PDF ( 59 )
Transkript
PDF ( 59 )
MENÂKIB-i HÂCE-I CİHAN. Ahdülbâkî . Balıkesir M . M e k t e b i Gölpınar ve Lisesi E d e b i y a t Nûr ül-hüdâ li-men ihtedâ kitaptan evvelâ Adsız mecmua Bâtinîlikte mütekabil temayüller ( N u . 13, S a . 18). Kâtip Çelebi, Muallimi us-^b.? y a esas olan b u da Melâmîlik - Hamzavîlik ve adlı makalemizde bahsetmiştik b u kitabı görmemiş. Müellif, (ji-iin J J J j ü b başlığı altında Ederdim b i r gece f i k r - i ser-encâm U r u r d u m sineye seng-i melâmet O sâat g û ş - 1 câna nâgehânî D e d i E y Vâhidî - i n e î s - i bed-hâl K i ııiçe gaflet i l e geçti eyyâm Edüp neîs-i siyeh-ruyu nedamet Erişti b i r nidây - 1 âsmânî Seni e t t i t a r i k - 1 H a k t a n idlâl beyitleriyle adının Vâhidî olduğunu, fl>'l » t j f W °UoL o*i J J faslında Hicretin dokuz yüz dokuz senesi S af er ayının evâilinde bu kitâb-ı pür suâl-ü cevab tamam oldu sözleriyle de kitabın yazılış tarihini b i l d i r i y o r . Bizdeki nüshada p^ - Jb-^ e - J V * ^ öj*>. •ı ^ i j oi^Uil j-a's) <-b » j ^ ' l ir' < — J ^ ^ ketebesi var. Yazan belli değilse de 1013 hicrîde yazıldığı m u h a k k a k bulun duğundan telif tarihinden 84 sene sonra kopya edilmiştir. 14.7 uzunluğu, 0.10 enliliği vardır. Eski mukavva ciltlidir. 119 yapraktır. Baştan i k i yaprağı düşmüş, sonradan k i m i n eline geçmişse diğer bir nüshadan yazıp eklemiştir. B u y a p r a k l a r d a k i yazı, aşağı yukarı h i c r i 1200 senelerine aiddir. Kitabın i l k boş yaprağı eskidir ve üstünde uUr ^ ^ ^ -" ıS-^L» ^ 1 yazılıdır. Sonra k i m i n eline geçmişse bu yazının yanı başına ¿Wyazısını da eklemiş. Yazı, güzel b i r taliktir. Başlık olmıyan sayfalarda onbeşer satır v a r . 1 5l 1 1 j 1 1 1 ¿ , 5 - Menâkıb -1 Hâce - i cihanın diğer bir nüshasına Süleymaniye kütüphanesinde Hâlet Ef. kitapları arasında rasladık. 242 numarada kayıtlı olan bu nüshanın yazanı ve yazılış yılı b e l l i değil. Ancak yazı ve kâğıt bakımından bizimkinden çok yenidir. Arada ufak tefek nüsha farkları var. Türkiyat Mecmuası — 9 130 Menâkıb-ı Vahidî, İstanbulludur. Latiîî'ye göre b i r gözü kör olduğu için Vâhedî mahlasını almış olan b u soîî şairin Zeynî t a r i k a tından olduğunu ve Süleyman devri şâirlerinden olup Saa det - nâme ve Şîfâus - sudur adlı i k i kitabı daha bulunduğunu Osmanlı müellifleri söylüyor (II. i n c i cildin I I . i n c i kısmı, Sa. 475). Aynı zamanda Tâhir Beyden Vâhidî'nin, 948 de Bursada ölüp Yıl dırım civarında yaptırdığı mescid avlusunda gömülen İzmitli K a r a Davud'un torunu olduğunu da öğreniyoruz. (Aynı cilt ve aynı sayfa. Kara Davud için yine aynı kitabın b i r i n c i cildinin 399 uncu sayfa sına bakınız!). Celvetî şeyhlerinden Karakaşzade Ömer Eî. (Ölümü: 1047. Ba kınız! Osmanlı müellifleri, C i l t . l , Sa.147), ıs-^ı o ıS^Jf başlan gıcında b i r düş gördüğünü ve b i r pîrin kendisine b i r kitab ver diğini, sonra dostlarından b i r merd-İ sâhib-ihtişâmm, evine gelerek " B u bendede b i r kitab-ı müstetab vardır k i mazmun-ı mektubunda ol tavâif - i acîbe ve latâif - i garibe beyan ve i y a n olunmuştur. Lâkin b u diyâr -1 celîl - ül mıkdârın ahalisi muktazasmca lisân-ı türkîde arabî ve îârisî edâlarla mülemma ve ibarât-ı enîka-i faika ile murassa' olmamağın makbûl-i tab'-ı zurafây-ı cihân ve pesendîde-i ebnây-i zaman olmayup nazar-ı irfandan dûr ve meclis-i ehl i dilden mehcûr olup nesyen mensiyyâ olmuş tur,, dediğini, bu suretle rüyasının çıktığını ve b u kitabı arapça ve acemce ile karıştırarak ^-H ' jy yı yazdığını söylüyor. Fakat he kitabın aslından, ne de müellifinden hiç bahsetmiyerek âdeta 1 1 kendisine mâlediyor ( ı S ^ i J - ı S ^ j j y T a s v i r - i efkâr matbaası, Şevval, 1286. Sa. 6-7). Karakaşzade, kitabını Murad I I I . zamanında yazmış ve Vezir A l i Paşaya sunmuştur. ^M^jy' şöyle böyle, Vâhidî'nin kitabından bir asır sonra yazılmıştır. Menâkıb-ı Eâce-i cihân bulunduktan sonra ^s-^hy n m ehemmiyeti ancak kalenderi, Haydarî gibi Bâtınî zümrelerin Kanûnî Süleyman zamanındaki imha hareketine rağmen Anadolu ve Rumeli'de hicrî X I . i n c i asra kadar geldiğini ve hatta ondan sonra da bulunduğunu göstermekten ibarettir (Bu imha hareketi için bakınız: Nişancı tarihi, M a t b a a - i âmire, Muharrem 1279, Sa.234-238). Menâkıb-ı Hâce-i cihân da şu fasıllar vardır: § Başlangıç: Hamd ve salâvât, 131 Hâce-i C i h a n : jjlgj- 4^-ly- j ^ ^ o s L i •ciVI-Ju.l > ^ oW=r- « ı ^ * - 5 u- '3 (jkj* <—jl£ 3 tir*"-" J- 1 o U / U ı ( j 1_J_Uİ5 < i ı ' l L jljj- ^- 1 j u jlıi^j ıjUj=- ' t ş - l ı j ^ b ^b»- j*\ (j^-*"--; ı-jly? ' ul>j-v^ o^l- jv < u^j u-iy- "^Ij.»- oliı'U ,jUi~j j l ^ ^ - "^-l_^=- u^l- , - l> ^ j < o^_5-" : J jl • Ğ>\y 0 ^ 4 ^ ^\y~ ıjbt_; Jlil». <Us.^>- J J tSjii» J j l t 4 0 j ^ i c Jaîl j£ iıjVşy öb O' !3 *>-\y>- >—>l^- ' ( J l ^ 3 ö^i^ y~ J- 'J'"^' ü- !3 3 1 <j^^ 3 3 § ^ \ y ? 'ö^yy Sju'lL jjul § "li'lL jjul § ¿r -^ >i <->\'ü^y* ö^j J - ' ^ y ^ ' > i öl—' j J £ Jl«s 3 § § c jl^Jİ oli'li ö 1*3 1 1 § O ^ I J ı_>l«=»- <i U» O^l- : uW^- ^^i-» j j u l "UJMİ- J J 1^^^« '. j l 4 > - <^-l_^>- o l i ' l i § _ p ^j^i» oU/Us- o\)y- • ü^*^3 «UJ'IL j j u l oL-"»-^ L § y*z* jl <—>l_j.=- Î<3W^- ^>-l_j^ Ö IJ ^$>- j y JÛ (j—k-i* ^ a " l i > u - ^ l 1 < J 1 jLoL- 1 jLi^lı5ü" " ü / l t - . jL~~«-i<• j u jU>=_j û^4^ **?\y~ § j - ^ l j l (j"*-"' ^ M i - olfli'lsi- ^ l ^ * u ^ b I_JI_J>-'Î j L i L - ^ T j l j : <jW^ if— j jl <—'o^U- 3 : jl4=- j l - i L ^ T jjul "U/IL 1 '• u^4^" ."i>-l^»- O U J U , o^^" öjjy ü - i b <_JI j > - i j l j--Uİs j b j j l dr"*— "b>M>- j . i ^İJ=- : j l 4 > - 4=~l^»- olöj'li „ j L j j ^ - § ı_S_JJ 3 ' L S ^ - ^ 3 j-jjuVİJul j t j 3' jl**- '• j l * ^ j l j-Uİ5 _^ (jl^--»; „ oİJ^ ubi^ jU \ j ' LSy-* cî'^''. öI 1 c Bitim : . _jl j l j s ' S ' j ö^l^ 1 j U i l c j j l » . ^ ^ 1 " j ul*^- *^\y~ 132 Menâkıb-ı Görülüyor k i iS-^hy bu kitabın aynıdır. Karakaşzade, sözleri ve sırayı olduğu gibi korumuş, yalnız fasıllara ilâveler yaparak ve i l m i n i göstererek kitabı büyütmüş ve sonuna da Nakşbendî esaslarını, Atvar-ı seb'ayı, cezbe ve meczubları, ibadet derecele r i n i , tevhid mertebelerini, insân-ı kebîri, Hazarât-ı hamsi, vilâyet, derecelerini eklemiş, Menâkıb'm dilini arapça, acemce ıstılahlarla,, kendince, süslemiş, bu suretle k e n d i adına meydana b i r kitab çıkartmıştır. Menâkıb-ı Hâce-i cihan, mensurdur, fakat sayılan taifelerin sözleri mesnevi tarzında manzumdur. Nesir arasında küçük beyit,, kıt'a, mesnevi parçalan da vardır. Başlıklar, acemce ise de metin,. L î - ^ b y n m dediği kadar sade değildir. ıS-^by kadar da karışık değildir. Öz türkçe kelimeler pek çoktur. Meselâ, Abdallar, anla tılırken " R u m Abdalları, katı hayran ve cism-i pür dâğları ve yâl-ü'hâlleri üryan şedde ve çerağla dâire ve kudümlerin döğe döğe ve boynuzların çala çala, sîne-zenân, nara-künân, başları kabak ve yalın ayak, Tanğrı çıplak, b i r tennureleri v a r ancak,, bellerindş birer yünden örülmüş kuşak, birer omuzlarında E b u Müslimî nacak ve birer omuzlarında birer Şücâî çomak, miyanl a r m d a ikişer eur'a-dân, birinde k a v ve çakmak ve birinde gubardur muhakkak ve birer yanlarında birer abdalım s a n kaşık,, şöyle k i .bir kere şorba ile dolsa doyar i k i ışık ve her kaşık sapinda asılür birer aşık ve birer yanlarında birer keşkül kuşak larından sarkık ve bedenleri p u l p u l yanık, âteşîler idüğüne anlar tanık, ve kimisünün sinesinde resm-i hilâl ve k i m i n i n şekl-i zülîikar , „ , Haydarîler anlatılırken "Haydarîler güruhu, birbirine benzetmişler vücûhu, yani yüzleri yölük ve bıyıkları çün sülük, sınıp çenğelerinden aşup k u l a k l a rına ermiş ve bıyıklarınun ön kılları kıvrılup ağızlaruna' girmişve başlarunda birer perçem, o l dahi pür-ham . . . . . . sözlerini okuyoruz. B u zümreleri birer tablo yapar gibi çok mükemmel tasvir eden ve an'anelerini kendiağ ızlarından söyliyen Menâkıb-ı Hâce4 cihan, yalnız din ve tasavvuf t a r i h i bakımından değil, aynı zamanda içindeki öz türkçe sözler bakımından da çok değerli b i r kitaptır.