bir kaç D) birçok B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işa- E) almışdır retinin kullanımıyla ilgili bir yazım yanlışı ya9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ki" nin yazı- pılmıştır? mı yanlıştır? A) TDK'nin kütüphanesi dil kaynakları açısından A) Sendeki aklın kimsede olmadığını mı sanıyorsun? B) Dün akşam ki kupa maçı, herkesi uykusuz bırakmış. C) Bizim dershanenin soruları sizinkilerden zor muydu? D) Ben, çevremdeki insanları kırmayı istemem ki! E) Konu tekrarlarını düzenli yap ki sonradan sı- çok zengin. B) Savaş gemilerimiz Çanakkale Boğaz'ından geçerken bizler, heyecandan titriyorduk. C) Bu roman da Çukurova'dan esintiler taşıyor. D) Ülkemizde 1923'ten itibaren roman, önem kazanmaya başlamıştır. E) Son romanının kahramanı Melek'in ağzından kışmayasın. anlatır olayları. 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yazım yanlışı" vardır? 14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) Dünyanın hiçbir yerinde Edebiyat küçümsenmemiştir. B) Pierre Loti'nin yazdığı Aziyade, dilimize çevriliyor. C) Biliyoruz ki bu gelişimi merakla bekliyor, Batı. D) 21 Martta çıkan yazısında, eğitim sorunlarına değiniliyor. E) Herkes, Türkçe dersinde verilen testle uğraşı- A) Türkiye'nin AT'ye girmesi birgün gerçekleşecek. B) 500 kişi içinde 9'uncu olmuş, dershanede yapılan son deneme sınavında. C) Yakup Kadri'de Fecriaticilerdendi, edebiyata başladığında. D) Madem ki bu iş için isteksizdin bizi neden oyaladın. E) Hastaydı, umutsuzdu; herşeye rağmen direniyordu. yor. 11. (I) Bir çoğunun sadece tarih okuduğu yaşa yaklaştığımdan olacak bende de değişim başladı, okumaya karşı. (II) Dönüp dönüp değişik kaynak- 15. (I) Sanatta sürekli yenilik isteğinin altında biraz da lardan osmanlı tarihi okuyorum. (III) Beni gerçek- moda yatdığı doğrudur. (II) Özelliklede günümüz- den çarpan edebiyat çok ender çıkıyor. (IV) Bir de. (III) Bu nedenle bugünkü şartlarda modayı tek istisna var: Yusuf Atılgan'ın ölümünden sonra sanattan ayırmamız imkansızdır. (IV) Oysa ki kimi yayımlanan son romanı "Canistan". (V) Bu roma- sanatçılarımız, kendilerini modadan soyutlamaya nın iyi olacağını tahmin ediyordum; ama bu kadar çalışmaktadır. (V) Yıllardır benimsedikleri modayı kusursuz birşey beklemiyordum. birden bire hayatlarından söküp atmaktadır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde yazım yanlışı yoktur? Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) I. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 146 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. C) III. D) IV. E) V. Yazım Kuralları ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. Y 3. Y 4. D ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. D 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. ayrı / bitişik 2. bitişik 3. ayrı 4. ayrı 5. Büyük 6. büyük a. b. c. d. e. f. g. h. i. j. k. 5 4 6 2 3 3 6 1 7 4 1 l. 7 ETKİNLİK - IV 2, 3, 4, 6 ETKİNLİK - V 1. otuz beş 2. sende 3. kamburu 4. Yanlış 5. bir şey 6. Vazodaki TEST – 1 1. E 2. C 3. B 4. C 5. C 6. C 7. C 8. E 9. D 10. C 11. D 12. B TEST – 2 1. E 2. C 3. E 4. C 5. B 6. A 7. E 8. D 9. B 10. A 11. D 12. C 13. B 14. B 15. C 147 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası NOKTALAMA İŞARETLERİ VI. ÜN‹TE X Noktalama İşaretleri NOKTALAMA İŞARETLERİ NOT: NOKTA (.) Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu du- 1. Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur: nılmaz: rumda ay adlarından önce ve sonra nokta kulla- Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur. 29 Mayıs 1453, 25 Mart 2011 Söylenenlerin birçoğunu ben de bilmiyordum. 6. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Resepsiyon 19.30 'da Adana Kültür Merkezi'nde başlayacak. Alb. (albay), Prof. (profesör), s. (sayfa), vb. (ve başkaları, ve benzerleri) Tren 09.15'te kalktı. NOT: 7. Bibliyografik künyelerin sonuna konur: Ancak bazı kısaltmalarda nokta kullanılmaz: Agah Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Ankara 1960. TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk 8. Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayıl- Dil Kurumu), KB (Kutadgu Bilig), B (Batı), cm mak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya (santimetre), g (gram), kg (kilogram) nokta konur: 3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 9. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci), IV. (dördüncü), XV. 4.5=20, 7.8=56 yüzyıl 10. Üçlü gruplara ayrılarak yazılan büyük sayılarda gruplar arasına konur: UYARI: 16.500.000, 22.000.000 Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII VİRGÜL (,) – XIV. yüzyıllar arasında. 1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konur: 4. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da kor- harflerden sonra konur: kudan sonra bu sıcak, aydınlık, sevimli odanın havasında erir gibi oldum. I., III., A. , a. , 3. , 1. 2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: 5. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sa- Umduk, bekledik, düşündük. yıları birbirinden ayırmak için konur: Öğretmen sınıfa girer, sadece başı ile öğrencileri selamlar, derse başlardı. 29.5.1453, 29.V.1995, 150 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri 8. Konuşma çizgisinden önce konur: Yol otomobillere yasak olduğundan Hilal de herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat Özge'nin gözlerinin içine bakıp ona, etmez. 3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken öge- –– Bize suçluymuşuz gibi davranamazsın, dedi. 9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, ka- lerden sonra konur: bul ve teşvik bildiren hayır, yok, evet, peki, pekala, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, Özgürlük, tarihin kaybolmayan tek değeridir. elbette gibi kelimelerden sonra konur: O gün, okulda çok önemli bir sunum yapılacaktı. Tamam, sizin istediğiniz gibi olsun her şey. Öyle geçen yıl da sıkıntılar yaşadık. 4. Uzun cümlelerde, yüklemden uzak düşmüş olan 10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağ- ögeleri belirtmek için konur: lantısı olmadığını göstermek için kullanılır: Çocukluğumda, bir tarihte, Emrullah Efendi, Bakırköy'de oturuyordu. Bu, tek gözlü, genç fakat ihityar görünen bir adamcağızdır. 5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak NOT: Bazı durumlarda virgülün kullanılmaması ya da için konur: yanlış kullanılması cümlede anlam karışıklığına neden olur: Annem, en sevdiğim insan, için için ağlıyordu. Bütün bu olanlar, bundan ben de eminim, bizi yıl- Yaralı hemşireye seslendi. dırmak için yapılıyor. 11. Hitap için kullanılan sözcüklerden sonra konur: Değerli Öğretmenlerim, 6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan sözcükler arasına konur: Sayın Başkan, Kardeşlerim, Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam! 12. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 25,33 , 0,33 , 0,45 NOT: İkilemelerde kelimeler arasına virgül konmaz: 13. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur: Akşam akşam, bata çıka, koşa koşa Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitapevi, İstanbul 1938. 7. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden NOT: Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur: sonra konur: Bütün bildiklerimi anlattım dedi. Gelecek bugünü yürekten yaşamakla güzelleşir, Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara derdi Ömer Seyfettin. 1958. 151 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri UYARI: * ÖRNEK SORU Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından Teknolojik gelişme (I) sanayileşme (II) hızlı kentleşme sonucunda oluşan (III) hızlı yaşam (IV) günlük gerginlikleri arttırır. Bu durum kendini (V) çoğu kez yorgunluk olarak hissettirir. önce de sonra da virgül konmaz: Nihat dün gece sabaha kadar uyumadı ve şafak sökerken evden ayrıldı. Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine virgül (,) konulması yanlış olur? Siz veya kardeşiniz bizi uyarabilirdiniz. * A) I. Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz: Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam burada. İnsanlar yüreklerine ateş düşünce de sevgi A) I. sunacak etrafındakilere. B) II. C) III. E) V. Yanıt B ÖRNEK SORU Metin içinde -ınca / -ince anlamında zarf-fiil (I) Güzel bir gün; ışıklı, ılık. (II) Her canlının yaşama isteği ile, dopdolu olduğu bir gün. (III) Çiçekler henüz açmamış, ağaçlar yapraksız. (IV) İncecik dallar, nasıl da tatlı tatlı salınıyor rüzgârda. (V) İnsanlar hızlı hızlı yürüyor, koşuyor yetişmek ister gibi bir yere. konmaz: Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm. Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde virgül (,) yerinde kullanılmamıştır? Şart ekinden sonra virgül konmaz: A) I. Sen de yapılanları görünce aklın yatarsa mille- B) II. C) III. D) IV. te anlatırsın. E) V. Yanıt B ÖRNEK SORU Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş ke- Acılarımızı (I) sevgilerimizi (II) duygularımızı (III) tasarılarımızı sözcüklerin aracılığıyla anlatırız (IV) Sözcüklere dökemediğimiz duygular (V) düşünceler gerçekte aydınlığa çıkmamıştır. limelerden sonra virgül konmaz: Onunla bahçede buluştukça güzel şiirler yazıyordum. Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine virgül (,) konulması yanlış olur? Meydana varmadan İsmail kendini gördü mü diye kahveye baktı. A) I. B) II. C) III. 152 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası D) IV. görevinde kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül * E) V. Yanıt C Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde virgülün kaldırılması anlam karışıklığına yol açar? Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kul- lanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz: * D) IV. (I) Günlük hayatımızda hoş olmayan birtakım durumlarla karşılaşıyor, üzülüyoruz. (II) Bu,sabah evden çıktıktan hemen sonra başlıyor. (III) Dolmuşlar, ilgililerce belirlenen duraklarda durmuyor. (IV) Otobüse, dolmuşa binerken kimse sıraya girmek istemiyor. (V) Üstelik, bu durumlara herkes alışıyor, hiç kimse ses çıkarmıyor. Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. * C) III. ÖRNEK SORU Hem gider hem konuşuruz. * B) II. D) IV. E) V. Yanıt D Noktalama İşaretleri NOKTALI VİRGÜL (;) ÖRNEK SORU 1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımla- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde noktalı virgül (;) yanlış yerde kullanılmıştır? rı birbirinden ayırmak için konur: A) Hep kendi konuşur; kimseye söz vermezdi. Kitapları, dergileri evine; dosyaları, zarfları iş ye- B) Hasta, çaresiz olmaktan; işini gücünü, görevi- rine götürdü. ni yapamamaktan yakınıyordu. C) Bütün çabam, emeğim; bütün acılarım, se- Arkadaşlarını, akrabalarını kardeşiyle; öğretmen- vinçlerim yarınlar içindir, diyordu. lerini, okul müdürünü tek başına ziyaret etti. D) Yazar, kendi dünyasına çekildi; çevresinden, dostlarından hatta ailesinden uzaklaştı. 2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri E) Öyküsünün kurgusu oldukça sağlamdı ne var birbirinden ayırmak için konur: ki; dili biraz pürüzlüydü. Sanatçılar, oyunu tutkuyla sahnelediler; hepimiz bu tutkuyu onlarla paylaştık. Yanıt C İKİ NOKTA (:) Yaşlı, genç, çoluk çocuk bir araya dolarlar; köyler- 1. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin so- den, kasabalardan geçerek İstanbul'a ulaşırlardı. nunda kullanılır: 3. Aralarında virgül bulunan birden çok sıralı cümle- Sözcükler yapılarına göre üçe ayrılır: basit, türe- yi ayırmada kullanılır. miş, birleşik. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır. NOT: Bu işaretten sonra tek tek örnekler sıralanıyor, açıklamalar cümle özelliği taşımıyorsa sözcük küçük harfle başlar: Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur. İnsanoğlunun yararlandığı başlıca enerji kaynaklaÖRNEK SORU rı: taşkömürü, odun, petrol... Aşağıdaki cümlelerin hangisinde noktalı virgül (;) yanlış kullanılmıştır? NOT: Bu işaretten sonra gelen açıklamalar bağımsız bir cümle ile başlıyorsa bu cümlenin ilk harfi büyük yazılır: A) Bu büyük şairi yakından görmek, sesini duymak; onunla konuşmak istiyordu. B) İçim içime sığmıyor; bağırmak, haykırmak istiyorum. Ailesinin öğütleri bitmiyordu: Çalış, erken kalk... C) Dengesiz beslenen kişilerin her gün yürüyüş yapması; sebze, meyve ağırlıklı kolay sindirilen yemekler yemesi gerekir. 2. Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin D) Şiir; öykü, roman gibi gerçeğe dayanan türler- sonunda kullanılır: den biri değildir. E) Meyvelerden erik, şeftali, çilek; sebzelerden Bu kararın istinat ettiği (dayandığı) en kuvvetli mu- ıspanak, fasulye, bamya çok faydalıdır. hakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin hay- Yanıt A siyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. 153 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri 3. Alıntılarda tırnak işaretinden önce konur: ÜÇ NOKTA (...) Halit Fahri, Peyami Safa için şöyle diyor: Memur- 1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: luk kapısını çalmadan hayatını kalemiyle kazanan Sonra alabildiğine uzanan yemyeşil bir ova... birkaç değerli sanatçıdan biriydi Peyami." Arada bir bulunabilecek eşsiz bir güzellik... NOT: Aynı görevle virgül de kullanılabilir: 2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin Mevlana, "Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana yerine konur: gelen bahçe geçici fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir." demiş. Arkadaşına ... diye bağırdı. 4. Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: Dün ... adında bir genç geldi. Ka:til, na:file, za:lim 3. Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan ke5. Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konu- lime veya bölümlerin yerine konur: şan kişinin adından sonra kullanılır: ... Toprak, çalılık buğulanıyor; doğan güne yapışıyordu. Önlerindeki çayırdan yavaş yavaş uyanan, Semiha: "Anneee, bak oğlun durmuyor!" bıyıklarını sıvazlayan bir karınca katarı aşağı iniyordu... Elif: "Dur Hasan." dedi yürüdü. 4. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek 6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: için konur: 16:4 = 4, 50:5 = 10 Çok, çok, çok ... çok iyi misin? UYARI: ÖRNEK SORU Aşağıdakilerin hangisinde parantezle belirtilen yere iki nokta işareti getirilmelidir? Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir. A) "Aşk-ı Memnu" ( ) yasak bir aşkı anlatan bir eserdir. B) Her taraf sessizdi o gün ( ) gençlerden hiçbiri 5. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik konuşmuyordu. bırakılan cevaplarda kullanılır: C) Eserlerinde gerçeğe önem veriyor ( ) Karakter seçiminde de bu özelliğini koruyor. UYARI: D) Yazdıklarını aceleye getirmemiş ( ) Yeterince beklemiş kıvamına geldiğini hissedince okuyucuya sunmuş. Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz. E) Bir hikayede bulunması gereken üç şey vardır ( ) güçlü bir dil, iyi bir kurgu, akıcı bir anlatım. Yanıt E 154 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri SORU İŞARETİ (?) ÖRNEK SORU Evdeyim (I) dışarıda kar (II) Yalnızım (III) Yazılar, çeviriler var önümde (IV) Yarım kalmış öyküler, romanlar, denemeler (V) 1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur: Nereye gitmiştin sen? Yukarıdaki numaralanmış yerlerden hangilerine üç nokta (...) konulmalıdır? Bir garip mi gelip almış gençliğini kalbinden? A) I. ve II. Sevgi, insanı yaşama bağlayan en değerli şey B) I. ve III. D) III. ve IV. C) II. ve V. E) IV. ve V. midir? Yanıt C 2. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: Sehi Bey (? –1548) büyük bir teskirecidir. ÖRNEK SORU Çok asil (?) bir aileden geliyormuş. Bugün yetmiş yaşındayım (I)Yaptıklarımdan pek çok pişmanlık duyuyorum (II) Öyle çok, öyle çok yanlış yaptım ki (III) Her şeyden önce en değerli varlığım olan zamanımı istediğimce ve en iyi biçimde kullanmadım (IV) Halbuki şimdiden iki kat daha verimli olabilirdim (V) 1208 (?) doğan Nasrettin Hoca ... NOT 1: Anlamları birbirini tamamlayan soru cümleleri virgülle ayrılır, soru işareti en sona konur: Bu parçadaki numaralı yerlerden hangisine üç nokta (...) konulması uygun olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. Ona NOT 2:bunları sen mi anlatırsın, ben mi anlatayım? Soru sözcüğü temel cümleye yönelik değilse (yan cümledeyse) soru işareti kullanılmaz: E) V. Yanıt C Ne zaman geleceğini sormadım. Bana niçin kızdığını bilmiyorum. ÖRNEK SORU Bu iki cümlede "geleceğini, kızdığını" sözcükleri fiilimsi olduğu için yan cümlecik oluşturmuşlardır. Soru ögeleri de yan cümleciğin içinde olduğu için bu cümlelerde soru işareti kullanılmamıştır. Ben sana şikayetin binde birini anlattım; daha neler var neler... Bu parçada üç noktanın (...) kullanılış gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir? NOT 3: mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz: A) Bir alıntının atlanan yerlerini belirtme B) Benzer örneklerin sürdürülebileceğini gösterme C) Sözün bir yerde kesildiğini anlatma D) Söylemek istediği sözcükler olduğunu belirtme Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz. E) Sözün bitmediğine dikkat çekme Yanıt B 155 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri ÜNLEM İŞARETİ (!) ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerİn hangisinin sonuna soru işareti konmalıdır? 1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları A) Bu durumda, susmaktan başka bir şey yapa- Yazıklar olsun! anlatan cümlelerin sonuna konur: mazdım ki B) O anda, bu işin içinden nasıl çıkabilirim diye Çok yazık! düşündüm C) Ona bu konuda düşüncelerimi söylemeli miy- Vay! Çok güzel be! dim, bilemiyorum D) Bu önerimizi kabul eder mi, ne dersiniz 2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra ko- E) Bunu bana neden şimdi söylüyorsunuz, anla- nur: yamadım Yanıt D Ey Türk Gençliği! ÖRNEK SORU Ne mutlu Türk'üm diyene! Soru işaretinin aşağıdaki kullanımlarından hangisi yanlıştır? Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri! A) Çok ünlü biri miydi, ünsüz müydü bilemem? UYARI: B) Kaygusuz Abdal'ın 14.yy'da (?) yaşadığı söyleniyor. Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden he- C) Bu ünlü eğitimci (?) bakalım bundan sonra men sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna neler söyleyecek? da konabilir: D) Şu yüksek sesle konuşan adamı tanıdınız Ah, bir daha görebilseydim seni! mı? E) Bu soruyu hazırlarken şu dergiden mi yararlandın? 3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandıYanıt A rılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır: ÖRNEK SORU Onu o kadar çok seviyorum ki (!) anlatamam. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru işareti kullanılabilir? Öğrenci öyle çalışkan ki (!) sorma. ÖRNEK SORU A) Bulunduğumuz yerden oraya kaç günde ula- Kar, yılın ilk karı ( ) Belliydi yağacağı, kaç gündür neydi o soğuklar öyle ( ) şılacağını bilmiyordum. B) Beni mi başkasını mı arıyordu daha öğrenemedim. Yukarıda parantezle belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri getirilmelidir? C) Biliyor musun bütün bunları kimden öğrenmiş. D) "Kara Yürek" filmine mi gidelim, başkasına mı, karar veremedik. A) (...) (!) E) Toplantılarda neyi, nasıl söyleyeceğini öğren- mişti. C) (:) (.) E) (;) (.) Yanıt C 156 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) (:) (?) D) (.) (?) Yanıt A Noktalama İşaretleri 7. Kelimeler arasında “-den...-a, ve, ile, ilâ, arasın- ÖRNEK SORU da” anlamlarını vermek üzere kullanılır: Aşağıdakilerin hangisinde ünlem işareti yanlış kullanılmıştır? Türkçe – Osmanlıca sözcük A) Hey! Kim var orada? Adana – Mersin yolu 2012 – 2013 öğretim yılı B) Demek yalan söylüyor! Cezalandırın! C) Ne içersiniz! Çay, kahve, kola... D) Korkunç bir durum! Müdahale etmeliyiz. E) Çocuk hastalanacak mı ne! Gözleri sulanıyor. 8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: Yanıt C 15 – 5 = 10, 27 – 8 = 19 KISA ÇİZGİ (–) 1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonu- ÖRNEK SORU na konur: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kısa çizginin işlevi farklıdır? Verildikçe eskimeyen tek şey sev– gidir. A) Haydarpaşa - Ankara treniyle geliyorlarmış. B) Analarımız - ömrünü ailesine adamış insan- 2. Ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için kulla- lar- övgüye, saygıya layıktırlar. nılır: C) Dilimiz, Ural - Altay ailesinin Altay kolundandır. Arkadaşlar – müsade ederseniz – size bir anımı D) Özne - yüklem uyuşmazlığı, anlatım bozuklu- anlatayım. ğu yaratır. E) Bu yarışmaya 6 - 12 yaş yüzme grubu katılıyor. 3. Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: Yanıt B Yaz – ıl – dı – m, kaç – ıyor – lar – dı 4. Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: ÖRNEK SORU Aşağıdakilerin hangisinde kısa çizgi yanlış kullanılmıştır? Koş –, git –, yaptır –, bil – A) Onu az - çok tanıyorum. 5. Eklerin başına konur: B) Antalya - Side kıyı şeridindeki güzel bir yerde yaşadılar. –me, – lık, – ki, – siz C) "–ler", eklendiği sözcüğe "abartma" anlamı katabilir. D) Üç genç 10 - 15 metre önümüzde yürüyordu. 6. Heceleri göstermek için kullanılır: E) Paris - Lyon treni saatte 300 km hız yapıyormuş. A – lış – kan – lık, zey – tin, a – nah – tar 157 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt A Noktalama İşaretleri TIRNAK İŞARETİ ("...") 4. Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir. 1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır: ÖRNEK SORU Sabahattin Eyüboğlu, "Bir kitabı anlamadan ezber- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tırnak işareti (" ") gereksiz kullanılmıştır? lemek, o kitaba yapılacak en büyük saygısızlıktır." der. A) Bir yazar: "Kitap bizi avuttuğu gibi yüceltir de." UYARI: * diyor. B) Bir çift söz aldı: "Bize, ne yapacağımızı söy- Aynen alınmayan söz ve yazılar tırnak içinde le." dedi. gösterilmez. * C) Tolstoy, "İnsan, insanlığı kadar yaşayabilir kalplerde." der. Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işa- D) "Bu havada yola çıkılmaz." deyip duruyordu ret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak adam. içinde kalır: E) Çocuk merakla sordu: "Nedir o elindeki?" "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyorlar. * Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır. ÖRNEK SORU Aşağıdakilerin hangisinde tırnak işareti yanlış kullanılmıştır? 2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: A) "Anna'nın Yedi Ana Günahı" ve "Atları da Vu- Anadolu'nun bir adının da "Küçük Asya" olduğunu rurlar" adlı oyunları seslendirdi. herkes bilir. B) Atatürk "Cumhuriyet siz gençlerindir." demişti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki halkın en önem- C) Bu, "Türkü Grubu"nun ilk şarkısıydı. li sorunu sudur. Yanıt D D) Adları, adılları niteleyen ve belirten sözcüklere "ön ad" denir. Yazar yapıtını "soyutlamalar" üzerine kurmuş. E) Hayatın "yaşamın" en önemli yanı işte budur. 3. Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve Yanıt E başlıkları tırnak içine alınır: ÖRNEK SORU Ahmet Haşim'in "Merdiven" şiiri herkesin ezbere Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tırnak işareti yanlış kullanılmıştır? bilmesi gereken bir şiiridir. Sezai Karakoç "Monna Rosa"nın birçok yerinde A) İkide bir: "Memleket gibisi var mı?" derdi. duygularını yansıtmış okuyucuya. B) "Beni anladığınız için teşekkür ederim." diye UYARI: ellerime sarıldı. C) İçimden: "Dünyayı seviyorum!" diye haykır- Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek iste- mak geliyordu. nen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlık- D) Şairin "Fahriye Abla şiiri" herkesi etkilemiştir. ları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya E) Sorunların çözümü için "inanç" ve "görev" eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir. sözcükleri üzerinde çok durdu. 158 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt D Noktalama İşaretleri PARANTEZ ( ) ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraç ( ) işareti, öbürlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? 1. Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır: Bunların arkasında sağrılarında padişahın bazen A) Söylenmesi gerektiğine inanılan şeylerin, anlatılmış (belirtilmiş) olması, bu yazıların önemini ve kalıcılığını daha da arttırıyor. B) Ülkemizde bu sanatın uzun bir geçmişi ve çok ünlü (tanınmış) öncüleri vardır. C) Öncelikle bu gösterileri oyun kahramanlarının ruhsal durumlarını (iç dünyalarını) aktarma işlevi açısından gereksizdir. D) Ayrıntılar aktarılırken çoğu zaman benzetmelerden, eğreltilemelerden, değişmecelerden (mecazlardan) yararlanılır. E) Türkçede bütün sözcük köklerinin iki ana kümeye (adlar ve eylemler) ayrılabileceğini bili- tavşan avında kullandığı bir nevi terbiyeli kaplan (pars, filan gibi bir hayvan olmalı) taşıyan yedi atlı geliyordu. Atatürk (1881– 1938), Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur. UYARI: * Parantez içinde bulunan özel isimler ve yargı bildiren anlatımlar büyük harfle başlar ve sonuna yorsunuz. uygun noktalama işareti getirilir. Yanıt E ÖRNEK SORU * Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç Aşağıdakilerin hangisinde parantez ( ) yanlış kullanılmıştır? kapandıktan sonra yazılır. A) Kitaplar, iyi bir mürşit (yol gösterici) olarak bilinmelidir. 2. Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, duru- B) İnsan, akıl (fikir) sahibi bir yaratıktır. munu açıklamak ve göstermek için kullanılır: C) Televizyon (şu aptal kutusu dedikleri şey) hayallerimizi de çalıyor. Erkek– (sigarayı yakarken) Çabuk gelsin, dedi Veli D) Enflasyon (cep düşmanımız) yatak odalarımı- Bey. za kadar girdi. E) Yunan filozofları (Sokrates, Platon, Aristo...), 3. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek İslam düşünürlerini de etkilemiştir. için kullanılır. 4. Alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan ke- ÖRNEK SORU lime ve bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde ayraç (parantez), kullanılış amacı bakımından diğerlerinden farklıdır? ayraç içine alınabilir. 5. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı A) Ayıyı (maymunu) fırına atmışlar, yavrusunu kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ay- ayağının altına almış. raç içine alınır. B) Ay (gün) var yılı besler, yıl var ayı (günü) besler. C) Avcı ne kadar al (hile) bilse, ayı o kadar yol 6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin bilir. olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti D) Ananın bastığı yavru (civciv) incinmez. yay ayraç içine alınır. E) Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıp. 7. Bir yazının maddelerini gösteren rakam ve harf- lerden sonra kapama ayracı konur. 159 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt B Yanıt C Noktalama İşaretleri KESME İŞARETİ (') ç. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar: . Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, du- Allah'ın, Tanrı'ya, Cebrail'den, Zeus'un. rum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: d. Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; a. Kişi adları, soyadları ve takma adlar: ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adları: Atatürk'ün, Fatih Sultan Mehmet'e, Gül Baba'ya, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan. Asya'nın, Marmara Denizi'nden, Akdeniz'i, Me- riç Nehri'ne, Van Gölü'ne, Ağrı Dağı'nın, ÇanakkaUYARI: le Boğazı'nın, Zigana Geçidi'nden, Uzunyayla'ya, Türkiye'dir, Doğu Anadolu'ya, Ankara'ymış, Ziya Gökalp Bulvarı'ndan, Yıldız Mahallesi, Taksim Meydanı'ndan, Reşat Nuri Sokağı'na. 1. Sunumda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çiçek, Mehmet, Murat, Yiğit, Gazian- UYARI: tep, Tokat, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Çiçeği, Mehmedi, Muradı, Yiğidi, Gaziantebi, Tokadı, Zonguldağı biçi- söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işa- minde son ses yumuşatılarak söylenir. reti kullanılır: 2. Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş Hisar'dan, Boğaz'dan yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra e. Gök bilimleri ile ilgili adlar: konur: Yunus Emre (1240? – 1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin. Jüpiter'den, Venüs'ü, Halley'in, Merih'e, Büyük- ayı'da, Yedikardeş'ten, Samanyolu'nda. Ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine f. gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şa- Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adları: hıs ekleriyle çekilir. Dolmabahçe Sarayı'nın, Çankaya Köşkü'ne, Sait 3. Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle Halim Paşa Yalısı'ndan, Ankara Kalesi'nden, Galata içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden Köprüsü'nün, Bilge Kağan Abidesi'nde, Çanakkale sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. Şehitleri Anıtı'na g. Kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adları: b. Millet, boy, oymak adları: Türk'üm, Alman'sınız, İngiliz'den, Rus'muş, Nutuk'ta, Safahat'tan, Kiralık Konak'ta, Sinekli Bakkal'ı, Hürriyet'te, Resmi Gazete'de, Atatürk Ulus- Oğuz'un, Kazak'a, Kırgız'ın, Özbek'e, Hacımusalı'ya. lararası Barış Ödülü'nü. c. Devlet adları: ğ. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları: Türkiye Cumhuriyeti'ne, Osmanlı Devleti'ndeki, Milli Eğitim Temel Kanunu'na, Medeni Kanun'un, Amerika Birleşik Devletleri'ne, Azerbaycan Cumhuri- yeti'nden. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü'nde. 160 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri UYARI: 3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildi- TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye ğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmeUYARI: lik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: retli kısaltmalar kesme ile ayrılmaz. Bu tür kısalt- Bu Kanun'un 17. maddesinin c bendi... Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işa- malarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak Yukarıda adı geçen Yönetmelik'in 2. madde- yazılır: sine göre... vb. vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm3e (santimetre küp), 64ten (altı üssü dörtten) h. Hayvanlara verilen özel adlar: Sarıkız'ın, Karabaş'a, Pamuk'u, Minnoş'tan. 4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: UYARI: 1. Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesme ile ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kuru- 1985'te, 8'inci madde, 2'inci kat; 7,65'lik, 9,65'lik. 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. mundan, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Bakanlar Kurulunun, Yürütme Kuruluna. (Mustafa Kemal Atatürk) 5. Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır: 2. Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesme Bir ok attım karlı dağın ardına ile ayrılmaz: Düştü n'ola sevdiğimin yurduna İl yanmazken ben yanarım derdine Türklük, Türkleşmek, Türkçülük, Türkçe, Müs- Engel aramızı açtı n'eyleyim lümanlık, Hristiyanlık, Avrupalılaşmak, Konyalı, (Karacaoğlan) Bursalı, Ahmetler, Yakup Kadriler, Atatürkçülü6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak ğün. için konur: 2. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getiri- a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede len ekleri ayırmak için konur: –lık'la yapılmış sözler. Nihat Bey'e, Ayşe Hanım'dan, Mahmut Efendi'ye, UYARI: Enver Paşa'ya vb. UYARI: Unvanlardan sonra gelen ekler kesme ile ay- Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesme ile ayrılmaz: rılmaz: Cumhubaşkanınca, Başbakanca, Türk Dil Ku- Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet rumu Başkanına göre vb. Dönemi Türk Edebiyatına. 161 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri NOKTALAMA İŞARETLERİYLE İLGİLİ UYGULAMA ÖRNEK SORU SORULARI Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (') ile ilgili bir yazım yanlışı vardır? A) B) C) D) Ki'nin burada ayrı yazılması gerekir. İstanbul'un su sorunu büyüyor. Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağım. Saat 15.00'te gelecekler. 1. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere virgül koyunuz. Neden gerekli gördüğünüzü açıklamalara dayanarak düşününüz. E) "Van Göl'ünde canavar var." dendi. ➪➪ Genç kız eğilerek yaşlı kadının kulağına ellerim Yanıt E buz gibi şimdiden dedi. ÖRNEK SORU Kısaltmalardan sonra gelen ekler, kesme işaretiyle ayrılır. Getirilen ek, kısaltmanın okunuşuna uyar. ➪➪ Emekleyen sürünen gerçek olmayan sevgilerden Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır? ➪➪ Kuşku haklı nedenlere dayandığı zaman bile yıp- kurtulmalıyız. ratır insanı karşı koyma gücünü azaltır. A) Kanunların kabulü Anayasamız uyarınca TBMM'nin görevidir. B) Üretici, buğdayının bir kısmını TMO'ne attı. C) Birçok öğrenci ODTÜ'de öğrenimini sürdürüyor. D) Komşumuz, PTT'ye başvurarak bir telefon alacakmış. E) TEK'ten gelen bir ekip, elektrik arızasını gi- 2. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere noktalı virgül koyunuz. dermeye çalışıyor. ÖRNEK SORU Yanıt B ➪➪ Su verecektim ama mutlaka su verecektim. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işareti yanlış kullanılmıştır? ➪➪ Dilinin döndüğünce muhtara yardım ediyor unutulan olayları hatırlatarak yangını körüklüyordu. A) Sait Faik'te güçlü bir gözlemin yanı sıra öz➪➪ Öyleyse dedi söyleyeyim başımızdakinin de şuçu nellik de vardır. yok. B) Sanatçının Gölgeler'i 40'lı yıllarda ödül almıştı. C) "A'dan Z'ye çalışacaksınız." dediler. D) Bugün Dünya'nın bilinmeyen hiçbir yeri kalmadı. E) Ankara'lı olduğu söyleniyor. 3. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere iki Yanıt E nokta koyunuz. ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (') yanlış kullanılmıştır? ➪➪ Kara Seyit yüzünden ter boşanarak ölüm çıksa pes demezdim dedi. A) 1985'ten beri şurada çalışıyorum. ➪➪ Özetlemeye bakalım Atatürk gerçekçi akılcı olgu- B) Onlar 4'üncü katta oturuyorlar. cu iyimsever bir insandı. C) Bu anket 2' milyon kişiye uygulanmış. D) Film, saat 16'da başlayacakmış. ➪➪ Kataloglama ise üç yolla yapılmıştır kitabın adına E) Beş yaşındaki kardeşim 100'e kadar sayabiliyor. göre yazarın adına göre konunun alanına göre. Yanıt C 162 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri 4. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere üç 8. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere uzun nokta koyunuz. çizgi koyunuz. ➪➪ Açık hava temiz su göz alabildiğine engin çayırlar ➪➪ Kara Seyit herkesin önünde pes demeyi erkekli- bağlar. ğine yediremedi Yüzünden ter boşanarak ➪➪ Yirmi beş yaşındaymış. Yarım saat seyretmiş çevreyi Taa aşağıları Galata'yı Karaköy'ü köprüleri Son kahvesini içtiğini biliyordu Belki de son Ölüm çıksa pes demezdim elimle karşı korum sigarasını. sana dedi Cemo sopasını yere indirdi 5. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere soru Git sopanı al öyleyse Dayağı yiyeceksin madem işareti koyunuz. er gibi ye. ➪➪ Niye ki Gece mi şimdi İyiden iyiye akşam mı oldu. ➪➪ Yoksa demişimdir kendi kendime sorular karşısın- 9. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere tır- da sınanmaktan mı hoşlanmıyorlar öğretmenler nak işareti koyunuz. Soru sormak bunca sevimsiz bir işse öğretmenler neden boyuna soru sorarlar öğrencilere. ➪➪ Yaşamak sözcüğüne çok geniş bir anlam verirsek her sanatçı yaşadığını yazar diyebiliriz. 6. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere ün- ➪➪ Benim ol dememle kimse şair olamaz Ama onla- lem işareti koyunuz. rın Bizde eleştirmeci yok demeleriyle de eleştir- ➪➪ Gel buraya Gel dediğimi duymadın mı Ne desem mecilerimiz yok oluvermez Ataç yok demeleriyle tersini yapıyorsun Çabuk değiş üstünü Her gün Ataç kalkmaz ortadan. bir kazak pantolon kirletiyorsun. ➪➪ Aman yarabbi "Dünyanın cennetine hoş geldiniz" tümcesi abartma değilmiş meğer. 10. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere yay ayraç (parantez) işareti koyunuz. 7. Aşağıdaki örneklerde gerekli olan yerlere kısa çizgi koyunuz. ➪➪ Bakınız bunlar kimlerdir Birçokları arasında aklıma gelenleri söyleyeyim Apuleius Lukianos Poa- ➪➪ Elinizdeki kitap gördüğünüz gibi bir Türk Alman utus Terentius ortak yapımıdır. ➪➪ Yine doldu gözleri hep böyle olurdu bu parçayı ➪➪ Biri vardır bir dergi çıkarır yıllarca benim deyişime duyunca. öykünerek taklit ederek yazılar yazdı. 163 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. 2. 3. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış Ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasında ve ikilemelerin arasında virgül kullanılmaz. Saatlerin yazımında saatle dakikayı ayırmak için iki nokta kullanılır. Ögeleri arasında virgül kullanılan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için noktalı virgül kullanılır. 4 Üç noktadan sonra gelen sözcük, yeni bir cümlenin başlangıcı ise de küçük harfle 5. Tırnak içindeki sözcük cümle niteliğinde ise sonuna tırnak kapatılmadan uygun olan 6. Nokta, soru işareti ve ünlem işaretinden sonra büyük harfle başlanır. başlar. noktalama işareti konur. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. Tamamlanmış cümlelerin sonuna, kısaltmaların sonuna ve tarihlerin yazılışında gün, ay, yıl arasına .............. konur. 2. Özne ile yüklem arasına başka sözcükler girdiyse özneden sonra ............... kullanılır. 3. Açıklama yapılacak ya da örnek verilecek cümlelerden sonra ................. konur. 4. Virgüllerle ayrılmış tür ve grupları birbirinden ayırmak için ................... kullanılır. 5. Bir alıntının aktarıldığı yapıt ya da yazar verilirken .................. kullanılır. 6. Yazı içinde konuşmaları aktarırken sözcüklerin başına ................... konur. 164 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri a ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. Alıntı sözden önce ve sonra konur. b Cevap alınmak üzere yöneltilen ifadelerden sonra konur. c d 1 Üç nokta 2 Nokta 3 Soru işareti 4 Tırnak işareti 5 İki nokta 6 Kesme işareti 7 Noktalı virgül 8 Virgül Kısaltmalardan sonra konur. Bitmemiş cümlenin sonuna konur. e f Açıklamalardan önce konur. Çekim eklerini özel isimlerden ayırmak için konur. g Arasözlerin başında ve sonunda kullanılır. h ı Aralarında nitelik farkı bulunan söz öbeklerinin ayrılmasında kullanılır. Anlamca karışan ögelerin ayrılmasında kullanılır. j Sözün bir yerde kesildiğini anlatmak için kullanılır. k Kesin olarak bilinmeyen tarihler yerine kullanılır. l Rakamlarla yazılan tarihler arasında kullanılır. 165 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Noktalama İşaretleri ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde virgülün kullanılış gerekçelerinden yanlış olanları belirleyiniz. 1. Benzer örneklerin sürebileceğini göstermek için kullanılır. 2. Ara sözlerin başında ve sonunda kullanılır. 3. Eş görevli sözcük ve söz öbeklerinin aralarında kullanılır. 4. Kavramlar tanımlanırken ya da açıklanırken kullanılır. 5. Seslenme bildiren sözcüklerden sonra kullanılır. 6. Sözün bir yerde kesildiğini anlatmak için kullanılır. ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerdeki ayraçla ayrılan yerlere uygun noktalama işaretlerini yazınız. 1. Sait Faik ( ) ( ) Bir insanı sevmekle başlar her şey ( ) demiş ( ) 2. ( ) Neden benimle konuşmadın ( ) 3. 4. 5. 6. ( )( ) Küçük bir tepeyi aşar aşmaz ( ) ömrümde gördüğüm en güzel manzara önümde açılıverdi ( ) Çocukluktan ilk gençliğe adım attığım yıllar ( ) Gündemimde hep iki şey var ( ) Şiir ve sinema ( ) Karacaoğlan ( ) ın şiirleri buram buram aşk kokar ( ) doğa ve kardeşlik kokar ( ) At ölür ( ) meydan kalır ( ) yiğit ölür ( ) şan kalır ( ) 166 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası ( )( )( )( ) ( )( ) ( )( )( ) ( )( )( ) ( )( )( )( ) 1 Noktalama İşaretleri Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. () Bana rengini söyle ( ) sana kim olduğunu söyleyeyim ( ) Kişilik yoktur ( ) renk vardır ( ) diyor bir yazarımız. 1. Bu cümlede boş bırakılan yerlere gerekli noktalama işaretlerini koyunuz. Yaşamımda edindiğim en büyük bilgi şudur ( ) Kendine yardım etmeyi bilmeyene ( ) hiç kimse yardım 2. edemez ( ) Bu cümlede ayraçla gösterilen yerlere uygun noktalama işaretlerini koyunuz. Of ( ) beni hiç anlamıyor ( ) Ne yapacağımı bilmiyorum () 3. Bu cümlede ayraçla gösterilen yerlere uygun noktalama işaretlerini getiriniz. Seni o gün görmüştüm: "Yenilenin farkı var mı ki yenil4. meyenden." diye sormuştun. Bu cümledeki noktalama yanlışlarını düzeltiniz. Kalabalıkta ( ) beyaz bir çiçek gibiydi ( ) rengarenk ( ) cıvıl cıvıl ( ) kırılgan ( ) 5. Bu cümledeki ayraç içindeki yerlere gerekli noktalama işaretlerini koyunuz. 167 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Noktalama İşaretleri 4. Afla€›daki cümlelerin hangisinde virgülün kal- 1. 1. Evini, buna temizlik denirse, oflaya puflaya te- 1 d›r›lmas› anlam de€iflikli€ine yol açmaz? mizlerdi. 2. Peki, söylediklerinizi kabul ediyorum. 3. “Arkadafl, dur!” diye seslendi. A) Doktor, han›m›n içeriye girmesini söyledi. 4. “Gelen, gideni arat›r.” derler. B) fioför, kardeflimi ça€›rd›, bir fleyler anlatt›. Afla€›da virgülle ilgili olarak verilen aç›klamalar›n hangisine yukar›daki cümlelerde örnek yoktur? C) ‹nsanlardan, kötülük görmedim. D) Day›m›n, o€luna vurdu€unu gördüm. E) Kötü, insanlar›n sevmedi€i fleydir. A) Adlaflm›fl s›fatlar›, ay›rmak 5. Afla€›dakilerden hangisinde ünlem iflaretinin B) Seslenme sözcüklerini cümleden ay›rmak C) Bir yarg›yla ilgili onaylay›c›, destekleyici söz- (!) kullan›m› yanl›flt›r? cükleri ay›rmak D) Efl görevli sözcükleri, tamlamalar›, cümleleri A) Bugün hava ne kadar güzel! ay›rmak B) fiuraya uzan›p ben de uyusam! E) Ara sözleri, ay›rmak C) “Ne kadar severim o insanlar›!” diyordu. D) Ey Türk Gençli€i! E) Yeter art›k! Anlamaya çal›fl›n. 2. 1. S›ral› cümleleri ay›rmada kullan›l›r. 2. Cümleleri, ara sözleri ay›rmada kullan›l›r. 6. Üstünde kirden rengi kaybolmufl yamal› bir örtü, 3. ‹simleflmifl s›fatlardan sonra konur. 4. Efl görevli sözcükleri,tamlamalar› ay›r›r. yorgan vazifesi görüyordu ( ) bafl›n›n alt›nda bir Afla€›daki cümlelerin hangisinde kullan›lan virgül, virgülle ilgili olarak yukar›da verilen görevleri örneklendirmez? ot yast›k vard›. Kendisine getirdi€imiz yiyecek- A) Her sabah kahvalt› yapar, okula öyle giderdi. Bu parçada bofl b›rak›lan ayraçlara afla€›dakilerden hangisi getirilebilir? leri konsolun üstüne koyduktan sonra yan›na yaklaflt›m ( ) ( ) Nas›ls›n yavrum ( ) B) Çocuk, neden bilmem, sokaklarda gazete sat›yordu. A) (.) (:) (“) (“) C) Vay, demek bunu istemiyorsunuz? B) (;) (:) (“) (“) D) Çal›flan›, kim sevmez? C) (.) (:) (-) (!) E) Çocuklar, ö€retmenler, veliler bir arabaya do- D) (:) (:) (-) (?) lufltlar. E) (;) (:) (-) (?) 7. Afla€›daki cümlelerin hangisinde noktal› vir- 3. Saroyan’›n kitaplar›n› yay›mlayan yay›nevinin editö- gülün (;) kullan›m› do€rudur? rü ( ) di€er yay›nevlerinden fark›n› flöyle aç›kl›yor ( ) ( ) Biz Saroyan’›n gülen de€il ( ) a€layan yüzünü tan›t›yoruz ( ) ( ) A) Hay›r; konuflup da bu konuyu yeniden deflme- Bu parçada bofl b›rak›lan yerlere s›ras›yla afla€›dakilerden hangisi getirilmelidir? B) Sinirlenmeyiniz efendim; sakin olun, önce A) (;) (:) (-) (,) (-) (.) C) Senin yafl›ndakiler; flimdi askerden döndü. yelim. söylenenleri dinleyin, ondan sonra konuflun. D) Kel ölür, s›rma saçl› olur; kör ölür, badem B) (,) (;) (“) (,) (“) (.) gözlü olur. C) (,) (;) (“) (,) (.) (“) E) Siz böyle söylerseniz, sizinle konuflulacak; bir D) (,) (:) (“) (,) (.) (“) meselem yok demektir. E) (;) (;) (“) (;) (.) (“) 168 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Noktalama İşaretleri 8. Afla€›daki cümlelerden hangisinde üç nokta ( ... ) 1 11. Afla€›dakilerden hangisinde ayraç ( ) do€ru yanl›fl kullan›lm›flt›r? kullan›lmam›flt›r? A) Yüzümüzü a€artan nice flairlerimiz var: Yunus A) Yakup Kadri (Yaban) adl› eserinde köylü- Emre, Orhan Veli... ayd›n çat›flmas›n› anlat›r. B) Bütün bunların birçok sebebi olabilir: Aşırı ilgi, B) Gerçekçilik (realizm), Gustave Flaubert'in düzensizlik... yazd›€› "Madam Bovary"nin yay›mlanmas›yla C) Ona düflüncelerimi bir anlatabilsem... bafllam›flt›r. D) Sana u€urlar olsun, ayr›l›yor yollar›m›z... C) Yaflamda muvaffakiyetin (baflar›n›n) s›rr›, dü- E) Mezar tafllar›... Renk renk damarl› mermer- zenli olmakt›r. ler... D) Uyan›k (!) Senden baflka kimse bunu ak›l edemezdi. E) Karagöz'de Osmanl› toplumu içindeki çeflitli uluslar›n (Arap, Arnavut vb.) taklidi de yap›l›rd›. 9. Afla€›daki dizelerden hangisinde soru iflareti (?) gereksiz kullan›lm›flt›r? 12. Afla€›daki cümlelerden hangisinde k›sa çizgi- A) Bafl›m›n üstünde dönen bulut, sevda m›s›n nin (-) kullan›m› do€ru de€ildir? sen, bulut musun? B) Yollar, gurbet köprüleri, seni ne zaman buraya getirecek? A) Bat› uygarl›€›n›n temelinde Yunan-Roma dü- C) Do€dum mu? Ne zaman? Belki bir tezlik yeli flüncesi yatar. k›m›ldad› kan gibi. B) "Uyu-" eylemi, öznenin içinde bulundu€u du- D) Ne zaman seni düflünsem, bir ceylan su iç- rumu bildirir. meye iner? C) Piyano derslerine bafllad›€›nda 7 - 8 yafllar›n- E) Öyle günler var, öyle anlar, hiç bitmeyen! Ne dayd›. zaman bir ›fl›k emmifller sevginizden? D) Adana-Ankara kara yolunda dün yine yap›m çal›flmas› vard›. E) Bat›l›lar›n güzelbilim-estetik- alan›nda ilerlemeleri özgürlük temeline dayan›r. 10. Afla€›dakilerden hangisinde t›rnak (" ") işareti yanl›fl kullan›lm›flt›r? 13. fiair 1945’te Adana’da do€du. ‹lkokul ve ortaokulu A) "Han Duvarlar›" Faruk Nafiz Çaml›bel'in çok önemli bir fliir kitab›d›r. I II Adana ve Konya’da okudu. 1970’te Ankara’ya gelip B) K›rg›n bir sesle sordu telefonda:"Annemi gör- dünüz mü?" III IV Ankara’l› bir ailenin k›z›yla evlendi. C) Seneca, kitab›n de€erini: "Kitaps›z hayat kör, V sa€›r ve dilsiz yaflamakt›r." sözüyle belirtir. Yukar›da alt› çizili sözcüklerin hangisinde kesme (’) iflareti yanl›fl kullan›lm›flt›r? D) Bugün, y›llard›r "kötü fliir" yazarak ünlenen flairler var Türkiye'de. E) Reflat Nuri "1889-1956" Anadolu'yu bir A) I. ayd›n›n bak›fl aç›s›yla bize yans›tm›flt›. 169 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. C) III. D) IV. E) V. TEST Noktalama İşaretleri 1. Afla€›dakilerden hangisi nokta (.) iflaretinin 2 5. I. Romanın içeriğini okudum, olayın ayrıntılarını kullan›m yerlerinden de€ildir? öğrendim. II. Sanatç›, varl›klar›n d›fl görünümlerini yakala- A) Aç›klama gerektiren cümlelerden sonra yabildi€i gibi onlar›n iç dünyalar›n› da kav- B) Saat ve dakikaların aras›na ram›fl. C) S›ra bildiren rakam ve harflerden sonra III. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, birçok roma- D) Say› basamaklar›n›n aras›nda nında politikaya değinmiş. E) Tarihlerin yaz›l›fl›nda gün, ay ve y›l say›lar›n›n IV. Bilim tutkusu bir yandan çal›flan›n ruhsal du- aras›nda yumuna, bir yandan da toplumun geliflmesine yard›m eder. V. Bilim u€runa nice insan rahat›n›, uykusunu, sa€l›€›n› gözden ç›karm›fl. Yukar›daki numaralanm›fl cümlelerde virgül (,) ifllevi bak›m›ndan efllefltirildi€inde hangisi d›flta kal›r? 2. Afla€›daki cümlelerden hangisinde virgülün ( , ) kald›r›lmas› anlam kar›fl›kl›€›na yol açmaz? A) Nöbetçi, subay› görünce duruflunu düzeltti. B) Zavall›, memurun iflinin bafl›na dönmesini A I. B) II. C) III. D) IV. E) V. bekliyor. C) Bu, olay› daha basite indirgemek demektir. D) ‹htiyar, ustan›n karfl›s›na geçip hesap sormak istedi. E) Çocuk, bisiklete binmek için epey u€raflt›. 6. Türk ulusunu simgeleyen üç fley var ( ) Bayrak ( ) yi€itlik ( ) misafiperverlik ( ) Bu parçada parantezle belirtilen yerlere s›ras›yla hangi noktalama iflaretleri getirilmelidir? 3. Burada (I) Shakespeare'in (II) Hamlet'ini (III) Jül Sezar'›n› (IV) Romeo ile Juliet'ini (V) Othello'sunu hat›rl›yoruz. Bu cümledeki numaralanm›fl yerlerden hangisine virgül getirilemez? A I. B) II. C) III. D) IV. A) (:) (,) (,) (...) C) (;) (,) (;) (.) D) (,) (,) (,) (!) E) (:) (,) (,) (.) E) V. 7. Afla€›daki cümlelerden hangisinde bir nokta- 4. Afla€›dakilerden hangisi noktal› virgülün (;) lama veya yaz›m yanl›fl› yap›lmam›flt›r? kullan›m›yla ilgilidir? A) Bir yaz akflam›yd› gökde y›ld›zlar p›r›l p›r›ld›. A) Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümle- B) Saç›n›; a€artan zaman m› yoksa kederler leri ayırmak için kullanılır. miydi? B) Al›nt›larda t›rnak iflaretinden önce konur. C) Gelecek ay›n 15'inde dersler bitecek, biz tati- C) Cümlede efl görevli sözcükler, sözcük öbek- le girece€iz. leri aras›na konur. D) Akflam ki ya€murdan sonra sokaklar› sel D) Anlam gere€i özellikle belirtilmek istenen basm›fl. ögelerden sonra konur. E) Büyük flair; "Sanat toplumun emrinde olma- E) Seslenme sözcüklerinden sonra kullan›l›r. l›d›r" diyor. 170 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) (;) (.) (,) (...) TEST Noktalama İşaretleri 2 8. Dilber, yerinden yavaflça kalkt› ( ) odada bir süre 12. Köye yaklafl›p (I) mis gibi böğürtlen kokusu- dolaflt›ktan sonra oturdu ( ) Tart›flmay› bir türlü nu aldığımızda bizim de ele avuca s›€mayan unutam›yordu ( ) Ne yapmal› ( ) kime gitmeliydi ( ) çocuklar›m›z› heyecan ald›. Çocuklar›m›z (II) Yukar›daki parantezle belirtilen yerlere s›ras›yla afla€›daki noktalama iflaretlerinden hangileri getirilmelidir? hoplamaya (III) z›plamaya (IV) flark›lar söylemeye bafllad›lar (V) Numaralanm›fl yerlerden hangisinde herhangi bir noktalama iflareti kullan›lmaz? A) (;) (,) (!) (?) (!) B) (:) (;) (,) (.) (?) A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. C) (;) (;) (.) (.) (?) D) (:) (,) (.) (,) (?) E) (;) (.) (.) (,) (?) 9. Her büyük adam ( ) büyük bir bilgin ( ) her büyük 13. Afla€›dakilerin cümlelerin hangisinde noktan›n bilgin ( ) büyük bir adam de€ildir ( ) (.) kullan›m› ile ilgili olarak verilen bilgi do€ru Yukar›daki cümlede parantezle gösterilen yerlere s›ras›yla afla€›daki noktalama iflaretlerinden hangileri getirilmelidir? de€ildir? A) (,) (,) (;) (.) B) Kimi k›saltmalardan sonra konulur. A) Anlamca tamamlanm›fl cümlelerin sonuna kullan›l›r. B) (,) (;) (,) (.) D) (,) (,) (,) (.) C) (;) (;) (;) (.) E) (;) (;) (,) (.) C) Gün gösteren tarihlerin rakamlar› aras›nda kullan›l›r. D) Madde numaralar›ndan sonra konulur. E) Yaz›larda, mektuplarda seslenme sözcükle- 10. Hepimizin bindi€i otobüs ( ) Bostanc›’dan kalk›p rinden sonra konulur. Göztepe’den geçerek mi buraya gelecek ( ) Bu konuda ne biliyorsun ( ) Yukar›daki parçada parantezle belirtilen yerlere s›ras›yla afla€›daki noktalama iflaretlerinden hangileri getirilmelidir? A) (,) (!) (.) B) (;) (?) (!) D) (;) (!) (?) 14. Afla€›daki cümlelerde parantezle belirtilen C) (,) (?) (?) yerlerden hangisinde noktal› virgül (;) getirile- E) (:) (?) (?) mez? A) Kalabal›€› pek sevmezdi ( ) bu yüzden dü€ün, niflan... gibi törenlere gitmezdi. 11. Eline geçen bütün kitaplar› ( ) bir yandan okur ( ) B) Ahmet, elindeki bavullar› yere koydu ( ) onlar› di€er yandan elefltiri yaz›lar› yazard› ( ) bagaja yerlefltirdi. Parçada bofl parantezle gösterilen yerlere s›ras›yla hangi noktalama iflaretleri getirilmelidir? A) (.) (;) (.) B) (.) (,) (.) D) (...) (;) (.) C) O€luma bir bilgisayar ald›m ( ) fakat kullanmas›n› bilmiyor o. D) Bafll›ca k›fl meyveleri flunlard›r ( ) portakal, elma, ayva... C) (,) (,) (...) E) Bahçemizin bir taraf›na güller, karanfiller ( ) E) (,) (;) (.) di€er taraf›na da domates, biber ekmifltik. 171 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Noktalama İşaretleri ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. Y 3. D 4. Y ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. D 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. nokta 2. virgül 3. iki nokta 4. noktalı virgül 5. parantez 6. uzun çizgi a. b. c. d. e. f. g. h. i. j. k. 4 3 2 1 5 6 8 7 8 2 3 l. 2 ETKİNLİK - IV 1, 4, 6 ETKİNLİK - V 1. ( , ) ( " ) ( " ) ( . ) 2. ( – ) ( ? ) 6. ( , ) ( ; ) ( , ) ( . ) 3. ( , ) ( . ) 4. ( ... ) ( : ) ( . ) 5. ( ' ) ( , ) ( . ) TEST – 1 1. D 2. C 3. D 4. C 5. B 6. E 7. D 8. D 9. D 10. E 11. A 12. E 13. E TEST – 2 1. A 2. E 3. B 4. A 5. A 6. E 7. C 8. E 9. B 10. C 11. E 12. A 13. E 14. D 172 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası CÜMLENİN ÖGELERİ VII. ÜN‹TE X Cümlenin Ögeleri CÜMLENİN ÖGELERİ Cümlenin iki temel ögesi vardır: Bir dili oluşturan çeşitli birlikler mevcuttur. Bunlar: 1. Yüklem ses, hece, sözcük, söz öbeği vs. olmak üzere sırala- 2. Özne nabilir. Dilin kuruluşunda yer alan bu ögeler bir bildiri- B) YARDIMCI ÖGELER şim aracı olarak kesin bir anlam taşımaz. Dilin "bildirme, belirtme" görevlerinin gerçekleş- (yer, zaman, durum vs) açıklayan ögelerdir. mesi için bunların üstünde bir başka birime ihtiyaç vardır. Bu birim "cümledir". Anlam, yapı ve görev ilgisiyle bütünleşerek çeşit- Cümlenin oluşturulabilmesi için mutlaka gerekli olmayan; ama yargıyı çeşitli yönleriyle tamamlayan li duygu, düşünce, istek ve dilekleri karşımızdakilere aktarmaya yarayan söz dizisine cümle denir. Cümlenin yardımcı ögeleri şunlardır: 1. Nesneler (Düz Tümleçler) 2. Dolaylı Tümleçler 3. Zarf Tümleci 4. Edat Tümleci NOT 1: Cümlenin ögeleri bulunurken önce yüklem tespit edilmeli sonra özne daha sonra yardımcı ögeler bulun- Örneğin malıdır. Birkaç gün içinde Sürekli söylenerek Yağmur yağarsa öbekleri, birleşik filler vs. parçalanmadan bir bü- ifadeleri yargı taşımadıkları için cümle sayılmazlar. tün halinde öge olur. Oysa, NOT 3: Geldim. Soru cümlelerinde sorunun yöneldiği ögeyi tespit Bu yıl birçok yazarla tanıştım. Ne kadar şirin bir bebek! ifadeleri bir duyguyu, bir düşünceyi tam olarak NOT 2: Ögeler bulunurken tamlamalar, deyimler, söz etmek için soruya cevap vermek gerekir. "Mi" soru edatının olduğu cümlelerde soru "mi"den önceki ögeye yönelik olur. A) TEMEL ÖGELER anlattıkları için cümle niteliği taşımaktadır. 1. YÜKLEM Sözcüklerin cümlede bir anlamsal işlevi bir de gö- Cümlede yargıyı üzerinde taşıyan; iş, oluş, kılış revi vardır. Sözcüklerin cümle içerisindeki görev adla- ya da düşünceyi zamana ve kişiye bağlı olarak bil- rına cümlenin ögeleri denir. Cümleyi oluşturan ögeler diren ögedir. Yüklem ya çekimli bir fiilden ya da ek temel ve yardımcı ögeler olmak üzere ikiye ayrılır. eylem almış isim soylu sözcükten oluşur. ➪➪ Kurallı cümlelerde sonda bulunur. A) TEMEL ÖGELER Cümlenin olabilmesi için gerekli olan yargı ve yar- ➪➪ Tamlama, deyim, ikileme, birleşik sözcükler vb. gıdan sorumlu olan nesneyi, kavramı gösteren öge- söz öbeği özelliği yansıtırsa parçalanmadan bir lerdir. bütün olarak değerlendirilir. 175 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri Yüklemle İlgili Özellikler ➪➪ Yüklem sıfat tamlamasından oluşabilir. ➪➪ Yüklem isimden oluşabilir: Yıllarını köy köy dolaşarak geçirmiş bir En güzel ödül, kitaptır. Niteleme sıfatı Belirtme Sıkıntılı ruhumu rahatlatan tek şey, şiirdir. Sıfatı öğretmenim ben de. İsim ➪➪ Yüklem çekimli fiilden oluşabilir. Bu konudaki süreli yayınları ben de takip ediyorum. Hakkari'nin tek eksiği, nitelikli bir kütüphaneydi. Bir şair, başkalarının şiirlerinde geçen kelimeleri Niteleme sıfatı B.S. İsim ➪➪ Yüklem ad tamlamasından oluşabilir: kullanabilir. Bu roman eleştirisini yazan kişi, derginin sorum- ➪➪ Yüklem zamirden (adıl) oluşabilir: Belirtili isim tamlaması lusuymuş. Bu güzel romanları yazıp yüreğimizde de sevgi çiçekleri açtıran, oydu. (kişi zamiri) Ekonomideki aksaklıkları düzeltmek de hükümetin görevidir. Bu konuda bize en çok destek olan kişi, sizdiniz. Belirtili isim tamlaması (kişi zamiri) Bizi en mutlu eden şey sevgi şiirleriydi. Ruhumun derinliklerine hapsettiğim güzelliklerin sorumlusu sendin. Belirtisiz isim tamlaması ➪➪ Yüklem ikilemelerden oluşabilir: Bu konuyu ele aldığınız kitap da şimdi, orada. (işaret zamiri) Orman havası temiz mi temizdi. Sizi burada yalnız bırakıp giden, kim? (soru zamiri) Meradaki koyunlar da irili ufaklıydı. ➪➪ Yüklem sıfattan (ön ad) oluşabilir: ➪➪ Yüklem bir deyimden oluşabilir: Müdürün odası düzensizdi. Dilek'in yeni aldığı araba güzelmiş. O, bu tür şeylere pabuç bırakmaz. ➪➪ Yüklem zarftan (belirteçten) oluşabilir: O, önemli karar vermeden, kılı kırk yarar. O yıllarda manevi sorunlarımız yanında maddi UYARI: sıkıntılarımız da çoktu. Sıralı cümlelerde yüklem birden çok özne için ortak kullanılabilir. Bu iş karşılığı verdikleri maaş, çok azmış. ➪➪ Yüklem edattan (ilgeç) oluşabilir: Öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler heyecan içinde Ö Ö Şimdi artık sen de herkes gibisin. Bütün bu güzellikler, senin içinmiş. Ö sınav sonuçlarının açıklanmasını bekliyordu. Y Altan İzmir'de, kardeşi Adana'da çalışıyor. 176 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ö Ö Y Cümlenin Ögeleri UYARI: Kardeşim, bu konuda bana yardımcı oldu. Yüklem, cümlenin en önemli ögesidir; yüklem- siz cümle olmaz. Ancak eksiltili (yüklemi olmayan) Y Filmin konusu hiç ilginç değildi. cümlelerde yüklem kullanılmayabilir. Serkan nereye gidiyor? Gerçek Özne Y Kış mevsiminin güzelliklerini anlatan bu filmin galasına katılan birkaç ünlü aktrist eleştirmenlerin İstanbul'a Gerçek Özne Gerçek Özne gazabına uğrayacağını söyledi. Bu tür cümlelerde yüklem zihinden tamamlanır. Y UYARI: 2. ÖZNE Hareket bildiren cümlelerde işi yapan (fiil cümle- Gizli özne "ben, sen, o, biz, siz, onlar" sözcük- lerinden birisi olabilir. lerinde), yargı bildiren cümlelerde (isim cümlelerinde) ise yargıya konu olan yargıyı tanıtan varlık öznedir. Özne, eylemin bildirmiş olduğu iş, oluş veya kılış- b) Sözde Özne (Etkilenen): tan sorumlu olan, kişi adının yüklem oldukları cümle- lerde yüklemi tanıtan ögedir. lunmaz, işten etkilenen sözcük özne görevi üstlenir. Özneyi bulmak için yükleme, yüklem isim soylu Buna "sözde özne" denir. Sözde özne aslında nesne- bir sözcükse ".....olan kim, .... olan ne"; fiil soylu söz- dir. İşin yapıcısının kullanılmadığı cümlelerde geçici cükse" ..... en kim ...... en ne" soruları sorulur. olarak özne görevi üstlenir. Deveyi yardan uçuran, bir tutam ottur. Özne Edilgen çatılı fiillerin (işin yapıcısının belli olma- dığı) yüklem oldukları cümlelerde işin yapıcısı bu- "Yüzbaşı Cemil, Kurtuluş Savaşı'nda çarpışırken Sıfat İsim S. Tamlaması Yüklem sol omzundan vurulmuştu." cümlesinde "vurulmuştu" sözcüğü yüklem görevindedir. Vurma işini yapan belli değil. Yani işin yapıcısı bilinmiyor. Vurulma işinden "Bir tutam ottur" ifadesi sıfat tamlamasıdır ve etkilenen kim? Yüzbaşı Cemil. "–tır" geniş zaman ek eylemini aldığı için yüklemdir. Bir tutam ot olan ne? sorusunun cevabı ise "Deveyi yardan uçurandır" dır. öge olduğu için "nesne" dir. İşi yapan olmadığı için "sözde özne" olmuştur. Özneler bulundukları duruma göre şöyle gruplan- dırılır: Bu cümleye işin yapıcısını koyarsak Yüzbaşı a) Gerçek Özne (Yapıcı): Yüklemin bildirdiği işi üzerine almış, yargının dan vurdular. Y "Odalar az önce ilaçlandı." cümlesinde "ilaçlan- Gerçek özneler, cümlede bir sözcük ya da sözcük dı" sözcüğü yüklemdir. İlaçlama işini yapan kim? Belli öbeği biçiminde doğrudan yer alırsa buna "açık özne" değil, yani özne bilinmiyor. İlaçlanma işinden etkile- denir. Cümlede doğrudan bulunmayıp yüklemdeki nen ne? "Odalar" sözcüğü cümlede nesne ya da di- kişi ekinden çıkarılırsa buna da "gizli özne" denir. ğer adıyla sözde özne olarak kullanılmıştır. 177 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Nesne Cemil'i Kurtuluş Savaşı'nda çarpışırken sol omzun oluşmasını sağlamış öznelerdir. Cümlede "Yüzbaşı Cemil" eylemden etkilenen Cümlenin Ögeleri ÖZNE İLE İLGİLİ ÖZELLİKLER Atatürk'ün görüşlerini ilelebet yaşatmak isteyen birçok aydın sanatçı sürgüne gönderildi. Sözde Özne ➪➪ İsimler özne olabilir: Y Gökyüzünde martılar süzülüyordu. c) Örtülü Özne: Edilgen çatılı fiillerin yüklem oldukları cümlelerin Y Güneş, yavaş yavaş gökyüzünü kızıllaştırdı. bazılarında hem işi yapan hem işten etkilenen var- lık birlikte yer almasına rağmen işi yapan sözcük bir yardımcı sözcükle ya da ekle kullanıldığından yapıcı Ö Y Yağmur, olanca şiddetiyle yağıyordu. özne (açık) özelliği göstermez. Böylece aynı cümlede hem gerçek hem de sözde özne bir arada kullanılmış olur. Ö Y ➪➪ Zamirler (Adıl) Özne olabilir: UYARI: Ö Bu güzel mısraların hepsini ben yazdım. Örtülü özne içinde yer alan yardımcı sözcükler Ö "tarafından, yüzünden, ötürü, etkisiyle, nedeniy- O sözleri onlara kendim söyledim. le... gibi ifadeler ve "–ce" ekidir. Örtülü Özne Y Sözde Özne açıldı. Örtülü Özne Ö çok sevindi. Y Y Çalışkanlar, gecelerini gündüzlerine kattıkları için UYARI: Y Genç, çizdiği tablonun birincilik ödülü almasına Kapanan yollar, işçilerce Ö ➪➪ Adlaşmış sıfatlar özne olabilir: Çocuklar, doktor tarafından tedavi edildi. Sözde Özne Y Ö Kimi dil bilimciler "örtülü özne" olarak tanımla- çok başarılıdır. dığımız kavramı "zarf tümleci olarak" değerlendir- Y ➪➪ İsim tamlamaları özne olabilir: mektedir. Kuzey kutbu, birçok ilginç olaya tanıklık etmiş. UYARI: Ö Gecekondu semtlerinin su sorunu bitmek bilmiyor. Bazı sıralı cümlelerde birden fazla yüklem aynı özneye bağlanmıştır. Bu tür öznelere "ortak özne" denir. Ö Y Y Y Y Y Bu ülke, 2014 Dünya Kupasında final oynayacakmış. Her insan; doğar, büyür ve ölür. Ö Ö ➪➪ Sıfat tamlamaları özne olabilir: kampı terk etti. Ö Martının çığlıkları sessizliğini bozdu kasabanın. Genç futbolcu antrenörüne kızdı, dolabını boşalttı, Y Y Y Yüreğimi dağlar dertsiz bir ceylan. Y 178 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Ö Y Ö Y Cümlenin Ögeleri ➪➪ Özne bir söz grubundan oluşabilir: ÇÖZÜM "mi" edatıyla kurulan soru cümlelerinde cevap "mi" den önceki ögeye yöneliktir. Yağmurun asil sesi ruhumu dinlendiriyor. Ö Y Bundan dolayı da "mi" den önce özneyi aramalıyız. Güvenlik soruşturmasının sonuçları dün geldi. Y A seçeneğinde "mi" den önce nesne kullanıldığı için soru nesneyi buldurmaya yöneliktir. Ö ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerden hangisi özne ve yüklemden oluşmuştur? B seçeneğinde "mi" den önce zarf tümleci olduğu için soru zarf tümlecini buldurmaya yöneliktir. A) Şiir türlerinin birbirine benzeyen ve birbirin- C seçeneğinde "mi" den önce zarf tümleci olduğu için soru zarf tümlecini buldurmaya yöneliktir. den ayrılan yönlerini belirlemek kolaydır. B) Her sanat eseri, insanoğlunun düşünce ve D seçeneğinde "mi" den önce özne bulunduğu için soru özneyi buldurmaya yöneliktir. duygu evrenini geliştirir. C) Düşsel ürünlerin amacına ulaşması, oldukça E seçeneğinde de "mi" den önce zarf tümleci bulunduğu için soru yine zarf tümlecini buldurmaya yöneliktir. Yanıt D önemli bir noktadır. D) Her yazıda, üslup ve içerik yönünden bütünlük olmalıdır. E) Yazınsal türlerin, sıradan, kalıplaşmış bir yapıları vardır. ÇÖZÜM Soruda özne ve yüklemden oluşan cümleyi bulmamız isteniyor. ÖRNEK SORU A seçeneğinde "kolaydır" sözcüğü ek eylem 3. tekil şahıs ekini alarak yüklem olmuştur. "kolay olan ne?" sorusunu sorduğumuzda "şiir türlerinin birbirine benzeyen ve birbirinden ayrılan yönlerini belirlemek" cümlesi özneyi oluşturur. Yanıt A Aşağıdakilerden hangisinde özne "Eski aşklar yine tazelendi" cümlesinin öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır? A) Bugün, "Dünya kadınlar günü" kutlanıyor. B) Toplantıya gelenler, birer birer söz almaya başladılar. C) Üniversiteli kız, kalınca bir kitap okuyordu. D) Onun gibiler, yazılarında hep çevrelerini anlatırlar. E) Kazadan sonra yolcuların birçoğu şuurunu ÖRNEK SORU kaybetmişti. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru özneyi buldurmaya yöneliktir? ÇÖZÜM Soru kökünde verilen özne "Eski aşklar" ifadesi sıfat tamlamasıdır. Aynı türden bir tamlama "C" seçeneğinde vardır. "Üniversiteli kız" tamlaması da bir sıfat tamlamasıdır ve özne olarak kullanılmıştır. Yanıt C A) Beni mi aradılar dün akşam? B) Aşağı mı ineceğiz şimdi, bu paketlerle? C) Dün mü geldiniz Ankara'ya? D) Yağmur mu yağıyordu siz yola çıktığınızda? E) Çok mu yoruldun bu soruları hazırlarken? 179 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri B) YARDIMCI ÖGELER ÖRNEK SORU Bir cümlede yüklemi çeşitli yönlerden tamamla- Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de yüklem de değildir? yan, açıklayan, niteleyen ya da belirten sözcük veya A) – Arkadaşın ne yapıyor? sözcük öbeklerine "tümleç" denir. – Dinleniyor. B) – Kim geldi? – Sütçü 1. DÜZ TÜMLEÇLER (Nesneler): C) – Annen nasıl oldu? – İyileşti. – Kitap E) – Çocuk kimi arıyor? Yüklemin bildirdiği işten etkilenen ögedir. Bir tüm- leç türü olarak nesneye "düz tümleç" de denir. D) – Bu pakette ne var? Tümleçler yüklemle olan ilişkileri bakımından dört gruba ayrılır: Nesneler; adın belirtme durum ekini alanlar (–ı, –i, –u, –ü) ve almayanlar olarak ikiye ayrılır. – Kardeşini a) Belirtili Nesne: ÇÖZÜM A ve C seçeneklerindeki soruların cevabı yüklem; B ve D seçeneklerindeki soruların cevabı ise özne göreviyle kullanılmıştır. E seçeneğindeki soru cümlesinde yer alan "kimi" sorusu nesneyi buldurmaya yönelik olduğu için bu sorunun cevabı nesne görevindedir. Yanıt E Adın belirtme durum ekini (–ı, –i, –u, –ü) alan nesnelerdir. Yükleme "neyi – kimi" soruları yöneltilerek bulunur. Çiftlikte kapıları her zaman kahya kapatır. N Y Neyi kapatır? "kapıları" (belirtili nesne) Şiiri birkaç kez okudu, bize. N ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemin altı eksik çizilmiştir? Y Neyi okudu? "şiiri" (belirtili nesne) Arkadaşımı çok sevmişler. N A) Nezahat Ekinci, Türk şiirinin unutulmaz şair- lerindendir. Kimi sevmişler? "arkadaşımı" (belirtili nesne) B) Dilde sadeleşme çalışmalarının en tanınmış sanatçısı Ömer Seyfettin'dir. C) Yahya Kemal de hece ölçüsüyle şiir yazmıştır. D) Yakup Kadri'nin "Yaban" romanı, Türk roman- Y Y NOT: İyelik 3. tekil şahıs eki "–ı, –i, –u, –ü" ile "–i" hal ekini karıştırmamalıyız. cılığının Anadolu'ya açılışının sesidir. E) Oktay Rifat Horozcu, Garip akımının en Evi çok güzeldi önemli temsilcilerindendir. Bu cümlede "Ev" sözcüğü, kimin sorusuna "onun" cevabını verdiği için iyelik (aitlik) eki almıştır ve özne görevi üstlenmiştir. ÇÖZÜM A, B, C ve E seçeneklerinde yüklemler doğru gösterilmiştir. Oysa D seçeneğinde "Türk romanının Anadolu'ya açılışının sesidir." ifadesi tamlama olduğu için parçalanması gereken bir ifadedir. Yanıt D Evi geçen ay almış. için "–i hal" eki almış ve belirtili nesne olmuştur. 180 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Bu cümlede ise "neyi" sorusuna cevap verdiği Cümlenin Ögeleri b) Belirtisiz Nesne: ➪➪ Bazı cümlelerde bir nesne birden fazla yüklem Yalın halde bulunan nesnelerdir. Adın hal eklerin- için ortak kullanılabilir: den birini almaz. Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme özne bulduktan sonra "ne" sorusu sorulur. Elbiselerini ütüledi ve dolaba astı. N Y Y Birkaç yıl kullanılmış bir tekne almış. N Y ➪➪ Birden fazla nesne bir yükleme bağlanabilir: Ne almış? ⇒ "Birkaç yıl kullanılmış bir tekne" Sen Türkçeyi, matematiği ve kimyayı çalışacaksın. Birkaç bardak kola içtim. N N N N Y Y ➪➪ Cümle özelliği taşıyan ifadeler, nesne göreviyle Ne içtim? ⇒ "Birkaç bardak kola" (Belirtisiz Nesne) kullanılabilir: Nesneyle İlgili Özellikler Ahmet Rasim, "Şiir şarap gibidir, yıllandıkça mısraların arasındaki anlam bütünlüğü artar" der. ➪➪ Adlar, nesne göreviyle kullanılabilir. ➪➪ Nesneler, açıklayıcılarıyla verilebilir: Bahçeyi çok beğendim. N Y Oktay Rifat'ı, az önce okuduğum o güzel ➪➪ Zamirler (Adıl) nesne göreviyle kullanılabilir. şiirin sahibini, çok önemsiyorum. N Y Bunları beğenmedim. N Y ➪➪ Soru cümleleri nesneyi buldurmaya yönelik olabilir: Bunu herkese verebilirsin. N Y Seminere kimleri çağırdın? N Y ➪➪ Ad tamlamaları nesne göreviyle kullanılabilir: Neyi getirttin? Dershanede yalnız Türkçe dersini dinliyordu. N N Y Y ➪➪ Bir cümlede hem belirtili hem de belirtisiz nesne Küçük kardeşine bir yün kazak aldı. Y bulunabilir: Y Necati Bey'i bu kulübe başkan seçtiler. ➪➪ Sıfat tamlamaları nesne göreviyle kullanılır: Belirtili nesne Belirtisiz Y nesne Müdürümüz, önce genç öğrenciyi dinledi. N Y ➪➪ Sıralı cümlelerde hem belirtili hem belirtisiz nesne bulunabilir: ➪➪ Adlaşmış sıfatlar nesne göreviyle kullanılır: Arsayı sattı, parasıyla bir ev aldı. Yaşlıları, hastaneye kaldırdılar. N Y 181 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Belirtili nesne Belirtisiz nesne Cümlenin Ögeleri UYARI: ÖRNEK SORU İsim cümleleri ile yüklemi geçişsiz fiillerle kurulan cümlelerde nesne bulunmaz. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işaret zamiri nesne görevindedir? Toplantıda yirmi beş yönetici vardı. (İsim cümlesi) A) Benim telefonum burada, sizinki nerede? D. tümleç Özne B) Bence bu konu size çok zevkli gelecek. Y C) Onu ben bozdurdum kuyumcuda. D) Sonuçları sana yarın bildiririm. Çocuk, saatlerce deliksiz uyudu. (Geçişsiz çatılı fiil) Özne Zarf Zarf E) Kitabın ikinci baskısı ne zaman yapılacak size bildireceğim. Y ÇÖZÜM A seçeneğinde benim ve sizin kişi zamirleri tamlama içinde yer almıştır. B seçeneğinde "size" kişi zamiri dolaylı tümleç C seçeneğinde "Onu" işaret zamiri" nesne UYARI: D seçeneğinde "sana" kişi zamiri dolaylı tümleç Fiilimsilerin yüklem oldukları isim cümlelerinde E seçeneğinde "size" işaret zamiri dolaylı tümleç göreviyle kullanılmıştır. Yanıt C nesne bulunabilir. Onun tek dileği üniversiteyi kazanmaktı. Özne Nesne Fiilimsi Yüklem 2. DOLAYLI TÜMLEÇ (Yer Tamlayıcısı) Yüklemin anlamını yönelme, bulunma, çıkma, ayrıl- ma bakımından tamamlayan ve mutlaka adın "–e, –de, –den" hal (durum) eklerinden birini alan ögelerdir. UYARI: Dolaylı tümleci bulmak için yükleme "neye, ney- de, neyden, kime, kimde, kimden, nereye, nerede, nereden" soruları sorulur. Geçişli ve etken çatılı cümlelerde nesne gö- revindeki ögeler, edilgen çatılı cümlelerde "sözde özne" olur. Dolayısıyla edilgen çatılı cümlelerde grupta ele alınır: Dolaylı tümleçler, anlam özelliklerine göre üç "sözde özne" dışında nesne aranmamalıdır. Öğretmenim sorularımı çözdü. (etken / geçişli) Özne Belirtili nesne Y a) Yönelmeli Dolaylı Tümleç: (Bakma) Eylemin yöneldiği yeri gösteren ve adın "–e, –a" hal ekini alan tümleçtir. Sorularım çözüldü. (edilgen çatı olduğu için nesne S. özne Y aranmaz.) Yükleme "kime," "neye", "nereye", "hangi tarafa" soruları yöneltilerek bulunur. Evlerine yeni perdeler aldılar. 182 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası DT Y Cümlenin Ögeleri UYARI: Bütün bunları bana mı söyledin? DT Balıklara düzenli olarak yem vermelisin. DT Y Bu öğrenci Serkan Bey'e, okul müdürüne saygı DT Y b) Bulunmalı Dolaylı Tümleç: Eylemin kaldığı, bulunduğu yeri bildiren adın "–da, –de, –ta, –te" kalma ekini alan tümleçlerdir. İnsanlar, yaşamlarında huzur arıyor artık. D T Bu ögeler "zaman" "durum" ya da "sebep" bil- dirdiklerinde zarf tümleci olurlar. DT sızlık etmiş. "–e, –de, –den" eklerini alan sözcükler her za- man dolaylı tümleç görevinde bulunmayabilir. Hava soğuduğunda evde olmalısın. Zarf T Y Acıktığında yemek yersin. Zarf T Y Akşama bize gelecekler. Zarf T Y Y Burada yaşadım aşkların en şahanesini. DT Y Bu sandıkta saklıyordu gelinliğini. D T Y Nerede kendini bilmez o çocuklar? Y ÖRNEK SORU NOT: Son örnekte nerede sözcüğü –de hal eki aldığı halde ek eylemin III. tekil şahıs –dir ekini de aldığı için yüklemleşmiştir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç yoktur? c) Çıkmalı Dolaylı Tümleç: B) İnsan sevdiğinden çok şey öğrenir. A) Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum. C) Gençlerimiz, geleceğe umutla bakmalıdır. Eylemin çıktığı, ayrıldığı yeri bildiren adın "–dan, D) Sanatçıların yerini tüccarların alması acına- –den" ayrılma ekini alan tümleçtir. cak şeydir. Yükleme "kimden, neden, nereden, ne yandan, E)Dışarıdan bütün gece sesler işittik. hangi taraftan" soruları sorularak bulunur. ÇÖZÜM A seçeneğinde "yeryüzünde", "öğretmenlikten" sözcükleri, B seçeneğinde "sevdiğinden", C seçeneğinde "geleceğe", E seçeneğinde "dışarıdan" sözcükleri dolaylı tümleçtir. Halk sahte fikirlerden usandı. D T Y Nefretler, büyük sevgilerden oluşur. DT Y D seçeneğinde dolaylı tümleç yoktur. Türk askerleri ölümden yüz çevirmez. DT Yanıt D Y 183 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri 3. ZARF TÜMLECİ gibi vs" sorular yöneltilerek bulunur. Cümlede yüklemi zaman, yer– yön, nicelik, nitelik Yükleme "ne için, kime göre, ne ile, kimin ile, ne ve durum bakımından tamamlayan ögeler zarf tümlecidir. Yurtdışından uçakla gelmişler. (Araç) Zarf tümlecini bulmak için yükleme "nasıl", "ne ET Y kadar", "ne zaman", "neden", "niçin" sorularını yöneltiriz. Bu süveteri oğlum için ördüm. (Özgüleme) Kardeşimi en son beş yıl önce görmüştüm. Zarf Tümleci ET Y Y Öğrencilerle topluca sinemaya gittik. (birliktelik) Türkçe öğretmenimizi çok seviyoruz. Z T ET Y Kazanmak için canını dişine takmalısın. (Amaç) Yöneticiyi görür görmez ona belgeleri imzalattı. Zarf Tümleci Zarf Tümleci UYARI: Y içinde değerlendirilebilir. Zarf Tümleci aniden rahatsızlandı. ZT Edat tümleçleri, cümle ögelerine ayrılırken ayrı bir öge olarak değerlendirilmeyip zarf tümleci Türk toplumunun dününü bugününü tartışırken Y Y Yavaş yavaş yürüyordu. E T Y UYARI: ÖRNEK SORU Yer – yön anlamı taşıyan sözcükler yalın kullanımda bir eylemden önce kullanıldıklarında zarf Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf tümleci yoktur? tümleci olurlar. Hal eklerini aldıklarında ise dolaylı tümleç ya da nesne olurlar. A) Yoğun bir dönemi çok çalışarak atlattık. B) Soğuğun şiddetini yüreğimde hissedince, içe- O, biraz önce söylene söylene aşağı indi. Zarf Tümleci Zarf Tümleci ZT ri girdim. Y C) Tüm arkadaşlarıma yardım ediyordum, o yıl aşağıya indi DT larda. aşağıyı temizliyor. D) Bu alışkanlıkları kırmak, bize bağlıdır. B. Nesne E) Uzun zaman önce yaşamıştım bu acı hatırayı. ÇÖZÜM A seçeneğinde "çok çalışarak", B seçeneğinde soğuğun şiddetini yüreğimde hissedince "içeri", C seçeneğinde "o yıllarda", E seçeneğinde "uzun zaman önce" ifadeleri zarf tümlecidir. D seçeneğinde zarf tümleci yoktur. Yanıt D 4. EDAT TÜMLECİ Yüklemin anlamını birliktelik, araç, amaç, benzet- me, karşılaştırma gibi yönlerden tamamlayan ögelerdir. 184 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri CÜMLENİN ÖĞELERİYLE İLGİLİ GENEL Orhan Veli, Garip akımının en önemli şahsiyeti, ÖZELLİKLER: 1. Bir cümlede birden fazla özne, dolaylı tümleç, nes- ne, zarf tümleci ortak bir yükleme bağlanabilir: Özne Öznenin Açıklayıcısı seminerler düzenledi. Y 4. Bir tek öge birden çok yüklemin ortak ögesi olabilir: Matematikten, fizikten ve kimyadan yüksek not DT DT Babam, elbiselerini çıkardı; askıya astı. DT almış. Özne Nesne Y Y Y Kadın yemekleri masaya getirdi ve tabaklara Ülkemi, insanlarımı, tarihi eserlerimi hep korumuNesne Nesne şumdur. Özne B.li nesne Y Nesne servis yaptı. Y Y 5. Soru cümleleri, değişik ögeleri buldurmayı amaç- 2. Herhangi bir öge, bir tek sözcükten oluşabileceği layabilir: gibi, birden çok sözcükten, söz gruplarından oluşabilir: Belirtisiz Nesne Grubu Sorulara verilecek cevaplar hangi öğeyi oluşturu- yorsa, soru cümlesi onu buldurmaya yöneliktir. Deprem bölgesine yeni binalar kurmak istiyoruz. Y Ne zaman gelmiş? Genç bir şairin özgün bir nitelik kazanması çok Geçen hafta (gelmiş)→ Soru zarf tümlecine yönelik. Özne Grubu önemlidir. Sizinle kim ilgilendi? Y Sekreter Hanım (ilgilendi) → Soru özneye yönelik. Bu, ülkemizin tüm kahramanlıklarını içine alan bir Tahtayı neyle sildi? Yüklem Grubu kitaptır. Islak bezle (sildi) → Soru edat tümlecine yönelik. Hizmetliyi nereye gönderdin? 3. Cümlede ögeler açıklayıcılarıyla kullanılabilir: Bize, bu konuyu, özgür düşünmenin önemini, her Arkadaşın neredeydi? Belirtili N. Nesnenin Açıklayıcısı Eve (gönderdim) → Soru dolaylı tümlece yönelik. Ankara'daydı → Soru yükleme yönelik. zaman anlatırlar. NOT: "mi" soru edatıyla oluşturulan soru cümlelerinde soru mi den önceki ögeye yöneliktir. Y Bu tarihi eserde, Kutadgu Bilig'de çok önemli Dolaylı T D T Açıklayıcısı Bu konuda bize yeni çözümler sunacak mısınız? Bu cümlede mi soru edatı yüklemden sonra oldu- bilgiler vardı. ğu için cevap yükleme yönelik olur. Y 185 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri Bu konuda bize yeni çözümler mi sunacaksınız? Mert, biraz önce arkadaşlarıyla geldi. Bu cümlede ise mi soru edatı belirtisiz nesneden sonra olduğu için cevap belirtisiz nesneye yönelik olur. Edat Tümleci Y (Edat tümleci vurgulu) Mert, koridorda kardeşimi görmüş. 6. Öge çözümlemesinde tamlamalar, deyimler ve birleşik eylemler bölünemez: Belirtili N Y (Belirtili nesne vurgulu) Salih'in yıllar önce yurt dışına gitmek için evin Söylenen, sözleri bana Mert hatırlattı. Sözde Özne den kaçan amcası tutuklanmış. Özne Y (Özne vurgulu) Y Mert, kardeşimi biraz önce koridorda görmüş. Zigana'daki amcasını ziyarete gitmek isteyen arkadaşımı ben yolcu ettim. Belirtili Nesne Dolaylı T Y (Dolaylı tümleç vurgulu) NOT: de bağlacı ve mi edatı cümle içerisinde vurguyu üzerine çeker. Y 7. Hitaplar cümle ögesi sayılmaz: Kıymetli dostlarım, şunu hiçbir zaman unutmayın! Hitap B.li N Z.T Bu konuda sen de beni anlamadın. Y Değerli Üyeler! Sayın Başkan Hitap (özne) sözcüğü vurgulanmıştır. Hitap ÖGE ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLERİ 8. Bağlaçlar ve ünlemler başlı başına cümlenin ögesi olamaz: Tüh, 1. Ülkenin günlük siyasal olaylarını ve toplumsal bozukluklarını eleştirel bir yaklaşımla etkileyici bir biçimde yansıtır. cüzdanımı unutmuşum! Ünlem Belirtili N Öff, Ünlem Y bıktım artık Y Zarf T bunlardan! Dolaylı T Y Yansıtır → (Yüklem) Yansıtan kim? → O (Gizli özne) Neyi yansıtır? → Ülkenin günlük siyasal olaylarını ve toplumsal bozukluklarını (Belirtili nesne) Meğer, içten pazarlıklıymış, o da Bağlaç Bu cümlede de bağlacından önce gelen sen Ö Bağlaç Nasıl yansıtır? → Eleştirel bir yaklaşımla ve etki- leyici bir biçimde (Zarf tümleci) 9. Bir cümlede vurgulanmak istenen öge yüklemden 2. Orhan Veli'yi bütün yönleriyle tanıtan bu oyunu önceki ögedir: sanatçı, gazeteci, öğrenci, öğretmen hemen her Mert, biraz önce dışarı çıkmış. Zarf T kesimden pek çok insan hayranlıkla izledi. Y (Zarf tümleci vurgulu) 186 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası İzledi → (Yüklem) Cümlenin Ögeleri simden pek çok insan (Özne) 6. Yaşamın güzellikler sunan tüm anlarını ben de yürekten yaşadım senin gibi. Yaşadım → (Yüklem) Kim yaşadı? → Ben Kim izledi? Sanatçı, gazeteci, öğretmen her ke- Neyi izledi? → Orhan Veli'yi bütün yönleriyle tanı- tan bu oyunu (Belirtili nesne) Nasıl izledi? → Hayranlıkla (Zarf tümleci) Neyi yaşadım? → Yaşamın güzellikler sunan tüm anlarını (Belirtili Nesne) 3. Elazığ dönüşü, bir çiftçi çocuğunu karanlık bir vagonda içim sızlayarak azarlamıştım. Azarlamıştım. → (Yüklem) Azarlayan kim → Ben (Gizli özne) Kimi azarlamıştım? → Bir çiftçi çocuğunu (Belirtili nesne) Nasıl yaşadım? → Yürekten (Zarf tümleci) Nasıl yaşadım? → Senin gibi (Zarf tümleci) 7. Toplumlara hayal kurmayı ve günü yürekten yaşamayı sanatçılar öğretebilir. Nerede azarlamıştım? → Karanlık bir vagonda (Dolaylı tümleç) Öğretebilir → (Yüklem) Ne zaman azarlamıştım? → Elazığ dönüşü (Zarf tümleci) Öğreten kim? → Sanatçılar (Özne) Kime öğretir? → Toplumlara (Dolaylı tümleç) Neyi öğretir? → Hayal kurmayı ve günü yürekten Nasıl azarlamıştım? → İçim sızlayarak (Zarf tüm- leci) 4. İçeriye ellerinde kameralarıyla genç, orta yaşlı, kadınlı erkekli bir grup gazeteci girdi. yaşamayı (Nesne) 8. Kudurmuş denizin üstünde süzülerek uçmak ve Girdi → (Yüklem) gücü yettiğince o korkunç uğultuyu yatıştırmaya Giren kim? → Genç, orta yaşlı, kadınlı erkekli bir grup gazeteci (Özne) Nereye girdi? → İçeriye (Dolaylı tümleç) Ne ile girdi? → Ellerinde kameralarıyla (Edat tüm- çalışmak Türk şair ve yazarlarının en büyük isteğiydi. Türk şair ve yazarlarının en büyük isteğiydi. → (Yüklem) leci) Ne Türk şair ve yazarlarının en büyük isteğiydi? → Kudurmuş denizin üstünde süzülerek uçmak ve 5. Yazar, çocukluk günlerine ait acı ve tatlı nice anı- gücü yettiğince o korkunç uğultuyu yatıştırmaya ça- sını okurlarına anlatır. lışmak (Özne) Anlatır → (Yüklem) 9. Şiir insanları sıkıntılarından kurtararak beni mutlu Anlatan kim? → Yazar (Özne) Neyi anlatır? → Çocukluk günlerine ait acı ve tatlı ediyor. nice anısını (Nesne) Kime anlatır? → Okurlarına (Dolaylı tümleç) Mutlu ediyor → (Yüklem) Ne mutlu ediyor? → Şiir (Özne) Kimi mutlu ediyor? → Beni (Belirtili nesne) Nasıl mutlu ediyor? → İnsanları sıkıntılarından kurtararak (Zarf tümleci) 187 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış 1. Yüklem cümlenin en önemli ögesidir ve yüklemsiz cümle olmaz. 2. Nesne sadece isim cümlelerinde bulunur, fiil cümlelerinde nesne aranmaz. 3. Dolaylı tümleç görevli sözcükler ismin –e, –de, –den hallerinde bulunur. 4 Yukarı, aşağı, ileri, geri, içeri, dışarı gibi sözcükler çekim eki almadan kullanıldığında 5. Ögeler bulunurken tüm sorular yükleme sorulmalı. 6. Zarf tümleci yükleme sorulan "ne, ile, kim ile" sorularıyla bulunur. dolaylı tümleç olurlar. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. 1. Yüklem ve özne cümlenin ............ ögeleri iken nesne ve tümleçler ................. ögeleridir. 2. Yüklemin bildirdiği eylemin yapıcısı olan ya da bir durumu bildiren ögeye .............. denir. 3. Öznenin yaptığı işten etkilenen ögeye .................. denir. 4. Yüklemin anlamını zaman, durum, soru, azlık, çokluk yönüyle tamamlayan öge ................. görevindedir. 5. Cümlede yüklemi neden, birliktelik ve araç yönünden tamamlayan sözcük ................. görevindedir. 6. Cümleye açıklama için getirilen ve çıkarılması anlamda bozulmaya neden olmayan sözlere .................. denir. 188 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. a Kitle iletişimde önemli bir rolü olan medya, kişilik haklarını gözetir. b İnsan, ilişkileri içinde sürekli yeniden tanımlanan bir varlıktır. c 1 Yüklem 2 Özne 3 Nesne Kimi zaman insanların duygularını anlamak gerçekten zordur. d Etkili bir iletişim ile konuşmalarımızı beden dili ile desteklemeliyiz. e Yerinde söz söylemesini bilen özür dilemek zorunda kalmaz. f Bir insanın ilişkilerinin niteliği o insanın yaşam kalitesini belirler. 4 Dolaylı tümleç g Sevgi, emek ve bilgi yaşamımızın 5 Zarf tümleci 6 İlgeç tümleci tükenmez kaynaklarıdır. h Kitap, alçakgönüllü ve onurlu bir armağandır. ı j Yeni bir şeyler öğrenirken alışkanlıklarımız öğrenme şeklimizi belirler. Sosyal bir varlık olan insanın önemli ihtiyaçlarından biri çevresiyle olumlu iletişim kurmaktır. 189 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerin hangi öge olduğunu karşısına yazınız. 1. Han Duvarları, Anadolu'ya yapılan yolculuğun şiirsel bir öyküsüdür. 2. İnsanların birbirini kırmasından, nefret ediyordu. 3. Hasta arkadaşına bir buket çiçek götürdü. 4. Güzelliğin simgesi çiçekleri, annem çok severdi. 5. Etkili ve kalıcı olmak için kalbe ve akla hitap etti. 6. Nereden geldiğini hemen fark edemediğim bir ses o anda beni etkiledi. ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerde ögeleri yanlış ayrılanları belirleyiniz. 1. Öğretmen / derse başlayınca / herkes / susmuştu. 2. İnsanlar / biraz ileride sakin ve dalgın oturan çocuğa / dikkatle / bakıyordu. 3. Eskiden / geceyi süsleyen yıldızlar bize / gülümserdi. 4. O, / düşündükleri konusunda oldukça / ısrarlıdır. 5. Çocuk / konuşup gülüşenlerin yüzüne / bakıyordu. 6. Gözlerinde bir kurnazlık / yakaladım. 190 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. Yunus Emre yeni vatan coğrafyasının topraktan yükselen bütün güzel seslerini Türk halk diliyle birleştir1. miştir. Bu cümleyi ögelerine ayırınız. Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun Nadir duyabildiği taze bir heyecanla 2. Karıştım o gün bu gün bu zavallı çobanla Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına Bu dizelerdeki altı çizili cümlenin hangi öge olduğunu belirleyip, yazınız. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda 3. mevcuttur. Bu cümleyi ögelerine ayırınız. Bu evlerin bahçelerinde, her mevsim ayrı çiçekler açar. 4. Bu cümledeki altı çizili sözcüğün hangi öge olduğunu belirleyip, yazınız. Büyük bir yazar, ---- öyküye konu yapar. 5. Bu cümlede boş bırakılan yeri belirtili nesne olabilecek şekilde tamamlayınız. 191 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Cümlenin Ögeleri 1. Afla€›daki cümlelerden hangisinde soru özne- 1 5. Afla€›daki cümlelerden hangisinde soru nes- yi buldurmaya yöneliktir? neyi buldurmaya yöneliktir? A) Beni mi sordular dün akflam? A) Yar›nki güzel sanatlar dersimize acaba kim B) Yukar› m› ç›kaca€›z bu saatte? gelecek? C) Yar›n m› geliyorsunuz, ikin gün sonra mı? B) Mehmet Akif’in ilk görev yeri acaba neresiydi? D) Sigaran›n zararlar›n› biliyor musun? C) Zühre, yar›nki toplant›ya kat›lmayaca€›n› size E) Ya€mur mu korkuttu sizi ›slanacaks›n›z diye? haber verdi mi? D) Yar›n tiyatroya Hacer’i kim götürecek? E) Bu güzel romanda olay neyi anlat›yor bize? 2. Antolojilerde yer alan fliirlerin seçiminde okurlar›n be€enileri de dikkate al›nmaktad›r. 6. Afla€›daki cümlelerden hangisinde soru nes- Bu cümlede alt› çizili bölüm, cümlenin hangi ögesidir? neyi buldurmaya yöneliktir? A) Bu halinizle siz nereye gidiyorsunuz? A) Dolayl› tümleç B) Zarf tümleci B) Kitaptaki hangi sözü daha çok be€endin? C) Nesne D) Yüklem C) Bu yar›flma hangi konuda yap›lacakt›? E) Özne D) Testteki hangi soru daha zordu? E) Böyle hatalar› nas›l yapars›n? 3. Oraya varmak için birbirinden dolambaçl›, birbirinden dar iki üç soka€a daha dal›p ç›kmam; yaz›n çöl gibi kurak, k›fl›n bir batakl›k gibi ›slak meydan›n tozlar›, çamurlar› içinden geçmem ge- 7. Ülkemizin ekonomik, toplumsal, siyasi problemle- rekiyordu. rini dilim döndü€ünce sizlere anlatmaya çal›flt›m. Bu cümlede alt› çizili öge afla€›dakilerden hangisidir? Bu cümlede alt› çizili bölüm cümlenin hangi ögesidir? A) Zarf tümleci B) Özne A) Dolayl› tümleç B) Zarf tümleci C) Dolayl› tümleç D) Belirtili nesne C) Nesne D) Yüklem E) Belirtisiz nesne E) Özne 8. Afla€›daki cümlelerden hangisinde soruya verilen cevap ötekilerden farkl› bir ögedir? 4. Afla€›daki cümlelerden hangisinde nesne yoktur? A) Siz, bu ifli nas›l yapt›n›z? A) Bu çay›n suyu, ilkbaharda coflkun coflkun akarm›fl. - Günlerce düflünerek B) Bizimle ne zaman bar›flacak? B) Görevliler az önce kutular› üst üste koydular. C) Çevresindeki insanlar› be€enmiyor, küçümsü- C) Sorular› kolay m› buldun? yordu. D) K›fl›n ya€murlu günlerinde buralarda kimseyi - Çok kolay D) Onlar niçin gidiyor? göremezsiniz. E) Evraklar›, zaman olmad›€› için yar›n imzala- - Yaln›z kalmak için E) ‹stanbul’dan bize ne getireceksin? yacak. 192 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası - Belki yar›n - Belki birkaç tak› TEST Cümlenin Ögeleri 9. Afla€›daki cümlelerden hangisinde s›fat tamla- 13. Nüfus art›fl›, Bat›’da yeni bilim 1 dallar›n›n mas› dolayl› tümleç görevinde kullan›lm›flt›r? do€mas›na yol açt›. A) K›fl aylar› ona geçmifli hat›rlat›yordu. Bu cümleyle afla€›daki cümlelerden hangisi aras›nda ögelerin s›ralan›fl› yönünden bir benzerlik vard›r? B) K›fl›n flehre getirdi€i so€u€u seviyordu. C) Koyu bulutlar onun için hüznü simgeliyordu. A) Uyan›k geçinen insanlar, çevrelerine zarar D) Yapraklar›n dökülüşünü odas›ndaki küçük vermeyi bazen düflünürler. pencereden seyrediyordu. B) Yeni ald›€› elbiseyi bütün gün özenle tafl›d› E) Güne k›fl›n verdi€i solgunlukla uyan›yordu. üstünde. C) Simsiyah gözlerini üzerime dikmifl, ayr›nt›lara 10. Oyunun heyecan›na kendini kapt›ran kad›n, ya dikkat ediyor. n›ndaki hayat arkadafl›n› zaman zaman unutu yordu, fark›nda olmadan. D) Bu çorak topraklarda ne bir çiçek ne bir a€aç Bu cümlenin ögelerinin do€ru s›ralan›fl› afla €›dakilerden hangisinde verilmifltir? E) T›knaz, siyah gömlekli, esmer bir delikanl›; yetiflir. kap›da bekliyordu. A) Özne / zarf tümleci / nesne / yüklem B) Nesne / özne / zarf tümleci / yüklem / dolayl› tümleç 14. Bo€az’›n en dar yerinde Göksu Deresi k›y›s›nda C) Özne / zarf tümleci / yüklem / dolayl› tümleç bulunan bu bölgenin, bugün oldu€u gibi Osmanl› D) Özne / nesne / zarf tümleci / yüklem / zarf öncesinde de yerleflim alan› olarak kullan›ld›€›; tümleci çeflitli kaynaklarda belirtiliyor. E) Nesne / yüklem / dolayl› tümleç Bu cümlenin ögeleri afla€›dakilerin hangisinde s›ras›yla verilmifltir? 11. Deneme yazar›; her olaya, her duruma ben aç› s›ndan bakar. A) Nesne / dolayl› tümleç / yüklem Bu cümlenin öge s›ralan›fl› afla€›dakilerden hangisinde do€ru olarak verilmifltir? B) Özne / nesne / zarf tümleci / yüklem A) Özne / dolayl› tümleç / yüklem D) Dolayl› tümleç / yüklem C) Dolayl› tümleç / özne / zarf tümleci / yüklem E) Özne / dolayl› tümleç / yüklem B) Özne / nesne / yüklem C) Özne / dolayl› tümleç / zarf tümleci / yüklem D) Özne / dolayl› tümleç / dolayl› tümleç / zarf tümleci / yüklem E) Dolayl› tümleç / özne / yüklem 15. fiairin yaflad›€› aflklar, bir yapra€›n soluflu, bir 12. Renk renk çiçeklerle kapl› yaylalar ve ahflap evler- yavrunun dünyaya gözlerini aç›fl›, bir emeklinin den oluflan köyleriyle Yaln›zçam, büyük flehirden çilesi; fliirinde yer almal›. kaçmak isteyenler için bulunmaz bir yer. Bu cümlenin ögeleri afla€›dakilerin hangisinde s›ras›yla do€ru verilmifltir? Bu cümlenin ögeleri afla€›dakilerden hangi sinde s›ras›yla do€ru olarak verilmifltir? A) Özne / nesne / yüklem A) Zarf tümleci / özne / yüklem / yüklem B) Özne / dolayl› tümleç / yüklem B) Nesne / yüklem C) Özne / yüklem / nesne / zarf tümleci C) Zarf tümleci / özne / zarf tümleci D) Nesne / yüklem / özne D) Özne / zarf tümleci / yüklem E) Nesne / özne / yüklem E) Özne / nesne / yüklem 193 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Cümlenin Ögeleri 2 5. Afla€›daki sorulardan hangisinin yan›t› özne 1. ‹sim ve isim soylu sözcüklerle kurulmufl yük- de yüklem de de€ildir? lemlerde olumsuzluk, ek eylemin olumsuzu olan “de€il” sözcü€ü ile sa€lan›r. A) - Geçen gece ne istemifltin benden? Afla€›daki cümlelerden hangisinde bu aç›klamay› örnekleyen bir kullan›m yoktur? - Bir nefes ‹stanbul. B) - Bu güzel söyleflileri sunan kimdir? A) Çocu€u, anlatt›klar› kadar yaramaz de€ildi. B) Oraya bunlar› tafl›mal›s›n onlar› de€il. C) -Yaz gelince yaylaya kim ç›kard› memleketinizde? C) Film söylendi€i kadar ilginç ve heyecanl› de€ildi. D) Koridorda h›zl› ad›mlarla yürüyen - Ahmet Kabakl›. - Köylüler. D) - Dünyada senin için en de€erli fley nedir? ben de€ildim. - Bir yudum su. E) - Söyleyin lütfen, hangi yol daha k›sa? E) Arkadafl›n de€il miydi bütün bunlar› söyle- yen? - Bu yol. 2. Akflamdan beri seni uyutmayan ne? Bu cümledeki alt› çizili soruya verilecek cevap, afla€›daki ögelerden hangisini buldurur? 6. “Kitap” sözcü€ü afla€›daki cümlelerden hangisinde “sözde özne” olarak kullan›lm›flt›r? A) Zarf tümleci B) Dolayl› tümleç D) Nesne C) Özne A) O y›llard›r da biz gençler için en de€erli hazi- E) Yüklem neydi, kitap. B) Kitap, dolaplar› süsleyen bir nesne olmaktan 3. Afla€›daki cümlelerden hangisi sadece yük- çok ufkumuzu açan bir arkadaflt›, bize. lemden oluflmufltur? C) Okulunu birincilikle bitiren kardeflime de kitap A) Duydu€um, bir akflam yeme€inden sonraki konuflmas›yd›. B) Sanat ürünleri,sanatç›n›n iç deneyimlerini aktarabilir. C) Tüm canl› varl›klar›n son yaflam belirtisiydi. D) Gerçek sanat adam› ilham›n› belli bir üslüpla verir. E) Y›rt›k p›rt›k pabuçlar›ndan parmaklar› görü- verildi, ödül töreninde. D) Yol boyunca o da kitap okudu, vakit geçirebilmek için. E) Kitap birkaç gün öncesine kadar bizdeydi, flimdi onu arkadafl›ma verdim. nüyordu. 7. Afla€›daki cümlelerin hangisinde s›fat tamlamas› zarf tümleci göreviyle kullan›lm›flt›r? 4. Afla€›daki cümlelerden hangisinde "sözde özne" kullan›lmam›flt›r? A) Dil bir kal›pt›r ve ancak içinde bir fley olmas› kofluluyla kendini gösterir. A) Sultansuyu haras›nda da Çiftelerdeki gibi B) Toplumlar aras›ndaki kültür ve düflünce al›fl- yar›fl atlar› yetifltiriliyor. veriflinde önemli bir etkendir, çeviri. B) Toplumumuz, do€aya ve hayvanlara karfl› C) Çocuklar›m›za, yabanc› dil ö€renmek gerek- eskiden de sevgiyle yönlendirilirdi. ti€ini söyler dururuz. C) Bunal›ml› oldu€um günlerde kitaplar›m bana D) Frans›zcay› da bilmedi€imiz, onlar›n ders en iyi dost olurdu. kitaplar›n› çevirmeye kalkt›€›m›zda açık açık D) Sanatta biçimselli€in ön plana geçmesi fikri, ortaya ç›k›yor. tart›fl›ld›. E) Biz biliyoruz ki ça€dafl elefltiri anlay›fl›, birkaç E) Çözüldü, karalar ba€lam›fl bu köylü güzelin y›lda gerçekleflmemifltir. sorunlar› da. 194 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Cümlenin Ögeleri 8. Afla€›daki cümlelerin hangisinde cevap cüm- 2 11. Atalar›m›z, güneflin balç›kla s›vanamayaca€› lesi zarf tümlecidir? gerçe€ini yüzy›llar öncesinden dile getirmifltir. A) - Yaylan›n neyini seviyorsun? Bu cümlenin ögeleri afla€›dakilerin hangisinde s›ras›yla do€ru olarak verilmifltir? - Havas›n› B) - Yaylada ne kadar kalacaks›n›z? A) Özne - nesne - zarf tümleci - yüklem - ‹ki buçuk ay C) - Yaylaya hangi yoldan gidiliyor? B) Özne - zarf tümleci - nesne - yüklem C) Özne - nesne - dolayl› tümleç - yüklem - Çevre yolundan D) - Yayla hangi ile ba€l›? D) Nesne - özne - zarf tümleci - yüklem E) Özne - dolayl› tümleç - nesne - yüklem - Adana’ya E) - Yayla geçen y›l nas›ld›? - Güzeldi 12. Afla€›daki cümlelerin hangisinde ögelere ay›rmada bir yanl›fll›k yap›lm›flt›r? A) Genç yazarlar›m›z›n öyküsü / yafll›l›€›n deneyimini ve olgunlu€unu / ele alm›fl. B) Yazar, / “Bundan bana ne, flu sorun beni ilgilendirmez, flundan sorumlu de€ilim.” / diyordu / bugün de. C) O güne kadar güven duydu€umuz otoritelerin flafl›lacak bir bilgisizlik içinde bulunduklar›n› / anlam›flt›k. D) Seçimler öncesinde flehirler heyecandan çalkalan›rken / bizler / kütüphanelerden / ç›kmazd›k. E) Töreni dikkatli bir flekilde izleyen ö€renciler / konunun ne oldu€unu / anlayamad›klar›n› / 9. Afla€›daki cümlelerin hangisinde farkl› türde zarf tümleçleri bir arada kullan›lm›flt›r? A) Gün do€madan ›rma€›n karfl›s›na geçmeliyiz. B) Belki de hepimiz baflkalar›n›n rüyas›n› yafl›yoruz. C) Olanlar› bana sessizce anlatt› ve gizlice sordu ne düflündü€ümü, olanlar hakk›nda. D) K›sa bir süre sonra roman› zevkle anlatabilirim sana. E) fiiir okumak herkesin becerebilece€i bir ifl de- söylediler. ğildir. 13. Afla€›daki cümlelerin hangisinde, ögelere ayr›m do€ru olarak gösterilmifltir? 10. Afla€›daki cümlelerin hangisinde “ne zaman kimi - nereden - nas›l” sorular›n›n cevab› sıra- A) Ülkesinin yüksek ba€›ms›zl›€›n› korumas›n› sıyla vard›r? bilen Türk ulusu / dilini de yabanc› dillerin boyunduru€undan / kurtarmal›d›r. A) Eski al›flkanl›klar›n› bir türlü b›rakmayan ya- B) Ülkesinin yüksek ba€›ms›zl›€›n› korumas›n› zarlar› tan›d›€›nda halk deyifllerini içtenlikle bilen Türk ulusu / dilini de / yabanc› dillerin dinliyordu. boyunduru€undan / kurtarmal›d›r. B) Elefltirmenler, kendi duygu ve düflüncelerine C) Ülkesinin yüksek ba€›ms›zl›€›n› / korumas›n› uygun sanatç›lar›, büyük bir zevkle de€erlen- bilen Türk ulusu / dilini de / yabanc› dillerin diriyorlard›. boyunduru€undan / kurtarmal›d›r. C) Ço€umuz bize en yak›n insanlar›, Anadolu’dan D) Ülkesinin yüksek ba€›ms›zl›€›n› / korumas›n› birer birer seçtik. bilen Türk ulusu / dilini de / yabanc› dillerin D) Gençli€imde her fleyi yüre€imden geçti€i gibi boyunduru€undan / kurtarmal›d›r. yapard›m. E) Ülkesinin yüksek ba€›ms›zl›€›n› / korumas›n› E) Bu gece, onu, günlerdir bulundu€u yerden bilen Türk ulusu, dilini de / yabanc› dillerin güçlükle ç›karabildik. boyunduru€undan / kurtarmal›d›r. 195 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümlenin Ögeleri ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. Y 3. D 4. Y ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. D 6. Y ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. temel / yardımcı 2. özne 3. nesne 4. zarf tümleci 5. edat tümleci 6. arasöz a. 3 b. 4 c. 5 d. 6 e. 2 f. 3 g. 2 h. 1 i. 5 j. 6 ETKİNLİK - IV 1. Özne 5. Dolaylı tümleç 2. Dolaylı tümleç 6. Zarf tümleci 3. Belirtisiz nesne 4. Belirtili nesne ETKİNLİK - V 1, 3, 4, 6 TEST – 1 1. E 2. E 3. B 4. A 5. E 6. B 7. B 8. E 9. D 10. D 11. C 12. D 13. E 14. E 15. B TEST – 2 1. B 2. E 3. C 4. C 5. A 6. C 7. E 8. B 9. D 10. E 11. A 12. E 13. B 196 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası CÜMLE ÇEŞİTLERİ VIII. ÜNİTE X Cümle Çeşitleri * CÜMLE ÇEŞİTLERİ Basit cümlenin yüklemi ya çekimli bir eylemdir; ya da ek eylem almış isim veya isim soylu bir sözcüktür. Cümleler türlerine göre dört alt başlıkta ele alınır: * Basit cümle, başka cümleye virgül(,) veya noktalı virgülle(;) bağlanmaz. a) Yapılarına göre cümleler, b) Yüklemin yerine göre cümleler, c) Yüklemin türüne göre cümleler, b) BİRLEŞİK CÜMLE d) Anlamlarına göre cümleler, Birden çok yargı bildiren cümlelerdir. Bileşik cüm- lede, asıl yargıyı bildiren cümleye "temel cümlecik" A) YAPILARINA GÖRE CÜMLELER denir. Temel cümleciğin anlamını tamamlayan yan yargılara ise "yan cümlecik" denir. Cümleler, yapılarına göre dörde ayrılır: NOT: Birleşik cümlelerde de basit cümlelerde de bir yüklem vardır. Bu iki cümlenin farkı birleşik cümlede fiilimsi, şart kipine göre çekimlenmiş fiil, iç cümle vs. bulunmasıdır. a) BASİT CÜMLE Bir tek duyguyu, bir tek düşünceyi, bir tek isteği, bir tek yargıyı anlatan cümleye "basit cümle" denir. * Yarın erkenden uçakla İzmir'e gidecek. Temel cümlecik düz cümlelerle daima sondadır. (Devrik cümlelerde değişir.) Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır. Deniz kenarına çok yaklaşmayınız. * Temel cümleciğin yüklemi ya çekimli bir eylemdir En çok sabah vaktini severim, Karadeniz'in bu ya da ek eylem almış isim veya isim soylu bir sözcük, yahut da sözcük grubudur. güzel yaylarında. Türk yazınının en önemli sanatçılarından biriydi, Yahya Kemal. * Birleşik cümleler, anlatımın kısalmasını sağlar: "Anlattıklarınızı yazmaya çalışıyorum." cümlesin- Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir başarıya imza attı. de üç yargı vardır: "Bir şeyler anlattım. Onlar, yazılmalıdır. Bunun için çalışıyorum." NOT: Yukarıdaki cümlelerde bir yüklem olduğu ve cümle içerisinde yargı taşıyan sözcük ya da sözcük * Birleşik cümlelerde bir temel cümlecik vardır. Yan cümleciklerin sayısı için sınır yoktur. öbeği olmadığı için bu cümleler yapıca basittir. ÖRNEK SORU Birleşik cümleler, kendi içinde dörde ayrılır. 1. Girişik birleşik cümle Aşağıdakilerden hangisi yapısına göre basit cümle değildir? İçerisinde fiilimsi bulunan, yan cümlesi fiilimsilerle oluşturulan birleşik cümlelere "girişik birleşik cümle" denir. A) Misafirleri yarın geziye götüreceğim. B) Derin düşüncelere dalmıştım yine. NOT: C) O geceden sonra bir daha geri dönmedim. Girişik birleşik cümlelerdeki yan cümle sayısı fii- D) Gazetedeki habere çok şaşırdım. limsi sayısına eşittir. E) Bindiğim araba çok eskiydi. Yanıt E 199 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümle Çeşitleri NOT: Yan cümle Girişik birleşik cümlelerde yan cümleyi bulmak için özel çaba sarfetmeye gerek yoktur. Ögeleri bulmamız yan cümleyi tespit etmemizi sağlayacaktır. (Özne) Çalışan Temel cümle kazanır. Yan cümle Temel cümle Gelecek günlerin heyecanını yüreğinde yaşayıp yarınlara kalacak eserler vermek isteyen bu sa- natçıya hepimiz hayranız. Sevmek, insanın doğasında vardır. (Özne) Gazete alıp eve gitti. (Zarf tümleci) Yaşlı adam kahvelerde dikkat çeken konuşmalar Yan cümle Bu cümlede öge olarak bir yan cümle vardır. Cümleyi ögelerine ayırırsak: Gelecek günlerin heyecanını yüreğinde yaşayıp yarınlara kalacak eserler vermek isteyen bu sanatçıya Temel cümle ifadesi dolaylı tümleç görevi üstlenir ve yan cümledir, hepimiz sözcüğü özne, düzenliyordu. Temel cümle Yan cümle (Belirtisiz nesne) hayranız sözcüğü ise yüklemdir. * Bu yan cümlede beş tane fiilimsi olduğu için as- Örneklerde görüldüğü gibi temel cümle fiilimsinin olmadığı cümledir. lında beş tane de yan cümlecik vardır ama fiilimsiler tek öge üzerinde toplandığı için yan cümle dolaylı 2. Şart birleşik cümlesi tümleç olarak karşımıza çıkar. hepimiz hayranız ifadesi ise temel cümleyi oluşturur. Bu cümledeki "gelecek" sözcüğü sıfat fiil, "yaşayıp" sözcüğü zarf fiil, "kalacak" sözcüğü sıfat fiil, "vermek" sözcüğü isim fiil, "isteyen" sözcüğü sıfat fiil Yan cümlesi şart kipiyle oluşturulan birleşik cüm- lelere denir. Erken gelirsen, birlikte gideriz. Yan cümle olarak görev alır. NOT: Biraz dinlenirsen, kendine gelirsin. Yan cümle Yan cümleler temel cümleye farklı öge görevleriyle bağlanabilir. Çalışmanın sağlığa zararı yoktur. Yan cümle (Özne) Temel cümle Çocuk hastaysa, doktora götürmeli. Temel cümle Yan cümle Temel cümle Anadolu'da yaşayan insanlara fırsat buldukça Yan cümle (Dolaylı tümleç) Temel cümle Hava yağışlıysa, şemsiyeni almalısın. Yan cümle Temel cümle NOT: Temel cümle yardım ediyordu. Şart birleşik cümlelerinde yan cümle her zaman zarf tümleci olur. Türkiye ile ilgili farklı düşüncelerin yer aldığı bu Yan cümle (Belirtili nesne) 3. "Ki" bağlaçlı birleşik cümle mektubu ben de okudum. Temel cümle Eve giderken cümlelere denir. öğretmeni gördüm. Yan cümle (Zarf tümleci) Temel cümle Atatürk bu ülkeyi düşman işgalinden kurtardı ki bu kadar seviliyor. 200 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yan cümlesi ki bağlacıyla oluşturulan birleşik Cümle Çeşitleri Çok çalışmış ki başarılı oldu. ➪➪ Yan cümlecik, temel cümleciğin nesnesi olur: Öyle hızlı gitti ki yetişemedim. Bunları size vermeyi unutmuşum. Nesne 4) "mi" edatıyla oluşturulan birleşik cümle Osmanlı'nın son dönemlerindeki gelişmeleri öğ- Akşam oldu mu gelir. Sevgi dendi mi Yunus'u hatırlarım. Nesne renmeyi çok istiyorum. Eflatun, "En erdemli olanlar erdemli gözükmek Hasta oldu mu nazlanır. Nesne yerine öyle olmakla yetinenlerdir." demişti. Oraya gitti mi bilmiyorum. * Ki bağlaçlı birleşik cümlelerde ve yan cümle zarf tümlecidir. ➪➪ Yan cümlecik, temel cümleciğin dolaylı tümleci 5) İç içe birleşik cümle Mustafa Barutçu; önümüzdeki ay, dün bahsettiği miz yerlere gidecekmiş. Konfüçyus, "Yüce insan önce yapacağınıý yapar, Pınar Kür'ün son romanını okumaya dün başla- olur: Bir iç cümleyle bu iç cümlenin bağlı olduğu cümle- den oluşan birleşik cümleye iç içe birleşik cümle denir. İç cümle sonra ona göre konuşur." demişti. İç cümle olur: İç cümle NOT: Doğrudan anlatım, tanık göstermenin olduğu yerde bu cümle türü örneklenir. Yani iç içe birleşik cümlede ifade "dedi, demiş, diyor, der" gibi sözcüklerle kurulur. Zarf tümleci dince sevmenin ne kadar yüce bir duygu olduğu- nu anladım. Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya. Zarf tümleci ➪➪ Yan cümlecik, temel cümleciğin edat tümleci Birleşik cümlelerde yan cümlecikler farklı öge görev- olur: leri üstlenebilir. Size yardımcı olabilmek için çalışıyorum gece ➪➪ Yan cümlecik, temel cümleciğin öznesi olur: Okumanın yararı, insan için pek çoktur. Gökyüzünün farklı renklerini yüreğimde hisse- İç içe birleşik cümlelerde yan cümle belirtisiz nes- ne görevi üstlenir. dım. ➪➪ Yan cümlecik, temel cümleciğin zarf tümleci Çocuk, annesine: "Çok susadım." dedi. * Dolaylı tümleç Tevfik Fikret: "Yükselmeyen düşer." diyor. Dolaylı tümleç Edat tümleci gündüz. Özne Baharı yerinde yaşayabilmek için geldim bu Ka İnsanların ruh halini anlamak önemli bir meziyettir. Özne 201 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Edat tümleci radeniz köyüne. Cümle Çeşitleri Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü ÖRNEK SORU Aşağıdakilerin hangisinde ad eylemlerle kurulmuş bir yan cümlecik, temel cümleciğin nesnesi görevindedir? A) Onun konuşmasına bir anlam veremedim. d) BAĞLI CÜMLE B) Onun konuşmasını herkes beğendi. C) Onun konuşmasını dinlemek için gittiler. nan cümlelere "bağlı cümle" denir. Y Y Y olur. (sıralı cümle) Y Bağlaçlarla "ve, veya, çünkü ..." birbirine bağla- D) Onun konuşması, beni çok etkiledi. Bu konunun önemli noktalarını öğrendim ve arka- E) Onun konuşmasından çok şey anladım. Yanıt B daşlarıma bildirdim. Sen kazan da düşmana kalsın. (Bağlı cümle) Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yapısı farklıdır? Oraya gitmedim çünkü vaktim yoktu. (Bağlı cümle) A) Mayıstaki sınavlar, tek umuduydu. NOT: B) Sağ taraftan yürürsen eve varırsın. Sıralı ve bağlı cümlelerin ögelerinden biri veya bir- C) Kalemin kapağını okulda düşürmüş olmalı. kaçı ortak olabilir. Böyle cümlelere "bağımlı sıralı D) Çiçekler, odaya ayrı bir güzellik veriyor. cümle" ya da "bağımlı bağlı cümle" denir. ÖRNEK SORU E) Sağlığımız için yararlı şeyler yemeliyiz. Yanıt B Hilal, Üsküdar'a gitti; orada arkadaşını gördü. ÖRNEK SORU (özne ortak) Aşağıdaki birleşik cümlelerin hangisinde eylemsi ile yapılan bir yan cümlecik vardır? Bekir, ödevini yaptı; okula götürdü. (özne ve nesne ortak) A) Biraz daha konuşursan giderim. Betül, kardeşini parkta gezdirdi; salıncağa bindir- B) Gelirsen bizi sevindirirsin. medi. (özne, nesne, dolaylı tümleç ortak) C) Öyle çalışkan ki sınıfın birincisi olmuş. D) İlacı içtin mi bir şeyin kalmaz. E) Çalışanların ücretini yarın verecekmiş. Yanıt E Elif gelmedi ama bunları gönderdi. (özne ortak) NOT: Sıralı ve bağlı cümlelerin ögeleri ortak olmayabilir.Böyle cümlelere "bağımsız sıralı cümleler" denir. c) SIRALI CÜMLE : Başlı başına bir cümle olduğu halde aralarına nokta konmayıp virgül ya da noktalı virgülle ayrılan cümlelere "sıralı cümle" denir. NOT: Dışarı çıktım; yağmur yağıyordu. Sokaklar, sessiz; dükkanlar, bomboştu. Sıralı cümlelerde birden çok yüklem vardır ve yüklemler virgül ya da noktalı virgülle ayrılır. şıyordu. Şemsiyeler açılıyor, yakalar kaldırılıyor, adımlar Y Y sıkışıyordu. (sıralı cümle) Y 202 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Çocuk ağlıyor, annesi de onu susturmaya çalı- Biz yarım saate geliriz, siz evde bizi bekleyin. Hava oldukça soğuktu, dışarıda kimseler yoktu. Cümle Çeşitleri ARA SÖZ NOT: Ara söz, cümleden çıkarılınca, cümlenin anlamı Cümlede açıklama amacıyla kullanılan sözlerdir. İki virgül, iki kısa çizgi içinde belirtilir. Ancak en uygu- değişmez. nu iki kısa çizgi arasında gösterilmesidir: Ben kışın, soğuktan olmalı, çalışamam. Bu ezanlar – ki şehadetleri dinin temeli – Edebi yurdumun üstünde benim inlemeli. dizelerindeki ara sözü çıkarınca "Bu ezanlar, edebi yurdumun üstünde inmeli," biçiminde olur. Cümle- Mehmet Akif Ersoy'a, İstiklal Marşı'nın değerli şairine, hayranlık duyuyorum. nin anlamında bir değişiklik olmaz. Şu evlerin olduğu yere – ki buralar birkaç yıl önce "Ki" ile yapılan ara sözler vardır: bomboştu – yeni bir bina yapılacakmış. Mustafa'nın – ki onu herkes severdi – gitmesine çok üzüldüm. NOT: Ara sözlerin bazıları cümlede öge görevi üstlenir- Bu ara sözler de öge görevi üstlenmez. ken bazıları öge görevi üstlenmez. EKSİLTİLİ CÜMLE Bir veya birkaç ögesi olan, yüklemi olmayan cüm- lelerdir. Kendinden önceki veya sonraki cümleler sayesinde cümlenin anlamı anlaşılır. PRATİK KURAL: a) İki virgül ya da iki kısa çizgi arasındaki kısmın yük- Seni bir yakalarsam... lemi varsa o kısım oge görevi üstlenmez, yüklemi Dün gece bir yağmur bir fırtına... yoksa üstlenir. b) İki virgül ya da iki kısa çizgi arasındaki kısmın ba- NOT: şına "yani" bağlacı getirebiliyorsak ara söz öge göre- Atasözlerinde de eksiltili cümlelerle karşılaşırız. vi üstlenir, getiremiyorsak üstlenmez. Bir koltuğa iki karpuz... Ali'nin _ çok çalışmaktan olacak – elleri nasır- Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyun- yani dan... laşmıştı." NOT: Karşılıklı konuşmalarda da eksiltili cümle kullanılır. Bu cümlede iki kısa çizgi arasına yani bağlacı ge- tiremediğimiz için buradaki ara söz öge görevi üstlen- mez. yani Öğrencilerden biri – yeşil kazaklı – elini kaldırdı. Özne Özne Ara söz Bu cümlede iki kısa çizgi arasına yani bağlacı getirebildiğimiz için ara söz öge görevi üstlenmiş ve öznenin açıklayıcısı olmuştur. – Nereden geliyorsun? – Evden. (geliyorum) (dolaylı tümleç) – Bunları kim gönderdi? – Selim. (gönderdi) (özne) – Ne zaman gideceksin? – Yarın. (gideceğim) (zarf tümleci) NOT: Cümle sonunda kullanılan "ki"ler eksiltili cümle yani yapar. Memleketine – Elazığ'a – bu yıl mutlaka gitmeDolaylı tümleç liydi. Dolaylı tümleç Ara söz Onu o kadar özledim ki... 203 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümle Çeşitleri B) YÜKLEMİN YERİNE GÖRE CÜMLELER NOT: Şart kip eki almış sözcükler cümle sonunda kullanıldığında eksiltili cümle yapar. (ÖGELERİN DİZİLİŞİNE GÖRE) Türkçede düz anlatımda yüklem, cümlenin so- nundadır. Dil kurallarına uygun bir cümlede ögeler, şu şekilde sıralanır: Oraya ben de gitsem... Şu anda burada olsa... Özne Sınavları kazanabilsem... (zarf tümleci, dolaylı tümleç, nesne) Ancak bu sıralama kuramsaldır. Vurguya göre, NOT: Tasvirlerde de eksiltili cümle kullanılır. – tümleçler – yüklem bu sıralama değişebilir. Satılık arsalar (vardır.) Kiralık Ögelerin dizilişine göre cümleler ikiye ayrılır: 1. Kurallı cümle 2. Devrik cümle NOT: 1. Kurallı Cümle Tabelalar da bir çeşit eksiltili cümledir. Sağda bir ev (var), onun yanında boş bir arsa (var), çocuklar burada oynuyor, diğer tarafta iki kadın (duruyor). Yusuf, yarın okula kardeşini götürecek. Yusuf, kardeşini okula yarın götürecek. Yarın okula kardeşini Yusuf götürecek. Örneklerde görüldüğü gibi vurgulanmak istenen ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad eylemle kurulmuş bir yan cümlecik, temel cümleciğin nesnesi görevindedir? ögeler yüklemin yanına getirilmiştir. Ancak yüklem daima yerindedir. A) Öğretmenimizin şiir okuyuşunu çok beğeniyorum. B) Şiir okuma yarışmasında birinci oldu. C) Güzel şiir okumak bir yetenek işidir. D) Şiir okumaktan hoşlanmayanlar da olabilir. E) Şiir okumanın da bazı kuralları vardır. Yanıt A 2. Devrik Cümle Yüklemi yerinde olmayan (sonda olmayan) cüm- lelerdir. Daha çok günlük konuşmalarda ve şiirlerde kullanılır. Kurtulmak istiyorum bu hayatın keşmekeşliğinden, tek tanem! ÖRNEK SORU Aşağıdakilerden hangisi öznesi ortak olan bir sıralı cümledir? Bu cümle de yüklemin yerine göre kurallı cümledir. "tek tanem" ifadesi ünlemdir ve ünlemler, cümle dışı unsur kabul edilir.Dolayısıyla ünlem soylu bir sözcüğün cümle sonunda bulunduğu ifadeler kurallı cümledir. A) Radyo çalıyor; oturanlar onu ilgiyle dinliyorlardı. B) Evden sessizce çıktık; sokakta lambalar yanmıyordu. C) Konuşa konuşa geldiler; evin önünde durdular. D) Kentin güneyine bakıyorum; evler sisten gözükmüyor. E) Gürültüler artıyor; kimse kimseyi duymuyordu. Yanıt C Sedat, İngilizce sınavına hazırlanıyor; Altan Matematik sınavına.(hazırlanıyor) Bu cümle de kurallıdır çünkü burada iki ayrı cümle vardır ve yüklem iki ayrı cümle için ortak kullanılmıştır. 204 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yüklemi, sonda olan cümlelerdir. Diğer ögeler, anlam derecesine göre sıralanır: Cümle Çeşitleri UYARI: Tek dileği, geleceğin sunacağı güzellikleri yaşamaktı. (Bu cümlede yüklem fiilimsiden oluşmuştur. Fiilimsiler, isim soylu sözcük kabul edildikleri için fii- Devrik cümleleri ögelerine ayırırken önce ku- limsinin yüklem olduğu cümle isim cümlesidir.) rallı cümle durumuna getirmeliyiz. Çünkü, devrik cümlelerde ne anlatıldığı ilk bakışta anlaşılamaya- Şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır. bilir. Bu ev, okulumuza yaklaşık iki saat uzaklıktaydı. Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul. Yakarız yurdumuza kem gözlerle bakanı. Günlerdir çok çalıştığı için bugün hayli yorgun. Tembel, bir işe yaramayandır. Hoşuma gitti o yazı. ÖRNEK SORU Göresim geldi seni. On iki kardeşi getirdiler, asıl vatanlarına. Kim görecek beni bu köyde? Hüsnü'yle bir göz kırptı gülümseyerek. Çıldırdı demişler onun için. Zordur bu soruya cevap vermek. Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ad soylu bir sözcüktür? A) B) C) D) Ben bir köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım. Bütün arkadaşlarımı yanımda istiyorum. Yalnızlıktan kaçarlar, kimse bilmez onları. Kaya diplerine açmış çiğdemlere benzer yeni sevgiler. E) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni. Yanıt A C) YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER D) ANLAMLARINA GÖRE CÜMLELER Cümleler anlamlarına göre dörde ayrılır: Cümleler yüklemin türüne göre ikiye ayrılır: 1. Olumlu Cümle 1. Eylem (fiil) cümlesi. 2. Ad (isim) cümlesi. 1. Eylem Cümlesi Tatil dil, yılanı deliğinden çıkarır. cümlelerdir: Gazetedeki resimleri görünce çok şaşırdım. Elinde çantasıyla koşar adım buraya geliyor. Eve geldiğimizde onlar çoktan gitmişlerdi. Yüklemi (kip ve kişi eki almış) çekimli eylem olan Yukarıdaki cümleler; hem biçimce, hem anlamca olumludur. Kenardaki tabureye oturup dinlendi. Ham meyveyi kopardılar dalından. 2. Olumsuz Cümle Birçok yazar,Tanzimat Edebiyatının edebiyatımı- lelerdir. Olumsuzluk anlamı ya eklerle, ya da sözcük- müzde. lerle yapılır: 2. Ad Cümlesi NOT: İsim cümleleri "değil, yok" sözcükleri ve "–sız" ekiyle; fiil cümleleri ise "–ma, –me" ekiyle olumsuzlaştırılır. Yüklemi, ad veya ad soylu sözcük ya da tamlama olan cümlelerdir. Ad soylu sözcükler, ek eylem alarak yüklem olur. 205 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası İşin yapılmadığını (yapılmayacağını), oluşun ger- çekleşmediğini (gerçekleşmeyeceğini) bildiren cüm- za yeni renkler kazandırdığını kabul etmiyor günü- İşin yapıldığını (yapılacağını), oluşun gerçekleşti- ğini (gerçekleşeceğini) bildiren cümlelerdir. Cümle Çeşitleri a) Olumsuzluk anlamı veren ekler: –ma, –me, (–mı, –mi, –mu, –mü) Değil: Ek eylemin olumsuzudur. Çocuk, hasta değil. Ali, evde değil. Bugün okula gelmemiş. Onu götürmeyeceğim. Buraya oturma! Tatile gitmiyormuş. Kitabı okumuyor. Hayır, üşümüyorum. Arabayı, satmıyor. NOT: Burası temiz değil. Bu araba benim değil. Bazı cümleler biçimce olumlu anlamca olumsuzdur. UYARI: Olumsuzluk anlamı veren "–ma, –me" eki ile ey- Beni ne aradı ne sordu. (aramadı, sormadı) Ne Ahmet'i ne Ali'yi gördüm. (görmedim) Oraya ben mi gitmişim? (gitmedim) Senin gibi biri böyle yapar mı? (yapmaz) Öyle söz söyler miyim? (söylemem) lemden ad yapan "–ma, –me" eki karıştırılmamalıdır. –maz, –mez: Geniş zamanın olumsuzudur. "Bu havada yağmur yağmaz." "Bu saatte eve gelmez." NOT: –amar, –emer: Olumsuzluk anlamı veren iki unsur, bir cümlede Yeterlilik eyleminin olumsuzudur: kullanılınca, cümlenin anlamı olumlu olur. "Onu görebilirim" "Onu göremem." "Vaktim yok, konuşamam." –sız, –siz: Adlara eklenerek olumsuzluk anlamı verir: "Bu çocuk kimsesiz." "Şu görünen yerler sahipsiz." Yok: Evde bugünlerde kimse yok. Ehliyetim bugün de yanımda yok. Bu konuda seni dinlemeyecek değilim. (dinleye- Doğru söylemiyor değil. (söylüyor) Mahmutpaşa'da yok yok. (Her şey var.) Anlattıklarını bilmiyor değil. (Biliyor) Gördüğü gibi parasız değil (parası var.) Gitmeye isteksiz değil. (İstekli) 3. Soru Cümlesi Bir işin yapıldığını (yapılacağını), yapılmadığını (yapılmayacağını) öğrenmek amacı taşıyan cümlelerdir. 206 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası (Yapıca, biçimce olumsuz; anlamca olumlu cümle): ceğim) b) Olumsuzluk anlamı veren sözcükler: Soru anlamı veren sözcüklerle yapılır: Cümle Çeşitleri UYARI: Soru sıfatı ile: Hangi elbiseyi giyeceksin bugünkü resepsiyonda? 1. İçinde soru sözcüğü olan cümleler, mutlaka Kaç öğrenci gelecek burada yapılacak şiir dinle yanıt gerektiriyorsa, gerçek soru cümleleridir. tisine? Nasıl bir kıyafet giyeceksiniz mezuniyette? Dün gece kapıyı kim açtı size? (özne) Yarın oraya mı gidiyorsunuz? (dolaylı tümleç) 2. Bazı cümleler vurgu yoluyla soru anlamı kaza- Soru zamiri ile: nır: Siz, kaçını gördünüz arkadaşlarınızın? Onlar, yarın nereye gidecekler? Demek, oraya gittin? Bakkaldan ekmek, peynir al. Siz burada kimi bekliyorsunuz? –Şeker? (şeker alayım mı?) Sınavda Ayşe, 80; Baki, 85 puan almış. Ben? (Ben kaç puan almışım?) Soru zarfı ile: Niçin insanlar birbirine saygılı davranmıyor? 3. Bazı soru cümleleri ille de yanıt gerektirmez. Ne zaman doğacak ruhuma güneş? Bu cümlelere sözde soru cümleleri denir. Bu cümlelerin sonuna soru işareti konur. Neden bu kadar alıngansınız? Bu tür cümlelerde çeşitli anlamlar vurgulanır: Bildiği halde bilmemiş gibi davranma Soru edatı ile: Yağmur yağıyor mu? Beni de götürecek misin? Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mer mer? Ağlayan ben miyim, sen misin? Şaşma bildirir Onu karşımda görmeyeyim mi? Haziranın ortasında kar mı yağmış? Yadırgama anlamı Akıllı çocuklar böyle yapar mı? Ben öyle konuşur muyum? Rica anlamı UYARI: Altan mı buraya yarın gelecek? (özne) Altan, buraya yarın gelecek mi? (yüklem) Beni de götürür müsün? ra gelirse, cevap o ögeye yönelik olur. Altan, buraya yarın mı gelecek? (zarf) Buraya gelir misin? Abatma anlamı mı, mi(mu, mü) soru edatı, hangi ögeden son- Karşılaştırma yapar Uzaya gitmek kim, biz kim? Sitem anlamı 207 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Orada neler yoktu neler? Demek gelmiş de bize uğramamış? Cümle Çeşitleri UYARI: ÖRNEK SORU (I) Fırat Nehri'nin kıyısında, sarp kayaların çevrelediği bu kasabanın ahşap evleri, her yönüyle gezilip görülmeye değer. (II) Evlerin kapıları, pencereleri ilk bakışta insanın dikkatini çekiyor. (III) Kültürel bir değer olan kapılar ve pencereler, bana hep yaşlıların yalnızlığını anımsatır. (IV) Kapı önlerinde, ahşap pencerelerin arkasında oturan yaşlılar hep yol gözler. (V) Gurbetten gelecek çocuklarını, torunlarını bekler çünkü yöre insanı yıllardan beri gurbete gitmeye alışıktır. Soru cümlelerinin hepsinin sonuna soru işareti(?) konur. Mutlaka yanıt isteyen soru cümlelerinin sonuna, soru işareti koymak zorunludur. Peş peşe sıralanmış soru cümlelerinin arasına virgül koyup en sona soru işareti koyulmalıdır. Saat kaçta, nereye, kiminle gideceksin? Hangi şehirde, hangi mahallede, hangi evde Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? kiminle oturuyorsun? Soru cümleleri geniş bir yargının anlamını da- A) I. cümle girişik birleşik cümledir., B) II. cümle öge dizilişine göre kurallıdır. C) III. cümlede yan cümle temel cümleye özne göreviyle bağlanmıştır. D) IV. cümlede yan cümle temel cümleye nesne göreviyle bağlanmıştır. raltır: İyi insanları kim sevmez? 4. Ünlem Cümlesi İçten gelen, taşkın duyguları anlatan cümlelerdir. E) V. cümle yapıca bağlı bir cümledir. Yansımalar, haykırışlar, ünlem niteliğindeki sözcükler ÇÖZÜM I. cümlede temel cümlenin yüklemine çevrelediği, gezlip, görülmeye fiilimsileri bağlandığı için bu cümle girişik birleşik cümledir. II. cümlenin yüklemi sonda olduğu için bu cümle kurallı cümleyi örnekler. III. cümlede içerisinde olan fiilimsisinin bulunduğu "Kültürel bir değer olan kapılar ve pencereler" ifadesi yükleme özne göreviyle bağlanmıştır. V. cümle, iki ayrı cümle birbirine bağlaçla bağlandığı için bağlı cümledir. IV. cümlede yan cümle temel cümleye özne göreviyle bağlanmıştır. Yanıt D ile ünlem cümlesi kurabilir: Okusa ya! Hay hay hemen yazarım! Ay, ayağım burkuldu! Deli midir ne! Vay sen de mi geldin? Ah, o yok mu o! Hey gidi gençlik! Hişşt, sessiz olun! ÖRNEK SORU ÖRNEK SORU (l) fiiirimizin büyük ustalar›ndan ‹lhan Berk, yeni bir kitap yay›mlad›. (II) “Avluya Düflen Gölge” adl› bu yap›t› da di€erleri gibi bir solukta okudum. (III) Umuyorum ki okurlar da bu kitab› en az benim kadar be€enecekler. (IV) Sanatç›n›n 1984’ten beri yazd›€› birbirinden güzel bu fliirlerin pek ço€u boy gösterdi dergilerde. (V) Bu yüzden de birçok okuyucu ‹lhan Berk fliirlerinin müptelas› olmufl durumda. (I) Görünmeyen kufllar›n sesi, ayd›nl›€› ça€›r›rken pencerelerin perdeleri, yorgun rüyalar›ndan daha s›yr›lmam›flt›. (II) Yokufltan, sabahlar› ilk anlar›n› yakalam›fl bir kedi, tembel tembel iniyordu. (III) Gün ›fl›€› o darac›k yokufla, Bizans sessizli€ini sürdüren eski yap›lar›n kemerli kap›lar›na yavaflça sokuldu. (IV) Tophane’den sevgili denizin kokusu, Taksim’den yorgun mu yorgun bir rüzgar geçti. (V) Sonra köfledeki kahvecinin sesi, çay bardaklar›ndan tüten duman ve bir türkü, perdeleri k›m›ldatt›. Numaralanmış cümlelerden hangisi öge dizilişine göre ötekilerden farklıdır? A) I. Numaralanmış cümlelerden hangisi yapısı bakımından ötekilerden farklıdır? A) I. B) II. C) III. D) IV. C) III. D) IV. E) V. ÇÖZÜM I., II., III. ve V. cümleler yüklem sonda olduğu için düz cümleyi örnekler. IV. cümle ise yüklem sonda olmadığı için devrik cümledir. Yanıt D E) V. Yanıt D 208 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. Cümle Çeşitleri ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış 1. Yüklemine göre cümleler isim cümlesi ve fiil cümlesi olmak üzere ikiye ayrılır. 2. İsim cümlesinde yüklem olan isim ya da isim soylu sözcük ek fiil alır. 3. "Sen çağırırsın da ben gelmez miyim?" cümlesi biçimce olumlu, anlamca olumsuzdur. 4 Yan cümleciği fiilimsilerle oluşturulan cümlelere girişik cümle denir. 5. Öge ortaklığı olan sıralı cümlelere bağımsız sıralı cümle denir. 6. Bağlı cümlede en az iki yüklem bulunur ve yüklemler birbirine bağlaçlarla bağlanır. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. 1. Ögelerin dizilişine göre cümleler .................. ve ................. olmak üzere ikiye ayrılır. 2. Cümleler ................ özelliğine göre olumlu, olumsuz cümle, soru cümlesi, emir cümlesi, ünlem cümlesi ve dilek cümlesi olarak ayrılır. 3. ................. bakımından cümleler basit, bileşik, sıralı ve bağlı cümle olarak dörde ayrılır. 4. Tek düşünceyi, tek yargıyı bildiren tek yüklemden oluşan cümleye ................. cümle denir. 5. Bir temel cümle ile yan cümlecükten oluşan cümleye ................. cümle denir. 6. ................ cümlede en az iki yüklem vardır ve bu yüklemler birbirine virgül ya da noktalı virgülle bağlanır. 209 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümle Çeşitleri ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. a Gökyüzünden yıldızlar birer birer kayıyordu. b Eylülde yapraklar dökülür, insanlar iyiden iyiye hüzünlenir. c d 1 Kurallı cümle 2 Devrik cümle 3 Fiil cümlesi 4 İsim cümlesi 5 Basit cümle 6 Birleşik cümle 7 Sıralı cümle 8 Bağlı cümle Ey gözleri ahu, nerdesin? Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta. e Konuşuyoruz ama birbirimizi dinlemiyoruz. f g Tuna ağlıyormuş bazı geceler. Ben de karın bereket getirdiğini düşünüyorum. h Sararan yapraklara hüzünle bakıyordu. i Ay, ışıklarını usulca mehtaba gönderiyor. j Sorunlarımızı konuşarak çözmeliyiz. k Tek istediği bu sıkıcı yerden uzaklaşmaktı. l İki yağmur damlası düştü kuru yapraklarına güzün. 210 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümle Çeşitleri ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümleleri yüklemine, öge dizilişine ve yapısına göre inceleyiniz. 1. Kendimize tahta atlar yapar, sokak aralarında koştururduk. (.................................................) 2. Ne doğan güne hükmüm geçer ne halden anlayan bulunur. (.................................................) 3. Toplantının ne zaman başlayacağını sana söylemedi mi? (.................................................) 4. Onların hafta sonu nereye gittiklerini hatırlamıyorum. (.................................................) 5. Süt tüketimi özellikle çocukların gelişiminde çok önemlidir. (.................................................) 6. Az önce buradan geçen adamın üzerinde eski bir ceket vardı. (.................................................) ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümleleri öge dizilişine göre inceleyiniz. DEVRİK 1. Bir leylak hüznüyle titrer yüreğim. 2. Sanat müziği dinliyorum bugünlerde. 3. O bizim ailenin en çalışkanıydı. 4. Keman sesinde, üzgün bir kalbin titreyişi var. 5. Bu tepe, denizin en güzel göründüğü yerdi. 6. Yeşil pencereden bir gül at bana. 211 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası KURALLI Cümle Çeşitleri Yazılı Soruları ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. Aşağıdaki cümleleri yüklemlerinin türü bakımından çözümleyiniz. 1. Bir handa yorgun argın tatlı uykudaydık Doktorun içine birdenbire bir hüzün çöktü Her mimari eser, milli hayatın bir koruyucusudur Vakit vakit ince bir yağmur serpeliyordu Seni ancak bu sabah anlıyorum Bir lahzada bir pancur açılmış gibi yazdan Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz'dan 2. Bu cümleleri yüklemin türüne, yerine, yapısına ve anlamına göre inceleyiniz. Dışarıda kar yağıyor ---3. Bu cümleyi yapı bakımından birleşik bir cümle oluşturacak şekilde tamamlayınız. 4. Söylediğin türküler, bizim türkümüz değil Söylediklerini anlamaz olur muyum? Vatan al bayrağın dalgalandığı yer değil midir? Yok bizi arayan soran kimsemiz Ben bu sözü söyler miyim? Yukarıdaki cümleleri anlamına göre inceleyiniz. Sahipsiz olan memleketin batması haktır Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır 5. Bu dizelerdeki cümleleri yüklemin türüne ve yerine göre inceleyiniz. 212 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Cümle Çeşitleri 1. Afla€›daki cümlelerden hangisi yükleminin 1 4. Afla€›daki cümlelerin hangisi yüklemin yerine çeflidine göre di€erlerinden farkl›d›r? göre ötekilerden farkl›d›r? A) Kitap fuarlar›ndaki imza günlerinde, yazar A) Seni bundan sonra yolundan döndürecek de€ilim. B) Günefl, tepelerden inerken usul usul, ben düfllerdim seni içimde, derin derin. C) Sendin beni bu hallere düflüren ya€mur bak›fll›m. D) Üflüdüm sensiz geçen her gecenin sabah›nda. E) Çocuk bak›fllar›na tak›ld› yine bak›fllar›m bü- milletinin vaziyeti görülmeye de€erdir. B) Okuyucu önünde her biri, görücüye ç›km›fl gelinlik k›z gibi durmaktayd›. C) Çakt›rmamaya çal›flsalar da hareketlerine bir gariplik bir heyecan efllik eder. D) Titrek ve sevinçli bir bekleyiflle oturmaktad›rlar. tün gece. E) Gediklileri, bu ifli çokça görmüfl geçirmiflleri de vard›r tabii. 5. (I) Hayat›n içinde de€il, kendi inflaa etti€imiz küçük adac›klarda yafl›yoruz, soka€›n ve insanlar›n 2. Afla€›daki cümlelerin hangisi yüklemine göre farkl›d›r? cahili olarak. (II) Bir gün o küçücük odadan A) Kimi zaman bir flark›, bir fliir, al›p uzakl›klara orada. (III) Konuflam›yor, yalpal›yor, gülmeyi ç›k›verince bir yabanc› gibi ortada kal›yoruz beceremiyoruz bu garip flehirde. (IV) Göz göze götürür bizi. geldi€imizde insanlar bize bak›p gülümsüyor. (V) B) Yazd›€›n son mektubu okudum dün gece Ne Mallerme bir fley söylüyor o zaman ne Borges a€layarak. ne de Tanp›nar. C) A€lamay› ö€renmek de insan›n erdemlerin- Numaralanm›fl cümlelerden hangisi yükleminin yerine göre ötekilerden farkl›d›r? den biri de€il midir? D) Ülkemiz, her gün biraz daha yar› aç›k cezaevine dönüyor son y›llarda. A) I. E) Hikaye, bire bir gündelik yaflam›n ayr›nt›lar›, gerçekleri üstüne kurulamaz. B) II. C) III. D) IV. E) V. 6. Afla€›daki atasözlerinden hangisi, ögelerinin dizilifli yönünden ötekilerden farkl›d›r? 3. (I) Anadolu’dan söz aç›nca bir yaraya da tuz la efl anlaml›d›r, Anadolu’da. (III) Ana cadde- A) B) C) D) ler üzerinde girece€imiz bir iki kitapç›, iyisinden E) Ek tohumun has›n›, çekme yiyecek yas›n›. basm›fl olduk. (II) Birkaç büyük flehir d›fl›nda, kitaba gönül vermek, bir kara sevdaya tutulmak- Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir. Öfkeyle kalkan, zararla oturur. Aya€›n› yorgan›na göre uzat. Ac› patl›can› k›ra€› çalmaz. k›rtasiye, hatta oyuncak dükkan› olmufltur. (IV) Bunlar aras›nda günün birinde hasbelkader raf- 7. Afla€›daki cümlelerden hangisi biçimce olum- lara düflmüfl, sarar›p solmufl, tozlanm›fl romanlar suz anlamca olumludur? kaderlerine yanmaktad›r. (V) Bu tür kitapç›lara kitap soran merakl›lar arad›kalar›n›n “yok” oldu€unu A) Köylü kad›n tarlas›n› belledi, gübreledi. ö€renince geri dönerler. B) Soruyu dikkatle okumam› ö€ütleyenler olmad› Yukar›daki numaralanm›fl cümlelerden hangileri yüklemin türüne göre ötekilerden farkl›d›r? C) Gök mavi, dal yeflil, tarla sar› olsun isterim. de€il. D) Övünmek f›rsat›n› bulamad›€›m›z zamanlar az konufluruz. A) I. ve II. B) II. ve III. D) III. ve IV. E) Hepimizde baflkalar›n›n dertlerine katlanacak C) II. ve IV. güç vard›r. E) IV. ve V. 213 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Cümle Çeşitleri 1 8. Genellikle soru anlam› tafl›yan “mi” bütün kiple- 12. Afla€›daki cümlelerden hangisinde yan cüm- rin hikaye ve rivayetlerinde, basit zaman ekinden le temel cümleye dolayl› tümleç göreviyle sonra, birleflik zaman ekinden önce gelir. ba€lanm›flt›r? Afla€›daki cümlelerden hangisinde bu aç›klamaya uygun bir kullan›m vard›r? A) Gerçekleri görmedi€i için hep yanl›fllara kap›- A) O, okulu bizden bir y›l önce bitirmemifl miydi? B) Seni arad›€›n› gördü€ümde gözlerime inana- l›yordu. mad›m. B) Okulumuzun en baflar›l› ö€rencisi siz miydiniz? C) Gelecek y›l da buraya gelecek ve güzellikleri C) Bu, senin en çok sevdi€in kitap de€il midir? yaflayaca€›m yeniden. D) Okumay› ö€renmek de güç sanatlardan m›d›r? D) Biz, sürekli konuflan bu insanlara flimdiye ka- E) Sevgi, sayg›yla s›zlayan aflk›n yüre€i susuz- dar hiç prim vermedik. luk mudur? E) Kitap okumay›, müzik dinlemeyi çok seviyorum, eskiden beri. 9. Afla€›daki cümlelerden hangisi bir "buyruk (emir)" cümlesidir? 13. Bağımlı sıralı cümlelerde özne ortak olduğunda A) Okudu€un bu kitaplar› ertesi gün kütüphane- birleşik zaman eki son cümlenin yükleminde söy- ye iade et. B) Gülü seven dikenine katlan›r. lenir. C) Selin a€z› tutulur, Timuçin Bey’in a€z› tutul- Afla€›daki cümlelerden hangisi bu aç›klamaya örnek olamaz? maz. D) Buraya vaktinde gelmeliydik. E) Kardeflim uyand›, annem ona süt içirdi. A) Hem eksiklerini tamamlam›fl hem de derslerine çal›flm›flt›. B) Onu görüyor, onun halini soruyor, çay›n› içi- 10. Süslü kafeslerin arkas›nda kocakar› bafllar› dizi- yordum. liydi. Arada ifllerini b›rak›p pencereden pencere- C) Arkadafl› önce kahvalt› yap›yor, sonra okula ye ba€›ra ba€›ra dedikodu yaparlard›. Sokakta gidiyordu. aya€› takunyal› bafl› yazmal›, eli bakraçl› kad›nlar D) Ara s›ra kap›n›n önünde oturuyor, gurbetteki çeflmeye giderdi. o€lunu bekliyordu. E) Yalanc›n›n evi yanm›fl, kimse buna inan- Bu parçada kaç yan cümlecik vard›r? mam›flt›. A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 14. I. Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar. II. Mart kap›dan bakt›r›r, kazma kürek yakt›r›r. 11. (I) Düflünceye karfl› ç›kan kifli, insan olamaz. (II) Ama bütün düflüncelere, inan›fllara sayg›s› insan- III. El el ile, de€irmen yel ile. lara saygısı yok değildir. (III) Her türlü düflünce, IV. At ölür, meydan kal›r; yi€it ölür, flan kal›r. her türlü uyan›fl do€ru de€idir ki... (IV) Bir k›sm›, V. Ödünç, güle güle gider; a€laya a€laya gelir. belki de ço€u yanl›flt›r, anlams›zd›r. (V) Bunu bildi€i, iyice gördü€ü için çarp›fl›r onlara. Bu atasözlerinden hangileri, “öznesi ortak ba€›ml› s›ral› cümle” dir? Yukar›daki parçada numaralanm›fl cümlelerin hangisi biçimce olumsuz anlamca olumludur? A) I. ve II. B) I. ve V. C) IV. ve V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 214 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası D) III. ve IV. E) II. ve V. TEST Cümle Çeşitleri 1. Afla€›daki cümlelerin hangisinde virgülden 2 4. Kadife sesli sanatç›, hayranlar›na güzel bir kon- önceki bölüm eksiltili cümledir? ser verdi. A) Mutlulu€u çekti€i s›k›nt›larda ve ac›larda bu- Yukarıdaki cümlenin nitelikleri afla€›dakilerin hangisidir? luyordu, o garip adam. B) Kifliyi toplumla bütünlefltirmeye çal›flm›flt›r, o A) Kurall› - fiil - basit - olumlu da. B) Kurall› - isim - basit - olumlu C) K›sa bir sessizlik, ard›ndan büyük bir tart›flma C) Kurall› - fiil - birleflik - olumlu bafllad›. D) Kurall› - isim - birleflik - olumlu D) Amac›m›z sa€l›kl› bir kuflak yetifltirmekti, ge- E) Kurall› - fiil - birleflik - olumsuz lecek güzel Türkiye için. E) Bu da zaten toplumsal sorunlardan biridir, bizler için. 5. Temizlik tamamlan›nca yafll› kad›n yeniden çay demledi. Bu cümlenin olumsuz, devrik, soru flekli afla€›dakilerin hangisidir? 2. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir ara söz vard›r? A) Temizlik tamamlan›nca yafll› kad›n yeniden A) Narkissos’un ölümüne en çok göl üzülmüfl; çün- B) Temizlik tamamlan›nca yafll› kad›n yeniden mi çay demledi? kü kendi güzelli€ini suya e€ilen Narkissos’un çay demledi mi? güzelli€inde görebiliyormufl. C) Temizlik tamamlan›nca çay demledi mi, yafll› B) Narkissos’un göle düflüp bo€uldu€u yerde bir kad›n yeniden? çiçek açm›fl, bu çiçe€e nergis ad› verilmifl. D) Temizlik tamamlan›nca yafll› kad›n yeniden C) Bir delikanl› kendi görüntüsüne öylesine çay demlemedi mi? vurgunmufl ki, günün birinde göle düflüp E) Temizlik tamamlan›nca yafll› kad›n çay dem- bo€ulmufl. lemedi mi, yeniden? D) Narkissos’un, kendi güzelli€ini gölün sular›nda seyreden bu yak›fl›kl› delikanl›n›n, efsanesini biliyordu, herkes. E) Kitab›n sayfalar›n› kar›flt›r›rken, Narkissos’u 6. Afla€›daki anlatan bir öyküye rastlad›. cümlelerin hangisinde turmaktad›r? A) Erdek’te büyülü yaz gecelerinde Kayalar y›kan›r ay ›fl›€›nda B) Bir sevgi yay›l›r mavi mavi 3. ‹nsan anlamad›€›, bilmedi€i fleylerden korkar. Bütün a€açlara C) Erdek’teki minyatür ada Bu cümle için afla€›dakilerin hangisi söylenemez? Günleri gecelere ba€lar D) Bütün köy uyan›nca uykusundan A) Birleflik cümledir. B) Fiil cümlesidir. C) Olumlu cümledir. D) Kurall› cümledir. E) Uzan›r küçük adan›n rüyas› E) ‹sim cümlesidir. 215 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası verilen dizeler yap›s›na göre birleflik cümle olufl- Eskilerden bir selam söyle Hafif dalgalar üstünde TEST Cümle Çeşitleri 7. Bütün evreni saran, kavrayan bilgisiyle geniflle 2 11. Afla€›daki s›ral› cümlelerin hangisinde özne ortakl›€› yoktur? mesine yaflayan derin bir kültür adam›d›r, Hali karnas Bal›kç›s›. A) Televizyon kanallar›, her gün yeni bir ç›lg›nl› Bu cümle için afla€›dakilerden hangisi söylenemez? €›n peflinde kofluyor, izleyiciyi oyal›yor. B) Halam komadayd›, durumu ciddiyetini koruyor du. A) Birleflik yap›l› fiil cümlesidir. C) Kaybolan kalemini buldu, kalem kutusuna koy B) Yüklemi ek eylem alm›flt›r. du. C) Özne ve yüklemden oluflmufltur. D) Murat, buraya geldi; burada bir saat kadar sizi D) Birden çok eylemsi kullan›lm›flt›r. bekledi. E) Yüklemi bir tamlama biçimindedir. E) Bu bölge pek geliflmedi, kimsenin ilgisini de çekmedi. 8. Afla€›daki cümlelerden hangisi biçimce olumsuz oldu€u halde anlamca olumdur? 12. Deneme yazar›, herkesin görüflünden farkl› bir A) Bu kadar yolu geldikten sonra geri dönecek düflünceyi bulmak gibi bir görev üstlenmifltir. de€iliz. Bu cümlenin niteli€i afla€›dakilerden hangisinde do€ru olarak verilmifltir? B) ‹nan ki seni çekecek durumda de€ilim. C) Olay›n ayr›nt›lar›n› biliyor de€ilim. D) Senden bekledi€im bu kadar de€il. A) Birleflik - olumlu - kurall› - fiil E) O yafll› teyze o kadar bilgisiz de€il. B) Basit - olumsuz - kurall› - fiil C) Birleflik - olumlu - devrik - fiil 9. Afla€›dakilerin hangisinde s›fat fiille kurulmufl D) Basit - olumlu - kurall› - fiil yan cümlecik, temel cümlenin farkl› bir ögesi- E) Birleflik - olumlu - kurall› - isim dir? 13. Afla€›daki cümlelerden hangisi yükleminin A) Bu bayatlam›fl bal›klar, sizi zehirleyebilir. sözcük türüne göre ötekilerden farkl›d›r? B) Yafll›lar›n anlatt›€› bu masallar, çok ilgi görü yordu. A) Ders çal›flmak için hiç de uygun bir zaman C) Az önce soru sordu€un çocuk, onun kuzeniy de€il. mifl. D) Beklenen mektuplar, nihayet geldi. B) Sanattaki yaflanan kaoslara sebep elefltiridir. E) Geç gelenleri, vakit geçirmeden patrona bil C) Bu insanlarla belli bir hukukumuz var. D) fiu yüce da€lar, ezelden beri hep dumanl›d›r. dirdiler. E) Piflman olup tekrar evin yolunu tuttu. 10. ‹çinde yaflad›€› toplumun gelecek zamanlardaki tehlikelerini sezen ve sözlerini ona göre ayarla 14. Afla€›daki cümlelerden hangisi yap›s›na göre yan seçkin insand›r, roman yazar›. basit, söz dizimine göre devrik bir isim cümle Bu cümle ve cümleyi oluflturan sözcükler dil bilgisi kurallar› aç›s›ndan incelendi€inde afla €›dakilerden hangisi söylenemez? sidir? A) Masan›n üstündeki notlard›, arad›€›m›z. B) Ahmet Ümit’in senaryoculuk yönü de baflar› l›yd›. A) ‹sim cümlesidir. B) Özne, ad tamlamas› fleklindedir. C) Masmaviydi küçük k›z›n yafll› gözleri. C) Olumlu bir cümledir. D) Hedefimiz, her zaman baflar›y› yakalamakt›r. D) Kurall› bir cümledir. E) Televizyonda ç›kan haberlere göre hareket ediyoruz. E) Özne ve yüklemden oluflmufltur. 216 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Cümle Çeşitleri ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. D 2. D 3. Y 4. D ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 5. Y 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 1. kurallı / devrik 2. anlam 3. Yapı 4. basit 5. bileşik 6. Sıralı a. b. c. d. e. f. g. h. i. j. k. 5 7 4 6 8 2 3 6 1 6 4 l. 2 ETKİNLİK - IV 1. fiil cümlesi, kurallı cümle, sıralı cümle 2. fiil cümlesi, kurallı cümle, bağlı cümle 3. fiil cümlesi, kurallı cümle, birleşik cümle 4. isim cümlesi, kurallı cümle, birleşik cümle 5. isim cümlesi, kurallı cümle, basit cümle 6. isim cümlesi, kurallı cümle, birleşik cümle ETKİNLİK - V 1. Devrik 2. Devrik 3. Kurallı 4. Kurallı 5. Kurallı 6. Devrik TEST – 1 1. C 2. C 3. C 4. A 5. D 6. E 7. B 8. A 9. A 10. B 11. B 12. D 13. E 14. E TEST – 2 1. C 2. D 3. E 4. A 5. E 6. D 7. A 8. E 9. E 10. D 11. B 12. A 13. E 14. C 217 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası ANLATIM BOZUKLUKLARI IX. ÜNİTE X Anlatım Bozuklukları ANLATIM BOZUKLUKLARI Düşüncelerin tesirli olabilmesi için öncelikle cümle- yy Yaya yürümek yy Yol güzergâhı (güzergâh: gidilen ya da gidilecek olan yol) lerin dil bilgisi bakımından sağlam, açık ve anlaşılır olması gerekir. Ayrıca sözcüklerin seçimi ve yerinde kullanılması, cümle ögelerinin birbiriyle uyum içinde olması da önemlidir. Bu uyum sağlanmazsa cümle anlatılmak istenen düşünceyi ya tam karşılamaz ya da düşüncenin yanlış anlaşılmasına yol açar. Bu da anlatım bozuklukları olarak karşımıza çıkar. Anlatım bozuklukları anlamsal ve dil bilgisi olmak üzere iki genel başlıkla ele alınır. 1. ANLAM DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI A) Gereksiz Sözcük Kullanımı yy Yüksek zirveler yy Patlama sesi yy Onunla birlikte yy Aşağı yuvarlanmak yy Hiç durmadan aralıksız yy Uzun bir maraton yy Dışarıdan ithal etmek yy Zorla empoze etmek yy Yaklaşım tarzı yy Mevcut ikilik yy Ama ne var ki yy Tiraj sayı yy Hiç değilse bari Bir cümlede aynı anlama gelen sözcüklerin bir arada kullanılmasından ya da cümlede görevi olmayan bir Aşağıdaki cümlelerde gereksiz sözcük yinelenme- sözcüğe yer verilmesinden kaynaklanan anlatım bo- sinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. zukluğudur. yy Mahalli seçimlerin tarihi yaklaştıkça partilerin fa- Bir sözcüğü cümleden çıkardığımızda cümlenin an- aliyeti gittikçe artıyor. (Bu cümlede "yaklaştıkça" lamında bir daralma, anlatım gücünde bir zayıflama sözcüğü "gittikçe" sözcüğünün yerini tutacağın- olmuyorsa o sözcük gereksizdir. dan bir daha "gittikçe" demek gereksizdir.) yy Aşağıda verilen sözcüklerden ya da sözcük öbeklerin- Onunla ilk tanıştığımızda hissettiğim duyguları ifade etmeye sözcüklerin gücü yetmez ki. (Bu den birinin kaldırılması gerekir. cümlede "tanışmak" sözcüğü anlamca "ilk" sözcüğünü kapsadığı için "ilk" sözcüğü gereksizdir.) yy Alçak sesle fısıldamak yy Arka fon (fon: arka, dip anlamı taşır) yy Ancak yalnızca yy Beklenmedik sürpriz soğuğa bile dayanabilir. (Bu cümlede "sıfırın al- yy Henüz hâlâ tında" sözcüğü anlamca "eksi" sözcüğünün yeri- yy İki günde bir günaşırı ni tutacağı için "eksi" sözcüğü gereksizdir.) yy Kendi ağzıyla itiraf etmek yy Tahliye edip salıvermek yy Türk soydaşlarımız dı. (Bu cümlede "kurtarıldığı" sözcüğü anlamca yy Dinlenip istirahat etmek "sağ olarak" sözcüğünün yerini tutacağı için "sağ yy Envai çeşit olarak" ifadesi gereksizdir.) yy Geri iade etmek yy Mevcut statüko (statüko: mevcut durum) yy Özel tim ekibi (tim: belirli bir görev üstlenen kü- tim sistemimizde değişiklik yapılabiliyormuş. (Bu çük topluluk, ekip) cümlede "yürürlükte bulunan" sözü şimdi anlamı yy Sıfırın altında eksi taşıyan "Halen" sözcüğünü kapsadığı için "Ha- yy Yaşanmış deneyim len" sözcüğü gereksizdir.) yy yy yy 220 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Kutup ayıları sıfırın altında eksi kırk, elli derece Yangında altı aylık bir bebek sağ olarak kurtarıl- Halen yürürlükte bulunan 35. maddeye göre eği- Anlatım Bozuklukları yy Kapalı spor salonundaki konsere gittik. (Bu cüm- lede açık bir salon olmayacağına göre "kapalı" yy sözcüğü gereksizdir.) yy Esen Ticari taksi sürücüleri trafik kurallarına uymuyor. rüzgar yel tipi "yağmak, esmek" eylemleri yüklem görevinde ise (Bu cümlede "taksi" sözcüğü ticari araç anlamın- gereklidir. da kullanıldığı için "Ticari" sözcüğü gereksizdir.) NOT 1: Bağlaçlı gereksiz anlamsal yinelemeler de anlatım bozukluğuna yol açar. yy Sağlık ve sıhhat yy Tebrik ve kutlama yy Saygı ve hürmet yy Koşul ve şart yy Dönemde ve devirde yy Yağmur yağdı. (doğru) yy Rüzgar esti. (doğru) yy Beraber ıslandık yağan yağmurda. (yanlış) NOT 4: Tamlayanın ortak kullanılabileceği cümlelerde fazladan tamlayan kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. yy İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değildir; aksine bilinçleri belirleyen onların toplumsal varlıklarıdır. (Bu cümlede "insan- NOT 2: Kısaltmalara getirilen gereksiz sözcükler de anlatım bozukluğuna yol açar. ların" sözcüğü ortak tamlayandır. Bu yüzden cümledeki "onların" sözcükleri gereksizdir.) İnsanların bilinçleri, toplumsal varlıkları Tamlayan yy GAP projesi (Güneydoğu Anadolu Projesi) yy YGS sınavı (Yükseköğretim Giriş Sınavı) yy ÖSYM merkezi (Öğrenci Seçme Yerleşme Tamlanan Tamlanan Merkezi) B) Gereksiz Yardımcı Eylem Kullanımı NOT 3: "karşılıklı, birlikte, esen, yağan" sözcükleri genelde anlatım bozukluğuna yol açar. Türkçede "et–, ol–, al–" gibi yardımcı eylemler isimlerle kullanılır. Bu yardımcı eylemlerden önce gelen isim soylu sözcük ekler yardımıyla fiilleştirilebiliİşteşlik bildiren eylemlerde "karşılıklı, birlikte" sözcükleri gereksizdir. yorsa yardımcı eylem gereksizdir, fiilleştirilemiyorsa yardımcı eylem gereklidir. tartışmak tokalaşmak ediyoruz. (Bu cümlede kullanılan "umut edi- selamlaşmak yoruz" ifadesindeki "umut" sözcüğünü ek- mektuplaşmak lerle "umuyoruz" şeklinde fiilleştirebildiğimiz dertleşmek için "ediyoruz" yardımcı eylemi gereksizdir.) yy bekleşmek yy Karşılıklı yy Bu yıl senin de sınavı kazanacağını umut Birlikte yy Onun kararlarına etki etmemeye çalışıyorum. (Bu cümlede kullanılan "etki etmemeye" ifadesindeki "etki" sözcüğünü eklerle "et- yy Yağan kar kilememeye" şeklinde fiilleştirebildiğimiz için yağmur "etmemeye" yardımcı eylemi gereksizdir.) 221 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Kocaman fabrikalar yapılırken bunların eko- yy Önderlik tek başına sorumluluk yüklenebi- nomiye nasıl etki edeceğini kimse araştırmı- lendir. (Bu cümlede kullanılan "–lık" eki cüm- yor. (Bu cümlede kullanılan "etki" sözcüğü lenin anlamı dikkate aldığında gereksizdir. nü eklerle "etkileyeceğini" şeklinde fiilleşti- Cümle ya "Önder, tek başına sorumluluk rebildiğimiz için "edeceğini" yardımcı eylemi yüklenebilendir." ya da "Önderlik, tek başına gereksizdir.) sorumluluk yüklenebilmektir." şeklinde kurulmalıdır.) yy Sınava girmek istediğinde bulunanların son müracaat günü 5 Aralıkmış. (Bu cümlede kul- yy lanılan " istediğinde bulunanların" ifadesinde- miş sözcükler vardır. (Bu cümlede kullanılan ki "istediğinde" sözcüğünü ekler yardımıyla yy Türkçede Arapça ve Farsça dillerinden gel- "isteyenlerin" şeklinde fiilimsileştirebildiğimiz "–ca" eki cümlenin anlamı dikkate aldığında için "bulunanların" sözcüğü gereksizdir.) gereksizdir. Cümle ya "Türkçede Arap ve Fars dillerinden gelmiş sözcükler vardır." ya TSYD tesislerine inşa edilecek otel için şirketler başvuru yapıyor. (Bu cümlede kullanı- da "Türkçede Arapça ve Farsçadan gelmiş lan "başvuru yapıyor" ifadesindeki "başvuru" sözcükler vardır." şeklinde kurulmalıdır.) sözcüğünü ekler yardımıyla "başvuruyor" şeklinde fiilleştirebildiğimiz için "yapıyor" yy sözcüğü gereksizdir. Törende ikisi öğretmen, yirmi beş öğrenci görev aldı. (Bu cümlede kullanılan "–si" eki cümlenin anlamı dikkate alındığında gereksizdir. yy Şimdi benden en çok istek alan parçayı çala- Cümle "Törende iki öğretmen, yirmi beş öğ- cağım sizlere. (Bu cümlede kullanılan "istek renci görev aldı." şeklinde kurulmalıdır.) alan" ifadesindeki "istek" sözcüğünü ekler yardımıyla "istenen" şeklinde fiilimsileştire- yy bildiğimiz için "alan" sözcüğü gereksizdir. Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların azlığındandır. (Bu cümlede "... nedeni ..., –ındandır." kullanımında neden iki Sorunlu örnekte Önerilen düzelti kez verilmiştir. Cümle "Hava kirliliğinin ne- Bekleme yapmak Beklemek denlerinden biri de yeşil alanların azlığıdır." Alkış almak alkışlanmak şeklinde kurulmalıdır.) Bağış yapmak Bağışlamak Giriş yapmak Girmek Bulanık hale gelmek Bulanmak Kuşku etmek Kuşkulanmak Hedef edinmek Hedeflemek yy Bu karar rantiyecileri öfkelendirdi. (Bu cümlede "rantiye" sözcüğü "rantçı" anlamına geldiği için "–ci" eki gereksizdir. Cümle "Bu karar rantçıları öfkelendirdi." şeklinde kurulmalıdır.) C) Gereksiz Ek Kullanımı Türkçede sözcüklerin gereksiz kullanımı anlatım bo- yy zukluğuna yol açtığı gibi eklerin gereksiz kullanımı da dı. (Bu cümlede "haftalarca" sözcüğünde anlatım bozukluğuna yol açar. yy Hazırlıklara haftalarca öncesinden başlanbulunan "–ce" eki gereksizdir. Aynı şekilde Adam başı beşer milyon toplandı. (Bu cüm- "yıllarca önce, yıllarca sonra, aylarca önce, lede kullanılan "–er" eki cümlenin anlamı dik- senelerce sonra..." örneklerinde bulunan kate aldığında gereksizdir. Cümle ya "Adam "–ce" ekleri de gereksizdir. Cümle "Hazırlık- başı beş milyon toplandı." ya da "Beşer mil- lara haftalar öncesinden başlandı." şeklinde yon toplandı." şeklinde kurulmalıdır.) kurulmalıdır.) 222 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları D) Yanlış Yerde Kullanılan Sözcükler ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, gereksiz sözcük kullanılmamıştır? A) Gençler gelecek ve istikballeri için üretken ol- na neden olur. Yani bir sıfatın ait olduğu isimden bir Sözcüklerin cümle içinde bulunmaları gereken yerden başka bir yerde bulunması anlam bulanıklığızarfın ait olduğu fiilden önce kullanılmaması anlatım malıdır. bozukluğuna yol açar. B) Bu olay ve hadiseler çok kötü sonuçlar yaratabilir. yy C) Bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele edi- lede "Su gibi" edat öbeği ait olduğu "içildiği" yor uluslar. fiilimsisinden önce kullanılmadığı için cümle- D) Bu adamlar saygı ve hürmeti hiç öğreneme- de anlatım bozukluğu yapılmıştır. Cümle "Bi- yecek. raların su gibi içildiği bir geceydi." şeklinde E) Şampiyonluk maçı 1-1 berabere sonuçlandı. kurulmalıdır.) Yanıt C yy ÖRNEK SORU duğu "kızı" isminden önce kullanılmadığı için cümlede halanın yeni doğduğu gibi bir yanlış anlaşılma söz konusu olmuştur. Cümle "Ha- se danışarak sorarak onlarla görüşerek, düşün- lamın yeni doğan kızı için bir şarkı istiyorum." III şeklinde kurulmalıdır.) celerini alarak tartışarak konu üzerinde bir aydınIV V yy lığa varmaya çalışırım. B) I. ve III. D) I. ve IV. Üyeler, bir türlü görüşülmek üzere gündeme alınmayan konuyu sordular. (Bu cümlede "bir türlü" ifadesi ait olduğu "alınmayan" fii- Bu cümlede numaralanmış sözcük ya da sözcük gruplarından hangileri gereksiz kullanılmıştır? A) I. ve II. Yeni doğan halamın kızı için bir şarkı istiyorum. (Bu cümlede "Yeni doğan" ifadesi ait ol- Ben bir işe kendi kendime karar veremem; herke I II Su gibi biraların içildiği bir geceydi. (Bu cüm- limsisinden önce kullanılmadığı için cümlede yanlış bir anlam ortaya çıkmıştır. Cümle "Üyeler görüşülmek üzere gündeme bir türlü C) III. ve IV. alınmayan konuyu sordular." şeklinde kurul- E) IV. ve V. malıdır.) Yanıt C yy geleceğimi bildirdim. (Bu cümlede "telgrafla" ÖRNEK SORU sözcüğü ait olduğu "bildirdim" fiilinden önce kullanılmadığı için cümlede anlatım bozuklu- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "onu" sözcüğü çıkarılırsa cümlenin anlatımı bozulur? ğu söz konusudur. Cümle "Babamın rahatsızlığını duyunca geleceğimi telgrafla bildir- A) Öğretmenini iyi dinliyor, onu hiç kızdırmıyor. dim." şeklinde kurulmalıdır.) B) İki günde bir annesini görmeye geliyor, onu üzmüyor. yy C) Köpeğini çok seviyor, onu her fırsatta gezdiri- daha önce dokuz kez evlendiği onuncu kez D) Öğrencisini ihmal etmiyor, onu iyi çalıştırıyor. evlenmeyi düşündüğü anlamı söz konusu- E) Kardeşine yardım etmiyor, onu hep savsaklı- dur. Cümle "Bu genç çift evliliklerinin onuncu yor. yıldönümünü kutlamayı düşünüyordu." şek- Yanıt E linde kurulmalıdır.) 223 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Genç çift onuncu evlilik yıl dönümlerini kutlamayı düşünüyordu. (Bu cümlede genç çiftin yor. Babamın rahatsızlığını duyunca telgrafla Anlatım Bozuklukları yy Bir sonbahar günü köyde öğretmen olan ha- "Olasılık, varsayım, yaklaşıklık" anlamı ile "kesinlik" lamın yanına gittim. (Bu cümlede "bir son ba- anlamı taşıyan sözcüklerin aynı cümlede kullanılma- har günü" ifadesi ait olduğu "gittim" fiilinden sından kaynaklanır. Belirteçlerin cümleye kattığı an- önce kullanılmadığı için anlatım bozukluğu lamla yüklemin anlamı arasında çelişki olmamalıdır. ortaya çıkmıştır. Cümle "Köyde öğretmen olan halamın yanına bir sonbahar günü gittim." şeklinde kurulmalıdır.) Kesinlik anlamı verenler Kuşkusuz, şüphesiz, elbet, asla, hiç, tam, ne olursa Aşağıdaki cümlelerdeki renkli kısımlar yerinde olsun, kesinlik... kulanılmadığı için anlatım bozukluğu söz konusudur. yy Rapor, 126'ya karşı 115 oyla reddedilmişti. Olabilirlik anlamı verenler Galiba, belki, olsa olsa, bakarsın, olabilir, aşağı yu- yy TV'ler tekrar tekrar vurulan sivilleri gösteriyor. yy Başbakan bir hafta içinde petrol üreten dört karı... yy ülkeyi gezecek. yy yy gerek. (Bu cümlede kullanılan "şüphesiz" ve Yılan gibi düz ovada kıvrıla kıvrıla akan Kızı- "olsa gerek" ifadeleri çeliştiği için anlatım bo- lırmak köyümüzden geçiyordu. zukluğu söz konusudur.) Her çeşit anayasa dışı faaliyete karşı demok- yy rasi ve Cumhuriyeti savunmak gerekir. yy Onun öfkesi saman alevi gibidir, başladı mı bitmek bilmez. (Bu cümlede kullanılan "saman alevi" çabucak yanar ve geçer. Başlayıp Yapılan soruşturma sonunda üç bakanlıkta bitmek bilmeyen şey ise uzun süre devam görevli memur açığa alındı. yy Şüphesiz bu olay en çok seni üzmüş olsa eder. Bu iki ifade birbiriyle çeliştiği için cümlede anlatım bozukluğu söz konusudur.) Konuşma dilini en iyi yazıya aktaran Orhan Veli'dir. yy Arada bir yanıma gelir onunla sık sık dertleşiriz. (Bu cümlede kullanılan "Arada bir" yy Bu konuyu fazla kafana takıyorsun. yy Alınan bu karar savaşta askerin daha çok öl- için cümlede anlatım bozukluğu söz konusu- mesine yol açtı. dur.) yy ifadesi ile "sık sık" ikilemesi birbiriyle çeliştiği Tüp gaz dağıtan motosikletin sürücüsü ka- yy zada öldü. Sınavı bu çalışma temposuyla kesinlikle kazanabilirsin. (Bu cümlede kullanılan "kesinlikle" sözcüğü ile "kazanabilirsin" sözcüğü yy Sınıf başkanını beşe karşı dört oyla seçtik. çeliştikleri için cümlede anlatım bozukluğu söz konusudur.) E) Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması yy Kitaplığında aşağı yukarı tam bin cilt kitap vardı. (Bu cümlede kullanılan "aşağı yuka- Anlam ve düşünce yönünden birbiriyle çelişen ya da karşıt olan sözcüklerin aynı cümlede kullanılması rı" ikilemesiyle "tam" sözcükleri çeliştiği için anlatım bozukluğuna neden olur. cümlede anlatım bozukluğu söz konusudur.) 224 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları Aşağıdaki cümlelerdeki renkli kısımlar birbiriyle yy Deliler gibi yazı bekliyoruz. (Bu cümlede çeliştiği için bu cümlelerde anlatım bozukluğu söz ko- kullanılan yaz mevsim mi, okumayla ilgili bir nusudur. yazı mı?) yy Bugünlerde eminim zor durumda olsa gerek. yy Şimdi kuşkusuz o uzak dağ köyünde beni G) Birbiriyle Karıştırılan ya da Yanlış Anlamda Kullanılan Sözcükler düşünüyor olmalı. yy birbirine yakın olan sözcüklerden birinin, diğerinin ye- Güneşin batışını günaşırı bu kıyıda her ak- rine kullanılmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluğu şam seyrederim. yy Ses ya da kök yakınlığı bulunan ya da anlamları olur. Bu toplantıya birer yıl arayla üç kez üst üste Ayrım: İki şeyin, biçim ya da herhangi bir nitelikçe ayrı katıldım. olma durumu yy Görüşmede tabii ki tüm politik sorunların ele Ayırım: Ayırmak işi. Nitelik değişikliğini anlama alınacağını sanıyorum. yy Ayrıntı: Detay, teferruat Bu istek hiç şüphesiz başkanın da kulağına gitmiş olmalıdır. yy Ayrıcalık: Üstünlük, imtiyaz Bizim koşma kelimesi bestenin tam karşılığı yy gibi bir şey. Böyle bir ayırım yersizdir. Kadın öykücü, erkek öykücü diye bir şey yoktur. (Bu cümlede kadın ve erkek öykücülerin farkı ortaya konmak istendiği için "ayırım" sözcüğü yerine F) Anlam Belirsizliği "ayrım" sözcüğü kullanılmalıdır.) Cümlenin yalınlık, açıklık ve duruluk özelliklerin- yy Bu durumda ödüllendirmenin cezalandır- den uzak olması durumunda cümleden farklı anlamlar maktan ayrıcalığı kalmamıştır. (Bu cümlede çıkarılabileceği için bu cümlelerde anlatım bozukluğu "ayrıcalığı" sözcüğü yanlış kullanılmıştır. söz konusudur. Cümlede vurgulanmak istenen "ödüllendir- yy mek" ve "cezalandırmak" ifadeleri arasındaki Aslan nasıl avlanır, bilmiyorum. (Bu cümlede farktır. Cümlede "ayrım" sözcüğü kullanılma- iki farklı anlam söz konusudur. Aslan mı avı lıdır.) nasıl yakalar yoksa avcılar mı aslanı nasıl yakalar?) yy yy Onun asıl büyük yanılgısı soluk ve kompozisyon gücü isteyen romanla öykü arasın- Kardeşiyle eşini öldüren kadın tutuklandı. daki ayrıcalığı görmeyişinden doğuyor. (Bu (Bu cümlede iki anlam söz konusudur. Kadın cümlede romanla öykünün farkı üzerinde hem kendi eşini hem kendi kardeşini öldür- durulduğu için cümlede "ayrıcalığı" sözcüğü müş olabilir. Bir diğer anlam ise kadın kendi değil "ayırımı" sözcüğü kullanılmalıdır.) kardeşinin yardımıyla kendi eşini öldürmüş olabilmesidir.) yy Azımsamak: Az bulmak (nicel) Çok düşünceli bir adam. (Bu cümlede adam ince fikirli mi dert ve tasa sahibi mi belli de- Küçümsemek: Dikkate almamak,küçük görmek (nitel) ğildir.) 225 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Bu konuda gençleri azımsamak doğru bir yy Günümüzde tarafların çekişeceği en önem- davranış değildir. (Bu cümlede "azımsamak" li konuların başında anayasal sorunlar ve sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Cümlede vur- buna bağımlı olarak ... konuları geliyor. (Bu gulanmak istenen gençleri "küçümsemek"tir. cümlede "bağımlı" sözcüğü yerine "bağlı" Cümlede "küçümsemek" sözcüğü kullanıl- sözcüğü kullanılmalıdır.) malıdır.) Barındırmak: Yaşam hakkı vermek Almak: Görülen, açık bir eylem Bulundurmak: İçinde yer alması Çalmak: Gizlice yapılan bir eylem yy yy Çocuğu dövüp elinden parasını gizlice çal- 15'ini topraklarında barındırıyor. (Bu cümle- dılar. (Bu cümlede hem yanlış anlamda söz- de "barındırıyor" sözcüğü yerine "bulunduru- cük kullanımından hem de gereksiz sözcük yor" sözcüğü kullanılmalıdır.) kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları vardır. Cümle "Çocuğu dövüp elinden Batırmak: Şiş, çuvaldız, iğne parasını aldılar." şeklinde düzenlendiğinde cümlede anlatım bozukluğu olmaz. "çalmak" Saplamak: Bıçak, hançer sözcüğü yerine "almak" sözcüğü kullanılmalı "gizlice" sözcüğü cümleden atılmalıdır.) yy Gürkan üzerinde taşıdığı bıçağı çekerek Zübeyde'yi vücudunun çeşitli yerlerine ba- Aşırı: Olumsuz çoklukları anlatır. tırmak suretiyle yaraladı. (Bu cümledeki "batırmak" sözcüğü yerine "saplamak" sözcüğü Son derece: Olumlu çoklukları anlatır. yy Kuveyt dünya petrol rezervlerinin yüzde kullanılmalıdır.) Bestelerindeki doğallık ve rafinelik aşırı dikkat çekiciydi. (Bu cümlede "aşırı" sözcüğü Çekimserlik: Kararsızlık cümle anlam içermediği için yanlış kullanılmıştır. Cümlede "son derece" sözcüğüne yer Çekingenlik: Utangaçlık verilmelidir.) yy Oldukça çekimser bir kişi olduğu için yeni Aciz: Güçsüz, beceriksiz. Çok uğraşmaya karşın o işi ortamlara girmeye, insanlarla konuşmaya yapamamak sıcak bakmazdı. (Bu cümlede kişinin utangaçlığı söz konusu olduğu için "çekingen" Yoksun: Belli bir şeyin yokluğunu çeken yy sözcüğü kullanılmalıdır.) Türkçe konuşmaktan yoksun insanlar sunu- Dokumak: Halı, kilim gibi tezgahta olan şeyler dokunur. culuk yapıyor. (Bu cümlede "yoksun" sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Cümle "Türkçe ko- Örmek: Şiş, çuvaldızla yapılan şeyler örülür. nuşmaktan aciz insanlar sunuculuk yapıyor." ya da "Türkçe konuşma yetisinden yoksun yy insanlar konuşma yapıyor." şekillerinde ku- Annesi iyi çorap dokurdu. (Bu cümlede "dokumak" sözcüğü yerine "örmek" sözcüğü rulduğunda cümlede anlatım bozukluğu söz kullanılmalıdır.) konusu olmaz.) Döşemek: Yerle temas halinde olan halı, parke, kaldı- Bağımlı: Özerkliği, özgürlüğü olmayan demektir. rım taşı, ray ... döşenir. Bağlı: Bir şeye dayandırılarak yapılacak yorumlarda Çekmek: Havadan olan şeyler için kullanılır. kullanılır. 226 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Bazı semtlerdeki metro hatları yenilenecek, Görülüyor: Bilinmeyen kimselerin gözü bir şeye bir ki- Batıkent ve Yenimahalle'ye hava hatları dö- şiye çevrilmiş olmaktır. Edilgen bir eylemdir. şenecektir. Bu cümlede "döşenecektir" sözcüğü yerine "çekilecektir" sözcüğü kullanıl- Görünüyor: Kendini göstermektir. Dönüşlü bir eylem- malıdır.) dir yani öznesi bellidir. Etken: Sebep yy Öyle görülüyor ki yeryüzünde terör ve suikast, dünya kapsamında bir siyaset aracına Etkin: Faal, aktif dönüşmüştür. (Bu cümlede "görülüyor" sözcüğü yerine "görünüyor" sözcüğü kullanılma- yy Türkiye'de etken bir yanardağ yoktur. (Bu lıdır.) cümlede "etken" sözcüğü yerine "etkin" sözcüğünün kullanılması gerekir. Güvenilir: İnsanlar için kullanılır. Ekmek: Tohum Güvenli: Yer, mekan için kullanılır. Dikmek: Fidan, ağaç yy Bana verdiği para dolu çantayı güvenilir bir yere koymuştum. (Bu cümlede "güvenilir" yy Bahçeden aldıkları çam fidanını yolun so- sözcüğü yerine "güvenli" sözcüğü kullanıl- nundaki parka ektiler. (Bu cümlede "ekmek" malıdır.) sözcüğü yerine "dikmek" sözcüğünün kullanılması gerekir.) Güçlendiren: Güçlü duruma getirmek, nüfuz kazandırmak demektir. Fiyat: Bir nesnenin para olarak değeridir. Güçleçtirmek: Zorlaştırmak demektir. Ücret: Bir hizmetin karşılığı olan paradır. yy yy yy Öğrencinin sınıf geçmesini güçlendiren ne- Eskişehir'de tramvay fiyatlarının artması öğ- denlerden bir de sınav sorularının onun ça- rencileri sokağa döktü. (Bu cümlede "fiyat" lışmadığı konulardan sorulmuş olmasıdır. sözcüğü yanlış kullanılmıştır çünkü tramvay (Bu cümlede "güçlendiren" sözcüğü yanlış insanları bir yerden bir yere taşıyarak insan- kullanılmıştır. Cümlede öğrencinin sınıf geç- lara hizmet etmektedir. Cümlede "ücret" söz- mesini zorlaştıran sebep açıklandığı için cüğünün kullanılması gerekir.) "güçleştiren" sözcüğü kullanılmalıdır.) Çocuklara ücretsiz süt dağıtıldı. (Bu cümlede Görev: Bir kimsenin ya da bir şeyin yaptığı iş ya da de "ücret" sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Bir kendisinden beklenen eylem hizmet söz konusu olmadığı için "ücretsiz" yerine "parasız" sözcüğü getirilmelidir.) Ödev: Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık ve töre bakımından gerekli olan şey, yerine getirilmesi kişinin Fotoğraf: Makineyle çekilen vicdanından doğan şey Resim: Elle çizilen yy Sanatçının ödevi insan teklerini bütünlüğü içinde yakalamak, bireyden yola çıkarak bü- yy Son çektirdiği resimden bir tane de ben al- tünü anlatmaktır. (Bu cümlede "ödev" sözcü- dım. (Bu cümlede "resim" sözcüğü yerine ğü yerine "görevi" sözcüğünün kullanılması "fotoğraf" sözcüğü kullanılmalıdır.) gerekir.) 227 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Ödevini kötüye kulanıp kullanmadığı araştı- yy Bu yeni yol okulla ev arasındaki mesafeyi iyi- rılmalı, kullanmışsa ondan hesap sorulmalı. ce küçültmüştür. (Bu cümlede "küçültmüştür" (Bu cümlede "ödevini" sözcüğü yerine "göre- sözcüğünün yerine "azaltmıştır" sözcüğünün vini" sözcüğünün kullanılması gerekir.) kullanılması gerekir.) Karşılık: Verilen cevap Hatırlatmak: Geçmişle ilgili bir eylem Karşın: Rağmen Tanıtmak: Gelecekle ilgili bir eylem yy yy Bizi çok sevmesine karşılık bunu bize gös- Önümüzdeki haftanın önemli programla- termiyordu. (Bu cümlede "karşılık" sözcüğü rından bazılarını hatırlatmaya çalıştık. (Bu yerine "karşın" sözcüğü kullanılmalıdır.) cümlede gelecekle ilgili bir durum söz konusu olduğu için "hatırlatmak" yerine "tanıtmak" Kapsamak: Birçok şeyi içine almak sözcüğü kullanılmalıdır.) Kaplamak: Yüzeyini örtmek İkilik: İki kişi arasındaki görüş farkı yy İkilem: Kişinin iki şey arasındaki kararsızlığı Adana sokaklarını kapsayan pislikler belediye çalışanları tarafından temizlendi. (Bu cümlede "kapsamak" sözcüğü yerine "kapla- yy Ortaklar arasındaki ikilem şirketin dağılması- mak" sözcüğü kullanılmalıdır.) na neden oldu. (Bu cümlede "ikilem" sözcüğü yerine "ikilik" sözcüğü kullanılmalıdır.) Öğrenim: Bilgi edinme, ders almadır. İvecen: Aceleci Öğretim: Bilgi verme, bilgilendirmedir. İvedi: Acele yy Siyasi karışıklıklar nedeniyle kesintiye uğrayan öğretimini 2010 yılında tamamlamış- yy Bu yasa gücündeki kararname yeni hükü- tı. (Bu cümlede "öğretimini" sözcüğü yerine metin ivecen işlevinin ilk ürünlerinden biridir. "öğrenimi" sözcüğü kullanılmalıdır.) (Bu cümlede "ivecen" sözcüğü yerine "ivedi" sözcüğü kullanılmalıdır.) Özgün: Benzersiz, taklit olmayan Kalkınamaz: Kötü olan ekonomik durumun düzelmesi Özge: Ayrı, başka demektir. Özgü: Bir şeye ayrılmış olan, has Kalkılamaz: Altından kalkmak, üstesinden gelmek demektir. yy Özel: Kişiye ait olma durumu, hususi İç sorunlarımız gittikçe altından kalkınamaz yy boyutlara ulaştı.(Bu cümlede "kalkınamaz" lede "özel" sözcüğü yerine "özgü" sözcüğü sözcüğü yerine "kalkılamaz" sözcüğü kulla- kullanılmalıdır.) nılmalıdır.) yy Küçültmek: Olduğundan küçük hale getirmek Her sanatçının kendine özgün düşünceleri ve üslubu vardır. (Bu cümlede "özgün" sözcüğü yerine "özgü" sözcüğü kullanılmalıdır.) Azaltmak: Miktarını, derecesini düşürmek, eksiltmek 228 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Bu, Türkiye'ye özel bir durumdur. (Bu cüm- Anlatım Bozuklukları yy Her çiçeğin kendine özel bir kokusu vardır. Sömürge: Sömürülen ülke demektir. (Bu cümlede "özel" sözcüğü yerine "özgü" sözcüğü kullanılmalıdır.) Sömürü: Sömürme eylemidir. yy Ölümcül: Hastalık için kullanılır. Cinnah'ın yürüttüğü bağımsızlık hareketine ve oradan da günümüze uzanan tarih, Pakis- Öldürücü: Saldırı, darbe için kullanılır. yy tanlı insanın yüzündeki çizgilere yansıyordu. (Bu cümlede "sömürge" sözcüğü yanlış kul- Son yıllarda devlet ve sendika başkanlarına lanılmıştır. Cümle "İngiliz sömürüsü altında ölümcül saldırılar düzenleniyor. (Bu cümlede ..." şeklinde kurulmalıdır.) "ölümcül" sözcüğü yerine "öldürücü" sözcüğü kullanılmalıdır.) Tanıştırdı: Tanıştırmak, birbirlerini tanımayanların tanışmalarını sağlamaktır. Sahil: Karayla ilgili bir kavram; kıyı, yaka Tanıttı: Bir kimsenin kendisini ya da başkasını tanıtır Kıyı: Karayla suyun birleştiği yer yy İngiliz sömürgesi altında yaşadığı dönemden duruma getirmesidir. Deniz sahilinde geçen çocukluğunu öyküle- yy rinde görmek mümkün. (Bu cümlede "sahil" Turist kılıklı bir adam yanımıza geldi ve kendini tanıştırdı. (Bu cümlede "tanıştırdı" sözcü- sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Cümle "Ada ğü yerine "tanıttı" sözcüğü kullanılmalıdır.) sahilinde geçen çocukluğunu öykülerinde görmek mümkün." ya da "Sahilde geçen Uzamak: Saç, sakal, bıyık, tırnak, boy çocukluğunu öykülerinde görmek mümkün." şeklinde kullanıldığında cümlede anlatım bı- Büyümek: Gelişmek, organizmanın bütününde ya da zukluğu söz konusu olmaz.) bir bölümünde boyutların artması, irileşmek. Süre: Bir olayın başı ile sonu arasındaki geçen zaman yy Adamın saçı, sakalı bir hayli büyümüştü. (Bu cümlede "büyümüştü" sözcüğü yerine "uza- Süreç: Olay ve hareketler dizisi mıştı" sözcüğü kullanılmalıdır.) yy Götürebilen toplumu erken seçime götürür, Yankılanma: Ses götüremeyen doğal sürecin dolmasını bekler. (Bu cümlede olay ve hareketler dizisi söz Yansıma: Işık, suret konusu olmadığı için "süreç" yerine "süre" sözcüğü kullanılmalıdır.) yy kılandı. (Bu cümlede ışık yankılanmayacağı Sonucunda: Biten şeyden çıkarılan durumdur. için "yankılanmak" sözcüğü yerine "yansımak" sözcüğü kullanılmalıdır.) Sonunda: Biten, arkası olmayan nesne, zaman ve olaydır. yy Aşkın penceresinde fedakarlığın ışıkları yan- Yaklaşık: Aşağı yukarı Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün önderliğinde yürütülen Kurtuluş Savaşı sonucunda kur- Yakın: Bitişik tulmuştur. (Bu cümlede bir şeyden çıkarılan yy netice vurgulanmadığı için "sonucunda" söz- apartmanları birbirine çok yaklaşık yapıyor- cüğü yanlış kullanılmıştır. Cümlede savaşın lar. (Bu cümlede "yaklaşık" sözcüğü yerine sonu kastedildiğine göre "sonunda" sözcüğü "yakın" sözcüğünün kullanılması gerekir.) kullanılmalıdır.) 229 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yeni kurulmakta olan mahalelerde büyük Anlatım Bozuklukları Yayın: Gazete, kitap, radyo, televizyon gibi araçlarla yy yayılan haberler, bilgilerdir. Öteki kentler gibi bu kent de çirkin bir görüntüye kavuştu. (Cümlede olumsuz durum söz konusu olduğu için "çirkin görüntüye bürün- Yayım: Yayma işi demektir. yy dü" denmelidir.) Yeni eğitim sistemi ile ilgili tebliğin yayınına yy Bütün bu güzellikleri senin yüzünden yaşa- karar verildi. (Bu cümlede tebliğin basımı söz dım. (Cümlede olumlu durum söz konusu ol- konusu olduğu için "yayın" yerine "yayım" duğu için cümle "sayende" denmelidir.) sözcüğü kullanılmalıdır.) Yaşam: Ömür, hayat. Bir yaratığın yaratıldığı andan ÖRNEK SORU öldüğü ana değin geçen yaşama süresi Yüksek öğrenimini tamamlayınca hemşire olarak doğduğu ilçede çalışmaya başladı. Yaşantı: Yaşanılanlardan, görünenlerden sonra kişide Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? kalan şey, yaşama deneyimi. Yaşanılan bir an parçası, yaşamın bölümleri yy A) "Yüksek" sözcüğü cümleden atılarak Yaşantısının en verimli döneminde bulunu- B) "öğrenimi" yerine "tahsilini" sözcüğü getirilerek yor. (Bu cümlede "yaşantısının" sözcüğü C) "olarak" sözcüğü cümleden atılarak yerine "yaşamının" sözcüğünün kullanılması D) "hemşire olarak" sözü "ilçede" sözcüğünden gerekir.) sonra getirilerek E) "çalışmaya" yerine "görev yapmaya" sözü getirilerek Ziyarete açmak: Ziyaret etmek Yanıt D Hizmete açmak: Hizmet vermek yy Bahçelievler'deki Atatürk büstü törenle hiz- H) Karşılaştırma ve Sıralama Yanlışları mete açıldı. (Bu cümlede "hizmete açıldı" sözcüğü yerine "ziyarete açıldı" sözcüğü kul- Birbiriyle kıyası mümkün olmayan kavramların kar- lanılmalıdır.) şılaştırılması, sözcüklerin önem sırasına göre sıralanmaması anlatımı bozar. Olumlu yargı Olumsuz yargı Katkıda bulunmak Neden olmak Sayesinde Yüzünden Sağlamak Neden olmak Kavuşmak Bürünmek yy Çoğu zaman şiir yazıyor ve yayımlıyorum ama ben şiiri hiçbir zaman köşe yazarlığı gibi düşünmüyorum. (Bu cümlede kullanılan "şiir" ve "köşe yazarlığı" karşılaştırılamaz. "Şairlik" ve "köşe yazarlığı" , "şiir" ve "köşe yazısı" karşılaştırılabilir.) yy yy Böylece bana yardım yapılmamasını sağ- cümlede kullanılan "sanat" ve "bilim adamı" ladı. (Cümlede olumsuz durum söz konusu karşılaştırılamaz. olduğu için "yapılmamasına neden oldu" "Sanat" ve "bilim", "sanatçılık" ve "bilim adamlığı" denmelidir.) karşılaştırılabilir.) 230 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Sanatla bilim adamı aynı şey değildir. (Bu Anlatım Bozuklukları yy Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölü- yy Hiç çocuğu olmamış bir annenin senin duy- me hatta sara nöbetlerine yol açabilir. (Bu gularını anlaması çok zor. (Bu cümledeki cümledeki yanlışlık sıralamadaki tutarsız- mantık hatası hiç çocuğu olmayan bir kadına lıktan kaynaklanmaktadır. "sara nöbetleri" anne denmesinden kaynaklanmaktadır.) "ölüm" sözcüğünden sonra kullanılmalıdır.) yy I) İ) Seninle değil şehir gezmek dünya turuna Deyim ve Atasözü Yanlışlıkları bile çıkılmaz. (Bu cümledeki yanlışlık sıra- Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ifadeler oldukla- lamadaki tutarsızlıktan kaynaklanmaktadır. rından bunların sözcüklerinin değiştirilmesi, anlamla- "dünya turuna çıkmak" "şehir gezmek" söz- rına uymayan yerde kullanılması anlatım bozukluğu- cüğünden sonra kullanılmalıdır.) na yol açar. yy Mantık Yanlışlıkları O kadar üzüntülüydü ki yüzünden dökülen bin parçaydı sanki. (Bu cümlede deyimi Bir cümlede mantığa aykırı ifadelerin yer alması an- oluşturan sözcüklerden bir değiştirildiği için latım bozukluğuna yol açar. Şarkı sözlerinde, reklam anlatım bozukluğu söz konusudur. Deyim metinlerinde, haber metinlerinde mantıksal yanlışlık- "yüzünden düşen bin parçaydı" şeklinde kul- lara sıkça rastlanır. lanılmalıdır.) yy yy Hiç unutma, arada bir hatırla. (Bu cümlede yy sağlayan futbolcu ülkemizde şimşekleri üze- mi unutmasın, arada bir mi hatırlasın.) rine çekti. (Bu cümledeki anlatım bozukluğu deyimin anlamının cümleyle uyuşmamasın- Martıları sayarken hiç mi hayal kurmadık. dan kaynaklanmaktadır. "şimşekleri üzerine (Bu cümlede sayı sayılırken hayal kurulması çekmek" deyimi olumsuz anlam içerir.) pek tutarlı bir iş değildir.) yy yy Millet Meclisi üye tam sayısının bir fazlası bu- cüğünün kullanılması anlatım bozukluğuna sal hata vardır. Çünkü üye tam sayısının bir yol açar.) fazlası hiçbir zaman olamaz ancak üye tam sayısının yarısının bir fazlası olabilir.) yy tım bozukluğu "ensesinde boza pişirmek" deyiminin sözcüklerinden birinin değiştiril- birisi için söyleneceğinden "rahmetine ka- mesinden kaynaklanmaktadır.) vuştu" ifadesi mantık hatasına yol açmıştır.) yy Emre vermediğim konulara çalışmazsa onun sırtında boza pişiririm. (Bu cümledeki anla- Merhum, Hakk'ın rahmetine kavuştu. (Bu cümlede kullanılan "merhum" sözcüğü ölen yy Gönülsüz yenen yemek ya karın ağrıtır ya baş. (Bu cümlede "aş" yerine "yemek" söz- lunursa hükümet düşer. (Bu cümlede mantık- yy Attığı golle Beşiktaş'ımızın tur atlamasını seslenilen kişinin karar vermesi gerekir. Hiç yy Beşiktaş, Trabzonspor karşısına üç eksik Şimdi yan oturup doğru konuşalım olayları oyuncuyla çıktı. (Bu cümlede Beşiktaş'ın bu kadar yanlı ele almak kime yarar sağlar Trabzonspor karşısına sekiz oyuncuyla çıktı- ki? (Bu cümledeki anlatım bozukluğu "eğri ğı anlamı vardır bu da mantığa aykırıdır. oturup doğru konuşalım" deyiminin sözcüklerinden birinin değiştirilmesinden kaynak- Hilal, son dört yüz metrede yaptığı atakla lanmaktadır.) ikinciyi geçip birinci olunca herkes onu kutladı. (Bu cümlede mantıksal tutarsızlık vardır yy Çocuk, böyle bir hata yapınca süt dökmüş çünkü hiçbir yarışmada ikinciyi geçip birinci kuzuya döndü. (Bu cümledeki anlatım bo- olunamaz kişi kaçıncıyı geçerse onun yerini zukluğu "süt dökmüş kediye dönmek" deyi- alır bu cümlede de ikinciyi geçip ikinci oldu minin sözcüklerinden birinin değiştirilmesin- denmeliydi.) den kaynaklanmaktadır.) 231 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy 1. Sıfatın ve İsmin Ortak Tamlanana Bağlanması Ülkeyi karıştırıp iç savaş çıkarmaya çalışan herkesin köküne kibrit suyu ekmeli. (Bu cümledeki anlatım bozukluğu "kibrit suyu dökme- Sıfat tamlamasının tamlananı iyelik eki alamazken li" deyiminin sözcüklerinden birinin değiştiril- isim tamlamasının tamlananı iyelik eki alabilir. mesinden kaynaklanmaktadır.) yy yy Yaşlı komşumuz en çok serüven ve tarihi İki el bir kafa içindir. (Bu cümlede "iki el bir romanlar okumayı severdi. (Bu cümlede "se- baş içindir" atasözünün sözcüklerinden biri rüven" sözcüğünün türü isimdir ve tamlananı değiştirildiği için anlatım bozukluğu söz ko- iyelik eki almalıdır, "tarihi" sözcüğünün türü nusudur.) ise sıfattır ve tamlananı iyelik eki alamaz. Bu cümlede "serüven" sözcüğünden sonra yy Ağaç dalıyla gürler. (Bu cümledeki atasözü- "romanları" tamlananı getirilmelidir. Cümle nün orijinali "Ağaç yaprağıyla gürler." şeklin- "Yaşlı komşumuz en çok serüven romanları dedir.) ve tarihi romanlar okumayı severdi." şeklinde kurulmalıdır.) yy Kesesine güvenen borazancı başı olur. (Bu yy cümledeki atasözü "Nefesine güvenen bora- Ekonomik ve kültür bakımından geri kalmış yörelerimize yatırımlar hızlandı. (Bu cümlede zancı başı olur." şeklindedir.) "ekonomik" sözcüğünün türü sıfattır dolayısıyla tamlananı iyelik eki almamalıdır "kültür" sözcüğü ise isim olduğu için tamlananı iyelik ÖRNEK SORU eki almalıdır. Bu cümlede sıfat ve isimden oluşan tamlayanlar için uygun olmayan tam- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim yanlış anlamda kullanılmıştır? lananın kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cümle "Ekonomik bakımdan ve kültür bakımından geri kalmış yörelerimize A) Birçok meslekte çalışmış fakat hiçbirinde di- yatırımlar hızlandı." şeklinde kurulmalıdır.) kiş tutturamamıştı. B) O adama güvenilmeyeceğini, bel bağlanma- yy yacağını biliyordu. fazla. (Bu cümlede geçen "benim" tamlaya- C) Öyle yoksuldu ki şu dünyada bir dikili ağacı nını "sorumluluğun" tamlananına bağlamak yoktu. anlatımı bozmuştur. "Benim" sözcüğünden D) Bu adam duyduğu her şeyi herkese söylüyor, sonra "sorumluluğum" tamlananının getiril- ağzında bakla ıslanmıyordu. mesi gerekmektedir. Cümle "Bu olayda be- E) Sınavdaki soruların çoğunu yapınca etekleri nim ve senin sorumluluğun çok fazla." şek- tutuşmuştu. Bu olayda benim ve senin sorumluluğun çok linde kurulmalıdır.) Yanıt E yy Ülkemizde sanatsal ve edebiyat alanındaki çalışmalar hızla ilerliyor. (Bu cümlede geçen "sanatsal" sözcüğünün türü sıfattır dolayısıy- 2. CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI la tamlananı iyelik eki almamalıdır "edebiyat" sözcüğü ise isim olduğu için tamlananı iyelik A) Tamlama Yanlışlıkları eki almalıdır. Bu cümlede sıfat ve isimden Bir ad tamlamasıyla sıfat tamlaması için ortak ol- oluşan tamlayanlar için uygun olmayan tam- mayan tamlananın ortak gibi kullanılması, tamlayan lananın kullanılması anlatım bozukluğuna ya da tamlanan ekinin eksik ya da fazla kullanılması yol açmıştır. Cümle "Ülkemizde sanatsal anlatım bozukluğuna yol açar. Tamlama yanlışlıkları alandaki ve edebiyat alanındaki çalışmalar şu alt başlıklarda ele alınır: hızla ilerliyor." şeklinde kurulmalıdır.) 232 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Kırmızı güller ve ağaçlar burada insana ya- yy Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında gö- şama sevinci veriyor. (Bu cümlede "Kırmızı rüştüler. (Cümle "Siyasi, askeri alanlarda güller ve kırmızı ağaçlar" şeklinde bir kalıp ve ekonomi alanında görüştüler." şeklinde oluşturulmuştur. "Kırmızı ağaç" olmayacağı olmalıdır.) için bu cümlede anlatım bozukluğu söz konusudur. Buradaki tamlama yanlışlığını dü- yy Neşeli ve güldürü unsurlarının çokça kulla- zeltmenin iki yolu vardır: nıldığı bu filmi mutlaka görmelisiniz. (Cümle a) Ağaçlar ve kırmızı güller... "Neşeli unsurların ve güldürü unsurlarının b) Kırmızı güller ve yeşil ağaçlar... çokça kullanıldığı bu filmi mutlaka görmelisiniz." şeklinde olmalıdır.) yy İstanbul'a ilk geldiğimde yüksek binalar ve caddelerin görkemiyle irkilmiştim. (Bu cüm- yy Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından lede "Yüksek binalar ve yüksek caddeler" yararlı sonuçlar verdi. (Cümle "Bu önlemler şeklinde bir kalıp oluşturulmuştur. "Yüksek ekonomik açıdan ve sağlık açısından yararlı caddeler" olmayacağı için bu cümlede anla- sonuçlar verdi." şeklinde olmalıdır.) tım bozukluğu söz konusudur. Buradaki tamlama yanlışlığını düzeltmenin iki yolu vardır: yy Güvenlik ve askeri makamlarca görevlendiri- a) Caddeler ve yüksek binalar... len personel başarılı oldu. (Cümle "Güvenlik b) Yüksek binaların ve geniş caddelerin... makamları ve askeri makamlarca görevlendirilen personel başarılı oldu." şeklinde olma- Aşağıda verilen cümlelerde tamlama yanlışlıkla- lıdır.) rından kaynaklanan anlatım bozuklukları vardır: yy yy Bu yasadan özel ve kamu kuruluşlarında ça- Belgisiz ve işaret sıfatları zamirlerle karış- lışanlar yararlanacak. (Cümle "Bu yasadan tırılıyor. (Cümle "Belgisiz sıfatlar ve işaret özel kuruluşlarda ve kamu kuruluşlarında sıfatları zamirlerle karıştırılıyor." şeklinde ol- çalışanlar yararlanacak." şeklinde olmalıdır.) malıdır.) yy yy üzere ikiye ayrılır. (Cümle "Fıkralar, yazınsal Karadeniz iklimi görülür. (Cümle "Hem kar- fıkra ve gazete fıkrası olmak üzere ikiye ayrı- sal iklim hem de Karadeniz iklimi" şeklinde lır." şeklinde olmalıdır.) olmalıdır.) yy Fıkralar, yazınsal ve gazete fıkrası olmak Anadolu'nun kuzeyinde hem karasal hem de NOT: Sıfat ve ad ortak tamlanana bağlanamaz. Sıfatın ve adın tamlananı farkı olmalıdır. Kimi durumlarda tamlamayı oluşturan sözcüklerin yerlerini değiştirmek de cümledeki anlatım sorununu giderebilir. Tanzimat ve Milli Edebiyat dönemlerinin birbirine benzeyen yönleri vardır. (Cümle "Tanzimat Edebiyatı ve Milli Edebiyat dönemlerinin birbirine benzeyen yönleri vardır." şeklinde olmalıdır.) yy İdari ve eğitim harcamaları gözden geçirildi. (Cümle "İdari harcamalar ve eğitim harcama- Petrol fiyatları ve dolar yükseldi. (doğru) Kullanımından Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları Rüzgârın ve ormanın çağıltısı harikaydı. Tamlayan - tamlanan ekinin cümle içerisinde ge- (Cümle "Rüzgârın sesi ve ormanın çağıltısı reksiz kullanılması ya da hiç kullanılmaması anlatımı harikaydı." şeklinde olmalıdır.) bozabilir. 233 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Dolar ve petrol fiyatları yükseldi (yanlış) yy 2. Tamlayan ve Tamlanan Ekininin Eksik - Fazla ları gözden geçirildi." şeklinde olmalıdır.) yy yy Anlatım Bozuklukları yy yy Erkan Bey, derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır. (Bu cümle "Erkan Bey, derneğimizin üye-si ve ikinci başkanıdır." şeklinde kurulmalıdır. "Üye" sözcüğüne tamlanan ekinin getirilmemesi anlatımı bozmuştur.) Türkiye'nin birkaç bölgesi hariç henüz kar yüzü görmedi. (Bu cümlede "Türkiye'nin" sözcüğünde kullanılan "-nın" tamlayan eki gereksizdir. İfade "Türkiye, birkaç bölgesi hariç henüz kar yüzü görmedi." şeklinde kurulmalıdır.) UYARI: yy Türkiye'ye yöneltilen şikayet de bu mantık doğrultusunda değerlendirilmesi Sıfat tamlamalarında çoğulluk bildiren kimi belgisiz gerekir. sıfatlardan sonra gelen sözcükler tekil olmalıdır. (Bu cümlede "değerlendirilmesi" sözcüğü ad tamlamasının tamlananıdır. Bu tamlananın tamlayanı olan "şikayet" sözcüğünün tamla- yy yan eki alması gerekir. İfade "... şikayetin ... değerlendirilmesi ..." şeklinde kurulmalıdır.) Bu eserin birçok çevirilerinin yapıldığını biliyordu. (Bu cümlede "birçok" belgisiz sıfatından sonra gelen "çevirilerinin" sözcüğü "çevirisinin" şeklinde tekil kullanılması gerekir.) yy Hocalık vazifesinin yalnız ilim öğretmek ol- ÖRNEK SORU madığını, ilmi olduğu kadar ahlaki vazifele- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlama yanlışlığından kaynaklanan anlatım bozukluğu yoktur? rinin de bulunduğunu kabul etmek gerekir. (Bu cümlede "ilmi" sözcüğünden önce "Hocalığın" tamlayanının getirilmesi gerekir çün- A) Bu, yönetmenin savaşta ölenlerin anısına son filmdir. B) Öğrenciyi düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde düşünmesini sağlayan bir anlayış eğitim sistemimize henüz yerleşmedi. C) Bu futbolcu takıma yararlı olması için sürekli çalışması gerekir. D) Hece ölçüsüyle yazılmış şiirler, biraz da anlama önem vermeleri gerekir. E) Petrol fiyatları ve dolar yine yükseldi. kü "Hocalığın" sözcüğü getirilmezse ifadede "Hocalık vazifesinin" söz öbeği ortak olmadığı halde ortak gibi değerlendirildiği için anlatım bozukluğu söz konusu olur. Cümle "Hocalık vazifesinin yalnız ilim öğretmek olmadığını, hocalığın ilmi olduğu kadar ahlaki vazifelerinin de bulunduğunu kabul etmek gerekir." şeklinde kurulması gerekir.) yy Yeni sözcükler yaratmak için her ulus dilinin gitmesi gerekir. (Bu cümlede "ulus" sözcüğü- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlama yanlışlığından kaynaklanan anlatım bozukluğu yoktur? ne tamlanan ekinin getirilmesi gerekir. İfade "... ulusun ... gitmesi gerekir." şeklinde kurulmalıdır. Bu cümlede "Neyin → ... ması, kimin A) Ucu yırtık yabancı paraların Merkez Bankası dahil hiçbir yerde işlem görmüyor. B) Stres bütün hastalıkların kaynağı olduğundan tedavi edilmesi gerekir. C) Bu yasadan hem özel kuruluşlar hem de devlet kuruluşları yararlanabiliyor. D) Adaylar, yirmi beş yaşından büyük olması ve sağlık kontrolünden geçmiş olması gerektiğini söyledi. E) Yeşil ağaçlar ve güllerin insanı yaşama bağladığı bir yerdi burası. Yanıt C → ... mesi?" sorularına cevap aranmalıdır.) Dünyada tamamı mermerden yapılmış olan ilk anıtsal tapınak, Ege'nin Efes kentinde olduğu biliniyor. (Bu cümlede "tapınak" sözcüğünün tamlayan eki alarak "tapınağın" şeklinde kullanılması gerekir. Cümlede tamlayan eki eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.) 234 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt E ÖRNEK SORU sunduğun olanaklardan yararlanma yoluna yy Anlatım Bozuklukları yy ÖRNEK SORU rın alınmasını istemişti. (Bu cümlede "gerek- Kurtuluş Savaşı'mızda, disipline ayak uyduramayan çeteler, nasıl vatana ihanet ederek Yunanlılarla birleştiklerini unutmayalım. tiğini" sözcüğünden sonra "bildirmiş" yüklemi getirilmelidir.) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? yy bozukluğunun nedeni yüklem eksikliğidir. "O mutlu günde geç kızlar halay ... söylüyordu." kullanımı yanlıştır. "Halay" sözcüğünden sonra "çekiyordu" yüklemi getirilerek cümle düzeltilebilir.) yy cüğü getirilerek Her akşam koltuğuna oturur televizyon ve radyo dinler; sabahleyin gazetesini aldığında Yanıt B da her karikatürü ve fıkrayı dikkatle okurdu. ÖRNEK SORU (Cümledeki "televizyon" sözcüğünden sonra Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? "seyreder", "karikatürü" sözcüğünden sonra A) Yenilik, ancak onun için yer açtığınız zaman yaşamınıza girebilir. B) Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey yoktur. C) Aşk, herkesin hayal ettiği ama kimsenin taşıyamayacağı bir kalp yüküdür. D) İnsan, kimi zaman gözünün önünde duran varlıklardaki değişikliği fark etmiyor. E) Hayatın zorlaştırmak yerine, güzel taraflarını öne çıkarmak neden tercih edilmiyor, anlamı- bilir.) "inceler" yüklemi getirilerek cümle düzeltile- yy Müzik konusunda ben onu, o da beni etkilemek istemez. ("Ben onu ... etkilemek istemez." kullanımı yanlıştır. Cümle "ona" sözcüğünden sonra "etkilemek istemem." yüklemi getirilerek düzeltilebilir.) yy yorum. Bu yıl kardeşim ikinci sınıfa, ben beşinci sınıfa geçtim. (Cümlede karşılaştırma yapıldığı Yanıt B B) O mutlu günde genç kızlar halay, delikanlılar türkü söylüyordu. (İkinci cümledeki anlatım A) "Savaşı'mızda" yerine "Savaş'ında" sözcüğü getirilerek B) "çeteler" yerine "çetelerin" sözcüğü getirilerek C) "milli" sözcüğü cümleden çıkarılarak D) "birleştiklerini" yerine "anlaştıklarını" sözcüğü getirilerek E) "unutmayalım" sözcüğünden önce "asla" söz Kağıt, mürekkep ve kalem gerektiğini, bunla- için farklı iki yüklem kullanmalıdır. "Bu yıl kardeşim ikinci sınıfa geçti; ben beşinci sınıfa Yüklem Yanlışlıkları geçtim.") Birleşik cümlelerde bulunan tek yüklem kimi zaman öznelerden ya da tümleçlerden biriyle uyuşmaması, ÖRNEK SORU yüklemin bütünlüğünün sağlanmadan cümlelerin bir- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? birine bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. yy Dershanede test dağıtımıyla ben, deneme A) Şiiri az, romanı hiç sevmem. sınavlarıyla Celal Bey ilgileniyor. (Bu cümle- B) O, ön; ben, arka kapıya koştum. de "ben" öznesi uygun olmadığı halde "ilgi- C) Havada taze bir esinti ve ıslak toprak kokusu leniyor" yüklemine bağlanmıştır. "Ben ... ilgi- kaplar ortalığı. leniyor." kalıbı yanlıştır. "Ben" sözcüğünden D) Bu tutumuyla ailesine zarar mı veriyor, yarar sonra "ilgileniyorum" yüklemi getirilmelidir. mı anlayamadık. Yani cümle "Dershanede test dağıtımıyla E) Yaptıklarıyla beni derslerden soğutuyor, be- ben ilgileniyorum, deneme sınavlarıyla Celal nim başarısız olmamı istiyordu. Bey ilgileniyor." şeklinde kurulmalıdır.) 235 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt E Anlatım Bozuklukları yy ÖRNEK SORU yıl artıyor fakat çok okunmuyor. (Bu cümlede Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? "Sanat alanındaki dergilerin sayısı" söz öbeği A) O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş yaşlarındaydı. B) Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suçluların cezalandırılmasını istedi. C) Türkiye'nin doğusunda yaşayan bu insanlar bizi seviyor, bize yaşama sevinci aşılıyor. D) Gazete, televizyon ve radyodan kaza sonunda sakat kalan insanların haberlerini seyrediyoruz. E) Tarihi romanları ve köy romanlarını çok, aşk romanlarını hiç sevmedim. nin öznesi olarak kullanılmamaktadır. İkinci birinci cümlenin öznesidir ancak ikinci cümlecümlede "dergiler" sözcüğü özne olarak kullanılmalıdır. Cümle "Sanat alanındaki dergilerin sayısı her geçen yıl artıyor fakat dergiler çok okunmuyor." şeklinde kurulmalıdır.) yy baskısı" söz öbeği birinci cümlenin öznesidir ancak ikinci cümle için uygun değildir. İkinci Yanıt C cümlede "kitap" sözcüğü özne olarak kullanılmalıdır. Cümle "Kitabın baskısı eylülde bitecek ve kitap ekimde piyasaya çıkacaktır." Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? şeklinde kurulmalıdır.) yy A) Bu konuda nasıl bir çalışma yapılması gerektiği uzmanlarca tartışılacak. B) Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suçluların cezalandırılmasını istedi. C) Yeni binaların ne zaman hizmete açılacağını basın aracılığıyla duyuracaklarını belirtti. D) Sorunlara sağduyuyla yaklaşmanın, onların çözümünü kolaylaştıracağı sonucuna varıldı. E) Bölgede kış mevsiminin uzun sürmesi nedeniyle alınması gerekli önlemler yetkililere bildirildi. Aydınların düşünce üretmemesi bir yana, çağlarına tanıklık bile edemiyorlar. (Bu cümlede çağına tanıklık edemeyen aydınlardır yani cümle "Aydınların düşünce üretmemesi bir yana, aydınlar çağlarına tanıklık bile edemiyorlar." şeklinde kurulmalıdır.) yy Türk müziğinde tıkanıklık yok bugün, tam tersine dünya müziğiyle boy ölçüşebilecek düzeyde. (Bu cümlede dünya müziği ile boy ölçüşebilecek düzeyde olan Türk müziğidir Yanıt B yani cümle "Türk müziğinde tıkanıklık yok bugün, tam tersine Türk müziği dünya mü- Özne Yanlışlıkları ziğiyle boy ölçüşebilecek düzeyde." şeklinde Cümlede özne bulunmaması ya da özne olmayacak bir sözcüğün özne gibi kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Özellikle sıralı ya da birleşik cümlelerde görülen bu bozuklukta temel cümle ya da yan cümlelerden birinde başka görevde kullanılan bir söz - söz öbeği diğerinin öznesi ise mutlaka tekrar belirtilmelidir. yy Kitabın baskısı eylülde bitecek ve ekimde piyasaya çıkacaktır. (Bu cümlede "Kitabın ÖRNEK SORU C) Sanat alanındaki dergilerin sayısı her geçen kurulmalıdır.) yy Vatandaşın en büyük güvencesi basındır ve ondan çok şey beklenmektedir. (Bu cümlede çok şey beklenen vatandaştır yani cümle "Vatandaşın en büyük güvencesi basındır ve vatandaş ondan çok şey beklenmektedir." Hastanın derdi bitecek ve hemen taburcu şeklinde kurulmalıdır.) edilecek. (Bu cümlede "Hastanın derdi" söz öbeği birinci cümlenin öznesidir ancak ikin- yy Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanını bugün ya- ci cümlede özne olarak kullanılmaya uygun zılmış gibi okuyorum, çağdaş mesajlarla do- değildir. Bundan dolayı ikinci cümle başka ludur. (Bu cümlede çağdaş mesajlarla dolu bir özne ile "hasta" sözcüğüyle başlatılmalı- olan Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanıdır yani dır. Cümle "Hastanın derdi bitecek ve hasta cümle "Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanını bu- hemen taburcu edilecek." şeklinde kurulma- gün yazılmış gibi okuyorum, roman çağdaş lıdır.) mesajlarla doludur." şeklinde kurulmalıdır.) 236 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy NOT: Hiçbiri, hiç kimse sözcükleri olumsuz yüklemlerle kullanılır. Hepsi, herkes sözcükleri ise olumlu yüklemlerle kullanılır. Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum düzeltilmedikçe, çağdaş üniversite olma niteliğini büsbütün yitirecektir. (Cümle " Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum düzeltilmedikçe, yy üniversitelerimiz çağdaş Hiçbiri bana inanmamış, beni yalancılıkla üniversite olma niteliğini büsbütün yitirecek- suçlamıştı. (Hiçbiri ... beni yalancılıkla suç- tir." şeklinde kurulmalıdır.) lamıştı." kullanımı yanlıştır. Bu cümlelerde karşıtlık anlamı bulunduğundan ikinci cümle yy yy Ormanlarımızın genişlemesi sürüyor ama farklı bir özneyle başlamalıdır. Cümlenin dü- korunmuyor. (Cümle "Ormanlarımızın geniş- zeltilmiş hali "Hiçbiri bana inanmamış, hepsi lemesi sürüyor ama ormanlarımız korunmu- beni yalancılıkla suçlamıştı." şeklindedir.) yor." şeklinde kurulmalıdır.) Kimse bir yere kıpırdamasın, yere yatsın. ÖRNEK SORU ("Kimse ... yere yatsın." kullanımı yanlıştır. Hiçbiri, böyle bir sonucu beklemiyor, onun iyileşeceğine inanıyordu. Cümlenin düzeltilmiş hali "Kimse bir yere kıpırdamasın, herkes yere yatsın." şeklindedir.) Bu cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdakilerin hangisinde vardır? Aşağıdaki cümlelerde özne eksikliğinden kaynak- Memlekette bulanıklık yok bugün, tersine A) Kediyi boşluğa nasıl bırakırsan bırak, hep dört ayak üstüne düşer. B) Bu konuda konuşmaya ne senin ne de benim hakkım var. C) Depreme dayanamayan evler, bir anda yıkıldı. D) Ablamın oğlu çok cılız ama sağlıksız bir çocuk değildi. E) Boş derslerde Zühre kitap, ben de gazete okuyordum. alaca karanlıktan sıyrılmış durumda. (Cüm- lanan anlatım bozukluğu vardır. yy Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve soyuldu. (Cümle "Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve cephanelik soyuldu." şeklinde kurulmalıdır.) yy Yanıt A le "Memlekette bulanıklık yok bugün, tersine ÖRNEK SORU memleket alaca karanlıktan sıyrılmış durumda." şeklinde kurulmalıdır.) yy Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? Belediye tarafından inşa edilmekte olan A) Şiirlerinde bol bol abartılmış sözcükler seç- dokuz katlı mağazanın inşaatı ekim ayında mesi yüzünden hitabet havası taşımaktadır. bitecek ve faaliyete geçecektir. (Cümle "Be- B) Günümüzde dergiler ve gazeteler, deneme lediye tarafından inşa edilmekte olan dokuz türünün gelişip yaygınlaşmasına uygun bir katlı mağazanın inşaatı ekim ayında bitecek ortam hazırlamaktadır. ve mağaza faaliyete geçecektir." şeklinde C) Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale Devri'nde kurulmalıdır.) yy çeviri çalışmaları yapıldığı biliniyor. D) Bence edebiyat eleştirisinin edebiyat incele- Dili yasalar değil, politikacılar değil ulus ya- mesiyle bir arada, iç içe düşünülmesi gerekir. par. Zaman içinde oluşur, arınır, durulur. E) Sanatın başlıca amacının güzellik olduğunu (Cümle "Dili yasalar değil, politikacılar değil savunan yazarın, bu konuda söylediklerine ulus yapar. Dil zaman içinde oluşur, arınır, bir göz atalım. durulur." şeklinde kurulmalıdır.) 237 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt A Anlatım Bozuklukları D) Tümleç Yanlışlıkları 2. Dolaylı Tümleç Yanlışlıkları Bu tür yanlışlıklar farklı tümleçler alması gereken birden çok yüklemin birbirine bağlanması nedeniyle ortaya çıkar. Bu tümleçlerden sadece birinin kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur. Cümlede kullanılan bir tümlecin yüklemlerden biriyle uygun düş- Sıralı ya da birleşik cümlelerde dolaylı tümlecin kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olabilir. Bu cümlelerden birinde başka görevle kullanılan bir söz veya söz öbeği diğer cümlenin ya da yan cümlenin dolaylı tümleci ise mutlak tekrar belirtilmelidir. memesi, bir başka tümlecin kullanımını gerektirir. yy 1. Düz Tümleç (Nesne) Yanlışlıkları tiyor, yaşama sevinci veriyor. (Bu cümlede Sıralı ya da birleşik cümlelerde nesnenin kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olabilir. Bu cümlelerden birinde başka görevle kullanılan bir söz veya söz öbeği diğer cümlenin ya da yan cümlenin nesnesi birinci cümlenin nesnesi olan "insanı" sözcüğü ikinci cümlenin dolaylı tümleci olarak da kullanıldığı için cümlede anlatım bozukluğu vardır. "... insanı diriltiyor, insanı yaşa- ise mutlaka tekrar belirtilmelidir. yy ma sevinci veriyor." ifadesi yanlıştır. Cümle Köylüye baskı yapıyor, sindirmeye çalışıyordu. "Çukurova'nın bereketli toprakları insanı di- (Birinci cümlede dolaylı tümleç olarak kullanılan riltiyor, insana yaşama sevinci veriyor." şek- "köylüye" sözcüğü ikinci cümledeki yüklemin linde kurulmalıdır.) nesnesi durumundadır. Bu nedenle "köylüyü" yy ya da "onu" olarak tekrar kullanılmalıdır. Cümle yy Bahadır'ın bu konuda anlatıklarını dikkate "Köylüye baskı yapıyor, onu sindirmeye çalışı- almadım; çünkü hiç inanmadım. (Bu cüm- yordu." şeklinde kurulmalıdır.) lede "inanmadım" yüklemine "Bahadır'a" dolaylı tümlecinin getirilmesi gerekir. Cümle Otel görevlisi yanımızdan hızla geçen taksiye "Bahadır'ın bu konuda anlatıklarını dikkate bağırdı ve durdurdu. (Birinci cümlede dolaylı almadım; çünkü Bahadır'a hiç inanmadım." tümleç olarak kullanılan "taksiye" sözcüğü ikinci şeklinde kurulmalıdır.) cümledeki yüklemin nesnesi durumundadır. Bu nedenle "taksiyi" ya da "onu" olarak tekrar kul- yy Çukurova'nın bereketli toprakları insanı diril- yy Öğretmen öğrencileri topluyor ve bir şeyler lanılmalıdır. Cümle "Otel görevlisi yanımızdan anlatıyordu. (Bu cümlede "anlatıyordu" yük- hızla geçen taksiye bağırdı ve onu durdurdu." lemine "onlara" dolaylı tümlecinin getirilmesi şeklinde kurulmalıdır.) gerekir. Cümle "Öğretmen öğrencileri toplu- Bize verdikleri adres çok karışıktı ancak birkaç kişiye sorarak bulabildik. (Bu cümlede ikinci yüklemin nesnesi "adresi" sözcüğü ol- yor ve onlara bir şeyler anlatıyordu." şeklinde kurulmalıdır.) malıdır.) ÖRNEK SORU ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Elbiseler dolaplara özenle yerleştirilir, onları güve yemesin diye elbise aralarına naftalin konurdu. B) Çocuk, bir yandan yaralı kuşa korkuyla bakıyor, bir yandan da onu sevmek istiyordu. C) Annesi, çocuğunun aç olmadığını biliyor ama yine de onun pastadan yemesini istiyordu. D) Zühre, arkadaşı Bahadır'ı hem çok seviyor hem de kimi davranışlarından dolayı kızıyordu. E) İnsanları her zaman çok önemsiyor onlara hiçbir zaman kötülük yapmıyordu. A) Sabahları durağa kadar yürüyor ve otobüse biniyorum. B) Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve destekliyorum. C) Bu dergiyi ilk yayımlandığı günden beri alıyor ve zevkle okuyorum. D) Televizyondaki açık oturumları beğeniyor ve sonuna kadar izliyorum. E) Akşamları bir süre çalışıyor ve sonra dinleniyorum. Yanıt B 238 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt D Anlatım Bozuklukları 3. Zarf Tümleci ve Edat Tümleci Yanlışlıkları yy (Ona imreniyor ve başarısından ötürü de onu kıs- Ona imreniyor ve başarısından ötürü de kıskanıyordu. Birinci cümlenin herhangi bir ögesini uygun olma- dığı halde ikinci cümlenin zarf tümleci ya da edat tüm- kanıyordu. Nesne eksikliği) leci yerine kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar. yy yy yırtmak yasaktır. Her zaman bunları düşünüyor, bunun aksi bir fikri aklından bile geçirmiyordu. (Bu cümlede (Yasalara göre paranın üzerine yazı yazmak, pa- "her zaman" zarf tümleci olumlu yüklemler için rayı yırtmak yasaktır. Nesne eksikliği) kullanılır. İkinci cümlenin yüklemi olumsuz ol- yy duğu için "hiçbir zaman" zarf tümleci kullanıl- değer kazandırır. (Yaşam, onların istemlerini gerçekleştirmez, istem- hiçbir zaman bunun aksi bir fikri aklından bile lerine değer kazandırır. Dolaylı tümleç eksikliği) yy ediyor, hasret gideriyordu. (Bu cümlede (Babasını sevmesine severdi ama babasından "kardeşlerini" nesnesi ikinci cümlenin edat fazlasıyla da korkardı. Dolaylı tümleç eksikliği) tümleci gibi kullanıldığı için cümlede anla- yy pek inanmadı. (Zühre, suçlunun anlattıklarını dinledi ama ona kadeşleriyle hasret gideriyordu." şeklinde pek inanmadı. Dolaylı tümleç eksikliği) yy (Arkadaşlarına değer verir, onlarla iyi geçinirdi. öğrenciler uğraşırken çok zorlanıyordu. (Bu Edat tümleci eksikliği) yy edat tümlecinin getirilmesi gerekir. Cümle Herkes onu görmüş ama kimse ilgilenmemişti. "Kitapta yeni konularla ilgili sorular vardı, öğ- (Herkes onu görmüş ama kimse onunla ilgilen- renciler sorularla uğraşırken çok zorlanıyor- memişti. Edat tümleci eksikliği) du." şeklinde kurulmalıdır.) yy Buna ancak okurlar karar verir, uygular. (Buna ancak okurlar karar verir, bunu uygular. Aşağıda tümleç yanlışlıklarıyla ilgili genel örnekler Nesne eksikliği) verilmiştir. yy Sanmayın ki halk bu sözleri dinler ve inanır. Kendi benzerini döven, türlü işkenceler uygulayan bu adam bizce de normal biri değil. (Sanmayın ki halk bu sözleri dinler ve bu sözlere (Kendi benzerini döven, ona türlü işkenceler uy- inanır. Dolaylı tümleç eksikliği) gulayan bu adam bizce de normal biri değil. Dolaylı tümleç eksikliği) Gönlünün derinliklerinde onu düşünüyor, şi- yy irler yazıyordu gizlice. Bakanlık niçin onlara böylesine açıkça yardım eder, destekler, över, tutar. (Gönlünün derinliklerinde onu düşünüyor, ona şi- (Bakanlık niçin onlara böylesine açıkça yardım irler yazıyordu gizlice. Dolaylı tümleç eksikliği) yy Arkadaşlarına değer verir, iyi geçinirdi. Kitapta yeni konularla ilgili sorular vardı, cümlede "zorlanıyordu" yüklemine sorularla yy Zühre, suçlunun anlattıklarını dinledi ama sonu tatillerinde kardeşlerini ziyaret ediyor, kurulmalıdır.) yy Babasını sevmesine severdi ama fazlasıyla da korkardı. Hafta sonu tatillerinde kardeşlerini ziyaret tım bozukluğu söz konusudur. Cümle "Hafta yy Yaşam, onların istemlerini gerçekleştirmez, malıdır. Cümle "Her zaman bunları düşünüyor, geçirmiyordu." şeklinde kurulmalıdır.) yy Yasalara göre paranın üzerine yazı yazmak, eder, onları destekler, över, tutar.Nesne eksikliği) yy Yurt dışına çıkış ve girişlerde gümrük işlem- Parasını alıyoruz; ona hizmet etmeli, ona itibar göstermeli, hor görmemeliyiz. leri zordur. (Yurt dışına çıkış ve yurt dışından girişlerde güm- (Parasını alıyoruz; ona hizmet etmeli, ona itibar rük işlemleri zordur. Dolaylı tümleç eksikliği) göstermeli, onu hor görmemeliyiz. Nesne eksikliği) 239 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları E) Eylemsi Yanlışlıkları yy Birbirlerine karşı davranışlarının nasıl olması ya da olmamasını anlatıyor. (Bu cümlede Bir cümlede kullanılan fiilimsilerin birbiriyle uyum "olan veya olmayan" bir şey değil, olması ya içerisinde olmaması anlatım bozukluğuna yol açar. da olmaması gereken bir kural ortaya konulmak istenmiş ancak cümlede bu gerekliği bil- yy Sorun, ailemizin bizi bu konuda iyi aydınlat- diren ifadeye yer verilmemiştir. Cümle "Bir- mamış olduğundan kaynaklanıyor. (Bu cüm- birlerine karşı davranışlarının nasıl olması ya lede "kaynaklanma"nın nedeni açıklanıyor. da olmaması gerektiğini anlatıyor." şeklinde Ancak "olduğundan" sözü nedenin belli oldu- kurulmalıdır.) ğu yerlerde kullanılır. Bu cümlede bir sonu- Aşağıdaki cümlelerde eylemsi yanlışlıkları örneklenmiştir. ca bağlama söz konusu değildir. Cümle "... arkadaşımız-ın... aydınlatmamış olma-s-ı ..." yy şeklinde kurulmalıdır.) Sanatçı, son günlerde okuduğu ve ilginç bul(İlginç bulduğu kitaplar) dukları üzerine şunları söylüyor. yy yy Vergilerin yeni sisteme göre toplanacağını Tek amacımız yurdumuza dönmemiz ve ül sağlayacaklar. (Bu cümlede "toplanacağı" (dönmek) kemize yararlı olmaktır. sözü gelecekte yapılacak bir işi bildirir. Cümlede böyle bir anlam yoktur. Bir eylemin ya- yy pılmasının sağlanması söz konusudur. Yani "toplanacağını" sözcüğü yerine "toplanması- Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ce(takması) ket giymesi gerekiyor. nı" sözcüğü kullanılmalıdır. Cümle "Vergiler- yy in ... toplanma-s-ı-n-ı sağlayacaklar." şeklin- Bu haberin ne kadar doğru olup olmadığını öğreneceğiz. de olmalıdır.) (Bu haberin ne kadar doğru olduğunu ya da doğru olup olmadığını öğreneceğiz.) yy yy Genç sanatçılara, yapıtlarının konularını se- Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir. çerken nelere önem vermelerini anlatıyor. (gösterebileceğimiz) (Bu cümlede olan bir durum değil, olması gereken bir açıklandığı için "vermelerini" yy sözcüğü yerine "vermeleri gerektiğini" ifade- si kullanılmalıdır. Cümle "Genç sanatçılara, Sağlık durumlarının iyi ancak çok yorgun ol (olduğu) dukları görülüyordu. yapıtlarının konularını seçerken nelere önem vermeleri gerektiğini anlatıyor." şeklinde ku- ÖRNEK SORU rulmalıdır.) yy Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? A) Bu kameralar, rahatça kullanılabildiği ve taşınmasının kolay olması nedeniyle tercih ediliyor. B) Beni en çok sevindiren senin geldiğindir. C) Hem arkadaşım, hem meslektaşım olmaktan çok mutluyum. D) Dilimize gereken ilgi ve önemi vermek zorundayız. E) Geleceğin neler getireceğini kimse tahmin edemiyordu. Ona buraya gelmeden önce mi, sonra mı mesaj gönderdin. (Bu cümlede "önce" ve "sonra" sözcükleri "gelmeden" bağ fiiline bağlanmıştır ama "gelmeden sonra" denilemeyeceği için cümlede anlatım bozukluğu vardır. Cümle "Ona buraya gelmeden önce mi, geldikten sonra mı mesaj gönderdin." şeklinde kurulmalıdır.) 240 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt E Anlatım Bozuklukları ÖRNEK SORU kişi mi olduğu belli değildir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? Aşağıdaki cümlelerde zamir belirsizliği örneklenmiştir. A) Çok az veya hiç çalışmadan sınava girdiler. B) Hangisinin başarılı, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz. C) Yaşamın neler getireceğini kimse bilemez. D) Amacı, arkadaşını ikinci, kendisini birinci plana çıkarmaktı. E) Özel zevklerim arasında kitap okumayı severim. Yanıt C ÖRNEK SORU Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? yy Çiçeklerine yazın bolca su vermelisin. yy Kalemlerini başka bir kutuya yerleştirdi. yy Ağladığını görünce yanına koştum. yy Arkadaşını geçen hafta da aramamış. yy Görüşlerini ben de bilmiyordum. G) Bağlaçlarla İlgili Yanlışlıklar Eş görevli sözcükleri ya da anlamca ilgili cümle- leri bağlayan baglaçların yanlış kullanımı anlatım bozukluğuna yol açar. A) Bu kadar yorgunluktan sonra iyi bir tatili hak etmişti. B) Memur, dostça ve yumuşak başlılıkla cevap veriyordu. C) Fotoğrafçılıkla ilgili incelikleri ve teknik bilgileri bu kitapta bulabilirsiniz. D) Ayrıca, ara sıra gözüme çarpan yanlışları da belirttim. E) Durmadan gazoz ve çekirdek yenilen bu yerlerden hemen uzaklaşalım. İfadede Trabzon'a atananın ikinci kişi mi, üçüncü yy ("Ne...ne" bağlacı biçimce olumlu anlamca olumsuz cümleleri bağlar. Bu cümlede yüklemin olumsuz olması anlatım bozukluğuna yol açar. Cümle "Ne Konya'yı ne de Erzurum'u gördüm." şeklinde kurulmalıdır.) Yanıt E yy F) Zamir Belirsizliği lacı cümleye tercih etme anlamı katar. Oysa cümlede ikisinden birinin değil, her ikisinin- bir sözcükte üst üste kullanıldığında tamlama yoksa de yapılması istenmiştir. Ayrıca "Müzelerini" cümlede zamir belirsizliğinden kaynaklanan bir anla- sözcüğü de ortak tamlanandır. Cümle "Oraya tım bozukluğu oluşur. gidersen Etnoğrafya ve Kurtuluş Savaşı Müzelerini gezmelisin." şeklinde kurulmalıdır.) Sınavı kazandığını duydum. Senin yy Sınavı kazandığını duydum. ("Ama" bağlacı karşıtlık bildiren cümlelerde İfadede sınavı kazanının ikinci kişi mi, üçüncü kişi mi olduğu belli değildir. yy Yanlış bir davranış içine girsen de kızmaz ama inanılmayacak kadar anlayışlıdır. Onun Oraya gidersen Etnoğrafya ya da Kurtuluş Savaşı Müzelerini gezmelisin. ("Ya da" bağ- Üçüncü tekil kişi iyelik ekiyle belirtme durum eki yy Ne Konya'yı ne de Erzurum'u görmedim. kullanılır. Oysa bu cümlede her iki yargıda Trabzon'a öğretmen olarak atandığını yeni olumludur. İkinci cümle birincinin açıklama- öğrendim. sıdır. Açıklama bağlaçlarından olan "çünkü" Senin kullanılmalıdır. Cümle "Yanlış bir davranış Trabzon'a öğretmen olarak atandığını içine girsen de kızmaz çünkü inanılmayacak yeni öğrendim. Onun kadar anlayışlıdır." şeklinde kurulmalıdır.) 241 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları Bağlaçların Anlam Özellikleri yy Seyircilerle biz eleştirmenler, bir kez daha ters düştü sanırım. (Bu cümlede yüklemdeki şahıs eki üçüncü tekil kişiye göre değil, birinci ama _ fakat yalnız ancak çünkü zira b b ` karşıtlık b b a 4 açıklama ya da ve 4 çoğul kişiye göre kullanılmalıdır. "düştü" de- tercih ğil "düştük" ifadesine yer verilmelidir. Cümle "Seyircilerle biz eleştirmenler, bir kez daha ters düştük sanırım." şeklinde kurulmalıdır.) ve ile 4 bağlama yy Önce komşularımız bize gelecek, şimdi biz onlara gidecekmişiz. (Bu cümlede birinci yükleme "–miş" ekinin getirilmesi anlatım ister ister → bozukluğunu giderir. Cümle " Önce komşula- emir veya istek rımız bize gelecekmiş, şimdi biz onlara gidecekmişiz." şeklinde kurulmalıdır.) I) H) Çatı Uyumsuzluğu Zaman ve Kişi Eki Uyumsuzluğu Bir cümlede hem etken hem de edilgen çatılı bir eyCümledeki eylemin üzerinde bulunan kip ve kişi lem veya eylemsinin kullanılması çatı uyumsuzluğuna eklerini birbiriyle uyum içerisinde olmaması anlatım sebep olur. Cümlede bulunan fiil ya da fiilimsilerin ça- bozukluğuna yol açar. tılarının aynı olması gerekir. yy Sabahları erken kalkar, serin havada koşu- (her sabah) NOT: Çatı yanlışlığı da birleşik cümlelerde görülen bir uyumsuzluktur. Birleşik cümleyi belirledikten sonra her iki cümlenin de eylem ya da eylemsileri çatı bakımından kontrol edilmelidir. (şimdi, şu an) yordu. (Bu cümlede yüklemlerdeki zaman eklerinde uyumsuzluk vardır. Birinci cümlenin yükleminde şimdiki zaman eki vardır. Yüklemler ya "kalkar / koşar" ya da "kalkıyor / koşuyor" yy biçiminde kullanılmalıdır. Birinci cümlenin Okuldaki öğrenciler toplanıp pikniğe gidildi. yüklemindeki zaman ekiyle, ikinci cümlenin (Bu cümlede kullanılan "toplanıp" sözcüğü yüklemindeki zaman eki aynı olmalıdır. Eğer etken çatılı bir fiilimsidir, "gidildi" sözcüğü ise yüklemdeki zaman eki birleşikse, ikinci yük- edilgen çatılı bir fiildir. Bunların uyum içinde lemdeki ikinci zaman eki birinci yüklem için de olmaması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. kullanılabilir.) Cümle "Okuldaki öğrenciler toplanıp pikniğe gittiler." şeklinde kurulmalıdır.) yy Çocuklar top oynuyor, biz yemek hazırlıyoryy duk. (Bu cümlede yüklemlerdeki zaman ek- Bu iskeleden sandala binerek karşıya geçi- lerinin aynı olmalarına karşın ikinci yüklem- lebilir. (Bu cümlede kullanılan "binerek" söz- deki ortak olmayan kişi ekinin ortak kullanımı cüğü etken çatılı bir fiilimsidir, "geçilebilir" anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Birinci sözcüğü ise edilgen çatılı bir fiildir. Bunların yüklem üçüncü çoğul kişi ekiyle kullanıldı- uyum içinde olmaması anlatım bozukluğuna ğında cümle düzeltilebilir. Cümle "Çocuklar yol açmıştır. Cümle "Bu iskeleden sandala top oynuyordu, bizler yemek hazırlıyorduk." binerek karşıya geçilebilir." şeklinde kurul- şeklinde kurulmalıdır.) malıdır.) 242 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları yy Raflardaki eski kitaplar bir kenara ayrılarak yy Kitaplar oldukça pahalı, alınabilecek gibi onları depoya taşıdı. (Bu cümlede kullanılan değildi. (Birinci cümlenin sonundaki "pahalı" "ayrılarak" sözcüğü edilgen çatılı bir fiilimsi- sözcüğü yargı bildirmediği için ikinci cümle- dir, "taşıdı" sözcüğü ise etken çatılı bir fiil- nin sonundaki "...değildi." yüklemiyle kullanı- dir. Bunların uyum içinde olmaması anlatımı lır. Bu durumda, şöyle bir cümle ortaya çıkar. bozmuştur. Cümle "Raflardaki eski kitaplar "Kitaplar oldukça pahalı değildi, alınabilecek bir kenara ayrılarak depoya taşındı." şeklin- gibi değildi." Bu kullanımdaki anlatım bozuk- de kurulmalıdır.) luğunu düzeltmek için "pahalı" sözcüğünün sonuna "–di" ek eylemi getirilmelidir. Cümle Aşağıdaki cümlelerdeki fiil ya da fiilimsiler çatı yö- "Kitaplar oldukça pahalıydı alınabilecek gibi nünden uyum içinde kullanılmadığı için cümlelerde değildi." şeklinde kurulmalıdır.) anlatım bozukluğu söz konusudur. yy Bahçedeki zararlı otlar yolarak bir yere yığılmalıdır. (etken) (edilgen) yolunarak yy Getirdiği sebzeler taze ama ucuz değildi. yy Düşüncelerinde haklı fakat onları savunma- da başarılı değildi. haklıydı (edilgen) yy yy Hükümet tabibine muayene edilerek sağlık raporu alacaksınız. olarak (etken) insandı yy yy ca su sıkarak söndürüldü. (etken) (edilgen) sıkılarak yy Boyu uzun fakat boyunun uzunluğu bir avantaj Orhan Veli'nin dili halk dili ancak sıradan bir dil değildir. Öğretmenlerle tartışarak onlardan daha fazla yy soru yazılması istendi.(etken) tartışılarak (edilgen) dilidir Yoksul görünümlü biriydi bu. Boyu kısa bedeni de pek biçimli değildi. J) İ) güzelmiş değildi. uzundu (edilgen) yy Hilal çok güzel yalnız adam yakışıklı değilmiş. Dün gece Eminönü'nde çıkan yangın tonlar- Akıllı bir insan, ancak şansı açık değildi. (edilgen) (etken) yy tazeydi kısaydı Yapısal Yanlışlıklar Ek Eylem Eksikliği 1. İyelik Ekinin Gereksiz Kullanılması Bu tür anlatım bozuklukları sıralı ve bağlı cümleler- de görülür. Birinci cümlede ek eylem kullanılmadığın- da ikinci cümledeki ek eylem ortak kullanılmış olur. Bu üst üste kullanılması ad tamlaması kurulduğunda ge- durum anlatım bozukluğuna yol açar. reklidir. Bu kullanım diğer durumlarda anlatım bozukluğuna yol açar. NOT: Yüklemi ad soylu olan cümlelerde yüklemler ara- sındaki bütünlüğün sağlanmamasından kaynak- Anlatım bozukluğuyla ilgili bir soru geldiğinde sözcük üzerinde –masını, –mesini ekini görüyorsak lanan anlatım bozukluğudur. orada anlatım bozukluğundan şüphe duymalıyız. 243 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Dilimizde bir sözcükte iyelik ekiyle durum ekinin Anlatım Bozuklukları yy Koskoca adam; konuşmasını, çalışmasını, konuşmayı yy çalışmayı Bu soru ben ve benim gibi sınava girmiş birçok kişinin kafasını karıştırdı. dinlemesini kısaca yaşamasını bilmiyor. dinlemeyi yaşamayı Bu cümlede "Bu soru ... ben kafasını karıştırdı." şeklinde bir anlam söz konusudur. ... yaşama –s –ı –n –ı iyelik durum eki Karşılaştırma anlamı bulunan cümlelerde yükle- min ortak kullanılması söz konusudur. Yanlışlık, yük Bu sözcük "Neyin, kimin yaşamasını?" sorusuna lemin ortak kullanımında ortaya çıkmaktadır. Cümle- cevap verip belirtili isim tamlaması oluşturmadığı için nin I. bölümü yeni bir yargıya bağlanmalıdır. cümlede anlatım bozukluğu söz konusudur. yy Türk sporcuları düzenli yaşamasını becere- yaşamayı Cümle, Bu soru benim kafamı karıştırdığı gibi, benim gibi sınava girmiş birçok kişinin de kafasını karıştırdı. miyor. şeklinde kurulmalıdır. Bu cümlede yaşamasını sözcüğü ad tamlaması oluşturmadığı için anlatım bozukluğuna yol açmıştır. yy yy Biz ağlamasını da bilmiyoruz gülmesini de. ağlamayı gülmeyi Başbakanımız İzmir'e teşrif ettiler. Bu cümlede kullanılan teşrif etmek, onurlandır- mak, şereflendirmek anlamı taşıdığı için İzmir'e şereflendirmek kullanımı yanlıştır. Bu yanlışlık, cümlenin yy Onun konuşmasını ben istedim. Bu cümlede ise konuşmasını sözcüğü onun söz- Başbakanımız İzmir'i teşrif ettiler. şeklindeki kullanımıyla düzeltilebilir. cüğü ile tamlama oluşturduğu için iyelik eki gereksiz değildir. yy Çocuklarımıza öğrettiklerimizden aksini yapıyorsak bizim gibi davrandıklarında onları 2. Ek ve Sözcüklerle İlgili Yanlışlıklar yy kınamaya hakkımız yoktur. Yazarlarımızın köy yaşayışına ilgilenmeleri Bu cümlede kullanılan öğrettiklerimizden sözcü- toplumumuz açısından çok yararlıdır. ğündeki –den eki anlatım bozukluğuna yol açmıştır. –den ekinin –ın, –in yerine kullanılması tamlanan Bu cümledeki ilgilenmek sözü ile edatına bağlı sözcüğün belgisiz zamir ya da adlaşmış sıfat olması sözlerle kullanılır bu yüzden durumunda geçerlidir. Öğrettiklerimizden birkaçı, bir- çoğu, hiçbiri; öğrencilerden en çalışkanı köy yaşayışına ilgilenmeleri ifadesi yanlıştır, ifade köy yaşayışıyla ilgilenmeleri şeklinde kurulmalıdır. yy Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insanların inançlarını ve beğenilerini yansı- Cümle, Çocuklarımıza öğrettiklerimizin aksini yapıyorsak bizim gibi davrandıklarında onları kınamaya hakkımız tıyor. yoktur. Bu cümlede kullanılan geçmişte insanların ifade- si yanlıştır. İfade geçmişte yaşamış insanların ya da geçmişteki insanların şeklinde kurulmalıdır. 244 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası şeklinde kurulduğunda anlatım bozukluğu giderilir. Anlatım Bozuklukları K) Özne - Yüklem Uygunluğu Öznenin tekillik - çoğulluk ve kişiler yönünden uy- NOT: Ellerimi sıkıca tuttular. gun olmaması anlatım bozukluğuna yol açar. Yukarıdaki cümlede anlatım bozukluğu yoktur. Otgan adı olan sözcük çoğul eki almıştır ama özne değil nesnedir. Bu durumda yüklemin çoğul kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaz. 1. Tekillik - Çoğunluk Yönünden Uygunluk: Genel olarak özne tekilse yüklem de tekil özne ç. Zaman bildiren kavramlar çoğul özne ise yüklem çoğulsa yüklemde çoğul olur. tekil kalır. yy Çocuklar, bu konuda ellerinden geleni yaptılar. Çoğul özne yy Çoğul yüklem Tekil yüklem yy yy yy yy Öğrenciler, ders çalışıyor. Çoğul özne Dakikalar geçmek bilmiyor ki sen yokken. d. Cansız varlık, hayvan ve bitki adları çoğul özne ise yüklem tekil kalır. tekil kullanılabilir. yy Saatler yıl gibi geldi l er bana. (geldi) Bazen kişi adları çoğul özne olduğunda yüklem yy Aylar, yıllar geçti. yy Çocuk, hala uyuyor. Tekil özne yy Tekil yüklem NOT: Aşağıdaki durumlarda yüklemin çoğul kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Çanlar Kimin İçin Çalıyor? Dün gece de elektrikler kesildi. Mart ayı geldi, kediler bütün gece miyavlıyor. Sulanmadığı için bahçedeki tüm karanfiller kurudu. NOT: Kişileştirme yoluyla bu kavramlara insanlara özgü davranış özellikleri verilirse yüklem çoğul kullanılabilir. a. Eylem adları çoğul özne olduğunda yüklem tekil kalır. yy yy Bağrışmalar gittikçe artıyordu. yy Gülüşmeler, müdür odaya girince kesildi. yy Koşuşturmalar gece yarısı son buldu lar . b. Soyut kavramlar, çoğul özne olduğunda yüklem tekil kalır. Düşünceleri son derece tutarlıydı. yy Duygularım coştukça coştu. yy Hayallerim suya düştü l er sen gidince. yy Yıldızlar, her gece bana göz kırpıyor. kırpıyorlar. Bu cümlede de cansız varlık olan yıldızlar sözcüğü kişileştirme yoluyla çoğul özne olarak kullanıldığı için yüklem tekil de kullanılabilir çoğul da. (düştü) c. Organ adları çoğul özne olduğunda yüklem tekil e. Belgisiz sıfat ve zamirler özne olarak kullanıldı- kalır. yy Gözlerim iyi görmüyor yaşlandığım için. yy Ayaklarım gitmez oldu sen yoksun diye. yy Ellerim bomboş kaldı lar sen gidince. ğında yüklem tekil kalır. yy Birkaç kişi seni sordu dün akşam. yy Birkaçı bu konuda yanlı davrandığını kabul etti. 245 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası attılar. Bu cümlede cansız varlık olan dağlar sözcüğü kişileştirme yoluyla çoğul özne olarak kullanıldığı için yüklem tekil de kullanılabilir çoğul da. (buldu) yy Dağlar, sırtlarından kürklerini attı. Anlatım Bozuklukları f. 2. Kişiler Yönünden Uygunluk: Yüklemi var, yok, gerek, değil olan ad cümleleri çoğul kullanılamaz. yy Bize bilinçli öğrenciler gerek. yy Çocuklar yerinde yoktu. yy Elbiseler hiç de alımlı değil. yy Arkadaşlarım var yüreğime sevgi sızdıran. Genel olarak özne kaçıncı kişi ise yüklem de aynı kişi olur. yy yy g. Topluluk adları özne olduğunda yüklem tekil kul- Ahmet, bugün buraya geldi. (Özne üçüncü kişi, yüklem de üçüncü kişi) Ben bütün gün avare avare dolaştım. (Özne birinci kişi, yüklem de birinci kişi) lanılır ama topluluk adı çoğul eki alırsa yüklem NOT: Birden çok kişi bilikte özne olduklarında yüklem değişir. çoğul olabilir. yy Sınıf, ders çalışmadı bu hafta. yy Kurul, bu konuda karara varamadı. yy Ordu, diğer cephede düşmana saldırdı. yy Ordular, çıkartma için silahlandılar. yy Sınıflar turnuvaya hazırlanıyorlar. Özne I. ve III. kişi ise yy NOT: Aşağıdaki örneklerde özne ile yüklemin tekillik çoğulluk yönünden uyum içerisinde olmaması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. yy yy yy Bu cümlede soyut ad çoğul özne olduğu için yük- I. çoğul Ben, siz ve Bahadır verilen görevleri eksiksiz yapalım. lem tekil kullanılmalıdır. II. ve III. kişi birlikte özne ise yy I. çoğul Ben ve sen bu işi bir an önce bitirelim. I., II. ve III. kişi ise (yaşartır) I. çoğul Ben ve Zühre, bütün gün sahilde dolaştık. I. ve II. kişi birlikte özne ise Bu tür duygular, gözlerimi yaşartırlar. Yüklem II. çoğul O kurumda eğitim görmüş herkes; saygılı, hoşgörülü ve esnek olmak gibi çok önemli yy Siz ve onlar hep beni suçladınız. erdemler kazanmışlardır. (kazanmıştır) 1. Şiirin bir yaşama biçimi olduğunu söylemelerine Bu cümlede herkes belgisiz zamiri özne olduğu karşın, hiç inanmayanlar da yine şairlerdir. için yüklem tekil kullanılmalıdır. yy Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilir? Burası çok eğlencelidir. Onun için keyfine düşkün ne kadar memurlar varsa hep bura- A) "yaşama" sözcüğü "yaşayış" yapılarak sını ister. B) "hiç" sözcüğünden önce "buna" sözcüğü getirilerek Bu cümlede memurlar sözcüğünün yüklemle C) "olduğu" sözcüğü tümceden çıkarılarak uyum içerisinde olabilmesi için tekil kullanılması ge- D) "karşın" sözcüğü "buna karşılık" yapılarak rekir. (...ne kadar memur varsa hep burasını ister.) E) "şairlerdir" sözcüğü "şairlerimizdir" yapılarak 246 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası ÇÖZÜMLÜ SORULAR Anlatım Bozuklukları 4. Aşağıdakilerden hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? ÇÖZÜM Ortakmış gibi görüldüğü halde ortak olmayan ögeler anlatım bozukluğuna yol açar. Bu parça virgülden sonraki cümlede dolaylı tümleç eksikliğinden dolayı bir anlatım bozukluğu olmuştur. A) Romana öykünün büyüğü demek ne kadar doğru? B) Şiirin, sadece duyguların dışa vurumu olduğunu kabul edemem. C) Öykünün, konusu çok ilginç ama anlatımı akıcı değildi. D) Bu sanatçımız yapıtlarıyla ömürsüzlüğü arıyor. E) Eşim kızsa da bir kitapla yatağa girdiğim çok Yanıt B 2. Kurt, puslu havayı sever ama hava pustan da öte; kar kokusu var. Bu cümledeki anlatım bozukuğunun özdeşi aşağıdakilerden hangisinde vardır? olmuştur. ÇÖZÜM C seçeneğinde ek eylem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır ama bağlacından önce "ilginç" yerine "ilginçti" sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. A) Sessizlik havada asılıydı; bu kadar ağır olacağını bilemezdik. B) Dün bütün gün birlikte olduğumuz için Ayşin bugün aramadı. C) Arabadan alelacele inince çantasını unuttuğunu fark etti. D) Herkesin hayalleri vardır ama olması için bu kadar hayallerinin peşinden koşmamıştır. 5. "Bunu bizden duymuş, herkese söz etmişti." E) Hava sıcak; ancak bunaltıcı değil. cümlesindeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilir? ÇÖZÜM Yukarıdaki cümlede ek eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır ama bağlacından sonra "hava" değil "havada" sözcüğü gelmelidir. Bu nedenle E seçeneğindeki "sıcak" değil "sıcaktı" sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu düzeltilir. A) "herkese" sözcüğünden önce "bundan" getirilmeli. B) "söz etmişti" yerine "bahsetmişti" denilmeli. C) "bunu" ile "bizden" yer değiştirmeli. D) "bizden" yerine "ondan" denilmeli. E) "herkese" sözü atılmalı. Yanıt E ÇÖZÜM Verilen örnek cümlede dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukuğu vardır. Virgülden sonra "bundan" sözüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. 3. Hemen hemen bütün yazarlarımız, kendi sözcüğünü yanlış kullanıyor. "O, kendisi" demeleri gerekirken "O, kendi" diyorlar. Bu parçaya göre yazarın söz ettiği anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinde vardır? Yanıt A 6. (I) Plansız ve altyapısız konutlar, aile fertlerini bedensel ve ruh açısından olumsuz etkiliyor. (II) Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Muhsin Akbaba şöyle konuştu: (III) "Türkiye'de her beş çocuktan biri boy ve kilo standartlarının altında. (IV) Çünkü güneş almayan evlerde, çocuklar kısa boylu kalıyor, raşitizm şansı yükseliyor. (V) Gecekondularda da bebek ölüm oranı normalden iki A) Toplantıya kendimizi zorla davet ettirdik. B) Hale, kendi işini kendi görmeye alışıktır. C) Sen, kendini henüz tanıyamamışsın. D) Bu işten de kendisi sıyırdı. E) Sorunu biraz da kendilerinde arasınlar. ÇÖZÜM Bu parçada iyelik ekinin gereksiz kullanılmasıyla ilgili bir tanım yapılmıştır. Bu nedenle C seçeneğinde "kendisi" değil "kendi" getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. kat fazla." Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinde anlatım bozukluğu vardır? A) I ve II Yanıt D 247 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt C B) II ve IV D) IV ve V C) III ve V E) I ve IV Anlatım Bozuklukları ÇÖZÜM Verilen parçada I numaralı cümlede gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu, D seçeneğinde ise sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. ÇÖZÜM Öge eksikliği olmadığı halde, aynı ögeyi tekrardan kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar. Bu nedenle verilen cümlede "onun" sözcüğü atılarak anlatım bozukluğu giderilir. 9. Bir düzeyi aşamayan şiirlerin çoğaltılması elbette kazanım olarak değerlendirilemez. Şairimiz de, sırf bu nedenden ötürü şiirlerini yayımlamaya ka- 7. İsteyenle istediği yerde tartışmaya hazırım. Eğer benim yanıldığımı ispat eden olursa, değil eline, rar verdi. ayaklarına kapılırım. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir? Bu parçadaki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle düzeltilebilir? A) "çoğaltılması" sözcüğü "çoğalması" yapılarak A) "istediği" yerine "istenen" sözcüğü getirilerek B) "elbette" sözcüğünden önce "buna" sözcüğü B) "eğer" sözcüğünden sonra "kimse" sözcüğü eklenerek getirilerek C) "kazanırım" sözcüğü "kazanç" olarak değişti- C)"tartışmaya" sözcüğünden sonra "hemen" rilerek sözcüğü getirilerek D) "ötürü" sözcüğü cümleden atılarak D) "kapılırım" yerine "kapanırım" sözcüğü getiri- E) Yükleme çoğul eklenerek lerek E) "isteyenle" sözcüğünden önce "ben" getirilerek ÇÖZÜM Sözcüğün yanlış yapılandırılması anlatım bozukluğuna yol açar. Bu nedenle verilen cümlede "çoğaltılması" yerine "çoğalması" getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. ÇÖZÜM Deyimler kalıplaşmış sözler olduğu için deyimlerin yerleri değiştirilmez, yerine eş anlamlısı konulmaz. Bu nedenle verilen cümle "ayaklarına kapılırım" değil "ayaklarına kapanırım" şeklinde düzeltilerek anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt B Yanıt E Yanıt A 10. Televizyon mu radyo mu dinlesin, sabahtan beri bir türlü karar veremiyordu. Yanıt D Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) "karar veremiyordu" yerine "kararsızdı" sözcüğü getirilerek B) "bir türlü" sözü cümleden atılarak C) "sabahtan beri" sözü cümlenin başına getirilerek D) "televizyon mu" sözünden sonra "izlesin" sözcüğü getirilerek E) "televizyon mu radyo mu" sözlerinin arasına 8. Şiirin yaşayış biçimi olması, onun gerektirdiklerinin yapılmasından başka bir şey değildir. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yerinde kullanılmayan sözcük bulunması B) Aynı anlama gelen sözcük ya da eklerin bu- virgül konularak lunması ÇÖZÜM Verilen cümlede ortak olmadığı halde ortakmış gibi kullanılan "dinlesin" yüklemi anlatım bozukluğuna yol açar. Bu nedenle "televizyon" sözcüğünden sonra "izlesin" sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. C) Anlamca çelişkili sözcüklerin bir arada kullanılması D) Ad tamlamasında tamlanan ekinin bulunmaması E) Birinci cümlenin öznesinin ikinci cümleyi karşılaması 248 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Yanıt D Anlatım Bozuklukları Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluğunun 12) Üniversite sınavı aylarca kitap okuyup ders çalı- sebebini yazınız. şarak kazanıldı. (..............................................) 1) Bu yıl üniversite sınavına yaklaşık iki milyon civa- 13) Vermiş olduğunuz ödevi değil bir haftada yap- rında öğrenci katılacak. (..................................) mak, bir günde dahi bitiremedim. 2) Uzun zamandır görmediğim küçün kızın saçları bir (........................................................................) hayli büyümüş. (........................................................................) 14) Önümüzdeki haftanın programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık. 3) Başbakan bir hafta içinde petrol üreten iki ülkeyi (........................................................................) ziyaret edecek. (........................................................................) 15) Çocuk Esirgeme Kurumu hiç çocuk doğurmamış annelerin yurttaki çocukları evlat edinmesini istedi. 4) Sınıf arkadaşıyla şüphesiz Fenerbahçe-Beşiktaş (........................................................................) maçını seyretmeye gitmiş olsa gerek. (........................................................................) 16) İçinde yabancıların da olduğu bir grupla Harran'a gittik. (..............................................................) 5) Davranışlarınızın yersiz ve tutarsız olmaması yüzünden sık sık zor durumda kaldı. 17) Kardeşimin en sevdiği varlık kedisi olduğundan (........................................................................) ondan hiç ayrılmaz. (.......................................) 6) Başbakan toplantıda herkese bilgi verirken tüm 18) Bana verdiğin güvercine büyük bir özveriyle bak- üyeler kulak kabartmış başkanı dinliyordu. tığım için kısa sürede iyileşti. (........................................................................) 7) Tarihi olaylar araştırılmasında deney ve buna bağ- 19) Arkadaşına güveniyor, dürüstlüğünden dolayı da lı olan gözlem yöntemlerine yer verilmez. (........................................................................) kutluyordu. (.....................................................) (........................................................................) 20) Çomar sahibine kısa sürede alışmasına rağmen 8) Sokakta sağa sola sataşıp kendini kaybeden adam, hiç beklemediği bir anda ısırdı. karşıdan gelen annesiyle oğlunu öldürdü. (........................................................................) (........................................................................) 21) Öğretmen öğrencileri topluyor ve bu konu hakkın- 9) Minyatürde sadece doğa varlıkları işlendiğinden da bir şeyler anlatıyor. (...................................) pek de gelişmemiştir. (........................................................................) 22) Çocukluk arkadaşını gördüğünde bir an şaşkınlıkla bekledi sonra yılların verdiği özlemle sarıldı. 10) Bu yıl da ülkemiz Bosna'ya askeri ve gıda yardı- mı yaptı. (.........................................................) 11) O her zaman fikirlerinde ısrarlı, ama inatçı değildi. 23) Ahmet Bey çocuklarını çok sever, bıkmadan saat- (........................................................................) lerce parkta oynardı. (......................................) 249 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası (........................................................................) Anlatım Bozuklukları 24) Yapılan haksızlıklara karşı gelmeli, bu yolda uğ- 36) Ya üniversiteyi girersin ya da benden harçlık ve raşmalıyız. (.....................................................) para beklemeyip başının çaresine bakarsın. (........................................................................) 25) Şirketi kurduğumuzdan bu yana iş konusunda o beni ben de onu etkilemek istemem. 37) Başlangıçtan işi ciddiye alan öğrencilerin hepsi (........................................................................) sınavı kazanacaklar. (........................................................................) 26) Buraya gelen herkesin temiz olmasını ve kimsenin yere çöp atmasını istemem. 38) Bir sanat eseri incelenirken sanatçı, kişilik ince- (........................................................................) lemek, bu konuda bir değerlendirme yapmak gibi görevleri vardır. (..............................................) 27) Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suçluların 39) Sınavda başarılı olabilmek için elinden geleni ar- cezalandırılmasını istedi. (...............................) dına koymadı. (...............................................) 28) Bunca zamandır bizi eleştirip gazetelerde durma- 40) Şurası su götürmez bir gerçek ki internetin, ço- dan sataşan insanlara bak. (...........................) cukları olumsuz etkilediğini düşünüyorum. 29) Arkadaşlarınızın fikrini olgunlukla karşılamalısınız (........................................................................) ve kesinlikle küçücük nedenlerden dolayı kırmamalısınız. (......................................................) Boşluk Doldurma Cevapları 30) Gömleğimi kahvaltıdan önce kravatımı kalvaltıdan sonra takarım. (.......................................) 1. Gereksiz sözcük 31) Esnafın kendi imkanlarıyla yıkılan veya yapılması sözcük 2. Yanlış anlamda kullanılan 3. Sözcüğün yanlış yerde kullanılması gereken binaları yaptırdığını söyledi. Çelişen sözcük (........................................................................) lışlığı 7. Gereksiz sözcük Özne e 32) Hiç kimse ona gerçeği anlatmamış; onu yalan sikliği yanlış sözlerle oyalamıştı. (.............................) 4. 5. Gereksiz sözcük 6. Deyim yan8. Gereksiz sözcük 10. Tamlama yanlışlığı 12. Çatı uyuşmazlığı 14. Yanlış anlamda 9. 11. Ek eylem ek13. Mantık hataları 15. Mantık hatası 16. Gereksiz sözcük 17. Gereksiz sözcük 18. Özne eksikliği 19. 33) Namık Kemal, Ziya Paşa'yla hep tartışmış ve her Nesne eksikliği zaman da yenmiştir. (......................................) leç 20. Nesne eksikliği 21. Dolaylı tüm- 22. Doalylı tümleç 23. Edat tümleci 24. Edat tümleci 25. Yüklem eksikliği 26. Yüklem eksikliği 27. Yüklem eksikliği 28. Dolaylı tümleç 29. Nesne 34) Bu evlerin malzemesi çabuk bozuluyor, kısa süre- eksikliği de oturulmaz oluyor. (.....................................) 30. Yüklem eksikliği 31. Sözcüğün yanlış yerde kullanılması eksikliği 35) Şiddetli yağmurdan dolayı giremediğim son ders- 38. Tamlayan eki eksikliği (........................................................................) Çelişen sözcük 250 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası 34. Özne eksikliği 33. Nesne 35. Tamlama yanlışlığı 36. Gereksiz sözcük 37. Özne-yüklem uyuşmazlığı te öğretmen, belgisiz ve sayı sıfatlarını işlemiş. 32. Özne eksikliği 39. Deyim yanlışlığı 40. Anlatım Bozuklukları ETKİNLİK - I Aşağıdaki cümlelerin karşısındaki kutucuklara cümlede verilen bilginin doğ- Doğru – Yanlış 1. 2. 3. ru/yanlış olduğunu belirtiniz. Doğru Yanlış "Böyle davranmasının nedeni beni anlayamamasındandır." cümlesinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. "Burada her Allah'ın günü bir olay çıkıyor." cümlesinde herhangi bir anlatım bozukluğu yoktur. "Onun bu konuda suçsuz olduğundan şüphe etmiyorum." cümlesinde gereksiz yardımcı eylem kullanmaktan kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. 4 "Elbette yaptıklarından pişman olmuş olabilir." cümlesinde anlamca çelişen sözcükler- 5. Bitki, hayvan ve cansız varlıklar çoğul durumda özne ise yüklem de çoğul olur. 6. Öznenin belgisiz zamir olduğu cümlelerde yüklem tekil olur. den kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA 1. 2. 3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz. "Çocuğun sınava girmesiyle çıkması bir oldu." cümlesinde ............ eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. "Ona teşekkür etmek ve kutlamak istiyorum." cümlesinde ............ eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. "Birçok genç duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor." cümlesindeki anlatım bozukluğunun sebebi ......... .........dır. 4. "Kimse olayı anlatmıyor, kendini kurtarmaya çalışıyor." cümlesinde ............ eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. 5. "Geceler her uzun günün ardından bana seni hatırlatıyorlar." cümlesinde ..................'dan kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. 6. "Yaptıklarını duyunca hepimiz çok endişelendik." cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni ......... .........'dir. 251 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları ETKİNLİK - III Aşağıdaki kavramları karşılarındaki uygun açıklamayla eşleştiriniz. a Bu roman kesinlikle çığır açacak nitelikte olabilir. b 1 Özne eksikliği Köyün muhtarı, öğretmenimizi evinde ağırlamış ve bizimle daha çok ilgilenmesini istemişti. 2 Nesne eksikliği Bütün olanlara rağmen, yıllar 3 Dolaylı tümleç eksikliği 4 Ek eylem eksikliği 5 Tamlayan eksikliği 6 Gereksiz kelime kullanmak 7 Yüklem eksikliği 8 Özne-yüklem uyumsuzluğu 9 Sözcüklerin yanlış yerde kullanılması 10 Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması Doğru, dürüst insan anlatır şunu. c d sonra gördüğüme sevindim. e Çocukların eli ve tırnakları temizdi. f Hikayeleri, güzel ama romanları okunacak gibi değildi. g İki öğrenci sizi odanızda bekliyorlar. h İçeride kimse bizi dinlemiyor, kendi işini bitirmeye çalışıyor. i j k l Çok zor durumda ama çaresiz değildi. Ankara'daki öğrencilik günlerime dalıyor ve arıyordu. Öğle yemeğinde önce yemeğimi sonra çayımı içtim. Özveri ve fedakarlık arkadaşlığın temelini oluşturur. 252 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları ETKİNLİK - IV Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluğunun nedenini karşısına yazınız. 1. Kimse sesini çıkarmıyor, bu büyüleyici müziği büyük bir dikkatle dinliyor. 2. Neden en çok eleştirmenlere kızarlar ve çekinirler? 3. Birçoğu bu konuda yeterli bilgiye sahip değiller. 4. Yaptığı bu hatayla hepimizin başarısız olmasını sağladı. 5. Öğrencilerden biri ikide bir, sık sık konuşuyor. 6. O dönemde roman hiç ya da çok az değişmiştir. ETKİNLİK - V Aşağıdaki cümlelerden anlatım bozukluğu olanları belirleyiniz. 1. Akşamları bu tepeden denizi seyrederdik. 2. İnsanlar her yaşta öğrenecek bir şeyleri vardır mutlaka. 3. Gözlerim şu satırlara takılıyor ve yavaş yavaş okuyorum. 4. O, arkadaşlarıyla iyi geçinen bir çocuktu. 5. O günden beri, ne o beni ne de ben onu aradım. 6. Şehrin tarihi yerleri gezilip ardından otele döneceğiz. 253 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları Yazılı Soruları 1. ETKİNLİK - VI Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız. "Karar TBMM'nin 230'a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi." cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedenini yazınız. Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir. 2. Bu cümleyi anlatım bakımından kusursuz olacak şekilde yeniden yazınız. "Düşkünler evindeki yaşlıların birini bile unutmaz, tek 3. tek ziyaret edip gönüllerini alırdı." cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedenini yazınız. Aşağıdaki cümlelerde anlatım bozukluğuna neden olan kelimelerin altını çiziniz. 4. ✴ Törene gelen iki eski dost birbirlerine yaklaşık oturdu. ✴ Onları tanır, uzak dururdu. ✴ Konuşmacılar arasında ilk kürsüye ben çıktım. ✴ Bu konuda, onun ve benim düşüncelerim neredeyse aynıydı. "Herkes düşüncesini açıkladı, sen de kendi kişisel gö5. rüşlerini söylemelisin." cümlesindeki anlatım bozukluğunu gideriniz. 254 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Anlatım Bozuklukları 1. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlat›m 1 5. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlat›m bozuklu€u vard›r? bozuklu€u vard›r? A) Uygun bir zamanda onu ziyarete gidiniz. B) Yap›lan yanl›fll›klar her ikimizi de uzun süre u€raflt›rd›. C) Bir kitab› bitirmeden di€erini okumaya bafllamam. D) Soru cevaps›z kal›nca çok sinirlendim E) Hastal›€›ndan olsa gerek, yüzünün görüntüsü A) Üç dilim kavun kestim, birini ona verdim. B) Bu geceki programda beklenmedik sürprizler var. C) Ö€renmek için hiçbir zaman geç kalm›fl de€ilsiniz. D) Toplumun de€erleriyle çeliflen tutkular, insan› çok kederliydi. y›prat›r. E) Okul-veli ifl birli€i, e€itimde baflar›y› yükseltir. 2. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlat›m bozuklu€u vard›r? 6. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlat›m boA) Konferans› hiç kimse dinlemiyor, herkes yan›ndakiyle konufluyordu. B) Söz sanatlar› da sevgi etkisi yaratabilir. C) Somut sözcükler arac›l›€›yla soyut düflünceler dile getirirken fark›na varmadan imgelerden yararlan›r›z. D) Bu çocuk da piyano çalmas›n› bilmiyor, birçok Türk genci gibi. E) Çok kötü bir fliirde bile çok iyi söylenmifl, çok zuklu€u vard›r? A) Yafll› kad›n, ailesinin ve yak›nlar›n›n bayramda bile kendisini aramamalar›na çok üzüldü. B) H›rs›z› yakalayan polis, onun suçlulu€unu ispatlamak için delil toplamaya bafllad›. C) Televizyon karfl›s›nda oturan çocuk, ders çal›flmad›€› için annesinden azar iflitti. D) Okudu€u masallar›n büyüsüne kap›lan minik çarp›c› bir dize bulunabilir. 3. Afla€›daki cümlelerin hangisinde Mert, kendini Kafda€›’n›n ard›ndaki büyük ülkenin flehzadesi san›yordu. anlat›m E) Ülkemizin ekonomik yönden zor günler geçir- bozuklu€u vard›r? mesini sa€layan bu insanlar bizim dostumuz olamaz. A) Yard›m edersen ifllerimiz çabuk biter. B) Bizi merak etme; biz olay an›nda orada de€ildik. 7. Afla€›dakilerin hangisinde “Halen yürürlükte C) Nas›l olduysa denize düflmüfl bulunan köpek, bulunan yasaya göre, befl y›l daha çal›flmam yüzerek karaya ç›kmaya çal›fl›yordu. gerekiyor.” cümlesindekine benzer bir anlat›m D) ‹flten at›lan eleman, sorumsuz bir gençti. bozuklu€u vard›r? E) Garaj kap›s›n› açarsan arabay› içeriye park edebilirim. A) Göstericinin amac›, ö€rencilere olay› canl› sunarak onlarda olumlu davran›fl de€iflikli€i sa€lamaktad›r. 4. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlam kapa- B) Yaz›l› yoklamalar yaklaflt›kça ö€rencilerin ça- l›l›€›ndan kaynaklanan anlat›m bozuklu€u l›flmas› gittikçe art›yor. yoktur? C) ‹ster ünlü olsun ister ünsüz , her yazar, dile kendi ölçüsünde katk›da bulunur. A) Baflkan Sergen’e imparator gibi davran›yor. D) Edebiyatta türler, zaman›n getirdi€i çeflitlere B) Bu bitki, çiçeklerin sultan›d›r. ba€l› olarak say›s›z bir ço€almayla artabilir. C) Hacer, basketbolu Hakan’dan çok sever. E) Son y›llarda baz› flairler, eski naz›m biçimleri- D) fiu pencereden düflecek, dikkat edin! ni denediler. E) Yar›flmay› kazand›€›n› duydum. 255 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Anlatım Bozuklukları 8. ‹nsanlar fazla denize girdiklerinde hasta olur. 1 11. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlat›m bozuklu€u vard›r? Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun benzeri afla€›daki cümlelerin hangisinde vard›r? A) Kardeflim hastalan›nca okula gidemedi. A) Hiçbiri buna inanmam›fl, karfl› ç›km›flt›. B) Yar›n siz de bizim gibi düflünebilirsiniz. B) Her zamanki gibi yine ödevini yapmam›fl. C) Yeni ifline kesinlikle yar›n bafllayabilirmifl. C) Çocuklar çok d›flar›da kald›klar› için üflü- D) Çal›flmalara neden ilgi göstermediniz? E) Oturup uzun uzun düflündü, bu konuyu. müfller. D) ‹yi insan çevresindekileri sever, sayg› gösterir. E) Her hafta sonlar› ormanda yürüyüfle ç›kar. 12. (I) Mutlu bir aileyi oluflturan fertler birbirlerine ba€›ml› de€il, ba€l›d›rlar. (II) Bu ba€l›l›k fiziki ol maktan daha çok manevi ve duygusald›r. (III) Bu ba€l›l›k bir ba€›ml›l›€a dönüflmedi€i sürece aileyi güçlefltiren ve ayakta tutan bir unsurdur. (IV) An 9. Öykünün yazar› Memduh fievket Esendal cak bu ba€l›l›€›n tek tarafl› de€il karfl›l›kl› olmaya I özen gösterilmelidir. (V) Bu ba€l›l›€›n olmad›€› ai bu son öyküsünde Çehov tarz› öykücülü€ün leler, fiziken beraber görünseler de manen parça II lanm›fl ailelerdir. ilkelerine s›k› s›k›ya ba€l› kalm›fl, bireyin iç dünya III Parçadaki numaralanm›fl cümlelerin hangilerinde anlat›m bozuklu€u vard›r? IV s›n› öznel (göreceli) bir bak›fl aç›s›yla ele alm›flt›r. V A) I. ve II. Parçadaki numaralanm›fl sözcüklerin hangisi ç›kar›l›rsa cümlenin anlat›m› bozulmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) II. ve IV. E) IV. ve V. E) V. 13. fiuras› muhakkak ki halk›n gücüne dayanan yöntemler baflar›l› olur san›yorum. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bu cümledekine benzer bir anlat›m bozuklu€u vard›r? 10. Afla€›daki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullan›lmam›flt›r? A) Kulaklar›n›z› akl›n sesine de€il, silahlar›n sesine vermiflsiniz. A) ‹lgi ve alakalar›n›zdan ötürü hepinize teflekkür B) Her sanat biçimi yaflam›n uyumunu ve uyum- ediyoruz. suzlu€unu içinde tafl›r. B) Aralar›ndaki karfl›l›kl› yaz›flmalar befl ay sürdü. C) Dante’nin dünyas›ndaki bütünlük, görünen C) Yüksek ücretlerin bir nedeni y›pranma ola- kavramlar›n bütünlü€üdür. s›l›€›n›n fazla oluflundan kaynaklan›yor. D) O y›llarda eminim ki buralar Amerikan iflgaline D) Herkesi k›skand›racak bir güzelli€e sahipti an- u€ram›fl olabilir. nem. E) Bütün haklar›m›z›, baflta konuflma hakk›m›z›, E) Bu çetin ve zor s›nav› kazand›€› için mutluydu. kaybetmifltik. 256 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Anlatım Bozuklukları 1. Afla€›daki cümlelerden hangisi dil ve anlat›m 2 4. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlat›m bo- bak›m›ndan do€rudur? zuklu€u yoktur? A) Her yokuflun bir inifli oldu€unu düflünüp tesel- A) Ülkemizde üretti€imiz beyaz eflyay› d›flar›ya li buldu. ihraç edemememiz, ekonomimizi olumsuz et- B) Yedi€iniz bu yiyeceklerle sa€l›€›n›z›n bo- kiliyor. zulmas›na biraz daha katk›da bulunmufl olu- B) Genel kurul, üyelerin beflte birinin yaz›l› yorsunuz. baflvurusu ile de toplanabilir. C) Her aile, çocuklar›n›n gelece€ini temin etmek C) Yazl›ktaki koltuklar› buraya, buradaki koltuk- için gereken önlemleri almas› gerekir. lar› da yazl›€a götürecek. D) Köyün güney yakas›ndaki arazilerimin hepsi- D) Sergideki tablolara el sürmek, çok yak›ndan nin de bana ait oldu€unu ona bildirdim. incelemek yasakt›r. E) Annenizi toplant› bafllamadan önce mi yoksa E) Bu sanatç›yla ilgili dergilerde, kitaplarda on- sonra m› arayacaks›n›z? larca elefltiri okudum. 5. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlat›m 2. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlat›m bo- bozuklu€u yoktur? zuklu€u vard›r? A) Akflamlar› odama çekilir, orada saatlerce kitap okurum. B) Oray› daha önce görmemifltim, bu yüzden gitmek istiyorum. C) Teyze, torununu çok seviyor, ayn› zamanda yak›n›yordu. D) Kimse sana k›zm›yor, aksine senin hakl› oldu€unu düflünüyor. E) E€itim konusunda birçok sorunlar›m›z›n oldu- A) Bu ›ss›z ormanda sadece ben ve birkaç arkadafl›m vard›k. B) ‹mge, ister düz yaz›, ister fliirde olsun dilin yeni bir biçimde kullan›lm›fl fleklidir. C) S›k›nt›lar adam› gerçekten mahvetmifller. D) Bu flartlara ra€men herkes sorumlulu€unun bilincindeydi. €unu biliyorum. E) fiiir, dilin bütün boyutlar›n› kapsar, bu boyutlar›n s›n›rlar›n› zorlar. 6. Hiçbiri idmanlara düzenli kat›lmam›fl, vakitlerini kahve köflelerinde harcam›flt›. 3. Afla€›daki cümlelerin hangisinde Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun nedeni afla€›dakilerden hangisidir? anlat›m bozuklu€u yoktur? A) U€rad›€›m›z haks›zl›klardan bir an önce kur- A) Nesne eksikli€i B) Tamlayan eksikli€i C) Özne eksikli€i D) Çat› uyumsuzlu€u E) Dolayl› tümleç eksikli€i tulmay› umuyoruz. B) Eskinin de€erlerine toplum flimdi hoflgörü ile bak›yor, alk›fll›yor. 7. Çocu€u azarlarsan sana sayg› duymayacakt›r. C) Güvenilir çevreler bu koalisyonun uzun ömür- Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun sebebi afla€›dakilerden hangisidir? lü olmayaca€›n› savunmufllard›. D) Dili yasalar ve politikac›lar de€il ulus yapar, zaman içinde oluflur, ar›n›r ve durulur. E) Çukurova’n›n bereketli topraklar› insan› diriltiyor, yaflama sevinci veriyor. B) Yüklem yanl›fll›€› C) Ek fiil fazlal›€› D) Deyim yanl›fl› E) Özne eksikli€i 257 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası A) Çat› uyumsuzlu€u TEST Anlatım Bozuklukları 2 12. I. Halk›n iflsizlikten ve e€itimsizlikten kaynaklanan sorunlar›n› inceleyerek çözüm getirdi. II. Hatal› sollama, kazada yolcunun daha çok yaralanmas›na neden oldu. III. Bu hoflgörülü, yard›msever insan› asla unutmayacakt›. IV. Olaylar› dikkatle inceleyip bir anlam vermeye çal›flt›. V. Ona her zaman destek oldum, hiçbir zaman 8. Onun edebiyat tarihimizdeki önemi, birçok ö€renci yetifltirerek yönlendirmesinden ileri gelmektedir. Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u afla€›dakilerden hangisinin yap›lmas›yla giderilebilir? A) “yetifltirerek” sözcü€ü yerine “yetifltirip” sözcü€ü getirilerek B) “yetifltirerek” sözcü€ünden sonra “onlar›” sözcü€ü getirilerek C) “tarihimizdeki” sözcü€ü yerine “tarihteki” yap›larak D) “önemi” sözcü€ü yerine “yeri” sözcü€ü getirilerek E) “birçok” sözcü€ü yerine “çokça” sözcü€ü getirilerek yaln›z b›rakmad›m. Yukar›daki cümlelerin hangisinde anlat›m bozuklu€u yoktur? A) I. 9. Yeni ald›€› elbise pahalı; fakat gösteriflli değildi. B) II. C) III. D) IV. E) V. 13. Televizyonun ar›zas› giderildi ve sahibine verildi. Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u afla€›dakilerden hangisiyle gidirilebilir? Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun nedeni afla€›dakilerden hangisidir? A) “elbise” yerine “pantolon” getirilmeli B) “yeni”den sonra (,) getirilmeli C) “ald›€›” yerine “alm›fl oldu€u” getirilmeli D) “pahalı” yerine “pahalıydı” sözcü€ü getirilmeli E) “fakat” yerine “ama” ba€lac› getirilmeli A) Nesne-yüklem uyumsuzlu€u B) Gereksiz ek kullan›m› C) Nesne eksikli€i D) Özne eksikli€i E) Gereksiz sözcük kullan›m› 10. Dilimizdeki, iki heceli birtak›m sözcükler, belli ekleri ald›klar› zaman ikinci hecedeki ünlüyü 14. Ben, ‹stanbul Hukuk Fakültesini o ise Ankara düflürürler. Kamu Yönetimini bitirdi€i y›l, yurt d›fl› s›navlar›na Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun nedeni afla€›dakilerden hangisidir? girip Almanya’ya gitmifltik. Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u afla€›dakilerden hangisinin yap›lmas›yla giderilir? A) Özne-yüklem uyumsuzlu€u A) virgül (,) ü kald›r›p yerine “ve” getirerek B) “Kamu Yönetimini” ifadesini “Kamu Yönetimi Bölümü” yaparak C) “bitirdi€i”ni sözcü€ünü “bitirdi€imiz” yaparak D) “girip” yerine “kat›l›p” diyerek B) Gereksiz sözcük kullan›lmas› C) Tamlama yanl›fll›€› D) Tümleç eksikli€i E) Sözcü€ün yanl›fl yerde kullan›lmas› 11. Afla€›dakilerden hangisinde E) “gitmifltik” yerine “gitmifltim” getirerek "özne-yüklem uyumsuzlu€u" yoktur? 15. S›cak havalarda, nemli bölgelere sadece, A) Annem önde, ben arkada suçlu mahzun yürüyordum. B) Ben ve ö€rencilerim, bu yolda mücadele etmeye karar vermifltik. C) Toplant›ya kimse gelmemifl, evlerinde oturmay› tercih etmifllerdir. D) Herkes beni dinliyor; ama bir fley söylemeye cesaret edemiyordu. E) Ben ona o da bana hiç kar›flmaz. I sa€l›kl› ve yorgun olmayan kifliler yolculuk edebilir. III IV V Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u alt› çizili sözcüklerin hangisinden sonra “olan” sözcü€ü getirilirse giderilmifl olur? A) I. 258 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası II B) II. C) III. D) IV. E) V. TEST Anlatım Bozuklukları 1. Afla€›dakilerin hangisinde bir anlat›m bozuk- 3 4. Afla€›dakilerin hangisinde bir anlat›m bozuk- lu€u vard›r? lu€u yoktur? A) Yaşar Kemal, özellikle ilk romanlarında bizi A) Yaya kald›r›m›ndan yürümek herhangi bir cevaplamak zorunda olduğumuz sorularla kötü olayla karfl›laflmamak için gereklidir. karşılaştırır. B) ‹nsanlar›m›za bir türlü hoflgörülü olmay› ö€- B) Ben kütüphaneye girdi€imde, yaz› yazan retmedik. adam bafl›n› kald›rd›. C) Gürültüden ürken güvercinler önce havala- C) Çocuk, toz toprak içinde; ne gams›z ka- n›yorlar, sonra uzakta bir yere konuyorlar. d›ns›n! D) Televizyonun görünüflü oldukça bozuktu, ta- D) “Sen de bir a€aç ek; erozyonu önle” mirciye götürmek zorunda kald›k. kampanyas›na dikkat çekiliyor. E) Gecenin karanl›€›n› yar›p geçen bir ›fl›lt›yd›, E) Ben kederimin artmas› için sevinmek isterim. 2. Afla€›dakilerin hangisinde bir bak›fllar›n. anlat›m 5. De€il so€an do€ramay›, yemek yapmay› bile bilmi- bozuklu€u vard›r? yor. A) Sözlü ve yaz›l› anlat›m›n temel ögesi, sözcük- Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun nedeni afla€›dakilerden hangisidir? lerdir. B) Bu bulufllar, çok say›da sözcü€ün ortaya ç›k- A) Nesne eksikli€i mas›n› sa€lam›flt›r. B) Bir sözcü€ün yanl›fl anlamda kullan›lmas› C) Ulu Önder Atatürk’ün dil konusunda çal›fl- C) Özne eksikli€i malar› vard›. D) Kifli bak›m›ndan özne-yüklem uyumsuzlu€u D) Dilin sadeleflmesi, o dönemlerde çok zorunlu E) Yarg›lar› yanl›fl s›ralama ve mecburiydi. E) Dilde sadeleflme, halk›n da en büyük dile€iydi. 6. Afla€›dakilerin hangisinde bir anlat›m bozuk- 3. Afla€›dakilerin hangisinde bir anlat›m bozuk- lu€u vard›r? lu€u vard›r? A) Elefltirmenin ayn› zamanda büyük bir sanatç› A) Silah sesi, geceyi y›rtarcas›na yank›land›. olmas› gerekmez elbette. B) Ö€renciler, ö€retmenlerinin verdi€i problemi B) Herkes bir fley söyleyince çocuk neye u€- çözümlemekle u€rafl›yorlar. rad›€›n› flafl›rd›. C) Onun karanl›k ifllerle u€raflt›€›n› ben de biliyo- C) ‹stek ve taleplerinizi yaz›p masam›n üzerine rum. b›rakabilirsin. D) Benim için uydurduklar›n› duyunca zihnim alt D) Böyle bir düflünce yard›mlaflma duygusunu üst oldu. sarsar. E) O floför yok mu, bir anl›k dalg›nl›€a on kifliyi E) Yirmi yafl›nda olmas›na ra€men davran›fllar› kurban eden o sorumsuz! çocuksu idi. 259 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Anlatım Bozuklukları 7. Afla€›daki cümlelerin hangisinde “merak” söz- 3 10. Afla€›daki cümlelerin hangisinde alt› çizili söz- cü€ü, yanl›fl anlamda kullan›lm›flt›r? cük ç›kar›l›rsa cümlenini anlam› de€iflmez? A) Ona bu resim yapma merak› nereden geldi, A) Adana, bu aylarda mevsimlik iflçi grubuyla dolar. B) O çok zeki ve çal›flkan bir çocuk. C) Ans›z›n bir anda gözden kayboldu. D) Koyu kahverengi bir ceketi vard›. bilmiyorum. B) Onun bu acayip hareketleri benim de merak›m› çekti. C) fiimdi de bir pul biriktirme merak› bafllad›. E) Onu görür görmez tan›d›m. D) Onun bu flapka giyme merak› ço€u zaman alay konusu oluyor. E) Polis romanlar›na karfl› ondaki bu merak, yeni 11. Afla€›daki cümlelerin hangisinde alt› çizili say›lmaz. sözcük yanl›fl anlamda kullan›lm›flt›r? A) San›€›n ifadesi çeliflkili, insan› çileden ç›kar›yor. B) Geceleri denizin balkondan görünüflü insana haz veriyordu. C) Adam›n d›fl görüntüsüne bak›p da fakir oldu€unu sanma. D) Yemyeşil ağaçların arasında gezinirken kaybettim çocukluğumu. 8. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlat›m bozuklu€u vard›r? A) Klasisizm, 17. yüzy›lda Fransa’da do€mufl bir ak›md›r. B) Yunan ve Latin edebiyatlar› örnek al›narak E) Keçi gibi bir inad› vard›. oluflturulan klasik eserlerde dil; sade, seçkin ve naziktir. 12. Dün akflam, bütün gece aral›ks›z hiç durmadan C) Romantizme tepki olarak do€an realizmde tasvir çok önemli bir yer tutar. ya€mur ya€d›. D) Birçok realist sanatçılar, eserlerinde hayal ve Bu cümledekine özdefl bir anlat›m bozuklu€u afla€›dakilerden hangisinde vard›r? gerçe€i iç içe ifllemifllerdir. E) Realist sanatç›lar, romantizmin lirik, hayalci, A) Çok güçlü, kuvvetli bir yap›ya sahipti. B) Düflüncelerini her zaman onaylatmak isterdi. C) Önemli olan çok çal›flmak de€il, anlamakt›r. D) Ahmetler bize gelmifl, birlikte day›mlara gitmifltik. E) Yeme€ini ve çay›n› içtikten sonra yan›m›zdan ahlakç› görüfllerini reddetmifllerdir. 9. Eski Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaflkan›n›n I II ayr›ld›lar. III ölüm y›l dönümü kutland›. IV 13. (I) Yaflar Kemal’in evinde bütün dosyalama ifllerini Thilda Kemal yapard›. (II) Yurt d›fl›ndan gelen mektuplar, yabanc› bas›n elefltirileri; ayr›, özenli ve farkl› farkl›, de€iflik dosyalarda saklan›rd›. (III) Bugünlerde onun yoklu€unda yeni bir dosya olufluyor: (IV) Baflsa€l›€› mesajlar› dosyas›. (V) Dostlar›, okurlar›, yay›mc›lar› Yaflar Kemal’i bu V Bu cümlenin anlat›m›ndaki bozukluk nas›l giderilir? A) I. ile II. yer de€ifltirmeli. B) I. ile V. yer de€ifltirmeli. C) II. bafla getirilerek III.’deki “-nin” tak›s› ac›l› günde yaln›z b›rakm›yorlar. kald›r›lmal›. Yukar›daki numaralanm›fl cümlelerin hangisinde anlat›m bozuklu€u vard›r? D) III. ile II. yer de€ifltirilmeli. E) I. ile II. yer de€ifltirilmeli V. yerine “an›ld›” olmal› sözcü€ü getirilmeli. A) I. 260 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası B) II. C) III. D) IV. E) V. TEST Anlatım Bozuklukları 4 5. Afla€›daki cümlelerin hangisinde “görünüfl” 1. Bu akflam Sümeyye’nin do€um gününü anacaklar. ve “görüntü” sözcüklerinin kullan›m› anlat›m Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u afla€›daki de€iflikliklerden hangisiyle giderilebilir? bozuklu€una yol açm›flt›r? A) Araban›n yandan görünüflü çok süperdi. B) Televizyonun sesi ve görünüflü net de€ildi. C) Görünüflüne bak›l›rsa çok y›pranm›fl. D) Ekrandaki görüntü mükemmeldi. E) Görünüflüne bak›p da kanma, o insan› dere- A) “bu akflam” yerine “bugün” gelmeli. B) “anacaklar” yerine “kutlayacaklar” sözcü€ü gelmeli. C) “bu” sözcü€ünden sonra “virgül” (,) gelmeli. D) “do€um günü” yerine “do€uflunu” gelmeli. ye sulu götürür susuz getirir. E) “anacaklar” yerine “and›lar” getirilmeli. 6. Afla€›daki cümlelerin hangisinde anlamca çeliflen sözcüklerin bir arada kullan›lmas›ndan 2. Genç kad›n›n yüzünden ne kadar ac› çekti€i belli oluyordu. kaynaklanan bir anlat›m bozuklu€u vard›r? Bu cümledeki anlat›m bozuklu€unun nedeni afla€›dakilerden hangisidir? A) S›nav›n yaklaflmas›yla birlikte ö€rencilerin A) Gereksiz sözcük kullan›m› B) Öge eksikli€i C) Eylemsi eksikli€i D) Anlam belirsizli€i B) Me€er ne kadar da h›zl›ym›fls›n. çal›flma temposu art›yor. C) San›r›m o s›nav› kazan›r mutlaka. D) Bahar›n gelifliyle her taraf yeflillendi. E) Deniz k›y›s›nda saatlerce yürüdük. E) Anlamca çeliflen sözcükler 7. Uzun süre görüflemememize ra€men, belki bir yer- 3. Afla€›dakilerin hangisinde anlat›m bozuklu€u de görüflece€imizden emindim. vard›r? Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u afla€›dakilerin hangisinden kaynaklanmaktad›r? A) Ben onun inatç›l›€›n›, o da benim acelecili€imi sevmiyor. B) Ö€rencilerin s›k›nt›lar›n› anlayabilmek için çok çaba harc›yordu. C) Böyle bo€ucu ve s›cak bir havada simsiyah giyilir mi hiç! D) Bu küçücük evde k›rk y›l, uyum içinde yaflam›fllard›. E) Yüzlerce kiflinin önünde ak›c› ve anlaml› bir A) Ayn› anlama gelen sözcüklerin bir arada kullan›lmas› B) S›fat görevindeki sözcü€ün yanl›fl yerde kullan›lmas›. C) Özne – yüklem uyumsuzlu€u. D) (,) virgül iflaretinin yanl›fl kullan›m›. konuflma yapt›. E) Birbiriyle çeliflen sözcüklerin bir arada kullan›lmas›. 4. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? 8. Afla€›daki cümlelerin hangisinde çat› uyuflmazl›€›ndan kaynaklanan bir anlat›m bozuklu€u A) Yolda kavşaklar ve bu kavşakları hızla dönen bir araç vardı. B) Mor ve ince kadifeden geceliğiyle şaşkın şaşkın etrafına bakınan kadın birden bağırmaya başladı. C) Son yirmi yıl, yazanların çoğalıp okuyanların azaldığı bir dönem oldu. D) Kaçak balıkçılığın ülkemize verdiği sorunların tartışıldığı bir toplantıya katıldım. E) Yazar, yalnızlıkları, umutsuzlukları, günlük hayatın sıkıcı yanlarını yaslı bir dille anlatmıştı bu eserde. vard›r? A) Bu konudaki çal›flmalar›m›z bitmifl, öbür ifllere bafllanacakt›r. B) Her iflini zaman›nda yap›yor, baflar›l› oluyordu. C) Kimseye kötü söz söylemez, kimseyi incitmezdi. D) Herkesle iyi geçinmek için çal›fl›yordu. E) Kendisiyle ilgili olmayan konularda görüfl belirtmezdi. 261 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası TEST Anlatım Bozuklukları 9. Ülkedeki nüfus art›fl› ülkenin do€al kaynaklar›n›n 4 12. “Ba€›ml›-ba€l›” sözcüklerinin kullan›m›, afla€›daki cümlelerin hangisinde yanl›flt›r? ve kalk›nma h›z›n›n üzerindeyse, birçok sorunlar› da beraberinde getirir. Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u, afla€›daki de€iflikliklerden hangisiyle giderilebilir? A) Tart›fl›lacak konular›n bafl›nda anayasal so- A) “beraberinde” sözcü€ü cümleden at›larak B) Birbirine ba€l› olan bu insanlar aras›nda ayr›m runlar ve buna ba€›ml› olarak da baflbakan›n görevleri gelmektedir. yap›lamaz. B) “sorunlar›” yerine “sorunu” sözcü€ü getirile- C) D›fla ba€›ml›l›€›m›z› en aza indirmek, bize rek güven verir. C) “art›fl›” sözcü€ü cümleden at›larak D) Bu bakanl›€a ba€l› kurulufllar›n bafl›nda ban- D) “do€al” sözcü€ü cümleden at›larak kalar gelir. E) “getirir” yerine “do€urur” sözcü€ü getirilelrek. E) Ekonomik yönden ba€›ml›l›k, ülke ba€›ms›zl›€›n› giderek tehlikeye sokar. 10. Sanat›n her alan›nda söz sahibi olan bu ulusun, I II III pek yak›nda bilimde de ola€anüstü baflar›lar IV kazanacaklar› kesindir. V 13. Afla€›dakilerin hangisinde anlat›m bozuklu€u Bu cümledeki anlat›m bozuklu€u numaralanm›fl bölümlerin hangisinde de€ifliklik yap›larak giderilebilir? B) Çocuk kanayan baca€›n›n a€r›s›yla 盀l›k vard›r? A) Gürültüden onlar›n ne dedi€ini bir türlü anlam›yordum. 盀l›€a a€l›yordu. C) Her türlü ba€naz düflünceler, okumayan beyinler ürer. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. D) Bu sene üstüme bafl›ma bir çöp bile alamad›m. E) Geçim s›k›nt›s› içinde ne yapaca€›m›z› flafl›rm›flt›k. 14. Afla€›daki cümlelerin hangisinde alt› çizili 11. Afla€›daki cümlelerin hangisinde bir anlat›m sözcük ç›kar›l›rsa, cümlenin anlam›nda bir bozuklu€u vard›r? daralma olmaz? A) Son görüflmemizde bana her zamanki yak›n A) Piyasada kahve kalmam›fl, elde mevcut stok ol- l›€› göstermemesine çok flafl›rm›flt›m. mad›€›ndan Tekel ‹daresi güç durumda kal- B) Tamircili€i sevmeyen bu çocu€u atölyeden m›flt›r. ç›kar›p okula göndermekle yerinde bir ifl yap B) ‹çinde gereksiz kelimeler bulunmayan yaz›, t›n do€rusu. daha etkili ve inand›r›c› olur. C) Dilimdeki yaray› büyük bir baflar›yla tedavi C) Kelimeler ederek sa€l›€›ma kavuflturdu. istenene en uygun olmal›d›r. D) ‹fl iflten geçtikten sonra oturup dövünmenin D) “Yineleme” dedi€imiz dil kusuru, ayn› an- hiçbir fleyi de€ifltirmeyece€ini biliyorsun. lama gelen birden çok sözcü€ün bir arada E) Aralar›ndaki yak›nl›€›n kültürel ba€lardan kullan›lmas›d›r. kaynakland›€›n› düflünüyordu. E) Kimi insanlar hep kendilerini düflünürler. 262 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası anlat›lmak Anlatım Bozuklukları ETKİNLİK CEVAPLARI ETKİNLİK - I DOĞRU - YANLIŞ 1. 1. 2. 3. 4. 5. D 2. Y 3. D 4. ETKİNLİK - II BOŞLUK DOLDURMA dolaylı tümleç nesne tamlama yanlışlığı özne özne-yüklem uyuşmazlığı D 5. Y 6. D ETKİNLİK - III EŞLEŞTİRME 6. anlam belirsizliği a. 10 b. 9 c. 3 d. 2 e. 5 f. 4 g. 8 h. 1 i. j. k. l. 4 2 7 6 ETKİNLİK - IV 1. Özne eksikliği 2. Dolaylı tümleç eksikliği 3. Özne-yüklem uyumsuzluğu 4. Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması 4. Gereksiz söz kullanılması 5. Yüklem eksikliği ETKİNLİK - V 2, 3, 5, 6 TEST – 1 1. E 2. D 3. C 4. B 5. B 6. E 7. E 8. C 9. A 10. D 11. C 12. C 13. D TEST – 2 1. A 2. C 3. A 4. B 5. A 6. C 7. E 8. B 9. D 10. A 11. B 12. C 13. D 14. C 15. C TEST – 3 1. D 2. D 3. B 4. E 5. E 6. C 7. B 8. D 9. E 10. C 11. C 12. A 13. B TEST – 4 1. B 2. D 3. A 4. D 5. B 6. C 7. E 8. A 9. B 10. E 11. C 12. A 13. C 14. A 263 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası Anlatım Bozuklukları ✎ NOT ALINIZ ... ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. ............................................................................................................................................................................................. 264 11.S›n›f Dil ve Anlatım Konu Anlat›ml› Soru Bankası